<<

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

COĞRAFYA ANABİLİM DALI

BEŞERİ VE İKTİSADİ COĞRAFYA BİLİM DALI

BEYPAZARI İLÇESİNDE KIRSAL TURİZM

Yüksek Lisans Tezi

İmran Başak KURT

Ankara-2009

1 T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

COĞRAFYA ANABİLİM DALI

BEŞERİ VE İKTİSADİ COĞRAFYA BİLİM DALI

BEYPAZARI İLÇESİNDE KIRSAL TURİZM

Yüksek Lisans Tezi

İmran Başak KURT

Tez Danışmanı:

Doç.Dr.Mehmet SOMUNCU

Ankara-2009

2

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

COĞRAFYA ANABİLİM DALI

BEŞERİ VE EKONOMİK COĞRAFYA BİLİM DALI

BEYPAZARI İLÇESİNDE KIRSAL TURİZM

Yüksek Lisans Tezi

Tez Danışmanı: Doç. Dr. Mehmet SOMUNCU

Tez Jürisi Üyeleri

Adı ve Soyadı İmzası

Prof.Dr. Hamdi KARA ......

Prof.Dr. Nevin AKPINAR ......

Doç. Dr. Mehmet SOMUNCU (Danışman) ......

3 ÖNSÖZ

‘Beypazarı İlçesinde Kırsal Turizm’ isimli bu yüksek lisans tezi, Doç.Dr.Mehmet SOMUNCU’nun yönetiminde hazırlanmıştır.

Araştırma alanı olan Beypazarı, İç Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Sakarya Bölümü’nde Ankara ili sınırları içinde yer almaktadır.

Bu araştırmanın esas amacı, Beypazarı ilçesinde kırsal turizm değerlerini ortaya koymak ve bu konuda yapılacak çalışmalara ışık tutmaktır. Bunun için coğrafyanın prensiplerinden yararlanarak sentez sonuçlara ulaşılmaya çalışılmıştır. Bu sonuçlar doğrultusunda da gelecekte yapılması gerekenlerle ilgili önerilerde bulunulmuştur.

Tez konusunun belirlenmesinden itibaren her aşamada değerli fikirleriyle bana yol gösteren sayın hocam Doç.Dr.Mehmet SOMUNCU’ya teşekkür ederim.

Arazi çalışmaları sırasında yardımlarını gördüğüm, Beypazarı’ndaki tüm kurum, kuruluş ve kişilere, arkadaşlarıma teşekkür ederim.

ANKARA-2009

İmran Başak KURT

4 İçerik 1.Giriş ...... 7 1.1.Araştırma Alanının Yeri ve Sınırları ...... 8 1.2.Araştırmanın Amacı ve Kapsamı ...... 9 1.3.Araştırmanın Yöntemi ...... 9 2.Kavramsal Çerçeve ...... 10 2.1.Turizm ...... 10 2.2.Rekreasyon ...... 13 2.3.Kırsal Turizm ...... 14 2.4.Sürdürülebilir Kalkınma ...... 16 2.5.Sürdürülebilir Turizm ...... 17 3.Beypazarı İlçesinin Coğrafi Özellikleri ...... 19 3.1.Fiziki Coğrafya Özellikleri ...... 19 3.1.1.Topografik Özellikler - Turizm İlişkisi...... 19 3.1.2.Jeomorfolojik Özellikler - Turizm İlişkisi ...... 20 3.1.3.Jeolojik Yapı - Turizm İlişkisi ...... 21 3.1.4.İklim Özellikleri - Turizm İlişkisi ...... 22 3.1.5.Hidrografik Özellikler - Turizm İlişkisi ...... 25 3.1.6.Bitki Örtüsü Özellikleri - Turizm İlişkisi ...... 27 3.1.7.Toprak Özellikleri - Turizm İlişkisi ...... 28 3.2.Beşeri Coğrafya Özellikleri ...... 29 3.2.1.Tarihi Özellikleri - Turizm İlişkisi ...... 29 3.2.2.Nüfus ve Yerleşme Özellikleri - Turizm İlişkisi ...... 32 3.2.3.Ekonomik Faaliyetler – Turizm İlişkisi ...... 39 3.2.3.1.Tarım ve Hayvancılık ve Turizm İlişkisi ...... 39 3.2.3.2.Ticaret ve Turizm İlişkisi ...... 46 3.2.3.3.Turizm Faaliyetleri ...... 48 4.Beypazarı İlçesinin Turizm Çekicilikleri ...... 48 4.1.İlçe Merkezindeki Turizm Çekicilikleri ...... 48 4.1.1.Doğal Çekicilikler ...... 48 4.1.1.1.İnözü Vadisi ...... 48

5 4.1.1.2.Hıdırlık Tepe ...... 49 4.1.2.Kültürel Çekicilikler ...... 50 4.1.2.1.Beypazarı Evleri ...... 50 4.1.2.2.Sokaklar ...... 51 4.1.2.3.Kültür Evi ...... 51 4.1.2.4.Gümüş Mağazaları ...... 51 4.1.2.5.Taş Mektep ...... 52 4.1.2.6.Camiler ...... 52 4.1.2.7.Türbeler ...... 54 4.1.2.8.Bedesten, Köprü, Hamam ve Kervansaraylar...... 56 4.1.2.9.Yöresel Yemekleri ...... 57 4.2.Kırsal Alandaki Turizm Çekicilikleri ...... 58 4.2.1.Köyler ve Beldeler ...... 58 4.2.1.1.Karaşar Beldesi ...... 58 4.2.1.2.Akçakavak Köyü ...... 60 4.2.1.3.Bağözü Köyü ...... 62 4.2.1.4.Hırkatepe Köyü...... 63 4.2.2.Doğal Güzellikler ...... 64 4.2.2.1.Yaylalar ...... 64 4.2.2.2.İnözü Vadisi ...... 67 4.2.3.Kültürel Çekicilikler ...... 68 5.Beypazarı İlçesinde Turizm İçin Yapılan Çalışmalar ...... 69 6.Beypazarı İlçesinde Kırsal Turizmin Geleceği ...... 71 7.İlçede Kırsal Turizmin Geliştirilmesi İçin Yapılması Gerekenler ...... 87 8.Sonuç...... 89 ÖZET ...... 92 ABSTRACT ...... 92 KAYNAKÇA ...... 93

6 1.Giriş

Ankara, , Eskişehir üçgeni arasında yer alan Beypazarı (Şekil 1), turistlerin önemli uğrak yerlerinden biri olmasının yanı sıra bünyesinde barındırdığı sayısız güzelliği ve özelliği ile de daha birçok kişinin ilgisini çekmektedir.

Zengin tarihi mirası, birçok medeniyete ev sahipliği yapması, kendine has kent dokusu ve mimarisi, temizliği, yöresel yemekleri, doğal güzellikleri ile dikkatleri üzerine toplamaktadır.

İlçe özellikle son zamanlardaki tanıtım ve proje uygulama atakları ile turizm alanında çok ilerlemiştir. Belediye Başkanının yürüttüğü ve başlattığı bu çalışmalar halk tarafından büyük destek görmektedir. Bu durum halkın turizme katılımını artırmaktadır. Aynı zamanda Beypazarı dışındaki insanlara da medya kanalıyla kentin tanıtımı yapılmaktadır.

Beypazarı’ndaki güzellikler daha ilçe merkezine girmeden kendini gösterir. Şeytan masaları ile doğal güzellikler başlar, İnözü vadisinde Frigya kaya mezarları ve vadinin eşsiz güzelliği ile devam eder. Yaylalarda ise başka bir güzellik ile ilçe sınırları çizilir.

Beypazarı tarihi ve doğa güzelliği ile kesinlikle görülmesi gereken yeni bir turizm alanıdır.

7 1.1.Araştırma Alanının Yeri ve Sınırları

İlçe sınırı İl sınırı

Şekil 1. Beypazarı İlçesi’nin Yer Bulduru Haritası ve Çalışma Yapılan Alanlar

İç Anadolu Bölge’sinde, Ankara’nın 100 km batısında bulunan Beypazarı ilçesinin, kuzeyde Bolu ili ve Çamlıdere ilçesi, kuzeydoğuda Güdül, doğuda Ayaş, güneyde Polatlı ilçeleri ile,

8 güneybatıda Eskişehir ili, batıda ise Nallıhan ilçesiyle sınırları bulunmaktadır (Şekil 1). Coğrafi kordinatlarına baktığımızda; K 40̊,10̍,02̎ enlemi ile D 31̊,55̍,15̎ boylamında yer alır.

1.2.Araştırmanın Amacı ve Kapsamı

Bu çalışmanın amacı; Beypazarı ilçesindeki kırsal turizm değerlerini ortaya koymak ve ilçenin turizm potansiyelini oluşturan bu değerlerin nasıl değerlendirilmesi konusunda önerilerde bulunmaktır.

Beypazarı ilçe merkezinde yaklaşık 8 yıldır süren bir turizm faaliyeti bulunmaktadır. Beypazarı’nda turizm denilince akla ilçe merkezi gelmektedir fakat, kırsal kesimde de bir turizm potansiyeli vardır. Araştırmanın ana hedefi Köylerde ve dağlık alanlardaki bu kırsal turizm potansiyelini tespit etmek ve öneride bulunmak amaçtır.

Araştırmanın alanı Beypazarı ilçesi kırsal alanında yapılacak bir turizm araştırma çalışması ile sınırlıdır.

1.3.Araştırmanın Yöntemi

Öncelikli olarak çalışma alanının sınırları tespit edilmiştir. Çalışma alanı Beypazarı ilçesinin kırsal alan turizm konusudur. Bu çalışmada sınır olarak her ne kadar Beypazarı ilçesi idari sınırı esas alınmışsa da konu itibariyle köylerde ayrıntılı araştırmayı zorunlu kılmıştır. Beypazarı’nda 65 köy vardır fakat çalışma süresi yeterli olmadığından çalışmada birbiriyle ortak özellikler gösteren bir belde yedi köy örneklem üzerinde çalışılmıştır.

Konu turizm potansiyelinin tespiti olduğu için öncelikle, konuyla ilgili literatür taraması yapılmıştır. Kavramsal çerçeve netleştirilmiştir.

Daha sonra arazi ile ilgili ön çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar sırasında önceden belirlenen bazı köylerde hızlı bir sörvey yapılmış, ilçe Belediye Başkanı, Jandarma Karakolu yetkilileri ve turizmle ilgili acentaların bilgilerine başvurulmuştur. Derlenen bu ilk bilgiler değerlendirmeye alınmıştır. Araştırmanın süresi ve olanakları dikkate alındığında tüm köylerde derinlemesine bir araştırma yapılamayacağı bir gerçektir. Bu yüzden coğrafi olarak çevresindeki diğer köyleri temsil edebilecek köyler örnek olarak seçilerek buralarda ayrıntılı araştırma yapılması planlanmıştır.

Sonrasında arazi çalışmasında gerekli olacak haritalar tablolar ve grafikler derlenmiştir. Bu doğrultuda haritalarla ve edinilen bilgiler doğrultusunda arazi çalışması için tekrar ilçeye gidilmiş ve gerek ön araştırmanın sonuçlarına gerekse derlenen bilgilere dayanarak tesbit edilen köylere gidilmiştir.

9 Bölgede turizm ile ilgili bilgileri halktan edinilecek veriler sonucunda ulaşmak gayesiyle anket hazırlanmış ve bir belde (Karaşar) ve 7 köyde (Akçakavak, Yiğerler, Uşakgöl, Sekli, Hırkatepe, Kabaca, Bağözü) anket uygulaması yapılmıştır (Şekil 1). Bu sonuçlar ise çalışma içinde değerlendirilmiştir. Anketlerin uygulanması esnasında ayrıca köy muhtarları ile yüz yüze görüşmeler yapılarak konu ile ilgili ayrıntılı bilgi derlenmiştir.

2.Kavramsal Çerçeve

2.1.Turizm

Turizm, özünde eğlenme ve zevk amacı olan ve belirli bir paranın ve zamanın kullanılması veya dinlenmek ve tatil geçirmek amacıyla geziye çıkmaktır (Özgüç, 1984: 9). Yani turizm, boş zamanların belirli bir biçimde değerlendirilmesi hareketidir. Ancak tüm eğlenme, dinlenme gibi boş zamanları değerlendirme faaliyetleri, turizm kapsamı içerisine girmemektedir (Barutçugil, 1986: 2).

İnsanlar, geçici süreler içinde, normal hayatlarını sürdürdükleri yerlerden ayrılarak başka yerlere gitmekte buralarda dinlenme, gezip görme, eğlenme ve öğrenme gibi sosyal, kültürel ve psikolojik faaliyetlerde bulunarak, ekonomik ve sosyal alanda geniş etkiler doğuran turizm olayını meydana getirmektedirler. Dünya Turizm Örgütü (WTO), turizmi, gelir getirici etkinlikler dışında kalan boş zamanların hemen hepsini içine alan bir seyahat; bundan doğan konaklama, yeme-içme, ulaşım, eğlence gibi hizmetler ve ilişkilerdir diye tanımlamıştır (Turizm Bakanlığı, 1993: 8).

1980 yılında AIEST (Uluslararası Bilimsel Turizm Uzmanlar Birliği) tarafından ise turizm: ”İnsanların devamlı ikamet ettikleri, çalıştıkları ve rutin ihtiyaçlarını karşıladıkları yerlerin dışına seyahatleri ve buralardaki turizm işletmelerinin ürettiği mal ve hizmetleri talep ederek geçici süreli konaklamalardan doğan olaylar ve ilişkiler bütünü” olarak tanımlanmıştır.

Barutçugil ise turizmin beş temel özelliği bulunduğunu söylemektedir. Bunlar;

1. Turizm, bir dizi olay ve ilişkinin bir bütünüdür. Bunlardan yalnızca biri değildir. 2. Bu olaylar ve ilişkiler, çeşitli yerlere seyahat eden insanların, bu hareketlerinden ve buralarda konaklamalarından kaynaklanır. Bu özellik konunun dinamik yönünün seyahat, statik yönünün konaklama olduğunu göstermektedir. 3. Seyahat ve konaklama, normal olarak yaşanılan ve çalışılan yerlerin dışındaki yerlerde olmaktadır. Böylelikle, seyahat edilen ve konaklanan

10 yerlerde buralarda yaşayan ve çalışan insanlardakinden farklı faaliyetler ortaya çıkmaktadır. 4. Yer değiştirmeler, geçici ve kısa dönemli bir nitelik taşımaktadır. Seyahate çıkan kişinin birkaç gün ya da ay içerisinde geriye dönme niyetinin bulunması gerekmektedir. 5. Ziyaret edilen yerlerde kazanç sağlamaya yönelik çalışma söz konusu değildir. Bu durum ziyaret, iş bulmak ya da iş kurmak gibi amaçlarla da ilişkili değildir.

Bu temel özelliklere göre turizm; yabancıların sürekli yerleşmeye dönüşmeyecek ve herhangi bir kazanç getirici faaliyetle ilişkisi olmayacak şekilde seyahat etmelerinden ve konaklamalarından dolayı ortaya çıkan olayların ve ilişkilerin tümüdür (Barutçugil, 1986: 2).

Turizmin içinde boş zaman ve rekreasyon kavramının yer aldığı tanımlar da yapılmaktadır. Bu açıdan Zedek turizmi; piknik, seyahat ve bir yerin yabancı olan şahısların kaldıkları yerde devamlı veya geçici, asli kazanç amacına yönelik faaliyette bulunmamaları şartıyla konaklamaları ile ilgili olarak, boş zaman değerlendirmesi, insanlar arası karşılaşmaların teşviki, yenilenmesi, korunması aynı şekilde bilgilerini aktarma imkanlarından yararlanılması yönlerinin de etkisi altındaki iktisadi, toplumsal, hissi ilişkilerin ve olayların bütünü olarak tanımlanmıştır (Toskay, 1983: 32).

Günümüz turizm içeriği ve sebepleri ile ilgili önemli bir unsuru olan rekreasyonun, Spatt’ın tanımında da yer aldığını görmekteyiz. Bu anlayışla Spatt, turizmi; dinlenme ve onunla ilişkili ihtiyaçların tatmini sebebiyle boş zaman harcamasından ortaya çıkan, tüketim harcamaları ile belirlenen geçici yer değiştirmeye bağlı olan ilişkileri ve olayların tamamıdır diye tanımlanmaktadır.

Turizm için genelde, açık anlamlı ve kapsamlı bir tanıma ulaşmakta güçlükler bulunmaktadır. Amaçlanan özel perspektiflerle ve tanımın neden önemli ve kullanışlı olması gerektiği ile ilişkili olarak, ancak bazı tanımlamalara gidilebilmektedir. Yukarıdaki tanımlara ilaveten Brotherton, turizmi yapısal olarak yani turizm endüstrisini tanımlamayı hedefleyen ve konuya arz yönünden süreç olarak yani, turizm sistemi içinde, turistler tarafından sergilenen aktiviteler, olaylar, tavırlar ile sistemde turistler ve turizm ürününü sunanlar arasındaki karşılıklı etkileşimi hedefleyen sistemler yönünden ve işlevsel olarak yani, insanların turizm olayına katılmalarına etki eden motivasyonlar ve onlar için taşıdığı anlamlar üzerinde odaklaşan ve konuya talep açısından bakan görüşler çerçevesinde tanımlamaktadır (Brotherton, 1991: 37). Buna göre yapısal görüş açısından turizm; insanlara ev ortamından uzak iş, eğlence ve dinlence aktivitelerini kolaylaştırmak amacıyla doğrudan mal veya hizmet sunan bütün işlerin toplamıdır. Süreç olarak turizm ise; insanların normalde oturdukları ve çalıştıkları yerlerin dışına geçici hareketleri, bu hareketler içindeki etkinlikleri ve onların

11 ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla hazırlanan turistik yerler ve tesisleridir. Turizm, bir yerde oturmayan kişiler tarafından, turistik yörelere yapılan ve misafirliğin kalıcı bir yerleşmeye dönüşmediği seyahatlerin toplamıdır. Turizm, eğlence ve işin bir kombinasyonudur. Süreç olarak turizmin son tanımı ise; ‘turizm, seyahati bir unsur olarak içerir, fakat bütün seyahatler turizm değildir. Seyahat ve turizm, bireysel eğlence zamanına giren unsurları ve aynı zamanda reaksiyon aktivitelerini kapsar, fakat bunlarla eş anlamlı değildir. Çünkü, eğlence ve rekreasyon olayları çoğunlukla evde veya ev çevresinde yer alır’ şeklinde verilebilir.

Turizmin daha çok taraftar bulan işlevsel görüşe göre yapılan tanımı ise şöyledir; turist, kendi özel seyahat planını seçerken her türlü dış baskı ve zorlanmalardan kurtulacak, ilgili programı uygulayabilecek, programı kişisel olarak tatmin edici bulacak, belirli hedef ve amaçlara varmaya çalışacak ve bunları tanımlayabilecek, bunun için mücadele edecek ve sonuçta, statü veya gücünü artırarak ödüllendirilmiş olacaktır.

Turizm, genellikle bir rekreasyonel etkinlik olarak tanımlanıp analiz edilirken insanların kendi yaşadıkları yer dışında sürekli olarak yerleşmemek, ticari ve politik bir amaç taşımamak koşuluyla temel amaç dinlenmek ve eğlenmek olan boş zamanların değerlendirilmesine yönelik, değişik amaçlarla yaptıkları seyahatlerden ve gittikleri yerdeki konaklamalardan doğan ihtiyaçlarını karşılama, insanları insanları kabul etmeye ağırlama sanatı olarak açıklanmıştır. Bu tanımın ilgi çekici özellikleri de şöyle sıralanmaktadır (Gürdal, 1987).

1. Turizm insanın, insana hizmet ettiği bir beşeri ilişkiler bütünüdür. 2. Turizm olayı, temel amacı dinlenmek ve eğlenmek olan boş zamanların, merak, din, kültür, sağlık ve spor gibi değişi amaçlarla kullanımına yönelik bir faaliyettir. 3. Turizm dinamik öğesi ulaştırma ve statik öğesi konaklama işletmeleri ile yüksek potansiyelli rekreasyon alanlarının ekonomik, ticari ve rasyonel amaçlarla işletilmesi yöntemidir. 4. Turizm, turist hareketlerinin bir ülkeye sağladığı sosyal fayda döviz girdisi bakımından ekonomik, turistik tüketicinin korunması ve sorunların çözümlenmesi açısından hukuk, insan davranışları ve müşteri açısından psikoloji gibi insan ihtiyaçlarını ve ilişkilerini konu eden sosyal bir olaydır. 5. Turizm, sanat yönlü bir olaydır. çünkü dil, din, ırk, yaşam tarzı, zevk anlayışı, gelenek ve görenekleri birbirinden farklı olan insanları ağırlamak, onlara hizmet etmek bir sanat halini almıştır.

12 2.2.Rekreasyon

Rekreasyon, yenilenme, yeniden yaratılma veya yeniden yapılanma anlamına gelen Latince recreatio kelimesinden gelmektedir. Türkçe karşılığı yaygın bir şekilde boş zamanları değerlendirme olarak görülmektedir.

Modern anlamda bir sosyal kurum, bilgiler topluluğu ve profesyonel bir çalışma alanı olarak rekreasyon, işten bağımsız, kendi içindi değerli olan, kişinin pek çok önemli ihtiyacını karşılayan, dolu ve mutlu bir yaşam aracıdır. Bu yaklaşımla rekreasyon, en yaygın olarak, insanların gönüllü olarak boş zamanlarında katıldıkları ve kişisel olarak doyum sağladıkları aktiviteler olarak tanımlanabilir (Edginton ve Ford, 1985: 5).

Rekreasyon, günümüzde birçok anlamın yüklendiği ve kapsamına çok çeşitli aktivitelerin alındığı sıkça söylenen bir kavramdır. Birçok tanımlamaları yapılmış ve çeşitli açılardan açıklamaları yapılmaktadır. Aşağıda bunlardan bazıları üzerinde durulmaktadır.

Genel anlamda rekreasyon, insanların boş zamanlarında eğlence ve tatmin dürtüleri ile gönüllü olarak etkinliklere katılımı olarak açıklanmaktadır (Sağcan, 1986: 5). Rekreasyon, boş zaman içinde ve onunla ilişkili eylem ya da önceden planlanmış bir hareketsizlik anlamına gelen serbest durgunluğu da içeren eylemlerin tamamıdır (Akesen, 1978: 30). Demers, rekreasyon insanların boş zamanları boyunca tam bir arzu ile katılma sırasında veya daha sonra tatmin duydukları faaliyetler olarak tanımlarken, Carlson ve arkadaşları ise, rekreasyonu, katılanların gönüllü olarak giriştikleri ve anında tatmin oldukları, hoşa giden herhangi bir boş zaman deneyi olarak ele almışlardır (Sağcan, 1986: 5). Rekreasyon, insanların boş zamanlarında yaptıkları, zorunlu çalışma faaliyetlerinden bağımsız olarak, kişinin boş zamanın serbest olarak ve dilediği gibi kullandığı fiziksel gücünü onarmaya ve ruhsal kapasitesini zenginleştirmeye yönelik zorunlu faaliyetlere karşıt, özgürce seçilen ve fiziksel ve sosyal çevrenin değişmesi anlamına gelen faaliyetler olarak da tanımlanmaktadır (Turizm Bakanlığı, 1993: 4).

Glikson’a göre rekreasyon; nasıl olursa olsun, insan yaşamının canlandırılması anlamına gelmektedir. İnsanın biyotik ve fiziksel çevresini de canlandırılması anlamında kullanılan rekreasyon canlandırmak ve anlamak gibi karşılıklı iki fonksiyonun birbirlerini etkilemesinden oluşmaktadır. Burada, insanın canlanması ile birlikte fiziksel ve sosyal çevresinin de etkilenerek canlandırılması söz konusudur. Clawson’a göre ise; rekreasyon etkinliklerini diğer etkinliklerden ayırt etmek çoğu kere mümkün olamamaktadır. Ancak, rekreasyonu farklılaştıran etkinliğin kendisinden çok onunla birlikte olduğu kabul edilen davranışlardır (Özgüç, 1984: 2).

13 John’a göre ise; rekreasyon, insanların temel ve çağdaş bir ihtiyaçları olarak nitelendirilirken, insanın boş zamanı için değerli olan faaliyetleri eğitimleri, imkanları ve danışmanlık hizmetlerinin tamamını kapsamaktadır (John, 1956: 18). Bayer’e göre rekreasyon; kişiyi hayata bağlayan dinlendirici, meşgul edici veya zevk verici olay ve eylemleri yapmak veya bu etkinliklere katılmak suretiyle ruhen ve bedenden bir canlılığı elde etmektir (Bayer, 1974:49). Bir başka tanımlamada ise, rekreasyon, bireyin, mesleki, ailevi, toplumsal ödevlerini yerine getirdikten sonra, bağımsız iradesiyle seçebileceği bir seri dinlenme, eğlenme, bilgi ve becerilerini artırma ve kendini yenileme uğraşılarına katılması olarak açıklanmaktadır (Gökmen, 1985: 28).

Daha kapsamlı bir açıklama ise şöyledir; insanın, yoğun çalışma yükü, rutin hayat tarzı veya olumsuz çevresel etkilerden tehlikeye giren veya olumsuz etkilenen bedeni ve ruhi sağlığını tekrar elde etmek korumak veya devam ettirmek aynı zamanda zevk ve haz almak amacıyla, kişisel doyum sağlayacak, tamamen çalışma ve zorunlu ihtiyaçlar için ayrılan zaman dışında kalan bağımsız ve bağlantısız boş zaman içinde, isteğe bağlı ve gönüllü olarak ferdi veya grup içinde seçerek yaptığı etkinliklere rekreasyon denir.

2.3.Kırsal Turizm

Kırsal turizm, sürdürülebilirlik yaklaşımlarından hareketle giderek daha fazla ilgi gören ve geliştirilmekte olan bir turizm çeşididir. Bazı kaynaklarda tarım ve çiftlik biçiminde adlandırılan kırsal turizme ait çok sayıda tanımlamayla karşılaşmak mümkündür (Leader European Observatory, 1997). Tanımların bazılarında faaliyetlerin gerçekleştiği yerlere ait düşük nüfus yoğunluğu ön plana çıkarılırken, bazılarında ise turistlerin yerleşimlerin geleneksel, doğal ve tarihsel özelliklerine yönelik beklentileri önem kazanmaktadır. Kırsal turizm Avrupa Birliği tarafından yapılan çalışmalarda ise şu şekilde tanımlanmaktadır; “kırsal turizm, amacı tarımsal ya da yerel değerlerle iç içe bulunarak hoşça zaman geçirmek olan turistlere beklentileri doğrultusunda konaklama, yiyecek içecek ve diğer hizmetleri veren küçük ölçekli işletmelerin yer aldığı küçük yerleşimlerde gerçekleştirilen faaliyetler bütünüdür” (EC, 1999: 151). Kırsal turizmin talep cephesinde doğa ve çevre değerlerine ek olarak yerel kültürlerle tanışmak isteyen bir tüketici kitlesi bulunmaktadır. Tanım her ne kadar tarımsal ağırlıklı üretim ilişkilerini ön plana çıkarmaktaysa da yöresel alışkanlık, tutum, davranış ve ilişkilerle tanışmak bu tüketici grubunun temel beklentilerindendir.

Dünya turizm literatürü incelendiğinde uzmanlar tarafından kırsal turizmin; çiftlik turizmi, köy turizmi, yayla turizmi, tarımsal turizm, eko-turizm, yumuşak turizm, yeşil turizm, özel ilgi turizmi, alternatif turizm, çevresel turizm (Yarcan, 1998: 70) gibi farklı isimlerle ifade edildiği görülmektedir. Bunun nedeni uzmanlar arasında kırsal turizmin kapsamı konusunda ortak bir görüşe sahip olunmamasıdır.

14 Diğer bir yazara göre kırsal turizm, insanların devamlı ikamet ettikleri yerler dışındaki kırsal yörelere ziyaretleri, buralarda çiftçilerin ürettikleri mal ve hizmetleri, yörenin doğal dokusuna uygun mekanlarda talep ederek ve yörede para artırma arzularını minimize ederek geçici konaklamalarından doğan olaylar ve ilişkilerin bütünüdür (Küçükaltan, 2002).

Kırsal turizm genellikle boş vakit geçirme, rekreasyon ve çok az iş amaçlı, aynı ülke veya farklı ülkelerin şehirli insanlarının kırsal alanları kullanımını içerir. Bununla birlikte bu basit tanım çok sayıda ayrı ve karışık önemli farklılıklara işaret eder. Kırsal turizm, turistin devamlı ikamet ettiği evinden kilometrelerce uzaktaki bir ülkede uzun bir tatil ya da birkaç dakikalık uzaklıktaki kırsal alanda öğleden sonra gezisi şeklinde olabilir. Bu tatiller aktif ya da pasif, şehir yakınında olma ya da turda olma, fiziksel memnuniyet amaçlı olma ya da aile ve akrabaları ziyaret gibi duygusal amaçlı olabilir. Bu farklılıklar kırsal turizmin tanımlanmasını ve genellenmesini zorlaştırmaktadır (Swarbrooke, 1997: 35).

Kırsal turizmle iç içe geçmiş iki turizm türü daha bulunmaktadır; çiftlik turizmi ve tarım turizmi. Hatta her ikisi de kırsallığı çağrıştırdığından, kırsal turizm yerine de kullanılmaktadır. Kırsal alanlarda konaklama etkinlikleri köy yerine çiftliklerde yapılıyorsa bu turizm türüne de çiftlik turizmi denilmektedir. Herhangi bir kırsal yerleşmede ekonomik etkinlik tarım ise ve turistik uygulamalarda ağırlıklı olarak tarıma dayalı plan ve projeler yer alıyorsa, bu turizm türü de tarım turizmi olarak anılmaktadır. Tarım turizmi, bir etkinlik olarak sürerken, aynı zamanda doğal çevre ile geleneksel kırsal coğrafi görünümünün korunmasına yardım etmekte ve çevre-tarım-turizm arasındaki bağın oluşmasını sağlamaktadır. Bunun ötesinde kıyılara olan yoğun talebi kırlara yönlendirerek kıyıları turist baskısından kurtarmaktır. Sonuçta kırsal turizm, tarım turizmi ve çiftlik turizmi aynı amaca hizmet eden turizm türleri olup aralarında önemli bir fark yoktur (Soykan, 1999: 68).

Kırsal turizm; yalnızca çiftlik yönelimli bir turizm türü sayılmaz. Çiftlik yönelimli tatilleri de bünyesinde bulundurmakla birlikte çevresel turizm ve doğa turizminin gerektirdiği bazı özel ilgi alanlarını da içeren çok yönlü kompleks bir faaliyettir. Yürüyüş, tırmanma, at binme, macera, spor, sağlık, avcılık, balıkçılık, eğitsel, sanatsal, tarihsel ve bazı bölgelere yönelik etnik özellikli turizm gibi bu özel tiplerin yanı sıra genel amaçlarla yapılan kırsal turizm faaliyetleri de vardır. Ancak turizm pazarında önemli bir yeri olan kırsal turizmde amaç, genellikle sakin, sessiz ve dinlendirici bir ortamı yakalayabilmektir. Günümüzde dört ve beş yıldızlı oteller yerine doğa içinde küçük kır evlerinde tatillerini geçirmek isteyen ve kırsal turizmi tercih eden kent kökenli turistlerin sayısı her geçen gün artmaktadır.

15 2.4. Sürdürülebilir Kalkınma

Sürdürülebilirlik kavramı 1970’li yıllarda önemi giderek artan ve ülke sınırlarını aşarak küresel boyutlarda düşünülmesi gereken bir olgu haline gelmiştir. 1980 yılında Uluslar arası Doğayı Koruma Birliği (UDKB) tarafından yayınlanan Dünya Korumacılığı Stratejisi ile Brundland Raporu olarak bilinen ve 1987 yılında “Ortak Geleceğimiz” adıyla yayınlanan Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu raporu gibi uluslar arası örgütlerce yapılan çalışmalar sonunda sürdürülebilirlik için belirli ilkeler geliştirilmiştir (Himmetoğlu, 1996: 61).

Sürdürülebilir gelişme kavramı, 1987 yılında Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Komisyonu tarafından yayınlanan Brundland Raporu´nda “Bugünün ihtiyaçlarını, gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağında ödün vermeksizin karşılamaktır” şeklinde tanımlanmıştır. İhtiyaç kavramı, özellikle dünyanın yoksullarının temel ihtiyaçları kavramı, ki buna her şeyden fazla öncelik verilmelidir ve çevrenin bugünkü ve gelecekteki ihtiyaçları karşılayabilme yeteneğine teknolojinin ve sosyal örgütlenmenin getirdiği sınırlamalar düşüncesi bu raporun içindeki iki temel kavramdır.

Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu raporu gibi sürdürebilirlik için aşağıdaki ilkeler geliştirilmiştir.

1. Bütünleyici bir planlama ve strateji geliştirme. 2. Temel ekolojik süreçler koruma. 3. İnsanlık mirasını ve biyolojik çeşitliliği koruma. 4. Verimliliğinin uzun bir döneme yayılmasına ve gelecek kuşaklara ulaşmasına izin veren büyüme modelleri. 5. Ekonomik büyüme ile doğal kaynaklar arasında denge. 6. Ülkeler arasında var oluş hakkı ile imkanlar arasında denge.

Sürdürebilirlik gelişmede böyle bir dengenin yaratılmasını, çevre, gelişme ve büyüme ilişkilerindeki olumsuz etkilerin yok edilmesini ya da en azından azaltılmasını hedefleyen bir anlam kazanmıştır. Sürdürebilirlik, gelecek nesillerin gereksinimlerini dikkate alarak bugünkü nesillerin gereksinimlerinin karşılanması olarak da belirtilebilmektedir (Çubuk, 1996: 463).

Karaman’a göre sürdürebilirlik, bir toplumun ekosistemin ya da sürekliliği olan herhangi bir sistemin işlerini kesintisiz, bozulmadan, aşırı kullanımla tüketmeden ya da sistemin hayati bağı olan ana kaynaklara aşırı yüklemeden sürdürülebilmesi yeteneği olarak tanımlanabilir (, 1996: 99).

Birkan’a göre ise dünyanın kıt kaynaklarının ekonomik nedenlerle kısa dönemli kazançlar için aşırı bir biçimde kullanılmasının sonucu olarak gelecek nesiler için uzun dönemde

16 yaratılan kayıpların giderilmesi ve geliştirilecek olan global bir gelişme stratejisiyle yeniden şekillenmesidir (Birkan, 2002: 27).

2.5.Sürdürülebilir Turizm

Swarbrook’a göre sürdürülebilir turizm, turizm endüstrisi, ziyaretçiler, çevre ve ziyaret edilen toplumlar arasındaki kompleks ilişkilerden kaynaklanan gerilimleri ve sürtüşmeleri asgari düzeye indirmeye çalışan olumlu bir yaklaşımdır. Böylece hem doğal hem de insan kaynaklarının kalitesini iyileştirmeye ve uzun dönemde yaşatmaya çalışmaktadır (Swarbrook, 1999: 9).

Ioannides’e göre ise turizmde sürdürülebilir gelişmenin yaşam destek sistemleri, biyolojik çeşitlilik, zorunlu ekolojik süreçler ve kültürel bütünlüğü devam ettirirken, ekonomik, sosyal ve estetik gereksinimleri karşılayabilecek şekilde tüm kaynakların yönetimine rehberlik ettiği düşünülmektedir (Ioannides, 1995: 583).

Diğer bir tanıma göre sürdürülebilir turizm, sektörün temelini oluşturan kültürel, fiziksel ve diğer kaynakların ekonomik önemini sürdürürken, faaliyet ve gelişmelerin bu kaynakların bütünlüğünü sağlayacak şekilde yönetilmesidir (Godfrey, 1998: 213).

Sürdürülebilir gelişme kavramı ile eş zamanlı gelişim gösteren sürdürülebilir turizm hakkında belirtilen tanımlamalardan biri ise; sürdürülebilir turizm, turistler, yerel toplum ve gidilen yer arasında kurulabilecek daha verimli ve uyumlu ilişkilerle, kaynakların yok edilmediği, turistlerin kandırılmadığı ya da yerel toplumun zarar görmediği bir durumun devamını hedefler.

Sürdürülebilir turizm bir tür ekonomik gelişme modeli olarak, yerel toplumun yaşam kalitesini artırmak, ziyaretçiler için yüksek kalitede bir deneyim sağlamak, hem yerel toplum hem de ziyaretçiler açısından çevre kalitesinin sürdürülmesi amaçlarını taşır.

Sürdürülebilir turizmin faydaları ;

1. Sürdürülebilir turizm, turizmin doğal, kültürel çevre ve insanlar üzerindeki etkilerinin anlaşılması teşvik eder. 2. Sürdürülebilir turizm, fayda ve maliyetlerin adil bir şekilde dağıtılmasını sağlar. 3. Turizm, hem doğrudan turizm sektörü hem de sektörü destekleyen diğer sektörlere yerel istihdam sağlar.

17 4. Turizm, oteller ve diğer ağırlama hizmetleri, ulaşım sistemleri, el sanatları, ve rehberlik hizmetleri gibi yerli endüstrileri uyararak verimliliğini artırır. 5. Turizm, ülke için döviz kaynağıdır ve yerel ekonomiye yeni para ve sermaye girişi sağlar. 6. Turizm, özellikle tarımsal istihdamın düzensiz ve yetersiz olduğu alanlarda yerel ekonomide çeşitlilik sağlar. 7. Turizm, yerel ulaşım, haberleşme ve toplumun diğer temel alt yapı hizmetlerinin gelişmesini hızlandırır. 8. Turizm, yerli ve yabancı turistler kadar yerel toplum tarafından da kullanılabilen rekreasyon imkanları yaratır. Aynı zamanda tarihi eserlerin ve bölgelerin, arkeolojik alanların korunması için belirli bir ödeme yapılmasını teşvik ederek bu alanların korunmasına yardımcı olur. 9. Sürdürülebilir turizm kapsamında doğa turizmi, yetersiz tarım alanlarının verimli kullanımı ve doğal bitki örtüsü ile kaplı arazilerin bozulmadan kalabilmesini teşvik eder. 10. Yine bu kapsamda kültürel turizm, yerel toplumun saygınlığını artırır ve farklı yaşam biçimlerine sahip insanlar arasında iletişimi ve birbirlerini anlama fırsatını sağlar. 11. Çevresel açıdan sürdürülebilir turizm, doğal ve kültürel kavramların toplumun ekonomik ve sosyal refahı ve bunların korunmasın yardımcı olması açısından önemini gösterir.

Sürdürülebilir turizmin ortaya çıkardığı bu çok yönlü faydalarla birlikte temel amaçları şunlardır:

1. Yerel toplumun yaşam kalitesini artırmak. 2. Nesiller arasında ve mevcut neslin içinde eşitlik ilkesini korumak. 3. Ekolojik sistemler ve biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi ile, çevre kalitesini korumak. 4. Toplumların sosyal ve kültürel bütünleşmesini sağlamak. 5. Ziyaretçiler için yüksek kalitede bir deneyim sağlamak.

18 3.Beypazarı İlçesinin Coğrafi Özellikleri

3.1.Doğal Özellikleri

3.1.1.Topografik Özellikler - Turizm İlişkisi

Topografya haritasında çalışma alanının en alçak yeri Beypazarı’nın güneyinde bulunmaktadır. En yüksek kesimi ise Eğriova Yaylaları çevresinde yer almaktadır ki burada yükseklik 2000 metrenin üzerindedir. Çalışma alanında bulunan Beypazarı ilçesi engebeli bir arazi üzerinde kurulmuştur. Güney kısmı Polatlı’ya doğru ovalık bir yapıya sahiptir. Çalışma alanın ortasından geçen İnözü Deresi en önemli flüvyal yarıntıyı açmıştır. Bu dere Beypazarı’nın güneyinde Kirmir Çayı’na katıldıktan sonra Sarıyar Barajı’na ulaşır. Güneyden kuzeye doğru yüksekliğin kısa mesafelerde hızla artışı fiziki koşullardaki değişikliğe de yansımıştır. Bu değişiklikler ise gerek ekonomik faaliyetlere, gerekse konutlara ve yapı malzemelerindeki farklılığa neden olmuştur. Beypazarı ilçe toprakları, kuzeyde ve güneyde yer alan dağlardan, merkezde ise Kirmir Suyu’nun açtığı çöküntü oluğunun tabanındaki Beypazarı Ovası’ndan oluşur. Beypazarı’nın kuzeyini Işık, Aladağ ve Köroğlu Dağlarının uzantıları çevirir. Eğriova ormanları engebeli bir arazi üzerinde yer almaktadır. Yükseklik 1000 metre ile 2055 metre arasında değişmektedir. Genel bakı ve suların akıntısı eski Eğriova serisi mıntıkasında güney ve güneybatı, eski Dumluca serisinde ise sular seri güneydoğu sınırında terk etmektedir. Bunun dışında iç kısımlarda çok çeşitli bakılar ve su akıntı istikametleri vardır.

Topografik yapıdaki bu zenginliğin aslında Beypazarı’nın turizm çekiciliğinde önemli bir yeri vardır. İlçe merkezinin tepelik bir alanda olması mimarinin nadir örneklerinden olan yöresel Beypazarı evlerinin oluşumundaki faktörlerden de biridir. İlçe merkezinin doğusundaki İnözü deresinin oluşturduğu İnözü Vadisi ile bu istikamette K-KD-KB yönlerindeki yaylalara çıkılır. Eğriova –Karaşar yayla bölgesi son dönemlerde kırsal turizme ilgi duyanlar için çekim merkezi haline dönüşmeye başlamıştır.

Güney kesimi genel olarak ova görünümündedir. Bu alanlar ise tarıma müsait olan alanlardır. Ayaş-Beypazarı yolu üzerinde Akçakavak köyü bugün organik tarım üretimiyle kırsal turizm faaliyetlerinden tarım turizmine katkı sağlamaktadır. Bu köy güneyde yer alan diğer köyler için örnek teşkil edecek durumdadır. Yine yörenin tarım alanlarında üretilen farklı organik ürünlerle, gastronomi alanında, tarhana, kuru meyve, cevizli sucuk, havuç lokumu, gibi alternatifler oluşturarak böylece hem sağlığına önem veren insanların ilgisini çekmekte hem de hane halkına ekonomik girdi oluşturmaktadırlar. Ankara’ya yakın mesafede bulunması ve tanıtımın da etkisiyle bölgenin bu özellikleri insanlara gösterilmekte, onlar da ilgilerine göre bu alanları ziyaret etmekte ve turizm faaliyeti göstermektedir.

19 3.1.2. Jeomorfolojik Özellikler - Turizm İlişkisi

Topografik yapı ve turizm ilişkisinde de bahsedildiği gibi Beypazarı jeomorfolojik değerlendirmede de dağlık tepelik alanlar, ovalar, vadiler ve platoları ile çeşitlilik sunmaktadır. Çalışma alanının fiziki çevresini oluşturan önemli unsurlardan biri dağlık tepelik alanlardır. Örneğin Beypazarı ilçesindeki dağlık kısım Işık dağ, Aladağ, Köroğlu dağından oluşan ana kütleden ayrılır ve onların bir parmağı gibi İç Anadolu’ya uzanır. İlçenin kuzeyinde Alışçıkkaşı tepe, Hetemi tepe, Güdükkaya tepe, Avlukaya tepe, Alemdarkaşı tepe, Mürsel tepe ve Mahye tepe bulunmaktadır. Beypazarı’nın merkezinde ise Hıdırlık, Salihli ve Üçkızlar Tepeleri bulunmaktadır. İlçenin kuzey kısmı haricindeki kısmı ise düzlüktür ve bölgede birbirine bağlı vadiler oldukça sıktır. Batıda Zaviye Deresi, merkezde İnözü Deresi, doğuda Karakuyu Çayı ve bunların kolları başlıca vadileri oluşturur. Beypazarı’ndaki Kirmir Çayı boyunca 500-600 rakımlı düzlükler ile Kirmir ve Sakarya arasındaki Kırbaşı bölgesinin bulunduğu güney kesimde geniş ovalar vardır.

Güneyde bulunan Beypazarı ile kuzeyde yer alan Karaşar ve Eğriova yaylaları arasındaki jeolojik farklılık, jeomorfolojik birimler arasındaki farklılaşmaya da yansımıştır. Beypazarı ve çevresinin bulunduğu saha Neojen göl çökelleri üzerinde gelişmiş alçak platolardan oluşan bir görünüme sahiptir. Buna karşın kuzeydeki yüksek platolar ise volkanik malzemeler üzerinde gelişmiştir. Alçak platolardan yüksek platolara geçiş bir basamak oluşturan yamaçlarla sağlanır. Yamaçlardaki litoloji ve aşınım farklılıklarına bağlı olarak eğim kırıklıkları da oluşmuştur.

Bu çeşitlilik turizm için önemli bir avantajdır. İlçe merkezinin hemen doğusundan İnözü deresinin aktığı vadiden K-KD-KB yönlerine doğru yükseltinin arttığını görüyoruz. Bu bölgede yaylalar sistemi başlamaktadır. Eğriova-Karaşar-Uşakgöl yayla sistemi yayla turizmi için çok uygun koşullara sahiptir. Son dönemlerde ilçe merkezi ile birlikte bu kırsal alanlara da talebin olması, hak ettiği ilginin zamanla bu yöne de kayacağının önemli göstergelerindendir.

İnözü vadisindeki kayalık alana oyulmuş mağaralar tarih ve doğayı bir arada arayanlara eşsiz güzellikler sunar. Ayrıca bu alanda mevcut kuş türlerinin fazlalığı buraya ayrı bir özellik katmaktadır. Doğa derneklerinin de yürüttüğü projelerle kuş gözlem evlerinin İnözü vadisi içerisinde belirli noktalara konmasıyla kuş gözlemciliği yapılması için uygun koşullar oluşturulmuştur.

Yine İnözü Vadisi ve çalışma alanındaki diğer vadilerde de dikkat çekici bri turizm potansiyeli vardır. İnözü Vadi’si ve Eğriova-Karaşar-Uşakgöl yayla sistemi istikametinde trekking faaliyetleri yapılmaktadır. Bu alan aynı zamanda göl balıkçılığı için de uygun bir

20 alandır ve geliştirilebilir durumdadır. Tabi ki bütün bunlar bir denetime tabi tutularak yapılabilir. K-KD-KB istikameti kampçılık için de çok elverişlidir.

İlçede kırıkların olması da kaplıcaların oluşumuna sebebiyet vermiştir. Bu ise sağlık turizmi açısından dikkat çekmektedir. Fakat bugün bir aile şirketine ait birkaç otel yetersiz düzeyde hizmet vermektedir. Halbuki bölge, spa ve alternatif sağlık merkezlerinin açılması ve işletilmesi için çok uygun bir alandır.

3.1.3. Jeolojik Yapı - Turizm İlişkisi

Beypazarı’nın topografik ve jeomorfolojik yapısı gibi jeolojisi de çeşitlilik göstermektedir. Yörenin kuzeyi ve güneyi arasındaki farklılık jeolojik açıdan da dikkati çekmektedir. güneyden kuzeye doğru sırasıyla önce Neojen gölsel tortullar, daha sonra volkanik ara tabakalı göl tortulları ve en sonra ise volkanik kayaçlar yer alır. Gölsel birikimler havzanın güneyindeki Neojen gölüne, genç volkanik materyal ise Köroğlu-Işık Dağları volkanik ünitesine dahildir. Gölsel seri genellikle güneyde geniş yayılım göstermektedir (Şekil 2).

Beypazarı çevresindeki jips formasyonları yüzeyde killi, marnlı olarak görüldüğü gibi daha saf olan jips tabakaları da bulunmaktadır. Yapılan sondajlarda jipsin derinlerde karışıksız olarak devam ettiği tespit edilmiştir. Beypazarı çevresinde Alt Pliosen seviyelerinin jipsler temsil etmektedir. Üst Pliosen’e ait gölsel seriler ise çakıllı, kumlu, killi ve marnlı olarak takip edilir.

Yöredeki volkanik materyal ise daha kuzeydeki Köroğlu-Işık Dağları volkanizmasına aittir. Ancak Neojen gölsel seriden kuzeye doğru gidildikçe, önce tüf ve aglomera ara tabakalı gölsel materyal, sonra bazalt ile ara tabakalı göl materyali, son olarak ise volkanik malzeme görülür. Bu durum Beypazarı ilçe merkezinden İnözü Deresi vadisinin takiben kuzeye doğru gidildikçe açıkça izlenir. Beypazarı’nı kuzeyinden itibaren Karaşar’a ulaşılan volkanik seride; lavların yanında tüf, aglomera ve volkanik breşler bulunmaktadır. Köroğlu-Işık Dağlarını volkanizmasındaki lavların içinde andezitler hakim olmakla birlikte bazalt, laprodarit andezin ile andezit-dazit arasındaki tiplerde bulunmaktadır. Andezit kayaç türleri sodyumlu ve kalsiyumlu feldispatlar ile hornblende minerallerini içinde barındırır. Bu kayaç türleri kolay ayrışan yapıdadır. İçerisinde kuvars bulunmaz ve killi yapıya sahip olduğundan toprağı verimlidir.

21

Şekil 2. Beypazarı Çevresi Jeoloji Haritası

Kuzeydeki volkanik materyal ile güneydeki gölsel seri bunu kanıtlamaktadır. Doğa gezileri için bu çeşitliliği ile de uygun bir alandır. Özellikle doğudaki jipsi marnlı alanda yalancı fosiller ve volkanik alandaki andezitler taş meraklıların ilgisine çekecek niteliktedir. Yol boyu ara sıra rastlanan bazalt blokları da görülmeye değer güzellikler oluşturmuştur.

3.1.4.İklim Özellikleri - Turizm İlişkisi

Beypazarı’nda iklim, denizden uzak ve etrafı dağlarla çevrili olduğundan yarı kuraktır. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı geçen ilçede yaz ile kış, gündüz ile gece sıcaklıkları arasında büyük fark görülür. İlçenin bir bölümü az da olsa batı Karadeniz ikliminin etkisinde kalıp, geçiş iklimi sınırındadır. Geçiş iklimi sebebiyle kuzey bölümünde bozulmuş ormanlık alanlar bulunmakta olup, merkez ve güneyinde bozkır bitki örtüsü görülür. Yıllık sıcaklık ortalaması 13°, yıl içinde en yüksek sıcaklık 31.6° dir (Grafik 1).

22 Eğriova Yaylaları Batı Karadeniz iklimi ile İç Anadolu step iklimi Arasında geçiş özelliği gösterir. Güney kısımları stepe geçiş basamağını oluşturur.

Araştırma alanına en yakın istasyonlar olarak, Çamlıdere (Ankara) 1175m, Seben (Bolu) 700m, Gerede (Bolu) 1270m, küçük klima istasyonları ile bir de 682m de büyük klima istasyonu olarak Beypazarı (Ankara) bulunmaktadır. Batı Karadeniz iklimi, Orta ve Doğu Karadeniz’e göre daha sıcak ve daha az yağışlıdır. Eğriova yaylaları Karadeniz’e paralel üçüncü dağ sırasının gerisinde olduğu için deniz etkisi buralarda hissedilmez. Kışın kar yağışlıdır ve yüksek yerlerde yoğun kar yağışı gözlenir. Kışlar sert ve soğuk geçer. Yazlar ise serin ve yağışlıdır. Yaylaya Kasım ayında yağmaya başlayan kar, mayıs ayına kadar yerde kalır (Grafik 2).

Grafik 1. Beypazarı’nın Aylık Ortalama Sıcaklık Grafiği (1963-2003)

23 BEYPAZARI SICAKLIK VE YAĞIŞ GRAFİĞİ (1980-2003)

16 600,0

14 500,0 12 400,0 10

8 300,0 yağış sıcaklık 6 200,0 4 100,0 2

0 0,0 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 yıllar

sıcaklık yağış

Grafik 2. Beypazarı İlçesi Yıllık Sıcaklık ve Yağış Ortalamaları (1980-2003)

Grafik 3. Beypazarı İlçesinde Yağışın Mevsimlere Göre Dağılışı (1963-2003)

24 Çalışma alanının iklim özelliklerini belirleyen başlıca iki klimatik etmen, sıcaklık ve yağıştır. 1990 ile 2003 yılları arasındaki ortalama sıcaklık değeri 12 º ile 14º arasında değişmektedir. Yine aynı döneme ait yağış miktarı 300 mm ile 550 mm arasında görülmektedir. 1993 yılında artan yağış miktarı tekrardan 1998 yılından itibaren azalma eğilimi göstermiştir (Grafik 2). Yağış en çok kış en az yaz mevsimlerinde yağmaktadır. İlkbahardaki yağış kış aylarına yakın seviyededir (Grafik 3).

Beypazarı’nda mevsimlere göre turizm daha çok mayıs, haziran, temmuz, eylül ve ekim aylarında yoğunluk göstermektedir. İlçe merkezi her mevsim turistik çekiciliğe sahiptir. Kışın hava soğuk olmasına rağmen kar, ilçeye ayrı bir güzellik katmaktadır fakat yaylalar için durum farklıdır. Hem kış şartlarının getirdiği yollardaki kötü koşullar yaylalara çıkmayı zorlaştırmakta hem de çok soğuk olması ve herhangi bir faaliyet olmaması nedeniyle tercih edilmemektedir. Yaylalara insanlar mayıs ayı gibi gidip en geç ekim sonuna kadar kalmaktadırlar. Kırsal turizm faaliyeti daha çok doğa koşulları ile ilgili olmasından dolayı havanın sıcaklığı çok önemli bir faktördür. Kırsal turizm çeşitlerinden yayla turizmi, trekking, kuş gözlemciliği, çiftlik turizmi, doğa gözlemciliği, tarım turizmi gibi bölgede potansiyeli olan faaliyetlerin hepsi sıcaklıkla paralellik gösteren özelliklerdir. Yayla turizmi için açıkladığımız koşullar diğer faaliyetler için de geçerlidir. Örneğin trekking ve doğa gözlemi yapmak isteyen kişilerin kış aylarında çok zorlanacakları kesindir ya da kuş gözlemciliği yapmak isteyen bir kişi için en uygun mevsim ilkbahar ve sonbahardır. Tarım turizmi için ise; yetiştirilen bir ürün olması gerekliliğinden yine kış ayları uygun olmamakla birlikte, son dönemlerde yaygınlaşan, kişinin çiftlik ve ya toprak sahibi kişiye ürün yetiştirilmesinde yardımcı olması ile yapılan turizm faaliyeti, ilkbahar aylarında başlayıp mahsulün toplandığı sonbahar sonuna kadar devam etmektedir.

3.1.5. Hidrografik Özellikler - Turizm İlişkisi

Beypazarı ilçesinden geçen ve onu çevreleyen başlıca akarsular; Kirmir, Süvari, Aladağ, İnözü, İlhan, Karakuyu ve Karapınar adlarını taşır. Bunlar genellikle kuzey-güney doğrultuda akan akarsulardır. Bu suların tamamı, geçtikleri yerlerde bağ ve bahçeleri sularlar. Çalışma alanındaki en önemli flüvyal yarıntıyı İnözü Çayı açmıştır.

Kirmir Çayı (Foto 1), Kızılcahamam bölgesinden gelen Kirmir Çayı, Beypazarı ilçesi dahilinde Süvari ve İlhan Çayları ile ilçe merkezinden geçen İnözü Çayı’nı aldıktan sonra Sakarya’ya, Beypazarı’na bağlı Veliözü Çiftliği ile Mihalıçcık’ın Uşakbükü Köyü önünde karışır.

Takiçören Deresi, eski Eğriova serisinin bütün sularını toplar, kolları ile bu dere Eğriova yaylaları düzlüğünde birleşerek Eğriova Deresi adını alır ve burada oluşturulmuş sunni gölete

25 akar. Bu göletten çıkan sular Isırganlı Dereyi oluşturur ve güneybatı istikametinde akışına devam eder. Batı sınırında plan ünitesini terk eder. Bundan sonra çeşitli adlar alarak en son Sarıyer Barajı’na dökülür.

Foto1. Kirmir Çayından Bir Görünüm

Dikenlidere, eski Dumluca serisinin kuzeydoğu bölümünün sularını toplar. Çeşitli kollardan beslenerek plan ünitesinin güneydoğu sınırından Süvari Çayı ile birleşir.

Süvari Çayı, Beypazarı’nın Karaşar Bucağı bölgesinden doğar. Karaşar Dağlarından doğan Dikenli Deresi ve Saray Köyü’nden gelen Saray Deresi, Dereli Köyü’nün 500 m üstünde birleşerek Süvari Çayı adını alır. Geçtiği yerlerde bağ, bahçe ve tarlaları sular.

Beypazarı’nda suyun bol miktarda bulunması görsel anlamda bir güzellik oluşturmaktadır. Bu, yöreye gelecek olan turistler için önemli bir ayrıcalıktır. Göletlerde ve çaylarda yapılacak balıkçılık faaliyetleri de rekreasyon alanı oluşturmaktadır. Bu alanlar gerek İnözü Çay’ı, gerek Kirmir Çay’ı ve diğer derelerle beraber gölet alanları (Foto 2) aynı zamanda etrafında yürüyüş yapmak, dinlenmek ve kamp yapmak için uygun alanlardır. Bu yapılacak faaliyetler tamamen kırsal alanda söz konusu olabilecek kırsal turizm faaliyetleri içerisinde değerlendirilmelidir.

Bu görsel çekicilik aynı zamanda tarım için de tabi ki çok önemlidir. Suyun varlığı tarımı çeşitlendirmiş ve verimliliği artırmıştır. Bu ise kırsal turizm adı altında değerlendirdiğimiz tarım turizmi için dolaylı katkı sağlamaktadır.

26

Foto 2. Eğriova Yapay Göletinden Bir Görünüm

3.1.6.Bitki Örtüsü Özellikleri - Turizm İlişkisi

Yörede yine güneyden kuzeye doğru gidildikçe doğal bitki örtüsü açısından da değişiklik görülür. Çalışma alanında bulunan Beypazarı ilçesi orman bakımından diğer komşu ilçelere nazaran zengin ve 1/5 i ormanlarla kaplı olmasına rağmen, geri kalan kısmı bozkır bitkileri ile örtülüdür. Güneyden kuzeye doğru gidildikçe İç Anadolu’nun step görünümlü karakterlerinden gür ormanlara doğru belirgin bir geçiş vardır. Yine kuzeye doğru gidildikçe yükseklik basamaklarına ve yağış koşullarının değişmesine bağlı olarak önce seyrek ağaç formlarına geçilir, bunu takiben ise ormanlık bölümlere ulaşılır.

Çalışma alanının bitki örtüsü, bitki coğrafyası açısından step ve orman geçiş bölgeleri olarak tanımlanır. Bu alan -Turan fitocoğrafik bölgesi ile Avrupa Sibirya fitocoğrafik bölgesi arasında geçiş oluşturmaktadır.

Karaşar beldesini kuzey kesimindeki vadinin başlangıcından kayalık yamaçlarda küçük ağaçcık grubları halinde roseceze (gülgiller) familyasina ait elemanlar bulunmaktadır. Bu elemanlar erik, kiraz, alıç, kuşburnu ve armuttur. Kayalıklar üzerinde hardalgiller familyasina ait türlere de rastlanır. Yol boyunca maydonozgiller familya üyelerine de rastlanır. Su kenarına yakın yerlerde saliks (söğütgiller) üyeleri baskın ağaç türüdür. Su kenarına yakın

27 nemli alanlarda at kuyruğu, venüs saçı, düğün çiçekleri ve çuhaçiçeğigiller, kayalık bölge ve yamaçlarda ise yoğun olarak kardelen türü göze çarpar. Su kenarındaki çayırlık ve sert toprakta soğanlı bir bitki olan arap sümbülü yetişmektedir. Karaşar, Çukurören, Belen ova bölgeleri çevresindeki hakim ağaç türü olarak karaçam yol boyunca görülür. Çukurören yaylası çevresindeki alanda çalımsı gruplar halinde ardıçlar ve karamuk bulunmaktadır. Çayırlık alandaki otsu elemanlar, yonca, adaçayı, gelincikgiller, kırlangıçotu, zambakgiller ve çiğdemdir. Gölet çevresinde buğdaygiller familyası üyeleri çayır ekosistemini meydana getirir. Çukurören mevkii ile Belenova Yayla’sı arasındaki bölgelerde karaçam, sarıçam 1650-1800 metrelere yayılış gösterir. Bölgede taşlık step karakterlerindeki çayırlık bölge geniş yer tutmaktadır. Bu alanda çalı formunda jenieperus ve berbeis cinsleri görülür. Belnova-Eğriova Yaylaları arasında kalan bölgelerde 1700m itibariyle sarıçam, göknarlar karışık ormanları oluşturur. Eğriova Yayla’sı ve çevresi step karakterindedir. Burada yükseklik 1500 metreye çıkmaktadır. Gölet içinde su mercimeği ve su sümbülü görülür. Yine gölet çevresinde venüs, beşparmak otu gibi bitki türleri bulunmaktadır.

Çalışma alanında Öztekin ve Tezcan (2001) on beş endemik bitki tespit etmiştir. Bu bilim insanları için önemli bir tespittir. Bölgeye yapılacak bilimsel turlar için bir takım veriler oluşturmaktadır. Bu veriler biyoloji, kimya, botanik, ve belki aklımıza gelmeyen diğer bilimler için, önem taşır durumda olabilirler veya olacak olabilirler. Bu nedenle bu türler zaten nadide olma özelliği ile de korunmaya değerlerdir. Bu türlerin korunması için yapılacak çalışmalarda turlar düzenlenmeli, tanıtımlar artırılmalı ve bu yolla bölgenin diğer güzelliklerine dikkat çekilebilmelidir. Böylesi bir zincir oluşturulduğu takdirde çalışma alanına turizm yönünden katkıda bulunacaktır.

Beypazarı’nın 1/5’lik alanını oluşturan ormanlık alanlardan oluşan kuzey kesimi, kamp kurmak, trekking yapmak için çok uygundur. Karaçamların oluşturduğu bol oksijen kırsal turizm faaliyetini tercih eden insanlar için ayrı bir önem arz etmektedir. Orman İşletmelerinin burada bir kamp alanı vardır fakat belli eksiklikler hala söz konusudur. Bunların giderilmesi yönünde çalışmalar artırıldıkça bölgeye yapılacak ziyaretlerin artmasında katkısı olacaktır.

3.1.7.Toprak Özellikleri - Turizm İlişkisi

Çalışma sahası genel olarak kireçsiz kahverengi orman toprağıyla kaplıdır. Akarsuların taşıma ve biriktirmeleri sonucunda özellikle Eğriova Göleti’nin çevresinde toplanan alüvyal topraklar özellikle çalışma alanının kuzeyinde toplanmıştır.

Alüvyal toprakların çevresinde, sekilerin bulunduğu alanda ise kolüvyal topraklar yer alır. Bu topraklar yüzeysel akışların veya yan derelerin kısa mesafelere taşıyarak eğimin azaldığı

28 yerde bıraktıkları materyallerden oluşan topraklardır. Kolüvyal topraklar oluşum olarak alüvyal topraklara çok benzerler. Alüvyal topraklardan farkı, eğimin fazla olması ve bünyesinde çakılların daha fazla yer kaplamasıdır. Bu topraklarda yine alüvyal topraklar gibi özel iklim ve bitki örtüsü gerektirmez. Bu yüzden organik tarım için de uygun topraklardır. Bu topraklar üzerinde kuru tarım yapılmaktadır.

Bu toprak gruplarının çevresinde ise büyük toprak gruplarından kahverengi topraklar ve kalkersiz kahverengi orman toprakları bulunur.

Kahverengi topraklar olgun topraklardır. Eğimli, sığ, şiddetli erozyonlu topaklardır. Toprağın üst katı belirgin gözenekli yapıdadır. Orta derecede organik madde içerir. Köyde, bu topraklar üzerinde kuru tarım yapılmakta, bazı yerlerde ise mera arazisi olarak kullanılmaktadır.

Olgun topraklardan olan Kalkersiz Kahverengi topraklar ise, çok dik eğimde, çok sığ, taşlı, şiddetli erozyonlu topraklardır. Kalkersiz Kahverengi Orman Toprakları, mera arazisi olarak kullanılmaktadır.

Akçakavak Köyü toprakları genel olarak organik tarıma müsait topraklardır. Uygun iklim koşullarıyla birlikte köyde bulunan topraklar üzerinde organik tarım geliştirilmekte, verimli topraklar sayesinde organik tarımla pek çok ürün yetiştirilmektedir. Bu sayede köyü bilen insanların sayısı artmakta ve buraya ziyaretler de sıklaşmaktadır. Bu ise burada kırsal turizm faaliyetlerinden tarım turizminin daha da gelişmesine yol açacaktır. Akçakavak Köy örneği bölgenin güneyindeki alanlarda da aynı şekilde yapılabilir. Bu tür yatırımlara karşı destek politikalarından halk, kooperatifler, dernekler, sivil toplum örgütlerinin yardımlarıyla bilinçlendirilmeli ve faydalandırılmalıdır. Böylece tarım turizmi yönünden kırsal alanda bir gelişme söz konusu olabilir.

Köyde organik tarıma ayrılan toprakların her daim korunması ve iyileştirilmesi gerekmektedir. Özellikle erozyon, tuzlulaşma ve arazi bozulması ile toprak kayıplarının en aza indirilmesi ve en önemli doğal kaynak olarak toprakların, sürdürülebilir ve etkin olarak kullanılması gerekmektedir.

3.2.Beşeri Coğrafya Özellikleri

3.2.1.Tarihi Özellikleri - Turizm İlişkisi

Beypazarı İlçesinin tarih öncesi bakımdan bilimsel çalışma yapılmamış olmasına rağmen, eski bir tarihe sahip bir kasaba olduğu tahmin edilmektedir. Beypazarı ilçesinde tarih öncesi çağlarda insanların yaşadığı muhakkaktır.

29 Tarih, Beypazarı çevresinde sırasıyla Hititler’in, Frigler’in, Galatlar’ın, Romalılar’ın, Selçuk ve Osmanlılar’ın egemen olduğunu göstermektedir. Bu dönemlere ait zaman zaman toprak altından harabeler, eşyalar ve paralar çıkmaktadır.

Beypazarı, Romalılar döneminde İstanbul-Ankara ve Bağdat gibi büyük tarihi geçit yolları üzerinde bulunmaktaydı. Aynı zamanda bir psikoposluk merkeziydi. Önceleri adının Lagania olduğu, İmparator Anastasius’un hüküm sürdüğü zamanda ise (M.S. 491-518) adına ek yapılarak Lagania –Anastasiapolis olduğu tarihi eserlerde ve haritalarda görülmektedir. Tarihçilerin sunduğu bilgilere göre Beypazarı ilçesinin Kütahya beylerinden Germiyanoğlu Yakup Şah’ın veziri Dinar Hezar tarafından veya Germiyan Hazari tabirleri kısaltılarak kasabayı fetheden ’in hatırasını yaşatmak için Bey Hezari şekli aldığı görülmektedir. Şimdiki Beytepe mahallesinin olduğu yer ormanlık bir bölge idi. Bahsi geçen Bey’in, ormanlığın bir kısmını keserek bir pazar yeri kurduğu rivayet edilmektedir. Sonraları bu meşhur Bey adına kurulan bu Pazar yerinde bütün çevre kasaba ve köylerin her türlü alışveriş yaptığı tahmin edilmektedir. Zamanla bu meşhur Pazar, Bey’in adını unutturmuş olduğundan Hezar kelimesinin yerini Pazar’a bıraktı. Germiyan kelimesinin yerinede yalnızca Bey sözünün geçtiği ve böylece Beypazarı adını aldığı tahmin edilmektedir. İlk Türk sakinlerinin Ramazan, Eşref ve Zülkadiroğlu ailelerinden olup Maraş ve civarından geldikleri tahmin edilmektedir.

İlk Türk sakinlerinin de şimdiki Beytepe mahallesi denilen yerde yerleştikleri, eski ve büyük binaların daha çok bu mahallede yapılmış olmaları dolayısıyla ‘Bey’ ünvanının bu mahalleye verildiği muhtemeldir.

Beypazarı’nın Osmanlı idaresine geçtikten sonra bugünkü ili Hüdavendigar Sancağı’na bağlı bir bucak merkezi olduğu (Hicri 1270-1380 yılları) vakıfların kayıtlarından anlaşılmaktadır.

1571 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu eyaletlere, eyaletler sancaklara, sancaklar da subaşılıklara ayrılmış bulunuyordu. Sonradan sancak altında mütesellimlikler ve voyvadalıklar kurulmuştur. Beypazarı bir zamanlar voyvadalıkla da yönetilmiştir.

Tamamen Oğuz Türkleri’nin Orta Asya’dan gelip yerleştikleri Beypazarı’nda, Tanzimatla birlikte sıkı bir idari merkeziyetçiliğe gidilmişse de bu durum uzun sürmemiştir. 1864 tarihli Nizamnamesi idari bölünmeye esaslı bir yenilik getirmiştir. Buna göre; memleket vilayetlere, vilayetler livalara (sancak), livalarda kazalara ayrılmıştır. Ankara livası da bu arada vilayet olmuştur. Beypazarı ilçesi 1868’den önce Bursa iline bağlı bir bucak olduğu halde 1868 yılından itibaren siyasi yönetiminde yer değişikliği ile Ankara’ya bağlı bir ilçe olmuştur.

30 Beypazarı’nın ilk adı Luwice, Lagania’dır. Bilge Umar ‘Türkiye’deki Tarihsel Adlar’ adlı kitabında Lagania’nın ‘Kaya Doruğu Ülkesi’ anlamına geldiğini belirtmiştir. Kasabanın daha önceleri Derbençik Köyü’nün bulunduğu yerde olduğu, zamanla mahalline sığmayarak İnözü Vadisi’ne ve etrafa yayıldığı tahmin edilmektedir. İlçeye verilen Lagania adı ve ilk yerleşim yeri İnözü Vadisi (vadi kayalıkları ve sayısız mağaraları muhafaza eder) dikkate alındığında Beypazarı’nın MÖ 1200 yıllarında Luwi yurdu olduğu söylenebilir.

Beypazarı, pazarların beyi, yani pazarların en güzeli anlamına gelmektedir. Büyük Türk gezgini Evliya Çelebi de anılarında ilçede kurulan bu pazarla ilgili olarak bilgi vermektedir. Çelebi, Beypazarı halkının en önemli uğraşının tiftik keçisi olduğunu belirterek haftada bir kurulan güzel ve süslü pazarda sof ipliğinin çok satıldığına ve bu pazara çevre köylerden on bin kişi geldiğine değinir (Evliya Çelebi Seyahatnamesi).

Beypazarı’nın M.Ö.1200 yılında Luwi yurdu olduğu söylenir. İnözü Vadisindeki mağaraların henüz arkeolojik bir çalışması olmasa da en azından şu ana kadar elimizdeki verilerle M.Ö.1200’lere kadar gittiğini söyleyebiliriz. Erken Bizans döneminde ise kaya kiliseleri olarak kullanılmıştır. Buralardaki mağaraların yerleşim alanı olarak kullanılması bir tarihi güzellik oluşturmaktadır ve tarih turizmi için bir potansiyele sahiptir. Buradaki çekicilik Ihlara Vadisi ile benzer özellikler gösterir.

Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde belirttiği üzere Beypazarı o dönemlerde de kurulan pazarlarıyla dikkat çekmektedir. Bugün aslında aynı Pazar kurma kültürü devam etmektedir. Bu da kırsal alanlardan buralara üretim-satış zinciri oluşturmuştur. Akçakavak örneğinden hareketle, burada organik tarım ürünlerinin üretilmesi ve ilçe merkezinde pazar bulunması gibi. Burada üretilen tarım ürünleri kullanımı yaygınlaştıkça ve ürünün nereden getirildiği bilinirse bu köy daha da tanınacaktır. Günübirlik, şehirden insanlar buralara gelecek ve böylece tarım turizmine katkıda bulunacaktır. Şu anki haliyle şehirde yaşayan insanlar için bir rekreasyon alanıdır.

Beypazarı’nın Osmanlı döneminde de bilinen bir yer olması nüfusu kendisine çekmeyi başarmıştır. Buralardan geçen bilge insanların, evliyaların türbelerine bugün Beypazarı’nın birçok yerinde ve özellikle kırsal alanlarda rastlanmaktadır. Bu ise inanç turizmine neden olmaktadır.

Cumhuriyet Dönemi’nden itibaren (1923) belediye yönetimi başlamıştır. Bu dönemde kasaba, bazı gezginler tarafından ziyaret edilmiş, kasabanın 1923’lerdeki durumu hakkında bilgiler verilmiştir. Gezgin Kandemir, Beypazarı’nın Ankara merkezinin en büyük kasabası olduğunu belirtmiştir.

Beypazarı ilçesinin tarihsel gelişimdeki yerleşme özelliklerine bakacak olursak; küçüklü büyüklü beyaz evler, geniş ve ferah olup ve bol pencerelere sahiptir. Bu evler sarp tepeler

31 üzerine yoğun olarak yapılmıştır. Dik ve dar yollar taşlarla döşenmiş, çarşı kasabanın merkezinde kurulmuştur. Büyük evler merkezde yoğunlaşmıştır ve geleneksel Türk evi karakterini yansıtır. Merkezden uzaklaştıkça evler küçülür ve buralarda da geliri mütevazi aileler oturur. Ayrıca çarşıda büyük ve yaşlı ağaçlar da bulunur. O dönemde kasabada bin yüz ev bulunup altı bin altı yüz nüfus yaşamaktaydı. Beş yüz dükkan, on dört camii, sekiz mescit, üç hamam ve yirmi dört çeşme bulunuyordu.

Halkın çoğu tüccar ve esnaf olup çiftçiler azınlıktaydı. Bazı evlerde tiftik dokumacılığı önem kazanmıştır ki bu, Osmanlılar Döneminde de yaygındı.

Kurtuluş ve Massad Yokuşu sırasıyla 1940 ve 1953`de iki önemli yangın geçirmiştir. 1953 yangınından sonra kasaba Ayvaşık mahallesine doğru gelişmiş, büyük evler yapılmıştır. Kasabanın eski bölümleri 1884-1885 yıllarında sık sık yangın geçirip harap olduğundan eski evler 1884’ten öncesine tarihlendirilememiştir. Bu yüzden eski evlerin tümü hemen hemen benzer özellikler gösterir.

1953 yılına kadar kasabanın sosyal ve mimari yapısı küçük değişmelerle devam etmiştir. 1953`ten sonraki büyük değişmeler, yeni mahallelerde inşa edilen modern yapılarla eski evler arasında dengesizlikler doğurmuştur. Kasabanın ileri gelenleri ve zengin aileleri yeni oluşturulan mahallelere yerleşmişlerdir (Bey, 2004)

3.2.2. Nüfus ve Yerleşme Özellikleri - Turizm İlişkisi

Beypazarı Ankara iline bağlı bir ilçedir. Atmış beş köyü ve üç bucağı vardır. Eskiden Beypazarı ve köylerinden Başkent Ankara’ya nüfus akımı olmuştur. Bilhassa dağ köylerinden, orman köylerine tarlaların verimsiz olması, orman ve hayvan varlığının azalması, makineli tarımın olmaması, çocuklarını daha iyi yetiştirmek ve onlara iyi bir gelecek sağlamak amacıyla Beypazarı merkezine, Ankara’ya ve başka şehirlere göç olmuştur. Günümüzde ise eğitimden dolayı olsa da iş bulma nedeniyle hala çevre yerlere göç devam etmektedir.

Beypazarı ilçesinde ekonomi, tarım, ticaret, sanayi ve el sanatlarına dayanmaktadır. Son yıllarda ilçe nüfusunun artması, küçük esnaf ve sanayinin gelişmesi, konumuz olan turizm, sebzecilik, arıcılık, sütçülük, tavukçuluk ve ticarette gözle görülür bir ilerlemeye, gelişmeye neden olmuştur.

Nüfus ve Demografik Özellikleri

Kaynaklarda Beypazarı’nın Türkler öncesi, Selçuklu, Anadolu Beylikleri ve Osmanlı İmparatorluğu’nun 1881 yılına kadar dönemi için nüfusla ilgili bilgilere yer verilmemiştir.

32 Kentin 19. yy sonlarından itibaren, Türkiye’de ilk düzenli sayımın yapıldığı 1907 yılına kadar geçen süre içindeki nüfusu, genellikle Osmanlı Vilayet Salnamelerinden (yıllık) öğrenilmektedir (Bey, 2004).

Ankara-İstanbul yolunun inşasıyla (1940-1942) kasaba nüfusundaki ilk dalgalanmalar 1940- 1950 yılları arasında olmuştur. Bunun sonucu olarak şehirlere göç başlamıştır. 1950’den sonra 1960’a kadar köylerin nüfusu sabittir. Bu zaman dilimi içinde kasaba nüfusunda bir artış gözlenir. 1953’de master planı uygulanması ve sonrasında kasabanın eğitim ve sağlık organizasyonlarının gelişimi köyden kasabaya göçle sonuçlanmıştır. Sonuç olarak, bu dönemde Beypazarı’ndan diğer şehirlere az göç olmuştur. 1960 yılında, özel bir firma tarafından kömür ocağının kurulması da kasabanın nüfusunda artışa neden olmuştur. Fakat hızlı bir artış maden ocaklarının Türkiye Kömür İşletmeleri’ne geçişinden sonra 1966-1980 arasındaki nüfusta görülmektedir. Kasabanın Çayırhan’a yakınlığı, Nallıhan’a kıyasla daha gelişmiş bir kasaba olması diğer kasabalardan ve şehirlerden insanları çekmiştir.

1935-1980 yılları arasında köy nüfusları ilçe ve bucak merkezlerinin nüfuslarından fazladır (Tablo 1). Ancak nüfusun köyler genelinde gerilemesi, ilçelerde artması ile bu durum 1985 sayımında tersine dönmüştür. 1975-1985 yılları arasındaki dönemde Beypazarı ilçesinin nüfusu %38, Türkiye nüfusu ise % 23 oranında artmıştır.

Bugün ilçe nüfusunun %77’si ilçe merkezinde ikamet etmektedir. İlçenin nüfus yoğunluğu ise km²`ye 28 kişidir. İlçe sınırları içinde 100 km²`ye ortalama olarak 3 köy düşmektedir. Kırsal yerleşmeler büyük oranda Ankara-Haymana yolunun kuzeyinde yoğunlaşmıştır. Bu yolun güneyinde kalan ve ilçe topraklarının yarısından fazlasını oluşturan alanda köylerin ancak beşte biri yer alır.

Beypazarı halkı, Çayırhan linyit işletmeleri ve Çayırhan termik santralinin kurulmasına kadar sosyal yapı itibariyle kapalı ve yöre insanlarından oluşan bir topluluk idi. Bu durum işletmelerde çalışan insanların ilçe merkezine yerleşmeleri ile değişime uğramıştır. Yörenin nüfus yapısı ve kültür dokusu, dışarıdan gelenlerin taşıdığı çeşitli yöresel özelliklerin etkisi ile farklılık kazanmaya başlamıştır. Halk, bu değişim ve gelişime paralel olarak dışarı açılmaya başlamış, tarımın yanı sıra, çeşitli ticaret ve sanayi dallarında da faaliyet gösterme çabası içine girmiştir.

33 Yıllar İlçe Merkezi Köy-Bucaklar Toplam Yoğunluk

1927 5294 15901 21195 22

1935 5757 19786 25543 21

1940 5268 20703 25871 17

1945 5387 22678 28035 15

1950 5913 24561 29948 16

1955 7419 24504 32823 17

1960 8854 24143 32997 18

1965 9860 24437 34297 18

1970 12830 23605 36435 19

1975 14963 22177 37140 20

1980 16971 21597 38568 21

1985 21672 20336 42005 22

1990 26225 19752 45977 25

1997 32141 14991 46903 26

2000 37897 12258 48523 28

Tablo 1. Beypazarı İlçesinin Nüfus Gelişimi (1927-200)

Beypazarı ilçesini yerleşme tipleri bakımından değerlendirdiğimizde; sürekli yerleşmeleri ile dönemlik yerleşmeleri iki ana başlık altında incelemek gerekmektedir. Yerleşme tiplerinden çalışma alanında, geçici kır yerleşmelerinden yayla ve ağıllara rastlanırken, sürekli kır yerleşmelerinden diğer köylerle ortak özellik gösterecek yedi örnek köy üzerinden çalışılmıştır. Beypazarı ilçe merkezi ise şehir yerleşmesi kapsamında değerlendirilmiştir.

Geçici kır yerleşmelerinden olan yaylalar çalışma alanımızda ve konumuzda önemli bir yerdedir. Turizm potansiyeli bakımından önemli yerleşim alanlarıdır. Somuncu’ya göre

34 yaylanın tanımına bakacak olursak, göçebe ve yarı göçebelerle, köylerin ekonomik faaliyet alanıdır. Bu ekonomik faaliyetlerde hayvancılık önde gelmekle birlikte, tarımsal faaliyetler de yapılabilmektedir. Bunun yanında yaylalar, kasaba ve şehirlerde yaşayan insanların da sosyal amaçlar için kullandıkları ya da yararlandıkları, çıkılan veya gidilen yerdir (Somuncu, 2005: 24).

Beypazarı İlçesinde, Belenova, Kuyucak, Şenalan, Çukurören yaylalarını kapsayan Eğriova yayla serisi bulunmaktadır. Toplam 650 ha yer kaplamaktadır. Bu alan çalışma alanımızın önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Son zamanlarda doğal güzelliğiyle dikkatleri üzerine çekmeye başlamıştır. Şu anda köylü burada hayvancılık ve ormancılık faaliyetini yürütüyor. Yaylalarda çok özenle yapılmış evlere de rastlamak mümkün. 1500 ile 2000 m ye kadar yayla serisi sıralanmaktadır. Civar köylerin hepsi yaylalardan yararlanmaktadır.

Ağılın tanımına bakacak olursak, Anadolu’nun her kesiminde yaygın olan, hayvanların barınması amacıyla kullanılan, taş, kerpiç veya ağaç malzeme ile çevrilmiş bir yerdir. Özellikle küçükbaş hayvancılığın gelişmiş olduğu yörelerde yaygındır. Genellikle ağılların yanı başında çobanların barınmaları için de bir kulübe bulunur (Tunçdilek, 1967: 155).

Araştırma alanında ağılların tanımda da bahsedildiği üzere yaygın bir kullanımı vardır. Köylü genellikle geçimini hayvancılıktan da sağladığı için bunun doğal sonucu, hayvanlara bir barınak yapmıştır. Eskiden kullanılan kerpiç taş malzeme üzerinde sac çatılar vardır. Çatıların yukarılara çıktıkça dikleştiği de göze çarpmaktadır.

Sürekli kır yerleşmeleri veya köy yerleşmelerine bakacak olursak genel olarak yerleşme kavramalarını tanımlarken karşılaştığımız sorunlardan kapsam belirleme de sıkıntılar yaşanmaktadır, fakat köyün tanımın kısaca şöyle yapabiliriz; ülkemizin en küçük yönetim birimi olup, yöneticilerin yasalarca tanınmış hak, yetki ve sorumlulukları vardır. Dolayısıyla muhtar ve köy ihtiyarı heyeti, bu yönetim biriminde devleti temsil ederler. Bu nedenle Köy Yasası ve benzer yasalar uyarınca, köy bireylerinin haklarını korurlar ve ilgili mercilerden taleplerde bulunabilirler (Doğanay, 1997: 252).

Bu gibi tanımlar, köyün ne olduğu sorusuna, yeterli bir açıklama getirmez. Gerçi köyde sosyal ve ekonomik hayat, kuşkusuz kentten farklıdır. Ekonomik faaliyetlerin esası tarıma dayanır. Bununla birlikte, nüfusu el sanatları ile turizm faaliyetleri ve yakın çevredeki maden çıkarımı faaliyetleri, veya ormancılık sektöründe işçilik yaprak geçinilen köyler de vardır. Öte yandan, göz önünde tutulmak istenen 2000 nüfus kriteri, hemen hiçbir anlam ifade etmez (Doğanay, 1997: 254).

Çalışma alanımızda 67 köy bulunmaktadır. Bu köylerden benzer özellikler taşıyanlardan seçilen Yiğerler, Akçakavak, Uşakgöl, Hırkatepe, Bağözü, Sekli, Kabaca köylerinde çalışılmıştır. Bu köylerden Bağözü, Hırkatepe, Köyleri yayla turizmi açısından

35 değerlendirilebilecekken, Akçakavak, Sekli köyleri tarım turizmi potasiyeli olan yerlerdir. Yine her bir köy kendi içinde doğal güzellikleri sahip alanlardır.

Araştırma alanında coğrafi anlamda şehir özelliğine sahip tek yerleşme Beypazarı'dır. Şehrin tanımına baktığımızda; bünyesinde barındırdığı insanların hemen hemen bütün ihtiyaçlarını başka yerleşmelere muhtaç olmadan yerinde karşılayabilecek fonksiyonlara haiz olan, alt ve üst yapı bakımından fazlaca eksiği olmayan, 20000’in üzerinde nüfusu bulunan belediye örgütlü yerleşmelere şehir denilmektedir (Özçağlar, 1997: 9). Beypazarı ilçesine baktığımızda ilçeyi küçük ölçekli bir tarım-hizmet şehri olarak tanımlamak mümkündür. İlçe nüfusunun % 55’i tarım, %13’ü sanayi, %32’si hizmetler sektöründe çalışmaktadır (Grafik 4). % 55’lik kısımla tarım alanında çalışanlar en büyük alanı kapsamaktalar. Beypazarı’nın ekonomisinin tarım, hayvancılık, ticaret, sanayi ve el sanatlarına dayanmasına rağmen genel olarak kırsal bir ekonomiye dayandığını da söyleyebiliriz. %32’lik payla hizmet sektöründe son zamanlarda turizm sektörünün payının giderek arttiğı da bilinmektedir. Sanayi sektöründe ise en önemli sanayi alanı karasörcülüktür. Maden suyu işletmesi, gıda ve yem sanayi ilçedeki diğer önemli sanayi alanlarıdır.

İlçe merkezinin kent dokusuna bakıldığında yerleşmelerin eski dokusunun iki sırt arasında kalan merkezden, doğu batı doğrultusunda geliştiği görülmektedir. Kentteki iş alanları, dükkan ve mağazalar, belediye gibi yerler şehrin merkezindedir. Bölgenin tarihi mimari dokusu Beypazarı için önem arzaettiğinden ve şehrin merkezinde bulunmasından dolayı yeme içme, alışveriş alanları da bu çevre de gelişmiştir. Bunun dışında şehrin dışında değerlendirilemeyecek İnözü Vadisi içerisinde de yeme içme alanları bulunmaktadır. Yeşil alanlar kent merkezinin dışında daha yoğundur.

Grafik 4. Beypazarı İlçesi’nde Faal Nüfusun Sektörlere Göre Dağılımı

36 Tüm bunların yanında son yıllarda özellikle bölgedeki genç nüfus, geçim sıkıntısı nedeniyle Beypazarı’ndan Ankara’ya göç etmeye başlamıştır. Orman köyleri topraklarının verimsiz olması, ormanların azalması ve buna bağlı olarak da içinde bulunan hayvanların azalması, makineli tarımın uygulanması ile işsiz sayısının artması ve yüksek öğrenim görme isteği bu göçü yaratan temel faktörler olarak sıralanabilir.

Çalışma alnımızdaki köylerin yerleşme biçimlerine bakacak olursak, toplu yerleşme biçimleri görülmektedir. Toplu yerleşmeler yayalalara çıktıkça dağınık yerleşme biçimleri görülmektedir fakat bu dağılışta konutların rasındaki mesafenin çok fazla olmadığı dikkat çekicidir. Karadeniz’deki dağınık yerleşmelerden farklı olarak arazinin toplu yerleşmeye daha müsait alanlar sunmasındandır.

Konut tiplerine bakıldığında ormanlık alana yakın köylerde ve özellikle yaylalarda genel olarak ahşabın kullanıldığı görülmektedir. Bunlardan farklı olarak güneye gidildikçe arazinin yapısı dolayısıyla kullanılan yapı malzemesi kerpiç ve betona dönüşmektedir.

Bölgenin yerleşim özelliğine bakıldığında tarihsel gelişimiyle şu özellikleri görülür;

Hıdırlık Tepesi olarak bilinen ve kentte hakim bir konumda bulunan tepenin eteklerinde yerleşen, eskiden İstanbul caddesi olarak bilinen Milli Egemenlik Caddesinin oluşturduğu sınır ile merkezin güneyindeki modern yapılaşma birbirinden ayrılmaktadır.

İlk olarak Selçuklular devrinde Alaaddin Camisi ve çevresinde başlayan kentsel dokunun gelişimi, Germiyanoğulları döneminde Beytepe Mahallesi içinde, Osmanlı döneminde ise, Rüstem Paşa Mahallesi sınırları içinde ve doğuya İnözü Çayı’na doğru ilerlemiştir. Özellikle 19.yy’da yoğunluğu artmaya başlayan Suluhan ve çevresindeki konutlar arasında Beypazarı’nın son konak tipi yapıları görülmektedir. Bu yüzyıldan sonra kentin gelişimi özellikle batıya doğru yayılma eğilimi göstermiştir. Yayılmayı hızlandıran en büyük etkenlerden biride sultan 2. Abdülhamit Devrinde Bosna-Hersek’deki savaş sonrasında göç eden Müslüman halkın, Anadolu’nun farklı bölgelerinde iskan edilmeleri kararı ile bir kısım göçmenin de sınırları kesin bilinmemekle birlikte, Zafer Mahallesi (Gülhaniye Mahallesi) içinde Milli Egemenlik Caddesi (eski İstanbul Caddesi) yeni 1. Sokak ve Hükümet karşısı sokaktan oluşan alan içinde Sultan 2. Abdülhamit’in emri ile yaptırılan tek tip, bir ve iki katlı bahçesiz evlerden oluşan dokuya yerleştirilmiştir. Bu gelişme olana kadar az sayıda evin yer aldığı Hıdırlık Tepesi’nin yamaçları, bugüne kadar farklı zamanlarda yoğun yapılaşmanın etkisi altında kalmıştır. İncelenen geleneksel dokunun içindeki yapıların büyük bir kısmını Cumhuriyet sonrasında yapılmış yapılar oluşturmaktadır. Zaman içinde yangınlar, yapıların yıkılıp yeniden inşa edilmesi gibi etkenlerden dolayı, Bosna-Hersek göçmenlerinin yerleştirildiği tek tip yapılardan bugüne birkaç tanesi değişime uğrayarak gelebilmiştir. Alanın en önemli özelliği, Beypazarı’nın sosyal ve ekonomik değişiminin fiziksel yansıması

37 niteliğinde olmasıdır. Güneyden Hıdırlık tepesine bakıldığında plan ve cephe özelliği bakımından farklılıklar gösteren 19. yy sonu ve 1930 yılına kadar olan 20. yy başı yapıları ile birlikte, 1930-1970 yılları arasında yapıların bir arada bulunduğu geleneksel özelliklerin izlenebildiği bir kompozisyon ortaya çıkar. Farklı tiplerin ortaya çıkmasından şüphesiz Cumhuriyet rejimine geçişin büyük rolü vardır. Batı etkisi ile ataerkil aile yapısının önemini giderek kaybetmesi ve çekirdek aile tipinin sosyal yapı içinde benimsenmesi yerleşimde, bahçeli, çok odalı, geniş bir arazi üzerine yapılmış büyük evlerin yerine daha küçük arazilere yapılmış mütevazi, az odalı evlerin tercih edilmesi olarak etkisini göstermiştir. Bununla da kalmamış, ekonomik durumunda etkisi ile önceki dönem yapılarında, özellikle evlerin ahşap kısımlarında, belirli bir yaşam kalitesinin ürünü olan süslemeler, cumba, kafes, yöreye özgü üçgen alınlık gibi mimari elemanlar, yerini ahşap yapım tekniğinin basit bir şekilde uygulanması ile yapılmış evlere bırakmıştır. Daha öncede vurgulanan 1930 yılının sınır kabul edilmesi, Cumhuriyet rejiminin ilkelerinin, toplum yaşantısına etkisinin bu yıllarda kendisini göstermesi ile ilişkilidir. Bu sebeple 1930 tarihi öncesi ve sonrası ayrımı, farklılaşmanın yorumlanması için tespit edilen bir sınırdır. Yapılan arazi çalışmaları da bu tespiti desteklemektedir. Çünkü 1930 tarihi ve öncesi ve sonrası yapılan yapılar ve plan tipolojileri, cephe tipolojileri, pencere ve kapı tipleri açısından farklılıklar göstermektedirler. Özellikle Kale Kapısı, Suluhan, Kanrya, İğde, Badem, Mescit, Eski Hükümet, Mercanlı sokakları üzerindeki konutların bir kısmı cephe oranları, sofalı planlı tipleri, taşlık, bahçe, messan, guşgana gibi mekansal kullanımlar açısından 19. yy sonu 20. yy başına has özellikler göstermektedir. Bu bölgenin biraz daha güneyinde Dikçatalküme, Yüksek Kaldırım, Dik, Uzun, Tatlıçeşme, Acıçeşme, Çatal, Tepe, Meydan sokaklarında cephede ve pencere oranlarında görülen farklılaşma, önceki dönemlerde rastlanan geniş sofaların yerine alan daha küçük sofalar, hol ve koridor mekanlarının oluşması plan ve cephedeki tipolojik değişimin ilk adımları olarak yorumlanabilir.

Kuzeyde dik eğilimler üzerine oturan yapıların oluşturduğu organik sokak dokusu giderek düzleşen güneybatı yönünde Hükümet karşısı, Yeni 1, Yeni 2, Yeni 3, Yeni 4. Çakmak Sabahattin Yakan, Çakmak küme sokaklarında Milli Egemenlik Caddesine paralel uzanarak ızgara plan tipinin arkaik bir modelini oluşturmaktadır. Daha önce belirtildiği gibi Bosna- Hersek göçmenlerinin yerleştirildiği alanı da kapsayan bu dokuda, mülkiyetin el değiştirmesi ve 1950’li yıllarda yaşanan sanayileşme süreci sonunda ortaya çıkan, göç olayları neticesinde, yerli halkın geleneksel merkezin güneyindeki modern tarzda çoğu kooperatiflerden oluşan evlere taşınmış olması ile sosyal yapı farklılaşmıştır. Bosna-Hersek göçmenlerinin ise büyük çoğunluğu zaman içinde İstanbul, Ankara gibi büyük kentlere göç etmişlerdir. Sanayileşme, sağlık, eğitim, sosyal olanaklar gibi etkenlerden dolayı çevre ilçe, kasaba ve köylerden göç edenlerde ilk etapta, daha ucuz olan çalışma alanı içinde yerleşmişlerdir. Sosyal yapıdaki değişiklik, beraberinde, yetersiz görülen doku içindeki yapıların tamiri, yıkılması ve yeniden yapılması durumunu ortaya çıkarmış ve bugüne gelinmiştir. Bundan dolayı 2. Abdülhamit

38 devrindeki iskan faaliyetlerinin, Beypazarı ve özellikle çalışma alanı içerisindeki sosyal ve ekonomik izlerini takip etmek olanaksızlaşmıştır.

Alan içinde yer alan fiziksel farklılaşma açısından önemsenmesi gereken diğer bir bölgede Sebahattin, Yakan, Bulgur Dede1, Bulgur Dede 2. Sokakları ve devamında kuzeybatıya doğru uzanan alandır. Bu alandaki yerleşim, son otuz yıllık imar faaliyetinin neticesi olarak oluşmuştur. Yapı tekniği başta olmak üzere plan ve cephe nitelikleri geleneksel kriterlerden tamamen farklılaşmıştır. Özellikle yapım tekniği kuzeyden itibaren ahşap karkas olarak devam ederken, birden tuğla, biriket gibi malzemelerden yığma tekniği ya da betonarme karkasa dönüşmektedir. Yerleşim dokusu ise yapılan imar planları sonucunda tam bir ızgara plana dönüşmüştür (Bozkurt, 2002: 26).

Beypazarı’nda nüfusun gerek Bosna-Hersek’ten getirilen müslümanların buraya yerleştirilmesi ile, gerek linyit işletmelerinin açılması ile buraya farklı yerlerden gelen insanlarla tanışmasıyla kapalı toplum özelliğinden kurtulmuştur. Bu her şekilde turizmin gelişmesine katkı sağlayan bir faktördür.

Beypazarı’nda nüfusun daha çok ilçe merkezinde yoğunlaştığını görüyoruz. Kırsal alanda nüfus oldukça azdır. Çoğu sosyal nedenlerden ötürü göç etmiş. Anket çalışması yaparken dahi kimi köylerde halkı bulmakta güçlük çektik. Bu şekliyle kırsal turizm meraklıları açısından dikkat çekicidir. Kırsal turizme ilgi duyan insanlar seçtikleri turizm türünün de özelliği olan bakir alanlara yönelmektedirler.

3.2.3. Ekonomik Faaliyetler – Turizm İlişkisi

3.2.3.1. Tarım ve Hayvancılık ve Turizm İlişkisi

Yukarıda da söz edildiği gibi, Beypazarı ilçesinde tarım, ekonomik faaliyetler içinde önemli bir yer tutmaktadır. Bunu daha iyi anlayabilmek için ilçenin arazi bölünüşüne bakmak yararlı olacaktır.

Tablo 2.Beypazarı İlçesinin Toprak Bölünüşü

Arazinin Toprak Bölünüşü Miktarı (dekar) Oranı (%) Tarıma elverişli alanlar 641740 34,35% Çayır, Mera 692930 37,09% Ormanlar 264140 14,14% Tarıma elverişsiz alanlar 269190 14,41% TOPLAM 1868000 *İlçe Tarım Müdürlüğü (2000)

39

Grafik 5.Beypazarı İlçesinde Toprakların Bölünüşü

Zengin yeraltı suları ile beslenen humuslu ve verimli topraklara sahip Beypazarı Türkiye’nin Havuç deposu olarak tanınmaktadır. Yurt çapında üretilen havucun %60`ını karşılayan Beypazarı aynı zamanda Ankara’nın tükettiği 580 bin ton sebzenin 400 bin tonunu karşılayan ilçe olarak kendinden söz ettirmektedir. Narenciye hariç her türlü sebze ve meyveleri ile ünlü Beypazarı’nda Çarşamba günleri Pazar kurulurken eski yerleşim müze evi yolunda cumartesi Pazar günleri de kurulan pazarda köy ürünleri tarhana, yaprak, erişte bahçe mahsulleri el işi çalışmalar satılmaktadır. Buraya gelen turistler bu tarz ürünlere ilgi göstermektedir. Bu doğal ürünlere talep arttıkça kırsalda bunu üreten insanlara istihdam oluşturacaktır.

Tarım alanlarının %67’si kıraç, %13’ü suludur. Kıraç alanın 2/3’si her yıl ekilmekte, 1/3’i ise nadasa bırakılmaktadır. Sulu alanlarda yılda 2, bazı durumlarda 3 mahsul alınmaktadır. Nadasın, kapalı nadas halinde dönüştürülmesi için çalışmalar devam etmektedir. Üretimde kullanılan kimyasal gübre miktarı her geçen yıl artarak; 1992 yılında kalkınması ve üretiminin değerlendirilmesi amacıyla ilçe sınırları içerisinde 6 adet Tarım Kredi, 3 adet Köy Kalkındırma Kooperatifi kurulmuştur. Tarla arazisinin büyük kısmında sebzecilik yapılmaktadır. Sebzecilikte ilk sırayı havuç almaktadır. Son yıllarda İlçe Tarım Müdürlüğü’nün kontrolünde kullanılan zirai ilaç ve gübreler sonucunda üretim büyük miktarda artmış, Beypazarı, havuç üretiminde Türkiye genelinde söz sahibi olmuştur. Çeltik,

40 ıspanak, turp ve soğan da ilçenin gözde tarım ürünlerindendir. Meyve olarak armut, elma, kavun ve karpuz bolca yetiştirilmektedir. Kırbaşı ve köylerinde; hububat, Aladağ, Kimir, İlhan ve Süvari Çayları vadilerinde yer altı suyu kaynakları zengin olduğundan çeltik ve sebze üretimi yapılmaktadır. Karadaş Bucağı dağlık olduğundan mera arazisi olarak kullanılmaktadır. Merkez ilçe ve köylerde daha çok havuç, ıspanak, turp ekilir. İlçenin Arazi Varlığı: İlçe toplam 1. 868. 000 dekar yüzölçümüne sahiptir ve tarıma elverişli alanlar bunun %34`ünü oluşturmaktadır (Grafik 5).

Tarıma elverişli alanların yaklaşık olarak 96.000 dekarı sulu, 545.700 dekarı kuru tarım arazisi olup, tarla bitikileri ile sebze bitkileri ekimi tarla kullanımının çok büyük bir kısmını oluşturur. Meyve ekimi ve bağ alanları da tarla kullanımında küçük bir paya sahiptir (Grafik 6).

Tablo 3.Beypazarı İlçesi Ekim Alanlarının Bölünüşü

Kullanım Durumu Miktarı(Dk) (%) Tarla Bitkileri 551040 85,92% Sebze Bitkileri 76046 11,86% Meyve Alanları 6400 1,00% Bağ Alanları 7840 1,22% TOPLAM 641326 *İlçe Tarım Müdürlüğü (2000)

Grafik 6.Tarıma Elverişli Alanların Kullanım Durumu

41

İlçede tarla bitkileri yetiştirilen 551.040 dekarlık alanın büyük çoğunluğunda hububat tarımı yapılmaktadır. Hububatın yanında aynı zamanda kuru soğan tarımı da yapılmaktadır. Hububatlar arasında en çok tarımı yapılanlar buğday ve arpadır. Nadasa bırakılan tarlalarla birlikte yaklaşık tarla bitkileri tarımı yapılan tarlaların yarısında bu mahsullerin tarımı yapılmaktadır (Grafik 6).

Tablo 4.Tarla Bitkileri Ürün Çeşidi Alanı ve Miktarı

Ürün Çeşidi Alanı(Dekar) Üretim Miktari (ton) Buğday 168100 47000 Arpa 137500 38500 Ayçiçeği 43000 3010 Nohut 6700 469 Soğan(kuru) 3750 6750 Nadas 182990 Diğer 5200 TOPLAM 551040 95729 *İlçe Tarım Müdürlüğü (2000)

Grafik 7.Tarla Bitkilerinin İlçedeki Durumu

42

İlçede toplam 70.960 dekar alanda sebze yetiştiriciliği yapılmaktadır. Özellikle marul ve havuç yetiştiriciliği ilçe tarımına büyük katkıda bulunmaktadır. Ayrıca kış sebzeleri de büyük ölçüde yetiştirilmektedir. Havuç, marulun yanı sıra, taze soğan, ıspanak ve kabağın yanında az miktarda da olsa hıyar, biber, tere ve roka gibi sebzeler yetiştirilmektedir (Grafik 8).

Tablo 5. Beypazarı İlçesinde Sebze Ekim ve Üretimi

Ürün Çeşidi Alanı(Dekar) Üretim Miktari (ton) Havuç 105000 21000 Marul 42200 18000 Soğan(Taze) 7500 7500 Ispanak 3850 5500 Kabak 7480 4900 Diğerleri (Hıyar, biber. tere roka vs) 24500 14060 TOPLAM 190530 70960 *İlçe Tarım Müdürlüğü (2000)

Grafik 8. Tarımı Yapılan Sebzelerin Dağılımı ve Miktarı

1868.45 km² büyüklük de bulunan Beypazarı ilçesi jeolojik ve morfolojik bakımından olduğu kadar iklim ve toprak bakımından da yer yer değişiklikler arz etmekte ve bu sebeple değişik

43 tarım usullerinin tatbikinin ihtiyaç göstermek de, Kırbaşı Bucağı ve merkez bölgesinde ihtiyaç oldukça geniş düzlüklere, Kirmir, Aladağ, İlhan, Suvarı Çayları vadilerinde çeltik ve sebze tarımı yapılan zengin sulanan sahaları, yer altı suları zengin taban arazileri sahip bulunmaktadır.

Karaşar bucağı, Dağsalı ve Tepelardı köylerini içini alan kuzey bölgesi, Bolu ormanlarını başlangıcı Köroğlu dağlarının güney şubelerini teşkil eden arızalı saha üzerinde bulunmaktadır. Kısmen orman içi ve kısmen orman kuşağını teşkil eden bu dağlık bölgede tarla arazileri ve meraları ancak yaz aylarında sürülerin otlatılmasına elverişlidir. Çam ağaçları bittikten sonra ahlat ağaçları sıralanmıştır. Sulama suyu temin edildiği takdirde en iyi kalite meyve yetiştirilmesini elverişli vadi ve yamaçlar yer yer arıcılığa elverişli zengin flora sahalarına sahiptir.

İlçenin iklim ve toprak arazileri göz önünde bulundurularak programlı çalışmalar yapılmaktadır. Bunlara dikkat edildiğinde;

1. Orta Anadolu iklim karakterini taşıyan merkez ve Kırbaşı bölgesinde hububat ziraati Dry Farmık esaslara göre makine ile yapılmaktadır. Sertifikalı ve kontrollü tohumluk projesine göre ıslah müesseselerinden alınan 111/13, 220/39, 414/44, 074/44 çeşidindeki yerli buğday çeşitli çiftçilere verilmiş merkez ve Kırbaşı köylerinin önemli kısmında gübreli ekim uygulanmıştır.

2. Kimi yerlerde yer altı sularından yararlanarak karlı olarak sebze ziraatı yapılmak da olup Beypazarı’nda başlayan bu faaliyet kısa zamanda köylerde yayılmış birkaç dönüm kıraç arazisinde su bularak kuyu açmak ve motopomp alma imkanı bulan fakir bir aile ve kendine iş olanağı sağlamaktadır. Bu faydalı teşebbüs çeşitli yollardan desteklenerek tesis ve donatım kredisi uygulamaya girmiş, sebze ve meyve plantasyon sahaları genişlemiş, 18. 000 tonu bulan havuç üretimi yer altı sularından sulanan arazilerden elde edilmektedir. Beypazarı’nın meşhur olan pirinci, bir metreye yaklaşan havucu, domatesi, armudu ve diğer yetiştirilen sebze ve meyveleri düzenli olarak yaz ve kış Ankara ve İstanbul’a sevk edilmektedir.

3. Dağlık kuzey bölgelerde sahipli arazilerde yaygın halde bulunan ve ahlat ağaçları Ankara armuduna aşılanmakta olup son 5 yıl içinde Tarım Bakanlığı ve Ankara ilinden yapılan yatırım çiftçilerinde iştiraki ile ahlat ağacı Ankara armuduna aşılanmıştır. Daha önceleri aşılanarak meyve vermeye başlayan ağaçların meyveleri köyün en başta gelen gelirini teşkil etmektedir.

4. Küçük akarsular birleştirilmek ve bir havuzda toplamak suretiyle vadi ve yamaçlarda bulunan kıraç araziler sebzelik ve meyvelik olarak getirilmektedir. Yatırım köy halkının katkıda bulunmasıyla yapılan sulama kanalları su toplama

44 havuzları bilhassa dağlık bölge köylerinde günden güne verimini ve önemini arttırmaktadır. En çoğu dağ köylerinde olmak üzere 29 köyde 32 adet su toplama havuzu, kesor suyu, sulama ve dranaj kanalı yaptırılmış bulunmaktadır.

5. Hayvanların beslenme ve ıslahı için, kültür yem bitkilerinin ziraatının genişlemesi için fig, yonca, korunga tohumu verilerek demonstrasyonlar yapılmakla beraber yeni meralar ve tohum üretme sahaları tesis edilmektedir. Ankara ilinin en geniş ve en iyi nitelikte mera ve tohum üretme sahası Kırbaşı, Tahir, Oymağaç köylerinde tesis edilmiştir. Hayvan neslinin ıslahına önem verilmektedir. Mantafon ineği ve merinos koyunu çoğalmaktadır.

6. Dikenli tel ile çevrilmesi Devlet yardımı ile proje ve dikimi, budama tekniği tarım teşkilatınca, fidan bedeli ve diğer işler çiftçilerce yapılmak üzere, sulanan veya sulama suyunun temin edilen sahalarda her yıl 500-800 dekar toplu meyvelik kurulmaktadır. Ayrıca meyvelik kurmak isteyen şahısların bahçe planı yapılmak dikimine nezaret edilmek, tesis kredisi açtırılmak suretiyle meyveliklerin çoğalmasına yardım edilmektedir.

7. Beypazarı’nın tiftik keçisi ve tiftiği meşhurdur. Fenni arıcılık ve modern tavuk yetiştirme son yıllarda olağan üstü bir gelişme göstermiştir. Bunda halkın ilgisinin ve Ziraat Bankası’nın kredi yardımının büyük payı vardır. Kasaba merkezinde ve köylerinde modern tavuk çiftlikleri kurulmuştur. Tavukçuluk bakımından Türkiye’de ikinci gelmektedir. Her tarafa etlik tavuk ve günlük yumurta özel araçlarla ihraç edilmektedir.

Beypazarı Organik Tarım Projesi

Akçakavak Köyü şu anda ilçede organik tarımın en yaygın biçimde yapıldığı ve bundan da hem tarımsal anlamda hem de turizm anlamında yarar sağlayan bir köydür. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 1000 köyde 1000 ziraat mühendisi projesi kapsamında Akçakavak Köyü’ne bir mühendis atadı. Projeyle, 130 dönüm arazide 13 çiftçi organik olarak domates, patlıcan ve brokoli, bodur elma üretimi yapılmaya başlandı. Bu projenin dışında Ankara Tarım İl Müdürlüğü, tarımsal faaliyetleri teknik açıdan geliştirmeye ve gelişime paralel olarak da üretimi arttırmak amaçlı 2006 yılında bir çalışma başlatmıştır. İl Özel İdare tarafından da finanse edilen Damla Sulamalı Organik Bodur Elma Tesisi Projesi 70 da’lık bir alanda Akçakavak Köyünde başlatılmıştır.

Organik sebze yetiştiriciliği ile ilgili olarak F1 Hibrit Sebze Tohumculuğunu Geliştirme Projesi’ni de başlattıklarını kaydeden Bakan Güçlü, bu projeyle 22 özel sektör, 5 üniversite, 5 araştırma enstitüsünün bir araya getirildiğini ve özel sektör kuruluşlarının 7 trilyon TL’lik projeye 1 trilyon TL’lik destek sağladığını ifade etti. Tahıl tohumculuğu konusunda da önemli

45 çalışmalar yapıldığı 3000 ton sertifikalı hububat tohumluğunu kabul edilebilir bir fiyatla çiftçiye ulaştıracaklarını söyledi.

Beypazarı’nda hayvancılığa baktığımızda; Beypazarı köylerinin yarısına yakınının dağlık bölgelerde oluşu ve buralarda bulunan geniş meralar ilçeyi önemli bir hayvancılık merkezi haline gelmiştir. Bilhassa tavukçuluk, arıcılık, Ankara Keçisi ve koyun-sığırcılık önemli bir miktarda artmıştır. İlçe ve köylerinde sığır ıslah çalışmaları genel olarak suni döllenme suretiyle yapılmaktadır. İlçe kaliteli tiftik veren Ankara Keçisi ile ün yapmıştır. Kaliteli tiftik keçisinin neslini daha da geliştirmek için İlçe Tarım Müdürlüğü teke deposunda 95 adet damızlık teke beslenmektedir. Son yıllarda Dünya Bankası’nın yardımı ile kültür ırkı süt ineği temin edilmiş ve çoğaltılmasına çalışılmaktadır. Bu projeye bağlı olarak süt üretimi artmış, süt ve süt mamulleri de önemli bir gelişme göstermiştir.

Tarım hayvancılık ve kırsal turizm ilişkisinde ilk bakılacak alan tarım turizmi olarak değerlendirilebilir. Araştırma alanında bu konudaki en güzel örnek Akçakavak Köyü’dür. Beypazarı’nda tarıma elverişli alanların oranı %34,36’dır (Grafik 5). Bu alanlarda tarla bitkileri, sebze, meyve çeşidinin birçoğu yapılmaktadır (Grafik 7). Bu alanlarda da organik tarıma geçiş yapılırsa halka buraları tanıtmak daha rahat olacaktır veya buralara çiftliklerin kurulması yeme, yatma alanlarının oluşturulması ile çiftlik turizmi özendirilebilir. Akçakavak Köyü’nde devletin ilgili birimleri ve sivil toplum örgütleriyle birlikte halkın katkılarıyla gerçekleştirilen organik tarım ile dönem dönem gerek kurumsal temsilcilerin ziyaretleri gerek bilim insanlarının yaptığı ziyaretler bile buraya ciddi bir hareketlilik getirmiştir. Bu örneklem üzerinden bu ve benzeri projeler desteklenmelidir.

3.2.3.2. Ticaret ve Turizm İlişkisi

Beypazarı İlçesi’nde ticaret daha çok ilçe merkezinde yoğunlaşmıştır. Beypazarı’nın tarihçesi kısmında bahsedildiği gibi Beypazarı önceden kurulan büyük pazar yerleri ile tanınmaktaydı. Bugün ilçede aynı ticari zenginliği göremiyoruz. Ticaretin bugün daha çok üretilen tarla bahçe ürünleri ile elsanatlarının satılması yönünde varlığını koruduğunu görmekteyiz.

Hızla modernleşen dünyamızda hala geleneksel sanatların yaşadığı nadir yerlerden biride Beypazarı’dır. Bugün ilçede bakırcılık, telkari işlemeciliği, dokumacılık, yemenicilik, mescilik, yorgancılık, dokumacılığı geleneksel olarak sürdürülen meslekler arasındadır. Bunların yanında, yöreye özgü olan çevre işleme ve bindallı işleme işlikleri, günümüz teknolojisine uygun olarak üretime devam etmektedir.

Telkari gümüş ve altını ince teller haline getirip örerek yapılan kuyumculuk işine denir. Telkaride 65-30 mikron kalınlığında gümüş teller kullanılmaktadır. Telkarinin birkaç çeşidi vardır. Bunlar; hasır telkari, kakma telkari, kafes telkari.

46 Beypazarı’ndaki el sanatları içerisinde yer alan dokumacılık, kilim ve ipek büngü dokumacılığı olarak iki farklı kolda, günümüzde sayıları çok azalsa da hala devam eden geleneksel mesleklerdendir. Günümüzden 15-20 yıl kadar öncesine kadar bu dokumalar çarşının içinde yer alan 12 kadar tezgahın çalıştığı bir sokakta yapılmakta iken, zamanla tezgahların sayıları azalmış ve üretim evlere kaymıştır. Bugün ise yalnızca iki evde birer tezgah ve birer usta çalışmaktadır. Bu tezgahlarda gelin bürgüsü ya da ipek bürgü denilen bürgüler dokunmaktadır.

Beypazarı’nda eskiden beri yapıla gelen dövme bakırcılık için, her şeyden önce sert ve sağlam bir kütük, bu kütüğe saplanacak çeşitli boylarda ve biçimlerde örs ve metali dövecek çekiçler gerekmektedir. Beypazarı’nda bakırcıların kullandığı araçlardan bir tanesi de, tuğla ve taşlardan yapılan çamurla sıvanan ocaktır. Ocak bakırları tavlamada, kaynak yapmada ve kalay sırasında kullanılır. Beypazarı’nda bakırcılıkta kullanılan bakır, Çorum’dan ya da ’dan rafine bakır levhalar halinde gelmektedir.

Eskiden, 30-40 dükkan olarak bakırcılar sokağında çalışılan ilçede bugün sadece 6 bakırcı bulunmaktadır.

Saraçlık, traktör ve otomobilin kullanımının artması ile ölmeye yüz tutan mesleklerden biri haline gelmiştir. İlçede tek saraç ustası Ahmet Üstek’tir. Yıllardır Karadeniz bölgesine, Kars’a, Kızılcahamam ve Ayaş’a da koşum takımları yapmaktadır.

Yemenicilik ve kunduracılıktaki durumda diğer geleneksel sanatlardakinden farklı değildir. Beypazarı’nda dikiciler tarafından dikilen yemenileri diken atölye sayısı bugün itibariyle ikidir. Günümüzden kırk, elli yıl önce ise, ilçede 65-70 tezgah ve yüzün üzerinde dikici, kunduracı olduğu bilinmektedir. Yemeni bir tür kaba ve hafif ayakkabıdır. Ustaların verdiği bilgiye göre, yemeninin ana maddesi gön denilen manda derisidir fakat sonradan bunun yerini inek derisi almıştır.

Semercilik tıpkı saraçlık gibi, günümüzde otomobillerin ulaşımda kullanılmasıyla eski önemini yitirmiştir. Semerler artık dağ köylerinde hayvan güdenlerin ihtiyacını karşılamak, bunun yanında ilçeye gelen turistlerin minyatür semer talebine karşılık yapılmaktadır.

Bu eski mesleklere günümüzde çok fazla rastlanmamasından dolayı ayrı bir özellik taşımaktadır. Yöresel kıyafetlerin hazırlanması, çorap, patik gibi örme işleri, halı, kilim dokuma, bakır işlemeciliği gibi el sanatları otantik özellikler göstermektedir. Bu el sanatlarının yapımı artık gitgide azalmaktadır, bunların yaygınlaştırılması için talep oluşturulmalıdır. Bu ise tanıtımla mümkündür. Buralarda bu ürünlerin üretildiğini halk bilmelidir. Eğer böyle bir talep oluşturulursa üretim devam edecek ve artacaktır. Bu üretimin yapılması ile kırsaldaki halka iş olanağı doğuracağı gibi aynı zamanda üretimin çeşitlenmesi ile bölgeye gelecek olan insanların ziyareti ile turizme bir ekstra canlılık getirmiş olacaktır.

47 Özellikle bayanların ilgisini çeken süs eşyaları Beypazarı’nda ayrı bir çeşitlilik göstermektedir. Telkari denilen örme gümüş işçiliği ile farklı bir zanaat insanların ilgisini çekmekte, bu farklı ürüne sahip olma isteği ile buraya gelmektedirler. Bu hareketlilik ise turizmi tetiklemektedir.

Bu eski mesleklerin dışında bölgede karasör sanayi vardır. Bu sahada da insanlar kendilerine istihdam alanları bulmaktadır.

3.2.3.3. Turizm Faaliyetleri

İlçede son dönemlerde gerek Belediye’nin katkıları, gerek medyanın ilgisinin çekilmesi, gerek zaman zaman yürütülen akademik çalışmalarla Beypazarı halkının dikkati turizme çekilmiştir.

Daha önceleri de var olan ama harabe niteliğinde olan evlerin merkezde restore edilmesi, organik tarım alanı olan Akçakavak köyünün ürünlerinin pazara girmesi ve talep tespitinin yapılması, yayla köylerinin alternatif turizmdeki yerinin anlatılması ile bölgede turizme yönelik çalışmaların başlamasına neden olmuştur. Merkezde küçük ara sokaklar, köy ürünlerinin satılması, temiz hava, Ankara’ya yakınlık gibi nedenlerle, bölgeye rahatlıkla turist çekilmiştir. Turistler genellikle hafta sonu Beypazarı’nı günübirlik ziyaret etmektedir.

Turistlerin buraya gelmesiyle yörede yeme-içme ihtiyacına karşılık verebilmek için merkezde ve İnözü vadisinde restoranlar açılmıştır. Yine İnözü Vadi’sinde kuş gözlemciliğinden dolayı belli alanlara kulübeler yapılmıştır. Yaylalarda ise bütün doğa güzelliğine rağmen herhangi bir tesis gelişmemiştir. Bölgede kaplıcanın bulunmasına rağmen konaklama olanakları sınırlı kalmıştır. Hediyelik eşya ve organik tarım ürünlerinin pazarlandığı merkezde Pazar kurulur. Telkari gibi el sanatlarının satın alınabileceği de çok özel dükkanlar mevcuttur. Tez konusu turizm olduğu için bu konunun ayrıntıları bundan sonraki bölümlerde anlatılacaktır.

4. Beypazarı İlçesinin Turizm Çekicilikleri

4.1. İlçe Merkezindeki Turizm Çekicilikleri

4.1.1.Doğal Çekicilikler

4.1.1.1. İnözü Vadisi

Beypazarı’nın kuzeyinde yer alan İnözü Vadisi; doğal bitki örtüsü ve kültürel kalıntıları ile oldukça zengin bir görünüme sahiptir (Foto 3). İnözü Çayı’nın aşındırıcı etkisiyle iki tarafı

48 balıksırtı görünümünde yükselen dik kayalardan oluşan vadi, doğa sporlarını sevenler için eşsiz güzellikler barındırmaktadır. İnözü Vadisi’nde konaklama imkanı bulunmamaktadır. Vadinin içinde 4 adet lokanta vardır.

Türkiye’nin 184 önemli Kuş Alanından biri olan vadide küçük akbaba (Neophron percnopterus), bıyıklı doğan (Falco biarmicus), kızıl şahin (Buteo rufinus), kuzgun (Corvus corax), angıt (Tadorna furruginea) ve kayalıklardaki oyuklarda üreyen ve nesli tehlike altında olan kara leylek (Ciconia nigra) görülebilmektedir. Bu zenginliğin farkedilmesiyle Doğa Derneği ve belediye’nin ortaklaşa hareket ettiği ve Avrupa Birliği fonları ile desteklenen bir proje yürütülmektedir. İnözü vadisinde kimi alanlara kuş gözlem istasyonları kurulmuştur. Böylece burada kuş gözlemciliği yapmak mümkün hale getirilmiştir. Bu kırsal turizm faaliyetlerinin yanında Türkiye içinde önemli bir adımdır.

Foto 3. İnözü Vadisinden Bir Görünüm

4.1.1.2.Hıdırlık Tepe

Gelen ziyaretçilerin şehrin tüm güzelliklerini bir arada görebildikleri yer Hıdırlık Tepe’sidir. Turistler için hem seyir, hem de dinlenme yeri olarak hizmet vermektedir. İlçeye hakim olan tepe 400 m yüksekliktedir.

Hıdırlık Tepe’si eski ve yeni Beypazarı’nı bir arada görme olanağı sağlamaktadır. Buradan, tarihi camiler, gezi yolları, restore edilmiş konaklar ve buralara ulaşım yolları rahatlıkla görülmektedir.

49 4.1.2.Kültürel Çekicilikler

4.1.2.1.Beypazarı Evleri

1800’lü yıllardan günümüze ulaşan mimari yapılar bugüne dek yedi büyük yangın geçirmiştir. Yaklaşık 200 yıllık olan bu evler turistleri en çok ilgisini çeken yerler arasındadır (Foto 4). Beypazarı evlerinin restore edilmesi için Safranbolu’dan gelen ustaların çalışması sonucunda Beypazarı evlerinde Safranbolu evlerine benzerlikler olmuştur. Beypazarı’nda 400 adet restore edilmiş ev bulunmaktadır. Restore edilmek üzere 3500 tane ev de seçilmiştir. Bu evlerin en önemli özelliği, birbirinin güneş görmesini ve görüş açısını kapamamasına dikkat edilerek inşa edilmiş olmalarıdır.

Beypazarı evlerinin mimari özelliklerine bakacak olursak; genellikle üç katlıdır. Taşıyıcı sistemi örten ahşap pervazlar harç sıva ile örtülmüştür. Evde zemin katlar taş, üst katlar ahşap veya kerpiç dolgu sisemi ile yapılmıştır. Büyük evlerde ya da kanatlarda zemin katında, taşlığa bağlı hizmetkar kısmı da bulunur. Zemin kat dışa ufak pencerelerle açılır. Taşlıkta bir yalak ve ocak bulunur. Bu bölüm üst katlarda, ilk üç-dört basamağı taş ahşap merdivenlerle ulaşılır. Üst katlar asıl yaşama alanlarıdır. Sofa (yerel dilde çardak) etrafında yer alan odaların dışında tuvalet, mutfak gibi mekanlar bulunmaktadır. Üst kat orta sofalı evlerde bulunmaktadır. Esas kattan guşganası olan evlere sofa ya da mutfaktaki meriven aracılığı ile bu mahale ulaşılır. Depo olarak kullanılan bu mekana bazen bir oda da eklendiği görülür. Geleneğe göre Beypazarlılar yapacak bir şeylerin kalmadığını vurgulamak için üst katların bir bölümünü ya da tamamını işlemeden bırakırlar. Buna yerle dilde çandı denilmektedir. Evlerin dışa dönüklüğü çıkmalarla sağlanmıştır.

Foto 4. Beypazarı Evlerinden Bir Görünüm

50 Pencereler dikdörtgen veya kemerli, dört veya altı bölmeli, giyotin ve iki kanatlıdır. Çoğu evde pencere pervazının üstü üçgen bitirilmiştir. Pencerelerde demir ve ahşap korkuluklar yaygındır. Ancak cumba, kafes ve kepenk gibi elemanlar da az olmakla birlikte mevcuttur. Kapılar çift ya da tek kanatlı üstü ahşap kafeslidir. Bu kafesli açıklık zemin kata hava ve ışık sağlar. Kiremitli olan eski çatılar bugün hızla hafif ve ucuz bir malzeme olan oluklu saca dönüşmektedir. Saçakların alt kısmı genellikle açıktır. Bazı evlerde zeminin üstünde 2-2.5 m yüksekliğinde bir ara kat mevcuttur. Bu kat tüm zeminin üstünü veya bir kısmını kaplar. Bu kattaki dolap ve ocakları diğer katlara göre daha basit yapılmıştır.

Gelişen teknoloji ile beraber değişimin getirdiği yapı malzemeleri son dönemlerde büyük değişiklik göstermiştir. Beypazarı evleri tarihi özelliklerini korumasıyla dikkat çekmektedir.

4.1.2.2.Sokaklar

Restorasyonu tamamlanmış ve hizmete açılmış birçok tarihi konağı barındıran Alaattin Sokak, yöresel ürünlerin satıldığı, stantların kurulduğu, şehrin önemli mekanlarından biridir. Diğer sokaklarda kendine has taş zemini ile dar sokaklar şeklindedir. Bu sokaklar birbirine küçük aralarla bağlanmaktadır.

4.1.2.3.Kültür Evi

Nurettin Karaoğuz tarafından bağışlanan konak, Beypazarı Tarih ve Kültür Evi olarak kullanılmaktadır. Bu müzede Beypazarı kültürünü yansıtan eserler, kıymetli madenler, antika eşyalar ve Beypazarı tarihine ışık tutan belgeler, Roma dönemi sütun ayakları, mermer sütunlar, mezar kapakları, Bizans Kilise kalıntıları, Selçuklu koç heykeli, Osmanlı dönemine ait sıkma taşı, dilek kuyusu yer alıyor. Ziyaretçiler müzenin eski kilimlerle kaplı odalarını gezebiliyor, girişte çeşitli tarım araçları, üst katta eski eşyalar, aksesuarlarıyla tamamlanmış gelin odasını ve diğer odaları görebiliyorlar.

4.1.2.4.Gümüş Mağazaları

Beypazarı’nın en önemli simgelerinden biri olan telkari gümüş işletmeciliğinin en güzel örnekleri ve birbirinden güzel el işi takıları bu gümüş mağazalarda bulunabilir (Foto 5). Gelen ziyaretçinin daha çok İtalyan gümüşüne yöneldiğinden şikayet eden gümüş dükkanı sahipleri telkariye gereken ilginin gösterilmediği kanısında. Bunun nedeni de el işlemesi olan telkarinin pahalı olması. Gümüşçüler çarşısının yanı sıra birçok yerde gümüş mağazalarına rastlanır.

51

Foto 5. Gümüş İşlemeciliğinden Örnekler(www.beypazarı.bel.tr)

4.1.2.5.Taş Mektep

19. yy ortalarında inşa edilen Taş mektep, Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerindendir. Mektep olarak yapıldığından yapıda süslemelere rastlanmaz. Bugün restorandır ve Beypazarı Belediyesi tarafından işletilmekte olup 11 Kasım 2004 tarihinden itibaren hizmet vermektedir. Toplam 420 misafire hizmet edecek durumdadır. Restoran yörenin lezzetlerinin ve kültürünün tanıtılması amacı ile sadece yöresel yemeklere yer vermektedir.

4.1.2.6.Camiler

Akşemseddin Cami

İlçe merkezinde Beytepe mahallesinde bulunan Akşemseddin Cami, Selçuklu mimarisinin özelliklerini taşımaktadır. Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemseddin tarafından yanında bir de medrese ile birlikte yaptırılan cami yıllar içerisinde onarımdan geçirilmiştir (Beypazarı Belediyesi Tanıtım Broşürü). İstanbul’un fethinden sonra Beypazarı’na yerleşen Akşemseddin bir de değirmen yaptırmıştır. Ancak değirmenin yeri ve yapım tarihi hakkında herhangi bir bilgi yoktur (Bozkurt, 2002: 21).

Kurşunlu (Evsat Hoca Nasır) Cami

Merkezde çarşıya yakın yerdedir. 17. yy. Osmanlı eseridir. Bulunan eski yazılardan camiinin çevre ilçelerde de bir çok eseri olan Sadrazam Nasuh Paşa tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir (Yılmaz, 1991:17).

52 Sultan Alaeddin Cami

Büyük Cami ya da Paşa Cami de denir. Paşa mahallesindedir. Duvarları tuğladan yapılmış tek minareli Selçuklu eserlerinin tipik örneklerindendir (Yılmaz, 1992: 17).

Tabakhane Cami

Çarşı içindedir. Hicri 1315 yılında Söylemezzade Hacı Hüseyin Efendi tarafından yapılmıştır (Yılmaz, 1992: 17).

İmaret Cami

Rüstem Paşa Mahallesindedir. Hicri 1304 Yılında yapılmıştır. Cumhuriyet dönemi öncesinde camiinin yanında iç imaret ve dış imaret denilen medreseler bilinmektedir (Bozkurt, 2002:23).

İzciler Cami

Çarşı içindedir. Hicri 1315 yılında Abbaszade Hacı Mehmed Efendi tarafından yaptırılmıştır (Bozkurt, 2002: 23).

Tatlı Çeşme Cami

Aslen Hicri 1304 yılında altı okul, üstü camii olarak yapılmıştır. 1945 yılında halkın önderliği ile taş yığma olarak yaptırılmıştır. Sac ile kaplanmış minareye sahip olduğu belirtilmiştir. Daha sonra yıktırılmış 2002 yılında çevresinde dükkanların olduğu yeni bir cami inşa edilmiştir (Bozkurt, 2002: 23).

Yeni Cami

Çarşı içinde ve Hanlar önünde ana yolun yanında bulunan camii, Hacı Abdullah Efendizade Mustafa Efendi tarafından Hicri 1315 yılında yaptırılmıştır (Bozkurt, 2002:24).

Hamidiye Cami

Günümüzde mevcut arazi üzerinde yıkıntıların bulunduğu camii 2. Abdülhamit zamanında yaptırılmıştır. Eski Hamidiye Camisi, fiziksel açıdan kullanılamaz durumda olmasının belediyece hazırlanan bir raporla belgelenmesinden sonra 1980’li yıllarda yıktırılmıştır. Günümüzde eskiden, İstanbul caddesi olarak anılan Milli Egemenlik Caddesi üzerinde halkın girişimi ile yeni bir camii yaptırılmış ve Hamidiye Camisi adı verilmiştir (Bozkurt, 2002: 24).

Baloğlu Cami

Kale kapısı sokak ile Dibekönü sokağın kesişimindeki meydana hakim bir noktadır. Müftülük kayıtlarında yapılış tarihi 1800 olarak belirtilmiştir. Hicri 1300 yılındaki yangın sonrasında

53 kerpiçten tekrar yapılmış ve 1975 yılında da betonarme olarak yeniden yapılmıştır. Kırma çatılı, sade bir mimariye sahip, kemerli pencereleri olan bir camiidir (Bozkurt, 2002: 24).

4.1.2.7.Türbeler

Bulgur Dede Türbesi

Sabahattin Yakan sokak ile Bulgur Dede 1. Sokağın kesişimin de bir bahçe içinde modern tarzda yapılmış, betonarme tek hacimli bir yapı içinde yer almaktadır. Günümüzde halkın ziyaretine açıktır (Bozkurt, 2002: 25).

Kesik Baş Dede Türbesi

Demirciler sokağın bitip, Alaaddin sokağın başladığı yerde küçük bir bahçe içinde yer almaktadır. Günümüzde halkın ziyaretine açıktır (Bozkurt, 2002: 25).

Ivaz Baba Türbesi

Halk arasında Ayvaşık Dede olarak da bilinir. Salihler Tepesinin zirvesine yakın yamacında yer alır (Bozkurt, 2002: 23). Türbede çitlenbik ağaçları arasında yan yana duran, Horasan harçlı taş duvarlarla örtülü iki mezar bulunmaktadır. Mezar kitabelerinde, mezarlardan büyük ölçüde olan Ivaz Dede’ye, diğerinin ise Halveti tarikatı Şeyh’i Mehmet Efendi’ye ait olduğu anlaşılmaktadır (Beypazarı Belediyesi Tanıtım Broşürü).

Karaca Ahmet Sultan Türbesi

İlçenin İnözü Bağlarına giden yolun solundadır. Bu türbenin vaktiyle Karaca Ahmet tarafından dergah olarak kullanıldığı, sonradan bu binanın içine mensuplarından birkaç zatın gömüldüğü kabul edilmektedir (Yılmaz, 1992:18).

Necmeddin Kübra Türbesi

İlçenin 10 km batısında Hırkatepe yolu üzerindedir. Necmedddin Kübra Horasan , Harezm Buhara taraflarında dolaşmış, bilgin ve mutassavıfdır. Bu mezarın kendisine ait olmayıp şeyhine ait olduğu tahmin edilmektedir (Yılmaz, 1992: 18).

Kara Davut Türbesi

Beypazarı’nın 7-8 km kuzeydoğusunda Kuyumcutekke adlı köyün içindedir. Hacı Bayram Veli’nin haleflerinden olan ve Fatih Sultan Mehmet döneminde yaşamış mutasavvıf bilginlerden Kara Davut’un mezarı bulunmaktadır (Yılmaz, 1992: 18)

54 Gazi Gündüzalp Türbesi

Osman Gazi’nin dedesi olan Gazi Gündüzalp’in türbesi, Beypazarı’nın 20 km batısındaki Hırkatepe Köyü’nde bulunmaktadır (Foto 6). Rivayete göre Rumlar ile yapılan bir savaşta şehit düşerek buraya gömülmüştür (Beypazarı Belediyesi Tanıtım Broşürü).

Foto 6. Gazi Gündüzalp Türbesi

Yediler Türbesi

Beypazarı’nın 5-6 km uzağında İnözü vadisinin alçalmaya başladığı alanda bir tepe eteğinde araziye hakim bir noktada yer almaktadır. Burada Horasan’dan geldikleri ve bu bölgede dergah kurdukları rivayet edilen yedi şahsiyetin mezarı bulunmaktadır (Beypazarı Belediyesi Tanıtım Broşürü).

Üç Kızlar Türbesi

İlçe merkezinde kuzeybatıdan yaklaşıldığında Karcıkaya ve Kaklık denilen iki kayanın birleştiği yerde yer almaktadır. Bu türbede yatanların kimler olduğu bilinmemektedir (Yılmaz, 1992: 18).

55 4.1.2.8.Bedesten, Köprü, Hamam ve Kervansaraylar

Osmanlı devrinde gelişme ve yaygınlaşmasını gördüğümüz bedestenler her şeyden önce, devrin şehircilik anlayışı içinde ticaretin rol ve yeri, bunlarla ilişkili gereksinimlere bağlı bir sosyo-ekonomik sonuç halinde ortaya çıkmış ve mimari açıdan da belirli karakterde bir yapı türü oluşmuştur (Cezar, 1985).

Osmanlı şehirlerinde ticaret alanı; bedesten, bunun çevresinde dükkanlar ve hanlardan oluşuyordu. Şehrin büyüklük durumuna göre, küçük çarşı parçaları birbirinden farklı yerlerde teşekkül edebilirdi. Ne var ki, asıl çarşı, yani ticaretin en yoğun olduğu bölümü bedesten çevresinde toplanırdı (Cezar, 1985).

Evliya Çelebi’nin yazdıklarından anlaşıldığına göre aşağı yukarı 300’den fazla dükkana sahip şehir ve kasabalarda bir bedesten yapılmıştır.

Bedestenler şehrin ortasına yapılmış ticari binalardır. Geleneksel çarşı dokusunun karakteristik yapılarındandır. 18. yy sonunda inşa edilmiştir (Bozkurt, 2002: 21).

Rüstem Paşa Hamamı

Selçuklu devri yapısı olan hamamı, Sultan Alaeddin camini yaptıran Rüstem Paşa’dır. Yapılış tarihi camii ile aynı döneme rastlamaktadır. Yapı birkaç kez onarım görmüştür. Son yıllara kadar hamam olarak kullanılmıştır. Günümüzde herhangi bir amaçla kullanılmaktadır.

Eski Hamam

200-300 yıl önce cirit meydanı olarak kullanılan arazide hamamın bazı parçalarına rastlanmış ve kazı çalışmaları yapılarak hamam ortaya çıkarılmıştır. Yapının tarihi mimarı hakkında herhangi bir bilgi yoktur (Bozkurt, 2002:23).

Hacılar Köprüsü

Tek gözlü taş kemerli bir köprüdür. İnözü deresi üzerinde bulunan köprünün, ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Bir rivayet göre Kurşunlu Camini yapan ustalar yapmıştır (Bozkurt, 2002: 22).

Suluhan Kervansarayı

Adını verdiği Suluhan Sokak’la, Demirciler Sokak arasında yer alan ve Osmanlı devri yapısı olan Suluhan’ın yapım tarihi ile ilgili kesin bir bilgi yoktur. 1613 yılında han vakfa alınmış ve tamir ettirilmiştir. Klasik Osmanlı şehir içi hanları tarzında olan Suluhan’ın planı kareye yakın ve iki katlıdır. Kitabesinde inşaat tarihi ile kılıç resmi olan bir taş bulunmaktadır. Beş

56 taş kemeri olan Suluhan’ın üzeri geometrik şekillerle süslüdür. Restorasyon çalışmaları kapsamında Suluhan Kervansarayı’nın eski görünümüne kavuşturulması planlanmaktadır (Beypazarı Belediyesi Tanıtım Broşürü).

4.1.2.9.Yöresel Yemekleri

Gastronomi kültür ve yemek arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışma alanıdır. Yenilebilir tüm maddelerin yemeye hazır hale getirilmesine kadar olan süreç gastronominin çalışma konusuna girmektedir. Turizmde önemli bir yere sahiptir. Yöresel yemeklerin tanıtımı ve sunumu turizm açısından büyük bir paya sahiptir.

Beypazarı tarihi zenginlikleri yanında yöresel yemekleriyle de ilgi odağı olmuştur. Anadolu’nun lezzetlerini barındıran yemekleri, sunumunun inceliği ve zarafeti nedeniyle ince takım olarak adlandırılır. El yapımı tarhana çorbası, taş fırınlarda pişirilerek yine özel güveç kaplarında ikram edilen etli güveci, parmak kalınlığında damarsız ve ince kara üzüm yapraklarıyla sarılan etli dolması, 80 kat ince yufkadan hazırlanan baklavası ve yöresel tatlısı olan höşmerimiyle bu zengin mutfak tarihi konaklarda ziyarete sunulur. Taş fırınlarda yapılan tazeliğini bir sene koruyan çay saatlerinin vazgeçilmez lezzetlerinden Beypazarı kurusu Türkiye’de sadece Beypazarı’nda üretilir. Beypazarı’nın tamamı tescilli bu yemeklerin tarihi konaklarda servis edilmesi değerini daha da artırmaktadır.

Her yıl geleneksel olarak düzenlenen havuç ve güveç festivalinde yöresel yemek yarışmaları düzenlenerek lezzetler ödüllendirilir. Beypazarı’ndaki zengin mutfak kültürünün en önemli nedenlerinden biri ilçenin tarım ürünleri zenginliğinden gelir. Toprakların verimli olması nedeniyle nüfusun %70’i tarımla uğraşır ve İstanbul, Ankara gibi merkezlere domates, ıspanak, salatalık, marul, biber, havuç gönderir. Organik tarımla üretilen ürünlerin hızla arttığı Beypazarı’nda hedeflenen gübresiz, hormonsuz tarımın yaygınlaştırılması Türkiye tarım ihtiyacının %60’ını Beypazarı’nda yetiştirilen havucun karşılamasını sağlamıştır. Havucun yan ürünleri olan lokum ve reçeli Beypazarı’nın en değerli ürünlerindendir. Pekmezi ve cevizli sucukları da yöresel ürünlerindendir ve Beypazarı’nda yetiştirilen kaliteli üzümlerden yapılır.

Beypazarı mutfağında, Beypazarı güveci, Beypazarı uruş kapaması, Beypazarı baklavası, Tarhan çorbası, höşmerim, Beypazarı kurusu, yaprak dolması, Beypazarı havuç lokumu, cevizli sucuğu, köfterlik, saraçlı, yarımca, cilbir, tirid, göce başı, ağşak söğüd başlıca bilinen yemeklerdir.

57 4.2. Kırsal Alandaki Turizm Çekicilikleri

4.2.1. Köyler ve Beldeler

Konumuzun temel yapı taşlarından biri kırsal alandaki köyler ve beldelerdir. Buralarda yapılan faaliyetler şu anda tarım ve hayvancılık ile sınırlıdır. Beypazarı ilçe merkezindeki turizm faaliyetleri henüz buralara tam olarak yansımamıştır. Köyün kadınları ürettiği ürünleri kimi zaman ilçe merkezinde açılan stantlara satmaktadır fakat bunun bir devamlılığı yoktur ve yılın belli mevsimlerinde ağırlıklı olarak yapılmaktadır ve turizmden kısmi şekilde yararlanmaktadır. Halbuki aşağıda da belirtileceği gibi kimi yerlerde planlı bir çalışma yürütüldüğü takdirde kırsal turizm aktiviteleri canlandırılabilir.

4.2.1.1.Karaşar Beldesi

Karaşar, İç Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Sakarya Bölümü’nde, Batı Karadeniz Bölümü’ne çok yakındır. Ankara İli Beypazarı İlçesi’ne bağlı bir beldedir (Foto 7). 3434 nüfuslu 10 köyü olan bu bucak Beypazarı’na 21 km uzaklıktadır. Bölgenin en yüksek yeri Karaşar çevresinde bulunan tepelerdir. Bu tepelerde yükseklik 2000 m’yi bulur. Karaşar, Erenler, Göynük, Kaş tepeleri arasında kurulmuştur. Denizden yüksekliği 1300 m olup, yöre karasal ikliminin bütün özelliklerini göstermektedir. Güneyinde Ayaş, güneydoğuda Güdül, kuzeydoğusunda Kızılcahamam, kuzeyinde Bolu’nun Kıbrısçık ilçesi yer almaktadır.

Yerleşmenin tarihi tam bilinmemektedir. Fakat eldeki verilere göre en eski yerleşmenin Hititlere ait olduğu görülür. Karaşar da Friglere ve Lidyalılara ait izlere rastlanmaktadır. Yine kronolojik bir sıra ile devam edilecek olursa, Bizans, Oğuzlar ve Selçuklu izlerine de rastlanılmaktadır. Selçuklular döneminde bir dönem Moğollar tarafından istila edilse de tekrar Oğuzlar buralara yerleşmiştir.

Karaşar halkı Horasan’dan buraya gelen boylardandır. çevresinde Yörük olarak yaşarken, boy içerisinde çıkan karışıklıklardan sonra bir grubun kuzeye göç edip, etrafı dağ, tepe ve ormanlarla çevrili bölgeye, tam olarak bilinmese de 1400’lerde yerleştikleri söylenmektedir (Şahhüseyinoğlu, 2002).

Karaşar’ın ismini, erkeklerin başlarında kara fes, bellerinde kara şal, bacaklarında kara şalvar kullanmasından; kadınların ise başlarında fes ve çember, sırtlarında üç etekli entari ve bunu tamamlayan feymana, bellerine acem veya tarabulu denilen şal kuşağı kullanmasından aldığı, bu nedenle çevrede yöre insanının “Karaşallılar “ lakabıyla anıldıkları, aşiretin adının zamanla

58 Karaşar’a dönüştüğü söylenmektedir. Genellikle halkı sevecen, yadımsever, zeki ve son derece çalışkan insanlar olarak bilinirler.

Foto 7. Karaşar’dan Bir Görünüm

Arazi Köroğlu Dağlar’ından gelen, volkanlarla kaplanmıştır. Süvari çayının kaynağı buradadır. Bitki örtüsü orman ve çalılardan oluşmaktadır.

Karaşar’ın nüfusu son verilere göre 3434 kişidir ve 1000’in üzerinde hanesi vardır. Beldede yaşayan nüfusun büyük bir kısmını 50-65 yaş ve üstü oluşturmaktadır. Karaşar Beldesi’ndeki köylerde ise toplam nüfus sırasıyla; Yerleşmesi toplu yerleşmedir. Beldenin görünümü ise belde merkezinin ortasında bir meydan, çevresinde Belediye Binası, küçük bir dinlenme parkı, sağlık ocağı, kahvehane,2 küçük market ve bu merkezin etrafında evler bulunmaktadır. Burada diğer köylerden farklı olarak modern tarzda yapılmış villalar vardır. Burada sokaklar dar ve karmaşıktır. Cumhuriyet, Gazi, Yeni mahalle olarak üç mahallesi vardır. Ekonomik faaliyet olarak ormancılık ve hayvancılık yapılmaktadır. Tarımsal faaliyet ise dağlık bir arazi olduğu için güçlükle yapılabilmekte ve bağ-bahçe ve meyvecilikle uğraşılmaktadır. Mera arazisi iki kısma ayrılmıştır. Karaşar kış için kullanılırken, yaz mevsiminde ise Eğriova ve Çukurören yaylasına çıkılmaktadır. Halkın yaylaya çıkma amacı ise hayvancılık ve ormancılık yapmak içindir. Ormancılık ise devlet kontrolünde yapılmaktadır. Endüstri faaliyeti ise ev endüstrisi olarak kendini göstermektedir. Halk kendi ihtiyacına yetecek kadar tereyağı, ayran, yoğurt vb. ürünleri sınırlı olarak üretmekte, bunun yanında el sanatları da üretilmektedir.

59 Karaşar sahip olduğu doğal güzellikler ile kültür turizmi, yayla turizmi potansiyeli oldukça dikkat çekici bir yerdir. Aynı zamanda Karaşar Belde’si araştırma alanında halkıyla da çalışmaya en kolaylık sağlayan, yeniliğe açık olan yerdir. 30 Haziran- 1 Temmuz 2001 tarihinde yapılan halk katılımlı bir toplantı gerçekleştirilmiştir. Bu toplantıya yerel halk ve yönetimlerin yanı sıra doğal alanların korunması ve süreklilik fikrine sahip meslek grupları ile Bakanlık temsilcileri de katılmıştır. Tubitak-Ydabag’dan bilimsel toplantı desteği alınarak yapılan bu toplantının konusu ‘Eğriova Yaylası’nda Eko Turizm’ dir. Ve halk hala burada yürütülecek olası bir turizm faaliyetinde yer almak istemektedir. Kadınlar el sanatları ve yiyecek üretimi ile ilgileniyorlar. El sanatlarının yanı sıra pansiyonculuğu da konaklama açısından hizmet vermek adına yapılabilir buluyorlar. Bunun temel nedenlerinden birini da yaylalara yakın bir yerleşim alanı olması olarak görüyorlar ve turistler tarafından tercih edilebileceğini düşünüyorlar. Bunun yanı sıra Karaşar halkı kültürünü korumaya ve yaşatmaya özen göstermektedir. Bunu her yıl yaptıkları festivallerle aktarmaya çalışmaktadırlar.

4.2.1.2. Akçakavak Köyü

Akçakavak Köyü (Foto 8) Ankara iline 90 km, Beypazarı’na 13 km uzaklıktadır. Karasal iklim özellikleri görülür. Nüfusu 217 kişidir. Köyde en önemli ekonomik faaliyet alanı tarımdır. Köyde Tarım Köy İşleri ile Ziraat Fakültesi tarafından yürütülen köy muhtarı ve köy halkı tarafından desteklenen organik tarım denemesi başlatılmış ve şu anda bu proje ilerletilerek devam ettirilmektedir (Foto 9).

Akçakavak köyündeki ekonomik faaliyetler önceden geleneksel tarım metoduyla yapılmaktaydı ve tarımın üretim artışına yönelik aşırı miktarda sentetik ve kimyasal girdi kullanımı sonucu, toprağın bileşiminin bozulmasına neden olup toprağı verimsizleştirmekteydi. Neticede toprağa bağlı ekonomik kalkınmanın sürekliliğine ket vurmaktaydı.

60

Foto 8. Akçakavak Köyü

Sürdürülebilir kırsal kalkınma çerçevesinde köyde uygulanan organik tarımla, organik gübreleme doğal kaynakların kullanılması (hayvan atığı 3–5 yıl bekletilip yanmış olmalı), yeşil gübreleme ve münavebe ile toprak verimliliğinin koruması ön planda tutulmuş, sulama ve içme sularına kimyasal maddenin karışmaması kirliliği önlemiş ve böylece doğal kaynaklarımızın başlıcalarından olan toprak ve su korunmuş olup uzun yıllarda varlıklarının idame ettirilmesi ekonomik kalkınmaya süreklilik kazandırmıştır.

Foto 9. Akçakavak Köyünde Bodur Elma Organik Tarım Alanı

61 Akçakavak köyünde organik tarım, 2004 yılında tüm köylülerle toprak bütünlüğü sağlanarak yapılmış fakat üreticinin bir kısmı, hayvan gübresi temininde yaşanılan zorluklar, işçiliğinin geleneksel tarıma oranla fazla olması (otunu çapalamak v.s.) gerekçeleriyle organik tarım yapmaktan vazgeçmiştir. Organik tarım, eskiden kalma bir sistemin yeniden canlandırılması değil, yeni modern ve etkin bir sistemin geliştirilmesi ve doğanın verdiği ile yetinmemektedir. Eskilerdeki ekim nöbeti, birleşik ekim metotları, elle ot savaşımı gibi uygulamalar organik tarımda da bulunmasına karşılık, köyde uygulanan organik tarım, bugünkü modern tarımın tüm olanaklarını kullanmayı, ürün kalitesini yükseltmeyi, toprağın yapısını kuvvetlendirmeyi ve üretkenliğini sağlıklı bir şekilde devam ettirmeyi, doğanın dengesini bozmayacak maddeleri kullanmayı ve çevreyi kirletmemeyi, gelecek nesilleri tehdit edecek uygulamalardan sakınmayı düşünen sürdürülebilir kırsal kalkınmanın ön ayağını teşkil etmektedir. Sonuç olarak Akçakavak köyündeki organik tarım faaliyetleri üreticinin pazar sıkıntısı olmasına rağmen yapılmış anketlerden de elde edilen bilgiler doğrultusunda üreticiye ekonomik gelir sağlamış ve gelecek yıllar içerisinde bu ekonomik alandaki kalkınmada görülen artış devamlılık kazanacaktır çünkü yapılan proje kapsamındaki organik tarım faaliyetleri sürdürülebilirlik ilkesine dayalı gerçekleştirilmiştir.

Burada yürütülen organik tarım faaliyeti ile Akçakavak Köy’ü tanınmaya başlanmıştır. Burayı, araştırma için ve organik tarım üretildiğini bilenler ziyaret etmektedir. Şu anda burada kısmen de olsa tarım turizmi vardır diyebiliriz fakat bu daha da geliştirilebilir. Dışarıdan gelen ziyaretçiler için kalacak bir yer yoktur. Bütüncül bir turizm planlaması ile alan kırsal turizm yapılabilir yer haline gelebilir.

4.2.1.3. Bağözü Köyü

Eski adı Zeyve olan köy sonra Zaviye olmuş daha sonra Bağözü ismini almıştır. Nallıhan’a giderken sağdan bir sapakla yol ayrımına girilir. Beypazarı’na 12 km uzaklıktadır. 52 tane hane vardır fakat bu rakam kışın azalmaktadır. Yaylası yoktur ama köy ormanlık arazide bulunmaktadır. Ekonomik faaliyet tarım ve hayvancılıktır bununla birlikte Bağözü Köyü mevkiinde bulunan soda üretim tesisinde de çalışanlar vardır.

Bu köyün en dikkat çekici özelliği 1974 yılında burada son Anadolu leoparının görülmesidir. Bu konuda çeşitli spekülasyonlara olsa da bilim insanları bu leoparın Anadolu leoparı olduğunu söylemişlerdir. Bu özelliği ile avcılar ve avcılığa meraklı insanlar için çok önemli bir alandır. Zaman zaman burada atıcılık yarışmaları da yapılmaktadır.

Burayla ilgili yapılmış çalışmanın azlığı özellikle dikkat çekicidir. Köye ulaşım kolay olmasına rağmen pek fazla gelişmemiştir. Köyün bayanları yaptıkları ürünleri Beypazarı’nda

62 pazarlamaktadırlar. Bahsettiğimiz gibi buraya avcılıkla ilgilenen insanların ilgi gösterdiğini görmekteyiz. Buranın orman içindeki doğal güzelliği ile turizm alanında geliştirilebilir bir özelliğe sahiptir. Halk bu konuda yapılacak bir çalışmaya sıcak bakmaktadır.

4.2.1.4. Hırkatepe Köyü

Hırkatepe Köyü’nün adının nereden geldiği ve kuruluşuna dair kesin bir belge bulunmamaktadır. Hırkatepe Köyü’nün batısında Sekli Köyü (5 km), Doğusunda Kaplan Köyü (11 km) ile Zeyve Köyü (13 km), kuzeydoğusunda Kozağaç Köyü (4 km), güneydoğusunda Kuyucak Köyü (16 km) bulunmaktadır. Kuzeyinde dağlık alan sıralanmaktadır.

Foto 10. Hırkatepe Köyü

Hırkatepe Köyü Beypazarı’na 24 km, Ankara’ya 124 km uzaklıktadır. Ulaşım gayet rahat ve kolaydır. Beypazarı Hırkatepe arası yol asfalttır. Bu nedenle burayı ziyaret etmek için karşımıza çıkacak herhangi bir yol problemi yoktur. Yaylalara çıkarken karşılaştığımız yol problemini burada yaşamamaktayız.

Hırkatepe Köyü Köroğlu Dağlar’ının uzantısı Aladağ ve Keltepe Dağlar’ının güney eteklerinin paralelindeki derin vadide bulunur (Foto 10). Vadiye Beypazarı-Hırkatepe yolu üzerindeki Elma Beli geçidi ile ulaşılır. Vadinin üst başlangıcından itibaren Kaplan, Kozağaç, Hırkatepe ve Sekli köyleri yer alır. Vadi sonunda Aladağ Çayı’na ulaşılır. Vadinin uzunluğu

63 13 km kadardır. İnözü vadisi gibi burada doğal güzelliği ile aslında dikkat çekicidir. Kış ayları sert geçtiğinde buraya ulaşım zaman zaman geceleri zorlaşır.

Köyde sağlık ocağı ve okul bulunmaktadır. Bu imkanlardan dolayı köye çok yakın mesafedeki köyler ile birleşme olmuştur. Önceleri 100-120 hane olan köyde, şu anda 30 hane yaşamaktadır. Bu sayı kışın iyice azalmaktadır.

Burayı farklı kılan bir başka özellik ise Osman Bey’in dedesi Gazi Gündüzalp’in mezarının burada bulunmasıdır. Gündüzalp soyadını taşıyan iki bayan ve köy halkı buranın temizliği ve bakımı ile uğraşmaktalar.

Köyün temel geçim kaynağı her köyde olduğu gibi burada da tarım ve hayvancılıktır fakat arazilerinin büyük bir kısmı ormanlık olmasından dolayı tarım yapılacak arazi dardır. Sulu arazide elma, armut, ceviz, ayva, üvez, erik, kiraz, patates, soğan, sarımsak, yer elması, fasulye, domates, salatalık, kavun, karpuz, kuru arazide ise; buğday, arpa, burçak, karayem, nohut ve ayçiçeği yetiştirilmektedir. Üzüm bağları da epey geniş bir alan kaplar. Tarım ve hayvancılıkla uğraşmayanlar ise kömür madeninde çalışmaktadırlar.

Köyün örf, adet ve gelenekleri Beypazarı’nınki ile örtüşmektedir. Gerek mimarisi gerek giyim kuşam gerek yemek kültürü hemen hemen aynıdır. Köyün kadınları,”ama biz kuruyu asma yaprağı üzerinde pişiririz, lezzeti bir başkadır” diyor.

Tamamen yeşillikler içinde bulunan Hırkatepe Köyü, vadi içerisinde yer almasıyla sahip olduğu tarihi özelliği ile ve ulaşım kolaylığı ile kırsal turizm için potansiyel sahibidir. Burada da insanlar yayalarda karşılaştığımız sıkıntıyla yüz yüzedir yani gelirin yetersizliği. Beypazarı ilçe merkezinde gelişen turizmin bir gün kendi köylerine de gelmesini umut ediyorlar. Köyde yine diğer köylerde karşılaştığımız gibi göç çok fazladır. Köyde genç bulmak çok zor. Sohbet edebildiklerimiz ise buraya gelecek bir turizm faaliyetine her koşulda sıcak bakıyorlar ve bunun geriye göçü tetikleyeceğine inanıyorlar. Planlı bir yaklaşımla, sahip olduğu özellikler dikkate alınarak yapılacak bir çalışma için Hırkatepe Köyü, Beypazarı kırsalında turizm faaliyetleri için önemli alanlardan biridir.

4.2.2. Doğal Güzellikler

4.2.2.1. Yaylalar

Yayla yerleşme coğrafyası terimi olarak çoğu kez geçici bir yerleşme yerini anlatır. Yaylalar yaz mevsiminde en sıcak aylarda çıkılan ve geçici olarak yerleşik hale getirilen mahallerdir. Yaylalar genellikle geçici bir yerleşme yeri olmaları yanında, insanların bir süre ekonomik

64 faaliyette bulundukları mahallerdir. Yaylalar, göçebelerin, yarı göçebelerin, yaylacı ve yarı yaylacıların geçim alanları olmalarından başka, kasaba ve kent halkının da çeşitli yönlerden ilgilendikleri alanlardır (Emiroğlu,1977:17). Bu yaklaşım, yaylanın geçici bir yerleşim yeri olduğunu vurgulamakta, ancak ekonomik ve sosyal bakımdan daha geniş olarak düşünülmesi gereken bir yer olduğunu göstermektedir.

Gündem 21 ve duyarlı ekosistemler olarak dağ ve yaylalar konusundan konuya bakacak olursak; 1972 Stockholm “İnsan ve çevre” Konferansı’na kadar dünya üzerindeki yaşamı bekleyen tehlikelerin boyutları pek ciddiye alınmamıştır. Ancak bu konferans, konuya Dünya çapında ve ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan veya gelişmemişler açısından bakmanın önemini ilk kez ortaya koymuştur. Bu noktadan başlayarak, konu yerel ölçekten çıkıp, evrensel ölçeğe doğru önemini artırmaya başlamış, kaygılar bu yönde yoğunlaşmış ve sonuçta ‘Ortak Geleceğimiz’ tartışılır olmuştur (Güneş, 2002).

Gündem 21’e göre; dağlar, önemli bir su, enerji ve biyolojik çeşitlilik kaynağıdır. Bunun yanı sıra, minerallerin elde edilmesinde, tarım ve orman ürünlerinin sağlanmasında ve rekreasyonel aktivitelere sağladığı olanaklarla göz ardı edilmeyecek önemli işlevleri üstlenmiş alanlardır. Dünyamızın karışık ve birbiriyle bağlantılı ekolojisini temsil eden önemli bir ekosistem olarak dağlar, küresel ekonominin sürekliliğinin sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır. Ancak, dağ ekosistemleri hızlı değişmektedir. Bu alanlar, hızlandırılmış toprak erozyonu, toprak kayması, doğal yaşam ortamlarının ve genetik çeşitliliğin hızla yok olması tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Diğer taraftan, dağlarda yaşayan insanlara arasında ise yaygın bir yoksulluk ve yerel bilgilerin kaybı söz konusudur. Sonuçta birçok dağlık alanda çevresel bozulma meydana gelmektedir. Bu nedenle dağ kaynaklarının doğru bir şekilde yönetimi ve burada yaşayan insanların sosyo- ekonomik gelişimi konusunda bir an önce önlemlerin alınması gerekmektedir (Güneş, 2002).

Çalışma alanımızda önemli bir yere sahip olan yerlerden biri de yayla kapsamında değerlendirdiğimiz Eğriova yayla serisidir. Bu alan kırsal turizm içinde yayla turizmi içerisinde değerlendirilecek bir alandır.

Bu bağlamda, Gündem 21’de çok önemli işlev ve yararları ile yaşama destek sistemlerinin vazgeçilmez elemanlarını oluşturan duyarlı ekosistemler olarak belirtilen dağ ekosistemleri için alınan ilke kararları, ülkemiz yayla ekosistemlerinin sürdürülebilirliği açısından da oldukça önemlidir.

Eğriova Yayla Serisi

Eğriova yayla ekosistemi (Foto 11) Karaşar Beldesi halkı tarafından kullanılmaktadır. Beypazarı Karaşar’dan sonra Eğriova Yayla’larına giden yol stabilize yoldur. Daha sonra bu yol İstanbul- Ankara yoluna bağlanmaktadır.

65 Turizm faaliyeti Karaşar Beldesinde olmamakla beraber, henüz el değmediği ve doğal güzelliğini koruduğu için Eğriova Yayla’sı son yıllarda yakın çevredeki illerden günü birlik gelen ziyaretçiler tarafından rekreasyon ve trekking alanı olarak rağbet görmeye başlamıştır. Aynı zamanda Eğriova Yayla’sında her yıl haziran ayının son pazarı yayla şenlikleri düzenlenmektedir. Belediye ve dernek tarafından ortaklaşa düzenlenmekte olan şenlikte, yöresel kıyafetler giyilmekte, yöresel müzikler eşiğinde oyunlar oynanmakta, el sanatları sergilenmekte ve piknik yapılmaktadır. Bu tarz şenliklerin yapılması ve bunun duyurulması ve tanıtımının yapılması ile ilgililer artırılmaktadır.

Foto 11 . Eğriova Yaylası (www.karasar.bel.tr)

30 Haziran-1 Temmuz 2001 tarihlerinde çalışma alanında gerçekleştirilen “Meslek Disiplinleri ve Halka Katılımı Toplantısı” sonrasında basılan ve katılımcıların uzmanlık alanlarına ilişkin görüşlerini içeren toplantıda Yılmaz’ın vurguladığı konular burası için oldukça dikkat çekicidir (Güneş, 2002).

-Eğriova Yayla ekosisteminin, geleneksel yaylacılık faaliyetlerine yönelik kullanımı dışında doğa sporlarının birçoğu için çok uygun ortamlar oluşturduğu;

-Özellikle bozulmamış doğası bilimsel amaçlı olarak yapılacak inceleme gezileri için çok değerli olanaklar sunduğu ve alana özgü bitki ve hayvan varlığının bu açıdan oldukça çekici olduğu;

-Kış sonu, erken bahar aylarındaki soğanlı yumrulu bitkilerin çiçeklenme dönemleri, kış aylarında kar manzaraları, baharda çok zengin çiçek görüntüleri özellikle biyoloji-botanik ve fotoğraf çalışması için oldukça uygun görüldüğü;

66 -Göl, gölet ve ıslak alanların ayrı çalışma konuları oluşturması;

-Doğa yürüyüşleri için kolay ve çeşitlilik gösteren hat olanaklarına sahip olması;

-Özellikle çadırlı kampçılık için ideal ortamların bulunduğu ve bu nedenle doğa sporları içinde önceliğin doğa yürüyüşlerine verilmesi gerektiği;

-Yaylalar arasında çok uygun dağ bisikleti hatlarının oluşturulabileceği, bazı alanlarda eğim artsa da genellikle uygun eğimlerin bulunduğu konularında görüş bildirmiştir.

Doğal çevrenin tüm güzelliğini içeren, hayvansal ürünleri çok taze olarak bulunabildiği ve yöre halkının kültürel yaşantısı içerisinde folklorik zenginlikleri ile beslediği yaylalara giden diğer insanlar dinlendiklerini gördüklerinden itibaren buralara doğru önemli nüfus hareketleri başlamıştır. Tüm nüfus hareketleri ile yakından ilgilenen turizm sektörü de bu potansiyelin farkına varmıştır. Nitekim kitle turizminin doğaya zarar veren tavrına karşılık, son 20 yılda Avrupa’da gelişen ve doğayla tek başına bütünleşmeyi deneyen insanların gündeme getirdiği ‘alternatif turizm’ türünün yaylalarda da gerçekleştirilebileceği düşünülmeye başlanmıştır. Dolayısıyla yaylalarında bulunduğu doğala alanlara mevcut siyasal-teknolojik ve ekonomik gelişmelerden hemen etkilenen, çabuk karar değiştiren, kısa dönemli rezervasyonlara ağırlık veren beklentileri farklı ve talepleri çeşitli olan değişik bir tüketici kesim ortaya çıkmıştır. Kısa süredeki turizm pazarındaki talep bireysel ilgilere cevap veren, yeni şeyler öğrenmeye ve daha aktif olmaya olanak hazırlayana turizm türlerine yönelen önemli bir kitle ile karşılaşılmıştır ( Özyaba, 2000: 331).

Doğaya yönelik turizm etkinlikleri içinde değerlendirilebilecek olan ‘yayla turizmi’ çok zengin turistik ürün bileşenleri ile farklı deneyimler arayan insanlar için eşsiz seçenekler ortaya koymaktadır. Söz konusu alanda bulunan flora ve faunaya ilişkin değerli örneklerin yanı sıra kültürel bakımdan oldukça zengin bir geçmişe sahip olan yerel halk; gelenek ve görenekleri, giysi ve yemek kültürleri ile yeni turizm yaklaşımları için değişik olanaklar sunmaktadır.

4.2.2.2.İnözü Vadisi

Her ne kadar İnözü Vadisi ilçe merkezine yakın olmasından dolayı bu başlık altında değerlendirildiyse de İnözü vadisi kuzey yönünde akışına devam etmektedir ve bu akış esnasında oluşturduğu vadi tabanında doğal güzellikler oluşturmaktadır. Bu alanlar kuş gözlemi yapmak, doğa yürüyüşleri yapmak ve rekreasyon faaliyetlerinde bulunmak için uygun koşullara sahiptir.

67

4.2.3.Kültürel Çekicilikler

Beypazarı İlçesi’nin kırsal alanlarındaki geleneksel mimari birçok köyde kendini korumuştur. Karadeniz mimarisi ile son derece benzerlik göstermektedir. Fakat kimi yerlerde çıkan yangınlarla, örneğin Karaşar Belde’sinde en son 1950 yılındaki yangın sonrasında mimari modern tarzda gelişmiştir.

Eğriova Yayla serisinde bulunan yayla evleri ise; ahşap beşik çatının, dikdörtgen planlı taş duvarlar üzerine konulmuş şeklidir. Genişçe tek odadan oluşan evler, içinden ahşap veya perde ile bölünmektedir. Küçük olan arka bölüm sütlük olarak adlandırılır ve burada hayvanlardan elde edilen peynir ve yiyecek maddeleri saklanır, fakat buralarda elektriğin olmaması sıkıntı yaratmaktadır.

Köylerde daha çok bayanların ürettiği el sanatları ürünü, yerel halkın yöreye gelen ziyaretçilere hatıra eşya olarak sunabilecekleri ürünlerin başında gelmektedir (Foto 12). Buralarda çorap, çanta, heybe, eldiven, şal yapımı oldukça yaygın el sanatlarıdır. Köy halkı ürettiği ürünleri turizm sayesinde daha iyi pazarlayabileceğini düşünmektedir (Güneş, 2002: 94).

Tezcan yiyecekleri ve yemekleri sosyo-kültürel anlamı olan kültür öğeleri olarak nitelendirir. Beypazarı İlçe merkezinde yiyecekler turizm için önemli bir yer tutmaktadır. Köylerdeki yemek kültürü, ilçe merkezindeki yemek kültürü ile paralellik göstermektedir. Buralarda merkezden farklı küllü gömme, içi katıklı, serit, oğmaç aşı, dağma, demitleme, kara helva gibi birçok farklı yemek de pişirilmektedir. Kışa hazırlık amacıyla, tarhana, turşu, kesme mantı, sucuk, konserve, salça ve reçel yapılmaktadır.

Eğriova yaylasında her yıl haziran ayının son pazarı yayla festivali, yapılmaktadır. Bu festival Karaşar Belediye’si ve Karaşar Derneği tarafından düzenlenmektedir. Festivalde insanlar yöresel kıyafetlerini giyer (Foto.12), yöresel müzikler eşliğinde yöresel oyunlarını oynarlar, el sanatları sergilenir, yöresel yemekler pişirilir ve piknik yapılır. Gençler de bu festivale yoğunlukla katılmaktadırlar. Bu tarz şenlikler sayesinde gelenekler canlı tutulmakta ve gelecek nesillere aktarılmaktadır. Aynı zamanda yöreyi başka insanlara tanıtırlar ve çekicilikleri vardır. Turizm açısından da önem taşımaktadır.

68

Foto12. Yöresel Kıyafetler (www.karasar.bel.tr)

5.Beypazarı İlçesinde Turizm İçin Yapılan Çalışmalar

Beypazarı’nda turizm için yapılan çalışmalar oldukça başarılıdır ve herkes tarafından dikkatleri üzerine çekmektedir. Özellikle Kültür Bakanlığı ile Belediye’nin yürüttüğü Beypazarı evlerine yönelik yapılan resterosyon çalışması bölgede yürütülen turizm faaliyetlerine çok önemli bir ivme kazandırmıştır.

Beypazarı ilçesinde tarihi dokuyu korumak ve turizmi geliştirmek amacıyla ‘Beypazarı Kültürünü ve Turizmini Yaşatma ve Koruma Derneği’ kurulmuştur. Turistlerin şikayetleri dernekte ilk dikkate alınacak husus niteliğinde değerlendirilmektedir. Dernek tarafından yapılan anketlerde turistlerin konaklama hizmetlerinden memnun olmadığı görülmüştür. Bey- Ter de özellikle işin eğitimini almış kişilerin çalışması istenmektedir. Bu nedenle turizmde önemli problemlerden biri olan kalifiye eleman problemlerine çözüm üretilmeye çalışılmaktadır. Bu konuda yapılan çalışmalarda Turizm Meslek Yüksekokulu’nun burada bulunması önemli katkılarda bulunmaktadır. Turistik işletmelerin her türlü temizlik, üretim ve sağlık denetiminin titizlikle yapılması için eğitim kurslarının açılması ve belgesiz eleman çalıştırılmaması planlanmaktadır. Kaymakamlığın girişimleri ile Beypazarı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ise; istihdam sağlama amaçlı faaliyetler kapsamında ipek kilim, bürgü tezgahları, gümüş atölyesi kurarak buradaki tezgahlarda çalışacak 80 kişiye istihdam oluşturmuşlardır. Yine Kız Meslek Lisesi’nde turizm sektörüne hizmet etmek üzere ‘sof kumaş’ üretimin canlandırılması hedeflenmektedir.

69 Belediye Başkanı Mansur Yavaş ise halk tarafından yaptığı hizmetlerle takdir toplamaktadır. Özellikle Beypazarı evlerinin restorasyonu ilçenin görünümünü çok etkilemiştir. 3500 ahşap ev bulunmaktadır. 1995’te Kültür Bakanlığı 13 evde ‘Sokak Sağlıklaştırma Projesi’ kurmuştur. Bu projeyi Mansur yavaş devam ettirmiş, bir çok kurum ve kuruluştan destek alarak toplam 1.5 trilyon TL harcama ile 500 evin dış cephesi yenilenmiştir. Daha da restorasyon kapsamında bir çok ev bulunmaktadır.

Tarihi evlerin bulunduğu mahallelerde sergi açma imkanı sağlanarak, yöre halkına özellikle kadınlara ürettiklerini satma olanağı oluşturulmuştur. Belediye tarfından 100’ün üzerinde tezgah sağlanmıştır.

Şu ana kadar medya tanıtımlarıyla da yöreye gelen turist sayısı 100000’i bulmuştur. Turizmde hedef 100000 yerli, 50000-100000 arası yabancı turisttir. Eskiye oranla İnözü Vadisi’nde yeme-içme tesislerinin olması da bir ayrıcalık katmıştır. Buralarda Beypazarı’nın tarihi yöresel yemekleri sunulmaktadır.

İnözü vadisinde kuş gözlemciliğinin yaygınlaştırılması, derneklerin de desteğiyle gözlem evlerinin kurulması, doğa yürüyüşlerinin yapılması ve teşvik edilmesi de bugün yürütülen projeler arasındadır. İnözü Vadisi’nde yer alan kaya mağaralar ve kaya kiliseleri ile kaya mezarları arkeolojik sit, vadi tabanındaki bağlık alanlar ise doğal sit alanı olarak koruma altına alınmıştır.

İl Özel İdaresi’nin desteği ile Kaymakamlığın koordinatörlüğünde, İlçe Tarım Müdürlüğü ve Akçakavak Köyü muhtarlığının işbirliği ile 150 dönüm alanda organik tarım yapılmaktadır. Burada özellikle domates, bodur elma, alternatif ürünlerden brokoli, Brüksel lahanası, böğürtlen, frambuaz gibi ürünler üretilerek Ankara pazarlarında satışa sunulmaktadır.

Bunu yanı sıra tasarlanan, yürütülmek istenen birçok proje vardır;

Jeotermal enerji projesi, tümü özel sektör tarafından yürütülmesi öngörülen bir projedir. Bu yolla fizik tedavi merkezlerine sıcak su tedarik edilecek, Boztepe’de kurulacak devre mülklerin ısıtılması sağlanacaktır.

Alternatif turizm olanaklarının teşvik edilmesi projesi kapsamında balon gezisi, fayton gezisi, eski ipek yolu projesi, kongre turizmi, kaplıca turizmi, sağlık turizmi, ekoturizm, av turizmi, kış turizmi, kültür şenlikleri, yamaç paraşütü gibi etkinlikler tasarılar arasındadır.

Bölgede kısmen de olsa bir yerel ekonomik kalkınma politikası uygulanmıştır. Belediye ile sivil toplum örgütleri, medya ve halk bir araya getirilmiş, turizme katkıları sağlanmıştır. Fakat yine de bölgenin turizm potansiyeli düşünüldüğünde yeterli değildir.

70 6.Beypazarı İlçesinde Kırsal Turizmin Geleceği

Buraya kadar anlatılan kısımda Beypazarı ilçesinde, ilçe merkezi ve seçilmiş köylerin kırsal turizm potansiyeli ortaya konmaya çalışılmıştır. Ancak bir alanda turizmin gelişmesi için çekiciliklerin olması yeterli değildir. Özellikle kırsal kesimde halkın bu aktiviteyi benimsemesi gerekir. Bu durumu sorgulamak amacıyla yöntem kısmında da belirtildiği gibi alanda anket uygulaması yapılarak köylerde yaşayan halkın turizm hakkındaki düşünceleri belirlenmeye çalışılmıştır. İlerleyen kısımlarda bunun değerlendirilmesi daha geniş olarak yapılacaktır.

Anket değerlendirmelerine bakacak olursak;

Çalışma alanımız Beypazarı ilçesinde kırsal alanlar olması nedeniyle, anket çalışması benzer özellikler gösteren alanlardan örnek köyler seçilerek 100 denek üzerinde yapılmıştır.

Soru 1. Cinsiyeti?

Kadın 40

Erkek 60

71 1.soru cinsiyet dağılımına yönelik bir sorudur. Katılımcıların %60’ı erkek, % 40’ı kadınlardan oluşmaktadır. Anketin yapıldığı alanlardaki kadınlar tarlada ve hayvanlar daha fazla ilgilenmelerinden dolayı genelde çalışıyor olduklarından böyle bir oran çıkmıştır.

Soru 2. Yaş

18-25 5

25-40 25

40-60 40

60 üstü 30

2.soruya bakıldığında anket yapılan alandaki kişilerin yaş gruplarına göre dağılımını görmekteyiz. Görüldüğü gibi dikkat çekecek oranda genç nüfus katılımının çok düşük olmasıdır, % 5 . 40 yaş üzerinde ki oran %70’dir. Zaten halkın bahsettiği gibi çok ciddi bir göç vardır. Bunun nedeni işsizliktir. 25-40 yaş grubu aile büyükleri ile aynı evde yaşayıp genelde tarımla uğraşan yaş grubudur. Bölgede oluşturulacak muhtemel turizm alanları ile yöre halkına iş olanakları oluşturulması ile geriye göç başlatılabilecektir. Böylece aile dayanışması korunarak ve kültür aktarımı kolaylaştırılarak sosyal alanda oluşan açıklıklar da giderilmiş olacaktır.

Soru 3. Öğrenim Durumu

Okur yazar değil 10

Okur yazar 10

İlkokul mezunu 53

Ortaokul mezunu 8

Lise Mezunu 15

Üniversite mezunu 4

Yüksek lisans-doktora 0

72

3.soruda denekler öğrenim durumlarına göre değerlendirilmiştir. Bu soru 2.soruyla da ilişkili olarak köylerde genç nüfusun az olmasından dolayı okur yazar olmayanların oranı %10, sadece okuyup yazabilen fakat okul mezunu olmayanların oranı %10, ilkokul mezunlarının oranı da %53 olarak toplamda %73’lük bir oranı oluşturmaktadır. İlkokul mezunlarının oranı % 53’lük oran ile en çok alan kapsayan öğrenim durumu grubudur. Bunun temel nedenlerinden biri de köylerde ilkokuldan sonra yaygın eğitimin olmamasıdır. Lise sadece Beypazarı’nda bulunmasından dolayı, uzak ve ekonomik koşullar ile alışkanlıkların aşılamaması gibi nedenlerle lise ve üzeri eğitim kurumlarına gidenlerin oranı oldukça azdır.

Soru 4. Medeni Durumu Evli 78 Bekar 6 Dul 16

4.soruya baktığımızda anket yapılan kişiler medeni durumlarına göre değerlendirilmiştir. Ankete katılan deneklerin %78’i evli, % 6’sı bekar ve %16’sı duldur.

Soru 5. Ailenizdeki birey sayısı 2 kişi 30 3 kişi 8 4 kişi 33 5 kişi 16 6 kişi 10 7 kişi 3

73 5.soru ailedeki birey sayısını bulmaya yönelik bir soru. 4 kişi ve üzeri aile bireyinden oluşan ailelerin oranı %62’dir. 2 kişi yaşayanların oranı da %30’dur. Bu grup içindekiler genellikle 40-60yaş grubundakiler oluşturmaktadır. Aile yaşantısına önem verildiğini göstermektedirler. İki nesil genelde aynı evde beraber kalmaktadır.60 yaş ve üzeri grupta yer alanlar genelde 40- 60 yaş arası olan çocukları ile beraber yaşamaktadırlar.

Soru 6. Gelir kaynaklarınız nelerdir? Tarla ve bahçe ürünleri 20 Hayvancılık 9 Tarla bahçe ürünleri ve hayvancılık 34 El sanatları 1 İşçilik 4 Turizm 0 Diğerleri 32

6.soruda araştırma alanında yaşayanların başlıca gelir kaynakları değerlendirilmiştir. Genelde köylerin geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılık Beypazarı ilçesinin köylerinde de mevcuttur. Tarla ve bahçe ürünleri ile uğraşanların oranı %20, hayvancılık ile uğraşanların oranı %9, tarım ve hayvancılığın ikisiyle birlikte uğraşanların oranı %34 olarak toplamda %63’lük kesim kırsal alanların temel geçim kaynağı olan sektörle uğraşmaktadır. El sanatları ile uğraşan kesim ise kadınlardır. Görüldüğü gibi turizmden gelir elde eden bir kitle henüz oluşmamıştır. Diğer alanlarda çalışanlar ise Ankara’da veya Beypazarı’nda geçici işlerde çalışanlardır. İşçilik yapanlar ise genelde Çayırhan termik santralinde çalışanlardır.

Soru 7. Kuru-sulu tarım yaptığınız arazinin büyüklüğü nedir? 5 dönümden fazla 5 dönümden az kuru 13 kişi 20 kişi sulu Yok 2 kişi

74 7.soruda tarımla uğraşan kişilerin kuru sulu tarım yaptığı arazinin büyüklüğü değerlendirilmiştir. 6.soruda gelir kaynaklarına göre dağılıma bakıldığında toplamda %54 hem tarım hem hayvancılık ile geçimini sağlamaktaydı. Bunların hepsi kendi toprağında çalışmamaktadır. Kendi toprağı olan toplam 35 kişiden, 13 kişi 5 dönümden fazla arazide kuru tarım yapmaktayken 20 kişi 5 dönümden az alanda kuru tarım yapmaktadır. 5 dönümden fazla sulu tarım arazisi bulunan yokken, 2 kişi 5 dönümden az arazide sulu tarım yapmaktadır.

Soru 8. Yıllık ortalama geliriniz nedir? 2000TL 11 2100_4000 TL 12 4100-6000 TL 15 6100-8000 TL 11 8100-10000 TL 7 10100-15000 TL 12 15100-20000 TL 20 20000 üstü 9 Cevap yok 3

8.soruda yıllık ortalama gelir durumuna bakılmıştır. 7.soruda görüldüğü gibi genelde araştırma alanındaki denekler geçimini tarım ve hayvancılıktan yapmaktadır. Bu gruptaki insanlar genelde zaten yıllık olarak gelirlerini hesaplamaktadırlar. Yıllık 2000 TL ve altında 11 kişi bulunmaktadır. 20000TL’nin üzerinde ise 9 kişi bulunmaktadır. Buradan çıkan sonuçta en fazla gelirin aylık ortalama 1500 TL olmasıdır. Ekonomik koşulların yeterli olmadığı bir gerçektir. Bu durum da zaten başka iş olanaklarının da olmamasından dolayı köyün gençlerini başka alanlarda, özellikle yakın yerlerdeki il merkezlerinde çalışmaya itmiştir.

Soru9. Köydeki geçim kaynaklarını yeterli buluyor musunuz? Evet 64 Hayır 27 Fikrim 9 yok

75 9.soruda araştırma yapılan aramada halkın köydeki geçim kaynağını yeterli bulup bulmadığı sorulmuştur. Köydeki halkın geçim kaynağı çok iyi olmamasına rağmen halk bu soruya %64 oranında evet demiştir. %27’sigeçim kaynağını yeterli bulmazken %9 bir fikir beyan etmemektedir. Bu soruda halkın büyük bir kesiminin yaşlı olması yine önemli bir yer almaktadır. Hem Allah’ın verdiğiyle yetinme düşüncesi hem de harcamaların gençlere oranla daha kısıtlı olmasından dolayı böyle bir sonuç alınmıştır.

Soru 10. Beypazarı ilçesinin son yıllarda daha fazla insan tarafından tanınmasından ve ilçeye dışarıdan turistlerin gelmesinden memnun musunuz? Memnunum 72

Memnun 3 değilim Fikrim yok 25

10.soruda deneklere turizmle ilgili soru sorulmuştur. Beypazarı ilçesinde son yıllarda gelişen turizmden %72’si memnun iken, %3’ü memnun değildir.%25 ise fikir beyan etmemiştir. Bu memnuniyetin kendi alanlarına sıçramasıyla daha da artacağı bir gerçektir.

Soru 11. Beypazarı ilçe merkezindeki turizmin köyünüze ekonomik yönden bir katkısının olduğunu düşünüyor musunuz? Evet 26

Hayır 69 Fikrimyok 5

76 11.soruda Beypazarı ilçe merkezindeki turizmin köydeki ekonomiye bir katkısı olup olmadığını belirlemek temel hedeftir. %69 oranında bir kesim ilçe merkezinde yapılan turizmin kendi köylerini etkilemediğini düşünmekte. %26’sı ise ilçe merkezindeki turizmin köydeki ekonomik hayata bir katkısı olduğunu düşünüyor. %5 ise bir fikir beyan etmiyor.

Soru Bugüne kadar köyünüze turizm amacıyla dışarıdan gelenler oldu mu? 12. Evet 37

Hayır 45 F.yok 18

12.soruda araştırma alanına daha önce turizm amacıyla gelen olup olmadığı tespit edildi.%37 bu soruya evet derken, %45’i hayır demiştir, %18 ise fikir beyan etmemiştir. Araştırma yapılan kırsal alanlardan daha çok Akçakavak Köyü ile Karaşar yöresinde yaşayanlar bu soruya evet demiştir.

Soru 13. Köyünüzde turizmin gelişmesini ister misiniz? İsterim 80

İsteme 8 m F.yok 12

13.soruda görüldüğü gibi araştırma alnındaki insanların %80’i yaşadıkları yerde turizmin gelişmesini istemekteler. %8 ise turizmin gelişmesini istemiyor. Bu gelişmeyi istemeyen

77 kesim genelde çok yaşlı olan kesim ve yenilikten korkmaktadırlar. Bu korkunun nedeni ise yaşadıkları alanda kültürlerinin bozulacağını düşünmeleridir. %12’ lik kesim ise fikir beyan etmemiştir.Fikir beyan etmeyenler ise temel kaygılarını net bir şekilde ifade edememektedirler. Yörede yaşayan halkın büyük bir kesiminin yaşadıkları yerde turizmin gelişmesini istemeleri olası bir turizm aktivitesinde kolaylık sağlayacak bir faktördür. Halk yeni oluşabilecek şeylere karşı açıktır.

Soru14. Köyünüzdeki turizm faaliyetleri gelişmeye başlarsa turizmde ücret karşılığında veya kendi hesabınıza çalışarak kazanç sağlamak ister misiniz? İsterim 76 İstemem 18 Fikrimyok 6

14.soruda araştırma alanındaki halkın %76’ı ücret karşılığı veya kendi hesabına çalışarak turizmden kazanç sağlamayı istemektedirler. %18’lik kesim ise böyle bir kazanç elde etmeyi düşünmemektedir. %6’lık kesim ise bir fikrim yok demiştir.

15.soruda 14. soruya evet diyen turizmden kazanç elde etmek isteyen kesimin hangi alanlarda çalışmak istedikleri belirlenmiştir. %28 gibi çok büyük bir kesim ev pansiyonculuğu yapmayı düşünüyor. Bayanlar, el sanatlarının satışı ile ürettiği yiyecek vb ürünlerin satışını yaparım demektedir. Bunların toplam oranı %33’tür. Erkekler ise genelde taşımacılık ve lokanta işletmeciliği düşünmektedir. Bunların oranı ise toplamda %22’dir.

78 Soru 15. Cevabınız evet ise ücret karşılığında veya kendi hesabınıza çalışarak aşağıdakilerden hangilerinden kazanç elde etmek istersiniz? Ev pansiyonculuğu yapmak 28

Otel kurup işletmek 3 Kamp için arazi kiralama 2 Lokanta işletmeciliği 8 Taşımacılık 14 Rehberlik 2 Yiyecek vb ürün satışı 22 El sanatları satışı 11 İşçilik 4 Diğer 8

Soru 16. Turizmin köyünüzdeki yaşam tarzı üzerinde bir etkisinin olacağını düşünüyor musunuz? Evet 70 Hayır 25 Fikrimyok 5

16.soruda ise turizmin köyün yaşam tarzı üzerindeki etkisinin nasıl olacağı değerlendirilmiştir. Deneklerin %70’i bu soruya evet derken, %25’i hayır, %5’i ise fikir beyan etmemiştir. Henüz bu soruyla bu etkilenmenin olup olmadığı belli değildir. 17. soruda bu soruya evet diyenler yanıt vermiştir. Turizmin yaşam tarzına olumlu olarak etkileyeceğini düşünenlerin %84’ü bu gelişmenin olumlu yönde olacağını düşünürken %16’sı olumlu olmayacağını düşünmektedir. Olumlu olmayacağını düşünenler genelde kültürel yönden

79 bozulmalar olacağını ve bunun kendi yaşam tarzlarını etkileyeceğini düşünmektedirler. Bunu düşünen kesim ise daha çok daha öncede belirttiğimiz gibi yaşlı kesimdir ve korkuları vardır.

Soru 17. Cevabınız evet ise bu etki olumlu mudur olumsuz mudur?

Olumlu 84

Olumsuz 16

Soru 18. Turizmin köyünüzdeki geleneksel kültürü bozacağını düşünüyor musunuz?

Evet 24

Hayır 73 F.yok 3

18.soruda ise köyün geleneksel kültürünün bozulup bozulmayacağı değerlendirilmiştir. %24 turizmin geleneksel kültürü bozacağını düşünürken, %73 etkilemeyeceğini düşünmektedir.

80 %3 ise fikir bildirmemiştir. %24 ile kültürün bozulacağını düşünen kesim yukarıda açıkladığımız kesimdir. Bu bozulmanın nedeni ise 19 soruda değerlendirilmiştir. İnsanlar bu bozulmaya farklı insanların neden olabileceğini ya da adetlerinin yok olacağını düşünmektedirler.

Soru 19. Cevabınız evet ise neden ? Farklı insanlar 13 Adetlerimiz bozulabilir 7 Fikrim yok 4

Soru 20. Turizmin köyünüzdeki doğal çevreyi bozacağını düşünüyor musunuz? Evet 30 Hayır 60 Fikrimyok 10

81 Soru 21. Cevabınız evet ise bu bozulmaya yol açacak faktörler nelerdir?

Araçlar ve binalar 10

Kalabalık 3 İnsanların hor kullanımı 6 Su ve çevre kirliliği 7 Atıklar 4

20.soruya baktığımızda turizmin köyün doğal güzelliklerini bozacağını düşünenlerin oranı %30 iken, bozulma yapacağını düşünmeyenlerin oranı %60’dır. %10 ise fikir beyan etmemiştir. 21. soruya 20. soruya evet diyenler yanıt vermiştir. Bu bozulmaya neden olacak temel neden ise araç ve binalar görülmekte, sırasıyla bunu su ve çevre kirliliği, insanların hor kullanımı, atıklar ve kalabalık seçenekleri izlemektedir.

Soru 22. Köyünüzün yaylası var mı? Evet 60 Hayır 40

82 Soru 23. Yaylalarda turizm yapılmasını ister misiniz? İsterim 56 İstemem 3 Fikrimyok 1

22.soruda araştırma alanı olarak seçilen yerlerin %60’ında yayla varken %40’ında yayla yoktur. 23.soruda ise yaylası olan yerlerde halkın %56’sı yaylada turizm yapılmasını isterken %3’ü istememektedir. %1 ise fikrim yok demiştir.

Soru 24. Turizmin köyünüzde gelişmesini ister misiniz? İsterim 85 İstemem 10 Fikrimyok 5

24.soruda görüldüğü gibi araştırma alanında yaşayan halkın % 85’i köylerinde turizmin gelişmesini isterken,%10’u köyde kültürün bozulması, çevre kirliliği oluşması gibi kaygılardan dolayı köylerinde turizmin gelişmesini istememektedir. %5’i ise fikir

83 bildirmemiştir. Fakat büyük bir kesimin turizmin gelişmesini istemesi olası turizm hareketliliği için avantajdır.

Soru 25. Bu gelişmeyi sağlamakta asıl görevi kim üstlenmelidir? Köylünün kendisi 29 Muhtarlık 21 Kaymakamlık 1 Valilik 4 Kültür ve Turizm Bakanlığı 3 Yöredeki dernek ve vb sivil toplum 10 örgütleri Özel turizm şirketleri 5 Belediye 25 Diğer 2

25.soruda deneklere turizmdeki gelişmeyi kimin sağlaması gerektiği sorusuna halkın büyük bir çoğunluğu köylünün kendisinin bunu çözeceğini düşünmektedir, yine %25 ile bu hizmeti belediyenin yapması gerektiğini düşünenler de fazladır. %21 ise bunun muhtarlık ile çözüleceğini düşünmektedir. Halk bu konuda daha da bilinçlendirilmeli ve yapılacak bir çalışmaya ortak edilmelidir.

84 Soru 26 Size göre bu gelişme nasıl gerçekleşir? Elbirliğiyle 63 Gelişme olmaz 20 Çalışmayla 10 Tanıtımla 7

26.soruda turizm alanındaki gelişmenin elbirliğiyle sağlanacağı yönünde yaygın bir kanı vardır. Gelişme olacağına inanmayanların oranı ise %10’dur. Bu gelişmenin çalışmayla ve tanıtımla olacağına inanların toplamda oranı ise %17’dir.

Yapılan anket çalışmasının her bir sorusu kendi içinde değerlendirilmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda alanda var olabilecek kırsal turizm etkinliklerinde dikkate alınması gereken diğer hususları kısaca şöyle açıklamak mümkündür;

-Etkili tanıtımın yapılması,

-Gezi paketinin özenle organize edilmesi,

-Spor yapmaya elverişli olması,

-Milli parklara yakın olması,

-Tarihsel değerleri içermesi,

-Kolay ve doğrudan rezervasyon yapılabilmesi,

-Ulaşımın kolay olması,

-Suyun bolluğu,

-Geleneksel bir mimarinin sergilenmesi,

-Geleneksel yemeklerin sunulması,

85 Beypazarı bu özelliklerden birçoğuna sahiptir. Kolay ve doğrudan rezervasyon yapılamaması ve gezi paketlerinin çok özenle organize edilememesinin nedeni; Beypazarı ilçesinin kırsal alanlarında henüz turizm faaliyetlerinin çok yeni olmasındandır, fakat bu özellikler ilçe merkezinde mevcuttur. Spor yapmaya elverişli olması, tarihsel değerler içermesi, suyun bolluğu, geleneksel mimari, geleneksel yemekler ise taşıdığı avantajlardır. Bütün bunların yanında yöre insanının sıcak ve etkileşime açık olması yörenin turizmde başarılı olacağının en önemli işaretlerinden biridir. Bunu yaptığımız anket sonuçlarında gözlemleyebiliyoruz.

Kırsal alanlara yönelik turizm türlerine bakacak olursak bunlardan kuş gözlemciliği (Ornitoloji), macera tatilleri, yamaç paraşütü, dağcılık, çiftlik turizmi, kano ve rafting faaliyeti, orienteering, yayla turizmi, akarsu ve göl balıkçılığı, avcılık veya diğer kırsal turizm türlerinden yürüyüş turları, bisiklet turları, atla gezi turları, köy ve kasaba turları, kırsal festivaller, çim kayağı, gurme turları, kültür turları, doğa gözlem turları, eğitim amaçlı turlar, el sanatları turları, tarım turizmi gibi faaliyet alanları göze çarpmaktadır. Bu etkinliklerden kuş gözlemciliği, yayla turizmi, tarım turizmi, yürüyüş turları, köy ve kasaba turları, doğa gözlem turları, son zamanlarda Beypazarı kırsal alanında kısmen başlamıştır. Karaşar yaylalarında ve Beypazarı merkezde festivaller yapılmaktadır. Bunların çeşitleneceği ve çoğalacağı görülmektedir.

Akçakavak köyünde üretilen organik ürünlerin ise farklı bir çekiciliği vardır. Özellikle Ankara’dan buraya tüketicinin seyahat nedenini tarımsal ürünler oluşturmaktadır, fakat kırsal turizmde ürünler birincil seyahat nedeni olmayıp, dinlenme doğa ile bütünleşme, yöresel kültürü tanıma da etkili olabilmektedir. Kırsal turizmde tüketicilerin konaklamaları için otantik bir köy evi önem taşır. Tarım turizminde tüketicinin böyle bir beklentisi yoktur. Bu nedenlerle Akçakavak köyü tam bir tarım turizmi köyüdür.

Beypazarı, sıraladığımız kırsal turizmdeki beklentilerin doğa güzelliğiyle görüldüğü üzere birçoğunu sağlamaktadır. Özellikle de Eğriova yaylası istikameti, çok önemli bir yayla turizmi potansiyeline sahiptir. Zaten bu özelliğiyle dikkat çekmeye başlamıştır. Son zamanlardaki katılımın ilerleyen dönemlerde daha da artacağı beklenebilir. Tabi bütün bu gelişmelerin gerçekleşebilmesi için iyi bir tanıtım yapılması, organize bir turizm kalkınma projesi oluşturulması, alt yapı çalışmalarının artırılması, ulaşımın düzenlenmesi öncelikli gereksinimlerdir.

Beypazarı şu andaki turizm ivmesiyle gelecekte de çalışmaların devamı durumunda çok daha önemli bir kırsal turizm alanı olma özelliği taşımaktadır.

86 7.Beypazarı İlçesinde Kırsal Turizmin Geliştirilmesi İçin Yapılması Gerekenler

Beypazarı İlçesinde bugün yürütülen projeler kısmında da değinildiği üzere Beypazarı ilçesinde turizm adına yapılan ve yürütülen projeler mevcuttur fakat tespit edildiği üzere burada yörenin kırsal ard bölgesi yeterli düzeyde analiz edilmemiştir. Halbuki yapılan bu çalışmada da değinildiği üzere Beypazarı ilçesinin kırsal alanda da çok ciddi bir turizm potansiyelinin varlığı göz ardı edilmemesi gereken bir durumdur.

Çalışma alanımızda her şeyden önce bütüncül yöntemlerle yerel ekonomik kalkınma modeli oluşturulmalıdır. Bu kalkınma oluşturulurken kamu, özel sektör, sivil toplum örgütleri ve halkın ortak çabası büyük önem taşımaktadır. Her bir birim kendi becerisini ve tecrübesini ortaya koymak durumundadır. Bu doğrultuda çıkan doneler değerlendirilerek staratejiler belirlenmeli ve görüş birliğine varılmalıdır. Ortaya çıkan görüş birliği doğrultusunda hedefler ve programlar belirlenmeli proje ve eylem planları oluşturularak, öncelikler ve maliyetler tespit edilmelidir. Bundan sonraki aşamada ise stratejiler uygulanmalıdır. Stratejiler uygulanır hale geldikten sonra ise periodlarla denetlenip gözden geçirilmeli ve hata kimi zaman yenilenmelidir. Yapılan çalışma analitik olarak sürekli değerlendirilmeli; girdiler çıktılar, etkiler ve sonuçlar ölçülebilir olmalıdır.

Bütün bu aşamaların oluşturulabilmesi için iyi bir kamu-özel sektör işbirliğine ve konusunda yeterli insanlara ihtiyaç vardır. Yürütülecek bir çalışmada bütün çalışmayı destekleyecek etkili bir yerel yöneticiye ihtiyaç olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Bu çalışma yürütülürken ihtiyaç duyulacak mali ve teknik destek iyi bir şekilde planlanması gereken bir diğer konudur. Bu konuda ortaya çıkacak muhtemel sıkıntılar göz önünde bulundurularak önceliklerine ve önemine göre bir planlama yapılması gereklidir.

Böylesi bir planlamanın asıl aktörlerinden biri olan yerel girişimciler konu üzerinde bilinçlendirilmeli ve teşvik edilmelidir. Kırsal alanda yaşayan halk yürütülmesi olası bir turizm girişiminde, gerekli destekler oluşturulduğu takdirde, çalışmaya gönüllüdür. Bu konuda da halk çok iyi bir şekilde özel olarak eğitilmelidir. Hizmet sektöründe nasıl hizmet edilmesi gerektiği konularında eğitilirken aynı zamanda ürettiği ürünleri de daha yaygın bir şekilde üretebilmenin yolları öğretilmeli ve bunun için halk eğitim merkezleri, atölye, tezgah gibi uygun ortamlar oluşturulmalıdır.

Kaliteli bir kırsal turizm planlamasında finansman olanaklarının sağlanması çok önemli bir faktördür. Yaya ve atlı yürüyüş alanlarının oluşturulması, bisiklet pistlerinin düzenlenmesi, turizm tesislerinin yapılması gibi konular hep finans gerektiren konulardır.

87 Önemli olan bir başka konu da yasal mevzuatlardır. Önemli düzeyde kırsal manzara ve mimari mirasa sahip alanların korunmasını öngören çeşitli olanakların geliştirilmesi gerekmektedir. Ormanların turistik amaçlı düzenlenmesi, açık hava müzelerinin oluşturulması turizmi buralara kaydırmanın önemli yollarından biridir. Beypazarı’nın kuzeyi bu konuda çok uygun alanlara sahiptir.

Bütün bu çalışmalar yapılırken burada ortaya konulacak ürünlerin pazarlanması için de ayrıca staratejiler belirlemek büyük bir önem arz etmektedir. Niş pazarlama olarak tabir edilen son dönemlerde gelişen bu pazarlama tekniği küçük müşteri gruplarının isteğini karşılayabilmek için belirlenen bir pazardır. Bu pazar kesiminde kaliteli turist denilen fiyatalara karşı duyarlı olmayan turistler mevcuttur. Böylece sektörde risk olarak algılanabilecek az sayıda turist ilgisi bir şekilde avantaja dönüştürülebilir. Niş pazarlamadaki temel prensiplerden biri müşterinin isteği doğrultusunda paket turlar hazırlayabilmektir. Beypazarı bu anlamda sunduğu çeşitlilik ile büyük bir avantaja sahiptir. Yayla turizmi, çiftlik turizmi, doğa yürüyüşleri, doğal ve kültürel varlıkları, sağlık ve termal turizm alternatiflerinin hepsine sahiptir.

Bu yapılacak çalışmalar tamamen bir çevre etki değerlendirmesi içinde yapılmalıdır. İnsanın fiziksel, biyolojik, sosyal ve ekonomik çevresinin pek çok farklı bileşeni mevcuttur. Bitki ve hayvan popülasyonu, çevre kirliliği, su-hava ve çevre kirliliği, kentleşme, kültürel değişim gibi faktörlerin hepsi göz önünde bulundurularak bir çalışma yürütülmelidir.

Bu genel yaklşımlardan konuyu özetleyecek olursak potansiyeli tespit edilen alanlara öncelikli olarak dikkat çekilmelidir. Köylerde alt yapı problemleri halledilmeli, köylere giden yollar düzeltilmelidir. Kırsal turizm yapan başka alanlar tespit edilmeli ve model alınmalıdır. Bu doğrultuda da eğitim konuları tespit edilmeli ve örneğin rehberlik, gastronomi alanında çalışmalar yapılmalıdır. Halk bu konularda eğitilmelidir. Yılın oniki ayı boyunca köylülerle birlikte katılımcıların yapabileceği mevsime uygun etkinlikler (yaz aylarında trekking, bahar aylarında kuş gözlemciliği, meyve sebze ekme, dikme, aşılama, toplama faaliyetleri gibi) düzenlenmelidir.

Ziyaretçiler için kırsalda sorun oluşturabilecek mevcut problemlerden birisi de konaklama imkanlarının bulunmamasıdır. Orman Bakanlığının tespit edileceği yerlere kamp alanları oluşturmak gerekmektedir. Eğriova yaylasında küçük bir kamp alanı bulunmasına rağmen, ihtiyaçlara yönelik tesislerin bulunmaması bölgeye olan talebi etkilemektedir.

Yine sıkıntılardan biri de ulaşımdır. Yaylalara çıkış kimi yerlerde oldukça zorlaşmaktadır. Karaşar’a kadar asfalt olan yol, Karaşar’dan sonra yaylalara giden yollarda stabilize yoldur. Özellikle kış aylarında buralara gitmek oldukça zorlaşmaktadır. Halbuki ormanın kış manzarası da ziyeretçilere, göl ve göletlerin de donması ile, ağaçların üzerine biriken kar

88 manzarasıyla, temiz havası ile, farklı doğal güzellik alanları oluşturmaktadır. Benzeri yerlerde kırsal turizm alanları geliştirilerek, bugün turizm açısından önemli yerler tutmuşlardır.

Köylerin dışındaki kırsal yerleşmelerde elektriğin bulunmaması da, orada yaşayanlar için büyük bir sıkıntıdır.

8. Sonuç

Beypazarı ilçesinde kırsal turizm potansiyelinin varlığı reddedilemez bir gerçektir. Şu anda turizm Beypazarı ilçe merkezinde yoğunlaşmış durumdadır. Son zamanlarda alternatif turizm arayışları ile birlikte bölgenin yaylalarında özellikle Eğriova yayla sisteminde bir kırsal turizm faaliyeti gözlenmektedir. Ama alanın potansiyeli düşünüldüğünde bu katılımın yetersiz olduğu da bir diğer gerçektir.

Yaylacılık faaliyetlerinin yürütüldüğü alanlarda her ne kadar halk turizmi ek bir iş alanı gibi görse de temelde çevrenin kirletilebileceği, doğanın yok edilebileceği, suların kirleneceği, kültürel bozulmanın olabileceği gibi dillendirilmeyen kaygılar da yok değildir. Unutulmamalıdır ki bu alanlar bakir alanlardır. Bu alanlar da çok ciddi endemik türler mevcuttur. Beypazarı halkı da bu zenginliğin ve beraberinde gelebilecek tehlikenin farkındadır. Yöre halkı diğer kırsal turizm bölgelerinde yaşanan olumsuzlukların Beypazarı bölgesinde de yaşanma ihtimalinin farkındadır. Fakat yapılan anketlere bunun yansımadığını görüyoruz. Bunun temel nedeni bölgede ve Türkiye genelinde var olan ekonomik problem ve işsizliktir. Bu bahsedilen nedenlerden ötürü görüşlerini saklamaktadırlar. Ekoturizm faaliyetlerinin bölgeye gelmesini temelde isteyenlerin sayısı gene de diğer kitleye oranla daha fazladır.

Bölgede kırsal turizmin gelişmesi durumunda yöre halkı bundan ekonomik fayda sağlamak istemektedir. Bölgeye yapılacak tesisler veya turistlerin bölgeye gelmesi doğal olarak bölgeye bir iş olanağı sağlayacaktır. Bayanlar el sanatlarını satarak, ürettikleri malları pazarlayarak, erkekler ise pansiyon işletmeciliği, taşımacılık, restoran işletmeciliği ve rehberlik faaliyetleri ile yeni ekonomik girdiler elde etmek istemektedirler. Aslında yöre halkı bu konuda yeterli seviyede bilinçli değildir. Neler yapılabileceğini, çevreyle ilgili kaygılarının nasıl çözülebileceğini, kimlerle bağlantıda olmaları gerektiğini bilmemektedir. Bu yüzden yöre halkının turizm konusunda bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

Bir diğer konu da yürütülen yerel ekonomik kalkınma stratejisinin aşamalarından olan kırsal ard bölgelerin yerel ekonomide değerlendirilebilmesi adına analiz edilmesidir.

89 Kırsal turizm alanında da etkin bir kamu-özel sektör işbirliğine gidilmelidir. Bununla beraber yerel girişimcilik ruhunun harekete geçirilmesi gerekmektedir. Halkın hazırlanması olası projelerde bilinçlendirilmesi, güveninin sağlanması çok büyük önem arz etmektedir.

Kırsal turizmin desteklenmesi sayesinde unutulmaya yüz tutan el sanatlarının canlanması ile birlikte ilçe merkezinde zaten bu yolla artan istihdam kırsala da yansıtılmış olacaktır.

Beypazarı’nda yalnızca ilçe merkezindeki tarihi, kültürel, doğal güzelliklerin yanında aynı özelliklerin kırsalda da varlığı reddedilemez bir gerçektir. Bu anlamda yerel yönetimlerin de dikkati çekilmeli ve Eğriova dahil yaylaların bulunduğu alanlarda ve yayla çıkış köylerinde, türbelerin, tarihi ve doğal güzelliklerin bulunduğu diğer köylerimizde çalışmalar başlatılmalı ve kamu-özel sektör işbirliği ile projeler yapılmalıdır.

Bu araştırma da tercih edilen yedi yerleşme birimine benzer özelliklere sahip yerleşmeler de göz önünde bulundurularak oluşturulmuş harita da görüldüğü üzere; Beypazarı İlçesi sadece ilçe merkezi ile değil aynı zamanda kırsal alanda da önemli ölçüde kırsal turizm potansiyeline sahiptir. Bu konuya seçilmiş örneklemler doğrultusunda tez içerisinde önemli ölçüde değinilmiştir (Şekil 3).

Sonuç olarak baktığımızda yerel halkın öncelikli olarak turizm konusunda bilinçlendirilmesi ve teşvik edilmesi gerekmektedir. Tereddütler tartışılmalı ve alternatifler oluşturulmalıdır. Kırsal turizm potansiyeli tespit edilen alanlarda var olan elektrik, altyapı, yol, kalınacak alan gibi sıkıntıların turizme geçişin kolaylaşabilmesi için bir an önce giderilmesi gerekmektedir. Bütün bu organize çalışma bütüncül şekilde tasarlanıp uygulandığı takdirde Beypazarı ilçe merkezinde olduğu gibi kırsalında da turizm faaliyetlerinin artacağı bir gerçektir.

90

Şekil 3.Beypazarı İlçesinin Potansiyel Kırsal Turizm Alanları

91

ÖZET

Beypazarı İlçesinde Kırsal Turizm

Yüksek Lisans Tezi

Türkiye’de kırsal turizm faaliyetleri henüz çok yaygın değildir, fakat Beypazarı Başkent Ankara’ya yakınlığı, Belediyenin turizme yönelik çalışmaları ve medya tanıtımları hemen hemen tüm Türkiye’de dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. Beypazarı sadece ilçe merkezi ile değil kırsalda da oldukça güzel doğal, tarihi, kültürel özelliklere sahiptir.

Yapılan bu çalışmayla ilçeye dair dökümanlar incelenmiş, anketler yapılmış, haritalar dikkate alınarak arazi çalışması yapılmış ve değerler ortaya konmuştur.

ABSTRACT

Rural Tourism in Beypazarı

Rural tourism is not very common in yet, but Beypazarı was able to take attention on itself in almost whole Turkey about this topic in respect to several reasons. The location of the town is very close to the capital city, Ankara. The Municipality of Beypazarı has studies on tourism and has advertisements in media. Not only in town center but also in rural areas, Beypazarı has plenty of natural, historical and cultural peculiarity.

In this study, documented data of the area were researched, polls were questioned, and the field works have been carried out by considering the locations on the maps and results have been represented.

92 KAYNAKÇA

Ahipaşaoğlu, S., Sürdürülebilir Kırsal Turizm, Gazi Kitapevi, 2006, Ankara.

Akesen, A.,Türkiye’de Ulusal Parkların Açıkhava Rekreasyonu Yönünden Nitelikleri ve Sorunları, İ.Ü.Yay., 1978, İstanbul.

Anadol, K., Geleceğin Turizmi Olarak Soft Turizmin Rekabet Avantajı, 2004, Ankara

Arseven, C.E., Türk Sanatı Ansiklopedisi, Cilt 1, 1990, İstanbul.

Barutçugil, İ.,S.,Turizm İşletmeciliği, 2.Baskı, 1986, Bursa.

Bayer, M., Z., Turizme Giriş, 1992, İstanbul.

Bey,E.,T., Bilinen ve Bilinmeyen Yönleriyle Beypazarı, Ofset Matbaacılık,2004.

Beypazarı Belediyesi, Beypazarı Yeniden Tanıtım Broşürü.

Beypazarı Kaymakamlığı Brifing Raporu, 2004.

Beypazarı Ticaret Odası, Beypazarı’nın Sosyal ve Ekonomik Yapısı, 2003, Ankara.

Birkan, İ., ‘Sürdürülebilir Bir Turizm İçin Yapılması Gerekenler’, Turizmde Vizyon Dergisi, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği, Yıl:1, Sayı:3, Ekim 2001-Mart 2002.

Bozkurt, T., Beypazarı’ndaki Türk Devri Yapıları, Turizm Bakankığı Yay., 2004, Ankara.

Brotherton, B., ‘Konaklama, Turizm ve Eğlence Tanımları: Görüş açıları, Problemler ve Çıkan Sonuçlar’, Turizmde Seçme Makaleler:11, TUGEV Yay., 1991, İstanbul.

Cezar, M., Türk Yapılarıyla Osmanlı Şehirciliğinde Çarşı ve Klasik Dönem İmar Sistemi, Mimar Sinan Üniversitesi, 1985, İstanbul.

Çelebi, E., Seyahatname.

Çubuk, M., Kollokyum Sonuç Bildirgesi, ‘Dünya Şehircilik Günü Kollokyumu’, Kasım 1995 , Mimar Sinan Üniversitesi Matbaası, 1996, İstanbul.

Demir, C., Çevirgen, A. , Turizm ve Çevre Yönetimi, 2006, İzmir.

Demirtaş, N., Turistik Ürün Çeşitlendirmede Otantik Değerler Örnek Olay Beypazarı, Ankara Üniversitesi.

93 Doğanay, H.,Türkiye Beşeri Coğrafyası,MEB Yay.,1997, İstanbul.

Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu,Ortak Geleceğimiz,Türkiye Çevre Sorunları Vakfı Yay., 3.Baskı, Önder Matbaa, 1991, Ankara.

Edgington, C., R., Ford, F., Leadership in Recreation Education, W.B Saunders Company, Philadelphia and Leader, 1956, USA Virginia.

Emiroğlu, M., ‘Türkiye Orman İçi Kırsal Yerleşmeleri ve Bolu Örneği’, Ankara Üniversitesi DTCF Coğrafya Araştırmaları Dergisi, Sayı5-6, 1972, Ankara.

Erdoğan, N., Çevre ve Ekoturizm, Başkent Üniversitesi, 2003, Ankara.

European Comission, Towards Quality Rural Tourism, Enterprise Directorate General Tourism Unit,1999, Brussels.

Godfery, K., B., ‘Attitudes Towards Sustainable Tourism in the UK:A View From Local Government’, Tourism Management, Vol:19, Issue:3, June 1998.

Gökmen, H., Yükseköğrenim Öğrencilerinin Serbest Zaman Etkinlikleri kendilerini Gerçekleştirme Düzeyleri, MEGSB Yay., 1985, Ankara.

Gül, H., ‘Ekonomik Kalkınmada Yerel Alternatifler, Kentsel Ekonomik Araştırmalar Sempozyumu’, Cilt 1, DPT Yay., 2003, Ankara

Gündem 21, 21.yy.İçinde Sürdürülebilir Gelişme Konusundaki Öncelikleri Belirleyen ve 1992 Rio Deklerasyonu Olarak da Bilinen Küresel Eylem Planı.

Gündüz, S., Ankara İli Kalecik İlçesi’nde Tarımsal Turizme Uygun Alanların Saptanması ve Tarımsal Turizm Modelinin Oluşturulması Üzerine Bir Araştırma, Doktora Tezi, 2004.

Güneş, G., Beypazarı-Eğriova Yayla Ekosisteminin Bütüncül Yönetimi Üzerinde Bir Araştırma, A. Ü. Peyzaj Müh. Anabilim Dalı, Basılmamış Doktora Tezi, Ekim, 2002.

Gürdal, M., Ulaştırma Ekonomisi, 1987, Aydın.

Himmettoğlu, A., B., Sürdürülebilir Turizmi Geliştirme Yolları, Dünya Şehircilik Günü Kollakyumu, Kasım 1995, Alanya, Mimar Sinan Üniversitesi Matbaası, 1996, İstanbul.

Ioanniden, D., ‘A Flawed Implementation of Sustainable Tourism: The Experiance of Akames, ’, Tourism Management, Vol:16, Issue:8, December, 1995.

John, H., J., Introduction to Recreation Education, W.B.Saunders Company, Philadelphia and Lender, 1956, USA Virginia.

94 Karaküçük, S., Rekreasyon-Boş Zamanları Değerlendirme, Üçüncü Baskı, Ankara.

Karaman, A., Sürdürülebilir Turizm planlaması İçin Ekolojik Bir Çerçeve, Dünya şehircilik Kollokyumu, Kasım 1995, Alanya,Mimar Sinan Üniversitesi Matbaası, 1996, İstanbul.

Kocakuşak, S., Beypazarı ile Karaşar ile Kıbrıscık-Seben Arasında Kalan Kesimin Nüfus ve Yerleşme Özellikleri, A. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Coğrafya Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek lisans Tezi, 1988, Ankara.

Küçükaltan, D., Tarım Turizmi ve Türkiye’deki Tarım Turizmi İşletmeciliği, 2.Turizm Şurası Bildirileri, Cilt 1, Turizm Bakanlığı Yay., 2002, Ankara.

Leader European Observatory, Marketing Quality Rural Tourism, The Experiance of Leader, 1997.

Mintel, Agritourism in Europe, Travel and Tourism Analyst, July, 2004.

Oğuz, E., Köroğlu Işık Dağları Volkanik Kütlesinin Orta Bölümleri ile Beypazarı-Ayaş Arasındaki Neojen Havzasının Jeolojisi Hakkında Rapor.

Ortaç, H., Beypazarı İlçesi İpekli , Gazi Üniversitesi, 2005, Ankara.

Özçağlar, A., Türkiye’de Belediye Örgütlü Yerleşmeler, Ekol Yay., 1997, Ankara.

Özyaba, M., Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Yaşanan Turizm Sektörünün Doğa Turizmi Açısından Değerlendirilmesi, 9.Ulusal Bölge Bilimi Kongresi, Bildirileri, KTÜ Mimarlık Bölümü, 5-6 Ekim, 2000, Trabzon.

Özgüç, N., Turizm Coğrafyası, İstanbul Üniversitesi Yay., 1984, İstanbul

Sağcan, M., Rekreasyon ve Turizm, 1986, İzmir.

Somuncu, M., Aladağlar, Yaylacılık ve Dağ Göçebeliği Konusunda Bir Araştırma, Gündüz Yay., 2005, Ankara.

Soykan, F., ‘Doğal Çevre ve Kırsal Kültürle Bütünlenen Bir Turizm Türü: Kırsal Turizm’, Turizm Araştırma Dergisi, Yıl 10, Mart-Haziran, 1999.

Soykan, F., Kırsal Turizm ve Avrupa’da Kazanılan Deneyim, Anatolia Turizm Araştırma Dergisi, Yıl 11, Mart-Haziran, 2000.

Swarbrooke, J., Sustainable Tourism And The Development And Regeneration of Rural Regions in Europe:A Maketing Approach, MED Campus, Seminar in Urban, Rural Cultural Tourism September 25-30 1995, Boğaziçi University Printing Office, 1997, İstanbul.

95 Swarbrooke, J., Sustainable Tourism Management, CABI Publishing, CAB International, 1999, New York.

Şahhüseyinoğlu, H., Nedim, Karaşar: Tarihten Günümüze, Ankara Yay., 2002, Ankara.

Şener, Y., Beypazarı Tarihte ve Bugün,Yücel Ofset, 1997, Ankara.

T.B., Turizm Bakanlığı 30 Yaşında (1963-1993), Turizm Bakanlığı Yay., 1993, Ankara.

Tanyel, Ö., E., ‘Yerel Ekonomik Kalkınma ve Kentsel Dönüşüm Bildiri Metni, G. Ü. , 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü 28. Kollokyumu’, 2004, ODTÜ, Ankara.

Toskay, T., Turizm Olayına Genel Yaklaşım, Der Yay., 1983, İstanbul.

Tunçdilek, N., Türkiye İskan Coğrafyası (Köy Altı İskanı), İ.Ü.Edebiyat Fakültesi Yayınları:1283, Coğrafya Enstitüsü Yay., 1967, İstanbul.

Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği, ‘19. Tarihi Türk Evleri Haftası Beypazarı Etkinlikleri Sonuç Bildirgesi’, Mayıs, 2001.

Uslu, A., Turizmin Kültürel Miras Üzerine Etkileri; Beypazarı Anakar Örneğinde Yerel Halkın Farkındalılığı, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü, 2006, Ankara.

Yarcan, Ş., Türkiye’de Turizm ve Uluslararasılaşma, Turhan Kitabevi, 1998, İstanbul.

Yılmaz, Ş., Beypazarı Evleri, H. Ü. E. F. , Basılmamış Lisans Tezi, 1992, Ankara.

96

EKLER

Şekiller

Şekil 1.Beypazarı Lokasyon Haritası

Şekil 2.Beypazarı Çevresi Jeoloji Haritası

Şekil 3.Beypazarı İlçesinin Potansiyel Kırsal Turizm Alanları

Grafikler

Grafik 1. Beypazarı’nın Aylık Ortalama Sıcaklık Grafiği(1963-2003)

Grafik 2. Beypazarı Sıcaklık ve Yağış Grafiği Ortalaması(1980-2003)

Grafik 3. Beypazarı’nda Yağışın Mevsimlere Göre Dağılışı(1963-2003)

Grafik 4. Beypazarı İlçesinde Ekonomik Faaliyet Alanlarına Göre Dağılımı.

Grafik 5. Beypazarı İlçesinde Arazi Bölünüşü

Grafik 6. Tarıma Elverişli alanların Kullanım Durumları

Grafik 7.Tarla Bitkilerinin İlçedeki Durumu

Grafik 8.Tarımı Yapılan Sebzelerin Dağılımı ve Miktarı

Tablolar

Tablo 1.Beypazarı İlçesinin 1927-2000 Yılları arasında Nüfus Verileri

Tablo 2.Arazinin Nevi Miktarı ve Oranı

Tablo 3.Arazi Kullanım Durumu Oranı ve Miktarı

Tablo 4.Tarla Bitkileri Ürün Çeşidi Alanı ve Miktarı

Tablo 5. Sebze Çeşidi Alan ve Miktarı

97 Fotoğraflar

Foto 1.Kirmir Çayı’ndan Bir Görünüm

Foto 2.Eğriova Yapay Göletinden Bir Görünüm

Foto 3. İnözü Vadisinden Bir Görünüm

Foto 4. Beypazarı Evlerinden Bir Görünüm

Foto 5.Gümüş İşlemeciliğinden Bir Görünüm

Foto 6.Gazi Gündüzalp Türbesi

Foto 7.Karaşar’dan Bir Görünüm

Foto 8.Akçakavak Köyü

Foto 9.Akçakavak Köyünde Bodur Elma Organik Tarım Alanı

Foto 10.Hırkatepe Köyü

Foto 11.Eğriova Yaylası

Foto 12.Yöresel Kıyafetler

98