<<

View metadata, citation and similar papers at core.ac.uk brought to you by CORE

provided by Istanbul Sehir University Repository

T T- (ftl|1^ 3 Ortadoğu’nun gitarı UD Guitar of theMiddle East

By MUTLU TORUN* Pbotos SERHAT ÖZŞEN

Çok kalabalık bir aileye sahip olan ud The ud belongs to a very large family of Arap Müziğinin olduğu kadar Türk Müziği stringed instruments and is widely used nin de vazgeçilmez enstrümanlarından biri in both Arab and Turkish music. It is dir. Telli sazların mızraplı çalınanlarından thought that both the long-necked ud dır. (a group which includes the tanbur Tarihçiler, uzun saplı (tanbur, bağlama gi­ and bağlama) and the short-necked ud bi) ve kısa saplı udun ilk kullanıldığı yerin originated in , although in Orta Asya olduğunu söylüyorlar. A its present form it is generally known bugün kullandığımız ud, Osmanlı as an Ottoman Turkish and Arab daha çok Arap sazı olarak tanınır instrument. The 10th century Fârâbî'nin de çeşitli yenilikler Turkish philosopher Fârâbî, tığı ud, tel sayısında ve akc who was a noted musician, dunda yapılan değişikliklerle made various changes to the bugüne gelmiştir. ud, such as increasing the Müslümanlarla Afrika'nın number of strings from kuzeyinden Ispanya’ya four to five and ­ geçen ud, Endülüs ve ing their pitch. sonra (el-ûd’dan tü­ The Arabs intro­ reyen Fr: luth, Ing: duced the ud to , Alm: laute adı Spain, from ivhere altında) bütün Av­ it spread through rupa’ya yayılıp Europe, becoming perdeli ve mız- known as the lute rapsız çalınmaya in English, the başlandı. Avru­ luth in French palI gezginci and the laute in ozanların (truba- German. The dur/meistersin- European lute ger) sazı oldu. acquired and Ud, sap, gövde ve was played without tellerden oluşur. a plectrum, unlike Gövdenin sırt kısmı its eastern counter­ tekne; ön yüzü göğüs part, and was the char­ acteristic instrument of tahtası veya kapak (table _J

84 SKYLIFE TEMMUZ JULY 1998 d’harmonie=soundboard) strolling minstrels. adını alır. Bir ucu gövde­ The ud has a rounded ye bağlı olan ve parmak pear shaped back, fin­ basılan perdeliği (klavye) gerboard along the taşıyan düz sapın ucunda, straight neck, and peg- eğri sap (burguluk) bulu­ box bent back at an nur. angle. The sound­ Göğüs tahtası, enstrüma­ board, which has the nın en hassas kısmıdır. Çı­ most important role in kan sesin kalite ve volü­ governing the quality münde birinci derecede of the sound and the rolü vardır. Reçinesiz çam volume, is made o f cinsi ağaçlardan yapılan non-resinous pinewood ortalama 2 mm kalınlığın­ 2 mm in thickness. It is daki bu tahta plağın altın­ reinforced by thin da, damarlara dik yönde strips of wood placed konulmuş ince çıtalar underneath at rightan- (balkonlar) bulunur. Gö­ gles to the grain. The revleri, incecik göğüs tah­ size and positioning of tasının mukavemetini art­ these also affects the tırmaktır. Ancak, ölçü ve sound quality. yerlerinin seçimi sesi etki­ In the centre of the ler. soundboard of the Göğüs tahtasının orta kıs­ Turkish ud are three mında bir büyük, iki kü­ latticed soundholes, çük kafes bulunur. Arap one large and two udlarında ve kadınlar için small. Arab uds and küçük boyda yapılan zen­ the small zenne ud for ne udlarında tek kafes women have a single vardır. latticed sound hole. The Büyük eşik de denilen bridge is glued to the köprü (bridge), göğüs soundboard, and tahtasına yapıştırılmıştır. between the bridge and Büyük kafes ile köprü the laige sou ndhole is a arasına, mızraptan göğüsü plate (the mızraplık) koruyan bağa veya başka made of tortoiseshell or bir malzemeden yapılmış other material to pro­ mızraplık adında bir plak tect the soundboard konur. from the plectrum. Udun yarım armuda ben­ The pear shaped hack zeyen sırt tarafı, çok sayı­ is made of numerous da (çoğu zaman 19-25 strips of wood (normal­ adet) dilimin birbirine ya­ ly between 19 and 25) pıştırılmasıyla yapılır. Di­ glued together, with limlerin arasına, genellikle stringing between each. fileto adı verilen ince şe­ Similar stringing fol­ ritler konur. Göğüs tahta­ lows the join between sının tekneye oturduğu the soundboard and ara kesit boyunca ve ka­ the back, and runs feslerin çevresine de ko­ around the sound nan filetolar, malzemeler En üstte, Manol tarafından yapılan 1896 tarihli ud. Göğüs holes. arasında ince kuşaklar gi­ tablosu Onnik’e ait. Üstte, yine Manol yapısı 1916 tarihi Ihe strings are pressed taşıyan udun orijinal göğüs tablosu. / Top, an ud made in bi geçişi sağlar. 1896 by Manol. The soundboard was made by Onnik. Above, down against the flat Sapın ön yüzü düzdür; the original soundboard of an ud dated 1916, again made by finger board. Since tellere basan parmaklar, Manol. there are no frets as on

85 SKYLIFE TEMMUZ JULY 1998 onları sapa değdirir. Böylece telin köprü ile ba­ the guitar and , the fingers must he san parmak arasındaki kısmı titreşir. Bilindiği gi­ positioned in precisely the right place or the note bi, titreşen tel boyu kısaldıkça, ses incelir. Sapın will he off-key. bu parmak basılan ön kısmına perdelik (klavi- The strings extend from the bridge to the head, er/fingerboard) denir. Udun sapında, gitar ve where they are wound around pegs made of mandolinde bulunan perde olmadığından, par­ wood like the instruments of the violin family. mağı tam yerine basmak gerekir; yoksa, falso adı On a good quality instrument the pegs should verilen yanlış ses çıkar. turn easily and remain in place after tuning Göğüs üzerindeki köprüye bağlanan tellerin di­ without excessive pressure being required. ğer uçları, düz ve eğri sapın birleştiği yerdeki There are five pairs of strings tuned to the same eşikten geçerek kendilerine ait burgulara sarılır. pitch and a single string which is also the thick­ Akort da bu burguların döndürülüp tellerin geri­ est and known as the bamteli. The two thinnest lip gevşetilmesi ile yapılır. Udun burguları da, pairs are made of nylon and the others of metal keman ailesindeki gibi ahşaptır, iyi bir sazda, wound with fine silk or nylon thread. When burgular rahatça tuned the 11 strings döndüriilebilmeli, exert a pull of over 50 fazla bastırmadan sa­ kilos on the bridge. Traditionally plec­ bit kalabilmeli, kaya­ * i * ı* ^ r * t \ f\f\ p t* p m n ri~c* **7” '> > - » rak akort kaçırma­ trums for the bağlama malıdır. were made of cherry Udda. beş çifti birbi­ bark, those for the tan­ rine akort edilerek bur of tortoiseshell and kullanılan, biri de those for the short­ tek olmak üzere (en necked ud o f eagle’s kalın olanı; bamteli) wing quills which had on bir tel vardır. İn­ been steeped in olive ce iki çifti naylon; oil until they were suf­ diğerleri ipek-naylon ficiently flexible. How­ ince ip parçalarına ever, these have largely sarılmış metaldir. been superseded by Akort edildiğinde, plastic plectrums, not gerilen bu onbir te­ just because they are lin köprüye tesir cheaper and more eden toplam çekme practical, but also for kuvveti 50 kilodan Şehr-ud. Büyüklüğünden de anlaşılacağı gibi bas bir enstrüman. Nakkaş their superior qualities, fazladır. Osman’ın minyatürü, “Surname-i Hümâyun” (1582), Aynalıkavak Türk and young ud players Tellerden ses çıkart­ Müziğini Araştırma Merkezi, “Türk Çalgıları Sergisi” broşüründen. / A şehr- do not even consider mak için mızrab adı ud. As its large size suggests, this type of ud has a bass sound. This using any other mate­ miniature by the famous Ottoman Turkish artist Nakkaş Osman is from the rial. Ud plectrums are verilen yassı-uzun Surname-i Hümâyun manuscript dated 1582, reproduced here from the bir alet kullanılır. brochure for the Turkish Musical Instruments Exhibition at Aynalıkavak 0.5-1.5 mm thick, 5-15 Bağlama için kiraz Turkish Music Research Centre. mm wide, and 4-20 cm kabuğundan (teze- long, and are available ne), tanbur için bağadan yapılan mızrab, ud için in a ivide range of hardness, flexibility, tip de kartal kanadının sağlam tüylerinden yapılır, shape and colour to suit everyone. The angle at yumuşaması için uzun zaman zeytinyağında bek­ which the plectrum strikes the string and the letilirdi. Plastik sanayiinin gelişmesiyle beraber, distance from the bridge both affect the sound bağlamada ve udda o kadar değişik özelliklere to a considerable degree. Traditionally musi­ sahip mızrablar yapılabiliyor ki, genç udiler, baş­ cians preferred to play over the sound hole, ka bir malzemeyi akıllarından bile geçirmiyorlar. which produced a softer tone, but today many 0,5-1.5 mm kalınlık, 3-15 mm genişlik, 4 cm-20 ltd players prefer the stronger and crisper sound cm uzunlukta olabilen mızrabların malzeme cin­ produced by playing close to the bridge over the si. sertlikleri, esneme kabiliyetleri, renkleri, uçla­ mizraphk. rının açılma şekilleri ve başka özellikleri, seçenin The sou nd range of the ud is comparable to that zevkine göre farklılıklar gösterir. Mızrabın tellere of the gu itar and the cello, hut an octave lower. vuruşundaki açı ve telin vurulan bölgesinin de In other words it is a bass instrument. While in

8 6 SKYLIFE TEMMUZ JULY 1998 sesin renginde etkisi çoktur. Gelenekte mızrab, wind instruments the sound lasts as long as the kafes hizasından çalınır; böylece daha yumuşak musician blows, and in bowed instruments as ses çıkardı. Bugün daha kuvvetli ve parlak sesi long as the how movement lasts, in plucked tercih eden ûdîler, köprüye yakın, mızraplık üze­ instruments the sound continues, gradually rinden çalmaktadırlar. diminishing, as long as the vibration of the Udun ses alanı, kalın tellerinin farklı akortlarıyla string lasts. In the fasti (vocal and instrumental gitar ve violonselinkine yakındır. Aynı notayı çal­ suite in a single mode) it is the ud which sets the dığı halde, ud, diğer sazlardan bir oktav kalın ses rhythm with the heats of the plectrum, and verir. Yani ud bas bir mızraplı enstrümandır. Ne­ comes to the fore in bass areas of the melody. feslilerde üfleme süresince, yaylılarda yayı çekme The ud is one of the simplest Turkish instru­ süresince ses devam eder. Mızraplılarda ise tele ments to play and one of the least problemati­ vuruşla başlayan ses, tel titreşimiyle beraber aza­ cal, which means that today as in the past it is lır ve yok olur. widely used. One result of this is that the largest Toplu icrada, fasılda ud, mızrabın vuruşlarıyla bir number o f Turkish method books have been anlamda ritmi ortaya koyan, kendine özel pest written for this instrument, the bölgelerdeki sesi ile toplulukların' earliest being that by Ali Salâhi aranan sazıdır. ■¿W» Bey published in 1910. Many Diğer sazlarımıza göre daha kolay II^CÎ ûdî, as ud players are called, çalınan, enstrüman olarak fazla both play and sing. problem çıkartmayan ud, geçtiğimiz èfesfc ' " Of the three ud players who ...... asırda olduğu kadar, bugün de çok have exerted the greatest influ­ yaygın bir kullanım alanı bulmuştur. ence on those o f the present (Çok sayıda “ûdî şantör”ün piyasada 1 t i t / ı \ S * . . day, the foremost is Udî Nevres oluşu da bunun bir göstergesi olsa Bey (1873-1937), famous for gerek.) Belki gene aynı sebepten, his early recordings in which

Türk Müziği sazları içinde en çok ud = , — he sang as well as played. için metod yazılmıştır. (İlki Ali Salâhi Y dh-H Nevres Bey later became well Bey- “Hocasız Ud Öğrenme Usûlü”- known for his radio perfor­ 1910). mances. He played the tradi­ Bugün yaşayan müzisyenlere tesiri tional way, plucking the olan en büyük üç ûdîden ilki, Udî strings above the sound hole Nevres Bey (1873-1937), taş plak with a soft plectrum (said to devrinin en büyüğüdür. Efsanevi Ce­ have been made of French mil Bey’le de çalan; taş plaklara sesi leather) rather than eagle’s ve udu ile de kayıtlar yapan, daha quill. His playing was known sonra radyo sanatçısı da olan Nevres for its soft sound and sensi­ Bey, gelenekte olduğu gibi, mızrabı tivity, and he plucked at fre­ kafesin üzerinden kullanan; ancak, quent intervals. kartal kanadı yerine (Fransız kösele­ sinden yapıldığı söylenen)

Fârâbînin çizdiği iddia edilen udun, Prof. Dr. A. Süheyl Unver tarafından aslına uygun olarak yapılan kopyesi (Türk Musikisi Dergisi, I Ağustos 1948 tarihli 10. sayıdan, “Türk Hakimi FârâbTnin Udu”-Prof. Dr. A. Süheyl Ünver). / A drawing by Prof. Dr. A. Süheyl Ünver of the ud believed to have been modified by Fârâbî (from Unver’s article on Farabis ud published in Türk Musikisi Dergisi No. 10 dated I August 1948).

8 8 SKYLIFE TEMMUZ JULY 1998 Üstte, Yorgo Bacanos uduyla (Fikret Bertuğ arşivinden). Yanda, Şerif Muhiddin Targan, filozof-şair Rıza Tevfik ile birlikte (Rıza Tevfik’in torunu gitarist Rıza Başikoğlu’nun Mutlu Torun’a verdiği bir fotoğraf). Above, Yorgo Bacanos with his ud (from Fikret Bertuğ’s archive). Right, Şerif Muhiddin Targan with the philosopher and poet Rıza Tev­ fik (this photograph was kindly given to Mutlu Torun by guitarist Rıza Başikoğlu, grandson of Rıza Tevfik).

yumuşak mızrab ile çalardı; sık mızrab vuruşu, udunun yumuşak sesi ile duygulu bir icracıydı. Şerif Muhiddin Targan (1892-1967) Türk Müzi­ ğinde ilk defa bir enstrümana (uda) özel eserler yazan ve çalan kişidir. (Türk müziği eserleri, her sazın çalabileceği tek nota halinde yazılmıştır.) Targan, üstün sağ ve sol el tekniği ile dinleyen­ leri hayran bırakan parçalarını çalmış; Amerika ve Türkiye'de yankılar uyandıran pek çok solo Şerif Muhiddin Targan (1892-1967) was the ud konserleri vermişti. first Turkish classical composer to write'works Yorgo Bacanos (1900-1977) kafes üzerinden çal­ for a particular instrument, in this case the lute. ma geleneğine karşı, mızraplık üzerinden, köp­ Traditionally Turkish music, which is mono­ rüye yakın çalarak net ve parlak bir ses elde et­ phonic, was written for playing by any instru­ miş; radyo ve piyasada aranan bir ûdî olarak ment or combinations of instruments. Targan uzun zaman çalmıştı. Yorgo Bacanos şarkı eşlik­ had an outstanding right and left-hand tech- leri ve saz eserlerinde, ritm tutarak, kendine özel nique and his playing was greatly admired. He buluşlarıyla (süsleme-varyasyon adını verebilece­ gave numerous solo ud concerts, some in the ğimiz) notadan United States as well farklı icra konu­ as . Yorgo sunda da tanın­ Bacanos (1900-1977) mış bir ûdî idi. abandoned the tradi­ Çoğu aynı za­ tion of playing over manda bestekâr the sound hole to play da olan yakın over the mızraplık, devrin usta udi­ producing a clear leri arasında ringing sound. For Afet (Hapet) Mı- many years he played sıriıyan, Ahmet both live and on the Mithat Efendi, radio. Whether play­ Ali Rıfat Bey, Şe­ ing instrumental kerci , compositions or Selanikli Ahmet accompanying Efendi, Faiz Ka­ singers he was known pana, Mısırlı İb­ Teknesi yapılıp sap monte edilmiş, göğüs tahtası da takılmış bir udda rötuşlar for his rhythmic style rahim, Sâmi yapılıyor. Daha sonra burgular alıştırılıp takılacak ve tellenecek... / Work in and distinctive embel­ Bey, Ali Salâhi progress on an ud. The pegs and strings have still to be fitted. lishments.

90 SKYLIFE TEMMUZ JULY 1998 Bey, Fahri Kopuz, Şekip Memduh Bey, Sedat Öztop- rak, Refik Talât Alpman, Sadi Er­ den, Cevdet Koza- noğlu, Şerif İçli, Ye- sarî Asım Arsoy, Hı- rant, Selâhattin Pı­ nar (tanburî, daha önce ud çalmıştır), Kadri Şençalar ve Halil Aksoy gibi isimler sayılabilir. Enstrüman yapım­ cısı anlamındaki Solda, Şerif Muhiddin ve udu; sağda, Udî Nevres Bey (Fikret Bertuğ arşivinden). / Left, Şerif Muhiddin and his “lııthier”, udcu, ud ud. Right, Udî Nevres Bey (from Fikret Bertuğ’s archive). yapan demektir. Bu da udun Avrupa’daki kardeşinin ne kadar çok Most 19th and 20th century ûdîs were also kullanıldığını gösterir. Osmanlı împaratorlu- composers. Foremost among them were Afet ğu’nun sınırları içinde pek çok bölgede ud ça­ (Hapet) Mtstrhyan, Ahmet Mithat Efendi, Ali lınıyor ve yapılıyordu. Bugün Türkiye’de yapı­ Rıfat Bey, Şekerci Cemil Bey, Selanikli Ahmet lan udlar en çok tercih edilenlerdir. En meşhur Efendi, Faiz Kapancı, Mısırlı İbrahim, Sami yapımcı, 1845-1916 arasında yaşamış olan Ma- Bey, Ali Salâhi Bey, Fahri Kopuz, Şekip Mem- nol'dur. Kalfa ve çırakları ile birlikte, zamanı­ dıth Bey, Sedat Öztoprak. Refik Talât Alpman, mıza da pek çoğu kalan değişik kalitede udlar Sadi Erden, Cevdet Kozanoğlu, Şerif İçli, Yesarî yapmıştır. Üsküdarlı Mustafa Usta ile Hamza Asım Arsoy, Hırant, Selâhattin Pınar (also a Usta onun kalfalarıdır. Hamza’nın kalfası Hâdi tanhur player), Kadri Şençalar and Halil Eroğluer’dir. Vasil, Kapıdağlı tlya, Arşak, Kir- Aksoy. kor Kâhya da meşhur yapımcılardır. Galip Ba­ In Europe a maker of stringed instruments is ba ve Onnik Üneı’in udları en fazla tutulanlar­ known as a luthier, a word which originally dandır. • meant lute-maker. This indicates how widespread the European cousin of the ud once * Doç. Mutlu Torun, İTÜ Türk Musikisi Devlet was. Konservatuarı öğretim üyesi, ûdî, gitarist, bestekâr. Turkish made uds are generally acknowledged to he the finest. The most famous ud makers were Galip Baba, Onnik Üner and above all Manol (1845-1916), many of whose instru­ ments, of varying quality, have survived to the present day. Üsküdarlı Mustafa Usta and Hamza Usta were trained at Manol s atelier, and Hâdi Eroğluer trained under Hamza Usta. Other well known makers were Vasil, Kapıdağlı Uya, Arşak. and Kirkor Kâhya. •

* Assoc. Prof. Mutlu Torun is a lecturer at Istanbul Tech­ nical University State Con­ servatory o f Turkish Music. He is an Ttdi. guitarist a n d com ­ poser.

92 SKYLIFE TEMMUZ —J-- JULY 1998

Istanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi