IX SEMPOZYUM 1 CİLT.Pdf

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

IX SEMPOZYUM 1 CİLT.Pdf ULUSLARARASI ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU IX 11-13 Kasım 2016 BİLDİRİLER I ULUSLARARASI ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU IX KOORDİNATÖR DR. COŞKUN YILMAZ BİLİM KURULU PROF. DR. MEHMET ÂKİF AYDIN (BAŞKAN) PROF. DR. ABDUL RAHIM ABU-HUSAYN PROF. DR. ABDURRAHİM BENHEDDA PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ PROF. DR. AMIR PASIC PROF. DR. ARİF BİLGİN BEŞİR AYVAZOĞLU PROF. DR. ÇİÇEK DERMAN PROF. DR. ERHAN AFYONCU PROF. DR. FAHRİ OVALI PROF. DR. FATİH M. ANDI PROF. DR. FERİDUN M. EMECEN PROF. DR. GEOFFREY GREATREX PROF. DR. HALİS YUNUS ERSÖZ PROF. DR. HAYATİ DEVELİ PROF. DR. HEDDA REINDL-KIEL PROF. DR. İDRİS BOSTAN PROF. DR. İSKENDER PALA PROF. DR. İSMAİL E. ERÜNSAL PROF. DR. MACHIEL KIEL PROF. DR. MEHMET İPŞİRLİ PROF. DR. MUHAMMED AFİFİ PROF. DR. MUHAMMED ARNAUT PROF. DR. MUSTAFA S. KÜÇÜKAŞÇI PROF. DR. MUSTAFA UZUN PROF. DR. NİHAT ÖZTOPRAK PROF. DR. RAŞİT KÜÇÜK PROF. DR. SAADETTİN ÖKTEN PROF. DR. SABRİ ORMAN PROF. DR. SEBAHATTİN AYDIN PROF. DR. STEPHEN MITCHELL PROF. DR. TUFAN Ş. BUZPINAR PROF. DR. ÜMİT MERİÇ PROF. DR. ZEKERİYA KURŞUN ULUSLARARASI ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU IX Yayın Kurulu Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın / Dr. Coşkun Yılmaz Prof. Dr. Cengiz Tomar / Prof. Dr. Mehmet İpşirli / Prof. Dr. Cemalettin Şahin Prof. Dr. Erhan Afyoncu / Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili Prof. Dr. Mustafa S. Küçükaşcı / Doç. Dr. Uğur Demir Yayın Koordinatörü ve Görsel Araştırma Serkan Osmanlıoğlu / Hasan Yapıcı İmla ve Tashih Cemal Toksoy / Serkan Osmanlıoğlu Fotoğraf SMEY / İsmail Küçük / Üsküdar Belediyesi / Müellifler Kapak Fotoğrafları Kadir Kendüzler (Gülnuş Emetullah Sultan Camii) Tasarım ve Uygulama SMEY / Bülent Avnamak Baskı ve Cilt BİLNET MATBAACILIK Dudullu Organize Sanayi Bölgesi Birinci Cadde No: 16 Esenkent-Ümraniye/İSTANBUL ISBN: 978-605-9719-22-3 İstanbul, Aralık 2017 Kitabın telif hakları Üsküdar Belediyesi’ne aittir, tamamı veya bir kısmı izinsiz basılamaz, çoğaltılamaz, kaynak gösterilmedin iktibas yapılamaz. ÜSKÜDAR BELEDİYESİ Mimar Sinan Mah. Çavuşdere Cad. No: 35 ÜSKÜDAR / İSTANBUL Tel: 0216 531 30 00 • Faks: 0216 531 32 25 ULUSLARARASI ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU IX 11-13 Kasım 2016 BİLDİRİLER CİLT I EDİTÖR DR. COŞKUN YILMAZ ULUSLARARASI ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU IX DÜZENLEME KURULU DR. COŞKUN YILMAZ ZEKERİYA ŞANLIER PROF. DR. CEMALETTİN ŞAHİN PROF. DR. CENGİZ TOMAR PROF. DR. TURHAN KAÇAR DOÇ. DR. UĞUR DEMİR DOÇ. DR. YUNUS UĞUR SAADET GÜL OTURUM BAŞKANLARI PROF. DR. ABDÜLKADİR ÖZCAN PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ PROF. DR. AHMET TABAKOĞLU YRD. DOÇ. DR. ALİM KAHRAMAN PROF. DR. BEKİR KARLIĞA PROF. DR. BİLGİN AYDIN DR. COŞKUN YILMAZ PROF. DR. DAVUT DURSUN PROF. DR. EROL ÖZVAR PROF. DR. FATMA ÇİÇEK DERMAN PROF. DR. FERİDUN M. EMECEN PROF. DR. FİKRET SARICAOĞLU PROF. DR. HALİS YUNUS ERSÖZ PROF. DR. HAYATİ DEVELİ PROF. DR. İDRİS BOSTAN PROF. DR. MAHMUT AK PROF. DR. MEHMET AKİF AYDIN PROF. DR. MEHMET AKMAN DR. MEHMET GENÇ PROF. DR. MUSA DUMAN PROF. DR. RAŞİT KÜÇÜK PROF. DR. SABAHATTİN AYDIN PROF. DR. TAHSİN GÖRGÜN PROF. DR. TUFAN Ş. BUZPINAR PROF. DR. UĞUR DERMAN PROF. DR. VAHDETTİN ENGİN Sunuş HİLMİ TÜRKMEN Üsküdar Belediye Başkanı Dünyanın güzide ve de gözde şehri İstanbul’un hem en önemli ilçesi hem de onu seyretme ayrıcalığına sahip olan Üsküdar, ona hizmet etmeye talip olan- lara önemli sorumluluklar yüklemektedir. Biz de bu sorumluluk bilinciyle Üs- küdar’ın bugününe ve geleceğine hizmet ederken geçmişini de anlamaya gay- ret ediyoruz. Zira Üsküdar, yüzyılların birikimiyle bugünkü anlamını; bir tarih, kültür ve sanat şehri olma özelliğini kazanmıştır. Bu nedenle Üsküdar’ı konu eden sempozyumları, araştırmaları, toplantıları en az diğer faaliyetlerimiz kadar önemsiyor, sayısını ve kalitesini artırmak için sürekli gayret ediyoruz. Çünkü Üsküdar’ın hadimlerine düşen onun tarihine, kimliğine, zenginliğine uygun, ona yaraşır hizmetler üretmektir. Biz de bu gaye ile Avrupa’dan Anadolu’ya, Anado- lu’dan Avrupa’ya açılan kapıya, 15 Temmuz’un gazi şehrine, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün şehitler ayağına ve 15 Temmuz Şehitler Anıtı’nın durağına hizmet etmeyi şerefli bir vazife addederek çalışmalarımızı yürüttük. Bilim, kültür-sanat faaliyetleri, şehrin gerçek kimliğini gün yüzüne çıkaracak ve geleceğini inşa edecek, belediyecilik hizmetlerini zenginleştirecek ve anlamlı kı- lacak en önemli çalışmalardandır. Biliyoruz ki bugün ortaya koyduğumuz pek çok proje gelecek nesilleri yakından ilgilendirmektedir. Bu açıdan değerli ilim ve fikir adamlarımızın görüşleri, önerileri, tenkitleri bizim için her daim yol göste- rici olacaktır. Bilim insanları, fikir öncüleri ve sanatkarlarımız; Üsküdar’ın rengi, nefesi, sesi ve sözüdür. Üsküdar’ın hafızası bilim insanlarının rehberliğinde bugüne ve yarınla- ra taşınacak, yaşanılır bir değere dönüşecektir. Bu manada bayrağı devraldığımız ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU IX andan itibaren temel düstur olarak kabul ettiğimiz kültürel belediyecilikle düne ve bugüne bakarak yarını yaşanabilir kılmak için pek çok çalışma kaydettik. Bun- lardan en önemlisi hiç şüphesiz Üsküdar Sempozyumları’dır. 11-12-13 Kasım 2016 tarihlerinde gerçekleşen sempozyumumuz; hocalarımızın, muhtelif üniversitelerden birçok öğrencinin ve Üsküdarlı hemşerilerimizin yo- ğun katılımıyla gerçekleşti. Sempozyumumuz sayesinde Bilim Kurulu’ndaki ho- calarımız başta olmak üzere yurt içinden ve dışından gelen ilim adamlarını ağır- ladık. Yalnızca Üsküdar’ın mazisine dair önemli bilgiler gün yüzüne çıkmakla kalmadı, istikbalde bu kadim belde için neler yapılabileceği de konuşuldu. Sempozyumu müteakiben “Söz uçar yazı kalır” düsturundan yola çıkarak yapı- lan bu değerlendirmelerin kalıcı bir esere dönüşmesi için çalışmalar başlatıldı. Bilim ve Düzenleme kurulumuz başta olmak üzere arkadaşlarımız bu konuda da büyük bir titizlikle çalışarak bu hacimli eseri hazırladılar. Bu sempozyumun gerçekleşmesindeki katkılarından dolayı Bilim ve Düzenleme Kurulu’ndaki ho- calarımıza, sempozyum koordinatörümüz Dr. Coşkun Yılmaz’a ve belediyemiz mensupları ile emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. 8. Uluslararası Üsküdar Sempozyumu’nda 9. Üsküdar Sempozyumu’nun temen- nisi ile yola çıkmıştık. Bundan sonra da sözümüz ve istikametimiz aynı mealde olacak. Üsküdar’da, “İyi ki Üsküdar var” dedirtecek 10. Uluslararası Üsküdar Sempozyumu’nda ve yeni eserlerde buluşmak ümidiyle hepinizi saygıyla selam- lıyorum. 8 Önsöz Üsküdar ilmî ve kültürel etkinlikleriyle sadece İstanbul’da değil tüm Türkiye’de temayüz etmiş bir ilçemizdir. Elbette bunun esas amili, Üsküdar Belediyesi’nin şehrin kadim tarihini ve kültürel birikimini tanıtmak ve yarınlara aktarmak ko- nusundaki gayretidir. Bu gayretin esere dönüşmüş hali ise artık bir klasik haline gelen Üsküdar Sempozyumları’dır. Üsküdar Belediyesi, sempozyumlarla, tarih, sanat, kültür, mimari, eğitim, ekono- mi, yönetim, ulaşım, gibi alanlarda yüzlerce araştırmacının ortaya koyduğu binin üzerinde çalışmayla Üsküdar’ın mazisi ile bağını sağlamlaştırmayı, bugününü anlamlandırmayı ve istikbale umutla bakmayı hedef edinmiştir. Nitekim yapılan sempozyumlar neticesinde pek çok şehrin ve ilçenin sahip olamadığı muazzam bir zenginlik ortaya çıkmıştır. Bu zenginliğin temelinde yöneticilerin şehirlerine ve ilmî etkinliklere verdikleri önem yatmaktadır. Bu noktada ilim adamlarına gösterilen saygı, teşvik ve ciddiyet en belirleyici rolü oynamaktadır. Ciddi bir hazırlık devresi, başarılı bir organizasyon, sıcak ilgi, zengin ve coşkulu katılım, bilimsel değerlendirmeler ve ciddi yayın faaliyetleri Üsküdar sempozyumlarının en belirgin hususiyetleridir. Üsküdar Belediyesi, her biri ilmî kıymeti ile adeta bir Üsküdar Ansiklopedisi ni- teliğinde olan sempozyum geleneğini 11-12-13 Kasım 2016 tarihlerinde gerçek- leşen IX. Uluslararası Üsküdar Sempozyumu ile sürdürdü. Temelleri gerçekleşen sekiz sempozyumda atılan IX. Üsküdar Sempozyumu, Üsküdar Sempozyumu geleneğine eklenen parlak halkalardan biri oldu. ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU IX Belediye Başkanımız Hilmi Türkmen’in desteği ve Bilim ve Yürütme Kurulu’nun yoğun çalışmaları ile hazırlık aşaması kısa sürede tamamlandı. Araştırmacılar ve akademisyenler tarafından yoğun ilgi gösterilen IX. Uluslararası Üsküdar Sem- pozyumu’nda yüz seksen yedi bildiri özeti sunuldu. Bildiri özetlerinin alanında uzman bilim insanlarından oluşan heyet tarafından titizlikle incelenmesinin ar- dından yaklaşık doksan iki tebliğ sempozyumda sunulmak üzere kabul edildi. IX. Uluslararası Üsküdar Sempozyumu’nun açılışı, 11 Kasım 2016 Cuma akşa- mı Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Açılışta ilim adamları, sanatçılar, üniversite öğrencileri ve diğer Üsküdar sevdalılarından oluşan coşkulu bir ka- labalık vardı. Belediye başkanımız Hilmi Türkmen ve Düzenleme Kurulu’nun sempozyum hazırlık aşamasında karar verdiği üzere IX. Uluslararası Üsküdar Sempozyumu, 15 Temmuz şehit ve gazilerimizin aziz hatırasına ithaf edildi. Bu minvalde Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’nın da teşrifleriyle Dr. Coşkun Yıl- maz’ın başkanlığında Prof. Dr. Mehmet Âkif Aydın, Prof. Dr. İskender Pala, Hü- seyin Besli, Prof. Dr. M. Fatih Andı ve Prof. Dr. M. Sabri Küçükaşçı’nın katıldığı sempozyumun açılış oturumunda 15 Temmuz ve Üsküdar konuşuldu. Onu mü- teakiben Özhan Eren’in “Bu Memleket Bizim” konulu müzik dinletisi ile şehit ve gazilerimiz anılarak melun saldırıda şehit olan vatandaşlarımız yad edildi. Ardından 15 Temmuz şehitleri konulu serginin açılışı yapıldı. Sempozyumun diğer oturumları ise 12-13 Kasım tarihlerinde Çamlıca Sabahat- tin Zaim Kültür Merkezi’nde devam etti. Eşzamanlı olarak üç, bazen dört oturum halinde toplamda yirmi dört oturumun gerçekleştirdiği sempozyum yoğun bir izleyici grubu tarafından da takip edildi. Prof. Dr. Raşit Küçük, Prof. Dr. Mehmet İpşirli, Prof. Dr. Nihat Öztoprak ve Prof. Dr.
Recommended publications
  • An Approach to Find Localization of Non-Existent Historical Buildings by Terrestrial Photogrammetry
    International Archives of the Photogrammetry, Remote Sensing and Spatial Information Sciences, Volume XXXIX-B5, 2012 XXII ISPRS Congress, 25 August – 01 September 2012, Melbourne, Australia AN APPROACH TO FIND LOCALIZATION OF NON-EXISTENT HISTORICAL BUILDINGS BY TERRESTRIAL PHOTOGRAMMETRY U. Acar a , B. Bayram a,H.I. Cetina a YTU, Civil Engineering Faculty, 34220 Esenler Istanbul, Turkey - (uacar, bayram, icetin)@yildiz.edu.tr CIPA, ICOMOS and WG V/2 KEY WORDS: Cultural Heritage, Rectification, Satellite Image, Photography, Transformation ABSTRACT: Preservation of cultural and historical values located in Bosphorus Area in Turkey and protection of natural structure is guaranteed by Bosphorus Law. According to the law, land owners who want to raise a new building in Bosphorus area can only do exactly like the previously constructed building in that area. In the event that there is no construction whatsoever regarding the building in the area, information about the building that will be constructed can only be reached by historical photographs. The study that is presented is made with the purpose of identifying if the historical building that can only be reached by historical maps and photographs and is planned to be reconstructed in the Bosphorus area, is the building shown in photographs or not, and also if it is on the alleged area. Aerial photograph of 1937, actual 1/1000 scaled digital photogrammetric map and satellite image of the same area, historical perspective photograph that was taken between 1903-1907, actual photograph that was taken with around the same perspective and 3D Google Earth image which provides the same perspective are used for this process.
    [Show full text]
  • Hanedân-I Saltanat Nizamnamesi Ve Uygulanmasi Cevdet Kirpik*
    HANEDÂN-I SALTANAT NIZAMNAMESI VE UYGULANMASI CEVDET KIRPIK* Giri~~ Osmanl~~ hanedan üyelerinin sosyal hayat~n~, ya~ay~~~m ve aile huku- kuyla ilgili baz~~ meselelerini düzenleyen ilk nizamname 16 Kas~m 1913 tari- hinde ç~kar~ld~. Nizamname, hanedan azas~n~~ ilgilendiren birçok meseleyi etrafl~ca ele almaktayd~. Düzenlemede yer alan hususlar~n önemli bir k~sm~~ teamül-ü kadimden olup baz~lar~~ ise kendi devrinde ortaya ç~kan bir tak~m sorunlar~n çözümüne yönelik yeni konulard~. Yüzy~llar boyu belirli geleneklerin ~~~~~nda ya~ay~p giden Osmanl~~ ha- nedarnyla ilgili bir nizamname ç~karmay~~ gerekli k~lan sebepler nelerdi? Nizamname kimler tarafindan, niçin haz~rland~, içeri~inde neler vard~~ ve en önemlisi de nas~l uyguland~? Hanedân-~~ Saltanat ~izâs~n~n~~ Hâl ve Mevkileri ile Vazâifini Tayin Eden Nizamnâme ad~yla haz~rlanan Nizamname, padi~ah~n 16 Kas~m 1913 tarih ve 243 say~l~~ iradesiyle yürürlü~e girdi2. Nizamname, kanun mahiyetinde düzenlenmedi~inden Meclis-i Meb'ilsân ve Meclis-i Ayân'da müzakere edilmemi~, dolay~s~yla da esbâb-~~ Erciyes Üniversitesi, E~itim Fakültesi Ö~retim Üyesi. Hanedan-1 saltanat ~izlis~ndan kas~t; padi~ah, ~ehzadeler ve onlar~n k~z ve erkek çoculdar~d~r. Ni- tekim bu husus Hanedan-1 Abi Osman Umüru Hakk~nda Kararname'de padi~ah ve ~ehzadelerin hanedan sicilinde kay~ tl~~ zevceleri ile sultanlar~n k~z ve erkek çocuklar~~ ve e~leri "efrad-~~ hanedandan olmayub haned5n-1 saltanata mensup" olarak adland~r~lmaktayd~. BOA, Hanedan Defteri, No:2, s.60. Yine ~ehzade Ali Vas~b Efendi, hanedan mensuplar~~ ile dzds: aras~nda fark~~ ~u ~ekilde dile getirmekte- dir: "Haneclarum~zda erkek nesline verilen ehemmiyetin bariz i~aretlerinden biri, padi~ah veya ~eh- zade k~z~~ olan sultanlar~n çocuklar~n~ n hanedan azas~~ de~il, hanedan mensubu say~lmas~~ ve bu men- subiyetin kendi çocuklar~na intikal edememesidir." Ali Vas~b Efendi, Bir ~ehztule'nin Hdtirdt~~ Vatan ve Menfdda Gördid~lerim ve i~ittilderirn, Haz~rlayan: Osman Selaheddin Osmano~lu, ~stanbul, 2005, s.12.
    [Show full text]
  • T.C. Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dali
    T.C. KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI ANADOLU BEYLİKLERİNDE KADIN’IN SİYASİ VE SOSYAL ROLÜ (YÜKSEK LİSANS TEZİ) İlknur GÜNDOĞDU DANIŞMAN Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU KASTAMONU 2018 T.C. KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ ANADOLU BEYLİKLERİNDE KADIN’IN SİYASİ VE SOSYAL ROLÜ İlknur GÜNDOĞDU Danışman Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU Jüri Üyesi Prof. Dr. İlhan ERDEM Jüri Üyesi Doç. Dr. Namıq MUSALI KASTAMONU – 2018 iv ÖZET Yüksek Lisans Tezi ANADOLU BEYLİKLERİNDE KADIN’IN SİYASİ VE SOSYAL ROLÜ İlknur GÜNDOĞDU Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU Türk tarihi boyunca kadın; her daim hayatın başlangıcı, yönetiminde hâkimiyetin ortağı olarak değerlendirilmiş ve bu konuda ikinci plana atılmamıştır. Kadın; yeri geldiğinde şefkatli ana oluş, yeri geldiğinde ise; eline kılıç alıp, atına binip, cesurca erlerle birlikte savaşmaktan geri kalmamıştır. Eri ile neredeyse aynı haklara sahip olan Türk kadınına verilen değer abidelerde, yazıtlarda ve destanlarda kendini göstermiştir. Her daim bir otoriteye dâhil olan kadın, siyasi ve sosyal haklarını uzun bir süre korumayı başarmıştır. Türk kadını; Anadolu coğrafyasına ayak basmasından itibaren, var olan ve sonradan var olacak gerek ekonomik, gerekse siyasi hadiseler neticesinde Türkiye Selçuklu Devletinin yıkılışına kadar bir nebze geri planda kalmıştır. Anadolu Beylikleri’nde, Türk kadını eski haklarını ve özgürlüklerini geri almayı başarmıştır. Yeni oluşan siyasi otoriteler arasında yer bulmuştur. Öyle ki yönetime doğrudan katılarak bir bölgenin sorumluluğunu, yani valiliğini üstlenmiştir. Hatunlar bağlı bulundukları siyasal otoritenin hâkimiyetlerini ve devamlılığını sürdürmek için birçok siyasi evliliğe de imza atmış oldukları görülmektedir. Bu evlilikler doğrultusunda iki siyasal güç arasında denge unsuru oluşturmuşlardır. Türk kadınının siyasi varlıkları bunlarla sınırlı kalmamıştır.
    [Show full text]
  • Köprülü Ayşe Hanim Ve Osmanli'da Hâne Politikalari
    T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YENİÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ KÖPRÜLÜ AYŞE HANIM VE OSMANLI’DA HÂNE POLİTİKALARI AYŞEGÜL ÜNAL 2501141164 TEZ DANIŞMANI DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖZGÜR KOLÇAK İstanbul, 2018 ÖZ KÖPRÜLÜ AYŞE HANIM VE OSMANLI’DA HÂNE POLİTİKALARI AYŞEGÜL ÜNAL 17. yüzyıla damgasını vurmuş olan Köprülü ailesinin birinci kuşağının annesi olan Köprülü Ayşe Hanım’ın hayatı, vakfiyesi ve aile içerisindeki etkinliğinin incelendiği bu tezde bir sadrazam eşinin ve validesinin portresini ortaya çıkmaktadır. Köprü kasabasının ileri gelenlerinden birinin kızıyken Köprülü Mehmed Paşa ile evlenmesi sonrasında önce sadrazam eşi olması daha sonra ise oğlunun sadrazam olmasıyla mali ve siyasi konularda sözünün dinleniyor olması açısından kendisi hâne içerisinde önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada Köprülü Ayşe Hanım’ın, bir valide sultan kadar olmasa dahi elde olan kaynaklar ve vakfiyesi vasıtasıyla hayatı anlatılmış ve biyografik bir hale getirilmiştir. Bugüne kadar erkeklerinin merkezde olduğu biçimde okuduğumuz Köprülü hânesine bu sefer Ayşe Hanım’ın merkezinde olduğu anlatım ile inceleyeceğiz. Anahtar Kelimeler: Köprülü Ayşe Hanım, Köprülüler, Köprülü Mehmed Paşa, Fazıl Ahmed Paşa, Hâne Politikaları, Kadın Çalışmaları iii ABSTRACT KÖPRÜLÜ AYŞE HANIM AND HOUSEHOLD POLITICS IN THE OTTOMAN EMPIRE AYŞEGÜL ÜNAL This thesis examines the life of Köprülü Ayşe Hanım who is wife of Köprülü Mehmed Pasha and mother of Fazıl Ahmed Pasha and Fazıl Mustafa Pasha. Köprülü family is the most powerful family in the 17th century Ottoman history and this thesis is focused on the life of Ayşe Hanım and her impact on Köprülü family based on primary sources and on her waqf foundation in Köprü. While she was a family member of a leading family in Köprü, she married to Mehmed Pasha and her career line continued firstly as the wife of the grand vizier and later as the mother of grand vizier.
    [Show full text]
  • Nahil Ve Nakıl Alayları
    NAHIL VE NAKIL ALAYLARI Ord. Prof. ISMAIL HAKKI UZUNÇAR~ILI Nahirin manas~~ hurma a~ac~~ demek olup galat olarak Nak~ l diye me~hur olmu~tur. Nahilbent denilen üstadlar taraf~ndan a~aç, meyve, çiçek ve hayvan ~ekilleri yap~larak dü~ünlerde gelinin önünde götürülen muhtelif boydaki nahillere dair Osmanl~~ tarihlerinde ve sûrnamelerde bilgi vard~ r. Te~bih yoliyle meyvesi ve çiçe~i çok a~aca (pürnak~l) denilir. Dü~ünlerde erkek taraf~ ndan tertip edilen nahil, lügatlerde birbirlerine benzer ~ekillerde tarif edilmektedir. Ahteri'de nahil, palmiye yâni hurma a~ac~d~ r. Biyanki, nahil'in palmiye denilen a~aç ve kad~ nlar~n bir nevi ziynet e~yas~~ oldu~unu yaz~yor. Lehce-i Osmanr de nahil, galat~~ nak~l, mumdan ve gümü~ten a~aç dal~~ res- mi ki arûs (gelin) önünde giderdi. Salal~ i kamusunda hurma a~ac~~ ve eski zamanda balmumundan veya gümü~ten mahsusen yap~larak gelinin önünde götürülen meyve ve ~üld~fe (çiçek) yi hav": ve k~y- metli ta~larla süslü a~aca ~tlak olunurdu, demektedir. Burhan- ~~ Kat ~~ <nahilbendi târif ederken: "Ol kimsedir ki mum- dan a~aç ve meyve suretleri imM eyliye. Hâlâ o surette nahil, mu- harrefi nak~l tabir ederler" diyor. Gülistan ~erhinde S û d i merhum, "Nahil, Türkide tahrif edüp nak~l dedikleridir. Gerek çiçekten ve gerekse balmumundan olsun" demektedir 1. Nahil, çok eski as~ rdan beri Orta Asya ve ~ran'dan gelen tezyini san'atlardand~r. ~eyh Sadi merhum (vefat~~ 690 H. 1292 M.) Gülistan'da: Nah~l-bendem veli ne der b'ustân S-dhidem men veli ne der Ken' an beytiyle nahilden bahsetmektedir.
    [Show full text]
  • A Study of Muslim Economic Thinking in the 11Th A.H
    Munich Personal RePEc Archive A study of Muslim economic thinking in the 11th A.H. / 17th C.E. century Islahi, Abdul Azim Islamic Economics Institute, King Abdulaziz University, Jeddah, KSA 2009 Online at https://mpra.ub.uni-muenchen.de/75431/ MPRA Paper No. 75431, posted 06 Dec 2016 02:55 UTC Abdul Azim Islahi Islamic Economics Research Center King Abdulaziz University Scientific Publising Centre King Abdulaziz University P.O. Box 80200, Jeddah, 21589 Kingdom of Saudi Arabia FOREWORD There are numerous works on the history of Islamic economic thought. But almost all researches come to an end in 9th AH/15th CE century. We hardly find a reference to the economic ideas of Muslim scholars who lived in the 16th or 17th century, in works dealing with the history of Islamic economic thought. The period after the 9th/15th century remained largely unexplored. Dr. Islahi has ventured to investigate the periods after the 9th/15th century. He has already completed a study on Muslim economic thinking and institutions in the 10th/16th century (2009). In the mean time, he carried out the study on Muslim economic thinking during the 11th/17th century, which is now in your hand. As the author would like to note, it is only a sketch of the economic ideas in the period under study and a research initiative. It covers the sources available in Arabic, with a focus on the heartland of Islam. There is a need to explore Muslim economic ideas in works written in Persian, Turkish and other languages, as the importance of these languages increased in later periods.
    [Show full text]
  • XIX. Yüzyılda Piyano Ve Osmanlı Kadını*
    Araştırma Makalesi https://doi.org/10.46868/atdd.77 Original Article XIX. Yüzyılda Piyano ve Osmanlı Kadını* Arif Güzel* ORCID: 0000-0002-0144-1145 Öz XIX. Yüzyıl Osmanlı Devleti’nin idari ve sosyal alanda büyük değişimlere uğradığı bir çağdır. Devletin yapısal değişiminin yanında sosyal alanda da birçok değişim gözlenir. Bu sosyal değişimlerden biriside müzikal dönüşümdür. Batı müziğinin Osmanlı topraklarında kabul görmesiyle birlikte bu müziğin en mühim sazı (enstrümanı) olan piyano hem Osmanlı Sarayı’nda hem de “Osmanlı kentlisi” arasında Avrupai görünümün ve müzikal estetiğin simgesi olarak yaygınlaşır. Bu değişim rüzgârları Osmanlı kadınını da içine alır. Kadın sultanlar, devlet adamlarının kızları ve hâli vakti yerinde olan aileler özel hocalar aracılığıyla piyano eğitimi almaya başlarlar. Müzikal dönüşüm, kadınların sosyal hayata katılımlarını kolaylaştıracak bir basamak olur. Yetenekli Osmanlı kadını piyano icra etmekteki maharetini gösterir. Gerek saray gerekse toplum içerisinden fevkalade kadın piyano icracıları ve besteciler çıkar. Bu çalışmada Osmanlı müzikal dönüşüm süreci piyano ve piyano icracısı Osmanlı kadınları üzerinden değerlendirilerek sosyal dönüşümün açıklanması amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Piyano, Müzik, Kadın Gönderme Tarihi: 16/11/2020 Kabul Tarihi:20/03/2021 * Bu makale yazarın ‘’XIX. Yüzyılda Sultanın Mülk ünde Piyano’’, adlı yüksek lisans tezinden üretilmiştir. *Doktora Öğrencisi, Balıkesir Üniversitesi, Tarih Anabilim Dalı, Tarih Bölümü, Balıkesir- Türkiye, [email protected] Bu makaleyi şu şekilde kaynak gösterebilirsiniz: GÜZEL, A., ‘’XIX. Yüzyılda Piyano ve Osmanlı Kadını’’, Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, C. 8, S. 1, 2021, s.246-261. Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi Cilt:8 / Sayı:1 Güzel/ ss 246-261 Mart 2020 Piano and Ottoman Women In The XIX. Centruy Arif Güzel* ORCID: 0000-0002-0144-1145 Abstract The XIX.
    [Show full text]
  • Habsburg–Ottoman Communication in the Mid-17Th Century – the Death of Imperial Courier Johann Dietz
    Habsburg–Ottoman Communication in the Mid-17th Century – The Death of Imperial Courier Johann Dietz. A Case Study János Szabados* 17. Yüzyılın Ortasında Osmanlı-Habsburg Muhaberatları: İmparatorluk Ulağı Johann Dietz’in Vefatı ve Doğurduğu Sonuçlar Öz Zitvatorok Anlaşması’nın (1606) ardından Habsburg Monarşisi’nin şark diploma- sisi İmparatorluk Askeri Konseyi (Hofkriegsrat) tarafından idare edildi. Bu dönemde ulaklar son derece ehemmiyetli vazifeler üstlendiklerinden, Viyana Paktı’yla (1615) güvenliklerinin her iki tarafın resmi ulaklarını da kapsayacak şekilde genişletilmesi emredildi. Bu anlaşmaya rağmen, ulaklar, yolculukları sırasında sayısız olayla başa çıkmak zorunda kaldı. Johannes Dietz vakası da bu gibi hadiselere bir örnek teşkil etmektedir. Dietz, Konstantinopolis’e bir takım belgeleri teslim etmek için gönderildi. 1651 Kasım ayında Macar haydukları tarafından saldırıya uğradı; kolundan vuruldu ve aldığı yaralar neticesinde öldü. Fakat ölmeden evvel başına gelenleri kağıda döktü. Ayrıca bu çatışmayı teyit eden başka kaynaklar da bulunmaktadır. Örneğin Buda’da gizli yazışmaları yapan kişinin, (mahlası Hans Caspar idi) ulağın vefatıyla ilgili malumatları içeren mektubu bunlardan biridir. Habsburg elçisinin (Simon Reniger) bir Osmanlı ulağı tarafından Dietz vakası hakkında gayri resmi yollardan bilgilendirildiği sırada, olayın Kutsal Roma İmparatorluğu’nun gazetelerinde basılması da enformasyon akışı bağlamında değerlendirildiğinde oldukça ilginçtir. Suçlayıcı bir takım bilgiler ve Paşa’nın emriyle gerçekleşen akınlar hakkında şikayetler içeren mektupları daha da ileriye göndermek hiçbir suretle Buda vezirinin (Murad Paşa) çıkarlarına hizmet etmiyordu. Sonuç olarak başka bir ulak gerekiyordu. Bu ulak da 18 Ocak 1652 tarihinde Konstantinopolis’e varışından önce, kısa bir süreliğine Paşa tarafından alıkonuldu. Mektupların Konstantinopolis’e ulaşabilmesi için kral naibi (palatin Pál Pálffy), onları Erdel Prensliği üzerinden gönderdi. En nihayet * University of Szeged.
    [Show full text]
  • Cem Görür Doktora Tezi SON.Pdf
    T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI SULTAN III. MUSTAFA: AİLESİ, GÜNLÜK HAYATI, DİNİ VE İLMİ İLGİLERİ DOKTORA TEZİ Cem GÖRÜR Tez Danışmanı Prof. Dr. İlhami YURDAKUL Bilecik, 2020 10340908 T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI SULTAN III. MUSTAFA: AİLESİ, GÜNLÜK HAYATI, DİNİ VE İLMİ İLGİLERİ DOKTORA TEZİ Cem GÖRÜR Tez Danışmanı Prof. Dr. İlhami YURDAKUL Bilecik, 2020 10340908 BEYAN “Sultan III. Mustafa: Ailesi, Günlük Hayatı, Dini ve İlmi İlgileri” adlı doktora tezimin hazırlık ve yazımı sırasında bilimsel ahlak kurallarına uyduğumu, başkalarının eserlerinden yararlandığım bölümlerde bilimsel kurallara uygun olarak atıfta bulunduğumu, kullandığım verilerde herhangi bir tahrifat yapmadığımı, tezin herhangi bir kısmını Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi veya başka bir üniversitedeki başka bir tez çalışması olarak sunmadığımı beyan ederim. Cem GÖRÜR ÖN SÖZ XVII. yüzyılın başında Osmanlı veraset sisteminin değişmesi, Osmanlı padişahlarının hayatlarında ciddi bir değişime sebep oldu. Şehzadelik dönemlerini sıkı bir gözetim altında geçirmeye başlayan padişahlar, bu zorlu sürecin ardından tahta oturduklarında, devletin geçirdiği sancılı süreçler karşısında tecrübesizliklerinin sıkıntısını fazlasıyla yaşadılar. XVIII. yüzyılın başında meydana gelen Edirne Vakası’yla birlikte, padişahlık dönemlerinde de bir mekân tahdidine uğramışlar ve ataları gibi İstanbul dışında uzun vakitler geçiremez olmuşlardı. Bu açıdan yaklaşıldığında XVIII. yüzyıl padişahlarının kendilerine has koşulları olduğu görülür. Buna mukabil tarih yazımında XVIII. yüzyılın, Tanzimat öncesi Türk “yenileşmesi/modernleşmesinin” öncülü bir süreci veya ihtişamlı “klasik” devir sonrası duraklama ve gerilemenin üzücü bir aşaması şeklinde ele alınması, dönemin padişahlarına da benzer bir perspektiften yaklaşılmasına sebep olmuştur. Dolayısıyla mevcut şartları içerisinde padişahların bizzat kendilerine, onların içinde bulundukları hayata/rutinlerine odaklanan çalışmalar son derece sınırlı kalmıştır.
    [Show full text]
  • Payitaht Istanbul'da Osmanli Merasimleri
    PAYİTAHT İSTANBUL’DA OSMANLI MERASİMLERİ AHMET ÖNAL* stanbul, payitaht oluşundan bu yana emperyal ihtiyaç maddelerinin tedariki ve bunların fiyatlarının İözelliklerinin bir gereği olarak resmî tören ve denetimi gibi teftiş amaçlı tebdiller ile ziyaret, dinlenmek, seremonilere sahne olmuş, hususiyle bu açıdan bir eğlenmek, ibadet etmek veya bir alay geçişini izlemek “merasimler kenti” vasfı kazanmıştı. Osmanlılar maksatlı olanları arasında fark bulunduğu söylenebilir. döneminde üç kıtaya yayılan imparatorluğun ana merkezi İlk grupta yer alan aleni binişler, saltanatın olarak resmî törenler Bizans dönemine nispetle biraz daha şiarından olup genellikle pazartesi ve perşembe günleri farklılaşarak sürdü. İmparatorluğun yönetim merkezi yapılmaktaydı. I. Abdülhamid devrine ait bir vesika, olması, sarayda divan toplantılarını özel bir merasim alanı bu binişlerin maksadını açık bir şekilde izah eder. hâline de getiriyordu. Öyle ki burası çeşitli meselelerini 1782 yangınlarında birçok kimsenin evsiz kalması, takip edenlerce merakla izlenen bir resmî merkez konumu yiyecek sıkıntısı çekilmesi ve padişahın da binişleri terk kazanmış gibiydi. Saray merkezli merasimler için divan etmesi üzerine sadrazam, I. Mahmud’un serhadlerden günlerinin özel bir önemi olduğuna şüphe yoktur. Öte kederli haberler gelmesine rağmen buna devam ettiğini yandan ordunun sefere çıkışı, hacıların payitahttan hatırlatarak, binişlerin ihmal edilmemesini rica etmiş ayrılışı, kutsal günler ve dinî bayramlar, saray kaynaklı ve bu sıkıntılı zamanda padişahı gören halka metanet
    [Show full text]
  • Formation of Watersides on the Bosporus and Spatial Development of Bosporus Waterside Gardens
    INTERNATIONAL JOURNAL OF ELECTROINCS; MECHANICAL and MECHATRONICS ENGINEERING Vol.3 Num 2 pp.(571-577) FORMATION OF WATERSIDES ON THE BOSPORUS AND SPATIAL DEVELOPMENT OF BOSPORUS WATERSIDE GARDENS Petek JAWDET ABDULLA Department of Architecture, Faculty of Architecture, Istanbul Aydin University, Florya, Istanbul/Turkey E-mail: [email protected] Abstract- As one of the unique beauties of Bosporus, Bosporus watersides have been composed and formed through long ages along the Bosporus. Not only an architectural form and a residential type, the Bosporus watersides also were being a part of the culture in which they were built. They project the life traditions of the ages in which they were built. Their users were using those buildings as summer resorts, comprised of a hall, wide rooms, kitchen and other components. The gardens of the watersides also have had their own characteristics, and they were setting out unique beauties. The gardens of the watersides in Bosporus were beyond comparison by their organizational schemes and landscape designs. The watersides were designed with a garden within the bounds of spatial possibilities. The gardens were decorated with colorful flowery plants. Many watersides, which were built in Bosporus, have reached until today. As a type of residences, these buildings are among the most important buildings of Bosporus. The Bosporus watersides have unique architectural samples and features and they need to be well preserved. However, it has been identified that some of those structures have disappeared in time. There are many causes for such a removal. By analyzing these causes, we need to preserve these buildings better nowadays. Bosporus watersides and their gardens today need a better protection by effective policies to be produced.
    [Show full text]
  • Vahdcttifl Hflin Mİ? K Ffilr Fm MI?
    VAHDCTTIfl Hflin Mİ? K ffilR fM MI? ♦ ---------------------- MEHMET BİCİK MEHMET BICIK Eğitimci, Araştırmacı-Yazar, Şâir... 25 Mart 1975'te Balıkesir'in Bigadiç ilçesinin Kırca Köyü'nde dünyaya geldi. İlkokulu köyünde, ortaokulu Şamlı ve Ilıca'da, liseyi de Balıkesir'de okudu. Konya'da başladığı yüksek öğreni­ mini Gaziantep'te sürdürdü. 1996'da İstanbul Üniversitesi Ede- biyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu... İlk görev yeri olan Giresun Şebinkarahisar Lisesi'nde 1996- 2000 yılları arasında Tarih öğretmeni olarak çalıştı. 259. K. D. Er olarak Malatya 2. Ordu Komutanlığı'na bağlı Ulaştırma Er Eğitim Alayında vatani görevini yaptı(1997T998). 2000-2001 eğitim-öğretim yılında Balıkesir Sındırgı Büyükdağdere İlköğre­ tim Okulu'nda görev yaptı. 2001 Kasımında Balıkesir Burhaniye Lisesi'ne tayin oldu. 1 Ağustos 2006'dan itibaren Burhaniye Li- sesi'nde Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Bicik, 2008 yılı Ağustos ayında Burhaniye Öğretmenevi ve Akşam Sanat Oku- lu'na atandı. Hâlen Burhaniye Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu'nda Müdür Vekili olarak görev yapıyor. Tarih ve Folklor üzerine araştırmalar yapan, değişik temalarda şiirler yazan Bicik'in, Türk Dünyası Tarih Dergisi, Türk Dünyası Araştırmaları, Türk Edebiyatı, Yesevî, Yeni DeFne, Genç Akademi ve Genç Gelişim dergilerinde yazılan ve şiirleri yayınlandı. Bicik, mahallî Gaziantep HedeF Gazetesi'nde köşe yazıları yazdı. ESERLERİ: Derleme : Bigadiç Güzellemesi (1996) Şiir : Bir Sevdâ Uğruna (2003) Araştırma : Meşhurların Vasiyetleri (Akis Kitap-2006) Bilinmeyen Yönleriyle II. Abdülhamid (Akis Kitap-2008) İÇİNDEKİLER 1. Sultan Vahdettin Garip Doğdu, Garip mi Öldü?.....................................................................15 2. Sultan Vahdettin'in İlk Aşkı Kimdi? Sultan Vahdettin'in Kaç Eşi Vardı? Kaç Çocuğu Vardı?..............................................................................................................................18 3. Vahdettin'in Kızları Piyano mu Çalıyordu? Vahdettin'in Şehzadelerinin ve Sultanlarının Diploma Töreni Neden Yapılamadı?.
    [Show full text]