Indirmenin, Ihtiyaç Sahibinin Onurunu Korumanın, Dünyanın Nere- Sinde Bir Mazlum Varsa Yarasını Sarmanın, Gözyaşını Silmenin Mücadelesini Veriyoruz

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Indirmenin, Ihtiyaç Sahibinin Onurunu Korumanın, Dünyanın Nere- Sinde Bir Mazlum Varsa Yarasını Sarmanın, Gözyaşını Silmenin Mücadelesini Veriyoruz TÜRK KIZILAYI TARİH DİZİSİ Türk Kızılayı, Türk Halkının dünyaya uzattığı merhamet eli olarak yak- laşık bir buçuk asırdır ulvi bir görevi büyük bir özveri ile yerine getirmekte- dir. Kurulduğu 1868 yılından bu yana halkımızın ve özellikle yakın coğrafi komşularımızın başına gelen her türlü felâkette görev alan ve tarihe tanıklık eden Türk Kızılayı, maalesef bu tanıklığını ilgililere ve yeni nesillere taşıya- cak çalışmaları ihmal etmiştir. Elbetteki yapılan her türlü yardım çalışmasının yazışmaları Türk Kızılayı arşivlerindeki yerlerini almıştır. Ancak, bu çalışmaları arşivlerden kurtarmak ve yardımlaşma duygusunun cisimleşmiş hali olan Türk Kızılayı’nın anlata- cak eserleri haline getirmek bizler için tarihi bir görev olmuştur. Bu görevi yerine getirebilmek amacıyla bir çalışma başlatılmıştır. Türk Kızılayı Kitaplığı olarak adlandırılan bu çalışmada ilk olarak Kızılayımızın tarihine ışık tutacak belgelerin kitaplaştırılması hedeflenmiştir. Zaman için- de ise güncel çalışmalar kitaplaştırılacaktır. Türk Kızılayı, tarihi tanıklığıyla dünün daha iyi anlaşılmasına, bugünün bu bilgiler ışığında değerlendirilme- sine ve geleceği planlarken ulusumuzun geçirdiği acılı sürecin bilinmesinde büyük yararlar görmektedir. Türk Kızılayı Kitaplığı serisinin oluşumuna fikirleri ve emekleriyle destek veren herkese teşekkürü bir borç biliriz. Padişah'ın Himayesinde OSMANLI KIZILAY CEMİYETİ 1911-1913 YILLIĞI Hazırlayanlar Yrd. Doç. Dr. Ahmet Zeki İZGÖER • Msc. Ramazan TUĞ Koordinatörler Belgin Duruyürek Şahin Cengiz Kapak Fotoğrafı Osmanlı Kızılay Cemiyeti Genel Merkezi Binası önünde Hasta ve Yaralı Arabası Yapım Rıhtım Ajans & Yayınevi • www.rihtimajans.com Baskı ve Cilt Özel Matbaası • (0312) 230 66 03 ISBN 978-605-5599-14-0 © Türk Kızılayı Yayınları 2013 Bu kitabın yayım hakları saklıdır. Yayıncıdan izin alınmadan kısmen veya tamamen çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. 1. Baskı, Ankara, Aralık 2013, 1.000 Adet TÜRKİYE KIZILAY DERNEĞİ Ataç-1 Sokak Nu: 32 Yenişehir/Ankara T: +90 312 430 23 00 • F: +90 312 430 01 75 http://www.kizilay.org.tr • info@kizilay.org.tr Padişah’ın Himayesinde OSMANLI KIZILAY CEMİYETİ 1911-1913 YILLIĞI Hazırlayanlar: Yrd. Doç. Dr. Ahmet Zeki İZGÖER Msc. Ramazan TUĞ Ankara 2013 SUNUŞ Osmanlı Devleti, 19. Yüzyılın ortalarından itibaren devletin idari yapısı, ta- rihi ve coğrafyası ile ilgili “sâlnâmeler” yani günümüz Türkçesiyle “yıllıklar” hazırlatmıştır. Daha sonra bu gelenek yayılmış, kişisel ve kurumsal yıllıklar da hazırlanmıştır. Bir kısmı günümüze kadar ulaşan bu eserler, tarihe ışık tuttukları gibi çok önemli bilgileri de günümüze ulaştırmışlardır. Hilâl-i Ahmer adıyla Osmanlı’da faaliyet gösteren ve günümüze miras kalan Türk Kızılayı’nın, 1911 – 1913 dönemini kapsayan yıllığı da bizlere kalan önemli bir mirastır. Her ne kadar ismi “yıllık” olsa da elinizde tuttuğunuz eserin sayfaları birer anahtardır. Çevirdiğiniz her sayfa, kilidinin içerisinde dönen bir anahtar misali yeni kapıları açar. O kapıların ardında, yüce insani değerlerin nesneleşmiş hâli olan Kızılay ve Kızılaycılar sizi beklemektedir. Sadece Hilâl-i Ahmer’in ya da günümüzdeki adıyla Türk Kızılayı’nın değil, O’nun bağlı olduğu uluslararası insani yapının detayları ve felsefesi de bu say- falarda gizlidir. Bu özelliği ile “Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti Sâlnâmesi” uluslararası bir eser niteliğindedir. Bu eser, Dünyada iyilik hareketinin han- gi şartlarda doğduğu ve nasıl günümüze ulaştığının anlaşılmasına da rehber olacaktır. Bizler bugün, böyle bir geçmişin izlerini taşımanın haklı gururunu yaşıyoruz. O izler, bu iyilik çınarının gövdesinden hiç silinmesin diye çabalıyoruz. İnsan acısını dindirmenin, ihtiyaç sahibinin onurunu korumanın, dünyanın nere- sinde bir mazlum varsa yarasını sarmanın, gözyaşını silmenin mücadelesini veriyoruz. Gücümüzü insanlıktan, gücümüzü tarihimizden alıyoruz. Bugün de yıllıklarımız var. Ülkemizin ve dünyanın dört köşesinde, geceleri- ni gündüzlerine katarak hizmet eden Kızılaycıların yazdığı insanlık destanı, yıllıklarımızdaki yerini alıyor. Ancak, bugünkü çabaları doğru anlamak için de elinizdeki eseri okumak ve anlamak gerekir. İlgi ve keyifle okuyacağınıza inandığım, tarihe ışık tutan bu önemli eserin hazırlanmasına katkı sağlayan herkese şükranlarımı sunarım. Ahmet Lütfi AKAR Türk Kızılayı Genel Başkanı V ÖNSÖZ Hilâl-i Ahmer Sâlnâmesi, Osmanlı Devleti’nin son dönemini inceleyen araştır- macıların en sıklıkla başvurdukları ana kaynaklardan birisidir. Çünkü bugün Kızılay olarak tanıdığımız Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti; hastanelerin kurulması ve sağlık hizmetleri, aşhanelerin açılması, muhacirlerin taşınması ve yerleştirilmesi, temel ihtiyaç malzemelerinin üretilmesi ve dağıtımı, hem- şirelik eğitimi gibi birbirinden çok farklı faaliyetleri birlikte yürütmüştür. Cemiyetin faaliyetleri tarihimizin değişik yönlerini kapsadığından, Sâlnâme de tarihin farklı alanlarıyla ilgilenen geniş bir araştırmacı gurubuna hitap etmektedir. Bu sebepledir ki, Hilâl-i Ahmer Sâlnâmesi’nin sayın Ahmet Zeki İzgöer ve Ramazan Tuğ tarafından Latin harflerine çevrilmesi ve ayrıca da metnin günümüz okurunun kolayca anlayabileceği bir dil ile sadeleştirilmesi büyük bir hizmet olmuştur. Böylece, yalnızca Osmanlıca bilen araştırıcılar değil, yakın tarihimizle ilgilenen öğrenciler, öğretmenler ve tarih meraklıları da kolayca ve doğru bilgi edinebileceklerdir. Uluslararası cemiyetin (Kızılhaç) de bir parçası olmakla birlikte, meşru ve ulusal bir cemiyet olarak Osmanlı Hilâl-i Ahmer yönetiminin özgür hare- ket edebilmesi günümüzde de örnek alınacak bir yapılanma içinde olduğu- nu gösterir. Hükümet tarafından tasdik edilmiş iç tüzüğünün ve denetimi- nin yanı sıra, Sâlnâme’de isimleriyle takdim edilen hanedan mensuplarının onursal üyeliklerinin, Cemiyetin saygınlığı kadar meşruluğu konusunda da katkısı olduğu anlaşılır. Yine, Askeriye ile yakın temas halinde çalışan Ce- miyet yönetiminin aynı zamanda birçok kararlar alıp yürütmesi, yöneticilerin önde gelenlerinin Darülfünun Tıp Fakültesi muallimleri olması gibi hususlar Cemiyet’in yardım hizmetlerinin kurumlar üstü bir önem taşıdığının delili- dir. Elinizdeki kitap, böyle bir Cemiyetin daha yakından ve kolayca tanınma- sına da hizmet etmiş olacaktır. Cemiyet’in kuruluş aşamaları, kurucuları, yönetmelikleri, bağış sahiple- ri, Cemiyet’te hizmet edenler, yurt içinden ve dışından ilişkide bulunulan diğer cemiyetler gibi hususlar hakkında Sâlnâme’de verilen bilgiler, Hilâl-i Ahmer’in Osmanlı toplumunda sosyal ve siyasî hayatın gelişmesindeki ön- cülüğüne de ışık tutar. Cemiyet üyeleri; kurucu üyeler, çalışan üyeler ve yar- dımcı üyeler adlarıyla üç kısma ayrılıp erkek ve kadın Osmanlılardan oluş- tuğu gibi siyasî, içtimaî, iktisadî ve ilmî heyetlerle diğer Osmanlı cemiyetleri de toplu olarak cemiyete katılabilirdi. Cemiyetin, “Fukaraperver Cemiyeti”, “Himaye-i Etfal Cemiyeti”, “Veremle Mücadele Cemiyeti” gibi diğer sosyal yardım cemiyetlerinin yanı sıra, yurt dışındaki Kızılhaç ve Kızılay’larla da yakın teması vardı. Özellikle, Müslüman Hint ve Mısır Hilâl-i Ahmer’le- VI rinin savaş zamanında vermiş oldukları büyük desteğin hikâyesini de bu ki- tapta bulacaksınız. Sâlnâme, yakın tarihimizin acılı günlerinde, özellikle de Trablusgarp ve Balkan Savaşları sırasında verilen büyük mücadelenin askerî cephesinin yanı sıra sağlık ve sosyal yardım hizmetlerinin önemini ilk kay- naktan yansıtır. Cemiyetin başlıca amacı, savaş zamanlarında ordu hasta ve yaralılarının te- davilerine yardım etmek olduğundan, Cemiyet, kara ve deniz askerlerinin yardımcı sağlık heyeti anlamına da geliyordu. Bunun için orduyla işbirliği içinde sağlık heyetleri oluşturulur; sabit ve seyyar hastaneler kurulur ve yö- netilirdi. Meselâ, dönemin pek zor malî ve ulaşım şartlarına rağmen Trab- lusgarp Savaşı’nda Cemiyet mensuplarının fedakârca gerçekleştirdiği sağlık hizmetleri Sâlnâme’de anlatılmaktadır. Yaralıları taşımak ve tedavi etmek için karada seyyar hastaneler ile sefer hastaneleri, yardım heyetleri, sıhhiye trenleri, denizde de nakliye ve hastane gemileri hazırlama ve tedarik etme gö- revlerini üstlenen Cemiyet’in bu gibi faaliyetlerini ayrıntılarıyla Sâlnâme’den izlemek mümkündür. Hilâl-i Ahmer Cemiyeti aynı zamanda Osmanlı hanımlarının topluma açı- lan kapısı olmuştur. Hanım üyelerin Cemiyet’e bağış toplamasıyla başlayan faaliyetlerinin alanı giderek genişlemişti. Sâlnâme’den öğrendiğimize göre, yüz kurucu kadın üyeden yedisinin hanedan mensubu olması, devlet ileri ge- lenlerinin ve askerî erkânın eşleri, kızları ve kardeşlerinin Cemiyet’e üye olup Cemiyet’te hizmet vermesi Osmanlı kadınlarının toplum hayatına girmele- rini de teşvik etmişti. Cemiyet, başlattığı hemşirelik eğitimiyle de hanımla- rın meslek edinmesine katkıda bulunmuştu. Nitekim Trablusgarp ve Balkan Savaşları sırasında en büyük sıkıntı hastanelere hastabakıcı temininde çekil- mişti. Bu sebepledir ki, mükemmel görev yapabilecek bilgi ve beceri sahibi hastabakıcıların yetiştirilmesi Cemiyet’in ana hedefleri içindeydi. Eğitilmiş hemşireye olan büyük ihtiyacı gören Hilâl-i Ahmer Cemiyeti yöneticileri, gönüllü hastabakıcılık kurslarıyla hanımlar arasında hastabakıcılık mesleğine ilgi uyandırmıştı. Osmanlı hanımlarının sağlık ve sosyal yardım hizmetine katılmalarının tarihî bir kesitini de yine elinizdeki kitaptan izleyebilirsiniz. Cemiyetin aynı zamanda toplumun ve resmî kurumların ihtiyaçlarını kar- şılayacak bir takım üretim faaliyetlerini başarıyla yürütmesi Kızılay tarihini okuyan herkesi derinden etkileyen ve şaşırtan bir diğer husustur. Yokluk ve savaş zamanında kullanılmak üzere ucuz gıda ve araç-gereç temini, tarım fa- aliyetlerine girişilmesi, ambarlar kurularak
Recommended publications
  • An Approach to Find Localization of Non-Existent Historical Buildings by Terrestrial Photogrammetry
    International Archives of the Photogrammetry, Remote Sensing and Spatial Information Sciences, Volume XXXIX-B5, 2012 XXII ISPRS Congress, 25 August – 01 September 2012, Melbourne, Australia AN APPROACH TO FIND LOCALIZATION OF NON-EXISTENT HISTORICAL BUILDINGS BY TERRESTRIAL PHOTOGRAMMETRY U. Acar a , B. Bayram a,H.I. Cetina a YTU, Civil Engineering Faculty, 34220 Esenler Istanbul, Turkey - (uacar, bayram, icetin)@yildiz.edu.tr CIPA, ICOMOS and WG V/2 KEY WORDS: Cultural Heritage, Rectification, Satellite Image, Photography, Transformation ABSTRACT: Preservation of cultural and historical values located in Bosphorus Area in Turkey and protection of natural structure is guaranteed by Bosphorus Law. According to the law, land owners who want to raise a new building in Bosphorus area can only do exactly like the previously constructed building in that area. In the event that there is no construction whatsoever regarding the building in the area, information about the building that will be constructed can only be reached by historical photographs. The study that is presented is made with the purpose of identifying if the historical building that can only be reached by historical maps and photographs and is planned to be reconstructed in the Bosphorus area, is the building shown in photographs or not, and also if it is on the alleged area. Aerial photograph of 1937, actual 1/1000 scaled digital photogrammetric map and satellite image of the same area, historical perspective photograph that was taken between 1903-1907, actual photograph that was taken with around the same perspective and 3D Google Earth image which provides the same perspective are used for this process.
    [Show full text]
  • Hanedân-I Saltanat Nizamnamesi Ve Uygulanmasi Cevdet Kirpik*
    HANEDÂN-I SALTANAT NIZAMNAMESI VE UYGULANMASI CEVDET KIRPIK* Giri~~ Osmanl~~ hanedan üyelerinin sosyal hayat~n~, ya~ay~~~m ve aile huku- kuyla ilgili baz~~ meselelerini düzenleyen ilk nizamname 16 Kas~m 1913 tari- hinde ç~kar~ld~. Nizamname, hanedan azas~n~~ ilgilendiren birçok meseleyi etrafl~ca ele almaktayd~. Düzenlemede yer alan hususlar~n önemli bir k~sm~~ teamül-ü kadimden olup baz~lar~~ ise kendi devrinde ortaya ç~kan bir tak~m sorunlar~n çözümüne yönelik yeni konulard~. Yüzy~llar boyu belirli geleneklerin ~~~~~nda ya~ay~p giden Osmanl~~ ha- nedarnyla ilgili bir nizamname ç~karmay~~ gerekli k~lan sebepler nelerdi? Nizamname kimler tarafindan, niçin haz~rland~, içeri~inde neler vard~~ ve en önemlisi de nas~l uyguland~? Hanedân-~~ Saltanat ~izâs~n~n~~ Hâl ve Mevkileri ile Vazâifini Tayin Eden Nizamnâme ad~yla haz~rlanan Nizamname, padi~ah~n 16 Kas~m 1913 tarih ve 243 say~l~~ iradesiyle yürürlü~e girdi2. Nizamname, kanun mahiyetinde düzenlenmedi~inden Meclis-i Meb'ilsân ve Meclis-i Ayân'da müzakere edilmemi~, dolay~s~yla da esbâb-~~ Erciyes Üniversitesi, E~itim Fakültesi Ö~retim Üyesi. Hanedan-1 saltanat ~izlis~ndan kas~t; padi~ah, ~ehzadeler ve onlar~n k~z ve erkek çoculdar~d~r. Ni- tekim bu husus Hanedan-1 Abi Osman Umüru Hakk~nda Kararname'de padi~ah ve ~ehzadelerin hanedan sicilinde kay~ tl~~ zevceleri ile sultanlar~n k~z ve erkek çocuklar~~ ve e~leri "efrad-~~ hanedandan olmayub haned5n-1 saltanata mensup" olarak adland~r~lmaktayd~. BOA, Hanedan Defteri, No:2, s.60. Yine ~ehzade Ali Vas~b Efendi, hanedan mensuplar~~ ile dzds: aras~nda fark~~ ~u ~ekilde dile getirmekte- dir: "Haneclarum~zda erkek nesline verilen ehemmiyetin bariz i~aretlerinden biri, padi~ah veya ~eh- zade k~z~~ olan sultanlar~n çocuklar~n~ n hanedan azas~~ de~il, hanedan mensubu say~lmas~~ ve bu men- subiyetin kendi çocuklar~na intikal edememesidir." Ali Vas~b Efendi, Bir ~ehztule'nin Hdtirdt~~ Vatan ve Menfdda Gördid~lerim ve i~ittilderirn, Haz~rlayan: Osman Selaheddin Osmano~lu, ~stanbul, 2005, s.12.
    [Show full text]
  • Behice Tezçakar Özdemir Behicetezcakar@Gmail.Com
    CURRICULUM VITÆ Turkish-German University Faculty of Economics & Administrative Sciences Department of Political Sciences and International Relations POL 550-551 Behice Tezçakar Özdemir www.behiceozdemir.com behicetezcakar@gmail.com General Overview Behice Tezçakar Özdemir who is an author, history researcher, professional expert on industry history and journalist born and raised in Bosphorus (Istanbul). She received her B.A in History as a valedictorian of Istanbul Bilgi University. She got the Master’s Degree from History Department of Boğaziçi University. She specialized on the Turkish- German industrial relations and the roles of German enterprises and companies on the industrial developments of Ottoman territories including today’s Turkey, Middle East and Balkans. Her research book ‘Discovery of Oil in the Minds and Lands of the Ottoman Empire’ is published internationally (2009). Özdemir is co-writer for ‘Daheim in Konstantinopel-Deutch Spuren am Bosporus ab 1850- Memleketimiz Dersaadet 1850’den itibaren Boğaziçi’nde Alman izleri’ published by Pagma Verlag in Germany (2013). Her last research book ‘History of Siemens from Empire to Republic - In the Light of Documents from State Archives’ was published for Siemens 160th anniversary (2016). In that work she examined different territories of Ottoman Empire like Constantinople, Baghdad, Basra, Fao, Sudan, Mosul, Aleppo, Tripoli, Rhodes, Thessalonica on behalf of the industrial activities in different sectors like communications, mobility, energy and industry, defense, cities and building technologies, human resources and healthcare. In 2018, she conducted the research project of Thyssen Krupp and she prepared a book that covered the defense, iron and steel industry services of the Germans through the company of Thyssen Krupp, in Ottoman lands (in the Balkans, Asia Minor, the Middle East and North Africa ) during the Prussian period.
    [Show full text]
  • Early Cinema in the Ottoman Empire
    UvA-DARE (Digital Academic Repository) Performing modernity: Atatürk on film (1919-1938) Dinç, E. Publication date 2016 Document Version Final published version Link to publication Citation for published version (APA): Dinç, E. (2016). Performing modernity: Atatürk on film (1919-1938). General rights It is not permitted to download or to forward/distribute the text or part of it without the consent of the author(s) and/or copyright holder(s), other than for strictly personal, individual use, unless the work is under an open content license (like Creative Commons). Disclaimer/Complaints regulations If you believe that digital publication of certain material infringes any of your rights or (privacy) interests, please let the Library know, stating your reasons. In case of a legitimate complaint, the Library will make the material inaccessible and/or remove it from the website. Please Ask the Library: https://uba.uva.nl/en/contact, or a letter to: Library of the University of Amsterdam, Secretariat, Singel 425, 1012 WP Amsterdam, The Netherlands. You will be contacted as soon as possible. UvA-DARE is a service provided by the library of the University of Amsterdam (https://dare.uva.nl) Download date:24 Sep 2021 Chapter 1 Early Cinema in the Ottoman Empire The aim of this chapter is to arrive at an understanding of the specific meanings of cinema in the Ottoman context in which Atatürk grew up, by comparing the early history of cinema in Europe and the US with the history of cinema in the Ottoman Empire in the late nineteenth and early twentieth centuries. By placing Atatürk in his historical context, more specifically his social and cultural milieu, the chapter intends to reveal the general framework within which his ideas on cinema emerged.
    [Show full text]
  • (1840-1849) Metin ÇATALKAYA YÜKSEK
    BİR KAYNAK ÇALIŞMASI OLARAK TAKVİM-İ VEKAYİ (1840-1849) Metin ÇATALKAYA YÜKSEK LİSANS TEZİ Tarih Anabilim Dalı Danışman: Yard. Doç. Dr. Sedat BİNGÖL Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Mayıs, 2017 ÖZET TARİH ARAŞTIRMALARINA BİR KAYNAK OLARAK TAKVİM-İ VEKAYİ Metin ÇATALKAYA Tarih Anabilim Dalı Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mayıs 2017 Danışman: Yard. Doç. Dr. Sedat BİNGÖL Gazeteler, devletlerin ve milletlerin yaşadıklarını ve görüp geçirdiklerini kayıt altına alan birer hatırat gibidirler. Bu sebeple geçmiş dönemin gazeteleri üzerinde çalışma yapmak, sadece yazılmış metinleri bu günün diline tercüme etmek ya da aktarmak değildir. Bunların haricinde basın tarihi alanında yapılan çalışmalar, milletlerin ve devletlerin yaşadıkları olaylara verdikleri tepkileri yansıtır ve olayların geçtiği zamanlardaki ortaya atılan düşüncelerin ve görüşlerin anlaşılmasını sağlarlar. Takvim-i Vekayi Osmanlı Devleti’nde devlet eliyle çıkarılmış ilk gazetedir. Başlangıçta haftada bir yayınlansa daha sonraları düzensiz aralıklarla çıkarılmıştır. İlk sayısı 1 Kasım 1831 tarihinde çıkan Takvim-i Vekayi’nin yayınlanmasına II. Abdülhamid döneminde iki kez ara verilse de gazete yayın hayatını 4 Kasım 1922 tarihine kadar devam ettirmiştir. Gazete Türkçe süreli yayınların başlangıcıdır ve devlet eliyle çıkarıldığı için de devlet görüşünü yansıtmıştır. Takvim-i Vekayi hanedana ait haberleri, devlet kademelerine yapılan atamaları ve ülkenin herhangi bir yerinde meydana gelen hadiseyi yansıttığı gibi, aynı zamanda yabancı ülkelerdeki siyasi gelişmeler, bu ülkelerin Osmanlı Devleti ile ilişkileri ve dünyada meydana gelen sosyal, bilimsel ve teknolojik gelişmeler hakkında da haberler veriyordu. Takvim- Vekayi’nin bir başka önemi de 1860’lardan sonra yoğunlaşacak olan basım faaliyetlerine öncülük etmesidir. Takvim-i Vekayi’nin yukarıda sayılan özelliklerinden dolayı akademik çalışmalarda gazeteden daha çok faydalanılması ve araştırmacıların daha hızlı hareket edebilmesine imkân sağlamak amacıyla bu çalışma meydana getirildi.
    [Show full text]
  • Sosyoloji Dergisi
    SOSYOLOJİ DERGİSİ SOSYOLOJİ DERGİSİ/SOCIOLOGY JOURNAL Cilt/Volume 37 • Sayı/Number 2 • Aralık/December 2017 ISSN 1304-2998 • eISSN 2148-9165 • doi 10.26650/TJS Sosyoloji Dergisi uluslararası ve hakemli bir dergidir. Yayımlanan makalelerin sorumluluğu yazarına/yazarlarına aittir. Sociology Journal is the official peer-reviewed, international journal of the Istanbul University Department of Sociology. Authors bear responsibility for the content of their published articles. Baş Editör/Editor-in-Chief Prof. Dr. İsmail Coşkun (İstanbul Üniversitesi) Sayı Editörü/Guest Editor Yrd. Doç. Dr. Ekin Öyken (İstanbul Üniversitesi) Yönetici Editör/Managing Editor Arş. Gör. M. Fatih Karakaya (İstanbul Üniversitesi) Çeviri Editörleri/English Language Editors ENAGO Kevin A. Collins Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali Akyurt Arş. Gör. Nuseybe Ağırman Arş. Gör. Salih Ünüvar Yayın Kurulu/International Editorial Board* Yrd. Doç. Dr. Ayşen Şatıroğlu (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Doç. Dr. Craig Browne (Sydney University, Avustralya) Prof. Dr. David R. Segal (Maryland University, ABD) Prof. Dr. Douglas Kellner (University of California, ABD) Doç. Dr. Enes Kabakcı (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Prof. Dr. Glenn Muschert (Miami University, ABD) Prof. Dr. İsmail Coşkun (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Doç. Dr. J. Scott Brown (Miami University, ABD) Prof. Dr. Jeffrey C. Alexander (Yale Univerity, ABD) Doç. Dr. Mehmet Samsakçı (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Dr. Michael Illner (Bilimler Akademisi, Çek Cumhuriyeti) Doç. Dr. Orhan Gürbüz (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Doç. Dr. Oya Okan (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Prof. Dr. Philip Smith (Yale Univerity, ABD) Prof. Dr. Ryan Kelty (Washington College, ABD) Prof. Dr. Sujatha Fernandes (City University of New York, ABD) Prof. Dr. Timothy Shortell (City University of New York, ABD) Prof. Dr. William Peter Baehr (Lingnan University, Hong Kong) Prof.
    [Show full text]
  • XIX. Yüzyılda Piyano Ve Osmanlı Kadını*
    Araştırma Makalesi https://doi.org/10.46868/atdd.77 Original Article XIX. Yüzyılda Piyano ve Osmanlı Kadını* Arif Güzel* ORCID: 0000-0002-0144-1145 Öz XIX. Yüzyıl Osmanlı Devleti’nin idari ve sosyal alanda büyük değişimlere uğradığı bir çağdır. Devletin yapısal değişiminin yanında sosyal alanda da birçok değişim gözlenir. Bu sosyal değişimlerden biriside müzikal dönüşümdür. Batı müziğinin Osmanlı topraklarında kabul görmesiyle birlikte bu müziğin en mühim sazı (enstrümanı) olan piyano hem Osmanlı Sarayı’nda hem de “Osmanlı kentlisi” arasında Avrupai görünümün ve müzikal estetiğin simgesi olarak yaygınlaşır. Bu değişim rüzgârları Osmanlı kadınını da içine alır. Kadın sultanlar, devlet adamlarının kızları ve hâli vakti yerinde olan aileler özel hocalar aracılığıyla piyano eğitimi almaya başlarlar. Müzikal dönüşüm, kadınların sosyal hayata katılımlarını kolaylaştıracak bir basamak olur. Yetenekli Osmanlı kadını piyano icra etmekteki maharetini gösterir. Gerek saray gerekse toplum içerisinden fevkalade kadın piyano icracıları ve besteciler çıkar. Bu çalışmada Osmanlı müzikal dönüşüm süreci piyano ve piyano icracısı Osmanlı kadınları üzerinden değerlendirilerek sosyal dönüşümün açıklanması amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Piyano, Müzik, Kadın Gönderme Tarihi: 16/11/2020 Kabul Tarihi:20/03/2021 * Bu makale yazarın ‘’XIX. Yüzyılda Sultanın Mülk ünde Piyano’’, adlı yüksek lisans tezinden üretilmiştir. *Doktora Öğrencisi, Balıkesir Üniversitesi, Tarih Anabilim Dalı, Tarih Bölümü, Balıkesir- Türkiye, hunalp2@hotmail.com Bu makaleyi şu şekilde kaynak gösterebilirsiniz: GÜZEL, A., ‘’XIX. Yüzyılda Piyano ve Osmanlı Kadını’’, Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, C. 8, S. 1, 2021, s.246-261. Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi Cilt:8 / Sayı:1 Güzel/ ss 246-261 Mart 2020 Piano and Ottoman Women In The XIX. Centruy Arif Güzel* ORCID: 0000-0002-0144-1145 Abstract The XIX.
    [Show full text]
  • Professional Interdisciplinary Position
    Protection of cultural heritage 8 (2019) 10.35784/odk.1027 PROFESSIONAL INTERDISCIPLINARY POSITION AND ROLE OF ACADEMIC CONSERVATOR-RESTORERS IN THEORY AND PRACTICE Methodical symbiosis and transdisciplinary cooperation using the example of the rebuilding and conservation of two Ottoman palaces in Istanbul BREITENFELDT Jörg 1 1 University graduated Conservator-Restorer, M.A. in Architectural-History, Consulting Engineer of the Brandenburg Chamber of Engineers and member of the German National Committee of ICOMOS and the German National Scientific Committee for the Conservation and Restoration of Wall Painting and Architectural Surface, expert for building conservation-restoration and owner of a conservation-restoration office in Berlin; j.breitenfeldt@ jorgbreitenfeldt.com https://orcid.org/0000-0001-6176-9612 ABSTRACT: Professional ethics and tasks for conservator-restorers, in the preservation of cultural heritage in Europe today: considering the development of scientific conservation-restoration and the improvement of academic education for conservator-restorers in the course of the twentieth century, this paper will analyse the professional position of conservator-restorers and their role in the interdisciplinary cooperation with other professionals dealing with the preservation of cultural heritage. How does cooperation run in the planning stage and in theory and in practice on site? How can we differentiate between the specific professional contributions of conservator-restorers and the activities of other professionals in the field
    [Show full text]
  • İstanbulda Gömülü Paşalar
    T - G - İstanbul Belediyesi Neşriyatından F ^ İ M U İ I E Yazan ] P O K O ^ ^ -- İstanbul BELEDİYE MATBAASI 1 9 4 7 ^ o. İstanbul belediyesi Neşriyatından STAMBUl.^® A a ö i s f i m .0 YaKan x,aı:z;][M d p o r o i t [strtulllll HEI.KDİYK MATBAASI 1 94 7 KÜÇÜK BİR BAŞLANGIÇ * stanbula ait bazı eski kitapları ve bilhassa tarihleri karıştırırken Ivaktile devlet adamlarımızın nasıl ölmüş ve nereye gömülmüş olduklarmı okudukça bende bunlardan hiç olmazsa padişahın mührünü, yani mutlak vekâletini haiz olarak memleket mukadderatı üzerinde iyi ve son devirlerde ekseriya kötü roller oynamış bulunan Sadiazamları sıraya koymak için bir merak hasıl oldu Tatil günlerinden fajrdalanarak insanı gerçekten ilgilendiren bu işle uğraştım. Eski devlet adamlarından ve sadrazamlardan harp meydanlarmda ölenler ve naişları öldükleri yerde kalanlar vardır; fakat İstanbulda gömülü olan'ar da çoktur. Dunlan aramak hususunda Hadikatül Cevami işime çok yaradı. Fakat .sadrazamları aıarken karşıma başka devlet adanılan, meselâ Sadaret kaymakamları, Derya kaptanları ve Kubbe vezirleri de çıktı. Bunları da feda edemedim : Hepsinin bir Cetvelini yap­ tım; nasıl ölmüş ve nereye gömülmüş olduklarını tesbit ettim. Sonra da lıunlarm yaptığı işler hakkındii mahfazalımı biraz tazelemek için tarihleri karıştırdım; hayatlarının dikkat çekiCi olaylannı — maalesef bu hepsinde yoktur — isimlerinin yanına yazdıın; bu, âdeta küçük bir eser oldu. Bugün, azametli ve dünyaya meydan okumuş bir imperatorluğun eski payitahtında yatan devlet adamlarımız kimlerdir? diye bir sual irad edilse, bilginler dahi buna birdenbire Cevap veremez; düşünmek ve aramak lâzımdır. Bu itibarla hazırladığım Cetveli ve malûmatı tarih sırasile vatandaşlarıma sunmağı, gazeVeleriırnzden biıiİe neşretmeği düşündüm. Tarihçilikte olan alâkam, kendi tarihimizi çok sevmek, bu mevzuda ne bulursam okumaktan ibarettir.
    [Show full text]
  • Enver Paşa Enver Pasha 1881-1922 Ernestine Reiser
    kim kimdir? who is who? 401 Enver Paşa Enver Pasha 1881-1922 İstanbul doğumlu, Gagavuz kökenli Osmanlı askeri, Born in Istanbul, Ottoman soldier of Gagauz origin. While still siyasetçi. İkincilikle bitirdiği Harbiye’de henüz öğrenciyken a student at the Military Academy, from which he graduated “devleti kurtarma” idealiyle siyasete eğilim göstermeye ranking the second, he started to get involved in politics with başladı (1902). 1908’de subay arkadaşlarıyla birlikte, Sultan the ideal of “saving the country” (1902). In 1908, he joined his II. Abdülhamid iktidarına meşruti yönetim gayesiyle military peers in the demand for constitutional régime and took başkaldırıp dağa çıktı. İhtilalin ardından 1909’da ilan edilen to the mountains to revolt against Sultan Abdülhamid II. He meşruti idarenin en aktif ismi oldu. İttihat ve Terakki was the most active figure in the constitutional administration Partisi’nin liderlerindendi. Hem ordunun hem siyasetin announced after the coup, in 1909. He was one of the leaders parlak ismiydi. Sultan Abdülmecid’in torunu Naciye Sultan of the Union and Progress Party and a bright character in both ile evlendi, Hanedan’a damat oldu (1914). I. Dünya Savaşı the military and political arena. He married Naciye Sultan, sırasında Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili’ydi. granddaughter of Sultan Abdülmecid and thus became the Türk-Alman ittifakının mimarı olarak algılanan Enver son-in-law to the Ottoman Dynasty (1914). He was the Minister Paşa, yenilginin ardından ülkeyi savaşa ittiği suçlamasıyla of War and Deputy Chief Commander during World War I. idama mahkûm edildi, rütbeleri alındı. Türk devletlerini Considered to be the architect of the Turkish-German alliance, birleştirme idealiyle Rus topraklarına kaçtı.
    [Show full text]
  • Payitaht Istanbul'da Osmanli Merasimleri
    PAYİTAHT İSTANBUL’DA OSMANLI MERASİMLERİ AHMET ÖNAL* stanbul, payitaht oluşundan bu yana emperyal ihtiyaç maddelerinin tedariki ve bunların fiyatlarının İözelliklerinin bir gereği olarak resmî tören ve denetimi gibi teftiş amaçlı tebdiller ile ziyaret, dinlenmek, seremonilere sahne olmuş, hususiyle bu açıdan bir eğlenmek, ibadet etmek veya bir alay geçişini izlemek “merasimler kenti” vasfı kazanmıştı. Osmanlılar maksatlı olanları arasında fark bulunduğu söylenebilir. döneminde üç kıtaya yayılan imparatorluğun ana merkezi İlk grupta yer alan aleni binişler, saltanatın olarak resmî törenler Bizans dönemine nispetle biraz daha şiarından olup genellikle pazartesi ve perşembe günleri farklılaşarak sürdü. İmparatorluğun yönetim merkezi yapılmaktaydı. I. Abdülhamid devrine ait bir vesika, olması, sarayda divan toplantılarını özel bir merasim alanı bu binişlerin maksadını açık bir şekilde izah eder. hâline de getiriyordu. Öyle ki burası çeşitli meselelerini 1782 yangınlarında birçok kimsenin evsiz kalması, takip edenlerce merakla izlenen bir resmî merkez konumu yiyecek sıkıntısı çekilmesi ve padişahın da binişleri terk kazanmış gibiydi. Saray merkezli merasimler için divan etmesi üzerine sadrazam, I. Mahmud’un serhadlerden günlerinin özel bir önemi olduğuna şüphe yoktur. Öte kederli haberler gelmesine rağmen buna devam ettiğini yandan ordunun sefere çıkışı, hacıların payitahttan hatırlatarak, binişlerin ihmal edilmemesini rica etmiş ayrılışı, kutsal günler ve dinî bayramlar, saray kaynaklı ve bu sıkıntılı zamanda padişahı gören halka metanet
    [Show full text]
  • Abdülhamid” Üzerinden İncelenmesi1
    International Journal of Cultural and Social Studies (IntJCSS) June 2021 : Volume 7 (Issue 1) / e-ISSN : 2458-9381 Araştırma Makalesi ● Research Article Türk Dönem Dizilerinde Kullanılan Tarihsel Motiflerin Payitaht “Abdülhamid” Üzerinden İncelenmesi1 Research of Historical Motifs Used in Turkish Period Series on Payitaht “Abdülhamid” a, b Şina Ceylan Gündüzeri Yalçın Lüleci a Marmara Üniversitesi, İstanbul Türkiye. sinaceylann@gmail.com ORCID: 0000-0003-4375-6978 b Dr. Öğr. Üyesi, Marmara Üniversitesi, İstanbul, Türkiye. yalcin.luleci@marmara.edu.tr ORCID: 0000-0002-2957-0352 ÖZ MAKALE BİLGİSİ Medya, günümüzde bilgiye ulaşmak isteyen bireylerin başvurduğu mecralardan biri haline Makale Geçmişi: gelmiştir. Medya araçları içerisinde olan televizyon, birçok konuda olduğu gibi tarih alanında da Başvuru tarihi: 24.04.2021 izleyicileri bilgilendirmeye başlamıştır. Televizyon ve sinema gibi görsel işitsel mecralara konu Düzeltme tarihi: 01.07.2021 olan tarih, bu sayede her eve girme fırsatı bulmuş ve araştırma yollarına girmeden herkesin tarih Kabul tarihi: 02.07.2021 hakkında bilgi sahibi olmasının yolları açılmıştır. Yoruma açık olan tarih, medyanın amacına Anahtar Kelimeler: hizmet edecek biçimde bir propaganda unsuru haline gelmiş, bu durum kurgusal gerçeklik ile Göstergebilim, olgusal gerçekliğin yer değiştirip değiştirmediği sorusunu akıllara getirmiştir. Bu araştırmada, TRT Olgusal Gerçeklik, ekranlarında yayınlanan Payitaht “Abdülhamid” adlı dizideki tarihsel göstergeler, temsil ve Kurgusal Gerçeklik, gerçeklik ilişkisi açısından incelenmiştir.
    [Show full text]