Çağdaş Alman Şiirinde Türk Imaji Üzerine Bir Deneme
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
ÇAĞDAŞ ALMAN ŞİİRİNDE TÜRK İMAJI ÜZERİNE BİR DENEME AN ESSAY ON THE IMAGE OF TÜRK İN MODERN GERMAN POETRY Yılmaz KOÇ*5 ÖZET ABSTRACT Çağdaş Alman şiirindeki Türk imajını Gisela We'd like to analyze the Turkish Image in Kraft'ın "Yunus Berlin'de", Hans-Jürgen contemporary German Poetry throught Gisela Heise'nin "Bir Türk Kahvehanesi" ve Ludwig Kraft's "Yunus in Berlin", Hans-Jürgen Heise's Fels'in "Türkiye" şiirleriyle incelemek istiyoruz. "A Turkish Coffee House", and Ludwig Fels' Kraft şiirinde Almanya'da yaşayan bir Türk "Turkey". Kraft, reflects some of the aspets of a işçisinin, yani Yunus'un hayatının değişik Turkish worker's life and his spiritual world. kesitlerinden örnekler vermekte ve onun ruh The name of the Turkish worker is Yunus. There halini yansıtmaktadır. Şiirde genelde olumlu bir is a positive Turkish image in the poem. We Türk imajı çizilmiştir. Heise'nin şiirinde come across with a negative Turkish İmage in olumsuz bir Türk imajı çizilmektedir. Ludwig Heise's poem. in Ludwig Fels' poem some Fels'in şiirinde ise Türklerin yemek information on Turkish people's eating habits, alışkanlıkları, birbirleriyle ilgili iletişim ve their way of communikation and their social sosyo-ekonomik durumları hakkında bilgiler and economic status have been given. But the verilmektedir. Ancak anlatılan Türkiye, Turkey which is told, is the combination of Almanya'da yaşayan Türklerin oluşturduğu Turks who live in Germany. The Türkiye'dir. Almanya'daki konut sorunu dile accommodation problem in Germany is getirilmiştir. expressed. Anahtar Kelimeler: Türk İmajı, Alman Şiiri Key Words: Image of Türk, German Poetry GİRİŞ Kuruyazıcı 4 da Sten Nadolny'nin "Selim öder Alman edebiyatındaki Türk imajı ile ilgili die Gabe der Rede" adlı romanın alman günümüze kadar hatırı sayılır çalışmalar basınındaki yansımalarım ve gerek Almanların yapılmıştır. Bugün bile özellikle Türk Türklere bakışını, gerekse Türklerin Almanlara Germanistlerinin severek işledikleri konular bakışını değerlendiriyor. Benzeri çalışmalar şu arasında yer almaktadır. Tarihi süreçte yaklaşık ana kadar çeşitli Türk germanistleri tarafından da bin yıldan beri Türk ve Almanlar arasında var yürütülmektedir. Bu bağlamda biz de bu çalışma olan ilişkileri ve bu ilişkilerin Alman ile 1980'li yıllarda yayınlanan üç şiirde Türklerin Kültüründeki edebi yankılarım ve Türk imajının nasıl ele alındığını incelemek istiyoruz. 1983 de oluşmasına katkılarını Onur Bilge Kula "Alman yayımlanan Gisela Kraft'ın şiiri (Yunus in Kültüründe Türk İmgesi" ' adlı iki ciltlik Berlin): eserinde dile getirmiştir. 19. yüzyılda alman edebiyatındaki Türkiye ve Türkler ile ilgili Yunus Berlin'de s Selçuk Ünlü'nün 2 bir eseri vardır. Diğer taraftan Yunus Emre, Türk Halk Şairi, 13. Çağdaş Avusturya edebiyatındaki Türk imajı ile Yüzyıl bugün görürsün onu ilgili olarak gerek makaleleri ve gerekse çevirileri ile Gürsel Aytaç'ı da 3 zikredebiliriz. Nilüfer 4 Nilüfer Kuruyazıcı: "Selim öder die Gabe der Rede" Verschiedene Lesemöglichkeiten des ^ (Yrd.Doc.Dr.) Selçuk Üniversitesi Fen Romans von Sten Nadolny , in: Edebiyat Fakültesi Yabancı Diller Bölümü Germanistentreffen Bundesrepublik Deutschland 1 Kula,Onur Bilge: Alman Kültüründe Türk - Türkei: Bonn 25.9. -29.9.1994 , İmgesi I-II, Gündoğan Yayınları, Ankara 1993 Dokumentation der Tagungsbeitrâge, DAAD, 2 Ünlü, Selçuk : 19. Yüzyıl Alman Edebiyatında 1995, S.255-262 Türkiye ve Türkler, Selçuk Üniversitesi 5 Kraft,Gisela : Yunus in Berlin , in: Bender, Yayınları, Konya 1988 Hans (Hrgs.): Was sind das für Zeiten. 3 Aytaç, Gürsel: Çağdaş Avusturya Edebiyatında Deutschsprachige Gedichte der achtziger Jahre, Türkiye Konulu Bir Roman "Das Verschvvinden München - Wien 1988, S. 126 Des Schattens in Der Sonne", in : Aytaç, Gürsel: Edebiyat Yazıları I, Ankara 1990, S. 199-214 PAÜ. Eğitim Fak. Derg. 1996, Sayı:l Sayfa 91 landvvehrkanal'ında sayıyor sigara Birinci kıtada Berlin'deki bir kanal kenarında izmaritlerini suya attığı sigara izmaritlerini suya atarken gösterilen Yunus sanki sıkıntılı. Daha sonra Yunus bugün görürsün onu istasyonda oyalanıyor ve trenden gelen gidenleri istasyonda izlemekte. Yabancı ülkelerde istasyonlar sayıyor trenlerin tekerleklerini hemşehirlilerle karşılaşmak ümidiyle yabancı dışarı doğru açılan kapıları işçilerin oyalandıkları mekanların başmda gelir. bileklerde bavulları Üçüncü kıtada Yunus'u meyhanede görüyoruz. Çünkü dolaştığı yerlerde dertleşecek, konuşacak bugün görürsün onu meyhane birileriyle karşılaşamamış, bundan dolayı da köşesinde rakıyla sayıyor meyhanede rakı içerek bir nebze yalnızlığım çocuklarını parmaklarıyla ölenleri gidermeye çalışıyor. Tabii bu arada ölmüş olan ve yaşayanları aşklarını ve yaşayan çocuklarım saymaya başlıyor. buradakilerini ve o zamankileri Bununla Türklerin çok çocuklu oldukları belirtilmek isteniyor. Aynı şekilde buradaki ve bugün görürsün onu oradaki aşkları da dile getiriliyor. bir makamda sayıyor yıllarını Daha sonra Yunus resmi makamlarda çalışmış geriye doğru doğumuna kadar olduğu seneleri topluyor. Belki emekli olabilir düşüncesiyle. Ne de olsa Türkiye'de 25 yılda bugün görürsün onu emekli olabilmek mümkün, oysa Almanya'da 65 sürekli iş şeridinde yaşma kadar beklemesi gerekiyor. Beşinci kıtada bir çelik plaka üzerinde Yunus'u iş hayatında görüyoruz ve sürekli bantta sayıyor delikleri çalışmakta, monoton bir işi var. Bu işte yelkensiz üçüncüye ait bir pim bir kayık misali sürüklenip gidiyor. Daha sonra hep aynı pim Yunus Karl-Marx- Caddesi'nde birilerini hep üçüncüye bekliyor ama amacına ulaşamıyor. Yedinci kıtada yelkensiz direkli kayık gibi dondurucu soğuk olmasına rağmen onlar sürüklenmeye devam ediyorlar Landwehrkanarda etrafı seyrediyor. bugün görürsün onu Buraya kadarki mısralardan anladığımıza göre sayar yüzleri Yunus hiç bir zaman boş durmuyor, sürekli bir karl-marx-caddesinin ortasında şeylerle meşgul. Fakat son kıtada onu ilk defa kendisininki yok aralarında sessiz sedasız ve hareketsiz görüyoruz. Bu hareketsizliğin sebebi acaba ne olabilir? Ölüm bugün görürsün onu mü? yunus sayar dalgaları Şiirin tümünü göz önünde bulundurursak Kraft'ın dağları dereleri olumsuz diyebileceğimiz, ya da küçük düşürücü köpük taçlan ve şeritleri bir yaklaşımı yok. Bana göre şiirde genelde buz gibi bir rüzgar kamçılıyor olumlu bir Türk imajı çizilmiştir. landwehrkanarmı Acaba aynı durum Hans-Jürgen Heise'nin 1985 bugün görürsün onu de yayımlanan (Ein türkisches Cafe) için de kımıldamadan geçerli mi? yalnız bir kere 6 Kraft bu şiirine motto olarak Yunus Emre'yi Bir Türk Kahvehanesi almıştır. Şiirde Almanya'da yaşayan bir Türk işçisinin, yani Yunus'un hayatının değişik Elimin üstündeki sinekler kesimlerinden örnekler vermekte ve onun ruh yalnızca henüz doğu değildir halini yansıtmaktadır. Sekiz düzensiz kıtadan fakat onlar oraya aittir oluşan şiirde yazar ana hatlarıyla Yunus hakkında bilgi vermektedir. Bir Türk kahvehanesi / benim, yalnız müşterisi 6 Heise, Hans-Jürgen : Ein türkisches Cafe, in: Bender, Hans (Hrgs.): Was sind das fiir Zeiten. Deutschsprachige Gedichte der achtziger Jahre, München - Wien 1988, S.93 PAÜ. Eğitim Fak. Derg. 1996, Sayı:l Sayfa 92 iletişim kuruyorlar yaşlılar birbirleriyle, gençler Yeşil kapı tuvalete dünyaya gelmemiş gibi hayal kuruyorlar. açılıyor mavi Evet, bugün konuşuyor hepsi mutfağa biraz almanca, küfrediyor ve ağlıyorlar sadece kendi dillerinde orada da yalnız sinekler çalar saat yüzünden içeriye güneş doğmuyor. Ve çaydanlık Özellikle büyük bir homurdanan Ludwig Fels'in şiirinden Türklere ait bazı bilgiler vızılıyor elde edebiliyoruz. Buna göre Türkler çok çocuklu;ayakkabılarım çıkartırlar; peynir, soğan Bu şiirde ilk izlenim kahvehanenin sanki ve sarımsak yerler;hepsi bir odada yatarlar ve sineklerin istilasına uğradığı yönünde bir intiba çok fakirler; aralarında iletişim sessiz yapılır. 21 oluşuyor. Olaya yüzeysel bakılırsa belki normal mısradan oluşan bu serbest ölçülü şiirin ilk 16 görülebilir. Fakat işi derinliğine götürmek mısraına göre karar verecek olursak Türkiye'de icabederse, sineğin neyi temsil ettiğine bakmak herhangi bir Anadolu kasabası ya da köyünde bir lazım. Genelde gerek Alınanlarda, gerekse harabede yaşayan insanları anlatıyor, diyebiliriz. Türklerde sinek olumsuz bir yaratıktır, pislikle Fakat son beş mısraını da hesaba katarsak olayın aynılaştırılır ve her türlü mikrop ve hastalığın Almanya'da cereyan ettiğini görebiliriz. Özellikle yayılmasını sağladığı için mücadele edilir. Olaya Almanya'da doğru dürüst bir konut bulmada bu noktadan bakacak olursak kahvenin içi, yabancıların, özelliklede Türklerin ne kadar mutfağı ve tuvaleti sinekle dolu olduğuna göre zorlandığını, yaşayarak gördük. Bundan dolayı verilen mesaj açıktır: Türkler doğulu ve temiz yabancılar Almanya'da harap sayılabilecek çiftlik değildir. kalıntılarında veya da köhne binalarda idare etmişlerdir. Ayrıca anadoluda genelde tuvalet kapıları yeşile boyanmaz. Yeşil ve mavi renk Türklerin sevdiği Bana göre Fels Almanya'daki "Wohnungsnot" renkler arasındadır, ama özellikle yeşil renk denilen konut sıkıntısının yabancılardaki gelişi güzel kullanılmaz. Heise galiba bu yansımalarını dile getirmek için bu şiiri yazmış ayrıntıdan haberdar değildi. olabilir. Şiiri bu açıdan yorumlarsak sıkıntıyı, çileyi çeken Türkler, fakat bunun sorumlusu ilgili Bana göre bu şiirde Heise olumsuz bir Türk imajı Alman kurum ve kuruluşlardır. Aynı problem çizmiştir ve Türkleri doğulu ve temizliğe önem hala Almanya'da devam etmektedir. vermeyen kişiler olarak ele almıştır. Fels ve Kraft'ın şiirlerinin ortak özelliği Ludwig Fels 'in 1984 de yayımlanan (Türkei) Türklerin çok çocuklu okıasının vurgulanması. adlı şiiri: