Payitaht Istanbul'da Osmanli Merasimleri

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Payitaht Istanbul'da Osmanli Merasimleri PAYİTAHT İSTANBUL’DA OSMANLI MERASİMLERİ AHMET ÖNAL* stanbul, payitaht oluşundan bu yana emperyal ihtiyaç maddelerinin tedariki ve bunların fiyatlarının İözelliklerinin bir gereği olarak resmî tören ve denetimi gibi teftiş amaçlı tebdiller ile ziyaret, dinlenmek, seremonilere sahne olmuş, hususiyle bu açıdan bir eğlenmek, ibadet etmek veya bir alay geçişini izlemek “merasimler kenti” vasfı kazanmıştı. Osmanlılar maksatlı olanları arasında fark bulunduğu söylenebilir. döneminde üç kıtaya yayılan imparatorluğun ana merkezi İlk grupta yer alan aleni binişler, saltanatın olarak resmî törenler Bizans dönemine nispetle biraz daha şiarından olup genellikle pazartesi ve perşembe günleri farklılaşarak sürdü. İmparatorluğun yönetim merkezi yapılmaktaydı. I. Abdülhamid devrine ait bir vesika, olması, sarayda divan toplantılarını özel bir merasim alanı bu binişlerin maksadını açık bir şekilde izah eder. hâline de getiriyordu. Öyle ki burası çeşitli meselelerini 1782 yangınlarında birçok kimsenin evsiz kalması, takip edenlerce merakla izlenen bir resmî merkez konumu yiyecek sıkıntısı çekilmesi ve padişahın da binişleri terk kazanmış gibiydi. Saray merkezli merasimler için divan etmesi üzerine sadrazam, I. Mahmud’un serhadlerden günlerinin özel bir önemi olduğuna şüphe yoktur. Öte kederli haberler gelmesine rağmen buna devam ettiğini yandan ordunun sefere çıkışı, hacıların payitahttan hatırlatarak, binişlerin ihmal edilmemesini rica etmiş ayrılışı, kutsal günler ve dinî bayramlar, saray kaynaklı ve bu sıkıntılı zamanda padişahı gören halka metanet ve evlilik, doğum, sünnet, cenaze merasimleri, kılıç alayı sebat geleceğini bildirmiştir.1 ve Cuma selamlığı gibi resmî bir çerçeve kazanmış Aleni binişler her ne kadar merasime tâbiyseler de törenler durumundaydı. Bu törenler, saltanatın azametini bunlarda katı teşrifat kuralları uygulanmazdı. Padişah, görünür kılması ve padişahların, payitaht civarındaki binişin nereye ve ne surette yapılacağını; çuhadarlar, gezi ve tebdil, dinlenme, eğlenme, spor gibi ihtiyaçlarına peykler ve solaklar gibi mutat alay maiyetinin yanı sıra cevap vermesinin yanında, halkla ilişki kurulmasını, sadrazam, yeniçeri ağası, çavuşbaşı gibi devlet ricalinden İstanbulluların eğlenmesini, şehirde toplum hayatının kimleri yanında götüreceğini silahdar ağaya bildirir, o renklenmesini, dinî hayatın canlanmasını ve ticari da gerekli tebligatı yapardı. Biniş mahalli belli olunca hareketliliğin artmasını sağlayarak geniş bir fonksiyon ifa Enderun ağaları, padişahtan önce buraya giderek hazırlık ediyordu. yaparlardı. Atla binişlerde diğer saltanat alaylarının aksine, padişahın geçeceği yollara asker sıralanmazdı. Padişahların Biniş ve Tebdilleri İstanbullular, rahatça padişahı izleyebilir, yardım Osmanlı padişahlarının İstanbul ve çevresinde yaptıkları taleplerini veya şikâyetlerini uzaktan dile getirebilirlerdi. geziler, şehrin gerek gündelik hayatında gerekse mekânsal Bu durumda, salma çuhadarları, şikâyeti olanları gelişiminde ve şekillenmesinde önemli izler bırakmıştır. sadrazamın konağına götürür; hazinedarlar, yardım Padişahların İstanbul’da at veya saltanat kayığı isteyenlere bir miktar para verirlerdi. ile gerçekleştirdiği günübirlik geziler, “biniş-i hümayun” Deniz yoluyla yapılan binişlerde padişahlar, olarak anılmaktaydı. İki tür biniş vardı: Padişahların, bir XVI. yüzyılda genelde “baştarda” denilen gemileri merasim dairesinde, maiyetleriyle ve mutat kıyafetleriyle kullanıyorlardı. Sonraki tarihlerde, saltanat kayığını yaptıkları aleni binişler; değişik kıyafetlerle ve tercih etmişlerdir. Özel olarak yapılan bu kayıkların, tanınmayacak surette gerçekleştirdikleri tebdil binişleri. görkemli, özenle işlenmiş koyu kırmızı kadife örtüsü Tebdil binişleri ile padişahların tebdilen yaptıkları gezileri olan kıç tentesi vardı. Padişah “köşk” denilen bu bölümde birbirinden kesin sınırlarıyla ayırt etmek güçtür. Ancak tek başına, müzeyyen yastıklara otururken ağalar bir resmî görevlilerin kontrolü, İstanbul’un iaşesinin ve temel 1 Biniş ve tebdillerin tarif ve tasnifi için bk. Fikret Sarıcaoğlu, Kendi Kaleminden Bir * Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Padişahın Portresi: Sultan I. Abdülhamid (1774-1789), İstanbul 2001, s. 41-42, 44, 47. BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ 404 TÖRENLER 1- Kanunî Sultan Süleyman’ın Cuma namazına giderken At Meydanı’ndan geçişi (Aelst) 2- Padişahın kır gezisi (Pertusier) elleriyle kayığın kenarından tutarak ayakta durur, hususi ederlerdi. Saltanat kayığının önünde, içoğlanlarının olarak yetiştirilmiş acemioğlanları yine ayakta kürek bindiği “sandaliye” denilen altı kayık ilerler; bunların çekerlerdi, yalnızca bostancıbaşı dümeni idare etmek için arkasındaki kayıkta ayakta duran dülbent ağası, Cuma ara sıra oturabilirdi. Bu son vazife Fatih Kanunnâmesi ile selamlıklarında da yapıldığı gibi padişahın sorguçlu bir bostancıbaşının uhdesine verilmişti.2 Saltanat kayığında sarığını sağa sola eğip kaldırarak ve aşağı yukarı eğdirerek da yedek götürülür ve bunlar padişahın bulunduğu kayığı halkı selamlardı. Padişahın kayıkla geçişi sırasında, arkadan takip ederdi. etraftaki gemiler, toplarını ateşleyerek selam verirlerdi. Padişahların deniz yoluyla yapacakları binişler, Kız Biniş yerine varıldığında, iskeleye kumaşlar Kulesi’nden ve hisarlardan atılan toplarla ilan edilirdi. serilir, padişah karadan getirilen atına biner, maiyeti Bunun üzerine İstanbullular, kayıklarla Boğaz’a akın de atlanır, bahçeye veya köşke gidilirdi. Binişlerde padişahın gidilen yerde önce sünnet namazı kılması 2 Fâtih Sultan Mehmed, Kânûnnâme-i Âl-i Osman, haz. Abdülkadir Özcan, İstanbul âdetti. Günün programı bundan sonra başlardı. 2003, s. 16. Bazen geceye kadar devam eden eğlencelerde, musiki BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ 405 TÖRENLER 3- III. Selim saltanat kayığında (Melling) dinleniyor; tombak, cirit, güreş, ok ve tüfek atma, at Ziyaret edilen yerlerde padişahın dinlenmesi için ve kayık yarışları gibi müsabakalar düzenleniyor; devlet adamları tarafından “biniş kasrı” denilen ve bazıları hayalbazların, cambazların, mukallidlerin, çengilerin, hâlâ İstanbul’u süsleyen küçük köşkler yaptırılmıştır. tavşan oğlanlarının vs. gösterileri izleniyordu. Kimi Davut Paşa Kasrı yakınındaki köşk bu amaçla II. Mahmud zaman, bizzat padişah da ok veya tüfekle atış yapıyordu. zamanında inşa edilmiştir. Baltalimanı’ndaki köşk Valide Mesela III. Selim, 1790’da Gülhane’de yapılan binişte, Kethüdası Yusuf Ağa tarafından III. Selim için, Beykoz 434 adım mesafeden tüfekle yumurtayı vurmuş ve Kasrı ise Kavalalı Mehmed Ali Paşa tarafından Sultan bunun hatırasına bir kitabe dikilmişti.3 Eğlenceler Abdülmecid için aynı amaçla yaptırılmıştır. Bu son kasır tamamlanınca aynı veya ertesi gün gelindiği gibi saraya tamamlandığında tahta Abdülaziz geçtiğinden kasır ona geri dönülürdü. armağan edilmiştir.4 3 Mehmet Ali Beyhan, Saray Günlüğü 1802-1809, İstanbul 2007, s. 16-17. 4 Abdülkadir Özcan, “Biniş”, DİA, VI, 184-185. BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ 406 TÖRENLER 3- III. Selim saltanat kayığında (Melling) XVI. yüzyıl padişahlarının İstanbul’da yaptıkları giyen güreşçilerine müsabakalar düzenlettirir, başarılı gezilere dair elimizdeki kaynaklar sınırlı olmakla olanlara kendi eliyle para verirdi.5 birlikte yine de bazı malumata ulaşmak mümkündür. II. Selim’in, Kaptanıderya Kılıç Ali Paşa’nın ve III. 1532-1540 arasında İstanbul’da bulunan Venedikli Murad’ın da İbrahim Paşa’nın baştardasıyla Boğaz gezisine Luigi Bassano’ya göre, Kanunî Sultan Süleyman’ın çıktığı; III. Mehmed’in ceddi Kanunî gibi Hasbahçe’deki kullanımı için genellikle çok güzel ve altınla işlenmiş tersanede bir baştarda-i hümayun, diğer adıyla “hünkâr dört fırkateyn veya iki direkli yelkenli bulunur, padişah baştardası” yaptırıp Kaptanıderya Cigalazade Sinan bunlardan biriyle Asya yakasına geçerdi. Kanunî, avdan Paşa ile Boğaz’ı gezdiği bilinmektedir. XVII. yüzyılda büyük zevk alır, yaz-kış havanın durumuna aldırmadan biniş yapılan ve “hadâik-i hassa” denilen belli başlı saray ava çıkar, kalabalık bir maiyet kendisine eşlik ederdi. Ayrıca güreşlerden çok hoşlanır, oldukça çok sayıda 5 Luigi Bassano, Kanunî Dönemi Osmanlı İmparatorluğu’nda Gündelik Hayat, çev. bulundurduğu, hepsi de ücretli olan ve hususi kıyafetler Selma Cangi, İstanbul 2011, s. 67-68. BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ 407 TÖRENLER bahçeleri, Tokat, Kandilli, Mirgûn, Kalender, Sultaniye, Büyükdere, Kuleli, Üsküdar, Tersane, Florya, Kâğıthane, Akpınar, Çatalca ve Karaağaç bahçeleriydi. XVIII. yüzyılda, I. Mahmud zamanından itibaren karşımıza çıkan ve padişahların gündelik hayatını konu edinen ruznameler sayesinde binişler ve tebdiller, yakından takip edilebilir. Bunların tetkikinden, padişahların, sarayda kapalı bir hayat sürdürmedikleri, İstanbul’un günlük yaşamına faal olarak dâhil oldukları ve bunu yönlendirdikleri görülür. Mesela mehtaplı gecelerde kayıkla Boğaz’da gezmeyi çok seven I. Mahmud’un bu şahsi zevki, zamanında İstanbul eğlence hayatında kendine has bir kültür oluşturmuştur. Aynı şekilde, Sadabad ve Boğaziçi gibi bölgelerin İstanbul’un şehir dokusuna eklenmesi ile padişahların gezileriyle ortaya koydukları buralara yönelik ilgileri arasında karşılıklı bir etkileşimden söz etmek mümkündür. Topkapı Sarayı ile çevresindeki yalı, köşk ve bahçelerin yanı sıra gezilerini Dolmabahçe, Taksim, Okmeydanı, Büyükçekmece, Kemerler, Küçüksu, Beykoz, Çamlıca tepeleri gibi İstanbul’un her iki yakasında birçok noktaya uzatan I. Abdülhamid zamanında, binişler dolayısıyla Büyükdere’ye kadar sahilden bir araba yolu yapılmıştır.6 Divan-ı Hümayun Toplantıları ve Elçi Kabulü Divan-ı hümayun, XVII. asrın ortalarına kadar Osmanlı İmparatorluğu’nda devlet işlerinin idaresinde ana
Recommended publications
  • Sosyoloji Dergisi
    SOSYOLOJİ DERGİSİ SOSYOLOJİ DERGİSİ/SOCIOLOGY JOURNAL Cilt/Volume 37 • Sayı/Number 2 • Aralık/December 2017 ISSN 1304-2998 • eISSN 2148-9165 • doi 10.26650/TJS Sosyoloji Dergisi uluslararası ve hakemli bir dergidir. Yayımlanan makalelerin sorumluluğu yazarına/yazarlarına aittir. Sociology Journal is the official peer-reviewed, international journal of the Istanbul University Department of Sociology. Authors bear responsibility for the content of their published articles. Baş Editör/Editor-in-Chief Prof. Dr. İsmail Coşkun (İstanbul Üniversitesi) Sayı Editörü/Guest Editor Yrd. Doç. Dr. Ekin Öyken (İstanbul Üniversitesi) Yönetici Editör/Managing Editor Arş. Gör. M. Fatih Karakaya (İstanbul Üniversitesi) Çeviri Editörleri/English Language Editors ENAGO Kevin A. Collins Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali Akyurt Arş. Gör. Nuseybe Ağırman Arş. Gör. Salih Ünüvar Yayın Kurulu/International Editorial Board* Yrd. Doç. Dr. Ayşen Şatıroğlu (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Doç. Dr. Craig Browne (Sydney University, Avustralya) Prof. Dr. David R. Segal (Maryland University, ABD) Prof. Dr. Douglas Kellner (University of California, ABD) Doç. Dr. Enes Kabakcı (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Prof. Dr. Glenn Muschert (Miami University, ABD) Prof. Dr. İsmail Coşkun (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Doç. Dr. J. Scott Brown (Miami University, ABD) Prof. Dr. Jeffrey C. Alexander (Yale Univerity, ABD) Doç. Dr. Mehmet Samsakçı (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Dr. Michael Illner (Bilimler Akademisi, Çek Cumhuriyeti) Doç. Dr. Orhan Gürbüz (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Doç. Dr. Oya Okan (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Prof. Dr. Philip Smith (Yale Univerity, ABD) Prof. Dr. Ryan Kelty (Washington College, ABD) Prof. Dr. Sujatha Fernandes (City University of New York, ABD) Prof. Dr. Timothy Shortell (City University of New York, ABD) Prof. Dr. William Peter Baehr (Lingnan University, Hong Kong) Prof.
    [Show full text]
  • XIX. Yüzyılda Piyano Ve Osmanlı Kadını*
    Araştırma Makalesi https://doi.org/10.46868/atdd.77 Original Article XIX. Yüzyılda Piyano ve Osmanlı Kadını* Arif Güzel* ORCID: 0000-0002-0144-1145 Öz XIX. Yüzyıl Osmanlı Devleti’nin idari ve sosyal alanda büyük değişimlere uğradığı bir çağdır. Devletin yapısal değişiminin yanında sosyal alanda da birçok değişim gözlenir. Bu sosyal değişimlerden biriside müzikal dönüşümdür. Batı müziğinin Osmanlı topraklarında kabul görmesiyle birlikte bu müziğin en mühim sazı (enstrümanı) olan piyano hem Osmanlı Sarayı’nda hem de “Osmanlı kentlisi” arasında Avrupai görünümün ve müzikal estetiğin simgesi olarak yaygınlaşır. Bu değişim rüzgârları Osmanlı kadınını da içine alır. Kadın sultanlar, devlet adamlarının kızları ve hâli vakti yerinde olan aileler özel hocalar aracılığıyla piyano eğitimi almaya başlarlar. Müzikal dönüşüm, kadınların sosyal hayata katılımlarını kolaylaştıracak bir basamak olur. Yetenekli Osmanlı kadını piyano icra etmekteki maharetini gösterir. Gerek saray gerekse toplum içerisinden fevkalade kadın piyano icracıları ve besteciler çıkar. Bu çalışmada Osmanlı müzikal dönüşüm süreci piyano ve piyano icracısı Osmanlı kadınları üzerinden değerlendirilerek sosyal dönüşümün açıklanması amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Piyano, Müzik, Kadın Gönderme Tarihi: 16/11/2020 Kabul Tarihi:20/03/2021 * Bu makale yazarın ‘’XIX. Yüzyılda Sultanın Mülk ünde Piyano’’, adlı yüksek lisans tezinden üretilmiştir. *Doktora Öğrencisi, Balıkesir Üniversitesi, Tarih Anabilim Dalı, Tarih Bölümü, Balıkesir- Türkiye, [email protected] Bu makaleyi şu şekilde kaynak gösterebilirsiniz: GÜZEL, A., ‘’XIX. Yüzyılda Piyano ve Osmanlı Kadını’’, Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, C. 8, S. 1, 2021, s.246-261. Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi Cilt:8 / Sayı:1 Güzel/ ss 246-261 Mart 2020 Piano and Ottoman Women In The XIX. Centruy Arif Güzel* ORCID: 0000-0002-0144-1145 Abstract The XIX.
    [Show full text]
  • Vahdcttifl Hflin Mİ? K Ffilr Fm MI?
    VAHDCTTIfl Hflin Mİ? K ffilR fM MI? ♦ ---------------------- MEHMET BİCİK MEHMET BICIK Eğitimci, Araştırmacı-Yazar, Şâir... 25 Mart 1975'te Balıkesir'in Bigadiç ilçesinin Kırca Köyü'nde dünyaya geldi. İlkokulu köyünde, ortaokulu Şamlı ve Ilıca'da, liseyi de Balıkesir'de okudu. Konya'da başladığı yüksek öğreni­ mini Gaziantep'te sürdürdü. 1996'da İstanbul Üniversitesi Ede- biyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu... İlk görev yeri olan Giresun Şebinkarahisar Lisesi'nde 1996- 2000 yılları arasında Tarih öğretmeni olarak çalıştı. 259. K. D. Er olarak Malatya 2. Ordu Komutanlığı'na bağlı Ulaştırma Er Eğitim Alayında vatani görevini yaptı(1997T998). 2000-2001 eğitim-öğretim yılında Balıkesir Sındırgı Büyükdağdere İlköğre­ tim Okulu'nda görev yaptı. 2001 Kasımında Balıkesir Burhaniye Lisesi'ne tayin oldu. 1 Ağustos 2006'dan itibaren Burhaniye Li- sesi'nde Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Bicik, 2008 yılı Ağustos ayında Burhaniye Öğretmenevi ve Akşam Sanat Oku- lu'na atandı. Hâlen Burhaniye Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu'nda Müdür Vekili olarak görev yapıyor. Tarih ve Folklor üzerine araştırmalar yapan, değişik temalarda şiirler yazan Bicik'in, Türk Dünyası Tarih Dergisi, Türk Dünyası Araştırmaları, Türk Edebiyatı, Yesevî, Yeni DeFne, Genç Akademi ve Genç Gelişim dergilerinde yazılan ve şiirleri yayınlandı. Bicik, mahallî Gaziantep HedeF Gazetesi'nde köşe yazıları yazdı. ESERLERİ: Derleme : Bigadiç Güzellemesi (1996) Şiir : Bir Sevdâ Uğruna (2003) Araştırma : Meşhurların Vasiyetleri (Akis Kitap-2006) Bilinmeyen Yönleriyle II. Abdülhamid (Akis Kitap-2008) İÇİNDEKİLER 1. Sultan Vahdettin Garip Doğdu, Garip mi Öldü?.....................................................................15 2. Sultan Vahdettin'in İlk Aşkı Kimdi? Sultan Vahdettin'in Kaç Eşi Vardı? Kaç Çocuğu Vardı?..............................................................................................................................18 3. Vahdettin'in Kızları Piyano mu Çalıyordu? Vahdettin'in Şehzadelerinin ve Sultanlarının Diploma Töreni Neden Yapılamadı?.
    [Show full text]
  • Osmanli Hanedaninin Geri Dönen Ilk Üyeleri (1924‐1951)
    TARİHİN PEŞİNDE THE PURSUIT OF HISTORY ‐ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ‐ ‐INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY AND SOCIAL RESEARCH‐ Yıl: 2014, Sayı: 12 Year: 2014, Issue: 12 Sayfa: 83‐117 Page: 83‐117 SÜRGÜNDEN VATANA: OSMANLI HANEDANININ GERİ DÖNEN İLK ÜYELERİ (1924‐1951) Cahide SINMAZ SÖNMEZ* Özet 3 Mart 1924 tarihinde Halifeliğin kaldırılmasıyla beraber Osmanlı Hanedanı üyeleri de süresiz bir şekilde sınır dışı edilmişlerdir. Sürgüne giden hanedan mensuplarının pek çoğu bu durumun kısa sürede son bulacağı ümidiyle ülkeyi terk etmişler, ancak dönüş süreci beklenenden uzun sürmüştür. Kadınlar 16 Haziran 1952 tarihinde çıkarılan özel bir kanunla dönüş izni alırken, erkekler ise 15 Mayıs 1974 tarihli Genel Af yasasının 8. mad‐ desiyle geri dönebilmişlerdir. Ancak, 1952 yılına kadar yasağın devam ediyor olmasına rağmen bazı istisnai uygulamalar yaşanmıştır. Bu araştırmanın konusunu da 3 Mart 1924 tarihinden 16 Haziran 1952 tarihine kadar geçen süre içerisinde yaşanan istisnai örnekler oluşturmaktadır. Anahtar Kelimeler Halifeliğin Kaldırılışı, Osmanlı Hanedanı, Sürgün, Geri Dönüş, Pasaport Kanunu FROM EXILE TO THE HOMELAND: THE FIRST RETURNING MEMBERS OF THE OTTOMAN DYNASTY (1924‐1951) Abstract Members of the Ottoman Dynasty were sent into an indefinite exile after the abolishment of the Caliphate on March 3, 1924. A great majority of the dynasty members left the country with the hope that deportation would end soon, but the process of returning back to the country has lasted longer than expected. Female members of the dynasty have acquired the right to return with a special law issued on June 16, 1952 while the male members of the dynasty were able to return with the 8th article of the General Amnesty issued on May 15, 1974.
    [Show full text]
  • 120F847e430bb756d667968aee
    ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÖĞRETİM SOSYAL ALANLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI Naim ÜRKMEZ II. ABDÜLHAMİD’İN MODERNLEŞME ANLAYIŞI YÜKSEK LİSANS TEZİ TEZ YÖNETİCİSİ Yrd. Doç.Dr. Yavuz ÖZDEMİR ERZURUM - 2006 İÇİNDEKİLER SAYFA NO ÖZET ........................................................................................................................III ABSTRACT .............................................................................................................IV ÇİZELGELER DİZİNİ........................................................................................... V ÖNSÖZ .....................................................................................................................VI KISALTMALAR .....................................................................................................VII 1.GİRİŞ..................................................................................................................... 1 1.1.Modernleşme Hakkında................................................................................ 1 1.2.Osmanlı Modernleşmesi................................................................................ 10 2.SULTAN II. ABDÜLHAMİD’İN ŞEHZADELİK YILLARI...........................20 3.SULTAN II. ABDÜLHAMİD’İN HÜKÜMDARLIK DÖNEMİ......................26 4.SULTAN II. ABDÜLHAMİD’İN KİŞİSEL ÖZELLİKLERİ.......................... 52 5.EĞİTİM................................................................................................................. 56 5.1.Modernleşme İçerisinde
    [Show full text]
  • Sultan II.Abdulhamid Han'ın Zevceleri Ve Çocukları
    Sultan II.Abdulhamid Han'ın Zevceleri ve Çocukları Tarih: Ağustos 2015 Yayın: idealistkalemler.com Dosya No:004 idealistkalemler.com SULTAN II. ABDULHAMİD HAN'IN ZEVCELERİ İzdivaç Senesi 1- Nazikeda Kadınefendi ....................................................................................... 1851 2- Nürefzun Kadınefendi ........................................................................................ 1851 3- Bedrifelek Kadınefendi ...................................................................................... 1851 4- Bidar Kadınefendi .............................................................................................. 1851 5- Dilpesend Kadınefendi ...................................................................................... 1865 6- Mezidimestan Kadınefendi ............................................................................... 1869 7- Emsalinur Kadınefendi ...................................................................................... 1866 8- Müşfika Kadınefendi ......................................................................................... 1867 9- İkbal Sazkar Hanımefendi .................................................................................. 1875 10- İkbal Peyveste Hanımefendi ............................................................................. 1873 11- İkbal Fatma Pesend Hanımefendi ..................................................................... 1876 12- İkbal Behice Hanımefendi ................................................................................
    [Show full text]
  • Folk Dancer the Magazine of World Dance and Culture
    ISSN 1209-255X Folk Dancer The Magazine of World Dance and Culture Canadian Presence at Mainewoods Folk Dance Camp, Week Three (Photo: Richard Brown): (left to right) Shirley Kossowski, Mirdza Jaunzemis, Cecille Ratney, Maya Trost, Bella Lamb, Sandy Starkman, Chris Chattin, Dorothée Beauregard, Alison Lee, Kathleen Mazurek, Lynda Vuurman, Anita Millman, Rachel Gottesman, Janis Smith, (kneeling) Adam Kossowski, Richard Schmidt, David Yee (in spirit), Bev Sidney PUBLISHED BY THE ONTARIO FOLK DANCE ASSOCIATION VOLUME 41 NUMBER 4 October 2010 The Message of Performance Viewpoint By Kevin Budd A few short years ago I had the honour of collective soul functioning in harmony. Then we judging a Kiwanis festival in the folk dance section. understand something profound about dance, that it Among the variety of offerings, not surprisingly, was is a group of actions done simultaneously in concert the high quality of “Bata” Marcetic’s Serbian dance and individually, that reflects tradition and also troupe. One notable characteristic of their performance presents the moment intensely. was not just their technical expertise, but the fact that they seemed to be enjoying what they did. They were While watching any dance performance the having fun, or at least Bata had taught them to appear eye tends to go to certain people, certain dancers that they were having fun. There were smiles on the who are both fine dancers, but also seem to exude young faces, but even more notable, there was some that pleasure or effortless involvement in the dance interaction between members as they danced, that is, that makes them a pleasure to watch.
    [Show full text]
  • Indirmenin, Ihtiyaç Sahibinin Onurunu Korumanın, Dünyanın Nere- Sinde Bir Mazlum Varsa Yarasını Sarmanın, Gözyaşını Silmenin Mücadelesini Veriyoruz
    TÜRK KIZILAYI TARİH DİZİSİ Türk Kızılayı, Türk Halkının dünyaya uzattığı merhamet eli olarak yak- laşık bir buçuk asırdır ulvi bir görevi büyük bir özveri ile yerine getirmekte- dir. Kurulduğu 1868 yılından bu yana halkımızın ve özellikle yakın coğrafi komşularımızın başına gelen her türlü felâkette görev alan ve tarihe tanıklık eden Türk Kızılayı, maalesef bu tanıklığını ilgililere ve yeni nesillere taşıya- cak çalışmaları ihmal etmiştir. Elbetteki yapılan her türlü yardım çalışmasının yazışmaları Türk Kızılayı arşivlerindeki yerlerini almıştır. Ancak, bu çalışmaları arşivlerden kurtarmak ve yardımlaşma duygusunun cisimleşmiş hali olan Türk Kızılayı’nın anlata- cak eserleri haline getirmek bizler için tarihi bir görev olmuştur. Bu görevi yerine getirebilmek amacıyla bir çalışma başlatılmıştır. Türk Kızılayı Kitaplığı olarak adlandırılan bu çalışmada ilk olarak Kızılayımızın tarihine ışık tutacak belgelerin kitaplaştırılması hedeflenmiştir. Zaman için- de ise güncel çalışmalar kitaplaştırılacaktır. Türk Kızılayı, tarihi tanıklığıyla dünün daha iyi anlaşılmasına, bugünün bu bilgiler ışığında değerlendirilme- sine ve geleceği planlarken ulusumuzun geçirdiği acılı sürecin bilinmesinde büyük yararlar görmektedir. Türk Kızılayı Kitaplığı serisinin oluşumuna fikirleri ve emekleriyle destek veren herkese teşekkürü bir borç biliriz. Padişah'ın Himayesinde OSMANLI KIZILAY CEMİYETİ 1911-1913 YILLIĞI Hazırlayanlar Yrd. Doç. Dr. Ahmet Zeki İZGÖER • Msc. Ramazan TUĞ Koordinatörler Belgin Duruyürek Şahin Cengiz Kapak Fotoğrafı Osmanlı Kızılay Cemiyeti
    [Show full text]
  • Ahmet Cevdet Pasha and Change: a Three-Tiered Approach
    AHMET CEVDET PASHA AND CHANGE: A THREE-TIERED APPROACH by İSMAİL NOYAN Submitted to the Institute of Social Sciences in partial fulfillment of the requirements for the degree of Master of Arts Sabancı University July 2018 © İsmail Noyan 2018 All Rights Reserved ABSTRACT AHMET CEVDET PASHA AND CHANGE: A THREE-TIERED APPROACH İSMAİL NOYAN M.A. Thesis, July 2018 Thesis Supervisor: Asst. Prof. Yusuf Hakan Erdem Keywords: Ahmet Cevdet Pasha, change, conservative In this thesis, I attempted to address three interconnected issues. First, I questioned the validity of using imagined dichotomies as analytical tools to understand the Late Ottoman Empire, with specific emphasis on one of the leading figures of the period, Ahmet Cevdet Pasha. Second, I examined Cevdet Pasha’s attitude toward change. Third, I engaged with controversies on the definition of conservatism and conservatives. Accordingly, I have done the empirical study on Cevdet Pasha within the context of the Ottoman Empire and the theoretical discussion on conservative attitude toward change simultaneously. That is, I suggested a more nuanced understanding of the Late Ottoman Empire and its figures rather than simplifying the complexities of the period by examining them with dichotomous frameworks of ‘reactionary/conservative,’ progressive; secular, religious; and Western-oriented, Eastern-oriented. Also, I proposed a three-tiered framework (nature of change, nature of challenge and nature of current constraints) to have a better understanding of the attitude of conservatives toward
    [Show full text]
  • Anadolu'da Savaş, İstanbul'da Kanun Hazırlığı Ve Hanedan-I Âl-I Osman
    SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi Mayıs 2009, Sayı:19, ss.1-24. Anadolu’da Savaş, İstanbul’da Kanun Hazırlığı ve Hanedan-ı Âl-i Osman Kararnamesi Cevdet KIRPIK∗ ÖZET Hanedan hukuku ilk kez 1913’te yazılı hale getirilmişti ama ayrıntılı bir şekilde düzenlenerek yürürlüğe konulması daha sonra oldu. 7 Şubat 1922’de yürürlüğe giren Hânedân-ı Âl-i Osman Umuru Hakkında Kararname hanedan hukukunu birincisinden çok daha detaylı olarak ele aldı. Kararnamenin içeriği kadar hazırlanması sürecinde yaşananlar ilgi çekiciydi. Hazırlanma usulü, zamanlama ve içerik konusunda şehzadelerle padişah arasında sürtüşme yaşandı. Yine içeriğin hazırlanması sırasında komisyonda bir kısım kritik konulara çözüm getirmek kolay olmadı. Özellikle Hazîne-i Hassâ malları, hanedanın ve bilhassa padişahların mirasının nelerden ibaret olduğu tartışıldı. Emlâk-ı hakaniye ve emlâk-ı şahsiye ayrımı bahsinde II. Abdülhamid’in mirası meselesi varislerin lehine olacak şekilde çözüme kavuşturuldu. Kararnamede mal ve mülke ait hususların yanında hanedan üyelerini doğumdan ölüme kadar ilgilendiren her tür mesele ele alındı. Doğumun tescili, evlenme-boşanma usulleri, vesayet, eğitim-öğretim gibi daha birçok konu ayrıntılı bir şekilde ele alındı. Kararnamenin resmen ve fiilen işgal edilmiş Osmanlı başkenti İstanbul’da çıkarılmış olması dikkat çekici bir konudur. İşgalin kalıcılığı, devletin veya hanedanın sona ermesi gibi bir düşünce kararnameye yansımamıştı. Yine de hanedanın mal-mülk ve miras gibi meselelerinin öncelikli olarak ele alınması, belgelere yansımayan bir endişeyi dile getirmektedir. Makalede son dönem hanedan hukuku öncelikli olarak arşiv belgelerinin ışığı altında ele alınarak incelenmiş, bu konudaki boşluk giderilmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Osmanlı, hanedan hukuku, kararname, nizamname, uygulama. War in Anatolia, Law Preparation in Istanbul and The Decree of Hanedan-ı Al-i Osman ABSTRACT The dynasty’s law the first time put into writing in 1913 but it took a quite reasonable time to put into force in details.
    [Show full text]
  • Hilâl-I Ahmer Hanimlar Merkezinin Kuruluşu Ve
    HİLÂL-İ AHMER HANIMLAR MERKEZİ’NİN KURULUŞU VE FAALİYETLERİ (1877-1923) Muzaffer TEPEKAYA* - Leyla KAPLAN* ÖZET Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti bünyesinde 20 Mart 1912 tarihinde “Osmanlı Hilâl-i Ahmer Hanımlar Merkezi” kurulmuştur. Kurulan bu teşkilatla kadınlar etkili bir şekilde Hilâl-i Ahmer faaliyetlerine katılmışlardır. Kuruluşundan itibaren cephede savaşan askerlere, yaralı ve hastalara, kimsesizlere ve bakıma muhtaç olanlara, şehit ve asker ailelerine göçmenlere, esirlere yardım eden Hilal-i Ahmer Hanımlar Merkezi, bu faaliyetlerini bağış kampanyalarının yanı sıra, aşhane, çayhane, hastane, dispanser, sanat evi, atölyeler, nekahet-hane, gibi kuruluşlar aracılığıyla gerçekleştirmektedir. Osmanlı Devleti’ni sona erdiren 24 Temmuz 1923 Lozan siyasi antlaşmasının imzalanmasından sonra yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde de faaliyetlerine devam eden dernek Yunanistan’la yapılan Türkiye Rum mübadelesinde önemli görevler üstlenmiştir. Mübadele ile gelen göçmenlerin sağlık, giyim ihtiyaçlarının karşılanması, yerleşecekleri yerlere nakilleri, hastalarının bakımı ve sağlık bilgilerinin verilmesinde başarıyla görev yapmıştır. Cumhuriyetin ilânından sonra “Cumhuriyet Vatandaşı” kimliği oluşturmak için yapılan çalışmalara katılan ve yenilikleri Türk toplumuna benimsetmede önemli görevler yerine getiren Hilâl-i Ahmer Kadınları “Cumhuriyet Kadını” kimliğini benimseterek bunun yaygınlaştırılmasında başarıyla çalışmıştır. Yardım faaliyetleriyle birlikte peş peşe gerçekleştirilen inkılapları destekleyen derneğin çalışmalarına dönemin gazetelerinde
    [Show full text]
  • Harun Açba KADINEFENDİLER {1839-1924} KADINEFENDİLER {1839-1924}
    SON DÖNEM OSMANLI PADİŞAH EŞLERİ Harun Açba KADINEFENDİLER {1839-1924} KADINEFENDİLER {1839-1924} Harun Açba PROFİL O Hanın Açba O PROFİL YAYINCILIK Yazar/Harun Açba Eserin Adı / Kadirdendiler Genel Koordinatör /'Münir Üstün Genel Yayın Yönetmeni / Cem Küçük Redaksiyon I Elif Avcı Kapak Tasarım/ Yunus Karaasian İç Tasarım I Adem Şenel Baskı-Cilll Kitap Matbaası Davulpap Cad. fminraj Ka/ım Dinçol San. Sil. No.81/21 Topkapı -İstanbul Tel: 0212 567 .10 8-1 1. BASKI KASIM 2007 978-975-996-109-1 PROFİL : 65 İNCELEME-ARAŞTIRMA :07 PROFİL YAYINCILIK Çatalçcsme Sk. Meriçli Apt. No: 52 K.3 Cagaloglu - İSTANBUL www.profilkilap.com / [email protected] Tel. 0212. 514 45 11 Faks. 0212. 514 45 12 Profil Yayıncılık Maviağaç Küllür Sanat Yayıncılık Tic.Ltd.Şti rnarkasıdır. ı © Bu kitabın Türkçe yayın hakları Harun Açba ve Prolil Yayıncılık'a aittir. Yazarın ve yayıncının izni olmadan herhangi bir formda yayınlanamaz. kopyalanamaz ve çoğaltılamaz. Ancak kaynak gösterilerek alınlı yapılabilir. İÇİNDEKİLER Bölüm 1 Kafkasya Hanedanları / 9 Saray Protokolü /13 Bölüm 2 Sultan I. Abdülmecid Han Ailesi / 17 (1839-18611 Sultan Abdülaziz Han Ailesi / 81 (1861-1876) Sultan V. Murad Han Ailesi / 96 (1876) Sultan II. Abdülhamid Han Ailesi / 117 (1876-1909) Sultan V. Mehmed Reşad Han Ailesi / 161 (1909-1918) Sultan VI. Mehmed Vahideddin Han Ailesi / 180 (1918-1922) Halife II. Abdülmecid Efendi Ailesi / 207 (1922-1924) Bibliyografya / 217 Teşekkkürname / 218 Bu kitabı aileme ithaf ediyorum. BÖLÜM 1 KAFKASYA HANEDANLARI smanlı Sarayı'na alınan kızların (19. yy. özellikle) Çerkeş olduğu biliniyor. Sultan Abdülmecid Han'a kadar tâbi Okalınan köle, yani cariye ticareti üzerine kurulan Os­ manlı haremi Abdülmecid Han'dan sonra değişikliğe uğramıştır.
    [Show full text]