Muştu’Nun Onbirinci Sayısı Ile Selamlıyoruz
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
M E K T U P Arnavutluk Müslüman Forum Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatına Arnavutluk’taki İslâmofobi ve ﺑِﺴۡﻢِ ٱﷲِ ٱﻟﺮﱠﺣۡﻤَـٰﻦِ ٱﻟﺮﱠﺣِﯿﻢِ ırkçılığa karşı mücadelede yardım için başvurur. Sizleri, Müslüman Arnavutluk’un haftalık bülteni Muştu’nun onbirinci sayısı ile selamlıyoruz. Bültenimize Arnavutluk’taki Sosyalist Partinin önde gelen isimlerinden Ben Blushi’nin Peygamber Aleyhisselâma yönelik hakaretlerini Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gündemine taşıyan Arnavutluk Müslüman Forumunun konuya ilişkin 3 Haziran 2008 mektubunu yayımlayarak başlıyoruz. Saygıdeğer Elçi Robert Bosch AGİT Arnavutluk Misyon Şefi Arnavut edebiyatını inceleyen “Ana Hatlarıyla Arnavut Edebiyatı” isimli yazımız bu hafta Sayın Elçi, altıncı bölümüyle devam ediyor. Yine Üsküp Müslümanları hakkında hazırlanmış bir tez Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı çalışmasının dördüncü bölümünü sunuyoruz Başkanlığının Avrupadaki şefi Miguel sizlere. Bulgaristan’daki Türklerin sosyal Angel Moratinos’un 10 Ekim 2007 tarihli haklarını ele alan çalışma ise bu hafta son buluyor. Cordova Deklarasyonu ile AGİT Bakanlar Kurulunun olduğu kadar diğer Çameria bölümünde 1913 yılında konferansların da ilke kararları temelinde, Arnavutluk’un hâlini tasvir eden bir karikatür ki organizasyonunuz Müslümanlara karşı ile Çameria için söylenen bir türkü hoşgörüsüzlük ve ayrımcılık hakkında bulacaksınız. endişelerini açıkça seslendirmişti, bu mektubu Arnavutluk’taki tansiyonu Son sayfamızda ise geçtiğimiz hafta Rahman’a yükselten ve tartışmaları ateşleyen, yazılı uğurladığımız üstad Erdem Beyazıt’ın Veda ve elektronik medyadaki en son şiirini sunuyoruz sizlere, kendisini bir kez daha gelişmelerin bazılarını doğrudan sizin ve rahmetle anarken. temsilcisi olduğunuz organizasyonun dikkatine sunmak için yazıyoruz. Hepinize hayırlar dilerken gerek bülten çalışmamıza ve gerekse Bildiğiniz gibi, Arnavutluk’un yazılı ve www.muslumanarnavutluk.com sitesine yönelik müspet-menfi görüşlerinizi elektronik medyası geçtiğimiz haftalarda [email protected] Sosyalist Partinin önemli üyelerinden Ben elektronik posta adresine Blushi tarafından yazılan bir roman gönderebiliceğinizi hatırlatmak istiyoruz. sebebiyle ateşlenen bir dizi tartışmanın içine girmişti. Roman “Adada Yaşam” Selâm ile… ismindeydi. Piro Misha tarafından gözden geçirilen ve TOENA yayınevi tarafından 1 basılan bu roman İslâm’ı olduğu kadar Forumumuzun en büyük endişesi şu ki, Arnavut Müslümanların kimliğini de güçlü birçok yorum yakın yıllarda Arnavutluk’ta bir şekilde negatif renklerle resmediyordu. yapıldı ve İslâm Avrupanın zıddına giden Bu romanda Arnavutluk Müslümanları, ve bilinenin aksine Arnavutlara Türkler Asyalılar, genel olarak Müslümanlar, tarafından empoze edilen bir din olarak Türkler, Mısırlılar (Aşkali) Muhammed tanımlandı. Müslümanları, Türkiye’yi (as) Peygamber ve İslâm’ın ilkeleri aşağılayan ve Arnavutları zorla İslâm’a karanlık imgelerle hikâye ediliyordu. döndürülen Hıristiyanlar olarak tasvir eden Müslümanlar zorba, ahlâksız, yorumlar maalesef geçmiş yıllardaki okul Hıristiyanlığa ihanet edenler olarak kitaplarında da yer buluyordu. Forumumuz resmediliyor, onların dini aşağılayıcı toplumumuz içindeki bu saldırıların kelimelerle tarif ediliyor ve sonuç olarak Avrupa adına yapılıyor olmasından onların dinî pratiklerini serbestçe yerine endişelidir. Biz, bizimki gibi demokratik getirme hak ve özgürlükleri şiddetli bir bir toplumda Avrupanın ismi, ahlâkı ve şekilde kötüleniyordu. Romanda Türkler değerlerinin bu şekilde suiistimal edilme- barbar ve zorba Asyalı suçlular olarak sinden derin bir endişe duymaktayız. Arna- tanımlanıyor, Mısırlılar iğrenç bedeviler vutluk Müslümanları kendilerini tarihsel olarak gösteriliyordu. İslâm ve olarak Avrupa değerlerine ve ahlâkına ina- Müslümanlar, ki Arnavutluk nüfusunun nanlar olarak gösterirken bazı yorumcular çoğunluğunu oluştururlar, bu yolla ve politikacılar onları kendilerine yabancı ülkemizdeki dinî harmoninin altını kazma hissettirmeyi deniyor ve Avrupa’yı sadece amacıyla hoş karşılanmayan unsurlar Hıristiyanları kabul eden bir içerikte tasvir olarak kabul ediliyordu. ediyorlar. Abartılı medya reklamlarıyla birlikte Arnavutluk Müslümanları kendilerini Av- pazarlanan bu romanı basılı medyada rupalı, bizim ortak medeniyet mozaiğimi- olduğu kadar elektronik medyada da yer zin büyük bir kültürel parçası hissetti- alan birtakım yorumlar izliyordu ki bazı ğinden ve AGİT de ırkçılık, İslâmofobi ve yorumcular İslâm’ı Arnavutlara zorla yabancı düşmanlığı hususlarında bizim ile benimsetilmiş bir din olarak tanımlıyor ve aynı endişeleri paylaştığından dolayı Arna- onları yeniden Hıristiyanlığa dönmeye, vutluk Müslüman Forumu bu mektubu, Batı Medeniyetinin bir parçası olmaya ülkemizdeki İslâmofobi ve ırkçılığa yöne- çağırıyorlardı. Bazıları daha da ileri gidip lik söylemleri yakından takip ederek aşağı- İslâm’ın bizim Avrupa Birliğinin bir lama, ayrımcılık ve psikolojik suiisti- parçası olma çabalarımıza engel teşkil mallerin -ki halkın bir kısmı bu ülkenin ettiğini iddia ediyorlardı. Müslüman toplumuna karşı periyodik olarak yapmaktadır- önlenmesi için düzenli Bizim forumumuz ifade ve sanat tavsiyelerde bulunan, temsilcisi olduğunuz hürriyetine saygı göstermesine rağmen biz, AGİT’e ve de bizzat size sunar. bu özgürlük suiistimal edildiğinde Arnavutluk’taki dinî harmoni ve hoşgörü- Biz umuyoruz ki sizin organizasyonunuz, nün geleceği hakkında endişelenmekteyiz. insan hak ve özgürlükleri ve her türlü ay- Bizi daha da endişelendiren şey birtakım rımcılığın önlenmesini yayma çabalarını- yüksek dereceli politikacıların ve medya zın ışığında, yardımcı olacak ve bu ciddi patronlarının ülkemizde birlikte yaşamı ve endişelerimizle ilişkili tedbirleri almayı dinî harmoniyi desteklemek yerine bunun garanti edecektir. tersini yaparak romanın içeriğini “ancak edebi bir eser” olarak doğrulamalarıdır. Şimdiden Teşekkürler… Fisnik KRUJA Başkan 2 ANA HATLARIYLA ARNAVUT yaşayan Arnavutluk sanatçıları rejim EDEBİYATI TARİHİ baskısıyla "propagandist edebiyat”ı veya “parti edebiyatı"nı öne çıkaracak biçimde Mustafa BALCI eserler ortaya koymuş veya koymaya mecbur bırakılmış olduklarından bu dönem Necip KARAEVLİ edebiyatı hayli kısır kalmıştır. 6. Bölüm Parti çizgisine yaklaşmadan ürün vermeye çalışanların başında Petro Marko Komünist Dönem Edebiyatı gelmektedir. 1958 yılında propagandist çizginin dışına çıkarak Hastala Vista adlı Bölgede 2. Cihan Harbine kadar bir romanıyla farklı bir soluk olmaya, farklı belirsizlik hakimdir. Kosova ve bir yol açmaya gayret eder. Hemen Makedonya Sırbistan Krallığı yönetiminde ardından Quteti I Fundit (Son Şehir) adlı iken Arnavutluk Fan Noli’den sonra romanı yayımlanır. Ama rejim daha fazla iktidara gelen Ahmet Zogu tarafından ileri gitmesine müsaade etmez. krallık hâline dönüştürülmüştü1. Ancak Krallık uzun sürmez ve 1939’da İtalya ülkeyi işgal eder. 1944 senesinde işgalin sona ermesinden sonra ülke yönetimi partizanların eline geçer. Bu keşmekeşten edebî faaliyetler de nasibini alır. İsmail Kadare, P. Marko için “Arnavutça Partizanların iktidara gelmesiyle romanı milletler arası zemine taşıdı” propagandist bir edebiyat başlar. Enver demiştir. Enver Hoxha rejimince baskı, Hoxha’nın (Hoca) ülkeyi demir yumrukla sürgün, hapisle cezalandırılan ve yönetmeye başlaması ile birlikte basın bazılarının bir yolunu bularak ülkelerini yayın ve sanatsal faaliyetler üzerinde çok terk etmek zorunda kalan sanatçılara şu yoğun bir sansür başlar. Haliyle bu dönem isimler örnek olarak verilebilir: edebiyatı için muayyen basmakalıp ifadeler dışında bir şeyler söylemek zordur. Seyfullah Malşova, rejime açıkça meydan Rejimi övmeyenler veya eleştirel okumuş, hatta kendini poeti rebel yani yaklaşanlar karşı devrimci kabul edilip “isyan şairi” olarak vasıflandırmıştır. Daha yoğun baskılara tabi tutulmakta, ileri giderek Arnavutluk’un içine hapishaneler, sürgünler ve zaman zaman kapanmak yerine, Balkanlar, Sovyetler da akıbeti meçhul kayıp vak’aları sıradan Birliği, hatta İngiltere ve Amerika gibi hadiseler hâline gelmektedir. Netice demokratik ülkelerle ilişkiler kurması itibariyle bu dönemin tek sanat akımı gerektiğini savunmuştur. O devirde takip toplumculuk, toplumsal gerçekcilik vs. edilen siyasetin en büyük zararı olacaktır. Bu şartlar altında uzun yıllar çok Arnavutluk halkına vereceğini, insanların katı bir sosyalizm uygulaması altında ferdî veya toplumsal olarak ruh sağlığını bozacağını, tedavisi imkânsız manevî 1 Ahmet Zogu’nun saltanatı hakkında Türk tarafında fıkra gibi hastalıkların ortaya çıkacağını ve benzeri bir hadise anlatılır: Galatasaray Lisesini bitirdikten sonra “Rumeli Gazetesi, Tanin Gazetesi, Tercüman-ı Hakikat ya da birçok meseleyi ihtiva eden bir mektubu Tasvir-i Efkar gazetelerinden birinde muhabir olarak çalışmaya doğrudan Enver Hoca’ya yazar, aldığı başlar. 1912’de Arnavutluk müstakil bir devlet olarak tanınınca gazetesi muhabir olarak Ahmet Zogu’yu Arnavutluk’a gönderir. cevap, tecrit, sürgün, sansür ve hapishane Tam 16 sene sonra ilk haberi gazeteye telgırafla ulaşır: “İyiyim. olur. Ahmet Müftiu adlı bir başka muhalif Arnavutluk'tayım. Kral benim. Tafsilatı postadan gönderiyorum.” Türkçeyi çok mükemmel olarak kullanabilen aydın da 1960 yılında yazdığı bir romanda Zogu, Türkiye’nin Arnavutluk’taki ikinci Elçisi olan Yakup rejim için tabu kabul edilen meselelere Kadri’nin de iyi bir okurudur (bk. Yakup Kadri, Zoraki Diplomat). temas ettiğinden ötürü dışlanır, hapsedilir. 3 Bilal Caferi adlı bir başka yazar, lirik bir Fedakârlık, diğergamlık, merhamet, üslûpla kaleme aldığı ve insanın acizliğini, yalnızlık gibi duygular şiirlerinde çok