Akçakoca, Akçakocalilar Ve Kocaeli

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Akçakoca, Akçakocalilar Ve Kocaeli AKÇAKOCA, AKÇAKOCALILAR VE KOCAELİ Enver KONUKÇU* Osmanlı Beyliği’nin kurulması ve gelişmesi sırasında rol oynayan önderlerden biri de Akçakoca’dır. Çocukluğu Ertuğrul, gençliği Ataman/Osman ve ihtiyarlığı genç beyzade Orhan yanında geçmiştir. Mensup olduğu aile hakkında bilgi, kaynaklarda pek göze çarpmıyor. Muhtemelen Kayılar ile yakınlığı vardı. Bu kabile Oğuzname’de, 24 önemli boydan biri olarak göze çarpmaktadır. Cengiz istilası üzerine Türkistan’da vatanlarını kaybeden bütün kabileler gibi Kayılar da kendilerine yeni hayat sahaları bulmak zorunda kalmıştır. Horasan’da Mahan çevresinde iken batıya göç kararı vermişlerdir. Bununla beraber Kayılar, daha önce de Anadolu’ya göç eden Selçukluların hizmetinde bulunan Türkler arasında idi. Anadolu’nun birçok yerinde göze çarpan Kayılar bunlardır. Yazıcızâde’nin de belirttiği gibi Paphlagonia’daki Rum hâkimiyetini kıran ve onların ülkesini ele geçiren Selçukluların Hüsemeddin Çoban isminde komutanı Kayı asıllı idi. Y. Yücel, Çobanlılar, Çandarlılar ve Kızıl Ahmedlilere ait eserinde, belgelere dayanarak o zamanki Kayılardan söz etmiştir. Ancak, Cengiz ve Noyanların Anadolu üzerine yürümeleri, asıl Kayı kabilesini de harekete geçirmiş ve Süleyman Şah ile göçer evleri de önce Azerbaycan’a, sonra Anadolu’ya ayak basmışlardır. Süleyman Şah, Moğol fırtınasının devam ettiğini görünce, Erzurum üzerinden Suriye taraflarına inmiş; fakat Fırat’ı geçerken hayatını kaybetmiştir. Oğullar arasında kısa süreli şaşkınlık sonrası, Ertuğrul tekrar Erzincan, Erzurum ve Sürmeli taraflarında bulunmuş, kardeşleri ile görüşerek kendisinin batıya göçme kararını bildirmiştir. Kayılar tekrar ayrılma noktasına gelmişler, bir kısmı İran’a eski yurtlarına dönmeye karar verirken, Ertuğrul da şansını daha batıda denemeye karar vermiştir.1 Tarih kaynaklarında bu göçün yolu Sivas, Ankara ve Söğüt olarak belirlenmiştir. Rumların Galatia’sı, Selçukluların Ankara’sını içine alan yörede, Karacadağ’da bir süre yaşadılar. Konya’daki sultanın izni ile de “uc” bölgesine gitme iznini aldılar ve Germiyanların kuzeyindeki Domaniç’i, çevresini, dağlarını, düzlüklerini yurt tuttular. Göç öncesi ve sonrası da yaylak ve kışlak hayata devam ettiler. Daha sonra da Söğüt onların kışlağı olmuştur, Ertuğrul Gazi, Kayıların tarihî göçünü bu suretle noktalamış ve yeni bir döneme geçilmiştir.2 * Prof. Dr., Emekli Öğretim Üyesi. 1 Aşıkpaşazâde, Osmanoğulları Tarihi, hzl: K.Yavuz, M. A. Y. Saraç, İstanbul 2003 s. 53, 55. 2 a.g.y., s. 55; F. Başar, “Osmanlıların Menşei ve Kayıların Anadolu’ya Gelişi Hakkında”, Tarih Dergisi, sayı: 36 (2000) s. 69-80. 121 Kayıların yerleşmesi ve etrafa yayılması, Bithynia’daki yöneticiler olan tekfurlar ile Enver mücadesinde, Alpler, Gaziler, Çavuşlar değil kabile içinde ve çevresinde Şeyh, Ahi, Fakihler KONUKÇU de göze çarpmaktadır. Ama hepsinden menşelenen Erenler de dağ tepelerinde, ovalarda, su kenarlarında çamlıklarda, kavaklıklarda (çınar) sonsuz uykularını sürdürmektedirler. Fakat çevrelerindeki Türkmenler ise bu kutsal mezarları kendi başlarına bırakmamaktadırlar. Özellikle yaylaya çıkış zamanlarında, topluca ziyarette bulunuyorlar ve mevlit okutturuyorlar, adet gereği yiyecek ikram ediyorlardı. Aşıkpaşazâde, Mehmed Neşri, Oruç ibn Adil, Hadîdi, Hoca Sadeddin îbn Kemal, Müneccimbaşı, Gelibolulu Mustafa Ali ve daha birçok tarihçi, kuruluş döneminin önde gelenlerine temas etmekte, sınırlı da olsa onlar hakkında bilgi vermektedirler. Yine bu tarihçilerden İdris-i Bidlisî de meşhur tarihinde şunları kaydetmektedir3: “Dörtyüz mübâ- riz-i nâmdar ki Osman Bey Gâzi’nin peder-i büzurgu Ertuğrul ile ma’an Ahlat tarafından Diyâr-ı Rûm’a gelüb, Osman Beğ’in ve evlâdının zamanında ve dahi sonra kalmışlardır. Meşâhiri bu cemaatdir ki zikrolunur: Gündaz Alp, Turgut Alp, Aykut Alp, Hasan Alp, Saltuk Alp Samsa Çavuş, Sülemiş Çavuş, Abdurrahman Gazi, Akbaş ve Mahmud Alp, Kara Oğlan, Kara Mürsel, Bahşi/Yahşi, Kara Tigin, Şeyh Mahmud, Targal, Mehmed ve Akçakoca… Her birinin evlâd ve akâbı bakidir.” İdris-i Bidlisî gibi Mustafa Âli de eserinde, yöneticilerin son kısmında, o devirde gözde olan ileri gelen yiğitlerden söz etmektedir. Bununla da kalmayarak, zamanın din adamlarına da yer vermektedir.4 Osman Bey ile akına çıkanlar arasında birçok ileri gelen yanında, oğlu Orhan Bey’e savaş deneyimi kazanması için yardımcı verilen dört kişi de mevcuttur. Bunlar Akçakoca, Konur Alp, Köse Mihal ve Abdurrahman Gazi’dir. Çavdar Tatarı olayından sonra hemen hemen bütün tarihçiler bu dörtlüden söz etmektedirler. Geyve Boğazı’nın ve Aşağı Sakarya’nın aynı zamanda doğuda ve batıda kalan Palaiologos hüümranlığının yok edilmesinde bunlar ön ayak olmuşlardır. Akçakoca Akçakoca5 ve arkadaşlarının hayatları hakkında bilinenler oldukça azdır. Yahşi Fakih Menakıbnâmesi’ni6 kaynak gösteren birçok çağdaş ve olmayan tarihçiler, tarih sahnesine çıkışını Gemlik olayı ile başlatırlar. Kara Temürtaş ile Akçakoca, bu sahil kentinin akınında bulunmuş; ama kesin sonuç alınamamıştır. İfade edildiği gibi Akçakoca, Ertuğrul, Osman ve Orhan devirlerinin Türk ve muhtemelen Kayı kökenli liderlerindendir. Doğumu ve çocukluğu, ailesi hakkında bilgiler hemen hemen yok gibidir. Çağdaş tarihçiler, aile soy kütüğünü genelde onunla başlatırlar. İ. H. Uzunçarşılı, I. Murad devrinde kaleme alınan Fazlullah Vakfiyesi kaydına dayanarak; “Fazlullah b. El-Hac İlyas bin Akçakoca ibn Abd el-Melik Gazi îbn Abd el-Fettâh el-Abbasî, el-Gâzi” gibi farklı bir kütük ile karşımıza çıkmaktadır.7 Mustafa Âli ise diğerlerinden farklı olarak, “Fazlullah, kudema-ı ümeradan, hususa isbat-ı hakk iden küberadan’dır. Emir Abbas soyundan bir âlim-i nâmdar ve müteşerri-i perhiz-kâr idi” diyerek sadece Emir Abbas’ı zikretmektedir.8 Abd el-Melik’in gazi unvanı taşıdığı da ayrıca yazılmaktadır. Keza, onun da babası Abd el-Fettah Abbasî’dir. Yine, Ali el-Abbasî aile adından bahsetmekte, el-Gâzi sıfatına yer vermektedir. 3 İdris-i Bidlisî, Heşt Bihişt, hzl: M. Karataş, S. Kaya, Y. Baş, Ankara 2008, l, s. 79-80. 4 Kitâbü’t-Tarih-i Künhü’l-Ahbâr, hzl: A.Uğur, A.Gül, M. Çuhadar, İ. H. Çuhadar, Kayseri 1997 l/l, s. 64 vd., 83- 107. 5 İ. H. Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, Ankara 1972 l, s. 551-552; F. Emecen, “Akçakoca”, DİA, 11, s. 224. 6 V. L. Menage, “The Menaqib of Yakhshi Faqih”, BSOAS, XXVI (1963), s. 50-54. 7 İ. H, Uzunçarşılı, a.g.e. s. 551-552; ayrıca bkz: Topkapı Sarayı Arşivi no: 7084. 8 Kitâbü’1-Tarih-i Künhü’l-Ahbâr, hzl: A.Uğur, A. Gül, M. Çuhadar, İ. H. Çuhadar, l/l, s. 240. 122 Kayı ileri gelenleri gibi, Konur Alp, Abdurrahman Gazi, Köse Mihal de Akçakoca’nın yakın dostları ve gaza arkadaşları idiler. Tekfurların hangi güçte ve durumda olduklarını iyi Enver KONUKÇU biliyordu. Osman Bey ile de ara sıra görüşürler ve beyliğin genişlemesi için neler yapılması lâzım geldiğini konuşurlardı. 1299’da, Kayılar beylik statüsünü kazandılar. İlk bey de Osman idi. Domaniç sonrası atasının mezarının bulunduğu Söğüt’e yerleşti. Siyasi ve askerî hadiseleri buradan yönlendirdi. Manevi yol göstericisi Şeyh Edebali idi. Bilecik-Geyve ve Bursa üçgeni içerisinde ilk askerî hareketleri başlattı. Sakarya’nın sağında ve üst tarafında Ertuğrul ile birlikte yöreye gelen Samsa Çavuş kabilesi ile meskûn idi. Mudurnu, Taraklı ve Göynük tekfurlarını yakından tanıyor ve Rum ahali ile dostane geçiniyordu. Osman Bey, Konstantinopolis’teki Rumların çağdaşı idi. Hanedan, zikredildiği gibi Palaiologos adını taşıyordu. Göynük-Taraklı akınını takiben Geyve, Akhisar, Mekece ve Lefke tekfurları ona boyun eğmişti. Aşağı Sakarya’nın her iki tarafı ise Bithynia’ya aitti. Bu coğrafi ve idari bölge’nin batısı ise Nikomedia, Hereke, Gebze, Kandıra, Yoros’a komşu Thynia adını taşıyordu. Marmara’nın güneyinde, Mysia’da Karasililer hâkimdi. Güneydeki Germiyanlılar ise Osmanlıların komşuları arasında idi. Göynük, Mudurnu ve Bolu’da yerel hâkimler vardı. Ama Gerede Sultanlığı’nın dokusunda, eski Paphlagonia’da ise Çobanlıların halefi Candarlılar beylik kurmuştu. Sakarya’nın batısının ele geçirilmesinde Akçakoca, Konur Alp, Abdurrahman ve Köse Mihal rol oynadılar. Bu dört Osmanlı Beyliği yiğitleri önce Melagina’nın ötesindeki Akhisar Ovası’nı ele geçirdiler. Orhan’ın da katıldığı akınlar Geyve Boğazı’nın kuzeyinde dar bir vadi içinde devam etti. Kara Çebiş ve Absuyu hisarları yeni uygulanan taktiklerle kolayca ele geçirilmiştir.9 Osman Gazi bu zaferlerden çok memnun kalmış ve Karaçebiş’i Konur Alp’e ve Absuyu Hisarını da çevresi ile Akçakoca’ya vermiştir. Aşıkpaşazade takiben üs olarak kullanılan bu yeni hisarlarda fazla kalmamış ve ilk defa Sakarya Nehri boyundaki, Akova’ya çıkış yeri olan araziye hücumlarını devam ettirmiştir. Bithynia’nın Nikomedia-Prusias pros Hypıos arasındaki yöre sık ağaçlık, bataklık ve dolayısıyla geçilemez halde idi. Palaiologosların daha önceleri bölgede savunma hatları kurduklarını, mevcut hisarların berkitildiğini ve özellikle Sakarya Nehri’nin Regio Tarsia’ya yönlendirildiğini, Pachymeres belirtmektedir. Osman Gazi’nin yeni emri ile Orhan bir süre sonra geriye dönmüştür. Konur Alp ve Akçakoca ikinci büyük harekâta girişmişlerdir. Konur Alp Akyazı Demetrium (?) tarafları ile meşgul olurken, Akçakoca da Sophon Gölü’nün doğu ucunda, Melas (Çarksuyu) üzerindeki meşhur İustinianus Köprüsü (şimdi Beş Köprü)’deki Bergos (burgaz-hisar)’u kendisine, gazilerine, akıncılarına üs yapmıştır. Aşıkpaşazade “.. Akçakoca da Ayan Gölü’nün suyunun aktığı Beşköprü’de bulunan birgoscukta konakladı, o da orman arasındaki yerlere akın ederdi.” demektedir.10 Absuyu veya yani ele geçirilen Bergoscuk olsun, muhteşem bir arazi yapılanmasına sahipti. Sakarya Nehri alışılagelmiş selleri ile Regio Tarsi’dan miras kalan Tersiye
Recommended publications
  • Phd 15.04.27 Versie 3
    Promotor Prof. dr. Jan Dumolyn Vakgroep Geschiedenis Decaan Prof. dr. Marc Boone Rector Prof. dr. Anne De Paepe Nederlandse vertaling: Een Spiegel voor de Sultan. Staatsideologie in de Vroeg Osmaanse Kronieken, 1300-1453 Kaftinformatie: Miniature of Sultan Orhan Gazi in conversation with the scholar Molla Alâeddin. In: the Şakayıku’n-Nu’mâniyye, by Taşköprülüzâde. Source: Topkapı Palace Museum, H1263, folio 12b. Faculteit Letteren & Wijsbegeerte Hilmi Kaçar A Mirror for the Sultan State Ideology in the Early Ottoman Chronicles, 1300- 1453 Proefschrift voorgelegd tot het behalen van de graad van Doctor in de Geschiedenis 2015 Acknowledgements This PhD thesis is a dream come true for me. Ottoman history is not only the field of my research. It became a passion. I am indebted to Prof. Dr. Jan Dumolyn, my supervisor, who has given me the opportunity to take on this extremely interesting journey. And not only that. He has also given me moral support and methodological guidance throughout the whole process. The frequent meetings to discuss the thesis were at times somewhat like a wrestling match, but they have always been inspiring and stimulating. I also want to thank Prof. Dr. Suraiya Faroqhi and Prof. Dr. Jo Vansteenbergen, for their expert suggestions. My colleagues of the History Department have also been supportive by letting me share my ideas in development during research meetings at the department, lunches and visits to the pub. I would also like to sincerely thank the scholars who shared their ideas and expertise with me: Dimitris Kastritsis, Feridun Emecen, David Wrisley, Güneş Işıksel, Deborah Boucayannis, Kadir Dede, Kristof d’Hulster, Xavier Baecke and many others.
    [Show full text]
  • Osmanlı Devleti'nin Kuruluşunda Hizmeti Geçen Alpler Ve Gaziler
    Osmanlı Devleti'nin Kuruluşunda Hizmeti Geçen Alpler ve Gaziler Doç. Dr. Ahmet Şimşirgil Osmanlı Devleti'ni kurmuş olan hanedanın menşei ve Osmanlıların küçük bir beylik iken büyük bir devlet haline nasıl geldiği sorusu, tarihçiler arasında bir muamma gibi tazeliğini korumaya devam etmektedir. Esasında Osmanlı Devleti'ni kuran hanedanın tarihi kayıtlara, etnik incelemelere, geleneklere, mevcut damgalarına ve sikkelerine göre Oğuzların sağ kolu olan Gün Han kolunun Kayı boyundan geldikleri kesinleşmiş durumdadır.1 Bunun aksine olarak çeşitli görüşler ileri sürülmüş ise de2 hiçbiri ilim aleminde rağbet görmediği gibi bu tezlerin sahipleri, görüşlerini güçlendirecek belge ve bilgilerde ortaya koyamamışlardır. Buna rağmen en sonunda Osmanlı Devleti'nin kurucuları ve onların silah arkadaşları için efsane şahsiyetler denecek kadar, ilmi kıymeti haiz olmayan fikirler dahi ileri sürülebilmiştir.3 Şurası muhakkak ki Osman Gazi'nin dayandığı Kayı boyunun mevcudu kısa sürede büyük bir beylik teşkil edecek miktarda görünmemektedir. Ancak 1230'lu yıllarda Anadolu'da görülen Ertuğrul Bey'in kudret ve itibar sahibi bir şahsiyet olduğu da anlaşılmaktadır. Nitekim kendisine Söğüt ve Domaniç civarı kışlak ve yaylak olarak verildiğinde o mıntıkada kısa bir sürede söz sahibi olabilmiştir. Bu durum Ertuğrul Bey'in savaşçı kişiliğinden ziyade karizmatik yapısından da kaynaklanmış olmalıdır. O, bölgedeki gayrimüslim unsurlarla iyi geçinmekte, büyük bir ihtimalle arazi ve sair ihtilaflarda hakem rolü üstlenmekte, Müslim, gayrimüslim halklar arasında bir baba rolü oynamakta ve herkes üzerinde saygı uyandırmaktadır. Kaynaklara yansıyan bazı hadiselerden onun Selçuklu Sultanı nezdinde de itibar sahibi olduğu ve yeri geldiğince uç kuvvetleri komutanı olarak savaşlara katıldığını da görmekteyiz.4 Bu faaliyetleri ve konumu Ertuğrul Gazi'yi uçlardaki Oğuz boylarına mensup diğer Türk aşiret ve gruplarının da tartışmasız lideri yapmış olmalıdır.
    [Show full text]
  • Devlet Kuran Kahramanlar
    SEFA OCAL DEVLET KURAN KAHRAMANLAR T ü r k DÜNYASI ARAŞTIRM ALARtJAgg TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI VAKFI YAYINI: 31 BU ESER Bakanlar Kurulu'nun 20.~.l980 tarih ve 8 1307 sayılı kararıyla kamu yararına hizmet verdiği kabul edilerek vergi muafiyeti tanınmış olan TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI VAKFFnın yayınıdır. Her hakkı mahfuzdur. TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI YAKFI 'nın müsaadesi olmaksızın tamamen, kısmen veya herhangi bir de­ ğişiklik yapılarak iktibas edilemez. Haberleşme Adresi: P.K. 94 Aksaray - İSTANBUL Telefon : 511 10 06 - 520 53 63 Dizgi : Türk Dünyası Araştırmaları Yakfı YULUĞ TEKİN Dizgi Merkezi Baskı : Anadolu Matbaa ve Tic. Koli. Şti. Tlf. 526 79 99 - 526 20 48 İSTA N B U L - 1987 İÇİNDEKİLER Sayfa ERTlCRl L GAZİ Tt'RBESİ VE HAZİRESİNDE YATANLAR 9 Ertuğrul Gazi 9 Ertuğrul Gazı’tün Atalarının ve Bağlı Bulunduğu Ovmağın Anadolu’ya Gelişi. W E rtuğrul G azi’nin R üyası........................ » Osmanlı TürklerFnin Kuracağı Devleti 70 Yü önce Haber Veren Şeyh 20 Ertuğrul Gazi ve Mevlfina Celaleddin Rumi 20 Ertuğrul Gazı’nin Bağlı Bulunduğu Boy; Kavı 20 Ertuğrul Gazî’nin Soyu 21 Ertuğrul Gazî’nin Vasıflan 23 Ertuğrul Gazı ve S avaşları 24 Ertuğrul Gazî’nin Mescidi 28 Ertuğrul Gazî'nın Babası Süleyman Şah’ın Caber’deki Kabri 30 Türbe 33 Ertuğrul Gazî’nin Annesi Hayme Ana’nın Türbesi 34 Ertuğrul Gazî Türbesi 37 Karakeçelîler'in Ertuğrul Gazî’yi Anma Ziyaretleri Söğüt Yörük B ayram ı 45 Karakeçelîler t» Karakeçeli Aşiretinin Kahramanlık Türkülerinden Bazıları 60 Karakeçili Aşireti........................... Osman Gazı"....................................^ H ’^ ^ İ F Osman Gazfnin Vasiyeti. *.f.v ......... ........... ^ Osman Gazfnin Mirası............................................. Osman Gazfnin Evlâtları......................................... y . Osman Gaa'nin Kumandanları..................................... 7 * Osman Gazî Zamanındaki Din Adamları ve Alimler.......
    [Show full text]
  • Mighty Guests of the Throne Note on Transliteration
    Sultan Ahmed III’s calligraphy of the Basmala: “In the Name of God, the All-Merciful, the All-Compassionate” The Ottoman Sultans Mighty Guests of the Throne Note on Transliteration In this work, words in Ottoman Turkish, including the Turkish names of people and their written works, as well as place-names within the boundaries of present-day Turkey, have been transcribed according to official Turkish orthography. Accordingly, c is read as j, ç is ch, and ş is sh. The ğ is silent, but it lengthens the preceding vowel. I is pronounced like the “o” in “atom,” and ö is the same as the German letter in Köln or the French “eu” as in “peu.” Finally, ü is the same as the German letter in Düsseldorf or the French “u” in “lune.” The anglicized forms, however, are used for some well-known Turkish words, such as Turcoman, Seljuk, vizier, sheikh, and pasha as well as place-names, such as Anatolia, Gallipoli, and Rumelia. The Ottoman Sultans Mighty Guests of the Throne SALİH GÜLEN Translated by EMRAH ŞAHİN Copyright © 2010 by Blue Dome Press Originally published in Turkish as Tahtın Kudretli Misafirleri: Osmanlı Padişahları 13 12 11 10 1 2 3 4 All rights reserved. No part of this book may be reproduced or transmitted in any form or by any means, electronic or mechanical, including photocopying, recording or by any information storage and retrieval system without permission in writing from the Publisher. Published by Blue Dome Press 535 Fifth Avenue, 6th Fl New York, NY, 10017 www.bluedomepress.com Library of Congress Cataloging-in-Publication Data Available ISBN 978-1-935295-04-4 Front cover: An 1867 painting of the Ottoman sultans from Osman Gazi to Sultan Abdülaziz by Stanislaw Chlebowski Front flap: Rosewater flask, encrusted with precious stones Title page: Ottoman Coat of Arms Back flap: Sultan Mehmed IV’s edict on the land grants that were deeded to the mosque erected by the Mother Sultan in Bahçekapı, Istanbul (Bottom: 16th century Ottoman parade helmet, encrusted with gems).
    [Show full text]
  • Annual Report 2011
    Annual Report 2011 Annual Report 2011 Annual Report 2011 Annual Re-- port 2011 Annual Report 2011 Ann nal Report 2011 Annual Report 2011 Annual Report 2011 Annual Report 211 Annual Report 2011 Annual Re- port 2011 Annual Report 2011 Ann n- nal Report 2011 Annual Report 2011 Annual Report 20Annual11 Annual Report Report 2011 211 Annual Report 2011 A 2011nnual Re - port 2011 Annual Report 2011 Ann - - nal Report 2011 Annual Report 2011 Annual Report 2011 Annual Report 211 Annual Report 2011 Annual Re - port Annual Report Ann - Annual Report 2011 2011 nal Report 2011 Annual Report 2011 Annual Report 2011 Annual Report 211 Annual Report 2011 Annual Re - port 2011 Annual Report 2011 Ann - nal Report 2011 Annual Report 2011 Anual Report 2011 Annual Report 211 Annual Report 2011 Annual Re - port 2011 Annual Report 2011 An n-- nal Report 2011 Annual Report 2011 Anual Report 2011 Annual Report 211 Annual Report 2011 Annual Re - port 2011 Annual Peport 2011 An - nal Report 2011 Annual Report 2011 Anual Report 2011 Annual Report 211 Annual Report 2011 Annual Re - port 2011 Annual Peport 2011 An-- nal Report 2011 Annual Report 2011 Anual Report 2011 Annual Report 211 AnnualFinancial Re pServicesort 20 11Group Annual Re - port 2011 Annual Report 2011 An-- nal Report 2011 Annual Report 2011 Anual Report 2011 Annual Report CouvDexiaRA_DenizBank_GB Couv4 211 Annual Repport 2011 Annual Re-- 20/01/12 11:11 Section I Introduction 1 DenizBank Financial Services Group 1 DenizBank’s Mission, Vision 2 Ordinary General Assembly Meeting Agenda Contents 2 Dividend
    [Show full text]
  • Düzce'de Tarih Ve Kültür
    Düzce'de Tarih ve Kültür Editör: Yrd. Doç. Dr. Ali Ertuğrul Gaye Kitabevi Düzce Yöresinde Fetihler Dönemine Nispet Edilen Camiler Ali Ertuğrul* irfan Dursun** sias ad Hypium)'de üç Prusias şehri kur.~ldu . Il. Giriş : Tarihi Arka Plan · Nikomedes Epiphanes zamanınd~ (M.O. 149- 120) Bithynia'da Henenizmin tesiri a~.ttı; III. Ni­ · Osmanlı Beyliği'nin kurulduğu ve ilk geniş­ komedes Eugergetes döneminde (M.O. 120-92) lediği yer olan Bithynia bölgesini', .kuzeyden Ka­ ise Bithynia'da önce Pontuslular, sonra da Roma­ radeniz, batıdan İstanbul Bağazı ile Marmara lılar söz sahibi oldu. M.Ö. 94-74' de saltanat süren Denizi, güneyden Orhaneli Çayı (Adırnaz) ile IV. Nikomedes Philopator, ölümÜnden önce vasi­ Uludağ, doğudan da Filyos Çayı (Billaios) kuşat­ yetname ile Bithynia'yı Romahiara bıraktı. Ro­ makta idi. Bugünkü Bursa, ~ocaeli, Sakarya, Bile­ ma'nın ikiye bölünmesinden sonra Bithynia, Do­ cik, İznik, Düzce, Yalov.a, Bolu, Kastamonu, Bartın ğu Roma (Bizans)'nın sınırları 'içinde ka~ dı. ve Zonguldak illerini1 içine alan bu bölge, bilindi­ İlki 670'de olmak üzere yedi kez Istanbul'u ği kadarıyla milattan önce 1200-800 yılları ara­ muhasara eden Müslüman Araplar, denizden ve sında Ege göç kavimleri ile bir ~.hracian kabilesi­ karadan yaptıkları 674 yılındaki ikinci kuşatma­ nin yaşam alanıydı. Frigler M.O. 560 yıllarında da başarılı alamayınca, dönüş yolunda Bithy­ Kral Croesus tarafından mağl up' edilince, 'bölge nia'da ağır bir mağlubiyete uğratıldılar . 1071 Lidyahların hakimiyetine geçti; ~.ö. SSOyılları~­ Malazgirt Meydan Ml;lharebesi'nin hemen sonra­ da .da Perslere bağlandı. Büyük Iskenderin, M. O. sında Bithynia bölgesi doğudan ve batıdan Sel­ 334'te Persleri yenmesiyle kısmen bağ ı msız ka­ çuklu saldırılarına maruz kaldı.
    [Show full text]
  • Osmanli Sultani Orhan, (1324-1362) Avrupa'da Yerle~Me
    OSMANLI SULTANI ORHAN, (1324-1362) AVRUPA'DA YERLE~ME HALIL ~NALCIK Osmanl~~ Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin o~lu olan Orhan'~n do- ~um tarihi tart~~mal~d~r. 699'da (1299) Nilüfer'le evlendi~inde "yi~it" (genç) ~ diye an~lm~~~ olmas~ ndan hareketle bu tarihte on sekiz ya~~ civar~ nda oldu u dü~ünülebilir. Osmanl~~ rivayetine göre, tutsak edilen Yarhisar tekfurunun (tekvur) k~z~~ Nilüfer'le (Lülüfer, Rumca Luludia/çiçek) evlendirilmi~, Süley- man ve Murad bu evlilikten do~mu~tur. 699 (1299)'da Osman Gazi merkezini Bilecik-Yeni~ehir'e nakletti- ~inde Orhan'~~ deneyimli atabey Gündüz Alp ile Karacahisar'a gönder- di. Osman Gazi'nin Iznik ku~atmas~~ (701/1302) ve Dimboz (Dinboz) sa- va~~ na (702/1303) kat~ld~~~~ anla~~lan Orhan, Lefke seferinde (703/1304) Germiyanl~lar'~ n tehdidine kar~~~ Eski~ehir-Karacahisar'da kald~. Yan~nda babas~ n~ n güvendi~i adamlar~~ Saltuk Alp ile Köse Mihal de bulunuyordu. Osman Gazi, Lefke seferinde Sakarya üzerinden Iznik'e yol veren kalelerin ~ fethiyle u~ra~~rken Germiyan'dan Çavdar Tatar "Karacahisar'~n pazar na" ~ ~ (Il~ca yan~nda) ya~ma ak~ n~~ yap~p çekildi. Orhan ya~mac~lar~n pe ine dü - ~ ~~ tü, onlara Oyna~hisarfr~da (bugün Çavdarhisar) yeti~ti, ya~ma mallar n ellerinden ald~~ ve Çavdar Tatar'~ n o~lunu ele geçirdi. Osman Gazi bu esir- le bir antla~ma yapt~~ ve onu babas~na geri gönderdi. Daha sonra Osman, Germiyan-Çavdar sald~ r~lar~ n~~ kar~~lamak üzere kendisi Karacahisar'da kalmaya karar verdi~inde Orhan'~~ yan~na katt~~~~ gazi alpler Akça Koca, Ko- nuralp, Gazi Abdurrahman ve Köse Mihal ile birlikte Sakarya'ya gönderdi ~ (705/1305).
    [Show full text]
  • Providing Funding to All Sectors of the Economy and Serving As a Financial Supermarket With
    Contents Section I Introduction 1 DenizBank Financial Services Group 1 DenizBank’s Mission, Vision 2 Ordinary General Assembly Meeting Agenda 2 Dividend Distribution Proposal 3 Amendments to the Articles of Association 3 Changes in Shareholding Structure and Paid-in Capital 3 Shares Held by the Management 3 Ratings of DenizBank by International Rating Agencies 4 Compliance Opinion on the Annual Report 5 Financial Highlights 6 2010 at a Glance 8 DenizBank in Brief 9 Dexia in Brief 10 Message from the Chairman 14 Message from the CEO 19 Banking Services 36 Investment Banking and Brokerage Services 38 Leasing and Factoring Services 39 Pension and Insurance Services 40 Information Technology Services 42 Cultural Services Section II Management and Corporate Governance 44 Board of Directors 48 Executive Management 51 Auditors 51 Committees 52 Summary Report of Board of Directors to the General Assembly 53 Human Resources 54 Training 54 Related Party Transactions 55 Support Services 55 Donations Made During the Year 56 Report on DenizBank’s Compliance with Corporate Governance Principles Section III Financial Information and Risk Management 64 Statutory Auditors’ Report for 2010 65 Assessments of the Audit Committee 66 Internal Audit, Internal Control, Compliance and Risk Management Systems 67 Risk Management Policies 68 Assessment of Financial Position 69 Five-year Summary Financial Highlights Section IV Independent Audit Reports, Financial Statements and Notes 71 Consolidated Financial Statements as of December 31, 2010 with Independent Auditor’s
    [Show full text]
  • Enver KONUKÇU*
    ŞEHİR TARİHİ ARAŞTIRMALARI VE KOCAELİ Enver KONUKÇU* Değerli katılımcılar, bugün tarihî bir gün yaşıyoruz. Akça Koca ve Kocaeli, hemen hemen iki isimde bir kişiyi sembolize etmektedir. Eskiden fetihler olduğu zaman Osman Gazi döneminde ele geçirilen topraklara il adı veriliyordu. Bu eski teşkilat tarihimizin Göktürklerden günümüze gelen bir durumudur. Akça Koca, ilk defa bölgemiz topraklarına Ayan Gölü’nde ayak bastı. Sonra Beşköprü’de bir müddet kaldı. Uçsuz bucaksız bir orman gördü ve seyir etti (Tarihçilerin anlatışı aşağı yukarı böyle). Şimdi Akça Koca’nın vardığı sınırlar 1328’e kadar çok enteresandır. Birinci bölüm Aşağı Sakarya Bölgesi ele geçirildi ve oradan o tepeden -hala kendisinin de türbesinin bulunduğu o tepeden- Karadeniz’i, Osmanlı Beyliği ilk defa görme şansını elde etti. Daha sonra İstanbul’u, Çamlıca’dan değil, Aydos ve Samandıra Dağlarından seyretme imkânını buldu ve orayı da Abdurrahman Gazi, sembolize etti. İzmit’e ilk gelen ve giren kişi de Abdurrahman Gazi oluyor. Bir tekfurun satış işlemi için İstanbul’a gidildi ve diğer tekfurlara başvuruldu; fakat İzmit’teki tekfur “ben karşılığında kurtuluş parası veririm.” dedi ve öylece Abdurrahman Gazi, tek başına bu bölgede İzmit’i ilk gören Osmanlı kumandanı oldu. Böylece Kocaeli olayı gündeme geldi. Ama Akça Koca, İzmit’in alınışını göremedi. Bu 1337’de olacaktır; ama bu fedakâr millet ve idarecilerimiz onun hatırasını unutmadılar. Buraya İznikmid adını verdikleri gibi bölgeye Kocaeli ismini de verdiler. Sınırımız çok enteresan, Anadolu Kavağı’ndan başlıyor ve Melen Nehri’ne kadar Akça Koca, Kocaeli olarak görülür. Bir de Hüdavendigar ili var. O da aşağı yukarı aynı sınırları içine alıyor. Merkezi Bursa ve en önemlisi en yakın arkadaşı, ağabeyi, kardeş statüsü taşıyan Konur Alp’in Safranbolu’ya kadar olan bütün bölgeyi ele geçirmesidir.
    [Show full text]
  • C33010955 Orhan Gazi.Pdf
    ORHAN bir insana hayat vermeyi bütün insanlığa oluşmuş bulunması ; s. Yeterli t ıbbi ve tek­ rut 1980, V, 254; Muhammed b. Ahmed ed-De­ sQkl, /jtiş iy e 'a l e'ş - Şe rf:ıi ' l-k ebfr, Kahire 1328 -> hayat verme mesabesinde görmüştür (ei­ nik şartların bulunması ; 6. Organ verme­ Beyrut, ts. (Darü'l-fikr ). ll, 116; M. Burhaneddin Maide 5/32 ). Buna göre organ nakli açısın­ nin ücret veya belli bir menfaat karşılığı es-Senbehl!, ~aztiyti fı~hiyy e mu' tiş ıra, Dımaşk dan müslümanla gayri müslim, dindar ile olmaması. 1988, s. 61-72; Hayreddin Karaman , İslamın lş ı­ fasık ayırımı yapılması doğru değildir. Ay­ öte yandan kişiye kendi vücudundan or­ ğında Günün Meseleleri, istanbul 1988, 1, 245; rıca doğruya hidayet eden de eceli takdir gan veya doku nakli meselesi önemli te­ ll, 559; Abdülaziz Beki. islam Hukuku Prensiple­ ri lşığında Organ Nakli, Kayseri 1993; Reşit Hay­ eden de Allah'tır . Sorumlulukta herkesin reddütlere yol açmamış , İslam Konferansı lamaz. İsla m Hukukuna Göre Organ ve Doku . kendi h ür iradesi esastır. Bu sebeple müs• Teşkilatı islam Fıkıh Akademisi'nin 11 Şu ­ Nakli, İzmir 1993; M. Sa!d Ramazan ei-BQt!, ~aza­ lüman veya dindar olmayana organ ver­ bat 1988 tarih ve 4/1 sayılı kararında sağ­ ya fı~hiyy e mu' [ış ıra, Dıma ş k 1994, s. 109-137; menin onun günah işlemesine yardımcı ol­ ladığı yarar getireceği zarardan fazla ol­ "el-Ebhasü'l-rnüte'allika bi-zira'ati ve bey<i'l­ a'Za,,, ·e ;-Rü'y etü ' 1-is l~ miyy e li-ba'zi'l-mümare­ mak veya ömrünü uzatmak şeklinde de­ mak, biyolojik veya psikolojik açıdan kişiyi sati ' t-tıbb iyy e , Küveyt, ts.
    [Show full text]
  • Participation Banks Association of Turkey
    PARTICIPATION BANKS 2014 PARTICIPATION BANKS ASSOCIATION OF TURKEY Participation Banks Association of Turkey in Brief “Entering its 40th year in The Participation Banks Association of Turkey with banking regulations principles and rules, (PBAT), headquartered in Istanbul and estab- to work for the healthy growth of the banking the world, “interest free lished in accordance with the Banking Act, is a system and development of the banking pro- banking”, or “participation professional public institution of legal person- fession, increase competitiveness, ensure nec- ality. essary decisions are taken for the creation of banking” as we call it, is 30 a competitive environment and prevent unfair years old in Turkey.” The foundations of the PBAT, the umbrella or- competition, and implement and demand the ganization of the participation banks operat- implementation. ing in Turkey, were laid in 2001 by the Associa- tion of Special Finance Institutions. The title of In accordance with the legislation, participa- V. Derya GÜRERK the Association was amended as Participation tion banks become members of the Participa- Chairman, Participation Banks Association of Turkey Banks Association of Turkey in 2005. tion Banks Association of Turkey within one month of being granted their permission to The aim of the PBAT is to defend the rights operate. As of the end of 2014, four partici- and interests of participation banks within pation banks were operating in Turkey, all of the framework of a free market economy and which were members of the PBAT. the principle of full competition in accordance www.tkbb.org.tr Participation banks of Turkey- Key indicators (2014) Funds collected Funds allocated Total assets TL 66.8 billion TL 70.0 billion TL 104.1 billion Shareholders’ equity Number of personel Number of branches TL 9.3 billion 16,270 990 PARTICIPATION BANKS 2014 CONTENTS PARTICIPATION BANKS ASSOCIATION OF TURKEY MESSAGE BY THE CHAIRMAN OF PBAT WORLD ECONOMY ESTABLISHED IN V.
    [Show full text]
  • Aşireti Devlet Yapan Büyük Kurucu : Osman Gazi
    osman gazi YAVUZ BAHADIROCLU osman gazi YAVUZ BAHADIRO{iLU Yayın Yönetment: Ali Erdo(lan 'Editör: Mehmed Paksu Tashih: Orhan Gü.ler İçTasanm: Said Demirtaş Kapak Tasanmt: Mesut San ISBN: 978-975-269-174-2 Yayıncı Sertifika No: 12403 Matbaa Sertifika No: 12531 Baskı. Tarihi: Mart 2015 Basla Cilt: Pasifik Ofset atıangtr Mah. Güvercin cad. No:3/1 Baha !ş Merkezi A Blok 34310 Haramidere I İstanbul Tel: {0212) 412 17 OD ~ESİL Sanayi. Cd.• Bilge Sk.. No: 2 Yenibosna 34196 Bahçelievler/ İstanbul www.nesilyayinlari.com Tel: 0212 55132 25 [email protected] """""- 'tiESİL ..ESiL YAYINGıuau '4JESİL S()Z llıml kı:ırı:ık • lım ~ r{t~~\. ] . e Pikir ve Sanat 'Eserleri Yasası gereğince bu eserin yayın hakla anlaşmalı olarak NeS'il Basım Yayın Gıda Tlc. ve San. A.Ş.'ye aittir. izinsiz. losmen ya da tamamen çoğalhlıp yayınlanamaz. osman gazi YAVUZ BAHADIROĞLU YAVUZ BAHADIROCLU uôzgeçmişN nedir sahi? Nerede doğacağıma, hangi millete mensup olacağıma ben karar verme­ dim. Kendi irademle olmayan şeylerle niçin övünmeli, neden bahsetmeliyim? Yazarın nerede doğ­ duğu, kaç çocuk ya da torun sahibi olduğu kimi ilgilendirir? Yazar, topluma katkısıyla değerlendiril­ melidir. Zaten benim kuşağın özgeçmişi filan da yoktur. Hatta doğru düzgün geçmişimiz bile yoktur. ideolojik şiirlerle, ders kitaplarına tıkıştınları yalanlarla, bizim kuşağın çocukluğunu çaldılar. Kana kana oynayamadık: Çünkü oyuncağımız yoktu. Bırakınız oyuncağı, doğru düzgün karnımızı doyurmaya yetecek ekmeğimiz bile yoktu.Ama bol bol Ncumhuriyet-hürriyet" kafiyeli şiirlerimiz vardı. Her bayram, lastik ayakkabılarımı çamurlara vuraraktan çığlık çığlığa bağırırdım: NEn büyük cumhuri- yet/Bize verdi hürriyet___ « Cumhuriyetin tek başına hürriyet demek olmadığını, hürriyet demek olması için insan haklan ve demokrasi ile içinin doldurulması gerektiğini sonra öğrendim.
    [Show full text]