001/C1 .SK.Darans.Ilk FORMA

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

001/C1 .SK.Darans.Ilk FORMA YÜZYILLAR BOYUNCA ÜSKÜDAR (Birinci Cilt) Yazar› Mehmet Nermi Haskan . Proje Koordinatörü Veli Saylam Üsküdar Belediyesi Bilgi ‹fllem Müdürü Yay›na Haz›rl›k ve Yap›m Marmara Reklam ve Pazarlama Ltd. fiti. (212) 612 99 87-501 31 72 Redaksiyon Süleyman Nevzat Özdemir Grafik Erkan Berrak Foto¤raflar ve Tarihî Görsel Malzeme Mehmet Nermi Haskan ve Üsküdar Belediyesi Üsküdar Araflt›rmalar› Merkezi Dialar Tayyar As Katk›da Bulunanlar Gülhan Yaman - Yasemin Ufuk Yayla Hülya Çaredar - Ahmet Zahit Emre Kemal Ak›n - Sabri fiahin - Ömer Karc› Renk Ay›r›m› ve Film Sürat Görsel Sanatlar Merkezi (216) 474 08 16-17 Dijital Montaj ve Bask› As›r Matbaac›l›k Ltd. fiti. (212) 283 84 38 Cilt Sezgin Ciltevi (212) 516 11 63 ISBN Numaralar› Tak›m No: ISBN 975-97606-0-6 1. Cilt No: ISBN 975-97606-1-4 . ÜSKÜDAR BELED‹YES‹ Üsküdar Araflt›rmalar› Merkezi Say›: 3 Temmuz 2001 Ta’lik “BESMELE” Üsküdarl› ebrû üstad›, kemankefl, flükûfeciyan, hezarfen; Hattat Necmeddin Okyay (1883 - 1976). Sunufl sküdar, ‹stanbul’umuzun Asya k›tas›ndaki en eski yerleflim birimidir. Tarih boyunca pek Ü çok uygarl›¤a ev sahipli¤i yapan ilçemiz, Fetih’ten önce bir ‹slâm flehri olmakla ‹stan- bul’un fethine de tan›kl›k etmifltir. Fetih’ten sonra, özellikle devlet ricalinin ikamet için en çok tercih etti¤i yer olan Üskü- dar, gerek devlet adamlar›, gerekse ahaliden di¤er kimseler taraf›ndan vücuda getirilen eserlerle üzerinde tarih hazineleri bar›nd›ran, devâsâ bir kültür flehri kimli¤i kazanm›flt›r. Üsküdar, bugün bile hayat›n her alan›na nüfuz eden derin bir tarihî dokuya sahiptir: fieh- rin dört bir yan›na yay›lm›fl camiler, tekkeler, türbeler, mektep ve medreseler... Çeflmeler, sebiller, hamamlar... Görkemli saraylar, köflkler ve yal›lar›n yan› s›ra s›cak yuvalar hüvi- yetindeki mütevaz› evler... Korular, mesireler, bahçeler... Hattâ tafl iflçili¤i ve hat sanat›- n›n emsalsiz numuneleriyle dolu birer aç›k hava galerisi hükmündeki mezarl›klar. fiehrin bizden önceki sâkinleri olan ecdad›m›z bu flehirdeki kültür varl›klar›n› hangi me- deniyet ve millete ait olursa olsun en iyi flekilde koruyarak bize emanet etme¤e çal›flt›lar. Onlar gibi, bu dokunun korunarak gelecek nesillere aktar›lmas› konusunda hassasiyet göstermek, flehrin bugünkü sakinleri olarak bizim için de önemli bir sorumluluktur. Belediye olarak, Üsküdar’›m›z›n tarihî kimli¤ini oluflturan bu dokunun unsurlar›n› günü- müz insanlar›na tan›tmay› da kendimiz için ayn› derecede önemli bir vazife say›yoruz. Bu sebeple göreve geldi¤imiz günden bu yana yapt›¤›m›z imar, infla, tamir, bak›m, yenileme ve düzenleme çal›flmalar›n›n yan› s›ra gerek görsel gerekse yaz›l›, çeflitli belgesel yay›nlar haz›rlad›k. Say›n Mehmet Nermi Haskan’›n elinizdeki eseri ise Üsküdar’›m›z› en eski ça¤lardan bu- güne, bütün yönleriyle tan›tan, sahas›nda yap›lm›fl en kapsaml› ve güncel çal›flmad›r. Sa- y›n yazar›n uzun y›llar›n› vererek, büyük bir titizlikle haz›rlad›¤› eser; genifl bilgi birikimi- nin yan› s›ra zengin görsel içeri¤i ile de Üsküdar’›m›z›n tarihî kimli¤inin tan›t›m›nda çok önemli bir bofllu¤u dolduracakt›r. Bu vesile ile haz›rlanmas› pek büyük emek, çaba ve fedakârl›klar gerektiren bu eseri, bü- yük bir özveriyle vücuda getiren yazar Say›n Mehmet Nermi Haskan Beyefendi’ye; eserin günyüzüne ç›kmas› için gerekli maddî kayna¤›n temini konusunda gösterdi¤i çabalar sebebiyle Say›n Tuncer Gülcü Beyefendi’ye ve nihayet eserin, “Alt›n fiehir” Üs- küdar’›m›za yarafl›r bir titizlikle haz›rlanarak okuyucuya ulaflmas›nda eme¤i bulunan di¤er zevata Üsküdarl›lar ve kültür camiam›z ad›na en derin flükranlar›m› sunuyorum. Sayg›lar›mla. Y›lmaz Bayat Üsküdar Belediye Baflkan› Önsöz âbe topra¤› say›lan ve bu yüzden “Belde-i Tayyibe” denilen, güzel ve tarihi Üsküdar K hakk›nda bugüne kadar baz› kitaplar yay›nland›. Fakat, bunlar›n hiç biri gerçek Üsküdar’› yans›tm›yordu. Bir k›sm› efsanelere dayand›r›lm›flt›. Ço¤u yaz›lar ise, makale fleklinde ve masa bafl›nda kaleme al›nm›flt›. Merhum, ‹brahim Hakk› Konyal› Beyefendi’nin eseri bir dereceye kadar ihtiyac› karfl›l›yordu. Fakat oradaki kitabeler de Osmanl›ca olarak yaz›lm›flt›. Bugünkü neslin bunu okumas›na imkân yoktu. Zaten kendi ifadesine göre de, eser aceleye getirilmiflti. Bu yüzden çal›flmama, dolaflarak ve mevcut kitabeleri yerinde, tekrar tekrar okuyarak bafl- lad›m. Di¤er yandan da arfliv çal›flmalar› yapt›m. Üsküdarl› oldu¤um için de beldeyi çok iyi biliyor ve tan›yordum. Bu yüzden girmedi¤im hiç bir yer mevcut de¤ildir. Bu arada, bir aç›k hava müzesi olan Karacaahmet Mezarl›¤›’n›n mevcut adalar›n› tarad›m. Topra¤a gömülü olanlar hariç bütün flâhideleri okudum. Bunu kitab›mda görmek mümkündür. Bu çal›flmalar›m on seneden fazla sürdü. Bu müddetin sonunda, haz›rlamak- ta oldu¤um ‹stanbul Tekkeleri adl› eserim için, baz› fleyh flâhidelerinin resimlerini çek- mek icab etti. Fakat ne yaz›k ki, yar›dan fazlas›n›n yok edildi¤ini hayretle gördüm ve çok üzüldüm. D›fl ülkelerin hiç bir mezarl›¤›nda bu flekilde haz›rlanm›fl flâhideler mevcut de¤ildir. Bunlar yaln›z Osmanl›’ya has sanat eserleridir. Bu yüzden korunmalar› lâz›md›r. Bu yap›lmad›¤› takdirde, gerek hat ve gerekse tafl sanat›n›n bu eflsiz numuneleri yok olup gidecektir. Eserde yaln›z “nefs-i Üsküdar” anlat›lm›fl ve onun ayr›lmaz parçalar› olan bölgeler hakk›nda aç›klamalarda bulunulmufltur. Kitap hacminin çok geniflleyece¤i düflüncesiyle Üsküdar’a ba¤l› oldu¤u halde Kuzguncuk, Beylerbeyi, Çengelköy, Vaniköy ve Kandilli beldeleri yaz›lmam›flt›r. Bu eserin bas›m›na büyük gayret sarf eden ve çok titiz bir çal›flma yapan Say›n Süleyman Nevzat Özdemir Beyefendi’ye, eseri ilk defa Üsküdar Belediyesi yetkililerine götürüp tan›tan Say›n Veli Saylam Beyefendi’ye, gayretlerini hiç bir zaman esirgemeyen Say›n Mustafa U¤ur Beyefendi’ye, her zaman kendisinden büyük yak›nl›k gördü¤üm ve eserin bas›lmas› için çok emek sarf eden Say›n Ahmet Tevfik Bozömer Beyefendi’ye, eserin bas›m› için gerekli maddî deste¤i sa¤layan Say›n Tuncer Gülcü Beyefendi’ye ve Üsküdar’a bunun gibi bir çok de¤erli hizmetler ifa eden de¤erli Belediye Baflkan› Say›n Y›lmaz Bayat Beyefendi’ye sonsuz teflekkürlerimi ve sayg›lar›m› sunar›m. Mehmet Nermi HASKAN Eser Hakk›nda E serin yay›na haz›rl›¤› konusunda bir kaç not: 1- Eser, say›n yazar›n tasnifine uygun olarak öncelikle tematik olarak bölümlere ay›r›lm›fl ve ard›ndan her bölüm içindeki konular, bafll›klar›n alfabetik s›ras› ile ifllenmifltir. 2- Eserin vücuda getirilmesi uzun y›llar gerektirdi¤inden kaç›n›lmaz olarak ortaya ç›kan bilgi - mevcut durum ayr›l›¤›n›n giderilmesi amac›yla yay›na haz›rl›k aflamas›nda eser bafl- tan sona gözden geçirilerek olabildi¤ince bilgilerin güncellenmesine çal›fl›lm›flt›r. Ancak her nas›lsa dikkatten kaçm›fl eski bilgiler ile kitap okuyucunun eline ulafl›ncaya kadar ge- çen sürede olas› de¤iflikliklerin kitaba yans›t›lamam›fl olmas›n›n hofl görülece¤ini umuyo- ruz. 2- Eserin yaz›m›nda genel olarak bugünkü söyleyifle ve Türk Dil Kurumu ‹mlâ K›lavu- zu’ndaki esaslara uyulmufltur. Bununla birlikte, al›nt›lardan ve tarihî metinlerin transk- ripsiyonundan kaynaklanan yaz›m farkl›l›klar›na rastlanacakt›r: Ahmet, Ahmed; Mah- mut, Mahmud; Abdülhamit, Abdulhamîd; kaptan›derya, kaptan-› derya; reisülküttap, re- isü’l-küttab; darüflflifa, darü’fl-flifâ gibi. Al›nt›larda kaynak metne sad›k kal›nmaya çal›fl›lm›flt›r. Arfliv vesikalar›, kitabeler gibi tarihî metinlerde de do¤ru telaffuzu sa¤layaca¤› düflünül- dü¤ü düzeyde transkripsiyon yap›lm›flt›r. Bu esnada okunuflu güçlefltirecek flekilde metnin iflaretlere bo¤ulmamas›na özen gösterilmifltir. 3- Metin, olabildi¤ince farkl› okumalara imkân verecek tarzda flekillendirilmeye çal›fl›l- m›flt›r: Kitabeleri gözden geçirmek isteyen okuyucunun di¤er metinlerden kolayl›kla ay›rt edebilmesi ya da kimi zaman kronolojik olarak haz›rlanan listelerin kolayl›kla takip edi- lebilmesi gibi. 4- Say›n yazar›n titizli¤ine uygun olarak, eserde bilgilerin olabildi¤ince çok görsel malze- meyle desteklenmesine çal›fl›lm›flt›r. Bu esnada imkânlar nisbetinde, foto¤raf, plân, kroki gibi görsel malzemenin ilgili oldu¤u konu içeri¤i ile ayn› sayfalara denk getirilmesine özen gösterilmifltir. 5- Her konuya iliflkin kaynakça, konunun sonuna eklenmifltir. Bundan baflka say›n yaza- r›n tercihine uygun olarak gerekli görülen yerlerde metnin içinde de -parantezle ay›r›lmak ve italik dizilmek suretiyle- kaynaklara at›flar yap›lm›flt›r. Konu sonunda ve metnin içinde geçen kaynakçalarda kimi zaman eser adlar› k›salt›larak verilmifltir. Bunun kar›fl›kl›klara sebep olmas›n› önlemek üzere 3. cildin sonuna eserin ta- mam› için geçerli ayr›nt›l› bir kaynakça listesi eklenmifltir. 6- Eserin tamam› için geçerli karma indeks 3. cildin sonunda yer almaktad›r. ‹ndekse ilifl- kin aç›klamalar için indeks bölümünün bafl›na bak›n›z. ‹Ç‹NDEK‹LER Sunufl .............................................................................................................................................................................. 5 AZ‹Z MAHMUD HÜDÂYÎ EFEND‹ TEKKES‹ CAM‹‹ ............................. 89 Önsöz .............................................................................................................................................................................. 7 BÂKÎ EFEND‹ CAM‹‹ (ABDÜLBÂKÎ EFEND‹ CAM‹‹) ................................. 114 Eser Hakk›nda ............................................................................................................................................. 9 BALABAN TEKKES‹ MESC‹D‹ ............................................................................................. 116 K›saltmalar ....................................................................................................................................................... 15 BAL‹ ÇAVUfi MESC‹D‹ (TUNUS
Recommended publications
  • T.C. Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dali
    T.C. KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI ANADOLU BEYLİKLERİNDE KADIN’IN SİYASİ VE SOSYAL ROLÜ (YÜKSEK LİSANS TEZİ) İlknur GÜNDOĞDU DANIŞMAN Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU KASTAMONU 2018 T.C. KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ ANADOLU BEYLİKLERİNDE KADIN’IN SİYASİ VE SOSYAL ROLÜ İlknur GÜNDOĞDU Danışman Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU Jüri Üyesi Prof. Dr. İlhan ERDEM Jüri Üyesi Doç. Dr. Namıq MUSALI KASTAMONU – 2018 iv ÖZET Yüksek Lisans Tezi ANADOLU BEYLİKLERİNDE KADIN’IN SİYASİ VE SOSYAL ROLÜ İlknur GÜNDOĞDU Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU Türk tarihi boyunca kadın; her daim hayatın başlangıcı, yönetiminde hâkimiyetin ortağı olarak değerlendirilmiş ve bu konuda ikinci plana atılmamıştır. Kadın; yeri geldiğinde şefkatli ana oluş, yeri geldiğinde ise; eline kılıç alıp, atına binip, cesurca erlerle birlikte savaşmaktan geri kalmamıştır. Eri ile neredeyse aynı haklara sahip olan Türk kadınına verilen değer abidelerde, yazıtlarda ve destanlarda kendini göstermiştir. Her daim bir otoriteye dâhil olan kadın, siyasi ve sosyal haklarını uzun bir süre korumayı başarmıştır. Türk kadını; Anadolu coğrafyasına ayak basmasından itibaren, var olan ve sonradan var olacak gerek ekonomik, gerekse siyasi hadiseler neticesinde Türkiye Selçuklu Devletinin yıkılışına kadar bir nebze geri planda kalmıştır. Anadolu Beylikleri’nde, Türk kadını eski haklarını ve özgürlüklerini geri almayı başarmıştır. Yeni oluşan siyasi otoriteler arasında yer bulmuştur. Öyle ki yönetime doğrudan katılarak bir bölgenin sorumluluğunu, yani valiliğini üstlenmiştir. Hatunlar bağlı bulundukları siyasal otoritenin hâkimiyetlerini ve devamlılığını sürdürmek için birçok siyasi evliliğe de imza atmış oldukları görülmektedir. Bu evlilikler doğrultusunda iki siyasal güç arasında denge unsuru oluşturmuşlardır. Türk kadınının siyasi varlıkları bunlarla sınırlı kalmamıştır.
    [Show full text]
  • Köprülü Ayşe Hanim Ve Osmanli'da Hâne Politikalari
    T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YENİÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ KÖPRÜLÜ AYŞE HANIM VE OSMANLI’DA HÂNE POLİTİKALARI AYŞEGÜL ÜNAL 2501141164 TEZ DANIŞMANI DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖZGÜR KOLÇAK İstanbul, 2018 ÖZ KÖPRÜLÜ AYŞE HANIM VE OSMANLI’DA HÂNE POLİTİKALARI AYŞEGÜL ÜNAL 17. yüzyıla damgasını vurmuş olan Köprülü ailesinin birinci kuşağının annesi olan Köprülü Ayşe Hanım’ın hayatı, vakfiyesi ve aile içerisindeki etkinliğinin incelendiği bu tezde bir sadrazam eşinin ve validesinin portresini ortaya çıkmaktadır. Köprü kasabasının ileri gelenlerinden birinin kızıyken Köprülü Mehmed Paşa ile evlenmesi sonrasında önce sadrazam eşi olması daha sonra ise oğlunun sadrazam olmasıyla mali ve siyasi konularda sözünün dinleniyor olması açısından kendisi hâne içerisinde önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada Köprülü Ayşe Hanım’ın, bir valide sultan kadar olmasa dahi elde olan kaynaklar ve vakfiyesi vasıtasıyla hayatı anlatılmış ve biyografik bir hale getirilmiştir. Bugüne kadar erkeklerinin merkezde olduğu biçimde okuduğumuz Köprülü hânesine bu sefer Ayşe Hanım’ın merkezinde olduğu anlatım ile inceleyeceğiz. Anahtar Kelimeler: Köprülü Ayşe Hanım, Köprülüler, Köprülü Mehmed Paşa, Fazıl Ahmed Paşa, Hâne Politikaları, Kadın Çalışmaları iii ABSTRACT KÖPRÜLÜ AYŞE HANIM AND HOUSEHOLD POLITICS IN THE OTTOMAN EMPIRE AYŞEGÜL ÜNAL This thesis examines the life of Köprülü Ayşe Hanım who is wife of Köprülü Mehmed Pasha and mother of Fazıl Ahmed Pasha and Fazıl Mustafa Pasha. Köprülü family is the most powerful family in the 17th century Ottoman history and this thesis is focused on the life of Ayşe Hanım and her impact on Köprülü family based on primary sources and on her waqf foundation in Köprü. While she was a family member of a leading family in Köprü, she married to Mehmed Pasha and her career line continued firstly as the wife of the grand vizier and later as the mother of grand vizier.
    [Show full text]
  • (1840-1849) Metin ÇATALKAYA YÜKSEK
    BİR KAYNAK ÇALIŞMASI OLARAK TAKVİM-İ VEKAYİ (1840-1849) Metin ÇATALKAYA YÜKSEK LİSANS TEZİ Tarih Anabilim Dalı Danışman: Yard. Doç. Dr. Sedat BİNGÖL Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Mayıs, 2017 ÖZET TARİH ARAŞTIRMALARINA BİR KAYNAK OLARAK TAKVİM-İ VEKAYİ Metin ÇATALKAYA Tarih Anabilim Dalı Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mayıs 2017 Danışman: Yard. Doç. Dr. Sedat BİNGÖL Gazeteler, devletlerin ve milletlerin yaşadıklarını ve görüp geçirdiklerini kayıt altına alan birer hatırat gibidirler. Bu sebeple geçmiş dönemin gazeteleri üzerinde çalışma yapmak, sadece yazılmış metinleri bu günün diline tercüme etmek ya da aktarmak değildir. Bunların haricinde basın tarihi alanında yapılan çalışmalar, milletlerin ve devletlerin yaşadıkları olaylara verdikleri tepkileri yansıtır ve olayların geçtiği zamanlardaki ortaya atılan düşüncelerin ve görüşlerin anlaşılmasını sağlarlar. Takvim-i Vekayi Osmanlı Devleti’nde devlet eliyle çıkarılmış ilk gazetedir. Başlangıçta haftada bir yayınlansa daha sonraları düzensiz aralıklarla çıkarılmıştır. İlk sayısı 1 Kasım 1831 tarihinde çıkan Takvim-i Vekayi’nin yayınlanmasına II. Abdülhamid döneminde iki kez ara verilse de gazete yayın hayatını 4 Kasım 1922 tarihine kadar devam ettirmiştir. Gazete Türkçe süreli yayınların başlangıcıdır ve devlet eliyle çıkarıldığı için de devlet görüşünü yansıtmıştır. Takvim-i Vekayi hanedana ait haberleri, devlet kademelerine yapılan atamaları ve ülkenin herhangi bir yerinde meydana gelen hadiseyi yansıttığı gibi, aynı zamanda yabancı ülkelerdeki siyasi gelişmeler, bu ülkelerin Osmanlı Devleti ile ilişkileri ve dünyada meydana gelen sosyal, bilimsel ve teknolojik gelişmeler hakkında da haberler veriyordu. Takvim- Vekayi’nin bir başka önemi de 1860’lardan sonra yoğunlaşacak olan basım faaliyetlerine öncülük etmesidir. Takvim-i Vekayi’nin yukarıda sayılan özelliklerinden dolayı akademik çalışmalarda gazeteden daha çok faydalanılması ve araştırmacıların daha hızlı hareket edebilmesine imkân sağlamak amacıyla bu çalışma meydana getirildi.
    [Show full text]
  • İstanbulda Gömülü Paşalar
    T - G - İstanbul Belediyesi Neşriyatından F ^ İ M U İ I E Yazan ] P O K O ^ ^ -- İstanbul BELEDİYE MATBAASI 1 9 4 7 ^ o. İstanbul belediyesi Neşriyatından STAMBUl.^® A a ö i s f i m .0 YaKan x,aı:z;][M d p o r o i t [strtulllll HEI.KDİYK MATBAASI 1 94 7 KÜÇÜK BİR BAŞLANGIÇ * stanbula ait bazı eski kitapları ve bilhassa tarihleri karıştırırken Ivaktile devlet adamlarımızın nasıl ölmüş ve nereye gömülmüş olduklarmı okudukça bende bunlardan hiç olmazsa padişahın mührünü, yani mutlak vekâletini haiz olarak memleket mukadderatı üzerinde iyi ve son devirlerde ekseriya kötü roller oynamış bulunan Sadiazamları sıraya koymak için bir merak hasıl oldu Tatil günlerinden fajrdalanarak insanı gerçekten ilgilendiren bu işle uğraştım. Eski devlet adamlarından ve sadrazamlardan harp meydanlarmda ölenler ve naişları öldükleri yerde kalanlar vardır; fakat İstanbulda gömülü olan'ar da çoktur. Dunlan aramak hususunda Hadikatül Cevami işime çok yaradı. Fakat .sadrazamları aıarken karşıma başka devlet adanılan, meselâ Sadaret kaymakamları, Derya kaptanları ve Kubbe vezirleri de çıktı. Bunları da feda edemedim : Hepsinin bir Cetvelini yap­ tım; nasıl ölmüş ve nereye gömülmüş olduklarını tesbit ettim. Sonra da lıunlarm yaptığı işler hakkındii mahfazalımı biraz tazelemek için tarihleri karıştırdım; hayatlarının dikkat çekiCi olaylannı — maalesef bu hepsinde yoktur — isimlerinin yanına yazdıın; bu, âdeta küçük bir eser oldu. Bugün, azametli ve dünyaya meydan okumuş bir imperatorluğun eski payitahtında yatan devlet adamlarımız kimlerdir? diye bir sual irad edilse, bilginler dahi buna birdenbire Cevap veremez; düşünmek ve aramak lâzımdır. Bu itibarla hazırladığım Cetveli ve malûmatı tarih sırasile vatandaşlarıma sunmağı, gazeVeleriırnzden biıiİe neşretmeği düşündüm. Tarihçilikte olan alâkam, kendi tarihimizi çok sevmek, bu mevzuda ne bulursam okumaktan ibarettir.
    [Show full text]
  • Indirmenin, Ihtiyaç Sahibinin Onurunu Korumanın, Dünyanın Nere- Sinde Bir Mazlum Varsa Yarasını Sarmanın, Gözyaşını Silmenin Mücadelesini Veriyoruz
    TÜRK KIZILAYI TARİH DİZİSİ Türk Kızılayı, Türk Halkının dünyaya uzattığı merhamet eli olarak yak- laşık bir buçuk asırdır ulvi bir görevi büyük bir özveri ile yerine getirmekte- dir. Kurulduğu 1868 yılından bu yana halkımızın ve özellikle yakın coğrafi komşularımızın başına gelen her türlü felâkette görev alan ve tarihe tanıklık eden Türk Kızılayı, maalesef bu tanıklığını ilgililere ve yeni nesillere taşıya- cak çalışmaları ihmal etmiştir. Elbetteki yapılan her türlü yardım çalışmasının yazışmaları Türk Kızılayı arşivlerindeki yerlerini almıştır. Ancak, bu çalışmaları arşivlerden kurtarmak ve yardımlaşma duygusunun cisimleşmiş hali olan Türk Kızılayı’nın anlata- cak eserleri haline getirmek bizler için tarihi bir görev olmuştur. Bu görevi yerine getirebilmek amacıyla bir çalışma başlatılmıştır. Türk Kızılayı Kitaplığı olarak adlandırılan bu çalışmada ilk olarak Kızılayımızın tarihine ışık tutacak belgelerin kitaplaştırılması hedeflenmiştir. Zaman için- de ise güncel çalışmalar kitaplaştırılacaktır. Türk Kızılayı, tarihi tanıklığıyla dünün daha iyi anlaşılmasına, bugünün bu bilgiler ışığında değerlendirilme- sine ve geleceği planlarken ulusumuzun geçirdiği acılı sürecin bilinmesinde büyük yararlar görmektedir. Türk Kızılayı Kitaplığı serisinin oluşumuna fikirleri ve emekleriyle destek veren herkese teşekkürü bir borç biliriz. Padişah'ın Himayesinde OSMANLI KIZILAY CEMİYETİ 1911-1913 YILLIĞI Hazırlayanlar Yrd. Doç. Dr. Ahmet Zeki İZGÖER • Msc. Ramazan TUĞ Koordinatörler Belgin Duruyürek Şahin Cengiz Kapak Fotoğrafı Osmanlı Kızılay Cemiyeti
    [Show full text]
  • Mahkeme Sicillerine Göre Xvi. Yüzyil Ilk Yarisinda Bursa Vakiflari
    T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI ANABİLİM DALI İSLÂM TARİHİ BİLİM DALI MAHKEME SİCİLLERİNE GÖRE XVI. YÜZYIL İLK YARISINDA BURSA VAKIFLARI (YÜKSEK LİSANS TEZİ) Danışman Prof. Dr. Osman ÇETİN Hâle DEMİREL BURSA 2006 İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI ANABİLİM DALI İSLÂM TARİHİ BİLİM DALI MAHKEME SİCİLLERİNE GÖRE XVI. YÜZYIL İLK YARISINDA BURSA VAKIFLARI ÖZET Hâle DEMİREL (Yüksek Lisans Tezi) İslâm Tarihi’nin ilk dönemlerinden itibaren Müslümanların sosyal hayatında önemli fonksiyonlar icra eden vakıflar, Osmanlı Devleti döneminde İslâm Medeniyeti’nin köşe taşlarından biri olmuştur. Eğitim, sağlık, din, ticaret gibi insanların ihtiyaç duyduğu hemen her alan vakıfların hizmet sahaları içindedir. Bu çalışma ise Bursa Mahkeme Sicilleri’nde yer alan vakfiyeler ışığında, 16. yy. ilk yarısında Bursa vakıflarını incelemektedir. Vakıflar, vakıf kurucularının sosyal statüleri, vakfedilen mülklerin çeşitleri ve vakıfların hizmet alanlarına göre sınıflandırılmıştır. Vakıf kurucuları toplumdaki işlevsel rollerine göre gruplandırılırken statüler arasında yatay ve dikey hareketliliğin olduğu görülmektedir. Bu alanda özellikle azatlı kölelerin vakıflara iştirak oranlarının yüksek olması dikkat çekmektedir. Vakfedilen mülkler konusunda çeşitli tartışmaların yapıldığı fakat toplumun ulemâ arasındaki bu polemiklerden etkilenmediği, güçleri nispetinde menkul-gayr-i menkul mülklerini vakfettikleri görülmektedir. Vakıfların hizmet alanları ise vâkıfların niyetlerini yansıtmaktadır. Vakıflar daha çok dinî hizmetlere tahsis edilmekle
    [Show full text]
  • Kaya Sultan Ile Melek Ahmet Paşa
    View metadata, citation and similar papers at core.ac.uk brought to you by CORE Melek Ahmet Paşanın basma gelenlerprovided by Istanbul Sehir University Repository Kaya Sultan ile Melek Ahmet Paşa Yazan ııııııııtmı* f Elif NACİ f Âııııııııııııımııımıııı ıııııııııııır. «M elek» mİ?, «Malak» mı? Kimi böyle söyler. Semizli­ ğinden kinaye Malak diyen­ ler de olmuş, mahbupperest Dördüncü Murad’m yakışık­ lı vezire Melek dediğini ya­ zanlar da (1). Paşanın ana tarafından akrabası olan meşhur evliya Çelebi «M e­ lek» diyor tarihlere de öyle geçmiş. Ben de zaten Çele­ biden naklen anlatacağım. Seyahatnamesi malûm, bi- linmiyen tarfları yok gibi gelir insana. Halbuki bir çok yazma nüshalardan ha-' zı pasajlar matbuuna alın­ mamış. Devrin sansürü bu­ raları çıkarıvermiş. Onun i- çin Melek Ahmet Paşanın Murad IV. ün kızı Kaya Esmchan Sultanla evlenme­ si bilinir, bir çok defalar ya zılmıştır da Fatma Sultanla olaı. maceraları ele alınma­ mış sanıyorum. Çünkü Ev­ liyanın, Fatma Sultanla ara Melek Ahmet Paşa ile Evliya Çelebi Tersane bahçesinde larında geçen konuşmaları hanedana karşı oldukça say da kerli ferli kırkım aşmış bir ellerini bileklerine kadar soka­ le yazıyor: «Köprülü, Meleğe bir gısz bir lisanla yazılmıştır. erkek görünce kızcağız korkmuş rak körpe lohusamn bağırsakla­ ili verdim beslesin demiş ve ge­ Bunların çıkarılmış olması ve Paşayı yanma yaklaştırma- rını deşiyorlar. Sultan da ölüyor. bermiş.» gayet tabiî ; nıış. Zaten onu Silâhtar Musta­ Cenazesinin Eyüpteki sarayın­ Sene 1063 Ramazanın onu. Fat­ Her ne hal ise maksat, Çe fa Paşa İle evlendirmek İstedik­ dan alınarak Topkapı sarayına ma Sultanm Eyüpteki sarayında lebinin tatlı dilinden onun leri halde Veziriâzam Kara Mus­ kayıklarla getirilişi ve arkasından sabah oluyor.
    [Show full text]
  • Hilâl-I Ahmer Hanimlar Merkezinin Kuruluşu Ve
    HİLÂL-İ AHMER HANIMLAR MERKEZİ’NİN KURULUŞU VE FAALİYETLERİ (1877-1923) Muzaffer TEPEKAYA* - Leyla KAPLAN* ÖZET Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti bünyesinde 20 Mart 1912 tarihinde “Osmanlı Hilâl-i Ahmer Hanımlar Merkezi” kurulmuştur. Kurulan bu teşkilatla kadınlar etkili bir şekilde Hilâl-i Ahmer faaliyetlerine katılmışlardır. Kuruluşundan itibaren cephede savaşan askerlere, yaralı ve hastalara, kimsesizlere ve bakıma muhtaç olanlara, şehit ve asker ailelerine göçmenlere, esirlere yardım eden Hilal-i Ahmer Hanımlar Merkezi, bu faaliyetlerini bağış kampanyalarının yanı sıra, aşhane, çayhane, hastane, dispanser, sanat evi, atölyeler, nekahet-hane, gibi kuruluşlar aracılığıyla gerçekleştirmektedir. Osmanlı Devleti’ni sona erdiren 24 Temmuz 1923 Lozan siyasi antlaşmasının imzalanmasından sonra yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde de faaliyetlerine devam eden dernek Yunanistan’la yapılan Türkiye Rum mübadelesinde önemli görevler üstlenmiştir. Mübadele ile gelen göçmenlerin sağlık, giyim ihtiyaçlarının karşılanması, yerleşecekleri yerlere nakilleri, hastalarının bakımı ve sağlık bilgilerinin verilmesinde başarıyla görev yapmıştır. Cumhuriyetin ilânından sonra “Cumhuriyet Vatandaşı” kimliği oluşturmak için yapılan çalışmalara katılan ve yenilikleri Türk toplumuna benimsetmede önemli görevler yerine getiren Hilâl-i Ahmer Kadınları “Cumhuriyet Kadını” kimliğini benimseterek bunun yaygınlaştırılmasında başarıyla çalışmıştır. Yardım faaliyetleriyle birlikte peş peşe gerçekleştirilen inkılapları destekleyen derneğin çalışmalarına dönemin gazetelerinde
    [Show full text]
  • Department of History and Welsh History
    DEPARTMENT OF HISTORY AND WELSH HISTORY THE LIVES OF WOMEN IN EARLY MODERN ENGLAND AND THE OTTOMAN EMPIRE FAAEZA ADAMJI JASDANWALLA THESIS SUBMITTED IN FULFILMENT OF THE REQUIREMENTS FOR THE DEGREE OF PhD ABERYSTWYTH UNIVERSITY 2007 DECLARATION This work has not previously been accepted in substance for any degree and is not being concurrently submitted in candidature for any degree. Date.. L]... : J) .<?(. 'f.r:0\:\(;.�'. ...�:��J. 61 STATEMENTl This thesis is the result of my own investigations, except where othe1wise stated. Other sources are acknowledged by footnotes giving explicit references. A bibliography is appended. Date .. .J] ... _:\)'.¢'.(!:¢'.Xt.\'1,½r. .:;?JJ:f5]. .. STATEMENT2 I hereby give consent for my thesis, if accepted, to be available for photocopying and for inter-library loan, and for the title and summary to be made available to outside organisations. SUMMARY The focus of this doctoral thesis is a study of the lives, roles and status of women in early modern England and the Ottoman Empire in the early modern period. In an attempt at investigating the position that women enjoyed in the early modern period, the study focuses on women's status in the religious, political, social, artistic and literary spheres. The thesis concludes with an analysis of all of the above information, resulting in the parallels that can be drawn between the two cultures as regards women and gender issues. An attempt is made at investigating possible causes for the similarities as well as the differences; the extent to which these can be attributed to biased or inaccurate accounts, as well as the extent to which these similarities and distinctions are based on religious doctrines and/or cultural influences.
    [Show full text]
  • Under Osmans Tree the Ottoman Empire, Egypt, and Environmental History 1St Edition Pdf
    FREE UNDER OSMANS TREE THE OTTOMAN EMPIRE, EGYPT, AND ENVIRONMENTAL HISTORY 1ST EDITION PDF Alan Mikhail | 9780226427171 | | | | | Ottoman family tree - Wikipedia To browse Academia. Skip to main content. Log In Sign Up. Download Free PDF. By Alan Mikhail. Chicago: Egypt of Chicago Press, Illustrations, maps, notes, bibliography, and index. One of the glaring weaknesses in the development of global environ- mental history thus far has been its neglect of the Middle East. Similarly, until recently, one of the gaping holes in Middle Eastern historiography has been the treatment of environmental topics. By emphasizing the complex relationships between imperial power and nature, Mikhail introduces a dizzying range of human and nonhuman actors, demon- strating how animals, water, silt, microbes, trees, and volcanoes might recast Under Osmans Tree The Ottoman Empire traditional readings of sultans, bureaucrats, and peasants. Likewise, just as the ecologies of Egypt, Anatolia, and the Balkans were affected by one another, the Ottoman ecosystem was embedded in still wider hydrologic, disease, and cli- matic patterns stretching well beyond the Middle East. To give substance to this holistic vision of the articulations between regional and global scales, Mikhail makes a persuasive case for empiri- cal ballast. While this book is a plea for more cross-pollination be- tween regional and global environmental narratives, it also anticipates the pitfalls inherent in such an endeavor. To provide these building blocks, Mikhail grounds the global signif- icance of his arguments in the fertile soil of his expertise in the ecolo- gies of early-modern Ottoman Egypt. All rights reserved. For permissions, please e-mail: journals.
    [Show full text]
  • An Italian Princess in the 19Th
    CRISTINA TRIVULZIO DI BELGIOJOSO AN ITALIAN PRINCESS IN THE 19TH C. TURKISH COUNTRYSIDE edited by Antonio Fabris Filippi Editore Venezia Cristina Trivulzio di Belgiojoso An Italian Princess in the 19th c. Turkish Countryside Edited by Antonio Fabris Il volume è stato realizzato con il contributo dell’Università Ca’ Foscari di Venezia – Dip. di Studi Storici Tutti i diritti sui testi presentati sono e restano dell’ Associazione di Studi Storici “Muda di Levante”. Ogni riproduzione anche parziale non preventivamente autorizzata costituisce violazione del diritto d’autore. Prima edizione Luglio 2010 Diritti di traduzioni, riproduzione e adattamento totale o parziale e con qualsiasi mezzo, riservati per tutti i paesi. © 2010 Associazione di Studi Storici “Muda di Levante” http://www.mudadilevante.org [email protected] INDEX Foreword 7 Sandro Fortunati The Life of Cristina Trivulzio di Belgiojoso 9 Anna Vanzan European Women in the Ottoman Middle East 19 Mehmet Yavuz Erler An Italian Princess in the Ottoman Empire. 1850-1855 29 Maria Pia Pedani Cristina’s days in Çakmakoğlu 43 Raniero Speelman Cristina Belgiojoso’s Jerusalem Travel Book 53 FOREWORD Cristina Trivulzio di Belgiojoso was a brilliant 19th c. Italian noblewoman. When she was young she was a very rich girl, who knew French and Italian, music and art. After an unlucky marriage she began to be involved in politics and took part in the Italian patriotic riots of 1848-49. Then she was an exile in Greece and in the Ottoman Empire and, in this period, she wrote novels and travel accounts. Her adventurous life had been studied under different aspects: literature, history of Italian independence movements, gender history, and so on, but one part of it remained in the shade: the years spent in Turkey between 1850 and 1855.
    [Show full text]
  • Osmanli Araştirmalari the Journal of Ottoman Studies
    OSMANLI ARAŞTIRMALARI THE JOURNAL OF OTTOMAN STUDIES SAYI / ISSUE 55 • 2020 OSMANLI ARAŞTIRMALARI THE JOURNAL OF OTTOMAN STUDIES İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ OSMANLI ARAŞTIRMALARI THE JOURNAL OF OTTOMAN STUDIES Yayın Kurulu / Editorial Board Prof. Dr. İsmail E. Erünsal – Prof. Dr. Heath Lowry Prof. Dr. Feridun M. Emecen – Prof. Dr. Ali Akyıldız Prof. Dr. Bilgin Aydın – Prof. Dr. Seyfi Kenan Prof. Dr. Jane Hathaway – Doç. Dr. Baki Tezcan İstanbul 2020 Bu dergi Arts and Humanities Citation Index – AHCI (Clarivate Analytics), Scopus (Elsevier),Turkologischer Anzeiger ve Index Islamicus tarafından taranmakta olup TÜBİTAK ULAKBİM Sosyal ve Beşeri Bilimler veri tabanında yer almaktadır. Articles in this journal are indexed or abstracted in Arts and Humanities Citation Index – AHCI (Clarivate Analytics), Scopus (Elsevier), Turkologischer Anzeiger, Index Islamicus and TÜBİTAK ULAKBİM Humanities Index. Baskı / Publication TDV Yayın Matbaacılık ve Tic. İşl. Ostim OSB Mahallesi, 1256 Cadde, No: 11 Yenimahalle / Ankara Tel. 0312. 354 91 31 Sertifika No. 15402 Sipariş / Order [email protected] Osmanlı Araştırmaları yılda iki sayı yayımlanan uluslararası hakemli bir dergidir. Dergide yer alan yazıların ilmî ve fikrî sorumluluğu yazarlarına aittir. The Journal of Ottoman Studies is a peer-reviewed, biannual journal. The responsibility of statements or opinions uttered in the articles is upon their authors. Elmalıkent Mah. Elmalıkent Cad. No: 4, 34764 Ümraniye / İstanbul Tel. (216) 474 08 60 Fax (216) 474 08 75 [email protected] © İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2020 Osmanlı Araştırmaları / The Journal of Ottoman Studies Sayı / Issue LV · yıl / year 2020 Sahibi / Published under TDV İslâm Araştırmaları Merkezi ve İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi adına the auspices of Prof.
    [Show full text]