EDİTÖR: Hüseyin Şentürk 4"* Salı 25 Temmuz 2000 Faks: (0212) 505 68 02 [email protected] ''¿Milliyi:!

nnem, Vahdettin’in Çünkü • Müşarünaleyh (Gazi) hazretleri bu­ Harbiye Nazırı, Müşir Sunuş Şakir Paşa, direniş gün hakiykatlerini yaşadığımız o zamanki fi­ (Mareşal) Şakir Paşa’nın kirlerini lütfen bana tamamen anlatmış ve kızı Münire Hanım... Ba­ Bu yazı dizisini hazırlamam örgütlemek üzere haizi selahiyet herhangi bir şekil altında Ana­ bam ise Bahriye Nazırı ve için büyük zahmetlere dolu ’ya bir memuriyetle gönderilmelerine her­ daha sonra padişahın saray nazın,katlanan, başyave­ günlerce benimle Anadolu'ya gidecek hangi bir çare bulmaklığımı emir buyurmuş­ A konulmak lutfıında bulunan lardı. Hatta bir gün: ri Hüseyin Avni Paşa... O da bir süre Harbî­ ye Nazırlığı yapmış ama politika ile hiç ilgi­ Müşir Şakir Paşa ’nın torunu, olan Mustafa -Galiba sen bu işi beceremiyeceksin... yol­ si yok, hep asker kalmış... Ahmet Avni Paşa ’nın km lu güler yüzlü bir tehtielerine de uğramıştım. Müşir Şakir Paşa, Mustafa Kemal Pa- Sayın Fitnat Türkmenelli’ye, Memleketin her gün bir manzara arz eden şa’yı Anadolu’ya ordu müfettişi olarak gö­ kızlan Fezal Has ile Meral Kemal'den, barış hadise safhaları içinde Karadeniz sahili ile bu revlendiren.. ve Mustafa’ Kemal Paşa’nm Türkmenelli’ye pek çok sahilin yakın hinterlandında Rumlar aleyhine arzusu üzerine en güçlü yetkilerle donatan teşekkür ederim... Bir süre sağlanıncaya olmak üzere asayişsizlik de başgöstermişti. belgeyi mühürleyen bir Osmanlı Mareşali... önce bir rahatsızlık Müttefiklerin daha ağır teklif ve taleplerini Yine, Mustafa Kemal Paşa ve 48 kişilik geçirdiğini öğrendiğim Fitnat kadar, aksine emir iycap ettiren ve bu hal o zamanın esasen kor­ kurmay heyetinin süratle Samsun’a gidebil­ Hanımefendi’ye acil şifalar kak ve tâbi hükümetini büyük telaşlara ve meleri için güçlükle Bandırma Vapuru’nu dilerim... verilse bile medarlar (dayanak) aramaya sevketmişti. arayıp bulan Bahriye Nazırı Hüseyin Avni Aynca yakın tarihimizin ufak Böyle bir sırada ben Harbiye Nazın’na (Müşir Paşa... Sarışın, mavi gözlü, iri vücutlu, iyi si­ fakat önemli bir kesitini Şakir Paşa) Şark mıntıkası için bir müfettişlik lah kullanan yakışıklı bir asker... aydınlatırken Müşir Şakir uymamasını istedi ihdası teklifinde bulundum. Şakir Paşa teklifi Büyükpederim ile babamın, ikisinin de Paşa ile Ahmet Avni kabul edince Gazi hazretlerine de arzı malu­ Mustafa Kemal Paşa’ya büyük güvenleri Paşaların biyografik mat ettim. vardı.. Vardı ki, Mustafa Kemal Paşa ve ma­ bilgilerini özel arşivinden İmza etmezse mühürletirsin iyetini işgal kuvvetlerini atlatıp tehlikeyi gö­ çıkartıp bu yazı dizisine ze alarak Anadolu’ya gönderdiler... büyük katkılarda bulunan, Bu arada şunu söylemeliyim ki, riyaseti eski cumhurbaşkanlığı saniyeliğinde bulunduğum Erkanı Harbiye Harbiye Nazırı nın mühürü başdanışmanı emekli Amiral Umumiye Riyasetinde bu arada bir değişiklik Bunları gayet tatlı, gayet net bir biçimde Sayın Fahri Çoker’e olduğundan bu vazifeyi fiilen ben iyfa ediyor­ hatırlayan Fitnat Hanimefendi, imparator­ teşekkürlerimi sunarım. dum. Gazi hazretleri memnuniyetle bendenize: luğun çöküş yıllarını ve bu arada ailecek Yılmaz Çetiner yurt dışında gurbette yaşadıkları acı günle­ -Eyi amma bunun daha devamı var. Al rin ayrıntılarını sanki bir daha yaşıyormuş kağıdı kalemi eline!.. gibi anlattı: Buyurdular ve bana bir hayli notlar yaz­ dırdıktan sonra: - Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları­ nın Samsun’a gönderildiği günler, vapur -Bu esas dahilinde bir talimatname tesbit değil motor bile bulabilmek çok güçtü... İş­ edersin, yarın daireye gelip okuyacağım ve gal kuvvetleri karadan denizden kuş uçurt­ sonra imzalatırsın!.. Emrini verdiler... muyorlardı... Babam Avni Paşa, Mustafa Ertesi günü müsveddeyi okuyarak bazı tashih ve daha başka ilavelerde bulununca: Kemal’i yakından tanır ve ona güvenirdi... -Selahiyetin bu kadar çok olmaz mı Pa­ Anadolu’ya ne yapmak için gittiğini gayet i- yi biliyordu... Bunun içindir ki Bandırma şam? Çünkü, korkarım ki Harbiye Nazın bu­ nu kabul etmemezlik eder!.. Vapuru’nu onlara tahsis ettirdi... Dedimse de: Fitnat Hanım, Hatay’ın ileri gelenlerin­ den, işadamı Ömer Türkmenelli ile yıllar -Hayır imza etmezse herhalde mühürletir­ sin!.. önce evlenmişti... Ömer Bey fevkalade ay­ anılarında da yazmıştır. Şifahi ta­ "... Mustafa Kemal Paşa dın, açık fikirli, vatansever bir insandı... limatın esası şu idi: hazretlerini ziyaret ettim. Ziyaret Mefhumunda kendilerine mahsus zarif te­ zatlı bir ihtar yaptılar. Mükerrem Sarol, Burhan Belge, Şevket Sü­ - Paşa evladım biz ecnebilere Son Padişah Vahdettin ile gurbette Sebeplerinden bir tanesi de mü- Talimatnameyi Harbiye Nazırı Şakir Pa­ reyya, Haşan Ali Yücel, bir devrin dostları, ne kadar mümaşat etsek (kolay­ şürünaleyhi ’da kalıp şa’ya götürdüm. Hasta bulunan Şakir Paşa Burhan Belge’nin evinde toplanırlardı... lık göstersek) onlar o kadar bizim Uuhrlye Tfazırt (Mustafa Kemal) kabineye da­ bir şezlongla yatıyordu. (Torunun anlattığına Ben de Ömer Türkmenelli’yi orada tanı­ ensemizde boza pişirmek isterler; hil olmak hususundaki arzula­ göre sırf bu iş için Nezarete gitmişti) Kalktı ve mak fırsatını bulmuştum... . gidiniz Anadolu’da bakiyyetülsu- Avni AciTjüA rından sarfınazar ettirmek gaye­ sandalyesine oturdu, anlattım. Yaşı bir hayli ileri fakat hafızası gayet yufu bir araya toplayınız ve elde sine matuf idi... -Bir defa okuyunuz da dinleyim dedi. güçlü olan Fitnat Hanım’ın zengin anılarını kalan silahları katiyen bir tarafa cm "... teklifin kabulünden Okumaya devamım sırasında: dinlerken, Müşir Şakir Paşa’nm, Mustafa vermeyiniz. Biz merkezden hilafı­ Mustafa Kemal Paşa hazretleri­ -Paşa oğlum, siz Üçüncü Ordu müfettişli­ Kemal’in, 9. Kolordu Müfettişliği kararna­ na emirler de versek hiçbir suret­ nin bilahare sarfınazar ettiğini Yılmaz Çetiner ği değil, bütün Anadolu’ya sahibi nüfuz bir mesini Harbiye Nazırı olarak nasıl mühür­ te dinlemeyiniz. Sulhun aktine 9 ve bir ay sonra arzusuna rağ­ müfettişlik ihdas etmişsiniz, bu nasıl şey, de­ lediği olayını anlatalım... kadar müsellah kuvvetin başında men kendisinin İstanbul’dan u- yince; bulununuz. Bu işi yapabilecek Müşir Şakir Paşa’nm, Genelkurmay’da zaklaştınldığını ilerideki yazılar­ Silahları teslim etmek yok ancak sensin. Ben senin gözlerinden çok 2. Başkanı olan Kazım inanç Paşa, Cumhu­ dan öğrendim: -Hayır efendim müfettişliklerin kendi hu­ dutlarına mücavir kıtaat ve vilayetlerde de te­ Şakir Paşa’nın torunu Emekli Deniz manalar çıkartıyorum. Haydi evladım, Al­ riyet döneminde İzmir mebusu olmuştur... masta bulunması vazifenin şümul ve mevzu­ Binbaşısı Sedad K. Aytaman, arkadaşı Ami­ lah yardımcınız olsun ve cümlemizi sela­ 16 Mayıs 1933 tarihli Milliyet Gazetesi’nde Galiba beceremeyeceksin!.. una dahildir. Tâbirimizi Umum Anadolu ral Fahri Çoker’e bu olayı babasından nak­ mete çıkarsın. şu mektubu yayınlatıyor: 1- Gazi’nin nutku, sayfa 7: “Beni İstan­ Müfettişliği sarahatında ifade etsek dahi yeni­ len şöyle anlatıyordu, (yıl 1939 tarihli mek­ “Gazi Mustafa Kemal hazretleri Anado­ bul’dan nefi ve tedip maksadıyla Anadolu’ya den bir şey ihdas etmiş olmuyoruz. Vaktiyle de tup): Gazi Anadolu'ya nasıl geçti? lu ya geçecekleri sırada Büyük Erkanı Harbi- gönderenler... Anadolu Umum Müfettişliği memuriyetinin - Damat Ferid kabinesinde Harbiye Na­ 1933 yılında İstanbul ve Ankara basının­ yei Umumiye ikinci reisliğinde bulunan ve o Bu kayıt, Gazi hazretlerinin ara sıra hatır­ bulunduğu hatımişanı samileridir, cevabında zırı olan babam, Mustafa Kemal Paşa’yı da Kazım Karabekir Paşa, istiklal Harbi ile sırada Fevzi Paşa hazretleri (Çakmak) istifa latmak lütfunda bulunmalanna rağmen, be­ bulundum. Nazır Müşir Şakir Paşa yüzüme Meclisi Vükela’ya karşı bütün mesuliyeti ü- ilgili bazı olayları açıklayan bazı mektuplar etmiş ve Cevat Paşa (Çobanlı) henüz işe baş­ nim gömülünceye kadar gizli kalmasını bugü­ gülerek baktıktan sonra, imza etmesi teklifi­ zerine alarak tam selahiyetle Anadolu’ya yayınlamaya başlıyor... Bu mektuplar bom­ lamamış olduğundan bilfiil reislik vazifesini ne kadar hürmet şiarıma uygun bulduğum bir me karşı cebinden mühürünü çıkararak önü­ göndermiş ve resmi talimattan başka ken­ ba gibi patlıyor siyasi çevrelerde... Atatürk iyfa etmekle olan sabık Üçüncü Ordu Müfetti­ hakiykatı aleniyete dökmekte acizi muztar bı­ me atmış ve: disine hususi tavsiyelerde bulunmuştur. Bu kızıyor, arkadaşları ayağa kalkıyor, istiklal şi Ferik Kazım Paşa hazretlerinden aldığımız raktı Şöyle ki: -İmzaya lüzum yoktur, yalnız mühürlersi­ tavsiyeleri tamamen bilenlerden biri, Sam­ Savaşı’nı bizzat yaşamış bulunan bu kişiler mektuptur: O tarihte Şişli’de Gazi hazretlerinin ika- niz demişti... sun mebusu iken vefat eden Kazım Paşa i- her biri kendi yönünden olayların iç yüzünü “Milli mücadelemizin ilk zamanlarına ait metgahlannın pek yakınındaki Sürenyan a- le General Kazım Dirik hayatta değiller ise açıklamaya başlıyorlar... Hakimiyeti Milliye olarak Kazım Karabekir Paşa hazretleri tara­ partmanında otururdum, kendilerini pek sık de, Bay Cevat Abbas (Mustafa Kemal Pa- Gazi’nin yanındadır... Çoğunluk Karabekir fından Milliyet Gazetesine gönderilen mek­ ziyaret eder ve vaziyetten daima haberdar bı­ V ’ün r v Andırma Vapuru'nu şa’nın ölene kadar yaveri) hali hayattadır, Paşa’nın anılarını yalanlıyor... tuplarda şu satırlan okudum: rakır ve isabetli emirlerinden istifade ederdim. T d ılı İp kim buldu? ■ EDİTÖR: Bahar Tanır ^ Ç arşam ba 26 Temmuz 2000 DİZİ Faks: (0212) 505 68 02 [email protected]

şte bu sırada Harbiye Nazırı Şakir Paşa’nın damadı ve Padişah’ın Saray Nazırı, işgal İ kuvvetlerini uyandırmadan Bandırma Vapuru’nu bulur. Mustafa Kemal bütün temaslarını bitirmiş, bir an önce İstanbul’dan uzaklaşmak istemektedir. Kazım Paşa, yine Milliyet Gazetesi’nde mektubunun devamı olarak şunları anlatıyor: Gazi hazretlerinin hareketleri günü, ben dairemdeki yerimde bulunmadım. Ertesi gün Ingiliz irtibat zabitinin beni çok aradığını ve nihayet Ingiliz işgal kumandanlığının bir mektubunu bıraktığını söylediler. Mektup cevaplı bir protesto idi. Anlamı “Muazzam bir ordu karargahı gönderdiğimizden ve bumın mütareke şartlarıyla taban tabana zıt bulunduğundan” bahsediyordu bu mektup ve derhal cevap verilmesi isteniyordu... ■ I Hemen Ingiliz irtibat zabiti ile temas ettim ve bir Ingiliz ordusu karargahında kaç zabit bulunduğunu sordum. Pek iyi hatırlamıyorum, ama iki 200’e yakın bir Bahriye Nıızırı rakam söyledi. Ben de zabite, “Halbuki muazzam » yM m gördüğünüz bu karargahta (Mustafa Kemal i I B P ile Samsun’a gidenler) 20 zabit bile yoktur, a/ıiühyof. ama cevabını resmen derhal bildireceğiz” Paşa Anadolu'ya gitmedi dedim. O gün biraz oyalanıp, ertesi sabah Hüseyin Avni Paşa, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının Anadolu'ya geçmesi yardımcı olmuş, gerekli silahlanma mektubu gönderdim, işte o sabah Gazi’nin JL J için de bütün yetkilerini kullanmıştı. Onun en büyük hatası Mustafa Kemal'in Anadolu'ya gelmesi doğrultusundaki Samsun iskelesine ayak bastığı 19 Mayıs teklifini kabul etmemesiydi. Kendini savunmasına göre o asker kalmak istiyordu. Siyasete girmeyi reddetti. sabahı idi... Müşir Şakir Paşa bu olaylardan bir ay kadar sonra Harbiye Nazırı olan devrin en güçlü adamı Enver Saray Nazırlığı unvanını veriyorlar. Babamın aslında ayrılalı aylar olmuştu, neredeyse bir yıla yaklaşıyordu. 18 Haziran 1919’da vefat etti. Evlatlarının Paşa, Şakir Paşa’ya fena halde kızıyordu... Paşanın gönlü Ankara’da, onların başarılı olmasına duacı ve Sonradan öğrendik ki, Avni Paşa’yı en son listenin en söylediklerine göre, Paşa ölmeden önce şunları kendisi için “Binbaşılıktan mirlivalığa atlayarak elinden gelen her türlü yardımı yapıyor, ama dedikodu sonuna İsmet Paşa koydurmuş... söyledi: Harbiye Nazırı olunmaz” sözlerini mimleyen Enver çarkları işliyor tabii. İsmet Paşa, babama haber t Niçin yapmış olabilir İsmet Paşa böyle hareketi? Memleketi ancak Mustafa Kemal Paşa Paşa o sıralarda öldürülen Mahmut Şevket Paşa’nm gönderiyor: “Sarayda bu görevde kalmasın, bize engel Avni Paşa ’ya ne gibi bir düşmanlığı olabilir? Dedikodu kurtarabilir. Onu salimen Anadolu’ya çıkartabildik. katili ile büyük pederimin ilgisi var diye Müşir Şakir oluyor” diye. Halbuki böyle bir şey yok. Ancak babam olmasın? Benim vazifem artık bitmiştir. Şimdi o vazifesine Paşa’yı önce Ankara’ya, sonra aracıların ricası üzerine yine de saraydan ayrılıyor, açıkta kalıyor. Annem - ismet Paşa, Yemen’de babamın kurmay başlasın ve muvaffakiyetle başarsın inşallah. Ben Mudanya’ya sürgüne gönderdi. korkuyor, bu karışıklıkta çoluğa çocuğa birşeyler olur başkanıydı. Uzun yıllar beraber çalışmışlardı. Babam kendisine “şunu tavsiye ettim”: Köylünün elinden Paşa hastaydı, eşi ile beraber Mudanya’da deniz diye. O sıralar Sultan Vahdettin henüz tahtta. Babamın bunları hatıra defterine yazdı, ismet Paşa’nın aleyhine silahını almak değil, bilakis onu silahlandırmak kenarında ufak bir evde oturdu. Hiçkimse ile bir zaafı da, ablasına fazla düşkünlüğü. Sabah birtakım anıları vardı, ama vefat eden kardeşim bu lazım. Ama o ne yapacağını bilir... görüşmesine izin yoktu. Çay, kahve şeker, un, hiçbir Başyazarı Ali Kemal Bey kaçırılıp İzmit’te öldürülünce yazıları taşıyan iki defteri yaktı korkudan. Evet, Şakir Paşa’nın ölüm haberini alan Mustafa Kemal gıda verilmiyordu. ablası babama: “Sana da bir şey yaparlar öldürürler, eniştem Kadızade Kadir Bey’in ikinci telgrafı gelip de, Paşa hem ailesine, hem de damadı Avni Paşa’ya Nihayet bir gün Avni Paşa, Enver Paşa’dan izin bir süre ayrıl buradan” diye yalvarıyor... listede ilave edilmişsiniz haberini alınca, babam “İsmet ölümden duyduğu üzüntüyü mektupla bildirmiştir. alarak bir motor ile kayınpederine bir miktar erzak O yıllar Romanya ile İstanbul arasında işleyen Paşa’dan gelmiştir bu darbe” demiş. Fevkalade » Efendim büyük pederiniz Müşir Şakir Paşa’nın gönderebildi. Şakir Paşa Almanlar’la beraber Dünya Prenses Maria diye bir vapur var. Babam ona binerek üzülmüştü: “Benim hiçbir siyasi faaliyetim yoktu ki” hayatından bazı kesitleri hatırladığınız kadar anlatabilir Savaşı’na katılmanın büyük facia olacağını söylüyor, Köstence’ye gidiyor. Bir ev kiralıyor orada, eş dost diyordu. misiniz? bunun için de Enver Paşa’nm ve diğer ittihatçıların kendisine yatak, yorgan, iskemle, masa veriyor. Hatta Şimdi İsmet Paşa ile Avni Paşa’nın bir anısını hedefi oluyordu. Romenler kapısına bir de asker koyuyor. Bir süre anlatayım. Babam Şam’da ordu müfettişi iken Sürgünden Harbiye Nazırlığına Bir gün savaş bitti, işgal kuvvetleri Türkiye’ye sonra da annem ve kardeşlerim ile ben Köstence’ye askerleri yaralıları görmeye hastaneye gidiyor. Koğuşta - Şakir Paşa Batum Sancağı’na bağlı Livana gelmeye başladı. Padişah Sultan Vahdettin, Sadrazam gittim. Babam Avni Paşa asker adamdı, boş durmayı bir zabit ayağa kalkıyor, “Paşam Paşam, benim” diyor. kazasında 1855 yılında doğmuş, 18 Haziran 1919’da 64 da Damat Ferit Paşa’ydı. işte bu sırada herkesin aklına O sıralar ismet Paşa miralay, Filistin cephesinden yaşında olduğu halde vefat etti. Kendisi oranın sürgünde olan Müşir Şakir Paşa geliverdi. Paşa’yı gelmiş üstü başı perişan. Avni Paşa, “Yaralı mısın eşrafından Numan Tahir Efendi’nin oğluydu. hemen İstanbul’a getirmesi için bir kravazör İsmet, hasta mısın” diye soruyor. Üzülüyor babam. Çocukluğunda İstanbul’a gelmiş, Harbiye’den Kurmay gönderildi, ama Paşa yıpranmış, iyice yaşlanmıştı, işgal İngilizler'in irtibat “Sen bu akşam burada kal, karargahta sana bir oda Yüzbaşı olarak mezun olmuş ve Almanya’ya altındaki ülkede hükümeti kuran Damat Ferit Paşa, hazırlatayım, seni aldırırım” diyor... Karargah gönderilen ilk Türk subaylarından. Orada beş yıl Şakir Paşa’ya Harbiye Nazırlığı’nı teklif etti, j zabitinden uyarı dediğimiz zaten ufak bir konak. Şam’ın ileri eğitim gördü büyük pederim, Kaiser arkadaşları da bu görevi kabul etmesi için direniyor, gelenlerinden rica ediliyor, karyola, yatak takımı filan Wilhelm’in dikkatini çekti, Ankara’ya karşı mutedil bir askerin hükümette i mektubu alan Kazım getiriliyor, ismet Bey’e oda hazırlıyorlar. Babamın madalyalar aldı. Dönüşünde bulunmasının yararlı olacağını ileri sürüyorlardı; Faruk isminde akrabadan bir yaveri vardı, ona emir Erkanı Harbiye’de Harbiye Nazırlığı çok önemliydi... Paşa, yanıt için veriyor, “Git getir İsmet’i, burada yatacak” diyor... Birkaç gün kaldıktan sonra şafakla beraber ismet Bey çalışmaya başlayan o Enver'in idamını yazabilirim! zamanın Şakir Bey’i, terfi onları bir gün bir furgona binerek İstanbul’a gidiyor. etti, etti ama Abdülha Babam Avni Paşa ise Bahriye Nazırı idi, kendisini İstanbul’dan t hayatında hiç siyasetle uğraşmadığı için bu görevde Avni Paşa nın hatası neydi? uzaklaştırmak için m kalmak istemiyordu. Haftada bir istifa ediyordu oyalayınca Mustafa Ahmet Avni Paşa Köstence’de ailesiyle beraber bir Işkodra’ya vali olarak . Avni Paşa, üstelik Ankara’dan da bu yolda işaret süre oturduktan sonra önce Malta’ya, sonra da Hicaz’a atadı. Daha sonra t almıştı. Nitekim bir süre sonra nazırlıktan ayrıldı. s Kemal ile gidenler ve oradan San Remo’ya giden Sultan Vahdettin’in Yemen’de isyanı \ Ancak bu kez büyük pederime musallat olmuştu durumunu hüzün içinde izliyordu. Bu arada bastırmaya gönderildi, Damat Ferit, ille nazır olacaksm, Harbiye , 19 Mayıs'ta Türkiye’de cumhuriyet ilan edilmiş, önce saltanat dönüşünde ise Padişah Nazırı olacaksm!.. sonra da hilafet kaldırılmıştı. Avni Paşa saraydan, Abdülhamit Şakir Paşa’yı Babam Avni Paşa, kayınpederine böyle bir ? Samsun iskelesine padişahın yanından dokuz ay önce ayrılmış olmasına başyaverliğe getirdi. Padişr görevi üstlenmemesini ısrarla söyledi, rağmen 150’likler listesine sokulmuştu. Halbuki Avni tahttan indirilince bu kez \ sağlığının bu yüke elvermeyeceğini anlattı... Paşa, Mustafa Kemal Paşa ile arkadaşlarının ittihatçıların gadrine uğradı, Şakir Paşa, babama demiş ki, anılarında yazıyor: i ayak bastı Anadolu’ya geçmesine yardımcı olmakla kalmamış, Midilli Adası’na sürülmek Bak oğlum Harbiye Nazırlığı’nı niçin kabul Anadolu’nun silahlanması için de bütün yetkilerini istendi. Ama arkadaşı ettiğimi söyleyim. Beni nahak yere dört sene T " kullanmıştı. olan Mahmut Şevket sefalet içinde bıraktılar (Enver Paşa’yı kastediyor). Avni Paşa’mn hatası şuydu: Mustafa Kemal Paşa, Paşa bu cezayı Her akşam yatarken bir gün bunun intikamını almayı sevmezdi, beraberce Köstence sokaklarını gezerdik. Avni Paşa’yı Anadolu’ya çağırdığı zaman bu davete engelledi. Allah bana nasip etsin diye dua ettim. Ama bak, Ağabeyim ise Almanya’da okuyordu, para icabet etmemişti! Kendini savunmasına göre, Avni bugün bana kötülük yapan insanın mevkiinde gönderemediğimiz için o da geri geldi, bize katıldı. Paşa askerdi, siyasete karışmak istemiyordu. Ayrıca oturuyorum. İleri gidip, idamını da Köstence’nin ortasında kahveler vardı, önlerinde İstanbul’da ablası, halası, çocukları, geniş bir ailesi yazabilirim. Ama intikamım oraya kadar balıkçılar. Bir gün oradakiler, babamı tanıyınca ayağa vardı, onları bırakmadı. gitmiyor... kalkıp selamladılar. Gözleri doluyordu Avni Paşa’nın, çocuklarına - Merhaba çocuklar nasılsınız? geçmiş olayları anlatırken... Mustafa Kemal Paşa, Avni Tehlikedesin Köstence'ye git - Merhaba Paşa, sağolun iyiyiz... Paşa’ya, “Bandırma Vapurıı’nun kaptanı benim » Fitnat Hanım, böylece Müşir Şakir Babam öylesine memnun oldu ki, herhalde emrimde olsun” demiş, Bahriye Nazırı’ndan kaptan I Paşayı, büyük pederinizi tanımış oluyoruz. İstanbul’u hatırladı... böyle talimat almıştı. “Paşanın 9. Ordu müfettişi | Peki, şimdi biraz da babanız Avni Paşayı bize olarak tayinini kendi elimle imzalattım I anlatır mısınız? Sultan Vahdettin ile beraber İsmet Paşa ve Avni Paşa kayınpederime” diyordu Avni Paşa... Motorların bile sürgünde San Remo’da yaşadığınız acı Köstence’de biz böyle ailece otururken babama Ingilizlerin kontrolünde olduğu işgal döneminde günleri... önce nasd oldu, niçin yurtdışına İstanbul’dan bir telgraf geldi. Padişah Vahdettin adamları aldatmışlardı... Kuş kaçtıktan sonra işin gittiniz? Avni Paşa ile Mustafa Kemal Paşa gelmesini istiyordu... Fakat babamın gitmesine gerek farkına varmıştı Ingilizler... tanışıyorlardı, paşayı Samsun ’a götüren kalmadan birkaç hafta sonra duyduk ki, Padişah Avni Paşa’nın bir diğer acısı, Ankara’dan aldığı Bandırma Vapuru ’nu, kendisi için tehlikeli İstanbul’dan ayrılmış Malta’ya gitmiş. talimat üzerine saraydaki görevini ve padişahı terk olmasına rağmen bulan Avni Paşa... » Peki siz sonra ne yaptınız Köstence’de? Nasıl etmişti Paşa... Peki ama nasıl olurdu da 150’likler, Fitnat Hanımefendi konuştukça açılıyordu. yaşadınız? vatan hainleri, listesine alınırdı Avni Paşa? işte Paşa Anlatmaya devam etti ve ama dedi, tarihi - İstanbul’da Kadir Bey diye bir eniştemiz vardı, bunu hazmedemiyordu... gerçekleri başından aynen söyleyeceğim... kendisi avukattı. Padişahın İstanbul’u terk etmesinden Nitekim af çıktığı zaman da bu duygularla - Babam nazırlıktan ayrıldıktan sonra bir süre sonra vatana ihanet ettikleri gerekçesiyle 150 Türkiye’ye geri dönmedi!.. Malta'ya g padişahın yanında onu seryaver yapmak kişilik bir liste hazırlanmıştı. Eski nazırlar, Padişah Vahdettin, A ş. Ancak, Paşa’nın istiyorlar. Fakat nazırlık mertebesine kumandanlar, siyasetçiler vardı içinde. Kadri enişte gitmesine gerek ka haberi gelmiş. gelmiş bir paşanın protokol olarak bu işi bize bir telgraf çekti. Avni Paşa listede yok diye. Çok yapması uygun bulunmuyor; kendisine sevindik, adeta bayram yaptık, çünkü babam saraydan Yarın: Padişah San - Remo'ya çağrılıyor Perşem be 27 Temmuz 2000 EDİTÖR: Hüseyin Şentürk Faks: (0212) 505 68 02 [email protected] '/Milliyet Kızı ile Mustafa ~\ Kemal arasındaki v_ gonul• ı •• t ilişkisine Padişah Vahdettin karşıydı:

* stanbul’dan Köstence’ye ailece kadındı... Sultan Vahdettin’in kızları, göçtükten sonra Avni Paşa’nııı Son Padışah Vahdettin Müveddet Hanım’ı çok severlerdi, I yaşamı üzüntüler içinde geçmeye onlarla kardeş gibiydiler... Müveddet başlamıştı... Dışarda parası pulu yoktu... B ahri Hanım Paris’e gider gitmez ünlü bir Çocukları okuma çağındaydı, bir oğlu berbere saçlarını kestirmiş öyle güzel m m 1 Almanya’da öğrenim görüyordu ki, onu mmm f m s y jL i olmuştu ki, sanki bir Avrupalı da geri çağırmaktan başka çareleri kadındı... Az sonra anlatacağım: Ben mz M t kalmamıştı... Altı kardeştiler Avni ( Sabiha Sultan’ın düğününde Paşa’nın çocukları; İstanbul’da, eşyaları, O m bulunmuştum Yıldız Sarayı’nda... neleri varsa satılıyor geçimleri öyle Bahriye Nazın’nın kızı olarak sağlanıyordu... protokolda yerim vardı... . ‘ ■ Herkesin umudu yine Sultan Hatırladığıma göre, odalar yapılmıştı: Vahdettin’deydi... Padişah nasıl şehzadeler, hanım sultanlar hep orada Birinci kadın, ikinci kadın, üçüncü kadın için... İstanbul’a geri döneceğini umuyorsa, tüm oturuyorlardı... Sonradan Halife Abdülmecit Hanımlar büyük iltifatlarla içeriye alınıyorlar, yakınları ayni umut içinde bekleşiyorlardı , Eski__ Efendi de oraya gelmişti... Babamın bir evi vardı fevkalade muhteşem karşılanıyorlardı... Ben ise mebuslar, kumandanlar ve saray erkânı, Malta, İstanbul’da, onu sattık, bitirdik parasmı... Ama bir çocuk olarak serbestçe dolaşıyordum. Bir ara te Hicaz ve oradan İtalya’nın San Remo sayfiye Avni Paşa’nın itibarı vardı; mesela Kan’da çok güzel, çok çarpıcı bir kadın gördüm, başı kasabasına yerleşen padişahın peşindeydiler... (Cannes) bir Arap dostu tepelerde olan villasını taçlı, üçüncü kadın efendi dediler... Ben öyle Ancak Avni Paşa hiç kimseye padişah dahi olsa kira almadan bizim aileye tahsis etmişti... Babam dalgın hayran yüzüne bakıyordum ki, niye öyle el avuç açacak tıynette bir adam değildi... ise hâlâ otelde kalıyordu, padişaha yakın olmak bakıyorsun, diye güldü Müveddet Hanım, Bir gün Köstence’de padişahtan çağrı aldı için., zaten villaya annem ve kardeşlerim güç bembeyaz teni simsiyah saçları vardı... Avni Paşa... Sultan eski başyaver ve saray sığıyorduk... Sultanların hepsi taçlıydı... Bir ara nazırını yanına çağırıyordu... İhanetten çok uzak - Şehzade ve hanım sultanlarla, padişahla nasıl Abdülmecit efendi geldi tantana ile cumba gibi olan anneannelerinden vazgeçemeyen Avni görüşüyordunuz? bir yer vardı, oraya oturdular... Faruk Efendi ile Paşa, kısıtlı imkanlarına rağmen çocuklarını - Babam en çok “Şehzade Ömer Faruk Sabiha Sultan yanlarında, eğilip elini öptüler... Köstence’de bıraktı ve San Remo’ya gitti... Efendi ile Sabiha Sultan ile görüşürdü... Efendi Sultan Vahdettin’in güvenilecek eski hazretleri, efendi hazretleri der dururdu... Onlar 'Vallahi padişahın parası yok!' adamlarına ihtiyacı vardı... Çevresini yine Nis’te (Nice) biz ise Kan’da oturuyorduk... - Şehzade Faruk Efendi ile güzeller güzeli dalkavuklar, çıkarcılar sarmıştı; bunların hepsi Babam ile Faruk Efendi ve Sabiha Sultan Sabiha Sultan peri masallarındaki gibi bir aşkla padişahın yine İstanbul’a döneceğini hayal evlerinin balkonunda sık sık görüşür, hararetli evlendiler... Ve siz onlan sonra Nis’te, Kan’da ediyor, birtakım komplolar hazırlarken gördünüz, gurbette dostluk ettiniz... Orada nasıldı sultandan para tartışmalara girişirlerdi... Bu sırada çoğunlukla cin tonik içerlerdi... Babam şaka olsun diye; yaşamlan? sızdırıyorlardı... Sus cinlerim tepeme bindi sus, - Evet, Faruk Efendi ve Sabiha Sultan ile çok derdi!.. sık ailece görüşürdük... Şehzade Faruk Efendi - Peki efendim bütün bu çok yakışıklı, çok onurlu bir kimse idi... Parasız \ şehzadeler hiç çalışmayı olduğu zaman bile asaletinden hiçbir şey düşünmezler miydi?.. Hep hazır mı kaybetmemişti!. Hatırladığım, daima paraya yerlerdi?.. sıkıştıkları... Babama gelir, padişahtan para - Hiçbiri hayatında hiç iş istemesi için sıkıştırırdı... Babam “vallahi görmemiş, çalışmamış ne sultanın parası yok, imkanı yok” der, yapsınlar, nasıl yapsınlar?.. inandıramazdı, bu yüzden tartışırlardı... Sonra bir kadeh cin içer “cin tepemize Sultan Vahdettin He çıkmış” deyip gülüşürlerdi... - Peki Halife Abdülmecit Efendi’nin mali konuşuyoruz durumu nasıldı? - San Remo’ya gittiğinizde - Hindistan’dan önemli bir para gelmezdi anneniz ve sizler başı açık mı ama onun durumu padişahın durumundan daha dolaşıyordunuz? Yoksa örtülü iyi idi... müydünüz? Orada nasıldı - Siz hatırlayacaksınız bunca uzun süre devam hanedanın ve sizin yaşamınız? eden aşktan sonra Faruk efendi ile Sabiha - Tabii hepimizin başları Sultan’in ayrılmaları nasıl oldu? açıktı... Otelde kaldığımız ilk - Şehzade Faruk Efendi bu geçim sıkıntıları günlerden sonra dediğim gibi arasında Kahire’ye gitmişti... Bu büyük aşk nasıl villaya geçtik... Bir gün bir siyahi bitti hayret ediyorum... Orada yine bir Osmanlı geldi eve, padişahın yanma bizi olan zengin bir yeğeni ile evlendi, kadın çirkindi, davet etti... Ben annem, babam Sabiha Sultan’m eşsiz güzelliğinden eser yoktu hep beraber gittik. Sultan ama oldu işte... Vahdettin hiç kimse ile görüşmüyor alt kata bile Güzel sultanların kaderi!.. inmiyordu, ev halkını bile -Hanedanda iki amcazade arasında evlilik yukarıya çağırmıyor, inzivaya yasaktı derler... Sabiha Sultan ile Ömer Faruk çekilmiş... Köşk’te Sabiha Sultan Efendi bu kuralı bozdular; Padişah Vahdettin’in ve annesi Nazikeda kadınefendi istememesine rağmen... Acaba parasızlık mı bozdu ile oturduk, ben o zaman aralarını? çocuğum, annem konuşuyor... O - Tabii bu da neden olabilir, çok parasızdılar.. •"•ada bir telaş oldu, ortalık Faruk Efendi’nin kızkardeşi güzeller güzeli karıştı, Dürrüşehver Sultan bir Hint Mihracesi ile - Efendimiz geliyor evlenince Mecit Efendi paraya kavuştu, dediler... Sultan rahatladı... Vahdettin yukarıdan - Kaderleri hep Hindistan’da, Mısır’da.. padişah ile Abdülmecit Efendi başka bir salona Genç bir kurmay Neslişah Sultan da fevkalade güzel, kültürlü bir aşağıya indi... Ben o girdiler; orada muhteşem bir ziyafet başladı... subay olarak günkü kafamla bunun kadın, kardeşleri Hanzade ile Necla Sultan da Masaların üzerinde gayet güzel değerli keten Mustafa Kemal Abdülmecit'in oğlu ne kadar büyük bir Mısır’da prenslerle evleniyorlar... Hele Neslişah örtüler vardı... Aynı kumaştan peçeteler., bir Padişah Padişah Vahdettin'in kızı Sabiha Sultan, olay olduğunu fark Sultan ’ın eşi Mısır Kral Naibi... Sonra orada da hakiki kamelya ile sarılmış altlığın üzerinde ise Vahdettin'in kuralı bozarak hanedan içinde evlendiler; edemedim... Padişah ihtilal oluyor, büyük şanssızlık değil mi? Sabiha yakaya takılması için ayrı bir kamelya yanında bulundu. alttaki fotoğraf, kucaktaki bebeğin sonraki yanımıza oturdu, annemle Sultan’m düğününe devam edebilir miyiz? duruyordu... Birlikte trenle hali: Neslişah Sultan konuşmaya başladı ve ne - Biz beraberce düğüne giderken, annemin Almanya'ya yaptı biliyor musunuz? özür çarşafını ipek bir örtünün içine koydular, Sabiha Sultan ve Mustafa Kemal gittiler. Daha Fitnat Hanım şöyle anlattı San Remo’ya diledi, siz buralara benim davetiyeyi de. Sarayın vestiyerine bunlar sonra birkaç kez gidişlerini: yüzümden geldiniz, ailenizden bırakıldı... Kırmızı, koyu kırmızı elbiseler -Onlar ermiş muradına bir çıkalım kerevetine sarayda derler; yani masal gibi aşk masal gibi bir düğün - Padişahın Arabistan gezisinden evinizden ocağınızdan ayrı giyinmiş cariyeler bizi yukarı kata aldı, alçak görüştüler. sonra babamı Sultan Vahdettin düştünüz diye... kanepelerde, sedirlerde misafir hanımlar Yıldız Sarayı’nda yapıldı demek... Peki, Sabiha Mustafa Kemal Sultan’m Mustafa KemalPaşa’ya, Mustafa Kemal San Remo’ya çağırdı ve babam 3. Bunun büyük bir oturuyorlardı. Sarayın geniş salonunda cumba padişahı, Enver Paşa ’nın da Sabiha Sultan ’a gönülleri olduğu mevki bilet ile İtalya’ya gitti ve iltifat olduğunu sonra gibi bir yer vardı ki, oraya iki tane koltuk Paşa'nın Almancı orada bir otelde 15 gün kaldı... öğrendim. koymuşlardı... Rulo halinde kırmızı ipek yol söylenir... Bu iş nasıl gerçekleşemedi ve kısa bir süre politikasından Sultan Vahdettin demiş ki, halısı yere serilmişti, Ömer Faruk Efendi ile sonra Şehzade Faruk Efendi’nin aşkı çıkıverdi caydırmaya ortaya? Avni Paşa sen de Gürcüsün ben de Sabiha Sabiha Sultan onun üzerinden içeriye girdiler... çalıştı... Gürcüyüm, onun için seni seviyorum, Yüzleri kapalı değildi, açıktı... - Aslına bakarsanız Sabiha Sultan’ı kimler Sultan'ırı istemedi ki... İran Şahı’nın oğlu, birçok itimat ediyorum...” düğünü Masal gibi aşk, masal gibi düğün paşazade... Ama duyduğuma göre Sultan Faruk Efendi ve Sabiha Sultan Vahdettin, kızını bir hariciyeci ile nişanlamıştı... Bilindiği gibi Sultan Vahdettin, - Peki bu aykırı değil miydi? Sabiha Sultan, Almanya’dan öğrenimden dönen Bir süre San Remo’da kaldıktan sonra babam kendisinden çok küçük yaşta olan son eşini - Hayır. Sabiha Sultan ile Ömer Faruk Efendi yakışıklı amcazadesini görünce, karşılıklı bir aşk bize yol parası gönderdi, biz de yanına gittik... yalvar yakar San Remo’ya çağırmış ve sonunda evlenmezden önce bizim evin önünden doğdu aralarında... Padişah “hanedanımızda Böylece San Remo maceramız başladı... Bir onun kolları arasında hayata gözlerini beraberce geçerlerdi... 1922’lerde Rus başı amcazadelerin evlendikleri görülmemiştir, olmaz Yarın; hafta kadar babamın kaldığı otelde kaldık, yummuştu... Başkadın efendi Nazikeda, denirdi, modern kadınların sadece saçları böyle şey” dedi... Fakat kızının ısrarını kıramadı. Almanya'da öğrenimden parasızlık nedeniyle kızlarının annesi idi; oğlu Ertuğrul Efendi’nin örtülürdü... Abdülmecit Efendi kalktı gitti padişaha, oğlu dönen ağabeyim bir bankada iş buldu çalışmaya Vahdettjn'in annesi ise Müveddet Hanım... Onların hayatını - Kim dikmişti elbisesini Sabiha Sultan’m? Şehzade Faruk Efendi’ye Allah’ın emri ile Sabiha başladı... şöyle anlattı Fitnat Hanım: - Madam Kalyopi’ydi galiba; Brüksel Sultan’ı istedi... İşte böyle oldu bu evlenme... çevresini Altı kardeş, otel çok pahalı geliyordu. - Nevzat Hanım’ı padişah “sen benim Allah danteliymiş gelinlik, uzun bir kuyruğu vardı... Hemen ilave edeyim, o zamanlar duyduğumuz İstanbul’dan eşya satışlarıyla gelen para çıkarcılar indinde karımsın, gel yanıma” diye ısrarla İkisi de yavaş yavaş yürüyüp padişahın ve Sultan Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa için, “O tükenmek üzereydi... Otelden çıktık Menton’a çağırmış... Kendisi ile beraber San Remo’ya Nazikeda Kadınefendinin elini öptüler, onlar çok değerli bir kumandan ama sarayımda ben alıyor yerleştik... OsmanlI hanedan ailesinin çoğu giden Müveddet Hanım ise çok güzel bir ayrılırken paralar atıldı başlarına... Az sonra ikinci bir Enver Paşa istemem” demiş!.. I DİZİ EDİTÖR: Hüseyin Şentürk 4 Cum a 28 Temmuz 2000 Faks: (0212) SOS 68 02 [email protected] ''/Milliyet Yunanistan, Arnavutluk, Irak ve Mısır'da değerli emlaki vardı ama Vahdettin ile Abdülmecit arasındaki anlaşmazlık yüzünden bazı şehzadeler Paris’te sefalet içinde yaşayıp öldü apı kapı sabun sattı itnat Hanım, İstanbul’un işgalini gider gitmez Abdülmecit Türkiye Büyük Millet görmüş, küçük yaşta da olsa o acı Meclisi’nin kendisini halife seçmesini kabul F günleri yaşamıştı. Harbiye Nazırı Son Padişah Vahdettin ile gurbette etmiş ve hatta Sultan Vahdettin’i kötüleyen Müşir Şakir Paşa’nın torunuydu ama demeçler vermişti. Ama sonunda onun da babası da Bahriye Nazırı Hüseyin Avni başına gelen hilafetin kaldırılıp yurt dışına l Paşa’ydı. Kısa bir süre Sultan Vahdettin, Huhriyu çıkartılmasıydı! Saray Nazırı olarak Avni Paşa’yı yanında Osmanlı ailesinin büyük çoğunluğunu yurt tutmak istemişti. Çünkü, Avni Paşa’nın /im i km dışında varlığı yoktu. Beraberlerinde siyasetle ilgisi yoktu, sade bir askerdi, getirdikleri mücevherlerini, bir miktar l unlukyor yetişme tarzı entrikaya müsait değildi. paralarını ilerisini düşünmeden harcıyorlardı. Avni Paşa 1294 yılında Batum’da Hele Padişah Vahdettin 40 kişiye yakın haremi doğmuştu; o da kayınpederi gibi Gürcü Yılmaz Çetıner ve yardımcıları ile eski yaşamından kopmak asıllıydı. Babası Süleyman Faik Paşa idi ki, istemiyordu. onun da babası Şahinbaşzade Süleyman Tek oğlu Ertuğrul Efendi’nin okuma parası olarak Paşa’ydı, bunların tümü askerlikten Ama bu arada ilginç bir olayı anlatayım: Sultan ayırdığı bir meblağı da bankadan çekmiş, harcamış, yetişmişlerdi. Vahdettin’den para kopartıp içinde İstanbul’a geri sıra mücevherlere gelmişti. Kızkardeşi Mediha Sultan, - Avni Paşa Bahriye ve Harbiye Nazırlığı yaptıktan dönme hasretini körükleyen birtakım maceraperest kocası Damat Ferit Paşa ölünce, o da ağabeyinin sonra padişah kendisini saraya çağırıyor. Başyaver dolandırıcılar sık sık San Remo’yu ziyaret ediyorlardı. yanma gelmiş, çok değerli gerdanlığını, yüzüklerini yapmak istiyor sonra düşünüyor ki, bir nazır başyaver Padişah kendisine söylenenlere inanmasa bile ne satılığa çıkartmıştı. olamaz öyle bir durum var galiba? yapıp ne edip onlara para vermekten kendini - Peki Fitnat Hanımefendi, Kaymakam Zeki Bey’i - Evet, Sultan Vahdettin babama diyor ki, alamıyordu, yani yardım ediyordu, “madem buralara hatırlıyor musunuz? hatıralarında yazılı bunlar, Avni Paşa sen de kadar gelmişler” deyip. Paris’te İstanbul’da gazete Acı acı yüzünü kırıştırdı Avni Paşa’nın kızı: Gürcüsün ben de Gürcüyüm; onun için seni çok çıkartacaklarını söyleyenlerin sayıları da az değildi... - Nasıl hatırlamam... Sultan Vahdettin’in ikinci eşi seviyor itimat ediyorum... ama ayrıldığı eşi İnşirah kadın efendinin kardeşi. - Babanızın anılan çok ilginç olmalı, inşallah Jurnalciler kol geziyordu! Ailenin paralarım San Remo kumarhanelerinde yayımlanır da yakın tarihin önemli bir bölümünü Babam Avni Paşa genellikle evde oturur, yediğini bilmeyen mi var? Padişah “öküz öldü ışıklandırır. hatıralarını yazardı. Bunların bir kısmı kayboldu ama ortaklık ayrıldı” derdi ama yine de iyi bir silahşor - Bakın dinleyin, siz eski yazı bilmezsiniz şu elimdekiler duruyor, özellikle ağabeyimin bu gibi olan Zeki Bey’i yanından ayırmazdı. Son paraları o okuyayım: Mustafa Kemal Paşa Anadolu’ya gitmesi siyaset bozuntusu kimselerle konuşmasını istemezdi tüketti ama sonu kötü bitti. Sultan Vahdettin’in için görevlendirdikten sonra padişah tarafından nasıl babam. Çünkü hafiyeler, ihbarcılar ve pek çok karışık ölümünden sonra Şehzade Faruk Efendi’nin yanına kabul ediliyor, nasıl tören yapılıyor... insan vardı San Remo’da. sığındı ve bir gün odasında havagazı ile intihar etti. “Zatışahane askeri elbiselerini giyinmiş olarak Bir akşam geç vakitlerde kapımız çalındı, açtık, - Bir şey sormak istiyorum: Bu şehzadelerin büyük ayakta duruyorlardı. Ellerinde, masanın üzerinde ufak tefek bir adamcağız, babamı görmek istiyor. çoğunluğu çok iyi yetiştirilmişler. Kimi Yüksek Harp kelamı kadim duruyordu. Sadrazam Paşa (Ferit), - Efendim belki anneniz beni hatırlar. Çünkü Akademilerinden mezun olmuş, kimi şair, kimi Yaver Paşa, Padişahın iki yanında yer almışlardı. Müşir Şakir Paşa ile ailemiz İstanbul’da sayfiyede ressam, en az iki - üç dil biliyorlar. Sağlam güçlü Mustafa Kemal Paşa tarzı askeriyesi ve dini bir eda komşuydular. kuvvetli adamlar. Acaba niçin çalışıp para kazanmayı ile huzura gidip ilerliyor, sağ elini kelamı kadimin içeriye girdik, anneme sorduk “Hayır böyle bir düşünmediler? üzerine koyarak yemin ediyor. Verilen görevi en iyi kimseyi hatırlamıyorum” dedi. Şöyleydi böyleydi, ne - Saray hayatında uzun süre kalınca kendilerini şekilde yapacağına... vallah ve billah diyor... yaptı etti adam aileye sokuldu. Komik, hoş sohbet bir çalışma hayatına alıştıramamışlar herhalde. Ama kişiydi de. Babama kahve pişirir, hokkabazlık eder, düşününüz koskoca prens, veliaht küçük bir işte nasıl Keşke padişah olmasaydım! gurbetin sıkıntıları içinde bizi güldürürdü. Her gün çalışsın? Ancak şunu da söyleyeyim, Paris’te kapı - San Remo’da uzun süre babanız, padişah ile gelirdi evimize. Bir akşam ağabeyim sinemadan kapı dolaşıp sabun veya bir başka maddeyi beraber oldu. Hatta ölene kadar yanındaydı. Acaba dönmüş, bir de görüyor ki, adam bizim kapının pazarlayan, tercümanlık yapan şehzadeler de yok Sultan Vahdettin hakkında neler anlatıyor? Sultan eşiğinde yatıyor; parası kalmadığı için otelden değil. Pis bir otelin odasında sefaletten ölenler de var. an için unutarak şu mukavelenamenin Vahdettin acaba pişman mıydı padişah olduğu için... kovmuşlar. Gurbette böyle durumda olan bir Türk’e Osmanlı Hanedanı’na dışarıdaki birtakım altına müştereken imza buyurmaları, - öyle öyle, pek pişman... Babama San Remo’da nasıl yardım edilmez, ancak evimizde onu yatıracak çmlakmdan önemli miktarda miras kaldığı bilinir. hanedanı kiramınızı bugünkü çok hazin köşkte şunları söylüyor Ben Çengelköy’de köşkümde oda yok. O gece mutfakta yatırdık ve “git Yunanistan’da, Mısır’da, Irak’ta, Arnavutluk’ta. Eğer halden kurtaracaktır” dedi. ava gitmeye, açık havada yaşamaya alışmış bir konsoloshaneye, sana bilet alıp İstanbul’a aile büyükleri aralarında bir anlaşmaya varmış olsalar Abdülmecit Efendi hiç ses çıkartmadan adamım. Zayıf nayif sağlıksız bir insanım. Ama benim göndersinler” dedik. Biz de o günler okula gidiyoruz; ve biraz çabuk davransalardı büyük bir servete mukaveleyi aldı, önümüzdeki gayet zarif Saksonya bu saltanat daha ilk gününden hiç hoşuma gitmedi. bu olay da Marsilya’da geçiyor. kavuşabilirler, Osmanlı hanedanına mensup kişiler hokka takımından güzel yontulmuş bir kamış kalem Gece yansı telefon ettiler, biraderim Sultan Reşat’ın sıkıntı, sefalet çekmezlerdi. Galiba Sultan Vahdettin çekerek, bir hattat tavrı ile uzun uzun bir şeyler yazdı. Avni vefatını haber verdiler, çok üzüldüm, gelip bizzat biat Gümülcineli i. Hakkı Beyi vurdular! ile Abdülmecit Efendi bir unvan anlaşmazlığı Avni Paşa kendisine uzatılan mukaveleye şöyle bir Paşa'nın kızı etmek istiyoruz dediler Durun lütfen biraz kendime Adam gitti sabahleyin. Biz kardeşler pazar günleri nedeniyle işi hayli uzatmış, avukatlara vekaleti geç baktı ki, Fitnat geleyim çok mütessirim dedim. Nihayet geldiler evin temizliğini yapardık. Mutfağın raflarım silerken vermişler. “İmamül Müslümin Halife - i Resulu Hanım, tahta çıkmamı istediler. Düşündüm nasıl en üst rafta ufak ağır bir çanta bulduk. Biz, - Babam Avni Paşa, padişahtan aldığı yetki Rabbülalemin” diye imzasını atmış Abdülmecit Padişah reddederim diye ama mecbur oldum, aa filan derken babam geldi, ne üzerine kalktı Abdülmecit Efendi’ye gitti. Kapıda Efendi! Avni Paşa mosmor kesildi, yapılacak bir iş Vahettin'in memleketin perişan durumunu var ne oluyor, dedi. Çantayı kendisini Ömer Faruk Efendi karşıladı. Herkes artık kalmadığını görünce kalktı San Remo’ya Sultan ülkeyi terk ettikten düşünerek kabul ettim. Yanlış açtık, açtık ki, bir tabanca! maddi sıkıntıların biteceği sevinci içindeydi. Vahdettin’in yanma döndü. sonra San yapmışım, kabul etmemeliymişim! Ağabeyim gidip konsolos ile Mesele, her ikisinin de hilafet ve unvan Böylece Osmanlı Hanedanı mirası sorunu bir hayli Remo'daki Avni Paşa soruyor: görüştü ve sonra eve geldi. uzayınca bu konuda finans yardımı yapmak isteyen iddiasından vazgeçmeleriydi. Şehzade Faruk Efendi, yaşantısının, “Efendimiz beni nasıl kabul Sabri’yi istiyorlar bilet alıp Avni Paşa huzura girerken kulağına şöyle bir laf bankalar da ipe un serdi. Amcazadelerin unvan tanık edip istediniz?” Padişah İstanbul’a gönderecekler fısıldadı: tartışması Osmanlı ailesini perişan etti. Birkaç ay olduğu cevap veriyor: “Bahriye dedi. Ertesi gün bir de - Paşa hazretleri, pederime daima Hilafetpenah sonra mukaveleye halife unvanını koymaktan kısmını Nazırlığı, Harbiye Nazırlığı baktık hem bavul yok Hazretleri diye hitap etmeyi sakın ihmal etmeyiniz. vazgeçmişti Abdülmecit Efendi ama iş işten geçmişti! ayrıntılarıyla yapmış bir paşa gidip de olmuş, hem de Sabri gitmiş. Nüktedan ve zarif bir asker olan Avni Paşa, genç anlattı. seryaver, saray nazın olur Bu tabanca işi bizi hayli şehzadenin ikazına sinirlenerek, Lübnan'da yaşayan OsmanlIlar mu?” Paşa paşa diyor ürkütmüştü ama bize - Efendi Hazretleri, dedi, tilkinin kuyruğunu - Avni Paşa ailesi son padişahın ölümünden sonra Vahdettin, “Biz aslen “Küçük hanım” diye hitap adamın akima getirmeyin. Eğer bu iki biraderzade ne yaptı? Lübnan’a gitmişsiniz galiba? Gürcüyüz, sizi Batum’da eden bu komik zat, “ahh arasında uyutmaya çalıştığımız husumet ve rekabeti - Bir süre daha Kan’da, Marsilya’da Gürcülerden çok dinledim. küçük hanımlar sizin aileyi körüklemeye devam ederseniz, ben hemen geri oturduk. Maddi sıkıntılarımız daha da Size karşı bir sevgim, ne kadar çok sevdiğimi bu­ dönüyorum. artmıştı. Bunun üzerine yakın sempatim olduğu için gün anlayacaksınız” derdi. akrabalarımızın bulunduğu Lübnan’a gittik ısrarla yanımdan olmanızı Aradan bir zaman geçti İlle de Halife unvanı ve orada Cünye denilen sakin bir tatil istedim, gözümden bir akşam ağabeyimin Avni Paşa’nın yüksek sesle söylediği sözleri kasabasmda yerleştik. Osmanlı uzaklaştığınız zaman gözleri yerinden fırlamış Abdülmecit Efendi içerden duymuştu ama Hanedam’ndan pek çok kimse oraya aklımdan hiç gibi geldi: duymazdan gelerek vakur bir tavır takınmış gür sığınmıştı. Zaten Cünye’nin havası çıkmadınız...” - Paşa baba dedi az sakalını sıvazladı, İstanbul’u hatırlatıyordu. Filozof Rıza önce Sabri’yi gördüm, lüks - Buyurun Paşa Hazretleri sizi bekliyorum dedi. Tevfik, Refik Halit Karay, bazı şehzadeler, Sultan Vahdetim i dolandıranlar bir otomobile kurulmuş yanımdan geçti, selam Avni Paşa, Abdülmecit Efendi ile konuşurken bir hanım sultanlar bu civarda yerleşmişlerdi. - Biraz değişik konulara geçelim izin verirseniz... verdim tanımadı beni. türlü Halife Hazretleri filan demiyordu. Çünkü ona Lübnan halkı da bize çok iyi davranıyor, Anılarınızdaki diğer olaylara dönelim. Efendim, - Rüya gördün herhalde evladım, dedi paşa göre Halife ve Padişah Sultan Vahdettin idi. saygı gösteriyordu. Yıllar sonra 150’liklerin İstanbul’da, Kan’da yaşamınız nasıldı? Ne ile babam. Biz ona evimizi açtık yuva gösterdik... Aralarında uzun uzun bir miras meselesini affı çıkmasına rağmen babam Türkiye’ye geçiniyordunuz. Kalabalık bir aile, okul ve ev Bir süre sonra Kan’a gitmiştik... Sabahleyin konuştuktan sonra Avni Paşa beraberinde getirdiği dönmedi, fevkalade alınmıştı hakkmdaki masrafları? Şehzade Faruk Efendi telefon etti, babama... mukaveleyi çıkartıp Abdülmecit Efendi’ye uzattı ve karara. - Anlatmıştım önce, bir yakın dostumuzun küçük - Paşam hemen gel, böyle böyle birisi Gümülcineli “İki şevketlü amcazade arasındaki anlaşmazlığı bir Sonunda Fitnat Hanım ve annesi Türkiye’ye bir villasında uzun süre misafireten oturduk... Sonra İsmail Bey’i vurmuş, bir de polisi yaralamış. dönüyorlar. babam bizi Marsilya’ya okula gönderdi. Kendisi Sonradan öğrendik ki Sabri, İstanbul’dan gelmiş, - Efendim Hatay’ın eşrafından olan ve aydın Sultan Vahdettin’in köşküne yakın mütavazı bir otelde rejime muhalif kimseleri öldürmek isteyen belki de bir bir kişi eşiniz Ömer Türkmenelli ile nasıl Şehzade kalıyordu. Kan’da iken evimizin yakınında taş ocakları fanatik. Avni Paşa ailesinin siyasetle hiçbir ilgileri tanıştınız? Ömer Faruk vardı. Oraya giderdik, babam bizlere orada silah olmadığını görünce bize dokunmamış. Meşhur Bahriye Nazırı Avni Paşa’nın kızı, Müşir Şakir Efendi. Avni Paşa talimi yaptırırdı. Bahçemiz meyvelikti, kayısı ağaçları Gümülcineli İsmail Hakkı Bey’i öldürmüş. Paşa’nın torunu Fitnat Hanım buğulu gözlerle sık sık vardı çok lezzetli meyve veren. Şehzade Ömer Faruk Duruşmalarına biz de gittik, kendisine avukat filan geçmişe döndü. Tatlı munis bir ifade geldi yüzüne, tutuldu sonunu bilemiyorum. - Kızkardeşinıin kızı dünyaya geliyordu, o onunla Efendi ve Sabiha Sultan bize geldikleri zaman beni goruşur, ağaca çıkartır kayısı toplatırdı. Şimdi hatırladım, İskenderun’da evlenmiş yerleşmişti. Abla gel ben Hanedanın satılan mücevherleri burada yalnızım diye haber gönderince kalktım birlikte cin Kan’da oturduğumuz “Villa Yasemin”, Avni Paşa’mn tonik içer, Şam’da kumandanlığı sırasmda tanıdığı bir dostuna Abdülmecit Efendi’nin Sultan Vahdettin’le araları gittim. İstanbul’dan İskenderun’a giderken Ömer Bey beni trende gördü. Vallahi o günden sonra hararetli aitti, bilabedel uzun süre kaldık orada. açıktı, ikisi de birbirlerini affedemiyorlardı. Hem musallat oldu, gönlüme girdi, evlendik. Çok tartışmalar - Geçiminizi nasıl sağlıyordunuz? amcazade hem dünür olmalarına rağmen aralarındaki mutlu oldum, güzel, iyi çocuklar yetiştirdik. Ömer yaparlardı. - İstanbul’da annemin, babamın nesi varsa atıldı ve anlaşmazlık giderilememişti. Sultan Vahdettin Bey, Hatay davasında, Türkiye’ye ilhakı için büyük sonunda hiçbir şey kalmadı. Sultan Vahdettin’in “Saltanatsız hilafet, hilafetsiz saltanat olamaz” ölümünden sonra daha da sıkıntıya düştük. Ve nihayet diyordu. Bu iki gücün bir arada bulunması hizmetler vermiştir ki, o da bir ayrı hikayedir... Lübnan’a gittik. gerektiğinde ısrar ediyordu. Oysa, padişah yurtdışma -BİTTİ-

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

*001527 129006 *