Çorum Yöresi Sözlü Kültürü
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
ÇORUM YÖRESİ SÖZLÜ KÜLTÜRÜ Can YOKSUL Atasözleri – Deyimler - Övgüler (Övmeler)-Özlü Sözler - Yergiler – Argolar – Öğütler-Beddualar (İlençler-Kargışlar) Şakalar -Tehditler – Yeminler- Kıyaslamalar – Benzetmeler- Öneriler – İnanmalar Halk Yargıları- Yakınmalar-Espriler-Dersler ve … Çorum-2013 Baskı Bilgileri Eylül 2013 Birinci Baskı Kapak Tasarım İrfan YİĞİT Mizanpaj PANKU KİTLE İLETİŞİM & REKLAMCILIK Yavruturna Mah. Kulaksız Sok. No:17/A ÇORUM Tel: 0.364 333 08 08 www.panku.com.tr Basım Yeri Bizim Repro Kültür Çarşısı No:7/100 İSKİTLER / ANKARA İsteme Adresi: Çorum Belediyesi Kent Arşivi Turgut Özal İş Merkezi Kat:4 0 364 225 08 10 / 1539 ISBN- 978-605-64210-0-6 Bu eser Çorum Belediyesi’nin Kültür Yayını’dır PARA İLE SATILAMAZ II İÇİNDEKİLER Takdim.................................................................................V Can Yoksul’un “Çorum Yöresi Sözlü Kültürü Kitabı Üzerine .................VII Sunu (İbrahim Gösterir) ................................................... IX Bu Kitap Nasıl ve Neden Ortaya Çıktı ...........................XIII Çorum Yöresi Sözlü Kültürü ...............................................1 Kaynakça .......................................................................... 677 III CAN YOKSUL 1949 Yılında Çorum’un Tolamehmet Köyü’nde doğdu. İlk öğrenimini Çorum Cumhuriyet İlkokulu’nda yaptı. Daha sonra Ankara-Hasanoğlan’da Atatürk İlköğretmen Okulu’nda ve Diyarbakır - Ergani’de Dicle İlköğretmen Okulu’nda okudu. Çocukluğu ve ilk gençlik yılları çobanlık, çiftçilikle geçti. İnşaarda işçilik yaptı. 1968 - 1978 yılları arasında çğretmen olarak çalıştı. Öğretmenlikten ayrılıp uzun süre Tarımsal Amaçlı Köy Kalkınma Kooperatiflerinin üst örgütlenmesi olan Çorum “KÖY-KOOP”ta yöneticilik yaptı. Uzun süre Avrupa’da yaşayan Can Yoksul’un gerek Türkiye’de gerekse diğer ülkelerdeki bir çok gazete ve dergilerde şiirleri, yazıları yayınlandı. Avrupa ülkelerinde birçok kentlerde kültürel programlara katıldı. Aynı zamanda bir şiir yorumcusu olarak da tanınan Can Yoksul’un ilk şiir kitabı “Selahattin Koçak imzasıyla” 1970 yılında yayımlandı. Avrupa’da “Akturna” dergisini kurarak uzun zaman yönetti. Daha elinde bir çok yayınlanacak yapıtları bulunan Can Yoksul’un yayınlanan kitapları şunlardır. 1. Bozkırların Çocuğu (1970) 2. Deli (1974) 3. Gündönümü (1980) 4. Zulada Kalan Türküler (1983) 5. Seni Unutur muyum Seni 6.Panzerler Postallar Daraağaçları 7. İnsanlığın Türküleri (1986) 8. Ozani ve Şiirleri üzerine (2011) 9. Çorum Sözlü Kültürü (2013) IV TAKDİM Bir coğrafyanın “vatan” olarak insanına yakışması, “insanının” da o coğrafyaya yakışması eşine az rastlanan bir durumdur. Anadolu, bu yanıyla birçok coğrafyadan daha şanslıdır. Çünkü vatan dendiğin- de, Anadolu’da yaşayan insanın gönlü yerinden oynar. “Vatan sevdası” sevdaların en büyüğü olarak görülür. Yaşadığı toprakları, bütün varlı- ğıyla sahiplenip, özlemini, acısını, sevincini, insanî bütün değerlerini bir fidan gibi, bin bir emekle yetiştirenlerin yaşadığı yerdir, Anadolu. Sahip olduğu kültürün kaynağına bakıldığında, hoşgörüyü, merhame- ti, acıyı ve sevinci, paylaşmayı buluruz. Anadolu, sadece kimliklerin değil, aynı zaman da gönüllerin de akraba olduğu bir toprağın adıdır. Bir toplumun, kendine ait kültürünü en iyi yansıtan yazısı ve edebiyatıdır. Bu edebiyat da toplumun sözüne, sesine, selamına, haline etki eder. Anadolu’da dağın, taşın, toprağın, ağacın, yokuşun, ırmağın, neyi sayarsanız sayın her şeyin dili ve kulağı vardır. Buna mukabil, atasözlerimizin, deyimlerimizin, türkülerimizin, şarkılarımızın deyişle- rimizin hikâyeleri vardır. Anadolu’da insan; dağla, taşla dertleşir, halle- şir. Irmağın, şehrin, köyün, sokağın adında sakladığı hikâye aslında bu toplumun değerlerini barındırır. Bu değerler sözle beyan edilir. Böyle bir hakikati anlamış olacak ki sözün kıymetini yüzlerce yıl önce Yunus Emre şöyle dile getirmiştir: Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz… Yüzyıllardır her topluluğun kendi içinde, yaşamın her alanında sarf ettiği sözler, deyişler, atasözleri, ağıtlar, dualar, şakalar, birer mi- rastır. Bu miras bizim nasıl bir medeniyet olduğumuzu yansıtır. Mede- niyetimize göstermiş olduğumuz ihtimamı ortaya koyar. Gerek kişisel olarak ve gerekse kurumlarımızla birlikte bu ihtimamı, her geçen gün daha fazla göstermek zorundayız. Şehrimize ve kendinden sonra ge- lecek nesillere olan bu gönül borcunu ödemek ve sözlerin hatırasını tutmak hepimizin vazifesidir. V Biz de Çorum Belediyesi olarak, mensup olduğumuz kültürün birikimlerini geleceğe taşımakla yükümlü olduğumuzun bilincindeyiz. Çorum; Anadolu’yu imar ve inşa edenlerin, muhakkak uğrayıp iz bıraktığı şehirdir. Köklü bir geçmişin birikimini taşıyan Çorum insanı, barış ve kardeşlik duygularını, sokağına, caddesine yansıtmıştır. Böylesi güzel değerleri, hayat tarzına dönüştüren insanlardan mürekkeptir, bu şehir. Belediye olarak basımını gerçekleştirdiğimiz “ÇORUM YÖRESİ SÖZLÜ KÜLTÜRÜ” kitabı şehrimizin bu meyanda birikimini siz değerli okurlarımıza aktarmaktadır. Kıymetli yazarımız Can Yoksul’u tebrik ediyor, Çorum kültür arşivine katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Muzaffer KÜLCÜ Belediye Başkanı VI CAN YOKSUL’UN “ÇORUM YÖRESİ SÖZLÜ KÜLTÜRÜ” KİTABI ÜZERİNE Sözlük hazırlamak, dil çalışmalarının zor ve sabır isteyen işle- rindendir. Eğer hazırlanacak sözlük, derlemeye ve araştırmaya dayalı ise daha çok zamana, daha çok emeğe ve sabra ihtiyacınız var demektir. Can Yoksul, “Çorum Yöresi Sözlü Kültürü” adını verdiği ki- tabına A’dan Z’ye bir sıralama ile 27 binden fazla söz dizmiş, sayfa altlarında 1000’e yakın dipnot bilgisi yazmış, 700 sayfalık dolu dolu bir derleme çalışması koydu önüme. Duygularımı, düşüncelerimi yazmamı istedi. Sevinçle, gıpta ile çevirdim sayfaları. Antik Batı Edebiyatı yazarlarından bazıları halkın kullandığı dille yazamamaktan yakınmışlardır. Yakınmalarının sebebi halkın kul- landığı dilin canlılığı ve renkliliğidir. Çünkü halk dilindeki kelimeler, anlam ve kullanış tarzı bakımından elastikidirler. Zamana, mekâna göre anlamları değiştiği gibi, şekilleri de değişebilir. “Aman Allahım!” sözü- nün anlamı bir felaket anında ayrıdır, güzel bir manzara karşısında söy- lendiği zaman çok daha başka anlam ifade eder. “Yorgunum” sözü tar- ladan gelen bir kimsenin ağzından çıkarsa, anlamı bedeni yorgunluğu anlatırken, bir yakınınI kaybetmiş kimsenin ağzından çıktığında daha başka anlam ve duygu yüklenmiştir. Can Yoksul, halk dilinin bu fark- lılıklarını birbirine çok yakın, hatta aynı sözlerle yazılmış gibi görünen sözleri sayfalara aktarırken bu anlam farklılıklarını ustaca yakalamış- tır. Atasözlerini en yaygın bilinen şekilleri yanında yine halkın çevrede kullandığı şekillerini de tespit ederek aktarmıştır. “El atına binen tez iner” yanında, “El atına binen köy ortasında iner”, “El atına binen ya düğün günü iner ya bayram günü” şeklinde kullanılışlarını da kitapta bir arada görüyoruz. Çorum’a Doğu’dan gelip yerleşen Türkler, Türk milletini oluş- turan insan varlıklarının, boylarının bütün kültür unsurlarının tamamını beraber getirmişlerdir. Çorum’da yerleşen 21 Türk boyunun bulunuşu, Çorum’un dil ve kültür mayasındaki özün sağlamlığını ve zenginliğini gösterir. Türk dili üzerine akademik çalışmaları ile ün yapmış Profesör Ahmet Caferoğlu, bulamadıkları sözcükler için öğrencilerine “Çorum’a gidin, Çorumlulara sorun” dermiş. Kitap içindeki sözleri okurken yalnız bir okuyucu olmaktan sıyrılıyor insan. Bir kalabalık içinde sanki çarşı-pazar, düğün evi, otur- ma odası, kahvede, işyerinde, velhasıl bütün canlılığı ile hayatın içinde yaşadığınızı hissediyorsunuz. VII Can Yoksul’u uzun emek ve sabır isteyen böyle bir çalışmayı başarmış olmasından dolayı kutluyorum. Çorum ve yöresi üzerine bir eser, özellikle anadilimiz üzerine bir yeni eser daha yazılmış olmasın- dan büyük sevinç duyuyorum. Abdulkadir OZULU EYLÜL - 2013 VIII SUNU Her ulusun, toplumun; yıllarca, binlerce yıllık bir zaman içinde deneyimler süzgecinden süzerek ortaya koyduğu, üstüne ekleye ekle- ye zenginleştirdiği, kuşaktan kuşağa aktararak günümüze taşıdığı bir sözlü kültürü vardır. Destanlar, atasözleri, deyimler, öğütler, yergiler, övgüler, yeminler, tehditler, ilençler, fıkralar, halk türküleri… bu sözlü kültürün temel taşlarıdır. Bunlar içinde özellikle atasözlerinin ayrı bir yeri vardır. Her toplumun atasözlerine verdiği bir ad vardır. Eski Türkçede “sav” adıyla gördüğümüz atasözünün Osmanlı dönemindeki karşılığı “darbımesel”dir. Doğu Türkistan yerlileri ile Hotenliler, sava ugün “tapma” derler. Rusya’nın değişik bölgelerindeki kimi Türklerde ata- sözlerine verilen ad “söpek”tir. Atasözünün başka karşılıkları Yışkiş- lerde “toprak”, Çuvaşlarda (Sibirya’da bir Türk boyu) “comak” ya da “samah”, Lena Irmağı yakınında oturan Yakutlarda “xohoone”dir (Yund, 1976: 9-13). Sözlü kültür ögelerinin bir bölümü halk ağzında söylene söy- lene kalıplaşmıştır. İçlerinde toplumsal yaşamdaki gelişmelere koşut olarak yeni anlamlar kazananlar olduğu gibi, geçerliliğini yitirip za- manla unutulanlar da vardır. Kimi sözlerde anımsanmasını kolaylaş- tıran, unutulmaya karşı direnç kazandıran, o söze yaşama gücü veren ölçülü, bazen de uyaklı bir yapı göze çarpar. Örneğin, “Dört diyon, do- kuz diyon; topluyon otuz diyon” deyiminde uyaklı,“Ben diyom bayram haftası, sen diyon ambar tahtası” deyiminde ise hem ölçülü hem uyaklı bir söyleyiş görülüyor. Derlenen atasözlerinin, deyimlerin, özlü sözlerin içinde öyle anlam yüklü olanlar vardır ki, bunların bir tekini açıklamak için bile oylumlu bir kitap yazmak