AİİANA OZONOVA Çev. SELCEN KOCA ALTAYLILAR VE ALTAY DİLİ
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
TDD/JofEL Yaz/Summer 2019/15 Tehlikedeki Diller Dergisi/Journal of Endangered Languages Tehlikedek i Türk Dilleri Projesi: Çeviri Özel Sayısı AİİANA OZONOVA Çev. SELCEN KOCA ALTAYLILAR VE ALTAY DİLİ 1. Altay Etnonimi (İç Adlandırma ve Dış Adlandırma) Altay dili, Rusya Federasyonu’ndaki Altay Cumhuriyeti’nin millî dillerinden biridir. Altay dilinin eski adı Oyrot dilidir (Oyrot til). Devrim öncesi yazında farklı diyalektler kullanılmış ve bu diyalektlerin ana dili konuşurları Altay halkının birer parçası hâline gelmiştir. Altay kiji olarak adlandırılan Altay dili ana dili konuşurları, Altay Cumhuriyeti’ndeki Türkçe konuşan en büyük gruptur. Kendilerini Altay veya Altay kiji olarak adlandırırlar. Tarihî kaynaklarda ve diğer resmî belgelerde onlar; Altay, dağlı, beyaz veya porubezhny Kalmıkları olarak bilinirler. Modern Altay etnik grubu, son zamanlara kadar kendilerini bağımsız alt-etnik topluluklar olarak tanımlayan, Türkçe konuşan bölgesel kabile gruplarının birleştirilmesinin bir sonucu olarak yakın geçmişte şekillenmiştir. Kuzey ve güney Altay toplulukları farklı etnik gruplardan oluşmaktadır. Kuzey etnik grubu Kumandı, Tuba ve Çalkanlardan meydana gelmiştir. Güney etnik grubunda ise Altaylılar (veya Altay kiji), Teleütler ve Telengitler yer almaktadır. Bunların hepsi, 1990’ların başından beri Altay etnik topluluğunun bir parçası olarak alt-etnik grup statüsüne sahipti. 1993’te Teleüt, Kumandı, Tuba ve Çalkanlara yerli azınlıklar, dillerine bağımsız diller statüsü verilmiş ve dilleri Red book of the languages of the peoples of Russia (Rusya halkları dillerinin kırmızı kitabı) içerisinde yer almıştır (Osnovy zakonodatel’stva… 1993; Krasnaya kniga yazykov narodov Rossii, 1994, 5). Daha sonra 2000’de Telengitler, Rusya Federasyonu’ndaki yerli halklar olarak sınıflandırılmıştır. Altaylıların dillerine gelince, Altay edebî dili, Altay alt-etnik grupları içerisinde Altay-kiji diyalektine dayanmaktadır. 2. Din ve Kültür Altaylıların geleneksel dini Şamanizm'dir («kam d’aŋ»). Altaylıların dinî hayatlarının temelini; doğa kültü, yeryüzüne tapınma, tüm Altay bölgesinde sahiplerin ruhunun bulunduğuna (suu ääzi, tuu ääzi) dair inanış ve aynı zamanda ateş kültü oluşturmaktadır. Güney Altaylılar hâlâ dağlara ve onların ruhlarına; aynı zamanda aile kültünün kutsal yerlerine tapınmaktadır. Evren üç dünyaya ayrılmaktadır: Aşağı, orta ve yukarı dünya. Aşağı dünyanın sahibi Ärlik-biy’dir. Birisinin hastalanması durumunda, güçlü şamanlar sadece Ärlik’in elçileriyle görüşebilmektedir. Orta dünyanın sakinleri olan ruhlar, günümüzde Altaylıların dinî hayatındaki en önemli varlıklardır. Ana ruh olan Altaydıŋ ääzi (‘Altay’ın sahibi’), Altay’ın sahibi olan tek ruhdur. Aynı zamanda, yukarı dünyanın tanrıları Ot-Äne ve Umay da oldukça önemlidir. Ot-Äne, evi ateşten korur. Umay ise doğumun ve çocukların koruyucusudur. Onlar nadiren yukarı dünyanın tanrılarını çağırmaktadırlar. Birkaç Altay boyunun koruyucusu (tös) olan yukarı dünya tanrılarının en iyi bilinenlerinden birisi TDD/JofEL Yaz/Summer 2019/15 Tehlikedeki Diller Dergisi/Journal of Endangered Languages Tehlikedek i Türk Dilleri Projesi: Çeviri Özel Sayısı de Ul’gen’dir. Diğer bir yukarı dünya tanrısı ise Üç-Kurbustan’dır (Tjuxteneva, Xalemba, Šerstova, Dobžanskaja, 2006: 429-462). Şaman (kam); insan dünyası, canlılar ve ölüler, tanrılar ve ruhlar arasında bir arabulucudur. Onlar iki dünya arasındaki uyum ve dengeyi korurlar. Hristiyanlık 18. yüzyılda, 1750-1770 arasında, özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısında Altay ruhani misyonerlerin çalışmalarına başlamasıyla Altaylılar arasında yayılmaya başladı. Özellikle Telengit, Teleüt, Kumandı, Çalkan ve Tuba toplulukları Hristiyanlaştırıldılar. Onlar vaftiz edilmelerine rağmen geleneksel inanç ve âdetlerini korudular. 20. yüzyılın başlarında Burkanizm veya Altaylıların adlandırmalarına göre – Ak d’aŋ (beyaz inanç) Altay-kiji’lerin arasında yayılmaya başladı. Burkanizm, Şamanizmin yasakları ve şaman ritüellerinin bir parçası olan kan adamayla (kurban) karakterize edildi. «Yukarı dünyanın» yeni Tanrısı Burkan, geleneksel sorumluluklarla birlikte Panteon’un yerine geçti. «Yukarı dünyanın» yeni Tanrısı, dünyanın ve insanlığın yaratıcısıdır ve ismi her zaman «beyaz» (Ak-Burkhan) sıfatıyla kullanılmaktadır. Şamanlar, halkın dualarını organize eden ve insanları iyileştirebilen d’arlıqçı’larla yer değiştirdiler. Burkanizm hareketi, Altay etnik oluşumunun dinî şekli olarak düşünülebilir. Ruhani bilgiye sahip insanlar, modern Altaylılar tarafından neme biler kiji (gerçek anlamı «bir şeyler bilen insan») olarak adlandırılırlar. Onların inançları çoğunlukla Altay d’aŋ olarak adlandırılmaktadır. Altaylıların ana koruyucusu Altay Kuday’dır. Altaylıların dinî inançları, Altay Cumhuriyeti’nde tartışılan en önemli konulardan biridir. 1990’lardan beri birkaç politik dinî hareket şekillenmiştir. Hepsinden önce Budist hareketi «Ak Burkhan» ve Altay’daki Budizm yayılımının güçlü karşıtları olan «Ak d’aŋ» hareketinin farklı kolları gelmektedir. Budist inanırlarına göre, Altaylıları birleştiren Budizmdir. Onlar genç Altaylılara datsans ismi verilen dinî okullarında Budizmi öğretmektedirler. Altaylıların halk bilgisi ürünleri özellikle farklı türleriyle çeşitlilik göstermektedir: Kahramanlık destanları, efsaneler, hikâyeler, mitler, şarkılar, alkışlar, bilmeceler, atasözleri ve özdeyişler. Bugüne kadar Altaylılar, hikâye anlatıcılığı ve gırtlaktan şarkı söyleme (throat singing) geleneğini korudular. Özellikle güney Altaylılar arasında bunlar günümüze kadar korunmuştur. Altay-kiji ve Telengitler enstrümantal müziklerini büyük oranda korumuşlardır; onlar hâlâ topşuur, komus, ikili, şoor vb. geleneksel müzik aletlerini kullanmaktadırlar. Sibirya yerli halkları arasından çıkan ilk profesyonel ressam Altaylı Ç. Gurkin’dir (1870-1937). Ç. Gurkin’in hocası ünlü Rus ressam İ. Şişkin idi; ayrıca o, St. Petersburg Sanat Akademisini diplomasız öğrenci olarak bitirmiştir. Zamanında Sibirya’nın en büyük şehirleri, kişisel sergilerine ev sahipliği yapmıştır. Altaylıların profesyonel edebiyatı ve bunun gelişimi denilince akla P. Çagat-Stroev, M. Mundus- Edokov, Ç. Ençinov, P. Kuçiyak isimleri gelmektedir. İlk Altay yazar M. Çevalkov, Teleüt topluluğunun bir üyesi, Hristiyanlık misyonunun üvey çocuğudur. O, kendi yaşamını kaleme almıştır. Sovyet döneminde ortaya çıkan yetenekli yeni şair ve yazarlar şunlardır: I. Şodoev, L. Kokışev, A. Adarov, E. Palkin, K. Tölösöv, B. Ukaçin, J. Kainçin, B. Bedyurov, P. Samık ve diğerleri. Bunların hepsi güney diyalekti, özellikle de Altay-kiji, konuşurlarıdır. www. tehlikedekidiller. com 278 TDD/JofEL Yaz/Summer 2019/15 Tehlikedeki Diller Dergisi/Journal of Endangered Languages Tehlikedek i Türk Dilleri Projesi: Çeviri Özel Sayısı 1977’de millî dramatik tiyatro, 1995’te millî filarmoni salonu ve 2002’de Altay Cumhuriyeti’nin millî orkestrası kurulmuştur. 1990’lardan bu yana Gorno Altay’da etnik toplulukların kültürlerini yeniden canlandırma ve yayma; Altay dilini gelişimiyle birlikte koruma süreci başlatılmıştır. Popüler yeni bir halk müziği grubu olan «Ursul» (1993), çocuklara yönelik halk müziği koreografi grubu olan «Irıstu» (1994), Altay şarkıları halk müziği grubu «Oyoyım» (1995), millî dans tiyatrosu «Altam» (1997) ve «Altay-Kay» (1997), «Tala» (1997) vd. gibi çeşitli müzik orkestraları kurulmuştur. Şiir ve edebiyat festivalleri, şarkı festivalleri, Altay festivalleri vd. gibi farklı aktiviteler yeni millî bayramlar olarak teşvik edilmiştir. Aynı zamanda, el sanatları da yeniden canlandırılmıştır. 1980’lerin sonlarından beri El-Oyın millî bayramında; tiyatro gösterisi, geleneksel kıyafet ve takılar yarışması, geleneksel el sanatları sergisi ve Altay zanaatkârlarının ortaya koydukları süs eşyaları ve geleneksel sporlar gibi pek çok gösteri yapılmaya başladı. 2000’den beri her yaz Altay Cumhuriyeti’ndeki yerli halklara «Jürük bayram» (Sedir Bayramı) adındaki bayram ve 2004’ten beri halk hikâyesi anlatıcıları ve gırtlak şarkıcıları tarafından uluslararası kurultay düzenlenmektedir. 3. Coğrafya ve Nüfus Altay topluluklarının çoğu, güneyde Çin ve Moğolistan, batıda Kazakistan, doğuda Tuva ve Hakas Cumhuriyeti ve kuzeyde Kemerovo bölgesi ile çevrili Altay Cumhuriyeti’nde yaşamaktadır. Altaylılar aynı zamanda Rusya Federasyonu’nun Altay bölgesi, Kemerovo bölgesi ve diğer bazı bölgelerinde; Kazakistan, Özbekistan vd. ülkelerde yaşamaktadırlar. 1989 nüfus sayımına göre SSCB’de Kumandılar, Teleütler, Telengitler, Tubalar ve Çalkanlar dâhil olmak üzere 70.777 Altaylı yaşamaktadır. 2002 nüfus sayımında Telengitler, Tubalar ve Çalkanlar dilleri ile birlikte bağımsız topluluklar olarak kabul edildiler. 2002 nüfus sayımına göre Rusya’da [Kumandılar (3.114), Teleütler (2.650), Telengitler (2.399), Tubalar (1.565) ve Çalkanlar (855) dışında] 67.239 Altaylı yaşamaktadır. 67.239 Altay dili konuşuru dışında, 62.494 Rusça konuşuru bulunmaktadır. Altay Cumhuriyeti’nde 62.192 Altaylı yaşamakta; 931 Kumandı, 32 Teleüt, 2.368 Telengit, 830 Çalkan, 1.533 Tuba ve 437 Altaylı, 107 Kumandı, 2.314 Telengit, 148 Çalkan ve 270 Tuba Altay dili konuşmaktadır. 2010 Rusya nüfus sayımına göre Altaylıların bir parçası olan Teleütler ve Kumandılar bağımsız topluluklar; Telengitler, Tubalar ve Çalkanlar ise alt-topluluklar olarak kabul edilmiştir. 2010 nüfus sayımına göre Rusya’da Kumandılar (2.892) ve Teleütler ( 2.643) dışında 74.238 Altaylı yaşamakta (bu sayının 67.380’ini Altaylılar, 3.712’sini Telengitler, 1.965’ini Tubalar, 1.181’ini Çalkanlar oluşturmaktadır); 55.720 kişi Altay dili (51.687 Altay, 3.516 Telengit, 317 Tuba, 200 Çalkan) ve 69.866 kişi Rusça (63.541 Altay,