© ISSN: 1307-9905 Sayı Issue 22, Cilt Volume 8, Yıl Year 2017-2, 597-640

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve : Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine *

Halil İbrahim Düzenli Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi

Öz Bu makalede, 1999 İstanbul depremi sonrasında mimar Turgut Cansever’in öncülüğünde bir araya gelen İstanbul Deprem Çalışma Grubu’nun iki cilt halinde yayımladığı “Yeni Şehirler” raporları gündeme ge- tirilecektir. Devamında Turgut Cansever’in bu çalışmaların üzerine bina ettiği, “Zeytinburnu Pilot Pro- jesi” kapsamında hazırlanan “Üç Yeni Şehir Önerisi” irdelenecektir. Cansever önerisinin temelinde tarih- sel vakıfların güncel bir yorumu sayılabilecek ve şehir kurucu aktörü olan Ev ve Şehir Vakfı bulunmaktadır. 1900-1950 yıllarında Ebenezer Howard’ın ortaya attığı, Bahçeşehir Derneği ve bir kooperatif kurarak uy- gulamalarını gerçekleştirdiği müstakil-bahçeli evlerden oluşan bahçeşehir modeli dikkate değerdir. Aynı yıllarda Osmanlı bakiyesi coğrafyalarda ve genç Türkiye Cumhuriyeti’nde kentler büyük oranda müstakil bahçeli evlerden oluşmaktaydı. Makalede, Cansever önerilerinin, güncel ABD ve İngiltere konut istatistiklerinin, Türkiye halkının konut tercihlerinin, Ebenezer Howard’ın bahçeşehir önerisinin ve 1900-1950 arasındaki Türkiye kentlerinin ge- leneksel dokusunun farkındalığı ile hazırlanmış oldukları iddia edilmektedir. Bunlara ilaveten, şehir-ma- halle önerilerinin pratikte uygulama imkanı olan öneriler mi, yoksa uygulama imkanı olmayan ütopist yaklaşımlar mı oldukları tartışmaya açılmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Ev ve Şehir Vakfı, İstanbul Deprem Çalışma Grubu, Turgut Cansever, Yeni şehirler, Pilot şehir, Zeytinburnu Pilot Projesi, İstanbul.

© Kent Araştırmaları Dergisi (Journal of Urban Studies) http://idealkentdergisi.com Geliş: 24 Mart 2017 Kabul: 18 Haziran 2017

© ISSN: 1307-9905 Sayı Issue 22, Cilt Volume 8, Yıl Year 2017-2, 597-640

The City in the Horns of Dilemma of Realism and Utopianism: On the House and City Foundation, Earthquake Study Group *

Halil İbrahim Düzenli Fatih Sultan Mehmet Vakif University

Abstract This essay deals with two reports of the Istanbul earthquake study group, started after the earthquake in 1999 under the direction of architect Turgut Cansever. The reports were published in two volumes. Sub- sequently a project of Turgut Cansever, particular “A Proposal for three new cities” will be analysed. This project bases on the mentioned two reports. At the base of Cansever’s proposal we find the House and City Foundation, an agency for founding new settlements, which can be regarded as a contemporary reinterpre- tation of historical foundations (waqf). Ebenezer Howard’s Garden City model, which was planned and built with its detached houses and private gardens between 1900-1950, was considerable. But in those years, the cities under the Ottoman rule and the early Turkish Republic consisted of detached houses with private gardens as well. This essay argues that Cansever’s proposals were planned according to awareness and understanding of the actual housing statistics in England and the USA, the garden city proposal of Ebenezer Howard further the housing requests of the Turkish inhabitants as well as the traditional urban fabric of ’s cities between 1900 and 1950. In this meaning the essay discusses if the proposals are realistic or utopian.

Keywords: The House and City Foundation, Istanbul Earthquake Study Group, Turgut Can- sever, New settlements, Pilot settlement, Zeytinburnu Pilot Project, Istanbul

© Kent Araştırmaları Dergisi (Journal of Urban Studies) http://idealkentdergisi.com Received: March 24, 2017 Accepted: July 18, 2017 Halil İbrahim Düzenli

1. Giriş ya da Konuta, Yaşam Çevresine Dair Dünya ve Türkiye’den İstatistiki Veriler

İstatistiki bilginin gündelik hayatın dinamizmini ve akışkan yapısını yan- sıtmadığı, onu soğuttuğu ve dondurduğu söylenmektedir. Fakat Tür- kiye’de ve özellikle İstanbul’da yaşayanlar için, 2013 ve 2011 yıllarına ait iki istatistiki bilginin, zihinlerde tam tersi etki uyandırabileceği ileri sürü- lebilir. Veriler, 2000 sonrası iktisadi kalkınmacı siyasi söylem ve uygula- malar yoluyla, yüksek katlı, deyim yerindeyse beton apartman dairele- rinde dondurulmuş olan yapılı çevrenin, insanın insan olmaktan kaynaklı eylemlerine uygun bir model olup olmadığı noktasında düşündürücü yeni ufuklar açmaktadır. Söz konusu istatistikler, Amerika Birleşik Dev- letleri ve Birleşik Krallık (İngiltere ve Galler)’ın konut sahipliği istatistik- leridir. 2011 istatistiğine göre İngiltere ve Galler’de 23.4 milyon hane bulun- maktadır. Bu hanelerden %79’u müstakil evlerde (house), %21’i ise apart- man dairelerinde (flat) oturmaktadır. “Daire” kategorisi içine apartman daireleri, karavanlar ve diğer geçici hareketli strüktürler de girmektedir. Ev sahiplerinin %91’i müstakil evde otururken %9’u apartman dairele- rinde oturmaktadır. Kiracıların ise %56’sı müstakil evlerde, %44’ü daire- lerde oturmaktadır (ONS 2011). Amerika Birleşik Devletleri’nde ise daha da ilginç bir istatistik bulun- maktadır. 2013 verilerine göre ABD nüfusunun %87,99’u (271 milyon) müstakil evlerde, %12,01’i (37 milyon) apartmanlarda oturmaktadır. Eya- letler bazında bakılacak olursa, ABD’nin nüfus bakımından en büyük eya- letleri arasından yaklaşık 19 milyon nüfusa sahip New York’ta apart- manda oturanların oranı en fazladır. Fakat bu durumda dahi New York’ta nüfusun %23,7’si (4,5 milyon) apartmanlarda geriye kalan %76,3 (14,5 mil- yon) nüfus müstakil evlerde ikamet etmektedir (ACS 2013). Türkiye ile ilgili olarak, yukarıdaki istatistiki verilerle tam olarak kar- şılaştırmaya müsait veriler bulunmamaktadır ya da iyimser bir bakış açı- sıyla henüz var olan veriler bu şekilde düzenlenmemiştir denebilir. Özel- likle konutun müstakil olup olmadığı konusunda bir veriye rastlamak zordur. Diğer taraftan, Türkiye İstatistik Kurumu’nun bazı hane halkı ve konut araştırmaları verileri yorum yapmayı kolaylaştırabilir. Örneklem esaslı 2011 Nüfus ve Konut Araştırması’na göre Türkiye’deki konutların %20’si tek katlı, %19,5’i iki katlı, %11,9’u üç katlı, %11,8’i dört katlı, yüzde 13,7’si beş katlı, % 23,1’i ise altı ve üzeri katlıdır (NKA 2013, 242). Sağlıklı

599

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve İstanbul: Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine

ve tam olarak doğru bir bakış sunmasa da, yorumu kolaylaştırmak için, tek ve iki katlı konutlar müstakil, diğerleri ise apartman olarak değerlen- dirilebilir. Buna göre Türkiye konutlarının %39,5’i bir ve iki katlı (müsta- kil?), %60,5’i ise üç ve üzeri katlıdır (apartman dairesi?). Türkiye’den ve bugünden bakıldığında, şüphesiz, bütün bu istatistik- lerin bir anlamı vardır. Bu anlama geçmeden önce, Türkiye halkının konut tercihleri ile ilgili yapılmış bir araştırmanın sonuçlarından bahsetmek, ay- rıca manidardır. T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu tarafından 1992 yılında yaptırılan araştırmada, Türkiye genelinde insanlara nasıl bir bi- nada oturmak istediklerine dair sorular yöneltilmiş ve şu sonuçlar elde edilmiştir. Buna göre Türkiye halkının, %66,3’ü müstakil-bahçeli-tek katlı evlerde, %20,66’sı müstakil-bahçeli-iki katlı evlerde, %4,69’u müstakil- bahçeli-üç katlı evlerde, %4,29’u ortak bahçeli-üç-beş katlı apartmanlarda, %1,24’ü ortak bahçeli-beş-on katlı apartmanlarda, %0,67’si ortak bahçeli- on kattan daha büyük apartmanlarda yaşamak istemektedir (TAYMKİE 1999: 455). 2000 sonrası inşaat endüstrisine dayalı kalkınmacı iktisadi model ku- rulurken, 1992’deki araştırmanın sonuçlarından hareket edilip edilmediği noktasını yorumlayabilmek için bir veriye daha ihtiyaç olabilir. 2001’den sonra bir ve iki katlı olarak inşa edilen konutların oranı %24,9, üç ve daha fazla katlı olarak inşa edilenlerin oranı ise %75,1’dir. Daha da ilginç olan nokta şudur ki, 2001-2011 aralığında konut birimi inşaatında en fazla payı %38,5 ile altı ve daha fazla katlı binalar almaktadır (NKA 2013: 246). Özetlersek; 2011 Birleşik Krallığı’nda %79 ve 2013 ABD’nde % 88 ora- nında nüfus müstakil evlerde yaşamaktadır. 2011 Türkiye’sinde ise yakla- şık %40 nüfus müstakil evlerde ikamet etmekte ve kalkınmacı iktisadi mo- del ile hızlı bir biçimde çok katlı konutlar üretilmektedir. Müstakil ev oranlarının ise giderek ve de hızla azalacağı kesindir. 1992’de ise Türkiye halkının %91,65’i müstakil-bahçeli evlerde oturmak istediğini beyan et- mektedir. Türkiye neden hızla çok katlılaşmaktadır? 1980’lere kadar nü- fusunun çoğunluğu müstakil-bahçeli evlerde oturan ülkedeki bu hızlı de- ğişimin ve terkedişin sırrı nerededir? Kuşkusuz aşırı hızlı kentleşme, kır nüfusunun kente akın etmesi birinci sebeptir. Çeşitli arayışlar söz konusu olsa da, bu duruma, özgün, eskiden beri varolagelen yapılı çevre ile bağ- daşık, halkın isteklerine duyarlı ve ona uygun politikalar geliştirilememiş- tir. Oysaki tıpkı ABD ve İngiltere halklarının istediği ve yaşadığı gibi, 1992 yılında bu göç eden nüfusun %92’si kentte müstakil-bahçeli evler istemek- tedirler.

600

Halil İbrahim Düzenli

Bu makalede, 1992 yılındaki istatistikten yola çıkarak çeşitli (planlama, mimari, sosyo-ekonomik vb.) çalışmalar yapmış ve öneriler sunmuş mi- mar Turgut Cansever’in yöneticiliğinde çerçevelenmiş olan İstanbul Dep- rem Çalışma Grubu’nun çalışmaları ve Zeytinburnu Pilot Projesi kapsa- mında hazırlanan bir öneri irdelenecektir. Bu değinmeyi daha etkili kıla- bilmek için, önce, 20. yüzyılın ilk yarısındaki “Batılı” Bahçeşehir deneyimi ile aynı yıllarda Anadolu ve Osmanlı bakiyesi kentlerde varolan yapılı çevreye değinilecektir. Makalede ortaya konulan temel soru şudur: Acaba 20. Yüzyılın başından 2017 yılına müstakil-bahçeli evlerde oturan Batı Av- rupa ve Amerika halklarının konut açısından “gelişmiş” kentleri ve daha 1980 hatta 1990lara kadar Anadolu coğrafyasında varlığını sürdüren müs- takil-bahçeli konut dokusu Türkiye halkının çok uzağında mıdır? Tek cümlelik özet soruyla, bu tür öneriler ütopya mıdır, yoksa reel karşılığı var mıdır?

2. 1900 Öncesi ve Sonrası: Avrupa ve Planlamada Bahçeşehir Deneyimi

Ekonomik gelişmişlik endeksinde dünyanın ilk sıralarındaki ülkeleri olan ABD ve İngiltere’de insanlar neden müstakil ve bahçeli evde hala otur- maya devam etmektedirler? Bu iki ülkenin, özellikle ABD’nin şehir “ima- jında” çok katlı gökdelenlerin yeri hatırı sayılır kıymettedir. Türkiye’den bakınca, ikamet alanlarını yakından tanımayınca durum daha fazla böy- ledir. Fakat yukarıdaki istatistikler bu imajı yerle bir edebilmektedir. Hal- kın çoğunluğu müstakil bir-iki katlı evlerde yaşamakta ve yapı stokunun çoğunluğu bu binalardan oluşmaktadır. Bu durumun 19. yüzyılla başla- yan konut ve kente dair teşebbüslerle doğrudan alakası kurulabilir. Avrupa ve ABD’de, sanayi devrimini hazırlayıcı dönemler ve sanayi çağının hırçın dönemlerinde özellikle fabrikalarda işçi olarak çalışmaya başlayan insanların barınma sorunlarına yönelik sayısız öneriler geliştiril- miştir. Önerilerin önemli bir kısmındaki amaç, şehirde kalabalıklar olarak yaşamaya gelen insanlardan, fabrikalarda yüksek verim elde etmektir. Bu doğrultuda onlara yeni bir hayat düzeni ve bu düzene uygun evler üretil- meliydi. Erkekler ve kadınlar çalışmaya gittiklerinde evlerini ve çocukla- rını düşünerek performans kaybı yaşamamalıydı. Evlerin temizliği temiz- likçiler tarafından, alışveriş görevliler tarafından kantinler aracılığıyla, ço- cukların bakımı bakıcılar tarafından kreş mekânlarında yapılmalıydı. Kreş çağını geçmiş çocuklar fabrikanın okullarında eğitim görmeliydi. Ye-

601

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve İstanbul: Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine

mek ise fabrika karavanası dışında gerekli ise ortak mutfaklarda pişiril- meliydi. Bunlara, bugün de hala yansımaları olan bir nevi “lojman hayatı” olarak bakılabilir. Kantin, kreş, ortak mutfak, temizlikçi gibi terimler alt sınıfların ya da işçi sınıfının hayatına hep bu dönemde girmeye başlamış- tır. Öyle ki, kreş ilk defa Jean Baptiste Godin’in “Familistere” (aile sarayı) uygulamasında görülecektir. Familistere fabrikanın yanında beş katlı, herbiri orta avlulu üç devasa bloktan oluşan bir toplu konuttur. XIX. yüz- yılda bunun gibi, temelde aynı amaca, yani yeni bir hayat düzenini me- kansallaştırmaya yönelik girişimler oldukça fazla ve çeşitlidir. Söz gelimi Robert Owen’ın “villages of mutual coorperation”, “New Harmony”, “New Lanark” gibi projeleri, Charles Fourier’in “Phalanstere”i, Etienne Cabet’in “Egalitarianism at its extreme”i benzeri önerilerdir. Diğer taraf- tan John Ruskin ve William Morris’in “Arts and Crafts” hareketleri doğ- rultusundaki çabaları, Camillo Citte’nin süblim ilkelere göre şehir planla- ması XIX. yüzyıl sonunun farklı türdeki etkinlikleridir. Tony Garnier’nin “Sanayi Kenti”, Soria y Mata’nın “Lineer Kent”i, Frank Lloyd Wright’ın “Broadacre City”, Le Corbusier’nin “La Ville Radiesue”u XIX. yüzyıl ve XX. yüzyıl başının ütopist eğilimli katı planlamacı, makineli kent önerileri arasındadır (Ragon 2010, ss. 17-110 ve ss. 267-309). Ütopistler, ütopist sos- yalistler, kültüralistler, reformistler, pragmatistler, yeni ütopistler, milita- ristler vb. isimlendirmeler de bu dönemin şehircilik çeşitlemelerine veri- len parçasal isimlerdir. Bütün bu çoklu ortam içinde Avrupa’da başlayan ve ABD’de devam eden, XIX. yüzyıl sonlarından başlayan ve XX. Yüzyıl başlarında çoğalan bir yaklaşım var ki, yukarıdaki ABD ve İngiltere istatistiklerinin kökeni olarak ele alınabilir: Bahçe Şehirler. “Karşı Şehircilik” olarak da nitelenen bu yaklaşımların somut yansımaları banliyöler, uyduşehirler, bahçeşehir- ler, işçi bahçeleri vb. şeklinde ortaya çıkmıştı (Ragon, 2010, ss. 267-270). Bu yeni yerleşim önerileri XIX. yüzyılda fabrikalarda ve gayr-i insani ko- nutlar içinde sıkışmış işçi ailelerine tabiatla ve toprakla daha iç içe bir ya- şam vadediyordu. Fakat tek amaç XIX. yüzyılın hastalıklarını tedavi et- mek değil, aynı zamanda insanların hastalıklara yakalanmayacakları şe- hirleri düzenlemekti. Üç çözüm yolu önerenler vardı: “yapı yıkıcı şehirci- lik”, “korumacı şehircilik” ve “yapıcı şehircilik”. Bu sonuncusu “başka yerlere” yeni şehirler kurmak demekti (Ragon, 2010, s. 268). Ebenezer Howard ve onun hayatını adadığı “Gardencity” (bahçeşehir) yaklaşımı işte böyle bir ortamın ürünüdür. Temel amacı, eski kent merke-

602

Halil İbrahim Düzenli

zinin çeperinde yeni tip şehirler oluşturmaktı. Bu yolda 1898 yılında “To- morrow: A Peaceful Path to Real Reform” (Yarın: Gerçek Reform için Ba- rışçıl Bir Yol) adında, 1902 yılında ise bunun genişletilmiş baskısı sayılan “Garden Cities of Tomorrow” (Yarının Bahçe Şehirleri) kitabını yayınla- mıştır. Temel kavramsallaştırma “sosyal şehirler”dir. Howard bu şehirleri oluşturabilmek için söz konusu kitaplarda yoğun olarak maliyet hesapları yapmış ve sanayicileri, bu işe para ayırabilecek olanları ikna etmeye uğ- raşmıştır. Önce, Bahçeşehir Derneği kurulmuş, sanayicilerin desteği alın- mıştır. 1901’de Bournville’de ve 1902’de Port Sunlight’ta iki bahçeşehir kongresi düzenlemiştir. Devamında, prototip bir şehir inşa etmek için ko- operatif kurmuştur. Ebenezer Howard’ın temel düşüncesi kent yaşamı ile kır yaşamını bir- leştirmekti. Şehirlerin desantralizasyonu ile daha sağlıklı şehirler kurula- bilecekti. 32.000 nüfuslu nüveler halinde bahçe şehirler kurulacak, top- lamlarından 300.000 nüfuslu şehirler oluşacaktı. İş alanları ile konut yer- leşmeleri her bir bahçeşehir içinde belli bir plana göre birlikte varolacak- lardı. Bahçeşehirlerin mülkiyeti kamuya ait olacak, oturanlar uzun dö- nemli (99 yıllık) kiralama yoluyla konutlarda kalabileceklerdi. 32.000 kişi- lik bahçeşehirlerin planlamasına biraz daha yakından bakmak gerekirse, bütün bahçeşehri çevreleyen bir yeşil bandın varlığı ve endüstri alanları- nın şehrin dış çeperlerinde yer alması ilk bakışta dikkati çekmektedir. Şeh- rin merkezinde iki hektar büyüklüğünde merkez park, belediye, kütüp- hane, sanat galerisi, konser salonu, tiyatro, hastane, alışveriş merkezi (kristal saray) gibi kamusal işlevler yer almaktadır. Büyük bulvarlar ve konut adalarını belirleyen caddeler ise diğer kamusal alanlardır. İşte bu işlevlerin dışında kalan alanlarda bahçeleriyle birlikte müstakil evler yer- leşecektir. Bahçeşehir modelinin en meşhur ilk uygulaması İngiltere’deki “Letchworth Garden City”dir. 1902 yılında yapımına karar verilen şehir için 1903 yılında 1500 hektar alan satın alınmıştır. Mimarlar Raymond Unwin ve Barry Parker şehrin tasarımını yapmışlardır. Hektar başına 30- 60 konut ve 120 kişi yerleştirilmesi düşünülmüştür. Her evin bahçesinin olması ve iki kattan fazla ev olmaması, geleneksel biçimlere yönelinmesi bu bahçeşehirin önemli mimari ayrıntılarıdır. Bu durum, mimari üslup olarak bir nevi “kırsal yaşam canlandırmacılığı” olarak okunabilmektedir. Ana şehre uzaklık, konum, içerik vb. açılardan başkalaşsa da 1905 yılın- daki “Hamstead Garden Suburb”, 1919’daki “Welwyn Garden City” diğer önemli bahçeşehir örnekleri arasındadır. Hamstead’teki uygulamanın

603

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve İstanbul: Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine

dünyadaki yaygın etkisinin daha fazla olduğu söylenmektedir. Farklı ge- lir grupları için tasarlanmış, Londra’nın uzantısı olarak konumlanmış bir bahçeli altkenttir. Camillo Citte’nin sanat olarak şehircilik yaklaşımları burada etkilidir. Diğer taraftan, 19. yüzyılda yasaklanan çıkmaz sokak ya- pımı, Hampstead için özel yasa çıkarılarak sağlanmıştır.

Görsel 1-2. Letchworth Bahçeşehri (LGCHF 2017)

Görsel 3-4. Welwyn Bahçeşehri (Purdom 1925); Welwyn Bahçeşehri Afişi (Pur- dom 1925)

Letchworth Bahçeşehri 1919 yılında bir kasabaya ancak dönüşebilmiş- tir. 35.000 kişinin ikamet etmesi düşünülen Letchworth’te 1936 yılında

604

Halil İbrahim Düzenli

16.000 kişi yerleşiktir. Ayrıca, diğer bahçeşehirlerin değişik olumsuzluk- larından bahsedilebilir. Bugün de bahçeşehirler için, evler arası mesafele- rin fazlalığı, tüm şehrin arabaya göre ölçülendirilmiş ve tasarlanmış ol- ması, mimari üsluplarda ve sokak doğrultularında tekdüzelik gibi yönle- riyle eleştiriler mevcuttur. Fakat bir fikir olarak bu modelin oldukça yay- gın bir etkisi olduğunu söylemek yanlış değildir. I. Dünya Savaşı’ndan sonra İngiltere, Hollanda, İskandinav ülkeleri bu fikirden etkilenmiştir. II. Dünya Savaşı sonrası İngiltere’nin kentsel politikalarının temelinde Uydu Bahçeşehirler vardır. Bütün bir İngiltere arazisi çoğunlukla bu yaklaşım- dan ilhamla, adeta bahçeli-konutlarla bezenmiştir. Şehir üzerine düşünen birçok kuramcı ve plancı bu düşünceden etkilenmiştir. Elbette, bahçeşe- hir, suburb vb. fikirler başlangıçtaki içerikleriyle durmamaktadır. En azın- dan, 2013 yılındaki ABD ve İngiltere istatistiğinin kökeninde bir yerlerde bulunmaktadır denebilir. Adları “Bahçeşehir” midir bilinmez ama bu iki ülkede ki evlerin çoğunluğunun bahçeli olduğu kesindir.

3. Yıl 1900-1950: Geç Osmanlı ve Genç Cumhuriyet’in Şehirleri

XX. yüzyılın ilk yarısında Avrupa ve Amerika’da arayışlar yukarıdaki gi- biyken, aynı zaman diliminde Türkiye Cumhuriyeti ve Osmanlı bakiyesi diğer topraklarda başka bir durum yaşanmaktaydı. İnsanların çoğunluğu burada da bir-iki-üç katlı müstakil bahçeli evlerde yaşamaktaydı. O yıllar- dan kalan bütün fotoğraflar bunun göstergeleridir. Mustafakemal- paşa/’da manzara ne ise Bursa, Tokat’ta, Uşak’ta hatta Üsküdar/İs- tanbul’da da manzara odur. Üstelik bütün Osmanlı coğrafyası benzerdir. Filibe/Bulgaristan, Ohri/Makedonya, Selanik/Yunanistan ve Berat/Arna- vutluk gibi birçok kent benzer manzaralar sunarlar.

Görsel 5-6. Mustafakemalpaşa; Bursa (twitter.com/NataliAVAZYAN)

605

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve İstanbul: Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine

Görsel 7-8. Tokat (twitter.com/mimarahmety); Uşak (twitter.com/NataliAVAZ- YAN)

Görsel 9-10. Üsküdar, İstanbul (twitter.com/mimarogunm); Sultanahmet, İstan- bul (twitter.com/hayalleme)

Görsel 11. Filibe, Bulgaristan (Filibe Başkonsolosluğu)

606

Halil İbrahim Düzenli

Görsel 12-13. Ohri, Makedonya (wikipedia.org/wiki/Ohri); Selanik, Yunanistan (twitter.com/NataliAVAZYAN)

Görsel 14. Berat, Arnavutluk (www.albania4u.com)

Bu noktada, görsellerini gördüğümüz ve bugün de yer yer koruma al- tında olan Osmanlı şehirleri ve mahalle dokusunu Batı’daki Bahçeşehir- lerle karşılaştırmak anlamlı olabilir. Yeşil doku, müstakil-bahçeli iki-üç katlı evlerin varlığı her iki kent modelinde de görülmekle birlikte, arala- rında önemli farklılıklar vardır. İlk gözle görülür fark yerleşme dokusu- nun organikliğidir. Osmanlı şehirleri Bahçeşehirlere göre daha kendiliğin- den ve zamanla oluşmuştur. Bahçeşehirler ise bir modern planlama eseri olup caddeleri ve parselleri cetvelle çizilmiştir. Bahçeşehirler taşıt odaklı kurgulanmışlardır ve yürüme mesafeleri oldukça fazladır. Diğer önemli

607

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve İstanbul: Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine

fark yoğunluk farklılıklarıdır. Osmanlı şehirleri Bahçeşehirlere göre çok daha yoğun bir vaziyet planına sahiptir. Yoğun demek aynı zamanda ev- lerin birbirine daha yakın olması demektir. Evler arası mesafeden dolayı Bahçeşehirler Batı’da komşuluk ilişkilerinin gelişmediği yerler olarak eleştirilirken, Osmanlı ve Erken Cumhuriyet kent dokusunda bu olumsuz durum daha az söz konusudur denebilir. Evlerin fazlaca tipleştirilmesi ve sürekli aynı manzara ile karşılaşmak ise Bahçeşehirlerin bir başka olum- suz tarafıdır. Yoğunluğun az olması dolayısıyla, şehirlerdeki yeşil oranı Bahçeşehirlerde Osmanlı’ya göre daha fazladır.

Görsel 15-16. Hamstead Bahçeşehri/Londra ile Tahtakale/Bursa Karşılaştırması; Stain Bahçeşehri/Paris ile Kula/Manisa Karşılaştırması (earth.google.com)

Görsel 17-18. Letchworth Bahçeşehri/Londra ile Safranbolu/Karabük Karşılaştır- ması; Welwyn Bahçeşehri/Londra ile Odunpazarı/Eskişehir Karşılaştırması (earth.google.com)

Özetle, Batı Avrupa ve ABD şehirleri 1900-1950 aralığında müstakil- bahçeli konutlara yönelirken ve de bunun mekan politikasını geliştirirken, Türkiye’de zaten sahip olunan bir düzenden hızla uzaklaşılmıştır.

608

Halil İbrahim Düzenli

Burada, Türkiye halkının istediği bir-iki-üç katlı müstakil-bahçeli ev- leri, şehrin hem de İstanbul gibi bir şehrin merkezine taşımak isteyen ve bu uğurda depremi bir fırsat olarak bilen bir mimar ve araştırmacı grubu- nun ön hazırlıklarını yaptığı proje gündeme getirilmektedir. Mimar Turgut Cansever’in öncülüğünde biraraya gelen “İstanbul Dep- rem Çalışma Grubu”nun çalışmaları ve “Zeytinburnu Pilot Projesi” kap- samında daha da somuta indirilen yeni şehirler yaklaşımı dikkate değer- dir. Söz konusu çalışmalarda, Türkiye halkının konut eğilimi istatistikle- rinin, Batı’daki Bahçeşehir gibi modern planlama deneyimlerinin ve Os- manlı konut geleneğinin farkında olunduğu ve önerinin bu temeller üze- rine bina edildiği söylenebilir.

4. Ev ve Şehir Vakfı

Aşağıda ayrıntılı olarak değinilecek olan “Yeni Şehirler” raporlarındaki başat ve başlatıcı unsur olan Ev ve Şehir Vakfı ile Şehir Kurma Şirketi’ni burada, ayrıca ele almak gereklidir. Mimar Turgut Cansever’in mimaride yeni yönelişleri ortaya koyabile- cek tek ülkenin Türkiye olduğuna dair bir inancı vardır. Bu inancın temel dinamiği, insanın kendi kucağında kaybettiği büyük güneşi yine kendi el- leriyle bulmasının son derece doğal olduğu yönündeki düşüncedir. Bu yüzden Nietzsche’nin “yıkılan sütunu severim çünkü tekrar dikilecektir, batan güneş severim çünkü tekrar doğacaktır” anlamındaki aforizmasını sık sık dile getirmiştir. Cansever’e göre, mimari alanda çok yakın za- manda kaybettiğimiz en büyük güneşin Osmanlı mahalle ve şehir çözüm- lemesi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ona göre bu kentler, büyük odak noktaları değişmeyen ama sürekli değişen insan ihtiyaçlarının karşılana- bileceği açık şehirlerdir. Cansever’in şehir ve konut hakkındaki bunun gibi ve diğer birçok düşüncesini hem kendi yayınlarından (Cansever 1981, 1983, 1992, 1994, 1995, 1997a, 1997b, 1998, 2005, 2010a, 2010b) hem de onun üzerine yapılmış çalışmalardan (Ekincioğlu 2001; Tanyeli ve Yücel 2007; Düzenli 2009a, 2010, 2011, 2015b, 2016; Ayvazoğlu 2012) çıkarsamak mümkündür. İşte bu tür düşünceleri sürekli dile getiren Cansever, 1999 ve 2001 dep- remlerini ona göre “doğru”yu ortaya koyma noktasında bir fırsat bilmiş- tir. Onun öncülüğünde, oldukça ayrıntılı, birçok uzmanın katkı verdiği, doğrudan mimari ve planlama pratiklerinin ekonomik, siyasi, organizas-

609

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve İstanbul: Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine

yonel diliyle kurulmuş bir teklifi 2001 ve 2003 yıllarında yazılı, basılı ra- porlar haline getirilmiştir. 2001 yılında basılan ilk çalışma bir ön rapordur. Adı “Yıkıcı Depremden Etkilenecek İstanbulluları Yeni Şehirlere Yerleş- tirme Projesi Ön Raporu” (İDÇG 2001) (bundan sonra: Ön Rapor) olarak belirlenmiştir. İkinci rapor ise 2003 yılında yayımlanmıştır. “Yıkıcı Dep- remden Etkilenecek İstanbulluları Yeni Şehirlere Yerleştirme Amaçlı Proje Önerisi: Pilot Şehir Uygulama Raporu” (İDÇG 2003) (bundan sonra: Pilot Şehir) ismiyle yayımlanmıştır. Ayrıca, 1995 yılında Türkiye’de yapılan HABITAT II kongresi dolayısıyla yayımladığı “HABITAT II Konferansı İçin Şehir ve Konut Üzerine Düşünceler” (Cansever 1995) isimli çalışma yukarıdaki iki raporun hazırlayıcısı ya da öncülü niteliğindedir. Bu rapor- lar ve çalışmalara daha önce yapılan bazı yayınlarda kısmen değinilmiştir (Düzenli 2009a, 2009b, 2013, 2015; Düzenli vd., 2015).

Görsel 19-20-21. Yeni Şehirler Ön Raporu Kapağı (İDÇG 2001); Yeni Şehirler Pi- lot Şehir Uygulama Raporu Kapağı (İDÇG 2003); HABITAT II İçin Şehir ve Ko- nut Hakkında Düşünceler Kitabı Kapağı (Cansever 1995)

“Projenin gerçekleştirilmesi için bir model önerisi ve maliyet hesabı” bölümü Pilot Şehir raporunda oldukça fazla yer kaplamaktadır. Öncelikle sistemin işleyişi için bir organizasyon şeması düzenlenmiştir. Devletin araziyi tahsis ettiği bu şemada “Ev ve Şehir Vakfı” ve ona bağlı “Şehir Kurma Şirketi” hayati mekanizmalar olarak gözükmektedir.

610

Halil İbrahim Düzenli

Görsel 22. Yeni Şehirler Organizasyon Şeması ve şemada Ev ve Şehir Vakfı (İDÇG 2003)

611

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve İstanbul: Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine

Ayrıca şemada dış finans kurumları ve bankalar ile ev sahiplerinin her türlü maddi alışverişi senaryosu çizilmiştir. İş senaryo çizilmeyle kalmamış, bu proje odaklı “Ev ve Şehir Vakfı” bizzat Turgut Cansever tarafından resmi olarak kurulmuş, Dünya Bankası ile kredi anlaşmaları yapmak üzere anlaşıl- mıştır. Bu anlaşmanın gerçekten yapıldığının göstergesi Pilot Şehir raporunda yer alan son derece titiz maliyet, kredi, zamanlama hesaplarıdır. Bu doğrul- tuda, projenin finasmanının temel ilkeleri, ön hazırlık giderleri, araştırma ve tanıtım giderleri, planlama ve projelendirme giderleri, inşaat giderleri, top- lam yatırım maliyeti, kredilerin teminatı, kredilerin borçluları, kredi kurumu- nun muhatabı, vergilerden muafiyet ve kredi tasarrufu, kredi faiz ve ödeme şartları, projenin aylık nakit akım tablosu gibi konular ayrıntılı bir biçimde belirtilmiştir. Belki de, en önemli reel durum olan maliyet hesaplarının bu kadar titiz ve ikna edici biçimde yapılması Ebenezer Howard’ın bahçeşehirlerini kurarken izlediği yönteme benzemektedir. Şöyle ki, onun Garden Cities of Tomorrow ki- tabının epeyce bir bölümü de mali hesaplara ayrılmıştır. Howard’la ikinci benzerlik, onun da pilot proje yapabilmek için Bahçeşehirler Derneği ve aka- binde bir kooperatif kurmasıdır. Cansever’in Bahçeşehirleri ile Cansever’in Yeni Şehirlerini ayıran en önemli husus ise Cansever’in Howard’ın aksine, mimar oluşudur. Başka bir ifadeyle, mimari ve mekân hakkında felsefi bir bakış sahibi oluşu ve Osmanlı bakiyesi şehirlere olan derin vukufiyeti onu farklı kılan noktadır. Bu noktada şu soru sorulabilir. Turgut Cansever’in yeni şehirleri gerçek- leşmesi mümkün olmayan bir ütopya mıdır, yoksa reel karşılığı olan, ayakları yere basan bir öneri mi? Acaba, yerleşmenin ormanla ilişkisi, değiştirilmesi gereken yasal mevzuatla ilgili somut tespitler, konutların sahiplerinin iştira- kiyle üretilmesi, iskân etme şekli, küçük-orta ve büyük sanayinin tespiti, bun- lar için uygun yerlerin belirlenmesi ve taşıdıkları imkânlar, bunların İstan- bul’a eklemlenme olanaklarının etüdü, yerleşmedeki evlerin yapımında kul- lanılacak ahşap stoku temini, ahşapların işlenmesi ve ahşap iskelet üretimi- nin bir zamanlama tablosu içerisinde belirlenmiş olması ile hazırlanan orga- nizasyon şeması ve maliyet hesapları projenin ayrıntılı düşünülmüş ve uy- gulanabilir olma özelliğini yansıtır mı? Projenin, adım adım en ince ayrıntı- sına kadar düşünülerek tasarım süreci ve projenin gerçekleştirilmesi için ge- tirdiği model önerileri onun sadece varlık, tarih, coğrafya gibi kavramlarla üretilen bir ütopya olmadığının, uygulanmaya da hazır olduğunun gösterge- leri midir?

612

Halil İbrahim Düzenli

5. İstanbul Deprem Çalışma Grubu ve “Yeni Şehirler”

Yukarıda bahsedilen raporların isimlendirmesiyle ilgili bir noktaya değin- mek anlamlıdır. Birinci başlıkta “ön rapor”, ikinci başlıkta ise “proje önerisi” ifadeleri Cansever’in tartışmaya açık tutumunu göstermesi bakımından önemlidir. Şehir ve konut hakkında son derece net ve keskin hükümleri olsa da, daima açık, esnek ve katılımcı bir çalışmayı önemsemektedir. Böylelikle, meselenin can yakıcı bir mesele olduğu ve bu yüzden tartışmaya açık olması, gündemde sürekli üst sıralarda yer alması gerektiğine vurgu yapılmış olmak- tadır. Kendi proje yaklaşımı ve tercihleri kuşkusuz vardır ama son hükmün insanlar ya da şehrin kullanıcıları tarafından verileceğinin farkındadır. “Pilot Şehir” demek bir prototip, ön uygulama demektir. Fakat sürekli gelişmeye açık bir prototip söz konusudur. Bu prototip inşa edildikten sonra, işlemeyen, hatalı, eksik noktaları görülüp her yeni uygulamada daha fazla mesafe alınıp insanların tercihlerine uygun olana yaklaşılabilir. İnsanların tercihlerinde yer alana “asli gerçekler”e ters olmadıktan sonra çözümler çeşitlenebilir. Yıkıcı depremden etkilenecek İstanbulluları yeni şehirlere yerleştirme amaçlı proje raporu ve önerisi olan yeni şehir raporları, projenin fikir babası ve koordinatörü olarak Turgut Cansever’in sistematik bir çerçeve içerisinde yönlendirdiği, yukarıda kısmen değinilmeye çalışılan teorik bir arka planın belirlediği ve de pratik karşılıkları olan en önemli çalışmasıdır denebilir. Bu öneri çoğu yerde dile getirdiği “yeni şehirler” yaklaşımının bir bütün olarak ete kemiğe bürünmüş halidir. 17 Ağustos 1999 Marmara ve 12 Kasım 1999 Düzce depremlerinden sonra bütün Türkiye’de şehirlerin çarpık yapılaşma- sına, plansız gelişmesine karşı çoğalan tepkiler toplumun çeşitli kesimlerini harekete geçirmiştir. Bu amaçla, Cansever öncülünde, İstanbul’da altmışdört bilim adamı, uzman, entelektüel tarafından oluşan bir çalışma grubu oluş- muştur. Raporun ilk sayfasında yazılı uzman isimler şunlardır: Fikret Ada- man, Zeynep Ahunbay, Emre Alper, Rıfkı Aslan, Cem Behar, , İbrahim Betil, İhsan Bilgin, Zuhal Bilgin, Faruk Birtek, Sinan Bölek, Kürşat Bumin, Turgut Cansever, Özen Dallı, Ahmet Davutoğlu, Nurdan Dinler, Ömer Dinçer, Hayri Domaniç, Vedia Dökmeci, Teoman Duralı, Nezih Eldem, Recep Hayri Eren, Savmi Ersek, Özer Ertuna, Akın Eryoldaş, Refik Erzan, Ünal Gören, Sümer Gürel, Doğan Hasol, Metin İlkışık, Hayrettin Karaman, Atilla Karaosmanoğlu, Ayşe Buğra Kavala, Güzin Kaya, Reşad Kayalı, Meh- met Konuralp, Aykut Köksal, Burhan Kuzu, Türkel Minibaş, Mete Mutlu- oğlu, Ferruh Müftüoğlu, Fazlı Yılmaz Oktay, Emine Öğün, Mehmet Öğün, Kutay Özaydın, Ferhunde Özbay, İsmet Özel, Erbil Öztekin, Niyazi Parlar,

613

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve İstanbul: Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine

Zekeriya Polat, Nevzat Sayın, Polat Sökmen, Burhan Şenatalar, Mustafa Ruhi Şirin, Uğur Tanyeli, Osman Nuri Taşkın, Doğan Tekeli, Mete Tumbul, Korkut Tuna, Yunus Uğur, Nihat Uluocak, Yücel Yaman, Müfit Yorulmaz, E. Ünal Zenginobuz. “İstanbul Deprem Çalışma Grubu” adını alan bu oluşum, gele- cek onbeş yıl içerisinde İstanbul’da meydana gelecek olası büyük şiddetli depremlere karşı yeni yerleşmeler ve pilot şehirler oluşturma yolunda bazı çalışmalar yapmıştır. Grubun yayınladığı Ön Rapor’da belirtildiği üzere, on iki alt çalışma grubu oluşturulmuş ve her çalışma grubu bir rapor hazırlamıştır (İDÇG, 2001, ss. 49-240). Oluşturulan çalışma grupları şöyledir: 1. Deprem ve Yapı Stoku Çalışma Grubu, 2. Hukuk Sorunları Çalışma Grubu, 3. Bölge Plancıları Çalışma Grubu, 4. Şehir Planlama Sorunları Çalışma Grubu, 5. Yeni Şehirlerde Mimarlık Meseleleri Çalışma Grubu, 6. Yeni Şehirler İçin Arazi ve Arsa Politikası Çalışma Grubu, 7. Şehir Merkezleri, Mülkiyet ve Artı Değer Çalışma Grubu, 8. Mimarlık Mirası, Büyük Abideler ve Deprem Çalışma Grubu, 9. Kurumsallaşma Çalışma Grubu, 10. Yeni Şehirlerde Mühendislik Meseleleri Çalışma Grubu, 11. Maliyet ve Kaynak Hesaplama Çalışma Grubu, 12. Trakya ve Güney İç Anadolu Alt Bölge Planlama Çalışma Grubu. Bu çalışma gruplarında, “deprem”, “yapı stoku”, “hukuk sorunları”, “bölge planlama”, “şehir planlama sorunları”, “yeni şehirlerde mimarlık me- seleleri”, “yeni şehirler için arazi ve arsa politikası”, “şehir merkezleri, mül- kiyet ve artı değer”, “mimarlık mirası, büyük abideler ve deprem”, “kurum- sallaşma”, “yeni şehirlerde mühendislik meseleleri”, “maliyet ve kaynak he- saplama”, “Trakya ve Güney İç Anadolu alt bölge planlama” gibi konular uzmanların gözüyle tartışılmış ve bazı öneriler sunulmuştur. Yöneticiliğini Turgut Cansever’in yapması ve bu tür çalışmalardaki bas- kın karakteri sebebiyle, çalışmanın Cansever’in planlama ve şehircilik düşün- cesini incelemek için kapsamlı ve çok sayıda veriyi içerdiği kesindir. Burada asıl önemsenmesi gereken tarafı, hukuk, kurumsallık, maliyet ve mülkiyetle ilgili bakış açısını ayrıntılı olarak somutlaştırılması ile planlama, mimarlık meseleleri ve inşaat faaliyeti gibi mimari yapıyı/konutu biçimsel anlamda et- kileyecek unsurların dahi açıklanmış olmasındadır.

614

Halil İbrahim Düzenli

Yeni şehirler Ön Rapor’u üç bölümden oluşmaktadır. Birinci Bölüm’de dep- rem ve İstanbul yapıstokunun “mevcut durum”unun bir fotoğrafı çekilmiş- tir. Ardından, “depreme maruz kalacak insanlar için yeni şehirler”deki nüfus yapısı, insanların çalışma alanlarının yani sanayinin nakli söz konusu edilmiş ve taşınılacak bölgelerle ilgili notlara yer verilmiştir. Birinci bölümün diğer alt başlıkları ise “şehirleşme”, “uygulama ilkeleri”, “kurumsal yapı”, “hukuki zemin”, “nüfusun sanayi ile birlikte nakli için tahmini maliyet hesabı”dır. Bi- rinci bölümün sonuna, yapılan yuvarlak masa toplantılarının ve anket çalış- malarının özeti eklenmiştir. İkinci Bölüm, isimleri yukarıda verilen “çalışma grupları raporları”ndan oluşmaktadır. İkinci bölüm sonunda yapılacak ilk iş- lere dair bir strateji belirlenmiş ve ek olarak Avrupa Komisyonu’na gönderil- miş olan metnin aslı, özeti ve Türkçe çevirileri verilmiştir. Ön Rapor’un Üçüncü Bölümü’nde ise “yuvarlak masa toplantıları” bant çözümleri, yerleşin nüfusla yapılan anket ve işyeri sahipleriyle yapılan derinlemesine görüşme- lerden oluşan “araştırma çalışmaları” ve “deprem” meselesi ile ilgili bazı me- tinler ile mahalle ve şehir planlamasına dair “alıntılar” yer almaktadır. İstanbul Deprem Çalışma Grubu tarafından yeni şehirlerin bütün yönler- den etüt edilip bir ön rapor olarak hazırlanmasından sonra, uygulama projesi olarak bir Pilot Şehir önerisinin çalışmalarına geçilmiştir. Bu ikinci çalışma 2003 yılında yayınlanmış ve 43 kişilik bir ekip tarafından hazırlanmıştır. İsim- ler şunlardır: Rıfkı Aslan, Yakup Basmacı, Cengiz Bektaş, Zuhal Bilgin, Aydın Boysan, Turgut Cansever, Can Deldağ, Haluk Dortluoğlu, Nazım Ekren, Ne- zih Eldem, Pertev Erdi, Şaban Erdikler, Recep Hayrı Eren, Savmi Ersek, Nihat Falay, Lokman Gündüz, Hüseyin Hatemi, Metin İlkışık, Emre İşlek, Yunus Kaçar, Mehmet Kocamanoğlu, Mete Mutluoğlu, Fazlı Yılmaz Oktay, Muam- mer Onat, İzzeddin Önder, Emine Öğün, Mehmet Öğün, Mustafa Özel, Nazif Öztürk, Niyazi Parlar, Gülsün Parlar, Müjdat Sayın, İsmet Sungurbey, Doğan Tekeli, Dilek Tokgöz, Mete Tumbul, İbrahim Turhan, Nihat Uluocak, Mete Ünal, Halil Ünlü, Yücel Yaman. Pilot Şehir raporu altı ana bölümden oluş- maktadır. Bunlar; 1. Yer seçimi süreci, 2. Trakya alt bölgesine ilişkin ön tespitler, 3. Yeni şehirlerin plan ve projelerinin gerçekleştirilme esasları, 4. Tasarım süreci için bir model önerisi, 5. Pilot şehrin ön şeması ve öneri arazi, 6. Projenin gerçekleştirilmesi için bir model önerisi ve maliyet he- sabı’dır.

615

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve İstanbul: Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine

Görsel 23. 25000 Kişilik Pilot Şehir Zamanlama Tablosu (İDÇG, 2003)

“Tasarım süreci için model önerisi”nde en fazla dikkati çeken husus onbir aylık yatırım planın neredeyse gün gün belirlenmiş olması ve 25.000 kişilik pilot şehir zamanlama tablosunun çıkarılmış olmasıdır. Bu tabloya göre raporun sunulmasından yapılarda kullanılacak ahşapların işlenip

616

Halil İbrahim Düzenli

kapı pencere olarak takılmasına kadar geçecek onbir ayda 25.000 kişilik bir şehrin yapım işinin bitirilmesi vadedilmektedir. Daha da ileri gidile- rek, 25.000 kişilik şehrin zamanlama tablosu temel alınarak, 2003 yılından başlamak üzere 2008 yılını da kapsayacak biçimde, altı yıllık süre zarfında bir milyon nüfusu barındıracak şehirlerin yapımının zamanlama tablosu da çıkarılmıştır.

Görsel 24. Bir Milyonluk Şehir Aşaması Zamanlama Tablosu (İDÇG, 2003)

“Pilot şehrin ön şeması ve öneri arazi” bölümünde yeni şehirler için bazı araziler öngörülmektedir. İstanbul nüfusunun safhalar halinde Kırk- lareli yöresine doğru inşa edilecek 25.000 kişilik şehirlere taşınması ve bu şehirlerin hızlı raylı sistemlerle İstanbul’a bağlanması düşünülmüştür. İlk etapta Pınarhisar, Üsküp ve Kırklareli’nin çeperlerindeki açık arazilere ve orman vasfını yitirmiş ormanlık alanlara pilot şehirler kurulması öneril- mektedir. 25.000 kişilik otuz şehrin yaklaşık yeri belirlenmiştir. Yeni ku- rulacak bu şehirlerin toplamda 750.000 kişilik bir nüfusu barındırması planlanmaktadır. Şehirler 25.000 kişilik nüveler halinde bir araya gelmek- tedir. Devamında 25.000 kişilik, altı mahalleden oluşan bir şehrin 1/25000 ve 1/10000 ölçekli pilot şehir yerleşim ön şemaları çizilmiştir.

617

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve İstanbul: Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine

Görsel 25. Kırklareli Yöresi Yeni Şehirler Yerleşme Projesi Taslağı (İDÇG, 2003)

Görsel 26. 25000 Kişilik Beş Yeni Yerleşmenin Biraraya Gelme Önerisi (Cansever vd. 2004)

618

Halil İbrahim Düzenli

Görsel 27. 1/25000 Ölçekli Pilot Şehir Yerleşim Ön Şeması (İDÇG, 2003)

619

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve İstanbul: Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine

Görsel 28. 1/10000 Ölçekli Pilot Şehir Yerleşim Ön Şeması (İDÇG, 2003)

Her bir şehir için topografyaya göre değişen 250-350 hektar arası alan düşünülmüştür. Her şehir, her biri 20-25 hektar arası alan kaplayan altı ya da sekiz konut alanından/mahalleden (yaklaşık 120-180 hektar arası), bir şehir merkezinden (10 hektar), şehir parklarından, diğer şehir açık alanla- rından (50 hektar), şehir çevresi yeşil orman kuşağından (50 hektar), sa- nayi tesisleri alanından (20 hektar), kabristandan (10 hektar), pis su tasfiye tesisleri alanından (5 hektar) oluşmaktadır.

Görsel 29-30. Altı ve Sekiz Mahalleli 25000 Kişilik Yeni Yerleşme Önerisi Arazi Kullanım Planları (Cansever vd. 2004)

620

Halil İbrahim Düzenli

Bir şehirde yer alan her mahallede yaklaşık 1000 adet bahçeli-müstakil ev vardır ve 4200 kişilik bir nüfus yaşamaktadır. Bu evler bir-iki katlı, özel hallerde üç katlı evlerdir. Şehir toplamda 6000 konut barındırmaktadır. Mahalleler birbirinden yeşil bantla ayrılmakta ve her mahallede mescit, sağlık ocağı, alışveriş birimleri, ilköğretim okulu, sosyal ve kültürel işlevli yapılardan oluşan bir mahalle merkezi bulunmaktadır. İki mahallenin ke- sişim noktalarında ise liseler mevcuttur. Mahallelerde hektar başına 200 ile 400 kişi düşmektedir. Bu oran şehir ölçeğinde hektar başına 100-150 kişiye kadar düşmektedir. Bu, yeşili ve açık alanları bol bir şehir anlamına gelmektedir. Her mahallede, topografya ve iklim koşullarına göre de de- ğişen, mahalle çeperlerinde az yoğun, orta yoğun ve merkeze yakın yer- lerde çok yoğun adalar tasarlanmıştır. Mahalle içi ulaşım organik bir do- kuda yollarla yani arabanın hızı yavaşlatılarak ve 3-6 yaş çocuklar için çık- maz sokaklar oluşturarak yaya merkezli oluşturulmuştur. Öte taraftan her ev sahibi evinin yakınına arabası ile gelebilmektedir. Mahalle içindeki adalar 3-5 ile 15-20 evin yerleşeceği imar parsellerine bölünmüştür. Par- selden sonra ölçek olarak ev-bahçeden oluşan arsa gelmektedir. Gelir ve fert sayısı durumuna göre 40 metrekare evden 140 metrekareye kadar yirmi kadar ev tipi tasarlanması düşünülmüştür.

Görsel 31. Altı Mahalleli Şehrin Az, Orta ve Çok Yoğun Konut Alanları (Canse- ver vd. 2004)

621

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve İstanbul: Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine

Görsel 32. Turgut Cansever’in Mahalle İçi Yollar Eskizi (Turgut Cansever Mi- marlık Ofisi)

Görsel 33-34. Turgut Cansever’in Ada, Parsel, Arsa, Ev Hesabı Yaptığı Eskizleri (Turgut Cansever Mimarlık Ofisi)

Turgut Cansever’in planlama hakkındaki söylemiyle bağlantılı olarak, yeni şehir raporlarıyla, daha önceki planlama faaliyetlerinde büyük eksik- likler olarak gördüğü “projenin uzman ekiplerce ortaklaşa hazırlanması” ve “ekipler arası koordinasyon” gibi problemler ortadan kaldırılmış gö- zükmektedir.

622

Halil İbrahim Düzenli

Turgut Cansever bütün bu somut önerileri ortaya koyabilmek için ne- redeyse beş yıl bu proje üzerinde bütün masrafları kendi karşılayarak ça- lışmıştır. Bu iki raporu uzman ekiplerce hazırlayan Cansever, raporları dönemin siyasi karar mekanizmasında olanlarla müzakere etmiş, rapor- ları kendilerine bir mektup eşliğinde ulaştırmış ama bir akis bulamamıştır (Düzenli, 2013). Mevcut iktidar Cansever ve İstanbul Deprem Çalışma Grubu’nun önerisinden tamamen farklı bir model ile yoluna devam et- miştir. Sonuçta, bu bir öneriydi ve uygulanmadan işleyip işlemeyeceği biline- mezdi. Ancak, 2001 ve 2003 yıllarında bu çalışmaları yapan Cansever’e 2004 yılının sonlarına doğru, yine mevcut iktidarın belediyesi bir teklif ile gelir ve Zeytinburnu Pilot Projesi kapsamında yeni bir yerleşme önermesi istenir. Cansever bunu fırsat bilip hazırda olan yeni şehirler projesini bu kez İstanbul içinden bir nüfusu yine İstanbul sınırları içinde başka bir yere taşımanın projesini yapar. Ön Rapor ve Pilot Şehir’de zaten hazır olan öne- rileri kısa zamanda daha da somutlaştırır ve en küçük ölçeğe kadar geliş- tirir. İstanbul için 75.000 kişilik yeni şehirler önerisini sunar.

6. Zeytinburnu Pilot Projesi ve Turgut Cansever Önerisi

1999 ve 2001’de gerçekleşen büyük İstanbul depremleri şehre yeniden bakma imkânı doğurmuş, sivil ve resmi inisiyatifler, organizasyonlar, ra- porlar, analizler, öneriler peşi sıra gündeme gelmiştir. Bu çalışmalar ara- sında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve İstanbul Deprem Çalışma Grubu’nun çalışmalarını zikretmek gerekir. Deprem Çalışma Grubu’nun çalışmalarına yukarıda değinilmişti. 2001 yılında Japon Uluslararası İşbirliği Kurumu (JICA) ve İBB’nin or- taklaşa hazırladığı “İstanbul’da Sismik Bölgelendirme İçeren Afet Ön- leme-Azaltma Temel Planı” İstanbul’un deprem konusundaki ilk ciddi envanterini oluşturmuştur. 2003 yılında ise ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi Ün. ve YTÜ, İstanbul Büyükşehir Belediyesi için “İstanbul Deprem Master Planı” hazırlamışlardır. Bu plan kapsamında bir yerel eylem planının gerekliliği önerilmiştir. 1999 ve 2001 depremde İstanbul’un en fazla ağır hasarlı yapı stokuna sahip ilçelerin başında Zeytinburnu gelmekteydi. İstanbul Deprem Mas- ter Planı kapsamında bir yerel eylem planı önerilmesinden dolayı Zeytin- burnu ilçesi pilot proje olarak belirlenmiştir. Bu belirlemede etkin olan ne- denler İBB tarafından şöyle bildirilmiştir: 1-Gerekli verilerin hazır oluşu,

623

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve İstanbul: Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine

2-Dönüşüm potansiyelinin yüksekliği, 3-Yapılanmış alanlarında mevcut sorunlu yapı stokunun her kategoriyi içermesi, 4-Konut stokları arasında birinci-ikinci-üçüncü ve dördüncü kuşak konut gruplarının bulunuşu, 5- Sosyal dokusunun özellikleri, 6-Öncelikli riskli alanlardan olması (Aşık, 2007, s. 63). “Zeytinburnu Pilot Projesi” çalışmalarına 2003’de başlanmıştır. Proje ihalesi 07.01.2003 tarihinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (İBB), Yerleşmeler ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü (YKDM) altında faa- liyet gösteren İstanbul Şehircilik Atölyesi (İŞAT) tarafından Boğaziçi İn- şaat Müşavirlik A.Ş. (BİMTAŞ)’a verilmiştir. Ayrıntılı ihale şartnamesinde proje yedi safhadan oluşmaktadır (Ayrıntılar için bkz.: Aşık, 2007, ss. 65- 67). Zeytinburnu Pilot Projesi çeşitli bilimsel yayınlara da konu olmuştur (Kubanek vd., 2014; Alkışer vd., 2009; Kubat vd., 2008). Birçok çalışmanın yanı sıra GENAR araştırma şirketi proje kapsamında çeşitli saha çalışma- ları yapmıştır (GENAR, 2004a, 2004b, 2004c). Şartnamenin safhalarının bir aşamasındaki tanım şöyledir: “Yeni yer- leşimler için gerekli alan tespiti ve projeler geliştirilmesi ve uygulama mo- dellerinin sunulmaya hazır hale getirilmesi” (Aşık, 2007, s. 66). İşte bu safhada teklif proje alınanlardan biri mimar Turgut Cansever olmuştur. Bugünün idari sınırlarında İstanbul Başakşehir ilçesinin Başak Mahal- lesi sınırları içinde kalan bir arazi için önerilen proje, Cansever ve bir uz- man ekip tarafından 02 Aralık 2004 tarihinde üç pafta, Mart 2005 tarihinde ise üç pafta olmak üzere toplamda altı pafta halinde idareye sunulmuştur. Turgut Cansever’in Zeytinburnu-Esenler-Başakşehir üçgeninde hazırla- dığı proje önerisinin ilk paftalarında şema olarak gösterdiği “yeni yer- leşme önerisi için konut bahçe sokak ilişkisi”ni vaziyet planı ve siluette kavramak onun bütün çabasını anlamak olacaktır. Şöyle ki, evden bah- çeye, bahçeden kıvrımlı sokaklara adımını atan insan, adımını atar atmaz dinamik bir çevrenin içine açılmaktadır ve yakın çevresini kendi bede- niyle deneyimleyebilmektedir. E. Howard’ın Bahçeşehir uygulamasının temel eleştiri noktası bunun olamayışı ve çevrenin taşıt odaklı kurgulan- mış olması üzerinedir.

624

Halil İbrahim Düzenli

Görsel 35. Yeni Yerleşme Önerisi İçin Şematik Konut-Bahçe-Sokak İlişkisi (Can- sever vd., 2004)

Görsel 36. Yeni Yerleşme Önerisi İçin Şematik Siluet (Cansever vd., 2004)

625

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve İstanbul: Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine

Mimar Turgut Cansever’in, aşağıda üzerinde ayrıntılı olarak durula- cak ve bazı doğrudan alıntılarla anlatılacak olan şehir planlama ve mimari proje çalışmasının temel metinleri ve görselleri bu altı paftadan alınmıştır. Proje Zeytinburnu halkının Başak Mahallesi’nde kurulacak Yeni Şehirler’e yerleştirilmesini ön görmektedir.

Görsel 37. Taşınacak Zeytinburnu Bölgesi ve Esenler’in Kuzeyinde Başakşehir İlçesi Sınırları İçinde Kalan Başak Mahallesi Arazileri (Cansever vd., 2005)

İlk üç pafta bir ön sunumdur. Bu paftalarda genel olarak şehirler nasıl olmalı sorusuna Cansever’in verdiği genel cevaplar söz konusudur. Baş- lığı şöyledir: “Yıkıcı Depremden Etkilenecek Zeytinburnu İlçesi Nüfu- sunu Safhalar Halinde Yeni Şehirlere Yerleştirme Projesi”, İkinci üç pafta ise “Yıkıcı Depremden Etkilenecek Zeytinburnu İlçesi Nüfusunu Safhalar Halinde Yeni Şehirlere Yerleştirme Projesi Çerçevesinde Esenler’in Kuze- yinde Üç Yeni Şehir Önerisi” başlığını taşımaktadır. Başlıktan da anlaşıla- cağı üzere, bu ikinci üç pafta, ilk üç paftada sunulmuş olan ilkelerin somut bir araziye tatbiki demektir (Burada değinilmeyecek olan Zeytinburnu ile ilgili bir başka raporu not olarak zikretmek gerekirse, Cansever, Zeytin- burnu Belediyesi’nin talebi üzerine belediyeye Haziran 2000 tarihinde “Zeytinburnu Sur Dışı Sit Alanı Düzenleme Projeleri Ön Raporu” sun- muştur). Proje ofisinin tam adı “Turgut Cansever Mimarlık Mühendislik Plan- lama Danışmanlık Ltd. Şti.”dir. Projenin tasarımcıları/mimarları Dr. Tur- gut Cansever, Mehmet Öğün ve Emine Öğün’dür. Ayrıca, projenin teslim paftalarında proje ekibi olarak iktisatçı Savmi Ersek, iktisatçı Dr. Mustafa Özel, jeofizikçi Dr. Recep Hayri Eren, jeofizikçi Dr. Fazlı Yılmaz Oktay, çevre mühendisi Dr. Yakup Basmacı isimleri yazılıdır. Proje müellif ekibi- nin yanında inceleme kurumu BİMTAŞ, kontrol/onay kurumu ise İŞAT

626

Halil İbrahim Düzenli

olarak gözükmektedir. BİMTAŞ bünyesinden bir mimar, dört şehir plan- cısı, proje müdürü ve genel müdür; İŞAT bünyesinden ise bir mimar, bir inşaat mühendisi, bir mimar, bir jeomorfok, bir harita mühendisi, bir mü- dür yardımcısı ve bir müdür projenin diğer kişileri olarak zikredilmekte- dir. Aşağıda Turgut Cansever, Emine Öğün ve Mehmet Öğün’ün 2005 yı- lında yaptıkları öneri projenin sunum paftalarından alıntılar yer almakta- dır. Zeytinburnu Pilot Projesi’ne bağlı olarak gerçekleşen bu proje Turgut Cansever hayatta iken Yeni Şehirlerle ilgili yaptığı son etüt ve öneri olarak görülebilir. Öneri projenin ilk aşaması (Aralık 2004) olan “Yıkıcı Depremden Etki- lenecek Zeytinburnu İlçesi Nüfusunu Safhalar Halinde Yeni Şehirlere Yer- leştirme Projesi”nin genel çerçevesi 1999 depremi sonrasında Zeytinburnu ilçesinin durumu ile ilgili istatistiki verilerle başlamaktadır. Buna göre ko- nut alanlarının sadece %8,99’u “iyi” olarak belirlenmiştir ve nüfunun yak- laşık %90’ının yıkıcı bir İstanbul depreminden etkileneceği öngörülmeli- dir. Güçlendirme gibi öneriler çirkin ve sağlıksız bir dokuyu koruma an- lamına geleceği için irrasyoneldir. Bu tür bir korumadan ziyade Zeytin- burnu halkı için yeni uydu yerleşimler oluşturulmalıdır. İşyeri-konut iliş- kisinin doğru çözümlenmesi, insanlara gerekli sosyal ve fiziki imkanları sunma, ekonomik verimliliğin ve her türlü yaratıcılığın artırılması, vb. yeni yerleşimler kurulmasına bağlıdır. Yeni şehirler, özellikle, yeşil ile te- mas etme imkanını arttırıcı niteliklere sahip olmalıdır. GENAR şirketinin Zeytinburnu anketine göre (GENAR, 2004a, 2004b, 2004c) halkın büyük çoğunluğu bu tür yerleşimlere taşınmayı kabul etmektedir. Boşalan Zey- tinburnu İlçesi ise tarihi yarımada merkezli düşünülerek, onu tamamla- yıcı bir bakışla yeniden ele alınmalıdır (Cansever vd. 2004). Yeni şehirleri radikal bir yaklaşım olarak gören müelliflere göre bu yaklaşımın gerekli- liğinin gerekçeleri şu şekilde ortaya konmaktadır: “Karşı karşıya bulunu- lan tehlike, Zeytinburnu'nda; depremden etkilenmeyecek, şehir hayatını kesintiye uğratmayacak, şehir yaşamı bakımından ekonomik, şehircilik ve mimari standartları yüksek, konut işyeri ilişkisi çözümlenmiş, sosyal geli- şimi olumlu etkileyecek, tarihi İstanbul'a son elli yılda eklenen büyük çir- kinliği, insanlık dışı kentsel mekânları tasfiye edecek, tarihi kültürel mira- sımızın tamamlayıcı olacak radikal yaklaşımların ortaya konmasını zo- runlu kılmaktadır” (Cansever vd., 2005). Projenin planlama boyutundaki önerileri öncelikle rakamlar üzerinden açıklanmaktadır. İlk etapta 3 yeni şehir kurulması düşünülmekte ve her

627

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve İstanbul: Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine

biri 25.000 nüfusu barındıracak 6000 konut birimi ve bahçeleri olarak plan- lanmaktadır. Her şehir 6 yapı adasından (ya da mahalleden) ve her yapı adası ise yaklaşık 200.000 metrekare üzerine kurulu 1000 konut ve müsta- kil bahçelerinden oluşmaktadır. Adalar içinde yer alan parseller az yoğun, orta yoğun ve çok yoğun konut alanları olarak üç farklı yoğunlukta plan- lanmaktadır. Az yoğun konut alanları 174 ev, orta yoğun konut alanları 378 ev, çok yoğun konut alanları ise 448 ev içermektedir. Her adada/ma- hallede küçük bir mahalle merkezi ve ilköğretim okulu, her şehirde sanayi ve imalathane alanı, iki lise, mezarlık ve şehir merkezi alanı ayrılmıştır. (Cansever vd., 2004). Projenin kabullerine göre yoğunluk düzeninin ayrıntıları şöyledir: “Mahallelerde yoğunluk açısından çeşitliliğin kurulabilmesi için az yo- ğun, orta yoğun ve yoğun alanlar tanımlanmıştır. Az Yoğun Parsellerde: Her 10000 m2 alanda 29 adet konut öngörülmüştür. Bu durumda, ze- minde ortalama 60m2/ev, zeminde işgal 1740m2 ve Taks 0.175 Kaks 0.40 olmaktadır. Orta Yoğun Parsellerde: Her 10000 m2 alanda 54 adet konut öngörülmüştür. Bu durumda, zeminde ortalama 45m2/ev, zeminde işgal 2430m2 ve Taks 0.245 Kaks 0.55 olmaktadır. Yoğun Parsellerde: Her 10000 m2 alanda 64 adet konut öngörülmüştür. Bu durumda, zeminde ortalama 40m2/ev, zeminde işgal 2560m2 ve Taks 0.26 Kaks 0.60 olmaktadır. Her mahalle içinde 60000 m2 az yoğun alan 174 ev için, 70000 m2 orta yoğun alan 378 ev için, 70000 m2 çok yoğun alan ise 448 ev için planlanmıştır. Böylece, her mahallede 1000 ev, toplam 6000 ev önerilmiştir” (Cansever vd., 2004). Planlama açısından önerinin temel dinamiği yatay kat mülkiyetidir. Her parsele belli sayıda ev, düşük emsal hesaplarına göre yerleştirilmek- tedir. Parsel içinde tasarlanan yaya yolları bir düzen içerisinde taşıt yolla- rına bağlanmaktadır. Yaya yolları üzerinde meydancıklar ve çıkmazlar ta- sarlanarak çocukların güvenli kamusal mekanlarda zaman geçirmeleri, oynamaları hedeflenmektedir. İki yol türü arasında bir hiyerarşi oluştu- rulmakta ve mahalle içlerinde taşıt hızının azaltılacağı, yayaya öncelik ve- ren bir yol şebekesi kurgulanmaktadır. Servis, otopark, acil yollar bu hi- yerarşi temelinde çözümlenmektedir (Cansever vd., 2004). Önerinin nüvesini ise bir veya iki katlı bahçeli evler oluşturmaktadır. Her evin bahçesi ise yerleşmenin ana karakterini oluşturacak aktif yeşil alanlardır. Bunların yanında ayrılan pasif yeşil alanlar ve parklar oldukça yoğundur. Bir başka kritik nokta olan evler arası mesafe düzeni ve evlerin esnek yapısı şöyle dile getirilmektedir: “Yapılar arası mesafeler ve yoldan

628

Halil İbrahim Düzenli

çekme mesafesi gibi ilkel yönetmelik sınırlamalarını aşan bir yerleşme dü- zeni, topoğrafya, bitki örtüsü, komşuluk ilişkilerini gözeten, esnek vaziyet planı çözümleme yaklaşımına imkân sağlanmalı ve insanların çevrelerine yabancılaşmak yerine, çevrenin oluşumuna bilinçle ve sorumlulukla katı- lımları teşvik edilmelidir. Katı fonksiyonalist yaklaşımlar yerine, ev tasa- rımlarının zaman içerisinde değişen ihtiyaçlara cevap verecek şekilde, ai- lenin büyümesi veya gelir düzeyinin yükselmesine paralel olarak geniş- leme, üzerine ek alabilme esnekliğine sahip olmaları sağlanmalıdır” (Can- sever vd., 2004). Aynı konuda bir başka ifade şöyledir: “Geleneksel şehir- lerimizde, evler arasında ilişki "bitişik" - "ayrık", "yakın" - "uzak", "aynı hizada" - "farklı hizada" olmak, yol ile aynı yönde veya farklı yöne dönük olmak gibi biçimlerde ortaya çıkar. Bazen topoğrafyaya paralel, bazen dik yerleşen yapılar, kimi zaman yoğun ya da seyrek dağılımları ile farklı ye- şil kümelerinin oluşmasına katılır, siluetin yeknesaklaşmasını bertaraf ederek tabiat ile uyumlu bir bütünlük kurarlar. Böylece evler arasındaki fiziki mesafe düzeni her ev sahibinin evi ile oluşmasına katıldığı bir sosyal mesafeler düzeninin mimariye yansımasını oluşturur.” (Cansever vd., 2005). Kentsel fonksiyonlar ve sürdürülebilirlik ilkesi birey, aile, sosyal hayat üçlüsüyle tanımlanmakta ve formüle edilmektedir: “Yeni şehirler, sosyal hayatın ve ailenin değişen ihtiyaçlarına cevap veren bir mimari ile yapıla- narak, günün her saatinde hayat dolu, güvenli kentsel mekânlar, sürdü- rülebilir yeşil alanlar ve mahallelilik ruhunu yeniden hayata geçirecek canlı komşuluk ilişkileri kurma fırsatlarını sunabilmelidirler. Şehirsel fonksiyonların sağlıklı bir karışım halinde planlanması bu amaca ulaş- makta anahtar rol oynayacaktır. Fiziki çevre gelir ayırımı yapılmadan, dü- şük gelir grubundaki ailelerin bireylerinin de mütevazı, ancak güzel or- tamlarda yaşadığı, çocuk, yaşlı, kadın erkek her bireyin toplumsal olu- şuma yabancılaşmadan katkıda bulunmasını sağlayacak, bireyin çevrenin oluşumuna katılabildiği ve çevresinin sorumluluğunu yüklenerek çevre- sini denetleyebildiği bir yapıya kavuşturulmalıdır.” (Cansever vd., 2004). Kavramsal şemalar olarak sunulmuş ilk aşamanın planlama ve tasarım ilkeleri şu şekilde özetlenebilmektedir: Topoğrafyaya en üst düzeyde uyum, mahallelerin yeşil alanlarla çevrelenmesi, mahallelerde farklı yo- ğunluk bölgelerinin tanımlanması, taşıt yollarının sınırlandırılması ve ulaşım ağının ağırlıklı olarak yaya hareketlerini taşıyacak şekilde ele alın- ması (Cansever vd., 2004).

629

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve İstanbul: Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine

Projenin “Yıkıcı Depremden Etkilenecek Zeytinburnu İlçesi Nüfusunu Safhalar Halinde Yeni Şehirlere Yerleştirme Projesi Çerçevesinde Esen- ler’in Kuzeyinde Üç Yeni Şehir Önerisi” etabını yani ikinci üç paftada so- mut öneriye dair yapılan açıklamalar işi daha ayrıntılı ve net anlamaya olanak verir: “Üç yeni şehir tasarımımız çerçevesinde geliştirmiş olduğumuz 1000 evlik bir mahallenin tasarımında, sosyal hayatın ve ailenin değişen ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir mimari yaklaşım, günün her saatinde yaşayan gü- venli kentsel mekanlar, sürdürülebilir doğal çevreler ve mahallelilik ruhunu yeniden hayata geçirecek canlı komşuluk ilişkileri kurma fırsatlarını geliş- tirebileceğine inandığımız bir çözüm önerilmiştir. Amacımız, gelir ayırımı yapılmadan düşük gelir grubundaki ailelerin de mütevazı, ancak güzel ortamlarda yaşadığı, çocuk, yaşlı, kadın erkek her bireyin toplumsal oluşuma yabancılaşmadan katkıda bulunmasını sağlayacak, bireyin çevrenin oluşumuna katılabildiği ve çevresinin sorumluluğunu yüklenerek çevresini denetleyebildiği bir planlamayı gerçekleştirmektir” (Cansever vd., 2005). “Yeni şehrin gelişeceği alanın topoğrafik özelliklerinin göz önünde bulun- durulması, şehirsel alanların peyzaj içinde konutların yerleşiminin nasıl olacağı düşünülerek biçimlendirilmesi öncelikle ele alınırken, üç şehrin el- deki alan içerisine yerleştirilmesi, bu alanları irtibatlandıran ana ulaşım ak- sının tanımlanması ve her şehirde mahalleler arası bağlantılar, mahallele- rin iç yol şebekelerinin tasarımı bir sonraki aşamayı oluşturdu” (Cansever vd., 2005). “Geliştirdiğimiz 1000 evlik mahalle, 50 evlik bir komşuluk biriminin farklı kümeler oluşturarak 20 kez tekrarlanması ile tasarlandı. Bu komşuluk bi- rimlerinin birbirlerine, kuzeye ve topoğrafyaya göre yönelişleri yerleşmeye çeşitlilik kazandırırken her evin özel bir kimliğe kavuşmasını da sağladı” (Cansever vd., 2005).

630

Halil İbrahim Düzenli

Görsel 38-39-40. Üç Yeni Şehrin Arazi Kullanım Planı; 1/5000 Ölçekli Şehir Arazi Kullanım Planı; 1/1000 Ölçekli Mahalle Yer- leşim Ön Şeması (Cansever vd., 2005)

631

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve İstanbul: Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine

Görsel 41-42. 1/500 Ölçekli Mahalle Vaziyet-Zemin Kat Planı; 1/200 Ölçekli Ze- min Kat Planı ve Konut-Bahçe-Sokak İlişkileri (Cansever vd., 2005)

“Farklı büyüklük ve biçimlerdeki parselleri ile şehrin planimetrik düzeni- nin şematik tekrarlardan uzak, şehirliye her an yeni bakış açılan sunan bir çeşitlilik sunması, araziye kendiliğinden, doğal bir tavırla yerleşmesi, çevre düzenini altüst edecek kazı ve dolgulardan, büyük istinad duvarından ka- çınılması öncelikle gözetildi” (Cansever vd., 2005).

Görsel 43. Siluet (Video görüntüsü, Turgut Cansever Mimarlık Ofisi)

632

Halil İbrahim Düzenli

Görsel 44-45. Cepheler; Bir Sokak Görüntüsü (Video görüntüsü, Turgut Canse- ver Mimarlık Ofisi)

Bütün buraya kadar anlatılar ve önerilen somut proje, bir başka şehir- leşme modelinin de mümkün olabileceğine dair arayışlar olarak görülme- lidir. Tıpkı Ebenezer Howard’ın yaşadığı coğrafyalarda ve zamanlarda birçok modelin konuşulduğu ve uygulamaya konulduğu gibi modeller- den bir modeldir. Ayrıca, 1900-1950 aralığındaki somut varlığını hala sür- düren Türkiye şehirleri coğrafyası, Cansever’in birincil ilham kaynağı ve düşüncelerinin kökenlerinin bulunabileceği coğrafyadır.

7. Sonuç Yerine

Türkiye halkı 1900-1950 arası aralıkta halen daha Osmanlı bakiyesi konut do- kularında yaşarken, bu birikime son elli yılda son derece hor davranılmıştır. Aynı yıllarda Avrupa’da Ebenezer Howard, farklı amaçlarla da olsa iki katı geçmeyen bahçeli evler kurmaya çalışıyordu. Amerikan halkının %88’i müstakil bahçeli evlerde yaşıyorken ve Türkiye halkının %92’si müstakil bahçeli evlerde yaşamak isterken İstanbul Deprem Çalışma Grubu’nun çalışmaları ve Turgut Cansever’in Zeytinburnu Pilot Projesi kapsamındaki üç yeni şehir önerisi, acaba Türkiye halkının bu isteğine bir yanıt olabilir miydi? Peki bu tür yaklaşımlar realist/gerçekçi mi yoksa üto- pist miydi? Bu sorulara maddeler halinde bazı diyakronik/art zamanlı ve senkronik/eş zamanlı yanıtlar türetmek mümkün gözükmektedir: 2013 Ame- rika Birleşik Devletleri’nden bakıldığında gerçekçi; 2011 İngiltere’sinden ba- kıldığında gerçekçi; Ebenezer Howard’ın gözünden ve etkilediği Avrupa yerleşim tarihinden bakıldığında gerçekçi; en önemlisi, 1900-1950 arası hala yaşayan Osmanlı bakiyesi mahallelerden bakıldığında gerçekçidir.

633

Realizm-Ütopizm Kıskacında Şehir ve İstanbul: Ev ve Şehir Vakfı, Deprem Çalışma Grubu ve Yeni Şehirler Projesi Üzerine

Ütopist yani gerçekleşme imkânı olmayan şeklindeki tanımlama ise şu durum- larda yapılabilmektedir: 2017 Türkiye’sinde, inşaa- tın ekonomik kalkınma aracı olarak görüldüğü kal- kınmacı politik perspektif- ten bakıldığında ütopist; son 50 yılda gelişim göste- ren inşaat endüstrisinin ni- telikleri, imkanları ve yete- nekleri açısından ütopist; arsa ve konutun barınmak- tan ziyade bir yatırım aracı olarak menkul bir değere hızla dönüştüğü ortamda ütopisttir. Peki, hakikat ya da olması gereken hangisi- dir? İstanbul Deprem Ça- lışma Grubu ve Turgut Cansever’in yeni şehirler konusundaki “somut” öne- rileri gerçekçi midir, üto- pist midir uygulanmadan tam olarak bilinemez ama, en azından, bu çabanın Anadolu coğrafyasında son 50 yıl içinde kaybedil- miş olan kent dokusunu geri çağırma genel insan özlemleri ve konuttan bek- Görsel 46. Hampstead Bahçeşehri, Kula Geleneksel Do- lentileri noktasında bir haki- kusu ve Zeytinburnu-Esenler Projesi Vaziyet Planları kat arayıcılığı olduğu apa-

çık gerçektir. .

634

© ISSN: 1307-9905 Sayı Issue 22, Cilt Volume 8, Yıl Year 2017-2, 597-640 Extended Abstract

The City in the Horns of Dilemma of Realism and Utopianism: On the House and City Foundation, Earthquake Study Group *

Halil İbrahim Düzenli Fatih Sultan Mehmet Vakif University

This essay deals with two “New Cities” reports of the Istanbul earthquake study group, started after the earthquake in 17 August 1999 under the direc- tion of architect Turgut Cansever. The reports were published in two vol- umes. Subsequently a project of Turgut Cansever, particular “A Proposal for three new cities” (as a part of Zeytinburnu Pilot Project) will be analysed. This project bases on the mentioned two reports. At the base of Cansever’s pro- posal we find the House and City Foundation, an agency for founding new settlements, which can be regarded as a contemporary reinterpretation of his- torical foundations (waqf). The maina argument of this article: it is possible to realize the Project of New cities prepared by Cansever and the Working Group of İstanbul Earthquakethe when the political actor decides. At the beginning of the article, there are three parts in order to support this argument: the first part “the Statistical Data about the housing and the life environment in Turkey and aorund the World”, the second part “before and after 1900: The planning experience of gardencity in Europe, the third part “1900-1950: the cities of the young Ottoman and young Turkey. Then, the next three parts are organized for explaining the garden-cities: “the house and the city waqf”, “the Working Group of İstanbul Earthquakethe”, “the new cities”. The last part that is accepted as the most concrete print is “the Zeytinburnu Pilot Project and the proposal of the Turgut Cansever”. According to the statistics of the years 2011 and 2013 79% of the English and Wales, 88% of the American live in detached houses with a private gar- den. In 2011 39,5 % of the Turkish housing consisted on one or two floor

© Kent Araştırmaları Dergisi (Journal of Urban Studies) http://idealkentdergisi.com Received: March 24, 2017 Accepted: July 18, 2017 Halil İbrahim Düzenli

buildings whereby 60,5% consisted of three or more floors. According to a survey from 1992 92% of the Turkish citizens would like to live in detached houses with gardens. The housing construction after 2001 displays following situation: After 2001 24,9% of the built houses consist of one or two floors and 75,1% consist of three or more floors.. Even more interesting is the fact that between 2001-2011 38,5% of the built housing projects were with six or more floors. This is one of the result of an economic development policy, which became a building based development model of the Turkish government. If we analyse the reasons of the British and American present statistics, the influence of Ebenezer Howard’s Garden City model, which was planned and built with its detached houses and private gardens between 1900-1950, was considerable. Howard made many cost calculation in order to create these cities and try to convince the industrialists. Firstly, the Waqf of the Garden- city was established. In 1901 and 1902, two Bahçeşehir Congress were orga- nized. The waqf established the corporate to build the pilot city. The rural and urban areas will consolidate and with the population of 32.000 new garden- cities will built. The working and housing area will be together according to the plan within the garden-city. But in those years, the cities under the Otto- man Rule and later during the period of the early Turkish Republic consisted of detached houses with private gardens as well. The photos are one of the most important of these. Wes Europe and the US cities developed new hous- ing planning and the spatial planning during the 1900s-1950s while Turkey has really not any new planning style. An offer submitted by Turgut Cansever, who has voiced constantly on various ideas about the city and architecture in written and oral form, has contributed by sixty four scientists, experts, intellectuals (Istanbul Earthquake Working Group), and has been put into printed reports in 2001 and 2003. First of all, an organization scheme is organized for the operation of the system. The "Home and City Foundation" and its "City Building Company" are seen as vital mechanisms in this diagram that the state has allocated for land. Each city has a population of 25000 people. There are 6 neighborhoods in each city and about 1000 garden-detached houses in each neighborhood. These houses are one or two storeys, in special cases three storey houses. According to the number of income and the number of individuals, it is considered to design twenty house types from 40 square meters house to 140 square meters. In the 1999 and 2001 earthquakes, Zeytinburnu was one of the districts with the most heavily damaged building stock in Istanbul. The Zeytinburnu District has been designated as a pilot project since a local action plan has been proposed within the scope of the Istanbul Earthquake Master Plan. At

636

The City in the Horns of Dilemma of Realism and Uto-pianism: On the House and City Foundation, Earth-quake Study Group

the relevant stage of the work, architect Turgut Cansever has been suggested one of the proposals for city planning and architectural projects. In the pro- posed project for a land within the boundaries of Başak Mahallesi of Istanbul Başakşehir district in today's administrative borders, a person who stepping from the house to the garden, from the garden to the curved streets, is step- ping into a dynamic environment. This essay argues that Cansever’s proposals were planned according to awareness and understanding of the actual housing statistics in England and the USA, the garden city proposal of Ebenezer Howard further the housing requests of the Turkish inhabitants as well as the traditional urban fabric of Turkey’s cities between 1900 and 1950. In this meaning the essay discusses if the proposals are realistic or utopian. Possible responses vary depending on the time and space. Regarding this argument, it seems possible to derive some diachronic / artistic and syn- chronic / synchronous responses in the form of: looking from the United States of 2013, it is realistic; realistic from the perspective of the European set- tlement that Ebenezer Howard observed and influenced realistically from the perspective of the UK in 2011, and it is realistic when looking from the neigh- borhood of the Ottoman g between 1900 and 1950 is realistic. The definition of the utopian, that is, the one that can not be realized, can be made in the following situations: in Turkey in 2017, when looking from the developmental political perspective in which the construction is seen as the tool for the economic development, utopian; in terms of the qualifica- tions, possibilities and capabilities of the Turkish construction industry, which has developed over the past 50 years; utopian in the envrionment in which the land and housing transform to stock as an investment instrument rather than the sheltering; it is utopian against the speculative earnings and demand for rent spread to the community base. It is obvious that Turgut Cansever's "concrete" efforts on the subject of new cities are a recall activity of the urban spirit and tissue that has been lost in the Anatolia over the past 50 years.

Kaynakça/References ACS / American Community Survey (2013). National Multifamily Housing Council. www.nmhc.org (Erişim Tarihi: 01 Mart 2015). (2015 yılı verileri: http://www.nmhc.org/Content.aspx?id=4708#demographics) (Erişim Tarihi: 10 Ocak 2017).

637

Halil İbrahim Düzenli

Alkışer, Y., Dülgeroğlu-Yüksel, Y., Pulat-Gökmen, G. (2009). An evaluation of urban transformation projects, Archnet-IJAR (International Journal of Architectural Rese- arch), 3 (1), 30-44. Aşık, R., (2007). Kentsel dönüşüme aktörlerin bakışı: Zeytinburnu pilot projesi örneği. (Ya- yımlanmamış yüksek lisans tezi). İTÜ/Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Ayvazoğlu, B. (2012). Dünyayı güzelleştirmek: Turgut Cansever’le konuşmalar. İstanbul: Timaş. Can, A., Doğan, M. (Ed.) (2015). Bir şehir kurmak: Turgut Cansever’le konuşmalar. İstan- bul: Klasik. Cansever, T. (1981). Thoughts and architecture. : Türk Tarih Kurumu. Cansever, T. (1983). Turgut Cansever özel sayısı. Mimar-Çağdaş Mimarlık Dergisi, 4 (11), 5-67. Cansever, T. (1992). Şehir ve mimari üzerine düşünceler. İstanbul: Ağaç. Cansever, T. (1994). Ev ve şehir üzerine düşünceler. İstanbul: İnsan. Cansever, T. (1995). HABITAT II konferansı için şehir ve konut üzerine düşünceler. Ankara: Hak-İş. Cansever, T. (1997a). Kubbeyi yere koymamak. İstanbul: İz. Cansever, T. (1997b). İslam’da şehir ve mimari. İstanbul: İz. Cansever, T. (1998). İstanbul’u anlamak. İstanbul: İz. Cansever, T. (2005). Mimar Sinan, İstanbul: Albaraka Türk. Cansever, T. (2010a). Osmanlı şehri: Şiir’den şehir’e. İstanbul: Timaş. Cansever, T. (2010b). Sonsuz mekanın peşinde: Selçuk ve Osmanlı sanatında sütun başlık- ları. İstanbul: Klasik. Cansever, T., Öğün, E., Öğün, M. (2004). Yıkıcı depremden etkilenecek Zeytinburnu ilçesi nüfusunu safhalar halinde yeni şehirlere yerleştirme projesi. 3 pafta. İstanbul: Turgut Cansever Mimarlık Mühendislik Planlama Danışmanlık Ltd.Şti. Cansever, T., Öğün, E., Öğün, M. (2005). Yıkıcı depremden etkilenecek Zeytinburnu ilçesi nüfusunu safhalar halinde yeni şehirlere yerleştirme projesi çerçevesinde Esenler’in kuze- yinde üç yeni şehir önerisi. 3 pafta. İstanbul: Turgut Cansever Mimarlık Mühendislik Planlama Danışmanlık Ltd.Şti. Düzenli, H. İ. (2009a). İdrak ve inşa: Turgut Cansever mimarlığının iki düzlemi. İstanbul: Klasik. Düzenli, H.İ. (2009b). Şehir kurmak: Turgut Cansever’in muhayyilesi ve uygulama- ları. Hece, 150/151/152, 51-64. Düzenli, H.İ. (2010). Vefeyat: Turgut Cansever (1920-2009). İSAM İslam Araştırmaları Dergisi, 22, 160-181. Düzenli, H.İ. (2011). Turgut Cansever. 40 vakıf insan, Salih Tuğ (Ed.), içinde (s. 280-285). İstanbul: Türkiye Milli Kültür Vakfı. Düzenli, H.İ. (2013). İdeal şehir nedir ya da ‘ideal’ olana ‘pratik’ bir adım: Turgut Can- sever ve yeni şehirler projesi. Şehir ve Düşünce, 1, 6-11. Düzenli, H.İ. (Ed.) (2015a). Ufkî Şehir: Turgut Cansever’in İzinde. İstanbul: Klasik.

638

The City in the Horns of Dilemma of Realism and Uto-pianism: On the House and City Foundation, Earth-quake Study Group

Düzenli, H.İ. (2015b). Turgut Cansever (d.1920-ö.2009): Düşünce ve mimari birlikte- liği. Tanzimat’tan günümüze Türk düşünürleri, c. 4-B. S. Hayri Bolay (Ed.), içinde (s. 3170-3193). Ankara: Nobel. Düzenli, H.İ., Pulcu, S., Bölük, T., Günenç, Ö.F. & Taşar, E.S. (2015). Ufki şehre müm- kün bakışlar: Aksaray’da bir mimari atölye deneyimi ve Turgut Cansever’in ‘yeni şehirleri’nin ilkeleri. Şehir ve Düşünce, 8, 38-51. Ekincioğlu, M. (Ed.) (2001). Turgut Cansever. İstanbul: Boyut. GENAR (2004a, Temmuz). Büyük sanayi raporu. Zeytinburnu pilot projesi kapsamında ko- nut, ticaret, küçük sanayi ve sanayi bölgelerinde veri derleme ve değerlendirme projesi. İs- tanbul: GENAR. GENAR (2004b, Temmuz). Küçük sanayi raporu. Zeytinburnu pilot projesi kapsamında ko- nut, ticaret, küçük sanayi ve sanayi bölgelerinde veri derleme ve değerlendirme projesi. İs- tanbul: GENAR. GENAR (2004c, Temmuz). Küçük sanayi, mahalle ve bölge raporları. Zeytinburnu pilot pro- jesi kapsamında konut, ticaret, küçük sanayi ve sanayi bölgelerinde veri derleme ve değer- lendirme projesi. İstanbul: GENAR. İDÇG / İstanbul Deprem Çalışma Grubu (2001). Yıkıcı depremden etkilenecek İstanbullu- ları yeni şehirlere yerleştirme projesi ön raporu. Turgut Cansever (Ed.), İstanbul: Er- kam Matbaacılık. İDÇG / İstanbul Deprem Çalışma Grubu (2003). Yıkıcı depremden etkilenecek İstanbullu- ları yeni şehirlere yerleştirme amaçlı proje önerisi: pilot şehir uygulama raporu. Turgut Cansever (Ed.). İstanbul. Kubanek, J., Nolte, E.M., Taubenböck, H., Wenzel, F. & Kappas, M. (2014). Capacities of remote sensing for population estimation in urban areas. Eartquake hazard ımpact and urban planning, M. Bostenaru Dan, I. Armas, A. Goretti (Eds.), içinde (s. 45-66). Heidelberg, New York, London: Springer. Kubat, A. S., Eyüboğlu, E., Ertekin, Ö. & Sarı, F. (2008). Earthquake as a fact of Istanbul. Vulnerable cities: Realities, ınnovations and strategies, T. Kidokoro, J. Okata, S. Matsu- mura, N. Shima (Eds.), içinde (s. 275-298). Hicom, Japan: Springer. LGCHF / Letchworth Garden City Heritage Foundation (2017). www.letchworth.com (Erişim Tarihi: 10 Ocak 2017). NKA / Nüfus ve konut araştırması / Population and housing census 2011 (2013). Ankara: Türkiye İstatistik Kurumu. ONS / Office for National Statistics (2011). Home ownership and renting in England and wales-detailed characteristic. 2011 Census Analysis. http://webarchive.nationalarchi- ves.gov.uk/20160105160709/http://www.ons.gov.uk/ons/rel/census/2011-cen- sus/detailed-characteristics-on-housing-for-local-authorities-in-england-and- wales/short-story-on-detailed-characteristics.html (Erişim Tarihi: 10 Ocak 2017). Purdom, C.B. (1925). The building of satellite towns. J.M.Dent&Sons. Ragon, M. (2010). Modern mimarlık ve şehircilik tarihi. M. A. Erginöz (Çev.). İstanbul: Kabalcı. Tanyeli, U., Yücel, A. (2007). Turgut Cansever: düşünce adamı ve mimar. İstanbul: Os- manlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi ve Garanti Galeri.

639

Halil İbrahim Düzenli

TAYMKİE / Türk ailesinin yaşadığı mekânlara/konutlara ilişkin eğilimler (1999). c.I, An- kara: T.C. Başkanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı.

Halil İbrahim Düzenli, Mayıs 2015'den bu yana Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde öğretim üyesidir. 2000 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nü bitirdi. Aynı üniver- siteden 2005 yılında yüksek mimar 2009 yılında doktor dereceleri aldı. 2001-2009 tarihleri ara- sında KTÜ Mimarlık Bölümü’nde araştırma görevlisi, Eylül 2009-Mayıs 2015 tarihleri arasında ise Mardin Artuklu Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde yardımcı doçent olarak çalıştı. • Since May 2015, he is a faculty member at the Architecture Department of the Fatih Sultan Mehmet Foundation University. In 2000, he graduated the Architectural Department of Ka- radeniz Technical University. He was a high architect in 2005 and received doctoral degree in 2009 at the same University. He worked as a research assistant at KTÜ Architecture Department between 2001-2009 and as an assistant professor in the Architecture Department of the Mardin Artuklu University between September 2009 and May 2015. E-mail: [email protected]

640