<<

View metadata, citation and similar papers at core.ac.ukbrought to you by CORE

provided by Sehir University... Haydi Çardak Köyüne!

OKTAY AKBAL

«İstanbul bize şair, sanatçı vermemiş, yüz elli İki yüz yıldır» demiş! «Yok. Bugün İstanbul'dan yapıt çıkmıyor. rU İstanbullu yazarların dilleri yok. Türkçeleri yok» buyur- f muş! «Bugünkü İstanbul Turkçesiyıe roman yazılamaz. V Şiir yazılamaz. Hic bir şey yazılamaz. Üç beş yüz söz- cüklük bir dildir İstanbul Türkçesi.» diye kesip atmış! «İstanbul diliyle yazıiabilseydi en iyisini Nâzım yazardı» diye yargıyı basmış!.. (Türkiye Yazıları, Ağustos 1977). uzunca bir zamandır İsveç’in başken­ ti Stockholm’deydi. Bugünlerde gelmiş... Gezmeye mi, kal­ maya mı, bilmem. Bir yabancı gazeteci, «Sürgün yaşamı bilmeyen tek yazar sîzsiniz» demiş. Öyle ya bir çok bü­ yük yazar «Sürgün»de yaşamış, gibi siya­ sal açıdan, Hemingway gibi, Miller gibi Paris'in havası­ na tutkunluktan, şundan bundan... «Büyük yazar» sayıl­ mak için bir eksiği vardı bizim yazarımızın «Sürgünsde yaşamak! O da tutmuş Stockholm'e yerleşmiş, söylentiler çeşitli, ev alm'ış, gene gidecekmiş falan filan.. Bir süre de «Sürgün» gibi yaşasın oralarda bakalım. İstediği za­ man yurduna gelen, istediği giden, istediği zaman politika adamı olan, İstediği zaman oralarda çile çek­ miş bir yazar İzlenimi yaratabilen bir kişi,.. Bu değişik yaşam, değişik duyarlıklar, yapıtlarında yeni tatlar da verir elbet... Herkes bilir, Yaşar Kemal, Çukurovaiıdır. Bunu ezber­ ledik, 'nin bir köyünden.. Herhalde Çardak köyü. Abidin Dino İle herhalde Paris’te şakalaşırlarmış, İstan­ bul’dan yazar çıkmıyor, şu İstanbullu yazarları alıp Çar­ dak köyüne götürsek, Türkçe öğrensinler, romanlarını öykülerini bu Türkçe ile yazsınlar derlermiş! Neyse bu kadar iyiliği yapıyor bizlere. nerden, nasıl Türkçe öğre­ nilir, yelini gösteriyor! Git Çardak köyüne bir iki ay yaşa, Türkçe öğren gel, Yaşar Kemal gibi romanlar yazar, ulus­ lararası ün kazanırsın!.. Şöyle bir karıştırdım Yazarlar Sözlüğünü. Cumhuri­ yet yazınının ünlü kişilerinden İstanbul’da doğanlar ve ço­ ğunlukla İstanbul’da yaşayanlar bakın kimler: Ahmet Ra- sim, Reşat Nuri Güntekin, Falih Rıfkı Atay, Mahmut Yesa- ri, , Hüseyin Rahmi Gürpınar, Abdülhak Şlna- 8İ Hisar, Halide Edip Adıvar, Refik Halil, Nurullah Ataç, Faruk Nafiz, Ahmet Hamdi Tanpınar. Halikarnas Balıkçısı, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Orhan Veli Kanık, , Behçet Necatigll, Ceyhun Atuf Kansu, Sabahattin Kudret, , , Vedat Günyol, , Metin Eloğlu, , Bilge Karasu, Orhan Duru, Adnan Özyalçıher, Demir Özlü, Hilmi Yavuz, Kemal Ö zer... Bunlara Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerde, doğ­ muş olanları da eklersek son altmış yıllık edebiyatımızın en önde gelen adlarından koskoca bir liste oluşur. Bunla­ ra bir de, köyde, kasabada doğup da, öğrenim için, geçim için büyük kentlere gelip yerleşmiş, edebiyatçılığı, yazar­ lığı, ozanlığı bu büyük kentlerin dergilerinden, kitapların­ dan, yazarlarından, kısacası kültüründen öğrenmiş, ününü l bu kentlerde yapmış, sonra da bu kentlere yerleşip bir < daha da kasabasına, köyüne dönmemiş, dönmeye de he- ? veslenmemiş yazarları, ozanları da eklemeliyiz... Hepsi bir ? bütünü ‘oluştururlar, İstanbul, Ankara, İzmir kentlerinin edebiyatını değil, Türkiye edebiyatını!... Ben her zaman karşı çıktım, kent yazarı, köy yazarı ayrımına... Kentten yazar çıkmaz, köyden yazar çıkar, ya da tersi!. Bunlar gülünç savlardır. Alalım Yaşar Kemal’i, Çardak köyü Türkçesiyle mi yazıyor? İlk yazdıkları, Adana' dayken Kental Sadık Göğceli imzasiyle yayınladığı halk şiiri türündeki o kötü manzumeler, Çardak köyü edebi­ yatının ürünleri sayılır. Ama onları ne bir kitabına aldı, ne de alınmasını istedi. Ününü yapan romanları, öyküleri Tür­ kiye Türkçesiyle yazdı. Hepimiz gibi... Bunlara yer yer bölgesel deyimleri serpiştirdi, bütün ayrımı budur. Yaşar Kemal Çukurova yöresinin renklerini verdiyse, Samim Ko- cagöz Ege, Kaftancıoğlu Kars, Yıldız Urfa yörelerinin in­ sanlarını, sorunlarını, yerel renklerini verdiler, İşlediler. Başka yazarlarımız da İçinde yaşadıkları, İyi bildikleri köy­ leri, kasabaları, kentleri yazdılar... Ama belirli bir bölge diliyle, Türkçesiyle değil. Türkiye Türkçesiyle yazdılar bu romanları, öyküleri... Hepimiz okuduk, anladık, bu yüzden... Yaşar Kemal gibi ünlü bir yazara yakıştıramadım böy­ le gereksiz, tutarsız, baştanbaşa yanlış sözleri... «Üç beş yüz sözcüklü İstanbul Türkçesi...», «İstanbullu yazarlar gitsin Çardak köyünde Türkçe öğrensin...» gibi keslnlome* 1er, öğütler biraz tuhaf kaçmıyor mu?

Taha Toros Arşivi