HAYALT BEY

'ald Şerf:ıi Tecridi'l-"akii'id. Naslruddln-i sı Süleymaniye Kütüphanesi'nde mevcut­ HAYALİ BEY TGs!' nin Tecrfdü '1-'aka'id'i üzerine Seyyid tur (Şehid Ali Paşa. nr. 2720/11. vr. 163b­ (ö. 964/1556-57) Şerif ei-Cürcanl tarafından yapılan şer­ ı 68•ı. Divan şairi. hin ilk bölümüyle ilgili bir haşiye olup Fıkıh. 1. ljô:şiye 'a1ô: Şerf:ıi'l- Vikiiye. L _j Taşköprizade ( eş-Şeka'ik, s. 142). Kati b Tacüşşerla'nın. Merginanl'nin eJ-Hidô.• Çelebi (Keş{ü'{.-?.unün, ı. 34 1ı ve Bağdat­ ye'sine el-Vikiiye adıyla yazdığı şerh Vardar Yenicesi'nde doğdu (ı 497- ı 499 lı İsmail Paşa (Hediyyetü'l-'arifin, ı. 132ı üzerine Sadrüşşerla Ubeydullah b. Mes­ [?Jı Asıl adı Mehmed, lakabı Bekar Me­ tarafından Hayall'ye nisbet edilmektedir. 'Gd tarafından yapılan şerhin haşiyesi mi'dir. Yetişme çağında esaslı bir öğrenim 4. ljô.şiye 'ala Şerf:ıi'l-Makiişıd. Tefta­ olup Adıyaman İl Halk Kütüphanesi'nde göremeyen şair. o sıralarda Yenice'ye uğ ­ zanl'nin Şerf:ıu'l-Makiişıd adlı eserinin (nr. ı ı bir nüshası bulunmaktadır . Z.ljô.• rayan Kalender! şeyhi Baba Ali Mest-i beşinci "maksad"ına haşiyedir. Eserin Sü ­ şiye 'alô: ŞerJ:ıi Mul].taşari'1-Müntehô.. Acemi (Sicill-i Osman!, 111 . 493ı ve mürid• leymaniye (Şehid Ali Paşa, nr. 2829, vr. İbnü'I-Hacib'in Mul].taşarü'1-Müntehô. lerinin cazibesine kapılarak onlara katıl­ 9-29; Fatih, nr. 2984/1 ı ve Ragıb Paşa (nr. adlı eserine Adudüddin ei-Tel tarafından dı. Bunlarla birlikte seyahat ederek bir­ 796ı kütüphanelerinde nüshaları bulun­ yapılan şerhe Seyyid Şerif ei-Cürcanl'nin kaç defa 'a gidip geldi. Bu yolcu­ maktadır. Şehid Ali Paşa nüshasının ka­ yazdığı haşiyenin haşiyesidir. Eserin Mil­ luklarının birinde, böyle güzel bir gencin pağında kitabın adı Ta'likQtü Molla Ija­ let (Feyzullah Efendi. nr. 597). Murad Kalenderller arasında yaşamasını uygun yô:li 'alô: mevô:çlı' min Şerf:ıi'l - Makiişıd Molla (nr. 656ı ve Süleymaniye (Hamidi­ bulmayan istanbul Kadısı Sarı Gürz NG­ şeklinde kaydedilmiştir . Hayall'nin bu ha­ ye, nr. 437; Laleli. nr. 726; Kasldecizade, reddin tarafından şehir muhtesibi Uzun şiyesine Kul Ahmed b. Muhammed Hızır nr. 712 ı kütüphanelerinde nüshaları var­ Ali'ye emanet edildi. Bir şiirinde Şah Ba­ tarafından tekrar bir haşiye yazılmıştır dır. 3. ljô.şiyetü't-Te1vif:ı. Sadrüşşerla'­ yezid'in dergahını mesken tuttuğundan (Antalya Elma! ı ilçe Halk Ktp., nr. 91/2; nın Tenkif:ıu '1-uşCıJ'üne yine kendisi ta­ bahsettiğine göre. Hayall'nin istanbul'a Edirne Selimiye Ktp., nr. 975, 976; Diya­ rafından et-Tavzif:ı adıyla yazılan şerhe ll. Bayezid'in saltanat yıllarında ve 1S 12'­ net işleri Başkanlığı Ktp., nr. 4263; Şar­ Teftazanl'nin et- Te1vif:ı adıyla yaptığı den önceki bir tarihte gelmiş olması ge­ klka ra ağaç Ktp .. n r. O12; Ragı b Paşa Ktp .. haşiyenin haşiyesidir. Eserin müellif hat­ rekir. Muhtesip Uzun Ali'ye emanet edil­ nr. 1456ı . S.ljô.şiyetü Şerf:ıi'l-Mevô:kıf. tından istinsah edilmiş bir nüshası Beya­ mesi ise Sarı Gürz NGreddin Efendi'nin Cürcanl'nin, lcl'nin el-Mevô.kıf'ına yaz­ zıt Devlet Kütüphanesi'nde ·bulunmak­ ilk istanbul kadılığı zamanına ( 15 ı ı -1513ı dığı şerhin ikinci "mevkıf"ının haşiyesidir. tadır (nr. 1740ı . Sursalı Mehmed Tahir'in rastladığından NGreddin Efendi'nin 1519- Müellif hattı ile olan bir nüshası Süleyma­ Hayall'ye nisbet ettiği (Osmanlı fVTüelli{• 1522 yılları arasındaki ikinci kadılığı dev­ niye Kütüphanesi'nde kayıtlıdır (Şe h id Al i leri, ı. 29 ı ı ljô:şiyetü '1-Ferô:'iz'in herhan­ resi için söz konusu olamaz. Çünkü bu yıl­ Paşa , nr. 2844/7, vr. 105- ı 1 3ı. 6.ljô:şiye gi bir nüshasına rastlanmamıştır. larda Hayall Kanuni Sultan Süleyman'ın 'ald Risô:leti i§bô:ti'l-vô.cib. Celaleddin Hayall'nin Arap dili ve edebiyatı konu­ çevresine girmiş, Aşık Çelebi'nin şair Ga­ ed-Dewanl'nin ݧbô.tü'l-vô:cib risalesine sunda tesbit edilebilen tek eseri et-Ta'- zall Deli Birader'den söz ederken belirt­ haşiyedir (Ragıb Paşa Ktp .. nr. 1456ı . 1ikiit 'a1e'1-Mutavve1 olup eser. Sekka­ tiği gibi (fVTeşairü'ş-şuara, vr. 291 •-298•ı Katib Çelebi ile Bağdatlı İsmail Paşa kl'nin Miftô.J:ıu 'J-1ı1Cım 'unun üçüncü bö• 1522 yılında Kanuni ile birlikte Rodos se­ Hayall'ye lfô:şiye 'alô: Şerf:ıi'1-'Akii'idi'1- lümü için Hatlb ei-Kazvlnl tarafından ya­ fe ri ne katılmıştır. Şairin Rodos'un fethi 'Açiudiyye adıyla bir eser nisbet etmek­ zılan et-Tell].iş'e Teftazanl'nin yaptığı el­ münasebetiyle Kanuni'ye bir de kaside te ve bunun kl'nin akaid risalesine Cür• Mutavve1 adlı geniş şerhin ta'likidir. Bir sunduğu bilinmektedir. Baba Ali Mest'in canl tarafından yapılan şerh üzerine ha­ nüshası Atıf Efendi Kütüphanesi'nde meşhur bir şair olmasına gayret ettiği şiye olduğunu kaydetmektedirler (Keş­ mevcuttur (nr. 23 ı 3ı. Hayall'nin bir manzumesinde on dört ya­ fü'?·?unün, ll, 1 144; Hediyyetü'l-'arifin, BiBLiYOGRAFYA : şında iken şiirde şöhrete ulaŞtığını söy• ı. 132ı . Ayrıca Süleymaniye Kütüphane­ Hayali. Şer/:ıu'l-~aşideti'n-nuniyye, istanbul lediği dikkate alınırsa doğum tarihinin si'nde bulunan (Tekelioğlu. nr. 859/4 ı bir 1318, s. 32-33, 50, 70, 94, ı 04; a.mlf.. f:la ş iye 1497-1499 olduğu düşünülebilir. 'ala Şerf:ıi'l-'AI):a'idi'n-Nese{iyye, istanbul1279, risalenin kenarında aynı mahiyette bir istanbul'a geldikten sonra Hayall'nin tür. yer.; Taşköprizade. eş-Şel):a'ii):, s. 139-142; bulunmaktadır. bilgi Ancak bir sayfadan Mecdi. Şekaik Tercümesi, s. 158-161, 198; Ho­ hayatında yeni bir dönem başladı. Bir ibaret olan risalenin. "şeyh" diye zikretti­ ca Sadeddin. Tacü 't-teuarih, ll, 4 78-480; Terni­ yandan kendini yetişti ri rken diğer yan­ ği bir müellifin "kelam-ı nefs!" hakkında­ m i. et-Tabal):atü 's-seniyye, ll , 113-114; Keş­ dan söylediği güzel şiirler onun adını et­ fü '?·?unun , ı, 347; ll, 1144, 1145, 1348, 1857; ki bir cümlesine açıklık getirmeyi amaç• rafa yaymaktaydı. Kabiliyetiyle Defterdar ibnü'l-imad, Şe?erat, VII, 344; Bellğ, Güldeste, ladığı görülmüştür. s. 250, 272, 273; Şevkan ı . e/-Bedrü Hali', 1, Tefsir. 1. Müsveddô.tü Ijayô.li 'a1e'l­ 121-122; Leknevl, el-Feua'idü '1-behiyye, s. 43; Keşşô:i. Zemahşerl'nin tefsiriyle ilgili not­ DavGd-i Karsi. Şert:ıu'l-~aşideti'n-nuniyye, is­ tanbul1318, s. 70, 94; Sicill-i Osmani,ll, 46, lardan ibaret olup müellif hattı ile 121 313; Brockelmann. GAL Suppl., ı , 538, 759; ll, varaklık bir nüshası istanbul Üniversitesi 318, 321; Hediyyetu'l-'ari(in, ı, 132; ll, 1348; Kütüphanesi'ndedir (AY. nr. 1726). 2. Ri­ Osmanlı Müelli{leri, 1, 213, 291-292; ll, 29; Hayali Bey·in sô.1e ii teisiri kav1ihi te'ô:ld : "Kiile'l­ Uzunçarşılı . ilmiye Teşkilat ı , s. 76; Baltacı. Os­ Aşık Çelebi manlı Medrese/eri, s. 142, 327; Mustafa Bilge, mele'ü'lle?:ine ... ". Keşşô:f ve Kadi Bey­ tezkiresindeki ilk Osmanlı Medrese/eri, istanbul 1984, s. 71; minyatürü zavl tefsiri üzerine notlardan oluşmak­ Recep Cici. Kuruluştan Fatih Deurinin Sonuna (Millet Ktp. , tadır. Müellif önsözde bu risalede, adı ge­ Kadar Osmanlılarda Fıkıh Çalışmaları (dokto­ Ali Emiri çen eserlerden A'raf süresini okuduktan ra tezi, 1994. MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü). s. Efendi, 177-178; Kamusü'l-a 'lam, lll, 2070. Tarih , sonra hatırına gelen hususları kaleme al­ nr. 772, dığını kaydetmektedir. Eserin bir nüsha- li! ADiL BEBEK vr. 707')

5 HAYALT BEY

İskender Çelebi'nin dikkatini çeken Haya­ madığı belli değilse de Hayall Bey diye ile birlikte padişaha takdim ettiğini dü• li daha sonra da Sadrazam İbrahim Pa­ anıldığına göre kendisine sancak beyliği şündürmektedir. şa'nın teveccühünü kazandı ve çok geç• verilmiş olduğuna hükmedilebilir. Hayall'nin edebi şahsiyetinin gelişme­ meden Kanuni'nin musahibleri arasında Hayatının son yıllarına dair fazla bilgi sinde Vardar Yenicesi'nin rolüne dikkat yer aldı. Rodos'un fethinde. ardından lra­ bulunmayan Hayall Bey Edirne'de öldü . çekmek gerekir. "Mecma-ı şu ara ve men­ keyn Seferi'nde ve Bağdat'ın fethinde Kabri. Uzunkaldırım Mezarlığı'na karşı ba-ı zürefa" diye anılması yanında "ga­ padişahın yanında bulunan şaire 1525- dedelerinden kalma Vize Çelebi Mescidi ziler ocağı ve arifler durağı" olarak ni­ 1526'da günlük 1O. aylık 290 akçe bağ­ avlusu önünde. kendi yaptırdığı Lüleli telendirilen bu küçük Rumeli kasabası landığı. 1528-1 535 yıllarında on bir defa Çeşme'nin sol tarafında pencere yanın­ başta Şeyh Abdullah-ı İlahi olmak üzere 1OOO'er akçelik İhsanlarda bulunulduğu da bulunmaktadır ( Hayall Bey Dfuant, Hayretl. Usüli. Garibi ve Evrenos Bey gi­ mevacib ve in'amat defterlerindeki ka­ naşirin girişi, S. Xl). Hakkında düşürülen bi şair. mutasawıf ve eviad-ı fatihandan yıtlardan öğrenilmektedir. Padişaha bir­ vefat tarihlerinden en güzeli Arşi'nin: "Sö• gazilerio meydana getirdiği bir manevi biri ardınca sunduğu gazel ve kasideler zü dilde. hayali gözde kaldı" mısraıdır. havaya sahipti. Aşık Çelebi'nin naklet­ karşılığında gördüğü ihsanları sa­ Hayall'nin son yıllarında sıkıntı içinde tiği. "Vardar Yenicesi'nde doğan çocuk hipleri parlak sözlerle anlatırlar. Kendisi­ yaşadığı söyleniyorsa da Gelibolulu Mus­ baba diyecek vakit Farisi söyler" sözü de ne önce ulufe. daha sonra tirnar ve zea­ tafa All onun küçümsenmeyecek bir mi­ burada ne kadar yoğun bir kültür ve sa­ met verilmiştir. Bu ihsanlar sadece hü• ras bıraktığını haber verir. Kınalızade Ha­ nat atmosferinin bulunduğunu göster• kümdardan değil İbrahim Paşa ve İsken­ san Çelebi de Hayall öldükten sonra ço• mektedir. Böyle bir ortamda doğup bü• der Çelebi başta olmak üzere diğer dev­ cuklarının uzun süre bir görev almaya yüyen Hayali. kuwetli bir tahsil görme• let erkanından da gelmekteydi. Aşık Çe­ muhtaç olmadan zeametle geçindiğini mesine rağmen güçlü şairlik yetene­ lebi onun zeametinin Serfiçe'de olduğu­ yazmaktadır ( Tezkire, I I, 696). Geç evlen­ ğinin yardımı ile önce burada, daha son­ nu ve Süt! üce'de bir de bahçesi bulundu­ diği için Bekar Memi lakabıyla anılan Ha­ ra da İstanbul'daki edebiyat mahfii­ ğunu kaydetmektedir. yall'nin Ömer ve İbrahim adında edip ve lerinde kendini yetiştirdi. Aıı Mustafa Ancak şairin bu ikbali. başta Taşllealı şair iki oğlu olduğu bilinmektedir. Efendi. iyi bir şair olabilmesi için Baba Yahya Bey olmak üzere devri n diğer şair­ Tezkiresinde Hayali'nin güzel bir ruh Ali Mest-i Acemi'nin ona oğlu gibi ihti­ lerinin kıskançlığına sebep olmuştur. İs­ mam gösterdiğini belirtir. Hayall'nin ta­ tahlilini yapan Aşık Çelebi'nin ifadesine kender Çelebi (ö. ı 534) ve İbrahim Pa­ sawuf kültür ve terbiyesini en başta on­ göre yakışıklı bir insan olan şair yaratılış şa'nın (ö. ı 536) öldürülmesiyle iki büyük dan aldığında şüphe yoktur. Şiirlerindeki olarak dünya malına, giyim kuşama de­ hamisini kaybeden Hayall'nin talihi dön• ğer vermeyen. gördüğü iltifatlara ve iti­ tasawufi unsurların. doğduğu yerin ma­ dü. Esasen yeni sadrazam Rüstem Paşa bara rağmen kibirlenmeyen. güzelliğe nevi havası yanında Baba Ali ile beraber­ edebiyata önem vermediği gibi şair ola­ düşkün, rindmeşrep bir kişiydi. Hoşgö­ liğindeki Kalenderilik döneminden kay­ rak da Yahya Bey'i tutmaktaydı. Kendi­ rülü ve dost caniısı olup kendisine hiciv naklandığı söylenebilir. Ali Nihad Tarlan. ni çekemeyenlerin kışkırtmalarından da yazılmadıkça başkalarını hicvetmezdi. Hayall'nin batıni olmakla beraber şiirle­ korkan şair hayatını emniyette hissetme­ Böyle olmakla beraber ikbal ve şöhreti rinde Ehl-i sünnet'i ineitecek bir tarafı diğİnden İstanbul'dan uzaklaşmak iste­ etrafında doğan kıskançlıklar karşısında bulunmadığını ifade eder. Şiirlerini kuv­ di. Bunun için padişahtan bir sancak bey­ mevkiini korumak için bazan yakın dost­ vetli bir tasawufi heyecanla söylemesine liği, ardından da Rumeli kethüdalığı dile­ ları aleyhinde bile bulunmaktan çekio• ve bunlarda Şeyh İbrahim-i Gülşen'i'den ğinde bulundu ( Hayall Bey Dfuant, s. 6 ı, mediği belirtilmektedir. hürmetle bahsetmesine rağmen onu ı 4 3, 277, 395). Yirmi yıldan fazla arkadaş­ doğrudan doğruya mutasawıf bir şair Hayali'nin tek eseri divanıdır. Bazı kay­ lıkları bulunan Aşık Çelebi, hamilerinin saymak isabetli olmaz. ölümünden sonra da padişahın Hayall'ye naklar kendisinin divanını bizzat tertip Devrinin bütün tezkire yazarları Haya­ iltifatının devam ettiğini söylüyorsa da etmediğini. hatta Kanuni bir defasın­ da divanını görmek istediğinde divanın ll'nin büyük bir şair olduğu görüşünde bu pek inandırıcı görünmemektedir. Böy• birleşirve onu "diyar-ı Rum'un sultanü'ş­ le olsaydı Hayali gibi istiğna sahibi bir kişi onun şiirlerini toplamış olan Vefalı Şeyh­ şuarası. meşhur. maruf Hayall Bey" diye bu tür dilek ve ricalarda bulunmak mec­ zade Ali Çelebi'de bulunabildiğini kayde­ anarlar. Hayall'yi Hatız-ı Şlrazl'ye beme­ buriyetinde kalmazdı. Onun ayrıca bazı derler. Bununla beraber bazı şiirlerinde tenler bununla onun şairlik değerinin şiirlerinde 10.000 akçe dirliğinin elinden bizzat divan tertip ettiğini belirten ifade­ yüksekliğini belirtmek istemişlerdir. alındığını. fakirlikten bıçak kemiğe da­ ler bulunmaktadır ( Hayall Bey Dfuant, s. yandığı için tevliyet ve dirlik istediğini, 54, 238, 290, 330). Ali Nihad Tarlan'ın neş­ Zat! gibi büyük bir şairin şöhretin zir­ hasta olduğunu belirterek tirnar talep rettiği divanında bazı şiirleri eksik kay­ vesinde bulunduğu bir sırada şiir alemin­ ettiğini. Rumeli'de ecdadının yatmakta dedilmiş. İznikli Hayali Çelebi ve Revani de kendini gösteren Hayali. zamanla on­ olduğu etrafı dağlarla çevrili 2300 akçeli gibi şairlerin şiirleri onun şiirleriyle karış­ dan başka çağdaşlarından İshak Çelebi bir köyün (muhtemelen Vize) kendisine tırılmış olsa da mevcut olanlar şairin kud­ (Kılıççızade). Hayret!, Kara Fazli ve Yahya verilmesini, hatta "vasf-ı hal''ini dinleme­ retini göstermek için yeterlidir. Bey gibi şairleri de gölgede bırakınayı ba­ si için adeta yalvararak bunun bile bir i h­ Divanındaki bazı gazellerinin "Ez Eş' ar-ı şarmıştır. Ali Şlr Neval ve klasik İran şa­ san olacağını söylediği görülmektedir. Gül-i Sad- berg" başlığını taşıması ve irleri hakkında hürmetkar bir ifade kul­ Ne zaman ve hangi şartlarda dile getiril­ özellikle "Dlbace-i Gül-i Sad- berg" başlık­ lanan Hayali kendini onlarla eşit görür, diği tam bilinmeyen bu şikayetler, şairin lı bir manzumesinde, "Sunup bu nazmı Osmanlı şairleri içinde de kendisinin Ne­ padişah yanındaki itibarının zaman za­ dest-i şehriyara 1 Gül-i Sad- berg'i irgür• cati Bey'in yerini tuttuğunu söyler. Bu man sarsıldığını göstermektedir. Onun düm bahara" demesinden. şairin 100 ga­ onun atasözü, deyim ve halk tabirleriyle söz konusu dileklerinin karşılık bulup bul- zelini bir araya getirip ekiediği bir dlbace şehirli Türkçe'sini kullanma yolunda Ne-

6 HAYA LT-i EVVEL dW Bey'in takipçisi olduğunu da ifade neşirde . kendisinden otuz üç yıl önce öl• HAYALI-i EWEL etmektedir. Çağında Hayall'ye rakip sa­ müş olan Hayali Abdülvehhab Çelebi'nin ( J.91 ~..s~~) yılabilecek tek isim olan Fuzull onun şöh­ (Hayali-i Evvel) bazı gazelleri Hayali Bey'e retini gölgeleyemeyecek kadar istanbul'­ ait gösterilmiştir (Kü çük, sy. 249[0cak (ö. 931/1524) dan uzakta idi. Baki şöhrete ulaştığında ı 984 ı. s. 64-69) . Hayall'nin şiirleri. divan ın Divan şairi . ise Hayall çoktan ölmüş bulunuyordu. Ali bu neşrinden hareketle Cemal Kurnaz L .J Ni had Tarlan tasavvufı heyecan itibariyle tarafından sistematik bir tahlil çalışma­ Hayali'yi Baki'den üstün görür. sına konu edilmiş. ayrıca aynı araştırma­ Asıl adı Abdülvehhab olup XV. yüzyılın Canlı ve kuvvetli bir üslupla yazılmış ka­ cı bu şiirleri teşbih ve mecaz unsurları sonlarında Edirne'de doğduğu tahmin sideleri de olan Hayali'nin asıl şahsiyetini yönünden Ahmed Paşa (Bursalı), Necati edilmektedir. Babası . Fatih Sultan Meh­ yansıtan şiirleri gazelleridir. Bunlarda Ru­ Bey ve Nev'i divanlarıyla karşılaştırarak med devri müftülerinden ve ll. Bayezid meli şairlerinde görülen samimiyet. ilham orüinal taraflarını göstermiştir (bk. bi bl.; devri şeyhülislamiarından Dimetokalı kudreti. gurur ve istiğna. mahalli renkle­ Hayall Bey'in ş iirl e ri üzerinde istanbul Üni• Molla Abdülkerim Efendi'dir: Hayatı hak­ re itina gibi özellikler dikkati çeker. Haya­ versitesi Edebiyat Fakültesi'nde yap ılmı ş kında yeterli bilgi bulunmayan şairden li. divan edebiyatında yaygın olarak kul­ tez ça lı şma l a rı için bk. Kazım Yetiş, "Tür• tezkire sahibi Beyani Hayali-i Evvel diye lanılan "müşebbehün bih"lerdeki benzet­ kiyat Enstitüsü'ndeki Tezlerin Bibliyog­ söz etmekte. çeşitli kaynaklarda Hayali me unsurlarını şahsi heyecanı ve lirizmi rafyası", TDED, XX III [ 1981 [,s. 310). Çelebi olarak da geçmektedir. Ancak Ha­ içinde eriterek ifade etmesini bilen bir BiBLiYOGRAFYA : yali Bey'den ayırt edilmesi için geleneğe şairdir. Şiirlerinde tasannu zaman zaman Hayali Bey Divanı (haz. Ali Ni had Tarlan ı. is­ uyularak Hayali-i Kadim şeklinde adian­ ruhundan doğan şiddetli ilhamın heyeca­ tanbul 1945, hazırla yanın girişi, s. VII-XVII; Sehi, dıniması da mümkündür. Hayali. zama­ nı içinde kaybolur. Manzumelerinde şekil Tezkire, s . ı26; Aşık Çelebi. Meşairil'ş-şuara, nın tanınmış müderrislerinden izari, Mol­ vr. 270b-277 ', 29ı ' -298'; Latifi. Tezkire, s. ı50- mükemmelliğinin bulunmayışı. kayıt al­ la Lutfı . Hatibzade Muhyiddin Efendi ve ı 5 ı ; Ahdi. Gülşen-i Şuara, Millet Ktp., Ali Emi­ tına mizacından girmek istemeyen ileri ri, Tarih, nr. 774, vr. 81'; Beyanı . Tezkire, Millet Kesteli'den ders aldıktan sonra Eyüp'te geldiği kadar tahsilinin yetersiz oluşuna Ktp. , Ali Emiri, Tarih, nr. 757, vr. 3ıb; Kilnhil 'l­ Kalenderhane Medresesi'ne müderris ol­ da bağlanabilir. Nitekim şiirlerindeki ba­ ahbar'ın Tezkire Kısmı (haz. Mustafa isen). An­ du. Kınalızade Hasan Çelebi. onun daha kara ı 994, s. 212-215; Kınalızade, Tezkire, ı , zı imla ve söyleyiş kusurlarını Aşık Çele­ sonra 41 akçe ile Edirne Camialtı Medre­ 354-360; ll, 696; Riyazi. Riyazü'ş-şuara, Nuru­ bi'nin düzelttiği bilinmektedir. sesi'ne tayin edildiğini kaydetmektedir. osmaniye Ktp., nr. 3724, vr. 64'-67'; Abdurrah­ Hayali çağdaş ı olan Safi. HuşGi. Ali ve man Hibri. Enisil'l-milsamirin, iü Ktp., TY, nr. Hayali Manisa. Selanik ve Tire'de kadılık Yetim Ali Çelebi gibi şairlerce övgüyle 451, vr. 77'; , Esami, istanbul 1308, görevinde bulundu. Yavuz Sultan Selim'in s. 137; a.mlf.. "Hayali", Mecmüa-i Muallim, anıldığı gibi başta olmak üzere şehzadeliği zamanında nedimi, padişah­ sy. 36, istanbul 1305, s. 141 -142; Faik Reşad . Rahmi (Pir Muhammed). Ulvi. Vahidi gibi lığı döneminde de başdefterdan oldu Es laf. istanbul ı 311, s. 8 ı -85; Sicill-i Osmani, (925/1519) Sehi, Heşt Bihişt'te onun şairler üzerinde de etkili olmuştur . Kanu­ ll, 3ı3; lll , 493; Gibb, HOP, lll , 58-69; İbrahim ni'nin Bağdat ' ı fethinde Fuzull ile görü• Necmi [Dilmen ]. Tarih-i Edebiyyat Dersleri, is­ Amasya'da vuku bulan olaylar sırasında şen ve ondan bir Leyla ve Mecnun mes­ tanbul 1338, ı , 98-101; Osmanlı Milellifleri, ll , yeniçeri taifesiyle kavga ettiği için defter­ 160-161; M. Fuad Köprülü. Divan Edebiyatı An­ nevisi yazmasını isteyen Anadolu şairleri darlıktan aziedildiğini söylerse de İsmail tolojisi, istanbul 1934, s. 133- ı 35, 144- ı 48; arasında Hayali de bulunmaktaydı. Fu­ Hami Danişmend, söz konusu olayların a.mlf.. Edebiyat Araştırmalan If, s. 558; a .mlf.. 1515'te cereyan ettiğini belirterek bu az­ zuli'nin. meşhur "Su Kasidesi"ndeki "su" "Anadolu'da Türk Dili ve Edebiyatının Teka­ redifini Hayall'den almış olması kuvvetle mülüne Umumi Bir Bakış", Yeni Türk, sy. 7, lin başka bir sebebi olması gerektiğini muhtemeldir (Köprü! ü, Edebiyat Araş­ istanbul ı 933, s. 541; Osman Nuri Peremeci. ileri sürer. Daha sonra İzmir kadılığına ta­ Edirne Tarihi, istanbul 1939, s . 195-197; TYDK, tırmaları fl, s. 558) Devrinden başlayarak yin edilen Hayali bu görevde iken vefat 1, ı35-142 ; Kocatürk, Türk Edebiyatı Tarihi, s. Hayali'nin gazellerinin Günahi. Ali. Şeyh etti ve cenazesi Edirne'ye götürülerek ba­ 325-326; Banarlı , RTET, ı, 573-574; Bilyük Türk Galib, Keçecizade i zzet Molla. i zzet Ali Pa­ Klasikleri, istanbul 1986, ili, 378-379; Mehmed basının Sitti Sultan Camii yakınlarında şa. Bayburt! u Zihni gibi şairler tarafın­ Çavuşoğlu, Hayali Bey ve Divan'ınd an Örnek• yaptırdığı mektebin bahçesinde onun ya­ dan tanzir ve tazmin edilmiş olması tesi­ ler, Ankara 1987; Cemal Kurnaz: Hayali Bey nına defnedildi. Hayali'nin görevine bağ­ Divan ı: Tahlili, Ankara 1987, s. ı 9-60, 563- rinin ne kadar güçlü ve devamlı olduğu­ lı, hakkı ve adaleti yerine getirmede ce­ 6 ı ı; a.mlf.. " Aş ık Çelebi 'ye Göre Hayall Bey", sur bir kimse olduğu kaydedilir. Edirneli nu gösterir. TKA, XX III/1 -2 ( 1985). s. 373-393; a.mlf.. "Neca­ vakıf Hayali Bey'in divanının Ali Nihad Tar­ ti Bey, Ahmed Pa şa, Hayali Bey ve Nev'i Di­ Mecdi onun akli ve nakli ilimiere ol­ lan tarafından, istanbul kütüphanelerin• va nlarındaki Teşbih ve Mecaz Unsurları", a. e., duğunu söyler. XXV/1 ( 1987). s. 127-173; Haluk ipekten. Divan deki on üç nüsha karşılaştırılarak bunlar Kaynakların ifadesine göre güzel konu­ Edebiyatında Edebi Muhitler, istanbul 1996, arasında yedi nüshası üzerinden tenkitli s. 95-98, ıoo, ı44, 23ı; Ali Nihad 1'arlan. "Ha­ şan. temiz bir dile ve geniş hayal gücüne n eş ri yapılmıştır (b k. bi bl.). Bu neşre gö• yali-Baki", TDED, 1/1 ( 1946). s. 26-38; Saba­ sahip bir şair olan Hayali zeki, kabiliyetiL re divanda çoğu Kanuni Sultan Süleyman hattin Küçük. "Hayali Bey'in Yayım l anmamış şakacı bir insandı. Kınalızade'nin Te zki­ Gazelleri", TDI., XLVIII/394 ( 1984). s. 418-42ı; hakkında olmak üzere yirmi beş kaside, retü'ş-şuara 'sında bu vasıflarla tanıtılan a.mlf., "Hayali-i Kadim", TK, XX II /249 ( 1984). s . sekiz musammat. bir terkibibend. beş şairin muhayyilesinin genişliği sebebiyle 64-69; İsmail E. Erünsal, "Kanuni Sultan Süley• müteferrik manzume. 688 gazel ve otuz man Devrine Ait Bir İn'amat Defteri", Osm.Ar., "Hayali" mahlasını aldığını, diğer şairler­ üç kıta mevcuttur. Sadece istanbul kü• IV ( 1984). s. 1-17; Fevziye Abdullah Tansel, "Ha­ den bu suretle ayrılmak istediğini Mecdi tüphanelerinde bulunan nüshalara da­ yali", TA, XIX, 97-99; Th. Menzel, "Hayali", iA, H ad aik u' ş-Ş ek ıJik ' te yazmaktadır. Şua­ V/ı, s . 384; Fahir iz. "", EJ2 (ing), IV, yanılarak hazırlanan bu neşrin sonradan ra tezkirelerinde aynı mahlası taşıyan beş ı ı37; Harun Tolasa, "Hayali Bey", TDEA , IV, bulunan sağlam nüshalar dikkate alınıp şairden söz edilmektedir. Bu yüzden Ha­ ı69-171. yenilenmesi gerekmektedir. Nitekim bu li] CEMAL KURNAZ yali-i Ewel'in şiirlerinin bir kısmı kendisin-

7