T.C. FIRAT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANA BİLİM DALI

144 NUMARALI (1805/1806-1806/1807 M.) (1220-1221 H.) BEŞİKTAŞ ŞER’İYYE SİCİLİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN HAZIRLAYAN Prof. Dr. İbrahim YILMAZÇELİK Sibel YENEROĞLU

ELAZIĞ- 2016

T.C.

FIRAT ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANA BİLİM DALI

144 NUMARALI (1805/1806-1806/1807 M.) (1220-1221 H.) BEŞİKTAŞ ŞER’İYYE SİCİLİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN HAZIRLAYAN

Prof. Dr. İbrahim YILMAZÇELİK Sibel YENEROĞLU

Jürimiz, ……… tarihinde yapılan tez savunma sınavı sonunda bu yüksek lisans tezini oy birliği / oy çokluğu ile başarılı saymıştır.

Jüri Üyeleri:

1. Prof. Dr.

2.

3.

F. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim Kurulunun …... tarih ve ……. sayılı kararıyla bu tezin kabulü onaylanmıştır.

Prof. Dr. Zahir KIZMAZ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü II

ÖZET

Yüksek lisans Tezi

144 NUMARALI (1805/1806-1806/1807 M.) (1220-1221 H.) BEŞİKTAŞ ŞER’İYYE SİCİLİ

Sibel YENEROĞLU

Fırat Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Tarih Anabilim Dalı

Yakınçağ Bilim Dalı

ELAZIĞ – 2016, Sayfa: VIII+321

Şer’iyye sicilleri Türk Tarihinin en önemli kaynaklarındandır. Çünkü bu kaynaklar dönemin sosyal yapısı, ticari hayatı, devletin siyasi, askeri ve iktisadi yapısı hakkında çeşitli bilgiler vermektedir.

Bu araştırma da aslı İstanbul’daki Müftülük Arşivinde olan 144 Numaralı (1805/1806-1806/1807 M.Tarihli) Beşiktaş Şer’iyye Sicillerini çevirmeye çalıştık. Çalışmamız toplam dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Osmanlıda kadılık müessesi verildi. İkinci bölümde şer’iyye sicillerinin tanımı, önemi ve ihtiva ettiği belge çeşitleri incelendi. Üçüncü bölümde kısaca belge özetleri verildi. Dördüncü bölümde de belgelerin çevirisi yapıldı. Bu çalışmadaki toplam 329 belgenin içeriğinde ferman, berat, hüccet, i‘lâm, ma’ruz, mürasele gibi konular bulunmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Osmanlı, Beşiktaş, Şer’iyye Sicilleri, kadı, Sicil

III

ABSTRACT

Master Thesis

144 Numbered (1805/1806-1806/1807 M.) (1220-1221 H.) Beşiktaş Shar’iyyah Register

Sibel YENEROĞLU

Firat University Institute of Social Science Department of History Department of the Modern Times Elazig-2016; Page: VIII+321

Shar’iyyah Register are the most important sources in Turkish history. Because these resources are given a variety of information about the social structure of the period, the commercial life, political, military and economic structure of the state. We tried to translate 144 numbered (1805/1806-1806/1807 M.) (1220-1221 H.) Beşiktaş shar’iyyah register which is its original in İstanbul Mufti. Our study consists of four parts. In the first chapter, he was given the kadılık institution in the . In the second chapter We examined the definition, importance and document types of shar’iyyah register. In the third chapter we were given a brief summary. We were made the translation of the documents in the fourth section. In this study, in the content of the document in total 329 exists issues such as edicts, warrants, hüccet, i'lâm, ma’ruz, mürasele.

Key Words: Ottoman, Beşiktaş, Shar’iyyah Register, Khadı, Register

IV

İÇİNDEKİLER

ÖZET…………………………………………………………………………………...II ABSTRACT ... …………………………………………………………………………III İÇİNDEKİLER……………………………………………………………………….IV KISALTMALAR………………………………………………………………….....VII ÖNSÖZ ...... VIIII GİRİŞ……………………………………………………………………………………1 BİRİNCİ BÖLÜM 1. OSMANLIDA KADILIK MÜESSESESİ………………………………………….5

1.1 . Osmanlıda Kadılık Müessesesi……………………………………………………..5

İKİNCİ BÖLÜM

2. ŞER’İYYE SİCİLLERİ ……………………………………………………………9

2.1. Şer’iyye Sicillerinin Türk Kültürü Açısından Arzettiği Önem…………………..9

2.2. Şer’iyye Sicillerinin Tarifi……………………...…….…………………………11 2.2.1 Mahdar………………………………………………………………………11 2.2.2. Sicil…………………………………………….……………………………12 2.2.3. Sakkı-ı Şer’i…………………………………………………………………12 2.3. Şer’iyye Sicillerinin Genel Özellikleri…………………………………………..12 2.4. Şer’iyye Sicillerindeki Belge Çeşitleri…………………………………………..13 2.4.1. Kadı Tarafından Kaleme Alınan Belgeler…………………………………..13 2.4.1.1. Hüccetler………………………………………………………………..13 2.4.1.2. İlâmlar…………………………………………………………………..14 2.4.1.3. Ma’rûzlar……………………………………………………………….14 2.4.1.4. Müraseleler……………………………………………………………..15 2.4.1.4.1. Başka Makamlardan Sâdır Olan ve Sicile Kaydedilen Belgeler…..15 2.4.1.4.2. Başka Makamlardan Sâdır Olan ve Sicile Kaydedilen Belgeler…..15 2.4.1.4.3. Başka Makamlardan Sâdır Olan ve Sicile Kaydedilen Belgeler…..15 2.4.1.4.1.1. Padişahtan Gelen Emir ve Fermanlar………………………….15 2.4.1.4.1.2. Sadrazam, Beylerbeyi ve Kazaskerden Gelen Buyrultular……16 V

2.4.1.4.1.3. Tezkireler, Temessükler ve Diğer Kayıtlar……………………16 2.5. Şer’iyye Sicillerinin Hukuki Açıdan Değerlendirilmesi………………………...18 2.5.1. Eski Hukukumuz Açısından………………………………………………...18 2.5.2. Yeni Hukukumuz Açısından………………………………………………..20 2.6. Beşiktaş Şer’iyye Sicilleri……………………………………………………….22 2.7. 144 Numaralı (1805/1806-1806/1807 M.) (1220-1221 H.) Beşiktaş Şerʻiyye Sicilinin Tanıtımı…………..……………………..…………………………….22

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3.BELGE ÖZETLERİ………………………………………………………………...23

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 4. METİN TRASKRİPSİYONU……………………………………………………..58

BEŞİNCİ BÖLÜM 5. OSMANLI DÖNEMİNDE BEŞİKTAŞ TARİHİNE GENEL BİR BAKIŞ…...293

5.1. Beşiktaş’ın Coğrafyası ve Osmalı Öncesi Beşiktaş……………………...……293

5.1.1. Coğrafi Konumu…………………………………………………………..293

5.1.2. Yüzey Şekilleri……….…………………………………………………....294

5.1.3.İklimi…………………………………………………………………….....294

5.1.4. Osmanlı Öncesi Beşiktaş……………………….………………………….295

5.2. Osmanlı Döneminde Beşiktaş…………………………………………………301

5.3. Beşiktaş’taki Tarihi Yapılar…………………………………………………...308

5.3.1. Saray ve Kasırlar……………………………….………………………….308

5.3.2. Camiler…………………….………………………………………………308

5.3.3 Mescitler………………………………………………..…………………..309

5.3.4. Tekkeler……………………………………………………………………310 VI

5.3.5. Türbeler……………………………………………………………………310

5.3.6 Hamamlar……………………….………………………………………….311

SONUÇ…………………………………………………………………………….…312

BİBLİYOGRAFYA…………………………………………………………………316

EKLER……………………………………………………………………………….319

ÖZGEÇMİŞ………………………………………………………………………….321

VII

KISALTMALAR a. g. e. : Adı Geçen Eser a. g. m. : Adı Geçen Makale A.Ü.D.T.C.F.D. : Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi A.Ü.T.A.D. : Ankara Üniversitesi Tarih Araştırmaları Dergisi b. : Bin c. : Cilt No Dr : Doktor H. : Hicri Hz. : Hazreti İ.Ü.E.F.T.D. : İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi Krş : Guruş M. : Miladi Prof. : Profesör s. : Sayfa No S. : Sayfa TDV. : Türkiye Diyanet Vakfı TTK. : Türkiye Tarih Kurumu Vs. : Ve Saire Yay. : Yayınları

VIII

ÖNSÖZ

Şer’iyye Sicilleri, XV. asrın yarısından başlayarak XX. asrın ilk çeyreğine kadar ki uzun bir zaman dilimi içinde, en azından 472 yıllık Türk tarihini, Türk iktisadını ve Türk siyasi, sosyal ve hukuki hayatını yakından ilgilendirmekte ve kısaca Türk kültür ve tarihinin temel kaynaklarının başında gelmektedir. Mahkeme kararları genellikle her devirde ve günümüzde ait olduğu devletin kültürünü ve tarihini yakından takip eden ve yansıtan önemli tarih belgeleridir. Hatta ait olduğu devletin tarih aynasıdır. Eski mahkeme kararlarının tutanak defterleri demek olan şer’iyye sicillerinin önemi ve kapsamı günümüzdekilerden daha çoktur. Çünkü Osmanlı Devleti’nde, herhangi bir beylerbeyine, eyalete veya sancak ve kazaya devletin yetkili organları tarafından gönderilen ve hüküm denilen emirlerin sadece bazı askeri kararlar dışında tamamı şer’i mahkemeleri temsil eden kadılara yazılırdı. Kadılar hukuki işlere memur oldukları gibi, devletin, bulundukları idare merkezindeki yürütme görevini de üzerlerine almış birer memuru idiler. Türk kültür ve tarihi açısından böylesine önem arz eden bu tarih hazineleri hakkında, Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri gerekli ilmi araştırmaların ve tasniflerin yapılması gerektiği hususu, bunların değerini takdir eden bütün Türk ilim adamları tarafından ısrarla belirtilmiştir. Ancak sayıları binleri ve sayfaları da yüz binleri bulan bu siciller üzerinde ferdi sayılabilecek bazı istisnai araştırmaların dışında, ciddi ve devletçe desteklenen hacimli bir çalışma yapılmamıştır. Bunların mahiyeti, özellikleri, kapsamı ve ihtiva ettikleri konular tam olarak tespit edilememiştir. Bu çalışmada 144 Numaralı (1805/1806-1806/1807 M.) (1220-1221 H.) Beşiktaş Şer’iyye Sicili’nin transkripsiyonu ve tahlili yapılmıştır. Sicili transkribe esnasında araştırmacılara kolaylık olması açısından tarafımızdan belge numarası verilmiştir. Her belgenin üzerinde belge numarası olup, iki belge olan sayfalar A ve B şeklinde gösterilmiştir. Uzatma ve inceltmeler (^) işareti ile, ayın harfi (‘) işareti ile gösterilmiştir. Bu çalışmamda bana rehber olan değerli hocam, Prof. Dr. İbrahim YILMAZÇELİK’e teşekkürlerimi sunarım. ELAZIĞ-2016 Sibel YENEROĞLU

GİRİŞ

Şer’iyye Sicilleri XV. asrın ikinci yarısından başlayarak XX. asrın ilk çeyreğine kadar gelen Türk tarihini, Türk içtimai hayatını, iktisadi ve siyasi hayatını yakından ilgilendiren önemli bir referanstır. Bu nedenle Türk kültür tarihinin temel kaynaklarından birini teşkil eder. Siyasi tarihin yanı sıra askeri, kültürel, sosyal ve iktisadi yapı hakkında çok kıymetli bilgileri ihtiva “ Şer’iyye Sicilleri ”, şehir tarihi araştırmalarında çok büyük bir öneme haizdir. Çünkü bunlarda ait oldukları yerde yaşayan halkın; günlük hayatını, giyecek ve yiyecek fiyatlarını, çarşılarını, evlerini, camilerini, çeşitli müesseselerini, mahalle ve köylerini, örf ve adetlerini, o zamanki hukuk ve tatbikatını, vakıflarını, hayat şartlarını, ödedikleri vergileri, devlet görevlileri ile olan münasebetlerini ve benzeri konulardan durumlarını gösteren çok değerli bilgiler elde etmemiz mümkün olmaktadır1. Bu yönüyle çok büyük bir bilgiyi ihtiva eden Şer’iyye Sicilleri, tarih araştırmaları için önemli bir kaynaktır. Şeriye sicilleri ilk islam döneminden itibaren tutulması devam eden bir adetti. Şer’îyye sicilleri önemli adli kararların yazıya geçirildiği ve böylece hakların korunduğu tarihi belgedir. Kadıların verdikleri i'lam, hüccet ve cezalarla, görevleri gereği tuttukları çeşitli kayıtları ihtiva eden bu defterler, "Şer'iyye Sicilleri, Kadı Defterleri, Mahkeme Defterleri ve Zapt-ı Vekayi Sicilleri" vb. biçimde isimlendirilmişlerdir". 2 Belgelerle ilgili tasnif çalışması idari, iktisadi ve mali, sosyal, vakıflarla ilgili, askeri nitelikli ve diğerleri olmak üzere altı başlık altında incelenmiş ve konular kendi aralarında alt başlıklara ayrılmıştır. Vesikalar içinde en fazla oranı satış hüccetleri oluşturmaktadır. Bunu sırasıyla fuzuli işgal, gasp, rehin, hibe, feragat, cürüm-cinayet, yaralama, dem ve diyet davası, alacak-verecek hüccetleri izlemektedir. Çok genel olan ve tasnif içinde hiçbir guruba girmeyen belgeler "diğerleri" adı altında başka bir grupta incelenmiştir. Arşiv kaynaklarının en önemlilerinden bir tanesinin, “ şer’iyye sicilleri ” olduğu söylenebilir. Çünkü siyasi tarihin yanı sıra askeri, kültürel, sosyal ve iktisadi yapı

1 İbrahim Yılmazçelik, XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Diyarbakır, TTK. Yayınları, Ankara,1995,s. XVIII, XIX. 2Abdilaziz Bayındır. Islam Muhakeme Hukuku (Osmanlı Devri Uygulaması). İstanbul 1986, s. ı. 2

hakkında çok önemli kayıtları ihtiva eden şer’iyye sicillerinden, şehirler hakkında da oldukça teferruatlı bilgiler öğrenmek mümkündür. Zira şer’iyye sicillerinden ait oldukları yerde yaşayan halkın günlük hayatını, yiyecek ve giyecek fiyatlarını, çarşılarını, camilerini, çeşitli müesseselerini, mahalle ve köylerini, örf ve adetlerini, o zamanki hukuk ve tatbikatını, vakıflarını, hayat şartlarını, ödedikleri vergileri, devlet görevlileri ile olan münasebetlerini ve benzeri pek çok konuda oldukça değerli bilgiler elde etmek mümkün olmaktadır3. Şer’iyye sicilleri, Osmanlı mahkemelerinde verilen kararların ve tutulan kayıtların toplandığı defterler. Kadı sicilleri, kadı divanı, mahkeme kayıtları, sicillât-ı şer’iyye ve yaygın kullanımı ile şer’iyye sicilleri denilen bu defterler kadı yahut naibi tarafından tutulmakta ve çeşitli türden belgeleri içermektedir. Osmanlı Devleti’nde merkezde ve taşrada her tabakadan insanlar arasındaki hukuki ilişkilere dair kayıtları içeren bu defterler Osmanlı hayatının aile, toplum, ekonomi ve hukuk gibi birçok alanının tarihi için en önemli kaynaklardır. Kadıların Osmanlı sistemindeki etkin rolleri sebebiyle şer’iyye sicilleri sosyal ve yerel tarih çalışmalarında da ana kaynak niteliği taşımaktadır4. Kadıların verdikleri ilâm, hüccet ve cezalarla görevleri gereği tuttukları çeşitli kayıtları ihtiva eden defterlere şer’iyye sicilleri, kadı defterleri, mahkeme defterleri ve zabt-ı vekâyı sicilleri adı verilir. Bunların marûzlara, ilâmlara, hüccetlere, aile hukukuna, terekeye, izin nâmeye, emir ve fermanlara, vekâlet ve kefâletlere ayrı ayrı tutulmuş olanları olduğu gibi çeşitli vesikaları bir arada bulunduranları da vardır. Sicillerin çoğu karışık olarak tutulmuştur. Belgelerin isimlerinden anlaşılacağı gibi mahkemeler, bir yandan anlaşmazlıkları çözmeye çalışırken diğer yandan da noterlik işleri ile uğraşırlardı5. Arap coğrafyasında en eski defter Mısır Sâlihiye Mahkemesi’nde bulunmuş olup 1530’lara rastlar. Vâil b. Hallâk’a göre bu defterler için kadı divanı adlandırması doğrudur ve IX. Yüzyıl İslam hukuku kitaplarında bu tür divanlardan bahsedilmektedir. “ Kitâbü’l-kadı ile‘l-kadı” uygulaması ile kayıtların kadıdan kadıya geçtiğini söyleyen Hâllak, Kudüs’te Memlüklüler dönemine ve Erdebil’de XII. Ve XIII. yüzyıllara ait bazı

3İbrahim Yılmazçelik,“1840-1850 Yıllarında Harput”,Türk Dünyası Araştırmaları, S. 52,Şubat,1988,s. 123-124. 4TDV. İslam Ansiklopedisi,“Şer’iyye Sicilleri”,c. 39,İstanbul,2010,s. 8. 5Abdulaziz Bayındır,“Osmanlı’da Yargının İşleyişi”,Osmanlı Ansiklopedisi, c. 6,Ankara,1999,s. 432. 3

kayıtların varlığını, Northrup-Ebü’l-Hac, Gronke ve Rabie’nin çalışmalarından delil göstererek Osmanlı öncesinde de bu defterlerin bulunduğunu ifade etmektedir. Memlükler devrine ait Kudüs’te mevcut yirmi altı adet münferit mahkeme kaydı ve pek çok terekenin ayrıntıları bilinmekte, fakat bunlarda sicil ifadesi geçmemektedir. Benzer şekilde de Selçuklu/İlhanlılar dönemine ait Amasya Mahkemesi’nde tutulan bir mahkeme kaydı günümüze ulaşmıştır. Osmanlı Devleti’nde şer’iyye sicillerini en erken tarihli örneklerine Bursa’da rastlanmaktadır. 1455 tarihli bu defterler, XIX. yüzyılın ikinci yarısında yeni mahkemelerin kurulması sebebiyle içerdiği konular açısından bir daralmaya uğramışsa da XX. yüzyıl başlarına kadar düzenli bir biçimde tutulmuştur. Kadılık müessesesine Osmanlılar’ın ilk devrinden itibaren mevcudiyeti dikkate alındığında bu tür defterlerin daha erken dönemlerde de varolduğu, ancak bunların günümüze ulaşmadığı ileri sürülebilir. Sicillerin resmen koruma altına alınması ve Kudüs örneğinde görüldüğü üzere listelerin toplanması 1290 (1873) Sicillât’-ı Şer’iyye ve Zabt-ı Deâvî Cerideleri haklarında Talimat ile olunmuştur6. Toplumların sosyal tarihlerini aydınlatan ana kaynaklardan biri de sicillerdir. Şer’iyye sicillerinin etnografya ve halk kültürü, iktisadi ve sosyal tarih açısından önemi büyüktür. Sicillerden, bölgede yaşayan halkın çeşitli özelliklerini öğrenebiliriz. İnsanların yaşam şekli, aile yapısı, ekonomik özellikleri vs. hakkında bilgi edinmemiz mümkündür. Osmanlı Devleti’ nin ekonomik yapısı, kişi ve yer adları, aşiret ve cemaat adlarını ihtiva eden Şer’iyye Sicilleri, Osmanlı tarihi araştırmalarında başvurulması gereken kaynaklardır. Siciller, tüm bu önemlerinden dolayı günümüzde pek çok ilim adamı tarafından çalışmalarında ana kaynak olarak kullanılmaktadır. Türkiye’de Şer’iyye Sicillerinin önemi üzerinde ilk duran İsmail Hakkı Uzunçarşılı olmuştur. Fuat Köprülü, Hasan Fehmi Turgal ve Halit Ongan bu konuyu eserlerinde incelemişlerdir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda Şer’iyye Sicillerinin 20.000 civarında defter olduğu tahmin edilmektedir. Halit Ongan, Osman Ersoy, Yusuf Hallaçoğlu, Mücteba İlgüler Yusuf Oğuzoğlu, Mustafa Öztürk, Mehmet Kayıran, Rıfat Özdemir, Nazmi Sevgen, Fahrettin Kırgızoğlu, Abdülaziz Bayındır ve Ahmet Akgündüz Şer’iyye Sicilleri konusunda katalog hazırlamışlardır. Bu konuda metin-yayın çalışması yapan hocalarımız arasında Halit Ongan, Cahit Cemil Güzelbey, Zahid Aksu, Mustafa Öztürk,

6 TDV. İslam Ansiklopedisi,“Şer’iyye Sicilleri”,c. 39,İstanbul,2010,s. 9. 4

Mehmet Karagöz, İbrahim Yılmazçelik ve Ahmet Aksın sayılabilir. Ömer Lütfi Barkan, Halil İnalcık, Mustafa Akdağ, Tayyib Gökbilgin, Zahid Aksu, Rıfat Özdemir gibi hocalarımız ise Şer’iyye Sicillerinden faydalanarak çeşitli sahalarda kıymetli eserler ortaya koymuşlardır.

BİRİNCİ BÖLÜM

1.OSMANLIDA KADILIK MÜESSESESİ

1.1. Osmanlıda Kadılık Müessesesi

Kadı kelimesi kazâ kelimesinden türemiştir. Kazâ ise “hüküm, hakimlik” manalarına gelmektedir7. Kadı, kelime anlamı itibarıyla şer’i ve hukuki hükümleri yerine getirmekle sorumlu olan kişi anlamında kullanılmakla birlikte, kadılık makamı, hükümet tarafından kendisine ulaştırılan emirleri görev bölgesinde uygulamaktan da sorumludur8.

İnsanoğlu yeryüzünde var olduğu günden itibaren hemcinsleri ile olan anlaşmazlıklarını çözmek için üçüncü bir kişiye her zaman gereksinim duymuştur. Bu itibarla kadılık müessesesi en eski dönemlerden beri daima var olmuştur9. Dolayısıyla bu müesseseyi sadece İslami bir kurum olarak değerlendirmek yanlış olur. Fakat konumuz gereği üzerinde duracağımız nokta İslam’la birlikte gelişen kadılık müessesesinin Osmanlı Devletinde izlediği yolu tespit edebilmektir.

İslam Tarihinde ilk olarak bu görevi üstlenen kişi Hz. Peygamber’dir. Daha sonra ilk dört halife döneminde bu uygulama devam etmiştir. Zamanla devletin sınırları genişlemesi ve insan sayısının artmasıyla birlikte ilk olarak Hz. Ömer zamanında Ebû Derda, Şüreyh ve Ebû Musa el-Aşari gibi sahabeler kadı olarak tayin edilmişlerdir. Kadıları ilk önceleri halifeler atarken sonraları valilerde bu işten sorumlu olmuştur. Abbasi Devleti zamanında da merkezde bulunan ve “Kadi’l Kuzat” olarak adlandırılan kişiler tarafından da kadı atamaları yapılmıştır10.

İlk dönem kadılar da‘vâlara câmi‘lerde bakarlardı. Atanan kadı merasimle câmi‘e götürülür atama beratı orada okunurdu. Bu durum Osmanlı’ya da sirayet etmiştir ve ilk dönem Osmanlı câmi‘lerinde da‘vâların görülmesine olanak sağlayacak yerler ayrılmıştır.

Osmanlı’da kadı adalet hizmetinin yürütülmesinden birinci dereceden sorumlu memurdur. Ayrıca kadılar bulundukları kazâ dairesinde hükümdarı temsil ettiklerinden siyasi bir hâkimiyet sembolüydüler. Bu yüzden padişahlar tarafından atanırlardı11.

Osmanlı da ilk kadı tarihi kayıtlara göre Osman Beğ döneminde atandığı bilinmektedir. Kadılar büyük bir medreseyi bitirmiş ve belli bir süre Edirne, Konya, Sivas, Bağdat gibi

7 Uluerler, S., 71 Numaralı Amasya Şer‘iyye Sicili (M. 1818-1821), Yüksek Lisans Tezi, Elazığ, 1999, s.4. 8 Bozatay, Ş.A., Demir, K.A., Osmanlı Adli ve İdari Sistemde Kadılık, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C.6, S.10, Burdur, Haziran 2014, s.76. 9 Pakalın, M.Z., Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, MEB, C.II, İstanbul, 1993, s.119. 10 Uluerler, S., a.g.e., s.4. 11 Uluerler, S., a.g.e., s.5. 6

büyük şehirlerde danişmend olarak hizmet vermiş kişiler arasından seçilerek tayin olunurdu. Kadılar önceleri kazaskerlerin sarayla yazışmaları sonucu padişah tarafından atanırken, II. Mehmed döneminde yeni bir düzenlemeyle kazaskerin teklifi büyük bir önem kazanmış ve veziriazam tarafından değerlendirilerek atamalar yapılmıştır12. Anadolu tarafındaki kadılar Anadolu kazaskerine, Rumeli tarafındakiler Rumeli kazaskerine bağlıydılar.

Kadı görevine iki seneliğine atanırdı. İki yılın sonunda İstanbul’a giderek mülazemetle beklemesi gerekiyordu. Bu durumda 30 senelik kadılık yapan bir kişinin 10 senesi maaşsız hizmet eden mülazemetle geçiyordur. Görev süresinin iki yıl olarak belirlenmesinin en büyük amacı ise birer devlet memuru olan kadıların bulundukları yerde rüşvet ya da iltimas yolu ile mal-mülk edinmeleri ve bu suretle zenginleşmelerini önlemektir.

Osmanlı kadısının temel olarak dört niteleyici özelliği vardır13:

1) Doğrudan merkezi otoriteye bağlı olması nedeniyle yerel yöneticilerin etkisinden ve otoritesinden arındırılmış olması,

2) Yargı yetkisinin yanında mülki ve mali konularda da yetkilere sahip bir yönetici olması,

3) Bütün kadıların aynı hiyerarşi ve eğitimden geçmiş olmaları ve görev yaptıkları bölgelerde görev sürelerinin kısa sürelerle sınırlandırılmış olması.

4) Ulema sınıfından olması,

Ayrıca kadıların atanmasında belli başlı vasıflar aşağıdaki gibidir:

a) Müslüman ve adil,

b) Reşit ve hür,

c) Hukuki ehliyet ve muamele kabiliyetine sahip,

d) Tarafsız,

e) Erkek

f) Dürüst, vakarlı vs.

g) Kör, sağır ve dilsiz olmamalı

h) Günahkâr olmamalıdır.

12 Bozatay, Ş.A., Demir, K.A., a.g.e., s.76 13 Bozatay, Ş.A., Demir, K.A., a.g.e., s.77

7

Kadı aşağıdaki durumlardan birini taşırsa görevinden azledilir14:

 Aklını ve temyiz kabiliyetini kaybetmesi  Görevinde irtikâp yoluna sapması veya kanunu ihlal etmesi  İmanını kaybetmesi  Yolsuzluğunun anlaşılması  Bilgisizliği anlaşılır veya bizzat kendisi açıklarsa azledilebilir. Osmanlı da kaza işlerinin birinci dereceden sorumlusu kadı olduğundan onun uyması gereken bazı kurallar vardır. Bu kurallar aşağıda verilmiştir15:

a) Kadı mahkemenin azametini küçük düşürecek fiil ve hareketlerden uzak duracak.

b) Kadı, sanık ve mağdurun hiçbir armağanını kabul edemez.

c) Kadı, ayrım yapmaksızın herkese eşit davranmalı ve hakkaniyetle karar vermelidir.

d) Kadı, icra makamının başı olan sultanın vekilidir. Bu sebeple müvekkilinin kamu yararı amacıyla koyduğu kayıt ve sınırlara riayet edecektir.

e) Kadı, davaları görürken kronolojik olarak sıraya riayet etmelidir. Ancak sonradan gelen bir davanın acilen çözümlenmesinde amme maslahatı görülürse onu takdim edebilir.

f) Kadı, lehine şahitlikleri caiz olmayan hasımları lehine karar veremez.

g) Kadı, üzüntülü, kederli, aşırı sevinçli, aç, susuz, aşırı tok ve sıhhatli düşünmeye mani olacak benzer hallerdeyken zihni karışık olarak karar vermeye kalkışmamalıdır.

h) Kadı, ihtiyaç duyduğunda ehliyetli şahıslardan hukuki mütalaa ve fetva isteyebilir.

i) Kadı, taraflara ve şahitlere telkinde bulunamaz.

k) Kadı, tetebbu ve tekikatta bulunmakla beraber, işleri uzatmayıp kısa bir sürede intaç etmelidir.

Osmanlıda kadıları yetiştiren kaynak medreselerdi. Buraları bitiren icazet alış sırasına göre “Mutlab defterine” yazılır ve bunlara “mülazım” denirdi. Mülazımlar yargı mesleğini seçerlerse en küçük idari birlikten başlamak kaydıyla kadı olarak tayin

14 Bazna,Y., 1951/137 Numaralı (1810-1811 M. Tarihli) Trabzon Şer‘iyye Sicili, Yüksek Lisans Tezi, Elazığ, 2013, s.4.

15 Çelik, B.,6 Numaralı Eğin Şeriye Sicili (M.1842-1848), Yüksek Lisans Tezi, Elazığ, 2003, s.5. 8

edilirlerdi. XVI asrın ortalarına kadar tayın yetkisi Rumeli ve Anadolu Kazaskerlerine aitti. Bu asrın ortalarından itibaren “mevali” denilen büyük kadıların tayini Şeyhü’l- İslamlar verildi, diğer kadıların tayini kazaskerlere bırakıldı16.

16 Bazna,Y., a.g.e., s.5

İKİNCİ BÖLÜM

2. ŞERʻİYYE SİCİLLERİ

2.1. Şerʻiyye Sicillerinin Önemi Osmanlı tarihinin kaynakları arasında şer’iyye sicillerinin, birinci derecede önemli bir kaynak olduğunda şüphe yoktur. Kadıların devlet merkeziyle yaptıkları resmî yazışmaları, halkın şikayet ve dileklerini, mahalli idarelere ait hukuki düzenlemeler olarak kabul edilen ferman ve hükümleri, en önemliside ait olduğu mahallenin sosyal ve iktisadi hayatını yansıtan mahkeme kararlarını ihtiva eden bu siciller incelenmeden, Osmanlı Devleti’nin siyasi, idari ve sosyal tarihini hakkıyla ortaya koymak mümkün değildir. Sicillerin her konuda tarihe temel kaynak olacağında şüphe bulunmamakla beraber özellikle şu konularda başvurulacak tek kaynaktır: Son zamanlarda ortaya çıkan şehir tarihleri ve yurdun muhtelif bölgelerindeki mahalli hayata ait ilmi araştırmaların birinci derecede kaynağı şer’iyye sicilleridir. Özellikle bir bölgenin tarihi ve iktisadi şahsiyetini ve bütünlüğünü meydana çıkarmak gayesiyle kaleme alınan bu çeşit tarihler, geçmişi bütün canlılıklarıyla yeniden yaşatan şer’iyye sicilleri incelenerek ve bu değerle tarih malzemesi tahlil edilerek senteze gidilmedikçe, daima eksik ve kısır kalmaya mahkûmdur17. Üzülerek ifade edelim ki, her konuda olduğu gibi, eski hukukumuz hakkında da birbirini tutmayan çelişkili görüşler mevcuttur. Bu çelişkili görüşler arasından doğruyu tespit edecek olan yine şer’iyye sicilleri olacaktır. Bu sicillerin tetkikiyle Osmanlı hukukunun kaynakları, şer’i-şerif dedikleri İslam hukukunu ne dereceye kadar uyguladıkları, padişahların ve ülül-emr denilen devlet yetkililerinin yasama yetkilerinin sınırları Kur’an ve sünnette kesin bir şekilde zikredilmeyen ve içtihat ile zamanın ülüʻl-emrinin içiboş yasama yetkisine terkedilen örfi hukukun uygulama alanları bütün açıklığıyla ortaya çıkacaktır. Bunlar incelenmeden Osmanlı hukuku hakkında verilen hükümler, peşin ve gayr-ı ilmîlik vasfından pek kurtulamayacaktır. Zira tatbikat, nazarî bilgileri doğrulayan müşahhas

17Ahmet Akgündüz, Şer’iyye Sicilleri, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul,1988,s. 12. 10

delillerdir. Şer’iyye sicillerinde hukukun bütün dallarıyla alakalı olarak şer’i hükümlere uygun bir şekilde verilmiş mahkeme kararları mevcuttur18. Her şer’iyye sicili, bulunduğu yerin iktisadi hayatına dair birinci elden orjinal tarih vesikalarıdır. XV. ilâ XX. asır aralarında Türk halkının ve özelliklede Anadolu halkının hayat ve geçim tarzı, memlekete dışarıdan giren ve yine memleketten dışarı çıkan, yani ithalat ve ihacat konusu olan eşya, Anadolu halkının yetiştirdigi tarım ürünleri, imal ettigi sanayi ma’mülleri, Anadolu’da mevcut olan sanat ve meslek çeşitleri, halktan toplanan vergiler, devletin memurlarına ödedeiği tahsisatlar, hukuk ve ceza davalarındakitazminatların miktarı ve cinsi para arzı ve çeşitleri, para enflasyon ve develüasyonunun gerçek manada tarihi seyri ve kısaca hem makro hem de mikro iktisada dair bütün mevzular, doğru olarak ve yerli yerinde, ancak şer’iyye sicillerindeki kayıtlardan ögrenilebilir. Özellikle narh ve gedikle alakalı yazılı kayıtların, iktisat tarihi açısından birinci derecede rol oynadığını da belirtelim19. Şer’riyye Sicilleri bir veya birkaç yılın olaylarını kapsayabilir. Umûmiyetle defterlerin bir tarafı mahalli olayları (evlenme-boşanma, alım-satım, nafaka, vakıf, hibe, cinayet, cürüm v.b.) muhtevidir ve bu kısma “Sicil-i Mahfûz” denir. Diğer tarafı ise merkezden gelen fermân, emir gibi belgelere tahsis edilmiş olup, bu kısım da “Sicil-i Mahfûz Defterlu” olarak adlandırılır20. Şer’i siciller, eski idari teşkilatımızın birçok ünitelerini aydınlatması açısından da tetkike değer vesikalardır. Özellikle kaza, sancak ve eyalet taksimatı, beylerbeylik, sancakbeyliği, kethüdalık ve voyvodalık gibi idari; kadılık, naiblik, muhzırlık, mübaşirlik, bostancı başılık, çavuşluk ve subaşılık gibi adli müesseselerin hem idari yapısını hem de ifa ettikleri fonksiyonlarını şer’iyye sicillerindeki kayıtlardan çıkarmak mümkündür. Vakıf, gedik, narh ve benzeri sosyal ve iktisadi müesseselerinde aynı şekilde sicildeki kayıtlardan bütün ayrıntılarıyla öğrenilebileceğini ifade etmek gerekir. Türk halkının aile yapısı, ticari ahlakı ve benzeri sosyal yapıyı ilgilendiren meselelerde de, sicillerin aydınlatıcı rolü büyüktür21. Şer’iyye sicilerinin bir diğer özelliği de harp tarihi ve askeri konular ile ilgili olarak ihtiva ettiği tafsilatlı kayıtlardır. Osmanlı ordusu sefere çıktığında, hem Anadolu

18 Ahmet Akgündüz, a. g. e. ,s. 13. 19 Ahmet Akgündüz, a. g. e. ,s. 15. 20 Halaçoğlu, A., 381 Numaralı Ma’mûretül Azîz Şer’iyye Sicili, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 1986. 21 Ahmet Akgündüz, a. g. e. ,s. 16. 11

hem de Rumeli’ye ait muhtelif konak yerlerinde, hem asker hem de erzak ve benzeri ihtiyaçların tedariki yoluna gidilmiştir. Savaş yapılmadan önce, sefer hazırlıklarına dair, beylerbeyi ve sancakbeylerine yazılı emirler gönderildiği gibi, ordunun ihtiyacı olan gıda maddeleri, gemi, at, kürekçi, araba, cephane ve benzeri ihtiyaçların karşılanması amacıyla kadılara da yazılı emirler gönderilirdi. Gönderilen bu yazılı emirlerin içinde, savaşın kime ve hangi sebeple açıldığı izah edilir ve konu ile ilgili Şeyhülislam fetvası hatırlatılarak halkın savaşın zaruretine inanmaları temin edilirdi. Kısaca, 470 küsur yıllık harp tarihimizi, bütün tafsilatıyla şer’iyye sicillerinin genellikle sonlarında yer alan ve kadılara hitaben yazılan yazılı emirlerde bulmak mümkündür22. 2.2. Şer’iyye Sicillerinin Tarifi 2.2.1. Mahdar Şer’iyye sicilleri ile ilgili olarak üç temel mefhumun bilinmesi şarttır. Bunlardan birincisi mahdar kavramıdır. Mahdar sözcük anlamı itibarıyla huzur ve hazır olmak demektir. Terim olarak iki manası mevcuttur. Birincisi; hukuki bir dava ile ilgili kayıtlar; tarafların iddalarını ve delillerini ihtiva eden, ancak hakimin kararına esas teşkil etmeyen yazılı beyanlardır. Kadı, taraflar ile ilgili bilgiyi hatırlamak ve müzakere etmek üzere yazılı hale getirir, fakat vereceği karara bu yazılı kayıtları ihtiva eden dava dosyasındaki bilgiler esas teşkil etmez. Fıkıh kitaplarında mahtar kelimesinin bu manada kullanıldığını görüyoruz. Yine de eserlerde “Kitabü’I-Mehâdır Ve’s-Sicillât ” adı altında mahdar ve sicillere ait her konuda örnekler zikredildiğini, bazen mahdar kelimesinin sicille eş anlamlı olarak kullanıldığını müşahade ediyoruz. İkincisi; herhangi bir mesele hakkında düzenlenen yazılı belgenin muhtevasının doğruluğunu ilâm için, belgenin altında, meslekte hazır bulunan ve meseleye vâkıf olan başta subaşı , çavuş ve muhzır gibi şahısların yazılı olarak takrir ettikleri şahâdet beyanlarına ve imzalarına da mahdar denir. Bazen bu yazılı şahitlik beyanlarını ihtiva eden belgeye de mahdar adı verilir ve bu durumda hüccetile eş anlamlı olur. Şer’iyye sicillerinde bu ikinci manada mahdarlar çokça bulunduğu gibi, söz konusu tabirin sicillerde sık sık kullanıldığı da görülmektedir. Bu manadaki mahdarlar, bir çeşit emniyet veya adli soruşturma zabıtları mahiyetindedir23.

22 Ahmet Akgündüz,a. g. e. ,s. 16. 23 Ahmet Akgündüz,a. g. e. ,s. 17. 12

2.2.2. Sicil İkinci temel kavramımız sicil tabiridir. Sözlükte okumak, kaydetmek ve karar vermek demek olan bu kelimenin terim olarak ifade ettiği mana şudur:İnsanlarla ilgili bütün hukuki olayları, kadıların verdikler karar suretlerini, hüccetleri ve yargıyı ilgilendiren çeşitli yazılı kayıtları ihtiva eden defterlere şer’iyye sicilleri(sicillât-ı şer’iyye), kadı defterleri, mahkeme defterleri, zabt-ı vakâyi sicilleri ve ya sicillât defteri denmektedir. Şer’i mahkemeler tarafından verilen her çeşit ilâm, hüccet ve şer’i evrak, istisnasız asıllarına uygun olarak bu defterlere kaydedilmektedir. Hakim mahkemede mutlaka bir sicillât defteri bulunduracak ve vereceği ilâm ve hüccetleri, tariften korunacak şekilde muntazam olarak söz konusu deftere kaydedecektir24. 2.2.3. Sakkı-ı Şer’i Şer’i sicillerdeki her çeşit yazılı kayıtlar belli bir usule göre düzenlenmekte ve sicile kaydedilmektedir ki bu usule sakk-ı şer’i usulu denir. Sakk kavramı, farsça çek kelimesinin Arapçalaştırılmış şeklidir ve sözlükte berat, hüccet, temessük, tapu tezkeresi ve kısaca yazılı belge manalarını ifade eder. Terim olarak ise, şer’i mahkemelerin sicile kaydettiği veya yazılı olarak tarafların eline verdiği her çeşit belgenin düzenlenmesinde ve yazılmasında takip edilen yazım usûlüne veya bu çeşit yazılı belgelere sakk-ı şer’i denmektedir25. 2.3. Şer’iyye Sicillerinin Genel Özellikleri Şer’i mahkemelerde yapılan yazılı muamelelerin hepsi sicile kaydedilmemiştir. Kaydedilmesi gereken şer’iyye sicilleri de bugünkü mahkeme zabıtlarına pek benzememektedir. Eski tarihli sicil defterlerinde vakıf tescili(vakfiye) dışındaki bütün kayıtların genellikle bir sayfasının yarısını geçmediği, hatta çoğu zaman bir sayfaya beş, altı, bazen yedi, sekiz hukuki muamelenin kaydedildiği müşahade olunmaktadır .Eski defterler, kadının cübbesinin cebine girecek ölçüde küçük, dar ve uzuncadır. İlk dönemlere ait şer’iyye sicil defterleri genelde pek az farklarla aynı özellikleri haizdirler. Ancak Tanzimat’tan sonraki şer’iyye mahkemelerine ait sicil defterlerinde, şahitleri tezkiye eden şahısların isim ve adresleri de yazıldığı ve verilen kararların gerekçeleri daha geniş tutulduğu için ilâm ve hüccetler daha çok yer kaplamış ve dolayısıyla bu dönemdeki şer’iyye sicil defterleride eskilerinden daha büyük ve hacimli olmuştur.

24 Ahmet Akgündüz, a. g. e. ,s. 17. 25 Ahmet Akgündüz, a. g. e. ,s. 18. 13

Bütün sicil defterlerinin başında genellikle dili Arapça olan dibace yani bir giriş kısmı vardır. Burada şer’i hükümlere ve bunları vaz’eden Allah ve peygamberine saygı arzedilmekte, daha sonra sicili tutan hakimin ismi ve vazife unvanı kaydedilmektedir. Çoğu kere sicil tutan kadının tayin, berat veya buyrultusu da defterin başına yazılmaktadır. Her kadı değişikliğinde bu dibaceninde değiştiğini, ancak debacelerde de muayyen bir üslubun kullanıldığını görmekteyiz. Daha sonra kadının mührü ve Anadolu Kazaskeri Abdurrahman Efendi’nin tayin emirleri yer almaktadır. Bütün şer’i sicillerde kadıların kullandığı imza ve mühürlerin de bir birlik arzettiğini ve sakk kitaplarında atılacak imza ve kullanılacak mühürler hakkında da numuneler zikredildiğini hatırlamak icab eder26. 2.4. Şer’iyye Sicillerindeki Belge Çeşitleri Şer’iyye sicil defterlerinde mevcut olan yazılı kayıtları önce iki ana gruba ayırabiliriz: Birincisi; kadılar tarafından inşa edilerek yazılan kayıtlardır. Bunlarda kendi aralarında hüccetler, ilâmlar, mârûzlar, müraseleler ve diğer kayıtlar diye beşe ayrılır. İkincisi; kadıların kendilerinin inşa etmedikleri, belki kendilerine hitaben gönderildiği için sicile kaydedilen fermanlar, tayin beratları, buyrultular ve diğer hüküm çeşitleridir. 2.4.1. Kadı Tarafından Kaleme Alınan Belgeler Şer’iyye sicillerindeki kayıtların %90’ını bu gruba giren belgeler teşkil etmektedir. 2.4.1.1. Hüccetler Sözlükte delil ve bir fiilin sabit olduğuna vesile olan şey demektir. Osmanlı hukuk terminolojisinde ise hüccetin iki manası mevcuttur: Birincisi; şahitlik, ikrâr, yemin veya yeminden nükûl gibi bir davayı isbat eden hukuki delillere denir. İkincisi; şer’iyye sicillerindeki manasıdır. Kadının hükmünü(kararını) ihtiva etmeyen, taraflardan birinin ikrarını ve diğerinin bu ikrarı tasdikini hâvî bulunan ve üst tarafından bunu düzenleyen kadının mühür ve imzasını taşıyan yazılı belgeye hüccet denir. Tanzimattan sonraki Osmanlı mevzuatında hüccet tabiri yerine senet mefhumuda kullanılmıştır. Şer’i hüccetlere senedât-ı şer’iyye denmiştir. Şer’iyye sicillerindeki yazılı kayıtların çoğunluğunu hüccetler teşkil etmektedir. Hüccetlerin ilâmlardan farkı, hakimin

26 Ahmet Akgündüz,a. g. e. ,s. 18-19. 14

hüccetlerde herhangi bir kararının bulunmaması ve sadece şer’i mahkemenin günümüzdeki noterler gibi, hukuki durumu olduğu gibi zabt ve rabt altına almalarıdır. Ancak bazen hüccetlerin hüküm sayılabilecek şekilde düzenlendiğini de görüyoruz27. 2.4.1.2. İlâmlar İlâm, sözlükte bildirmek manasını ifade eder. Terim olarak ise, şer’i bir hükmü ve altında kararı veren kadının imza ve mührünü taşıyan yazılı belgeye ilâm denmektedir. İlâm belgelerini diğer şer’iyye sicil kayıtlarından ayıran en önemli özellik, hakimin verdiği kararı ihtiva etmesidir. Hakimin kararını ihtiva eden her belge ilâmdır; hüccet, mâ’rûz veya bir başka belge çeşidi değildir. Şer’iyye mahkemelerinde yargı görevini ifa eden hakim, yargılamayı tamamladıktan sonra mevcut dava dosyasını esas alarak şer’i hükümlere göre kararını verir. Verdiği kararı önce taraflara şifahi olarak tefhim eder. Daha sonra verilen kararın gerekçelerini de ihtiva eden bir ilâm tanzim eder; hem davacıya hem de icap ederse davalıya birer suretini takdim eder. Bir suretini de sicile kaydeder. İlâmın şu özelliklere sahip olması gerekir: -Hakimin imza ve mührü, hüccetlerin tam tersine ilâmlarda alt tarafta yer alır. -Tarafların ve dava yerinin formüle edilmiş ifadelerle tanıtılması. -Davacının iddiası yani dava konusu da eksiksiz olarak zikredilmelidir. -Davalının cevabı yani karşı davası, def’i ve itirazları da zikredilecektir. 2.4.1.3. Ma’rûzlar Şer’iyye sicillerinde hüccet ve ilâmlardan farklı ve genellikle ifade ve şekli itibariyle ilâmlarla karıştırıla gelen bir belge çeşidi de ma’rûzlardır. Ma’rûz kelime anlamı itibariyle arzedilen şey demektir. Terim olarak ise biri asıl diğeri tâli olmak üzere iki manası mevcuttur. Tâli manası şudur: ilâmların birçoğu icra makamına hitaben yazılarak onlara arzedildiğinden ilâmlara da ma’rûz adı verilebilmektedir. Mesela İstanbul Müftülüğü şer’i siciller arşivindeki hususi ma’rûz defterleri birer ilâmat defterleridir. Zaten kataloglarda da ilâmat defteri olarak kayda geçirilmiştir. Ancak bu ma’rûzların içinde asıl anlamıyla ma’rûz olanlar da vardır. Hicri XI. asırdan sonra çoğu ilâmlar ‘’Ma’rûz-ı Dâi-i Devlet-i Aliyeleridir ki…’’ diye başlamaktadır28.

27 Ahmet Akgündüz,a. g. e. ,s. 20-21 28 Ahmet Akgündüz,a. g. e. ,s. 36-37. 15

2.4.1.4. Müraseleler Kadılar yukarıda zikredilen yazılı belgeler dışında da bazı resmi yazışmalarda bulunabilirler. Mesela merkezden gelen bir ferman veya buyrultu üzerine, herhangi bir sanığın yakalanması için mahallin voyvodasına veya kethüdasına resmi bir yazı yazabilirler. Yahut tayin edildikleri kadılık görevini yine resmi bir yazı ile herhangi bir naibe devredebilirler. İşte şer’iyye sicillerinde yer alan ve kadının kendisine denk veya daha aşağı rütbedeki şahıs yahut makamlara hitaben kaleme aldığı yazılı belgelere mürasele ve ya çoğulu olan müreselât adı verilmektedir. Müraseleler genellikle ya sanığın mahkemeye celbi isteğini hâvi müraseleleri veya değişik konulara dair müraseleler olabilirler. 2.4.1.4.1. Başka Makamlardan Sâdır Olan ve Sicile Kaydedilen Belgeler Şer’iyye sicillerindeki kayıtlar sadece kadılar tarafından kaleme alınan ve yukarıda zikredilen belgeler değildir. Zira merkezde ve hem de özellikle taşrada herhangi bir beylerbeyine yahut eyalete veyahut sancak ve kazaya merkezi idare tarafından gönderilen ve hüküm denilen yazılı emirlerin çoğunluğu hep kadılara hitaben yazılırdı. Kadılar şer’i işlere memur oldukları gibi bulundukları yerde yürütme gücünü de üzerlerine almışlardı. Kadı da kendisine padişah tarafından gönderilen fermanları, beratları ve benzeri emirleri, sadrazam, beylerbeyi ve kazaskerlerden gelen buyrultular ve ilgili devlet teşkilatlarından kendisine gelen diğer yazılı belgeleri şer’iyye sicillerine kaydederlerdi. 2.4.1.4.1.1. Padişahtan Gelen Emir ve Fermanlar Padişahtan gelen emir ve fermanları iki grupta toplayabiliriz:Birincisi; padişahın kendisine İslam hukuku tarafından tanınan içi boş yasama yetkisine dayanarak ve ya icra kuvvetinin başı olarak kaleme aldığı ve şer’iyye sicillerinde ‘’evâmir ve ferâmin’’ diye zikredilen hükümlerdir. Padişah ya ihtilaflı olan bir şer’i meselede mevcut görüşlerden birini tercih ettiğini kadıya bildirir, ya şer’i hükümlerin icrasını teyid için yazılı emir gönderir veya düzenleme yetkisi bulunan sahalarda bazı düzenleyici kaideleri Divan-ı Hümâyun’un telhisi üzerine tanzim eder ve durumu kadılara bildirir. Şer’iyye sicillerinde bulunan ve İstanbul kadılığında yapıldığı gibi bazen kendileri için hususi defterler tutulan bu kayıtlar, Osmanlı hukukunun da başta gelen kaynaklarındandır. Müstakil bir defter tutulmadığı zaman, bazen şer’iyye sicillerinin 16

başına, bazen ortasına, bazen de diğer kayıtlardan ayrılması için ters olarak sicillere kaydedilir. İkincisi; yine padişahtan sâdır olan, ancak birinci gruptaki gibi umumu değil hususi şahısları ilgilendiren ve vazife tevcihi, tımar tefvizi, ticaret beratı ve benzeri konulara ilişkin olarak kaleme alınan ferman, berat ve nişanlardır. Bilindiği gibi Osmanlı Devleti’nde kadılık, imamlık, hatiplik, miri arazi mutasarrıflığı veya benzeri görevler, kazaskerlik ve sadrazamlık gibi makamların inhası ve padişahın ferman ve beratları ile şahıslara tevdi‛ edilmektedir. İşte bu ferman ve beratların bir sureti ilgili yerdeki şer’iyye sicillerine mutlaka kaydedilmektedir. Ayrıca belli şahıslara verilen muafiyet ve ticaret beratları da bu grubun içinde yüklü bir yer tutmaktadır29. 2.4.1.4.1.2. Sadrazam, Beylerbeyi ve Kazaskerden Gelen Buyrultular Osmanlı Devleti’nde padişahtan sonra şer’i ve kanuni hükümleri icra ve takip ile görevli olan makam, padişahın mutlak vekili olan sadrazamlardır. Şer’iyye sicillerinde bulunan kayıtlardan biri de sadrazamların yazılı emirleri demek olan buyrultulardır. Aslında buyrultu, sadrazam, kaptan-ı derya, vezir, beylerbeyi ve kazasker gibi devlet erkânının yazılı emirlerine denir. 2.4.1.4.1.3. Tezkireler, Temessükler ve Diğer Kayıtlar Tezkireler: Şer’iyye sicillerinde yer alan ve kadıların dışındaki makamlar tarafından kaleme alınan bir diğer belge çeşidi de tezkireler ve temessüklerdir. Osmanlı diplomatikasında, daha ziyade üstten alta veya aynı seviyedeki makamlararası yazılan ve resmi bir konuyu ihtiva eden belgelere tezkire denmektedir. Aslında aynı şehir ve kasabada bulunan resmi dairelerin birinden diğerine yazdıkları yazılara tezkire, şehirler arasındaki yazışmalara ise tahrirât denmesi son zamanlarda adet haline gelmiştir. Şer’iyye sicillerinde yer alan birinci manadaki tezkireler, başta sadrazam olmak üzere yüksek devlet memurlarının özel kalem müdürü demek olan tezkireciler tarafından kaleme alınırdı. Mesela Anadolu Defterdarlığına bağlı maliye kalemlerinden olup Anadolu Eyaletindeki mali hükümleri kaleme alan makama Tezkire-i Ahkâm-ı Anadolu Rumeli’ye ait mali işleri kaleme alan makama da Tezkire-i Ahkâm-ı Rumeli denilirdi. Harameyn muhasebeciliği veya Evkaf Muhasebeciliği de evkafa ait mali konularda tezkire verirdi. Bu makamlar, kendilerine berat ile bir cihet tahsis edilen şahısların eline, sözkonusu berata dayanarak tezkire verirlerdi. Bu tezkirelerin bir sureti de, şer’iyye

29 Ahmet Akgündüz,a. g. e. ,s. 39,42. 17

sicillerine, müstenadi olan berat ile beraber mutlaka kaydedilirdi. Zira bu emirleri icra edecek olan makam ilgili mahallin kadılarıydı. İcra için de sicile kayıt şarttı30. Temessükler: Sözlük anlamı, bir işe sıkı tutunmak demektir. Terim anlamı ise birkaç tanedir. Borç için alınan senet, muahede ve sulhnâme gibi şeylerde devlet tarafından verilen mühürlü kağıtlar. Şer’iyye sicillerindeki manası ise şudur:Miri arazide ve gayr-ı sahîh vakıflarda tasarruf hakkı sahiplerine yetkili makam veya şahıslar tarafından verilen belge. Sonraları tapu tabiri bunun yerine geçmiştir. Diğer Kayıtlar: Şer’iyye sicillerinde başka kayıtlarda mevcuttur. Ancak önemli olanlar ve şer’iyye sicillerinin %90’ını teşkil eden kayıtlar burada zikredildi. Belge düzenlenirken nelere uyulacağı, fıkıh kitaplarının eş-şurût ve el-mehâdır ve‘s-sicillat bölümlerinde yer alır. Osmanlılar, bunları standart hale getirerek fıkhın bütün bablarıyla ilgili belge çeşitlerini, Türkçe düzenlemiş, bunlarda kullanılan kelimelere varıncaya kadar üslûp birliği sağlamışlardır. Bu sebeple sicillerden bir belgeyi okuyabilen, aynı türden bütün belgeleri okuyabilir. Türkiye’deki şer’iyye sicilleri ile ilgili tek müstakil arşiv, 1312 h./1894 m. tarihinde, Sultan II. Abdulhamid’in emriyle kurulan İstanbul Müftülüğü Şer’iyye Sicilleri Arşivi’dir. Bu arşivin dışında kalan siciller Ankara Etnografya Müzesi’ndedir31. Osmanlı Devleti’nin nihayete ermesi ve Cumhuriyet’in kurulup yapılan düzenlemeler ile şer’iyye mahkemeleri ilga edilmiş ve Şer’iyye Sicilleri yerine yeni kayıt sistemleri oluşturulmuştur. Bu defterler bir süre adliye mahkemelerinde arşiv olarak durmuştur. Milli Eğitim ve Adalet Bakanlıkları arasında yapılan anlaşma neticesinde 3 Kasım 1941’de valiliklere gönderilen 2182/4018 sayılı emir gereğince müzelik eşyaya karıştırılmamak ve ayrı bir yerde muhafaza edilmek kayıt ve şartı ile 1909’dan evvelki zamana ait ve Topkapı Sarayı’ndaki İstanbul ve çevresine ait olanlar hariç Şer’iyye Sicilleri 18 il müzesine nakledilmişlerdir. Bu iller şunlardır: 1- Ankara 2- Adana 3- Afyonkarahisar

30 Ahmet Akgündüz,a. g. e. ,s. 46. 31 Abdulaziz Bayındır,“Osmanlı’da Yargının İşleri”,Osmanlı Ansiklopedisi,c. 6,Ankara,1999,s. 432. 18

4- Antalya 5- Bergama 6- Bursa 7- Diyarbakır 8- Hatay 9- İzmir 10- Kastamonu 11- Konya 12- Kütahya 13- Manisa 14- Niğde 15- Sinop 16- Sivas 17- Tokat 18- Van Daha sonra alınan bir kararla Şer’iyye Sicilleri Ankara’da Milli Kütüphane’de koruma altına alınmıştır32.

2.5. Şer’iyye Sicillerinin Hukuki Açıdan Değerlendirilmesi Şer’iyye sicillerinin hukukî açıdan ne gibi bir değer ifade ettiğini de araştırmak gerekir. Yani şer’iyye sicilleri mahkemelerde yazılı delil olarak itibara alınır mı? Hakim bunlara dayanarak karar verebilir mi? Bu konuyu eski ve yeni hukukumuz açısından ayrı ayrı değerlendirmek gerekir.

2.5.1. Eski Hukukumuz Açısından Bilindiği gibi eski hukukumuzda yani İslam hukukunda yazılı deliller kesin delil olarak kabul edilmez. Yani temelde yazılı deliller, hükme esas teşkil eden kesin delillerden(esbâb-ı hükümden) sayılmazlar. Mecelle bunu ‘ʻyalnız hat ve hâtem ile amel olunmaz’’ şeklinde özetlemiştir. Çünkü yazı yazıya ve mühür de mühüre her zaman benzeyebileceği için, yazılı deliller tahrif ve sahtekârlık şâibesinden uzak değildir.

32 Sıtkı Uluerler,71 Numaralı Amasya Şer’iyye Sicili,Elazığ,1999,s. 16-17. 19

Ancak bu genel kâidenin önemli bir istisnâsı vardır. Tahrif ve sahtekârlık şüphesi söz konusu olmayacak şekilde sağlam ise hâkimin kararına esas teşkil edebilir. Bu şekilde güvenilir olan yazılı delille sâbit olan bir davanın başka bir cihetle sübûtuna ihtiyaç kalmaz. Mecelle’nin tabiri ile ‘̒fakat şüphe-i tezvîr ve tasnî’den salim ise, ma’mûlünbih yani medâr-ı hükm olur. Başka vechile sübûta hâcet kalmaz. Bu manada kesin yazılı delillere misal olarak Mecelle iki şeyi zikretmiştir: Birincisi; Padişah berâtları ve tapu-tahrir defterlerindeki kayıtlar(kuyûd-ı defter-i hâkânî) tahriften uzak oldukları için yazılı ve kesin delil olarak kabul edilirler. İkincisi; Hile ve fesattan yani tahrif ve sahtekârlıktan sâlim olacak şekilde tutulan şer’iyye sicilleri(sicillât-ı mahâkim) ile dahi amel olunur. Yani bunlarda yazılı ve kesin delil olarak kabul edilir. Kadılar bunlara dayanarak karar verebilirler33. Ancak bu konuda iki ayrı görüşün bulunduğunu görüyoruz: Birinci görüşe göre, şer’iyye sicilleri tahrif ve sahtekârlıktan sâlim olacak şekilde tutulmuşsa, bunlar belli bir zaman dilimi ayrımı yapılmaksızın, kesin ve yazılı delil olarak kabul edilir. Eğer tahrif ve sahtekârlık şüphesi varsa, sicil kayıtlarının muhtevasını isbat için şahit istenir. Sicilin muhtevasına şahit olan şahıslar, kararın sicilde adı geçen hakim tarafından huzurlarında verildiğine şahitlilk etmeleri gerekir. Mecelle’nin konu ile ilgili maddeleri genel mahiyettedir ve bu görüşü desteklemektedir. İkinci görüş ise Mecelle Cemiyetinin sonradan aldığı bir kararla resmi görüş haline gelmiştir ve özetle şöyledir: 4 Cemâziyelûlâ 1296/1879 tarihli Bilâ Beyyine Mazmûnuyla Amel ve Hüküm Caiz Olabilecek Surette Senedât-ı Şer’iyyenin Tanzimine Dair Ta’limat’tan34 önceki şer’iyye sicilleri ile amel olunmaz. Ayrıca muhtevasının isbatı için beyyine yani şahit talep edilir. Şahitlerin şer’i yargılamadan sonra hakim tarafından sicildeki şekliyle hükmolunduğuna şahâdet etmelerine söz konusu sicilin ‘̒mazmûnuna şahâdet’’ denilir. İ’lam ve hüccetten kasıt, hak sahibinin kendi hakkını sadece i’lam ve hüccete dayanarak te’minat altında bulundurmak ve tekrar yargılama yapılması külfetinden kurtulmak olduğuna göre, güvenilir şer’iyye sicilleri ile amel edilebilmesi için bunların mazmûnuna şahit talep

33 Ahmet Akgündüz,a. g. e. ,s. 50-51. 34 Ahmet Akgündüz,a. g. e. ,s. 51. 20

etmek söz konusu ana maksada aykırıdır. Ancak mülga Mecelle Cemiyeti bu şekilde karar vermiştir. 1296/1879 tarihli talimata göre hazırlanan i’lam ve hüccetlerin, mazmûnuna beyyine yani şahit talep edilmeksizin, kesin delil olarak kabul edileceğinde görüş birliği mevcuttur. Zaten söz konusu talimatın 25. maddesi de hile ve tahrif hissedilmedikçe, bu talimat çerçevesinde tanzim olunan i’lam ve hüccetlerle bilâ-beyyine amel olunacağını, Mecelle’nin 1738 ve 1821. maddelerine dayanarak hükme bağlamıştır. Kendileriyle amel olunacak olan i’lam ve hüccetlerin, şer’i hükümlere aykırı olmaması gerekir. İ’lam ve hüccetlerin, şer’i hükümlere uygun olup olmadığı önce Fetvâhane-i Ali’de sonra da Meclis-i Tedkikât-ı Şer’iyye’de incelenerek tespit edilir. Bu arada şer’iyye sicillerinde kaydedilen emir ve nizamların da, sonraki hukuki düzenlemelerle ilga edilmedikçe muteber olacağı, 1276/1859 tarihli Bil-Umum Mahâkim-i Şer’iyye Hakkındaki Nizamnâme ile hükme bağlanmıştır. Bu da önemli bir husustur35.

2.5.2. Yeni Hukukumuz Açısından 1926 tarihli Kanun-ı Medeni’nin nasıl uygulanacağına dair çıkarılan Tatbikat Kanunu’na göre Medeni Kanun’un yürürlüğe girme tarihinden önceki, yani 4 Ekim 1926 yılından evvelki olayların hukuki hükümleri, söz konusu olaylar hangi kanun yürürlükteyken meydana gelmişse yine o kanuna tabi olacaktır. Dolayısıyla 1926 yılından önceki yargılamalarda o zamanki hukukun hükümlerine göre verilen kararlar, 1926’dan sonra da kaziye-i muhkeme olarak kabul edilecektir. Kısaca eski hukukun hükümleri çerçevesinde tanzim olunan hüccet ve iʼlamlarla müktesep bir halk meydana gelmişse buna aynen itibar edilecektir. Olaylar ve günümüzdeki davalarla ilgisi çok az da olsa, şer’iyye sicillerindeki kayıtların günümüz hukuku açısından da önem arzettiği ortadadır. Kayıtların konuları ise çok çeşitlidir. Alelâde vak’alar, cinayetler, nikah ve vergi kayıtları, narh uygulamaları, tayinler, lonca davaları, vakfiye ve vakıf muhasebe verileri en çok göze çarpan örneklerdir. Bu belge ve konu çeşitliliği şer’iyye sicillerini tarih, hukuk, iktisat vb. pek çok disiplinin ana kaynakları arasına katmıştır. Ana hatlarıyla bir

35 Ahmet Akgündüz,a. g. e. ,s. 51. 21

i’lam ve hüccet kaydında bulunabilecek bilgiler sırasıyla şöyledir: Şehir/kaza ve mahalle/köy bilgileri, isim, din ve unvan bilgileri, konu ve delil bilgisi, karar ve tarih bilgisi, davada hazır bulunanların isim ve unvanları. Farklı olarak tereke kayıtlarında vârisler ve kişinin mal mülk, borç-alacak ve miras dağılım bilgileri, narh kayıtlarında ürünler ve fiyatları, nikah ve boşanma kayıtlarında mehir ve nafaka bilgileri yer almaktadır36. Osmanlı şer’iyye sicil arşivleri bugün yoğun olarak Türkiye’de ve Ortadoğu ülkelerinde ve az sayıda eskiden Osmanlı toprağı olan diğer ülkelerde bulunmaktadır. Türkiye’deki defterlerin kataloğu, hem kapsam(Afyon, Antalya, Bergama, Bor, Denizli, Kütahya, Niğde, Sinop gibi bazı kazaların 550 kadar defteri ve daha sonra ortaya çıkan Üsküdar, Erzincan gibi yerlere ait yeni defterler) hem de verdiği bilgiler açısından bazı eksikleri olmakla birlikte Ahmet Akgündüz’ün Şer’iyye Sicilleri: Mahiyeti, Toplu Kataloğu ve Seçme Hükümler adlı eserinde yayımlanmıştır. Bu katalogda 9883’ü İstanbul’a ve 6960’ı diğer şehirlere(Milli Kütüphane’deki rakam 8931’dir. ) ait olmak üzere yaklaşık 17. 000 deftere ait kayıt mevcuttur. İstanbul’un yirmi yedi mahkemesine ait defterler II. Abdülhamid döneminde kurulan Sicillât-ı Şer’iyye Dairesi’nde (İstanbul Müftülüğü Arşivi) yer almaktadır. İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü Arşivi’nde otuz beşi Hanya, doksan yedisi Kandiye, yetmiş ikisi Resmo ve Girit adıyla kayıtlı 215 sicili içeren on bir defter bulunmaktadır. Aynı arşivde Selanik’e kayıtlı otuz kadar sicil vardır. Diğer şehirlere ait defterler ise 1941 yılından beri mevcut oldukları şehir kütüphane ve müzelerinden toplanarak 1991’de Milli Kütüphane’ye nakledilmiş, 2005’te 8934 sicilin orjinalleri Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’ne devredilmiştir. Milli Kütüphane(Ankara) dışında Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi’nde(İstanbul) 10. 369 adet İstanbul sicilinin ve 8693 adet Türkiye’de yer alan defterlerin mikrofilm kopyaları yer almaktadır. Aynı merkezde Türkiye dışında bulunan(Dupniçe-Radomir, Girit, Gastuni, Halep, Humus, Karaferye, Kırım, Köstendil, Livno, Mağlay, Mostar, Manastır, Priyedor, Saraybosna, Şam, Tımışvar, Tırhala, Trablus ve Visoko’ya ait defterler) 1350 defterin kopyası mevcuttur. Ayrıca Türkiye’de pek çok yerel kütüphanede o şehre ait defterlerin kopyaları vardır.

36 TDV. İslam Ansiklopedisi,a. g. m. ,s. 9. 22

2.6. Beşiktaş Şer’iyye Sicilleri Beşiktaş Şerʻiyye Sicillerinin aslı, İstanbul’da Sultan Ahmet’te İstanbul Müftülüğü Arşivi’nde bulunmaktadır. Bu siciller 231 tanedir. En eski tarihlisi Hicri 960(1552) tarihli, en son tarihlisi ise 1326( 1908-1909) tarihlidir. 2.7. 144 Numaralı (1805/1806-1806/1807 M.) (1220-1221 H.) Beşiktaş Şerʻiyye Sicilinin Tanıtımı

1.Tezin Adı: 144 Numaralı (1805/1806-1806/1807 M.) (1220-1221 H.) Beşiktaş Şerʻiyye Sicili

2.Tezin Konusu: 578 Numaralı Beşiktaş Şerʻiyye Sicilinin yayına hazırlanması ve değerlendirilmesi

3.Tezin Amacı veYöntemi: 144 Numaralı Beşiktaş Şerʻiyye sicilinin aslı İstanbul’daki Müftülük Arşivi’nde olup 1805/1806-1806/1807 M.(1220-1221 H.) tarihlidir. Rıka, rıka kırması, sülüs, nes-talik ve talik hurdası hattı ile yazılan sicil yaklaşık 50x17 cm. ebadında olup, 50 sayfadır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3. BELGE ÖZETLERİ

S. 2. b. 1: Maçka Mahallesi sakinlerinden Fatma bint-i Halil ile Seyyid Salih Alemdar’ın 15 Nisan 1806 tarihli nikâh hücceti. S. 3.a.1: Mevlana Mehmet Âtaullah Nuri Efendi’nin, Nisan 1806 tarihinde kasaba-i Beşiktaş ân kaza-i Galata’ya mahkemesine kadı olarak atandığına dair berat. S.3. a.2: Hanife Hatun binti Abdullah meclis-i şer’de kendi malı üzerinde hiyn-i muamelatında Şeyh İsmail Hakkı Efendi’yi nazır ve nasb tayin eylediği ve malının bir kısmı iskatına ve bir kısmı cariyesine ve cariyesini azad ve müdebbire ettiğine dair vasiyet ve vasiyete vekil nasbıdır. S.3.a.3: Ölümünde mâlını hayrat etmek isteyen Hatice Hâtûn kable’l-mevt mâl ve eşyasını yani ism-i mâl itlâk olunan her şeyini kayıt altına alma talebiyle ilgili 25 Ocak 1805 tarihli hüccet. S.3.b.1: Mahmiye-i İslambul’da Mehmet Ağa Hüseyin Ağa şehâdetlerinde Ahmet Beşe meclis-i şer’î şerîfte bi’l-vekâle merhûm Lala Mahmud Begin zevcesi Râbi’âya bir beyt ve müştemelâtını kat’i satış ile satın almasına dair 23 Mayıs 1805 tarihli belge. S.3.b.2: Galata müzâfaâtı Beşiktaş’da Abbas Ağa Mahallesi’nde Aşıklar Meydanı nâm mahalde bir evin Körik veledi Artin, Henbarsun veledi Artin zevci ve Henbarsun’un zevcesi Hennan zimmîlerin hisselerinin satılmasıyla ilgili 17 Mayıs 1805 tarihli belge. S.3.b.3: Kasaba-i Beşiktaş’ta Eski Sinanpâşâ Çarşısı’nda Kahveci Musir Beşe ibni Musa nâm kişi Meclis-i Şer‘îde Hatice Hatun ibneti Mehmed’e Kahveci dükkanını beş yüz gurûşa satmış ol-dahî bu minval üzere iştirâ ve tesellüm ve kabz ve kabûl eyleyip belirlenen beş yüz gurûş def’ ve teslîm etmiş ve bu dükkanı tekrar kendisine kiraya vermiştir. Sonra burayı Selvi nasraniyeye kiraya verdiğine dair 29 Mayıs 1805 tarihli belge. 24

S.3.b.4: Galata’ya bâğlı Beşiktaş köylerinden Kuruçeşme’de iki Yahûdî olan kişiler yedi seneye beher senesi yigirmi beş gurûşa köy girişindeki araziyi Endun isimli zimmîye icar ve teslîm idüb bûda kabûl ve tasdik etmiştir. S.3.b.5: Beşiktaş’a tabi Lond Çiftliği Ocağı’nda Kolağası iken Rumeli canibindeki harbde mecruh olup sonrası vefât eden Karacehennem demekle maruf Mehmet Ağa ibni Mehmed’in veraseti anası Fatıma zevcesi Salihe büyük kızı Hadîce ve küçük kızı Şerîfe Emine olup, sağîr kızının keyyumu ve hedanesi zevcesi Saliha’ya verilmişken; zevcesi Saliha mezbûr sağîre küçükken kendini bir ecnebiye tenkih ve tezvic ettiğinden mutavaffanın anası torunu için vasî ta‘yîni için talebde bûlunmuş; mahkeme vesayeti sağîr kızın anasında rucuʻ ve ceddesi Fatıma’ya vurud ve hedanesini verip muteveffanın doğum yeri olan Köprülü köyündeki mâl ve mülkün tasarrufu sağîrenin ceddesi olan Fatıma’ya vermiştir. Kendini torununa vasî ve hedane talebiyle ilgili hüccet. S.4.a.1: Beşiktaş’ın Fişnezâde Mahallesi’nde vefat eden Hadîce Hâtûn’un sulb-i sağîr kızı ‘Aîşe’nin tesviye-i umuriyesi hüccet-i şer’iyye ile vasî bâbâsı olub Mahkeme-i Şer‘îye şöyle takrir-i kelamla bâşvurmuştur. Küçük kızım ‘Aîşe’nin annesi zevcemden Fişnezâde Mahallesi’nde olan hane zaman geçmesiyle harâbeye ve yıkıma müşrif olduğu bunu yıkıp tekrar imar etme ve istirbâha çevirme hususunda izin talebiyle ilgili hüccet. S.4.a.2: Beşiktaş’a bâğlı Kuruçeşme köyünde öldürülen Bâzırganın zevcesi Mahkeme-i Şer‘îye bâşvurup şöyle takrîr-i kelâm itmişdir: Ecim Nikoli nâm zimmî zevcemin hayatında kendisine yazıcılık yapmakta idi. Zevcem vefât ettiğinde kendisinin yedinde oda döşemelerini almak için eşim yedine altı yüz gurûş vermiş idi. Temyiz olan o meblağ-i mezkûru kendine mal etme hususunda tarafından mezbûr İsmail Ağa vekîli ve naib nasb ve ta‘yîn eyledim. Didikde İsmail Ağa’da vekâleti kabûl ettiği üzere bû vesîka ketb olundu. Vekâlat hüccetidir.

25

S.4.a.3: Beşiktaş’ın Rum Ali Mahallesi’nde oturan Yareyden adlı zimmî tarafından mülkü menzilini satan ve değerini emriyle borcunu ödemeye vekil olduğu adı geçen şahsı Ekna ve Agob nâm zimmîlerin şahitliğiyle sabit ve sübut vekaletine haksız hüküm olan büyük oğlu Karabat veledi Kukas nam zimmî Meclis-i Şerʻde Rusya Devleti Bâştercümânı Çevze veledi Fonton nâm kişi Meclis-i Şer‘îde evinin satışının takriri kelamı idüb menzil mübâyaasıyla ilgili hüccet. S.4.b.1: Neccârzâde Eş-Şeyh Mehmed Sıddık Efendi’nin verasetiyle ilgili hüccettir. S.4.b.2: Nikah akdi için vekâlet ispatıyla ilgili 16 Haziran 1805 tarihli hüccettir. S.4.b.3: Nevşehir kazasına tabiʻ Debde nâm karye ahalisinden olup tarakçılar ocağında neferat iken ordu-yu hümâyunla Mısır Kâhire’ye azimet idüb kendisinden haber alınmayân Ahmed bin Hüseyin nâm kişinin bâbâdan kardaşı Süleyman ibni Hüseyin mefkut olan abisinin eşya ve emvalına ve alacağına talip olduğuna dair 13 Haziran 1805 tarihli hüccettir. S.5.a.1: Beşiktaş’ta Sinânpâşâ-yı Atik Mahallesi’nde oturan Zefirice binti Tenaş’ın Yuriyi zimmîyle nikâhıyla ilgili 18 Haziran 1805 tarihli hüccettir. S.5.a.2: Beşiktaş’ta İstinye Nahiyesi’ne tabi Rumeli Hisarı’nda Eş-Şeyh İsmail Hakkı Efendi ve kerimesi Emine Suade Hanım’ın mülklerini vakfetmesiyle ilgili 8 Haziran 1805 tarihli hüccettir. S.5.b.1: Hüseyin Ağa Mahallesi’nde oturan Cevani veledi Cevandeste harameyn mahremine tabi evkaftan Medine-i Üsküdar’da İhsaniye nâm mevzide merhum Sultan Osman Han Mescidi’ne vaad eylediği minber-i şerif ve İstanbul’daki Gazi Mahmud Paşa Türbesi’ne vaad eylediği vakıf paraları ve mütevelli Ahmed Efendi ibni Yunus önünde anlattığı adı geçen vakfın ortaya çıkmasına değin hücceti şer’iyye ile mülküm olup adı zikredilen Hüseyin Ağa Mahallesi’nde vaki mülk menzilimi bütün adamları tarafından şartlara uymayanlar adı geçen vakfı vakıf mütevellisi üç bin guruşa satmış. 26

Sonra kiraya verip bir müddet sonra burayı vakfa bağışladığına dair Nisan 1805 tarihli hüccet. S.5.b.2: Beşiktaş’a tabi Ortaköy sakinlerinden Befşer isimli Yahudi Meclis-i Şer’de Kılıç Ali Paşa Mahallesi’nde sakin Es-Seyyid Hüseyin Ağa ibni Hasan huzurunda anlatıp mezbûr mahallede bulunan attar ve çömlekçi dükkanlarında mevcut attariye mallarından hasıl olan faizi aralarında taksim ettiklerine dair hüccettir. S.5.b.3: Kâsımpâşâ’da İsmâ’il nâm kişi medhule zevcesini hul’ usuliyle boşadığından zevcesi yetmiş üç gün içerisinde üç hayız ve tuhur-i kâmil gördüğünü mahkemeye bâş vurup iddesinin bittiğinin kararını istemiş mahkeme kutub-i fetvada atmış beş gün içerisinde üç tuhur gören Hanımların olabileceğine dair fetvalardan ve kendisine etttirilen yemînden sonra bû bâyan, evlenmesine mani kalmadığından mahkemede şahitler huzurunda kendisini bâşkasına tenkîh ve tezvîc itmişdir. S.5.b.4: Rumeli Mahallesi’nde bir mülkün satışına dair 4 Temmuz 1805 tarihli hüccettir. S.6.a.1: Beşiktâş’da Sinanpaşa-yı Atik Mahallesi’nde Ğuril nâm nasrâniye mahdûd olan hane üzerine dava açmış ve bû menzilin bâbâsı tarafından kendisine ve kız kardeşine terike olduğuna dair hüccettir. S.6.a.2: Kasaba-i Beşiktâş’da vefât iden Nefîse Hâtûn ismindeki kadının Mehmed ism- indeki sağîr oğluna kendisinden kalan mâl-i mirasın zabt, hifz ve işlerinin görülmesi ve yürütülmesi hususunda bir vasî nasbı mühim ve mukteza olduğuna binâen bû sağîr Mehmed’in bâbâsı Mahmûd Beşe vasî nasb ve ta‘yîn olduğuna dair hüccettir. S.6.a.3: Kasaba-i Beşiktâş’da Emîne isminde bir kadın Mahkeme-i şer‘îyede mülk-i yedinde olan sebzeci dükkanının yarı hissesini ‘Alî Beşe’ye yedi yüz elli guruşa sattığına dair hüccettir. S.6.a.4: Beşiktâş’da Kuruçeşme karyesinde sâkin berber Es-Seyyid Mehmed gedik deyü tesmiye olunan berber dükkânını Hadîce Hâtûn’a iki yüz gurûşa tek pazarda satmış ve 27

teslîm eylediği Hadîce Hanım’da dükkânı teslîm alıp semen-i mâlumu eda itdikden sonra dükkânı tekrar kendisine her ayı ikişer bûçuk gurûşa kiraya verdiğine dair hüccet. S.6.b.1: Beşiktâş’da bir zimmî annesinin mâlını kendisinin zannıyla zabt etmiş annesi kendi payını oğlundan geri aldığını mahkeme-i şer‘îde ikrâr ve itiraf edip ve oğlunun borçtan kurtulması için burayı ona bağışlamasıyla ilgili hüccet. S.6.b.2: İngiltere pâzargânı Cemser veledi Saralı’nın mülkü olan menzil vekâleten Osman Ağa ve Mehbûbe Hâtûn’a alel iştirâk Mûsâvi bin gurûşa sattığına dair hüccet. S.6.b.3: Üsküdar’da Tophane Peri İskelesi’nde Kayıkçı Mehmed isminde bir kişi bir bâbâ ve oğlu cerh ettiği aralarında olan husumetten sonra araya giren müslih kişiler sonucunda davadan vazgeçip,kırk gurûş üzerine sulh ettikleri hususunda hüccet. S.7.a.1: Beşiktâş Mahkemesi’nde Fatma Hatun ibneti Mehmed isminde bir kişinin İbrahim Çavuş ismindeki zevcesiyle altmış yedi bûçuk gurûş mehr-i müecceleyi geri iade etme şartıyla boşanma hüccetidir. S.7.a.2: Kayıkçılar esnafı arasından biri vefât ettiğinde mesârif olsun deyü aralarında bir mikdâr nukud Bostani Mustafa emrinde vakfetmişlerdir. Vakfî nukuda mütevelli olan Mustafa’ya on gurûş sarf ve harc veriliyor ancak o bû on gurûşu sarf etmeyerek toplu vakıf olan altmış gurûşa katmıştır bû belge kayıkçının on gurûştan ibrasıdır. S.7.a.3: Beşiktâş’da Nesibe Hâtûn isminde bir Hâtûn Meclis-i Şer‘îde Mehmed zevci dahîli ile muhaleâ itmişdir. Mehr-i müeccelesi ve nafaka-i îddet mukayyed mâlum zevc üzerine müʻnet-i sükna ise kendisine ‘âîd vecihle ayrılmışlardır. Boşanma ile ilgili hüccettir. S.7.a.4: Beşiktaş’ta Sinanpaşa-yı Atik Mahallesi’nde oturan Zeferance isimli bir kişiyle Yuri isimli zimmînin boşanmasıyla ilgili 14 Temmuz 1805 tarihli hüccettir.

28

S.7.b.1: Turşucu Mehmed nâm kişi zokâk ortasında zevcesiyle ettiği niza’ sonucunda anahtarları ağzına vurup üstten iki diş alttan bir dişini kırdığından muhakeme olub yüz on beş gurûş diyet kararı verilmiş ancak araya girenler on beş gurûş üzerinde sulh ettikleri hususuyla ilgili hüccet. S.7.b.2: Beşiktaş’ta Etmekçibaşı Ali Ağa Mahallesi’nde Ümmügülsüm binti Hüseyin ile Es-Seyyid Abdi arasındaki boşanma hüccetidir. S.7.b.3: Beşiktâş’a tâbi‘ Lond Çiftliği karyesinde vefât iden Hüseyin nâm kişinin geride İhsan zevcesi ve sülbi kebîroğlu Ömer kimselere terekesi tahkîk-i şer‘î ile inhisar ve zevcesi vekîli İmâm Halîl Efendi yediyle hisse-i irsiyesini temâmen ve kâmilen ahz ve kabz ettiği ve oğlunun zimmetini ibra ettiğine dair ikrâr ve takrîridir. S.7.b.4: 18 Temmuz 1805 tarihli nikâh kaydı ile ilgili hüccet. S.8.a.1: Münazaât-i arsa ve tecavüz-i hudûd davasından Âbâcı Aciryan zimmînin temize çıkarma, aklama hüccetidir. S.8.a.2: Beşiktâş’a bâğlı Kuruçeşme köyünde mahkemeye bâşvurmadan dokuz sene önce Hadîce Hâtûn’un eşi bâşka diyara âzimet ettiğinden Hadîce Hâtûn boşama davası açmış ve zevcinin vekîli ile hul’â karar vermişlerdir. S.8.a.3: Sultan Selim Mahallesi’nde vefât iden Müfti Feyzullah Efendi’nin vârîsleri Hanımı erkek çocukları ve kız çocukları olmuş; kısa zamandan sonra anneleride vefât etmiş terike tüm kardeşlere sirayet itmişdir. Bû mâl-i mirastan asaleten ve vekâleten Muhyiddin Efendi bir zimmîye sattığına dair hüccet. S.8.b.1: Beşiktâş Sinanpâşâ-yı Atik Mahallesi’nde sâkin Aşçı Mehmed Beşe ibni İbrahim nâm kişi mahdûdü’l-etraf olan menzildeki hissesini beyʻ ve temlîk ettiğinin hüccetidir.

29

S.8.b.2: Molla İbrahim bin İsmail’in oğlu Mehmed on bir yaşlarında iken babasının bu çocuğa bakacak durumu olmadığından Mehmed Eşref Molla’nın Beşiktaş Mahkemesi’ne başvurup çocuğun tüm ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla nafaka vermesi hususuyla ilgili hüccet. S.8.b.3: İstanbul’da Selim Han Mahallesi’nde Şeyhülislam ve Müftiü’l-enâm Feyzullah Efendi’nin vefâtından sonra verasetiyle ilgili hüccet. S.9.a.1: Galata’ya tâbi‘ Büyükdere Köyü’nde Derviş Mehmed Muhyiddin ile El-Hac Dede Mustafa Efende’yü vâlîdeleri müteveffîye Nefîse Hanım’dan miras kalan bir sehemi kiremidhanede kiracı olan Kiremitci Futi veledi Yuri’ye yaptığı masrafları karşılığında sattıklarına dair hüccet. S.9.a.2: Beşiktâş’ta Aşıklar Mahallesi’nde Emîne binti ‘Alî ile El-Hac Mehmed ibni Ahmed on gurûş mehr-i müeccel ile nikâhlanıp, târîh-i vesikaden üç gün mukaddem alenen boşadığı ve zevcinden mehrini, iddet nafakasını ve evini kendi üzerine alması hususuyla ilgili hüccet. S.9.a.3: Beşiktâş’ta Rumeli Mahallesi sakinlerinden Topçu Mustafa Beşe ibni Ahmed arsasını üzerindekilerle bâten ve sahihen Teberdar El-Hac Ahmed Ağa’ya on gurûşa sattğına dair hüccet. S.9.b.1: Beşiktâş’ta Ortaköy’de sâkin Bostani Mustafa ibni Mehmed Cami-i Şerîf tahtında bir kahve dükkânını içündekilerle beraber hissesinin yarısını Bostani Mustafa ibni İbrahim’e sattığına dair hüccet. S.9.b.2: Beşiktâş Aşıklar Mahallesi’nde altıncı kocası olan El-Hac Mehmed’den Emîne isminde bir bâyan boşanmış ve kendisinden olan iki yaşında Ahmed isminde bir çocuğu olub bû çocuğun bâkımı, giyimi vesâir zaruri ihtiyaçları için mahkemece nafaka takdir olunmasını taleb etmiş ve mahkemenin babası üzerine nafaka takdir etmesi hususuyla ilgili hüccet. 30

S.9.b.3: Beyoğlu Mahallesi’nde vefat iden Kirkor zimmînin veraset zevce-i metrûkesi Piruniye zimmî Agob zimmî hakkında dava açmıştır. Kocam ölmeden Kumkapı İskelesi’nde Agob zimmîye kayık sattığını semenini halen vermediğini o ise verdiğini iddia etmiş araya girenler sayesinde barış sağlandığına dair hüccet. S.10.a.1: İstanbul’da Acı Maslak Mahallesi Câmi-i şerîfte vakfettiği kürsi ve dersiyesi mütevellisi Fâtıma Hâtûn’a yedi yüz gurûş bedel mukabelesine ferağ ve tefviz edilmiş ve Fatma Hâtûn ihtiyâr ve hasta olmaktan kızı Emîne’nin nafakasi ve kisvesi içün hâkimin günlük on gurûş nafaka ta‘yîn ettiğine dair hüccet. S.10.a.2: Anadolu’da Kastamonu Sancağı’nda Boy Abâd Kasabası’na tabi Onenk Karye ahalisinden olup halâ Beşiktaş’a tabi Kuruçeşme Ocağı’nda Bostani Mehmed bin Hasan nam kimesne, İstanbul’da misafiren kalan zevcesinin dayısı Bostani Mehmed’i bir meblağ borçlu kılmış ancak araya girenler vesilesiyle noksan bir meblağ üzerinde sulh edildiğine dair hüccet. S.10.a.3: Beykoz Nahiyesi’ne tabi Ebrum nam karye ahalisinden Osman isminde bir kişi küçük kızı Emîne’ye nafaka ve giydirme hususunda imkanının olmadığını, sağîr kızı içün ücret ile vekaletini Mehmed Emin Ağa’nın üstlendiğine dair hüccet. S.10.b.1: Dimitri nâm bir zimmî Yüri nâm bir zimmînin yanında kızıyla evlenmek üzere yüz gün bağçesinde çalışmış olub ancak sonrada kızıyla değil bâşkasıyla evlendirdiğinden aralarında çalıştığı günlerin ücreti misli üzerinde münazaa olmuş bunun sonucunda aralarında anlaşma sağlandığına dair hüccet. S.10.b.2: Vakıf mütevellisinin menzili satıp semen-i misli vakf-i mâlda cemʻ vakfı ikara çevirmesiyle ilgili hüccet. S.11.a.1: Beşiktaş’ta Sinanpaşa-yı Atik Mahallesi’nde yaşayan Karabet, kardeşleri ve annelerinin tereke mallarını paylaşmalarıyla ilgili hüccet.

31

S.11.a.2: Vasiyetle ilgili hüccet. S.11.b.1: Beşiktaş’ta Ernebur karyesinde En-Nesiye adlı zimmî bir kadının vefat etmesi sonucu miras olarak bıraktığı arsanın Nikola adlı zimmîye satıldığına dair hüccet. S.11.b.2: Şerîfe Emîne adında bir kadını kocasının talak usulüyle boşaması sonucu mehrini, îddet dönemi nafakasını ve bârınma ücretini aldığına dair hüccet. S.12.a. 1: Beşiktaş’ta Kılıç Ali Paşa Mahallesi’nde ‘Aîşe Hâtûn ve annesi Kezban Hatun Veliddin Ağa nâm kişiye ortak mülklerini iki yüz on altı gurûşa sattıklarına dair hüccet. S.12.a.2: Sirrullah Bâcı nâm Hâtûn’un eşinden boşanması ve nafaka talebiyle ilgili hüccet. S.12.a.3: Kendisine hisse isâbet iden bir nasrâniye Hâtûn hissesini bir zimmîye sattığına dair hüccet. S. 12.b.1: Rumeli’de Yanboli Kasabası ahalisinden Beşir bin Abdullah’ın verasetiyle ilgili hüccet. S.12.b.2: Kuruçeşme karyesi sakinlerinden olan Tohiri veledi Yani zimmînin verasetiyle ilgili hüccet. S.12.b.3: Beşiktaş’ın Erenyud karyesinde bir zimmînin mülkü olan arsasının satışıyla ilgili hüccettir. S.13.a.1: Eyyüp Ensari Mahallelerinden Arakebecibaşı Cafer Çelebi Mahallesi’nden Şerife Ümmügülsüm nâm Hâtûn, Hafız Mehmed Emin adlı kişiyle evlililiğinden aralarında zevciyete dair durum yaşanmadığı ve davadan bir hafta önce Mehmed Emin zevcesi evde olmadığı saatta eve gidip değerli eşyaları aldığı hususunda Ümmügülsüm dava açmış ve dava sonucu kendisinden boşanmış ve boşanma esnasında iddet nafakasi, mehri müecceli ve barınma ihtiyacının karşılanmasının talebiyle ilgili hüccet. 32

S.13.b.1: Tophâne Mahalleleri’nden Kurğancıbaşı Mahallesi sakinlerinden Ali Ağa ibni Mustafa Beşiktaş Mahkemesi’ne sınırlandırılmış menzilde müşterek olan Fatıma Hâtûn ile İbrahim Ağa her biri menzilin yarısında ortak olub; İbrahim Ağa payını Kayıkçı kethüdası Ali Ağa’ya satmıştır. Ali Ağa ise bu yarım hissesini zevcesi Fatıma Hatun’a yetmiş guruşa sattığına dair, 21 Ağustos 1805 tarihli hüccettir. S.13.b.2: Beşiktaş’ta Erenyud köyünde oturan Enneku isimli nasraniyenin bir vekil aracılığıyla menzil mülkünü Ezmurağde ismindeki zimmîye on bin guruşa sattığına dair Ağustos 1805 tarihli hüccettir. S.14.a.1: Beşiktaş’ın Erenyud karyesinde Ezmurağde isimli zimmînin mülkünü Sarraf Hoca Vasıl bazargâna on bin beş yüz guruşa sattığına dair hüccet. S.14.a.2: Beşiktaş’ta Cihannüma Mahallesi’nde yaşayan Rukiye Hatun ile Lond Çiftliği neferatından Mülazım Ali’nin boşanması sonucunda nafaka talebiyle ilgili hüccet. S.14.a.3: Beşiktaş’ta Cihannüma Mahallesi’nde yaşayan Aişe Hatun’u kocasının boşaması sonucunda nafaka, mehr-i müeccel ve barınma ihtiyacıyla ilgili hüccet. S.14.b.1: Beşiktaş’ta Erenyud köyünde yaşayan Baraşkudiye ismindeki zimmî hanımın arsasını Berasmu zimmîye satmasıyla ilgili hüccet. S.14.b.2: Tophane’de Perdiz Ağa Mahallesi’nde Hanife Hâtûn mahkemeye hedanet-i torun içün bâşvurmuştur. Damadı Kahveci Ömer ile kızı Habibe birbirlerinden boşandıklarından mezbûrun fîraşından ve kızım mezbûriden mütevellide kızı Hasibe nâm sağîrenin hedanet hakkı vâlidesi ve kızım Habibe’ye verilmişken ancak kızım ecnebi biriyle evlendiğinden hadene hakkı kendisinin sessiz ve bâna geri dönmesiyle ben sağîrenin hedanesini taleb ediyor ve günlük nafaka vesâir levazimesi bâbâsı üzerine farz ve takrîr olunması hususuyla ilgili hüccet.

33

S.14.b.3: Şerife Münevver Hatun’un Sinan Paşa Mahallesi’nde bulunan mülkünün gelirinin akar olamak üzere vakf etmesiyle ilgili hüccet. S.15.a.1: Mevlana Faiz Efendiye gönderilmiş olan 10 Eylül 1805 tarihli mürasele. S.15.a.2: 10 Eylül 1805 tarihli boşanma ve nafaka hususuyla ilgili hüccet. S.15.a.3: Beşiktaş’ta yaşayan bir zimminin ölmeden evvel bırakmış olduğu vasiyetiyle ilgili hüccet. S.15.b.1: 14 Eylül 1805 tarihli boşanma ve nafaka hususuyla ilgili hüccet. S.15.b.2: Anadoluda Bolu kasabasından olan sekiz yaşındaki kimsesiz Hüseyin bin Osman’ın nafaka ve kisvesinin Mehmet bin Ali tarafından karşılanmasıyla ilgili hüccet. S.15.b.3: Beşiktâş Erenyurt köyünde yaşayan kayıkçı Yeresmu kendi mülkü olan arsasınnı Kara Osman Ağa’ya satmış sonra bu arsayı üç seneliğine kiraladığına dair hüccet. S.15.b.4: Ortaköyde sakin Hafız Mehmed Sait Efendi ve zevcesi Hanife Hatun’un büyük oğulları Mehmed Emin Efendi yarım hissesine sahip olduğu kahveci dükkanını ve içindeki eşyaların yarısını Bosatani Mustafa bin İbrahim’e sattığı hususuyla ilgili hüccet. S.15.b.5: Maçka Mahallesinde yaşayan Emine Kamile ve Rüveyda adlı iki kız kardeşin anne ve babasından kalan tereke defterine göre miras paylaşımı ile ilgili hüccet. S.16.a.1: Beşiktaş’ta Maçka Mahallesi’nde yaşayan İnşitaşiye binti Sutan zimmî ile Nicola Veledi Yani zimmînin anlaşamamaları sonucu boşanmaları ile ilgili 7 Eylül 1805 tarihli hüccet.

34

S.16.a.2: Şerife Saide Hâtûn’un kocası Osman kendisini boşadıktan sonra bâşka yere gitmiş. Şerife Saide Hâtûn iddet bitiminde dava açmış kendisinin boşanmış olduğunu ve şahitleri hazır etmiş ve hâkim zevci olmasada şahitlerin ikrârıyla boşanmaya hükm etmiş ve kendisinin bâşkasıyla evlenmeye selahiyyetli olduğuna dair, 1 Ekim 1805 tarihli hüccet. S.16.a.3: Bozulmuş olan mevkuf leziz çeşmenin su akacak yerini yenileme, tamir ve mühürlemesini zimmî birisine iki yüz elli gurûşa verildiğinden, su tamirine taâhhud hususuyla ilgili, 13 Ekim 1805 tarihli hüccettir. S.16.a.4: Yaşlanmış olan bir ihtiyâr anne kızının yanında kalmış olub, zengin olan oğlundan nafaka taleb etmiş oğlu ise; nafakasını temin ve bâkımını ancak evime gelmesiyle kabûl ederim demesinden, anne kızından ayrılmak istemediği üzerine nafakasi kızı üzerine kalmıştır. Nafakaya dair, 13 Ekim 1805 tarihli hüccettir. S.16.b.1: Kuruçeşme’de su tamirine dair ta‘ahhüd ve ihâle hüccetidir. S.16.b.2: Sinanpâşâ-yı Atik Mahallesi’nde oturan Nefise Hatun, eski kocası olan Mehmed Emin Efendi’den olan oğlu için nafaka talebiyle ilgili, Ekim/Kasım 1805 tarihli hüccet. S.16.b.3: Sinanpâşâ-yı Atik Mahallesi’nde sakin Nefise Hatun ibnet-i Abdullah ile Müderisin Kirâmdan Mehmed Emin Efendi’nin boşanma ve nafaka hususuyla ilgili hüccettir. S.16.b.4: Kılıç Ali Mahallesi’nden Emine Hatun’un vakıf menzilinin yarısının ait nafaka talebiyle ilgili hüccet. S.17.a.1: Vişnezade Mahallesi’nde sakin Hanım binti Abdullah’ın Nikoli veledi Toma zımminin ve annesi Sofya’dan aldığı mülkü tekrardan onlara kiralamış, daha sonra bu mülkü onlara bağışladığına dair hüccet.

35

S. 17.a.2: Nikola veledi Toma ve annesi Sofya’ya ait olan Erenyurt karyesindeki bir mülkün Abdullah Efendi bin Hasan’a bin iki yüz guruşa sattıklarına dair, Ekim/Kasım 1805 tarihli hüccet. S.17.a.3: Beşiktaş’ta 19 Ekim 1805 tarihli barış akdi ve davadan aklanmaya dair iʻlamdır. S. 17.b.1: Galata Kadısı tarafından Beşiktâş nahiyesine naib tayin olunmuş olub, Şer’i hukuk görevini icaraya başlamasını istemiştir. S.17.b.2: Kuruçeşme karyesinde oturan Nikal Zehriye veledi Yani zimmî Arnavud karyesinden Yuri veledi Minhal’in zimmetindeki çeşitli zehair tutarlarında alacak hakkının ödenmesiyle ilgili i’lamdır. S.17.b.3: Arnavut karyesi’nde Cevezler Mahallesi’nde yarıcılık yapmış iki zimmînin ücretlerini alma talebiyle ilgili hüccet. S.17.b.4: Kuruçeşme’de cerhten ötürü helak olan zimmînin dem diyetinde akd-i sulh sağlanmasıyla ilgili hüccet. S.18.a.1: Beşiktaş’ta Erenyud karyesi’nde hayatını kaybeden bir zimmînin terekesinin paylaşımına dair anlaşma sağlanmasıyla ilgili iʻlâm. S.18.a. 2: Ortaköy karyesi bağları sınırında bir arsanın iki zimmî arasınsa satışına dair, 16 Mart 1805 tarihli hüccet. S.18.a.3: Arnavut köyünde yaşayan Yuvane isimli zimmî hanımın oğlu Leğur veledi Elya’ya 400 gurûşu hibe ettiğine dair 10 Mart 1806 tarihli hüccet. S.18.a.4: Arnavud köyünde Fevti veledi Elya’nın kardeşi Leğur zimmîden alacak hakkını hibe etmesiyle ilgili 10 Mart 1806 tarihli hüccet.

36

S.18.b.1: Kuruçeşme Köyü’ndeki yaralama olayıyla ilgili keşif iʻlamı ve yara raporu. S. 18.b.2: Beşiktaş’ta yaşayan Hibetullah ibneti Ali’nin terekesi ve eşi İsmail Ağa’yı vâsi tayiniyle ilgili, 10 Mart 1806 tarihli hüccet. S.19.a.1: Es-Seyyid İbrahim 1221 senesinde Beşiktâş’a kadı ta‘yîn olunmuştur. Kadı atamasıyla ilgili berat-ı şeriftir. S.19.a.2: Maçka Mahallesi’nde vefât eden Hanife binti Abdullah nam hatunun kız kardeşinin terekesinden hissesini talebiyle ilgili hüccet. S.19.a.3: 23 Mart 1806 tarihli arsa satışıyla ilgili hüccet. S.19.a.4: 23 Mart 1806 tarihli arsa satışıyla ilgili hüccet. S.19.a.5: 31 Mart 1806 tarihli tereke paylaşımıyla ilgili hüccet. S.19.b.1: Bir Hâtûn iddet döneminde boşandığını ve o günden altmış bir gün gecip üç kur gecirdiğinden hâkimden bâşkasıyla evlenme izni istemiş ve izin verilmiştir. S.19.b.2: Üç yaşında olan bir çocuğun bakımı ve beslenmesi için nafaka takdir edilmesiyle ilgili hüccettir. S.19.b.3: Yusuf Paşa Çeşmesi nam mahalde oturan Şerife Emine binti Es-Seyyid Ali nâm Hatun, Sayer Mehmed bin Ahmed ile evli olup aralarında güzel geçim olmaması nedeniyle kocası tarafından boşanmış ve bu nedenle nafaka ve diğer haklarıyla ilgili taleblerini içeren hüccet. S.20.a.1: 4 Nisan 1806 tarihli boşanma hücceti.

37

S.20.a.2: Sekiz yaşındaki bir çocuğu velisi fakir olduğundan velayet selahiyetiyle küçük çocuğu her gün beş paraya îcâre vermiştir. S.20.a.3: Ortaköy’de oturan Zülfiye Hatun ibneti Ebubekir’in, Abdurrahman bin Ali’ye bin yüz gurûş olan borcunun Zülfiye Hatun’un kızına vermesiyle ilgili hüccet. S.20.a.4: Zülfiye Hatun’un kızı Fatıma’nın annesinden veraseten eşya talebi ve bu hususta anlaşmaya varıldığına dair hüccet. S.20.b.1: Kuruçeşme karyesinde sakin Kara Osman bin El-Hac Hasan’ın mülkünü Yorgi veledi Nikola zimmîye bin iki yüz gurûşa sattığına dair hüccet. S.20.b.2: Ortaköy’de vefat etmiş Bedros veledi Serkez nâm zimmînin terekesinin paylaşımıyla ilgili hüccet. S.21.a.1: Hibe edilen mâli muhibin teslîm ve zimmet ibrasıyla ilgili hüccet. S.21.a.2: Sinanpâşâ-yı Atik Mahallesi’nde oturan Nefise binti Abdullah nam hatunun bir yaşındaki oğlu Mehmed İshak’ın her ay on beş guruş nafaka ve kisveye bağlanması ve çocuğun bakımının Nefise Hatun’a verilmesi hususuyla ilgili hüccet. S.21.a.3: Karısı Nefise Hatun’u boşamış olan Mehmed Emin Efendi’nin mehri müeccel nafaka-i iddet ve mu’net-i süknası semeninin takrîri ve teslimine dair hüccettir. S.21.b.1: Sinanpâşâ-yı Atik Mahallesi’nde Neyaki isimli zimmînin Rasiki binti Elya’ya yüz guruş olan borcunu ödemesiyle ilgili hüccettir. S.21.b.2: Melu veledi Burci nam zimmînin terekesi ve veraset davası hususundaki hüccettir.

38

S.21.b.3 Galata’ya tabi Fındıklı Selime Hatun Mahallesi’ndeki bir menzilin satışı ve sonra kiraya verilmesiyle ilgili hüccet. S.22.a.1: Sinanpâşâ-yı Atik Mahallesi’ndeki bir arsanın satışıyla alakalı hüccettir. S.22.a.2: Ortaköy’de bulunan bir Yemenici dükkânının içindeki gerekli aletleriyle birlikte elli guruşa satıldığına dair hüccet. S.22.a.3: Muʻyidzâde Mahallesi’nde bulunan bir kısım kahveci dükkânının Es-Seyyit Halil Ağa’ya iki bin guruşa satılmasıyla ilgili hüccet. S.22.b.1: Dört dönüm kadar bir bağın ve mülkün satışına dair hüccet. S.22.b.2: Bir mülk menzilin iki yüz elli guruşa satışıyla ilgili 11 Nisan 1806 tarihli hüccet. S.22.b.3: Bikr-i bâliğe nefsini îcâr ettirmiştir. S.23.a.1: Arnavud Karyesi’nde bulunan bir mülkün Yurğaki adlı zimmîye bin beş yüz guruşa satışıyla ilgili hüccettir. S.23.a.2: Erzence Abâd Mahallesi’nde bıçakla yaralama olayıyla ilgili davadan vazgeçildiğiyle ilgili hüccet. S.23.a.3: Maçka Mahallesi’nde bulunan bir mülk menzilin ʻAişe Hatun’a yüz guruşa satılmasıyla ilgili hüccet. S.23.b.1: Maçka Mahallesi’ndeki bir mülkün yüz guruşa Fatıma ve Hafize Hatun’a satılmasıyla ilgili hüccet. S.23.b.2: İstanbul’da Gül Cami-i Şerif Mahallesi’nde sakin iken vefat iden El-Hac Salih Efendi’nin verasetiyle ilgili hüccet. 39

S.24.a.1: Sinanpâşâ-yı Atik Mahallesi’nde sakin iken vefat iden Ümmügülsüm Hatun ibneti Abdulmelik’in verasetiyle ilgili hüccet. S.24.a.2: 22 Mart 1806 tarihli veraset paylaşımıyla alakalı hüccet. S.24.b.1: Beşiktâş’a 1221 senesinde Es-Seyyid Halîl Efendi’nin kadı olarak atandığı ve o günden itibarende ahaliye şer-i hukukun uygulanmasından sorumlu olduğu bildirilmiştir. S.24.b.2: Sinanpâşâ-yı Atik Mahallesi’nde oturan Zeynep Hatun ibneti Mustafa’nın zevcesi Abdüllatif Ağa’yı boşamasıyla ilgili hüccet. S.24.b.3: Arnavut karyesindeki bir mülk menzilin bin iki yüz guruşa satılmasıyla ilgili 26 Mart 1806 tarihli hüccet. S.24.b.4 Sinanpâşâ-yı Cedid Mahallesi’nde vefat eden Molla Mehmed’in veraset paylaşımı ve buradaki bir mülkün Es-Seyyid Feyzullah Efendi’ye dört yüz guruşa satılmasıyla alakalı hüccet. S.25.a.1: Kumkapı dahilinde Muhsine Hatun Mahallesi’nde bir dükkanda sağîre Emine’nin vakıf ve ferağ nısf-i hissesi olan sehemde tasarruf izni hakkında hüccet. S.25.a.2: Gayri reşit hususuyla vârîse amcasının vasi nasbedilmesiyle ilgili hüccet. S.25.b.1: Somuncuoğlu Mahallesi’nde Aîşe Hatun ibneti İsmail’in isteği ile kocası Ali bin Mustafa’dan boşanmasıyla ilgili hüccet. S.25.b.2: Sinanpâşâ-yı Atik Mahallesi’nde bir zimmînin yanında dokuz sene hizmet eden bir kişinin hakkını vekâleten alması hususuyla ilgili 17 Nisan 1806 tarihli hüccet.

40

S.26.a.1: Arnavut karyesi sakinlerinden Manul veledi Tohur zimmînin kardeşi Nikola zimmînin zimmetindeki bir mülkte yarım hisse hakkının olduğunu söylemesi ve Nikola zimmînin kardeşinin hakkını vermesiyle ilgili hüccet. S.26.a.2: Arnavut karyesi’ndeki Nikoli veledi Tohur zimmînin bir mülk menzilindeki yarım hissesini Yani zimmîye dört yüz guruşa satmış, sonra Yani isimli zimmînin burayı kiraya vermesiyle ilgili hüccet. S.26.b.1: Beşiktaş’ta Süleyman Mahallesi’nde bir mülkün satışı ve kiraya verilmesiyle ilgili hüccet. S.26.b.2: Kuruçeşme karyesi’nde Mart/Nisan 1806 tarihli boşanma hücceti. S.27.a.1: Nafaka-i mutlike iddet-i munkedye dâ‘vâsı ve bû hususta tahlifî ve başkasına kendini tezvîc iznidir. S.27.a.2: Mehmed bin Halîl vekâleten Nefîse Hâtûn’u on gurûş mehr-i müeccelle Veliddin’e bi’l-vekâle tenkîh ve tezvîc itmiş, Nefîse Hâtûn’da tezvici kabûl itmişdir. Nikâh hücceti. S.27.a.3: Ortaköy’de sakin iken vefat eden İmam Hasan Efendi bin Mehmed’in veraseti olan Arnavut karyesi’ndeki bir mülkün iki oğlu tarafından Ezmurağde isimli zimmîye satılmasıyla ilgili hüccet. S.27.b.1: Arnavut Karyesi’ndeki bir şekerci dükkânının kira sözleşmesinin feshi ile ilgili hüccet. S.27.b.2: Arnavut Karyesi’nde vefat eden Terkoni veledi Tenaş’ın verasetindeki bir mülk ile ilgili hüccet. S.28.a.1: Beşiktaş’taki dükkânların kiralarının yeniden düzenlenmesiyle ilgili iʻlâmdır. 41

S.28.a.2: Maçka Mahallesi’nde ortak bir iş kurmak için sermaye toplanmış olup, hesaplarda yanlışlık olması sonucu yeniden düzenleme yapılmasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.28.a.3: Galata ve şubelerinde toplam altmış dört adet hoşabçı ve şerbetçi dükkanlarının olduğu, Beşiktaş’ta ise üç adet dükkân bulunduğu fakat çarşı, pazar ve köşe başlarında şerbet satılmasıyla bu dükkânların iş yapamaması nedeniyle bu tip satışların yapılmamasına dair iʻlâm. S.28.b.1: Dimitri isimli zimmînin, El-Hac Mehmed’in dükkânından kaldırdığı fırıncı ekmeği semeninden yetmiş bir guruş alacak hakkından yetmiş guruşunu taleb etmesi ve bu borcun ödenmesiyle ilgili iʻlâm. S.28.b.2: Darb dâ‘vâsında müte‘allik da‘vâdan ibrâ-i diyet i‘lâmıdır. S.28.b.3: Kaçak hayvan kesiminin keresteci Es-Seyyid Ahmed kerestehânesinde edildiği şikâyetine binâen keresteci i‘lâmıdır. S.28.b.4: Terzi ile müşteri arasında yüz yitmiş yedi gurûş davası olmuş yüz yitmiş yedi gurûş ve yedi payeye hükmün i‘lâmıdır. S.28.b.5: Abacı Petro veledi Dimitri zimmîden Ğani zimmînin yüz bir buçuk guruş alacak hakkını taleb etmesi üzerine, elli beş guruş ödeme şartıyla anlaşma sağlanması hususunda iʻlâm. S.29.a.1: Bakkal Yerudumiz, Berber Dimitri’nin dükkânına girip hırsızlık yaptığını ve bunun sonucunda mahkemelik olduklarını ve sulh ettikleri hususunda iʻlâm. S.29.a.2: Enderûn-u Hümâyûn aşcısı Nevşehir’den Hânımını katırcı Mehmed katırına bindirip seksen sekiz gurûşa Beşiktâş’a getirmiş otuz beş gurûşu peşinen ödemiş kalan elli üç gurûş altı ay sonra ödeyeceğim demesine binâen ödemediğinden i‘lâm-i otuz beş gurûş hükmüdür. 42

S.29.a.3: Hükmü yetmiş bir gurûş iddiâsından kırk gurûşa anlaşma hususundaki iʻlâm. S.29.a.4: Balmumcu Mustafa Ağa Arnavut Karyesi’ndeki Bakkal Yurğaki veledi Aleksi zimmînin alıp kendine mal ettiği balmumu semeninden elli dokuz guruş otuz sekiz paye ve Ahmed Ağa yedinden balmumu semeninden kırk sekiz guruş ki toplam yüz yedi guruş otuz sekiz pare alacak hakkının seksen yedi guruş otuz sekiz payesini taleb ettiği ve bu hakkının verilmesiyle ilgili i‘lâm hükmüdür. S.29.a.5 Hayreddin Pâşâ Mahallesi’nde sakine Şerife Münevver Hanım’ın vekili Osman Efendi Beşiktaş Mahkemesi’nde Yasakcı odası olmak üzere Beşiktaş Meydanı’nda bir kısım odaya her ay kırk pare kira ile Yasakcı Hafız Mehmed Emin’e vermiş ve borcunu ödemesi hususundaki maʻruz. S.29.b.1: Rüşvet ispatı ve alınan bu rüşvetin geri ödenmesi hususunun i‘lâmıdır. S.29.b.2: Hamamcı Salih Ağa’nın aldığı rüşvetin ispatı ve bu rüşvetin geri ödenmesi hususundaki iʻlâm. S.29.b.3: Arnavud Karyesi’ndeki iki zimmînin alacak-verecek meselesi ve borcun ödenmesi hususunda iʻlâm kaydı. S.29.b.4: Efrenc taifesinden ihraççı Suturi veledi Enşenaşu zimmînin Yorgi veledi Eskenya Nasrani zimmetinde altmış birer guruş alacak hakkı olduğunu ve zimmî mersumdan mal taleb etmesiyle dava etmiş ancak, Yorgi zimmî yirmi beş guruş borcu olduğunu söylemiş ve borcun ödenilmesinin karar verildiği iʻlâm. S.30.a.1: İki zimmî arasındaki alacak-verecek hususuyla ilgili iʻlâm. S.30.a.2: Kereste nakli yapılması ile ilgili alacak meselesi konusunda bir anlaşmazlık yaşanmış, lakin meselenin çözüme ulaşmasının sağlanmasıyla ilgili iʻlâm kaydı.

43

S.30.a.3: İki zimmî arasındaki alacak-verecek meselesinin çözülmesi hususunda iʻlâm kaydı. S.30.b.1: Borç ödenmesi hususuyla ilgili iʻlâm kaydı. S.30.b.2: Borç ödenmesi hususuyla ilgili 4 Nisan 1806 tarihli iʻlâm kaydı. S.30.b.3: Borç ödenmesi hususuyla ilgili 5 Nisan 1806 tarihli iʻlâm kaydı. S.30.b.4: Borç ödenmesi hususuyla ilgili 9 Nisan 1806 tarihli iʻlâm kaydı. S.31.a.1: Borcun inkârı ve ödenmesiyle ilgili 11 Nisan 1806 tarihli iʻlâm kaydı. S.31.a.2: Beygir satışından sonra, beygirin topal olduğunun anlaşılması sonucunda satıştan geri dönülmesi konusunda iʻlâm. S.31.a.3: Borç ödenmesi hususuyla ilgili 18 Nisan 1806 tarihli iʻlâm kaydı. S.31.a.4: Yapılmış olan hileli satışla ilgili 26 Mart 1806 tarihli iʻlâm kaydı. S.31.a.5 : Alacakla davasıyla ilgili 27 Mart 1806 tarihli iʻlâm kaydı. S.31.b.1: Damın-i cebelden taşın yuvarlanıp üzerine düşmesi sonucu helâk olan bir zimmînin otopsi raporudur. S.31.b.2: Ölüm keşif raporu. S.31.b.3: İki zımmi arasındaki yüz guruş alacak meselesi ile ilgili iʻlâm kaydı. S.31.b.4: İki zımmi arasındaki borç ödenmesi hususuyla ilgili iʻlâm kaydı.

44

S.31.b.5: Arnavut karyesinde kethüda himayesinnde çalışan birinin aylığı iile ilgili iʻlâm kaydı. S.32.a.1n: Beşiktaş’ta kesir suyu kurbinde bir kıta bahçenin satışı ilgili iʻlâm kaydı. S.32.a.2: Petro isimli bir zimmînin Es-Seyyid Mehmed Beşe bin İsmail’e küfretmesi ve bunun isbâtlanması ile ilgili iʻlâm kaydı. S.32.a.3: İki zimmî arasındaki alacak meselesi ve borçlunun borcunu ödemesi hususundaki iʻlâm kaydı. S.32.a.4: Züleyha Hatun’un Âber veledi İstardi zimmiden alacağıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.32.a.5: Beygir üzerinden düşüp ölen bir zimminin ölüm keşfine dair iʻlâm kaydı.. S.32.b.1: İki zimmi arasındaki alacak davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.32.b.2: Borç ödenmesine dair iʻlâm kaydı. S.32.b.3: Borç ödenmesine dair 24 Mart 1806 tarihli iʻlâm kaydı. S.32.b.4: Borç ödenmesine dair 28 Mart 1806 tarihli iʻlâm kaydı. S.32.b.5: Borç ödenmesine dair 28 Mart 1806 tarihli iʻlâm kaydı. S.32.b.6: Haksız yere ve zulümle alınan paranın iadesiyle ilgili 30 Mart 1806 tarihli iʻlâm kaydı. S.33.a.1: Alacaklının alacağını taksitlendirmesi hususuyla ilgili 6 Nisan 1806 tarihli iʻlâm kaydı.

45

S.33.a.2: Vefât eden kızının çocuğunu terbiyesine alan babanın tornunun nafakasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.33.a.3: Lond Çiftliğiyi Ocağı neferatından Hüseyin Beşe’nin parasını Aşçı Erne’ye teslim etmesi sonucunda bu kişinin parayı geri vermemesiyle ilgili davanın iʻlâm kaydı. S.33.a.4: Müderrisin kiramdan Mehmed Emin Efendi kaynı Molla Mehmed tarafından sopa ile darp edilmiş ve Mehmed Emin Efendinin açtığı dava ile ilgili iʻlâm kaydı. S.33.a.5: Birinin mülkünü işgal etme ile ilgili iʻlâm kaydı. S.33.b.1: Borç ödenmesiyle ilgili iʻlâm kaydı. S.33.b.2: Ümmühan ve ‘Aîşe Hatun’un toplam otuz buçuk guruş alacak haklarını Saide Hatun’dan talepleriyle ilgili iʻlâm kaydı. S.33.b.3: Nefise Hatun’un Hüseyin Beşe’den alacağına dair iʻlâm kaydı. S.34.a.1: İki zimmi arasındaki alacak verecek meselesiyle ilgili iʻlâm kaydı. S.34.a.2: Borcun ödenmesiyle ilgili iʻlâm kaydı. S.34.b.1: Alacak davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.34.b.2: Borcun ödenmesiyle ilgili iʻlâm kaydı. S.34.b.3: Borcun ödenmesiyle ilgili iʻlâm kaydı. S.34.b.4: Rüşvet alınması ve bunun geri ödenmesiyle ilgili iʻlâm kaydı. S.34.b.5: Alacak davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. 46

S.35.a.1: Bir maldan haksız yere fuzuli kırk guruş alınması ve bunun geri verilmesi talebiyle ilgili iʻlâm kaydı. S.35.a.2: Beşiktaş’ta Molla Abazâde nâm mahallede vefât eden ismi belli olmayan bir müslimin cenazesinin incelenmesiyle ölümüne dair keşif yapılmasını konu alan rapor. S.35.a.3: Küçük bir çocuğun kendi eceli ile öldüğüne dair yapılan keşif. S.35.a.4: Halil Ağa’nın Nefîse Hâtûn’u darb ve hakaret etmesiyle ilgili da‘vâ ve takririnden ücretsiz vazgeçmesi hususundaki iʻlâm kaydı. S.35.a.5 Rahatsızlık veren bir ailenin küfür ve darbı sonucu kendilerinden şikayet edilmiş ve bilahare hadise Dergâh-ı ‘Âlîye’ye ref’ edilmenin sonucu aile mahalliden tahric edilmiştir. S.35.b.1: Alacak davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.35.b.2: İki yüz guruş alacaklı olan annenin kızından alacağını talep etmesi ve sonradan bundan vazgeçmesiyle ilgili iʻlâm kaydı. S.35.b.3: Alacak davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.35.b.4 Bir zimminin ücretle çalıştığı yerden alacağına dair iʻlâm kaydı. S.36.a.1: Kabataş’ta kazayla öldüğü ihbar olunan zimminin ölüm keşfşne dair iʻlâm kaydı. S.36.a.2: Bi’l-vekaleye cerh ve dâ‘vâsından sulh. S.36.a.3: Arnavut Karyesi’ndeki bir aşçı dükkânının lüzumlu aletlerinde yarım hissesi bulunan şahsın kira talebiyle ilgili iʻlâm kaydı.

47

S.36.a.4: Alacak meselesi hususunda borcun ödenmesine dair iʻlâm kaydı. S.36.b.1: Süleymaniye Mahallesi’nde sakin Şerîfe Emîne ciheti karzdan alacağı beş yüz guruşu ödememekle fermanı alişana uymadığından menzilinden ihraç olunması hakkında iʻlâm kaydı. S.36.b.2: Habibe Hatun’un kızının evlenmesi sonucu torununun bakımını üstlenmesi neticesinde çocuğun babasından nafaka talebine dair iʻlâm kaydı. S.36.b.3: Bir bostandan mahsülleri almak için Abdurrahman bin Mehmed’e Çavuş ve Zübeyir isimli kimselerin yüz otuz beş guruş ödediklerine dair iʻlâm kaydı. S.36.b.4: Alacak davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.36.b.5: Bir zimminin duvarcılık ücretinden alacağının ödenmesi ile ilgili iʻlâm kaydı. S.36.b.6: Bir zimminin duvarcılık ücretinden alacağıyla ödenmesi ile ilgili iʻlâm kaydı. S.37.a.1: Yorgi zimminin malının haksız bir şekilde alınması ve bunun geri verilmesiyle ilgili iʻlâm kaydı. S.37.a.2: Arnavut karyesindeki iki zimmi arasındaki alacak verecek davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.37.a.3: İki zimmi arasındaki alacak verecek davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.37.a.4: Molla Abazade Mahallsi’nde vefat eden kişinin otopsi raporudur. S.37.a.5 İki zimmi arasındaki alacak verecek davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.37.b.1: Yaralanarak öldürülen birinin ölüm şekline dair yapılan keşif. 48

S.37.b.2: Murat zimminin kahveyi satın almaması sonucunda kahvenin telef olmasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.37.b.3: Alacak davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.37.b.4: Şeyh Mehmed Efendi’nin Mahmud Efendi’yi haksız yere dövmesi sonucu ceza talebiyle ilgili iʻlâm kaydı. S.38.a.1: Alacak davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.38.a.2: Ömer Ağa’nın zevcesi Aluve Hatunun eşine itaat etmesiyle ilgili iʻlâm kaydı. S.38.a.3: Alacak davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.38.a.4: Şerife Hanım’ın kira gelirinin Hafız Mehmed Emin tarafından ödenmesiyle ilgili iʻlâm kaydı. S.38.b.1: Emine Hatun’un şiddet maruz kalmasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.38.b.2: Yaralanma davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.38.b.3: Alacak davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.38.b.4: Es-Seyyid Mehmed’in Mustafa bin Osman’a ait malları haksız yere almasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.39.a.1: Bir malın haksızca alınması hususuyla ilgili iʻlâm kaydı. S.39.a.2: Duvarcılık ücretinin ödenmesi ile ilgili iʻlâm kaydı. S.39.a.3: Duvarcılık ücretinin ödenmesi ile ilgili iʻlâm kaydı. 49

S.39.a.4: Aişe Hatun’un Hanife Hatuna tarafından hakarete uğramasıyla ilgili Duvarcılık ücretinin ödenmesi ile ilgili iʻlâm kaydı. S.39.a.5: Darb davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.39.b.1: Alacak davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.39.b.2: Darb davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.39.b.3: Alacak davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.39.b.4: Mahallede gayri ahlaki davranışta bulunan kişinin terbiye edilmesi ile ilgili i‘lâmıdır. S.39.b.5: Otopsi raporudur. S.40.a.1: Raişi üzerinde odun satma sonucu yapılan şikayettle ilgili davanın iʻlâm kaydı. S.40.a.2: Bir vakfın sekiz buçuk aylık kira geliriyle ilgili iʻlâm kaydı. S.40.a.3: Alacak davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.40.a.4: Gasp davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.40.b.1: Bahçivanlar taifesi içinde bulunan Ahmed bin Hüseyin’nin nifak çıkarmasıyla iligilli i‘lâmdır. S.40.b.2: Beşiktaş’ta Sinanpaşa-yı Atik Mahallesi’ndeki bir suyun kiraya verilerek faydalanılmasına dair iʻlâm kaydı. S.40.b.3: Veraset davasıyla ilgli iʻlâm kaydı. 50

S.41.a.1: Ahmed Nazif Efendinin borcunu taksitle ödemek istediğine dair iʻlâm kaydı. S.41.a.2: Cebren alınan paranın geri ödenmesiyle ilgili iʻlâm kaydı. S.41.a.3: Alacak davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.41.a.4: Alacak davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.41.a.5: Kayıkçılardan haraç alınmasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.41.b.1: Kurşunla öldürülen maktûlun otopsi raporudur. S.41.b.2: Murat zimminin Bedrus zimminden alacağı kira bedeliyle ilgili iʻlâm kaydı. S.41.b.3: İki zimmi bayan arasındaki alacak davasıyla ilgili iʻlâm kaydı. S.41.b.4: Beşiktaş’ta yasakçı ve subaşıların piyasa fiyatlarının üzerinde fiyat belirlemeleri sonucu halk arasında ortaya çıkan hoşnutsuzlukla ilgili iʻlâm kaydı. S.42.a.1: Vakıf menzilinin kira akdinin feshedilmesiyle ilgili iʻlâm kaydı. S.42.a.2: Nefise Hatun’un kocası Mustafa Beşe’nin şartla ferağ fasid olduğuna binâen da‘vâ hükmüyle ilgili maʻrûz. S.42.a.3: Nefise Hatun’un kocası Mustafa Beşe’den şartla eşya bey‘-i fasid olduğuna binâen da‘vâ hükmü konusunda maʻrûz. S.42.a.4: Mustafa Beşe yüz gurûş emanetten Nefîse Hâtûn’a bıraktığının dâ‘vâsında şahitleri olmadığından da‘vâdan menʻ. S.42.a.5: Zeytinburnu’nda ölü bulunan bir yahudinin ölüm keşfiyle ilgili maʻrûz.. 51

S.42.a.6: Alacak davasıyla ilgili maʻrûz. S.42.b.1: Alacak davasıyla ilgili maʻrûz. S.42.b.2: Alacak davasıyla ilgili maʻrûz. S.42.b.3: Kulakçı Hasan Beşe’nin Hamal Muğir’den toplamm yirmi altı guruş yirmi beş pare alacak hakkını talep etmesiyle ilgili iʻlâm kaydı. S.42.b.4: Da‘vâya adem-i iltifat. S.42.a.1: Arabâcı İbişin su’i halının ihbâr ve mahliden ihrâc i‘lâmı kaydı. S.43.a.1: Ortaköy’de divardan düşüp fevt olan aşçının ölüm keşfidir. S.43.a.2: Aslâ manavcı dükkânı olan dükkânı îcâre iden Yani zimmî bâkırcı dükkânına çevirmiş bûndan dolayı ihrâc da‘vâsı ve ihrâc hükmüyle ilgili i‘lâmı kaydı. S.43.a.3: İ‘lâm mülki menzilden hisse-i da‘vâsından ve muârîziden men’. S.43.b.1: Dükkânını bâkırcıya verdikten sonra çıkarmasıyla ilgili i‘lâmı kaydı. S.43.b.2: Ortaköyde bey‘ ettiği bâğ mahsulundan tağrir ve ğabında vâsında muârîziden i‘lâmı. S.43.b.3: Ocakbâşına bölükbâşını nasb ve ta‘yîn ve ocakbâşı câizesi yüz atmış gurûş hüküm i‘lâmı. S.44.a.1: Yaralanma davasıyla ilgili i‘lâmıdır. 52

S.44.a.2: Arz-i hal üzerine maktûlun cerh keşfî i‘lâmıdır. S.44.a.3: Düğün salonunu raic ta‘yîn i‘lâmıdır. S.44.a.4: Emanetim emanetçide kalmıştır davsıyla ilgili i‘lâmdır. S.44.b.1 Aylık ücretinin taleb davasıyla ilgili i‘lâm hükmü. S.44.b.2: Darboğaz mahalinde bir nefer reayanın bir kurşun ile öldüğünü ihbar eden zimminin keşfi ile ilgili iʻlâm kaydı. S.44.b.3: Arpa biçme ve döğmide çalışan amelenin kalan ücret dâ‘vâsında elli gurûş alacak tahsili i‘lâmı. S.44.b.4: Tüfenk kurşunuyla darb ve cerh olunan bârgirin kıymet-i şeriyesi daman lazım geldiği. S.44.b.5: Ortaklardan birinin yanında emanet bırakılan paranın bila teâddi velyâ taksir sirket olduğuna dair yemîniyle tasdîk olunduğu i‘lâmı. S.45.a.1: Boşanmış çiftin küçük kızları zevcette olduğu ancak zevcet kendini başkasına tezvîc ettiğinden zevc hedâne kendisine geçtiği dâ‘vâsını itmiş ve sağîr kız bâbâya teslîm edilmiştir. S.45.a.2: Fındık rebiâsını talebde sulh. S.45.a.3: Yoğurt dâ‘vâsına âdem-i iltifat. S.45.b.1: Şetm ve hakaretten ötürü ta‘zîriçünda‘ vâ.

53

S.45.b.2: Kayıkın nısfını virdiği kişinin payını satmasında haberi ve izni olduğuna dair da‘ vâda bila bey‘yine olduğundan mu’ârîziden menʻ. S.45.b.3: Kilise vakfının avârîzinden bi’l-menzil îcâre verilmiş bi’t-tevliye müsteʻcirden doksan beş gurûş taleb-i îcâre-i menzil-i avârîz-i kinişe. S.45.b.4: Abâcı ustası abâlarını iki kişiye nakıl iderek üçlü şirket kurmuş olub sonradan fesh-i şirketten ötürü şeriklerinde alacak da‘vâsıdır. S.46.a.1: Halîk olan meyitten bâtnında zâhir müstebin’ül hilke bir meyyid cenin ilkâ ettiği da‘vâsından menʻ. S.46.a.2: Satılan taşlardan 720 gurûş alacağı kaldığına dair davayla ilgilli i‘lâmıdır. S.46.a.3: Karz cihetinden indinde alacağım kalmış deyü da‘vâ. S.46.a.4 : Elmas taşlı altın yüzük semenine da‘vâ. S.46.b.1: Ortaköy’de gayri iffet idep davranan hayasız hâtûnları mahalleden islah-i nefs idinceye kadar ihrâc da‘vâ ve hükmü. S.46.b. 2: Karz verilen paranın edâsında teâllul ve muhallefettet dolayı da‘vâ. S.46.b. 3: Nesibe Hâtûn kirada olduğu menzilden çıktıktan sonra ev sahibi dolabinâ sakladığı inciyi aldığına dair da‘vâ. S.46.b.4: Boşanan çiftlerden zevc âhir biriyle evlendiğinden kendinde kala ferrace taleb da‘vâsıdır.

54

S.47.a.1: Vakıf mâlı mütevellisi tarafından îcâreye verilmiş bûna karşı şufaʻâ da‘vâsını açan bir zimmî mahkeme şufaʻâ vakıftan cârî olamayacağı ve da‘vâdan menʻ kararı vermiştir. S.47.a.2: Sultan Mehmed Cami Şerîfî’nin vakıf mütevellisi olan Abdullah Efendi’nin bi emrillah öldüğünün ve yerine mütevellinin belirlenmesinin i‘lâmıdır. S.47.a.3: Bir yahûdînin bir zimmîye sattığı anteri semeninden alacak da‘vâsında mahkeme yüz altmış iki gurûş zimmî terzi Yuvan’ın tüccar Yeşuh yahûdiye ödeme gerekliliğinin i‘lâmıdır. S.47.a.4: Cünun olan bir Yahûdînin iki oğlunun timarhâneye atılmâları husûsunda mahalle sâkinlerinin arz ve talebleridir. S.47.a.5: Bâyi müşteriye kumaş parasından kalan on dört buçûkgurûşu almak içün da‘vâ açmış ve müşteriye edâ husûsunda tenbîh olunduğunun i‘lâmıdır. S.47.b.1: Alacak davasıyla ilgili i‘lâmıdır. S.47.b.2: Ahmed isminde bir kişi Hayreddîn Mahallesi’nde sâkin iken vefât itmiş ve mahalle dükkanından aldığı et yağ ve pirinç gibi erzaktan borcu kalmış bâkkal ölen kişinin borçlu olduğundan borçluların arasına kendisininde dahîl edilmesinin arzuhalîdir. S.47.b.3: Evini üç seneliğe kiraya veren ev sahibi evime bâkmıyor deyü kiracısını çıkarmak istemiş mahkeme kiracının kira müddetinin tekmîline kadar evde kalmasına ve evin bâkımına tenbîh i‘lâmıdır. S.47.b.4: Divarcı ile taşcı arasında alacak verecek davasıyla ilgili i‘lâmıdır. S.48.b.2: Borç davasıyla ilgili i‘lâmıdır. 55

S.48.b.3: Alacak davasıyla ilgili i‘lâmıdır. S.48.b.4: Alacak davasıyla ilgili i‘lâmıdır. S.48.b.5: Davut Beşe Câmi-i Şerîfînde vaiz olan Abdullah Efendi’nin fevtini ihbâr ve i‘lâm ve mahlûl olan yerine Es-Seyyid Mahmûd’a vaizliğin tevcih bûyrulması niyâz ve arzuhâlidır. S.48.b.6: Yol güzergâhında ölü bûlunan bir leşin otopsi raporudur. S.50.a.1: Evamir ile hareket ve havadiseleri padişaha i‘lâm içün Beşiktâş vesâir kuddatlara ferman-i ‘Alîşandır. S.50.a.2: Mikdârından ziyâde binâlar inşâ olunduğu ve fazla katlara ruhsat ve müsâade edilmemesi husûsunda Beşiktâş ve civar semtlerin kadılarına i‘lâmdır. S.50.a.3: Elçi ve konsolosluklar yanlarında tercümânlık ve memurluk yapanların sarraflık ve esnaflık vesâir meşğaletlerde bûlunmamâları husûsunda kadılara uyarı ve ikazdır. S.50.b.1: Üsküdar’a rastgele diğer mahallelerden vesâir yerlerden rastgele konar göçerlerin ve gece konducularının önüne geçilmesi ve her nereden gelmişlerse yerlerine gönderilme husûsunda emir. S.50.b.2: Kadimü’l-eyyâmdan olduğu misillü herkes kendi heyetinde ve kıyafetleriyle gezip askeriye mahsus olan kıyafet ile gezmemek ve kalyuncu kıyafetinde kim ki keşt ve kezar ider ise derhal ahz ve te’dib olunacağı muhakkaktır. Ahâlînin askeri kıyafetle gezmesinin yasak olduğu emridir. S.50.b.3: Altının ederi fîyatı üzerinde satan altıncıların elinde bulunan tüm altınlarının darbhâne âmiresine alınacağı husûsunda idârî emirdir.

56

S.51.a.1 Çarpık yapılanma vakıf arazilerine konma izinsiz mesken inşâ itme dükkan, kahve ve han gibi yerleri izinsiz yapanlara hamam yapılmayacağı su verilmeyeceği ve cezalandırılacağı husûsunda kadılara ikaz ve uyarıdır. S.52.a.1: Kısa ve süslü püslü elbiselerle dolaşan Ermeni ve Rum bâzı kadınlarının olduğu husûsunda kadıya uyarıdır. S.52.a.2: Rum kadınlarının ve erkeklerinin nikâh kıyma ve boşatma yetkisi padişah tarafından patrik ve vekîline verildiği bûnların dışında kimside ehliyet olmadığı hususu ve bû rum erkekler ve kadınları bir kısmı mahalle İmâmlarına gidip aslâ evliyken diğeriyle tenkîh idüb evli görünmeleri ve bâzılarında kendi aralarında boşanıp nafaka ödemiden başkasıyla evlendiklerinden ötürü ortada fesâda gidecek bir hayli çocuk olduğu husûsunda nikâhın ve boşanmanın zabt ve rabtıdır. S.52.b.1: Koyun fermanıdır. İstanbûl’un ihtiyacı olan ete binâen ‘Alîköy celb yeri ta‘yîn edilmiş ve orda kesilen koyun ve kuzular tevziʻ edilerek İstanbûl’un farklı semtlerine dağıtılacağı konusunda ve bûna muhalîf gizlice koyun ve kuzu kesenlerin ve bahâsı üzerinde satanların cezalandırılacağı konusunda ferman-i ‘Alîşandır. S.53.a.1: Padişahın gedek ta‘bîr edilen ashab-i dekâkîn ve emvâl hakkındaki emr-i âlisidir. S.53.a.2 İstanbûl’a ûbûr ve mürûriden eshab-i da‘vârdan alınacak rüsumun taʻyîni ve meʻmurların vesâirlerin mâlûmü’l-mikdârdan rüsum almâlarının kesin yasak olduğu husûsunda koyun fermanıdır. S.53.b.1: İstanbul’da yaşanan odun sıkıntısından ötürü fırıncılar yeterince odun temin idemediklerinden ekmek çıkarmada sıkıntı yaşadıkları ve bû sorunun çözümü içim fırın komşuları olan kahve berber manav vesâir dükkancılar fırınlardan ateş aldıkları ve bâzıları bû ateşi söndürüp kömür ettikleri sonrada evlerine götürdükleri muşahade olduğundan fırınlardan ateş almasının yasaklanmasını ferman-i âliyle Galata kadısından istemiştir. 57

S.53.b.2: Yaklaşan mah-i Ramazanda gemicilerin ve kayıkçıların fırınlardan ziyâde ekmek almamâları husûsunda fermân-i ‘alîşandır. S.54.b.1: Dolmabahçe, Beşiktaş, Kasımpaşa ve İstinye nahiyelerinde yaşanan idarenin olumsuz yönetimleri ile ilgili murasâbedir. S.54.b.2: Koyun fermanı.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

4. 144 NUMARALI (1805/1806-1806/1807 M.) (1220-1221 H.) BEŞİKTAŞ ŞER’İYYE SİCİL DEFTERİ’NİN TRANSKRİPSİYON EDİLMİŞ HALİ

S.2.a.1:

Mahrûse-i Galata’ya müzâfe Kasaba-i Beşiktaş’da Sinanpâşâ Cedid Mahallesi’ne sâkin

S.2.b.1

Fahrü’l-eimme Maçka Mahallesi İmâmı Efendi: Ba‘de’s-selâm inhâ olunur ki Mahalle-i merkûme sâkinelerinden Fâtıma bint-i Halîl nâm Hâtûn’un mani‘ şer‘îyesi olmadığın ‘Ömer Beşe bin Mehmed ve ‘Alî Beşe bin Hüseyin nâm kimesne meclis-i şer‘e ba‘de’l-ihbâr kendüye âkdini iltimâs iden baîs’ü’l-mürasile Es-Seyyid Sâlih Alemdar tarafeynin rızâsıyla lede’ş-şuhûd tesmiye-i mehr âkd ve nikâh eyleyesin. Ve’s-selâm Fî 26 Muharrem 1221. (15 Nisan 1806) S.3.a.1: Yâ Fettâh Yâ Rezzâk Yâ ‘Alîm Bismillâhirrahmanirrahim Elhemduli’l-lahi’l-eziy esbete Vahdaniyetehu bi’l-berahini katî ve ezhere Rubûbiyetehu bi’ş-şevahidi’s-satîâ ve’s-selyâtu ve’s-selyâmuâla Es-Seyyidina Muhammedi’l-mebûs-i ila kaffeti’l-en’âm bi-icra-i şeraîʻ ve’l-ahkâmi ve temyîzi’l- helâl-i âni’l-harâm ve âlâ ‘alîhi ve ashabihi’l-ezine hum bezelü cehdehum fî emri’d-din ve temessekü bi-hablillahi’l-metin emma bâ’d fe-hazihi ceridetun cedidetun ustuîret li- tescîli’l-hicec-i ve’l-evâmir fî zemen-i fahrü’l-küddatî’l-kirâm ve zübdetü’l- müdekkikini’l-fehham Mevlânâ Mehmed Âtaullah Nuri Efendizâde enallahu ma yetemennahu ve zâde elmüvelli hilafehu bi kasaba-i Beşiktâş ân kaza-i Galata el- mahrûse hamiyet âni’l-fîteni ve’n-nuhus gefere lehu. S.3.a.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’ın Sinanpaşâ-yı ‘Atîk Mahallesi’nde sâkin zevâtı zeyl-i sahifide muharrerü’l-esâmi-i müslimîn tâ‘rifleriyle mâ‘rife-i hace Hanife Hatûn ibnet-i Abdullah Meclis-i Şer’-i Şerîf şamihi’l-ûlema ve mahfel-i dîn-i münîf rasihü’l-evtâdın vasîyeti atîyetü’l bey‘ân-ı tenfîze ve ser mühtar 59

nasb ve ihtiyâr eylediği Sadriye kebîre kızı baîset‘i hazihi’l-vesîka kezalik zâtî müslimîn mezbûrin tâʻrifleriyle maʻrife ‘Aîşe Hanife Hâtûn ibnet-i Hâfız Osmân Efendi ve Hüseyin nâzır ta‘yîn eylediği ‘umdetü’l-meşâyihü’l-kirâm Eş-Şeyh İsma‘il Hakkı Efendi ibni El-Hâc Mehmed Sâlih Efendi mahzarlarında bi’t-tev‘îhâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb bû çâker zaîfe ve müznibe nehife bi emrillahi Teâla “kullü nefsin zaiket’ül mevt” ve “kulü heyyin yulakihi el-fevt medmûn-i münîfî üzere vefât eylediğimde ism-i mâl itlâk olunur bi’l-cümle terekem ma‘rifet-i şer’iyle tahrîr ve zabt olunub sülüs-i ifrâz ve kızım vasîye-i mezbûreye teslîm ol-dahî nâzır mûmâ-ileyhi mâ’rifetiyle sülüs-i mâlımdan yüz gurûşun deʻbi müslimîn ve turi müvehhidin üzere techîz ve tekfîn ve tâ‘mir-i medfenim mes‘ârîfine harc ve sarf eyleye ve kırk gurûş dahî iskât-i sevm ve selyât ve kefârat-i yemînim içün devr olunub fukarâ-yı müslimîne verile. Ve yigirmi beşer gurûşun dahî bir Mushaf-i şerîf iştirâ olunub mustahikkinden bir talebe-i ‘ulûme verile. Ve yigirmi beş gurûşu dahî Beşiktâş’da esved ve medfûn kutbü’l-’ârîfîn gavsü’l-vâsilîn merhûm ve meğfûr lehu Neccârzâde Efendi zâviye-i latîfesinde vâki‘ bî‘r-i mâ (su kuyusunun) ta’mîrine sarf oluna ve hâlâ yedimde olan çerkestiyetü’l-asl Cezbedâr nâm cârîye-i memlûkemi hîn-i vefâtıme değin tedbir-i mukayyide ile i‘tâk ve müdebbere idüb sülüs mâlımdan elli gurûş ile eşyâ-i mezkûremden iki âded ve minder ve beş yastık ve iki yorgan ve bir döşek ve iki tencere ve dört sahan ve bir sini müdebbirem mezbûre Cezbedâra verile. Ve sülüs-i mezkûrdan bâkî kalur ise vücûh-i birre harc ve sarf oluna deyü vasîyet ve vech-i mübey‘yin üzere vesâyâ-yi mezkûresin tenfîze kızım mezbûre-i ‘Aîşe’ye Refî’â Hâtûn’u vasî muhtâr nasb ve ihtiyâr ve mûmâ ileyhi Eş-Şeyh İsma‘ilHakkı Efendi’yi ber vech-i mübey‘yin nâzır nasb ve ta‘yîn eyledim didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer’î mezbûre ‘Aîşe Refî’â Hâtûna vesâyet-i merkûmeyi ve mûmâ ileyh Eş-Şeyh İsma‘il Hakkı Efendi nezâret -i mezkûreyi kabûl ve hizmet-i lâzimesini kemâ hüve hakkuhu edâye varub teâhut ve iltizâm itmeğin mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l yevmi’l-hamis ‘aşer min şehr-i Saferü’l-hayr sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf (15 Mayıs 1805). Şuhûdu’l-Hâl:

Fahrü’l- meşâyihü’l kirâm Es-Es-Seyyid El-Hac Mehmed Sa‘îd Efendi ibni El- Hac Hasan Efendi. Fahrü’l-meşâyihü’l kirâm Âttarzâde Eş-Şeyh Mehmed Tâhir Efendi ibni El-Hac Mustafa Efendi. Kursçi Hâfız Hoca Abdülmecit Efendi. Divan kâtibi Ahmed Refîk Efendi. Halîl Efendi ibni İbrâhîm. Molla Ahmed bin Hasan. Mahmûd Ağa ibni Süleymân el-muhzır ve gayrihüm mine’l-hazer. 60

S.3.a.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinanpaşâ-yı Atîk Mahallesi’nde sâkin mâʻrifetü’z-zât Hâce Hanife Hâtûn ibnet-i Abdullah Meclis-i Şer‘î münîrde takrîr-i kelâm ve tevzîh-i ‘ânil merâm idüb hâlâ yedimde mevcûd Hâlik olduğum ism-i mâl itlâk olunur bi’l-cümle melbûsat ve mefrûşât ve mücevherât ve evâniye-i nuhasiyem ba ‘ayânihâ mâ’rifet-i şer‘île tahrîr ve defter ve suret-i defter-i yedime i‘tâ olunmak muradımdır deyü iltimâsına binâen kibel-i şerʻden meʻzunen murasil Kâtib Mustafa Edib Efendi’nin mezbûre hâce Hanife Hâtûn’un menziline varub muhzır-i müslimînde tahrîr olunan mezbûre hâce Hanife Hâtûn’un bi’l-cümle ma hâlik olduğu eşyası defteridir ki ber vech-i atî’z-zikr olunur. Hurrire fî on üç Safer sene 1220 (25 Ocak 1805). Tahminen yüz elli gurûş kıymetli zümrüt taşı küpe çift 1 Tahminen yigirmi gurûş kıymetli elmas taşlı yüzük âded 1 Yün ile memlu minder aded 5 Kanık ile memlu Kıbrıs basması yastık adet 12 Yemen basma mekâd aded 4 Musta’mel yemeni yorgan aded 6 Yün ile memlu mebit döşek aded 2 Musta’mel yemeni baş yastık adet 2 Yemeni yüz yastığı aded 2 Halı seccade aded 1 Çarşeb aded 4 Kühne Salı anteri aded 2 Nafe kürk aded 1 Kühne nafe kürk aded 1 Kühne çevke farrece aded1 Tencere meâ kapak aded 4 Musteâ’mel sahan-i sağîre kebîre aded 8 Sini aded 1 Kadayıf tepsisi aded 1 Musta’mel sofra şebkir aded 1.

61

S.3.b.1: Mahmiye-i İslambûl’da Dergâh-ı ‘Âlî Yeniçeri Ağası kapusunda Serdarlar Kâtibi Es-Seyyid Mehmed Emîn Efendi ibni El-Hâc Abdullah Efendi taraf-ı kerin-i şereflerinden bey‘-i atî’z-zikr-i ikrâre vekîl olduğu Mehmed Ağa ibni El-Hâc ‘Ömer ve Hüseyin ibni Sâlih nâm kimesneler şehâdetleriyle sâbit ve sübût vekâletine hükm-i şer‘î ye lahik olan tevabiînden Ahmed Beşe ibni Mehmed Meclis-i Şer‘î şerîf şâmihü’l-‘îmad ve mahfel-i dîn-i münîf râsihü’l-evtâd baîs-u hazihi’l-vesîka merhûm Lâlâ Mahmûd Beğ’in zevcesi fahrü’l-muhedderât Râbi‘a Hânım ibnet-i ‘Alî Beg’in tarafından kezalik bey‘-i atî’z-zikr-i tasdîkde vekîli Kozbekçi Hüseyin Ağa ibni Sâlih mahzarında bi’l- vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Süleymâniye Mahallesi’nde vâki‘ müvekkilem mûmâ-ileyhi ila hîni südurunda el-bey‘-i yedimde hakkım olub bir taraftan kendi âhir menzilim ve bir taraftan Kahveci Mehmed Emîn Ağa menzili ve tarafeyni tarîk-i ‘âmm ile mahdûd ve dahîliyide fevkâni iki bâb oda ve iki sofa ve sedir ve tahtani bir bâb oda ve bir sofa ve bir cârîye odası ve kenîf ve hamam meâ câmekân ve bir bi’r-i mah ve kırk zirâ‘ mikdâr bağce ve hârîcide Silahdâr Halîl Ağâ vakfından yetmiş zirâ‘ arsadan mâ ‘adâ fevkâni bir bâb oda ve bir âhûr ve bir mikdâr havlu-i kenîfe-i ve müştemelât sâ‘ire-i havî hârîciye ve dahîliye-yi muhtevi bir bâb mülk menzilimi cümleten bi’l-müştemile ve kendi tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî ve şurût-i mufsid ve mevâdiâttan beri bey‘-i bât-i sahîh- i şer‘î ile müştereya müvekkile-i mûmâ ileyhâ Râbi‘a Hânım’a dokuz bin gurûşa bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimde ol-dahî ber minvâl-i muharrer ba‘de’l-iştirâ ve temellük ve tesellüm ve semeni olan meblağ-i merkum mubayeâya bedel El-Hac Süleymân’a dokuz bin gurûş bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden temâmen ve kâmilen ahz ve kabz idüb menzil-i mahdûd mezkûrun takrîr ve ganimete ve istîdâ-yı semenine müte’âllik âmme-i da’vâdan mûmâ-ileyhâ Râbi‘a Hânım’ın zimmeti ibrâ ve iskât eyledim. Bâ’de’l-yevm menzil-i mahdûd-u mezkûr mûmâ-ileyhâ Râbi‘a Hânım’ın mülki muhzır ve mutasarrıfı olub benim kat‘en ‘alâkam ve müdahalem kalmamıştır. Keyfe mâ-yeşâ ve hesebi mâ tehtâr mutasarrıf olsun didi ve didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş- şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmü’s-sâlîs vel-‘işrîn fî şehri Saferü’l-hayr sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (23 Mayıs 1805).

62

Şuhûdu’l-Hâl: El-Hac Mehmed Sâlih Efendi ibni El-Hac Ahmed. Kozbekçi Mehmed Ağa ibni Hüseyin. Kozbekçi diğer Mehmed Ağa ibni Hasan. Kozbekçi Osmân Ağa ibni Mustafa. Kozbekçi bin Mustafa. S.3.b.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Âbbas Ağâ Mahallesi’nde ‘Aşıklar Meydânı nâm mahallede vâki‘ bir tarafı Soğmen zimmî menzili ve taraf-i selyâsesi tarik-i ‘âmm ile mahdûd ve ma’lûmu’l-müştemilât bir bâb mülk-i menzilin nısfı hisse-i şâyî‘asına bâ hüccet Körik veledi Ârtin zimmî ve rub’î hisse-i şâyî‘asına Henbârsun veledi Ârtin zevci ve rub‘-i hissesine mesfûr Henbârsun’un zevcesi Hennan Beg nasrâniye mutasarrıflar olmağla mesfûr Körik zimmî meclis-i şer’i hatır lazımü’t- tevkîrde zevcani mesfûrânın sulbî kebîroğlu taraflarından husûs-i atîyyü’l-bey‘ân tasdîk ve kabûle ber nehc-i şer‘î vekîl-i sâbitü’l-vekâle mersûm zimmî muvâcehesinde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb zevcan-i müekkeyâsını mesfûrân ile ‘ale’l-iştîrâk mutasarrıf olduğumuz menzil mahdûd mezkûr murûr-u zaman diğer şuhûr-i a‘vâm ile müşrif-i harâb ve ta‘mîr ve termîmine iştirâ ihtiyaç ile muhtâc olmağla benim nısfı hisse-i şayi‘âm ifrâz ve ‘alâmet-i fasıle vedîle mümtâz olunub ta‘mîr-i remim muradımdır deyü bûndan akdem zevcân-i mesfûrân da‘vâ-yı tasdîk eylediğinde zevcesi ba‘de vukû‘ü’l- münazâ‘ya bi evsâti’l-müslihîn menzili mezkûrun terbiâ arsası yüz on altı buçûk zirâ‘ olmağla olmağla canibimiz bey‘ninde vâki‘ mesfûr Sendâm’ın menzili tarafından bir metbâh ve bir sofa ve bir seherniç elli sekiz buçûk zirâ‘ arsa üzerinde minber mahallînde ifrâz ve ‘alâmet-i fasıle ved’île ba‘de’l-imtiyaz benimde nısf hissede ta‘yîn ve tahsîs ve cânib-i şerkiyesinde tarîk-i ‘âmm tarafında vâki‘ iki bâb fevkânî oda ve iki bâb tahtani oda ve bir mikdâr havlu elli sekiz zirâ‘ arsa üzerinde minber mahallinde zevcani mesfûrânın nısfı hisselerinde ta‘yîn ve tahsis olunub lâkîn mahalli mezkûrân benim muvâcehemde benim hisside ta‘yîn olunan mahalli mezkûrdan şerefli olmağla zevcani mesfûrân bana bi’t-terâdî iki yüz yigirmi gurûşa def‘ ve teslîm ve ben dahî yedlerinden temâmen ve kâmilen teslîm ve ahz ve kabz idüb ber minvâl-i meşrûh her birimiz hisse-i mezkûrunuzda ta‘yîn ve tahsis olunan mahalleri kabz ve kabul itdikden sonra menzil-i mahdûd-i mezkûrda olan hisselerimizde ve meblağ-ı mezkûrda vesâire müte‘allike ‘âîd vürud ve mutâlibât ve kâfe-i eymân ve hesasetten her birimiz aherin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfî‘ü’l-hisâm ve katü’n-nizâ‘da ibrâ ve iskât ve her 63

birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde vekîl-i mesfûr Bedredus dahî mukırr-ı mesfûrun bi’l-cümle kelimat-ı meşruhatı ektârî mezbûreyi kabûlleriyle ricâ bâ tahkîk ve şifâhen tasdîk ve kabûl itmeğin mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’s-sâbi‘ ‘aşer fî Saferü’l-hayr sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (17 Mayıs 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Bezdâr Es-Seyyid Emîn Ağa. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. Bostani Mider Beşe ibni Muhzır. Berber Atur Beşe veledi Sanur. Vezir Agob veledi Sanur. Kaluk veledi Kahre Beşe. S.3.b.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinanpaşâ-yı ‘Atîk sukkunda Kahveci Musir Beşe ibni Mûsâ nâm kimesne Meclis-i Şer‘î Şerîf-i enverde işbû bâ‘isü’l-vesîka zâtı ma‘rife Hadice Hâtûn ibneti Mehmed mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb hâlâ bâ hüccet-i şer‘îye gediği yedinde mülk ve hakkım olan sükk-i mezkûrda kâ‘im bir tarafı turşucu dükkânı ve bir tarafı berber dükkânı ve zehri Ruşen Efendi hadikası ve tarik-i ‘âmm ile mahdûd bir bâb Kahveci dükkânı derûnunda mevcûd bey‘ne’l-esnâf gedik ta‘bîr olunur. Eşyâ-i lâzime-i maʻdûdemi bi tarîkü’l- istiklâl mezbûr Hadîce Hâtûn’a beşyüz gurûşa bey‘ ve teslîm eyledikte ol-dahî ber minvâl-i muharrer iştirâ ve teslîm ve kabz ve kabûl idüb temsin olan meblağ-ı mezbûr beş yüz gurûş bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden temâmen ve kâmilen tesellüm ve ahz ve kabz eylediğimden sonra mezbûr Hadîce Hâtûn dükkân-ı mahdûd mezkûrun gediği olan eşyâ-i lâzime-i ma‘lûmesini ba‘de’t-tahliyetü’ş-şer‘iyye-i takâbûzü’l-mer‘â târîh-i kütttâbdan iki sene tamamına degin beher şehri yedi yüz buçûk gurûşa yine bana îcâr ve teslîm ve ben dahî ber vech-i muharrer ba‘de’l-isticâr ve kabûl işbûhâzır bi’l meclisde şahsî ma‘rife işci Selvi binti Temir nasrâniye beher şehr-i icâre-i mezkûreyi beş yüz buçûk gurûşun edâsında tarafından bi’l-emr ve kabûl-ü kefâlet-i sahîhetü’ş- şer’iyye ile kefî’l rızamız olmuştur didikde mersûme Selvi nasrâniye dahî kefâlet-i merkûme kabûlini bi’l-muvâcehe mukırr-ı muʻtelife olmağla gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î mâ- vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî 29 safer sene 1220 (29 Mayıs 1805).

64

Şuhûdu’l-Hâl : Kahveci eski Abdullah ibni Mehmed. Bekçi Es-Seyyid İbrâhîm ibni Mehmed. Hüseyin Ağa ibni Hasan. Mehmed Emîn Beşe ibni Osmân. Kasap Abdullah Beşe. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. S.3.b.4: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Kuruçeşme nâm karyede mütemekkin Saltine ve Keylale binti Oram nâm Yahûdîyeler taraflarından ber vech-i atî îcâr dükkânı ikrâra vekâleti mersûmetân Yahûdilerin konsolin bi’l- ma‘rifetü’ş-şer‘iyye ‘ârifân Bostanı Ahmed Ağa ibni Osmân ve Oram Yahûdî veledi Ravîd şehâdetleriyle muhzır-i sehihde cahdem sâbit olan Kemâl veledi Yasef nâm Yahûdî Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î haziran lâzimü’t-tevkîrde işbu ‘âmilü’t-teseffür Hancı Enderya Yasef nâm zimmî muvâcehesinde bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb müvekkillerim mersûmetan Saltine ve Keylale Yahûdîler mâru’z-zikr Kuruçeşme’de köyün bâşında kâ‘in bi’l-icâreteyn ve bâ ifrâzına mütevelli ale’l-iştirâkü’s-sevi taht-ı tasarruflarında olan üç genik bir kıt’a vakf dükkânlarımız işbu bin yigirmi senesi şehr-i Rebi‘ü’l-evvel gurresinden yedi sene tamamına degîn beher şehr yigirmi beşer gurûşa gerek i‘tibârî olmayarak mesfûr Enderya zimmîye îcar ve teslîm idüb ol-dahî dükkân-ı mezkûru ber vech-i muharrer isticâr ve teslîm ve kabûl eyledi didikde mesfûr Enderya zimmî dahî vekîl-i mesfûrun bi’l-cümle takrîr-i müşteramız reca bi’t-tahkîk ve ba‘de’t- tasdîk ve’l-kabûl hifzen li’l-mukîl işbû vesîka-i anîfe ketb ve imlâ ve yed-i tâlibe def‘ ve i‘tâ olundu. Fî’l yevmi’s-sânî fî şehr-i Rebi‘ü’l-evvel li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (31 Mayıs 1805). Şuhûdu’l-Hâl: İmam Es-Seyyid Mehmed. Râşid Efendi. Usta Hüseyin Ağa der Kuruçeşme. Berber Mehmed Ağa ibni Abdullah. Uzun İbrâhîm Beşe ibni Mehmed. Kayıkçı Mehmed Ağa ibni Hasan. S.3.b.5: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Lond Çiftliği ocağında süvârî sol Kolağası iken bundan akdem Rûmili cânibinde esnâ-i muharebide mecruh ve müte‘essiren Keşân kasabâsında vefât iden kara cehennem dimekle ma‘rûf Mehmed Ağa ibni Mehmed’in verâseti zevce-i menkûhe-i metrûkesi Şerîfe Sâlihe Hâtûn ibneti Es-Seyyid Hüseyin ile sulbî kebîr kızı Hadîce ve sağîr kızı Şerîfe Emîne’ye ve vâlidesi 65

Fâtıma Hâtûn ibnet-i ‘Alîye el-hisârı ba‘de’t-tahkîkü’ş-şer‘î zât-ı ma‘rife bâ‘iseti hazi- hi’l-vesîka ümmü mezbûre Fâtıma Hâtûn Beşiktâş mahkemesinde Meclis-i Şer‘î hatır lazımü’t-tevkîrde takrîr-i kelâm ve ta‘bîr-i ‘ani’l-merâm idüb oğlum müteveffâ-i mezbûrun fevtesinden hâsılda ve zevce-i mezbûre-i Şerîfe Sâlihe Hâtûndan mütevellide sağîre mezbûre Şerîfe Emîne bi hakkı ihdane vâlidesi mezbûrenin hicr ve terbiyesinde iken mezbûr Şerîfe Sâlihe Hâtûn ba‘de ikida-i müddet nefsi sağîre-i mezbûreyi ecnebiye tezvîc ve tenkîh itmekle hakk-ı hedâne kendüden sâkite ve bana racia olduğundan mâ ‘adâ oğlum müteveffa-yı mezbûrun mesket-i ra‘is olan Vilâyet-i Anadolu’da Kanfer kazâsına tâbi‘ Köprülü nâm karyede vâki‘ bi’l-cümle emlâk ve eşyasını mahallinde ma‘rifet-i şer‘île ba‘de’t-tahrîr hisse-i irsiyan ahz ve kabzın bi nefsihi azimet irâdesinde ol mahelde sağîr mezbûre Şerîfe Emîne’nin dahî hisse-i irsiyesinin karye-i mezbûrde ahz ve kabz ve zabt ve hifze ve umur-u sâ’iresini tesviyeye kıbel-i şer‘den bir vasî nasb ve ta‘yîn olunmak mühim ve mukteza olmağın mezbûre Fâtıma Hâtûn sağîreyi mezbûrenin ceddesi ve hadenesi olub vesâyet-i merkûmeyi dahî ber vecihle edâya ve ru‘yete kadir itdüğünü zeyli vesîkada muharrerü’l-esâmi-i müslimîn haber virdiler. Hâkim Haşim ve’l- ecnâb tubâ lehu ve hüsne meab Efendi hazretleri dahî müteveffa-yı mezbûrdan müntekil salîfü’l-bey‘ân Köprülü karyesinde mevcûd bi’l-cümle emlâk ve eşyâ-i müteveffa-yı mezbûr verese-i sağîre mezbûrenin hisse-i irsiyesini mahallinde ahz ve kabza ve zabt ve hıfze ve umûr-i sâ‘iresini tesviyeye ceddesi ve hedânesi mezbûre Fâtıma Hâtûn’u kıbel-i şer‘î enverden vasî nasb ve ta‘yîn eyledikde ol-dahî vesâyet-i merkûmeyi kabûl ve hizmet-i lâzimesini kemâ hüve hakkuhu edâya ta’ahhüd ve iltizâm itmegin mâ vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmü’s-salîs fî şehri Rebi’ü’l-evvel sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (1 Haziran 1805). S.4.a.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Fişnezâde Mahallesi sâkinlerinden olub bundan akdem vefât iden Hadîce Hâtûn ibneti Mehmed’in sulb-i sağîr kızı ‘Aîşe’nin babası ve tesviye-i umûruna bâ hüccet-i şer‘îye vasî işbû râfi‘ü’l- küttâb Bostani Mustafa Ağa ibni Hasan Beşiktâş Mahallesi’nde Meclis-i Şer‘î hatır lazimü’t-tevkîrde takrîr-i kelâm ve tevzîh-i merâm idüb sulb-i sağîr kızım mezbûre‘Aîşe’nin vâlidesi zevcem müteveffâ-yı mezbûrenin bi’l-îcâretide ve bâ izn-i mütevelli ile’l-vefât taht ve tasarrufunda olub mâru’z-zikr Fişnezâde Mahallesi’nde vâki‘ bir taraftan yenmez beşer Ahmed Beşe’nin menzili ve bir taraftan Şerîfe Fâtıma 66

Hâtûn menzili ve bir taraftan Hüseyin Resim Efendi menzili ve taraf-i Râbi’a tarîk-i ‘âmm ile mahdûd ma‘lûmu’l-müştemelât bir bâb vakfî menzil bâde vefâtiha Sadriye kebîre kızı Emîne binti Derviş Mehmed ile sağîre kızı mezbûre ‘Aîşe’ye ‘ale’l-iştîrâk Mûsâvvi kanun şehriyârî üzere isâbet ve intikâl itmişdi lâkîn menzil mezkûr mürûr-i zaman ve mürûr-i şuhur-i avam ile müşrif-i harâb ve temasil-i turab olub ber vecihle kabil-i sükna olmamağla tamir ve termîme sağîre mezbûrenin asıl mâlı olmamağla bekâsı müzir ve kebîr hissesiyle maen bâ ma‘rifet mütevellileriyle müsellibde âhir-i ferâğ olunub istirbâh olunmak sağîre-i mezbûre hakkında infa‘ ve evli olmağın vech-i meşrûh üzere cânib-i şer‘î kadimden bana izin virilmek bi’l-vesâye matlûbumdur. Didikde fi’l-hakîka hâl-i bâlâda şerh ve ‘ayân ve bey‘ân olunan minvâl üzere olduğu bi ihbârü’l-nukat lide’ş-şer‘î zâhir ve mükerrer olmağın sağîre mezbûrenin menzil-i mahdûd-u mezkûrde olan nısf-ı hisse-i müntekilesini kebîr hissesiyle maen bede’l- matleble âhir-i ferâğ ve tefvîze babası vasî mezbûr Bostani Mustafa Ağa’ya izin virilmeğin mâ vaka‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’s-sadis fî şehri Rebî‘ü’l-evvel li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (4 Haziran 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Mehmed İzzet Efendi. İbni Hüseyin Rasim Efendi. Kahveci Mehmed Ağa ibni Ahmed. Sakabaşı Esbek. El-Hac Münir Ağa. Abdül Beşir Mehmed Ağa diğer Mehmed Ağa İbni Ahmed. S.4.a.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Kuruçeşme nâm karyede mütemekkin ve münhesir şer’en ma‘rife maktûl Bâzargân Dimitri zevce-i metrûkesi Ezmurâğda binti Dimitri nâm nasrâniye Kasaba-i mezbûrda Meclis-i Şer‘î hatîr lâzımü’t-tevkîrde hâlen kapûdân-ı deryâ destûr-i ekrem müşir-i efham devletlü înâyetlü Beşe hazretlerinin divan kâtibi Efendi tevâbi‘inden işbû râfi‘ü’l-küttâb İsma‘il Ağa ibni ‘Alî mahzarıyla ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb hâlâ Medine-i safîzde mütemekkin Eci Nikoli veledi Eci Peli nâm zimmî zevcem maktûl mesfûrun ihyasında yazıcılık hıdmetinde olmağla zevcem mesfûr ba‘de’l-helâk mesfûr Eci Nikoli yedinden ve mâlımdan sakız kârı bir takım oda döşemesini altı yüz gurûşa iştirâ ve ahz ve kabz idüb temiz olan meblağ-i mezkûr altı yüz gurûş hâlâ zimmetinde olacak hakkım olmağla mablağ-ı mezkûr mesfûr Eci Nikoli yedinden taleb ve da‘vâ ve ahz ve kabza ve husûs-i mezbûr mütevekkif olduğu umûrun küllisine tarafımdan mezbûr İsma‘il Ağa’ya vekîl 67

ve nâ‘ib münâşîb nasb ve ta‘yîn eyledim didikde mezbûr İsma‘il Ağa dahî vekâlet-i merkûmeyi kabûl ve merâsimini edâya ta‘ahhüd itmeğin mâ vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi hamis aşer min şehri Rebi‘ü’l-evvel sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (8 Haziran 1805). Şuhûdu’l-Hâl: El-Hac Hasan Ağa ibni Osmân. Mustafa Ağa ibni Mustafa ve gayrihüm. S.4.a.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Rum ‘Alî Ağa Mahallesi’nde mütemekkin Yarayden binti Varterus nâm zimmî tarafından ber vech-i atî mülkü menzilini bey‘â ve semenini ahz ve kabza ve emriyle deynini edâya vekîl-i olduğu şahs- ı mersûmeyi bi’l ma‘rifetü’ş-şer‘îye ‘ârîfân Ekna veledi Befdus ve Agob veledi Mefredic nâm zimmîler şehâdetleriyle sâbit ve sübût vekâletine hükm-ü şer‘î lâ-hak olan Sadri kebîr oğlu Karabât veledi Kukas nâm zimmî Meclis-i Şer‘î hatır lâzımü’t- tevkîrde işbû hamilü’s-sefer Rusya devleti bâş tercümânı Çevze veledi Fonton nâm tercümân tarafından bey‘-i atî’z-zikrî tasdîk ve kabûle vekîli Kirkor veledi Sofar nâm zimmî muvâcehesinde bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb ila hiyni sudûr-i haze’l-bey‘ müvekkelem enem mersûme Bâraydin nasrâniyenin bâ hüccet-i şer‘îye mülkü olub işbû hazır bi’l-meclis Kürkçi Esdaver veledi Artin nâm zimmî yedinde iki bin beş yüz gurûş deyn mukâbilesinde bi tarîkü’l-istiğlâl damın olan Kasaba-i mezbûrde harbi zikr Rum ‘Alî Ağa Mahallesi’nde vâki‘ bir taraftan Taşku nasrâniye menzili ve bir taraftan Eskumer nasrâniye menzili ve bir taraftan tersane-i amire Emîni esbek Emîn Ağa rağfînden menzil ve tarafî rabi‘-i tarîk-i ‘âmm ile mahdûd ve hârîciyide tabaka-i aliyede iki bâb oda ve bir sofa ve divanhâne ve bir kenîf ve vustada iki bâb oda ve bir sofa ve dîvânhâne ve kenîf ve sofadan bir bâb oda ve bir kenîf ve bir mağaza ve bir bir-i mar ve miktar havlu ve dahîliyide tabaka-i ‘Alîyide iki bâb oda ve bir sofa ve bir bâb oda ve bir sofa ve bir mutbah ve sofade bir mutbah ve bir mikdâr havluyu müştemil hârîciye ve dahîliyeye bir bâb mülki menzili mesfûr Esdaver zimmî rehinesinden ba‘de’l-fek bi’l-cümle bi’l-müştemile tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufid ve mutahhir bey‘i bât-i sahîh-i şer‘î ile bi’l-vekâle tercümân mesfûr Çevze veledi Fonton zimmîye iki bin beş yüz gurûşa bey‘ ve teslîm eylediğinde ol-dahî ber minvâl-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve ahz ve kabz ve kabûl idüb semeni olan meblağ-i mezkûr iki bin beş yüz gurûş bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden 68

temâmen tesellüm ve ahz ve kabz idüb endem mersûmenin deyni mezkûreni îfâ içün mesfûr kürkçi Esdaver zimmîye def‘ ve teslîm eyledim. Ba‘de’l-yevm mahdûd mezkûrda müvekkelem Ena mersûmenin asla alâka ve müdahili kalmayub mesfûr yün yünercinin mülki müşterasi ve mutasarrıfî olmuştur. Keyfe mâ-yeşâ-i ve yehdar mutasarrıf olsun. Didikde gıbbe’t-tasdîk-i şer‘îde mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’t-tâsi‘ fî şehr-i Rebî‘ü’l-evvel sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220( 7Haziran 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Kahveci İbrâhîm Ağa ibni Osmân. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. Sandalcı Erseb veledi Saçator. Artin veledi Korik. S.4.b.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinanpaşâ-yı ‘Âtîk Mahallesi’nde şeref endâz ikâmet üzere îken bundan akdem vedâ’i ‘âlem-i fenâ-yi cihân ve âzim-i gülşenayi darü’l-canân olan kutbü’l-‘ârîfîn gavsü’l-vâsilîn tarîkat-i ‘âliye-i Nakşibendiye’nin ercümendi merhûm ve meğfûr lehu Neccârzâde Eş-Şeyh Mehmed Sıddık Efendi ibnü’l-merhûm el-mebrûr Eş-Şeyh El-Hâc Mustafa Rızaü’ddîn Efendi’nin verâseti zevce-i metrûkesi ‘Aîşe Hânım ibneti Ahmed Efendi ile sulb-i kebîre kızları Hadîce Âsime Hânım ve Rukiye Zahide Hânım ve’l-ebeveyn kız karındâşı ‘Aîşe Cemile Hânım’a münhasire bâ’deha ahte mûmâ ileyhâ ‘Aîşe Cemile Hânım vefât idüb verâseti mûmâ ileyhümâ Hadîce ‘Âsime ve Rukiye Zahide Hânimlâra münhasır olduktan sonra zevce-i mûmâ ileyhâ ‘Aîşe Hânım dahî zikr-i atî mülki samilhânide olan semeni hisse-i irsiye-i şâyiâsını iki yüz elli gurûş semen-i makbûze mûmâ ileyhüma Hadîce ‘Âsime ve Rukiye Zahide Hânımlara ‘ale’l-iştirâk es-sevî binâen ve sahihen ba‘de’l-bey‘ ve temlîk mûmâ ileyhâ Rukiye Zahide Hânım dahî vefât idüb verâseti zevc-i metrûkesi hâlâ Neccârzâde zâviye-i latîfesinde post neşin olan Eş-Şeyh İsma‘ilHakkı Efendi ile sulb-i sağîre kızı Emîne Suâde Hânım ve’l-ebeveyn kız karındâşı Hadîce ‘Âsime Mâl Hânım münhasır olduğu lide’ş-şe‘r elânur zâhir mütehassık olduktan sonra işbû râfi‘ü’l-küttâbü’l-müstetâb mûmâ ileyh Eş-Şeyh İsma‘il Hakkı Efendi ibni El-Hac Mehmed Sâlih Efendi meclis-i şer‘i şerîf Ahmedî ve mahfel-i dîn-i münîfi mahzûmiye kendi nefsinden asâleten ve sulb-i sağîr kızı mûmâ ileyhâ Emîne Suade Hânımın olmağla ve tesviye-i umûrine min kıbel-i şer‘î mensûb vasîsi olmağla vesâyeten takrîr-i kelâm ve tevzîh-i ‘âni’l-merâm idüb mâru’z-zikr Galata 69

muzâfâtından İstinye nahiyesine tâbi‘ Rumili Hisârında vâki‘ bir tarafdan Ser kâtibi meşhure Fâtıma Hânım sâhilhânesi ve bir taraftan Sâlih Beğ sâhilhânesi ve ba’zen koru Ağası Hüseyin Ağa Hânesi ve tarafı râbi‘î sahil-i behr ile mahdûd hârîciyesinin tabaka-i ûlyasında behre nâzırı iki bâb oda ve bir kebîr sofa ve koğuş ta’bir olunur bir kebîr oda ve ustasında behre nâzır bir bâb oda ve bir kahve odası ve bir kenîf ve suflasında bir su leymânı ve bir kenîf ve bir mikdâr havlu ve iki kapu ve dahiliyide tabaka-i ulyâdabehre nazır bir bâb oda ve cebele nâzır bir köşk ve tabaka-i üstâd behre nâzır iki bâb oda ve bir misafir odası ve dîvânhâne ve bir kenîf ve verasında bir cârîye odası ve bir mufsilhâne ve bir abdesthâne ve diğer bir bâb cârîye odası ve bir kenîf ve suflada bir bâb odası ve bir zil vecheyn dulap ve bir kiler ve bir kebîr mutbâh ve bir mikdâr havlu ve bir zokak kayıtsız müştemil hârîciye ve dahîliye-yi muhtevî mülk-i sahilhâne murisimin müteveffa-yı evvel müşârün-ileyhin ile’l-vefât mülki ve ba‘de vefâtihi terekesinden olub bâlâda tafsîl ve bey‘ân ve şerh ve ayân olunduğu vech üzere sekiz sehem i‘tibârîyle bir sehem bana ve iki sehem kızım sağîre mûmâ ileyhâ Emîne Suâde Hânıma ve beşer sehem dahî mûmâ-ileyhâ Hadîce Asime Hânım’a bi’l-irsi’ş-şer‘î isâbet ve intikâl idüb lâkîn benim kızım sağîre mezbûrenin hisselerimizi mübey‘yin yedimizde mülknâme hücceti olmamağla husûs-i mezkûre vukûf-u tâmî olub Meclis-i Şer‘îde hadirum tukat muvahhidinden ba‘de’l-istihbâr olunduklarında takrîr ve tahrîr ve sûret-i mülkü yedime i‘tâ olunmak bi’l-verâse ve bi’l vesâye matlûbumdur didikde zeyl sahifide nuharrerü’l-esâmi boğaz ile vukûf-u istihbâr olunduklarında fi’l vâki‘ kasnebe Şeyh mûmâ-ileyhin takrîr-i meşrûhu üzere sudûr ve müştemilatı ma‘lûmumuz olan sahilhâne-i mezkûre müteveffâ-yı müşârün-ileyh Neccârzâde Şeyh Mehmed Sıddık Efendi’nin ile’l-vefât mülki ve ba‘de vefâtihi terekesinden olub ber vech-i muharrer sekiz sehem itib’ârîyle bir sehem Şeyh mûmâ-ileyh İsma‘il Hakkı Efendi’ye ve iki sehem kerime ser sağîre-i mûmâ-ileyhâ Emîne Suade Hânım’a ve bâkî beşer sehem dahî mûmâ-ileyhâ Hadîce Asime Mal Hânım’a ma‘rûs olduğu bizim ma‘lûmumuzdur deyü bildirüb ‘ale’t-terîkü’ş-şehâde haber virmeleriyle hıfzü’l-mekâl işbûvesîka-i enike ketb ve imlâ ve Şeyh mûmâ-ileyh yidine def‘ ve i‘tâ olundu. Fî’l yevmi’s-salîs aşer min şehri Rebi‘ü’l-evvel li sene îşrîn ve mieteyn ve elf 1220 (11 Haziran 1805) . Min tahrîr-i men lehü’l-safer ve’ş-şeref .

70

Şuhûdu’l-Hâl: Umdetü’l-mevâli el fehâm ve zübdetü’l-müdeffîkin el-fihâm pâyâ-i Mekke-i Mükerreme faziletlu, semahatlu Hasan Pâşâzâde Es-Seyyid Hüseyin Beg Efendi hazretleri. Umdetü’l-mevalî el-fehâm ve zübdetü’l-ûlema ve’l-izzam sabiken Üsküdar kadısı fazîletlü inâyetlü Es-Seyyid Zeynelâbidin Efendi hazretleri. Mefherü’l- meşayihü’l-kirâmzâde devletlü Es-Seyyid Şeyh Mehmed Saîd Efendi ibni merhûm Eş- Şeyh Süleymân Efendi. Fahrü’l-meşayihü’l-kirâm Atârzâde Eş-Şeyh Mehmed Tâhir Efendi ibnü’l-merkûm Şeyh Tâhir Efendi. Divân-i Hümâyûn Kalemi Ahmed Reşid Efendi ibni El-Hac Mehmed Ağa. El-Hac Mehmed Sâlih Efendi ibnü’l-merhûm El-Hac Ahmed Efendi. Halîl Efendi ibni İbrâhîm. S.4.b.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da esved ve medfûn Hazreti Eş- Şeyh Yahya Efendi k.d.s. el-Âli Mahallesi sükkânından işbû râfîü’l-küttâb Es-Seyyid Mustafa Ağa ibni Es-Seyyid Mehmed nâm kimesne Meclis-i Şer‘î hatîr lazımü’t- tevkîrde mahalle-i mezbûre sâkinelerinden zeyl-i sahîfide muharrerü’l-esâmi müslimîn ta‘rîfleriyle zâtî ma‘rife Havva binti Külâhcı İsma‘il Ağa nâm bikr-i bâliğe tarafından husûs-i atiyyü’l-bey‘ânda ber nehc-i şer‘î vekîl-i sâbitü’l-vekâle ser Mahmûd Ağa ibni Süleymân muvâcehesinde takrîr-i kelâm ve tevzih-i anil merâm idüb hâlâ Cidde valîsi destûr-u ekrem müşir-i efham devletlü inayetlü Mehmed ‘Alî Paşa Yeserehullahu ma yerihi ve mâ yeşâ vezir Ruşen Demir hazretlerinin Kethüdâ-yı ‘Alîye vekârları Tirazlı Mehmed Efendi hıdmetinde mukîm li-ebeveyn er karındâşı Es-Seyyid Osmân Ağa müekkele-i mezbûre Havva nâm bikr-i bâliğe velisi izni ve tarafeyn rızâsıyla lide’ş- şuhûr ve tesmiye-i mehr idüb kendüye akd ve tenkîhini tarafından tevkîl itmekle su‘al olunsun. Didikde gıbbe’s-su‘al ve’l-inkâr mezbûr Es-Seyyid Mustafa Ağa’dan takrîr-i meşruhuna mutâbi‘ke-i bey‘ine taleb olundukta u‘dûl ahrâr ricâl-i müslimîn eskat muvahidiniyiden Eş-Şeyh ‘Abdurrahman Efendi ibni Osmân ve Pâşâ-yı müşârün ileyhin Tatar Yûsuf Ağa ibni ‘Abdurrahman nâm kimesneler li eceli’ş-şehâde meclis-i şer’e hadirân olub eserü’l- istişhar fi’l-hakîka mezbûr Es-Seyyid Osmân Ağa ibni Es-Seyyid Mehmed müvekkele-i mezbûre Havva binti Külahcı İsma‘il Ağa bikr-i bâliğayı velisi izni ve tarafeyn rızâsıyla lide’ş-şuhûd ve tesmiye-i mehr idüb kendüye ‘akd ve tenkîhe karındâşı işbû mezbûr Es-Seyyid Mustafa Ağa’yı bizim medurimizde vekîl-i nasb ve ta‘yîn ve bizi dahî işhâr eyledi. Biz bû husûsa bû vech üzere şahitleriz ve şehâdet dahî 71

ideri deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘îye eylediklerinde gıbbe riâyete şeraitü’l-kabûl şehâdetleri makbûle olmağın mucesiyle mezbûr Es-Seyyid Mustafa Ağa’nın vekâletini ba‘de’l-hükm ve tenbîh mâ-vaki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fî’l yevmi’s-sâmin ‘aşer min şehri Rebi‘ü’l-evvel li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (16 Haziran 1805). Min tahrîren men lehü’l-safer ve’l- şeref. Şuhûdu’l-Hâl: Kâtib Mustafa Edib Efendi. Mehmed Sâîd Efendi ibni Mehmed Nuri Efendi. Halîl Efendi İbrâhîm. Gurabiyecizâde Halîl Efendi. Muhzır Veli Beşe. S.4.b.3: Vilâyet-i Anadolu’da vâki‘ Nevşehir kazâsına tâbi‘ Debde nâm karye ahalîsinden olub mutbah-ı ‘âmiride tarakçılar ocağı neferâtından iken târîh-i küttâbdan yedi sene mukaddem ordu-yu hümâyun ile Mısır Kâhire’ye azimet ve hâlâ hayatda ve memaleti nâ-ma‘lûm olan Ahmed bin Hüseyin nâm kimesnenin li-eb er karındâşı Süleymân ibnü’l-mezbûr Hüseyin nâm kimesne zuhûr idüb Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde gâib mezbûrun hîn-i azimetinde ber muceb-i defter müfredât-ı emânet vedâ‘ eylediği eşyasında minel yedi evvel işbu râfi‘ü’l-küttâb Bostani İbrâhîm Ağa ibni Halîl mahzarında zâtını mutbah-ı ‘amire isti’cirandan olub karye-i mezbûre ahâlisinden El-Hac Lütfullah bin Hüseyin ve Mustafa bin Hasan nâm kimesneler şehâdetleriyle bimâ hüve nehc-i şer‘îye ba‘de’l-isbât ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb karındâşım gâib mezbûr Ahmed târîh-i merkûmde hîn-i ‘azimetinde zabit-i Dârü’s-saadetü’ş-şerîfe Ağası kovuşcısı Yûsuf Ağa ma‘rifetiyle ber mûcebi defter-i müfredât mezbûr İbrâhîm Ağa’ya emanet ve def‘ ve teslîm olunan müste‘mel bir kaput ve iki müste‘mel çevke cübbe ve bir müste’mel göğüs önü dokuz aded mercân dügmesi yelek ve bir müste‘mel çevke nemten ve bir müste‘mel şal-ı menzil ve bir müste‘mel bezme şalvar ve bir müste‘mel Trablus kuşağı ve bir cedîd ahdiye ve bir cedid helâl gömlek ve on beşer münekaş çevliye ve iki kat zincirlisi simli ve bir bıçak ve bir pezerinç tesbih ve şalan ve rehim sim kuşağını ve gaib mezbûrun zimmemi olmak üzere Değirmenci Mustafa Ağa da yüz elli gurûş ve tavukçi kobanı zimmîde altmışar gurûş ve tavukçu Çalayun oğlu Yahûdiyle beş yüz gurûşun temlîklerini mezbûr İbrâhîm Ağa yine zâbt-ı mezbûr Yûsuf Ağa ma‘rifetiyle bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden karındâşım gâib mezbûrun halî mütebeyyin oluncaya kadar li-ecli’l-hıfz temâmen teslîm ve ahz ve kabz eyledim didikde gıbbe’n-nazarü’ş-şer‘î mâ hüve’l- vâki‘ bi’t-taleb ketb 72

olundu. Fî’l yevmi’l-hamis ‘aşer min şehri Rebi‘ü’l-evvel li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (13 Haziran 1805 ) . Şuhûdu’l-Hâl: Tavukcıbâşı Es-Seyyid El-Hac Mustafa Ağa ibni Eş-Şeyh Hasan. Teberdâr Zülfîyan Kifliyani kostancisi Yûsuf Ağa . Kilercibâşı Külahcı Ahmed Ağa . Kilerci bi’t-tafîr Mehmed Ağa . S.5.a.1: Fî’l-asl mahrûse-i Burûsa’da Kayabâşı Mahallesi mütemekkinelerinden olub hâlâ Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba- Beşiktâş’da Sinanpaşâ-yı Atîk Mahallesi’nde mütemekkine olmağla nefsini âher tezvîce mâni‘ şer‘îyesi olmadığını şahsını ‘ârifânbâhçevân Yuvan veled Bâlço ve Berber Nikola veledi Kosti nâm zimmîler habirleriyle zâhir ve mütehakkık olan Zefîrice binti Tenaş nâm nasrâniye Meclis-i Şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde işbû hâmilü’s-safer bâhçevân Yuriyi veledi Eskoli nâm zimmî muvâcehesinde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb ben işbûtârîh-i vesîka günü âyîn-i şerî‘at mutahhere üzere otuz gurûş mehr-i müeccel tesmiyesiyle lide’l-muhzıru’ş-şuhûd bi’t-terâdî nefsinimi mesfûr Yuriyi zimmîye tezvîc ve tenkîh eylediğimde ol-dahî ber minvâl-i muharrer tezvîc ve tenkîh kabûl eyledi didikde mesfûr Yuriyi zimmî dahî mukheri mersûmeyi vicâhen tehkîk ve şifâhen ba‘de’t-tasdîk ve’l-kabûl mâ-vaki‘ bi’t- taleb ketb olundu. Fî’l yevmil ‘işrîn fî şehri Rebi‘ü’l-evvel li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (18 Haziran 1805). Şuhûdu’l-Hâl: ‘Ömer Çavuş Ağa ibni Mustafa. Mehmed Sa‘îd Efendi ibni Nuri Efendi. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. Muhzır Veli’ddin Halîl ibni Mustafa. S.5.a.2: Mahrûse-i Galata’ya Kasaba-i Beşiktâş’da esved ve medfûn kasbü’l-‘ârîfîn gavsü’l-vâsilîn merhûm ve meğfûr lehu Neccârzâde Eş-Şeyh El-Hac Mustafa Rızayü’d- dîn En-Nakşibendi k.d.s. âli hazretlerinin hanika-i ‘alîyelerinde hâlâ bost neşîn olan fahrü’l-meşayihü’l-kirâm Eş-Şeyh İsma‘il Hakkı Efendi ibni El-Hac Mehmed Sâlih Efendi bey‘-i atî’z-zikri ikrâr kendi nefsinden asaleten ve sulbiyye sağîre kızları Emîne Suade Hânım’ın tesviye-i umuriye min kıbel-i şer‘î’l-envar mansûb vasîsi olmağla vesâyeti Meclis-i Şer‘î şerîf şamih’ü’l-‘imâr ve mahfel-i dîn-i münîf râsihü’l-evtâdda dârü’s-saâdetü’ş-şerîf Ağası hazretlerinin nezâret-i ‘alîyelerinde olan evkâfdan 73

serbevâbey‘n dergâh-ı ‘alî kıdvetü’l-emacit ve’l-ekârîm câmiü’l mehamid ve’l-mekârîm bin İbrâhîm Ağa zimmîni vâki‘ fi ve bi’l-meşrûte mütevellisi işbû râfîü’l- küttâbü’l müstetâb mûmâ-ileyh Begin İbrâhîm Ağa ibni el-merhûm El-Hac İbrâhîm Ağa mahzarında bi’l-asâle ve bi’l-vesâye ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb işbû yedimde olan ber kıt‘a hüccet-i şer‘îye mentûkunca mâru’z-zikr Galata müzâfâtından İstinye nahiyesine tâbi‘ Rumili Hisarı’nda vâki‘ bir tarafdan Ser kâtibi nâmşir Ser Fâtıma Hânım sahilhânesi ve bir taraftan Sâlih Beg sahilhânesi ve ba’den kurra Ağası Hüseyin Ağa hânesi ve taraf-ı râb‘i-i sâhil-i bahr ile mahdûd hârîciyide ûlyada bâhre nâzır iki bâb oda ve bir sofa ve koğuş ta‘bîr olunur bir kebîr oda ve vustada behre nâzır bir bâb oda ve bir kahve odası ve bir kenîf ve suflada bir su leymânı ve bir kenîf ve bir mikdâr havlu ve iki zokâk kapusı ve dahîliyide ûlyada bâhre nâzır bir bâb oda ve cebele nâzır bir köşk ve vustada behra nâzır iki bâb oda ve bir misafîr odası ve dîvânhâne ve kenîf ve verâsında bir cârîye odası ve bir muğsilhâne ve bir abdesthâne ve diğer bir bâb cârîye odası ve bir kenîf ve suflada bir bâb oda ve bir zü’l-vecheyn dolap ve bir kiler ve bir kebîr mutbah ve bir mikdâr havlu ve bir zokâk kapusız müştemil hârîciye ve dahîliye-yi memnûr mülk-i sahilhânenin sekiz sehem itib’ârîyle bir sehem benim ve iki sehem kızım mûmâ-ileyhâ Emîne Suâde Hânım’ın şayet mülkümüz olmağla ben sahilhâne-i mezkûrda olan siham-i mezkûre mûcebince üç sehem hisse-i irsiye-i şâye‘miz bi’l- cümle bil müştemile veresiye tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufsididen ‘ârî bey‘-i bât-i sahîh-i şer‘î ile bi’l-asâle ve bi’l-vesâye vakf-î mezkûr ‘akâr olmak içün mütevelli mûmâ-ileyh ben İbrâhîm Ağa’ya üç bin gurûşa bey‘ ve teslîm eyledikde ol- dahî minvâl-i muharrer üzere iştirâ ve teslîm ve kabûl itdikden sonra semen-i mezkûrdan üç yüz gurûşun mâl-i vakıftan olmak üzere bana def‘ ve teslîm eyledikte ben dahî yedinden ahz ve kabz idüb semen-i mezkûrdan bâkî iki bin yedi yüz gurûşu zikr-i atî mua‘ccele içün cânib-i vakf-i şerîfde ba‘de’l-ibkâ sahilhâne-i mezkûrde sehâmu mezkûr mûcebince üç sehem hisse-i irsiyye şayi‘amızda benim ve kızım sağîre- i mezbûre Emîne Sûade Hânım’ın kat‘en ‘alâka ve müdahalemiz kalmayub vakf-ı mezkûr ‘akâratından olduktan sonra mütevelli mûmâ-ileyh ben İbrâhîm Ağa hisse-i mezkûreyi iki bin yedi yüz gurûş muâccele ve yigirmi bir akçe müeccele ile taraf-ı vakıftan bi’t-tevliye bana ve kızım Emîne Sûade Hânım’a icâr ve tefvîz ve teslîm eykedikde ben dahî ber-vech-i muharrer bi’l-asâle ve bi’l-vesâye isticâr ve tefvîz ve teslîm ve kabûl idüb semen-i mezkûrdan taraf-i vakıfda ibkâ eylediği iki bin yedi yüz 74

gurûş muâccele-i mezkûre ba‘de’t-tekâs ve’l-mukâhene ve’l-kabûl-u fî mâ-ba’d üç sehem hisse-i mezkûrem vakfîyet üzere mûmâ-ileyh Eş-Şeyh İsma‘il Hakkı Efendi ve kerimesi Emîne Suade Hânım’ın bi’l-icâreteyn dâhil zümre-i tasarrufu olmağın ben mebî’ mezkûrenin takrîr ve ğebine ve mu‘accele-i merkûmenin âdem-i istifasına mütaallike ‘âmme-i da‘vâdan taraf-ı vakfın ve mütevelli mûmâ-ileyhin zimmetleri ibrâ-i ‘âmm râfiü’l- hisâm ile ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî ibrâr-ı mezkûremi kabûl eyledi didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer’î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’t-tâsi’ ‘aşer min şehri Rebi‘ü’l-evvel sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf. Min tahriren men lehu es-Safer ve şeref 1220 (8 Haziran 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Dergâh-i ‘Âli köklülerinden Abdullah Ağa ibni El-Hac Ahmed Ağa . Mustafa Ağa ibni Mehmed Hezinedâr merhûm Mustafa Ağa . Kâtib-i vakf Es-Seyyid Ebûbekir Efendi ibni Es-Seyyid Hüseyin Efendi. Câbi Vakıf Hüseyin Efendi ibni Mustafa. Halîl Efendi ibni İbrâhîm. S.5.b.1: Mahrûse-i Galata’ya hârîcinde Hüseyin Ağa Mahallesi’nde mütemekkin Cevani veledi Cevandeste Meclis-i Şer‘î Şerîf-i enverde harameyn mahremîne tâbi‘ evkâfdan Medine-i Üsküdar’dan İhsâniye nâm mevzi‘de merhûm ve meğfûr lehu Sultan Osmân Han mescidine ved‘ eylediği minber-i şerîf ve Mehmiye-i İslambol’da Gazi Mahmûd Paşa-yı Veli türbesine ved‘ eylediği mehye-i saadet vakfı nukûdunun vâkfî ve bi’l- meşrûte hâlâ mütevellisi eshab-u heyrattan kâtib hazreti Dârü’s-Saadetü’ş-Şerîfe üçüncü halîfe ser bâisi nidâ el-kitab-i vird beşer Ahmed Efendi ibni Yunus mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb vakf-i atî’z-zikrin südûruna değin bâ hüccet-i şer‘îye müstakil yedimde mülküm olub mâru’z-zikr Hüseyin Ağa Mahallesi’nde vâki‘ bir taraftan Luciye nasrâniyenin mukırr-ı menzili ve bir taraftan Hadîce Hâtûn menzili ve bir taraftan Tenriye-i nasrâniyenin mukırr-ı menzili ve taraf-i rabi‘ tarîk-i ‘âmm ile mahdûd ve ûlyada iki bâb oda ve dehliz ve tahtehu bûşer ve suflada bir bâb oda ve mahzen ve mehric ve bi’ri mah ve müşterek zokak kayıtsız müştemil mülk menzilimi cemi‘ tevâbiyle tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufsididen ‘ârî bey‘-i bât-ı sahih şer‘î ile vakf-i mezbûr îkar olmak üzere vâkıf mütevellisi mûmâ-ileyhe üç bin gurûşa bey‘ ve fârîğen âni’ş-şeğâvir teslîm eylediğimde ol-dahî bi’t-tevliye ber vech-i muharrer iştirâ ve teslim ve kabûl eyledikten sonra semen-i mezkûr üç bin gurûşun iki bin beş yüz 75

gurûşun zikr-i atî muaccele içün taraf-i vakfide ibkâ ve beş yüz gurûşun mâl-ı vakıfdan mütevellisi mûmâ-ileyh yedinden ahz eyledim. Fî mâ-baʻd menzil-i merkûm vakf-ı mezbûr müştemelâtından olub benim aslâ ve kat‘en ‘alâka ve müdahalem kalmadıktan sonra mütevellisi müşârün-ileyh menzil-i mahdûd mezkûru gıbbe’t-tahliyetü’ş-şeriye bi’t-tekabûdü’l-mermi taraf-i vakıfda bâkî iki bin beş yüz gurûş îcâre-i muaccele ve beher şehr altmışar akçe îcâre-i mû’cele-i mumâsele ile bana târîh-i küttâbdan bi’t- tevliye îcâr ve halîm ben dahî isticâr ve tesellüm ve kabûl idüb bey‘-i mezkûrun tağrir ve ğebnine ve muâcele-i merkûmenin istifa ve âdem-i istifasına müte‘allike da‘vâdan cânib-i vakfı ve mütevellisi müşârün-ileyhin zimmetini kabul-u havî ibrâ ve iskât eyledim didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî gurre-i Muharremü’l-harâm li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (Nisan 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Es-Seyyid El-Hac Ahmed Ağa . Talat Ahmed Efendi. Teberdâr El-Hac Mehmed Ağa . S.5.b.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Ortaköy mütemekkinlerinden Befşer oğlu Yasif veledi Avrâm nâm Yahûdî Meclis-i Şer‘î hatîr-i lâzımü’t-tevkîrde kasaba-i mezbûride Kılıç ‘Alî Pâşâ Mahallesi’nde sâkin şerîkî işbû bâîsü’l-vesîka Hamamcı Es-Seyyid Hüseyin Ağa ibni Hasan nâm kimesne mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mezbûr Es-Seyyid Hüseyin Ağa’nın mahalle-i mezbûrde kain hâlik olduğu âttar ve çölekçi dükkânlarında mevcûd âttârîye emtiasından hâsıl olan fâizine ber vech-i nısfıyet beynimizde taksîm olunmak üzere mezbûr ile bundan akdem akd-i şirket olunmuştu el-hâletü hâzihi dekâkîn merkûmide mevcûd olan mâl-i hesâb sahîh ile beynimizde ba‘de’l-hesâb bin dörtyüz seksen üç gurûşa bâliğ olûb meblağ-i merkûmdan altı yüz kırk yedi gurûş esnâf-ı mâ‘lûmeye deynimiz zuhûr itmekle meblağ-i mezkûrdan furûnhâd olundukta sahhü’l-bâkî bin iki yüz otuz altı gurûşun yedi yüz altmış sekiz gurûşu mezbûr Es-Seyyid Hüseyin Ağa’nın râ‘iş mâlı olub mâ-‘adâ dört yüz altmış sekiz gurûş dahî benim râ‘iş mâlım olmak üzere dekâkîn mezkûre derûnlarında ibkâ olundu didikde mezbûr Es-Seyyid Hüseyin Ağa dahî mukırr-ı mesfûrun bi’l-cümle takrîr meşrûheti vicâhen tahkîk ve şifâhen ba’de’t-tasdîk mâ-vaka‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fî’l yevmi’s-sâbi‘ ve’l-işrîn min şehr-i Rebî‘ü’l-evvel li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (25 Haziran 1805). 76

Şuhûdu’l-Hâl: Kahveci Derviş Emîn. Berber Mustafa Ağa. Koltukcu Hâfız Ağâ. Hoşafçı Mustafa Ağa. Berber Mehmed Emîn Ağa. Ve gayrihüm. S.5.b.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Kâsımpâşâ’da sükna Mustafa Beşe ibni El-Hac İsma‘il nâm kimesnenin zevce-i medhûl behâsı olub Beşiktâş Mahkemesinde muhalîâ olduğu günden târîh-i küttâba gelince yetmiş üç gün mürûr ittiği lide’ş-şer’i tâhem ve müte’ayyîn olub zât-i hayiz olan Kasaba-i mezbûrda Süleymâniye Mahallesi sâkinlerinden zâtî zeyl-i kitabda mektûbü’l-esamî müslimîn tâ‘rîfleriyle ma‘rife ‘Aîşe Hâtûn ibneti Mehmed târîh-i mezbûre gelince yetmiş üç gün içünde bey‘ne’l-hesîtîn Teher Kâmil mütehallil ile üç defa hayzi kâmil görüp iddeti münkefeye olduğunu meclis-i şer’â gelüb haber virdikde zat-î hayz olanlar altmış gün içünde üç defa hayz-i kâmil görüp yemîni ile tasdîk olunduğu ketb-i fetâvâda mestûr olduğuna binâen mezbûr ‘Aîşe Hâtûn yetmiş üç gün içünde üç def‘a hayz-i kâmil görüp ol-vecihle ‘iddetim münkefeye olub nefsimi âhire tezvîc bana helâl oldu deyü eylediği da‘vâsında sâdıkolub mubtile ve kâzibe olmadığına hâkim mevki‘ sûr-kitâb tubâ lehu ve hüsn-ü me‘âb Efendi hazretleri yemîn teklîf eyledikte ol-dahî ‘alâ vufkü’l-mes‘ûl hilf-i billahil âliyil ‘alâ itdikden sonra nefsini otuz gurûş mehr-i müeccel tesmiyesiyle mahzar-i şuhûdda tâlib İsma‘ilbin Hasan nâm kimesneye bi rızâü’l-tarafeyn tezvîc ve tenkîh olundukta mezbûr dahî ber vech-i muharrer tezvîc ve tenkîh kabûl itmeğin mâ-vaki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fî şehri Rebi‘ü’l-evvel li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (Mayıs/Haziran 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Mehmed Sa‘îd Efendi ibni Mehmed Nuri Efendi. Terzi Mustafa Beşe ibni İbrâhîm. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. Muhzır veliyud-din ibni Mustafa. S.5.b.4: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Rûm‘âli Mahallesi’nde mütemekkine ve şahsı zeyl-i rekimde muharrerü’l-esâmî zimmîler tâ‘rîfleriyle mâ‘rife meşhûr binti Makûn nâm nasrâniye Meclis-i Şer’-i hatîr-i lâzimü’t-tevkîrden işbû hamiletü’s-sefer Eskuher binti Ohanis nâm nasrâniye muvâcehesinde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb elli hîn-i südûr Hazal Bey‘ yedinde bâ-hüccet-i şer‘îye mülküm olub mahalle-i mezbûride vâki‘ bir taraftan Tersane Emîni Hüseyin Ağa vakfı odalar ve bir 77

taraftan Kefurek zimmî menzili ve bir taraftan pâpâ oğlu menzîli tarîk-i ‘âmm ile mahdûd ve fevkânî iki bâb oda ve tehtânî bir bâb oda muhatteb ve zokâk kapûsuz müştemil bir bâb mülk-i menzilimi bi’l-cümle vucuhiye tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurûd-i mufsididen ‘ârî bey‘-i bât-i sahîh-i şer‘î ile mersûme Eskuher nasrâniye dört yüz seksen gurûşa bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimde ol-dahî ber minvâl-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabûl idüb semeni olan meblağ-ı mezbûr dört yüz seksen gurûşa bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinde temâmen tesellüm ve ahz ve kabz eyledim. Ba‘de’l-yevm menzil-i mahdûd-i mezkûrda benim aslâ ve katân ‘alâka ve müdahalem kalmamıştır. Mersûme Eskuher nasrâniyenin mülki mahzar ve hakk-ı sarfı olmuştur. Keyfe mâ-yeşâ ve tehtâr mutasarrıf olsun didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer’i mâ- vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l-yevmü’s-sâdis min şehr-i Rebi‘ü’l-âhir li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (4 Temmuz 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Hamamcı Ahmed Ağa. Kahveci Mahmûd Ağa ibni Süleymân Mahzar. Kahveci Eznur veledi Melkul. Altun oğlu Befdos. Heruz oğlu Kuhrit ve gayrihüm . S.6.a.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinânpâşâ-yı Âtîk Mahallesi’nde mütemekkin ve şahsı zeyl-i refîmde muharrerü’l-esâmî kimesneler tâ‘rîfleriyle ma‘rife hamilet-i hazihü’s-sefer zevci binti Gûrîl nâm nasrâniye Meclis-i Şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde takrîr-i kelâm ve tevzih-i âni’l-merâm idüb mahalle-i mezbûrde vâki‘ bir taraftan ‘âbbâcı yanı menzili ve taraf-i selâsesi tarîk-i ‘âmm ile mahdûd ve ûlyada üç bâb oda ve bir sofa ve bir mutbah ve bir tahte boş ve bir kenîf ve vustâda bir bâb oda ve suflâda bir bâb oda ve bir mutbah ve bağçe ve derûnunda iki bâb oda ve bir mutbah ve bir kenîf ve bir bir-i mâ (su kuyusu) ve bir mikdâr havlu ve bir mahzen ve bir zokâk kapusız müştemil mülk menzili bundan akdem Hâlik olan babam mesfûr Gûrîl veledi Niyalud nâm zimmînin ile’l-helâk mülki ve ba‘de hilakihi terekesinden olub benimle li-ebeveyn kız karındâşı Sofya bintü’l-mersûm Niyalud nasrâniyeye bi’l-irsü’ş-şer‘î isâbet ve intikâl idüb lâkîn işbû yedimde olan bin iki yüz on dokuz senesi târîhinde mu‘arrif ve Galata mahkemesinde kassamü’l-askeri meryaizâde fazîletlu Mehmed Râşid Efendi’nin hat ve mutemmin havî bir kıt‘a hüccet-i şer‘îye nâtga olduğu üzere uht-i (kız kardeş) mersûme Sofya nasrâniye mursemez babam Hâlik- i mesfûrun bi’l-cümle hisse-i irsiye-i ma’lûme ser mukâbelesinde sıhhati sulhi teharruc 78

ve mevcûd olduğu halde ‘alî malîkü’t-tehârücü’ş-şer‘ beş yüz gurûş üzerine benimle sulh ve bedel-i sulh-i mezkûr beş yüz gurûş yedimden temâmen ahz ve kabz idüb mursemez babam hâlik mesfûrun galîl ve kesîr ve celîl ve hakîr ism-i mâl itlâk olunur. Bi’l-cümle terekesinden hukûk-ı mirâse müte‘allike ‘âmme-i da‘vâdan zimmetim ibrâ ve iskât itmekle ber vech-i meşrûh menzil-i mahdûd-i mezkûr müstakillete benim mülküm olub yedimde mülkinâme hüccetim olmamağla li ecli’l-ihbâr Meclis-i Şerâ hazirûn olan kimesnelerden ba‘de’l-istihbâr takrîrim tahrîr ve sûret-i saki yedime i‘tâ olunmak bi’l-verâse matlûbumdur didikde fî nefsi’l-emr hâli mesfûr zevîce nasraniyenin bâlâda tafsîl ve bey‘ân ve şerh ve ‘ayân eylediği vech üzere menzili mahdûd-u mezkûr babasından müntakil müstakillette mülk-i ma‘rûse olduğunca zeyl-i rakîme muharrerü’l-esâmi kimesneler ala tarikü’ş-şehâde haber virmeleriyle hifzen li’l müfî’l işbû vesika-i anîfe ketb ve imlâ ve yed-i mersûme zevîce nasrâniye yidine def‘ ve i‘tâ olundu. Fî 25 Rebi‘ü’1-ahîr 1220 (23 Temmuz 1805). S.6.a.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Üzence Abâd Mahallesi’nde sâkin iken bundan akdem vefât iden Nefîse Hâtûn ibneti ‘Abdullah’ın Sadrî sağîr oğlu Mehmed ‘Alî ibni Mahmûd Beşe nâm sağîrin vâlidesi müteveffîye-i mezbûr bûndan müntakîl mâlını zabt ve hifze ve tesviye-i umûrunu rûyete cânib-i şer‘îat-i gârrene bir vasî nasbî mühim ve muktezâ olmağla sağîre-i merkûmun babası işbû râfî‘ü’l-küttâb mezbûr Mahmûd Beşe ibni ‘Alî nâm kimesne afîf ve bisabizhâr ve müstakim ve dindâr ve her vecihle vesâyet-i merkûmenin ‘uhdesinden bi’l-cümle sâhib-i iktidâr itdüğünü zeyl-i vesikada muharrerü’l-esâmi-i müslimîn haber virmeleriyle hâkim-i hâsım ve’l- ecnâbe tubâ lehu ve hüsn-i me‘âb Efendi hazretleri dahî merkûm Mahmûd Beşe’yi oğlu sağîr merkûmun bi’l-cümle umûruni rûyet ve mâlını zabt ve hifze kıbel-i şer‘î enverden vasî nasb ve ta‘yîn eyledikte ol-dahî ber vech-i muharrer vesâyet-i merkûmeyi kabûl ve hizmet-i lâzimesini kemâ yenbaği edâya ta‘ahhüd ve iltizâm itmeğin mâ-vaki bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmü’s-sânî ‘aşer min şehri Rebi‘ü’l-ahir li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (10 Temmuz 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Fahrü’l eimmetü’l-kirâm Es-Seyyid ‘Alî Efendi ibni İbrâhîm. Mehmed Sa‘îd Efendi ibni Mehmed Nûrî Efendi. Mahmûd Ağa ibni Süleymân el- Muhzır. Veli’d-din ibni Mustafa. 79

S.6.a.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinânpâşâ-yı Âtîk Mahallesi’nde sâkine Emîne Hâtûn ibneti Mehmed tarafından bey‘i atî’z-zikrî ikrâra vekîl olduğu zât-i mezbûreyi bi’l-ma‘rifetü’ş-şer‘îye ‘ârîfân odabâşı ‘Abdullah Ağa ibni Mustafa ve Es-Seyyid Osmân ibni ‘Abdî nâm kimesneler şehâdetleriyle sâbit olan Kelbendancı Mustafa Ağa ibni El-Hac Yahyâ nâm kimesne Meclis-i Şer‘î hatîr-i lâzımü’t-tevkîrde işbû râfi‘ü’l-vesîka Katırcı oğlu ‘Alî Beşe ibni Mehmed mahzarında bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mü‘ekkelem mezbûre akdi atî’z-zikrin sudûriyete değin bâ hüccet-i şer‘îye yedimde mülküm olub mahalle-i mezbûre câmi-i şerîfî Meydânında çınar dibinde vâki‘ taraf-ı selâsesi tarîk-i ‘âmm ile mahdûd bir bâb sebzeci dükkânı derûnunda mevcûd bey‘ne’l-esnâf gerek ta‘bîr olunur. Bir nuhâs tiraz ve meâ derâhim ve iki kant ve bir çekmece ve bir tente ve menider sepet tabla ve kuri ve sâ‘ir alatî lâzime-i ma’lûmesinin nısf-i hisse şâyi‘emi bi hakiket-i vahidet mezbûr ‘Alî Beşe yedi yüz elli gurûşa bey‘ ve temellük ve teslîm eyledikte ol-dahî ber minvâl-i muharrer iştirâ ve temellük ve teslîm ve kabz ve kabûl idüb semeni olan meblağ-i mezkûr yüz elli gurûşu bana def ve teslîm ve ben dahî yedinden temâmen tesellüm ve ahz ve kabz eyledim. Ba‘de’l-yevm nısfı gedek mezkûrde benim katân ‘alâka ve müdahalem kalmayub mezbûr ‘Alî Beşe’nin mülk-i müşterâsı ve hakk-ı sarfı olmuştur. Keyfe mâ-yeşâ ve tahtâr mutasarrıf olsun didi didikde gıbbe’t-tasdîk-i şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fî’l yevmil ‘aşer min şehri Rebi‘ü’l-âhir li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (8 Temmuz 1805). Şuhûdu’l- Hâl: Gûrâbiyecizâde Halîl Efendi ibni Süleymân. Kayıkçı Hüseyin Beşe ibni İbrâhîm. Gemici Ahmed Ağa ibni ‘Alî. Mehmed Ağa ibni Süleymân el Muhzır. Velid-din ibni Mustafa. S.6.a.4: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Kûrûçeşme karyesinde sâkin berber Es-Seyyid Mehmed ‘Ârîf Ağa ibni İbrâhîm Edhem Efendi nâm kimesne Meclis-i Şer‘î hatîr lazımü’t-tevkîrde râfi‘ât-i hazihü’l-vesika Hadîce Hâtûn ibneti Abdullah tarafından istiklâl atiyü’l-bey‘ânı tasdîk ve kabûle ber nehc-i şer‘î vekîl sâbitü’l vekâlesi berber ‘Alî bin İbrâhîm mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb ilâhîni sudûr-i haze’l-istiklâl bâ hüccet-i şer‘îye yedimde mülk ve hakkım olub karye-i 80

mezbûrda vâki‘ lide’l-ahâli ma’lûmü’l-hudûd bir bâb berber dükkânı derûnunda mevcûd bey‘ne’l-hirf (sanat) gedek ta‘bîr olunur. Olan ustura ve bir makâs ve bir yelesi taşı ve sâ‘ir alât-i lâzime-i ma’lûmemi bi terikü’l-istiklâl iki yüz gurûşa müvekkile-i mezbûre Hadîce Hâtûn’a bi sevketi vahide bey‘ ve teslîm eylediğimde ol-dahî ber minvâl-i muharrer iştirâ ve tesellüm ve kabz ve kabûl idüb semeni olan meblağ-i mezkûr iki yüz gurûşu bana def‘ ve ben dahî yedinden temâmen tesellüm ve kabz eyledikten sonra mezbûre Hadîce Hâtûn dükkân-ı mezkûride olan gedek ta‘bîr olunur eşya mahrure mezkûreyi ba‘de’t-tahliyetü’ş-şer‘îye ve tekabûzü’l-mer’î târîh-i küttâbdan her şehr ikişer buçûk gurûşa yine bana îcâr ve teslîm ve ben dahî ber vech-i muharrer isticâr ve teslîm ve kabûl eyledim didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer’i mâ-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmü’s-selâse ‘aşer min şehri Rebi‘ü’l-âhir li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (11 Temmuz 1805). Şuhûdu’l-Hâl: İmam Mehmed Râşid Efendi ibni Selim Edhem Efendi. Ahurcu Kara Osmân Beşe. Kahveci Ahmed Beşe ibni Hayrullah. Kahveci Molla Süleymân. Molla Sa‘îd bin Osmân. S.6.b.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da merhûm Yahya Efendi k.d.s. El-‘aziz hazretleri Mahallesi’nde dere ağzında mütemekkin bağcevan-ı istîfân veledi Yetru nâm zimmî Meclis-i Şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde işbû hâmilü’s- sefer sulbî kebîroğlu Yâni muvâcehesinde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb emvâlîmden olub oğlum mesfûr kendi mâlı olmak za‘miyle zabt eylediği bir kızğâne ve bir bekr-i minkâl ve bir terâzi ve meâ vâlidesi oğlum mesfûr Yani zimmî bâ- ayânihâ bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden temâmen tesellüm ve ahz ve kabz idüb eşyâ-i mahrure mezkûreye işbû târîh-i küttâba gelince beynimizdecârî bi’l-cümle ahz ve i‘tâ ve mu‘âmelât-ı şitâye vesâ‘ir hukûk-u ma’lûme ve mechûleye müte‘allike ve ‘âmire dâ‘vâ-yı mutâlibât ve’l- hakka-i eymân ve muhâsemâtının oğlum mesfûr Yâni zimmînin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î rafî‘ü’l- hisâm ve kâtü‘l-nizâ‘la ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî kezâlîk bana fer’î olan eşyâ-i mahrure-i mezkûreyi ve bi’l-cümle hukûk-u şer‘îyeyi vesâ‘ire-i müte‘allike da‘vâdan benim zimmetimi ibrâ ve iskât idüb ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t- 81

taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’l-havî ‘aşer min şehri Rebi‘ü’l-âhir li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 ( 8 Temmuz 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Yûsuf Ağa ibni İbrâhîm. Bostâni Mehmed Ağa ibni İbrâhîm. Salîh Ağa ibni Mahmûd. Yiğitbâşı Nikola veledi Metcu Yezu veledi Dîkû. S.6.b.2: Mahrûse-i Galata’ya hârîcinde Kalgatcirbâşı Yunus Ağa Mahallesi’nde mütemekkîn İngiltere pâzargânı Peztuk veledi Lenur bâ tarafından bey‘-i atî’z-zikrî ikrâr vekîl olduğu Kurik veledi Bedros ve Artin veledi Felboz nâm zimmîler şehâdetleriyle sâbit ve sübût vekâletine hükmü şer‘î lâhik olan İngiltere pâzargânı Cemser veledi Sarâlı Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde işbû râfîʻü’l-vesîka tebdîl Hasekî Osmân Ağa ibni Hüseyin Ağa tarafından bey‘-i atîyü’l-bey‘ânı tasdîke vekîl sâbitü’l-vekâle Serbostanı Hâfız ‘Ömer Ağa ibni Hasan ve Mehbûbe Hâtûn ibneti Abdullah mahzarlarında bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb müvekkilem mesfûr Peztuk bâzargân ileyhin südûri Hazal bey‘ yedimde bâ hüccet- i şer‘îye mülki hakkım olub mahalle-i mezbûrda vâki‘ bir taraftan Mumcu Yahya menzili ve bir taraftan sabık kalınmak elçisi ve endadum menzili ve bir taraftan feranceleci fırûnı ve tarafî râbi‘î tarik-i hâs ile mahdûd ve terbu‘ân yüz on zirâ‘ Mefrez mülk-i menzili arsası üzerinde mebnî bir bâb tahtâni oda ve iki bâb fevkânî oda ve iki sofa bir tehte tesmaʻ ve bir kenîf ve bir sehernic ve zokâk kapûsuna müştemil bir bâb mülk-i menzil ve hududi mezkûr derûnunda kezâlik bir bâb tehtâni oda ve fevkâni iki bâb oda ve iki sofa ve bir kenîf ve bir tehte’s-semâ ve bir mikdâr havlu ve zokâk kapûsız müştemil bir bâb mülk-i menziline cem‘ân iki bâb menzilimiz bi’l-cümle müştemile vicahiye tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufside ve mevâdiâdan ‘ârî bey‘-i bât-ı sahîh-i şer‘î ile müştereyâni mûmâ-ileyhimâ Osmân Ağa ve Mehbûbe Hâtûn’a ‘ale’l-iştirâk Musevi bin gurûşa bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimde anlar dahî ber minvâl-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl idüb semiz olan meblağ-i mezkûr bin gurûş mûmâ-ileyhimâ Osmân Ağa ve Mehbûbe Hâtûn bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedlerinden temâmen tesellüm ve ahz ve kabz idüb menzili mahdûd mezkûrun takrîr ve gabnine müte‘allik da‘vâdan mûmâ-ileyhimâ Osmân Ağa ve Mehbûbe Hâtûn’un zimmetlerini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer’î ile ibrâ ve iskât idüb ba‘de’l-yevm menzil-i mahdûd mezkûr mûmâ-ileyhimâ Osmân Ağa ve Mehbûbe 82

Hâtûn’un ale’l-iştirâkü’s-sevî mülk-i müşterâları hakk-ı sarfları olmuştur. Keyfe mâ- yeşâdan ve yehterân-ı mutasarrıfân olsunlar didi didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î mâ- vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l-yevmü’l-râbiʻ ‘aşer min şehri Rebi’ü’l- âhir li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (12 Temmuz 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Sakâbâşı Esbek El-Hac ‘Ömer Ağa. Yedikci Süleymân Ağa. Yedikci Mustafa Ağa. Çûkadâr İbrâhîm Ağa. Aşçıbâşı ‘Ömer Ağa. Osmân Efendi ibni Mehmed. S.6.b.3: Medine-i Üsküdar’da Tophâne peri iskelesinde Kayıkçı Mehmed bin Halîl nâm kimesne tarafından ibrâ-yi atî’z-zikrî ikrâra vekîl olduğu Kayıkçı Memiş bin Halîl ve Kayıkçı Sâlih bin Ahmed nâm kimesneler şehâdetleriyle sâbit ve sübût vekâletine hükm-i şer‘î lâhik olan sulbî kebîroğlu Mehmed Beşe ibnü’l mezbûr Mehmed Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde işbu bâ‘isü’l-vesîka kayıkçı tâ‘ifesinden Topkapulu Mustafa bin Varanbor karyeli Dimitri veledi nâm kimesneler mahzarlarında bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb müvekkilem mezbûr babam Mehmed târîh-i küttâbdan on gün mukaddem babasıyla Kuruçeşme hüdâlarında gelürken mezbûrân Mustafa ve Dimitri iki çifte piyâdeler yine tebdîl Hasekîsi Mehmed Ağalı erkâb ve mahalli mezkûrda telyâtum derya sebebiyle benim ve babamın üzerine uğrayıp piyidelerinin bâş timuru sağ tarafımızdan bir keride ‘Îsabet ve tesîrinden naşi kara bere itmişdi deyü bundan akdem mûcib-i şer‘îyesini mezbûrandan taleb ve da‘vâ sudûrunda olduğumdan beynimizdemünaza‘at-i kesîre ve muhasamat-i şedide ceryân itmişdir. El-hâletü hâzihi beynimizdemüslihîn tevsitiyle da‘ vâ-yı mezkûremden f’ârîğa olmak üzere beni mezbûran Mustafa ve Dimitri ile kırk gurûş üzerine ba‘de inşâ-i âkdi mûsâlehe ve’l-kabûl bedel-i sulh-i mezkûr kırk gurûş mezbûran bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedlerinden temâmen ve kâmilen ahz ve kabz idüb da‘vâ-yı mezkûre ve bi’l- mühdis anhumaya müte‘allik ‘âmme-i da‘vâ ve mütâlibât ve kâfe-i îmân ve muhasamatdan mezbûran Mustafa ve Dimitri zimmînin zimmetlerini ibrâ-i ‘âmm râfî‘ü’l-hisâmve kat‘ü’n-nizâ‘ ‘aliye ibrâ ve iskât eylediğimden anlar dahî bana medfû‘aları olan bedel-i sulh-i mezkûre müte‘allik da‘vâdan benim zimmetimi ibrâ ve iskat idüb ve her birimiz ber vech-i muharrer âherin ibrâsını kabûl eyledik didi didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer’î mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’l-hamis ‘aşer min şehri Rebi‘ü’l-âhir li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (13 Temmuz 1805). 83

Şuhûdu’l-Hâl: Hasekî Hasan Ağa ibni Hüseyin Ağa. Hasekî El-Hac Mustafa Ağa. Hasekî ‘Alî Ağa ibni Mehmed. Hasekî Hüseyin Ağa ibni Ahmed. Mahmûd ibni Süleymân el muhzır. S.7.a.1: Mehmiye-i İslambûl’da Sultan Mehmed Han ‘aleyhi’r-rahmete ve’l-fakrân câmi- i şerîfî kurbünde Çerçi Mahallesi’nde sâkine ve zâtı zeyli vesîka muharrerü’l-esamî müslimîn tâ‘rîfleriyle mâ‘rîfe Fâtıma Hâtûn ibneti Mehmed Beşiktâş mahkemesinde Meclis-i Şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde zevci muhâli‘î işbû bâ‘îsü’l-vesîka Divân-i Hümâyûn çavuşlarımdan İbrâhîm Çavuş Ağa ibni Osmân mahzarında bi’t- tev’îha ikrâr- ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mezbûr İbrâhîm Çavuş bundan akdem almış yedi buçuk gurûş mehr-i müeccel tesmiyesiyle zevcem olub lâkîn bir vecihle beynimizdehüsn-i zindegânı mümkün olmamağla hul‘iye tâleb ve mufârîkete rağib olduğum ecilden zimmetinden mütekerrir ve me’kûd aleyhi olan mehr-i müeccele-i mezkûrun ve nafaka-i iddet mekise mâlumum üzerlerine ve mûnet-i süknâm dahî kendi üzerime olmak üzere zevcem mezbûr ile muhâle‘a-ı sahihe-i şer‘îye ile hul‘ olduğumdan ol-dahî ber minvâl-i muharrer hul‘ mezkûru ba‘de’l-kabûl hukûk-ı zevciyete ve târîh-i küttâba gelince beynimizde cârî ahz ve i‘tâ ve mu‘âmelât-ı senâye vesa’ir hukûk-ı şer‘îyeye müte‘allike âmme-i da‘vâ ve mutâlibât ve kâfe’r-riâsını muhasimesinden birbirimiz âherin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfî‘ü’l-hisâm( husumeti kaldırma) ve kat‘ü’n- nizâ‘la ibrâ ve iskât idüb ve her birimiz ber vech-i muharrer âherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer’î mâ-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî gurre-i Rebi‘ü’l-ahir li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (Haziran/Temmuz 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Fahrü’l-küttâb Mustafa Edib Efendi ibni Mehmed. Zehrü’l-kudât Mehmed Sa‘îd Efendi ibni Mehmed Nuri. Divân-i Hümâyûn Çavuşu Es-Seyyid ‘Alî Çavuş. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. Muhzır Veliddin ibni Mustafa. S.7.a.2: Vilâyet-i Anadolu’da vâki‘ Taşköprü kazâsına tâbi‘ Tokaç kimisesi nâm karye ehalîsinden olub Beşiktâş’da sâkin Bostani Mustafa bin Mehmed nâm kimesne Meclis-i Şer‘î Şerîfi enverde Beşiktâş İskelesi’nde merbût kayıkçılar esnâfı nukud-i mevkûfesinin mütevellisi işbû bâ‘isü’l-küttâb Kara Osmân Beşe ibni ‘Alî mahzarında 84

ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb hasbe’l- iktizâ iskele mezbûrenin mesârîfine sarf ve içlerinden biri vefât itdikde techîz ve tekfîn mes’ârîfî içün ta‘yîn olunan on gurûş kethüdâ ve mütevellî ma‘rifetiyle harc ve sarf olunmak üzere vakfolunan nukûdu dam (bir araya getirmek) içün ben dahî zümre-i mezbûreye dahîl olmamla teberrüân li’l- vakf bi’l-mideni mütevelli mezbûre medfuûm (ödidiğim)olan altmış gurûşa müte’âllik da‘vâdan kethüdâ ‘Alî Ağa ve mütevelli Kara Osmân Beşe ve sâir esnâf-i mezkûr ricâlinin zimmetlerini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât itdiğimde anlar dahî ibrâ-i mezkûremi kabûl eylediler didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer’î mâ vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmü’r-râbi’ ‘aşer min şehr-i Rebi‘ü’l-ahir li sene ‘işrîn ve mieteyni ve elf 1220 ( 12 Temmuz 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Kayıkçı Mustafa Beşe ibni Ahmed. Kayıkçı Ahmed Beşe ibni Hasan. Kayıkçı ‘Ömer Beşe ibni Ahmed. Veliddin Beşe Mustafa el-Muhzır. Mahmûd Ağa ibni Süleymân el-Muhzır. S.7.a.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Hânım Hâtûn Mahallesi’nde sâkin zat-ı zeyli vesîkada muharrerü’l-esâmî müslimîn takrîrleriyle ma‘rife Nesibe Hâtûn ibneti Hüseyin Meclis-i Şer‘î hatir lâzımü’t-teşrîfde zevci dahîli ve muhali’î işbû râfi‘ü’l-küttâb Tophâneli Mehmed Beşe ibni Ahmed mahzarında bi’t-tev’îhâ (zorlamaksızın) ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mezbûr Mehmed zevci dahîlim olub lâkîn bir vecihle beynimizde hüsn-i mu’âşeret mümkün olmamağla hul‘â tâlibe ve mufârîkete rağib olduğum ecilden mezbûrun zimmetinde musteker ve mâ’kut-u aliye olan mehr-i müeccelem ve nafaka-i ‘iddet-i mukayyed-i ma’lûm üzerlerine ve mû’net-i süknâm dahî kendi üzerime olmak üzere zevcem mezbûr ile muh’alia‘-i sahihe-i şer‘îye ile hul‘ olduğumda ol-dahî ber minvâl-i muharrer hul‘ mezkûru ba‘de’l-kabûl ve hukûk- u zevciyete ve târîh-i küttâba gelince beynimizde cârî bi’l-cümle ahz ve i‘tâ ve muâmelyât-i şitâye vesâir hukûk-ı şer‘îyeye müte‘allik ‘âmme-i da’vâ ve mutalabât ve kâfe-i îman ve muhâsamattan her birimiz aherin zimmetini kabul-ı havî îbrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfî‘ü’l-hisâm ve kat’ü’n-nizâ‘ ‘aliye ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî ibrâ- i mezkûreyi kabûl eyledi didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmü’l-hâmis ve’l-’işrîn min şehri Rebi‘ü’l-ahir sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 ( 23 Temmuz 1805). 85

Şuhûdu’l-Hâl: Fahrü’l-küttâb Mustafa Edib Efendi ibni Mehmed. Kudattan Mehmed Sâîd Efendi ibni Mehmed Nuri Efendi. Mahmûd Ağa ibni Süleymân el Muhzır. Veliddin Beşe ibni Mustafa el Muhzır. S.7.a.4: Fî’l-asl Mahrûse-i Burûsa’da ‘Aybâşı Mahallesi mütemekkinelerinden olub halâ Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinânpâşâ-yı ‘Âtîk Mahallesi’nde mütemekkine ve şahsı ve zeyl-i sahîhde mestûrü’l-esâmî zimmîler ta‘rîfleriyle ma‘rife Zâferânce binti Tennaş nâm nasrâniye Meclis-i Şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde işbû hamilü’s-sefer zevc-i mutelyâkî ( boşandığı kocası) Bâğcuvân Yuri ve Sekole nâm zimmî muvâcehelesinde bi’t-tev‘ihâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mesfûr Yuri zimmî bundan akdem abin şeri‘at-i mutahhere üzere otuz gurûş mehr-i müeccel tesmiyesiyle zevci dahîlim olub beynimizde hüsn-ü mu‘âşeret mümkün olmadığı ecilden işbû târîh-i küttâb günü bey‘ânen ( üç talâkla) beni tatlîk itmekle mer-i müeccele-i mezkûrem otuz gurûşa bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden bi’t-tamam ve’l-kemâl tesellüm ve ahz ve kabz idüb nafaka-i ‘iddet-i ma‘lûme ve mu‘net-i süknâm ve bi’l-cümle hukûk-u zevciyete vesâire müte‘allik ‘âmme-i da‘vâve mutâlibât ve kâfe-i îman ve muhâsamâttan zevcem mesfûrun zimmetini kabul-u havî ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfî‘ü’l-hisâm ve kât‘ü’n-nizâ‘mla ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî ibrâ-i mezkûremi kabûl eyledi didikde mesfûr Yuri zimmî dahî zevcesi mukerrir-i mersûmenin takrîri meşrûhumu vicâhen tahkîk ve şifâhen ba‘de’t-tasdîk ve’l-kabul mâ- vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmü’s-sadis ‘aşer min şehri Rebi‘ü’l-ahir sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (14 Temmuz 1805) . Şuhûdu’l-Hâl: Mahmûd Ağa ibni Süleymân el muhzır. Berber Nikola veledi Kostantin. Bâğcuvan KaraYani veledi Perço. Yuri veledi Yani. S.7.b.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da ‘Arab İskele kurbûnda Tekerlek Mustafa Çelebi Mahallesi’nde müste‘ciren sâkin Cedikçi El-Hac Hüseyin bin ‘Alî nâm kimesne Meclis-i Şer‘î hatîr-i lâzımü’t-tevkîrde işbû bâ‘isü’l-küttâb Turşucu Mehmed bin Halîl mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb ben mezbûr Turşucu Mehmed’in mahalle-i mezbûrda vâki‘ menzilinde müste‘ciren sâkin olmamla târîh-i 86

küttâbdan beş gün mukaddem mezbûr Turşucu Mehmed sâkin olduğu menzilin kapûsuna gelüb zevcem Hâtûn’u elbette bu son menzilimden hurûc idin deyü tenbîh ve te‘kîd eyleye mûcib-i nizâ‘ peydâ itmekle ben dahî dükkânımdan hareket nisâ taifesiyle nizâ‘ itme bana söyle deyü zokâkta kendüye hitâb eylediğimde mezbûr Turşucu Mehmed elindeki miftâh-ı âmmdâ bi gayri hak ağzıma darb itmekle te‘sîrinden nâşî ol- hînde ağzından kan seylân ve çekermek i’lâsından iki adet ve esfelinden bir adet dişlerini ihrâc itmekle bundan akdem hurûc iden dişlerimin diyetini mezbûr Turşucu Mehmed’den ba‘de’d-da‘vâ ve’l-inkâr ben ber vech-i muharrer da‘vâmı şuhûd ve ‘iddetin muvâcehesinde ba‘de’l-isbât hurûc iden dişlerim içün nısf-i ‘aşer diyet iktizâ itmekle ol- vecihle bey‘nimiz münaza‘ât-ı kesîre ve muhasamat-ı ekîne ceryân itmişdi. El-hâletü hazihi beynimizdemüslihûn tevasüt idüb beni mezbûr Turşucu Mehmed ile yüz on beş gurûş üzerine esna-i akd-ı sulh eylediklerinde ben dahî ber minvâl-i muharrer sulh-i mezkûru ba‘de’l-kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-i mezkûr on beş gurûşu bana def‘ teslîm ve ben dahî yedinden temâmen tesellüm ve ahz ve kabz idüb muddaâm olan dişlerimin diyetine ve bi’l-cümle husûs-u mezkûre müte‘allik ‘âmme-i da‘vâ ve mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhâsamatdan mezbûr Turşucu Mehmed’in zimmetini îbrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfî‘ü’l-hisâm ve kat‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî bana medfû‘û olan bidel-i sulhi mezkûre müte‘allik da‘vâdan benim zimmetimi ibrâ ve iskât idüb ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabul eyledik didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î mâ-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmü’s-sâni ‘aşer min şehri Rebi‘ü’l-ahir li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 ( 10 Temmuz 1805). Şuhûdu’l-Hâl : Fahrü’l-kuddatü’l-kirâm Abdullah Efendi. Hasekî hassadan ‘Alî Ağa ibni Mehmed Emîn. Yorgancı Hacı Osmân Ağa Zü‘emâdan Mehmed ibni Selim. Hasekî hassadan İbrâhîm. S.7.b.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Etmekçibâşı ‘Alî Ağa Mahallesi’nde sâkine ve zâtî şer‘en ma‘rife Ümmügülsün binti Hüseyin nâm Hâtûn Meclis-i Şer‘î hatîr lâzımü’t-tevkîrde zevci muhalê‘i işbû râfi‘ü’l-vesîka Es-Seyyid ‘Abdî ibni El-Hac Hüseyin mahzarında bi’t-tev‘ihâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mezbûr Es-Seyyid ‘Abdî zevci dahîlim olub lâkîn bir vecihle beynimizdehüsn-i 87

mu‘aşeret mümkün olmamağla halka-i tâlibe ve mufârîkete rağib olduğum ecilden zimmetinde mütekerrer ve ma‘kûd-u ‘aliyye olan otuz gurûş mehr-i müeccelem ve nafaka-i ‘iddet münifeye-i ma’lûmem üzerlerine ve mûnet-i süknâm dahî kendi üzerime olmak üzere zevcem mezbûr ile muhâli‘a-ı sahihe-i şer‘îye ile hul‘ olduğumda ol-dahî ber minvâl-i muharrer hul‘i mezkûru ba‘de’l-kabûl hukûk-ı zevciyete ve târîh-i vesîkaye gelince beynimizde cârî bi’l-cümle ahz ve i‘tâ ve mu‘âmelât-ı şitâye vesâire müte‘allik ‘âmme-i da‘vâ ve mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhasamâttan her birimiz aherin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve kât‘ü’n-nizâ‘ ibrâ ve iskât idüb ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdikü’ş- şer’i mâ-vâki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fi’l-yevmü’s- sâni ‘aşer min şehri Rebi‘ü’l-ahir li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (10 Temmuz 1805). Şuhûdu’l-Hâl: İmâm Es-Seyyid İsma‘ilbin Emîn Mehmed. Sa‘îd Efendi ibni Mehmed Nuri Efendi. Es-Seyyid Mehmed ‘Alî ibni El-Hac Hüseyin. Mahmûd Ağa ibni Süleymân el muhzır. Veli Beşe ibni Mustafa el muhzır. S.7.b.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Lond Çiftliği nâm karyede sâkin iken bundan akdem vefât iden Hüseyin Beşe ibni ‘Abdullah’ın verâseti zevce-i menkuhe-i metrûkesi İhsan Hâtûn ibneti ‘Abdurrahman ile sulbî kebîroğlu ‘Ömer nâm kimesneye inhisârı ba‘de’t-tahkîkü’ş-şer‘î mezbûr ‘Ömer Meclis-i Şer‘î hatîr lâzımü’t-tevkîrde evli vâlidesi râfi‘at-ı hazihi’l-vesîka mezbûre İhsân Hâtûn tarafından ibrâ-yı atî’z-zikrî tasdîk ve kabûle vekîli İmâm Halîl Efendi ibni ‘Abdullah mahzarında bi’l-verâse ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb babam müteveffâ-yı mezbûrun terekesi akl-ı kalîl olub mutasarrıf olduğu sokağa yeğinden gayrî ism-i mâl itlâk olunur nesnesi olmamağla gerek mezkûrdan hisse-i irsiyemi temâmen ve kâmilen ahz ve kabz idüb babam müteveffâ-yı mezbûrun bi’l-cümle terekesinden hukûk-ı mirasa müte‘allik âmme-i da‘vâ ve mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan evli vâlidem müekkele-i mezbûre İhsân Hâtûn zimmetini îbrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve kat‘ü’n- nizâ‘la ibrâ ve iskât eyledim didikde vekîl-i mezbûr Halîl Efendi dahî mukırr-ı mezbûrun bi’l-cümle kelimat-ı meşrûhunu vicâhen tahkîk ve şifâhen bâ’de’t-tasdîk ve’l- kabûl mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’l-‘işrîn min şehri Rebi‘ü’l-ahir li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (18 Temmuz 1805). 88

Şuhûdu’l-Hâl: Ahmed Ağa ibni İbrâhîm. Kahveci Sâlih Ağa . Hakani Mustafa Efendi. Mülazım Derviş Ağa. Karamanî Mehmed Ağa . S.7.b.4: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da ‘Âşıklar Meydânı Mahallesi’nde mütemekkin ve şahsî bi’l-ma‘rifetü’ş-şer‘îye ‘ârifân İnşitâşiye binti Nikola nâm nasrâniye mâni‘i şer‘îyesi olduğunu zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmî müslimîn huzur-u şer‘îde haber virdiklerinden sonra Meclis-i Şer‘î hatîr lâzimü’t- tevkîrde işbû hâmilü’s-sefer da‘vâlı Dimitri muvâcehesinde bi’t-tev‘îhâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb ben ebin şeri‘ât-ı mutahhere üzere kırk gurûş mehr-i müeccel tesmiyesiyle nefsimi bi rızâ-i tarafeyn lide’l muhzır-i şuhûd mesfûr Dimu zimmîye tezvîc ve tenkîf itmekle ol-dahî ber minvâl-i muharrer tezvîc ve tenkîh-i kabûl eyledi didikde mesfûr Dimu zimmî dahi musteker mersûmu İnşitaşiye nasrâniyeyi bi’l-cümle takrîr-i meşrûhesinden vicâhen tahkîk ve şifâhen ba’de’t-tasdîk ve’l-kabûl mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’l-‘işrîn min şehri Rebi‘ü’l-ahir li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (18 Temmuz 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Çûkadâr Es-Seyyid Mustafa Ağa ibni El-Hac Ahmed. Es-Seyyid Mehmed Sa‘îd Ağa ibni Es-Seyyid Ahmed. Mehmed Sa‘îd Efendi ibni Mehmed Nuri Efendi. Mahmûd Ağa ibni Süleymân muhzır. Veli Beşe ibni Mustafa el muhzır. S.8.a.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinân Pâşâ-yı Âtîk Mahallesi’nde mütemekkin Zeviçe binti Âbâci Gûrîl nâm nasrâniyenin hâlâ zevci tarafından ibrâ-i atî’z-zikri ikrâra vekîl olduğu şahsi mersûmeyi bi’l-ma‘rifet-i şer‘îye ‘ârifân Saatçi Lumber veledi Kufil ve Yuvan veledi Dimitri nâm zimmîler şehâdetleriyle sâbit ve sübût vekâletine hükm-ü şer‘î lahik olan Âbâcı Ğani veledi Zino nâm zimmî Meclis-i Şer‘î hatîr-i lâzımü’t-tevkîrde zikr-i atî bir bâb mülk menzile şirâ’ mutasarrıf olan işbû hamilü’s-vesîka Âbâcı Acuryan veledi Dimitri nâm zimmî muvâcehesinde bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb müvekkilem zevcem mersûme Zeviçe nasrâniye babam mesfûr Âbâcı Gûrîl zimmînin vefâtından sonra terekesinden olub bi’l- irsü’ş-şer‘î müstekilete bana muris olan mahalle-i mezbûrda vâki‘ bir taraftan sarrâf Nikola menzili ve bir taraftan benim âhir menzilim ve 89

tatrafeynde tarîk-i ‘âmm ile mahdûd yüz yetmiş üç buçuk zirâ‘ mülki menzil arsası mesfûr Âbâcı Acîyâni zimmîye sekiz yüz gurûş semeni makbûze bâten ve sehihen bey‘ ve temlîk ve teslîm ol-dahî ber minvâl-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl itdikden sonra arsa-i mezkûre üzerine müceddiden müştemelât-i mâ‘lûmeyi havî iki kat ebniye inşâ itmekle mâru’z-zikr yüz yetmiş üç buçûk zirâ‘ arsa müşterâtından ziyâde benim aher menzilim arsasından terbiân ( dörtkenar) otuz zirâ‘ mahalline tecâvüz ve fuzûlî zabt itmişdir. Nasır yidine tenbîh olunmak matlûbumdur deyü bundan akdem mesfûr Acîyâni zimmîden taleb da‘vâsında olduğumda beynimizde munazaat-i kesîhe ve muhasamatü’s-seyyide vâk‘a olmuşdur. El-hâletü hâzihi beynimizdemuslihun tevasüt idüb da‘vâ-yı mezkûremden fârîğa olmak üzere meccanen bize sulh eyldeiklerinden ben dahî sulh-i mezkûr ba‘de’l- kabûl müdde‘âm olan benim arsama tecâvüz ve zabt eylediği otuz zirâ‘ arsaya müte‘allik ‘âmme-i da‘vâ ve mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan mesfûr Acîyâni zimmînin zimmetini îbrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve kat‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî ibrâ-i mezkûremi kabûl eyledi didi didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fî 19 Rebi‘ü’l-ahir sene 1220 (17 Temmuz 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Hacı Es-Seyyid İbrâhîm Edhem Ağa . Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. Âbâcı Nikola veledi Yani. Âbâcı Tudor veledi Nikola. Âbâcı Ecranani veledi Ker Yani. S.8.a.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Kuruçeşme nâm karyede sâkine zevâtı zeyl-i vesîkade muharrerü’l-esâmi-i müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife Şerîfe Hadîce Hâtûn ibneti Es-Seyyid Mehmed Meclis-i Şer‘î hatîr-i lâzımü’t-tevkîrde zevci dahîli olub târîh-i kitâbdan dokuz sene mukaddem diyar-i aher-i ‘azîmet ve halâ Rumîli’nde vâki‘ bir gedek kasabâsında ernebûd ve Ebdin Pâşâ hizmetinde mukîm işbû râfi‘ü’l-vesîka El-Hac ‘Alî bin ‘Abdullah tarafından ber vech-i âtî hul‘ ve ibrâ-yı tasdîk ve kabûle vekîl olduğu Es-Seyyid Hüseyin Ağa ibni Mustafa ve’l-Hac ‘Alî Ağa ibni Yûsuf nâm kimesneler şehâdetleriyle sâbit ve sübût vekâletine hükm-ü şer‘î lahik olan maru’z-zikr Kuruçeşme ustası Hüseyin Ağa ibni Mehmed mahzarında bi’t-tev’ihâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mezbûr El-Hac ‘Alî yüz elli gurûş mehr-i müeccel tesmiyesiyle zevc-i dahîlim olub târîh-i merkûmdan beri beni terk ve diyâr-i âhere ‘azimet itmişdi. El-haletü hazihi hul‘a taleb ve muf’ârîkete rağib ve işbû usta Hüseyin 90

Ağa’yı tevkîl itmekle ben dahî mehr-i müeccele-i mezkûrem ve nafaka-i iddet-i ma’niye-i ma’lûmem üzerlerine ve mû‘net-i süknâmdahî kendi üzerime olmak üzere zevcem mûkil mezbûr ile hul‘ olduğumda müvekkil-i mezbûr usta Hüseyin Ağa dahî müvekkiline izâfetle ber minvâl-i muharrer hul‘ mezkûru bi’l-vekâle ba‘de’l-kabûl hukûk-ı zevciyete ve târîh-i küttâba gelince bey‘nimize cârî bi’l-cümle ahz ve i‘tâ ve muamelyât-i şitâye vesâir hukûk-ı şer‘îyeye müteâllik ‘âmme-i da‘vâ ve mutalibât-i kâfe-i îmân ve muhâsamâttan ben zevc-i muhâlim müvekkil mezbûr El-Hac ‘Alî’nin zimmetini îbrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î rafi‘ü’l-hisâm ve kat‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskât eylediğimde vekîl-i mezbûr usta Hüseyin Ağa dahî müvekkiline izâfetle ibrâ-i mezkûremi kabûl eyledi didikde vekîl-i mezbûr dahî mezbûrenin kelimat-ı meşrûhesini vicâhen tahkîk ve şifâhen ba’de’t-tasdîk ve’l-kabûl mâ-vaki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fî’l yevmi rabi‘ ve’l-‘işrîn. Min şehri Rebi‘ü’l-ahir li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (22 Temmuz 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Bölükbâşı ‘Alî Ağa ibni Ahmed. Besakcı Süleymân Ağa ibni Mustafa. Bostani Süleymân ibni Osmân. Bostani Mustafa ibni ‘Alî. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. S.8.a.3: Mahmiye-i İslambol’da Sultan Selim Hân ‘aleyhirrahmete ve’l-gufrân Mahallesi’nde şeref endâz ikâmet üzere iken vedâ’ ‘âlem fenâr rihlet dâr-ı bekâ iden Şeyhü’l-İslâm ve müftüi’l-enâm merhûm ve meğfûr lehu Feyzullah Efendi ibni Eş- Şeyhü’l-İslam el merhûm el- mebrur Ebû’l-hayr Ahmed Efendi hazretinin verâseti sulb- i kibâr evlâdı Mehmed Murad Efendi ve Ahmed Munsib Efendi ve Mehmed Tâhir Efendi ve Safiye Hânım ve Hamide Hânım ve Emîne Hânım ve Nefîse Hânım’a münhasıran ve sahîh mes‘elesi on sehemden i‘tibâr olunub sehâm-i mezkûriden ikişer sehem ve oğulları müşârün-ileyhime ve birer sehemi kızları mûmâ-ileyhumâ isâbet-i tahkîkinden sonra kable’l-kısmet ( paylaşmadan önce) mûmâ-ileyhâ Nefîse Hânım dahî vefât idüb verâseti sadr-ı kebîr oğulları muderrisin-i kirâmdan Mehmed Muhyineddin Efendi ve El-Hac Dide Mustafa Efendi ibnü’l-merhûm el-mebrûr Cevdet Halîl Efendi nâm karındâşı da münhasır olduğu lide’ş-şer‘î’l-enver zâhir ve nemâyân olduktan sonra mûmâ-ileyh El-Hac Dide Mustafa Efendi bey‘-i atî’z-zikri kendi nefsinden asâleten ve karındâşı mûmâ-ileyh Mehmed Muhyineddin tarafından vekâleten vekîl olduğu Es- 91

Seyyid El-Hac İbrâhîm Efendi ibni ‘Alemdâr Süleymân ve Mehmed Efendi ibni Mustafa Efendi kimesneler şehâdetleriyle sâbit ve sübût vekâletine hükm-ü şer‘î lahik olan (üzeri çizik) olmağla vekâleten Meclis-i Şer‘î hatîr-i lâzımü’t-tevkîrde işbû hâmilü’s-sefer kemdeci fevti veledi Yuri nâm zimmî muvâcehesinde el-asâle ve bi’l- vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb Mahrûse-i Galata’ya müzâfatından İstinye nâhiyesine tâbi‘ Büyükdere nâm karyede harudi dahîlinde vâki‘ bir taraftan Kıpti menzili ve bir taraftan Zihirri zimmînin ahûru ve bir taraftan çayır ve taraf-i râbi‘î-tarîk- i ‘âmm ile mahdûd bir bâb mülk-i kiremithâne murisimiz müteveffa-yı evvel müşir-i ileyhin ile’l-vefât mülki ve ba‘de vefâtihi terekesinden olub siham-i mezkûr bir sehem hisse-i şayiâsı vâlidemiz mutevekkiye mûmâ-ileyhâya muris olmağla ol-dahî müteveffîye olduktan sonra hisse-i mezkûresi ‘ale’l-iştirâk-i es-sevi bizlere isâbet ve intikâl itmekle biz sâlifü’z-zikr kiremithânide senevi sekiz gurûşa îcâr olunan bir sehem hisse-i mezkûremizi bi’l-cümle tevâbi ve’l-levâhik ve kâfe-i menafî ve’l-merâfîk tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufsididen ârî bey‘-i bât-i sahîh-i şer’i ile mesfûr kulli zimmîye yüz gurûşa bey‘ ve temlîk ve tesellüm eylediğimiz hisse ol-dahî ber minvâl-i muharrer iştirâ ve temlîk ve tesellüm ve kabz ve kabûl idüb tahti olan mutbeh-i mezkûr yüz gurûşu bana def‘ ve teslîm ve biz dahî yedinden temâmen ve kemâlen teslîm ve ahz ve kabz idüb bey‘-i mezkûruna takrîr ve semenine ve istibkâ-i semenine müte‘allik-i âmm da‘vâ ve mutâlibâttan mesfûr kulu zimmînin ibrâ ve iskât eyledik ba‘de’l-yevm kiremithâne-i mezkûrda bizim kat‘an ve müdahalemiz kalmayub mesfûr kulli zimmînin mülk-i müşterâsı ve hakk-i zarfı olmuştur. Keyfe mâ yeşâ ve tehtâr mutasarrıf olsun didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fî’l yevmi rabi‘ ve’l-‘işrîn min şehri Rebi‘ü’l-ahir sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (22 Temmuz 1805) . Şuhûdu’l-Hâl: Fahrü’l-küttâb Mustafa Edib Efendi ibni Mehmed. Hüseyin Ağa tâbi‘ Murat Beg. Devran Mustafa Ağa tâbi‘ mezbûr. Mahmûd Ağa ibni Süleymân el-muhzır. Velid- din Beşe ibni Mustafa el- muhzır. S.8.b.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinan Pâşâ-yı ‘Atîk Mahallesi sükkânından işbû râfi‘ü’l-vesîka Aşçı Mehmed Beşe ibni İbrâhîm nâm kimesne Meclis-i Şer‘î hatîr-i lâzımü’t-tevkîrde takrir-i kelâm ve ta‘bîr ‘ani’l-merâm idüb mahalle-i 92

mezbûride vâki’ bir taraftan Cevdetzâde Efendiler Beg Konağı ve bir taraftan Şerbetçi Molla Mehmed menzili ve tarik-i ‘âmm ile mahdûd iki bâb fevkâni oda ve bir sofa ve kenîf ve bir bi’ri ma ve eşcârî müsmire ve gayri müsmire ve bir mikdâr bağceyi müştemil bir bâb mülk-i menzilin işbûyedimde olan bir kıt’â hüccet mentukunca nısfı hisse-i şâyiası zevce-i menkûhem müteveffât Nefîse Hâtûn binti ‘Abdullah’ın ile’l-vefât yedinde mülkü ve ba‘de vefâtiha terekesinden olub hisse-i mezkûresinin nısfı bana ve nısfı mevlası Medine-i Üsküdar’da Mevla-yı Şeyh Nu’mân Beg Efendiyi bi’l-irsü’ş- şer’î ba‘de’l-intikâl mûmâ-ileyh Eş-Şeyh Nu’mân Beg Efendi dahî menzil-i mahdûd mezkûrde olan hisse-i ma’lûme-i müntekilesini bundan akdem bana hibe-i sahîh-i şer‘î ile hibe ve temellük ve teslîm ben dahî inhâb ve kabz ve kabûl idüb halâ menzil-i mezkûrun mecmû‘u irsen ve şer‘an mülküm olub lâkîn ber vech-i muharrer yedimde hüccet-i şer‘îye olmamağla li-ecli ihbâr meclis-i şer’e hâzırân olan kimselerden ba‘de’l istihbâr takrir-i tahrîr ve yedime hüccet-i şer‘îye i‘tâ olmak muradımdır didikde mahalle-i mezbûre ahâlisinden ‘umdetü’l-müderrisin el-fehhâm Cevdetzâde Derviş Mehmed Muhyineddin Efendi ibni merhûm el mebrûr Cevdet Halîl Efendi ve Es-Seyyid El-Hac İbrâhîm Efendi ibni ‘Alemdâr Süleyman nâm kimesnelerden eserü’l-istihbâr fî nefsi’l-emr menzil-i mahdûd mezkûrun nısfı şâyi‘asından şira ve rub’î hissesine ciheten mezbûr Aşçı Mehmed Hâlik ve bilâ nizâ‘ mutasarrıf olduğu bizim mâ‘lumumuzdur deyü her biri ‘alâ tarîkü’ş-şehâde haber virmeleriyle menzil-i mahdûd-u mezkûr ber vech-i muharrer mezbûr Aşçı Mehmed’in istiklâl mülki olduğu ‘inde’ş-şer‘î Tâhir ve temayün olmağla hifzen li’l-mukal işbu vesîka-i anife ketb ve imlâ ve mezbûr Mehmed yedine def‘ ve i‘tâ olundu. Fî şehri Rebi‘ü’l-ahir sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (Temmuz 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Fahrü’l küttâb Mustafa Edib Efendi ibni Mehmed. Keyserili El-Hac İbrâhîm Ağa. Suvaz Mustafa Ağa tâbi‘ Cevdetzâde. Helvacı Ahmed Ağa ibni ‘Ömer. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. S.8.b.2: Mahrûse-i Burûsa hârîcinde Çekirge Mahallesi sükkânından Molla İbrâhîm bin İsma‘il husûs-u atîyyü’l-bey‘ân ikrâra ve i‘tâ hüccet ber nehc-i şer‘î vekîl-i sâbitü’l- vekâlesi mahalle-i mezbûre ahâlisinden İsma‘il Beşe ibni ‘Alî nâm kimesne Beşiktâş Mahallesi’nde Meclis-i Şer’-i hatîr lâzımü’t-tevkîrde kuddat-i kirâm zevi’l-ihtirâmdan 93

işbu râfî‘ü’l-küttâb el-müstatab Mehmed Eşref Molla ibnü’l-merhûm Es-Seyyid Mustafa Hasîb Efendi mahzarında bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb müvekkilem mezbûr Molla İbrâhîm’in sulb-i oğlu tahminen on bir yaşında Mehmed nâm sağîri infâk ve iksâya (giydirmeye) babası mezbûrun bir vecihle kudreti olmayûb sefil ve fakirü’l-hâl olmağla sağîr mezbûr nafaka ve kisveye iştirâ ihtiyaç ile muhtâc olduğu ecilden ben sağîr mezbûr Mehmed’in nefsini bi’l-vekâle mûmâ-ileyh Eşref Molla’ya târîh-i küttâbdan beher yevm beşer pâre ücret ile îcâr ve teslîm eylediğimde ol-dahî ber minvâl-i muharrer isticâr ve tesellüm ve kabûl itdikden sonra ücret-i mezkûresi olan beher yevm beşer pâreyi sağîr mezbûrun nafaka ve kisvesine vesâir levâzım zarûriyesine harc ve sarf eylesun deyü bi’l-vekâle kendüye emr eylediğimde ol- dahî emriyle ücret-i mezkûre sağîr mezbûrun nafaka ve kisvesinden vesâir hevâiç-i zarûriyesine harc ve sarf ve’l-ecli’t-tebiyesini terbiyeye ta‘ahhüd ve iltizâm itmeğin mâ- vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî gurre-i Cemâziye’l-evvel li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 ( Temmuz/Ağustos 1805 ). Şuhûdu’l-Hâl: Fahrü’l küttâb Mustafa Edib Efendi ibni Mehmed. Mehmed Sa’îd Efendi ibni Mehmed Nuri Efendi. Fahrü’l kuddâtü’l-kirâm Mehmed Sâlîm Efendi. Mahmûd Ağa ibni Süleymân el-muhzır. Veli Beşe ibni Mustafa el-muhzır. S.8.b.3: Mahmiye-i İslâmbol’da Sultan Selim Hân ‘aleyhirrahmete ve’l-gufrân Mahallesi’nde şeref endâz ikâmet iken bundan akdem vedâ’ alem fenâ ve rihlet dar-i bekâ iden Şeyhü’l-İslâm ve müftü’l-enâm merhûm ve meğfûr lehu Feyzullah Efendi ibni Eş-Şeyhü’l-İslâm merhûm el-mebrûr Ebu’l-hayr Ahmed Efendi hazretlerinin verâseti sulb-i kibâr evlâdı Mehmed murad Efendi ve Ahmed Munsib Efendi ve Mehmed Tâhir Efendi ve Safiye Hânım ve Hamide Hânım ve Emîne Hânım ve Nefîse Hânıma münhasır ve teshîh meselesi on sehemden itibâr olunub sehâm-ı mezkûriden ikişer sehem oğulları müşârün-ileyhümâ ve birer sehemi kızları mûmâ-ileyhimeye isâbet-i tahkîkinden sonra kable’l-kısmet ( paylaşmadan önce) mûmâ-ileyhâ Nefîse Hânım dahî vefât idüb verâseti sadri kebîr oğulları müderrisin-i kiramdan Derviş Mehmed Muhyineddin Efendi El-Hac Dide Mustafa Efendi ibnü’l- merhûm el-mebrûr Cevdet Halîl Efendi nâm karındâşıları münhasir olduğu lide’ş-şer‘i’l-enver zâhir ve nemayân olduktan sonra mûmâ-ileyh Derviş Mehmed Muhyineddin El-Hac Dide 94

Mustafa Ağa ibni ‘Abdullah nâm kimesneler şehâdetleriyle sâbit ve sübut vekâletine hükm-ü şer‘î lâhık olan Es-Seyyid El-Hâc İbrâhîm Efendi ibni ‘Alemdâr Süleymân nâm kimesne Meclis-i Şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde işbû râfi‘ü’l-küttâb el-müstetab ‘umdetü’l- müderrisin-i kirâm Debbağzâde El-Hac İbrâhîm Efendi ibnü’l-merhûm El- Hac Osmân Efendi taraf-i bâhirü’ş-şer‘iatlerinden bey‘i-atiyyü’l-bey‘ânı tasdîk ve kabûl vekîl Bilâl Ağa ibni ‘Abdullah mahzarında bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb Mahmiye-i İslâmbûl hârîcinde Beg kapum mülükânesi kurbünde vâki‘ lide’l-ahâli ve’l- cîrân kemâl-i şühretine binâen tehdîd ve tevsîfinden müstefnî bostan-i kebîr ve Bostani sağîr murisimiz müteveffâ-yı evvel müşârün-ileyhin ile’l-vefât mülkü ve ba‘de vefâtihi terekesinden olub siham-i mezkûre mûcebince bir sehem hisse-i şayiâsı vâlidemiz müteveffiye mûmâ-ileyhâ Nefise Hânıma bi’l-irsü’ş-şer‘î ba‘de’l-intikâl ol-dahî vefât idüb bostan-i mezkûrda olan bir sehem hisse-i irsiye-i şayiâsı oğulları müvekkilem mûmâ-ileyhimâ Derviş Mehmed Muhyineddin Efendi ve El-Hac Dide Mustafa Efendi hisse-i mezkûrlerini cümle’t-tevâbi’ ve levahik ve kâfe-i el-menafî’ ve’l-murakik tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i müfside ve mevadiâdan ‘ârî bey‘-i bât-ı sahîh-i şer‘î ile müşteri mûmâ-ileyh Debbâğzâde El-Hac İbrâhîm Efendeyü bi sakfeti vâhide iki yüz otuz gurûş’a bey‘ ve temellük ve teslîm ol-dahî ber minvâl-i muharerr iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabûl idüb semeni olan meblağ-i mezkûr iki yüz otuz gurûşu bize def‘ ve teslîm ve biz dahî yedinden temâmen ahz ve kabz idüb ber vech-i munâsefe beynimizde iftâm eyledik. Ba‘de’l-yevm maru’z-zikr iki kıtâ bostanlarda bizim kat‘an ‘alâka ve müdahalemiz kalmayub siham-i mezkûr mûcebince bir sehem hisse-i irsiye-i şâyi’amız mûmâ-ileyh Debbağzâde İbrâhîm Efendi’nin mülk-ü müşterâsı ve hakk-ı sarfı olmuştur. Keyfe mâ-yeşâ ve hasebi mâ-yehtâr tasarruf buyursunlar didikde gıbbe’t- tasdîkü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fî gurre-i Cemâziye’l-evvel sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220(Temmuz/Ağuustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Fahrü’l küttâb Mustafa Edib Efendi ibni Mehmed. Fahrü’l Eyme Sarı Hâfız Yûsuf Efendi. Hacı ‘Abdullah Ağa ibni ‘Abdullah. Mahmûd Ağa ibni Süleymân el Muhzır. Veliddin bin Mustafa el- muhzır. S.9.a.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa İstinye nâhiyesine tâbi‘ Büyükdere nâm karyede mütemekkinlerinden Kiremidci Fûti veledi Yuri nâm zimmî Beşiktâş Mahallesi’nde 95

Meclis-i Şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde işbû bâ‘sü’l-küttâb ‘ummetü’l-müderrisin el-kirâm ve ziyde’l- mehârîm el fehhâm Derviş Mehmed Muhyineddin Efendi ve El-Hac Derviş Mustafa Efendi ibnü’l-mevâlî’l-‘azâm Cevdet Halîl Efendi mahzarlarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb halâ müste‘ciri olduğum karye-i mezbûre hudûdu dahîlinde kâin lide’l-ahâli ve’l-cîrân mâlumu’l-hudûd bir kıt’a mülk-i kiremidhânide mûmâ-ileyhimâ Derviş Mehmed Muhyineddin Efendi ve El-Hac Dide Mustafa Efendiye vâlideleri müteveffîye Nefîse Hânım ibnetü’l-merhûm el-mebrûr Şeyhü’l-İslâm esbek Feyzullah Efendi’den mevrûs ve müntekil on sehem i‘tibârîyle bir sehem hisse-i şayiâlarını mûmâ- ileyhimâ bundan akdem bana bâten ve sehihen yüz gurûş semeni mekbûda bey‘ ve temellük ve teslîm itmeleriyle ben dahî ber minvâl-i muharrer ba‘de’l- iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabûl kiremidhâne-i mezkûreye mukaddemâ tâ‘mîr ve termîm içün mâlımdan harc ve sarf eylediğim mâ‘lumü’l-mikdâr meblağden hisse-i mezkûreye isâbet ider. Mesrufat-i müte‘allike da‘vâdan mûmâ-ileyhimâ Derviş Mehmed Muhyineddin Efendi ve El-Hac Dide Mustafa Efendi’nin zimmetlerini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ile ibrâ ve iskât eylediğimden anlar dahî ber vech-i muharrer ibrâ-i mezkûreyi kabûl eylediler didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer’î mâ-vaki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fî’l yevmi’l-hamis ve’l-‘işrîn min şehri Rebi‘ü’l-ahir li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (23 Temmuz 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Fahrü’l- küttâb Mustafa Edib Efendi ibni Mehmed. Fahrü’l-akrân Hüseyin Ağa tâbi‘ Murad Beg . Fahrü’l- kuddat Mehmed Sa’îd ibni Mehmed Nuri. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. Veli Beşe ibni Mustafa el- muhzır. S.9.a.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da ‘Âşıklar Meydânı Mahallesi’nde sâkine ve zâtî şer‘iât-ı ma‘rife Emîne binti ‘Alî nâm Hâtûn Meclis-i Şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde zevc-i dahîli işbu bâis‘ü’l-vesîka şâbes El-Hac Mehmed bin Ahmed nâm kimesne mahzarında bi’t-tev‘ihâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mezbûr El-Hac Mehmed bundan akdem on gurûş mehr-i müeccel tesmiyesiyle zevc-i dahîlim olub târîh-i vesikadan üç gün mukaddem beyyinen beni tatlîk itmekle zimmetinde mütekerrir ve ma’kûd-u ‘aliyye olan mehr-i müeccele-i mezkûrem on gurûşu ve nafaka- i ‘iddet-i münifîye-i ma’lûme ve mü’net-i süknâmı bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden temâmen ahz ve kabz hukûk-ı zevciyete ve târîh-i küttâbaye gelinceye 96

beynimizde cârî bi’l-cümle ahz ve i‘tâ ve muamelyât-i şitâye vesâir hukûk-i şer‘îyeye müte‘allike ‘âmme-i da‘vâ ve mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan mezbûr El- Hac Mehmed’in zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve kat‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî kezalik hukûk-ı zevciyete vesâire müte‘allike da‘vâdan benim zimmetimi ibrâ ve iskât ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’l-hâmis min şehri Cemâziye’l-evvel sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220(1 Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Gurabiyecizâde Derviş Halîl Efendi. Mahmûd Ağa ibni Süleymân el muhzır. Veli Beşe ibni Mustafa el muhzır. Mehmed Sa’îd Efendi ibni Mehmed Nuri Efendi. S.9.a.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Rum ‘Alî Ağa Mahallesi sükkânından Topçu Mustafa Beşe ibni Ahmed nâm kimesne Meclis-i Şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde işbû bâ‘isü’l-vesîka Teberdâr Sara-yı ‘Atîk fahrü’l-akran El-Hac Ahmed Ağa ibni Mehmed mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb akdi atî’z-zikr südûruna degin yedimde mülk ve hakkım olan mahalle-i mezbûrda vâki‘ bundan akdem mûmâ-ileyh El-Hac Ahmed Ağa’ya bey‘ ve temlik eylediğim mülk-i menzilin peyşgahında tulen ve arzen bi hisab-i terbi’î arsa-i halîyemi dahî bi’l-cümle mâ müştemile ve yehvihi tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufside ve mevadiâdan ‘ârî bey‘i bât-i sahîh-i şer‘î mûmâ-ileyh Teberdâr El-Hac Ahmed Ağa’ya on gurûşa bey‘ ve temlîk ve vech-i lahik üzere teslîm eylediğimden ol-dahî minvâl-i muharrer üzere iştirâ ve temlîk ve tesellüm ve kabûl idüb semeni olan meblağ-i mezkûr on gurûşu bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden temâmen tesellüm ve ahz ve kabz eyledim. Ba‘de’l- yevm arsa-i hâlîde dahî benim kat‘an âlaka ve müdahalem kalmayub mûmâ-ileyh Teberdâr El-Hac Ahmed Ağa’nın mülk-i müşterâsı ve hakk-ı sarfı omuştur. Keyfe mâ- yeşâ-i ve hesebi ma yurid mutasarrıf olsun didikde gıbbe’t-tasdik-i şer‘î mâ vaki‘ bi’t- tâleb ketb olundu. Fî’l yevmi rabi‘ min şehri Cemâziye’l-evvel sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (31 Temmuz 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Fahrü’l küttâb Mustafa Edib Efendi ibni Mehmed. Fahrü’l-akrân Teberdâr Sâlih Ağa ibni ‘Alî. Mehmed Emîn Ağa ibni Osmân. Teberdâr uzun El-Hac Mustafa ibni 97

Ahmed. Bostani Terzi Mustafa. Halîl Efendi ibni İbrâhîm. Mahmûd Ağa ibni Süleymân el muhzır. Veli Beşe ibni Mustafa el muhzır. S.9.b.1: Mahrûse-i Galataya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Ortaköy’de sâkin Bostani Mustafa bin Mehmed nâm kimesne Meclis-i Şer‘î hatîr-i lâzımü’t-tevkîrde işbû râfi‘ü’l- vesîka Bostani Mustafa ibni İbrâhîm mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb akdi ati’z-zikrin südûruna degin bâ hüccet-i şer‘îye yedimde mülk ve hakkım olub karye-i mezbûrde kesb ve ribâd vâki‘ câmi‘ şerîf tahtında kâin dükkânından Memiş Ağa kahvesi dükkânına muttasil bir bâb Kahveci dükkânı derûnunda mevcûd bey‘ne’l- esnaf gedek ta‘bîr olunur. Dokuz ‘adet duhan çubûğu ve dokuz fincan meâ zarf ve sağîr ve kebîr dokuz kahve ibrigi ve bir kebîr kükem ve bir bakır mangal ve altı cizye ve bir tente vesâir eşyâ-i lâzime-i ma‘lûmda olan nısf-i hissemi tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufside ve mevâdi‘adan ‘ârî bey‘-i bât-i sahîh-i şer‘î ve sakfe-i vâhide ile sekiz yüz gurûşa müşteri mezbûr Bostani Mustafa’ya bey‘ ve temlîk ve teslîm eyledikte ol- dahî ber minvâl-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl idüb semeni olan meblağ-i mezkûr sekiz yüz gurûşu bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden temâmen ve kâmilen tesellüm ve ahz ve kabz eyledim. Ba‘de’l-yevm gedek mezkûrda olan nısf-i hissemi benim aslâ ve kat’en ‘alâka ve müdahalem kalmayub mezbûr Bostani Mustafa’nın mülk-ü müşterâsı ve hakk-ı sarfı olmuştur. Keyfe mâ-yeşâ ve hasebi ma yurid mutasarrıf olsun didikde gıbbe’t-tasdikü’ş şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’t-tâsi‘ min şehri Rebi‘ü’l-ahir li sene ‘işrîne ve mieteyn ve elf 1220 (7 Temmuz 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Ortaköy İmâmı Mehmed Şakir Efendi ibni El-Hac Hasan Efendi. İmam Velî Es- Seyyid ‘Alî Efendi bin Es-Seyyid Osmân. Dûrak Pâşâ yegeni Fahrü’l-akrân ‘Abdülkerim Efendi. Ocak İmâmızâde Hilmi ‘Osmân Efendi ibni Mehmed Ârif Efendi. Mehmed Tâhir Ağa ibni Mehmed Emîn. Müezzin Molla Yakup ibni Mehmed. Yasakcı Osmân Ağa . Muhzır Mehmed Ağa ibni Süleymân. S.9.b.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Âşıklar Meydânı Mahallesi’nde sâkine ve zâtî şer‘ân ma‘rife bâ‘isetü hazihi’l-vesîka Emîne Hâtûn ibneti ‘Alî Meclis-i Şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde zevc-i sabiki sâlis El-Hac Mehmed bin 98

Ahmed mahzarında takrîr-i kelâm ve ta‘bîr-i ‘ani’l-merâm idüb mezbûr sâlis El-Hac Mehmed ile bundan akdem hal-i zevcine beynimizdekâ‘im iken mezbûrun kurâsından hâsıl ve benden mütevellid ve hâlâ bi hakkü’l-hidan benim terbiyemde olan tahminen iki yaşında Sadrî oğlum işbû Ahmed nâm sağîrenin nafaka-i ve kisve bahâ vesâir levâzım-u zaruriyesi içün babası mezbûr üzerinde min kıbel-i şer‘ü’l-enver kider-i ma‘rûf meblaği farz ve takdîr olunmak bi’l-hisâne matlûbumdur didikde gıbbe’t- tasdîkü’ş-şer’i hâkim-i mevki’ sadri kitab tubâlehu ve hüsnü meab Efendi hazretleri dahî sağîr mezbûrun nafaka ve kisve bahâ vesâir levâzım-ı zarûreti içün târîh-i küttâbdan külli yevmü’t-teşîr para babası mezbûr üzerine farz ve takrîr bûyurup meblağ- i mefrûd mezkûrun nafaka ve kisve bahâ vesâir levâzim-i zarûriyesine harc ve sarfe ve lide’l-hâce istibdaneye vakt-i zaferde babası mezbûr üzerine rucu’a vâlidesi ve hâdiniyesi mezbûre Emîne Hâtûn izin virilmeğin mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’l-hâmis min şehri Cemâziye’l-evvel li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (1 Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Fahrü’l- kuddât Mehmed Sa’îd Efendi ibni Nuri Efendi. Gurabi‘ yecizâde Derviş Halîl Efendi. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. Veli Beşe ibni el muhzır. S.9.b.3: Mahrûse-i Galata’ya hârîcinden Beyoğlu Mahallesi’nde mütemekkin iken bundan akdem hâlik olan Kirkor veledi Anin nâm zimmînin verâseti zevce-i metrûkesi Pîrûniye binti Marderûs nâm nasrâniye ile sulbî kebîroğulları Ebril ve Ebresil nâm zimmîler ile sulbiyye kebîre kızı Tûçi nasrâniyeye hisârı ba‘de tahakkuk-i şer‘î ibni mesfûr ibrâşi zimmî ber vech-i atî sulh ve ibrâya ve ahz ve kabza kendi tarafından asâleten ve anası mersûme Pîrûniye nasrâniye ve karındâşları merkûmun Ebril zimmî ve Tûci nasrâniye taraflarından vekîl olduğu mersûmetan Pîrûniye ve Tûci nasrâniyelerin şahıslarını bi’l-ma‘rifet-i şer‘îye-yi ârîfân Ohanus veledi Kerbet ve Eğasul veledi Ohan nâm zimmîler şehâdetleriyle sâbit ve sübût vekâletine hükm-i şer‘î lahik olmağla vekâleten Meclis-i Şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde mahmiye-i İslambûl ebvâbından Kumkapı İskelesi kayıkçılarından işbûhâmilü’ş-şeref Agob veledi Kirkor nâm zimmî muvâcehesinde bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mesfûr Agob zimmî babamın murisimiz malik mesfûrun yedinden hâl-i heyatında ve Kemâl-i akl sıhhetinde vefâtından dört sene mukaddem yüz elli gurûş istifrâz ve ahz ve kabz idüb 99

maru’z-zikr Kumkapı İskelesi’nde kayıkçı gediği iştirâ itmişdi. Babamız Hâlik mesfûr kable’l-ahz ve’l-istifa hâlik olmağla meblağ-i mezkûr terekesinden olub bizler ve bi’l- irs-i şer‘î ba‘de’l-isâbe meblağ-i mezkûr yüz elli gurûşu mesfûr Agob zimmî meblağ-i mezkûr yüz elli gurûş deyni işbû târîh-i küttâba gelince beher sene on sekiz gurûşa devri şer-i olunub sekiz senide on sekiz gurûş muramcesini cem’ân yüz kırk dört gurûş dahî terâkehe ider. Muramcesi mesfûr Agob zimmîden bi’l-asâle ve bi’l-vekâle taleb ve da‘vâ eylediğimde ol-dahî ancak yüz elli gurûşu babamız murisimiz malik mesfûr hürmet-i mezkûriden veresiyeti olduğunu ikrâr lâkîn meblağ-i mezkûr yüz elli gurûşu bâbânız malik mesfûre hâl-i hayâtında ve Kemâli akl sıhhetinde ve hasta hasta temâmen ve kâmilen edâ ve teslîm itmişdim deyü beni müdâfa‘a ve bû vecihle beynimizdeba‘de vukû‘ü’l-münâza‘a bi vesateti müslihîn da‘vâ-yı mezkûrundan beni mesfûr Agob zimmî ile yüz on gurûş üzerine inşâ-i akd-i sulh eylediklerinde ben dahî sulh-i mezkûru ba‘de’l-kabûl bedel-i sulh olan meblağ-i mezkûr yüz on gurûşu bi’l-asâle ve bi’l-vekâle mesfûr Agob zimmî yedinden temâmen ahz ve kabz idüb ziyâdeye müte‘allik amme-i dâ‘vâ ve mutalabât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan mesfûr Agob zimmînin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve kât‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskât eylediğimde ol- dahî bana medfû’u olan bedel-i sulh-i mezkûre müte‘allik da‘vâmız benim zimmetimi ibrâ ve iskât idüb ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer’î mâ-vaki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fî’l yevmi’s-sâlis min şehri Cemâziye’l-evvel li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf (30 Temmuz 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Kumkapı İskelesinde Kethüdâ kayıkçısı Es-Seyyid Mehmed Çelebi ibni Es- Seyyid ‘Alî. Derviş Mehmed ibni ‘Alî der sâkin Kumkapu. Süleymân Beşe ibni Abdullah der sâkin Kumkapu. Molla ‘Alî bin Osmân der sâkin Kumkapu. Kayıkçı Makir zimmî. S.10.a.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Kılıç ‘Alî Pâşâ Mahallesi’nde sâkine ve zât-ı zeyl-i sahifide muharrerü’l-esâmi müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife bâ‘isetü’l-hazihü’l-vesîka Emîne Hâtûn ibneti Süleymân Meclis-i Şer‘î hatîr lazimü’t- tevkîrde kezalik zâtî müslimîn mezbûrin ta‘rîfleriyle ma‘rife Fâtıma Hâtûn ibneti İsma‘il mahzarında takrîr-i kelâm ve tevzîh ‘ani’l-merâm idüb Sâdır esbek merhûm İbrâhîm Pâşâ kerimesi Fâtıma Hânım’ın Mahmiye-i İslâmbûl’da Aci Maslak nâm 100

mehlide vâki‘ câmi-i şerîfte ved’ eylediği kürsi ve dersiyesi vakfî müsteğlâtından bi’l- îcâreteyn ve bâ izn-i mütevelliye ve tasarrufumda olan mahalle-i mezbûrda vâki‘ lide’l- ahâlî ve’l-cirân ma‘lûmu’l-hudûd ve’l-müştemilât bir bâb vakfî menzilimin nısf-i hisse-i şâyi‘asını yedimde ibkâ ve nısfı hisse-i şayiâ aherini bâra-yı mütevelli mezbûr Fâtıma Hâtûn’a yedi yüz gurûş bidel mukabelesinde ferağ ve tefvîz eylediğimde ol-dahî ber minvâl-i ba‘de tekvid ve’l-kabûl bidel-i mezkûru mezbûre Fâtıma Hâtûn yedinde ibkâ eyledim. Lakin ben ‘alile ve ihtiyâra düçar ve sebeb-i adimü’l-iktidâr olmağla nafaka ve kisveye iştirâ ihtiyaç ile muhtâc olduğum ecilden benim nafaka ve kisve bahâ ve levâzım-ı zaruriyem içün bidel-i mezkûrdan mikdâr-ı kifâye meblağ-i farz ve takdir olunmak matlûbumdur didikde mezbûre Fâtıma Hâtûn dahî mükerre-i mezbûreyi kelimât-ı meşrûhesinden vicâhen ve şifâhen ba‘de’t-tasdîk hâkim-i hâşim ve’l-ecnâb tubâ lehu ve hüsn-ü meab Efendi hazretleri dahî mezbûre Emîne Hâtûn’un nafaka ve kisve bahâ vesâir levâzım-u zaruriyesi içün târîh-i küttâbdan külli yevm birer gurûş nafaka ve kisve bahâ vesâir levâzım zaruriyesi içün nısf-i menzil mezkûr bidelinden farz ve takdîr bûyurup meblağ-ı mefrûz ve mezkûru mezbûre Emîne Hâtûn’un nafaka ve kisvesine vesâir levâzım-u zarûriyesine harc ve sarfa mezbûre Fâtıma Hâtûn tenbîh olunmağın mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’l-hamis min şehri Cemâziye’l- evvel sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (1 Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Fahrü’l-emâsil ve’l-akrân Câbi Vakf Osmân Efendi ibni Veli. Hâfız El-Hac ‘Alî Efendi Damat Türbedâr Efendi. Tabîb Mustafa Efendi ibni ‘Alî. Mahmûd Ağa ibni Süleyman el-muhzır. Veliddin Çelebi ibni Mustafa el muhzır. S.10.a.2: Fî’l-asl vilâyet-i Anadolu’da Kastamonu Sancağı’nda vâki‘ Boy Abâd kasabâsına tâbi‘ Onenk nâm karye ahâlisinden olub halâ Mahrûse-i Galata’ya müzâfatından Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Kuruçeşme ocağında Bostani Mehmed bin Hasan nâm kimesne Meclis-i Şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde karye-i mezbûre ahâlisinden olub Mahmiye-i İslâmbûl’da m’Îsafîren sâkin zevce-i menkûhesi Fâtıma Hâtûn’un dayısı işbû bâ‘isü’l-küttâb Kemâl oğlu Mustafa dayı ibni Ahmed mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb târîh-i küttâbdan yedi sene mukaddem ben vilayetim olan mâru’z-zikr Onenk karyesine ‘azimet ve zevcem mezbûreyi bi’t-terâdi akd-i nikâh ve tezvîc eyledikten sonra dayısı işbû mezbûr Mustafa beni bi gayri hak ehl-i örf 101

ta‘ifesinden bû edbâr ve yûdesine azm idüb dört yüz gurûş tecrîm ve ta‘zîm itmekle işbûyedimde olan fetva-yı Şerîfe mûcebince meblağ-ı mezkûru bi terîki zemân mezbûr Mustafa dayıdan bundan akdem taleb ve dâ‘vâsında olduğumda beynimizdemünâza‘at-ı kesîre ve muhâsamat-i şedîde ceryân itmişdi. El-hâletü hâzihi bey‘nimize müslihîn tevasüt idüb da‘vâ-yı mezkûrdan fârîğe olmak üzere beni mezbûr Mustafa dayısı ile elli gurûş üzerine inşâ-i ‘akdi sulh eylediklerinde ben dahî ber minvâl-i muharrer sulhi mezkûru ba‘de’l- kabûl ol-dahî bedel-i sulh-i mezkûr elli gurûşu bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden temâmen ve kâmilen teslîm ve ahz ve kabz idüb ziyâde-i husûs-u mezkûre müte‘allike ‘âmme-i da‘vâ ve mutalabât-i ve kâfe-i îmân ve muhâsamâtdan mezbûr Mustafa dayının zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve kât‘ü’n- nizâ‘ ( kaldırma) ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî bana medfû’u olan bedel-i sulh-i mezkûre müte‘allike da‘vâ benim zimmetimi ibrâ ve iskât idüb ve birbirimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t- tâleb ketb olundu. Fî’l yevmi’s-sâbi’ min Cemâziye’l-evvel li sene işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (3 Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Hasekî hassadan Fahrü’l-akrân ‘Alî Ağa ibni El-Hac Mehmed Ağa. Kara ‘Alî oğlu Hasan Efendi der karye-i mezbûre. Kel ‘Alî oğlu Mustafa der karye-i mezbûre. İsma’îl oğlu Kayıkçı Mehmed der karye-i mezbûre. Mir ‘Alî oğlu Mustafa der karye-i mezbûre. S.10.a.3: Medine-i Üsküdar kasabâsına müzâfa Beykoz nahiyesine tâbi‘ Ebrum nâm karye ahâlisinden Osmân Veliddîn Mehmed nâm kimesne Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î hatîr-i lâzımü’t-tevkîrde Kuruçeşme ocağında Bostani vâki‘ü’l-vesîka Mehmed Emîn Ağa ibni el El-Hac Hasan mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb ben fakîrü’l-hâl ve mu’sir olmamla tahminen sekiz yaşında ve sulbiyye kızım Emîne nâm menkuheyi infâk ve iksâya adimü’l-iktidâr olduğum ecilden kızım sağîre-i mezbûreye işbû târîh-i küttâbdan beher yevm sekiz zubâre ücret-i ka‘lile-i mezbûr Mehmed Emîn Ağa bi’l-vekâle i’câr ve teslîm eylediğimde ol-dahî ber minvâl-i muharrer ba‘de’l- isticâr ve’l-kabûl ücret-i mezkûresi olan beher yevm sekiz zubâreyi emriyle kızım sağîr mezbûrenin nafaka ve kisve bahâsına vesâir levâzım-ı zarûriyesine harc ve sarf eylesün deyü mezbûr Mehmed Emîn Ağa bi’l-vilâye emr eylediğimde ol-dahî ücret-i mezkûre 102

beher yevm sekiz zübâreyi kızım sağîre mezbûrenin nafaka ve kisve bahâsına vesâir levâzım zarûriyesine harc sarfe ve sağîr mezbûreyi terbiyeye tekahhud ve iltizâm eyledi didikde mezbûr Mehmed Emîn Ağa dahî mukırr-ı mezbûrun bi’l-cümle takrîr meşrûhunu vicâhen tahkîk ve şifâhen ba‘de’t-tasdîk ve’l-kabûl mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî yevmi’s-samin min şehri Cemâziye’l-evvel sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (4 Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Fahrü’l-akrân Es-Seyyid Abdulfettâh Ağa ibni Es-Seyyid Mehmed. Yasakcı Süleymân Ağa ibni Mustafa. İbrâhîm Beşe ibni Hüseyin. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. S.10.b.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Erenyûd nâm karye mütemekkinlerinden Karancilci Tabkârî Yuri veledi Dimitri nâm zimmî Meclis-i Şer’-i hatîr-i lâzımü’t-tevkîrde işbû hamilü’s-sefer Yaramud Seryanu nâm zimmî muvâcehesinde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mesfûr Yâni zimmî târîh-i kitâbdan on ay mukaddem sulbiyye kızı Semiha nâm bikr bâliğa bana nâmzed idüb ben dahî mesfûr damad olmak melyâbisesiyle bilâ tesmiyetü’l-ücret karye-i mezbûride vâki‘ bâğ ve bağçesinde yüz gün hizmet itmekle hizmet-i mezkûr Emîn beher yevm birer gurûştan yüz gurûş ecri misli var iken mesfûr Yâni zimmî kızı mersûmeyi bana virmeyüb âhire tezvîc ittirmekle meblağ-i mezkûr yüz gurûş ile müddet-i merkûmide hânesine virdiğim karancla itmeği semeninden dahî yüz gurûş alacak hakkım terakum itmekle cem’ân iki yüz gurûşu mesfûr Yani zimmîden bûndan akdem gıbbe’s-sû‘al ve da‘ vâ eylediğimde ol-dahî cevâbında ve târîh-i merkûmide kızımı mersûmeyi sana nâmzed eylediğini ve bâğ ve bağçesinde ancak kırk gün hizmetimi ikrâr ziyâde hizmetimi vakrü’l-hile itmeği semenini bi’l-külliye ba‘de’l-inkâr bu vecihle beynimizdekesîre ve muhasamat-i kesîre ceryân itmişdir el-hâletü hâzihi beynimizde müslihîn tevsit idüb da‘vâ-yı mezkûrumdan fâriğa olmak üzere beni mesfûr Yâni ile yetmiş beş gurûş üzerine inşâ-i akdi sulh eylediklerinde ben dahî ber minvâl-i muharrer sulh-i mezkûru ba‘de’l-kabûl bedel-i sulh olan meblağ-i merkûm yetmiş beş gurûşu mesfûr Yâni zimmî bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedimden temâmen tesellüm ve ahz ve kabz idüb müddet-i mezkûrde olan hizmet-i merkûmenin ecri misline mudda‘âm olan karancile semenine vesâir beynimizdecârî ahz ve i‘tâ ve muamele-i şitâye ve bi’l-cümle hukûk-ı şer’iyeye 103

müte‘allik ‘âmme-i da‘vâ ve mutalabât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan mesfûr Yâni zimmînin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve katî‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî bana medfû‘û olan bedel-i sulh-i mezkûru vesâire müte‘allik da‘vâdan benim zimmetimi ibrâ ve iskât idüb ve her birimiz vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fî’l yevmü’s-sâmin min şehri Cemâziye’l-evvel li sene işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (4 Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Yasakçı Süleymân Ağa ibni Mustafa. Bölükbâşı ‘Alî ibni ‘Abdullah. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. Terzibâşı Yuri veledi Save. Kethüdâ karye Tanış veledi Enderus. S.10.b.2: Tahkîk-i özri şer‘îye binâen husûs-u atîyyü’l-bey‘ânın mahallinde ketb ve tahrîr içün cânib-i şeri‘at-i gerradan bi’l-iltimâs me’zûnen irsâl olunan Kâtib Mevlânâ Mustafa Edib Efendi ibni Mehmed Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinan Paşâ-yı ‘Atîk Mahallesi’nde mütemekkin Zevice binti Abâcı Gûrîl nâm nasrâniyenin mülk-i menziline varub zeyl-i sahîfide muharrerü’l-esâmi-i müslimîn huzûrlarında şer‘î nebevi eyledikte şahsa şer’ân muarrife mersûme Zevice binti Abâcı Gûrîl nâm nasrâniye meclis-i ma’kûd-u mezkûrda mahmiye-i İslambul’da kapân Refik nezûrûnda vâki‘ ibni Meddâs Mahallesi ve heracıbâşı Kara Mehmed Beg Mahallesi mâbeyninde kâin merhûm ve mefkûlehu Hazreti İmâm Şâni k.d.s. hazretlerinin zâviye-i latîfesinin bânisi ve evkâfının bi’l-meşrûte mütevellisi hâlâ kethüdâ-yı Hazreti Sadrı azam ‘umdetü'l-emâcid ve’l-ekârîm câmiü’l-mecalîs ve’l-mekârim ‘inâyetlu semâhetlu İbrâhîm Beg Efendi hazretlerinin kethüdâsı ‘Alî kadirleri işbû râfî‘ü’l-küttâb mütetab hevâcenin mu‘alla ekanından saadetlu El-Hac Ahmed Efendi ibni el merhûm el-mebrûr Halîl Efendi ibni Receb Efendi taraf-i bâhiru’l-kurbi şereflerinden bey‘-i atî’z-zikri tasdîk ve kabûle vekâleti Mehmed Sa’îd Efendi ibni ‘Ömer ve Mehmed Emîn Ağa ibni Mehmed Emîn nâm kimesneler şehâdetleriyle sâbit olan Halîl Efendi ibni Hüseyin mahzarında bi’t-tev‘ihâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb vakfî atî’z-zikrin südûruna değin bâ hüccet-i şer‘îye müstekilleten yedimde mülk ve hakkım olub mâru’z-zikr Sinan Pâşâ’yı ‘Atik Mahallesi’nde mürebbi’ bir taraftan Abâcı bâbı menzili ve taraf-i sülasisi tarîk-i ‘âmm ile mahdûd ve tahminen dört yüz zirâ‘ arsa üzerinde mebniyi 104

ülyedâ üç bâb oda ve bir dîvânhâne ve bir mutbâh ve bağçe derûnunda ve fevkâni iki bâb oda ve tahtında bir mutbâh ve bir bi’ri ma ve bir kenîf ve bir mikdâr bağçe ve zokâk kapısını müştemil işbû muayyen müşâhide olunan mülki menzilimi cemi‘ tevabbi’ ve levahiki ve kâfe-i hukûk ve murakikiyle tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufsididen ‘ârî bey‘-i bât sahîh-i şer‘î ile vakfı mezbûre akâr olmak üzere müvekkil mütevelli müşarün-ileyhi El-Hac Ahmed Efendi’ye yedi bin yedi yüz gurûşunu bey‘ ve teslîm eylediğimde ol-dahî ber minvâl-i muharrer bi’t-tevliye iştirâ ve tesellüm ve kabûl eyledikten sonra semeni olan meblâğ-i mezkûr yedi bin yedi yüz gurûşun altı bin gurûşunu zikri atî muacceleye tefadi içün cânib-i vakfta ibkâ ve bin yedi yüz gurûşunu mâl ve mukadder ve vekîl-i mezbûr Halîl Efendi bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden temâmen ve kâmilen teslîm ve ahz ve kabz eyledim. Ba‘de’l-yevm menzil mahdûd-i mezkûr vakf-i mezbûr müstekilatından olub benim aslâ ve kat’en alâka ve müdahalem kalmadıktan sonra mütevelli müşârün-ileyhi menzil mahdûd mezkûru bâ‘de’t-tehliyet-i şer‘îye ve tekabûtü’l-meriye taraf ve takdîri bi’t-tevliye bana muaccele beher yevm üçer akçe îcâresi müeccele-i mümâsele ile târîh-i kitâb günü cânib-i vakıfdan bir kıta temessük ile îcâr ve teslîm ve ben dahî ber vech-i muharrer isticârı kabûl idüb mebî-i mezkûrun tağrîr ve ğebnine ve muaccele-i merkûmenin istibkâ ve âdem-i istikbâsına müte‘allik ‘âmme-i da‘vâdan taraf-i vakfın ve mütevelli müşârün- ileyhin ve vekîl-i merkûmun zimmetlerini kabûl-u hâvî-i ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât eyledim didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer’i ma vâki‘ medâr Mevlânâ mezbûr mahallinde ketb ve terkim ve kat’en sübût esna-i şer‘île meclis-i şer‘î hatîre gelüb âla vuku‘ inhâ ve tefhîm itmegin ba‘de’t-tenfîzü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî yevmü’l-âşer min şehri Cemâziye’l-evvel li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220( 6 Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Ümdetü’l meşâyihü’l-kirâm zaviye mezbûre Şeyh Es-Seyyid Ahmed Efendi ibni Hâfız Mustafa Efendi. Mahmûd Ağa ibni Süleymân el muhzır. Dülgerzâde zâviyesi Şeyhi Eş-Şeyh İsma‘il Hakkı Efendi. Fahrü’l-kuzât Nûrizâde Mehmed Sa‘îd Efendi. Gurabiyecizâde Derviş Halîl Efendi. S.11.a.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinânpâşâ-yı Âtîk Mahallesi mütemekkinlerinden Karabet ve karındâşı Mefroc veledi Agob nâm zimmîler bey‘-i 105

atî’z-zikri ikrâra kendileri taraflarından asâleten ve merkûm Karabet kız karındâşı Tesviye binti el merkûm Agob nâm nasrâniye tarafından kezâlik bey‘-i atî’z-zikri ikrâra vekîl-i olduğu şahsi merkûmeye bi’l-ma‘rifet-i şer‘îyye-i ‘âlemden Eksan veledi Mercan ve Ertin veledi Matbos nâm zimmîler şehâdetleriyle sâbit olan merkûm Karabet vekâleten ve asâleten ve merkûm Mefroc asâleten Meclis-i Şer‘î Şerîf-i enverde işbû bâ‘îsetü’r-rekîm anaları Takubây binti Turus nâm nasrâniye muvâcehesinde her biri bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb akt-i atî’z-zikrin südûruna değin işbû hüccet-i şer‘îye mentûkunca yedimizde şirayi mülkümüz olub mahalle-i mezbûrda vâki‘ bir taraftan İstifan ve bâ’zen Serkes menzilleri ve bir taraftan hostuholi ve bâ’zen kostantin menzilleri ve iki taraftan tarîk-i ‘âmm ile mahdûd yedi yüz zirâ‘ arsa üzerine mebni ulyada iki bâb oda ve bir kenîf ve bir kebîr safe ve vustada iki bâb oda ve bir mutbah ve ser uzun vâki‘ bir sehrîc ve bir kenîf ve soflada iki bâb oda ve bir mutbeh ve bir bi’ri ma ve eşcârî mesmuresi ve gayri mesmuresi bir mikdâr bağçe ve üç zokâk kapısını müştemil mülki menzilin kırk sehem i’tibârıyla beş sehem-i şayiâsı anâmız müşteriye merkûm Takubây nasrâniyenin mülkü olub ve yedi sehemi kız karındâşı mezbûr sevme Tesviye nasrâniyenin mülkü ve on dört sehem şayiâ karındâşım müfridcik mülki olub bâkî on dört sehem şayiâ benim mülküm olmağla biz asâleten ve vekâleten ber vech-i meşrûh mülkümüz olan otuz beş sehem hisse-i şayiâlarımızı bi cümleti tevabbi’ ve levahik ve kâfe-i hukûk ve’l-merafîk tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufsididen ‘ârî bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimizde ol-dahî ber vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl idüb semeni olan meblaği mezbûr iki bin altı yüz yigirmi beş gurûşu bizlere def‘ ve teslîm ve biz dahî yedinden temâmen ve kâmilen ahz ve kabz idüb bakrü’l-hassü’l-merkûm beynimizde ihtâm idüb her birimiz hisse-i mezkûremize müte‘allik amme-i da‘vâmız anâmız merkûme Takubây nasrâniyenin zimmetini ibrâ ve iskât idüb ol-dahî ibrâ-i mezkûrunuzu kabûl eyledi. Fî mâ-ba’d menzil-i mahdûd-i mezkûr anâmız Takubây nasrâniyenin mülk-ü müşterâsı omuştur. Keyfe mâ-yeşâ ve tehtâr mutasarrıfe olsun didiklerinde gıbbe’t- tasdîkü’ş-şer’î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l-yevmü’l-hâmis ‘işrîn min şehri Recebü’l ferd li sene hamse ve mieteyn ve elf 1205 (30 Mart 1791).

106

Şuhûdu’l-Hâl: Sefâzâde ‘Alî Ağa ibni El-Hac Ahmed Kapûdan Sâkin Kâsım Pâşâ. Berber Tâhir Ağa İbrâhîm. Kaleci Mehmed Ağa bin Hüseyin. El-Hâc İsma‘ilÇâvuş Dîvân-i ‘Ali. Mehmed Çavuş Ağa ve ‘Alî Odabâşı. S.11.a.2: Husûs-u atîyyü’l-bey‘ânın mahallinde ketb ve tahrîr çin sevb-i şer’i enverde bi’l- iltimâs madûnen irsâl olunan Kâtib Mevlânâ Mustafa Edib Efendi ibni Mehmed Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Süleymâniye Mahallesi’nde vâki‘ El- Hac Mehmed’in menziline varûb zeyl-i sahifide muharrerü’l-esâmi-i müslimîn huzûrlarında âkd-i Meclis-i Şer‘î Münir eyledikte zâtî müslimîn mezbûrin ta‘rîfleriyle ma‘rife Hasîbe Hâtûn ibneti Abdullah meclis-i ma’kûd-u mezkûrda vasîyet-i atî’z-zikri tenfîz ve icrâya vasî muhtâr nasb ve ta‘yîn eylediği hâlâ zevci işbû râfi‘ü’l-küttâb mezbûr El-Hac Mehmed ibni Ahmed mahzarında bi’t-tev‘ihâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb zevcem mezbûr zimmetinde mütekerrir ve me’kud âleyhi olan kırk bir gurûş mehr-i müeccel hakkımı bana def‘ ve teslîm ben dahî yedinden ahz ve kabz altı gurûşu yedimde ibkâ mâ-‘ada otuz beş gurûşumi kendüye hibe-i sehihe-i şer‘îye ile hibe ve teslîm ol-dahî meclis-i enverde inhab ve kabz ve kabûl ve zevcem mezbûr El-Hac Mehmed hacca teşrif-i azimeti esnâsında benden râzı ve şükrân olmak hasebiyle mevaddiaten bana iki yüz elli gurûş deyn ikrâr ve yedime bir kıtâ temessük vermişti. Temessük-i mezkûr ber tekrib-i zayia olmağla bûndan sonra âhir yedinde zuhûr ider ise be vecihle amel ve i’tibâr olunmayıp husûs-umezkûre müte‘allike ‘âmme-i da‘vâdan zevcem mezbûrun zimmetini ibrâ ve iskât eyledim didikde ol-dahî ibrâ-i mezkûru ba‘de’l-kabûl mezbûre Hasîbe Hâtûn zevci ve vasîsi mezbûr El-Hac Mehmed mahzarında ikrâr-i kelâm idüb ben bi emrillahi Teala vefât eylediğimde bi’l-cümle terekem ma‘rifet-i şer’le ba‘de’t-tahrîr feruhet olunub mecmû‘ terekemîn sülüs-ü ifrâz ve vasîm zevcem mezbûre teslîm olunub ol-dahî sülüs-i mezkûrdan elli gurûşunu vech-i mesnun üzere techîz ve tekfîn ve ta‘mîr-i medfenim levâzımine harc ve sarf eyleye ve elli gurûş dahî iskât-i sevm selyât ve kefaret-i yemîn içün ba‘de devr fukara-i müslümine tasdîk oluna ve sülüs-i mezkûrdan vâki‘ kalur ise vasî mezbûr eylediği hayrata harc ve sarf eyleye deyü vasîyet ve vesâyesini tenfîz zevci mezbûr El-Hac Mehmed vasî muhtâr nasb ve ihtiyâr eyledikte ol-dahî ber vech-i muharrer vesâyeti merkûmeyi kabûl ve hizmet-i lâzimesini kemâ yenbaği edâya taâhhüd ve iltizâm 107

itmeğin gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î hatîre gelüb ala vukuîhi inhâ ve takrîr itmeğin ba‘de’t- tenfîz mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî yevmi’l-hamis ‘aşer min şehri Cemâziye’l- evvel sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (11 Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Fahrü’l eymetü’l-kirâm Mehmed Efendi ibni Mahmûd. Küllahcı bölükbâşı Sâbık Mustafa Beşe ibni Mehmed. Kuşakçı İnce Mehmed Beşe ibni Mustafa. Bekçi Es-Seyyid Mehmed Çelebi ibni Hasan. El-Hac Mehmed Emîn Ağa ibni Hüseyin. Bâltacı Mehmed Tâhir Ağa. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. S.11.b.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Ernebûr karyesinde mütemekkin iken bundan akdem hâlik olan en-Nesiye binti Enderya nâm nasrâniyenin verâseti hesren serdî kebîr oğulları Yuri ve Enderya veledi Penayut zimmîlere el-hisarı bâ’de’t-tahkîkü’ş-şer‘î ibni mesfûr Yuri zimmî bey‘ atî’z-zikrî ikrara kendi nefsinden asâleten ve karındaşı olûb hâlâ Yaş kasabasında mütemekkin mesfûr Enderya zimmî tarafından vekâleti Tume veledi Lasku ve en-Neştî veledi Memi nâm zimmîler şehâdetleriyle sâbit olmağla mesfûr Yuri’yi bi’l-asâle ve bi’l-vekâle Meclis-i Şer‘î hatîr lâzımü’t-tevkîrde işbûhâmilü’s- sefer Nikola veledi Yani nâm zimmî muvâcehesinde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb karye-i mezbûrda vâki‘ bir taraftan müşteri mesfûr menzili ve bir taraftan Dasıl zimmî menzili ve tarafeyn-i tarîk-i ‘âmm ile mahdûd muhterik bir bâb mülk-i menzil ârsası anâmız Yalina mersûmenin ile’l-hilâk mülkü ve ba‘de halâkiha terekesinden olub bi’l-irsü’ş-şer‘î ‘ale’l-iştirâkü’s-sû‘al hesren benimle karındâşım mesfûr Enderya zimmîye isâbet ve intikâl itmekle ben bi’l-asâle ve bi’l- vekâle ârsa-i mezkûrun mesfûr Rasıl zimmî menzili tarafından bi hisab-i terebbî’ elli dört zirâ‘ mahallini ikrâr ve ‘alâmet-i fadile vedîyle ba‘de’l-imtiyaz bi cümlete et- tevabî’ ve levâhik ve kâfeü’l-hukûk ve’l-mürâfık tarafından îcâb ve kabulu havî şurût-i mufsididen ve mevadiâdan ‘ârî bey‘-i bât-i sahîh-i şer‘î ile müşteri mesfûr Nikola zimmîye ikiyüz on altı gurûşa bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimde ol-dahî ber minvâl- i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl idüb semeni olan mebleğ-ı mezkûr ikiyüz on altı gurûşu bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden bi’l-asâle ve bi’l-vekâle temâmen ve kâmilen tesellüm ve ahz ve kabz eyledim. Fî ma bâ’d arsa-i mefruze-i mezkûre mesfûr Nikola zimmînin mülk-i müşterâsı ve hakk-ı sarfı olub ben aslâ ve kat‘an âlaka ve müdahelem kalmamıştır. Keyfe mâ-yeşâ ve tehtâr mutasarrıf 108

olsun didikde gıbbe’t-tasdikü’ş şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî yevmi’l-hamis ‘aşer min Cemâziye’l-evvel li sene ‘işrîne ve mieteyn ve elf 1220( 11 Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Yasakcı Süleymân Ağa ibni Mustafa. Bölükbâşı ‘Alî Ağa ibni Ahmed. Terzi bâşı Yuri veledi Savur. Bânku veledi İnşatuş. Kethüdâ Etnaş veledi Enderyan. S.11.b.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Lond Çiftliği sâkinelerinden zâtı zeyli sâhifide Muharrerü’l-esâmi-i müslimîn ta’rîfleriyle ma‘rife-i Şerîfe Emîne binti Feyzullah nâm Hâtûn Meclis-i Şer‘î hatîr lâzımü’t-tevkîrde zevc-i mutliki işbû bâ‘îsü’l-vesîka mâru’z-zikr Lond Çiftliği ocağında birinci bölükte mülâzim Mehmed Emîn bin Mehmed mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mezbûr Mehmed Emîn bundan akdem doksan gurûş mehr-i müeccel tesmiyesiyle zevci dahîlim olub işbû târîh-i kitab günü beni beyyinen tetlîk itmekle zimmetinde mütekerrir ve mâ’kûd-u ‘aliyye olan mehr-i müeccele-i mezkûre doksan gurûşu ve îddet nafaka-i mâ‘niye-i ma’lûme ve mu‘net-i süknâm içün dahî bi’t-terâdî ta‘yîn olunan on gurûşun cem’ân yüz gurûşu bana def‘ ve teslîm ve ben dahî huzur-i şer‘de yedinden temâmen ve kâmilen tesellüm ve ahz ve kabz idüb hukûk-ı zevciyet vesâire müte‘allik âmme-i da‘ vâ ve mutâlibât ve kaffe-i eymân ve muhâsamatdan ben zevc-i mutlikam mezbûr Mehmed Emîn’in zimmetini îbrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâmve kat‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî kezalik hukûk-ı zevciyet vesâire mutâllik da’vâdan benim zimmetimi ibrâ ve iskât idüb her birimiz vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdikü’ş şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî yevmü’s- samin ‘aşer min şehri Cemâziye’l-evvel li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (14 Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Fahrü’l meşâyihü’l-kirâm Eş-Şeyh İsma‘il Hakkı Efendi ibni El-Hâc Mehmed Sâlih Efendi. Fahrü’l kuddâtü’l-kirâm Penbezâde Mehmed Sa’îd Efendi tâbi‘ Veliddin Efendizâde. Fahrü’l kuddât Mehmed Sa’îd Efendi ibni Mehmed Nuri Efendi. Mülazim Mehmed Selim ibni Abdullah. Mahmûd Ağa ibni Süleymân el-muhzır. Veliddin ibni Mustafa el-muhzır.

109

S. 12.a. 1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Kılıç ‘Alî Beşe Mahallesi sâkinelerinden olub zat-ı zeyli vesîkada muharrerü’l-esâmî müslimîn takrîrleriyle ma‘rife ‘Aîşe Hâtûn ibneti İbrâhîm ve vâlidesi Kezbân Hâtûn ibneti ‘Alî Meclis-i Şer‘î Şerîf enverde işbû bâ‘îsü’l-vesîka Bâltacı Es-Seyyid Veraddin Ağa ibni Yûsuf mahzarında her biri bi’t-tev’ihâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb ‘akd-i atî’z-zikrin südûruna değin bâ hüccet-i şer‘îye ‘ale’l-iştirâkü’s-seviye yedimizde mülk ve hakkımız olub mahalle-i mezbûrda vâki‘ bir tarafdan Nakkaş Hasan menzili ve Bostancı Ahmed menzili ve bir tarafdan Ûryanizâ‘de hedikesi ve tarik-î has ile mahdûd fevkâni iki bâb oda ve bir sofa ve bir abdesthâne ve bir kenîf ve bir bi’ri mâ ve sehriç ve bir yaz ocağı ve bir mikdâr eşcar-i müsmire ve gayr-i müsmireyi bâğçe ve zokâk kapısını müştemil mülk-i menzilimizi bi’l-cümle ma yeştemiluhu ve yehvihi tarafından îcâb ve kabûlu havî şurût-i mufsididen ve mevadiâdan ‘ârî bey‘-i bât sahîh-i şer‘î ile mezbûr Veliddin Ağa’ya dört yüz gurûşa bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimizde ol-dahî ber minvâl muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl idüb semeni olan meblağ-ı mezkûr ikiyüz on altı gurûşu bizlere def‘ ve teslîm ve biz dahî yedinden temâmen ve kâmilen tesellüm ve ahz ve kabz eyledik. ‘Ale’l-iştirâk beynimizdeiktisâm eyledik. Ba‘de’l-yevm menzil-i mahdûd mezkûr mezbûr Es-Seyyid Veliddin Ağa’nın mülk-ü müşterâsı ve hakk-ı sarfı olub bizim kat‘an alâka ve müdahalemiz kalmamıştır. Keyfe mâ-yeşâ-i ve hasebi ma yehtâr mutasarrıf olsun didiklerinde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ- vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî yevmü’s-sâmin ‘aşer min şehri Cemâziye’l-evvel li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (14 Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Fahrü’l meşâyihü’l-kirâm Eş-Şeyh İsma‘il Hakkı Efendi ibni El-Hâc Mehmed Sâlih Efendi. Fahrü’l küttabü’l-kirâm Mustafa Edib Efendi ibni Mehmed. Mehmed Sa’îd Efendi ibni Nuri Efendi. Mahmûd Ağa ibni Süleymân el-muhzır. Veliddin Mustafa el-muhzır. S. 12.a.2: Mahalle-i İslambûl’da Aksaray kurbünde İsma‘il Efendi Mahallesi’nde zat-ı zeyli vesîkada muharrerü’l-esâmî müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife Sirrullah bâci binti ‘Abdî Efendi nâm Hâtûn Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î hatîr lâzımü’t-tevkîrde zevc-i muhâlî‘i işbû râfi‘ü’l-vesîka Es-Seyyid Hasan nâm kimesne mahzarında bi’t- 110

tev’ihâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mezbûr Es-Seyyid El-Hâc Hasan Tayyâr ibnü’s-Seyyid Hasan nam kimesne bundan akdem yigirmi gurûş mehr-i müeccel tesmiyesiyle zevci dahîlim olub lâkîn bir vecihle beynimizde zindegânımız olmamağla ben hul‘â tâlibe ve mufârîkata rağibe olduğum ecilden zimmetinde mütekerrir ve ma’kûd-u aleyhi olan mehr-i müeccel-i mezkûrem ve nafaka-i îddet-i ma’niye-i ma’lûm üzerlerine ve mû’net-i süknâm dahî kendi üzerime olmak üzere zevcem mezbûr ile muhâli‘a-i sahiha-i şer‘îye ile hul‘ olduğumda ol-dahî ber minvâl-i muharrer hul‘i mezkûru ba‘de’l-kabûl hukûk-u zevciyet ve târîh-i kitabâ gelince beynimizde bi’l-cümle ahz ve i‘tâ ve muamelât-i şitâye ve hukûk-ı sâ‘ireye müteâllik ‘âmme-i da‘vâ ve mutalabât-i kâfe-i îmân ve muhâsamâttan her birimiz aherin zimmetini îbrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve kat‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskât idüb her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t- tâleb ketb olundu. Fî’l yevmü’s-salîs ve’l-‘işrîn min şehri Cemâziye’l-evvel li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (19 Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Hasekî hassadan Mehmed Ağa ibni Mustafa. Bostani ‘Alî Beşe ibni ‘Alî. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. Muhzır Veli Beşe ibni Mustafa. Mehmed Sa’îd Efendi ibni Mehmed Nuri Efendi. S. 12.a.3: Fî’l-asl Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Erenyûd karyesi ahalisinden olub vilayet-i Rumeli’de vâki‘ Yaş kasabâsında mütemekkin iken bundan akdem hâlik olan Buyar Menulaki veledi Yani nâm zimmînin verâseti zevce-i metrûkesi hâlâ Yaş’ta mütemekkine Târîşce binti Endun nâm nasrâniye ile li-ebeveyn er karındâşı Takulanı ve kız karındâşı Şeler’i marbûre ve Taşicaya el hüdara bi’l-ihbâr ba‘de’t- tahkîkü’ş-şer‘î salifü’z-zikr Erenyûd karyesinde mütemekkine Ehti mersûme-i marbûre nasrâniye şahsı ba’de’t-tarîfü’ş-şer‘î Meclis-i Şer‘î hatîr-i lâzımü’t-tevkîrde tereke-i Hâlik mesfûre ve esfete Es-Seyyid olan hamileti hazihi sofar zevce-i mersûme Tarşice nasrâniye tarafından ibrâ-i atîyyü’l-bey‘ânı tasdîk ve kabûle vekîl hâlâ Eflâk kethüdâsı her meclis Azebtaki veledi Dimitri nâm zimmî muvâcehesinde bi’t-tev‘ihâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb murisimiz karındâşım hâlik mesfûr Bûpar Menul aki zimmînin mâlü’l-bey‘ân Kasaba-i Yaş’ta ba‘de’l-helâk mevcûd ve terekesinden olan bi’l-cümle emvâl ve eşya ve nukud ve zimmetinden benim hisse-i irsiyeme isâbet idüb hâlâ Eflâk 111

voyvodası ma‘rifetiyle bana irsâl olunan üç bin beş yüz altmış yedi buçûk gurûşu vekîl- i yazıcı mesfûr Azebtaki zimmî bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden temâmen ve kâmilen teslîm ve ahz ve kabz idüb murisimiz karındâşım Tanik mesfûr Buyâr Menûlaki zimmînin kelîl ve kesîr ve celîl ve hakîr ism-i mâl itlâk olunur cemi-i terekesine müte‘allik ‘âmme-i da‘vâ ve mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan zevce-i müekkele-i mersûme Tarşice nasrâniyenin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve kât‘ü’n-nizâ‘ ile ibrâ ve iskât eylediğimde vekîl-i mesfûr Azebtaki zimmî dahî mukırr-ı mersûme Marbure nasrâniyeyi bi’l-cümle takrîr meşrûhesinde bi’l- muvâcehe tasdîk ve bi’l-müşâkehe tahkîk ve mubârat merkûmeyi müekkelesine idafetle kabûl itmeğin gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer’î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmü’s-sanî ve’l işrîn min şehri Cemâziye’l-evvel sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (18 Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: İstefkani veledi Mihal. Aleksanderi veledi Yenan. Pancu veledi Dimitri. Gandi veledi Dimitri. Galsendi veledi Moskonu. Yanfu veledi İnşekaş. Usturi veledi Konstantin. Dimitri veledi Penayut. Kethüdâ Tenaş veledi Endûn. S. 12.b.1: Fî’l-asl vilâyet-i Rumeli’de Yanboli Kasabâsı ahâlisinden olub Lond Çiftliği ocağında topçiyken bundan akdem vefât iden Beşir bin ‘Abdullah’ın verâseti zevce-i menkuhe-i metrûkesi Fâtıma binti ‘Abdurrahman nâm Hâtûn ile sinni vahişesinin bûluğe tahammülü olub ihtilam ile bûluğuni ma‘rife olan sulb-i oğlu Ahmed ve sulbiye sağîre kızları Rukiye ve Zeyneb’e münhasır olduğu ba‘de’t-tahkîki şer‘î ibni mezbûr Ahmed Meclis-i Şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde tereke-i müteveffâ-i mezbûre vadietü’l- yed olan işbû ba‘isetü’l-vesîka öni vâlidesi mezbûre Fâtıma Hâtûn mahzarında bi’l- verâse ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb murisimiz babam müteveffâ mezbûr mecmû‘ terekesi yüz kırk yedi gurûşa bâliğ olmağla öni valide mezbûrun mehr-i müeccelesi olan elli gurûşu meblağ mezkûrun ba‘de tenzil bâkî kalan doksan yedi gurûştur. Otuz iki sehem iti‘bariyle benim hissem olan dört sehemine isâbet iden kırk iki gurûştan yedi pâreyi öni valide mezbûre bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden temâmen ve kâmilen ahz ve kabz idüb babam müteveffâ mezbûrun ism-i mâl itlâk olunur. Bi’l- cümle terekesine müte‘allik ‘âmme-i da‘vâ ve mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan öni valîdem mezbûre Fâtıma Hâtûn’un zimmetini îbrâ-i ‘âmm sahîh-i 112

şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve kat‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî ibrâ-i mezkûremi kabûl eyledi ve yedinde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fî’l-yevmü’s-sâlis ve’l-‘işrîn min şehri Cemâziye’l-evvel li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (19 Ağustos1805). Şuhûdu’l-Hâl: Alemdar Mehmed Beşe ibni ‘Alî. Berber Halîl Ağa der çiftliği mezkûr. Tüfenkçi Hasan Beşe der çiftliği mezkûr. Molla Mehmed der çiftliği mezkûr. Muhzır Mehmed Ağa ibni Süleymân. S. 12.b.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Kuruçeşme karyesinde mütemekkin iken bundan akdem Hâlik olan Tohiri veledi Yani nâm zimmînin sulb-i evlâdı Dimitri ve Elya ve Yuri nâm sağîrden bâbâları Hâlik mesfûrden mûrûs ve muntakil hisse-i irsiyelerine isâbet iden hâliklerini zabt ve hifz ve umûr-i sâ‘irelerini tesviyeye kıbel-i şer‘î enverde bir vasî nasbi mühim ve mukteza olmağla sağîrden mesfûrun anaları işbû hamilü’s-sefer Elkesiye binti Anıştaş nâm nasrâniye her vecihle umur-i vesâyeti idare ve ru‘yete muktedir her birimiz kar ve mukemmere olduğunu zeyl-i vesîkade muharrerü’l-esâmi bi ferdi zimmîler meclis-i şer’e isbât itmeleriyle hâkim-i hasım ve’l-ecanib tubâ lehu ve hüsne meab Efendi dahî ser Susileyhi nasrâniyeyi oğulları sağîrden mesfûruna bâbâları Hâlik mesfûrun terekesinden mûrûs ve muntakil mâllarını zabt ve hifz ve bi’l-cümle umur-i lazim-i sâ‘irelerini tesviyeye kıbel- i şer‘î enverde vasî nasb ve ta‘yîn bûyurduklarında ol-dahî ber vech-i muharrer isâbet merkûmeyi kabûl ve hizmet-i lâzimesini kemâ yenbaği edâya teahhud ve iltizâm itmeğin mâ vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’l-hâmis ve’l-‘işrîn min şehri Cemâziye’l-evvel li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (21 Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Serduyuz veledi Agob. Nikola veledi Yuri. Yuvan veledi Yuri. Likori Esku veledi Dimitri. Yanko veledi Vâsıl. S. 12.b.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Erenyûd karyesinde mütemekkine şahsi zeyli rekimide muharrerü’l-esâmî zimmîler ta‘rîfleriyle ma‘rife İzmir Ağde binti Miritraki nasrâniye Meclis-i Şer‘î hatîr-i lâzımü’t-tevkîrde işbû hamilü’r- rakîm Corci veledi Yunaki nâm zimmî muvâcehesinde bi’t-tev’ihâ ikrâr-ı tâm 113

ve takrîr-i kelâm idüb ‘akd-i ati’z-zikrin südûruna değin bâ hüccet-i şer‘îye yedimde mülk ve hakkım olub karye-i mezbûride vâki‘ bir taraftan Nikoli menzili ve bir taraftan Teşaniye nasrâniye menzili ve bir taraftan İzmirli zimmî menzili ve tarîk-i ‘âmm ile mahdûd ve mühterika bir bâb mülki menzil arsamı inkas mûcibesiyle tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufside ve mevadiâdan ‘ârî bey‘-i bât sahîh-i şer‘î ile muşteri mesfûr Corci zimmîye dört yüz gurûşa bey‘ ve temlîk ve vechü’l-mülaki üzere teslîm eylediğimde ol-dahî ber minvâl muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl idüb semeni olan mebleğ-ı mezkûr dört yüz gurûşu bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden temâmen ve kâmilen tesellüm ve ahz ve kabz eyledim. Ba‘de’l-yevm arsa-i mahdûde-i mezkûrde benim kat‘an alâka ve müdahalem kalmayub mesfûr Corci zimmînin mülk-i müşterâsı ve hakk-ı sarfı olmuştur. Keyfe mâ-yeşâ-i ve hasebi ma Yurid mutasarrıf olsun didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî şehr-i Cemâziye’l-evvel li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (Temmuz/Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Aleknodi veledi Yunaki. Terzibâşi Yurğaki veledi Soh. Kethüdâ Tenaş veledi Endûn. Yoğurtçu İstiyân veledi Dimitri. Yoğurtçu Nedu veledi Yani. S. 13.a.1: Medine-i Hazreti Eyyüb Ensârî aleyhirrahmetü’l-barî mahallâtından ‘Arakebeci bâşı Ca‘fer Çelebi Mahallesi sâkinlerinden olub zâtı zeyli sahîfide muharrerü’l-esâmî müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife Şerîfe Ümmügülsüm Hâtûn ibneti Eş-Şeyh Mehmed Bedrettin Efendi ibni Es-Seyyid Sâlih Efendi Beşiktâş Mahallesi’nde Meclis-i Şer‘î hatîr lazımü’t-tevkîrde zevci Hâfız Mehmed Emîn Efendi ibni Ahmed Efendi mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mezbûr Hâfız Mehmed Emîn Efendi zevc- i dahîlim olub ben ‘arz ve rızamla mukeyyide ve hıdmetinde mukîm iken ibtida-i zevciyetten işbû târîh-i küttâba gelince üç sene mürûr idüb mezbûr benimle zevciyet muamelesi itmeyip hâlâ bikr olmamla beynimizde âdem-i imtizâce bâ‘is ve bâdi olub hatta bir hafta mukaddem bi’l-enfeke beni terk ve âhir mahallide bey‘tûtet eylediğinden mâ-‘adâ üç gün mukaddem ben valîdem ile akrabamızdan bir mahalle mîsafîrine ‘âzim olduğumuzdan sâkine olduğumuz hâne muzahhâlî iken mezbûr Hâfız Mehmed Emîn Efendi zokâk kapusunı bi takrîb keşâd ve menzil-i mezkûre duhûl ve sandukumda mahfuz emvâl ve eşyamdan iki ‘adet cedid penbe zâr ve simin ve beş ‘adet musta‘mel 114

gömlek ve yedi musta’mel menkoş uçkur ve dört gömlek eşi ve üç cedid menkoş cedre ve iki menkoş havlu ve bir menkoş dülbend mekreme ve bir musta’mel mekreme ve bir menkoş yağlığımı ğasben ahz ve kabz ve bohça ile âher mahalle ved‘ eylediğimden başka beni tezvîc eylediği hînde babam işbû hâzır bi’l-meclis Es-Seyyid Eş-Şeyh Mehmed Bedreddin Efendi’nin merhûm Kapûtan-i deryâ Gazi Hüseyin Beşe hazretlerine serveri olmağla Pâşâ-yı müşârün-ileyhin bana hediye namıyla ‘inâyet ve ihsân ve irsâl eylediği seksen gurûş kıymetli iki sandalı bir cevfe karace ve yigirmi beş gurûş kıymetli bir sidefkârî çekmece ve elli gurûş kıymetli sermeli sire katîfe zarflı bir kebîr ayna ve otuz gurûş kıymetli bir elmas taşlı yüzüğümü ber takrib yedimden ahz ve feruhet ve semenlerini ûmûret-i zarf ile istihlâk itmekle sû‘al olunub mevcûd olan eşyâ-i mahrûse-i mezkûranın kıymetlerini ve müstehlike olan eşyâ-i mezkûranın dahî kıymeti şer‘îyelerini bana edâye ve ba‘de’l-yevm benimle hüsn-i imtizâca ve nafakamı rü‘yete tenbîh olunmak murâdımdır deyü bundan akdem zevcem mezbûrdan taleb ve da‘vâ eylediğimde ol-dahî cevâbında fî nefsü’l-emr beynimizde ‘adem imtizac olduğuna binâen bir hafta mukaddem beni bilâ nafaka terk ile âhir mahallide bey‘tuted eylediğini ve üç gün mukaddem sâkine olduğum menzile benim gıyabımda dâhil olduğunu ve müdde‘âm olan eşyâ-i mezkûriden ancak üç gömlek ve üç ton ve beş ocak ve üç çevre ve bir havlu ahz ve kabzını ikrâr ziyâdeye halîyen ba‘de’l- inkâr ve mukaddem Pâşâ müşârün-ileyhin yidine i‘târ eylediği malları bey‘ân cüfe ferâceyi ve bir sidefkârı hükümce ve kebîr aynayı ve yüzüğü yetmiş bir gurûşa bey‘‘ini ikrâr itmekle sana müccet iden çevke karace iştirâ ve teslîm itmişdim deyü beni müzâfaâ ve bû vecihle beynimizdemünazaât-i kesîre ve muhasamat-i şedide ceryân itmişdi el- hâletü hâzihi bey‘nimize müslihîn tevasüt idüb beni dâ‘vâ-i mezkûremden fârîğa olmak üzere eşyâ-i muharrer-i meskuheret içün yigirmi beş gurûş deyni talâk beyyine ile tatlîk idüb zimmetinde mütekerrir ve muakkad olan iki yüz gurûş mehr-i müeccelememi ve ‘iddet-i nafaka-i ma’lûmemi içün otuz gurûş ve müneti süknâm içün dahî yirmi beş gurûş ki cem‘ân iki yüz seksen gurûş temâmen ve kâmilen bana edâ ve teslîm itmek üzere ba‘de inşâ-i akdi’l mûsâlehe ve’l-kabûl zevcem mezbûr Hâfız Mehmed Emîn Efendi dahî işbû târîh-i kitab günü huzur-i şer’de beyyinen beni taltîk idüb ber vech-i meşrut mehri müeccele-i mezkûrem ve ‘iddet-i nafaka-i maniye-i mâlume ve mü’net-i süknâm ve muddaâm olan eşyâ-i mezkûrat içün cem‘ân iki yüz seksen gurûşu bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedimden temâmen ve kâmilen tesellüm ve ahz ve kabz idüb hukûki 115

zevciyet ve ibtida-i zevciyetten işbû târîh-i küttâba gelince bey‘nimize cârî bi’l-cümle ahz i‘tâ ve mâlumat-i şikayeye ve mudda‘âm olan eşyâ-i mehrure-i mezkûrat vesâir hukûk-ı şer‘îyeye müte‘allik ‘âmme-i da‘vâve mutâlibât-i kâfe-i îmân ve muhâsamâttan mezbûr Mahmûd Emîn Efendi’nin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve kat‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskât eylediğimden ol-dahî kezalik hukûk-ı zevciyet ve bana metfuû olan bedel-i sulh-i mezkûr vesâire müte‘allik da‘vâdan benim zimmetimi ibrâ ve iskât idüb ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fî yevmü’l-hamis ‘aşer min şehri Cemâziye’l-evvel li sene ‘işrîne ve mieteyn ve elf 1220 (11 Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: ‘Umdetü’l meşâyihü’l-kirâ Eş-Şeyh İsma‘il Hakkı Efendi ibni El-Hac Mehmed Sâlih Efendi. Es-Seyyid Hâfız İsma‘il Efendi ibni Süleymân Efendi. Gazi Begzâde Es- Seyyid Yûsuf Ağa ibni El-Hac Ahmed Ağa . Zü‘emâdan Abdullah ibni El-Hac Ahmed. Kâtib Mustafa Edib Efendi ibni Mehmed. Halîl Efendi ibni İbrâhîm. Mehmed Sa’îd Efendi ibni Mehmed Nuri Efendi. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. S. 13.b.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Tophâne Mahallatından Kurğancıbâşı Mahallesi sükkânından olub Beşiktaş İskelesinde kayıkçılar esnâfı kethüdâsı işbû bâ’sü’l-küttâb ‘Alî Ağa ibni Mustafa nâm kimse Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î Şerîf lâzımü’t-teşrîfde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb maru’z-zikr Kurğancıbâşı Mahallesi’nde vâki‘ bir taraftan Mehmed Ağa menzili ve bir taraftan çeşme-i ma-i leziz ve bir taraftan Şerîfe Hâtûn menzili ve tarîk-i ‘âmm ile mahdûd ve fevkâni bir bâb oda ve bir sofa ve bir mutbah odası ve bir kenîf ve zokâk kapusını müştemil bir bâb mülki menzilin nısfı hisse-i şâyi‘asına Fâtıma Hâtûn mâliki ve nısfı hisse-i şayiâ hazine kapucu İbrâhîm Ağa ibni Abdullah hâlik olmağla mezbûr İbrâhîm Ağa menzil mahdûd mezkûrda olan nısf-i hisse-i şâyi‘asını târîh-i küttâbdan iki sene mukaddem müşterikinin izniyle bi’l-cümle mâ yeştemiluhu ve yehvihi yetmiş gurûş semeni makbûza bana bâten ve sehihen bey‘ ve temlîk ve teslîm idüb hâlâ menzil-i mahdûd mezkûrun nısf-i hisse-i şâyi‘ası benim mülki müşteram ve bila nizâ‘ hode-i nazer fehte olub lâkîn yedimde mülk-i nâme hüccetim olmağla li ecli’l-ihbâr meclis-i şer‘e hâzırân olan mahalle-i mezbûre ahâlisinden İsma‘il Ağa ibni Mehmed ve Mehmed Ağa ibni ‘Alî nâm kimesnelerden istihbâr olunub habirleri ketb ve tahrîr ve sûret-i saki yedime 116

i‘tâ olunmak muradımdır didikde hâzırân mezbûrandan eserü’l-istihbâr fî’l-hakîka sudûr-i müştemelâtı mâ‘lûmumuz olan menzil-i mahdûd-u mezkûrun nısf-i hisse-i şayi‘âsı mezbûre Fâtıma Hatûn’un mülki ve nısf-ı hisse-i şâyi‘a-i aheri mezbûr Kapucu İbrâhîm’in mülki olmağla mezbûr kapucu İbrâhîm menzil-i mezkûrda olan nısf-i hisse-i şâyi‘asını târîh-i küttâbdan iki sene mukaddem müşterekenin izniyle bizim huzûrumuzda yetmiş gurûş semen-i makbûsuna bâten ve sahihen işbû Kayıkçılar Kethüdâsı ‘Alî Ağa’ya bey‘ ve temlîk ve teslîm idüb târîh-i merkûmiden berû menzil-i mezkûrun nısf-i hisse-i şâyî‘asına mezbûr ‘Alî Ağa şerâ‘ mutasarrıfdır deyü her biri ‘alâ tarikü’ş-şehâde haber virmeleriyle menzil-i mezkûrun nısf-i hisse-i şâyi‘ası mezbûr ‘Alî Ağa’nın mülk-i müşterâsı olduğunu inde’ş-şer‘ zuhûr ve nemâyân olduktan sonra mezbûr ‘Alî Ağa Meclis-i Şer‘de hâlâ zevce-i menkûhesi bâ‘iseti hazihi’l-vesîka Şerîfe Fâtıma Hâtûn ibneti Hasan mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb bâlâda tahrîr ve tevsîf olunan menzil-i mahdûd mezkûrda olan nısf-i hisse-i şâyi’amı tarafından îcâb ve kabul-u hâvî şurût-i mufsididen ve mevâdi‘adan ‘ârî bey‘-i bât-i sahîh-i ve müşterikimin izniyle yetmiş gurûşa zevcem mezbûreye bey‘ ve temlik ve teslîm eylediğimde ol-dahî ber minvâl-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl idüb semeni olan meblağ-ı mezkûru bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden temâmen ahz ve kabz eyledim. Ba‘de’l-yevm menzil-i mahdûd mezkûrda olan nısf-i hisse-i şâyi‘am zevcem Şerîfe Fâtıma Hâtûn’un mülk-i müşterâsı olub benim katân alâkam ve müdahalem kalmamıştır. Keyfe mâ-yeşâ ve tehtâr mutasarrıf olsun didikde gıbbe’t-tasdikü’ş şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî yevmü’l-hamis ve’l-‘işrîn min şehri Cemâziye’l-evvel li sene ‘işrîne ve mieteyn ve elf 1220 ( 21 Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Mefherü’l-meşâyihü’l-kirâm Eş-Şeyh Mehmed Sa‘îd Efendi. Sepetcioğlu Mehmed ibni İbrâhîm. Es-Seyyid Halîl ibni ‘Alî. İmam Hâfız Mehmed Emîn Efendi. Müezzin Molla ‘Alî ibni Mustafa. S. 13.b.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Erenyûd karyesinde mütemekkine Enneku binti Pazaki nâm nasrâniye tarafından bey‘i atî’z-zikri ikrâra vekîl olduğu şahsi mersûmeyi bi’l-ma‘rifetü’ş-şer‘îye ‘ârîfân Aleksanderi veledi Benaki ve Menul veledi Konstanti nâm zimmîler şehâdetleriyle sâbit ve sübût vekâletine hükm- i şer‘î lâhik olan Dimitri veledi Benayut nâm zimmî Meclis-i Şer‘î hatîr-i lâzımü’t- 117

tevkîrde işbû hamilü’r-rekîm Ezmurağda binti Nikoli nâm nasrâniye muvâcehesinde bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb müekkele mersûme Enneku nasrâniye akdi atî’z-zikrin südûruna degin bâ hüccet-i şer‘îyeye yedimde mülk ve hakkım olub karye-i mezbûrda vâki‘ bir taraftan Zarif zimmî menzili ve bir taraftan Sarraf Mezîk menzili ve bâ’zen Endun zimmî ve ba‘zen Vesil zimmî menzilleri ve tarîk-i ‘âmm ile mahdûd ve tabaka-i ‘ulyâda iki bâb oda ve iki sofa ve bir kenîf ve vustâda iki bâb oda ve bir mutbah ve bir kiler ve suflâda bir câmekân ve bir sehric ve bir mikdâr havlu ve zokâk kapusunu müştemil mülki menzilini bi’l-cümle mâ yeştemiluhu ve yehvihi tarafından îcâb ve kabul-u hâvî şurût-i müfside ve mevâdi‘adan ‘ârî bey‘-i bât-i sahîh-i şer‘î ile müşteriye-i mesfûre Ezmurağda nasraniyeye on bin gurûşa bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimde ol-dahî ber minvâl-i muharrer iştirâ ve temlîk ve tesellüm ve kabûl idüb semeni olan meblağ-ı mezkûr on bin gurûşu bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden temâmen ve kâmilen tesellüm ve ahz ve kabz idüb menzil-i mezkûrun takrîr ve gebnine ve istifa-yı semenine müte‘allike ‘âmme-i da‘vâdan her birimiz aherin zimmetini ibrâ ve iskât eyledik. Ba‘de’l-yevm menzil-i mahdûd mezkûrda benim aslâ kat‘an alâka ve müdahalem kalmayub mesfûre Ezmurağda nasrâniyenin mülk-i müşterâsı ve hakk-ı sarfı olmuştur. Keyfe mâ-yeşâ-i ve tehtâr mutasarrıf olsun didi didikde gıbbe’t- tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî selh Cemâziye’l-evvel sene ‘işrîne ve mieteyn ve elf 1220 ( Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Fahrü’l-akrân Yasakcı Süleymân Ağa bin Mustafa. Fahrü’l emasil Mahmûd Ağa ibni Süleymân. Aleksanderi veledi Benaki. Yanku veledi Ateşni. Yürğaki veledi Nikola. Menul veledi Konstanti. Foni veledi Yuan. Esturi veledi Konstanti. Tohori veledi Sezaki. Tome veledi Lasko. Dimitri veledi Penayut. Vâsıl veledi Lazazi. Kethüdâ Tenaş veledi Endûn. S. 14.a.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Erenyûd karyesinde mütemekkine ve şahsı zeyl-i sahifide mesturü’l-esâmi zimmîler ta‘rîfleriyle ma‘rife Ezmurağde binti Nikoli nâm nasrâniye Meclis-i Şer‘î Şerîf lazimü’t-teşrîfde işbû hamilü’s-sefer Sarraf Hoca Vâsıl veledi Lazârî nâm zimmî muvâcehesinde bi’t-tev‘ihâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb ilahini sudûr-i hazal bey‘ bâ hüccet-i şer‘îye yedimde mülk ve hakkım olub karye-i mezbûride vâki‘ ve bir taraftan Zârîf zimmî menzili ve bir 118

taraftan Sarraf Mezik zimmî menzili ve ba’zen Endun ve ba’zen Vâsıl zimmî menzilleri ve tarîk-i ‘âmm ile mahdûd ve tabaka-i ‘ulyada iki bâb oda ve iki sofa ve bir kenîf ve vustada iki bâb oda ve bir mutbah ve bir kiler ve suflada bir câmekân ve bir sehric ve bir mikdâr havlu ve zokâk kapusını müştemil mülk-i menzilimi bi’l-cümle mâ yeştemiluhu ve yehvihi tarafından îcâb ve kabul-u havî şurût-i mufsididen ve mevadiâdan ‘ârî bey‘-i bât-ı sahîh-i şer‘î ile müşteri-i mesfûr Sarraf Hoca Vâsıl bâzargana on bin beş yüz gurûşa bey‘ ve temlîk vech-i layıkı üzere teslîm eylediğimde ol-dahî ber minvâl-i muharrer iştirâ ve temlîk ve tesellüm ve kabz idüb semeni olan meblağ-ı mezkûr on bin beş yüz gurûşu bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden temâmen ve kâmilen ve ahz ve kabz idüb menzil-i mahdûd mezkûrun takrîr ve ğebnine ve istifa-i semenine müte‘allik ‘âmme-i da‘vâdan her birimiz aherin zimmetini ibrâ ve iskât eyledik. Ba‘de’l-yevm menzil-i mahdûd mezkûrda benim aslâ katân ‘alâkam ve müdahalem kalmayub mesfûr Sarraf Hoca Vâsıl bâzarganın mülk-i müşterâsı ve hakk-ı sarfı olmuştur. Keyfe mâ-yeşâ ve hasebi ma Yurid mutasarrıf olsun didikde gıbbe’t- tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî selh Cemâziye’l-evvel li sene ‘işrîne ve mieteyn ve elf 1220 (Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Fahrü’l-emâsil ve’l-akrân Yasakçı Süleymân Ağa ibni Mustafa. Fahrü’l-emâsil Mahmûd Ağa ibni Süleymân El Muhzır. Alaknedri veledi Benaki. Yanku veledi Ateşni. Diğer Aleknedri veledi Moskon. Yürğaki veledi Nikoli. Menul veledi Konstanti. Holit veledi Yuvan. Estori veledi Konstanti tohti Esteratî. Tome veledi Lasko. Dimitri veledi Penalut. Kethüdâ Tenaş veledi Endûn. S. 14.a.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Cihannümâ Mahallesi’nde sâkine ve zâtı zeyli sahife muharrerü’l-esâmî müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife Rukiye Hâtûn ibneti El-Hac İsma‘ilmeclis-i Şer’î hatîr-i lâzımü’t-tevkîrde zevci muhâli‘î işbû râfi‘ü’l-vesîka Lond Çiftliği neferâtından Mülâzım ‘Alî ibni Emrullah nâm kimesne mahzarında bi’t-tev‘ihâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mezbûr mülâzım ‘Alî bundan akdem otuz üç gurûş mehr-i müeccele tesmiyesiyle zevci dahîlim olûb lâkîn bir vecihle beynimizde hüsn-i zindegân mümkün olmamakla hul‘â tâlibe ve mufârîkete rağibe olduğum ecilden mezbûrun zimmetinde mütekerrir ve ma’kûd-u aleyh olan mehr-i müeccele-i mezkûrem ve nafaka-i ‘iddet-i ma‘niye-i ma‘lûmem üzerine ve mü‘net-i 119

süknâm dahî kendi üzerime olmak üzere zevcem mezbûr mülâzım ‘Alî ile muhâli‘a-i sahîha-i şer‘îye ile hul‘ olduğumdan ol-dahî ber minvâl-i muharrer hul‘î mezkûru ba‘de’l-kabûl hukûk-ı zevciyete ve târîh-i küttâba gelince bey‘nimizce cârî bi’l-cümle ahz-i i‘tâ ve muamelât-ı şitâye vesâ‘ire-i müte‘allik ‘âmme-i da‘vâ ve mutâlibât ve kaffe-i eymân ve muhasamatdan mezbûr ‘Alî’nin zimmetini îbrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve kat‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî ber vech-i muharrer bera-i mezkûremi kabûl eyledi didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî yevmi’l-hamis min şehri Cemaziye’l-ahir sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (31 Ağustos 1805). Şuhûdu’l-Hâl: ‘Ümdetü’l-küttâb Mustafa Edib Efendi ibni Mehmed. Fahrü’l-kuddât Nurizâde Mehmed Sa‘îd Efendi. Berdesti Derviş Osmân ibni Hamit. İsma‘il ibni Süleymân. Bâyraktar ‘Alî Beşe. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. Muhzır Veliddin Beşe ibni Mustafa. S. 14.a.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Cihannümâ Mahallesi sâkinelerinden olub zâtı zeyli sahifide muharrerü’l-esâmî müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife ‘Aîşe Hâtûn ibneti Mehmed Meclis-i Şer‘î Şerîf-i enverde zevci mutliki işbû bâ’sü’l- küttâb Yûsuf bin ‘Alî nâm kimesne mahzarında bi’t-tev’ihâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mezbûr Yûsuf bundan akdem on beş gurûş mehr-i müeccel tesmiyesiyle zevci dahîlim olub işbû târîhi kitab günü beni beyyinen tatlîk itmekle zimmetinde mütekerrir ve ma’kûd alehyi olan mehri müeccel mezkûrem on on beş gurûş ve iddet-i nafaka maniye-i ma‘lûmem ve mü‘net-i süknâm içün dahî bi’t-terâdî ta‘yîn olunan beş gurûşu cem‘ân yigirmi gurûşu bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedimde temâmen ve kâmilen ahz ve kabz idüb hukûk-ı zevciyet vesâire beynimizde cârî bi’l-cümle hukûk-ı şer‘îyeye müteallik ‘âmme-i da‘vâ ve mutalabât-i kâfe-i îmân ve muhâsamâttan ben zevc-i mutlikem mezbûrun zimmetini îbrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve kat‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî ber vech-i muharrer ibrâ-i mezkûru kabûl eyledi didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fi’l yevmü’l-tasi‘ min şehri Cemâziye’l-ahir li sene tis‘a ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (4 Eylül 1805).

120

Şuhûdu’l-Hâl: Bâşeski Bostani Mustafa ibni Mehmed. Abiş Ağa ibni Mehmed. Harbiyeci Hasan bin Mehmed. Çabûkçu Es-Seyyid Osmân bin Mehmed. Arabâci Memiş. S. 14.b.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Erenyûd karyesinde mütemekkine ve şahsı zeyl-i rakimde mestûrü’l-esâmiyi zimmîler ta‘rîfleriyle ma‘rife Bâraşkudiye binti Semeyun nâm nasrâniye tarafından bey‘ atî’z-zikri ikrâra vekîl olduğu şahs-i mersûmeyi bi’l-ma‘rifetü’ş-şer‘îye ârifân Terzibâşı Yurğaki ve Ledsu ve Kethüdâ Tenaş veledi Endûn nâm zimmîler şehâdetleriyle sâbit ve sübût vekâletine hükm-i şer‘î lahik olan Labûben er karındaşı Nikola veledi Larkom Semeyun nâm zimmî Meclis-i Şer‘î Şerîf-i enverde işbû hamilü’r-rekîm Yedâsmu veledi Enderya zimmî muvâcehesinde bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb müvekkilem kız karındâşım mesfûre Bâraşkudiye nasrâniye âkd-i atî’z-zikrin südûruna degin bâ hüccet-i şer‘îye yedimde mülk ve hakkım olub karye-i mezbûride vâki‘ ve bir taraftan Neyamut menzili ve bir taraftan Oyne menzili ve bir taraftan Anastima menzili ve bir taraf-i râbi‘ tarîk-i ‘âmm ile mahdûd bir bâb muhterik mülk-i menzil arsamı infad mevcudesiyle tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufside ve mevadiâdan ‘ârî bey‘-i bât-i sahîh-i şer‘î ile müşteri mesfûra Berasmu zimmîye altı yüz gurûşa bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimde ol-dahî ber minvâl-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz idüb semeni olan meblağ-mezkûr altı yüz gurûşu bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden temâmen tesellüm ve ahz ve kabz idüb arsa-i mahdûde-i mezkûrun takrîr ve ğebnine müte‘allike da‘vâdan her birimiz aherin zimmetini kabul-u havî îbrâ-i ‘âmm ve sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât eyledik. Ba‘de’l-yevm arsa-i mahdûd mezkûremde benim kat‘an alâkam ve müdahalem kalmayub mesfûre Berasmu zimmînin mülk-i müşterâsı ve hakk-ı sarfı olmuştur. Keyfe mâ-yeşâ-i ve hasebi ma Yurid mutasarrıf olsun didi didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmü’s-sâbi‘ min şehri Cemâziye’l-âhir li sene ‘işrîne ve mieteyn ve elf 1220 ( 2 Eylül 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Yasakcı Süleymân Ağa ibni Mustafa. Muhzır Mehmed Ağa ibni Süleymân. Yanku veledi Neşni. Yurtar veledi Dimetraki. Terdi Enşetaş Osturi veledi Konstanti.

121

S. 14.b.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Tophâne’de Perdiz Ağa Mahallesi’nde sâkine ve zat-ı zeyl-i sahifide muharrerü’l-esâmi-i müslîmin ta‘rîfiyle ma‘rife işbû bâ‘isetü’l-vesîka Hanife Hâtûn ibneti ‘Abdullah Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î Şerîf-i enverde sabiken damadı Kahveci ‘Ömer bin Mehmed mahzarında takrîr-i kelâm ve ta‘bîr-i ‘ani’l-merâm idüb Sadriye kebîre kızım Habibe binti Halîl nâm Hâtûn ile damadım mezbûr ‘Ömer’in bundan akdem hal-i zevcîyet bey‘nlerinde kâim iken mezbûrum firâşından hasıla ve kızım mezbûriden mütevellide mezbûrun sulbiye kızı Hasîbe nâm sağîre bi hakku’l-hedâne vâlidesi kızım mezbûrenin hicr ve terbiyesinden iken kızım mezbûre Habibe Hâtûn nefsini sağîre mezbûreye ecnebiye tezvîc ve tenkîh itmekle hakk-ı hedâne kendüden sâkit ve bana râci‘a olmağla ben sağîre mezbûrenin nafaka ve kisve bahâ vesâir levâzım-u daruriyesi içün babası mezbûr üzerine men kıbel- i şer‘î ma‘rûf meblağ-ı farz ve takrîr bûyrulmak bi’l-hedâne matlubumdur didikde fî nefsi’l-emr hâl-i takrir-i meşrûhesi üzere olduğunu mezbûr ‘Ömer ba‘de’t-tasdîk hâkim- i hâsim ve’l-ecnâb tubâ lehu ve hüsn-ü meab Efendi hazretleri dahî sağîre mezbûrenin nafaka ve kisve bahâ vesâir levâzım zarûriyesi içün babası mezbûre üzerinde bi’t-terâdi târîhi kitabdan külli yevm on altışar akçe nafaka ve farz ve takrîr buyurub meblağ-i mefrûd mezkûru sağîre-i mezbûrenin nafaka ve kisvesine vesâir levâzım-i zarûriyesine harc ve sarfe ve lide’l-iktizâ istidâneye ve inde’l-zafer babası mezbûr üzerine rucu‘a ceddesi ve hadenesi mezbûre Hanife Hâtûna izn virilmeğin mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’l-‘âşer min şehri Cemâziye’l-ahir li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 ( 5 Eylül 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Mekteb hevâcesi Es-Seyyid Hâfız ‘Alî Efendi. Müezzin Hâfız Mehmed Emîn Efendi. Kahveci Müezzinzâde İbrâhîm Ağa. Es-Seyyid İsma‘il Çelebi ibni Es-Seyyid Mehmed. Es-Seyyid Sâlih Çelebi ibni Abdullah. Mahmûd Ağa ibni Süleymân el- muhzır. Veli Beşe ibni Mustafa el-muhzır. S. 14.b.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Hayreddîn Pâşâ Mahallesi’nde zat-ı zeyli sahîfide muharrerü’l-esâmî müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife Şerîfe Münevver Hâtûn ibneti Feyzullah meclis-i şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde Haremeyn mahrEmîne tâbi‘ evkâfdan Medine-i Üsküdar’da İhsâniye nâm mevdûda merhûm ve 122

mağfûr lehu Sultan Osmân Hân mescidine red’ eylediği minber-i şerîf ve mahmiye-i İslâmbûl’da Gazi Mahmud Pâşâ-yı veli türbesine red’ eylediği mehye-i sa‘adet vakf-ı nukûdunun vâkf-ı bi’l-meşrûte mütevellisi eshâb-u hayrâtdan Kâtib Hazreti Ağa dârü’s- saadetü’ş-Şerîfe ercenci halîte ser bâ‘isî haze’l-kitâb ve debşir Ahmed Efendi ibni Yunus mahzarında bi’t-tev‘ihâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb vakf-ı atî’z-zikrin südûruna degin bâ hüccet-i şer‘îye müstakilleten yedimde mülk ve hakkım olub Kasaba- i mezbûride Sinan Pâşâ-yı ‘Atîk Mahallesi’nde vâki‘ bir taraftan Kalkancı dükkânı ve bir taraftan Kahveci dükkânı ve bir taraftan Hayreddîn Beşe Türbesi ve taraf-i râbi‘î tarîk-i ‘âmm ile mahdûd Yasakcı odası dimekle ma‘rûf tahtani bir bâb mülk-i odamız bi’l-cümle ma yeştemiluhu ve yehvihi tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufsididen ârî bey-‘i bât-i sahîh-i şer‘î ile vakf-i mezbûre ‘akâr olmak üzere vakıf mütevellisi mûmâ-ileyh devşir Ahmed Efendi’ye üç yüz gurûşa bey‘ ve fârîğen ‘ani’ş- şevağil teslîm eylediğimde ol-dahî bi’t-tevliye ber vech-i muharrer iştirâ ve tesellüm ve kabûl eyledikten sonra semen-i mezkûr üç yüz gurûşun iki yüz gurûşunu zikri atî muaccele içün taraf-i vakıfda ibkâ ve yüz gurûşun mâl-ı vakıfdan mütevelli mûmâ-ileyh yedinden ahz ve kabz eyledim. Fî mâ-ba’d oda-i merkûme vakf-i mezbûr müsfekatından olub benim aslâ ve kat‘a ‘alâka ve müdahalem kalmadıktan sonra mütevelli mûmâ-ileyh oda-i mahdûde-i mezkûreyi gıbbe’t-tahliyet-i şer‘îye ve tekabûzü’l-mer‘î taraf-i vakıfda ibkâ eylediğm iki yüz gurûş îcâre-i müeccele-i ve beher ve beher şehr otuzar akçe icâre-i müeccele-i mumâsele ile bana târîhi küttâbdan bi’t-tevliye îcâr ve teslîm ve ben dahî isticâr ve tesellüm ve kabûl idüb bey‘-i mezkûrun takrîr ve gabnine ve müeccele-i merkûmenin istifâ ve ‘adem istifâsına müte‘allike da’vâdan cânib-i vakfın ve mütevelli- i mûmâ ileyhin zimmetini kabûl-u hâvî ibrâ ve iskât eyledim didikde gıbbe’t-tasdikü’ş- şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’l-‘âşer min şehri Cemâziye’l-ahir li sene ‘işrîne ve mieteyn ve elf 1220 (5 Eylül 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Kâtib Mustafa Edib Efendi ibni Mehmed. Mehmed Sa‘îd Efendi ibni Mehmed Nuri Efendi. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. Muhzır Veliddin Beşe ibni Mustafa. S.15.a.1: Ve bihi nesteîn ‘İzzet me‘âb şeriât nisâb Mevlânâ Fâiz Efendi kâmyab gıbbe’t- tehiyyetü’l-vâfiye inhâ olunur ki: ‘evâtıf-ı ‘aliye-i şahâne ve avârif-i behiye-i mülükâniden înayet ve ihsân buyrulan ber vech-i mevliyet mutasarrıf olduğum 123

Mahrûse-i Galata’ya nevâhisinden Beşiktâş nâhiyesinin işbû sene-i işrîn ve mieteyn ve elf. Cemâziye’l-ahiresinin on beşinci gününden umur-i şer‘îyesi cenâbinze tefvîz ve ihâle olunmuştur. Gerektir ki nahiye-i merkûmu târîh-i müraseliden zabt ve bey‘ne’l- ahâlî icra-yı ahkâm-i şer‘î ‘aliyede dikkat ve say‘i cemil eyleyüb cadde-i şer‘î şerîf mustafuyiden sermû inhirafa cevâz ve ruhsat göstermiyesin Ve’s-selâm. El muhzır Hâfız Mehmed Emîn el-kadı Mahrûse-i Galata. S.15.a.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Kılıç ‘Alî Pâşâ Mahallesi’nde sâkin ve zâtî zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmiyi müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife Şerîfe Hediye Hâtûn ibneti Es-Seyyid ‘Alî Meclis-i Şer‘îhatîr-i lâzımü’t-tevkîrde zevc-i muhalî-i işbû bâisü’l-vesîka El-Hac Hasan ibni El-Hac ‘Alî mahzarında bi’t-tev‘ihâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mezbûr El-Hac Hasan bundan akdem altmış gurûş mehr-i müeccel tesmiyesiyle zevc-i dahîlim olub lâkîn bir vecihle beynimizdehüsn-i zindikânemiz olmamağla hul‘â tâlibe mufârekete rağbet olduğum ecilden zimmetinde mütekerrir ve ma‘kûd-u aleyh olan mehri müeccel-i mezkûremden kırk beş gurûş ve hiyni âkitten bana hibe ve teslîm ve bû esnâda ber tekrîb yedimden ahz eylediği altın yüzük mukabilesinde beşer gurûşki cem’ân elli gurûşu bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedimden tesellüm ve ahz ve kabz idüb mehr-i müeccele-i mezkûremden bâkî on beşer gurûşdan fâriğa olub ‘iddet-i nafaka-i ma’lûmiden üzerlerine ve mü‘ne-i süknâm dahî kendi üzerine olmak üzere zevcem mezbûr ile muhâlia-i sahîhe-i şer‘îye ile hul‘ olduğumda ol-dahî ber minvâl-i muharrer hul‘î mezkûru ba‘de’l-kabûl hukûk-ı zevciyet ibtida-i zevciyetten işbû târîh-i küttâba gelinceye beynimizde cârî bi’l-cümle ahz ve i‘tâ ve mu‘âmelât-i şitâye vesâir hukûk-ı şer‘îye müte‘allik ‘âmme-i da‘ vâ ve mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhâsamatdan mezbûr El-Hac Hasan’ın zimmetini îbrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve kât‘ü’n-nizâ‘’la ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî ber vech-i muharrer ibrâ-i mezkûremi kabûl eyledi didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘ü’ş-şer‘î mâ vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’l- hamis ‘aşer min şehri Cemâziye’l-ahir li sene işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (10 Eylül 1805). Min tahrîri men lehu sofar ve’ş-şeref. Şuhûdu’l-Hâl: Bölükbâşı Sâlih Ağa ibni Mehmed. Mehmed Sa‘îd Efendi ibni Nuri Efendi. Halîl Efendi ibni İbrâhîm. Es-Seyyid ‘Ali Celîl Es-Seyyid Hüseyin. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. 124

S.15.a.3: Husûs-u atiyyü’l-bey‘ânın mahallinde ketb ve tahrîr içün sevb-i şer‘î enverden bi’l-iltimâs me‘zunen irsâl olunan Kâtib Mevlânâ Mustafa Edib Efendi ibni Mehmed Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinânpâşâ-yı ‘Atîk Mahallesi’nde mütemekkin rencber Manuk veledi Markâr nâm zimmînin zevcesi Ağsabet binti Vartan nâm nasrâniyenin menziline varub zeyl-i vesîkade muharrerü’l-esâmi zimmîler muvâcehelerinde ‘akd-i Meclis-i Şer‘î hatîr itdikden sonra mesfûr Manuk zimmî meclis-i ma‘kûd mezkûrda zikr-i âtî vasiyetini tefînde vasî nasb ve ta‘yîn eylediği işbû hamilü’s-sefer besteci Manil veledi Ohas nâm zimmî muvâcehesinde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb hâlâ yedimde işbû meclis-i şer’de ayân-ı mevcûd bi’l-cümle mâlik olduğu mecmû’ane elli gurûş kıymet takdîm olan yük ile memlu bir köhne minder ve dört köhne baldır yastık ve iki bâş yastığı ve bir bey‘az döşek ve kutuf ile memlu diğer bir minder ve dört köhne yorgan ve bir sağîr tahta sandık ve bir sağîr kızğan ve bir tencere ibriki ve iki sehen ve bir lengerimi ve müşâhide olan yigirmi beşer gurûş nukûdumu ben bi emri Teâla hâlik olduğumda ma‘rifet-i şer‘î ve vasîm mesfûr ma‘rifetiyle tahrîr ve furûhet olunub sülüs-i efrâz ve vasîm mezbûre ba‘de’t-teslîm ol- dahî sülüs-i mezkûru laşemi hefroz birhâne ilkâya harc ve sarf ve sülüsan terekemden zevcem mersûmenin hissesi virildikten sonra bâkîyesi vasîm mesfûre li-ecli’l hizf teslîm ol-dahî vârîsim zuhûr ider ise ba‘de’l- isbât ma‘rifet-i şer‘le vârîsime edâ ve teslîm ile vârîsim zuhûr itmez ise ketbâ fukarâsı te‘âmiyesine harc ve sarf eyleye deyü vasîyet ve tenfîzine mesfûr Manil zimmîyi vasî muhtâr nasb ve ihtiyâr itdikde ol-dahî ber vech-i muharrer vesâyet-i merkûmeyi kabûl ve hizmet-i lâzimesini kemâ yenbaği edâya taahhüd ve iltizâm eylediğini Mevlânâ mezbûr mahallinde ketb ve tahrîr ve mâ‘en bâ‘set olunan emnâ-i şer‘le meclis-i şer‘e gelüp ‘alâ vukû‘a inhâ ve takrîr itmeğin mâ- vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’s-sâdis ‘aşer min şehri Cemâziye’l-ahir li sene işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (11 Eylül 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Menzer Erniyak Kasber veledi Hecator. Keresteci Ohanus veledi Avakum. Doğramacı Kaluk veledi Karabet. Terzi Fîril veledi Bağos. Velyâk Enub zimmî. S.15.b.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Kılıç ‘Alî Pâşâ Mahallesi’nde sâkin ve zâtî zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmiyi müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife Fâtıma 125

ibneti Mustafa Meclis-i Şer‘î Şerîf lazimü’t-teşrîfde zevc-i muhâli‘a işbû bâ‘isü’l- vesîka Kayıkcı Hasan ibni Hasan nâm kimesne mahzarında bi’t-tev‘ihâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mezbûr Hasan bundan akdem otuz gurûş mehr-i müeccel tesmiyesiyle zevc-i dahîlim olub lâkîn bir vecihle beynimizdehüsn-i zindikani mümkün olmamağa hul‘a mutâlibe mufârikete rağbet olduğum ecilden zimmetinde mütekerrir ve ma‘kûd-u aleyh olan mehri müeccel-i mezkûrem ve nafaka-i ‘iddet ma‘niye-i ma’lûmem üzerlerine ve mu‘net-i süknâm dahî kendi üzerime olmak üzere zevcem mezbûr ile muhâli‘a-i sahihe-i şer‘îye ile hul‘ olduğumda ol-dahî ber minvâl-i muharrer hul‘î mezkûru ba‘de’l-kabûl hukûk-ı zevciyet ve târîh-i küttâbaye gelinceye beynimizdecârî bi’l-cümle ahz ve i‘tâ ve muamelyât-i şitâye vesâir hukûk-ı şer‘îye müte‘allik ‘âmme-i da‘vâve mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhâsamatdan her birimiz aherin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve kât‘ü’n-nizâ‘‘la ibrâ ve iskât idüb ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve kât‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskât ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î mâ vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmü’t-tasi‘ ‘aşer min şehri Cemâziye’l-ahir li sene işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (14 Eylül 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Türbedâr Efendi damadı El-Hac Hâfız ‘Alî Efendi. Fahrü’l Küttâb Mustafa Edib Efendi ibni Mehmed. Mahmûd Ağa ibni Süleymân el muhzır. Veliddîn Beşe ibni Mustafa el-muhzır . S.15.b.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Lond Çiftliği ocağında altıncı bölük neferâtından onbâşı bâ‘is-i haze’l-kitâb Mehmed bin ‘Alî nâm kimesne Meclis-i Şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde takrîr-i kelâm ve ta‘bîrü’l-‘ani’l-merâm idüb Vilâyet-i Anadolu’da vâki‘ Bolu kasabâsından olub hâlâ li ecli’t-tebği hoca terekesi olan tahminen sekiz yaşında işbû Hüseyin bin Osmân nâm sağîrin aslâ mâlı olmayûb ve infâk ve iksâ ider kimesne ser dahî olmamağa nafaka ve kisveye işbû ihtiyâc ile muhtâc olmakta sağîr mezbûrun nafaka ve kisve bahâ vesâir levâzım-u zarûriyesi içün men lehu’l-hak ve’t-taleb üzerine men kıbel-i şer‘ü’l-enver ma‘rûf meblağ-i farz ve takdîr bûyrulmak matlûbumdur didikde hâkim-i hasimü’l-hasim ve’l-ecnâb tubâ lehu ve hüsn-i me‘ab Efendi hazretleri dahî sağîr mezbûrun nafaka ve kisve bahâsı içün men lehu’l- 126

hak ve’t-taleb üzerine târih-i kitâbdan külli yevm vurûd-i mâliye nafaka farz ve takdîr bûyurub meblaği mefrud ve mezkûru sağîr mezbûrun nafaka ve bahâsına vesâir levâzım zarûriyesine harc ve sarfa ve lide’l- hâce istidâneye ve inde’l-muzaffer men lehu’l-hak ve’t-taleb üzerine rucû‘â mezbûr Mehmed bin ‘Alîye izin virilmeğin mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fî’l- yevmi’t-tasi‘ ‘aşer min şehri Cemâziye’l-ahir li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (14 Eylül 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Kâtib Mustafa Edib Efendi ibni Mehmed. Halîl Efendi ibni İbrâhîm. Muhzır Mehmed Ağa ibni Süleymân. Muhzır Veli Beşe ibni Mustafa. Ahmed Beşe ibni Hasan. S.15.b.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Erenyûd karyesi mütemekkinlerinden Kayıkçı Yerasmu veledi Enderya nâm Meclis-i Şer‘î hatîr-i lâzımü’t-tevkîrde işbû bâis‘ü’l-küttâb Bostani Kara Osmân Ağa ibni Hasan mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb istiklâl-i atiyü’l-bey‘ânın südûruna değin bâ hüccet-i şer‘îye yedimde Hâlik ve hakkım olub karye-i mezbûrde vâki‘ ve bir taraftan Yanaput menzili ve bir taraftan Erniye nasrâniye menzili ve bir taraftan Enastır menzili ve taraf-i râbi‘î tarîk-i ‘âmm ile mahdûd muhterik bir bâb mülk-i menzil arsamız bi’l-cümle mâ yeştemiluhu ve yehvihi bi terîkü’l-istiklâl mezbûr Kara Osmân Ağa’ya iki yüz otuz gurûşa bey‘ ve teslîm eylediğimde ol-dahî ber minvâl-i muharrer iştirâ ve tesellüm ve kabûl itdikden sonra semeni olan meblağ-i mezkûr iki yüz otuz gurûşu bana def‘ ve teslîm ben dahî yedimden temâmen tesellüm ve ahz ve kabz eylediğimden sonra ol-dahî arsa-i mahdûd-i mezkûreyi ba‘de’l-tekebbüzü’l-mer‘î târîh-i küttâbdan üç sene tamamına degin beher şehr üç gurûş otuz ikişer pâreye bana îcâr ve teslîm ve ben dahî ber vech-i muharrer isticârı kabûl eyledim didikde gıbbe’t-tasdikü’ş şer‘î mâ-vaki‘ bi’t- taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’l-hâmis ve’l-‘işrîn min şehri Cemâziye’l-ahir li sene ‘işrîne ve mieteyn ve elf 1220 (20 Eylül 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Berber Es-Seyyid Mehmed ‘Ârif. Berber Mehmed Ağa ibni Abdullah. Kodek oğlu Ahmed Beşe. Muhzır Mahmûd Ağa . Veli Beşe ibni Mustafa. Terzibâşı Yorğaki veledi Save.

127

S.15.b.4: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Ortaköy’de sâkin Hâfız Mehmed Sa‘îd Efendi nâm kimesne ve zevcesi Hanife binti Mehmed Emîn nâm Hâtûn taraflarından bey‘-i atî’z-zikri ikrâra vekâlet-i mezbûre Hanife Hâtûn’un zâtını bi’l- ma‘rifetü’ş-şer‘îye ‘ârifân İmâm Mehmed Şâkir Efendi bin El-Hac Hasan Efendi ve Mü‘ezzin Es-Seyyid ‘Alî Efendi ibni Osmân nâm kimesneler şehâdetleriyle sâbit olan sulbî kebîroğulları Mehmed Emîn Efendi Meclis-i Şer‘î Şerîf-i enverde zikr-i atî kahveci dükkânı gideğinin nısf-i hisse-i şâyi‘asına bâ hüccet-i şer‘îye mutasarrıf olan işbû bâ‘isü’l-vesîka Bostani Mustafa bin İbrâhîm mahzarında bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb müvekkillerim babam mezbûr Hâfız Mehmed Sa‘îd Efendi ve vâlidem mezbûre Hanife Hâtûn akd-i atîz-zikrin südûruna degin bâ hüccet-i şer‘îye ‘ale’l-iştirâk mülk ve hissem olub karye-i mezbûrda leb-i deryâda câmi-i şerîf tahtında kâin dükkânından Memiş Ağa kahvesi dükkânına muttasil bir bâb kahveci dükkânı ve derûnunda mevcûd bey‘ne’l-esnâf gedek ta‘bîr olunur dokuz adet duhan yastığı ve dokuz fîncan meâ zarf ve sağîr ve kebîr dokuz kahve ibriği ve bir kebîr kösem ve bir bakır minkâl ve nerceziye ve bir teşt vesâir eşyâ-i lâzime-i mâlumenin nısfı hisse-i şayiâyi bundan akdem mezbûr Mustafa’nın ve nısfı hisse-i şayiî âher bizim ‘ale’l-iştirâk mülkümüz olmağla biz gedek mezkûrda olan nısf-i hisse-i şâyi’amız tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufsididen ve müzâfaâdan ve muhâsamâttan ‘ârî bey‘-i bât-î sahîh- i şer‘î ve sefke-i vâhide ile mezbûr Mustafa’ya dokuz yüz gurûşa bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimizde ol-dahî ber minvâl-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl idüb semeni olan meblağ-i mezkûr dokuz yüz gurûşu bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedimden temâmen tesellüm ve ahz ve kabz idüb ‘ale’l-iştirâk beynimizde iktisam eyledik. Ba‘de’l-yevm dükkân-ı mezkûr gideğinde bizim kat‘en ‘alâka ve müdahalemiz kalmayub mezbûr nısfı hisse-i şâyiʼamız dahî mezbûr Mustafa’nın mülk-ü müşterâsı ve hakk-ı sarfı olmuştur. Keyfe mâ-yeşâ ve hasebi mâ yehtâr mutasarrıf olsun didiler didiğinde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî yevmü’s- sâdis ve’l-‘işrîn min şehri Cemâziye’l-ahir li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (21 Eylül 1805).

128

Şuhûdu’l-Hâl: Tarık Pâşâ yegeni ‘Abdulkerim Beg Efendi. Ocak İmâmzâde Mehmed Tâhir Efendi. Mü‘ezzin Memiş Ağa ibni Mustafa. Bostani Osmân Ağa ibni Mehmed. Kahveci Mehmed Emîn ibni ‘Ali. S.15.b.5: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Maçka Mahallesi’nde sâkin ve zâtı zeyli vesîkada muharrerü’l-esâmî müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife Emîne Kâmile binti Mustafa nâm bikri bâliğe meclis-i şer‘î hatîr lazimü’t-tevkîrde lâb kız karındâşı kezalik zâtî müslimîn mezbûrin ta‘rîfleriyle ma‘rife bâ‘îset-i hazihi’l-vesîka Rüveyda binti el-mezbûr Mustafa nâm hâtûn mahzarında bi’t-tev‘ihâ ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb bundan akdem müte‘akiben vefât iden babam mezbûr Mustafa’nın ve vâlidem Nefîse Hâtûn’un terekelerinden ber mûceb-i defter-i kassâm benim hisse-i irsiyeme isâbet iden iki yüz yigirmi beş gurûşu hâl-i sağîremde li-ebeveyn karındâşım Mehmed Nuri bi’l-vesâye ahz ve kabz itdikden sonra mezbûr Mehmed Nuri dahî divani terekesinden eziyet olduğu halde vefât idüb zikri kasami nâtfe olduğu üzere bi’l-cümle terekesi ma‘rifet-i şer‘le de bâ‘de’t-tahrîr bi terikü’l-ferma divan müsbetesinden tevzî ve taksim olunmağda benim alacak hakkım olan meblağ-i mezkûr iki yüz yigirmi beş gurûş isâbet iden mâlumü’l-mikdâr meblağ-i kız karındâşım mezbûre Rüveyda Hâtûn emriyle ba‘de’l-ahz ve’l-kabz bana cihaz iştirâ vesâir emvâl-i lazimeyi harc ve sarf itmekle kız karındâşım mezbûre Rüveyda Hâtûn zimmetinde asla hakkım kalmayub murisimiz müteveffîyun mezbûrunun terekelerinden benim hisse-i irsiyeme isâbet iden ve dahîl-i defter ve hârîc-i defter kalîl ve kesir ve selil ve celîl ve hakir min kullil vucuh hukûk-ı mirase vesâire müte‘allike ‘âmme-i da‘vâve mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhasamatdan kız karındâşım mezbûre Rüveyda Hâtûn’un zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfî‘ü’l-hisâmla ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî ibrâ-i mezkûrunu kabûl eyledi didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î mâ vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmü’s-sâlîs ve’l-‘işrîn min şehri Cemâziye’l-ahir li sene işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (18 Eylül 1805). Şuhûdu’l-Hâl: İmâm Hâfız Mehmed Emîn Efendi ibni ‘Alî. Kahveci Mü‘ezzinzâde İbrâhîm Ağa ibni ‘Alî. Es-Seyyid İsma‘il Halîl ibni Mehmed. Derviş Osmân Efendi Bursevî. Muhzır Veli Beşe ibni Mustafa. 129

S.16.a.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Maçka Mahallesi’nde vâki‘ Süleymân Sarayına müste‘ciren mütemekkine ve şahsı zeyl-i vesîkada muharrerü’l- esâmiyi müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife sakızlı İnşitaşiye binti Sutan nasrâniye Meclis-i Şer‘îhatîr-i lâzımü’t-tevkîrde zevc-i dahîli fumeneci Nikoli veledi Yânî nâm zimmî muvâcehesinde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mesfûr Nikoli zimmî bilâ tesmiyetü’l- mehr ayinemiz üzere zevci dahîlim iken beynimizdeşikâk ve nizâ‘ vâki‘ olmağla bir vecihle imtizac mümkün olmamağla bey‘nimiz tefrik olunmak ve andan başka yedimde mülküm olan yüz gurûş kıymetli bir çift altın bileziğimi emaneten ahz ve kabz eylediğimden mâ ‘adâ nakd yüz elli gurûş bir def‘a ve on gurûş bir def‘a ve beş gurûş bir def‘a ve bir on gurûş bir def‘a ve atmış gurûşluk altın bir def‘a ve altı buçûk gurûş bir def‘aki cem‘ân iki yüz kırk bir buçûk gurûş alacak hakkım olmağla alınması muradımdır deyü bundan akdem taleb ve da‘vâ eylediğimden ol-dahî cevânibe bilezik mezkûru bi’l-emanet ahz ve kabzını ve hâlâ âynı mevcûd olduğunu muddaâm on meblağ mezkûrun dahî ceste yedimde ancak seksen bir buçûk gurûş ahz ve kabzını ikrâr ve ziyâdeyi ba‘de’l-inkâr beynimizdemüneseâti kesîre ve husumâti ekber ceryân itmişdi. El-hâletü hâzihi beynimizde müslihîn tevasut idüb mesfûr Nikoli zimmî beni taltîk ve mertebe-i ikrâr olan meblağ-i mezkûr seksen bir buçûk gurûş ile bilezik-i mezkûrun aynını bana teslîm itmek üzere mesfûr Nikoli zimmî ile inşâ-i akd-i sulh eylediklerinde ben dahî ber minvâl-i muharrer sulh-i mezkûru ba‘de’l-kabûl ol-dahî beni tetlîk ve marü’l- bey‘ân bileziğimi ve seksen bir buçûk gurûş bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden temâmen tesellüm ve ahz ve kabz idüb hukûk-ı zevciyet ve ibtida- i zevciyetten işbû târîh-i küttâba gelince beynimizdehâvi bi’l-cümle ahz ve i‘tâ ve mu‘âmelyât-i şitâye vesâir hukûk-ı şer‘îyeye müteallik ‘âmme-i da‘vâ ve mutalabât-i kâfe-i îmân ve muhâsamâttan her birimiz aherin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve kat‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskât idüb ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik ba‘de’l-yevm her birimizin âhiriyle vechen mine’l-vücuh ve sebeben mine’l-esbâb da‘ vâ ve nizâ‘’ ve husûmetimiz kalmamışdır didikde mesfûr Nikoli zimmî dahî mukarrer-i mezbûreyi bi’l-cümle kelimât-ı meşrûhesinde vicâhen tahkîk ve şifâhen ba’de’t-tasdîk mâ-vakiʻ bi’t-tâleb ketb olundu. Fî’l yevmü’s-sânî ‘aşer min şehri Cemâziye’l-ahir li sene işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (7 Eylül 1805).

130

Şuhûdu’l-Hâl: Ortaköy ustası Mehmed Ağa. Bostani Kürt Kara Halîl bin Numan. Bostani Mustafa ibni Hüseyin. Halîl Efendi ibni İbrâhîm. Mahmûd Ağa ibni Süleymân el- muhzır. S. 16/a.2: Fî’l-asl Medine-i Üsküdar’da Kasım Ağa Mahallesi sükkânlarından olub hâlâ Kasaba-i Beşiktâş’da has kerûn verâsında Degirman Zokağında sâkin ve zâtî zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmi-i müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife bâ‘îset-i hazihü’l-vesîka-i Şerîfe Sa‘îde ibneti Es-Seyyid İbrâhîm nâm Hâtûn Meclis-i Şer‘î hatîr-i lâzımü’t- tevkîrde takrîr-i kelâm ve ta‘bîr-i ‘ani’l-merâm idüb bundan akdem zevc-i dahîlim olan gâ‘ib âni’l-beled Beşiktâşlı Osmân bin Abdullah nâm kimesne işbû târîh-i küttâbdan dört ay mukaddem maru’z-zikr Beşiktâş suvkunda manav dükkânında bir bâyin talâk ile tatlîk idüb el-yevm ‘iddetim münkideyü olmağla nefsimi âhire tezvîc bana helâl oldu deyü mezbûr Osmânı mutlikesi olduğunu ve ber vech-i muharrer ‘iddeti münkideyü olduğunu iddi‘â itdikde ‘udûl-i ahrâr ricâl-i müsliminden ve Beşiktâş ahâlisinden Menav Es-Seyyid Feyzullah bin Hüseyin ve Mustafa bin Ahmed nâm kimesneler li- ecli’ş-şehâdet meclis-i şer’â hâzırân olub eserü’l-istişhâd fi’l-hakîka işbû Şerîfe Sa‘îde Hâtûn’un zevci olan gâib mezbûr Osmân bin Abdullah târîh-i küttâbdan dört aya mukaddem mâru’z-zikr Beşiktâş suvkunda menav dükkânında biz hâzırân olduğumuz halde zevcesi işbû Şerîfe Sa‘îde Hâtûn’u beyyinen tatlîk bizi işhâd dahî itmişdir biz bu husûsa bu vecih üzere şahitleriz ve şehâdet dahî ideriz deyü her biri müttefîkü’l-laz ve’l- ma‘na edâ-i şehâdet-i şer‘îye eylediklerinde gab-i re‘âyete şerâîtü’l-kabûl şehâdetleri makbûle olmağın ketb-i mu‘teberâttan genine el-fetvâda ̒ʻşehide şahidan indeha innehu tellekeha ve zevci ğaybın hallun leha en tâ’tide ve tezevvece” deyü mastûr ve musarref olan mesele-i celîle-i muftehâ behâ mûcebince mezbûre Şerîfe Sa‘îde Hâtûn nefsini dilediği kimesneye tezvîc câiz olmağın işbû vesîka-i anife ketb ve imlâ ve mezbûre Şerîfe Sa‘îde Hâtûn yedine bi’t-taleb i‘tâ olundu. Fî’l yevmi’l-sabi‘ min şehri Recebü’l- mürecceb sene 1220 (1 Ekim 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Mustafa Efendi ibni Mehmed. Halîl Efendi ibni İbrâhîm. Mahmûd Ağa ibni Süleymân el-muhzır. Veliddin bin Mustafa el-muhzır .

131

S.16.a.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi Kuruçeşme nâm karyede mütemekkin Suyulcu Kuste veledi Dimû nâm zimmî Meclis-i Şer‘î hatîr-i lâzımü’t- tevkîrde zikr-i atî mai lezîzin eshâb-i şifâsından bâ‘isü’l-küttâb Sa‘îd Begzâde Mehmed Beg ve Fâtma Hânım ve Yurgaki veledi Aleknedri nâm kimesneler taraflarından husûs- u ca‘îz-zikrî tasdîke vekîlleri Dimetraki veledi Yuri nâm zimmî muvâcehesinde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mârü’l-bey‘ân Kuruçeşme bâlâsında dülbentci Mefredic zimmînin bâğı derûnundan hurûc idüb eshâb-i hayrâtdan merhum Kazanfer Ağa vakfı mülhekâtından olan ab-ı lezîzin mecra-yı kadîmi Medine-i Üsküdar’da vâki‘ Lonbiyad ve mu‘allâtâk olan Selimiye Câmi-i Şerîfî evkâf-ı celîlesine mühlik arsa-i halîden ( boş arsadan) ceryân ide gelmişken bu esnâda arsa-i mezkûrem üzerine bâ’zı ahalî-i Kur‘ana göre bi izni mütevelli müceddid menzil binâ ve inşâ itmeleriyle mâ-i mezkûrun mecra- yı kadîmine bast olunmuş kendâtlarına fesâd târî ve ta‘mîr ve termîm ile ceryânı müte‘essir olmağın mûkilûn mezbûrden mâ-i mezkûru mecra-yı kadîminden ihrâc birle vakf-i müşârün-ileyhin arsasından olan terîk-i ‘âmmdan müceddid kendât-ı bâsitle icra ittirmek üzere irâdesinde olmâlarıyla mecra-yı mezkûru Tomar zimmî arsası sınurundan yuri-i idüb Kara Kostaki zimmînin kestaneliği cidâr-ı zehrinde ( divarı arkasında) vâki‘ mecra-yı kadîmine vâsıl ve mülâki idinceye degin müceddiden hafr-i hark ve bâst-i kendât ve bi’l-cümle iktizâ iden Logen derûğını ve Üstadiye ve ırğadîye ( ustalık ve işçilik) mesârif lâzime-i sâ‘iresiyle cem‘ân iki yüz elli gurûş virilmek üzere bi’t-terâdî bana ihâle ve tefvîz itmeleriyle ben dahî ber minvâl-i muharrer mukavelemiz vech-i üzere mâ-i mezkûru mahalli merkûmiden icrâya ve mecrasına müceddiden ta‘mîr ve termîm taʻahhüd ve kabûl eyledim didikte vekîl-i mesfûr Dimteraki dahî mukırr-ı mesfûrun bâlâda bast ve bey‘ânı olunan bi’l-cümle takrîr meşrûhunu vicâhen tahkîk ve şifahen tasdîk itmeğin mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’t-tâsi‘ ‘aşer min şehri Recebü’l-ferd sene 1220 (13 Ekim 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Hüseyin Ağa ibni Hüseyin. El-Hac Mehmed Ağa ibni Mustafa. Bostani Tezellüm Ahmed Ağa ibni Osmân. ‘Alî Ağa ibni Mehmed. Kethüdâ Yuri veledi Şenaş. S.16.a.4: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Ortaköy’de mütemekkine ve şahsı bi’l-ma‘rifetü’ş-şer‘îye sume Meyrem binti Semiyun nâm nasrâniye Meclis-i 132

Şer‘î şerîf lâzimü’t-teşrîfde Sadri kebîr oğlu Mefredic veledi Karabet nâm zimmî muvâcehesinde Sadri kebîr kızı Mastebûr binti mesfûre Karabet nâm zımmî nasrâniye hazır olduğu halde takrîr-i kelâm ve ta‘bîrü’l-‘ani’l-merâm idüb ben ihtiyâr ve ‘alile ve kâr ve kesbe ‘ademü’l-iktidâr olub işbû târîh-i küttâba gelince kızım mersûme MEsteryor nasrâniyenin menzilinde mütemekkine olmağla ol-dahî halîme merhameten benim nafaka ve kisveme rü‘yet ide gelüb oğlum mesfûr Mefredic zimmî Musir ve kâr ve kesbe muktedir olmağla nafaka ve levâzım-i zarûriyemi rü‘yet eylemesi muradımdır deyü da‘ vâya tasaddi eyledikde mesfûr Mefredic zimmî cevânibe anâm mersûme Meyrem nasrâniye kız karındâşım mesfûriden mufâreket ve benim menzile gelüb ikâmet eylesin her vecihle nafaka ve levâzım-ı zarûriyesini rü‘yet iderim deyü annesi mersûmeyi taleb eyledikte ol-dahî kızı mesfûriden mufâreketten ebâ ve imtina‘ birle oğlu mesfûrden nafaka mutâlibesinden ferâğat ve kemâ fî’s-sâbık kızım mersûmenin menzilinde ikâmet iderim. Kızım mersûmenin hânesinde zimmetinde Hakkı recli ism-i mâl itlâk olunur. Bir senedim yoktur deyü eylediği takrîr biz oğlu mesfûr Mefredic zimmî dahî ba’de’t-tasdîk kızım Suse Mastiyor nasrâniye dahî anası mesfûre Meyrem nasrâniyeyi hilâkina değin kendü bideninden infâk ve iksâ itmek üzere müte‘ahhide ve kabûl itmeğin mesfûr Mefredic zimmî dahî anası mesfûre Meyrem nasrâniyenin hayatında ve hilâkından sonra kız karındâşı mersûme Mastiyor nasraniyiden vechen mine’l-vücûd ve sebeben mine’l-esbâb aslâ da‘vâ ve nizâ‘ ve husûmetim yoktur didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fî 19 Receb sene 1220 (13 Ekim 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Mustafa Efendi Muhzır Mahmûd Ağa . Muhzır Veliddin. Bostani Mustafa. Komas Meşus. Hamâl Ermin. S.16.b.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Kuruçeşme nâm karyede sâkin zikrî atî ab-ı lezîze Sa‘îd Begzâde Mehmed Beg ve Fâtıma Hânım ve Yurğaki veledi Aleksandri sülüsen bi’l-iştirâk mutasarrıfun oldukları bi’l-ihbâr ba‘de’t- tahkikü’ş-şer‘î mûmâ ileyhimâ Mehmed Beg ve Fâtıma Hânım taraflarından ber vech-i câî takrîre vekîl-leri El-Hac Mehmed Ağa ibni Mustafa ve mesfûr Yurğaki tarafından vekîl Dimteraki nâm zimmî Meclis-i Şer‘î şerîf lâzimü’t-teşrîfde karye-i mezbûride mütemekkin suyucu tâ‘ifesinden Kaste veledi Dimu nâm zimmî muvâcehesinde her 133

birmiz bi’l-vekâle takrîr-i kelâm ve ta‘bîr-i ‘ani’l-merâm idüb maru’z-zikr Kuruçeşme karyesi bâlâsında vâki‘ dülbentçi Mefredic nâm zimmînin bâğı derûnundan hurûc idüb eshâb-ı hayrâtdan merhûm Kazanfer Ağa vakfına mülhak olan ab-ı lezîzin mecra-yı kadîmi Medine-i Üsküdâr’da nev benyâd ve mu‘allâtak olan Selimiye Câmi-i şerîf ma‘bed latîfî evkâf-ı celîlesine mülhak arsa-i halîyiden ceryân ide gelmişken bu esnâda arsa-i mezkûr üzerine ba’zı ahali-i karye-i mezkûriden bâ izn-i mütevelli müceddid menzil binâ ve inşâ itmeleriyle mâ-i mezkûrun mecra-yı kadimine mebsute kanavatlarında fesâd târî ve ta‘mîr ve termîmine mesârif-i kesir olacağı zâhir ve bir halde ceryânı müte‘essir olmağın müvekkillerimiz mezbûrden mâ-i mezkûru mecra-yı kadîminden ihrâc birle vakf-ı müşârün-ileyhin arsasından olan tarîk-i ‘âmmdan müceddiden hafr-i hark ve kanavat bastiyle ceryân ittirmek iradesiyle Tomar zimmî arsası sınûrundan bedâe idüb Karaca Kostaki zimmînin kestaneliği cidarı zehrinde mecra-yı kadîmine vâsıl ve mulaki idinceye degin bi’l-cümle iktizâ iden Günek veledi Gün ruğeni ve ustadiye ve ırğadîye masârîf-i lâzime-i sâ‘iresiyle cem‘ân iki yüz elli gurûş virilmek üzere bi’t-terâdî mesfûr Koste zimmîye ihâle ve tefvîz eylediklerinde ol- dahî ma-i mezkûru ber vech-i meşrûh mahalli merkûmden icrâya ve mecrasını müccediden ta‘mîr ve termîme taʻahhüd ve kabûl eyledi didiklerinde mesfûr Koste zimmî dahî mukırr-ı mesfûr vekîl-i mezbûrleri bi’l-cümle kelimat-ı meşrûhelerinde vicâhen bi’t-tahkîk ve şifâhen bi’t-tasdîk ve’l-kabûl mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’t-tasi‘ ‘aşer min şehri Recebü’l-mürecceb li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (13 Ekim 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Hüseyin Ağa ibni Hüseyin. Bostani mazlum Ahmed Ağa. Kayıkçı ‘Alî Ağa ibni Mehmed. Kethüdâ Yorgi. Mihal veledi Yani. Dimitri veledi Yorgi. S.16.b.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinânpâşâ-yı Âtîk Mahallesi’nde sâkin ve zâtı zeyli sahifede muharrerü’l-esâmî müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife râfi‘ati hazihü’l-vesîka Nefîse Hâtûn ibneti Abdullah Meclis-i Şer‘î Şerîf lâzımü’t-teşrîfde zevci sâbıkı müderrisin kirâmdan Mehmed Emîn Efendi ibnü’l- merhûm Mehmed Sa‘îd Efendi mahzarında takrîr-i kelâm ve ta‘bîr-i ‘ani’l-merâm idüb mûmâ-ileyh Mehmed Emîn Efendi ile bundan akdem halî zevciyet beynimizde kâ‘im iken mûmâ ileyhin firâşından hâsıl ve benden mütevellid ve bi hakku’l-hidâne hicr 134

zaruriyemde olan sadri oğlum Mehmed İshak nâm sağîrin nafaka ve kisveye eşedd-i ihtiyacı olmağla sağîr mezbûrun nafaka ve kisve bahâ ve levâzim-i zaruriyesi içün babası mûmâ-ileyh üzerine min kıbel-i şer‘ü’l-enver kader-i ma‘rûf meblağ-i farz ve takdîr olunmak matlûbumdur didikde sağîr mezbûrun nafaka ve kisve bahâ vesâir levâzım-i zaruriyesi içün beher şehr on sekiz gurûş kader-i ma‘rûf ider ki ihbâr-i erbâb-i vukûf bi ferid-i müslimîn ile ba‘de’t-tahkîkü’ş-şer‘î hâkim-i hâsim ve’l-ecnâb tubâ lehu ve hüsn-ü me‘ab faziletli Efendi hazretleri dahî sağîr mezbûrun nafaka ve kisve bahâ vesâir levâzım-i zarûriyesi içün babası mezbûr üzerine bi’t-terâdî târîh-i küttâbdan beher şehr on sekiz gurûş farz ve takdîr bûyurup meblağ-i mefruz mezkûru sağîr mezbûrun nafaka ve kisve bahâ vesâir levâzım-i zarûriyesine harc ve sarfa ve lede’l-iktizâ istidâneye ve inde’l-zafer babası mezbûr üzerine rucû‘a zeldesi ve hâdinesi mezbûre Nefîse Hâtûn izin virmeğin mâ-vaki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Hurrire fî gurre-i Şa‘bânü’l-mu‘azzam li sene ‘işrîne ve mieteyn ve elf 1220 (Ekim/Kasım 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Eş-Şeyh İsma’il Hakkı Efendi. Mustafa Edib Efendi. İmam Es-Seyyid ‘Alî Efendi. Berber Ogünzâde Mehmed Ağa . Halîl Efendi. Mahmûd Ağa Muhzır. Veli Beşe Muhzır. S.16.b.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinânpâşâ-yı Âtîk Mahallesi’nde sâkin ve zâtı zeyli vesîkada muharrerü’l-esâmî müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife Nefîse Hâtûn ibneti Abdullah Meclis-i Şer‘-î Şerîf lâzimü’t-teşrîfde zevc-i metluki işbû râfi‘ü’l-küttâb müderrisin-i kirâmdan Mehmed Emîn Efendi ibnü’l- merhûm Mehmed Sa‘îd Efendi mahzarında bi’t-tev‘ihâ ikrâr-ı tâm ve mûmâ-ileyh Mehmed Emîn Efendi bundan akdem yüz elli gurûş mehr-i müeccel tesmiyesiyle zevc-i dahîlim olub târîh-i küttâbdan on gün mukaddem beni bâniyen tatlîk itmekle zimmetinde mütekerrir ve ma‘kûd-u ‘aliyye olan mehr-i müeccele-i mezkûrem yüz elli gurûş ve ‘iddet-i nafaka-i ma’niye-i ma’lûmem ve mü‘net-i süknâm içün dahî yigirmi iki gurûş ki cem‘ân yüz yetmiş iki gurûş eylediğine ve emvâlînden bir yük ile memlu bir kebîr minder ve bir döşek ve iki yorğan ve iki bâb yastık ve dört oda ve bir kapaklı tencere ve iki kapaklı sahen ve bir çorbâ tası ve bir el tası ve bir müste‘mel bakır mangâl bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden temâmen ve kâmilen ahz ve kabz idüb hukûk-ı zevciyet ve târîh-i küttâba gelince beynimizde cârî bi’l-cümle ahz ve i‘tâ ve 135

mu‘amelât-ı şitâye vesâir hukûk-ı şer’iyeye müte‘allik ‘âmme-i da‘vâ-yı ve mutâlibâd ve kâfe-i îmân ve muhâsamatdan her birimiz aherin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve kat‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskât ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabul eyledik didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu fî gurre-i Şa‘bânü’l-mu‘azzam li sene ‘işrîne ve mieteyn ve elf 1220 (Ekim/Kasım 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Şâhidûn el mezbûrun. S.16.b.4: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Kılıç ‘Alî Pâşâ Mahallesi’nde sâkin ve zâtı zeyli vesîkada muharrerü’l-esâmî müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife bâiset-i hazihi’l-vesîka Emîne Hâtûn ibneti Süleymân Meclis-i Şer‘î Şerîf enverde kezalik zâtı müslimîn mezbûrin ta‘rîfleriyle ma‘rife Fâtıma Hâtûn ibneti İsma‘il mahzarında vakf-i atiyyi’l-bey‘ânın bi’l-fi‘l Osmân Ağa ibni Veli hazır olduğu halde üzerine va’d ve takrîr-i kelâm idüb eshab-i hayrâttan sadr-i esbek merhûm İbrâhîm Pâşâ kerimesi Fâtıma Hânımın mufîk olduğu Mehmiye-i İslâmbûl’da Acı Maslak nâm mahalde vâki‘ câmi-i şerîf ved‘ eylediği kürsi ve dersiyesi vakf-ı müstegillâtından olub bi’l-icâreteyn ve bi izni mütevelli taht ve tasarrufumdan olan mâru’z-zikr Kılıç ‘Alî Pâşâ Mahallesi’nde vâki‘ lede’l-ahâli ve’l-cirân ma‘lûmetü’l-hudûd ve’l-müştemelât bir bâb vakf-i menzilimin nısf-i hisse-i şâyi‘asını yedimde ibkâ ne nısf-i hisse-i şâyia-i aherini madameki hayatta oldukça beni infâk ve iksâ itmek şartıyla ve yedi yüz gurûş bedel takdîriyle mezbûr Fâtıma Hâtûn bundan akdem bilâ mu‘accele bâ râ‘i mütevelli ferağ ve tefvîz eylediğimde ol-dahî ber minvâl-i muharrer ba‘de tefvîz ve’l-kabûl vakf-i şerîf mezkûrun bi’l-meşrûtu mütevellisi olan kıdvetü’l-emâcid ve’l-ekârim saadetlu İbrâhîm Beg Efendi dahî vech-i meşrûh üzere nısf-i menzil-i mezkûrun zabt ve tasarruf içün Fâtıma Hâtûn izn birle işbû yedimde olan temessüke derkenâr olunmağla ben dahî nısf-i menzil mezkûrun bedeli olan meblağ-i mezkûr bin yüz gurûş mezbûr Fâtıma Hâtûn yedinde ibkâ birle tekmîl oluncaya kadar nafaka ve kisve ve bi’l-cümle levâzım-i zarûriyemîn rü‘yet içün bi’t-terâdi beher yevm birer gurûş nafaka takdîr ve ta‘yîn ve bedel-i mezkûre rucû‘ ve takas olunmak üzere kıbel-i şer‘den yedime bir kıtâ hüccet-i şer‘îye dahî i‘tâ olunmuştu. Lâkîn mezbûr Fâtıma Hâtûn benim nafakami rü‘yet eylemediğinden mâ-adâ bû esnâda beni bila nafaka terk ve istane-i ‘aliyeye nakil itmekle şurût-i mufsideye binâen fârîğe olduğum olduğum nısf-i menzil-i mezkûrdan 136

kef-i yed ve bana ferâgat ve temessük mezkûre ba‘de derkenar kemâ fi’s-sabik zabt ve tasarrufuma cânib-i vakıfden izin virilmesi matlûbumdur deyü ba‘de’l-da‘vâ ve sû‘al mezbûre Fâtıma Hâtûn dahî cevânibe fî’l-hakîka hâl müdde‘iye-i mezbûrenin takrîr meşrûhesi üzere olduğunu bi’t-tev‘ihâ ikrâr ve itirâf ve rızâsıyla nısf-i menzil-i mezkûrdan kefiyyet ve müdde‘iye-i mezbûre Emîne Hâtûn huzûr-i şer’de fâriğe olmağın li-ecli’l-istihkâm hifzen li’l-mekâl işbû vesîka-i anîfe ketb ve imlâ ve bi’t-taleb mezbûre Emîne Hâtûn yedine i‘tâ olundu. Fî’l yevmi’t-tâsi‘ min şehri Şa‘bânü’l- mu‘azzam sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (2 Kasım 1805). Fî behceti men lehu sofar ve’ş-şeref. Şuhûdu’l-Hâl: Kâtib Mustafa Edib Efendi ibni Mehmed. El-Hac ‘Alî Efendi ve Abâd Türbedâr Efendi. Tabib Mustafa Efendi ibni ‘Alî. Mahmûd Ağa ibni Süleymân. Veliddin Beşe. S.17.a.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Vişnezâde Mahallesi’nde sâkin ve zâtı zeyli vesîkada muharrerü’l-esâmî müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife Hânım binti Abdullah nâm Hâtûn Meclis-i Şer‘î hatîr-i lâzımü’t-tevkîrde işbû hamilü’r-rekîm Nikoli veledi Toma zimmî ve annesi Sofya binti Menul nâm nasrâniye muvâcehelerinde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb işbû yedimde olan bin iki yüz on sekiz senesi târîhiyle müverrihe ve Beşiktaş naibi Kadızâde Es-Seyyid İbrâhîm Efendi’nin imzasıyla mumzat ve hetmiyle mahtum bir kıt’â istif‘âl hüccetine taka olduğu üzere zikr-i atî bir bâb mülk menzilin dört sehem i‘tibâriyle üç sehem mesfûr Nikoli zimmînin ve bir sehem annesi mersûme Sofya nasrâniyenin bâ hüccet-i şer‘îye yedlerinde mülki olan karye-i Erenyûd’da vâki‘ bir taraftan Yani zimmî menzili ve bir taraftan vezur Dimitri menzili ve bir taraftan Nuhar zimmî menzili ve taraf-ı râbi‘i tarîk-i ‘âmm ile mahdûd fevkâni bir bâb oda ve bir sofa ve tehtâni iki bâb oda ve sofa ve bir mutbah ve kenîf ve zokâk kapusını müştemil mülk-i menzillerini mesfûr Nikoli ve annesi mersûme Sofya nasrâniye târîh-i merkûmede bi-terikü’l-istiklâl beş yüz gurûşa bana bey‘ ve teslîm ve ben dahî iştirâ ve tesellüm ve kabûl ve semen-i mezkûr beş yüz gurûşu yedimden ahz ve kabz itdikden sonra ben dahî menzil-i mahdûd mezkûru ba‘de tahliyet-i şer‘î ve tekabbûzü’l-mer‘î beher şehr altışar gurûş üzere bana yine mesfûrâne îcârâneler dahî ber-vech-i muharrer isticâr ve kabûl itmişleridi. El-hâletü hâzihi mesfûrâne Nikoli ve anası Sofya meblağ-i mezkûr beş yüz gurûşu ve bi’l-cümle îcâr müctemi‘âyı bana 137

temâmen edâ ve teslîm itmeleriyle ben dahî yedlerinden temâmen tesellüm ve ahz ve kabz idüb menzil-i mezkûru rehniyetden ba‘de’l-fekk mesfûrâne kemâ fi’s-sâbık edâ ve teslîm eylediğimde anlar dahî kabz ve kabûl idüb meblağ-ı mezkûrla ve îcâr müctemiâsına müte‘âllik ‘âmme-i da‘vâdan mesfûrân Nikoli ve anası Sofya narsâniyenin zimmetlerini ibrâ ve iskât eyledim. Fî mâ-ba’d menzil-i mahdûd mezkûr siham-i mezkûre mûcebince mesfûren Nikoli ve anası Sofya nasrâniye mülk-i mahfilleri ve hakk-ı sarfları olub keyfe mâ-yeşâ-i ve yehterân mutasarrıfan olsunlar didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmü’s-sâbi‘ ‘aşer min şehri Şa‘bânü’l-mu‘azzam li sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (10 Kasım 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Hazinedâr ‘Alî Ağa ibni Mehmed. Yasakcı Süleymân Ağa ibni Mustafa. Ahmed Ağa ibni Mustafa. İbrâhîm Beşe ibni Mustafa. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. S.17.a.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Erenyûd karyesinde vâki‘ zikr-i atî bir bâb mülki menzilin dört sehem i‘tibârıyla üç sehemine mutasarrıf Nikoli veledi Tome ve bir sehemine mutasarrıfe annesi Sofya binti Menul nâm nasrâniye bâ hüccet-i şer‘îye mutasarrıflar olduğu lede’ş-şer‘î’l-enver ba‘de’t-tahkîk mesfûr Nikoli zimmî ve anası ma‘rifetü’l-şahs mersûme Sofya nasrâniye Meclis-i Şer‘î şerîf lazimü’t- teşrîfde işbû rafi‘ü’l-kitâb Abdullah Efendi ibni Hasan mahzarında her biri ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb ila hîn-i sudûr-i haze’l-bey‘ sihâm mezkûre mûcebince yedimizde mülk ve hakkımız olub karye-i mezbûride vâki‘ bir taraftan Yani zimmî menzili ve bir taraftan Terzi Dimitri menzili ve bir taraftan Tuhadır zimmî menzili ve taraf-i râbi‘î tarîk-i ‘âmm ile mahdûd ve fevkâni bir bâb oda ve bir sofa ve tehtani iki bâb oda ve bir sofa ve bir kenîf ve bir mutbah ve zokâk kuyusunu müştemil mülk-i menzilimden bi’l- cümle ma yeştemiluhu ve yehvihi tarafımdan îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufsididen ‘ârî bey‘î bât-ı sahîh-i şer‘î ile müşteri mûmâ-ileyh Abdullah Efendiye bin iki yüz gurûşa bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimizde ol-dahî ber minvâl-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl idüb semeni olan meblağ-i mezkûr bin iki yüz gurûşu bizlere def‘ ve teslîm ve biz dahî temâmen ve kâmilen yedinden tesellüm ve ahz ve kabz ve siham-i mezkûre mûcebince beynimizde iktisâm idüb menzil-i mahdûd-u mezkûrun istifa-i semenine ve takrîr-i ra’îyetine müte‘allik ‘âmme-i da‘vâdan her birimiz aherin zimmetini ibrâ ve iskât eyledik ba‘de’l-yevm menzil-i mahdûd mezkûrde 138

bizim aslâ ve kat‘en ‘alâka ve müdahalemiz kalmayub mûmâ-ileyh Abdullah Efendi’nin mülk-ü müşterâsı ve hakk-ı sarfı olmuştur. Keyfe mâ-yeşâ-i ve heseb-i mâ yehtar mutasarrıf olsun didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’l-havi ve’l-‘işrîn min şehri Şa‘bânü’l-mu‘azzam 1220 (Ekim/Kasım 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Şâhidûn el-mezbûrun. S.17.a.3: Ma‘rûz-u dâ‘î devlet-i ‘aliyedir ki: Asitâne-i ‘aliyede Süleymâniye sükkânından Sekvanbâşı Ağaları’ndan Abdulkadir ibni Hüseyin Ağa kulları Beşiktaş Mahallesi’ne ta‘yîn olunan mübâşir Şems Mabşalı El-Hac İbrâhîm Çavuş kullarının ihdârâtıdır ve yeni kasaba-i merkûme tâbi‘ Yahya Efendi Mahallesi sâkinlerinden Es-Seyyid Ahmed üzere huzûr-i şer‘îde muvâcehesinde ben işbû merkûmun emriyle kerimesi Hadîce içün koca virmek murad itdikde altı yüz kırk üç gurûş masrafım eşya bahâsı olarak sarf itmiş iken dört yüz gurûşunu ceste ceste bana teslîm ve andan başka yüz gurûş dahî damadı Mehmed Emîn bin Mehmed nâm kimesneden ağırlık semtinden havale olunub bâkî yüz kırk üç gurûşu lede’d-da‘vâ ve’s-sû‘al ber vech-i muharrer Es-Seyyid Ahmed ikrâr ve ba‘dehu müslihûn vusâtatiyle seksen gurûş üzere ibrâ ve akd-i sulh olunduğumu huzur-i ‘âlîlerine i‘lâm olundu bâkî emir men-lehu’l-emr hurrire 25 Receb sene 1220 (19 Ekim 1805). Temmel kelyâmu Fî hazel ‘âmm. S.17.b.1: ‘İzzet meâb şeri‘ât nisâb Mevlânâ Fatîh mürtedâ Mehmed Şakir Efendi nâmyab: Gıbbe’t-tehiyyetü’l vâfiye inhâ olunur ki ber vech-i mûlûs mutasarrıf olduğum Mahrûse-i Galatası’ndan nevâhi Beşiktâş nâhiyyesinin umûr-i şer‘îyyesi işbû sene ‘işrîn ve mieteyn ve elf zilhicce-i şerîfenin sekizinci gününden tarafımızdan cenabınıza bi’n- nibâye tefvîz ve ihâle olunmuştur gerektir ki nâhiye-i merkûmu yevmi mezbûrdan zabte ve bey‘ne’l-ahâli icra-yı ahkâm-i şer‘îsi cemili icra eyleyesin. Ve’s-selâm. Mine’l-fakir Hâfız Mehmed Emîn El-Kadı Medine-i Galata el-mahrûse. S.17.b.2: Ma‘rûz 139

Beşiktâş nahiyyesine tâbi‘ Kuruçeşme karyesinde mütemekkin Nikal Zehriye veledi Yani nâm zimmî Meclis-i Şer‘îde Arnâvud karyesi ahâlisinden Yuri veledi Minhal zimmî muvâcehesinde mesfûr Yuri zimmî zimmetinde zehâir-i mütenevviâ semeninden yigirmi sekiz gurûş dokuz payı alacak hakkım olmağla hâlâ taleb iderim deyü ba‘de’d-da‘vâ ve’l-istintas ve’l-ikrâr ‘alâ muceb-i ikrâra meblağ-i merkûm yigirmi sekiz gurûş dokuz pâye-i müdda‘â mersûme edâya ve teslîme mersûm Yuri zimmîye münihe olundu. Mesfûr ‘alilerine i‘lâm olundu. Bâkî emr hazreti men-lehu’l-emrindir. Fî 11 Receb sene 1220 (5 Ekim 1805). S.17.b.3: Tahakkuk-i gurûş-i ‘ariye binâen husûs-ı atiyyü’l-bey‘ân mahallesinde ketb ve tahrîr-i iltimâs olunmasının cânib-i şeriât-i gurrâdan bi nefsihi bu defter-i mahrûse-i Galata’ya müzâfa Beşiktâş nâhiyesine tâbi‘ Arnavut karyesinde Cevezler Mahallesinde taraf tâ‘ifesinden Vâsıl veledi Lezer ve şerîkî Meşrâki veledi Murnik nâm zimmîlerin bi’l-me‘iyye mütemekkin oldukları menzile varub zeyl-i rekîmde muharrerü’l-esâmi müslimîn huzûrlarında ‘akd-i Meclis-i Şer‘î ‘Alî itdikde mersûman vâsıl ve eşrâtı zimmîler yarıcıları olub menzil-i merkûmda mukîm Es-Seyyid Abdullah Efendi benim hisseme mahsul maksûd-u mezkûrun mesfûrân vâsıl ve eşrâtı muvâcehelerinde bi’t- tev‘îhi ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb ben beher şehr 15 gurûş ücret tesmiyesiyle dersuyar Vâsıl ve Eşrâtı zimmîlere 1214 senesi Zi’lka‘ade-i Şerîfesinin yigirmi dokuzuncu gününden işbû târîh-i rekîme gelinceye yigirmi yedi ay meşdâliyeten yârıcılık hizmeti idüb müddet-i mezkûrden ücret mesmâr-ı mezkûrdan müstemih 1095 gurûş mersûmân Vâsıl ve Eşterâtı yedlerinden temâmen ahz ve kabz idüb husûs-u mezkûre ve târîh-i rekîme gelince beynimizde cârî ahz i‘tâ ve mu‘âmelât ve hukûk-ı sa‘ire-i şer‘îyeye müte‘allik ‘âmme-i da‘vâ ve mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan mersûmân Vâsıl ve Eşrâtı zimmîlerin zimmetlerini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât eylediğimden anlar dahî ber minvâl-i muharrer ibrâ-i mezkûru kabûl eylediler didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘ü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fî 18 Receb sene 1220 (12 Ekim 1805). Şuhûdu’l-Hâl: Nur ‘Alî Mehmed bin Halîl. Yurğani Abdusâlih bin ‘Abdurrahman. Yasakcı İbrâhîm. Nur ‘Alî Es-Seyyid Ömer bin ‘Ali. Seyyid Ömer Otası bin Hüseyin. Seyyid 140

Süleyman bin Mustafa. Mahmud Çelebi el-muhzır. Petro zımmî veledi. Tenaş zımmî veledi. Çorbacı Emuşdi Ersenkdi. S.17.b.4: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Beşiktâş nâhiyesine tâbi‘ Kuruçeşme karyesinde bundan akdem ber veçh-i atî cerîhen helâk olan tersenci hizmetkârlarından Efsânil veledi Keruya nâm zimmînin verâseti vâlidesi Eskuher nasrâniye ile li-ebeveyn kebîr karındâşı musil ve sağîreye keribet veledi’l-mesfûr Kerupe’ye yedü’l-inhisar şahsı ta‘rîf-i şer‘î ile ma‘rife Eskuher nasrâniye hutertebde kendi nefsinden asâleten ve sağîr mesum kurbetin vasîsi olamağla vesayeten ve mersûm Mûsâ zimmî dahî asâleten bâ hüccet-i merkûme mahkemesinde Meclis-i Şer‘î Şerîf-i enverde hâmil-i hazihi’s-sefer diğer Ohanüs veledi Muğir zimmînin vâlidesi ve ber vech-i atî sulh ve ibrâ-yı tasdîke vekîl-i kezalik ma‘rifetü’ş-şahs Meryem binti Avadîk nâm nasrâniye muvâcehesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb târîh-i rekimden yedi gün mukaddem ahd günü saat yedide müvekkil mersûm diğer Ohanüs zimmî karye-i merkûmda mütemekkin olduğu senesinde murisimiz halîk ve mersûm Ohanüs zimmîyi tofik kurşunu ile sol kasnından bâkarsak amden darb ve cerh idüb yedi saat mürûrunda müte‘essiren halîk olmağla mûcib-i şer‘îyesine mersûm diğer Ohanüs zimmîden taleb ve da‘vâ tasaddi eylediğimizde beynimizde münazaât-i kesîre ve muhasamat olduğu külliyen Nehar birle vefîre olmuş idi. El-hâletü hâzihi bey‘nimize muslihler tevsüt idüb da‘vâmızı görmezden mersûm diğer Ohanüs zimmî ile bizi bin gurûş üzerine inşâ-i ‘akd-i sulh eylediklerinde ol-dahî sulh-i mezkûru ba‘de’l-kabûl ve bedel-i sulh-i mezkûr bin gurûş vekîl-i mersûme Meryem nasrâniye bizlere temâmen def‘ ve tesellüm eylediğinde biz dahî bi’l-asaye ve bi’l-vesâye yedinden temâmen ahz ve kabz idüb murisimiz halîk mersûm Ohanüs zimmînin dem diyetine müte‘allik ‘âmme-i da‘vâ ve mutalabât ve kâfe- i îmân ve muhâsamâttan müvekkil mersûm diğer Ohanüs zimmînin zimmeti her birimiz bi’l-asâle ibrâ-yı ‘âmm sahih-i şer‘î ile ibrâ ve iskât eylediğimizde ol-dahî ibrâ-i mezkûr ba‘de’l-kabûl müvekkil mersûm diğer Ohanüs zimmî ile bi’l-vesâye dahî da‘vâ ve nizâ‘ım yoktur. Didiklerinde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî 20 Zilhiccetü’ş-şerîfe sene 1220 (11 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Abdullatîf bin Mustafa Ağa. El-Hac Hasan Karaman Ağa. Seyyid Arif Ağa bin İbrâhîm. İmâmzâde Mahmûd Es-Seyyid İbrâhîm. Mahmûd Çelebi el-muhzır. Hamadat 141

Serğur mesfur Zelvidi. Masfusûri Ravîdî. Usakhuri Makoli. Terzi Sacdu veledi Yûseb. Marderuse Ağmaleh. Nesapar veledi Epnusi. S. 18.a.1: Maruz-i da‘vâ kulu ‘Alîleridir ki: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Erenyûd karyesinde mütemekkine iken bundan akdem hâlik olan Esteryo veledi Dimitri nâm zimmînin li- ebeveyn kız karındâşı sahibeti ‘arzuhâl Alîye veledi el-mesfûr Dimitri netrat tarafından ber vech-i atî eşrâda vekîl olduğu şahsı mersûmenin bi’l-ma‘rifetü’ş-şer‘îyye ‘ârifân karye-i merkûme mütemekkinlerinden küçük Kostandi veledi Nasâşir ve Dimitri veledi Markû nâm zimmîler şehâdetleriyle sâbit olan Yani veledi Dimitri zimmî kasaba-i merkume mahkemesinde Meclis-i Şer‘î hatîr lâzımü’t-tevkîrde Dîvân-i ‘Âlî çavuşlarından Hayreddin Çavuş kulları ma‘rifetiyle ihdâr ittirdiği hâlik ve Sumek er karındâşı Rafîri veledi mesfûr Dimitri zimmî muvâcehesinde müvekkilem mersûm hâlik mersûm sağlığında ve mu’sir olduğum oğlum Yamandi nâm zimmînin mâl-ı ma‘rûsından ve yedimden istidâne ve kabûl eylediği üç yüz gurûş gediği yedimden ve mâlımdan iştirâ ve kabz eylediği bâ defter-i müfredât iş‘âr-i ma’lûme eşhanından dahî üç yüz altmış iki gurûş ki cem‘ân altı yüz altmış iki gurûşu kable’l-edâ hah olmağla tereke-i vâfiyemiz karındaş mersûm Rafîri zimmî bi’l-verâse kabûl itmekle sû‘al olunub meblağ-ı mecmû‘ merkûm tereketi hâlik mersûmdan bana edâya zimmî mesfûre tenbîh olmanın metlubımdır deyü bundan akdem da‘vâya tasaddi itmiş idim. Lakin ber vech-i muharrer tasaddi eylediğim da‘vâmın aslâ ve kat‘an aslı olmayûb ben da‘vâ-yı mezkûremle mubtile ve kâzibe olmamla husûs-u mezkûrdan zimmî mersûm ile vechen mine’l-vücûh nizâ‘ım ve husûmetim kalmamıştır didi. Vekîl-i mersûm Yani zimmînin sâdır olan takrîrimiz mersûm Rafîri zimmî tasdîk eylediği ba‘de’t-tescîl Mastır mezbûr yedile huzur-u ‘âlilerine i‘lâm olundu bâkî emr hazret men lehu’l-emrindir. Hurrire fî 1220 ( 1805/1806). S.18.a. 2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Kuruçeşme karyesinde mütemekkine Ezmerağde binti Lenur Kalmayâni nâm nasrâniye tarafından husûsi atiyyü’l-bey‘ân ikrâr ve i‘tâ-i hüccete vekîl olduğu karye-i merkûme mütemekkinlerinden olub şahs-i mersûmeni bi’l-ma‘rifetü’ş-şer‘î ‘ârifânolan Yorgi veledi Yani ve Benâki veledi Estefan şehâdetleriyle sâbit olan Dimitri veledi Yorgi 142

zimmî Meclis-i Şer‘î Şerîf işbû hâmilü’r-rekîm Benaki veledi Memi zimmî muvâcehesinde bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb müvekkilem mersûme beni atî’z-zikrin südûruna değin yedimde bâ hüccet-i şer‘îye mülküm olub hisse-i merkûme tâbi‘ Ortaköy karyesi bağları sınûrında vâki‘ iki taraftan ahi mesfûr arsam ve bir taraftan vâdî ve taraf-ı râbi‘ tarîk-i ‘âmm ile mahdûd tahminen yigirmi üç dönüm mikdârı camekân eşya merhûm ve meğfûr lehu Sultan Bey‘azıt Veli Han tâbe serahu vakfesinden mukatîâ kadimeli mülkü bi’l-cümle iki yüz on zirâ‘ mikdâr mahallinde ifrâr ve ‘alâmet-i fasıle vedi‘îyle ba‘de’l-imtiyâz tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şürut-i mufsididen ‘ârî bey‘-i bât-i sahîh-i şer‘î ile keyfiyeti vahidetin yüz on gurûşa mersûm Niyaki Dimri bey‘ ve temellük ve tesellüm itdiğimde ol-dahî ber vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl eylediğinden sonra semeni olan meblağ-ı merkûm yüz on gurûşu Niyaki yedinden temâmen ahz ve kabz eyledim. Fî mâ-ba‘d zikr olunan mahalli mefruz mersûm Niyaki zimmînin mülk-i müşterası ve hakk-ı sarfı olub benim kat‘an ‘alâkam kalmamıştır didi didikte gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t- taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’l-hamis ve’l-‘işrîn min Zilhiccetü’ş-şerîfe sene işrîn ve mieteyn ve elf 1220 ( 16 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Levan veledi Yani. Muharrem Hadi Davud. Yasakcı Süleymân Davud. Kara Osman Beşe El-Hâc Hasan. Süleymân Beşe Temtân. Muhzır Mahmûd Çelebi Süleyman. S.18.a.3: Husûsi atiyyü’l-bey‘ânın mahallinde ketb ve tahrîri iltimas olunmağın bû fakir bi nefsi Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Arnâvud karyesinde vâki‘ hükâme mahsûs odaya varub zeyl-i rekîmde muharrerü’l-esâmi kimesneler huzûrlarında ‘akdi Meclis-i Şer‘î olundukda karye-i merkûme mütemekkinelerinden şahs-ı ta‘rîf-i şer‘î ile ma‘rife Yuvane binti (boşluk) nâm nasraniye mahall-i mezbûr mezkûrda sadrı kebîr oğlu hamil-i hazihi’l-rekîm Leğur veledi Elyâ nâm zimmî muvâcehesinde ve âhir oğulları Fevti ve Yanku veledi el-mesfûr Elyâ nâm zimmîde hazır oldukları halde ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb el-yevm yedimde olub nekdi hâlike olduğum dört yüz gurûşa hibe-i sahihe-i şer‘iyye ile oğlum mersûm Leğur zimmîye hibe ve tesellüm eylediğimde ol-dahî mecliste ber vech-i muharrer meclis-i hibede inhâ ve teslîm kabz ve kabûl eyledi. Fî mâ-ba’d nakdi merkûm oğlum mersûm Leğur zimmînin mâli mühibi olub 143

benim kat‘an ‘alâkam kalmamıştır didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î mersûm Leğur zimmî Meclis-i mezkûrda anâm nasraniye-i mersûme hâlike oluncaya değin kendi menzilimde iskân ve infâk idüb anâm mersûmenin nafakasi nâmına karındaşlarım hâzırân mersûmândan nesne mutâlibe itmemek üzere teâhhüdnâme eyledim. Sâdır olan takrîrimiz anası mersûme emri hâzırân mersûmândan her biri tasdîk itmeğin mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmü’t-tâsi‘ ‘aşer min Zilhiccetü’ş-şerîfe sene işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (10 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Petro zimmî veledi Minhal. Kethüdâ Etnaş zımmî. Surreci Estedil zimmî. Mehmed İbrâhîm Beşe bin Mustafa. Yasakcı Süleymân Beşe. Muhzır Mahmûd. S.18.a.4: Husûsi atîyyü’l-bey‘ânın mahallinde ketb ve tahrîri iltimas olunmağın bu fakir bi nefse Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavud karyesinde makâma mahsûs odaya varub zeyl-i rekîmde muharrerü’l-esâmi kimesneler huzûrlarında akdi Meclis-i Şer‘î olundukta karye-i merkûme mütemekkinlerinden Fevti veledi Elya nâm zimmî meclis-i ma‘kûdu mezkûrda li-ebeveyn er karındâşı hâmil bahrü’l-rekîm Leğur zimmî muvâcehesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb karındâşım mersûm Leğur zimmî zimmetinde bir akçe ve bir hisse alacak hakkım olmağla târîh-i rekîme gelinceye değin beynimizdecârî ahz ve i‘tâ ve mu‘âmelât-ı şitâye ve hukûk-ı sâ‘ire-i şer‘îye müte’âllik ‘âmme-i da‘vâ ve mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhasamatdan karındâşı mersûmun zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî ber vech-i muharrer ibrâ-i mezkûrunu kabûl eyledi didikde gıbbe’t-tasdikü’ş- şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmü’t-tâsi‘ ‘aşer min Zilhiccetü’ş-şerîfe sene işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (10 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Yuri zimmî veledi Minhal. Surbacı Ebûstul zimmî ve gayrühüm. Kipdî Muhzır Mahmud Çelebi Süleyman.Yasakcı İbrâhîm Beşe Mustafa. Yasakcı Süleymân Beşe. S.18.b.1: Ma‘rûz-ı da‘vâ devleti ‘alîleridir ki: Sâdır olan ferman-i ‘âlîlerine imtisâlen taraf-ı şer‘den bi nefsihi bu fakr-i Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Beşiktâş nâhiyesine tâbi‘ Kuruçeşme karyesinde ber vech-i atî mecruhen mâlik olan birinci hizmetkârlarından Ohanus veledi Muğir nâm 144

mütemekkin olduğu menzile varûb huzûr-i müslimînde âzasına nazar oldukta Hâlik mersûmun sol kasığında günlük yürüşünü yarı olduğu ba‘de’l- muâyene ve’l-keşf min ilkâi hâzırân virdiği Beşiktâş Mahkemesi’nde ba‘de’t-tescîl mübâşirleri Çûkadar Osmân Ağa kulları yediyle huzûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Bâkîyi’l- emr hazreti men lehü’l- emrindir. Hurrire fî 11 Zilhiccetü’ş-Şerîfe 1220 (2 Mart 1806). S. 18.b.2: Husûs-u atiyyü’l-bey‘ân mahallinde ketb ve tahrîri iltimâs olunmağın bi nefsihi bu fakîr-i Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Tatar odalarında vâki‘ El- Hâc İsma‘il Ağa’nın menziline varub zeyli kitabda muharrerü’l-esâmi-i müslimîn huzûrlarında akdi Meclis-i Şer‘î nebevi olundukta mezbûr İsma‘il Ağa’nın hâlâ zevce-i menkûhesi olub zâtı ta‘rîf-i şer‘ile ma‘rife olan Hibetullah Hâtûn ibneti ‘Alî meclis-i ma‘kûd-i mezkûrda işbû ba‘isü’l-kitab zevci mezbûr El-Hâc İsma‘ilAğa’nın mahzarında mezbûre Hibetullah Hâtûn’un li-ebeveyn kız karındâşı Esalet Hâtûn ibneti ‘Alî hazır olduğu halde ikrâr takrîr-i kelâm idüb ben bi-emrillahi Teâla müteveffîye olduğumda cemi‘i terekem zevcem bende olan hissemi ahz olunub duyûn-i müsbetem zuhûr ider ise ba‘de’l-edâ mâ-adâ terekenin sülüs-i ifrâz ve sülüs-i mezkûr dahî on beş gurûşu iskatî elyât ve kefaret-i sevm ve yemîn içün devir olunub fukarâ-yı müslimîne tasadduk oluna ve yine sülüs-i mezkûrda kırk gurûşa münâsîb mahalde bir bi’ri ma hifr oluna ve sülüs-i mezkûrdan her ne fazla kalur ise vasi muhtârım Rayise ve Cevriye’ye sarf oluna ve sulusan terekem dahî seğiremiz Fâtıma ile li-ebeveyn kız karındâşım mezbûre Hibetullah Hâtûn ve zevcem mezbûr ile yanlarında lede’l-ferizeti şer’îye tevzî’ ve taksim oluna deyü zevcem İsma‘ilAğa’yı vasî muhtâr nasb ve ta‘yîn eylediğimde ol- dahî ber vech-i muharrer vussatî merkûmeni kabûl ve hizmet-i lâzimesini kemâ yenbaği edâya iltizâm itmeğin mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmi’t-tâsi‘ ‘aşer min şehri Zilhiccetü’ş-şerîfe sene işrîn ve mieteyn ve elf 1220 (10 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Mü‘ezzin Hâfız İbrâhîm Efendi bin Hasan. El-Hâc Mehmed Ağa ibni Süleymân. Abdullah odabâşı Mustafa. Hafız Mustafa Efendi bin Mustafa. Berber Mehmed Ağa ibni Halîl. Mahmûd Çelebi el-muhzır bin Süleymân Temel kelâm fî haze’l-mekâm. Unvan ve mühür. S.19.a.1: Bismillâhirrahmanirrahîm ve bihi neste‘în 145

‘İzzet meab şeri‘ât nisâb umdetü’l-müderrisinü’l-kirâm sa‘âdetlu kadı ve Es- Seyyid İbrâhîm Efendi kâmyâb. Ba‘de’t-tahîyatü’l-vâfiye minha-yı muhlisidir ki işbû bin iki yüz yigirmi bir senesi muharremü’l-harâm gurresinden ‘itâya-yı hazret-i şehriyârîden Mahrûse-i Galata kazâsı bi mecdihi âcizane min tevcih ve ihsânım buyurulmağla nevâhî kaza-yı mezbûreden Beşiktâş nâhiyesinin icra-yı ahkâm-ı şer‘îyesi tarafımızdan cenâb-ı şerîflerine ihâle ve tefvîz olunmuştur. Gerektir ki nahiye-i merkûmide bey‘ne’n-nas icra-yı ahkâm-ı şer‘î âli ve isticlab-i de’vat-i hayriye ahaliye bezl-i himmet buyrulmak der hevâset-i halîsanemizdir. Ve’s-selâm. El-fekir esirzâde Mehmed refîü’l âsye bi Mahrûse-i Galata. Unvan… mühürler S.19.a.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Maçka Mahallesi’nde sâkine iken bundan akdem müteveffiye olan Hanife binti Abdullah bin Ahmed nâm Hâtûn’un verâseti zevci metrûku Mustafa Beşe ibni Ahmed ile li ümm kız karındaşı Şerîfe Fâtıma binti Es-Seyyid Mustafa nâm Hâtûna münhasır olduktan sonra zât-ı ta‘rîf-i şer‘î ile ma‘rîfe mezbûre Şerîfe Fâtıma Hâtûn Meclis-i Şer‘î Şerîf-i enverde işbû bâ‘isü’l- vesîka mezbûr Mustafa Beşe mahzarında bi’l-verâse ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mürşidim müteveffîye-i mezbûrenin bi’l-cümle terekesine zevci mezbûr bi’l-verâse vâz‘ü’l-yed olmağla müteveffiye-i mezbûrenin terekesinden hisse-i irsiyemi taleb iderim deyü nakd eylediğim da‘vâmdan rızâmla mücenen olub mürşidim müteveffiye-i mezbûrenin celîl ve hakîr kalîl ve kesir îkar ve menkûl ma‘lûm ve mechûl bi’l-cümle ism-i mâl itlâk olunur terekesinde müte‘allik ‘âmme-i da‘vâ ve kâfe-i mutâlibâtdan her birimiz aherin zimmetini ibrâ-i ‘âmm râfi‘ü’l-hisâm ile ibrâ ve iskât ve her birimiz vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmü’s-sâlis min Muharremü’l-harâm li sene ihdâ işrîn ve mieteyn ve elf 1221 ( 23 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: El-muhzır Mehmed Süleymân Ağa. Kayıkçı Mehmed Beşe ibni İsma‘il. Bâlıkçı Mehmed Emîn Ağa ibni Süleyman.

146

S.19.a.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavud karyesinde mütemekkin Yanku veledi Elya nâm zimmi Meclis-i Şer‘î şerîf-i enverde li-ebeveyn er karındaşi işbû hamilü’r-rekîm Leğur nâm muvâcehesinde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb âkdi ati’z-zikrin südûruna değin irsen yedimde mülk ve hakkım olub karye-i mezbûride Eski Çeşme Mahallesi’nde vâki‘ bir taraftan Yubâkî konstantin menzili ve bir taraftan bâkkal Yuvamız menzili ve bir taraftan karındâşım müşteri mersûmun menzil arsası ve bir taraftan tarîk-i ‘âmm ile mahdûd mülk-i menzil arsası tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufsididen ‘ârî bey-‘i bât-i sahih-i şer‘î ile altmış yedi buçûk gurûşa karındâşım mersûm Leyğur zimmîye bey‘ ve temlîk ve kabz ve kabûl eyledikten sonra mesfûr Leyğuri zimmînin mülk-i müşterâsı ve hakk-ı sarfı olmuştur. Benim aslâ ve kat‘ân ‘alâka ve müdahalem kalmamıştır didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî’l yevmü’s-sâlis min Muharremü’l-haram li sene işrîn ve mieteyn ve elf 1221 ( 23 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Aleknedrol veledi Benaki. Ebostol veledi Yurastikre. Yasakcı Süleymân Beşe ibni Mustafa. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. S.19.a.4: Mehmiye-i İstanbûl’da Koca Mustafa Beşe kurbünde Ağaçkağan Mahallesi’nde sâkin Dergâh-ı Âli Yeniçerileri Ocağı mûciblerinden Es-Seyyid Ahmed Nazif Ağa ibni Es-Seyyid Mustafa Tâhir Efendi nâm kimesne Meclis-i Şer‘î şerîf-i enverde bâ‘iseti hazihi’l-vesîka-i teyzem Emîne binti Yunus nâm hâtûn mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr- i kelâm idüb ‘akdi atî’z-zikrin südûruna değin babam müteveffâ mezbûr Es-Seyyid Mustafa Tâhir Efendi’den müntekil irsen ve şayien yedimde mülküm olub Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Kuruçeşme karyesinde vâki‘ bir taraftan îkrârî müslimîn ve bir taraftan yine benim âhir menzilim ve bir taraftan Es-Seyyid Mehmed menzili ve taraf-i râbi‘î tarîk-i ‘âmm ile mahdûd fevkâni bir bâb oda ve bir sofa ve iki kenîf ve tahtani bir bâb oda ve bir kenîf ve bir mutbah ve bir bi’ri ma ve bir mikdâr bağçe ve zokâk kapısını müştemil bir bâb mülki menzilin nısfî şayiâsı teyzem mezbûre Emîne Hâtûn’u mülk-ü müşterâsı ve nısfî şerâi‘î âhir benim yedimde mülk olmağla ben nısfı menzil-i mezbûr bi’l-cümle tevâbi‘ ve’l-levâhık ve kafetü’l-hukûk ve’l-mürâfık tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufsididen ‘ârî bey-‘i bât-i sahih 147

şer‘î ile mezbûre Emîne Hâtûn’a beş yüz gurûşa bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimde ol-dahî ber vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl eyledikten sonra semeni olan meblağ-i merkûm beş yüz gurûş mezbûre Emîne Hâtûn yedinden temâmen ve kâmilen ahz ve kabz eyledim fî mâ-ba’d menzil-i mahdûd ve mezkûrda benim aslâ ve kat‘ân ‘alâka ve müdahalem kalmayub mezbûre Emîne Hâtûn’un mülk-i mütekerrir mülk-ü müşterâsı sarf-ı hakkı olmuştur. Keyfe mâ-yeşâ ve tehtâr mutasarrıfe olsun didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer’i mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî yevmü’s-sâlis min Muharremü’l-harâm li sene işrîn ve mieteyn ve elf 1221 ( 23 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: İmam Es-Seyyid Reşîd Efendi ibni İbrâhîm. El-Hac Bekir Ağa. Mumcu Mustafa Ağa ibni ‘Ömer. Vezîr Çûkadâr El-Hac ‘Alî Ağa. Kuruçeşme ustası Hüseyin Ağa. S.19.a.5: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da medfûn Eş-Şeyh Yümri Efendi k.d.s. mahallesi sükkânından iken bundan akdem fevt olan Cafer bin Abdullah bin Abdullah verâseti zevce-i menkuhe-i metrûkesi Şerîfe Kezbân Hâtûn binti Es- Seyyid Mustafa ile sulbî kebîroğlu Hasan verâseti ba‘de’l-inhisar mezbûr Hasan der Meclis-i Şer‘î Şerîf enverde zâtî târîf-i şer‘î ile ma‘rife olan işbu bâisetü’l-kitab mezbûre Şerîfe Kezbân Hâtûn mahzarında bi’l-verâse ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb ve murisem müteveffa merkûmun bi’l-cümle terekesine merkûme Şerîfe Kezbân Hâtûn’u vadiâtü’l-yed olmağla müteveffâ mezbûrun terekesinden hisse-i irsiyem gıbbe’s-sû‘al iderim didi. Tasaddi eylediğim da‘vâdan meccanen fârîğ olub babam ve murisim müteveffâ mezbûrun kelil ve kesir celîl ve hakîr îkar ve menkul mâlum ve meçhûl bi’l-cümle ism-i mâl itlâk olunur terekesin müteâllik ‘âmme-i da‘vâ ve mutalibat ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan tarafîden her birimiz aherin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ve iskât-i tam-i serih-i mudda‘â ile ibrâ ve iskât ve her birimiz ber vech-i meşrûh aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ fî 11 Muharrem sene 1221 (31 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: İmâm Hâfız El-Hac ‘Ali Efendi bin İbrâhîm. Es-Seyyid Mûsâ bin Yahya. Berber Es-Seyyid Abdullah bin ‘İsa. Berber Mehmed Ağa bin Mustafa. Madenci Halîl Ağa bin Hasan.

148

S.19.b.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş hârîcinde Lond Çiftliği karyesinde Yeni Mahallede sâkine ve zâtı zeyl-i sahifede mektubü’l-esâmi müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife olan işbû ba‘isetü’l-kitab Züleyha binti Mehmed nâm hâtûn Meclis- i Şer‘î şerîf enverde takrîr-i kelâm ve ta‘bîr-i ‘ani’l-merâm idüb ben bundan akdem gâib ani’l-meclis El-Hac Mahmûd bin Mehmed zevce-i menkuhe-i medhul bihası ve zâtı hayd olub târîh-i küttâbdan altmış bir gün mukaddem zevcem gâib Yuri beni bir talâk ile tatlîk itmekle müddet-i mezkûride bey‘ne’l-heydeyn tuhni kâmil tatlîki ile üç hayz kâmil görüp der bu vecihle müddeti münkedye olub bana nefsimi âhire tezvîc itmek helâl olduğuna binâen nefsimi âhire tevzice kıbel-i şer‘den izin virilmek matlûbumdur. Didikde mine’l-vâki‘ mukırr-ı mezbûre Züleyha Hâtûn’un gâib mezbûr El-Hac Mahmûd’un zevce-i medhul bahâsı olub bir talâk ile tatlîk eylediği günden işbûtârîh-i kitabâ gelince altmış bir gün mürûr eylediği zâtıni ‘ârifûn zeyl-i vesîkada mektûbü’l- esâmi-i müslimîn ihbârlarıyla lede’l-şer‘ü’l-enver-i zâhir mutahakkık olduktan sonra mezbûre Züleyha Hâtûn’u müddet-i mezkûride bey‘ne’l-heydeyn tuhri kâmil tehellimâ ile üç hayz-i kâmil görüp ‘‘iddetim menkusine oldu didiği kavline yemîniyle tasdîk olunur. Makûleden olmağla hâkim-i hâsim ve’l-ecnâb ref‘ kadre Mevlânâ el-vehhâb tûbâ lehu ve hüsn-ü meab Efendi hazretleri dahî mukırr-ı mezbûre da‘vâ mezkûresinde kâzibe ve mebtile olmadığına ber nehc-i şer‘î tahlîf buyurub bâ‘dehu nefsini âhir kimesneye akd ve tezvîc itmek üzere merkûme Züleyha Hâtûn’a izin virmeleriyle mâ- vaki‘ bi’t-taleb ketb ve imlâ olundu fî 14 Muharrem sene 1221 (3 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Mehmed Ağa el-muhzır. Osmân Beşe bin Mehmed. Hasan Beşe bin Yûsuf. S.19.b.2: Mehmiye-i İstanbul’da Yûsuf Pâşâ Çeşmesi nâm mahalde sâkine ve zât-ı zeyli vesîkada muharrerü’l-esâmi müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife olan bâisetü’l-vesîka Emîne binti Es-Seyyid ‘Alî nâm nâm Hâtûn Meclis-i Şer‘î şerîf enverde zevci sabiki yasir Mehmed bin Ahmed nâm kimesne mahzarında takrîr-i kelâm ve ta‘bîrü’l-‘ani’l-merâm idüb mezbûr Mehmed ile zevciyet beynimizdekâ‘im iken fîraşından hâsıl ve bundan mütevellid ve bi’l-hakkı’l-hedâne hâlâ hicr ve terbiyemde olan tahminen üç yaşında sulb-i oğlu işbû hâzır bi’l-meclis Es-Seyyid Ahmed nâm sağîrin aslâ mâlı olmayûb nafaka ve kisveye eşedd-i ihtiyac ile muhtâc olmağla sağîr mezbûrun nafaka ve kisve 149

bahâsı içün babam mezbûr üzerine kıbel-i şer‘den kader-i ma‘rûf meblağ-ı farz ve takdîr bûyrulmak bi’l-hedâne matlûbumdur didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î hâkim hasim ve’l- ehbâb bi’t-tevkîsü’r-refî‘ü’l-müstetâb tubâ lehu ve hüsn-ü meâb Efendi hazretleri dahî sağîr mezbûrun nafaka ve kisve bahâsını babası mezbûr üzerine işbû târîf-i kitabdan bit- teraf beher şehr dört gurûş meblaği farz ve takdir bûyurup meblağ-i mefrud-i mezkûr beher şehr dört gurûş sağîr mezbûrun nafaka ve kisve bahâsı içün babam mezbûr üzerine işbû târîh-i kitâbdan bi’z-zâd beher şehr ve dörd gurûş meblağ-ı farz ve takrir buyurub meblâğ-ı mefrûz-u mezkûr beher şehr ve dörd gurûş sağir mezbûrun nafaka ve kisve vesâir levâzım-i zarûriyesine harc ve sarfa ve lede’l-iktizâ istidâneye ve inde’z- zafer babam mezbûr Mehmed üzerine rucuâ vâlidesi ve hadiniden mezbûre Şerîfe Emîne Hâtûn’a izin virilmeğin mâ-vaki‘ bi’t-taleb fî 14 Muharremü’l-harâm sene 1221(3 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Muhzır Mahmûd Ağa. Hasan Beşe bin Yûsuf. S.19.b.3: Mehmiye-i İstanbul’da Yûsuf Pâşâ Çeşmesi nâm mahalde sâkine ve zât-ı zeyli vesîkada muharrerü’l-esâmi müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife olan Şerîfe Emîne binti Es- Seyyid ‘Alî nâm Hâtûn Meclis-i Şer‘î şerîf enverde zevci matluki işbû bâ‘isü’l-vesîka Sâyer Mehmed bin Ahmed nâm kimesne mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mezbûr Mehmed ile zevci dahîlim olub lâkîn beynimizde hüsn-i muaşeretimiz olmayûb işbû târîh-i kitab günü beni beyyinen tatlîk itmekle zimmetinde mütekerrir ve ma‘kûd-u ‘aliyye olan mehr-i müeccelem on beş gurûş ve nafaka-i iddet ve mû‘net-i süknâm içün bi’t-terâdi ta‘yîn olunan on buçûk gurûş ki cem‘ân yigirmi beş buçûk gurûş hakkımı işbû meclis-i şer’de bana def‘ ve teslîm ben dahî yedinden bi’t-tamam ve’l-kemâl ahz ve kabz idüb hukûk-ı zevciyete ve ibtida-i zevciyetimizden işbû târîh-i kitâba gelince sâ‘ir cemi‘ hukûk-ı şer‘îyeye müte‘allik ‘âmme-i da‘vâ dahî tarafından her birimiz aherin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ve iskât-i tam serih-i mer’â ile ibrâ ve iskât ve her birimiz ber vech-i meşrûh aherin ibrâsını kabûl eyledik ve bû mukırr-ı mezbûre Şerîfe Emîne Hâtûn’un bi’l-cümle sâdır olan cemi‘ kelimât-ı meşrûhesini zevcem merkûm Mehmed vicâhen tasdîk ve şifâhen tahkîk itmeğin mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu fî 14 Muharremü’l-harâm sene 1221( 3 Nisan 1806).

150

Şuhûdu’l-Hâl: Muhzır Mahmûd Ağa. Hasan Beşe bin Yûsuf. S.20.a.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinânpâşâ-yı Cedîd Mahallesi’nde sâkine zât-ı zeyli vesîkada muharrerü’l-esâmi müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife olan Nefîse binti Ahmed nâm Hâtûn Meclis-i Şer‘î şerîf enverde zevci muhâlî Ortaköy Ocağı neferâtından bâ‘isetü’l-kitâb Bostani Mustafa Beşe bin Bayrâm nâm kimesne mahzarında takrîr-i kelâm ve ta‘bîrü’l-‘ani’l-merâm idüb mezbûr Mustafa Beşe zevci dahîlim olub lâkîn beynimizdehüsn-i muaşeretimiz olmamağla zimmetinde mütekerrir ve ma‘kûd-u ‘aliyye olan yigirmi gurûş muaccelem ve nafaka-i ma’niye-i ma‘lûmem üzerlerine ve mû‘net-i süknâm dahî kendi üzerime olmak üzere zevcem mezbûre ile muhâlise-i sahihe-i şer‘îye ile hul‘ olduğumda ol-dahî hul‘i mezkûru ba‘de’l-kabûl zevcem mezbûrun mâlı olub menzilimde kalmağla teslîme müte‘ahhide olduğum üç bin gömlek ve dört birincik gömlek ve üç ocakdar ve dört ton ve iki kaya sabûnda mâ-‘adâ hukûk-ı zevciyete ve ibtida-i zevciyetimizden işbû târîh-i küttâba gelince cemi‘ hukûk-ı şer‘îyeye ve zevcem mezbûr dahî mutâlibe eylediğim doksan gurûş kıymetli bir sîm sâ‘ate müte‘allike ‘âmme-i da’vâdan zevcem mezbûrun zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî kezalik hukûk-ı zevciyete ve ibtida-i zevciyetimizden târîh-i merkûme gelinceye cemi‘ hukûk-ı şer‘îyeye müte‘allik ‘âmme-i da‘vâdan benim zimmetimi ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu fî 15 Muharremü’l-harâm sene 1221(4 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Muhzır Mahmûd Ağa. Bostani Mehmed Beşe. Mehmed Ağa Ortaköy ustası. Hasan Beşe bin Ahmed. S.20.a.2: Medine-i Üsküdar’a müzâfa Yurdum karyesinde sâkine ‘Aîşe binti Ahmed bin Abdullah tarafından husûs-u atîyü’l-bey‘ânda ikrâr ve i‘tâ-i hüccet vekîl olduğu zât-i mezbûreyi bi’l-ma‘rifetü’ş-şer‘îye ‘ârifânMehmed bin Ebibekir ve Ahmed bin Hasan şehâdetleriyle sâbit olan Mustafa Ağa ibni ‘Alî Meclis-i Şer‘î şerîf enverde bâ‘iset-i hazihi’l vesîka ‘Aîşe binti nâm Hâtûn’un zevcesi tarafından husûs-u atîde tasdîke vekîl-i 151

şer‘îyesi Bostani Ahmed Beşe bin Mustafa nâm kimesne mahzarında bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb işbû haziret bi’l-mehr tahminen sekiz yaşında olub veliye-i ekrebi olduğum Sadriye kızım Rukiye binti Naime nâm sağîrenin asla mâlı olmayûb ve ben dahî fakiretü’l-hal ve sağîre mezbûreyi infâk ve iksâya iktidârım olmamağla müvekkile-i mezbûre ‘Aîşe Hâtûn’un menzilinde kendüye hizmet itmek üzere kızım sağîre mezbûreyi târîh-i küttâbdan beher yevm beşer para tîcâret tesmiyesiyle bi’l- velâye îcâr ve teslîm ve benim mezbûr kızım sağîre mezbûrenin nafaka ve kisve vesâ‘ir levâzım-i zarûriyesine harc ve sarfa müvekkilem mezbûreye emir eylediğimde ol-dahî ber vech-i muharrer isticâr ve tesellüm ve kabûl ve emrim üzere meblağ-i merkûm kızım sağîre mezbûrenin nafaka ve kisve vesâ‘ir levâzım-i zarûriyesine harc ve sarfa müteahhid eyledi didi ve didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî 22 Muharremü’l-harâm sene 1221 (11 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Muhzır Mahmûd Ağa. Mehmed bin Ebûbekir. Ahmed bin Hasan. S.20.a.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Ortaköy’de sâkine zâtı zeyli vesîkada muharrerü’l-esâmi müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife olan Zülfiye Hâtûn ibneti Ebûbekir Meclis-i Şer‘î şerîf enverde işbû bâ‘isü’l-kitab ‘Abdurrahman bin ‘Alî nâm kimesne mahzarında bi’l-vesâye ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb bâ hüccet-i şer‘îye vasîsi olduğum kızım Fâtıma’nın babası Hasekî Mustafa Ağa’dan müntekil mâlı olmak üzere merkûm Abdullah’dan bi’l-vesâye edâne olduğum yedinde istidâne ve kabz eylediği bin yüz gurûşu temâmen bana def‘ ve teslîm ve ben dahî kızım mezbûre Fâtıma içün bi’l-vesâye ahz ve kabz eyledim deyü mukırr-ı vasîye-i merkûme Zülfiye Hâtûn’un bi’l-cümle vasî olan cemi‘ kelimât-ı meşrûhesini merkûm ‘Abdurrahman vicâhen ve şifâhen tasdîk ve tahkîk itmeğin mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî 24 Muharrem 1221(13 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Es-Seyyid Süleymân bin Halîl. Hüseyin bin İbrâhîm. Bostani Şükrü bin ‘Alî. Muhzır Mahmûd Ağa . S.20.a.4: Sevâhil-i behr-i siyahtan Meriye kazâsına müzâfa Körfekle karyesinde sâkin iken işbû târîhten on iki sene mukaddem fevt olan Hasekî Mustafa Ağa bin Mehmed’in 152

sulbiye kızı olub el-yevm on altı yaşında ‘âkile ve bâliğe ve bûluğuna ruşdur. Nafakame ve iânet-i vasîye dahî müstağniye olduğu lede’ş-şer‘î’l-enverde zâhir ve müteHakkık olan Fâtıma Meclis-i Şer‘î şerîf enverde zâtı tâ‘rîf şer‘î ile ma‘rife olan vâlidesi işbû bâ‘isetü’l-kitâb Zülfiye binti Ebibekir nâm Hâtûn’u mahzarında bi’l-verâse ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb vâlidem mezbûre Zülfiye Hâtûn benim hâli sağîremde vasîyem olub babam müteveffa-yı mezbûrdan benim bi’l-cümle hisse-i irsiyeme isâbet ve intikâl iden nakd ve eşyâ-i meb‘î ve gerek mesuğ-i şer‘îye binâen bey‘ olunan emlâk ‘akâr esmânından cem‘ân bin yüz gurûş vâlidem vasîye-i mezbûre bi’l-vesâye kabz idüb hâlâ beni bâliğe ve ‘âkile ve bûluğuma rüşt-i menzume ve iânet-i vasîyiden mustağniye olduğum zâhir ve mutaHakkık olub makbûdu olan meblağ-i mezkûr bin yüz gurûş vâlidem vasîye merkûmuna Zülfiye Hâtûn’dan bi’l-verâse taleb iderim ve bu tasaddi eylediğim da‘vâmdan bâ vesateti müslihîn vâlidem Vasîye mezbûre ile bi’t-tev’î ve’r- rızâ kat‘ü’n- nizâ‘ kırk gurûş nakd ile mecmû‘u beş yüz kırk gurûş kıymetli bir çift elmas taşlı bilezik ve bir çift altûn kuşak ve bir çift etrafı elmaslar ile müzeyyen zümrüt küpe ve bir elmas taşlı gerdaniye ve bir elmas yüzük üzerine ba‘de’s-sulh ve’l-kabûl bedel-i sulh-i mezkûr kırk gurûş ile eşyâ-i mahrûse-i mezkûreyi bana def‘ ve teslîm eylediğinde ben dahî yedinden bi’t-tamâm ve’l-kemâl ahz ve kabz idüb ziyâde mudda‘âma ve bi’l-cümle vâlidem Vasîye merkûmenin zaman ve mematînde makbûz ve mesrûfuna ve hukûk-ı mirâsa ve işbû târîh-i kitâba gelince sâ‘ir cemi‘ hukûk-ı şer‘îyeye müte‘allike ‘âmme-i da‘vâ ve mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan tarafından her birimiz aherin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ve iskât-i tâm sarih-i mer‘î ile ibrâ ve iskât ve her birimiz ber vech-i meşrûh aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ hüve’l vâki‘ bi’l-esbek sebt ve imlâ olundu. Fî 24 Muharrem sene 1221. Şuhûdu’l-Hâl: Es-Seyyid Süleymân bin Es-Seyyid Halîl. Hüseyin bin İbrâhîm. Bostani Şükri bin ‘Alî. Muhzır Mahmûd Ağa . S.20.b.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Kuruçeşme karyesinde sâkin Kara Osmân bin El-Hac Hasan nâm kimesne Meclis-i Şer‘î Şerîf-i enverde işbû bâ‘isü’l-rekîm Tekfur Dağlı Yorgi veledi Nikola nâm zimmî muvâcehesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb ‘akd-i atî’z-zikrin südûruna degin yedimde bâ hüccet-i şer‘îye mülk 153

ve hakkım olub karye-i mezbûrede vâki‘ bir taraftan Kalpakçı Yorgi zimmî ve bir taraftan muğir zimmî menzilleri ve bir taraftan Tomaz arsası ve tarafı rabi‘ tarîk-i ‘âmm ile mahdûd fevkâni bir bâb oda ve bir sofa ve tehtâni bir kenîf ve bir mikdâr havlu ve zokâk kapusunı müştemil bir bâb mülk-i menzili tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i müfside ve mevâdiadan ‘ârî bey-‘i bât-i sahîh şer‘î ile bin iki yüz gurûşa mersûm Yorgi zimmîye bey‘ ve temlîk ve vech-i layukerri üzere teslîm eylediğimde ol-dahî ber vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl eyledikten sonra semen-i mezkûr bin iki yüz gurûş müşteri mersûm yedinden bi’t-tamâm ve’l-kemâl ahz ve kabz idüb fî mâ-ba’d menzil-i mahdûd mezkûrde benim aslâ ve kat‘en ‘alâka ve müdahalem kalmayub müşteri mesfûr Yorgi zimmînin mülk-i müşterâsı ve hakk-ı sarfı olmuştur didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb ve imlâ olundu fî Muharremü’l- harâm 1221(Mart/Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Süleynâm Efendi ibni El-Hac ‘Alî. İmâm Râşid Efendi bin İbrâhîm. Mehmed bin Abdullah. Berber ‘Ârîf Ağa bin İbrâhîm. Hamamcı El-Hac Hüseyin Ağa. S.20.b.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Ortaköy’de mütemekkin iken bundan akdem hâlik olan Bedros veledi Serkez nâm zimmînin verâseti sulbî kebîroğulları Musiz ve Arsib ve Tekfûr ve Eberhâm nâm zimmîler ile sulbiye kebîre kızı Bericek nasrâniyeye ba‘de’l-inhisâr veraset-i mersûmundan mesfûre Bericek nasrâniyenin oğlu ve tarafından husûs-u atîde ikrâra vekîl olduğu şahs-i mersûmeyi ‘ârifân Ağya veledi Erakil ve Bedros veledi Şenân nâm zimmîler şehâdetleriyle sâbit olan Esvadur nâm zimmî Meclis-i Şer‘î Şerîf enverde işbû bâ‘isetü’l-rekîm kendiden asil ve karındâşı mersûmdan taraflarından husûs-u atîyyü’l-bey‘ânda tasdîke vekîl-i şer‘îdir. Mesfûr Munir zimmî muvâcehesinde bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb murisimiz babam hâlik mezbûrun gerek yanında mevcûd ne kadar uruz ve gerek ‘akâr bi’l-cümle terekesinden benim hisse-i irsiyeme isâbet iden ve örfi şerâid sıhhet-i sulhi hâvî mevâni‘ mufsididen ‘ârî ‘alâ terîk-i taharrucu’ş-şer‘î iki yüz on gurûş üzerine inşâ-i akdi sulh eylediğimden anlar dahî sulh-i mezkûru ba‘de’l-kabûl bedel-i sulh-i merkûm iki yüz on gurûş meclis-i sulhte kable’l-mefârîke bana def‘ ve teslîm ben dahî vekîl-i asîl ve müekkelun mersûmeden yedlerinden bi’t-tamâm ve’l-kemâl ahz ve kabz idûb murisimiz hâlik mersûmun kalîl ve kesir celîl ve hakîr nukûd ve ‘uruz mâlum ve 154

meçhul bi’l-cümle terekesine ve hukûk-ı mirasına müte‘allike ‘âmme-i da‘vâ ve mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan vekîl-i asîl mersûm Musiz zimmî ile müvekkilun mezbûrun Arsib ve Tekfur ve Eberhâm zimmîlerin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât eyledim didi ve didikde mezbûr Musiz zimmî dahî bi’l- asâle ve bi’l-vekâle ibrâ-i mezkûrdan kabûl eylediğimde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î fî gurre- i Muharremü’l-harâm sene 1221(Mart/Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Mehmed Efendi. Muhzır Mahmûd Ağa. Enmiya veledi Erâkîr. Bedros veledi Şenân. S.21.a.1: Enderûn-u Hümâyûn Ağalarından İbrâhîm Ethem Ağa bin ‘Abdulgani Ağa kendi tarafından asâlete ve babam merkûm ‘Abdulgani Ağa bin Abdullah tarafından husûs-u atîde vekîl olduğu İmâm Halîl Efendi bin İbrâhîm ve Sa‘îd Efendi bin Süleyman nâm kimesneler şehâdetleriyle sâbit olmağla vekâlete Meclis-i Şer‘î şerîf enverde Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Tekerlek Mustafa Efendi Mahallesi’nde sâkine zâtı târîf şer‘î ile ma‘rife olan işbû bâ‘isetü’l-kitâb Hafize binti Mustafa nâm Hâtûn mahzarında bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb benim babam Muhim mezbûr ‘Abdulgani Ağa ile mâlımızdan mezbûre Hafize Hâtûn yedine bundan akdem ibdâ‘ ve teslîm olduğu ahz ve kabz eylediği bir mukerrarat-i eşyâ-i ma‘lûmemiz babam merkûm ile bana bâ‘yânihâ teslîm biz dahî yedinden ahz ve kabz idüb fî mâ-ba‘d mezbûre Hafize Hâtûn yedinde benim Muhim mezbûrun aslâ ve kat‘en hakkımız kalmayub husûs-u mezkûre vesâir cemî‘ hukûk-ı şer‘îyeye müte‘allike ‘âmme-i da‘vâdan merkûme Hafize Hâtûn’un zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî kezalik husûs-u mezkûre vesâir cemî‘ hukûk-ı şer‘îyete müteallike ‘âmme-i da‘vâ ve yedin benim Muhim merkûmun zimmetini ibrâ-i ‘âmm ve sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât ve her birimiz aherin ibrâsını asâleten ve vekâleten kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdikü’ş- şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb ve imlâ olundu. Fî 2 Muharrem 1221 (22 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Hızır Efendi bin Süleyman. Bostani Ahmed Ağa bin El-Hac ‘Alî. İmam Halîl Efendi bin İbrâhîm. Müezzin El-Hac Halîl Ağa bin Mehmed. Enderûnî Şehrab Süleymân Ağa. Sa‘îd Efendi bin Süleymân. 155

S.21.a.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinânpâşâ-yı ‘Atîk Mahallesi’nde sâkin ve zâtî zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmiyi müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife olan işbû bâ‘isü’l-vesîka Nefîse binti Abdullah nâm Hâtûn Meclis-i Şer‘î şerîf enverde zevc-i sabiki müderrisin-i kirâmdan Mehmed Emîn Efendi bin el merhûm el- mebrûr Mulacıkzâde Mehmed Sa‘îd Efendi mahzarında takrîr-i kelâm ve ta‘bîrü’l- ‘ani’l-merâm idüb mûmâ-ileyh Mehmed Emîn Efendi ile zevciyet beynimizde kâ‘im iken firâşından hâsıl ve benden mütevellid ve bi hakkı’l-hedâne hâlâ hicr ve terbiyemde olan tahminen bir yaşında işbû sulb-i sağîr oğlu Mehmed İshâk’ın aslâ mâlı olmayûb nafaka ve kisveye eşedd-i ihtiyaç ile muhtâc olmağla sağîr mezbûrun nafaka ve kisve bahâsı içün babam mûmâ-ileyh derunine kıbel-i şer‘den kadr mefroz-i farz ve takrîr buyrulmak bi’l-hedâne matlubumdur didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î hâkim-i hasim ve’l- ecnâb ref‘ kaderehu Mevlâhu el-vehhâb tûbâ lehu ve hüsn-ü me‘ab Efendi hazretleri dahî sağîr mezbûrun nafaka ve kisve bahâsı içün babam mûmâ-ileyh üzerine işbû târîh-i küttâbdan bi’t-terâdî beher şehr on beşer gurûş meblağ-ı nakd takdîr bûyurup meblağ-ı mefroz mezkûr beher şehr on beşer gurûşa sağîr merkûm Mehmed İshak nafaka ve kisve vesâir levâzım-i zarûriyesine harc ve sarfe ve lede’l-iktizâ istidâneye ve inde zufur babası mûmâ-ileyh Mehmed Emîn Efendi üzerine rucû‘â vâlidesi hâdenesi mezbûre Nefîse Hâtûn’a izin virmeğin mâ-vaki‘ bi’t-taleb fî 2 Muharremü’l-harâm sene 1221 (22 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: ‘Umdetü’l-meşâyihü’l-‘azâm İsma‘il Hakkı Efendi. İmâm Es-Seyyid ‘Alî Efendi bin Es-Seyyid Mustafa. Berber Mehmed Ağa bin Halîl. Muhzır Mahmûd Çelebi bin Süleymân. Mevlâna Ahmed Ağa bin Mehmed. S.21.a.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinânpâşâ-yı ‘Atîk Mahallesi’nde sâkin ve zâtî zeyl-i sahifede muharrerü’l-esâmiyi müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife olan Nefîse binti Abdullah nâm Hâtûn Meclis-i Şer‘î şerîf enverde ve mahfel-i dîn-i münîf Ezmerec zevc-i mutliki bâ‘is-i haze’l-kitâb el-müstetâb müderrisin-i kirâmdan Mehmed Emîn Efendi bin el merhûm el-mebrûr Mulacıkzâde Mehmed Sa‘id Efendi mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mûmâ-ileyh Mehmed Emîn Efendi zevci dahîlim olub târîh-i küttâbdan sekiz gün mukaddem beni beyyinen tatlîk itmekle 156

zimmetinde mütekerrir ve ma‘kûd-u ‘aliyye olan elli gurûş mehr-i müeccelem ve nafaka-i ‘iddetim ve mu’net-i süknâm mukabelelerinde beynimizde bi’t-terâdî ta‘yîn olunan on beş gurûşki cem‘ân altmış beş gurûş hakkım zevcem mûmâ-ileyh bana def‘ ve teslîm ben dahî yedinden temâmen ahz ve kabz idüb hukûk-u zevciyete ve ibtida-i zevciyetten târîh-i küttâba gelince sâ‘ir cemî‘ hukuk-u şer‘îyeye müte‘allike ‘âmme-i da‘vâ ve mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan tarafından her birimiz aherin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ve iskât-i serih mer’î ile ibrâ ve iskât ve her birimiz ber vech-i meşrûh aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ hüve’l-vâki‘ bi’l-isbât sâbit ve imlâ olundu fî 2 Muharremü’l-harâm sene 1221 (22 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Şâhidûn es-sâbikûn. S.21.b.1: Husûs-u atîyyü’l-bey‘ânın mahallinde ketb ve tahrîr içün savb-ı şer‘î enverden bi’l- iltimâs mezûnen irsâl olunan Mevlânâ Mehmed ‘İzzet Efendi Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinânpâşâ-yı ‘Atîk Mahallesi’nde vâki‘ Neyâki nâm zimmînin mütemekkin olduğu menziline varub zeyl-i sahifede muharrerü’l-esâmi-i müslimîn huzûrlarında ‘akdi Meclis-i Şer‘î ‘Âlî itdikde işbû bâ‘isü’l-rekîm mersûm Neyâki veledi Manul zimmî meclisi ma‘kûd mezkûrde menzil-i mezbûrde m’Îsafir mütemekkin şahsı ta‘rîf-i şer‘î ile ma‘rife olan Rasiki binti Elya nâm nasrâniye muvâcehesinde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb bundan akdem mersûme vasisi nasrâniye zimmetinde cihet-i farzi şer‘îden yüz gurûş alacak hakkım olub deyn olan meblağ-i mezkûr yüz gurûş nasrâniye Rasiki def‘ ve teslîm ben dahî yedinden bi’t- tamâm ve’l-kemâl ahz ve kabz idüb fî ma-ba‘d mersûme Rasîki nasraniye zimmetinde meblağ-ı mezbûrden bir akçe ve bir hebbe hakkım ve alacağım kalmamağla husûs-u mezkûreden vesair cemî’ hukûk-ı şer‘îyeye müte‘allik ‘âmme-i da‘vâ ve mutalibât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan tarafından her birimiz aherin zimmetini şurût-i müfside ve mevâdi‘adan ‘ârî ve cebr ve kerhden hâlî ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ve iskât-i tam serih-i mer’â ile ibrâ ve iskât ve her birimiz ber vech-i meşrûh aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdikü’ş şer‘î vâki‘ hâlî Mevlânâ-yı merkûm mahallînde ketb ve tahrîr ve maen mebûs esna-i şer‘le meclis-i şer‘e gelüb ‘alâ vukû‘î inhâ ve takrîr itmeğin mâ- vaki‘ bi’t-taleb ketb ve imlâ olundu. Fî 4 Safer 1221 (23 Nisan 1806). 157

Şuhûdu’l-Hâl: Dîvânî ‘Alî Çavuşlarından Es-Seyyid ‘Alî Ağa bin Es-Seyyid El-Hac Ahmed. Manûl veledi Kostanti. Nikola veledi Kostanti. Mehmed Ağa bin Receb. Mahmud Ağa bin Süleymân. S.21.b.2: Bundan akdem Tobe ve Nedik kazâsına tâbi‘ Mecâr karyesinde mütemekkin iken halek olan Melu veledi Burci nâm zimmînin sulbi kebîr oğlu ve hesren vârisi olan Markû veledi el-mersûm Melu nâm zimmî Meclis-i Şer‘î Şerîf enverde yine karye-i mezbûrede mütemekkin iken halek olan mersûm Melu zimminin li-ebeveyn er karındâşı Endûn veledi el-mersûm Burci nâm zimmînin kezalik sulbî kebîr oğlu ve hesren vârisi olan işbû bâ‘isü’l-rekîm Petro veledi el mersûm Endûn nâm zimmî muvâcehesinde bi’l- verâse ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb babam ve mûrisim mersûm Melu zimmî ile karındâşı halek mesfûr Endûn zimmîye verâseti münhasır olduğu halde kendülerden mukaddem halek olan li-ebeveyn karındaşları Çevrû nâm zimmînin hiyni halâkinde yanında mevcûd nukûd ve urud bi’l-cümle ism-i mâl itlâk olunur terekesine karındâşı mersûm Endûn zimmî vâzi‘ü’l-yed olûb karındaşı halik mesfûr Çevrû zimmînin terekesinden babam halek mersûmun hisse-i irsiyesine isâbet ve intikâl iden altmış gurûş hakkın bâbam mersûm sağlığında kable’l-ahz ve’l-kabz karındaş mersûm Endûn zimmî halek ve meblağ-i mezkûr hesren bana mu‘ris olmağla meblağ-i mezkûr halek mersûm Endûn zimmînin oğlu mersûm Petro zimmînin bi’l-verâse vâdi‘ü’l-yed olduğu tereke vâfîyesinden bi’l-verâse hâlâ taleb iderim deyü tasaddî eylediğim da‘vâmdan mutevassiti müslimîn mersûm Petro zimmî ile kat‘en li’n-nizâ‘ elli gurûş bede’l-i makbûz üzerine ba‘de’s-sulh ve’l-kabûl ziyâde müdde‘âma ve bi’l-cümle husûs-u kider- i mezkûrdan vesâir cemi‘i hukûk-ı şer‘îyeye müte‘allik ‘âmme-i da‘vâ ve mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan tarafından her birimiz aherin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ve iskât-i tâm serîh-i mer‘î ile ibrâ ve iskât ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t- taleb ketb ve imlâ olundu. Fî Muharrem sene 1221. Şuhûdu’l-Hâl: Alemdâr Mustafa Beşe. Yanku veledi Epru. Çevru veledi Marko. Meteb veledi Temu. Marko veledi Erku. Muhzır Mahmûd Ağa .

158

S.21.b.3: Mahrûse-i Galata’ya tâbi‘ Kasaba-i Fındıklı Selime Hâtûn Mahallesi sükkânından Es-Seyyid Mehmed Efendi ve biraderi Es-Seyyid ‘Abdullah Efendi ibni El-Hac Ahmed Efendi Meclis- i Şer‘î Şerîf enverde işbû bâ‘isü’l-küttâb Tatar Ebûbekir Ağa bin Kâsım nâm kimesne mahzarında her biri ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb bâ hüccet-i şer‘îye münâfîketi yedimizden mülk ve hakkımız olub mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir taraftan vakf-ı menzil ve bir taraftan El-Hac İbrâhîm menzili ve bir taraftan terîk-i hâmil ve taraf-ı rabi‘ tarîk-i ‘âmm ile mahdûd fevkâni iki bâb oda ve bir sofa ve vustada bir bâb oda ve bir köşk ve suflada bir mutbah ve bir kenîf ve bir bi’ri ma ve bir mehteb ve bir mikdâr zokâk ve kapusunu müştemil bir bâb mülki menzilimden mezbûr Ebûbekir Ağa ya bi terîkü’l-istiklâl bin beş yüz gurûşa bey‘ ve teslîm ol-dahî ber vech-i muharrer iştirâ ve tesellüm ve kabûl ve semen-i mezkûr bin beş yüz gurûş merkûm Ebûbekir Ağa yedinden bi’t-tamam ve’l-kemâl ahz ve kabz ve beynimizde aksâm eyledikten sonra menzil-i mahdûd mezkûru gıbbe’t-tahliyet-i şer‘î ve tekabûzü’l-mer‘î mezbûr Ebûbekir Ağa işbû târîh-i vesîkadan beher şehr on beşer gurûşa menzil-i mahdûd mezkûru münâfîketine bize îcâr ve teslîm eylediğinde biz dahî ber vech-i muharrer isticâr ve tesellüm ve kabûl eyledik didiklerinde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î mâ hüve’l-vâki‘ bi’l-esbek sebt ve imlâ olundu. Fî 7 Muharrem 1221 (27 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Hamid Ağa bin ‘Abdullah. Muhzır Mahmûd Ağa bin Süleymân. Hüseyin Ağa bin İbrâhîm. İbrâhîm Ağa . S.22.a.1: Husûs-u atiyyü’l-bey‘ânın mahallinde ketb ve tahrîr içün savb-ı şer‘-i enverden bi’l-iltimâs mazûnen irsâl olunan Mevlâna Mehmed ‘İzzet Efendi mahrûse-i Galata’ya müzâfe Kasaba-i Beşiktaş’da Sinân Pâşâ-yı ‘Atîk Mahallesi’nde vâki‘ Fûtez nâm nasrâniyenin menziline vârûb zeyl-i vesikada muharrerü’l-esâmi müslimin huzurlarında ‘akd-ı Meclis-i Şer‘î ‘Alî ittikde şahs-ı tarif-i şer‘ ile ma‘rife olan mersûme Fûtez binti Benâki nasraniye mezkûrun işbû ba‘isü’l-rekîm Bazargân Endûn veledi Estefân nâm zimmî tarafından zikr-i atî husûs-u tasdîke vekîl şer‘ olan Yorgi veledi Eskinâ nâm zimmî muvâcehesinde ikrâr ve takrir-i kelâm idüb ‘akd-i ati’z-zikrin südûruna değin yedimde bâ hüccet-i şer‘iye mülk ve hakkım olub mahalle-i mezbûrede vâki‘ tarafını Sakızlı Menûl menzili ve bağçesi ve tarafını tarîk-i ‘âmm ile mahdûd bir bâb mülkü 159

menzil arsamız tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-u müfside ve muvâcehesinde ‘ârî bey‘-i bât-ı sahîh şer‘î ile Muti mesfûr Endûn zimmîye bin beş yüz gurûşa bey‘ ve temlik ve teslîm eylediğimde ol dahî ber vech-i muharrer iştirâ ve temlîk ve teslîm ve kabz ve kabul eylediğinden sonra semen-i mezkûr bin beş yüz gurûşa müşteri Muti mezbûr yedinden bi’t-tamâm ve’l-kemâl ahz ve kabz idüb mebî‘ mezkûrun gebnine müte‘allik ‘amme-i da‘vâ-yı mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan Muti mersûmenin zimmetini ibrâ-yı ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât eylediğimde ol dahî ibrâ-yı mezkûru kabul idüb fî mâ-ba‘d arsa-i mahdûd mezkûrede benim aslâ ve kat‘a ‘alâka müdahalem kalmayub Muti müşteri mersûm Endûn zimmînin mülkü muhzır ve hakkı sarfı olmuşdur didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î vâki‘ hâli Mevlânâ-yı merkum mahallinde ketb ve tahrîr emnâ-i şer‘le Meclis-i Şer‘ tûbe ‘alî vuku-ı inhâ ve takrir itmeğin mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb ve imlâ olundu. Fî 10 Muharrem sene 1221 (30 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Mahmûd Ağa bin Süleyman el muhzır. İmam ‘Alî Efendi. El-Hâc Ahmed Beg. Öküzoğlu Mehmed Beg. Dimitraki veledi Manul Tebib Buldukrasi. S.22.a.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Ortaköy nâm mahalde mütemekkin Musir veledi Yasif nâm Yahûdî kendi tarafından asâleten ve zevcesi Semyuri binti Edram nâm Yahûdîye tarafından husûs-u atî’z-zikrde vekîlleri olduğu şahsi mersûmeyi ‘ârifân Yaku veledi Kotil ve Sahif veledi Yude nâm Yahûdîler şehâdetleriyle sâbit olmağla vekâlet-i Meclis-i Şer‘î Şerîf enverde işbû bâ‘isü’l-rekîm Yemenici esnâfından Ertin veledi Felyos nâm zimmî muvâcehesinde bi’l-asâle ve bi’l- vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb meclis-i mezkûrde kain müvekkilem mersûme ile iştirâken mutasarrıf olduğumuz menzil tahtında vâki‘ bir bâb yemenici dükkânı derûnunda mevdu‘ ve mevcûd ve bey‘ne’l-hirf gedek ta‘bîr olunur bir destgah ve on kalıb ve bir merset ve bir keht ve üç bıçak vesâir alât-i lâzime-i mâlume müvekkelem mersûme ile kezalik iştirâken tasarrufumuzda olmağla ve kâin mezkûrde hirf-i senkaz i‘mâl itmek üzere alât-i mezbure-i mezkûreyi bey‘-i bât-i sahih-i şer‘ ve vesika-i ramde ile mersûm Ertin zimmiye elli gurûşa bi’l-asâle ve bi’l-vekâle bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimde ol-dahî ber vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl eylediğinden sonra semen-i mezkûr elli gurûş bana def‘ ve teslîm ben dahî yedinden 160

bi’t-tamâm ve’l-kemâl ahz ve kabz ve beynimizdeiştirâken ba‘de’l-iktisâm fî mâ-ba’d alât-i mahrûse-i mezkûride benim ve müvekkilem mersûmenin asla ve kat’en ‘alâka ve müdahalemiz kalmadığından mâ ‘adâ dükkan-ı mezkûr içün mersûm Ertin zimmî ile beynimizdebeher şehr ta‘yîn olunan üç gurûşa mersûm Ertin zimmî eradi taâllul verinceye degin noksan itmedikçe mersûmun dükkânı mezkûrda hurûcuna tasaddi ve diğerin itmaına serkar itmeye ihtimâlımız yoktur didikde mersûm Ertin zimmî her şehr yine mezkûre-yi eraye taʻahhüd ve her bir aherin kelimat-ı meşrûhelerinde tasdik eyledikleri hifzen li’l-mekâl ketb ve imlâ olundu. Fî 12 Muharrem sene 1221 (1 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Mahmûd Ağa bin Süleymân el-muhzır. Gurabiyecioğlu Es-Seyyid Mehmed. Manav Salih Beşe. Manav Hüseyin. Yakit veledi Kotil. Ve Selmek veledi Yerd. Engami zimmî. Berber Semak zimmî. S.22.a.3: Mahrûse-i Galata’da Kalekapusu civârında Mu’yidzâde Mahallesi’nde sâkin Kahveci Mehmed Nuri bin Kemâlettin nâm kimesne Meclis-i Şer‘î Şerîf enverde işbû bâ‘isü’l-kitâb Es-Seyyid Halîl Ağa bin ‘Ömer nâm kimesne mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb akd-i atî’z-zikrin südûruna degin yedimde mülk ve hakkım olub mahrûse-i mezbûride Gürci kapısında kâ‘in bir bâb kahveci dükkânı derûnunda mevcûd beyne’l- hirf gedek ta‘bîr olunan bir mebşathâne ve yigirmi beşer adet kehrbâ emâmeli bıçak ve üç nargüle ve iki şerbet ibriği ve altı sağîr kahve ibriği ve yigirmi tonbâk taraflı fincan ve bir minkal ve bir efrinc minkalı vesâir alât-i lâzime-i ma’lûmem tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufside ve mevadiâdan ‘ârî bey‘-i bât-i sahîh-i şer‘î ve sefketi ramide ile mezbûr Es-Seyyid Halîl Ağa’ya iki bin gurûşa bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimde ol-dahî ber vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl eylediğinden sonra semeni olan meblağ-i mezkûr iki bin gurûşa müşteri mezbûr yedinden bi’t-tamâm ve’l-kemâl ahz ve kabz idüb fî mâ-ba’d gedek ta‘bîr olunan alât-i mehrese-i mezkûrda benim asla ve kat‘en ‘alâka ve müdahalem kalmayub mezbûr Es- Seyyid Halîl Ağa’nın mülki mehd ve hakkı sarfı olmuştur. Keyfe mâ-yeşâ ve yehtar Hâlik ve mutasarrıf olsun didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer’i iştirâ bahâsı. Fî 18 Muharrem sene 1221 (7 Nisan 1806).

161

Şuhûdu’l-Hâl: Hüseyin Ağa bin Hasan. Muhzır Mahmûd Ağa. Mumizâde İbrâhîm Emîn Ağa bin Mehmed. Ahmed bin Mustafa. İsma‘ilbin Ahmed. Mehmed Ârîf bin El-Hac Hasan. Beşir bin Hasan. S.22.b.1: İşbû sebt-i kenar olunan hüccette mestûrü’l-isb Tuhuraki veledi Esturat nâm zimmî Meclis-i Şer‘î Şerîf-i enverde mersûm Vâsıl veledi Minhalnâm zimmî muvâcehesinde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mersûm Vayil zimmînin yedinde mülk ve hakkı olub karye-i mezbûre bâfkur hilalında vâki‘ işbû hüccet-i mezkûre derûnunda tafsil ve tahdide tavsif olunan Sultan Bey‘azıt Han vakfî şerîfine mukattaâ-i kadimide tahminen dört dönüm kadar mülki bâğ ile yine karye-i mezbûrde vâki‘ bir bâb mülki menzilin bundan akdem yedimden ahz ve kabz eylediği beş yüz gurûş mukabelesinde bi terikü’l-istiğlâl bana bey‘ ve teslîm itmişdi. El-hâletü hâzihi hakikatta deyni Veyağ merkûm ile menzil-i mezkûr emîni olmağla mersûm Vâsıl zimmî bana deyn olan meblağ-i mezkûr beş yüz gurûşu bana edâ ve teslîm ben dahî yedimden meblaği merkûmu ile menzil mezkûrun beher şehr beşer gurûş terekesinde müddet-i metlube temamına degin müştemi olan matlubü’l-mikdâr meblaği bi’t-tamam ve’l-kemâl ahz ve kabz ve bâği mezkûru ma‘rifet suli ve menzil merkûmdan her birimiz zimmetinden ba‘de’l-fekl ve’l- istihlas mâlik mersûm vâsıl zimmîye teslîm ol-dahî kabz ve tesellüm idüb fî mâ-bâ’d zikr olunan bâğ ile menzili mezkûr kel evvel mesfûr Vâsıl zimmînin mülk ve hakkı olub kat‘en ‘alâka ve müdahalem kalmamıştır didikde gıbbe’t-tasdikü’ş- şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb ve imlâ olundu. Fî 22 Muharrem sene 1221 (11 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Muhzır Mahmûd Ağa. Yustul veledi Bâraşekte. Yasakcı Süleymân Ağa. Tanş veledi Endun. Bölükbâşı Ahmed Ağa bin Abdullah. S.22.b.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfatından Beşiktâş nahiyesine tâbi‘ Arnavut karyesi mütemekkinlerinden Vâsıl veledi Minhal nâm zimmî Meclis-i Şer‘î Şerîf-i enverde işbû bâisetü’l-rekim hâlâ zevcesi Feransezke binti Seymu nâm nasrâniye tarafından husûs-u atîde tasdîke vekîl-i şer‘îyesi olan Tuhurat veledi Esturatu zimmî muvâcehesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb akdi atî’z- zikrin südûruna degin yedimde bâ hüccet-i şer‘îye 162

mülk ve hakkım olub karye-i mezbûrda vâki‘ bir tarafta minhal zimmî ve bir taraftan Kürekçi Yani zimmî menzilleri ve iki taraftan tarîk-i ‘âmm ile mahdûd bir bâb mülki menzilimin nısf-i şayiâsını tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufsididen ârî bey‘-i bât sahîh-i şer‘î ile zevcem müekkelet mesfûreye iki yüz elli gurûşa bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimde ber vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl eylediğinden sonra semeni mezkûr iki yüz elli gurûş müşteri-i mersûme yedinden temâmen ahz ve kabz itmemle fî ma-bâ’d menzili mahdûd mezbûrun nısfı şayiâsında benim aslâ ve kat‘en ‘alâka ve müdahalem kalmayub müekkele-i mersûme Feransezete nasrâniyenin mülk-i müşterâsı ve hakkı sarfı olmuştur didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î fî 22 Muharrem sene 1221 (11 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Şâhidûn es-sabikun S.22.b.3: Fî’l-asl sevahili behri siyahtan Kenderiye kazâsı ahâlisinden olub Mahrûse-i Galata’ya tâbi‘ Kasaba-i Beşiktâş Mahallâtından Eş-Şeyh Yahya Efendi Mahallesi’nde ‘Aîşe Hâtûn’un menzilinde sâkine ve zâtî zeyli vesîkada mektubü’l-esâmi-i müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife olan Şerîfe Emîne binti İbrâhîm nâm bikri bâliğe Meclis-i Şer‘î Şerîf-i enverde işbû bâisetü’l-vesîka mezbûre ‘Aîşe binti Hasan’ın zevci tarafından zikri atî husus-u tasdîk vekîl-i şer‘îyesi hasse-i Hasekînden ‘Alî Ağa bin İbrâhîm Mehmed mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb müekkele-i mezbûre ‘Aîşe Hâtûn menzilinde hizmet itmek üzere işbû târîh-i küttâbdan beher yevm sekiz para îcâre tesmiyesiyle ben nefsim müekkele-i mezbûreye îcâr ve teslîm ve ücret-i mezkûrun benim nafaka ve kisve vesâir levâzım-i zaruriyeme harc ve sarfe müvekkile-i merkûmeye emr ve tevkîl eylediğimde ol-dahî ber vech-i muharrer isticâr ve tesellüm ve kabûl ve emrim üzerine beher yevm ücret-i mezkûremi kendi nafaka ve kisve vesâir levâzım-i zaruriyeme harc ve sarfa ta‘ahhüd itmeğin mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb Fî 21 Muharrem sene 1221 (10 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Muhzır Mahmûd Ağa bin Süleymân. Türbedâr El-Hac Hâfız ‘Alî Efendi. Ahmed bin Osmân. Kahveci Kara Mehmed. S.23.a.1: 163

Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Hümâyûn Abâd karyesinde mütemekkin Yoğurtçu Estuyan veledi Dimitri nâm zimmî Meclis-i Şer‘î Şerîf lazimü’t- tevkîrde işbû bâisetü’r- rekim Yurğaki veledi Sere nâm zimmî muvâcehesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb bey‘- i atî’z-zikrin südûruna degin yedimde bâ hüccet-i şer‘îye mülk ve hakkım olub Mahrûse-i mezbûreye müzâfa Beşiktâş nâhiyesine tâbi‘ Arnavut karyesinde vâki‘ bir taraftan Geryaku zimmî menzili ve bir taraftan Enşataşiye nasrâniye ve bir taraftan mezik zimmî arsaları ve taraf-i rabi‘ tarîk-i ‘âmm ile mahdûd ve fevkâni iki bâb oda ve iki sofa ve bir kenîf ve tehtani bir mutbah ve zokâk kapısın müştemil bir bâb mülki menzili tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i müfside ve mevadiâden ‘ârî bey‘-i bât-i sahîh-i şer‘î ile mersûm Yurğani zimmîye bin beş yüz gurûşa bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimde ol dahî ber vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl eylediğimden mezkûr semeni olan meblağ-i mezkûr bin beş yüz gurûş müşteri mersûm yedinde bi’t-tamâm ve’l-kemâl ahz ve kabz idüb fî ma-bâ’d menzili mahdûd mesfûrde benim asla ve kat‘en ‘alâka ve müdahalem kalmayub mesfûr Yurğaki zimmînin mülk-i müşterâsı ve hakk-ı sarfı olmuştur didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer’i fî 24 Muharrem sene 1221 (13 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Yasakcı Süleymân Ağa. Bervar Yumayedik veledi Kezgan Asmas. Aleksandır veledi Meskuna. İtmekçi Erağli Aleksandır Yanku veledi Yuriki. Yefula veledi Yani. Muhzır Mahmûd Ağa . S.23.a.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Erzence Abâd Mahallesi’nde mütemekkin Yanku veledi Aranus nâm zimmînin anası tarafından husûs-u atîyü’l- beyânda vekîl-i olduğu Tütünci Enbâr Yüni veledi Kokasıl ve Gerefder veledi Kikore zimmîler şehâdetleriyle sâbit olan zafer binti Estedra nasrâniye Meclis-i Şer‘î Şerîf enverde bâisü’l-safer Karabet veledi Evanus nâm zimmînin kezâlîk anası tarafından vekîl-i müslimîn ma‘rifet-i şahs Betroniye ve Nebtelfuren nasrâniye muvâcehesinde bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb müekkelyâm mersûm Yenaku zimmîyi Ereğli mesfûr Karabet zimmî Kasaba-i mezbûrda vasıta-i kebîrde işbû târîh-i kitabda sekiz gün mukaddem fahz-i yemîninden bir yerinden sağîr Çerkez bıçağıyla amden bi gayri hak darb ve celb itmekle cerhi mezkûrun mûcib-i şer‘îyesini bi’l-vekâle oğlu mûkil mersûme idafetle anâm vekîl-i mersûmiden gıbbe’s-sû‘al iderim deyü tasaddi 164

eylediğim da‘vâmdan bi’l-vekâle cümleten fârîğa olub cerh-i mezkûre vema yehdusu ânhu müte‘allik da‘vâdan müvekkil mersûmun zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât eyledim deyu mükerrer-i vekîl-i mersûmenin bi’l-cümle kelimât-ı meşrûhesini vekîl-i mersûme Petroneye nasrâniye tasdîk ve ibrâ-i mezkûrunu kabûl itmeğin mâ-vaki‘ fî 21 Muharrem sene 1221 (15 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Mehmed Efendi bin Abdullah. Ve Yenarsun veledi Kukasil. Kerfur veledi Keynur. Muhzır Mahmûd Ağa bin Süleymân. S.23.a.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Maçka Mahallesi’nde sâkin Bostani Mehmed İzzet Beşe bin Hasan Meclis-i Şer‘î Şerîf zâtı târîf şeref ile ma‘rife olan bâisetü’l-vesîka ‘Aîşe Hâtûn ibneti Mustafa mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb akdi atî’z-zikrin südûruna değin yedinde irsen ve şiraen mülk ve hakkım olub mahalle-i mezbûride vâki‘ bir taraftan Yahya Beşe menzili ve bir taraftan Havva Hâtûn menzili ve iki taraftan tarîk-i ‘âmm ile mahdûd fevkâni iki bâb oda ve tehtani bir bâb oda ve kenîf ve bir bi’ri mâ ve eşcârî Müslime ve gayri müsmireli bağçe ve zokâk kapısını müştemil bir bâb mülki menzili bi’l-cümle tevabbi‘ ve levahik ve kaffetü‘l- hukûk ve’l-merafîk tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i muhsididen ârî bey‘-i bât-i sahîh-i şer‘î ile mezbûr ‘Aîşe Hâtûn’a yüz gurûşa bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimde ol-dahî ber vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl eyledikte ol- dahî ber vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl eylediğinden sobra semeni olan meblağ-i mezkûr yüz gurûş müşteriye-i mezbûre ‘Aîşe Hâtûn yedinde bi’t-tamâm ve’l-kemâl ahz ve kabz idüb fî ma bâ’d menzil-i mahdûd-u mezkûrda benim asla ve kat‘en ‘alâka ve müdahalem kalmayub mezbûre ‘Aîşe Hâtûn’u mülk-i mehd ve hakkı sarfı olmuştur didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb ve imlâ olundu. Fî 22 Muharrem sene 1221 (11 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Es-Seyyid Mehmed bin Es-Seyyid Halîl Efendi. Abdullah Ağa bin Abdullah. Yorğani bin Mustafa. Ahmed Ağa bin Mahmûd Ağa . S.23.b.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Maçka Mahallesi’nde sâkin ve zât-î zeyli vesîkada muharreü’l-esâmi-i müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife olan ‘Aîşe 165

Hâtûn ibneti Mustafa Meclis-i Şer‘î Şerîf enverde mezbûre ‘Aîşe Hâtûn’un mu’tikeleri işbû bâisetü’l-kitab zenciye Fâtıma nâm vekîl-i madır Veliddin’in zenciye Hafize nâm vekîl-i tensufe tarafından zikr-i atî husus-u mesdike vekîl-i şer‘îden olan Es-Seyyid Osmân bin Hâfız Mehmed nâm kimesne mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb akd-i atî’z-zikrin südûruna degin yedimde bâ hüccet-i şer‘îye mülk ve hakkım olub mahalle-i mezbûride vâki‘ bir taraftan Yahya Beşe menzili ve bir taraftan Havva Hâtûn menzili ve iki taraftan tarîk-i ‘âmm ile mahdûd fevkâni iki bâb oda ve tahtani bir bâb oda ve kenîf ve bir bi’r-i ma ve eşcârî müsmire ve gayri müsmireli bağçe ve zokâk kapısını müştemil bir bâb mülk-i menzilimi bi’l-cümle tevabih ve levahik ve kaffetü’l-hukûk ve’l-merafîk tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurut-i mufsididen ârî bey‘i bât-i sahîh-i şer‘î ile müekkeletan mezbûratana yüz gurûşa bi’l-munâşîke bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimde anlar dahî ber vech-i muharrer mezbûratanın zimmetlerini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer’î ile ibrâ ve iskât eylediğimde anlar dahî ibrâ-i mezkûrunu kabûl idüb fî ma bâ‘d menzili mahdûd mezkûrda benim aslen ve kat‘an ‘alâka ve müdahalem kalmayub müekkeletan merkûmatan Fâtıma ve Hafize’nin mutaîket-i mülk-i müşterelyârı ve hakkı sarfları olmuştur didikde gıbbe’t-tasdîkü’ş-şerʻi fî 28 Muharrem sene 1221 (17 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Şâhidûn es-sabikûn. S.23.b.2: Zikr-i atî-i husûs meymenet-i husûsun mahallinde ketb ve tahrîri içün sevb-i şer‘î vukuri İslamdan bi’t-temasil meʻzunen irtihal olunan Mevlânâ Mehmed İzzet Efendi Mahrûse-i Galata’ya müzâfa-i Kasaba-i Beşiktâş mahallatından Sinânpâşâ-yı ‘Atîk Mahallesi’nde vâki‘ ‘ârîf ser tereket hâlik mülki hakikat muteli’î esrar Feyzikos Yani ve mevlüd-i aşki Davut seymâni kutbüʼl-ârîfîn ğavsüʼl-vâsilîn Neccarzâde Şeyh El-Hac Mustafa Rızaddın el-Nakşibendi keddes Allahu sirrehü’l-‘Alî hazretlerinin hanike-i ‘alîlerine varub hanike-i mezkûride ale’l-secade neşiz erşir mekviye muhrim esrarüʼl-kani kebîreye Eş-Şeyh İsma‘il Hakkı Efendeyü mahsûs odada mektûbü’l-esâmi bi zeyli’l-kitâb müslimîn huzûrlarında akdi Meclis-i Şer‘î ‘Alî itdikde Mehmiye-i İstanbul’da Gül Cami-i Şerîf Mahallesi’nde sâkin iken bundan akdem irtihal-i dârî beka iden El-Hac Sâlih Efendi bin El-Hac Mehmed’in verâseti sulbî kebîr evladi Mehmed ile Şeyh İsma‘il Hakkı Efendi ve Mehmed Şerîf Efendi ile Naile Hânım’a münhasir ve 166

teshih-i mesele-i irslerin beş sehemi isâbeti tahkîkinden sonra mûmâ-ileyh Şeyh İsmâʻil Hakkı Efendi meclisi ma‘kûd mezkûrde merkum Mehmed Sâdık Efendi’nin hâlâ zevcesi olub bâisetü’l-kitab el-müstetab ‘Aîşe binti Ahmed nâm Hâtûn tarafından husûs-u atîyyü’l-bey‘ândan tasdîke vekîl-i serâsir olan mezbûr Mehmed Sâdık Efendi mahzarında ikrâr-i sahîh-i şer‘î ve i‘tirâf-i serih-i mer’î idüb Medine-i Üsküdar’da Kefçe Mahallesi’nde vâki‘ bir taraftan Osmân Ağa’nın vakıf menzili ve bazen bağçesi ve bir taraftan Eyüp Ağa’nın ‘ale’l-iştîrâk zevcesi Habibe Hâtûn ile mutasarrıf oldukları menzil ve bir taraftan ‘Alî Efendi ve abdesthâne ve dahîliyesi fevkâni dört bâb oda ve iki kenîf ve abdesthâne ve tahtani iki bâb oda ve mutbah ve kiler ve bi’ri ma ve bir mikdâr havluyu müştemil ve ancak dahîliyenin sinur Eş-Şeyh Es-Seyyid Yurayi Mahmûd Efendi hazretlerinin vakfî şerîfine yüz seksen akçe mukattaâ-i kadimelu bir bâb mülki menzil babamız müteveffâ mezbûrun ile’l-vefât yedinde mülk ve hakkı ve ba‘de vefâtihi ber teshih-i mezkûr bize muris olmuştur. El-hâletü hâzihi menzil mahdûdi mezkûr bâbâ isâbet iden iki sehem hisse-i şayiâsı tarafından îcâb ve kabûlu şurût-i mufside ve nevâki‘dattan ‘ârî bey‘-i bât-i sehih-i şer‘î ile müekkeled merkûme ‘Aîşe Hâtûn’a iki yüz gurûşa bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimden ol-dahî ber vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl eylediğinden sonra semeni olan meblağ-i mezkûr iki yüz gurûş mutâlibesine ve cemiî mezkûrun takrîr ve gebnine müte‘allik ‘âmme-i da‘vâ ve mutalabât ve kâfe-i eymân ve muhâsamâttan müekkelyâm mezbûrenin zimmetini ibrâ-i ‘âmm râfi‘ü’l-hisâm sahîh-i şer‘î ve iskât-i âmm ve kât‘ü’n-nizâ‘ serih-i mer’î ile ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî ibrâ-i mezkûru kabûl idüb fî ma-bâ’d menzil-i mahdûd mezkûrda olan iki sehem hisse-i irsiye-i şayiâda benim aslen ve kat‘en ‘alâka ve müdahalem kalmayub müşteriye-i müekkelet mezbûre ‘Aîşe Hâtûn’un mülk-i müşterâsı ve hakk-ı sarfı olmuştur. Didikde gıbbe’t-tasdikü’ş- şer‘î raî’i ‘Alî mevlana merkûm mahallesinde ketb ve tahrîr ve meâ mebʻus esna-i şer’de meclisi şer’e gelüb ala vuku’îhi inhâ ve takrîr itmeğin mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî 27 Muharrem sene 1221(16 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: ‘Alî Efendi bin İbrâhîm. Reşit Beşe Mustafa Efendi. Hâfız Mehmed Efendi bin Hasan. Ahmed Efendi bin ‘Alî. El-Hac Emîn Efendi bin El-Hac ‘Ömer. Es-Seyyid Ahmed Efendi Osmân. Râşid Efendi bin Ahmed. Halîl Efendi bin İbrâhîm.

167

S.24.a.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş Mahallatı’ndan Sinânpâşâ-yı Âtîk Tâbi Mahallesi’nde sâkin iken bundan akdem vefât iden hâce Ümmügülsüm Hâtûn ibneti Abdulmelik verâseti selbi kebîr oğlu Muz Ağa ile Sedriye kebîre kızı Nesibeʼye münhasır ve teshih-i mesele-i mirasiye üç sehem olub siham mezbûrden iki sehem Muz Ağaʼya ve bir sehem mezbûre Nesibe Hâtûnʼa isâbet tahkîkden sonra vârîsan merkûmdan mezbûre Nesibe Hâtûn ibneti Abdullah tarafından husus-i atîde ikrâre vekîl-i olduğu zâtî mezbûre biʼl-ma‘rifetüʼş-şer‘îye ‘ârifân Hüseyin Efendi bin Ahmed Halîl Efendi bin İbrâhîm şehâdetleri ile sâbit olan Es-Seyyid Ahmed bin El-Hâc Mustafa nâm kimesne Meclis-i Şer‘î şerîf lâzimü’t-teşrîfde işbû bâîsetüʼl-vesîka mezbûr Hasan Ağa bin el-mezbûr Abdullah mahzarında bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb müekkelam mezbûre Nesibe Hâtun vâlidemiz mütevaffat mezbûre hâce Ümmügülsüm Hâtûn’un hini vefâtında yanında mevcûd nukud ve ûrud ve gerek bi’l- cümle terikiden karındâşım merkûm Muz Ağa kabz ve ved’î yed itmekle benden murisimiz müteveffa mezbûrenin terekesinden ber teshih-i mezkûr hisse-i irsiyeme tasaddi eylediğim da’va mezkûremden şerâit-i hüccet-i sülhü havî mevani’i müfsididen ‘ârî âla teriki teharruc şer‘î benim hisse-i irsiyeme isâbet iden ezyed ve edna olan üçyüz gurûş üzerine inşâ-i âkdi eylediklerinde bizden sulhi mezkûre bâ’del-kabûl-i bide’l sülhi mezkûr üçyüz gurûş çerkesiyetüʼl-asl ma’lûmetüʼl-vasf Şemsimah nâm cârîye semeninden bâkî karındâşım mezbûre zimmetinde deyn olan üçyüz gurûş bi’t-terâdî takas ve mehub eyledikte ol-dahî takasın kabûl idüb ol-vecihle ben bidel-i sulhi mezkûru temâmen ve kâmilen istifa itmamla murise mezbûre müteveffat mezbûrenin mezbûrun kelil ve kesir celîl ve kebîr ve hakîr mâlum ve mechûl bi’l-cümle ism-i mâl itlâk olunur terekesine ve hukuk-i mirasa müteâllik âmme-i da’vâdan karındâşım mezbûr Hasan Ağaʼnın zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât eyledik didi didikde merkûm Muz Ağaʼda ibrâ-i mezkûreyi kabûl eyledikten gıbbeʼt-tasdîküʼş-şer‘î mâ-vaki‘ fî 9 Muharrem sene 1221(29 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Eş-Şeyh İsma‘ilEfendi bin El-Hâc Sâlih Efendi. Es-Seyyid Mehmed Efendi bin Süleymân. İmâm İbrâhîm Efendi bin Hasan. Hüseyin Efendi bin Ahmed. Halîl Efendi bin İbrâhîm.

168

S.24.a.2: Husûs-u atîyyü’l-beyânın mahallinde ketb ve tahriren sevbi şer‘î enverden bi’l- iltimâs meʻzunen irsâl olunan Mevlana Mehmed İzzet Efendi Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinânpâşâ-yı ‘Atîk Mahallesi’nde vâki‘ ‘ârîf ser tereket Hâlik mülki hakikat kutbu’l-ʻârîfîn gavsü’l-vâsılin Neccarzâde Eş-Şeyh El-Hac Mustafa Rızaddin Nakşibendi k.d.s. hazretlerinin hâneka-i âliylerine varub hâneka-i mezkûrde hâlâ semah neşiz erşir bi âvnihi Eş-Şeyh İsmâʻil Hakkı Efendeyü mahsûs ötiden mektübü’l-esâmi bi zeyli’l-kitab müslimîn huzûrlarında âkdi meclis-i şerʻi ettiği kendiden asil ve zevcesi ‘Aîşe binti Ahmed nâm Hâtûn tarafından husus-u atîyyü’l- bey‘ân ikrâra vekîl-i olduğumuz zâtı mezbûreyi bi mâ’rifetü’ş-şerʻiyye ‘ârifân Halîl Efendi bin İbrâhîm ve Hâfız Mehmed Efendi bin Hasan şehâdetleri ile sâbit olan mûmâ-ileyh Eş-Şeyh İsmâʻil Hakkı Efendi’nin biraderi Mehmed Sâdık Efendi ibni El- Hac Sâlih Efendi Sağce Mahallesi’nde vâki‘ bir taraftan Süleymân Ağa’nın vakıf menzili ve bâʻzen bağçesi ve bir taraftan Eyüp Ağa’nın ‘ale’l-iştîrâk zevcesi Hasîbe Hâtûn ile mutasarrıf oldukları menzil ve bir taraftan ‘Alî Efendi menzili ve bâʻzı çeşme ve taraf-i rabi‘î tarîk-i ‘âmm ile mahdûd ve hârîcide fevkâni bir bâb oda ve tehtani bir bâb oda ve kenîf ve abdesthâne ve dahîliyide fevkâni dört bâb oda ve iki kenîf ve abdesthâne ve tehtani iki bâb oda ve mutbah ve kiler ve bi’ri ma ve bir mikdâr havluyu müştemil ve ancak dahîliyenin senevi Eş-Şeyh Es-Seyyid Ebi Mahmûd Efendi hazretlerinin vakf-i yüz seksen akçe makbûze-i kadimesi olan bir bâb-i mülki menzil beşer sehem i‘tibârıyla bir sehem ğayibete ani’l-mahber Naile Hânım’ın ve ikişer sehemîn dört sehem-i şayiâsı dahî benimle zevcem ve müvekkilem mezbûrenin iştirâken yedimizde irsen ve şiraen mülk ve hakkımız olub biz ber vech-i muharrer menzil-i mahdûd mezkûrdan kezalik bey‘nimiz dört sehem hisse-i şâyi’amızı tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî mütevelli merkûm ‘Alî Efendeyü üç yüz otuz gurûşa vefa-i bey‘ ve teslîm eylediğimizde ol-dahî mezbûr akçe-i yedinde olan mâli vakf ile iştirâ ve tesellüm ve kabûl eyledikten sonra meblağ-i mezkûr üç yüz otuz gurûşu mezbûr ‘Alî Efendi yedinden bi’t-temam ve ve’l-kemâl ahz ve kabz ve beynimizdeiştirâken ikt’Îsam eylediğimizden sonra menzil-i mezkûrde ğab-u tehliyet-i şer‘î ve tekabüzü’l-mer’â zikr olunan dört sehem hisse-i şâyi’amızı işbû târîh-i küttâbdan bize bir şehr dörder gurûş beşer paya iştirâken îcâb ve teslîm eyledğinide biz dahî isticâr ve tesellüm ve kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î vâki‘ ʻAlî Mevlânâ merkûm mahalline ketb ve 169

tahrîr ve maên mebûs umena-i şer’de meclisi şer’â gelüb âle vuku’îhi inhâ ve takrîr itmeğin mâ hüve’l-vâki‘ bi’l-isbât kebt ve imlâ olundu. Fî 2 Muharrem sene 1221(22 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Hâfız Mehmed Efendi bin Hasan. Aşcıbâşı Mustafa Efendi Ahmed Efendi bin ‘Alî. El-Hac Emîn Efendi ibni El-Hac ‘Ömer. Seyyiz İmâmzâde Efendi bin Osmân. Râşid Efendi bin Ahmed. Halîl Efendi bin İbrâhîm. Muhzır Mahmûd Ağa . S.24.b.1: ʻİzzet meâb şeriât nisâb fahrü’l kuddat Mevlânâ Es-Seyyid Halîl Efendi kamyab. Gıbbeʼt-tehiyatü’l-vâfiye inhâ olunur ki ber vech-i menseb mutasarrıf olduğum Mahrûse-i Galata’ya müzâfatından Beşiktâş nâhiyesinin umur-i şer‘îyesi işbû sene ihda ve ‘işrîn ve mieteyn ve elf şehri Rebiʻü’l-evvelin beşinci gününden cenabınıza ihâle ve tefvîz olunmuştu. Gerektir ki yevmi mezbûrdan nahiye-i merkûmeye varub bey‘ne’l- ahali icrayi ahkâm-ı şer‘î idüb cadde-i şer‘î kevimde inhirafa cevaz göstermiyesin vesselâm. El-fekir Esirzâde Mehmed refîʻü’l-âs bi Mahrûse-i Galata. S.24.b.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş mahallatından Sinânpâşâ-yı Âtîk Tâbi‘ Mahallesi’nde sâkin ve zâtî zeyl-i sahifide mektûbü’l-esâmiyi müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife olan Zeynep Hâtûn ibneti Mustafa Meclis-i Şer‘î Enver ve mehfel ve yeni münif enherde zevci muhâli‘â işbû bâ‘isü’l-vesîka Abdüllatîf Ağa bin Abdullah mahzarında takrîr-i kelâm ve ta‘bîr-i ‘ani’l-merâm idüb mezbûr Abdulatîf Ağa zevci dahîlim olub lâkîn bey‘imizde hüsni muaşeretimiz olmamağla zâtında mutekerri ve ma‘kûd-u ‘aliyye olan yedi yüz gurûş mehr-i müeccelem ile nafaka-i iddet-i muayyene-i maʻlûmem üzerlerine ve müʻnet-i süknâm dahî kezalîk üzerime olmak üzere zevcim mezbûr ile muhalîâ-i sehihe-i şer‘îye ile hul‘ eylediğimde ol-dahî hul‘-i mezkûru ba‘de’l-kabûl hukûk-ı zevciyete ve ibtida-i zevciyetimizden işbû târîh-i küttâba gelince beynimizdesâ‘ire ceryân iden cemiʻ ahz ve i‘tâ ve muamelyât-i şeta ve bi’l-cümle hukûken mâlube ve mechuleye ve zevcim mezbûriden mutalebe eylediğim havlu ve enter semenlerinden cem‘ân otuz üç gurûş cihet-i merkûmemden dahî altı buçûk gurûşki cem‘ân otuz dokuz gurûşa müte‘allik metluken ‘âmme-i da‘vâ ve mutalabât kâfe-i îmân ve muhâsamâttan tarafından her birimiz aherin zimmetini ibrâ-i ‘âmm rafi’üʼl- 170

h’Îsam sahîh-i şer‘î ve iskât-i tam kât‘ü’n-nizâ‘ serih-i mer’â ile ibrâ ve iskât ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik deyü mukarrir mezbûre Zeynep Hâtûn’un bi’l-cümle sâdır olan kelimat-ı meşrûhesin mezbûr Abdullatîf Ağa vicâhen tasdîk ve şifâhen tahkîk itmeğin mâ-vaki‘ Fî 9 Muharrem sene1221 (29 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Es-Seyyid Mehmed Efendi bin Es-Seyyid Halîl. Muhzır Mahmûd Ağa bin Süleymân. Çûkadâr Ahmed Ağa bin Ebibekir. S.24.b.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavut karyesinde mütemekkin Yuri veledi Suve nâm zimmî Meclis-i Şer‘î şerîf şerîf-i enverde işbû hamil-i rakim kendini asil ve zevcesi Vasliha binti Nikola nâm nasrâniye tarafından husûs-u atîyyü’l-beyânda tasdîke vekîl-i şer‘îyem olan mersûm veledi Yani nâm zimmî muvâcehesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb bey‘-i atî’z-zikrin südûruna degin yedimde bâ hüccet-i şer‘îye mülk ve hakkım olub mürsiye-i mezbûride vâki‘ bir taratan Kudret oğlu Yunaki zimmî ve bir taraftan Kayıkçı Yanu zimmî ve bir taraftan tennaş zimmî menzilleri ve taraf-i rabi‘ tarîk-i ‘âmm ile mahdûd fevkâni bir bâb oda ve tehtani bir bâb oda ve kenîf ve zokâk kapısın müştemil bir bâb-i mülk menzilimin tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufside ve mevaniâden ârî bey‘-i bât-i sehih şer‘î ile müekkele-i mersûme Vasliha nasrâniye ile zevc-i mersûm Ventur zimmîye munâşîfeten bin yüz gurûşa bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimden anlar dahî ber vech-i Muharrem iştirâ ve temellük ve tesellüm ve ahz ve kabz eylediğinden sonra semen-i mezkûr yüz gurûş şeterYani mesfûrân yedlerinden bi’t-tamâm ve’l-kemâl ahz ve kabz idüb bey‘-i mezkûrun taâzziz ve ğebrine müteallik da‘vâ ve mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan mersûmânın zimmetleri ibrâ ve iskât eylediğimde anlar dahî ibrâ-i mezkûru kabûl ettik. Fî mâ-baʻd menzil-i mahdûd mezkûrda benim aslâ ve kat‘en alaka ve müdahalem kalmayub mûkile mesfûre Vasliha nasrâniye Ebki zevci mesfûrdan zimmetin munâşîfe-i mülki müştera olub ve muğamir hizri olmuştur didikde gıbbe’t- tasdîkü’ş-şer’i Fî 6 Muharrem sene 1221 (26 Mart 1806).

171

Şuhûdu’l-Hâl: Yasakcı Süleymân Ağa bin Abdullah. Yurğaki veledi Suve. Muhzır Mahmûd Ağa bin Süleymân. Koti veledi Yuri. Madin Beşe Ahmed Ağa bin İbrâhîm. Çûkadâr Yûsuf Ağa bin Ebubekir. Mehmed ‘Alî Ağa bin Hüseyin.Tenaşu veledi Endun. S.24.b.4: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş mahallatından Sinânpâşâ-yı Cedid Mahallesi’nde sâkin iken bundan akdem vefât iden Molla Mehmed bin Mehmed’in verâseti zevce-i menkuhe-i metrûkesi Havva binti Ahmed ile sulbî kebîr oğulları Ahmed ve Sâlih nâm kimselere münhasır ve teshih-i mesele-i mirası ‘ârifân iltimâsından olub siham-i mezbûriden iki sehem mezbûre Havva Hâtûn’a ve yedişer sehemden on dört sehem dahî mezbûr Ahmed ve Sâlih nâm kimselere isâbet ve tehakkukundan sonra veraset-i mezbûrundan merkûm Ahmed kendi nefsinden asâleten ve Havva mezbûre tarafından husûs-u atîde ikrâra vekîl-i olduğu zâtî mezbûranı bi’l- ma‘rifet-i şer‘îye ‘ârifân Ebûbekir Ağa bin El-Hac Ebûbekir ve Mehmed Efendi bin Süleymân şehâdetleriyle sâbit olmağla vekâlet ve mezbûr Sâlih dahî asâleten Meclis-i Şer‘î şerîf lazimü’t-tevkîrde işbû bâ‘isü’l-kitâb Es-Seyyid Feyzullah Efendi bin El-Hac İsmâʻil tarafından zikr-i atî husûsu tasdîke vekîl-i şer‘îsi olan Eşref-i kuddat-i kirâmdan Es-Seyyid Abdullah Efendi bin Es-Seyyid ‘Alî Hasanʼdan her biri bi’l-asâle ve bi’l- vekâle biʼl-verasemiz ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb mahalle-i mezbûride vâki‘ bir taraftan Mehmed Beşe ve bir taraftan Arep Ahmed Ağa ve bir taraftan suka menzilleri ve taraf-i rabi‘ teriki has ile mahdûd fevkâni bir bâb oda ve sofa ve tehtani mehteb ve kenîf ve bir mikdâr havluyu müştemil bâb-i mülki menzil babamız müteveffâ mezbûrun ile’l-vefât yedinde mülk ve hakkı inde vefâtihi ber teshihi mezkûr bana muris olmağla biz dahî menzil-i mahdûd mezkûr bi’l-cümle ma yeştemiluhu ve yehvihi tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i müfside ve mevasîfiden ‘ârî bey‘-i bât-i sahîh-i şer‘î ile mûkil mezbûr Es-Seyyid Feyzullah Efendi’ye dört yüz gurûşa bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimizden sonra ber vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl eyledikten sonra semeni mezkûre dört yüz gurûş mûkil mezbûr yedinden bi’l- kemâl ahz ve kabz ve beynimizde iştirâken ikt’Îsam eylediğimiz sonra bey‘-i mezkûrun takrîr ve gebnine müte‘allik mutlike ‘Aîşe da‘vâ ve mutâlibât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan muhib mezbûrun zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ve iskât-i tam serih- i merʻa ile iskât eylediğimizde ol-dahî ibrâ-i mezkûrunuzu kabûl idüb fî mâ-ba’d 172

menzil-i mahdûd mezkûrda bizim asla ve kat‘en ‘alâka ve müdahalemiz kalmayub muhib müşteri mezbûr Es-Seyyid Feyzullah Efendi’nin mülk-i müşterâsı olmuştur. Keyfe mâ-yeşâ ve hesebi ma yehtar hâlik ve mutasarrıf olsun. Didikten sonra gıbbe’t- tasdîk fî 10 Muharrem sene 1221 (30 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Ebûbekir Ağa bin El-Hac Ebûbekir. Mehmed Ağa bin Ahmed. Nakkaş Hüseyin Ağa. Es-Seyyid Mehmed Efendi bin Es-Seyyid İsma‘ il. Muhzır Mahmûd Ağa bin Süleymân. Es-Seyyid Mehmed ʻAli Ağa bin Ahmed. S.25.a.1: Mahmiye-i İstanbul’da Hasan ebvaniden Kumkapı dahîlinde Muhsine Hâtûn Mahallesi’nde sâkin iken bundan akdem fevt olan münadi Mehmed bin Mehmed’in sulbiye sağîre kızı Emîne’nin tesviye-i emriye-i bâ hüccet-i şer‘îye vasî işbû bâ‘isü’l- vesîka El-Hac Mehmed Ağa ibni Ahmed nâm kimesne Meclis-i Şer‘î Şerîf enverde bi’l- vesâye ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb eshab-i heyrattan merhûm Receb celîl-i vakfî mevkûfatından olub mahalle-i mezbûride vâki‘ bir taraftan berber dükkânı ve bir taraftan turşu menzili ve iki taraftan tarîk-i ‘âmm ile mahdûd bi’l-îcâreteyn bir bâb vakfî munad dükkânın nısfı benim ve nısfı şayiʻ âhirden müteveffâ mezbûrun ile’l-vefât taht-ı tasarrufumuzdan ve ba‘de vefâtihi birer sehemden iki sehem sulbiye kebîre kerar Emîne ve Rahime’ye ve bir sehemi sağîre-i mezbûreye intikâl merʻâ ile intikâl idüb lâkîn dükkân-ı mezkûr mürûr-i eyyam ve mürûr-i şuhur-i ahvam ile mürşif meâb ve mail turab olub îmarat ve muriset-i muhtâc olmağla sağîre mezbûrenin dükkani mezkûrda olan bir sehem hisse-i şayiâsını tamir ve termîme iktida olmadığından mâ-ʻadâ hâsılı harcına vefa itmeyüb bilâ ta‘mîr-i bâkkal cânib-i vakfî mezbûr ile Safiye-i mezbûreye fî kullu’l-vucûh muzir olub dükkânı mezkûrda olan bir sehem hisse-i şayiâsını yed-i munada ile ifrâza ve inkitaʻ ile gıbbe bidel-i misli ve ma‘rifet-i mütevelli-i Şeyhi âhire ferağa ve bidel-i istirbâh ve istihlak ve gasile infâk ve iksâ olunmak sağîre mezbûre hakkında her vecihle enfeʻ ve evla olmağla ber vech-i muharrer dükkani mezkûrda olan bir sehem hisse-i şayiâsı şahsi ferağa kıbel-i şer‘den bana izin virilmek bi’l-vesâye metlubûmdur. Didikde fi’l-hakîkat vasî mezbûrun kelimât-ı meşrûhesi vâki‘ mutâbiki diki zeyli vesîkada muharrerü’l-esâmi-i müslimîn ihbârlarıyla lede’ş-şer‘î’l-enver zâhir ve mutahakkık olmağın hâkim mevkiʻ Sadri kitab raf’î kedre Mevlânâ elyab tubâ lehu ve hüsn-ü meab Efendi hazretleriden sağîre-i mezbûre Emîne’nin ve dükkân-ı 173

mezkûride olan bir sehem hisse-i şayiâsını ber vech-i muharrer bâ ma‘rifet-i müşteriti sofar ferağa vasî mezbûr El-Hac Mehmed Ağa’ya izin virilmeğin mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb ve imlâ olundu. Fî 9 Muharrem sene 1221 (29 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Ahmed Usta bin Mustafa. Ve Ömer Ağa bin Ahmed. Mahmûd Ağa bin Süleymân el-muhzır. Es-Seyyid Mehmed ʻAli Ağa bin Hasan. Çûkadâr Yûsuf Ağa bin Ebûbekir. S.25.a.2: Zikri atîyyü’l-husûsun mahallinde ketb ve tahriren içün bi âvni cânib-i şeriʻât-i ğerra bi’l-iltimâs mezûnen izni olunan Mevlana Mehmed İzzet Efendi Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinânpâşâ-yı ‘Atîk Mahallesi’nde vâki‘ mutalli esrar-i feyz kutsi Yani ve medille-i aşk dadi subhani şiyoh-i rumun tabdarı kutbü’l- ʻârîfîn ğavsü’l-vasilin Neccârzâde Eş-Şeyh El-Hac Mustafa Rızaddin Nakşibendi k.d.s. ʻAli hazretlerinin hanikâ-i âliyelerine varıb hanika-i mezkûrda hâlâ post neşir erşir maʻneviye muhrim esrarü’l-kani kibriyete Eş-Şeyh İsmâʻil Efendi’yü mahsûs odada mektûbü’l-esâmi bi zeyli’l-hasîb-i müslimîn husûslarında akd-i Meclis-i Şer‘î ʻâli itdikden Medine-i Üsküdar’da Mehme mahallesinde sâkin iken bundan akdem vefât iden Şerîfe ‘Aîşe Hâtûn ibneti Abdullah Sadri kebîr oğlu ve vârîseti olan hanika-i mezkûrde sâkin Es-Seyyid Ahmed Efendi bin Süleymân muhtelü’l-bûluğ olub gayri reşit olmağla mezbûr Es-Seyyid Ahmed Efendi tasarrufattan ba‘de’l-hicri mâl sahvine degin bi’t-terâdî kabz ve hifz-i birle umûrunu ru‘yete bundan akdem kıbel-i şer‘den emmisi Ahmed vasî nasb ve ta’yîn olunub el-haletü hazihi vasî mezbûr vefât itmeğin yerine gayri reşit mezbûrun mâlını ahz ve kabz ve hifze ve umûrunu tesviye ve ru‘yete bir vasî nasbından lazım ve mühim olmağın emanet ile ma‘rûf ve istikâmet ile mevsuf ve her vecihle vesayet uhdesinden gelmeğe kadır iduki zeyli vesîkada muharrerü’l- esâmi sukad sehihetü’l- kelimat ihbârlarıyla lede’ş-şer‘î’l-enver zâhir ve mumayin olan gayri reşit mezbûrun emmizâdesi sahib-i hazal-kitabü’l-mustetab mûmâ-ileyh Eş-Şeyh İsma‘il Hakkı Efendi bin El-Hac Sâlih Efendi’yi Mevlânâ mezbûrdan gayri reşit merkûmun mâl sahvine degin mâlın ahz ve kabz ve hifzi birle kemâ hüve hakkuhu edâya makdur ve ikdar eylediğim Mevlânâ mersûm Mevlânâ merkûm mahallinde ketb ve tahrîr ve meâ mebʻûs umena-i şerʻle meclis-i şer’e gelüb âla vukuʻîhi inhâ ve takrîr itmeğin mâ-vaki‘ fî 7 Muharrem sene 1221 (27 Mart 1806). 174

Şuhûdu’l-Hâl: İmâm Es-Seyyid İbrâhîm Efendi bin El-Hac Hasan. Mehmed Ağa bin El-Hac Hüseyin. Halîl Efendi bin İbrâhîm. Enderûn-u Hümâyûn Ağalarından Abdullah Ağa . Mahmûd Ağa bin Süleymân el-muhzır. Râşid Efendi bin El-Hac Mehmed. Es-Seyyid Mehmed ‘Alî Ağa bin Hasan. Es-Seyyid Yûsuf Ağa bin El-Hac Ahmed. Es-Seyyid Süleymân Efendi bin Es-Seyyid Feyzi. Derviş İsma‘il bin Ahmed. Çûkadâr Yûsuf Ağa. S.25.b.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Somuncuoğlu Mahallesi’nde ve zâtî zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmiyi müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife olan ‘Aîşe Hâtûn ibneti İsma‘il Meclis-i Şer‘î Şerîf enver tevkîrde zevc-i muhalî-î işbû bâ‘isü’l- vesîkakiler hasse ocağı neferâtından ‘Alî bin Mustafa mahzarında takrîr-i kelâm ve ta‘bîr-i ‘ani’l-merâm idüb mezbûr ‘Alî zevci dahîlim olub lâkîn beynimizde hüsn-i muaşeretimiz olmamağla zimmetinde takrîr ve ma‘kûd-u ‘aliyye olan kırk gurûş mehr-i müeccelem ve nafaka-i iddet ma’niye-i matlubem üzerlerine ve mû‘net-i süknâm dahî kendi üzerime olmak üzere zevci mezbûre ile muhʻalîâ-i sehihe-i şer‘îye ile hul‘ olduğumda ol-dahî semeni mezkûru ba‘de’l-kabûl hukûk-ı zevciyete ve ibtida-i zevciyetimizden işbû tarafından her birimiz aherin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ fî 25 Muharrem sene 1221 (14 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Osmân Efendi bin Mehmed. Bölükbâşı El-Hac Mehmed bin Ahmed. ‘Ömer bin Osmân. Muhzır Mahmûd Ağa bin Süleymân. S.25.b.2: Husûs-u atîyyü’l-beyânın mahallinde ketb ve tahrîr içün bi’l-iltimâs bû fekir Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş mahallatından Sinânpâşâ-yı ‘Atîk Mahallesi’nde vâki‘ Nazlı nâm nasrâniyenin menziline varub zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmiyi müslimîn huzûrlarında akdi Meclis-i Şer‘î ʻâli itdikde şahsı ta‘rîf şehadetleriyle ma‘rife olan Ekabet binti Rahayil nâm bikri bâliğe meclis-i ma‘kûd mezkûrde kezalîk şahsı ta‘rîf-i şerî ile ma‘rife olan işbû hamilü’r-rakim mersûmem Nazlı binti Bâğus nasrâniye ile hâlâ zevci Karabet veledi Agob nâm nasrâniye muvâcehelerinde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb ben bûna hizmet iderim makuliden olub târîh-i küttâba gelinceye degin zevcem mersûmânın ibrâ ile mevku kulunuz 175

nasrâniye-i mersûmenin hıdmetinde dokuz sene hizmet itmekle hizmet-i mezkûride mustehik olduğum ecri mislim mukabilesinde zevcim mesfûrân Nazlı nasrâniye ile Karabet veledi makundan fekren iki yüz elli gurûş ile bir çift zümrüt küpe ve bir çift zümrüt sine ve bir sim kuşak ve bir altın yüzüğü bana def‘ ve teslîm itmekle ben dahî yedlerinden bi’l-iltimâs ve’l-kemâl ahz ve kabz ittiğim bû vecihle beynimizde müte‘allik ‘âmme-i da‘vâ ve mutalabât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan mesfûrân Nazlı ve Karabet ve oğulları işbû hadir bi’l-meclis Agob ve kız karındâşı gâibete âni’l-meclis Penbe nasrâniye ile her birimiz birinin zimmetlerini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât eylediğimde zevcem mersûmân Nazlı ve Karabet mesfûr kendiden asâleten ve kız karıdaşı gâibe-i mesfûre Penbe nasrâniye tarafından vekâleten ibrâ-i mezkûru kabûl eyledik didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ bi’t-taleb ketb ve imlâ olundu. Fî 28 Muharrem sene1221 (17 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Eşrâf-i kuddatdan Mehmed Âtaullah Efendi. Eşrâf-i kuddattan ʻArîf Efendi bin Mehmed. Kuddattan Mehmed İzzet Efendi bin El-Hac Abdullah. Matuz veledi Fayil. Esefuk veledi Çobân. Ve Mardros veledi Eryan. S.26.a.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavut karyesi mütemekkininden Manul veledi Tohur nâm zimmî Meclis-i Şer‘î Şerîf enverde işbû hamilü’s-sofar li-ebeveyn er-karındâşı Nikoli veledi el-mersûm Tohur zimmî muvâcehesinde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb karındâşım mersûm Nikoli zimmînin yedinde mülk ve hakkım olub karye-i mezbûrde vâki‘ bir taraftan Tuloğlu menzili ve bir taraftan Meku menzili ve baʻzen Yavlu zimmî ve Sine nasrâniye menzilleri ve taraf-i rabi‘ tarîk-i ‘âmm ile mahdûd bir bâb mülki menzilin nısf-i şayiâsını bundan akdem yedinden ahz ve kabz eylediği dört yüz gurûş mukabelesinde bi teriki’l-istiklâl bana bey‘ ve teslîm itmişdir. El-hâletü hâzihi hakikatta ve nısf-i menzil mezkûr emni olmağla karındâşım mesfûr bana vekîl olan meblağ-i mezkûr dört yüz gurûşa bana edâ ve teslîm ben dahî yedimden semni merkûm ile nısf-i menzil mezkûrun beher şehr dörder gurûş îcâresinden işbû târîh-i kitabâ geline müştemiʻ olan matlubi’l-mikdâr meblağı bi’l- iltimâs ve kemâl ahz ve kabz ve menzil-i mezkûrda olan nısf-i şayiâsını zimmetinden ba‘de’l-fekl ve’l-istihlas mersûm Nikoli zimmîye teslîm zimmetinden kabz ve teslîm ettirib fî mâ-ba’d nısf-i menzil mâli veraset mirasım mersûmun mülk ve hakkı olub 176

benim ‘alâka ve müdahalem kalmamıştır didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î Fî 27 Muharrem sene 1221 (16 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Muhzır Mahmûd Ağa bin Süleymân. Mehmed ‘Alî Ağa bin Hasan. Çûkadâr Yûsuf Ağa bin Ebubekir. Yasakcı Süleymân Ağa bin Ebûbekir. Ebûstol veledi Yuramdu. Tenaş veledi Endûn. S.26.a.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavut karyesi mütemekkininden Nikoli veledi Tohur nâm zimmî Meclis-i Şer‘î Şerîf enverde işbû hamil-i rakim boyacı Yani veledi Tome nâm zimmî muvâcehesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb istiğlâl-i atî’z-zikrin südûruna degin yedimde şayi‘am mülk ve hakkım olub karye-i mezbûrde vâki‘ bir taraftan Tuloğlu menzili ve bir taraftan Meku menzili ve baʻzen Yavlu zimmî ve Sine nasrâniye menzilleri ve taraf-i rabi‘ tarîk-i ‘âmm ile mahdûd bir bâb mülki menzilde olan nısf-i şayiânem tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî mersûm Yani zimmîye dört yüz gurûşa bi teriki’l-istiğlâl bey‘ ve teslîm ol-dahî ber vech-i muharrer iştirâ ve tesellüm ve kabûl eylediğinden semen-i mezkûr dört yüz gurûş mesfûr Yani zimmî yedinden bi’t-temam ve’l-kemâl ahz ve kabz eyledikten sonra mezkûr gıbbe’t-tahliyet-i şer‘î ve tekabbüzü’l-merâ işbû târîh-i küttâbdan yine beher şehr dörder gurûşa nısfı menzil-i mezkûr iştirâ îcâr ve tesellüm eylediğimde ben dahî isticâr ve tesellüm ve kabûl eyledim dedikte gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ fî 27 Muharrem sene 1221 (16 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Şâhidûn es-sabikûn. S.26.b.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Süleymân Mahallesi’nde sâkin Süleymân ʻAlemdar bin Mustafa nâm kimesne Meclis-i Şer‘î Şerîf enverde Anadolu kuddatı eşrâfından hâlâ harem-i harameyn işbû sahibüʼl-kitabüʼl-müstetab Hüseyin Rasim Efendi bin Mehmed’in mahzarından imlâ oldu. Tarafından zikri atî husûs-u tasdîke vekîl-i şer‘îyesi olan eşrâf-i kuddattan mektûb Mehmed İzzet Efendi hudurundan ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb istiğlâl atî’z-zikrin südûruna degin yedimde bâ hüccet-i şer‘îye mustekil mülk ve hakkım olub hisse-i mezbûride kain bir bâb havlu hazeni derveninde mevcûd beyneʼl-hirf gedek ta‘bîr olunur iki kımtar değirmenimdir. 177

Çuval ve dört kürek vesâir alât-i lazime maʻlûmemiz tarafından îcâb ve kabul-u havî muhib mûmâ-ileyh Hüseyin Rasim Efendiyü bi’s-sevketi rahide beş yüz yetmiş beş gurûşa bi teriki’l-istiğlâl bey‘ ve teslîm ol-dahî ber vech-i muharrer iştirâ ve tesellüm ve kabûl eylediğinden sonra semeni mezkûr beş yüz yetmiş beş gurûşu muhib mûmâ-ileyh bana def‘ ve teslîm ben dahî yedimden bi’t-tamâm ve’l-kemâl ahz ve kabz eylediğimden sonra gedek ta‘bîr olunan alât-i mezkûreyi ani’t-tekabûtü’l-merâ yine işbû târîh-i kitabdan beher şehr altışar gurûş birer rubʻâ îcâr ve teslîm ben dahî isticâr ve tesellüm ve kabûl eyledim didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ fî 29 Muharrem sene 1221 (18 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Mukid Es-Seyyid Mustafa Efendi. Doster Feyzi Ağa. Muhzır Mahmûd Ağa . Çûkadâr Yûsuf Ağa . S.26.b.2: Hilâl-i sutûr meymenet mestûrda sebk ve imlâ olunan husûs-u sebt ve tahrîr içün sabiken rukuʻ ifzar Sadri Anadolu mezid der zaman ve vahid çeşm-i cihan müşkil keşa ve edâ-i i‘tâd ve danış-i peyraye-i sahib-i reʻyi fekatun istiʻdat devletlu înâyetlü Mulacıkzâde Mehmed Âtaullah Efendi Hazretlerinin Mahrûse-i Galata’ya Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Kuruçeşme karyesinden şerefriz sudûr oldukları sahilhânelerinde zâtî âlilerine mahsûs olan odalarına varub zeyl-i sahifide mektûbü’l-esâmi zât-i kirâm huzûrlarında bû fakir bi nefsihi âkd eylediğim Meclis-i Şer‘î şerîf enverde ve muhsili din-i münif ezherde umdetü’l-muheddat züddetüʼl-mukerrad âliyetüʼl-zat Safiyetüʼs- sifat sahibet-i hazihi’l-kitabü’l-mustetab îsmetlu iffetlu Şerîfe Ratîbe Hânım ile el- merhum el-mebrûr kâ‘immakam besbek Es-Seyyid Mustafa Beşe meclis-i ma‘kûd mezkûrda mûmâ-ileyhâ Şerîfe Ratîbe Hânım'ın zevci muhâliʻâ müderrisin kirâm zeviʼl- ihtiramdan bâsiretlu necatlu Es-Seyyid Mehmed Âtaullah Efendi heyruʼl-merhûm el- mebrûr Kadrzâde Es-Seyyid Mehmed Râşid Efendi tarafî bâhir-i şerîf ki yemanelerinden husûs-u atîyyü’l-beyânda vekili olduğu müderrisinden Es-Seyyid Yaʻkub Efendi bin Es-Seyyid nasrâniye ve eşraf-i kuddatdan Abdullah Efendi bin İbrâhîm şehâdetleriyle sâbit olan ancak üç bin gurûş ile nafaka-i iddet maniye-i ma’lûmem üzerlerine mü’net-i süknâm dahî kendi üzerime olmak üzere zevcim mûkil mûmâ-ileyh ile muhâliʻâ-i sehihe-i şer‘îye ile hul‘ olduğunda vekîl-i mûmâ-ileyh dahî bi’l-vekâle hul‘î mezkûru ba‘de’l-kabûl mehr-i müeccel-i mezkûr Emîn mâ-adâsı olub 178

zevcem mûkil mûmâ-ileyhin zimmetinde bâkî kalan iki bin gurûş alacak hakkımdan mâ-adâ hukûk-ı zevciyet ve ibtida-i zevciyetimizden işbû târîh-i kitabâ gelince sâ‘ir beynimizde ceryân iden cemiʻ ahz ve âta ve muâmelyât-i şeta ve bi’l-cümle hukûk mâlume ve mechûleye ve kendileri dahî bâ-hüccet tarafından mutalaa eylediğim beş bin yedi yüz bin beş gurûşa müte‘allik ‘âmme-i da‘vâdan mûkil mûmâ-ileyhin zimmetlerini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ve iskât-i tam serih-i merâ ile ibrâ ve iskât eylediğimde vekîl-i mûmâ-ileyh Abdullah Rafet Efendi dahî kezalik hukûk-ı zevciyet ve ibtida-i zevciyetimizden târîh-i merkûme gelince sâ‘ir beynimizde ceryân iden cemiʻ ahz ve eta ve muamelyât-i şeta ve bi’l-cümle hukûk-ı mâlume ve mechûleye müte‘allik ʻâmme-i dâ‘vâmdan benim zimmetimi bi’l-vekâle ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ve iskât-i tam ve serih-i mer’â ile ibrâ ve iskât ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını bi’l- asâle ve bi’l-vekâle kabûl eyledik didi didiklerinde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î fî Muharrem sene 1221 (Mart/Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Müderrisin kirâm zevi’l-ihtiramdan faziletlu Mehmed Efendi. Müderrisinden Es-Seyyid Yaʻkûb Efendi bin Es-Seyyid Âtaullah. Eşrâf-i kuddattan Abdullah Efendi bin İbrâhîm. Kâtibü’l-hurûf Mehmed İzzet Efendi bin Abdullah. Kuddattan Es-Seyyid Mehmed Efendi bin Abdullah. Kuddattan İmâm Derviş Mehmed Emîn Efendi ve Hüseyin Ağa ve Yasakcı ‘Alî Ağa. S.27.a.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinânpâşâ-yı Âtîk Tâbi‘ Mahallesi’nde sâkin müderrisin kirâmdan Mehmed Emîn Efendi bin el merhûm mulacık zâde Mehmed Sa‘îd Efendi’nin zevce-i medhûl bihası olub Kasaba-i mezbûre Mahallesi’nde muhâli‘â olduğu günden târîh-i küttâba gelince altmış iki gün mürûr ettiği lede’ş- şer‘î’l-enver zâhir ve mutahakkık olub zat-ı heyd olan mahalle-i mezbûride sâkin ve zâtı zeyl-i kitabda muharrerü’l-esâmi-i müslimîn ta‘rîfleriyle ma‘rife olan Nefîse Hâtûn ibneti Abdullah târîhi merkûme gelince atmış iki gün içünde beyne’l- heyzeyn tuhr-i kâmil tahallüli ile üç hayz-i kâmil görüp müddet-i ‘iddetim inkedye olmağla nefsimi âhire tezvîc bana helâl oldu. Deyü eylediği dâ‘vâsında sadika olub mubtile ve kazibe olmadığına hâkim-i mevki-i sadri kitab raf-i kedre Mevla elyab tubâ lehu ve hüsn-ü meâb Efendi hazretlerimiz teklîf eyledikte ol-dahî ilmen vufke’l-mesul 179

helfî Bismillahi Teâla itdikden sonra kimesneye akd ve tezvîc itmek üzere mezbûre Nefîse Hâtûn’a izin verildi mâ-vakiʻ fî 4 Muharrem sene 1221 (24 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Mahmûd Ağa bin Süleymân el muhzır. Mehmed ‘Alî Ağa bin Hasan. Yûsuf Ağa bin Ebûbekir. S.27.a.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinânpâşâ-yı Âtîk Mahallesi’nde sâkine Nefîse binti Abdullah nâm Hâtûn tarafından zikr-i atî negâmda vekîl olduğu zâtî mezbûreyi bi’l-ma‘rifet-i şer‘îye ‘ârifân Mehmed Emîn Efendi bin Mehmed Sa‘îd ve Mahmûd Ağa bin Süleymân şehâdetleriyle sâbit olan Mehmed Ağa bin Halîl nâm kimesne Meclis-i Şer‘î Şerîf enverde işbû bâʻisetü’l-vesîka Veliddin bin Mustafa mahzarında bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mûkilem mezbûre Nefîse Hâtûn on gurûş mehr-i müeccel tesmiyesiyle merkûm Veliddin bi’l-vekâle akd ve tezvîc eyledim didikde ol-dahî ber vech-i muharrer tezvîc ve kabûl itmeğin mâ-vaki‘ bi’t-tâleb ketb olundu. Fî 4 Muharrem sene 1221 (24 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Mehmed Emin Efendi bin Mehmed Saʻid. Muhzır Mahmûd Ağa bin Süleymân. İmam Es-Seyyid ‘Alî Efendi. Mehmed ‘Alî Ağa bin Hasan. S.27.a.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Ortaköy’de sâkin iken bundan akdem vefât iden İmâm Hasan Efendi bin Mehmed’in verâseti sulbî kebîroğulları Mehmed Emîn Efendi ve Mehmed Şakir Efendi’yü munhesir ve teshih-i mesele-i mirastır. İki sehemden olub bir sehem mezbûr Mehmed Emîn Efendi’yü ve bir sehem dahî merkûm Mehmed Şakir Efendi’yü isâbet tahakkukundan sonra verâseti mezbûran Mehmed Emîn Efendi ve Mehmed Şakir Efendi Meclis-i Şer‘î Şerîf enverde işbû hamilü’r-rakîm Ezmerağde binti Konstanti nasrâniye muvâcehesinde bi’l-verâse ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb Kasaba-i mezbûreye tâbi‘ Arnavut karyasinde vâki‘ iki taraftan Kasaboğlu ve Yumteraki zimmî menzili ve bir taraftan Duhan Rafîri zimmî menzili ve taraf-i rabi‘ tarîk-i ‘âmm ile mahdûd ve tahminen yetmiş zirah arsa üzerinde mebni tahtani bir bâb oda ve bir sofa ve bir kenîf ve mutbah ve zokâk kapısını müştemil bir bâb mülk-i menzil babamız Tufar mezbûrun ile’l-vefât yedinde mülk ve hakkı ve ba‘de vefâtihi ber teshih-i mezkûr bize muris olmağla biz dahî menzil-i mahdûd mezkûr 180

tarafından îcâb ve kabûl-u hâvî şurût-i mufside ve mevaniâdan ârî bey‘-i bât-i sahîh-i şer‘î ile mersûme Ezmurağda nasrâniyeye bin iki yüz gurûşa bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimizde ol-dahî ber vech-i Muharrem iştirâ ve tesellüm ve kabz ve kabûl eylediğinden sonra semeni mezkûr bin iki yüz gurûş müşteriye mesfûreye bana def‘ ve teslîm ben dahî yedimden temâmen ahz ve kabz ve beynimizde iştirâken ikt’Îsam eylediğimizden sonra mebiʻi mezkûrun takrîr ve gebnine müteâllik ‘âmme-i da‘vâdan tarafından her birimiz aherin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını ba‘de’l-kabûl fî mâ-ba’d menzil mezkûrda bizim aslâ ve kat‘en ‘alâka ve müdahalemiz kalmayub mersûme Ezmerağde nasrâniyenin mülki mahzi ve hakk-i sarfı olmuştur. Didiklerinde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î mâ-vaki‘ fî 5 Muharrem sene 1221 (25 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Müezzin Mahmûd Ağa bin Mustafa. Müezzin Es-Seyyid ‘Alî Efendi bin Bekir Seyyid Mustafa. Odazâde Mehmed Ağa. Muhzır Mahmûd Ağa ibni Süleymân. Mehmed ʻAlî Ağa bin Hasan. S.27.b.1: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavut karyesinde mütemekkin Efrenc tâ‘ifesinden Yurğaki veledi Enfetos nâm zimmî Meclis-i Şer‘î Şerîf enverde işbû hamilü’s-sefer Yani veledi Tefume nâm zimmî muvâcehesinde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb karye-i mezbûride vâki‘ mersûm Yani zimmînin tahti tasarrufunda olan bir bâb şekerci dükkânında beher şehr on üç gurûş îcâre tesmiyesiyle muşahete bir sene müstecar olub el-haletü hazihi fesh-i akd îcâre birle dükkani mezkûrda hurûc idüb zimmî mersûmun bi şarti’r-rucû‘ emriyle dükan-i mezkûre masrafım olan yüz yigirmi beş gurûş bana def‘ ve teslîm ben dahî yedinden ahz ve kabz idüb fî mâ-ba’d dükkân-ı mezkûrda mesfûr Yani zimmînin zimmetine bir akçe ve bir hebbe hakkım ve alacağım kalmayub husûs-u mezkûrde vesâir beynimizde ceryân iden cemiʻ ahz ve âta ve ma’lûmat-i şeta ve bi’l-cümle hukûk-ı maʻlûme ve mechûleye müte‘allik ‘âmme-i da‘vâdan zimmî mesfûrun zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât eylediğimde mersûm Yani dahî her birinde medfuʻ olan yüz elli altı gurûş îcâre teslîmeye ve târîh-i mezbûre gelince beynimizde ceryân iden cemiʻ ahz ve itâ ve muhâmelât-i şeta ve bi’l-cümle hukûk-ı maʻlûme ve mechûleye müte‘allike ‘âmme-i da‘vâdan benim zimmetimi ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î le ibrâ ve iskât ve her birimiz ber 181

vech-i muharrer aherin îcârını kabûl eyledik. Didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î fî 8 Muharrem sene1221 (28 Mart 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Muhzır Mahmud Ağa bin Süleymân. Hasekî Süleymân Ağa bin Mehmed. Yasakcı Süleymân bin Mustafa. Selim bin Ahmed. Mehmed’Alî Ağa bin Hasan. Tenaş veledi Endun. Makur veledi Tohur. Epotol veledi Poraşkoh. Nikoli veledi Etrasi. S.27.b.2: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavut karyesinde mütemekkinlerinden iken bundan akdem Halîk olan Terkoni veledi Tenaş nâm zimmînin verâseti zevce-i metrûkesi Mariya binti Nâmku nasrâniye ile sulbî kebîroğlu Yorgi zimmîye inh’Îsarı tahakkukundan sonra vârîsan-i mersûman tarafından husûs-u atîde ikrâra vekîl olduğu şahsı mersûmeyi ‘ârifânYani veledi Yandu ve Fîryani veledi Koste zimmîler şehâdetleriyle tesbit olan vekîl Yurad veledi Nikola nâm zimmî Meclis-i Şer‘î Şerîf lazimü’t-tevkîrde işbû hamilü’s-sefer Dimitri veledi Yani zimmî muvâcehesinde bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb müekkelyâm mersûmân mesfûr Dimitri zimmînin yedinde mülk ve hakkı olub karye-i mezbûride vâki‘ bir taraftan âhir Pebâkud zimmî ve bir taraftan Kalçeçe nasrâniye ve bir taraftan Yiderğaki zimmî menzilleri ve taraf-i râbi‘î tarîk-i ‘âmm ile mahdûd bir bâb muhterik mülki menzil arsası murisimiz Halîk mersûm Toni zimmî yedinden istidâne ve kabz eylediği beş yüz gurûş mukabelesinde bi terikü’l-istiklâl halîk mersûme edâ ve teslîm eyledikten sonra arsa-i mezkûreyi gıbbe’t-tahliyet-i şer‘î ve tekabbüz-ü merî beher şehr altışar gurûş on paya bir sene tamamına degin arsa-i merkûmeyi murisimiz Halîk mesfûr zimmî mersûme îcâr ve teslîm itmişdi. El-hâletü hâzihi mesfûr zimmî Halîk oldi. Meblağ-i mezkûr hasren bize mevruse olmağla asıl mâl mezkûr beş yüz gurûş ile müddet-i mezkûrde temamına degin beher şehr altışar gurûş üzere pârîden zimmetinde müştemi olan mâlumü’l-mikdar meblağ-i mersûm Dimitri zimmî yedinde bi’l-iltimâs ve’l-kemâl ahz ve kabz arsa-i mezkûreyi zimmetinden ba‘de’l-fek ve istihlas zimmî mesfûre teslîm ol-dahî tesellüm ve kabz idüb arsa-i merkûme kemâ fî evvem mersûm Dimitri zimmînin mülki sehihi olmuştur ve didikde gıbbe’t-tasdikü’ş-şer‘î fî 5 Muharrem sene 1221 (25 Mart 1806).

182

Şuhûdu’l-Hâl: Mahmûd Ağa bin Süleymân. Mehmed ‘Alî Ağa bin Hasan. Çûkadâr Yûsuf Ağa bin Ebubekir. Yasakcı Süleymân bin Mustafa. Aputol veledi Poraskoh.Tasul veledi Endun. S.28.a.1: Kayd-ı İʻlâmât Fî Muharrem sene 1220. An zemeni Mehmed Âtaullah Efendi Nurizâde. Maʻrûz-i dâʻî devlet-i ʻâliyeleridir ki: Beşiktâş’da sâkin Habibe Hâtûn ibneti Abdullah ve Sadri kebîr oğlu Süleymân Ağa ibni Mehmed Sâdık Ağa tarafından husûs-u atîyyü’l-beyânı taleb ve da‘vâ ve tesviye ve tanzime ber nehc-î şer‘î vekâleti sâbit olan Mehmed Ağa ibni ‘Ömer Beşiktâş mahkemesinde rû‘yet olunması bâbında muddâʻîlerine hitâben Sâdır olan ferman-ı ʻâlilerine imtisâlen mübâşir ta‘yîn bûyrulan Divân-i Hümâyûn çavuşlarından Kırkçeşmeli Mustafa Çavuş menbâları ma‘rifeti ve ma‘rifet-i şerʻle meclisi şerʻâ ihdâr olunan Beşiktâş sukkunda vâki‘ dekâkîn müsteʻcirlerinden Demirci Mehmed Beşe ibni Ahmed ve diğer Demirci ‘Alî bin Mehmed ve Kadayıfçı El-Hac Abdullah bin El-Hac İbrâhîm ve Kahveci Bekçioğlu ve Bostani Mehmed ve Kahveci eski Abdullah ve Kahveci Süleymân oğlu Mehmed ve Hancı Kabril veledi Tedun ve atucu Kurek veledi Kabril ve fırıncı Elya veledi Yani ve kürekçi Nike veledi Ebûstul ve Çilingir Kirkor veledi Hanıs ve Çöpçi Bâğus veledi Agob ve diğer Çilingir Serkez veledi Kurek muvâcehelerinde emin ğanim merhûm Mustafa Efendi nâm sahibü’l-heyrin evkâfından sukk-i mezkûrda kâin merkûmunun müsteʻcir oldukları on üç âdet dekâkinde müekkillerim mezbûr Nanik bi’l-iştirâk ve bi izni mütevelli taht ve tasarrufunda olub lâkîn müsteʻcirun merkûmunun verdikleri şuhuriye îcârları ecr misilden misil ve kideri ma‘rûfu üzere îcâr müşaherelerin edâda taâllul ve muhalefet itmeleriyle sû‘al olunub kider-i ma‘rûf olmak üzere birer mikdâr îcâr kadîmine dem olunmak kabûl itmezler ise her birer dükkanlarını külliyeye tenbîh olunmak bi’l-vekâle matlûbumdur deyü ba‘de da‘vâ ve sû‘al merkûmun cevaplarında müvekkilem mezbûre Habibe Hâtûn’un zevci ve mezbûr Süleymân Ağa’nın babası müteveffa Mehmed Sâdık Ağa canibinden dekakil mesfûrunun her birinde îcâr eylediği şehriye-i kadimelerin edâda takassül ve muhafeletimiz olmayûb bâʻzen îmarat ve mermetini dahî kendi yedimizden harc ve sarf ve îcârına dahî mahsub itmeyip ve gerek olmak üzere dahî medhelemiz ve senedimiz 183

yoktur deyü ikrâr ve iʻtirâf ve bû vecihle beynlerinde münazaât-i kesîre vukuûndan sonra ahâlî-i Beşiktâş’dan musikan-i muvahidiniden ceridide mebsutü’l-esâmi Bâğrid ehl-i vukûfdan dekâkîn mezkûrunun el-yevm ecr misli ve kideri ma‘rûfu dükkan dükkan ba‘de’l-istihbâr bi’l-cümle icmâʻ ve ittifak üzere bi’t-terâdî dekâkîn mezkûrun külliyen münhedim ve maâzzalluhu teâla muhterik olursa mutasarrıflârî binâ ve inşâ ve cüz-i tamiratını müsteʻcirleri yakmak üzere iki gurûş demirci dükkanlarının kadimi şehriyesi üç gurûşa birer gurûş dem ve kadayıfçı dükkânı kadim şehriyesi iki gurûşa bir gurûş ve gemicioğlu kahvesinin kadim şehriyesi iki gurûşa bir gurûş ve eski Abdullah kahvesinin kadim ehriyesi iki gurûşa on paye ve söylemez oğlu Mehmed kahvesinin kadim şehriyesi yetmiş payeyi doksan payeye ve duhancı dükkânı kadim şehriyesi üç gurûşa bir buçûk gurûş ve uncu dükkânı kadim şehriyesi üç gurûşa iki gurûş ve Kahveci dükkânın kadim şehriyesi üç gurûşa iki gurûş ve fırıncı dükkânın şehriyesi üç gurûşa bir buçûk gurûş ve kürkçü dükkânın kadim şehriyesi iki buçûk gurûşa bir kuruç ve çilingir dükkânın kadim şehrisi yetmiş payeye otuz paye ve iki adet çaycı dükkanlarından kadim şehriyesi üç gurûşa iki gurûş zam ile tesviye ve tanzim ve işbû sene-i mübâreke Rebiʻü’l-evvel gurresinden vekîl-i mezbûr Mehmed Ağa hudur-i şer’de bi’l-vekâle her birine ber vech-i muharrer îcâr anlar dahî isticâr ve kabûl ve ol vecihle katʻü’n-nizâʻ eyledikleri Beşiktâş mahkemesinde ba‘de’t-tescîl mübâşir merkûm iltimâsıyla huzur-i temşirine i‘lâm olundu. Bâkîyi’l-emr li hazreti menlehu’l-emr. Fî 22 Muharrem sene 1220 (22 Nisan 1805). S.28.a.2: Maʻrûz-i dâʻî devlet-i ʻâliyeleridir ki: Kasaba-i Beşiktâş’da Maçka Mahallesi’nde mütemekkin Yani veledi Nikola nâm zimmî İzzetlu Bostancıbâşı Ağa tarafından ta‘yîn olunan Ahmed Hasekî kulları mübâşeretiyle Kasaba-i mezbûre mahkemesine ihdab ittirdiği Yunaki veledi Bâraşkut nâm zimmî muvâcehesinde târîh-i i‘lâmdan bir sene mukaddem dört yüz otuz bir gurûş reʻsi mâl benim ve üç yüz yetmiş gurûş mesfûr Yunaki zimmînin sermeyemiz olub hâsıle olan faide beynimizde âle’s-seviye taksim olunmak üzere koyunculuk sanâtında akd-i şirket idüb beher reʻs sekiz gurûşa iki yüz yigirmi iki reʻs sağmâl ğenem ve yetmiş gurûşa dokuz reʻs sağmâl keçi ve üçer gurûşa on altı adet kuzu ba‘de’l-iştirâ mesfûr Yunaki zimmî hâsılatını ve zikr olunan ğenm ve keçi ve kuzu ve oğlaklarını feruhet ve kabz-i semen itdikden sonra fesh-i şirket ve ahz ve i‘tâsının hesabını muvâcehesinde 184

rü‘yet itmeyip kaide olmak üzere hebbe-i vahide vermediğinden mâ-adâ sâ‘ir mâlım olan meblağ-i mezkûr dört yüz otuz bir gurûş hâlâ zimmetinde kalmağın sû‘al olunub hesabca rü‘yet ve zuhûr iden faidenin nısfı ve râ‘iş mâlım olan meblağ-i mezkûru bana edâya tenbîh olunmak matlûbumdur deyü ba‘de da‘vâ ve sû‘al mesfûr Yunaki zimmî cevanibde fî’l-hakîka muddaâ mezbûrun takrîr meşrûhası üzere akd-i şirket eylediklerin ve mezkûrü’l-mikdâr sağma koyundan ve keçi ve kuzu iştirâ ve bi’l-cümle hasilatı senemlerini kabz eylediğini ba‘de’l-ikrâr talebleriyle ahz ve i‘tâlarının mahdûd h’Îsabı ala vech-i tedkik-i rü‘yet olundukta tarafının tesadikleriyle iştirâ eyledikleri mezkûrü’l- mikdâr koyun ve keçi ve kuzuya verilen cem‘ân sekiz yüz seksen bir gurûş ve ber mûcib-i defter müfredât çobânlara verilen ücret ve yemeklik ve mesʻârîf-i sâ‘ireleri cem‘ân iki yüz elli buçûk gurûşki min hasebi’l-mecmuʻ iki bin yüz otuz bir gurûşa bâliğ ve feruhet eyledikleri mahsulat ve kuzu ve oğlak ve ğanem ve keçi semenleri cem‘ân bin yedi yüz yigirmi dokuz gurûşa bâliğ olmağla makbûzâtı mesarifatından furuʻ minha zam olundukta dört yüz yedi gurûş üç rubûʻ kadar terettüb eylediğini zâhir ve aşikar olmağın nısfı iki yüz üç gurûş otuz beş payeyi mesfûr Yani zimmînin iddiâsı olan dört yüz elli bir gurûştan ba‘de tenzil bâkî kavli meblağ-i mezkûr iki yüz yigirmi yedi gurûşu beş payeyi muddaâm mesfûre edâ ve teslîm ol-dahî yedinden ahz ve kabz idüb bû vecihle katʻüʼn-nizaʻ eyledikleri Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve mübâşir merkûmu elini hudûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Bâkîyi’l-emr li hazret-i menlehu’l-emr. Fî 23 Muharrem sene 1220 (23 Nisan 1805). S.28.a.3: Maʻrûz-i dâʻî devlet-i ʻâliyeleridir ki: Galata müzâfatında vâki‘ kebâpçı esnâfı Kethüdâsı ‘Ömer Celîl ibni Ahmed ve yiğitbâşı Mehmed bin Hasan ve ustalarından Yunus bin ‘Ömer ve Mahmûd bin Mustafa nâm kimesneler Beşiktâş mahkemesinde Meclis-i Şerʻde Şerbetçi taʻifesinden Pâşâlı Mehmed bin Ahmed ve Erenyud Kuru ‘Alî bin Murad muvâcehelerinde işbû yedimize i‘tâ bûyrulan bin iki yüz beş senesi târîhiyle müerrih bir kıtʻâ fermân-ı ʻâli mentuku üzere Galata ve müzâfatında cem‘ân altmış dört adet ve hoşabçı ve şerbetçi dükkanları olub üç adet dükkan Beşiktâş’da el-yevm mevcûd ve ibâdullaha hoşab-i ab tertib-i bey‘ bû vecihle mudayike yok iken mezbûran hamdest ve her biri vera olmayûb ve canibden Beşiktâş’a zuhûr ve çarşı ve pazarda ve köşe bâşlarına şerbet bey‘ itmeleriyle esnâfımızdan mâru’z-zikr Beşiktâş’da olan üç adet dekâkînlerin tatiline bâdi ve beyneʼl- 185

esnaf merâ tutulan nizamımızın ihtalına müvedii olmamağa ber mentûk-i emri ‘Alî mezbûran asitade hizmet idüb revan olmadıkça ve hevabları üzere çarşu ve pazarda ve köşebâşlarında şerbet bey‘ itmemek bâniyeye bir kıtʻâ emri âli sudûr istidasında olmadı münasebetiyle hüner asirimiz i‘lâm olundu. Bâkîyi’l-emr li hazret-i menlehu’l-emr. Fî 25 Muharrem sene 1220 (25 Nisan 1805). S.28.b.1: Maʻrûz-i dâʻî devlet-i ʻâliyeleridir ki: Kovancla Ceryenalud veledi Nikola ve Şeriki Minhal veledi Endun nâm zimmîler İzzetlu bostanci mübâşir Ağa tarafından ta‘yîn olunan Cevfedâr El-Hac Mehmed kulları mübaşeretleriyle Beşiktâş Mahkemesi’nde ihdâr ittirdikleri tablekâr Dimitri veledi Cani nâm zimmî muvâcehesinde târîh-i dâ‘vâmdan bir sene mukaddem mesfûr Tabenkar Dimitri zimmetinde dükkânımızdan kaldırdığı fırıncda ekmeği semeninden yetmiş bir gurûş alacak hakkımız olub bir gurûşunu yedinden ahz mâ-ʻadâ yetmiş gurûş taleb iderim deyü her biri ba‘de’l-da‘vâ ve sû‘al mesfûr Dimitri cevânibe fi’l-hakîka yetmiş gurûş fırıncı ekmeği semeninden müddeiye mesfûrâna deyni olduğunu ikrâr lâkîn müstehiken teslîm itmedim deyü ba‘de’l-vâki‘ ve’l-inhâ def‘-i mezkûr-i deyn esnasından izhar-i acz birle bi’t-taleb ketb mesfûrâna Niyalut ve Minhal zimmî bâ’deʼt-tehlifü’ş-şer‘î mûcible meblağ-i bâkî mezkûr yetmiş gurûş zimmîyan mesfûrâna edâ ve teslîm mesfûr Dimitri zimmeye tenbîh olduğu Beşiktâş mahkemesinde müstecir ve mübâşir merkûm iltimâsıyla huzûr-iâlilerine i‘lâmdır. Fî Muharrem sene 1220 (Nisan 1805). S.28.b.2: Maʻrûz-i dâʻî devlet-i ʻâliyeleridir ki: Kayıkçı Mehmed bin Mustafa nâm kimesne İzzetli bostancı mübâşir Ağa tarafından ta‘yîn olunan Hasekî Abdullah Ağa kulları mübaşeretiyle Beşiktâş mahkemesine imza ittirdiği Tophâne İskelesi’nde Kayıkçı Mustafa bin Hüseyin muvâcehesinde Meclis-i Şerʻde târîh-i i‘lâmdan üç gün mukaddem mâru’z-zikr Tophâne İskelesi’ne müşteri ile vusûlumda baʻde’l-ihrâc yine müşteri olmak üzere ancak mezbûr Mustafa ile nizâ‘ vâki‘ olmağla kerki ile sol kolum dirseği üzerinden bi gayri hak ʻamden bana darb ve karabere itmekle mûcib şer‘îyesini taleb iderim deyü ba‘de’l-da‘vâ ve sû‘al mezbûr Mustafa cevânibe fî’l-vâki‘ kerki ile darbe ikdâr iken mezbûr Mehmed Pâşâdân kerci olmağla ağızdan müşteri olmak yasaktır deyü hitâb 186

eylediğimde benim davetime şetem itmişdir deyü daʻvâ olduğu inkâr idecek mezbûr Mustafa ber vech-i muharrer muddaʻâsına şahidin ma’dulin ile bi’l-muvâcehe ba‘de’l- isbât beynlerine müslihîn tevasutuyla muddaʻâm mezbûr Mehmedi beş gurûş üzerine ba‘de akdi’l-mûsâlihe ve’l-kabûl bedel-i sulh-i mezkûr beş gurûş merkûm Mehmed’e teslîm ol-dahî yedinden temamen tesellüm ve ahz ve kabz idüb eylediği darb dâ‘vâsına ve muddaâyat ânhaya müte‘allike da‘vâdan mezbûr Mustafa’nın zimmetini ibrâ-i ‘âmm ile ibrâ ve iskât ve mezbûr Mustafa dahî eylediği teferri dâ‘vâsından fârîğe olub medfuû olan bedel-i sulh-i mezkûra müte‘allike da‘vâdan mezbûr Mehmet’in kezalike zimmetini ibrâ ve iskât ve her birin ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledikleri Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve mübâşir merkûm iltimâsıyla huzûr-i âlilerine i‘lâm olundu. Bâkîyi’l-emr li hazret-i menlehu’l-emr. Fî Muharrem sene 1220 (Nisan 1805). S.28.b.3: Maʻrûz-i dâʻî devlet-i ʻâliyeleridir ki: Galata’da keresteci esnâfı Kethüdâsı Es-Seyyid Mehmed Efendi ibni İsma‘il ve Yiğitbaşı bin Es-Seyyid El-Hac Ahmed ve ustadlarından El-Hac Mustafa bin Yûsuf ve Es-Seyyid El-Hac Yûsuf bin İbrâhîm ve El-Hac İsma‘il bin Ahmed ve Mehmed Efendi ibni Mustafa vesâʻir ceridide mesbûtü’l-esâmi on beşer neferden mütecaviz keresteci ustaları İzzetlu Bostancıbaşı Ağa tarafından ta‘yîn olunan Hasekî ʻAli Ağa kulları mübâşeretiyle Beşiktâş mahkemesine ihzâr ittirdikleri Medine-i Üsküdar’a tâbi‘ kulları bağçede keresteci Es-Seyyid Ebûbekir Celîl ibni Es-Seyyid Ahmed muvâcehesine Üsküdâr ahâlisinden debbâğ hizmetkârı olub Galata’ya müzâfa Beşiktâş kasabâsına tâbi‘ Kuruçeşme karyesinde bâğırsak iştirâ iderken ahz olunan İsma‘il bin İbrâhîm ve Topçu ‘Alî bin Mehmed hazır oldukları halde Meclis-i Şerʻde kadimü’l-eyyâmdan beri Galata ve nevahi ve kurasından zebh olunan ağnâm ve keçi bâğırsaklarının bey‘ ve şirâsı bundan akdem yedimize ihsân buyrulan bi’l-ism-i mübârek hatt-i hümâyun şevket mekrûn ile muşih-i fermân-ı ʻâli mentukunca esnâfımız ricâlına ta‘yîn ve tahsîs ve şaâmız olub ecanibden bir türlü dehl ve taârruz ki iştirâ olunmak îcâb itmez iken işbû hâzırân mezbûran İsma‘il ve Topçu ‘Alî Kuruçeşme’de vesâʻir Galata havalîsinden mezbûr Es-Seyyid Ebûbekir’in emriyle hefîyeten zebhi olunan ağnâmın bâğırsaklarını iştirâ ve debâklarını tahmil mekulesiyle mezbûr Es-Seyyid Ebûbekir’in kerestehânesine nakl ve teslîm itmeleriyle mutağammirin kılletine bâdi ve esnâfımızın ihtimâlına müeddi olmâlarıyla sû‘al ensab hilaf-i hatt-i hümayun hareket itmeyip havalî 187

mezkûrlerden ba‘de’l-yevm bâğırsak iştirâ itmemek üzere tenbîh olunmak muradımızdır deyü ba‘de da‘vâ ve sû‘al mezbûr Es-Seyyid Ebûbekir cevâbında benim bâğırsağa ihtiyacım yoktur deyü mezbûr evamirin Galata havârîsinden bâğırsak iştirâ ittirdikleri külliyen inkâr ve mezbûran İsma‘il ve Topçu ‘Alî cevâbında Üsküdâr’da usta min debbâğ emriyle fi’l-hakîka Kuruçeşme ve havalîsinden bâğırsak hefîyeten iştirâ ve kulları kerestehânesine nakl ideriz deyü her biri bi’t-tevî ikrâr itmeleriyle yedlerinde bûlunan bâğırsakları ikrâr mûcebince müddeîyyun mezbûre teslîme ve ba‘de’l-yevm hilaf-i emri âli hevalî-i mezkûriden bâğırsak iştirâ itmemek üzere tenbîh olunduğu ve fî mâ-baʻd hilaf-i emri âli hareket her kimden zuhûr ider ise te’dim olunmak bi-tenbîh esnâf-i mezkûr ricâlının ağyaz ve istidâları Beşiktâş mahkemesinde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-i âlilerine i‘lâm olundu. Bâkîyi’l-emr li hazret-i menlehu’l-emr. Fî Muharrem sene 1220 (Nisan 1805). S.28.b.4: Maʻrûz-i dâʻî devlet-i ʻâliyeleridir ki: Harceci Nikola veledi Benaki nâm zimmî İzzetlu Bostancı mübâşir Ağa tarafından ta‘yîn olunan Hasekî Mehmed Sâdık Ağa kulları mübâşeretiyle Beşiktâş mahkemesine ihdâr ittirdiği Terzi Mustafa bin ‘Alî muvâcehesinde Meclis-i Şerʻde mezbûr Terzi Mustafa zimmetinde mâlından ve yedimden iştirâ ve ahz ve kabz eylediği zeneğter lübsi harc semenlerinden iki yüz otuz bir gurûş on pâreye alacak hakkım olub elli iki buçûk gurûş sen bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden ba‘de’l-ahz ve kabz bâkî kalan yüz yetmiş yedi gurûş otuz yedi pâreyi gıbbe’s-sû‘al eylediğimde edâda taâllül ider. Sû‘al olunub aldırılmak muradımdır deyü ba‘de da‘vâ ve sû‘al mezbûr Terzi Mustafa cevanibde fi’l-hakîka harc semenine ol-mikdâr gurûş deyni olduğunu ikrâr lâkîn meblağ-i mezkûrun elli iki buçûk gurûşunu teslîm ve başka elli gurûş dahî terzi ‘Alî yediyle muddaâm mesfûre irsâl ve teslîm itmişimdir deyü elli gurûş def‘în muddaâm mesfûr inkâr ve mezbûr Terzi Mustafa dahî isbâttan izhar-i âcz birle bi’t-taleb ketb mesfûr Nikola zimmî ba‘de’t-tahlif-i şer‘î mûcible meblağ-i bâkî mezkûr yüz yetmiş yedi gurûş otuz yedi payeyi muddaâm mesfûra edâ ve teslîme mezbûr Terzi Mustafa’ya tenbîh olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve mübâşir merkûm iltimâsıyla huzûr-i âlilerine i‘lâm olundu. Bâkîyi’l-emr li hazret-i menlehu’l-emr. Fî Muharrem sene 1220 (Nisan 1805).

188

S.28.b.5: Maʻrûz-i dâʻî devlet-i ʻâliyeleridir ki: Abâcı Ğani veledi Zeni nâm zimmî İzzetlu Bostancıbaşı Ağa tarafından ta‘yîn olunan Hasekî Çavuş Kurmi Ağa kulları mübâşeretiyle Beşiktaş Mahkemesi’ne ihdâr ittirdikleri Abâcı Petro veledi Dimitri nâm zimmî muvâcehesinde Meclis-i Şerʻde mesfûr Petro zimmetinde yedimden ve mâlımdan iştirâ ve ahz ve kabz eylediği nevʻî ve miktarı beynimizde maʻlûm abâ semeninden bâkî ba‘de kilab yüz bir buçûk gurûş alacak hakkım olmağla taleb iderim sû‘al olunub bildirilmesi muradımdır deyü ba‘de da‘vâ vel inkâr muddaâm mesfûr ber vech-i muharrer isbât üzere iken bi-evsateti müslihîn mesfûr Ğani zimmî daʻvâ-yı mezkûresinden merkum Petro ile elli beş gurûş üzerine sulh olub ziyâde muddaâsına müteâllik ʻâmme-i da‘vâdan mesfûr Petro zimmînin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve katʻüʼn-nizâ‘ ile ibrâ ve iskât ve her biri aherin ibrâsını kabûl eyledikten sonra bedel-i sulh-i mezkûr elli beş gurûşun yigirmi beş gurûşunu teslîm ol-dahî bideli ahz ve kabz bâkî kalan otuz gurûşun dahî târîh-i i‘lâmdan otuz bir gün tamamına degin mesfûr Ğani tescîl itmekle müeccel Yani mezkûr otuz gurûşun hulul-i ecelde edâsına tarafından kefalet bi’l-emr ve’l-kabûl ile bâ hüccet-i şer‘îye ile hâdır bi’l-meclis Kidemneci Yâni veledi Yuriyi zimmî dahî kefîl ve damın olub bû vecihle katʻî nizâ‘ ve def‘î husûmet eyledikleri Beşiktâş mahkemesinde tescîl ve mübâşir merkûm iltimâsıyla huzûr-i ʻâlilerine i‘lâm olundu. Bâkîyi’l-emr li-hazret-i veliyyu’l-emr. Hurrire fî 3 Muharrem sene 1220 (3 Nisan 1805). S.29.a.1: Maʻrûz-i dâʻî devlet-i ʻâliyeleridir ki: Bâkkal Yerudumiz veledi Lazar nâm zimmî ʻİzzetlu Bostancı mübâşir Ağa tarafından ta‘yîn olunan Hasekî Adülhalîm Ağa kulları mübaşeretleriyle Beşiktaş Mahkemesi’nde hazır ittirdiği Berber mureli Dimitri veledi Nikola nâm zimmî muvâcehesinde mesfûr Berber Dimitri târîh-i i‘lâmdan beş ay mukaddem benim dükkânım hizasında vâki‘ berber dükkânında mütemekkin iken ben dükkânımda soyunup taşra çıktığımda mesfûr Dimitri dükkânıma duhûl vesed üzerine ved’ eylediğim cüzdan derûnunda mevcûd mecmû‘û yüz gurûşluk hiçar ve fındık ve zeyr mahbûb ve nısfıye ve rıb’îye mahlut altınları cüzdan ile maên sirke idüb ( çalıp) on iki adet altın bozdururken vakıf olduğumda istihlak eyledim kıymetleri olan yüz gurûş sana deynim olsun deyü ikrâr ve inhâ dahî itmişdi. Deyü ba‘de da‘vâ ve’l-inkâr muddaâ 189

mesfûr ber vech-i muharrer muddaâsını isbât üzere iken bi evsatet-i müslihîn mesfûr Yerudumiz da‘vâ-i mezkûresinden yigirmi beş gurûş üzerine ân inkâr-i sulh ve bedel-i sulh mezkûr yigirmi beş gurûş mesfûr Berber Dimitri yedinden ahz ve kabz idüb ziyâde yetmiş beş gurûşa müteâllik ‘âmme-i da‘vâdan mesfûr Dimitri’nin zimmetini ibrâ-i ‘âmm râfi‘ü’l-hisâm ve katiʻüʼn-nizâʻla ibrâ ve iskât ol-dahî medfû‘û olan bedel-i sulh-i mezkûr müteâllik da‘vâdan merkûm Bâkkal Yerudumiz zimmînin zimmetini ibrâ ve iskât idüb ve her biri ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eylediklerini Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve mübâşir merkûm iltimâsıyla huzûr-i âlilerine i‘lâm olundu. Bâkîyi’l-emr li-hazret-i menlehu’l-emr. Hurrire fî 10 Muharrem sene 1220 (10 Nisan 1805). S.29.a.2: Maʻrûz-i dâʻî devlet-i ʻâliyeleridir ki: Vilayet-i Anadolu’da Nevşehir kazası ahâlisinden bâiset-i i‘lâm Katırcı Es- Seyyid Mehmed bin Mehmed Beşiktâş Mahkemesiʼnde Enderun-u hümayûnda aşağı mutbâh aşçılarından Osmân bin ‘Alî muvâcehesinde Meclis-i Şerʻde târîh-i i‘lâmdan bir sene mukaddem mezbûr Osmânʼın zevce-i menkûhesin mesket-i reʻsi olan Nevşehir kazâsına tâbi‘ Ayinki karyesinden katıra rukub ve seksen sekiz gurûş ücret kavliyle astina-i âliyeye getürüb zevci mezbûr Osmânʼa vusûl bûldukta ücret-i mezkûreyi kabûl ve otuz beş gurûşunu bana def‘ ve teslîm ve bakî kalan elli üç gurûşun dahî târîhi merkûmdan altı ay tamamında edâ itmek üzere hat ve zimmetini havî yedime bir kıtâ temessük virilmekle meblağ-i bâkî mezkûru taleb eylediğimde edâda taâllul ve muhalefet ider. Sû‘al olunub el-yevm alması matlûbumdur deyü ba‘de da‘vâ ve sû‘al mezbûr Osmân cevâbında fî’l-vâki‘ mezbûrun takrîr meşrûhesi üzere elli üç gurûş bana bâkî deyn olub temessükdir deyni ikrâr lâkîn muddaâm mezbûr Es-Seyyid Mehmed vilayette olan emlâkımı feruhet ettirip mezkûrü’l-mikdâr hakkını ilhak ider. Deyü eylediği def‘î meşruâttan olmayûb ala mûcib-i ikrâr meblağ-i bâkî mezkûr elli üç gurûşu muddaâ mezbûr Katırcı Es-Seyyid Mehmed’e edâya mezbûr Aşçı Osmâna tenbîh olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl bi’l-iltimâs huzûr-i ʻâlilerine i‘lâm olundu. Bâkîyi’l-emr li-hazret-i menlehu’l-emr. Hurrire Fî 15 Muharrem sene 1220 (15 Nisan 1805). S.29.a.3: Maʻrûz-i dâʻî devlet-i ʻâliyeleridir ki: 190

Bâʻîs-i i‘lâm Çûkadâr Hasan Ağa ibni Mustafa Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis- i Şer’de Çûkadâr Mehmed bin Mehmed muvâcehesinde târîh-i i‘lâmdan yedi ay mukaddem bâ ferman-i ʻâli meʻmuretiyle halebi’ş-şahbeye azimet ve ba‘de’t-temami’l- hizme avdetim esnasında yetmiş iki gurûşa iştirâ eylediğim bir top çınar ve bir top hackliyi Asitane’ye getirmek içün mezbûr Mehmed Tâhir’e teslîm ol-dahî yedimden ba‘de’l ahz ve kabz istihlak itmekle semeni olan meblağ-i mezkûr yetmiş iki gurûşu bi- terikü’z-zamana taleb iderim deyü ba‘de da‘vâ ve sû‘al ol-dahî cevâbında mâru’z-zikr bir top çınarı ve bir top hackliyi muddaâm mezbûr benden ahz ve kabzını ikrâr lâkîn Haleb’den hareket ve Asitane-i ʻâliyeye ramiz olduğum hengamda zikr olunan çınarı hackliyi işbû hadır bi’l-meclis Mehmed Şakir Ağa’ya harca vedʻ itmek üzere teslîm itmişdim deyü tasdik eylediği def‘î takrîr meşrûhu üzere mesmuâtımız olmayûb taksiratı zâhir mezbûr Mehmed Şakir Ağa dahî külliyen inkâr itmekle ol-vecihle beynlerinde bi aded-i vukûi’l-münazaâ bi evsatet-i müslihîn yigirmi gurûş Mehmed Şakir Ağa ve yigirmi gurûş dahî mezbûr Mehmed Tâhir’e virmek üzere muddaâm mezbûru ba‘de’l-mikdâri’l-mûsâlehe ve’l-kabûl mezbûr Mehmed Şakir Ağa bedel-i sulh-i mezkûrun yigirmi gurûşu teslîm ol-dahî tesellüm ve ahz ve kabz mezbûr Mehmed Tâhir târîh-i î’lamdan üç gün temamına degin bedel-i sulh yigirmi gurûşu edâ taʻahhüd ve müeccelen deyni olduğunu ba‘de’l-ikrâr bû vecihle katʻi nizâ‘ eyledikleri Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl bi’l-iltimâs huzûr-i ʻâlilerine i‘lâm olundu. Bâkîyi’l-emr li- hazret-i menlehu’l-emr. Hurrire fî 16 Muharrem sene 1220 (16 Nisan 1805). S.29.a.4: Maʻrûz-i dâʻî devlet-i ʻâliyeleridir ki: Bâlmumcu Mustafa Ağa ibni Abdullah Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavut karyesinde makâm-ı mahsûse odada akd olunan Meclis-i Şerʻde karye-i mezbûrede Yasakcı Süleymân kulları mübâşiretiyle ihdâr ittirdiği Bâkkal Yurğaki veledi Aleksi nâm zimmî muvâcehesinde mesfûr Yurğaki zimmetinde yedimden iştirâ ve ahz ve kabz eylediği vezni beynimizde maʻlûm şemʻi âsel semeninden elli dokuz gurûş otuz sekiz paye ve şerikim Ahmed Ağa yedinden iştirâ ve ahz ve kabz eylediğim sâ‘ir sekiz vakye şema-i asel semeninden kırk sekiz gurûş ki cem‘ân yüz yedi gurûş otuz sekiz pâre alacak hakkım olub meblağ-i mezkûrdan yigirmi gurûş bundan akdem mesfûr Yurğaki bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden ahz ve kabz idüb meblağ-i bâkî seksen yedi gurûş otuz sekiz payeyi taleb iderim deyü baʻde da‘vâ ve suzl mesfûr Bâkkal Yurğaki 191

cevâbında fi’l-hakîka mudde‘â mezbûrun takrîr meşrûhu üzere şemʻî âsel semeninden bâkî seksen yedi gurûş otuz sekiz paye deyni olduğunu ikrâr lâkîn mezbûr Mustafa Ağa bundan akdem karye mezbûrda Yasakcı Mehmed Sa‘îd’e meblağ-i mezkûrun tahsili içün ben sipârîş eylediğine binâen deyn-i mezkûrdan dört gurûşun dahî mezbûr Yasakcı Mehmed Sa‘îd’e teslîm itmişdim deyü eylediği zimmetini muddaâ mezbûr ba‘de’l-inkâr dafîʻiʼl-mezkûrdan vâki‘ mezkûr deyni mebniye-i beyʻine gıbbe’s-sû‘al olundukta ba‘de’l-istimhal ve’l-ihmâl müddet-i mehl-i şer‘î mürûrundan sonra ityan-i bey‘yiniden izar aciz birle mezbûr Mustafa Ağa bi’t-taleb ketb ba‘de tahlif-i şer‘î ve mûcibiyle meblağ-i bâkî mezkûr seksen yedi gurûş ve otuz sekiz pâreyi muddaâm mezbûr Mustafa Ağa’ya edâsıyla mesfûr Bâkkal Yurğaki ekvam olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve mübâşir merkûm iltimâsıyla huzûr-i ʻâlilerine i‘lâm olundu. Bâkîyi’l-emr li- hazret-i menlehu’l-emr. Hurrire fî 19 Muharrem sene 1220 (19 Nisan 1805). S.29.a.5: Maʻrûz-i dâʻî devlet-i ʻâliyeleridir ki: Beşiktâş’da Hayreddîn Pâşa Mahallesi’nde sâkine Şerîfe Münevver Hânım ibneti Feyzullah tarafından ber vech-i atî da‘vâya ber nehc-î şer‘î vekîl-i sâbitü’l- vekâlesi Osmân Efendi ibni Mehmed Beşiktâş Mahkemesi’nde Yasakcı odası olmak üzere Beşiktâş Meydânında vâki‘ bir bâb odaya beher şehr kırk pâre îcâre ile ved’î yedi mutahakkık olan Yasakcı Hâfız Mehmed Emîn muvâcehesinde müvekkile mezbûrenin yedinde olan işbû bir kıt’â hüccet-i şer‘îye mentukunca oda-i mezkûr müvekkilem mezbûrenin mülki olmağla sû‘al olunub oda-i mezkûreyi tahiye ve teslîme mezbûr Yasakcı Hâfız Mehmed Emîn’e tenbîh olunmak bi’l-vekâle matlûbumdur deyü ba‘de da‘vâ ve sû‘al mezbûr Hâfız Mehmed Emîn cevabinâ fi’l-hakîka oda-i mezkûre müekkele mezbûre Şerîfe Münevver Hânım’ın mülki olduğunu ikrâr lâkîn oda-i mezkûre kadimü’l-eyyamdan beri beher şehr kırk paye bana Yasakcı elinden îcâr alına gelüb îcâre-i mezkûreyi edâda bir vecihle taksiratım yoktur ve eslaf sabikeye dahî ber vech-i muharrer müdde-i mezbûre edâ ve teslîm idüb ancak zimmetinde altmış iki gurûş muddaâm mezbûre deynim bâkî kalmıştır deyü mikdâr-i mezkûrda eylediği zimmetinden mâ-adâ muddaam merkûmun bi şartiʼr-rucû‘ emriyle karye-i mezbûre Yasakcı ‘Alî nâm Emîneʼye olan yüz gurûş deyni edâ ve teslîm idüb meblağ-i mezkûrü’l-murabbââ merkûmdan taleb iderim deyü eylediği da‘vâdan ve def‘î mezkûr yine muddaâm mezbûr Es-Seyyid Hüseyin Efendi ba‘de’l-inkâr mezbûr Ahmed Ağa ve 192

def‘î mezkûrun muddaâsını isbâttan izhar aciz birle istihlaf itmekte mezbûr Es-Seyyid Hüseyin Efendi bi’l-muvâcehe vech-i meşrûh üzere tahlif olunmağın mûcibiyle mersûm Ahmed Ağa def‘ ve ikrârıyla lazım gelen meblağ-i mezkûr seksen iki gurûşu muddaâm merkûm Es-Seyyid Hüseyin Efendeyü edâ ve teslîme mezbûr mudaâya tenbîh olundu. Fî nefsi Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nden Hasan. Hurrire fî Muharrem 1221 (Mart/Nisan 1806). S.29.b.1: Bâʻisüʼl-i‘lâm Mehmed bin İsma‘il ve Hüseyin bin Osmân ile Esvadır veledi Rakos zimmî Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Mecli-i Şerʻde Es-Seyyid Sâlih Ağa bin Mehmed muvâcehesinde mezbûr Es-Seyyid Sâlih Ağa kasaba-i mezbûride dağız areb hamamının hamamcısı olub hamam-i mezkûride işlemek içün her birimizden rüşvet terikiyle bi-gayr-i hak mâlımdan on beş gurûştan cem‘ân kırk beş gurûş semeni ahz itmekle meblağ-i mecmuʻ mezkûr kırk beş gurusu hamamcı merkûmdan istirdad muradımızdır deyü her biri ba‘de’l-da‘vâ ve’l-inkâr müddeʻiyyun mezbûrun ber vech-i muharrer muddaâların ûdulden ‘Ömer bin El-Hac Halîl ve diğer ‘Ömer bin Hasan şehâdetleriyle bi’l-vicâhe ve ber şer‘î üzere isbât itmeleriyle mûcibde her birine on beş gurûştan cem‘ân kırk beş gurûş müddeʻîyyun mezbûrun Mehmed ve Hüseyin ile Esvadır zimmîye edâ ve teslime Mezbûr Es-Seyyid Sâlih Ağa’ya tenbîh olunduğu bi’l- iltimâs hudûr.Fî 4 Muharrem 1221 (24 Mart 1806). S.29.b.2: Bâʻisüʼl-i‘lâm Mehmed Beşe bin El-Hac Halîl Kasaba-i Beşiktâş Mahallesi’nde Meclis-i Şerʻde Es-Seyyid Sâlih Ağa bin Ahmed muvâcehesinde mezbûr Es-Seyyid Sâlih Ağa Kasaba-i mezbûride kain areb hamamının hamamcısı olub hamam-i mezkûrde işlemek içün her birimizden rüşvet terikiyle bi-gayr-i hak mâlımdan on beş gurûş bi-gayr-i hak ahz itmekle meblağ-i mezkûr on beş gurûşu hamamcı merkûmdan istirdad muradımdır deyü ba‘de’l-da‘vâ ve’l-inkâr müddeâm mezbûr ber vech-i muharrer muddaâsın ûdulden ‘Ömer bin Hasan ve Mehmed bin ‘Alî şehâdetleriyle bi’l- vicâhe vech-i meşrûh üzere üzere isbât itmeğin mûcibiyle meblağ-i mezkûrdan beş gurûş muddaâm mezbûr Mehmed Beşe’ye edâ ve teslîme mezbûr hamamcı Es-Seyyid Sâlih Ağa’ya tenbîh olunduğu bi’l-iltimâs huzûr...Fî 4 Muharrem sene 1221 (24 Mart 1806).

193

S.29.b.3: Enşenaşu veledi Nikola nâm nasrani Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavut karyesinde hükame mahsûs odada akd olunan Meclis-i Şerʻde bâʻisetü’l-i‘lâm Sutir veledi Muhareb zimmî muvâcehesinde mersûm Sutir nasrani zimmetinden karminden doksan gurûş alacağım olub meblağ-i mezkûrun kırk gurûşu bana edâ ve teslîm idüb bâkî olan elli gurûş zimmî mersûmden hâlâ gıbbe’s-sû‘al iderim deyü da‘vâ itdikde bû dahî cevâbında ancak yedi gurûşun kabzine takrîr ve mu‘ terif olduğu deyn-i mezkûrda mâ-ʻadâ-yı ba‘de’l-inkâr muddaâm mersûm Nikola ber vech-i muharrer muddaâ isbâtından izhara acz idüb tahlife dahî talîb olmamağla mûcibiyle mesfûr Nikola zimmî ziyâde mutalebesiyle zimmî mersûm Sutiriye bila tenbîh olunduğu Kasaba-i meblağ-i mezkûresinden bil iltimâs-i hudûr. Fî 7 Muharrem sene 1221 (27 Mart 1806). S.29.b.4: Efrenc tâifesinden bâʻisüʼl-iʻlâm ihrâccı Suturi veledi Enşenaşu zimmî Meclis-i Şerʻî enverde Yorgi veledi Eskenya nasrani muvâcehesinde mersûm Yorgi nasrani zimmetinde işbû hazır bi’l-meclis Yefrub veledi Vâsıl nasrani yedinde ihrâc metaî semeninden altmış birer gurûş alacak hakkım olmağla zimmî mersûmdan mâl taleb iderim deyü da‘vâ itdikde ol-dahî cevâbında ancak yigirmi beş gurûş zimmetinde mudde‘â mersûm deyn olunduğu ikrâr mâ-ʻadâ-yı ba‘de’l-inkâr muddaâ mesfûr ber vech-i muharrer ziyâde muddaâsına ikâmet-i bey‘ine idemeyip bi’t-taleb ketb mersûm Yorgi nasrâniye bi’l-vicâhe vech-i şeref-i enverde yemîn virilmeksiz mûcibiyle muddaâ mesfûr ziyâde iddiâ mezkûresiyle nasrâniye mersûme bila bey‘ine muddaâdan beş gurûşun mesfûr nasrâniye bi’t-taleb ketb edâsıyla mersûm Yorgi ğeyru irzam olduğu Beşiktâş mahkemesi’nde bi’l-iltimâs-i hudûr. Fî 5 Muharrem sene 1221 (25 Mart 1806). S.30.a.1: Bâʻisüʼl-i‘lâm Artın veledi Çamahur zimmî Meclis-i Şerʻde diğer Artın veledi Karbet zimmî muvâcehesinde mersûm diğer Artın zimmî zimmetinde cihet-i karzdan kırk buçûk mersûmun meblağından atmış beşer ve bi şart-i rücûʻ emriyle kalpakçıdan iştirâ ve kendüye teslîm eylediğim bir kalpak semeninden on ve kezalik bi şart-i rücûʻ emriyle harceciye virdiğim beş gurûşki cem‘ân yüz yigirmi buçûk gurûştan bâkî yetmiş üç buçûk gurûş alacak hakkım olmağla meblağ-i mecmûʻ mezkûrdan bâkîyeyi mersûmdan hâlâ taleb iderim. Deyü ba‘de’l-da‘vâ ve’l-ikrâr mûcibiyle meblağ-i mecmûʻ mezkûrdan bâkî yetmiş üç buçûk gurûşun muddaâm mesfûr Artın zimmîye 194

bi’t-taleb ketb edâsıyla mersûm diğer Artın dahî iltizâm olduğu Beşiktaş Mahkemesi’nden bi’l-iltimâs hudûr. Fî 6 Muharrem sene 1221 (26 Mart 1806). S.30.a.2: Derûn-i arzuhâlde mestûrü’l-ism-i sefîne zeynlerinden Niyaki veledi Mağreyub zimmî bi’t-terâdi Meclis-i Şer‘î münirde arzuhâl iden keresteci Ağari veledi Agob nâm zimmî tarafından husûs-u atîde vekîl olduğu husûsu tasdîkiyle zâhir olan Dimteraki veledi Purasko zimmî muvâcehesinden mûkil mersûmi Ağari zimmî sevahil-i behr-i siyahtan Varne kasabâsında Fındıklı iskelesinde mâlından İstanbûl’a nakil itmek içün iki bin iki yüz gurûş kıymetli kerestesin bin yedi yüz altmış gurûş ücret kavli mukavelesiyle bana teslîm ve sefîne mutahammim ve işbû vekîl-i mersûmu benimle maên irsâl idüb ben dahî ol-mikdâr kavli ücret mukabelesiyle zikr olunan mâl-i iştirâyi İstanbûl’a nakl itmekle ücret-i kavli mezkûru içün iktizâ iden bin yedi yüz atmış gurûşdan bâkî bin dört yüz on buçûk gurûş mersûm zimmetinde alacak hakkım olub bundan akdem mûkil mersûm Enmadır zimmînin mâlından ve yedinden iştirâ ve kabz eylediğim mâlu’l-fîyat ecnas-i şiraiye semeninden bin iki yüz yetmiş yedi gurûş zimmî mesfûre zimmetinde deynim olub ber vech-i muharrer benim alacağım olan bin dört yüz on buçûk gurûşdan deynim olan meblağ-i mezkûr bin iki yüz yetmiş yedi gurûşun dâ‘vâsında ve tenzil olundukta sehhel bâkî yüz otuz dört buçûk gurûş müekkelyâm mükil mersûm Enmadır zimmîye idafetle vekîl-i mesfûr Dimteraki zimmîden gıbbe’s- sû‘al iderim deyü da‘vâya tasaddi eylediğimde ol-dahî cevâbında ber vech-i muharrer meblağ-i mezbûrdan bâkî olan mikdârü’l-gurûş mükil merkûmun zimmtinde deyn olunduğu ikrâr idüb lâkîn zikr olunan ecnas keresteyi bin dört yüz atmış beş buçûk gurûş semen tesmiyesiyle muddaâm mersûm mûkil müvekkilim mesfûrden iştirâ ve kabz ve bi’t-takas ve’l-mahsub bâkî elli dört gurûş mersûmun bi şart-i rücûʻ emrime sefîne-i mezkûrenin sefinelerine virdiği seksen gurûş müvekkil mezbûride sefîneye tehmil içün yigirmi dokuz gurûş kıymetli tahrîr Dosteriye teslîm idüb sefîne-i mezkûreye tahmil itmekle kıtmat-i mezkûresi olan yigirmi dokuz gurûş ki cem‘ân yüz altmış üç gurûş semeni bi’l-vekâle daʻvâya tasaddi ol-vecihle beynimizde münazaât-i kesîre ve muhasamat-i vafîre olmuştur. El-hâletü hâzihi her birimiz tasaddi eylediğini bi’l-asâle ve bi’l-vekâle da‘vâ mezkûrelerimizden medcanen fârîğ olub bi’l-cümle husûs-u mezkûride işbû târîh-i i‘lâma gelince sâ‘ir müte‘allike ʻâmme-i da‘vâdan merkûm ileyhi vekîl-i mersûmun zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ve iskât-i tam 195

serih-i merʻâ ile ibrâ ve iskât eylediğimde vekîl-i mesfûr Dimteraki zimmî dahî kezalik husûs-u mezkûre ve işbû târîh-i mezbûre gelince sâ‘ir müte‘allike-i ‘âmme-i da‘vâdan bi’l-asâle ve bi’l-vekâle benim zimmetimi icra-i ʻâmm sahîh-i şer‘î ve iskât-i tam serih-i merʻâ ile ibrâ ve iskât ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını bi’l-asâle ve bi’l-vekâle kabûl eyledik didikleri ve tasdîkleri tescîl ve Beşiktâş Mahkemesi’nden hudûr. Fî 7 Muharrem sene 1221 (27 Mart 1806). S.30.a.3: Delenbid Cerşirin veledi Tuhuri zimmî Meclis-i Şer‘î Ser Bostaniyan hassa İzzetlu Ağa kulları tarafından Mustafa Hasekî mübâşeretiyle ihdâr olunan bâʻisüʼl-i‘lâm Minhal veledi Yorgi zimmî muvâcehesinden benim gâibete ani’l-meclis mersûm Minhal zimmînin anası Ferdes nasrâniye zimmetinde semeni mubâyiʻâdan iki yüz gurûş alacak hakkım tarafından bi’l-emr ve’l-kabûl oğlu mersûm kefîl ve menâm olmağla meblağ-i mezkûrun altı gurûşun kefâlet mahkemesine binâen bana edâ ve teslîm idüb bâkîsi olan yüz dört gurûş dahî bi hükmi’l-kefale mersûm Minhal zimmîden hâlâ taleb iderim deyü ba‘de’l-da‘vâ ve’l-inkâr muddaâm mersûm ber vech-i muharrer muddaâlarını isbâttan izhara acz idüb bi’t-taleb ketb zimmî mersûm Minhal’e bi’l-vicâhe vech-i şerʻ üzere yemîn virilmeğin mûcibiye muddaâm mesfûr Şirin nasrâniye ber vech-i muharrer kefalet-i dâ‘vâsıyla mersûm Minhal zimmîye bila bey‘yine muʻârîziden menʻ fî teşrîf Beşiktâş Mahkemesi’nden bi’l-iltimâs huzûr-iʻâlilerine i‘lâm olundu. Fî 7 Muharrem sene 1221 (27 Mart 1806). S.30.b.1: Bâʻisü’l-i‘lâm Yuniç veledi Yudan zimmî Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde Mûsâ veledi Elyan nâm Yahûdî muvâcehesinde ben bundan akdem mersûm mûmâ yahûdînin mâlından ve yedinden iktiraz ve kabz ve aldığıma sarfla istidlâl eylediğim yüz seksen gurûş deynim mukabelesinde mâldan bir sim kutu ve bir müsteʻmel lahuri şam ve üç aded kehribâ emame ve iki çerse merdane merkûme Eryan veledi Estul emrinden tesellüm ve kabz eyledikten sonra rehan-i mezkûriden merü’l- bey‘ân iki kehribâ imâme verib mesfûrda seksen gurûş bey‘-i bât sahîh-i şer‘î ve sefketi vahide ile bey‘ ve teslîm eylediğimde ol-dahî ber vech-i muharrer iştirâ ve tesellüm ve kabz eylediğinden sonra semen-i mezkûr deyn-i mezkûrunun ol-mikdârına baʻdeʼt-takas ve’l-mukadet ve’l-kabûl ol-vecihle zimmetinde bâkî kalan yüz gurûş dahî yedinden ahz birle mâ-ʻadâ esman-i mezkûreyi zimmetinden fek ve tahlise Yahûdî mersûme tenbîh 196

olunmak muradımdır deyü da‘vâ itdikde ol-dahî cevâbında kasaba-i minvâl-i muharrer üzere ol deyn-i mesfûr mûmâ Yahûdî bi’t-temâme ikrâr ve iʻtiraf itmeğin mûcible alacağı olan semen-i bâkî mezkûr yüz gurûş medyunu mersûm Yuniç zimmî yedinden ahz birle mâ-ʻadâ esman-i merkûmeyi zimmetinden fek ve tahlise Yahûdî mersûm mûmâye tenbîh olunduğu bi’l-iltimâs huzûr-iʻâlilerine i‘lâm olundu. Fî 9 Muharrem sene 1221 (29 Mart 1806). S.30.b.2: Bâğcı Nikola veledi Estifan nâm zimmî Meclis-i Şer‘î enverde bâ’isetü’l-i‘lâm marifetü’ş-şahs Feruşen binti Konstanti nasrâniye muvâcehesinde bundan akdem beher yevm kırk beş pâre ücret kavliyle mersûme Feruşen nasrâniyeye altı buçûkar altı gün bâğında hizmet itmekte müddet-i takdîrde zimmetinde müştemiâ iki yüz yigirmi altı gurûş beş pâreyi nasrâniye mesfûre Feruşen’den hâlâ taleb iderim deyü ba’de’d-da‘vâ ve’l-inkâr muddaâm mersûm ber vech-i muharrer muddaâsını isbâttan izhar-i âcz eyleyip tahlife dahî tâlib olmadığın mûcibiyle muddaâm mersûm Nikola nasrani da‘vâ mezkûresiyle mersûme Feruşe nasrâniyeye bila bey‘yine mu’ârîziden men olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nden bi’l-iltimâs huzûr-i‘âlîlerine i‘lâm olundu. Fî 15 Muharrem sene 1221 (4 Nisan 1806). S.30.b.3: Bâʻisü’l-i‘lâm Mucahur veledi Esvadur nâm zimmî Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde Estumatî veledi Konstanti zimmî muvâcehesinde mersûm Estumati nasrani zimmetinde bundan akdem mâlımdan ve yedimden iştirâ ve kabz eylediği bir top yekşehir alacası semeninden on beş gurûş alacak hakkım olmağla meblağ-i mesfûr Estumati zimmîden hâlâ taleb iderim deyü da‘vâ itdikde ol-dahî cevâbında temâmen ikrâr idüb lâkîn deynim olan meblağ-i mezkûrun on gurûşu dahî muddaâ mersûme işbû târîh-i i‘lâmdan on ay mukaddem edâ ve teslîm idüb ol-vecihle zimmetimde ancak beş gurûş bâkî kalmıştır deyü mikdâr-i mezkûrda ba‘de’l-def‘ ve’l- ikrâr lâkîn sabiken zimmî mersûmun zevcesi olub bundan akdem bi şeref-i İslâm ile müşerref olan gâibetü’l-meclis mühtediye Fâtıma’nın bana zimmetinden hüccet-i karz-i şer‘îden on gurûş deyn olub deyn-i mezkûreyi takasen medyunda gâibe merkûme bana getürür deyü hîn-i zevciyetten mâlından işbû mesfûr Estumatiye on gurûş verib ol-dahî gâibet mezbûrenin emri üzerine târîh-i merkûmide bana def‘ ve teslîm ben dahî meblağ- i mezkûr vech-i muharrer üzere mesfûrun yedinden ahz ve kabz itmişimdir deyü def‘i 197

ve hakla mukabele idecek gıbbe’l-istintak ve’l-inkâr muddaâm mersûm Mucahur zimmî ber vech-i mezkûr def‘ ʻala’d-def‘ muddaâsın ʻudûlundan Ahmed Ağa bin Hasan ve Mehmed Beşe bin Mehmed nâm kimesneler şehâdetleriyle bi’l-vicâhe vech vech-i şer‘î üzere isbât itmeğin mûcibiyle meblağ-i mezkûr on beş gurûş muddaâm mesfûr Çumadur nasrâniye edâ ve teslîme mersûm Estumatiye zimmîye tenbîh olduğu bi’l-iltimâs huzûr- i‘alîlerine i‘lâm olundu. Fî 16 Muharrem sene 1221 ( 5 Nisan 1806). S.30.b.4: Hamamcı Mehmed Beşe bin Mustafa nâm kimesne Meclis-i Şerʻe ser bostaniyan hassada ʻizzetlu Ağa kulları tarafından Mehmed Hasekî mübâşeretleriyle ihdâr olunan Dâru’s-saʻade ağası sandalcılarından baʻisü’l-i‘lâm Uzun Sâlih Beşe bin Mehmed muvâcehesinde işbû târîh-i i‘lâmdan elli gün mukaddem Ortaköy iskelesindesinde mezbûr Sâlih Beşe mâlından bir kıt’â patesinden yüz seksen gurûşa bana bey‘ ve teslîm ben dahî yedinden ahz ve kabz idüb semen-i mezkûrun otuz gurûşun dahî mezbûre def‘ ve teslîm itmişdim. El-hâletü hâzihi bân şirama nadim olmamla mebiʻî mezkûr yedimden ahz birle semen-i misliyle medfuʻ olan otuz gurûş bana edâ ve teslîme mezbûr Sâlih Beşe’ye tenbîh olunmak muradımdır deyü tasaddi eylediği da‘vâda takrîr- i şurût üzere meşrûʻa ve iltifata şâyân olmadığı kendüye tefhîm olunub bû vech-i şer‘î mezbûr Sâlih Beşe’ye maʻâ rızası dahî ba‘de’l-menʻi salifü’z-zikr semen-i mezkûrda bâkî yüz iki elli gurûş mezbûr Hamamcı Mehmed Beşe merkûm Sâlih Beşe’ye edâ ve teslîm iktizâ eylediği Beşiktâş Mahkemesi’nden bi’l-iltimâs huzûr-iʻâlilerine i‘lâm olundu. Fî 20 Muharrem sene 1221 ( 9 Nisan 1806). S.31.a.1: Baʻîsüʼl-i‘lâm bâkkal Zafîriye veledi Yani zimmî Meclis-i Şerʻî ser Bostaniyan hassa ʻİzzetlu Ağa kulları tarafından Tâhir Hasekî mübâşeretiyle ihdâr olunan Es- Seyyid Süleymân bin Es-Seyyid El-Hac ‘Alî muvâcehesinde işbû sene-i mübâreke Cemaziye’l- âhir gurresi târîhi ile müerrih bir kıtʻâ mülk mentukunca mezbûr Es-Seyyid Süleymân Efendi zimmetinde bâkkal mübtaî semeninden yetmiş yedi gurûş alacağım olmağla hâlâ taleb iderim. Deyü da‘vâ ettikde ol-dahî cevâbında mersûmun ancak on beş buçûk gurûş zimmetinde deyn olduğunu ikrâr mâ-ʻadâ altmış bir buçûk gurûş müddeâ-i inkâr idüb müddeâ mersûm ber vech-i muharrer ziyâde müddeâsını bey‘âna bâʻdeʼl-hevale mezbûr Es-Seyyid Süleymân Efendi’nin bâkkal ve mutasarrıf olduğu meblağ-ı mezkûr on beş buçûk gurûşun mudde‘â mersûm Zafîriye mersûma bi’t-taleb 198

edâsıyla merkûm Es-Seyyid Süleymân Efendi iltizâm olduğu Beşiktâş Mahkemesi’nden bi’l-iltimâs huzûr-iʻâlilerine i‘lâm olundu. Fî 22 Muharrem sene 1221 (11 Nisan 1806). S.31.a.2: Es-Seyyid Mustafa ibni Es-Seyyid Abdullah Meclis-i Şerʻde Lond Çiftliği ocağı neferâtından baʻîsüʼl-i‘lâm İsma‘il Beşe ibni Osmân nâm heyet muvâcehesinde târîh-i i‘lâmdan bir gün mukaddem ancak süd-i bekam îlletinden mâ-ʻadâ cemiʻ ibriden salîm olmak üzere altmış yedi buçûk gurûş semeni medfûʻ ve mekbûze işbû Meclis-i Şerʻde muâyene olunan berzası kır bârgiri mezbûr İsma‘il Beşe’den iştirâ ve tesellüm ve kabz itmişdi. Lâkîn zikr olunan bârgirde îllet merkûme olmayûb topal âber ile muîb ve âyb-i mezkûr şira târîhinden mukaddem ve noksan semeni îcâb ider ûyubdan olmağla mebîʻi kabz-i semen olunmak muradımdır. Deyü da‘vâ itdikde evvelyâ tevcîh-i husûmet içün zikr olunan bârgiri emri vukûfa eraet olundukta emînden ba’zen-nazer bârgir mezkûr âyb-i mezkûrdan salîm olduğu bi’l-vicahe haber virmeleriyle ol-vecihle mudde‘â mezbûr Mustafa’nın da‘vâ mezkûresinde tesrihe husûmet bulunmağla müddeâ mezbûrun muʻârîziden rücû‘ olduğu Beşiktâş Mahkemesi’nden bi’l-iltimâs huzûr- iʻâlilerine i‘lâm olundu. Fî 27 Muharrem sene 1221 ( 16 Nisan 1806). S.31.a.3: Ba‘îsü’l-i‘lâm Kürkçü Mincal veledi Lazkiri Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavut karyesinde hükkemâ mahsus olan odada ʻakd olunan Meclis-i Şerʻde Yorgi veledi Dife zimmî muvâcehesinde mersûm Yorgi zimmetinde bundan akdem mâlımdan ve yedimden iştirâ ve kabz eylediği bir tahta kakım kürek semeninden yüz gurûşdan bâkî seksen iki gurûş alacak hakkım olmağla meblağ-ı bâkî mezkûr zimmî mesfûrda hâlâ taleb iderim deyü ba‘de’l-da‘vâ ve’l-ikrâr lâkîn deynim olan meblağ-ı bâkî mezkûr târîh-i i‘lâm günü meblağ-ı mezkûr seksen iki gurûş dahî târîh-i i‘lâmdan bir gün mukaddem kendüye temâmen edâ ve teslîm itmişdim. Deyü def‘a mukabele mudde‘â mersûm Minhal zimmî mesfûr Yorgi târîh-i i‘lâm günü meblağ-ı bâkî mezkûr zimmetinde bana deyn olduğu ikrâr ve işhâr itmişdi deyü def‘î refʻile mukâbele idecek ʻâni’l-istintak ve’l-inkâr muddeʻâ mersûm ber vech-i muharrer def‘ ʻala’d-def‘ muddeʻâsını Muhzır Mehmed Ağa bin Süleymân nâm kimesne Petro veledi Yorgi şehâdetleriyle muddeʻâ şerʻ üzere isbât itmeğin mûcibiyle meblağ-ı bâkî mezkûr seksen iki gurûş müddeʻâ mersûm Mincal zimmîye edâ ve teslîme mesfûr Yorgi tenbîh 199

olunduğu kasaba-i mezbûre mahkemesinden bi’l-iltimâs huzûr-iʻâlilerine i‘lâm olundu. Fî 29 Muharrem sene 1221 ( 18 Nisan 1806). S.31.a.4: Ba‘îsü’l-i‘lâm Yorgi veledi Dimitri Meclis-i Şerʻe ser Bostaniyan hasse ʻİzzetlu ağa kulları tarafından Sâlih Hasekî mübaşeretiyle ihdâr olunan Kasap Endun veledi Mûsâ Yahûdî muvâcehesinde merkûm Endun Yahûdînin yedinde olub işbû muâyene olunan bir çift mâlım olub bundan akdem yedimden zayîʻ ve hâlâ Yahûdî Endun yedinde bidelime bi’l-istihkâk taleb iderim deyü da‘vâ olundu. Cevâbında zikrolunan öküzleri bu esnâda ism-i maʻlûm olmayân bir zimmîden altmış gurûş semeni medfûʻ ve kasaba iştirâ ve kabz itmemle ol-vecihle zikrolunan bir çift öküz mâl-i şirâm olmak üzere vazʻ-ı yed iderim. Deyü vazʻ-ı yedin ikrâr muddeʻâ mersûmun mâlı evvelinden inkâr itmekle mudde‘â mezbûre ber vech-i muharrer mudde‘âsını mudde‘â Mehmed ve ‘Ömer Beşe bin Ahmed şehâdetleriyle bi’l-vicâhe vech-i meşrûh üzere ba‘de’l-isbât ve’l-helf mûcibiyle zikrolunan bir çift öküz mudde‘â mersûm Yorgi zimmîye teslîme mesfûr Endun yahudiye tenbîh olunduğu mahkemesinden bi’l-iltimâs hudûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 6 Muharrem sene 1221 ( 26 Mart 1806). S.31.a.5: Ba‘îsü’l-i‘lâm El-Hac Halîl bin Ahmed Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer’de Çörekçi İbrâhîm usta bin Es-Seyyid ‘Alî nâmın muvâcehesinde mezbûr Es- Seyyid İbrâhîm usta bundan akdem mâlımdan ve yedimden iştirâ ve kabz eylediği maʻlûmü’l-vezn iki tulum şire ruğen semeninden ba‘de külli h’Îsab altmış gurûş zimmetinde alacak hakkım olmağla hâlâ taleb iderim deyü da‘vâ itdikde ol-dahî cevâbında bi-temamihi ikrâr ve iʻtirâf idüb lâkîn meblağ-ı mezkûr hâlâ der zimmete edâya iktidârım yokdur deyü ber vech-i atî tâcîl ve taksite taleb olduğundan mezbûr El- Hac Halîl dahî beher şehr kendüye beş gurûş virilmekle târîh-i i‘lâmdan sekiz on gün sonra yedi müruruna değin edâ itmek üzere tâcîl ve taksit olduğunda ol-dahî kabûl ve ber vech-i muharrer müeccelen ve mukseten edâya teâhhud eyledim deyü ikrâr ve tasdîki tescîl ve bi’l-iltimâs hudûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 7 Muharrem sene 1221 ( 27 Mart 1806). S.31.b.1: Sâdır olan ferman-i ʻâliyeye imtisâlen savb-i şer‘î enverden me‘zûnen irsâl olunan Kâtib Mehmed ʻİzzet Efendi dâʻîleri ve ser bostaniyân hasse ʻİzzetlu Ağa kulları 200

tarafından Mürsel Çûkadâr Bâyram ile Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavut karyesinde Yeni Mahalle’de Korki nâm zimmînin menzilinde ber vech-i atî Halîk olan Gabr tâʻifesinden Nikoli veledi Markos zimmînin laşesi üzerine varub ceridide mezbûtü’l-esâmi müslimîn ile âzasına nazar eylediklerinde sağ tarafından vâki‘ omuzu bâşından ayağına varınca külli şikıste olub müteessiren Halîk olduğunu lide’l- keşf ve’l-muâyine keyfîyet halî müslimun merkûmun istihbâr olundukta Halîk merkûm târîh-i i‘lâmdan bir gün mukaddem kable’l-âsr menzil-i mezbûr hârîcinde cebelden taş pâreler ile kimesnenin hukûkine bi-kazâʻi akd-i Teâli Halîk mezbûrun üzerine taştan yaralaşüb vech-i muharrer üzere Halîk oldu. Deyü ihbâr itmeleriyle mudde‘âsın zimmî Hake ilkâya izin virdiğin kâtib mezbûr mahallinde ketb ve tahrîr ve maʻen mebʻûs-i emna-i şerʻle Meclis-i Şerʻe gelüb ʻâla vukûʻîhi inhâ ve takrîr eylediği kasaba-i mezbûre mahkemesinden hudûr. Fî 8 Muharrem sene 1221 ( 28 Mart 1806). S.31.b.2: Sâdır olan ferman-i cihan âliyyelerine imtisâlen savb-i şer‘î kurü’l-esasdan meʻzûnen irsâl olunan Kâtib Mehmed ʻİzzet Efendi dâʻîleri ve ser bostaniyan hasse ʻİzzetlu Ağa kulları tarafından Mürsel Çûkadâr Ahmed ile Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinânpâşâ-yı Cedîd Mahallesi’nde vâkiʻ hassadan işbû ağanın menzilinde ber vech-i atî Halik olan tehminâ imâ başında Kostanti veledi Tenaş nâm sağirin iʻdasına ceridede mezbûtü’l-esâmi müslimîn ile nazar eylediklerinde sağ tarafından vâki‘ omuzu bâşından ayağına varınca külli şikıste olub müteessiren Halîk olduğunu baʻde’l-keşf ve’l-muâyine keyfîyet halî müslimun merkûmun istihbâr olundukta Halîk merkûm târîh-i i‘lâmdan bir gün mukaddem kable’l-âsr menzil-i mezbûr hârîcinde cebelden taş pâreler ile kimsenin hukûkine bi-kazaillahi teâla Halîk mezbûrun üzerine taştan yaralaşüp vech-i muharrer üzere Halîk oldu. Deyü ihbâr itmeleriyle mudde‘âsın zimmî Hake ilkâya izin virdiğin kâtib mezbûr mahallinde tahrîr ve maʻen mebûs-i emna-i şer’le Meclis-i Şerʻâ gelüb âla vukûʻîhi inhâ ve takrîr eylediği kasaba-i mezbûre mahkemesinden hudûr. Fî 8 Muharrem sene 1221 ( 28 Mart 1806). S.31.b.3: Ma‘rifetüʼş-şahs Mârîye binti Erzetiz nasraniye Meclis-i Şer‘î münirde baʻîsetü’l-i‘lâm kezalik ma‘rifetü’ş-şahs Markûre binti Aleks nâm nasraniye muvâcehesinde benim gâib âni’l-beled mersûme Mâryon nasrâniyenin zevci tütüncü kelbi nâm zimmî zimmetinde cihet-i karzdan bi’t-temessük yüz gurûş alacak olmağla 201

mahcer gâib mesfûrun zevcesi olduğuna binâen meblağ-ı mezkûr yüz gurûş bana virmek üzere nasraniye mersûmeye haber olunsun deyü takrîr meşrûhesi üzere eylediği da‘vâ-yı meşrûʻa ve iltifata şâyân olmamağla ber vech-i şer‘î mu’ârîziden menʻ olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nden hudûr. Fî 13 Muharrem sene 1221 ( 2 Nisan 1806). S.31.b.4: Ba‘îsü’l-i‘lâm Metru veledi Petro nâm zimmî Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde Gayani veledi Yorgi zimmî muvâcehesinde mersûm Gayani zimmînin mâlı olub Lond Çiftliği kurbûnda harem kadrlisinden kürmeci çalır katʻ eylemek üzere bûndan akdem mersûm zimmînin damadı on beş gurûş ücret teslîmiyesiyle beni isticâr ve tesellüm eyledikten sonra ben dahî kadr-i mezkûrdan bin iki yüz yetmiş beş mebleği teslîm itmemle ücret-i müstecar-i mezkûremden zimmî mesfûrun zimmetinde müctemi on dokuz gurûşu taleb iderim deyü ba‘de’l-da‘vâ ve’l-inkâr mudde‘â mersûm ber vech-i muharrer mudde‘âsını isbâtdan izhar-i âcz idüb bi’t-taleb mezbûre Gayani zimmîye yemîn teklif der tevcîh ol-dahî yemînden nukûl itmeğin mûcibiyle meblağ-ı mezkûrdan on dokuz gurûşa mudde‘â mersûm Yorgi zimmîye edâ ve teslîme mersûm Gayani’nin ikrâra tenbîh olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nden hudûr. Fî 13 Muharrem sene 1221 ( 2 Nisan 1806). S.31.b.5: Kutbendi veledi Huke zimmî Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavut karyesinde hükkemâ mahsûs olan odada âkd olan meclis-i şerʻde Zâhiriye veledi Manul zimmî muvâcehesinde sabiken devlet-i ʻâliye-i damet fî himayeti rebbâniyide kethüdâ hazret-i Sabri Efendi saâdetlü semahetlü İbrâhîm Beg Efendi hazretlerine bûndan akdem beher şehr altmış gurûş ücret kavliyle beraber iksâm kürekçi kayıkçin hıdmetinde olub mir mûmâ-ileyh hazretinden benim fekr halıma merhamete müddet-i mezkûride beni kırk gurûş ve mâ-ʻadâ bir ayda zimmetinde müctemiʻ elli gurûşki cemʻân benim içün verilen doksan gurûş zimmî mezbûreye kabz idüb ber vech-i muharrer makbûz olan meblağ mecmûʻ mezkûr meblağ-ı izn-i mersûmeden taleb iderim deyü tasaddi eylediğim da’vâmdan meccanen fâriğ olub bi’l-cümle husûs-u mezkûre müteʻallik ʻâmme-i da’vâdan mersûm Zâhiriyeʼnin zimmetini ol-dahî karzdan elli yedi buçûk gurûş ile senin bi şart-i rücûʻ emr üzere on gurûşumdır ma’lûmesi tasarrufum olmağla meblağ-ı mezkûr on gurûş ki benden cemʻân altmış yedi buçûk gurûş mutalebesine müte’allik ʻâmme-i da’vâdan benim zimmeti her birimiz ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve takrîr 202

ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabul eyledik deyü ikrâr ve tasdikleri tescîl bi’l-iltimâs kasaba-i mezbûre mahkemesinden hudûr-u ‘âlilerine i‘lâm olunur. Fî 13 Muharrem sene 1221 (2 Nisan 1806). S.32.a.1: Arnavut tâ‘ifesinden ‘Ömer Beşe bin Murtaza nâm kimesne Meclis-i Şer‘î münirde haseki hâssadan ba‘îsü’l-i‘lâm Ebûbekir bin İsa nâm kimesne muvâcehesinde bundan akdem yedimde mülk ve hakkım olan Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ kesir suyu kurbinde kain bir kıt’â bâğçe derûninde mevcûd bey‘ne’l- esnaf gedek ta’bir olunan alât-i lâzime-i ma’lûme mezbûr Ebûbekir Ağa’ya bi sefketi vahide dört yüz gurûş semen medfûʻ ve makbûze bâtʻen bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimde onlar ber vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl itmişdi. Lâkîn salîfü’z-zikr gedek ta’bir olunan alât-i lâzime-i maʻlûme ben hîni bey‘de altmış gurûş kıymeti olub ve merkûm Ebûbekir Ağa’ya beni takrîr dahî itmekle semen-i mezkûr benden kabz birle mebiʻ itmek üzere mezbûre tenbîh olunmak muradımdır. Deyü tasaddi eylediğim da’vâdan bi-evsati’l-müslihîn yüz gurûş üzerine merkûm ile ân inkâr bi’t-tev’î ve’r-rıza inşâ-i âkd-i sulh eylediğimde ol-dahî ba‘de’l-kabûl-i bedel-i sulh-i mezkûr yüz gurûşu işbû meclis-i şer’de semeni bana def‘ ve teslîm ben dahî yedinden ahz ve kabz idüb bey‘i mezkûr’da ğabn ve tağrir ve bi’l-cümle beynimizde havî cemiʻ ahz ve âta ve muâmâlat-i şitâye müteallik âmme-i da’vâdan mezbûr Ebûbekir Ağa’nın zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ve iskât-i tam serih-i merâ ile ibrâ ve iskât eyledikte ol-dahî ibrâ-i mezkûru kabûl eyledi deyü ikrâr ve tesdikleri tescîl bi’l- iltimâs kasaba-i mezbûre mahkemesinden hudûr-u ‘âlilerine i‘lâm olunur. Fî 19 Muharrem sene 1221 (8 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: Bostani Mehmed Beşe bin Mustafa. Yiğitbaşı Mustafa Beşe bin Süleyman. Hasan Beşe bin Mehmed. Bostani İbrahim Beşe bin Mustafa. Muhzır Mahmud Çelebi bin Süleyman. Çûkadâr Es-Seyyid Yûsuf Ağa bin İbrahim. S.32.a.2: Ba‘îsü’l-i‘lâm Es-Seyyid Mehmed Beşe bin İsmaʻil nâm kimesne Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻde Petro veledi Veriğun nâm zimmî muvâcehesinde mersûm Petro zimmî târîh-i i‘lâm günü Kasaba-i mezbûride bana muvâcehide şetûm ğalîze ile şetm itmekle mûcib-i şerʻiyesi taleb iderim deyü bâ’de’d- 203

da‘vâ ve’l-inkâr mudde‘â mezbûr ber vech-i muharrer mudde‘âsını Molla Ahmed bin Hüseyin ve Es-Seyyid Abdullah Beşe bin Mustafa şehâdetleri ile vech vecih-i şer‘î üzere isbât itmeğin mûcibiyle mersûm Petro zimmîye şerʻân tağrim-i lazim geldiği bi’l- iltimâs hudûr. Fî 16 Muharrem sene 1221 (5 Nisan 1806). S.32.a.3: Ba‘îsü’l-i‘lâm Dimitri veledi Keryaku zimmî Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î münirde Konstanti veledi Naferi nâm zimmî muvâcehesinde bundan akdem mersûm Konteni zimmî mâlından yedinden iktiraz ve kabz ve umûruna sarfla istihlâk eylediği yigirmi sekiz gurûş zimmetinde alacak hakkım olmakla meblağ-i mezkûru mersûm Konteni zimmîden hâlâ taleb iderim deyü bâ’de’d-da‘vâ ve’l-ikrâr mûcibiyle meblağ-i mezkûr yigirmi sekiz gurûşun mudde‘â mersûm Dimitri zimmîye bi’t-taleb edâsıyla mesfûr Konteri zimmî inhâ olundu bi’l-iltimâs hudûr fî 23 Muharrem sene 1221 (12 Nisan 1806). S.32.a.4: Ba‘îsü’l-i‘lâm ma‘rifetü’z-zat Züleyha Hâtûn ibneti Mehmed Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde Âber veledi İstarti zimmî muvâcehesinde benim gâib ani’l-beled Bâğci Yanku veledi Yuşak zimmî zimmetinde cihet-i karzdan bi’t- temessük yüz seksen gurûş alacak hakkım tarafından bi’l-emr ve’l-kabûl işbû zimmîye kefîl olmağın meblağ-i mezkûre kefalet meclisine binâen mezbûr mersûmdan hâlâ taleb iderim deyü bâ’de’d-da‘vâ ve’l-inkâr muddaʻiye mezbûre ber vech-i muharrer muddaâsına ikâmet-i beyyine bi’t-taleb ketb Âber zimmîye da‘vâ-i şer‘î üzere yemîne teklîf olundukta yemînden nukûl itmeğin mûcibiyle ben mezkûr yüz seksen gurûş mer’îye-i mezbûre Züleyha Hâtûn’a bi hükmü’l-kefale edâ ve teslîm mersûmden tenbîh olunduğu bi’l-vekâle hudûr fî 25 Muharrem sene 1221 (14 Nisan 1806). S.32.a.5: Sâdır olan fermân-i ʻâliyeye imtisâlen Beşiktâş Mahkemesi’nde mezûnen irsâl olunan Kâtib Mehmed İzzet Efendi muddâʻîleri ve İzzetlu ser bostanciyan Ağa kulları tarafından Mürsel Çûkadâr Halîl Beg kasaba-i mezbûreye tâbi‘ Ortaköy’de târîh-i i‘lâmdan bir gün mukaddem mübtediü’l-asr bergir üzerinde bi kezaillahi Teala düşüb hâlik olduğu ihbâr olunan Galatalı Küçük Nikola meşhûr nâm güçlük üzerine varub ceridide mezbûrü’l-esâmi-i müslimîn ile âzasına nazar eylediklerinde eser-i cerh ve huknaʻ nesne olmadığın lide’l-keşf ve’l-muâyyenet-i laşın ve maʻen mebʻûs-i umena-i 204

şer’le Meclis-i Şerʻe gelüb alâ vukûʻhi inhâ ve takrîr eylediği hudûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 15 Muharrem sene 1221 (4 Nisan 1806). S.32.b.1: Bâis’ü’l-i‘lâm Hayim veledi Sehr Yahûdî Beşiktâş Mahkemesi’nde Robin veledi Meknul nâm Yahûdî muvâcehesinde mersûm Robin Yahûdî zimmetinde cihet-i karzdan altmış beş gurûş alacak hakkım olmağla hâlâ taleb iderim deyü bâ’de’d-da‘vâ ve’l-ikrâr mûcibiyle meblağ-i mezkûr altmış beş gurûşun muddaâm mesfûr Hayim yahudiye bi’t- taleb ketb edâsıyla Yahûdî mersûm Robin iltizâm olunduğu bi’l-iltimâs huzûr-iʻâlilerine i‘lâm.16 Muharrem sene 1221 (5 Nisan 1806). S.32.b.2: Saciâ Minhal Mehmed Râşid Efendi bin Mehmed nâm kimesneye derûn-i arz-i halden mezkûrüʼl-ism olub bundan akdem ğıybet munkatîâ ile gâib olan Veli Hüseyin bin Abdullah nâm kimesne yed-i mülkü ve hakkı olan Kasaba-i Beşiktâş’da iskele-i kebîre merbûd piyade dahî bir kıtâ piyadesiz cihet-i karzdan yüz yigirmi gurûş deyn mukabilesinde bi-terikü’l-istiğlâl bundan akdem bey‘ idüb semeni işbû sene-i mübârek Şaʻbân’ın on yedinci günü beş gün mukaddem Robin mezbûr edâ-i deyn birle fek ve menʻ eylemezse payeden mezkûreyi semeni misliyle âhire bey‘e ve semenin kabze ve makbûzundan deyn-i mezkûr ile işbû Es-Seyyid ‘Alî bin İbrâhîm nâm kimesneye olan bâ temessük kezalik cihet-i karz-i şer‘îden elli gurûş deyni istifa ve fazla kalur ise kendüye îsâl ve teslîme ve husûs-u mezkûr mütevekkif olduğu umûrun küllisine tarafından işbû hazır bi’l-meclis-i Dîvân-i ‘Âlî çavuşlarından El-Hac Mehmed Ağa bin El-Hac ishak “kullema âzeltuke fe ente vekîl-i” mefhûmu üzere azl ve infirâ mesûna ve akdi remînden meşrûte vekâlet-i derûn-i sehihe ile vekîl-i nasb ve ta‘yîn idüb ol-dahî vekâlet-i mezkûreyi kabûl ve meracini kemâ yenbeği ikâmete taʻahhüd ve iltizâm eylediğimiz Meclis-i Şerʻe bi ferd-i kimesneler haber virdi kasaba-i mezbûre mahkemesinde hudûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 4 Muharrem sene 1221 (24 Mart 1806). S.32.b.3 Bâʻisüʼl-i‘lâm serraf-i Yurğaki veledi Nikola zimmî Kasaba-i Beşiktâş’a müzâfa Arnavut karyesinde hükkemâ mahsûs odada akd olunan Meclis-i Şerʻ hatîrde Aşçı Milu veledi Lazko zimmî muvâcehesinde bundan akdem mersûm Milu zimmî zimmetinde bir kıt’âdır. Fî’l ibâd temessük mentukunca cihet-i karz-i şer‘îden iki yüz alacak hakkım 205

olub meblağ-i mezkûrun dokuz gurûşun târîh-i i‘lâm günü bana edâ ve teslîm ben dahî yedinden ahz ve kabz itmemle bâkîsi olan yüz gurûş dahî zimmî mesfûrdan hâlâ taleb iderim deyü bâ’de’d-da‘vâ ve’l-istintak mersûm Milu zimmî dahî cevâbında fi’l-hakîka cihet-i mezbûride bâkî’ ol mikdâr gurûş el yevm zimmetinde muddaâ sarraf mersûme sehiye-i deyn olduğum bi’t-temamihi ikrâr ve i‘tirâf itmeğin mûcibiyle meblağ-i bâkî’ mezkûr yüz yetmiş gurûşun muddaâ mesfûr Yurğaki zimmîye bi’t-taleb edâsıyla mersûm Milu zimmî iltizâm olunduğu kasaba-i mezbûre mahkemesinde tescîl bi’l- iltimâs hudûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 4 Muharrem sene 1221 (24 Mart 1806). S.32.b.4: Ba‘îsü’l-i‘lâm kalaycı esnâfından Es-Seyyid Osmân Beşe bin Es-Seyyid Halîl nâm kimesne Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻde Mehmed bin Abdullah nâm kimesne muvâcehesinde mezbûr Mehmed Ortaköy’de vâki‘ kalaycı dükkânında hizmet itmek üzere yüz otuz gurûş îcâre tesmiyesiyle işbû sene-i mübâreke Cemaziye’l- aherinin beşinci gününden dokuz buçûk ay tamamına degin nefsini bana ücare ve ber vech-i peşin yetmiş dokuz buçûk gurûş merkûme teslîm itdiğimden sonra üç ay yigirmi beş gün dükkân-ı mezkûride hizmet ve baʻdehu akd-i îcâre-i mezkûreyi bi’t-terâdî beynimizde fesh itmemizle mezbûr Mehmed’e ber vech-i peşin virdiğim yetmiş dokuz buçûk gurûştan yevmi’l-kıt hasabı üzere müddet-i mezkûride iktizâ iden elli dört gurûş ferunhada tenzil olundukta sehhel bâkî’ yigirmi beş buçûk gurûş mâlımdan ve yedimden iştirâ ve kabz eylediği maʻlumü’l-vesl ve elfîyat-i fehm-i semenden iki buçûk gurûş ki cem‘ân yigirmi sekiz gurûş zimmetinde alacak hakkım olmağla meblağ-i mecmûʻ mezbûre Mehmed’den hâlâ taleb iderim deyü ba‘de da‘vâ ve’l-ikrâr mûcibiyle meblağ-i mecmûʻ mezkûr yigirmi sekiz gurûşun muddaâm mezbûr Es-Seyyid Osmân’a bi’t-taleb ketb edâsıyla mezbûr Mehmed iltizâm olunduğu bi’l-iltimâs hudûr. Fî 8 Muharrem sene 1221 (28 Mart 1806). S.32.b.5: Bâʻisü’l-i‘lâm Mehmed Ârîf Ağa ibni Hüseyin Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis- i Şer’de Lond Çiftliği mülâzımlerinden Hasan Beşe ibni Osmân nâm kimesne muvâcehesinde mezbûr Hasan Beşe zimmetinde bi’t-temessük cihet-i karz-i şer‘îden yüz on gurûş alacak hakkım olmağla hâlâ taleb iderim deyü ba‘de’d-da‘vâ ve’l-ikrâr mûcibiyle meblağ-i mezkûr yüz on yedi gurûşun muddaâm merkûm Mehmed Ârîf 206

Ağa’ya bi’t-taleb edâsıyla mezbûr Hasan Beşe iltizâm olunduğu bi’l-iltimâs hudûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 8 Muharrem sene 1221 (28 Mart 1806). S.32.b.6: Vilâyet-i Anadolu’da Şebinkarahisar kazâsı ahâlisinden bâʻisü’l-i‘lâm Es-Seyyid ‘Alî Beşe bin Es-Seyyid Ahmed Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻde yine kaza-i mezbûr ahâlisinden Haçık veledi Edhan nâm zimmî ile taraffularında kaza-i mezbûrda mersûm Haçık zimmî bir sene mukaddem ben zulümle mesrûf olan ehl-i ʻörf tâʻifesinden kaza-i merkûm mütesellimine bi gayr-i hak gamz idüb zulmen kırk gurûş aldırmasına sebeb olmağla meblağ-i mezkûr kırk gurûş zimmî mersûmdan tezammun taleb iderim deyü da‘vâ itdikde ol-dahî cevanibde fi’l-hakîka vech-i muharrer üzere muddaâm mezbûru tesellüm merkûme gamz idüb ancak zulmen otuz gurûş aldırmasına sebeb olduğu bi’t- tevʻîha ikrâr mâ-ʻadâ muddaâsın inkâr itmekle muddaâm mezbûr Es- Seyyid ʻAli Beşe bey‘âna ba‘de’l-havale mersûm El-Haçık zimmînin ikrârı mertebesi olan meblağ-i mezkûr otuz gurûş muddaâm mezbûr Es-Seyyid ʻAli’ye bi terik-i tezammun Teslîme mersûm Haçık zimmîye tenbîh olunduğu bi’l-iltimâs hudûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 10 Muharrem sene 1221 (30 Mart 1806). S.33.a.1: Ba‘îsü’l-i‘lâm Bâkarsod veledi Paraşko zimmî Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis- i Şerʻde Lond Çiftliği ocağı nezaratında ‘Alî Beşe bin Mustafa muvâcehesinde benim işbû hazır bi’l-meclis Nefîse binti Abdullah nâm Hâtûn zimmetinde semeni mebiʻden otuz gurûş hakkım olub medyunum hâneni mezbûre ben deyn-i mezkûreyle işbû ‘Alî Beşe üzerine üçümüz bir mecliste iken havele-i sehihe şer‘îye ile havale ve her birimiz havale-i mezkûreyi kabûl idüb ol-vecihle cihet-i havale-i merkûmiden otuz gurûş ve mâlımdan ve yedimden iştirâ ve kabz eylediği bâkkal meta’î semeninden elli gurûş ki cem‘ân mezbûr ‘Alî Beşe zimmetinde seksen gurûş alacak hâlâ hakkım olmağla hâlâ taleb iderim. Deyü da‘vâ itdikde ol-dahî cevâbında bi’t-tevʻîha ikrâr ve i’tiraf idüb lâkîn meblağ-i mecmûʻ mezkûru hâlâ der fakr edâya iktidârım yoktur deyü ber vech-i atî’ tecîl ve taksite tâlib olduğumda merkûm Sebûre zimmî dahî meblağ-i mecmû‘ mezkûru beher sene kendeyü beşer gurûş virmekle târîh-i i‘lâmdan on altı ay mürûruna degin edâ itmek üzere tecîl ve taksit eylediğinden ol-dahî kabûl ve ber vech-i muharrer müeccelen ve muksiten edâya taʻahhüd eylediğinden sonra ber vech-i muharrer meblağ-i mezkûrun edâsına işbû hazır bi’l-meclis irca-i mezkûrdan Sol Kolağası Yumri Ağa bin 207

Hüseyin tarafından bi’l-emr kabûl kefîl ve menâmiz oldum. Deyü ikrâr ve tasdîkleri tescîl ve bi’l-iltimâs hudûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 17 Muharrem sene 1221 (6 Nisan 1806). S.33.a.2: Ma‘rifetü’z-zât Nefîse Hâtûn ibneti Abdullah Meclis-i Şer’de Lond Çiftliği ocak mülâzımlerinden ‘Alî Beşe bin Mustafa nâm kimesne muvâcehesinde mezbûrun firâşından hâsıl ve zevcesi kızım Fâtıma nâm müteveffîyiden mütevellid ve hakkü’l hedâne hâlâ hicr ve terbiyemde olan sulb-i sağîr oğlu Mehmed’in beher şehr on üç gurûş nafaka-i mefruduna müstademesinden târîh-i i‘lâma gelince on bir ayda mezbûrun zimmetinde müctemien seksen yedi gurûş ve şartü’l-rücû‘ emriyle umûr-i maʻlûmesine mâlımdan mesrûfum olan yüz otuz bir gurûş ki cem‘ân iki yüz on sekiz gurûş damadım mezbûr ‘Alî Beşe’den taleb iderim deyü tasaddi eylediğim da‘vâmdan bi tevasüt-i müslihîn mezbûr ile kat‘ü’n-nizâ‘ elli gurûş üzerine ba‘de’l-akdü’l-mûsâlehe ve’l-kabûl bedel-i sulh-i mezkûrdan mâ-ʻadâ ezyad müddeâma müte‘allik ʻamme-i da‘vâdan damadım mezbûrun zimmetini kabûl-u hâvî ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât eyledim. Didiğin merkûm ‘Alî Beşe tedik ve ibrâdan müstesna bedel-i sulh mezkûr elli gurûş zimmetinde muddeiyye-i mezbûreye deyn olduğun taiân ve kat‘an ikrâr ve iʻtiraf eyledikten sonra muddaiyye mezbûre Nefîse Hâtûn’un işbû hazır bi’l-meclis bâkkal esnâfından Suveh veledi Apustul zimmîye semeni mebiâdan otuz gurûş zimmetinde deyn olub bedel-i sulh-i mezkûrdan virmek üzere deyn-i mezkûride zimmî mersûm medyunu mezbûr ‘Alî Beşe üzerine üç yüz mecliste iken havale-i sahihe-i şer‘îye ile havale ve her biri havale-i mezkûreyi ba‘de’l-kabûl ol-vecihle merkûm ‘Alî Beşe muddaiyye-i mezbûre bedel-i sulh olan meblağ-i mezkûrun otuz gurûşun ifa-i deyn eylediğinden sonra mâ-ʻadâ yigirmi gurûşun muddaiyye-i mezbûre Nefîse Hâtûnʼa bi’t- taleb ketb edâsıyla merkûm ‘Alî Beşe ilzâm olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nden bi’l- iltimâs hudûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 13 Muharrem sene 1221 (2 Nisan 1806). S.33.a.3: Lond Çiftliği ocağı neferâtından Hüseyin Beşe ibni Süleymân Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻde bâʻisü’l-i‘lâm Aşçı Erne veledi Pentazi nâm zimmî muvâcehesinde ben işbû târîh-i i‘lâmdan dört ay mukaddem mersûm Erne zimmîye mâlımdan li ecli’l-hifz idâ ve teslîm eylediğim kırk üç gurûşun bana virmeyüb hâlâ yedinde kalmağla meblağ-i mezbûru zimmî mesfûrden hâlâ taleb iderim deyü bâ’de’d- 208

da‘vâ ve’l-inkâr muddeâm mezbûr Hüseyin Beşe ber vech-i muharrer muddeâsın isbâttan izhar-i acz idüb bi’t-taleb ketb mersûm Erne zimmîye bi’l-muvâcehe vech-i şer‘î üzere yemîn virilmeğin merkûm Hüseyin Beşe mudde‘â mezkûresiyle mersûm Erne zimmîye bila bey‘yine mu’ârîzadan men olunduğu bi’l-iltimâs huzûr-i ‘alîlerine fî 15 Muharrem sene 1221 (4 Nisan 1806). S.33.a.4: Müderrisin kirâmdan Mulacıkzâde Mehmed Emîn Efendi el-merhûm Mehmed Sa‘îd Efendi Beşiktâş şer‘î mahkemesinde Meclis-i Şerʻde kaynı Molla Mehmed bin Hüseyin muvâcehesinde mezbûr Molla Mehmed işbû târîh-i i‘lâm günü beni sopa ile ʻammden ve bi gayr-i hak sağ kolun üzerine darb itmekle mûcib-i şer‘îyesin mezbûre Molla Mehmed’den taleb iderim deyü ba‘de’d-da‘vâ ve’l-inkâr muddaâ mûmâ-ileyh ber vech-i muharrere muddaâsın isbâttan izhar-i acz ve istihlaf itmekle mezbûr Molla Mehmed’e yemîn teklîf olundukta ol-dahî yemînden nukûl itmeğin mûcibiyle mezbûre Molla Mehmed’e şerʻân tazîr lâzım geldiği bi’l-iltimâs huzûr fî 17 Muharrem sene 1221 (6 Nisan 1806). S.33.a.5: Bâʻisü’l-i‘lâm Kosti veledi Yorgi zimmî Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavut karyesinde hükkemâ mahsûs odada akd olunan Meclis-i Şerʻde Meru veledi Nikola zimmî muvâcehesinde mersûm Meru zimmî karye-i mezbûrda vâki‘ menzilinin kenîfî çerkaini menzil mezbûre muttasıl kendi mülküm olan menzilimin divarı dibine bi gayr-i hak fuzûlî icra itmekle sû‘al olunub zimmî mersûm icradan menʻ olunmak muradımdır deyü da‘vâ itdikde ol-dahî cevâbında bi’t-tevʻîha ikrâr ve i’tiraf itmeğin mûcibiyle fî mâ-ba’d kenîfî çerkani muddaâ mersûm Kosti zimmînin zikr olunan menzilini divarı dibine icra itmemek üzere mersûm Meru zimmîye tenbîh olunduğu Kasaba-i mezbûre mahkemesinde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 11 Muharrem sene 1221 (31 Mart 1806). S.33.b.1: Bâʻisüʼl-i‘lâm Süleymân Reis bin Yahya nâm kimesne Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻde zâtı ta‘rîfü’ş-şer’ ile ma‘rife olan Saʻîde binti Abdullah nâm Hâtûn muvâcehesinde mezbûre Saʻîde Hâtûn bundan akdem mâlımdan ve yedimden iştirâ ve kabz eylediği maʻlûmüʼl-vezn ve’l-fiyat ve kuyu semeninden üç yüz yigirmi yedi gurûştan bâkî doksan yedi gurûş ve cihet-i karzdan her gün beş gurûş ki cemʻan yüz on 209

iki gurûş cihetin mezkûreteynden bana deyn olmağla bundan akdem mezbûrenin mâlından ve yedinden bi’s-sevket-i vahide iştirâ ve kabz eylediğim bir top penbe zarku muhlik bez ve bir çevkelik ve bir top alaca semenlerinden cem‘ân yetmiş gurûş mezbûreye kezalik deynim olub meblağ-i mezkûr yetmiş gurûş salîfüʼl-bey‘ân yüz on iki gurûşun ol-mikdârına bi’t-terâdî tekasi ve mahsub birle karar nahad olundukta sehü’l-bâkî kırk iki gurûşun üç gurûşu mezbûre Sa‘îde Hâtûn’un fekr halına merhameten hatte ve tenzil idüb mâ-ʻadâ otuz dokuz gurûş zimmetinde alacak hakkım mukabelesinde mâlından hind bâsması bir ğeter bâsma bana edyan ve teslîm ben dahî edtahan ve kabz itmişdim. El-hâletü hâzihi meblağ-i bâkî mezkûr otuz dokuz gurûş bana edâ birle diyan-i mezkûru zimmetinden fek ve tahlise mezbûre Saʻîde Hâtûnʼa tenbîh olundu bi’l-iltimâs huzur fî 21 Muharrem sene 1221 (10 Nisan 1806). S.33.b.2: Bâʻisetüʼl-i‘lâm zatları taʻrîfü’ş-şer‘î ile ma‘rife Ümmühan Hâtûn ibneti ‘Alî ve ‘Aîşe Hâtûn ibneti Mustafa Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻde ma‘rifetüʼz-zât Sa‘îde binti Abdullah nâm Hâtûn muvâcehesinde mezbûre Sa‘îde Hâtûn zimmetinde merkûme Ümmehan Hâtûn’un semeni mebiʻadan olmak üzere yigirmi gurûştan bâkî’ on sekiz gurûş mezbûre ‘Aîşe Hâtûn’un dahî kezalik semeni mebiʻaden on iki buçûk gurûş ki cem‘ân otuz buçûk gurûş alacak hakları olmağla meblağ-i mecmû‘ mezkûru mezbûre Sa‘îde Hâtûndan hâlâ taleb ideriz deyü her biri da‘vâ itdikde ol-dahî cevâbında fi’l-hakîka cihet-i mezkûrdan muddeîyatan mezbûretan ol-mikdâr gurûş el-yevm zimmetinde deyni olduğunu tayiêten ve katîêten ikrâr ve i‘tirâf itmeğin mûcibiyle meblağ-i mecmû‘ mezkûr otuz buçûk gurûşun mezbûretan Ümmühan ve ‘Aîşe Hâtûn’dan her birine bi’t-taleb edâsıyla merkûme Sa‘îde Hâtûn ilzâm olunduğu bi’l- iltimâs huzûr fî 21 Muharrem sene 1221 (10 Nisan 1806). S.33.b.3: Ma‘rifetü’z-zât Nefîse Hâtûn ibneti Ahmed Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi Meclis-i Şerʻde Kasaba-i mezbûreye tâbi‘ Ortaköy ocağı neferâtından bâʻîsüʼl-i‘lâm Hüseyin Beşe ibni Ahmed nâm kimesne muvâcehesinde mezbûr Hüseyin Beşe bundan akdem mâlımdan ve yedimden iktiraz ve kabz ve umûruna sarfla istihlâk eylediği iki yüz bir gurûş zimmetinde alacağım olmağla meblağ-i mezkûr iki yüz bir gurûşu merkûm Hüseyin Beşe’den taleb iderim deyü tasaddi eylediğim da‘vâmdan bi-tevessüt müslihîn merkûm ile an inkâr katʻen li-nizâ‘ yigirmi gurûş bedel medfû‘ ve makbûd 210

üzerine ba‘de ʻakdi’l-müsalehe ve’l-kabûl ziyâde muddeʻâma ve bi’l-cümle husûs-u mezkûre vesâir beynimizde ceryân iden cemi‘ ahz ve ʻatâ ve muaʻmelât-i şetâye muteʻâllike mutlaka ʻâmme-i da‘vâ ve mutalabât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan tarafından her birimiz aherin zimmetini şurût-i mufside ve ûhud-i mubtiliden ‘ârî ve cebr ve kerbden hâlî ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ve iskât-i tam serih-i mer’â ile edâ ve iskat eylediğimizde her birimiz ber vech-i meşrûh aherin ibrâsını kabûl eyledik deyü ikrâr ve tasdîkleri tescîl ve bi’l-iltimâs hudûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 25 Muharrem sene 1221 (14 Nisan 1806). Şuhûdu’l-Hâl: İmâm Hâfız ‘Alî Efendi bin Mehmed. Mercuk Mustafa Beşe bin ‘Alî. Bâşeski İbrâhîm Beşe bin Sâlih. Nakkaş Hasan Beşe. Bekçi Hasan Beşe. Çörekçi İbrâhîm Beşe. Derviş İsma‘il. Nakkaşbaşı İbrâhîm. Pençe bin Ahmed Beşe. Hâfız Ağa bin Çavuş. Eski Beşe bin Sâlih. Muhzır Süleymân bin Mahmûd Çelebi. Yûsuf Ağa bin Ebûbekir. S.34.a.1: Mahrûse-i Galata müzâfatında Tarabya karyesinde mütemekkin Bâkkal Yorgi veledi Sofyafuz zimmî Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavut karyesinde hükkemâ mahsûs odada akd olan Meclis-i Şer‘î münirde bâ‘îsü’l-i‘lâm bâbûkçi Nikola veledi Dimitri nâm zimmî muvâcehesinde işbû târîh-i i‘lâmdan üç ay mukaddem mersûm Nikola zimmîye mâlımdan yüz on sekiz gurûş ikrad ve teslîm ol-dahî yedimden iktirad va kabz eylediği meblağ-i mezkûr zimmetinde alacağım olmağla zimmî mersûmdan hâlâ taleb iderim deyü bâ’de’d-da‘vâ ve’l-inkâr muddaâm mersûm ber vech-i muharrer muddaâsına ikâmet-i bey‘yine eylemeyip bi’t-taleb mesfûr Nikola zimmîye muvâcehesinde vech-i şer‘î üzere yemîn virilmeğin mûcibiyle mudde‘â merkûm Yorgi zimmî da‘vâ-i mezkûresiyle mersûm Nikola zimmîye bilâ bey‘yine mu’ârîziden menʻ olunduğu kasaba-i mezbûre mahkemesinden bi’l-iltimâs huzûr. Fî 25 Muharrem sene 1221 (14 Nisan 1806). S.34.a.2: Kalrıs veledi Kirağ zimmî Kasab-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻde Terzi Yorgi veledi Nikola zimmî muvâcehesinde mersûm Yorgi zimmî zimmetinde cihet-i deyn-i şer‘îyiden üç yüz yetmiş dört gurûş alacağım olmağla hâlâ taleb iderim deyü tasaddi eylediğim da‘vâ mezkûremden bâ tevassüti’l-müslihîn mersûm ile kat‘an lin-nizâ‘ üç yüz gurûş üzerine bâʻde’s-sulh ve’l-kabûl bedel-i sulh-i mezkûrdan mâ-ʻadâ 211

ziyâde muddaâma vesâir beynimizde cârî cemi‘ ahz ve edaya müte‘allik ‘âmme-i da‘vâdan tarafından her birimiz aherin zimmetini kabûlu havi ibrâ ve iskât eyledim didiğin mersûm Yorgi zimmî baʻdeʼt-tasdîk ibrâdan müstesna bedel-i sulh-i mezkûr zimmetinde muddaâm mersûme deyn olduğu bi-temamihi ikrâr ve meblağ-i mezkûr üç yüz gurûşun elli gurûşun muddaâm merkûme edâ ve teslîm eylediğinden sonra bâkîyesi olan iki yüz elli gurûş hâlâ ve rıfketen edâya iktidârın yoktur deyü ber vech-i atî tecîle tâlib olduğundan mersûm Kalrıs zimmî dahî halına merhameten meblağ-i bâkî mezkûru târîh-i i‘lâmdan bir sene tamamına degin edâ itmek üzere rızâsıyla tecîl eylediğinden ol- dahî kabûl ve ber vech-i müeccel edâya taʻahhüd eyledim deyü ikrâr ve tasdîkleri tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr. Fî Muharrem sene 1221.(Mart/Nisan 1806). Temü’l-kelâm fî haze’l-meʻâm Bi Âvnillahi’l-melikü'l-ʻalâm. S.34.b.1: Cihet-i karzdan dahî yüz yigirmi gurûş zimmetinde alacağım olub meblağ-ı mezkûr yüz yigirmi gurûşuma ve şiretü’l-rubûʻ emriyle enver-i maʻlûlesine masrafım olan elli gurûş dahî fahr-i mersûmeden bi’l-mürâcaʻa hâlâ taleb iderim deyü daʻvâ ittirilmekte olan cevâbında cihet-i karzdan ancak zimmetinde yigirmi iki buçuk gurûş muddaʻâ mersûme deyn olduğuna ikrâr mâ-ʻadâyı keyfen inkârından mâ-ʻadâ deynim olan meblağ-i mezkûr yigirmi iki buçuk gurûşu emriyle dukununa harç ve sarf itmişdim deyü baʻde’d-defʻ ve’l-inkâr vâfî mersûm metrû defʻi mezkûrdan muddʻamız mesfûr Kostanti dahî mâ-ʻadâ muddaʻalarını her biri isbâtdan izhâr ecr birle istihlâf itmeleriyle mersûm Metru dahî bi’l-muvâcehe vech-i şerʻ üzere yemin ve muddaʻa mersûme dahî yemin teklif olundukda ol-dâhî yeminden nükûl itmeğin mûcebiyle muddaʻa mersûme Kostanti dahî bilâ beyyine ziyâde muddaʻalar yeminden nükûl ile buyûce şerʻi muʻârızadan menʻ olunduğu Kasaba-i Beşiktaş Mahkemesi’nden bi’l-iltimas huzûr. Fî 18 Muharrem sene 1221 (7 Nisan 1806). S.34.b.2: Ba‘îsü’l-i‘lâm Taşu veledi Dimitri nâm zimmî Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde Enşatuş veledi Simu muvâcehesinde mersûm Enşatuş zimmî zimmetinde cihet-i karzdan iki buçûk gurûş ve Abâcı mettahı semeninden dahî otuz sekiz gurûş on pâre ki cem’ân kırk buçûk gurûş on pâre alacak hakkım olub mersûm Enşatuş zimmî cihetin mezkûretinden ol-mikdâr gurûş bana deyn olduğu târîh-i i‘lâmdan beri bir hafta 212

mukaddem vilâyet-i Anadolu’da Pazarköy kasabâsına tâbi‘ Kuru karyesinde ikrâr dahî itmekle meblağ-i mecmû‘ mezkûr zimmî mesfûrdan hâlâ taleb iderim deyü ber vech-i muharrer muddeʻâsın mahallinde ledâ tenbîh makbûl ve işhad idüb ihbâr olunan Hartu veledi Yani ve Estori veledi Pukal zimmîler şehâdetleriyle bi’l-muvâcehe vech-i şer‘î üzere isbât itmeğin mûcibiyle meblağ-i mecmû‘ mezkûr kırk buçûk gurûş on pâreye muddeʻâm mersûm Taşu zimmîye edâ ve teslîme merkûm Eşnatîş zimmîye tenbîh olunduğu bi’l-iltimâs huzûr. Fî 21 Muharrem sene 1221 (10 Nisan 1806). S.34.b.3: Kazğani Mehmed ’Alî ibni el-Hac Hüseyin Meclis-i Şer‘î enverde Dolmabağçe Ocağı neferâtından bâ‘îsü’l-i‘lâm Bostani Mustafa Beşe bin El-Hac Mehmed muvâcehesinde mezbûr Mustafa Beşe zimmetinde bundan akdem mâlımdan ve yedinden bi sevket-i vahide iştirâ ve kabz eylediği bir nuhhas ibrik ve bir tepsi ve beş sahk ve bir şurbâ tası semeninde otuz yedi gurûşun otuz gurûşun bana edâ ve teslîm idüb bâkîyesi olan yedi gurûş alacağım olmağla meblağ-i bâkî mezbûr yedi gurûş merkûmdan hibe iderim deyü da‘vâ itdikde ve kendi cevâbında ancak zikr olunan nuhhas ibrik ve tepsi ve beş sehk ve şurbâ tasları otuz gurûş semn-i tesmiyesiyle iştirâ ve kabz itmekle ol-vecihle muddaâm mezbûrun kabzın ve mutasarrıf olduğu meblağ-i mezkûr otuz gurûştan mâ-‘adâ deynim bâkî kalmamıştır deyü ziyâdeyi inkâr itmekle muddaâ mezbûr ber vech-i muharrer ziyâde muddaâsın isbât ve izhar-i âcz birle istilaf itmekle merkûm Mustafa bi’l-muvâcehe ber vech-i şer‘î tehlif olunacağın mûcibiyle muddaâm mezbûr Mehmed ’Alî ziyâde da‘vâ mezkûresiyle mezbûr Mustafa’ya bila bey‘yine mu’ârîziden menʻ olundu. Beşiktâş Mahkemesi’nden bi’l-iltimâs huzur. Fî 21 Muharrem sene 1221 (10 Nisan 1806). S.34.b.4: Bâʻîsetü’l-i‘lâm ma‘rifetüʼz-zât Nefîse Hâtûn ibneti Mehmed Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde Kayıkçı ‘Alî Beşe bin Hüseyin muvâcehesinde merkûm ‘Alî Beşe bundan akdem beynimizde maʻlûm bir husûsun temşiti içün mâlında rüşvet terikiyle bi gayr-i hak yigirmi gurûş ahz itmekle meblağ-i mezkûr mezbûr ‘Alî Beşe’den istirdad talebimdir deyü ba‘de’d-da‘vâ ve’l-ikrâr mûcibiyle meblağ-i mezkûr yigirmi gurûş muddeîne mezbûre Nefîse Hâtûn’dan edâ ve teslîme merkûm ‘Alî Beşe’ye tenbîh olundu bi’l-iltimâs huzûr. Fî 24 Muharrem sene 1221 (13 Nisan 1806).

213

S.34.b.5: Sâhib-i ʻarzuhâl Es-Seyyid Hüseyin Efendi bin Es-Seyyid Saʻid Meclis-i Şerʻde derûn-i ʻarzuhâlde mezkûrü’l-ism Ahmed Ağa bin Osmân muvâcehesinde mezbûr Saʻid Ağa İstinye nâhiyesine tâbi‘ Tarabya karyesinde kain bir bâb kahve dükkânında bundan akdem beher şehr yigirmi ikişer gurûş îcâre tesmiyesiyle müşâhede müstecarı olub îcâre-i mezkûrdan mezbûrun zimmetinde müştemiân seksen sekiz gurûşun altı gurûşu bana edâ ve teslîm idüb bâkîyesi olan seksen iki gurûş mezbûr Saʻid Ağa'dan hâlâ taleb iderim deyü da‘vâ itdikde ol-dahî cevâbında meblağ-i mezkûr zimmetinde deyn olunduğunu ikrâr ve benim olan meblağ-i mezkûrun yigirmi gurûşu dahî ba‘îsü’l-i‘lâm Divarci Dimu veledi Nebtazi zimmî Meclis-i Şerʻde Bostani hasse İzzetlu Ağa kulları tarafından Hasan Hasekî mübâşeretiyle ihdâr olunan diğer Dimu veledi Korset nâm zimmî muvâcehesinde mersûm diğer Dimu zimmetinde divarcılık bâğrında otuz dokuz buçûk gurûş beş pâre alacak hakkım olmağla hâlâ taleb iderim deyü bâ’de’d-da‘vâ ve’l- ikrâr mûcebince meblağ-i mezkûr otuz dokuz buçûk gurûş beş pârenin muddaâ mersûm Dimu zimmîye bi’t-taleb edâsıyla mesfûr diğer Dimu zimmî ilzâm olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nden bi’l-iltimâs huzûr. Fî 2 Muharrem sene 1221 (22 Mart 1806). S.35.a.1: Bostani ‘Alî Beşe bin Osmân Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻde bâʻisü’l- i‘lâm Es-Seyyid Osmân bin Mehmed muvâcehesinde Es-Seyyid Osmân târîh-i i‘lâmdan dört sene mukaddem vilayet-i Anadolu’da Safranbolu kazasında mâlımdan bi gayr-i hak fuzûlî kırk gurûş ahz itmekle merkûm Es-Seyyid Osmân’dan istirdad iderim deyü tasaddi eylediğim da‘vâmdan bi’t-tevasüt-i müslihîn mezbûr ile ân inkâr kat‘an lin-nizâ‘ on iki gurûş üzerine ba‘de’s-sulh ve’l-ikrâr bedel-i sulhten mâ-ʻadâ ziyâde muddaâ ve bi’l-cümle husûs-u mezbûre müte‘allik ʻâmme-i da’vâdan mezbûrun zimmetini kable inha da‘vâ ibrâ ve iskât eyledim dedikten mersûm Es-Seyyid Osmân tasdîk olunan mütezeyyid sulh-i mezkûr on iki gurûş muddaâ mezbûr ‘Alî Beşe’ye edâ ve teslîme mezbûr Es-Seyyid Osmân’a tenbîh olundu bi’l-iltimâs huzûr. Fî 5 Muharrem sene 1221 (25 Mart 1806). S.35.a.2: Sâdır olan fermân ʻâlilerine imtisâlen cânib-i şeriât-i gerredan mezûnen irsâl olunan Kâtib Mehmed İzzet Efendi dâʻîleri ser bostaniyan hasse İzzetlu Ağa kulları tarafından Mürsel Şakir ʻAli Hasekîyle Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i 214

Beşiktâş’da Molla Abâzâde nâm mahallede târîh-i i‘lâmdan bir gün mukaddem mecmuên fevt olduğu ihbâr olunan ism-i nâ-maʻlûm müslim bir kimsenin cenazesi üzerine varub ceridide medbûtü’l-esâmi müslimîn ile azasına nazar eylediklerinde gerdanı altından üç yerden bıçak yarasıyla mecrûh olduğu lide’l-keşf ve’l-muâyine cenazesin defn izni virmeğin kâtib mezbûr mahallinde ketb ve tahrîr ve maʻen mebʻus umena-i şer’den muhzır Mahmûd ile Meclis-i Şerʻe gelüb âla vukûʻîhi inhâ ve takrîr eylediği kasaba-i mezbûre mahkemesinden bi huzûr. Fî 7 Muharrem sene 1221 (27 Mart 1806). S.35.a.3: Zikr-i âti Halîk keşfî içün kıbel-i şer‘den bi’l-iltimâs me‘zûnen irsâl olunan Kâtib Mehmed İzzet Efendi dâʻileri ve Ser Bostaniyan hasse İzzetlu Ağa kulları tarafından Mürsel Mustafa Hasekîyle Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Kuruçeşme karyesinde târîh-i i‘lâm günü ba‘de’z-zuhr bir kimsenin cesedinin bi kadaillahi Teâla gerik halek olduğu ihbâr olunan Rum taʻifesinden tahminen on yaşında Dimitri veledi Yorgi nâm sağîrin üzerine varub ceridide mezbûtü’l-esâmi müslimîn ile azasına nazar eylediklerinden eser-i cerh-i haktan nesne olmadığın lide’l-keşf ve’l- muâyene zeyr-i hâne ilkâya izin virdiğin kâtib mezbûr mahallinde ketb ve tahrîr ve maʻen mebʻus umena-i şer’den Muhzır Mahmûd ve Çûkadâr Yûsuf ile Meclis-i Şerʻe gelüb âla vuku’îhi inhâ ve takrîr eylediği kasab-i mezbûre mahkemesinden huzûr. Fî 13 Muharrem sene 1221 (2 Nisan 1806). S.35.a.4: Ma‘rifetü’z-zât Nefîse Hâtûn ibneti Ahmed Meclis-i Şerʻe İzzetlu bostanciyan Ağa kulları tarafından Yahya Hasekî mübâşeretiyle ihdâr olunan ba‘îsü’l-i‘lâm Bostani Halîl Ağa bin Ahmed nâm kimse muvâcehesinde mezbûr Halîl Ağa târîh-i i‘lâmdan üç gün mukaddem Ortaköy’de kendi kahve dükkânı peşgahında bir yumruk ile âmden ve bi gayr-i hak yüzüme ve arkama darb ve bi’l-muvâcehe oruspu ve kahpe deyü şetm itmekle mûcib-i şer‘îyesini merkûm Halîl Ağa’dan taleb iderim deyü tasaddi eylediğim da‘vâmdan meccanen fârîğe olub bi’l-cümle husûs-u mezkûre müte‘allik ‘âmme-i da‘vâdan merkûmun zimmetini ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî ibrâ-i mezkûru kabûl eyledi deyü ikrâr ve tasdîkleri tescîl ve bi’l-iltimâs Beşiktâş Mahkemesi’nden huzûr. Fî 10 Muharrem sene 1221 (30 Mart 1806).

215

S.35.a.5: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Yümri Efendi Mahallesi’nde sâkine ‘Aîşe binti Hüseyin’in zevci tarafından husûs-u atîde veli olduğu zât-i mezbûreyi ‘ârifân Mustafa bin Mehmed ve Süleymân bin ‘Alî şehâdetleriyle sâbit olan Osmân Beşe bin Hüseyin nâm kimesne Meclis-i Şerʻe ser bostaniyan hasse İzzetlu Ağa kulları tarafından Memiş Hasekî mübâşeretiyle ihdâr olunan aʻrec ‘Alî bin ‘Ömer ve zevcesi Hadîce binti Ahmed ve kızı Fâtıma binti mezbûr ‘Alî muvâcehelerinde işbû târîh-i i‘lâmdan üç gün mukaddem zevcesi müekkelyâm mezbûrenin menziline mezbûrden gelüb zevcem müekkele mezbûre Fâtıma Hâtûn’u yumruk ile âmmden bi gayr-i hak alnına vesâir azasına darb ve muvâcehesinde taʻzîr-i mûcibü’l-fazle şetm itmekle mûcib-i şer‘îyesini mezbûrdan bi’l-vekâle taleb iderim deyü baʻde’d-da‘vâ veʼl-inkâr muddaâ vekîl-i mezbûr ber vech-i muharrer muddaâsına ʻudûldan Hüseyin bin ‘Ömer ve Mustafa bin Mehmed şehâdetleriyle muvâcehelerin vech-i şerʻ üzere isbât itmeğin mûcibiyle merkûmundan her birimiz şerʻan ta‘zîr lazım geldikten sonra sâkine mezbûre İmâmü’ş-Şeyh Mehmed Efendi ve İbrâhîm Ağa bin Mustafa ve Mehmed bin Mustafa ve Es-Seyyid El-Hac bin Mustafa bin Es-Seyyid Mehmed ve Mûsâ bin Süleymân ve ‘Alî bin Mustafa ve Hüseyin bin ‘Ömer Mustafa bin Hasan ve diğer İbrâhîm bin Abdullah ve Mehmed bin Hasan ve İsma‘il bin Mehmed ve diğer Ahmed bin Mustafa ve Nuri bin Mustafa ve Mehmed Sa‘îd bin Mehmed vesâ‘ir mezbûtü’l-esâmi kimesneler meclis-i mahdur mezkûrda fi’l-hakîka mezbûrdan a’rac ‘Alî ve zevcesi Hadîce ve kızı Fâtıma ve oğlu işbû hazır biʼl-meclis Mehmed hadidü’l-lisân ve bir zamân olmâlarıyla her birimiz lisânlarıyla tasaddi ve tevbih ve ta‘zîr mûcib kelimât-ı fahşiye ile ekale birle ah ve rahatımız meslûb olub bana defeʻâyat kendülere nesh ve pend olduklara bir türlü tenessüh olmamâlarıyla mahalline mezbûrdan ah içün bâb-ı âliye iki kıt’â i‘lâm ve bi’l- iltimâs seh-i âli ile mûşih mûcibiyle ʻamel oluna deyü fermân-ı ʻâli sâdır olmuşken birisi hazır olmayûb her birimiz ʻân lisânlarıyla tekrîm ve taʻcîz ve seddi ta‘zîr mûcib kelimat-ı fahşiye husûsunda ısrâr eylediklerinden da‘vâmın ve hakkımız külliyen maslûb olmuştur deyü iştika ve mezbûrunun türlü türlü sû-i halden ifade ve inhâ eylediklerinde merkûmunun meclis-i şer’de eyledikleri kâtib taberceleri ahâlî mahalle-i mezbûrenin kelâmiddin tasdik olmağla merkûmun ârac ‘Alî ve zevcesi Hadîce kızı Fâtıma ve oğlu Mehmed’den her birimiz mahalle-i-i mezbûriden ihrâc olunmak bâbında 216

bir kıtʻa emr-i ʻâli sudûr ve istidʻâ ve istirham eyledikleri kasaba-i mezbûre mahkemesi’nden bi’l-iltimâs huzûr. Fî 18 Muharrem sene 1221 (7 Nisan 1806). S.35.b.1: Ba‘îsü’l-i‘lâm muâmeleci dimekle ʻÂrîf nâm kimesne tarafında husûs-u atîde vekîl-i sâbit bi’l-vekâle arap hamâl naturlarından ‘Alî bin Osmân Meclis-i Şerʻde hamam Es-Seyyid Sâlih Ağa bin Mehmed muvâcehesinde mûkilim mezbûr Mustafa’nın hamam merkûm Es-Seyyid Sâlih Ağa zimmetinde hüccet-i karziyiden kırk dokuz gurûş ve şarti’l-rücû‘ emriyle umûr-i maʻlûmesine mesrufu olan otuz üç gurûşki cem‘ân seksen iki gurûş alacağı olmağla meblağ-i mecmû‘ mezkûr seksen iki gurûş mersûmân bi’l-vekâle hâlâ taleb iderim deyü da‘vâ itdikde ol-dahî cevâbında ancak cihat-i karzdan kırk dokuz gurûş mûkilim mezbûr Mustafa’ya zimmetinde sehihen deyn olunduğum ikrâr mâ-ʻadâ iddiâsın inkâr itmeğin muddaâ vekîl-i mezbûr ber vech-i muharrer ziyide muddaâsın bey‘âne havale olunur. Merkûm hamam Es-Seyyid Sâlih Ağa’nın tasarruf olunduğu meblağ-i mezkûr kırk dokuz gurûşun mûkil merkûm Mustafa’ya idafetle vekîl-i mezbûr nâzır ‘Alî’ye bi’t-taleb edâsıyla mezbûr hamam Es-Seyyid Sâlih Ağa ilzâm olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nden bi’l-iltimâs huzur. Fî 19 Muharrem sene 1221 (9 Nisan 1806). S.35.b.2: Ma‘rifetü’ş-şahs Mârîâ binti Manul nasrâniye Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻde Ser bostaniyan hasse İzzetlu Ağa kulları tarafından Hasan Hasekî mübâşeretiyle ihdâr olunan bâʻîsatüʼl-i‘lâm kezalik ma‘rifet’üş-şahs mezbûr Aradima binti Tutârî nasrâniye muvâcehesinde kızı mersûm Aradima nasrâniye zimmetinde vesâir mütenevviâ maʻlûme semenlerinden hicren iki yüz gurûş alacağım olmağla kızım nasrâniye mersûmiden taleb iderim deyü tasaddi eylediğim da‘vâmdan temâmen fârîğa olub bi’l-cümle husûs-u mezkûre vesâ‘ire müte‘allik ʻâmme-i davadan kızım mersûmenin zimmetin kabûlu havî ibrâ ve iskât eyledim didiğinde mersûme Eraki nasrâniye tasdîk eylediği tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr. Fî 19 Muharrem sene 1221 (9 Nisan 1806). S.35.b.3: Kasaba-i Beşiktâş’a kain ʻArab hocamız nâtûrlarından Mehmed Beşe bin ‘Alî nâm kimesne Meclis-i Şerʻde bâʻisetü’l-i‘lâm Muhsin bin Mustafa ve yemhur şehir nâm kimesne tarafından husûs-u atîyyü’l-bey‘ânda vekîl-i sâbitü’l-vekâle ‘Alî Beşe bin 217

Osmân muvâcehesinde bundan akdem mûkil merkûm Mustafa zimmetinde cihet-i karzdan seksen gurûş alacak hakkım olub bâzı mezkûrun kırk dokuz gurûşun mûkil mezbûre idafetle vekîl-i merkûm ‘Alî Beşe bana def‘ ve teslîm ben dahî yedinden ahz ve kabz idüb bâkî mûkil merkûm otuz bir gurûş hakkım kalmıştır didiğin vekîl-i mezbûr ‘Alî Beşe tasdîk eylediği tescîl ve bi’l-iltimâs kasaba-i mezbûre mahkemesinde huzûr. Fî 19 Muharrem sene 1221 (9 Nisan 1806). S.35.b.4: Bâhçevân Konthori veledi Yandiki zimmî Meclis-i Şerʻe İzzetlu bostancıbâşı Ağa kulları tarafından Hasan Hasekî mübâşeretine ihdâr olunan bâʻisetü’l-i‘lâm Mekru veledi Petro zimmî ile taraffuʻlarında ben ücretle hizmet ider makûleden olub mezbûr Tered zimmînin talebiylekendi bağçesinde ücret kavline üç ay hizmet itmekle müddet-i mezkûride müstehik olduğum masrafım ile ber nehc-i şer‘î tahlîf olunmağın mûcibiyle muddaâ merkûm Es-Seyyid Mahmud Efendi da‘vâ mezkûresiyle mezbûr Es-Seyyid Şeyh Mehmed Efendeyü bi gayri bey‘yine muʻârîziden menʻ olunduğu Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nden bi’l-iltimâs huzûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 19 Muharrem sene 1221 (9 Nisan 1806). S.36.a.1: Sâdır olan fermân-i ʻâlilerine imtisâlen sevb-i şer‘î enverden me‘zûnen irsâl olunan Kâtib Mehmed İzzet Efendi dâʻilerini ve ser Bostaniyan hasse İzzetlu Ağa kulları tarafından Mürsel Şakir ʻAlî Hasekî ile Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Karaʻabâli İskelesi kurbûnda Kabâtaş nâm mahallede işbû târîh-i i‘lâmdan bir gün mukaddem vakt-i mağribde kimsenin menğese bi- kazaillah-i Teâla ğariken halek olduğu ihbâr olunan Venedik taʻifesinden Makyu nâm Efrencek lâşesi üzerine varub ceridede mezbûtü’l-esâmi müslimîn ile aʻzâsına nazar eylediklerinden eser-i cerh haktan nesne olmadığın lide’l-keşf ve’l-muâyene lâşesine zîr-i hâneʼl-gâye izn virmeğin kâtib mezbûr mahallinde ketb ve tahrîr ve maʻen mebʻûs ümena-i şerʻle Meclis-i Şerʻe gelüb ʻâlâ-vukûʻi inhâ ve takrîr eylediği kasaba-i mezbûre mahkemesinden huzûr-i ʻâlilerine i‘lâm olundu. Fî 23 Muharrem sene 1221 (12 Nisan 1806). S.36.a.2: Zikr-î âtî sağîrin vâlidesi dersî menhûbesi olub ma‘rifetü’z-zât Halîme Hâtûn ibneti İsma‘il diğer Sadri kebîr oğlu Osmân hazır olduğu halde Meclis-i Şer‘î şerîf 218

enverde bâʻisü’l-i‘lâm El-Hac Abdullah Ağa bin Mehmed Emîn nâm kimesnenin damları etrafından husûs-u atîyyü’l-bey‘ânda vekîl-i sâbitü’l-vekâlesi Es-Seyyid Osmân Ağa bin Es-Seyyid İbrâhîm muvâcehesinde mûkil mezbûr El-Hac Abdullah Ağa’nın ‘abd-i memlûki olub işbû hazır bi’l-meclis Yûsuf nâm sağîr Sadri sağîr oğlum işbû Ebûbekir’i târîh-i i‘lâmdan bir gün mukaddem vakt-i asırda Dolmabağçe nâm mahalde bir yumruk kadar taş ile âmden ve bi gayr-i hak yüzünün sol tarafından darb ve cerh itmekle cerh-i mezkûrun mûcib-i şer‘îyesin mûkil mezbûrdan bi’l-vesâye ve bi’l-vilâye hâlâ taleb iderim deyü oğlu hazır merkûm ile maʻên bâ’de’d-da‘vâ ve’l-inkâr müddeiye vasî mezbûre ber vech-i muharrer muddasâsın isbâta kadir olmayûb ve sulb-i sağîr mezbûr hakkında evla ve enfaʻ olmağın muddaîyye mezbûre Halîme Hâtûn ber vech-i mezkûr eyledikleri cerh ve dâ‘vâsından bi tevasüt-i müslihîn olduğu mezbûr ile ân inkâr kat’en lin-nizâ‘ on gurûş bidel-i masraf ve makbûze sulh olduğunda vekîl-i mezbûr Es- Seyyid Osmân Ağa dahî muddaâm mezbûre izafetle sulh-i mezkûru ba‘de’l-kabûl vasî mezbûre Halîme Hâtûn Meclis-i Şerʻde vekîl-i mezbûr muvâcehesinde cerh-i mezkûre müte‘allik mûkil mezbûr ibrâhim Abdullah Ağa ile da‘vâ ve nizâ‘m kalmamıştır didiğin oğlu hazır merkûm Osmân ve vekîl-i mezbûr Es-Seyyid Osmân Ağa tasdîk eyledikleri tescîl ve İzzetlu bostancıbaşı Ağa kulları tarafından Hasan Hasekî mübâşeretiyle Beşiktâş Mahkemesi’nden bi’l-iltimâs huzûr. Fî 24 Muharrem sene 1221 (13 Nisan 1806). S.36.a.3: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Kuruçeşme karyesi mütemekkinlerinden ba‘îsü’l-i‘lâm Konstantiyan veledi Nikola zimmî Meclis-i Şer‘î şerîf enverde Aşçı Milu veledi Losko nâm zimmî muvâcehesinde kasaba-i mezbûreye müzâfa Arnavut karyesinde vâki‘ bir bâb aşçı dükkânın mecmû‘ ile derûnunda mevcûd beyne’l-hirf gedek ta‘bîr olunan alât-i lâzime-i maʻlûmesinin nısf-i şayiâsı yedimde bâ hüccet-i şer‘îye mülk ve hakkım olmağla ben ber vech-i muharrer hâlik olduğum dükkânı mezkûr ile ve derûnunda mevcûd gedek ta‘bîr olunan alât-i mahrûse-i mezkûrenin nısf-i şayiâsın bundan akdem beher şehr kırk ikişer gurûş ücret tesmiyesiyle mersûm Milu zimmîye îcâb ve teslîm eylediğimden ol-dahî ber vech-i muharrer isticâr ve tesellüm ve kabûl itmekle yedi ayda zimmî mersûmun zimmetinde müştemiliâ olan ücret-i müstecar mezkûrdan iki yüz doksan dört gurûş mesfûr Milu zimmîden hâlâ taleb iderim deyü bâ’de’d-da‘vâ ve’l-ikrâr mûcibiyle meblağ-i mezkûr iki yüz doksan dört 219

gurûşun muddaâ mersûm Konstantin zimmîye bi’t-taleb edasıyla mersûm Milu zimmî ilzâm olunduğu kasaba-i mezbûre mahkemesinden bi’l-iltimâs huzûr. Fî 27 Muharrem sene 1221 (16 Nisan 1806). S.36.a.4: Mehmed bin ‘Alî nâm kimesne Meclis-i Şer’e Ser bostaniyan-i hasse ʻİzzetlu Ağa kulları tarafından Mehmed Emîn Hasekî mübâşeretiyle ihdâr olunan Es-Seyyid Mustafa Ağa bin Es-Seyyid muvâcehesinde mezbûr Es-Seyyid Mustafa Ağa zimmetinde hüccet-i karzdan yetmiş sekiz gurûş alacak hakkım olmağla hâlâ taleb iderim deyü bâ’de’d-da‘vâ ve’l-ikrâr mûcibiyle mezken mezkûr yetmiş sekiz gurûşun mudde‘âm mezbûr Mehmed’e bi’t-taleb edâsıyla merkûm Es-Seyyid Mustafa Ağa iltizâm olunduğu Kasab-i Beşiktâş Mahkemesi’nden bi’l-iltimâs huzûr. Fî 28 Muharrem sene 1221 (17 Nisan 1806). S.36.b.1: Sahib-i arzuhâl Ebûbekir Hasekî’nin yedinde olan bir kıt’â temessük mentûkunca Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Süleymâniye Mahallesi’nde sâkin zendan delen hamamcısı Şerîfe Emîne zimmetinde cihet-i karzdan alacağı olan beş yüz gurûş edâ itmemekle tarafuʻ içün sâdır olan fermân-i ʻâlişana imtisâlen Dîvân-i ‘Âlî çavuşlarından Mustafa kıbel-i şer‘den tebyin olunan muhzır Mahmûd kulları Mahallesi İmâmı ile menzile varub bi’d-defât davet-i şer‘î şerîf eylediklerinde mezbûre Şerîfe Emîne bir vecihle şer‘î şerîfe itaât ve emri müfîe inkiyad eylemeğin Meclis-i Şerʻe inhâ itmeleriyle merkûme Şerîfe Emîneʼye tarafu içün mahallesi İmâmı ma‘rifetiyle menzilinde ihrâc olunması bâbında fermân-ı ʻâli sudûr iktizâ eylediği huzûr-i ʻâlilerine i‘lâm olundu. Fî 29 Muharrem sene 1221 (18 Nisan 1806). S.36.b.2: Bâʻîsetü’l-i‘lâm maʻrifetüʼz-zât Habibe binti Mustafa nâm Hâtûn Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻde sabiken İmâmları Hüseyin bin Mehmed muvâcehesinde sadriye kebîre kızım işbû hazır bi’l-meclis Emîne binti Mustafa nâm Hâtûn’un işbû damadım Hüseyin ile mukaddimen zevciyet beynlerinde kâ‘ime iken merkûmun fîraşında hâsıle ve kızım hadire mezbûriden mütevellide işbû sulbiye sağîre kızı Nefîse nâm mezbûrenin bi hakki’l-hedâne hicr ve terbiyesinde iken kızım hadire mezbûre Emîne Hâtûn nefsini sağîre mezbûreye âhireye tezvîc itmekle hakkı hedânesi 220

sakite ve bana raciâ olunduğuna binâen sağîre mezbûrenin beher şehr beş gurûş münafaka-i mesrefete müstedânesinden târîh-i i‘lâma gelince beş ayda merkûmun zimmetinde müştemiâ olan yigirmi beş gurûş damadım mezbûr hüseyinden hâlâ taleb iderim deyü bâ’ded-da‘vâ ve’l-ikrâr mûcebince meblağ-i mezkûr yigirmi beş gurûşun müddeîyye-i mezbûre Habibe Hâtûn’a bi’t-taleb edâ ile merkûm Hüseyin iltizâm olunduğu bi’l-iltimâs huzûr. Fî 20 Muharrem sene 1221 (9 Nisan 1806). S.36.b.3: Ba‘îsü’l-i‘lâm ‘Abdurrahman bin Mehmed nâm kimesne Meclis-i Şerʻde çavuş bin Mustafa ve Zübeyr bin ‘Alî nâm kimesneler muvâcehelerinde Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Yeniköy kurbûnda Kalender nâm mahalde vâki‘ hâlik olduğum bir bâb bostanımda hâsıl olub kemâl bulan karpuz ve üzüm ve hıyar ve mahsulat-i sâ‘ire maʻlûmeleri kesip almak üzere mezbûrana yüz altmış beş gurûşa bey‘ ve teslîm anlar dahî bi’l-maîyye iştirâ ve kabz eylediklerinden sonra semeni mezkûrun yüz otuz beş gurûşun bundan akdem merkûman Çavuş ve Zübeyr bana edâ ve teslîm idüb bâkîyesi olan otuz gurûş dahî işbû Meclis-i Şer’de bana def‘ ve teslîm ben dahî yedlerinden temâmen ahz ve kabz itmemle fî mâ- baʻd semen-i mezkûrdan mezbûran zimmetlerinde bir akçe ve bir hebbe hakkım ve alacağım kalmamıştır didikden merkûman Çavuş ve Zübeyr dahî her biri tasdîk eyledikleri tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr. Fî 24 Muharrem sene 1221 (13 Nisan 1806). S.36.b.4: Bâkkal Yani veledi Suve zimmî Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavut karyesinde mekana mahsûs olan odada akd olunan Meclis-i Şerʻde ba‘îsü’l-i‘lâm Nikoli veledi Tuhuri nâm zimmî ile tarufuʻlarında mersûm Nikoli zimmî zimmetinde bundan akdem mâlımdan ve yedimden iştirâ ve kabz eylediği bâkkal metaî semeninden bâʻdeʼd-da‘vâ on bir gurûş alacağım olmağla hâlâ taleb iderim deyü da‘vâ itdikde ol-dahî mezbûre bi’t-temâmihi ikrâr lâkîn ben mezkûr muddaâ mersûme edâ ve teslîm itmişdim deyü bâ’de’d-def‘ ve’l-inkâr rafîʻ mersûm Nikoli zimmî def‘i mezkûrun isbâttan izhara acz idüb bi’t-taleb mülki bâkî zimmîye yemîn teklîf bûlundukta ol-dahî yemînden nukûl eylemeğin mûcibiyle muddaâ mersûm Yani zimmî meblağ-i mezkûr mutalebesiyle merkum Nikoli zimmîye bu vech-i şer‘î taʻrîfte menʻ olunduğu kasaba-i mezbûre mahkemesinden bi’l-iltimâs huzûr. Fî 9 Muharrem sene 1221 (29 Mart 1806).

221

S.36.b.5: Ba‘îsü’l-i‘lâm Alekse veledi Bâğun nâm zimmî Meclis-i Şerʻde Dimu veledi Komte zimmî muvâcehesinde mersûm Dimu zimmî zimmetinde divârcılık ücretinden otuz üç gurûş alacak hakkım olmağla hâlâ taleb iderim deyü baʻde’d-da‘vâ ve’l-ikrâr mûcibiyle meblağ-i mezkûr otuz üç gurûşun muddaâ mesfûr Aleks zimmîye bi’t-taleb edâsıyla mersûm Dimu zimmî iltizâm olunduğu ser bostaniyan hasse İzzetlu Ağa kulları tarafından Hasan Hasekî mübâşeretiyle bi’l-iltimâs Beşiktâş Mahkemesi’nden huzûr. Fî 2 Muharrem sene 1221 (22 Mart 1806). S.36.b.6: Ba‘îsü’l-i‘lâm Divarcı Tenaş veledi Pentazi zimmî Beşiktâş Mahkemesi’ne İzzetlu bostancıbâşı Ağa kulları tarafından Hasan Hasekî mübâşeretiyle ihdâr olunan Dimu veledi Koste nâm zimmî muvâcehesinde mersûm Dimu zimmî zimmetinde divârcılık ücretinden kırk sekiz buçûk gurûş on pâre alacak hakkım olmağla meblağ-i mezkûr mesfûr Dimu zimmîden hâlâ taleb eylediğim deyü da‘vâ itdikde ol-dahî bi’t- temamihi ikrâr ve iʻtirâf itmediğin mûcebince meblağ-i mezkûr kırk sekiz buçûk gurûş on pârenin muddaʻâ mersûm Tenaş zimmîye bi’t-taleb edâsıyla mersûm Dimu zimmî ilzâm olunduğu bi’l-iltimâs huzûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 2 Muharrem sene 1221 (22 Mart 1806). S.37.a.1: Bâʻisü’l-i‘lâm Yorgi veledi Nikola zimmî Meclis-i Şerʻde Acaktu veledi Suve zimmî muvâcehesinde mâlım olub mersûm Heztu zimmî bi gayri hak fuzûlî ahz eylediği mecmû‘ olan altı gurûş kıymetli dört adet kehribâ imâmeli erguvan çubûklarım yedinde mevcûd ile ayânın ve müstehlike ile zaman kıymet-i mezkûresini zimmî mesfûrden hâlâ taleb iderim deyü baʻde’d-da‘vâ ve’l-inkâr muddaâ mersûm ber vech-i muharrer muddaâsına ikâmet-i beyyine idemeyüb bi’t-taleb mersûm Heztu zimmîye yemîn teklîf olundukta ol-dahî yemninden nukûl itmeğin mûcebince zikr olunan çubûklar yedinde mevcûd ile a’yanın ve müstehlike ile zaman-i kıymet mezkûresi derûnunda altı gurûş muddaâ mersûm Yorgi zimmîye edâ ve teslîm mesfûr zimmîye tenbîh olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde bi’l-iltimâs huzûr-i ʻâlilerine i‘lâm olundu. Fî 7 Muharrem sene 1221 (27 Mart 1806).

222

S.37.a.2: Ba‘îsü’l-i‘lâm Makus veledi Semun zimmî Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavut karyesinde mekân-i mahsûs odada akd olunan Meclis-i Şerʻde Despenu binti Dimitri nasrâniyenin anası tarafından husûs-u âtîde vekîl olduğu şahs-i mersûmeyi ‘ârifân Mahmûd Ağa bin Süleyman ile Tenaş veledi Endun şehâdetleriyle sâbit olan Alenko binti Yuvan nâm nasrâniye muvâcehesinde mûkile mersûme Despenu nasrâniye zimmetinde bundan akdem bi sefketi vahde mâlımdan ve yedimden iştirâ ve kabz eylediği maʻlû’z-zirâ‘ ve’l-fîyat bâsma çit ve siyah dülbend üzerine işleme ve beyaz dülbend semenlerinden cem‘ân yüz yedi gurûştan bâkî seksen dokuz gurûş alacak hakkım olmağla meblağ-i bâkîʻ mezkûr kızı müvekkile mesfûriden hâlâ taleb iderim deyü baʻdeʼd-da‘vâ ve’l-ikrâr mûcebince meblağ-i bâkîʻ mezkûr seksen dokuz gurûşun muddaâm mersûm Makus zimmîye bi’t-taleb edâsıyla kızım mükile mesfûre nasrâniyeye idafetle anası vekîl-i mersûme Elenko nasrâniye ilzâm olunduğu Beşiktâş mahkemesinden bi’l-iltimas huzûr. Fî 26 Muharrem sene 1221 (15 Nisan 1806). S.37.a.3: Ba‘îsü’l-i‘lâm Şerbetçi Yorgi veledi Tohur zimmî Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻr-i enverde Dimitri veledi Zeysu nâm zimmî muvâcehesinde mersûm Dimitri zimmînin bundan akdem bi şarti’r- rücû‘ emriyle mâlımdan umûr-i maʻlûmesine mesrûfum olan yüz gün dahî mesfûrde bi’l-müracaâ hâlâ taleb iderim deyü bâ’de’d-da‘vâ ve’l-ikrâr mûcebince meblağ-i mezkûr yüz gurûşun muddaâ mersûm Yorgi zimmîye bi’t-taleb edâsıyla mesfûr Dimitri zimmî ilzâm olunduğu bi’l-iltimâs huzûr. Fî 28 Muharrem sene 1221 (17 Nisan 1806). S.37.a.4: Sâdır olan fermân-i ‘âlilerine imtisâlen zikr-i âti meyyitin keşfî içün Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nden me‘zûnen irsâl olunan Kâtib Mehmed İzzet Efendi dâʻîleri ve ser Bostaniyan hasse İzzetlu Ağa kulları tarafından Mürsel Es-Seyyid Şakir ʻAli haseki ile kasaba-i mezbûriden Molla Abâzade nâm mahalle varub târîh-i i‘lâmdan bir gün mukaddem vakt-i mağribde cerihen fevt olduğu ihbâr olunan Kalyoncu Mehmed’Alî nâm şab-i emrden ceridede mezbûtü’l-esâmi-i müslimîn ile azâsına nezar eylediklerinde göbeği üzerinden bir yerinden bıçak yarası olub bâğırsakları hurûc eylediğin ba‘de’l- keşf el-muâyene cenazesini defnine izin virmeğin kâtib mezbûr mahalde ketb ve tahrîr ve meʻân mebʻûs umena-i şerʻle Meclis-i Şerʻe gelüb âla 223

vukû’îhi inhâ ve takrîr eylediği tescîl ve huzûr. Fî 5 Muharrem sene 1221 (25 Mart 1806). S.37.a.5: Bâʻîsetüʼl-i‘lâm ma‘rifetüʼş-şahs Sahume binti Penayut nasrâniye Meclis-i Şer‘î enverde Katrine binti Epustol nasrâniyenin nasb ve tarafından husûs-u âtîde vekîl-i sâbitü’l-vekâlesi Penayut veledi Dimitri nâm zimmî muvâcehesinde müvekkile mersûme Katrine nasrâniye zimmetinde bundan akdem mâlımda ve yedimden bi’s- sevket-i vâhide iştirâ ve kabz eylediği iki destar puşiden semeninden cemʻân seksen gurûş alacak hakkım olub meblağ-i mezkûran otuz gurûş bana edâ ve teslîm itmekle bâkîyesi olan elli gurûşun on gurûşun mûkiline mersûmun halîne merhameten rızamla hat ve tenzîl idüb mâ-ʻadâsı olan kırk gurûş mûkile mesfûre Katrine nasraniyeden hâlâ taleb iderim deyü ba‘de’d- da‘vâ ve’l-ikrâr lâkîn zevcem müvekkile mersûmenin diyeti olan meblağ-i bâkî mezkûrun on gurûş dahî mersûme Sehume nasrâniyeye edâ ve teslîm idüb ol-vecihle ancak zevcem mersûmenin otuz gurûş deyn-i bâkî kalmıştır deyü ol-mikdârda baʻde’d-def‘ veʼl-inkâr râfiʻ mesfûr Penayut zimmî bi’l-vekâle def‘ mezkûrun isbâttan izhara acz idüb bi’t-taleb nasrâniye mersûmeye yemîn teklîf olundukta ol-dahî yemînden nukûl itmeğin mûcebince muddâiyye-i mesfûre Sehume nasrâniye ziyâde da‘vâ-yı mezkûresiyle müvekkile-i mersûmeye bû vech-i şer‘î mu’ârîziden ba‘de’l-menʻ salifü’z-zikr mersûm Penayut zimmînin bi’l-vekâle ikrâr ve iʻtirâflarıyla lazım gelen meblağ-i mezkûr otuz gurûşun muddaîyye mesfûre Sahube nasrâniyeye bi’t-taleb edâsıyla müekkele-i mersûme Katrine nasrâniyeye idafetle zimmî vekîl-i mersûm Penayut zimmîye ilzâm olunduğu mübâşeretleri Mehmed Hasekî yediyle Beşiktâş Mahkemesi’nden bi’l-iltimâs huzûr. Fî 8 Muharrem sene 1221 (28 Mart 1806). S.37.b.1: Sâdır olan fermân-i ‘âlilerine imt’Îsalen zikr-i âti meyyitin keşfî içün Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nden me‘zûnen irsâl olunan Kâtib Mehmed İzzet Efendi dâʻîleri İzzetlu bostancıbâşı Ağa kulları tarafından Mürsel Mehmed Sa‘îd Hasekî ile kasaba-i mezbûrede Timurcioğlu bâğına varub târîh-i i‘lâm gecesi cehren fevt olduğu ihbâr olunan Arnavut taʻifesinden bâğ-i mezbûrun müsteʻciri Süleymân nâm kimsenin ceridide mezbûtüʼl-esâmi müslimîn ile azasına nazar eylediklerinde sol kulağı tevzinden ve boynundan el bâltası yarası olduğun ba‘de’l-keşf ve’l-muâyene cenazesin defnine 224

izin virdiğin Kâtib mezbûr mahallinde ketb ve tahrîr ve maʻen mebʻûs-i umena-i şerʻle Meclis-i Şerʻe gelüb ʻalâ vukûʻi inhâ ve takrîr eyledi tescîl ve huzûr. Fî 10 Muharrem sene 1221 (30 Mart 1806). S.37.b.2: Tütüncü Murat nâm zimmî Meclis-i Şerʻde bâʻisü’l-i‘lâm İbrâhîm bin Yûsuf kimesne ile tarafu’larında beher şehrden yedişer gurûş sekiz pâreye erlik üzere aherin iki kapısı kahvesin on dört gurûş on altı pâre şiraye mezbûr İbrâhîm tevkîl ve meblağ-i mezkûr mâlımdan teslîm eylediğimde vech-i muharrer üzere âhirden kahve iştirâ itmeyip meblağ-i mezkûr zimmetinde kalmağla mezbûr İbrahim de hâlâ taleb iderim deyü da‘vâ ettikte ol-dahî ber vech-i muharrer ikrâr ve i‘tirâf itmeğin lâkîn tasaddi ve taksir semen meblağ-i mezkûr sirke olub zayiʻ olmuştur. Deyü eylediği ve tasaddi yemîniyle tasdîk olunur. Umenadan olmağla bi’t-taleb mezbûr İbrâhîm bi’l-muvâcehe meblağ-i şiraʻ tahlif olunmağın mûcibiyle muddaâm mersûm Murat zimmî da‘vâ-i mezkûresiyle merkûm ibrâhim’e ber vech-i şiraʻ mu’ârîziden menʻ olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde bi’l-iltimâs huzûr. Fî 9 Muharrem sene 1221 (29 Mart 1806). S.37.b.3: Bâʻisüʼl-i‘lâm Osmân bin ʻÎsa nâm kimesne Meclis-i Şerʻe ser bostaniyan hasse İzzetlu Ağa kulları tarafından İbrâhîm Hasekî mübâşeretiyle ihdâr olunan Serkez veledi Erhiz zimmî muvâcehesinde mezbûr Serkez zimmî zimmetinde bundan akdem bi sevket-i vahidet mâlımdan ve yedimden iştirâ ve kabz eylediği dört reʻsi merkeb tahtından yüz on ve cihet-i karzdan yigirmi yedi ve marabâcılık tarafından dahî yetmiş gurûş ki cem‘ân iki yüz yedi gurûş alacak hakkım olub hatmen mersûm Serkez zimmî cem‘ân ol-mikdâr gurûş zimmetinde bana deyn olunduğu târîh-i i‘lâmdan bir sene mukaddem Dolmabağçe nâm mahalde ikrâr dahî itmekle meblağ-i mecmû‘ mezkûru zimmî mesfûrdan hâlâ taleb iderim deyü da‘vâ itdikde ol-dahî cevâbında ancak muddaâm mezbûre dört reʻs merkeb semeninde cem‘ân yüz on gurûş zimmetinde sahihen deyn olunduğun ikrâr ziyâde muddaâsın inkâr itmekle muddaâ merkûm ber vech-i muharrer ziyâde muddaâsın ʻudûlden Mustafa bin Osmân ile Sahak veledi Çamahur zimmî şehâdetleriyle bi’l-muvâcehe vech-i şiraʻ târîfî üzere isbât itmeğin mûcibiyle meblağ-i mecmû‘ mezkûr iki yüz on gurûş muddaâm mezbûr Osmân’a edâ ve teslîme mersûm Serkez zimmîye tenbîh olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde bi’l- iltimâs huzûr. Fî 19 Muharrem sene 1221 (8 Nisan 1806). 225

S.37.b.4: Es-Seyyid Mahmud Efendi bin Es-Seyyid Mehmed Meclis-i Şerʻe İzzetlu bostancıbâşı Ağa kulları tarafından Çûkadâr İsma‘il mübâşeretiyle ihdâr olunan bâʻisüʼl- i‘lâm Es-Seyyid Şeyh Mehmed beni muvâcehesinde mezbûr Es-Seyyid Eş- Şeyh Mehmed Efendi tarih-i iʻlâm günü beni yumruk ile âmden bi gayri hak omuzlarımı darb itmekle mûcib-i şer‘îyesini Şeyh mezbûrdan taleb iderim deyü tasaddi da‘vâ ve’l- inkâr muddaâ mezbûr ber vech-i muharrer muddaâsına ikâmet-i beyyine ideyüb talebiyle mezbûr Es-Seyyid Şeyh Mehmed Efendi bi’l-muvâcehe Mustafa bin ‘Alî nâm kimesne Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻde Lond Çiftliği neferâtından bâʻisüʼl- i‘lâm Bölükbâşı Hasan Ağa bin Memiş muvâcehesinde târîh-i i‘lâmdan on gün mukaddem cemi‘î ayûbdan salîm olmak üzere iki yüz kırk gurûş semeni medfû‘ ve makbûze işbû meclis-i şer’de muâyene olunan bir reʻs dur-ı esb mezbûr Hasan Ağa’dan iştirâ ve teslîm ve kabz itmişdim lâkîn zikr olunan esb sulfan aybi ile meʻîb ve ayb-i mezkûr şirâ târîhinden mukaddem ve noksan semeni îcâb ider ûyubdan olmağla der mebiʻ kabzi semen olunmak muradımdır. Deyü da‘vâ olunduğu ber vech-i muharrer bey‘-i ikrâr ve esbi mezkûr ayb-i mezkûr ile muîb olunduğu inkâr eyledikte li ecri’l- husûmet-i şer‘îye Meclis-i Şerʻe ihdâr olunan ehl-i vukûfa edâne olundukta sebeb-i mezkûr ayb-i merkûmdan salîm olduğu bi’l-muvâcehe ihbârlarıyla mütehakkık olmağla merkûm Mustafa’nın kelâmına iltifat olunmayub bi vech-i şer‘î muʻârîziden menʻ olunduğu bi’l-iltimâs huzûr. Fî 15 Muharrem sene 1221 (4 Nisan 1806). S.38.a.1: Bâʻisü’l -i‘lâm Keryaku veledi Endun zimmî Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavut karyesinde mekan-i mahsûs odada akd olunan Meclis-i Şerʻde Yorgi veledi Dimu nâm zimmî muvâcehesinde mersûm Yorgi zimmî bundan akdem mâlımdam ve yedimden iştirâ ve kabz eylediği bârartı bir çevkebenş semeninden altmış beş gurûş zimmetinde alacağım olmağla meblağ-i mezkûr mesfûr Yorgi zimmîden taleb iderim deyü tasaddi eylediğim da‘vâmdan bâ tevassüt-i müslihîn zimmî mersûm ile an inkâr kat‘an lin-nizâ‘ elli gurûş bidel-i medfû‘ ve medfuze ba‘de’s-sulhi ve’l-kabûl ziyâde muddaâma ve bi’l- cümle husûs-u mezkûre vesâir müteâllik âmme-i da‘vâmın mersûm Yorgi zimmînin kavlini havî zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât eyledim didiğin mersûm Yorgi tasdîk eylediği kasaba-i mezbûre mahkemesinde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr. Fî 16 Muharrem sene 1221 (5 Nisan 1806). 226

S.38.a.2: Ba‘îsü’l-i‘lâm ‘Ömer Ağa bin Feyzi Feyzullah nâm kimesne Beşiktaş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer’de hâlâ zevce-i menkûhe-i medhûl biham ma‘rifetü’z-zât Âluve Hâtûn ibneti Mustafa muvâcehesinde mezbûre Âluve Hâtûn mehr-i muâccel mustevfasıyla zevce-i menkûhum olub İstanbul’da Fazlı Pâşâ kurbûnda vâki‘ Ğelek ve meranik başka tedârik ve müheyya eylediğim menzilde iskân murad eylediğimde bana itaʻat ve inkiyâddan ebâ ve imtinaʻ itmekle şuzuze olunub bana itaʻat ve inkiyâd eylemek üzere zevcem merkûme Âluve Hâtûn’a tenbîh olunmak matlûbumdur deyü da‘ vâ itdikde ol-dahî ber vech-i muharrer zevcet-i menkûhesi olduğum ikrâr ve i‘tirâf itmeğim mûcebince fazi muddaâm merkûmun ğelek ve merafîk başka tedâruk ve muheyya eylediği zevcem mezbûre itaʻat ve inkiyâd zevcesi merkûme Âluve Hâtûn’a tenbîh olunduğu bi’l-iltimâs huzûr. Fî 19 Muharrem sene 1221 (8 Nisan 1806). S.38.a.3: Bâʻisetü’l-i‘lâm ma‘rifetü’z-zât Ümügülsüm Hâtûn ibneti ‘Ömer Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer’de Osmân bin Mehmed nâm kimesne muvâcehesinde mezbûr Osmân bundan akdem mâlımdan ve yedimden iştirâ ve kabz eylediği penbe bir canfer ğeteri semeninde kırk gurûş alacağım olmağla meblağ-i mezkûr merkûm Osmân’dan taleb iderim deyü tasaddi eylediğim da‘vâmdan bi tevasüt-i müslihîn mutasaddi Osmân ile ân inkâr katʻân lin-nizâ‘ otuz üç gurûş üzerine ba‘de âkdü’l- musâlihe vel-kabûl bedel-i sulhten mâ-ʻadâ ziyâde muddaʻâma ve bi’l-cümle husûs-u mezkûre müte‘allike ʻâmme-i da‘vâdan mezbûr Osmân’ın zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh- i şer‘î ile ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî ibrâ-i mezkûru kabûl eyledi deyü ba‘de’l- ikrâr veʼt-tasdîk-i ibrâdan mustesna bedel-i sulhu mezkûr otuz üç gurûş merkûm Osmân zimmetinde müddeîyye-i merkûmeye sahîh-i deyn olduğum ikrâr ve mukir ile ikrâr ve i‘tirâf ve tahkîk itmeğin mûcebince bedel-i sulh merkûm otuz üç gurûşun müddeîyye-i mezbûre Ümmügülsüm Hâtûn’a bi’t-taleb edâsıyla merkûm Osmân ilzâm olunduğu bi’l-iltimâs huzûr-i ʻâlilerine i‘lâm olundu. Fî 21 Muharrem sene 1221 (10 Nisan 1806). S.38.a.4: Bâʻîsetüʼl-i‘lâm Şerîfe Menure Hânım ibneti Feyzullah tevkir ve taraftan husus- u âtîde vekîl-i sâbit Ebû Tâhir Osmân Efendi bin Mehmed Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻde kasaba-i mezbûre Yasakcı Hâfız Mehmed Emîn bin ‘Alî muvâcehesinde müekkelyâm mezbûrenin kasaba-i mezbûride vâki‘ bir bâb 227

odasında beher şehr ikişer gurûş îcâre tesmiyesiyle muşahide müsteʻcir olub îcâre-i mezkûriden dokuz ayında merkûmun zimmetinde müctemiʻ on sekiz gurûş hâlâ ve fî mâ- baʻd îcâre-i mezkûreyi her bir şehr hitamında temâmen zevce-i mûkiline mezbûreye edâ ve teslîm itmek üzere Yasakcı mersûme tenbîh olunmak matlûbumdur deyü bi’l- vekâle bâ’ded-da‘vâ ve’l-ikrâr mûcebince meblağ-i mezkûr on sekiz gurûş hâlâ ve fî mâ-baʻd îcâre-i mezkûreyi her bir şehr hitamında temâmen müvekkilata mezbûre Şerîfe Menure Hânım’a edâ ve teslîme merkûm Yasakcı Hâfız Mehmed Emîne tenbîh olunduğu bi’l-iltimâs huzûr. Fî 19 Muharrem sene 1221 (8 Nisan 1806). S.38.b.1: Zikr-i atî husûsun mahallinde ketb ve tahrîr içün savb-i şer‘î enverden bi’l- iltimâs meʻzûnen irsâl olunan Kâtib Mehmed İzzet Efendi dâʻîleri Kasaba-i Beşiktâş’da Maçka Mahallesi’nde Emîne Hâtûn ibneti Abdullah nâm mecnûnenin menziline varub ceridide mezbûtü’l-esâmi müslimîn huzûrlarında âkd-i Meclis-i Şer‘î ʻÂli itdikde mahalle-i mezbûre ahâlisinden İmâm Hâfız Mehmed Emîn Efendi bin ‘Alî El-Hac Mehmed Ağa bin Osmân ve Es-Seyyid Osmân Ağa bin Es-Seyyid Hâfız Mehmed ve diğer Hâfız Mehmed bin Mustafa ve Sâlih bin Halîl vesâir mezbûtü’l-esâmi meclis-i ma‘kûd ve mezkûrda mecnûne-i mezbûre Emîne Hâtûn hazire olduğu halde mezbûre Emîne Hâtûn’un cünun-i heft üzere iken bû esnâda şiddet bûlduğundan herik havfı havâb ve rahatımızı selb itmişdir. Deyü baʻdeʼl- iştika mecnûne mezbûrenin Hasekî Sultan Darü’ş-şifasına vazʻ olunması bâbında fermân-ı ʻâli istidʻâ eylediklerini kâtib merkûm mahallinde ketb ve tahrîr ve maʻen mebʻûs umenâ-i şerʻle Meclis-i Şerʻe gelüb ʻalâ vukûʻî inhâ ve takrîr eylediği kasaba-i mezbûre mahkemesinden bi’l-iltimâs huzûr. Fî 25 Muharrem sene 1221 (14 Nisan 1806). S.38.b.2: Mehmed Sâdık Ağa bin Sâlih Efendi Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻde takrîr-i kelâm idüb târîh-i i‘lâmdan dört gün mukaddem Medine-i Üsküdar’da Yeniçeşme nâm mahalde gâib âni’l-meclis Kahveci Emîn nâm kimsenin bi gayr-i hak kable’l-medreb sol kolumun üzerinden kepenk sarîf ile ʻâmden darb ve cerh itmekle keşf ve muayene olunmak muradımdır didikde mecrûh merkûmun cerh-i mezkûresine baʻde’n-nazar fi’l-hakîka gâʻib mezbûr Kahveci Emîn sol kolunun üzerinden mersûm Mehmed Sâdık Ağa’yı kepenk sarfıyla darb ve bu vecihle mecrûh eylediği ba‘de’l-keşf 228

ve’l-muâyene bi’l-iltimâs huzûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 27 Muharrem sene 1221 (16 Nisan 1806). S.38.b.3: Ba‘îsü’l-i‘lâm Tâcir İsma‘il bin Hüseyin nâm kimesne Meclis-i Şerʻde Artin veledi Fuvan nâm zimmî muvâcehesinde mersûm Artin zimmî zimmetinde târîh-i i‘lâmdan dokuz ay mukaddem mâlımdan ve yedimden beher günden on buçûk gurûş beş pâreye olmak üzere iştirâ ve tekabbûz ile sekiz adet kavusle semeninden cem‘ân seksen beş gurûş alacak hakkım olub meblağ-i mezkûrun elli buçûk gurûş bana edâ ve teslîm iderek bâkîsi olan otuz dört buçûk gurûş zimmî mezbûrdan hâlâ taleb iderim deyü da‘vâ itdikde ol-dahî cevâbında zikr olunan kavuselelerin beher kavusliden ancak sekiz gurûştan cem‘ân altmış dört gurûş semen kasemisiyle iştirâ ve kabz itmemle ol- vecihle muddaâ mezbûrun kabzın mükerrir ve muʻterif olduğu meblağ-i mezkûr elli buçûk gurûştan mâ-ʻadâ zimmetimden üç gurûş deyn-i bâkî kalmıştır deyüb ziyâdeyi inkâr itmekle muddaâm mezbûr ber vech-i muharrer muddaâsını ûduldan İbrâhîm bin Süleymân ve diğer İsma‘il nâm kimesneler şehâdetleriyle bi’l-muvâcehe vech-i vecih-i şer‘î üzere isbât itmeğin mûcibince meblağ-i mezkûr otuz dört buçûk gurûş muddaâm mezbûr İsma‘il’e edâ ve teslîme mezbûr Artin zimmîye tenbîh olunduğu bi’l-iltimâs huzûr. Fî 21 Muharrem sene 1221 (10 Nisan 1806). S.38.b.4: Havas-i hasse ocağı neferâtından Mustafa bin Osmân nâm kimesne Meclis-i Şerʻde bâ‘îsü’l-i‘lâm Es-Seyyid Mehmed bin Es-Seyyid Osmân nâm kimesne muvâcehesinde hâlîm olub bundan akdem mezbûr Es-Seyyid Mehmed otuz sekiz kiler toz şekerim ile maʻlûmü’l-mikdâr Sabûnci bi gayri hak fuzûlî ahz itmekle zikr olunan semeni ile Sabûncu Şerîf mezbûr Es-Seyyid Mehmed’den taleb iderim deyü baʻdeʼd-da‘ vâ ve’l-inkâr muddaâ mezbûr ber vech-i muharrer muddaâsına ikâmet-i beyyine idemeyüb bi’t-taleb mezbûr Es-Seyyid Mehmed bi’l-muvâcehe vech-i tasaddi üzere tahlif olunmağın mûcebince muddaâm mezbûr Mustafa da‘vâ-i mezkûresiyle merkûm Es-Seyyid Mehmed’e bila tenbîh menʻ olunduğu Beşiktâş Mahkemesiʼnden biʼl-iltimâs huzûr. Fî 25 Muharrem sene 1221 (14 Nisan 1806). S.39.a.1: Yorgi veledi Nikola zimmî Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻ-i enverde bâ‘îsü’l-i‘lâm Yuvan veledi Yorgi nâm zimmî ile taraffuʻlarında mâlım olub 229

bundan akdem mersûm Yuvan zimmî bi gayr-i hak fuzûlî ahz eylediği mehcûr dokuz gurûş kımetli üç aded fakrircik kuularım mevcûd ise aynyan ve müstehlike ise bi’t- teriki’d-deman kıymet-i mezkûresini zimmî mersûmden taleb iderim deyü bâ’de’d- da‘vâ ve’l-inkâr mudddaâ mersûm ber vech-i muharrer muddaâsın isbâttan izhâra acz idüb bi’t-taleb mesfûr Yuvani zimmîye bi’l-muvâcehe vech-i şer‘î üzere yemîn virilmeğin mûcibiyle muddaâ mersûm Yorgi zimmî da‘vâ mezkûresiyle mersûm Yuvani zimmîye bila beyyine muʻârîziden menʻ olunduğu bi’l-iltimâs huzûr. Fî 12 Muharrem sene 1221 (1 Nisan 1806). S.39.a.2: Divarcı taʻifesinden ba‘îsü’l-i‘lâm Geryaku veledi Dimu ve Tarandefîl veledi Simon ve Yorgi veledi Giru nâm zimmî Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻ üzere Dimu veledi Koste nâm zimmî muvâcehesinde mersûm Geryaku zimmînin kırk sekiz gurûş ve mersûm Tarandefil zimmînin dahî atmış sekiz gurûştan bâkî kırk iki gurûş ve mesfûr Yorgi zimmînin dahî seksen altı gurûştan bâkî kırk yedi gurûşki cem‘ân her birimizin divarcılık ücretinden mersûm Dimu zimmî zimmetinde yüz otuz yedi gurûş alacak hakkımız olmağla taleb ideriz deyü her biri da‘vâ itdikde mersûm Dimu zimmî dahî cevâbında fi’l-hakîka muddeîyyun mersûmundan her birine cem‘ân ol-mikdâr gurûş deyn olduğun ikrâr lâkîn danilerimden mersûm Tarandefîl zimmî kabzın mûkir ve muhterîf olduğu yigirmi altı gurûştan mâ-ʻadâ deynim olması kırk iki gurûşun kırk bir gurûşun dahî mersûm Tarandefîl zimmîye edâ ve teslîm idüb ol-vecihle ancak zimmetimde bir gurûş deynim bâkî kalmıştır deyü ol-mikdârda baʻdeʼd-def‘ ve’l- inkâr dânîm mezkûr zimmî isbâttan izhâr-i acz idüb bi’t-taleb mersûm Tarandefîl zimmîye yemîn teklîf olundukta ol-dahî yemînden nukûl itmeğin mûcebince mersûm Tarandefîl zimmî kırk bir gurûş da‘vâsıyla mersûm Dimu zimmîye bû vech-i şer‘î muʻârîziden ba‘de’l-menʻ salîfü’z-zikr mersûm Dimu zimmînin her birin hakkı ve mu‘ terif olduğu cem‘ân doksan altı gurûşun müddeʻîyyun mersûmun Geryaku Tarandefîl ve Yorgi zimmîlerden her birine bi’t-taleb edâsıyla mersûm Dimu zimmî ilzâm olunduğu bi’l-iltimâs huzûr. Fî 14 Muharrem sene 1221(3 Nisan 1806). S.39.a.3: Bâ‘îsü’l-i‘lâm divarcı tâʻifesinden Terandefîl veledi Dimu zimmî Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesiʼnde Meclis-i Şer‘î enverde Dimu veledi Koste nâm zimmî ile taraffuʻlarında mersûm Dimu zimmî zimmetinde divarcılık ücretinden elli beş gurûş 230

alacak hakkm olmağla meblağ-i mezkûr zimmî mersûmden hâlâ taleb iderim deyü da‘ vâ eyledikte ol-dahî cevâbında bi’t-temâmihi ikrâr itmeğin lâkîn deynim olan seksen mezkûrun kırk yedi buçûk gurûşun dânîm muddaâ mersûme edâ ve teslîm idüb ol- vecihle ancak zimmetimde yedi buçûk gurûş deynim bâkî kalmıştır deyü mikdâr-i mezkûrdan eylediği ve kefîl mesfûr Tarandefîl zimmî bi’l-inkâr dânîm mersûm ber vech-i muharrer def‘în isbâttan izhâr-i acz idüb bi’t-taleb zimmî mersûm bi’l-muvâcehe vech-i şer‘î üzere yemîn virilmeğin mûcibiyle dafîʻ mersûm Dimu zimmî menʻ mezkûretiyle mesfûr Tarandefîl zimmîye bilâ beyyine muʻârîziden ba‘de’l-men sâlîfü’z- zikr mersûm Dimu zimmînin ikrârıyla lazım gelen meblağ-i mezkûr elli beş gurûş muddaʻâ mersûm Tarandafîl zimmîye bi’t-taleb edâ ve teslîme mersûm Dimu zimmîye tenbîh olunduğu bi’l-iltimâs huzûr. Fî 14 Muharrem sene 1221 (3 Nisan 1806). S.39.a.4: Ma‘rifetü’z-zât ‘Aîşe Hâtûn ibneti Mustafa Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde Hanife binti Hasan nâm Hâtûn ile taraffuʻlarından mezbûre Hanife Hâtûn târîh-i i‘lâmdan yedi gün mukaddem Lond Çiftliği karyesinde bana bi’l- muvâcehe oruspu ve kahpe deyü şetm itmekle mûcib şer‘îyesin olunmak matlûbumdur deyü bâ’ded-da‘vâ ve’l-inkâr müddeîne mezbûre ber vech-i muharrer muddaâsın isbâttan izhar-i acz idüb bi’t-taleb mezbûr Hanife Hâtûnʼa yemîn teklîf olundukta ol- dahî yemînden nukûl itmeğin mûcibiyle mezbûre Hanife Hâtûnʼa ta‘zîr lâzım geldiği bi’l-iltimas huzûr. Fî 16 Muharrem sene 1221 (5 Nisan 1806). S.39.a.5: Aşçı Heresto veledi Astiru nâm zimmî Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻde bâʻisüʼl-i‘lâm Agob veledi Takum zimmî muvâcehesinde mersûm Agob zimmî târîh-i i‘lâm günü kasaba-i mezbûrda ta‘zîri mûcibü’l-fazla bi’l-muvâcehe bana şetm itmekle mûcib taleb iderim deyü da‘vâya tasaddi eylediğimde ol-dahî târîh-i mezkûrda bıçak arkası ile arkemâ âmden ve bi gayr-i hak darb itmekle mûcib taleb iderim deyü da‘vâya tasaddi ol-vecihle beynimizde munazaât-i kesîre ceryân itmişdi. El-hâletü hâzihi her birimiz dâ‘vâ-i mezkûriden birimizi meccanen fârîğ olub bi’l-cümle husûs-u mezkûre müte‘allike âmme-i da‘vâdan her birimiz aherin zimmetini ibrâ ve iskât ver her birimiz aherin ibrâsını kabûl eyledik deyü ikrâr ve tasdik ve tescîl ve bi’l- iltimâs huzûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. El emr li-veliyyü’l-emr. Fî 24 Muharrem sene 1221 (13 Nisan 1806). 231

S.39.b.1: Ba‘îsü’l-i‘lâm Serkez veledi Ağabık nâm zimmî Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻde Ohanus veledi İbraham nâm zimmî ile terafuʻlerinde mersûm Ohanus zimmî zimmetinde cihet-i karzdan yüz altmış iki buçuk gurûş alacak hakkım olmağla meblağ-ı mezkûr zimmî mersûmden hâlâ taleb iderim deyü bâ’de’d-da‘vâ ve’l-inkâr müddeâ mesfûr ber vech-i muharrer mudde‘âsına ikâmet-i beyyine idemeyip bi’t-taleb mersûm Ohanus zimmîye yemîn teklîf olundukta ol-dahî yemînden nukûl itmeğin mûcebince meblağ-ı mezkûr yüz altmış iki buçûk gurûş müddeâ mersûm Merkez zimmîye edâ ve teslîme mesfûr Ohanur zimmîye tenbîh olunduğu bi’l-iltimâs huzûr. Fî 21 Muharrem sene 1221 (10 Nisan 1806). S.39.b.2: Es-Seyyid ‘Alî bin Mustafa Beşiktâş mahkemesinden meclis-i şer’de Ba‘îsü’l- i‘lâm Bostani çavuş bin Ahmed nâm kimesne muvâcehesinde işbû târîh-i i‘lâmdan bir gün mukaddem mersûm çavuş sopa ile bâşıma ve kollarıma âmden bi gayri hak darb itmekle mûcibin taleb iderim deyü tasaddi eylediğim dâ‘vâmdan cem‘ân fârîğ olub bi’l- cümle husûs-umezkûre ve kırk gurûş kıymetli iki re’s merkeb dâ‘vâsına müte‘allik âmme-i da‘vâdan merkûm çavuşun zimmetini ibrâ ve iskât eylediğimde ol-dahî ibrâ mezkûru kabûl eyledi deyü ikrâr ve tasdîkleri tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr fî 29 Muharrem sene 1221 (18 Nisan 1806). S.39.b.3: Sâhib-i ʻarzuhâl Es-Seyyid ‘Alî bin Halîl nâm kimesne Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻe ser bostaniyan hasse İzzetlu Ağa kulları tarafından Hüseyin Hasekî mübâşeretiyle ihdâr olunan ve derûn-i ʻarzuhâlde mestûrü’l-ism Nikola veledi Martu nâm zimmî muvâcehesinde mersûm Nikola zimmî zimmetinde bi temellük cihet-i karzdan bin üç yüz gurûş alacak hakkım olmağla meblağ-i mezkûr zimmî mersûmdan hâlâ taleb iderim deyü baʻde’d-da‘vâ ve’l-ikrâr mûcebince meblağ-i mezkûr bin üç yüz gurûşun muddaâ merkûm Es-Seyyid ‘Alîʼye bi’t-taleb edâsına mesfûr Nikola zimmî ilzâm olunduğu huzûr-u ‘âlilerine i‘lâm. Fî 6 Muharrem sene 1221 (26 Mart 1806). S.39.b.4: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’da Sinânpâşâ-yı ‘Atîk Mahallesi ahâlisinden İmâm Es-Seyyid İbrâhîm Efendi bin el El-Hac Hasan Es-Seyyid ‘Alî Efendi ibni El-Hac Mustafa ve Es-Seyyid Hüseyin bin Es-Seyyid Hüseyin ve Ahmed bin ‘Alî 232

ve Mehmed bin ‘Ömer ve Es-Seyyid İbrâhîm bin Es-Seyyid Hüseyin ve Mustafa bin ‘Alî ve Molla Mustafa bin Ahmed ve El-Hac Mehmed bin Süleymân ve diğer Mehmed bin Osmân ve âhir Mehmed bin Mehmed vesâʻir mezbûtü’l-esâmi Meclis-i Şer‘î Şerîfe ser bostaniyan hasse izzetlu Ağa kulları tarafından Mehmed ʻAlî Hasekî mübâşeretiyle ihdâr olunan Üsküdar ʻAlî bin Sâlih nâm kimesne muvâcehesinde merkûm ‘Alî kasaba-i mezbûrda ırz ve edebiyle keşt ve kezâr itmeyip ehl-i ırz makûlesinin ʻiyâl ve evladına tasallut ve icrâ-i hayr ile mâluf olduğundan târîh-i i‘lâmdan iki gün mukaddem ehl-i arz olduğu cümle mezkûr mâlumunuz olan işbû hazır bi’l-meclis Abdullah Ağa bin İbrâhîm’in kerimesi gâibete ani’l-meclis Sâlihe nâm Hâtûn’a ifâl kabihe kastıyla sekrân olduğu halde leylen hadır mezbûrun menziline duhûl ve kerimesi mezbûre dahî nefsini tahliye içün feryad ve fîgan eylediğinden her birimiz tecemmüʻ ve merkûm ilmen dahî havfından nâşî mahalle-i merkûme câmi-î şerîf kurşunu üzerine çıkub durur akb-i Kasaba-i mezbûre zâbitanına teslîm itmemizle mezbûrun bû misillu harekat-i gayr-i merdeyüsini ahâl mahalle-i mezbûre ihbâr eylediklerinde merkûmun Meclis-i Şerʻde eylediği harekât-i nâmercab ahâlî cümleten merkûmenin kelâmlarını mesduk olmağla husûs-u mezkûre mezbûrun teʻdîb olunması subbât haber ile dahî olduğu kasaba-i mezbûre mahkemesinden huzûr-i ahâlîsine i‘lâm olundu. Fî 14 Muharrem sene 1221 (3 Nisan 1806). S.39.b.5: Şeref remiz sudûr iden fermân-i ‘âlîşan’a imtisâlen sevb-i şer‘î enverden me‘zûnen irsâl olunan Kâtib Mehmed İzzet Efendi dâʻîleri ve izzetlu bostancıbâşı Ağa kulları tarafından Mürsel Ahmed Hasekî ile Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Beşiktâş nâhiyesine tâbi‘ Arnavut karyesinde Yeniçeşme nâm mahalde târîh-i i‘lâmdan bir gün mukaddem hücceti hâlik oldukları deyü ihbâr olunan Tayâğanlı Yorgi veledi Yuli nâm zimmînin laşesi üzerine varub ceridede mezbûtü’l-esâmi-i müslimîn ile aʻzâsına nazar eylediklerinde eser-i cerh-i hakdan nesne olduğun ba‘de’l-keşf ve’l-muâyene lâşesinin ber hâne ilkâye izin virdiğin kâtib mersûm mahallinde ketb ve tahrîr ve maʻen mebûs-i ûmene-i şerʻiyle meclis-i şerʻe gelüb vukûʻuma inhâ ve darb eylediği kasaba-i mezbûre mahkemesinden huzûr. Fî 6 Muharrem sene 1221 (26 Mart 1806). S.40.a.1: İden sefînelerden ʻİbâdullah’ın eşedd-i ihtiyaç ile muhtâc olub şirâsına tâlib oldukları Hateb hâlî mahalde sırren ve ʻâlanen nakl ve ihfâ ve muhtâc olanlara ziyâde 233

bahâ ile ferûhet eylemesi ʻİbâdullahʼın mudayike-i hâlîne bâdi ve dikkat hâle nazar ile ashâb-i sefâil etmâʻ ve her bir defʻasında ricâl-i ekâbirden bir cümle esnar ve bir takrîb tedârik ve muheyya eylediği mahalle nakl ve vakd-i mudayikten erbâbına arz eylediği cümlenin maʻlûmu olmağla mezbûrun fî mâ-ba’d hilâf-i emri ‘Alî ve rızâ-yı hazreti şahenşâhi harekete ihtâr itmemesi içün taraf-i şer’den tenbîh olunması istidâ eylediklerinde mezmûn-i emr-i âli merkûmun kuş hevesine ilkâ ve husûs-u mezkûr mesmuʻ devlet-i ʻâliye oldukta hakkında rekike teʻhîr olunmayub ʻitâbı ve belki diyâr-i baʻîdeye nef ve iclâ ile terbiyeti husûsuna musereât olunacağı rütbe-i tahkîkte olduğu tefehhüm oldukta ba‘de izn bû maʻkûle hilâf-i emr-i âli karınkare cesaret ile ‘İbâdullah’ın medbûnu ve mutezerrir olacağı halâte iştiğal itmeyüb mâʻmûr olduğu hizmeti ile mukayyed olurum hârekâtında istikâmet üzere olmağla taʻahhüd ve hilaf-i taʻahhüd hareket ider isem hakkımda iktizâ iden tedibe rafîʻ deyü istirhâm ve istihfar eyledikte ahâlî kasaba-i mezbûreden mezbûrun taʻahhüdünü kabûl ve husûs-u mezkûride istirhâmına müsâʻade niyâzında oldukları kasaba-i mezbûre mahkemesinden bi’l-iltimâs huzûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 28 Muharrem sene 1221 (17 Nisan 1806). S.40.a.2: Ba‘îsü’l-i‘lâm Hâfız Mehmed Efendi bin Mehmed Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde Es-Seyyid Mustafa bin Es-Seyyid ‘Alî nâm kimesne muvâcehesinde mezbûr Es-Seyyid Mustafa Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kabâtaş nâm mahalde kain bir bâb vakf-i menzilde beher şehr altışar gurûş îcâre tesmiyesi muşahete mustâcerem olub îcâre-i mezkûreden sekiz buçûk ayda zimmetinde müştemi olan elli bir gurûşun otuz gurûşu bundan akdem bana edâ ve teslîm idüb bâkîyesi olan yigirmi bir gurûş mezbûr Es-Seyyid Mustafa’dan hâlâ taleb iderim deyü baʻde’d-da‘vâ ve’l-ikrâr mûcibiyle meblağ-i bâkî mezkûr yigirmi bir gurûşun muddaâ mezbûr Hâfız Mehmed Efendi’ye bi’t-taleb edâsıyla mezbûr Es-Seyyid Mustafa inhâ olunduğu bi’l-iltimâs huzûr. Fî 30 Muharrem sene 1221 (19 Nisan 1806). S.40.a.3: Cenengerfor veledi Tin nâm zimmî Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde bâʻisüʼl-i‘lâm Melkun veledi Esvadur zimmî ile teraffuʻlarında mersûm Melkun zimmî bundan akdem mâlımdan ve yedimden iştirâ ve kabz eylediği nan-i ʻaziz semeninden yüz otuz gurûş zimmetinde alacağım olmağla meblağ-i mezkûr zimmî mersûmdan hâlâ taleb iderim deyü da‘vâ itdikde ol-dahî cevâbında semen-i mezkûrdan 234

ancak yetmiş dört gurûş zimmetimde olduğu ikrâr mâ-ʻadayı inkâr itmekle mersûm Kerfur zimmî ziyâde elli gurûş muddaâsın isbâttan izhar-i acz birle istihlaf itmeğe mesfûr Melkum zimmîye bi’l-muvâcehet-i nehc-i şer‘î yemînden nekule mûcibiyle muddaâ mersûm bila bey‘yine mu’ârîziden ba‘de’l men mersûm melkun zimmî iade-i kElyâm idüb mersûm yekhur zimmîye beher yevm otuz üç pâre ücret kavliyle ve dükkânında on dört gün hizmet itmemle müddet-i mersûmide zimmetimde müştemi olan on bir buçûk gurûş iki pâreyi mersûm Kerhur zimmîden taleb iderim deyü da‘vâ itdikde ol-dahî cevâbında ikrâr lâkîn bi’t-temâmihi mersûm Melkun zimmîye edâ ve teslîm itmişdim deyü baʻdeʼd-dehl ve’l-inkâr dâniʻ mersûm Kerhur’e def‘ mezkûrun yine isbâttan izhar-i acz idüb bi’t-taleb mersûm Melkun zimmîye kezalîk bi’l-muvâcehe ber nehc-î şer‘î yemîn virmeğin mûcebince dafîʻ mersûm def‘î mezkûruyla mesfûr Melkun zimmîye bila beyyine muʻârîziden ba‘de’l-menʻ mersûm Melkun zimmînin ihfa ikrârıyla lazım gelen yetmiş dört gurûştan alacağı olan on bir buçuk gurûş het ve tenzîl olunub bâkîyesi olan altmış iki gurûş on sekiz pârenin muddaʻâm mersûm Kerfur zimmîye bi’t-taleb edâsıyla mersûm Melkun zimmî ilzâm olunduğu bi’l-iltimâs huzûr. Fî 25 Muharrem sene 1221 (14 Nisan 1806). S.40.a.4: Bağçevân tâ‘ifesinde Ahmed bin Hüseyin nâm kimesne Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde bâʻisüʼl-i‘lâm Deryan veledi Koste nâm zimmî ile taraffu’larında mâlım olub mersûm Deryan zimmî târîh-i i‘lâmdan dört gün mukaddem mecmû‘û elli gurûş kıymetli maʻlûmüʼl-ecnas kerestelerim ile kasaba-i mezbûride vâki‘ bağçemden otuz gurûş kıymetli maʻlûmüʼl-ʻaded kabâklarımı bi gayri hak gesben ahz itmekle zikr olunan keresteleriyle kabâklar mevcûd ise aʻyânın ve müstehlike ise bi’t-terîk-i deymân kıymet-i mezkûrelerin mesfûr Yuhan zimmîden hâlâ taleb iderim deyü bâʻdeʼd-da‘vâ veʼl-inkâr muddaâm mezbûr dahî ber vech-i muharrer muddaâların isbâttan izhar-i acz eylemek bi’t-taleb zimmî mersûme bi’l-muvâcehe ber nehc-i şer‘î yemîn virilmeğin mûcibiyle muddaâ mezbûr Ahmed da‘vâ mezkûreleriyle mesfûr Deryan zimmîye bilâ beyyine mesârîften menʻ olunduğu bi’l-iltimâs huzûr-i ‘alîlerine i‘lâm olundu. Fî 30 Muharrem sene 1221 (19 Nisan 1806). S.40.b.1: Astane-i ʻâliye ve tevâbiʻ olan bilâd-i selasede vâkiʻ bağçevan tâʻifesinin bi mukabele-i sâni ve bâ berat-i âlişan Kethüdâları olan İsma‘il Ağa’nın diğer İsma‘il Ağa 235

bin ûlema ve ihtiyârlarından Mehmed Ağa bin İsma‘il ve Hasan bin Mustafa ve Mustafa bin Süleymân ve Osmân bin Mehmed ve Fettâh bin İsma‘il ve diğer Osmân bin ‘Abdurrahman ve zimmîden Penapuk veledi Yorgi ve Nikola veledi Yorgi ve Reyhan veledi Postol vesâir mezbûtü’l-esâmi Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde kasaba-i mezbûre sâkinelerinden Ahmed bin Hüseyin nâm kimesne muvâcehesinde mezbûr Ahmed tâʻifemizden olub lâkîn arzıyla mukayyed ve kesbiyle meşgûl olmayûb daima tâʻifemizin harâbinâ ve nizam intizamımızın ihtilâlına ve tâʻifemizi gamz ve nifak ile takdîr ve tecrim ittirdiği kendüye peşbe itmez idüb tâʻifemiz içünde türlü türlü fesâd peyda ve birbirine düşürüp tâʻifemizi takdîr ve tecrim ettirmeğe husûsuna mutahammil ve bi’l-vücûh emr ve rahatımız külliyen maslub olmuştur deyü her biri iştika ettiklerinde fî mâ-baʻd bu misillu harekât nabercaye tasaddi ile nefer-i mezbûreyi takdîr ve tecrim ettirilme sebebi olur haraket-i gayri merdeyüden feragat idüb ırzıyla mukayyed ve kesbiyle meşgûl olmak üzere muâhhed ve eğer hilaf-i muâhhed hareket ider isem hakkımda iktizâ iden terbiyeye râzı olurum didikde tâʻife-i mezbûre dahî mersûmeni kabûl ve şikâyetlerin tehir eyledikleri bi’l-iltimâs huzûr. Fî Muharrem sene 1221 (Mart/Nisan 1806). S.40.b.2: Sâdır olan fermân-i ʻâlişana imtisal Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş Sinânpâşâ-yı ‘Atîk Mahallesi’nde vâki‘ zikr-i âti münazaâ fîhi olan bağçe ve derûnunda ceridide mezbûtü’l-esâmi-i müslimîn huzûrlarında bû fakir bi nefsihi akd-i Meclis-i Şer‘î ʻâli itdikde hocakan Divân-ı Hümâyûnʼdan merhûm Ağa-yı zâde İsma‘il Zühdi Efendi’nin halîlesi ‘Aîşe Hânım ibneti Mehmed’in oğlu ve taraftan husûs-u âtide vekîl-i olduğu zât-i mûmâ-ileyhâyı bi’l-ma‘rifetü’ş-şer‘îye ‘ârifân Ebûbekir bin Süleymân ve Halîl Ağa bin ‘Alî şehâdetleriyle sâbit olan Ahmed Nazif Efendi bin el- merkûm safayizâde İsma‘il Zühdi Efendi meclis-i ma‘kûd mezkûrde ser hazın Enderun hazret-i şehriyar nezâretinde olan evkâftan darü’l-sefâheti şerîf Ağası Esbek merhûm Süleymân Ağa’nın kasabi mezbûride binâ ve inşâ eylediği câmi-i şerîf ve çeşme-i latîf ve mûhkemhânesinin bil fîil mütevellisi El-Hac Ahmed Ağa tarafından Mürsel vekîl-i hacabi vakf-i mezbûr İbrahim Efendi bin El-Hac Hasan hazır olduğu halde işbû derûnunda akd-i meclis olunan mülk bağçenin Hâliki Hasan bin Hasan nâm kimesne muvâcehesinde müekkelyâm vâlidem mûmâ-ileyhânın kasaba-i mezbûrda kain bi’l- icâreteyn mutasarrıf olduğu vakf-i merkûm muktedâtından payı tasbir olunur bir bâb 236

menzile-i işbû bir kıt’â temessük mentukunca çeşme-i mezbûriden menzil-i mezkûra cârî olan çezme mezkûre suyunun fazlası ile kendi mülk ve hakkı olan bir buçûk çuvaldız su çeşme mezbûrenin mahzenine Kasaba-i mezbûre hârîcinde Cihânnüma Mahallesi’nde metna mevdu’dan işbû akd-i Meclis-i Şer‘î âli olunan mezbûr Hasan’ın bağçesi ve imtisalında kâ‘in mutasarrıf olduğu menzili ve derûnundan yüz seneden berû bû çeşme-i mezbûreye ceryân ide gelmişken mezbûr Hasan işbû muayene olunan bağçe- i mezkûre ile menzil-i merkûm derûnunda ceryân iden mecmû‘ suyun lulesin bi gayri hak şikest ve fuzûlî bağçe-i mezkûre ile menzil-i mezbûre ceryân ile maî leziz mezkûru bi gayri hak istiʻmâl itmekle sû‘al olunub mai leziz mezbûr istiʻmâldan menʻ olunmak bi’l-vekâle matlûbumdur deyü mütevelli vekîli Cabir hadır merkûm İbrâhîm Efendi tasdikiyle da‘vâ itdikde ol-dahî cevâbında bi’t-temâmihi ikrâr ve i‘tirâf itmeğin mûcebince fî mâ-baʻd zikr olunan suyi bağçe ve menziline mucir ile istiʻmâl itmek üzere tenbîh olunduğu husûs-u âlilerine i‘lâm olundu. Fî 4 Muharrem sene 1221 (24 Mart 1806). S.40.b.3: Teme’l-kelâmu fî haze’l-makam Fî zemeni Şeyhzâde Es-Seyyid Halîl Efendi fî’l yevmi’l-hamis min şehri Rebiʻüʼl-evvel sene ihdâ ve işrîn ve mieteyn ve elf 1221 ( 23 Mayıs 1806). Bundan akdem vefât iden Ûlema Efendi bin ‘Abdullah’ın sulbiye kebîre kızı ve hasel zâtı ma‘rifetü’z-zât Züleyha Hâtûn ibneti el-mezbûr ‘Alî Efendi Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde bâʻisüʼl-i‘lâm Ripayel veledi Edâbem nâm zimmî muvâcehesinde babam mersûm müteveffa-yı mezbûr hayatında işbû mersûm Ripayel zimmîye mâlımdan ikrâr ve teslîm eylediği bi’t-temellük yüz gurûş alacağım ani’l-ahz ve’l-iştikam müddet ve meblağ-i mezkûr hasren bana mevrûs olmağla meblağ- i mezkûrun seksen iki gurûşun bundan akdem bana edâ ve teslîm idüb bâkîyesi olan on sekiz gurûş bi’l-verâse mersûm Ripayel zimmîden hâlâ taleb iderim deyü tasaddi eylediğim da‘vâmdan bi tevasüt-i müslihîn ve mersûm ile katʻen lin-nizâ‘ bi’l-verâse on beş gurûş bedel-i medfû‘ ve makbûze ba‘de akdi’l-müsâlehe ve’l-kabûl ziyâde muddaâma ve bi’l-cümle husûs-u mezkûre vesâir cemi‘ hukûk-ı şer‘îye müte‘allik ‘âmme-i da‘vâdan tarafından her birimiz aherin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik deyü ikrâr 237

ve tasdîkleri tescîl bi’l-iltimâs huzûr-i ‘âlîlerine i‘lâm olundu. Fî 29 Muharrem sene 1221 (18 Nisan 1806). S.41.a.1: Ba‘de akdi’l-musâlehe ve’l-kabûl bedel-i sulh-i mezkûrdan mâ-ʻadâ ziyâde mudde‘âma ve bi’l-cümle husûs-u mezkûre müteʻâllike âmme-i de‘âviden mezbûr Ahmed Nazif Efendi’nin zâtını kabûli havî ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskât eyledim didiğin merkûm Ahmed Nazif Efendi baʻdeʼt-tasdîk ibrâdan müstesna bedel-i sulh-i mezkûr beş yüz gurûş zimmetinde mersûm Endun zimmîye sehihen deyn olduğun tayiân ve katân ikrâr ve iʻtirâf idüb lâkîn meblağ-ı mezkûr hâlâ ve vufki edâya ikrârım yokdur deyü ber vech-i atî tecîl ve taksite tâlib olduğunda mesfûr Endun zimmî dahî meblağ-ı mezkûr yüz gurûşun hâlâ ve mâ-ʻadâ dört yüz gurûş dahî beher sene kendüye ikişer yüz gurûş virmekle târîh-i i‘lâmdan dört ay mürûruna değin edâ itmek üzere teʻcîl ve taksit eylediğinde ol-dahî kabûl ve ber vech-i muharrer müeccelen ve muksiten edâya muahhed eyledim deyü ikrâr ve tasdîkleri tescîl ve bil-iltimâs huzûr. Fî Muharrem sene 1221 (Mart/Nisan 1806). S.41.a.2: Vilâyet-i Anadolu’da Şebinkarahisârî kazâsına tâbi‘ Ezdiberd karyesi ahâlisinden bâ‘isü’l-i‘lâm Erut veledi Zukar nâm zimmî Meclis-i Şer‘î enverde yine karye-i merkûme ahâlisinden Kerhur veledi Ohan nâm zimmî ile tarafuʻlarında kaza-i mezbûrda mersûm Kerhur zimmî bundan akdem biz zulümle ma‘rûf olan ehl-i örf tâ‘ifesinden kaza-i merkûm mütesellimine bi gayri hak ğamz idüb zulmen altmış beş gurûş aldırmağa sebeb olmağla mesfûr Kerfur zimmîden meblağ-ı mezbûr altmış beş gurûş tazmîn taleb iderim deyü tasaddi eylediğim da‘vâmdan bi’t-tevasut-i müslihîn mersûm Kerfur zimmî ile kat‘an lin-nizâ‘ yigirmi beş gurûş bedel makbûza ba‘de akdi’l- mûsâlehe ve’l-kabûl ziyâde muddaʻâma ve bi’l-cümle husûs-u mezbûre vesâir cemi‘ hukûk-ı şer‘îyeye müte‘allik ʻâmme-i da‘vâmdan tarafından her birimiz aherin zimmetini şart-i mufsidden ve mevaddiâdan ‘ârî ve cebrden halî ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ve iskât-i tam serih-i merʻâ ile ibrâ ve iskât ve her birimiz ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledik deyü ikrâr ve tasdîkleri tescîl ve bi’l-iltimâs Beşiktâş Mahkemesi’nden huzûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 4 Muharrem sene 1221 (24 Mart 1806).

238

S.41.a.3: Ba‘îsü’l-i‘lâm hebbâz Mekl’Îsan veledi Eragil nâm zimmî Beşiktâş Mahkemesi’nden Meclis-i Şer‘î enverde bâkkal Yani veledi Yorgi nâm zimmî muvâcehesinde mersûm Yani zimmî bundan akdem mâlımdan ve yedimden iştirâ ve kabz eylediği nan-i aziz semeninde otuz yedi gurûş yigirmi üç pay zimmetinde alacak hakkım işbû Meclis-i Şer’de bana defʻ ve teslîm ben dahî yedimden temâmen ahz ve kabz idüb fî mâ- ba’d mersûm Yani zimmî zimmetinde meblağ-i mezbûrdan bir akçe ve bir hebbe hakkım ve alacağım kalmamıştır didiğim mesfûr Yani zimmî tasdîk eylediği tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr. Fî 9 Muharrem sene 1221 (29 Mart 1806). S.41.a.4: Ba‘îsü’l-i‘lâm Hüseyin Beşe bin Mehmed nâm kimesne Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde Mehmed bin Mustafa nâm kimesne ile taraffuʻlarından mezbûr Mehmed bundan akdem mâlımdan ve yedimden iştirâ ve kabz eylediği ağ ve iplik ve mintar kazından cem‘ân kırk gurûşun bâkî otuz gurûş zimmetinden alacağım olmağla meblağ-i bâkî’ mezkûr mezbûr Mehmedden hâlâ taleb iderim deyü baʻde’d-da‘vâ ve’l-ikrâr mûcebince meblağ-i mezkûr otuz gurûşun muddaâ mezbûr Hüseyin Beşe’ye bi’t-taleb edâsıyla mezbûr Mehmed ilzâm olunduğu bi’l- iltimâs huzûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 12 Muharrem sene 1221 (1 Nisan 1806). S.41.a.5: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş İskeleleri kayıkçının Kethüdâsı ‘Alî Ağa bin Mustafa ve ihtiyârlarından Es-Seyyid Mehmed bin Hüseyin ve Hâfız Mustafa bin Mustafa ve bölükbâşı Sâbık Hüseyin bin Mustafa ve Mehmed bin Mustafa ve Osmân bin ‘Alî ve ‘Ömer bin Ahmed ve Kadri bin Hüseyin ve İbrâhîm bin Receb ve Kuticioğlu ‘Alî bin Mehmed ve diğer Mehmed bin Osmân ve ‘Alî bin Hasan ve Hüseyin bin Halîl ve zimmîden Mufîr veledi Kirkor ve Nidelko veledi Petro ve Dimitri veledi Epir ve Yorgi veledi Harestu vesâir mezbûtü’l-esâmi Meclis-i Şer‘î şerîf enverde El-Hac Mehmed bin ‘Alî nâm kimesne muvâcehesinde mezbûr El-Hac Mehmed tâʻifemizden olub lâkîn târîh-i i‘lâmdan bir gün mukaddem Dolmabağçe Ocağı neferâtından işbû hazır bi’l-meclis Hüseyin bin Yûsuf ve gâʻib ʻaniʼl-meclis Cafer bin İshak nâm Bostanileri kasaba-i mezbûre iskelesinden Medine-i Üsküdar’a götürmek içün ücret-i maʻlûme mukavele birle mezbûranı piyâdesine ba‘de’l-ahzü’l-hak merkûm El-Hac Mehmed cemiʻ hamdan nâşî ziyâde adam rukub ittirme irâdesinde olub birbirleri 239

beyninde nizâ‘ ve mücadele ve merkûm El-Hac Mehmed sai fesâd ve hebbâsetine mubin Medine-i mezbûreye mürûr esnâsında iken zabitleri irsâl idüb deyü hâzır mezbûr Hüseyin ile gâib merkûm Caferi donanma-yı hümâyundan kapudan nâm sefîneye harrac ve sefîne-i merkûme zabitanına teslîm eylediğini ahz ve husûs-u mezkûr ba‘de tefehhur merkûmanı Kethüdâ ocaklarına ʻudûl ve ircâʻ itmeleriyle ol-vecihle mezbûrun bû misillu hareket nabercaye tasaddi ile tâʻife-i mezbûr taʻcîz ve tekdir ve tecrîm ittirmeğe bâʻis ve ‘İbâdullah’ın piyadelerimizde rukûb ve nuzûle ʻadem-i emniyet birle havfe duçâr olmâlarına bâdi olduğundan emn ve rahatımız külliyen maslûb olmuştur deyü her biri iştikâ ve mezbûr El-Hac Mehmed tâʻife-i mezbûreden harac alınmasını iltimâs ve istidâ eylediklerinde mezbûr El-Hac Mehmed Meclis-i Şerʻde eylediği hareket nabercas tâʻife-i mezbûrenin küllilerin masduk olmağla merkûmun harac tâʻife-i mezbûreye mûhzır olduğu Beşiktâş Mahkemesi’nden huzûr-i ‘alîlerine i‘lâm olundu. Fî 12 Muharrem sene 1221 (1 Nisan 1806). S.41.b.1: Şeref sudûr olan ferman-ı ʻâlilerine imtisâlen cânib-i şerʻi kadiminden me‘zûnen irsâl olunan Kâtib Mehmed İzzet Efendi dâʻîleri ve ser bostan hasse izzetlu Ağa kulları tarafından Mürsel Çûkadâr Es-Seyyid Mehmed ile Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba- i Beşiktâş sarayı civârında arab çarşûsunda târîh-i i‘lâmdan bir gün mukaddem ba‘de’l- asl ber vech-i atî maktûlen halek olan neccar tâ‘ifesinden Esteryu nâm zimmînin laşesi üzerine varub ceridide mezbûtü’l-esâmi müslimîn ile ʻazâsına nazar eylediklerinde sağ kasığından peştuğ kurşunu yarasıyla mecrûh ve müteessiren halek olduğu lede’l-keşf ve’l-muayene katîlinden sûal olundukta katîli şir merd kapûdanın taifesi neferâtından ism-i nâ maʻlûm kalyoni bir nefer kimesne erayu müslimden merkûmun ba‘de’l-ihbâr hâlik mersûmun laşesin zirhâne ilkâya izin virmeğin kâtib merkûm dâʻîleri mahallinde ketb ve tahrîr ve maʻe Mürsel umena-i şerʻle Meclis-i Şerʻe gelüb ʻalâ vukû’îhi inhâ ve takrîr eylediğin Beşiktâş Mahkemesi’nde huzûr-i ‘Alîlerine i‘lâm olundu. Fî 14 Muharrem sene 1221 (3 Nisan 1806). S.41.b.2: Bâʻisetü’l-i‘lâm Hersancı Murat veledi Minhar nâm zimmî Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde Bedrus veledi Esvar nâm zimmî muvâcehesinde Kasaba-i mezbûreye tâbi‘ Arnavut karyesinde vâki‘ hersancı dükkânın bir bâb odasında mersûm Yuri zimmî beher şehr dört gurûş îcâre tesmiyesiyle muşahete müsteʻcirim olub 240

îcâre-i mezkûrdan altı ayla zimmî mersûm zimmetinde müştemiʻ olan yigirmi dört gurûşun seksiz gurûşun bundan akdem bana edâ ve teslîm ben dahî yedimden ahz ve kabz idüb bâkîyesi olan on altı gurûş hüccet-i karzdan dahî on beş gurûş ki cemʻân yigirmi yedi gurûş mesfûr Bedrus zimmîden hâlâ taleb iderim deyü baʻdeʼd-da‘vâ veʼl- istintak ol-dahî cevâbında bi’t-temâmihi ikrâr ve i‘tirâf itmeğin alâ mûcib-i ikrârîhi meblağ-i mecmû‘ mezkûr yigirmi yedi gurûşun muddaʻâ mersûm Murad zimmîye bi’t- taleb edâsıyla mesfûr Bedrus zimmî ilzâm olunduğu bi’l-iltimâs huzûr-i ‘alîlerine i‘lâm olundu. Fî 12 Muharrem sene 1221 (1 Nisan 1806). S.41.b.3: Şahs-ı ma‘rife Semsila binti Pereşkavan nasrâniye Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde baʻisetü’l-i‘lâm kezalîk şahs-ı ma‘rife Alanko binti Dimitri nâm nasrâniye muvâcehesinde mersûme Alanko nasrâniye zimmetinde bundan akdem ceste ceste cihet-i karz-i şer‘îden kırk yedi gurûş alacağım olub meblağ-i mezkûrun otuz gurûşun bana edâ ve teslîm idüb bâkîyesi olan on yedi gurûş mersûm Alanko nasraniyeden hâlâ taleb iderim deyü da‘vâ itdikde ol-dahî cevâbında tayiʻen ve katien ikrâr itmeğin lâkîn meblağ-i bâkî mezkûr dahî müdde‘iye-i mersûmeye bi’t-temamiha edâ ve teslîm itmişdim deyü baʻdeʼd-def‘ veʼl-inkâr dafîe mersûme ber vech-i muharrer isbâttan izhar-i ʻacz idüb bi’t-taleb mesfûre Semsila nasrâniyeye yemîn teklîf olundukta ol-dahî yemînden nukûl itmeğin mûcebince mersûme Semsila nasrâniye da‘vâ-i mezkûresiyle mersûme Alanko nasrâniyeye bû yüce şer‘î muʻârîziden menʻ olunduğu bi’l-iltimâs huzûr-i ‘alîlerine i‘lâm olundu. Fî 27 Muharrem sene 1221 (16 Nisan 1806). S.41.b.4: Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş ahâlisinden Eş-Şeyh İsma‘il Hakkı Efendi bin El-Hac Sâlih Efendi ve İmâm Es-Seyyid ‘Alî Efendi bin El-Hac Mustafa ve Es-Seyyid Yakub Efendi bin Es-Seyyid El-Hac Mahmûd ve El-Hac Ahmed bin Mehmed ve Berber Mehmed Ağa bin Mehmed ve kemçabir Ahmed Ağa bin ‘Alî ve El-Hac Numan bin Hasan ve Ahmed Efendi bin Hüseyin ve Halîl Efendi bin İbrâhîm vesâir mezbûtüʼl-esâmi Meclis-i Şer‘î enverde kasabâ-i mezbûride yasakcı ve sûbâşı olan hassa hasekîlerinden Hâfız Mehmed Emîn nâm kimesne muvâcehesinde kâfe-i ʻabâd-i müslihîn riâse-i fukara-i riayetin refah ve yüsr halleri matlûb hazret-i cihandar-i olduğundan sevâhil-i behri bâfda ve siyahtan celb ve tedâruk ve raiyeye tehîr olunan hateb-i sefîneleri âsitane-i ʻâliye ve civâr tevâbî iskelelerine baʻs ve tisyâr ve zarûret-i 241

ihtiyaçlarını iskât rutbelerinde rayic ile ibâdullah iştirâ eylemesi muʻteber ve eshâbın itmâʻ ile muhtekir makûleleri muheyya eyledikleri mağaza ve zir-i menâzil ve dekâkîn ve âsûh mahalde hafîte nakl ve cemʻ ve ihfa ve mûsim revace tehîr ve tedâruk ve zarûretin izâleye zaferyan olmayân fukâra-i ibâd ziyâde bahâ ile mechûlü’l-vezn ve’l- mikdâr bey‘ iderek ibâdullah isâl maduriyete dûçâr ve mûsim-i kesretinde dahî nâtûvan ve bi kesb ve dûl hâtûnları iğfâl ile îkâʻ fekre giriftâr eylemeleri emr-i aşikâr olduğundan bû muhtele-i muhtekil ve bi’l-cümle nas lüzum fîyatından ziyâde heteb iştirâsından bi emri ‘alî memnun iken mezbûr Hâfız Mehmed Emîn meʻmûr olduğu yasakçılık ve subâşlığına kanaât itmeyib Kasaba-i mezbûre iskelesine tevârû mesâriflerini temâmen mahallîne edâ ettiklerine her biri bâʻdeʼt-tahlif-i şer‘î mûcebince meblağ-i mezkûr yüz atmış gurûşu müddeîyyan mezbûrane şerʻen edâsına mezbûr Ebûbekir Ağa’ya hükm-i şer‘î ve kedâ-i mer’â olunduğu Beşiktâş mahkemesinden bi’l- iltimâs huzûr-i ‘alîlerine i‘lâm olundu. Bâkîyi’l-emr li hazret-i men lehu’l-emr. Fî 17 Muharrem sene 1220 (17 Nisan 1805). Fî zemeni kadizâde müderrisinden Es-Seyyid İbrâhîm Efendi ve mührü. S.42.a.1: Maʻrûz : Bâʻisetü’l-i‘lâm ma‘rifetü’z-zât Şerîfe Zeynep Hâtûn ibneti Hasan Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’ne Meclis-i Şer‘î enverde Ahmed Beg bin Mehmed muvâcehesinde mezbûr Ahmed Beg kasabâ-i mezbûre mahallâtından Sinan Pâşâ Mahallesi’nde İmâmzâde sokağında kaîn bir bâb vakf-i menzilimi beher şehr on beş gurûş îcâre tesmiyesiyle müşâhete müstecir olub târîh-i i‘lâm-i şehri ğâyetinden fesh-i akd-i îcâre birle menzil mezkûr tahliye ve bana teslîme mezbûr Ahmed bi tenbîh olunmak muradımdır deyü bâ’de’d-da‘vâ ve’l-ikrâr mûcebince menzil-i mezkûru târîh-i i‘lâm şehri ğayetine tahliye ve muddaîyye mezbûre Şerîfe Zeynep Hâtûn’a teslîme mezbûr Ahmed Beg’e tenbîh olunduğu bi’l-iltimâs huzûr-i ‘alîlerine i‘lâm olundu. Fî 9 Muharrem sene 1221 (29 Mart 1806). S.42.a.2: Maʻrûz: Bâʻisetüʼl-i‘lâm ma‘rifetü’z-zât Feyza binti Ahmed nâm Hâtûn Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde hâlâ zevci Ortaköy ocağı neferâtından Bostani Mustafa Beşe bin İbrâhîm muvâcehesinde Kasaba-i mezbûrda çölekçizâde vakfı 242

müstefatından Sinânpâşâ-yı Âtîk Cedid Mahallesi’nde kain mutasarrıfe olduğum bir bâb vakf-i menzilimin nısf-i şayiâsını ben oluncaya degin bâkmak şartıyla bâ ma‘rifet mütevelli zevcim mezbûr Mustafa Beşe’ye fârîğe olmuştum lâkîn şartla ferağ fasid olmağla ferağ merkûmun fesâdına binâ-i nısf-i menzil mezkûrdan kasri yed ve bâdi mütevelli bana fârîğ olmak matlûbumdur deyü da‘vâ itdikde mezbûr Mustafa Beşe dahî cevâbında tayiân ve kat‘an ikrâr ve i‘tirâf itmeğin mûcebince nısf-i menzil mezkûrdan kasr-i yed mütevelli müddeiye-i merkûma Nefîse Hâtûn’a ferâğa mezbûr Mustafa Beşe taʻahhüd eylediği bi’l-iltimâs huzûr-i… Fî 13 Muharrem sene 1221 (2 Nisan 1806). S.42.a.3: Maʻrûz: Bâʻisetü’l-i‘lâm ma‘rifetü’z-zât Nefîse Hâtûn ibneti Ahmed Kasaba-i Beşiktaş mahkemesinde Meclis-i Şer‘î enverde hâlâ zevci Ortaköy ocağı neferâtından Bostani Mustafa Beşe bin İbrâhîm nâm kimesne muvâcehesinde Mustafa Beşeʼye bundan akdem eşyâ-i memlûkemden on yedi yastık ve yün memlu dört minder ve beş yorğan biz oluncaya degin bâkmak ve görüp gözitmek şartıyla bilâ tesmiyet-i semen bey‘ ve teslîm itmişdim lâkîn şartla bey‘ fasid olduğundan mâ-ʻadâ bilâ tesmiyet-i semen bey‘ bâtil olduğuna binâen eşyâ-i mezkûreyi zevcim mezbûr Mustafa Beşeʼden istirdâd muradımdır deyü da‘vâ itdikde ol-dahî cevâbında bi’t-temâmihi ikrâr ve i‘tirâf itmeğin ʻala mûcib-i ikrâra eşyâ-i mahrûse-i mezkûreyi müddeʻiye-i mezbûre Nefîse Hâtûnʼa edâ ve teslîme zevci merkûm Mustafa Beşeʼye tenbîh olunduğu bi’l-iltimâs huzûr. Fî 13 Muharrem sene 1221 (2 Nisan 1806). S.42.a.4: Maʻrûz: Ortaköy ocağı neferâtından Bostani Mustafa Beşe bin İbrâhîm nâm kimesne Meclis-i Şer‘î enverde sabiken zevcesi ma‘rifetü’z-zât Nefîse binti Ahmed nâm Hâtûn muvâcehesinde beni işbû târîh-i i‘lâmdan beş sene mukaddem mezbûre Nefîse Hâtûnʼa mâlımdan li ecli’l-hifz îdâʻ ve teslîm eylediğim yüz gurûş bana virmeyüb hâlâ yedinde kalmağla meblağ-ı mezbûr merkûme Nefîse Hâtûn’dan hâlâ taleb iderim deyü bâʻdeʼd- da‘vâ ve’l-inkâr muddaâ mezbûr Mustafa Beşe ber vech-i muharrer muddaâsın isbâttan izhar-i âcz birle mezbûr Mustafa Beşe da‘vâ mezkûresiyle mezbûre Nefîse Hâtûnʼa bilâ beyyine mu’ârîziden menʻ olunduğu Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nden bi’l-iltimas huzûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 15 Muharrem sene 1221 (4 Nisan 1806). 243

S.42.a.5: Maʻrûz-i daî şerefrine sudûr iden fermân-i ʻâlilerine imtisâlen cânib-i şeriʻat-i ğerradan me‘zûnen irsâl olunan Kâtib Mehmed İzzet Efendi daʻîleri ve serbostanyan hasse izzetlu Ağa kulları tarafından Mürsel Çûkadâr Mehmed Sa‘îd ile Mahrûse-i Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Ortaköy’de koyun iskelesi nâm mevdiâ varub târîh-i i‘lâmdan iki ay mukaddem kale bağçesinde Zeytûnbûrnu nâm mahalde kimesnenin munğesine deryaya ilkâ olub ol-vecihle bi kazaillahi Teâla ğeriken Halîk oldu deyü ihbâr olunan Yahûdî tâ‘ifesinde Yeşun veledi Yaku nâm sağîrin laşesini deryadan ba‘de’l-ihrâc ceride mezbûtü’l-esâmi Yahûdî ile azasına nazar eylediklerinde eser-i cerh haktan nesne olduğun lide’l-keş ve’l-muâyene laşesin ziyri hâne ilkâye izin virmeğin kâtib merkûm dâʻîleri mahallinde ketb ve tahrîr ve meâ mebûs umena-i şer’le meclis-i şerʻe gelüb alâ vukuʻîhi inhâ ve takrîr eylediği Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nden huzûr-i ‘alîlerine i‘lâm olundu. Fî 17 Muharremü’l-haram sene 1221 (6 Nisan 1806). S.42.a.6: Maʻrûz: Bâʻisetü’l-i‘lâm ma‘rifetü’z-zât Fâtıma binti Ebûbekir nâm Hâtûn Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde Bostani Es-Seyyid Mustafa Beşe bin El-Hac Mehmed nâm kimesne muvâcehesinde mezbûr Es-Seyyid Mustafa Beşe bundan akdem mâlımdan ve yedimdem iktiraz ve kabz ve umuruna sarfle istihlak eylediği iki yüz yigirmi altı buçûk gurûş zimmetimde alacak hakkım olmağla meblağ-i mezkûr mezbûr Es-Seyyid Mustafa Beşedân hâlâ taleb iderim deyü da‘vâ itdikde ol-dahî cevâbından ancak iki yüz altı buçûk gurûş deyn olduğun ikrâr mâ-ʻâda on gurûş muddaâsın inkâr itmekle müddeiye-i mezbûre Fâtıma Hâtûn ziyedâ muddaâsın isbâttan izhar acz birle mûcebince müdde‘iye-i mezbûre ziyâde muddaiyyesiyle Es-Seyyid Mustafa Beşeʼye bilâ beyyine muʻârîziden ba‘de’l-menʻ mezbûr Es-Seyyid Mustafa Beşe iâde-i kelyâm idüb ben mezbûre Fâtıma Hâtûn’un bi şartiʼl-rucû‘ emriyle mâlumüʼl-esâmi kimesnelerden iştirâ ve kendüye teslîm eylediğim ve eşyâ-i mutenevviâ mâlume semenelerinin yüz altmış beş gurûşun bâkî elli dört gurûşun zimmetinde alacak hakkım olmağla bi’l- mürâcaʻa mezbûre Fâtıma Hâtûnʼdan taleb iderim deyü bâ’deʻd- da‘vâ ve’l-ikrâr ala mûcib-i ikrâr enfâ mezbûr Es-Seyyid Mustafa Beşe’nin ikrârıyla 244

lazım gelen iki yüz altı buçûk gurûştan alacağı olan elli dört gurûşa takasen tenzil olunub mâ-ʻadâ yüz altmış iki buçûk gurûşun müddeiye-i mezbûre Fâtıma Hâtûn’a edâsıyla mezbûr Es-Seyyid Mustafa Beşe ilzâm olunduğu bi’l-iltimâs huzûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 18 Muharrrem sene 1221 (7 Nisan 1806). S.42.b.1: Bâ‘îsü’l-i‘lâm bâkkal Tohur veledi Dimitri nâm zimmî Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde Yuri veledi Estatî zimmî muvâcehesinde mersûm Yuri zimmî ile bâkkallık tîcâretinde bir buçûk sene müddet şerikle olub bundan akdem fesh-i akdi şirket birle beynimizde cârî ahz ve ʻitâ ve muʻâmelât-ı şitânın h’Îsabını sehiv ve ğalattan ârî esnaf ma‘rifeti ve h’Îsab-i sehih ile rü‘yet olundukta benim mersûm Yuri zimmînin zimmetinde yüz gurûş alacağım zuhûr itmekle meblağ-i mezkûr yüz gurûşu mersûm Yuri zimmîden taleb iderim deyü tasaddi eylediğim da‘vâmdan bi tevasüt-i müslihîn mersûm Yuri zimmî ile bi’t-tevʻî ve’r-rıza katân lin- nizâ‘ otuz beş gurûş bedel-i makbûze ba‘de akdil mûsâlehe ve’l-kabûl ziyâde muddaâma ve bi’l-cümle husûs-u şirkete vesâir beynimizde ceryân iden cemi‘ ahz ve ʻitâ ve muâmelât-i şitâye müte‘allike mutlaka âmme-i da‘vâ ve mutalabât ve kâfe-i îmân ve muhâsamâttan tarafeyndan her birimiz aherin zimmetini şurût-i mufside ve uhud-i mubtiliden ‘ârî ve cebr ve kerihten halî ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î ve iskât-i tam serih-i merʻâ ile ibrâ ve iskât ve her birimiz ber vech-i meşrûh aherin ibrâsını kabûl eyledik deyü ikrâr ve tasdîk leri tescîl ve bi’l-iltimâs hudûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 20 Muharrrem sene 1221 (9 Nisan 1806).

S.42.b.2: Bâʻisetüʼl-i‘lâm Es-Seyyid Ebûbekir Beşe bin İbrâhîm nâm kimesne Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde Selim bin Abdullah muvâcehesinde Ebûbekir bin Osmân nâm kimesne hadır olduğu halde benim hazır mezbûr Ebûbekir zimmetinde cihet-i karzdan on gurûş alacak hakkım olub meblağ-i mezkûr mezbûr Selim benim emr ve tevkîlimine hazır mezbûrdan bi gayri hak kabz ve ahz itmekle mezkûr merkûm Süleymân taleb iderim deyü hadır mezbûrun tasdîkiyle da‘vâ itdikde ol-dahî cevâbında hadır mezbûrda on gurûş ahzını ikrâr lâkîn mezbûr Es-Seyyid Ebûbekir Beşe tarafından hazır mezbûrdan meblağ-i mezkûr kabze tevkî idüb ben dahî vekâletime binâen hazır mezbûrdan meblağ-i mezkûr kabz ve merkûm Es-Seyyid 245

Ebûbekir Beşeʼye tamamen teslîm itmişdim deyü bâʻdeʼd-def‘ veʼl-inkâr defîʻ mezbûr Selim ber vech-i muharrer def‘-i mezkûrun isbâttan izhâr-i acz ve istihlaf itmekle mezbûr Es-Seyyid Ebûbekir Beşe bi’l-muvâcehe ber nehc-i şer‘î tahlif olunmağın mûcebince defîʻ merkûm Selim def‘î mezkûreyle mezbûr Seyyid Ebûbekir Beşe’ye bilâ beyyine muârîziden ba‘de’l-nâm mezbûr Selimʼin ikrâr ve iʻtiraf ile lazım gelen meblağ-i mezkûr on gurûş muddaâm mezbûr Es-Seyyid Ebûbekir Beşeʼye edâ ve teslîme bi’t-taleb mezbûr Selimʼe tenbîh olunduğu bi’l-iltimâs huzûr-i ‘alîlerine i‘lâm olundu. Fî 21 Muharrrem sene 1221 (10 Nisan 1806). S.42.b.3: Kulakçı Hasan Beşe bin Hasan nâm kimesne Meclis-i Şer‘î enverde bâʻisüʼl- i‘lâm hamâl Muğir veledi Ertin nâm zimmî muvâcehesinde mersûm zimmî zimmetinde târîh-i i‘lâmdan iki sene mukaddem mâlımdan ve yedimden iştirâ ve kabz eylediği bi defter müfredât-i eşyâ-i mütenevviâ mâlûme semenlerinden cemʻân yigirmi altı gurûş yigirmi beş pâre alacağım olmağla meblağ-i mezkûr mesfûr Muğir zimmîden taleb iderim deyü bâʻdeʼd-da‘vâ veʼl-inkâr muddaâ merkûm ber vech-i muharrer muddaâsın isbâttan izhar-i acz idüb bi’t-taleb mersûm muğir zimmîye bi’l-muvâcehe ber nehc-î şer‘î yemîn virilmeğin muddaâm merkûm Hasan Beşe da‘vâ mezkûresiyle mesfûr muğir zimmîye bilâ beyyine muʻârîziden menʻ olunduğu Beşiktâş Mahkemesiʼnden bi’l- iltimâs huzûr-i ‘alîlerine i‘lâm olundu. Fî 22 Muharrrem sene 1221 (11 Nisan 1806). S.42.b.4: Hamamcı Es-Seyyid Sâlih bin Es-Seyyid Ahmed nâm kimesne Beşiktaş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î enverde bâʻisüʼl-i‘lâm Murad veledi Agob nâm zimmî muvâcehesinde mersûm Murad zimmî bundan akdem benim bi şarti’l-rücû‘ emrimle umûr-i maʻlûmeme yüz on dokuz buçûk gurûş masrafu olub târîh-i i‘lâmdan altı ay mukaddem sabiken Galata kadisi faziletlu Hâfız Mehmed Emîn Efendi’nin hizmetkârı bir kıtʻâ i‘lâm-i şer‘î tâbi‘ olduğu üzere meblağ-i mezkûr kadi mûmâ-ileyhin huzûrunda bi’l-müracaʻa mesfûr Murad benden da‘vâ ben dahî biʼt-temâmihi ba‘de’l-ikrâr mûcebince edâ ve teslîm eylediğim meblağ-i mezkûr yüz on dokuz buçûk gurûş mersûm Murad zimmîden istirdad iderim deyü tasaddi eylediği da‘vâsı takrîr-i meşrût üzere meşruâ ve iltifata şayân olduğu kendüye tefhim olunub böylece muʻârîziden men olunduğu bi’l-iltimâs huzûr-i ‘alîlerine i‘lâm olundu. Fî 29 Muharrrem sene 1221 (18 Nisan 1806). 246

S.42.b.5: Sandal Bostani sükkânından bâʻisüʼl-i‘lâm Şalcı Endun veledi Melkun nâm zimmî Kasaba-i Beşiktâş Mahkemesiʼnde Meclis-i Şer‘î enverde hevâcegân divân-i Hümâyûn’dan müteveffî Sakayizâde İsma‘il Zühtü Efendi bin Mehmed Sa‘îdʼin sulbî kebîr oğlu İslâmbûl’da Vâlîde Câmi-i şerîf kâtibi Ahmed Nazif Efendi mahzarında benim merkûm Ahmed Nazif Efendi’nin babası müteveffâ mûmâ-ileyh zimmetinde bi’t- temessük cihet-i deyn-i şer‘îden yedi yüz yetmiş gurûş alacak hakkıma işbû oğlum merkûm Ahmed Nazif Efendi pederi mûmâ-ileyhin hayatında tarafından bi’l-emr ve’l- kabûl kefîl ve damın olmağla meblağ-i mezkûr kefâlet mahkemesine binâ-i mezbûr Ahmed Nazif Efendi’den hâlâ taleb iderim deyü tasaddi eylediğim da‘vâmdan bi’t- tevâsüt-i müslihîn merkûm Ahmed Nazif Efendi bâʻdeʼd-da‘vâ veʼl-inkâr katʻen lin- nizâ‘ beş yüz gurûş üzerine. S.43.a.1: Maʻrûz-i dâʻî devlet-i ʻâliyeleridir ki: Kasaba-i Beşiktâş ahâlisinden Eş-Şeyh İsma‘il Hakkı Efendi ve İmâm Es-Seyyid ‘Alî Efendi ve Gazi Begzâde Es-Seyyid Yûsuf Ağa ve Abdullah odabâşı ve Mehmed Ağave Ketani İsma‘il Çelebi ve Hasırcıbâşı oğlu Halîl Ağa ve Hâfız Ahmed Efendi ve Subâşı Hâfız Mehmed Emîn Ağa ve Kâtib İsma‘il Efendi El-Hac Ahmed Ağa ve Sâlih Ağa bin Mehmed Ağa ve Abâcı Mehmed bin Halîl Efendi vesâirleri Meclis-i Şer‘î münire gelüb Beşiktâş umenası ma‘rifetiyle akd ve meclis-i şerʻe ihdâr ettirdikleri kasabâ-i mezbûrda sâkin fescioğlu arabâcı İbşir ibni El-Hac Süleymân muvâcehesinde Meclis-i Şer‘îde her biri takrîr-i kelâm ve tevzih-i merâm iderler ki mezbûr arabâcı İbiş bin iki yüz on dört senesi târîhiyle müerrih sicil-i mahfûzda mukayyed bir kıtʻa i‘lâm-i şerʻî tâtik olduğu üzere târîh-i merkûmda Serence Beg nâm mahalde vâki‘ menziline üç nefer fahişe avret cemʻ ve refîkleri olan Hasekî İbşir Ağa ve Çubûkcu Mehmed Sâdık birbirleriyle maʻrike ve nizâʻ ve birbirlerini darb ve cerh itmeleriyle ahâlî-i mahalle cemʻ ğefîr sûʻ-i hallerini bi’l-muvâcehe meclis-i şerʻe ihbâr ve mezbûr İbşir ile merkûm Mehmed Sâdık mahalleden ihrâc olunmak bâbında bâ i‘lâm-i ifʻâl şenîʻaları derunumdan inhâ ve i‘lâm mezkûr bilâ sene ihrâclarını havî sehl-i fermân-i ‘âlî isdâr olunmuştur. Lâkîn mezbûr arabâcı İbşir bir sene mukaddem babasından muntakil menzilini âhire bey‘ ve Pâşâ Mahallesi bâlâsında bir menzil iştirâ idüb arabâcılık ile 247

iştiğal üzere iken kezalîk efʻâl-i sabikesine rucû‘ ve arabâsıyla ehl-i ırz Hâtûnları Beşiktâş sahrasında vesâir mahallere getürüb idlâl ve fiʻil-i şenîʻaya ictisâr üzere olduğu beyneʼl-ahâlî şehr-i şiâr hatta bir ehl-i ırz Hâtûn’un iki gün mukaddem Asitaneʼde kapûsuna varub sende ‘alâkam vardır zevcinden mufareket ile deyü ihâfe ve kelimât-ı nâmziyeye cerâit ve zevc-i bâkırcı tâ‘ifesinden ve huffazdan ʻırz ve edebiyle mukayyed ehl-i ʻırz olduğu cümlemizin indinde bedidâr olan kimesnenin dükkânı pişgâhına varub eline zevceki talâk viresiz. Darb ve cerh iderim deyü tahvif eylediğine binâen mezbûr dahî tahammül-i havfından zevcesini tatlîk ve menzilini âhire bey‘ ve hânemânını tahrîb itmekle bâʻis ve bâdi olduğu ve cümle mezbûr İbşir’den emniyetimiz meslûb ve dilkir olmamızla mezbûr İbşir kasabâmızdan külliyen ihrâc ve salah-i hâl gelince teʻdîb ve ezâc olunması matlubûmuzdur deyü su-i hâlini bû defʻa dahî ihbâr ve teʻdîb olunmasını niyaz ve istirham itmeleriyle mezbûr İbşirʼin teʻdîb reʻyi rezin isâbet kerinelerine menût mevâddan olmağla ber vech-i muharrer iltimâsları Beşiktâş Mahkemesiʼnden bâʻdeʼt-tescîl bi’l-iltimâs huzûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Bâkîyi’l-emr li hazreti menlehu’l-emr. Hurrire fî 7 Muharrem sene 1220 (7 Nisan 1805). S.43.a.2: Maʻrûz-u dâʻî devlet-i ʻaliyeleridir ki: Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Ortaköy nâm mahalde bir nefer Müslim divardan düşüb fevt oldi deyü ihbâr olunan kimsenin ma‘rifetü’ş-şerʻle keşf ve defn olunması içün sâdır olan fermân-i ‘âlilerine imtisâlen bû dâ‘îleri bi nefsihi izzetlu bostancıbâşı Ağa tarafından ta‘yîn olunan hasse-i hasekîlerinden Halîl Beg kulları bi’l-maʻiyye Ortaköy ocağına varub cemaât-i müslihîn muvâcehelerinde ba‘de akdiʼl-meclis Ortaköy kurbûnda sahilhânesinde sâkin merhûm Rağıb Pâşâ kerimesi ismetlu hânım hazretlerinin sicillatından Boluvi Mustafa nâm kimesne târîh-i i‘lâmdan iki gece mukaddem Cuma gecesi sâ‘ir refikalarıyla beş nefer fahişe avret cemʻ idüb melik Pâşâzâde Abdulkadir Beg Efendi’nin sahilhânesi verâsında vâki‘ bâğı derûnunda fîsk ve fucûr üzere iken mir mûmâ-ileyhin tevâbiʻleri bâğ-i mezkûrda merkûmunu bâstıklarında mezbûr Aşçı Mustafa kemâl-i havfından fîrar itmek kastıyla sarhoş olduğu halde bâğ-i mezkûrun duvarına çıkıb kendüyi verâsında vâki‘ kisedâr Efendi bâğına ilkâ itmekle sâ‘ir refikâları fîrar itmiş olmağla beş neferin hasebi ahz ve mezbûr Mustafa’yı dahî divar-i mezkûrun zahrinde meyit muteherrik olarak ahz eylediklerini ocağa haber irsâl ve neferat ta‘yîn olundukta tevâbiʻ mezkûrlar bâğından taşrada mezbûr Mustafa ile 248

fahîşeleri teslîm idüb mezbûr Mustafa cumartesi günü kable’l-asl vefât itmişdir deyü ihbâr ve azâsına emʻanâ nazar olundukta cerh ve henk misillu bir eser olmayûb ancak cidar-i merkumdan kendüyi ilkâ ittiği hinde kasıkları yarulub bâğırsakları torbâya nuzûl eylediği reʻyü’l-eyn müşâhade olunduğu mahallînde ba‘de’l-keşf defnine izin verildiğin bâʻdeʼt-tahrîr Beşiktâş Mahkemesi’nden mübâşir mezbûr Halîl Beg kulları iltimâsıyla huzûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Bâkîyi’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 19 Muharrem sene 1220 (19 Nisan 1805). S.43.a.3: Maʻrûz-i dâʻî devlet-i ʻaliyeleridir ki: Beşiktâş ahâlisinden bâʻisüʼl-i‘lâm Sinânpâşâ-yı ‘Atîk Câmi-i şerîf İmâmı Es- Seyyid ‘Alî Efendi ve Bölükbâşı İshak Hüseyin Çelebi ve Sultan Sarayı bekçisi Hüseyin Ağa ve hamâlen Kethüdâsı Es-Seyyid Hüseyin Çelebi ve Süleymân Ağa ve ruhani Ahmed Ağa ve ‘Alî Beşe ve Osmân Beşe ve koltukçu Hasan ve Ahmed ve Bostani Es- Seyyid ‘Alî ve Sâlih Çelebi ve Kethüdâcı Mehmed Beşe ve ʻatîk Abdullah ve oduncu Ârgir zimmî ve ruhani Kabrîl zimmî vesâirleri Meclis-i Şer‘î münire gelüb Üsküdar’da bâkırcı tâ‘ifesinden olub bû esnâda maʻrû’z-zikr Beşiktâş’da köprü hamamı sükkunda vâki‘ fî’l-asl manav dükkânı ve’l-yevm gözlemeci dükkânı îcâr ile mecduven bâkırcı dükkânı inşâ ve derûnuna ocak ihdas iden Trabzonlu Yani veledi Esper nâm zimmî muvâcehesinde her biri ifade hâl ve bast-i mekâl iderler ki mesfûr bâkırcı Yani dükkân-ı mezkûru mutasarrıfesi olan kuyumcubâşı Esbek merhûm Mehmed Sâdık Ağa zevcesi Ümmügülsüm Hâtûn’dan ba‘de’l-isticâr bû esnâda müceddiden bâkırcı dükkânı olmak üzere derûnuna ocak ihdas itmekle daimen ve müsemmirren künhe bâkırları yakıb ve döküb ateş istimâl itmekle eyyam-i sayfta duhanından ve tefaddından külliyen rahatımız maslub olduğundan başka ilel ve emrad mütevelli olacağı zâhir ve aşigar ve meâzallahu teâla ihrak zuhûr ider ise kub ve civârında kâin dekâkîn ve menazillerimiz muhterik ve bi’l-cümle fekr ve defʻa bir perâkende ve perişân olacağı bedidar ve kasabâmızda bâkırcıya dahî ihtiyacımız olmamağla her ve âdullaha mezirreti derkar olmağın dükkân- ı mezkûr kemâ fi’s-sâbık manav cihle ib tâʻifesine veyahut gözlemeci tâʻifesine îcâr olunmak üzere mesfûr bâkırcı Yani zimmînin hurûcuna kıbel-i şer‘den bâʻdeʼt-tenbîh takrîrlerimiz dergâh-i mehamet-i ‘alîyeye i‘lâm olunub yedimize bir kıta ferman-i ‘alî sudûrun niyaz eyledikleri bi’l-iltimâs Beşiktâş Mahkemesi’nden huzûr-i ‘alîlerine i‘lâm 249

olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Fî 19 Muharrem sene 1220 (19 Nisan 1805). S.43.a.4: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Beşiktâş Sinânpâşâ-yı ‘Atîk Mahallesi’nde Aşıklar Meydânı nâm mahalde mütemekkin iken bundan akdem halîke olan Kelbâne binti Turos nâm nasrâniyenin verâseti sadri kebîr oğlu Turos ve sadriye kebîre kızları Toşkona ve Tekuherye nâm nasrâniyeleri ba‘de’l-ihdârın mesfûr Turos zimmî Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻde zikri atî bir bâb mülk-i menzili bâ hüccet-i şer‘îye vazʻiyedi mütehakkık olan bâʻisü’l- i‘lâm Terzi Ohanus veledi Gürek nâm zimmî muvâcehesinde maʻrû’z-zikr Aşıklar Meydânı nâm mahalde vâki‘ çekirge odalarından kâin bir taraftan Aşçı Gürek menzili ve bir taraftan Esdadur zimmî menzili ve tarîk-i has ile mahdûd maʻlûmü’l- müştemelât bir bâb mülk-i menzilim rubʻi hisse-i şayiâsı anâmız halîke mersûme Kelyane nasrâniyenin hayatında irsen mülkü ve ba‘de helekeha terekesinden olmak üzere bi’l-irsü’ş-şer‘î benimle kız karındaşlarım mesfûrân Toşkone ve Takuheriye muris olmağın rubʻi hissesi olan hisse-i irsiye şayiâma mesfûr terzi Ohanus fuzili ve bi gayri hak vazʻiyet ider deyü ba‘de’d-da‘vâ ve sû‘al mesfûr terzi Ohanus cevâbında bin ikiyüz senesi târîhiyle tezvice ve Beşiktâş naili Yahyazâde Mehmed Sa‘îd Efendi’nin ahzi zimmetini hâdeye bir kıt’a hüccet-i şer‘îye nâtke olduğu vecih üzere anası halîke mersûme Kelyani nasraniye ve müşterek hissedârları Mebkâl zimmî ve Nazlı ve Ohidye nasraniyeler maʻen menzil-i mezkûrda olan hisse-i şayiʻalarını yüz yigirmi beş gurûş semen-i mekbûze ile bana bâten ve sahihen bey‘ ve temlîk ve teslîm ve ben dahî iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl idüb mülki müşterem olmağla binâen aleyh vazʻi yed idelim deyü hüccet ibrâzıyla bâʻdeʼd-def‘ ve’l-inkâr mesfûr Ohanus zimmî def‘i mezkûrun ledâ tezkiye înde şerʻ ihbâr olunan şuhud ve ûduldan turşucu Mehmed Çelebi ibni Halîl bâbûcici Vanil veledi Murat şehâdetleriyle bi’l-muvâcehe baʻdeʼl-isbât mûcibiyle mudaa mesfûr zimmî menzil-i mezkûrdan hisse-i irsiye da‘vâsıyla bi gayri vech-i şer‘î muʻârîziden menʻ olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l- emr. Hurrire fî 20 Muharrem sene 1220 (20 Nisan 1805). S.43.b.1 Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: 250

Kasaba-i Beşiktâş’da vâki‘ Köprü Hamamı peşgahında lide’l ahâlî ve’l-ciran maʻlûmu’l-hudûd bilbâb vakfî dükan bi’l-icâreteyn ve bâ izni mütevelli mutasarrıf olan bâʻisetüʼl-i‘lâm Ümmü Habibe Hatun ibneti Abdullah Meclis’i Şerʻe ihdâr ittirdiği yine vakfî mezkûrden olub bi’l-icâreteyn ve bâ izni mütevellî taht-ı tasarrufunda olan ma‘lûmu’l-hudûd bir bâb kahveci dükkânında müstecir olan hamam-i mezkûrde nâzır Abbâs bin Ebûbekir muvâcehesinde mezbûr Abbâs’a îcâr eylediğim kahveci dükkânımdan bir dükkan fasılesi olan müstecirden hâlî marüʼl-beyân dükkânım muʻtal kalmağla bû esnâda bâkırcı tâ‘ifesinden Yani veledi Esper nâm zimmîye hâlî kalan dükkan-ı mezkûru îcâr ve binâ ve inşâya mübâşşerat eylediğimde mezbûr Abbâs bu yuce mumaniat ve müdahale itmekle sû‘al olunub müdahalesi menʻ ve def‘ olunmak matlûbumdur deyü baʻde’d-da‘vâ ve sû‘al mezbûr Abbâs cevâbında dükkân-ı mezkûr muddeîye-i mezbûrenin tah-ı tasarrufunda olduğunu ikrâr lâkîn bâkırcı dükkânı binâ inşâ ettiği surette dehânından ve teʻafunundan benim müsteʻcir olduğum kahveci dükkânında olan müşterilerim müteezzi olur binâen ʻaleyhi mümaniʻat iderim deyü eylediği refʻi takrîr meşrûh üzere meşruâttan olmayûb bi gayri vech-i şer’i müdâhale ve mümaniʻat itmemek üzere mezbûr Abbâs’a tenbîh olundu Beşiktâş Mahkemesi’nde baʻde’t-tescîl bi’l-iltimâs huzûr-i ‘alîlerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 28 Muharrem sene 1220 (28 Nisan 1805). S.43.b.2 Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Ortaköy’de Şerbetçi İsâk veledi Vafîl nâm yahudi izzetlu bostancıbâşı Ağa tarafından ta‘yîn olunan Mehmed çûkadâr kulları mübâşeretiyle kasaba-i mezbûre mahkemesine ihdâr ittirdiği karye-i mezbûrede mütemekkin hurdat tâ‘ifesinden işbu bâʻisüʼl-i‘lâm Çevru veledu Petro nâm zimmî muvâcehesinde Meclis-i Şerʻde mesfur Yuri zimmî karye-i mezbûrede vâki‘ iki kıta bâğının üzüm bostanı ve ceviz vesayir mevcûd olan meyve mahsulatın târîh-i i‘lâmdan üç mâh mukaddem beyʻi arz ve ben dahî şirâya tâlib olmamla kableʼr-rüʻye üç yüz yetmiş gurûş bana bey‘ ve ben dahî iştirâ ve kabûl idüb semeninden yüz elli gurûşun ber vech-i peşin def‘ ve teslîm ol-dahî yedimden baʻdeʼl-ahz ve’l-kabz mâru’z-zikr bâğları rüʻyet eylediğimde ziyâde semen ile mubâyaa olunduğuna binâen âkdımız baʻdeʼl-fesh yigirmi gurûşun mesfûr Çevru tenzil itmekle tekrar üç yüz elli gurûşa ʻakd- i bey‘ olunub ben dahî bi’t- terâdi bey‘ bâtıyı kabûl ve semen-i mezkûrî semen içün iki 251

yüz gurûş dahî mesfûr Çevru zimmîye def‘ ve teslîm ol-dahî yedimden temâmen ve kâmilen üç yüz elli gurûşun ahz ve kabz itmişdi. Baʻdehu maruʻl-beyân bâğların mahsûlatı kemâle reside oldukta bi’l-cümle hâsıl olan üzümü yedi yük iki küfe çıkdıkda zarar ideceği idrâk ile ve mebîʻ sevdasında olduğundan mesfûr Çevru mevcûd olmamakla yine hurdat tâ‘ifesinden işbu hazir bi’l-meclis Markû zimmîye ifade eylediğimden sonra bir rabıta verilir vekîl-i mebni salîfu’l-beyân üzüm vezn itdiğimde bin yüz sekiz keye olub beher keyesi raîcü’l-vakt vurûd pâreden yüz on gurûş otuz iki pâre ve meyvesinden dahî bey‘ idüb makbûzum olan yigirmi iki gurûş bir pâreye cemʻan yüz otuz iki gurûş otuz üç pâreden mesrûfum olan on gurûş ba‘de’t-tenzîl bâkî kalan yüz yigirmi iki gurûş otuz üç pâreyi medfûʻum olan semen-i mebiʻadan ferun hade olunub meblağ-i bâkî iki yüz yigirmi yedi gurûş yedi pâreyi bey‘i mezkûrde ğabın ve teğrir olduğuna binâen mesfûr Çevru zimmîden taleb iderim deyü eylediği da‘vâsı takrîr-i müstedâhı üzere baʻdeʼt-tasarruf ve’l-helâk el-yevm mebîʻ mezkûrî müşteri-i mesfûr ba‘de’l-kabûl tasarruf ve istihlâk itmiş olmağla ğabın ve teğririn sübûtu müşkil tera olmağla muddeʻa mesfûrun da‘vâ-yı meşrûhesine şerʻen imâle-i zihin olmayûb ve tasarruf ve ilhakı kabûlu mütazemmin olmağla buyûca şer’i muârezeden menʻ olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde baʻde’t-tescîl bi’l-iltimâs huzûr-i ‘alîlerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 14 Muharrem sene 1220 (14 Nisan 1805). S.43.b.3: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Karaʻabâlı ocağında Bâşeski Ahmed bin Osmân ve Bölükbâşı Osmân bin Mehmed İzzetlü Bostancıbâşı Ağa tarafından ta‘yîn olunan Çûkadâr ‘Alî kulları mübâşeretiyle Beşiktâş Mahkemesi’ne ihtar ittirdükleri hâsekî hassadan Ebûbekir Ağa ibni Hasan muvâcehesinde Meclis-i Şerʻde târîh-i iʻlâmdan yigirmi ay mukaddem mezbûr Ebûbekir Ağa ocağımızda köşk meclisi olmakla kaʻide-i kadîme ve deydunei mustehsine üzere mezbûrun ocağımızda bölükbâşı nasb olunmak içün ocak tarafından yüz altmış gurûş câize mahalline edâ ve teslîm idüb meblağ-i mezkûr yüz altmış gurûşu gıbbe’s-sû‘al eylediğimizde edâda teâllul ve muhalefet ider sû‘al olunub aldırılması matlubûmuzdur deyü her biri ba‘de’d-da‘vâ ve’s-sû‘al mezbûr Ebûbekir cevâbında fi’l- hakîka târîh-i merkûmide köşk bekçisi iken ocağı mezkûre âyan mezbûranın iltimâs ve vesetetleriyle kaʻide-i ocak üzere bölükbâşı nasb ve taʻyin olunduğunu ikrâr lâkîn 252

muddeayen mezbûren mahi mezkûre mukabesinde her ne gider ise verik deyü kendulere emrim ve verdikleri meblağı edâya teâhhüdüm yoktur deyü inkârında müddeʻiya mezbûran ez kadim ocak mezbûrun kaîde-i kadime merîyesinden olduktan başka beynimizde dahî mağruf olan bûdur ki bû makûle ocak tarafından bölükbâşı nasb ve ta‘yîn olundukta bizler iktizâ iden câizelerin kaʻide-i ocak üzere verile gelüb binâen âleyh bizler dahî işbû Ebûbekir Ağa’nın câizesi olarak mahalline yüz altmış gurûşu temâmen edâ ve teslîm eylememiz ile mutalebe ideriz didiklerinde mudde‘â aleyhi merkûm Ebûbekir Ağa’dan kaʻide-i ocak mezkûr vech-i meşrûh üzere midir deyü istintak olundukta kaʻide-i meşrûheyi ikrârından mâ-ʻadâ ocaktan âhir kimesneler dahî kaʻide-i merkûme kadimiden ila hazel an vech-i meşrûh üzere merʻî olduğu maʻlûmumuzdur deyü haber virmeleriyle el-ma‘rûf-u ʻarifân kelmensus şerʻen eşbâh nezayirde ve’l-ʻâdet mahkemeti fukehayi îzamın kavli münifî ketb-i muʻteberâtta mestûr ve muftamaya olmağla meblağ-i mezkûr yüz altmış gurûş mezkûrun on gurûşunu muddeâ merkûme teslîm ve bâkî yigirmi gurûşun dahî târîh-i i‘lâmdan bir ay tamamında on beş mah itmek üzere teʻcîl ve âbâcı ustası diğer Estuyan veledi Menul zimmî meblağ-i mezkûr yigirmi gurûşun edâsına tarafından bi’l-emr ve’l-kabûl kefîl ve damın olduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve mübâşir merkûm kulları iltimâsıyla huzûr-i ‘alîlerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire Fî 11 Muharrem sene 1220 (11 Nisan 1805) mühür. S.44.a.1 Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Zikr-i atî husûs mahallinde keşf ve muâyene olunması içün sevb-i şer‘î enverden bi’l-iltimâs meʻzûnen irsâl olunan Kâtib Mevlânâ Mustafa dâʻîleri ve ʻizzetlu bostancı bâşı Ağa tarafından taʻyin olunan ‘Alî Çûkadâr kulları bi’l-meîye Beşiktâşʼda Sinanpâşâ-yı ʻAtîk Câmiʻ-i şerîf kurbûnde vâki‘ El-Hac Mehmed bin Süleymân’ın menzilinde m’Îsafîren sâkin iken târîh-i i‘lâm günü cerh olundu deyü ihbâr olunan mezbûr El-Hac Mehmed’in bâldızı Habibe binti Mehmed nâm Hâtûn’un cerihete sâkin olduğu menzil-i mezkûr odasına varub cemaât-i müslihîn mahzarında ba‘de akdi’l- meclis zâtı baʻdeʼt-ta‘rîfü’ş-şer‘î mezbûre Habibe Hâtûn meclis-i ma‘kûd mezkûrda takrîr ettiği Sadri oğlum Osmân bin Mehmed’i refʻ nâm şab-i emred işbû gün ba‘de zuhr yanıma gelüb benden mencenik mutalebesinde nizâ‘ peyda ben dahî red ile cevab verdiğimde belindeki şimşir ta‘bîr olunur alât-i cerihe ile benim üzerime hücum ve bi 253

gayri hak sol kulağımdan ve sol küreğim altından darb ve cerh itmekle kıbel-i şer‘den ba‘de’l-keşf takrîrimdir ber hüccetimde i‘lâm olunmasını matlûbumdur didikde fî nefsi’l- emr takrîr meşrûhesi üzere oğlum mezbûr darb ve cerh eylediği ihbâr-i erbâb-i vukûf ile mutahakkık olduğunu kâtib-i mezbûr mahallînde ba‘de’l-keşf bi’l-meîye baʻs olunan ûmena-i şerʻle Meclis-i Şerʻe gelüb âla vukuʻîhi inhâ ve takrîr eylediği mübâşir merkûm mübâşeretiyle Beşiktâş Mahkemesi’nden huzûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Fî 18 Muharrem sene 1220 (18 Nisan 1805). S.44.a.2: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Derûn-i ârzuhalde mezkûrü’l-ism Arnavut karyesinde astani şaraphânesinde cerihen merd oldu deyü ihbâr olunan zimmînin keşfî içün Sâdır olan fermân-i ‘alilerine imtisâlen kıbel-i şerʻden meʻzûnen irsâl olunan Kâtib Mevlânâ Mustafa Edib Efendi dâ‘îleri ve İzzetlu bostancı mübâşir Ağa tarafından ta‘yîn olunan Mehmed Çûkadâr kulları bi’l-meîye şaraphâne-i mezkûrde cerihen halek olan mezkulu bendesi tahtında dahîl İzmirli Yorgi zimmînin laşesi üzerine varub karye-i mezbûre kocabâşları ve meyhâneci tâʻifesi ve meskulu elcisi kapu oğlanı divan-i hasse oldukları halde halek mesfûrun aʻzasına emʻânen nazar olundukta sol çehresi altında sağîr bıçak ile darb ve cerh olunduğu zâhir ve aşikar ve cerrahından sû‘al olundukta karye-i mezbûre mütemekkinlerinden bû esnâda Üsküdar’da vâki‘ Selimiye Câmi-i şerîf muskefatından şerbetçi dükkânı gediğine mutasarrıf olan Dimitri nâm zimmî târîh-i i‘lâmdan bir gün mukaddem kable’l-asr Estatî zimmînin meyhânesinde halek mesfûr ile şerb-i hamr iderken nizâ‘ peyda ve merkûm Dimitri sağîr bıçak ile mesfûr Yorgi zimmîyi mahalli mezkûrdan darb ve cerh ve fîrar ve karye-i mezbûre Yasakcı Süleymân kulları ma‘rifetiyle Üsküdar’da vâki‘ dükkânında ahz ve hâlâ ağa-yı müşârün-ileyhin habsinde mevcûd olduğunu haber virdiklerini katib mezbûr mahallinde ketb ve tahrîr mâe mebʻûs ûmena-i şerh ve mübâşir-i merkûm Meclis-i Şerʻe gelüb âla vukuʻîhi inhâ ve takrîr eyledikleri Beşiktâş Mahkemesi’nde baʻde’t-tescîl huzûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l emr. Hurrire fî 22 Muharrem sene 1220 (22 Nisan 1805) mühür. S.44.a.3: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: 254

Bâʻisü’l-i‘lâm Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Ortaköy ocağı ustası Mehmed Ağa kulları ve bölükbâşı ve bâşeskisi mezbûtü’l-esâmi ve mahsurü’l-istinhas Bostani neferatı Meclis-i Şer‘î hatîre gelüb terkden mazlûm-i hâl ve niyaz ve istirham iderlerki ocağ-i mezkûrun bir mahalden sâ‘ir ocakları misillu irad mahsûsesi olmayûb ancak riâye düğünü vukuûnda verile gelen âidiyat ve teyarat ile mesʻârîf-i lazıme ser kadimi’l- eyyamdan ila hazel an edâ ve rü‘yet ve hizmet lazımesi olan husûsatta ber vecihle taksir itmemiz olmaksızın edâ ve muhafaza-i riâye bezl-i mukadderet oluna gelmişken Ortaköy’de mütemekkin ehli zimmet riâya kullarının düğünleri vukuûnda halîne nazar bi’l-cümle zabitanın iâretini edâ ve iktizâ iden hizmatta leyl ve Nehar hifz ve heraset ve kat‘an teâddi ve rencide olundukları yoğ iken bundan akdem Ermeni milletinden bâ’zı mufsidlerin tahrik ve iğvasıyla her çend düğünleri zuhûrunda ziyâde âvaid mutâlibesiyle rencide ediyorlar deyü hilafı inhâ ve şekvâ ile bi’t-terik tarafından bâ ârzuhal lide’l-inhâ ve’l-istidâ îcâblarından biri teehhül ve tezevvic eylediklerinde erken düğünü oldukta ve bostancıbâşı Ağa’ya elli gurûş ravesteye beş gurûş ve bölükbâşına üç gurûş ve şerbetçiye üç gurûş ve âhir mahalle gitmek iktizâ ider ise kayıkçıya dört gurûş ve yasakcıya üç gurûş ve gerdekçiye otuz pâre ve mahalle kethüdâsına on pâre ki cemʻân yigirmi beş gurûş varken tul-i avret olur ise bû mezkûratın nısfı alınmak bâbında bir tekrib emri âli istar ettirmeleriyle ocağ-i mezkûrun ber mahalden ibrâ vesâiresi ve mutaîyyen ve mahsûs âidatı olmayûb ancak bâlide zikr olunduğu üzere bûna münhasır olmağla ve hudaheri üzere verdikleri akçe ile ocakta ve kulkale şema ve kandil ikadı mesârîfine dahî kifayet itmeyip idârîden aciz olmazla perişanü’l-hal ve medtarü’l-ehvar kaldığımız dergah-i merhematdare i‘lâm olunub yedlerinde olan emri âlinin keyyur mahallinden refʻ ve terkim ve kemâ fi’s-sabik riâya düğünü zuhûrunda hal ve tahammullarına göre zabianın âvaidatını edâ eylemelerin bâbında yedimize muccet iden bir kıtâ emri ‘alîşan istar ve i‘tâ bûyrulmak niyazımızdır. İlha ibrâm ve tezellüm ve istirham itmeleriyle takrîrleri râyiâ mutâbık ve tefsürü’l-emre muvafık olduğunu Meclis-i Şerʻe ihbâr itmeleriyle mesfûr acizanelerine müsaâde âliyeleri izni bûyrulmak ricâsına Beşiktâş Mahkemesi’nde bi’l-iltimâs huzûr-i ‘âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire Fî 23 Muharrem sene 1220 (23 Nisan 1805). S.44.a.4: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: 255

Beşiktâş’a tâbi‘ Lond Çiftliği ocağı neferâtından ʻAlemdâr Hasan bin Mehmed Meclis-i Şerʻe ihdâr ittirdiği Es-Seyyid ‘Ömer bin Osmân muvâcehesinde târîh-i i‘lâmdan sekiz sene mukaddem sefîneye suvaren musriken her sofarîne azimetimizde Ebâhur sahilinde sefîniden hurûc eylediğimizde mezbûr Es-Seyyid ‘Ömer bölükbâşımız olub sefîne kalmağla Emîn ve muâllefîr olduğuna binâʻen üzerimde mevcûd kırk gurûş nukûdumu ve bir çift şebnumu ve kırk gurûş taʻsini nebğamız taʻbir olunur bıçağım yidine bi’l-emane teslîm ol-dahî ahz ve kabz idüb baʻdehu mezbûr bölükbâşu Es-Seyyid ‘Ömer sefîne-i mezkûriden hurûc itdikde nakd-i mezkûrunu kırk gurûş ile bir çift şebnumu bana teslîm ve ben dahî ahz ve kabz idüb maʻrû’z-zikr nebğamız bıçağı zimmetinde kalmağla taleb iderim deyü baʻde’d-da‘vâ veʼs-sûala mezbûr bölükbâşı Es- Seyyid ‘Ömer cevâbında muddaâ mezbûr vesâir neferât-ı sefîniden hurûcunda üzerlerinde mevcûd olan eşyalarını sefîniden Agob bana emanet itmişler idi lâkîn bin bâşımız Süleymân Ağa bana acaleten adam irsâl ve sefîniden hurûc eylediğimde ancak nukûd mezkûre ile maru’l- beyân beştuler üzerimde bûlunmağla muddaâ mezbûre teslîm ve bıçağ-i mezkûre sefîne derûnunda kalmıştır deyü rafʻa tasaddi itmekle husûs-u mezkûrda mezbûr Es-Seyyid ‘Ömer yemîniyle tasdîk olunur. Ümenadan olmağla bi’t- taleb baʻdeʼd-tahlif-i şer‘î mûcibiyle muddaâ mezbûr ʻAlemdar Hasan ve da‘vâ-i mezkûresiyle muâreziden menʻ olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde bi’l-iltimâs huzûr-i ‘âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire Fî 29 Muharrem sene 1220 (29 Nisan 1805). S.44.b.1: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Merkeb sürücüsü Ahmed bin Hasan Dolmabağçe Ocağı Bostanilerinden Ahmed kulları mübâşiretiyle Beşiktaş Mahkemesi’ne ihdâr ittirdiği merkebci tâ‘ifesinden ‘Alî bin Yûsuf muvâcehesinde Meclis-i Şerʻde ben ücret ile hizmet ider makûleden olub işbû târîh-i i‘lâma gelince beher şehr on ikişer gurûş ücret kavliyle mezbûr ‘Alî’nin merkebleriyle sürücülük ve taş çekib bir senide müştemien yüz kırk dört gurûş ücretimden yigirmi beş gurûşum ahz ve kabz idüb yüz on dokuz gurûş hâlâ zimmetinde alacak hakkım bâkî kalmağla taleb iderim deyü baʻdeʼd-daʻvâ ve’s-sûal mezbûr ‘Alî cevâbında muddaâ mezbûr sürücü Ahmed beher şehr on gurûş ücret kavliyle ancak dokuz ay hizmetini ikrâr ziyâde muddaâsın inkâr itmekle muddaâ mezbûr ber vech-i muharrer ziyide muddaâsını tâʻife-i mezbûriden olub inde’ş-şerʻ şehâdetleriyle makbûle 256

olan Seyyid Halîl bin ‘Alî ve Eyyüb bin Eyyüb nâm kimesneler şehâdetleriyle ba‘de’l- isbât mûcibiyle on bir ayda müştemiân yüz yedi gurûş bâkî ücretini muddaâ mezbûr Ahmed’e edâ ve teslîme mezbûr ʻAlî’ye tenbîh olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde bi’l- iltimâs huzûr-i ‘âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî Muharrem sene 1220 (Nisan 1805). S.44.b.2: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Derûn-i ʻarzuhâlde mezkûr Darboğaz nâm mahalleye bir nefer reʻâyâ kurşun ile darb ve cerh ve helâk oldı deyü ihbâr olunan zimmînin keşfi içün sâdır olan fermân-ı ʻâlilerine imtisalen kıbe’l-i şerʻden Mürsel Kâtib Mustafa Edib Efendi dâʻîleri ve Bostancıbâşı Ağa tarafından taʻyin olunan Haseki Mehmed Saʻid kulları ustası El-Hac Ahmed Ağa bendeleri bi’l-muʻaye hâlik olan arabacı Ferbek sürücüsü Estuyan nâm zimmînin ve sâlifü’z-zikr Darboğaz’da vâkiʻ eci Nikoli zimmînin bağı harcında tarik-i hassada lâşesi üzerine varılub emʻânâ aʻzâsına nazar olundukda sağ tarafında küreği altında arkasından kurşun ile darbve kurşun hurûc itmeyüb sağ memesi altında karar eylediği zehr ve eşkâr ve darbından sual olundukda dünkü gün hâlik mesfûr arabasıyla müşteri götürüb vesâʻir birkaç arabacılar dahî müşteri ile mahalli mezkûrem derûnlarında müşterileri arabalarından hurûc ve sahra iderler iken hâlik mersûm Estuyan ile Arabacı Çolak ʻAli’nin ve sürücüsünü mukır zimmî ile nizâʻ ve meʻası üzere iken mahall-i mezkûrda vâkiʻ bâğât korulcusu olan Lond Çiftliği neferâtından ʻAbdurrahman nâm kimesne meʻakelerini defʻ içün üzerlerine vardukda bende kurşun dolu tüfengi bi kaza-i Allahu Teʻala boşanub mesfûr Estuyan zimmîye isâbet ve darb ve cerh ve dikkat-i asrdan iki saat merzule müteʻessiren hâlik oldu deyü baʻde’l-ihbâr lâşesini zîrhâne hağe e ilkâya izn virdiğini ve cârî mezbûr korulcu ʻAbdurrahman hâlâ Lond Çiftliği’nde meclis olunduğunu Mevlana mezbûr mahallinde ketb ve rekîm ve mübâşir merkum emʻâ mebʻûs imza şerʻle Meclis-i Şerʻe gelüb ʻalâ vukûʻihi inhâ ve takrirleri Beşiktaş Mahkemesi’ne baʻde’t-tescîl mübâşir-i iltimas huzûr-u ʻalilerine iʻlâm olundu. Bâkîyü’l-emr hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 6 Muharrem sene 1220 (6 Nisan 1805). S.44.b.3: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: 257

Beşiktaş’ta Süleymân Sarayı’nda müsteʻcir mütemekkin Yani veledi Nikoli zimmî Dolmabağçe ocağında Bâşeski Mehmed kulları mübâşeretiyle Beşiktâş Mahkemesi’ne imze ittirdiği hamâl Osmân bin Hüseyin muvâcehesinde târîh-i i‘lâmdan üç sene mukaddam mezbûr hamâl Osmân yedimden yüz yetmiş bir gurûş istikrad ahz ve kabz itdikden sonra sene-i mezbûre saray mezkûr derûnunda ziraâtimle hasil olan şair mezbûr Osmân beher yevm ikişer gurûş ücret kavliyle biçib ve döğüp bir ay hizmeti sebk itmekle h’Îsabımızı rü‘yet ve ücret-i mezkûresi ferunhade olunduktan sonra sehihü’l-bâkî zimmetinde yüz gurûş alacak hakkım kalmağla taleb iderim deyü baʻde’d- davʻâ ve sû‘al mezbûr hamâl Osmân cevâbında muddaâ mesfûr yedinden ancak mahi merkûmide yüz on gurûş istikraz ve ahz ve kabz eylediğini ikrâr ziyâdeyi ba‘de’l-inkâr muddaâ mesfûr ziyâde muddaâsın isbâttan izhar-i acz idüb bi’t-taleb baʻdeʼt-tahlif-i şer‘î mûcibiyle ücret-i mezkûresi olan altmış gurûş ba‘de’l-ihrâc meblağ-i bâkî elli gurûş mesfûr Yani zimmîye edâsıyla ilzâm olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde bi’l- iltimâs huzûr-i ‘âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire Fî 5 Muharren sene 1220 (5 Nisan 1805). S.44.b.4: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Tâʻife-i bâhçevândan Areb Mustafa nâm kimesne Bostani Feyzullah kulları mübâşeretiyle Beşiktâş Mahkemesi’ne ihdâr ittirdiği Es-Seyyid Ahmed bin Hüseyin muvâcehesinde Meclis-i Şerʻde mezbûr Es-Seyyid Ahmed işbû târîh-i i‘lâm günü ʻale’s-sabâh Dolmabağçe mahalde yedinde kurşun dolu tüfengi kasten rem itmekle mahalli mezkûrde mürûr bârgirimi darb ve evlende bârgir mezkûre tesirinden hilak olundu. Sû‘al-i telef kıymet-i şer‘îye ile matlûbumdur deyü baʻdeʼd-da‘vâ ve sûal mezbûr Es-Seyyid Ahmed cevâbında fî’l-hakîka yedinde kurşun dolu tüfengini İslambol’a dolu geçmemek içün mâru’z-zikr Dolmabağçe deresinde rem idüb muddaâ mezbûrun bârgirini darb ve tesirinden nâşî helâk olduğuna ikrâr itmekle mahalli mezkûr seher olub dâimâ mecmûʻ nâs ve hayvan mecmudan halî olmadığı lide’l-ahâlî ve’l-ciran zâhir ve aşikar olmağla şerʻen daman lazım gelmeğin bârgir mezkûrun mahallinde ba‘de’l-keşf kıymetini târîh-i i‘lâmdan kıymeti târîh-i i‘lâmdan iki gün mukaddem yüz yigirmi gurûş verdiklerini sukat-i müslimînden ve Dolmabağçe ahâlisinden ʻİsa bin Hüseyin ve Bostani Hüseyin bin Mehmed bi’l-muvâcehe ala terikü’ş-şehâdet haber verdiler mûcibiyle bârgir mezkûrun kıymet-i mezkûresi olan yüz yigirmi gurûşu 258

muddaâ mezbûre edâ ve teslîme mezbûr Es-Seyyid Ahmedʼe tenbîh olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nden baʻdeʼt-tescîl mübâşir merkûm iltimâsıyla huzûr-i âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 5 Muharrem Sene 1220 (5 Nisan 1805). S.44.b.5: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Bâhçevân tâ‘ifesinden ‘Îsa bin Hüseyin ve Ebûbekir bin Ahmed nâm kimesneler karabâli ocağı neferâtından Bostani Ahmed kulları mübâşeretiyle Beşiktâş Mahkemesi’nde hazır ittirdikleri tâʻife-i mezbûriden Bostani Yûsuf bin Mustafa muvâcehesinde Dolmabağçe bâlesinde Gümüşsuyu Çeşmesi kurbûnda vâki‘ uhdemizde olan bâğciden semen ile meyve ve sebzesinden hâsıl olan faiz dört sehem hisse itibarîyle birer hissesi bizim ve bir hissesi ocağ-i mezkûr neferatının ve bir hissesi dahî mezbûr Yûsufʼun olmak üzere bâhçevânlık sanatında akd-i şirket olunub târîh-i i‘lâmdan dört ay mukaddem hesabımız rü‘yet ve ba‘de ihrâci’l-mesârif hâsıl olan yüz seksen gurûş faiz mezbûr Yûsuf emînimiz ve müşterikimiz olduğuna binâen li ecli’l hıfz bi’l-emâne yedine teslîm itmişdik el-hâletü hâzihi meblağ-i mezkûrdan hissemiz taleb ideriz deyü her biri baʻdeʼd-da‘vâ ve sûal mezbûr Yûsuf cevâbında müddeîyyan mezbûranın takrîr meşrûhleri üzere meblağ-i mezkûr yüz seksen gurûş faiz bi’l-emane ahz ve kabzın ikrâr lâkîn meblağ-i mecmû‘ mezkûre bağçe-i mezkûre derûnunda sâkin olduğumuz odada sandığında fîz üzere iken târîh-i i‘lâmdan üç gün mukaddem meblağ-i mezkûr mecmû‘ yüz seksen gurûş bila teâddi ve elyâ taksir sirket ve zayiʻ olmuştur deyü tasaddi eylediği refʻinde el emîn-u yestuku bi’l-yemîn mentukunca husûs-u mezkûrde yemîniyle tasdîk olunur umenadan olmağın bi’t-taleb baʻdeʼt-tahlif-i şer‘î müddeîyyan mezbûran mu’ârîziden menʻ olunduğu mübâşir iltimâsıyla Beşiktâş Mahkemesi’nden baʻdeʼt-tescîl mübâşir merkûm iltimâsıyla huzûr-i âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire Fî 10 Muharrem Sene 1220 (10 Nisan 1805). S.45.a.1: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Bâʻisü’l-i‘lâm Lond Çiftliği ocağından sol kol mülâzimi Osmân Ağa ibni Mustafa Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î münirde zevce-i matlukesi zâtî şerʻân ma‘rife Hadîce Hâtûn ibneti Memiş muvâcehesinde mezbûre Hadîce Hâtûn ile bundan 259

akdem hal-i zevciyet beynimizde kâ‘im iken benim fîraşımdan hâsıl ve mezbûriden mütevellide tahminen sekiz yaşında işbû sulbiye kızım Refîʻâ nâm sağîre hiyn-i tatlîkimde kızım sağîre mezbûrenin levâzım zarûriyesi içün benim üzerime bâ hüccet-i şerʻiye on ikişer pâre beher yevm nafaka takdiriyle kızım sağîr mezbûreyi vâlidesi mezbûre Hadîce Hâtûn bi hakki’l-hedâne imsak üzere iken târîh-i i‘lâmdan bir buçûk sene mukaddem mezbûre Hadîce Hâtûn nefsini sağîre mezbûreye ecnebi olan kimesneye tezvîc idüb sağîr mezbûrenin nisvandan hadine-i ihrası dahî olmağla kızım sağîre mezbûreyi bana teslîme tenbîh olunmak matlûbumdur deyü bir kıt’â Fetva-i Şerîfe ibrâtıyla baʻde’d-da‘vâ ve sûal mezbûre Hadîce Hâtûn cevâbında fi’l-hakîka târîh-i merkûmide ve nefsini sağîr mezbûreye ecnebiyeye tezvîc eylediğini ve nisvandan hadine-i ihrası dahî olmadığını bi’t-tevʻihâ ikrâr ve iʻtiraf itmeğin âla mûcib-i ikrârîha ibrâtıyla eylediği Fetva-i Şerîfe mûcebince sağîr mezbûre Keyulu babası mezbûr Osmân Ağa’ya teslîme ve vâlidesi mezbûre Hadîce Hâtûna baʻdeʼt-tenbîhü’ş-şer‘î Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-i ʻâliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazret-i men lehu’l-emr. Hurrire fî 3 Muharrem sene 1220 (3 Nisan 1805). S.45.a.2: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Hâsköy Divân-ı Sarayda vâkiʻ kalfatçı esnâfı üstâdlarından ba‘îsü’l-i‘lâm Veliddin bin Mehmed ve ‘Alî bin Hüseyin ve Mehmed bin Mustafa nâm kimesneler Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şer‘î münirde Çûkadâr Süleymân ibni Abdullah muvâcehesinde mezbûr Çûkadâr Süleymân Mahrûse-i Üsküdar’da vâki‘ Selimiye Camiî şerîfî vakfına senevi bir mikdâr îcâre-i müeccele ile marüʼl-beyân İran sarayda müceddiden kalfat Salı binâ ve inşâsına cânib-i vakıfdan izin temessükü aldırmak içün merşuthâsıyla târîh-i i‘lâmdan yedi ay mukaddem yetmiş beş fındık rubʻîyesi verip ol- dahî yedimizden ba‘de’l-ahz ve’l-kabz husûs-u mezkûre mübâşiret lâkîn ber vecihle tanzim idememekle salîfü’z-zikr yetmiş beş fındık rubʻîyesini taleb ideriz deyü her biri baʻdeʼd-da‘vâ ve’s-sûal mezbûr Çûkadâr Süleymân cevâbında fi’l-hakîka husûs-u mezkûrun temşiti içün müddeiyyun mezbûrun yedlerinden yüz otuz gurûş ahz ve kabzını ikrâr ziyâde muddaâlarını inkâr itmekle ol-vecihle beynlerinde ba‘de vukuʻiʼl- münazaâ bi evsatet-i müslihîn müddeîyyun mezbûrun ile mezbûr Çûkadâr Süleymân yüz on gurûş üzerine ba‘de inşâ-i akdi’l-mûsâlehe ve’l-kabûl ziyâdeye müte‘allik da‘vâsın her biri mezbûr Çûkadâr Süleymân’ın zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î 260

râfi‘ü’l-hisâm ile ibrâ ve iskât ve her biri aherin ibrâsını kabûl eyledikleri Beşiktâş Mahkemesi’nde baʻde’t-tescîl bi’l-iltimâs huzûr-i ʻâliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l- emr li hazret-i men lehu’l-emr. Hurrire fî 20 Muharrem Sene 1220 (20 Nisan 1805). S.45.a.3: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Ortaköy’de Helvacı Es-Seyyid Süleymân ibni bâyraktar Es-Seyyid Süleymân nâm kimesne Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavut karyesinde hükkemâ mahsûs odada akd olunan Meclis-i Şerʻde Yasakcı Süleymân kulları mübâşiretiyle ihdâr ittiği Yoğurtçi Estevyan veledi Dimitri nâm zimmî muvâcehesinde mesfûr Yoğurtçi Esteryan zimmî ötiden beri dükkânıma bû avret irsâl ide gelüb beynizimde olan ahz i‘tâmızın hisâb ve kitabını ba‘de’l-rûʻye işbû sene-i mübâreke rûz-i hızır ibtidasından yüz iki gurûş bir defa elli beş gurûş bir defa yüz yetmiş sekiz gurûş bir defa ki cemʻân üç yüz otuz beş gurûş nakd teslîmatım olmağla sûal olunub ol bahârdan rûz-i hızıra gelince beher çanağı yedişer pâreye olmak üzere dükkânıma irsâl eylediği çanak yoğurtlarının adidi ne mikdâra bâliğ olduğu mâlumum değil iken mesfûr kendi kavl mecdiyle dokuz yüz altmış iki çanak yoğurt irsâl eyledim deyü meblağ-i mezkûrun yüz altmış sekiz gurûşun on dört pâresini marü’l-beyân dokuz yüz altmış iki çanak yoğurt akçesi olmak üzere hisabına mahsub ve bin tağlid itmişdi el-hâletü hâzihi bana yekin gelsin mezkûrü’l- mikdâr yoğurt irsâl eylediğine tahlif olunsun da‘vâ eylediğimi da‘vâsına takrîr-i meşrûhu üzere şaibe-i tezvir münfehim olmağla mesfûr Estuyan zimmîye yemîn iktizâ itmemekle mezbûr Helvacı Es-Seyyid Süleymân’ın da‘vâsına iltifat olunmadığı Beşiktâş Mahkemesi’nde baʻdeʼt-tescîl Yasakcı merkûm kulları iltimâsıyla huzûr-i ʻâliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî Muharrem sene 1220 (Nisan 1805) S.45.b.1: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Arabâcı Hüseyin bin Mehmed nâm kimesne İzzetlu bostancıbâşı Ağa tarafından ta‘yîn olunan Hasekî ʻAli Ağa kulları mübâşeretiyle Beşiktâş Mahkemesi’ne ihdâr ittirdiği Arabâcı ‘Alî Beşe ibni Mehmed muvâcehesinde Meclis-i Şerʻde mezbûr ‘Alî Beşe işbû târîh-i i‘lâm günü Beşiktâş sûkkunda mülânesinde ağzıma anâma şetm itmekle mûcib-i şer‘îyesini taleb iderim deyü baʻdeʼd-da‘vâ ve sûal mezbûr ‘Alî Beşe huzûr-i mezkûru külliyen inkâr itmekle muddaâm mezbûrdan ber vech-i muharrer 261

muddaâsına mutâbık beyyine taleb olundukta ol-dahî ber vecihle isbâta kadir olmayûb mezbûr ‘Alî Beşe bi’t-taleb baʻdeʼt-tahlifü’l-muhteber mûcebiyle muddaâ mezbûr bilâ beyyine buyûca muâreziden ceridede mezbûtü’l-esâmi arabâcı tâ‘ifesinden mevsûkü’l- kilm kimesneler muddaâ mezbûr Arabâcı Hüseyin öteden beri çarşu ve pazarda li mûcib-i nizâ‘dan hâlî olmayûb şerir ve muzûr olduğunu bi’l-muvâcehe ihbâr eyledikleri Beşiktâş Mahkemesi’nde baʻde’t-tescîl ve mübâşir merkûm kulları iltimâsıyla huzûr-i ʻâliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 18 Muharrem sene 1220 (18 Nisan 1805). S.45.b.2: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Sivaslıoğlu ‘Alî kuzu ibni Mustafa Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻde baʻisü’l-i‘lâm Kahveci Mustafa bin Abdullah muvâcehesinde bin iki yüz on altı senesinde yedimde mülküm olan üç çift piyâde kayığımın nısf-i hissesini yedimde ibkâ ve nısf-i aherini yüz seksen gurûşa mezbûr Mustafa bey‘ ve temlîk eylediğimde ol-dahî iştirâ ve temellük ve kabûl idüb semeni olan meblağ-i mezkûr yüz seksen gurûşu bir sene tamamına degin era itmek üzere teʻcîl ve yedime bir kıtʻa deyn temessükü verdikten sonra nısf-i piyâde-i mezkûreyi iʻmâl ittirdikten sonra sol ecilden deyn-i mezkûr edâ itmeksizin mezbûr Mustafa diyar-i âhire azim olmağla zevce-i menkûhesi Habibe Hâtûn emr idüb peyad-i mezkûre âhire tâlibine üç yüz gurûşa bey‘ idüb nısf-i hissem içün yüz elli gurûşunu beynime takas eylesin didiğine binâen bân dahî mecmû‘ peyadeyi emri merkûmuna binâen üç yüz gurûşa bey‘ ve nısfı yüz elli gurûşu mezbûr Mustafa’nın bana deyni olan yüz seksen gurûşun ol-mikdârına ba‘de’t-takas bâkî kalan otuz gurûşu taleb iderim deyü baʻdeʼd-da‘vâ ve sûal mezbûr Mustafa cevâbında fî nefsi’l-emr kadıyı muddaʻâ mezbûrun takrîr-i meşrûhu üzere nısf-i piyâdeyi yüz seksen gurûşa iştirâ idüb bir kıtʻa deyn temessükü ve bû deyni ikrâr lâkîn diyar-i âhire azimette zevcesine emr eylediği bil külliye ba‘de’l-inkâr muddaâ mezbûrdan emr-i mezkûru mübeyyinlerine taleb olundukta mezbûr ‘Alî kuzu ityan-i beyyineden izhar-i acz idüb mezbûr Mustafa bi’t-taleb baʻde’d-tahlîf-i şer‘î mûcibiyle mezbûr ‘Alî kuzu da‘vâ-i mezkûresiyle bilâ beyyine bûyuca muʻârîziden menʻ olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-i ‘âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l -emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 19 Muharrem sene 1220 (19 Nisan 1805).

262

S.45.b.3: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavut karyesinde vâki‘ kinisenin ʻavârız-ı vakf-i mütevellisi Aleksendri veledi Mosko nâm zimmînin Yasakcı Süleymân kulları mübâşeretiyle ihdâr ittirdiği karye-i mezbûre mütemekkinelerinden Yuvan veledi Dimitri nâm zimmî muvâcehesinde Meclis-i Şerʻde hâlâ mütevellisi olduğum kinise merkûmenin avârız-ı vakfından karye-i mezbûrede vâki‘ bir bâb menzilde müsteʻcir olmağla menzil-i mezkûr îcâresinden müctemiân bi’t-temessük doksan beş gurûşu bi’t-tevlîye mesfûr Yuvan zimmîden taleb iderim deyü baʻdeʼd-da‘vâ ve sûal ve’l-ikrâr ʻAli mûcib-i ikrâra icâre-i müctemiâ meblağ-i mezkûr doksan beş gurûşu mütevelli merkûm Aleksandri zimmîye edâ ve teslîme mesfûr Yuvan zimmîye tenbîh olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve Yasakcı merkûm kulları iltimâsıyla huzûr-i âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 7 Muharrem sene 1220 (7 Nisan 1805). S.45.b.4: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Âbâcı hirfetinden Yuvan veledi Yuri nâm zimmî Bostani ‘Alî kulları mübâşeretiyle Beşiktâş Mahkemesi’nde ihdâr ittirdiği hirfet-i mezkûreden Abâcı Estuyan veledi Esteyci nâm zimmî muvâcehesinde Meclis-i Şerʻde bin iki yüz on dokuz senesi rûz-i kasım ibtidasında vilâyetime azim olduğumda eyvan sarayda vâki‘ bir bâb abâcı dükkânında mevcûd âbâları üstadlar ma‘rifetiyle tahrîr ve defter olunub cem‘ân iki bin beş yüz gurûşluk mâlımı işbû mesfûr Estuyan ile gâib ani’l-beled Astoni yedlerine teslîm anlar dahî ahz ve kabz idüb iʻmâl ben vilayetten âvdet idince hâsıl olan faide beynimizde islasen tevziʻ olunmak üzere akd-i şirket itmişdik vilayetten avdet astane-i ʻâliyeye vusûlumda mesfûrân ile yine üstadlar ma‘rifetiyle bi’l-muvâcehe bi’l- cümle mâl-i mevcûd-u tahrîr ve defter hesabımız rüʻyet ve fesh-i şitket eylediğimizde fâideden katʻü’n-nazar teslîm itdiğim asıl mâlımdan yüz kırk bir gurûş noksan gelmekle sülüsi olan kırk yedi gurûş ve andan başka yedimden istikrâd eylediği on iki gurûş ki cemʻân elli dokuz gurûş mesfûr Estuyan zimmîden taleb iderim deyü baʻdeʼd-da‘vâ ve sûal ol-dahî cevâbında fî nefsi’l-emr hâl-i muddaâ mesfûrun takrîr-i minvâl olduğu üzere nakil olduğunu ikrâr lâkîn fesh-i şirket eylediğimizden noksan-i mezkûrdan ancak kırk gurûşun istiğrad eylediğim on bir gurûşki cemʻân elli bir gurûşu deyni olduğunu fesh-i şirket eylediğimizden sonra muddaâ mesfûr bila tescîli’l-ücret iki ay hizmet 263

ücretlerimin ecir misline takas olunsun deyü zimmeti tasaddi ol-dahî ancak bir ay kadar şita-i ikrâr ziyâdeyi inkâr ve ol-vecihle beynlerinde ba‘de vukûʻi’l-münâze bi evsateti’l- müslihîn otuz gurûş üzere sulh bedel-i sulh. S.46.a.1: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Kasaba-i Beşiktâş’da Sinânpâşâ-yı Âtîk Mahallesi mütemekkinlerinden Dimitri veledi Yani nâm zimmî Kasaba-i mezbûre mahkemesinde li-ebeveyn kız karındâşı Loksiye binti el-mesfûr Yani nâm nasrâniye muvâcehesinde Meclis-i Şerʻde kız karındâşım mersûme Loksiye nasrâniye târîh-i i‘lâmdan on iki gün mukaddem benim menzilime gelüb ğiyabımda zevcem işbû hazir bi’l-meclis Mârîye binti Yuri nasrâniyeye hitâb idüb bundan akdem hâlik olan babamız mesfûr Yani zimmînin terekesinden benim hisse-i irsiyemi karındâşım Zuçek mesfûr Dimitri hal-i sağîrimde ahz ve kabz itmekle huzûr-i şerʻde da‘vâ ideceğim didikde sohbet-i mezkûreye binâen zevcem mesfûrun sevdası hareket ve havfından halek üç gün mürûrundan sonra bâtnında zühr-i müstebinü’l-hilke bir meyyid cenin ilkâ itmişdi deyü tasaddi eylediği da‘vâsı takrîr-i meşrûhu üzere şerʻân mesmuâ ve muʻteber olunmayıb muddaâ mesfûrun kemâlin nefse tebeddün inşâd eylediği inde’ş-şerʻ zâhir ve şaibe-i tezvir münfehim olmağla mersûme Loksiye nasrâniyeye sûal dahî tevcîh itmeyüb merkûm Dimitri zimmî da‘vâ mezkûresiyle buyuca muʻârîziden menʻ olunduğu kasaba-i mezbûre mahkemesinde ba‘de’t-tescîl bi’l-iltimâs huzûr-i ‘âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l- emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 14 Muharrem sene 1220 (14 Nisan 1805). S.46.a.2: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Tabûtçi Yuri veledi Ziyşu nâm zimmî Arnavut karyesi Yasakcısı Süleymân kulları mübâşiretiyle Beşiktâş Mahkeme-i ihdâr ittirdiği Dulker Dimitri veledi Kostanti nâm zimmî muvâcehesinde ve Meclis-i Şerʻde mesfûr Dulker Dimitri zimmî târîh-i i‘lâmdan üç ay mukaddem maru’z-zikr Arnavut karyesindeki mahalde muceddiden hifr ve ihdas eylediği kârîte hirfîne iʻmâl içün yedimden ve mâlımdan iştirâ ahz ve kabz eylediği maʻlûmü’l-mikdâr taş semeninden yedi yüz yigirmi iki gurûş alacak hakkım olmağla meblağ-ı mezkûrun elli gurûşunu bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden yedinden baʻdeʼl-ahz ve’l-kabz meblağ-ı bâkî altı yüz yetmiş iki gurûş taleb eylediğimde edâda teâllul ider sûal olunub meblağ-ı bâkî altı yüz yetmiş iki gurûş 264

aldırmak matlubûmdur deyü baʻdeʼd-da‘ vâ ve’s-sû‘al mesfûr Dimitri zimmî cevâbında fî’l-hakika taş semeninden bâkî müddeâ mesfûr Yani zimmîye altı yüz yetmiş iki gurûş hâlâ zimmetinde deyni olduğunu ikrâr ve iʻtiraf itmeğin âla mûcib-i ikrârîhi meblağ-ı mezkûr altıyüz yetmiş iki gurûşu müddeâ mesfûra edâ ve teslîm mesfûr Dulker Dimitri’ye baʻdeʼt-tenbîh Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve mübâşir merkûm iltimâsıyla huzûr-i ʻâliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 15 Muharrem sene 1220 (15 Nisan 1805). S.46.a.3: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Bâʻîsetü’l-i‘lâm Mahmiye-i İslambûl’da Kalender Çeşmesi kurbünde Nuri Dede Mahallesi sâkinelerinden olub zâtı ma‘rifetü’ş-şer‘î ile ‘ârifân Halime Hâtûn ibneti Ahmed ʻizzetlü bostancıbâşı Ağa tarafından ta‘yîn olunan Abdulhalîm Hasekî kulları mübaşeretleriyle Beşiktâş Mahkemesi’nde ihdâr ittirdiği marü’z-zikr Beşiktâş sâkinlerinden kezalik zâtı ma‘rife Naile Hâtûn ibneti Osmân muvâcehesinde Meclis-i Şerʻde mezbûre Naile Hâtûn zimmetinde min cihetü’l-karz bâ-temessük iki yüz seksen dört gurûş alacak hakkım olub otuz bir gurûşunu bûndan akdem bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedinden ahz ve kabz idüb meblağ-ı bâkî iki yüz elli üç gurûşu taleb iderim deyü baʻdeʼd-da‘vâ ve’s-sûal mezbûre Naile Hâtûn cevâbında muddeîye-i mezbûreye cihet-i mezkûreden doksan iki gurûş ve altı gömlek ben semeninden yetmiş iki gurûş ki cem’ân yüz altmış dört gurûş deyni olduğunu ikrâr ziyâde mudde‘âsını külliyen baʻdeʼl- inkâr müddeʻîye-i mezbûriden ziyâdeyi mebine beyyine taleb olundukta ityandan izhar-i âcz birle tahlife dahî tâlibe olmağla ziyâde da‘vâsıyla muâriziden ba‘de’l-menʻ mertebe- i ikrârı olan meblağ-ı mezkûr yüz altmış dört gurûşu muddeʻîye-i mezbûre Halîme Hâtûn’a edâsıyla mezbûre Naile Hâtûn ilzâm olduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve mübâşir merkûm iltimâsıyla huzûr-i ʻâliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 15 Muharrem sene 1220 (15 Nisan 1805). S.46.a.4: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Kuyumcu Etur veledi Karabet nâm zimmî Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻde baʻisetü’l-i‘lâm Nüsapir binti Karabet nâm nasrâniye tarafından ber vech-i atî ibrâyi tasdîk ve kabûl ber nehc-î şer‘î vekîl-i sâbitü’l-vekâlesi Serkez veledi Artin nâm zimmî muvâcehesinde târîh-i i‘lâmdan altı sene mukaddem mükil mersûme Nüsapir 265

nasraniye zimmetinde yedimden iştirâ ve ahz ve kabz eylediği elmas taşlı bir altun yüzük semeninden elli beş gurûş alacak hakkım olub taleb ve da‘vâ eyledikte ol-dahî meblağ-ı mezkûr elli beş gurûş yüzük semeninden bana deyni olduğunu ikrâr lâkîn târîh-i merkûmdan yüzük mezkûru iştirâ eylediği hiynde vusta hâlî etrafı on sekiz aded seğir taşlı altmış yedi gurûş kiymetli bir altun yüzük deyn vedʻ ve teslîm itmişdim deyü benden taleb ve da‘vâ ben dahî deyni mezkûru bir gün mürûrunda bâbân mesfûr Karabet zimmîye red ve teslîm itmişdim deyü def‘e tasaddi ve bû vecihle beynimizde münezaât-i kesîre ve muhasemat-i şedide ceryân itmişdi. El-haletü hazihi bi-vasîtet-i müslihîn ben müddeʻâm olan elli beş gurûş mutalebesinden fârîğe ol-dahî bana vadʻettiği yüzük mutalebesinden fârîğe olmak üzere bizleri baʻde’l-mûsâlihe ve’l-kabûl husûs-u mezkûre müteʻâllik her birimiz aherin zimmetini kabûl-u hâvî ibrâ ve iskât eyledik deyü eylediği ikrârını vekîl-i mesfûr Serkez zimmî dahî müekkelete idafeten baʻde’t-tasdik ve’l-kabûl bû vecihle katʻüʼn-nizâʻ olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-i âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 7 Cemâziye’l-ahir 1220 (27 Ocak 1806). S.46.b. 1: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Ortaköy ahalisinden baʻisü’l-i‘lâm Dimterâki veledi Kostanti ve Yandi veledi Nikola ve Yorgi veledi Nikola ve Puraşkuva veledi Suva ve Papayâni veledi Tuhuri ve Cani veledi Yuryi ve Martı veledi Suyani ve Enderya veledi Ebûstul ve Kethüdâ Ârekis veledi Huda ve Yuri vesâir ceridede mebsutü’l-esâmi zimmîler Ortaköy’de Bölükbâşı Mustafa kullari mübâşiretiyle Meclis-i Şerʻe ihdâr ettirdikleri karye-i mezbûride müsteʻciren mütemekkin Benaki veledi Postul nâm zimmî muvâcehesinde mesfûr Benaki zimmî zevcesi gâibete ʻani’l-meclis Katrine nasraniye ile karye-i mezbûrda vâki‘ Enşataş zimmînin menzilinde müsteʻciren mütemekkin olub lâkîn zevcesi gâibete mersûme hadidü’l-lisân olmağla îyâl ve evlatlarımızı lisânıyla taʻcîz ve takrîr zevci işbû Benaki zimmî dahî ʻırz ve edebiyle ikâmet itmeyüb bidenbâz ve her birimize sudûru lâyık olmayân kelimât nasiz ile itâle-i lisân üzere olub bûndan akdem karye-i mezbûrede ʻırz ve edebiyle ikâmet itmek üzere kendulere bi’d-defʻât nush ve penda eylediğimizde ber vechle nasihatımıza ʻamel ve iʻtibâr itmeyüb efâl-i kebihelerinden isrâr ve cümlemiz evdâʻ ve etvârlarından ʻâciz ve bizâr ve emn ve rahatımız külliyen meslûb olmağın zevcân mesfûrânın karyemizden ihrâc olunmak 266

matlubûmuzdur deyü zevcan mesfûrânın su’i hallerini bi’l-muvâcehe ʻala terîkü’ş- şehâdet haber virmeleriyle zevcân mesfûrânın karye-i mezbûriden islah-i nefs idinceye değin hurûclerine baʻdeʼt-tenbîhü’ş-şer‘î ahali-i karye-i mesfûrun kulları zevcesi muharrer yedlerine emr-i ʻâli sudûru niyazında oldukları Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-i âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l emr. Hurrire fî 22 Cemâziye’l-ahir 1220 (17 Eylül 1805). S.46.b. 2: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Keresteci İbraham veledi Sofar nâm zimmî izzetlü bostancı Ağa tarafından taʻyin olunan Ahmed Çukadar kulları mübâşeretiyle Beşiktâş Mahkemesi’ne ihdâr ittirdiği Düker Dimitri veledi Yani nâm zimmî muvâcehesinde Meclis-i Şerʻda mesfûr Dimitri târîh-i i‘lâmdan dört sene mukaddem yedimden yigirmi beş gurûş bir defʻa ve otuz gurûş bir def‘aki cemʻân elli beş gurûş istikrad ve ahz ve kabz idüb taleb eylediğimde edâda teâllul ve muhalefet ider sûal olunub bûyrulmak matlubûmdur deyü ba‘de’d-da‘vâ ve’s-sûal mesfûr Dimitri cevâbında ben târîh-i merkûmide elli sekiz gurûşluk kereste müddeâ mesfûr İbraham zimmîye bey‘ ve teslîm idüb kereste semeni olmak üzere meblağ-ı merkûm elli beş gurûşu ahz ve kabz itmişdi deyü eylediği def‘ini mesfûr İbraham zimmî bi’l-külliye ba‘de’l-inkâr mesfûr Dimitri zimmînin def‘i mezkûrunu isbâta şahitleri olmamağla bi’t-taleb baʻdeʼt-tahlifü’ş-şer‘î mûcibiyle meblağ-ı mezkûr elli beş gurûş müddeâ merkûme edâsıyla mesfûr Dimitri zimmî ilzâm olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve mübâşir merkûm iltimâsıyla huzûr-i ʻâliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 20 Cemâziye’l-ahir sene 1220 ( 15 Eylül 1805). S.46.b. 3: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Kasaba-i Beşiktâş’da Kılıç ‘Alî Pâşâ Mahallesi sâkinlerinden Nesibe Hâtûn ibneti Mehmed Sa’îd Efendi tarafından ber vech-i atî taleb ve da‘vâya vekîl müscil şer‘îyesi Subâşı Hâfız Mehmed Emîn ibni Mustafa iltimâsıyla ʻizzetlu bostancıbâşı Ağa tarafından yekin olunan Hasekî Ahmed Ağa kulları mübâşiretiyle kasaba-i mezbûre mahkemesine ihdâr olunan baʻîsü’l-i‘lâm vekîli Veli Hüseyin bin Hasan ve zevcesi ‘Aîşe Hâtûn ibneti Mehmed muvâcehelerinde bi’l-vekâle Meclis-i Şerʻde zevcesi mezbûran müekkele-i mezbûre Nesibe Hâtûn’un mahalle-i mezbûride vâki‘ menzilinde 267

müsteʻciren olub târîh-i iʻlâmdan altı gün mukaddem fesh-i îcâr ile menzili mezkûrdan hurûcları esnâsında müekkele-i mezbûrenin odası dolabında mehfuz anteri arasına vadʻ eylediği beher miskalı elli beşer gurûş kiymetli iki miskal incisini ahz ve kabz ve ihtifa itmeleriyle sû‘al olunub aldırılmak matlûbumdur deyü baʻdeʼd-da‘vâ ve’s-sûal zevcan mezbûran cevaplarında husûs-u mezkûru külliyen inkâr itmeleriyle vekîl-i mezbûrdan ber vech-i muharrer müddeʻâsını mebniye beyyine taleb olundukta ber vecihle isbâta kudreti olmayûb tahlife dahî tâlib olmağla vekîl-i mezbûr Hâfız Mehmed Emîn mükiline idafetle bilâ beyyine bi gayri vech-i şer‘î muʻâriziden menʻ olunduğu mübâşir merkûm kulları iltimâsıyla huzûr-i ʻâliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 20 Cemâziye’l-ahir sene 1220 (15 Eylül 1805). S.46.b. 4: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Ortaköy mütemekkinlerinden şahsı ma‘rife Enşateşbe binti Yorgi nâm nasraniye Bostani Horesancı İbrâhîm kulları mübâşiretiyle kasaba-i mezbûre mahkemesinde ihdâr ittirdiği karye-i mezbûre mütemekkinlerinden Pendalî veledi Mihail nâm zimmî muvâcehesinde sadriye kebîre kızı Feteribne binti Semu nâm bikr-i bâliğe tarafından zikr-i atî husûsu taleb ve da‘vâ ve ahz ve kabza ol-dahî vech-i sulh ve ibrâya ber vech-i şer‘î vekîl-i sâbitü’l-vekâlesi olmağla meclis-i şerʻde mesfûr Pendali zimmî bûndan akdem kızım Mükile mersûmeyi nâmzâd itmekle işbû hazır bi’l- meclis Terzi Yorgi yedinden dikilmiş ʻaynî huzûr-i şerʻde muâyene ve müşâhade olunan beher zirâʻ on bir gurûşa iştirâ olunan beş buçuk zirâ‘ feracalık mâl-i çevkeyi mesfûr Pendalî kızım müekkele-i mersûmeye hibe-i sehihe-i şer‘îye ile hibe ve teslîm ol-dahî ithab ve kabz ve kabûl eyledikten sonra terzi merkûme becderub dikilmiş iken mesfûr Pendalî kızım mersûmeyi terk ve aher nasraniyeyi tezvîc itmekle ferace mezkûreyi teslîmden imtinaʻ ider sûal olunub aldırılması bi’l-vekâle matlûbumdur deyü baʻdeʼd-da‘vâ ve’s-sûal mesfûr Pendalî cevâbında fî nefsi’l-emr hal-i müddeîye-i vekil mesfûrenin takrîr meşrûhesi minvâl üzere olduğunu ikrâr lâkîn kızı müekkelyâ mersûme ile beynimizde müfârîkat vâki‘ olmağla hibe-i mezkûrdan rücûʻ iderim deyü tasaddi eylediği refʻî meşruâtdan olmayûb ancak maru’z-zikr feracenin cevfesini hibe itmiş olmağla cevfesini müddeâ vekîl-i mesfûreye teslîm mesfûr Pendalî zimmîye baʻdeʼt-tenbîh-i şer‘î harcı ve cam fes ve estadeyü müzâfa mesfûr Pendalî’nin mesrufatı altmış gurûşun mesfûrun muddeîye mersûmeniden müddeâsı olan yigirmi gurûş 268

kıymetli yakut taşlı bilezik içün dahî yigirmi gurûşki mesfûrun cemʻân seksen beş gurûş mersûme Enşakiyan nasraniye mesfûr terzi ibrâ idüb ferace mezkûreyi terzi zimmîden kabz itmek üzere baʻdeʼl-musâlehe ve’l-kabûl husûs-u mezkûre beynlerinde cârî bi’l-cümle ahz ve i‘tâya müteʻallik ʻâmme-i da’vâdan. S.47.a.1: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Kasaba-i Beşiktâş’a Arnavut karyesi mütemekkinlerinden şahsı ma‘rife Estemate binti Yuri nâm nasraniye karye-i mezbûride mekân-i mahsûs odada âkd olunan meclis-i şer’de saray cedid sultanı Kethüdâsı vakfımdan olub karye-i mezbûride vâki‘ lede’l-ahâlî maʻlûmü’l-hudûd ve tulen on iki zirâ‘ ve ‘ârîden altı zirâ‘ arsa-i halîyeyi bi’l-icâreteyn ve bâ izni mütevelli zilyed olan Şerbetçi Yuri veledi Endun muvâcehesinde mâru’z-zikr vakf-i arsa-i halîye benim bi’l-icâreteyn ve bâ izni mütevelli taht-i tasarrufunda olan bir bâb vakf-i menzilim iktisalında olmağla bundan akdem arsa-i mezkûrenin mutasarrıfı Bâlko zimmî benim haber ve ilmim olmaksızın üç yüz gurûş bedel-i makbûz mukabelesinde işbû mesfûr Yuri zimmîye bâ izni mütevelli nizâ‘ ve tefriz itmişdi. El- hâletü hâzihi arsa-i mezkûreyi benim içün hak-i talb-i şufʻâ olmağla bedel-i mezkûru üç yüz gurûş yedimden ahz ve arsa-i mezkûreyi bana teslîme mesfûr Yuri zimmîye tenbîh olunmak matlûbumdur deyü eylediği şufʻâ da‘vâsı vakıfta cârî olmayûb şerʻen mesmuâ ve mukir olmamağla mersûme Estemate nasrâniye da‘vâ mezkûresiyle bûyuce muʻârizeden menʻ olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-i ‘âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 11 Muharrem sene 1220 (11 Nisan 1805). S.47.a.2: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Vilâyet-i Anadolu’da Lâdik kasabâsında vâki‘ Deskarî Davut Pâşâ Câmi-i Şerîfînde cennet mekan fîrdevsü’ş-şayân Gazi Sultan Mehmed Han tabe serahu câmi-i şerîf-î vakfından almak üzere yevmi beşer akçe vazife ile bâ işaret-i ‘alîye ve bâ berat-i âlişan mutlak cihetine mutasarrıf olan Abdullah Efendi bundan akdem bilâ veled bi emrillahi teâla irtihal-i dar-i beka idüb cihet-i mezkûre mehlule ve hizmet-i lazime muâtelyâ kalmağla erbâb-i istihkaktan Ankaralı Ahmed Efendi meʻzunlarından hâlâ kasaba-i mezbûride sâkin Es-Seyyid Mehmed Efendi dâʻîlerine müteveffâ mezbûrun mehlulunda bâ işaret-i âliye tevkife bûyrulmak niyaz ile bâ arz-i hal keydi kılınmadan 269

ba‘de’l-kenar vaîz merkûm Es-Seyyid Abdullah Efendi bila veled vefât eylediğini maru’z-zikr Ladik kasabâsı ahâlisinden olub hâlâ saray-ı hümayûnda sukat sehihetü’l kelimattan Kozbekçi Osmân Ağa ibni Mehmed ve Bostani ‘Alî bin Ahmed ve Karakolcu Mustafa bin Abdullah nâm kimesneler âla terikü’ş-şehâdet meclis-i şerʻe ihbâr eyledikleri Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-i ‘âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 11 Muharrem sene 1220 (11 Nisan 1805). S.47.a.3: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Ferazyeşuh veledi Mûsâ nâm yahûdî Arnavut karyesinde hükkemâ mahsûs odada ʻakd olunan Meclis-i Şerʻe Yasakcı Süleymân kulları mübâşeretiyle ihdâr ittirdiği karye-i mezbûre mütemekkinlerinden Terzi Yuvan veledi Dimitri nâm zimmî muvâcehesinde Meclis-i Şerʻde mesfûr Terzi Yuvan zimmetinde bundan akdem yedimden ve mâlımdan iştirâ ve ahz ve kabz eylediği ʻanteri harcı semeninden ba‘de külli hisab yüz kırk bir gurûş ve yine harc semenden on yedi gurûş destar semeninden bâkî dört gurûş ki cemʻân yüz altmış iki gurûş alacak hakkım olmağla taleb eylediğimde edâda taâllul ve muhalefet ider. Sûal olunub aldırılmak matlûbumdur deyü baʻdeʼd- da‘vâ ve sûal mesfûr Terzi Yuvan cevâbında fî nefsi’l-emr zikr olunan harclar semeninde yüz altmış iki gurûşu olduğunu ikrâr lâkîn meblağ-i mecmû‘ mezkûru temâmen edâ ve teslîm itmişdim deyü baʻdeʼd-def‘î ve’l-inkâr refîʻ mesfûr deyn-i mezkûrun isbâttan izhârı acz idüb mesfûr Yeşuh yahûdî bi’t-taleb baʻde’t-tahlifü’ş-şer‘î âlâ mûcib-i ekval meblağ-i mezkûr yüz atmış iki gurûş muddaâ mesfûr Yeşuh yahûdiye târîh-i i‘lâmda yigirmi bir gün tamamına degin mehil ile edâsına mesfûr Terzi Yuvan zimmî ilzâm olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-i ‘âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 10 Muharrem sene 1220 (10 Nisan 1220). S.47.a.4: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Beşiktâş’a tâbi‘ Kuruçeşme nâm karye ahâlisinde ba‘isü’l-i‘lâm İmâm Es- Seyyid Mehmed Râşid Efendi ve Mustafa Ağa ve Osmân Ağa ve Es-Seyyid Hüseyin Ağa nâm kimesneler ve Rum milleti kethüdâsı Yuri ve Acivar ve Dimitri ve Ermeni milleti kethüdâsı Minal ve Estifar nâm zimmîler ve Yahûdî milleti Kethüdâsı ‘Îsak ve 270

Mûsâ ve Simavi nâm Yahûdîler Meclis-i Şerʻe ihdâr ittirdikleri karye-i mezbûride müsteʻciren mütemekkin Yahil veledi Murhi nâm Yahûdî muvâcehesinde Meclis-i Şerʻde her biri şöyle tahrîr-i kelâm ve ifâde-i merâm iderler ki işbû mesfûr Yahil Yahûdînin iki nefer sulb-i kebîre oğulları Mûsâ ve Yeşur nâm Yahûdîlerin bundan akdem akıllarına cunun târîh olmağla bir vecihle zabt ve terbiyeleri mümkün omamakla üç defa cümle ahâli iltimâsıyla millet-i mesfûreye mahsûse bilad timarhânesine vazʻ olunmuştu. Lâkîn mesfûrân timarhâne-i mezkûrede dahî bir vecihle terbiye kabûl itmeyüb her çend hel asıllarında bâbâları mesfûr Yahil Yahûdînin karye-i mezbûrede müste‘ciren olduğunu hâneye gelüb temekkün ve günakur havf ve haşyet olunur. Halîne mubâderet hatta birisi kendüyi serengür ve kapıya ilkâ ve bir tekrid halas itmişler idi bû esnâda zokâktan mürûr ve ubûr iden nisvan ve sıbyana tasallut ve maâzzallahu Teâlâ mütemekkin oldukları hânide ateş zuhûruyla ilhak vâki‘ olacağından iştihamız olmayûb mesfûrânın evzaʻ ve etvarlarından cümlemiz aciz ve bizar ve emn ve rahatımız külliyen maslûb olmağın mecnun mesfûrân kemâ fiʼs-sabık li ecli terbiye bilad tımarhânesine vadʻ ve bâbâları mesfûr Yahil Yahûdî dahî ba‘de’l-yevm karye-i mezbûre mütemekkin olmayûb hurûc ve mahalle-i âhirede mütemekkin olması bâbında ve emri âli südûru niyazette olduğumuzu der merhamet dara i‘lâm edilir deyü tazallum ve istirhamları Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-i ‘âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 17 Muharrem sene 1220 (17 Nisan 1805). S.47.a.5: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Gezzaz Davit veledi Oran nâm Yahûdî Beşiktâş Mahkemesi’nde Meclis-i Şerʻe ihdâr ittirdiği Terzi Ohanus veledi Astuvar nâm zimmî muvâcehesinde mesfûr Terzi Ohanus zimmî zimmetinde bundan akdem mâlımdan ve yedimden iştirâ ve ahz ve kabz eylediği yün ve enteri beynimizde mâlum enteri harcları semeninden elli beş buçûk gurûş alacak hakkım olub meblağ-i mezkûrun yigirmi bir gurûşunu bana def‘ ve teslîm ve ben dahî yedimden ba‘de’l-ahz ve’l-kabûl on dört buçûk gurûş hâlâ zimmetinde bâkî kalmağla taleb iderim deyü baʻdeʼd-daʻvâ ve’l-ikrâr mûcibiyle meblağ-i bâkî mezkûr otuz dört buçûk gurûş dahî muddaâ mesfûr Davit yahûdiye edâ ve teslîm mesfûr Terzi Ohanus zimmîye tenbîh olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-i 271

‘âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 20 Muharrem sene 1220 (20 Nisan 1805). S.47.b.1: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Demirhancı Kasir veledi Ohan nâm zimmî izzetlu aşçıbâşı Ağa tarafından ta‘yîn olunan ‘Ömer Hasekî kulları mübâşeretiyle Beşiktâş Mahkemesi’ne ihdat ittirdiği aşçı neferâtından Abbâs bin Mehmed muvâcehesinde Meclis-i Şerʻde mezbûr Abbâs zimmetinde îcârmdan iştirâ eylediği duhan semeninden ber mûcib-i defter müfredât cemʻân on sekiz buçûk gurûş alacak hakkım olub bundan akdem meblağ-i mezkûrun dört gurûşunu bana edâ ve teslîm ben dahî yedimden ba‘de’l-ahz ve’l-kabz bâkî kalan on dört buçûk gurûş taleb iderim deyü baʻde’d-da‘vâ ve sûal ve’l-ikrâr lâkîn muddaâ mesfûr altı adat tesbih-i mercani sana alıyorum deyü yedi gurûşumu ahz idüb altı adet mercanı yedimden edâ ve teslîm ve kıymeti olan meblağ-i mezkûr yedi gurûş dahî deyn- i mezkûreme nukas ve mahsub olunsun didikde zimmî mesfûr dahî mercanları bi’t- terâdî mezbûr Abbâs yedinden ahz ve kabz itmekle mercan semeni olan yedi gurûşu dahî deyn-i mezkûrdan ba‘de’l-ihrâc meblağ-i bâkî yedi buçûk gurûşu ala mûcib-i ikrâra muddaâm mesfûra edâ ve teslîm mezbûr Aşçı Abbâs’a tenbîh olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-i ‘âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 26 Muharrem sene 1220 ( 26 Nisan 1805). S.47.b.2: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Sahib-i ʻarzuhâl Arabgiri bağçeci Ahmed bin ‘Alî sâdır olan fermân-ı ‘âlilerine imtisâlen li ecliʼt-teraffuʻ Meclis-i Şerʻe ihdâr olunan Kasaba-i Beşiktâş’da Hayreddîn Mahallesi sükkânından iken bundan akdem vefât iden derûn-i ʻarzuhalde mezkûrü’l-ism bâhçevân Ahmed’in zevce-i menkûhe-i metrûkesi ‘Aîşetü’z-zehra Hâtûn ibneti Mustafa muvâcehesinde Meclis-i Şerʻde mezbûre ʻAyşetü’z-zehra Hâtûn’un zevc-i müteveffâ mezbûr zimmetinde yedimden iştirâ ve ahz ve kabz eylediği ber mûceb-i defter müfredât maʻlûmü’l-mikdâr lehm ve ruğen-i sah ve pirinç semenlerinden cemʻân kırk sekiz gurûş alacak hakkım olub kable’l-ahz ve’l-istifa vefât itmekle terekesine vadʻü’l- yed olanlardan taleb iderim deyü baʻdeʼd-da‘vâ ve sûal ve’l-ikrâr mezbûre ‘Aîşetü’z- zehra Hâtûn cevâbında zevcem müteveffâ mezbûrun terekesi benimle sarraf zimmî beynlerinde ğeremen vecihle tevziʻ ve taksim olmuştur deyü bir kıtʻa defter-i kassam 272

ibrâsıyla murafaâ ve ol-vecihle beynlerinde ba‘de’l-vukuʻü’l-münazaâ bi evsatet-i müslihîn yigirmi gurûş üzerine sulh ve bedel-i sulh-i mezkûru vifken edâya iktidârı olmağla târîh-i i‘lâmdan bir ay tamamında on gurûşunu ve ikinci ay tamamında bâkî on gurûşu muddaâm mezbûre edâya taʻahhüd ve muddaâm mezbûr bâğcı Ahmed dahî ber vech-i muharrer teʻcil ile ilzâm ve katʻü’n-nizaʻ eylediği Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve mübâşiri El-Hac Mehmed çavuş iltimâsıyla huzûr-u ‘âlilerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî gurre-i Muharrem sene 1220 (Nisan 1805). S.47.b.3: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Husûs-u atîyyü’l-beyân mahallinde istimaʻ kabz ve kasim içün sevb-i şer‘î enverde bi’l-iltimâs bû fakir bi nefsihi Galata’ya müzâfa Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Ortaköy’de Perayuz binti Nefud nâm nasrâniyenin mütemekkine olduğu menzile varub cemaatî müslimîn ahâlî mahzarlarında ve ba‘de akdi’l-meclis şahsı şerʻân ma‘rife mersûme Perayuz nasrâniye tarafından zikr-i âti-i husûs taleb ve da‘vâ vekîl-i müscil şeriyesi li-ebeveyn er-karındâşı Yorgo nâm zimmî meclis-i ma‘kûd mezkûrde hâlâ menzili mezkûr derûnunda müsteciri olan duhancı ahçı Vâsıl veledi Benayud nâm zimmî muvâcehesinde işbû derûnunda ʻakd-i Meclis-i Şer‘î ʻÂli bir bâb menzil ve hamam ve camekân ve nısf-i bağçesi bin iki yüz on yedi senesinde bâkî olan Nisan ibtidasından üç sene tamamına degin bin beş yüz gurûş ücret kavliyle mesfûr ahçı Vâsıl zimmîye îcâr ve teslîm ol-dahî ber vech-i muharrer ba‘de’l-isticâr ve’l-kabûl bedel-i îcâr olan bin beş yüz gurûşu ber vech-i peşin mûkilim kız karındâşım mersûmeye edâ ve teslîm ol-dahî yedimden temâmen tesellüm ve ahz ve kabz itmişdi lâkîn mesfûr ahçı Vâsıl zimmînin lisânından mûkilem mersûme taʻciz ve bi zar ve iki gözü görmemesin ihdâs ve inşâ itmekle görcenleri menzil-i mezkûr sakiflerinin harâbinâ bâdî ve bağçide mevcûd meyve eşcarlarına dahî fesâd târî dahî kisret istiʻmâlından naşi suları fena bûlmağla beynimizde nizâ‘ müeddi olmağın senesi tekmîlinde iktizâ ider. Meblaği kendüyedir ve menzil-i mezkûr fesh-i îcârıyla tahmiye ve teslîme tenbîh olunmak bi’l- vekâle muradımdır deyü baʻdeʼd-da‘vâ ve sûal mesfûr Ahçı Vâsıl zimmî cevâbında menzil-i mezkûru müekkele-i mersûme Perayuz nasrâniye işbû yedimde olan bir kıta temessük mentûkunca târîh-i merkûmenin beş yüz gurûş bedel-i makbûz mukabelesinde bana îcâre sehihe-i şer‘îye ile îcâr ve teslîm bedel-i mezkûrunun beş yüz gurûşun ber 273

vech-i peşin yedimden ahz ve kabz itmişdi el-hâletü hâzihi müddet-i îcâr tekmîline târîh-i i‘lâmdan sekiz buçûk ay iktizâ ider deyü temessük mezkûru ibrâz ile baʻdeʼd-def‘ ve’l-ikrâr mûcibiyle îcâre-i sahihe olmağla fesh-i îcâr da‘vâsıyla muddaâ mesfûr buyuca muʻârîziden ba‘de’l-menʻ ile eylediğimi zarar-i da‘vâsından fi’l-hakîka görcenlerin menzil-i mezkûr sefklerine ve eşcar-i müsemmireye mazereti der kenâr olmağla salifü’l- beyân görcenler menzil mezkûrdan refʻ ve hemâma ve ebniyide beynimizde deyü el- halet camlarından şikestet ittiği olur ise hiyn-i tahliyede ta‘mîr termîm ile tahliye ve teslîm ve ba‘de’l-yevm ihdaya âhire hilâf-i şer‘î şerîf itâle-i lisân itmemek ve kangı tarafından bilâ mûcib-i nizâ‘ zuhûr ider ise teʻdîb olunmak üzere her biri taʻahhüd ve bû vecihle beynleri tevkîf ve katʻüʼn- nizâ‘ olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-i ‘âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî Cemâziye’l-evvel sene 1220 (Temmuz/Ağustos 1805). S.47.b.4: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Divarcı Tarandefîl veledi Yuri nâm zimmî izzetlu bostancibâşı Ağa tarafından ta‘yîn olunan Mehmed Emîn Hasekî kulları mübâşeretiyle Beşiktâş Mahkemesi’ne ihdâr ittirdiği mefuneci İbrâhîm bin Mehmed mahzarında Sadri esbek devletlü inayetlü Yûsuf Ziyâ Pâşâ Efendimiz hazretlerinin bundan akdem Beglerbegi nâm mahallede binâ inşâ buyurdukları sahilhâne devletlerinde divarcılık iderken mezbûr İbrâhîm dahî mefunesiyle taş nakline me’mur iken yedimden kırk gurûş istikraz ve ahz ve kabz itmekle sûal olunub aldırılması matlûbumdur deyü baʻdeʼd-da‘vâ ve sual mezbûr mefuneci İbrâhîm cevâbında fi’l-hakîkat muddaâ mesfûr yedimden kırk gurûş ahz ve kabzını ikrâr lâkîn benim mefune kirası alacağım olmağla ebniye-i mezkûr üzerine yazıcı ta‘yîn olunan Bendâlî zimmînin emriyle meblağ-i mezkûr kırk gurûşu hesâbıma mahsûben ahz ve kabz itmişdi deyü defîʻle mukabele ve refʻ mezkûrunu betsiye yazıcı mesfûrun hak ve hatmini havî bir kıt’â tahvil ibrâzıyla idecek muddaʻâ mesfûr divarcı Tarandefîl meblağ-i mesfûr kırk gurûşu yazıcı mesfûr Bendâlî zimmîden ba‘de’l-kabûl mezbûr mefûneci İbrahim zimmetinde asla hakkım ve nizâ‘ husûmetim yoktur deyü ikrâr ve i‘tirâf eylediği Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-i ‘âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 8 Cemâziye’l-evvel sene 1220 ( 4 Ağustos 1805).

274

S.48.a.: Sayfa boş. S.48.b.1: Zabt ve tasarruf itmeleri ben dahî ol-vecihle şehri kırk pâre icâre ile tasarruf iderim deyü bizlere baʻde vukuʻüʼl-münâzaʻa bâ vesâtet-i müslihîn Erte mezkûrenin menfezi taʻmîr ve kâmile serez ve zemine oturak tahtası bilmek üzere vekîl mezbûr taʻahhüd ve Yasakcı mezbûr dahî ecr minel olursa şehr ikişer gurûş virmek üzere taʻahhüd ve kabul ve bir vecihle katʻüʼn-nizâʻ faysel virildiği Beşiktaş Mahkemesiʼnde tescil ve bi’l-iltimâs huzûr-u ʻalilerine iʻlâm olundu. Bâkîyü’l-emr li men lehu’l-emr. Fî 17 Rebiʻü’l-evvel sene 1220 (15 Haziran 1805). S.48.b.2: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Kasaba-i Beşiktâş’a tâbi‘ Ortaköy’de ekmekçi fırınında Bâşaşçı Varsum veledi Kerağuz nâm zimmî Bostani Mehmed kulları mübâşeretiyle kasaba-i mezbûre mahkemesinde ihdâr ittirdiği Hamurkâr Ağik veledi Nikoğos nâm zimmî muvâcehesinde Meclis-i Şerʻde gâib ʻani’l-meclis karındâşım avdet ve gâib ʻani’l-beled emmim Menuk zimmîlerin cihet-i karz-i şer‘îden işbû mesfûr Ağik zimmî elli gurûş deynleri olmağla tarih-i i‘lâmdan dört sene mukaddem ben deyn-i mezkûru rızam ile mesfûr Ağik zimmîye edâ ve teslîm ol-dahi yedimden ahz ve kabz itmişdi lâkîn meblağ- i mezkûru mesfûrân bana edâ itmemeleriyle mesfûr Ağik zimmîye medfû‘um olan meblağ-i mezkûr elli gurûş istirdad olunmak muradımdır deyü eylediği da‘vâsı takrîr-i meşrûhu üzere meşruâttan omamakla mesfûr Ağik zimmîye suzl dahî tevcîh itmeyip mesfûr Varsum zimmî buyûce muârizeden menʻ olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-i ‘âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 3 Rebiʻü’l-evvel sene 1220 (1 Haziran 1805). S.48.b.3: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Ferancleci Yani veledi Elya nâm zimmî Beşiktâş’a tâbi‘ Arnavut karyesi mütemekkinlerinden Yasakcı Süleymân kulları mübâşeretiyle Beşiktâş Mahkemesi’ne ihdâr ittirdiği Bâlıkçı Foti veledi Enaniye nâm zimmî muvâcehesinde mesfûr Foti zimmî zimmetinde bundan akdem yedimde iştirâ ve ahz ve kabz ettiği beher kantarı on ikişer gurûş olmak üzere altı kantar beksemad semeninden 72 gurûşun alacak hakkım olub on 275

gurûşunu yedinden ahz ve kabz idüb 26 gurûşun bâkî kalmağla meblağ-i bâkî mezkûru taleb iderim deyü baʻdeʼd-da‘vâ ve sûal mesfûr Foti zimmî cevâbında fî’l-hakîka muddaâ mesfûr yedimden altı kantar beksemad iştirâ ve ahz ve kabzını ikrâr lâkîn marü’l-beyân beksemadı bundan akdem hâlik olan ve’l-yabâncı Kosti Reʻis içün iştirâ itmemle muddaʻâ mesfûr semeni olan meblağ-i mezkûr merkûm Kosti Reʻisʼin hayatında hesabına mahsûb itmişdir deyü baʻdeʼd-def‘ ve’l-inkâr beynlerinde ba‘de vukûʻi’l-münazaʻa bi evsatet-i müslihîn otuz gurûş üzerine sulh ve bedel-i sulh-i mezkûr otuz gurûşu mesfûr Foti zimmîye yedinde tamamen ahz ve kabz idüb ziyâde muddaâsına müte‘allike da‘vâdan mesfûr Foti zimmînin zimmetini ibrâ-i ‘âmm sahîh-i şer‘î râfi‘ü’l-hisâm ve kat‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve iskât eyledikte ol-dahî medfuû olan bedel-i sulh-i mezkûre müte‘allik da‘vâdan mesfûr Yani zimmînin zimmetini ibrâ ve iskât ve her biri ber vech-i muharrer aherin ibrâsını kabûl eyledikleri Beşiktâş Mahkemesiʼnde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-i ‘âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 7 Rebiʻü’l-evvel sene 1220 (5 Haziran 1805). S.48.b.4: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Divarcı Tani veledi Endu nâm zimmî Arnavut karyesinde hükkemâ mahsûs odada akd-i Meclis-i Şerʻe Yasakcı Süleymân kullârı mübâşeretiyle ihdâr ettiği divarcı Tani veledi Endu nâm zimmî muvâcehesinde mesfûr Tani zimmî zimmetinde bundan akdem mesrûken âhire teferrini vukuûnda ba‘de edâ ve teslîm ordu-yu hümâyun ile meʻmûren azametimizde mesfûr Yanahi benimle bi’l-mukayyed edâ-i hizmet menâminde itmek cihetinde mukirren otuz gurûş vârîd gurûş kıymatî bir yük kebîresi lâkîn mesfûr Tani zimmî esna-i rahide fîrar itmekle meblağ-i mezkûr kırk gurûş taleb iderim deyü baʻde’d-da‘vâ ve’l-ikrâr lâkîn meblağ-i mezkûr kırk gurûş esnane kasağda divarcı Hürmüz nâm zimmî muddaâ mesfûr Tani vekîlim deyü Cengay karyesinde Yasakcı muvâcehesinde bermuk ahz ve kabz itmişdi deyü eylediği def‘i meşrûh-i da‘vâdan ala mûcib-i ikrâra meblağ-i mezkûr kırk gurûşu muddaâ mesfûr Yani zimmîye edâ ve teslîme merkûm Tani zimmîye tenbîh olunduğu Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-i ‘âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 10 Rebiʻü’l-evvel sene 1220 (8 Haziran 1805). S.48.b.5: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: 276

Vilâyet-i Anadolu’da Ladik kasabâsında vâki‘ Destârî Davut Pâşâ Câmi-i Şerîfî’nde cennet mekan fîrdevs şayân Gazi Sultan Mehmed Han tabe serahu camiî şerîfî vakfından almak üzere yevmi beş akçe vazife ile bâ işaret-i ‘alîye ve bâ berât-i ʻâlî vaîzlik cihetine mutasarrıf olan Es-Seyyid Abdullah Efendi bundan akdem bila veled bi emrillahi Teâla ecel-i mevʻûdiyle irtihal-i dar-i bâkaya idüb cihet-i mezkûre mahlûle ve hizmet-i lazimesi muâttele kalmağla erbâb-i istihkâhdan Ankaravi Ahmed Efendi madiklerinden olub hâlâ kasaba-i mezbûrda sâkin Es-Seyyid Mehmed Efendi dâ‘îleri her vecihle şayeste-i ʻinâyet ve mahalli merhamet olmağla cihet-i mezkûre müteveffâ-yı mezbûrun mahlûlundan bâ işâret-i hazret-i Şeyhü’l-İslâmi merkûme tevcîh bûyrulmak niyazıyla bâ arzuhâl kalemînden kaydı ba‘de’l-derkenâr vâʻiz mezbûr Es-Seyyid Abdullah Efendi’nin bilâ veled vefât eylediğini mâru’z-zikr Ladik kasabâsı ahâlisinden olub hâlâ Enderûn-i Hümâyunda segâh-i sehihetü’l-kelimâttan Kozbekçi Osmân Ağa ibni Mehmed ve Bostani ‘Alî bin Ahmed ve Karakollukcu Mustafa bin Abdullah nâm kimesneler Beşiktâş Mahkemesi’ne gelüb her biri ʻalâ terikü’ş- şehâdet ihbâr eyledikleri baʻdeʼt-tescîl ve bi’l-iltimâs huzûr-i ‘âliyelerine i‘lâm olundu. Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 11 Rebiʻü’l-ahir sene 1220 (9 Temmuz 1805). S.48.b.6: Ma‘rûz-i dâ‘î devlet-i ‘âliyeleridir ki: Derûn-i arzuhâlde Dolmabağçe’de vâki‘ kasr-i hümâyun peşgâhında mürd oldu deyü ihbâr olunan bir nefer reʻâyânın keşfî içün sâdır olan fermân-i ‘âlilerine imtisâlen kıbel-i şer‘den mebûs Kâtib Mevlânâ Mustafa Edib Efendi dâʻîleri ve izzetlu bostancıbâşı Ağa tarafından ta‘yîn olunan Hasekî ‘Alî Ağa kulları ile mahalle-i mezkûrda hâlik olan Tuzla kasabâsı reʻâyâsından Yani zimmînin leşasi üzerine varub ceridide isimleri mezkûr zimmîler muvâcehelerinde hâlik mesfûrun aʻzâsına muânen nazar olunub cerh ve henk misillu bir eser olmayûb etraftan sûal olundukta mesfûr Yani zimmî Maçka Sarayı’nda mütemekkine ferancleci sakızlı Neru nasrâniyenin hizmetkârı olub târîh-i i‘lâmdan üç gün mukaddem yalancık illeti mütevelli ve hasta olmağla işbû gün vilâyeti olan Tuzla kazâsına azimet irâdesiyle hamam arkasında iskeleye giderken mahalle-i mezkûrda hâlik oldu deyü vukûf-i tâmî olan zimmîler ba‘de’l-ihbâr lâşesinin zîr-i hâne ilkaya izin virdiğin mevlânâ-yı mezbûr mahallinde ketb ve tahrîr ve maʻen baʻs olunan umena-i şerʻe gelüb ʻalâ vukûʻihi inhâ ve takrîrleri Beşiktâş Mahkemesi’nde tescîl ve mübâşir merkum iltimâsıyla huzûr-i âliyelerine i‘lâm olundu. 277

Bâkîyü’l-emr li hazreti men lehu’l-emr. Hurrire fî 7 Rebiʻü’l-ahir sene 1220 (5 Temmuz 1805). S.49.a.ve b: Sayfaları boş. S.50.a.1: Şeref yafte-i sudûr olmağla mûcebince işbû nizam mustehsimbâşı muhasebeye kayd olunur. İlâ maşaallahu Teʻâlâ destur olmağla desturü’l-amel hareketiyle hilâfına hareket olunmaması ve ilmen ilzâm şurûtuna riayet olunması içün dergâh-i maʻlum Yeniçeriler Ağası ve bostancıbâşı ve sarayın mimarbâşıya hitâben her biri âhiri medmun lazım olan müstecelyât-i muhâkeme kaydıyla muğayir-i halîden vukuûnda keyfîyeti i‘lâm eylemek üzere bana ve İstanbûl ve Eyüp ve Üsküdar kadılarına hitâben başka başka evâmir-i şerîfede ve evkâf hizmetlerine sudûretle Divân-i Hümâyûnum kalemîne ilim ve haber i‘tâsına mubâderet olunmak husûsuna irade-i âliye taâlluk idüb mûcibimce evâmir-i şerîfem ve sudûret ve ilim haberleri virmekle senden ber vech-i meşrûh amel ve hareket eylemek fermânım olmağın sana hitâben dahî işbû emri ‘alîşanım istâr ile irsâl olunmuştur. İmdi vusûlünde mûcebince amel ve harekete mubâderet ve hilâfın tecvîzden gayet ilkâye hazr ve mucanebet eylemek bâbında ferman-i ‘alîşanım sâdır olmuştur. Bûyurdum ki hükmü şerîfîmle vârîb bûldukta vech-i meşrûh üzere şeref yafta- i sudûr olan işbû emri şerîfîm meylüʼş-şân vacibü’l-ittibâ’ ve lazimü’l-imtisâlîmin medmunuyla ʻâmil olasın tahrîren fî 8 Safer sene 1221 (27 Nisan 1806).

S.50.a.2: ʻİzzet meâb şeriʻat nisâb Mahrûse-i Galata’ya nevâhisinden Kasımpâşâ ve Tunbane ve Beşiktâş ve Aşîyan nâhiyelerinde nâʻiblerimiz faziletlu efendiler hazreti tahiyyat-i safiye ve teslîmat-i vâfiye iblağıyla hod muhlisdir ki bû def‘a bâ irade murad efayic tacdârî müceddiden dekâkîn üzerlerine ve mehellat arasına binâ odaları derûn-i ‘alîşanda tafsil beyân olunduğu mikdârdan ziyade binâlar inşâ olunduğundan kefere ve Yahûdî menzillerine müceddiden ceryân maʻi ve hamam yaptırılmamak ve baʻde’t- tenbîh iska itmeleri ism ve resimlerine iʻlâm mübâret olmak bâbında haber olmağın tarafımıza hitâben teğrarğerar cihan mutaʻ ile mesnûn sâdır olan ferman-i ‘alîşan 278

mûcebince mahfel-i şer‘î şerefgân Galata’dan işbû mürâsele tahrîr ve çûkadârımız yediyle taraf-i şerîfînize irsâl olunmuştur. İnşallahu Teʻâla vusûlünde ifadesi lâzım gelenlerin muvâcehelerine feth ve karait-i mefhûnesini cümleye i‘lân ve işaât eyleyip sicill-i mahfûze ba‘de’l-kayd hilâf-i emri ‘alî hareket ictâr ider olur ise menʻ ve vedʻinde bizler müsamahâ ihtimâm olunmamak matlûbumdur. Ve i’lâm-i mahrûse-i Galata. El fakir siretzâde Mehmed refîüʼl-asi . S.50.a.3: Galata kadisi faziletlü Efendi havli neseranın Asitâne’de taşra hamamında mukîm elçi ve konsoloslar yanlarında tercümân ve gerek tercümân hizmetkârı olmak üzere reʻâyın Devlet-i ‘Alîye’den tafsîl içün verilen berât-i şerîfide müserreh olduğundan fî mâ-baʻd o makûle tercümânı ve hizmetkârları yedinde olan berat-i şerîfe üzere hareket idüb sarrâflık ve esnâflık vesâʻir muâmelâtta bûlunmak vecihle menʻ olunmuş olduğundan el-hâletü hâzihi o mekûliden faziletlu berâtın terk ile kemâ fi’s- sâbık reʻâyadan olarak eş-şerʻ ve yarışına kıyam itmek üzere ise dahî bâzıları himâyede karâr itmiş olduğundan meʻmûr olduğu tercümânlık ve hizmetkârlık muktedâsın terrabla yine ahz ve i‘tâya vesile olmak içün ʻuhde ve tasarrufunda olan emlâk ve ʻakârı evlâd ve ʻayân ve müteâllikânı üzerlerine ferağ tahsisine şurûʻ itmiş oldukları isticâr olunduğuna binâen bû misillülerin zikr olunan emlâk ve ʻakârlarının kendü tisesine nikâh dahî câiz olmamakla ihdâ marüʼl-beyân dûl himâyesinde olanlardan şimdeyü dek terk-i berât idenlerden mâ-ʻadâ himâyede olmağla ihtiyâr idenlerin ʻuhdesinde bûlunan mahzen ve dükkan ve oda ve gedek ve’l-hâsıl emlâk ve ʻakârı kasride ve ferâğa geldikte vakfın misillü ve kâtib ve cabir ferağ olunacağına siren ve ʻalanen etrafla hareket idüb ʻiyâl ve evlâd ve ehfad ve müte’âllikatına ise eynde ferağın yazmayub der ‘alîyemden o misillü i‘lâmdan ferâgat idenlerin taraf-i vakıftan ve cânib-i şerʻden virilmeyecek senidinde her nasara himayesinde iken fârîğ olduğu ba‘de zaman mutahakkık olur ise rikab fek olunmak şartı üzere olunub mefruğla o makûleden olmadığı tahakkuk ettiğimiz senedâtın tahrîr ve temhir itmemek üzere nazarınızda olacak mütevellileri vesayemiz lazım geldikte ve tarafıyla tenbîh ve ketb işbû himayide olunduğu bir sene geçmiş var ise anların dahî iâdsine teʻkîd ve eğer temaâm mûsâmaha bû emri memnuâ hafî ve celi cesaret ider olur ise işbû ukubetle teʻdîb olunacağın tefîm ve mülk olarak hüccetle olunub yerlerinden bûlunur ise anların dahî bûna kabbâs içün cem’an tenbîh ile fî 24 Safer sene 1221 (13 Mayıs 1806). 279

S.50.b.1: ʻİzzetlu Bostancıbâşı Ağa : Tarafımızdan bila meslehet serseri makûlesi vargöçer sâlyoyer lâmın husûsu ötiden beri ve bâ âd emr-i âliye memnûʻ iken bû makûle bilâ meslehet serseri makûlesinden vargöçlerinden akçe ahz ile salıvirildiğinden Asitane-i saadetde vahdü’l- besr olan Eyüb ve Galata ve Üsküdar’da vâki‘ hâneler ve dükkân vesâir bikâr atlanmak teʻcîl olan mevâki‘ bikâr ve serseri eşhâs ile dolub oturacak yer kalmamak derecelerine vardığı tahkîk olduğuna binâen fî mâ-baʻd bû misillülerden hiç ferd geçirilmemek ve her biri bû tarafta ahz olunur ise kangi mahalleden geçtiği haber olunur ise ol- mahalleden hâkim ve zabitânın bilâ ihmâl haklarından gelinmek husûsuna irade-i kati hazreti cihândârı müte‘allik itmekten naşi ba‘de zeyn-i Asitâne-i ʻaliyeye o göçer nakline ve serseri ve bilâ meslehet mechûlü’l-ahvâl eşhâs îyazen billahi Teʻâla bir mikdâr akçe ahzına temamen veyâhûd ağmaz ve mûsâmaha ile hefîyete mürûrlarına irâde-i ruhsat olunmak ve o makûlenin her biri bû tarafta ahz olunub ne mahalde mürûr eylediği haber alınmak lazım gelir ise ol-mahalden voyvodası ve hâkim ve neferatberini ve zabitan makûlelerinin dahî bilâ-imhâl haber olub tertib olunacağı muhakkak ve mukarrer ittiğü beyân olunarak tenbîh ve tevbihi hâvî Rûmîli ve Anadolu’da vâki‘ iktizâ iden mahallede mahsûs-i evâmir-i şerîfe isdâr ve bû tarafta hezr o makûle o göçer ve serseri ve bilâ meslehet meçhûlü’l-ehvâl eşhâs mürûr ider ise derhâl vilâyetleri cânibine iâde ve dikkat ve bû husususa ilme’d-devâm iʻtina ve nezâret eylemeleri içün ʻizzetlu yeniçeri ağası ve gerek eminine teʻkîd kılınmağla imdi biz dahî o makûle kesân ve derûnunda derhâl geri vilayetleri tarafına iâdeye mubâderet eylemeleri ve o misüllülerin akçeye temamen ve kullarına ruhsat gösterilmek lâzım gelir ise cesâret idenlerin bilâ-imhâl haklarından gelineceği zabitân vesâir iktizâ idenlere gereği gibi tenbîh ve te’kîde mubâderet ve dahî veçhi o makûlelerden şahs ve ehidin asitâne-i saâdetime ve mevâlisine duhûl idemesin emrine mezid itibar dikkat eyleyesin deyü fî 8 Muharrem sene 1221 (28 Mart 1806). S.50.b.2: ʻİzzetlü Bostancıbâşı Ağa: Öteden beri herkes kendü kıyâfet ve siyâbıyla gezib ale’l-husûs askerî tâifesiyle sâ‘ir nâsın birbirinden fark ve temyîzi içün askeriyeye mahsûs olan esvâb ve heyetle sâ‘irlerinin keşt ve kezârları muğayir-i resmi kadîm iken bû esnâlarda egmez esnâf ve 280

hademe makûleleri vesâirleri bâşlarına lahmediye ve şal sarûb kalyoncu kıyafetinde gezdikleri meşhûd olmakta olub bû makûle hilâf-i resm-i kadîm ve muğayir-i idüb hâlâse ihtisâr idenlerin taʻribâd lâyıkları icrâsı mushim ve mukarrer olmağla imdi fî mâ- ba’d her kim kalyoncu kıyafetinde keşt ve gezâr ider ise derhâl ahz ve teʻdîb olunacağı muhakkak olduğundan kalyoncu tâ‘ifesinden olmayânlar her kim olur ise olsun bâşlarına lahmediye ve şal sarıb o makûle sarık ve yeşil kalbâk giymek ve eğer lahmediye ve şal sarılı ise dahî kalyoncuya muşabehe ve mumâsil sarmayub teyessühen küllen üzerine sarmak el-hâsıl kadîmü’l-eyyâmdan olduğu misillü herkes kendi heyetinde ve kıyafetleriyle gezip askeriye mahsûs olan kıyafet ile gezmemek husûsların mahalleleri ahalîlerine gereği gibi tenbîh eylemeleri içün dâhil-i hükümetinizde olan bi’l-cümle mahallât imâmlarına işbû irâde-i katʻîyesi etrafıyla ifâde ve tenbîh ve dikkat eyleyesin deyü fî Rebiʻü’l-evvel sene 1221 (Mayıs/Haziran 1806). S.50.b.3: ʻİzzetlu Bostancıbâşı Ağa: Bundan akdem nukûd-u meskûkeye başka başka fîyat ta‘yîn ve her sene i‘lâm içün fermân tasdîr ile teybin olunmuşken baʻzı muhtel ve ehl-i örf makûleleri sernecante amiremden behr-i ikişer gurûş katʻ ve i‘tâ olunan fındık rubʻîsini beynlerinde ikişer gurûş beş pâreye ve bedele dahî ziyâdeye alub virdükleri ve bû vecihle raîc nukûd mehrusu kerin ihtilal olunduğu cihetten işbû rayic maddesinde nizâm verildiği vecihle devâm ve istikrârı beher hâl lâzime-i meslehetten olub fîyat mekrûresinden ziyâde pahalu virenler sukûtidüb tekdîm olunmadıkça mütenebbih olmayacaktır zâhir olduğundan fî mâ-ba’d İstanbûl zir mehyubû beş buçûk gurûş nısfîyesi yüz on pâresi ve fındık rubʻîyesi iki gurûş rayic hasrından ziyâdeye alub virenler ele geçtikte yedlerinde bûlunan altın bilâ bedel ahz ile darbhâne-i ʻamireden zabt olunmak ve bir taraftan ricâ ve şefâʻatla gayr-i yaful bedeli gider olunmamak ve bû misillü hal-i memnuâ irtikab idenler bû vecihle tekdim olunduklarında kendileri dahî iktizâdan be vecihle teʻdîb olunmak üzere darbhâne-i amire emini efendiye fermân sâdır ola. Fî Muharrem sene 1221 (Mart/Nisan 1806). S.51.a.1: Ekdâ kuddati’l-müslimîn evlâ velâtü’l-muvahhidin maʻdenü’l-fazl ve’l-yekin rafî’î i‘lâmü’ş-şeriât ve’d-dîn vârîs-i ʻulûmü’l enbiya-i ve’l-mürselin el-muktessu bi mezidi inâyeti’l-meliki’l-muîn Mevlânâ Galata kadisi ziydet fezailehu tevkiî refîʻ 281

hümâyûn vâsıl olacak mâlum ola ki mukırr-ı saltanat cihândarım olan Asitane-i şevket âşyaneme etrâf ve eknâftan vurûd ile müddet-i medide hânlardan ve beykâr odalarında meks ve ikâmet iden ihbâs muhtelifenin girti zehâyir ve luhum husûsunda Asitane-i saadetim sekinesinin zarûret ve medâyiklerin mûcib olduğundan bû defa kerime-i mûcibe-i mülükânemden isâbet bahş sahife sudûr olan hatt-i hümâyûn şevket makrûnumda nüfûsun kisreti ve gittikçe vurûd ve bir taraftan matlûb şahânem olan hateb ve zehair haletine maniʻ kur ittiğü ve ba‘de iznin arsa-i halîye üzerine binâ ihdas olunmak ve fani ve bekar odalarda yayılmamak üzere valîd macid kesirü’l-mehamid cihan medâr ilzâm cennet mekan Sultan Mustafa Han aleyhi’r-rahmete ve ihdiranın zamanı saltanatta verilen nizâm vesâir muferreâtı mutaleâ ve müzâkere olunarak bû hususlara müceddiden bir nizam kılma olunmak tenbîh emr ve fermânım olduğundan tevârîh-i tahlise ile bû maddelere verilen nizâmların bi’l-cümle kaydları ba‘de’l-ifrâc defter varan vesâir vükelâ ve erbâb-i meşveret ile mutalaâ ve müzâkere olunarak rabt ve tevsik-i münâsîb mülahete olunan şerâit ve nizâm-i rikâb mülükâneme ʻarz olunmak husûsunda irade-i kerâmet ifade mülükânem taâlluk itmekle imdi nefer İstanbûl ve müfesefatından olan Üsküdar ve Galata ve Kasımpâşâ ve Tophâne ve Eyyüb Ensârî ve müzâfatından fî mâ-baʻd müceddiden han ve bikâr odaları binâsına bâ husûs-u mahsûs hatt-ı şerîf ile izni hümâyûnum sudûr itmedikçe imdi müceddiden kârgîr ve taht-i han îcâr ve ihdâsına kat‘an ruhsat ve müsâade olunmaya ve’l-yevm mevcûd olan hanelerin heyet-i asliyelerinde fazla işlerinden oda tesmimesi ve hâricden arsa ilhak vesâir vecihle tevsîʻ olunması zinhâr ve zinhâr mesağ gösterilmeyib der makûle meçhûlü’l-ahvâl eşhâsa mebit ve mesken olan han ve bikâr odaları ve kahvehâne ve nalbend dükkanları suretinde koltuk hanlar ta‘bîr olunan mahallin birinde sahib-i taht her birimiz ahz olundukta ol han ve odaların bi ğider ve dükkanlarının içünde sâkin olundukları cümlesi herrac ve kapurenbed ve bir dahî bikâr sâkin olmamak içün mahallât arasında ise müslimin odaları yudha han ve çarşu ve pazarda ise iktizâsına göre esnâf dükkanların yaptırılır ve eğer imhabı yekdir raye adem iktidârı sâbit olduktan sonra müddet-i şer‘î ve diğer bahâsı ile der kudret kimesneye bey‘ ittirile ve ol-makûle bîkâr odaları ve kahvehâne muhterik veyahud karar oldukta bîkâr odası ve kahve ve hâne tedbir olmayûb dahî ʻakâr yaptırıla rüsû ve liceden Rûmili kavağına ve kadı karyesinden Anadolu kavağına varınca kasabât ve kurra sevâhilinde ve Eyyüb Ensârî kasabâsından Yedikule’ye varınca hârîc-i surdan an asıl eseri binâ olmayân arsa-i hâlîyeye sonradan 282

binâ ihdâs olunmak mümzî müstelzem olduğu cihetten yetmiş bir târîhinde menʻ hema ile menʻ ve bû bâbda yahûdi ve nasâri tâʻifesine ruhsat ve cevâz gösterilmemesi makur tenbîh ve müteehhir târîhiyle tekrâr tekîd olunmuşken Haskor ve Tetavele Binoğlu ve Tuncan ve Beşiktâş ve Ortaköy ve Üsküdar vesâir ol-havâlîde eseri binâ olmayân arsa üzerine müceddiden katî vafîr hanlı ve bûyut kefere inşâ olunub bû keyfîyet temâ mebni ruhsat virilmekten şât eylediği zâhir olduğuna binâen fî mâ-baʻd havalî-i mezkûride eser-i binâ olmayân arsa-i hâliye üzerine bostancibâşı ve Galata Voyvodası ve mihmanbaşı izin tezkiresiyle müceddenden kadı ve naib i‘lâmıyla ve mütevelli ve kadı ve mukataâ ve timar ve zeʻamet mültezimiyle ve menʻ emr ve tastir sutûn olunmak husûsuna kimesne cesaret itmeğe ve izni muşîr mûsâhhih fermân-ı ʻâli sâdır olmaksızın her kim binâya mübâşeret iderse der akb-i menʻ ve ism ve şiddetleriyle i‘lâm olunmak ve eğer ağmaz ve mûsâmaha veyâhûd muhfî izin i‘tâ olunur ise izin virenler ağmaz edilen teʻdib kılınmak üzere nizâm-i merkûmeye mezbût olarak ve kefere hânesine su satılmamak ve hamam yapılmamak fî’l-asl memnuʻâttan olmağla bû husûsta dahî bi gayet i’tina olunub hilafı hareketten cesaret idenler mezher-i eşeddi ukubet olur ve hilaf-i nizam-i hareket ider olur ise bi’t-tahrîr tidüblerin inhâ itmek muareziden bû husûs mesar bâşların ve halîfe-i zimmeti olmağla olanlardan vedʻ vukuâ gelib ihbâr olunmaz ise memurlar teʻdîb ve su yolu yapân Sadrici ve hamam inşâ iden her kimki kalfası binânın üzerine salıp der sene-i ve ber takrîb-i mahallat arasında muhterik arsa üzerine binâ murad idenleri ve hânesi ve yalısı derûnunda vâki‘ arsa-i halîyesine kasr ve oda niyâsın ve mehdesin ta‘mîr irâdesinde olunub muğayir-i muʻtad-i kadim buyuca menʻ ile ikrârdan mubâîd olunmasına işbû nizam ve setumü’l-amel kurtulmak bâbında seksen bir târîhinde Sâdır olan emri ‘Alîşanı mûcebince amel ve hareket olunmasın mutazammin seksen dokuz senesinde bostancıbâşıya hitâben ferman-i ‘Alîşan Sâdır olmuşken Üsküdar’da vâki‘ Yenimahalle ve Selimiye Mahallesi mütemekkinlerinden ahâlî ve zimmet ve reʻaya ve Sarraf tâʻifesi mahallat aralarında ve bâğ ve bağçeleri derûnlarında müceddiden katîʻ vâfîr binâ ihdâsına lide’l-mübâşere bostancıbâşı tarafından li ecli’l-müdâfaâ gönderilen evâmirki mahalle reʻayası her biri vakıf toprakta ve Selimiye reayası bizler Teke Mahallesi’nde adserimiz bize bostancıbâşı murafıkçıbâşı karışmaz deyü ebniye-i muhdiseye nezâretten menʻ edildikleri ol-vâkitte Şakir nizam mezkûr havî sudûr iden emr-i ‘alîşan kıdemden müstebân olmağla o makule bâğ ve bağçeleri ve sarf ve arsa-i halîye olub binâ ihdasa memnuattan olan 283

mahallelerde hefîyeten binâ ihdas idenler ahâlî mehle ve memurlar der âkb ihbâr ile ve mûsâmaha ve sır ve ihfa iden olur ise bi’t-tahkîk esmâlına ibret kılınurdur. Mûsârîâtta atpazarı bûrnunda sâkin taifelerinde vafî’l üzerinde fî’l-asl bîkar odaları ve kahvehâneler ve hanlar yoğ iken ashab-i emlek tema hamelerinden her biri takrib hanleri üzerine beş on bîkâr odaları ve kahvehâneler ve hanlar ihdasıyla ehbâs-i muhtelihe tahassun ettirdiklerine binâen hebbâs ahurları ve mutab ve dükkanları ve dekâkîn sâ‘ir üzerlerine binâ odaları ve kahvehâneleri ve hanlar binâ olunmayıp canbâz ahurlarının kulları altışar ve maritab ve dükkanlarının kideri beş dikçeçi dükkanları âhirları üzerine binâ olunmamak ve tahtani yaptırılmamak üzere kodları altışar vech-i hüsn ekmekçi ve çorbâcı ve fırıntaşı kodları sekiz ve tahtinde açılıp olan diğer hanlerin kaderleri üzere paçacı ve sebzeci ve kaleci dükkanlarının kodları altışar ve atar ve manav misillü dükkanların kodları vurûd zirâ‘ olmak vechen nema ve bû derimle ve taht-i puşta alçak şehnesin ve müceddiden mahzen ve dükkanlar ve dekainlerin kendileri ruz serin ile ihdas olunmamak üzere bundan akdem verilmiş olan nizam-i sarf beher dikkat olunub hilaf-i halet-i meşhud olur ise bûna cesaret idenler müremmim niza ve memurları tidüb kılına işbû nizam ile maşallahu Teala düşvar olmağla tutulması içün İstanbûl ve Üsküdar ve Eyüp ve Galata kadıları ve Yeniçeri Ağası ve Bostancıbâşı ve şehir ayın ve mimârbâşı vesâir mamurları ala devam mesul olacakların her biri bilip tekasule hareket eylemek usulundan olmağla sicillat-i mahkeme ve bâş muhasebeye kayd ve memurlara başka başka evâmir ekide ile tenbîh olunub sarfı beherf-i icra ve iğfasına itina olunmamakta olunan meclis-i meşverette bi’l-müzâkere ittifak-i era ile karargir nizâm olduğuna binâen işbû nizâm-i mustahsin rikâb-i müstetab heserdaneme izzetlu takdîm olundukda ittifak ve mustesvab olunduğu üzere evâmir-i isdâr olunub kâfe-i şurûtun icrâsına bi gayet dikkat ve ber dikkatte hilafına hareket olunmayıp ale’d- devâm üzerine oluna deyü hatt-ı hümâyûndan. S.52.a.1: İzzetlu Bostancibâşı Ağa : Mukırr-ı hilâfet-i saltanat-ı seniyye olan Asitane-i Devlet-i Şahânemde kain Boğaziçi ve Üsküdar ve Kadı karyesi vesâir hârîc-i surda vâki‘ bâzı mahallede taʻife-i nasaranın bâkîye-i medfuâ bâkkalîye ta‘bîr eyledikleri bidenen hulul vâki‘ olduğu günden ileri i‘lâma mahsûs mulabise-i fâhire ile esvak ve pazarda keşt ve kezar ve ikâmet ve maʻbed mesbelerde münafî duradub sûret bılınd ve saz ve terb ile akd-i 284

encümene eylemlerinin menʻ ve def‘ lazim ve mühim ve mukteza olmağla imdi zikr olunan Boğaziçi ve Üsküdar ve Kadı karyesi vesâir zabt ve rabt ahde-i riayet mekruna mahul hârîc-i surda vâki‘ mahallede olan tâʻife-i ruminin ve ermeninin bidenen turvâki‘ olduğu eyyam-i maʻdûded ekendi ırzlarıyla düşyab mahsûseleriyle keşd ve kezar ve etvar gayr-i merdeyüden ikrâr idüb münafî turadıb sevb-i bılınd ve saz ve tarb bi akd-i emr. Fî 21 Muharrem sene 1221 (10 Nisan 1221). S.52.a.2: Âʻlemü’l-ʻulemai’l-müdebbehhirin aftelü’l-fudelyâü’l-muteverriîn yenbûü’l-fadl ve’l-yekin hilâl müşkilat-i diyniye keşşafü’l-mufeddelyâti’l-yekiniye miftah-i kunuz-i hekayik misbâh-i rumuz-i dekayik el muhtessu bi mezid-i inayeti’l-melik el faik Rumeli kadiaskeri Mevlânâ edâmmâllahu Teâlâ fazailehu ve ekde kuddatü’l-müslimîn evla vullati’l-muvahhidin maʻdenü’l-fazl ve’l-yakin rafîû i‘lâmi’ş-şeriâti ved-din vârîs-i ulumü’l-enbiya-i ve’l-murselin el mehfufu bi mezidi inyaeti’l-meliki’l-muîn İstanbûl ve Üsküdar ve Galata kadileri zide fedâilehum tevki-i refîʻ hümâyûn vâsıl olacak mâlum olaki İstanbûl Rum patrik Der Asitane-i saâdetimde mukîm cemaâti metrepuyidin Divân-i Hümâyûn’uma memhur arzuhâl ider. Rum tâʻifesinin ayinleri üzere nikâhları maddesinde patrik ve terafından ta‘yîn eylediği vekîlinden gayr-i kimesne karışmamak ve bir dahî avrat boşatılır ise veyahut zimmî avrat erkeğinden kaçsa aralarına kefîlin patrik ve vekîlinden gayri kimesne müdahale eylememek ve ayinleri üzere nikâh câiz olmayân zimmîye ettirmemek patrik mersûmun yedine verilen berat-i şerîfem şurûtunda müserreh iken bû esnâda bâzı kimesneler gerek erkeklerin avrat ayinlerine adem-i rağbet birle hecakum mehle imâmlarına varub ikfal ve itmah iderek zevc ve avratleri var iken mücerredi hilaf-i ayin zevce-i âhire ve zevcete virilmek muradlarına mebni yalnız takrîrleri üzere nikâh ve iklad olunduklarından evlatları sefîl ve serseriden ve zokâklara düşmüş perişan oldukları meşhud olduğu ve bi Hayri Rumeli ve Anadolu vilâyetinde tekalîf ve rüsûmattan husûsuna isâbet ideni vermemek içün Asitane’ye gelüb ol-vecihle mûmâ-ileyhim ikfal ve âhir zevce tenkîh birle vilâyetlerinde sefîl ve serkez revan terk eyledikleri ayal ve evlatları ehl-i örf tâʻifelerinden hisse-i tekâlîf mutalebesiyle tahrîr ve tahsir olundukları ve bû halde nice fesedâtı mûcib ve nizam-i milletin iktirasın müteveccib olub yevmen fe yevmen ezyad ile zabt ve rabt-i nizam ber vecihle mümkün olmadığı aşikar olduğu bildirmeleriyle fî mâ-ba’d Rum tâʻifelerinin nikâhları akd ve feshine dair husûsata tarafından ta‘yîn olunan vekîlinden gayri müdahale itmemek ve ol 285

makûleler bûvarmerâm içün mehâkim ve ermeni mahalleye vardıklarında iltifat itmeyip böyle cevab virilmek üzere emri ‘alîşan sudûrun tahrîr istidâsı inayet eyledikleri üzere hazine-i amiremden makbûs mukataâsı ve kuralarına muracaât olundukta patrik ve mersûm vekîlinin ma‘rifet ve Enderun yoğ iken taht-i iltizâmlarında olan fî Muharrem sene 1221 (Mart/Nisan 1806). S.52.b.1: İzzetlu Bostancibâşı Ağa: Ve Kasapbâşı Ağa bir müddetten beri mecdi îlel ve esbâbâ meyil Der ‘Alîyeye celbler ma‘rifetleriyle vurûd iden ağnâm akalli kalîl olmak hasebiyle meskene-i vera saltanat-i eyser lahm husûsunda mudayikeye düçar olduğundan başka yerden celbvar olan ağnâm kasabâmıza tevzî ve taksîm olunmak bâ hatt-i hümâyûn ve şevket mekrun şurût-i nizâmlarından olduğundan bû hususta ser dikkat olunmak mevadiadan iken sınıf sınıf kasabâ başka başka koyun ve celb ve kalî bahâ ile ibâdullaha feruhet itmekte oldukları zâhir olduklarında rûz-i hader terkib eylediğinden ağnâm mamuresinde iştâr olunan salîfü’z-zikr kuzu husûsunda dahî iştar olunmak lazım gelir ise cesaret idenlerin beher hal bi’t-teherri habirleri layıktır. İcrâsında dakika fevt olunmamak bedihi olmak naşi husûs-u mezkûre şurût-i menzumuna dikkat vacibet-ü zimmet ve ruz haderde cemi‘ ‘İbâdullah’ın kuzi semeninde hisab olmâları esbâbının istihsalı lâzime-i hesalatından olduğuna binâen fî mâ-baʻd efkaf-i şerîfeye mezbûr bi’l-cümle kasabâ selhâneleri ve nizama merputm Eyüb Ensârî ve Kasımpâşâ ve Galata kasabânı kalyoncunı ve Beşiktâş ve boğazın yemîn ve yesarında ve Üsküdar’da vâki‘ kasabân ale’t-tesavi kuzularında mestûr hisselerine ancak Yedikule’de kasablar kethüdâsı varestelerinin ve nezârete memurları muvâcehelerinde hiç fîraren gider ve himayeten ar ve cehle taksim olunmak ve der aleyhi cevârîve mahalli sâ‘iriden gelecek kuzuların ta‘yîn olunan mübâşirler ve ashabları yedleriyle cümlesi doğru tevzî mahalli olan yedi kaleye götürülmek ve işbû nizamın muğayiri kuzu celb ile kasablar Kethüdâsının tevzifînden ve cumhur tezkiresinden gayri bilâ tezkire kuzu ve koyun Fîl köprüsü ve Belgrat Köyü ve Bağçe Köyü taraflarından ve Büyükada havalîsinden vesâir mahalden ve’l-hâsıl Yedikulede vâki‘ tevzî mahallînden gayri âhiriden kuzi geçtürür ise görmedik ve gaflet olundu deyü giderlerine bir vecihle havalete sem itibâr olunmayarak eshabının kuzuları tevziâ verilip akçesi cabın miri içün ahz ve kendileri haps ve tidüb olunmak ehemi mehamdan olmak mulabesiyle bû husûs cümleye tenbîh edilip koyun bû defa 286

saâdetlu kapıdan bâşa defretlerine ve İstanbûl kadisi ve Yeniçeri Ağası Bey‘azıt ortasına başka başka aramızda ısrar olunmakla imdi işbû ferman-i ‘Alîyeyi gereği gibi mutalaâ birle idüb ve Kağıthâne ve ‘AlîBeg köyü ve Topçular ve Adabâşı vesâir bölükbâşın bi nefsi kendileri veyahut müʻtemid oldukları bi’l-ittifak ta‘yîn üzere hünerden iki gün ol bâlada zikr olunan mahalle-i vesâir kuzu ve koyun mümerri’ olan mahalle-i zabt ve rabt olunarak tevziat-i hisseleri olan kuzuları kasablar Kethüdâsının mehmur tezkireleriyle fî mürûrundan ve İstanbûl’un iskelesinden mürûr ittirdiği emrine ve gayet ihdimâm ve dikkat ve bey‘ içün kasâbların gizlice kuzu imrar eyledikleri ihsas olunur ise ol kişilerde derhal kuzuları girift ve ashabı haps ve tedyik olunacağından mâ-adâ mûsâade iden ustalar ve bölükbâşları bir vecihle cevabâ kadir olamayacakların yekinen bilüb ona göre melâhemet halleri kendilere lâzım ise bi’l-ittifak her biri mahalli südûrunda iken bi gayrana ileyh Teʻali ‘İbâdullah’ın refahı üzere nezh şâhâne ile kuzu tenadi eylemeleri husûsuna mezid-i sayʻ ve temyîz birle tahsîl rızâ-yı ʻâlî bezl-i mekderet eylemelerini memûrun merkûmete tafsilen ifâde ve tenbîh ve dikkat ve siz dahî nezâret ve hilâfından temâşa ve mucanebet eyleyesiz deyü tahrîren fî 8 Safer sene 1221 (27 Nisan 1806). S.53.a.1: Kuyûd-ı Evâmir-i Âliye Asitâne-i ‘aliyede ve bilâd-i selâseden ve bâ’zı bilâd-i sâ‘irede el-yevm ʻumûm-i belumi kabilinden olub beyne’n-nâs mütedâvil olan gedek maddesi hilâf-ı fetva-yı şerîfe gedek ashabı emlâk-ı ibâde bilâ mûcib müşâreket ile ğasb-i emvâl-i ʻibâd kabilinden emr-i gayri müstehsin ise dahî erzâk makûlesi olunan ve lehm ve bakkal emtiâsı ve bûnlara mukis olan eşya bey‘ olunur. Dekâkînden müsteʻcirleri ‘ârîyeti olub dikkatli dikkatsız duhûl ve hurûc iderek eşyâ-i merkûm ale’d-devâm bûlunmayub ol-takrîb ibâdullaha mûcib iztirâr olduğu zâhir olduğuna binâen ancak nefʻân li’l-ibâd bû makule dekâkinden gedek iʻtibâr ve eklâm-ı pâdişâhiye kayd olunmağı devlet-i âliye ihtiyâr itmiş olub giderek emvâl-i mîrîyeye müte‘allik olan eşya dahî emvâl-i mîriye muhafazasın zeriâ ittihaz iderek duhancılar ve enfîyeciler ve giderek imtisâl olarak berberler ve kumaşçılar duhân odaları vesâir aklâm-ı padişahî yed keydi revakni çok seneler kayd olunduğunda mâ-ʻadâ bi evâmir-i âliye ile kat‘an ihdas-i memnûatdan olan kahvehâne gedekleri dahî kayd olunarak ve mukayyed gedeklere kıyas iderek her taraftan mehva-i gedekler ihdası ve gah hüccet ve gah esnaf kethüdâların tezkereleriyle bey‘ ve şera ve gedek ashâbından birer fevt olsa terikiden âdl olunarak tevarruz ve 287

vârîsi olmayânların cenib-i beytü’l-mâldan zabt ve feruhet olunarak ve hükkâm dahî gah gadak alât-i lazimiden ibâret olub emvâl-i menkule makûlesinden olmağla bey‘ ve şirâsı ve dumnunda vâki‘ olan daâviyesi sehihedir ve gah hilâf-i şer‘îdir. Deyü adem-i itibâr ile bâzen gedek ashâbının iştirâ içün verdikleri akçeleri dahî mezkut enhu kalmağla telef olarak fi’l-hakîka gedek ashab-i emlâk vesâir gedek-i erbâb gedek güne gün mutezerrir olmakta ettikleri zâhir ve aşikâr olub bû husûs bir hüsn-i rabi‘teye tevsik ile ibâdullah bû makûle hasaretten vikaye emr-i vacib layufhem olmağla fî mâ-ba’d bâlide tahrîr ve tefsil olunduğu üzere habbâz fırını ve kasab ve bâkkal ve mumcu ve sade bâğcı ve zıbt ve bezr ve şir ruğen bâğcıları veyahut vakf-ı hümâyûna ilhak içün edâma aleyhi müte‘allik iden mevâdım müceddiden iklam kaydı içün iki sehlikuman asel sâdır olmadıkça kayd olunmamak ve mukaddimen kayd olunmuş olanlara bû târîhe gelince tevcîhle muâmele oluna gelmiş ise ol-vecihle muâmele olunmak ve işbû te’dad olunan mevadden gayri dükkan ve oda vesâirenin eklâm kaydı içün iki sehli ferman-ı ‘alîşan sâdır olur ise veyahut kaydi iradesiyle i‘lâm ve arzuhâl takdîm olunub esmâlı sûal olundukta nice ve sehihe ‘Alî olur ise dahî eklam-i emsâl derkenar itmeyib derkenardan memnuîyetlerini seraheten cevab tahrîr eylemek ve işbû târîhten sonra hudud iden emvâl-i gedeklere kat‘an itibâr olunmayub muhakemide taraffu’ları zuhûrunda gedek eshâbının ve dükkân derûnunda mâlâd olunur eşyası her ne ise ahz idüb ber mûcib-i fetva-i şerîfe eshab-i emlâka mülklerini teslîm ile tenbîh ve eshab-ı gedekten birer kot oldukta gedeki terikiden âd olunmayıp kezalik ancak hâlik olduğu eşyası vertesine teslîm ve eğer gedek içün mülk sahibine akçe virmiş ise mukteza-i şer‘î şerîf ve sahib-i emlâktan gedek semeni olmak üzere ve bir iki akçe istirdad ve mülk eshabinâ mülki teslîm ittirilmek kezalik târîh-i merkûmiden mukaddem olan emvâl-i gedeklere rez kadim olagelen muâmele icrâ olunmak husûsları muvafîk re’yi âli olur ise ol-vecihle muhâkim ve eklama ilm ve habirleri i’dası iktizâ eylediğini ve İstanbûl kadisi faziletlu Mehmed Emîn Beg Efendi hazretleri mehmur i‘lâm itmekle i‘lâmı mûcebince mübâşir muhasebeye kayd ve iktizâ iden muhâkim ve iklama li ecli’l-kayd ilm ve habirleri i‘tâ olunmak bâbında fermân-ı ʻâli sâdır olmağın mûcebince kayd olunub sâ‘ir iktizâ iden mahallere ilim ve habirle virilmekle faziletlu Galata kadisi Efendi sicillatına işbû ilim ve haberi virildi. Fî 12 Rebiʻü’l-ahir sene 1220 (10 Temmuz 1805).

288

S.53.a.2: Kudvetü’n-nüvvâb el-müteşerriîn Beşiktâş naʻibi Mevlânâ zîde ilmehû tevkîʻ refîʻ hümayûn vâsıl olacak maʻlûm ola ki mefâhirü’l-emasir ve’l-akran Mehmed ve Osmân ve Hasan ve Ebûbekir ve El-Hac Rüstem zide kedrehum der saâdetlerime arzu- hâl idüb İstanbul’da Yedikule ve tevabiînde bâkî serçin ve derçin ve dibâc merd dibâc pay ağnâm ve tevabiʻ mukataâsı ber vech-i iştirâk hâlikane ehderlerinde olub ber mu’tad-i kadim Rumeli canibinden tevarrud iden devaranın Beşiktâş İskelesi’ne vurûdlarında dâ‘vârcı çavuşları bâ ferman-i ‘alîşan memur olub te’dad ve rüsûm adeyü-i kadimesini ba‘de’l-ahz mukataâ tarafından dahî resmiye yeri edâ olunduktan sonra merkunelere vedʻ ve Karşıyakaya ruhsatları ve deri kadime-i mesnedimden iken bû esnâda dumamacı Mehmed nâm kimesne tema’ hame tebîyyed ile gelen sürüleri te’dad ve beher sürüden yigirmi ve yigirmi beş gurûş matlûb ve bâzen dahî bir iki çift öküz merdunla mir-i resmine müdahale eylediğinden celeb tâifesi ol-vecihle teklîf-i mâla yutaka takat getiremeyib zabitani etma ile Gelibolu ve çardak ve hamâl sâ‘iriden birer takrib mürûrlarına mebni mâl-i mukattaâya bâis hasaret olmağla mukattaâ mezbûr külliyetlu mâl ve vezaif ile mukayyed olub ber mukteza dikket mâl-i sâ‘ir senelerden sürün zuhûruna ve deâci merkûmun tema’ hamına mebni hâsılat mukataâ mâl yedisine vefa eylemeyib vücûhla mâl-i mîrînin kesrini mûcib ve kendülere ğideri müstevcib bir keyfîyet olduğunu bildirmeleriyle fî mâ-ba’d deâcciyi merkûmun sürün mürûrunda kadim olduğu rüsûmdan ziyâde bir akçe ve bir habbe mutalebe ettirilmeyib ve mültezimlerinin rüsûmatına dahî müdahale ve beyuce taâddeyüsi menʻ ve def‘ olunmak bâbında emri şerîfîm virilmek ricâ eyledikleri ecilden hazine-i amiremde maʻfuz maden mukataâsı defterlerine nazar olundukta İstanbul’da Yedikule ve tevabbiînde vâki‘ berçin durçin ve tevâbi mukataâsı merkûmun Mehmed ve Osmân ve Hasan ve Ebûbekir ve El- Hac Rüstem zide kedrehumun ber vech-i iştirâk hâlikana ühdelerinde olduğuve mukataâ-i mezbûr ile maên zabt oluna gelen bâcbây ağnâm ve tevabbiî mukataâsının şurût-i iltizâm-i kadimi üzere vilayet-i Eflâk ve Boğdan ve Rumeli ve Anadolu ve Karaman caniblerinden vesâir vilâyetlerden gelen heymâne ve koyun ve kuzu ve keçiden bir akçe bâcbây ağnâm rüsûm alınan ve akdiniz ve kara zikirden derya ile gelenlerden kezalîk birer akçe alına. Ve Rize ve Gelibolu ve Çerin sancaklarından feruhet ve zebh olunan koyun ve kuzu ve keçiden birer akçe bâc alına ve sağîrden üçer akçe resm ve hudamına buçûk akçe alına ve camustan sekiz akçe ve himardan dört akçe 289

ve hınzirden on ikişer akçe bâc alına deyü berâtları şurûtundan ettiği ba‘de’l-ihrâc muktezası sûal olundukta Rumeli canibinden tevarrud iden kervanın Beşiktâş İskelesi’ne vurûdlarında daâcı çavuşları bâ ferman-i ‘alîşan meʻmûr olub te’dab resm adeyü-i kadimasi ba‘de’l-ahz mukataâ emîni tarafından dahî ber mûcib-i şurût-i rüsûmiyeleri edâ olunduktan sonra Anadolu canibine ruhsatları de’bi kadimiden iken daʻâcı olanlar resm-i kadîmine kanaat itmeyib beher sürüden ve inekten yigirmi ve yigirmi beş gurûş mutâlebe ve cevâzlarına celeb taifesi tahmul idemediklerinden Gelibolu ve mahal-i sâ‘iriden birer takrib mürûrlarına mebni mâl-i mîrîyenin kesrini mûcib ve ashab-i mukataâyı ğider-i müstevcib ber keyfîyet ettiği müstebân olmağla bû takdîrce duâcı merkûmun kadimden olduğu resimden ziyâde bir akçe mutalebe eylemeyip umûr-i mukattaâya dahî ber vecihle taârruz eylememek üzere der kenar ve istidâsı der mûcible emri şerîfîm virilmek iktizâ eylediği derkenar olunmakla imdi mucibince amel olunmak fermanım olmuştur. Bûyurdum ki hükmü şerîfîm vardıkta bû bâbda sâdır olan emrim üzere amel idüb dahî mukataâ mezbûre merkûmunu beraât-i ‘alîşanımla ber vech-i iştirâk hâlikane ühdelerinde olduğu meşrutu dahî vech-i meşrûh üzere hazine-i amirem defterlerinde mukayyed olmağla sen ki naib mûmâ-ileyhsin Rumeli canibinden tevarrud iden kervanın Beşiktâş İskelesi’ne vurûdunda daâcı çavuşları ferman-i âlişan ile meʻmur olub ta’det ve rüsûm adeyü-i kadimesin ba‘de’l- ahz mukataâ Emîni tarafından dahî ber mûcib-i şurût rüsûm mîrîyeleri edâ olunduktan sonra Anadolu canibine ruhsatlari deʻbi kadime ola gelup daâcı merkûmların rüsm-i kadîmine kanaât itmeyib beher sürüden ve inekten yigirmi ve yigirmi beş gurûş mutalebesi hilaf-i şurût ve muğayir-i kadim olduğu mâlumun olduktafî mâ-ba’d deâcı merkûmun kadimden olduğu rüsûmdan ziyâde bir akçe mutalebesiyle vâki‘ olan mudahhalesin menʻ ve umûr-i hatîreye ber vecihle taârruz ettirmeyesin. Alâmet-i Şerîfe i’timad kalasın. Tahrîren fî’l-yevmü’s-sadis ‘aşer Cemâziye’l-evvel sene işrîn ve mieteyn ve elf. Mahrûse-i Beşiktâş 1221. S.53.b.1: Galata kadisi faziletlu Efendi: Asitane-i saʻadette ve civârında vâki‘ bilâd-i selyâside sâkin ve mütemekkin İbâdullah’ın mekulatlarından olan nan-i aziz husûs-u akdem umûrdan olub her furunda müstevfî nan aziz iʻmâl olunması esbâbını istihsal ve bû maksudun husuluna dair cüzî ve külli vukûʻ bûlan mevaniîn def‘î ve ref’îne sarf ve say mühim hal olmak lazimiden 290

olmağla bir müddetten beri hateb husûsunda zuhûr iden mudayekeye mebni habbâzan taifesi fırınlarına mikdâr-i kifaye hateb tedârukunda acizleri derkar iken her bir fırının civârlarında vâki‘ kahveci ve berber ve manav vesâir bû makule dükkanlara beher yevm ikişer üçer defa ekmekçi fırınlarından ateş aldıklarından fırınların germiyeti zail olub bû takrib imâl olunana nan-i aziz layıkı üzere tebâh olunâmayıb belki kıllet ve noksanına sebeb ve bâdi olduğu ve bâzıları aldıkları ateşi etfa ile kömür idüb hânelerine nakıl eyledikleri rü‘yet olunmakla bû misillu mideretlerin men ve def‘î lazimiden olduğunan binâen fî mâ-baʻd ekmekçi fırınlarından o makûle dükkanlara vesâir mahallere bir saksı iştirâ olunmamak ve aldırılmamak husûsu Mahrûse-i Galata’ya ve yudesi vesâir mahrûse-i mezkûre mahallâtında ve kapılarında ikalete memûr olan zabitan ma‘rifetleriyle ashab-i dekâkîne vesâir lazım gelenlere ber vech-i ekid tenbîh ve teʻkîd ve aralık taharrur ve hilafı hareket idenler muâheze ve tektir olunacakların dahî ifade ve tefhim iderek tenbîh-i mezkûr üzere amel ve hareket ettirilmesi emrine ihtimâm-i mezid olunması husûsunu ve yuda müdürlerine vesâir iktizâ iden zabitane taraflarından tenbîh ve tekid ile maziret-i mezkûrenin indifa-i esbâbını istihsale mubâderet eyleyesin deyü. Fî 15 Şaban sene 1220 (8 Kasım 1805). S.53.b.2: Mahrûse-i Galata Kadisi faziletlu Efendi: Dârü’s-saltanatu’s-seniyyede ve civârlarında vâki‘ bilâd-i selyâside sâkin ve mütemekkin ‘İbâdullahın herhalde ve husûsuyla meʻkulatları emrinden kayd mudayikiden veraste olmâları matlub-i hazret-i cihandar olub el-hâletü hâzihi mahi Ramazan-i Şerîf takrib itmekle hubbâzan fırınlarında i’mâl olunacak nan-i aziz şuhur sâ‘ire ekmekleri gibi olmayûb mukteza irade merahim ifade şahane üzere hase’l-has işleneceğine mebni ekmeklerin beyazlığına ve temamen der saâdete tevarüd iden sağîr ve kebîr sefayin ruûsası gemileri alacakları kumanyayı bahâne iderek her sefîne aldıracak ve kifayet idecek kerevâniyenin dört beş kat ziyidesi ekmek iştirâ ve taşralara nakıl ve seyr itmeleriyle sabikide tahkîk olunmuş haletten olduğuna binâen bû defa dahî o makûle hareket vukuʻ bûlmak lazım gelir ise nan-i azizin kılletini mûcib olacağı zâhir ve her bir sefîneye vefa idecek kumanya erbâbının yumnunda ma’lûm ve mâhir olub mertebe-i kiffayiden ziyâde ekmek iştirâsını münafî rızâ-i âli olmağla bû husûsa gereği gibi dikkat olunub sefînesine vamdaşit eyledikleri mahallerin kurb ve bû’duna göre luzum olan mikdârdan ziyide nan-i aziz iştirâsına inhâ ve zinhar ruhset ve cevaz 291

gösterilmemek içün iktizâ idenlere diğer ferman-i ʻâlileriyle emr ve sipârîş olunmağla imdi siz dahî Galata sahillerine yanaşan kayıklara numaîyelerinden ziyâde ekmek verilmemesi husûsuna kemâ yenbaği dikkat itmelerin Galata Voyvodası ma‘rifetiyle Yasakcılara ve Bâşağa ma‘rifetiyle sâ‘ir zabitana ber vech-i ekid tenbîh ve teʻkîde mübâderet ve vardığı bûlmayıb bi nefs kendileri dahî aralık aralık tahrîr ve tahbis birle tenbîh mezkûrun istikrârı emrine dikkat ve şekâvet ve şöyleki husûs-u mezbûr mültezim olmağla tarafımızdan mahsûs tebdîlleri ihrâcıyla tahrîr olunacağına mebni ba‘de izni tenbîhat mezkûrânın hilâfı hareket vukuû geldiği haber olunur ise zikrolunan meʻmûrlar ber vecihle cevabâ kadir olunâmayub haklarından gelineceğini goş ve hoşlarına ilkâ ve tefhime sarf-i mekderet ve bû bahâne ile bir kimsenin tecrîm ve tekdîri olunmaması esbâbın dahî istihsâla hüccet ile eyleyesin deyü. Fî 26 Safer sene 1220 (26 Mayıs 1805). S.54.a: Sayfa boş. S.54.b.1: Dolmabağçe ve Beşiktâş ve Kasımpâşâ ve İstinye nahiyelerinde Efendiler huzûruna tehfî teheyya iblağıyla nehud halîsane mezûr ki bû esnâda ihkâk-ı hakk-ı ʻİbâdullah’a ihtimâm ve dikkat-i tam ile himâyet ve hiyânet olunmak bâbında taraf-i müstecmiʻ şer‘î hazret-i fetva-yı penâhiye çendruz mukaddemce beyâhil üzerine şeref sudûr vurûd iden hatt-i hümâyûn ʻadâ’t-temevvurunda hıdme-i şer‘î şerîfîn celb-i menafîʻ mulahatesiyle erbâb-i mesâlîhin ve ʻâri şer‘îyyelerin âvk teʻhîriyle ve ibtâl-i hakka bâʻis olduğundan ve rikâb-i cüz-i ecnâb-i şehriyârının tasdidden bâhisle buvar-i ahkâm-i şer‘îyede ihtimâm olunmak matlûb hazreti cihanbânî olduğuna binâen bâ emri hazret-i veli’n-niâm tarafımızdan işbû mürâsele tahrîr ve irsâl olunmuşdur gerektir ki vusûlünde sicill-i mahfûza kayd olunub ber mûceb-i hatt-i hümâyûndan ʻamel ve hareket ve hilâfından mübâʻadet eyleyesin ve’s-selâm. El-fakir el-asi Mehmedzâde Mahrûse-i Galata. S.54.b.2: İzzetlü Bostancibâşı Ağa: Anadolu ve Rûmili cânibinden Der ʻAliye’ye vurûd iden koyun ve kuzu tevzîʻ mahalline gelüb kasablar kethüdâsı ve ustalar ma‘rifetiyle kasabâlara tevzîʻ olunub kalyoncu vesâir neferlerine celebden ve bâzı mahallelerden hûdbehûd ahz ve fürûhet ettirilmemek ve celebleri koyun efdi içün karşılıyanların kimesne dikkat olunmak 292

husûsu bundan akdemce tarafımızdan vesâire hitâben beyânın üzerine evâmir-i ‘alîyye isdârıyla tenbîh ve tekîd olunmuşken bû esnâda Galata ve Beşiktâş semtinde kalyoncu vesâir mühtel taʻifesine koyun ve keçileri fürûhet itmekle tevkir-i ehbâr ve tahkîk olunub bû keyfiyetten hükmünün ecri husûsunda ʻİbâdullaha mazeret kelimesi mûcib bir halde olur ise ihtilâl-i nizâm müstelzim iderse zahir ve işbû fehtek ve kalyoncu taʻifesinin bû tarmende-i ihtisârları muharrer zabitanın ağmad eyledikleri neşaʻit eylediği bedihî ve yamân olmaktan nâşî ve bû bâbda bû defʻa dâhî saâdetlu kapûdan Pâşâ hazretlerine ve kasabbâşı Ağa’ya beyâmin üzerine nısf-ı nısf-ı evâmir-i ʻalîye isdâr olunmuş olmağla imdi gerek kalyoncu neferatı vesâir muhtel taʻifesi mâldan vesâir koyun ve kuzu ahzı içün sınırlarına vardıklarında derhal geri iâde ve duhûr-i ekber olmağla gerek yedlerinde tevzih tezkeresi olmayarak koyun ve kuzu bûlunur ise yedlerinden haz ve tevkîf ile kasabbâşı tarafına haber virilen ve odabâşı ve topçu ve tophâne vesâir mahallerin ortalarına zabitan sâ‘ireye gerektir ki tenbîh ve teʻkîde mûsâraât ve siz her bû maddeye iğma-i nezâret iderek mûcibinde iğmad ve mûsâdeden ustalar ve zabitanın bi taharrur icra-i teʻdîb yedlerine mezid ihtimâm-i dikkat ve hilâfından hizr ve muhanebet eyleyesin deyü. Fî 9 Rebiʻü’l-evvel sene 1221 (27 Mayıs 1806).

293

BEŞİNCİ BÖLÜM

5. OSMANLI DÖNEMİNDE BEŞİKTAŞ TARİHİNE GENEL BİR BAKIŞ

5.1. Beşiktaş’ın Coğrafyası ve Osmalı Öncesi Beşiktaş

5.1.1. Coğrafi Konumu

İstanbul Boğazı’nın Rumeli Sahilinde büyük bir karye olup Dolmabahçe ile Ortaköy arasında vaki’dir. Payitaht-ı Devlet-i Aliyye-i Osmaniye olan Kostantiniye Şehrinin bir mahallesi hükmünde olup, merkezi Beyoğlu’nda olan altıncı dâire-i belediyeye tabidir37.

1930 yılında Beyoğlu’ndan ayrılarak bağımsız bir ilçe haline getirilmiştir. İlçenin doğusunda İstanbul Boğazı, kuzeyinde Sarıyer ilçesi, batısında Şişli ilçesi, güneyinde ise Beyoğlu ilçesi bulunmaktadır. Bu alan içinde Beşiktaş ilçesinin yüzölçümü 11 km²’dir. Beşiktaş’ın İstanbul Boğazı’ndaki kıyısının uzunluğu 8.375 metredir38.

Beşiktaş ilçesinin 23 mahallesi vardır. Bunlar Abbasağa, Akatlar, Arnavutköy, Balmumcu, Bebek, Cihannuma, Dikilitaş, Etiler, Gayrettepe, Konaklar, Kuruçeşme, Kültür, Levazım, Levent, Mecidiye, Muradiye, Nisbetiye, Ortaköy, Sinanpaşa, Türkali, Ulus, Vişnezade ve Yıldız’dır.

İlçenin nüfusu 2009 sayımına göre 185,054’tür ve özellikle 1935-1985 yılları arasında yavaş ama düzenli bir şekilde artmıştır. Son 25 yıla bakıldığında ise nüfus artışında dalgalanmalar olduğu görülmüştür. Bunun en temel sebebi ilçedeki yerleşim alanının büyük oranda sınır noktasına varması ve ayrıca bazı bölgelerin bu yıllarda merkezi iş alanı haline gelmesiyle birlikte ilçede yaşayan nüfusun başka semtlere göç etme eğilimi göstermesidir. Beşiktaş’ın yerleşim karakteri kentsel özellik taşımaktadır. Beşiktaş ilçesinin çekirdeğini oluşturan Beşiktaş, Ortaköy, Kuruçeşme, Arnavutköy ve Bebek gibi semtler dışındaki yerleşim yerleri son 50 yıl içerisinde oluşmuştur. Özellikle Levent, Etiler ve Bebek mahalleleri yeni yerleşme düzeni ve modern, lüks yapılarıyla üst gelir grubunun

37 Şemsettin Sami., Kamusu’l- Alâm, C II, İstanbul, 1306, s.1312. 38 Sedat Avcı., “Beşiktaş”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C.2, İstanbul, 1994, s.166. 294

tercih ettiği, yaşam seviyesi İstanbul ölçülerinde bile yüksek olan mahallelerdir. İlçe genel olarak ikametgâha ayrılmış olmakla beraber, sanayi tesisleri, şirket merkezleri ve ticarethaneler ilçede diğer fonksiyonların gelişmesine yol açmıştır. İlçe sınırları içinde yer alan ve sayıları 1980 sonrasında artan yüksek öğrenim kurumları da eğitim fonksiyonunu ön plana çıkarmış ve ilçenin yapısında bu fonksiyona bağlı değişiklikler ortaya çıkmıştır.

5.1.2. Yüzey Şekilleri

Beşiktaş’ın yeryüzü biçimleri ise ikili özellik göstermektedir. Birincisi İstanbul Boğazı’nın şekillendirdiği kıyı bölgesi, diğeri ise yükselen yamaçlar, eğimli topografya ile ulaşılan düzlükler ve boğaza açılan vadilerin oluşturduğu iç bölgelerdir. Bu yükseltiler yer yer vadilerle bölünmüş ve her vadi tabanı bir derenin yatağı olmuştur. İç bölgeler ise batıda Beyoğlu platosunun devamı niteliğindeki az engebeli düzlüklerle kuzey ve doğuda vadilerin şekillendirdiği küçük düzlüklerden oluşmaktadır. Beşiktaş’ta bugün Nisbetiye Mahallesi vadisinden çıkarak üç küçük kolu olan ve Ortaköy ile Levazım mahallelerinin sınırını çizerek Ambarlıdere Dereiçi Sokağı’nın başlangıcında tonoza giren Ortaköy Deresi’nden başka akarsu bulunmamaktadır. Beşiktaş’ta bulunan diğer derelerin bir kısmı 19. yüzyılın sonlarında başlayan yerleşmelerle, geri kalan kısmı ise 20. yüzyıl yerleşmelerinin etkisiyle yok olmuştur. Karabali Deresi, Beşiktaş Deresi, Muradiye Deresi, Fulya Deresi, Ihlamur Deresi, Hasanpaşa Deresi, Yahya Efendi Deresi, Ekmekçioğlu Deresi ve Arnavutköy Deresi Beşiktaş’ın günümüze ulaşmayan dereleridir39 5.1.3. İklimi

İkliminde Marmara Bölgesi karakteri hakimdir. Yazları sıcak ve yağışsız, kışları ılıman ve yağışlı geçer.En çok yağış Kasım Ayında, en az yağış ise Temmuz Ayında düşer40

39 Aslan Burak Metin, Beşiktaş’ın Kentsel Tarihi ve Barındırdığı Mimari Eserler, Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2010, s.1-2. 40 www.besiktas.gov.tr 295

5.1.4. Osmanlı Öncesi Beşiktaş

Beşiktaş, tabii güzellikleri bakımından çok eski zamanlardan beri ilgi görmüş ve önem kazanmış, Dolmabahçe ile Ortaköy arasında bulunan bir boğaziçi semtidir41.

Beşiktaş, Cihangir’den başlayarak Boğaz sahili boyunca birbirini müteakip ve kısa mesafelerle ayrılmış, kısmen 100, kısmen de 1500 ve daha çok haneli köyler vardır. Bu köylerin çoğu İstanbul sayfiyeleridir ve ikisinde, Galata “Mollası” na tabi kadıların vazife gördüğü mahkeme bulunur. Bu iki köyden birincisi olan Beşiktaş Türk, Rum ve Yahudilerle meskûn bir yerdir. Daha evvel burada birçok Ermeni de vardı; fakat Surp Asduadzadzin adlı kilise 1759 da yıkıldıktan sonra, Ermeniler günden güne dağılıp azaldılar42.

Beşiktaş’ın eski adı “Diplokiyan” yahud “Zogokiyan” du. Birincisi “çifte sütün” ikincisi “birleşik sütun” anlamına gelmekte idi. Buradan vaktiyle birçok sütunlar, mermer direkler bulunup tepelerinde mermer birer put bulunduğu yazan kitaplar olduğu gibi, burada Romen Le Kapen tarafından yalnız iki sütun dikilmiş bulunduğunu yazanlar da vardır43.

Beşiktaş “Kone Petro” adıyla anılıyordu. Anlamı “Taş Beşik” idi. Buna sebep de, semtin ağaçlık ve servilik olması dolayısıyla “Yaşka” adlı bir rahibin burada büyük bir kilise inşa ettirmesidir. Rahip Yaşka, Kudüs’e gitmiş, Hazreti İsa’nın beşiğini Beytüllahm adlı şehirden almış ve burada yaptırdığı kiliseye koymuştur. Hazreti İsa, çocukluğunda bu beşik içinde yıkanmış. Bu sebeple, bu kilise Rumlar arasında “Taş Beşik” olarak ün yapmıştır. Rahip ölünce bu taş beşiği Harkil oğlu İlya almış ve Ayasofya direğinin sağ köşesine koydurtmuştu. Bunun üzerine de Müslümanlar semte “Beşiktaş” adını vermişlerdi (bu söylenti, hiçbir delile dayanmadığı için daha çok bir efsane niteliği taşımaktadır)44.

Beşiktaş’ın adı, bir başka rivayete göre Barbaros’un burada gemileri bağlamak üzere beş taş direk koydurmasıyla ilgilidir. Başka bir rivayete göre ise, burada içi insan

41 M.Tayyip Gökbilgin., “Boğaziçi”, T.D.V. İ.A., C.6, İstanbul,1992, s.252. 42 P.Ğ İnciciyan., 18. Asırda İstanbul, Tercüme ve Tahşiye Eden Hrand D. Andreasyan, İstanbul, 1956, s.95-96. 43 N. Ahmet Banoğlu., Tarihi ve Efsaneleriyle İstanbul Semtleri, İstanbul, 2007, s.151. 44 Önder Şenyapılı., Ne Demek İstanbul, Bebek Niye Bebek!? (Genişletilmiş 2. Basım), Ankara, 2003,s.34-35. 296

şeklinde oyulmuş beşiğe benzer bir taşın bulunmasıyla veya Barbaros’un türbesine konan Diplokionion sütunlarıyla ilgilidir45.

Beşiktaş'ın kuruluş tarihi eski devirlere kadar uzanır. İlkçağ'da, Argonaues şefi Jason, Colchide'ye giderken, burada karaya çıkmıştı. Bu sebepten buraya “Jasonion” adı verilmişti. Kasabaya sonraları “Sergion” dendi. Aleksion Komnenos, Isaac'ı, buraya sürmüş ve İstanbul'u 1240'da almaya gelen Dandolo kumandasındaki Venedikliler'in bir kısmı burada karaya çıkmışlardı46.

Kaynaklar, Antik çağda, Boğaziçi kıyılarının sık bir ormanlık alanla kaplı olduğunu belirtir. Bu sebeple iç bölgelere ulaşım büyük ihtimalle patikalar ya da dar ve ulaşıma elverişsiz yollarla sağlanmaya çalışılıyordu. Ulaşım daha çok kıyı şeridinde kayıklarla sağlanmaktaydı. İlkçağ Boğaziçi’si ile ilgili bilgilerin daha çok mitolojik öğelere dayanması ve kıyı şeridinin doğal özelliklerini kaybetmiş olması bu dönemdeki yerleşim yerleri ile ilgili bilgilerin az olmasına sebep olmuştur.

Bu dönemin kıyı yerleşimleri hakkındaki en detaylı bilgiye Bizantion’lu Dionisios tarafından M.S. 2. ya da 3. yüzyılda kaleme alınmış olan Anaplus Bosporu (Boğaziçi’nde Yolculuk) adlı eserden ulaşılmaktadır. Bu yazma eser 16. yüzyılda yaşamış olan Latin seyyah Petrus Gyllius tarafından Latince’ye çevrilmiştir. Bu çevirinin esasını oluşturan orijinal yazma 1555 yılında Petrus Gyllius’un ölümünden sonra ortadan kaybolmuştur. Dionisios, Haliç kıyılarından başlayarak Boğaz’ın her iki yakasında gördüğü yaklaşık 150 eseri detaylı bir şekilde anlatmış ve anlattıklarının gerçekliğini vurgulamak amacıyla tarihsel gerçekliklerle mitolojik olayları harmanlamıştır. Bu sebepten ötürü yazarın bölge ile ilgili verdiği bilgileri değerlendirirken çok dikkatli davranmak gerekmektedir47.

Dionisios’un kitabında bugünkü Beşiktaş bölgesi ile ilgili olarak anlatılan bilgilerin genel olarak çok açık olmaması, bölge ile ilgili tarihsel değerlendirmelerde bulunurken, günümüzde dahi kabul gören birçok yanlış yoruma sebep olmuştur. Bugünkü Beşiktaş bölgesinin en güneyinde Dolmabahçe Sarayı yer almaktadır. Bu bölge Osmanlı döneminde denizin doldurulmasıyla elde edilen bir alan olduğu için bu

45 M.Tayyib Gökbilgin., “Boğaziçi”, T.D.V. İ.A., C.6, İstanbul,1992, s.253. 46 www.istanbulburda.com/besiktas-9367 47 Albrecht Berger, Antik Dönem ve Ortaçağda Beşiktaş, S.15, İstanbul, 1995, s.97. 297

adı almıştır. Dionisios’un eserinde Pentekontorikon adıyla bahsettiği yerde Pentekontoroslar (elli kürekli gemi) demirlemekteydi. A. Berger’in belirttiğine göre sonradan doldurulan bir yer olduğu göz önüne alınırsa Dolmabahçe’nin Pentekontorikon olduğu düşüncesi mantıklı görülebilir. Ayrıca Dionisios’un anlattığına göre burada “İskitlinin Köyü” olarak anılan bir yerleşim yeri bulunmaktaydı. Tauros (boğa) adıyla anılan bu İskitli, Girit Kralı Minos’un karısı Pasifae’yi baştan çıkarmak için giderken bu bölgede konaklamıştı. Anlaşılıyor ki, Dionisios’un anlattığı bu olay Yunan mitolojisindeki bir efsanenin değiştirilmiş bir versiyonudur. Dionisios sözünü ettiği köyün kuzeyinde İasonion adında bir yerin varlığından söz etmektedir. Efsaneye göre içinde Apollo adına yapılmış bir sunak da bulunan bu yere Teselya’daki İolkos kralı Aison’un oğlu İason isim vermiştir. Babasının tahtını geri almak üzere Pelias’tan söz alan İason, Karadeniz’deki Altın Postu bulmaya giderken Argonotlar’ın lideri olarak çıktığı seferde Beşiktaş civarında demirlemiştir. Fakat uzunca bir süre İasonion olarak anılan bölgenin Beşiktaş olmadığını düşündüren bir kaynak vardır. Rus hacısı Novgorodlu Antoniy, 1200 yılında Konstantinopolis’i ziyareti sırasında bu bölgede Maçukov isimli bir manastırın varlığından bahseder ve bu manastırda İason adlı bir azizin kemiklerinin saklandığını anlatır. Maçukov ismine Antoniy’den önce ya da sonra hiçbir Bizans kaynağında rastlanmamaktadır. Fakat bugünkü Maçka bölgesinde bu adın yaşaması da oldukça dikkat çekici bir durumdur.

Dionisios ve Antoniy’in verdiği bilgiler doğrultusunda, Maçka’nın aşağısındaki kıyı Şeridinin İasonion, Dionisios’un Arheion olarak adlandırdığı bölgenin de Beşiktaş olduğu düşünülürse, eserde Rodos’tan gelen ve bu iki bölge arasında gemilerin demirlediği yer olarak belirtilen “Rodion Periboloi” bölgesinin günümüz araştırmacıları tarafından kabul edildiği gibi Çırağan Sarayı’nın bulunduğu yer değil, daha güneyde yer alan bir bölge olması gerekir.

Dionisios, Arheion’u kuzeye doğru, tepeler ve arasından akan bir ırmakla tasvir etmektedir. Bulvarı’nın inşası sırasında ortadan kalkmış olan Ihlamur Deresi olduğunu söyleyerek, Arheion’un gerçekten de Beşiktaş olduğu sonucuna varılabileceğini belirtmektedir. Dionisios Arheion ismini Tasos’tan gelerek bu bölgede bir kent kurmaya çalışan ama saldırı tehdidinden korkan Khalkedon (Kadıköy) halkı tarafından yenilgiye uğratılan Yunanlı Arheias’a dayandırmaktadır. 298

Dionisios Beşiktaş’ta denize bakan bir tepe üzerinde, “Denizin İhtiyar Adamı” adına yapılmış olan bir tapınaktan da bahsetmektedir. Bu yapıdan sonra yeri saptanabilen bölge bugünkü Arnavutköy’deki Bythias Körfezi’dir. Bu bilgiler ışığında sözü edilen tapınağın Yıldız civarında ya da Ortaköy sırtlarında bir yerde olduğu düşünülebilir. Dionisios tarafından Parabolos ve Kalamos isimleriyle anılan bölge bugünkü Kuruçeşme olmalıdır. Bythias’tan sonra ise Tanrıların Anası adına yapılmış bir tapınak bulunan bugünkü adı Akıntıburnu olan Hestiai bölgesi gelmektedir. Son olarak ise Artemis adına yapılmış bir tapınak bulunan Helai yani Bebek adından bahsedilmektedir. Dionisios’un verdiği bilgiler oldukça ilginç ve etkileyici olmasına rağmen adından bahsettiği tüm yerlerden Helai dışındakilerin Bizans dönemi metinlerinde yer almaması oldukça ilginç bir durum ortaya koymaktadır48.

Erken Bizans döneminde Beşiktaş, Sergion ve Antakya’nın bir yazlığına benzediğinden dolayı Daphne adıyla anılmıştır.9 Bizans’ın İstanbul’a hâkim olduğu dönemde Beşiktaş’ta üç önemli yapının adı anılmaktaydı. Bu yapılardan ilki Anaplus’ta bulunan Ayios Mihael Kilisesi’ydi. Kilise, 4. yüzyılda I. Constantinus (305-337) döneminde inşa edilmiş olup, Hıristiyan hacıların en çok ziyaret ettiği mekânlardan biri olma özelliğine sahiptir. Bizans dönemi metinlerinde Konstantinapolis’ten uzaklığı yaklaşık 6300 m. olarak bahsedilen bu yapı, muhtemelen Kuruçeşme – Arnavutköy arasında olmalıydı. Kilise, 6. yüzyılda Şehirde Büyük bir imar hareketine girişen I. Justinianus (527-565) tarafından onarılmış ve 10. yüzyıla kadar varlığını sürdürmüştür. Ayas Mamas bölgesi ise Bizans imparatorlarının yazlık ikametgâhı olarak ün yapmıştı. Bu bölge ilk olarak I. Leon (457-474) döneminde önem kazanmaya başladı. 461 yılında Konstantinopolis’te çıkan büyük bir yangından korkan imparator, Ayas Mamas bölgesinde altı ay boyunca kalmıştı. Ihlamur Deresi’nin üzerindeki köprünün yakınlarında bir yerde olduğu düşünülen Ayas Mamas kompleksi, bir saray, hipodrom, liman ve denize açılan yarım daire şeklinde bir revaktan oluşmaktaydı. Yangından kaçan I. Leon’un bu bölgeye geldiği düşünülürse, burada daha önceden bir saray ve komplekse adını veren bir kilisenin yer almış olması mantıklı gelmektedir. Muhtemelen revak ve hipodrom I. Leon’un komplekse sonradan eklediği yapılardır.

48 Aslan Burak Metin, Beşiktaş’ın Kentsel Tarihi ve Barındırdığı Mimari Eserler, Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2010, s.4-6. 299

Ihlamur Deresi üzerinde bulunan köprünün saray ile beraber inşa edilip edilmediği hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. 9. yüzyılda yazılmış olan Parastaseis adlı kaynağa göre, Mamas Saray kompleksinin yakınında yer alan bu köprü, Halkedon köprüsü gibi taştan yapılmış ve 12 kemer tarafından taşınmaktaydı. Mamas Hipodromu’nu süsleyen öğelerden birisi olduğu düşünülen ejderha heykeli de köprünün yakınında bulunmaktaydı. Ortaçağda yaygın bir efsane olarak dilden dile dolaşan ve köprüyü koruma karşılığında yılda bir kez bir bakirenin kurban edilmesini isteyen ejderha efsanesi de bu sebeple Ayas Mamas Sarayı’na bağlanmaktadır. Ayas Mamas saray kompleksi 8. yüzyılın ikinci yarısında tahtı ele geçirmek üzere ayaklanan komutan Artavados’un saldırılarını engellemek amacıyla bir süre karargâh olarak kullanılmıştı. 792 yılına gelindiğinde ise bu sefer tahtı ele geçirmek amacıyla ayaklanan Nikeforos’un gözlerine burada mil çekilmiş ve kardeşlerin de dilleri kesilmişti. VI. Konstantinos (780-797) annesi Eirene (797-802) kendisini tahtan indirme planlarını burada öğrenmiş fakat Anadolu’ya kaçmaya çalışırken yakalanmış ve Konstantinopolis’te gözleri kör edilmişti. Kaynaklarda adına ilk kez 9. yüzyıl başlarında rastlanan Ayas Mamas Hipodromu muhtemelen 5. yüzyılda inşa edilmişti. 813 yılında ise Bulgarların şehrin banliyölerini yağma ettiği sırada hipodromda bulunan ejderha heykeli ve daha birçok eser götürülmüştü. Hipodrom bu felaketin ardından ayakta kalmayı başarmış ve daha sonraki dönemlerde onarım geçirmişti. Saray ve hipodromun III. Mihael (842-867) tarafından sürekli olarak ziyaret edildiği bilinmektedir. Mihael’in bu bölgeyi çok sevdiği ve araba yarışları için kullandığı, yine bir yarış sonrasında içki yüzünden sızmışken halefi I. Basileios (867-886) tarafından Ayas Mamas Sarayı’nda öldürüldüğü bazı kaynaklarda yer almaktadır. 9. yüzyıl ortalarından Rusya’dan gelerek Bizans’ı tehdit etmeye başlayan ve hatta 860 yılında Konstantinopolis’i kuşatan Vikingler ile I. Romanos Lakapenos (920-944) döneminde yapılan bir ticari anlaşma, Ayas Mamas Sarayı’nı yeniden gündeme getirmiştir. O tarihlerde Konstantinopolis halkı tarafından tehlikeli olarak görülen Rusların kente girmesi istenmediğinden sarayın hana dönüştürüldüğü ve ticari faaliyetleri burada yürütmeleri Şartı koşulduğu bilinmektedir. 1146 yılında II. Haçlı Seferi’nin ardından Mamas Sarayı’nın adına bir daha rastlanmaması ise sarayın bu tarihten sonra eski önemini kaybettiğine işaret etmektedir. 300

Albrecht Berger, geç dönem Bizans kaynaklarında Zeukta Kionia ya da Diplokionion (Çifte Sütunlar) adıyla bilinen anıtın Mamas Sarayı revağının kalıntıları olabileceğini söylemektedir. Ayrıca Cristoforo Buondelmonti tarafından 1420’lerde çizilen haritada Diplokionion’un Ihlamur Deresi’nin hemen ağzında ve birbirine yakın iki sütun olarak gösterildiğini belirtmektedir. Semavi Eyice ise İstanbul’un eski planı sayılan Buondelmonti resimlerinin çeşitli kopyalarında Galata’nın dışında, Tophane’nin ilerisinde olduğu kesinlik kazanmış olsa da daha açık bir yerleştirme yapılamayacağını, resimlerde çizilen akarsuyun Fındıklı, Küçük Çiftlik veya Ihlamur derelerinden biri hatta Ortaköy Deresi bile olabileceğini belirtir. Bu durumda Diplokionion için Fındıklı’dan Ortaköy’e kadar olan oldukça geniş bir alandan söz edilebileceğinden bahseder. İlkçağdan kalan ve büyük ihtimalle önemli bir yapının, belki de bir tapınağın kalıntıları olarak ayakta duran bu çifte sütun, 1509 yılında meydana gelen büyük bir depremde yıkılmıştır. Eyice, bu sütunların Basiliscus adında bir Şahıs tarafından inşa edilmiş olan Zeus Mabedi’ne ait olabileceğini, uzun süre duran çifte sütunun 5. yüzyılda tahrip olan bu mabedin kalıntıları olabileceğini söylemektedir. Albrecht Berger’in 16. yüzyılın ortalarında İstanbul’u ziyaret eden seyyah Petrus Gyllius’tan aktardığına göre ise deprem sonucu yıkılan bu sütunların Barbaros Hayreddin Paşa Türbesi’nin temelinin inşasında kullanıldığını söylemektedir. Bizans döneminde Beşiktaş’ın tanınmasında önemli bir rolü olan üçüncü eser ise Fokas Manastırı’ydı. Bu yapı aslında, 9. yüzyılda Ermeni asıllı Arşavir adında biri tarafından inşa ettirilmiş revaklı, hamamlı büyük ve muhteşem bir villaydı. Arşavir’in kardeşi patrik Ioannes Grammatikos’un, Psikha da denen bu yerdeki sarayın mahzenlerinde gizli ayinler yaptığı dedikodusu yayılmaya başlayınca saray imparator I. Basileos’a satılmış ve manastıra dönüştürülmüştür. Bu manastırın yeri tam olarak bilinmemekle beraber, Ortaköy’de günümüzde halen mevcut olan Ayios Fokas Kilisesi’nin yerinde olabileceği tahmin edilmektedir. Buondelmonti’nin haritasında manastır Diplokionion’un güneyinde yani Beşiktaş’ta gösterilmektedir. 13. yüzyıl başlarında Haçlı Seferleri sırasında Dandolo kumandasındaki Venedik kuvvetlerinin bir kısmı Beşiktaş’ta karaya çıkmış ve Şehri sarmaya başlamıştır49. Fakat

49 Aslan Burak Metin, Beşiktaş’ın Kentsel Tarihi ve Barındırdığı Mimari Eserler, Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2010, s.6-10. 301

buna rağmen, Beşiktaş mahallesi, 1453'e kadar Bizans kontrolünde kaldı. Şehrin fethi sırasında Osmanlı donanması kuşatma boyunca tarafsız Ceneviz şehri Pera'dan (Karaköy) Diplokionion'a kadar sahilde demirlemiş, donanmanın bir bölümü, Bizans'ın Haliç'e gerdiği zinciri aşmak üzere, Dolmabahçe önlerinden kızaklara yüklenmişti50.

Beşiktaş, Bizans döneminde Boğaziçi kıyılarındaki en belli başlı yerleşim merkeziydi. Bizans döneminde (4.-15. yüzyıl) günümüz Beşiktaş'ının kıyıları şu üç önemli yapıyla tanınırdı: "Auaplus"ta (akıntıya karşı) bulunan Ayios Mihael Kilisesi, İmparatorların yazlık ikametgâhı olan Ayios Mamas saray kompleksi ve Fokas Manastırı. Bunlardan Ayios Mihael Kilisesi Konstantinopolis'in kurucusu olan I. Constantinus (305-337) döneminde inşa edilmişti ve Rum, Ermeni, Gürcü Hıristiyan hacıların ziyaret ettiği çok ünlü bir hac merkeziydi51.

5.2. Osmanlı Döneminde Beşiktaş

Beşiktaş sur dışı bir yer olduğu için Bizans döneminde idari bir yapıya sahip değildi. Osmanlı döneminde yerleşme yeri kimliği kazanmaya başlayınca şehir idaresinde yerini aldı. 16.yy da İstanbul sur dışına taşıp Galata, Üsküdar ve İstanbul Boğazı’nın iki kıyısı boyunca yeni yerleşmelerle büyük bir metropol haline gelince şehir idaresi de bu gelişmeye uygun biçimde tanzim edildi52.

İstanbul’un Fatih Sultan Mehmed tarafından kuşatılması sırasında Baltaoğlu Süleyman Bey komutasındaki Türk donanmasının, o dönemlerde küçük bir Rum kasabası olan ve bir de kilisesi bulunan, Beşiktaş önlerinde demirlediği bilinmektedir.

Beşiktaş’ın Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethetmesiyle birlikte Türkler tarafından iskân edilmeye başladığı anlaşılmaktadır. Fatih Sultan Mehmed dönemi (1451-1481) sonlarında Beşiktaş’ta iki mahallenin kurulmuş olduğu bilinmektedir. Bu mahalleler Rum Ali Mescidi Mahallesi ve Ekmekçibaşı Mescidi mahalleleridir. Günümüzde de varlıklarını sürdüren her iki mahallede kurucularının adına inşa edilmiş mahalle mescitleri bulunmaktadır.

50 harika.istanbul.gov.tr/ 51 tr.wikipedia.org 52 Mehmet Polat., Beşiktaş H.1300-1301 Tarihli Şer’i Mahkeme Sicil Defterinin İlmi, İctimâî ve Tarihî Bakımdan Değerlendirilmesi, M. Ü. Sosyal.Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2007, s.24. 302

Fetihten sonra Beşiktaş Osmanlı donanmasıyla olan ilişkisi sayesinde gelişmeye başladı. Bu dönemde, bugünkü Dolmabahçe’nin yerinde bulunan ve Bizanslılar döneminde Pentecontarion olarak adlandırılan koyda, Bektaşilerden Karaabalı Mehmed Baba’nın denizden bir kısım araziyi doldurarak meydana getirdiği, içinde meyve ve servi ağaçları bulunan bahçe, Karaabalı Bahçesi olarak isim yapmıştır. Zamanla halk arasında burası Karabali Bahçesi olarak anılmaya başlamıştır. Aynı dönemde Beşiktaş’ın Karabali Bahçesi ile son bulduğu yerde var olan bir iskeleye Arap İskelesi adı verilmiştir. Buraya 16. yüzyılın başlarında yaşamış olan Tekerlek Mustafa Efendi tarafından bir de mescit yaptırılmıştır.

Bugün Hayreddin İskelesi denilen yerde denize dökülen Beşiktaş Deresi’yle Arap iskelesi arasındaki bölgede bir bahçe bulunmaktaydı. II. Beyazid döneminde (1481-1512) bu bahçenin bulunduğu kıyı Şeridi kaptan-ı deryalara verilmiş, daha sonraları Beşiktaş Bahçesi adını alan bu alanda bir yalı yaptırılmıştı. Kanuni döneminde (1520-1566) ise Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa bu yalıda oturmaktaydı. Barbaros burada bir cami, bir medrese ve bir de sıbyan mektebi yaptırmış ve ölümünden sonra Beşiktaş’a gömülmüştü. Barbaros’un Beşiktaş’a yerleşmesi ve semte önem vermesi bir geleneğin başlangıcı olmuş, daha sonraları kapta- deryaların yalıları hep bu semtte yer almıştır. Barboros Hayreddin Paşa’nın Beşiktaş’a verdiği önem, Türk denizcilerinin yüzyıllar boyunca bu bölgeye bir saygı göstermesine yol açmıştır. Kasımpaşa Tersanesi’nden sefere çıkan Türk donanması önce Beşiktaş önüne giderek orada demirlemiş, kaptan-ı deryanın türbesini ziyaret ettikten sonra Karadeniz’e açılmışlardır. Beşiktaş kıyıları 16. yüzyıl boyunca kaptan-ı deryalar semti olma özelliğini sürdürmüş ve Barbaros Hayreddin’den sonra, Sinan Paşa ve Kılıç Ali Paşa gibi kaptan-ı deryalar da Beşiktaş’ta kalıcı izler bırakmıştır. Beşiktaş semtinin kıyıları I. Ahmed döneminden (1603-1617) sonra ise bu özelliğini yitirerek hanedana geçmiş ve hasbahçeler olarak düzenlenip sahil saraylarla donatılmıştır. Beşiktaş Bahçesi arkasındaki tepede Kanuni tarafından kurulan saraya Süleyman Sarayı adı verilmişti. Bu eser Beşiktaş’ta hanedan tarafından yaptırılan ilk yapı olma özelliğini de taşımaktadır. Uzun süre Süleymaniye Mahallesi olarak anılan bölgede günümüze ulaşmayan bir de Süleymaniye Mescidi bulunmaktaydı. Sarayın önünden sahile kadar uzanan bölge Kale Bahçesi olarak anılmakta ve kıyıdaki Sultan İskelesi ile sonlanmaktaydı. 303

Beşiktaş II. Selim döneminde daha da önem kazanmıştı. Zaman zaman esir pazarlarının da kurulduğu bilinen Barbaros Türbesi civarına o dönemde Deve Meydanı adı verilmişti. Bu isimle anılmasının sebebi ise Rumeli’nin Anadolu ile ulaşımını sağlayan ve deve kervanlarının takip ettiği güzergâhın başlangıcının burası olmasıydı.

16. yüzyılda Beşiktaş semt tarihi açısından önemli bir yere sahip kişi ise Kanuni’nin sütkardeşi olan Yahya Efendi’dir53. Beşiktaş’ta Yahya Efendi Mesiresi meşhurdur. Bizzat bu Şeyh tarafından “Hızırlık” adı verilen bu mesire yeri ile Yahya Efendi’nin türbesi ve tekkesi yakın zamanlara kadar halkın hatta devlet büyüklerinin ziyaretgâhı olmuştur54.

17. yüzyıla gelindiğinde ise Beşiktaş’ın bugünkü Abbas Ağa sırtlarına doğru yayılmaya başladığı ve Arap İskelesi ile Beşiktaş Deresi arasında yer alan sahil Şeridinin ise padişahlara ait köşk yapılarıyla değişmeye başladığı görülür. I. Ahmed döneminde (1603-1617) Dolmabahçe koyu doldurulmuş, Kaptan-ı Derya Cağalazade Yusuf Paşa’nın oturduğu Cağalazade Yalısı yıktırılarak Beşiktaş Sarayı’nın ilk yapıları inşa edilmiştir. Bu yalıdaki köşkler ve iskeleler onarılmış ve yedi kubbeli bir de kasır inşa edilmiştir. Öncekilerden daha güzel ve daha büyük olan bu kasrın bahçesinde büyük bir havuz bulunmaktaydı. Kasrın pencerelerinin altından geçen su bu havuza dökülmekteydi. Ancak köşkün tamamlanması geciktiğinden I. Ahmed burada çok kısa bir süre kalabilmiştir. 1622 yılında Beşiktaş’ta Ohrili Hüseyin Paşa tarafından Yahya Efendi Türbesi yakınında, deniz kenarında bir Mevlevihane ve etrafında da birkaç dükkân yaptırılmıştır. Bu yüzyılın başlarında yaptırılan diğer bir mescit ise Kaptan İbrahim Paşa tarafından bugünkü Akaretler’de Sinan Paşa Köprüsü Sokağı’nda yer almaktadır. Beşiktaş’ın bu dönemde imarı gittikçe hızlanmış ve semt Dolmabahçe ile Maçka sırtlarına doğru genişlemeye başlamıştır. 1664 yılında ünlü Şeyhülislamlardan Zekeriya Efendi’nin torunu Vişne lakabı ile ünlü Lütfullah Efendi’nin oğlu Mehmed İzzet Efendi tarafından yaptırılan mescidin etrafı daha sonraları Vişnezade Mahallesi olarak adlandırılmıştır. Beşiktaş’ın yüzyılın ikinci yarısında imar edilen diğer bir bölgesi de bugünkü Abbas Ağa sırtlarıdır. Bu bölgeye Abbas Ağa adının verilmesinin

53 Aslan Burak Metin, Beşiktaş’ın Kentsel Tarihi ve Barındırdığı Mimari Eserler, Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2010, s.10-13. 54 M.Tayyib Gökbilgin., “Boğaziçi”, T.D.V. İ.A., C.6, İstanbul,1992, s.253. 304

sebebi de bu yüzyılda darüssaade ağası Abbas Ağa tarafından buraya bir cami yaptırılmasıdır55. Beşiktaş sahilinde I. Ahmed, IV. Mehmed ve I. Mahmud köşkler ve kasırlar yaptırmışlardı. III. Selim yaz mevsimlerini, kendisinin de birçok ilave de bulunduğu I. Mahmud’un sahil sarayında geçirirdi. II. Mahmud devrinde bazı tadiller gördükten sonra ve yeni binalar ilave edildikten sonra Dolmabahçe’deki sarayın inşası ile eski Beşiktaş Bahçesi Sahil Sarayı tarihe karışmıştır56.

Beşiktaş 18. yüzyıl başlarında, Lale Devri’nde en parlak dönemini yaşamıştır. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın bu semti sevmesi, kendisinin ve yakınlarının Beşiktaş’ta yalılar yaptırması, bu yalıların özellikle lale bahçeleri, bahçelerinde Çırağan eğlenceleri Beşiktaş’ın göz kamaştıran bir dönem yaşamasını sağlamıştır. Kazancıoğlu Bahçesi’nde Damat İbrahim Paşa tarafından, eşi ve III. Ahmed’in (1718-1730) kızı Fatma Sultan için yaptırılan yalı, burada düzenlenen eğlenceler sonrasında Çırağan Yalısı olarak anılmaya başlamıştır. III. Ahmed Çırağan Yalısı’na gelerek eğlenceler düzenletir ve uzun süre burada kalırdı. III. Ahmed zamanında Beşiktaş Bahçesi’ne de yeni binalar eklenmiştir57. Beşiktaş İstanbul şairi Nedim’in yaşadığı semttir58 Lale devrinde yapılan bu eğlencelerin son bulması ise 1730 yılında meydana gelen kanlı Patrona Halil Ayaklanması ile olmuştur. Beşiktaş’ın yeniden canlanması I. Mahmud (1730-1754) döneminin sonlarına doğru gerçekleşti. I. Mahmud bakımsız bir halde duran Beşiktaş bahçelerini ve köşklerini onarttı. 22 sütunlu büyük bir kasır, yanına minyatür bir köşk, servi korusunun kuytularına daha küçük köşkler yaptırdı. Musahiplerine, silahdar ağasına da yalılar ihsan etti. İstanbul Rokokosu ilk kez bu yapılarda denenmiş oldu. 22 Mayıs 1766 yılında meydana gelen büyük depremde Beşiktaş Sarayı zarar görmüş ve III. Mustafa (1757-1774) sarayı tamir ettirmiştir. I. Abdülhamid ise 1781 yılında yeniden bir sahilhane ve bir kasr, 1782 yılında da iki kasr ve büyük bir havuz yaptırmıştır. 1783 yılında ise sarayın ahşap kısımları yıkılarak yerine kâgir binalar yapılmıştır. 18. yüzyıldan itibaren Beşiktaş bugünkü Serence bey Yokuşu’na doğru genişlemeye

55 Aslan Burak Metin, Beşiktaş’ın Kentsel Tarihi ve Barındırdığı Mimari Eserler, Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2010, s.10-13. 56 M.Tayyib Gökbilgin., “Boğaziçi”, T.D.V. İ.A., C.6, İstanbul,1992, s.253. 57 Aslan Burak Metin, Beşiktaş’ın Kentsel Tarihi ve Barındırdığı Mimari Eserler, Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2010, s.10-13. 58 Ceyhan Güran, Bir Dünya İmparatorluklar Merkezi İstanbul, İstanbul, 2007, s.271. 305

başlamıştır. Yüzyılın başında Darüssaâde ağası Hacı Beşir Ağa’nın hazinedarı, Süleyman Ağa tarafından bu bölgede bir mescit ve mektep inşa edilmesi buna örnek olarak gösterilebilir. Semt diğer yandan ise Beşiktaş Deresi ve Ihlamur Deresi vadisi boyunca iskân edilmeye başladı. Ihlamur Deresi’nin Fulya’ya ulaştığı yer bu dönemde Hacı Hüseyin Bağı olarak bilinirdi. Bu bağ ve içinde bulunan köşk miri araziye geçtikten sonra bağ, semtin en büyük mesire alanı olmuş, köşkün yerineyse 19. yüzyılda Ihlamur Kasrı inşa edilmiştir. 18. yüzyılın ortalarına gelindiğinde Beşiktaş’ın ve Ortaköy, Kuruçeşme, Arnavutköy, Bebek köylerinin de bağlı olduğu Galata bölgesi su Şebekesine sahip değildi. Bu yüzyılda Beşiktaş’ta gerçekleştirilmiş olan en önemli belediye hizmeti 1731 yılında tamamlanan Bahçeköy’deki I. Mahmud bendinden semte su getirilmesidir. 1731-1839 yılları arasında dört aşamalı olarak yapılan ve Taksim Suyu denilen bu tesisler sayesinde Beşiktaş düzenli su şebekesine kavuşmuştur. Bu sayede semtte bulunan çeşme ve hamam sayısında ciddi bir artış görülmüştür. 18. yüzyılda Beşiktaş’ta Türklerle birlikte Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler de yaşamaktaydı. Ermeni tarihçi İncicyan “18. Asırda İstanbul” isimli eserinde önceleri Beşiktaş’ta çok sayıda Ermeni’nin yaşadığını fakat 1759 yılında Surp Asvadzadzin Kilisesi’nin yıktırılmasıyla birlikte Ermeni nüfusun gün geçtikçe azalmaya başladığını söylemektedir.

III. Selim (1789-1807) de Beşiktaş’a tutkun olan padişahlar arasında yer almaktaydı. Kız kardeşleri Hatice, Beyhan ve şah sultanların Beşiktaş ve Ortaköy sahillerinde bulunmaktaydı. III. Selim saltanat ve tebdil kayıklarla sürekli olarak kız kardeşlerini ziyaret eder, bazen Dolmabahçe’ye gider, bazen de Maçka Sarayı’na giderek dinlenirdi. 19. yüzyıla girilirken padişah, annesi, haremi ve kız kardeşleri Beşiktaş’ta, Çırağan’da, Defterdarburnu’nda, Maçka’da, Ihlamur mesiresindeydiler. III. Selim 1789 yılında kızkardeşi Beyhan Sultan’dan Çırağan Yalısı’nı parasını ödeyerek satın almıştır. Fakat “mabeyin-i hümayun dairesi” bulunmadığından yakınlardaki Rodoslu Yalısı’nı da satın alarak bunu da mabeyn-i hümayun dairesi olarak yaz mevsimlerinde kullanmıştır. 18. yüzyılda Beşiktaş’ın genel durumuna bakıldığında, kasabanın yüzyılın başlangıcında yapılan evlerle gerisindeki sırtlara doğru yayıldığı ve nüfusunda bir önceki yüzyıla göre belirgin bir şekilde artış gösterdiği gözlemlenmektedir. 306

III. Selim döneminin 1807 yılında meydana gelen Kabakçı Mustafa Ayaklanması ile kanlı bir Şekilde sona ermesinden sonra başlayan olaylar II. Mahmud’un 1808 yılında tahta geçmesiyle son bulmuştur. II. Mahmud (1808-1839) havasının temizliği, hem de iç taraflarında avlanmaya elverişli bölgelerin bulunması sebebiyle Beşiktaş’tan çok hoşlanmış ancak kış aylarında da burada kalmasını yeniçeri ağası engellemiştir. Bununla beraber her yaz bu sahil saraya gelerek uzun süre burada kalarak istediğini biraz da olsa gidermeye çalışmıştır. II. Mahmud 1820 yılından sonra çoğu kez Beşiktaş ve Çırağan sarayları ile Yıldız Kasrı’nda kalmış, 1834 yılında Beşiktaş Sarayı onarıldıktan sonra ise Topkapı Sarayı’nı tamamen terk etmiştir.

19. yüzyılın başlarında Beşiktaş iki tane korkunç olaya sahne olmuştur. Bunlardan biri 1807 yılında IV. Mustafa’nın (1807-1808) ilk aylarında yaşanan Laz Yamaklar Vakası’dır. Kabakçı Mustafa’nın yalın ayak, baldırı çıplak ayaklanmacılarından bir grup, Regaib Kandili gecesini Beşiktaş Gülşenabad Sahilsarayı’nda, kızkardeşi Esma Sultan’ın konuğu olarak geçiren IV. Mustafa’nın gözleri önünde rezalet çıkarmıştır. Körkütük sarhoş olan yamaklar, Yahya Efendi mesiresindeki kadınlara ve kızlara sarkıntılık etmiş, Gülşenabad Sarayı’nı bekleyen muhafızlara saldırmışlardı. Sarayın önünde çıkan kavgada üç bostancı öldürülmüştür. Diğeri ise 18 Temmuz 1811’de Beyoğlu’nda geceleyin çıkan yangın sonrasında başlayan şiddetli yağmur Beyoğlu’ndaki yangını söndürmüş fakat Beşiktaş’ı sele boğmuştur. Dereler taşmış ve Sinan Paşa Camii yakınındaki köprü yıkılmıştır. İskele hamamını su basması sonucu içeride bulunan kişiler boğulmuştur. 1839 yılında Tanzimat Fermanı’nın ilanıyla beraber başlayan dönemde Beşiktaş, özellikle mimarlık alanındaki değişimlerin en yoğun olarak görüldüğü bölge olma özelliğine sahip olmuştur. 19. yüzyılın ortalarında Beşiktaş’ın sınırları Maçka, Haseki Tarlası, Ihlamur, Yenimahalle, Yıldız ve Ortaköy’e doğru uzanmaktaydı. Beşiktaş’ın payitahtlığını, buraya Dolmabahçe Sarayı ile bağlı tesisleri yaptırtarak tescil eden Sultan Abdülmecid (1839-1861)’dir. Fakat o dönem de bile semt hala bir kasaba görünümündedir. 1854 yılında Şehremaneti’nin kurulması, 1868’de “Dersaadet İdare-i Belediye Nizamnamesi”nin yayınlanması, 1877 yılında ise “Dersaadet Belediye Kanunu”nun kabul edilmesi modern kent yönetimine doğru önemli bir adımın atıldığını gösteren çalışmalardır. Bu dönemde yaşanan diğer önemli gelişmeler ise ulaşım ve toplu taşıma 307

araçlarında olmuştur. Galata köprülerinin inşası ve 1851 yılında şirket-i Hayriye’nin kurulmasıyla Boğaziçi iskelelerine düzenli vapur seferleri başlamış, bu durum bütün Boğaziçi köylerinin nüfus, yaşam biçimi ve mimari bakımdan değişmesini sağlamıştır. 1869 yılında imtiyazı verilen tramvay şirketi ilk hattı 1872 yılında Azapkapı-Beşiktaş arasında açmıştır. Yine bu dönemde İstanbul’daki ilk toplu konut örneği olan Akaretler ve Ortaköy’deki On sekiz Evler Beşiktaş’ın kentsel görünümünü etkileyen unsurlar olarak göze çarpmaktadır. Abdülaziz döneminde (1861-1876) daha önce Abdülmecid’in yaptırmış olduğu Çırağan Sarayı’nın arsası kuzeye doğru genişletilerek buraya kâgir bir saray inşa edildi. 1871 yılında tamamlanan yeni Çırağan Sarayı yapılırken Beşiktaş Mevlevihanesi’nin arsasına ihtiyaç duyulduğundan dergâh buradan kaldırılmıştır. II. Abdülhamid (1876-1909), 1878 yılında Yıldız Kasrı’na yerleşerek buraya yeni binalar ekleyerek bir saray haline getirdi. II. Abdülhamid döneminde Beşiktaş 1950lere kadar fazla değişmeyecek olan ana hatlarına kavuşmuş oldu. Bu dönemde Beşiktaş, Ihlamur’a uzanan Beşiktaş Deresi ve yatağı günümüzde Barbaros Bulvarı altında kalmış olan Hasanpaşa Deresi vadileri ile bu iki vadi arasında kalan tepe ve iki derenin meydana getirdiği düzlükte yer alıyordu. Beşiktaş, güneyden Dolmabahçe Sarayı ve sahilsaraylarla kuzeyden de Yıldız Sarayı ile sınırlandığı için batı ve güneybatıdaki yamaçlara doğru genişlemiştir. Kıyıdaki düzlükte semtin halk tarafından Köyiçi olarak adlandırılan merkezi ve çarşısı bulunmaktaydı. Beşiktaş’ın padişahlar tarafından devletin yönetim merkezi olarak seçilmesi doğal olarak birçok siyasi olayında burada gerçeklemesine yol açmıştır. Abdülaziz Midhat Paşa ve Serasker Hüseyin Avni Paşa’nın başını çektiği bir grup tarafından 1876 yılında tahttan indirilmiş ve aynı yıl gözaltında tutulduğu Fer’iye saraylarında intihar etmiştir. Yerine tahta çıkarılan V. Murad ise akli dengesi yerinde olmadığı gerekçesiyle yine aynı grup tarafından 31 Ağustos 1876’da tahttan indirilmiştir. Beşiktaş’ta yaşanan ve tarihe “Çırağan Olayı” olarak geçen olayda, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nda yaşanan yenilginin ve padişahın Meclis-i Mebusan’ı kapatıp anayasayı askıya almasının yarattığı kötü ortamda Ali Süavi önderliğindeki bir grup 20 Mayıs 1878’de denizden gelerek Çırağan Sarayı’na girerek V. Murad’ı yeniden tahta geçirmeye çalışmışlardır. Beşiktaş Muhafızı Yedi-Sekiz Hasan Paşa’nın olay yerine gelmesiyle çıkan çatışmada başta Ali Süavi olmak üzere birçok kişi ölmüştür. Yaşanan diğer önemli olay ise 1905 yılında yaşanan “Bomba Olayı”dır. Ermenilerce düzenlenen ve Cuma Selamlığı için 308

Yıldız Camii’ne gelen II. Abdülhamid’i öldürmeyi amaçlayan bu suikast girişiminde padişah bir zarar görmemiş fakat etrafında bulunan 26 kişi ölmüş, 58 kişi de yaralanmıştır. Osmanlı tarihini son dönemi sayılan II. Meşrutiyet (1908-1918) ve I. Dünya Savaşı (1914-1918) ve Mütareke (1918-1922) yılları tüm ülke için olduğu gibi Beşiktaş içinde zor günleri beraberinde getirmiştir. 1909 yılında yaşanan 31 Mart Ayaklanması’nın ardından II. Abdülhamid tahttan indirilerek sürgüne gönderilmiş böylece Beşiktaş da yönetim merkezi olma özelliğini yitirmiştir. I. Dünya Savaşı sonrasında gelen Mütareke yılları Anadolu’da olduğu gibi Beşiktaş halkının da direnişçi ruhunu ön plana çıkarmıştır. 1922 yılında son padişah VI. Mehmed Vahdeddin gizlice Tophane rıhtımında bekleyen İngiliz zırhlısına binerek ülkeyi terk etmiş, ertesi sene de 2 Ekim 1923 tarihinde işgal kuvvetleri Dolmabahçe rıhtımında düzenlenen bir törenle İstanbul’u terk etmişlerdir59.

5.3. Beşiktaş’taki Tarihi Yapılar

5.3.1. Saray ve Kasırlar

1. Dolmabahçe Sarayı

2. Yıldız Sarayı

3. Çırağan Sarayı

4. Feriye Sarayları

5. Malta Köşkü

6. Şale Kasrı

7. Ihlamur Kasrı

5.3.2. Camiler

1. Tuzbaba Camii

2. Sinan Paşa Camii

59 Aslan Burak Metin, Beşiktaş’ın Kentsel Tarihi ve Barındırdığı Mimari Eserler, Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2010, s.10-20. 309

3. Kaptan İbrahim Ağa Camii

4. Defterdarburnu Camii

5. Vişnezade Camii

6. Abbas Ağa Camii

7. Şenlikdede Camii

8. Tezkireci Osman Efendi Camii

9. Tevfikiye Camii

10. Âsâriye Camii

11. Mecidiye Camii

12. Ortaköy Camii

13. Aziziye Camii

14. Raif Ağa Camii

15. Yıldız Hamidiye Camii

16. Orhaniye Kışlası Camii

17. Muradiye Camii

18. Cavid Ağa Camii

19. Bebek Camii

20. Dikilitaş Camii

5.3.3 Mescitler

1. Ekmekçibaşı Mescidi

2. Hayreddin İskelesi Mescidi

3. Sinan Paşa Mescidi 310

5. Hanım Kadın Mescidi

6. Arap İskelesi Mescidi

7. Kayalar Mescidi

8. Süleyman Ağa Mescidi

9. Beşiktaş İskelesi Mescidi

10. Çanakçı Limanı Mescidi

11. Mülki Hatun Mescidi

5.3.4. Tekkeler

1. Baba Sungur Tekkesi

2. Gazali Mescidi ve Zaviyesi

3. Durmuş Dede Tekkesi

4. Yahya Efendi Tekkesi

5. Beşiktaş Mevlevihanesi

6. Odabaşı Tekkesi

7. Maçka Tekkesi

8. Neccarzade Tekkes

9. Ertuğrul Tekkesi

10. Ebü’l Hüdâ Tekkesi

5.3.5. Türbeler

1. Barbaros Hayreddin Paşa Türbesi

2. Şeyh Yahya Efendi Türbesi

3. Güzelce Ali Paşa Türbesi 311

4. Şehzadeler ve Kadınlar Türbesi

5. Şeyh Zafir Türbesi

5.3.6 Hamamlar

Beşiktaş’ta toplam 9 tane hamam vardır. Bunların birçoğu yıkılmıştır. Günümüz de çok azı ayakta kalmıştır. Bu hamamlar şunlardır: Köprübaşı Hamamı, Hüsrev Kethüdâ Hamamı, Arnavutköy Hamamı, Bebek Hamamı, Serencebey Hamamı, Ketenciler Hamamı, Dereiçi Hamamı, Kuruçeşme Hamamı, Köyiçi Hamamı. SONUÇ

Beşiktaş’ta ilk yerleşimlerin antik dönemde görüldüğü fakat bu yerleşim yerlerine ait bilgilerin mitolojik anlatımlardan öteye gitmediği anlaşılmaktadır. Beşiktaş, Bizans döneminde daha çok tanınmaya başlamıştır. Bu bölgede inşa edilen yapıların hanedan ve ruhban sınıfı için yapıldığı görülmektedir. Bu bilgiler ışığında Beşiktaş’ın Bizans dönemi sonuna kadar bu özelliğini sürdürdüğünü söylemek mümkündür. Bizans döneminde üst tabaka dışında da bir yerleşimin söz konusu olduğu fakat bu yerleşimlerin niteliği hakkında fazla bilgiye ulaşılamadığı görülmektedir. Beşiktaş, 1453 yılında İstanbul’un fethiyle birlikte Boğaziçi kıyılarında Osmanlı tarafından ilk yerleşilen bölgelerden biri olmuştur. Fatih Sultan Mehmed’in orduda görevli kişilere şehrin imarı konusunda öncülük yapma görevini vermesiyle birlikte Beşiktaş’ta ilk mahalleler ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu dönemde oluşan mahalleler günümüzde de varlıklarını sürdürmektedir. 16. yüzyıla gelindiğinde ise Beşiktaş kaptan-ı deryaların semti olmaya başlamıştır. Kaptan-ı Deryalar semtin çeşitli yerlerinde kendi adlarını taşıyan yapılar inşa ederek, bölgenin imarına önemli bir katkı sağlamışlardır. Beşiktaş’ta Osmanlı hanedanına ait ilk imar hareketi de yine bu dönemde Kanuni Sultan Süleyman tarafından başlatılmıştır. Kanuni Beşiktaş’ta bir yazlık saray ve bir de mescit inşa ettirmiştir. Fakat bu yapılar günümüze ulaşmadığı için mimari özellikleri hakkında detaylı bilgi edinilememektedir. Bu yüzyılda Beşiktaş Galata Kadılığı’na bağlı bulunmakta ve semtte bir mahkemenin de bulunduğu bilinmektedir. 17. yüzyıla gelindiğinde ise Beşiktaş padişahlar tarafından da önemsenen bir yer olma özelliği kazanmıştır. Semtin kıyı bölgeleri hanedana ait saray ve hasbahçelerle donatılmıştır. Hanedanın Beşiktaş’a önem vermesi, saraya yakın kişilerin ve tarikat mensuplarının da bölgede toplanmasına yol açmıştır. Bu yüzyılda Beşiktaş, kıyı şeridin hanedan tarafından iskân edilmesi sonucunda sırtlara doğru genişlemeye başlamış ve beraberinde yeni mahalleler oluşmaya başlamıştır. Yine aynı dönemde nüfus oranında da ciddi bir artış görülmüştür. Müslüman halkın büyük çoğunluğunu Anadolu’dan gelip burada yerleşenler meydana getirmekte ve bu insanların çoğu bahçıvanlıkla uğraşmaktadır. 17. yüzyılda yazılmış olan kaynaklardan Beşiktaş’ta sırtlara doğru Ermenilerin, Köyiçi’nde ise Rum ve Yahudilerin yaşadığı öğrenilmektedir. 313

18. yüzyılda özellikle Lale Devri’nde İstanbul’da yaşanan toplumsal değişimin en belirgin olarak görüldüğü yer olmuştur. Saray eğlenceleri ile Beşiktaş göz kamaştırıcı bir dönem yaşamıştır. Fakat bu dönem Patrona Halil İsyanı ile son bulmuştur. 18. yüzyıldan itibaren Beşiktaş bugünkü Serencebey Yokuşu’na doğru genişlemeye başlamış, diğer yandan ise Beşiktaş Deresi ve Ihlamur Deresi vadisi boyunca iskân edilmeye başlamıştır. Bu yüzyılda gerçekleştirilen en önemli belediye hizmeti ise bölgeye düzenli su getirilmeye başlanmasıdır. 18. yüzyılda Beşiktaş’ta Müslümanların yanı sıra Rum, Ermeni ve Yahudiler de yaşamaktadır. Bu dönemden sonra ise Beşiktaş’taki Ermeni nüfusunda ciddi bir azalma görülmektedir. Bu yüzyılda Müslüman halk bağcılık dışında dokumacılık, fırıncılık, helvacılık gibi alanlarda faaliyet göstermektedir. 19. yüzyılın başında yaşanan Vak’a-i Hayriye’den sonra II. Mahmud 1826 yılında Topkapı Sarayı’ndan çıkıp Beşiktaş Sahilsarayı’na gelmiş ve burada yerleşmek istemiştir. Padişahla beraber hanedanın diğer üyelerinin ve devlet ricalinin de Beşiktaş’a yerleşmeye başlamasıyla birlikte Beşiktaş Osmanlı Devleti’nin yıkılmasına kadar padişahlara ev sahipliği yapmıştır. Beşiktaş özellikle mimarlık alanındaki batılaşma etkilerinin en fazla görüldüğü semt olmuştur. Şer’iyye sicilleri, ilmi araştırmalarda oldukça önemli bir yere sahiptir. Türk tarihi üzerinde yapılan çalışmalarda şer’iyye sicilleri birinci elden kaynaktır. Sicillerden sosyal, kültürel, askeri, iktisadi yapı hakkında bilgi edinmek mümkündür. Şehir tarihçiliği hakkında da başvurulacak önemli kaynaklardan biri şer’iyye sicilleridir. Şer’iyye sicilleri, bulunduğu bölgede yaşayan halkın günlük hayatını, yiyecek ve giyecek fiyatlarını, ödedikleri vergileri, örf ve adetlerini, vakıflarını, devlet görevlileri ile olan münasebetlerini vs. birçok değerli bilgi elde edilebilir. Şer’iyye sicilleri, idari yapı içerisinde şehir yönetimi, şehirlerdeki görevliler, bu görevliler ile halk arasındaki münasebetleri de yansıtır. Bu çalışmamızda 1805-1806/1807 tarihleri arasında Beşiktaş hakkında bazı bilgilere ulaştık. 1805-1806/1807 (H. 1220-1221) Tarihli Beşiktaş Şer’iyye Sicili’nden Beşiktaş’ın idari, sosyal, iktisadi hayatı hakkında bilgiler edindik. O dönemde Beşiktaş’a bağlı mahalle ve köylerde bulunan bazı görevliler, gayri müslimler ve esnaflar hakkında bilgiler edinmemiz mümkündür. Sicilde mirasçılar arasındaki ihtilafı 314

gösteren hüccet, atama tezkiresi, atama beratı, mülk davası, nikah akdi, vakıfnâme belgesi gibi belgeler bulunmaktadır. 1805-1806/1807 (H. 1220-1221) Tarihli Beşiktaş Şer’iyye Sicili’nden tespit edebildiğimiz Beşiktaş’a bağlı mahalleler: 1) Âbbas Ağâ Mahallesi 2) Ağaçkağan Mahallesi 3) Ali Ağa Mahallesi 4) Arnavutköy Mahallesi 5) Aşıklar Mahallesi 6) Cevezler Mahallesi 7) Cihannüma Mahallesi 8) Erzence Abâd Mahallesi 9) Fındıklı Selime Hatun Mahallesi 10) Hânım Hâtûn Mahallesi 11) Hayreddîn Pâşâ Mahallesi 12) Kasım Ağa Mahallesi 13) Kılıç ‘Alî mahallesi 14) Kurğancıbâşı Mahallesi 15) Kuruçeşme Mahallesi 16) Maçka Mahallesi 17) Molla Abazâde Mahallesi 18) Muhsine Hatun Mahallesi 19) Muʻyidzâde Mahallesi 20) Ortaköy Mahallesi 21) Rumeli Mahallesi 22) Sinanpâşâ-yı Atik Mahallesi 23) Somuncuoğlu Mahallesi 24) Sultan Selim Mahallesi 25) Süleymâniye Mahallesi 26) Tekerlek Mustafa Efendi Mahallesi 27) Üzence Abâd Mahallesi 28) Vişnezade Mahallesi 315

29) Yahya Efendi Mahallesi 30)Yümri Efendi Mahallesi

BİBLİYOGRAFYA

AKDAĞ, M., Türkiye’nin İktisadi ve İçtimai Tarihi, İstanbul, 1979, c. 2. AKGÜNDÜZ, A., Şer’iyye Sicilleri, İstanbul, 1988. AKSIN, A. 218 Numaralı Harput Şer’ iyye Sicili H. 1249-1256 (M.1833-1840), Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Elazığ, 1990. AKSIN, A., 218 Numaralı Harput Şer’iyye Sicilinin Tanıtımı ve Fihristi, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Elazığ, c. 9, S. 1, s. 117, Mayıs, 1999. AVCI, S., Beşiktaş, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C.2, İstanbul, 1994.

BALTACI, C. Şer’iyye Sicillerimizin Tarihi ve Kültürel Ehemmiyeti, 1-2, Hergün Gazetesi, 9-10 Haziran, 1979. BANOĞLU, N. A., Tarihi ve Efsaneleriyle İstanbul Semtleri, İstanbul, 2007.

BAYINDIR, A., Osmanlı’da Yargının İşleyişi, Osmanlı Ansiklopedisi, c. 6, Ankara, 1999. BAZNA,Y., 1951/137 Numaralı (1810-1811 M. Tarihli) Trabzon Şer‘iyye Sicili, Yüksek Lisans Tezi, Elazığ, 2013. BERGER, A., Antik Dönem ve Ortaçağda Beşiktaş, İstanbul:Üç Aylık Dergi (Beşiktaş: Dün Bugün Özel Sayısı), Tarih Vakfı Yayınları, S.15, İstanbul, Ekim 1995.

BOZATAY, Ş.A., DEMİR, K.A., Osmanlı Adli ve İdari Sistemde Kadılık, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C.6, S.10, Burdur, Haziran 2014.

ÇELİK, B., 6 Numaralı Eğin Şeriye Sicili (M.1842-1848), Yüksek Lisans Tezi, Elazığ, 2003. DELEON, J., 100 İstanbul, İstanbul, 2000-2008.

ERSOY, Osman; ‘’Şer’iyye Sicillerinin Toplu Kataloğuna Doğru’’, A. Ü. D. T. C. F. D. , Ankara, 1964, XXI/3-4, s. 33-65. GÖKBİLGİN, M.T., Boğaziçi, T.D.V. İ.A., C.6, İstanbul,1992.

GÜRAN, C., Bir Dünya İmparatorluklar Merkezi İstanbul, İstanbul, 2007.

317

HALAÇOĞLU, Y., Şer’iyye Sicillerinin Toplu Kataloğuna Doğru, İ. Ü. E. F. T. D. , İstanbul, 1976, S. 30, s. 99-108. İLGÜLER, M. Şer’iyye Sicillerinin Toplu Kataloğuna Doğru, İ. Ü. E. F. T. D. İstanbul, 1975, S. 28-29, s. 123-166. İNALCIK, H., Mahkeme Maddesi’, İ. A. , İstanbul, 1988, c. 7, s. 149. İNCİCİYAN, P.Ğ., 18. Asırda İstanbul, Tercüme ve Tahşiye Eden Hrand D. Andreasyan, İstanbul, 1956.

METİN ,A.B., Beşiktaş’ın Kentsel Tarihi ve Barındırdığı Mimari Eserler, (Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 2010.

OĞUZOĞLU, Y. Şer’iyye Sicillerinin Toplu Kataloğuna Doğru, A. Ü. T. A. D. , Ankara, 1981-1982, c. XIV, S. 125, s. 343-360. ONGAN, H., Ankara’nın I Numaralı Şer’iyye Sicili, A. Ü. D. T. C. F. ,Yay. , Ankara, 1958. ÖZDEMİR, R., 170 Numaralı Ankara Şer’iyye Sicili, A. Ü. D. T. C. F. Yakınçağ Tarihi Kürsüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 1979. ÖZDEMİR, R., XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Ankara (Fiziki, Demoğrafik, İdari, Sosyal, Ekonomik Yapısı),1785-1840, Ankara, 1986. ÖZTÜRK, M., 243 Numaralı Ankara Şer’iyye Sicili, A. Ü. D. T. C. F. Yakınçağ Tarihi Kürsüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 1979. ÖZTÜRK,M.,KAYIRAN, M., Tokat Şer’iyye Sicilleri, Askeri Tarih Semineri Bildirileri I, Ankara, 1983, s. 145-158. PAKALIN, M.Z., Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, MEB, C.II, İstanbul, 1993, s.119. POLAT, M., Beşiktaş H.1300-1301 Tarihli Şer’i Mahkeme Sicil Defterinin İlmi, İctimâî ve Tarihî Bakımdan Değerlendirilmesi, M. Ü. Sosyal.Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2007.

SAMİ, Ş., Kamusu’l- Alâm, C II, İstanbul, 1306.

ŞENYAPILI, Ö., Ne Demek İstanbul, Bebek Niye Bebek!?, Genişletilmiş 2. Basım, Ankara, 2003. 318

TDV. İslam Ansiklopedisi, Şer’iyye Sicilleri, İstanbul, 2010, c. 39, s. 9. ULUERLER, S., 71 Numaralı Amasya Şer’iyye Sicili, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Elazığ, 1999. YILMAZÇELİK, İ., 1840-1850 Yıllarında Harput, Türk Dünyası Araştırmaları, S 52, Şubat, 1988, s. 409-433. YILMAZÇELİK, İ., XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Diyarbakır(1790-1840), Ankara 1995.

EKLER

ÖZGEÇMİŞ

26.10.1979 yılında Elazığ’da doğmuşum. İlköğretim, ortaöğretim ve lise öğrenimimi Elazığ’da tamamladım. 2003’de Fırat Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun oldum. 2003-2004 eğitim-öğretim yılında Tezsiz Yüksek Lisansımı yaptım. Şuan Fırat Üniversitesi Tarih Bölümü Yakınçağ Anabilim Dalı’nda Tezli Yüksek Lisans yapmaktayım. Evli ve iki çocuk annesiyim.