Yakışıklı Bir Devrimcinin Ardından

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Yakışıklı Bir Devrimcinin Ardından Kasım 2016 Sayı: 01 SARIYER BELEDİYESİ KENT KÜLTÜRÜ VE YAŞAM DERGİSİ Yakışıklı bir devrimcinin ardından HALIL GENÇ VECDI ÇIRACIOĞLU NECATI GÜNGÖR SALIH BOLAT OKTAY TAFTALI BARIŞ PEHLIVAN MESUT KARA ZEYNEP ŞEN ZÜLFÜ LIVANELI BOB DYLAN AHMET ÜMIT ORHAN ALKAYA CEREN CANDEMIR editör Yeniden merhaba MÜSAİTSENİZ evlerinize yeni bir konuk gelecek; Yeşil Martı dergisi yabancınız değil, semtinizden. Mimari, çevresel, hele de tabiat ve kültürel değerleriyle yaşayan Sarıyer’in kentsel köylerini, çevresel kültürlerini ve yerelden kente; kültürü-sanatı söyleşmek üzere ilk sayımızla kapınızı çalıyoruz. Merhaba! “İnsan önce çevresinden ölür” demiş büyük şair Behçet Necatigil. Öyle ya, yaşadığımız semtler üzerine düşünmekte geç kalırsak uygarlığın kaynağı kentlerimizi nasıl koruyacağız? Kültürümüzü, nezaketimizi nasıl koruyacağız? Bunlar Tarık Akan ve Rutkay Aziz ile birlikte ’ın tekneyle Karadeniz’e açıldığı Tarabya’dan... (2015) olmadan nasıl mutlu olacağız?.. Yeşil Martı sadece sorular yöneltmek amacıyla çıkmıyor; şiarımız yaşayan semt kavramı! Semtlerin karakteristik özelliklerini Sevgili Sarıyerliler, hatırlamak... Çıkış noktamız, Boğazın karakteristik semti Sarıyer ve çevresi... SARIYER’imizin en önemli özelliklerinden biri , hem önemli bir bölümünün ormanlık ve yeşil alanla İstanbul’un o yeşil-mavi kucağı... kaplı olması, hem de Boğaziçi’nin ve Karadeniz’in mavilikleri ile çevrili olmasıdır. Balık, yosun ve Kentler üzerine düşünmekte geç kalmadık, iyot kokan kıyılarımızın en önemli sembolleri arasında yeralan Martı da, ilçemizin simgesidir. bütün değerleriyle İstanbul’u yakalamak ve onu dönüştürmek için de. Yeşil Martı, İstanbul için sağlıklı kent düşüncesi Bu ilçeye hizmet verirken kendimiz için belirlediğimiz en önemli hedeflerden biri hiç kuşkusuz, kavramlarını anımsatıyor: Kentsel bozulmanın insan yaşamını temel alan ve insanın en temel ihtiyaçlarını tam anlamıyla sağlamaya yönelik belirtileri olan “rantiyeci”, “kuşatıcı” politikalardır. Kültür ve sanat da, bu ihtiyaçların en önde gelenleri arasındadır. gelişmenin yerine, “eleyici”, “ölçüt geliştirici” dönüşümleri hatırlatmak için var... Temel belediye hizmetlerini başarıyla yerine getiriyor, Sarıyer’in geleceğini inşa edecek Ve kentsel dönüşüm için ölçüt oluşturacak projeleri bir bir hayata geçiriyoruz. Tüm bunları yaparken son 7 yıldır sanatın hemen her şehir öyküsünü hep birlikte yazmaya davet dalında özellikle edebiyat alanında yaptığımız sayısız etkinlikle Sarıyer’imizi adeta bir “Kültür ve ediyor. Sanat Kenti” haline getirmenin de mutluluğu içindeyiz. İşte elinizde tuttuğunuz Martı Dergisi, * * * bu çabalarımızın bir ürününü oluşturuyor. Yeşil Martı bir yaşam kültürü dergisidir. Eylül ayında aramızdan ayrılan, Türk Sineması’nın dev isimlerinden sevgili TARIK AKAN’ın da Yaşadığımız kente, bölgeye yayın yapsa da; sayfalarını onurlandırdığı Martı’nın içinde gezinirken, yukarıda sözünü ettiğim hedeflerin daha içeriğiyle, yazarlarıyla-çizerleriyle yerellikten bir anlam kazanacağına inanıyorum. öte, evrensel bir dergidir. En önemlisi de, dergimiz ortak bir kültürün ürünü olacak. Çağdaş ve demokratik yerel yönetimin öncü kenti haline getirme amacında olduğumuz Aynı bölgeyi yaşayanların birlikte üretimde bulundukları bir yayın organı... Çevresinden SARIYER’in kültür ve sanat çalışmaları arasında önemli bir yer tutmaya şimdiden aday olan Martı başlayarak mutlu ve huzurlu yaşayanların dergisinin, önümüzdeki aylarda da birbirinden özel konular, yazılar ve röportajlarla karşınızda yayın organı... Yeşil Martı, bulunduğumuz, olmayı sürdüreceğini müjdeler, hepinize barış, huzur ve mutluluk dolu günler dilerim. yaşadığımız çevreyi anlamlandırmamızda, tanımamızda bize eşlik edecek ve fikirlerimizi paylaşmamızda ortak bir mecra olacak. Salt evinizde yer açmak yeterli değil; sizler de yazdıklarınızla, çizdiklerinizle Yeşil Martı’ya katkı sağlarsanız -ki böyle olacağına inanıyoruz- işte o zaman gerçek anlamda buraya ait bir dergi olacak. Bizler, kültürel paylaşım olmadan, ortak bir yaşam kurmanın mümkün olmadığına inanıyoruz... Yeşil [email protected] * * * Sahibi: T.C. Sarıyer Belediyesi adına Kasım 2016 Sanal dünyadaki iletişimin istilasına ŞÜKRÜ GENÇ uğradığımız ve bunca teknolojik aygıtın Sayı: 01 baskın olduğu bir çağda, hâlâ kağıt ve Yayın Danışmanı Yayın Kurulu Yayın Koordinatörü Yapım CENGİZ KAHRAMAN Halil Genç ÖNDER KÖMÜR kalem ile sizlere ulaşmaya çalışmak elbette MAVİ MEDYA [email protected] [email protected] hayalperestliktir. Akıl kârı mı onu da İsmail Erdem Halaskargazi Cad. Badur İşhanı Vecdi Çıracıoğlu bilmiyoruz. Editör Görsel Yönetmen: No:20 K:7 Şişli 34371 İSTANBUL Filiz Coşkun ASLAN ÖZDEMİR MUSTAFA GÖKMEN Tel: 0212 241 21 39 Bizler sözün uçtuğuna yazının kaldığına Cengiz Kahraman [email protected] [email protected] inanan iflah olmaz hayalperestleriz! Kağıdın Aslan Özdemir Baskı dokusu olmadan, okumanın keyfi de olmaz! LM Basın Yayın Ltd. Şti. İlle de kağıt, ille de devrimci kağıt diyoruz!.. Alkop Sanayi Sitesi C5 Blok Bu davetsiz misafirliğimizden memnun Adres: Yaşar Kemal Kültür Merkezi, Derbent Mahallesi Akgün Caddesi No: 7-8 Hadımköy-İstanbul kalacağınızı umuyoruz. No: 1 Sarıyer / İstanbul www.sariyer.bel.tr Tel: 0212 251 57 54 Bir sonraki sayıda görüşmek üzere. n Yeşil SÖYLEŞİ ÖNCE DARBE, Nâzım Hikmet’in Türk ve dünya edebiyatın- BARIŞ PEHLİVAN daki önemi sizce nedir? SONRA NÂZIM FİLM Şöyle söyleyeyim tek cümleyle; bu yıllardır 12 Eylül’le ilgili bir senaryo çalışmanız bayrak olmuştur bizlere: Ne zaman ki yüreğin vardı... kararırsa, aç bir Nâzım oku! Bitirdim senaryoyu, şimdi para peşine koşuyorum. Bulabileceğimi ve Tarık Akan, Nâzım Hikmet’le nasıl 2006 sonunda başlayacağımı da tahmin tanıştı? ediyorum. O, Babam ve Oğlum filminin Gençlik yıllarındaydım, yani 21-22 yaşın- bir başka versiyonu. Benim hikayemin Babam ve Oğlum kadar duygusu var ama, dayım diye hatırlıyorum. Biraz o yaş için geç o kadar fazla değil. O dönemin gerçekçi ama, ben de geç başladım her şeye zaten. yüzünü bir senfoni müziğiyle anlatmayı Nâzım tutkum bir gece başladı. O gece sabaha tercih ettim. Başarabilirsem farklı bir 80 kadar bir kitabını bitirdim. Ondan sonra hepsi- eleştirisi çıkacak. Şayet bu yönetmenlik ni birden devirdim. Ben bu röportajla, ilk defa denememde başarılı olursam, ardından böyle Nâzım üzerine konuşuyorum. 15 yıldır kesinlikle bir Nazım filmi çekeceğim, ama vakfın içinde faal olarak çalışırım ama bu gibi ne olduğunu söylemeyeceğim. Ama onda röportajlar bana düşmez doğrusu, çünkü daha başarısız olursam, bitti. ustalarımız var, daha hocalarımız var. Onlar Fotoğraflar: Aysel Onur varken sıranın bana gelmiş olması demek, ya yaşlandım yahut da öyle bir şey oldu... Türkiye şayet, ve Moskova’dayız. Vakıf olarak Nâzım’ın mezarını ziyarete gitmiştik. Biz bir belgesel “YOL” FİLMİNDE İlk filmlerinizde genç kızların sevgilisi, Atatürk sonrası hazırlamak istiyorduk Nâzım Hikmet’le ilgili OYNAMADIĞI SAHNE zengin aile çocuğu bir Tarık Akan olarak demokrasideki ama, paramız pulumuz yok. Can Dündar da gözüküyorsunuz. Ama bir yandan da, gelmişti bizle beraber oraya. Orada yönetim Nâzım Hikmet’le tanışan bir Tarık Akan var bütün mücadeleleri kurulundan Kıymet Coşkun, Aydın Aybay ve o yıllarda... O filmleri oynarken, bir yandan yapabilmişse, bugüne ben ayaküstü toplantı yaptık ve bu belgeseli Nâzım Hikmet’i anlamaya çalışmak bir Can Dündar’a çektirmeye karar verdik. Can çelişki yaratıyor muydu içinizde? kadar demokrasiyi öyle da hemen seve seve kabul etti. Can çok Hayır; çünkü benim geliş kökenim de halkın veya böyle taşıyabilmişse önemli bir kişi; hem bir belgeselci hem de bir içinden, toplumun zor kesiminden olduğu için, altında Nâzım yatar. düşün adamı... Moskova’da Sovexport Film’in, YILLAR içinde Tarık Akan ile birçok kez bir anlamak çok daha rahat taşıyor. Birdenbire Bulgaristan’daki devlet arşivinin ve Azer- araya geldik. Mahkeme salonlarında yas- onunla öpüşebiliyorsun, onunla birleşebiliyor- Nâzım’ı sevenler, baycan arşivinin içine ben daldım. Can bir landığım omuz, hatalarda uyaran ağabey, sun çok rahatlıkla... Sonraki yıllarda araştırma- Nâzım’ı okuyanlar, yandan kişilerle röportaj yaparken, ben de anılarına başvurduğum kaynak oldu. CNN ların ve seviyenin yükselmesiyle daha da fazla arşivlere girip arşivleri tarıyordum. Bütün bu TÜRK için hazırladığımız “Oradaydım” kavramaya başlıyorsun. O kavrama artık tutku Nâzım’la birlikteliği üç ülkeyi aşağı yukarı 1,5-2 yıl gidip gelerek, belgeseline, “Yol” filminin perde arkasında yaşananları anlattı. Işte o belgeselde, “Yol” haline geliyor. O tutku her türlü mücadele- bu belgeseli ortaya çıkardık. Belgesel bitti, olanlar; Türkiye’nin filmi boyunca ona eşlik eden atın senaryo yi, zorluğu ve savaşı göze alma noktasına Fazıl Say’ı bir ara yakaladık, belgesele müzik gereği vurulduğu sahneyi neden oynayam- getiriyor seni. cumhuriyetini, yap, dedik. Tabi deha adamlar, bizim gibi de- adığını, şöyle aktarmıştı: demokrasisini ve ğil... Oturdu piyanonun başına, çılgınlar gibi “Mart’ın 15’ine doğru yaklaşıyoruz. NÂZIM’I SEVENLER LAİKLİĞİ laikliğini bugüne kadar bir müzik çıkardı. Ben yalnızca bu üç ülkede Karların artık iyice eridiği dönem... Fırtına BUGÜNE KADAR GETİRDİ malzeme topladım ve sette yardımcı oldum, yok, kar yağışı yok. Hava sıcak ve ben kan Ertem Eğilmez’le çalışmayı bıraktıktan getirmişlerdir. o kadar. ter içindeyim. Senaryo gereği ise, donma sonra daha çok politik filmlerde rol aldı- tehlikesi sonrası atın ölme sahnesi geldi. nız. O zamanlar Nâzım’ın etkisi var mıydı Belgeselin daha sonra kitabı ile DVD’si Inanılmaz bir bağ kurulmuştu atla aramda. sanatınızda? çıktı ve geliri de vakfa bağışlandı... Artık
Recommended publications
  • PATRIARCHAL STRUCTURES and PRACTICES in TURKEY: the CASE of SOCIAL REALIST and NATIONAL FILMS of 1960S
    PATRIARCHAL STRUCTURES AND PRACTICES IN TURKEY: THE CASE OF SOCIAL REALIST AND NATIONAL FILMS OF 1960s A THESIS SUBMITTED TO THE GRADUATE SCHOOL OF SOCIAL SCIENCES OF THE MIDDLE EAST TECHNICAL UNIVERSITY BY HAT İCE YE Şİ LDAL ŞEN IN PARTIAL FULFILLMENT OF THE REQUIREMENTS FOR THE DEGREE OF DOCTOR OF PHILOSOPHY IN THE DEPARTMENT OF SOCIOLOGY OCTOBER 2005 Approval of the Graduate School of Social Sciences Prof. Dr. Sencer Ayata Director I certify that this thesis satisfies all the requirements as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy. Assoc. Prof. Dr. Sibel Kalaycıo ğlu Head of Department This is to certify that we have read this thesis and that in our opinion it is fully adequate, in scope and quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy. Prof. Dr. Mehmet C. Ecevit Supervisor Examining Committee Members Prof. Dr. Kurtulu ş Kayalı (DTCF, Hist) Prof. Dr. Mehmet C. Ecevit (METU, Soc.) Prof. Dr. Yıldız Ecevit (METU, Soc.) Assoc. Prof. Dr. Filiz Kardam (Çankaya U. ADM) Assoc. Prof. Dr. Mesut Ye ğen (METU, Soc.) I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work. Name, Last name : Hatice Ye şildal Şen Signature : iii ABSTRACT PATRIARCHAL STRUCTURES AND PRACTICES IN TURKEY: THE CASE OF SOCIAL REALIST AND NATIONAL FILMS OF 1960s Ye şildal Şen, Hatice Ph. D., Department of Sociology Supervisor: Prof.
    [Show full text]
  • The Chabrias Monument in the Athenian Agora
    THE CHABRIAS MONUMENT IN THE ATHENIAN AGORA (PLATES 11-12) JN Hesperia,IX, 1940, pp. 314-320, Eugene Schweigertpublished some fragments of an inscribed statue base (Agora I 994 and related stones) with a reconstruction and a brief commentary. Since that time other fragments have been found, one of which makes the original restoration impossible, and in the course of a consequent reexamination of all the pieces some new relationships have been established which dictate a new form for the monument (P1. 12).' Schweigert's publication included eleven fragments (A-K), to which can now be added the more recent discoveries as well as several fragments known earlier but not used in the original reconstruction. To avoid undue confusion the letters first used to designate fragments have been retained wherever possible, and the alphabetical series has been continued to include the additional pieces.2 Fragment A: three joining fragments preserving the inscribed face with three lines and part of a wreath and the original smooth-pickedtop; found April 21, 1936, in a modern wall over the southern part of the Late Roman Gymnasium complex (M 14). Height, 0.205 m.; width, 0.65 m.; thickness, 0.088 m.; height of letters, ca. 0.013 m. Inv. no. I 994 f. Fragment B: four joining fragments preserving a part of two finished faces, all with bits of wreath, no letters; small fragment from forward face found May 19, 1953, in a Turkish well west of the East Stoa (O 14); central fragment from left face found August 1, 1959, in a marble pile south of the Odeion (M 14); finding places of other fragments not recorded.
    [Show full text]
  • Turkish Cinema
    Turkish cinema Nezih Erdoğan Deniz Göktürk The first years Cinema, as a Western form of visual expression and entertainment, did not encounter resistance in Turkey, a country culturally and geographically bridging East and West. It perfectly represented the ambivalent attitudes of the national / cultural identity under construction. On one hand, cinema came as a sign of modernization / Westernization, not only for the images of the Westbeing projected onto the screen, but also for the condi- tions of its reception. Cinematography was a technological innovation imported from the West and the ritual of going to the movies became an important part of the modern urban experience. On the other hand, cinema offered possibilities for the production of a ‘national discourse’. Many of the early feature films reflect the ‘birth of a nation’ or resis- tance to the Allied Forces during World War I. The audience was already familiar with the apparatus (theatre, screen, figures, music and sound, light and shadow), which bore some resemblance to the traditional Turkish shadowplay Karagöz, one of the most popular entertainment forms of the past. Ayse Osmanoğlu, the daughter of Sultan Abdülhamid II, remembers that the French illusionist of the palace used to go to France once a year and return with some novelties to entertain the palace population; a film projector throwing lights and shadows on a wall was the most exciting of these spectacles. The first public exhibition took place in 1896 or 1897 in the Sponeck pub, which was frequented by non-Muslim minorities (namely Levantines), as well as Turkish intellectuals infatuated with the Western civilization in Pera (today Beyoğlu), a district in the European part of Istanbul known for its cosmopolitan character.
    [Show full text]
  • Characters and Narration in Ertem Eğilmez's Films
    THE REPUBLIC OF TURKEY BAHÇEŞEHİR UNIVERSITY THE GRADUATE SCHOOL OF SOCIAL SCIENCES FILM AND TV CHARACTERS AND NARRATION IN ERTEM EĞİLMEZ’S FILMS Master's Thesis MUSTAFA FURKAN ÖZREN Supervisor: ASSOC. PROF. SAVAŞ ARSLAN İSTANBUL, 2013 THE REPUBLIC OF TURKEY BAHCESEHIR UNIVERSITY THE GRADUATE SCHOOL OF SOCIAL SCIENCES FILM AND TV Name of the thesis: Characters and narration in Ertem Eğilmez’s films Name/Last Name of the Student: Mustafa Furkan Özren Date of the Defense of Thesis: 13.06.2013 The thesis has been approved by the Graduate School of Social Science. Assist. Prof. Burak KÜNTAY Graduate School Director I certify that this thesis meets all the requirements as a thesis for the degree of Master of Arts. Asist. Prof. Kaya Özkaracalar Program Coordinator This is to certify that we have read this thesis and we find it fully adequate in scope, quality and content, as a thesis for the degree of Master of Arts. Examining Comittee Members Signature____ Thesis Supervisor ----------------------------------- Assoc. Prof. Savaş ARSLAN Member ---------------------------------- Assist. Prof. Nilay ULUSOY Member ----------------------------------- Prof. Cem PEKMAN ABSTRACT CHARACTERS AND NARRATION IN ERTEM EĞİLMEZ’S FILMS Mustafa Furkan Özren Cinema and Tv Supervisor: Assoc. Prof. Savaş Arslan June 2013, 121 pg. Narrative studies had came into being through the ifluence of linguistics and semiology to analyze narrative as a structure. Ertem Eğilmez’ films made important contributions to Turkish cinema and were analyzed looking through the lens of the possibilities of narrative studies in this thesis. Character is one of the elements of the narrative. The aim of this thesis is to analyze Ertem Eğilmez’s films as narrative in all of its elements but especially through his characters and the development process of these characters.
    [Show full text]
  • Plinio El Viejo
    PLINIO EL VIEJO HISTORIA NATURAL LIBROS III-VI Traducción: AA. VV. Las traducciones y notas han sido llevadas a cabo por Antonio Fontán (Libro III), Ignacio García Arribas (Libro IV), Encarnación del Barrio Sanz (Libro V), Mª Luisa Arribas Hernáez (Libro VI) Coordinadora: Ana Mª Morue Casas Asesores para la sección latina: José Javier Iso y José Luis Moralejo Revisión: Luis Alfonso Hernández Miguel y Francisco Manzanero Cano. Biblioteca Clásica Gredos - 250 TÍTULO original: Naturalis Historia Plinio el Viejo, 77 IR AL INDICE LIBRO III [*] Hasta aquí la situación y las maravillas de la tierra y de las aguas, así como las de los astros y el plan del universo y sus dimensiones. Ahora se han de enumerar sus partes. Aunque se piense que esto es también una empresa interminable y que no ha de tratarse a la ligera sin ser objeto de una cierta crítica, en ninguna clase de asuntos es más justa la indulgencia, salvo que se tenga por extraño que uno que ha nacido hombre no posea todos los conocimientos humanos. Por eso, no seguiré a ningún autor en particular, sino en cada sección al que considere más fiable, ya que ha sido común en casi todos explicar con mayor diligencia los lugares desde los que estaban escribiendo. No rechazaré, por tanto, ni criticaré a ninguno. Se pondrán los escuetos nombres de los lugares y con toda la brevedad que se me alcance, dejando su notoriedad y las causas de ella para las secciones correspondientes. Porque ahora mi discurso trata del universo entero. Por eso yo querría que se entienda que se enuncian los nombres como si no tuvieran fama, tal cual fueron al principio, antes de la historia, y que el resultado sea una especie de nomenclátor.
    [Show full text]
  • UCLA Electronic Theses and Dissertations
    UCLA UCLA Electronic Theses and Dissertations Title Philostratus, Perceptions of Foreign Ethnicity, and Severan Cultural Geography Permalink https://escholarship.org/uc/item/7j2862k0 Author Bingley, Christopher Stephen Publication Date 2019 Peer reviewed|Thesis/dissertation eScholarship.org Powered by the California Digital Library University of California UNIVERSITY OF CALIFORNIA Los Angeles Philostratus, Perceptions of Foreign Ethnicity, and Severan Cultural Geography A dissertation submitted in partial satisfaction of the requirements for the degree Doctor of Philosophy in History by Christopher Stephen Bingley 2019 © Copyright by Christopher Stephen Bingley 2019 ABSTRACT OF DISSERTATION Philostratus, Perceptions of Foreign Ethnicity, And Severan Cultural Geography by Christopher Stephen Bingley Doctor of Philosophy in History University of CaliforniA, Los Angeles, 2019 Professor DAvid DAniel Phillips, Chair During the first two centuries C.E., provinciAl Greek elites reActed to their new stAtus as denizens of the RomAn Empire in part with the literature they produced, often grouped under the heAding of the Second Sophistic. The tAil end of this period, in which a new dynasty of emperors ruled And underwent a crisis of legitimAcy (193-235 C.E.), wAs mArkedly different in the identity of the imperiAl family and as a result the composition of Greek literature. This distinction, however, has not been part of the scholArly approach to the study of this period’s literature, which insteAd focuses on the traits that it shares with eArlier sophistic literature. During this lAter period, the debate over what constituted proper “RomAnness” acquired renewed cultural importAnce especiAlly becAuse of the Severan imperiAl family’s outsider stAtus, SyriAn and AfricAn background, and decree of universAl citizenship in 212 C.E.
    [Show full text]
  • Map 53 Bosphorus Compiled by C
    Map 53 Bosphorus Compiled by C. Foss, 1995 Introduction (See Map 52) Directory All place names are in Turkey Abbreviation DionByz R. Güngerich (ed.), Dionysii Byzantii Anaplus Bospori, 1927 (reprint, Berlin, 1958) Names Grid Name Period Modern Name / Location Reference Aianteion See Lettered Place Names B2 Aietou Rhynkos Pr. R Yalıköy RE Bosporos 1, col. 753 B2 Akoimeton Mon. L at Eirenaion Janin 1964, 486-87 C3 Akritas Pr. RL Tuzla burnu FOA VIII, 2 A3 Ammoi L E Bakırköy Janin 1964, 443 B2 Amykos HR Beykoz RE Bosporos 1, col. 753 B2 Anaplous?/ L/ Arnavutköy Janin 1964, 468, 477-78 Promotou? L B2 Ancyreum Pr. R Yum burnu RE Bosporos 1, col. 752 B3 [Antigoneia] Ins. Burgaz ada RE Panormos 7 B2 Aphrodysium R Çalı Burnu RE Bosporos 1, col. 751 B2 Archeion R Ortaköy RE Bosporos 1, col. 747 B2 Argyronion RL Macar tabya RE Bosporos 1, col. 752-53 Argyropolis/ See Lettered Place Names Bytharion? Auleon? Sinus See Lettered Water Names Auletes See Lettered Place Names B2 ‘Bacca’ Collis R N Kuruçesme RE Bosporos 1, col. 747 B2 Bacchiae/ C/ Koybaşı RE Bosporos 1, col. 748 Thermemeria HR A2 Barbyses fl. RL Kâgithane deresi RE Bathykolpos See Lettered Water Names B2 *Bathys fl. R Büyükdere DionByz 71; GGM II, 54 B2 Bithynia See Map 52 A2 Blachernai RL Ayvansaray RE; Janin 1964, 57-58 Bolos See Lettered Place Names B2 Boradion L above Kanlıca Janin 1964, 484 B2 Bosphorus RL Bogaziçi RE Bosporos 1; NPauly Bosporos 1 §Bosporos CHRL Bosporion = Phosphorion A2 Bosporios Pr. R Saray burnu RE Βοσπόριος ἄκρα A2 Boukolos Collis R DionByz 25; C.
    [Show full text]
  • 1960-1980 Yillari Arasi Yeşilçam Dönemi Türk Sinemasinda Argo Söylemi: Türkân Şoray Filmleri Örneklemi
    Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Türk Dili Bilim Dalı 1960-1980 YILLARI ARASI YEŞİLÇAM DÖNEMİ TÜRK SİNEMASINDA ARGO SÖYLEMİ: TÜRKÂN ŞORAY FİLMLERİ ÖRNEKLEMİ Alican ÖZKAN Yüksek Lisans Tezi Ankara, 2017 1960-1980 YILLARI ARASI YEŞİLÇAM DÖNEMİ TÜRK SİNEMASINDA ARGO SÖYLEMİ: TÜRKÂN ŞORAY FİLMLERİ ÖRNEKLEMİ Alican ÖZKAN Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Türk Dili Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi Ankara, 2017 v KABUL VE ONAY vi BİLDİRİM vii YAYIMLAMA VE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BEYANI viii ETİK BEYAN ix ÖZET ÖZKAN, Alican. 1960-1980 Yılları Arası Yeşilçam Dönemi Türk Sinemasında Argo Söylemi: Türkân Şoray Filmleri Örneklemi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2017. Osmanlı Devletinin büyük bir coğrafyada hüküm sürmesi ve bünyesinde bulunan, değişik kültüre sahip toplulukların bir arada yaşaması Türk argosunun zengin bir yapıya sahip olmasını sağlamıştır. Ancak kullanırlarının genellikle halkın alt tabakalarından oluşması, içinde bulundukları kültür gereği argonun standart dile göre kaba bir yapıda olması nedeniyle halk tarafından bayağı olarak görülmüş, kayış dili, lisan-ı erazil, lisan-ı hezele, külhanbeyi ağzı şeklinde adlandırılmıştır. Bununla birlikte üçüncü şahıslardan gizlenme amacı ile üretilmiş olan argonun gün yüzüne çıkartılması ve Türk diline kazandırılması amacıyla, genellikle derlem ve sözlük çalışmaları yapılmıştır. Türk sinemasında özellikle toplumsal gerçekçilik akımı ile karakteri olduğu gibi verme çabası ön plana çıkmış ve bu gaye ile karakterlerin mensubu olduğu toplum tabakasına uygun konuşma biçimleri oluşturulmuştur. Örneğin hırsızlık yapan bir kişinin saf, argodan yoksun, standart Türkçe ile konuşması yerine argo kelime ve deyimlerin var olduğu bir Türkçe ile konuşması sağlanmıştır. Ayrıca argonun içinde mizah ve mecaz barındırması sebebiyle komedi filmlerinde sıkça argoya başvurulmuştur.
    [Show full text]
  • Map 51 Thracia Compiled by E.N
    Map 51 Thracia Compiled by E.N. Borza, 1994 with the assistance of G. Reger Introduction Mainland: see Introduction to Map 50. Islands For Thasos in particular, the harvest of toponyms and sites is very rewarding, and grows every year with the work of the Franco-Hellenic archaeological teams that continue to scour the island. The map marks only a selection of the sites that could have been shown here, and possibly a rather arbitrary one at that. As on other islands rich in towers, only a selection is marked (again, perforce somewhat arbitrarily); all are shown as forts without prejudice to their actual function (see Bon 1930; and above all Osborne 1986), except for two of the three structures identified as lighthouses by Kozelj (1989). Omitted are the potteries that seem to be coming to light with bewildering frequency (Garlan 1996). For a variety of reasons, Imbros remains underexplored. Directory All place names are in Greece unless otherwise noted Abbreviations IGBulg G. Mihailov (ed.), Inscriptiones Graecae in Bulgaria Repertae, 4 vols., Sofia, 1956-70 TIB Thrakien P. Soustal, Tabula Imperii Byzantini 6, Thrakien, DenkWien 221, Vienna, 1991 TIR Naissus Tabula Imperii Romani K 34, Naissus, Dyrrhachion–Scupi–Serdica–Thessalonike, Ljubljana, 1976 TIR Philippi Tabula Imperii Romani K 35, I, Philippi, Athens, 1993 Names Grid Name Period Modern Name/ Location References H4 Abarnis CH Çardak? TKY RE Abarnias; NPauly Abarnias §Abarnias § Abarnos D3 Abdera ACHR Avdira Isaac 1986, 73-108; TIR Philippi 17 B1 Ablanica Rodopi HRL BUL IGBulg 4.2335-37; TIB Thrakien 159 G4 Abydos ACHRL Maltepe TKY PECS; Hakkert, Lex.
    [Show full text]
  • PRANDI BISANZIO.Indd
    CENTRO RICERCHE E DOCUMENTAZIONE SULL’ANTICHITÀ CLASSICA MONOGRAFIE 50 LUISA PRANDI Bisanzio prima di Bisanzio Una città greca fra due continenti «L’ERMA» di BRETSCHNEIDER Roma - Bristol LUISA PRANDI Bisanzio prima di Bisanzio Una città greca fra due continenti © Copyright 2020 «L’ERMA» di BRETSCHNEIDER Via Marianna Dionigi, 57 70 Enterprise Drive, Suite 2 00193, Roma - Italia Bristol, 06010 - USA www.lerma.it Tutti i diritti riservati. È vietata la riproduzione di testi e illustrazioni senza il permesso scritto dell’Editore Il volume è stato sottoposto a procedura di Peer-Review Sistemi di garanzia della qualità UNI EN ISO 9001:2015 Sistemi di gestione ambientale ISO 14001:2015 Bisanzio prima di Bisanzio. Una città greca fra due continenti LUISA PRANDI L’ERMA» di BRETSCHNEIDER, 2019 - 208 p. 24 cm. - ISBN (CARTACEO) 978-88-913-2087-2 ISBN (DIGITALE) 978-88-913-2089-6 CDD 930 1. Vicino Oriente, Grecia Il volume è pubblicato con il contributo del Dipartimento di Culture e Civiltà dell’Università degli Studi di Verona SOMMARIO Premessa ........................................................................................... 1 CAPITOLO I Stratigrafi a storica. Come ricostruire la storia di Bisanzio ............. 3 Conservazione o innovazione metodologica? ................................... 4 Percorso cronologico o percorso tematico? ...................................... 8 Lo scavo stratigrafi co in storiografi a ................................................. 12 CAPITOLO II Una polis dai molti fondatori ...........................................................
    [Show full text]
  • The Coinage and History of Achaiion in the Troad Aneurin Ellis-Evans
    The Coinage and History of Achaiion in the Troad Aneurin Ellis-Evans To cite this version: Aneurin Ellis-Evans. The Coinage and History of Achaiion in the Troad. Revue des études anciennes, Revue des études anciennes, Université Bordeaux Montaigne, 2017, 119 (1), p 25-47. hal-01947967 HAL Id: hal-01947967 https://hal.archives-ouvertes.fr/hal-01947967 Submitted on 23 Sep 2019 HAL is a multi-disciplinary open access L’archive ouverte pluridisciplinaire HAL, est archive for the deposit and dissemination of sci- destinée au dépôt et à la diffusion de documents entific research documents, whether they are pub- scientifiques de niveau recherche, publiés ou non, lished or not. The documents may come from émanant des établissements d’enseignement et de teaching and research institutions in France or recherche français ou étrangers, des laboratoires abroad, or from public or private research centers. publics ou privés. Copyright THE COINAGE AND HISTORY OF ACHAIION IN THE TROAD* Aneurin ELLIS-EVANS** Résumé. – La provenance de deux exemplaires de monnaie de bronze de Troade avec le monogramme AX (fin IVe-début IIIe s. a.C.) a été habituellement attribuée à Achilleion. Cependant, les fouilles menées sur le site d’Achilleion n’ont jamais révélé autre chose qu’un fort. Ces pièces devraient donc être attribuées à Achaion, connu par Strabon comme la cité principale à proximité de la pérée de Ténédos. Outre ces exemplaires, Achaion a aussi frappé un monnayage de bronze au IIe siècle a.C. Ces deux périodes de frappe correspondent probablement à deux moments d’indépendance d’Achaion par rapport à Ténédos, interrogeant du même coup l’importance de la pérée dans l’économie ténédienne et celle du monnayage de bronze dans la reconstruction de l’histoire politique de la Troade hellénistique.
    [Show full text]
  • Türk Sġnemasi‟Nda Bġr Tür Olarak Güldürü: Ertem Eğġlmez Fġlmlerġ
    T.C. MALTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ RADYO SĠNEMA TELEVĠZYON ANABĠLĠM DALI TÜRK SĠNEMASI‟NDA BĠR TÜR OLARAK GÜLDÜRÜ: ERTEM EĞĠLMEZ FĠLMLERĠ Yüksek Lisans Tezi ÖZLEM BIÇAKÇIOĞLU Ġstanbul, 2014 T.C. MALTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ RADYO SĠNEMA TELEVĠZYON ANABĠLĠM DALI TÜRK SĠNEMASI‟NDA BĠR TÜR OLARAK GÜLDÜRÜ: ERTEM EĞĠLMEZ FĠLMLERĠ Yüksek Lisans Tezi ÖZLEM BIÇAKÇIOĞLU 12 11 05 109 DanıĢman: Prof. Dr. Selahattin YILDIZ Ġstanbul, 2014 ÖNSÖZ Güldürü, sessiz sinemadan günümüze kadar her zaman ilgi görmüĢ bir tür olarak karĢımıza çıkmaktadır. Dünya sinemasında olduğu gibi Türk Sinemasında da güldürü, sinemanın ilk yıllarında ortaya çıkmıĢtır. Bilinen ilk güldürü denemesi; Sigmund Weinberg‟in 1916‟da çekimine baĢlayıp, Fuat Uzkınay‟ın 1918 yılında tamamladığı “Hikmet Ağa‟nın Ġzdivacı” adlı filmdir. Günümüzde halen en fazla seyirciyi sinemaya çeken güldürü türü; tiyatrocular dönemi yönetmeni Muhsin Ertuğrul‟dan günümüze kadar birçok yönetmenin bu türde filmler yapmasına neden olmuĢtur. Güldürü sinemasının yenilikçi bir kimlikle ortaya çıkıp gülme eylemini toplumsallaĢtırdığı 1970‟ler döneminin en önemli yönetmeni olan Ertem Eğilmez, kalabalık kadrolu salon komedilerini, güncel sorunlara yönelip kendine özgü yorumlayan ve toplumsal eleĢtiri yapabilen bir yönetmen olmuĢtur. Dönemin sorunlarını filmlerine yansıtan ve dönemin koĢullarını eleĢtirmekten kaçınmayan Eğilmez, filmlerinde kullandığı toplumsal sorunları ve sosyal mesajları hiçbir zaman güldürünün önüne geçirmemiĢ ve filmleri seyirciyi eğlendirmek, hoĢ vakit geçirmesini sağlamak amacında olmuĢtur. Türk güldürü sineması içerisinde çok önemli bir yere sahip olan Ertem Eğilmez‟in 1974-1984 dönemi güldürü filmlerinde sadece güldürü unsuru barındırmadıklarını aynı zamanda toplumsal eleĢtiriye de yer verdiklerini ele alarak, Ertem Eğilmez sinemasının genel özelliklerinin incelendiği bu tezimin yazımında bana verdiği fikir ve bilgilerle katkısından dolayı danıĢmanım Prof.
    [Show full text]