MUSTAFA CEYLAN

CEYLAN YÜREĞİM

Şİİ RLER

Antalya / 2002

1

ISBN :975-96050-0-

Baskı:

ANTALYA

2

“E şime, evlâtlarıma, torunlarıma Şiir iklimimi ya şayan can dostlarıma Bana benden yakın herkese...”

“Bel ki bir gün sustu ğunda bu yürek Bu mısralar konu şur, kim bilir ?..”

3

ÖNSÖZ

4

5

BİR YANARDA Ğ FI ŞKIRMASI

Bir yanarda ğ fı şkırması, Benim gönlüm, deli gönlüm. Ceylanların hıçkırması, Benim gönlüm, deli gönlüm.

Dost da ğının büyük çı ğı, Çi ğdemlerin hıçkırı ğı, Su köpü ğü, gün ı şığı Benim gönlüm, deli gönlüm.

Neye yarar çok ile az ? Biraz sevda, biraz da naz Yunus’ a can, Veysel’ e saz Benim gönlüm, deli gönlüm.

Yükseklerde harman olur, Dertlilere derman olur, Aşk denince ferman olur Benim gönlüm, deli gönlüm.

Kanatlanıp gö ğe uçar, Kendisinden kendi kaçar, Hasret hasret çiçek açar Benim gönlüm, deli gönlüm.

Beste : İsmail İPEK Düzenleme : Musa ERO ĞLU

6

ANADOLU TÜRKÜLER İ

Türküler söylenir Anadolu’ da “Güzeller güzeli Reyhan !” diyerek. Aşıklar inletir çalar sazı da “Avcı vurmu ş garip ceylan !” diyerek.

Türküler söylenir şehirde, köyde Davulda, halayda, çekilen hey’ de Kadehlere dolan köpüklü mey’ de Dertlenip ah çekip “aman !” diyerek.

Anneler dü ğünde ba şlar a ğıda, Türküler a şığı ya şatan gıda, Bazen mısralanır geçer kâ ğıda “Da ğların ba şında duman” diyerek.

Kederde, ne şede türkü söylenir, Pınarın ba şında kalır e ğlenir. Mecnun’ da, Ferhat’ ta co şar dillenir “A şıklık çekmesi yaman !” diyerek.

7

ANTALYA SPOR MAR ŞI

Çıkmı ş Akdeniz’ den dalgalar gibi Geliyor, geliyor şim şek geliyor... Kırmızı, beyazlı bayraklar gibi Geliyor, geliyor şim şek geliyor...

Antalya seninle gurur duyacak, Her maçın sevinçle dolup ta şacak, Pe şpe şe golleri şimdi atacak Geliyor, geliyor şim şek geliyor...

Pe şpe şe golleri atacak şimdi, Zafere zaferler katacak şimdi, Bir şim şek misali çakacak şimdi Geliyor, geliyor şim şek geliyor...

Antalya seninle gurur duyacak, Her maçın sevinçle dolup ta şacak, Pe şpe şe golleri şimdi atacak Geliyor, geliyor şim şek geliyor...

Beste :Gültekin ÇEK İ Makam: Nihavent Usül : Sofyan

8

DEL İ GÖNÜL

Yâr yâr diye kuzu gibi Meler gider deli gönül. Uykuları orta yerden Böler gider deli gönül.

Göz göz oldu yâreleri, Ağlatıyor gökle yeri Yorgun, dargın seneleri Siler gider deli gönül.

Kaderi yazılı gülde, Gül demeti olan elde. Mecnun gibi çölü çölde Eler gider deli gönül.

Hasret elinde çera ğı, Ate ş savurur duda ğı Ferhat gibi yüce da ğı Deler gider deli gönül.

Dost elinden çeker aman, Gözü ya şlı, ba şı duman Yârini buldu ğu zaman Güler gider deli gönül.

9 HABER İM YOK

Bir kapıdan içeriye Girmi şim de haberim yok. Bin odayı bir kilide Vermi şim de haberim yok.

Ne ki Ceylan’ ımın sözü ? Kan, ya ş ile dolmu ş özü, Bir aynada on bin yüzü Görmü şüm de haberim yok.

Da ğ dayanmaz feryâdıma, Ceylan diyorlar adıma, En sonunda muradıma Ermi şim de haberim yok.

Dü şüp sonsuz deryalara, Daldım, gülden deryalara. Yüre ğimi bulvarlara Sermi şim de haberim yok.

Bir ı şıkta bin görünen, Çiçekten “urba” bürünen, Milyon parçaya bölünen Bir’ mi şim de haberim yok.

Beste: Şenol YA ĞAR

10 AYRILIK

Sevda yollarında gönül kervanım Da ğ olur önüme dü şer ayrılık. Ne kadar özlerse özlesin canım Çı ğ olur önüme dü şer ayrılık.

Ba şıma kar ya ğmı ş, sinemde duman Demen dostlar bana, delirmi ş demen ! Yâre kavu şmama yetmiyor zaman Ça ğ olur önüme dü şer ayrılık.

Tükettim umudu gönül da ğımda, Hüzün şarkıları dudaklarımda. Zalim takvimlerin yapraklarında Ağ olur önüme dü şer ayrılık.

11 ŞARKIMIZ

Ba şının belâsı, Gözünün elâsı, Aşkının kölesi Olurum, olurum... Uğruna, u ğrunda Ölürüm, ölürüm... Alnının yazısı, Kalbinin sızısı, Aşkının yıldızı Olurum, olurum... Uğruna, u ğrunda Ölürüm, ölürüm... Ba şına a şk tacın, Duda ğa şarabın, Derdine ilâcın Olurum, olurum... Uğruna, u ğrunda Ölürüm, ölürüm... Hasreti dindiren, Ate şin söndüren, Ba şını döndüren Olurum, olurum... Uğruna, u ğrunda Ölürüm, ölürüm...

12 GÖZ YA ŞINI S İLMEL İYİM

Nazlı yârin yana ğından Göz ya şını silmeliyim. Takvimlerin yapra ğından Göz ya şını silmeliyim.

Ağlayan mor menek şenin, Gurbet ellere dü şenin, Hicran yolunda ko şanın Göz ya şını silmeliyim.

Dalında gonca güllerin, Öksüz kalan bülbüllerin, Yâre giden mendillerin Göz ya şını silmeliyim.

Mecnun gibi a şıklardan, Yunus gibi e şiklerden, Bir yavrunun be şiklerden Göz ya şını silmeliyim.

Çe şmeye bakan ta şların, Buluta de ğen ku şların, Caddelerde a ğaçların Göz ya şını silmeliyim.

13 OH BEE !..

Göklere çevirip şu gözlerimi Yakmı şım ate şi ba şımda oh be ! Dinlettim dünyaya tüm sözlerimi Barı ş çiçek açar dö şümde oh be !

Kızgın güne şlerin ba ğrına vurdum, Bebek elleriyle dünyalar kurdum, Susuz ülkelere bulut savurdum Umut, topra ğımda-ta şımda oh be !,

Da ğıttım gözleri saran efkârı, Cümle alınları çektim yukarı, Aşkımla erittim bembeyaz karı Bahar alkı ş tutar ko şumda oh be !

Yok oldu uçurum, karanlık bitti Evlerin önünde horozlar öttü. Uyandı çocuklar, okula gitti Mutluluk evimde, a şımda oh be !

Yunuslardan aldım güzellikleri, Yıkadım, arıttım bütün elleri. Bal kaymak tasına soktum dilleri Sevda tatlısı var di şimde oh be !

Sel olup, şeytanı sildim, süpürdüm Girdim gönüllere co ştum, köpürdüm. Ceylan’ ı Ceylan’ dan alıp götürdüm, Artık bin huzur var, i şimde oh be !

14

YAVRU CEYLAN

Ey güzeller güzeli Yavru ceylan gibisin. Aşkından oldum deli, Yavru ceylan gibisin.

Gözün ye şil, ka şın yay Taze gö ğsün bir saray. Aşığım... Vay güzel vay ! Yavru ceylan gibisin...

Hoplar, zıplar, sekersin Her bakı şı çekersin. Bal kaymaksın, şekersin Yavru ceylan gibisin...

Girdin ele-avuca Son verdirip oruca. Dudakların doluca Yavru ceylan gibisin...

Ayna ayna taran gel, Şu gönlümü vuran, gel ! Bir gün de ğil, her an gel ! Yavru ceylan gibisin...

15 CANIM

Alev dudakların hep böyle kalsın, Aşkımı ellere duyurma canım. Yosun bakı şların tek beni bilsin Gözümden gözünü ayırma canım.

Aşk bu ya ştan sonra cin gibi çarpar, Kader dallarını sallayıp çırpar, Bana öfkelenir, sana göz kırpar, Bırak tokat atsın, kayırma canım.

Yaktın ci ğerimi eyledin kebap, Kanaryam, civcivim, öldüren mehtap Kız seni dinlemek sevap mı sevap, Yumu şacık söyle, buyurma canım.

Alnıma yazılan yazıya küstüm, Hasret potasında eriyip, pi ştim Acıktım sevdana, çöllere dü ştüm, Öleyim açlıktan, doyurma canım.

Çiçe ğimsin, sarı gülüm, nevruzum Kavalıma destan olan süt kuzum, Bulutlar içinde duran yıldızım, Sesinden bulutu sıyırma canım.

16 NEREDES İN ?

Goncasın açılacak, Açılıp saçılacak, Yalnız benim olacak Sevdi ğim neredesin ?

Yollarını beklerim, Bitmiyor gecelerim, Adını hecelerim Sevdi ğim neredesin ?

Maviler mavi de ğil, Ye şiller ye şil de ğil, Özlüyorum seni bil ! Sevdi ğim neredesin ?

Kurumu ş bir daldayım, Sana giden yoldayım, Bir bilsen ne haldeyim ? Sevdi ğim neredesin ?

Ayrılık cana yetti, Yalnızlık deli etti, Ceylan aklı kaybetti Sevdi ğim neredesin ?

Beste: Şenol YA ĞAR

17

OKURSUN D İYE

Aşkımı da ğlara, ta şlara yazdım Gelip de geçerken okursun diye. Şu deli gönlümü pazar eyledim, İplik iplik alıp dokursun diye.

Yılları saçımdan fırlatıp attım, Seninle hayatı anladım, tattım. Gönül a ğacımdan dallar uzattım, Bülbüller misali şakırsın diye.

Yorgun seneleri yollara yıksam, Alın yazın olsam, hep sana baksam. Şarkılar söyleyip seni anlatsam, Goncada gül gibi kokarsın diye.

Gel bana, gül bana uzat elini ! Ey menek şe gözlüm, Türkmen gelini ! Döktüm mısralara bütün kalbimi Şarkılar söyleyip okursun diye.

Beste: Şenol YA ĞAR

18

YAYLA GÜLÜNE

Bu sevdanın ate şi Beni bende yakacak. Gözlerinin güne şi Da ğlarımdan çıkacak.

Da ğa kurup merdiven, Gel çıkalım senle ben ! Göz gözeyiz yeniden, Yeniden gün do ğacak.

Meskenimiz doruklar, Yorganımız bulutlar, Yastı ğımız umutlar, Yarınlar a şk olacak.

Da ğın karı erisin, Yel essin, su yürüsün. Yaylamızın gülüsün Burcu burcu kokacak.

Ceylan gözlüm, kekli ğim Sarı çi ğdem, keki ğim, Hayatım, tek sevdi ğim Benimsin, benim ancak.

19 BAHAR G İBİSİN

Ömrümün son demine Dü şen bahar gibisin. Her saat gözlerime Dönüp bakar gibisin.

Aşkın tüter tenimden Gizlice bedenimden Tutarak ellerimden Öpüp koklar gibisin.

Şu çileli ömrümü Boynu bükük gönlümü Sana açan gülümü Öpüp koklar gibisin.

Silerekten yılları Tüm dertli şarkıları Çiçeklenmi ş dalları Öpüp koklar gibisin.

Deliren takvimleri Çıldıran mevsimleri Şimdi tüm kadehleri Öpüp koklar gibisin.

Bindim ya a şk gemine Davet etme yemine Ömrümün son demine Dü şen bahar gibisin.

20 ANTALYALI GÜZEL

Saçların dalgalı Akdeniz gibi Antalyalı mısın söyle be güzel ? Bu deli kalbimin sensin sahibi Antalyalı mısın söyle be güzel ?

Şelale benzeri gümbür gümbürsün Mor da ğlar, bulutlar kadar özgürsün Deniz kıyısında ne dü şünürsün ? Antalyalı mısın söyle be güzel ?

Gözlerin ye şille mavi arası Yüre ğin sevginin çiçek serası Sessiz a ğlamanın şimdi sırası Antalyalı mısın söyle be güzel ?

Gülü şün yakı şır elma yana ğa Vur dudak mührünü şu geçen çağa Dikmi şsin gözünü neden uza ğa ? Antalyalı mısın söyle be güzel ?

Afrodit çıldırır seni görünce Dünya toz dumandır kalbe girince Acaba ne dersin Ceylan sarınca ? Antalyalı mısın söyle be güzel ?

Beste : Şenol YA ĞAR

21 YALNIZIM ANTALYA’ DA -Erdinç Mutlu A ğabeye... Sahiller bombo ş bugün, Yalnızım Antalya’ da. Ba şım da sarho ş bugün, Yalnızım Antalya’ da.

Akdeniz sensiz bugün, Düdenler şevksiz bugün, Caddeler sensiz bugün, Yalnızım Antalya’ da.

Ye şili görmüyorum, Denize girmiyorum, Nedendir bilmiyorum ?! Yalnızım Antalya’ da.

Ne gökte, ne yerdeyim ? Buluttan bir perdeyim, Çılgın caddelerdeyim, Yalnızım Antalya’ da.

Ku şlarda kanat kırık, Bo ğazımda hıçkırık, Yeter, bunca ayrılık ! Yalnızım Antalya’ da.

Parklar, bahçeler bombo ş Yollar, caddeler sarho ş, Gel artık, gel, durma ko ş ! Yalnızım Antalya’ da.

22

GURBET M İ DED İM ?

Parça parça edip deli gönlümü Ku şlara, kurtlara yem et mi dedim ? Araya araya buldu ğum güller Sana emanetti, kaybet mi dedim ?

Ne umursamazsın, ne de kaygısız ! Geçmiyor bir günüm, dertsiz-tasasız. Cadılar cadısı Ay şe adlı kız Ça ğırdın da beni, “sabret mi” dedim ?

Bir telefon etsen, “Hadi gel !” desen, Bakıp gözlerime, “Biraz gül !” desen, “Öleceksen bile, bende öl !” desen Vuslat bahçesine ahret mi dedim ?

Dolgun dudakların tebessümle ho ş, Baksam ardın sıra olurum sarho ş, Tuttu “Sayısal” ım, haydi bana ko ş ! Aşkımız bir oyun misket mi dedim ?

Bir baksan, ceylanlar kör olur gider Afrodit tahtından istifa eder... Senden ayrılık mı ölümden beter ! Araya girecek gurbet mi dedim ?

23 AŞIK OLSAM

“Haydi gel !” diyordun goncayla, gülle Mutlaka gelirim bu kı ştan sonra ! Neler söylemezdim belâlı dille ?! Ah bir a şık olsam, bu ya ştan sonra !

Yolları düz eder, da ğı delerdim Ardı sıra kuzu olur melerdim, Ayrılı ğı parça parça bölerdim Ah bir a şık olsam, bu ya ştan sonra !

Günde yirmi kere olurdum tra ş, Kaplardı içimi heyecan, telâ ş Gül olur, beynimi parçalayan ta ş Ah bir a şık olsam, bu ya ştan sonra !

Zamanı-mekânı a şardım hemen, Kınaman dostlarım, delirmi ş demen İnerdi yelkenler, tutmazdı dümen Ah bir a şık olsam, bu ya ştan sonra !

Torunumu alır parka ko şardım, Bir an göremesem derde dü şerdim, Sevda denen kızgın saçta pi şerdim, Ah bir a şık olsam, bu ya ştan sonra !

Lunapark olurdu içimle dı şım, Şaşırır kalırdı evimde e şim, Ne yandan do ğarsa do ğsun güne şim Ah bir a şık olsam, bu ya ştan sonra !

24 Evde çocuklarım bayram yapardı, Benden çıkan yollar yâre sapardı, Kalbim yuvasından bin kez kopardı, Ah bir a şık olsam, bu ya ştan sonra !

Moralim yükselir, i şim düzelir Alacaklı bile, getirir verir. Kuruyan dallarım birden ye şerir, Ah bir a şık olsam, bu ya ştan sonra !

Şiirler yazardım, türkü söylerdim, Yâre akmıyorsa suyu e ğlerdim. Sevgilim, bir tanem, ceylanım derdim Ah bir a şık olsam, bu ya ştan sonra !

25

KI Ş VAR NEYLEY İM ?

Mevsimleri kilitledim takvimde Anahtarı kayıp ettim neyleyim ?! Hiç kimseye göstermeden kalbimde Saklamı ştım, ayıp ettim neyleyim ?!

Bir de baktım, kı ş mevsimi dı şarda Bana do ğru saldırıyor ard arda... Şakaklarım, yüz hatlarım efkârda Aynalara sayıp-döktüm neyleyim ?!

So ğukları gençli ğime götürdüm, Götürdüm de çatılarda yatırdım. İçimdeki sıcakları yitirdim Ocak idim, şimdi söndüm neyleyim ?!

Yaramaz kı ş dinlemiyor hiçbir lâf, Dost evinin kapısında eder gaf... Boyun büküp istemez mi benden af ? Yüre ğini oyup, yaktım neyleyim ?!

Ate şimle eritmi ştim buzları, Arkasından göründü hep kızları; O kızlar ki, buz da ğıdır sözleri, Seslerini duyup kaçtım neyleyim ?!

26

OLSAM

Fettan fettan bakıyorsun Kız yoluna kurban olsam. Yanmıyorsun, yakıyorsun Oca ğında duman olsam.

Sensin ceylan, sensin canan Aldın benden yüzbin puan, Rüzgâr ile dalgalanan Dizlerinde fistan olsam.

Pe şin sıra gider salım, Gök ku şağım, morum, alım. Parça parça, dilim dilim Ağızında pastan olsam.

Taptazesin kız sen körpe, Al yana ğın ya ğmur öpe. Çekinmeden sere serpe Gezece ğin bostan olsam.

Sarılmı şım ellerine, Koma beni el yerine. Yosun renkli gözlerine Bakan göze dü şman olsam.

27 GÖTÜRECE Ğİ M Da ğıldı ufkumda sihirli duman, Bu dertli türküyü bitirece ğim. Eridi kar gibi zaman ve mekân Tutup ellerinden götürece ğim.

Terket geceleri bo şlu ğa terket, Ça ğıldar içimde huzur, bereket. Zümrüt şafaklara az kaldı sabret ! Tutup ellerinden götürece ğim.

Bütün istasyonlar aydınlık güzel, İş te bu trende ebed ve ezel. İster su ol, ister ate ş, ister yel Tutup ellerinden götürece ğim.

Bütün mesafeler a şk ile sarho ş, Eridi kin, öfke; hudutlar bombo ş. Gel sarıl boynuma, durma haydi ko ş ! Tutup ellerinden götürece ğim.

Çiçek açtı dallar, i şte apansız Ötelerde bizi bekler bir yıldız. İster putperest ol, ister imansız ! Tutup ellerinden götürece ğim.

Gurbeti alnına yazmı ş olsan da, Gizli iklimleri gezmi ş olsan da, Yüz bin kere tövbe bozmu ş olsan da Tutup ellerinden götürece ğim.

Beste: Mevlüde BUDAK

28

KAVGA

Gönlüm içindeki beni öldürdü Ben benden davacı, ben bana mahkum Serseri dilimle kavgaya dü ştü, Azcık konu şmasa yas’ tan sanıyor.

Eline geçirse duman edecek Tutup yâr ile hemen gidecek “Sus artık, sus artık, sus be !” diyecek Sanki lisan bilmez ta ş’ tan sanıyor.

Aşk dendi mi yakın eder ıra ğı ?! Yosun gözlülere bitmez merakı. Aynada dans eden ba şında ak’ ı Kendinden de ğil de kı ş’ tan sanıyor.

Yârin sehpasında can vermi ş gönül, Kurumu ş bahçeler, boyun bükmü ş gül. Altına çift dö şek, tepeye püskül Yapı ştırmı ş gider, ba ş’ tan sanıyor.

29

BİR ŞARKISIN ANTALYA

Ruhumuzu ok şayan, Sevgileri ta şıyan, Gönüllerde ya şayan Bir şarkısın Antalya.

Gonca gonca güllerde, Çiçek çiçek dallarda, Sana tutkun dillerde Bir şarkısın Antalya.

Buram buram özlenen, Sevildikçe nazlanan, Asırlarca söylenen Bir şarkısın Antalya.

Aşkınla kalbimizde, Masmavi Akdeniz’ de, Her zaman dilimizde Bir şarkısın Antalya.

Torosların ba şında, Damlayan göz ya şında, Sevenlerin dü şünde Bir şarkısın Antalya.

30 BULU ŞALIM ANTALYA’ DA

Sevdice ğim, iki gözüm Bulu şalım Antalya’ da. Ağlamasın, gülsün yüzün Bulu şalım Antalya’ da.

Dinsin artık göz ya şımız, Bahara dönsün kı şımız, Çiçek çiçek, yıldız yıldız Bulu şalım Antalya’ da.

Zaman geçmeden haydi ! Ömür bitmeden gayri, Ye şil ye şil, mavi mavi Bulu şalım Antalya’ da.

Tut elimden can çiçe ğim, Tut bir tanem, tut mele ğim ! İki gözüm, sevdice ğim Bulu şalım Antalya’ da.

Dolunayı seyredelim, Sarılalım, dans edelim. Haydi canım, gel gidelim ! Bulu şalım Antalya’ da.

31 SEVD İĞİ M

Kütür kütür can eri ği sevdi ğim Bayram yapar a ğızımda di şlerim. Yeni do ğmu ş ay parçası gözümde Görmesem de onu böyle dü şlerim.

İncecikten fidan biter özümde, Ya ğmur yüklü bulut yatar özümde, Gerdan kırar, göbek atar özümde, Şıkır şıkır oynar, oynar ho ş’ larım.

Yeni dünyam, şeker parem, kirazım Ak topuklum, gelinlikten beyazım. Dilimdeki ezel-ebed niyazım Eksilmiyor gözlerimden ya şlarım.

Hem a ğlattın, hem oynattın Ceylan’ ı, Deli deli hep söylettin Ceylan’ ı. İnim inim sen inlettin Ceylan’ ı, Gitmez oldu yüre ğimden kı şlarım.

32 YAYLA GÜZEL İ

-Sayın M. ERTA Ş’ a... Meydana toplanmı ş Barçın Yaylası, Bir güzel seçmi ş ki ba şlar belâsı... Dedim kula ğına “Benim olası !” Tirim tirim titrer, yayla güzeli. “Gök öncek” belinden dize uzanmı ş, Şal ku şağı yedi renkle bezenmi ş, Mevlâ bo ş vaktinde tutmu ş özenmi ş Güldür katmer katmer, yayla güzeli. Boncukla süslenmi ş saçı taralı, Zümrüt gerdanında takı sıralı... Çil keklik... Pınara vardı varalı Çakıllardan çirper, yayla güzeli. Dudak al-kırmızı, inciden di şi, Yüce da ğ ba şında ay olmu ş ka şı. Ala-şafakların sevdalı ku şu, Yârine göz kırpar, yayla güzeli. Eller gümü ş çubuk, kollar bilezik, Beli, boynu ince, o kadar nazik. Ate ş içindeyken bana der : “Yazık !” Bir serinlik serper, yayla güzeli. Fısıldar gönlünü “sır ebesi” ne, Çi ğdemlerin sesi sinmi ş sesine, Menek şeyle kekik onun nesine ? Türüm türüm tüter, yayla güzeli. Yaylalar içinde Barçın Yaylası, Karac’o ğlan yapar, beni böylesi. Yaz-bahar ayında, Cuma ö ğlesi Ceylan’a gülümser, yayla güzeli.

33

BİLİYORUM

Feryâdımı duyacak da Gelecektir biliyorum. En sonunda bu kucakta Ölecektir biliyorum.

Özlemi şim her yanını, Gülü şünü, havasını... Kaybetti ği Ceylan’ını Bulacaktır biliyorum.

Çatlamakta sabır ta şı, Gözlerimin akar ya şı. Beni, ömür boyu e şi Bilecektir biliyorum.

Hasret kaldım şimdi ona, Geziyorum yana yana... Çıkıp a şkın doru ğuna Gülecektir biliyorum.

Hayatım, varlı ğım, canım Sevda ba ğım, a şk bostanım... Bu gidi şle mutlak benim Olacaktır biliyorum.

34

GÖLGEM

Bir ömür pe şimde gezinip durdun, Yorulmadın kara gölgem nedense ? Yollarda ba şını ta şlara vurdun Acıdım haline be gölgem.

Ben büyüdüm, sense her gün kısaldın, Ayaklar altında, yerlerde kaldın. Bana ba ğlanmakla belayı buldun, Yan gelip yatmadın şöyle be gölgem.

Dü ştüm zindanlara beni bekledin, İlerledi ya şım, sen de tekledin... Gizli sırlarımı tutup sakladın, Yârimin gezdi ği köyde be gölgem.

Bazen önümdesin, bazen arkamda Yıkıldım... Yıkıldın, her bir adımda. Ne buldun bilemem, sen bu adamda ? Senle ya şıyorum, senle be gölgem.

35 GÖNÜL BAHÇES İNE U ĞRA BU GECE

Gönül bahçesine u ğra bu gece, Aşkın çiçe ğini deriver gitsin. Bir yıldız misali kayma ufkumdan Gece ol, koynuna sarıver gitsin.

Gölgem ol, pe şimden ayrılma sakın ! Nasıl bıça ğından ayrılmazsa kın ?! Ellerin bu kadar Ceylan’a yakın Avcısın bilirim, vuruver gitsin.

Sıkıca kapat da açma perdeyi, Unut dertlerini, unut her şeyi. Bayram sabahına çevir geceyi Gâribi, yetimi sarıver gitsin.

Kapılar, kapılar dursun sürgülü Siyah saçın belik belik örgülü. Mahzun gecelerin solmayan gülü Dalımda goncala ş, duruver gitsin.

Usul usul yürü, ı şığı söndür Sarho ş et a şkınla, ba şımı döndür. Gülmeyen bahtımı bir kere güldür, Zevkten kahkaha at, gülüver gitsin !

Benim ol, benim ol, benim ol artık ! Yaktı ci ğerimi zalim ayrılık. Duyur nefesini hep ılık ılık Uykumu yarıya bölüver gitsin.

36 YUMRUKLADIM SAATLER İ

Yumrukladım saatleri son defa Eğdim, büktüm yelkovanı, akrebi. Duvardaki takvim ile bir sefa Süremedim... Yuvası çöp sepeti...

Seneleri, haftaları, ayları Birer birer kur şunlayıp öldürdüm. Tekmeleyip “gün” isimli tayları Ufukların ötesini buldurdum...

Boyutları, ölçüleri yok ettim Ku şak yaptım Ekvator’ u belime. Sayıları defterlerden hep sildim Beyaz aldım yaprakları elime.

İsyandayım, akıp giden zamana Zerrelerin şarkısına hasretim. Sonsuzlu ğun koynundaki divana Ça ğırıyor içimdeki gurbetim...

37 ESS İN DEL İ RÜZGAR

Essin deli rüzgâr, içimde yangın Yalnızım, sensizim ah yanıyorum ! Sardıkça ruhumu o güzel a şkın Alevler içinde uyanıyorum... Kı şın ortasında bahar gibisin, Beni benden alır ılık nefesin, Billâhi sevdi ğim sen de delisin ! Hasrete sabırla dayanıyorum... Essin deli rüzgâr, içimde deprem Bu ayrılık de ğil korkunç cehennem... Alevler içinde ufkum, çerçevem Ate şin rengiyle boyanıyorum... Gönül da ğlarımda açan kardelen, Simsiyah geceyi ortadan bölen. Kar şıma geçip de naz edip gülen Doru tay, ben sana kıyamıyorum... Essin deli rüzgâr, tüter dumanım Gurbet ellerimde geçmez zamanım. Sevdanla akıyor damarda kanım, İnan ki, sevgine doyamıyorum... So ğuktur geceler geçmek bilmiyor, Ne kadar ça ğırsam yârim gelmiyor. Gökten ya ğmur ya ğsa beni bulmuyor, Nice bulut geçti sayamıyorum... Essin deli rüzgâr, Ceylan a ğlasın Çıldırsın, yas tutsun, kara ba ğlasın. Söyleyin gelmezse mektup yollasın Bu sıra sesini duyamıyorum...

Beste : Mevlüde BUDAK

38

NE ZAMAN ?

Bal arısı çiçe ğe Konar amma, ne zaman ? Yanlı ş olan, gerçe ğe Döner amma, ne zaman ?

Yazılınca yazılar, Gül doluyor asırlar. Yüre ğimden sızılar Diner amma, ne zaman ?

Deli gönül a şk eri, Bu kaçıncı seferi ? Diyojen’ in feneri Yanar amma, ne zaman ?

Bakma sakın halime, Sarılmı şım takvime. Dudaklarda kelime Donar amma, ne zaman ?

Dert kapladı özümü, Döndüm sana yüzümü. Sevda ba ğı üzümü Sunar amma, ne zaman ?

39

BU GURBET BU AYRILIK

Topra ğı çatlatan şey Bu gurbet, bu ayrılık. Yanarda ğ patlatan şey Bu gurbet, bu ayrılık.

Çe şmenin gârip tası, Beynimin haritası, Bulutun a ğlaması Bu gurbet, bu ayrılık.

Yollara yıkan bizi, Çileye sokan bizi, Kudretten yakan bizi Bu gurbet, bu ayrılık.

Dönmesi dünyamızın, Özüdür duamızın, Temeli sevdamızın Bu gurbet, bu ayrılık.

Atın çifte tekmesi, Gö ğün yeri öpmesi, Ceylan’ ın yâr demesi Bu gurbet, bu ayrılık.

40

KAR ŞI BALKONLAR

Kar şı balkonlarda söyle şip durur Ayı gökyüzünden ayartıyor can. Alıp hançerini ba ğrıma vurur İy’olmaz yâremi kanatıyor can.

Kar şı balkonlarda bülbül sesi var, Bilemem kalbinde acep nesi var ? Orada mutluluk burda yası var, Ağlarım... Yüzümü morartıyor can.

Kar şı balkonlarda gülün kokusu, Koku de ğil sanki yârin uykusu... Yusuf’ un dü ştü ğü sevda kuyusu Nerdedir ? Söylemez, aratıyor can.

Kar şı balkonlarda asılı mendil, Yorgun penceremde yanmıyor kandil. Ben inleyen hazan, o goncada gül Hüzün yapra ğımı kopartıyor can.

Kar şı balkonlarda e ğlence, cümbü ş Cadde ortasına yayılıp dü şmü ş. Aslılar, Şirinler bahtıma küsmü ş; Alın yazımızı karartıyor can.

41

SORU

Gönül atı a şk da ğına Çıkar dedim, çıkmadı mı ? Dostlar bir gün duda ğına Bakar dedim, bakmadı mı ?

Da ğ omzuna alır güne ş, Yaylalarda tutsan güre ş. Su misali gökten ate ş Akar dedim, akmadı mı ?

Aşk doldursun kalbimizi, Alsın gayri bizden bizi. Bu sevda her ikimizi Yakar dedim, yakmadı mı ?

Gönül atı dört naladır, Ova gurbet, da ğ sıladır. Ayrılık ba şa belâdır Yıkar dedim, yıkmadı mı ?

Ey Ceylan’ ım soru sorma ! Deli tayı da ğa vurma ! Bir gün senden telli turna Bıkar dedim, bıkmadı mı ?

42 TEBESSÜM

Her gamzede muhte şem gonca Bir sevda çiçe ği yüzde tebessüm. Rahmet dalgasıdır ömür boyunca Fıtratın dilidir özde tebessüm. Ufuk çizgisine sarılan gençlik, Sabır da ğlarında yontulan çelik. Gönül bahçesinde duran serinlik Elmanın rengidir, yazda tebessüm. Işık karanlı ğı nasıl bo ğarsa, O güzel tabloda mutluluk varsa, Hesabı, ölümü unutturmazsa Hakk’ ın rızasıdır sizde tebessüm. Sevda trenine alınan bilet, On be şinde hayâl dolu bir gölet. Yetmi şlik ninede huzur, bereket Gonca gonca güldür kızda tebessüm. Yı ğınla çileyi silip süpüren, Dı şta huzur veren, içte köpüren. Bayram sabahına alıp götüren Muhabbet gülüdür bizde tebessüm. Kahkaha nefsimin çılgın girdabı, Tebessüm ruhumun sonsuz mehtabı. Yunus çevirdikçe dertli dolabı Çıkrık kolundaki izde tebessüm. Rüzgârın dansıdır, koca deryada Bir uzay dolmu şu olan dünyada. Mevlâna’ ca dönüp duran Konya’ da Ney’ de, kudümlerde, sazda tebessüm.

43

HABER İN VAR MI ?

Yâr sundu ğun şerbeti İçtim, haberin var mı ? Tırpan ile gurbeti Biçtim, haberin var mı ?

Susamı ştım sevgiye, Sensin bana hediye, Çileyi kaymak diye Seçtim, haberin var mı ?

İki gözüm iki sel, Yeter gayri durma gel ! Seni bulmadan evvel Hiçtim, haberin var mı ?

Buldum “Bizim Yunus” u İbadettir uykusu... Zaman köprü, bende su Geçtim, haberin var mı ?

Ceylan seni bulacak, Bulup da kurtulacak... Gönlümü kö şe bucak Açtım, haberin var mı ?

44

YUNUS’ A G İDEL İM

Gel ey vazoların süslü lâlesi ! Gel ey gözlerimin top şelâlesi ! Gel ey yücelerden gönül kalesi ! Yunus’a gidelim, Yunus’a do ğru !

Ey karlı da ğların koca bulutu ! Dost bahçelerinin bal akan dut’ u... Sevgi ülkesinin sonsuz hudutu Yunus’a gidelim, Yunus’a do ğru !

Mekâna sı ğmayan “kimsesiz kimler” Ben a ğlarken bana gülen takvimler. Ey zamanlar, ey seneler, iklimler ! Yunus’ a gidelim, Yunus’a do ğru !

Da ğların omzunda ı şıktan çiçek, Çocuk be şiğinden fı şkıran gerçek. Gel ey aynaları çıldırtan mercek ! Yunus’ a gidelim, Yunus’a do ğru !

Ey dünya denilen uzay dolmu şu ! Gurbet mektubunun efsane ku şu. Dertli dolaplarda şakırdayan su, Yunus’a gidelim, Yunus’a do ğru !

45 DESTAN ATATÜRK

Ka ğnıyla çileyi avuçta tutup, Türklük ate şini içine katıp, Allah Allah diye destan yaratıp Yeniden dirilen vatan Atatürk, Tarihe sı ğmayan destan Atatürk. Bismillâh ! Ya Mevlâ’ m ! Açılsın ça ğım Yüksekten fırlayan Türk denen çı ğım, İyi dinle, i şit, hisset çocu ğum ! Nabzını ruhunda tutan Atatürk, Tarihe sı ğmayan destan Atatürk. Da ğ ba şından dumanları süpüren, Nice yüzyılları önceden gören; Her an içimizde ya şıyorsun sen ! Co şalım İzmir’den, Kars’tan Atatürk, Tarihe sı ğmayan destan Atatürk. Kuruyan topra ğa ya ğmursun ya ğan, Güne şsin Samsun’ da ufuktan doğan, Bo ğan, kör geceyi kabında bo ğan Yurt diye patlayan volkan Atatürk, Tarihe sı ğmayan destan Atatürk. Bilimsin, tekniksin, vatan türkümsün Sevgisin, barı şsın bitmez ülkümsün. Şöyle bir bakıver, yüzümüz gülsün ! Yurdu kucaklayan insan Atatürk, Tarihe sı ğmayan destan Atatürk. Tutu şan yürekte bayrak alısın, İnsan sevgisiyle öyle dolusun. Dünyanın ba şında zeytin dalısın, Zerreden kürreye umman Atatürk, Tarihe sı ğmayan destan Atatürk.

46 SAMSUN’ DAN DO ĞAN GÜNE Ş

Yurduma ı şık saçtı Samsun’ dan do ğan güne ş. Göklere bayrak açtı Samsun’ dan do ğan güne ş. Ye şertti yapra ğımı, Güldürdü bayra ğımı, Kurtardı topra ğımı Samsun’ dan do ğan güne ş. Yurttan dü şmanı attı, Ufkumu aydınlattı, Devrimleri anlattı Samsun’ dan do ğan güne ş. Ba şladı ta en ba ştan, Güller çıkardı ta ştan, Yazdırdı şanlı destan Samsun’ dan do ğan güne ş. Da ğıttı bulutları, Ağarttı ufukları, Işıttı hudutları Samsun’ dan do ğan güne ş. Dü şmana hesap sordu, Şahlandı ordu ordu, Yeni bir meclis kurdu Samsun’ dan doğan güne ş. Da ğları dümdüz etti, Geceyi gündüz etti, Tarihe bir söz etti Samsun’ dan do ğan güne ş.

47 BANA BAKMADIN

Ci ğeri be ş para etmez adama Öptürdün de yavru, bana bakmadın. Bütün gençli ğini, umutlarını Kaptırdın da yavru, bana bakmadın.

Yüzüne gülene eğilip baktın, Aşık oldu sandın, gözya şı döktün. Deli tay gibiydin, bak nasıl çöktün ? Yıkıldın da yavru, bana bakmadın.

Meydan okuyordun aya ve güne Süslenip giderdin her bir dü ğüne. Paslı bir çiviyle a şk kütü ğüne Çakıldın da yavru, bana bakmadın.

Gördüm, kar ya ğıyor dertli dö şüne Yıllar kur şun sıkar, garip ba şına. Ko şar deyip, topal atın pe şine Takıldın da yavru, bana bakmadın.

Arılar sen varken yapmazdı balı, Cümle gençlik derdi : “Benim olmalı !” Sevgisiz ellerde limon misali Sıkıldın da yavru, bana bakmadın.

Beste: Şenol YA ĞAR

48

DÜ ŞTÜM DÜ ŞEL İ

Ne gecem bellidir, ne de gündüzüm Bu kara sevdaya dü ştüm dü şeli. Söz dinlemez oldu divane gönlüm, Yıllarla kavgaya dü ştüm dü şeli.

Saatler, saatler inler, kudurur Adım atsam gonklar yeniden vurur. İçimde kırlangıç ormanı durur Aşk ile hülyaya dü ştüm dü şeli.

Şiir diye a ğlar, a ğlar yazarım Kurulunca deli gönül pazarım... Vallahi kimseye de ğmez nazarım ! Şu yalan dünyaya dü ştüm dü şeli.

Mısralar gönlümün çılgın dilidir, Okunmasa şair, elbet ölüdür. Şiir mi ? Söz ile ruhun gülüdür, Eksilmez belâya dü ştüm dü şeli.

49

SEVMESEYD İM

Seni candan sevmeseydim Boynu bükük kalır mıydım ? Ate şinle yanmasaydım Viran, yıkık olur muydum ?

Hasret, da ğdan daha büyük a ğrı, Yapmadıysan, son kez ça ğrı. Deli, dolu sana do ğru Ko şar, sık sık gelir miydim ?

Saklamasam suçlarını, Bulamazdın hiç yarını... Koklamasam saçlarını Belik belik bilir miydim ?

Ceylan’ ına nasıl kıydın ? Öldüm i şte, gözün aydın ! Bakı şınla vurmasaydın Kalbi delik ölür müydüm ?

50 BAYRA ĞIM

Masmavi göklerde dalga dalgadır Şanlı tarihimi bilen bayra ğım. Ezelden ebede büyük sevdadır Ça ğlar boyu, benim olan bayra ğım. Mazlum milletlerin sonsuz ı şığı, Özgürlü ğün ilham saçan be şiği, Gönül bahçemizin can sarma şığı Sanki çiçek açıp gülen bayra ğım. Karanlık geceme müjdeyle do ğan, Vatan dü şmanını çıldırtıp bo ğan, Mevlâ’ dan bizlere kutsal arma ğan Ayla yıldızını alan bayra ğım. Ufkumda sen vardın olmadım köle, Renginle geliyor zaferler dile, Huzurla, barı şla, ho ş görü ile Bin yılın zırhını delen bayrağım. Varlı ğım, hazinem, şerefim, şanım Ruhum,aklım,kalbim, mukaddes canım. Sınır boylarında tek heyecanım Şehit elleriyle gelen bayra ğım. Kıyamete kadar kudret felsefem, Se ğmenim, dada şım, zeybe ğim, efem. Asil soyum; ilgim, bilgim, dü şüncem Dü şmana korkular salan bayra ğım. Türk o ğlunun ça ğlar a şan türküsü, Aşkı, mutlulu ğu, büyük ülküsü. Güzeller güzeli, cihanın süsü Daima zirvede kalan bayra ğım.

51

BİZİM ÇOCUKLAR

Müjdeler sunarak yeni bin yıla Ça ğlayıp akıyor bizim çocuklar. İlimde, sanatta birincili ğe Gözünü dikiyor bizim çocuklar.

Bilgisayar ile oynar, gülerken; Söz verdi ği yere gidiyor erken. Bizler mikrofonda terler terlerken Ekranda şakıyor bizim çocuklar.

Bir de ğil, birkaç dil bilir, konu şur İnternete sorar, sorar danı şır. Dünyadaki herkes ile tanı şır, Dostlukla bakıyor bizim çocuklar.

Mektup ne, gurbet ne asla bilmiyor Dostunu bir anda atıp, silmiyor. Bilgisi artıyor, hiç eksilmiyor Sürekli okuyor bizim çocuklar.

Bizler, dert çekerek geçirdik günü Gelecek bahara uçurduk günü. Tutup sarho ş ettik, içirdik günü Menek şe kokuyor bizim çocuklar.

52

GECELER

Hiç kımıldamadan sessiz sedasız Da ğların ardında bekler geceler. Çıkarıp ba ğrından binlerce yıldız Sınırsız göklere ekler geceler.

Bir fener misâli tutarak ay’ ı, Güya kandırıyor ya şlı dünyayı; Güne şle yapmı ş da büyük kavgayı Kara bıçakları saplar geceler.

Simsiyah çar şaftır dü şer günüme, Acılar, sızılar katar tenime... Sanki fırsat kollar çıkar önüme İş te mezar deyip haklar geceler.

Koymaz hiçbir şeyi, koymaz yarına Dü şmanca, mercimek verir fırına... Helâl kazananlar gelmez aklına Haramzadeleri aklar geceler.

53

SEN İN NEY İNE

Yan gelip yatarsın sırça sarayda Dayı, dayı... Yokluk senin neyine ? Geberir dururmu ş memur her ay’ da; Sahi, sahi... Yokluk senin neyine ?

Yuvarla viskiyi, tüttür puroyu Halıyla, koltukla doldur büroyu. Zaten hep sanadır milletin oyu; Herkes sana kul... Kulluk senin neyine ?

Pe şpe şe dizmi şsin hamamlar, hanlar Ekonomi, yalan dilinden anlar, Döndü sayenizde kara sabanlar Mazot arar köylü...Pulluk senin neyine ?

Ço ğalsın borsada paralar yatsın, Ba ğında, bahçende bülbüller ötsün. Emekli kuyrukta sürünüp gitsin, De i şçiye : “Bolluk” senin neyine ?

Çıkma sarayından seyret mehtabı, Canın sıkılırsa çevir kitabı. Vatanda ş her zamda yutarmı ş hap’ ı; Rahat uyu... Yumruk senin neyine ?

54 SEN D İYE D İYE

Dokuz gök, dört unsur, sen diye yanar Canımın içinde sen diye diye... Üç mevlud, üç gece, üç hikmet sunar Canımın içinde sen diye diye...

Toprak aya ğımda dalgalanıyor, On sekiz bin âlem halkalanıyor, Yedi deniz a şkla çalkalanıyor Canımın içinde sen diye diye...

Bir saniye sensiz edemiyorum, Şaşırdım bir yere gidemiyorum. Kızgın bir saçtayım tütemiyorum Canımın içinde sen diye diye...

Omuz ba şlarımda melekler gördüm, Dokuz gökten öte felekler gördüm. Ya ğmuru getiren ulaklar gördüm Canımın içinde sen diye diye...

Dünya toz zerresi, gözümde şimdi Aşkın alev alev özümde şimdi. Nice günah yanar közümde şimdi Canımın içinde sen diye diye...

Ceylan’ ım, dokuz gök üstüne çıktı, Dostun yollarına gönlünü yıktı. Mesafe kısaldı, sonsuza aktı Canımın içinde sen diye diye...

55 KÖYE ÖZLEM

- Can a ğabeyim İsa KAYACAN’ a... Moraran da ğların esmer çocu ğu, Yalın ayak gezen tarlada benim. Unutmamı ş, gerçek dostların ço ğu Tutu şur gözlerim sılada benim.

Ba ğ bozum vaktini geçti sanmı şım, Üzümleri salkım salkım anmı şım, Özlemiyle ate ş olup yanmı şım; Ayaklarım tozlu yollarda benim.

Çapaya giderdim “imece” tutup Ekin yı ğınına kendim unutup Askere gidince yazdı ğım mektup Okunur dayıda, halada benim.

Bilirim, ka ğnılar dilsiz yatıyor, Çekirge bozkırda ka şın çatıyor. Ramazan ak şamı güm güm atıyor Yüre ğim Ezan’ da- Salâ’ da benim.

Çe şmelerde testi testi sularım, Yayla ak şamında tüm uykularım, Yetimler a ğlasa ben de a ğlarım, Yamalı giyside, yoksulda benim.

Sizin olsun, beton yı ğını “ şeğer” Geçmi şi ya şamak mümkünse e ğer, Büyülü gözlerim, alnımdaki ter Duruyor, kilimde-palada benim.

56

HACI BAYRAM VEL İ

Ankara’ da Solfasol’ da Do ğdu, Hacı Bayram Veli. Güne ş olup doruklardan Do ğdu, Hacı Bayram Veli.

Hak, hukuktu, adaletti Ankara’ yı mesken etti. Fatih’ imi o ke şfetti; Ça ğdı, Hacı Bayram Veli.

Ak şemseddin talebesi, Ta şı delerdi nefesi. Nice ça ğı a şar sesi; Sa ğdı, Hacı Bayram Veli.

Ceylan’ ıma yol gösteren, Zikir yapan, güller deren, Hasatlar, sanatlar veren Be ğdi, Hacı Bayram Veli.

57

ELLER İMİ BIRAKIN

Tutmayın ellerimden Ben bana gidiyorum. El de ğil, dost hiç de ğil Ben bana gülüyorum.

Ayrıldım kaç ay oldu ? Dert beni kaça yoldu ? Tabutlar saray oldu, Ben bana gidiyorum.

Özümde kaynar kazan, Gözümde kutlu düzen, Derimi benim yüzen; Ben bana gidiyorum.

Bırakın ellerimi, Koparın dillerimi, Alın kandillerimi Ben bana gidiyorum.

Sızlıyor yaralarım, Yârimi sayıklarım, Durmayın ayaklarım Ben bana gidiyorum.

58

METROYA

Kırk istasyon gezdim yâri aradım Deliye saydılar senin yüzünden. Sevda gi şesinden bir bilet aldım Yediye saydılar senin yüzünden.

İndin yer altına o’ nu kaybettim, İnsanlarla vagon vagon harp ettim, Eridim, yok oldum, yâr diye bittim, Doluya saydılar senin yüzünden.

Hâl bilmez camların saklar acımı, Kırıp aldım en sonunda öcümü. Bütün günahımı, bütün suçumu Valiye saydılar senin yüzünden.

Dur artık burada, bak inece ğim ! Cümle bakı şlardan delirece ğim ! Gün yüzü görmedim, soldu çiçe ğim Çalıya saydılar senin yüzünden.

59

ACEM İ A ŞIK

Tecrübesiz pilot gibi uça ğı Yere çaktım, gayri artık ölüyüz. Davet mektubuydu baldan duda ğı; Seyrine daldım... A şk acemisiyiz...

Kar şımda simsiyah saçın taradı, Ba ştan çıkarmaktı beni maksadı. “Ne güzelmi ş bura !” dedi uzandı; Şaşırıp kaldım... A şk acemisiyiz...

Kokular süründü, etek düzeltti Ofladı, pufladı, telefon etti. “Senin de sevgilin var mıdır ?” dedi; Dersimi aldım... A şk acemisiyiz...

Su istedi, içi yangın yeriydi Alevdi, ı şıktı, nurdu, periydi. Sevdaya susamı ş çılgın biriydi; Buz kestim kaldım... A şk acemisiyiz...

Fettandı, oynaktı, hem de kaynaktı Soru soracaktı, yüzüme baktı. Uyudu, uyandı, sonra da kalktı; Ben yalnız kaldım... A şk acemisiyiz...

60

KALDIM

Aşığım, yanarım farkında de ğil Deldi yüre ğimi, yürek toz duman. Kardan adam olup eriyip gittim, Elimde süpürge, kürek toz duman.

Kar ya ğdı ba şıma “bu ne-kı ş ?” dedi, Anlattım yılları, “ne de ho ş !” dedi, Bakmadan içime “Ay ! Sarho ş !” dedi Sevda yollarında durak toz duman.

Sihirli bir hava kattı sesine, Bu sesle deliren Ceylan nesine, Beynimin makine dairesine Dört nala girdi de burak toz duman.

Bakmadı yüzüme gâvurun kızı ! Göklerin inadı, şim şeğin hızı... Ağzında çi ğnedi güya sakızı; Saçının telinde tarak toz duman.

Hasret gömle ğini sırtına giydi, Rüyâmı süsleyen e şsiz periydi, Dünyamı sallayan deprem gibiydi Yıkıldı çatılar, direk toz duman.

61

BİR BAHAR AK ŞAMI

Bir bahar ak şamı ça ğırdın beni “Haydi, benim gibi çiçek aç!” dedin. Menek şe elinle yo ğurdun beni “Haydi, burcu burcu koku saç!” dedin.

Bir bahar ak şamı kapladın gö ğü, Parlak yıldızlarla a ğarttın da ğı, Hasret ate şiyle yakıp duda ğı “Sevda pınarımdan e ğil iç!” dedin.

Bir bahar ak şamı kestin yolumu, Ba ğladın zincirle iki kolumu, Göze aldım u ğurunda ölümü “Bu yaptı ğın idamlık bir suç!” dedin.

Bir bahar ak şamı dünyamı yıktın, Vurdun kelepçeyi zindana tıktın, Aniden karşıma gülerek çıktın, “Sabır ırma ğıydın akıp, geç !” dedin.

Bir bahar ak şamı kanıma ya ğdın, Donmu ş bulutlardan ya ğmuru sa ğdın, Okudun, üfledin, elinle de ğdin Baktın ki, bir şey yok, “Bu ne hiç ?!” dedin.

62

DOSTLARA VEDA

İş te geldim, gidiyorum Tabutumu bekliyorum, Hepinizi seviyorum, Ho şça kalın dostlar e mi ?

Sona erdi bunca kavga, Mısralarda kaldı sevda. Yalan imi ş koca dünya, Ho şça kalın dostlar e mi ?

Kara toprak hiç der mi “Dur !” Takvim dü şer, saat durur. Gelen gider, yasa budur Ho şça kalın dostlar e mi ?

Omuzlayıp götürünüz, Sarayıma yatırınız. Gitmiyor mu sanırsınız ? Ho şça kalın dostlar e mi ?

Hakkım varsa helâl ettim, Bir şairdim, yazdım, öttüm. Dost dost diye yandım, tüttüm Ho şça kalın dostlar e mi?

63

OYNAMAK İST İYORUM

Ne şeyle fıkır fıkır Kaynamak istiyorum. Çalsın saz, vursun davul Oynamak istiyorum.

Dik ba şı dü şmü ş yere, Demi ştik biz kaç kere. Su olup sere serpe Damlamak istiyorum.

Sözümü dinlemezdi Gel desem gelemezdi. Acaba kimler ezdi ? Anlamak istiyorum.

O yalan, i şte gerçek, Öğrendi cahil-alçak. Halini mercek mercek Zumlamak istiyorum.

Bak Ceylan, sefasında; Siz durun cefasında. Bin defa kafasında Gümlemek istiyorum.

64

GÜL GÖNDERD İM

-Bacana ğım M. Rıza Demirel’ e...

Dün gece adın anıp Dertlerimi dindirdim. Gözlerine aldanıp, Bir demet gül gönderdim.

Aşkınla sarho ş oldum, Bakı şında kayboldum, Delirdim kölen oldum, Bir demet gül gönderdim.

Bin buse duda ğında, Sevgiler kuca ğında, Uyurken yata ğında Bir demet gül gönderdim.

Bir sevdasın dünyada, Gönlüm sensiz tasada, Kar şımdayken masada Bir demet gül gönderdim.

Yoktur a şkın hududu, Sensin Antalya dut’ u Gözüm gözün okudu Bir demet gül gönderdim.

65

TOROSLARA G İDER İM

Toroslara ala-bahar gelince Yaylalara göçüversem olmaz mı ? Duda ğımda allı turna türküsü, Derelerden geçiversem olmaz mı ?

Yıllar süren dertlerimi bitirse, Sinesinde duman duman yatırsa, Seher yeli yâr kokusun getirse, Koklayınca, uçuversem olmaz mı ?

Yıldız yıldız obaların, yurtların, Burcu burcu gevenlerin, otların Serçelerin, çakalların, kurtların Her birini seçiversem olmaz mı ?

Beni benden alır gider bir çi ğdem, Bu şehirde i şim nedir bilemem ? Karlı da ğlar hem aklımdır, hem gövdem Kar suyunu içiversem olmaz mı ?

Siliversem ba şımdaki ak’ ları, Şahin olup parsellesem gökleri, Yoku şlara do ğru kılcal kökleri Yer altından saçıversem olmaz mı ?

Yavuklumun saçı durur koynumda, Hasreti var bıçak bıçak boynumda, Gümbürdeyen ormanlara, sonunda Yüre ğimi açıversem olmaz mı ?

66 YÜZ YA Ş Şİİ Rİ Unutman mümkün de ğil Bo şansan, evlensen de. Alaca ğım mutlak, bil ! Yüz ya şına girsen de. Bulu şalım gizlice, Sevi şelim iyice, Gel benim ol her gece ! Yer altına girsen de Alaca ğım ben seni ! Yüz ya şına girsen de. Dokuz koca bo şayıp, Altın kö şkler dö şeyip, Işım ı şım ı şıyıp, Defterimi dürsen de Alaca ğım ben seni ! Yüz ya şına girsen de. Bakı şındır ça ğıran, Ate şindir kavuran, Dokuz çocuk do ğuran İki gözü körsen de; Alaca ğım ben seni ! Yüz ya şına girsen de. Sorsan lokman hekime, Derman bulmaz derdime, Davâ açıp hakime Ba şa belâ örsen de Alaca ğım ben seni ! Yüz ya şına girsen de. Yüz bin engel gersen de Bir sen de, a şk bir sen de Bana gönül versen de / Vermesen de Şu dünyada birsen’ de Alaca ğım ben seni ! Yüz ya şına girsen de...

67 TUFAN BABA

Toroslara bahar gelmi ş Gel gidelim Tufan Baba. Gün vurdukça kar erimi ş Gel gidelim Tufan Baba.

Gürül gürül akar sular, Mele şir cümle kuzular. Çobanları kaval çalar, Gel gidelim Tufan Baba.

Ça ğırıyor sarı çi ğdem, Çiçe ğini açmı ş badem, Bu kadar hasretsin madem ?! Gel gidelim Tufan Baba.

Anlarsın da ğın dilini, Bilirsin ba ğın gülünü, Bekletme kızı, gelini Gel gidelim Tufan Baba.

Geldi i şte ala-bahar, Ayasa’ dır sevdalı yâr. Kurtlar, ku şlar bile duyar Gel gidelim Tufan Baba.

Not: Ayasa, Toroslarda do ğa harikası Bir yer adı. Bakınız: “Torosların Türküsü”

68 TOROS AK ŞAMLARI

Toroslarda ba şka olur ak şamlar, Uyumazsın, sabahları tez gelir. Tepenizde öpü şür de yıldızlar, Sanırsınız, bir edalı kız gelir.

Çe şmelerde güp güp eder suları, Bal doldurur pete ğine bir arı. Silersiniz göz yumunca yılları Rüyânıza ceylan ceylan göz gelir.

Ulu ku şlar, seslenir de korkutur Yeller eser, u ğultular ürkütür. Sazlar çalar Karac’o ğlan türküdür Dilinize türlü türlü söz gelir.

Işığıyla gökte güler ay dede, Efsunlanmı ş gölge akar derede. Bir be şikte sallanırken son bebe, Anasına, suna boylu kız gelir.

Kucak açan hayâlettir a ğaçlar, Çi ğdemlere gebe kalır yamaçlar. Su yerine süt doludur bakraçlar Bir içseniz, yoku ş bile düz gelir.

Torosların ak şamları ba şkadır, Karlı da ğın uyanı şı a şkadır. Yayla yayla sevdaları ba şlatır; Ceylan gözden, cilve gelir, naz gelir.

69 KARA GECELER

Geceler, geceler kara geceler Bu kadar bekleme “yat” dedi bana ! İnerek semadan çılgın pençeler Söküp yüre ğimi “tut” dedi bana !

Geceler zamanın içinde viraj, Geceler, öfkemi bekleyen garaj. Ya da şiir şiir delirten kürtaj Mısrada nabız ol, “at” dedi bana !

Geceler, gönlüme tutulan silâh, Hep onu bekliyor kö şede sabah. Böyle yazı yazmı ş Yaradan, İlâh, Kendi dergâhına “git” dedi bana !

Geceler, kiminin boynunda kındap Kimine durmadan örüyor çorap, Bu siyah çar şafı kaldır ey Yarab ! Üstümüzden... Korktum, “höt” dedi bana !

Geceler, beynimde oturan bir da ğ, Geceler zalim, acımasız be ğ... Sanki omuzumda çile dolu he ğ Dilin dönüyorsa “öt” dedi bana !

70

ŞANLI BAYRA ĞIM

Gökte açan en mukaddes çiçe ğim, Kutlu sevdam, a şkım, ruhum, gerçe ğim Gerekirse, u ğrunda ölece ğim !.. Ba şımızdan eksiltmesin Allah’ ım ! Ay yıldızlı, benim şanlı bayra ğım !

Cephelerin destanla şan kartalı, En muhte şem zaferlere sevdalı... Mehmetçi ğin gönülda şı, maralı Dosta güldür, dü şmanlara silâhım Ay yıldızlı, benim şanlı bayra ğım !

Şehit dü şer, sarılırsın tabuta, Dalgalan da ba şın de ğsin buluta, Yakı şırsın kalelere, huduta Gölgen ile mutlu olur topra ğım, Ay yıldızlı, benim şanlı bayra ğım !

Onurumsun, gururumsun, benimsin Gülen yüzüm, gören gözüm, kalbimsin Her şeyimsin, bitmeyecek sevgimsin Sevgin ile ye şeriyor yapra ğım, Ay yıldızlı, benim şanlı bayra ğım !

71

GİDİYOR

Yüre ğimde kopan a şkın tufanı Yunusların dergâhına gidiyor. Tutamıyom içimdeki ceylanı Yunusların dergâhına gidiyor.

Bal arısı çiçe ğine varınca, Bir güvercin yavrusunu sarınca, Gözü gül şen, gönlü gül şen karınca Yunusların dergâhına gidiyor.

Leylaların söylenmemi ş sözleri, Ferhatların da ğı delen gözleri, Sevenlerin cümle ayak izleri Yunusların dergâhına gidiyor.

Sazlıklardan boy uzatan bir kamı ş, Gök yüzünü bin bir renge boyamı ş. Ne göreyim ? Sabah erken uyanmı ş Yunusların dergâhına gidiyor.

72

KURTAR BEN İ

Bin günahın içindeyim Kurtar beni, kurtar beni. Bilmiyorum kimim, neyim ? Kurtar beni, kurtar beni.

Nerde kötüm, nerde iyim ? Kendi sarayımda beyim. Ben, şu ben’ in kölesiyim Kurtar beni, kurtar beni.

Geldim i şte yana yana, Kurban olam inan sana. Can simidi uzat bana Kurtar beni, kurtar beni.

“Kirmen” olup dönüyorum, Hep maddeyi görüyorum, Do ğmamı şken ölüyorum Kurtar beni, kurtar beni.

Huzurundan kovulmadan, Zerre zerre da ğılmadan, Günahımda bo ğulmadan Kurtar beni, kurtar beni.

73 YUNUS NERDE ?

Hey ı şıklar, hey â şıklar ! Gerçek yolda dola şıklar, Ve çıldırtan sarma şıklar Pirim nerde, Yunus nerde ?

Hey erenler, hey veliler ! Aşk yolunda tüm deliler, Ve bal gibi şeftaliler Pirim nerde, Yunus nerde ?

Hey, hey iman denen ölçek ! Hey, hey zaman denen gerçek ! Ve a ğlayan “Sarı Çiçek” Pirim nerde, Yunus nerde ?

Hey arılar, hey kovanlar ! Bayram günü “bir” do ğanlar, Bulut bulut gül ya ğanlar Pirim nerde, Yunus nerde ?

Garip Ceylan, deli oldu Düz odunun dili oldu. Kovanların balı oldu, Pirim nerde, Yunus nerde ?

74 HASRET TÜRKÜSÜ

Ye şil asmalardan aldı ğım üzüm Sensin salkım salkım gecem, gündüzüm Teselli pınarı yetmiyor bana Seni gerek seni, ey iki gözüm Dikenli yollardan yollar açsana İnan ki hasretim, hasretim sana !..

Ye şil asmalardan koptu yapra ğım, Bilmem, güz mü geldi, geçiyor ça ğım. Kuruyup kaybolur avcumda kına, Vücudum kor ate ş, yanar duda ğım, Gel gayri, gel gayri biraz yakına ! İnan ki hasretim, hasretim sana !..

Ye şil asmalardan ye şili aldım, Ya ğmur bekliyorum gayri bunaldım. Seni görüyorum baksam her yana Arzın merkezine kökleri saldım, Gök de ğil, yer imi ş; me ğer sauna İnan ki hasretim, hasretim sana !..

Ye şil asmalardan uzanır kollar, Sessizlik sesiyim dönmüyor diller, Artık anla beni, kaydet dünyana; Sendedir bahçeler, sendedir güller, Ey cümle yetimi güldüren ana İnan ki hasretim, hasretim sana !..

75 DOSTA BEN İ GÖTÜRECEK

Acı gerçek, katı gerçek Dosta beni götürecek. Yunus olup sarı çiçek Dosta beni götürecek.

Uzun uzun ince yollar, Rüzgâr gibi geçen yıllar, Ve gelecek tüm asırlar Dosta beni götürecek.

Meclislere gelip cânlar Atomu kudurtan HAN’ lar, Hep bir olup tüm insanlar Dosta beni götürecek.

Yüre ğimde duran Cennet, Şu ba ğrımı saran gurbet, Eyyup’ un ba şındaki dert Dosta beni götürecek.

Mevlâna’ ca inleyen ney, Birle şerek kuzey-güney, Kâinatta olan her şey Dosta beni götürecek.

Ya ğmur deyu yanan çöller, Irmakları yutan göller, Tomurcukta kalan güller Dosta beni götürecek.

76

YAKARI Ş

Kalmadı dizimin gücü, mecâli Yandım yollarında harman misali Yollar dü ğüm dü ğüm nerede sıla ? Öteler, öteler söyleyin gayri ! Sabır tokma ğında düzeldi e ğri Göster sultanımı ey güzel Mevlâ !

Gözüm kilitleri çözdü pe şpe şe, Yorganı, yata ğı serdim ate şe. Ne şe topu ğumda ba şımda belâ, İçimde yalın kılıç durur efeler, Dı şımda, raks eder tüm mesafeler; Göster sultanımı ey güzel Mevlâ !

Hangi da ğın ardı ya ğmura gebe ? Hangi gök, hangi yer, oynar körebe ? Çatladı topraklar dönü ştü çöle... Gaiplerden bir ses, ses versin bana O sesle haykırsam bütün cihana Göster sultanımı ey güzel Mevlâ !

Göster ki, bahara dönü şsün kı şım, Göster ki, kurusun gayri göz ya şım. Bu çile yetmez mi, yetmez mi kula ? Zerrede umman var, noktada sonsuz, Bilirsin olmuyor dünyamız onsuz Göster sultanımı ey güzel Mevlâ !

77

DÜNYA İÇİNDE DÜNYA

Irmaklardan denizlere akar su “Ak ! Ak !” diyen bir dünya var içinde. Bulut olur sonra gö ğe çıkar su “Çık ! Çık !” diyen bir dünya var içinde.

Suda balık, balıkta göz parlıyor Bir derede yüz bin hayat kaynıyor, Balık suya, dere kime oynuyor ? “Oh ! Oh !” diyen bir dünya var içinde.

Hıçkırıp duruyor sararan yaprak, Ya ğmuru bekliyor yaprakla toprak. Gül dalı şebneme süslü salıncak “Hah ! Hah !” diyen bir dünya var içinde.

Kar dü şmü ş, sırrını saklamı ş buzlar, Şadırvanda güvercindir susuzlar, Su bekle şir dı şı ye şil karpuzlar “Ah ! Vah !” diyen bir dünya var içinde.

Asma dalı salkımlardan e ğilmi ş, Sanki üzüm ona göre de ğilmi ş. Yorulmu ş, terlemi ş bana bak demi ş “Bak ! Bak !” diyen bir dünya var içinde.

Mavi gö ğe bir merdiven kurmalı, Bulutları birbirine vurmalı... Çe şme bekler, ceylan gözlü sürmeli “Hak ! Hak !” diyen bir dünya var içinde.

78

BU YOLDA

Zamanı, mekânı a şıyor ruhum Hikmet denizine daldım bu yolda. Ayaklar altında ba şım, gururum Şükür ki, ölmeden öldüm bu yolda.

Irmaktır hicranım, göldür hasretim Benden bana akar sonsuz gurbetim, Be ş tabut içine giriyor etim Veysel Karani’ yi buldum bu yolda.

Yıkıldı bo şluklar, çöl suya güldü Masmavi tülbentten rahmet döküldü, Kelepçe eridi, çelik büküldü, Kendi namazımı kıldım bu yolda.

Sabır kuyusuna öfkeyi attım, Gönül çıkrı ğından çileyi tattım, Bir dolap misali döndüm, anlattım Anlatıp hâlime güldüm bu yolda.

79

SESLEN İŞ

Do ğru söyleyeni Dokuz köyden kovarlarmış. Onuncu köyden sesleniyorum : -“Yine seni seviyorum !”

Körler pazarında Ayna satılmazmı ş. Körlerden vaz geçtim, Sa ğırlar pazarında sevda satıyorum, Gün boyu haykırıyorum : -“Yine seni seviyorum !”

80 ATATÜRK

Zamanı, mekânı a şan dü şünce, Kabına sı ğmayıp ta şan dü şünce, Bayra ğın renginde co şan dü şünce Atatürk, Atatürk de ğil de nedir ?

Tanırı’ nın katına kutsal yakarı ş, Süngünün ucundan fı şkıran barı ş. Özgürlü ğe do ğru bu sonsuz yarı ş Atatürk, Atatürk de ğil de nedir ?

Ça ğıl ça ğıl zafer ırmaklarıyla Dalga dalga iman bayraklarıyla, Gö ğe çıkan şehit dudaklarıyla Atatürk, Atatürk de ğil de nedir ?

Tarihin beynine kurulan ota ğ, Mazlum milletlere açılan ça ğ, Kükreyen, kükreyen koca yanarda ğ Atatürk, Atatürk de ğil de nedir ?

Zincirleri damla damla eriten, Topra ğımı avuç avuç dirilten, Burcu burcu, insan insan ye şerten Atatürk, Atatürk de ğil de nedir ?

Şim şek şim şek nabızlarımda vurur, Vatan a şkı ile sınırda durur, Gözlerimde ı şık, ellerimde nur Atatürk, Atatürk de ğil de nedir ?

81

SARKAÇ DÜNYA

Bir yanı uçurum, bir yanı düzlük Sallana sallana dönüyor dünya... Bir yanı kı ş-boran, bir yanı yazlık Allana pullana dönüyor dünya...

Ya ta ş ile toprak, ya da camekân Ya büyük yoksulluk, ya da sırf imkân Ya korkunç ma ğara, ya deli volkan Söylene söylene dönüyor dünya...

Kâh dinmez gözya şım, kâh sonsuz ne şem, Kâh çeteyle baba, kâh fakir annem Kâh Cennetten tablo, kâh ölüm, deprem Yaylana yaylana dönüyor dünya...

Bitki, hayvan, insan; cin, melek, şeytan Hepsi birbirine nedendir dü şman ? Mutluluk içinde permeperi şan Ellene bellene dönüyor dünya...

82

GURBET... Y İNE GURBET...

İçimde devamlı bir gurbet durur, Gönlüm kuzu olmu ş meliyor, vay be !. Ferhat’ ın yolunda yüre ğim da ğdır Sanki burgu burgu deliyor, vay be !

Beni, ben yapan O, beni bulan O Ba şımı sevdaya, derde salan O, Ceylan deyip, canı tenden alan O Gece rüyama da geliyor, vay be !

Işıtsa kalbimi kudret kandili, Ağız zindanına hapseder dili. Ben de ğirmen ta şı, O ise mendili Hasret bu ğdayını eliyor, vay be !

Bir katre olaydım, aşkın selinde Bir kâ ğıt olaydım, dostun yelinde, Şeytana bir uysam, bıçak elinde Nefsimin ba şına çalıyor, vay be !

Ceylan’ ım geceye ı şık olmu şsun, Yârin kapısına e şik olmu şsun, Anladım, do ğuştan a şık olmu şsun Ayrılık, canını alıyor, vay be !

83

FISTI ĞIM

İki dirhem, bir çekirdek fıstı ğım Çıtır çıtır kavruluyor, bir tanem. Hesaplamı ş gözleriyle Mıstı ğım Her sayıda do ğruluyor, bir tanem.

Bayram gelir şu yüzüme bakarsa Bakı şıyla ça ğıldayıp akarsa, “Kollarıyla bedenimi bir sarsa !” Diye, her gün ça ğrılıyor, bir tanem.

İki dirhem, bir çekirdek mele ğim Son şiirim, yavru ku şum, bebe ğim Kara günde kardan beyaz ipli ğim Kirmenlerde e ğriliyor, bir tanem.

Yaprak döken, kuruyan bir gül eder. Kendisine bülbül gibi kul eder, Görenleri yıkar, yakar kül eder Rüzgâr rüzgâr savruluyor, bir tanem.

84 DİKKAT ET

Ulu orta söz deme Dedi ğine dikkat et ! Buldu ğunu hep yeme Yedi ğine dikkat et !

Ses var, sözü duyulmaz Dedi ğine uyulmaz, Her biçilen giyilmez Giydi ğine dikkat et !

Bir gırtlakta kırk bo ğum, Bir meyvede bin tohum. Kullan aklı, yap yorum Seçti ğine dikkat et !

Şaşar kalır ölçüler, Bitiverir ülküler. Uçar gider köprüler Geçti ğine dikkat et !

Bazen gizli açılmaz, Sudan kefen biçilmez. Kirlenmi ş su içilmez İçti ğine dikkat et !

85 ANADOLUM SANA DOYMADIM

Başak ile, burçak ile, ot ile Dü ğün yaptım, kiraz ile, dut ile Kına yaktım, gelin aldım, at ile Sa ğdıç oldum, döne döne oynadım Anadolu’m sevdim seni doymadım.

Giresun’ da, Alanya’ da gülen ses Karanlı ğı parça parça bölen ses Heybelerden, kovanlardan gelen ses Ba şka bir ses, can evimde duymadım Anadolu’ m sevdim seni doymadım.

Toroslarda da ğı delen bir türkü Erciyes’ in ba şındadır ak örtü, Manavgat’ ta gö ğe çıkan gürültü; Dilim dilim portakalı soymadım, Anadolu’ m sevdim seni doymadım.

Dört yanında, dört bir mevsim oyna şır İnsanların birbirine kayna şır, Büyük kentler her köyümden iz ta şır. Oca ğında fokur fokur kaynadım, Anadolu’ m sevdim seni doymadım.

Ben sendeyim, sen bendesin, ikimiz Tarlalarda, bahçelerde tek B İR’ iz Çotuk çotuk, incir incir ve ceviz Dallarını çiçek çiçek saymadım Anadolu’ m sevdim seni doymadım.

86 DOLA ŞIRIM

Giydim Yunus hırkasını Dost dost diye dola şırım... Yedim kudret lokmasını Dost dost diye dola şırım...

Keskin Sırat Köprüsü’ nde Kırk bin âlem çatısında Sekiz Cennet kapısında Dost dost diye dola şırım...

Bir sevdayım her gönülde Dokuz gökte, gonca gülde Mecnun gibi kızgın çölde Dost dost diye dola şırım...

Hele Yunus “Gel !” desin de, Bin a ğacın gövdesinde Ve Kâbe’ nin çevresinde Dost dost diye dola şırım...

87

EY GÖZLER İM !

Davacıyım iki gözüm ben senden Neden bilmem, ömür boyu a ğladın ? Dalgasını yok etti ğin denizden Kumlarının hatırını sormadın.

Kök toprakta, yaprakları duacı Görmüyorsun a ğlıyorken a ğacı. Davacıyım, davacıyım, davacı ! Dü şlerimi hayırlara yormadın.

Bir yuvada dönüp durma hep oyna İçimdeki ate şlerde tüt, kayna. Taban ayna, tavan ayna, yan ayna Benim ile zindanlara girmedin.

Aynalarda yalan de ğil gerçek var, Saatlerde çizgi çizgi ölçek var, Yorgun dü ştün, pencerende mercek var Bakı şını sonsuzlu ğa vermedin.

Davacıyım sizlerden ey gözlerim ! Karanlı ğa aktıkça gündüzlerim... Baharları, ı şıkları özlerim; Sabahları hiç ba ğrıma sarmadın.

88

ÖZLEM DE Ğİ RMEN İ

Haber aldım yine nazlı yârimden Ceylansı gözleri kan oluvermi ş. Tütsüler yaptırmı ş kavu şmak için Gönül gemileri yan oluvermi ş.

Bir sancıyı çeker mektupta sesi, Beynimi doldurur gülden nefesi, Kavrulmu ş hasretle nurlu gövdesi Gurbet diye diye han oluvermi ş.

Azgın dalga gibi sahile vurmu ş, Acıklı türküler söylemi ş durmu ş, Mektupta son defa bir dünya kurmu ş, Yine canlar üzre can oluvermi ş.

Nerede a şk dolu mevsim nerede ? Delirtir yalnızlık dört bir yörede, Özlem de ğirmense yârim orada De ğirmenden akan un oluvermi ş.

Kokladım mektubun, bin kez kokladım, Sararmı ş resmini aldım, sakladım. Unuttum, ne idi kütükte adım; Mutlu günlerimiz son oluvermi ş.

89

HASRET DUASI

Çöle dönmü ş hangi yürek dayanır ? Şu ba ğlara; harap, harap... Ey Yarab ! Bir garip muslu ğum su akıt benden Bahçelere; yalap yalap... Ey Yarab !

Üzüm, üzüm bakan bebekler ile, Şarkılar söyleyen çiçekler ile, Bir ses vermeliyim kelebeklerle Şu dünyaya; Çalap...Çalap... Ey Yarab !

Asmaların yapra ğını yıkayım, Fidanları yeni ba ştan dikeyim, Yunus Emre gibi sular dökeyim Şu ovaya; dolap... Dolap... Ey Yarab !

Umman çıkar bir damlanın özünden, Ceylan’ ımın yere dü şse gözünden. Sultanımın nurlar saçan izinden Yürüt beni; rap! Rap! Hak! Hak ! Ey Yarab !

90

BİR TELEFON ÇALSA

Bir telefon çalsa, hoplar yüre ğim Kara haberini duyarım diye. İçimde üst üste yıkılan da ğlar, Korkuyor Ferhat’ ca oyarım diye.

Bir telefon çalsa, açıp bakamam, Buz tuttu sularım gayri akamam. Kapkara geceden asla çıkamam İlham fırçasıyla boyarım diye.

Bir telefon çalsa, istemem duymak, Alın yazımızdır böyle a ğlamak, Ne olur güzelim sen kendine bak ! Hiç beni dü şünme helâlim diye.

Bir telefon çalsa, ruhumda tufan, Girdaplar içinde, bu halim yaman. Güzel günler olur permeperi şan Takvim yapra ğıyla sayarım diye.

Bir telefon çalsa, gönlüm kıyamet, Çı ğlık çı ğlık ruhum, bitmi ş saadet. Son görü şmemizde demi ştin : “Sabret !” Korkmu ştun pe şine dü şerim diye.

91 VER BANA VER BANA

Kaynıyor içimde a şkın kazanı Tutu şup yanmayı şimdi sor bana. Birli ğinden aldım türlü düzeni, İki telli sazım şimdi yâr bana. Bir telle geceyi gündüz etmi şim, Çile yoku şunu dümdüz etmi şim, Yüz elli bin güneş öte gitmi şim, Şu küçük dünyam şimdi dar bana İkinci tel tuttu bir yürek verdi, İğ ne deli ğinden dünya gösterdi, Cümle insanların çekti ği derdi Bir ufak yük gibi şimdi sar bana. Yunus’ tan bu güne çalıyor sazım, Birli ğinden ilham alıyor sazım, Mârifet gölüne dalıyor sazım, De ğil dönen kürre şimdi sır bana. Nice dergâhlarda çaldım, inledim Yandım sevdan ile seni dinledim, Dostun ya ğmuruyla hep serinledim Bir damla su oldu şimdi nar bana. İki yol ö ğrendim iki tel ilen Milyon türkü yaktım bir tek gül ilen, Ferhat’ ın ba ğrından, Mecnun elinden Çekti ğim sancılar şimdi kâr bana. Ceylan’ ım kim anlar böyle halin var Bütün dergâhlarda gönül halın var, Her bahçede aynı kökten dalın var, Tuba yemi şini şimdi ver bana.

92 SES

Şırıl şırıl akan sularda gizli Topra ğa can veren, gö ğü delen ses. Da ğlarla ni şanlı, bulutla sözlü Ya ğmur damlasıyla bize gelen ses.

Pırıl pırıl bakan gözlere girmi ş, Ana yüre ğine heyecan vermi ş, Adem’ den, Havva’ dan bu yana gelmi ş İnsan hamurunu hikmet bilen ses.

Harıl harıl yanan ate şe rüzgâr, Karıncada huzur, arıda efkâr Bülbülün güllerde aradı ğı yâr; Gülün dikeninden dü şüp ölen ses.

Gürül gürül bahar, çiçektir dalda Sabırdır tohumda, a şktır fidanda... Zerrede, ummanda, her an- her yanda Bir yeni do ğuştur içten gülen ses.

Zırıl zırıl a ğıt geçen seneler, Kader de ğirmendir, un eder eler, Kara zindanları ı şıkla deler, Korku da ğlarını söküp bölen ses.

93 KOMA BEN İ

Dert öyle çok dizi dizi Uçuruma atar bizi... Dost Yunus’ un ayak izi “Koma beni kemden yana !”

Sana do ğru dönsün yüzüm, Ey aydınlık, ey gündüzüm ! Sevdice ğim, iki gözüm “Koma beni kemden yana !”

Öğrencisiz bir okuldum, Türlü belâya sokuldum, Kaderimden korkar oldum, “Koma beni kemden yana !”

Hem zır deli, hem sevdalı Ben benimle hep kavgalı, Ey sevginin bahar dalı ! “Koma beni kemden yana !”

Yola dü ştüm yalın ayak, Al potana ne olur, yak !.. Kapındayım a ğlayarak; “Koma beni kemden yana !”

94 YAZIK BANA

Yunus : “Ceylan” demezse Bana yazık, bana vah !.. Ellerini vermezse Bana yazık, bana vah !..

Sırat kıldır gözüme, Derman gelmez dizime Bakmaz ise yüzüme Bana yazık, bana vah !..

Korkmuyorum ölümden, Özlem ya ğar dilimden, Tutmaz ise elimden Bana yazık, bana vah !..

Muhabbeti keserse, Dostlar bir gün küserse,, Dünya kalbe dü şerse, Bana yazık, bana vah !..

Koymaz ise sohbete, Mıhlanırım gurbete, Nasıl varam ahrete ? Bana yazık, bana vah !..

Ceylan, dosta kurban ol ! Yunus sende, seni bul ! Kendin bilmiyorsa kul; Bana yazık, bana vah !..

95

AĞLADIM Bütün yürekleri aydınlık tutan Kudret kandilini gördüm, a ğladım. Bütün e ğrileri nurla do ğrultan Işıktan giysiler ördüm, a ğladım.

Cennet kapısından içeri baktım, Irmaklar misali ça ğlayıp aktım, Nefsimi i ğneli fıçıya soktum, Yüzümü topra ğa sürdüm, a ğladım.

Buldum Hak diyerek açan gülümü, Dü ğün merasimi saydım ölümü, Yavan hesaplardan çekip elimi Ba ğlayıp divana durdum, a ğladım.

Anladım sırrını, ar şın, âlemin Fâniyi, bâkiyi yazan kalemin. Yunus ellerimden tuttu...Yetmi ş bin Hisardan içeri girdim, a ğladım.

Dost ba ğında bülbül oldum şakıdım, Aşk halısın usta oldum dokudum, Doksan bin kelâmı hemen okudum Kudret lokmasına erdim, a ğladım.

Canan meclisinde co şan erlere, Selâm verdim kutbu devran pirlere. Yedi gök yüzüne, yedi yerlere Ben’ i zerre zerre serdim, a ğladım.

96

Perdeyi gözümden açtım kaldırdım, Hikmet deryasına bin tas daldırdım, Kâmil hayat ile testim doldurdum, Dolmayan testiyi kırdım, a ğladım.

Gördüm güzelli ği gördüm her yanda, Solmayan çiçekler açtı dünyamda, Atomdan hızlıca gittim bir anda Doksan günlük yola vardım, a ğladım.

Yüzbin bıçak attım kendi derime, Nice ilim kattım bildiklerime, Şu küçük dünyada gördüklerime, Hakikat mührünü vurdum, a ğladım.

Canlar meclisine canan ho ş geldin ! Kanayan yareme bir melhem oldun. Ey miskin Ceylan’ ım ölmeden öldün Gönül yarasını sardım, a ğladım.

97 YUNUS EMRE

Bizi bizde diriltendir Yunus Emre, Yunus Emre. Yaprak yaprak ye şertendir Yunus Emre, Yunus Emre.

Bir avuçluk toprak olduk, Taze fidan yaprak olduk, Yollarında Tapduk olduk, Yunus Emre, Yunus Emre.

Duman duman kavrulmada, Hak yolunda yo ğrulmada, Dost rüzgârı savrulmada Yunus Emre, Yunus Emre.

Ça ğlar geçti, ça ğlar geçti Bu dünyadan da ğlar göçtü, Hak yolunda a ğlar geçti Yunus Emre, Yunus Emre.

Ceylan hasret seneler var, Hikmet dolu heybeler var, Barı şa bir güne ş do ğar Yunus Emre, Yunus Emre.

98

DİLEK

Dünya denen yuvarla ğın Ortasını delip geçsen. Atom denen şu son ça ğın Kavgasına gülüp geçsen.

Kime, neye sonsuz ko şu ? Çırpınıyor bunca ki şi ?! Bitirip te yazı kı şı, Baharına dalıp geçsen.

Dövül kara ba ğır dövül, Ta ş mecliste bo şa övül. Yanıyorsa su diye çöl Ya ğmur olup ya ğıp geçsen.

Seçme neden, seçmelerden ? Bil de yere dü şmelerden. Yüreklere çe şmelerden Bidon bidon gelip geçsen.

Gafil Ceylan, Hakk’a sı ğın ! Günahın var yı ğın yı ğın. Zehir zıkkım ayrılı ğın Sebebini bilip geçsen.

99 BUNDAN SONRA

Dik ba şımı yollarına Yıkmalıyım, bundan sonra. Dili a ğız zindanına Tıkmalıyım, bundan sonra.

Yâr a şkıyla oldum deli, Gözlerimin akar seli, Sevenlere Cennet gülü Kokmalıyım, bundan sonra.

Dost dost diye vardım düze, Aşk-ı sevda koydum öze, Bir aynada kırk bin yüze Bakmalıyım, bundan sonra.

Rüzgâr olup doruklardan, Fı şkırarak oluklardan, Işık ı şık ufuklardan Çıkmalıyım, bundan sonra.

Gölge uzar, kısalır gün Yollar bayram, menzil dü ğün Yalan de ğil şu gördü ğün; Dost balıyım, bundan sonra.

Çe şme yetmez susuzlu ğa, Gidiyorum sonsuzlu ğa, Milyon ate ş bir tek da ğa Yakmalıyım, bundan sonra.

100 Ölmek de ğil ölüm, do ğmak İman müjde, fikir tokmak, Ara yerde kalan ahmak Hak malıyım, bundan sonra.

Kazan-kepçe, dünya-insan, Nokta milyon, zerre umman Aşkın çile pınarından Akmalıyım, bundan sonra.

Bin a ğ örer, bir örümcek Kâinata tutup mercek. Yüreklerde şim şek şim şek Çakmalıyım, bundan sonra.

101 BEN BUYUM

Yunus Emre ile Karac’o ğlan’ ın Durup arasında mekik dokurum. Bir de Atatürk’ ü severim candan Varıp yanlarına dua okurum.

Biriyle Tapduk’a odun olurum, Biriyle yemye şil gözde kalırım, Biriyle dü şmandan vatan alırım, Ben buyum, böyledir bizdeki durum.

Ulusumun dili mısrama dü şen, Aşktır oca ğımda kaynayıp pi şen, Kimi gün hüzünlü, kimi gün de şen Ben buyum, böyledir bizdeki durum.

Şiirim emanet bahar gülü şe, İstemem kimseler yırtıp bölü şe. Ölürsem ozanlar tarihi dü şe Ben buyum, böyledir bizdeki durum.

102 TAKV İMLER

Birer birer şu belâlı ba şımdan Saçlarımı yoldunuz be takvimler. Aşkımızın, ömrümüzün her zaman Tek dü şmanı oldunuz be takvimler.

Bahtımıza yalnız çile döktünüz, Her saniye yoksullu ğu ektiniz, A şk da ğında umutları yaktınız Beni derde koydunuz be takvimler.

Kul ettiniz kötülere kaç kere, Umutsuzluk ba ğda ş kurdu her yere, Kara giysi giydirdiniz göklere Ak buluttan soydunuz be takvimler.

Muhtaç mıyız kahrolası paraya ? Neden girer dostlarımla araya ? Kötüleri şah yaptınız saraya Kem sözleri duydunuz be takvimler.

Ham hayâlle avuttunuz her zaman, Bu nedenle hallerimiz hep duman, Elinizden, dilinizden of, aman ! Oylum oylum oydunuz be takvimler.

Dost dedi ğim dü şman çıktı sonunda, Canım desem, yılan besler koynunda Duyun beni, şöyle biraz durun da Yanlı ş yerde durdunuz be takvimler.

103 Sevdim amma doyamadım birine, Arıyorum bakıyorum her yere, Yalnız onu bulaca ğım yer nere ? Gönlümüzü kırdınız be takvimler.

Geçim derdi belimizi büküyor, Bu yoksulluk kar şımıza çıkıyor, Her yapra ğın bizi yere yıkıyor Saat saat vurdunuz be takvimler.

104 NEFS İM SEN İ

Bin günaha sokuyorsun Ne yapayım nefsim seni ? Daim dünya kokuyorsun Ne yapayım nefsim seni ?

Daha henüz genç ya ştasın, Biliyorum sen hastasın, Şeytan ile arkada şsın Ne yapayım nefsim seni ?

Hak sırrını bilmiyorsun, Öl diyorum, ölmüyorsun. Bir türlü söz duymuyorsun Ne yapayım nefsim seni ?

Söylüyorsun kırkbin yalan, Kuruyorsun türlü pilan, İçerimde duran yılan Ne yapayım nefsim seni ?

Hak yoluna hiç gelmiyor, Ba şını yere koymuyor, Şu dünyaya hiç doymuyor Ne yapayım nefsim seni ?

Kur şun atar Ceylan sana, Tut da bende beni bana... Kılıç gerek şu kafana Ne yapayım nefsim seni ?

105 ÇEKENLER B İLİR

Demedim mi sana kara sevdalım Gurbetin derdini çekenlere sor. Ayrılık ölümden beter diyorlar Ağlayıp gözya şı dökenlere sor.

Hasret mektupları nikâhlın oldu, Bak deli gönlüne kederler doldu, O mutlu günlerin neden kayboldu ? Yerinden takvimi sökenlere sor.

Kendi sicimini kendin ya ğladın, Aşkın küheylandı tutup ba ğladın, Sonra da bir bulut olup a ğladın Ya ğmuru da ğları yıkanlara sor.

İndirip semadan yıldızı ay’ ı Hayat çemberinde yuvalanmayı, Deli ku şlar gibi havalanmayı Aşkın şerbetini içenlere sor.

Sen bir istiridye ben sende inci, Umut için ko şar ya şlısı genci, Ha şanlı sultanlar, ha bir dilenci Şu kara topra ğa girenlere sor.

Sıyrıl bulutlardan do ğ şu ülkeme, Sev gurbeti de sev, bana ne deme ! İç kalbin kanını, el a şın yeme ! Dostun kazı ğını yiyenlere sor.

106 Musalla ta şında dur hocalarla, Gözya şı dökerek git bacılarla, Nasıl ya şanırmı ş kal acılarla Hıçkırıp uykuyu bölenlere sor.

Demedim mi sana kara sevdalım ? Ayrılık da ğını hemen a şalım ! Kavgayı bırakıp kucakla şalım Sevgi nasıl bir şey, gülenlere sor.

Not: Beste Mevlüde BUDAK

107 NED İR K İ ?

Ben deryada bir damlayım Ça ğlayan ne, sel nedir ki ? Toprak seven karıncayım, Çalı şırım, el nedir ki ?

İnsanlı ğa barı ş gerek, Do ğru yolda yarı ş gerek, Dost ba ğına varı ş gerek; Dikeni ne, gül nedir ki ?

Ömür biter kı şın, yazın, Derdi nedir, ço ğun-azın ? Vatan için çalan sazın Mızrabı ne, tel nedir ki ?

Sular akar akar gider, Aşk ate şi yakar gider, Gönül seni okur gider Mektuplar ne, pul nedir ki ?

108 NE FAYDA ?

Şu ba şımı yerlere Eğdim amma ne fayda ? Ellerimle göklere De ğdim amma ne fayda ?

Eri ştim bir dura ğa, Gizlenerek yapra ğa. Ya ğmur olup topra ğa Ya ğdım amma ne fayda ?

Geldi bahar mevsimi, Çiçek yaptım ismimi, En sonunda nefsimi Bo ğdum amma ne fayda ?

Gözüm dü ştü ya şlara, Cümle âlem i şlere. Dizim çarptı ta şlara Oğdum amma ne fayda ?

Do ğrultarak e ğrimi, Bitirmi ştim a ğrımı, Söz dinlemez ba ğrımı Dö ğdüm amma ne fayda ?

Deli-dolu söyledim, Ceylan seni payladım, Gönlü imar eyledim Öğdüm amma ne fayda ?

109 SİZDEN DE Ğİ LİM

Geceler geceler kara geceler Gidin uzaklara sizden de ğilim. İçimde oturan çirkin cüceler Gidin uzaklara sizden de ğilim.

Bana göz kırparak gülen yıldızlar, Med-cezir oynayan sahte yaldızlar, Dünya libasıyla süslenmi ş kızlar Gidin uzaklara sizden de ğilim.

Gözümde oturan gaflet uykusu, Nefsin ırma ğında kirli akan su, Ey dünya denilen itin kokusu Gidin uzaklara sizden de ğilim.

Çıkmaz sokaklarda can veren yollar, Gönül penceremi kapatan çullar, Ey a şk bilmez, günah çiçekli dallar Gidin uzaklara sizden de ğilim.

Ey beton yı ğını ruhsuz binalar, Çatılarda gezen huysuz keneler, Sevgiyi bilmeyen yârsiz Sunalar Gidin uzaklara sizden de ğilim.

Dertli Ceylan’ımı yakan geceler, Gönül defterimde e ğri heceler, İçimde taht kuran çirkin cüceler Gidin uzaklara sizden de ğilim.

110 GECEYE SON

Gecelerden gecelerden süzülüp Bir ses verdim aydınlı ğa duydun mu ? Gök yüzüne yıldız yıldız dizilip; Işık ı şık can evine koydun mu ?

Efkârlanıp adamlıktan çıkmı ştın, Yarasaya deli kur şun sıkmı ştın, Şafakları beklemekten bıkmı ştın Tan yerine kavu şunca doydun mu ?

Neden dü ştün, gündüzlerin pe şine ? Yüre ğinde karanlı ğın i şi ne ? Girmedi mi gün ı şığı dö şüne ? Mor da ğlardan al ı şığı soydun mu ?

Gecelerde geceleri sonladın, Bir bakmada ufuk nedir anladın, Karanlıkta gö ğü delen feryadın Kara gözlü memlekete yaydın mı ?

Geliversen, elde ı şık tutarak, Kara bahtı bir kenara atarak, Yaylalarda ku şluk vakti yatarak, Kara gö ğü, yıldız yıldız saydın mı ?

111 SENDEN UZAKTA

İçimde ça ğladı ak şamlar yine Kara bir dü ş oldum, senden uzakta. Dalında çiçekken ömrüm bahardı Kar ya ğan kı ş oldum, senden uzakta.

Sabahlar olmalı, olmalı erken Hasret gömle ğini sırta giyerken. Nefsim, kara güne filizlenirken Canan bir ho ş oldum, senden uzakta.

Dörtnala ko şuyor nefis atlarım, Bir günahtan yüz bin yere atlarım, Sensiz gökte de ğil, dost kanatlarım Kanatsız ku ş oldum, senden uzakta.

Gurbet de ğirmeni hasret eliyor, Bu ayrılık kara ba ğrım deliyor, Dünya sensiz bana zindan geliyor Gözlerde ya ş oldum, senden uzakta.

Zaman şaşkın, mekân yanlı ş duruyor Gözlerim gerçe ği böyle görüyor, Sevda ufukları seni soruyor Orda bir ta ş oldum, senden uzakta.

İçimde hasretin, hasretin büyür Ceylan yüre ğime, sevdi ğim buyur ! Namını, zamana- mekâna duyur Şimdi sarho ş oldum, senden uzakta.

112 SEVG İ YA ĞMURU Ya ğmur,ya ğmur,ya ğmur. “Oh be!” Serinlik, Çölün ortasında damla damla ben... Üç boyut elimde i şte derinlik Sonsuz bir gezideyiz, şu odam’ la ben.

Açılır pencere, oynar perdeler Kâ ğıtlar, kâ ğıtlar savrulur güler. Sevinçten a ğzımda hoplar türküler Bir halay çekeriz kırk adam’ la ben.

Davullar çalıyor, zurna ötüyor Kalemim, daktilom göbek atıyor, İçimde kavalsız çoban yatıyor, Uyansa diyorum, heyecanla ben.

Ya ğmur,ya ğmur,ya ğmur topra ğı sula Ökse otlarından yaptım pusula, Dönmü ştüm vallahi kuruyan dala Islandım çok şükür Mustafam’la ben.

Sel ol, ak dereden sula ovayı, Sustur kafamdaki kızgın deveyi, Doldur da suratsız çirkin kovayı Akıp gitmeliyim şu kafamla ben.

113 OLASIM GEL İR

Can ku şunu uçurup Gö ğe çıkasım gelir. Saatleri susturup Aşktan bıkasım gelir.

Deniz gözlüm sevdi ğim, Canıma can bildi ğim, Gurbeti santim santim Yere yıkasım gelir.

Gurbet, zehirden beter Yeter, çekti ğim yeter. Yüzün gözümde tüter Şöyle bakasım gelir.

Naz etme ne olursun, Kalbin a şkımla dolsun. Hasret bitsin, yok olsun Seni öpesim gelir.

114 TUTUNSAM ELLER İNE

Hasretim gözlerine, Hasretim sözlerine, Ne olursun bir tanem Tutunsam ellerine.

Ellerimi bırakma, Yâdele beni atma. Çı ğlık çı ğlık yüre ğim Yüre ğimi a ğlatma.

Senden ayrı kalamam, Sensiz asla olamam, Ne olursun bir tanem Kollarında a ğlasam.

Canım, canım ey canım Damarımdaki kanım, Gönlüm seninle dolu Sultanım ah sultanım !

115

SEN İ ARAR

Yıllar yılı gözlerim Seni senden istiyor. Mısra mısra sözlerim Seni senden istiyor.

Aşkınla yanar ba şım, Gözümden akar ya şım. Heyecan ve telâ şım Seni senden istiyor.

Titreyen şu ellerim, Sevgi dolu yüre ğim, Özleyen göz bebe ğim Seni senden istiyor.

Gurbete giden yollar, Son kez sarmaya kollar, Ağlayıp duran yıllar Senden seni istiyor.

116 BULUTLARA SALDIRMALI

Yazık oldu yapraklara, Kuruyan şu topraklara. Hasret kaldık ya ğmurlara Bulutlara saldırmalı, Damla damla indirmeli...

Ça ğlayanlar sustu artık, Gül bülbüle küstü artık, Güne ş yere dü ştü artık Bulutlara saldırmalı, Sicim sicim indirmeli...

Çe şmelerim yas tutuyor, Yâr bo şuna tas tutuyor, Gökler bizi unutuyor Bulutlara saldırmalı, Dilim dilim indirmeli...

Dil dama ğa yapı şıyor, Kuzular can çeki şiyor, Cehennem mi yakla şıyor ? Bulutlara saldırmalı, Milim milim indirmeli...

117 BUGÜN

Hikmet deryasına dalınca gönül Edep perdesini büründü bugün. Ba şını sevdaya salınca gönül Med-cezir oynadı, süründü bugün.

Bir karı ş yükseldi, bin metre indi Bu bayram sabahı dedi sevindi, Bu deliren rüzgâr tek eserindi Bu sabah öylesi serindi bugün.

Bir kıvılcım dü ştü sonra içime, Dinamit patladı sandım dö şüme, Cümle ate şleri taktım pe şime Dü ştü ğüm uçurum derindi bugün.

Havalandım amma kurtulamadım, Kaderin makası kesti kanadım. Hep ate ş, hep bo şluk; attı ğım adım İçim dı şa vurdu göründü bugün.

Hikmet deryasına gönül dalınca, Hep böyle oluyom â şık olunca Ne yapam, ne edem, seni bulunca ? Gel de kurtar beni, yerindi bugün.

Hava ate ş, toprak ate ş, su ate ş Gel ey uçurumu dolduran güne ş ! Ceylan’ım ceylanla tutuyor güre ş Güre ş meydanında erindi bugün.

118 EYVAH !

Sabah ezanları gö ğe çıkarken Ceylan’ ım yatakta yatıyor eyvah ! Melekler maddeyi nurla yıkarken, Ceylan’ ım bata ğa batıyor eyvah !

Ba şını ta şlarla vurmak sırası, Kaç metre gök ile yerin arası ? Kalbin iyi olmaz, kanar yarası Ceylan’ ım dertlerin artıyor eyvah !

Daha gün a ğarıyor, ufuklar daha Uykulu uykulu geldin sabaha. Gümü ş pırlantadan milyar günaha Ceylan’ ım kendini katıyor eyvah !

Kimdir bu vücudun, kimdir sahibi ? Toprak olacaktır, olanlar gibi. Yunus’ un verdi ği azcık nasibi Ceylan’ ım pazarda satıyor eyvah !

Can misafir tende, neden bu gurur ? Ceylan’ ım yok mudur, sende bir şuur ? Koca meydanlarda konu şur durur Ceylan’ ım bo şuna ötüyor eyvah !

119 SICAK SEVG İDEN

Ay şe : Bir ekin yı ğını, güneş tepede Kur şun ya ğdırıyor sıcak mı sıcak. Gö ğün memesinden garip Ay şe’ de Özlem sa ğdırıyor, dü ğün olacak. Ahmet : Ahmet’ in titreme dü ştü sesine, Doldurdu güne şi kıl heybesine. Ora ğa damlayan ter tanesine Dudak de ğdiriyor O’ nu bulacak. Ay şe : Salkım sö ğüt gibi Ay şe salınır, Bir ekine, bir Ahmet’e bölünür. Sevinçten oynasa “ayıp” bilinir “Köy yeri” de ğil mi, sanki n’ olacak ?

Ahmet : Toplan ba şak ba şak, yel essin dökül Ka ğnılar ardında yorulup bükül, Ahladın dalında şakıyan bülbül Oynattın Ahmet’ i, hem de çabucak.

Kom şular : Yükseliyor güne ş daha yukarı, Halay çeker, çiçek üstünde arı. Bekliyor dü ğünü tüm ko şuları Gören, şu dünyayı durdu sanacak.

120 FIRTINA GÖNLÜM

Bir atomun çekirde ği Şu fırtına deli gönlüm. Arılara bal pete ği Şu fırtına deli gönlüm.

Kutupların buzu olur, İnce ince sızı olur, Eskimonun sazı olur Şu fırtına deli gönlüm.

Ekvator’ un sıca ğıdır, Zencilerin kuca ğıdır, Güzelli ğin oca ğıdır Şu fırtına deli gönlüm.

Everest’ te dumanla şır, Amaozan’ da buharla şır, Kerbelâ’ ya sular ta şır Şu fırtına deli gönlüm.

Okyanus var göz ya şında, Sevda duruyor ba şında, Ölüm-kalım sava şında Şu fırtına deli gönlüm.

Enlem-boylam-meridyeni Yok ederek çizdim yeni. Yırtamaz ki ak kefeni Şu fırtına deli gönlüm.

121 PLAKET

Her törende kar şımıza çıkarsın, Sanki sensiz günlerimiz felâket. Alkı şlarla yeri, gö ğü yıkarsın Seni ta şır ellerimiz plaket.

Toplantıdan toplantıya ko şarsın, Kadifeden kutularda co şarsın, Cümle cümle nutuklardan ta şarsın, Nasır tuttu dillerimiz plaket.

Seni veren müdür, müdür, müdür mü ? Soyun sopun ba şarıya dünür mü ? Üzerinde yaldızlanmı ş mühür mü ? Mühüründe sözlerimiz plaket.

Televizyon haberinde sen varsın, Birinciyi karıncadan duyarsın, Işıl ı şıl her gözlü ğe uyarsın Gözün açtı körlerimiz plaket.

Ça ğırdıysan çoluk çocuk gelelim, Listelere, sıralara girelim. Takdir, taltif simgesiysen bilelim Seni bekler gözlerimiz plaket.

122 DOLA ŞIK

Uluda ğ halt etmi ş senin kar şında Tepende kapkara bulut dola şır. İflâs topu atan gönül çar şında Ağlaya a ğlaya umut dola şır.

Maviydi denizler, sen yaptın kara Islık çalıyordun geçen bahara, Meydan okusan da koca yıllara Geçti ğin yollarda tabut dola şır.

Dost diye sarıldın ta ş çıktı sana Mendiller, mendiller ya ş çıktı sana Zamanlar-mekânlar bo ş çıktı sana Ufkunda deliren haydut dola şır.

Ye şildi a ğaçlar, dallar çiçekti Fidanlar göklere yeti şecekti. Çehreler, çehreler de ğişecekti Çevrende mayınlı hudut dola şır.

Aynalar hep aynı, yüzler hep aynı Ne kadar süslense sözler hep aynı, Kabuk de ğişse de özler hep aynı Kefen diye bir gün çaput dola şır.

123 KADER İM

Nice kilit vurdun kapılarıma Attın elden ele kaderim beni. Umutla bakamam yarınlarıma Sattın dilden dile kaderim beni.

Dost diye dü şmanlar çıktı kar şıma, Her sabah uçaklar dü ştü çar şıma. Ayrılık, göz ya şı girdi a şıma Kattın halden hale kaderim beni.

Çile yoku şuna sürdün atımı, Evimin üstüne yıktın çatımı, Kendi bedenime vurdun çakımı İttin kuldan kula kaderim beni.

Birini sevmi ştim elimden aldın, Yaralı gönlümü dertlere saldın, Öfkeyle, hı şımla üstüme geldin Koydun selden sele kaderim beni.

124 GÜNE ŞE ÇA ĞIRI

Göklerin hakimi ate şten kürre Dön bakalım dön, dön... Dönüver güne ş. Kaç asır dünyayı ısıtıp döndün Dön bakalım dön, dön... Dönüver güne ş.

Gelir ı şığınla gelir gündüzler, Sen varsan görüyor insanda gözler, Özler ate şini kutupta buzlar; Yan bakalım yan, yan... Yanıver güne ş.

Yıldızlar baktıkça ilham alıyor, Seni bulmasalar, birden donuyor Gölgeler her yerde adın anıyor; Kon maddeye kon, kon... Konuver güne ş.

Hem ısıt, hem ı şıt; her an tazele Yasak sevdaları verip güzele... Siliver geceyi, el uzat hele ! Do ğ bakalım do ğ, do ğ... Do ğuver güne ş.

Efsane valsını yaparsın suda, Rüyâma girersin sanki uykuda. Ak şamlar pe şinde durur pusuda; Bo ğ ak şamı bo ğ, bo ğ... Bo ğuver güne ş.

125 GÜNE Ş VE BALÇIK

Sıvadık güne şi balçıkla i şte Nur istiyoruz bir de, görünmüyor nur. Kırk kulun hakkı var a ğızda,di şte Ba şka yüreklere taht kurmu ş huzur.

Merdiven merdiven bitmez basamak, Adım adım çıkar, dü şse de ahmak. Yorgun yoku şlarda çıldırmı ş ayak, Alın terimizde pırıltı, billur.

Kandilsiz mezarım, çamur kabristan Bir yer bulmalıyım kendime bostan. Ayrı kalamıyom sevgili dosttan Çalmalı, ötmeli yanımızdan sur.

Tükenmez düzlü ğü yakalamalı, Gülün bahçesine girmesin çalı. Deliler içinde ben büyük deli, Akıyor paçamdan kabahat, kusur.

Silip süpürmeli balçı ğı gene, Sökmeli kökünden kılçı ğı gene, Dü şürme elinden ölçe ği gene ! Ol derse olmalı... Elbette olur.

Çıkmalı da ğların şöyle ardından, Kurtulmalı insan siyah derdinden, Öde kul hakkını ey ahmak Ceylan ! Çal ba şını ta ştan ta şlara çal, vur !

126 KEND İMİ BULAMIYORUM

İçimde girdaplar dönüp duruyor, Kendimi kendimden alamıyorum. Uçurum, kapkara ölümcül bo şluk; Kar şıdan kar şıya uçamıyorum.

Dört yanım ate şten duvar örülmü ş Kararım do ğmadan önce verilmi ş, Gözümün önüne dünya serilmi ş İçinde kendimi bulamıyorum.

Bir çıkmaz sokakta çıldıran benim, Şans diye kadere saldıran benim, Kendi cenazemi kaldıran benim, Kendi namazımı kılamıyorum.

Çılgınım, deliyim,hep ba şı bo şum Sa ğlam yere bassam gene sarho şum, Bitmiyor, bitmiyor bu sonsuz ko şum Şöyle oturup da kalamıyorum.

Dönüyor, dönüyor atlı karınca, Her dönü ş, her sefer beni sarınca, Ufkum bir çizgiye ko şup varınca Şöyle kahkahayla gülemiyorum.

Tutmayın, tutmayın beni saatler, Bo şuna gül verir, o nazik eller. İçimde bin girdap yapıyor seller, Girdaptan kurtulup gelemiyorum.

127 Uyusam ölümdür, uyansam ölüm Boynumda halkadır çekti ğim zulüm, Ne zaman, ne zaman gülecek gülüm ? Vazodan gülümü çalamıyorum.

Gece, gece bende ça ğlayan gece, Hayat korkunç ölüm, korkunç i şkence Her şey ayan-beyan, nedir gizlice ? Sırrın perdesini delemiyorum.

Bazen umursamaz uçarıyım ben, Bazen benzi soluk sapsarıyım ben, Bir iki nefesim, bo ş deriyim ben Yüzüp te derimi seremiyorum.

Yalan makinası olarak çıktım, Do ğruyu düz yolda yerlere yıktım, Sarho şum, aslında güya ayıktım Kadehsiz meydana gelemiyorum.

Hayalci, yalancı, dolandırıcı Dostu el sanıp, hemen kırıcı. Ben, benim ruhumda dinmeyen sancı Derdimi dert diye bilemiyorum.

Çıkmaz sokakların içindeyim ben, Yâre giden kervan göçündeyim ben, Cümle katillerin suçundayım ben Kin ile öfkeyi silemiyorum.

Yaprakta gözenek, toprakta ba şak Şehirde karanlık, da ğlarda şafak.

128 Sekiz karı ş boyum, ufaktan ufak Devle şip ortaya gelemiyorum.

Şiirde mısrayım, mısrada hece Kendi görüntüme durdum el pençe, Cümle kusuruma çekti ğim peçe Kar şımda dursa da bulamıyorum.

Ceylan’ ım tam dünya insanı oldun, Aradın dertleri sonunda buldun, Kendi çıkmazında hep kendin kaldın Bo şlu ğa su olup dolamıyorum.

129 DİYORUM

Ey zalim sevgili kaçma uza ğa Bu gece odamda kalsan diyorum. Koyun koyuna dudak duda ğa Yatıp ta tek benim olsan diyorum.

Gayri korkmuyorum bunca suçlardan, Tutmu şum bırakmam siyah saçlardan, Bu gece, bu saat avuçlarımdan Şöyle ça ğıl ça ğıl aksan diyorum.

Çok şükür, geldin ya i şte yanıma, Tatlı zehir olup girsen kanıma. Yakla ş, sokul bana, sarıl boynuma Aşkın potasında yaksan diyorum.

Kapı kilitlendi, kapandı perde, Bir nokta koymu şum hasretle derde, Demir da ğlar erir, koynuma gir de Eritip da ğları yıksan diyorum.

Uzat ellerini haydi çekinme ! Uzan yata ğıma, korkma, sakınma ! Ey zalim sevgili sakın kınama ! Sen de benim gibi baksan diyorum.

Bu gece, bu gece benimsin benim ! Ağlasın sevinçten Ceylan gözlerim, Yanımdayken bile seni özlerim ! Sensiz aklım bile noksan diyorum.

130 AEOROD İNAM İK

Rüzgâr tünelinden, ses duvarından Uçak havasıyla çıkmı ş gibisin. Farkı yok bugünün belki yarından Tüneli, duvarı yıkmı ş gibisin.

Bir ku ş havalansa gene semaya, Bakı şın merdiven kuracak aya... Dü şmem diyordun ya kara sevdaya Ekme ği fırında yakmı şa benzer.

Dans eder beyinde bir sürü çengel, Neden yerden gö ğe açılmı ş pergel ? Yollara çıkınca da ğlardan engel Okyanusa do ğru akmı şa benzer.

Kendinde köledir, dı şarda hürdür Şarkısı ezelden ebede vardır. Milyon mu, milyar mı, cümlesi bir’ dir ? Efsunlu aynaya bakmı şa benzer.

Ozon halkasını delse bir sprey, Onu tamir eder, bir dua, bir ney. Birle şir sonunda kuzeyle güney Do ğuyla batı da yokmu şa benzer.

131 YALANCI YAR İM

Söz verdin kaç kere, yalan çıktı hep Alı ştım güzelim yalanlarına. Sensin ölümüme, sensin tek sebep Alı ştım güzelim oyunlarına.

Gülü şün, bakı şın de ğil ki candan, Beni usandırdın, beni bu candan. Pek fazla bir şey mi istedim senden ? Beklettin bo şuna, beni bo şuna.

Do ğrusu şaşkına dönmü şüm şimdi, Kendi ate şimde yanmı şım şimdi, Güzel gözlerine kanmı şım şimdi, Ben nasıl girmedim bakı şlarına ?

Bir oyun mu sandın, yüce a şkımı ? Sen nasıl duymazsın, benim şarkımı ? Alevler içinde koydun canımı Hasretim sevdi ğim gülü şlerine.

Kalmadı tahammül, ederim isyan Senin yaptı ğına dayanmaz insan. Tesellim kadehler, kadehler inan Kadehim hasrettir dudaklarına.

Nedense ben sana kızamıyorum, Gönlümden geçeni yazamıyorum. Adını unutup çizemiyorum Kahreden a şkımın defterlerine...

132 ESK İ MERD İVEN Ömrümün benzeri eski merdiven Basamak basamak üst üste çile. Her adım atı şta gıcırdar durur, Ne yazık gev şemi ş çivisi bile. Birinci basamak: İş te çocukça Yere dokunuyor günler boyunca. Bir ah şap be şiğe ba şı koyunca, Kerpiç duvarlara bakmak mesele. İkinci basmak : Gençli ğe adım, Okul yollarında dü şüp a ğladım. Görünce şiiri kapılıp, yandım Yanıp ta gönlümü kaptırdım sele. Üçüncü basamak : Uçarı gençlik, Aşktan yırtık yaka, kavu şmaz ilik, Okulda, sokakta hep birincilik, Kavga, dö ğüş, a ğıt hepsi velvele. Dördüncü basamak : Geçimin derdi, Parti ve siyaset seçimin derdi. Memurluk, gurbete göçümün derdi Belki gücüm yeter yedi düvele. Be şinci basamak : Tayinle sürgün, Evlâtlar elinden gülmedim bir gün. Ayrılık, göz ya şı, yoksulluk, dü ğün Hasret kaldık, ba ğa, bahçeye, güle. Altıncı basamak: Dü ğünü kızın, Oğlanın okulu, ni şanı yazın. Evimin önünde duran kirazın Verdi ği filizler artık düzele. Sekizde yoruldum, emekli oldum Oldum da ba şıma belâyı buldum. Kendi namazımı ben kendim kıldım,

133 Deniz kıyısında abdest tazele. Dokuza uzanır adım atarım, Alnıma yazılmı ş bahta çatarım. Dünyayı üç pula alır, satarım; Gene yırtık pabuç, delik kösele. Ey eski merdiven belin bükülmü ş, Dert elinden saçın, di şin dökülmü ş. Bir de baktım yerden yere yıkılmı ş, Direni ş nafile, umut nafile... Ey eski merdiven bana benzersin, Yüce Mevlâ’ m sana sabırlar versin. Biraz varlık, biraz ne şe göstersin, Yaz da mutlulu ğu yaz da şiirle... Ey eski merdiven gıcırtın dursun, Çocuklar seni de buluta kursun, Bir gün elbet sende beni okursun Sohbet eder iken sen bu fakirle...

134 MERD İVENE SESLEN İŞ

Merdiven, merdiven nereye böyle ? Kimse durduramaz çıkı şlarını. Merdiven, merdiven gel hele söyle! Basamak, basamak yoku şlarını.

Merdiven, merdiven al götür beni, Bitsin beynimdeki çıkmaz sokaklar. Şu son basamakta tek bitir beni, Senden davacıdır ba şımda aklar.

Merdiven, korkumu mum yap da erit, Merdiven, aya ğın bende çakılı, Merdiven, baharı kafamda dirilt Merdiven, kilitle sende akılı.

Merdiven, merdiven ayrılıklarım Gurbet gurbet gezen çılgın kaderim. Merdiven, nedendir bu her şey yarım ? Neden tökezlerim, neden dü şerim ?

Merdiven huzura uzansaydın ya ! Neden deli dolu takvimlerdesin ? Baharın rengini bezenseydin ya ! Üstüne kar ya ğan resimlerdesin.

135 MERD İVENDEN MANZARA

Açmı şım gözümü damlı bir evde Omzuma takılmı ş nazar boncu ğu. Efsunkâr bir manâ gizli her şeyde Arıyorum halâ mahzun çocu ğu.

Sö ğüt dallarından yaptı ğım düdük, İlkokul çantamdı kadife kuma ş. Da ğlardan güne şi çekip götürdük, Yayla gecesinde yastı ğımdı ta ş.

Yıldızları saydım sabahlara dek, Yayla gecesini bildi kavalım. Oynar ı şıltılı sularla hendek, Oynar yüre ğimde halâ sevdalım.

Sonra, mahallenin bombo ş tarlası, Öfkemin dansında futbol sahası, Galip takımların kralı, ası Ve bitmez sandı ğım renkler kavgası.

Sonra, okul yolu büyük ideal, Büyük sevdaların büyük yumru ğu. Nur yüzlü ninemden duydu ğum masal Masal dünyamdaki ceviz kabuğu.

Harman yerlerinde tuttu ğum güre ş, Terimden parlayan eski kıspetim. Sinsin gecesinde yaktı ğım ate ş, Gençlik ate şimle dolan sepetim.

136 Merdiven ayakta dimdik dururken, Habersizce geçtim basamakları. Saatler ba şıma tak tak vururken, Tutmu ş ta bırakmaz ba şım akları.

Merdiven, alnımdan damlayan terim, Çile girdabında canhıra ş feryat. Merdiven şiirim, üç-be ş eserim Be ş-altı yolculuk, sonsuz seyahat.

137 MERD İVEN - Ç İLEM

Merdiven, çilemin öteki adı, Ufukta görünen zafer ordusu. Merdiven, çöllerde suyun feryadı Susuz de ğirmende şakırdayan su.

Merdiven, beynimin incecik zarı, Gizli duyguların gök gürültüsü. Merdiven, sevdamın gönül pınarı Ko şarak geçti ğim Sırat Köprüsü.

Merdiven şiirim, tüm şiirlerim Definem, hazinem, içimdeki sır. Gö ğün yakasından tutan ellerim, Ellerim bo ş yere bende dola şır.

Merdiven, gecenin koynunda yorgun, Yapayalnız yatan karanlık yollar. Merdiven, baharda ku şlara kırgın Bir cıvıltı duysa, deliren dallar.

Merdiven, öteki adı çilemin, Fikir hamulesi ta şıyan vagon. Kafam, lunaparkı şom dü şüncemin Ya atlı karınca, ya da helezon.

Merdiven, merdiven nereye böyle ? Basamak basamak yükseliyorsun. En son basama ğın nerede söyle ? Yoruldu ğun gerçek, bel veriyorsun.

138 YOLLAR

Ezbere biliyor ömür bestemi Gurbeti sılaya ba ğlayan yollar. Yorgun adımlardan tutar matemi Bütün yoku şlarda a ğlayan yollar.

Toz duman içinde savurdu beni, Yurdumdan, yuvamdan ayırdı beni, Hasret ate şinde kavurdu beni İçimi kor edip da ğlayan yollar.

Kimisi ezelden ebede gider, Sırat Köprüsü’ nden Cennet’ e gider. Her zaman gurbetten gurbete gider, Beni buralarda e ğleyen yollar.

Kimi toprak, kimi hava, kimi su Sihirli türküdür raylar do ğrusu. Ate şler ruhumu gizli ça ğrısı En güzel türküyü söyleyen yollar.

Benden çıkan gene bana dönüyor, Alev alev, içten içe yanıyor. Gönül da ğlarımdan yere iniyor, Çilemi ba ğrında derleyen yollar.

139 BEKL İYORUM GELMED İN

Su gibi aktın da avuçlarımdan Söz verdi ğin yere neden gelmedin ? Ku şlar uçup gitti a şk dallarımdan Kurudu dallarım, neden gelmedin ?

Beklettin, inlettin, kul ettin beni Gelene, geçene sorarım seni. Belki de rüyâmda sararım seni Kırıldı kollarım, neden gelmedin ?

Bu kaçıncı rüyâ, bu kaçıncı dü ş ? Aşkınla sarho şum, a şkınla berdu ş Güzelim yolların olmasın yoku ş, Senindi yollarım neden gelmedin ?

Ate şe döndürdün alın yazımı, Deliye çevirdin gönül sazımı, Nasıl da benzettin kı şa yazımı Goncaydı güllerim, neden gelmedin ?

Boynu bükük koyma gonca gülünü, Sardırma kimseye ince belini. Halâ bekliyorum uzat elini Sımsıcak ellerim, neden gelmedin ?

140 KALB İM

Vefasız sevgili eline dü ştün Dumanın tüttükçe yanarsın kalbim. Mecnun’ sun el âlem diline dü ştün, Çöllerde Leylâ’ yı ararsın kalbim.

Ne mektup yolluyor, ne de bir haber Ruhumda üst üste fırtına kopar, Senden uzaklarda şimdi ne yapar ? Da ğlara ta şlara sorarsın kalbim.

Sevda ırma ğında ça ğlayıp aktın, Gurbet yollarına a ğlayıp baktın, Kınalı kekli ği nerde bıraktın ? Hıçkırır sesini duyarsın kalbim.

Kar ya ğdı ba şına, kı şa döndü yaz, Ağladı bülbüller hep avaz avaz. Gülüver ey bahtım, gülüver biraz Güzel günlerini sayarsın kalbim.

Vefasız sevgili ça ğrımı duysun, Dilerim Tanrı’ dan hep yüzü gülsün. Bu Ceylan u ğrunda ba şını koysun; Yoluna ba şını koyarsın kalbim.

141 ŞEH İR VE BEN Dev gibi apartmanlar yüre ğime oturmu ş, Hep bu şehir yüzünden, içiyor içiyorum. Benim gibi sevenler, benim gibi olurmu ş Agora Meyhanesi hep seni seçiyorum. Ömrümü kaldırımlar eritir damla damla, Kaldırımlara dü şte, yalnız kalarak a ğla. Arkamdan ister a ğla, istersen mendil salla Sen beni sevmesen de, ben seni seviyorum. Hasretim mavili ğe, uçsuz bucaksız suya Hasretim ye şilli ğe, ku şlar dü ştü pusuya, Hasretim sevgiliye, kollarımda uyuya Can verir kollarımda, can verir biliyorum. So ğuk, ıssız, ba şıbo ş, gördü ğüm şu betonlar, Hasreti senden bana ta şıyan şu vagonlar, Bizim olacak bizim, biliyorum yarınlar Yarınlardan sevgilim, sana sesleniyorum. Çileli insanlarla dopdoludur duraklar, Gecelerin içinde, dosttur bana direkler, Her ı şığın altında, a şkı arar yürekler Nice lo ş ı şıklarda, gülüp e ğleniyorum. Ben bu kentin pe şinde, bu kent benim pe şimde Saklısın biliyorum, saklısın göz ya şımda Sevdice ğim seninle, sevdice ğim dü şümde Vallahi sevdice ğim, seninle evleniyorum. Yollarda arabalar, taksilerde gelinler, Bu şehir yüre ğimde, sokak sokak serinler. Bir ayna misalidir gözlerimde vitrinler, Seni görmesem e ğer,seni; deliriyorum.

142

GELENLER G İDER OLDU

Gelenler gider oldu, Kalanlar duyun bunu. Gidiyoruz i şte bak Bo ş mu koyduk acunu ? Geride kaldı evlât, Torunlar sürsün hayat. Mirasım şiir, sanat Yazamadım sonunu. İş çiydi babam benim, Evdeydi anam benim, Sizeydi çabam benim Bitirseydim sorunu... Alın yazımdı çile, Çok kere dü ştüm dile, Yapmadım asla hile Dü şündüm de yarını... Memur oldum çalı ştım, Bahtım ile yarı ştım, Siyasete karı ştım, Gezdim yurt diyarını... Yoksul kaldım üzüldüm, İmbiklerden süzüldüm, Hem a ğladım, hem güldüm Çektim ah ü zarımı... Helâl ettim hakkımı, Dost yok etti aklımı, Anlayın da farkımı Öğrenin Ceylanımı...

143

HAPSETT İK

Suyu bulutlara, a şkı paraya Kelepçe vurup da öyle hapsettik. Ferhat’ ı, Mecnun’ u köhne saraya Kelepçe vurup da öyle hapsettik.

Goncayı kuruttuk, attık dikeni Kovduk ta tarlaya tohum ekeni. Çok şükür sonunda tespih çekeni Kelepçe vurup da öyle hapsettik ( ! )

144

SEYRAN İ

Ça ğı delip sonsuza Kanat açtın Seyrani. Gönül denen yıldıza Sevgi saçtın Seyrani.

Erciyes’ in ba şından, Everek’ in ta şından, Dostun birlik tasından Bade içtin Seyrani.

Işık oldun erlere, Dü şmedin hiç yerlere. Kafa tutup devlere Serden geçtin Seyrani.

Kalbin bir Gesi Ba ğı, Ba şın Erciyes Da ğı, Ruhun sevda oca ğı Yandın, pi ştin Seyrani.

Ne ki Ceylan bu sözün ? Bin aynada, bir yüzün. Benim ile gündüzün Yola dü ştün Seyrani.

145

SEYRAN İ BEN İ ÇA ĞIRDIN

Gönül teknesinde hamur misali Yo ğurdun, yo ğurdun Seyrani beni. Bir şiir içinde, bir tek mısrada Do ğurdun, do ğurdun Seyrani beni.

Ate şle, bulutla, köpükle, suyla Sevda halısının a şk dokusuyla, Bir i ğde dikeniyle, gül kokusuyla Ça ğırdın, ça ğırdın Seyrani beni.

Dertli be şiklerde salladın beni, Kara toprak diye belledin beni, Tutup kirmen sanıp elledin beni Evirdin, çevirdin Seyrani beni.

Sözünde, özünde bulunmaz e ğri, Dergâhından gelir birli ğe ça ğrı, Kâinat sa ğırken sonsuza do ğru Ba ğırdın, ba ğırdın Seyrani beni.

Kimse bilmez iken Ceylan garibi, Gök aynada yansır suların dibi, Aşk meydanına pehlivan gibi Devirdin, devirdin Seyrani beni.

146

TÜRKÜLER İMİZ

Co şar na ğme na ğme seslenir bize Sazların telinde türkülerimiz. Yanıp yakılıyor Leyla diyerek, Mecnun’ un çölünde türkülerimiz.

Ferhat’ la da ğları eleyen a şkta, Damla damla gözden akan her ya şta, Bayram Aracı’ da, Ne şet Erta ş ‘ta Kır şehir gülünde türkülerimiz.

Hem Karacao ğlan, hem de Emrah’ tır Bir seher yeliyle gülen sabahtır. Eşinden ayrılan telli turnadır, Aşığın dilinde türkülerimiz.

Ağlatır, oynatır dosta dil olur, Bahar gelir çiçek çiçek dal olur, Yâre giden büklüm büklüm yol olur Köro ğlu belinde türkülerimiz.

Cümle bestelerde o ceylan gözler, Cümle na ğmelerde o melek yüzler, Burcu burcu kokar sılayı özler Şu gurbet elinde türkülerimiz.

147 DA ĞLARIM -Üstad Bestekâr Gültekin ÇEK İ’ ye... Her zaman kar şımda duruyorsunuz, Kara gözlü yârim oluyorsunuz, Sanki yüre ğimi görüyorsunuz, Sizin gibi bende sesiz a ğlarım, Derdimin orta ğı yüce da ğlarım. Kar ya ğdı ba şıma size benzedim, Nazlı yârin yollarını gözledim, Neden a ğlarsınız, bir şey mi dedim ? Sizin gibi bende sesiz a ğlarım, Derdimin orta ğı yüce da ğlarım. Gün do ğar, gün batar ne diyorsunuz ? Beni buralarda e ğliyorsunuz, Her saat kar şımda a ğlıyorsunuz, Sizin gibi bende sessiz a ğlarım, Derdimin orta ğı yüce da ğlarım. Pamuk bulutlara de ğer ba şınız, Sineme e ş oldu dertli dö şünüz, Mavi denizlere akar ya şınız, Sizin gibi bende sessiz a ğlarım, Derdimin orta ğı yüce da ğlarım. Rüzgârınız yâr kokusun getirir, Getirir de zindanlarda yatırır, Bu ayrılık billâh beni bitirir, Sizin gibi bende sessiz a ğlarım, Derdimin orta ğı yüce da ğlarım. Efkâr basar şu gönlümü del’eder, Yeter çektiklerim bu kadar yeter, Yayla gülü yârim gözümde tüter, Sizin gibi bende sessiz a ğlarım, Derdimin orta ğı yüce da ğlarım.

148 BÖYLE

Kaçıncı sancıdır çekti ğim benim Yolunda kıvrana kıvrana böyle. Cayır cayır yanar, yüre ğim, beynim Tutuldu yüz bin volt ceryana böyle.

Bu kaçıncı bahar ba şımdan geçen, Salkım sö ğütlerle suları içen, Sevdamın ba ğında solmaz gülsün sen, Kokun yayılıyor her yana böyle.

Bütün sevgilerde a şkın ya şıyor, Sevdan yüre ğime dolup ta şıyor, Mevsimler, saatler sana ko şuyor Adın destan oldu cihana böyle.

Bütün şarkılarda adın gizlidir, Şarkılar biraz da senden nazlıdır, Beklerim yolunu hem de kaç yıldır Neden gelmiyorsun bahane söyle ?!

149

ANAM BEN İM

Dünyanın en güzel gülü Anam benim, anam benim. Kalbin çiçe ği, sümbülü Anam benim, anam benim.

Ağlıyorsam a ğlayanım, Karaları ba ğlayanım, Sevgi sunan ça ğlayanım Anam benim, anam benim.

Yüre ğime daim dolan, Mutlulu ğu bizde bulan, Ülkem kadar kutsal olan Anam benim, anam benim.

Cennet a ğacından kopan, Yalnızca bir Hakk’a tapan, Çilesini türkü yapan Anam benim, anam benim.

Ba ğrı her an şefkat dolu, Sarar ba ğra bizi kolu, Büsbütün bir Anadolu Anam benim, anam benim.

150 SEVD İCE Ğİ M

Hasreti gözlerimde Büyüyor sevdice ğim. İçimden geçenleri Duyuyor sevdice ğim.

“Sev” diyor kula ğıma, “Öp” diyor duda ğıma, Yatmı ş ta kuca ğıma Uyuyor sevdice ğim.

Döndürdü zır deliye, Aşkı sonsuz hediye. Kalbimi yiye yiye Doyuyor sevdice ğim.

Dolduruyor duygumu, Bölüyor şom uykumu, Gözleriyle ruhumu Boyuyor sevdice ğim.

Aşk eritir çeli ği, Aşk, yürek delili ği, Dü şünsem evlili ği Tüyüyor sevdice ğim.

151

BEKL İYORUM -“Karde şim Osman KARAARSLAN’ a...” Ça ğırdım bulutları ya ğmur getirin diye Bu kuraklık günleri geçecek bekliyorum. Gençlerim bir çiçektir, aldı ğım tek hediye Gözya şımla suladım, açacak bekliyorum.

Bütün cetveller yanlı ş, topu e ğri kantarın, Sabah keyfi kuzular, kalın di şli kurtların. Gelin ey evlâtlarım bu ülkeyi kurtarın ! Yarın sizin olacak, olacak bekliyorum.

Kalpazanın elinden oyuncaklar dü şecek, Yaylayı kurtla kuzu ne güzel bölü şecek, Suların kayna ğını yi ğitler görü şecek, Çe şmelerden taslarım dolacak, bekliyorum.

Açılacak kapılar, duvarlar yıkılacak Kafalarda yeniden kandiller yakılacak, Gök yüzüne yıldızlar parlatıp çakılacak, Yıldızlar ellerimi bulacak, biliyorum.

Duyacak sesimiz gayri sa ğır sultanlık, Eriyecek mum gibi buz da ğı hanedanlık, Dostluk ocaklarında fokurdasın çaydanlık Davullar gümbür gümbür çalacak, bekliyorum.

Bekliyorum gelecek, yi ğitlerin hasını, Tek bir yumruk yapacak, vatan haritasını, Yola çıkmı ş yurt diye, yapmı ş ta duasını Toprakta namazını kılacak bekliyorum.

152 SEVG İ G İRS İN İÇER İYE

Açın açın kapıları Sevgi girsin içeriye. Açın açın asırları Sevgi girsin içeriye.

Duvarları hepten yıkın, Ayrılı ğa kur şun sıkın, El ele tutu şup çıkın Sevgi girsin içeriye.

Kısır döngü iftirayı Atıver, haram parayı. Kurulsun gönül sarayı Sevgi girsin içeriye.

Merdiven uzatın güne, Yüz çevirin hırsa, kine Çiçekler uzat küsene Sevgi girsin içeriye.

Kini kökten biçiverin, Dost badesin içiverin, Kilitleri açıverin Sevgi girsin içeriye.

Madde yalan, dünya yalan Ça ğlar ça ğı var mı kalan ? Kalbini açık tut Ceylan Sevgi girsin içeriye.

153 GAVUR KIZI Gâvur kızı mektubunu okudum, Göz ya şını döke döke yazmı şsın. Her satırda hicranını dokudum, İlmik ilmik, söke söke yazmı şsın. Dost sanmı şsın, dü şman çıkmı ş kar şına Üç yüz uçak dü şmü ş sanki çar şına, Çı ğlı ğındır hep seslenen a şkına Nice da ğlar yıka yıka yazmı şsın. Anladım ki, ne çileli ba şın var, Yaralanmı ş uçamayan ku şun var, Her cümlende ölüm kusan kur şun var Kaderine sıka sıka yazmı şsın. Bir çırpıda söküversen yılları, Her mevsimde çiçeklesen dalları, Ömür denen merdivenden yukarı Adım adım çıka çıka yazmı şsın. Binicisi olup gitme kör atın ! İş in olsun, a şkın olsun sanatın ! Üç kuru şla tozup giden hayatın Sinesine çaka çaka yazmı şsın. Kar şımdadır, şu an bile hep yüzün Kâh gülümser, kâh da ğ gibi bir hüzün. “Kurtulsam” der buralardan her sözün Oyunlardan bıka bıka yazmı şsın. So ğuk esmi ş şu fele ğin rüzgârı, Girdaplara çekmi ş a şkın efkârı, Saç uçların ceylanların diyarı, Ceylanlara baka baka yazmı şsın. Sokaklarda, caddelerde yalnızsın Sana sorsam, bir artistsin, yıldızsın. Gâvur kızı, can evinden yanmı şsın

154 Sende beni yaka yaka yazmı şsın. Yanan benim, yandım aman, oy aman ! Ci ğerimden tüter şimdi bir duman, Kendin gibi beni ettin peri şan Göz ya şımdan aka aka yazmı şsın. Sana mektup yazacaktım olmadı, Yazmalara yasaklı ğım dolmadı, Deme sakın “ şiirdir bu” olmadı, Şairleri eke eke yazmı şsın. Haydi ko ş gel, Akdeniz’ de martı ol ! İnan bana, bir gecedir koca yol. Biliyorsun çare bulmaz karakol, Rütbeleri taka taka yazmı şsın. Şiirini saklıyorum hatıra, Dertlerimi yükledim kırk katıra, Gâvur kızı seni kimler bitire ? Gül, karanfil koka koka yazmı şsın. “Gel !” diyorsun, “Ankara’ ya haydi gel Orada mı, beni çeken gülden el ? Yüre ğim kan gölü, gözüm co şan sel, Bile ğimi büke büke yazmı şsın. Gâvur kızı ceylan gözlü uzakta, Avcıları pusu kurmu ş, tuzakta. El eleyiz, ayrı bile olsak da Deme sakın :” Ne alâka yazmı şsın ?!”

155 GÖRÜNTÜ

Çevirdim göklere şu gözlerimi, Mesafeler ölçtüm, biçtim, kısalttım. Bulutlar ça ğırdım susuz çöllere Damla damla, sa ğıp sa ğıp ıslattım.

Oturdum güne şe ba ğda ş kurarak, Meleklere gerçek yolu sorarak, Gök ku şağını da bele sararak, Köhne duyguları atıp, fırlattım.

Meleklerin nurlu parmaklarından, Gö ğ ekini misal dudaklarından, Aşkımı ö ğrendim topuklarından, Felekleri şu halime a ğlattım.

Küçücük noktaydı dünyaya baktım, Kopardım ipini kestim, bıraktım. Anladım, ben benden öyle ıraktım Aşkın ate şiyle yürek da ğlattım.

Toz zerresi gördüm bulutla ay’ ı, Kutsal bir duayla sardım havayı, Ben bende kaybettim büyük davayı, Davalar kaybettim, gönül e ğlettim.

Aradım göklerde, dostu aradım, İzindeyim her an, o’ dur muradım, Güne şten güne şe hap adım adım Dola ştım dost diye, seni seyrettim.

156 BİR ŞEY= SEVG İ

Her yeni eskiyecek, Her gelen gidecektir. Bir şey var içimizde, Asla bitmeyecektir. Maddeler zerre zerre, Topra ğa karı şacak. Ayaklar son bir kerre, Meçhule yarı şacak. Bitecek uzun nefes, Adımlar duracaktır. Büyük, küçük tüm herkes Saati kuracaktır. Tatlı dü ş sona varır, Bir masal olur hayat. Atom çı ğlık koparır, Küçülür kanat kanat. Faydasız kız ve o ğul, Onlar bile geçici. Her şey O’ nun, her şey kul, Bekliyor Yaratıcı. Kavga, öfke bo şuna Yalnız sevgi hakikat. Son ver dünya ko şuna, Ahrette gerçek hayat. Sevgi i şin esası, Temeli varlı ğımın. Geriye tek duası Kalsın, insanlı ğımızın.

157

HASRET İM KAFKASLARA

-Şeyh Şamil’ in torunu Prof. Dr. Yılmaz ÖZKAN a ğabeye...”

Ayrılık bitecektir, Toprak ye şerecektir, Kafkas Da ğı çiçektir Ah gözümün bebe ği ! Şeyh Şamil’ in ülkesi !

Karanlı ğa ı şığım, Bayra ğıma â şığım, Ah yârden ayrılı ğım ! Ah beni deli eder, Yârim gözümde tüter !

Kına yakar kızlarım, İçimde yıldızlarım. Özgürlük bugün yarım; Dalga dalga bayra ğım, Burcu burcu topra ğım !

Haritalar de ğişsin ! Yüre ğimde ate şsin. İnsanlı ğa güne şsin ! Yırtılsın karanlıklar, Gelsin artık yarınlar

158

CEYLANIM MELE Ğİ M

Hıçkıra hıçkıra dök göz ya şını Ağla be ceylanım, mele ğim benim. İçinde kalmasın gamla kasavet, Ağla be ceylanım, mele ğim benim.

Böyle a ğlar, demek hasretse insan, Billâh benimlesin her zaman inan ! Bulu şmamız için küçük bir imkân Sa ğla be ceylanım, mele ğim benim.

Uğrunda harcadım ahir ömrümü, Yollarında göze aldım ölümü, Vuslat zinciriyle deli gönlümü Ba ğla be ceylanım, mele ğim benim.

Şimdi sıra sende kaldır parma ğı, Doldur göz ya şıyla suskun barda ğı, Durmasın ruhunda hicran ırma ğı Ça ğla be ceylanım, mele ğim benim.

Geçir de boynuma a şktan sicimi, Bitir, hiç bitmeyen büyük acımı. Sevda ate şiyle yakıp içimi Da ğla be ceylanım, mele ğim benim.

159 KADEHLER İN D İLLER İ OLSA

Sevenlere neler neler söylerdi, Ah şu kadehlerin dilleri olsa ! İçinden geleni dümdüz söylerdi Ah şu kadehlerin dilleri olsa !

Hasret damlasıyla, sanki inlerdi, Aşkını giderdi yâre söylerdi, Masanın ba şında gönül e ğlerdi, Ah şu kadehlerin dilleri olsa !

Ne şeni payla şır parlardı birden, Dost dost deyip geçerdi serden, Alırdı dersini yi ğitten, erden Ah şu kadehlerin dilleri olsa !

Kimsesiz koymazdı inan yalnızı, Yere indirirdi, ayı- yıldızı. Susmazdı, söylerdi hep a şkımızı Ah şu kadehlerin dilleri olsa !

Saza yol verirdi, sahneye çıkıp Kavun, beyaz peynir burada deyip, “Bir yetmi şlik !” derdi garson ça ğırıp, Ah şu kadehlerin dilleri olsa.

Kara geceleri siler geçerdi, Güzeller içinden onu seçerdi, Sen içme desen bile, gene içerdi; Ah şu kadehlerin dilleri olsa !

160 KADERE S İTEM

Bitmedi çilemiz bitmedi gitti, İnsaf eyle bana yazık de ğil mi ? Cümle yoku şlardan bana gelirsin, Yoku şlar çamurlu, bozuk de ğil mi ?

Ekmekler, dostluklar hepisi bayat, Bir kâ ğıt parada gizli kalmı ş tat. Ya şa bunu diye sundu ğun hayat A’ dan Z’ ye kadar çizik de ğil mi ?

Ellere da ğıttın şanı- şöhreti, Makamı, mevkiyi, balı, şerbeti. Çok gördün nedense köhne gurbeti, Attın ilden ile kazık de ğil mi ?

Duy artık ceylan’ ın, duy feryadını ! Çek şu bahtımdaki kara cadını. Çıkardı ğın yeter, benden acını Gönül, ezim ezim ezik de ğil mi ?

161 ABDAL MUSA

Türkle ştirdi bizim Anadolu’ yu Abdal Musa Hazretleri Pirimiz. Yönlendirdi uçan delice suyu, Abdal Musa Hazretleri Pirimiz.

Horasan’ dan gelir dostun göçleri, Barı şlarla yok ederek güçleri, Bin sevdaya dönü ştürür suçları Abdal Musa Hazretleri Pirimiz.

Yüreklerde pırıl pırıl dinimiz, Dost gülüne dönüverir kinimiz, Asırlardan sürüp gelen ı şıktan iz Abdal Musa Hazretleri Pirimiz.

Al, kırmızı gülü açar yârimin, Dü ğünü var, yüzülen şu derimin; İndiriyor dertlerini serimin, Abdal Musa Hazretleri Pirimiz.

162 SİNAN ÜMM İ

Dil ehlinin mimarısın Özü güzel Sinan Ümmi. Dost şehrinin serdarısın Sözü güzel Sinan Ümmi.

Hayat acı, ölüm gerçek ! Kur’ an kutsal, büyük ölçek. Gönüllerde bahar, çiçek; Yazı güzel Sinan Ümmi.

Her cümlesi hikmet ile Yol gösterir sohbet ile, Arıtıyor içten çile Özü güzel Sinan Ümmi.

Ağu şerbet a şk içiyor, Yıllardır hasret biçiyor, Bakı şları nur saçıyor Gözü güzel Sinan Ümmi.

Güneydeki Türk’ün tu ğu, Öyle güzel, sanki ku ğu; Dertlilerin ba ş koydu ğu Dizi güzel Sinan Ümmi.

Hakikatler gizli sırda, Durur sırrı, bin asırda Dosta giden tüm yollarda İzi güzel Sinan Ümmi.

163 ELMALI’ DA YAZ BA ŞKADIR

Geceleri yıldız dolu Yaz ba şkadır Elmalı’ da. Çiçeklenir cümle dalı, Yaz ba şkadır Elmalı’ da.

Ya ğmur ya ğar mor buluttan, Ballar damlar kara duttan, Yüz bin üzüm bir çubuktan Yaz ba şkadır Elmalı’ da.

Al, ye şildir elma dalı, Petek petek kovan balı, Onu seven olur deli, Yaz ba şkadır Elmalı’ da.

Yaylasında sular akar, Da ğlarında kekik kokar, Sinan Ümmi da ğa bakar, Yaz ba şkadır Elmalı’ da.

Hendeklerden akar sular, Apansız biter uykular, Şahlanır güzel duygular, Yaz ba şkadır Elmalı’ da.

164 ELMALI

Bahçesinde bülbül öter, gül biter Cana candır, cümle derde o yeter. Hasret kalsam gözlerimde hep tüter, Büyük a şkın beni benden almalı, Her şeyimsin, vatanımsın Elmalı...

Sinan Ümmi da ğı tutar eliyle, Abdal Musa dua eder diliyle, Ömer Pa şa kubbe kubbe gülüyle Umut olur. Dostum umut olmalı, Her şeyimsin, vatanımsın Elmalı...

Teke Bey’ i çar şısında geziyor, Tarih senin destanını yazıyor, Dert kısalıp sevinç sende uzuyor Sevinç bizim içimize dolmalı, Her şeyimsin, vatanımsın Elmalı...

Elma, armut, şeftalinle kayısı, Meyvelerin bilmem kaçtır sayısı ? Ben olayım güzellerin dayısı, Dü ğün olur, a şık saza vurmalı, Her şeyimsin, vatanımsın Elmalı...

Ye şil sende öyle güzel duruyor, Ay güne şi, güne ş seni sarıyor. Senden çıkan gene sana varıyor, Ayaklarım yollarını bulmalı, Her şeyimsin, vatanımsın Elmalı...

165 ÖMER PA ŞA

Yüzyıllara kafa tutan yapıyı Dikivermi ş, Elmalı’ nın içine. Sinan Ümmi tutup yedi iklimi Çekivermi ş, Elmalı’ nın içine.

Ruh gizlemi ş so ğuk ta şa, Ömer Pa şa, Ömer Pa şa...

Yıkamamı ş ne yangınlar, ne deprem Büyük mâbed, ilim yuvam, medresem. Desen desen inancımı hendesem Dikivermi ş, Elmalı’ nın içine.

Şekil vermi ş so ğuk ta şa, Ömer Pa şa, Ömer Pa şa.

Revnaklıdır kesme ta şlar üst üste, Kubbesinden dua gider o Dosta, Toplamı şken duyguları bir tasta Ekivermi ş, Elmalı’ nın içine.

Ate ş atmı ş so ğuk ta şa, Ömer Pa şa, Ömer Pa şa.

166 NE K İ ?

Deli gönül çıkar gider da ğlara, Ayaklar dayanır, yollara ne ki ? Ba şımızı ezip geçen yıllara Omuzlar dayanır, kollara ne ki ?

Uydum da da ğların dost ça ğrısına, Dü ştüm sevdaların tam ortasına. Çiçeksiz arının ba ş a ğrısına Petekler dayanır, ballara ne ki ?

Her mevsim ba şıma cinler ü şüşse, Baharlar beynimle gizli görü şse, Çile a ğacına yıldırım dü şse Yapraklar dayanır, dallara ne ki ?

Ta şıdım bitmedi bunca yükleri, Suladım ya ğmurla kılcal kökleri, Bülbülün feryadı sarsa gökleri, Dikenler dayanır, güllere ne ki ?

Da ğların ba şından ses verir sesim, Rüzgârda, bulutta yetim hevesim. Umut fırçasıyla yaptı ğım resim Maviyle boyanır, allara ne ki ?

Da ğda yıldız yıldız güldü ğümüze, Zikir yapan ta şı bildi ğimize, Bir gün bu dünyada öldü ğümüze İnsanlar dayanır, sallara ne ki ?

167 AKSEK İ’ YE GEL !..

Yaz, bahar olunca cennettir da ğlar, Burcu burcu kokan Akseki’ ye gel ! Üzüm üzüm dile geliyor ba ğlar, Her mevsim ça ğıran Akseki’ ye gel !

Göktepe yaylası, Irman Vadisi Yaban keçisiyle, tav şan, kedisi Ça ğırır kendine bizi hepisi Her daim haykıran Akseki’ ye gel !

Yarpuz, Cevizli’ si, Üzümdere’ si Geri ş, Bademli’ si, Alaçe şme’ si, Her köyü bekliyor, bütün herkesi Sesini duyuran Akseki’ ye gel !

Yaz, bahar olunca durur mu adam ? Haydi gel, bu güzel yurdunsa madem ? Tutu şup el ele yaylaya gidem Ruhunu doyuran Akseki’ ye gel !

Yaz, bahar olunca açıyor gülü, Gülden ayrılınca oluruz deli. Dü şüp te sevdaya a şıp engeli Hep seni bekleyen Akseki’ ye gel !

168 SÖBÜCE

Bunca yörük birlik olsun, bir olsun Koca çadır yaylamıza kurulsun, Çifte davul gümbür gümbür vurulsun Dü ğün olsun... Oynar gelin-görümce Dü ğün, bayram, özgürlüktür Söbüce.

Kuzularım su ba şında mele şsin, Yi ğitlerim su ba şında güre şsin, Benim için sönmeyecek güne şsin, Hasretini çektim, çektim ömrümce Da ğ havası, ot ye şili Söbüce...

Ak şam olur, yıldızları sayarım, Sabah olur, kaval sesi duyarım, Uğruna ben, şu canımı koyarım, Süslüyorsun rüyamızı her gece, Kekik kokan süt gibisin Söbüce...

Devlet kurmu ş ay yıldızlı çadırı, Dua dua boz Musa’ nın yatırı, Yörük olan bilir hâli- hatırı Aşık olur herkes seni görünce, Çam kokulu pınar suyu Söbüce...

Burcu-burcu yarpuz kokar pınarın, Gö ğe yakın bulutlarda da ğların, Yıllar yılı özlem duymu ş Ceylan’ ın, Seni sevmeyenler, zavallı cüce Hasretimiz, sevdamızsın Söbüce...

169 AKSEK İ

Kardelen çiçe ğin gönlümde açar, Yüre ğim bir ku ştur yaylanda uçar, Güllerin dü şümde kokular saçar, Her mevsim içimde büyür hasretin, Alır beni benden güzel Akseki’ m... “Gidengelmez Da ğı”n, üzümlü ba ğın Tarihler dar gelir, destandır ça ğın, Adını anıyor çılgın duda ğım Senin için gö ğe açık ellerim, Hasretim, vurgunum sana Akseki’ m... Da ğlarında avcı olur gezerim, Sularında çocuk olur yüzerim, Sevdalınım yalnız seni yazarım, Şimdi rüzgârını arar gözlerim, Tek sana hasretim, sana Akseki’ m... Gezdim gene turistlerle köyünü, Toroslarda içtim so ğuk suyunu, Özlemi şim burcu burcu kokunu, Sen diye açıyor gonca güllerim, Yalnız seni sevdim, seni Akseki’m... Ma ğaran var, turistleri çekiyor, Yaban keçin melil melil bakıyor, Bu hasretlik yüre ğimi yakıyor, Özlem çiçe ğini açar dallarım, Çiçeksin beynimde canım Akseki’ m... Balı ğını kiremitte pi şirdim, Senden ayrı kaldım, yolu şaşırdım. Sevenleri yollarına dü şürdüm Seni, yalnız seni özlerim, Ça ğır beni, ça ğır beni Akseki’ m...

170

KOLTUKLAR

Koca göbek şişmana Dar geliyor koltuklar. Rü şvetçiye, hırsıza Kâr geliyor koltuklar.

İlgisi yok kullarla, Evlilerle, dullarla. Paralarla, pullarla Bir geliyor koltuklar.

Benziyor Çin Seddi’ ne, Aşık kendi kendine, Vatanda şın derdine Kör geliyor koltuklar.

Makam olmu ş kötüye, El ba ğladık biz niye ? Sorunları çözmeye Zor geliyor koltuklar.

171 DİBEK

Kızları, gelinleri ba şına topluyorsun Beni yalnız bıraktın, burada zalim dibek. O kınalı ellerin sen neyi oluyorsun ? Beni yalnız bıraktın burada zalim dibek.

Kim yapmı ş ta ştan seni, kırılmaz çatlamazsın... Üst üste tokmak yersin, nedense a ğlamazsın... Dulları, yetimleri ba şında e ğlemezsin, Bu sene de be ş dü ğün sırada zalim dibek.

Gönlüm takılı kaldı, ipeklide- basmada Bir Kargalı üzümü sallanıyor asmada, Birazcık, ta ş kesilmi ş suratını asma da Seyredelim kızları, şurada zalim dibek.

Kızları, gelinleri ba şına topluyorsun, Yedikçe tokmakları sevinçten hopluyorsun O kınalı ellerin, sen neyi oluyorsun ? Gitti gönlüm, gözleri karada zalim dibek.

Dibek, dibek oy dibek öksüz bıraktın dibek, Seni neden yarattı bilmem ki zalim felek ?..

172 TOROSLARA G İDEY İM

Tutmayın ellerimi, Toroslara gideyim. Koparman güllerimi Toroslara gideyim.

Buz gibidir ayranım, Da ğlar benim bayramım, Sevdalıyım, hayranım Toroslara gideyim.

Gürül gürül dereler, Kenarında lâleler, Bırakın be caddeler ! Toroslara gideyim.

Gö ğü deler çamları, Topraktandır damları, Efsunkâr ak şamları Toroslara gideyim.

Arı ko şar kovana, Üzüm astık tavana, Bekler gelin, kaynana Toroslara gideyim.

173 BİR GÜZELE

Güzel, ne güzelsin kimin yârisin ? Ku ş gibi ötü şün öldürür beni. Öyle şuh, öyle can, öyle di şisin Duru şun, bakı şın öldürür beni.

Kar şında susarım, dilim tutulur Aslında bir görsen içim kudurur, Teninin ate şi yakar, kavurur Yan gelip yatı şın öldürür beni.

Güzel ne güzelsin benim olaydın, Yaslanıp gö ğsüme ba şın koyaydın, Gönül ırma ğımda yüzün yuyaydın, Sel olup akı şın öldürür beni.

Bakarsın, içimde kopar fırtına, Gülü şün ruhumu sokar fırına, Neden öyle küstün ne dedim sana ? Ka şını çatı şın öldürür beni.

Güzel ne güzelsin çok muhte şemsin, Leyla’ sın, Aslı’ sın, güzel Ay şem’ sin, Gönlümde taht kuran sonsuz ne şemsin, Kahkaha atı şın öldürür beni.

174 AŞKIN İLE YANDIM HEYY !..

Yıldızları kara gö ğe topladım, Şiirimi birisine sakladım, Ellerime samanyolu doladım, Dost dedim de,dost dedim de döndüm hey! Aşkın ile cayır cayır yandım hey !

Ya ğmur ya ğdı iniverdi melekler, Ar şa çıktı yüre ğimden dilekler, Dar geliyor, dar geliyor felekler, Dost dedim de,dost dedim de yundum hey! Aşkın ile cayır cayır yandım hey !

Secde eder, adın anıp kürreler, Kar şı gelir fırtınaya zerreler, Asırlardır şahit olur kubbeler, Dost dedim de,dost dedim de andım hey! Aşkın ile cayır cayır yandım hey !

Pi şman olan deli dolu gönlümü, Bir solukta geçip giden ömrümü, Can bahçemde goncala şan gülümü, Dost dedim de,dost dedim de sundum hey ! Aşkın ile cayır cayır yandım hey !

175 A FELEKS İZ !

Bir güzele rastladım ki bu sabah Sallanarak geçip gitti önümden. Bakı şları öldürücü bir silâh, Patlayarak geçip gitti önümden.

Bir bombaydı, bir âfetti feleksiz Gümbür gümbür yıkıverdi bu sabah. Gözleriyle kabre koydu kefensiz, Bir kö şeden çıkıverdi bu sabah.

Ten kokusu vaz geçirdi canımdan, A feleksiz insan de ğil destandı. Geçip gitti ruhum alıp önümden, Yanarda ğdı, fırtınaydı, volkandı.

Ya ğız atın yavrusuydu tay gibi, Şaha kalkmı ş yürüyordu dört nala. Can eri ği, yeni do ğmu ş ay gibi Kütür kütür dü şüverdi sabaha.

176 ELVEDA

Arkamdan göz ya şı döküp a ğlama Elveda sevdi ğim, elveda sana. Gül, oyna, ne şelen, kara ba ğlama Elveda sevdi ğim, elveda sana.

Kaç gece bekledim, gelirsin diye Pi şmanlık duyup da seversin diye, Şimdi mahzun oldun acaba niye ? Elveda sevdi ğim, elveda sana.

Gelmedin delirdim, Mecnun’a döndüm Bir ömür boyunca a şkınla yandım, Vallahi bilmem ki nasıl aldandım ? Elveda sevdi ğim, elveda sana.

İyi bak, tabutun içinde benim Sana kavu şmadan gidiyor tenim, Verdi ğin mendili saklar kefenim, Elveda sevdi ğim, elveda sana.

Ağlama arkamdan ne şelen biraz, Nasıl olsa, sen de gelirsin bu yaz ! Dedim ya bu dünya, sana da kalmaz ! Elveda sevdi ğim, elveda sana.

Beste : Şenol YA ĞAR

177 KLOROF İLİM

Gölgen gibi pe şindeyim vallahi ! Alnına yazıyla perçinlenmi şim. Sen ı şık, sen ye şil, gizlenmi ş dâhi Bendeki ben de ğil, me ğer senmi şim ?

Işık enerjisi sende tutulur, Sen olmazsan, ben de kuru yapra ğım. Gurbette kalamam içim burkulur, Sanki foto sentez yapar duda ğım.

Açılır, kapanır gözeneklerim Sırıl sıklam olur, terler terlerim. Ruh köküm yollarda, seni beklerim Yaz boz tahtasıdır bo ş defterlerim.

Hep sana hasrettir köklerde zarım, Topra ğın içinde kıvranı şa bak. Ye şilleri giyer giyer uzarım, Bulutlara do ğru uzanı şa bak.

Sende manâ, sende ufuk ve hayat, Bana hareket ver, hareket çabuk ! Yoksa, her şey eski, ya şlı ve bayat Her şey baltalarla kırılan kabuk.

Aşkınla kalı şım, çiçek açı şım Senin için bil, ey klorofil ! Son nefese kadar tek arkada şım Sadece bir sensin, ba şkası de ğil.

178 BENZER G İBİSİN

A vefasız niye çattın ka şını ? Kapkara buluta benzer gibisin. Kimler siler gözlerinin ya şını ? Virane konuta benzer gibisin.

A vefasız, çalım satma bo şuna Bu kin, öfke, gidiyor mu ho şuna ? Git be güzel, git be güzel i şine ! Köhnemi ş tabuta benzer gibisin.

A vefasız, ne zalimsin bu sıra ! Gören sanır sultan oldun Mısır’a, Seni gören, gerek duymaz sınıra Mayınlı huduta benzer gibisin.

Bin parça oluyor dü şen yüzünden Sanki bir Cehennem iner gözünden, Yüz günaha girdim senin yüzünden Kapkara çaputa benzer gibisin.

179 HACI BAYRAM DERGAHI

Alimlerin yuvası Hacı Bayram dergâhı. Aşıkların deryası Hacı Bayram dergâhı.

Türk dilini konu şan, Gönüllerde tutu şan, Kur’ an ile bulu şan Hacı Bayram dergâhı.

İlim, irfan da ğıtan İnsan, insan e ğiten, Milli birlik ve vatan Hacı Bayram dergâhı.

Nefisleri öldüren, Gerçekleri bildiren, “Durma, haydi gel !” diyen Hacı Bayram dergâhı.

Ankara’ nın âlemi, Sevenlerin kalemi, Ça ğırır seni, beni Hacı Bayram dergâhı.

180 GEL İYOR

Sabır denen bir potada pi şenler Aşk isimli nurlu yola dü şenler, Hücre hücre benli ğini a şanlar Hacı Bayram dergâhından geliyor.

Mehmetleri Fatih yapan anlayı ş, Bütünüyle insanlı ğı anlayı ş, Aşk tufanı, sessiz feryât, a ğlayı ş Hacı Bayram dergâhından geliyor.

Ankara’ nın se ğmenleri el ele Vermi şler de oluvermi ş şelale Sevdalanıp bayraktaki hilâle Hacı Bayram dergâhından geliyor.

181 UYANIK OL !

Bu dünyadan gideceksin Uyanık ol, hazır bekle ! Elbet hesap vereceksin Uyanık ol, hazır bekle ! Bir gün “öldü” diyecekler, So ğuk suyla yuyacaklar, Bir tabuta koyacaklar Uyanık ol, hazır bekle ! İneceksin kabristana, Münkir, Nekir sorar sana, Cevap kolay Müslümana Uyanık ol, hazır bekle ! Sırat durur orta yerde, Livail Hamd nerde, nerde ? Diye sorma... Bu seferde Uyanık ol, hazır bekle ! Hak mizanı kurulacak, Defter ele verilecek, Yaptıkların görülecek Uyanık ol, hazır bekle ! Dünya çizer ahireti, Dünya, müminler gurbeti. İstiyorsan şol Cenneti ? Uyanık ol, hazır bekle ! Ey Ceylan’ ım bil kendini ! Öğren, Kur’ an’ dan dinin ! Ataların nerde hani ? Uyanık ol, hazır bekle !

182 HAYD İ GÖNÜL !

Ver elini, tut elimden Gidelim be haydi gönül ! Menzillere, makamlara Erelim be haydi gönül !

Ceylan’ dır benim adım, Hakikattir muradım, Yol bitecek adım adım Gidelim be haydi gönül !

Yakınlar kı şta-karda Öteler bekler baharda, Kalma artık buralarda, Gidelim be haydi gönül !

Işık ya ğsın şimdi ça ğa, İnsin bahar, bugün ba ğa, Girmeden kara topra ğa Gidelim be haydi gönül !

183 AÇ GÖZÜNÜ EY GÖNÜL ! Kur’ an olsun rehberin, Aç gözünü ey gönül ! Sevap dolsun defterin Aç gözünü ey gönül ! Kürreler döner durur, Zerreler yanar durur, Ölüm seni de bulur, Aç gözünü ey gönül ! Alemin mecmuusun, Allah’ ın bir kulusun. Halâ kör mü durursun ? Aç gözünü ey gönül ! İbret al, gökten-yerden, Arıt defteri kirden. Üstünsün meleklerden Aç gözünü ey gönül ! Parmak ucun sırda şın, Secdeye de ğsin ba şın, Nerde kavim, karda şın ? Aç gözünü ey gönül ! Dünya fâni aldanma ! Nefsine bo şa kanma ! Kendi elinle yanma Aç gözünü ey gönül ! Kulluk kutsal görevin, Çiçekle dolsun evin, Kabir mutlak kaderin Aç gözünü ey gönül ! Bu Ceylan’a kulak ver ! İyi ol da, olma şer, Görmek istersen e ğer ? /Aç gözünü ey gönül !

184 TÖVBEYE GEL !

Günahlara yüz çevir Tövbeye gel tövbeye ! Nefsini yola devir Tövbeye gel tövbeye !

Kanma, fâni dünyaya Dü şme, kirli deryaya Belki çıkman sabaha Tövbeye gel tövbeye !

Yen nefsini sabret de, Kalmayasın gurbette, Kurtulasın ahrette Tövbeye gel tövbeye !

Ömür kısa, yol uzun Kur’ an’ dır klavuzun, Işık dolsun havuzun Tövbeye gel tövbeye !

Kâinat bir kitaptır, Ci ğerci ğim kebaptır, Yaradan’ ım Tevvab’ dır Tövbeye gel tövbeye !

Abdestsiz yola çıkma ! Günahı ömre ekme ! Ceylan sakın gecikme ! Tövbeye gel tövbeye !

185 KIRK YÜZLÜ ADAM

Seni gören de evliyâ sanır Aslında köpeksin kırk yüzlü adam. Elinde, yüzünde hırslar dolanır Günahkâr göbeksin kırk yüzlü adam.

Üstündür her şeyden şahsi çıkarın, Senindir daima bugünle yarın, Gölgeler, kuklalar gizli diyarın Naylondan bebeksin kırk yüzlü adam.

Menfaat küpünü doldurup durdun, Eşini, dostunu kalbinden vurdun. Garibe, yetime emir buyurdun Dayaksın, köteksin kırk yüzlü adam.

Hilebaz, düzenbaz, sahteci velet ! Eline dü şenler ediyor : “Medet !” Kan tükürüyor koca memleket Geçilmez bataksın kırk yüzlü adam.

Sürekli alansın, veren de ğilsin Kapıp kaçıransın, seren de ğilsin. Aslında dü şmansın yâren de ğilsin Kirlenmi ş yataksın kırk yüzlü adam.

Sözüne güvenmek aptallık demek, Bo ştur senin için, terlemek- emek. İş in de gücün de hep haram yemek Hep yutan dudaksın kırk yüzlü adam.

186 KO Ş GEL ! Bir yanım hüzün, bir yanım ne şe Yata ğı, yorganı serdim ate şe Elin mahkum gayri gelirsin Ay şe ! Gelirsin, gelirsin; istersen gelme ! Gelip te yüzüme, yüzüme gülme ! Mümkün de ğil artık, mutlak gelirsin Ömrünü, kendini bana verirsin. Bundan ötesini anlar, bilirsin; Bilirsin, bilirsin; bilemem deme ! Bahane uydurup gelemem deme ! Cümle bahaneler i şte son buldu, Oğlun şimdi asker, torunun oldu, Nerdeyse dalımda çiçekler soldu, Gel artık, gel artık çıldırıyorum ! İsyan bayra ğını kaldırıyorum ! Ceylan öldü dense, bir haber duysan Ne dersin acep, Hakk’ ın kuluysan ? Goncada durma aç, a şkın gülüysen ! Gülleri dalından koparıyorum ! Gül artık, gel artık yalvarıyorum ! Ne telefonum var, sesin duyacak ?! Ne bir yastı ğım var, ba şım koyacak ?! Kirlendim, bitlendim hani yuyacak ? Ku ş ol kanatlan, da ğları a ş gel ! Hasretten yıkılıp yollara dü ş gel ! Antalya Cennetse, Cehennemdeyim, Sevdi ğin de ğil de bilmem ki neyim ? Boynu bükük, yalnız caddelerdeyim Da ğlardan, yollardan çağlayıp ta ş gel ! Yeter bekletti ğin, yola çık, ko ş gel !

187 GÜLÜM NEREDE ?

Söyle be bahçevan ne olur söyle ! Acımı dindiren gülüm nerede ? En büyük tutkumdu, herkes bilirdi Ba şımı döndüren gülüm nerede ?

Sancılar içinde kıvranıyorum, Hayat nasıl imi ş anlamıyorum, Ararım, sorarım bulamıyorum Ate şim söndüren gülüm nerede ?

Derdime dermandı ince dikeni, Bilirdi, duyardı sevda çekeni, Böyle boynu bükük bıraktı beni Yüre ğim yandıran gülüm nerede ?

İpe ğe benzerdi, ho ştu yapra ğı İsmimi anardı baldan duda ğı, Gönlümde açılan hüznümün ça ğı Buseler konduran gülüm nerede ?

Bahçevan, bahçevan susma ne olur ! Halâ yüre ğimde o gülüm durur. Özledim, şarkımı cihana duyur Aynı yerde duran gülüm nerede ?

188 NEFS İM SEN İ

Tövbe ile bir çırpıda Kesece ğim nefsim seni. İman adlı bir kapıda Ezece ğim nefsim seni. Arzum parlar bıçaklarda Yüzece ğim nefsim seni Ömür denen sayfalarda Çizece ğim nefsim seni. İmanımla kur şunlara Dizece ğim nefsim seni. Defterlere, kitaplara Yazaca ğım nefsim seni. İmbiklerden zamanlara Süzece ğim nefsim seni. Alı ştın mı tokatlara Üzece ğim nefsim seni. Ayetlerle, surelerle Kazaca ğım nefsim seni. Öğütlerle, hadislerle Asaca ğım nefsim seni. Yeter artık, orta yere Kusaca ğım nefsim seni. Nur ta şıyan heybelere Basaca ğım nefsim seni.

189

CUMHUR İYET DESTANI

Halkın halkla beraber seller gibi coşması Ayyıldızlı bayrakla sonsuzlu ğa ko şması Sevgi, huzur, güvenin yüreklerden ta şması Çiçek çiçek mutluluk, güler yüzlü hürriyet Barı ş ve demokrasi gülümüz Cumhuriyet...

Seksen bir yıl geçti can, i şte o güne erdik Kimdir Yüce Atatürk, cihana da gösterdik İnsanlara mutluluk, karde şlik, dostluk verdik De ğişmez çare sensin, senden umarız elbet Barı ş ve demokrasi yolumuz Cumhuriyet...

Öyle güzel yakı ştın kahraman millet Türk’e “Önce vatan !” diyoruz, asla de ğişmez ilke Her karı ş topra ğında şehit yatan bu ülke Arı gibi çalı şır, beklemez elden medet Barı ş ve demokrasi balımız Cumhuriyet...

Kovarak ufkumuzdan kararan bulutları Aşkının ate şiyle sarmı şız hudutları Yurduma fidan fidan dikmi şiz umutları, Ye şerecek fidanlar, meyve verecek.. Sabret Barı ş ve demokrasi dalımız Cumhuriyet...

Her şey yalnız halk için, her şey halkla beraber, Ba şım buluttan üstte, bereket doludur yer, Uğrunda can vermemiz gerekiyorsa e ğer, Hazırız can vermeye...Onun içindir gayret! Barı ş ve demokrasi sevdamız Cumhuriyet...

190 İŞ TE CUMHUR İYET

Nice barajlara gaz lâmbasından Geçtik de çok şükür, senin sayende Bitimsiz sevgin var, sevgin var bende Dualar getirir Türk dünyasından...

Toplu i ğnelerden motora geçtik, Şimdi gökyüzünde uçaklarımız. Ho şgörü kınında bıçaklarımız, Barı ş çe şmesinden suyunu içtik.

Uzay yarı şına katılaca ğız, Türksat uyduları şimdi uzayda... Kalkınma batıyla aynı düzeyde Olacak olacak... Çalı şaca ğız.

Gümrük Birli ği’nde önder ülkeyiz Tıpta, sanayide, tarımda önde; Aşkın çiçek çiçek duruyor bende, Yunus Emrelerin büyük halkıyız...

Birle şmi ş Milletler Yunus Emre’ yle Ho şgörüyü bile yenice buldu. Kavgalar, öfkeler hepsi kayboldu, Dünyada tek çocuk bayramı bizde.

Her türlü inança serbest Türkiye Özgürce konu şan meydanlar bizde, Mevlâna’ nın sesi var içimizde Ça ğrılır adımız, her an Türk diye...

191 Turizm cenneti bu güzel toprak Tarih hazinemiz, do ğa canımız Bereket türküsü GAP destanımız Destanlar yeniden yazılacak.

Cumhuriyet seni anlatamam ki Cümleler, cümleler yetersiz kalır. Seninle zirveler, yollar kısalır Giderim ileri, hiç duramam ki...

192 SAKLA GÖZLER İNİ

-Güne şin şairine... Nasıl hükmediyor her zaman akla Yollara yıkarken gönül da ğını. Sakla gözlerini güzelim sakla Kimseler görmesin a ğladı ğını... Yeniden yapmalı dost tarifini, Ba şta tutmak için elif harfini. Gönül mektubunun bakı ş zarfını Hissetmesin kimse pulladı ğını... Sevda ba ğımıza yâdel girmesin, Gözlerin kimseye ümit vermesin, Güzelim dikkat et, kimse görmesin Ardımdan mendiller salladı ğını... Ba şının üstünde gezdikçe bulut, Diner mi ya ğmurum, ey sonsuz umut ? Bilmesinler, a ğaç dalına çaput Türbe türbe gezip ba ğladı ğını... Bu kutsal sevdayı dü şürme dile, Seni can evinden arıtmı ş çile, Gizle ne olursun kendinden bile Şelâle misali ça ğladı ğını... Yolunda yürüyen yolda şın gibi, İstersen sımsıcak karde şin gibi, Ruhunda kıvranan sırda şın gibi Sakla, yüre ğini da ğladı ğını... Ağlattın sonunda bu Mustafa’ yı Ağlattın yıldızı, güne şi, ayı Çılgın sevdan ile çölde Leyla’ yı Sezmesin şarkılar solladı ğını..

193 GİDİYOR

Bir büyük sevdayı var mı unutmak ? Gönlümü pe şine taktı gidiyor. Elimde de ğil şim şeği tutmak Ba ğrımın ba şında çaktı gidiyor.

Nasıl anlatayım bilmem ki sana ? Söz duymaz, dinlemez; adındır Suna. Ceylan er yazılmı ş a şk ordusuna Da ğları yerlere yıktı gidiyor.

Zinciri boynuma dolamı ş kader, Çektikçe gurbetten gurbete gider. Billâh bu ayrılık ölümden beter Hasret sinemizi yaktı gidiyor.

194 SEN İSTERSEN

Geceyi gündüz eder, karayı ak ederim Sen istersen sevdi ğim, sevgilim sen istersen ! Ne kadar engel varsa, hepsini yok ederim Sevgilim sen istersen, sevdi ğim sen istersen !

Delerim de da ğları sevdalı yol ederim, Eritip de ta şları goncalı gül ederim. Yolarım takvimleri bir günü yıl ederim Sen istersen sevdi ğim, sevgilim sen istersen !

Çevremdeki gördü ğün kaleleri yıkarım, Cehennemin dibinden yakıp yıkıp çıkarım, Sensin atım, kısra ğım, yalnız sensin karım Sevgilim sen istersen, sevdi ğim sen istersen !

Sana geleyim diye, seni göreyim diye Yanıp tutu şan ba ğra seni sarayım diye Köprüler, yollar geçtim, sana varayım diye Sevgilim sen istersen, sevgilim sen istersen !

Gün olur, Pazar olur, sana do ğru ko şarım Aşarım engelleri yollarına dü şerim, Sen bakma kusuruma, be şerim de şaşarım Ko ş bana, kavu ş bana, yakma beni dilersen !

195 ANTALYA GECELER İ

Burcu burcu kokuyor Beni bende yakıyor, Bin günaha sokuyor Antalya geceleri.

Yalnızım, yapayalnız Dertliyim, hem amansız Billâh geçmez yârsiz Antalya geceleri.

Sessizdir dalgaları Serindir havaları Toplamı ş yıldızları Antalya geceleri.

El ele tutu şanlar, Kokla şıp öpü şenler, Sendedir, hep sevenler Antalya geceleri.

Ye şiller siyah olur, Mavilerde ah olur Erkenden sabah olur Antalya geceleri.

196 CUMHUR İYET

Huzurlu, mutlu isem, özgürsem vatanımda Geziyorsam gönlümce,ba ğımda bostanımda Dalga dalga bayra ğım ya şarsa destanımda Yazılacak destanlar eserin Cumhuriyet.

Fabrikamın bacası tüterse alın teri Esenlikse, barı şsa çocu ğumun günleri Gök çökmedikçe geçiyorsam gökleri Ay yıldızla süslüdür seherin Cumhuriyet.

Açıksa çocuklara okulların kapısı, Dimdik ayakta ise, Sinanların yapısı. Sensin bu güzel yurdun vazgeçilmez tapusu Özgürse bu memleket, hünerin Cumhuriyet.

Meydan okuyor isem yarı şta uluslara, Meydan okuyor isem, acımasız yıllara, Hürriyet ko şu olup, konuyorsam dallara Dallarda rengârenktir çiçe ğin Cumhuriyet.

Öncüysem ça ğda şlıkta, barı şta en öndeysem Sonsuz uzay yarı şım, sevgilerden hendesem Hepsi sensin, hepsi sen bilmem ki neler desem ? İçimde alev alev, gerçe ğin Cumhuriyet.

197 ÇA ĞIRI Tut nefsini yaka paça atıver Kalb gözüyle kâinata bakıver Hakk’a yönel, sular gibi akıver Sarsın seni, var olu şun duygusu Tapdu ğudur Yunus yapan Yunus’ u. Yücelere ihlas ile ba ğlasın, Yüreci ğin yansın, yunsun a ğlasın Kalb gözünde gök ırmaklar ça ğlasın Tebrizi’ dir Mevlâna’ nın konusu Tapdu ğudur Yunus yapan Yunus’ u. Ba şlamalı şeytan ile sava şa Tutulmalı yüzbin voltluk dalgaya Yansıt gayri yüre ğini duaya “Kendin bilmek” Hacı Bayram sorusu Tapdu ğudur Yunus yapan Yunus’ u. Hakk’ı bilmez, kendisini bilmeyen Kurtulamaz, Hakk yolunu bulmayan Çıkmazdadır, a şkı ile olmayan Bir mür şitten ilham almak do ğrusu Tapdu ğudur Yunus yapan Yunus’ u. Ça ğlayanlar okyanusa akıyor, Bütün yollar aynı yere çıkıyor, Asırlardır Kur’ an ı şık saçıyor Yesevi’ den asırların ça ğrısı Tapdu ğu’ dur Yunus yapan Yunus’ u. Kaldır yerden yükseklerden dü şeni Barı ş yapıp, ba ğrına sar küseni Ey Ceylan’ ım, sen seni bil, sen seni Bildi Yunus, örnek sana e ğrisi ( ! ) Tapdu ğudur Yunus yapan Yunus’ u...

198 GÜZEL ÜLKEM

Üç kıtaya ho ş görüden gül verdin Güllerin, gülümdür ey güzel ülkem ! Barı ş, dostluk diye diye el verdin Ellerin, elimdir ey güzel ülkem !

Da ğlarında burcu burcu keki ğim, Gezer durur kuzu, tav şan, kekli ğim. Sensin benim ömür boyu sevdi ğim Hallerin, halimdir ey güzel ülkem !

Derelerin, ırmakların ça ğıldar Üstümüze dört mevsimde gün do ğar, Kovanına bal doldurur arılar Balların, balımdır ey güzel ülkem !

Denizlerin masmavidir köpürür, Yaylaların suna boylu götürür, Ormanların dertlerimi bitirir Dalların, dallarımdır ey güzel ülkem !

Evliyân var da ğı tutar eliyle, Yüreklerde serinliktir diliyle, Bir sevdasın bayra ğının alıyla Alların, allarımdır ey güzel ülkem !

Dört iklimi aynı anda ya şarsın Bir tutkusun gönlümüzden ta şarsın, Adım adım ça ğda şlı ğa ko şarsın Yılların, yıllarımdır ey güzel ülkem !

199 CEYLAN’ IN YALNIZLI ĞI

Bu yalancı dünyada Yalnız kalan ben oldum. Sevdi ğimi el aldı, Umutları yel aldı, Mesafeler kısaldı Geriye tabut kaldı... * Bu yalancı dünyada Yalnız kalan ben oldum. Yıkıldı terminaller, Silindi tüm hayâller, Son oyunda misaller Geriye tabut kaldı... * Bu yalancı dünyada Yalnız kalan ben oldum. Terketti e şim, dostum Eskimi ş diye postum; Öteler de ğil kastım Geriye tabut kaldı... * Bu yalancı dünyada Yalnız kalan ben oldum. Çalmıyor telefonlar, Bo şaldı istasyonlar, Yakla şıyor bak sonlar Geriye tabut kaldı.

200 YEN İ YIL

Noel Baba, çocukları öldürme Gücün varsa Çeçenistan çözülsün ! Bosna’ daki yavruları öldürme Kaderimiz yeni ba ştan yazılsın.

Noel Baba hediyeler istemem Sev insanı, sev insanı; küs demem ! Aydınlı ğa, temizli ğe pis demem Aşk bulutu gözlerimden süzülsün.

Noel Baba, tüm sava şlar bitmeli Yüreklerden öfke ve kin gitmeli Bülbüllerim bahçelerde ötmeli Ye şilli ğe dü şman olan üzülsün.

Noel Baba, adın gayri Nail’ dir Yeni yıllar, öfke nefret de ğildir. Barı ş bize ak duvaklı gelindir Gelin evi ne şe ile düzülsün.

201 “DAL KESEN İN BA ŞINI KESER İM” -Fatih Sultan Mehmet-

Ye şil, Cennet demek şayet ormansa, Yanar yüreci ğim orman yanarsa. Ate ş yakmaz bir el, insan insansa Ben, Cennet ülkemde mutlu gezerim “Ye şil dal kesenin ba şın keserim !”

Türküsünü söyler ku şlar, böcekler Sevda güne şine açar çiçekler Ye şil sevmeyenden dünya ne bekler ? Su olur akarım, rüzgâr eserim “Ye şil dal kesenin ba şın keserim !”

Mevsimler ba şımda daima bahar, Dallardan ne şe, mutluluk ya ğar, Söyle çirkin günler nereye do ğar ? Kötülü ğü yok et, kalsın eserim “Ye şil dal kesenin ba şın keserim !”

Bir a ğaç, bir insan demek de ğil mi ? Alnında parlayan emek de ğil mi ? Kâ ğıt, yapı, e şya, yemek de ğil mi ? Gitmiyor mu kula ğına seslerim ? “Yeşil dal kesenin ba şın keserim !”

202 VAR YA SEN İN

Can evimi harabeye çeviren Gök mavisi gözlerin var ya senin... Umudumu uçuruma deviren Çı ğlık çı ğlık sözlerin var ya senin...

Ne haldeyim, dermanım ol bir bak ta ?! Kelimeler donup kaldı dudakta. Dü şlerimi tutsak eden girdapta Çekilmeyen nazların var ya senin...

Gözya şlarım hasretinle ça ğlarken, Deli gönlüm karaları ba ğlarken Bir kö şede sessizce ben a ğlarken Çalıp duran sazların var ya senin...

Del’ olurum yâdel belin sarınca, Kıskanırım, seni sevse karınca. Şöyle boynu bükük beni görünce Umursamaz pozların var ya senin...

Ceylan’ ını parça parça edersin, Deniz gözlüm söyle nere gidersin ? Yüce Mevlâ bir yanarda ğ göstersin Erimeyen buzların var ya senin...

203 İSTER İM

Bulutlar üstüne dertli yata ğı Serip te bir güzel yatmak isterim. Yıldızlardan alıp dünya gö ğsüne Işık ı şık barı ş tutmak isterim

Bebe ği, a ğacı, ku şu gösterip Ayaklar altına halılar serip, Bütün gönüllere baharı verip Ya şamak zevkini tatmak isterim.

Garibanlar için ekmek bölerek, Bir düzen kursaydım sevip gülerek, Sava şı, kavgayı dostça silerek Yüreklere sevgi katmak isterim.

Sevgiden yoksunsa bir yürek ta ştır, Bunca yükü çeken çileli ba ştır. Talih dedi ğimiz amansız a ştır Üste para verip satmak isterim.

Ceylan ho şgörüyle destan olmalı Yârin gezece ği bostan olmalı, Bütün olacaklar ba ştan olmalı Birli ği bozana çatmak isterim.

204 GİTS İN -Işık tufanıydı... O’ na...

Acı bana, kıyma bana ne olur ! Deli yüre ğinden siliver gitsin. Bir yanlı ş öyküydün anladın i şte Gerçe ği böylece biliver gitsin.

Ben kendi halimde dönen de ğirmen, Al, götür yükünü ba şımdan hemen ! Gördü ğün rüyayı kimseye demem Kendi dü şlerine dalıver gitsin.

Kurulu düzenim, bozma bo şuna Ortak etme n’ olur gözün ya şına ?! Karman-çorman olan dünya i şine Manâ kılıcını çalıver gitsin.

Elli yılda ördüm beyaz duvarı, Yok’ u kader yaptım, çizerek var’ ı. Sensiz kararmakta dostluk bulvarı Aşk denen kö şede kalıver gitsin.

Girme soka ğıma, çamurlu kalsın İsterse ba şımı dertlere salsın... Hazırdır tabutum, “bayramın olsun !” Haydi namazımı kılıver gitsin.

Denizsin, ırmaksın girdabın fazla Ya şamam imkânsız etti ğin nazla İster dua ile, istersen sazla Canımı tenimden alıver gitsin.

205

Şöyle uzaklarda konu ş, dolan, gez Ezeceksen şayet, şu da ğları ez. Topra ğın ba ğrına sunaca ğım bez Çar şında yok ise buluver gitsin.

Ban, bana yeterim, ben bana mahkum Gönül bahçemizde boy atar zakkum. Eğlerse Mecnun’ u çöllerdeki kum Ya ğmur ol, ba ğrına doluver gitsin.

Senin derdin Eyfel Kulesi gibi, Ezip de geçiyor sanki garibi. Ceylan’ ın var iken bunca sahibi Serbest bırak onu, salıver gitsin.

206 SEN İ GÖREY İM -Çileye adanmı ştık, hani ya?..

Issız ormanlarda sessiz kelebek Kanat kanat uç ta seni göreyim. Süslü vitrinlerde oturan bebek Sokak sokak kaç ta seni göreyim.

Tahta masalarda koydu ğumuz iz, Biraz ötemizde köpüren deniz, Yorgun senelerde kaybolan dehliz İkisini seç te seni göreyim.

Kimi sevda diyor, a şk diyor kimi Bilmezler elbette benim içimi. Çoktan yüklenmi şim kader göçümü Yazılanı geç te seni göreyim.

Elmada ğ’ı nere, Bay Da ğı nere ? Çıkmı şım derdimle bunca sefere. Denedim şansımı bilmem kaç kere Yoluma yol aç ta seni göreyim.

Yalnızlar içinde tek yalnız benim, Yalan aynalarda son yaldız benim. Sularda kaybolan çuvaldız benim İğ neleyip biç te seni göreyim.

Karı ştır radyoyu, frekans ara Her sabah aynada saçını tara. Benden selâm söyle zalim yıllara Bunca yıla “hiç” de, seni göreyim.

207

Şiir yaz, a ğıt düz, kâ ğıt karala Zamanı mekânda tutup arala. Dertlerini anlat, haydi sırala ! Aşk şurubun iç te seni göreyim.

Bakma gözlerime, gözlerim görmez Sevda makinası gömle ğim örmez. Kara ta ş üstünde umut gövermez Cehennemlik suç ta seni göreyim.

Şarkılar, ezgiler beni del’ eder, Yaptı ğın eziyet, zulümler yeter ! Ceylan’ a “adamdır” der isen e ğer ?! Dü ş pe şine göç te seni göreyim.

208 YARALIYIM BEN

Yüzüme bakıp ta “elveda” deme İnan ki yürekten yaralıyım ben ! Şimdiden hasretin bindi enseme “Do ğuştan bir bahtı karalıyım ben !” Ceylan gözlerini gözümden sakla, Muhalif kalıyor mantıkla akla. Gönül kalesinde duran bayrakla Sanki dalga dalga sevdalıyım ben. Gün do ğmu ş, gök çökmü ş umurumda mı ? Ya şasam ne fayda, sensiz ak şamı ? İstersen ba ğışla Halep’ i, Şam’ ı Bu a şkın yüzünden buralıyım ben. Açmasın çiçekler bakamıyorum, Elimde bir demet tutamıyorum. Dü ştüm zindanlara yatamıyorum Bakma güldü ğüme belâlıyım ben. Deniz dalga dalga, köpük köpük su Fetheder ruhumu a şkın ordusu. İçime dolunca gurbet korkusu Hasret mektubunda sıralıyım ben. Özledim kokunu ipek tenini, Ansızın ayrılman öldürür beni. Nasıl bırakırsın candan seveni ? Bilirim, gönlünün kralıyım ben. Bir sözle Ceylan’ ı vurup ta gitme Hasreti ba ğrına sarıp ta gitme ! Veda etmek için durup ta gitme Zaten boynu bükük yaralıyım ben.

209 TÜH BE !..

Gözümde ba şlayan ihtilâlleri Yatı ştırsam desem, yatı şmaz, tüh be ! Bir ucundan tutup şu moralleri Biti ştirsem desem, biti şmez, tüh be !

Yüz ton enerjiyi verip maddeye, Soyundun-dökündün çıktın caddeye. Arzu dolu gö ğsün bülbüldür diye Ötü ştürsem desem, ötü şmez, tüh be !

Bana senin gibi sevgili gerek, Al i şte pe şinde, bu yorgun yürek ! Çilemi çilenle hamur ederek Katı ştırsam desem, katı şmaz, tüh be !

Andırır gözlerin suda yosunu, Ceylan’ ın diyor ki unutma bunu : Sendeki, bendeki a şk ordusunu Çatı ştırsam desem, çatı şmaz, tüh be !

210 BULAMIYORUM

Öyle hasretim ki inan ben sana Kavu şmak için yol, yol de ğil gayri ! Dü şerken alevden sıcak fırına Tutunmak için dal, dal de ğil gayri !

Ya ğmur ya ğmur şimdi gözümün ya şı, Parça parça eylemi şim bu ba şı. Kar şımda duruyor musalla ta şı Ölmeden ölmü şüm sal, sal de ğil gayri !

Yâr isen, dost isen halimi anla ! Vuslat saatini artık planla ! Arıyım, n’iderim bombo ş kovanla ? Yandı petekte bal, bal de ğil gayri !

Zifiri gecede seni beklerim, Dö şümde dert da ğı, sızlar her yerim. Gönül paletimde duran renklerim Karı ştı gitti al, al de ğil gayri !

Ceylan’ ın çekiyor bu hasretini, Bak ölmü ş, üstüne ört ceketini ! Can ku şuna kafes olan etini Bıçakla del, yâr, yâr de ğil gayri !

211 ÇA ĞRIM -“Duydu ğunu biliyorum...”

Sana ula şmanın imkânı yoktur Karlı da ğlar, aramıza girmi ş oy ! Zirvedesin canım, telâ şın çoktur Dü şen çı ğlar, aramıza girmi ş oy !

Kanayan yaramı saramaz mısın ? Aşkını a şkımla karamaz mısın ? Ben gibi Mecnun’ u aramaz mısın ? Kızgın çöller, aramıza girmi ş oy !

Aşkın esvabını giydim üstüme, Sevdanı doldurdum kırık testime. Acep diyor musun: “Bakın hastama !” Zalim be ğler, aramıza girmi ş oy !

Ben çilemi hamur hamur yo ğurdum, Saate, takvime hep kar şı durdum. İsmini güzelim ırma ğa sordum Azgın seller, aramıza girmi ş oy !

Kokunu duyarım şimdi her yanda, Bir hal bırakmadın garip Ceylan’ da Öykümüz söylenir yadda, yabanda Hain diller, aramıza girmi ş oy !

212 BALIKES İR -“Ve aynı denizde balıktık...”

Ya balık esirdir, ya balı kesir Her ne halde isen bana gel, bana ! İnsan sevdi ğinde arar mı kusur ? Mevlâna misali bana gel, bana !

Gayya kuyusuna dü şüvermi şim, Kendi kaderime küsüvermi şim, Aşkınla da ğlardan esivermi şim Rüzgârda kâ ğıt ol, bana gel, bana !

Deniz dibindeki esir balı ğım, Ula şmaz elbette sana çı ğlı ğım ! Öyle çaresizim ben ne yapayım ? Bekleme orada, bana gel, bana !

Ben’lik gemileri karaya vurdu, İçimde leventler selâma durdu. Bulutlar geçerken, deniz kudurdu Söndür dalgaları, bana gel, bana !

Balık esir de ğil, bu Ceylan esir Üç adım Antalya, de ğil ki Mısır ! Sarsa da çevreni kale kale sur Havalan, kanatlan, bana gel, bana !

213 GEZER

Ne yüzün gördüm, ne sesin duydum Namın dilden dile dola şır gezer. Hani neredesin şeytana uydum ?! Çamurlar paçama bula şır gezer.

Yazdı ğın kitabı okudum gitti, Verdi ğin kuma şı dokudum gitti, Yunusca ba ğında şakıdım gitti Canavar sinemde dola şır gezer.

Türküler yakarım, a ğıt düzerim Dertli dertli tozlu yollar gezerim, İmbik imbik şu dünyayı süzerim Dünya benim ile dola şır gezer.

Ya uzat elini, ya gel yanıma ! Nikotin benzeri girdin kanıma. Basıp durma yeter artık dalıma Çiçekler kanıma karı şır gezer.

Ceylan avcılara oyuncak oldu, Dü ştü ğü hallere dostları güldü, Hani son zamanlar toydu, dü ğündü ? Belâlar ba şımda yarı şır gezer.

214 AMAN AMAN !!!

Aşkın ile alev alev Yanıyorum aman, aman ! Her saniye ben ismini Anıyorum aman, aman !

Sen ı şıksın, ben pervane Benziyorum bir kirmene Hasretinle bütün sene Dönüyorum aman, aman !

Güller açar duda ğında, Sakın durma uza ğımda ! Ağustos’ un sıca ğında Donuyorum aman, aman !

Hep sen varsın gündüz, gece Gönlümdeki kraliçe... Damar damar, içten içe Kanıyorum aman, aman !

Vurup gittin Ceylan’ ını Akıtırsın al kanını... Özlemi şim her yanını Arıyorum aman, aman !

215 DİLE Ğİ M

Çimen ye şil gözlerinde ilk bahar Ak gö ğsüne çiçek diye tak beni. Omuzlarda sarı çi ğdem saçların Tellerinin arasına sok beni.

Ellerinde saatleri tutarsın, Takvimleri söker söker atarsın. Pamuk olur, bulutlarda yatarsın Yorganların arasında yak beni !

Can evimi duman eder gülü şün, Neden böyle beni yaktın bir dü şün ? Aşkım olsun, rüyâlarla her dü ş’ ün Gözlerinle yıldızlara çak beni.

Çöle ya ğan ya ğmur gibi serinsin, Okyanussun girdap girdap derinsin. Sar ba ğrına, deli gönlüm sevinsin Avucunda santim santim sık beni.

Bu Ceylan’ ı vuran avcı sensin, sen Bir kenarda derimi yüz istersen... Dünya batmaz, billâh candan seversen Sevdalandım, yollarına yık beni...

216 ŞEH İRDE BAYRAM VAR

Mavileri gene sana getirdim, Dü şlerimi ye şil ye şil bitirdim, Ben aklımı inan sende yitirdim... Söylüyorken şarkımızı mor da ğlar, Anladım ki, bu şehirde bayram var.

Saçlarında yakamozdur hasretim, Torosların ba şındadır gurbetim, Seni söyler, seni, sözüm-sohbetim; Geçiyorken bulut bulut tüm yıllar Anladım ki, bu şehirde bayram var.

Caddeleri çiçeklerle süsledim, Sevdamızı Akdeniz’ e sesledim. Şu ba şımı ak gö ğsüne yasladım Yaslandıkça çiçeklendi a ğaçlar, Anladım ki, bu şehirde bayram var.

Yakaladım güne şini bırakmam, Senden gayri bir güzele hiç bakmam ! Sen benimsin ey sevgili Antalya’ m ! Ya şıyorken a şkımızla masallar, Anladım ki, bu şehirde bayram var.

Sevgimizle faytonların yürüsün, Gökyüzünü yıldızların bürüsün, Ey ayrılık beni artık görürsün ! Yanıyorken, caddelerde ı şıklar Anladım ki, bu şehirde bayram var.

217 Portakalım, nar çiçe ğim, ı şığım Yer yüzünde bir tek sana a şığım. Ufukların ötesinde çı ğlı ğım Çınlıyorken, kula ğımda ıslıklar Anladım ki, bu şehirde bayram var.

Güllü ğünde gül kokulu yâr gezsin, Bir tanemsin, Afrodit’e benzersin. Eşim, dostum, cümle cihan hep bilsin ! Ağlıyorken, dosta dost sarma şıklar, Anladım ki, bu şehirde bayram var.

218 GELSENE

Gider iken yüre ğimi götürdün Götürdün de kız yerlerde yatırdın, Deprem misin bu dünyamı batırdın ? Göz ya şlarım sele döndü gelsene !..

Gelsene de dudu dillim gelsene ! Gelsene de suna boylum gelsene ! Ellerimi ellerine versene Yalnız seni sevdi ğimi bilsene !

Hasretine dayanırım sanmı ştım, Sözlerine çocuk gibi kanmı ştım, Aşkın ile cayır cayır yanmı ştım, Ate ş söndü, küle döndü gelsene !

Gelsene de bulut yüzlüm gelsene ! Gelsene de şirin sözlüm gelsene ! Gelsene de iki gözüm gelsene ! Yalnız seni sevdi ğimi bilsene !

Yoklu ğunda santim santim eridim, Ferhat olup karlı da ğa yürüdüm, Kimsesizim, hastalandım, çürüdüm Ceylan kuru dala döndü gelsene !

219 O SABAH

Elveda derken güzelim bana Mahzun bakı şların canımı aldı. Şimdi öksüz kaldım bak şu halime Gün battı, ay dü ştü, ömür kısaldı Elveda derken güzelim bana...

O sabah gö ğsümden vurdu gözlerin, Yüre ğim kanıyor, yarası derin... Boynu bükük kaldım gör şu halimi Kı ş geldi, kar dü ştü, havalar serin O sabah gö ğsümden vurdu gözlerin...

Alı şmı ştım sana kader koymadı, Yalvardım, yakardım felek koymadı. Yalnızım, yıkıldım i şit sesimi Tuttu semâları Ceylan feryâdı, Alı şmı ştım sana kader koymadı...

O sabah benimle a ğladı sahil, Ruhumda depremler, konu şmadı dil... Gök çöktü, bulut yok, yok oldum i şte Gitme kal, kal demek elimde de ğil O sabah benimle a ğladı sahil...

Ağlarsın, ararsın beni demi ştin, Haklıymı şsın me ğer büyükmü ş sevgin Güzelim yata ğın bombo ş duruyor, Dünyalar kadarmı ş dünyamda yerin Ağlarsın, anarsın beni demi ştin...

220 NEREDES İN ?

Pembe dü şlerim atıp zindana Çekip gittin, söyle şimdi nerdesin ? Bu ya şta çok büyük ders verdin bana Yıkıp gittin, söyle şimdi nerdesin ?

Bin parça kopardın dertli canımdan, Bakı şların gitmez göz uçlarımdan, Bir ırmak misali avuçlarımdan Akıp gittin, söyle şimdi nerdesin ?

Kurtuldum sanmı ştım esirin oldum, Bu hasret yüzünden belâmı buldum. Ayrılıp giderken kalpten vuruldum Yakıp gittin, söyle şimdi nerdesin ?

Kar ya ğıyor yüce da ğın ba şına, İş te ölüyorum gitsin ho şuna ! Zavallı gönlümü artık pe şine Takıp gittin, söyle şimdi nerdesin ?

Öksüz çi ğdemimdin ey melek yüzlüm ! Bu dünyada de ğil ahrette sözlüm, Çılgınım, vurgunum, Ceylanım, nazlım Bakıp gittin, söyle şimdi nerdesin ?

221 GÖNÜL A ĞRIM

Aşkın ate şiyle yanar bedenim, Gönül a ğrım, sonsuz ça ğrım duy beni ! Beyaz gelinli ğin olsun kefenim, Ellerinle tabutlara koy beni !

Seninle ağladım, seninle güldüm Sevda ipli ğiydim, koptum, büküldüm. Ya ğmura benzedim yere döküldüm Duda ğınla damla damla say beni !

Pi şmanım, geri dön, açık kollarım ! Bu bizim türkümüz kalmasın yarım, Bombo ş odalardan sesin duyarım Döndüm Nesimi’ ye haydi soy beni !

Ben zalim, ben hain, ben öfke küpü Be ş para etmeyen üzümün çöpü, Anamdan do ğarken yutmu şum hapı Özlemin öldürmü ş, vay be, vay beni !

Ceylan’ ın gözleri bir kan çana ğı, Hıçkırıp duruyor i şte duda ğı. Şiirlerim olsun o gönül da ğı Şirin ol, da ğları oy be, oy beni !..

222 BEN

Uçtu güvercinim dü ştü gurbete Şu deli ba şımı kırmalıyım ben. Kendim zehir attım söze, sohbete Kendimden hesabı sormalıyım ben.

Yazıktır kur şuna o bile fazla Da ğ olsa dayanmaz etti ğim nazla. Şiirle, silâhla, yahut ta sazla Dü şman diye beni vurmalıyım ben.

Kadehler orta ğım, kaderim dü şman Kötüden kötüyüm olmu şum pi şman, Bombo ş odalarda permeperi şan Yaramı şiirle sarmalıyım ben.

Sarho ş kaldırımlar, caddeler sarho ş Şimdi melil-mahzun yâr pe şinden ko ş Güzelim inan ki yata ğın bombo ş Orada bekletip durmalıyım ben.

Ne etsem, n’eylesem çaresiz kaldım ?! Yok oldum, yıkıldım, ben sensiz kaldım. Bir garip Ceylan’ ım rehbersiz kaldım Seninle bir dünya kurmalıyım ben.

223 DÖN GÜLÜM !

Baktım yata ğına yata ğın bombo ş, Göz ya şım sel oldu, dön artık gülüm ! Beterden beterim, sarho ştan sarho ş Ceylan’ ın del oldu, dön artık gülüm !

Baktım yata ğına, içimde hüzün Aldım resimleri kar şımda yüzün, İster gece olsun, ister gündüzün Tek ça ğrım gel oldu, dön artık gülüm !

Baktım yata ğına, kendimi vurdum Oturdum bir güzel hayâlin sardım, Dantel kırmızıyla güldüm, a ğladım Bana bir hâl oldu, dön artık gülüm !

Baktım yata ğına, kokun duruyor Nefesin, ellerin beni sarıyor... Anılar, sevdi ğim hayat veriyor Ate şim kül oldu, dön artık gülüm !

Baktım yata ğına, Ceylan’ ım şehit Aşkına şiirler, şarkılar şahit... Ben köpekten köpek, itlerden de it ( ! ) Zavallı kul oldum, dön artık gülüm !

224 YAR İ KAYBETT İM

Sigara üstüne sigara içip Ağlasam ne çare, yâri kaybettim. Şu deli kalbimi içinden geçip Da ğlasam ne çare yâri kaybettim.

Hani ya da gonca gülüm ah hani ? Böylesi üzer mi insan insanı ? Bu saatten sonra türlü imkânı Sa ğlasam ne çare yâri kaybettim.

Hüzünmü ş alnıma yazılan hayat, Tutmuyor dizlerim, kırıktır kanat. Ayrılık elinden olmu şum Ferhat Ça ğlasam ne çare yâri kaybettim.

Bin parçaya bölsem deli kalbimi Azrailim verse ecel celbimi, Ben kendim çekmi şim, kendi ipimi Ya ğlasam ne çare yâri kaybettim.

Gitti gelmez gayri, bilse halimi Unuttu, bilirim çılgın kelimi. Şimdi kar şısında iki kolumu Ba ğlasam ne çare yâri kaybettim.

Zehir verin bana hemen içeyim, Ceylan kellesini hemen biçeyim. Bundan sonra gayri, daha ne deyim ? Ağlasam ne çare yâri kaybettim.

225 GELSEYD İN YA

Gönül da ğlarıma ya ğmur ya ğıyor, Hicranım beynimin tam ortasında... Bulutlar ayrılık, hüzün sa ğıyor Cinler dans ediyor kafa tasında...

Gelseydin ne olur sende anahtar, Ba ğırıp, ça ğırıp verseydin ihtar, Ben sana oruçtum, bo şuna iftar Kalbim sızlamakta senin yanında...

Gönül da ğlarımda fırtına, bora Ellerin, yaramı ba ğlayıp sara Döndüm tahttan dü şen bir hükümdara Kula ğım kapıda zilin sesinde...

Gelseydin ne olur, tatildi bugün Bu Ceylan yüre ği etseydi dü ğün, Ne yana baksan da, benim gördü ğün Ve ben varım ben, tüm nefesinde...

226 YOKSUN YA YANIMDA

Bana ne bu dünyadan Sen yoksun ya yanımda. Her yer kapkara zindan, Sen yoksun ya yanımda.

Açmı ş çiçek bana ne ! Oynar köçek bana ne ! Şaşmı ş ölçek bana ne ! Sen yoksun ya yanımda.

Ku ş uçmu ş, kervan geçmi ş Kadeh bo ş, içen içmi ş. Kâinat bo şmu ş, hiç’ mi ş Sen yoksun ya yanımda.

Şarkılar hüzün dolu, Canlının hepsi ölü, Ceylan’ ın sustu dili Sen yoksun ya yanımda.

227 SALAK ŞEY

Güzelden güzelsin sakın bilme sen Yoksa bana dersin : Hey, hey ki hey hey! Sen benim canımsın bilirsin bunu De ğişmem dünyaya seni salak şey.

Aşkımsın, damarda akan kanımsın Romanım, şiirim, heyecanımsın Allah bu canımı gö ğsünde alsın ! Demem Azrail’ e seni salak şey !

Melek mi ? Onların hocası sensin, Varsın ikimize sevdalı densin, Ben ruhum bu gece, sense bedensin Ölürsem ölürsün seni salak şey !

Dünyanın en tatlı şeker balısın, Renklerin güzeli, dantel alısın, Billâhi sevdi ğim sende delisin ! Delirdim, delirdin seni salak şey !

Ceylan’ ın ne yapsın sensizken böyle ? Durma uza ğında çabucak söyle ! Bakı şın ırmaksa, duru şun yayla Yaylamsın duy beni seni salak şey !

228 GELECEK DE GELECEK

Demek ki hayattasın telefonun ses verdi, Bedenin bedenime en büyük nefes verdi, Sen ya şa n’olur e mi, ben i şte gidiyorum Ya şadıysam birazcık o bana heves verdi.

Kapınızın önünden a ğlayarak geçerim, Ate şle yüre ğimi da ğlayarak geçerim. Sensizim yavrucu ğum ne olur beni anla! Uğrunda zehir olsa dü şünmeden içerim!

Konyaaltı kı ş, ya ğmur; yüre ğimdir mübârek Gel öfkeme karı ş ta birazcık sabır çek ! Ben hayâl üstü hayâl, sen gerçekten gerçek Unutma ki bir tanem, gelecek te gelecek!

Kapınızın önünden boyun büküp geçerim, Gözlerimden nice ya ş döküp döküp geçerim, Resmini yüz bin kere öpüp öpüp geçerim, Ne olursun sevdi ğim Ceylan’ ını sen anla!

229 KIZ, KIZMA BANA !

Kız, sabrımın çiçe ği, gurbet gurbet gezen kız Kız, canın çekirde ği, şerbet şerbet yüzen kız Nerdesin biliyorum elim varmıyor sana Kız, ey u ğur böce ği, sohbet sohbet ezen kız

Dilinden dü şmüyorum, çok iyi biliyorum Sana mutluluklar, sabırlar diliyorum, Kız ben senin hasretinden, ölüyor, ölüyorum Kız, benim’çin a ğıtlar, türküler düzen kız.

Kız kadehim, duda ğım zehir zıkkım içkimsin Kız, günahım, sevabım hem de o biçimsin... Kız, u ğrunda şu kel kafam kesilsin, Kız, ruhumu kur şunlara dizen kız.

Ağzında âyet gibi, sen beni ta şıyorsun Kanımda, damarımda her daim ya şıyorsun, Benden uzakla ştıkça nedendir ü şüyorsun ? Adımı rüzgâr ile, bir tutup çizen kız...

230 BAHAR GÜLÜ ŞLÜM

Ağaçlar çiçe ğini senin için açıyor Çiçekler kokusunu sana do ğru saçıyor Kelebekler kırlarda sen diye dola şıyor Neredeysen çabuk gel, bahar gülü şlüm benim.

Sen yokken bal yapmıyor arılar kovanına Cemreler dü şmez oldu, şu gönül topra ğına Kar ya ğdı dallarıma,çı ğ dü ştü yollarıma Neredeysen çabuk gel, bahar gülü şlüm benim.

Goncalar gül dalında beklemekten yoruldu, Güvercinler hasretin kur şunuyla vuruldu Gümbürdeyen şelâle aktı aktı duruldu, Neredeysen çabuk gel, bahar gülü şlüm benim.

Şu esen fırtınayı seher yeline çevir, Sensizlik ölüm bana, sensizlik i şkencedir Bekliyorum yolunu elli küsür senedir, Neredeysen çabuk gel, bahar gülü şlüm benim.

Ye şile dönsün diye çimenlere bakıver, Kuzuların koynuna kendini bırakıver, Küllenmeden ate şim duda ğınla yakıver Neredeysen çabuk gel, bahar gülü şlüm benim.

231

AK ŞAM OLUP

Ak şam olup karanlıklar basınca Bir a ğrıdır şu ba şımı alıyor. Söyle bana nerden çıktın kar şıma ? Kadehlere gözlerim bo şalıyor.

Hasretinle gonca gonca gül derdim, Bulutlarla sana selâm gönderdim, Yalnızlı ğın girdabında can verdim, Geçti zaman, ömrümüz kısalıyor.

Hani benim idin, çabuk unuttun Açılmadan çiçe ğimi kuruttun, Sönmez ı şık, bitmeyecek umuttun Dalgaların ruhumu çalkalıyor...

232 BULUT ÖPÜ ŞLÜM

Susturdum mısraları, kalbimi ben kırdım, Büyüdükçe özlemin hep ismini haykırdım, Bahar gülü şlüm benim,bulut öpü şlüm benim, Şarkı şarkı söyledim, türkü türkü çı ğırdım.

Yoklu ğundan delirdi, sularda menek şeler, Kara sevdalı oldu, duygular- dü şünceler, Bahar gülü şlüm benim,bülbül ötü şlüm benim Kurtar beni ne olur, meskenim meyhaneler.

Sazların tellerini çekip çekip koparttım, Ba şımdaki efkârı, yüce da ğlara attım, Bahar gülü şlüm benim, ceylan gelişlim benim Aşkını yüre ğimde kur şunlara anlattım.

Susturdum şairleri, küstürdüm ressamları Derman diyerek sürdüm, yarama ak şamları, Bahar gülü şlüm benim, bulut öpü şlüm benim Hasretinle erittim sinemdeki da ğları...

233 GAYR İ

Bütün sevdiklerim sırtımdan vurdu Sende vurur isen ya şamam gayri. Rüzgâr dallarımı sallayıp kırdı Yapra ğı, çiçe ği ta şımam gayri.

Çile yuma ğıydı geçen seneler, Seneler ki insanı un gibi eler, Kayboldu güne şim, indi perdeler Dü ştüm karanlı ğa ı şımam gayri.

Bütün sevdiklerim terkedip gitti, Hatırası kaldı sana aitti... Yüre ğimi yakan şarkılar bitti Kırıldı dizlerim ko şamam gayri.

Dost iken sarıldık, sevdik öpü ştük Birlikte dertleri dizip bölü ştük Gözden ırak olduk, gönülden dü ştük Yedi kat yerlere dü şemem gayri.

Bütün sevdiklerim yalan yanlı şta Gör halimi, uzak durma, yana ş ta Ceylan nasıl ya şar kıyamet kı şta Kendi kaderimdir küsemem gayri.

234 ŞARKIMIZ

Gel desem gelmezsin, gül desem gülmez Ağlarım yanarım hâlimi bilmez; Tesadüfte olsa tutsam elinden Nedense gözümün ya şı eksilmez ?..

Sev desem sevmezsin, öp desem öpmez Pe şinden ko şarım gölgemi görmez Aşkın mektubunu kanımla yazdım Zarfını verir de, pulunu vermez.

Kara tren gibi günlerim kara, Şimdi isyânım var geçen yıllara, Muhabbetin sazı elimde kaldı Gizli gizli kanar yüre ğim yara.

Hasret fırtınadır içimde eser, Cihanla barı şık, tek bana küser Menek şe bakı şlım, karanfil tenlim Ceylansın pe şine avcılar dü şer...

Gel desem gelmezsin, gül desem gülmezsin, Ağlarım, sızlarım hâlimi bilmez Sev desem sevmezsin, öp desem öpmez Ko şarım pe şinden hiç beni görmez...

235 BAK

Ak şam oldu yoksun gene yanımda Yalnızım, çocukca a ğlıyorum bak. Bitmeyen dermandın hani canımda Yıkıldım; yürekler da ğlıyorum bak...

Hasretin sineme hüzün yı ğıyor, Güne şin da ğlardan öte do ğuyor, Şimdi gözlerimden ya ğmur ya ğıyor Kızılırmak gibi ça ğlıyorum bak...

Ey lâle dudaklım, menek şe gözlü Benim ile iki cihanda sözlü, Geleceksin diye gizliden gizli Türbelere çaput ba ğlıyorum bak.

Nazın en büyü ğü inan senin ki Kavu şayım n’ olur rüyâma gir ki, Leyla, Mecnun, Ferhat, Şirin nedir ki? Bo şuna gönlümü e ğliyorum bak.

Ak şam oldu gene yalnızım yalnız, Bütün radyolarda çalsın şarkımız, İster güne şim ol, istersen yıldız Uzat ellerini ver diyorum bak, Yıllardır yolunu bekliyorum bak...

236 DİYORSUN

Sınırda Mehmetçik vatanı bekler Ben seni beklerim, bekle diyorsun. Saniye saniye geçiyor zaman Üste nefesini ekle diyorsun.

Günde sekiz saat izin yok sana, Gelirim diyecek sözün yok bana, Seni seviyorum heyy anlasana Kokumu gö ğsünde sakla diyorsun.

Gün, yirmi dört saat bitmez nöbetim, Sensin kadehlerim, sensin sohbetim Bu ak şam gelmedim, ne iyi ettim ? Hatıramı olsun yokla diyorsun.

Sen bana â şıksın, ben sana vurgun Gelmedin yanıma, denizler durgun Sen ruhu yıkayan kokulu sabun Tenim avcundadır kokla diyorsun.

Şiir yaz, kafa çek iç sigaranı Hasret ilâcıyla ba ğla yaranı, Nöbete bırakıp dertli Ceylan’ ı Kadere boyun e ğ, bakma diyorsun.

237 NE ÇARE ?!

Boynu bükük çiçek çizmi ş bir tanem Çiçe ğimi soldurdu çizse ne çare ? Saçının her teli idamım oldu Giderken kur şuna dizse ne çare ?

Canım sanıyordum, o her şeyimdi Sonsuz a şkı sunan tek kadehimdi, Küstü, çekip gitti uzakta şimdi Adımı da ğlara yazsa ne çare ?

Duymadı kalbimin sesini bir kez, Deliyim sandı da çevremde herkes O bitmeyen arzu, o sonsuz heves Kabrimi eliyle kazsa ne çare ?

Boynu bükük çiçek çizmi ş sevdi ğim, Şiir şiir, mısra mısra övdü ğüm Hasretiyle kara ba ğrım dövdü ğüm Ceylan diye a ğıt düzse ne çare ?

238 BUGÜN

Me ğer sevgililer günüymü ş bugün Sen yoksun yanımda lânet bugüne ! Görürüm köyünde kırda, bayırda Kuzulara benden bir söz et bugün.

Elinden öperim anne babanın, Kavalın duyarım dertli çobanın, Müjde, can veriyor i şte Ceylan’ ın Kabir topra ğımı sen düzelt bugün.

Canımın canısın fakat bilmedin Bana binbir türlü eziyet verdin, Bu ya ştan sonra kız, kanıma girdin Tut beni, dü şmeyim sen gözet bugün.

Uzandım yattı ğın yata ğa so ğuk, Sen yoksun, her şeyler düz de ğil e ğik, Yüre ğim yaralı ortadan delik Tek yanımda ol da, sen naz et bugün.

239 YANIYOR CEYLAN

Ne sevdalar geldi geçti ba şımdan İnan senin gibi kimse yakmadı. Utanırım billâh şimdi ya şımdan Ben bıraktım, a şkın beni bırakmadı.

Ne sevdalar geldi geçti ba şımdan Her biri ayrı, apayrı destan... Hiç birisi yıkamadı senin gibi Vurulmadı, gönül da ğında, bu kadar Bu deli Ceylan...

Ne sevdalar geldi geçti ba şımdan Sen fırtına, dolu, kar, deprem, heyelan... Yüre ğim kan a ğlıyor i şte, müjdeler sana Kan a ğlıyor Ceylan...

Ne sevdalar geldi geçti ba şımdan İhaneti, hileyi gördüm, taç oldu ba şıma yalan Yüre ğim hep bende kalmı ştı, bu kez yanıldım Götürdün avuçlarında yüre ğimi Şimdi yüreksiz Ceylan...

Ne sevdalar geldi geçti ba şımdan Rüzgâr gibi, gün gibi, güne ş gibi Şimdi içiyorum bak, içiyorum kahrımdan Ve yanıyorum a şkınla ate ş gibi, inan Yanıyor Ceylan...

240 BİRİLER İNE

Yine bir lâf duydum kederliyim bak Dediler : Ba şına çorap örecek... Onlar ne bilsinler a şkımı benim ? Onlar : Dedi kodu, sürüngen, böcek...

İsterse kabrimi hemen kazsınlar, İsterse derimi tutup yüzsünler, Türlü türlü yalan, hile düzsünler Var mı senin gibi kalbe girecek ?!

Şimdi uzaklarda, çok uzaktasın Belki çok iyisin, belki hastasın Kaplıyor içimi özlemin, yasın Vuslat günlerimiz mutlak gelecek.

İstersen boynumu verseler ipe Hepisi vız gelir a şık garipe ! Kız n’ olur, uyan da sevdi ğin öpe ! Bu kara bahtımız bir gün gülecek...

Ceylan’ ın hasreti da ğları yıkar, Dilerim lotodan altılı çıkar, Gör, nasıl erirmi ş, o kocaman kar Aşkımızı kardelenler bilecek...

241 SENS İN BAK İ

Ses veriyor da ğlar ta şlar Fena fâni, Sensin baki... Çı ğrı şıyor uçan ku şlar Fena fâni, Sensin baki...

Yer ko şuyor, gök co şuyor Kehke şanlar tutu şuyor, Okyanuslar konu şuyor Fena fâni, Sensin baki...

Susuz a ğaç elbet kurur, Hayat, suda bulunur. Zerre, kürre söyler durur Fena fâni, Sensin baki...

Asmalarda a şk üzümü, Bala katıyor sözümü; Dolduruyor şu özümü Fena fâni, Sensin baki...

Hazır ettim, ak kefeni ? Al götür, candan seveni, İstiyorum, daim yeni; Fena fâni, Sensin baki...

242 KARAR

Dolsun ı şıklarla amel defterin, Huzura kavu şsun isyankâr ser’ in, Gerçe ğin aynası olsun rehberin, Sıyrıl maddiyattan, kötü günlerden Kurtul şüphelerden, tereddütlerden...

Kes nefsin ba şını, kılıç ol, çark ol Şaşırt ölçüleri farklara fark ol, Pervane misâli ı şığa gark ol, Emin ol, emin ol; bugünden, dünden Kurtul şüphelerden, tereddütlerden...

Sakin ol, sabit ol, sabırdan şaşma Haydi davran yi ğit,kendinden kaçma Herkesi dost sanıp sırrını açma Korksun da şeytanlar çekinsin senden Kurtul şüphelerden tereddütlerden...

Dik tutma ba şını, kibiri unut, Kur’ an bir mucizedir, çizilmez hudut Menzili bulana saraydır tabut, Korkmana gerek yok tüm ölümlerden, Kurtul şüphelerden, tereddütlerden...

Bil ki alın yazın götürür seni, Topra ğın ba ğrına yatırır seni, Nefsinin oyunu bitirir seni Kovup İblisleri dü şüncelerden Kurtul şüphelerden, tereddütlerden...

243 Gönül kapısını kapalı tutma, Aman ha ! Dikkat et, haramı yutma ! Gir a şkın kapısından Dostu unutma ! Kaldır perdeleri pencerelerden, Kurtul şüphelerden, tereddütlerden...

Ey Ceylan “Bismillâh” dü şmez dilinden Aldın ilhamını iman ehlinden, Ne kadar mutlusun, bu güzel dinden Buldunsa huzuru İslâmiyet’ ten Kurtul şüphelerden, tereddütlerden...

244 SATILIK ŞAİR

Yok mu alan be ş kuru şa ? Satsam şu kel şairi !... Alıp götürseler ya benden Söküp çıkarsalar ya dünyamdan Yok mu şairi alacak? Şiirleri üç otuz etmez bilirim, Konu şsa üzer, dü şündürür Beni bürolarda Süründürür de süründürür...

Bürolarda sürünüyorum Gerçekten çok aptalım Helâl olsun sana Yazık olsun bana !

Of ! Of ! Ooooff !!! Moralimi bozdu ya Ne biçim adam bu ya ? Uf ki uf ! Uuuff !!! Yıkılası dünya !

Sa ğlıktan bahsediyor bir de Cebi sıfır, kafa kabak adam Şiir yazmı ş, suyunu içmi ş mısraların Ne dedi ğini, Ne yaptı ğını anlayamam...

Ne gün bilir, ne güne ş, ne sürpriz Hayat mı ? Çile mi ? Dümdüz ! Gece benim, onundur gündüz

245 Arasam bulamam...

Cebi delik, kafa kel sıfır adam Duygu yüklüymü ş umurumda mı ? Kahkaha tufanıyım, o ise yorgun çöl Bo şuna yordum kafamı...

Sürünüyorum bürolarda Seni satmam lâzım şair. Şiirini satsam, be ş para etmez Kilon ne eder ? Satıp, kazanmam lâzım Ağırlı ğın kadar...

Öyle dü şünüyorsan öyle olsun ! Yedin mi etsiz patatesi ? Minnacık kalmı ş tencere dibinde Yeseydin ya, tutan mı var elinden ? Gözlerinden öteleri görüyorum Satmam lâzım seni şair Yoksa, Bürolarda sürünüyorum...

246 CAN PARÇAM

De ğişir dengeler, durur zamanlar Güzelim ben sana kavu ştu ğumda. Çi ğdeme, çiçe ğe döner zamanlar Güzelin seninle bulu ştu ğumda...

Pembe hayallerim gerçe ğe döner, Ufkumda mazinin kandili söner, Ruhumda sevdanın ate şi yanar Bir tanem benimle konu ştu ğunda...

Fırtınalar eser yüzüne gülsem Sen benim can parçam, de ğişmez ülkem Damla damla erir içimde öfkem Güzelim benimle barı ştı ğında...

Su akar, gün dü şer gözlerimize Mutluluklar ya ğar sözlerimize Kim ne derse desin her ikimize Dünyam de ğişiyor kanıma Karı ştı ğında...

247 CÜMLE ŞARKILARDA SEN

Oturmu şum Akdeniz kıyısına Yine yalnızım... İçimin yoku şlarından deli taylar gibi Nefes nefese geliyorsun bana... Beynimde yankılanıyor ayak sesin, Nerdesin ?...

Dalgaların gözya şı ruhumun ate şinde Su yanar, kum yanar, ben yanarım. Gözlerim ufkun ötesinde dolanır Yeni do ğmu ş ay gibiyim, Ağlarım... A ğlarım... Yıldızların biri yanar, biri söner En uzakta ki yıldızda mısın bilemem? Yıkık meyhanelerden şarkı sesleri Cümle şarkıların içindesin; Yalnızım, seni arıyorum Nerdesin ?...

Oturmu şum Akdeniz kıyısına Bir şarkı tutturmuşum usuldan... Hüznümün haykırı şları yankılanır Kara gömlekli da ğların a ğzından... Tutmu ş elinden, sevgilisi var herkesin; Yudum yudum içmedeyim sensizli ği Nerdesin ?...

248 ŞAİRE Şİİ R YAZDIM

Toslama şair duvara Ba şın yarılır... Ellerinde konuk sanki o kalem, Bilirim, hissederim, diyemem Yazacaksan şöyle içini yaz Diyeceksen güzel olsun, Yoksa bekleyemem !...

Toslama şair da ğdır kar şındaki, Aya ğın kırık, dermansızsın... Bir olu şu ya şarken koskoca alem Sen aynı çıkmaz sokakta Çember çeviren çocuk, Sözcüklerin ü şüyor besbelli Hani şal, nerde gocuk ?

Toslama şair zamanın gö ğsüne Yel kayadan ne alır ? Sen yel bile olamadın... Böceklerin, ku şların ötü şünü duy Koy isyankâr ba şını, kemal bıça ğının Keskinli ğine bırak... Daha a ğzında biberon var cananım, De ğilsin çırak...

249 ÖLDÜR NEFS İNİ

Kör nefsinin ba şını Bir an önce kesmelisin. Dost dost diyen a şk da ğında Rüzgâr olup esmelisin.

Yüzbin şekle giren O’ dur Varma ona, kar şıda dur. İman oku şaşmaz vurur Aşk yayıyla atmalısın.

Elde, dilde konu şan o, Her bir şeye karı şan o, İman i şle vuru şan o, Tutup yere yıkmalısın.

Yalan, haram gıdasıdır Unvan, şöhret sefasıdır. Dünya onun dünyasıdır, Yıkıp yere sermelisin.

Aç, açık koy, susuz bırak Kuyru ğunda var çıngırak. Tam gö ğsünden trak trak ! Tefekkürle vurmalısın.

Dili tıka zindanlara, Bakılmasın hiç kusura. Kafasına vura vura Hesabını sormalısın.

250 Ne diyorsa tersine git ! Al kar şına ö ğret, e ğit. Duymuyorsa hiçbir ö ğüt Kafasını kırmalısın.

Eritmesin kuvvetini, Korktu ğudur İslâm Dini. Bırakma hiç metaneti Dersini de vermelisin.

Ey Ceylan’ ım nefsi öldür, Ona dersi’n, haddin bildir ! Yüzünü nur ile güldür Nur yuma ğın örmelisin.

251 EY DOSTUM !

Güne ş olup zamanların üstüne Do ğmalısın ey cananım, ey dostum. Seni sende bıçaklayan haini Bo ğmalısın ey cananım, ey dostum.

Ya ğmur misal ahir zaman ça ğına, Umutların su bekle şen ba ğına, Ate şlenen nice gönül da ğına Ya ğmalısın ey cananım, ey dostum.

Dü şerekten kızgın saçta potaya, Aşk kılıcın ku şan da gel ortaya. Cümlelerin sonundaki noktaya Sı ğmalısın ey cananım, ey dostum.

Tamahkârsan, oldun gittin bir hasta Cömertlere yol gösterir tek usta. Gizleyerek iyili ği üst üste Yı ğmalısın ey cananım, ey dostum.

Benli ğinden çıkarıver gururu, Var menzile içiver a şk şurubu. Bulutların memesinden ya ğmuru Sağmalısın ey cananım, ey dostum.

Helâl kazan ekme ğini, a şını Dindir artık, gözlerinin ya şını. Hakikatin kar şısında ba şını Eğmelisin ey cananım, ey dostum.

252 Beyaz sayfa kabul etmez bir hata, O muhte şem seni, beni okuta. Ellerinle a şk da ğından buluta De ğmelisin ey cananım, ey dostum.

Ruh kökünde gurbet mi var, sıla mı ? Zerrelere esirgeme selâmı... Dilindeki şu lüzumsuz kelâmı Kovmalısın ey cananım, ey dostum.

Ey Ceylan’ ım kaybetme hiç ne şeni, Nur iklimi sarmalamı ş hep seni. Tutup içten sevmeyeni, seveni Sevmelisin ey cananım, ey dostum.

253 HÜZÜN

İlk adımdır, ilk kapıdır bu hüzün Bu tarafa döner ise gül yüzün, Altın olsun, gümü ş olsun her sözün Sözlerini kahkahadan uzak tut...

İlk anahtar, ilk kilittir, ilk tokmak Bu kapıya hiç gelmeyen tek ahmak. Sevinmeden, yerinmeden ya şamak Dizlerini çamurlardan uzak tut.

İlk şarkılar, ilk türküler, ezgiler Aynı yerde dü ğümlenir yazgılar. Hayatında e ğri-bü ğrü çizgiler İzlerini ya ğmur-kardan uzak tut.

Yâri özler bu kapıda e şikler, Yâr adıyla sallanıyor be şikler. Karanlı ğı deliyor bak ı şıklar Gözlerini karanlıktan uzak tut.

Merdivende ilk basamak hüzündür, Bundan sonra açılan kalp gözündür. Hazır bekle, son baharın hazindir, Yazlarını kı ş ayından uzak tut.

Hâllerini el âleme anlatma Ahdini tut, soranları bekletme. Eri amma, umutları eritme Tuzlarını ya ğmurlardan uzak tut.

254 Gerçeklerden erir gider söz da ğı, Kelepçeyle zaptedmeli duda ğı. Sırlar ta şır okyanusta buz da ğı Buzlarını alevlerden uzak tut.

Buz da ğına güne ş vurur eritir, Kur’ an seni yeni ba ştan diriltir. Hakikatler kalp gözüyle yüceltir Gözlerini günahlardan uzak tut.

Böbürlenme, gururlanma sakin ol, Ey Ceylan’ ım ehli dile yakın ol. Yen nefsini, sırlarına bakan ol, Yüzlerini haramlardan uzak tut.

255 KORKARIM

Bu fani dünyada yaptıklarımdan MEVLA’ m razı olmaz diye korkarım. Yâr diye, yol diye gittiklerimden RABB’ im razı olmaz diye korkarım.

Yattı ğım, kalktı ğım, uzandı ğımdan Türlü giysileri bezendi ğimden, Kâr diye belki de kazandı ğımdan ALLAH razı olmaz diye korkarım.

Geçimim u ğrunda yaptı ğım i şten, Gönlümde taht kuran, gerçekten, dü şten Bunca telâ şımdan, hâl ve gidi şten HÜDA razı olmaz diye korkarım.

Şiire benzetip yazdıklarımdan, Yıllarca güldürüp, üzdüklerimden Oğlumdan, kızımdan, evlâtlarımdan RAHMAN razı olmaz diye korkarım.

Fakiri, yetimi gözetmediysem İlâhi gerçekten söz etmediysem, Mânevi yollarda iz etmediysem RAH İM razı olmaz diye korkarım.

Veliyi deliyle bir tuttu isem, Günahla sevabı unuttu isem, Kul hakkını bilerek yuttu isem TEVVAB razı olmaz diye korkarım.

256 ŞEFKAT-MERHAMET

Hayat ovasına ya ğmur ta şıyan Pamuk bulutlardır, şefkât-merhamet. Çile girdabında müjdeyse zaman, Derdi unutmaktır, şefkat-merhamet.

Bin umut çıkarmak ömür göçünden, Affetmek suçluyu büyük suçundan, Ağ gibi örülmü ş yollar içinden Hak yolu tutmaktır, şefkat-merhamet.

Tohumun baharda filizlenmesi, Ate şin rüzgârda alazlanması, Cılızın azıcık palazlanması Yetimi kurtarmaktır şefkat-merhamet.

Yıkmak-bölmek de ğil, birle ştirmektir, Sevgiyi gönüle yerle ştirmektir, Cümle şom gözleri körle ştirmektir Bir ı şık yakmaktır şefkat-merhamet.

Sunmaktır dertliye çarelerini, Sarmaktır kanayan yarelerini, Dost bilmek, can görmek birilerini Sonra sarılmaktır, şefkat-merhamet.

Germektir gö ğsünü onca zorlu ğa, Beyaza, siyaha, ala, morlu ğa. Canlıya, cansıza bütün varlı ğa Bir gözle bakmaktır şefkat-merhamet.

257 İNC İTME

Şefkatli ol, merhametli, sevecen Karıncanın topra ğını incitme. Nasıl olsa bu dünyadan gidecen Ye şil otun yapra ğını incitme.

Yumu şak ol, kadifece yumu şak Aç gözünü, yâr yolunda bulu şak. Yeryüzüyle, gök yüzüyle konu şak Canlıların duda ğını incitme.

Mumlar erir damla damla ya ğından, Melek yazar iyili ği sa ğından, Örümce ği tanır isen a ğından Sakın ola tuza ğını incitme.

Öfke, nefret alev alev yakıcı, Kin dalının meyveleri çok acı. Zamanlara, mekânlara duacı Yakınını, uza ğını incitme.

Keskin sirke küpüne de zararlı, Cümle küpler bal dolmaya kararlı. Her baharda arılarım efkârlı Çiçeklenen baharını incitme.

Ate ş olma, toprak yada su ol, su Yüre ğini sarsın ölüm korkusu, Bin sefere çıkar iman ordusu, Işık saçan bayra ğını incitme.

258 Aşk ba ğında çiçek olup açasın, Etrafına huzur, ne şe saçasın. Dört boyutta kanatlanıp uçasın Kartalların kanadını incitme.

Şefkat ile merhameti bırakma, Olu şlara tefekkürsüz hiç bakma. Kararlı ol, merkezleri oynatma Gönüllerin turabını incitme.

Ey Ceylan’ ım hâl içinde hâlin var Zindanlarda, kelepçede dilin var. Fethedilmi ş, ya ğmalanmı ş ilin var Aşk şehrinin serabını incitme.

259 ŞARKISIN ANTALYA Mısralarım seni söyler bilirsin, Bir şarkısın, bir şarkısın Antalya. Ruhum senin, bana ömür verirsin, Bir şarkısın, bir şarkısın Antalya.

Sevdalarım rüzgarında büyüdü, Dualarım yollarında yürüdü, Özlemlerim da ğlarında eridi, Bir şarkısın, bir şarkısın Antalya.

Mavi, ye şil bakı şına tutuldum, Düdenlerin akı şına vuruldum, Aşkın ile döndüm, yandım, savruldum Bir şarkısın, bir şarkısın Antalya.

Sevdalınım, kollarında tut beni, Sar da şu ba ğrında,hep uyut beni. Yanıyorum,sularına at beni, Bir şarkısın, bir şarkısın Antalya.

Bir ı şıksın yüreklerde sönmeyen, Bir sevdasın gönüllerde dinmeyen, Dudaklarda bir na ğmesin dinmeyen, Bir şarkısın, bir şarkısın Antalya...

260 ANTALYA ÇA ĞRISI

Falezlerden akan suyla denize Dalmak istiyorum,dalamıyorum. Martı kanadında bir gece size Gelmek istiyorum, gelemiyorum. Gökleri, suları boyayan günü, Ate şten kumsalda olan dü ğünü, Kayaları delen a ğaç kökünü Bulmak istiyorum, bulamıyorum. Şelale boyunca biten yaprakla, Portakal bahçesi olan toprakla, Antalya, sar beni, öpüp de kokla, Ölmek istiyorum, ölemiyorum. Tarihi eserde duran yazını, Yivli Minare’ den çıkan sözünü, Geçse de asırlar şanlı mazini Bilmek istiyorum, bilemiyorum. Öfkeyi, çileyi da ğlara atıp, Geyik Bayırı’nı kiraya tutup, Şöyle bir yan gelip, koynunda yatıp Kalmak istiyorum, kalamıyorum. “Çubuk Beli” gibi, “Yeniköy” gibi, Parklarda kızlara gelen çay gibi, Kahkaha savuran yeni ay gibi Gülmek istiyorum, gülemiyorum. Aşık oldum sana, kaçtım kendimden, Çılgınım, deliyim yüce sevginden, Cümle kaygıları şimdi beynimden Silmek istiyorum, silemiyorum.

261 BEN İM OLSAN ANTALYA

Ömrüme ömür katıp, kollarında tutardın Antalya benim olsan, bana gelsen Antalya Parça parça ederek, pazarında satardın Antalya benim olsan, bana gelsen Antalya.

Öperdim bulutlarla Torosların ba şını, Yıkardım ya ğmurlarla topra ğını, ta şını Silerdim ellerimle gözlerinin ya şını, Antalya benim olsan, bana gelsen Antalya.

Ça ğlayan şelalende saçlarımı yıkardım, Akdeniz kıyısında ate şleri yakardım, Hasretle falezlerden a şağıya akardım, Antalya benim olsan, bana gelsen Antalya.

Özlemle sarılırdım uyumazdım bir gece, Koklardım bırakmazdım, sensin gönlüme ece, Pe şpe şe çözülürdü aklımdaki bilmece, Antalya benim olsan, bana gelsen Antalya.

262 NERDE BAHÇEL İ EVLER ?

Geni ş avlusuyla tek katlı evler Kokardı geceleri limon çiçe ği, Akasya kokardı, i ğde kokardı, Sarkardı duvarlardan fesle ğenler, Nerede kaldı şimdi o bahçeli evler ?

Gö ğe kalem gibi çıkan selviler, sedirler, Bahçede dedemin nargile içip, Uzandı ğı sedirler, Ve kırmızı-beyaz ipeksi dokusuyla Gündüz gülen, gece a ğlayan güller, Limon çiçe ği kokan tek katlı evler. Nerede kaldı şimdi o bahçeli evler ?

Kollarına salıncak kurdu ğumuz kayısı, dut, Ak şam üstlerinde Bey Da ğları’nı Beyaz bir gelinlik gibi saran, Sis, bulut... Küçük pencerelerin çiçekli perdeleri Neredeler ? Neredeler ? Kıyıdan şehrin üstüne serinlik veren meltemler, Nerede ? Neredeler ? Nerede kaldı şimdi o bahçeli evler ?

Gıcırtılarla açılan bahçe kapısı, Misafir geldi ğini duyuran süslenmi ş tokmak İçimde sihirli duygular uyandıran Tahta merdivenler, Yastıklar, minderler Duygu yüklü kadehler

263 Nerede ? Neredeler ? Nerede kaldı şimdi o bahçeli evler ?

Ya o dünya güzeli ye şillikler, Ya o tavana kadar tırmanan sarma şık, Ya o tatlı bir eda ile yüzümü yıkayan ışık, Nerede kaldı ? Nerede kaldı,a şklar, sevdalar, sevgiler ? Nerede kaldı şimdi o bahçeli evler ?

264 ANTALYA KIYILARI

Sularla dans ediyor, Antalya kıyıları... Gözlerimde tütüyor, Antalya kıyıları...

Aşkların fırtınası, Gelinlerin kınası, Sevginin haritası, Antalya kıyıları...

Renklerin cümbü şüdür, Sevdalılar dü şüdür, Hem yakar, hem ü şütür, Antalya kıyıları...

Cennettir sanırsınız, Yatar, uzanırsınız... Ebedi sinemamız Antalya kıyıları...

265

AŞKIM ANTALYA’DIR

İçimde yangın var, dı şımda yangın Aşkın alev alev yakıyor beni... Dünyada bulunmaz benzerin,dengin Gözlerin günaha sokuyor beni...

Gözlerin ay-güne ş,doruklar bakır, Ellerin ça ğlayan,yıldızlar di şin, Sevgini sunarsın hep pe şin,pe şin Kızgın kumsallara yıkıyor beni...

Gök bakır, su bakır, doruklar bakır, Kimi gün, kül renkli sabah bırakır, Ak şamlar... Ak şamlar benden ıraktır, Gölgeler, gölgeler okuyor beni...

Kentlerin, kentlerin zirve şarkısı, Renklerin, renklerin bitmez kaygısı, Gök ku şağı gibi Türkmen halısı, Kınalı ellerle dokuyor beni...

Aşkından Antalya deli olmu şum, Serin havaların yeli olmu şum, Yollarına “Çubuk Beli “ olmu şum, Yolların pe şine takıyor beni...

266 ANTALYA SEN VARSIN YA

Aşkınla yüre ğimde, Antalya sen varsın ya. Aşımda, ekme ğimde, Antalya sen varsın ya.

En güzel şarkılarda, Umutlu martılarda, Cümle hatıralarda, Antalya sen varsın ya.

Zamanı durduracak, Sevdamı bildirecek, Yüzümü güldürecek, Antalya sen varsın ya.

Zümrüttür gö ğün,yerin Masmavi denizlerin, Önünde şehirlerin, Antalya sen varsın ya.

Geçmi şim, gelece ğim Sensin benim her şeyim, Yollarına dü şeyim, Antalya sen varsın ya.

267 ANTALYA GÜZEL İ

Gözleriyle yakıyor, Antalya’nın güzeli. Mavi, ye şil bakıyor, Antalya’nın güzeli. Bulutlardan giysisi, Tarihlerden öyküsü, Sanki cennet perisi, Antalya’nın güzeli. Ömür boyu bir masal, Şeftali, muz, portakal, Ak şam olsun bende kal, Antalya’nın güzeli. Badem gibi gözleri, Aşk tütüyor sözleri, Öldürür gündüzleri Antalya’nın güzeli. Kraliçem, ecemdir, Gündüzümdür,gecemdir, Aşkıyla bilmecemdir, Antalya’nın güzeli. Mıknatıstır bakı şı, Ça ğlayandır akı şı, Gül, menek şe koku şu, Antalya’nın güzeli.

268 ANTALYA’YI SEV İYORUM

Deniziyle, da ğlarıyla Antalya’yı seviyorum. Pamuk, beyaz bulutuyla Antalya’yı seviyorum.

Sulardaki yakamozla, Dallardaki altın muzla, Oğlumuzla, kızımızla Antalya’yı seviyorum.

Ağacıyla, ku şu ile Alanya’sı, Ka şı ile, Falezlerin ta şı ile, Antalya’yı seviyorum.

Mavi-atlas gö ğü ile, Teke-Hamit be ği ile, Yaylasıyla, köyü ile, Antalya’yı seviyorum.

Çiçe ğini dermesem de, Denizine girmesem de, Aşkı durur içerimde, Antalya’yı seviyorum.

269 YEN İ DÜNYAM ANTALYA

Yepyeni bir dünyadayım, Ne a ğam var, ne de dayım. Bütün günler iyi olsun Diye, Hakk’a duadayım... Sabır, huzur versin Rabb’im, Müjdelerle dolsun kalbim, Ve sen, bende ben de olmu ş, Ve ben sana son sahibim... Yeni dünyam Antalya’mız, Hem babamız, hem anamız.. Mazimiz hal, hal istikbal, Mübarek bir davamız... Ebed müddet Türk varlı ğım, Kahkaham ve hıçkırı ğım, Mavi-ye şil çılgınlı ğım... Gönlümü kor gibi yaktı, İçime su gibi aktı, Meltemine, poyrazına Yüre ğimi de bıraktı... El a ğlasın, dostlar gülsün, Yollardan deniz görünsün, Pervane oldu gönlüm, Gönlüm ardınca sürünsün...

270 TOROSLARIN SU TÜRKÜSÜ

Ay yıkansın, gün yıkansın suyunda, Gelin gibi, a ğır a ğır Toroslar... Dans etmeli yıldızlarım koynunda, Damat gibi, a ğır a ğır Toroslar...

Ay yıkansın, gün yıkansın dokunma, Saçın çözsün, güzelli ğin sakınma, Ya ğmur yüklü bulutlardan yakınma, Hep onları ça ğır, ça ğır Toroslar...

Korkuteli yaylasından uçsun su, Manavgat’ta yata ğından ta şsın su, Düdenlerle mesafeler a şsın su, Su testide so ğur, so ğur Toroslar...

Karlar ya ğan Saklıkent’ te ü şüsem, Yükseklerden yaylalara ı şısam, Ömür boyu bu sevdanı ta şısam, Aşkın ile beni yo ğur Toroslar...

Kılcal kökten ye şil dala seslensem, Ham topra ğa,mavi gö ğe yaslansam, Akdeniz’den dersler alıp uslansam, Kara günde umut do ğur Toraslar...

Ay yıkansa, yıldızları do ğurur, Gün yıkansa, sonsuzları ça ğırır, Gül yıkansa, Mecnunlara ba ğırır, Keremlerin gene sa ğır Toroslar...

271 YİVL İ M İNARE - 1 Sen asırlara inat, dimdik ayakta Duruyorsun Yivli Minare. Yankılanıyor senden okunan ezanlar, Mavi sularda, mor da ğlarda, altın kıyılarda Gökten aldı ğını veriyorsun yere, Asırlardır bu şehre sahip çıkıyorsun, Yivli Minare... Surlar yıkılmı ş, kapılar yıkılmı ş Nice depremler olmu ş, nice yangınlar, Korkunç gürültülerle akıp gitmi ş Yanı ba şından yıllar... Ve sen inat olsun diye cümlesine Dimdik ayakta duruyorsun, Yivli Minare... Sessiz sedasız yatar Emirzade Ali BEY, Yakınında türbede... Döner durur, Yüre ğim gibi pe şinde Kuledeki saatin akrebi, yelkovanı. Söyle bana, Teke-Hamit Beyleri, Ya ğız atlıları, sırmalı kaftanları nerde ? Nerde ? / Yivli Minare...

Sen asırlara inat, dimdik ayakta Duruyorsun Yivli Minare.. Alaettin Keykubat’ın okudu ğu ezan Yankılanıyor halâ Mazgallarda, surlarda, kapılarda. Neden melil-mahzun duruyorsun şimdilerde Yivli Minare ?..

272

YİVL İ M İNARE - 2

Kaç asır şevk ile kutsal ezanı, Be ş vakit okuyor Yivli Minare. Tarihin koynundan ma ğrur destanı, Cihana okuyor Yivli Minare...

Zaman duvarını a şarak gelmi ş, Yükselmi ş, yükselmi ş ar şa yükselmi ş, Depreme, yangına kar şı direnmi ş Kaç asır duruyor Yivli Minare...

273 YİVL İ M İNARE - 3 Sen haçlı sürülerine : Ezan susmaz, Bayrak inmez diyen sen. Sarılmı şsın bu topra ğa, Hatır sormu şsun, Mavi gö ğe, mavi denize, ak buluta... Ve cümle dü şmana, Can verilir, ancak, Vatan verilmez diyen sen... Sen, bu yurdun, bu ulusun İlahi sesi, kutsal yapısı... Sen tarihler içinde destan, Türkün mübarek mi mübarek Ay yıldızlı tapusu... Dualar senden, aminler senden, Şehrimin i şareti, gönlümün sesi. Dosta güven, dü şmana korku veren Ho şgörü, sevgi, iman abidesi... Her bir yivinde bir asır gizli, Senden duyarım asırların sesini. Dünyanın dört bir yanından Gemiler gelir limana, insanlar iner, Sen gösterirsin kendini herkese, İlk önce, Ve korursun,Türkün ülkesini... Sen, “ezan susmaz, Bayrak inmez “diyen, Sen, “can verilir bu yurt u ğruna, Dost u ğruna can verilir, ancak, Vatan verilmez” diyen Sen...

274 BEKL İYORUM ANTALYA’DA

Kumsalına çadır kurdum, Bekliyorum Antalya’da... Dalgalara seni sordum, Bekliyorum Antalya’da...

Duygularım kalktı şaha, Dönmesin dünyam siyaha, Unutma ! Yarın sabaha Bekliyorum Antalya’da...

Toroslara ya ğarken kar, Yaylasında çiçek açar, Haydi ! Artık dinsin efkar, Bekliyorum Antalya’da...

Oynar suda yakomazlar, Bir arada kı şlar, yazlar, Gel,artık gel ! Çalsın sazlar, Bekliyorum Antalya’da...

Deniz mavi, gözün gibi, Işıl ı şıl yüzün gibi, Alnımdaki yazın gibi, Bekliyorum Antalya’da...

Kumsallara çadır kurdum, Dalgalara seni sordum, Hasretinden deli oldum, Bekliyorum Antalya’da...

275 BİR ŞARKISIN ANTALYA - 2

Ruhumuzu ok şayan, Bir şarkısın Antalya. Gönüllerde ya şayan, Bir şarkısın Antalya.

Buram buram özlenen, Sevildikçe nazlanan, Asırlarca söylenen, Bir şarkısın Antalya.

Gonca gonca güllerde, Çiçek çiçek dallarda, Seni seven dillerde, Bir şarkısın Antalya.

Bitmeyen sevgimizde, Sevdalı gönlümüzde, Altın kumda, denizde, Bir şarkısın Antalya.

Dünyada ve ahrette, Tarih, kültür, sohbette, Yetmi ş iki millette Bir şarkısın Antalya...

276 BİR ŞARKISIN ANTALYA - 3

Denizinle, da ğınla Bir şarkısın Antalya. Sanki altın ça ğınla, Bir şarkısın Antalya.

Muhte şem bir tabiat, Tarih, kültür ve sanat, İçimde kanat kanat, Bir şarkısın Antalya.

Akdeniz’sin avcumda, Düden’sin gözya şımda, Ye şilde,altın kumda Bir şarkısın Antalya.

Güzellerden güzelsin, Şahanesin, özelsin. Aşığım..Dünya bilsin, Bir şarkısın Antalya.

Dört mevsimi ya şarım, Hep sevdanı ta şırım, Bir tek sana a şığım, Bir şarkısın Antalya.

Denizinle,da ğınla, Bahçen ile ba ğınla, İnan altın ça ğınla, Bir şarkısın Antalya...

277 GÜZEL İM ANTALYA

İnceden bir rüzgar içimde eser, Güzelim, kı şımız Antalya kı şı... Ceylanlar özgürce içimde gezer, Güzelim, dü şümüz Antalya dü şü...

Gönül kapısının kilidin açar, Ruhuma serinlik, mutluluk saçar, Kıyıdan kıyıya sevgidir uçar, Güzelim, ku şumuz Antalya ku şu...

Sanki geceleri fener alayı, Yıldızlar, ı şıklar,çevre olayı, Unuttu çok şükür ba şım belayı, Güzelim, ba şımız Antalya ba şı...

Muhte şem güzellik, silinmez gerçek, Dünya kentlerine de ğişmez ölçek, Dü ğün gecesinde sunulan “ke şkek” Güzelim, a şımız Antalya a şı...

Benzerin bulunmaz,ay’da merih’de, Her yıl kar şıma çık, şansta talihte, Sevgiyi, barı şı sunan tarihte, Güzelim, ya şımız Antalya ya şı...

278 SÖBÜCE YAYLASINDA

Bunca yörük birlik olsun, bir olsun Kara çadır yaylamıza kurulsun, Çifte davul gümbür gümbür vurulsun, Düğün olsun..Oynar gelin-görümce, Dü ğün, bayram, özgürlüktür Söbüce...

Kuzularım su ba şında mele şsin, Yi ğitlerim çayırlarda güre şsin, Benim için sönmeyecek güne şsin, Hasretini çektim senin ömrümce, Da ğ havası, ot ye şili Söbüce...

Ak şam olur, yıldızları sayarım, Sabah olur, kaval sesi duyarım, Uğruna ben, şu canımı koyarım, Süslüyorsun rüyamızı her gece, Kekik kokan süt gibisin Söbüce...

Devlet kurmu ş ayyıldızlı çadırı, Dua dua, Boz Musa’nın yatırı, Yörük olan bilir,hali-hatırı, Aşık olur herkes seni görünce, Çam kokulu pınar suyu Söbüce...

Burcu burcu yarpuz kokar pınarın, Gö ğe yakın, bulutlarda da ğların, Yıllar yılı özlemisin Ceylan’ın, Seni sevmeyenler zavallı-cüce, Hasretimiz, sevdamızsın Söbüce...

279 ÇUBUK BEL İ

Benim gibi derde dü şmü ş, Sis bürünmü ş Çubuk Beli. Sanki, nazlı yari küsmü ş, Sis bürünmü ş Çubuk Beli.

Efkarıdır bulutları, Gözya şıdır ya ğmurları, Kaybetmi şte nazlı yari, Yas bürünmü ş Çubuk Beli.

Ferhat da ğları deldikçe, Mecnun yollara dü ştükçe, Ba şı gö ğe yükseldikçe Hep sürünmü ş Çubuk Beli.

Sürünmü ş de, hep sürünmü ş, Lavantayla gül sürünmü ş, Gerçek de ğil, sanki bir dü ş Çok dü şünmü ş Çubuk Beli.

Gelinlerin gözya şıyla, Kamber’ in sabır ta şıyla, Çilelerin en ba şıyla, Yok görünmü ş Çubuk Beli.

280 HAYD İ ANTALYA !

Işıksın, renksin, kokusun Haydi cihana yeniden haykır, Cihan sesini duysun, Senin destanını okusun, / Haydi !

Haydi ! Kar ya ğıyor bak dünyanın öteki ucuna So ğuk bıçak gibi kesiyor yüzleri, Sobalar yanıyor, bacalar tütüyor Paltolarıyla geziyor insanlar sokaklarda, Ama sen, / Sen çırılçıplaksın, Sen Afroditsin...

Haydi ! / Ne çiçek kaldı, ne böcek ötelerde, Ne sevgi, ne sevda... Sevdalılar kapandı evlerine, Çocuklar çıkamıyor caddelere, parklara Öteler so ğuktan titriyor, görmüyor musun ? Ama sen, / Sen çırılçıplaksın, Sen Afroditsin...

Haydi ! / Haydi cihana yeniden seslen, Binsinler uçaklara, sana gelsinler, Seni görsünler, seni sevsinler, Seni ya şasınlar ye şil ye şil, mavi mavi... Güne şinde yansınlar, Kumsalında uzansınlar, Ye şilinde serinlesinler, Sularında yıkansınlar. Durma, haydi !..

281 GELECEK M İDİR ?

Döner Gazino’ya teleferikle Çıktı ğımız günler gelecek midir ? Kararan bahtımı milyar turistle Yıktı ğımız günler gelecek midir ? Ne ister, ne ister kibritler çam’dan ? Ne gün anlayacak bunca fırçamdan ? Yeter... Gayri yeter, bu katliamdan Bıktı ğımız günler gelecek midir ? Ey kalem, ey kalem, akılsız kalem, Nasıl çiziyor bak, nasıl elalem ? Niye tutu şmuyor hayat me ş’alem ? Yaktı ğımız günler gelecek midir ? Gürültü, gürültü, dinsin gürültü Kalksın ufkumdaki betondan örtü, Bu deniz, bu deniz bulunmaz artı Baktı ğımız günler gelecek midir ? Kovanlarım petek petek bal dolsun, Bahçelerim çiçek çiçek dal olsun, Sevdalılar yedi renkli gül bulsun, Koktu ğumuz günler gelecek midir ? Korkunç gürültüyle bu ça ğın dev’i, Yıktı da, yok etti Bahçeli ev’i.. Durdurun dünyayı, “Bu kimin neyi ?” Sordu ğumuz günler gelecek midir ? Ceylan’ ım Antalya için ölmeli, Raylı sistem, geni ş yollar görmeli. Bu şehir milletin, ona vermeli, Verdi ğimiz günler gelecek midir ?

282 GEL GEL ANTALYA

Ya ğmurun imbikten geçmi ş gibidir, Islat damla damla, serinlet beni... Alev zamanların, meltem, kalbidir, Es’de ince ince, serinlet beni...

Güzelli ğin, sonsuz ilham kayna ğı, Şimdi ya şıyorsun en parlak ça ğı, Ate şten tenime sudan bıça ğı, Çal’da ince ince, kes, yok et beni...

Taht kurdun gönlüme güzel Antalya, Seven yüreklerde ba şlar kampanya, Hayrandır Fransa, hasret Almanya, Gel’de ince ince, takdim et beni...

283 TEKE BEYLER İ

Yaylalarda çadır çadır oturur, Yi ğitli ği destan destan okunur, Dertlerini yalnız Hakk’a yakınır, Mor da ğlarda yankı yapar “Hey !”leri, Kurbandır vatana Teke Beyleri...

Ya ğız yüzlü, çelik gibi bile ği, Korkusuzdur, mangal gibi yüre ği, Hürriyet a şığı Selçuklu Be ği, Sevgi, barı ş dolu cümle köyleri, Hayrandır vatana Teke Beyleri...

Göz açtırmaz dü şman denen haine, Can verir vatana, bayra ğa, dine, Şahittir tarihler, layık ceddine, Şahlanır kıratlar, fi şek tayları, Kurbandır vatana Teke Beyleri...

Torosların ba şı, yeri, yata ğı Kırkbin konuk alır kalbi, ota ğı “Ya Allah, Bismillah !”diyor duda ğı, Ayrılmaz yıldızdan gece ay’ları, Hayrandır vatana Teke Beyleri...

Ho şgörü yelidir, güler yüzlüdür, Riyasiz, samimi, candan sözlüdür, Dü ğünde, bayramda “meydan sazlı”dır, Ufukları deler çelik yayları, Kurbandır vatana Teke Beyleri...

284 YAKINDA ANTALYA

Ölüm saçan trafi ği yollara Yıkmalıyım, yıkaca ğım, az kaldı. Üç şeritli bir yol ile Kemer’den Çıkmalıyım, çıkaca ğım, az kaldı.

Durdurup da kıyıdaki talanı, Ate şleyip falan ile filanı, Millet için yapılmayan planı, Yakmalıyım, yakaca ğım, az kaldı.

Meltemime perde olan duvardan, Ye şilli ğe dü şman olan davardan Kurtulmalı...Falezlerden,bulvardan Akmalıyım, akaca ğım, az kaldı.

Beyinsizler çevremizi kirletir, Dü şmanlarım heyecanı körletir, Dostlarımız ayna gibi parlatır, Bakmalıyım, bakaca ğım, az kaldı.

Raylı sistem girer oldu dü şüme, Kimler yı ğdı bu betonu dö şüme ? Binbir çe şit çiçe ğini ba şıma Takmalıyım, takaca ğım, az kaldı.

Toplayarak sevenleri yanıma, Soraca ğım, imanıma dinime... Kahpeleri, kalle şleri inine Sokmalıyım, sokaca ğım, az kaldı.

285

SEVG İNİ TA ŞIR ANTALYA

Yaz gelir yörükler yaylaya göçer, Göçenler, sevgini ta şır Antalya... Yaylada buz gibi suları içer, İçenler, sevgini ta şır Antalya...

Do ğa harikası börtü - böce ği, Gündüzün uyur da, ya şar geceyi, Bütün gönüllerde umut çiçe ği Açanlar, sevgini ta şır Antalya...

Toroslara yayla yayla çıkarak, Kıyılara melil mahzun bakarak, Sevda pamu ğundan kanat takarak Uçanlar, sevgini ta şır Antalya...

Nice hatıralar çıkar Liman’dan, Nice tutkunların gelir dört yandan, Nice sevdalılar geçiyor candan, Geçenler, sevdanı ta şır Antalya...

286 SEVDAMIZDIR ANTALYA

Gök ku şağı... Hayır ! Hayır ! Efsane, Bir sihirli türkümüzdür Antalya. Daha güzel, daha, daha şahane Bir büyülü ülkümüzdür Antalya. Her mevsimde ye şil, ye şil bahardır, Sevenlere hiç ölmeyen tek yâr’ dır, Kendisine tutsak eden diyardır, Sevdalanmı ş gönlümüzdür Antalya. Parklarında a şıkları geziyor, Denizinde tutkunları yüzüyor, İnsan ömrü dalga dalga uzuyor, Mutlu kalan ömrümüzdür Antalya. Otelleri turistleri a ğırlar, Yaylalarda konar, göçer çadırlar, Daim güzel...Geçip gitse asırlar, Sevda tüten şarkımızdır Antalya. Konyaaltı, Yat Limanı, Lara’sı, Korkuteli, Kemer’i, Alanya’sı, Elmalı’sı, cennet Ka ş’ı, Kalkan’ı, Ni şanlımız, sözlümüzdür Antalya. Varyantından döne döne çıkarım, Döner Gazino’yu yere yıkarım, Antalya’yı sevmeyeni yakarım, Tutkumuzdur, sevdamızdır Antalya. Gök ku şağı...Hayır ! Hayır ! Harika, Sana hayran Amerika, Afrika Sen uzun yol, büyük da ğ, ben patika, Yollarında yolcuyuzdur Antalya...

287 SANA ANTALYA

Gözya şımla resim çizdim, Falezlerin ta şlarına... Nice şarkı besteledim, Antalya’nın ku şlarına...

Kıyısında hep bekledim, Mavilikler benim dedim, Ye şil ye şil ilikledim, Güzellerin dö ş’lerine...

Dal dal olup kırılmı şım, Yaprak yaprak sarılmı şım, Can evinden vurulmu şum Kemer’ine, Ka ş’larına...

Gemilerin, sandalların Sevda ta şır,bugün yarın, Gö ğü öpen Torosların Bulut oldum ba şlarına...

Parklarıyım, bahçesiyim Güzellerin bohçasıyım, Kırmızı gül goncasıyım, Güller taktım saçlarına...

288 İKİMİZ

Tabiatı sen katlettin, orta ğız Cezasını çekiyoruz ikimiz... Şimdi böyle garip garip çevreye Utanarak bakıyoruz ikimiz... Elindeki bıçak, kesti, kopardı Ye şillikler ta ş kesildi karardı, Bir zamanlar hani ya ğmur ya ğardı ? Öfkelenip ya ğıyoruz ikimiz... Beton diktin, bahçelere, ba ğlara Asit döktün mor sümbüllü ba ğlara, “Hani nerde ye şil ?” diyen ça ğlara, Ba şımızı e ğiyoruz ikimiz... Portakallar vitrinlerden bakıyor, Çiçeklerim gurbet elde kokuyor, Bu yaptı ğın beni derde sokuyor, Birbirine sövüyoruz ikimiz... Ruhsuz şekil, töremize uymuyor, Ruhsuz mimar, ba ğırsam da duymuyor, İş te dünya, halimizi sormuyor, Birbirini övüyoruz ikimiz... Güya şimdi, yollar, yıllar kısaldı, Dolar, dinar hepsi hepsi masaldı, Ça ğlayanlar, uçan ku şlar ne oldu ? Birbirini dövüyoruz ikimiz... Gayri yeter,dönen çarkı durdurun ! Bilmeyene haddini de bildirin, Gülümseyin, cümle yüzü güldürün, Halimize gülüyoruz ikimiz...

289 ANTALYA D İYEREK

Toros Da ğları’nın ba şı dumanlı, Antalya diyerek ba şım dönüyor. Körkütük olmu şum, senden olmalı, Antalya diyerek içim yanıyor.

Dört mevsim ya şarsın, hemde bir anda, Yazın a şağıda,kı şın yukarda, Bu çılgın gönlümüz mavi sularda Antalya diyerek çalkalanıyor.

Dökülmü ş günahlar “Kadın Yar”ında, Bizimsin, bizimsin bugün - yarında, Ruhumuz Akdeniz kıyılarında Antalya diyerek dalgalanıyor.

Bulu şur hilalle gökte yıldızlar, Senden ayrı kalsam yüre ğim sızlar, El ele tutu şup o ğlanlar, kızlar Antalya diyerek sevdalanıyor.

Cennetten, cennetten güzel,belki de, Adın beste olmu ş şarkı, türküde, Seni tanıyanlar aynı ülküde, Antalya diyerek halkalanıyor...

290 GELME ARKADA Ş

Bu şehri, bu şehri sevmeyeceksen, Ne olur, ne olur gelme arkada ş. Eşsiz kıymetini bilmeyeceksen, Ne olur, ne olur gelme arkada ş.

Yata ğı, yorganı sarma bo şuna, Tutkun de ğil ise da ğa, ta şına Git be biraderim, git be i şine ! Ne olur, ne olur gelme arkada ş.

Göz bebe ğimizdir, bunu bilesin, Gelirsen u ğruna köle olasın, Köyünü, töreni nerde bulasın ? Ne olur, ne olur gelme arkada ş.

Bu şehir, bu şehir onurumuzdur, Bu şehir, bu şehir gururumuzdur, Hasta gönüllere şurubumuzdur, Ne olur, ne olur gelme arkada ş.

Korursan çevreyi, gümü ş kıyıyı, Yedi renk da ğları, ı şıklı suyu, Unuttum, unuttum dersen uykuyu Ne olur, ne olur gelme arkada ş.

Do ğa harikamız, tarih sırrımız, Elbet, gözümüzden daha koruruz, Gelirken nazlı kız, gelmi şken domuz Olacaksan, Ne olur, ne olur gelme arkada ş...

291 ANTALYA GECELER İ

Beni benden alıyor, Beni bende buluyor, İçimde yıkılıyor Antalya geceleri... Esiyor meltemleri, Kaybeder matemleri, Sanki yarin elleri Antalya geceleri... Burcu burcu kokuyor, Beni bende yakıyor, Bin günaha sokuyor Antalya geceleri... Yalnızım, yapayalnız, Dertliyim, hem amansız, Billahi geçmez yâr’siz Antalya geceleri... Sessizdir dalgaları, Serindir havaları, Toplamı ş yıldızları Antalya geceleri... El ele tutu şalım, Kokla şıp, sevi şelim, Ay ile öpü şelim, Antalya geceleri... Ye şiller siyah olur, Mavilerde ah olur, Erkence sabah olur, Antalya geceleri...

292 ANTALYA MELTEM İ VE KU ŞLAR

Uçun ku şlar uçun, denize do ğru Meltem rüzgarıdır ba şımda esen. Çırpın kanatları, huzur getirin Meltem rüzgarıdır ba şımda esen. Uçun ku şlar uçun, maviler sizin İçimde vuru şu var, kalbinizin. Selâmı, selâmı var Akdeniz’in, Meltem rüzgârıdır ba şımda esen. Uçun ku şlar uçun, şehir üstünde Mor da ğları öpen ı şıklı günde, Antalya, gözlerim kaldı dü ğünde, Meltem rüzgarıdır ba şımda esen. Uçun ku şlar uçun, da ğlara do ğru Da ğlardan yapılır sizlere ça ğrı, Bir serin rüzgârla do ğrulur e ğri, Meltem rüzgârıdır ba şımda esen. Uçun ku şlar uçun, ufuklar yakın Müjde, bayram geldi... Sondur firakın, Ba şımdan belayı, çileyi atın, Meltem rüzgarıdır ba şımda esen. Uçun ku şlar uçun, yorulmayınız Siz bana bakmayın, darılmayınız. Mutluluk sizindir, kırılmayınız, Meltem rüzgârıdır ba şımda esen...

293 BETON İSTEMEM

Bir beton mimarı geldi buraya, Öfkeyle postunu serdi şuraya. Önce bir baktı ki yıldıza, aya Kapatmalı kapatmalı şu gö ğü dedi. Korkunç kalemiyle bir şeyler çizdi, Ku şları, ku şları kur şuna dizdi, Sanki kaderimizi yeniden yazdı, Kararmalı, kararmalı şu mavi dedi. Ardından bir kazma, bir kürek geldi, “Okey”dedi memur, bir börek geldi, Kalaslar, çelikler ve direk geldi, Yapmalı, yapmalı şu evi dedi. Ev ba şladı yapılmaya, beton yı ğını Yükseldi, yükseldi, kapattı ufkumu, Söyleyin, söyleyin, şehircilik bu mu ? Ve bir insan,ne yapmalı, şu devi dedi. Görünmez a ğaçlar, deniz bir hayal, Ku şlar konacak bir dal aramakta. Ve e şim, dönüp dönüp bana sormakta : Nedir bu yahu ? Kim dikti,bu şeyi dedi ? So ğuk, anlamsız, sıkıntı dolu, bir şekil, Bir şekil ki, geceleri korku saçıyor. Şimdi şarkılar uzakta kaldı, Bütün zamanlarım, geçmek bilmiyor. Ey mimar, beton mimarı, nereden geldin Bu soka ğı, bu yeri, nereden bildin ? Okumu şsun, ancak adam de ğilsin... Şimdi yaptı ğını be ğeniyor musun ? Antalya’mı betona çeviriyorsun...

294 KALB İMS İN ANTALYA

Sevgin kıyamete kadar sürecek, Tarihim, kimli ğim, şahsiyetimsin. Mukaddes oca ğım, ebedi dünyam, Cihan kucaklayan engin kalbimsin.

Denize ula şmak tutkumuz sende, Hasret çezgisidir ufkumuz sende, Bize yol gösteren nurumuz sende, Bitmez efsanemsin, tek güne şimsin.

Gökte bir güne şsin, yerde ka ğansın, Gürül gürül akan bir ça ğlayansın, Bırak yüreci ğim a şkınla yansın, İman ate şimsin, trans halimsin.

Sevgi fırtınası, barı ş tufanı, Perilerden güzel, ülkemin şanı, Sensin Akdeniz’in e şsiz ni şanı, Altın yay, gümü ş ok, son hayalimsin.

Sevgin kıyamete kadar sürecek, Ceylan a şkın ile kabre girecek, Antalya’m cihana ilham verecek, Aklı ba ştan alan, can masalımsın...

295 SON B İR DEFA

Akdeniz gecesini Göreyim son bir defa. N’olur bu gece seni Sarayım son bir defa. Esmeli meltem, poyraz Etmeli sevdi ğim naz, Kı şı yaz, baharı yaz Yazayım son bir defa. Gözüm var, üzüm, nar’da, Kalmadım şükür zor’da, Kumsalda, kıyılarda Durayım son bir defa. Duru şun derdim siler, Bakı şın a şkı ister, Ye şil, mavi giysiler Öreyim son bir defa. Kemer’i, Finike’yi, Hepsi, hepsinden iyi, Felekten bir geceyi Çalayım son bir defa. Hasretim destanına, Çiçekli fistanına, Ba ğına, bostanına Gireyim son bir defa.

296 BİR DE ANTALYA

Bir kadeh, bir buse, bir de Antalya, Sı ğmıyor, sı ğmıyor içim dı şıma. Sen varsın, sen varsın şimdi yanımda Meltemler inceden dü şsün pe şime. Çok şükür, çok şükür benim oldun ya, Bir kadeh, bir buse, bir de Antalya...

Ben damla, sen derya, koskoca dünya Ruhumda dalgalan, köpür kıyımda. Sen varsın, sen varsın şimdi yanımda, Elveda, elveda gözüm ya şına. Beni sana köle, köle gördün ya, Bir kadeh, bir buse, bir de Antalya.

Bir kadeh, bir buse, bir de Antalya Yıkanır Afrodit mavi sularda. Sular, sular, sarnıçlarda - kuyularda, Akar gecenin koynuna, içimden şelaleler, Açar, gün ı şığına, zambaklar ve laleler, Çok şükür, çok şükür şimdi benimsin ya, Bir kadeh, bir buse, bir de Antalya.

Yol boyu zakkumlar kırmızı, beyaz Yol boyu ormanlar, ormanlar uzar. Kanatlanır ku ş olur, uçarım da ğlara, Bir yanda Konyaaltı, öte yanda Lara. Büyülü güzelli ğin tutsak etti beni, Sarayım ba ğrıma, sarayım doya doya, Bir kadeh, bir buse, bir de Antalya...

297 SEN İ SÖYLER ANTALYA

Toroslardan, Akdeniz’den dört yana, Esen yeller seni söyler Antalya. Yıllar var ki hasret kaldım ben sana, Tüm gönüller seni söyler Antalya.

Bahçesinde portakalım, muzlarım, Gecesinde parlayan yıldızlarım, Aşık sana türkü yakan sazlarım, Co şan teller seni söyler Antalya.

Şahanesin, muhte şemsin bir tanem, Sende yuvam, sende e şim ve annem, İste, canım kurban olsun, şahanem, Diyen diller seni söyler Antalya.

Sensiz günler, inan ki zor geçiyor, Bir incisin dünya seni seçiyor, Her yürekte çiçeklerin açıyor, Gonca güller seni söyler Antalya.

Cihan senin güne şinde serinler, Gazipa şa, Alanya ve Kemer’ler, Yaylasında kına yakar gelinler, Pamuk eller seni söyler Antalya.

Ceylan olup ormanında gezerim, Turist olur, denizinde yüzerim, Son nefeste gene seni yazarım, Tüm kalemler seni söyler Antalya.

298

ANTALYA’YA B İR BAKI Ş Gündüzleri uykuda mı şıl mı şıl... Uyutmu ş koca şehri nem. Mavisi, ye şili, alı, moruyla Gündüzleri sanki annem...

Ya ak şamları,ya geceleri Antalya ? Uykudan uyanmı ş kıvrak, şuh İnsana oruç bozduran,günah bozduran Kudurgan bir cehennem...

Gündüz örtülü,gece çırılçıplak Gündüz suskun,gece şıkır şıkır şıkırdak. Gündüz adım atmaya mecali yok, Gece fıkır fıkır fıkırdak...

Böyle bilmezdim bu şehri ben, Hiç böyle görmedim ki onu... Gecesi ikibinli yıllardan ileride, Gündüzü ikibin yıl geride... Nem, Annem, Cehennem... Bo şu bo şuna geçmi ş, Bunca yıl, bunca senem... Antalya, artık geceleri benimsin, Artık,budur meselem... Gel çırılçıplak, Canlan fıkır fıkır fıkırdak, Oyna şıkır şıkır şıkırdak, / Çünkü, Sen benim oldukça, / Ölüm bile çok uzak...

299

GÜZEL ANTALYA

Her mevsim a şkların çiçe ği açar, Bahardır iklimin güzel Antalya. Su sesi, ku ş sesi, bitmez şarkılar, Yankısı sesimin güzel Antalya.

Sımsıcak sevdasın, sımsıcak güne ş, On ay serinliksin, iki ay ate ş, Şu koca dünyada yoktur sana e ş, Sevdası kalbimin güzel Antalya.

Mavisin, ye şilsin, gök ku şağısın, Sevginin, umudun tek be şiğisin, Gözümün, gönlümün bir ı şığısın, Destanı sevgimin güzel Antalya.

Portakal, nar, ayva, muzsun, incirsin Boynuma dolanan gizli zincirsin, Seni görmeyenler, seni ne bilsin, Hasreti turistin güzel Antalya.

Yapamaz resmini en büyük ressam, Ölürüm a şkından Mecnunun olsam, Vurgunum ben sana, hep sırıl sıklam, Çıldırtan hasretsin güzel Antalya.

300

GİDEL İM YAT L İMANINA

Bu gece ben çok yalnızım, Eşi, dostu al yanına, Yüre ğimden dinsin sızım, Gidelim Yat Limanına. Daracık şu sokaklardan, Yakınlardan, ıraklardan, Bal tadalım dudaklardan, Gidelim Yat Limanına. Şehir orda ya şamakta, Aşklar orda ı şımakta, Haydi,haydi...Artık kalk ta, Gidelim Yat Limanına. Aşk ate şi sardı beni, Ayrılıklar kırdı beni, Ceylan gözlü vurdu beni, Gidelim Yat Limanına. Kadere bir kahredelim, Gemileri seyredelim, Sarho ş olup, dans edelim, Gidelim Yat Limanına. İncisidir şu dünyanın, Gözbebe ği Antalya’nın, Olsun bugün şu Ceylan’ın, Gidelim Yat Limanına...

301 ŞU D İLİMİ AÇIVER

Ho şgörünün anahtarı, kilidi Antalya’mız şu dilimi açıver. Mor da ğların denizlere yürüdü, Antalya’mız şu yolumu açıver.

Allakbullak ettin beni, nideyim ? Söyle şimdi, nerelere gideyim ? Bulutların elbisemdir giyeyim, Dü ğmelendi şu kolumu açıver.

Evliyalar, e şkiyalar delirmi ş Ötelerden kopup, sana gelirmi ş. Alimlerin, zahidlerin belirmi ş, Gönül denen okulumu açıver.

Çıplakların güne şlenir, yan yatar Türbanlılar gelir cana can katar, Çirkin yüzler, ayna satar, gül satar Goncalanmı ş şu gülümü açıver.

Tabiatın ihti şamlı töreni, Nice sırlar çevrelemi ş yöreni, Kılcal kökten bin yapra ğı vereni İş aret et, o bölümü açıver.

Sırlar sırrı, Antalya’mız efsane, Çözemedim sırlarından bir tane, Mevla seni örnek vermi ş cihane, Çiçeklerle şu dalımı açıver...

302 GÖNLÜMDE ANTALYA

Sıcak konum, de ğişmeyen rotamsın, Boru hattı dö şemi şsin gönlüme. Tarihimsin, topra ğımsın, atamsın, Yıllar yılı ya şamı şsın gönlümde.

Şol cennete alternatif teklifsin, Gündemimsin, de ğişmeyen şekilsin Aklımızın üstündeki akılsın, İlham verip ı şımı şsın gönlümde.

Üretimsin seralardan dünyaya, Eşde ğersin İstanbul’a, Konya’ya, İlahi bir sevda gibi Antalya, Sevdamızı ta şımı şsın gönlünde.

Çözülmeyen dertlerime çözümsün, Sevdice ğim, inan iki gözümsün, Hiç kimseye vermem seni,bizimsin Aşkım olup ya şamı şsın gönlümde.

Yüre ğimde rasyonel bir payla şım, Ana, bacım, o ğlum, kızım, karde şim Ömür boyu sürecek bu sava şım, Yalnız beni ta şımı şsın gönlünde.

Sar ba ğrına Ceylan denen deliyi, Sevdalanıp yanan, yakan köleyi. Sevda bahçesine a şktan bordürü Yıllar yılı dö şemi şsin gönlünde.

303 ANTALYA

Attalia, Adalia Antaliya, Antalya... Bergama Kralı İkinci Attalos’u tanımam, Milattan önce yüz ellili yıllarda, Side’ye inat kurmu ş seni... Sonra, korsanlar gezinmi ş limanında, Ticaret merkezi olmu şsun Do ğu Roma’da...

Attalia, Adalia Antaliya, Antalya... Haçlı seferinin ikincisinde Fransa Kralı yedinci Louis Ya ğma etmi ş, vurmuş seni... Ardından, Papa donanmasıyla dayanmı ş limana, Zincirleri parça parça etmi ş, Karaya asker çıkarmı ş, Gene de seni alamamı ş...

Attalia, Adalia Antaliya, Antalya... Türk hakanı, Sultanlar sultanı İzzettin Keykavus Almı ş seni. Sarmı ş, sarmalamı ş seni...

Gün gelmi ş direnmi şsin ordulara, Ya ğız atlılara kafa tutmu şsun. Gün gelmi ş derdini dökmü şsün,

304 Altın kumlara, Ilık, mavi sulara...

Sultan İzzettin Keykavus, Teke Türklerine emanet etmi ş, Sonra, Onarılmı ş rıhtım mendirekleri, Bir tersane kurulmu ş. Teke Beylerinin yürekleri, Aşkınla dolmu ş...

Selçuklunun kartal bakı şlı, Sırmalı kaftanlı komutanları, Sultanları, Kı şlarını geçirmi şler sende. Falezlerin öte yanında Ya ğız atları dinlenmi ş. Sava ş yorgunu gönülleri Sularında serinlemi ş...

Teke Beylerinden sonra Hamid O ğulları, Senin sahibin olmu ş. Ve üç yandan seni ku şatan Kalenin kolları, Tarihte şahidin olmu ş... Yıldırım Bayezit’in orduları, Osmanlı kenti yapmı ş, De ğişmez talihin olmu ş...

Attalia, Adalia Antaliya, Antalya... Kimler gelmi ş,kimler geçmi ş ?

305 Kimler gezinmi ş kıyılarında, Kimler yıkanmı ş sularında ? Ve kimleri ta şımı şsın Asırlardır uykularında...

Vermem seni ! Dünyayı verseler, vermem seni !.. Çünkü, tek dünyam sensin... Çok şükür Rabb’im sana, Şimdi bu şehir benim ya.. Çok şükür !..

306 - DEN İZ GÖZLÜM -Bacana ğıma

Övüncümsün, gururumsun bir tanem Petrol renkli deniz gözlüm, gül yüzlüm. Göz bebe ğim, benim milli efsanem, Petrol renkli deniz gözlüm, gül yüzlüm.

İmzamızı ça ğ üstüne atarsın, Akdeniz’in kenarında yatarsın, Sevenleri köle yapar, tutarsın Petrol renkli deniz gözlüm, gül yüzlüm.

Sımsıcaktır altın sarı kumsalın, Büyü, yürü, ye şil-mavi suların, Gönüllerde filizlenir masalın, Petrol renkli deniz gözlüm, gül yüzlüm.

Sevdice ğim, şehirlerin şahısın, Ho şgörünün çiçeklenmi ş dalısın, Hazinesin, do ğa, tarih dolusun, Petrol renkli deniz gözlüm, gül yüzlüm.

Sevdice ğim her mevsimde baharsın, Gül yapra ğı, nar tanesi diyarsın, Dostlu ğumsun, sonsuza dek ya ğarsın, Petrol renkli deniz gözlüm, gül yüzlüm.

307 TUT ELLER İMDEN ANTALYA

Tutup ellerimden bırakma beni, Beldibi, Adrasan gezdir Antalya. Her zaman tazesin, her zaman yeni Cümle mevsimlerin yazdır Antalya.

Tutup ellerimden götür yaylana, Kekik kokan da ğı göster Ceylan’a, Hasretim, hasretim ya ğmurlarına, Suların yaylada buzdur Antalya.

Tutup ellerimden esir et beni, Şelalen olayım, hep seyret beni, Ilık sularında sen kaybet beni, Çılgın dalgalarda yüzdür Antalya.

Tutup ellerimden da ğlara götür, Ye şil ormanlarda derdimi bitir, Falez Oteli’nde beni de yatır, Yaptı ğın bunca şey, nazdır Antalya.

Tutup ellerimden portakal toplat, Öyle sev, öyle sev, yüre ğim hoplat ! Serin rüzgarınla sahillere at ! Cihana Türklü ğün şanını anlat ! Zira, gerçekler sende sözdür Antalya.

308 TANIRIM ANTALYA’YI

Kör olsa gözlerim görmese bir şey, Yolundan, yolundan tanırım seni. Öyle bir yüreksin cihan kucaklar, Halinden, halinden tanırım seni.

Kur şunlu,Düden’de ça ğlasın sesin, Elmalı, Kalkan’da e ğlesin sesin, Gonca gül dalına ba ğlasın sesin, Dalından, dalından tanırım seni.

Toros Dagları’ndan atsan okunu, Mümkün mü unutmak, ye şil dokunu ? Yüz mil ötelerden aldım kokunu, Gülünden, gülünden tanırım seni.

Tutmasa ellerim, tutmasa dizim Sensin iki gözüm, sen alın yazım. Portakalım, şeker parem, kirazım, Alından, morundan tanırım seni.

309 KIYISINDA S İNEMA

Antalya’nın kıyısında sinema, Götür beni bu yollarda sınama, Haber salın gurbet elden anama : Dü ştü deyin yepyeni bir sevdaya, Sevdasıdır, sevdasıdır Antalya...

Sineması mavi - ye şil dalgalı, Mor da ğları bulutlara sevdalı, Gayri anam, bu Ceylan’ın buralı, Yine dü ştü kutsal, yüce sevdaya, Kavgasıdır, kavgasıdır Antalya...

Sinemayı gece, gündüz seyreder, Bu cennette kendisini kaybeder, Bo şa geçen bunca yıla kahreder, Yeni dü ştü masmavi bir deryaya, Deryasıdır, deryasıdır Antalya...

Yazıyorum güzellerin hasına, Gazipa şa, Elmalı’sı, Ka ş’ına, Vurulmu şta bir güzelin ka şına, Yeni girmi ş sevgilerden dünyaya, Dünyasıdır, dünyasıdır Antalya...

Gözü güzel, ka şı güzel, kendi de, Ceylan onu, o Ceylan’ı sevdi de, Elleriyle bulutlara de ğdi de, Bulut, toprak, deniz benzer aynaya, Aynasıdır, aynasıdır Antalya...

310 Tanrım onu incilerden yaratmı ş, İlahi bir güzellikle donatmı ş, Ceylan’ımın ellerine uzatmı ş, Benzemiyor, Ankara’ya, Konya’ya, Mevlâna’nın Konya’sıdır Antalya...

Aşk dalına yuva yapan ku şları, Sarma ş dola ş dalgalarla ta şları, Kıyısında sarho ş olur ba şları, Selam söylen, Cüneyt ile Tolga’ya, Meriç Bey’in Tolga’sıdır Antalya...

Çoluk çocuk sahillere gideriz, Oturur da sinema seyr’ederiz, Bu cennette kalmalıyız be deriz, Bacana ğım soka ğında yürür ya, Sinem’idir, Didem’idir Antalya...

Suskun gönlüm şaha kalksın canlansın, Garip Ceylan, Antalya’da ünlensin, Yorgun ba şım kumsallarda dinlensin, Askerdedir “ şoşafaklar” Ceyhun ya, Arzusu’dur, Pınar’ıdır Antalya...

311 BİR ŞARKISIN ANTALYA - 4

Sende güzel maviler, Sende özel sevgiler, Kalbim hep seni özler, Bir şarkısın Antalya.

Aşklar sende büyüyor, Seven seni seviyor, Ruhum sende gülüyor, Bir şarkısın Antalya.

Sar ba ğrına, sar beni Dalgalara ver beni, Dü şürmem dilden seni, Bir şarkısın Antalya.

Sen varsan, cennet, cennet Sen yoksan dünya gurbet, Aşığım sana...Hayret ! Bir şarkısın Antalya.

Mavi gök, mavi deniz Bitmeyecek sevgimiz, Bir sevdayız senle biz, Bir şarkısın Antalya.

Hayran ettin cihanı, Sen gönüller civanı, Ceylanların Ceylanı, Bir şarkısın Antalya.

312

KARATAY MEDRESES İ

Selçuklu eseriydi, Karatay Medresesi. Türklü ğün hüneriydi, Karatay Medresesi.

Bilirdi onu cihan, Verirdi ilim, irfan, Canlanacak ne zaman ? Karatay Medresesi.

313 SEVG İLİ ANTALYA

Tünek Tepesi’ nden seyrettim seni, Afrodit misâli göz kırptın bana; Masmavi sularla, altın kumlarla Portakal bahçelerinde gezinen Yosun gözlü kızlarla “Gel ! Gel !” diyordun...

Geyik Bayırı’ ndan seyrettim seni, Nar çiçe ği gibi gülümsedin bana; Sihirli, ılık bir nefesin vardı, Saçlarını yıkıyordun Düden’ de, Kur şunlu’ da. Zümrüt kıyılarınla, cam piramitinle Ayna tutuyordun bana “Gel ! Gel !” diyordun...

Mazı Da ğı’ ndan seyrettim seni Gizlice “Beni seviyor musun?” dedin Da ğların denizlerin kadar güzel Poyrazın meltemin kadar efsunlu, Seni sevmemek mümkün mü ?

İmkânsız seni bırakıp gitmek Sensiz ya şamak ölüm, biliyor musun ?

Kepez Varyantı’ ndan seyrettim seni, “Ak şam oluyor, ı şıklarımı yak!” dedin Çam kokan, muz kokan havanı soludum Donattım ı şıklarla her yanını On dördünde bir ay ı şığı

314 On binlerce parlak yıldızla Bezedim gök yüzünü... Parklarımda, bahçelerimde gezin “Haydi gel ! Gel !” diyordun...

Sonra, Tutu ştuk el ele Yat limanında iki bira salladık Konyaaltı Sahilinde ta ş attık denize, Dans ettik kızlarla Lâra’ da, Saklıkent’ ten gelen kar üstüne Tatlı döküp yedik... Sen beni, ben seni Ölesiye sevdik Ölesiye sevdik...

315

PAPATYA TARLASI

Kimi altın sarısı tepsi Kimi gö ğsünde ta şır güne şi Kimi kan kırmızı gelinci ğin karde şi Vah ki yüre ğimin sancılarına vah ! Oldum olası uykularımı haram etti Hepsi...

Hepsi de aynı sevdamın seherinde uyur Gün ortasında, bembeyaz etekleri Işıldar, yüzümün yorgun aynasında... Hepsi de kelebek masumlu ğunda duru Vah ki açılmamı ş gözümün perdesi vah ! Yanyana dizilmi şler, ne güzel...

Ne güzel da ğların çiçe ği güne şi öpmek Ve ne güzel kıldan ince köklerle “Su ! Su !..”diye topra ğa gömülmek... Bu haylaz kız nereden geldi bilemem ?! Kim ö ğretti ona ? Fal bakmasını papatyalardan... Vah ki zamanenin İpi kopmu ş uçurtmasına vah ! Bir de demez mi : -“Mersi !...”

316 ANAMIN TÜRKÜLER İ

Tandır ba şlarında duman duman Terleyen alnında zamanın adımları Yorgunlu ğunu savururdu ate ş külünde Çoktandır duymaz, duyamaz oldum Anamın türkülerini...

Asmalardan sarkan üzümdü Kalbim, ı şığım, iki gözümdü... Ba ğ bozumlarında ye şil, yemye şil Yaprak toplardık çotuklardan... Anam söylerdi, biz oynardık Duymaz, duyamaz oldum çok zamandır Anamın türkülerini...

Yanıktı ama yakmazdı, Ne şeliydi ama anlam doluydu. Testide ayran kadar güzel, Arklarda su kadar hayat ta şırdı. En uzak mesafelerden bile Bize ula şırdı. Duymaz, duyamaz oldum, seneler oldu Anamın türkülerini...

317 BA ŞIMDA SON BAHAR

Ev yirmi be ş, büro yirmi yedi Bu dert, bu çile ömrümü yedi. Göçmen ku şlar bile şaşırdı Son bahar ba şımda gümüledi...

Ye şil pancurlu ev kaldı rüyâlarımda İçimde boydan boya, halı dö şeli büro Gönül dallarıma ya ğan kar dindi... Senelerin avcundaki bu efkâr dindi. Ev yirmi be ş, büro yirmi yedi Ya şıyor her biri anılarımda...

Eylül ak şamlarında bir yalnızlık Bir yalnızlık alır beni kollarına. Çalkalar, çalkalar dü şüncemi Artık son limana demir attı atacak Bu yorgun gemi...

Seherde uyanır, güne horozlanırım Kamyonlar gelir şehre, Üstünde ev e şyası... Ve ben soluyan devlere e ş duygularda Göçmen ku şlaradır şarkılarım...

318 PA ŞA GÖNLÜM

Pa şa gönlüm co ştu yine, Oluruna gitmiyor olayların Meydan okuyorum zamana i şte Ne mi yapıyorum ? Dinleyin hele !..

Pa şa gönlüm co ştu yine, Banka kasalarını yoksullara Fırınları verdim açlara... Yolda bir ceylan gördüm Kalbimi ba ğladım zeytin saçlara. Da ğlar boynunu büktü, Okyanuslar diz çöktü Bulutlar şapka çıkardı a şkıma... Ceylan gitti, ben gittim Pe şindeyim, eridim...

Pa şa gönlüm co ştu yine, Körlerin açtım gözlerini Fırlattılar bastonları, Doldurdular bostanları... Sa ğırların açtım kulaklarını Misket oynadık o an... Elsizlere el, ayaksızlara ayak Yurtsuzlara ev, yayanlara uçak Her ne istiyorsam yaptım i şte...

Pa şa gönlüm co ştu yine, Bütün ma ğazalarda her şey bedava. Kıyma alabilene bin dolar üste,

319 Karanfil kokuyor rüzgâr Mutluluk da ğıtıyor hava... Yok ettim geceleri, bo şalttım zindanları Bir çocu ğun gülücü ğüne verdim cümle yılları... Pazarlar kurdum, parasız her şey Meyhanelerde avantadan mey, Hey ki hey ! Hey ki heyy !!!

Pa şa gönlüm co ştu yine, Nuh’ un gemisine benziyorum Sonsuzluklarda geziniyorum... Borsayı, lotoyu, totoyu kaldırdım Herkes insan ya, herkes şanslı artık Yok bundan sonra Yok diyorum yok !.. Hasret, ayrılık !.. Silâhları topladım attım denize Gül verdim ellere... Öfkeyi, nefreti, kini sildim, süpürdüm Güne şe bile ö ğrettim şarkı söylemesini Onun da tuttum kula ğından Bendeki bana götürdüm...

Pa şa gönlüm co ştu yine, Beton yı ğını şehirleri çiçekle donattım, Tarlalar bu ğday, ba şak... Gel be dostum, gel, sen de gel ! Şu i şe bak !

320 ELLER İMDE AY I ŞIĞI

Gün harmanında savrulmu şum ben Gün yanı ğı yüzüme bakın da görün Ate şler içinde kavrulmu şum ben Suların uykusuna verin de görün...

Pembeler karanın en yasak a şkı Ressam fırçasını sallayıp gider. Tutmak elimde de ğildir zamanı Postacı mektubu pullayıp gider...

Bir gülün sevdası kefen biçiyor Ölmek istiyorum, lâkin ne mümkün. Gecenin koynundan ses verir sesim Bakı ş kur şunuyla vurulur dün, bugün.

Pınarların şırıltısı hüznüme gebe İçimde tayfunlar oynar körebe... Kalbim son a ğrısını çekiyor i şte Bir saniye içine girin de görün...

Ben, yazılmamı ş şiirlerin a şığı, Ben, yorgun duvarların sarma şığı Anlamak isterseniz, bilmek, ö ğrenmek Gelirim dü şlerinize bekleyin bir gün Saçlarımda çi ğ, ellerimde ay ı şığı...

321 DÖRTLEME

Domatesin kabu ğu, so ğanın zarı Ten kafesinde çırpınan ku ştur can Gök renginde do ğu, akça batı Kan kırmızı güney ve simsiyah kuzey Çırpınıp durmada sebep sebebe Yön içinde yön, can içinde can Gerçe ğin aynasının sırrı dörtleme

Dört kapı, dört usül, dört mevsim Kudret helvasını verdim serçeye Dört arzu, dört unsur, dört secde Bıçak atmak bulutlara bo şuna Bir ba ştan bir ba şa a şktır kütük...

322

ANLADIN MI HAYAT BU ?

Güvenme da ğların bozardı ğına İnanma narların kızardı ğına Sen, gözlerinden akan Ceyhun’a bak Her şeyin bir sonu var bilirsin.

Kırlangıç ıslı ğında dünyam Akasya kokusunda duygum Gül yapra ğında inceden ince Sonsuza uzanan uykum...

Sarılma bozkırın otlarına Yel eser, gün vurur, yok olur Yamaçlarda türküsünü dinle Çi ğdemlerin Ezgisine koskoca bir ömrü verirsin...

Bebek ellerinde masum öpücük Kapanan perdelerde çıkmazım Asılı kalır balkon tellerinde Delirten arzularım...

Işık yanar, kâ ğıt uçar, yel eser Kapılar açılmamak için küser Vurur duvarların Beton gö ğsüne çı ğlı ğı Sen yoksun yanımda biliyorsun Mutluluk mu ne gezer ?...

323 Güvenme seslerin yansıdı ğına Hangi sözcük kalacak, bilemezsin yarına Kara biber kokusunda türküler Derman oluverir, anlamazsın bile İçindeki efkârına...

Hayat bu cananım, pamuk ipli ği Sen sana güven, ba şkasına asla ! Sen sende ya şa olur mu ? Lâcivert gâripli ği...

Deprem olur, dağ çöker, bulut gider Bir ba şkası çıkar balkona göremezsin Ellerini uzatır bo şlu ğun ortasına Ellerini veremezsin...

03.05.2002

324 PARÇA PARÇA

• Gör • Bir’ in • Nasıl sonsuz oldu ğunu...

Sevdim, Ça ğlaya döndü ğünde çiçek. Sevdim, Hasretim-ıstırabım bir gerçek... Dü şlerim gerçekle şecek diye Bekledim, çok bekledim... Acılar tayfununda yüre ğim, Can parça parça...

Demir attım zamanlar ötesine Kervan yollarında boyun büktü çi ğdemim Ya ğız atlıların nal seslerini, Kendini be ğenmi ş güzellerin topuk seslerini duyarım Ne gelen var, ne giden var Kapı tokmaklarını öpüyor rüzgâr Han parça parça...

Evveli böyleydi baharların Ökse otlarından a şka pusula Göçmen ku şlar yuva yaptı dalıma Kapı kilide emanet, duvar yıkık Öncesinde idamım var dost dergâhının Son parça parça...

325 Cam parça parça Gözümde gözlük, kar şımda ayna Sılayı bekleyen pencerem Ekran, lâmba, kadeh, şişe... Akıl erdiremedim gitti, bu gidi şe Her parçada yansır tebessümlerim Ho ş görü ırma ğında yıkanır öfkem Kin parça parça...

Bugünden bellidir yarınlar Sigara dumanında, örümcek a ğında sabrım. Aklım dü şlerimin nakı şında tutuklu Dün parça parça...

Bırakın beni bana kuyruklu yıldızlar Bırakın ya şadı ğım ana Sonsuzlar, bitiveren hızlar Işıktan elbisemi giymeliyim canıma Heyhat ! Gün parça parça...

04.05.2002

326 DE Ğİ L

Kaydımı kütükten silin gitsin Şampiyonluk yarı şında yokum Fil gibi oturmu ş gö ğsüme zaman İlân edilsin ilân : Sonunculu ğum...

Korkarım böcekten, devden de ğil Kaygım dosttan ayrılmaktır Ölümden de ğil... Saray listesine almayın beni Derdim da ğ kadar yüce beynimde Kayna ğı kendimden Gülümden de ğil...

Ölüyorsa bebekler Dü şüyorsa kelebekler Ça ğırmayın safınıza ne olur ! Ne olur, bir çizgi çekin adımın üstüne ! Olamam bendeki ceylana kefil, Ölümüm bir ceylan gözlüden olacak Elimden de ğil...

Kütükten kaydımı silin gitsin, Bu sahte oyun burada bitsin ! Haykırı şlarım canımın çekirde ğinden Dilimden de ğil...

5.05.2002

327 VE GÖK DEL İND İ...

*Susuzum güzelim Sensizim, Uykusuzum...

Çe şmeler, çe şmeler yetmez susuzlu ğuma Çünkü yoksun yanımda. Çöl yangınında şimdi hafızam Bir feryat, bir acılı türkü ki duyabilsen Ceylanında...

Yüz bıçak, düz bıçak attım gö ğün gö ğsüne Yazdım yeniden alınlara kaderi Çekip çıkardım girdaplardan Kendim için seni, Gel hele beri !..

Sen var ya sen, sen de ğişmez iklimimsin Ruhum, canım, her şeyim, deliren kalbimsin Ayırma ellerini elimde kalsın ! Sahibimsin...

Yoksan e ğer, yolların hepsi çıkmaz sokak Varsan e ğer cümbü şe, curcunaya bak İkimize do ğar gün, ikimize iner şafak, Seher yelimsin...

Çe şmelerin nabzında nabzım güp güp atar... Dualar dilimde alev alev, sımsıcak Bulutları hamur ettim dizelerimde, Ya ğmurum sensin...

328

Islat sicim sicim, şemsiyem olmasın hiç. Kaldırım ta şlarında sona ersin nefesim Öfken olayım yıldırımlara e ş, Sevgilimsin Sevgilimsin...

Mart - 2002

329 BİLİYOR MUSUN ?

Canıma okudu bu şiirler, bu şehirler Şarkılara i şledim ça ğrılarımı Ve a ğrılarıma a ğrı kattı küf kokan meyhaneler. Çare bulmaz, bulamaz Lokman Hekim, Kırılan aynalarda bir yetim memleketim Serçe kanadıyla geliyor musun ? Seni sevdi ğimi biliyor musun ?

Canıma okudu bu şiirler, bu şehirler Karınca solumasında yıkılası terminaller Yı ğınla insan ta şır otobüsler, minibüsler Ama bir tek sen yoksun içlerinde, sen yoksun... Mektubun geldi okudum, anlamadım Söyle, söyle bana geliyor musun ? Sensiz yandı ğımı biliyor musun ?

Canıma okudu bu şiirler, bu şehirler Sabah, selâmsız asık surat yüzler Ak şam, yüzümde yüz arar yüzsüzler Kulun, kurbanın olayım mıknatısım benim, Çek, çıkar beni buralardan, ne olursun? Bahar esintileri geçmeden yüre ğimden Kurtar beni, anlıyor musun ? Sensiz yandı ğımı biliyor musun ?

Canıma okudu bu şiirler, bu şehirler Kırık dökük sözcükler,ta ş duvar caddeler... Birinden kan akar, birinden pislik kokar Adamı günaha sokar, bunlar güzelim ! Şu kara bahtıma oturup, bir güzel a ğlıyor musun

330 Sensiz yandı ğımı biliyor musun ?

Canıma okudu bu şiirler, bu şehirler Saz desen susmu ş, park desen uyumu ş Aslında her ikisi birbirine uymu ş, Benim de yazgım buymu ş güzelim Ağrılarım ondan, ça ğrılarım sana Söyle, çabuk söyle, durma öyle ! Ellerinde gül, saçlarında dolunay geliyor musun ? Seni sevdi ğimi biliyor musun ?

09.05.2002

331 GECEN İN KOYNUNDA

Gece saat üç kırk sekiz Tenini arıyorum, kokun gerek bana Çık gel neredeysen, ne haldeysen ?! Aşkın engerek bana !

Gece sat üç kırk dokuz Hasretin içimde sonsuz... Çılgınım, deliyim yollara dü ştüm Geceler kar, geceler buz...

Gece sat üç elli Seni, sadece seni sevdim, yüzümden belli Zıpkın olup saplandın ci ğerime Bendesin temelli...

Gece saat üç elli bir Gel, gel artık koynuma gir ! Aklım iflâs topunu atıyor Beynimi çevir...

Gece saat üç elli iki Öldü ğümde anımsarsın belki Nefesin gül açıyor kalbimin topra ğında Sevmek mi senin ki ?..

Gece saat üç elli üç Kahrolası ayaklarım sana koşuyor Pe şimde gece bekçisinin düdü ğü Sırtımda seneler hörgüç...

332 Gece sat üç elli dört Kırdım kalemi, sensizlik ba şa dert Aşkının fırınına dü ştüm, neyleyim Ate şinle üstümü ört...

Gece saat üç elli be ş Hastane önünde mahalleli, a ğla şır bacı-karde ş. Bayku ş sesinden çöker çatılar; Cennet hesaplı, Cehennem bele ş...

Gece saat üç elli altı Tenini, kokunu arıyorum; ça ğ kısaldı. Çık gel neredeysen bir tanem ?! Buselerin masaldı...

Mart 2002

333 ELBETTE UNUTAMAZSIN Unutamazsın, gözlerimin rengini Unutamazsın, hiç bitmeyen sevgimi Unutamazsın çılgın buselerimi Unutamazsın canım, unutamazsın.

Beni görürsün, baktı ğın her bir yerde Beni sorarsın zifiri gecelerde, Beni sararsın efsunlu seherlerde Dayanamazsın canım, bırakamazsın.

Duyarsın tatlım, sesimin yankısını Söylersin balım, a şkımın şarkısını Ararsın gülüm, tenimin kokusunu İnandım, gülü bile koklayamazsın.

Asla a ğlatmam, ben seni üzemem ki Yalan dünyada e ğlenip gezemem ki Nidem yazıdır, yeniden yazamam ki ? Yazılmı şım; el yerine koyamazsın.

Sevdim delice; Tanrı’ m buna şahitsin ! Neden diyorsun:“Istırap burda bitsin ?” Bilmiyor musun yalnız bana aitsin ? Ben saklasam bile, sen saklayamazsın.

Unutma beni, unutma ellerimi Unutmam seni, o kahve gözlerini Bahar gülü şlüm koklasam her yerini Elbet unutamam; unutamazsın. Unutamazsın canım, unutamazsın... 17.07.2002

334 AĞLAMAM D İYORDUM

Ağlamam, asla a ğlamam diyordum “Git, haydi git !” derken sana Anladım, yanılmı şım me ğer Şimdi için için a ğlıyorum...

Deli yüre ğimi a ğzına kadar Ta şla doldurdum sanıyordum. Saz teli kadar ince Saz teli kadar gözü suluymu ş Ne bileyim ?

Böyle yalnız kalmaya Öksüz, yetim, boynu bükük kalmaya Alı şamadım bir türlü. Gidi şin, sana ko şmakmı ş Gidi şin, yanıp yakılmakmı ş Gidi şin, hıçkırmakmı ş anladım Oturdum çocuklar gibi Ağladım, ağladım...

18.07.2002

335 ÜÇ KU ŞUM VARDI BEN İM

Üç ku şum vardı benim, aynı yuvada Besledim, yürüttüm, büyüttüm Uçmasını ö ğretemedim, nedense Zira uçmadım, uçamadım; Hep süründüm... Onlar da pe şimden, aynen...

Üç ku şum vardı benim, aynı yuvada İkisini el aldı, birisini yel Yuva darmada ğın şimdi İki gözüm iki sel...

26.07.2002

336 ACILAR İÇİNDEY İM

Eş dedim, evlât dedim, yâr dedim İnledim üç on be ş, bir be ş Bekledim, bekledim de bekledim Do ğmadı güne ş... Temmuzun yirmi be şi vurdu alnıma Kur şun ya ğdı, kur şun Göz ucunda çırpınan kanatlarıma... Kuklası yaptı bu hain kader, üç kuru şun Kar ya ğdırdı elleriyle şakaklarıma Nazar mı de ğdi ne ? Çocuklarıma... Ya şamak tutkumu kaybettim, neyleyim Acılar içindeyim...

Eş dedim, evlât dedim, yâr dedim Gülmedi yüzüm, Bahtım kara üzüm, Sahnemde dans ediyor ince bir hüzün... Gayri simsiyah gecelerdeyim, Gayri çözümsüz bilmecelerdeyim, Gayri acılar içindeyim...

26.07.2002

337 ZAMAN KARPUZU

Bu so ğuk havalarda çatladı Zaman karpuzu... Göbe ği kesildi mutlulukların Kalmadı, kalmadı ey yüre ğim Ya şamanın tadı-tuzu... Saatler, bozuk saatler kaldı ellerimde Nasıl yakalar, nasıl söyle bana ? Kör atlar, bulutlar ötesine Uzanan sonsuza ?..

Do ğduk toprak damlı köy evinde Tahta be şiklerde büyüdük ninnilerle Okuduk, diploma için; çıktık basamak basamak Acılar tezgâhında dokuduk, gönül kilimini Gülmedi bahtımız Evlendik çoluk çocu ğa kavu ştuk Gölge misal takipçimiz oldu kör olası şansımız Neden, niçin ? Gün oldu karanlıkta bulmadık yolumuzu Dost diledik, dü şman çıktı kar şımıza Yuvarlandık, kader yoku şundan a şağı Yuvarlandıkça Çatladı ömür karpuzu...

Kızımız gelin oldu, iki torun verdi bize Batuhan yaman mı yaman Aslıhan güzel gözlü ceylan... Everdik o ğlanı, bir torun da ondan “Dede” sözcü ğünü duydum ya Ça ğlasu’ dan Dünyalar benim oldu

338 Allah’ ı var, şikâyetim yok Gelinden, damattan... Geriye Pınar kaldı bizimle Okul yolunda dilerim ba şarılı olur ! Şimdi, üç otuz emekli maa şına talim ederim Şimdi, gö ğe açık ellerim, Koskoca bir kelim...

Geçim derdi, seçim derdi derken Nice ihanetler gördüm, ya şadım, duydum Canımdan azizi bildi ğim do ğdu ğum yerde... Şu an mısra kuyumcusuyum yapayalnız Gurbet ellerde...

Dü ştük, kalktık, hastalandık Sürüldük ilden ile, Yıktık köprüleri dilimizle Her seferinde uyuduk, uyandık Güne ş ne ki a şk ate şinin yanında Biz kutlu a şklarda yandık... Dayandık !... Dayandık !...

Kırık dökük birkaç şiir, Kimsenin duymadı ğı şarkılar Kalem, kâ ğıt, koltuk masa Bütün zerrelerin özünde tasa Ah şu ayrılık olmasa !...

Elli yıl sonra Bunu dü şünüyor, bunu yazıyorum Diyorum ki : Ah şu öfke çıkmasa kınından

339 Ne güzel geçinirdi kurtla kuzu... Ölmeseydi, ya şasaydı muhabbet ku şum Ya şasaydı ba ş ucumdaki kafesinde... Dü şmeseydi, gurbet rüzgârıyla Balkondaki koltu ğum... Özeti şu dostlar : Elli dilim içinde zaman karpuzu...

26.11.2001 / 12.01.2002

340 ŞER İT KOPTU Ne geli şe biz karar verdik Ne gidi şe... Senden geldik, sana varıyoruz i şte... Şerit koptu kopacak Ba şım dönüyor, titriyor titriyorum Aslında yalın kılıç korkularım var, Şah damarımdan yakınsın biliyorum Eridim ya sevginde, sen bilirsin ! Tabut saray, kabir bahçe Şiir mi ? Kâ ğıt kâ ğıt, bohça bohça... Salkım sö ğüt saçlı bir güzele Emânet ettim cümle mısralarımı, Sahip çıkaydı ke şke !..

Ne geli şe biz karar verdik, ne gidi şe Senden geldik, ça ğırdın, geliyoruz i şte... Ağır geliyor göz kapaklarım Yüzüm bile fazla yüzüme... Oturmu şum bir de yazarım içimden geçenleri, Kopmak üzre şerit, ya ş elliye gelmeden Kitaplarım yâdigâr kalsın torunlarıma Dedelerinden...

Ba şım dönüyor, bu kahrolası ba şım Bitti bunca derdim, bunca şarkım, Haber salın ahbapların hepsine Şerit koptu, kopacak ! Kokmasın naa şım !.. Benden sonra belki yeter Emekli maa şım...

341 PAMUKKALE TÜRKÜSÜ

-Adına kentler yapılan Hiera ve Selena’ ya...

Bilmem kaç asır geçti aradan Kaç mevsim ? Ne sen sayabilirsin yılları Ne yangınlar, ne seller, ne deprem... Ne şu üstümüzden geçip giden bulutlar...

Ya şamaktayım yorgun senelerin Gö ğsündeki sessizli ği... Senden bana kalanlar : Ayakta durabilmi ş birkaç sütun Aklını kıvrım kıvrım kaybetmi ş mermer Efsânelerin korkunç sessizli ği Ve ta ş kesilmi ş umutlar...

İş te bu türkü senin türkün Oku okuyabilirsen, duy duyabilirsen Ya da ıslat dudaklarını ılıman sularda Ça ğları üzerinden atabilirsen... Büyü nedir anlamazdım Sana tutulmadan önce yüre ğim... Mısra mısra, hece hece Ben seni yazdım, sana yazdım...

Ben hiç tanımadım seni, Görmedim gözlerimle... Gözlerin nasıldır ? Ellerin nasıl ? Belli ki güzelden öte güzelsin, zira Adına kentler yapılmı ş

342 Sütunlardan, mermerlerden... Hangi deli şmen rüzgâr öpücüklerle İnmi ştir şakaklarından, kirpiklerinden ? Hangi su raks etmi ştir Omuz ba şlarında ? Kaç yi ğidin nabzı atmı ştır Avuçlarında bilemem ?! Gönlümün içine girdin bir kere, Ba şkasını sevemem ! Bu türküyü asırlar sonra, Söylüyorsam sana, Bil ki sana yandı ğım içindir Selena !

Ben hiç tanımadım seni, Görmedim gözlerimle... Adına hamamlar, saraylar yapılmı ş Kutsal seramiklerden, defne dallarından Kokun sinmi ş mermerlere Silinmemi ş yıllardan...

Büyük ta ş salonlarda İpek giysiler içinde dola şan sensin. Kemerlere iz bırakmı ş ayakların, Bakı şlarınla şekillenmi ş kayalardan Halâ yansımakta kahkahaların... Afrodit’ i bile deli edensin, Gün ı şığında her sabah Hamamlarda burcu burcudur nefesin. Bu türküyü asırlar sonra, Söylüyorsam sana Bil ki seni sevdi ğim içindir Selena !

343 Ben hiç tanımadım seni Görmedim gözlerimle... Gözlerin nasıldır ? Ya göz bebeklerin ? Bak Selena, kulak ver bana Artık Kral Midas hakem de ğil Apollonla Marsias’ ın flüt kavgasına... Artık kavgayı Midas yapıyor Biliyor musun ? O kocaman kulakları Kocaman kocaman parmaklarıyla... Artık ay Tanrıçaları İklimleri de ğiştirmiyor dudaklarıyla Anlıyor musun ?...

Asırlar geçti, geçecek daha Midas yok, Apollan yok, Marsias yok Midaslar Tanrıla şmı ş, Tanrılar, Tanrıçalar öylesine çok ! Gel desem, gel desem sana Asırları fırlatıp bir kenara Gelir misin bana Selena ?

Ben hiç tanımadım seni Görmedim gözlerimle Dinle, duy, i şit beni ! Del asırların ba ğrını kirpiklerinle Işıt beni, ısıt beni !

Ben şu kar şı ovaların esmer çocu ğu Çıkınımda tuz, şepit, çökelek Testim omuzlarımda, içi dopdolu ayran. Ne babam Zeus, ne Evmenes, ne Midas?

344 Ne adına kentler kurabilirim Ne sütunlar, saraylar ? Yapayalnız, sade bir insanım Türkü yakmasını, Kaval çalmasını bilirim. Gün ı şığıdır heybemdeki yük Derdim asırlar kadar büyük. Saçlarının rüzgârını arıyorum Bak yana yana... Gel, birlikte haykıralım cihana Selena !

Bilmem kaç asır geçti aradan Kaç iklim ? Ne sen sayabilirsin yılları Ne kö şe süsleri, ne kartal ba şları... Nice sava şlar yapıldı senin için, Kanlar döküldü nice... Bırakmam ellerini, Mermer de olsa ellerin Tutmu şum ya yenice...

Şu yarısı yıkık duvarda gezinen gölge Senin de ğil mi ? Kimin ? Ya şu yollar hangi sancıya gebe ? Yollar urganıdır sana olan hasretimin. Ya şu ılıman suyun sesi, sıcaklı ğı Sıcaklı ğı de ğil mi teninin ? İpek ipek giysilerin içindesin mermerden Ça ğrımı bir duysan acımasız senelerden Uzanıvermi şsin boylu boyunca Uyur, uyur, uyursun...

345 Ta ş kesildi takvimlerin elleri, Canlan, atıl kollarıma ne olursun ! Bu türküyle hicranımı, Hasretimi, gurbetimi anlatıyorum sana Selena !...

09.06.1982 / Pamukkale

346

KÜSTÜM SANA

Sakın ola dönüp bakma yüzüme Gül misali soldurdun ya sen beni. Karıncaydım ayak bastın üstüme Minnacıktım öldürdün ya sen beni.

Aşk da ğından rüzgâr olup esmi şim Kes demi şsin, irtibatı kesmi şim; Dönme sakın, billâh sana küsmü şüm Yâd ellere güldürdün ya sen beni.

Yalvarsan da, yakarsan da nafile Bunca zaman gösterdi ğin hep çile Can evimde bulunmazken bir hile Ham meyveydim oldurdun ya sen beni.

Üç kuru şa satıverdin neyleyim ? Bir romandır savurdu ğum hey, hey’im Sana burdan bir gerçe ği söyleyim Bo ş çuvala doldurdun ya sen beni.

Gecekondun nasıl acep güzel mi ? Sevdice ğin benim gibi özel mi ? Bu ceylan! ın bundan böyle hep el’ mi ? Yaprak yaprak yoldurdun ya sen beni.

347 BİR HABER VER

Ne adresin belli, ne de telefon ? Elin varmaz, aramazsın bir tanem. Gelen gider, zaman geçer, gelir son Sen beni de soramazsın bir tanem.

Bir haber ver, neredeysen, nasılsan ? Bir haber ver, suret de ğil asılsan ! Santim santim, milim milim kesilsen Şu gönlümü kıramazsın bir tanem.

Kaçıyorsun neden böyle uza ğa ? Dü şmeyesin bir hileye, tuza ğa ? Tebessümü yapı ştırıp duda ğa Şu yaremi saramazsın bir tanem.

Bir haber ver, telefon et, alo de ! Deliriyom, çıldırıyom gitgide Unutursan adımı da belki de Rehberlerde göremezsin bir tanem.

Avcı mısın bu Ceylan’ ı vurursun ? İnat edip cesedini sürürsün... Sen de bir gün kar şılı ğın bulursun Yüre ğime giremezsin bir tanem.

348 TESELL İ BEKLER İM

Bir teselli bekliyorum kaderden Al da bunu, yaraların sar desin. Dikme bo şa, gözlerini göklere Yeryüzünde seni seven var desin.

Nasıl girdi bunca zaman araya ? Deli yürek döndü yıkık saraya Dertlerini birer birer sıraya Dize dize ellerime ver desin.

Bir teselli bekliyorum dostlardan, Azat edip, kurtarsınlar bu dardan Gülü şünü koparıp da bahardan İş te ayva, üzüm, elma, nar desin.

Yarelerim iyi olmaz, kanıyor Hücrelerim, hep ismini anıyor. Zindandayım, elde mumlar yanıyor Aşkın budur, alev alev, har desin.

Bir teselli, Ceylan’ ının umudu, Kurtar n’olur, uzatıp can simidi ! Ya şadı ğım belki de son dem idi Bu son demde herkes sussun, yâr desin.

349 KAHVERENG İYİM

Sormayın bana, sorsanız da nafile söyle Koskoca bir Selçuklu beyiyim... İki binli yıllarda bir serçeye tutuldum Balkonlarda, tellerdeyim Renklerden renk seçer göz bebe ğim Kahverengiyim...

Yâr kitap kapatır dudaklarına Bakarım gözlerine, gözüm mıknatıs Kaldırır kitabı gözlerinin üstüne “İndir be kız !”

Sonra ? Sonrası mı canca ğızım ? Dokunsam tenine ihtilâl olur içinde Bilirim deprem olur Filipinlerde ve Çin’ de... Gülücükleri saklı bulutlarımda Martılarının ahengindeyim Renklerden renk seçer ellerim Kahverengiyim...

Tebessümünle, sıcaklı ğınla, gülücü ğünle Döndün, geldin ya; mutluyum i şte Yüre ğim luna park, aklım çarpı şan oto Tüm varlı ğım sevinçte, seninle...

Pa şa gönlüm kahve ister tarihten Pa şa gönlüm seni ister sahiden Bir karıncanın gölgesindeyim Yipelek otu sanki, ip ince Zayıf, rakik, titrek

350 Ve de dokunsam ürkek üstelik... O kıllı, ben kıllı Nerede akıllı ? Nasıl döndü bu devran, anlayamadım ? Gülsem, gülemedim Ağlasam a ğlayamadım...

Sonunda anladım Öfke, nefret de ğilim ben Dipten buca ğa sevgiyim, tek kelimeyle Kahverengiyim...

Bir karıncaya yenilmi ş Koskoca Selçuklu beyiyim...

14.07.2002

351 BİR CEYLAN A ĞLIYOR

Bir ceylan a ğlıyordu Yılları birbirine sarıp sarmalıyordu İhanete u ğramı ş, kur şun yemi şti bö ğründen Kurtardın ceylanını bir tanem Mucize misin sen ?

Bir ceylan a ğlıyordu Sular çekilmi ş, dereler kurumu ş Ormanlar, da ğlar, bir bir yok olmu ştu Hıçkırıktı karınca aya ğının çizdi ği Yalnızlıktı çöl rüzgârının savurdu ğu Sen döndürdün hayata, Sen ba ğışladın sanata, Ve ellerinle ya ğmurlara emanet bıraktın Bu ceylanı birden... Söyle bakalım bir tanem Mucize misin sen ?

Bir ceylan a ğlıyordu Şiirde, şarkıda, na ğmede, ezgide yıkık Bir ceylan a ğlıyordu Koskoca bir ormanda, Devasa bir şehirde Duda ğında hıçkırık...

Denizleri buharla ştırıp bulut yapan sen Gökta şı benzeri ötelerden kopan sen Su getiren, hayat veren, gülen, güldüren Ağıdını ne şelere çeviren Ba şını üstelik fırıl fırıl döndüren

352 Sen Mucize misin anlamadım ben ?

Bir ceylan a ğlıyordu Zulmü, zulmeti i şkenceyi görmü ştü Davacıydı avcılardan Kalbimden vurmadılar diye... Döndün bana, döndün ya çok şükür Dudaklarında tebessüm Gözlerinde pırıltı Ve ı şıltı ellerinde Döndün ya sımsıcak, hayat dolu müjdelerle Uzakta kal ziyanı yok, ama canımdasın ya Ama kanımda, özümde, sözümde, gözümdesin ya... Varsın, kavu şsun yüre ğinde iki ayrı dünya Söyle bana bebe ğim Mucizemsin ya Öyle de ğil mi ?... 14.07.2002

353 AH BU KADER

Güzelim, iyiyim, ho şum ben amma Alnımda yazıya kilitlenmi şim. Zaman ba ştan ba şa geçen muamma Kapkara bir şansa sabitlenmi şim.

Yürek gümbür gümbür, a şk ırmak ırmak Nasılmı ş bilmedim güzelde durmak Kırılmı ş kanadım, kopmu ş el, parmak Gönül davasına şahitlenmi şim.

Caddeler, sokaklar güzelle dolu Cümlesi şen şakrak ben ise ölü Bahtımın elinde olmu şum deli Çile pulu ile senetlenmi şim.

Gözüm ho ş, gönlüm ho ş, yüre ğim bombo ş Ben katı gerçe ğim, kaldırım sarho ş Konmadı dalıma, kanat çırpınan ku ş Ölece ğim diye hep beklenmi şim.

Ya gözüm yanlı ştır, ya yürek yanmı ş Geçince seneler gönül uyanmı ş Ben dosdo ğruyum ama kaderim yanlı ş Oturup kalmı şım, göbeklenmi şim.

354 HAK İKAT

Gerçek yüzünü gösterdin bugün Maske dü ştü, sır döküldü i şte Sakladın, sakladın bu güne dek, Bir fıskede patladın i şte... Ortalık toz duman Of aman, aman !!!

Yuvasız ku ş sanıyordum Dalıma konsun istedim, yanlılmı şım Perde kalktı, her şey Gün gibi ortaya çıktı. Tam bir yıl avuttun beni, tebrikler Ama bütün bunlar, canımı sıktı Haberin olsun, bitti zaman Of aman, aman !!!

Alınına vurulmu ş yazın, do ğruymu ş Söyleyen do ğru, dosdo ğru demi ş Bu ceylan mı ? Bu ceylan nasıl aldanmı ş Şimdi anlamı ş, naneyi yemi ş ? Çünkü oyun bitti, ba şımda duman Of aman, aman !!!

Şiir yazmıyorum onun için Her şey tamam !!!

355 MELEK M İYD İ, NEYD İ K İ O ? -Akbaba elinde durmaz güvercin...-

Beni benden alıp gitti Acaip bir şeydi ki o ! İnan ki canıma yetti Melek miydi, neydi ki o ?

Bakı şıyla vurdu beni, Saat saat kurdu beni, Elleriyle sardı beni Melek miydi neydi ki o ?

Ba şına po şu ba ğlamı ş, Belli ki yanmı ş, ağlamı ş. Kolun boynuma dolamı ş Melek miydi, neydi ki o ?

Parmakları pamukçaydı, Zhir verse sanki çaydı, O güzel benim olsaydı Melek miydi, neydi ki o ?

Boyu fidan, vücudu ho ş Kokusundan oldum sarho ş İki gözüm şimdi sel, ya ş Melek miydi, neydi ki o ?

Bir göründü, bir yok oldu Kirpikleri ok ok oldu,- Yüre ğimde bayrak oldu Melek miydi, neydi ki o ?

356

Usulca dedi adımı, Duydu da a şk feryadımı, Bilmem ki kimin kadını ? Melek miydi, neydi ki o ?

Ceylan’ ını serdi yere Göz de ğil sanki pencere Olsaydı derdime çare Melek miydi, neydi ki o ? 07.06.2002

357 SEN İ YAZIYORUM

Seni yazıyorum seni, Bendeki seni... Geri verdi ğin günden beri Sendeki beni...

Seni yazıyorum seni, İnadını, öfkeni, ihanetini Ellerini, gözlerini, her yerini Çelik tutkularını, kadife nefesini Kalemimin a ğıdını duyuyorum, Dünyama karalara boyuyorum Bo ğuluyorum do ğrusu...

Seni yazıyorum seni, Yaptım muhasebesini bir yılın Buz gibi suyla seni ve zamanı yıkadım Gül suyu serptim anılara Çıkmadı ihanetinin kokusu Öfkem dizildi bo ğazıma Bir avuç dolusu...

Seni yazıyorum seni, Kimyası de ğişiyor vücudumun her satırda Duygularım yeniyor mantı ğımı Kırıp parçalıyorum akıl sandı ğımı Oldu mu ?

Seni yazıyorum seni, Gölgemdin, gövdemi silip süpürdün Devdim, cüceleri üstüme güldürdün

358 Gömüldün bo ğazına dek çamura Sı ğındın günah gecekondusuna Gelinlik bile giysen sonun hüsran Nasılmı ş görecek, bilecek, hissedeceksin Ölüm korkusu...

Seni yazıyorum seni, Küf kokan masalarda sarho şlara Meze oldu ğun günleri duyaca ğım... Para istemi ştin benden unuttun mu ? Hangi pavyondaysan bulaca ğım seni Ve çil çil paraları önüne sayaca ğım, Al bunu diyece ğim, al bunu ! Az kaldı, bekle, bekle Orospu !..

359 SEN HAKLISIN

Ben istedim bırakıp da gitmeni Haklısın, haklısın gelmemekte haklısın. Pi şman oldum, geriye dön desem de Selâm bile vermemekte haklısın.

Kurtulurum derken, pençene dü ştüm Dü ştüm de a şk-ı ate şinde yanarak pi ştim Hasretinle inan öyle de ğiştim Dü şlerime girmemekte haklısın.

Ba ğırdım, ça ğırdım, defol git dedim Bana ne, sokakta ister yat dedim, Bir yıllık defteri tut kapat dedim Açılan sayfayı görmemekte haklısın.

Şimdi pi şmanım, heyhat çare bulamam Kesilir nefesim, ölsem ölemem Adın yüre ğimde asla silemem Hatırımı sormamakta haklısın.

Ceylan bazen deliriyor, bilmem ki neden Duyar mısın, özür dilese senden Da ğ da ğa kavu şur elbet yeniden Sen beni sarmamakta haklısın. 30. 07. 2002

360

KAN A ĞLAR

Bahçıvan bülbülü kovdu kovalı Ba ğımda, bahçemde güller kan a ğlar. Ölü evine döndü gönül sarayım Ah eder, vah eder; diller kan a ğlar.

Büktü de boynunu inim inim inler saz Hüzün dalgasına dönü şünce haz, Sanki kı ş mevsimidir, dallarda ayaz Bülbülsüz yapraklar, dallar kan a ğlar.

Ne vardı apansız çekip gidecek ? Bülbül yok i şte, kim var ötecek ? Bu acı yüzünden açmıyor çiçek, Maviler, ye şiller, allar kan a ğlar.

Gün gelir, umudun yere dökülür Gün gelir, gö ğsünden diki ş sökülür Gün gelir, senin de boynun bükülür Ağıt düzer a ğzın, diller kan a ğlar.

361 Şİİ R

Ihlamur kokan nefesinle Kar şıma çıkıverdin... Mısra mısra, hece hece Gündüz gece Yerlere yıkıverdin... Büyüksün, güçlüsün cihan biliyor Otur da bir konu şalım. Beynimin dehlizlerini bombaladı ğın Yeter ! Sokul gö ğsüme, bırakma ellerimi İyice kokla şalım...

Kaderimsin, en büyük kederimsin Sen bende ben, her şeyimsin ! Gir koluma haydi, bulutları a şalım Dudak duda ğa evreni dola şalım... Dedikodu çıksın hakkımızda Bir deliye vurulmu ş desinler ceylanı Oh iyi olmu ş diye Sevinsin dü şmanlarım Sokul gö ğsüme, bırakma ellerimi Seni sevdi ğimden peri şanım...

Çıktın madem kar şıma Dur hele ! Dur biraz ! Tam otuzbe ş yıldır pe şindeyim Gölgenle, ayak izlerinle Sevi şmedeyim... Kalemim, kâ ğıdım hazır i şte Tut ellerimden, tut biraz...

362 Adını sorsam söylemezsin Belini sarsam “oh ne güzel !” demezsin Sahi sen nesin ? Krallara ba ş e ğdirdin, Ça ğlara yön verdin, Sevdi ğini ilden ile atıp Derisini bile yüzüverdin...

Saz mı ? Onsuz edemezsin Söz mü ? Dilleri bilemezsin Naz mı ? Anladı ğın tek şey Hele gecelerde, hele yakamozda Öyle naz edersin ki... Sahi, sen kimsin ? Durma, çabucak söyle ! İn misin, cin misin ?

Çıktın madem kar şıma Otuz be ş yıldır Zehir kattın ekme ğime, a şıma Ve çile da ğlarını yıktın dertli dö şüme Yazmam ha !.. Sevmem haa !.. Sesime kulak ver, haylaz ! Otur da söyle şelim biraz !

363 DURUP DURURKEN

Nereden kar şıma çıktı, anlamadım Ta ş kesilen zamanın ellinci boyutunda Bu sürmeli gözlü, yanık yürekli güzel ? Bölük pörçük etti uykularımı birden; Durup dururken...

Tutu şturdu şarkıları ruhumu alev alev Nice ezgiler yakaladı Gönlümün tellerinden; Çi ğ damlatan seher yeliydi dudakları Özlem iniyordu göz bebeklerinden... Nereden kar şıma çıktı, anlamadım ? Durup dururken...

İklimler a ğaran saçlarımda Deli taylar gibi soluyorken, Kentin kulesindeki saat Acımasız tokma ğını ömrüme Güm güm vuruyorken Bebek gülmesinde masum, Dervi ş zikrinde kanatlanan ku şum Gün güne şlikken havalar Nereden kar şıma çıktı, anlamadım ? Durup dururken...

Yüre ğimin saçaklarında umutlar Kılıç kılıç uzanmı ş buzken Kardelenler misali çıkıverdi kar şıma Bir bahar, bir çiçek ya ğmuru ki Diyecek yok telâ şıma !

364 Yorgun postacının titrek elleriyle Verdi ği mektupları okurken Nereden kar şıma çıktı anlamadım ? Durup dururken...

Paydos demi ştim şiire Şairlere küsmü ştüm inanın ! Duyguları paslı kutulara kilitlemi ştim Yanılmı şım, bilmemi şim... Toprak sonsuzlu ğuna Gel gel diye ça ğırırken Yeniden ellerim aldı kalemi, Yeniden kâ ğıtlarda mısra mısra Şarkılarım... Şimdi o a ğlar, ben yanarım ! Anlamadım, bu güzel Kar şıma çıktı nereden ? Durup dururken...

365 KİMİ ÇOK SEVD İ İSEM

Kimi çok sevdi isem, Önce, o terketti beni... Çünkü, Hep yanlı ş anladı sözlerimi, Okuyamadı gözlerimi, Hele yüre ğimi Hele yüre ğimi !

Var, Sen de git ! Sen de terket ! Ne yazar ?...

Kimi çok sevdi isem, Önce o hançerledi beni... Çünkü, Hep tersine anladı sözlerimi Göremedi can evimi, Hele kalbimi Hele kalbimi !

Var, Sen de git ! Ancak varırsın ! Güle güle ! Mektup yaz e mi ?

Kimi çok sevdi isem, Önce o yıktı beni, Ba şkasına ne hacet !!

366 Dü şmanım duymasın aman ! “Sevdiklerim pek yaman !”

Kimi çok sevdi isem, Açtım sonuna dek gönül kapımı, Döktüm içimde ne varsa Yalansız, dümdüz... Yunus’ un odunu oldum da Odun sanıp yakıverdi. Sonra, köhne bir dire ğin dibine Unutup bırakıverdi...

Kimi çok sevdi isem, En gizli sırlarımı söyledi cihana. Gazeteye, ajansa, Radyoya söylese gene iyi Yıkmaya çalı ştı evimin dire ğini Anlamadı ki ozanın yüre ğini...

Sonrası mı be muhterem ? Bükmeye çalı ştı bükülmez bile ğimi Yaa !! İş te böyleyken böyle dost Olduk mu verem...

Kimi çok sevdi isem, Evrak havale eder gibi Bir ba şkasına postaladı. Oysa bilmiyordu ki katarlara sı ğmaz Zarflardan ta şar, Trenlere takla attırırdım...

367 Kimi çok sevdi isem, De ğiştirmek istedi gömlek sanıp Çömlek sanıp bo şaltmak... Bilmediler, bilemediler asla ! Maviye, ye şile, elâya Bahara tutkunlu ğumu Bir de portakal rengiyle Dantel dantel kırmızılara... Ne bilsinler ? Hep zarfa baktılar, içine de ğil !

Kimi çok sevdi isem, Beyazlarla yo ğurdu, Kırmızılarla ça ğırdı, Kahverengilerle aldattı, Ağladı siyahlarla rol icabı...

Artık paletlerdeki renklere inat Yeni bir renk bulmaya ko ştum Alacalı... Kazıdım sakalları yeniden Bir foto ğraf çektirdim, fiyakalı...

Ama saçlarım şeffaf, ne yapayım ? Güzelsin, ho şsun, sana a şığım İklimleri de ğiştirip Rüzgârlara yön veririm; Sana hayatı yalansız, sade, yalın Gösteririm dedim, Nafile... Dudak bükmeseydi ke şke Ke şke gülüp geçmeseydi !

368 Bir kere olsa inansaydı, Bir kere olsa, benim gibi yansaydı !

Kimi çok sevdi isem, Önce gözlerinden kovdu beni... Oysa ben, o gözlere meftun O gözlere vurgunum... Bilmez, bilemezdi ki...

“Var, git !” dediler “Kaybol, yok ol, ver kurtul !”

Verdim canımı, Döktüm kanımı Kurtulamadım bir türlü Sevdiklerimden...

“Sevmeyin, sormayın ben Aramayın, tanımayan, unutun !” dedim Ne onlar unuttu, ne de terk ettiler Ne de ben ?! “Sonumuz Allah kerim !”

369 MUHASEBE

Dünya bir imtihan salonu gibi Nefsimle sava şın alanı gibi Cümle hesapları vermeden yarın Patlasın gönlümün balonu gibi.

Yanlı ş hesaplara gitmesin elim Günah zehirli bal, tatmasın dilim Topl, çıkar, çarp, böl yarım sayfalar Her sayfa sonunda görünür ölüm.

Topladım, çıkardım ölüm kar şımda Azrail’ de gezer durur çar şımda Biter muhasebe, firakım biter Hasretli ğim dile gelir şarkımda.

Sancılar sancılar, bitmez sancılar Her sancı ruhumu ezer, kamçılar Söyle söyle Ceylan, bugün ne yaptın ? Diye soru sorar bana hancılar...

Hesap hesap hesap; sonsuz hesaplar Gönlümü, beynimi, ufkumu kaplar Şimdi karanlık bir uçurumdayım Bize yol gösterir kutsal kitaplar.

Yollar var, da ğları dolanan yollar, Yollar, yollara ulanan yollar Çekiyor çekiyor beni kendine Bir mıknatıs gibi gül olan yollar.

370 Ölmeden ölmek var, gülmeden gülmek Gönüllerden damla damla dökülmek Sevda dedi ğimiz koca cihana Yanarda ğ misali a şkı püskürmek.

Bir cetvel, bir kantar, ya da terazi Tartılır, tartılır bugünle mazi Tarlaya tohumlar ektiysen e ğer Ba şaklara gebe bütün arazi...

Nefsim nefsim nefsim : Kokmu ş nefesim Ya hesap yanlı ştır, ya yanlı ş sesim. Direnme bo şuna, ölüm mukadder Toprak yata ğımız, toprak nevresim.

Ey Ceylan bilesin ömür imtihan Neye yarar senin olsa da cihan ? Bir yola çıkmı ş da elde me şale Gel diyor, gel diyor güzel nevcihan.

371 TEFEKKÜR YOLU Uçaktır, füzedir ku şun kanadı Bal yapmak arının ince sanatı Tefekkür yolunda ey gönül atı Dörtnala şahlan da görelim seni Sonsuz ovalara verelim seni. Bir damla hakikat cihana de ğer Bunca gördüklerim yalanmı ş me ğer Tefekkür yoluna dü şersen eğer Varıp terminale soralım seni Aşk şehri yolunda yoralım seni. Tohuma, da ğlara yazılmı ş âyet Böcekten, çiçekten etme şikâyet Tefekkür yoluna gelirsen şayet Kır çiçe ği gibi derelim seni Hakikat ehline verelim seni. Dü şmü ş okyanuslar ilâhi a şka Ufuklar bir ba şka, öteler ba şka Tefekkür yoluna dü şeydin ke şke Suya perde perde gerelim seni Ya ğmur bulutuyla serelim seni. Kendi benli ğini a şarsan bir gün Maddiyat kabından ta şarsan bir gün Tefekkür yoluna dü şersen bir gün Vurup dost ta şına kıralım seni Kutsi ilâçlarla saralım seni. Zindana tıkarsan pörsümü ş dili Yakarsan gönlüne nurdan kandili Tefekkür yolunun olursan gülü Koklasın, koklasın maralım seni Sır gibi saklasın Ceylan’ ım seni.

372 TEFEKKÜR

Çevir ba şın şu göklere bak gönül Katman katman yedi gö ğü gör hele. Aşk mumunu dü şüncene yak gönül Katman katman yedi gö ğü gör hele.

Yakın gö ğe ad vermi şiz atmosfer Bu atmosfer dünyamızı çok sever Yedi gaz var, ozon deler, yer çeker Katman katman yedi gö ğü gör hele.

İkinci kat: Yıldız, kevkeb isimli Güne ş ile, gezegenle resimli Yörüngede dizi dizi takvimli Katman katman yedi gö ğü gör hele.

Üçüncüsü, galaksinin katmanı İlâhi a şk i şareti sarmalı Kalp gözüyle novalara girmeli Katman katman yedi gö ğü gör hele.

Dördüncüsü, burçlar ile donanmı ş Kendisini yaratana inanmı ş İnsanların hallerine a ğlamı ş Katman katman yedi gö ğü gör hele.

Be şincisi, gözlem ufku süsümüz Süper küme, zikir yapan özümüz Umudumuz, hayâlimiz, sözümüz Katman katman yedi gö ğü gör hele.

373 Altıncısı, gözlem ufku ötesi Mükemmeldir, bulunamaz hatası Görülmeyen mülti-medya galaksi Katman katman yedi gö ğü gör hele.

Yedincisi, çözülmemi ş son uzay Kitabımda tariflenmi ş bir saray, Sen bunları göremezsin vay ki vay ! Katman katman yedi gö ğü gör hele.

Yedi gö ğe bir merdiven kurmalı Her adımda melekleri saymalı Gözü açıp nesin ba şın kırmalı Katman katman yedi gö ğü gör hele.

374 YEDİ

Saklanmı ş göklerin dipsiz ufkuna Görüyorum ancak çözemiyorum. Dolanmı ş, sarılmı ş gök ku şağına Bir beyaz kâ ğıda çizemiyorum.

Ben do ğmadan önce topra ğa sinmi ş Arzın merkezine ko şarak inmi ş, Bana da, sana da kabir bilinmi ş Nice âlet ile kazamıyorum.

Fatiha içinde gizlenmi ş bir sır Ömür takviminde gündür, haftadır. Cümle âlemler de aynı saftadır Onunla dizilmi ş bozamıyorum.

Baktı ğım her yanda kar şıma çıkar, Bu aciz Ceylan’ ı yollara yıkar Hem döner, hem yanar, hemi de akar Basit mantı ğımdan süzemiyorum.

375 ZİKR İNİ YAPAR

Lisan-ı hâl ile cümle mahlukat Allah ü Ekber der zikrini yapar. Kâinat denilen muazzam sanat Allah ü Ekber der zikrini yapar.

Kitap, yazarının adını anar Kelebek çiçe ğe “Hu !” der de konar Bulutlar, ya ğmurlar, ça ğlayan sular Allah ü Ekber der zikrini yapar.

Örümcek a ğını sarıp sarınca Göçmen ku şlar yuvasına varınca Karanlık gecede minik karınca Allah ü Ekber der zikrini yapar.

Karlı da ğlardaki bulutlu ba şlar Ağaçlar, çiçekler, böcekler, ku şlar Uçuruma dü şen kayalar, ta şlar Allah ü Ekber der zikrini yapar.

Vücut hücrelerim, damarda kanım Co ğrafyam, iklimim, güzel vatanım Ten içinde canım, yüce imanım Allah ü Ekber der zikrini yapar.

Bükerek boynunu saksıda çiçek Yerin altındaki solucan, böcek İhti şamlı zaman, geçmi ş, gelecek Allah ü Ekber der zikrini yapar.

376 Okyanus içinde duran perdeler Yedi gökyüzünde dönen sahneler Nineler, dedeler, küçük bebeler Allah ü Ekber der zikrini yapar.

Amel defterimi yazan kâtibim, İy’ olmaz yâremi saran tabibim Bir uyum içinde beynimle kalbim Allah ü Ekber der zikrini yapar.

Yaradan a şkıyla büsbütün cihan İçimde taht kurup oturan ceylan Kırlangıç, köstebek, fil, deve, ceylan Allah ü Ekber der zikrini yapar.

377

GÜL ÜSTÜNE

Çar şafın, yorganın, perden Gül üstüne güller açıyor. Fakirim, yoksulum; lâkin yüre ğim Gül üstüne güller açıyor.

Bitmesin gece kollarında, Tükensin ömrüm yollarında, Baharı ya şarken senin yanında Gül üstüne güller açıyor.

Ça ğırır gözlerin beni uzaktan, Kurtarır ipek tenin büyük tuzaktan, İnan ki seni sevdi ğim zaman Gül üstüne güller açıyor.

Uykun, uykun karanfil uykusu Duygun, duygun ırmaklar dolusu, Kalbim, kalbim seninle do ğrusu Gül üstüne güller açıyor.

Beste : Mevlüde BUDAK

378 KİMİM VAR BEN İM ?

Senden ba şka, Senden ba şka kimim var benim ? Sı ğınacak, a ğlayacak Tutup koklayacak Kimim var, söyle kimim var benim ?

Yosunum, istiridyem, can çiçe ğim Cümle geçmi ş ve gelece ğim Ölsem son nefesim yanında Dirilsem, seninle dirilece ğim.

Çilemi payla şan sen, Kalbimden ta şan sen, Seven, sava şan sen Sana ne desem ?

Uçurtmam, güvercinim, ba şımda cinim Sihirli buselerinle eriyor kinim, Da ğ rüzgârım, dost sahilim Kimim var benim ?

Garipli ğim, yetimli ğim, kimsesizli ğim Son da son, ilk de ilk’im... Takvimim, co ğrafyam, iklimim Senden ba şka kimim var benim ?

Bir somunu ikiye böldü ğüm, Uğrunda sürünüp öldü ğüm, Bo ğazımda dü ğüm dü ğüm Söyle, senden ba şka kimim var benim ?

379

Ekme ğim, a şım, telâ şım Barı şım, en büyük, sava şım; Ba şımdan eksilmeyen kı şım Kimim var, söyle kimim var benim ?

Duam, niyazım, şarkım Güle fark atan farkım; Busem, vuslatım, firakım Senden ba şka kimim var benim ?

Mart. 2003

380

DORUKD İP

Sen Kafkas Da ğı’ nın doru ğuydun Nasa’ ya inat... Öksüz çi ğdemler, kardelenler sende büyürdü Hür havalarda yürürdü yetim çobanlar Ben böyle biliyordum, yanılmı şım; Yazık, yanlı ş, garip Dorukdip, dorukdip...

Eri şilmezdin, büyüktün, yüceydin Kutsal duygularla sana ba ğlıydım. Biliyorsun ben de Kafkaslıydım Gördüm gerçek yüzünü fotoğrafını çekip Dorukdip, dorukdip...

Güne şimdin, bulutumdun, umudumdun Fikrimin bayra ğı, geçit vermez hudutumdun, Ba şım sıkı şsa yâdele kar şı Tankımdın, süngümdün, ordumdun... Güvencim, övüncüm, gururumdun Bo şuna bakmı şım tepene gözümü dikip Dorukdip, dorukdip...

Makyajın silindi, şapkan dü ştü İnanmam, inanmam gayri sana Gölgen bile ate ştir bana, Aslında cahil, diplomalı, çok bilmi ş tip Ayaklar altına ne çabuk dü ştün, Dorukdip, dorukdip...

381 Sen Kafkas Da ğı’ nın doru ğuydun Nasa’ ya inat... Yanılmı şım me ğer. Gördüm, ö ğrendim nihayet Bir da ğı bo ğazlamı ş elindeki ip Kimse sana zirve diyemez bunu bil Dorukdip, dorukdip...

Mart. 2003

382 SEVG İLİYE ULT İMATOM

Operasyon yapaca ğım gelmezsen Harp gemilerime emir verdim Bulundu ğun sahilleri bombalayaca ğım Gülmezsen...

Biliyorum kapalı kapılar ardındasın, Biliyorum gönlümün haritasındasın, Füze duygularımı ate şledim i şte Hedefimin tam ortasındasın...

Sana tanıdı ğım son süreydi bu Gerisini sen dü şün, sorumluluk senin. Günah gitti benden Bunu iyi bilesin...

Operasyon yapaca ğım gelmezsen Bir ordu kurmu şum şiirlerimden, Gücün yetmez, durduramazsın Öpücük alacaksın benden...

21. 02. 2003

383 VEDA

Böyle bir ayrılı ğı ya şamadım ben, Ağlasam a ğlayamam, gülsem gülemem. Kendi ellerinle gömüp mezara Bir de buse kondurman yok mu ? Asıl deli eden bu....

Nice ayrılık ya şadım, nice hüzün Hepsi de ölümden beterdi inan... Bir anlam veremiyorum seninkisine, İzah et bana...

Oysa, delicesine a şıktım sana Oysa, silip süpürmü ştüm onca maziyi Ve ellerimde tutuyordum umutla Muhte şem gelece ği... Şimdi ne oldu ? Kim girdi, kimler girdi aramıza ? Anlat bana...

Şimdi, ne yapmam gerek ? Onu dahi bilmiyorum. Kocaman bir kent dü ştü üstüme “İmdat ! İmdat !!!” diyorum...

Şimdi kime diyeyim “sarı civcivim” ? Şimdi hangi limana sı ğınayım ? Kahrolası geceleri yıldız yıldız Yalnızlı ğıma mı anlatayım ? Söyle bana !...

384 Kim girecek koynuma ? Kim atılacak boynuma ? Kim kavga yapacak geceler boyu ? Çaresizim, çaresiz...

14. 04. 2003

385 KALEM İM SEN İ YAZAR

Kaçıncı ayrılı şımız bilmiyorum Ama bu sefer farklı oldu. Ne kavga, ne öfke vardı aramızda Sanki, salkım sö ğüt türküsüydü sularda Sanki, bitimsiz rüyaydı uykularda...

Kaçıncı veda edi şimizdi bu ? Yaban güllerin haykırı şı vardı masada Bir gül rahatsız etti ilk defa beni Öfke saçıyordu rengi vazodan... Ve o gül kurulup kalmı şken oracıkta Bir de bana, bir de can evime Uzanmı şken hoyratça; Uğurluyordun beni allayıp pullayıp; Dilerim dü şersin dengine !

Yüre ğin var ya yüre ğin Dilini a ğır cezaya verecek biliyorum. Gönderdin bir meçhule, postaladın Çok şükür bu yaralı ceylanı, Bu söz dinlemez sevdanı... Gözün aydın olsun ! Mutluluklar diliyorum !

Benden kurtulabilirsin, Kurtuldun hem de çok kolay. Ama, ya kalemimden, Ya mısralarımdan kurtulman olanaksız Hep seni ve a şkımızı yazaca ğım...

386 Evet param yoktu, varlı ğım Bana bile yetmiyordu. Ancak, gönlüm tıka basa doluydu Seninle sende kalsaydım Deprem mi olurdu ?

14. 04.2003

387 ZAL İM GÜZELE

Böyle boynu bükük bırakıp beni Bir veda etmeden gittin güzelim. Sevgi denizinin kıyısındaydım Kader girdabına ittin güzelim.

Çocuksu halini öyle özledim, Aşkımı sır gibi tuttum gizledim, Ferhatça da ğlarda yolun gözledim Da ğdan da ğa beni, attın güzelim.

Ağlayan gözümü kuruttum sanma, Tenini, kokunu unuttum sanma, Bu deli yüre ği avuttum sanma Sanki üç kuru şa sattın güzelim.

Hasret da ğlarının yeli olurum, Gönül sazlarının teli olurum, Duymasam sesini deli olurum Sa ğırlar içine kattın güzelim.

De ğerdi bakı şın elli seneme, Hasret ate şini yaktın sineme Seviyor mu diye asla deneme ?! Ceylan gözlerimde tüttün güzelim. 26. 04. 2003

388 A a ! A a !

Koca fili bir karınca sırtlamı ş Orta yerde döndürüyor A a ! a ! Kara gözlüm bunca yılı yok saymı ş Güya beni kandırıyor A a ! a !

Ya şıyorum gözlerimde sel ile Umudumu silip geçti el ile Saçlarından eksilmeyen yel ile Işığımı söndürüyor A a ! a !

Nerden aldım bu ba şıma belâmı ? Dü şünmeden kesiverdi selâmı Ağızlarda çürütülmü ş kelâmı Lâstik gibi sündürüyor A a ! a !

Nasıl dü ştüm uçuruma, tuza ğa ? Kurulup ta hasret adlı kıza ğa Umutları gitsin diye uza ğa Gemileri bindiriyor A a ! a !

Beraberce söylüyorken şarkıyı Sebep buldu para, pulu, takıyı Gelme diye kapatarak kapıyı Perdeleri indiriyor A a ! a !

Bu Ceylan’ ım sorar bir gün elbette Geze dursun bu senede gurbette El âlemle nazlı gülüm sohbette Acıları dindiriyor A a ! a ! Nisan 2003

389 ABA HASRET KÜTÜ ĞÜNDE

Gönül da ğlarında fırtına, ya ğmur Onun belgesidir yakılan aba. Sevda a ğacında ıpıslak durur Bir güzel elinde sıkılan aba.

Yârin ovasına kurduysan çadır Derdin sayısızdır, hem de çokçadır Hasret kütü ğünde parça parçadır Aşkın çivisiyle çakılan aba.

Yoku ştur ayrılık, çık bakalım çık Duru ş dinleni ş yok, hep çile artık Kopmu ştur dü ğmesi, yakası yırtık Ucundan gurbete çekilen aba.

Gönül deli bir tay, kendini yorar Dörtnala ko şar da yârini arar Kuru bir dikende sevgiyi arar Nefret çalısına takılan aba.

İçimde dönerek esiyor ayaz Sevdi ğim, bir tanem, neden anlamaz ? Sırtımı ısıtmaz, beni korumaz Süslü vitrinlerde bakılan aba.

Ceylan’ ım ceylana avcıyı söyle İş te yalnız kaldın, gönlünü eyle Bitirir dostlu ğu, hakikat böyle Öfke çamuruna sokulan aba.

390 ABAJUR

Gözlerim gözlerim bir güzel görsün Abajur abajur yak ta ı şığı. O güzel soyunup, dökünüp gelsin Sonra da şuraya sersin döşeği

Topla ı şınları dindir a ğrımı Gizli havalarla donat ba ğrımı Menek şe gözlüye ilet ça ğrımı “Bekliyor, bekliyor” de burda a şığı

Pamu ğa dönü şür sevgiyle demir İpektir saçları, gözleri kömür Sımsıcak busesi emirden emir O sarayda sultan, bense u şağı

Abajur abajur dinle sözümü Sana çevirmi şim inan yüzümü Bana bir müjde ver doldur üzümü Özlem ninnisiyle salla be şiği

391 ABAKÜS

Topla, çıkart, çarp, böl; ne yaparsan yap Altmı ştan öteye yol gitmiyor ki. Parmakla, takvimle yapsan da hesap Bo ğazın kırk bo ğum, dil gitmiyor ki Çocukluk ve gençlik kanatlı ku ştu Farkına varmadan nasıl da uçtu ? Bakmayın çiçe ğe kökler tutu ştu Su yerde akıyor, dal gitmiyor ki Ceviz kadar akıl, tüp kadar mide Eğdiler kantarı şimdi gitgide Ölmü ş bal arısı kalmı ş petek de Kovan darma duman, bal gitmiyor ki Renkli boncukları saydık kaç kere Söyle de bilelim, yüz, bin, on nere ? Cümle varlıkların sevdi ği yâre Mektubun içinde gül gitmiyor ki Kader, alnımıza çizilen çizgi Bu çizgide gizli ömürlük yazgı Hep geçim derdiyle söyledik ezgi Şu sazın gö ğsüne el gitmiyor ki Mevlâ bir can vermi ş ye şil yapra ğa Nice sır gizlemi ş denize, da ğa Bir cami önünden kara topra ğa Giden yalnız insan, sal gitmiyor ki Ceylan’ ım ayrılma bir’ in biriyle Üçe bakma sakın, gitme ikiyle Bütün gönüllerde a şk kibritiyle Ocak yanar amma kül gitmiyor ki

392 ABANDONE

Ben senin kar şına nasıl çıkarım ? Böyle kö şe bucak kaçtıktan sonra Büyük zaferini söyler kahkahan Ba şıma bin belâ açtıktan sonra

Teslim bayra ğını çektim kaleme Gönlümü verdin de dertle eleme Şimdi rezil oldum cümle âleme Sen de buralardan göçtükten sonra

Dilin alev alev öfkeyle nefret Dinlemem sözünü vadetse cennet Bir de şaşkın şaşkın edersin hayret Aşkı tırpan tırpan biçtikten sonra

Yapı ştı mindere sonunda sırtım Duymadın sesimi her gün haykırdım Kur şun yarasını hasretle sardım Ayrılık tasından içtikten sonra

Ceylan’ ım bo ş yere çalma çeneyi Bir dü şün, akıllan olma enayi Nasılmı ş ö ğrendin abondoneyi Aşkı tohum tohum saçtıktan sonra.

393 ABDAL

Dost diye inleyen gönül erinin Yerden su çıkaran asasındayım Sildim izlerini dünya kirinin Geçen zamanların tasasındayım

Geçiyor, geçecek bugünle yarın Dilimde dili var sonsuz baharın Maddeden mânaya tüm boyutların Uzununda de ğil kısasındayım

Kızgın saç üstünde yanıp tütsem de Kül olup savrulup, tozup gitsem de Bakmayın hâlime iflâs etsem de Sevda bankasının kasasındayım

Ağaca, çiçe ğe verdim sesimi Kara bulutlara gömdüm yasımı İçimde kur şuna dizdim nefsimi İdam sehpasının yasasındayım

Kovanda pete ğim, tenlerde canım Ya şamak, ya şatmak kesin fermanım Dallarda tomurcuk, dizde dermanım Hakimin, hekimin masasındayım

Kendimde ölüyüm, diriyim a şka Toprak çilehanem, orası ba şka Ceylan’ ım dü şse de ta ş demir kö şke Gâribin, yetimin duasındayım

394 YAR SES İNİ DUYDU ĞUMDA

Ölümsüzlük türküsünü duyarım Yâr sesini duydu ğumda inan ki Gök yüzünü umudumla boyarım Yâr sesini duydu ğumda inan ki

Abıhayat kayna ğımsın do ğuştan Senle do ğar güne ş, senle atar tan Kurtulurum korkulardan, telâ ştan Yâr sesini duydu ğumda inan ki

Ay geceyi yıldızlarla bölü şür Hasret biter ayrılanlar görü şür Hayâllerim gerçeklere dönü şür Yâr sesini duydu ğumda inan ki

Benim için bakı şların seyrangâh Do ğrulamaz yüre ğime her silâh Karnım doyar, borcum biter derim oh ! Yâr sesini duydu ğumda inan ki

Yüce da ğdan çı ğ misali koparım Can evimde dü ğün, dernek yaparım Piyangodan trilyonu kaparım Yâr sesini duydu ğumda inan ki

Katlanarak biraz olsun nazıma Bir kulak ver şu inleyen sazıma Çiçek dolar gönül denen vazoma Yâr sesini duydu ğumda inan ki

395 “Gecelere hep gözlerin doluyor” Dudakların duda ğımı buluyor Vallahi bak içim bir ho ş oluyor Yâr sesini duydu ğumda inan ki

Ceylan’ ıma zaman kurmu ş tunçtan a ğ Ceylan’ ıma dar geliyor koca da ğ Ruh kökünde patlamakta yanarda ğ Yâr sesini duydu ğumda inan ki

396 10 N İSAN GÜNÜ

Albümün içinde bir resim gördüm Çekilmi ş belli ki on Nisan günü. Şairim bö ğründen kur şunu yemi ş Yıkılmı ş da ğ gibi on Nisan günü

Bir yaban bahçede biten gül gibi Aşkımız son bulmu ş geçen gün gibi Dünyamı kararttın gördü ğün gibi Yakılmı ş umutlar on Nisan günü

Kurumu ş ırmaklar, susmu ş ça ğlayan Yalanmı ş sevgiler, yeminler yalan Bendim o resimde bendim kaybolan Bükülmü ş bile ğim on Nisan günü 1 Mayıs 2003

397 UNUTMA -Karde şim Şenol YA ĞAR’ A Bir gün kulakların çınlarsa e ğer İnan ki adını anmı şımdır ben Yolda yanıp tüten bir duman görsen Vallahi, billahi yanmı şımdır ben

Yoklu ğu payla şmak dostluk içindir Gel de çalıp söyle acımı dindir Dedimse o yâre : Kalbim senindir Tatlı sözlerine kanmı şımdır ben

Ağlayan, inleyen ud’ un elinde Hicran şarkıları durur dilinde Bıraktım kalbimi zalim birinde Peri padi şahı sanmı şımdır ben

Üçe böler iken bir sigarayı Tuttuk yere çaldık geceden ayı Unutma karde şim bu Mustafa’ yı Mutlaka hâyale dalmı şımdır ben 2. Mayıs. 2003

398 BACAK KADAR BOYUNLA

Bacak kadar boyunla Türlü çe şit huyunla Akıl ermez oyunla Fırılda ğa dönmü şsün

Dönek, kaypak denilen Güyâ adam sanılan Üzerine binilen Bir kıza ğa dönmü şsün

Sırtı yerde padi şah Hem eziyet, hem ferah En sonunda ma şallah Buza ğıya dönmü şsün

Bu nasıl a şk, nasıl i ş ? Gözler ate ş, dudak ki ş Orta yerden delinmi ş Cıngırda ğa dönmü şsün

Yerden yere vurulan Mahkemeden sorulan Bo şaldıkça kırılan Bir barda ğa dönmü şsün

Aslında sen köteklik Yaptı ğın şey yataklık Evin olsun bataklık Kurba ğaya dönmü şsün

399 BADE

Yâr elinden bâde içtim ayıldım Gerçeklerde geziyorum çok şükür. Aşk bir deniz, hasret dalga, ben ceviz Ortasında yüzüyorum çok şükür.

Yâr elinden bâde içtim be ş kabtan İlham aldım çöllerdeki seraptan Sevda neymi ş elimdeki kitaptan Okudukça yazıyorum çok şükür.

Unutmu ştum yalnızlı ğı, hüzünü Anımsadım Ceylan diyen sözünü Bebek kadar masum olan yüzünü Duvarlara çiziyorum çok şükür.

Yâr elinden bâde içtim n’ ideyim ? Bir ceylanım hangi da ğa gideyim ? Yalancıyla söyle nasıl edeyim ? Oyunları bozuyorum çok şükür.

Yâr elinden bâde içtim a şk için Suçiçe ği oluverdim Haliç’ in Ate ş döküp ci ğer yakan özlemin Rüzgârıyla tozuyorum çok şükür.

400 BAS İT

Hazırla valizi çıkalım yola Gidece ğimiz yer, o kadar basit Öyle dolambaçlı, bilmece de ğil Gidece ğimiz yer, o kadar basit

İş te şuracıkta anamla babam Nazlı gelin olman yaptı ğım çabam Severek el ele, göz göze ak şam Edece ğimiz yer, o kadar basit

Kokunu duyarım sabah seherde Bu sebeple dü ştüm onulmaz derde Farklı bir ortamda, farklı bir yerde Bitece ğimiz yer, o kadar basit

Sen benimsin emir geldi Yüce’den İzin aldım ak sakallı hocadan Gö ğe do ğru duman duman bacadan Tütece ğimiz yer, o kadar basit

İhtiyacım yoktur bir ba şka tada Çok şükür erdim ya senle murada Yıldızlı gecede, serin yaylada Yataca ğımız yer, o kadar basit

401 BASTON

Yırtık cüzdanımı bostan sanarak Olgun kiraz gibi allanmayı gör Yorgun ellerimi baston sanarak Olur olmaz yerde kullanmayı gör

Elini tutacak bulamazsın sen Tahtlarda otursan, kö şkte gezinsen Karı şsın iç içe acıyla ne şen Her iki yana da sallanmayı gör

Bunca iyilikler gözüne dursun Şiirim yarana merhemi sürsün Felek dü şünmeden defterin dürsün Adressiz mektupsun, pullanmayı gör

Güvendi ğin da ğa karlar ya ğacak Dü ştü ğün son ırmak seni bo ğacak Gittin ya ufkuma güne ş do ğacak Aşkta yaprak yaprak dallanmayı gör

Adını, tadını unutaca ğım Ağlayan gözümü kurutaca ğım Yeni filizlere gebe topra ğım Aşkla sulanmayı, bellenmeyi gör

Ceylan bastonunu ate şe attı Bu dertli konuyu burda kapattı Senden kurtuldu ya şapka çıkardı Bir kara sevdayla sallanmayı gör

402 BEDBAHT

Öyle bedbahtım ki tarif edemem Yol param bile yok zengin de ğilim Gel desen güzelim sana gelemem Aslında bu kadar dingin de ğilim

Kendime kabristan yaptım odayı Dü şünmeden geçen haftayı, ayı Takip ediyorsun en son modayı Sosyete kızısın dengin de ğilim

Bakıp ta halime yapma bir yorum Kara kaderimle sava şıyorum Koyu karanlıkta dola şıyorum Bir saman yolusun, rengin de ğilim

De ğişmez nedense de ğişmez huyum ? Sen ba ştan sona gün, bense uykuyum Avcunda biriken üç damla suyum Okyanuslar kadar engin de ğilim

Öyle çok özledim sıcak buseni Kalbimin kanıyla çizdim deseni Tutup yaka paça oradan seni Bana getirecek sevgin de ğilim.

403 BEL İRS İZ

Rüzgârın önünde kâ ğıt gibisin Bo ş hayâle kandın yerin belirsiz Bir çöp tenekesi olmu ş ki kalbin Yüzünde, gözünde nurun belirsiz

Gayri demem sana : “Ey sevgili yâr !” En mahir saatçi yapamaz ayar Öfkemin ya ğmuru ba şına ya ğar Oldun sırılsıklam terin belirsiz

Ruhsuz bir şekilsin, sessiz bir heykel Dilerim olursun benden daha kel ! İnsafsız elinde kırılmı ş cetvel Sildin sayıları bir’in belirsiz

Kalbimden daha çok gördün cebimi Susma haydi söyle, gizli sevgini ! Almanya’ da ki mi, askerde ki mi ? Bu nasıl a şk, Ferhat-Şirin belirsiz

Gözlerim kör de ğil, de ğilim salak Dersini verecek, dersini felek Ey çamura dü şmü ş tur şumu ş kelek ! Koyu gölgedesin kirin belirsiz

404 BENC İL

Sarı papatyalar açmaya görsün Benden çok uza ğa kaçıyorsun sen Günah gömle ğini giyip sırtına Kanatlanıp gö ğe uçuyorsun sen

Tereci esnafa satılmaz tere Demi ştim ben sana bunu kaç kere Her tarafı yırtık eski deftere Sanki yeni sayfa açıyorsun sen

Unuttun gö ğsümde geçen her günü Dü şleyip durursun sahte dü ğünü Her sene bu dönem bütün yükünü Sırtına vurup ta göçüyorsun sen

Nasıl mutlu musun gönül e ğlerken ? Geçici hevese “bitanem” derken Düden şelâlesi bende ça ğlarken Suyu ba şka yerden içiyorsun sen

Nedense görmedim bir kez mayolu Bozdun da sahile uzanan yolu Billâhi Tanrı’ nın en sersem kulu Sensin, elbet bunu biliyorsun sen

405 ABLUKA

Ku şattım duayla çevreni senin Artık nefes bile alamazsın sen Halatla ba ğlandı aya ğın, elin Benden uzaklarda kalamazsın sen

Yaktı ğın ate şte kavrulacaksın Ağlayıp, sızlayıp kahrolacaksın Vicdan azabıyla kıvranacaksın Dünyada bir huzur bulamazsın sen

Ele ği eledik duvara astık Sonunda selâmı, sabahı kestik Davacı olacak ba şından yastık Rahatça uykuya dalamazsın sen

Karı ştım suyuna, girdim havana Sen benimsin benim, ey hain Suna ! Aşkın hesabını vermeden bana Öleyim desen de ölemezsin sen

Ceylan’ ın sözünde bulunmaz hile Do ğuştan yazımsın dü şmü şüz dile Oynatsan dünyayı parma ğın ile Kahkaha savurup gülemezsin sen

406 İNT İKAM

Kandil ak şamına ermeden daha Vurdum bir yıldızla ben seni vurdum Sesinden belliydi ah ile vah’ ın Duydum da göklere dilek savurdum

İçin a ğlıyordu “iy’olmu ş” derken Nasıl bu intikam oldu mu erken ? Tozlanmı ş takvime seni gömerken Dü ğünüme ay’ ı bile ça ğırdım

Dedim ki “teslim ol” bayra ğı indir Ağlayan ben de ğil, hain kalbindir Kalktı da üstümden koca silindir Sahil boyu ko ştum, co ştum, ba ğırdım

Gayri deli gönlüm bey, pa şa, a ğa Ne şeli bir türkü koydum duda ğa Aşk lokantasında girip mutfa ğa Pilavın üstüne ci ğer kavurdum

Vallahi keyiften sigara yaktım Öcümü aldım da kalmadı ahtım Parlak yıldızlarla donandı bahtım Tuttum fincanları terse çevirdim

13 Mayıs 2003

407 ACAY İP

Kahrolsun, kahrolsun bu yalan dünya Tepemde dert ile döner acayip Nice e şkiyâsı kesmi ş yolumu Beynime balyozu iner acayip

Oysa misafirim burda üç günlük Ta şırım tenimde bir cepsiz önlük Kendimden geçerek dalarsam anlık Çilesi omzuma biner acayip

Ele pamuk bulut, bana da ate ş Yoklukla yalnızlık oldukça karde ş Kargalar eylemde, sokaklarda leş Kokusu üstüme siner acayip

Mısra mısra şiir, ceylan a ğıdı Maziden âtiye do ğru yansıdı Önüme koyarak siyah kâ ğıdı Nice imtihanda dener acayip

Ey Ceylan sen ö ğren nasıldır sonun ? Tahtadan bir atla bitecek sorun Ermeden saba umut mumunun Titreyen ı şığı söner acayip

408 ABONE

Ne kadar utanmaz, sıkılmazsın sen Yeter be yakamdan, dü ş diyorum dü ş ! Attı ğın yalanlar ayyuka çıktı Eşeğin sıpası, çü ş diyorum çü ş !

Sabrile çatladı ortasından nar Devrildi, yan yattı asırlık çınar Bütün vücudunu sarsın yaralar Ba şına gelene, şaş diyorum şaş !

Abonesin bana her saat, her an Zulmüne dayanmaz padi şah, sultan Sol gö ğsün üstünde zıplayıp duran Kalp de ğil senin ki ta ş diyorum ta ş !

Yıkılan Ba ğdat’a ve Şam’a döndün Her şeyi ku şatan ak şama döndün Vatan teslim eden Saddam ‘a döndün Oynadı ğın oyun, bo ş diyorum bo ş !

Gönlüm deli dolu tayını sürdü Gönlüm açtı ğı defteri dürdü Gönlüm içindeki seni öldürdü Dünya sensiz güzel, ho ş diyorum ho ş !

409 KAR ŞILIK-1-

Ayırdın ellerimi, soldurdun güllerimi Bak şimdi peri şanım kör ettin gözlerimi Aşk bu kadar basit mi, bana yazık de ğil mi ? İçinde sevdam olan bir türkü söylüyorken...

Tek sana sevdalıydım, çılgın bir a şığındım Ay ı şığındım hani, hani sarma şığındım ? Ne yapayım sultanım kadehlere sı ğındım İçinde sevdam olan bir türkü söylüyorken...

Nefes aldı ğım yere nefes gibi dolardın Gö ğsümde sabaha dek uykulara dalardın Sözleri benden idi, sen sazını çalardın İçinde sevdam olan bir türkü söylüyorken...

Yemin ettim bir kere dönüp te bakmam sana Hayat böyleymi ş me ğer şikayetim Allah’ a Ho şca kal dedim ise gitme böyle uza ğa İçinde ben olayım bir türkü söyle bana...

410 AL İL AL İL

Sen ne biçim insansın anlamadım ki ? Bundan sonra adımı yaz alil alil O sahte sevgilinin tutup elinden Akdeniz kıyısında gez alil alil

Sevda mesle ğinde çıktık ya çırak Yüre ğimde çalkanan şu dalgaya bak Gayri okyanusları sen bana bırak Derelerin içinde yüz alil alil

Diyorlar ki : Yüre ği yol geçen hanı Haksız yere harcadı koca Ceylan’ı Pi şman olup da bir gün geçen zamanı İstersen kur şunlara diz alil alil

Elinde kurumasın yaktı ğın kına Şayet gelemiyorsan bana, yakına. Bulutlar morardıkça çöksün ba ğrına Gözün ya ğmura dönsün kız alil alil

Hep kar şında gördü ğün bir yorgun dede Geçip gitti ömrü yalnız sevgide Sen kahkaha patlatıp gezin caddede Dola şalım burada biz alil alil

411 AL SEN İN OLSUN

Şimdi yapayalnız yorgun gecede Kan a ğlar yüre ğim al senin olsun Aşkın incisiydim istiridyede Dü ştüm denizlere, bul senin olsun

Bayku ş yuvasına döndü şu gönlüm Çok basite indi gözümde ölüm Bilirim kalmadı geriye ömrüm Ömrüm senin olsun, gel senin olsun

Öyle hasretim ki gülden kokuna Sarıl ne olursun, gir de koluma Ağlayasım gelir dokunsan bana En içli şarkıyı çal senin olsun

Şimdi yapayalnız garibim garip Derdime bir çare bulamaz tabip Hasret giderelim ba ş ba şa verip Tenimden canımı al senin olsun

412 AL İMALLAH

Madem ki sevmiyorsun, madem ki git diyorsun Alimallah bir daha yüzüne bakmaz Ceylan Dert orta ğı sanarak, için için yanarak Alimallah bir daha derdini dökmez Ceylan

Çek gayri üzerimden, hain gölgeni çek, çek Aldattı ğın besbelli, yalan de ğil som gerçek Uçurum kenarından kurtulursun diyerek Alimallah bir daha dizini çökmez Ceylan

Sakın ola a şkını hiçbir yerde anlatma Gözünü gözlerinden yâdellere kaçırtma Masmavi göklerdesin ey kâ ğıttan uçurtma Alimallah bir daha ipini çekmez Ceylan

Alı ştırıp sonunda çekilmez her çileye Benzetmi ştin de ğil mi yaralı bir köleye ? Yemin etti bin kere, fethetti ği kaleye Alimallah bir daha bayra ğı dikmez Ceylan

Var git göklerde uçur, gönlündeki ku şunu Var git ba şka bir tüple ısıt, kaynat a şını Bu son olsun diyerek söz dinlemez ba şını Alimallah bir daha belâya sokmaz Ceylan

413 AM İN D İYORUM

Ceylan’ ın adını unutacakmı ş İnşallah unutur, amin diyorum Göz pınarlarını kurutacakmı ş İnşallah kurutur, amin diyorum

Veremezmi ş bana bütün ömrünü Bo şuna geçirmi ş bu geçen günü Yepyeni a şkıyla çılgın gönlünü İnşallah avutur, amin diyorum

Bir gün kurtulacak tuzaklarda ki Eyvallah, ho şça kal, böylolsun, peki ! Yanına gelince uzaklarda ki Ayakta uyutur, amin diyorum

Günah kovanının zehirli balı Nasıl umursamaz, nasıl edalı ? Bo ş sandı ğı gökler yıldızla dolu Herhalde doludur, amin diyorum

İnsan sevdi ğine böyle mi eder ? Yeter yaptıkların bu kadar yeter ! Belki de alnına yazılmı ş kader Eğriyi do ğrultur, amin diyorum

414 ANADAN DO ĞMU ŞA DÖNDÜM

Mayıs ortasında inceden ince Gül üstüne ya ğmur ya ğmı şa döndüm Ayın on üçünde gidiverince Vallahi anamdan do ğmu şa döndüm

Güle güle demek noter tasdiki Hiç bire döner mi yamulan iki ? Yosun gözlüleri balık istifi Bedava ta şıyan dolmu şa döndüm

Haram etmi ş idim göze uykuyu Şimdi kırbaçladım atsız kovboyu Gölgemle ba şba şa caddeler boyu Yürürken on milyar bulmu şa döndüm

Sardım sarmaladım ipekli şala Öğleden sonraydı, üçe be ş kala Yıkadım, arıttım, yatırdım sala Camide namazın kılmı şa döndüm

Uzatma Ceylan’a sakın elini Yüz bin arı soksun me şhur dilini Kırarak kafesin demir telini Ku şları havaya salmı şa döndüm.

415 AFER İN SANA

Pılını pırtını toplayıverdin Çekirge misali hoplayıverdin Sırtıma hançeri saplayıverdin Aldattın sen beni, aferin sana !

Dilerim Mevlâ’ dan yüzün gülmesin Aşkın kıyamete kadar sürmesin Dü şesin diline birgün herkesin Ağlattın sen beni, aferin sana !

Hani geceleri ay’ dın, ı şıktın ? Tenime dolanan bir sarma şıktın Hani yalnız bana, bana a şıktın ? Söylettin sen beni, aferin sana !

Kopardın dalımdan bir yaprak gibi Boynunda dururken çıngırak gibi İçinden kan akan bir ırmak gibi Ça ğlattın sen beni, aferin sana !

Geçme sakın ola geçme yanımdan Aman ha, ölürsem tutma salımdan Denizin gö ğsüne yat limanından Fırlattın sen beni, aferin sana !

Demek içindeydi bu kötü niyet Unutma adımı her yerde söz et Soyadın i şkence, adın eziyet İnlettin sen beni, aferin sana ! 8 Mayıs 2003

416

ELBETTE

Hesabı, kitabı ahrete koydum Elbette orada bulu şaca ğız Hiç ummazdım senden, dün ak şam duydum Elbette bunu da görü şece ğiz

İhanet ne imi ş sen ö ğrettin sen Bir koca aptalım, aldanan da ben Çaldın güne şimi son penceremden Bir karanlık yerde sarı şaca ğız

Elbette sen benden kurtulamazsın Köhne bir kâ ğıt gibi yırtılamazsın Elbette yâdelin hiç olamazsın Unutma, tabutta öpü şece ğiz... 2 Mayıs 2003

417 HAYRINI GÖR !

İçin içine sı ğmıyor bakıyorum da Askerden erken terhismi ş sevgilin Al senin olsun Hamza ! Al hayrını gör !

Duda ğın bal damlatıyor Gözlerin bir şeyler anlatıyor, Yüre ğin beni a ğlatıyor Ağlat, hayrını gör !

Bu rüzgâr hep böyle esmez Günü gelir pi şmanlıkların, Kapımda dola şırsın amma Bulamazsın beni !...

Bu devran hep böyle sürmez Bu çark, hep böyle dönmez, Kalbimi Hak ile bütünlemi şim Bedduamı alan a ğaç gö ğermez !

Solgun resimlerin, korkunç aynaların Türküsüne yanarsın günü gelince... Günü gelince alev dudaklarınla İsmimi anarsın sadece...

Sahte sevgilere kapılmı ş yüre ğin Duyaca ğım yıkılı şının sesini Ama unutma bir tanem Kulaklarımı tıkayaca ğım...

418 Hamza’n erken terhismi ş Anladık i şte, Dünya kaç bucakmı ş sen de anla Yerlere dü şte... 26. Haziran 2003

419 HOCA NASRETT İN

Göl maya tutmazmı ş bilirsin Hoca Nasrettin öyküsü bu : “Ya tutarsa !” Diye... Gö ğsünde ben Karacao ğlan Buselerimin izi var halâ Nasıl anlamazsın...

Yunusum yolunda heybem ahlat dolu Ferhat’ ım da ğında, kazma elimde Türküler hasretimin öyküleridir Dü şmemek üzre dilimde...

Ya yürek gümbürtüsü, ya akıl süsü Seç bakalım ikisinden birini... Dolu ya ğar, uçar aklının süsü Dinmez, dinmeyecek vallahi Yüre ğinin gümbürtüsü !...

Ben duvarsız ev va’dettim, Ama kapısı sa ğlam... O göl kenarında mayacı Asla inanmam !...

İkimiz de Hoca Nasrettin Ke şke Pir Sultan sen olsaydın; Gerçi kafam kabaktır amma Görünmez saçlarımla Asılaydın...

26.06.2003

420

DO ĞMA SAKIN ! “Do ğum günüm yarın” deyip durdun Ben yoksam bundan sonra ki dünyanda Do ğma yarın ! Do ğma sakın ola ! İstemem yalan, emanet görüntüyü İstemem bana yazdı ğın türküyü... Kal ananın karnında, çıkma dı şarı ! Duymayayım gürültüyü !...

Çingene sesleni şini, Omzuma yaslanı şını, Yürürken kaldırımda Bana yumruk atı şını Görmeyeyim, Do ğma sakın ! Hamza’ya selam söyle benden, Bir limonata içsin teninin kokusuyla... Ça ğ farkı var aramızda, biliyorum Yüz bin saat dolusuyla... Çevir pervaneyi ate şim fazla Kan beynime sıçrıyor, kına yak e mi ! Yeter ki sus, konu şma öyle Kapat çeneni !..

“Do ğum günüm yarın” deyip durdun Anan bin pi şmandır do ğurdu ğuna, Mutluluk “para” demek de ğildir Dikkatli bak, Yat Limanında buldu ğuna...

25 / 26. 06.2003

421 RESEPS İYON İST

“Mü şteri velinimetimiz !” Öyle demi ş diyen büyük. İhanet ruhuna sinmi ş, anlıyorsun ! Anlıyorsun, ufku küçücük !...

Adın çıkmı ş dokuza bir kere Sekize, söyle kim indire ? Demek ihanette ustalar ustasısın İhanet ediyorsun habire !..

Şu halde, Ne kaldı geriye bilemiyorum ? Bütün otel odalarından kokun geliyor Otellerden içeri giremiyorum...

Patlayan turizm de ğil, Senin balonundur ey resepsiyonist ! “Battaniye” gerek şu an bana ! Yat yanıma ! İstersen beni duvara it !

25/ 26.06.2003

422 EVE G İTMED İM

Evime gitmedim, sebebi sensin Bu gece büroda yatıyorum bak. Gözlerinden alıp yüce ilhamı Dünyayı üç pula satıyorum bak !

Yakam ter koktu, gömlek kirlendi Bana da “bu Mecnun birisi” dendi Üstüme dünyanın yükü yüklendi Bir yorgan misali atıyorum bak !

Şiirler yazarak, kafa çekerek Yalnız dö şeklerde yâr dileyerek, İstemem kabrime gelmesin çelenk Sabr ile zehir yutuyorum bak !

Sigara üstüne sigara içtim Dünya denilen zamanı geçtim, Kolların yok idi Adem’ i seçtim Kızgın saç üstünde tütüyorum bak !

25/26.06.2003 Kütük yanlı ş, sen yanlı ş...

423 VUR DÜNYANIN D İBİNE ! Kim demi ş yalan diye Bu dünya yalan olsa gene iyi Hiç olmazsa yalanın yumu şak bir yanı vardır. Zulüm ve i şkenceden ba şka ne ? Vur gitsin be dostum, Vur gitsin bu dünyanın dibine !

İnsanı canavar, yılanı melek geçinir Şekeri zehir, güzeli fingir fingir Bize göre dizayn edilmemi ş i şte Bıktım ya şamaktan bıktım Neredesin Azrail ?

Para denen adinin kölesi her şey, herkes Bu parayı icad edenin taaa !! Her neyse üç nokta yanyana Utanır oldum insanlı ğımdan... Selam versen, su içsen Ya da tuvalete gitsen para, Oğlum bile parasızken yüzüme bakmaz Kara, kapkara kader yakamı bırakmaz Bir şey var sanki kirli yakamda ?!

Kim demi ş yalan diye Yalan olsa gene iyi bu dünya, Emekli maa şım su, elektrik, telefon, kira Gerisi fasifos, gerisi ya angarya, ya icra... Kravat takmı şım diplomanın boynuna Ayaklarım vücudumu ta şımaz, Yol geçen hanı cebim, Vur oyna, çal oyna, şıkı şık Recebim !..

424 SEVG İNİN B İTT İĞİ YERDE

Dünyam tepe takla Gö ğsümde ihanetin bıça ğı Çarmıha gerilen İsa gibiyim, Yaban gülüm savruldu rüzgârda, Ben delinin birisiyim...

Yorgan toprak sanki, yatak sinsin ate şi Everest’ten kopan ta ştır ba şımdaki yastık Omuz ba şlarımda sızıların en çekilmezi Neyleyim ? Dü şmü şüm onulmaz derde, İçimdeki bir ceylan, Bir ceylan can veriyor şimdi Sevginin bitti ği yerde...

Vazomdaki çiçek kurumu ş Farkına varamadım. Gerçe ğe dönmedi hiçbir zaman dü şlerim, Acı bir türküydü bunca yıl dostlarım Duda ğımda gülü şlerim... Dantel kırmızı tül örtün üstüme Kefen yerine, Gazele dönmü ş yapraklarla Donatın çevremi Ve mil çekin gözlerime seherde, Müjdeler verin sonumu gözleyenlere Ceylan can veriyor şimdi deyin Sevginin bitti ği yerde...

13.07.2003

425 BED İA AKARTÜRK

Yayla suyu gibi arı ve duru Yanık gönüllere türkü ya ğmuru Türk halk müzi ğinin övünç, gururu Bedia Akartürk, Bedia Akartürk... Yüre ğine sı ğmı ş koskoca da ğlar Düden Şelalesi olup ta ça ğlar Halk ile ne şeli, halk ile a ğlar Bedia Akartürk, Bedia Akartürk... Bal, şeker, kaymaktır türkülü dili Kanayan yüre ği sarar mendili Hasret bahçesinde sevginin gülü Bedia Akartürk, Bedia Akartürk... Sazlar onun ile yedi ses verir Kuruyan a ğaçlar birden ye şerir Öyle içten, dostça bize seslenir Bedia Akartürk, Bedia Akartürk... Bilirim melektir, ses sultanıdır Analar anası, canlar canıdır Gönül güne şimiz hem de yıllardır Bedia Akartürk, Bedia Akartürk... Sesiyle gül açar sinemdeki ta ş Hüzünlü na ğmede gözümdeki ya ş Ülkem kadar güzel, ülkem kadar ho ş Bedia Akartürk, Bedia Akartürk... Türkü dünyamızın sonsuz zirvesi Leyla’ nın, Aslı’ nın, Ceylan’ ın sesi Antalya’ da büyüledi herkesi Bedia Akartürk, Bedia Akartürk...

14.07.2003

426

OH NE GÜZEL !... Uzun, çok uzun yolculuktayım Kervanlardan ba şım dönüyor. Çöl ya ğmura gebe sen yoksun ya Ayaklarım yanmıyor gayri, Azat ettim deli gönlümü şükür Çifte kapılı hanlarda mutluluk Benimle bölü şür de bölü şür zamanı, Oh ne güzel !...

Oh ne güzel yeni sevdalarda kanatlanmak Oh ne güzel yeni bayramlara kavu şmak Ve oh ne güzel seven, de ğer bilen, Hatır soran yüreklerle bulu şmak Oh ne güzel !...

Hepsi de sen gibi kadınların Topuz yapıp ba ğladıysa saçını, Hiç olmazsa ipekçe-pamuksu dilleri Hiç olmazsa gül üstüne gül ta şır bana Gül kokulu elleri, Oh ne güzel !...

Uzun, çok uzun yolculuktayım Deli ku şlarla aya ıslık çalıyorum, Gölgemle birlikte gün ı şığında Uzanıp kısalıyorum... İçimde suların valsı Yerli yerinde tansiyonum Kel kafamın tası atmıyor, Sensiz ya şamak öyle güzelmi ş

427 Oh ne güzel !...

Oh ne güzel, aramadan aranmak Oh ne güzel, kula ğı çınlamak, anılmak Ve oh ne güzel sevenin sevileni olmak Ne güzel oh !...

Hepsi de senden daha güzel, Yüre ğinde bir ceylanım hepsinin Bora, tayfun, fırtınayım hem de... Durun ey beynimin hücreleri Burada durun ! Geçen köhne zamanı Bir unutayım, bir unutayım... Susun ey e şyanın makaraları Burada susun ! Yeni, yepyeni a şklarda özelden özelim Kurtuldum ya senin prangalarından Oh ne güzelim !..

428 17.07.2003

Tarihse al sana tarih Hem de şiir ba şlı ğı, Var mı e şi, benzeri bunun ? Ceylan doldurdu ya, bilemezsin sen Ruhundaki uçurumu, Bıraktı ğın bo şlu ğu... Kına yak bir tarafına artık özene bezene Olur mu ?...

Tarihse al sana tarih Bu tarih de, tersine döndü talih... Nasılsın, n’aber, söyle ?! Hadi söyle Kör Salih !..

Yok, yok, yookk !!! Sen, Kör Salih bile de ğilsin Allah’ ı var Kör Salih’ in, Senin O bile yok biliyorsun... Sen var ya sen, onun bunun artı ğı Yüzü yanık somun ekme ği... Al bu mısraları Öğren katı gerçe ği !

429 KADERE S İTEM

Gözünü sevdi ğim kader Canıma okudu ğun yeter ! Silin, dü ş iki yakamdan Oldum dertliden beter...

Sevsem ihanet çıkar Ka şık uzatsam, pis kokar Çıkarcılar le şimi beklerken Gölgemde takla atar...

Bir faydalı a ğacım Meyvelerim kapı ş kapı ş, ama; Ar şa yükselir de kimse duymaz Kimse bilmez, feryadım, acım...

Bostan yeri yüre ğim Verir de almaz ellerim, Geriye sermayem kalır O da, yarım kalan şiirlerim...

Diplomam, sertifikam Boyum kadar, a ğam... Yayan gidip gelirim eve İçimi anlatamam...

Ne adım kalacak burada Ne de söylediklerim. Gözünü sevdi ğim kader Yeter ! Sızlıyor kemiklerim... 22. 07. 2003

430 AYNALAR B İR K İŞİ LİK

Bir ki şilik aynaları hararet bastı Gözlerin var içinde bayram yeri, Sırrı çözülecek bilmecelerin Aynalarla beklerken seheri...

***

Gece, aynalar da kör benim gibi Gece, aynalar da yalnız, kederli Güne şim neredesin, gitme kalbimden ?! Kal can evimde, kal temelli...

Bir ki şilik aynalar buz tutmasın Titremesin, kalmasın so ğukta... Bir bakı şın yeter şöyle ceylansı Yakamoz dolsun aynalar, bir bak da...

Dik tut ba şını, omuzlarını dik Saçlarını salıver yukardan a şağı. Dolgun dudakların gül açsın Türküler söylesin de gör Şakakların...

Bugün böyle yalnız geçiyor canım Bekle, sen gelmezsen, ben geliyorum ! Yarın, yarın, yarın...

22. 07. 2003

431 2003 VAS İYET İ

Ev aldım, ev yaptım, ev sattım Babanız bir daha geri gelmez evlâtlarım Bo ğazımda dü ğüm dü ğüm inanın Umutlarım...

Gücüm yetmedi “hayat” denen zalime Teslim bayra ğıyla gezdim yıllarca Siz görmediniz bile... Zorsa zor, yenerim sanıyordum Yanılmı şım, o beni yıktı Kırıldı kanatlarım...

Gidiyorum, “ho şça kalın !” diyemeden Kara topra ğa misafirim bundan böyle Ben, kavak a ğacındaki sarma şık Güz geldi durduramadım canlarım, Bu yüzden sırtım yere yapı şık, Ağlarım...

Gezdim kiralarda yıllarca İl il dola ştım güzel ülkemi, Ev tuttum, ev boyadım, ev ki ev Kör olası talih sırtımda bir dev, Ve siz de bir devdiniz evlâtlarım...

Sonunda “Halil Güne şli” yaptı beni Canımdan çok sevdi ğim biriniz... İstemem, zaten okumazsınız ya Fatiha ! Ama, ne olur, tek dile ğim var sizden Birbirinizi seviniz. !

432 İş te ben, o zaman varım...

“İyi oldu, kurtulduk ! “demeyin O yeter bana... Toprakta ot, inekte süt olur Yeniden do ğarım ha ! Unutmayın !... 22. 07. 2003

433 HAYAT SENS İZ GÜZEL

Bu son olsun, bu son; dönme geriye Gelirsen yüzüne bakmayaca ğım. Yıktı ğın köprünün altında kaldın Vallahi elinden tutmayaca ğım.

İnşallah çiçe ğin dalında kurur ! Teninde yılanlar, çıyanlar yürür Bedduam tutsun da yere kan tükür ! Hatırını bile sormayaca ğım.

Üç koca bo şasın anla dünyayı Anla dü ş te yere Hanya, Konya’ yı Mendil ser de dilen, bulma parayı Artık bir kuru ş ta vermeyece ğim.

Sahte gururunun esiri oldun Küçük rakamların küsuru oldun Çamurlu aya ğın hasırı oldun Aya ğımı bile sürmeyece ğim.

Sensiz daha güzel bu tatlı hayat El sürsen ekme ğe olurdu bayat, Evsiz, barksız kalıp sokaklarda yat ! Altına dö şekler sermeyece ğim.

Bekledi ğin haber karalı gelsin Elemler, kederler sıralı gelsin Askerden sevdi ğin yaralı gelsin Yalvarsan da yara sarmayaca ğım.

434 O yalancı dünyan ba şına çöksün Gözlerin sürekli göz ya şı döksün Söz verdim, tarihler bir yi ğit görsün Bir daha adını anmayaca ğım.

Ey küçük beyinli, ufuksuz kadın Kalasın güne şsiz, şafaksız kadın Desin e şin, dostun “ahlâksız kadın” Uğrunda Mecnunca yanmayaca ğım.

Ceylan’ ın duası tutar yakandan Milyar mikrop gezsin damarda kandan Hep kahkaha atsın millet arkandan Veren eldim, elim sunmayaca ğım. 26/ 27.05.2003

435 YAĞMUR OLUP AŞK SUYUMA KARI ŞMA

Ayrılıkta şampiyonsun do ğru mu ? Sakın ola benim ile barı şma ! Varsın suyum deryalarda kaybolsun Ya ğmur olup a şk suyuma karı şma.

Dü şlerimde uzun saçın tararsam Kapı açma, ben evine u ğrarsam Yanılıp da elim gider ararsam Kapat telefonu, benle görü şme.

Ne yapayım, hülyalara dalıyom Daldıkça da melil-mahzun oluyom Şiirimi senden geri alıyom Mısra mısra, beste beste yarı şma.

Ayaklarım geri geri gidiyor Gönlüm seni Hakk’a dava ediyor Garip Ceylan dinle sana ne diyor ? : Ahirette kurulacak duru şma...

27. 05. 2003

436 KAPAMA GÖZLER İNİ

Kapama gözünü şu yüre ğime Yüre ğim ba ğ bostan, dal, çiçek yaprak Suyu, ı şığımı kesme elinle Doyursun gözünü şu kara toprak.

Gülen baharımı çevirme kı şa Gönlüm bu mevsimde bey, a ğa, pa şa Var git sahtekârla gül, oyna, ya şa Var git, Ceylanımı sen bana bırak.

437 ŞAİRİN KABR İ VE DÜNYASI

Yerim bir koltu ğun üç minderi kadarsa Niçin ba şıma yıkılır koskoca dünya ? Cismim bu kadar, ismim sıfırsa Unutulacaksam bana ne Geceden, do ğan günden Ve bana ne bildi ğimden, gördü ğümden !

Saat bire çeyrek varmı ş, yat dedi Gülay Ya bu saatte gelen uçak neyin nesi ? Ya bu a ğustos böce ğinin Bitmeyen teranesi ? Ya bu yoldan geçen taksi ? Balkonlardan yankılanan ses ? Dumanı yan çiziyor sigaramın dünyaya Bana ne herkes ?

Horlarım diye korkuyorum Aman, konu kom şu Yeter ki rahatsız olmasın Sırtımı duvara dayamalı, Yetimler gibi yatmalıyım; Tansiyonumu silip süpürmeli, Sabaha bir ceylan gibi kalkmalıyım, Nasipse şayet !

Nasip olaca ğı yok ya gülen seherlerin Zaten davası var benle gökle yerin Yerim bir koltu ğun üç minderi kadar Kollarım yana açık de ğil dostum Merak etme geliyorum

438 Gö ğsüme dolalı ellerim...

II

De ki veliydi, De ki deliydi Yok, vaz geçtim Her ikisi de de ğil De ki : Adamın birisiydi...

İş te şu kadar kabrim Bir koltu ğun üç minderi Balkonda bir çizgi bile de ğil Kapladı ğım yer; Örtme üstümü Bir ta ş bile koyma ba ş ucuma İstersen e ğer...

Kar şı balkonlarda kahkaha Sohbetin en güzeli ötelerde Bense üç minderlik yerde yer be ğenirim Bense benden bana gider gelirim...

Farzet öldüm, i şte ölçülerim Kabrim bu kadar olacak Fazla mı yoksa ? Ben unutulup gidece ğim biliyorum, Ya ğmur öpecek üstümdeki topra ğı Yel süpürecek, ben duymayaca ğım Ama iyi bildi ğim bir şey daha var Şiirlerim konu şacak, susmayacak

439 Varsın şiirlerim haykırsın cihana Şairin kabri canım, Ancak bu kadar küçük olacak...

Ben ölürüm, sen ölürsün Ölüm bile ölür, dayanamaz Azrail’e... Ama şiirler ölmez, ölmeyecek Yapı şıp kalacak her dile Tamam mı ?

440

BEN BAYBURT’ UM

Ben BAYBURT’ um, Zengin gönüllü insanların yurduyum... Ben vatan için, millet için, bayrak için Can vermeye hazır Türk o ğluyum...

Ben BAYBURT’ um Çoruh’ u ta şırım sinemde Güne şi dans ettiririm KALE’ deki çinilerimde Ve zamanı belirlerim saat kulemde... Selçuklu ota ğı gö ğsümde kurulu Ulu Cami’ de Namaza durmu ştur sultanlar Osmanlı ordusunun Bendedir ekme ği, unu...

Kop Da ğında akan Özgürlük çe şmesi benim So ğanlı da ğlarına ko şan atlar bende... Şehit Osman, Ahmet-i Zencani, Kutlu Bey, Güne şli kümbetimle Tarihi yansıtırım göz aynalarınıza, Baksanıza...

Nice güzeller dola şır göremezsiniz Ta şhan’ ın koridorlarında, Pulur Medresesinde okur, Okur da gö ğe yükselir evlâtlarım, Halde’ li esnaflar besmele çeker

441 Aydıntepe Yer altı şehrimde Ah bir bilseniz ! Ah bir bilseniz !..

Ben BAYBURT’ um, Da ğların, suların şehriyim Ben büsbütün Anadolu’ ya, Ben yeryüzündeki her Türk’e Can hem şehriyim...

Ben BAYBURT’ um, Kemer, So ğanlı, Haldizen, Kırklar Köse, Co şan, Kop, Otlukbeli, Divanyurdu Nedir bilir misiniz ? Duydunuz mu türkülerimi ? “Bu da ğda maral gezer Zülfünü tarar gezer Can maral, ay balam Da ğ bizim, maral bizim Eller burda ne gezer ? Can maral ay balam” Diyen türküleri söylediniz mi hiç ? Gel da ğlarımın sesini duy, Gel destanını oku kahraman Türkün, “Nehirler gazidir, da ğlar kahraman” Diyen şair Bana söylemi ştir o dizeleri Gel i şit beni, gel kurbanın olam !

Ben BAYBURT’ um Balıklı göl, Atlı göl’ üm de geceleri Ay yıkar saçlarını, Gökçedere, Akçar, Sorgunlu

442 Ve Yıldırım derelerim Sevgiyle Çoruh’ a sokar avuçlarını... Gelinlik kızlarım, ruhunu, Yüre ğini, can evini Nakı ş nakı ş, desen desen i şlemi ş Kilime, seccadeye... Bahar gülü şlüdür analarım, Ayyıldızlı bayraktan ba şka yere Çevirmez babalarım Göz uçlarını...

Ben BAYBURT’ um Tel helvası çekilir, Çekilir de halka halka çevrilir Tadsa tadların en güzeli a ğzınızda Damaksa zevklerin özeli dama ğınızda, Ayranlı çorba, süt böre ği İmir dolması, lor dolması Bir de ek şi lahanayla, gendirme pilavı Hadi “hücum !” ka şıklarla Yemeklerin hasına... Cirit bende, Ata barı benim Sevdaların en kutsalıyla sevdalıyım Vatan haritasına...

Ben BAYBURT’ um Şu dünyada dilencisi olmayan Tek yöreyim Lâkapsız anılmaz insanlarım İsterseniz bir kaçını hatırlatayım : “Kör Zaki’ nin o ğlu Binali

443 Bö ğre ğin o ğlu Sıtkı Gadık’ ın o ğlu Zihni Dereli Bayram’ ın o ğlu Necati Ve davulcu Osman ve niceleri” Kim mi bunlar ? Niye mi söylüyorum isimlerini ? Bunlar kahkaha makinesidir de ondan “Kırk yalancılar” denir bu ekibe Do ğru söyleyene En büyük cezayı verirler haa ! Alimlerim, aydınlarım, şairlerim Devlet büyüklerim, Tarih yazan yi ğitlerim var, İsimlerini saymaya kalksam, Sayfalar tutar... Haa unutmadan deyiverem : Her yöre gibi benim de delilerim var Ali Seyit, Esık, Kını, Ferhat, Kırzıklı Süleyman Siz gördünüz mü hiç mal pazarında Belediye çavu şu Ağıç’ ı Bir elinde de ğne ği, Ötekinde pantolon lâsti ği...

Ben BAYBURT’ um Kırkgözeler, fincan içinde kır havasında Bayburt tavası yediniz mi ? Cemil Kamber’ le tabut içinde, Kamyon kasasında Yolculuk yaptınız mı acaba ? “Kayserili ticaretten, Bayburtlu muhabbetten” anlar Hem şehrim,

444 Galli Şeref’ e piknik ak şamında “Büyük ka şığı ver hele, biz de ölek Garda ş” dediniz mi ? Demezseniz, yandınız gitti bilin, Aç kalırsınız... Ramazan ak şamlarında sekiz çocukla “Tukara gördüm” oynayıp, Oyunda “ebe” oldunuz mu ? Ya elinde palaskayla “Herkes benim gibi olsun” diyen Birisini kar şınızda buldunuz mu ?... “Herfene” bulu şmasında “yenge” olup Bah şiş verdiniz mi ? Bu töre, bu ho ş görü, bu sevgi benim Daha, daha niceleri var, Öğrenin- bilin derim...

Ben BAYBURT’ um Zihni’ m var asırlardır saz çalar, Çalar da pe şinden gider nice ozanlar, Ataların atası Dede Korkut Nerede söyleyin ? Yakup Abdal, Veysel Efendi, Uzun Gazi, Şaban Veli, Halit baba Hepsi hepsi bende de ğil mi ? İkinci Plevne savunmasını yapan Kop şehitleri, Bamsi Beyrek, Abdulvahap Gazi Ba ğrımda uyur... Bir türkü söyle delip geçsin zamanları, Türkümüzü yeryüzüne, Gökyüzüne duyur...

445 Bir efsane anlat, sabah ezanında Secdeye varsın a ğaçlar Ve a ğaçlara ba ğlasın yemenisini Fahriye Sultan...

Ben BAYBURT’ um Tarih, kültür, do ğa bende Beni ya şa, beni ya şat hem şehrim ! Yüre ğinin içindeyim biliyorum, Cümlenizi, genç, ihtiyar, çoluk, çocuk En ha şmetli kale burçlarımla Çoruh kenarında Bekliyorum... Bekliyorum...

446 BİZİM

Gönül bahçesinde her daim açan Hacı Bayram Veli gülümüz bizim. Yüzyıllar boyunca Türkçe konu şan Ağızda bal, şeker dilimiz bizim.

Tarih ba ğrında devletler kuran, Mehter davuluna a şk ile vuran, Fakirin, yetimin yarasın saran Müjdeler da ğıtan kolumuz bizim.

Ak şemsettin ile girip surlara Ömer Dede ile erip sırlara Sevgi mührü vuran tüm asırlara Ça ğda şlık, aydınlık yolumuz bizim.

Milletin birli ği hedefimizdir, Huzur ve bereket dü şüncemizdir, Haram ve günahlar çekincemizdir Sevapta gül açar dalımız bizim.

Herkesin bir i şi, mesleği olsun Ceylan’ ım yüre ğe sevgiler dolsun Türk o ğlu cihanda büyük nam salsın Yeni bir ça ğ açar elimiz bizim.

447 GÖNÜLLER SULTANI

Ankara’ nın ortasına oturmu ş Işık saçar gönlümüzün sultanı. Maneviyat göklerinde öten ku ş Sanki uçar gönlümüzün sultanı.

Ankara’ nın ortasında dergâhı, Aşk, imandır, sevgi, dostluk silâhı Getiriyor goncalanmı ş sabahı Çiçek açar gönlümüzün sultanı.

Ankara’ nın ortasında bir dü ğün Çözülüyor içimizde bin dü ğüm, Her saniye dü şlerimde gördü ğüm Bize ko şar gönlümüzün sultanı.

Ankara’ nın ortasında me şale, Işık verir topra ğa ve hilâle, Cümle gönüllerde yeti şen lâle Misler kokar gönlümüzün sultanı.

448

IŞIK İNSANLAR

Bizi bizde e ğittiler bunca yıl Yunus Emre, Hacı Bekta ş, Mevlâna’ m De ğirmenden ö ğüttüler baunca yıl Yeseviyle, Tebrizi, Hacı Bayram...

Hamur hamur yo ğurdular ülkemi, Aydınlı ğa ça ğırdılar ülkemi, Kirmen kirmen e ğirdiler ülkemi Ak şemsettin, Eyüp Sultan ve Musa’ m...

Gönüllere taht kurdular, kaldılar Ba şımızı sevdalara saldılar, Vatan için cephelerde öldüler Mehmetçikler, Şahin Bey’ le, Mustafa’ m.

449 BİR’ L İK

Sancılı geceler geçmez diyordum Çiçekler bir daha açmaz diyordum Kelebek her bahar uçmaz diyordum Me ğer yanılmı şım hepsi oluyor, Hepsinin özünde a şkın duruyor...

Kırk parça aynayım, hepsinde varsın Cümle aynaları birli ğin sarsın Bana çok yakınsın, gayri’ ye sırsın Gönlüm birli ğinden ilham alıyor, Zerrede, ummanda seni buluyor.

Birlik ırma ğında ça ğlayıp aktım, Mucize Kur’ an’ la dünyaya baktım Çok şükür, a şkını böylece tattım Sevdan ile gözüm, gönlüm parlıyor, Parladıkça bir’ de bir’ i bir’ liyor...

450 TOPLADIM

Adam ettim içimdeki adamı, Terk eyledim okyanusa ada’ mı, Bir araya getirerek makamı Mevlâ’ mızın birli ğinde topladım, Birli ğidir vaz geçilmez muradım...

Kapılardan geçip geldim zamanla, Her birinde sınav oldum imanla, İnsanlı ğın yollarını Kur’ an ‘ la Mevlâ’ mızın birli ğinde topladım, Sırlarını yüre ğime sakladım...

451 BİRİCİK VARLIK

Terk etmi şim, terk etmi şim, terki terk Bir Sen varsın, bir ben varım, ba şka yok. Ötelerde kaldı gayri, bunca cenk Bir Sen varsın, bir ben varım, ba şka yok.

Kâinatı sayfa sayfa yazansın, Türlü türlü nimetleri dizensin Rahim sensin, Kerim sensin, Bir sensin Bir Sen varsın, bir ben varım, ba şka yok.

Yeryüzüne yaptın beni halife, Verdin bana Kur’ an ile tarife, Örnek oldum cahile ve arife Bir Sen varsın, bir ben varım, ba şka yok.

Mevcudata nak şetmi şsin adını Bah şetmi şsin bir ömürlük yarını, Ruh kökümle haykırmı şım a şkını Bir Sen varsın, bir ben varım, ba şka yok.

452 İNSANLAR İÇİNDE YALNIZIM

Alâkayı kestim devri devrandan Yalnızım milyonlar içinde yalnız. Ceylanı kovmu şum garip ceylandan Yalnızım insanlar içinde yalnız.

İpini kopardım maddenin, pulun Yükledim yükünü kızın, o ğulun Öfkeyi, kavgayı artık durdurun ! Yalnızım dünyalar içinde yalnız.

Silip te süpürdüm şanı, şöhreti Şimdi ya şıyorum sessiz gurbeti Kestim atomlarla çılgın sohbeti Yalnızım figanlar içinde yalnız.

İçimdeki nefsi fırlatıp attım, Kendi sarayımda gölgemle yattım. Hep bana konu ştum, bana anlattım Yalnızım feryatlar içinde yalnız.

Maddede yalnızım, manâda Hakk’ la Birlikteyim... Hem de kara toprakla, Sessizim, sakinim büyük firakla Yalnızım zamanlar içinde yalnız.

453 ZEVK

Kur’ an’ dan alınca yüce ilhamı İlâhi zevklerin içinde gönlüm. Eritip yok etti, dert ile gamı İlâhi zevklerin içinde gönlüm.

Madde atom atom çözülür gider Hakikat pe şpe şe dizilir gider Şiirle sevdamız yazılır gider İlâhi zevklerin içinde gönlüm.

Geceler geceler aydınlanıyor, Yıldızlar, yıldızlar seni anıyor, Kâinat a şkınla yanıp dönüyor İlâhi zevklerin içinde gönlüm.

Mecnun ne ki şimdi benim yanımda ? Adın dile gelir heyecanımda, Emrini duydukça her an canımda İlâhi zevklerin içinde gönlüm.

454 VAR İKEN

Kulların çizdi ği yollara gitmem Kur’an’ ın çizdi ği yollar var iken. Araya giremez sarık, post, urba Körü takip etmem gözü kör iken.

Peygamber ahlâkı ahlâkım olur, Cennetin kapısı kar şımda durur, Aklını kullanan Kur’ an ‘ı okur Ondaki ilimler halâ sır iken.

Zerreler, kubbeler a şkını arar, Seni sevenlerin ömrü hep bahar. Mânevi duygular ruhumu sarar Aklımda, gönlümde sevdan var iken.

Işıktan libaslar giydirdin bana, Mutlak Bir’ li ğini bildirdin bana, Zaman, mekân sıfır, â şığım sana Nasıl â şık olmam, tek sen yâr iken.

455 ÇOK ŞÜKÜR

Bir zaman dola ştım bo şu bo şuna Nice a ğuları kattım a şıma, İmanın nurunu bir gün dö şüme Verdi ğinde, kulun oldum çok şükür, Hakk’ ı, hakikati bildim çok şükür.

Geçen zamanlara tövbeler ettim, Yıktım da dünyayı kenara attım, Birli ğinden yüce hazları tattım, Kendi namazımı kıldım çok şükür, Hakk’ ı, hakikati bildim çok şükür.

He an yanımdasın, andı ğım zaman Her an a şkın ile yandı ğım zaman, Şu âciz gönlümü sundu ğum zaman İlâhi feyzinle güldüm çok şükür, Hakk’ ı, hakikati bildim çok şükür.

Kur’ an’ ı “Bismillah” der de okurum Mısra mısra adın ile şakırım, Kalbiyle zikreden Ebu Bekir’ im Muhte şem sevdana daldım çok şükür, Hakk’ ı, hakikati bildim çok şükür.

456 OLDUM

Sevgin ile yâr oldum Birli ğinde bir oldum, Varlı ğında var oldum Ezel-ebed sen oldum, Gözü, gönlü şen oldum...

Şükür sana, hamd sana Kurban olsun can sana, Ver a şkını Ceylan’ a Ezel- ebed sen olsun, Gözü, gönlü şen olsun...

Ben gayri ben de ğilim, Vahdetinde “der” dilim, Sensin benim sahibim Ezel- ebed sen oldum, Gözü, gönlü şen oldum...

457 KAYBOLDUM

Bildim, Buldum, Oldum... Baktım, Gördüm, Oldum... Bana beni kaybettirdi kendinde; Ne nefes, Ne dil, Ne kulak, Ne de ba şka bir şey kaldı. Sıfatlarım sıfatında eridi, Adım adında kayboldu... Önceli ğim önceli ğinde, Sonralı ğım sonsuzlu ğunda yok oldu...

II Hakk’a Hak’ la baktım Hakk’ ı Hak’ la gördüm Hakk’ da Hak’ la oldum... Bilgisinden bilgi, Lutfundan dil, Nurundan göz verdi... İş te o zaman, O’ na O’ nda O’ nun nuruyla baktım...

Bildim, buldum, oldum Baktım, gördüm, öldüm Özün özü şu ki : O’ nun nurunda kayboldum...

458 MAR İFET

Yuvasında “Hak” diyerek a ğlayan Karıncanın feryadında marifet. Sevdamızı çiçek çiçek ta şıyan Kelebe ğin kanadında marifet.

İnsanların kalp gözüyle baktı ğı, Ya ğmurların “Allah” deyip aktı ğı, Ruhumuzun sonsuz hızla çıktı ğı Gök kubbenin çatısında marifet.

Mevlâna’ yla yüre ğinde Konya’ nın, Leyla, Mecnun arasında sevdanın, Kuzeyinde, güneyinde dünyanın Do ğusunda-batısında marifet.

O’ nad ayrı olmuyor ki bir anım, Yalnız O’ ndan O’ nu ister bu canım, Mucizeler mucizesi Kur’ an’ ım Hakikatin ortasında marifet.

459 DÜNYA MI BATAR YAN İ ?

Öyle sıkıntılar içindeyim ki Rakamlarla ifadesi mümkün de ğil, Ama şu ba şkasında göbek atan Rakamlar var ya Bir de bana baksa dünya mı batar yani ?

Mesela şu sayısal loto tutsa cebimdeki Rakamları yanyana bir altılı gelse Anasını sattı ğımın sayıları Ömrüm boyunca gülmediniz yüzüme Şu sıkıntımı bari görün Kör mü gözünüz be !

Öyle sıkıntılar içindeyim ki Bana yakı şmıyor, Aşıyor boyumu kat be kat Tanrı biliyor... Sadece ben olsam gene iyi, Evlâtlarım da aynı durumda Öyleyse ulan o ğlum rakamlar Ömürde bir kere gülün be ! Bir kere olmaz mı yani ?

Artık şansa kaldı i şimiz, Ya da yok yere satılık evimiz Alan yok mu he fırsatçılar, alan yok mu?! Üç otuz paraya desem le ş kargaları, Hep beraber tünerler ba şıma... Yardım edin, faizsiz borç verin desem Güler, burun kıvırırlar şu elli ya şıma...

460 Ulan sayılar be, bir kere dönün de gelin Bir de biz olalım ne olur damatla gelin, Dünya mı batar? Sıranız mı bozulur anasını satayım ?

Banka kredi kartları bir taraftan, Gırtla ğa kadar borç cabası, Kazancımın tamamı faize yetmiyor Neredesiniz be rakamlar ? Kurtarın bu gece beni, Yoksa burnumdan kan damlar !!!

2.08.2003

461 BİR KIZ G İDER

Bir kız gider sabah, ak şam Penceremin, kapımın önünden; edalı Yüre ğim tekeri kırılmı ş çocuk arabası Söz dinlemez yüre ğim, Yüre ğim o kıza sevdalı...

Okyanus ötesi yemi şi mübârek Bir yürüyü şü, bir bakı şı var ki Sormayın be birader, Neyin nesi, kimin fesi bilemem Bir kız ki gün onunla gelir, gider Bense benimle kavgalı...

Dalsa ye şil, hem de yemye şil Üstelik incirleri olgunla şmak üzere Kaldırımdaki dala uzanır, Uzanan belki de annesi Koparır birer birer yemi şleri Kız güler, güler de bakar cama do ğru Ben elin o ğlu...

Ya üst kat, ya yandaki apartmandan Bana ne, kimden, şundan, bundan ?! Bir kız gider sabah ak şam Ben giderim, İçim gider arkasından...

Bir adam ba şını uzatır Garip, anla şılmaz bir şekilde bakar bana Sakın olmasın, kızın babası !

462 İçkiyse içiyorum, sarho şun birisiyim Verme kızını bana emmi ! Aşkım kaybolur gider, Çünkü, Ben onun delisiyim...

Şurada üç kuru şluk keyfim var, Zararım yok kimseye görüyorsun O geçen bahar gülü şlü kız kimin ? Kimin hadi söyle desem söylemezsin ? Gel bir kadeh parlatalım desem, İçmezsin... Git be adam kapımın önünden, git be ! İncir a ğacı neyse ben oyum i şte Var mı ötesi ?! 2.08.2003

463 ÖLÜYORUM ! Ölüyorum, ölüyorum Haberi yok ne dostun, ne yarânın... Üç rakamın arasında akrep soktu Eller kazanırken, ben çöktüm, gitti Var mı ba şka izahı bunun ? Yok ! Anlayan anlar, anlayan nerede ki ?

Be ş yıldızlı adamım amma, Be ş para etmiyorum bu günlerde... Dut a ğacını çırpanları gördüm otellerde Dostlarımdılar, Hem de otellerin Havuzlarındaydılar, Bense çırpmadım, çalmadım Vatan, millet, Sakarya dedim B.k yedim !!! / Umurumdaydılar... Şu an uçan ku ştan medet beklerim O bile yakla şmaz yanıma, hayret ! Karım; sütçü, tüpçü, bakkal borcunu Dü şünür de dü şünür, Yavrular mı, hiç sormayın ! Gören Halep’ e ta şınır ! Karde şler mi, umurlarında de ğil ?! Bacanaklar mı, onlara sadece bir kele ğim Kelebek de ğil... O zaman geriye ne kaldı ki can ? Bir sen, bir de ben Ver elini, vur kadehi ! Ölümden öteye yol gitmez, derler hani...

Bırak be topal ceylan !...

464 BAKI ŞLARIN MEKTUP

Bakı şların mektup anladım i şte Okusam kur şun yedim, Okumasam vah bana !.. Öyle masum gülü şünle duruyorsun Yarı açık pencerede. Gelsem ayaklarımla, ba şımla belâdayım İçim gidiyor ama, nafile ! Beni öldürüyorsun, Biliyorsun...

Bakı şların mektup anladım i şte Kim oldu ğumu belki de merak ediyorsun Bir bilsen senin şairin oldu ğumu Işığın sönüp Perden kapanana dek ölüp dirildi ğimi Kavrulursun, Bilmiyorsun...

Bakı şların mektup anladım i şte Sen kimsin, ben kimim hiç önemi yok Uzat ellerini gün do ğarken yüzüme Sarıl kollarınla, sarıl da kokla beni Parçala hücre hücre gö ğsünde sakla beni Kapanmasın penceren, gülsün yüzün İçimin çiçekleriyle kaybolsun hüznüm Yoksa ölürüm !

Ben de mi diyorsun ?..

6.08.2003

465 PEMBE PEMBE PER ŞEMBE

Pembeye boyadı kaldırımları belediye Ne diye boyadı ki ? Benim pembe dü şlerimi seriverdi yere Çi ğnesem dü şlerim ezilecek; Toplanın ey kom şular ! Atın şu kâ ğıda bir imza ! Bu “ba şkan” mahkemeye verilecek !...

Kom şu apartmanın duvarı sarı Saçların var ya saçların her an kar şımda, Güzel olan her bayanın sesi sana benziyor Gün ö ğle vakti kahkahandır kom şuda...

Bizim soka ğa park yaptı belediye Ağaçlar altında salıncaklar Ne diye beklersin çıkmazında öyle Gel, çabucak gel Bütün çocuklar, İkimizi de sallayacaklar...

Pembe pembe Per şembe, Tam yedi günde yedi kör ebe... Sadece birisinde fark var O da Per şembe...

466 SULTAN KIZINA

Hüzün yuma ğıyım çözemezsin ki Hicran ırma ğıyım yüzemezsin ki Gönül destanıyım yazamazsın ki Çöz de gel, yüz de gel, yaz da gel, yâr yâr !

Capcanlı, sapsarı, kıpkırmızısın Rengârenk, yepyeni, rüzgâr hızısın Ya şarsın sarayda sultan kızısın Çiz de gel, es de gel, gez de gel, yâr yâr !

467 BEN YOKUM

Büyük günahkârım biliyorsun Peki, gözümü kör eden Aklımı yok eden kim ? Sen istemesen Bir şey mi olur benden ?

Nasip senden, şans elinde Tankerler verirsin birilerine Bana kalır rüzgâr... Acı, evlât zulmü eklersin üstüne Kahkahalar ba şkasına... Da ğ olsa zor dayanır Istırabıma...

Bir şair kulunum i şte Gül bana, içim senden yana... Ezme, ezdirme beni Yetmedi mi ?

Ağzım, dilim, gözüm, elim Ve de çılgın gönlüm yok olmadan Kırmalıyım kalemi, şiire paydos deyip Bu çile yuma ğı ömrüm Son bulmadan...

İsteseydin da ğ düz olurdu Gece gündüz olurdu isteseydin. Acı bu günahkâr kuluna Çektirme, bu kadar yeter ! Oldu Eyyup’ dan beter...

468

Alan beni benden, Yakan beni bende sensin Usandım bu tenden Çek, al can ku şunu benden Emanet de ğil miydi zaten ?..

Ağustos / 2003

469

AZRA İL’ E

Nerdesin ? Nerelerdesin ? Duymadın mı sesimi gayri sen ? Hadi yapsana görevini ! Vakit mi var yoksa ? Söyler misin ?..

Ben, emir kulu Ya sen ? Sen de aynısın ! Havalandı ğını görüyorum Yanına kimse yakla şamaz neden ? Geciktin ya merak ettim Şikâyetçi misin kendinden ?

Görevini yap desem yapamazsın Zira, sen de emir kulusun... Ben ya şadım yalan, yanlı ş i şte Sense ya şadın mı bilmiyorum ?

Babamı aldın elli’ de Ku şumu aldın kafesinde Bense ellibir’deyim Ne diye duruyorsun, çal kılıcını ?! Hazır beklemekteyim !

Nerdesin, nerelerdesin ? Bilmem ki hangi yerdesin ? Hani alacaktın beni dünyadan ? Almadı ğına göre,

470 Anla şıldı, emir beklemektesin...

Ne yapalım, biz de attık kolumuzdan saati Yolduk örümcek tutmu ş takvimi duvardan Gün do ğmu ş, gün batmı ş beyhude gayri Dön bana, gel bana uzaklardan Seni beklemekteyim...

Ağustos / 2003

471 NE VAR ?

Şöyle otuz yıl daha ya şasam Dünya mı batar ? Ne var yani ? Bu geli şme, bu devran, bu eylem Bana mı yasak ? Ne desem ?..

İpi mi kopar kahpe dünyanın ? Mili mi çıkar ha ? Deyin hele ! Otuz yıl daha ya şasam fena mı olur ? İfrata mı kaçtım ? Neden bu velvele ?

Bu gök yüzüne yerden uzanan cümbü ş, Bu sanal dünya, internet Bu bilgisayar, bu kavun kokulu et Hayret ! Bana mı fazla yani ?

Ne var ? Ne var sanki ? Terazi mi e ğilir ? Kantar mı yamulur ? Batar mı köhne dünya ? Bir otuz yıl daha kalsam ?

Sakız, lâstik top : Hop ! Hop ! Hop ! Ka ğnı, kara saban Gölge oyunu cillop ! Baca ğım kopmak üzre bir yerinden Eyvallah dememizi bekliyorlar baksana Oyunu bitir diye sesleniyorlar ! Vaz geçtim istemekten otuz yılı, Her şeyi oluruna bıraktım hasılı...

472 SUYA HASRET

Ate şler içindeyim Kökten yapra ğa kurumaktayım Feryadım ar şı kapladı Bulut aramaktayım... Anadolu’yum suya hasret Yanmaktayım...

Asya’ dan Avrupa’ ya uzanmaktayım Üç tarafım masmavi deniz Kilometrelerce uzar nehirlerim Peki neden Ormanlarımla birlikte cayır cayır Yanmaktayım ?..

Ate şler içindeyim Ba ğ, bahçe, bostanım susuz; Köylüm uykusuz. Haydi uzatın ellerinizi Çare bulun derdime evlâtlarım ! Sizden uzakta de ğilim Sizinleyim...

Ocak / 2003

473 DAHA MI ?

• Bir Pınar’ ım vardı • O da kurumu ş...

Ben neden oyunca ğım ? Hata mı ettim sana kar şı ? Kusurum, kabahatim mi var ? Verdi ğin dersten usandım Nereye atacaksan at ! Al beni bu dünyadan Çek çıkar !..

Yükseldim, dü ştüm Ayaklar altındayım yetmez mi ? Bir zıkkım içkim var, bir de sigaram Seven ho ş görmez mi ?..

İstemem, istemiyorum böyle ya şamayı Söylememe ne hacet Her şeyi biliyorsun İmdat ! Kurtar beni ! Diyorum, Bilmem Daha ne bekliyorsun ?

Yorma daha fazla bu günahkârı Al, ne yapacaksan yap, At, nereye atacaksan at ! Alı ştım yanmaya, yıkılmaya Bu mudur verdi ğin hayat ?

Evlâtların üçü de yıkım üstüne yıkım

474 Götür bu yalancı dünyadan beni Biliyorsun Hazır çıkınım...

Daha mı içeyim, daha mı günaha gireyim ? Şükür sana, isyânım sana Al beni, çek buralardan ! Gayri şikâyetim var bu candan Kurtulayım söz dinlemez Ceylanlardan...

12.08.2003

475 BULU Ş

• Buldum, duydum • Zerreden sonsuza • Aşkın şarkısı...

Gökler, siz şahitsiniz sevgime Yüre ğimi biliyorsunuz... Bulutlarınıza doldurdum umutlarımı Haydi ıslatın yeryüzünü ! Yok edin içimde hüznü Ne duruyorsunuz ?!..

Güne ş, sırıtıp durma kar şımda Nikâh şahidim olacaktın hani ? Ay, hani ı şığında bulu şacaktık Sabaha dek konu şacaktık hani ? Anladım, siz de yalancısınız...

Da ğ, deniz, ta ş, toprak Ağaç, çiçek, yılan, böcek Yol, köprü, ev, duvar, masa, kasa Dil, göz, ba ş, ayak el Ne varsa ne, ho ş Hepsi de bombo ş...

Şahidim sanık, sanı ğım tanık Gözlük camım kırıldı herhalde Her şey bulanık...

Dü şlerim ipekli mendilde saklı Kelepçede ellerim...

476 Kur şun yemi ş tam gö ğsünden Ayaklar altına dü şmü ş Fikirlerim...

Önce gö ğü vermeliyim mahkemeye Sonra yeri her şeyiyle... Ben sevgiye mahkumum İnanıyorum, haklı benim !..

Dava dilekçesini yazarken Girdim maddenin içine Gördüm gerçe ği, gördüm de vaz geçtim Faniyi, fenayı, baki’ yi buldum Yok oldum...

11.07.2003

477 SEN İ İÇİYORUM

* Ne yapardım bilmiyorum ?! • Sen olmasaydın ?

Seni içiyorum seni Gül kokan nefesini İpeksi tenini, yosun gözlerini Doldurmu şum kadehime Seni içiyorum seni...

Öyle serinsin, öyle hafif Damla damlasın dudaklarımda Alev damaklarım oh çekiyor Sen varsın bütünüyle kadehimde Kadehim avuçlarımda...

Islaklı ğın dilimin kilidini açtı Türküler, şarkılar gır’ la gidiyor. Ate ş gömlekli öfkemi paketledim Ötelere tır’ la gidiyor...

478 SÜRGÜLED İM KALB İMİ

Çapraz çizgiler attım yüre ğime Ne sevebilir, ne de sevilir artık Müjde ! Müjde diyorum sana Bayramın olsun...

Oysa bu yürek var ya bende Söz dinlemez, ö ğüt duymaz sanıyordum Deli fi şek Çapraz çizgileri görünce susuverdi Dili tutuldu zavallının...

Vurdum kelepçeyi elime, aya ğıma Üç kur şunla hallettim dilimi, Söz verdim kendi kendime Bir daha, bir daha asla Islatmayaca ğım mendilimi...

Sürgü çektim kapısına kalbimin Hiçbir el açamayacak Uçurumumu ya şamalıyım artık Gönül ku şunun kanadını kopardım O bile uçamayacak...

479 HAYAL MEYHANES İ

-I- Hayâl meyhanesine oturdum bugün Ye şil şarap istedim sakiden inan Gözlerimin önüne gözlerin geldi Daha ne desin Ceylan ?..

Önce şaşırdı saki, yüzüme baktı “Abi sen tayyaresin” dedi bıraktı Ruhuma ça ğıl ça ğıl ırmaklar aktı Dedim : Nerdesin Ceylan ?

Öteki masalarda sımsıcak sohbet Ben mi ? Yapayalnızım içimde gurbet Saki, hani şarabım ? Dedi ki : Sabret ! Nasıl sabretsin Ceylan ?

Duvarda titrek ı şık, tıpkı ben gibi Bir bardak şarap geldi göründü dibi Hayâl meyhanesi n’apsın garibi ? Valla hayretsin Ceylan !

-II- Mor, mavi, pembe pembe, renkler cümbü şü Kendimde de ğilim bak, Gözlerimde gözlerinin gülü şü Demem, söylemem ey ipek tenli yâr ! Hiç kimseye belli etmem, gördü ğümüz dü şü...

İlkin ney sesi, beynimin pimi çıktı galiba Ardından muz kokan teninin ça ğrısı

480 Terketti meyhaneyi öbür masalardaki insanlar Bir saki, bir de ben kaldım Bunda ne var ?..

Ve Ve buz kesti zaman, hissettim !.. Ve Ve kapandı gözlerim gözlerinin üstüne...

Uyandı ğımda “Günaydın” dedi bir polis Bir baktım ki ne göreyim ? Eşya, do ğa yemye şil sis... Kavis içinde kavis...

Ağustos / 2003

481 EY BAHAR !

-Nazire’ ye nazire...-

Ey bahar beni dinle, dinlemeye mecbursun ! Tıkama kula ğını, kapama gözlerini Sen bakma, görme ak dü şen saçlarımı İçindesin ya, yüre ğim nasıl ? Atlı karınca, çim, halı saha İş te orası asıl; Bıyı ğım, sakalım mı ? Geç, geç bir fasıl !...

Bülbüllerin piriyim, güllerin rengiyim Sözümü dinlemeyene i ğde dikeniyim Ey bahar beni dinle, aynalara bakma ! Güzel, vefalıysa güzeldir “Ben güzelim” diyordun, unuttun mu ? Çiçe ğinle, şebneminle, kuzunla geldin bana Şimdi nereye böyle ? Var mı sessiz sedasız kaçmak ? Yoksa, bizi avuttun mu ?

Yüre ğim gümbürdüyor Tutuyor elim, aya ğım Ağzımda türkü üstüne türkü İçim kıpır kıpır daha Kalman, gitmemen için İstida mı vereyim padi şaha ? Yoksa, evet yoksa çıldıraca ğım !..

Mecbursun dinlemeye, beni dinle ey bahar !

482 Bak, aç gözünü, gör, duy, i şit ! Cıvıl cıvıl parklarda, bahçelerde çocuklar Dal uçlarında şarkı söylüyor ku şlar Şurda ne kaldı ki yârimin dönmesine ? Azıcık sabır, sabır diyorum sana ! Kulak ver bana !..

Hakkım değil mi ? Gülüp oynamak, sevip sevilmek ? Yârimi bekliyorum, gelecek, hayat verecek Gülecek, güldürecek göreceksin Dudakları korkmaz son bahardan senin gibi Yenilmez zamana merak etme ! Ey bahar beni dinle, dinlemeye mecbursun ! Bari, gönlümü terketme !...

Ağustos / 2003-08

483

GÜNE Şİ GET İR BANA !

• Sevgidir adın • Gücün her şeye yeter...

Güne şi tut, koy çuvala, at omzuna, getir bana Ağlasın bulut, gülsün bahçe Ellerine kurban olayım Ellerin ki nur, ı şıktan şelâle, billur Boz tövbeni, perhizi kır at Bak, ihtiyacı var Ceylanının sana Gel ufkuma, gir koynuma kanat kanat...

İki gözüm yollarda, geçmeden bahar Ağarmadan saç, sakal; gelmeden kı ş, hemen gel ! Ay’ı kandır sularla dans ederken sar belini Sen ki sen, anamın en has gelini Uzat bana uzat, gül kokan ellerini Biliyorum toplamı şsındır avuçlarına Yıldızların cümlesini Yıldızları ba şıma fırlat...

Güne şi tut, koy çuvala, at omzuna, getir bana Dökülsün bulutun gözleri, ba ğın üzümleri gülsün Ba ğlıyım ezelden zülfüne, ne duruyorsun ? Aşk çe şmenden kıvılcım içiyorum Yoksa, içme mi diyorsun ? Kopmadan kıyametim, varken sayılı nefesim Bekletme beni sabır da ğlarının yamaçlarında Gel, sendedir hayat !..

484 Şİİ R MEYHANES İ

Şiir meyhanesine şarap satarım Mısra sarho ş, paramparça hece Şairler mi ? Sormayın gitsin Hepsi darmada ğınık...

Bir de ben içeyim dedim şiir meyhanesinde Gönül bu ya, çekti meret, oturdum içtim Ke şke içmeseydim, kendimden geçtim Ne nokta kaldı, ne virgül, ünlem; ne diyem ? Yıkılırken masalar takatuka yerlere Yerlerde bardaklar kırık, Üç maganda, üç şair müsveddesi, üç izbandut Tuttular yakamdan, attılar kapı dı şarı Gayri yakam yırtık...

Canınıza okumaz mıyım, bundan böyle ? Duman etmez miyim, be hey şairler sizi ?! “Kör usta” ya bir i şaret çaktım mı Ate ş katar içkinize alimallah; yandınız mı ? Aslında körkütük olan benim, ben ! Sizin ki, ne ki ? Solda sıfır meyhanelikler İçmeden zıkkımı küfeli ğim zaten ben Şimdi inandınız mı ?

Şiir meyhanesine şarap satarım Kıta, beyit, ko şma, mani, a ğıt; ne varsa Hepsi de davacı oldu benden Ozan, şair, kam, â şık; daha daha Dava dilekçesine imza koymu şlar Hiç dü şünmeden, hiç beklemeden...

485 En iyisi mi ifademi yazayım ben : Şarap satarım dediysem Para mı isteyen var sizden, meyhanenizden ? Öfkeniz, kininiz : Sanki dininiz niye ? Söyleyin durmayın, çabuk söyleyin ! Nerede şiiriniz ?...

Şiir meyhanesine şarap satarım Bo ğazımda hıçkırık, Kalem mi ? Kırık, K I R I k...

22. 08. 2003

486 GÖNÜLKIRAN

• Gitti dönmez o ceylan • Şimdi yalnız bu Ceylan

Canan dedim, canım gitti elimden Döndü gönül evim viranelere... Ceylanımdı adı dü şmez dilimden Vallahi benzedim divanelere....

Nerde bilmiyorum o gönülkıran ? Bakı şıyla her an a şkı haykıran Sızlar yârelerim yok i şte saran Dü ştüm hasretiyle meyhanelere...

Sevda ba şkentimi yangınlar sardı Feryâdım, figânım göklere vardı Sönmeyen ı şıktı, ate şti, nardı Çevirmi şti beni pervanelere...

Şimdi öykümüzü şairler yazsın Şimdi ba ğımızı yâdeller bozsun Soruma cevap ver, neden yalnızsın ? Sı ğınma ey gönül bahanelere !..

Ağustos / 2003

487 KAYACAN’ IN A ĞIDI

“NEREDES İN SABAHAT !”

Aşkım ve heyecanım; en mübârek i şimdin Oca ğımı tüttüren sımsıcak ate şimdin Hayatımdın, e şimdin; her mevsim güne şimdin Şimdi karanlıktayım, çekilmiyor bu hayat, Öksüz, yetim kalmı şım, neredesin Sabahat ?

Bundan böyle alnıma nak şetmi şim her gamı Gidi şin zindanlara çevirdi şu dünyamı Bilmem nasıl ya şarım, gündüzü ve ak şamı ? Sı ğmıyorum evlere kırıldı bende kanat Boynu bükük kalmı şım, neredesin Sabahat ?

Dayanmam mümkün de ğil, çekti ğim acılara Şimdi mekân peri şan, zaman ise kapkara Sanki ba şıma çöktü Burdur ile Ankara Seni benden kopardı, Yüce Yaradan, Ahad İki gözüm iki sel, neredesin Sabahat ?

Bu şehrin caddeleri fırtına, ayaz ve kar Vücuduma emânet ba şımda durur efkâr Ko ştu ğum bütün yollar yalnızlı ğıma çıkar Ko şamam, yürüyemem; etsem de sabır, sebat Neredeysen geri gel, neredesin Sabahat ?

Çocuklarla torunlar hıçkırıp a ğla şırlar Dostların hatıranla avunup söyle şirler Şimdi foto ğrafların acımı payla şırlar Deli ku şlar gibiyim, edemem istirahat

488 Hüzün elem doluyum, neredesin Sabahat ?

Evin, e şyan duruyor; yata ğın kar, buz, so ğuk Söyle nereden çıktı, bu âniden yolculuk ? Masum çocu ğa döndüm- sesim çıkmıyor bo ğuk; Gülmek bana haramdır, her şey anlamsız, bayat Sensiz çılgına döndüm, neredesin Sabahat ?

Senelerce çilemi çektin de of demedin Hüznümü kader yaptın, bir gün tatlı yemedin “Gidiyorum Kayacan, gayri ho şça kal !” dedin Yüce da ğlar devirdin üzerime kat be kat Garip, mahzun kalmı şım, neredesin Sabahat ?

Uyusam uyanamam, uyansam göz yumamam Atomu a ğlatıyor bilirim şu a ğlamam; Ben garip bir yazarım, ötesini anlamam; Kabrin gül bahçesidir, asvalttır sana Sırat Beni de al yanına, neredesin Sabahat ?

Apansız geldi hazan, kırıldı elim-kolum En koyu gecelerde dü ğümlenince yolum Bilmem ki ne diyeyim, felek en büyük zalim Mekânın Cennet senin, nur – huzur içinde yat Dualarım seninle, neredesin Sabahat ?

Kimse bilmez ruhumda olan büyük depremi Parçaladı içimi sensizlik denen mermi İnsan böyle âniden bırakıp da gider mi ? Kaderde mi, bende mi bilmiyorum kabahat ? Gönlümün sultanıydın, neredesin Sabahat ?

489 Daktilomun sesini kırk senedir çektin de Yüre ğime sevgiyi tohum tohum ektin de Bak, göz ya şım sel oldu, aramızdan gittin de Aynalara bakamam, n’ olur elini uzat ! İş te dünyam toz duman, neredesin Sabahat ?

Yüzden fazla kitabı senin sayende yazdım Sen varsın diye evde, nice dünyalar gezdim Her saniye tükendim, hayattan bıktım, bezdim Mevsimler gelip gider, bana her iklim berbat Çünkü yoksun yanımda, neredesin Sabahat ?

Şimdi anımsıyorum, evlendi ğimiz günü Sade bir tören gibi yaptı ğımız dü ğünü Yıkıldım, duman oldum; da ğdan söktüler günü Makberi söylemekte edebiyat ve sanat Öyle hasretim sana, neredesin sabahat ?

Nice nice makama deste ğinle ula ştım Göz ya şından bulutum, büyük da ğları a ştım Canımın çekirde ği gör ki ne derde dü ştüm ? Benim de dile ğimi Yaradan’ ıma anlat Dayanamam acına, neredesin Sabahat ?

Bir köylü çocu ğundan koca bir yazar yaptın İnandın, iman ettin; yalnız Allah’ a taptın... Bu çekilmez dünyada beni yalnız bıraktın Düzenim allak bullak, a ğzımda kalmadı tat Ça ğır ki ben geleyim, neredesin Sabahat ?

Bakı şın ve gülü şün gözlerimden gitmiyor Bitsin diyorum ömrüm, neden bilmem bitmiyor ?

490 Yıkılası bu dünya birazcık bekle diyor Beynimdeki elemler Dicle, Sakarya, Fırat Istırabın bana dost, neredesin Sabahat ?

Payla ştın yoklu ğumu, a şkımı, dü şüncemi Kendine kutsal saydın, zulmümü, i şkencemi Sen gidince bir tanem, dümen tutmuyor gemi Tayfunlara tutuldum, yapamam hiçbir sürat Gönlümün limanıydın neredesin Sabahat ?

En kötü günlerimde destek verdin, el verdin Yüre ğime ilhamı, kalemime dil verdin Hazin hazin a ğladım, bembeyaz mendil verdin Acına dayanamam, kalmadı bende takat Bir iy’ olmaz dertteyim, neredesin Sabahat ?

Evimde, yüre ğimde halâ izin duruyor Sessiz sessiz a ğlarım, Tanrı beni görüyor Bazen de dü şlerime bakı şların giriyor İçimden gizli bir ses :” İsa perdeyi kapat !” Diyor, ama yapamam; neredesin Sabahat ?

Çı ğlar dü ştü ba şıma, ü şüyor ü şüyorum Ömrün ahir ça ğında seni dü şünüyorum Yere, gö ğe sı ğmadım, sanki ta şınıyorum Can tenimde misafir, bir gün uçacak fakat, Daim seni bekliyor, neredesin Sabahat ?

Küstüm açan çiçe ğe, dava açtım bahara Gömdüm ümitlerimi gelip geçen yıllara Seni anlatıp durdum inan ki torunlara Ankara’ yı dar etti, bu ayrılık, bu firkat

491 Özledim gülü şünü, neredesin Sabahat ?

Kabrini pür-nur ile dolduruyor Yaradan Sıra bize gelmi ş ki gitmekteyiz sıradan Daha dün do ğmu ş idik, ömür geçti aradan Şu anlamsız zamanı nurlu elinle donat Özledim, çok özledim; neredesin Sabahat ?

Kan a ğlıyor kalemim, kitaplar acı, çı ğlık Geceler yastı ğımda dü ğüm dü ğüm hıçkırık Azrailim savcıdır, bense en büyük sanık Az kaldı oralara, gelece ğim ben, heyhat : Derdim sana kavu şmak, neredesin Sabahat ?

Darma da ğınık evren, söndü bütün ı şığım Güz bile gelmemi şti kurudu sarma şığım S

Giremem mutfa ğına, ı şıkları yakamam Şöyle gülen bir yüzle olaylara bakamam Susuz kalan ırma ğım, ça ğıldayıp akamam Yürüsem yol çıkmazda, şahlansam topaldır at Sanki bir özürlüyüm, neredesin Sabahat ?

Zerreler ve ummanlar inliyor mateminle Gönül ku şum, sevdi ğim inlerim özleminle Geceleyin uykumda bir ses haykırır : Dinle ! Dinlerim gelen sesi, ederim figân-feryat Sesini de özledim, neredesin Sabahat ?

492 Renklerin cümlesini çevirmi şim siyaha Zifiri gecedeyim eri şemem sabaha Da ğlar bile dayanmaz, kalpten çekti ğim ah’a Ömür çok hızlı geçti, sürmedik hiç safahat Benim çile orta ğım, neredesin Sabahat ?

Gündüz hayalimdesin, geceleri dü şümde Bir büyük a ğrı gezer kahrolası dö şümde Geçenlerde ö ğrendim Azrail var pe şimde Dedim ki Yüce Mevlâ’ m yüzün görmeyi sa ğlat Duam, a şım, ekme ğim, neredesin Sabahat ?

Yedi deniz birle şse hicranıma denk olmaz Ya şadı ğım uçurum yedi denizle dolmaz Ezel-ebed gülümsün, hem de yapra ğı solmaz Cennetine al beni, bir de yerimi camlat Beraberdir ruhumuz, neredesin Sabahat ?

Hangi tarafa baksam, hep seni görüyorum Yüre ğim parça parça mum gibi eriyorum Yelkovan akrep koptu, saatim duruyorum Kesmi şim dünya ile sen gideli irtibat Sensiz deliriyorum, neredesin Sabahat ?

İçimde gam kasavet, ci ğerim oldu kebap Seni benden daha çok seviyormu ş Yüce Rab Yandım, tüttüm, kavruldum; gelmiyor ki bir cevap Sesime ses ver gayri, bana da tanı fırsat Dilim kelepçelendi, neredesin Sabahat ?

Dünya hali bu canım, sensiz her şey bo ş ve hiç

493 Şimdi çok uza ğımda mutluluklarla sevinç Yıkıldım duvar duvar, yıkıldım kerpiç kerpiç İçime ate ş dü ştü, yüzüme indi tokat Yanarım alev alev, neredesin Sabahat ?

Göz bebe ğim, canımdın; öyle güzel, öyle saf Seni tarife yetmez mısra mısra cümle lâf Çok acılar çektin de demedin bir kere öf ! Haydi rüyama gir de kulaklarımı çınlat Evin dire ği çöktü, neredesin Sabahat ?

Sarardı yaprak döktü son baharda ye şil ba ğ Dinamitlendi sanki yaslandı ğım koca da ğ Gönlümün üzerine gümbürdedi da ğdan çı ğ Bilemem nerden çıktı bu dönülmez seyahat ? Hakk bulu şturur bizi, neredesin Sabahat ?

Kara toprak mıknatıs, aldı ba şımdan tacı Damar damar çekiyor vücudumu bu acı Nefes alamıyorum, sensin bunun ilâcı Söyle de meleklere yaralarımı ba ğlat İnan gökler a ğlıyor, neredesin Sabahat ?

Ça ğır, duyarım seni, beni de yanına al Unutma ki mele ğim hakkımı ettim helâl Gelen gidecekmi ş hep böyle imi ş bu kural Diyorlar ki ya şa git, ahbaplarını a ğlat Ben de a ğlıyorum bak, neredesin Sabahat ?

Hüznümün girdabında sele döndü gözlerim Acıların destanı satır satır sözlerim Sana pek çok muhtacım, yanar, tüter, özlerim

494 Da ğı delesi gelir, Kayacan oldu Ferhat Hasretin dayanılmaz, neredesin Sabahat ?

Simsiyahtır kâ ğıtlar, boynu bükük yazılar Annesini soruyor masum yüzlü kuzular Geçip gitti seneler, yüreci ğim sızılar Gel be güzel Azrail, kapımı vurup “çat ! çat !” Ya şasam neye yarar, neredesin Sabahat ?

Canlanır hatıralar evin her kö şesinde Pamuk ellerin durur camların perdesinde Ömrün anlamı vardı ılıman nefesinde Mecnun’ um kızgın kumda, ırmaklara bak ça ğlat Tutu şur ci ğerlerim, neredesin Sabahat ?

Okundukça ezanlar yapıyorum duayı Sen de yoksan içinde ne yapayım dünyayı ? Kahrolurum ya şarken haftayı, günü, ayı Bilmiyorum nereye yapmalıyım müracaat ? Adresleri şaşırdım, neredesin Sabahat ?

Depremden daha beter bu apansız gidi şin Yapaca ğın çok vardı, ne çabuk bitti i şin ? Bu kader nasıl kader, sorarım neden, niçin ? Seni arayıp durur kızlar, torunlar, damat Gaiplerden bir ses ver, neredesin Sabahat ?

Kabrini ziyarette içimi okuyorsun Yattı ğın yerden bana sevgiyle bakıyorsun Geçen bunca seneyi tutup anlatıyorsun Yangınlar içindeyim, ate şe şebnem damlat Ba şımdan tüter duman, neredesin Sabahat ?

495

Viraneye çevrildi etrafım, yörem, yanım Bir tanem yoksun diye, yoksun diye sultanım Zifiri gecelerde ba ştanba şa vatanım, Kabrindeki nurlardan enerji, ı şık fırlat Darma duman olmu şuz, neredesin Sabahat ?

Aklım gitti ba şımdan, döndüm çılgın deliye Bu zalim kara yazı bize yazılmı ş niye ? Bekle ben de gelirim, belki gelen seneye Zaten ku şlar kanatsız, yaralanmı ştır kırat Haydi tut ellerimden, neredesin Sabahat ?

496 ZEH İRL İ DAL Ç İÇE Ğİ NE

Dün gördü ğüm u şaklar, bugün gökte uçaklar Di şli çarklar dönüyor, ben nasıl anlatayım ? Nasıl olsa gövdemden ba şımı alacaklar Bırakın da fesimi göklere fırlatayım...

Tezgâhla dümenleri i şlek yere kurmu şlar Kurmu şlar da mübârek için için sarmı şlar Üç senelik bir yola tam üç günde varmı şlarü Ayna tutun gözüme aklımı tırlatayım.

Milyarlar, trilyonlar dü şmüyor dillerinden Bir çıkmaz sokaktalar anladım hallerinden Koklayamam çiçe ği zehirli dallarından Nasıl olur gülümle onları bir tutayım ?

Çileyse benim çilem, böcekse bana korkunç Varsın büyük da ğları kaplasın ayva turunç Hiç kimseye yâr olmaz, öfke nefret ve de hınç Geçmi şteki günleri ben nasıl unutayım ?

Çöp bidonları benim oh ne rahat, ne rahat ! Olmaz olsun ey dostum böylesi bir safahat Vardı balın kayma ğın, yeme de yanında yat Bilemem dostum seni ben nasıl avutayım ?

Ceylan’ ımın sözünü gel yabana atma sen Elin parası ile bele ş hava satma sen Safi sütün içine çe şme suyu katma sen Suyu safi süt diye ben nasıl okutayım ? Eylül-2003

497

EVLATLARIMA

“Evlâdın var mı, derdin var” Diyen ne güzel demi ş... Ekim iki bin üç ba şında Bu yaralı ceylan, evlâtlarından İnim inim inlemi ş, Duyan nerdeee ?

Ben böyle gözü ya şlı Ben böyle boynu bükük Ben böyle rezil rüsva Olacak bir adam mıydım ? Hem de kime, neye kar şı ? Hem de kim için ? Söyleyin söyleyin ! Niçin ? Niçin ?..

İstediniz verdim, Sev dediniz, yürekten sevdim Kalp a ğrılarım duman etti içimi Geberip gitseydim, belki Zil takıp oynardınız...

Kara yere dü şmeden can kafesim Mal - mülk, sen - ben davasındasınız Ne oluyor, neler oluyor anlayamadım ? Hani insanlı ğınız ?..

Günü gelince anlarsınız Anlayacaksınız bu yanlı şlı ğınızı

498 Ama vakit çook geç olacak Pi şman olacaksınız Ve Beni bulamayacaksınız...

Bu mısralar yâdigâr kalacak size Hakim olamayacaksınız O güzelim gözlerinize... Ekim 2003

499 BABA OLDUYSAM

Baba olduysam suç ben de mi ? Kan a ğlıyor içim sizin yüzünüzden Şurda bir aya ğımız çukurda i şte Daha ne istersiniz ? Büyümeseydiniz diyorum, büyümeseydiniz Oysa bebekken ne güzeldiniz, Uğrunuza can vermeyi isterdim Ne yazık, katilimsiniz...

Baba olduysam suç ben de mi ? Her şeyimi annenizin üstüne yaptım Bunun bilincindesiniz... Elemim ar şa vardı elinizden, Okuyun dedim, okumadınız Eri şmedi boyunuz diplomama, Zulüm yapmadım babama; Dü şman desem, de ğilsiniz...

Baba olduysam suç ben de mi ? Bakın el âleme, görün, duyun, i şitin ! Nasıl huzur ve düzen içinde evren ? Açın gözlerinizi ! Ne yazık ümidimdiniz !

500 BE CAN !

Gö ğü yumruklamak nafile Suç arama kendinde be can Alın yazısı böyledir i şte Bir de bakmı şsın Hüznünle yapayalnızsın Yanlı ş bir dü ğmede çatallanır, Oturur, Çocuklar gibi a ğlarsın...

Zamana kur şun sıkmak nafile Su misali akacaktır meret, durduramazsın Nice pehlivanları yenmi ş, Sürüklenmi ş içinde nice sultan Sen de, ben de gidece ğiz Neylersin be can ?

Elinden ne gelir ki Kadere küsmek veya isyan etmekten ba şka ? Beyhude geçen günlere yanarsın, Unutamadıklarının adını anarsın arada sırada Döner akreple şir, kendini sokarsın Duramazsın...

501

ATA YURDUMDA

Vardım ki köyüme neler göreyim ? Harap olmu ş ba ğım, yıkılmı ş gitmi ş. “A ğlayan a ğacı” kökten kesmi şler Sular derelerden çekilmi ş giymi ş.

Bahçemin duvarı yerle bir olmu ş, Sıvalar sökülmü ş, duvar kir olmu ş Sevdi ğim evlenmi ş gözü kör olmu ş Ba ğrına kur şunlar sıkılmı ş gitmi ş.

Dönmü ş viraneye evim, sarayım Acep sıla diye nere varayım ? Ben bu ba şı hangi ta şa vurayım ? Gözümden kanlı ya ş dökülmü ş gitmi ş.

Geçtim gölge gibi tozlu yolundan, Felek ne istedin Ceylan kulundan ? Kopardın sen beni ata yurdundan Bükülmez bile ğim bükülmü ş gitmi ş.

Ey gurbet ceylanı delisin deli, Gurbete dü şenin böylolur hali Yaktı ci ğerimi bir kuru çalı Çalıyı, çırpıyı yakılmı ş gördüm.

18. 10. 2003 / Elmada ğ

502

HAMZA DAYI

Sen emret Hamza dayı, sadece emret Kaygı çekme olmu ştan, olacaktan Tasalanma, yaslan arkana, rahat ol Nasıl olsa her şey olaca ğına varacak Nasıl olsa dediklerin çıkacak...

503 ZAÇ YA ĞI

Kader kader derler adına senin Alnıma yazılmı ş yazımsın benim. Elli yıldır buna gülmedin gittin Yaz- bahar ayında güzümsün benim.

Cümle umutlarım bitti hüsranla Türkülerim sona erdi hicranla Bir de bu garibi dü şünüp anla Bakıp da görmeyen gözümsün benim.

Ma şallah kapkara giysilerdesin Al, ye şil olunca acep nerdesin ? İş im dü şse bulunmazsın, sırdasın İçi a ğıt dolu sözümsün benim

Elde fingir fingir oyunlardasın Her zaman sımsıcak koyunlardasın Ceylan’ ı görünce bitmiyor dansın Kel ba şımda duran sızımsın benim.

504 ZAFER

Pembe kaldırımda siyah gölgeyim Şehir şehr de ğil, batsın bu zafer. Yakın kibrit kibrit ucumdan beni Mavi gö ğs do ğru tütsün bu zafer.

Perde perde so ğuk beton yı ğını Germi ş örümcekler çelik a ğını Eline verin de sinek ya ğını Kalpazan Hamza’ yı ütsün bu zafer.

Yüz tonluk diploma, şu ücrete bak ! Bir aylık geliri etmez üç tabak Çevremi ku şatmı ş rakamlardan tank Çemberin dı şında tutsun bu zafer.

Dili İngilizce, bakı şı Rumca Uzanmı ş önüme son uçurumca Dönerken kö şeyi her sahte amca Kö şelerde beni yutsun bu zafer.

505 ZA ĞARCI

Av köpeklerine ders veriyorsun Arada bir sen de köpekle ştin bak. Saray mutfa ğında durur bir elin Şiştin davul gibi göbekle ştin bak.

Ma şallah ehl-keyf hep seni tanır Karın saklanır da o ğlun utanır. Ete ğin zil çalar, göbek fırlanır Sultanı görünce köçekle ştin bak.

Ah diyordun ya kaderine ah ! Belli ki bugün de yapmı şsın siftah Şıkınca kar şına koltuktaki şah. Bir me şin gibiydin ipekle ştin bak…

Dil bilir dediler “madam” deyince Kurtuldun “katil şu adam !” deyince Kurultay toplanıp “idam” deyince Öyle masumla ştın bebekle ştin bak.

506 ZAH İRDE

Ben sana ne diyem, nasıl söyliyem ? Çok şeyler anlatır halin zahirde. Farz mısın mübârek boynumda duran ? Tırna ğın, sinemde elin zahirde.

Hortumun dayanmı ş yırtık cebime Cırtlak kasetlerin girmi ş teybime Diyecek bulunmaz sahte keyfine Sazın omzumda, telin zahirde.

Kara koltuk verdim, kara gün için Kapkara masayı dü ğünün için Dua edip durma ölümüm için Tabutum burada, salın zahirde.

Otur resimler yap, resim hocanla Ya şa kavga-dövü ş asker kocanla Ba ğrına gizlenen zulüm gecenle Arın bende kalsın, balın zahirde.

Dilin makas makas keser ba ğımı Elin yere yıkar gönül da ğımı Sözün alev alev şu duda ğımı Yakar geçer amma, dilin zahirde.

507

ÖLÜMÜ SATSALARDI ALIRDIM

“Ölümü parayla satsalar şayet Almazsam, almazsam kahrolayım ben !” diyordu Ak şam alacasında gelmi şti yanıma Yüzünün rengi mosmordu, İçin için ağlıyordu…

“Ölümü satın almak da nereden çıktı ?” dedim Soruma cevap vermeden devam etti konu şmaya : “Param da yok üstelik, Taksitle olmaz mı bacanak ? Taksitle satın alsam şu ölümü, olmaz mı be ?” Diyor, asla beni duymuyordu Şaşırdım, buz kestim, dondum kaldım…

Alkol de almamı ştı üstelik, “Yemin ediyorum sana, yemin ediyorum Gidip satın almazsam ölümü, Gidip satın almazsam !” dedikçe dili Yürek yangınının kokusu sarıyordu bakı şlarını, Sorgucu gözlerimle baktım, konu şturmadı bile İçin için yanıyordu…

Evlât zehrini tatmı ştı dudakları, Bir film şeridi yapıp canevini döküverdi ortaya : “Karalar ba ğladı ğım iki dönemim var Birisi, o ğlumun askerden geldi ği günler Ötekisi, Ba şkent’e tayin oldu ğum günler Yani, çukurun dibinde debelendi ğim, Bir merdiven uzatacak dost elleri bekledi ğim

508 O çıkmaz sokaklarda yürüdü ğüm adım adım O eza dolu günleri anımsadım” dedi Ve yutkundu… Öylece ku şandı gölgeyi üstüne…

Sonra, bir süre sonra gene başladı konu şmaya : “Güvendi ğim üç daldan da umut kestim bacanak Güvendi ğim üç da ğ da yerle bir, toz duman şimdi “Kim, ne ?” diye sormama fırsat vermeden atıldı, “Biri evlât, biri sen, birisi de karde şlerimdi…” Derken, yapra ğını dökmü ş kı ş a ğacıydı sanki… Titriyor, ü şüyordu…

“Ben ne yaptım, kabahatim ne ?” diyecektim ki Yuvasından dü şen ku ş misali açtı acılı gözlerini Ak şam alacasının girdabında kıvranıyordu… Taksitle satın almak için ölümü, Sadece ölümü arıyordu…

“Ha ?! Bir de bacanak, Çok sevgili annemin Hakk’a yürüdü ğü zaman, İş te o zaman var, unutmadım, Babamın bedduası iki yakamda halâ duruyor Sebebini sen biliyorsun i şte” dedi, Kur şun yemi ş bir kelebekti, İnledi, inledi… -II- “Koçero” nun kafesini kaptı ğı gibi En uzak tepelere sürdü arabasını… Yaban ahlatlarının dibinde Gömüldü hıçkırıklara… Kendi elleriyle kazdı ğı mezara Gömdü hepimizi, hem de a ğlaya a ğlaya…

509 ZAL İM

Yüce da ğ ba şını duman, sis sarmı ş Ne dumanı anlar, ne sisi zalim. Kar şımda Moskof’un kalesi zalim Sözde yârim, Baktım ki sırtıma hançer sokarmı ş…

Yüce da ğ ba şında fırtına, bora Dost olan sokar mı dostunu zora ? Döndüm sayenizde susuz pınara Böyledir halim Beni deli-dolu söyletir zalim.

Yüce da ğ ba şında lâpa lâpa kar Kardelen, kardelen neredesin sen ? Sözde yârim, kuru çalım Tutar da ba şımı belâya sokar Alın yazım mısın, nesin sen ?

510

ZAM

Batan gün indirimdir ömürden El açıp ömrümüze zam isteriz zam. Hastayız, yorgunuz dünya elinden Görünmez bu ko şuda düzen-intizam…

Yükledik göçü yollarda kervan Mor menek şe ak şamı ya şıyor çöl Ney sesiyle bir ho ş oluyor insan Uzak tepelerin ardındaki göl Ah beni anlasan, içimi duysan !

Çek deveci develeri, çıngırdasın çan Bulut bir halıdır ba şımda uçan, Do ğan gün batacaktır, yine bu ak şam Bir i şe yaramadı istedi ğim zam…

511

ZAMAN

Gül yapra ğı, buz kalıbı akan su Her kalıba giren tanımdır zaman. Dayım, param, gücüm, yok ya biliyor Sanki hafif me şrep hanımdır zaman.

Onu tutamadım kaçtı elimden Bir baktım ku ş olup uçtu elimden Rüzgârdı, eserek geçti elimden Resimlerde kalan anımdır zaman.

Şansken ba şkasında, yokluktu bende Neyim varsa alıp geçti gidende Gene de umudu yorgun bedende Çileyle yo ğuran canımdır zaman..

Yüzde derin çizgi, saçlarımda kar Oldu ğundan belli, etmemi şim kâr. Ko şup durmadayım edemem inkâr Damarımda akan kanımdır zaman.

Durmadı, devamlı bastı pedala Takvimi çevirdi kuruyan dala Sessizce yatırıp tahtadan sala Bir cami önünde sonumdur zaman.

Ceylan’a verilen en büyük ö ğüt El de ğmez, göz görmez denir ki soyut Boynuma dolanan üçüncü boyut Gün do ğar, gün batar konumdur zaman.

512

ZAMANE

Ağzında sakızı patlatır dili Terbiye nedir ki bilmez zamane. Kütür kütür ayak sesi sokakta Surat asık, yüzü gülmez zamane.

Büyü ğe yer vermez sabah dolmu şta Gören sanır sanki adam olmu ş ta Küpesi kulakta, takkesi ba şta Bir türlü hizaya gelmez zamane.

Yumrukla yo ğurt yer, ojeli tırnak Sanırsın rüzgârda dönen fırıldak Moda diye o ğlum ne gelirse tak ! Eğilir de namaz kılmaz zamane.

Göt-göbek açıkta bu nasıl namus ? İçer içer amma, otobüste kus Maalesef izah edilmez husus : Hiçbir şeyden ibret almaz zamane.

513 ZAMAZ İNGO

Ne faiz fazlam var, ne kayıt dı şım Vallahi birdir içimle dı şım !.. Şu son hükümetin bütçesi olamadım; Bekle beni, dedi ğim yerde, olur mu “dingo” ?! Zamazingo !... Zamazingo !...

Ne borsadan kaptım, ne birini çarptım Zeytin, peyniri bile zor buldum inan… Vurmaz benim gibi adama, ne loto, ne piyango ! Ne olur ne olmaz, sen beni bekle orada, Zamazingo !... Zamazingo !...

Haram yemedim, yalan demedim Hep eme ğimdir alnımdaki terim… Kara para aklayanlar akrabam değil; At boynunda at yarı şı, kramponda toto; Ne olur ne olmaz, sen beni bekle olur mu ? Zamazingo !... Zamazingo !...

Dibine vurdu ğum Dünya bu, belli olmaz Ya Hoca’ nın gölü maya tutar, e şeği anırırsa ? Biliyorum ardımdan en çok a ğlayacak sensin “Yiyemedim, diyemedim” diyerek… Hiç kimse dökmeyecek gözya şını senin kadar, Sonra gidip oynayacaksın, benim için de “bingo” Zamazingo !... Zamazingo !...

Haram ne, günah ne, herhal seninle oldu ğum ?! Ba şka bir şey bilmiyorum ki ben ! Sen üzüm çaldı ğım ba ğ, ku ş vurdu ğum da ğımsın

514 Sen ilkten ilk günahımsın, içi dolu barda ğımsın Islı ğım, ayna tuttu ğum yüz, sen, bence helâlimsin Saçların ıslak ta olsa, ba şını gö ğsüme ko ! Zamazingo !... Zamazingo !...

Zambak kadar mor ve mavisin, Zambak kadar buyurgan. Mezarlı ğın kapısında beklerken seni kırmızı oto Kabrime zambak so ğanı dikesin e mi ?! Zamazingo !... Zamazingo !...

Sorgu sualde önce sen gelmelisin önüme “Bu kim ?” dediklerinde yıkılmalıyım… Cehenneme tunçtan bir kapı gerekmi ş, duydum; Senin yüzünden, İlk ben çakılmalıyım… Senin gibi birisini sevdi ğim için, Ve de “adam” sanıp de ğer verdi ğim için, Cayır cayır yakılmalıyım… Sonra sen çıkıp meydana, oynamalısın tango; Zamazingo !... Zamazingo !...

515

AŞK

O nedir ki, insanı çile çile dokuyan ? O nedir ki, dalında bülbül olup şakıyan ? Söyle bana ey dostum, üç harf bir nokta ile Nedir gönül defterin, sayfa sayfa okuyan ?

İçindeki pas tutmu ş frenleri koparan Uçuruma dü şecek trenleri kurtaran O nedir ki bir tanem kibrit çakmadan yanan ? Söyle bana ey dostum, üç harf bir nokta ile.

Yetmi şlik ihtiyarı indiren on sekize Kralı, firavunu getiriyor ki dize O nedir ki can dostum, giren can evimize ? Söyle ban ey dostum, üç harf bir nokta ile.

Zamanları savuran, mekânları kavuran Kamyonları yollara karpuzuyla deviren Kervanları çöllerden sulu, susuz çeviren Söyle bana sevdi ğim, üç harf bir nokta ile…

516 NE ÇIKAR ?

Yâr gelecek diyerek beklesen de ne çıkar ? Yılları birbirine eklesen de ne çıkar ? Do ğuştan bahtsız isen kadere gücün yetmez Rakamların kıçını yoklasan da ne çıkar ?

Sana küre ğin sapı, el âleme gül-gonca Böyle geldi bu devran, böyle ömür boyunca Kocaman bu kafayı kara yere koyunca Hasretini beyninde saklasan da ne çıkar ?

ÖĞÜT

Dostun dosta yaptı ğını yılan bile yapmazmı ş Kılavuzu do ğru olan e ğri yola sapmazmı ş Zaman, deli ku şlar gibi, uçar gider üstünden Toprakta bekleyenden körler hisse kaparmı ş

SEB İL

Yüre ğimi açarsam yüce da ğlar düz olur Aşkımı fısıldasam geceler gündüz olur Akıp gitmez bu musluk böylesi biteviye Suların aynaları bir günde ters yüz olur…

RÜZGAR

Bu ne biçim rüzgâr ki eser ba şımda benim Nice yaralar açar, dertli dö şümde benim Kaçsam da kurtulamam sanki pe şimde benim Toz edip savuruyor, toplanamam o yüzden

517

ACEM İ ŞOFÖR

Gönül otobüsünü dereye yuvarladım Yollarda yaralıyım, gezerim adım adım Gelene el kaldırsam, düdük çalıp geçiyor; Zaman denen zengine dört teker ısmarladım.

SORGUCU SEÇMENE

Seçimlerde biz kime oy verelim diyorsun Aslında sen benden de çok iyi biliyorsun Maksadını anladım, bo şuna kıvranma hiç Kazanman olanaksız, zaten kaybediyorsun…

KALDIRIM

İyice bakın bana yere dü şmü ş bir ba şım Öpüyor topu ğunuzu her adımda bir ta şım Gündüz güzeller geçer üstümden birer birer Yol sarho ş, duvar sarho ş; ak şamadır telâ şım.

NAZAR

Mıkatıs gibisin bak, bırakman tuttu ğunu Timur’un fili yutmaz bir ayda yuttu ğunu Hoca Nasrettin olsam, pes ederim vallahi Kaç duayla uyarsam, bilmem, uyuttu ğunu.

518

ALKOL

Beni esir almaya bo şuna hiç çalı şma Sildim seni dünyamdan hayatıma karı şma Çal ba şına şişeyi, yallah ancak varırsın ! Küstüm sana a şufte, sakın benle barı şma !

SİGARA

Duda ğımda sırıtıp gülüyorsun sen Duman duman ömrümü siliyorsun sen Yeter, defol diyorum sa ğırsın belli; Yana yana benimle ölüyorsun sen..

ATE Ş

Görünür tutulmazsın, yakarsın kavurursun Kovalasam gitmezsin hep ba şımda durursun Benim gibi odunu buldun ya yakmak için Sevinçten top oynarsın, vallahi kudurursun…

GECE

Kovalasam da seni gene bana gelirsin Derdimi, efkârımı tomar tomar verirsin Simsiyah bir çar şafla yutuyorsun zamanı Yüzbin güne ş ile sen, in şallah geberirsin !

519 MAA Ş

Sütçüye ve tüpçüye bilirim gücün yetmez Seni bir şey sanıyor merak edip te herkes Halo dayı donumu ezbere biliyorsun Bir elbise ısmarla, alayım biraz nefes.

Hastalıklı cüzdanım, ilâcı oluver bir Beni de “Sabancı” san, gelip te doluver bir İki günde toz olur, el âleme kaçarsın Dünya mı batar sanki, birkaç gün kalıver bir…

GÖNÜL ATI

“At rüyâ görürmü ş”, bilim öyle der Bizde gönül atı, dörtnala gider. Bıktım ya şamaktan sıkıntılarla Oldu parça parça, sırtımda e ğer…

520 EVLAT ZULMÜ

Bütün zulümlerden betermi ş me ğer Evlâdın babaya çektirdikleri. İçim parça parça çıldırıyorum Göz ya şıdır gözden döktürdükleri…

Adları : Arzu’dur, Pınar, Bahadır Sözleri : Yok mudur ? Daha, dahadır ! Ömrünü harcayan yorgun babadır Fele ğin önüne çöktürdükleri.

Dilerim Mevlâ’ dan (bahtın ak ede !) Ya şarken ölürmü ş, ben gibi dede Dededir, maalesef kırk mengenede Ağzından di şleri çektirdikleri.

Üçü de tıkadı otu canıma Üçü de cellâtca çıktı önüme Bıktım bu candan, imanıma-dinime Yeter… Dü şmanımı güldürdükleri…

08.04.2004

521 UYANIK ADAM HAYYAM

Ne uyanık adamsın, kızını verdin file Şarap küpü yanında seccade de yatarsın Kızın mesut, sen mutlu; gözümüz yok ey Hayyam Damadının hortumu kopar elbet bir ak şam Böyle gitmez bu devran bir caddede yatarsın..

Bakma bize sen dostum Ba şa geçmi ş bo ş file… Seccade de horlayıp Yatarsın bile bile… Yutarsın hep bonfile…

Uyanınca ba şlarsın usul usul vaaza Biliyorum gerek yok, ne ozana, ne saza Ba ğladık kaderleri, “damatfil”- “gelinkıza” Ne uyanık adamsın helâl olsun vallahi !...

Kulak ver pençereye Sesleniyor bu millet : -“Ya şa varol “damatfil !…” Bakma bize sen dostum At a ğzına karanfil… Ya şanan son gün de ğil… Ya şanan son gün de ğil…

522 CEM

İmbiklerden hücre hücre süzüldüm De ğirmende bu ğday bu ğday ezildim Kuzu oldum, bin kancada yüzüldüm Alın sizin olsun bende ki beni…

Açaraktan kilitlenmi ş kapıyı Yüzbin renge boyar iken yapıyı Bir gülü şe feda ettim tapuyu Alın sizin olsun bendeki beni…

Ne malım var, ne mülküm var, bombo şum Aşk elinden divaneyim, sarho şum Bir noktada sona erdi bu ko şum Alın sizin olsun bendeki beni…

Sır sakladım, sırra döndüm aynada Cevap gelmez yaptı ğım şu feryada Yoktur gözüm hem de iki dünyada Alın sizin olsun bendeki beni.

Cümle yollar bir kav şakta bulu ştu Bulu ştu da yolcular el tutu ştu İblis bile orta yerden savu ştu Alın sizin olsun bendeki beni…

İçim, dı şım bayram yeri, gülüyor Güne ş bile nefes alıp soluyor Sol gö ğsümde ihtilâller oluyor Alın sizin olsun bendeki beni

Aşk yüzünden pervanece dönerim Hem dönerim, hem de candan yanarım Kopardı ğım yüre ğimi sunarım Alın sizin olsun bendeki beni

523 YAPAYALNIZIM

Bu curcuna, bu fırtına, bu sesler Bu gürültü içimde mi, dı şta mı ? Eşyadaki, do ğadaki nefesler Gerçekte mi, dü şte mi ?

Atomun çı ğlı ğı kulak zarımda Bir bilinmez hazine var ah-ü zarımda Hangi el uzanır hangi zamanda onu açmaya ? Sorsam söylemezler Yoksa, saat be şte mi ?

Ak şam üstü batacakmı ş bu dünya Çocukluktan bellettiler öyküyü Girdabımdan yükselen şu gürültüyü Susturacak el, alkı şta mı ?...

Havuz doldu, suyun raksı ı şıkla Dü şer gökta şları ba şıma benim Kaldırımlar uzanır ruh şehrimde Boylu boyunca sessiz ve hüznün şarkısında dallar Mevsim kı şta mı ?...

Şöhret aya ğımın topu ğunda, Kahkaha aynası parça parça Ya şayan ben de ğilim cıvıltılı maziyi Yaban otlar kaplamı ş koskoca araziyi Bin dert sarma şığı vurmu ş kelepçeleri Biliyor, hissediyor, ama çözemiyorum İçerde mi, dı şta mı ?... İçerde mi dı şta mı ?...

524 İFTAR SOFRASINDA B İR YET İM ÇOCUK

İstifa ediyorum şimdi ben benden Can ku şum gökyüzüne uçtu uçacak. Gücümün yetti ğince haykırsam size Ve sorsam : “Bu gidi şin sonu n’ olacak ?” Dalı, a ğacı kırar Ku şu kur şunlar, yuvayı bozar Denizi kirletir Köle yaparsınız insanı, bilirim Acımaz, acıkmazsınız… Ne desem, ne söylesem duymazsınız siz Davul göbe ğinizden, fil boynunuzdan Daha neler, neler çıkacak kim bilir? İsrafil’ in suru da çaldı çalacak, Anlamazsınız…

Açlıktan ölürken bebekler Yok olurken bir bir Yok olurken kelebekler Elinize geçen her şeyi Ama her şeyi yutarsınız… İstifa ediyorum şimdi ben benden Yazmayın safınıza, ölüm çıkacak… İftar sofrasında bir yetim çocuk var Ağlamaklı, utangaç, mahçup ve cılız… Üşümü ş, titreyen elleriyle böler pideyi Küçümen gözlerinden damla damla Ya ş dü şüyor akıl pençereme tak tuk… O a ğlar, ben a ğlarım Siz a ğlamazsınız… Siz a ğlamazsınız…

525

İNF İLAK SONRASI Karekök içinde eksi dört gibi Kabımdan dı şarı çıkamıyordum. Eyyub’un ba şında duran dert gibi Atomu kalbinden yakamıyordum. Elimle açtı ğım her pençereden Eserdi tersine bahtın rüzgârı Hazan yapra ğıydım savrulup giden. Karınca gölgesi, da ğın efkârı Minnacık beynimdi a ğıtlar eden…

Basit hacimleri sonunda yaktım Kibriti dinamit üstüne çaktım İnfilâk doldurdu uçurumları Buldu cevabını nasılla, neden …

Varım varlı ğınla, varlı ğınla var Gayri yoktur bana, senden ba şka yâr Eridi su oldu buz da ğı i şte Ruhumda çok şükür sonsuz bir bahar… Sana ko şmaktadır ayaklarım bak Hiç dü şünmeden…

526 DOKUNMA DUYUSU

Ne nefes, ne dil, ………………Ne burun, ne kulak Bırak ey gözlerim, onları bırak Gel şu dokunmanın sihrine bak…

Bir aynadır her hücrede duyarga

“Tık ! Tık” eder parmaklarım kapıya Mavi güller açar yüre ğinde zamanın Kesilir a ğıtları ana gö ğsünde Ba şı ok şanan çocukların… Ve hasret biter… * Hıçkır, ………….Esne …………...... Uyu Züleyha’nın yüre ğidir bunu bil …………………………….Yusuf’a kuyu… Elma bıça ğından kanayan parmak de ğil…

Nar çiçe ği a ğzında su damlası neyse O’ dur çöllerde Mecnun’un Leyla’sı… Su ok şar, yel üfürür, gül dokunur gülüm Ozan sazının tellerinden yürek okunur : “Ça ğır Karacao ğlan ça ğır Ta ş dü ştü ğü yerde a ğır Yi ğit sevdi ğinden so ğur Sarılmayı sarılmayı…” Bu özlem haykırı şı, söyle niçin ? Bunca çile, bu öldüren kara sevda

527 Dokunmak için… * Ara, bak, gör, ………………Bil, bul, ol… Eritmeli sıfatları o ğul, sıfatların içinde… İçinin dehlizinde nice şehir ı şıkları yanıp söner Ağrıları dindiren bir İstanbul topra ğı mı Dokunmayı bekledi ğin Veysel’in sadık dostu mu özledi ğin o yer ? Ölmeden evvel ölmeli insan dediğin…

Dokundu ğunda bana, yıkarım da ğları Süslerim masmavi yangınlarla dü şlerimi Bir anda barı şa dönü şür ruhumdaki kavga Günahlardan temizlenir defter Kelebek nabzı avuçlarımda gayri sıla Ve gurbet biter…

Her müzede, ta ş heykeller önünde Aynı levha :-“Lütfen dokunmayın !” Şaşırır kalırım… “Hacer-ül Esved” giderir ancak damar damar Parma ğımın sancısını, yüre ğimin acısını Sevinçten a ğlar, a ğlarım…

Bin a şk ta şır her hücrede duyarga… Ve sohbet ba şlar…

528 BAKMA AYNAYA

Ak şam oldu, bakma sakın, bu yalancı aynaya Pas tutmu ş çivilerle asan asmı ş duvara Kaç göz a ğlamı ştır kar şısında kim bilir ? Dön sırtını, bo ş ver gitsin, aldırma sen ! Görüyorsun ters dönüyor de ğirmen …

Bir aynalı çar şı bekler seni, senin içinde Aşkının boy boy görüntüsü orada gülüm Eksilmesin dilindeki güzel türküler Anılar var, yüre ğinde çi ğdemle şen İyi bak de ğirmene, nasıl da şen…

Ak şam oldu, bakma sakın, bu yalancı aynaya Kendine ça ğırmı ştı do ğdu ğun gün, bu toprak Ebediyen kalamazdı dalda bir yaprak… Ya şa, ya şat sevdanı hiç dü şünmeden ! Nasıl döner biliyorsun de ğirmen…

529