Harem-I Hümayun'da Sultan Olamayanlarin Izleri: Cariye
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
Marmara Üniversitesi Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Dergisi, 1: 35-41 DOI: 10.26695/mukatcad.2017.3 HAREM-I HÜMAYUN’DA SULTAN OLAMAYANLARIN IZLERI: CARIYE VAKIFLARI NON-SULTAN WOMEN’S FOOTPRINTS AT THE IMPERIAL HAREM: WAQF OF THE JARIYES a Ayşenur Karademir 1 ÖZ Bu çalışmada Osmanlı Devleti harem-i hümayununda yaşamış ancak valide sultan, haseki sultan ya da hanım sultan dışında kalan, yani pa- dişahın ailesine mensup olmayan kadınların kurduğu vakıflar ve hayır eserleri konu alınmıştır. Özellikle XV. yüzyıl ortalarında devşirme sistemine geçilmesiyle haremde ‘cariye’ denen farklı milletlere mensup, hür ve Müslüman olmayan kadınların sayısında artış meydana gel- miş, XVI. yüzyıldan itibaren padişahın ailesini kurduğu kadınların tamamı harem-i hümayun cariyelerinden seçilmiştir. ‘Acemilik’ denen ilk evreden, ‘valide sultanlık’a uzanan basamaklarda buradaki kadınların tamamına konumlarıyla ilişkili gelirler bağlanmıştır. Gelirini kul- lanmada özgür bırakılan cariyeler kendi ölçülerinde vakıflar kurabilmiştir. Bunlardan daye hatun, hazinedar usta, kethüda kadın gibi nis- peten yüksek geliri olanlar cami, mescit, çeşme, sıbyan mektebi gibi farklı türde eserler yaptırmışlardır. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki (BOA) belgeler ve ikincil kaynaklar üzerinde değerlendirilecek bu vakıfların ardında iktisadi, sosyal, siyasi amaçlar güden cariyelerin eser- leri varlıklarını kamusal alanda gözler önüne serdiği gibi sadece ‘odalık’ olmadıklarını, organizasyonlu bir kurum olan haremde kariyer ya- pılabildiği düşüncesini ortaya koymaktadır. Anahtar Kelimeler: Harem-i hümayun, cariye, vakıf, usta kadın, kalfa kadın, vakıf politikası ABSTRACT This study focuses on the pious foundations that was built by jariyes of the imperial harem who were not member of the royal family such as queen mother, the favorite or sultan in the classical age of Ottoman empire. As a member of the professional institution, all harem stuff re- ceived daily stipends related to their status. They were also left free to spend their savings, and most of them built foundations regarding to their salary. Among non-family members of the harem some women who personally served for the sultan and the queen mother such as the daye khatun, kethkhuda khatun received higher stipends than others, thus they were able to build mosques, fountains or primary schools for their pious foundation. Their waqfs had impact on Ottoman economical, social and political lives and symbolized their existence in the public area. Non-family jariyes proved that they were thoughtful, responsible individual for the society, not just for the sultan by their pious foundations. The main purpose of this study to emphasise the less-known points of the waqfs of non-family members from archival sources of the Prime Ministry Ottoman Archive (BOA) and second sources. Keywords: The imperial harem, jariye, waqf, administrative women of harem, waqf politics a Arş. Gör., Gümüşhane Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü, [email protected] Sorumlu yazar/Corresponding Author: Ayşenur KARADEMİR, e-posta: [email protected] Gönderilme/Submitted: 04.04.2017, Düzenleme/Revised: 27.04.2017, Kabul/Accepted: 02.05.2017. Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Dergisi 1 (2017): 35-41 Ayşenur Karademir 1. GIRIŞ mertebesine kadar çıkabilmesinin önü açılmış olurdu.3 Pa- Osmanlı devletinin erken yıllarından itibaren bilinen ha- dişahla aile ilişkisi olmayan, harem kariyerine devam eden rem tabiri sultanın annesi, kadınları ve çocuklarının ya- cariyeler ise kariyerlerine kalfa, usta ya da gedikli olarak de- 4 şadığı özel bölümü ifade etmek için kullanılmıştır. Günü- vam ederler, belli bir hizmet süresini tamamladıktan sonra 5 müzde harem denildiği zaman akla gelen çeşitli milletlerden azad edilerek evlendirilirlerdi. gayri-müslim ve hür olmayan kadınların bir araya getirildiği Hukuksal açından hür olmayan cariyelere Osmanlı ha- mekan anlayışının temeli devşirme sistemini geliştiren Fa- reminde hangi seviyede olursa, olsunlar hizmetlerine uygun tih Sultan Mehmed zamanına dayanmaktadır (İpşirli, 1997, bir gelir bağlanırdı. Eğer seviyesi yükselen cariye olursa s. 135-138). Bu dönemden itibaren Müslüman kökenli ol- uygun şekilde maaşı arttırılırdı. Her biri ücretli olan ha- mayıp, devşirilen erkek çocukların Enderun denilen saray rem mensuplarının hizmet karşılığı belirlenen ücretlerinin okulunda veya orduda yetiştirilip yeteneklerine göre devle- olması haremin sadece aileye ait bir alan olmadığını, aynı tin üst kademelerinde görev alabildikleri gibi hareme getiri- zamanda bir teşkilat olduğunu ortaya koyar. Gelirini kul- len cariye kızlarda yeteneklerine göre harem kariyerindeki lanmada serbest bırakılan harem kadınlarına verilen bu öz- rollerine hazırlanmışlardır (Uluçay, 2011, s. 45). Bu nedenle gürlük ise Osmanlı adaletinin bir sonucu olmalıdır. Harem harem-i hümayun tabiri hem harem, hem de Enderun teşki- mensuplarına hazineden yapılan ödemeler ‘masraf-ı şehri- latını içine alacak şekilde kullanılmıştır (İprişli, 1997). Yani yari kalemi’ne6 bağlı kâtiblerin düzenlediği hesap defterle- gerek anlayış, gerek yöntem açısından bu iki teşkilatın birbi- rinde tutulmuştur. Cariyelerin gelirlerini harcama şekille- rinin paraleli olduğu söylenebilir. Böylece savaş esiri olarak, rine, vakıf anlayışına girmeden önce haremdeki unvanlar ve esir pazarından satın alınarak ya da sultana hediye olarak su- unvana bağlı gelir arasında nasıl bir ilişki vardı bunun üze- nulmak suretiyle hareme getirilen kızlar ‘acemilik’ denen ilk rinde durulacaktır. Valide sultan, haseki sultan veya hanım dereceyle buradaki eğitimlerine başlayıp, en son derece olan sultan unvanlarına sahip padişahın ailesindeki kadınların dı- ‘valide sultan’lık seviyesine kadar çıkabilmişlerdir (Uluçay, şında kalanların gelirleri neye göre belirleniyordu, gelirler 2011, s. 46). arasında farkların belirleyicisi nelerdi, ailede dışında kalan cariyelerin ayrıcalıklı olanlarının unvanları nelerdi aşağıda XVI. yüzyıl başlarından itibaren, Kanuni Sultan Süley- bunların üzerinde durulacaktır. man (1520-1566) dönemi itibariyle çevre beylikler, despot- luklarla aile ilişkisine girilmesine tamamen son verilmiştir. Bu dönemden itibaren padişahın eşi olacak kızlar ve kura- 2. HAREM-I HÜMAYUN MENSUPLARININ UNVAN cağı aile tamamen harem-i hümayun cariyeleri arasından se- VE GELIRLERI 1 çilerek tesis edilmiştir. Yani padişahın mutlak otoritesine Yukarıda bahsedildiği gibi haremde edinilen unvanlar ve dayanan (patrimonyal) Osmanlı yönetim anlayışında padi- bağlanan gelirler arasında doğrusal bir ilişki vardı. Dolayı- şahın özel yaşantısı bu düşüncenin dışında değildir (İnalcık, sıyla haremin en yüksek konumunda bulunan ‘valide sul- 2014, s. 133-134). Böylece denilebilir ki harem sadece sul- tan’ın en kapsamlı gelirlere sahip olması son derece nor- tanın ailesinin yaşadığı mahrem bir alan değildir, aynı za- maldir. Çalışmasında 1552-1652 yılları masraf-ı şehriyari manda ilk seviyeden, en tepeye uzanan basamakları olan, defterlerini yani haremin masraf defterlerini inceleyen Les- kendi içinde idari sistemle yönetilen bir kurumdur. Harem-i lie P. Pierce gelir ve unvan ilişkisini incelerken harem men- hümayun çatısı altına giren her cariye gerekli eğitimlerden suplarını üç ana başlıkta incelemiştir. geçirildikten sonra kendi kariyer yolunu izleyen, hangi ko- Buna göre en ayrıcalıklı gelirlere sahip ilk gruptakiler numda olursa, olsun gelir tahsis edilmiş ve gelirini devlet haliyle ‘padişahın ailesine mensup kadınlar’dır.7 İkinci kate- idaresinden alan her saray mensubu gibi askeri sınıfa dahil goride usta, kalfa gibi unvanlarla ‘harem idarecisi’ kadınlar 2 bir kimsedir. yer alırken en kalabalık grubu temizlik, yemek, çamaşır gibi Harem-i hümayun teşkilatına dahil olan her cariyenin ilk günlük işlerde görevli ‘hizmetliler’ grubu oluşturmaktadır. eğitimi ‘acemiler’ grubuna dahil olmasıyla başlardı. Bu eği- Kayıtlarda ‘cariye’8 denen ‘hizmetliler’ haremde en düşük tim sürecindeki cariyelerden öncelikle Türkçe konuşabil- geliri alanlardır. ‘Harem idarecisi’ olarak ifade edilen orta meleri ve sarayın yaşam adabına uyum sağlamaları bekle- gruptaki kadınlar daha yüksek gelire sahiptiler. Bunlardan nirdi. Sonrasında okuma, yazma, biçki, dikiş, nakış ve çeşitli bazılarının kethüda hatun, daye hatun, hazinedar usta, ca- oyunlar öğretilir, yetenek ve kabiliyetleri saptanmak iste- meşuy usta, saray usta gibi unvanları vardı, bu tür unvanlar nirdi. Temel eğitimlerini alan bir cariyenin padişaha ‘oda- tecrübeli cariyelere verilirdi. İdari işlerde görevli kadınların lık’ olarak sunulması ve erkek çocuk dünyaya getirmesi daha yüksek gelirleri olmasında padişaha ya da valide sul- durumunda haremin en üst düzeyi olan ‘valide sultanlık’ tana doğrudan hizmet etmeleri önemli bir kriterdi. Mesela 36 Ayşenur Karademir Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Dergisi 1 (2017): 35-41 haremdeki kızların eğitimiyle ilgilenen kethüda hatun doğ- hayır amaçla tesis edilmiş binaların devam edebilmesi için rudan valide sultan dairesine bağlıydı, daye hatun ise padi- gelirleri bağışlanan mesken, ticarethane gibi gayri menkul- şahın süt annesiydi ve sultan tarafından öz anne muamelesi lerde eklenince Osmanlı ülkesinde vakıf elinin değmediği görüyordu. 9 nerdeyse hiçbir alanın kalmadığı söylenebilir.11 Kurum te- Haremin masraf defterleri inceleyen Leslie Pierce, Ka- mellerini İslami bir anlayıştan almaktaysa da Osmanlı dev- nuni Sultan Süleyman (1522-1566) döneminden itibaren leti geçmiş İslam devletlerini örnek alarak bilinçli bir vakıf ‘hizmetliler’ ve ‘idareciler’