Türkiye Kültür Ve Sanat Yıllığı 2013
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
Türkiye Kültür ve Sanat Yıllığı 2013 Türkiye Yazarlar Birliği Türkiye Yazarlar Birliği Yayınları : 46 Yıllık Dizisi : 26 Türkiye Kültür ve Sanat Yıllığı 2013 Türkiye Yazarlar Birliği Yönetim Kurulu’nun 18.02.2012 tarih ve 88 sayılı kararı ile yayınlanmıştır. İbrahim Ulvi Yavuz (Genel Başkan), Ahmet Fidan (Genel Başkan Yardımcısı), Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç (Genel Başkan Yardımcısı), Erbay Kücet (Genel Mali Sekreter), Atilla Mülayim (Genel Sekreter), Murat Erol (Genel Sekreter Yardımcısı), Öner Buçukcu (Genel Sekreter Yardımcısı), Osman Özbahçe (Üye), Ahmet Fatih Gökdağ (Üye), Ercan Yıldırım (Üye), Ferhat Koç (Üye) ISBN: 978-975-7382-69-0 Bu "yıllık"ta yer alan yazılardaki görüşler yazarlarına aittir. Türkiye Yazarlar Birliği’ne mal edilemez. Türkiye Yazarlar Birliği Türkiye Kültür ve Sanat Yıllığı 2013 Yayınlayan Türkiye Yazarlar Birliği İbrahim Ulvi Yavuz Editör Osman Özbahçe Sümer 1. Sokak 11/5 Kızılay-Ankara PK.294 Yenişehir-Ankara Telefon: 0312 2320571-72 www.tyb.org.tr, e-posta:[email protected] Ankara - 2013 /Mart Yapım : mtr tanıtım görsel hizmetler Baskı : Özel Matbaası SUNUŞ Türkiye'de kültüre yön veren kaynaklar değişti. Millet olmanın getirdiği müşte- rek hayat tarzı ve toplumu düşünme, yerini bireylerin kendi özgürlüklerini ön plâna almalarıyla birlikte kültürü oluşturan değerlerin temelden değişmesine neden oldu. Türkiye 1990'lı yılların sonlarına kadar hâlâ geleneksel hayat ve düşünme biçiminin derin etkilerine sahipti. Kapitalist üretim ve tüketim alışkan- lıklarının millete etkisi sınırlıydı. 2000'li yıllardan sonra teknoloji bir enstrü- man olmaktan çıkarak kültür, sanat ve fikir hayatının yönlendiricisi konumuna yükseldi. Kültürel faaliyetlerde, entelektüel her türlü çabada insanlar arası etki- leşimin izlerini bulmak zorlaştı. İnsani etkinlikler, duygu yoğunlukları, ideal tavırlar, sahici hareketler, berrak bir zihin ve kalp gibi de ğer yargıları yerini daha mekanik ve sentetik ilişki ağlarına bıraktı. Kültür bir milletin yaşadığının göstergesi iken içinde bulunduğumuz zaman diliminde adına kültür - sanat di- yebileceğimiz etkinliklerin hakikatlerinden endişe ve şüphe duymaya başladık. Çünkü içlerinde "insan"ı bulmak neredeyse imkânsız hâle geldi. Belki bu geç ka- pitalizmin şekillendirdiği insan yapımızın tam manasıyla kimliğini bulmama- sından ileri gelmektedir. Zaten etkinliklerimizde İslâmi hassasiyetlerin izleri de iyiden iyiye kaybolmaya başladı. Sanat, edebiyat, fikir Müslümanların İslâmi endişelerinin tezahürüne de uç verirdi. Son yıllarda İslâmi her türlü tavır ve dü- şünce sadece metnin ve faaliyetin içinde bir "çeşni" olarak yerini alabilmektedir. Milletin hayatına yön verecek kültürel üretimde İslâmi çabalardan söz etmek mümkün değil. Kültür, sanat ve edebiyat artık parçalanma noktasına gelmiş, millet yapı- mızı bir arada tutabilecek fonksiyonu icra edemediği gibi böyle bir misyonu ol- duğunu da kabul etmiyor! Modern hayatın ve düşünme biçiminin iyice yerleştiği edebiyat ve fikir camiasında ayrılıklar, gruplaşmalar desteklenirken müşterek bir hayat ve hedef peşinde yürüme fikri iyiden iyiye yabancılaşmaktadır. Her dergi çevresi, kültür kurumu kendi ikbali için insani, İslâmi ve millî değerlerini görmezden gelip dışlamaktadır. Sonuçta ortaya estetik, tematik zenginlikten zi- yade, benzer yapıda, orta düzeyli çalışmalar çıkmaktadır. Sanata, edebiyata ve fikre milletin ilgisizliği sadece internet ve televizyondan değil, soğuk, yabancı, suni, eklektik ürünlerden kaynaklanmaktadır. "Bize özgü" olanın eksikliği he- men kendini belli ettiği için milleti sarıp sarmalayan kültür ortamından hızlı bir uzaklaşma var. Dahası kültür ürünlerinin saygınlığı, Türkiye'nin idaresindeki etkinliği iyice zayıflamaktadır. Türkiye Yazarlar Birliği "bize özgü" olanın yaşatılması için çalışmalarını 35 yıldır sürdürmektedir. Yabancı kültür değerlerinin, ithal fikir ve edebiyatın karşısında TYB tüm varlığıyla durduğu gibi bu toprakların temel değerlerinin sürekli canlı tutulması yönünde faaliyetler yapmaktadır. Popüler olanın iktida- rına karşı, kalıcının garantisi TYB'dir. Kuruluşunun 35. yılını kutladığı dönem- de TYB yine akılda kalan, kültürümüze yön veren faaliyetleriyle Türkiye'nin en önemli kurumlarının başında geldiğini göstermiştir. TYB'nin etkinlikleri bundan sonra da artarak sürecektir. Kültür Sanat Yıllığı'mız Türkiye Yazarlar Birliği'nin ne derece kalıcı fa- aliyetlere imza attığının en büyük göstergesidir. Getirisi olmadığı hâlde sırf Türkiye'de olması gereken kültür çalışmalarının yürütülebildiğini gösterdiğimiz için de ayrıca kıvanç duymaktayız. Türkiye Yazarlar Birliği kültürümüzün, geleneğimizin, fikriyatımızın di- namiklerini, temellerini Türkiye'nin hafızasında unutulmaması, gerekli ilgiyi ve meşruiyeti sağlaması için elinden gelen tüm gayreti göstermeye devam edecek- tir. İbrahim Ulvi Yavuz Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı İÇİNDEKİLER • Ekonomi, Toplum ve Siyasi Hayat 2012’de İç Politika ve Ekonomideki Gelişmeler / Öner Buçukcu / Ülkü İstiklâl Mıhçıokur / 11 2012 Yılında Türkiye’de İktisat Yayıncılığı: Tarih, Teori, Politika / İskender Gümüş / 23 • İslâm Dünyası 2012 Yılında İslâm Dünyası Köklü Değişimler ve Yeni Krizler / Gökhan Bozbaş / 31 • Türk Dünyası Türk Dünyası 2012 Kültür, Sanat, Edebiyat / Fatih Şayhan / Fatih Ege / 39 • Kültür Hayatımız 2012 Yılında Kültür Hayatımız / Atilla Mülayim / 51 • Dinî Hayatımız 2012 Yılında Din ve Toplum/ Lütfi Bergen / 61 • Şiir 2012 Yılında Dergiler, Şiir ve Hayat / Mustafa Aydoğan / 77 • Hikâye 2012'de Öykü / Necip Tosun / 107 • Roman 2012 Yılında Yayınlanan Romanlar / İbrahim Ulvi Yavuz / 151 • Dilimiz 2012 Yılı Dil Çalışmaları Hakkında Notlar / İbrahim Demirci / 161 • Deneme, İnceleme, Tenkit 2012 Tenkit / Evren Kuçlu / 169 • Dergiler 2012 Yılı Dergileri / Yusuf Turan Günaydın / 177 • Musiki 2012 Yılının Müzikal Seyri / Münir Tireli / 245 • Sinema Sinemamızı Kim Fethedecek / Gülcan Tezcan / 251 Türk Sineması 2012 / Yavuz Altınışık / 266 • TV TV Üzerinden (A)Sosyalleşme / Sema Karabıyık / 275 • Folklor Halk Kültürüne Dair / Ahmet Şenol / 293 • Olaylar ve İnsanlar 2012 Olaylar ve İnsanlar / İbrahim Ulvi Yavuz / 311 ekonomi toplum siyasi hayat Öner Buçukcu Ülkü İstiklâl Mıhçıoğlu İskender Gümüş 2012’DE İÇ POLİTİKA VE EKONOMİDEKİ GELİŞMELER Öner Buçukcu Ülkü İstiklâl Mıhçıokur 2012 yılında Türkiye’de siyasetin temel dinamiklerini Haziran 2011’de gerçek- leştirilen genel seçimin sonuçları belirlemiştir denilebilir. 2002 yılından beri tek başına iktidar olan ve girdiği her seçimden oy oranını artırarak ayrılan Adalet ve Kalkınma Partisi 2011 genel seçimlerinden de milletvekili sayısında seçim sistemi dolayısıyla düşüş yaşanmasına rağmen oy oranını arttırarak çıktı. Siyaset zemini- nin normalleştirilmesi ve siyaset üzerindeki askerî vesayetin kaldırılmasına yöne- lik politikalarına özellikle 2007’deki genel seçimlerden sonra hız veren Ak Parti 2012 yılında, 2010 Anayasa referandumunun da etkisiyle, eğitim, yargı sistemi, ekonomi gibi alanlarda sistemsel değişiklikler gerçekleştirdi. Bu bağlamda yeni anayasa kamusal görünümü az olmasına rağmen 2012’nin iç politika gelişmelerini etkileyen en önemli faktörlerden birisi oldu. 12 Haziran 2011 yılında gerçekleştirilen genel seçimlere giden süreçte AKP’nin “yeni ve sivil bir anayasa” yapılacağına dair vaadi seçimler sonrası sürecin en önemli tartışma konusunun anayasa yapım süreci olacağına dair bir beklentinin oluşmasına sebep olmuştu. Yeni anayasanın oluşturulmasına yönelik her partiden üç temsilcinin katılımıyla oluşturulan komisyon meclis başkanı Cemil Çiçek baş- kanlığında vakit geçirmeden çalışmalarına başladı. Bu durum 2012 yılında ülke gündeminin yoğunlukla anayasa süreci olacağına dair bir beklenti oluşturdu an- cak yeni anayasa tartışmaları zaman zaman hareketlenmekle birlikte güncelin en alt sıralarında yer aldı. Bununla birlikte ülke 2012 yılına anayasal bir tartışmayla, cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin düzenlemeyle girdi. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine ilişkin düzenleme 21 Ekim 2007 tarihinde halk oylaması neticesinde kabul edilmişti. Referandum netice- sinde Anayasanın 101. maddesinde yapılan değişiklikle cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıl olarak belirlenmişti. Ancak referandumun gerçekleştirildiği tarih- te Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün seçilmiş olması dolayısıyla 2011 yılının son günlerinde Abdullah Gül’ün görev süresinin 2012 yılında bitip bitmeyeceğine yönelik tartışmalar yaşanmaya başlamıştı. TBMM genel kurulunda 19 Ocak 2011 tarihinde gerçekleştirilen oturumda 11. cumhurbaşkanının görev süresinin 7 yıl olarak belirlenmesine dair Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı görüşülerek kabul edildi. Ancak yasa ana muhalefet partisi CHP tarafından iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Anayasa Mahkemesi 15 Haziran 2012’de davayı esastan karara bağladı ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresinin 7 yıl olduğuna karar verdi. Anayasa Mahkemesi, 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi 12 / EKONOMİ, TOPLUM VE SİYASÎ HAYAT Kanunu’nun geçici 1. maddesindeki, 31 Mayıs 2007 tarihli 5678 sayılı Anayasa Değişikliği Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce seçilen cumhurbaşkanları- nın iki defa seçilememelerine ilişkin düzenlemeyi oybirliğiyle iptal etti. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 2014’te sona erecek görev süresinin ardından ikinci defa aday olabilmesinin de önü açılmış oldu. 2012 yılı başlarında TBMM’nin üzerinde durduğu bir başka önemli konu da meclis içtüzüğünün değiştirilmesi çalışmaları oldu. Ak Parti meclis içtüzüğünün değiştirilmesine ilişkin teklifini 30 Aralık 2011’de 5 grup başkanvekilinin imza- sıyla meclis başkanlığına sunmuştu. CHP ve MHP ise hem teklif öncesinde,