<<

B‹R‹NC‹L SÖZLÜ KÜLTÜR ÇA⁄I VE KARAC’O⁄LAN fi‹‹R‹

The First Oral Cultural Era and the Poems of Karac’o¤lan

L’ère de la première culture orale et la poésie de Karac’o¤lan

Prof. Dr. M. Öcal O⁄UZ

ÖZET Walter J. Ong, yaz›s›z kültürü birincil sözlü kültür olarak tan›ml›yor. O halde Karac’o¤lan birincil söz- lü kültür ça¤›na aittir. Karac’o¤lan fliirlerini tarihsel kimli¤i bilenen bir flairin yaratmalar› olarak düflünme- mek gerekir. Karac’o¤lan bir sözlü gelenek tipidir ve bu yönüyle Nasreddin Hoca’dan farks›zd›r. Karac’o¤lan ad›na kay›tl› fliirler, Karac’o¤lan’›n fliirleri de¤ildir. Karac’o¤lan tipine mal edilen fliirlerdir. Bu nedenle, Ka- rac’o¤lan fliirlerinden hareketle bir Karac’o¤lan biyografisi oluflturulamaz. Anahtar Kelimeler Sözlü Kültür, Karac’o¤lan, fiükrü Elçin, ‹lhan Baflgöz RÉSUMÉ Walter J. Ong définit la culture non-écrite comme la première culture orale. Donc Karac’o¤lan appar- tient à l’ère de la première culture orale. Il ne faut pas concevoir les poèmes de Karac’o¤lan comme étant les oeuvres d’un poète dont l’identité historique serait connue. Karac’o¤lan est un personnage de la tradition orale et à cet égard il est pareil à Nasreddin Hodja. Les poèmes attribués à Karac’o¤lan ne sont pas les poèmes de Karac’o¤lan. Ils sont attribués au personnage de Karac’o¤lan. Pour cette raison il est impossible de recon- stituer la biographie du Karac’o¤lan historique à partir des poèmes de Karac’o¤lan Mots-clés Culture orale, Karac’o¤lan, fiükrü Elçin, ‹lhan Baflgöz

Sözlü kültürün oluflum, geliflim ve üretimi ve ifllevi önce yaz› ve metinden nakil biçimleriyle, bu biçimlerin tarihsel ç›k›p sonra konuflma diline dönüfltü¤ü süreçleri ve yaz›l› kültürle karfl›laflmas›- için ‘ikincil sözlü kültür’ü olufltu- n›n do¤¤u sonuçlar üzerinde duran rur.”(23-24) (Vurgular bana ait) çal›flmalar›yla tan›nan Walter Ong, söz- Al›nt›dan kolayl›kla anlafl›laca¤› lü kültürle yaz›l› kültür aras›ndaki fark- üzere Ong, yaz› ve matbaan›n yayg›nlafl- lar› sorgulad›¤› Sözlü ve Yaz›l› Kültür mas›na ba¤l› olarak birincil sözlü kültü- adl› çal›flmas›nda, sözlü kültürü iki ça¤a rün ortadan kalkmakta oldu¤unu, kitle ay›rarak inceler. “…yaz› ve matbaa kav- iletiflim araçlar›n›n geliflmesiyle de, yeni ramlar›n›n varl›¤›n› bile bilmeyen, ileti- bir sözlü kültür ça¤›n›n ortaya ç›kt›¤›n› flimin yaln›z konuflma dilinden olufltu¤u savlamaktad›r. Türk sözlü kültürü aç›- kültürleri, ‘birincil sözlü kültür’ ola- s›ndan son derece ilgi çekici inceleme rak nitelendirdim. Buna karfl›l›k günü- alanlar› do¤urabilecek olan bu yaklafl›m- müz ileri teknolojisiyle yaflant›m›za gi- da Milman Parry’nin (1902-1935) Home- ren telefon, radyo, televizyon ve di¤er ros yaratmalar›na yönelen dikkatinin elektronik araçlar›n ‘sözlü’ nitelikleri, önemli sonuçlar›ndan biri olan “kelime

Millî Folklor 31 Y›l: 15 Say›: 58 ve kelime seçimi, heksametrik dizi ölçü- sözlü kültür egemenli¤inin dahi büsbü- süne ba¤›ml›d›r” (Al›nt›layan Ong, 35) tün k›r›lamad›¤›n›, kal›p söyleyifllerde görüflünden bafllayarak, sözlü kültürün (atasözü ve deyim vb.) bu etkinin devam “ezberleme” “bellekte saklama”, “dönüfl- etti¤ini belirten Ong “kal›plaflm›fl biçem, türme”, “kal›plaflt›rma” ve “hat›rlama” birincil sözlü kültürde sadece fliire de¤il, gibi yaz›l› kültürün ihtiyaç duymad›¤› hemen hemen tüm düflünme ve anlat›m yaratma ve yaflatma süreçleri irdelen- biçimine hakimdir” (40) ve “As›rlard›r mektedir. Parry’nin buluflundan önce yaz› yazmas›n› bilmelerine karfl›n henüz Frans›z araflt›r›c› Arnold van Gennep’in yaz›y› içsellefltirmemifl pek çok modern modern sözlü kültürlerde fliirlerin kal›p- kültür, örne¤in Arap ve Yunan gibi di¤er laflm›fl yap›s›na dikkat çekti¤ini, M. Akdeniz kültürleri, kal›plaflm›fl düflün- Murko’nun ise, sözlü kültürde sözlü fliir- me ve anlat›m biçimine hala s›k› s›k›ya lerin her söyleniflte kelimesi kelimesine ba¤l›d›r”(41) demektedir. aktar›lmad›¤› gerçe¤ini ortaya koydu¤u- Ong’un Parry ile bafllayan ve onun nu (34) özetleyen Ong, Parry, Havelock yolundan giden baflta Eric A. Havelock ve Lord çizgisinde yürüyen araflt›rmala- ve Albert B. Lord olmak üzere, sözlü kül- r›yla ortaya ç›kan “sözlü ozanlar›n her türün dinami¤i üzerine yönelen dikkat- aktar›fllar›, dizelerin kelimesi kelimesi- leri de¤erlendirdi¤i sözünü etti¤imiz ça- ne ezberlenmifl olmas›na dayanmad›¤› l›flmas›n›n ilgili bölümünde, Homeros için birbirinden farkl›” (35) oldu¤u görü- üzerine odaklanan al›nt› ve görüflünden flünü paylafl›r. yorumlayacak olursak, bireysel yarat›c›- Sözlü kültür fliirinin kal›plaflma so- lar olarak görülen halk flairlerinin, ka- runu konusunda Parry’nin bafllatt›¤› ça- l›plar› nakleden birer montaj iflçisi oldu- l›flmalar› Havelock’un daha da ileri gö- ¤u kan›tlanmaktad›r. ( 36) türdü¤ünü söyleyen Ong, “Homoros dev- Ong’un tan›mlama ve savlar›ndan ri Yunan kültürü için kal›p deyifller de- yola ç›karak dikkatimizi Karac’o¤lan’a ¤erliydi. Çünkü flairlerin yan› s›ra bütün yöneltelim. Ong’un sözünü etti¤i birincil sözlü düflünce dünyas› bu tür kal›plar- sözlü kültür ça¤›, ürünlerin sözlü olarak dan yararlan›yordu. Sözlü kültürlerde üretildi¤i, yaflat›ld›¤› ve nakledildi¤i bir kazan›lan, ö¤renilen bilginin unutulup ça¤d›r ve metinden yoksundur.(49) Bu kaybolmamas› için sürekli tekrar gereki- konuda Karac’o¤lan adl› eserinde Bafl- yordu; kal›plaflm›fl düflünme biçimleri, göz, bir fliir gelene¤inin sözlü niteli¤ini hem bilgelik hem de etkili bir kamu yö- anlat›rken “Sözlü yaratma, sözlü çal›p netimi için elzemdi” ve “‹lk dönem ve geç söyleme(icra) ve sözlü yay›lma”(14) ku- döneme özgü ‹on ve Aiol lehçelerinin bir- ral›na iflaret etmektedir. Karac’o¤lan ya- birine binbir biçimde kar›flt›¤› Homeros ratmalar›, gerek metinden yoksunluk destanlar›n›n dili, çeflitli metinlerin üst anlam›nda gerekse, sözlü nakil süreçleri üste birikmifl dilinden ziyade, nesilden ve kal›plaflma aç›s›ndan birincil sözlü nesile destan ozanlar›n›n dize ölçüsünü kültür ça¤›na aittir. Karac’o¤lan fliirleri- tutturmak için koruyup ve/veya yeniden nin metinden yoksun oluflunu, elimizde birlefltirdikleri kal›plaflm›fl deyifllerin di- yaz›l› metinler bulunmay›fl› olarak anla- lidir” (Aktaran Ong,37) fleklindeki gö- mamal›y›z. Burada vurgu üretimin yaz›- rüfllerini paylafl›r. l› veya sözlü olup olmamas› üzerine ya- Ça¤dafl yaz›l› kültürler üzerindeki p›lmal›d›r. Bugüne kadar Karac’o¤lan

32 Millî Folklor Y›l: 15 Say›: 58 hakk›nda yap›lan hiçbir araflt›rma, ünlenen halk sanatç›lar› için kullan›la- “Ben Karac’o¤lan’›m ve bu fliirler bilir. Nitekim halk anlat›lar›na yönelik benimdir, ben yazd›m” kayd› tafl›ma- “proto-tip” yaklafl›mlar› da, “tip”in varl›- maktad›r. Aksine olarak, onun fliirleri- ¤›n› do¤rulamaktad›r. Türk halk fliiri ge- nin kulaktan kula¤a, kuflaktan kufla¤a, lene¤i içinde, fluh bir eda ile kad›n güzel- dilden dile yay›larak günümüze geldi¤i li¤ini anlatmak Karac’o¤lan tipi, sünni vurgulanmaktad›r. Karac’o¤lan’›n yan› otorite karfl›s›nda alevi duyarl›l›¤›n› dile s›ra, Pir Sultan ve Köro¤lu gibi getirmek tipi ve hak- halk flairleri, Nasreddin Hoca gibi f›kra s›zl›k karfl›s›nda silaha sar›lmak Köro¤- tipleri de Ong’un tan›mlad›¤› birincil lu tipi ile özdefllefltirilmifltir. Dolay›s›yla sözlü kültür ça¤›nda “yarat›larak” günü- da sözlü gelenek ortam›n›n yaratma, müze ulaflt›r›lm›flt›r. nakletme, ezberleme ve hat›rlama süreç- Yaflad›klar› varsay›lan dönemle lerinde “sahipsiz kalan” fliirler, içerikle- söyledikleri yaz›ya geçirilen dönem ara- rine göre bu tiplerden birine mal edil- s›nda en az›ndan yüzy›l gibi, sözlü kül- mektedir. Bizim “tipleflme” olarak ta- tür belle¤i aç›s›ndan oldukça uzun bir n›mlamaya çal›flt›¤›m›z olguyu, Ka- zaman dilimi bulunan halk sanatç›s› rac’o¤lan üzerine çal›flan ‹lhan Baflgöz proto-tiplerinin, sözlü kültürün dina- farkl› bir yaklafl›m içinde “gelenek” (8) miklerini bir kenarda tutarak, e¤er var- olarak tan›mlam›flt›r. Baflta ‹lhan Bafl- sa bireysel yarat›c›l›klar›n›n sözlü kül- göz olmak üzere, araflt›rmac›lar›n yapt›- tür denizinde nas›l canl› kald›¤› ciddi bir ¤› içerik çözümlemeleri “birden fazla Ka- sorudur. Kald› ki, yaflad›klar› varsay›lan rac’o¤lan”›n varl›¤›n› ortaya koymakta- dönemden en az bir yüzy›l sonra yaz›ya d›r. Pir Sultan Abdal fliirlerinin içerik çö- geçirilen metinlerin yan› bafl›nda, art›k zümlemesi de ‹brahim Arslano¤lu’nu birer sözlü kültür “tip”ine dönüflen bu ki- birden fazla Pir Sultan Abdal’›n varl›¤› flilerin etraf›nda sözlü gelene¤in üretime görüflüne götürmektedir. Halk aras›nda devam etti¤ini unutmamak gerekir. Ör- dolaflan rivayetler ve bir halk flairinin ne¤in, bir masal›n bir kerelik anlat›m›- dilinden/elinden ç›kmad›¤› apaç›k belli n›n bir biçimde yaz›ya geçirilmesi, nas›l olan fliirler böyle bir yarg›ya varmak için ki o masal›n kendi anlat›m ortam›ndaki tahrik edici belgeler sunmaktad›r. yeni anlat›mlar›na engel oluflturmazsa, Nasreddin Hoca f›kralar› ile Ka- halk flairi tipi ad›na üretimleri de bir de- rac’o¤lan fliirlerinin birincil sözlü kültür fal›k yaz›ya geçirmeler durduramaz. Bi- ça¤›ndaki üretim, nakil, ezberleme ve rincil sözlü kültür üretmeye ve naklet- hat›rlama süreçleri üzerinde paralellik- meye devam ettikçe, bu tiplere ait fliir ler bulundu¤u konu üzerinde çal›flan say›s› da artmaya devam edecektir. araflt›r›c›lar taraf›ndan düflünülmemek- Halk flairlerinin sözlü kültür içinde tedir. Nasreddin Hoca araflt›rmalar›nda “tip”leflmesi, Türk halkbilimi çal›flmala- farkl› yüzy›llar› ve Asya’dan Afrika’ya r›nda dile getirilmifl bir konu de¤ildir. uzanan genifl bir co¤rafyay› kapsayan Dursun Y›ld›r›m’›n Bektafli tipi üzerinde anlat›m ortamlar›nda yaflayan f›kralar, dururken tan›mlad›¤› f›kra tiplerinden sözlü kültürün yaratt›¤› bir “tip”in ürü- ödünçledi¤imiz “tip” terimi, sözlü gele- nü olarak ele al›n›rken, Karac’o¤lan fliir- nek içinde bireysel kimliklerinden s›yr›- leri, yaz›l› kültürün bireysel yarat›c›lar›- larak, belli bir tarz›n yarat›c›s› olarak n›n eserleri gibi incelenmektedir. Bize

Millî Folklor 33 Y›l: 15 Say›: 58 göre Nasreddin Hoca f›kralar›na uygula- rekse genel olarak yöntemimiz aç›s›ndan nan yöntem, Karaco¤lan, Pir Sultan ve gereksizdir. Ancak yine de bir iki konuyu Köro¤lu fliirine de aynen uygulanmal›- Ong okumalar› do¤rultusunda ele al- d›r. Karac’o¤lan yaz›l› kültür içinde eser mak, düflüncemizi daha iyi anlatabilmek veren bir birey de¤il, sözlü kültürün ya- için yararl› olabilir. ratt›¤› bir halk flairi “tip”idir. Karac’o¤lan biyografileri iki kay- Sözlü kültürün yaratt›¤› tiplerde naktan elde edilen bilgilerle oluflturul- ise, yaz›l› edebiyat›n özgünlü¤ü yerine maktad›r: birinci kaynak do¤rudan Ka- sözlü kültürün kal›plar› egemendir.(Ong rac’o¤lan fliirleri. Baflgöz, bunu flöyle 36-41) Bu nedenle yap›sal bir çözümle- özetliyor: “Öteki afl›klar›m›z›n ço¤u gibi, meyle sözlü gelenek içinde yer alan Ka- Karac’o¤lan’›n da hayat›, fliirleri olmak- rac’o¤lan fliirinin özgünlük alan›n›n son ta devam edece¤e benzer.”(8). Karaco¤- derece s›n›rl› oldu¤unu söyleyebiliriz. lan’›n yaflamöyküsünü biçimlendiren fli- (Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyat› irlerin günümüze nas›l geldi¤i konusun- Yüksek Lisans program› birinci s›n›f ö¤- da Baflgöz’ü izleyebiliriz: “Karac’o¤lan rencileriyle Karac’o¤lan üzerine yapt›¤›- ulu bir ›rmak, ötekiler küçük çaylar gibi m›z s›n›f içi çal›flmada, Karac’o¤lan fliir- gelip bu ›rma¤a kat›lm›fllar. Böylece us- lerinin kal›p ifadelerle örüldü¤ünü s›n›r- ta kim ç›rak kim ay›rman›n kolay› kal- l› örnekler üzerine yapt›¤›m›z inceleme- mam›fl…halk da kendi katk›s› ile bir de bir ön fikir olarak ortaya koymufltuk, yandan Karac’o¤lan fliirlerini düzeltip, bunu derinlefltirmek bir araflt›rma konu- bir yandan bozarak güçlüklerimizi art›- su olabilir) Karac’o¤lan adl› çal›flmas›n›n r›yor”(11) 1930 y›l›nda Karac’o¤lan fliir- önsözünde, kitab›na ald›¤› fliir say›s›n› lerinin bir kitapta toplanmas›yla “süreli neden s›n›rl› tuttu¤unu “Her büyük flair yenilenme”nin yavafllad›¤›n› söyleyen gibi, Karac’o¤lan da bize say›l› güzel fliir- Baflgöz, cönk ve mecmualardaki fliirlerin ler ve dizeler ile gelmifltir.” fleklinde hiçbirisinin afl›¤›n kendi kaleminden aç›klayan Baflgöz “Bu kadar›nda bile ç›kmad›¤›n› belirttikten sonra “Bunlar›n okuyucu ayn› duygular› benzer kal›plar ço¤u 18’inci yüzy›ldan sonra, okur yazar- içinde sunan bir biteviyelik sezecektir” l›k halk aras›nda yayg›nlaflma¤a baflla- (8) cümlesiyle Karac’o¤lan fliirindeki ka- y›nca, merakl›lar taraf›ndan yaz›ya geçi- l›plaflmaya ve özgünlü¤ün s›n›rl›l›¤›na rilmifller. Onlar›n da as›l kayna¤› sözlü vurgu yapmaktad›r. gelenek. Sözlü gelenekte yay›lma sür- Bir “gelenek”ten söz edilmesine dükçe, kayna¤› isterse yaz›l› olsun, halk karfl›n, Karac’o¤lan’›n bir sözlü kültür ti- fliiri de¤iflir olma olmak niteli¤ini sürdü- pi de¤il de, yaz›l› kültür alg›lamas› için- recektir. Bu nedenle Karac’o¤lan fliirleri, de sözlü kültür ortam›nda yaflam›fl bir çeflitli Karac’o¤lan’lar›n ve halk›n elbirli- flair olarak “tuhaf bir yöntemle” incelen- ¤i ile dokudu¤u bir kumafl, imece ile ya- mesi, inan›lmaz boyutta ve birbiriyle çe- p›lm›fl bir halk kilimi say›lmal›d›r:”(12) liflen bir “Karac’o¤lan belge dünyas›” or- Sözlü gelenekte, afl›klar›n fliirleri de¤ifl- taya koymufltur. Onlarca çal›flman›n te- tirme nedenlerini sorgulayan Baflgöz, mel konusu olan ve temel amac› “Ka- 1945 y›l›nda Türkiye’ye gelen Hint filmi rac’o¤lan Biyografisi” ortaya koymak “Avaramu”nun flark›s›n›n 1957 y›l›nda olan bu çal›flmalara burada yer vermek, davul zurna ile çal›nan “Avareyim”e dö- belgeleri yorumlamak gerek bu yaz›, ge- nüflmesini sözlü gelene¤in h›zl› de¤iflim

34 Millî Folklor Y›l: 15 Say›: 58 ve yay›lma süreçleri aç›s›ndan irdele- Surname’dir. Burada Kaptan Ali Pa- mekte(16) ve son tahlilde “Karac’o¤lan fla’n›n askerlerinin geçit töreninde “Ka- gibi çok sevilen bir saz flairinin eserleri, rac’o¤lan türküsü ile gönlün e¤lendir”en bize kadar de¤iflmeden gelmiyor. Ka- bir grubu canland›rd›¤› anlat›lmaktad›r. rac’o¤lan fliirlerinin hiçbirinin onun di- (Aktaran Baflgöz 48). Dikkat edilirse, bu linden ç›kt›¤› flekilde, sözlü gelene¤in kay›t bize “Karac’o¤lan türkü söyle- çark›ndan geçerek, bize ulaflt›¤›n› san- di” demiyor. Ancak, Karac’o¤lan’›n tem- m›yoruz. Onunla bafllayan, ondan kuv- sil ve taklit edildi¤ini söylüyor. Bu kay- vetli ya da zay›f izler tafl›yan, ona yak›- nakta Karac’o¤lan’›n tarihi kiflili¤i ve dö- flan fliirlerdir elimizde olan fliirler. Bu fli- nemi hakk›nda bir fley söylenmiyor. Biz ir tomar›na bu nedenle gelenek diyo- bu bilgiden yola ç›karak, ya Karac’o¤- ruz”(23) görüflüne yer vermektedir. lan’›n bu tarihte veya bu tarihten önce Görüldü¤ü üzere, sözlü kültür yak- yaflam›fl oldu¤unu “yorumlayabiliriz” ya lafl›mlar› aç›s›ndan Karac’o¤lan fliirleri- da 1582 y›l›ndan önceki bir tarihte bizim ni Karac’o¤lan’›n biyografisini olufltur- sav›m›zla “tip”in olufltu¤unu söyleyebili- mak amac›yla kullanmakla, Nasreddin riz. Bu yüzy›l›n di¤er önemli kayna¤› Hoca f›kralar›n› Nasreddin Hoca’n›n bi- Gelibolulu Mustafa Ali’nin 1599-1600 yografisini oluflturmak için kullanmak y›llar›nda yazd›¤› Mevaidü’n Nefais fi aras›nda yöntem aç›s›ndan hiçbir fark Kavaidi’l Mecalis’tir. Gelibolulu Ali, ya- yoktur. Biri do¤ruysa di¤eri de do¤rudur, rat›l›fllar›nda vezin ustal›¤›ndan zengin- biri yanl›flsa di¤eri de. fiu halde birkaç lik bulunmayan “hayvan”lar›n, “ahmak fliiri yaflad›¤› varsay›lan dönemden en insanlara rast gelip inand›rabilirlerse bu erken ortalama bir yüzy›l sonra yaz›ya sözleri biz söyledik diye yalan uydurur- geçirilen Karac’o¤lan’›n, ço¤unlu¤u 18. lar. Darda kal›rsa Karac’o¤lan’a isnat yüzy›ldan sonra sözlü gelenekten cönk olunur ve Halil Abdal’›nd›r deyü aç›kla- ve mecmua ad› verilen defterlere kayde- n›r nice varsa¤›lar vard›r.” (Günümüz dilen fliirlerinden yola ç›karak oluflturu- Türkçesi Baflgöz 48) Bu ikinci kaynak da lan biyografilerini, yaz›l› kültür yazar ve “Karac’o¤lan söyledi” demiyor. Üste- flairlerinin biyografileri gibi de¤erlendir- lik, Karac’o¤lan ile Halil Abdal aras›nda mek do¤ru bir yaklafl›m olamaz. ciddi bir ayr›m yaparak, Karac’o¤lan’› Karac’o¤lan biyografilerinin ikinci “isnad olunur” ifadesiyle adeta “efsane kayna¤› ise, fliirlerin d›fl›ndaki yaz›l› bel- dünyas›na “ötelemektedir”. Karac’o¤lan gelerdir. 16. yüzy›l sonras› belgelerin ço- hakk›ndaki en güvenilir iki kaynak da ¤u, “Karac’o¤lan tipi”nin oluflumundan “Karac’o¤lan’› gördük, dinledik, sonra ortaya ç›kt›¤› için, bu tipin sözlü duyduk, o filan adamd›r, filan yer- gelenekteki yay›lmas› ba¤lam›nda de- dendir” demiyor. Kendi dönemlerinde ¤erlendirilmelidir. Karac’o¤lan’›n varl›- yaflad›¤›n› söylemiyor. ¤›na iflaret eden en eski iki kaynak, bi- Özgün Karac’o¤lan araflt›rmalar›- lindi¤i üzere 16. yüzy›la aittir. Bu ilk n›n sayg›n ismi, halkbilimi araflt›rmala- kaynaklar›n iyi anlafl›lmas› ve yorum- r›n›n duayeni sayg›de¤er hocam ‹lhan lanmas›, Karac’o¤lan tipini çözümlemek Baflgöz, Karac’o¤lan sorunsal›n› bir çok aç›s›ndan son derece önemlidir. Birinci aç›dan çözümleyen yöntemli çal›flmalar kaynak, 1582 y›l›nda Üçüncü Murad’›n yapt›. Bu çal›flmalar›ndan Karac’o¤lan yapt›rd›¤› bir sünnet dü¤ününü anlatan adl› kitab›nda, farkl› co¤rafyalarda fark-

Millî Folklor 35 Y›l: 15 Say›: 58 l› yüzy›llarda yaflayan befl Karac’o¤lan’›n nekten derledi¤i efsanelere dayand›r- varl›¤›n› savlad›. Bu çal›flmas›nda “Çu- d›.(215-220) kuroval› Karaco¤lan” olarak tan›nan›n› Öncelikle belirtmeliyim ki, halkbili- 17. yüzy›lda yaflam›fl olarak gösterirken, mi araflt›rmalar›n›n iki duayeni aras›n- 16. yüzy›lda Rumeli’yi de gören Yeniçeri- da geçen bu bilimsel tart›flman›n düzle- Bektafli bir “Yozgatl› Karac’o¤lan”›n var- mi, benim sav›mdan çok farkl›d›r. Her l›¤› üzerinde durmaktad›r. 19. yüzy›lda iki araflt›rmac› da 16. yüzy›lda yaflayan Silifke ve Yozgat’ta yaflayan iki Ka- Karac’o¤lan’›n daha çok “nereli” olmas› rac’o¤lan’›n daha bulundu¤unu, 20. yüz- gerekti¤i üzerinde fikir yürütmektedir- y›lda da Karac’o¤lan mahlas›n› kullanan ler. Ben ise, bir “tip” kavram›ndan söz bir afl›¤›n yaflad›¤›n› söyledi.(47-81) açarak, Karac’o¤lan’›n “nereli” oldu¤u Hayat›n› sözlü kültürün yaz›l› bel- bir yana, 16. yüzy›lda yaflay›p yaflamad›- geleri olan cönk ve mecmualar›n tozlu ¤›n›n bile bilinmedi¤ini, bu yüzy›ldan yapraklar› aras›nda kalm›fl metinlerini mümkün oldu¤unca önceki yüzy›llara gün ›fl›¤›na ç›karmaya adam›fl halkbili- “ötelenen” bir efsane yuma¤› veya Ka- minin di¤er sayg›n ismi ve duayeni say- rac’o¤lan fliirlerinin “proto-tipi” bulun- g›de¤er hocam fiükrü Elçin, Halk Edebi- du¤unu savunuyorum. yat Araflt›rmalar› adl› eserinde 16. yüz- Baflgöz, Yozgatl› Karac’o¤lan’›n 15. y›lda bir “Rumelili Karac’o¤lan” oldu¤u- yüzy›l›n sonunda do¤du¤unu, orduya ka- nu savl›yor, Yozgatl› Karac’o¤lan’›n var- t›ld›¤›nda 18-22 yafl civar›nda olmas›n›n l›¤›n› kabul etmiyordu. kabul edilebilece¤ini 1517 y›l›nda Yavuz Yozgat’ta Halk fiairli¤inin Dünü ve Sultan Selim’in M›s›r Seferi’ne kat›ld›¤›- Bugünü adl› çal›flmamda ben de 16. yüz- n› ve 16. yüzy›l›n son çeyre¤inden fazla y›lda Yozgat’ta bir Karac’o¤lan’›n yaflad›- yaflam›fl olamayaca¤›n› söylüyor.(58) Bu ¤›na dair belge bulamad›¤›m› ve Yoz- sav›n kayna¤› olarak, Polonyal› Türko- gat’ta 16. yüzy›ldan günümüze hiçbir fla- log T. Majda’n›n Wroclaw üniversite kü- ir ad›n›n ulaflmad›¤›n› söylemifltim.(114- tüphanesindeki 1613 tarihli bir yazma- 116) da buldu¤u Karac’o¤lan mahlasl› “Var Benim bu araflt›rmam› kaynak gös- M›s›r› Gör M›s›r›” kavufltak m›sral› fliiri teren fiükrü Elçin, ‹lhan Baflgöz’ün 16. kan›t olarak gösteriyor.(57) Baflgöz, 16. yüzy›l Karac’o¤lan’›n›n Yozgatl› oldu¤u- yüzy›ldaki tarihi olay ve kiflilerden söz na dair fikrini do¤ru bulmad›¤›n›, benim eden di¤er Karac’o¤lan fliirlerini ayn› araflt›rmam›n bu soruya iyi bir cevap ol- yöntemle analiz ederek ve Y›lmaz Gök- du¤unu Umay Günay Arma¤an›’na yaz- soy’un derledi¤i Karac’o¤lan efsanelerin- d›¤› “Yeflil Abdal ve Karac’o¤lan Üzerine deki tarihsel paralellikleri, görüflünü Notlar” bafll›kl› yaz›s›nda dile getirdi. do¤rulayan kan›tlar olarak de¤erlendir- ‹lhan Baflgöz, Folklor/Edebiyat’›n mektedir.(56) 31. say›s›nda “Say›n fiükrü Elçin’e Geci- Görüldü¤ü üzere, Baflgöz’ün en ken Bir Cevap” bafll›kl› yaz›s›nda fi. El- önemli tarihsel delili T. Majda’n›n ya- çin’e ve bana cevap verdi. Bu yaz›da, y›mlad›¤› fliirdir. Sekiz heceli befl dört- Baflgöz, 16. Yüzy›lda Yozgatl› Karaco¤- lükten oluflan bu fliirde, “Karac’o¤lan”, lan’›n yaflam›fl oldu¤unu, Karaco¤lan fli- M›s›r’› gördü¤ünü, görülmesi gerekti¤i- irlerine ve Y›lmaz Göksoy’un 20. yüzy›- ni, güzellerinden de söz açarak anlat›r. l›n ikinci yar›s›nda Yozgat’ta sözlü gele- Baflgöz, bu fliirin 1517 y›l›nda Karac’o¤-

36 Millî Folklor Y›l: 15 Say›: 58 lan’›n Yavuz Sultan Selim’in M›s›r Sefe- di¤i konusu en az Karac’o¤lan kadar ri’ne kat›ld›¤›n›n delili olarak görmekte yayg›nd›r. Bütün bu çekincelere karfl›n, ve bu görüflünü hem Karac’o¤lan kita- bu fliiri kuflku duyulmayan bir kan›t ola- b›nda (57), hem de Folklor/Edebiyat’taki rak nas›l alabiliriz? makalesinde yinelemektedir.(217) Bu Y›lmaz Göksoy’un derlemelerine ge- durumda bu fliirin M›s›r Seferi’nin heye- lince, Göksoy’un Yozgat’tan derledi¤i “ef- can›yla söylenmifl oldu¤unu varsayar- sane” ve “sözel tarih” kay›tlar› son dere- sak, ortalama olarak bir yüzy›l boyunca ce ayr›nt›l› gözüküyor. Yavuz Sultan Se- sözlü gelenekte yaflad›ktan sonra yaz›ya lim döneminin bir panoramas›n› veren aktar›lm›fl oldu¤u ortaya ç›kar. Bir sözlü bu rivayetlerin günümüzde derlendi¤i kültür fliirinin yüz y›l boyunca sözlü ge- göz önüne al›n›rsa, hangi sözlü bellek, lenekte ne tür de¤iflimler geçirebilece¤i, hangi gerekçeyle, hangi anlat›m orta- gerek Ong’un sözlü kültür yaklafl›m› ge- m›nda, hangi kal›plaflma ölçütlerinde or- rekse Baflgöz’ün konuyla ilgili kitab›n›n talama olarak 450 y›l bu bilgiyi yaflatm›fl “Karac’o¤lan Gelene¤i” (11-23) bafll›kl› ve nakletmifltir. Bu bilgi, 450 y›ll›k sözlü bölümünde vurgulanmaktad›r. Di¤er kültür sürecinde nas›l bir ifllev üstlen- yandan, afl›klar›n hangi durumlarda na- mifltir? Kula¤a f›s›ldanan bilginin befl al- s›l fliir yaratt›klar› konusunda ‹kinci Ka- t› kifli taraf›ndan nakledildikten sonra rac’o¤lan bölümünde dokunan Baflgöz, nas›l de¤iflti¤ini anlatan oyunlar ve f›k- “Gezginci sanat erleri olan afl›klar, dola- ralar vard›r. Sözlü nakillerin dilden dile, fl›p gördükleri yerlerin adlar›n› fliirlerin- kulaktan kula¤a kuflaktan kufla¤a nas›l de dinleyiciye sunmufllard›r. Ama buna de¤iflti¤ini efl metin ve benzer metin ça- bak›p da fliirde geçen her yeri, afl›¤›n l›flmas› yap›lan her sözlü kültür alan› ille de görmüfl oldu¤u san›lmamal›- aç›kça göstermektedir. Sözlü kültür için- d›r.(77) (Vurgu bana ait) de de¤iflmeden korunan noktalar ise, Do¤al olarak, Karac’o¤lan fliirleri- Ong’un vurgulad›¤› “kal›p ifadeler”dir. nin biyografik veya tarihsel kan›t olarak “Sözlü kültürde yaflayan biri, diyelim ol- kullan›lmas›ndaki sak›ncalar bununla dukça güç bir sorunu incelemeye baflla- bitmemektedir. Sözlü kültür fliirinin ka- d›ktan sonra o sorun kadar güç, karma- l›plaflma ve bu kal›plar›n›n ezberlenme, fl›k ve birkaç yüz kelimeden oluflan bir ezberlenenlerin hat›rlanma süreçleri sonuca vard›. Güç bela inceleyip sözel- aç›s›ndan Ong’un giriflte özetlenen gö- lefltirdi¤ini ileride an›msamak için nas›l rüflleri, “kolektif” yap›y› vurgulamakta- ak›lda tutabilir”(49) diyen Ong sözlü d›r. Bu yap›daki metinlerin ferdi olmak kültürdeki “kal›plaflma”ya vurgu yap- yerine anonim oldu¤u ve ortaklafla yara- maktad›r. Göksoy’un derledi¤i Karac’o¤- t›ld›¤› gibi ortaklafla kullan›ld›¤› da bi- lan anlat›lar›, temel epizot ve motifleriy- linmektedir. Sözlü gelenekte bir fliirin le bir halk hikayesinin kal›plaflma özel- az-çok de¤iflmelerle onlarca afl›¤a mal liklerini yans›tmaktad›r. Göksoy’un der- edildi¤ini biliyoruz. Acemi flairlerin us- lerdikleri, Yozgat ba¤lam›nda öteden be- talar›n›n mahlas›n› kullanarak fliirlerini ri anlat›lan bir halk hikayesinin vaka ortaya koydu¤unu daha 16. yüzy›lda Ge- özeti olmal›d›r. Bu vaka özetine ben Yoz- libolulu Ali söylüyor. (Aktaran Baflgöz gat’ta Halk fiairli¤inin Dünü ve Bugünü 48) Pir Sultan Abdal, Kul Himmet gibi adl› kitab›mda dokunmufl, bu metnin bir flairlerin mahlaslar›n›n nas›l taklit edil- halk hikayesi oldu¤unu söylemifl-

Millî Folklor 37 Y›l: 15 Say›: 58 tim.(115) Fakat bunu ifade ederken, möyküsü araflt›rmalar›n›n “fenomen”e Baflgöz’ün hakl› olarak son yaz›s›nda dönüflmesi, Dorson’un yorumuyla Tari- elefltirdi¤i gibi “Y›lmaz Göksoy’un tespit hi-Co¤rafi Yöntemin açmazlar›na eklem- etti¤i rivayetlerden yola ç›kan Baflgöz’e lenebilir. Halk fliirini incelerken bugüne göre…”(115) fleklinde bir girifl cümlesiyle kadar oldu¤u gibi, sorunlar yuma¤›na bu halk hikayesi vaka özetini nakletmi- dönüflen mahlaslar›n peflinden gitmek flim. Gerçi metnin bütünlü¤ü içinde ko- yerine, sözlü kültürün yaratma ve ürün- nu, Baflgöz’ün Folklor Edebiyat’taki ya- lerinin yaz›l› metne dönüflme süreçlerini z›s›nda belirtti¤i gibi “bu ifadeyi okuyan, inceleyen, özeli daha genelden kavrayan hakl› olarak, zannedecek ki bana gö- yaklafl›mlar üretilmelidir. Bir baflka aç›- re…”(218) diyerek kayg›lanmas›n› ge- dan söylemek gerekirse, Nasreddin Hoca rektirmeyecek kadar aç›ksa da, daha f›kralar›na tan›d›¤›m›z sözlü kültüre ait aç›k bir ifade kullanmam yönündeki olma hakk›n› veya sözlü kültürün Nas- elefltirisine kat›l›yorum ve bu vesileyle reddin Hoca f›kralar›n› yaratt›¤› yakla- kendisinden özür diliyorum. fl›m›n›, Karac’o¤lan tipine de uygulama- Sonuç olarak, benim Yozgatl› halk l›y›z. flairleri ile ilgili kitab›mdaki görüflüm, özü itibariyle 16. yüzy›lda Yozgat’ta bir KAYNAKLAR Karac’o¤lan’›n yaflamam›fl oldu¤unu sa- Aslano¤lu, ‹brahim. Pir Sultan Abdallar. ‹s- tanbul:ASY, 1985 vunmaktan daha çok, belgelerin böyle Baflgöz, ‹lhan. Karac’o¤lan. ‹stanbul:Pan Ya- bir afl›¤›n yaflad›¤›n› kan›tlamam›za yet- y›nc›l›k, 1992. medi¤i fleklindedir.(119) Bugünse, Baflgöz, ‹lhan. Geçmiflten Günümüze Nasred- Hoca. ‹stanbul: Pan Yay›nc›l›k, 1999. Ong’un yaklafl›m› do¤rultusunda baka- Baflgöz, ‹lhan. “Say›n fiükrü Elçin’e Geciken cak olursak, ortaya konulan kan›tlar›n Bir Cevap”. Folklor/Edebiyat 31(2002/3):215-220. sözlü kültürün yarat›lma, yay›lma ve Dorson, Richard M. Günümüz Folklor Kuram- lar›. Çev. Nermin Ulutafl. ‹zmir: Ege Üniversitesi, nakledilme süreç ve niteli¤ine uygun 1984. metinler ve bilgiler oldu¤unu, dolay›s›y- Elçin, fiükrü. “Yeflil Abdal ve Karaca O¤lan la, yineleyerek söylemek gerekirse, bu Üzerine Notlar”, Prof. Dr. Umay Günay Arma¤an›, , 1996 fliir metinlerinin ve tarihsel bilgilerin 16. Elçin, fiükrü. Halk Edebiyat› Araflt›rmalar› I- yüzy›lda bir Karac’o¤lan’›n yaflam›fl ol- 11. Ankara: Akça¤ Yay›nlar›, 1998. du¤unu göstermeyece¤ini düflünüyorum. Göksoy, Y›lmaz. “Yozgatl› Karaco¤lan”, Erci- yes 5,59(Kas›m 1982):23-24. Belki de, Karac’o¤lan fliirlerinin proto-ti- Göksoy, Y›lmaz. “Yozgatl› Karacao¤lan”. Erci- pi 15. yüzy›lda yaflam›flt›, kim bilebilir. yes 8,95(Temmuz 1985): 16-17. Türkmenistan’dan Azerbaycan’a K›- Göksoy, Y›lmaz, “Yozgatl› Karacao¤lan”. Er- ciyes 10,112(Nisan 1987):21. r›m’dan Balkanlara yay›lan Karaco¤lan Günay, Umay. Türkiye’de Afl›k Tarz› fiiir fliiri, sözlü gelene¤in imzas›n› tafl›mak- Gelene¤i ve Rüya Motifi. Ankara: Akça¤ Yay›nlar›, tad›r. Bu fliirler, gerçek anlamda Ka- 1993. O¤uz, M. Öcal. Yozgat’ta Halk fiairli¤inin rac’o¤lan fliirleridir, ama Karac’o¤lan’›n Dünü ve Bugünü. Ankara: Kültür Bakanl›¤› Yay›n›, fliirleri olmayabilirler. Pir Sultan, Köro¤- 1994. lu ve Karac’o¤lan gibi halk flairleri, söz- Ong, Walter J. Sözlü ve Yaz›l› Kültür. Çev. Sema Postac›o¤lu Banon. ‹stanbul: Metis Yay›nlar›, lü kültür içinde yani metinsiz alanda or- 1995. taya ç›k›p gelifltikleri için “ur-form”, “ur- Y›ld›r›m, Dursun. Türk Edebiyat›nda Bektafli tip” veya “proto-tip” aray›fllar› sonuç ver- F›kralar›. Ankara: Akça¤ Yay›nlar›, 1999 meyebilir. Nitekim, Karac’o¤lan’›n yafla-

38 Millî Folklor