<<

5. Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu

Kaynaklar Restorasyonda Geri Döndürülebilirlik Üzerine Tiyatrosu Örneği Augenti, N. ve Parisi, F. (2011) Constitutive modelling of tuff masonry in direct shear, Construction and Building Materials, 25 (4), pp.1612-1620. Zeynep Aktüre (PhD) Churilov, S. ve Dumova-Javanoska, A. (2013) In-plane shear behavior of unreinforced İYTE Mimarlık Bölümü, Gülbahçe Kampusü, Urla 35430 İzmir and jacketed brick masonry walls. Soil Dynamics and Earthquake Engineering, 50, E-Posta: [email protected] pp.85-105.

Çördük, A. (2006) Yunan ve Roma mimarisindeki yapı teknikleri. Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir. Özet

Demirtaş, M.B. (2006) Magnesia Artemis Tapınağı’nın teknik ve işçilik özellikleri. Yapılan müdahalenin özgün malzemeye zarar vermeden geri döndürülebilir olması, Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. özellikle arkeolojik alanlardaki çağdaş restorasyon uygulamalarında gözetilen en önemli ilkelerden biridir. 1950lerde, İtalyan restorasyon mimarı Franco Minissi (1919-1996) Kara, H.G. (2009) Tarihi yığma yapıların taşıyıcı sistemleri güvenliğinin incelenmesi, tarafından, ilkenin savunucularından İtalyan koruma-restorasyon kuramcısı Cesare onarım ve güçlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi, İTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Brandi (1906-1988) danışmanlığında, Sicilya’da, Piazza Armerina’daki antik Roma döneminden kalma Villa del Casale ve Antik Tiyatrosu’nda yapılan Öztaş, V. (2009) Yığma yapıların güçlendirilmesi ve bir yığma yapı örneğinde restorasyonların geçtiğimiz on yıl içinde farklı projeler için geri döndürülebilmiş güçlendirme analizi. Yüksek Lisans Tezi, İTÜ., Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. olması, ilkenin teknik açıdan uygulanabilirliğini örnekler. Ancak, teknik açıdan uygulanabilirlik yasal koşul ise de, İspanya’nın Valensiya Özerk Bölgesi’ndeki Sagunto TS EN 1015-11 (2000) Kâgir harcı-deney metotları-bölüm 11: Sertleşmiş harcın basınç kentinde yer alan Antik Roma Tiyatrosu müdahalesinde olduğu gibi, yasalara ve eğilme dayanımının tayini. Türk Standartları Enstitüsü, Ankara. aykırılığının mahkemece karara bağlandığı durumda bile, bir restorasyonun yerine başka bir proje önerilmeksizin geri döndürülmesini kamu gözünde meşru kılmakta TS EN 771-6 (2007) Kâgir birimler-özellikleri-Bölüm 6: Doğal taş kâgir birimler. Türk yeterli olmayabilir. Standartları Enstitüsü, Ankara. Belgelenmemiş sistemsiz onarımların ardından, ünlü İtalyan mimar Giorgio Grassi’nin TS EN 772-1 (2012) Kâgir birimler-deney yöntemleri-Bölüm 1: Basınç dayanımının Valensiyalı Manuel Portaceli ile birlikte Sosyalist İşçi Partisi’nin yerel yönetimde tayini. Türk Standartları Enstitüsü, Ankara. olduğu 1980lerde gerçekleştirdiği Sagunto Tiyatrosu projesi, 1990’da muhalefetteki Halkçı Parti tarafından, İspanya yasalarında öngörülenden daha fazla tamamlama TS EN 772-6 (2004) Kâgir birimler-deney metotları-Bölüm 6: Beton kâgir birimlerin içerdiği gerekçesiyle mahkemeye verilmiş ve mahkeme 1993’te yıkım kararı ile eğilmede çekme dayanımının tayini. Türk Standartları Enstitüsü, Ankara. sonuçlanmıştı. Kararı izleyen sokak gösterileri, basın açıklamaları ve mahkemeye verilen itiraz dilekçelerinde Grassi-Portaceli projesinin uygulanmasının ardından TS EN ISO 6892-1 (2004) Metalik malzemeler-çekme deneyi-bölüm 1: Ortam yapının kazandığı sosyo-ekonomik değer, proje müelliflerinin fikir ve sanat eserleri sıcaklığında deney metodu. Türk Standartları Enstitüsü, Ankara. yasası tarafından korunan hakları ve yıkımın yüksek maliyeti dile getirildi. Bilirkişiler ise önceki uygulamalardaki tutarsızlıklar nedeniyle yıkım kararının uygulanmasının Yılmaz, E. (2010) Boşluklu tuğla ile örülmüş yığma duvarların LP kompozitler ile teknik olanaksızlığı yönünde rapor verdiler ve bu raporlar 2009’da mahkemenin kendi güçlendirilmesi ve davranışta boyut etkisi. Yüksek Lisans Tezi, İTÜ, Fen Bilimleri yıkım kararının uygulanamayacağı hükmüne dayanak oldu. Enstitüsü , İstanbul. Bu bildiride, Sagunto Tiyatrosu davası, Türkiye’deki benzer davalı uygulamalar için bir karşılaştırma örneği olarak sunuluyor.

Anahtar sözcükler: Restorasyonda geri döndürülebilirlik ilkesi, Villa del Casale, Antik Tiyatrosu, Sagunto Antik Tiyatrosu, Meşruiyet.

Giriş 12

549 5. Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu

Giriş plastik asma tavanlar ve gölgelik işlevi gören yan yüzeyler ile düşey taşıyıcılardan Restorasyonda Geri Döndürülebilirlik İlkesi ve Örnekleri ibaretti (Şekil 1). (Mallouchou-Tufano, 2007; Bardeschi, 2006/2007)

İtalyan koruma-restorasyon kuramcısı Cesare Brandi, 1963’te yayımladığı Teoria del Restauro (Restorasyon Kuramı) ile, çağdaş restorasyon ilkelerinin oluşumuna büyük katkı sağlamış uzmanlardan biridir. Dönemin idealist felsefeci ve tarihçisi Benedetto Croce (1866-1952) etkisinde yazan Brandi, en ustalıklı restorasyon uygulamasının bile kendi döneminin kültürel iklimini yansıttığı ve performansı denenmemiş yöntemlerden kaynaklı bir yıkım potansiyeli taşıdığı görüşündedir. Bu nedenle, çağdaş müdahaleler, mevcudun bütünlüğünü kaybetmemesi için gereken en az ile sınırlı olmalıdır ve hiç iz bırakmadan geri döndürülebilirlik idealine mümkün olduğunca yaklaşarak, izleyen dönemlerde yapılması gerekebilecek müdahaleleri engellememelidir. Brandi’nin yaklaşımına göre, çağdaş restorasyon bir eserin varoluş sürekliliği içinde kültürel ve estetik işlevini sürdürerek kullanımda kalmasını sağlayacak bir müdahale anından ibarettir. Dolayısıyla, teknik bir yan uygulama değil, eserin değerini kavramaya yönelik eleştirel bir değerlendirmedir. Restorasyon sırasında zamanın bıraktığı izler silinmemeli, ancak yanlış tamamlamalar veya eserin özüne uygun olmayan değişiklikler geri döndürülerek eserin kaybettiği bütünlük yeniden kazanılmalıdır. Brandi’nin “harabe” tanımına göre, özgün işlev ve estetik niteliğini tümden kaybetmiş kalıntılar ise restore edilemez, çünkü kayıp bütünlüklerini geri kazandırmak olanaksızdır. Bu nedenle de arkeolojik kalıntılar için tek seçenek, izleme, bakım ve sağlamlaştırma yoluyla mevcut durumun korunmasıdır.(Stanley Price ve diğ., 1996)

Stanley Price, Talley Jr ve Melucco Vaccaro (1996), kültürel mirasın korunmasına ilişkin tarihsel ve felsefi konuları tartışan ana metinleri bir araya getirdikleri seçkide, Şekil 1. Villa del Casale (Sicilya, İtalya), Minissi tarafından tasarlanan üst örtü (1957) Brandi’nin kuramsal yaklaşımının özellikle mimari mirasa getirdiği açılımın resim korumasına getirdiğine oranla çok sınırlı kaldığının altını birkaç kez çiziyorlar. Ancak 1964’te imzalanmasıyla arkeolojik alanlardakiler dâhil tüm mimari restorasyon uygulamaları için ana referans hâline gelen Venedik Tüzüğü’nün Brandi’nin ilkeleri üzerinde şekillendiğini unutmamak gerekiyor. Brandi’nin kuramsal yaklaşımının 1939’da ilk yöneticisi olduğu Roma’daki Istituto Centrale per il Restauro (Restorasyon Merkez Enstitüsü, günümüzde Istituto Superiore per la Conservazione ed il Restauro) öncülüğünde ve Franco Minissi (1919-1996) gibi üretken mimarların eliyle yapılan uygulamalarla hayata geçtiğini biliyoruz. Arkeolojik alan bütününü bir müze olarak yorumlayan Minissi, buluntuların yerinde korunması yoluyla yöre halkının kültürel miras ile özdeşlik bağını güçlendirmeye çalışıyordu. Bu doğrultuda İtalya ve dışındaki pek çok önemli arkeolojik alan için müze ve koruyucu üst örtü projelerinde, dönemin kültürel iklimini yansıtan hafif ve geri döndürülebilir malzemeler kullanarak, teknik performansı yüksek öneriler geliştirdi (Museo Archeologico, n.d.). Bu uygulamalarla, kalıntıların kayıp bütünlüklerini geri kazanmaya çalışmak yerine, Brandi’nin önerdiği gibi, izleme ve bakım yoluyla mevcut durumlarını korumayı amaçlıyordu.

Minissi’nin en bilinen uygulaması, Sicilya’daki Piazza Armerina yapı grubu içindeki Geç Roma dönemi Villa del Casale mozaikleri için, yapının özgün malzemesinden kolayca ayırt edilebilen paslanmaz çelik ve saydam plastikten tasarladığı, hafif ve geri döndürülebilir üst örtüdür. Mozaikleri yerinde korumak ve gezilebilir hale getirmek üzere 1941’de Piero Gazzola tarafından başlanan müdahaleler, iç duvar kalıntıları üzerine yerleştirilen dolaşım platformları, doğal havalandırma sağlamak ve mozaikler üzerindeki yansımayı önlemek için bazı hacimler üzerine yerleştirilen saydam olmayan Şekil 2. Villa del Casale (Sicilya, İtalya), Meli projesine göre yapılan uygulama (2006)

550 2 3 5. Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu

plastik asma tavanlar ve gölgelik işlevi gören yan yüzeyler ile düşey taşıyıcılardan Restorasyonda Geri Döndürülebilirlik İlkesi ve Örnekleri ibaretti (Şekil 1). (Mallouchou-Tufano, 2007; Bardeschi, 2006/2007)

İtalyan koruma-restorasyon kuramcısı Cesare Brandi, 1963’te yayımladığı Teoria del Restauro (Restorasyon Kuramı) ile, çağdaş restorasyon ilkelerinin oluşumuna büyük katkı sağlamış uzmanlardan biridir. Dönemin idealist felsefeci ve tarihçisi Benedetto Croce (1866-1952) etkisinde yazan Brandi, en ustalıklı restorasyon uygulamasının bile kendi döneminin kültürel iklimini yansıttığı ve performansı denenmemiş yöntemlerden kaynaklı bir yıkım potansiyeli taşıdığı görüşündedir. Bu nedenle, çağdaş müdahaleler, mevcudun bütünlüğünü kaybetmemesi için gereken en az ile sınırlı olmalıdır ve hiç iz bırakmadan geri döndürülebilirlik idealine mümkün olduğunca yaklaşarak, izleyen dönemlerde yapılması gerekebilecek müdahaleleri engellememelidir. Brandi’nin yaklaşımına göre, çağdaş restorasyon bir eserin varoluş sürekliliği içinde kültürel ve estetik işlevini sürdürerek kullanımda kalmasını sağlayacak bir müdahale anından ibarettir. Dolayısıyla, teknik bir yan uygulama değil, eserin değerini kavramaya yönelik eleştirel bir değerlendirmedir. Restorasyon sırasında zamanın bıraktığı izler silinmemeli, ancak yanlış tamamlamalar veya eserin özüne uygun olmayan değişiklikler geri döndürülerek eserin kaybettiği bütünlük yeniden kazanılmalıdır. Brandi’nin “harabe” tanımına göre, özgün işlev ve estetik niteliğini tümden kaybetmiş kalıntılar ise restore edilemez, çünkü kayıp bütünlüklerini geri kazandırmak olanaksızdır. Bu nedenle de arkeolojik kalıntılar için tek seçenek, izleme, bakım ve sağlamlaştırma yoluyla mevcut durumun korunmasıdır.(Stanley Price ve diğ., 1996)

Stanley Price, Talley Jr ve Melucco Vaccaro (1996), kültürel mirasın korunmasına ilişkin tarihsel ve felsefi konuları tartışan ana metinleri bir araya getirdikleri seçkide, Şekil 1. Villa del Casale (Sicilya, İtalya), Minissi tarafından tasarlanan üst örtü (1957) Brandi’nin kuramsal yaklaşımının özellikle mimari mirasa getirdiği açılımın resim korumasına getirdiğine oranla çok sınırlı kaldığının altını birkaç kez çiziyorlar. Ancak 1964’te imzalanmasıyla arkeolojik alanlardakiler dâhil tüm mimari restorasyon uygulamaları için ana referans hâline gelen Venedik Tüzüğü’nün Brandi’nin ilkeleri üzerinde şekillendiğini unutmamak gerekiyor. Brandi’nin kuramsal yaklaşımının 1939’da ilk yöneticisi olduğu Roma’daki Istituto Centrale per il Restauro (Restorasyon Merkez Enstitüsü, günümüzde Istituto Superiore per la Conservazione ed il Restauro) öncülüğünde ve Franco Minissi (1919-1996) gibi üretken mimarların eliyle yapılan uygulamalarla hayata geçtiğini biliyoruz. Arkeolojik alan bütününü bir müze olarak yorumlayan Minissi, buluntuların yerinde korunması yoluyla yöre halkının kültürel miras ile özdeşlik bağını güçlendirmeye çalışıyordu. Bu doğrultuda İtalya ve dışındaki pek çok önemli arkeolojik alan için müze ve koruyucu üst örtü projelerinde, dönemin kültürel iklimini yansıtan hafif ve geri döndürülebilir malzemeler kullanarak, teknik performansı yüksek öneriler geliştirdi (Museo Archeologico, n.d.). Bu uygulamalarla, kalıntıların kayıp bütünlüklerini geri kazanmaya çalışmak yerine, Brandi’nin önerdiği gibi, izleme ve bakım yoluyla mevcut durumlarını korumayı amaçlıyordu.

Minissi’nin en bilinen uygulaması, Sicilya’daki Piazza Armerina yapı grubu içindeki Geç Roma dönemi Villa del Casale mozaikleri için, yapının özgün malzemesinden kolayca ayırt edilebilen paslanmaz çelik ve saydam plastikten tasarladığı, hafif ve geri döndürülebilir üst örtüdür. Mozaikleri yerinde korumak ve gezilebilir hale getirmek üzere 1941’de Piero Gazzola tarafından başlanan müdahaleler, iç duvar kalıntıları üzerine yerleştirilen dolaşım platformları, doğal havalandırma sağlamak ve mozaikler üzerindeki yansımayı önlemek için bazı hacimler üzerine yerleştirilen saydam olmayan Şekil 2. Villa del Casale (Sicilya, İtalya), Meli projesine göre yapılan uygulama (2006)

551 2 3 5. Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu

Uygulama 1957’de tamamlandıktan sonra, bakım eksikliğinden paslanmalar başladığı gibi, saydam olmayan tavan panelleri kaldırıldığı için, doğal ışık ve yansımalar mozaiklerin korunma ve izlenmesini güçleştirmeye, gölgelik işlevli yan yüzeyler sabit cam ile değiştirildiği için ise sera etkisi gözlenmeye başlandı. 1991’deki su baskını nedeniyle bozulma hızı artan mozaikleri korumak için, uzmanlarca başlatılan tüm karşı kampanyalara rağmen (örneğin: Mallouchou-Tufano, 2007; Bardeschi, 2006/2007), bilimsel araştırmalarda önerilen plan, geometri ve hacim özelliklerinin ipuçlarını vermenin ötesinde bir tamamlama içermeyen Minissi tasarımı üst örtü sökülerek, yerine çok farklı bir yaklaşımın ürünü olan Guido Meli imzalı proje (2006) uygulandı (Şekil 2).

Şekil 5. Surları (Sicilya, İtalya), Minissi tarafından tasarlanan üst örtü (1952, http://www.unipa.it/monumentodocumento/)

Şekil 3. Heraclea Minoa Tiyatrosu (Sicilya, İtalya), Minissi tarafından tasarlanan koruma projesi (1960-63, http://www.laterra.it/archivio/pacchetti/613.jpg)

Şekil 4. Heraclea Minoa Tiyatrosu (Sicilya, İtalya), mevcut koruma örtüsü (http:// Şekil 6. Gela Surları (Sicilya, İtalya), Motta projesine göre yapılan uygulama (2008, upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/b/bf/Eraclea-Minoa-Theatre-flickr.jpg) http://www.canobbio.com/architettura_tessile_eng.php)

552 4 5 5. Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu

Uygulama 1957’de tamamlandıktan sonra, bakım eksikliğinden paslanmalar başladığı gibi, saydam olmayan tavan panelleri kaldırıldığı için, doğal ışık ve yansımalar mozaiklerin korunma ve izlenmesini güçleştirmeye, gölgelik işlevli yan yüzeyler sabit cam ile değiştirildiği için ise sera etkisi gözlenmeye başlandı. 1991’deki su baskını nedeniyle bozulma hızı artan mozaikleri korumak için, uzmanlarca başlatılan tüm karşı kampanyalara rağmen (örneğin: Mallouchou-Tufano, 2007; Bardeschi, 2006/2007), bilimsel araştırmalarda önerilen plan, geometri ve hacim özelliklerinin ipuçlarını vermenin ötesinde bir tamamlama içermeyen Minissi tasarımı üst örtü sökülerek, yerine çok farklı bir yaklaşımın ürünü olan Guido Meli imzalı proje (2006) uygulandı (Şekil 2).

Şekil 5. Gela Surları (Sicilya, İtalya), Minissi tarafından tasarlanan üst örtü (1952, http://www.unipa.it/monumentodocumento/)

Şekil 3. Heraclea Minoa Tiyatrosu (Sicilya, İtalya), Minissi tarafından tasarlanan koruma projesi (1960-63, http://www.laterra.it/archivio/pacchetti/613.jpg)

Şekil 4. Heraclea Minoa Tiyatrosu (Sicilya, İtalya), mevcut koruma örtüsü (http:// Şekil 6. Gela Surları (Sicilya, İtalya), Motta projesine göre yapılan uygulama (2008, upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/b/bf/Eraclea-Minoa-Theatre-flickr.jpg) http://www.canobbio.com/architettura_tessile_eng.php)

553 4 5 5. Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu

Anton van der Wingaerde (1525-1571) gibi tanınmış gezginler tarafından ayrıntılı Minissi’nin Sicilya’daki Heraclea Minoa Tiyatrosu (Şekil 3, 4) ve Gela Surları (Şekil 5, resmedilen ve 18. yüzyıl sonunda ahşap ve mantardan bugüne ulaşmayan üç boyutlu bir 6) projeleri de, sera etkisi gibi sorunlar gerekçesiyle sökülerek, çok farklı anlayışta modeli yapıldıktan sonra kapsamlı temizlik ve onarımdan geçecek kadar önemsenen uygulamalarla değiştirildi. Böylelikle de, Brandi’nin en ustalıklı restorasyon yapının 1811’de İspanya’daki ilk ulusal anıt ilan edilmesi (Fletcher, 1959), tiyatronun uygulamasının bile kendi döneminin kültürel iklimini yansıttığı ve performansı savunma amacıyla havaya uçurulmasını ve malzemesinin kalenin güçlendirilmesinde denenmemiş yöntemlerden kaynaklı bir yıkım potansiyeli taşıdığı saptamasını kullanılmasını önleyememiştir (Lara, 1991). Fransız işgali son bulduktan sonra Sagunto doğrulamış oldular. Minissi’nin koruma kuramı ve tarihi bakımından önemleri Kalesi askeri bölgesinden ayrılarak 1858’de Kraliyet Tarih Akademisi yetki alanına nedeniyle araştırma konusu olmaya devam eden bu üç projesi (Vivio, 2015), Brandi’nin dâhil edilen Sagunto Tiyatrosu, 1860’da maliyeti Belediye Meclisi tarafından karşılanan arkeolojik kalıntılar için önerdiği gibi, izleme ve bakıma yönelik olduklarından, iz bir parapetle çevrelenmiş (Şekil 7) ve 1896’da İspanya’da ulusal miras olarak bırakmadan geri döndürülüp kendilerinden sonraki çok farklı uygulamalara olanak tescillenen ilk anıtsal yapı olmuştur. Bu kararı izleyen yaklaşık yüz yıllık dönemde tanıyarak, geri döndürülebilirliğin uygulanabilir bir ilke olduğunu gösterdi. Bu yazının yapının gördüğü çoğu belgelenmemiş müdahaleler, 1985 yılında ünlü İtalyan mimar ana odağı olan Sagunto Roma Tiyatrosu’nun koruma öyküsü ise, geri döndürülebilirlik Giorgio Grassi’nin Valensiyalı Manuel Portaceli ile birlikte geliştirdiği projeye göre ilkesinin uygulanmasının olanaksız olduğu durumları örnekliyor. yapılan uygulamanın geri döndürülememesinin başlıca nedenidir.

Sagunto Tiyatrosu’na Parçacı Müdahaleler (1930-1974) Sagunto Roma Tiyatrosu Örneği (Valensiya, İspanya) Sagunto Tiyatrosu’nun kapsamlı onarımına yönelik mimar Luis Ferreres Soler (1852- İspanya’nın Valensiya Özerk Bölgesi’nde yer alan Sagunto’nun kentsel tarihi, İber 1926) tarafından hazırlanan ilk proje, İspanya Bayındırlık Bakanlığı onayına sunulmuş ve yerleşimi Arse’ye kadar uzanıyor. Bazı kaynaklara göre, Arse’nin İ.Ö. 219’da Kartacalı mimar Repullés y Vargas (1845-1922) ile arkeolog Mélida y Alinari (1856-1933) imzalı General tarafından işgali, Roma ile Kartaca arasındaki 2. Pön Savaşı’nın 1917 tarihli bir raporda değerlendirilmiştir. Söz konusu raporda, projenin zaman içinde başlangıç nedenidir. Savaşın galibi Romalıların kentin kale tepesinin yamacında inşa yok olmuş kısımlarının tamamlanarak tiyatroya kaybettiği bütünlüğü yeniden kazandırma ettiği tiyatro, İspanya’daki en iyi korunmuş ve belgelenmiş antik tiyatro olduğu halde, çabası eleştirilmiş, özgün kısımların oldukları durumda muhafazasının ve zamanın 1811’de İspanya’yı işgal eden Napoleon ordularının yukarıdaki kaleye ulaşımına bıraktığı izlerin silinmemesinin önemine, ayrıca çağdaş müdahalelerin sağlamlaştırma basamak olmasını önlemek amacıyla havaya uçurulmuştur. için gerekli olan en azla sınırlı olması gereğine işaret edilmiştir. Brandi’nin restorasyon kuramının yayımlanmasından yarım yüzyıl önce dile getirilen bu yaklaşım, İspanya’nın ulusal sanat hazinelerini korumaya yönelik 1933 tarihli ilk yasada da benimsenmiştir. Yasadaki Madde 19, Venedik Tüzüğü’nden 30 yıl kadar önce, her türden tamamlamayı yapının korunması için kesinlikle vazgeçilmez olanla sınırlayarak yeni müdahalelerin özgün durumdan her zaman ayırt edilebilir olması koşulunu getirmiştir.

Repullés ve Mélida’nın sağlamlaştırma için özgün olanla aynı malzeme ve tekniklerin uygulanması önerisi, bu son ilkeden uzaklaşarak, Petzet (n.d.) tarafından tanımlandığı şekliyle Almanca reversibilität kavramına yaklaşır. Her ayrıntısıyla geri döndürülebilir bir süreci anlatan reversibilität, onarılabilir olma durumunun korunması (tekrar tekrar onarılabilirlik) olarak tanımlanır. Bu bakış açısından, örneğin bir katedralin taşlarının yapının taş ustasının atölyesinde değiştirilmesi “sürekli onarım” olarak görülerek, malzeme kaybı geri döndürülemez olduğu halde (mevcut form, malzeme ve işçiliğe sadık kalındığı sürece) geri döndürülebilir bir koruma önlemi olarak değerlendirilir. Sagunto Tiyatrosu için 1930’da Martorell tarafından benimsenen yaklaşım ise, sağlamlaştırmalarda çok az harçla dönemin yeni ve gelecek vaat eden malzemesi betondan, büyük boy agregalı ve renk tonu ile özgün yapı taşından farklılaşan blokların kullanılması yoluyla, 1933 yasasındaki yeni müdahalelerin eskiden her zaman ayırt edilebilir olması koşulunu yerine getirmektedir (Lara, 1991). 1955’te, dönemin Sagunto Belediye Başkanının girişimiyle, Roma dönemindeki tür, büyüklük ve kalitede harç ve taş kullanılarak özgün malzeme dokusunun görünüş özelliklerinin devamını sağlayan sağlamlaştırmalar (Fletcher, 1959), Sagunto Tiyatrosu’nun farklı onarım dönemlerinde malzeme ölçeğinde benimsenen yaklaşımların kuramsal tutarsızlığını tescillemektedir. Bunlara ek olarak, 1952’de tiyatronun doğu ucundaki oturma grubunun taşıyıcı altyapı tonozları, yapıdan Şekil 7. Sagunto Antik Tiyatrosu (Valensiya, İspanya), 1860lar çıkan süslemeli malzemenin sergilendiği bir arkeoloji müzesine dönüştürülmüş ve yapı (http://traianvsnet.blogspot.fr/2013/01/fotos-antiguas-de-monumentos-romanos.html) Belediye tarafından düzenlenen sahne gösterilerinde kullanılmaya başlanmıştır.

554 6 7 5. Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu

Anton van der Wingaerde (1525-1571) gibi tanınmış gezginler tarafından ayrıntılı Minissi’nin Sicilya’daki Heraclea Minoa Tiyatrosu (Şekil 3, 4) ve Gela Surları (Şekil 5, resmedilen ve 18. yüzyıl sonunda ahşap ve mantardan bugüne ulaşmayan üç boyutlu bir 6) projeleri de, sera etkisi gibi sorunlar gerekçesiyle sökülerek, çok farklı anlayışta modeli yapıldıktan sonra kapsamlı temizlik ve onarımdan geçecek kadar önemsenen uygulamalarla değiştirildi. Böylelikle de, Brandi’nin en ustalıklı restorasyon yapının 1811’de İspanya’daki ilk ulusal anıt ilan edilmesi (Fletcher, 1959), tiyatronun uygulamasının bile kendi döneminin kültürel iklimini yansıttığı ve performansı savunma amacıyla havaya uçurulmasını ve malzemesinin kalenin güçlendirilmesinde denenmemiş yöntemlerden kaynaklı bir yıkım potansiyeli taşıdığı saptamasını kullanılmasını önleyememiştir (Lara, 1991). Fransız işgali son bulduktan sonra Sagunto doğrulamış oldular. Minissi’nin koruma kuramı ve tarihi bakımından önemleri Kalesi askeri bölgesinden ayrılarak 1858’de Kraliyet Tarih Akademisi yetki alanına nedeniyle araştırma konusu olmaya devam eden bu üç projesi (Vivio, 2015), Brandi’nin dâhil edilen Sagunto Tiyatrosu, 1860’da maliyeti Belediye Meclisi tarafından karşılanan arkeolojik kalıntılar için önerdiği gibi, izleme ve bakıma yönelik olduklarından, iz bir parapetle çevrelenmiş (Şekil 7) ve 1896’da İspanya’da ulusal miras olarak bırakmadan geri döndürülüp kendilerinden sonraki çok farklı uygulamalara olanak tescillenen ilk anıtsal yapı olmuştur. Bu kararı izleyen yaklaşık yüz yıllık dönemde tanıyarak, geri döndürülebilirliğin uygulanabilir bir ilke olduğunu gösterdi. Bu yazının yapının gördüğü çoğu belgelenmemiş müdahaleler, 1985 yılında ünlü İtalyan mimar ana odağı olan Sagunto Roma Tiyatrosu’nun koruma öyküsü ise, geri döndürülebilirlik Giorgio Grassi’nin Valensiyalı Manuel Portaceli ile birlikte geliştirdiği projeye göre ilkesinin uygulanmasının olanaksız olduğu durumları örnekliyor. yapılan uygulamanın geri döndürülememesinin başlıca nedenidir.

Sagunto Tiyatrosu’na Parçacı Müdahaleler (1930-1974) Sagunto Roma Tiyatrosu Örneği (Valensiya, İspanya) Sagunto Tiyatrosu’nun kapsamlı onarımına yönelik mimar Luis Ferreres Soler (1852- İspanya’nın Valensiya Özerk Bölgesi’nde yer alan Sagunto’nun kentsel tarihi, İber 1926) tarafından hazırlanan ilk proje, İspanya Bayındırlık Bakanlığı onayına sunulmuş ve yerleşimi Arse’ye kadar uzanıyor. Bazı kaynaklara göre, Arse’nin İ.Ö. 219’da Kartacalı mimar Repullés y Vargas (1845-1922) ile arkeolog Mélida y Alinari (1856-1933) imzalı General Hannibal tarafından işgali, Roma ile Kartaca arasındaki 2. Pön Savaşı’nın 1917 tarihli bir raporda değerlendirilmiştir. Söz konusu raporda, projenin zaman içinde başlangıç nedenidir. Savaşın galibi Romalıların kentin kale tepesinin yamacında inşa yok olmuş kısımlarının tamamlanarak tiyatroya kaybettiği bütünlüğü yeniden kazandırma ettiği tiyatro, İspanya’daki en iyi korunmuş ve belgelenmiş antik tiyatro olduğu halde, çabası eleştirilmiş, özgün kısımların oldukları durumda muhafazasının ve zamanın 1811’de İspanya’yı işgal eden Napoleon ordularının yukarıdaki kaleye ulaşımına bıraktığı izlerin silinmemesinin önemine, ayrıca çağdaş müdahalelerin sağlamlaştırma basamak olmasını önlemek amacıyla havaya uçurulmuştur. için gerekli olan en azla sınırlı olması gereğine işaret edilmiştir. Brandi’nin restorasyon kuramının yayımlanmasından yarım yüzyıl önce dile getirilen bu yaklaşım, İspanya’nın ulusal sanat hazinelerini korumaya yönelik 1933 tarihli ilk yasada da benimsenmiştir. Yasadaki Madde 19, Venedik Tüzüğü’nden 30 yıl kadar önce, her türden tamamlamayı yapının korunması için kesinlikle vazgeçilmez olanla sınırlayarak yeni müdahalelerin özgün durumdan her zaman ayırt edilebilir olması koşulunu getirmiştir.

Repullés ve Mélida’nın sağlamlaştırma için özgün olanla aynı malzeme ve tekniklerin uygulanması önerisi, bu son ilkeden uzaklaşarak, Petzet (n.d.) tarafından tanımlandığı şekliyle Almanca reversibilität kavramına yaklaşır. Her ayrıntısıyla geri döndürülebilir bir süreci anlatan reversibilität, onarılabilir olma durumunun korunması (tekrar tekrar onarılabilirlik) olarak tanımlanır. Bu bakış açısından, örneğin bir katedralin taşlarının yapının taş ustasının atölyesinde değiştirilmesi “sürekli onarım” olarak görülerek, malzeme kaybı geri döndürülemez olduğu halde (mevcut form, malzeme ve işçiliğe sadık kalındığı sürece) geri döndürülebilir bir koruma önlemi olarak değerlendirilir. Sagunto Tiyatrosu için 1930’da Martorell tarafından benimsenen yaklaşım ise, sağlamlaştırmalarda çok az harçla dönemin yeni ve gelecek vaat eden malzemesi betondan, büyük boy agregalı ve renk tonu ile özgün yapı taşından farklılaşan blokların kullanılması yoluyla, 1933 yasasındaki yeni müdahalelerin eskiden her zaman ayırt edilebilir olması koşulunu yerine getirmektedir (Lara, 1991). 1955’te, dönemin Sagunto Belediye Başkanının girişimiyle, Roma dönemindeki tür, büyüklük ve kalitede harç ve taş kullanılarak özgün malzeme dokusunun görünüş özelliklerinin devamını sağlayan sağlamlaştırmalar (Fletcher, 1959), Sagunto Tiyatrosu’nun farklı onarım dönemlerinde malzeme ölçeğinde benimsenen yaklaşımların kuramsal tutarsızlığını tescillemektedir. Bunlara ek olarak, 1952’de tiyatronun doğu ucundaki oturma grubunun taşıyıcı altyapı tonozları, yapıdan Şekil 7. Sagunto Antik Tiyatrosu (Valensiya, İspanya), 1860lar çıkan süslemeli malzemenin sergilendiği bir arkeoloji müzesine dönüştürülmüş ve yapı (http://traianvsnet.blogspot.fr/2013/01/fotos-antiguas-de-monumentos-romanos.html) Belediye tarafından düzenlenen sahne gösterilerinde kullanılmaya başlanmıştır.

555 6 7 5. Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu

Çağdaş gösteriler için kullanım kararı, zamanla genişletilecek bir sahne platformu oluşturulmasına ve, bir prova sırasında batı girişi üzerindeki oturma sıralarını taşıyan Grassi ve Portaceli’nin Sagunto Tiyatrosu Proje ve Uygulaması (1985) tonozun çökmesinin ardından, izleyicilerin geçici olarak sahne binası tarafında kurulup kaldırılan oturma yerlerine alınmasına neden olmuştur (Lara, 1991). Merkezdeki özgün Sagunto Tiyatrosu’na 1980lere kadar yapılan müdahalelerin ortak bir özelliği, mekâna oturma yerlerinin kullanımını kolaylaştırmak amacıyla üst oturma grubunu alttakine ilişkin bütüncül bir kavramsal yaklaşıma dayalı mimari tasarım kararları yerine, bağlayan tünelin yapımı, yeni bir dizi onarım ve tamamlamayı başlatmıştır. 1956-74 mevcudun korunması ve gösteri amaçlı olanlar dâhil çağdaş kullanım olanaklarının döneminde Madridli mimar Ferrant tarafından mevcut durum yerinde belgelenmeden zenginleştirilmesi amacıyla, özgün malzeme ve yapım tekniğini referans alan parçacı hazırlanan, oturma sıralarına ve 1811 bombardımanında yok olan tonozlu geçişlere uygulama kararlarına dayanmış olmalarıdır. 1982 yerel seçimlerinde Felipe Gonzalez 3 odaklı projeye göre yapılan geniş kapsamlı uygulamalarda, 5,400 m kazının ardından, önderliğinde büyük başarı sağlayan İspanya Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) döneminde, 3 4,000 m beton dökülmüştür. Sagunto Tiyatrosu’nun bu onarımlardan sonraki durumu, Milanolu ünlü mimar Giorgio Grassi ve Valensiyalı Manuel Portaceli imzalı projeye mimar Almagro Gorbea (1979) tarafından fotogrametrik yöntemlerle belgelenmiştir. İki göre yapılan uygulama, dayandığı bütüncül kavramsal yaklaşım bakımından önceki yüzyıldan uzun süredir kazılmakta ve onarılmakta olan yapının ilk eksiksiz ölçülü uygulamalardan çok farklıdır. 1985’te tamamlanan projeye göre yapılan uygulama belgeleme seti, Almagro’nun çizimleridir. Almagro, çalışma sırasında özgün yapı yoluyla hayata geçen mimari fikrin özgünlüğü ve gücü, aksi yöndeki ilk mahkeme kalıntılarını sonradan yapılan uygulamalardan ayırmakta çektiği güçlüğü anlatarak, yapı kararlarına rağmen, yargı sürecinin müdahalenin geri döndürülmemesi kararı ile üzerine bilimsel çalışmalar yürütmenin zorluklarına dikkati çeker. 1991 yılında sonuçlanmasını sağlayan etkenler arasındadır. yayımlanan doktora çalışması için Sagunto Tiyatrosu’nda yapılan onarımlar üzerine en kapsamlı belgelemeyi yapan Lara da, yağmurun harçların renginde oluşturduğu 1984’te projeye başlarken Sagunto Tiyatrosu’nun durumunu çoğu belgelenmemiş farklılıkların uygulama dönemlerini ayırmadaki tek ipucu olduğunu belirterek, sahne onarımlar sonucu oluşmuş bir “yapay harabe” olarak tanımlayan Grassi (1985), olarak kullanılan platformun özgün sahneden farklı konumu ve üst oturma sıralarına Almagro önderliğinde sağlamlaştırma amacıyla yapılanlar gibi uygulamaları, yapının betonla yapılan müdahalenin çağdaş bir anıta benzemesi gibi farklı nitelikte sorunları yamaca yaslanmış oturma sıralarını öne çıkararak, Roma tiyatrosunun mimari özüyle dile getirir. Bu nedenlerle, Almagro’nun ekibi tarafından ölçümün tamamlanmasının örtüşmeyen bir Yunan tiyatrosu algısına neden olmakla eleştirdi. Grassi’ye göre, Roma ardından yapılan tamamı belgelenmiş uygulama, mevcut oturma sıralarının uyumlu döneminde inşa edilen tiyatrolara özgü mimari mekânsal bütünlük ve simetri özellikleri, renkte bir harçla sağlamlaştırılması, en üst galerideki beton tonozun tamamlanmamış tüm çağdaş müdahalelerin gerisinde, değişmeden durmaktaydı. Ancak, sahne binasının inşaat görünümünü yumuşatacak şekilde taşla kaplanması ve izinsiz geçişlerin yok olmuşluğu karşısında oturma sıralarının algısını güçlendiren sağlamlaştırmalar ve önlenmesi amacıyla çeperde yapılan çalışmalarla sınırlı tutulmuştur. sahne binası ile süreklilik içinde olmayan çevre duvarı, sahne ve oturma kısımlarının mimari bir bütün olarak algılanmasını engelliyordu. Sahnenin iki yanındaki kulelerden doğudakinin, bitişik oturma sıralarını taşıyan tonozlarla birlikte, arkeoloji müzesi olarak yeniden inşa edilmesi ise simetri algısını zedelemişti. Grassi-Portaceli projesi, bu iki özelliğin restorasyonu amacıyla, mimari mekân bütününü Roma döneminde olduğu gibi tüm unsurlarıyla gösteriye katılan bir “sabit sahne” olarak yeniden yaratarak, “antik Romalıların tarzında” bir tiyatro tasarlama fikrinden yola çıktı.

Mimarların çözümlemesine göre, mekân bütününde “sabit sahne” etkisini yaratan, kapılar ve oturma sıralarını taşıyan tonozlar gibi işlevsel olanların dışındaki, süsleme gibi gözüken tüm mimari unsurlardı. Sagunto Tiyatrosu’nda bu türden unsurların yoğunlaştığı anıtsal sahne cephesinin yeniden inşa edilmesi mümkün olmayacak düzeyde yok olmuşluğu nedeniyle, cephenin “varlığının yokluğuyla temsili” ve kulisin orta kısmının arkeoloji müzesine dönüştürülüp sergilenmesiyle oluşacak “gösteri içinde gösteri” etkisi hedefleniyordu (Şekil 9).

Şekil 8. Sagunto Antik Tiyatrosu (Valensiya, İspanya), 1970ler (http://nostravalencia.com/cultural/castillodesagunto/saguntocastillo03.jpg) Şekil 9. Sagunto Antik Tiyatrosu (Valensiya, İspanya), Grassi-Portaceli sahne binası

556 8 9 5. Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu

Çağdaş gösteriler için kullanım kararı, zamanla genişletilecek bir sahne platformu oluşturulmasına ve, bir prova sırasında batı girişi üzerindeki oturma sıralarını taşıyan Grassi ve Portaceli’nin Sagunto Tiyatrosu Proje ve Uygulaması (1985) tonozun çökmesinin ardından, izleyicilerin geçici olarak sahne binası tarafında kurulup kaldırılan oturma yerlerine alınmasına neden olmuştur (Lara, 1991). Merkezdeki özgün Sagunto Tiyatrosu’na 1980lere kadar yapılan müdahalelerin ortak bir özelliği, mekâna oturma yerlerinin kullanımını kolaylaştırmak amacıyla üst oturma grubunu alttakine ilişkin bütüncül bir kavramsal yaklaşıma dayalı mimari tasarım kararları yerine, bağlayan tünelin yapımı, yeni bir dizi onarım ve tamamlamayı başlatmıştır. 1956-74 mevcudun korunması ve gösteri amaçlı olanlar dâhil çağdaş kullanım olanaklarının döneminde Madridli mimar Ferrant tarafından mevcut durum yerinde belgelenmeden zenginleştirilmesi amacıyla, özgün malzeme ve yapım tekniğini referans alan parçacı hazırlanan, oturma sıralarına ve 1811 bombardımanında yok olan tonozlu geçişlere uygulama kararlarına dayanmış olmalarıdır. 1982 yerel seçimlerinde Felipe Gonzalez 3 odaklı projeye göre yapılan geniş kapsamlı uygulamalarda, 5,400 m kazının ardından, önderliğinde büyük başarı sağlayan İspanya Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) döneminde, 3 4,000 m beton dökülmüştür. Sagunto Tiyatrosu’nun bu onarımlardan sonraki durumu, Milanolu ünlü mimar Giorgio Grassi ve Valensiyalı Manuel Portaceli imzalı projeye mimar Almagro Gorbea (1979) tarafından fotogrametrik yöntemlerle belgelenmiştir. İki göre yapılan uygulama, dayandığı bütüncül kavramsal yaklaşım bakımından önceki yüzyıldan uzun süredir kazılmakta ve onarılmakta olan yapının ilk eksiksiz ölçülü uygulamalardan çok farklıdır. 1985’te tamamlanan projeye göre yapılan uygulama belgeleme seti, Almagro’nun çizimleridir. Almagro, çalışma sırasında özgün yapı yoluyla hayata geçen mimari fikrin özgünlüğü ve gücü, aksi yöndeki ilk mahkeme kalıntılarını sonradan yapılan uygulamalardan ayırmakta çektiği güçlüğü anlatarak, yapı kararlarına rağmen, yargı sürecinin müdahalenin geri döndürülmemesi kararı ile üzerine bilimsel çalışmalar yürütmenin zorluklarına dikkati çeker. 1991 yılında sonuçlanmasını sağlayan etkenler arasındadır. yayımlanan doktora çalışması için Sagunto Tiyatrosu’nda yapılan onarımlar üzerine en kapsamlı belgelemeyi yapan Lara da, yağmurun harçların renginde oluşturduğu 1984’te projeye başlarken Sagunto Tiyatrosu’nun durumunu çoğu belgelenmemiş farklılıkların uygulama dönemlerini ayırmadaki tek ipucu olduğunu belirterek, sahne onarımlar sonucu oluşmuş bir “yapay harabe” olarak tanımlayan Grassi (1985), olarak kullanılan platformun özgün sahneden farklı konumu ve üst oturma sıralarına Almagro önderliğinde sağlamlaştırma amacıyla yapılanlar gibi uygulamaları, yapının betonla yapılan müdahalenin çağdaş bir anıta benzemesi gibi farklı nitelikte sorunları yamaca yaslanmış oturma sıralarını öne çıkararak, Roma tiyatrosunun mimari özüyle dile getirir. Bu nedenlerle, Almagro’nun ekibi tarafından ölçümün tamamlanmasının örtüşmeyen bir Yunan tiyatrosu algısına neden olmakla eleştirdi. Grassi’ye göre, Roma ardından yapılan tamamı belgelenmiş uygulama, mevcut oturma sıralarının uyumlu döneminde inşa edilen tiyatrolara özgü mimari mekânsal bütünlük ve simetri özellikleri, renkte bir harçla sağlamlaştırılması, en üst galerideki beton tonozun tamamlanmamış tüm çağdaş müdahalelerin gerisinde, değişmeden durmaktaydı. Ancak, sahne binasının inşaat görünümünü yumuşatacak şekilde taşla kaplanması ve izinsiz geçişlerin yok olmuşluğu karşısında oturma sıralarının algısını güçlendiren sağlamlaştırmalar ve önlenmesi amacıyla çeperde yapılan çalışmalarla sınırlı tutulmuştur. sahne binası ile süreklilik içinde olmayan çevre duvarı, sahne ve oturma kısımlarının mimari bir bütün olarak algılanmasını engelliyordu. Sahnenin iki yanındaki kulelerden doğudakinin, bitişik oturma sıralarını taşıyan tonozlarla birlikte, arkeoloji müzesi olarak yeniden inşa edilmesi ise simetri algısını zedelemişti. Grassi-Portaceli projesi, bu iki özelliğin restorasyonu amacıyla, mimari mekân bütününü Roma döneminde olduğu gibi tüm unsurlarıyla gösteriye katılan bir “sabit sahne” olarak yeniden yaratarak, “antik Romalıların tarzında” bir tiyatro tasarlama fikrinden yola çıktı.

Mimarların çözümlemesine göre, mekân bütününde “sabit sahne” etkisini yaratan, kapılar ve oturma sıralarını taşıyan tonozlar gibi işlevsel olanların dışındaki, süsleme gibi gözüken tüm mimari unsurlardı. Sagunto Tiyatrosu’nda bu türden unsurların yoğunlaştığı anıtsal sahne cephesinin yeniden inşa edilmesi mümkün olmayacak düzeyde yok olmuşluğu nedeniyle, cephenin “varlığının yokluğuyla temsili” ve kulisin orta kısmının arkeoloji müzesine dönüştürülüp sergilenmesiyle oluşacak “gösteri içinde gösteri” etkisi hedefleniyordu (Şekil 9).

Şekil 8. Sagunto Antik Tiyatrosu (Valensiya, İspanya), 1970ler (http://nostravalencia.com/cultural/castillodesagunto/saguntocastillo03.jpg) Şekil 9. Sagunto Antik Tiyatrosu (Valensiya, İspanya), Grassi-Portaceli sahne binası

557 8 9 5. Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu

“Gösteri içinde gösteri” etkisinin yapının dışından da algılanabilmesi için, en alt seviyede sahne binasından boşalan alan Roma’dan sonraki dönemlerden kalmış tüm yapılaşmadan temizlenerek, müze ziyaretçileri ve yapıda sergilenecek gösterilerin izleyicileri için ayrı girişler tasarlandı. Sahne binası hacmini tanımlayan dış yüzey ise, mimari mekânsal bütünlük algısını güçlendirecek şekilde, oturma kısmını sınırlayan duvarla süreklilik içinde tasarlandı. Gösterilerde kullanılmak üzere oturma basamaklarının sahneyi en iyi gören orta kısmı yeniden düzenlenirken, yanlarda kalan kısımlar ”yapay harabe” halinde bırakıldı (Şekil 10, 11).

Sagunto Tiyatrosu Dava Süreci (1990-2009)1

Uygulama süresince, sosyalist yerel yönetimin hedeflediği gibi, yerel halka iş olanakları sunan Sagunto Tiyatrosu projesi, tamamlanmasının ardından, müze ve gösteri amaçlı kullanım yoluyla, yerel ekonomiye beklenen katkıyı sunan bir yatırım oldu. Ancak, sağlanan toplumsal fayda, muhalefetteki Halkçı Parti’nin (PP) uygulamanın yasada öngörülen yeniden inşa sınırını aştığı gerekçesiyle dava açmasına engel olmadı. Davaya esas olan, 1933 tarihli Ulusal Sanat Hazinelerini Koruma Kanunu yerine geçen, 16/1985 tarihli İspanyol Tarihsel Miras Kanunuydu. PP milletvekili Juan Marco Molinés’in Özerk Bölgesi Kültür Eğitim ve Bilim Bakanlığı (KEBB) aleyhine Eylül 1990’da açtığı dava, Sagunto Tiyatrosu’nda yapılan 6 milyon ABD doları maliyetindeki uygulamanın, özgünlüğü kanıtlanabilen parçalarla, sağlamlaştırma ve koruma amacıyla Şekil 10. Sagunto Antik Tiyatrosu (Valensiya, İspanya), 1870ler yapılanlar dışındaki tamamlamalara getirilen yasağı çiğnediği savına dayanıyordu. (http://es.wikipedia.org/wiki/Teatro_romano_de_Sagunto#mediaviewer/File:1870._Vist a_general_de_las_ruinas_del_Teatro_Romano.jpg) Yüksek Mahkeme, Nisan 1993’te, yapılan uygulamanın bu gerekçe üzerinden yasaya aykırılığı nedeniyle iptaline karar verirken yeni oturma bloklarının yapıdan arta kalan sınırlı özgün malzemenin ziyaretçilerce algılanmasını engellediğini vurguladı. Molinés Mayıs 1993 tarihli dilekçesiyle yargı kararının hemen uygulanmasını istediğinde mahkeme kısmi yıkım kararı aldı ancak bu karara yıkımın bütüncül olması gerektiği yönünde itiraz eden Molinés, yıkım maliyetini karşılamak üzere 109 milyon peseta (yaklaşık 850 bin ABD doları) hibe etti. Haziran 1993’te uygulamayı durduran Özerk Yönetim ve Belediye Meclisi, yıkım kararının iptali için iki ayrı dava açtıysa da Yüksek Mahkeme Ekim 2000’de, uygulamanın %20 özgün malzeme karşısında %50-70 yeniden inşa içerdiğine hükmederek, yıkım kararını onadı. Kararın uygulanmasından KEBB sorumlu olacak ve yıkımı Sagunto Belediyesi gerçekleştirecekti.

Şekil 12. Sagunto Antik Tiyatrosu (Valensiya, İspanya), mevcut durum

Şekil 11. Sagunto Antik Tiyatrosu (Valensiya, İspanya), Şekil 10 ile aynı açıdan Grassi- 1 Bu bölümde özetlenen yasal süreç, Avui, El País, Las Provincias ve Levante gazetelerinde çıkan haberlerden derlenmiş, Portaceli projesine göre yapılan uygulama (http://castillodesagunto.blogspot.fr/) yayının genel okur kitlesi düşünülerek, haberlerin kaynakçada listelenmesine gerek görülmemiştir.

558 10 11 5. Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu

“Gösteri içinde gösteri” etkisinin yapının dışından da algılanabilmesi için, en alt seviyede sahne binasından boşalan alan Roma’dan sonraki dönemlerden kalmış tüm yapılaşmadan temizlenerek, müze ziyaretçileri ve yapıda sergilenecek gösterilerin izleyicileri için ayrı girişler tasarlandı. Sahne binası hacmini tanımlayan dış yüzey ise, mimari mekânsal bütünlük algısını güçlendirecek şekilde, oturma kısmını sınırlayan duvarla süreklilik içinde tasarlandı. Gösterilerde kullanılmak üzere oturma basamaklarının sahneyi en iyi gören orta kısmı yeniden düzenlenirken, yanlarda kalan kısımlar ”yapay harabe” halinde bırakıldı (Şekil 10, 11).

Sagunto Tiyatrosu Dava Süreci (1990-2009)1

Uygulama süresince, sosyalist yerel yönetimin hedeflediği gibi, yerel halka iş olanakları sunan Sagunto Tiyatrosu projesi, tamamlanmasının ardından, müze ve gösteri amaçlı kullanım yoluyla, yerel ekonomiye beklenen katkıyı sunan bir yatırım oldu. Ancak, sağlanan toplumsal fayda, muhalefetteki Halkçı Parti’nin (PP) uygulamanın yasada öngörülen yeniden inşa sınırını aştığı gerekçesiyle dava açmasına engel olmadı. Davaya esas olan, 1933 tarihli Ulusal Sanat Hazinelerini Koruma Kanunu yerine geçen, 16/1985 tarihli İspanyol Tarihsel Miras Kanunuydu. PP milletvekili Juan Marco Molinés’in Valencia Özerk Bölgesi Kültür Eğitim ve Bilim Bakanlığı (KEBB) aleyhine Eylül 1990’da açtığı dava, Sagunto Tiyatrosu’nda yapılan 6 milyon ABD doları maliyetindeki uygulamanın, özgünlüğü kanıtlanabilen parçalarla, sağlamlaştırma ve koruma amacıyla Şekil 10. Sagunto Antik Tiyatrosu (Valensiya, İspanya), 1870ler yapılanlar dışındaki tamamlamalara getirilen yasağı çiğnediği savına dayanıyordu. (http://es.wikipedia.org/wiki/Teatro_romano_de_Sagunto#mediaviewer/File:1870._Vist a_general_de_las_ruinas_del_Teatro_Romano.jpg) Yüksek Mahkeme, Nisan 1993’te, yapılan uygulamanın bu gerekçe üzerinden yasaya aykırılığı nedeniyle iptaline karar verirken yeni oturma bloklarının yapıdan arta kalan sınırlı özgün malzemenin ziyaretçilerce algılanmasını engellediğini vurguladı. Molinés Mayıs 1993 tarihli dilekçesiyle yargı kararının hemen uygulanmasını istediğinde mahkeme kısmi yıkım kararı aldı ancak bu karara yıkımın bütüncül olması gerektiği yönünde itiraz eden Molinés, yıkım maliyetini karşılamak üzere 109 milyon peseta (yaklaşık 850 bin ABD doları) hibe etti. Haziran 1993’te uygulamayı durduran Özerk Yönetim ve Belediye Meclisi, yıkım kararının iptali için iki ayrı dava açtıysa da Yüksek Mahkeme Ekim 2000’de, uygulamanın %20 özgün malzeme karşısında %50-70 yeniden inşa içerdiğine hükmederek, yıkım kararını onadı. Kararın uygulanmasından KEBB sorumlu olacak ve yıkımı Sagunto Belediyesi gerçekleştirecekti.

Şekil 12. Sagunto Antik Tiyatrosu (Valensiya, İspanya), mevcut durum

Şekil 11. Sagunto Antik Tiyatrosu (Valensiya, İspanya), Şekil 10 ile aynı açıdan Grassi- 1 Bu bölümde özetlenen yasal süreç, Avui, El País, Las Provincias ve Levante gazetelerinde çıkan haberlerden derlenmiş, Portaceli projesine göre yapılan uygulama (http://castillodesagunto.blogspot.fr/) yayının genel okur kitlesi düşünülerek, haberlerin kaynakçada listelenmesine gerek görülmemiştir.

559 10 11 5. Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu

Kararın uygulanmasına yönelik teknik çalışma için mahkemece tanınan sürenin 2007 seçimlerinde PP’ye geçen Belediye yönetimi, uygulamanın geri döndürülebilir, başlangıcında, Sagunto’nun sosyalist Belediye Başkanı Gloria Calero’nun, uygulamanın dolayısıyla mahkemece verilen yıkım kararının uygulanabilir olduğu yönünde görüş özgün kalıntılara zarar vermeden geri döndürülebilir olup olmadığındaki belirsizliğe değiştirdi. Şubat 2008’de Molinés mahkemeden kararın ivedilikle uygulanmasını talep dayanarak yaptığı itiraz, davanın seyrinde bir dönüm noktası oldu. İtiraz, yıkımın etti ve Mart 2008’de mahkeme KEBB’den 3 ay içinde kararın uygulanması yönündeki yüksek maliyeti, yapının yoğun kültürel kullanımını olanaksız hale getireceği ve bunun çalışmalar üzerine rapor istedi. Ancak KEBB; hukuk, mimarlık ve arkeoloji alanından da Sagunto’nun kültürel ortamına ve ekonomik yaşantısına yansıyarak, kent halkının uzmanların raporlarına dayanarak; yasal ve maddi olanaksızlıkların yanı sıra, yıkımın yaşam kalitesinde bir düşüşe neden olacağı görüşlerine dayanıyordu. Ancak Mayıs ekonomik maliyeti ve oturma bloklarının kaldırılmasının yapının kültürel kullanımını 2002’de Üst Mahkeme, Yüksek Mahkeme’nin yıkım kararını onadı ve PP yönetiminde engelleyeceği yönünde aldığı çoğunluk kararı doğrultusunda, yıkım kararının olan KEBB, kararın ertesi günü, tarih ve yönteme ilişkin herhangi bir ayrıntı uygulanmaması yönünde başvuruda bulundu. Başvuruda, 5/2007 sayılı kanunla 4/1998 vermeksizin, mahkeme kararının uygulanacağını açıkladı. Bu arada Yüksek Mahkeme, sayılı kanunda yapılan değişiklik uyarınca, Sagunto Tiyatrosu’nda Grassi-Portaceli Molinés’in yıkım kararının hemen ve tam uygulanmasına yönelik başvurusuna cevaben, projesine göre yapılan uygulamanın yasal ilan edilmesi isteniyordu. Nisan 2009’da talep ettiği yıkım kapsamını açıklamasını istedi. Mimar değil avukat olduğundan, Yüksek Mahkeme’nin istenen doğrultuda aldığı kararı Üst Mahkemeye götüren istenen ayrıntıda bir teknik raporu kendisinin hazırlayamayacağını mahkemeye bildiren Molinés, kararın Ekim 2009’da onanmasıyla 19 yıl süren davayı kaybetmiş oldu. Molinés, bu konuda bilirkişilik yapmak üzere (Lara dâhil) üç mimar adı önerdi.

Lara’nın Ekim 2002’de teslim ettiği raporda yıkımın büyük ölçüde mümkün olduğu Sonuç Olarak görüşü yönünde harekete geçmek üzere mahkemece 15 gün süre tanınan KEBB, yıkımın nasıl gerçekleşeceği üzerine uzman mimar ve müdahalenin özgün kalıntılara olası Bu uzun dava süreci, restorasyonda geri döndürülebilirliğin yalnızca kuramsal ve teknik etkileri üzerine de uzman arkeolog görüşü alınmasını istedi. Kasım 2002’de Mimarlar boyutta tartışılabilecek bir konu olmadığını gösteriyor. Siyasal düzlemde, Sagunto Odası uzman listesinden atanan Angel Abad Melis, Şubat 2003 tarihli raporunda, dava Tiyatrosu’nda Grassi-Portaceli projesine göre yapılan uygulamanın partiler-arası konusu uygulamanın teknik olarak geri döndürülebilir olduğunu belirttikten sonra, rekabet nedeniyle mahkemeye taşındığı ve davanın gidişatının belediye ve özerk bölge projenin talan edilmiş bir anıta çağdaş kullanımlar kazandırmanın yanı sıra; hacimsel, yönetimlerini belirleyen yerel ve genel seçim sonuçlarından etkilendiği anlaşılıyor. mekânsal, morfolojik ve sanatsal niteliklerini zenginleştirerek, tarihinin parçası haline 1982’de başlayan PSOE yönetimi ile birlikte, İspanya’da kültür varlıklarının korunması geldiğini vurguladı ve yıkım kararından vazgeçilmesi yönünde görüş bildirdi. ve kullanımına ilişkin politikalar, turizm yoluyla iş olanakları yaratan ekonomik Mahkemede de, uygulama kazılarında çıkarılan malzeme nedeniyle, yapıyı uygulama kaynaklar olarak görülmeleri sonucu, önemli değişikliğe uğradı (Leguina & Baquedano, öncesi haline geri döndürmenin olanaksızlığına ve oturma bloklarının kaldırılmasıyla 2000). Sosyalistleri iktidara taşıyan işsizlik ve ekonomik buhran ortamında, kültür çıkabilecek yükselen nem gibi sorunlara işaret eden Ángel, tamamlamaların başladığı varlıklarının zarar görmesine neden olmadığı sürece, kitle turizmine sıcak bakıldı. Bu +1,20 m kotu üzeri haricinde yıkım yapılmamasını önerdi. Mahkemenin kararı ise, yeni amaçla yapılacak müdahaleler için nitelikli işgücü yetiştirmek üzere sosyalist özerk oturma bloklarının ve +1,20 m kotu üzerindeki tamamlamaların kaldırılması yönünde yönetimlerce kurulan restorasyon atölyeleri ve okulları ile, ülke tarihinde ilk kez, oldu. Yıkım için verilen 6 aylık süre, KEBB’nin talebi üzerine 18 aya çıkarıldı. kültürel miras sektöründe geniş istihdam sağlandı. Müdahaleler, Sagunto Tiyatrosu’nda olduğu gibi, sorunlara ve çözümlerine en yakın kurumlar olarak görülen sosyalist 2003 seçimleriyle belediye yönetime gelen sol koalisyon, yapının kültürel kullanımının belediyelerle birlikte planlanarak uygulandı. Sosyo-ekonomik düzlemde, liberal PP ne güvence altına alınması ve yıkımın olumsuz ekonomik ve sosyal sonuçlarının önlenmesi kitle turizmine ne de anıtların turizme yönelik onarımına karşı olduğu halde, partinin amacıyla, kararın uygulamasının, benzer örneklerdeki normal süreç izlenerek, 3 veya 5 PSOE ile rekabeti Sagunto Tiyatrosu projesini mahkemeye taşıdı. yıl ertelenmesi başvurusunda bulundu. Bu arada PP’den yeniden sosyalistlere geçen KEBB, 5/2007 sayılı yasayla gelen değişiklikle uygulamanın 4/1998 sayılı Valensiya Kurumsal düzlemde, kararın uygulanmasından sorumlu Valensiya Özerk Yönetimi ve Kültürel Miras Kanunu’na aykırı olmaktan çıktığı gerekçesiyle, yıkım kararının iptali yıkımı gerçekleştirmekle yükümlü Sagunto Belediyesi sosyalistlerde olduğundan, dava yönünde dava açtı. Yüksek Mahkeme’nin yıkım kararına esas olan 16/1985 tarihli sürecinin başında alınan yıkım kararı hemen uygulanmadı ve iki kurumun itirazları İspanyol Tarihsel Miras Kanunu, İspanya’nın merkezden yönetildiği dönemde koruma sonucu, 19 yıl sonra kararın uygulanmasından vazgeçildi. Bu uzun dönemde yapılan uygulamalarının yasal çerçevesini belirlemekteydi. Eğitim ve kültür alanlarında yetki ve yerel ve genel seçimlerde PP özerk ve yerel yönetimlerde iktidar olduysa da, her sorumluluğun özerk bölge yönetimlerine devrinden sonra, her bölge kendi mevzuatını ikisinde birden yıkım kararının uygulanma koşullarını oluşturacak süre kalamadı. Yıkım oluşturdu. Valensiya Özerk Bölgesi’nde kültürel mirasa ilişkin ilk yasal çerçeve olan kararının hemen uygulanması yönündeki ısrarlı dilekçeleri, hukukun işleyişini çok iyi 4/1998 sayılı kanunda yapılan değişiklik, anıtların özgün mimari elemanlar ve belgelere bilen PP vekili avukat Molinés’in bu olasılığı ortadan kaldırma yönündeki adımları dayanarak yeniden inşasını olanaklı kıldı. Yasanın geriye dönük uygulanması, Sagunto olarak yorumlanabilir. Gerçekten de 1993’de alınan yıkım kararının uygulanmasındaki Tiyatrosu’na yıkım kararını getiren yeni kısımları yasaya aykırı olmaktan çıkaracaktı. gecikme sonucu, Valensiya Özerk Bölgesi’ndeki kültürel mirasın korunmasına yönelik Ancak, Aralık 2007’de Yüksek Mahkeme, özgün malzeme ve çağdaş gösteri mekanı 1998’de yürürlüğe giren yasa tamamlamalara herhangi bir yasak getirmediğinden, işlevine en az zararla geri döndürülebilir olan tamamlamalara ilişkin uzman raporuna Sagunto Tiyatrosu’nda yapılan uygulama yasaya aykırı olmaktan çıktı ve yıkımın kamu dayanarak, oturma yeri bloklarının kaldırılmasına ve sahne binası arka duvarının +1,20 gözündeki meşruiyeti iyice zayıfladı. m yüksekliğine indirilmesine karar verdi. Belediye’nin itirazına cevaben Üst Mahkeme bu kararı Ocak 2008’de onadı.

560 12 13 5. Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu

Kararın uygulanmasına yönelik teknik çalışma için mahkemece tanınan sürenin 2007 seçimlerinde PP’ye geçen Belediye yönetimi, uygulamanın geri döndürülebilir, başlangıcında, Sagunto’nun sosyalist Belediye Başkanı Gloria Calero’nun, uygulamanın dolayısıyla mahkemece verilen yıkım kararının uygulanabilir olduğu yönünde görüş özgün kalıntılara zarar vermeden geri döndürülebilir olup olmadığındaki belirsizliğe değiştirdi. Şubat 2008’de Molinés mahkemeden kararın ivedilikle uygulanmasını talep dayanarak yaptığı itiraz, davanın seyrinde bir dönüm noktası oldu. İtiraz, yıkımın etti ve Mart 2008’de mahkeme KEBB’den 3 ay içinde kararın uygulanması yönündeki yüksek maliyeti, yapının yoğun kültürel kullanımını olanaksız hale getireceği ve bunun çalışmalar üzerine rapor istedi. Ancak KEBB; hukuk, mimarlık ve arkeoloji alanından da Sagunto’nun kültürel ortamına ve ekonomik yaşantısına yansıyarak, kent halkının uzmanların raporlarına dayanarak; yasal ve maddi olanaksızlıkların yanı sıra, yıkımın yaşam kalitesinde bir düşüşe neden olacağı görüşlerine dayanıyordu. Ancak Mayıs ekonomik maliyeti ve oturma bloklarının kaldırılmasının yapının kültürel kullanımını 2002’de Üst Mahkeme, Yüksek Mahkeme’nin yıkım kararını onadı ve PP yönetiminde engelleyeceği yönünde aldığı çoğunluk kararı doğrultusunda, yıkım kararının olan KEBB, kararın ertesi günü, tarih ve yönteme ilişkin herhangi bir ayrıntı uygulanmaması yönünde başvuruda bulundu. Başvuruda, 5/2007 sayılı kanunla 4/1998 vermeksizin, mahkeme kararının uygulanacağını açıkladı. Bu arada Yüksek Mahkeme, sayılı kanunda yapılan değişiklik uyarınca, Sagunto Tiyatrosu’nda Grassi-Portaceli Molinés’in yıkım kararının hemen ve tam uygulanmasına yönelik başvurusuna cevaben, projesine göre yapılan uygulamanın yasal ilan edilmesi isteniyordu. Nisan 2009’da talep ettiği yıkım kapsamını açıklamasını istedi. Mimar değil avukat olduğundan, Yüksek Mahkeme’nin istenen doğrultuda aldığı kararı Üst Mahkemeye götüren istenen ayrıntıda bir teknik raporu kendisinin hazırlayamayacağını mahkemeye bildiren Molinés, kararın Ekim 2009’da onanmasıyla 19 yıl süren davayı kaybetmiş oldu. Molinés, bu konuda bilirkişilik yapmak üzere (Lara dâhil) üç mimar adı önerdi.

Lara’nın Ekim 2002’de teslim ettiği raporda yıkımın büyük ölçüde mümkün olduğu Sonuç Olarak görüşü yönünde harekete geçmek üzere mahkemece 15 gün süre tanınan KEBB, yıkımın nasıl gerçekleşeceği üzerine uzman mimar ve müdahalenin özgün kalıntılara olası Bu uzun dava süreci, restorasyonda geri döndürülebilirliğin yalnızca kuramsal ve teknik etkileri üzerine de uzman arkeolog görüşü alınmasını istedi. Kasım 2002’de Mimarlar boyutta tartışılabilecek bir konu olmadığını gösteriyor. Siyasal düzlemde, Sagunto Odası uzman listesinden atanan Angel Abad Melis, Şubat 2003 tarihli raporunda, dava Tiyatrosu’nda Grassi-Portaceli projesine göre yapılan uygulamanın partiler-arası konusu uygulamanın teknik olarak geri döndürülebilir olduğunu belirttikten sonra, rekabet nedeniyle mahkemeye taşındığı ve davanın gidişatının belediye ve özerk bölge projenin talan edilmiş bir anıta çağdaş kullanımlar kazandırmanın yanı sıra; hacimsel, yönetimlerini belirleyen yerel ve genel seçim sonuçlarından etkilendiği anlaşılıyor. mekânsal, morfolojik ve sanatsal niteliklerini zenginleştirerek, tarihinin parçası haline 1982’de başlayan PSOE yönetimi ile birlikte, İspanya’da kültür varlıklarının korunması geldiğini vurguladı ve yıkım kararından vazgeçilmesi yönünde görüş bildirdi. ve kullanımına ilişkin politikalar, turizm yoluyla iş olanakları yaratan ekonomik Mahkemede de, uygulama kazılarında çıkarılan malzeme nedeniyle, yapıyı uygulama kaynaklar olarak görülmeleri sonucu, önemli değişikliğe uğradı (Leguina & Baquedano, öncesi haline geri döndürmenin olanaksızlığına ve oturma bloklarının kaldırılmasıyla 2000). Sosyalistleri iktidara taşıyan işsizlik ve ekonomik buhran ortamında, kültür çıkabilecek yükselen nem gibi sorunlara işaret eden Ángel, tamamlamaların başladığı varlıklarının zarar görmesine neden olmadığı sürece, kitle turizmine sıcak bakıldı. Bu +1,20 m kotu üzeri haricinde yıkım yapılmamasını önerdi. Mahkemenin kararı ise, yeni amaçla yapılacak müdahaleler için nitelikli işgücü yetiştirmek üzere sosyalist özerk oturma bloklarının ve +1,20 m kotu üzerindeki tamamlamaların kaldırılması yönünde yönetimlerce kurulan restorasyon atölyeleri ve okulları ile, ülke tarihinde ilk kez, oldu. Yıkım için verilen 6 aylık süre, KEBB’nin talebi üzerine 18 aya çıkarıldı. kültürel miras sektöründe geniş istihdam sağlandı. Müdahaleler, Sagunto Tiyatrosu’nda olduğu gibi, sorunlara ve çözümlerine en yakın kurumlar olarak görülen sosyalist 2003 seçimleriyle belediye yönetime gelen sol koalisyon, yapının kültürel kullanımının belediyelerle birlikte planlanarak uygulandı. Sosyo-ekonomik düzlemde, liberal PP ne güvence altına alınması ve yıkımın olumsuz ekonomik ve sosyal sonuçlarının önlenmesi kitle turizmine ne de anıtların turizme yönelik onarımına karşı olduğu halde, partinin amacıyla, kararın uygulamasının, benzer örneklerdeki normal süreç izlenerek, 3 veya 5 PSOE ile rekabeti Sagunto Tiyatrosu projesini mahkemeye taşıdı. yıl ertelenmesi başvurusunda bulundu. Bu arada PP’den yeniden sosyalistlere geçen KEBB, 5/2007 sayılı yasayla gelen değişiklikle uygulamanın 4/1998 sayılı Valensiya Kurumsal düzlemde, kararın uygulanmasından sorumlu Valensiya Özerk Yönetimi ve Kültürel Miras Kanunu’na aykırı olmaktan çıktığı gerekçesiyle, yıkım kararının iptali yıkımı gerçekleştirmekle yükümlü Sagunto Belediyesi sosyalistlerde olduğundan, dava yönünde dava açtı. Yüksek Mahkeme’nin yıkım kararına esas olan 16/1985 tarihli sürecinin başında alınan yıkım kararı hemen uygulanmadı ve iki kurumun itirazları İspanyol Tarihsel Miras Kanunu, İspanya’nın merkezden yönetildiği dönemde koruma sonucu, 19 yıl sonra kararın uygulanmasından vazgeçildi. Bu uzun dönemde yapılan uygulamalarının yasal çerçevesini belirlemekteydi. Eğitim ve kültür alanlarında yetki ve yerel ve genel seçimlerde PP özerk ve yerel yönetimlerde iktidar olduysa da, her sorumluluğun özerk bölge yönetimlerine devrinden sonra, her bölge kendi mevzuatını ikisinde birden yıkım kararının uygulanma koşullarını oluşturacak süre kalamadı. Yıkım oluşturdu. Valensiya Özerk Bölgesi’nde kültürel mirasa ilişkin ilk yasal çerçeve olan kararının hemen uygulanması yönündeki ısrarlı dilekçeleri, hukukun işleyişini çok iyi 4/1998 sayılı kanunda yapılan değişiklik, anıtların özgün mimari elemanlar ve belgelere bilen PP vekili avukat Molinés’in bu olasılığı ortadan kaldırma yönündeki adımları dayanarak yeniden inşasını olanaklı kıldı. Yasanın geriye dönük uygulanması, Sagunto olarak yorumlanabilir. Gerçekten de 1993’de alınan yıkım kararının uygulanmasındaki Tiyatrosu’na yıkım kararını getiren yeni kısımları yasaya aykırı olmaktan çıkaracaktı. gecikme sonucu, Valensiya Özerk Bölgesi’ndeki kültürel mirasın korunmasına yönelik Ancak, Aralık 2007’de Yüksek Mahkeme, özgün malzeme ve çağdaş gösteri mekanı 1998’de yürürlüğe giren yasa tamamlamalara herhangi bir yasak getirmediğinden, işlevine en az zararla geri döndürülebilir olan tamamlamalara ilişkin uzman raporuna Sagunto Tiyatrosu’nda yapılan uygulama yasaya aykırı olmaktan çıktı ve yıkımın kamu dayanarak, oturma yeri bloklarının kaldırılmasına ve sahne binası arka duvarının +1,20 gözündeki meşruiyeti iyice zayıfladı. m yüksekliğine indirilmesine karar verdi. Belediye’nin itirazına cevaben Üst Mahkeme bu kararı Ocak 2008’de onadı.

561 12 13 5. Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu

Yasal düzlemde, İspanya’nın tamamlamaların özgün kalıntıların bütünlüğünü korumak Kaynaklar için gereken en azla sınırlı olmasını tavsiye eden Venedik Tüzüğü’nü imzalayan ülkeler arasında olduğunu düşünürsek, Sagunto Tiyatrosu davasının, uygulamada ulusal Almagro Gorbea, A. (1979) Estudio fotogramétrico del teatro de Sagunto, Saguntum 14, mevzuatın bu türden uluslararası tavsiye kararlarına üstünlüğünü örneklediği sonucuna s. 165-79. varabiliriz. Sicilya’daki Villa del Casale örneğinde de, Minissi’nin projesine göre yapılan uygulamanın geri döndürülmesi söz konusu olduğunda, projenin koruma tarihi Fletcher Valls, D. (1959) Las obras de restauración en el Teatro Romano de Sagunto, açısından önemine inanan uluslararası koruma camiası, yıkım kararına esas olan koruma Notas sobre el Teatro Romano de Sagunto, Arse, IV, ss. 5-14. sorunlarının düzenli bakım eksikliği ve projenin özgün unsurlarının yok edilmesinden kaynaklandığı gerekçeleriyle yıkıma karşı kampanyalar başlattıysa da, İtalya Grassi, G. (1985) Fixed stage - Project for the Roman Theatre of Sagunto, Lotus mevzuatına dayanarak gerçekleştirilen yıkıma engel olamamışlardı. International 46, s. 7-21.

Toplumsal düzlemdeki meşruiyet tartışmalarıyla ilgili olarak, Sagunto örneğinin önemli Lara Ortega, S. (1991) El Teatro Romano de Sagunto: Génesis y Construcción, bir farkı, yerel halk ve sivil toplum kuruluşlarının yıkım karşıtı örgütlenmeleriydi. Dava Universidad Politécnica de Valencia, Valencia. sürecinde Sagunto halkı, Grassi-Portaceli projesine göre yapılan uygulamanın kent siluetindeki varlığı ve gösteri kullanımları yoluyla yaşamlarının bir parçası haline Leguina, J. & Baquedano, E. (2000) Un Futuro para la Memoria - Sobre la geldiğini belirterek, yıkıma karşı gösteriler düzenledi ve imza kampanyaları başlattı. Administración y el disfrute del Patrimonio Histórico Español. PSOE, Madrid. Mimarlar Odası da, yıkılması söz konusu olanın kendi üyesi bir mimarın projesine göre Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu tarafından korunan bir uygulama olduğu gerekçesiyle, Repullés y Vargas, E.M. & Mélida y Alinari, J.R. (1917) Proyecto de obras de yıkıma karşı kampanya başlatarak mahkemeye itiraz dilekçesi verdi. reparación y consolidación de los restos del Teatro Romano de Sagunto (Valencia). Boletín de la Real Academia de Bellas Artes de San Fernando, 42-43, s. 91-93. Dava sürecinde yerel yönetimin itiraz dilekçelerinde dile getirdiği, yıkımın ekonomik ve toplumsal maliyeti konusu ise, turizmin ana ekonomik etkinliklerden birine dönüştüğü Stanley Price, N., Talley Jr, M.K. & Melucco Vaccaro, A. (der.) (1996) Historical and günümüzde, Brandi’nin özgün işlev ve estetik niteliğini kaybetmiş harabeler olarak Philosophical Issues in the Conservation of Cultural Heritage, The Getty Conservation tanımladığı arkeolojik kalıntıların Akdeniz gibi bölgelerde mevcut halleriyle “bütün” Institute, Los Angeles. olarak algılandıklarına ve gördükleri her türden müdahalenin tarihlerinin bir parçası olarak kabul edildiğine işaret ediyor. Sagunto Tiyatrosu’nda yapılan uygulamaya yerel Dezzi Bardeschi, M. (2006/2007) The work of Franco Minissi at the Roman Villa in halkın güçlü desteğini sağlayan önemli bir etken, kalıntılara yeniden kazandırdığı Piazza Armerina in danger, Heritage at Risk 2006/2007, s. 99-101, gösterilerde kullanım olanağı olsa gerektir. Tiyatrolar, özgün işlevini sürdürebilen nadir http://www.international.icomos.org/risk/world_report/2006-2007/pdf/H@R_2006- antik dönem yapılarındandır. Sagunto’daki gibi günümüzde yoğun kullanılan örneklerin 2007_25_National_Report_Italy.pdf, son erişim: 12 Temmuz 2015. yüksek sosyo-ekonomik değeri, bu kullanım potansiyelinden kaynaklanır. Bu yazının başında söz edilen Heraklea Minoa Tiyatrosu da, bir ören yeri içinde yer alması dışında, Mallouchou-Tufano, F. (2007) The shelter / monument of the villa in Piazza Armerina benzer kullanım değeri taşıyan bir kalıntıdır. Minissi’nin yapı için geliştirdiği proje, bu is in danger!, Monumenta 05: Transportations, değeri zenginleştirecek şekilde, oturma sıralarına özgün form ve işlevini yeniden http://www.monumenta.org/article.php?perm=1&IssueID=6&lang=en&CategoryID=19 kazandıran bir öneri içeriyordu. Ancak uygulamada kullanılan saydam malzemenin sera &ArticleID=129, son erişim: 12 Temmuz 2015. etkisi yaratarak özgün kalıntılar üzerinde bitkilenme ve bozulmalara neden olması, uygulamanın geri döndürülmesinin başlıca nedeni oldu. Museo Archeologico Regionale Paolo Orsi Siracusa (n.d.) Franco Minissi, http://www.regione.sicilia.it/beniculturali/museopaoloorsi/museo/minissiENG.htm, son Minissi, gerek Heraklea Minoa gerekse Villa del Casale ve Gela Surları’nda, arkeolojik erişim: 12 Temmuz 2015. kazının tamamlanmasından sonra, alanda uygulama yapan ilk korumacıydı. O çalışmalarına başlamadan müdahale edeceği anıtlar, müdahale sırasında da yapılmakta Petzet,M. (n.d.) Principles of conservation, http://icomos.de/poc.php, son erişim: 31 olan uygulamalar ayrıntılı olarak tartışılmış ve aşama aşama belgelenmişti. Sagunto Temmuz 2015. Tiyatrosu örneğinde ise, Grassi-Portaceli projesine göre yapılan uygulamanın tam anlamıyla geri döndürülebilir olup olmadığını inceleyen uzmanların raporlarında da Servizio Museo Regionale della a Piazza Armerina (n.d.) Villa belirtildiği gibi, yıkım kararı “teknik olarak” uygulanabilir olmakla birlikte, yapının Romana del Casale, http://www.villaromanadelcasale.it/, son erişim: 31 Temmuz 2015. uzun koruma tarihi boyunca çoğu belgelenmeden yapılmış uygulamalar nedeniyle, yıkım sayesinde geri dönülüp baştan başlanacak bir özgün durum bulunmuyordu. Bu Vivio, B.A. (2015) The “narrative sincerity” in museums, architectural and yazı, Sagunto Tiyatrosu örneğinin restorasyonda geri döndürülebilirlik tartışmalarının archaeological restoration of Franco Minissi, Frontiers of Architectural Research, siyasal, ekonomik, kurumsal, yasal ve toplumsal boyutlarına getirdiği açılıma ek olarak, http://dx.doi.org/10.1016/j.foar.2015.06.002, son erişim: 31 Temmuz 2015. geçmiş onarımlara ilişkin benzer bir saptamanın Türkiye’deki pek çok arkeolojik anıt için de geçerli olabileceğinden hareketle kaleme alınmıştır.

562 14 15 5. Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu

Yasal düzlemde, İspanya’nın tamamlamaların özgün kalıntıların bütünlüğünü korumak Kaynaklar için gereken en azla sınırlı olmasını tavsiye eden Venedik Tüzüğü’nü imzalayan ülkeler arasında olduğunu düşünürsek, Sagunto Tiyatrosu davasının, uygulamada ulusal Almagro Gorbea, A. (1979) Estudio fotogramétrico del teatro de Sagunto, Saguntum 14, mevzuatın bu türden uluslararası tavsiye kararlarına üstünlüğünü örneklediği sonucuna s. 165-79. varabiliriz. Sicilya’daki Villa del Casale örneğinde de, Minissi’nin projesine göre yapılan uygulamanın geri döndürülmesi söz konusu olduğunda, projenin koruma tarihi Fletcher Valls, D. (1959) Las obras de restauración en el Teatro Romano de Sagunto, açısından önemine inanan uluslararası koruma camiası, yıkım kararına esas olan koruma Notas sobre el Teatro Romano de Sagunto, Arse, IV, ss. 5-14. sorunlarının düzenli bakım eksikliği ve projenin özgün unsurlarının yok edilmesinden kaynaklandığı gerekçeleriyle yıkıma karşı kampanyalar başlattıysa da, İtalya Grassi, G. (1985) Fixed stage - Project for the Roman Theatre of Sagunto, Lotus mevzuatına dayanarak gerçekleştirilen yıkıma engel olamamışlardı. International 46, s. 7-21.

Toplumsal düzlemdeki meşruiyet tartışmalarıyla ilgili olarak, Sagunto örneğinin önemli Lara Ortega, S. (1991) El Teatro Romano de Sagunto: Génesis y Construcción, bir farkı, yerel halk ve sivil toplum kuruluşlarının yıkım karşıtı örgütlenmeleriydi. Dava Universidad Politécnica de Valencia, Valencia. sürecinde Sagunto halkı, Grassi-Portaceli projesine göre yapılan uygulamanın kent siluetindeki varlığı ve gösteri kullanımları yoluyla yaşamlarının bir parçası haline Leguina, J. & Baquedano, E. (2000) Un Futuro para la Memoria - Sobre la geldiğini belirterek, yıkıma karşı gösteriler düzenledi ve imza kampanyaları başlattı. Administración y el disfrute del Patrimonio Histórico Español. PSOE, Madrid. Mimarlar Odası da, yıkılması söz konusu olanın kendi üyesi bir mimarın projesine göre Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu tarafından korunan bir uygulama olduğu gerekçesiyle, Repullés y Vargas, E.M. & Mélida y Alinari, J.R. (1917) Proyecto de obras de yıkıma karşı kampanya başlatarak mahkemeye itiraz dilekçesi verdi. reparación y consolidación de los restos del Teatro Romano de Sagunto (Valencia). Boletín de la Real Academia de Bellas Artes de San Fernando, 42-43, s. 91-93. Dava sürecinde yerel yönetimin itiraz dilekçelerinde dile getirdiği, yıkımın ekonomik ve toplumsal maliyeti konusu ise, turizmin ana ekonomik etkinliklerden birine dönüştüğü Stanley Price, N., Talley Jr, M.K. & Melucco Vaccaro, A. (der.) (1996) Historical and günümüzde, Brandi’nin özgün işlev ve estetik niteliğini kaybetmiş harabeler olarak Philosophical Issues in the Conservation of Cultural Heritage, The Getty Conservation tanımladığı arkeolojik kalıntıların Akdeniz gibi bölgelerde mevcut halleriyle “bütün” Institute, Los Angeles. olarak algılandıklarına ve gördükleri her türden müdahalenin tarihlerinin bir parçası olarak kabul edildiğine işaret ediyor. Sagunto Tiyatrosu’nda yapılan uygulamaya yerel Dezzi Bardeschi, M. (2006/2007) The work of Franco Minissi at the Roman Villa in halkın güçlü desteğini sağlayan önemli bir etken, kalıntılara yeniden kazandırdığı Piazza Armerina in danger, Heritage at Risk 2006/2007, s. 99-101, gösterilerde kullanım olanağı olsa gerektir. Tiyatrolar, özgün işlevini sürdürebilen nadir http://www.international.icomos.org/risk/world_report/2006-2007/pdf/H@R_2006- antik dönem yapılarındandır. Sagunto’daki gibi günümüzde yoğun kullanılan örneklerin 2007_25_National_Report_Italy.pdf, son erişim: 12 Temmuz 2015. yüksek sosyo-ekonomik değeri, bu kullanım potansiyelinden kaynaklanır. Bu yazının başında söz edilen Heraklea Minoa Tiyatrosu da, bir ören yeri içinde yer alması dışında, Mallouchou-Tufano, F. (2007) The shelter / monument of the villa in Piazza Armerina benzer kullanım değeri taşıyan bir kalıntıdır. Minissi’nin yapı için geliştirdiği proje, bu is in danger!, Monumenta 05: Transportations, değeri zenginleştirecek şekilde, oturma sıralarına özgün form ve işlevini yeniden http://www.monumenta.org/article.php?perm=1&IssueID=6&lang=en&CategoryID=19 kazandıran bir öneri içeriyordu. Ancak uygulamada kullanılan saydam malzemenin sera &ArticleID=129, son erişim: 12 Temmuz 2015. etkisi yaratarak özgün kalıntılar üzerinde bitkilenme ve bozulmalara neden olması, uygulamanın geri döndürülmesinin başlıca nedeni oldu. Museo Archeologico Regionale Paolo Orsi Siracusa (n.d.) Franco Minissi, http://www.regione.sicilia.it/beniculturali/museopaoloorsi/museo/minissiENG.htm, son Minissi, gerek Heraklea Minoa gerekse Villa del Casale ve Gela Surları’nda, arkeolojik erişim: 12 Temmuz 2015. kazının tamamlanmasından sonra, alanda uygulama yapan ilk korumacıydı. O çalışmalarına başlamadan müdahale edeceği anıtlar, müdahale sırasında da yapılmakta Petzet,M. (n.d.) Principles of conservation, http://icomos.de/poc.php, son erişim: 31 olan uygulamalar ayrıntılı olarak tartışılmış ve aşama aşama belgelenmişti. Sagunto Temmuz 2015. Tiyatrosu örneğinde ise, Grassi-Portaceli projesine göre yapılan uygulamanın tam anlamıyla geri döndürülebilir olup olmadığını inceleyen uzmanların raporlarında da Servizio Museo Regionale della Villa Romana del Casale a Piazza Armerina (n.d.) Villa belirtildiği gibi, yıkım kararı “teknik olarak” uygulanabilir olmakla birlikte, yapının Romana del Casale, http://www.villaromanadelcasale.it/, son erişim: 31 Temmuz 2015. uzun koruma tarihi boyunca çoğu belgelenmeden yapılmış uygulamalar nedeniyle, yıkım sayesinde geri dönülüp baştan başlanacak bir özgün durum bulunmuyordu. Bu Vivio, B.A. (2015) The “narrative sincerity” in museums, architectural and yazı, Sagunto Tiyatrosu örneğinin restorasyonda geri döndürülebilirlik tartışmalarının archaeological restoration of Franco Minissi, Frontiers of Architectural Research, siyasal, ekonomik, kurumsal, yasal ve toplumsal boyutlarına getirdiği açılıma ek olarak, http://dx.doi.org/10.1016/j.foar.2015.06.002, son erişim: 31 Temmuz 2015. geçmiş onarımlara ilişkin benzer bir saptamanın Türkiye’deki pek çok arkeolojik anıt için de geçerli olabileceğinden hareketle kaleme alınmıştır.

563 14 15

Sivas Gökmedrese: Yapı Mühendisliği Ön Değerlendirmeleri

Alper İlki, Mustafa Cömert, Cem Demir İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Fakültesi, Sarıyer, İstanbul Tel: (212) 28538 38 E-Posta: [email protected], [email protected], [email protected]

Şafak Cengiz Vakıflar Genel Müdürlüğü, Çankaya, Ankara Tel: (312) 4155327 E-Posta: [email protected]

Özet

Ülkemiz farklı dönemlerden ve farklı medeniyetlerden bizlere aktarılmış olan ve kültürel mirasımızın çok önemli bir kısmını oluşturan pek çok tarihi yapıyı barındırmaktadır. Zamana bağlı etmenler, savaşlar, bilinçsizce gerçekleştirilmiş müdahaleler ve depremler nedeniyle risk altında olan söz konusu eserlerin gelecek kuşaklara aktarılması, çok disiplinli ve sürekli bir çaba sarf edilmesini gerektirmektedir. Bu çabanın önemli adımlarından biri de kuşkusuz yapısal değerlendirme ve müdahalelerdir. Bu çalışmada, inşa tarihi 13. yy.’a uzanan ve Anadolu Selçuklu döneminin günümüze aktarılabilen en önemli yapılarından olan Sivas Gökmedrese yapı mühendisliği açısından ele alınmıştır. Yapı, halihazırda yürütülmekte olan restorasyon faaliyetleri kapsamında heyetimizce 2014 ve 2015 yılları içerisinde çeşitli defalar ziyaret edilmiş ve yerinde gözlemler yapılmıştır. Ayrıca, hazırlanan restorasyon projesi dikkate alınarak bir dizi ön yapısal analiz gerçekleştirilmiş, yapının düşey yük ve deprem etkileri karşısındaki davranışı incelenmiştir. Gerçekleştirilen gözlemler ve sonlu elemanlar analizi sonucunda yapının düşey yük ve deprem etkileri altında zorlanması muhtemel taşıyıcı sistem elemanları belirlenmiş ve olası zayıflıkların giderilmesini hedefleyen müdahaleler için yol gösterici olabilecek veriler elde edilmiştir.

Anahtar sözcükler: Deprem, Duvar, Selçuklu, Tarihi yapı, Taş, Yapısal analiz, Yığma.

Giriş

Tarihi yapılar bir ülkenin kültür mirasının en önemli unsurlarını oluşturmaktadır ve gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde aktarılmaları sabır, kaynak ve araştırma gerektiren disiplinler arası bir çalışmayı zorunlu kılmaktadır. Artan bilgi birikimi ve zaman içerisinde geliştirilen yeni teknik ve yöntemler bu konuda önemli gelişmeler sağlamış olsa da, söz konusu yapıların karşı karşıya oldukları zamana bağlı etkiler, depremler, savaşlar ve hatalı müdahaleler gibi geniş bir spektrumu içeren tehditlerin büyüklüğü ve yaygınlığı sürekli bir mücadeleyi gerektirmektedir. Bu mücadelenin önemli adımlarından biri de kuşkusuz ki yapının taşıyıcı sistemini ele alan yapısal değerlendirmeler ve bunlar ışığında yürütülecek yerinde müdahalelerdir.