Cengiz Bektaş Ile Mimari Üretimleri Üzerine Söyleşi
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
CENGİZ BEKTAŞ İLE MİMARİ ÜRETİMLERİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ CENGİZ BEKTAŞ İLE MİMARİ ÜRETİMLERİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ SALT025-CENGİZ BEKTAŞ-001 CENGİZ BEKTAŞ İLE MİMARİ ÜRETİMLERİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ Bu yayın, 20 Mart’ta kaybettiğimiz, kendisini ba- zen ozan-mimar-yazar bazen de yüksek mühen- dis-mimar olarak tanımlayan Cengiz Bektaş’la Ekim 2019’dan Şubat 2020’ye dek aralıklarla sürdürülen söyleşileri bir araya getirmektedir. Bektaş’ın mimari projeleri arasından seçili bir kısmı arşivcinin merak duygusuyla yeniden ele alınarak yapılan bu uzun sohbet, mimarın yak- laşık altmış yıla yayılan pratiğinin izini SALT Araştırma’daki arşivi aracılığıyla sürmeyi hedef- lerken söz konusu belgeleri yeni yorumlara açar. Cengiz Bektaş’ın 1980 öncesi ve sonrası üretimi- ni karşılıklı okuma yapmaya elverecek biçimde ve devamı gelmek üzere planlanmış buluşma- ların çıktısı niteliğindeki bu yayın, bir anlamda Bektaş’ın süreç odaklı yaklaşımının küçük bir anlatısı olarak kabul edilebilir. ― Tuğçe Kaplan, SALT Araştırma Arşiv Sorumlusu SALT025-CENGİZ BEKTAŞ-002 CENGİZ BEKTAŞ İLE MİMARİ ÜRETİMLERİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ Tuğçe Kaplan: Benim önerim bu 1979 yılında Yaprak Kitapevi’nden basılmış Proje Uygulama kitabından faydalanarak onunla benzer bir izlekte 1980 öncesi yapılarınızı düşünsel arka planlarıyla birlikte konuşmak. Sizin de bina bilgisine çok da kaymadan yapılar özelinde vurgulamak isteye- ceğiniz noktalar vardır. Özellikle arşivinizin bize sunmadığı hikâyeler de ilgimi çeker. Ben kendimce yapılarınızdan şöyle bir seçki yaptım. Ne düşünürsünüz? Cengiz Bektaş: Şimdi bunu mu [Kitap: Proje Uygulama] esas aldınız? TK: Şimdilik evet. Buradaki gibi konu konu ayırarak da ilerleyebiliriz. İşleyim yapıları, okullar, çarşılar, toplu konutlar, yaşlılar için yapılar gibi... Aslında kırk yıl önce/kırk yıl sonra (1979-2019) gibi bir karşılaştırma yapmaya elverecek şekilde yapı- Cengiz Bektaş, Proje Uygulama 2 - Mimarlık Çalışmaları, larınızın üzerine konuşabiliriz diye düşündüm. Yaprak Kitabevi, Ankara, 1979. SALT025-CENGİZ BEKTAŞ-003 CENGİZ BEKTAŞ İLE MİMARİ ÜRETİMLERİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ CB: Tabii hepsinde yarar var. Göçte kurulur ben Muğla’da bir müze deyince herkes zannediyor kervan derler, çalıştıkça ortaya çıkacaktır. ki Bodrum’dan, Fethiye’den parçaları toplayaca- ğım. Hâlbuki ben hiçbir ülkenin, yerinde olan bir TK: Bunun dışında sonraki haftalarda 1980 son- anıtı, yapıtı almaması gerektiğini savunuyorum. rası pratikleriniz, Mavi Yolculuk ve Kuzguncuk üze- In-situ [yerinde] olmalı her şey. Londra’da sokakta rine de konuşmak isterim. Ama tabii, dediğiniz gibi, dolaşıyoruz bir gün oğlumla beraber, oğlum omu- konuşmaya başladıkça farklı şeyler de çıkacaktır. zumda, BBC bir mikrofon uzattı, “Niye Londra’da- sınız?” diye sordu. Ben de “Oğluma Anadolu’yu CB: Evet. Ben zamanı iyi kullanmak zorunda- anlatıyordum. ‘Nereye gitti tüm o eserler?’ diye yım. 86 yaşına giriyorum ve hâlâ 25 yaşında gibi sordu. ‘Ben de Londra’da bir kırk haramiler depo- çalışıyorum. Ama dış ilişkilerim beni zorluyor. su var’ dedim ve onu göstermeye geldim” dedim. Haftada iki gün Muğla’dayım. İddialı bir müze Sonra bunu yayınladıklarını da duydum. Şimdi için. [Söyleşi gerçekleştiği zaman Muğla Bölge Mü- bunu söylemiş bir insan olarak Muğla çevresine zesi yapımı üzerine çalışıyordu.] Ama orada yaptı- gidince, “biz size hiçbir şey vermeyiz” diyorlar. ğım sadece bir müzeden ibaret değil. “Türkiye’de Yahu kimi, neyi istiyoruz sizden? İstemiyorum ki. müze nasıl olmalı?” sorusunu sorup bir çalıştay örgütledim. Türkiye’de bu konu üzerinde bir TK: Ne zaman açılacak bu müze? şeyler söylemiş olan insanları, örneğin Mehmet Özdoğan’ı, aydınlatma uzmanı olarak Yıldız [Tek- CB: Sene sonuna belki, yüklenicinin duru- nik] Üniversitesi’nden Müjgan Şerefhanoğlu’yu, muna bağlı. Yaptığım sadece müze değil aslında, Baksı Müzesi nedeniyle Hüsamettin Koçan’ı, Muğla’nın belleği bir anlamda. Müze sadece yapı birçok müzede müdürlük yapmış Sabahattin anlamına da gelmiyor, önemli olan onun içerisin- Türkoğlu’nu, bunların hepsini çağırdım, genç de ne anlatılacağı. Amacım florasından faunasına, kuşaktan da benim çıraklardan birini, Nevzat’ı Muğla’nın binlerce yıllık tarihini sergileyebilmek. [Sayın] çağırdım. Ve orada hep beraber tartıştık. Düşüncem bir anlamda onaylandı. O da şu: Mesela TK: Bölge Müzesi gibi bir adlandırma sizin SALT025-CENGİZ BEKTAŞ-004 CENGİZ BEKTAŞ İLE MİMARİ ÜRETİMLERİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ tasarımınızı nasıl etkiler? Mesela son zamanlarda yım, seninle yapalım” diye. Muğla Türkiye’nin en açılan çağdaş sanat müzeleri hâlen gündemde. çok kıyısı olan ili. Buna rağmen bugün Muğlalı- Eskişehir Odunpazarı’ndaki [OMM] olsun, bura- ların balıkçılıkla hiç ilgisi yok. Oşinografi eğitimi da Dolapdere’deki [ARTER] olsun. Sizin mimari almış bir çocuğa şart koştum, “git buranın balık- çizginize çağdaş sanat müzesi ile bölge müzesi çılarıyla çalış, ne var denizde öğren” diye. Deniz arasındaki fark nasıl yansırdı? yaşamını, balığı bilmek bilgi varsıllığıdır ama aynı zamanda çocuğun yaşamıyla ilgili de çok önemli. CB: Oranın adı Odunpazarı değil de eşek pazarı Biz Türkiye’yi tanımıyoruz. Yukarıda eski Muğla var, olsaydı ona göre mi bezek yapacaklardı? Müze dış o güne kadar kimse çıkmamış oraya mimarlardan, görünüşüyle değerlendirilemez. Ne anlatacaksınız şehircilerden. Bir kere gezi düzenledim Lagina’ya, müzede? Benim anlatacaklarım yedi yaşından yet- iki kişi geldi Mimarlar Odası üyesi olan. Otuz iki miş yedi yaşına kadar her Muğlalının kendi kimli- kişinin kalanı hep başkalarıydı. ğini, belleğini oluşturması için bilmeleri gereken şeyler. Ben cumhuriyetçi bir adam olarak baktığım Bu memlekette ne varsa hepsi benim. Bu bi- zaman Cumhuriyet bana neler vermiş ve nelerin linci yerleştirmeli. Ekrem Akurgal da son yılla- üstüne kurulmuş onları görmek, göstermek istiyo- rında bu düşünceye varmıştır. rum. Onun için benden o müzeyi isteyen insanlara şart olarak şunu söyledim: Personel de yetiştire- TK: İşleyim yapıları ile devam edelim mi? ceksiniz. Ben yetiştiriyorum, sekiz aydır benimle Denizli Boya Basma Apre ve Sarkuysan üzerine birlikte çalışan dört arkeolog genç var. Gidiyorum konuşabiliriz. mermerciye “Muğla mermeri olacak” diyorum. Bu mermer Muğla’nın olacak. Ben Denizli’den çok kolay CB: Sarkuysan’ın yönetim kurulu başkanı getirtebilirim istediğim mermeri hâlbuki. Orada benim abimdi, Cihan Bektaş. Bir gün Cihan abim- mermerci tanıdıklarım var. Ben yine de Muğlalı ler geldi Ankara’ya, “Biz uçak fabrikası kurmak mermerciyi ikna etmeye çalışıyorum, “on yıl sonra istiyoruz” dediler. Şimdi ben onları nasıl vazge- bir mermer kırıldığı zaman ben hemen seni bula- çireyim bu sevdadan? Bir soru sordum onlara: SALT025-CENGİZ BEKTAŞ-005 CENGİZ BEKTAŞ İLE MİMARİ ÜRETİMLERİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ “Yolcu uçağı mı yapacaksınız, savaş uçağı mı?” [DGSA’dan] bir de Teknik Üniversite’den [İTÜ’den] Şaşırdılar tabii. Ben de onlara dedim ki “Bakın oluşan iki grup kurdum. Huylarını biliyorum; siz altınla uğraşıyorsunuz. –Benim baba mesle- bunlar yarışmaya kalktılar ve yirmi gün içerisinde ğim kuyumculuk– Altın nereden elde ediliyor? o fabrikanın tüm çizimlerini bitirdik. Çizdiğimiz Bakırdan. Yani bakırı ergitiyorsunuz, oradan bir fabrikanın tasarımı Lurgi’nin o her yere gönderdi- bölüm çamur çıkıyor, o çamurun içinden altını ği tasarımdan çok daha iyiydi. Lurgi, benden izin ayıklıyorsunuz.” Böylece akıllarına girdim ve istedi planı kullanmak için. “Biz bu planı kullan- bakır fabrikası kurmaya karar verdiler. mak istiyoruz, size ne ödememiz gerekir?” diye sordular. Ben de “Bir şey istemiyorum, ödemenize Fabrikayı çizmek gerekiyordu. Almanya’dan gerek yok, kullanabilirsiniz” dedim. Sonra benim gelen bir fabrika planı vardı. Bizimkiler Lurgi planlarımı kullandılar. Sarkuysan da hiçbir zaman ile çalışıyorlardı. Lurgi o zaman Frankfurt’ta ba- zarar etmedi, hep kârdaydı. kırla uğraşan en iyi firma. Ben bir Akademi’den Sarkuysan Elektrolitik Bakır Fabrikası yönetim bölümü, Sarkuysan Elektrolitik Bakır Fabrikası iç mekânı, tahminen 1970'ler ortası, İstanbul tahminen 1970'ler ortası, İstanbul SALT025-CENGİZ BEKTAŞ-006 CENGİZ BEKTAŞ İLE MİMARİ ÜRETİMLERİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ Sarkuysan Elektrolitik Bakır Fabrikası, çalışma şemaları SALT025-CENGİZ BEKTAŞ-007 CENGİZ BEKTAŞ İLE MİMARİ ÜRETİMLERİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ Sarkuysan Elektrolitik Bakır Fabrikası, yerleşim planı Sarkuysan Elektrolitik Bakır Fabrikası, vaziyet planı SALT025-CENGİZ BEKTAŞ-008 SÖYLEŞİ: CENGİZ BEKTAŞ’LA MİMARİ ÜRETİM PRATİKLERİ ÜZERİNE TK: Sarkuysan ismi nereden geliyor? Şişha- ne’deki o görkemli Frej Apartmanı Sarkuysan İş Merkezi olarak geçiyordu. CB: Sarraflar, Kuyumcular, Sanatkârlar. Frej Apartmanı’nın Sarkuysan İş Merkezi olarak kul- lanılması benim önerim. Genel Müdürlük için bir yer arıyorlardı. Ben onlara dedim ki “Fabrika- nız Anadolu yakasında, Genel Müdürlüğünüz de Anadolu’da olsun.” Fakat onlar bu tarafta olsun istediler. Frej Apartmanı’nda bir yerin satılık ol- duğunu öğrendim ve almalarını önerdim. Benim bildiğim o binanın onarımını Muammer Onat yaptı. Arada bana da danışmalar olmuştu. Mu- ammer Onat’ı sever sayarım, gerçekten mesleğini çok seven bir insandı. Ama onarım konusunda birtakım yanlışlar oldu, heykeller vardı, beton karışımla onları yeniden yaptılar falan. TK: Apre’nin işvereni yakın arkadaşınız olan Esat Sivri, değil mi? CB: Evet. Maalesef çok kısa bir süre önce kay- bettik kendisini. Biz hısımız aynı zamanda onun- la. Hısım, evlilikler yoluyla akrabalık demek. Bir gün bir inşaat mühendisi geliyor, profesör aynı Denizli Boya Basma Apre Fabrikası SALT025-CENGİZ BEKTAŞ-009 iç mekânı, tahminen 1970’lerin sonu CENGİZ BEKTAŞ İLE MİMARİ ÜRETİMLERİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ zamanda fakültede, Esat’a