Yavuz BAHADIROĞLU Turgut

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Yavuz BAHADIROĞLU Turgut Yavuz Bahadıroğlu _ Turgut Alp TAKDİM Akıncıların Osmanlı İmparatorluğu içinde mümtaz bir yeri vardır. Âdeta imparatorluğun temel taşlandır. Yaz, kış demeden sürekli şekilde düşman topraklarına akınlar yapan bu ateş gibi yakıcı, civa gibi akıcı süvariler, aynı zamanda günümüzün askerî istihbaratına da çekirdek teşkil etmişlerdir. - Turgut Alp, binlerin içinden sadece biri. Ama gerçek bi ri, Turguteli" diye anılan kasabanın isim babası. Aslında- bu isim bir kasabayı değil, bir imparatorluğu hatırlatma lıdır. Çünkü Osmanlılar adı o ve onun gibilerin sırtında yükselmiş, beylikten imparatorluğa ulaşılmıştır. Bugün - Turgut Alp, Osmanlı Devletinin çekirdeğinin atılmış oldu- ğu Söğüt'te, Osman Beyin ilk gömüldüğü yerin yanıba şmda ebedî hayatını sürdürmektedir. Daha kimler yok o- mezarlıkta? Aykut Alp, Kara Mürsel, Samsa Çavuş, Akça koca ve kitapta sık sık adlan geçen diğer temel taşlan. "Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!" - Bu mübarek topraklan okşayası geliyor insanın. Okşa mak ve yine Akif in diliyle: TURGUT ALP "Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, Sana ağuşunu açmış, duruyor Peygamber!" demeli. Şimdi onlar Peygamberin yüce katında altı yüz küsur yıl İslama bayraktarlık eden bir devletin kurucuları olarak mesrur ve mesut. Tarihî romancılık, tarih içinde bir dal. Tarihi tarih yapan insanlardır. Yazan tarihçiler, gergef gibi işleyen de romancılardır. Tarih yapıcısı görevini bitirir, her fani gibi dünyadan - göçer. Tarih yazıcısı araştırır, bulur, yazar. Tarih roman - cısı bozmadan, çapraştırmadan gergefini işler. Bu gergef te, yabani ipliklerin yeri yoktur. Uydurma, aslından ap - ayn renklerin yeri yoktur. Hele tarihi yapanların hayatla rının aksine, âdeta onlara hakaret sayılabilecek temaların hiç mi hiç yeri yoktur. Ama yazılmaktadır işte! Tarih de, tarih romancılığı da me'suliyetsiz kalemlerin elinde bozulmaktadır. Osmanlı akıncısına, Bizans saraylarında seks âlemleri yaptırılmakta, işret sofralarında sabahlattırılmaktadır. - Oysa akıncı demek, gecesi gündüzü, din ve millet yolu na adanmış serdengeçti demektir. Onun hayatında beşerî arzular ön plâna geçmek bir yana, sonuncu sıralara bile girememiştir. İman, boğum boğum tütmektedir; gönül- alev alev yanmaktadır. Tepeden tırnağa vatan aşkı, köşe den bucağa millet sevgisi doludur. - Ve bu kitap o büyük aşkın, o yüce sevginin kâğıda dö külmüş solgun bir tezahürüdür. Romanımız aynı zamanda şu gerçeği de anlatmaktadır: Tarih zamanın kalıplan içinde donmamıştır. Aynı vasat zuhur edince, aynı tarih yeniden yaşanmaya başlar. Bu hakikati kısaca, 'Tarih tekerrürdür" diye özetlerler. - Romanda karşılaşacağınız Bizans entrikaları günümüz - de bir İngiliz oyunu, bir Yunan düzenbazlığı, bir Rus kan dırmacası şeklinde zaman zaman karşımıza çıkmıyor mu? Kitabı okuduktan sonra mukayese de, karar da size aittir. İnanıyoruz, bu kitabı okuduktan sonra bir akıncı ruhu özlemi ile dolacak, kalem savaşına siz de katılacaksınız. O zaman şairin,"Kükredi birdenbire kanları uyuşanlar" mısraı asıl mânasını bulacaktır. - Bu" hizmet hedefine ulaşabilirse, birlik şuurunun çekir deği atılmış olacaktır. Yeni bir enerji, taze bir kuvvet, ulvî duygular bu çekirdeği filizlendirmeye yetecek unsurlardır. Akıncı uhuvvetini, vahdetini gösterebildiğimiz gün, bütün Bizans oyunları erimeye, yok olmaya mahkûmdur. Nesil Basım Yayın bu gayretin sembolüdür ve her dalda okuyucusuna sunduğu ilmî, edebî, fikri, tarihî eserleriyle bunun mücadelesini vermektedir. - Bu vesileyle, kitapta adı geçen iman kalelerini, İslâm fe dailerini rahmetle anıyor, sizi onlarla baş başa bırakmak için aradan çekiliyoruz. Nesil Basım Yayın Birinci Bölüm - Üç atlı, atlarının üstüne büzülmüş, yol alıyorlardı. So ğuk kemiklerini dondurmuştu âdeta. Bir sığmak bulmak için acele ediyor, mümkün olduğu kadar atlarını hızlı sürmeye çalışıyorlardı. - Vakit gece yansını geçmişti. Her taraf yoğun bir sis ta bakasıyla kaplı idi. "Hey, Kalamos," diye bağırdı adamlardan biri. "İlerde ışığa benzer bir şey görüyor musun sen de?" Diğeri dişlerinin birbirine vurmasını önlemeye çalışarak cevap verdi: "Hayal görmeyi bırak Tomas, sür atını!" Tomas itiraz etti: "Gördüğüme eminim ben, hayal değil, gerçek. Sen ne dersin Nikola?" - Nikola diye hitap edilen üçüncü süvari kuytularda yan kılanan bir kahkaha attı. "Bu siste ışık görebildiğine göre, gerçekten çok keskin gözlerin var derim Tomas, gerçekten!" Kalamos da bir kahkaha attı can sıkıntısından. - "Tevekkeli değil," diye bağırdı sesini arkadaşlarına du yurmak için. "Lefke kızları Tomas'm gözlerine bayılırlar." Tomas alaya alındığı için kızgın, anlaşılmaz bir şeyler mırıldandı. - Hava gittikçe soğuyordu. Üç Yarhisar şövalyesi yakın larda bir han bulamazlarsa sabaha sağ çıkabileceklerine - ihtimal vermemeye başlamışlardı. Kalamos ellerinin don duğunu zannediyordu, dizginleri doğru dürüst tutamaz olmuştu: - "Sıcak bir odada rahatça yatmak varken bu havada yol - lara düşmek akıl kân değildi ya, mecbur ettiler," diye söy lendi. "Şu işi yüz akıyla bitirebilirsek, çektiğimiz eziyetlere değecek, ama işin içinde bu ıssız yerlerde donmak da var." "İflahım kesildi artık, dayanamayacağım." Kalamos, Tomas'in sesiyle düşüncelerine ara vermek mecburiyetinde kaldı. Başını genç arkadaşlarına doğru çevirdi: - 'Toy çocuk, sen de. Kim dedi bizimle maceralara atıl di ye? Otursaydm ananın dizi dibinde, daha isabetli hareket etmiş olurdun." Tomas mıknatıslanmış gibi eyerin üstünden sıçradı: "Kes artık! Anamın ismini anmamanı söylemiştim kaç ker e." Kalamos kızdı birden: - "Ne olmuş andıksa be? Anan bir Türkle kaçmışsa kaba hat bizim mi yani? Sahip olsaydın." "Susacak mısın, Kalamos?" Kalamos'un eli kılıcına gitti. Atını yavaşlattı: "Susmazsam ne yapacağını merak ediyorum dostum!" Tomas'rn eli de kılıcına kaydı. - "O zaman ben susturmak zorunda kalacağım Kala mos!" "Ya!" "Evet." "Bir dene bakalım." İşin ciddiye doğru gittiğini gören Nikola araya girdi: "Hey, durun bakalım! Bu soğukta kılıç tokuşturmak da nereden geldi aklınıza? İlle de ısınmak istiyorsanız inin atlarınızdan da güreş tutun bari." Tomas öfkeli bir sesle bağırdı: "İkide bir anamla uğraşmaktan vazgeçsin." "Vazgeçti işte, tamam, hararetinizi Türklere saklayın da karşılaşacağımız yerde leşini serin. Yarhisar şövalyeleri- birbirlerini kırıyorlar diye bir adımız çıkarsa, kepaze ol duk gitti demektir." - Tekrar atlarını süratlendirdiler. Tomas dişlerinin ara sından: "Ah şunlarla karşılaşmayı o kadar istiyorum ki" diye söylendi. Nikola sordu: "Kimlerle?" "Kimlerle olacak? Elbette Türklerle." "Sahi çok mu istiyorsun?" Tomas kılıcını okşadı: "Hem de nasıl!" - "Şimdiye kadar hiç karşılaşmadığın için olacak herhal de, yoksa iştahın kursağında kalırdı." "Ne demek istiyorsun?" - "Şunu demek istiyorum ki, Türkler tekin insanlar değil- dir. Karşılaştığın yerde heyecanını muhafaza etmeye ça lış." "Ne çıkar, ateş olsalar cürümleri kadar yer yakarlar." Nikola bilgiç bilgiç başını salladı: - "Öyle deme Tomas, bazı ateşler vardır ki, civarını da ya kar, kavurur. Türkler o cins ateştir işte!" "Büyütüyorsun." "Hayır, gerçeği söylüyorum." "Anlaşılan iyice gözünü yıldırmışlar senin." Nikola bir süre cevap vermedi. Etraf aydınlık olsaydı, yüzünün aldığı korkunç şekli görmek mümkün olacaktı. Neden sonra: "Karacahisar düştüğü zaman oradaydım," diye söylendi kendi kendine konuşuyormuş gibi. Tomas gençliğin verdiği heyecanla alay etti. - "Senin bulunduğun birkaleyi Türkler fethetmiş ha, doğ rusu hayret!" Fakat muhatabı kızmadı. Aksine gayet sakin: - "Hayret ki hayret," dedi. "Benim bulunduğumu bir ya - na bırak, daha nice meşhur Rum şövalyeleri de oradaydı lar." "Şöhretlerini bes bedava elde etmiş palavracı şövalyeler olsa gerektir." "Belki, ama Türkleri tanımadığın belli, görseydin böyle konuşamayacaktın." Sesini yükseltti: "Sen ne dersin Kalamos?" Kalamos iki at boyu ilerden gidiyordu. Başını çevirmeden cevap verdi: Türkleri çok methettin derim." "Gerçek bu." "Yılmışsın, besbelli." "Ya sen?" "Ben mi? Hayır! Ben her zaman ne isem gene oyum, Türklerden korkmam." Nikola keskin bir kahkaha patlattı. - "Galiba onun için sarıklılar daha kale civarında görün meden Karacahisar'ı terketmiştin?" - Bu iğneli söz Kalamos'u çıldırtmaya yetti. Sür'atle başı nı çevirdi: "Bana bak!" diye bağırdı. "Bu söylediklerini kanınla ödeyeceksin." "Ne duruyorsun?" Bu sefer genç Tomas müdahale etti: - "Donmak üzereyim neredeyse; sürün atları, münaka şanın sırası değil. Şu haberi yerine bir ulaştıralım da, kozlarımızı sonra paylaşırız." İkisine de bu teklif makul göründü. "Öyle olsun." Dediler ve atlarını tekrar mahmuzladılar. Bir tepeciğin başına varmışlardı ki, Nikola heyecanla bağırdı: - "Hey, şuraya bakın! Kanımı kurtlar içsin ki şu gördü ğüm bir ışıktır." Kalamos bakmaya bile lüzum görmeden cevap verdi: "Ne o, bu sefer sen mi hayal görmeye başladın?" "Bak hele." Kalamos sonunda baktı: "Gerçek," diye sevindi. Aynı anda Tomas da bakmış, belli belirsiz farkedilen ışığı görmüştü. Neşeli bir sesle: "Nasıl, şimdi inandınız mı? Ben onu çok önce haber vermiştim ya, aldırmamıştınız." İkisi de tasdik etti bu sözleri: "Haklısın Tomas." Nikola ilâve etti: "Ne de olsa bizden çok gençsin." - Tomas henüz yirmi yaşında, körpe bir delikanlı idi. Lef ke'de doğup büyümüş, namlı silâhşörlerden ders almış, - kılıç kullanmasını, ata binmesini, ok gezlemesini kendin ce noksansız öğrenmişti. Şimdiye kadar girdiği bütün- kavgalardan galip çıkması iyiden iyiye şımarmasına se - bep olmuştu. Daha on dört yaşında iken bir baskında an nesini kaçırmışlardı. Daha doğrusu annesi kendi rızasıyla- kaçmıştı. Ama Tomas'a annesini kaçıranın bir Türk akın- cısı olduğunu söylemişler, bir Bizans şövalyesinin peşin den gittiğini hep saklamışlardı. Bunun
Recommended publications
  • Phd 15.04.27 Versie 3
    Promotor Prof. dr. Jan Dumolyn Vakgroep Geschiedenis Decaan Prof. dr. Marc Boone Rector Prof. dr. Anne De Paepe Nederlandse vertaling: Een Spiegel voor de Sultan. Staatsideologie in de Vroeg Osmaanse Kronieken, 1300-1453 Kaftinformatie: Miniature of Sultan Orhan Gazi in conversation with the scholar Molla Alâeddin. In: the Şakayıku’n-Nu’mâniyye, by Taşköprülüzâde. Source: Topkapı Palace Museum, H1263, folio 12b. Faculteit Letteren & Wijsbegeerte Hilmi Kaçar A Mirror for the Sultan State Ideology in the Early Ottoman Chronicles, 1300- 1453 Proefschrift voorgelegd tot het behalen van de graad van Doctor in de Geschiedenis 2015 Acknowledgements This PhD thesis is a dream come true for me. Ottoman history is not only the field of my research. It became a passion. I am indebted to Prof. Dr. Jan Dumolyn, my supervisor, who has given me the opportunity to take on this extremely interesting journey. And not only that. He has also given me moral support and methodological guidance throughout the whole process. The frequent meetings to discuss the thesis were at times somewhat like a wrestling match, but they have always been inspiring and stimulating. I also want to thank Prof. Dr. Suraiya Faroqhi and Prof. Dr. Jo Vansteenbergen, for their expert suggestions. My colleagues of the History Department have also been supportive by letting me share my ideas in development during research meetings at the department, lunches and visits to the pub. I would also like to sincerely thank the scholars who shared their ideas and expertise with me: Dimitris Kastritsis, Feridun Emecen, David Wrisley, Güneş Işıksel, Deborah Boucayannis, Kadir Dede, Kristof d’Hulster, Xavier Baecke and many others.
    [Show full text]
  • Osmanlı Devleti'nin Kuruluşunda Hizmeti Geçen Alpler Ve Gaziler
    Osmanlı Devleti'nin Kuruluşunda Hizmeti Geçen Alpler ve Gaziler Doç. Dr. Ahmet Şimşirgil Osmanlı Devleti'ni kurmuş olan hanedanın menşei ve Osmanlıların küçük bir beylik iken büyük bir devlet haline nasıl geldiği sorusu, tarihçiler arasında bir muamma gibi tazeliğini korumaya devam etmektedir. Esasında Osmanlı Devleti'ni kuran hanedanın tarihi kayıtlara, etnik incelemelere, geleneklere, mevcut damgalarına ve sikkelerine göre Oğuzların sağ kolu olan Gün Han kolunun Kayı boyundan geldikleri kesinleşmiş durumdadır.1 Bunun aksine olarak çeşitli görüşler ileri sürülmüş ise de2 hiçbiri ilim aleminde rağbet görmediği gibi bu tezlerin sahipleri, görüşlerini güçlendirecek belge ve bilgilerde ortaya koyamamışlardır. Buna rağmen en sonunda Osmanlı Devleti'nin kurucuları ve onların silah arkadaşları için efsane şahsiyetler denecek kadar, ilmi kıymeti haiz olmayan fikirler dahi ileri sürülebilmiştir.3 Şurası muhakkak ki Osman Gazi'nin dayandığı Kayı boyunun mevcudu kısa sürede büyük bir beylik teşkil edecek miktarda görünmemektedir. Ancak 1230'lu yıllarda Anadolu'da görülen Ertuğrul Bey'in kudret ve itibar sahibi bir şahsiyet olduğu da anlaşılmaktadır. Nitekim kendisine Söğüt ve Domaniç civarı kışlak ve yaylak olarak verildiğinde o mıntıkada kısa bir sürede söz sahibi olabilmiştir. Bu durum Ertuğrul Bey'in savaşçı kişiliğinden ziyade karizmatik yapısından da kaynaklanmış olmalıdır. O, bölgedeki gayrimüslim unsurlarla iyi geçinmekte, büyük bir ihtimalle arazi ve sair ihtilaflarda hakem rolü üstlenmekte, Müslim, gayrimüslim halklar arasında bir baba rolü oynamakta ve herkes üzerinde saygı uyandırmaktadır. Kaynaklara yansıyan bazı hadiselerden onun Selçuklu Sultanı nezdinde de itibar sahibi olduğu ve yeri geldiğince uç kuvvetleri komutanı olarak savaşlara katıldığını da görmekteyiz.4 Bu faaliyetleri ve konumu Ertuğrul Gazi'yi uçlardaki Oğuz boylarına mensup diğer Türk aşiret ve gruplarının da tartışmasız lideri yapmış olmalıdır.
    [Show full text]
  • Dogan Alp Death in Ertugrul
    Dogan Alp Death In Ertugrul Bu kumandanlar kuvvetleri ile gece gündüz demeden Bizans'a doğru akınlarına devam ettiler. Death of Dogan Alp and Dundar Bey Captured Scene in Dirilis Ertugrul. It may be a piece of heartbreaking news for all the die-hard fans of Dirilis Ertugral that Dogan alp is just a fictional character. Doğan Alp ve Dündar, Vasilius ve Ural'dan baskın yer Kurulan bu hain tuzaktan Doğan Alp kurtulamaz ve şehit olur. He was the grandfather of Ertuğrul Ghazi, the father of the founder of the Ottoman Empire, Osman I. 0% Who Performed the Role of Turgut Alp? Cavit Çetin Güner Cengiz Coşkun Kaan Taşaner Correct! Wrong! Continue >> Who Performed the Role of Doğan Alp? Serdar Gökhan Cengiz Coşkun Cavit Çetin Güner Correct! Wrong! Continue >> Who Performed the Role of Suleyman Shah? Serdar Gökhan Kaan Taşaner Hülya Korel Darcan Correct! Wrong! Continue >>… Read More »Play Ertugrul Ghazi Quiz 2 to. Photos of the Turkish actor riding a white horse have gone viral on the internet, Well, it seems like the first of many upcoming trips undertaken by Turkish actors in Pakistan, after Ertugrul became a nation-wide hit. Bölüm - Selcan Hatun'un Obaya Gelişi Konur Alp Vs Doğan Alp Tomb of Ertugrul Gazi, Sogut Turkey ( Honor Guard Assigned to Ertuğrul's Tomb ) Who was Sultan Alaeddin Keyqubad 1 | How Aleaddin Side Affects of Resurrection Ertuğrul - Diriliş Ertuğrul yan etkileri Suleyman Shah's final moments. 24 year old Turali is now Gundogdu's senior alp and Dogan Jr at 18 years old is a normal alp. The heroic story of Ertugrul Ghazi, the father of Osman (Uthman) who founded the Ottoman Empire.
    [Show full text]
  • Bursa Doğumlu Olup Kökeni Prizreni – Kosovo’ Dır, Türk & Arnavut Mischling / Mişlingidir
    1 / BARANTICO Adnan Mert : Bursa doğumlu olup kökeni Prizreni – Kosovo’ dır, Türk & Arnavut mischling / mişlingidir. Eğitimi : Bursa - Tophane Endüstri Meslek Lisesi, Inlingua sprachschule 1 yıl, Goethe Institut 2 yıl, Hotelfachhochschule Kermess - München / Ger. 1 yıl, training 1 yıl, Deutsches Weininstitut Mainz. / Ger. 3 ay, Chaine de Rotisseurs, Paris / Fra. 1 hafta, U.Üniv. B.M.Y.ok.e.öğr.gör., Bursa / Tur. 2 yıl. Turizm işletmeciliğine, meslek lisesini bitirdikten sonra, Uludağ’ daki hotellerde barman olarak başladı. Bu mesleği benimsedikten sonra Münih’ de turizm otelcilik eğitimi alıp Avrupa’ nın çeşitli ülkelerinde hotellerin bankett bölümlerinde servis & bar üzerine çalışıp, teorik & pratik anlamda kendini geliştirdi. 1985 yılında bilgi & tecrübelerini Türkiye’ de ilk turizm işletme belgeli bar’ ı açarak uygulamaya başladı, hedefi, hayalleri özel uygulamalı hotelcilik okulu açmaktı, ama kısmet olmadı. İstanbul’ da ilk bar İşletmeleri – barmenler derneği (B.B.D.) kurucu bşk.yrd. olarak eğitim & seminerler verdi. 1. akademik eseri mixology & gastronomy’ yi 3 dilde (tur.-deu.-eng.) aynı dönemde yazdı, eşsiz bir eserdir. Tarihe, özellikle erken dönem Osmanlı tarihine olan ilgisi & Bursa şehrine olan sevgisi sayesinde 2. eseri “Prusias / Priusa / Prusa / Bursa” yı yazdı (M.Ö./B.C.500-M.S./A.C.1451). Devam eden dönemde Anadolu tarihi üzerine araştırmalarını yoğunlaştırdı. 5 yılda geniş bir kadro ile 3. eseri “geçmişe yolculuk / journey to the past” eserini de tamamlamış oldu. Bu eser tarihin dikkat çeken & çokta bilinmeyen yönlerine ışık tutup, Adnan Mert bu sefer 6. & son, ustalık & gözde eserini bir roman gibi akıcı şekilde kaleme dökmüştür. Bursa - Tüyap fuar alanında 14 yıl gastronomy işletmeciliği yapmış olup, halen Bursa’ da ruhsatlı, eylemli, kokard’lı prof.’s turist rehberliği yapmaktadır(ruhsat no: 08621 sicil no.: Buro “Bursa Rehberler Odası”nın faal üyesidir.
    [Show full text]
  • A Comparative Analysis of the Concepts of Holy War and the Idealized Topos of Holy Warrior in Medieval Anatolian and European Sources
    T.C. BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ A COMPARATIVE ANALYSIS OF THE CONCEPTS OF HOLY WAR AND THE IDEALIZED TOPOS OF HOLY WARRIOR IN MEDIEVAL ANATOLIAN AND EUROPEAN SOURCES Master’s Thesis CEREN ÇIKIN SUNGUR İSTANBUL, 2014 T.C. BAHÇEŞEHİR UNIVERSITY GRADUATE SCHOOL OF SOCIAL SCIENCES DEPARTMENT OF HISTORY Supervisors: Prof. Dr. Heath W. LOWRY & Ass. Prof. Dr. Derya GÜRSES TARBUCK To my beloved Can, for all his kindness and support… ACKNOWLEDGEMENTS First and foremost, I must thank my research supervisors, Professor Heath W. Lowry and Assistant Professor Derya Gürses Tarbuck for giving me the chance to work together and the opportunity to study at Bahçeşehir University. Without their support and assistance this thesis could not even exist as an idea. I would also like to thank Associate Professor Dr. Fikret Yılmaz for making me question certain matters on the military warfare of the early Ottomans I had not noticed before. I also have to thank Professor Paul Latimer from Bilkent University for his assistance and for lighting my path to an understanding of European history with his advice. ABSTRACT A COMPARATIVE ANALYSIS OF THE CONCEPTS OF HOLY WAR AND THE IDEALIZED TOPOS OF THE HOLY WARRIOR IN MEDIEVAL ANATOLIAN AND EUROPEAN SOURCES Ceren Çıkın Sungur History Supervisors: Prof. Dr. Heath W. Lowry & Ass. Prof. Derya Gürses Tarbuck June, 2014, 199 pages Claims of holy war characterized the Middle Ages in both Muslim Anatolia and Christian Europe, where soldiers on both sides were portrayed as holy warriors. Named gazis, akıncıs, alps, chevaliers and knights, they came from the elite military classes. Literary depictions of these men as holy warriors were fundamentally idealized topoi created by writers who were patronized by or were close to those in power.
    [Show full text]
  • Devlet Kuran Kahramanlar
    SEFA OCAL DEVLET KURAN KAHRAMANLAR T ü r k DÜNYASI ARAŞTIRM ALARtJAgg TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI VAKFI YAYINI: 31 BU ESER Bakanlar Kurulu'nun 20.~.l980 tarih ve 8 1307 sayılı kararıyla kamu yararına hizmet verdiği kabul edilerek vergi muafiyeti tanınmış olan TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI VAKFFnın yayınıdır. Her hakkı mahfuzdur. TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI YAKFI 'nın müsaadesi olmaksızın tamamen, kısmen veya herhangi bir de­ ğişiklik yapılarak iktibas edilemez. Haberleşme Adresi: P.K. 94 Aksaray - İSTANBUL Telefon : 511 10 06 - 520 53 63 Dizgi : Türk Dünyası Araştırmaları Yakfı YULUĞ TEKİN Dizgi Merkezi Baskı : Anadolu Matbaa ve Tic. Koli. Şti. Tlf. 526 79 99 - 526 20 48 İSTA N B U L - 1987 İÇİNDEKİLER Sayfa ERTlCRl L GAZİ Tt'RBESİ VE HAZİRESİNDE YATANLAR 9 Ertuğrul Gazi 9 Ertuğrul Gazı’tün Atalarının ve Bağlı Bulunduğu Ovmağın Anadolu’ya Gelişi. W E rtuğrul G azi’nin R üyası........................ » Osmanlı TürklerFnin Kuracağı Devleti 70 Yü önce Haber Veren Şeyh 20 Ertuğrul Gazi ve Mevlfina Celaleddin Rumi 20 Ertuğrul Gazı’nin Bağlı Bulunduğu Boy; Kavı 20 Ertuğrul Gazî’nin Soyu 21 Ertuğrul Gazî’nin Vasıflan 23 Ertuğrul Gazı ve S avaşları 24 Ertuğrul Gazî’nin Mescidi 28 Ertuğrul Gazî'nın Babası Süleyman Şah’ın Caber’deki Kabri 30 Türbe 33 Ertuğrul Gazî’nin Annesi Hayme Ana’nın Türbesi 34 Ertuğrul Gazî Türbesi 37 Karakeçelîler'in Ertuğrul Gazî’yi Anma Ziyaretleri Söğüt Yörük B ayram ı 45 Karakeçelîler t» Karakeçeli Aşiretinin Kahramanlık Türkülerinden Bazıları 60 Karakeçili Aşireti........................... Osman Gazı"....................................^ H ’^ ^ İ F Osman Gazfnin Vasiyeti. *.f.v ......... ........... ^ Osman Gazfnin Mirası............................................. Osman Gazfnin Evlâtları......................................... y . Osman Gaa'nin Kumandanları..................................... 7 * Osman Gazî Zamanındaki Din Adamları ve Alimler.......
    [Show full text]
  • Mighty Guests of the Throne Note on Transliteration
    Sultan Ahmed III’s calligraphy of the Basmala: “In the Name of God, the All-Merciful, the All-Compassionate” The Ottoman Sultans Mighty Guests of the Throne Note on Transliteration In this work, words in Ottoman Turkish, including the Turkish names of people and their written works, as well as place-names within the boundaries of present-day Turkey, have been transcribed according to official Turkish orthography. Accordingly, c is read as j, ç is ch, and ş is sh. The ğ is silent, but it lengthens the preceding vowel. I is pronounced like the “o” in “atom,” and ö is the same as the German letter in Köln or the French “eu” as in “peu.” Finally, ü is the same as the German letter in Düsseldorf or the French “u” in “lune.” The anglicized forms, however, are used for some well-known Turkish words, such as Turcoman, Seljuk, vizier, sheikh, and pasha as well as place-names, such as Anatolia, Gallipoli, and Rumelia. The Ottoman Sultans Mighty Guests of the Throne SALİH GÜLEN Translated by EMRAH ŞAHİN Copyright © 2010 by Blue Dome Press Originally published in Turkish as Tahtın Kudretli Misafirleri: Osmanlı Padişahları 13 12 11 10 1 2 3 4 All rights reserved. No part of this book may be reproduced or transmitted in any form or by any means, electronic or mechanical, including photocopying, recording or by any information storage and retrieval system without permission in writing from the Publisher. Published by Blue Dome Press 535 Fifth Avenue, 6th Fl New York, NY, 10017 www.bluedomepress.com Library of Congress Cataloging-in-Publication Data Available ISBN 978-1-935295-04-4 Front cover: An 1867 painting of the Ottoman sultans from Osman Gazi to Sultan Abdülaziz by Stanislaw Chlebowski Front flap: Rosewater flask, encrusted with precious stones Title page: Ottoman Coat of Arms Back flap: Sultan Mehmed IV’s edict on the land grants that were deeded to the mosque erected by the Mother Sultan in Bahçekapı, Istanbul (Bottom: 16th century Ottoman parade helmet, encrusted with gems).
    [Show full text]
  • Annual Report 2011
    Annual Report 2011 Annual Report 2011 Annual Report 2011 Annual Re-- port 2011 Annual Report 2011 Ann nal Report 2011 Annual Report 2011 Annual Report 2011 Annual Report 211 Annual Report 2011 Annual Re- port 2011 Annual Report 2011 Ann n- nal Report 2011 Annual Report 2011 Annual Report 20Annual11 Annual Report Report 2011 211 Annual Report 2011 A 2011nnual Re - port 2011 Annual Report 2011 Ann - - nal Report 2011 Annual Report 2011 Annual Report 2011 Annual Report 211 Annual Report 2011 Annual Re - port Annual Report Ann - Annual Report 2011 2011 nal Report 2011 Annual Report 2011 Annual Report 2011 Annual Report 211 Annual Report 2011 Annual Re - port 2011 Annual Report 2011 Ann - nal Report 2011 Annual Report 2011 Anual Report 2011 Annual Report 211 Annual Report 2011 Annual Re - port 2011 Annual Report 2011 An n-- nal Report 2011 Annual Report 2011 Anual Report 2011 Annual Report 211 Annual Report 2011 Annual Re - port 2011 Annual Peport 2011 An - nal Report 2011 Annual Report 2011 Anual Report 2011 Annual Report 211 Annual Report 2011 Annual Re - port 2011 Annual Peport 2011 An-- nal Report 2011 Annual Report 2011 Anual Report 2011 Annual Report 211 AnnualFinancial Re pServicesort 20 11Group Annual Re - port 2011 Annual Report 2011 An-- nal Report 2011 Annual Report 2011 Anual Report 2011 Annual Report CouvDexiaRA_DenizBank_GB Couv4 211 Annual Repport 2011 Annual Re-- 20/01/12 11:11 Section I Introduction 1 DenizBank Financial Services Group 1 DenizBank’s Mission, Vision 2 Ordinary General Assembly Meeting Agenda Contents 2 Dividend
    [Show full text]
  • Düzce'de Tarih Ve Kültür
    Düzce'de Tarih ve Kültür Editör: Yrd. Doç. Dr. Ali Ertuğrul Gaye Kitabevi Düzce Yöresinde Fetihler Dönemine Nispet Edilen Camiler Ali Ertuğrul* irfan Dursun** sias ad Hypium)'de üç Prusias şehri kur.~ldu . Il. Giriş : Tarihi Arka Plan · Nikomedes Epiphanes zamanınd~ (M.O. 149- 120) Bithynia'da Henenizmin tesiri a~.ttı; III. Ni­ · Osmanlı Beyliği'nin kurulduğu ve ilk geniş­ komedes Eugergetes döneminde (M.O. 120-92) lediği yer olan Bithynia bölgesini', .kuzeyden Ka­ ise Bithynia'da önce Pontuslular, sonra da Roma­ radeniz, batıdan İstanbul Bağazı ile Marmara lılar söz sahibi oldu. M.Ö. 94-74' de saltanat süren Denizi, güneyden Orhaneli Çayı (Adırnaz) ile IV. Nikomedes Philopator, ölümÜnden önce vasi­ Uludağ, doğudan da Filyos Çayı (Billaios) kuşat­ yetname ile Bithynia'yı Romahiara bıraktı. Ro­ makta idi. Bugünkü Bursa, ~ocaeli, Sakarya, Bile­ ma'nın ikiye bölünmesinden sonra Bithynia, Do­ cik, İznik, Düzce, Yalov.a, Bolu, Kastamonu, Bartın ğu Roma (Bizans)'nın sınırları 'içinde ka~ dı. ve Zonguldak illerini1 içine alan bu bölge, bilindi­ İlki 670'de olmak üzere yedi kez Istanbul'u ği kadarıyla milattan önce 1200-800 yılları ara­ muhasara eden Müslüman Araplar, denizden ve sında Ege göç kavimleri ile bir ~.hracian kabilesi­ karadan yaptıkları 674 yılındaki ikinci kuşatma­ nin yaşam alanıydı. Frigler M.O. 560 yıllarında da başarılı alamayınca, dönüş yolunda Bithy­ Kral Croesus tarafından mağl up' edilince, 'bölge nia'da ağır bir mağlubiyete uğratıldılar . 1071 Lidyahların hakimiyetine geçti; ~.ö. SSOyılları~­ Malazgirt Meydan Ml;lharebesi'nin hemen sonra­ da .da Perslere bağlandı. Büyük Iskenderin, M. O. sında Bithynia bölgesi doğudan ve batıdan Sel­ 334'te Persleri yenmesiyle kısmen bağ ı msız ka­ çuklu saldırılarına maruz kaldı.
    [Show full text]
  • Osmanli Sultani Orhan, (1324-1362) Avrupa'da Yerle~Me
    OSMANLI SULTANI ORHAN, (1324-1362) AVRUPA'DA YERLE~ME HALIL ~NALCIK Osmanl~~ Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin o~lu olan Orhan'~n do- ~um tarihi tart~~mal~d~r. 699'da (1299) Nilüfer'le evlendi~inde "yi~it" (genç) ~ diye an~lm~~~ olmas~ ndan hareketle bu tarihte on sekiz ya~~ civar~ nda oldu u dü~ünülebilir. Osmanl~~ rivayetine göre, tutsak edilen Yarhisar tekfurunun (tekvur) k~z~~ Nilüfer'le (Lülüfer, Rumca Luludia/çiçek) evlendirilmi~, Süley- man ve Murad bu evlilikten do~mu~tur. 699 (1299)'da Osman Gazi merkezini Bilecik-Yeni~ehir'e nakletti- ~inde Orhan'~~ deneyimli atabey Gündüz Alp ile Karacahisar'a gönder- di. Osman Gazi'nin Iznik ku~atmas~~ (701/1302) ve Dimboz (Dinboz) sa- va~~ na (702/1303) kat~ld~~~~ anla~~lan Orhan, Lefke seferinde (703/1304) Germiyanl~lar'~ n tehdidine kar~~~ Eski~ehir-Karacahisar'da kald~. Yan~nda babas~ n~ n güvendi~i adamlar~~ Saltuk Alp ile Köse Mihal de bulunuyordu. Osman Gazi, Lefke seferinde Sakarya üzerinden Iznik'e yol veren kalelerin ~ fethiyle u~ra~~rken Germiyan'dan Çavdar Tatar "Karacahisar'~n pazar na" ~ ~ (Il~ca yan~nda) ya~ma ak~ n~~ yap~p çekildi. Orhan ya~mac~lar~n pe ine dü - ~ ~~ tü, onlara Oyna~hisarfr~da (bugün Çavdarhisar) yeti~ti, ya~ma mallar n ellerinden ald~~ ve Çavdar Tatar'~ n o~lunu ele geçirdi. Osman Gazi bu esir- le bir antla~ma yapt~~ ve onu babas~na geri gönderdi. Daha sonra Osman, Germiyan-Çavdar sald~ r~lar~ n~~ kar~~lamak üzere kendisi Karacahisar'da kalmaya karar verdi~inde Orhan'~~ yan~na katt~~~~ gazi alpler Akça Koca, Ko- nuralp, Gazi Abdurrahman ve Köse Mihal ile birlikte Sakarya'ya gönderdi ~ (705/1305).
    [Show full text]
  • Providing Funding to All Sectors of the Economy and Serving As a Financial Supermarket With
    Contents Section I Introduction 1 DenizBank Financial Services Group 1 DenizBank’s Mission, Vision 2 Ordinary General Assembly Meeting Agenda 2 Dividend Distribution Proposal 3 Amendments to the Articles of Association 3 Changes in Shareholding Structure and Paid-in Capital 3 Shares Held by the Management 3 Ratings of DenizBank by International Rating Agencies 4 Compliance Opinion on the Annual Report 5 Financial Highlights 6 2010 at a Glance 8 DenizBank in Brief 9 Dexia in Brief 10 Message from the Chairman 14 Message from the CEO 19 Banking Services 36 Investment Banking and Brokerage Services 38 Leasing and Factoring Services 39 Pension and Insurance Services 40 Information Technology Services 42 Cultural Services Section II Management and Corporate Governance 44 Board of Directors 48 Executive Management 51 Auditors 51 Committees 52 Summary Report of Board of Directors to the General Assembly 53 Human Resources 54 Training 54 Related Party Transactions 55 Support Services 55 Donations Made During the Year 56 Report on DenizBank’s Compliance with Corporate Governance Principles Section III Financial Information and Risk Management 64 Statutory Auditors’ Report for 2010 65 Assessments of the Audit Committee 66 Internal Audit, Internal Control, Compliance and Risk Management Systems 67 Risk Management Policies 68 Assessment of Financial Position 69 Five-year Summary Financial Highlights Section IV Independent Audit Reports, Financial Statements and Notes 71 Consolidated Financial Statements as of December 31, 2010 with Independent Auditor’s
    [Show full text]
  • Enver KONUKÇU*
    ŞEHİR TARİHİ ARAŞTIRMALARI VE KOCAELİ Enver KONUKÇU* Değerli katılımcılar, bugün tarihî bir gün yaşıyoruz. Akça Koca ve Kocaeli, hemen hemen iki isimde bir kişiyi sembolize etmektedir. Eskiden fetihler olduğu zaman Osman Gazi döneminde ele geçirilen topraklara il adı veriliyordu. Bu eski teşkilat tarihimizin Göktürklerden günümüze gelen bir durumudur. Akça Koca, ilk defa bölgemiz topraklarına Ayan Gölü’nde ayak bastı. Sonra Beşköprü’de bir müddet kaldı. Uçsuz bucaksız bir orman gördü ve seyir etti (Tarihçilerin anlatışı aşağı yukarı böyle). Şimdi Akça Koca’nın vardığı sınırlar 1328’e kadar çok enteresandır. Birinci bölüm Aşağı Sakarya Bölgesi ele geçirildi ve oradan o tepeden -hala kendisinin de türbesinin bulunduğu o tepeden- Karadeniz’i, Osmanlı Beyliği ilk defa görme şansını elde etti. Daha sonra İstanbul’u, Çamlıca’dan değil, Aydos ve Samandıra Dağlarından seyretme imkânını buldu ve orayı da Abdurrahman Gazi, sembolize etti. İzmit’e ilk gelen ve giren kişi de Abdurrahman Gazi oluyor. Bir tekfurun satış işlemi için İstanbul’a gidildi ve diğer tekfurlara başvuruldu; fakat İzmit’teki tekfur “ben karşılığında kurtuluş parası veririm.” dedi ve öylece Abdurrahman Gazi, tek başına bu bölgede İzmit’i ilk gören Osmanlı kumandanı oldu. Böylece Kocaeli olayı gündeme geldi. Ama Akça Koca, İzmit’in alınışını göremedi. Bu 1337’de olacaktır; ama bu fedakâr millet ve idarecilerimiz onun hatırasını unutmadılar. Buraya İznikmid adını verdikleri gibi bölgeye Kocaeli ismini de verdiler. Sınırımız çok enteresan, Anadolu Kavağı’ndan başlıyor ve Melen Nehri’ne kadar Akça Koca, Kocaeli olarak görülür. Bir de Hüdavendigar ili var. O da aşağı yukarı aynı sınırları içine alıyor. Merkezi Bursa ve en önemlisi en yakın arkadaşı, ağabeyi, kardeş statüsü taşıyan Konur Alp’in Safranbolu’ya kadar olan bütün bölgeyi ele geçirmesidir.
    [Show full text]