ED‹TÖRDEN

Geleceğin ’unu Düşünürken...

Mart 2011 • Y›l: 11 • Say›: 39 Yay›n Türü: Yerel, süreli Bu yln ilk saysnda da İstanbul’un temel sorunlarn gündeme taşyarak meslektaşlarmzla paylaşabilme çabalarmz sürdürüyoruz. Özverili Yay›nlayan çalşmalarla uzmanlar, bilim insanlar olumlu gelişmeleri planlamay TMMOB Mimarlar Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi hedeflerken, diğer taraftan da uygulama alanndaki tartşmal projeler bütün Sahibi hzyla sürüyor. “Farkl” ya da “yeni” bir İstanbul yaratma özlemi, yeni imar TMMOB Mimarlar Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi ad›na planlarndan, koruma-arkeolojik sit alanlarna kadar geniş bir yelpazeye Deniz ‹nceday› yaylarak kentin kamu arazilerini, yeşil alanlarn, doğal kaynaklarn Genel Yay›n Yönetmeni yaplaşmaya açmaya hazrlanyor. Güncel örneklerden söz etmek gerekirse, uzun Deniz ‹nceday› süredir çeşitli platformlarda tartşlmakta olan TOKİ uygulamalar, planlanan Yay›n Koordinatörü tüp geçiş projesinin Tarihî Yarmada üzerindeki etkisi, Haliç Metro Geçişi Fatma Öcal Köprüsünün Süleymaniye Camii ve tarihî siluet ilişkisi, Sulukule’de tarihî sit ve kültür değerlerinde yitirilenler, Yenikap arkeolojik alanndaki arkeolojik Yaz› ‹flleri Sorumlusu Metin Karada¤ duyarszlk veya Boğaziçi 3. köprüsünün kentin yaşam alanlarnda yaratacağ tehditler hemen sralanabilir. Yay›n Kurulu Zafer Akay, Ayflen Ciravo¤lu, T. Gül Köksal, Kubilay Önal, TOKİ’nin konut sorununu salt barnma ihtiyacna bir yant olarak yorumlamas, Ahmet Tercan, H. Bülend Tuna, Mücella Yap›c› programn sosyal, kültürel ayaklarnn eksikliğini gündeme getirmiştir. Mart

Dan›flma Kurulu aynn başnda İstanbul’da gerçekleştirilen Konut Kurultay’nda yerli ve yabanc Zeynep Ahunbay, Nur Ak›n, Ülkü Alt›noluk, Bilge Ar›kan, uzmanlarn da üzerinde durduklar gibi, konut sorunu sadece barnma Ersin Ar›soy, Harun Bat›rbaygil, Afife Batur, Cengiz Bektafl, gereksinimi çerçevesinde değerlendirilemeyecek bir sorundur. Konut üretim ‹hsan Bilgin, Çelen Birkan, Hasan Çak›r (Almanya), programlarnn, çevresel, kültürel ve sosyal bağlamdan yaltk olarak yaşama H. Besim Çeçener, Oktay Ekinci, Cengiz Eruzun, Nur Esin, geçirilmesi, bu yaklaşmla 480.000 civarnda konut üretilmiş olmas diğer bir Nuran Zeren Gülersoy, Sümer Gürel, Ersen Gürsel, Yücel Gürsel, Figen Kafesçio¤lu, Havva Kanbur (‹spanya), açdan bakldğnda, çözüm üretirken eş zamanl olarak sorun da üretilmesi Ruflen Kelefl, Do¤an Kuban, Mehmet Küçükdo¤u, Derya demektir. Nitekim Kurultayda ISOCARP (Uluslararas Şehir ve Bölge Planclar Oktay (K›br›s), Sabri Orcan, Selim Ökem, Deniz Erinsel Birliği) başkan, konut açğn gidermenin sadece siyasal ve saysal bir sorun Önder, Hakk› Önel, Gülflen Özayd›n, Hasan Cevat Özdil, olamayacağna, ardndaki sosyal ve kültürel bütüne dikkat çekmiştir. Kore gibi Asl› Erim Özdo¤an, Y›ld›z Sey, fiükrü Sürmen, Mete Tapan, yeni konut alanlar yaratma, yoksulluk mahallelerini iyileştirme deneyimini U¤ur Tarhan, Necdet Teymur, Afflar Timuçin, Rüksan Tuna, yaşamş bir ülkenin Mimarlar Enstitüsü (Korean Institute of Architects) Hülya Turgut, Y›ld›z Uysal, Mücella Yap›c›, Hüsnü Ye¤eno¤lu (Hollanda), Zekiye Yenen, Emre Zeytino¤lu başkan da, mesajlarnda ayn duyarllkla sosyal sürdürülebilirliğin altn çizmiştir. Tarand›¤› ‹ndeksler DAAI - Design and Applied Arts Index Burada vurgulanan eksiklik, genelde İstanbul kenti için önerilen birçok yenileme-dönüşüm ve restorasyon projelerinde karşlaşlan yaklaşm olmasndan Yay›n Yönetim Yaz›flma Adresi Kemankefl Cad. No.31 Karaköy, Beyo¤lu 34425 ‹stanbul dikkat çekicidir. Çevresel, sosyokültürel bağlamdan kopukluk, kamu yarar Tel: (212) 251 49 00 Faks: (212) 251 94 14 önceliğinin göz ard edilmesi ve kültürel sorumsuzluk gibi özellikler, Tarihî e-posta: [email protected] Yarmada koruma ve yenileme çalşmalarnda, liman alanlar (Haydarpaşa, www.mimarist.org/yayinlar/mimarist Galata vb.) düzenleme ve yenileme çalşmalarnda, büyük ulaşm projelerinde de Mali Koordinasyon temel bir ilkesel sorun olarak karşmza çkyor. Uygarlklar tarihine karş Sami Y›lmaztürk duyarllklar indirgemek, kentsel mekâna karş geliştirilen biçimsel ve yüzeysel yaklaşm ayn temele dayanyor. 21. yüzylda bir dünya, tarih ve kültür kenti Görsel Yönetmen Zehra fieno¤uz İstanbul’a karş geliştirilen vizyon, uzun erimde kentin geleceğe nasl taşnacağ konusunda doğal ve hakl olarak sivil toplumu, bilim kurumlarn ve meslek Ofset Haz›rl›k örgütlerini tedirgin ediyor, mücadeleye yönlendiriyor. Ekol Tan›t›m Kireçburnu, Prof.Dr. Aykut Barka Cad. Bu saymzn dosyasnda, “İstanbul’un Modern Miras” başlğyla, kentin ayn Alpaslan Sok. No: 42/2 Sar›yer 34457 ‹stanbul çerçevede değerlendirilebilecek başka bir konusunu açarken, modern miras ve Tel/Faks: (212) 223 81 51 (pbx) e-posta: [email protected] değerlerine yaklaşm konusundaki tartşmalara ve eleştirel bakşlara yer vermeye çalştk. Ayrca kentin ve genelde mimarlğn başat sorunlarna şk Bask›-Cilt tutan görüş ve inceleme yazlarn, değerli yazarlarmzn katklarn ve Mü-Ka Matbaas›, ‹stanbul Proje/Profil bölümümüzde uygulama alanndan başarl bir meslektaşmzla Tel: (212) 549 68 24 söyleşiyi bulacaksnz. Bask› Tarihi Mart 2011 39. saymzdan başlayarak, dergimizin sonuna “Çizgi” sayfasn ekliyoruz. Mimarlk, kent, yaşam üzerine güncel tartşmalardan kesitleri, değerli Da¤›t›m karikatürist Behiç Ak’n çizgileriyle bu sayfadan izleyebilirsiniz. Zip Da¤›t›m

Reklam ve Yap›m Organizasyon Haziran 2011’de yaymlanacak bir sonraki saymzda dosya konumuz, kentin Mimarl›k Vakf› ‹ktisadi ‹flletmesi “afet” çerçevesindeki sorunlar ve konular olarak belirlendi. Konuya ilişkin Kemankefl Cad. No.31 Karaköy, Beyo¤lu 34425 ‹stanbul katklarnz her zaman olduğu gibi bizleri mutlu klacaktr. Tel: (212) 244 86 87 pbx Faks: (212) 244 86 88 Dergimizin okuyucularna daha iyi hizmet verebilmesi amacyla öneri ve Fiyat›: 7,50 TL eleştirilerinizi bekler, bir sonraki saymzda buluşuncaya dek sağlk ve esenlikler Y›ll›k abone ücreti: 26,00 TL dilerim... Ö¤rencilere % 50 indirim uygulan›r.

“mimar.ist” dergisi Mimarlar Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi üyelerine Sayglarmla, ücretsiz olarak gönderilir. Yaz›larda ileri sürülen görüfllerin sorumlulu¤u yazarlar›na aittir. Dergi ad› belirtilmek kofluluyla al›nt› yap›labilir. Deniz İnceday

mimar•ist 2011/1 1 mimar.ist Mart 2011/1 ISSN 1302-8219

4 HABER / ETK‹NL‹K Dam Notlar›... / Hasan Çak›r...... 4 Kentsel Dönüflüm ‹çin Halk Kat›l›m› ile Tasar›m: Interface Studio / Eser Ya¤c› ...... 6

7 KÜTÜPHANE Mimarl›kta Estetik Düflünce / fiehriban Çelebi ...... 7 Yona Friedman: Drawings & Models / Dessins & Maquettes, 1945-2010 / Deniz ‹nceday›...... 8 Sinemekân - Sinemada Mimarl›k / Derya Karada¤ ...... 9

10 GÖRÜfi Bir Turnusol Örne¤i; / Ahmet Yarafl ...... 10 ‹ki Serginin Ard›ndan / Hasan Kuruyaz›c› ...... 14

20 ‹NCELEME Kültür Miras›m›z Afet Risklerine Ne Kadar Haz›rl›kl›? Haydarpafla Gar› Yang›n› / Zeynep Gül Ünal - F. Deniz Gündo¤du ...... 20 Buca Konutlar›nda Mahremiyet Düzeyi / Sevde Korkmaz - Emine Köseo¤lu ...... 26

35 PROJE / PROF‹L Coflkun Karadeniz: “Mimarl›¤›n okul d›fl›nda da ciddi bir ö¤renim alan› vard›r...” / Söylefli: Deniz ‹nceday›.... 35

2 mimar•ist 2011/1 ‹Ç‹NDEK‹LER

45 DOSYA: “‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI” Tart›flma: “20. Yüzy›l Yap›lar›n›n Koruma Sorunlar›” / Moderatörler: Ebru Omay Polat - Zafer Akay ...... 46 Modern Miras›n Metropole Özgü Koruma Sorunlar› ‹stanbul’da Modern Olmak / Ebru Omay Polat ...... 55 Planlan›p Gerçeklefltirilmesinden 60 Y›l Sonra, De¤iflen Koflullar ve Kullan›c› Talepleri Do¤rultusunda Levent Mahallesi’nin Gelece¤i / Haydar Karabey ...... 61 ‹stanbul’un Fark Edilmeyen “Modernite”si / Zafer Akay ...... 67 ‹stanbul-Yeniköy’de Modern Mimarl›k Miras› Örne¤i Bir Sedad Hakk› Eldem Yap›s›: Haraçç› Konutu / Füsun Seçer Kariptafl ...... 76 Koruma Alan›nda Süregiden Parçalanm›fll›¤a Yönelik Bir Öneri 20. Yüzy›l Miras›n›n Gelece¤i ‹çin Güçler Birli¤i / T. Gül Köksal...... 82

85 E⁄‹T‹M Etik mi Teknoloji mi? / Michael K. Jenson...... 85

95 KENT ARKEOLOJ‹S‹ Antik Dönemde ‹stanbul Bo¤az› (Bosporos): Co¤rafyas›, Yerleflim Yerleri, Kutsal Alan, Yap› ve Limanlar› / F›rat Düzgüner...... 95 Il›su Baraj Alan›nda Bir Kurtarma Kaz›s›: Gre Amer Höyük, Batman / Gül Pulhan...... 103

109 F ARKLI ‹NSANLIK DURUMLARI Bir Atölye Çal›flmas›n›n Özeti Görünmez Alanlar: Çoklu Alg›sal Stüdyo S›n›f› / Özlem Belir - Deniz Erinsel Önder ...... 109

112 Ç‹ZG‹ Behiç Ak ...... 112

mimar•ist 2011/1 3 HABER ETK‹NL‹K

DAM Notlar›

DAM onar›ld› ve bu y›l›n ilk ay›nda iki sergiyle kap›lar›n› kamu aleme açt›: “Paul Bonatz 1877-1956: Neckar ›r- ma¤› ve aras›nda hayat ve mimarl›k” “DAM Mimarl›k Ödülü ve 2010-11 DAM Y›ll›¤›: Y›ll›k için seçilen 23 mi- marl›k eseri”

Kopya Yapmak Kolay Olurdu 2010 DAM Mimarl›k Ödülü David Chipperfield Mimarl›k Bürosu’na ve- rildi. Ödül jürisi, Mimar David’in Ber- lin’deki eski “Yeni Müze”yi1 restore etmede gösterdi¤i mimari marifeti ve duyarl›l›¤› ödüllendirmifl. Dedi¤i gibi kolay›na kaçmam›fl Mi- Yepyeni tarihî eser dikmenin marifet Bir jüri üyesi “Yeni Müze restorasyo- mar David, yap›n›n tarihini özenle say›ld›¤› günümüzde Mimar David’in nu hem restorasyon sanat›na mimari restore etmifl... Tarihî Yeni Müze’yi “Yeni Müze” restorasyonu alakabahfl bir katk› hem de harap olmufl tarihî bafl›ndan geçenleri gizlemeden, per- bir olayd›r. bir eseri restore etmede yeni bir öl- delemeden, s›vamadan yenilemifl. çüttür” diyor. Mimar David bir tamamlama (bütün- Ne Hofl Olurdu Sultanahmet Müzenin aç›l›fl›nda (2009) yapt›¤› ko- leme) stratejisi ile binay› restore et- Meydan›’ndan ’ya nuflmada “yap›n›n tarihini korumaya mifl. Tarihî binan›n kal›nt›s›n› üç k›s- Bakmak Yeni Müze, Berlin (sa¤da özen göstermek yerine, eskiyi kopya ma ay›rm›fl ve üç flekilde tamamla- Geçen y›l yaz ve sonbahar aylar›nda ve altta). etmek çok kolay olurdu” demifl Mi- m›fl: Stuttgart kentinde kopan protesto ey- Foto¤raf: Hélène Binet mar David. Savafl, bak›ms›zl›k gibi nedenlerle ta- lemleriyle Paul Bonatz’›n ad›n› duy- mamen yok olmufl k›s›mlar. Bu k›s›m- mayan ve onun en önemli eseri say›- lar› onlar›n eski hacim ve mekân dü- lan Stuttgart Ana Gar binas›n› görme- zenini gözeterek bütünüyle yeni mal- yen kalmad›. Gar›n kulesi günde bir- zeme ve teknik ile tamamlam›fl. kaç kez televizyonlarda boy gösteri- Sadece kaba yap›s› ayakta kalm›fl yordu. (kaplamas› vs. dökülmüfl) k›s›mlar. Bilindi¤i gibi Stuttgart ahalisi Stutt- Bu k›s›mlar› da özelliklerine (renk ve gart Belediyesi’nin ana gar› yeralt›na dokusuna) uygun olarak yeni malze- indirme projesini gereksiz buluyor, me ile tamamlam›fl. Paul Bonatz’›n eseri Stuttgart Ana Gar Orijinal art›¤› k›s›mlar (iç dekorasyon Binas›’n›n modernize edilmesini öne- vb.). Bu k›s›mlar› asl›na uygun bir bi- riyordu. çimde ve büyük bir özenle tamamla- *** m›fl. Bonatz sergisinde bir bölüm onun *** Türkiye’deki mimari eylemlerine ay- Mimar David’in restore etti¤i eski r›lm›fl. Sergiye göz gezdirirken bir da- “Yeni Müze” bafl›ndan hiçbir fley geç- ha fark›na vard›m: Mimar Paul Bo- memifl, hiç yaflamam›fl yepyeni bir natz, 20. yüzy›l modern mimarimizi yap› olarak karfl›m›za dikilmiyor, yep- etkilemifl bir mimar.2 yeni bir tarihî eser gibi s›r›tm›yor. Bir Ankara Operas›, Saraço¤lu Evleri, jüri üyesinin dedi¤i gibi “Burada du- Taflk›flla restorasyonu, Milo Venüsü... varlarda, döflemelerde, tavanlarda ta- Taflk›flla’da geçen ö¤rencilik y›llar›m› rih konufluyor”. an›ms›yorum, arkadafllar›m›, hocala-

4 mimar•ist 2011/1 HABER ETK‹NL‹K

r›m›, Sinan Holü’nü, orada Musa’n›n restorasyonu gibi Suriçi’nin de du- gönderdi¤i bir ‹stanbul notuyla bitire- (III. Musa) açl›k grevini... 213 forum- yarl›, yalans›z, ça¤dafl bir restorasyo- lim: lar›n›, sabahlamalar›... Taflk›flla bana na ihtiyac› var. ne kadar çok fley vermifl... Bunda Ah Vah ‹stanbul, kuflkusuz Paul Bonatz’›n da büyük pa- ‹mar›n fiart› Üçtür; Ah Vah Ayvazovski!.. y› var. ‹lk fiart Aç›k Planlamad›r Bak Avrupa Çevre Bakan› Profesör J. *** Stuttgart kentinde Belediye ile Beledi- Mac Glade ne demifl: Sergide ilgimi en çok çeken fley Bo- yenin yeni ana gar projesini protesto “‹stanbul henüz yeflil bir flehir de¤il natz’›n Sultanahmet Meydan› için eden ahaliyi uzlaflt›rma toplant›lar› ama olmak için önünde çok f›rsat var yapt›¤› bir eskiz oldu. Eskizi 1955 y›- geçen y›l kas›m ay›nda sona erdi. ve bunlar› do¤ru de¤erlendirmeli. l›nda ‹stanbul’da yapm›fl. Eskizde Uzlaflt›r›c›, Belediyenin savlar›n› daha Ben olsam flöyle derdim: Sultanahmet Meydan› Marmara’ya kand›r›c› buldu ve projenin gözden “‹stanbul yeflil bir flehirdi ama flimdi aç›l›yor. Meydandan Marmara’y›, Siv- geçirilerek uygulanmas›n› önerdi. de¤il. Tekrar yeflillenebilmesi için riada’y› görüyorsunuz. Eskizin alt›n- Ahali bu öneriyi yeterli bulmuyor. önünde bir f›rsat var m› Allah bilir.” daki not çok ilgimi çekti: “Sipariflsiz”. Stuttgart’ta flimdi, “Ne olacak flimdi?” Bonatz’›n bu eskizi yapt›¤› tarihten bu hali var... Hasan Çak›r yana Suriçi’ne neler yap›ld›¤›n›, Suri- Önümüzdeki mart ay›nda belediye se- [email protected]

çi’nin nas›l hiçe say›ld›¤›n› düflün- çimleri var. Siyasi partiler bu seçim- Notlar: düm. Bu eskizden yar›m yüzy›l sonra lere bir referandum gözüyle bak›yor. 1. Yeni Müze, Mimar Friedrich August yap›lan Suriçi Koruma Amaçl› Naz›m Proje karfl›tlar› seçimlerde kazan›rlar- Stüler’in klasik mimari eseri, 1841-1859 Plan’›n neden bir “kamusal alan paf- sa... aras›nda yap›lm›fl. tas›” olmad›¤›n›, böyle bir paftan›n Öyle mi olacak? Böyle mi olacak? 2. Paul Bonatz Sergisi’nin oldukça güzel bir de katalogu ve katalogda Burcu Do¤ramac›’n›n yap›lmas›n›n neden ak›ldan bile geçi- fiöyle mi olacak? O zaman belli ola- ilginç bir yaz›s› var: “Paul Bonatz Türkiye’de”. rilmedi¤ini düflündüm... cak. Suriçi’ne yap›lan imar kabal›klar›n›n Ama flu kadarc›¤› flimdiden belli; “ruhsal ve sosyal” nedenleri araflt›r›l- Stuttgart olaylar›n› yorumlayanlar bir sa kim bilir ne ilginç ruh halleri ve konuda ayn› görüflte: Günümüzde bozukluklar› tan›lan›rd›. kent ahalisi kentinin imar›na kar›flmak *** istiyor; kent yöneticileri, (bir imar fa- Benim de gönlümden hep Marma- aliyetine bafllamadan önce) tart›flma- ra’ya aç›lan bir Sultanahmet Meydan› larla kent ahalisinin ve yar›flmalarla geçer. Ne hofl olurdu oradan Marma- mimarlar›n fikrini almal›d›r. ra’ya, Akdeniz’e, dünyaya bakmak... Evet, imar›n flart› üçtür. ‹lki aç›k plan- Mimar Paul Bonatz’›n yaflad›¤› kente lamad›r: Kentin imar›na kent ahalisi- karfl› sipariflsiz duyarl›l›¤› ve ilgisi nin kat›lmas›n› talep ve teflvik etmek- hofluma gitti. tir. Mimar David’in tarihî “Yeni Müze” Bu DAM notlar›n› da Mimar Refael’in

Mimar Paul Bonatz’›n Sultanahmet Meydan›’ndan Marmara’ya bak›fl hayali (üstte).

Stuttgart Ana Gar›, 2010 (yanda). Foto¤raf: Rose Hajdu.

mimar•ist 2011/1 5 HABER ETK‹NL‹K

Kentsel Dönüflüm ‹çin Halk Kat›l›m› ile Tasar›m: Interface Studio

Kullan›c› kat›l›m›, sürdürülebilirlik ve sar›m›, toplum geliflimi gibi birçok lar da yine halk›n de¤erlendirmesine sivil inisiyatif gibi kavramlar mimarl›k sosyal alanda interaktif projeler öne- sunulmufl oluyor. Böylece ortaya ç›- ve flehircilik alan›ndaki son dönem ren yeni bir ekip. Amerika’n›n kan ürün eflitlikçi olarak yap›lanm›fl çal›flma ve tart›flmalarda –daha çok Pennsylvania eyaletinin en önemli oluyor. Bu projeler uygulanmasa bile süregelen uygulamalara tepki olarak– kenti olarak kabul edilen Philedelp- kat›l›m oran›nda kentleri biçimlendi- daha fazla yer buluyor. Kentler de si- hia’da 2004 y›l›ndan bu yana özellikle ren aktörler taraf›ndan dikkate al›n- yasi, kültürel ve ekonomik rekabetin kentsel tasar›m alan›nda etkinlik gös- mak durumunda oluyor, ço¤u zaman içinde “en yaflan›r kent”, “kültür bafl- teriyorlar. Halktan veri toplama ve ka- yeni bir kentsel politikan›n belirleyici- kenti”, “tasar›m kenti” gibi bafll›klar› t›l›m yoluyla proje gelifltirip ayn› za- si olacak kadar ilgi toplama potansi- alabilmek için birbirleriyle yar›fl›yor. manda uygulamalar da üstlenen bir yelinde. Dünyan›n farkl› kesimlerinde kentsel ofis. Philedelphia öncelikli olmak Daha yaflan›r olma yar›fl›na giren politikalar›n belirleyicisi olan aktörler üzere, Amerika’da farkl› yerleflim böl- kentler için bu projelerin, karar meka- bu talep/fark›ndal›k karfl›s›nda gelifl- gelerinin geliflime aç›lacak alanlar› nizmas›n› oluflturan idari ve finansal tirme ve dönüflüm projelerinde kulla- için toplum geliflimi kampanyalar›, aktörlerin dikkate almak durumunda n›c›lar›n görüfllerine yer veren daha kalk›nma plan›, kentsel tasar›m, konut olacaklar› kadar yayg›nlaflmas› müm- demokratik yaklafl›mlar önerme iddi- gelifltirme, endüstriyel ve k›y› alanlar› kün. Interface Studio kendisini benzer as›na girifltiler. kullan›m›, kamusal alanda etkileflim niyette tasar›m ve dan›flmanl›k vere- Interface Studio / “Arayüz Stüdyosu” gibi çeflitli kollarda fikirler oluflturu- cek giriflimlere ilham verecek bir bu giriflimler içinde medya teknoloji- yorlar. Bu fikirler ile daha verimli ve marka olarak görmek istiyor. Eriflim lerini kullanarak enformasyon tasar›- süreklili¤i olan uygulamalar› hedefle- ve paylafl›m› kolay, sanatsal, oyuncu, m›, kentsel tasar›m, görsel iletiflim ta- yen belediyelere dan›flmanl›k yap›- eflitlikçi, insan-mekân etkileflimi ka- yorlar. Kentsel planlaman›n sürdürü- dar insanlar aras› etkileflimi de önem- lebilirli¤inin gittikçe artan bir flekilde seyecek uzun vadeli çözümlere arac›- görsel iletiflim ve sosyal etkileflime l›k etmek niyetindeler. Bu niyetlerini ba¤l› hale gelmesi üzerine odaklanan örnek olarak da gerçeklefltirebilirler. ekip, medya teknolojilerindeki gelifl- Son olarak Danimarka’da Kopenhag me ile mekânsal geliflimin daha inte- Belediyesi’nin kent merkezini yenile- raktif / etkileflimci bir sürece evrildi¤i me ve canland›rma plan›nda ayn› et- bilinci ile flimdiden birçok ödülü sa- kileflimci ve kat›l›mc› yaklafl›m kulla- hiplenmifl bulunuyor. Projeleri içinde n›l›yor. Belediyenin ilgili web sitesin- en fazla öne ç›kanlar, medya teknolo- de Kopenhag yaflayanlar›n›n ve misa- jilerinin nimetleri ile halk›n yap›sal ve firlerinin kent ile ilgili talep ve hayal- sosyal çevreye iliflkin fikirlerinin tasa- leri ayn› yöntemle 2011 y›l› içinde uy- r›ma yans›t›lmas› amaçl› haritaland›r- gulamaya geçirilecek biçimde topla- ma arayüzleri. n›p paylafl›l›yor. Bu arayüzler ne ifle yar›yor? Ço¤un- lukla sanal ortamda ya da cep telefon- Eser Ya¤c› lar› üzerinden yürütülen uygulamalar ile kentin geliflim ya da dönüflüme aç›lacak bölgesi ile ilgili çeflitli kate- goriler oluflturulup bu kategoriler herkesin eriflebilece¤i biçimde bir web sitesinde etiketleniyor. Bölgeye ait interaktif harita, halktan gelen öne- ri, talep ve kritiklerin bu kategorilere göre ifllenmesi ile tasar›m sürecinin Kaynaklar: en önemli veritaban›n› oluflturuyor. http://interface-studio.com Kat›l›m oran›nda gelifltirilen tasar›m- http://www.indrebylokaludvalg.kk.dk/ideer

6 mimar•ist 2011/1 KÜTÜPHANE

Mimarl›kta Estetik Düflünce 2007 Uluslararas› Estetik Kongresi’nden Seçme Bildiriler

Estetik alan›nda dünyan›n en büyük lar›n yan›nda felsefe profesörleri gibi yal bir bilim de¤il, sanatt›r” yaklafl›- akademik organizasyonu olan ICA d›flar›dan bak›fllar›n da yer ald›¤› me- m›na da güçlü bir flekilde arka ç›k›- (International Congress of Aesthe- tinler mimarl›kta estetik düflünce yor. Genova’ya göre modernizm kül- tics) kongreleri, ilki 1913 y›l›nda Ber- ba¤lam›nda bir araya getirilmifl. türel olarak tarafs›zl›ksa, bugünün lin’de olmak üzere aral›kl› olarak 20. Jale N. Erzen’in önsözünde de belirt- mimarl›¤› –kozmik mimarl›k olarak yüzy›l bafl›ndan bu yana dünyan›n çe- ti¤i gibi bu ba¤lam, “mimarl›k dergi- tan›ml›yor– co¤rafi olarak tarafs›zl›k- flitli yerlerinde yap›l›yor. 1988 y›l›nda lerinde okudu¤umuz monografik ta- t›r. Postmodernizm, modernizmden Uluslararas› Estetik Birli¤i IAA’n›n n›t›mlar ötesinde bize mimarl›¤›n bir kendisini ayr›flt›rmak için geçmifle (International Association for Aesthe- kültür ve toplum içinde ortaya ç›k›fl› döndüyse kozmik mimarl›k da gele- tics) kurulmas›ndan sonra ise bu ile ilgili nedenleri tan›tacak, konulara ce¤e dönmektedir. kongreler belirli temalar alt›nda dü- çok daha genifl perspektiflerden ve Yine bu bölümde Atina’dan mimarl›k zenli olarak organize edilmeye bafl- zamansal önyarg›lar›n ötesinden ba- kuramc›s› Helen Tatla’n›n “Modern ve land›. 1992 Madrid, 1995 Finlandiya, kacakt›r”. Türkiye’de mimarl›k alan›n- Postmodern Mimarl›kta Evrenselli- 1998 Slovenya, 2001 Tokyo, 2004 da estetik düflünce disiplininin gelifl- ¤in Yönleri” bafll›kl› makalesi, estetik Rio De Janerio, 2007 Ankara ve 2010 mesi Erzen’e göre bu aç›dan önemli olgusunu, mimarl›¤›n biçim-fonksi- Pekin kongrelerinin ard›ndan bir son- bir gereksinimdir. “Mimari de¤erlen- yon çeliflkisi ba¤lam›nda, Hegel’den rakinin ise 2013 y›l›nda Polonya Kra- dirmelerin yaln›zca tasar›mda, biçim- Kant’a, Adorno’dan Foucault’ya, Ni- kov’da yap›laca¤› duyuruldu. lemede yatmad›¤›n›, tarihî sembolle- etzche’den Deleuze’a sosyal bilimle- 17.si Ankara’da yap›lan kongre, rin, herkese aç›k kullan›mlar›n, do¤a rin çeflitli alanlar›ndan farkl› çözüm- TMMOB Mimarlar Odas› deste¤iyle ile iliflkinin, kültürel al›flkanl›klar›n, lemeleri pratik uygulamalarla karfl›- ve IAA üyesi Estetik ve Görsel Kültür devaml›l›¤›n da önemli oldu¤unu ge- laflt›rarak incelemifl. Modernizmin Derne¤i Sanart’›n düzenleyicili¤inde nellikle estetik düflünce perspektifin- Hegel temelli bütüncüllük iddias›na “Kültürleri Ba¤layan Estetik” tema- den görebiliriz” der ve flöyle devam karfl›n, Frans›z düflünür Lyotard’›n s›yla 9-13 Temmuz 2007’de ODTÜ eder: “Önemli olan bugünün mimari Kant’›n kavray›fl ve his –concept and Kültür ve Kongre Merkezi’nde ger- biçim anlay›fl› ile tasar›m› de¤erlen- sensible– ikili¤ine dayanarak bütün çeklefltirilmiflti. Bu kongreye sunulan dirmek de¤il, bireyin çok yönlü alg›- bir modernizm tarihini bir illüzyon bildirilerden bir seçkiyi içeren Mi- lar›n› ve davran›fllar›n› anlamaya çal›- olarak tan›mlayan anlay›fl›na yak›n marl›kta Estetik Düflünce Mimarlar flarak mimarl›¤› bireysel, toplumsal, duran Tatla, evrenselli¤i parçal›l›k ve Odas› Yay›nlar› taraf›ndan 2010 Ka- kültürel ve politik olarak çözebilmek, çoklukta bulan postmodern estetik s›m ay›nda bas›ld›. anlam ve biçim iliflkisini irdelemek- anlay›fl›n› Frank Gehry, Zaha Hadid, Sanatç› ve ö¤retim üyesi Prof. Dr. Ja- tir.” Daniel Libeskind, Bernard Tschumi, le N. Erzen editörlü¤ünde ve Mimar- Gerçekten de belirlenen bafll›klar›n Peter Eisenman örnekleriyle ortaya lar Odas› Yay›n Komitesi dan›flmal›- alt›na yerleflseler de metinler, bu ala- koymufl. Sonuç olarak Tatla’ya göre ¤›nda haz›rlanan kitap, 400’e yak›n na ne kadar genifl çerçevelerden ba- “modern ve postmodern mimarl›k bildiri içinden mimarl›k ve planlama- k›labilece¤inin ipuçlar›n› veriyor. 1. ancak, ça¤dafl toplumlar temelinde ya estetik ba¤lamda yaklaflan bildiri- Bölümde yer alan, yukar›da bahsetti- sürekli dini, ahlaki, politik veya fonk- lerin seçilerek alt› bafll›k alt›nda top- ¤imiz gibi d›flar›dan –belki de aksine siyonel sorular sordu¤unda evrensel lanmas›yla oluflturulmufl. Bunlar s›- en içeriden!– bir bak›flla felsefe pro- olabilir”. ras›yla flöyle: “Güncel Dünya Mimar- fesörü Judith Genova, “Mimarl›¤› Mimarl›¤a estetik yaklafl›m›n Türkiye l›¤› ve Estetik”, “Türkiye’de Mimarl›k Savunmak” bafll›kl›, oldukça tart›flma özelinde sorguland›¤› 2. Bölümde, ve Estetik”, “Monografiler Üzerinden kald›rabilecek bir metin kaleme al- mimar Gökçeçiçek Savafl›r’›n, avan- Estetik Düflünce”, “Mimarl›k Tarihi”, m›fl. 21. yüzy›l mimarl›¤›n›n “ba¤- gard›n Türkiye mimarl›¤›nda yeflere- “Mimarl›k ve Kent” ve “‹ç Mekânlar lamlara cevap veren de¤il, ba¤lam memesini konu alan bir de¤erlendir- Mimarl›kta Estetik Düflünce, Ed. Jale N. Erzen, ve Estetik”. Mimar, iç mimar, tasa- üreten” bir mimarl›k oldu¤unu yücel- mesiyle karfl›lafl›yoruz. Buna göre Mimarlar Odas› Yay›nlar›, r›mc› ya da mimarl›k ve sanat tarihi tici bir dille savunan metin, F. modernizm ideolojisi 1960’lardan Kas›m 2010, ‹stanbul, 341 uzmanlar› gibi alan›n içinden bak›fl- Gehry’den aktard›¤›, “Mimarl›k sos- sonra Avrupa’da etkisini yitirmifl ve sayfa, 19,5 x 27 cm.

mimar•ist 2011/1 7 KÜTÜPHANE

yerini “yerleflik estetik ve toplumsal Türkiye modernleflmesiyle uyumlu de¤il, ba¤lam üreten yaklafl›m›na bir de¤erleri dönüfltürmek ve devrimci e¤ilimler tafl›mas› bak›m›ndan önem- cevap niteli¤inde okunabilir. bir kültür oluflturmak için gerekli iç li bulunan Türk Sanat› ve Yeni Mima- 5. bölüm, “Mimarl›k ve Kent” bafll›- enerjiye sahip yarat›c› öznelerin, yeni ri adl› eserleriyle Doç. Dr. Elvan Altan ¤›yla, bina ölçe¤indeki esteti¤in sor- ve toplumsal ifllevi olan üretimlerine” Ergut’un makalesine konu olmufl. Er- gulanmas›n› kentsel ölçe¤e tafl›yor. yani avangarda b›rakm›flt›r. Makale gut, Yeni Mimari’nin, Arkitekt dergi- Kentin genel planlama ilkelerinin ta- bu noktada, 1960-80 aras›nda Türki- siyle birlikte, Türkiye’de sanatsal ve rihsel gelifliminden, köprü gibi tek ye’deki mimarl›k ortam›na, bir grup mimari yay›nlar›n çok k›s›tl› oldu¤u bir eleman›n ifllevine, ya da Koolha- mimarla (tarihçi, kuramc›, uygulay›c› cumhuriyetin erken dönemlerinde as’›n kentsel estetik yaklafl›m›ndan, ya da ö¤renci) yapt›¤› söylefliler üze- modern mimarl›¤›n kabul görmesin- Ankara’n›n modernleflme tarihine bir rinden odaklan›yor. Söyleflilerden, bu de önemli bir rol oynad›¤›n› ve Türk dizi makaleyi içeriyor. Yine bir felsefe dönem mimarl›¤›n›n “avangard bir Sanat›’n›n da, modern ve ulusal› bir- profesörü olan, Heinz Paetzold’un vizyonu k›flk›rtmaya yetecek nitelikle- lefltiren yeni bir kimlik yaratmaya ça- “‹fllevselcilik Sonras› fiehircili¤in re sahip olmad›¤›” görüflü ortaya ç›k- l›flan Cumhuriyet’e mimarl›k alan›nda Ö¤eleri” makalesi, günümüz flehir m›fl. Buna göre, “hakim mimarl›k yol gösteren bir eser oldu¤unu be- planlama yaklafl›m›n› geçmiflin ifllev- prati¤i, herhangi bir araflt›rma, söy- lirtmifl. Ergut’a göre Arseven, Yeni sel, sosyolojik ve estetik temelli ba- lem ya da tart›flma olmaks›z›n, baflka Mimari’de savundu¤u modernli¤i, k›fllar›n›n bir analizini yaparak yo- d›fl örneklerle temellenmekteydi, ithal Türk Sanat›’nda ulusal ba¤lama rumlam›fl. Buna göre, “ifllevselcilik referanslara fleklen benzemekteydi. oturtmufltur. sonras› flehircilik, kent mimar›n› bir Di¤er pek çok kavram için oldu¤u gi- “Mimarl›k Tarihi” bafll›kl› 4. Bölümde kültürel düflünür olarak tan›mlar. bi avangard›n da Türkiye ba¤lam›nda ise, farkl› yer ve dönemlerin mimari Kent dokusuna müdahalesi, tüm kent kavramsallaflt›r›lmas›, uluslararas› estetik anlay›fllar› üzerinde duran üzerindeki bir tasar›m de¤il, kolajd›r kuram, elefltiri ya da uygulama alan- metinler toplanm›fl. Bir makale, San ve bu anlay›fl ifllevselcili¤in ihmal et- lar›ndan farkl›yd›.” Marco ve Ayasofya’y› “Bizans mekâ- ti¤i göç ve ekolojik sorunlarla bafl et- “Monografiler Üzerinden Estetik Dü- n›n›n fliirselli¤ine ait örnekler olma- melidir”. flünce” bafll›kl› 3. Bölümde geç Os- lar›” bak›m›ndan incelerken, bir di¤e- Kitab›n son bölümü, iç mekânlar ve manl›, erken Cumhuriyet döneminde ri tasar›mlar›n matematiksel esteti¤i- detay tasar›mlar›nda estetik anlay›fla mimarl›k ve tarih yaz›m›nda etkin ol- ni ‹slami geometrik semboller üze- vurgu yap›yor. Tasar›mda koku veri- mufl karakterleri ele alan metinlerden rinden analiz etmifl. Mimar Kemal sinin ele al›nd›¤› “Olfaktif Tasar›m” bir derleme yap›lm›fl. Metinler bu dö- Reha Kavas’›n Akdeniz k›rsal mimari- bafll›kl› makale, Viyana’da yap›lan nemi özellikle Bruno Taut düflüncele- si özelinde, yer, kültür, tarih ve top- “koku peyzaj›” araflt›rmalar›n› refe- ri temelinde, gelenek-modernite, lumsall›kla kurdu¤u güçlü ba¤lant›- rans veriyor. “Mimarl›k teorisinin ko- ulusal-evrensel kavramlar›n›n sorgu- larla, çevreden kopan de¤il, çevreyle kular› reddetmeyi tercih eden” anla- lanmas› çerçevesinde ele al›yor. bütünleflen somut örnekler göstere- y›fl›na da elefltirel bir tutum alan me- Yine bu dönemin önemli ayd›nlar›n- rek savundu¤u “çevre esteti¤i” yakla- tin, bu yönüyle tart›flmaya yeni bir dan ve mimarl›k tarihi ve flehircilik fl›m› ise, ilk bölümde yer alan post- boyut sunmas› bak›m›ndan önemli. profesörü olan Celal Esad Arseven, modernli¤in ba¤lama cevap veren fiehriban Çelebi

Yona Friedman: Drawings & Models / Dessins & Maquettes, Yona Friedman: Drawings & Models / Dessins & 1945-2010 Maquettes, 1945-2010, Metin: Yona Friedman, Ed.: Fransa’da 2010 sonunda yay›mlanan çevre iliflkisine ait özgün yaklafl›mlar yen kitap, onun tasar›m sürecine Yona Friedman ve kitap, Yona Friedman’›n meslek yafla- yay›nda bir arada yeniden sunuluyor. farkl› bak›fl›n› yo¤un bir içerikle ser- Marianne Homiridis, Les m›na dair birikimini, belgelerini, dü- Mimarl›kta ve kentsel tasar›m alan›n- giliyor. Mimar›n aray›fllar›n›, “panel Presses du Réel - Kamel flüncelerini paylafl›yor okuyucular›y- da toplumsal önerilere ve kullan›c›ya zincirler”, “hareketli kutular”, “silin- Mennour Gallery ortak la. 1945 y›l›ndan bu yana Fried- yo¤unlaflan mimar›n, ilk meslek y›l- dirik bar›nma birimleri”, “üç düzlem- yay›n›, 2010, ‹ngilizce- Frans›zca, 1700 renkli ve man’›n üzerinde çal›flt›¤›; tasar›m sü- lar›ndan bafllayarak oluflturdu¤u dü- li (trihedral) sistemler”, “mekânsal s/b resim ve foto¤raf, 1040 recine ve kentsel planlamaya iliflkin flünsel birikimini, çizimleri, maketle- kent”, “e¤imli paneller” ile bafllayan sayfa, 19 x 19,7 cm. fikirler, mimarl›¤›n insan/toplum ve ri, kolajlar› ve foto¤raflar›yla sergile- ve birçok farkl› bafll›k alt›nda alterna-

8 mimar•ist 2011/1 KÜTÜPHANE

tifler üreterek ço¤alan kentsel tasar›m Yay›n›n amaçlar›ndan birisi de, ilgi yay›mlanm›flt›. Bu kitap da ayn› anla- düflüncelerini, sosyal-kültürel öneri- alan›mdaki çeflitlili¤i sergileyebil- y›flla onun eserlerini 1945’ten günü- lerini kitapta görsel bir zenginlik mektir. Sunulan belgeler, akademik müze kadar derlemeyi amaçlamakta- içinde bulabilirsiniz. Düflünür Fried- çal›flmalar›mda da kulland›¤›m slayt d›r. Vurgu daha çok mimarl›k kalite- man’›n meslek alan›ndan yaflama ba- koleksiyonumdan (yaklafl›k 3000) leri ve yap›sal çözümler üzerindedir karak gelifltirdi¤i öneriler kendi ko- al›nm›fllard›r. ki, Friedman’›n 60 y›l› aflk›n süredir leksiyonundan seçilen görsellerle K›sa baz› al›nt›lar›n d›fl›nda kitapta üzerinde çal›flt›¤› alan budur. Top- vurgulanarak, 88 yafl›ndaki mimar, metinlere yer vermedim. Düflüncele- lamda 1700 resim, onun halen fazla kentsel planc›, tasar›mc› Friedman’›n rimi anlatan metinler, kitaplar›mda bilinmeyen “kentsel mimar” rolünü meslek yaflam›nda etkileyici bir yol- (yaklafl›k 35) bulunabilir. Orijinal el ortaya ç›karmaktad›r. culu¤a ç›kar›yor okuyucular›n›... yazmalar›n›n birço¤u ise Los Ange- Her fley insanl›k için büyük bir özve- Kitab›n “Girifl Notu”nda bunu Yona les’ta bulunan Getty Araflt›rma Ensti- riyle tasarlanm›fl, detayland›r›lm›flt›r: Friedman okuyucular›na flöyle aktar›- tüsü’nde saklanmaktad›r. Konuttan toplum içinde yaflama, yor: “Yay›n, çizimler, maketler ve fo- Marianne Homiridis bu yay›n için ça- ekonomiden ekolojiye, sosyal ya- to¤raflardan oluflan zengin bir seçki- l›flmalar› bafllatm›fl, tarama ifllemleri- flamdan politik sorunlara kadar plan- yi sunuyor. Bu derleme kesin bir kro- ni yapm›flt›r. Sunum ve planlama ise nolojik s›ralamayla haz›rlanmam›fl Frank Gautherot’a aittir.” lar, eskizler, çizimler, modeller, kolaj- veya farkl› bafll›klara göre ayr›lma- Yay›n›n ilk fikrini gelifltiren ve tara- lar, kurgular... m›flt›r. Son 50 y›lda çeflitli düflünce- malar› gerçeklefltiren Marianne Ho- Tüm belgeler Yona Friedman’›n arfli- ler gelifltirdim ve tekrar tekrar düflün- miridis ise yay›n konusunda k›saca vinden al›nm›flt›r.” düm. Burada ele al›nan konular -en flunlar› söylüyor: Deniz ‹nceday› az›ndan benim için- popülerliklerini “Yona Friedman’›n eserleri kronolojik Detayl› Bilgi: www.lespressesdureel.com, hiç yitirmediler. olarak ilk kez 1999’da Rotterdam’da www.kamelmennour.fr

Sinemekân - Sinemada Mimarl›k

Mimarl›k ve sinema, mimarl›¤›n ilifl- ya ile düflsel dünya aras›ndaki geçifl- gu ile dikkat çeken iki film, “‹syan” ve kide oldu¤u pek çok di¤er disiplin- lerini konu alan “Aflk›n Gücü” ile “”, “Sinema Mekân› De- den farkl› olarak, yaflam›n çok yönlü “Kelebek ve Dalg›ç” filmleri üzerine netler” temas› alt›nda incelenirken; görüntülerinin oluflturulmas›na ara- yaz›lm›fl iki makale yer al›yor. mekânlar›n filme, filmin ise mekânla- c›l›k etmeleri ve birbirlerini farkl› öl- “Sinema Mekân› Temsil Eder” bölü- ra kazand›rd›¤› ruh, “Ucuz Roman” ve çeklerde sürekli besleyen yap›lar›yla münde, mimari unsurlar›n mini- “B›çak S›rt›” filmlerinin irdelendi¤i s›k› bir ba¤ kuruyor. Bu ba¤ pek çok mumda kullan›larak temsil edildi¤i son bölüm olan “Sinema Mekân› Dö- araflt›rman›n temas›n› olufltururken, “Dogville” ve kurgu mekân›n› gerçek nüfltürür” bafll›¤› alt›nda yerini bulu- Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarl›k dünyan›n ö¤elerinin farkl› kullan›m- yor. Fakültesi’nde 2006-2008 y›llar› ara- lar›yla anlatan “Sevimli Canavarlar” Sinema ve mimarl›k konusunda bas›- s›nda, Yrd. Doç. Dr. Açalya Allmer ta- animasyon filmi yer al›yor. Di¤er lan ilk Türkçe kitap olan Sinemekân, raf›ndan yürütülen “Sinema ve Mi- filmlerden radikal bir biçimde farkl›- birbirinden farkl› ölçeklerde beslene- marl›k” dersinin ürünü olan Sineme- laflarak bedenin mekân olarak kulla- bilecek bu iki disipline, sessiz dö- kân Sinemada Mimarl›k, dersin kat›- n›ld›¤› “John Malkovich Olmak”, “Si- nemden dijital teknolojiye, fantastik l›mc›lar›n›n kendi tercih ettikleri film- nema Mekân› Kulland›r›r” bafll›¤› al- filmlerden bilimkurgu filmlerine ge- lerin mekânlar›n› inceledikleri maka- t›nda önemli bir yere sahipken, ka- nifl bir yelpazeden bak›yor. lelerden olufluyor. rakterleri ve renkleriyle ak›llar›m›zda 11 makaleden oluflan seçki, “Sinema net çizgilerle beliren “Batman” seri- Derya Karada¤ Mekân› Elefltirir” bafll›¤› alt›nda Fran- sine de yine ayn› tema alt›nda de¤ini- s›z Yönetmen Jacques Tati’nin “Da- liyor. Sinemekân - Sinemada Mimarl›k, Der. Açalya y›m” filminin incelendi¤i yaz›yla aç›- Duygulardan ar›nd›r›lm›fl yaflam Allmer, Varl›k Yay›nlar›, l›yor. “Sinema Mekân› Düflletir” bafl- alanlar›na ve mimari ö¤elerle yarat›- 2010, ‹stanbul, 140 sayfa, l›¤› alt›nda, karakterlerin fiziksel dün- lan s›n›f farkl›l›klar›na yapt›klar› vur- 13,5 x 19,5 cm.

mimar•ist 2011/1 9 GÖRÜfi Bir Turnusol Örne¤i; Allianoi Ahmet Yarafl

000 y›l›na kadar Türkçeye çevrilmemifl sa- için bugüne kadar yurtiçinde ve yurtd›fl›nda de- 22dece iki antik kaynakta toplam üç kez ad› ¤iflik bilimsel etkinliklerde, Allianoi’un farkl› geçen Allianoi, bugün arkeoloji, mimarl›k ve t›p yönlerini ele alan toplam 42 bilimsel konferans tarihi baflta olmak üzere, pek çok bilim dal›nda verildi. Allianoi ile ilgili bilimsel heyetin haz›rla- özel bir anlam ifade etmektedir. Mahkeme kori- d›¤› bugüne kadar toplam 52 makale yaz›ld›. dorlar›ndan haber bültenlerine, meclis genel ‹kisi doktora olmak üzere yedi yüksek lisans ça- oturumlar›ndan AB görüflmelerine kadar pek l›flmas› yap›ld›. Dört yüksek lisans çal›flmas› ha- çok yerde Allianoi ismi yank›lan›yor. Telaffuzu len devam etmektedir. “Allianoi Okulu’ndan” zor oldu¤u için bazen aksanl›, bazen tamamen “mezun” 18 arkeolog ve mimar, bugün de¤iflik hatal› da olsa bu isim Türkiye’de yap›lan siyase- üniversitelerde ve müzelerde görev yapmakta- tin de gerçek anlamda bir turnusol k⤛d› oldu. d›r. Üniversitelerde paneller, münazaralar, söy- Bir baflka deyiflle kültüre düflman kimilerine gö- lefliler düzenlendi. Üniversitelerin ö¤renci flen- re Allianoi tamamen spekülasyon iken, interne- liklerinde Allianoi ve koruma politikalar› ele tin arama motorlar›nda binleri ifade eden karfl›- al›nd›. l›¤› ile büyük bir ikilemin ad›d›r. Son on y›lda ‹nisiyatifin içindeki hukukçular, ‹zmir ve –her anlamda– marka olmufl bir ören yeri oldu- Ankara’daki mahkemelere çok say›da dava açt›. ¤u söylense, san›r›m abart›lm›fl olmaz. Allianoi’un bilimsel olarak korunabilmesi için Allianoi ad›n›n bu kadar yayg›nlaflmas›n›n halen yo¤un bir hukuksal mücadele veriliyor. do¤al olarak pek çok gerekçeleri var. 1998- Birkaç› daimi olmak üzere, ‹zmir ve Ankara ba- 2006 y›llar› aras›nda yapt›¤›m›z bilimsel kaz›lar rolar›na kay›tl› onlarca avukat, Allianoi ‹nisiyati- sonucunda bu kaynaklarda ortaya ç›kar›lm›fl an- fi içinde gönüllü olarak görev yap›yor. Çok bü- tik ça¤›n en önemli sa¤l›k merkezlerinden biri- yük özveri ile görev alan avukatlar hiçbir maddi dir. 2001 y›l›nda I. Derecede Arkeolojik Sit karfl›l›k beklemeden, bütün geliflmeleri an›nda Alan› ilan edilen Allianoi’un ancak yüzde yirmi- takip edip davalara giriyorlar. Ekonomik olarak si kaz›labilmifltir. Allianoi, bir sa¤l›k merkezi ol- zaman zaman baflta Mimarlar Odas› ‹stanbul mas›n›n yan› s›ra bilimsel kaz›lar›n yap›ld›¤› sa- Büyükkent fiubesi olmak üzere, di¤er TMMOB dece dokuz y›lda bulunan arkeolojik küçük bu- bileflenleri ve gönüllülerden destek al›n›yor. Bu- luntular›yla, dünyan›n en büyük ve en iyi ko- güne kadar pek çok STK ile birlikte, yerel yöne- runmufl, içinde halen 45 ºC flifal› ›l›cas›yla son timler ve bölge insan›n›n müdahil oldu¤u on- derece önemli bir arkeolojik aland›r. larca dava kazan›ld›. ‹zmir’de kaybedilen baz› Gerçek anlamda korunmas› için 2003 y›l›n- davalar ise Yarg›tay’da temyiz edildi. Aç›lan bu da Allianoi Giriflimi / ‹nisiyatifi kuruldu. davalar, Artvin’den Yuvarlakçay’a, ‹kizdere’den De¤iflik meslek ve yafl gruplar›ndan yüzlerce ka- Hasankeyf’e kadar di¤er HES projeleri’nde ya- t›l›mc›s›yla say›s›z kampanyalar düzenleyen flanan pek çok hukuk d›fl› uygulamalar için ör- grup, ‹zmir ve de¤iflik kentlerde çal›flmalar›n› nek oldu. Allianoi konusunda hukuksal kaza- sürdürmekte. Öncelikle resmî bir web sayfas› n›mlara karfl›n, y›llardan bu yana yaflanan hukuk (www.allianoi.org) ve e-posta grubuyla payla- d›fl›ndaki uygulamalar örnek gösterilerek Avru- fl›m sitelerinde ve sanal ortamda topluluklar pa ‹nsan Haklar› Mahkemesi’ne baflvuruldu. oluflturularak etkin demokratik ço¤ulcu bir ka- Yaflanan somut hukuk d›fl› uygulamalar göz t›l›m sa¤land›. Mücadelenin sa¤l›kl› yürüyebil- önüne al›nd›¤›ndan olsa gerek, baflvuru kabul mesi için grup içinde her y›l yap›lan seçimlerle, edildi. de¤iflen yetkin grup sözcüsü belirlenmektedir. Çok say›da radyo ve televizyon programla- Allianoi’un neden önemli oldu¤unu ve ko- r›nda Allianoi gündeme geldi. Çok de¤iflik ku- runmas› gerekti¤ini bilim çevrelerine anlatmak rumlarda, de¤iflik etkinlikler, söylefliler ve panel-

10 mimar•ist 2011/1 GÖRÜfi ler yap›ld›. Bugüne kadar yedi kez ‹stanbul, ‹z- mir ve Diyarbak›r kitap fuar›nda de¤iflik sergiler ve kampanyalar yap›ld›. Türkçe, Almanca, ‹ngilizce ve Frans›zca ol- mak üzere de¤iflik kanallarda toplam sekiz bel- gesel yap›lmas› sa¤land›. Çocuklar için öykü, roman, masal kitaplar›, fliirler yay›mland›. Ki- taplar için yazarlarla imza günleri düzenlendi. Allianoi, Bergama, Safranbolu, Dikili, An- kara, ‹zmir ve ‹stanbul’da çok say›da “Allianoi Geceleri” organize edildi. Klasik müzikten, öz- gün müzi¤e kadar çok say›da konser düzenlen- di, küçük tiyatro etkinlikleri gerçeklefltirildi. Allianoi’a ulaflan kavflaklar üzerinde karayo- kald›r›lm›fl olan yön gösteren levhalar›n yerlefltirilmesi, bütün engellemelere ra¤men hukuki yol da izlenerek, sa¤land›. Allianoi, ören yeri olarak düzenlendi; etraf› tel çitle kapat›la- rak bilgi panolar›, yönlendirme levhalar›, gezi yollar› ve izleme platformlar› yap›ld›. Tan›t›m amaçl›, turistik bölgeler için haz›r- lanan kitapç›klarda Bergama’dan sonra Alli- anoi’un da olmas› sa¤land›. Hemen hemen yeni bas›lan tüm turizm kitaplar›nda Allianoi yer al- d›. Yerli turizmin de ilgisini çekebilmek için se- yahat acentelerinin bölgeye yap›lan tur prog- ramlar›n›n kapsam›na almas› sa¤land›. 1998 ile 2005 y›llar› aras›nda kaz›ya Kültür ve Turizm Bakanl›¤› taraf›ndan destek sa¤land›. Ancak baflta bölgedeki belediyeler, demokratik sivil toplum kurulufllar› olmak üzere çok say›da kurum ve kifli kaz› yap›lmas›na katk›da bulun- du. 2006 y›l›nda ise kaz› ödene¤i verilmedi¤i için bütün giderler Allianoi ‹nisiyatifi taraf›n- dan karfl›land›. Bergama ve ‹zmir’deki ilkö¤retim okulla- r›nda ödüllü fliir, öykü ve resim yar›flmalar› dü- zenlendi. Ö¤rencilerin rehber eflli¤inde Allianoi ve ’u gezmesi sa¤land›. Ünlü foto¤raf sanatç›lar›n›n jüride yer ald›¤› Su Alt›nda Üç Ç›¤l›k bafll›kl› büyük bir foto¤raf yar›flmas› organize edildi. Yar›flmaya kat›lan eserler Ankara’da sergilendi; bu eserler halen pek çok kurumda sergilenmektedir. ‹zmir, Ber- gama ve Dikili’de karikatür ve öykü yar›flmalar› düzenlendi. Allianoi ile ilgili ‹zmir’den Safran- bolu’ya, Edirne den Beypazar›’na kadar farkl› sanatç›lara ait 6 resim, 15 foto¤raf olmak üzere toplam 11 sergi aç›ld›. 2002 y›l›ndan bu yana Cumhurbaflkanl›¤›- na, Baflbakanl›¤a, Kültür ve Turizm Bakanl›¤›- na, Kültür Varl›klar› ve Müzeler Genel Müdür- lü¤üne, DS‹’ye toplu ve bireysel olarak yaklafl›k 55.000 ›slak imzal› dilekçe gönderildi. Halen

mimar•ist 2011/1 11 GÖRÜfi

pek çok STK, yurtiçinde ve yurtd›fl›nda Alli- anoi’un gerçek anlamda korunmas› için sanal dünyada imza kampanyas› yap›yor. Yurtd›fl›nda; Avrupa Birli¤i ve Avrupa Parla- mentosu’nun yan› s›ra UNESCO, ICOMOS, ICROM, EN gibi uluslararas› meslek kuruluflla- r› ile uluslararas› mesleki dernek ve federasyon- lar› göreve ça¤r›ld›. Bu kurulufllar toplu veya bi- reysel olarak Cumhurbaflkanl›¤›na, TC hükü- metlerine ve Kültür ve Turizm Bakanl›¤›na ya- z›l› aç›k ça¤r›da bulundu; bunlar bas›nda genifl yer ald›. Özellikle Avrupa’n›n kültürel miras›n› korumak amac› ile kurulmufl olan Europa Nost- ra, Allianoi’u web sayfas›nda baflta olmak üzere her toplant›da gündeme ald›; tüm kesimlere aç›k ça¤r›larda bulundu. Europa Nostra Türki- ye biriminde de ciddi olarak bu konu ilk gün- dem maddelerinden birini oluflturmaktad›r. Avrupa Birli¤i yolundaki Türkiye’nin, kültü- rünün kökeni niteli¤indeki miras›ndan biri olan Allianoi’un korunmas› için, AB Parlamento Baflkan› taraf›ndan Türkiye’nin ‹lerleme Rapor- lar›’nda iki kez Allianoi’un korunmas› için aç›k yaz›l› ça¤r› yap›ld›. Ankara, ‹stanbul, ‹zmir ve Bergama’da pek çok STK’n›n destekledi¤i kalabal›k mitingler yap›ld›. Bunlar bas›nda genifl yer ald›. Bugüne kadar Allianoi hakk›nda yaz›l› bas›nda, 45 bin kupür, görsel medyada de¤iflik uzunlukta 120 civar›nda görsel fragman yay›nland›. Bunlar›n büyük bir k›sm› taraf›m›zdan arflivlendi. Allianoi’a en yak›n köy olan Paflaköy’de muhtarl›¤›n katk›lar›yla Allianoi ile ilgili bir ga- leri için Paflaköy ‹lkokulu ve bahçesinin tahsis edilmesi talep edildi. Allianoi’a ait foto¤raf, ma- ket ve baz› görsel belgelerin teflhir edildi¤i, zi- yaretçilerin Allianoi hakk›nda en son geliflmele- ri ö¤renebilecekleri yerel bir birim olmas› talep edildi. Ayr›ca 2005 y›l›nda ‹zmir Ahmet Piriflti- na Müzesi’nde aç›lan Allianoi Sergisi’ndeki ma- teryallerin bu mekâna tafl›nmas› talep edildi. Çalt›koru Köyü’nde DS‹ binas› etraf›na konu- lan Allianoi’dan tafl›nma mimari eserlerin Pafla- köy’e getirilmesi isteniyor. 12 Aral›k 2010 - 13 Ocak 2011 tarihleri aras›nda Mimarlar Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi, “Su ‹çinde Allianoi Sergisi” paralelinde pek çok etkinli¤e ev sahipli¤i yapt›. Türkiye’de yaflanan HES projelerinin de¤erlendirildi¤i konferanslar, paneller, söylefliler, konserler, do- kümantasyon film gösterimleri bir ay boyunca devam etti. Bu etkinlikler süresince resim, fo- to¤raf, seramik, karikatür sergisi sürekli aç›k kald›.

12 mimar•ist 2011/1 GÖRÜfi

Hukuki süreçten dolay› dört y›ldan bu yana baraja su tutulmas› engellenmifl ancak seçim at- mosferine giren ülkede hukuki süreç devam et- mesine karfl›n ‹zmir II. Numaral› Kültür ve Ta- biat Varl›klar›n› Koruma Bölge Kurulu’nun ka- rar› ile 31.12.2010 tarihinde su tutulmaya bafl- lanm›flt›r. A¤ustos 2010’dan itibaren kal›nt›la- r›n içi kumla doldurulmufl, duvarlar›n üzeri be- tonla s›vanm›flt›r. Bu koruma önlemi bakanl›k bürokratlar›ndan oluflan An›tlar Yüksek Kuru- lu’nun genel karar› baz al›narak yap›lm›flt›r. Oy- sa daha önce ayn› An›tlar Yüksek Kurulunca al›- nan 719 ve 749 say›l› ilke kararlar› Dan›fltay ta- raf›ndan iptal edilmiflti. Bunun üzerine acele ile 12 Aral›k 2010 - 13 Ocak 2011 tarihleri aras›nda 765 say›l› ilke karar› al›nm›fl ve en son bölge ku- Mimarlar Odas› ‹stanbul rul karar›na dayanak oluflturulmufltur. Oysa o Büyükkent fiubesi’nin ev karar›n da iptali için bir y›l öncesinden Dan›fl- sahipli¤inde düzenlenen tay’a baflvurulmufltur. Karar da bugünlerde ç›k- “Su ‹çinde Allianoi” etkinliklerinden. mak üzeredir. Allianoi, dört y›ldan bu yana tümüyle do¤a- n›n tahribat›na aç›k b›rak›lm›flt›r. Son üç y›ld›r bakanl›k Allianoi’da mesai saatleri içinde iki res- mî bekçi görevlendirilmifltir. Ancak buna ra¤- men Allianoi Il›cas›’nda kriptoportikosun kuzey duvar›nda ve Çakmak Tepe Nekropolü’nde müteahhit firman›n iflçileri taraf›ndan kaçak ka- z›lar yap›lm›flt›r. Duyumlara dayanan bu bilgile- re dair suç duyurular›nda bulunulmufltur. Kaz› depolar›, bilimsel heyetin bilgisi d›fl›nda boflal- t›lm›fl, etütlük eserler ilkel flekilde, farkl› yerlere hiçbir bilimsel mant›¤a dayanmadan farkl› me- kânlara at›lm›fl durumdad›r. Allianoi’da bilim- sellikten ve diyalogdan uzak, bürokratik uygu- lamalar, hatta hukuka ra¤men dayatmalar, mev- cut yönetimin kültüre bak›fl aç›s›n› da en sarih bir flekilde ortaya koymaktad›r. Türkiye’de Alli- anoi hakk›nda meslektafllar›m›z (?) taraf›ndan farkl› kurumlarda al›nan onca olumsuz çirkin karardan sonra arkeoloji biliminin gelece¤inin çok daha zor olaca¤›na hiç kuflku yoktur. Zaten makro ölçekte bugünlerde heykel sa- nat›ndan biyolojiye, gazetecilikten arkeolojiye kadar etik de¤erler, yani kimilerine göre haysi- yet, kimilerine göre mesleki ilkelerin ciddi an- lamda yeniden gözden geçirilmesi gerekmiyor mu? Allianoi bu noktada bir turnusol k⤛d› gi- bi 21. yüzy›lda bir mihenk tafl› olarak tarihe mal olmufltur. Tarih elbette ki en iyi yarg›çt›r.

Ahmet Yarafl, Yrd. Doç. Dr. Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü [email protected]

mimar•ist 2011/1 13 GÖRÜfi ‹ki Serginin Ard›ndan Hasan Kuruyaz›c›

er ikisinin de küratörlü¤ünü yapt›¤›m tanbul’da yaka y›ka, restorasyon ad› alt›nda ber- HHsergilerden “Bat›l›laflan ‹stanbul’un Rum bat ede ede bir türlü tüketemedi¤imiz, ço¤u Mimarlar›” 22 Kas›m – 4 Aral›k 2010 aras›nda 19. yüzy›l›n ikinci yar›s›yla 20. yüzy›l›n bafllar›n- MSGSÜ’de, “Bat›l›laflan ‹stanbul’un Ermeni dan kalm›fl muazzam bir bina stoku vard›. Hem Mimarlar›” da 8 Aral›k 2010 – 3 Ocak 2011 de ne binalar... Kim yapm›flt› bunca binay›, mi- aras›nda ‹stanbul Modern Sanat Müzesi’nde marlar› ya da kalfalar› kimlerdi? Fossati Kardefl- aç›k kald›. ‹lk sergi daha sonra 17 Aral›k 2010 – ler’den d’Aronco’ya, Vallauri’den Jasmund’a, 16 Ocak 2011 aras›nda Beyo¤lu’nda Yunan Balyanlar’dan Kiryakidis’e, Kamaleddin ve Ve- Baflkonsoloslu¤u’na ait fiiflmano¤lu Kona¤›’nda dat Tek beylere kadar bu dönemde çal›flm›fl ba- tekrarland›, ikinci sergi de bir hafta daha uzat›- z› Avrupal›, Levanten, Ermeni, Rum, Müslü- larak 9 Ocak 2011’e kadar aç›k tutuldu. Her iki man Osmanl› mimar biliyorduk. Hatta son za- serginin de, gerek aç›l›fllarda, gerekse daha son- manlarda bunlar›n baz›s›yla ilgili tezler haz›r- ra, ziyaretçisi umulan›n çok çok üstünde oldu. lanm›flt›. Baz›s›n›n binalar›n› tan›yor, baz›s›n›n Gazeteler, televizyonlar sergilere büyük ilgi da sadece adlar›na rastl›yorduk kitaplarda. Ama gösterdi. ‹ki televizyon kanal›, bir de radyo be- say›lar› 100’ü bile bulmayan bu mimarlar yap- ni canl› yay›na ça¤›rarak konuyla ilgili konufltur- mam›flt› ya bütün bu binalar›. Ötekiler neredey- dular. fiimdi sergiler geride kald›ktan sonra, iki- di? Hangi binalar› yapm›fllard›? Unutmufltuk sinin de muhasebesini yapmak iyi olur diye dü- onlar›. Kafamda bütün bu sorularla, 15-16 y›l flünüyorum. önce konuyu araflt›rmaya bafllad›m. ‹ki yol izli- yordum. Bunlardan biri kaynak taramas› idi: Ki- ‹stanbul’un Unutulmufl Mimarlar› taplar, y›ll›klar, salnameler, telefon rehberleri, Mimarl›k tarihiyle u¤raflmaya bafllad›¤›m 1977’ arfliv belgeleri... En çok da Annuaire Oriental den beri kafam› meflgul eden bir konuydu: ‹s- genel ad›yla 1880’den 1931’e kadar ‹stan- bul’da Frans›zca olarak yay›mlanm›fl y›ll›klardan yararland›m. Bir yandan da sokak taramas›na gi- rifltim. Söz konusu dönemde yap›lm›fl binalar›n baz›s›n›n üstünde mimarlar›n›n ad› yaz›l› idi. Kurtulufl’tan fiiflli, Pangalt›, Taksim, S›raselviler, Cihangir, Beyo¤lu, Tarlabafl›, Tepebafl›, Tünel, Galata, Eminönü, Sirkeci, Sultanhamam, Mah- mutpafla’ya kadar olan bölgeyi sokak sokak ge- zerek tarad›m. Niyetim, ulaflt›¤›m sonuçlar› “‹s- tanbul’un Unutulmufl Mimarlar›” ad› alt›nda bir kitap olarak yay›mlamakt›.1 Hâlâ da öyle ve çal›flmam sürüyor.

Nereden Ç›kt› Bu Sergiler? Bu arada ‹stanbul, 2010 y›l› için Dünya Kültür Baflkenti seçilince, bununla ilgili birçok etkinlik giriflimi bafllad›. ‹stanbul’daki Rum cemaati de Zo¤rafyon Lisesi Mezunlar› Derne¤i öncülü- ¤ünde bu kapsam içinde baz› etkinliklere karar “Bat›l›laflan ‹stanbul’un vermifl. Bunlardan biri olarak da ‹stanbul’a Ermeni Mimarlar›”. Rum mimarlar›n katk›lar›n› gösterecek bir sergi

14 mimar•ist 2011/1 GÖRÜfi haz›rlamay› düflünmüfller. Benden yard›m iste- d›; flimdi bunun yerini sadaret ve nezaret bina- diler, ben de yukar›da anlatt›¤›m araflt›rmalar lar› al›yordu. Medrese e¤itiminin yan› s›ra rüflti- boyunca elde etti¤im bilgilerden Rum mimar- ye ve idadiler aç›lm›flt›, bunlar için de yeni tür larla ilgili olanlar› ay›klay›p böyle bir sergide okul binalar› gerekiyordu. Darüflflifalar art›k yer- kullanmay› önerdim ve birlikte çal›flmaya baflla- lerini Avrupa örneklerine göre yap›lan hastane d›k. binalar›na b›rakt›lar. Daha önce bulunmayan Elimde Rumlardan baflka yabanc›, Levan- postane, tren gar› gibi bina türleri ortaya ç›kt›. ten, Ermeni mimarlar hakk›nda da bilgiler var- Yüzy›l›n ikinci yar›s›nda, de¤iflen yaflam koflulla- d›. O günlerde sponsor bularak bu mimarlarla r›yla birlikte, gayrimüslimlerin ve yeni yaflam da ayn› fleyi yapamaz m›y›z düflüncesi akl›ma tarz›na uymaya çal›flan Müslümanlar›n yaflad›¤› geldi. Yabanc› ve Levanten mimarlar konusun- Galata, Pera/Beyo¤lu, Tarlabafl› ve daha sonra- da bir sergiyi destekleyecek sponsor bulmak o lar› Cihangir, Taksim, Pangalt›, Kurtulufl vb. gi- kadar kolay olmad›¤› gibi, ben de bu alanda çok bi semtlerde yeni bir konut tipi olarak apart- giriflken de¤ildim. Ama Ermeni mimarlar için manlar belirdi. ‹fl hayat› da de¤iflmiflti, Galata, akl›ma bir kez Hrant Dink Vakf›’na baflvurmak Eminönü ve Sultanhamam’dan Mahmutpafla’ya geldi. Vak›f önerimi benimseyerek kabul edince kadar olan ticaret bölgesindeki ortas› avlulu, iki onlarla da çal›flmaya bafllad›k. katl› eski ticaret hanlar›n›n yerini çok katl› ifl ‹flte baz›lar›n›n akl›n› (nedense?) pek meflgul hanlar› (büro binalar›) almaya bafllad›. eden “Nereden ç›kt› flimdi bu Rum ve Ermeni mimarlar?” sorusunun yan›t› bu.

Sergilerin Kapsam› - Tanzimat Sonras› ‹stanbul Mimarl›k Ortam› Sergilerin al›p bafl›n› gitmemesini, belirli bir ar- ka plan› olmas›n› düflünerek bir de zaman s›n›r- lamas› saptad›k: Tanzimat’tan Cumhuriyet’in ilk y›llar›na kadar, yani kabaca 19. yüzy›l. 19. yüzy›l Osmanl›’n›n Bat›l›laflma dönemiydi. Her ne kadar Bat›’ya yönelifl 18. yüzy›ldan beri süre- gelmekteyse de, Bat›l›laflman›n adeta bir devlet politikas› olarak kararl› bir biçimde kabulü, Tanzimat (1839) ve Islahat (1856) fermanlar›- n›n ilan› ile olmufltu. Hukuktan yönetime, e¤i- timden sa¤l›¤a, günlük yaflama kadar say›s›z Bat›’daki karfl›l›klar› örnek al›narak yap›lan “Bat›l›laflan ‹stanbul’un alanda Bat› örnek al›nmaya bafllam›flt›. Bat›l›lafl- bütün bu binalarda yine Bat›’da o dönemde ge- Ermeni Mimarlar›”. ma do¤al olarak mimariye de yans›d›, çeflitli ye- çerli olan mimari üsluplar revaçtayd›. Tarihselci ni bina türlerinin ortaya ç›kmas›na yol açt›. (historisist) bir bak›fl aç›s› ve ço¤u zaman seçme- Geleneksel saray mimarisinin bir örne¤i olan ci (eklektik) bir tutumla yap›lm›fl binalar flehrin Topkap› Saray› daha 19. yüzy›l›n ilk yar›s›nda yukar›da sözü edilen semtlerini doldurmaya terk edilmiflti; bundan sonra “Avrupai” tarzda bafllad›. Osmanl› mimarisinin yabanc›s› oldu¤u yeni saraylar yap›lmaya bafllad›. Avrupa devletle- bu binalarla flehrin, en az›ndan bir bölümünün ri elçiliklerini Pera/Beyo¤lu semtine tafl›yorlar fiziksel görünümü ciddi anlamda de¤ifliyordu. ve gönderdikleri mimarlar›na kendi ülkelerinde Daha 15. yüzy›ldan beri varl›¤›n› bildi¤imiz, geçerli olan mimari üsluplarda yeni sefarethane saraya ba¤l› olarak çal›flan ve devlet/kamu bina- binalar› infla ettiriyorlard›. Rum ve Ermeni ce- lar›n›n yap›m›n› gerçeklefltiren “Hassa Mimarla- maatleri, Tanzimat ve Islahat fermanlar›yla sa- r› Oca¤›”, de¤iflen koflullar›n sonucu, daha yüz- hip olduklar› haklardan yararlanarak eskiden ya- y›l›n ilk yar›s›nda, 1831’de la¤vedilmifl, yerine pamad›klar› büyük boyutlu, kubbeli, çan kuleli “Ebniye-i Hassa Müdiriyeti” kurulmufl ve Ocak kiliseler infla etmeye bafllad›lar. Tanzimat’tan kadrosundaki mimarlar bu yeni kurulufla kayd›- hemen sonra yap›lan camilerde de tipoloji ve r›lm›fl, hatta sermimar Seyyid Abdülhalim Efen- dolay›s›yla görünüfl bak›m›ndan birçok yenilik di de bafl›na getirilmiflti. Ama bu müdüriyetin ortaya ç›kt›. Eskiden Osmanl› bürokrasisi sadra- görevleri aras›nda Hassa Mimarlar› Oca¤›’nda zam›n, kazaskerin, fleyhülislam›n konaklar›ndan oldu¤u gibi mimar yetifltirmek bulunmuyordu. yönetilir, insanlar iflleri için buraya baflvururlar- K›sa bir süre içinde Ebniye-i Hassa Müdiriye-

mimar•ist 2011/1 15 GÖRÜfi

ti’nin yerine ard› ard›na, ayn› ifli yapacak baflka birimler kurulduysa da, bunlar da sadece devlet inflaatlar›yla ilgilenmekle görevlendirilmiflti. Böylece 1883’te bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin çekirde¤ini oluflturan “Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi”nin e¤itime bafllamas›na kadar ülkede örgün bir mimarl›k e¤itimi olmad›. Yukar›da say›lan binalar›n bir bölümü, kendi ülkelerinin sefarethanelerini infla etmeye gelen ve daha sonra ‹stanbul’da kalarak baflka ifller de alan yabanc› mimarlar taraf›ndan yap›ld›. Erme- ni Balyan ailesi mimarlar›, zaten daha bafltan beri saray›n inflaatlar›n› gerçeklefltiriyorlard›. Yüzy›l›n ilk yar›s›nda ‹stanbul’da padiflahlar›n yapt›rd›¤› büyük camilerin hemen hepsi de on- Müslüman Osmanl› kesiminde mimarl›k art›k lar›n eseriydi. Giderek Levanten, Rum ve baflka pek de “tutulan” bir meslek olmaktan ç›km›fl Ermeni mimarlar da kendi cemaatlerine ait kili- görünüyordu. Sanayi-i Nefise Mektebi aç›ld›k- se, okul, hastane gibi kamusal; apartman, ifl ha- tan sonra da Mimarl›k fiubesi ö¤rencilerinin ço- n› gibi baflka özel binalar gerçeklefltirmeye bafl- ¤unu uzun süre Rum ve Ermeni gençleri olufl- lad›lar. Bunlar›n bir k›sm› piyasadan, pratikten turdu. Yurtd›fl›nda okuyup dönen ilk Müslü- yetiflmifllerdi; ama ülke d›fl›na, bir Avrupa ülke- man Osmanl› mimar, kay›tlara göre 1900’de sine gidip orada ö¤renim görerek “diplomal›” Vedat (Tek) Bey idi. mimar olanlar da az de¤ildi. Roma Güzel Sa- K›sacas› 19. yüzy›lda ‹stanbul Bat›l›lafl›rken, natlar Akademisi ve Paris’teki Ecole des Beaux- mimarl›k alan›nda buna en büyük katk› Rum ve Arts en çok tercih edilen mimarl›k okullar› ara- Ermeni mimarlardan gelmiflti. Böylece sergile- s›ndayd›. rin s›n›r› saptanm›fl oluyordu. Koydu¤umuz ad- Özellikle yüzy›l›n ikinci yar›s›nda büyük ve larla da bunu belirtmeye çal›flt›k: “Bat›l›laflan ‹s- önemli devlet/kamu binas› yapan Müslüman tanbul’un Rum/Ermeni Mimarlar›”. Osmanl› mimara rastlanm›yor. Zaten Ebniye-i Hassa Müdiriyeti’nin oluflmas›ndan sonra dev- Haz›rl›k, Tasar›m ve Uygulama Süreci let inflaatlar›n›n yap›lmas›nda münakasa yani Zo¤rafyon Lisesi Mezunlar› Derne¤i, Rum mi- eksiltme usulü getirilmiflti. Art›k bu inflaatlar marlar; Hrant Dink Vakf› da Ermeni mimarlar özel müteahhitlere veriliyor, Ebniye-i Hassa sergisi projelerinin sahibi ve yürütücüsü olarak Müdiriyeti ve arkas›ndan onun yerine geçen di- destek almak üzere 2010 ‹stanbul Kültür Bafl- ¤er kurulufllar bu inflaatlar›n denetlenmesine kenti Ajans›’na baflvurdular. Epeyce y›prat›c› bi- bak›yorlard›. Kay›tlarda görünen Müslüman rer süreçten sonra baflvurular, bütçeler yar›ya in- Osmanl› mimarlar da çeflitli resmî kurulufllarda dirilerek kabul edildi. Y›prat›c› süreç bundan memur olarak çal›fl›yorlard›. Bir yandan da sonra da devam etti; neyse ki ek bütçe iste¤imiz kabul edildi. Her iki yanda da birer “sergi des- tekleme komitesi” oluflturuldu ve bu komiteler, bir de Ermeni mimar ve mühendislerin kurmufl oldu¤u HAYCAR Derne¤i bir buçuk y›l› aflan haz›rl›k süresince çal›flmalar›m›za hemen her konuda yard›mc› oldular. Mihran Azaryan, Rum mimarlar sergisinin tasar›m›n› Metin Büyükada ‹skelesi, Deniz, Ermeni mimarlar›nkini Erkal Yavi yapt›- “Bat›l›laflan ‹stanbul’un lar. Her iki sergide de yaz›n›n az, görsel malze- Ermeni Mimarlar›”. menin fazla olmas› konusunda tasar›mc›larla ay- Sarkis Balyan, n› düflüncede birlefltik. Hatta Metin Deniz bu- Sâdâbad Camisi, na bir ölçü de koydu: %30 yaz›, %70 görsel mal- Maçka Karakolhanesi ve zeme. Yaz›lar›n Türkçe, ‹ngilizce ve Yunan- Silahhanesi, “Bat›l›laflan ‹stanbul’un ca/Ermenice olmas›n› kararlaflt›rm›flt›k. Bunun Ermeni Mimarlar›”. uygulamaya yans›mas› ise yaz› miktar›n›n %10’a

16 mimar•ist 2011/1 GÖRÜfi düflmesi demekti. K›sacas›, sanki kitap sayfas› nalar›n bir k›sm›n›n da yap›l›fl tarihlerine ulafl- gibi haz›rlanm›fl da sonradan büyütülerek duva- mak mümkün olmam›flt›. Bu nedenle zamandi- ra as›lm›fl izlenimi veren levhalara yer vermeye- zinsel bir s›ralama yapmak çok anlaml› de¤ildi. cektik. Bu tarz sergiler ziyaretçiyi yoruyor, bir Mimarlar›n ço¤u apartmandan okula, ifl han›n- süre sonra da yaz›lar okunmadan geçiliyordu. dan kiliseye kadar çeflitli tipte binalar yapm›fllar- Bizim üstünde duraca¤›m›z, görsel malzeme d›. Dolay›s›yla, bina tiplerine göre bir gruplama olacakt›, en baflta da foto¤raflar. yapmak ayn› mimar›n çeflitli levhalara ayr›lmas› Rum mimarlar›n binalar›n›n foto¤raflanmas› sonucunu getirecekti; ondan da vazgeçtik. Gör- için Aras Neftçi ile anlafl›ld›. Ermeni mimarlar›n sel yan› öne ç›kan bir sergi istedi¤imize göre, s›- binalar›n›n foto¤raflanmas›n› Galata Akademi- ralamay› da görsel bak›mdan birbirine uyan, si’nden ve onun d›fl›nda serbest foto¤rafç›lardan birbirini tamamlayan foto¤raflara göre yapt›k. oluflan kalabal›k bir ekip gerçeklefltirdi. Foto¤- Sadece birbiriyle herhangi bir ba¤lant›s› olan raflar›n sergiye haz›rlanmas›nda iki tasar›mc› ay- mimarlar›, örne¤in baba-o¤ul Dimadisleri ya da r› yollar tuttular. Metin Deniz görüntüyü bozan Petraki Kalfa ile o¤lu Viktor Adamandidis’i yan hemen her fleyi, telefon kablolar›n›, reklam lev- yana koyduk. halar›n›, klima ünitelerini bilgisayarda (tabii ola- bildi¤ince) temizleyerek binalar›n özgün görü- nümlerini geri getirmeye çal›flt›. Hatta öyle ki, “temizlenmifl” resimlerden birini gören bir dost “Bu bina yeni mi restore edildi?” diye sordu. Erkal Yavi ise bunun tam tersi bir yol tuttu. “Bu binalar› bu hale getiren biziz. Ziyaretçilere de bu çirkinlikleri gösterelim, konuya dikkatle- rini çekmifl oluruz” diyerek özgün foto¤raflarda hemen hiçbir “temizli¤e” gitmedi. Sadece baz› binalarda perspektif düzeltmesi yapmakla yetin- di. Rum mimarlar sergisinin MSGSÜ’de aç›l- mas›n›n bizim için önemli bir yan› vard›. Sergi- de yer alan Rum mimarlar›n yar›s›na yak›n› bu okulun mezunu idiler. Serginin tasar›mc›s› ve ‹stanbul Modern’deki Ermeni mimarlar ser- “Bat›l›laflan ‹stanbul’un küratörü olarak Metin Deniz ve ben de öyle. gisinde bafll›ca sorun bize ayr›lan yerin küçüklü- Rum Mimarlar›”. Sergi mekân›ndaki sabit panolara uymak zorun- ¤ü idi. 56 panoyu 200 m2lik bir alana s›k›flt›r- lulu¤u, sergi levhalar›n› standart, tek tip olarak mak zorunda kal›nd›. Bu serginin uygulamas›n› yapmaya olanak vermedi. Mevcut panolar›n üs- Ak›n Nalça / Terminal firmas› yerine getirdi. tüne sabitlemek üzere yükseklikleri 1,40 metre, Kendi üretimleri olan, yanlar›ndaki mafsallar- enleri 1,50, 1,85 ve 2,05 metre olan levhalar dan birbirine eklenerek istenildi¤i kadar uzat›la- üretildi. Bu levhalar bazen bir, bazen iki mima- bilen 1,50 m. eninde, 2,20 m. yüksekli¤inde ra ve binalar›na ayr›ld›. Baz› çok binas› olan mi- hareketli panolar üstüne foto¤raflar hiç aral›ks›z marlar da birden fazla levhaya yerlefltirildi. Elde s›vama olarak yap›flt›r›ld›. Böylece bütün sergi edilebilen az say›daki yaflamöyküsü ve portre fo- bafltan sona tek bir film fleridi gibi izlenebiliyor- to¤raf›, ilgili mimarlar›n levhalar›na eklendi. Yi- du. Ayn› kar›fl›k s›ralama burada da uyguland›¤› ne ulafl›labilen eski foto¤raflar ve mimarlar›n için sergiyi gezen ziyaretçiler sanki sokakta yü- yapt›¤› özgün çizimlere de levhalarda yer veril- rürken çeflitli binalar›n önünden geçiyormufl gi- di. Bu tür belgeleri elde etmemizde Atina’daki bi oluyorlard›. Panolar›n üstünde sadece mi- Küçük Asya Araflt›rmalar› Merkezi, Benaki Mü- marlar›n ve binalar›n adlar› yaz›l›yd›. Sergiye zesi - Neo-Helen Mimarisi Arflivi, araflt›rmac› iliflkin genel bilgi ve bulunabildi¤i kadar mimar- Bay Akilas Millas ve mimar Dr. Savvas Çilenis’in lar›n yaflamöyküleri giriflte hep bir arada, tek bir büyük yard›mlar› oldu. yüzey üstünde verildi. Serginin uygulamas› Atölye MD taraf›ndan yap›ld›. Mimarlar› ve binalar› yerlefltirirken Filmler epeyce zorland›k. Mimarlar›n hepsi yaklafl›k yüz Görsel anlat›m› daha da güçlendirmek amac›yla y›ll›k bir dönem içinde yaflam›fl ve eser vermifl- sergilere konuyla ilgili k›sa filmlerin de efllik et- lerdi. Üstelik birçok mimar›n do¤um-ölüm, bi- mesini istedik. Bu filmler sergi mekânlar›n›n bir

mimar•ist 2011/1 17 GÖRÜfi

köflesindeki ekranlarda sürekli olarak dönecekti. Kitaplar Rum mimarlar sergisi için filmi Arda Bengü ha- Çal›flmaya bafllarken sergileri 2010 y›l›n›n son- z›rlad›. Konu olarak Rum mimarlar›n belli bafll› lar›na do¤ru açmay›, y›l içinde de belirli aral›k- 7-8 binas› ele al›nd›, baflta da Yorgos Pasadeos larla konuyla ilgili konferanslar düzenlemeyi babas› mimar Aristidis Pasadeos’u, Nükhet Ci- planlam›flt›k. Daha sonra bu konferanslar›n ye- milli büyük dedesi Petraki Kalfa ile dedesi mi- rine her sergi için bir kitap-katalog ç›karman›n mar Viktor Adamandidis’i anlatt›lar. daha yararl› olaca¤› düflüncesinde birlefltik. Ermeni mimarlar sergisi için iki film haz›r- Böyle bir yay›n sergilerden sonra kal›c› olacakt›. land›. Reflat Fuat Çam ve Gökhan Bulut’un Sergilerle ayn› adlar› tafl›yan Ermeni mimarlar çekti¤i Bir fiatonun ‹ntibalar› ve Ümit K›- kitab›n› ben, Rum mimarlar kitab›n› da yine vanç’›n çekti¤i Rememberence/Yadigâr. Birinci benle Doç. Dr. Eva fiarlak birlikte yay›na haz›r- filmde 1980’lerde ö¤renci yoklu¤undan kapa- lad›k. Bu konuda da her iki serginin destekleme nan, zaman içinde harabe haline gelen ve bu- komiteleri bize çok yard›mc› oldular. Kitaplar günlerde restore edilmeye bafllanacak olan da sergiler gibi Türkçe, ‹ngilizce ve Yunan- Makruhyan Ermeni Okulu’nun serüveni eski ca/Ermenice olmak üzere üç dilde düzenlendi. ö¤rencileri ve ö¤retmenlerinin a¤z›ndan dile Rum mimarlar kitab›nda konuyla ilgili çal›flma- getiriliyordu. ‹kici filmde ise günlük yaflam için- lar› olanlar›n yazd›¤› 13, Ermeni mimarlar kita- de ve Civan Gasparyan’›n Kamança Blues par- b›nda da 9 makale yer al›yor. Ayr›ca her kitab›n ças› eflli¤inde üç Balyan camisi anlat›l›yordu. arkas›ndaki katalog bölümü de sergilerden seçi- len bina foto¤raflar›ndan olufluyor. Kitaplar çok k›sa bir sürede tükendi¤i için hemen ikinci bas- k›lar› yap›ld›.

Ziyaretçiler ve Bas›n, Olumlu/Olumsuz Elefltiriler Sergiler, yukar›da da belirtti¤im gibi, çok büyük ilgi gördü. ‹nsanlar yaflad›klar› flehirde, baz›s›- n›n zaman zaman, baz›s›n›n her gün önünden geçtikleri binalar› bu sergilerde görmekten, mi- marlar›n› ö¤renmekten mutu oldular. Daha ön- ce fark etmedikleri, pek de önem vermedikleri binalar›n önemini kavrad›lar. “Bu binay› tan›yo- rum, amcam onda oturur, demek onu bir Rum mimar yapm›fl!” türünden hayret ve memnuni- yeti birlikte tafl›yan ifadeleri s›k s›k duyduk, ser- gilerdeki ziyaretçi defterlerinde okuduk. Gazeteler ve yazarlar genelde sergileri be¤e- nerek olumlu yaz›lar yazd›lar. Hatta “Rumlar ya da Ermeniler olmasaym›fl ‹stanbul ‹stanbul olur muymufl?” ya da “Ermeni mimarlar›n eserlerini ç›kartt›¤›n›zda ‹stanbul’da tarihî bina ad›na pek bir fley kalm›yor”, “‹stanbul’u Ermeniler yap- m›fl diyebiliriz” benzeri abart›l› ifadeler de kul- lan›ld›. Kat›ld›¤›m iki televizyon program›nda da benzer de¤erlendirmeler yap›l›nca ben bu- nun çok do¤ru olmad›¤›n› söyleyerek, ‹stan- bul’un bugünkü mimari görünümünün sadece 19. yüzy›l binalar›ndan oluflmad›¤›n›, Roma, Bizans ve 19. yüzy›ldan önceki Osmanl› dö- nemleri mimarilerinin de flehre katk›s›n›n unu- Yeoryios Kuluthros, tulmams› gerekti¤ine dikkati çektim. Periklis Fotiadis ve ‹lginç yorumlardan biri de, bir s›n›f›m› Er- Dimitrios Panayotidis’e ait meni mimarlar sergisini gezmeye götürdü¤üm- panolar, “Bat›l›laflan ‹stanbul’un Rum de iki k›z ö¤rencimden geldi. Balyanlar›n yapt›- Mimarlar›”. ¤› camileri gördükten sonra “Bunlar herhalde

18 mimar•ist 2011/1 GÖRÜfi

önce kilise olarak yap›lm›fl, sonradan camiye fa. K›ssadan hisse: Sergileri görmeden, kitaplar› çevrilmifl, de¤il mi?” diye sordular. Müslüman okumadan elefltiri yapmaya kalkarsan böyle olmayan mimarlar›n cami gibi ‹slam’a ait bir bi- olur. na yapm›fl olabilece¤ine ihtimal vermiyorlard›. Osmanl› mimarisinin Rum ve Ermenilere Oysa sergilerin amaçlar›ndan biri tam da bunu mal edilmesi iddias› baflka bir bak›mdan da ko- göstermekti. Yani Osmanl› toplumunda yaflayan mik. Hem bunu ileri sürüyorlar, hem de arka- gayrimüslimlerin de o toplumun parçalar› oldu- s›ndan “Balyanlar... Osmanl› vatandafl› olarak ¤unu hat›rlatmak, o toplumun kültürünün ya- bu topraklara hizmet ettiler” diyerek kendi ken- rat›lmas›nda eflit paylar›n›n bulundu¤una, do¤- dilerine yan›t veriyorlar. Madem onlar da Os- ru olan›n onlar›n ‘öteki’ say›lmamas› gerekti¤i- manl›, o zaman kimin mimarisini kime mal edi- ne iflaret etmek... yoruz ki? Ayr›ca sergileri gezmeden ahkâm kes- Baz› gazeteler de sergilerin üzerine “atlad›- tikleri için onlarca binan›n üstündeki Rum ve lar” ve baz› “uzman”lar›n görüfllerine dayana- Ermeni mimar adlar›n›n da fark›nda de¤iller. rak kendi aç›lar›ndan elefltiriler getirdiler. Bal- Ama belli olmaz, bakars›n›z tutup o binalar› da yanlar asl›nda mimar de¤il müteahhitmifller, asl›nda Müslüman Osmanl›lar›n yapt›¤›n›, Rum onlara aitmifl gibi gösterilen (!) birçok bina as- ve Ermenilerin sonradan gelip üzerlerine kendi l›nda onlar›n de¤ilmifl, Osmanl› mimarisi unut- adlar›n› yazd›klar›n› ileri sürerler. Nas›l olsa di- turulmak isteniyor, Rum ve Ermenilere mal edi- lin kemi¤i yok. liyormufl. Biz bilinçli bir ad›m atarak toplumsal belle¤i flartland›r›yormufluz. Balyanlar›n, hem Bundan Sonras› de önemli müteahhitler olduklar› yeni bir fley Gösterilen ilgi, hem proje yöneticilerini sergile- de¤il ki, mimarl›k tarihiyle u¤raflan herkesin ri daha baflka yerlere tafl›nmas›n› düflünmeye malumu. Kitapta buna de¤inen makaleler de yöneltti, hem de yurtiçinden ve d›fl›ndan baz› var. Ama tabii konuflmadan önce okumak ge- kurum ve yöneticilerin davetlerine yol açt›. rek. Müteahhit olanlar›n ayn› zamanda mimar Bahçeflehir Üniversitesi bir yandan sergilerin olamayaca¤› gibi saçma bir varsay›ma ise ne de- Befliktafl kampusunda tekrarlanmas›n›, bir yan- nebilir?! dan da yurtd›fl›na götürülmesini olanaklar› öl- Sergideki baz› binalar›n Balyanlara ait olma- çüsünde desteklemeyi istiyor. Bu yaz› yay›mlan- d›¤› iddias›, anlafl›l›yor ki çok uzaklardan, sergi- d›¤›nda belki ilk sergi Befliktafl’ta aç›lm›fl olur. ler gezilmeden, kitaplar okunmadan yap›lm›fl; Yurtiçinde Ankara ve ‹zmir düflünülüyor. Yurt- üstelik eski sak›zlar›n tekrar çi¤nenmesinden d›fl›nda da Ermenistan’da Erivan, Yunanis- baflka bir fley de¤il. Ermeni mimarlar sergisinde tan’da Selanik (Mimarlar Odas›’n›n daveti), Ka- 24 Balyan binas›n›n foto¤raf› yer al›yor. Bu 24 vala, Volos ve Atina hedefler aras›nda. Daha da bina içinde, baz› “uzman”lar›n Balyanlara ait uzaklara gidilir mi, flimdilik bilmiyorum. Ama de¤ildir diye saya saya bitiremedi¤i bir sürü bi- neden olmas›n! nadan sadece 3 (evet yaz›yla üç) tanesi var: Be- yaz›t Kulesi, II. Mahmud Türbesi, bir de Har- Hasan Kuruyaz›c›, Y. Mimar, Ö¤r. Gör. Bahçeflehir Üniversitesi Mimarl›k ve Tasar›m Fakültesi biye Mektebi. Yani bizim, sergide “birço¤u Bal- yan ailesine ait” oldu¤unu “ileri sürdü¤ümüz” bina say›s› 3. Yani biz bu 3 bina ile “bilinçli bir ad›m” at›yor, “toplumsal belle¤i baz› konularda flartland›r›yoruz”. Geçelim! Bir de flu var: “Ne- den bu projenin üçüncü aya¤› ‹stanbul’un Türk mimarlar› de¤il”mifl (?!). Biz televizyon dizisi çekmiyoruz. O kadar merakl› olan art›k bi’ zah- met öyle bir sergiyi de kendisi yapar. Ama bu elefltirilerin doruk noktas›, bizim güya Sarkis Balyan’a mal etti¤imiz Hamidiye Camisi’nin Not: Rum Nikolaki Kalfa’n›n oldu¤u suçlamas›. Oy- 1. Bu çal›flman›n ilk ad›m› olarak dört makale yay›mlad›m: sa Ermeni mimarlar sergisinde böyle bir fley “‹stanbul’un Unutulmufl Mimarlar›”, ‹stanbul, say› 28 yok. Ama Rum mimarlar sergisinde Hamidiye (Ocak 1999), s.68-73; “‹stanbul’un Unutulmufl Mimarlar› Camisi yer al›yor, Nikolaki Celepis Kalfa’n›n 2”, ‹stanbul, say› 29 (Nisan 1999), s.68-73; “‹stanbul’un Unutulmufl Mimarlar› 3”, ‹stanbul, say› 30 (Temmuz eseri olarak. Üstelik Rum mimarlar kitab›nda da 1999), s.52-54; “‹stanbul’un Unutulmufl Mimarlar› 4”, bu konuda koskoca bir makale var, tam 14 say- ‹stanbul, say› 34 (Temmuz 2000), s.73-76.

mimar•ist 2011/1 19 ‹NCELEME Kültür Miras›m›z Afet Risklerine Ne Kadar Haz›rl›kl›? Haydarpafla Gar› Yang›n› Zeynep Gül Ünal - F. Deniz Gündo¤du

“Derin bilgi, gelen benzer olaylar da incelenerek anlat›lmaya s›k›nt›y›, s›k›nt› oluflmadan önce, çal›flacakt›r. Ayr›ca yang›n›n hemen sonras›nda tehlikeyi tehlike oluflmadan önce, ICOMOS/ICORP Uluslararas› An›tlar Sitler yok olmay› yok olmadan önce sezebilmektir...” Konseyi – Uluslararas› Risklere Haz›rl›k Komi- Chung ho chi, tesi, Türkiye komite üyelerinin giriflimleriyle The Book of Balance and Harmony bafllayan ve uluslararas› uzmanlardan oluflan bir ekip taraf›ndan haz›rlanmakta olan Rehabilitas- yon Çal›flmalar› S›ras›nda Kültür Miras›’n›n 9 Kas›m 2010 tarihinde Haydarpafla Ga- Korunmas› k›lavuzu hakk›nda da bilgi verile- 22r›’nda meydana gelen yang›n kültür miras›- cektir. m›z›n afet risklerine karfl› haz›rl›¤›nda kat etme- Çal›flmada, Haydarpafla Gar›’n›n yang›n son- miz gereken önemli mesafeler oldu¤unu bize ras›ndaki durumuna iliflkin veriler ‹stanbul V bir kez daha gösterdi. Bu çal›flmada, “Haydar- Numaral› Kültür ve Tabiat Varl›klar›n› Koruma pafla Gar› Yang›n›” olay› üzerinden, tarihÎ yap›- Bölge Kurulu Müdürlü¤ü’nün de¤erli yard›mla- lar›n afetlere karfl› zarar görebilirliklerinin azal- r›yla incelenmifl ve izinleriyle kullan›lm›flt›r. t›lmas› için afet öncesinde, afet s›ras›nda ve son- ras›nda yap›lmas› gerekenler, dünyada meydana “Haydarpafla Gar› Yan›yor” 28 Kas›m 2010 ö¤le saatlerinde, Haydarpafla Gar›’n›n onar›m› devam eden çat›s›nda ç›kan yang›n k›sa sürede yay›lm›fl ve söndürme çal›fl- malar› sonuçlanana kadar, çat›n›n denize bakan orta bölümü tamamen, sa¤ ve sol kanatlar›n ça- t›s› ise k›smen yanm›flt›r. Yang›n›n ulaflmad›¤› katlarda ise söndürmede kullan›lan su, önemli hasarlara neden olmufltur. Olaydan bir gün sonra, 29 Kas›m 2010’da, ‹stanbul V Numaral› Kültür ve Tabiat Varl›kla- r›n› Koruma Bölge Kurulu yap›da ayr›nt›l› bir inceleme gerçeklefltirmifltir. ‹lgili Bölge Kurulu Müdürlü¤ü’nün izni ile yürütülen bu çal›flma- n›n belgelerine göre, yang›n sonucunda çat›n›n tafl›y›c› metal konstrüksiyonunun önemli bir bölümünün yüksek ›s›ya ba¤l› olarak bozulma- ya u¤rayarak ifllevini yitirdi¤i, ayn› etkiye ba¤l› olarak tu¤la ve tafl yap› malzemelerinde bünye- sel bozulmalar meydana geldi¤i, ahflap yap› ele- manlar›n›n ve üst örtü kaplamalar›n›n tamamen yok oldu¤u görülmektedir. Yap›n›n simgesi olan tarihî saatin de büyük ölçüde zarar gördü- Yang›n s›ras›nda büyük ¤ü gözlenmifltir. Yap›da yang›na ba¤l› oluflan hasar gören ve k›smen yüksek ›s›n›n ve yang›n› söndürme ve so¤utma yok olan üst örtü. çal›flmalar› s›ras›nda s›k›lan bas›nçl› suyun, bi- (‹stanbul V No.lu KTVK Bölge Kurulu Müdürlü¤ü rinci, ikinci ve üçüncü katlarda denize bakan Arflivi) pencere camlar›nda ve ahflap do¤ramalarda ha-

20 mimar•ist 2011/1 ‹NCELEME sara neden oldu¤u da görülmektedir. Söndür- me çal›flmalar›nda kullan›lan bas›nçl› su, döfle- me ve tavanlardaki ara katmanlarda su havuz- cuklar›n›n oluflmas›na ve buna ba¤l› rutubet so- runlar›na ve özellikle de kalem ifli tavan beze- melerinde bozulmalara neden olmufltur. Sön- dürme çal›flmalar›nda kullan›lan ve cephe mal- zemesi taraf›ndan emilen deniz suyunun içeri- ¤inin de, özellikle uzun vadede donma-çözün- me-donma ve buharlaflma döngüleri s›ras›nda cephe tafllar›na zarar verece¤i öngörülmektedir.

Haydarpafla Gar›’n›n Önemi Haydarpafla Gar›, özellikle Anadolu’dan trenle ‹stanbul’a gelen insanlar›n kent ile ilk temas noktas›d›r. Görkemli yap›s›, konumu, demiryo- lu ile denizyolunu muhteflem bir harmoni ile bütünlefltiren mimarisi onu döneminin di¤er tarihî yap›lar› aras›nda farkl› bir noktaya koy- maktad›r. Mimari özelliklerine ba¤l› olarak edindi¤i somut mimari miras niteli¤i d›fl›nda simgesel anlam›, kullan›c›lar ile yap› aras›nda kurulan ba¤ ve haf›zalarda ‹stanbul ile örtüflen imgesi, yap›y› soyut miras de¤erleri aç›s›ndan da eflsiz k›lmaktad›r. 1908 y›l›nda hizmete aç›lan gar binas›, Al- man neoklasik stiline sahip çelik karkas tafl›y›c›l›, volta döflemeli bir yap›d›r. Her biri 21 metre uzunlu¤unda 1100 adet suya karfl› izole edilmifl ahflap kaz›k üzerine infla edilmifltir. Özgün çat› kaplamas› arduvaz olup köfle kuleleri örten ko- Çat› konstrüksiyonunun nik örtüler, bulonlarla ba¤lanm›fl çelik strüktür- yanan ahflap elemanlar›. lerle tafl›nmaktad›r. Çat› strüktüründe ahflap makaslar da kullan›lm›flt›r (Salman, 1994). Haydarapafla Gar› çat›s›n›n yanan bölümünün 1917’de bir sabotaj sonucu çat›s›n›n tamam› yang›ndan bir gün sonraki imha olmufl, di¤er bölümleri hasar görmüfltür. durumu. Yanan çat›, bu dönemde eskisinden farkl› bir formda imal edilen çat›d›r. 1976-1983 aras› ge- Söndürme çal›flmalar› sonucunda hasar gören nifl çapl› bir restorasyon geçirmifltir. kalem ifli tavan. Haydarpafla Gar›, Gayrimenkul Eski Eserler ve An›tlar Yüksek Kurulu’nun 10.11.1979 gün (‹stanbul V No.lu KTVK 11609 say›l› karar› ile tescillenmifl, ‹stanbul II Bölge Kurulu Müdürlü¤ü Arflivi) Numaral› Kültür ve Tabiat Varl›klar›n› Koruma Kurulu’nun 21.08.1997 gün 4542 say›l› karar› ile koruma grubu I olarak belirlenmifltir. Haydarpafla Gar Binas›, sadece kültür miras› olmas› nedeniyle de¤il, fonksiyonu ve konumu- na ba¤l› olarak stratejik bir öneme de sahiptir. Yap›, hem tren gar›, hem de TCDD Genel Mü- dürlü¤ü 1. Bölge Müdürlü¤ü Ana Binas› ve Haydarpafla Gar Binas› olarak kullan›lmaktad›r. 2009 verilerine göre, Haydarpafla Tren Ga- Hasar gören üst örtü ve r›’ndan 25.324.000 banliyö yolcusu, saat. 3.704.213 ana hat yolcusu tafl›nm›flt›r. Yani gün (Foto¤raf: Z. Gül Ünal)

mimar•ist 2011/1 21 ‹NCELEME

içinde yaklafl›k 80.000 “geçici kullan›c›” olarak 1995 Japonya Büyük Hanshin-Awaji (Kobe) tan›mlanan “yolcu” taraf›ndan kullan›lmakta- Depremi ve Yang›nlar› d›r. Yo¤un saatlerde sadece ana hat yolcu say›s› Japonya Kobe’de 1995 y›l›nda meydana gelen 3000’i geçmekte olup, seferlerin çak›flt›¤› saat- ve “Kobe Depremi” olarak an›lan 7,3 (JMA öl- lerde banliyö ve ana hat yolcu say›s› 5000 kifliyi çe¤i) büyüklü¤ündeki deprem ve tetikledi¤i aflmaktad›r (www.tcdd.gov.tr). yang›nlarda, yaklafl›k 5452 kifli öldü, 34.492 ki- Haydarpafla Gar›’n›n önemli bir ulafl›m yap›- fli yaraland›, 250.000 bina ise tamamen ya da s› olmas› ve yo¤un kullan›m› nedeniyle, herhan- k›smen y›k›ld› veya yand›. Olayda meydana ge- gi bir do¤al ya da insan kaynakl› afet s›ras›nda len ölümlerin % 12’si depreme ba¤l› idi (Kobe serviste kalacak güvenlik ve acil durum dona- City Profile, 2006). n›mlar›na sahip olmas› büyük önem tafl›makta- Kobe geleneksel konut dokusu, ahflap yap›- d›r. Yine “geçici kullan›c›” olarak tan›mlanan ve lardan oluflmaktayd›. Geleneksel yap›lar ve tari- yap›n›n tüm niteliklerini bilmeyen yolcu say›s›- hî doku, “Yap› Standartlar› Yasas›” ve “Kent n›n fazlal›¤› afet s›ras›nda özellikle can kayb›n›n Planlama Yasas›” standartlar›n› tafl›m›yordu. artmas›na neden olabilecek negatif bir etmen Gerçekte, Japonya’da Kobe depremine kadar olarak görülmektedir. Tüm bu veriler Haydar- oldukça mükemmel bir yang›n söndürme siste- pafla Gar›’n›n yang›n, deprem vb. afetlere karfl› mi oldu¤u düflünülmekteydi ve yang›nlar fela- korunmas› için afet meydana gelmeden önce ket boyutuna ulaflmadan müdahale edilebilen önlem al›nmas›n›n önemini ve gereklili¤ini gös- olaylar aras›ndayd›. Kobe depreminde y›k›lan termektedir. yap›lar hemen hemen tüm yollar› bloke etti. Yang›n ç›kan noktalara ulaflmay› baflaran itfaiye Dünyada Tarihî Yap› ve Çevrelerde Meydana birimleri ise hidrantlara ulaflan su sisteminin Gelen Yang›nlar, Al›nan Önlemler deprem s›ras›nda hasar görerek devre d›fl› kal- Birçok ülke için yang›n, tarihî çevre ve yap›lar› mas› nedeniyle yang›na müdahale edemediler. Sonuçta, çok say›da afetzede enkazlarda yana- Kobe depreminden sonra tehdit ve tahrip eden bafll›ca afetlerden biridir. rak can verdi ve geleneksel ahflap yap›lar dep- kentin geleneksel Afla¤›da, tarihî çevre ve yap›lar›n yok olmas›na rem s›ras›nda yanarak yok oldu. dokusunu yang›nlara karfl› neden olan yang›nlar ve sonras›nda al›nan ön- korumak için haz›rlanan Depremden k›sa bir süre sonra Kobe’de, lemler, Haydarpafla Gar› yang›n› sonras›nda da “Kobe Yang›n Risk özellikle yang›n ve deprem taraf›ndan tetikle- Yönetimi Projesi”. al›nabilecek önlemlere de örnek olmas› aç›s›n- nen yang›nlara karfl›, “Yang›n Risk Yönetimi” (Okubo, 2010:55) dan özetlenmifltir. çal›flmas› bafllat›ld›. Kyoto ‹tfaiye Bölümü, Bafl- bakanl›k Ofisi, Arazi, Altyap›, Tafl›mac›l›k ve Turizm Bakanl›klar› ve Afetlere Karfl› Kültür Miras›n›n Korunmas› Organizasyonu gibi STK’lar bu çal›flma için bir araya geldiler. Ha- z›rlanan plana göre, öncelikle yang›n söndürme sistemleri güncellendi. Önemli nitelik tafl›yan Kodaiji Tap›na¤› gibi tarihî tap›naklar›n çevresi- ne ve geleneksel konut dokusu içinde uygun noktalarda yeralt›na büyük su tanklar› gömül- dü. Tüm sokaklarda otomatik ya da elle devreye sokulabilen ya¤murlama sistemleri kuruldu. So- kak kotunun alt›nda kalan Kaom Nehri (Kamo- gawa) k›y›s›yla bu kot aras›nda ulafl›m sa¤layan merdivenler yap›ld› ve buradan sokaklara su pompalayacak pompa sistemleri oluflturuldu. Yang›n söndürme hortumlar›n›n uçlar›na ço- cuklar›n ve yafll›lar›n bile kullanabilecekleri nite- likte suyun bas›nc›na ba¤l› geri tepmeyi önleyen özel tetik sistemleri kuruldu. Bu sistemler, 2007 y›l›nda tamamland›.1 Tüm bu altyap› ve teknik çal›flmalar tamamland›ktan sonra mahalle gönüllüleri sistemi oluflturarak bu gönüllülere yang›n önleme ve meydana gelmesi durumunda

22 mimar•ist 2011/1 ‹NCELEME söndürme dersleri verildi. Aral›kl› düzenlenen lacak çal›flmalarda yap› tarihî bir nitelik tafl›sa bi- tatbikatlarla da bilgilerin güncellenmesi sa¤lan- le bu öncelik s›ras› de¤iflmez ve söndürmeye d› (Okubo, 2010:49-59). fiu anda Japonya’da, ba¤l› oluflacak hasarlara iliflkin endifleler birinci risk alt›ndaki kültür miras› alanlar›nda bu çal›fl- planda düflünülmez. malar›n yayg›nlaflmas›na yönelik giriflimler de- Haydarpafla Gar› yang›n› örne¤i incelendi- vam etmektedir. ¤inde yang›n söndürme çal›flmalar›n›n, yap›ya en az yang›n›n kendisi kadar zarar verdi¤i görü- 1992 ‹ngiltere Windsor fiatosu Yang›n› lür. Bu nedenle tarihî bir yap›da yang›n gibi bir Tarihî yap›lar›n onar›mlar› s›ras›nda meydana afetin etkilerini azaltabilmek için öncelikli ola- gelen en önemli yang›n afeti örneklerinden biri rak yap›lmas› gereken, afetin meydana gelmesi- 1992 y›l›nda ‹ngiltere’de Windsor fiatosu’nda ne neden olabilecek tüm sebeplerin ortadan meydana gelen yang›nd›r. Tarihî yap›n›n onar›- kald›r›lmas›, buna ra¤men önlenememesi duru- m› s›ras›nda ç›kan yang›n, yap›n›n savunmas›z munda da en k›sa sürede müdahale edilmesinin kald›¤› ve onar›mlar s›ras›nda normalden daha sa¤lanmas›d›r. fazla yan›c›, parlay›c› madde bar›nd›rmas› nede- niyle yang›n riskinin artt›¤› özel durumlardan biridir (Bukowski & Nuzzolese, 2009). Wind- sor fiatosu’nda bir ayd›nlatma armatürünün perdeyi yakmas›yla bafllayan yang›n› 200 itfaiye- ci, 15 saat boyunca 570 dekalitre su s›karak söndürebilmifltir. 48 milyon dolardan fazla ha- sar oluflmufl ve tarihî yap›n›n önemli bir bölümü de yang›nda büyük hasar alm›flt›r. Bu yang›n›n felaket düzeyine ulaflmas›na yol açan ana et- menler; çal›flma ortam›nda gerekli güvenlik ön- lemlerinin al›nmay›fl›, inflaat alan›na eriflimin en- gellenmifl olmas› ve yang›n alarm› ya da otoma- tik söndürme sistemlerinin bulunmay›fl› olarak özetlenebilir (Moore, 2000). Tarihî yap›larda yang›n riskinin daha yüksek 1992 y›l›nda ‹ngiltere’de Tarihî Çevre ve Yap›larda Afet Risk Yönetimi oldu¤una iliflkin yayg›n bir inan›fl olmakla bir- Windsor fiatosu’nda meydana gelen yang›nda Son dönemlerde dünyada yaflanan afetlerin sa- likte buna iliflkin bir kan›t yoktur (Kidd, yap›n›n önemli bir bölümü y›s›n›n ve etki alan›n gittikçe geniflledi¤i, buna 1995:12). Buna ra¤men tüm dünyada tarihî ya- ve içindeki orijinal ba¤l› olarak afetlerde zarar gören kültür miras› p›lar yang›na maruz kalmakta ve yok olmakta- mobilyalar hasar say›s›nda da önemli art›fllar oldu¤u görülmekte- d›r. Bu olaylar incelendi¤inde görülen ortak te- görmüfltür (Moore, 2000). dir. Bu durum kültür miras›n›n korunmas›nda mel sorunlar afla¤›daki gibi s›ralanabilir: ve meydana gelen zararlar›n azalt›lmas›nda “Ta- • Tarihî yap›lar›n infla edildi¤i tarihlerde rihî Çevre ve Yap›lar ‹çin Afet Risk Yönetimi” yang›na karfl› koruma önlemlerine iliflkin ça¤dafl çal›flmalar›n›n en k›sa zamanda haz›rlanarak uy- kodlara sahip olmamalar› ve günümüzde yap› gulamaya konmas›n›n büyük önem tafl›d›¤›n› ile çevrelerin buna adapte edilmesinde yaflanan göstermektedir.2,3,4 sorunlar, ‹statistiklere göre “yang›n” kültür miras›n›n • Tarihî yap›lar›n onar›mlar› s›ras›nda kulla- en fazla zarar gördü¤ü afet türleri aras›nda ilk n›lmas› gereken tehlikeli maddelerin bilinçsiz s›ralarda yer almaktad›r. 1992 ‹ngiltere Wind- kullan›m›, yang›n uyar› sistemlerinin özellikle s›- sor fiatosu Yang›n›, Bhutan 1998 Taktshang Ti- cak çal›flma yap›ld›¤› ya da elektrifikasyon sistemi ger Nest Manast›r› yang›n›, 2008 Güney Kore vb. sistemlerinin de¤ifltirildi¤i risk katsay›s› yük- Sungnyemoon Tap›nak Yang›n› bu durumu ka- sek onar›mlar s›ras›nda devre d›fl›nda b›rak›lmas›, n›tlayan önemli örneklerden baz›lar›d›r. Bir ya- • Tarihî yap›lar›n onar›m›nda çal›flan ekiple- p›da yang›n›n ç›kmas› durumunda öncelik, can rin onar›mlar s›ras›nda meydana gelebilecek ve mal kayb›na neden olmadan ve yay›lmadan yang›n, kaza gibi olas› acil durumlara karfl› ha- yang›n›n en k›sa sürede söndürülmesidir. Tüm z›rlanm›fl acil durum müdahale prosedürlerinin afet müdahale protokollerinde öncelik can kur- olmamas› ya da bu prosedürleri dikkatli takip tar›lmas›d›r. Bu nedenle bir afet olan yang›n etmemeleri, gerekli e¤itim almadan çal›flmaya için de söndürmenin sa¤lanmas› amac›yla yap›- bafllamalar›,

mimar•ist 2011/1 23 ‹NCELEME

• Özellikle tarihî yap›larda, yap›n›n kiflisel raf›ndan yerel koflullara adapte edilerek uygu- yang›n önleme sisteminin olmamas› ya da yeter- lanmaktad›r. siz oluflu, bu müdahalenin merkezden gelmesi- Miras yap›lar›n afetlere karfl› korunma çal›fl- nin beklenmesi nedeniyle zaman faktörünün malar› kapsam›nda, binalar›n yap›m sistemleri hayati önem tafl›d›¤› afet durumlar›nda can ve ve uygulanan her türlü müdahaleye iliflkin tek- mal kayb›n› art›rmas›, nik bilgiler özellikle müdahale aflamas›nda ha- • Tarihî çevrelerde yol dokusunun araç trafi- yati önem tafl›maktad›r. Bu durumun öneminin ¤ine uygun olmay›fl› nedeniyle müdahale ekip- bilinmesi ‹skoçya’da kültür varl›klar›n›n yang›- lerinin olay yerine kentin ça¤dafl mahallelerine na karfl› korunmas›nda itfaiyecilerin acil durum- göre daha geç ulaflabilmesi, larda kullan›m› için bir veritaban› oluflturulma- • Yang›n e¤itimi ve bilincinin olmamas› du- s›n› sa¤lam›flt›r. Oluflturulan veritaban›nda tari- rumunda yap› kullan›c›lar›n›n da yang›na müda- hî yap›n›n tescil bilgileri d›fl›nda; yap›m sistemi, halede gecikmeleri, malzemeleri ve geçirdi¤i onar›mlara iliflkin gün- • Özellikle müze, kütüphane, ulafl›m yap›la- cel teknik bilgiler yer almaktad›r. Tescilli bina- r› gibi birçok tarihî yap›n›n nitelikleri nedeniyle lardaki olaylara müdahale aflamas›nda olay yeri- “geçici kullan›c›” ad› verilen kullan›c›lara hiz- ne gidecek personele ya bas›l› doküman olarak met vermesi, bu kullan›c›lar›n yap›y› tan›mama- ya da araca yüklü veri sistemi ile yap›lara iliflkin lar›, yap›da gerekli acil durum yönlendirmeleri- bilgi verilir. Günümüzde acil durumda müda- nin olmamas› gibi nedenlere ba¤l› olarak müda- haleye gidilen binaya iliflkin verinin kullan›lma- halede gecikilmesi ya da buna katk›da buluna- s›, itfaiye hizmetlerinin uygulama prosedürleri- mamalar›, nin ayr›lmaz bir parças›d›r (Coull, 2007). • Tarihî yap›larda yeniden ifllevlendirme du- ‹skoç itfaiyesinde, tarihî yap›larla ilgili koor- rumunda yeni ifllevin yang›n risklerini art›r›c› et- dinasyonun sa¤lanmas› için ayr›ca bir miras ko- kisinin göz önünde bulundurulmamas›. ordinatörü atanm›flt›r. Koordinatör her birimle Yang›na maruz kalan kültür miraslar› üzeri- ayr› ayr› toplant› yaparak, yap›lar›n tarihî özel- ne yap›lan “neden”e iliflkin araflt›rmalar, önleme likleri ile zay›fl›klar›n› ve yang›nla savafl›n getir- çal›flmalar› s›ras›nda yap›lmas› gerekenler için de di¤i özel riskleri göz önüne alarak en uygun bir k›lavuzu niteli¤i tafl›maktad›r. Yukar›da yer yöntemin kullan›lmas›n› sa¤lamaktad›r. ‹skoçya alan maddeler genelde tüm tarihî yap›larda kar- ‹tfaiyesi Miras Koordinatörünün her bir itfaiye fl›lafl›lan yang›n ve buna ba¤l› hasar nedenleri birimi ile ba¤lant›s› vard›r (Coull, 2007). olup bunlar›n dikkate al›narak ve gelifltirilmesi ile oluflturulacak “afet risk yönetim plan›”1 za- Son Söz rarlar›n azalt›lmas›na olanak sa¤layacakt›r. Gü- Haydarpafla Gar› yang›n›, kültür miras›n›n yan- nümüzde bu konuda önemli yollar kat eden or- g›nlara karfl› korunmas›na iliflkin uluslararas› bir ganizasyonlar bulunmaktad›r. giriflimin bafllamas›na da vesile oldu. Haydarpa- Bu çal›flmalardan en genifl uygulama alan› fla Gar› yang›n›n›n hemen sonras›nda, ICO- bulanlardan biri, NFPA-Ulusal Yang›n Önleme MOS/ICORP Uluslararas› An›tlar Sitler Kon- Birli¤i taraf›ndan “NFPA 909” olarak adland›r›- seyi – Uluslararas› Risklere Haz›rl›k Komite- lan “Kültürel Kaynaklar›n Korunmas› Yasas›”d›r si’nin üyelerine haber, web ortam›ndan ulaflt›- (NPFA 909: Code for the Protection of Cultural r›ld›. Do¤al ve insan kaynakl› afetler ile silahl› Resource Properties - Museums, Libraries and çat›flma durumlar›nda kültür miras›n›n korun- Places Worship). Bu yasa, müze, kütüphane, mas› konusunda uzmanlar›n bir araya geldi¤i ibadethane ve kültürel varl›klar› kapsar. Kültür uluslararas› komitenin üyeleri, haberin hemen varl›klar›nda karfl›laflt›¤›m›z tekil yang›n güven- sonras›nda konu üzerinde fikir al›flverifline bafl- li¤i sorunlar›n› tan›mlayarak tarihî veya kültürel lad›. ICORP baflkan› Rohit Jigyasu, Herb Sto- iflletmelerden sorumlu kiflilerin etkin yang›n gü- vel, Dinu Bumbaru, Richard Hughes ve Z. Gül venli¤i yöntemlerini kullanmalar› konusunda Ünal’›n web üzerinden yapt›¤› toplant›lar sonu- yönlendirilmeleri için bir dizi öneri sunar. Bu cunda konunun ICORP üyelerinin büyük ço- yasa, kültür miras›n›n korunmas› için getirilmifl ¤unlu¤unun kat›laca¤› 12-14 Aral›k 2010 tari- bir dizi yasan›n birlefltirilerek gelifltirilmesi ile hinde Timphu Bhutan’da düzenlenen Afet Yö- oluflturulmufltur. Kültür varl›klar› ile içerdikleri netimi ve Kültür Miras› Uluslararas› Konferans› miras›n kapsaml› bir yang›n güvenli¤i program› s›ras›nda ele al›nmas›na karar verildi. ICORP ile yang›ndan korunmalar›n› amaçlar (Moore, üyeleri, 13 Aral›k 2010 tarihinde “Haydarpafla 2000). Günümüzde NFPA 909, birçok ülke ta- Gar› Yang›n›” özel gündemi ile ICORP Baflkan›

24 mimar•ist 2011/1 ‹NCELEME

Rohit Jigyasu, Kanefusa Masuda, Christopher 4. Haziran 2005’te Japonya, Kobe, Hyogo’da Marrion, Robyn Riddett, Kai Weise, Richard gerçeklefltirilen Risk Azalt›m› Dünya Konferans›’nda, dünyada do¤al tehlikelerden kaynaklanan riskin azalt›lmas› Hughes, Stephen Kelly, Zeynep Gül Unal, ve dünyan›n daha güvenli bir yer haline gelmesi amac›yla Meltem Vatan, Randolph Langenbach’›n kat›- on y›ll›k bir plan kabul edilmifltir. 2005-2015 y›llar› aras›nda gerçeklefltirilecek risk azalt›m› çabalar›n›n global l›mlar›yla topland›. Toplant› sonunda, ARUP- bir plan› olan Hyogo Faaliyet Çerçevesi’nin amac›, 2015 tan Yang›n Strateji Uzman› Chris Morion bafl- y›l›na kadar afetlerdeki can kayb›n›n ve topluluklar›n, kanl›¤›nda bir çal›flma grubu oluflturulmas›na ülkelerin sosyal, ekonomik ve çevresel varl›klar›n›n kayb›n›n önemli ölçüde azalt›lmas›d›r (Coppola, 2007). karar verildi. Grup çal›flmalar›na bafllad› ve Ocak 2011’de “Rehabilitasyon Çal›flmalar› S›ras›nda Kaynakça: • Bukowski, R. W., Nuzzolese, V. (2009) “Performance- Tarihî Yap›lar›n Yang›na Karfl› Korunmas›” reh- based Fire Protection of Historical Structures”, Fire berinin tasla¤› tamamland›. Technology, Springer Science+Media, LLC, Say› 45, s.23- Kültür miras›n›n afet risklerine karfl› korun- 42. • Coppola D. P. (2007) Introduction to International mas› ve afet risk yönetimi çal›flmalar›n›n yayg›n- Disaster Management, Elsevier Inc., Oxford, London, s.5. l›k kazanarak makro ve mikro ölçekte uygula- • Coull, M. (2008) “Scottish Historic Buildings National Fire Database Annual Report: 2007-08”, Scottish Fire maya geçecek yönetim planlar›n›n oluflturulma- Services, UK (http://www.frsug.org/reports). s›, yerine konulmas› imkâns›z kültür de¤erleri- • Kad›o¤lu, M. (2008) “Küresel ‹klim De¤iflikli¤i ve mizin uzun y›llar varl›klar›n› sürdürmesine ola- Uyum Stratejiler”, s.69-94, Kar Hidrolojisi Konferans›, 27-28 Mart, 2008 DS‹ VII. Bölge Müdürlü¤ü Erzurum. nak sa¤layacakt›r. • Kidd, S. (1995) Heritage Under Fire: A guide to the protection of historic buildings, Fire Protection Association, Zeynep Gül Ünal, Yrd. Doç. Dr. London. YTÜ Mimarl›k Fakültesi Mimarl›k Bölümü • Kobe City Profile (2006) Pacific Disaster Center, F. Deniz Gündo¤du, Y. Mimar Earthquakes and Megacities Initiative, April, 2006, VII No.lu Kültür ve Tabiat Varl›klar›n› Koruma Bölge Kurulu Müdürlü¤ü emi.pdc.org/cities/CP-Kobe-April-06.pdf. • Kösebay, Y. (2010) “Yang›n Sonras› Haydarpafla Gar›’na Notlar: Nas›l Yaklafl›lmal›?”, http://kentvedemiryolu.com 1. Afet ve risklerinin yönetimine iliflkin baz› temel tan›mlar • Moore, W. D. (2000) “Protecting our Cultural flöyledir: Heritage”, NFPA Journal, Nov/Dec, FindArticles.com. Afet; insanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kay›plara 29 Jan, 2011, neden olan, normal yaflam› durdurarak veya kesintiye http://findarticles.com/p/articles/mi_qa3737/is_20001 u¤ratarak toplumlar› etkileyen ve yerel imkânlar ile bafl 1/ ai_n8926431/ edilemeyen her türlü do¤al, teknolojik veya insan kaynakl› • 2009 UNISDR Terminology on Disaster Risk tüm olaylard›r. Afet, bir olay›n kendisi de¤il; bazen Reduction (2009) International Strategy for Disaster beklenen bazen de aniden do¤urdu¤u bir sonuçtur (ISDR, Reduction, United Nations. 2010). • Okubo, Takeyuki (2010) “District extending from Afet riski; belli bir toplumda, belli bir zamanda meydana Kiyomizu Temple to Kodaiji Temple-Fire Disaster gelebilecek olan can, mal, hizmet, sosyal yaflam gibi Mitigation Project in Historic Area around Sanneizaka”, potansiyel afet kay›plar›d›r (UNISDR, 2009). Ritsumeikan University, Cultural Heritage Disaster Afet risk yönetimi; tehlikelerin etkilerinin ve afet Mitigation Studies, 2010. olas›l›¤›n›n azalt›lmas› amac›yla idari yönetmelikler, • Salman, Y. (1994) “Haydarpafla Gar›”, Dünden Bugüne organizasyonlar, operasyonel becerileri kullanarak strateji, ‹stanbul Ansiklopedisi, c.4, s.30, Kültür Bakanl›¤› ve Tarih ilke uygulanmas› ve afetle bafla ç›kma kapasitesinin Vakf› Ortak Yay›n›, ‹stanbul. art›r›lmas›d›r. Afet risk yönetimi, önleme, koruma ve • www.tcdd.gov.tr/upload/files/contentFiles/2010/ haz›rl›k için al›nan önlemler ve yap›lan etkinliklerle istatistik/5 yilliktasimasonuc.pdf tehlikelerin kötü etkilerinden kaç›nmay› veya bu etkileri • http://www.haydarpasagar.com azaltmay› amaçlar (UNISDR, 2009). 2. 11 Aral›k 1987’de, Birleflmifl Milletler Genel Kurulu How Prepared is Our Cultural Heritage against Disaster taraf›ndan 1990’lar, “Uluslararas› Do¤al Afet Azaltma Ony›l›” olarak ilan edilmifltir. Amac›, özellikle geliflmekte Risks? Fire at Haydarpafla Train Station olan ülkelerde, do¤al afetlerden kaynaklanan kay›plar›n The fire at ‹stanbul Haydarpafla Train Station has showed us once more that we azalt›lmas› için harcanan çabalar›n uluslararas› have a long way to go in the process of preparing our cultural heritage against koordinasyon içinde olmas›n› teflvik etmek, Birleflmifl Milletler üyesi ülkelerin do¤al afetlerin olumsuz etkilerini disaster risks. Turning this unfortunate event into an opportunity for our heritage; önlemek veya azaltmak için mevcut kapasitelerinin actions to be taken before, during and after a disaster in order to reduce the art›r›lmas› ve do¤al afetlerin etkilerinin azalt›lmas› için vulnerability of historic buildings by means of analyzing similar events that have mevcut bilim ve teknolojinin uygulanabilmesi için ana hatlar› oluflturmakt›r (Coppola, 2007). occurred in the world are explained in the article. Furthermore, some information 3. 27 May›s 1994’te, Japonya Yokohama’da are given on the Guide for the Protection of Cultural Heritage during gerçeklefltirilen Do¤al Afet Önleme, Haz›rl›k ve Hasar Rehabilitations, which is being prepared by a team of international experts. Azaltma Dünya Konferans›’nda, Yokohama Stratejisi’nin Harekât Plan› kabul edilmifltir. Bu strateji, do¤al afetlerden This initiation has been started straight after the Haydarpafla Fire, by kaynaklanan can ve mal kayb›n›n azalt›lmas› yolunda ICOMOS/ICORP-International Council of Monuments and Sites/International yap›lmas› gerekenler için sa¤lam bir çerçeve çizmesinin Council of Risk Preparedness, Turkish Committee. Data on the situation of yan› s›ra, uluslararas› ortak strateji belirlenmesi, bu mücadelede geliflmekte olan ülkelere yap›lacak mali, Haydarpafla Train Station after the fire have been studied and used by the teknolojik ve bilimsel yard›m›n niteli¤i ile ilgili somut bir permission of the Directorate of ‹stanbul 5th Regional Council for Preservation of örnek oluflturmas› aç›s›ndan önem tafl›maktad›r (Coppola, Cultural and Natural Heritage. 2007).

mimar•ist 2011/1 25 ‹NCELEME Buca Konutlar›nda Mahremiyet Düzeyi* Sevde Korkmaz - Emine Köseo¤lu

uca, ‹zmir’in tarihinde ve fiziksel yap›s›nda ve mahremiyet kademelenmelerini oluflturmufl, BBözel bir yeri olan bir yerleflimdir. Tarihsel fiziksel çevre ile ba¤lar›n› kurgulam›flt›r. süreç içerisinde toplumlar›n k›r›lma noktas›n› Her konut, kullan›c›n›n istek ve ihtiyaçlar›na oluflturan savafl sonras› göçler, endüstri devrimi cevap verebilmeli ve mahremiyet gereksinimleri- gibi siyasi ve ekonomik olaylar Buca yerleflimi- ni karfl›layabilmelidir. Mahremiyet gereksinimleri nin oluflumunu etkilemifltir. Buca’n›n toplumsal kültürün alt bileflenleri olan inançlar, yaflam bi- yap›s› de¤iflik ›rk ve mezheplere ait birçok etnik çimleri, gelenekler gibi faktörlerle iliflkilidir. grubu bar›nd›r›r. Bu toplumsal yap› içinde Buca konutlar›n›n biçimlenmesinde özellikle Türk, Rum, Ermeni ve Musevilerin yaflam tarz- mahremiyet olgusu çok önemli bir etken olmufl- lar›n›n birbirine yak›n oldu¤u, Avrupal› tüccar- tur. Buca toplumunun, kendi kültürünü yaflad›¤› lar›n oluflturdu¤u Levantenlerin ise, bu gruptan mekâna yans›tmas›yla gündelik yaflant›da farkl› daha farkl›, Avrupai bir yaflam tarz›na sahip ol- mahremiyet gereksinimleri oluflmufl ve bu gerek- duklar› konut yap›lar›ndaki farkl›l›klardan anla- sinimler Buca konutlar›n›n, sokaklar›n›n k›sacas› fl›lm›flt›r. kent dokusunun biçimlenmesinde önemli bir rol Yerleflimin fiziksel geliflimine iliflkin Erpi oynam›flt›r. Bunun yan› s›ra iklimsel koflullar, ya- (1987), “kuzeyden güneye geliflim göstermekte- p› malzeme ve teknolojisi gibi çevresel faktörle- dir” tan›mlamas›n› yapmaktad›r. Tarihsel yerle- rin de etkisi unutulmamal›d›r. flim geneline bak›ld›¤›nda, güney alanlarda gerek Makalenin amac›, Buca’da mahremiyet olgu- mimari kurgular›, gerekse sistem ve malzeme sunun yerel halka ait konutlar özelinde konut gi- tercihleri (y›¤ma sistem ve kâgir malzeme) ile rifllerinin ve konut cephelerinin sokak ile olan Bat›l› bir mimari yaklafl›m gözlenmektedir. Gü- iliflkileri ba¤lam›nda oluflum biçimlerini belirle- neyde konumlanm›fl Levantenler ile Rum, Mu- mektir. sevi ve Ermeni az›nl›¤›n birlikte oluflturduklar› bu mimari doku günümüzde de hissedilir nite- Mahremiyet liktedir. Yerleflimin kuzey yönünde yer ald›¤› bi- Rapoport’a göre (1977) mahremiyet, etkileflim- linen Türk yaflama alanlar›na ait ahflap yap›lardan leri kontrol etme ve istenmeyen etkileflimleri oluflan mimari dokunun ise süreç içinde yok ol- gereklefltirebilme yetene¤idir. du¤u gözlemlenmifltir. Erpi (1987), bu duru- Mahremiyet insani bir gereksinmedir; çünkü mun Türk-Müslüman toplumunun içine kapa- her zaman tercih edilmeyen iliflkilerden kaç›n- n›k küçük topluluklar halinde gerek Anadolu ge- mak istenmifltir ve karfl›l›kl› iliflkilerin ve haber rekse Bat› ile kopuk bir yaflant› sürdürmelerin- ak›fl›n›n kontrol alt›nda tutulmas› gerekmifltir. den kaynakland›¤›n› ifade etmifltir. Burada de¤iflen, “karfl›l›kl› iliflki” ve “isten- Kültür taraf›ndan tan›mlanan farkl› gruplar meyen” ile neyin tan›mland›¤›, hangi farkl› için farkl› seçimler söz konusudur. Gerçekte in- usullerin belirginleflti¤i ve devreye giren meka- sanlar, örne¤in konut gibi bir çevre seçtikleri za- nizmalard›r. Bunlara daha sonra kurallar ve man, sadece en genifl kapsam›yla özel bir ortam- usuller, zaman›n örgütlenmesi, yerlefltirme, fi- lar sistemini de¤il, ayn› zamanda bu sistemlerin ziksel elemanlar›n kullan›m›, psikolojik ö¤eler özel çevresel kalitesini de seçmifl olurlar; yolda kat›l›r. Sonuç olarak çok farkl› kentsel dokular geçen zaman›, konutun büyüklü¤ünü ve tipini, gibi görünen fleyler, sadece istenmeyen karfl›l›k- semti, konutlar›n kalitesini, komflular›n toplum- l› iliflkileri kontrol etmenin farkl› bir yolu olarak sal niteliklerini de dikkate al›rlar (Rapoport, gösterilebilir (Rapoport, 2004). 2004). Mahremiyet, kiflilerin veya gruplar›n di¤erle- Buca’da ayn› dönemde yaflayan etnik grupla- riyle olan etkilefliminde kiflisel s›n›rlar› belirle- r›n kültürel ve sosyal yaflam biçimleri de konut yen, yak›nl›k ve uzakl›k mesafelerini düzenle- seçimlerini etkilemifl, konutlar›n mekân kullan›m yen, sürekli de¤iflim halinde olan bir süreçtir.

26 mimar•ist 2011/1 ‹NCELEME

Mahremiyetin düzenlenmesi kiflisel alan, psiko- arkadafllara göre daha farkl› bir davran›fl sergile- sosyal alan ve sözlü-sözsüz davran›fl› içeren dav- nir (Altman ve Chemers, 1986). ran›flsal mekanizmalar›n yönetilmesiyle sa¤lan›r. Kifliler davran›flsal mekanizmalar›n›, anl›k etkile- Buca flimlerine göre ayarlarlar. Birbirleri aras›ndaki fi- ‹zmir’in 9 km. güneydo¤usundaki banliyösü ziksel mesafeyi düzenlerler. Mahremiyetin dü- iken bugün geniflleyen metropoliten alan içinde zenlenmesi sosyal etkileflimi de sa¤lar. Yak›nl›¤›- kalm›fl olan Buca, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun m›z› veya uzakl›¤›m›z›, ulafl›labilirli¤imizi veya son döneminde, ço¤unlu¤unu Rumlar›n olufl- ulafl›lamazl›¤›m›z› ayarlayarak, baflkalar›yla olan turdu¤u H›ristiyan yerli az›nl›klarla Levanten sosyal etkileflim mesafemizi istedi¤imiz düzeye diye an›lan yabanc› uyruklu zengin ifl adamlar› getirebiliriz (Altman ve Chemers, 1986). ve ailelerinin yaflad›klar› bir yerleflme olagelmifl- Mahremiyet ve kültürler aras›ndaki iliflkiyi tir (Erpi, 1987). gösteren bir çal›flmada, aile bireylerinin birbirle- Erpi (1987), bu yerleflmenin ne zaman ve rine ve yabanc›lara karfl› davran›fllar› incelenmifl, kimin taraf›ndan kuruldu¤u hakk›nda elimizde- farkl› kültürlerdeki insanlar›n mahremiyet dü- ki bilgilerin yetersiz oldu¤unu, fakat Roma ve zeylerinin ayn› olmad›¤› görülmüfltür (Altman Bizans ça¤lar›nda mevcut oldu¤una dair kay›t- ve Chemers, 1986). lara rastlan›ld›¤›n› ifade etmifltir. Mahremiyetin düzenlenmesine yard›mc› Kangölü, Koza¤ac› civar›nda tu¤la, ifllenmifl olan mekanizmalar fiekil 1’de kiflisel alan, psiko- mermer parçalar›, k›r›lm›fl sütunlar, üzerinde sosyal alan, sözlü-sözsüz davran›fl mekanizma- Bizans haç› kabartmalar› bulunan sütun bafll›k- lar› olarak belirtilmifltir. lar›, Antik mabedine ait oldu¤u san›lan mermer yer döflemeleri, yine Kangölü vadisin- Kiflisel alan mekanizmas› kiflisel mesafe olarak deki ma¤aralarda Bizans dönemine ait mermer tan›mlanabilir. Toplumsal etkileflimi sa¤layan masa ve oturma yerleri, insan kemikleriyle dolu önemli bir yol da insanlarla olan mesafemizdir. testiler, Forbes köflkü civar›nda Bizans sikkeleri Mesafenin yak›nl›¤› veya uzakl›¤› bizi sosyal ortaya ç›kar›lm›flt›r (Erpi, 1987). olarak daha fazla ya da daha az ulafl›labilir yapar. 17. yüzy›lda güçlenmeye bafllayan sömürge- Sommer (1969), kiflisel alan› insanlar› fiziksel cilik ak›m›, 18. yüzy›l ortalar›ndan sonra h›zlan- olarak kuflatan, kimsenin giremedi¤i görülmez m›flt›r. ‹ngiltere anayurdu, endüstri devriminin s›n›rlar olarak tan›mlamaktad›r (Altman ve Che- bafllamas›yla bir ekonomik ve sosyal bunal›m mers, 1986). içerisindedir. Böylece yaflaman›n güçleflti¤i ‹n- giltere halk› için sömürge ya da yar› sömürge Psiko-sosyal alan mekanizmas›, yaflam›n her ülkelerine göç ederek orada ifl tutmak, 19. yüz- aflamas›nda vard›r; örne¤in, bir ülkenin s›n›rlar›- y›lda art›k bir gelenek haline gelmifltir. Bir yüz- n› çevrelemesi, bireysel ve askerî kuvvetlere karfl› y›l önceki sürgün politikas› art›k yerini, hükü- kendini korumak istemesi gibi. Psiko-sosyal alan metlerce desteklenen bir göç politikas›na b›rak- insanlar›n sahip oldu¤u ya da kontrol edebildi¤i m›flt›r (Erpi, 1987). nesne ve alanlarla olan iliflkisini kapsar. Nesne- Buca’daki Rum nüfusunun belli zamanlarda den odalara, evlere, küçük yüzölçümlü alanlara ve baz› olaylar›n etkisiyle dalga dalga geliflti¤i ve tüm ülkeye göre psiko-sosyal alan farkl›l›k görülmektedir. 1770’ten sonra Mora’daki Or- gösterebilir (Altman ve Chemers, 1986). lof isyan›ndan kaçarak Mora’dan ve Ege adala- Toplumda yer alan farkl› kültürel altyap›ya r›ndan Anadolu’ya göçen 60.000 kadar nüfus sahip gruplar›n kent içindeki psiko-sosyal alan- ‹zmir yöresindeki köylerde ve bu arada Hac›lar lar›, aile bireylerinin ise konut içindeki psiko- fiekil 1. Mahremiyet ve Buca’da yerleflmifltir. Benzer türde bir ikinci davran›fl›. (Altman ve sosyal alanlar› belirledi¤ini düflünebiliriz. göç olay› 1826-1827’de ‹brahim Pafla’n›n Mo- Chemers, 1986) Sözlü-sözsüz davran›fl mekanizmas›; kiflisel mesafenin ayarlanmas›n›, psiko-sosyal alan›n oluflmas›n› ve mahremiyeti sa¤lar. Resmî du- rumlarda sözlü anlat›m›n bir kombinasyonu se- çilir, bu kombinasyonu ses tonu, vücut dili ve kültürel deneyimler, yak›nl›k ve uzakl›k belirler. Resmî olmayan bir durumda ise de¤iflik davra- n›fl mekanizmalar›n›n kar›fl›m› ortaya konur. Bu mekanizmalar›n kar›fl›m› sosyal iliflkilere göre farkl›l›k gösterir. Yabanc›lara karfl› farkl›, aile ve

mimar•ist 2011/1 27 ‹NCELEME

ra’daki isyan› bast›rmas›n› izleyen tarihlerde mufl, Afla¤› Mahalle daha çok memur, ifl adam› tekrarlanm›flt›r. 1821’de Yunanl›lar›n bafllatt›¤›, aileleri, Yukar› Mahalle ise genellikle tar›mla Balkan ülkelerinin Osmanl› ‹mparatorlu- u¤raflan göçmen kesimin yerleflme alanlar› ola- ¤u’ndan kopma hareketi ile birlikte, bu yöreden rak yaflam›n› sürdürmüfltür. Anadolu’ya göçlerin bafllad›¤›n› biliyoruz. Buca’n›n Türk kesimin hakk›ndaki bilgiler 1877-1878’de Bulgarlar taraf›ndan Bulgaris- yeterli olmaktan çok uzakt›r. Müslüman Türk- tan’daki Türklere karfl› giriflilen fliddet eylemle- lerin Yukar› Mahalle’de T›ng›rtepe eteklerinde riyle birlikte bu göçler kitle göçüne dönüflmüfl- oturduklar› bilinmektedir. Slaars 1868’de Bu- tür. 1912-1913 Balkan savafl›nda bu hareket ca’da Müslüman Mezarl›¤› ve camiden söz et- daha da h›zlanm›flt›r. Bu dönemlerde Rumeli mektedir. Fakat ifadesi belirsizdir (Erpi, 1987). göçmenlerinden küçük bir grubun Buca’ya ge- Buca’n›n, tarihinde yaflad›¤› en önemli de¤i- lerek T›ng›rtepe eteklerinde yerlefltikleri san›l- flim demiryolu hatt› ile kente ba¤lanmas›d›r. maktad›r (Erpi, 1987). 1860 y›l›nda ‹ngiliz Ayd›n Demiryolu fiirketi Cumhuriyet döneminde 1950’li y›llara ka- taraf›ndan, Türkiye’nin ilk iki demiryolu ba¤- dar Buca eski kentsel yap›s›n› ve ölçe¤ini koru- lant›s›ndan biri olan ‹zmir-Ayd›n tren yolunun Buca’ya uzat›lmas›d›r. Bundan sonra bu flirketin üst düzey yöneticilerinin Buca’ ya yerleflmesiyle banliyönün yaflant›s› daha da canlanm›flt›r (Er- pi, 1987).

Buca’da Konut Buca konutlar› iki gruba ayr›labilir: Birinci grupta, ço¤unlu¤unu Rum, Musevi ve Ermeni az›nl›¤›n oluflturdu¤u, baflta Sak›z üslubundaki- ler olmak üzere yerli halka ait konutlar yer al- maktad›r (Erpi, 1987). Bu konutlar› da tafl›d›k- fiekil 2-3. Cumbas›z ve lar› mimari ifadelere göre Buca evi, cumbal› tür, cumbal› Buca evi örnekleri. iki katl› cumbas›z tür, tek katl› tür, bir buçuk katl› yayg›n cepheli tür, çarp›k planl› köfle yap›- lar›, hiçbir türe girmeyen yap›lar olarak s›n›flan- d›rabiliriz. ‹kinci grupta ise yabanc› uyruklu olup ‹z- mir’de yerleflmifl Levanten aileleri taraf›ndan yap- t›r›lan malikâneler yer almaktad›r (Erpi, 1987).

Yerli Halka (Rum, Musevi, Ermeni) Ait Konutlar Buca’n›n kentsel dokusunu büyük ço¤unlukla Sak›z üslubundaki bu birinci grup evler olufltur- maktad›r. Evlerin baz›lar›nda yap›m tarihleri be- lirtilmifltir. Di¤er baz›lar› hakk›nda bilgi hayatta bulunan eski Bucal›lardan al›nm›flt›r. Ancak bu bulgular Buca’n›n tarih içindeki geliflimine pek ayd›nl›k getirmemektedir. Çünkü saptanabilen en eski bina tarihi 1838’dir. En yenisi ise 1934’tür. Aralar›ndaki yafl fark›na ra¤men her iki bina da farkl› fakat üst düzeyde mimari de- ¤er yans›tmaktad›r. Bundan da 19. yüzy›l baflla- r›nda Buca’da geliflmifl bir kentsel ortam›n var oldu¤u anlafl›lmaktad›r (Erpi, 1987). Yap›lar, yerleflmifl bir üslup çerçevesi içinde, her birinin kurallar›, oranlar› belirli tiplerin çe- flitlenmelerinden ibarettir. Mimar›n kiflisel yoru- mu, genel üslubu etkilemeyecek ölçüde, ayr›n- t›larla k›s›tl›d›r (Erpi, 1987).

28 mimar•ist 2011/1 ‹NCELEME

Buca’daki Konutlar Kategorik Özellikler zisyonu gösteren bir eklektizm olarak tan›mla- ‹çermektedir n›r (Erpi, 1987). • Kat planlar› kareye yak›n, belirgin bir geomet- Bu konutlar; rik düzen göstermektedir. Ayn› geometrik dü- • Çevresine egemen yap›lard›r. Yüksek duvarl› zen cephede de görülmektedir. Konut giriflleri bahçeler içinde yer almalar› sosyal yaflant›da ye- genellikle merdivenlerle yükseltilerek nifl içine rel toplumdan uzak, kapal› bir toplum olarak al›nm›flt›r. Girifl, zemin kat›n yükseldi¤i örnek- yaflad›klar›n›n bir göstergesidir. lerde sahanl›k ve merdivenle, bahçeli örneklerde • Bahçe tasar›m›nda genellikle Anglosakson ise bahçe yoluyla sa¤lanmaktad›r. yaklafl›m› görülmektedir. Baz› örneklerde bah- • Girifl kap›lar› genellikle çift kanatl›d›r. Malze- çelerde giriflin önünde dairesel barok tarz› bir me olarak demir ve cam kullan›lm›flt›r. Kap›lar›n havuz yer almaktad›r. caml› k›sm›nda dekorasyon motifler yer almakta- • Girifllerde mermer kolon veya üçgen al›nl›k d›r. Bahçe kap›lar›nda ise sadece demir malzeme kullan›larak an›tsal bir ifade oluflturulmufltur. kullan›lm›flt›r. • Cephelerde genellikle balkon ç›kma görül- • Pencereler genifl, yüksek ve kareye yak›n form- mektedir. Ç›kmalar, di¤er yap›lardan farkl› ola- dad›r. Genellikle içe do¤ru aç›lan çift kanattan rak dökme demir konsollar yerine tafl konsollar- oluflmaktad›r. Zemin kat pencereleri sokaktaki la desteklenir. sosyal yaflant›ya yak›n olabilmek amac›yla düflük • S›n›fsal ay›r›m mekânlara yans›m›flt›r. Hizmet- kottad›r. Pencereleri kapatmak için malzeme lilere ait mekânlar ya yap› içerisinde hizmetli olarak sac kepenk, ahflap panjur veya demir par- makl›k kullan›lm›flt›r. Erpi (1987), panjur ve ke- penk kullan›lmas›nda iklimin ve emniyet sorunu- nun zorlay›c› iki etken oldu¤unu ifade etmifltir. • Cumbas›z konutlar 1, 1,5 ve 2 kattan olufl- maktad›r. Genellikle topra¤a tam ve yar› gömü- lü bodrum kat› veya yaflama mekân› olarak kul- lan›lan bir bodrum kat› bulunmaktad›r. • Cumbal› konutlarda cumba, konut cepheleri- ni hareketlendirerek sokakla olan görsel iliflkiyi kolaylaflt›rm›flt›r. Genellikle dekoratif motifli dökme demir konsollar ve cam malzeme kulla- n›lm›flt›r. • Cumbal› konutlar tam 2 kattan oluflur. Cum- ba üst katta yer al›r. Topra¤a tam gömülü bir bodrum kat› vard›r. Fakat bu kat yaflama mekâ- n› olarak kullan›lmaz, genellikle depolama ifllevi görür ve topra¤›n üstündeki k›s›m 1 metreyi geçmez. Cephedeki pencere akslar›na yerleflti- rilmifl küçük aç›kl›klar havaland›rmay› sa¤lar (Erpi, 1987). Ayr›ca zemin kat›n›n iflyeri olarak planland›¤› iki konut örne¤i de görmek müm- kündür.

Levanten (Frans›z, ‹ngiliz, ‹talyan, Alman, Avusturyal›, Macar) Malikâneleri Baflta ‹ngilizler olmak üzere, yabanc› uyruklu, büyük ifl sahibi Levanten ailelerine ait malikâne- ler de Buca’n›n konut mimarisinde önemli bir yer tutmaktad›r. Önem sözcü¤ü burada say›sal ço¤unluk de¤il, fakat bu yap›lar›n mimarisi an- lam›nda kullan›lm›flt›r. Sak›z türü konutlar›n ak- sine, Levanten konutlar›nda bir ortak üsluptan fiekil 4-5. Levanten söz etmek mümkün de¤ildir. Mutlaka bir üslup malikâneleri. belirtmek gerekirse bu, örneklerinin her biri (www.panoramio.com) baflka türde “derleme” biçim ve form kompo- (www.egeninsesi.com)

mimar•ist 2011/1 29 ‹NCELEME

odalar› olarak tasarlanm›fl ya da bahçe içerisinde Yap›lan analiz sonuçlar› do¤rultusunda ko- ayr› bir yap› olarak yer almaktad›r. nut giriflleri ve cephe düzenlerinin; mimari çe- flitlilik, kullan›m s›kl›¤›, sosyal yaflama katk›s›, Müslümanlara Ait Konutlar sokak ile aras›ndaki s›n›rlamalar vb. gibi de¤ifl- Buca’da az say›da da olsa bir Müslüman toplum kenleri belirlenmifltir. Bu de¤iflkenler üzerine yaflamaktad›r fakat bu kesime ait belirgin bir mahremiyet düzeyleri iki boyutta ele al›nm›flt›r. mimarinin varl›¤›n› saptayam›yoruz. Müslüman Birincisi; konut girifli ve sokak iliflkisi, ikincisi ise mahalleleri, düzeni pek belli olmayan, “orga- cephe düzeni ve sokak iliflkisidir. nik” sözcü¤ü ile ifade edilebilecek bir kent do- Mahremiyet düzeyine ba¤l› mekân ve cephe kusuna sahiptir. Buca’n›n Müslüman kesimi, analizleri yap›l›rken, konutlar›n mahremiyet ka- kentin geçmifline k›yasla daha geç dönemde demelenmeleri karfl›laflt›rmal› olarak de¤erlen- oluflmaya bafllam›flt›r (Erpi, 1987). dirilecektir. Erpi (1987), Balkan devletlerinden 1820’ lerden sonra h›zlan›p geliflen ulusal hareketlerle Analiz d›fllan›p içine kapan›k küçük topluluklar halinde Buca’da ayn› dönemde, ayn› çevre koflullar› al- yaflant›lar›n› sürdüren ve Rumelili olarak tan›- t›nda yaflam›fl olan de¤iflik topluluklar›n kültürel nan bu gruplar›n gerek Anadolu gerekse Bat› ile yap›s›, yaflad›klar› binalara de¤iflik flekillerde olan kopukluklar› nedeniyle gelenek ve göre- yans›makta, Rum evleri, Levanten malikâneleri neklerinin de k›s›tl› olaca¤›n› düflünmektedir ve ve Müslüman mahalleleri aras›ndaki farkl›l›k ba- genellikle tar›m ve hayvanc›l›kla u¤raflan bu ke- zen elle tutulurcas›na somutlaflmaktad›r (Erpi, simin H›ristiyan toplumun d›fl›nda izole edile- 1987). rek Anadolu yerleflmelerinde gördü¤ümüz kes- Sak›z tipi olarak nitelendirilmekte olan ko- kin çizgili Türk kültürü ve mimarisine paralel nutlar›n kendilerine özgü bir mimariye sahip düzeyde bir ürün koyamam›fl olmalar›n›n do¤al olduklar› ve içinde var olduklar› Osmanl› top- karfl›lanabilece¤ini ifade etmektedir. lum yaflant›s›ndan ve kültüründen etkilendikleri Yöntem hissedilirken, Levanten malikânelerinde ise kul- lan›c›lar›n sosyal statüsü, toplumsal yaflam için- Bu çal›flmada Buca yerleflimindeki yerli halka ait deki etkisi ve gücünü ifade eden bir mimari söy- konutlar›n girifl flemalar› ve cephe düzen flema- lem gözlenmektedir. lar›n›n analizleri sonucu oluflturulan konut ka- Buca konut dokusunda var olan mimari çe- tegorileri mahremiyet düzeyleri aç›s›ndan arafl- flitlenmelerin, ayn› fiziksel çevre içinde toplu- t›r›lm›flt›r. luklar aras› psikolojik s›n›rlar› ve mekânlar aras› Bu kapsamda ilk önce çal›flma alan› olarak ise fiziksel s›n›rlar› oluflturdu¤unu söyleyebili- seçilen bölgede yaflayan toplumun sosyal yap›s›- riz. n› ve kültürel iliflkilerini temel alan bir literatür Rapoport (2004), çevreyi bir ortam sistemi taramas› yap›lm›flt›r. olarak kavramlaflt›rm›fl ve ortamlar›n birbirine Buca yerlefliminin tarihsel süreç içerisinde sadece mekânsal olarak de¤il, de¤iflken karma- geliflen ve de¤iflen toplum – konut iliflkileri, fl›k yollarla ba¤land›¤›n›, bunlar› da yak›nl›k- toplumu sosyal, kültürel ve fiziksel anlamda uzakl›k meselelerinin, ba¤lant›lar›n ve ayr›mla- temsil etti¤i düflünülen etnik gruplar›n olufltur- r›n, s›n›rlar›n belirledi¤ini ifade etmifltir. Bir or- du¤u kültürel kimlikler araflt›r›lm›flt›r. tam, içinde süregelen davran›fllar›n bulundu¤u Daha sonra günümüze ulaflan ve ço¤unlu- bir durumu tan›mlayan bir muhitten oluflur. Bu ¤unu Rumlar›n oluflturdu¤u, baflta Sak›z üslu- muhitin s›n›rlar›, bunlar›n nas›l iflaretlendi¤i, bu niteli¤indeki konutlar olmak üzere 87 adet buraya kimin girip ç›kabildi¤i gibi fleyler kültür- konut analiz edilmifltir. den kültüre de¤iflir. Dolay›s›yla ortamlar kültü- Görsel özelliklere iliflkin de¤iflkenlerin de- rel olarak de¤iflkendir (Rapoport, 2004). ¤erlendirilmesi için yap›lan analiz çal›flmalar› S›n›r tan›mlar› çok çeflitli formlardan meyda- kapsam›nda yerleflme ölçe¤inden sokak ölçe¤i- na gelmifltir. Örne¤in, tarihteki ço¤u flehrin et- ne indirgenerek, konutlar ve sokak mekânlar› raf›, girifl ç›k›fl› kontrol etmek için duvarlarla üzerinde baz› kategoriler elde edilmifltir. Bu de- çevrilmifltir. As›l amaçlar› savunmay› sa¤lamakt›r ¤erlendirmede konut giriflleri baz›nda; konut fakat baflka amaçlar için de kullan›lm›fllard›r. girifllerinin kullan›m özellikleri, sokak ile kurdu- Toplum içindeki bireyler ve aile gruplar› ise ya- ¤u iliflkileri ve ayn› yöntemle sokak baz›nda flad›klar› konutlarda çit, canl› bitkiler gibi çeflitli cephe düzenlerinin doluluk –boflluk oranlar› yöntemlerle s›n›rlar oluflturmufllard›r (Altman analiz edilmifltir. ve Chemers, 1986). Bu s›n›rlar›n fiziksel olarak,

30 mimar•ist 2011/1 ‹NCELEME yap›lar› birbirinden ay›rmakla birlikte insanlar mesi oluflturdu¤u düflünüldü¤ünde, 5. derece, içinde psiko-sosyal aç›dan daha güvenilir bir or- konut giriflinin sokak ile do¤rudan iliflki kurabil- tam sa¤lad›¤›n› söyleyebiliriz. di¤i yap›lar; 4. derece, konut giriflinin sokak ile Buca yerlefliminde var oldu¤unu düflündü- do¤rudan iliflki kurabildi¤i, nifl içerisine yerleflti- ¤ümüz psikolojik s›n›rlar, kentin kurdu¤u karfl›- rilmifl yap›lar; 3. derece, konut giriflinin sokak ile l›kl› iliflkiler sisteminin sosyokültürel, ekonomik aras›nda bir geçifl kural› olan yap›lar; 2. derece, ve politik yap›s›na dair ipuçlar› vermektedir. Fi- mahremiyet gereksinimlerini karfl›layan, konut ziksel s›n›rlar ise konutlar›n çevresindeki bahçe giriflinin dolayl› olarak sa¤land›¤› fakat gizlen- duvarlar›n›n, pencerelerde demir parmakl›kla- medi¤i, bahçe içerisinde korunmufl yap›lar; 1.de- r›n, panjurlar›n ve cephelerde cumban›n kulla- rece, yaflayanlar›n üst seviyedeki mahremiyet ge- n›lmas› gibi farkl›l›klar göstermektedir. reksinimlerini karfl›layan, konut giriflinin dolayl› Bütün bu s›n›rlar konut dokusu içerisinde olarak sa¤land›¤›, bahçe içinde korunmufl yap›lar bir mahremiyet olgusunun var oldu¤unu gös- olarak kategorize edilebilir (fiekil 6). termektedir. Buca konutlar›n mimari özellikleri 5. dereceden mahremiyetin yafland›¤› ko- incelendi¤inde, baz› konutlarda güçlü, baz›la- nutlarda girifl, ön cephe yüzeyinden do¤rudan r›nda daha zay›f da olsa mahremiyet olgusunun sa¤lanm›fl; 4. dereceden mahremiyetin yafland›- varl›¤› görülmüfltür. ¤› konutlarda girifl, ço¤unlukla zeminden yük- Konut girifli, cephe düzeni gibi özelliklerin seltilmifl, cephe yüzeyinden geriye çekilerek de- sonucu Buca konutlar›n›n, kendi aralar›nda rin bir nifl içine yerlefltirilmifltir (Buca konutlar›- mahremiyet aç›s›ndan bir kademelenme olufl- n›n di¤er konutlara oranla en çok uygulanm›fl turdu¤unu söyleyebiliriz. Konut girifl ve sokak örnekleridir). Her iki konutta da yoldan basa- iliflkileri, girifl kap›s›n›n konumu üzerinden in- maklarla ulafl›lan bir yaflama kat› (5. derecede celenmifl, cephe düzeni ve sokak iliflkileri ise, bir ya da iki merdiven, 4. derecede ise befl ya da yaflama katlar› üzerinden, 1 katl› yap›larda ze- alt› merdivene kadar ç›kmaktad›r) ile topra¤a min kat, 1,5 katl› yap›larda zemin kat ve bir k›s- tam ya da yar› gömülü bir bodrum kat›n oldu¤u m› yaflama mekân› olarak kullan›lan bodrum kat örnekleri görmek mümkündür. 3. dereceden ile zemin kat, 2 katl› yap›larda ise zemin kat ve mahremiyetin yafland›¤› konutlarda bodrum kat 1. kat incelenmifltir. Cephede kullan›lan sac ke- tam kata dönüflmüfl, zemin kata girifl kavisli penk, ahflap panjur, demir parmakl›k gibi ele- merdiven ve demir korkuluklu bir sahanl›k ile manlar›n daha önceden de bahsetti¤imiz gibi sa¤lanmaktad›r. Ayr›ca bu konutlar›n baz› ör- korunma amaçl› kullan›ld›¤› bilinmektedir. Bu neklerinde zemin kat ve bahçeden girifl olmak kullan›lma s›kl›¤›n›n da Buca’n›n sosyal yaflant›- üzere iki giriflin kullan›ld›¤› da görülmektedir. 2. dereceden mahremiyetin yafland›¤› konutlar- s› içinde farkl› mahremiyet s›n›rlar› oluflturdu¤u da girifl ön bahçeden verilmektedir. Bahçe du- düflünülebilir. Zemin kat›n iflyeri olarak kulla- varlar› alçakt›r ve duvarlar›n üzerinde dekoratif n›ld›¤› konutlar, özgün halini korumad›¤› (son- demir parmakl›klar yerlefltirilmifltir. 1. derece- radan de¤iflime u¤rad›¤›) düflünülen konutlar den mahremiyetin yafland›¤› konutlarda ise girifl ile 1,5 ve 2 katl› konutlarda genellikle depo ola- yan cepheden verilmektedir. Bahçe duvarlar› rak kullan›lan bodrum katlar› mahremiyet anali- genelde yüksektir ve konut girifli tamamen giz- zinde dikkate al›nmam›flt›r. lenmifltir (fiekil 7). Konut ve Sokak ‹liflkisi Tipolojisi Konut girifllerinin sokak ile iliflkisini inceledi¤i- mizde giriflleri; “ön cepheden do¤rudan”, “nifl fiekil 6. Konut giriflleri mahremiyet düzeyi içine yerlefltirilmifl”, “merdiven ve sahanl›ktan flemas›. oluflan”, “ön cephe bahçeden” ve “yan cephe bahçeden” giriflli olarak s›n›fland›rabiliriz. fiekil 7. Girifl – sokak Konut girifllerinde befl derecede mahremiyet iliflkisi tipolojisi. kademelenmesi oluflmufltur. 5. derece, en dü- flük mahremiyet düzeyi; 4. derece, en düflük ikinci mahremiyet düzeyi; 3. derece, ortalama mahremiyet düzeyi; 2. derece, en yüksek ikinci mahremiyet düzeyi; 1. derece, en yüksek mah- remiyet düzeyi olarak tan›mlanm›flt›r. Konut giriflleri kapsam›nda Buca konutlar›- n›n kendi aralar›nda bir mahremiyet kademelen-

mimar•ist 2011/1 31 ‹NCELEME

fiekil 8. Cumbas›z 1, 1,5 düzenlerinde cumbas›z ve cumbal› konutlarda ve 2 katl› yap›larda cephe 3 derece mahremiyet kademelenmesi oluflmufl- düzenlerinin mahremiyet tur. 3. derece en düflük mahremiyet düzeyi; 2 düzeyi flemas›. derece ortalama mahremiyet düzeyi; 1. derece fiekil 9. Cumbal› 2 katl› en yüksek mahremiyet düzeyi olarak tan›mlan- yap›larda cephe m›flt›r. düzenlerinin mahremiyet Cephe düzenleri kapsam›nda cumbas›z ko- düzeyi flemas›. nutlar; 3. derece, bodrum kat cephe yüzeyinde fiekil 10. Cumbas›z 1 katl› aral›kl› yer alan bileflenlerin kullan›ld›¤› ve ze- konutlar›n cephe min kat cephe yüzeyini kaplayan bileflenlerin düzenleri; 2. derece kullan›ld›¤› yap›lar; 2. derece, zemin kat cephe mahremiyet düzeyi – cephe yüzeyini kaplayan yüzeyini kaplayan bileflenlerin kullan›ld›¤› yap›- bileflenler. lar; 1. derece, zemin kat ve 1. kat cephe yüzeyi- ni kaplayan bileflenlerin kullan›ld›¤› yap›lar ola- rak kategorize edilebilir (fiekil 8). Cumbal› konutlar ise; 3. derece, cumban›n ön cephede yer ald›¤›, zemin kat cephe yüze- yinde aral›kl› yer alan bileflenlerin, 1. kat cephe yüzeyini kaplayan bileflenlerin kullan›ld›¤› yap›- lar; 2. derece, cumban›n ön cephede yer ald›¤›, zemin kat ve 1. kat cephe yüzeyini kaplayan bi- leflenlerin kullan›ld›¤› yap›lar; 1. derece, cumba- n›n yan cephede yer ald›¤›, zemin kat ve 1. kat Cephe Düzeni ve Sokak ‹liflkisi Tipolojisi cephe yüzeyini kaplayan bileflenlerin kullan›ld›- Cephe–sokak iliflkisini inceledi¤imizde, cephe- ¤› yap›lar olarak kategorize edilebilir (fiekil 9). leri cumbal› ve cumbas›z olarak ikiye ay›rabili- Cumbas›z konutlarda yaflama kat› olarak ge- riz. nellikle zemin kat ve 1. kat, baz› konut örmek- Cumbas›z konutlar, zemin katta sac kepenk lerinde bodrum kat da kullan›lmaktad›r. 3. de- veya ahflap panjur kullan›lan 1 katl› yap›lar, receden mahremiyetin yafland›¤› konutlar 1,5 bodrum kat›nda (yaflama mekân›) demir par- kattan oluflmakta ve bodrum kat cephe yüzeyin- makl›k, zemin katta sac kepenk veya ahflap pan- fiekil 11. Cumbas›z 1,5 de demir parmakl›klar ile zemin kat cephe yüze- katl› konutlar›n cephe jur kullan›lan 1,5 katl› yap›lar, zemin katta ve 1. yinde sac kepenk veya ahflap panjur kullan›l- düzenleri, 3. derece katta sac kepenk veya ahflap panjur kullan›lan 2 maktad›r. Bodrum kat› yaflama kat› olarak kulla- mahremiyet düzeyi – katl› yap›lar olarak s›n›fland›r›labilir. cephe yüzeyinde aral›kl› n›lmaktad›r (fiekil 11). 2. dereceden mahremi- Cumbal› konutlar ise, cumban›n ön cephede yer alan bileflenler. yetin yafland›¤› konutlar 1 veya 1,5 kattan olufl- yer ald›¤›, zemin katta demir parmakl›k, 1. kat- makta ve zemin kat cephe yüzeyinde ahflap pan- ta ahflap panjur ya da sac kepenk kullan›lan 2 jur veya sac kepenk kullan›lmaktad›r (fiekil 10- fiekil 12. Cumbas›z 1,5 katl› yap›lar, zemin kat ve 1. katta ahflap panjur katl› konutlar›n cephe 12). 1,5 katl› konutlarda depo olarak kullan›lan ya da sac kepenk kullan›lan 2 katl› yap›lar ve düzenleri, 2. derece topra¤a gömülü bodrum katlar›n›n analiz çal›fl- cumban›n yan cephede yer ald›¤›, zemin kat ve mahremiyet düzeyi – mas›nda yer almad›¤› yukar›da belirtilmifltir. 1. cephe yüzeyini kaplayan 1. katta ahflap panjur ya da sac kepenk kullan›- dereceden mahremiyetin yafland›¤› konutlar ise bileflenler. lan 2 katl› yap›lar olarak s›n›fland›r›labilir.Cephe 2 kattan oluflmakta, zemin kat ve 1. kat cephe fiekil 13. Cumbas›z 2 katl› yüzeyinde sac kepenk veya ahflap panjur kulla- konutlar›n cephe n›lmaktad›r (fiekil 13). düzenleri, 1. derece mahremiyet düzeyi – ‹zmir yöresine özgü Sak›z üslubunun en be- cephe yüzeyini kaplayan lirgin olarak kullan›ld›¤› cumbal› türlerde cum- bileflenler. ba ço¤unlukla ön cephede yer al›r. Cumban›n ön cephede yer ald›¤› konutlarda girifllerin nifl içine yerlefltirildi¤i, ön cephe bahçeden veya yan cephe bahçeden verildi¤i görülmüfltür. Her iki konut türünde de bodrum kat topra¤a tam veya yar› gömülü oldu¤undan, yaflama mekân› olarak kullan›lmamaktad›r. Cumbal› konutlarda yaflama kat› olarak ze- min kat ve 1. kat kullan›lmaktad›r. Cumban›n

32 mimar•ist 2011/1 ‹NCELEME

ön cephede yer ald›¤›, 3. dereceden mahremi- çe genelde ön cephede bir avlu görünümünde- yetin yafland›¤› konutlarda zemin kat cephe yü- dir ve girifl ön cephede yer almaktad›r. Bu du- zeyinde demir parmakl›klar, 1. kat cephe yüze- rum konut ile sosyal yaflant› aras›ndaki mahremi- yinde sac kepenk veya ahflap panjur kullan›l- yet s›n›rlar›n›n belirginleflti¤ini göstermektedir. maktad›r (fiekil 14). Giriflin yan cepheden verildi¤i örnekler ise 2. dereceden mahremiyetin yafland›¤› konut- sadece cumbal› konutlarda görülmektedir. Bu larda ise zemin kat ve 1. kat cephe yüzeyinde ah- konutlara örnek olarak Sak›z üslubundaki yerli flap panjur veya sac kepenk ile zemin kat cephe halka ait konutlar›n yan› s›ra, Buca’n›n varl›kl› yüzeyinde sac kepenk, 1. kat cephe yüzeyinde ailelerine ait konak ya da malikâne türünde ya- ahflap panjur kullan›lmakta oldu¤u görülmüfltür p›lar› da örnek gösterebiliriz. Bu örneklerde (fiekil 15). Cumban›n yan cephede yer ald›¤› 1. bahçe genelde konutu çevrelemekte ve konut dereceden mahremiyetin yafland›¤› konutlarda girifli gizlenmektedir. Konutlar›n bu derece giz- ise zemin kat ve 1. kat cephe yüzeyinde ahflap lenmifl olmas› konut yaflant›s›n›n kentin sosyal panjur ile 2. derece konutlar›na benzer bir flekil- yaflant›s›ndan soyutland›¤›n›, mahremiyet s›n›r- de zemin kat cephe yüzeyinde sac kepenk, 1. kat lar›n›n tamamen belirginleflti¤ini göstermekte- cephe yüzeyinde ahflap panjur kullan›ld›¤› ör- dir. Cumbal› konutlarda sokak cephesinden ayr› nekleri de görmek mümkündür (fiekil 16). bir konut giriflinin verildi¤i az say›da örnekler de mevcuttur. Sonuç Cumbas›z tek katl› konutlarda ço¤unlukla, Bu çal›flmada tarihsel ve kültürel öneme sahip bir 2 ya da 3 pencere aks› yerlefltirilmifl, 3, 4 veya 5 kent olan Buca’n›n mevcut yüzy›ll›k konut mi- pencereli düzen görülmektedir. Pencere say›s›- marisi üzerinde mahremiyet düzeyleri ba¤lam›n- n›n 6 ve 7’ye ç›kt›¤› yayg›n cepheli 1 katl› ko- da bir tespit ve de¤erlendirme yap›lm›flt›r. Ele al›nan konutlar; kullan›c› özellikleri, sosyal ve kültürel de¤erler gibi faktörlerin tümünü kapsa- yan bütüncül bir yaklafl›mla yorumlanm›flt›r. Mahremiyet bulgular› bize Buca’y› olufltu- ran konutlar›n kullan›m› hakk›nda ipuçlar› ver- mektedir. Yap›lan analiz çal›flmalar›n›n sonuçlar› do¤rultusunda, konut girifllerinin ve cephe dü- zenlerinin sokaktaki yaflant›y› konut içindeki ya- flant›dan daha fazla etkiledi¤ini düflünebiliriz. Konutlar›n mimari yap›s› görsel alan› etkiledi¤i için komfluluk iliflkilerini ve ayn› zamanda ko- nut yaflant›s›n›n etkinli¤ini de art›rmakta ya da azaltmaktad›r. Konut giriflinin sokak hizas›nda cepheli ol- mas› konutun çevresiyle beraber sosyal yaflant›- ya do¤rudan dahil oldu¤unu göstermektedir. fiekil 14. Cumban›n ön Konut giriflinin bir nifl içine yerlefltirilmesi cephede yer ald›¤› 2-2,5 katl› konutlar›n cephe girifl ile sokak aras›nda k›smen fiziksel bir s›n›r- düzenleri, 3. derece lama oluflturmufl olsa bile konut içerisinde d›fla mahremiyet düzeyi – cephe dönük bir yaflam›n var oldu¤unu da göstermek- yüzeyini kaplayan bileflenler. tedir. Ço¤unlukla cumbas›z konutlarda görül- fiekil 15. Cumban›n ön mektedir, fakat cumbal› konutlarda da örnekleri cephede yer ald›¤› 2,5 katl› mevcuttur. Cumbal› konutlarda özellikle ön konutlar›n cephe düzenleri, cephede cumban›n da yer almas›, konut ile sos- 2. derece mahremiyet düzeyi – cephe yüzeyinde yal yaflant› aras›ndaki etkileflimi daha da güçlen- aral›kl› yer alan bileflenler. dirmektedir. fiekil 16. Cumban›n yan Giriflin merdiven ve sahanl›ktan oluflmas› ise cephede yer ald›¤› 2-2,5 sadece cumbas›z konutlarda görülmekte olup katl› konutlar›n cephe konut ile sosyal yaflant› aras›nda çok belirgin ol- düzenleri, 1. dereceden mahremiyet düzeyi – cephe masa da bir mahremiyet s›n›r› oluflturmaktad›r. yüzeyini kaplayan Giriflin bahçeden verildi¤i örnekler, cumbal› bileflenler. ve cumbas›z konutlarda da görülmektedir. Bah- fiekil 17. Lejant.

mimar•ist 2011/1 33 ‹NCELEME

nutlar ise genifl bir cepheye sahip olmalar›ndan Cumbas›z konutlarda katlar aras›nda cephe- dolay› sokak cephesinin büyük bir k›sm›n› olufl- de kullan›lan elemanlar›n oluflturdu¤u mahre- turmaktad›r. miyet kademelenmesi cumbal› konutlarda da Bu örneklerde konut içinde yaflayan insanla- ayn› çeflitlili¤i göstermektedir. Genellikle zemin r›n mahremiyet ihtiyaçlar›n›n di¤er örneklere katta ve 1. katta ayn› elemanlar›n ve özellikle göre daha yo¤un oldu¤u, cephede sac kepenk zemin katta sac kepengin kullan›ld›¤› örneklerin kullan›m›n›n yayg›n olmas›ndan anlafl›lmaktad›r. yo¤un oldu¤u görülmektedir. Bunun sebebi; Cumbas›z 1,5 katl› konutlarda, yükseltilmifl cumban›n konut ve sokak yaflant›s› aras›nda bodrum kat›nda genellikle sac kepenk, zemin azaltt›¤› mahremiyet düzeyinin dengelenme ça- katta ise ahflap panjur veya sac kepenk kullan›l- bas› olarak düflünebilir. Ayr›ca zemin katta ah- m›flt›r. Bodrum kat›nda demir parmakl›k kulla- flap panjurun daha yo¤un kullan›ld›¤› ve cum- n›lan konut örneklerinde de zemin katta benzer bas›z konutlardan farkl› olarak demir parmak- olarak sac kepenk veya ahflap panjur kullan›ld›¤› l›klar›n da kullan›ld›¤› görülmektedir. görülmüfltür. Yaflama kat› olarak kullan›lan bod- Cumban›n yan cephede yer ald›¤› konutlar- rum kat›nda demir parmakl›k kullan›m›n›n, ze- da ise girifl ön cephe bahçeden ve sokaktan ya min kat›n oluflturdu¤u mahremiyet derecesini da yan cephe bahçeden verilmektedir. Yan cep- hafifletti¤ini söyleyebiliriz. he bahçeden giriflin verildi¤i örneklerde sokak Di¤er 1,5 katl› konut örneklerinde zemin cephesinde üçer pencere aks› yerlefltirilmifl dü- katta sac kepenk kullan›m› daha yo¤undur. Na- zen görülmekte olup, cephede ahflap panjurla- dir de olsa 1 ve 1,5 katl› konutlara iliflkin zemin r›n kullan›lmas›n›n konut ile sokak yaflant›s› ara- katta cam›n kullan›ld›¤› örnekler de bulunmak- s›nda bir mahremiyet düzeyi oluflturdu¤unu tad›r. Fakat bu örneklerin di¤er konut örnekleri söyleyebiliriz. ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda, sonradan de¤iflime u¤ra- Bütün bu düzenlerde yukar›da belirtti¤imiz d›¤›, orijinalinde cam üzerine ahflap panjur veya konut girifli kategorilerinin (ön cephe do¤ru- sac kepenk kullan›ld›¤› düflünülmektedir. dan, nifl içine yerlefltirilmifl, merdiven ve sahan- Cumbas›z 2 katl› konutlarda ise genellikle l›ktan oluflan, ön cepheden ve yan cepheden zemin katta sac kepenk kullan›lmas›yla birlikte bahçeden giriflli) hepsinin mevcut oldu¤u gö- üst katlarda ahflap panjurun kullan›lmaya bafl- rülmüfltür. land›¤› örnekler ile her iki katta da ayn› eleman- Bu makale ile dile getirilen çal›flmalar›n gel- lar›n (sac kepenk veya ahflap panjur) kullan›ld›¤› mek istedi¤i nokta, yukar›da da belirtildi¤i üze- örnekleri de görmek mümkündür. 1 ve 2 katl› re farkl› kültürlerin yans›d›¤› farkl› konut yap›la- konutlarda, 1,5 katl› konut örneklerinde görü- r›n›n mahremiyet s›n›rlar›n› yakalamaya yöne- len demir parmakl›k elemanlar›n kullan›lmama- liktir. Bu s›n›rlar, kullan›c›lar sayesinde bize be- s› mahremiyet gereksinimlerinin daha fazla ol- lirli bir kimli¤e sahip sosyal bir çevreyi önümü- du¤unu bize göstermektedir. ze sunmaktad›r. Cumbal› konutlarda ço¤unlukla ana giriflin her iki yan›nda ikifler pencere aks› yerlefltirilmifl Sevde Korkmaz, Yüksek Lisans Ö¤rencisi YTÜ Mimarl›k Fakültesi Mimarl›k Bölümü düzen görülmektedir. Cumban›n ön cephede yer Emine Köseo¤lu, Y. Mimar ald›¤› konutlarda pencere say›lar› 2, 4, 5, 6 ve 8’e YTÜ Mimarl›k Fakültesi Mimarl›k Bölümü Araflt›rma Görevlisi kadar ç›kmaktad›r fakat cumbas›z konut örnekle- rindeki gibi yayg›n cepheler görülmemektedir. * Bu çal›flma, birinci yazar›n 2009-2010 ö¤retim y›l›nda YTÜ Mimarl›k Bölümü, Bina Araflt›rma ve Planlama Pencere say›lar› iki kata yay›lmakta ve cumban›n Lisansüstü program›nda, Doç. Dr. Deniz Erinsel Önder konumuna göre önem kazanmaktad›r. taraf›ndan verilmifl olan “Mekânsal Kademelenme” yüksek lisans dersinde haz›rlad›¤› dönem çal›flmas›ndan Privacy Levels in Buca Houses gelifltirilmifltir. Architectural characteristics that constitute the physical dimension of Buca have Kaynakça: emerged in different forms in various periods of time. Although many old towns • Altman, I., Chermes, M. (1986) Culture and Environment, Cambridge University Press, Cambridge. have lost their unique architectural characteristics due to the rapid urbanization; • Erpi, F. (1987) Buca’da Konut Mimarisi, ODTÜ Yay., in Buca, local architectural features of houses and the eclectic style in Levantine Ankara. houses have been maintained. The aim of this study is to demonstrate how the • Lynch, K. (1960) The Image of City, The MIT Press, socio-cultural features affected the use of houses and to examine the relationship Boston. between the houses and their close environment in terms of privacy concept. • Rapoport, A. (1977) Human Aspects of Urban Form, Pergamon, New York. The houses in the old town have been examined and the houses are categorized • Rapoport, A. (2004) Kültür, Mimarl›k, Tasar›m, YEM in terms of privacy levels. The results show the evaluations about the effects of Yay›nevi, ‹stanbul. physical and locational features of the houses on the privacy levels the have. • www.panoramio.com • www.egeninsesi.com

34 mimar•ist 2011/1 PROJE / PROF‹L Coflkun Karadeniz: “Mimarl›¤›n okul d›fl›nda da ciddi bir ö¤renim alan› vard›r...” Söylefli: Deniz ‹nceday›

.Müh. Mimar Coflkun Karadeniz, çal›flma- ise ikinci s›radayd›. Ben ‹stanbul Erkek Lisesi YYlar›n› halen ‹stanbul’da sürdüren, ancak mezunuyum ve en yüksek puanl› bölüme bafl- uzun y›llar yurtd›fl›nda yaflam›fl ve çal›flm›fl bir vurmay› düflünüyordum. Tercih listesini olufltu- meslektafl›m›z. Mimarl›¤a olan yal›n ve güçlü raca¤›m gün bir mimarl›k ö¤rencisiyle tan›flt›m. tutkusu en küçük ölçekten en büyük ölçekli proje- Üçüncü s›n›f ö¤rencisiydi, bana mimarl›k e¤iti- lerine kadar onun, yapt›¤› ifli bütün bir süreç mini anlatt› “‹nflaat mühendisi olunur mu?” de- olarak de¤erlendirmesini, çizdi¤i her çizgiye kar- di! Benim mimarl›¤› seçiflim böyle oldu. Y. Müh. Mimar Coflkun fl› mesleki bir sorumluluk duymas›n› sa¤lam›fl. 1967’de Teknik Üniversite’den mezun oldum. Karadeniz ‹TÜ Mimarl›k Ö¤rencilik y›llar›ndan bafllayarak, deneyimleri- K›sa bir çal›flma döneminden sonra 1969’da Fakültesi’nden mezun oldu. 1969-1984 y›llar› aras›nda yurtd›fl›na ç›kt›m ve yaklafl›k 15 y›l yurtd›fl›nda ni sorgulamalarla biriktirmifl ve mesleki sürecin ‹ngiltere, ‹skoçya ve bilimsel, sanatsal, hukuksal, sosyal, etik vb. boyut- yaflad›m. Almanya’da çal›flt›. lar›na bütüncül bir bak›fl oluflturmufl. Kendisi- Edinburgh Üniversitesi’nde 5 y›l mimari araflt›rmalar nin de söyleflimizde belirtti¤i gibi, mesleki uygu- O dönemde mimarl›k e¤itimi nas›ld› yapt›. ‹skoçya, Almanya, lama ve üretim sürecindeki birçok eksiklikleri, ‹TÜ’de, bugünle karfl›laflt›rarak neler söyle- Rusya Federasyonu, Bosna, ç›kmazlar› ve haks›zl›klar› yaflam›fl. Buna ba¤l› nebilir? baz› Arap ülkeleri ve olarak da zaman zaman do¤ruyu, bilgiyi ve bi- Ö¤renci kalitesinin daha iyi oldu¤unu hemen Türkiye’de proje ve söyleyebilirim. Nereden biliyorsun, derseniz; uygulamalar gerçeklefltirdi. rikimi d›fllayan, göz ard› eden sistemin d›fl›nda Yurtiçi ve yurtd›fl›nda kalmay› bilinçli olarak ye¤lemifl. Cumhurbafl- geçti¤imiz y›llarda beni baz› seminerlere davet ödüller kazand›. kanl›¤› Bafldan›flman› oldu¤u dönemdeki, bu- ettiler. Ö¤renciler bizim zaman›m›zdaki gibi Moskova’da infla edilen ‹fl nun öncesindeki ve sonras›ndaki çal›flmalar›nda mimarl›¤› tercih ederek gelmemifller, dolay›s›yla ve Ticaret Merkezi Projesi isteksizler. “Mimar olmak istemeyen kifliler”. Moskova Hükümeti’nden mimari düflüncenin çevreye, insana ve topluma mimarl›k ve restorasyon karfl› tafl›d›¤› sorumlulu¤u vurgularken, di¤er Bu tabii ö¤retim üyesine de yans›yor. Dolay›s›y- dal›nda ‘en iyi yap›’ ödülü bir taraftan da mesle¤in yasal alanda, kurulla- la o seminerler benim için bir düfl k›r›kl›¤› oldu. ald›. 1993’te ra ve kurumsal düzenlemelere ba¤l› olarak ba- ‹ç mimarl›k seminerlerine de kat›ld›m ve maale- Cumhurbaflkanl›¤› Mimari Bafldan›flmanl›¤›na atand›. r›nd›rd›¤› çeliflkili süreçleri aflma konusunda da Bu görevi 2000 y›l›na kadar mesleki sorumlulukla davranm›fl. Bizlerle farkl› sürdü. Bu süre içinde, deneyimlerini, bugüne kadar yay›mlanmam›fl Cumhurbaflkanl›¤› ‹stanbul Tarabya Köflkü’nün Kentsel olan proje öykülerini ve temelde gördü¤ü çarp›k- Tasar›m Projesi ile l›klara dair izlenimlerini söyleflimizde mizahi ve Cumhurbaflkanl›¤› Köflkü, elefltirel bir bak›flla paylaflt›. Ancak, mesle¤ine Yabanc› Devlet Baflkanlar› olan umut ve tutku dolu bak›fl›, her yafltan mes- Konukevi, Resepsiyon Alanlar› ve Sosyal Merkez lektafllar› ve meslek adaylar›n› bugün de yürek- Binalar›n›n mimari, iç lendirmeye yetecek kadar sahici... mimari projelerini yapt›, inflaat uygulamalar›n›n Söyleflimize meslek seçiminizden bafllayabi- denetimini gerçeklefltirdi. Çeflitli mimari dergi ve lir miyiz? Mimarl›¤› seçifliniz nas›l oldu ve gazetelerde projeleri ve e¤itim y›llar›n›z hakk›nda neler söyleyebilir- makaleleri; 2007 y›l›nda siniz? Cumhurbaflkanl›¤› ‹stanbul Köflk Alan›’n›n proje ve Mimarl›¤› seçmem bir rastlant› denilebilir. ‹s- uygulamalar›n› içeren kitab› tanbul Teknik Üniversitesi’nin girifl s›navlar›na yay›mland›. haz›rlan›yorduk ve birçok lise son s›n›f ö¤renci- Halen ‹stanbul ofisinde, k›z› si gibi Nuruosmaniye Kütüphanesi’nde yo¤un ‹ç Mimar Elvan Karadeniz ile birlikte mesleki çal›fl›yorduk. O y›llarda ‹TÜ’de en yüksek pu- çal›flmalar›n› anl› bölüm ‹nflaat Mühendisli¤iydi. Mimarl›k sürdürmektedir.

mimar•ist 2011/1 35 PROJE / PROF‹L

sef iç mimarl›k temel e¤itimi olmayan kiflilerin mimar olarak çal›flmaya bafllad›m, bunu halen dahi iç mimarl›k ö¤rettiklerini gördüm. sürdürüyorum. Yurtd›fl›na gitti¤imde, ‹skoçya’da befl y›l ka- dar Edinburgh Üniversitesi’nde araflt›rma yap- Yurtd›fl›nda uzun süre yaflayan ve çal›flan mi- t›m. A¤›rl›kl› olarak hastaneler üzerine çal›flt›m. marlar ülkenin meslek koflullar›nda hayal k›- Bu noktada ironik bir fley söyleyebilirim: Üni- r›kl›¤› yaflayabiliyorlar; uygulama süreciyle versite 3. s›n›fta iken, Türkiye’de bir hastane ya- ya da mal sahibi iliflkileriyle ilgili olarak. Bu r›flmas›na kat›lm›flt›m bir arkadafl›mla. Oldukça saptama sizin için de geçerli mi? ilkel çal›flma flartlar›nda tamamlad›k projemizi Ben devlete hiç ifl yapmad›m. Tasarlad›¤›m ve ikinci olduk. Ünlü bir hastane mimar› ise Cumhurbaflkanl›¤› binalar› var, bunlar devlet üçüncülü¤ü kazanm›flt›. Bunu flunun için anlat- yap›lar›, ama ihaleyle al›nm›fl ifller de¤il. Ben t›m: O zaman bizim mühendis dan›flmanlar›m›z kompleks yap›lar, büyük yap›larla ilgili araflt›r- yoktu, mekanik dan›flman›m›z yoktu. Teknik malar ve projeler yapt›m. Ancak bu projeler raporlar› daha öncekilere bakarak ve benzeterek Türkiye’den çok yurtd›fl›nda uyguland›. Türki- haz›rlam›flt›k. Hatta mekanik sistemleri –ki has- ye’de 1985 y›l›nda serbest çal›flmaya bafllad›ktan tane konusunda çok önemlidir– hiçbir fley bil- sonra flöyle bir yöntem seçtim: Küçük yap›lar›n meden çizdik. Jüri raporunda, projemizdeki projelerini, inflaatlar› da yürüteceksem kabul mekanik sistemlerinin Türkiye’nin ünlü hastane ediyorum; mal sahibi ad›na uygulamay› denetle- mimar›n›n ülkenin en tan›nm›fl mekanikçisine yerek infla etmek kayd›yla. Çünkü özellikle kü- tasarlatt›¤› sistemden daha iyi oldu¤u vurgula- çük yap›larda, ifli baflkas›na verirseniz, uygulama n›yordu! Ben jürilere olan güvenimi o y›llarda sonras›nda projenizi tan›yamayabilirsiniz. Bü- kaybettim san›r›m ve halen de bunu sürdür- yük komplekslerde inflaat› üstlenmek ise farkl› mekteyim. Sonradan beni hakl› ç›karan çok sa- bir konu kuflkusuz. y›da örnekle karfl›laflt›m. Sonras›nda befl y›l süreyle hastane araflt›rma- Meslek alan›m›zda özellikle büyük projeler- s› yapt›m ‹ngiltere’de... de s›kça tart›fl›l›yor; mimarl›k-iç mimarl›k- peyzaj mimarl›¤›-flehircilik bütünlü¤ü. Tasa- Araflt›rman›z lisansüstü çal›flmas› niteli¤inde r›ma bütünlük içinde bak›lmamas› do¤ru miydi? bir yaklafl›m de¤il kuflkusuz. Bu konuda Doktora çal›flmas›yd›. Ancak, yazma ve teslim yurtd›fl› deneyimleriniz ve ülkemize ait de- etme aflamas›na geldi¤imde, üniversiteye dön- ¤erlendirmeniz nas›l? meme karar›n› vererek tezimi teslim etmedim. Bizler, “iç mimarl›k” kavram›n›n henüz olufl- Dr. unvan› almad›m, ama befl y›l yo¤un olarak mad›¤› y›llarda mimarl›k okuduk. Dolay›s›yla hastaneler üzerinde çal›flt›m ve bir daha da Tür- bizim kufla¤›m›z, yayg›n deyimiyle “kap›n›n kiye’de hastane yap›s› yapmad›m. Çünkü hasta- tokma¤›na kadar” tasarlayacak mimarlar oldu- neyi bütün ayr›nt›lar›yla ö¤renmifltim, ö¤renin- lar. fiimdi iç mimarl›k farkl› bir uzmanl›k alan›, ce uygulama yapmak çok zor; tasarlayaca¤›n›z ben örne¤in iç mimar olan k›z›mla çal›fl›yorum. hastaneler be¤enilmeyecektir, öyle de oluyor. Kentsel tasar›m, flehircilik ay›r›m› konusun- Kamu kurumlar›n›n hastanelerinin hepsi benzer da da Türkiye’de hâlâ bulan›k noktalar var. Za- hastaneler, benim ö¤renciyken yapt›¤›m hasta- man zaman bu ay›r›m›n netlikle yap›lamad›¤›n›, ne gibi... kimin neyi yapt›¤›n›n anlafl›lamad›¤›n› izliyo- Daha sonraki y›llar›mda da, al›flverifl ve e¤len- rum. Ancak flunu söyleyebilirim, kentsel tasa- ce merkezleri, temal› parklar konusunda dünya- r›mc›lar, tabii ki tasar›mc› kökenli, özellikle mi- n›n çeflitli ülkelerini kapsayan bir araflt›rma yap- mar kökenli olmas› gereken uzmanlard›r. Biz t›m. Ancak Türkiye’de bu konuda bir yap› yap- ‹TÜ’de flehircilik ad› alt›nda kentsel tasar›m ko- m›fl de¤ilim, ama Moskova’da ve Bosna’da yap- nusunu ö¤renmifltik. Ben tasar›m›n tek elden t›m. ç›kmas›na al›flt›m, ancak farkl› kat›l›mc›larla, ör- ne¤in sanatç›larla, farkl› uzmanlarla projelerin ‹skoçya’dan sonras› nas›l geliflti? Ne zaman zenginlefltirilmesine çok a盤›m ve bunu da ya- Türkiye’ye döndünüz? p›yorum. ‹skoçya’dan sonra Almanya’da, Düsseldorf’ta bir mimarl›k ofisinde tasar›mc› olarak çal›flt›m Önemli binalara imza att›n›z. ‹stanbul ve bir süre. Bu büroda daha çok okul projeleri Ankara Cumhurbaflkanl›¤› binalar›n› biliyo- yapt›m. 1984’te Türkiye’ye döndüm ve serbest ruz. Bu komplekslerin tasar›m› uzun süreç-

36 mimar•ist 2011/1 PROJE / PROF‹L lerdi. Uzun ve karmafl›k olan bu süreçten bi- raz söz edebilir miyiz? Olumlu ya da olum- suz ne tür deneyimler yaflad›n›z? Bunlara iliflkin çok da fazla bilgi sahibi olamad›k... Olamad›n›z, çünkü bunlar dört duvar aras›nda kapal› kalm›fl süreçlerdi. 1993 senesinde 9. Cumhurbaflkan› göreve bafllar bafllamaz Cum- hurbaflkanl›¤› Bafldan›flmanl›¤›na atand›m. Bu süreç konumuzun d›fl›nda. Ancak mimar olarak benden beklenen, Ankara ve ‹stanbul’daki Cumhurbaflkanl›¤› Köflkü alanlar›nda çal›flmalar yapmakt›. Cumhurbaflkanl›¤›, yasalar gere¤i kendine mimar seçemedi¤i için, bafldan›flman tayin ederek bu iflleri yürütüyor. Önce ‹stanbul çal›flmam›z var, bildi¤iniz Cumhurbaflkanl›¤› Tarabya Köflkü. Buras› 1993’te adeta çöplük gibi bir yerdi. Orman ala- n› bitmiflti, Huber Köflkü ve ekleri çürümüfltü ve de yine o alanda bulunan birtak›m yasal ol- mayan kooperatif evleri mevcuttu. Bu alanda benim, genifl bir grupla beraber yedi y›ll›k bir çal›flmam oldu. Birçok kiflinin eme¤i vard›r. Bo¤az s›rtlar›nda ve içinde tarihî eserler bu- lunan bu çok de¤erli alan›n korunmas›yd› birin- ci amaç. Hem eski eserlerin, hem de do¤al yap›- n›n korunmas›yd›, orman›n korunmas›yd›. ‹kincisi, Cumhurbaflkanl›¤›n›n baz› gereksi- nimleri vard›. Örne¤in, ‹stanbul’da bir konakla- ma tesisi yoktu. Florya Köflkü kullan›lamaz du- rumdayd›, halk plajlar›n›n içinde kalm›flt›. Cum- hurbaflkanlar› ‹stanbul’a geldiklerinde otellerde kal›yorlard›. Huber Köflkü çürümüfltü, ayr›ca da güvenlik sorunlar›ndan dolay› caddenin üstünde olmak mümkün de¤ildi. Dolay›s›yla burada, Cumhurbaflkanl›¤›n›n ‹stanbul’daki çal›flmalar›- Cumhurbaflkanl›¤› Tarabya Köflkü, Koruma Amaçl› n› yürütmek için de birtak›m fiziksel mekânlar Kentsel Tasar›m Projesi, oluflturulmas› bir gereksinimdi. Cumhurbaflkan› Konutu, Üçüncü amaç ise –belki bu ikincisinden de Tarabya, ‹stanbul. önemli– dönemin Cumhurbaflkan›n›n flu iste¤i- ni karfl›lamakt›: ‹stanbul bir dünya kentidir ve ‹stanbul’u, Cumhurbaflkanl›¤› Köflkü arac›l›¤›y- la dünyaya açmak, bunun için Bo¤az’da bir pencere açmak ve yabanc› devlet baflkanlar›n›, di¤er yabanc› devlet üst düzey yöneticilerini burada a¤›rlamak önemliydi. Bu nedenle komp- lekste yaklafl›k 40-50 kiflilik yatma kapasitesi oluflturuldu, konferanslar vermek, bas›n toplan- t›lar› yapmak üzere alanlar yarat›ld›.

Bu konu çok önemli gerçekten. Türkiye’nin ve ‹stanbul’un uluslararas› kültürel iletiflime aç›lmas› ve bu denli önemli bir peyzaj nokta- s›ndan bunu yapmas›... Gerçekten de, uluslararas› bir kültürel iletiflim

mimar•ist 2011/1 37 PROJE / PROF‹L

alan› yarat›lmas› arzu edildi. Ayr›ca, Cumhur- kooperatif binalar›n›n yerlerine yeni yap›laflma- baflkanl›¤›n› ve bu alan› halka açmay› da önem- lar önererek bu proje gerçeklefltirildi. ‹ki katl› siyorduk. Parklar›, ormanlar›, bu özel yeflil ala- yap›lar kald›r›ld›, yerlerine iki katl› yap›lar ko- n›, Bo¤az alan›n› daha yararl› kullan›labilir bir nuldu. Yeflil alan 20 bin metrekare art›r›ld›. 20 alana dönüfltürmekti amaç. Hatta o dönemde bin a¤aç dikildi... Mimarlar Odas›ndan gelen kutlama yaz›flmalar› Bu süreçte benim bir flans›m vard›. Prof. vard›r. Do¤an Kuban Hocam›z dan›flman›m›zd›. Mi- Bu do¤rultudaki çal›flmalar geceli-gündüzlü marl›k ofisimizin resmî dan›flman›yd›. Dolay›- yaklafl›k yedi y›l kadar sürdü. Proje 2000 y›l›nda s›yla her fleyi yak›ndan izleyen, gören, yaflayan bitti ancak bu binalar talihsiz binalard›. Çünkü konumdayd› Hocam›z. daha sonra gelen 10. Cumhurbaflkan›, komp- leksi belirlenen bu hedefler do¤rultusunda de- Sonras›nda bir de Ankara’yla ilgili benzer ¤erlendirmedi. Böylelikle, ço¤u bina da ifllevsiz bir çal›flma süreciniz var. Orada da, yeflil ala- kalm›fl oldu. na ve çevreye müdahaleler konusunda ciddi 11. Cumhurbaflkanl›¤› döneminde ise, bina- elefltirileriniz olmufltu. ‹sterseniz bunu da larda tadilatlar yap›ld›¤›n›, de¤ifliklikler yap›ld›- aktaral›m okuyucular›m›za. Ankara’daki sü- ¤›n› duydum. Bu flafl›rt›c›, çünkü mimar olarak reç nas›l geliflti? ben, hem tek tek binalar›n hem de kentsel tasa- Ankara’da yine çok önemli bir ifle girifltik. Çan- r›mc› olarak alan›n proje müellifiyim. Dolay›s›y- kaya Köflkü –içine girmeyenler o kadar bilmez- la de¤iflikliklerin, yasal olarak benim fikrim al›n- ler– ama çok kötü bir durumdayd›. ‹çinde “ge- madan yap›lmas› mümkün de¤ildi. Bana mi- cekondulaflan” yap›lar› olan ve altyap›s› çok so- marlardan bask›lar geliyordu; “bizden teklif is- runlu bir alan. Ana yap› Holzmeister’in binas› teniyor, ne yapaca¤›m›z› bilmiyoruz, sen müel- biliyorsunuz, dönemin Cumhurbaflkan›n›n da lifsin” fleklinde. Ben dayanamad›m ve sadece bir kat›l›m›yla Çankaya Köflkü’nün koruma amaçl› yaz› yazd›m. Yaz›da proje müellifi oldu¤umu, bir kentsel tasar›m projesiyle, master plan niteli- kuvvetli ve aç›k belgelerle kan›tlad›m ve bunlar› ¤inde bir çal›flmayla yeniden ele al›nmas› amaç- Bay›nd›rl›k Bakanl›¤›’na ve Cumhurbaflkanl›¤›- land›. Ve yaklafl›k bir y›ll›k yo¤un çal›flmadan na yollad›m. Bir süre sonra Bay›nd›rl›k Bakanl›- sonra, biz bir kentsel tasar›m projesi ürettik. ¤›’ndan ‹stanbul Valili¤i’ne (bana da bir kopya) bir yan›t geldi. “Mimar hakl›d›r, müellif oldu- Alan›n kültür miras› aç›s›ndan da önemi bü- ¤unu kan›tlam›flt›r, belgeler tamamd›r, gere¤ini yük... yap›n›z, ‹stanbul sizin sorumluluk alan›n›z,” Kuflkusuz, alan önemli bir kültür miras› de¤eri deniyordu yaz›da. Bunun üzerine, ‹stanbul Va- tafl›yor. Biz de projemizde yeflil dokuyu ve eser- lili¤i de Ankara’ya hukuki görüfl bildirilmesini leri hem koruyarak hem gelifltirerek yaklafl›yo- isteyen bir yaz› yazd›. Aradan bir buçuk y›l geç- ruz ve iki meseleye ›fl›k tutuyoruz. Bir tanesi flu: ti, ama hiçbir görüfl bildiren olmad›. Binalar da Cumhurbaflkan›n›n Çankaya Köflkü’nde nas›l bu arada muhtemelen tadilat gördü, maalesef çal›flt›¤› meselesi. 1993’te yar›flma yoluyla elde ülkemizde böyle anlafl›lmaz süreçler var. edilmifl bir Genel Sekreterlik binas› var, Cum- Bu yedi y›ll›k çal›flmada daha önce devlete hurbaflkan› da orada çal›fl›yor. Konutundan ç›k›- hiç dokunmam›fl bir mimar olarak ben çok fley yor, arabas›na biniyor. Onu bir ambulans izli- ö¤rendim. Baz› fleylere çok flafl›rd›m. Devletin yor, ayn› kampus içinde, ö¤le yeme¤inde tekrar yap› yapt›rma süreçlerini tüm detaylar›yla ö¤- gidiyor ve dönüyor. Dolay›s›yla bu, dünya ör- rendim. Buradaki s›k›nt›lar›, buradaki eksiklik- neklerine bak›ld›¤›nda Cumhurbaflkanlar›n›n leri ö¤rendim. Cumhurbaflkanl›¤›n›n gücüne yapt›klar› bir fley de¤il. Bizde de 1993’e kadar ra¤men ne çok s›k›nt› yaflanabilece¤ini gördüm. böyle de¤ildi, her fley ayn› binadayd›. Bu ayr›l- ‹kincisi, iyi bir fley yapmaya çal›flanlar›n ne denli man›n Cumhurbaflkan›n›n hayat›n› ne kadar güçlükler içinde kalabileceklerini, Cumhurbafl- zorlaflt›rd›¤›n› tespit ettik. kanl›¤› seviyesinde bile ne kadar zorlanabilecek- ‹kincisi, Cumhurbaflkan›n›n çal›flma binas› lerini ö¤rendim. Cumhurbaflkan›n›n teflvikiyle içinde, günlük çal›flma odas›, kabul salonlar›, de, yedi y›l sonra Tarabya Cumhurbaflkanl›¤› makam odas› aras›nda yüzlerce metrelik kori- kitab›n› yay›mlad›m. dorlarda koflturmak zorunda kald›¤›n›, dolay›- Burada çok say›da mimar›n, çok say›da sa- s›yla bu binan›n ifllevsel olarak sorunlu oldu¤u- natç›n›n kat›l›m›yla büyük bir titizlikle, yeflil do- nu Cumhurbaflkan› ile birlikte tespit ettik. kuyu bozmadan ve sadece kald›rd›¤›m›z çürük Bir “Resepsiyon Salonu” ihtiyac› da vard›.

38 mimar•ist 2011/1 PROJE / PROF‹L

Dönemin Cumhurbaflkan›, büyük bir Resepsi- Ankara Çankaya Cumhurbaflkanl›¤› Köflkü, yon Salonu infla ettirmek istiyordu. Sekreterlik Koruma Amaçl› Kentsel binas›n›n proje müellifleri ise, binan›n arkas›nda Tasar›m Projesi. yer alan yeflil alan› ortadan kald›rarak oraya de- Çankaya Köflkünde Ankara vasa bir bina koymay› öneriyorlarm›fl. Benim Tabiat ve Kültür Varl›klar›n› Koruma Kurulu projemde ise –Dan›flman yine Prof. Do¤an Ku- karar›yla yok edilen ban idi– böyle bir binan›n yap›lmas› istenmiyor- ormanl›k alan, 1997. du. ‹flte bu mimarl›k kamuoyunun bilmedi¤i bir fleydir. Biz yap› yap›lmas›n dedik. Bu yap›n›n önünde bir tören alan› var. Bu tören alan› 9 metrelik bir dolgu üzerine oturmufltur. Yap› in- fla edilirken, 9 metre yüksekli¤inde bir dolgu ve üstüne de tören alan› konulmufl, ama tören ala- n›n›n boyu k›sa geliyor ve standartlara uymu- yor. Sancaklar, bayraklar buraya s›¤m›yor ve ya- r› yoldan dönmek zorunda kal›yorlar. Bu ne- denle, biz dedik ki; böyle bir bina isteniyorsa, dolgu alan›n› kald›ral›m, bunu alt›na koyal›m. Hem tören alan› standard›na kavuflmufl olur, hem de burada Resepsiyon Salonu diye ayr› bir

1. Kald›r›lan a¤açl›k alan; yerine resepsiyon salonu infla edildi. 2. Resepsiyon salonunun tören alan› alt›na al›nmas› önerilmiflti. bina yap›lmam›fl olur. Bir arkad yap›l›r ve Resepsiyon Salonu bahçeye aç›lm›fl olur. Bir tek a¤aç da kesilmemifl olur diye düflündük. ‹kinci bir fley daha önerdik, o da fluydu: Hemen binan›n 60 metre uza¤›nda eski bir gazhane binas› vard›r ve onun alt›ndan vaktiyle Holzmeister’in binas›na 60 metrelik bir yeralt› koridoru mevcut- tur. Cumhurbaflkan›n›n peflinden ambulansla gidip gelmelere son vermek üzere, o binan›n yerine küçük bir çal›flma bina- s› yapmay› ve Cumhurbaflkan›na son derece kompakt, hiç ¤a ç›kmadan, evinden gidip gelebilece¤i bir sistem getirmeyi önerdik. Cumhurbaflkan› bütün bu çal›flmalar› onay- lad›. Dan›flman›m›z Prof. Do¤an Kuban da bu- nu çok destekledi ve raporlar› haz›rlad›k. Ancak, An›tlar Kurulu projeyi flu gerekçeyle reddetti: Bu mimar›n böyle fleyler yapmaya hakk› yoktur. Bi- nan›n proje müellifi ne istiyorsa onu yapmak gere- kir. ‹flte bu, efli görülmemifl bir olayd›r. An›tlar Ku- rullar›n›n görevi, mimarlara ifl bulmak de¤ildir. Ay- r›ca burada zaten yedi tane proje müellifi var ve bu binaya herhangi bir flekilde dokunmuyoruz. Tüm bu akla son derece yak›n gelen, hemen hemen herkesin “tamam” diyece¤i çözüme, An›tlar Kurulu böyle bir gerekçeyle karfl› ç›kt›. Bir rapor yazd› ve o raporu onaylad› ve bugünkü katliam› yapt›rd›. Prof. Do¤an Kuban da buna bir yaz› yazd›. Yaz› bir gün bir yerde belki yay›mlan›r, çok önemlidir. Hoca, hem An›tlar Ku- rulu’na, hem de Cumhurbaflkanl›¤›na hitaben yazarak onlar› uyard›. Oysa Ankara’daki bu yeflil alan katliam›,

mimar•ist 2011/1 39 PROJE / PROF‹L

ben o s›rada Cumhurbaflkanl›¤› Bafldan›flman› oldu¤um, Prof. Do¤an Kuban da Cumhurbafl- kanl›¤› Mimari Büro dan›flman› oldu¤u için An- karal› baz› çevrelerce sanki biz sorumluymufluz gibi yorumland›. Geçerli olan ise tam tersidir. Bir fley daha var; bu da çok önemli. Orada bir Caml› Köflk restorasyonu yap›ld›. Bu Caml› Köflk restorasyonu projelerini yine Do¤an Ku- ban’›n dan›flmanl›¤›nda ben haz›rlad›m. Resto- rasyon avan projelerini haz›rlad›m, uygulama projelerini ise mimar Güven Birkan yapt›. Fakat uygulamay› etkileyemedi¤imiz için, yanl›fl mal- zemeler, parlak yüzeyler vb. konuldu ve benim alt›na asla imzam› atmayaca¤›m bir yap› ortaya ç›kt›. Ankara süreci böyleydi. ‹yi bir fley yapmaya çal›flmak destek görmüyor biliyorsunuz, çok zordur...

Siz büyük projelerde ve karmafl›k süreçlerde bunu yaflad›n›z. Ülkemizde genelde böyle bir sorun var meslek alan›nda. Uygulamada mimar›n yaklafl›m›n›n ve kararlar›n›n d›fl›na ç›k›labiliyor ve kendi tasar›m›n›z olmayan bir sonuçla karfl›laflabiliyorsunuz... En küçük yap›larda, köy yap›lar›nda bile bu so- runla karfl›laflabiliyorsunuz. Son zamanlarda As- sos’ta konutlar yap›yorum. Ancak yetkili kuru- lufllara projelerimizi onaylatmakta s›k›nt›lar yafl›- Coflkun Karadeniz konutu, yoruz. Örne¤in en basiti; aç›k alanlar› gölgelen- , Çanakkale. dirmekte zorlan›yoruz. Bu tasar›mlar “kapal› alan”a dönüfltürülebilir kayg›s› ile s›cak karfl›lan- m›yor, çeflitli zorluklar ç›kar›l›yor. Yazl›k konut- larda, aç›k alanlarda günefl alt›nda yaflanabilir mi?

Assos konutlar›n›zdan bahsederken, son dö- nem çal›flmalar›n›za gelebiliriz. A¤›rl›kl› ola- rak ne tür projeler flu anda sizi meflgul ediyor ve nas›l bir çal›flma sürecindesiniz? Son dönemde yurt d›fl› projelerimizin yan›nda bu “ikinci konutlar”› önemsiyorum. Ege bölge- sinde, genellikle Assos’ta yo¤unlaflt›m. Assos’u ve Kaz da¤lar›n› çok seviyorum, projelerim flu anda sekize ulaflt›. Birisi de kendi evim. O yöre- de yap›lan, ‹stanbul ve Ankara’dan mimarlar›n yapt›klar› yap›lar›n bir k›sm›na kat›lm›yorum. Birtak›m kutular yap›l›p yamaçlara koyuluyor. ‹nsanlar bunlar›n içinde yaflayam›yor, s›k›nt› çe- kiyorlar. Assos’taki projelerimde aç›k, yar› aç›k ve kapal› alanlar› yaflanabilir bir kurguya ulaflt›r- maya çal›fl›yor, bunlar› toplu olarak yay›mlamay› planl›yorum. An›tlar Kurullar› ile ilgili bir Ankara örne¤i vermifltim. Bir de ‹stanbul örne¤i vermek istiyo-

40 mimar•ist 2011/1 PROJE / PROF‹L rum. Huber Köflkü’nün ekleri var. Set Köflkü, Av Köflkü, seralar vb. gibi. Dönemin An›tlar Kurulu bunlar için flöyle bir rapor vermifl: “Tari- hî de¤erleri yoktur, y›k›labilir”. Ben göreve gel- di¤imde bunu görünce dehflete kap›ld›m. Hu- ber Köflkü’nün ekleri bunlar ve y›k›m ihalesi ç›km›fl. Ama ihaleye kimsenin kat›lmamas› saye- sinde binalar kurtulmufl. Do¤an Kuban ile el ele vererek bunlar› tekrar koruma alt›na ald›rd›k ör- ne¤in... Bir baflka koruma maceram›z daha var, Do- ¤an Bey’le; Beylerbeyi’nde Hasip Pafla Yal›s›’na ait. Rahmetli Özdemir Sabanc› (onundur bina), binay› betonarme olarak yapt›r›p ahflap kaplat- mak istiyordu ve bu do¤rultuda restorasyon uz- man› bir ö¤retim üyesine haz›rlatt›¤› proje, dö- nemin An›tlar Kurulu’ndan geri dönmüfltü. Çünkü buras› 1. derece bir eski eserdir. Ahflap bir sarayd›r, dolay›s›yla ahflap olarak yap›lmas› gerekir. Betonarme yap›larak ahflap kaplanmas› uygun de¤ildir. Özdemir Bey ise, bana bu izni vermediler diyerek, konuyu kiflisel ald› ve küstü. Yedi-sekiz y›l yal›da hiç bir fley yap›lmad›. Son- radan bir flekilde karfl›laflt›¤›m›zda ise, bana iste- ¤ini yineledi. Ben de kendisine “Özdemir Bey ben de o reddedenler grubundan›m. Benim size faydam olamaz,” dedim. “Neden?” diye sordu- ¤unda dedim ki “Bu bir e¤itim meselesi, bir cümleyle anlatamam, alt› ay›n›z› ay›r›n ben size anlatay›m”. “Ay›r›yorum!” dedi. Bu alt› ayl›k süreçte ahflap statikçileri davet ettim. Yang›n Konut, , Mu¤la. uzmanlar›n› davet ettim. Prof. Kuban’› da kat- t›k bu ifle. Ve alt› ay sonra Özdemir Bey, resto- rasyonun ahflap olarak yap›lmas›n› kabul etti. Projeler çok büyük bir titizlikle taraf›m›zdan haz›rland›, An›tlar Kurulu’na verildi ve takdirle onayland›. Ard›ndan ne yaz›k ki, Özdemir Bey vefat etti, ailenin ac›s› biraz dinince, mirasç›larla tekrar görüfltük ve tekrar betonarme, çelik söz- leri gündeme gelince dedim ki, “Bu proje An›t- Hasip Pafla Yal›s›, Beylerbeyi, ‹stanbul. lar Kurulunca onaylanm›fl ve ‘bu müellifin de- netiminde yap›lmas›’ diye belirtilmifltir. Rah- metli baban›z ile biz bu ifli çözdük”. Fakat daha önce Hasip Pafla Yal›s› restorasyon projesini betonarme olarak tasarlayan ö¤retim üyesi mimar yeniden devreye girdi. O s›rada kendisi An›tlar Kurulu Baflkanl›¤›na atanm›flt›. Projemiz, betonarme ve çelik baz› ilaveler yap›larak, lebiderya konumu bozularak ve baflka bir mimara imzalat›larak Kurulca yeniden onayland›! Böyle bir fley olamaz, yasalar›n yüzde yüzüne ayk›r› bir tablo. O zaman Mimar- lar Odas›’n›n avukat›na gittim. O da bana, y›l- larca üzülebilece¤imi, mahkemelere gidip gele-

mimar•ist 2011/1 41 PROJE / PROF‹L

bilece¤imi söyledi. Bu da bir An›tlar Kurulu çok büyük bir düfl k›r›kl›¤› yaflad›k ve biraz dü- maceras› olarak Do¤an Bey’le çal›flmalar›m›za flündükten sonra yar›flmay› b›rakt›k. Do¤an kat›lm›fl oldu. Bey’in, benim de çok destekledi¤im, sizin de Do¤an Kuban’dan söz ederken bir fley daha muhtemelen yak›ndan bildi¤iniz bir görüflü var; bu da benim çok önemsedi¤im Edirne Seli- vard›r; “Restorasyonu mimarlar yapar,” der. miye Yar›flmas› deneyimidir. Restoratör, mimar vasf›n› kaybetti¤i anda, res- Büyük bir heyecanla, Do¤an Kuban bir gün torasyon yapamaz. Jürimizin içinde de¤erli res- bana telefon etmiflti, “Edirne’de Selimiye Yar›fl- toratörler oldu¤u halde, mimarl›k yönleri muh- mas› var, girelim” dedi. Ben de çok heyecanlan- temelen sönmüfl oldu¤undan, fark›na var›lma- d›m. Onun eski bir ö¤rencisiyle birlikte üç kifli dan her türlü yarat›c›l›¤›n, ça¤dafl yorumun önü kat›lmaya karar verdik. Yo¤un, h›zl› bir çal›flma kesilmifl oldu. Sinan’›n muhteflem yap›s›na, gü- sürecine girdik. Edirne’ye gittik, yerinde çal›fl- nümüzün mimarlar›n›n ça¤dafl bir bak›fl gelifltir- t›k, çizdik. Hakikaten hoflumuza giden eskizler meleri yasaklanm›fl oldu bu yar›flmayla. ortaya ç›kt›. Art›k birini çizmeye karar vermifl- ken, jüriden sorular›n yan›tlar› diye bir zarf gel- Son dönemde mimarl›k alan›nda ödül prog- di. Bu yan›tlardan bir tanesini okuyunca ben ramlar› giderek artt›. Adeta bir furya var, dondum kald›m. Bir yar›flmac›n›n “yeralt› geçi- baz›lar› meslektafllardan elefltiriler de al›yor, di, yaya alt geçidi yap›labilir mi?” sorusuna “Ya- ticari, reklam amaçl› olanlar var ve de¤erlen- p›lamaz, kaz› yap›lamaz” yan›t› gelmifl. Yayay› dirmeler çok tart›fl›l›yor. Ödüllere iliflkin ve otoyu birbirinden ay›racak, bunu tarihe son baflka düflünceleriniz neler? Sosyal Merkez, Tarabya, derece sayg›l› bir flekilde yapacak mimari yo- Söyleflinin bafl›nda çarp›c› bir örnek verdim. Bu- ‹stanbul. rumlara olanak verilmiyordu. Mimarlar olarak nu y›llar sonra abartarak söylemiyorum. Döne- min çok ünlü mekanikçisinin yapt›¤› proje be- ¤enilmedi, benim arkadafl›mla, 3. s›n›fta ö¤ren- ciyken yapt›¤›m proje üstelik de mekanik sis- temleri övülerek öne ç›kart›ld›. Bugün de gazeteleri açt›¤›n›zda, ödüllerin bir pazarlama arac›na dönüfltü¤ünü görüyorsu- nuz. Projelerin ödül almayan› yok galiba. Özel- likle, gayrimenkul ödülleri diye bir fley ç›kt›. Bu ödül meselesine çok önem veren mimarlar da var. Kimseyi incitmek istemiyorum, ama insan- lar› uçaklara doldurup yüz binlerce dolarlar sarf ederek, tan›t›m amac›yla daha da fazlalar›n› ya- panlar var. Örne¤in bir uluslararas› ödül alm›fl bina bili- yorum, mal sahibi kullanam›yor. Kullan›lama- mas›ndan öte, hiçbir detay› halledilmemifl bir yap› uluslararas› bir ödül alabiliyor. Dolay›s›yla bu ödül meselesinde ne yap›l›r ben bilmiyorum, ama ödül gördü¤üm zaman öbür tarafa bakmak duygusu geliyor içimden.

Bazen de yeflil alanlar› yok eden projeler “çevre ödülü” alabiliyor... Bugün Bo¤az köprüsünden girdi¤iniz zaman bir beton orman› surat›n›za bir tokat at›yor. Sonra, bak›yorsunuz ki bu Türkiye’nin medar› iftihar› bir proje. Acaba ben yanl›fl m› görüyo- rum diye tekrar bak›yorum, çünkü bir beton or- man›. Dolay›s›yla, “Türkiye’de mimarl›k nereye gidiyor?” diye soruyorsunuz. Türkiye’de mi- marl›k talebi yok diye düflünüyorum ben; iyi bir mimar, gerçek bir mimar... Toplum üretmiyor

42 mimar•ist 2011/1 PROJE / PROF‹L bunu. Çok s›n›rl› bir talep var. Toplumda yay- g›nlaflm›fl bir talep yok.

Sonuçta kültürel bir sorun... fiu cadde üzerinde iki tane binay› yan yana ko- yun, birini varsay›n, dünyan›n en baflar›l› mima- r› yaps›n. Öbürünü de, en baflar›s›z bir ö¤renci yaps›n. Bunlar›n her bir kat› 300’er metrekare ise, sat›fl de¤erleri ayn› oluyor. O daire de ayn›, bu daire de. Dolay›s›yla mimarl›¤a de¤er verme- yen, pirim vermeyen bir toplum. Toplumsal ta- lep olmay›nca mimar›n da motive olmas›, yetifl- mesi, iyi bir yap›n›n peflinde koflmas› kolay de- ¤il.

Bunca deneyiminizle, son dönemde ‹stan- bul’da gerçeklefltirilen büyük kentsel dönü- flüm projeleriyle ilgili de k›saca görüfllerinizi almak isteriz... Bunlar›n ranta dönük projeler olduklar›n›, dola- y›s›yla bu alanlarda gerçek bir kentsel dönüflü- Yabanc› Devlet Baflkan› mün amaçlanmad›¤›n› söyleyebilirim özetle. Konukevi, Tarabya, ‹stanbul. Örne¤in, Süleymaniye Mahallesiyle ilgili yay›m- lad›klar›m›z› hat›rl›yorsunuz. “Disneyland” gibi bir yaklafl›m nas›l kabul edilebilir? Kanada Ed- monton’da bir al›flverifl merkezi, bir temal› park vard›r, ‹talyan mimarisinden kopyalar yerlefltiril- mifl bir temal› parkt›r. Temal› parklarda bu tür yaklafl›mlar olabilir, ama tarihî bir çevrede, do- kuda olabilecek bir fley de¤il bu elbette ki.

Bu konuyla ba¤lant›l› olarak, ‹skoçya’ya dö- nersek, ‹skoçya’da literatürden bildi¤im ka- dar›yla yerel halk›n kat›l›m› tasar›m sürecin- de önemli bir etken. ‹skoç as›ll› mimar Ralph Erskine’in de bu alanda baflar›l› uygu- lamalar›n› biliyoruz. Bizde ise, ne yaz›k ki, bu tür yaklafl›mlar›n uyguland›¤› örnekler yok denecek kadar az. Bu konuda neler söy- leyeceksiniz? Edinburgh’tan bir örnek vereyim. Tarihî kentin dokusunu asla bozmuyorlar, halk bozdurmuyor ve zaten yerel yönetimler de bozmak istemiyor. Fakat ‹skoçya çok turist çeker, Edinburgh özel- likle yaz aylar›nda dünyan›n turistini çeker. Ve otel yok, otel s›k›nt›s› var, çünkü yap›lam›yor. Büyük flirketlerin bask›s› ile Belediye Meclisi bir tek yap› yapt›rmaya karar verdi. Bilirsiniz, Holy- rood Park. Siluetleri etkilemeyecek bir alanda, uluslararas› bir yar›flma aç›ld› ve bu yar›flmada Hilton Oteli projesi seçildi, flantiye kuruldu. Fa- kat Edinburgh halk› ciddi bir kalabal›kla bir yü- rüyüfl yapt›, protesto etti ve ard›ndan proje iptal edildi, yap›lamad›. Sivil toplumun gücüne ba-

mimar•ist 2011/1 43 PROJE / PROF‹L

k›n. Hem sivil toplumun gücü var, hem de yerel heykelleriyle de Cumhurbaflkanl›¤› kompleksi alanda sayg›nl›¤› olan insanlar›n bir a¤›rl›¤› var. önemlidir. Çok say›da sanatç›, heykelt›rafl çal›fl- fiu öyküyü o dönemin mimarlar›ndan dinlemifl- m›flt›r, duvar ressamlar›, tekstil ve hal› tasar›mc›- tim: Mimarlar Odas›’ndan bir heyet Finlandi- lar› çal›flm›flt›r. ya’ya gidiyor ve gezerken Finlandiya Mimarlar Odas› yetkilileriyle bulufluyorlar. “Nas›l oluyor Olumlu olumsuz birçok örnekten ve dene- da kentsel düzen bu kadar muntazam, bu kadar yimlerinizden söz ettik. Ülkemizde çok say›- korunmufl kalabiliyor?” diye soruyorlar Finli da mimarl›k ö¤rencisi var. Onlara bu kadar mimarlara. Onlar da flafl›rarak flu cevab› veriyor- deneyimden süzerek neler söyleyebilirsiniz? lar: “Biz yapamay›z böyle bir fleyi, bizde Alvar Meslek çal›flmalar›n› nas›l yönlendirsinler? Aalto var”. Bu çok hofl bir fley... Önemli birkaç tavsiye neler olabilir? Onlar›n önündeki ilk konu flu: Seçmedikleri bir Heykelt›rafl Mehmet Aksoy geçenlerde tele- meslekle karfl› karfl›ya iseler, burada ciddi bir so- vizyonda çarp›c› bir örnek verdi, yine yakla- run var demektir. O zaman, seçmedikleri bu fl›m farkl›l›¤› konusunda. Almanya-Ber- mesle¤i sevip sevmedikleri konusunda kendile- lin’de bir heykel yapm›fl. Almanya’dan ken- rini yeniden test etmeliler. Bu test nas›l olur? disini aram›fllar; so¤uk hava koflullar› ve don Bir flanslar› var, okumaya bafllam›fllar, üniversi- karfl›s›nda heykeli korumak için bir süre teye girmifller. Ekonomik sorunlar ve s›nav sis- heykelin üzerini kapatma izni istemifller. Bi- temi nedeniyle, ö¤rencilerin “bunu b›rakt›m zim ülkemizde ise ayn› heykelt›rafl›n eseri y›- fluna gittim” demeleri çok zor. “Sevmeye çal›fl- k›lmaya çal›fl›l›yor... s›nlar” demek nahif bir düflüncedir ama sevme- Mehmet Aksoy’un yapt›¤› bir Kurtulufl Savafl› den, motive olmadan yap›lan ifllerde baflar›l› ol- heykeli var, Cumhurbaflkanl›¤›nda. Ben öner- mak da mümkün de¤il. Mimarl›k gibi çileli bir dim, Mehmet Aksoy’u buraya bir heykel yaps›n iflte, çok büyük emek isteyen iflte, bu önemlidir. diye. Dönemin Cumhurbaflkan›na gösterdik, Dolay›s›yla yapt›klar› ifli sevmeye çal›flmalar› onun istemedi¤i bir fleyi yapamazs›n›z do¤al do¤rultusunda kendi kifliliklerine göre bir yön, olarak. Nitekim ‹stanbul’dan baflka heykelt›rafl- bir yöntem keflfetmeleri laz›m. lardan da çeflitli Atatürk heykeli önerileri, figür- ‹kincisi, mimarl›k böyle büyük yap›lar, kent- leri, maketleri geldi. Bir de Mehmet Aksoy’dan sel park alanlar› yapmak demek de¤il. Küçücük geldi. Dönemin Cumhurbaflkan›n›n, farkl› bir bir kulübe yapmak da mimarl›kt›r. Dolay›s›yla, heykel karfl›s›nda yabanc›l›k çekebilece¤ini dü- en küçük ebatl›, en ekonomik ölçekli yap›lardan flünebilirsiniz. Ama o bu heykele onay verdi. bafllayarak, ona verilen büyük emeklerle iyi mi- Klasik bir Atatürk heykeli yerine bir Kurtulufl mar olunabiliyor. Bu çok önemli bir bak›flt›r. Savafl› yorumunu seçti. Bofllu¤un içinde Ata- ‹nsanlar›n köprüler, dev yap›lar vb. yapmalar› türk’ün silueti vard›. Atatürk’ü farkl› ifade et- gerekmiyor. Esas ustal›k, küçük projelerdedir. mifl, askerlerin ve kad›nlar›n profillerinden bir iç Küçü¤ün önemini, küçük ölçe¤in büyüklü¤ünü boflluk oluflturmufltu. Bir soyutlama vard›, daha diyelim, ö¤rencilerin kavramas› laz›m. Small is ileri bir anlat›m flekli. Dolay›s›yla o yönüyle de, Beautiful (E. F. Schumacher) kitab›n› da oku- malar›n› tavsiye ederim. ‹kinci söyleyece¤im de Coflkun Karadeniz: budur. “Architecture has a serious learning domain out of school Bizim kufla¤›m›z çok umutlu bir kuflakt›. too...” Benim ö¤rencili¤imin kufla¤›, umudunu hiç Interview by Deniz ‹nceday› kesmedi. Okulumuzdaki e¤itim ortam› da öy- Coflkun Karadeniz is an architect resident in ‹stanbul having lived and worked leydi, ö¤retim üyelerimiz heyecanl› insanlard›. abroad for many years. His plain and strong passion for architecture has made Aralar›nda çok kiflilik, kimlik farklar› olsa da, him consider his activity as a complete process in all scales, and feel the professional responsibility of every single line he has drawn. Starting from his bizler kendimize lider ö¤retim üyeleri seçmifl- education years he has built up his experiences through questionings and tik. Bizi çok heyecanland›ran hocalar›m›z vard›. generated an integrated approach to the scientific, artistic, legal, social, ethical Ö¤renciler ö¤renme iflinin sadece üniversi- etc. aspects of the profession. As he also mentioned in the interview he suffered tede, okulda olmad›¤›n›, mimarl›¤›n okul d›fl›n- many deficiencies, scrapes and injustices during his professional implementation da da ciddi bir ö¤renim alan› oldu¤unu bilmeli- and production processes. Thus he sometimes preferred to stay out of the system ler. Ben kendi ad›ma, fakültenin, formel e¤itim that externalizes or ignores the right, the knowledge and the background. With döneminin d›fl›nda ve sonras›nda çok fley ö¤- his humorous and critical view he shared his different experiences, design stories rendi¤imi söyleyebilirim. Ö¤renciler bunu da and impressions about irregularities in the professional processes. unutmamal›lar diye düflünüyorum...

44 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI

Dosya: ‹stanbul’un Modern Mimarl›k Miras›

S›k s›k yang›nlarla yok olan ve yenilenen bir kentte yaflamaya al›flk›n olan ‹stanbul halk› için, “koruma”n›n, ö¤renilmesi zor bir kavram olmas›na çok da flafl›rmamak gerek belki. Y›k›p yeniden, “ayn›s›n›” yapman›n belli ki bir cazibesi var. Kentsel rant da, de¤il Kad›köy’ün erken dönem villalar›n›, ço¤u bölgede befl katl› apartmanlar› bile konut stoku olarak anlaml› k›lmayacak ölçüde belirleyici. Konutlar› da otomobiller gibi kilometresi ile de¤erlendirme e¤ilimine de çok flafl›rmamak gerekiyor bu koflullarda. Bu aç›dan bak›ld›¤›nda 20. yüzy›l›n yap›lar›n›n ço¤unlukla betonarme olmas› nas›l bir fark getiriyor? “Betonlaflma” kültür de¤erlerinin kaybedilmesinin bir baflka ad›yken, yeni yap› teknikleriyle birlikte gelen “modern mimarl›k”›n ne kadar ay›rt›na var›labiliyor? Kimli¤i yüzy›llarla, hatta bin y›llarla tan›mlanan bir kent için son yüzy›l›n ne ifade etti¤i biraz belirsiz görünüyor. Belki de bundan dolay›, örne¤in AKM gibi 20. yüzy›l›n önemli simge yap›lar›n›n kent taraf›ndan benimsenmesinde baz› sorunlar yaflanabiliyor. Bütün bu karmafla içinde, M›s›r Çarfl›s›’n›n arkas›nda karfl›m›za ç›k›veren Kurukahveci Mehmet Efendi Mahdumlar› yap›s› ise bir fleylerin sanki çok da olanaks›z olmad›¤›n› söylüyor. Öte yandan endüstrileflmeye paralel bir modernleflme, kuflkusuz geliflen kentin yeni yüzünü belirlemeyi sürdürüyor. “Modern mimarl›k”›n ‹stanbul’daki varoluflunun oldukça karmafl›k kültürel süreçler içerdi¤i aç›k...

Bu karmafl›k süreçleri yans›tmay› amaçlad›¤›m›z dosyam›z için düzenledi¤imiz tart›flma toplant›s›nda, özellikle betonarme olan 20. yüzy›l yap›lar›n›n koruma sorunlar›n› ele almaya çal›flt›k. Toplant›ya mimarl›k tarihi yaklafl›m›n› temsil etmek üzere Bülent Tanju, koruma yaklafl›m›n› temsil etmek üzere Cengiz Can, yap›sal tasar›m ve mühendisli¤i temsil etmek üzere Melih Bulgur kat›ld›. Ayn› zamanda tart›flman›n moderatörlerinden olan Ebru Omay Polat makalesinde, modern mimarl›k miras›n›n metropole özgü koruma sorunlar›n› ‹stanbul özelinde de¤erlendirdi. Haydar Karabey de bir modern kentsel çevre miras›na iyi bir örnek sayabilece¤imiz Levent’in, güncel geliflmeler karfl›s›ndaki konumunu ele ald›. Zafer Akay, birçok kaybedilmifl örne¤i de hat›rlatarak, ‹stanbul’da “modernite”nin serüvenini özetleyen, görselli¤i a¤›r basan bir belgeleme sunmaya çal›flt›. Füsun Kariptafl Seçer, dosyam›za Sedad Hakk› Eldem’in az bilinen bir yap›s›n›n belgelenmesiyle katk›da bulundu. Dosyam›z› sonland›ran dilek bölümünü ise Gül Köksal’›n DOCOMOMO etkinliklerini de¤erlendirdi¤i güç birli¤i önerisi oluflturdu.

Dosya Editörü: Zafer Akay

mimar•ist 2011/1 45 DOSYA Tart›flma: “20. Yüzy›l Yap›lar›n›n Koruma Sorunlar›” Moderatörler: Ebru Omay Polat - Zafer Akay ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN

osyam›z›n konusu olan “modern mimarl›k dönem yap›lar›n›n strüktürel nitelikleri, tam çö- DDmiras›” kapsam›n› de¤erlendirmek, özel- zümlenmeden y›k›m bahanesi olarak kullan›l›- likle de betonarme yap›lar›n korunma sorunlar›- yor. Y›k›p yeniden yapmaya, rekonstrüksiyona na yo¤unlaflmak amac›yla bir tart›flma toplant›- yönlendirme, s›kl›kla karfl›lafl›lan bir durum. s› düzenledik. Koruma, mimarl›k tarihi ve mü- Ancak bu spesifik sorun ve örneklere geçme- hendislik bak›fl aç›lar›ndan, yap›lar›n perfor- den, öncelikle modern mimarl›k ürünlerini ko- manslar›ndaki de¤iflimleri, deprem sonras› olu- rumay› genel anlamda tart›flal›m. flan yönetmeliklerin etkisini de¤erlendirmeye; “rekonstrüksiyon” ad› verilen yöntemi irdeleye- Bülent Tanju: 20. yüzy›l yap›lar›ndan söz edi- rek, 20. yüzy›l yap›lar›n›n ve kentsel çevrelerinin yorsak, ne üretildiyse her birine yeni bir malze- koruma sorunlar›na yan›t aramaya çal›flt›k. me olarak bakmam›z gerekiyor. Kullan›lacak, Toplant›m›z›n kat›l›mc›lar›, yak›n zamanda hayatiyeti olan, içinde yaflanan, ekonomik de¤e- AKM tart›flmalar›na önemli katk›lar› olan ri olan meflhur koruma listesi var ya, benim YTÜ Mimarl›k Fakültesi mimarl›k tarihi ö¤re- elefltirel oldu¤um bir fley; belge de¤eri, kimlik tim üyesi Doç. Dr. Bülent Tanju, koruma kuru- de¤eri vesaire. Asl›nda bütün yap›larda bunlar lu deneyimlerini bizimle paylaflan YTÜ Mimar- tart›flmal›. Bu anlamda, bir perspektiften bakt›- l›k Fakültesi Restorasyon Ana Bilim Dal› ö¤re- ¤›n›zda, o ya da bu flekilde bir de¤eri var. 20. tim üyesi Doç. Dr. Cengiz Can ve tafl›y›c› sistem- yüzy›l yap›lar›ndan ya da fiilen kullan›lmakta ler ve güçlendirme konular›na iliflkin deneyimle- olan yap›lardan bahsediyorsak, bunlar›n her biri riyle yap› mühendisli¤i yaklafl›m›n› yans›tan ‹n- asl›nda aktüel birer tasar›m problemi oluflturu- flaat Mühendisi Melih Bulgur’du... yor. Devasa bir kentte, devasa bofllukta istedi¤i- niz yere hayalinizdeki ideal kenti kurmak de¤il, Ebru Omay: Bu dosyan›n konusu olan ‹stan- ama sürekli dönüfltürece¤imiz, kullanaca¤›m›z, bakaca¤›m›z, elimizin üstünde olaca¤›, tasarla- Soldan sa¤a, bul’un modern mimarl›k miras› ve koruma so- Ebru Omay Polat, Melih runlar›na iliflkin kiflisel tecrübesi olan bir ekiple nacak, yeniden tasarlanacak, yeniden dönüfltü- Bulgur, Cengiz Can, bir araday›z. Depremle de ba¤lant›l› olarak bu rülecek ve farkl› biçimlerde kullan›lacak bir yap› Bülent Tanju, Zafer Akay.

46 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI grubundan bahsediyoruz. E¤er bir mirastan cak flu var, koruma düflüncesi geniflliyor. ‹yisi bahsedeceksek, etraf›m›zdaki bütün yap›lar bu kötüsü, eskisi yenisi, her fley kültür varl›¤›d›r ve anlamda sürekli birer tasar›m nesnesi; bak›lmas›, mirast›r. Korunmas› gereklili¤i gündeme geldi¤i yenilenmesi, güncellenmesi, yeniden kullan›l- zaman onu baflka bir yere koyuyoruz. Depreme mas›, sa¤lamlaflt›r›lmas›, sürekli yeniden tasar- dayan›kl› hale getirmeyi düflündü¤ümüz binalar lanmas›, kullan›labilir k›l›nmas› gerek. fiimdi benim konum de¤il, ama korunmas› gerekli böyle bakmaya bafllad›¤›m›zda bu, sözgelimi kültür varl›¤› olarak tan›mlan›nca onun depre- Ayasofya’y› ya da surlar› korumaktan farkl› bir me dayan›kl› hale getirilmesi benim konum mesele, ama bu ayn› zamanda tasar›ma bak›fl›- olur. Orada yap›lacak müdahale baflka hassasi- m›z› da de¤ifltiren bir fley. Çünkü biz mimarlar yetler gerektirir. fiimdi modern mimaride, iflte en az›ndan ‹stanbul’dan flikâyet ederken öyle nas›l tan›mlayacaksak, korunmas› gerekli mi de- bir dil gelifltiriyoruz ki, flehrin yüzde 98’ini he- ¤il mi, tart›fl›lmas› gerek. Hangilerini koruyaca- men y›kmak ve yeni bafltan ve düzgün yapmak ¤›z, ben de bilmiyorum. Buna da kim karar ve- gerekiyor. Ancak böyle bir fley, o yüzde 98’in rir, hep birlikte karar veririz, asl›nda toplum ka- sahip olabilece¤i tüm de¤erler bir yana, pratikte rar verir. Koruma, yok olufla karfl› bir tepki. Bu de mümkün de¤il. Dolay›s›yla bunlar›n bizim yap›lar ne zaman ki azal›yor, bunlar› korumak tasar›m nesnemiz oldu¤unu görmemiz gereki- gerekti¤ini düflünmeye bafll›yoruz biz de. yor. Modern ile yepyeni bir kavramla karfl›lafl›yo- ruz. fiimdiye kadar tan›d›¤›m›z, bildi¤imiz eski Zafer Akay: 20. yüzy›l yap› faaliyetinin korun- yap›, tarihsel yap›lar, birtak›m bitmifl, art›k uygu- mas›n› düflündü¤ümüzde, yap› stoku olarak lanmayan yöntemlerle infla edilmifl, malzemeler fazla bir de¤er tafl›mam›fl oldu¤unu, bugüne ka- kullan›lm›fl, geçmifle mal olmufl, geçmiflin art›k dar ve defalarca birçok yap›n›n y›k›l›p yerine ye- hissetmedi¤imiz izlerini tafl›yor, bunlar kamu- niden yap›lar yap›lm›fl oldu¤unu görüyoruz. Bir oyunda da miras olarak alg›lamay› kolaylaflt›r›- dönem iki katl› villalar yap›lm›fl, diyelim ki Ka- yor. fiimdi burada baflka bir sorunla karfl›lafl›yo- d›köy ilçesinde yüzlerce villa yap›lm›fl, bunlar ruz, hâlâ var olan, belki de inflas› devam eden bir yap› stoku olarak herhangi bir de¤er tafl›mam›fl fleyin korunmas›ndan söz ediyoruz. Nas›l koru- ve kolayl›kla gözden ç›kar›lm›fl. yaca¤›z, do¤rusu onu da çok iyi bilmiyoruz. Çok önemli bir fley, korumada bir ilke var. Caso per EO: 20. yüzy›l›n yap› stoku fazla, müthifl bir bi- caso dedi¤imiz vaka modeli, yani tek bir reçete rikim var. Biz ilk defa yap› stokuna bu kadar ya- olmaz. Korunmas› gereken yap›n›n özelliklerine, k›n bir mesafeden bak›yoruz. Hangisini koruya- tafl›y›c› sistemine bakmam›z laz›m. Y›k›p yeniden ca¤›z, hangisini korumayaca¤›z tart›flmas›n› ilk yapal›m veya oldu¤u gibi koruyal›m veya ek ya- defa bu yo¤unlukta yafl›yoruz. Koruma kavram› pal›m yapmayal›m, günümüzün ihtiyaçlar›na ve bizim flu anda kulland›¤›m›z anlam›yla 19. yüz- yaflant›s›na uygun hale getirelim getirmeyelim, y›lda flekillenen ve üzerinde tart›fl›lan bir kavram. bunlar›n hepsinin farkl› cevaplar› var. Peki, nas›l Bize ulaflan yap›lar› de¤erlendirdik. Bugün mev- koruyaca¤›z ve niçin koruyaca¤›z, o da bunlara cut olan bütün üretilmifl yap›lar› bu ba¤lamda verdi¤imiz birtak›m de¤erlerin aç›k bir flekilde ay›rt etmeye çal›fl›yoruz. Neyi koruyaca¤›z, neyi ortaya konmas›yla ilgili. Bir yap›n›n diyelim ki korumayaca¤›z sorusuyla koruman›n altyap›s›- estetik de¤erinden dolay›, bir yap›n›n belki mal- n›n, kuram›n›n tekrar tart›fl›lmas› gereklili¤i orta- zemesinden dolay›, bir yap›n›n yaflanm›fll›¤›n- ya ç›k›yor. Birtak›m kavramlar›n yetersiz kalmas›- dan, çevresinden veya Ataköy gibi bir yerin fle- n›n temel sebebi bu diye düflünüyorum. Bu ya- hircilik aç›s›ndan korunmas› gerekiyor. O zaman p›lar çeflitli problemlerle karfl› karfl›ya, y›k›m ya oradaki koruma anlay›fl› ve müdahalelerin bam- da strüktürel problemleri var, ya da birtak›m de- baflka olmas› laz›m. Kurul’da da bunun s›k›nt›s› ¤ifliklikler yap›lmas› gerekiyor ve uygulamada ka- çok çekiyoruz. Rölöve, restitüsyon, restorasyon rarlar›n h›zl› verilmesi gerekiyor. Bu da bizi bir- projeleri geliyor, yap›n›n ne zaman yap›ld›¤›n› tak›m yeni de¤erler üretmeye itiyor. bilmiyorlar. Böyle bir restorasyon olabilir mi?

Cengiz Can: 19. yüzy›l mimarisinin korunmas› EO: Vaka modeline her anlamda bir yönlenme gerekli kültür varl›¤› oldu¤u düflüncesi de yeni, var. Çünkü sizlerin de aç›klad›¤› gibi, mesela onlar›n restorasyonunun nas›l yap›laca¤› da. fie- ben bu konuyla ilgilenmeye bafllad›¤›mdan beri hir her gün dönüflüyor, sadece 20. yüzy›l yap›la- sürekli ve acil olarak bu dönem yap›lar› için bir r› de¤il y›k›lan, bu yüzy›la has bir fley de¤il. An- ölçüt belirleme problemi tan›mland›. Bülent’in

mimar•ist 2011/1 47 DOSYA

vurgulad›¤› gibi tasar›m, temel problemati¤i ta- r›n›n sadece mimari projeleri mevcut, tafl›y›c› n›ml›yor. Bu durumda ölçütleri ve s›ralamas›n› sistem projeleri yok veya eksik. E¤er sadece y›¤- yapmak mümkün de¤il. Her yap› özelinde kul- ma yap›lardan bahsediyor olsayd›k bunlar›n flu lan›c›ya, korumac›ya ba¤l› olarak bambaflka ni- anki durumlar›n› tespit edebilmek çok daha ko- telikler ön plana ç›k›yor. Melih Bey, siz inflaatla lay olacakt›. Zira mimari projeler tafl›y›c› sistem ilgili bir uzman olarak bakt›¤›n›zda da bambafl- hakk›nda epey bilgiler içerir. Ancak iflin içine ka sorunlar, öncelikler belirlenecek. ‹sterseniz betonarme girdi¤i zaman, birtak›m tadilatlar da buradan sizin konuya bak›fl›n›z› alal›m. yap›ld›ysa, yerinde yap›lan tetkiklerde tafl›y›c›

‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN sistemin de¤iflmifl oldu¤u, tafl›y›c›lar›n yerleri- Melih Bulgur: En baflta biz neyi koruyaca¤›m›- nin, ebatlar›n›n, hatta kat adetlerinin de¤iflmifl z› flu anda bilemiyoruz. Pek mühendisçe olmasa oldu¤u görülebiliyor. Bunu ancak yaflay›nca gö- da, onu tespit etmek için tescil iflini bir an önce rüyoruz, birisi bu binayla ilgili bir fley yapt›rmak yapmam›z laz›m. E¤er tescilleri gerçeklefltirir- istiyor ya da bafl›na bir problem geliyor, ancak o sek, elimizde hangi y›llar aras›nda ne tür yap› zaman bunlar inceleniyor. Belediyelerde baz› bilgileri mevcut, onlar› görmüfl olaca¤›z. Tescil yap›lar›n projeleri mevcut. Hatta 1960’l› y›llar- bence flu anda ‹stanbul’daki yap›lar için en bü- da yap›lan betonarme projeler var, bunlar› elde yük problem. 1960’l› y›llardan 1990’l› y›llara edebiliyoruz, ama daha yeni y›llarda yap›lanlar›n kadar olan yap›lar›n büyük bir k›sm›n›n bilgile- arflivde hiçbir kayd› yok. Bu tamamen tesadüfi, rinde eksiklikler mevcut. Bunun d›fl›ndaki bilgi- baz› hallerde Belediye binalar› oradan oraya ta-

Ebru Omay Polat, Melih lerde de uyumsuzluklar mevcut. Projelerin bir fl›m›fl, ayr›lmalarla yeni belediyeler oluflmufl ve Bulgur, Bülent Tanju, k›sm› eksik ya da projelerle yerindeki uygulama- arflivler harap olmufl. Bu durumda biz flu anda Cengiz Can. lar farkl› veya zaman içinde tadilatlar geçirmifller elimizdeki verileri tek tek de¤erlendirip tescil ama bunlar tescil edilmedi¤i için bilinmiyor. Bu k›sm›n› tamamlayaca¤›z; bunlar›n projeleri var, tadilatlar›n bir k›sm›n›n mimari projeleri elimiz- flu tarihte yap›lm›flt›r, gibi. Bulamad›klar›m›z de mevcut, ama eski y›llarda belediyelerimiz ta- için de yap›n›n flu anki durumunu basitçe özet- dilatlarla ilgili di¤er disiplinlerden herhangi bir leyip tescil ifllemi gerçeklefltirece¤iz asl›nda. Ya- proje tadili istemedikleri için yap›lan tadilatlar ni elimizdeki bütün malzemeyi bilmemiz gere- da arflivlerde maalesef görünmüyor. Bizim bir kiyor, ondan sonra koruyacak m›y›z, korumaya- fleyler yapabilmemiz, bir fleyler söyleyebilme- cak m›y›z, koruyacaksak nas›l koruyaca¤›z? miz, korunacaksa ya da korunmayacaksa onlar› nas›l yapaca¤›m›z›n cevaplar›n› verebilmemiz, EO: Belgeleme üzerinde durman›z çok önemli. gerek tecrübe, gerekse flartnameler aç›s›ndan Neyi koruyaca¤›m›z d›fl›nda nas›l koruyaca¤›m›- ancak önce elimizdeki verileri bilmemizle z›n karar› için de elimizde ne tür veriler var, bil- mümkün. miyoruz. DOCOMOMO’nun her sene düzen- lenen örne¤in poster sunufllar›yla oldukça fazla CC: ‹stanbul’da bu yap›lar›n strüktürleri ne ka- veri topland›. Tahmin edilenin üzerinde, proje- dar projelere uygun yap›lm›flt›r, bu da bir sorun. sine ve eski foto¤raflar›na ulafl›lan, mimar› haya- ta olup ondan bilgi al›nan birçok yap› var. Yeni MB: Diyelim ki projeleri bulduk. fiimdi karfl›- ilkeler koymadan önce belki bu çal›flmalar›n m›zda baflka sorunlar var. Zira yap›lar›n büyük h›zland›r›l›p bu s›n›rl› veritaban›n›n geniflletil- bir k›sm›n›n belediye arflivlerindeki projeleri ile mesine ve de¤erlendirilmesine gereksinimimiz uygulanan projeleri birbirlerinden farkl›. Baz›la- var herhalde.

48 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI

Ayhan Apartman›... ZA: Bu aflamada yap›sal konular› biraz daha so- mutlaflt›rmak anlam›nda, vaka modeline uygun olarak, Talimhane’deki Ayhan Apartman›’n› ele alabilir miyiz? Bu bölgede bir kullan›m de¤iflik- li¤i var, eskiden konut olan bölge konaklamaya dönüflüyor. Bununla birlikte yap›lar›n bir flekil- de ekonomik ömürleri tamamlan›yor mu, bu bölgenin genel bir sorunu. Acaba buradaki ya- p›lar kullan›m de¤iflikli¤inden dolay› m› yeni- den yap›lmak isteniyor daha çok? Yani o konut yap›lar›n›n strüktürlerinin bir konaklama yap›s›- na uygun olmay›fl›n›n bunda etkisi nedir? Bu- nun gibi bir yap› özelinde belki Melih Bey’e so- rabiliriz, böyle bir yap›n›n ayakta tutulma ko- flullar› nedir?

EO: Ayhan Apartman› ‹stanbul’a özgü bir problemi de tan›ml›yor. ‹stanbul’un modern yüzü ön plana ç›km›yor. Talimhane’de gerçek- leflen yayalaflt›rma ve dönüflüm projesi, alan› Be- yo¤lu’nun bir uzant›s› olarak de¤erlendirdi. Be- yo¤lu’nda dolafl›yorsunuz, bir sosyal hayat var, orada da konakl›yorsunuz gibi bir ç›k›fl noktas›, kabaca söylemek gerekirse. Bölgeyi 20. yüzy›lda üretilen bir yap› grubu olarak de¤il, 19. yüzy›l dokusunun uzant›s› olarak görmek bir tercih ol- du. Oysaki Talimhane “Erken Cumhuriyet Dö- nemi miras›” olma niteli¤iyle tescil edilmifl bir alan. Uygulamalarda kilit tafllar› ve kal›n söve- lerle 19. yüzy›la öykünen, ama oranlar›, parsel düzeni tamamen bozulmufl yap›lar ortaya ç›kt›. Ayhan Apartman› da bu süreci yaflad›. De¤iflen iflleve göre bir düzenlenme istendi ve özgün ni- teli¤i göz ard› edilerek, Seyfi Arkan yap›s› oldu- ¤u da bilinmeden y›k›ld›.

CC: Kültür varl›¤› muamelesi görmedi ki zaten, de¤il mi?

EO: Sit alan› içinde oldu¤u bilinerek ve Ku- rul’dan izin al›narak bir proje haz›rlan›yor.

CC: Ama y›k›l›p yap›lma izni verildi.

EO: Kurul’da onaylanan projede cephesinin korunmas›, otel ifllevine uygun olarak iç mekân- da birtak›m de¤ifliklikler yap›lmas› önerilmifl. Fakat strüktürel problemler öne sürülerek yap›- n›n y›k›m›na baflland›. Y›k›ma müdahale edeme- yen Kurul, rekonstrüksiyon yani ayn› yap›n›n yeniden üretimini önerdi. Ortaya ç›kan yap›n›n Ayhan Apartman›, 1939, kat yüksekli¤i, cephe oranlar›, cephe düzeni Beyo¤lu, ‹stanbul. bambaflka. Y›k›m ve yeni yap›.

mimar•ist 2011/1 49 DOSYA

CC: Kârl›l›k, otelcilik düflünülüyor; uygulamay› biliyorlar. Benim geçmiflimin, ulusumun, belki yapanlarda kültür varl›¤›n› koruma düflüncesi o kentlinin veya insanl›¤›n geçmiflinin nitelikli yok asl›nda. Senin söyledi¤in, 19. yüzy›l Beyo¤- örnekleri bunlar, hep beraber bunu koruyal›m, lu’sunun uzant›s› olmas› da çok ilginç. fiimdi düflüncesi içindeler. Bunu tart›flm›yorlar bile, Niflantafl›’nda da yap›yorlar... Bülent’in söyledi- onun için birtak›m örnekler günümüze kadar ¤ine gelece¤im, asl›nda bu bir tasar›m ifli; bir gelmifl. Modernin korunmas›nda, önce kültür kat ilavesi de veriliyor. varl›¤› olarak tescil edilmesi laz›m; hangileri kültür varl›¤›? Ondan sonra koruma müdahale- ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN BT: O yüzden tasar›m problemi diyorum. Ora- leri de, depreme karfl› dayan›kl›l›k müdahaleleri- da de¤iflmesi istenen, üzerinde uzlafl›lm›fl bir nin de geliflmesi laz›m. grup sorun, talep ortaya konulmufl olabilir. Bu- Modern mimarinin tescili çok yeni. Belki nun üzerinden konuflup burada ne yap›labilir Anadolu’da baz› flehirler ‹stanbul’dan daha ile- diye bakmaya çal›flmak... O zaman o binalar›n ri, oralarda daha h›zl› yayg›nlafl›yor; bir entelek- tüel kentli zümrenin oldu¤u, Kurullar›n daha sahip oldu¤u strüktür problemleri, vs.ye ra¤- iyi çal›flt›¤› örnekler var. Bir kere bu tescillerin men neye dönüflebilir, ne yap›labilir, hâlâ konu- çok h›zl› yap›lmas› laz›m. Ama nas›l yap›lacak; flulabilir bir fley olacakt›r ve ona göre belki dö- eleman laz›m, Kurullar›n güçlendirilmesi laz›m. nüflecektir. Ama böyle bir durum yok ki. Bu Sonra, ç›kan örnekler üzerinden nas›l müdahale koruma problemi de de¤il. Bunun çok s›k› iflle- edilecek? di¤i, bu iflin polisi bulunan ülkeler var; bir Ku- rul ve tescil karar› olabilirdi, Ayhan Apartman› EO: Fakat flöyle bir ikilem var, bu örnekleri ko- da tescil edilmifl olabilirdi. Dolay›s›yla Ayhan ruma problemi haline getirmedikçe y›k›m›n Apartman› y›k›lmam›fl olurdu, hatta oradaki o önüne geçilemiyor. kitlesel turizme uyacak bir otele çevrilemedi¤i için öyle bir fleye de dönüflmezdi, o orada du- BT: Cankurtaran sandal›na ihtiyac›m›z var, rurdu. Korurduk, koruma böyle bir fley. Ben o evet, ama cankurtaran sandal›yla ömür geçire- yüzden tasar›ma çekmeye çal›fl›yorum, anlatma- meyece¤imiz de aç›k. Gemiyi bulmam›z gereki- ya çal›flt›¤›m fleye hiç çözüm olmayacak. Çünkü yor. Evet, acil önlemleri vs.yi almak gerekiyor, yan›ndakini de tescil edeceksiniz, hepsini tescil ama bir yandan bu problemlerin her birini –ta- edeceksiniz, bütün 1930 apartmanlar› m› tescil sar›m›, korumay›, yap›larla iliflkimizi, ne yap›yo- edilecek, bütün Seyfi Arkan yap›lar› m›? Böyle ruz, neden yap›yoruz– konuflup o gemiyi bir gidemez, ama ifllemesi gerekti¤i de çok aç›k or- yerlerden bulmam›z laz›m ki art›k sandala ihti- tada. Çünkü o zaman her yer Talimhane ola- yac›m›z kalmas›n. Çünkü sürekli sandalda bo- cak, dolay›s›yla mesele gerçekte bana koruma ¤ulduk, batt›k, ç›kt›k diye dolafl›l›yor. Belki bi- problemi olmaktan çok, tasar›m problemi gibi raz sorunu açman›n, de¤ifltirmenin yolunu da geliyor. bulmak gerekiyor.

CC: Tabii, korumac›ya bence gerek yok; Ayhan EO: Evet, her fleyi koruyarak ve tescil ederek de Apartman›’n›n önemi bilinse, yani bir Seyfi Ar- çözüm üretmek mümkün de¤il. kan yap›s› oldu¤u, o dönemin çok nitelikli yap›- lar›ndan oldu¤u... Hakikaten birçok ülkede bu BT: Pratikte fluna itiraz›m yok; hemen gidelim yap›lar gayet güzel kullan›l›yor. fiimdi tasar›mc›, ne yapacaksak yapal›m, 20 yap› daha tescil edi- yat›r›mc› ve kullan›c› bu yap›n›n fark›nda olsa, yorsak ettirelim, ne güzel. Ancak bu benim kifli- de¤erini bilse, hangi özellikleri varsa onlar› o sel problemimi hiç çözmüyor, çünkü ayn› flekil- de¤erleriyle koruyarak, üstüne de bir tasar›m de h›zla y›kma ve imha etme meselesi ayn› za- gelifltirerek baz› yerlerini de¤ifltirebilir; iflte caso manda tasarlayamamay› da getiriyor. Böyle bir per caso dedi¤imiz fley. Hem koruyarak, hem de tak›nt›m da var. günümüzün kültürel katk›s›yla yeni bir ürün ç›- karabilir ve bu flekilde hiçbirimizin, ne tasar›m- Deprem Yönetmeli¤i c›n›n, ne korumac›n›n, ne flehircinin istemedi¤i EO: Strüktürel problemlere dönersek, mesela yap›lar ç›kmaz karfl›m›za. Bakt›¤›m›z zaman 1930’lar›n sonunda infla edilmifl bir apartmanda mesela birçok ülkede an›tlar, nitelikli yap›lar, strüktürel hasar var. Bu yap›lar için y›k›m d›fl›n- surlar korunmufl; nas›l korunmufl, herhangi bir da neler yap›labilir, konunun uzman› olarak si- koruma yasas› m› var? Yok, ama onun de¤erini zin öneriniz nedir?

50 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI

MB: Tabii bafltan “y›kmak laz›m”› kabullenmek ZA: Konuyu daha da spesifik bir soruyla açmak iflin en kolay yolu, çünkü art›k ortada bir prob- için, diyelim ki 30’lu y›llarda yap›lm›fl ve betonar- lem kalm›yor. Strüktürel anlamda yap›n›n zafi- me projesi de bulunmayan bir yap›m›z var. fiimdi yet gösteren birtak›m noktalar›n› ya da zafiyet ise deprem bölgelerinde yap›lacak yap›lar hakk›n- göstermese de günümüzün depremle ilgili ya da bir yönetmelik bulunuyor. Bu yönetmelikten da daha baflka kurallar›na uymayan bölümlerini daha önce yap›lm›fl yap›lar›n durumu nedir genel takviye edebilme flans›m›z var. Bizim yap›y› na- olarak? Bu yap›lar›n da yeni yönetmeli¤e uygun s›l tarifleyece¤imize, sonra nas›l kullanmay› he- hale getirilmesi mi beklenir bir flekilde? defleyece¤imize ba¤l› bir fley. Tabii hep projeli yap›lardan bahsediyorum, konuflman›n bafl›nda MB: fiimdi bizim yeni Deprem Yönetmeli- söyledi¤im tescilleme ifllemi ya da kay›t alma ifl- ¤i’nden bahsediyoruz. Burada birtak›m hesabi leminde koruma karar›n› vereceksek hep projeli kurallar, k›s›tlamalar, konstrüktif birtak›m kural- yap›lardan, iflin içinde bir mimarl›¤›n oldu¤u lar var. Bir de hesabi olmayan boyutlarla ilgili yap›lardan bahsediyorum. Yoksa kalfalar›n yap- k›s›tlamalar ve yine kontsrüktif birtak›m kurallar t›¤› yap›lar konumuz de¤il herhalde, onlar çok var. Eskiden yap›lm›fl bir yap›da, yeni yönetme- daha çabuk ne yapaca¤›m›za karar verece¤imiz li¤in ilgili maddelerindeki hesaplara uygun ola- yap›lard›r diye düflünüyorum. rak yap›lmas› gerekenleri halledebilme imkân›- fiimdi örne¤in, bizim projelendirdi¤imiz m›z mümkün. Ancak yeni yönetmeli¤in konst- Sirkeci’deki Ticaret Odas›’n›n flu anda kulland›- rüktif birtak›m boyutlarla ilgili kurallar›n› ¤› mevcut bir yap› var. Eskiden hal› deposu ola- 1930’larda de¤il, 1970’lerde yap›lan yap›larda rak yap›lan betonarme bir yap›, yap›l›fl tarihini dahi beklemek mümkün de¤il. flu anda ezbere hat›rlam›yorum, ama sa¤l›kl› bir Yani çok basit ifade etmek gerekirse, mini- yap›... O zamanki flartnamelere göre zafiyetleri mum düfley tafl›y›c› eleman boyutlar›, yatay ele- çok çok azd›, bunlar da yap›n›n güçlendirme man boyutlar› de¤iflmifltir. O zamanlar 30’lu y›l- anlam›nda ihtiyac› olan ve mimari kullan›m an- larda 12 cm. yap›lan kirifl geniflliklerinin flu an lam›nda ihtiyac› olan yeni asansör ve merdiven 25 cm.den daha afla¤› yap›lmas› yasakt›r. fiimdi perde elemanlar›n birlikte de¤erlendirilmesiyle bu yasakt›r diye, bir zaman flöyle bir fleyler gelifl- çözüldü. Herhangi bir düfley ve yatay tafl›y›c› ti: 99 depreminden sonra birtak›m raporlar ya- takviyesine hiç gerek kalmad› yap›da, çünkü ya- z›lmaya, bizlerle iliflkisi olanlar da bu raporlar› p› zaten a¤›r yükler alt›nda tasarlanm›fl bir ya- bir flekilde paylaflmaya bafllad›lar. Rapora göre, o p›yd›, metrekaresinde 2 ton civar›nda yük tafl›- zamanki deprem flartnamesi, 97 Yönetmeli¤in- yacak bir hal› deposuydu. Bir ofise dönüfltürül- deki kirifl boyutlar›na uymad›¤›ndan, yap›n›n dü, düfley tafl›y›c› anlam›nda bir problemi kal- yatay ve düfley tafl›y›c›lar›n›n güçlendirilmesi ge- mad›. Ticaret Odas›’n›n buray› kullanabilmesi rekiyor. Düfley tafl›y›c›lar›n güçlendirilmesi her- için deprem aç›s›ndan birtak›m düfley sirkülas- yon elemanlar›na ihtiyac› vard›, yeni merdiven- kesin biraz al›fl›k oldu¤u bir fley, ama yataylar ler, asansörler... Bunlar o zamanki deprem flart- çok al›fl›k oldu¤umuz bir fley de¤il. Çok zor ya namesiyle beraber de¤erlendirildi, yap›ya birta- da y›k›lmal› diye birtak›m raporlar geliyor. O za- k›m perdeler ilave edildi. O zaman yap› deprem man insanlar da ne diyorlar? Öldük, bittik, bi- aç›s›ndan da o günkü flartnamelere uygun hale zim kirifllerimiz çok daha iyiymifl, kolonlar›m›z geldi. Hatta o y›llarda güçlendirmenin nas›l ya- flöyleymifl, y›k›ld› bu bina... Ancak flimdi elimiz- p›laca¤›n› ya da nelerin yap›lmas› gerekti¤ini deki yeni yönetmeli¤imizde bu ifllere daha de- gösteren bir flartnamemiz de yoktu, flimdi var. rinlemesine kurallar getirildi. Biz yap›dan ne Onun için her fley yap›labilir, yeter ki biz neyi bekliyoruz; performanslar belirlendi, can güven- ne kadar koruyaca¤›m›za, korumak zorunda ol- li¤i performans›, hemen kullan›m performans›; du¤umuza karar verelim. bunlar›n içine sokaca¤›z, çözece¤iz. Mevcut bo- Bu vaka modeli bir vakan›n içerisinde de¤i- yutlar›yla, mevcut verileriyle, mevcut içindeki flik de¤iflik de olabilir, sadece bina için binan›n donat›larla çözece¤iz. E¤er bu yap›lar can gü- flu iki üç aks›nda de¤iflik bir model uyguluyo- venli¤ini sa¤l›yorsa zaten bizim kalk›p da bu- ruz, baflka akslar›nda de¤iflik bir model uygulu- günkü konstrüktif kurallara uydurmam›z söz yoruz da diyebiliriz. Öyle yapmak zorunday›z, konusu de¤il. Böyle sa¤lam yap›lar var; 1930’lar çünkü ancak yap› soyulunca baz› fleyleri görü- de¤il, ama mesela 1960’l› y›llarda bizim karot yoruz ve ona uygun bir çözüm yolu aramaya ça- ald›¤›m›z ve bugünün betonuyla C30’lara yak›n l›fl›yoruz. beton verileri elde etti¤imiz yap›lar var.

mimar•ist 2011/1 51 DOSYA

CC: Tescili olmayan yap›lar›n depreme karfl› MB: O yap›da tabii flöyle bir fley var. Ayhan güçlendirilmesi konusunda galiba y›k›p yapmak Apartman›’nda yeni bir ihtiyaç var: Konut ola- daha iyidir. Ço¤unda diyelim, verdi¤iniz örne- rak tasarlanm›fl bir yap›n›n bir otel olarak hiz- ¤in d›fl›nda, yap›ya o müdahaleyi yapmazsan›z met vermesinin sa¤lanmas›. Buradan yola ç›k›- daha sa¤lam duruyor, depreme karfl› hassasiyeti l›nca, konuttaki düfley tafl›y›c› yerleri çok farkl›. belki de art›yor. Restorasyonun, koruman›n te- Yani bu binay› konut ve mevcut tafl›y›c› siste- meli özgünlüktür. Bir yap›n›n korunmas› gerek- minden ç›kart›p, otel yapmaya karar verdi¤iniz ti¤ini söyledi¤imiz zaman onun o tarihte, iflte anda zaten o karar verilmifltir. Ondan sonra sa- ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN Seyfi Arkan’›n yapm›fl oldu¤u o tarihin teknolo- dece dosyan›n tamamlanmas› kal›yor. jisiyle, malzemesiyle, mimari anlay›fl›yla yap›lm›fl olmas› önemli. Onu depreme karfl› güçlendire- ZA: San›r›m bunu destekleyen iyi bilinen iki ör- rek korumak istedi¤imizde bu yap› özgünlü¤ü- nek var: Maçka Oteli ve Divan Oteli, ‹kisi de nü yitirecekse, ne yapmam›z laz›m? Soru bu, ya- fazla tart›flma konusu da olmadan tümüyle ye- ni sizden istedi¤imiz onun özgünlü¤ünü sür- niden yap›ld›. Bir de Tarabya Oteli’ndeki uygu- dürebilecek –veya bozmayacak diyelim– bir ta- lama var. Burada belki sadece tafl›y›c› sistemin sar›m meselesi olarak görerek müdahale edecek aks ölçüleri de¤il, tavan yükseklikleri de çok bir yöntem. Burada moderni koruyaca¤›z diye, önemli oluyor. Bir de bodrum kat kullan›mlar›, hakikaten strüktürel olarak ciddi sorun varsa ve otopark ihtiyaçlar› çok gündemde oluyor. gelecek müdahale o yap›n›n niteliklerini tama- men de¤ifltirecekse, belki o noktada düflünmek Ataköy ‹lkokulu... Ataköy ‹lkokulu, 2010. laz›m. EO: Ataköy ‹lkokulu bu ba¤lamda ilginç bir örnek. ‹l Özel ‹daresi’nin verdi¤i bir karar var: Okul yap›lar› güçlendirilecek ve dönem baflla- madan güçlendirme çal›flmalar› tamamlanacak. Ataköy ‹lkokulu tescilli bir yap› oldu¤u halde Kurul’un gündemine gelmeden belli mekânlar› soyuldu, y›k›ld›, de¤ifltirme baflland› ve o nokta- da belli ihbarlarla Kurul devreye girdi ve do¤ru bir çözümle sonuçland›. Bu konudan bahsede- biliriz, Cengiz Bey’in çok daha yak›ndan tan›k oldu¤u bir süreç.

CC: Hakikaten ilginç bir örnek. Korumac›lar›n ödülü böyle olur herhalde. Burada çok iyi bir sonuç ald›k, ço¤u zaman olmad›¤› flekilde. Ata- köy’de bir tane tek katl› yap› var, baflka örne¤i yok. Bahçe içinde güzel de bir plan› var. Tafl›y›- c› tu¤lalar kullan›lm›fl, y›¤ma sistemle yap›lm›fl ama betonarme k›s›mlar› da var. Binaya gitti¤i- mizde tafl›y›c› dolu tu¤la duvarlar›n y›k›ld›¤›n›, plaklar›n durdu¤unu gördük. Baz› yerlerde ko- lonu da bulamam›fllar. Ataköy’deki en son y›k›- lacak bina budur. Baz› k›sa kolonlar var, belki oralarda bir strüktürel zay›fl›k var hakikaten. ‹l Özel ‹daresi, Milli E¤itim Müdürlü¤ü bu ifli vermifl, tabii biz bunu durdurduk, sonra da bu sevindirici geliflme oldu. Çok ilginç, Muhteflem Giray ile statik proje- sini yapan Firuzan Baytop’u Türkiye Cumhuri- yeti bir ilkokul tasar›m› için iki ay Avrupa’ya göndermifl. Devlet o zaman, iyi örneklerle ge- lin, modern anlay›flla bu ilkokulu yap›n demifl. ‹ngiltere’de araflt›rma yapm›fllar, Sonra bina ya-

52 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI p›lm›fl, hakikaten birçok aç›dan iyi bir tasar›m. yapabilme aç›s›ndan herhangi bir yay›n varsa, Daha sonra, ay›klamas› da zor görünen ekler belki rölövesi varsa, o yap›n›n tescili ve korun- yap›lm›fl. Üstüne kat ç›k›lmam›fl ama binan›n mas›yla ilgili ad›m› çok daha kolay at›yorsunuz. içinde çok ek var. Biz bunu durdurmaya çal›fl›r- Bilimsel çal›flma gereklili¤i var. Strüktürel takvi- ken, Kurul üyeleri “Durdural›m ve bu ekleri de ye de öyle, her seferinde baflta yap›y› analiz et- kald›rtal›m,” dediler. Bu beni çok mutlu etti, mek yerine genel olarak o yap›lar›n özgün tafl›- tek koruma uzman› benim asl›nda Kurul’da, ar- y›c› sistemlerinin nas›l oldu¤unu bilirsek, üze- kadafllar›m›z çok sa¤lam dural›m, yeniden tasar- rinde çal›fl›lm›fl örnekler gördükçe söyleyebilini- lans›n dediler. Yap› o haliyle rölöve edildi, Vali- yor asl›nda. Vaka modelini s›n›fland›rarak belki lik, Özel ‹dare, Milli E¤itim hakl› oldu¤umuzu biraz çeflitlili¤ini azaltabiliriz. anlad›; yenilenen projelerde ekleri kald›rm›fllar. ‹lk özgün hali Arkitekt’te yay›mlanm›fl yap›n›n. MB: Korunacak yap›lara karar verdi¤iniz anda Ona uygun flekilde bir proje geldi, hepimiz çok ondan sonraki k›s›m çok daha elle tutulur ola- mutlu olduk. cak. Ne kadar›n› koruyaca¤›z, ne flartlarda koru- yaca¤›z, her fley çözülebilir, mühendislik anla- EO: Ataköy ‹lkokulu’nun flöyle de bir özelli¤i m›nda. Ama di¤er görüfllere ben de kat›l›yo- var: Tasar›mc›s› hayatta, tasar›m sürecini kendi- rum. Birtak›m yerlerin y›k›lmas› çok benzer ör- sinden dinledim. Statik projelerde görev alan nektekilerin bir k›sm›n›n y›k›l›p bir k›sm›n›n y›- Firuzan Baytop hayatta. Buna ra¤men Ata- k›lmamas›, mesela Divan Oteli örne¤i, bir de köy’deki baz› yeflil alanlarla birlikte ilkokulla il- ‹zmir Efes Oteli var. Orada da ben projenin gili yeniden de¤erlendirme önerileri getirilmifl- içinde de bulundum, orada her fley sadece güç- ti. O nedenle DOCOMOMO Türkiye olarak lendirildi, korundu, belki cephelerinde bizim çok detayl› bir tescil önerisi haz›rlad›k. çok hissedemeyece¤imiz bir fleyler yap›ld›, ama bunlar tariflenmifl olsayd› bu yap›lar çok daha MB: Y›¤ma olarak yap›lm›fl az katl› binalar›n güzel olurdu gibi geliyor bana. birço¤u, e¤er ellenmemifllerse günümüze kadar gayet sa¤lam bir flekilde gelmifl. Bunlar›n ço- EO: Demin bahsetti¤iniz yap› performanslar›- ¤unda herhangi bir güçlendirme ihtiyac› ç›k- n›n belirlenmesi ne kadar uygulanabiliyor? Ko- mad›. ruma aç›s›ndan da önemli bir girdi bu.

EO: Zaten o eklentiler kald›r›ld›¤› anda baz› MB: Tabii flimdi performans kelimesi ve bizim takviyelere de ihtiyaç olmad›¤› ortaya ç›kt›. Yani mesle¤imizle olan iliflkisi son birkaç senedir da- hem tasar›m kurtar›ld›, niteliksiz diye tan›mla- ha çok böyle konuflulmaya baflland›. Yani binala- d›¤›m›z eklerden ar›nd›. Bu aç›dan örnek olabi- r›n performans›yla ilgili de¤erlendirme yeni kav- lecek bir örnek. ram; bizim de 2007 Deprem Yönetmeli¤imizde oldukça bahsediliyordu. Eskiden binan›n perfor- Betonarme Yap›lar›n Performanslar› mans›ndan bahsetmiyorduk, bir yönetmeli¤imiz CC: Bu konuflmalarda çok de¤inildi gerçi, ama var, binam›z var, mevcut yap›; yeni yönetmelik netice itibariyle ne yapaca¤›m›zla ilgili mesneti- flartnamelere göre çözüyoruz: kurtarma diyoruz miz asl›nda bilimsel çal›flmalard›r. Arflivlerin ya da kurtaram›yoruz, güçlendiriliyor ya da güç- oluflturulmas›, yap›lar›n incelenmesi, bunlar›n lendirilmiyor diyoruz. yay›mlanmas›, tan›t›lmas›, o yap›lamadan bile fiimdi performans çok ayr› bir konu, güçlen- yap›lar de¤ifliyor diyoruz ya, hakikaten orada bir dirme yap›l›p yap›lmayaca¤›na, önce binan›n eksiklik var ve bir yap›yla ilgili bir proje, bir ta- performans›n› ölçerek karar veriyoruz. Binan›n sar›m, bir belge arad›¤›m›z zaman Arkitekt’e birtak›m verileri var, tafl›y›c› anlam›nda içindeki baflvuruyoruz. Yay›mland›ysa, orada vard›r, bafl- kullan›lan betonun, demirin cinsi, miktarlar›, ka bir yerde karfl›m›za ç›kma ihtimali düflük. bunlar›n ölçümleri ve bu miktarlar›n da tespit E¤er koruyacaksak bu yap›lar›n tescil edilmesi seviyeleri, bunlar›n yeni düzeyde mi, orta dü- için kamuoyu oluflturmak için bunlarla ilgili ya- zeyde mi, az düzeyde mi oldu¤u; çünkü baz›la- y›n yapmak çok önemli. Yani siz Kurulda bile r›n›n projesi var, her fleyi belli, o zaman onlara herhangi bir yap›n›n çok önemli oldu¤unu ne bak›fl aç›m›z çok daha fazla... Performans› da da- kadar anlat›rsan›z anlat›n, di¤erlerini ikna ede- ha gerçekçi ç›k›yor, veriler az olunca performans meyebilirsiniz. Ama o yap›yla ilgili, t›rnak için- da tabii gerçeklerden uzak ç›k›yor. O yüzden de “mimarl›k tarihi” aç›s›ndan, de¤erlendirme performans yeni bir konu. Verileri do¤ru elde

mimar•ist 2011/1 53 DOSYA

edersek yap› hakk›nda çok daha fazla fleyler söy- bir strüktür, ama bir kültür varl›¤›, takviye yapa- leyebiliriz. ca¤›z diye çok müdahaleci olmamak gerekebilir. Baflka önlemleri al›rs›n›z, içine hiç kimseyi sok- EO: Bir yap›y› daha detayl› incelemek ve birta- mazs›n›z. k›m olanaklar› saptamak için bir yöntem olabilir mi? ZA: Tafl bir y›¤ma yap›n›n 1000 y›l, buna karfl›- l›k betonarme yap›n›n 100 y›l ömrü oldu¤una MB: Her türlü betonarme binan›n tespitiyle il- dair bir kabul var.

‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN gili her türlü olanak mevcut. Bunlar örneklen- dirme yoluyla olur; yap›n›n yatay ve düfley tafl›- CC: ‹kincisi de test edilmifl, eski yap› test edil- y›c›lar›ndan, flartnamelerde belirtilen miktarlar- mifltir, ama betonarme biraz bunun d›fl›nda ka- da her kat için belirli adette numuneler al›n›yor, l›yor. Büyük depremleri yaflay›p y›k›lmayana ne- betonla ilgili bu numuneler k›rd›r›l›yor. Beton den takviye yapaca¤›z? kalitesi, yap›n›n her kat› için ayr› ayr› tespit edi- liyor. Demirlerle ilgili testler yap›labiliyor, yap› MB: Betonarmenin ömrü 100 y›llarla flu anda içindeki demirlerle ilgili proje yoksa dahi ne ka- s›n›rl›, neden s›n›rl›? Çünkü en eski yap› o ka- dar demir kullan›ld›¤›n› tespit edecek yöntem- dar, bilmiyoruz. 200 y›l sonra belki helva gibi ler var. Ama tabii bunlar yap›yla ilgili hiçbir veri da¤›lacak beton, onu henüz yaflamad›¤›m›z için yoksa geçerli; her fleyi bu yolla tespit etmeye bilmiyoruz. O bir gerçek, ama çelik dersek kalkarsak bu çok uzun ve maliyetli bir yöntem. onun ömrü belli, ahflap dersek onun da ömrü Tabii ki güçlendirmeden kaç›n›lmas›n›n sebep- belli. fiimdi betonarme yaflamaya devam ediyor, leri de bunlard›r. E¤er elde veri yoksa ne yapa- kimyasal reaksiyonu devam edip gidiyor, ama ca¤›z? biz onun belki 30 sene içinde yüzde 90’›n› ta- maml›yoruz, geri kalan yüzde 10’u çok uzun CC: Benim akl›ma koruma teorisinden; John senelerde tamamlan›yor. Hâlâ da yafl›yor, yapt›- Ruskin’in söyledi¤i “Her yap›n›n bir ömrü var- ¤›m›z her bina hâlâ yafl›yor. fiu anda en eski bi- d›r,” cümlesi geliyor. Çok da müdahaleci olma- nalar 100 sene, belki 110 sene, 150 sene sonra mak laz›m. Y›k›lacaksa da y›k›lacak... ne olaca¤›n› bilmiyoruz. Hâlâ duracak m›, aca- ba bir süre sonra o kimyasal reaksiyon devam MB: Ömrü var, ömrünü tamamlam›fl diye dü- etti, devam etti, yok olup gidecek mi? flünüyorsak, bizde yap›lan yap›lar›n hangisine Bizde de yap›lara ömür biçilmeli ve biçilmifl ömür biçiliyor? Yurtd›fl›nda ben oraya bir ofis ömürleri doldu¤unda mesela 30 sene sonra bel- binas› yap›yorsam bunun ömrü belli, daha pro- ki birtak›m testlere tabi tutulup performanslar› jenin d›fl›nda belli, 30 y›l mesela. ölçülmeli.

CC: Benim söylemek istedi¤im flu: Çok zarif EO: Bu tart›flmalar›n, modern mimarl›¤›n ko- ruma ba¤lam›nda ele al›nmas›nda önemli katk›- Discussion: s› oldu¤unu düflünüyorum. Deprem, statik so- th “Preservation Problems of 20 Century Buildings” runlar, y›k›m, yeni kavramlar, koruma ölçütleri, The panel discussion meeting aims at evaluating the scope of the ‘Heritage of bunlar çok k›s›tl› bir çevreden ç›k›p kamuoyuna Modern Architecture’, the topic of our dossier in this issue, especially yay›lmaya bafllad›. Yani koruma, insanlar›n yo- concentrating on the problems of preserving reinforced concrete buildings. We ¤un olarak kulland›¤› yap›lar da söz konusu tried to look for answers to the preservation problems of 20th century buildings olunca biraz yay›ld› ve belki söz edilen bu tasa- and urban environments, from the aspects of preservation, architectural history r›m› alg›lama, yap›l› çevreye farkl› bir gözle bak- and engineering, scrutinizing the method named ‘reconstruction’, evaluating the ma ve birtak›m birikimlerin, bilincin oluflmas›n- changes in the performances of buildings and the effects of the new structural da büyük katk›s› oldu gibi geliyor bana. Mesela regulations after the 1999 earthquake. Participants of our discussion are Dr. AKM örne¤inde oldu¤u gibi. Her gün kullan›- Bülent Tanju, associated professor of architectural history at Y›ld›z Technical lan, önünden geçilen yap›ya bugün baflka bir University, who had a major contribution on the discussions on the preservation gözle bak›l›yor, “Bu yap› neden de¤erli?” soru- of Atatürk Cultural Center in ‹stanbul recently; Dr. Cengiz Can, associate sunu kamuoyuna tafl›mak bile bence çok önem- professor of restoration at Y›ld›z Technical University, who shared with us his li bir katk›d›r... experiences in the ‘Council of Monuments and Cultural Property’; structural engineer Melih Bulgur, who reflected the approach of structural design, with his experiences in reinforcing buildings...

54 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI Modern Miras›n Metropole Özgü Koruma Sorunlar› ‹stanbul’da Modern Olmak Ebru Omay Polat

Balkanlar ve Anadolu, Karadeniz ve Akdeniz aras›nda konumlanan Bo¤aziçi’ndeki stratejik konumuyla ‹stanbul, 2000 y›l› aflk›n bir süredir büyük politik, dini ve artistik geliflmelere sahne olmufltur. Constantine’in Hippodrom’u, 6. yüzy›la tarihlenen Ayasofya ve 16. yüzy›la ait Süleymaniye Camii, tüm bu baflyap›tlar bugün nüfus yo¤unlu¤u, endüstriyel kirlilik ve plans›z kentleflmenin tehdidi alt›ndad›r. (UNESCO Dünya Kültür Miras› Listesi Aç›klama Raporu’ndan)

stanbul, zengin bir kültürel miras› bar›nd›ran Modern miras›n korunmas›na yönelik ortak ‹‹bir metropol. ‹stanbul bir Bizans kenti, bir sorunlar›n yan› s›ra, metropole özgü iki koruma Osmanl› kenti, bir Akdeniz kenti. UNES- problemati¤i dikkat çekmektedir: Modernizmin CO’nun bu tan›mlamas›nda oldu¤u gibi mimar- bu arakesitinde üretilenin, koruman›n kabul l›k tarihî araflt›rmalar›n›n ço¤u ‹stanbul’un çok gören, tarihselli¤ini ispat etmifl nesnesini yok kültürlü yap›s›n›n mimarl›k üretimine hakl› bir etmesi ve ça¤dafl olanla birlikteli¤inde tüketil- vurgu yapar. Ancak, bu çok katmanl› yap› içinde mifl olma ve yetersiz kalma. Modern ‹stanbul, modern mimarl›k ürünlerinin infla edildi¤i süreç, bir yanda kendinden önceki mimarl›¤› yaflatma, birikme ve süreklilik yerine bir k›r›lma ekseni ta- hatta yeniden canland›rma u¤runa yok ediliyor, n›mlamaktad›r. Tanyeli, ‹stanbul’un modern ya- bir yandan da tarihî kent çeperinin d›fl›nda 21. flant›s›n›n ve mimarl›¤›n›n üzerine yaz›lan›n dik- yüzy›l›n dönüflüm projeleri kapsam›nda var ol- kat çekici biçimde s›n›rl› oldu¤unu vurgulamak- ma potansiyelleri ar›yor. tad›r (Tanyeli, 2006). ‹stanbul’da 1930-70 y›lla- r› aras›ndaki mimarl›k üretimi, yukar›da tan›mla- Tarihsel Doku ‹çinde Modern Olmak nan miras›n niteliklerini zedeleyen, tahrip eden, Modern mimarl›¤›n tarihî kent merkezleri ile tarihî dokuda büyük boflluklar açan bir yap› sto- olan iliflkisi koruma kararlar›nda belirleyici ol- ku olarak tan›mlanma e¤ilimindedir. Bu kent maktad›r. Tarihî dokunun yo¤un oldu¤u bölge- için tarihin bu kesiti ilgi çekici de¤ildir: Modern lerde gerçeklefltirilen tasar›mlar, tarihsel sürekli- öncesi için modernizmin y›k›c› gücünün simgesi lik içinde di¤er yüzy›llar›n ürünleri gibi bilinçli iken, modern sonras› için köhnemifl ve yetersiz katk›lard›r. Ancak, mimarl›¤›n bu dönemine ta- bir yap› stokunun temsilcisidir. rihsellik atfetmekte zorlan›lmaktad›r. Kentsel Bu bak›fl aç›s›yla de¤erlendirilen bir döne- mekânda bariyer yaratmak ve y›k›mlar›n gerek- min ürünleri, koruman›n nesnesi olabilir mi? ‹s- çesi olmak, ‹stanbul özelinde yar›flma projeleri- tanbul’a özgü koruma sorunlar› tan›mlanabilir ni, kentsel planlama ürünlerini ve nitelikli tekil mi? Kuflkusuz modern miras›n korunmas›na yö- örnekleri yok etmenin temel gerekçesi olmakta. nelik birçok ortak sorun tescil ve koruma karar- 1930-1975 aras›nda üretilen yap›lardan en ta- lar›n› etkiliyor. Modern tasar›mlar›n çarp›c›, n›nm›fl ve nitelikleri kabul görmüfl olanlar dahi net, bezemesiz kütleleri ve cepheleri eskidikçe müdahale edilmekten kurtulamamaktad›r. Bu nitelik kayb›n›n alg›s› yükselirken, strüktürel ba¤lamda incelenen Talimhane, ‹stanbul Mani- problemler tan›mlan›yor, yap›lan eklentiler geri faturac›lar Çarfl›s› ve Karaköy Denizcilik ‹fllet- dönüflümü olmayan kay›plar olarak de¤erlendi- meleri yap›lar› üzerinden ‹stanbul’a özgü prob- riliyor (Omay Polat, 2008). Birçok yap› bu ne- lem noktalar› tart›fl›lacakt›r. denlerle s›radanlaflmaktad›r: Anonim ya da mi- mar› bilinen birçok yap› bu nedenle kolayca ‹stanbul Manifaturac›lar Çarfl›s› gözden ç›kar›labiliyor, y›k›l›yor ya da dönüfltü- Atatürk Bulvar›’n›n iki yan›nda 1950’lerden iti- rülüyor. baren kentsel müdahalelerle biçimlenen ve Zey-

mimar•ist 2011/1 55 DOSYA

rek-Süleymaniye dokusunu yeniden flekillendi- j› destekler niteliktedir. ‹MÇ’nin bugününü de- ren aks, ‹stanbul’un modern mimarl›k tarihinin ¤erlendiren Tekeli, “bizim teslim etti¤imiz yap› ilgi çekici projelerini bar›nd›r›r: Sosyal Sigorta- ile bugünkü aras›nda baz› mekânsal ana veriler- lar Kurumu, ‹stanbul Manifaturac›lar Çarfl›s›, den baflka ortak olan çok az fley kald›” ifadesini Emlak Bankas› Apartmanlar› ve ‹stanbul Bü- kullanmaktad›r. yükflehir Belediyesi, Bulvar’›n iki yan›nda, arka- Fiziksel yap›daki bozulmalar, de¤iflen kulla- lar›nda ‹stanbul’un en yo¤un tarihî dokusuyla n›m koflullar›n›n gerektirdi¤i mekânsal de¤iflik- iliflki kuran modernist bir çizgi oluflturur. Bu ya- liklerle birlikte özgün mekân kalitesinde de ka- ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN p›lardan ‹stanbul Manifaturac›lar Çarfl›s› y›plara neden olmaktad›r. Yap› kompleksinin (‹MÇ), bugün y›k›m, yeniden yap›m ve tescil Bulvar k›y›s›nda, Süleymaniye’ye ulafl›m› s›n›rla- karar›na iliflkin tart›flmalar› tarihî doku – mo- yan bir bariyer olarak nitelendirilmesi bugünkü dern mimarl›k iliflkisi ve moderni korumay› so- mekân kullan›m› ba¤lam›nda çok da yersiz de- mutlaflt›ran bir örnektir. ¤ildir. Ancak yap›n›n parçal› ve boflluklu kütle Do¤an Tekeli, Sami Sisa, Metin Hepgü- biçimleniflinin kamunun kullan›m›na aç›lmas› ve ler’in birincili¤iyle sonuçlanan yar›flma projesi mekânlar aras›nda ak›flkanl›¤›n kazand›r›lmas› gibi yeniden kullan›m potansiyellerinin de¤er- sürecinin ard›ndan 1960-67 y›llar› aras›nda infla lendirilmesi bu kayg›y› zay›flatacakt›r. Bu olum- edilen kompleks üzerinden yürütülen tart›flma- suz tablonun tespiti, yap› için y›k›m tehdidi lar, Süleymaniye Bölgesi’nin yenileme alan› ilan oluflturan yeni projelerin üretilmesine olanak edilmesinin ard›ndan üretilen projenin ç›k›fl sa¤lamaktad›r. Y›k›m karar›n› güçlendirmek için noktas›na da kaynakl›k ediyor: Modern yap› kullan›lan argümanlar, bu yap›lar u¤runa kaybe- kompleksinin tarihî dokuyu tahrip etmesi. Sü- dildi¤i düflünülen tarihî dokuya özlem ve ‹stan- leymaniye’nin ahflap konut dokusunda büyük bul’un Osmanl› kimli¤inin bu alanda da yeni- tahribata yol açt›¤› iddia edilen projenin tasa- den inflas› hayali ile desteklenmektedir. r›mc›lar› Tekeli, Sisa ve Hepgüler, tasar›m süre- cinin temel ölçütlerini “Süleymaniye’ye aç›l›m Talimhane sa¤layacak biçimde alçak ve parçal› kütleler” ve Benzer bir kimlik inflas› sorunu, Taksim-Talim- “Süleymaniye ve topografyayla uyumlu ancak hane Bölgesi’nde yaflanmaktad›r. ‹MÇ komp- ça¤dafl mimariyi de yans›tan bir tasar›m” olarak leksinden farkl› olarak, gerçeklefltirilen uygula- tan›mlarken, bu sav›n tam aksini vurgulamakta- malar bu anlay›fl› somutlaflt›rmaktad›r. d›r (Tekeli vd., 1960). Beyo¤lu’nun ana aks› olan ‹stiklal Cadde- Bugün yap› kompleksi, fiziksel ve ifllevsel si’nin iki yan›na yay›lm›fl olan yo¤un yerleflimin y›pranman›n etkisiyle yeniden de¤erlendiril- ‹MÇ Bloklar›n›n Atatürk aç›ld›¤› kentsel bofllu¤a 19. yüzy›lda Topçu K›fl- Bulvar›’ndan görünüflü. mektedir. Fiziksel y›pranma, birçok modern mi- las› infla edilmifltir. K›fllan›n karfl›s›ndaki boflluk Bozulmalar›n ve eklerin marl›k ürününde oldu¤u gibi, malzeme ve tasa- ise talim yeri olarak kullan›lm›flt›r. Taksim Mey- olumsuz etkisi yap›n›n r›m›n özgün niteliklerini okumay› zorlaflt›rmak- tasar›m niteli¤inin dan› ve çevresinin dönüflümü, 1928 y›l›nda aç›- alg›lanmas›n› tad›r. Uygulamadan günümüze geçen süre için- lan Taksim Cumhuriyet An›t›’n›n inflas› ve k›flla zorlaflt›rmaktad›r (2006). de yap›ya yap›lan müdahaleler bu olumsuz ima- kompleksinin y›k›larak imara aç›lmas› ile gerçek- leflmifltir. 1920’li y›llar›n sonunda Beyo¤lu’nun Taksim ve fiiflli yönündeki geliflimine paralel ola- rak art deco ve modernizm etkisinde apartman- lar›n yap›m›yla bölge Talimhane ad›n› alm›flt›r. Cumhuriyet Caddesi üzerindeki Ceylan Apart- man› 1933 y›l›nda Sedad Hakk› Eldem, Ayhan Apartman› 1935 y›l›nda Seyfi Arkan, Do¤u Apartman› ise 1940 y›l›nda Rebii Gorbon ve Mustafa Can taraf›ndan tasarlanm›flt›r. Talimhane bölgesinin dönüflümü önce sos- yal, sonra fiziksel alanda gerçekleflmifltir. 1980- lerin sonunda konut alan› ifllevi, yerini tamamen ticaret ve k›smen turizm ifllevine terk etmeye bafllam›flt›r. Menderes ve Dalan dönemlerinde yaflanan bu dönüflümler, 2004 y›l›nda gerçek- lefltirilen Talimhane Yayalaflt›rma Projesi ile ge-

56 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI rek sosyal, gerek fiziksel dokuyu yeniden biçim- ‹stanbul’un ilk modern antreposudur. 1950’ lendirmektedir. lerde Sedad Hakk› Eldem’in büro ve antrepo Talimhane bölgesini oluflturan 12 yap› ada- yap›lar›, k›y›ya paralel bir dizi tan›mlar. s›, 1999 y›l›nda ‹stanbul I Numaral› Kültür ve Ana cadde üzerindeki antrepo binalar›n›n Tabiat Varl›klar›n› Koruma Kurulu’nca, bölge- ‹MÇ örne¤ine benzer bir biçimde k›y› kullan›- deki konut dokusunun “Erken Cumhuriyet m›n› engelleyen bir bariyer oluflturdu¤u gerek- Dönemi yap›lar›” olarak bir nitelik tafl›d›¤› ge- çesiyle oluflan olumsuz izlenim, yeniden ifllev- rekçesiyle tescil edilmifltir.1 Ancak bölge, yaya- lendirme olanaklar›n›n de¤erlendirilmesiyle de- laflt›rma projesi kapsam›nda yap›lan müdahale- ¤iflmeye bafllam›flt›r: Tophane bölgesinde Mi- ler sonras›nda k›sa bir süre içinde Beyo¤lu’nun mar Sinan Üniversitesi, Tophane-i Amire, Top- uzant›s› olarak yeniden tasarlanm›fl, turizm ve hane Kasr›, Nusretiye Camii ve antrepolarla konaklama a¤›rl›kl› ifllev de¤iflikli¤i, modern do- sonlanan aks ve kuzeye, Beyo¤lu’na uzanan ana Talimhane’de y›k›m ve kuyu h›zla kimliksizlefltirmifl ya da yok etmifltir: aks, kültür ve sanat a¤›rl›kl› ifllevlerle bölgenin yeniden inflan›n ard›ndan Parseller birlefltirilerek ya da parsel düzeni ko- kamusal kullan›m›n› canland›rmaktad›r. ‹stan- gabarisi, parseli ve cephe biçimlenifli de¤iflen doku runmakla birlikte, üzerindeki yap›lar›n y›k›larak, bul Modern Sanatlar Müzesi’nin aç›lmas› ve (2006). giydirme cepheli, gabari ve cephe özellikleri aç›- antrepolar›n sergi amaçl› kullan›m›, bu yap›lar›n s›ndan dokunun bütünlü¤ünü bozan yeni yap›- bütüncüllü¤ünü yok etmeden, hatta mekânsal Karaköy sahil fleridine lar infla edilmifltir. ‹stanbul’un 20. yüzy›l›n ilk niteliklerini koruyarak da kullan›labilece¤ini bak›fl. Yap›lar dizisinde çeflitlilik ve bütüncüllü¤ün yar›s›nda tasarlanan konut mimarisini bar›nd›- göstermektedir. K›y›ya yaklafl›m› da olanakl› k›- bir araya gelifli dikkat ran semt, sahte bir 19. yüzy›l dokusuna dönüfl- lan bu yönelimin gelifltirilmesi, 1930-50 aras› çekicidir (2008). türülmüfltür (Omay Polat ve Polat, 2006).

Denizcilik ‹flletmesi Yap›lar›, Karaköy Karaköy k›y› fleridi, 19. yüzy›l sonundan 20. yüzy›l ortalar›na bir üslup seçkisi ve kentsel bü- tün oluflturur. Bu yap›lar dizisi, farkl› üsluplarda uyumlu bir bütünlük oluflturan düzeniyle mi- mari ve kentsel ölçekte bir bütünlük oluflturma- s›yla de¤er kazanmaktad›r. Yap›lar grubu, Os- manl› dönemi an›tsal mimari örneklerinin (Nusretiye Camii, Tophane, K›l›çali Pafla Camii ve Hamam›) bulundu¤u aks ile denizin parale- linde konumlan›r. Bu aks, bugün iki problem alan› tan›mlamaktad›r: ‹MÇ örne¤ine benzer biçimde k›y›-kent iliflkisinde bir bariyer olufltur- ma ve yenileme projelerinde ifllevlerin gereklili- ¤ine cevap verememe. ‹stanbul liman›n›n bir parças› olan ve Top- hane’den Karaköy yönüne uzanan Karaköy r›h- t›m› 19. yüzy›l sonlar›nda infla edilmeye bafllan- m›fl, 1895’te tamamlanm›flt›r. 1910-14 y›llar›n- da Denizcilik ‹flletmeleri’nce kullan›lmak üzere geç art nouveau olarak de¤erlendirilebilecek iki büro binas› infla edilmifltir: Merkez R›ht›m Han ve Çinili R›ht›m Han. ‹ki yap› aras›ndaki bofllu- ¤u doldurarak k›y› hatt›n› tamamlayan Karaköy Yolcu Salonu ise 1935 y›l›nda aç›lan bir yar›flma projesi sonucunda infla edilmifltir. Uygulanan yap›, saat kulesi, cephe ve iç mekân düzenleri ile 1940’lar›n modernist anlay›fl›na farkl› bir yap› tipi ile katk›da bulunur. 1938 y›l›nda bu diziye 20 no.lu Antrepo Bi- nas› eklenmifltir. Denizbank taraf›ndan yapt›r›- lan bina, mimar Naci Meltem’in tasar›m› olup

mimar•ist 2011/1 57 DOSYA

biçimlenen yap› stoku ile desteklenebilir görün- Mecidiyeköy Likör Fabrikas› mektedir. Ancak GalataPort Projesi gibi kamu- Rob Mallet-Stevens’in Türkiye’deki tek yap›s› ya aç›l›mdan çok, s›n›rl› bir kesimin kullan›m›na olan Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikas›, sunulan yo¤un ifllevler, ulafl›m ve depolama 1930’lu y›llarda tasarlanm›fl ve uygulanm›flt›r. amaçl› mekânlar›n niteliklerini korumay› zorlafl- Yap›n›n kütle biçimlenifli, iç ve d›fl mekân detay- t›rmaktad›r. lar›nda art deco çizgiler tafl›yan pürist bir yakla- fl›m gözlemlenmektedir (Kambek, 2005). Ça¤dafl Mimarl›k Ortam›nda Erken Modern Olmak Fabrika, zaman içinde üretim teknolojileri- ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN Kentsel dönüflüm projeleri ve yo¤un kullan›ma nin geliflmesi ve farkl›laflmas›n›n yan› s›ra, üre- yönelik yap› üretimi, kent merkezinin d›fl›nda tim art›fl› nedeniyle baz› de¤ifliklikler geçirmifl- da modern miras› korumay› zorlaflt›ran kararlar tir. Girifl pavyonunun Ali Sami Yen Stadyumu üretmektedir. Benzer biçimde fiziksel de¤iflim inflaat› s›ras›nda y›k›lmas›, yap› kompleksinin ve strüktürel problemlerin tan›mlanmas›yla ko- mimari dilinin bütünlü¤ü aç›s›ndan en önemli ruma yerine y›k›m desteklenmektedir. Kent çe- kay›p olmufltur. 2000 y›l›nda üretimin durdu- perindeki Mecidiyeköy Likör Fabrikas›, Pereja, rulmas›n›n ard›ndan, 2002 y›l›nda fabrika ana Vakko gibi üretim ve ticaret yap›lar› ya da ‹nö- üretim binas›n›n büro iflleviyle kullan›m›na yö- nü Stadyumu, Emin Onat’›n Hazik Ziyal Villa- nelik kapsaml› bir dekorasyon çal›flmas› yap›l- s›, Ayhan Apartman› gibi tekil konutlar, ya da m›flt›r. Yap›n›n iç ve d›fl mekân›nda yap›n›n öz- Ataköy, Levent gibi konut alanlar› bu müdaha- gün karakterinin okunmas›n› güçlefltiren de¤i- lelerle karfl› karfl›yad›r. fliklikler gerçeklefltirilmifltir. Kurulun alana iliflkin de¤erlendirme talebiy- le ilgili karar›nda, fabrika yap›lar› için “‹stan- bul’un ilk sanayi yap›lar›ndan biri ve mimar Rob-Mallet Stevens yap›s› oldu¤u bilinmekle birlikte, yerinde yap›lan incelemede tescil niteli- ¤i tafl›yan yap›lar görülmedi¤i gibi, kurul arfli- vinde yap›lan incelemede tescile esas teflkil ede- cek bilgi ve belgeye rastlanmad›¤›...” ifadesi kullan›lm›flt›r.2 TEKEL’in özellefltirilmesinin Mimar’›n 2. say›s›nda yer ard›ndan gündeme gelen y›k›m ve ifllev de¤iflik- alan Likör Fabrikas› inflaat ilan› (Mimar, 1931/2). li¤i önerileri nedeniyle, fabrikan›n tescili, tasa- r›mc›s›na iliflkin nitelik temel al›narak yeniden Mecidiyeköy Likör tan›mlanm›flt›r. Ancak fabrikan›n “yap›m tarihi Fabrikas›. Özgün kütle itibariyle 20. yüzy›l›n ilk endüstri yap›lar›ndan biçimlenifli korunmakla birlikte, malzeme olmas›na ra¤men, yerinde yap›lan incelemede de¤iflikli¤i ve renk yap›n›n zaman içinde geçirdi¤i fiziki ve ifllevsel kullan›m›, yap› için de¤iflim nedeniyle...” tescilinin gereksiz oldu- tan›mlanan nitelik 3 kayb›n›n sebeplerindendir ¤una karar verilmifltir. Fiziksel y›pranman›n, (2006). mevcut kütle ve mimari dilin korunmufl oldu¤u yap›da ön plana geçmesi durumunun s›kl›kla karfl›lafl›lan ve modern mirasa özgü bir koruma problemati¤i oldu¤u aflikârd›r. Yap› kompleksi için, teknoloji ve üretimin biçimlendirdi¤i me- kânsal niteliklerini koruman›n gereklili¤i yeni- den de¤erlendirilerek 2006 y›l›nda tescil karar›- n›n al›nmas› sa¤lanm›flt›r. Yeni bir koruma ve yeniden ifllevlendirme projesi haz›rlanan fabri- ka, Mecidiyeköy gibi rant›n yüksek oldu¤u bir alanda, yeni projelere olanak sa¤lamak ad›na ta- mamen yok olma tehdidinden kurtulmufltur.

‹nönü Stadyumu Y›k›m ve yeniden yap›m önerisi nedeniyle üze- rinde tart›fl›lan bir di¤er yap› ‹nönü Stadyumu-

58 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI dur. Stadyumun tasar›m› 1939 y›l›nda ‹tal- karard›r. Yap›lan ekler ve de¤iflikliklere ilgili tar- ya’dan davet edilen ünlü stadyum mimar› Paolo t›flmalar, yap›n›n kültür varl›¤› olarak de¤erlen- Vietti Violi, Faz›l Aysu ve fiinasi fiahingiray ta- dirilme sürecini h›zland›rm›fl gözükmektedir. raf›ndan yap›lm›flt›r. ‹nflaat› 1947’de tamamlan- Yap›, bu süreç sonunda 2004 y›l›nda TMMOB m›flt›r. Mimarlar Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi ve Stadyum, inflas›n›n ard›ndan birçok kez tri- 2005’te DOCOMOMO Türkiye Çal›flma Gru- bünlere ek yap›m› ve stad›n geniflletilmesi ile bu’nun baflvurusu ile tescil edilmifltir.6 ‹nönü gündeme gelmifltir. 1950’lerde tribünlerin bir Stadyumu’nun yap› ölçe¤inde tafl›d›¤› de¤erle- k›sm› tamamlanm›fl, 1962’de gazhane binalar›- rin yan› s›ra, bulundu¤u kentsel mekân›n ‹stan- n›n y›k›m› ile stada üç katl› aç›k tribün eklen- bul’un tarihî kent merkezlerinden birinde özel mifltir. 1980’lerden itibaren yap›ya yap›lan ek- bir alan tan›mlamas›, yap›lacak müdahalelerinin ler, tabelalar ve renk de¤iflimleri, KTVKBK ve kontrollü olmas›n›n gereklili¤i, tescil edilmesi stadyumun hayatta olan proje müellifi Faz›l Ay- yönündeki karar› desteklemektedir. Ancak uy- su’nun itirazlar›yla karfl›lanm›flt›r (Ar›soy, gulanan ve önerilen de¤ifliklikler ve ek mekân- 2006). lar, Bo¤az siluetiyle olan iliflkisine ve topograf- Stadyumla ilgili korumaya iliflkin kararlarda yayla olan uyumuna zarar verecek niteliktedir. ilk olarak stad›n ve konumunun olumsuzland›¤› ‹nönü Stad› bugün y›k›m ve geniflletme amaçl› bir yaklafl›m görülmektedir. 1972 ve 1975 y›lla- yeniden yap›m projesiyle yeniden gündemde- r›nda GEEAYK’›n ald›¤› iki karar, “flehircilik ve dir. etraf›ndaki eski eserler aç›s›ndan büyük bir hata olarak nitelendirilecek bir kararla infla edilen Sonuç stadyum” ifadesiyle nitelenen yap›ya yap›lan ek- UNESCO, ‹stanbul’un tarihî kent merkezleri lerin Dolmabahçe Saray›’n›n koruma alan›n› ve için haz›rlad›¤› tan›mlamada metropolün dina- Bo¤az siluetini olumsuz etkileyece¤i yönünde miklerini tarihî çevre için bir tehdit olarak gös- uyar›lar içermektedir.4 1982 tarihli kurul kara- teriyor. Tanyeli’nin tan›mlad›¤› metropolleflme r›nda “...‹nönü Stadyumu’nun Cumhuriyet kayg›s›n›n (Tanyeli, 2004) ‹stanbul’un mo- Dönemi’nin ilk stadyumlar›ndan biri oldu¤u, dernleflme süreciyle bafllad›¤›n› söylemek müm- bu nedenle özellikle denizden görülen cephesi- kündür. Metropolün h›zla de¤iflen dinamikle- nin aynen korunmas› gerekti¤i...” ifadesi kulla- rinden korkmak ve geliflime tepki göstermek n›lm›flt›r.5 Bu karar, stadyumun Cumhuriyet koruman›n ve yeni üretilen projelerin ortak so- dönemi yap›s› olarak önemini vurgulayan bir runudur. Belki de bu nedenle, ‹stanbul’da

‹nönü Stad›’na yap›lan ekler, stad›n mekânsal niteli¤inin okunmas›n› güçlefltirmektedir (2007).

mimar•ist 2011/1 59 DOSYA

“kontrolsüzce büyüme”yi engellemek ad›na, 6. KTVKBK 20.09.2005 tarih ve 959 say›l› karar›. tarihî dokunun yeniden canland›r›lmas› tercih Kaynakça: edilmektedir. • Ar›soy, E. (2006) “‹nönü Stadyumu’nun Öyküsü”, 20. yüzy›l modernizminin erken ürünleri, mimar.ist, say›:22, s.39-50. ‹stanbul’un kimli¤inin faydac› bir yaklafl›mla ye- • Binan C., Çelebio¤lu B., ‹lhan, N., Omay Polat, E., Ünal G. (2005) “Evaluation of a Preservation and niden üretilmesine yönelik bu projelerle uzlafla- Revitalization Project: ‹stanbul Karaköy Harbour mamaktad›r. Tarihselli¤ini kazanamayan ama Buildings, Passenger Lounge and Warehouse No. 20”, ça¤dafl olan›n da içinde yer bulamayan bu dö- Proceedings of the mAAN 5th International Conference “Re-thinking and Re-constructing Modern Asian ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN nemi kentin miras› ba¤lam›nda alg›lamakta zor- Architecture”, 27-30 Haziran 2005, ‹stanbul, s.172-178. lan›yoruz. • Kambek, E. (2005) “Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Aykut Köksal, kentin bir “dönüflümler diz- Fabrikas› Restorasyon Projesi”, yay›mlanmam›fl yüksek lisans tezi, ‹TÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, ‹stanbul. gesi” olarak ele al›nd›¤›nda, yeni yap›laflman›n • Köksal, A. (2009) “Kentsel Koruma Ba¤lam›n›n Tan›m dizgeyi tahrip etmek bir yana, bu dizgeyi, kent- S›n›rlar›”, Anlam›n S›n›r›, Arkeoloji ve Sanat Yay›nlar›, sel yap›y› koruyucu bir anlam yüklenece¤ini s.96-102. vurgular (Köksal, 2009). Modern mimarl›k • Omay Polat, E. (2008) “Türkiye’nin Modern Mimarl›k Miras›n›n Korunmas›: Kuram ve Yöntem Ba¤lam›nda Bir ürünlerini, ‹stanbul’un yenilenmesi gereken yü- De¤erlendirme”, yay›mlanmam›fl doktora tezi, YTÜ Fen zü olarak de¤il, kentin süreklili¤i ba¤lam›nda Bilimleri Enstitüsü, ‹stanbul. yeniden de¤erlendirmenin yöntemleri araflt›r- • Omay Polat, E., Polat, M. (2006) “Modern Mimari Miras›n Y›k›m›na Seyirci Kalmak: Talimhane ve Ayhan mal›d›r. Apartman›”, Arredamento Mimarl›k, Say›: 2006/10, s.105-107. Ebru Omay Polat, Yrd. Doç. Dr. • Tanyeli, U. (2004) ‹stanbul 1900-2000 - Konutu ve YTÜ Mimarl›k Fakültesi Mimarl›k Bölümü Modernleflmeyi Metropolden Okumak, Ak›n Nalça Yay›nlar›. • Tanyeli, U. (2006) “Modernisms of a Peripheral Notlar: Metropolis ‹stanbul: 1930-2005”, Modern and 1. ‹stanbul I Numaral› Kültür ve Tabiat Varl›klar›n› Contemporary, Architectural Guide to Istanbul, Volume IV, Koruma Kurulu’nun 15.12.1999 tarihli ve 11437 say›l› ed. Afife Batur, Chamber of Architects of , Istanbul karar›. Metropolitan Branch, 2. KTVKBK’n›n 16.07.2003 tarih ve 15170 no.lu karar›. • Tekeli, D., Sisa, S., Hepgüler, M. (1960) “‹stanbul Manifaturac›lar Çarfl›s› Proje Müsabakas›”, Arkitekt, say›: 3. ‹stanbul 1 Numaral› Kültür ve Tabiat Varl›klar›n› 3, s.122-132. Koruma Bölge Kurulu’nun 5.1.2005-372 tarih ve no.lu karar›. 4. GEEAYK 15.07.1972 tarih ve 6554 say›l› karar ve 12.04.1975 tarih ve 8375 say›l› karar›. 5. GEEAYK taraf›ndan al›nan 10.12.1982 tarih ve 14240 say›l› karar.

Being Modern in ‹stanbul Being a multicultural metropolis, ‹stanbul has different layers and identities. Its modernist period is not standing out among them. To conserve the modern heritage has its own issues regarding to this point of view. Documentation and research about the quality or the quantity of the modernist period is very limited, especially as a part of the cultural heritage. Although it is a part of historical continuity, the modernist period is accused of destroying the existing fabric of historical centers of ‹stanbul. Building complexes like Drapers’ and Furnishers’ Bazaar (‹MÇ) and Karaköy Harbour Passenger Terminal and Warehouses are described as barriers between the coastal and/or urban line and the city. In other cases like Talimhane housing district the modernist identity is reconstructed to make it historical in an accepted way. Concerning the contemporary regeneration projects, modern heritage of Istanbul is again not valuable. Turkish Monopoly Liqueur Factory and ‹nönü Stadium are under the threat of demolition or major changes in architectural features and function. This special conditions make it necessary to discuss the opportunities and possibilities for conservation and re-use of ‹stanbul’s modern heritage which should be evaluated as a part of the integrity of greater city and its cultural heritage.

60 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI Planlan›p Gerçeklefltirilmesinden 60 Y›l Sonra, De¤iflen Koflullar ve Kullan›c› Talepleri Do¤rultusunda Levent Mahallesi’nin Gelece¤i Haydar Karabey

950’li y›llarda tasarlan›p ayn› y›llarda uygu- mahalle hakk›nda bölgede yaflayan insanlar›n 11lanmaya bafllanan Levent Mahallesi, Cum- geliflen bilinç düzeyi ile de artan bir koruma ta- huriyet döneminin ‹stanbul’daki ilk ve en önem- lebi geliflmifltir. li konut / toplu konut projelerinden biridir. Bu koruma talebinin kültürel tarihsel boyu- Cumhuriyet’in kuruluflunda yürütülmeye tu, mahallenin yukar›da k›saca anlat›lan oluflum bafllanan sosyal ve ekonomik içerikli “moderni- ve dönüflüm süreçlerine bak›l›nca tart›flma gö- 2 te” projesinin neredeyse fiziksel anlamda da türmemektedir. kent düzlemine birebir yans›t›lmas›n›n bir örne- Koruma talebinin çok do¤al bir de sosyal ¤i, bir tan›¤›, bir miras›d›r. Levent projesi ilkler- boyutu vard›r: Levent evlerini konut olarak kul- den biri olmas›na karfl›n dönemine göre ilerici, örnek yaklafl›mlar da içeren bir projedir.1 Aradan geçen y›llar, elbette bu “proje”nin de baz› aç›lardan eskimesine neden olmufltur. Geçen altm›fl y›l içinde Levent’in ‹stanbul kent bütünü içinde görece konumu de¤iflmifl, bar›n- d›rd›¤› toplumun sosyoekonomik yap›s› dönüfl- müfl, insanlar›n bar›nd›klar›, çal›flt›klar›, yaflad›k- lar› yerler ile ilgili mekânsal, teknolojik, kültü- rel, estetik talepleri de bu süreç içinde do¤all›k- la farkl›laflm›flt›r. Bu talep farkl›laflmas› bar›nma kültürüne oldu¤u kadar kentsel davran›fllara da yans›m›flt›r. Örne¤in aile boyutlar› farkl›laflm›fl, konutlarda enerji kullan›m biçimleri ve araçlar› de¤iflmifl, oto sahipli¤i artm›fl, ulafl›m ve al›flverifl Levent genel durum plan›. biçimleri de¤iflmifl, komfluluk iliflkileri farkl›lafl- (Arkitekt, 1952/9-10, m›fl, bir anlamda zay›flam›flt›r. Do¤al say›labile- s.175) cek tüm bu de¤iflimlere, Levent yerleflimindeki ve binalar›ndaki yap›sal afl›nma ve eskime de ek- lenince; günümüzde hem yerleflim biçimi, hem kullan›m biçimi, hem de konutlar›n kendileri aç›s›ndan bir yenilefltirme talebi gündeme gel- mifltir. Ancak bu yenilefltirme do¤al ak›fl›na (kendi haline) b›rak›l›nca; kent içindeki konu- mu, altyap›s› ve parsel boyutlar›yla zaten afl›r› düzeyde “spekülatif ilgi çeken” Levent; tümüy- le bir ifl, ticaret, e¤lence merkezine dönüfltürül- me veya daha büyük yap›lar yaparak rant elde etme arenas› haline gelmifltir. Di¤er yandan bar›nd›rm›fl oldu¤u sosyal ke- simin kökleri Cumhuriyet’in ayd›n bürokratlar›- na dayanan Levent’te hem yukar›da belirtti¤i- miz tarihsel ve kültürel nedenlerle, hem ekolo- jik ve sosyal nedenlerle güçlü bir korunma ge- Bir Levent ilan›. (Arkitekt, rekli¤i vurgulanmaktad›r. Ayn› do¤rultuda, bu 1950/11-12)

mimar•ist 2011/1 61 DOSYA

lanmaya devam etmek isteyen yerleflik toplum merkezî konumu nedeniyle yaln›zca spekülatif ile sonradan bu evleri dönüfltürerek çeflitli bir “arsa” olarak alg›lanmas›n›n dar ve k›sa va- amaçlara dönük iflyerleri olarak kullanmaya çal›- deli görüflü ça¤›m›z kentbilim ve kent ekono- flanlar aras›nda ortaya ç›kan çeliflkiler ve gerilim misi ilkeleri do¤rultusunda da mant›kl› de¤ildir ihmal edilemeyecek düzeydedir. ve kabul edilemez. Bu koruma talebinin ekonomik boyutu da Ancak tüm bu tan›mlanan çerçeveye ra¤men sa¤lam bir mant›¤a oturmaktad›r: Altyap›s›, do- do¤al ak›fl›na b›rak›lan (bir tür kendili¤inden ve ¤al dokusu, sosyal donat›lar› ve çevre düzeni ile denetimsiz) yenilefltirme, çeflitli bask›lar, di-

‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN 1950’lerde Levent. bunca bitmifl bu konut stokunun, kent içindeki rençler ve sonuçta gerilimler nedeniyle olmas› gerekti¤i gibi, tüm ilgili taraflar›n kat›laca¤› ve uzlaflaca¤› bir plan uyar›nca gerçekleflememek- tedir. Yukar›da tan›mlanmaya çal›fl›lan bu ikili gerilim, taraflar› çözümsüz b›rakmakta, yaflam›n dayatmas› ile de geçici, kaçak çözümler üretil- mektedir. Bu gerilimi, kent ve kentli taraflar›n yarar›na çözmenin yollar› neler olabilir? Bölgede yaflayanlar›n yap› stokunun ça¤dafl- laflarak yenilenmesi talebi var ve bu do¤al tale- bin önüne geçilemez. fiu temel fark› anlamam›z gerekiyor: Konut sahipleri “yenileflme”yi, d›fla- r›dan gelenler “de¤ifltirme”yi savunuyorlar. Ama her iki taraf da bir yap›sal dönüflüm bek- lentisinde. Bir görüfle göre, bölgedeki yap› stokunu ye- nilemek için yap›larda kimi yenilefltirmelerin ya- p›lmas› do¤ald›r ve gereklidir. Ancak bu dönüflüm ülkemizde, kolay yolu seçen yerel yönetimler taraf›ndan, “eskiyen” bir yerleflmedeki yo¤unlu¤un en az iki kat›na ç›ka- r›lmas› gibi basit bir yöntemle gerçeklefltirilir. Daha do¤rusu, plan tadili ile yap› yo¤unlu¤u ar- t›r›l›r ve bu dönüfltürme ifli, özel yat›r›mc›ya b›- rak›l›r.3 ‹ki kat›na ç›kar›lan yap›laflma hakk› so- nucunda elde edilen alan (ve rant) müteahhit ile yap› (arsa) sahibi taraf›ndan yar› yar›ya paylafl›l›r. Kendi ak›fl›na b›rak›lan yenilenme süreci ise y›l- lar içinde sürer gider, inflaatlar bitmez. Bu yön- tem uyar›nca, müteahhit kâr› göz önüne al›nd›- ¤›nda, yo¤unlu¤un en az iki kata ç›kar›lmas› ge- rekir. Bu tür “müteahhit flehircili¤i”ne en iyi ör- nek, son y›llarda yo¤unlu¤un birkaç kez artt›r›l- d›¤› Kad›köy’de gerçekleflmifltir. Bu yöntemin kentsel ba¤lamda yaratt›¤› sorunlar› saymaya ge- rek bile yok. Burada, Kad›köy yakas›n›n yok olan yeflil dokusunu, otoyola dönüflen k›y›s›n›, Bo¤az geçifllerine yüklenen trafi¤in durumunu an›msatmak yeterli olacakt›r. Ancak hat›rlatma- l›y›z ki bu tür bir imar plan› tadilat› hileli yön- temler ile kentliden saklanamaz. Yasalara göre, plan de¤iflikli¤i ilan edilir, ask›ya ç›kar ve plana bireysel, toplu itirazlar yap›labilir. Bu yöntem ile plan iptal ettirilebilir veya yürütülmesi gerekirse mahkeme karar› ile durdurulabilir.

62 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI

Demek ki söz konusu yenilefltirme talebinin kuksal (zorlay›c›) araçlar›n kullan›lmas› ile tadi- yo¤unluk art›ran önerilere alternatifler üretile- lat sorunlar› büyük ölçüde ortadan kalkacakt›r. rek gerçeklefltirilmesi gerekiyor. Bu tür bir süreç Yerleflme plan›n›n ve mimari projelerin mü- ise, mevcut yap›lar› büyütmeden yenilenmeye ellifinin telif hakk› do¤rultusunda hukuksal de¤er k›lan baz› di¤er önlemler ile gene ‹stan- araçlar, özellikle yeni “Telif Haklar›” yasas›nda bul’da Bo¤aziçi sit bölgesinde gerçekleflti. Bu kent planlar›n›n müelliflerine getirilen yüküm- önlemler, bildi¤imiz gibi bölgenin sit ilan edil- lülük ve haklar bu konuda yard›mc› olabilir. An- mesi, dolay›s›yla yeni yap› yap›lmas›n›n ve yo- cak müelliflerin her ikisinin de (Kemal Ahmet ¤unluk art›r›m›n›n k›s›tlanmas›, ancak eski mev- Arû, Rebii Gorbon) vefat etmifl olmalar› Levent cut yap›lar›n nitelikli olarak yenilenmesine izin için yine ayr› bir hukuk sorunu yarat›yor. verilmesi ve süreci kontrol eden kurullar›n olufl- Mali araçlar, vergiler vb.: Günümüz ekono- turulmas› biçiminde oldu. Böylece mevcut yap›- misinde zaten firmalar›n iflyerlerini mülk edin- lar›n de¤eri arz-talep dengesi uyar›nca artt› ve “k›t-kaynak” de¤erlenir kural› uyar›nca bu yap›- Levent Mahallesinin Kentsel Sit Olarak Tescil Karar› ve lar, korunarak yenilenmeye de¤er hale geldiler. Gerekçesi: Bugün, üstelik tüm bu deneyimlerden son- Kültür ve Turizm Bakanl›¤› ‹stanbul 3 Numaral› Kültür ve Tabiat Varl›klar›n› Koru- ra, çeflitli taleplerin karfl›lanabilmesi ve çeliflkile- ma Bölge Kurulu 13.05.2008 tarihli ve 3047 no.lu karar›yla; rin çözülebilmesi için elimizde eskisinden daha ‹stanbul ‹li, Etiler ve Levent Mahallelerine iliflkin Kurulumuzun 10.04.2007 gün fazla ve daha ça¤dafl araçlar var. Kent ekonomi- ve 2408 say›l› karar› çerçevesinde “Türkiye’de Planlanan Toplu Konut Alanlar› si, kent sosyolojisi, kent ve imar hukuku, kent içinde ilk örneklerden biri olan; Prof. Y. Mimar Kemal Ahmet Arû, Y. Mimar Rebii planlamas› gibi bilim alanlar›n›n konusu olan Gorbon taraf›ndan 1945’lerden bafllayan planlama ve tasar›m süreci sonunda, o bu araçlar›, fazlaca ayr›nt›lar›na girmeden (ve tarihte Levent Çiftli¤i olarak bilinen arazi üzerinde 1947 y›l›nda inflaat› bafllayan yaklafl›k tarihsel geliflimleri s›ras›yla) an›msata- bahse konu alan›n halihaz›r ilk toplu konut örneklerinden olmas›, planlama düze- l›m: ni ve modeli aç›s›ndan Türkiye’de daha sonra yap›lan çal›flmalara örnek olufltur- Birinci dönem araçlar, eskiden beri elimiz- mufl olmas›, yap›lar›n mimari ve biçimsel özelliklerini bilinçli olarak sade ve gös- de olan k›s›tlay›c›, engelleyici araçlard›r. Kent teriflsiz seçilmifl olmalar› nedeniyle oluflan belirgin karakteri, günümüzde art›k planlar›nda “zonaj” (bölgeleme) denen bir kullan›lmayan bir yap›m sistemi ile gerçeklefltirilmifl olmalar›, kentin bu bölge- yöntemle; konut, ticaret, yeflil alan gibi yerler sinde meydana gelen geliflme çerçevesinde bozulma ve niteli¤ini kaybetme riski birbirlerinden net olarak ayr›l›r ve bu ifllevlerin alt›nda bulunmalar›, gerek mimari gerekse planlama aç›s›ndan bütünlük, sürekli- karmafl›klaflmas›na izin verilmez. Ancak ça¤dafl lik ve niteli¤ini hâlâ devam ettirmesi” nedeniyle kentsel sit alan› olarak önerilen kent yap›s›nda, bu kadar kesin kararl› bir tutum ve Kurum görüflleri istenen 1., 2., 3., 4. Levent Mahalleleri ile ilgili Befliktafl Bele- reddediliyor, baz› ifllevlerin bar›fl içinde bir ara- diye Baflkanl›¤› ‹mar ve fiehircilik Daire Baflkanl›¤› Planlama Müdürlü¤ü’nün da yer almas› için çözümler gelifltiriliyor. 13.06.2007 gün 2304-318927-2390 say›l›, ‹stanbul Büyükflehir Belediye Bafl- Yerin özelliklerine ba¤l› olarak, kentsel, kül- kanl›¤› ‹mar ve fiehircilik Daire Baflkanl›¤› Planlama Müdürlü¤ü’nün 26.07.2007 türel, tarihsel veya do¤al sit bölgesi ilan› ile gün 8683-8685 say›l› olumlu görüflleri incelenmifl, Befliktafl Belediye Baflkanl›¤› kentsel dokunun korunmas› yöntemi, 1970’ler- taraf›ndan Kentsel Sit Alan› ilan edilmesi önerilen ek bölgelere iliflkin haritalar in- den beri uygulanabiliyor. Bu belki de elimizde- celenmifl ve de¤erlendirilmifl olup Kurulumuzca daha önce belirtilen gerekçeleri ki en güçlü araçt›r. Buran›n sit bölgesi olarak ile birlikte iflbu kentsel sit alan›n›n oluflumunu sa¤layan ana unsurlardan olan ve ilan› ve bunun (bir plan de¤iflikli¤ine gerek ol- geçerlili¤ini koruyan Koruma Amaçl› ‹mar Planlar› ve Plan Notlar›n›n bundan maks›z›n) imar plan›na bir not olarak eklenmesi sonra da geçerli olmas›na, bu nedenle daha önce de sit alan›nda (Bo¤aziçi Do¤al ile hem yerleflim dokusu hem de yap›lar koruna- ve Tarihî Sit Alan›) bulunan bu alanda, özel geçifl dönemi yap›laflma flartlar› ilan›- bilecektir. n›n gerekli olmad›¤›na, bu ba¤lamda Kurulumuzun 10.04.2007 gün 2408 say›l› Levent’in Cumhuriyet tarihinin bir göster- karar› eki bilgi paftas›nda “Öneri Kentsel Sit Alan›” olarak s›n›rlar› belirlenmifl gesi olarak kentsel sit olarak ilan› veya otuz bin olan ve afla¤›da ada ve parsel numaralar› belirtilen alan›n “Kentsel Sit Alan›” ola- a¤ac›yla do¤al sit bölgesi olarak ilan› ile do¤al rak tescil ve ilan edilmesine, haz›rlanacak Koruma Amaçl› ‹mar Planlar›na, alan›n dokunun korunmas› mümkün. var olmas›n› sa¤layan 1950’li y›llardan itibaren onanm›fl olan mevzii imar planla- Planlarda prestij konut bölgesi olarak tan›m- r›n›n bütünüyle esas teflkil etmesine ve imar planlar›n›n Kurulumuzca istiflare lamayla (ki zaten böyle tan›mlan›yor) konut edilerek haz›rlanmas›na, alan›n içinde yap›lacak her türlü müdahale öncesinde kullan›m›n›n teflviki de uygulanabilecek bir yasa gere¤ince Kurulumuzun olumlu görüflünün al›nmas›na, Befliktafl Belediye yöntem.4 Baflkanl›¤›nca Kentsel Sit Alan›na ilave edilmesi önerilmifl olan alanlar ile ilgili (10.01.1952 onanl› ve 20.08.1952 onanl› Etiler Mevzii ‹mar Planlar›n›n bulun- ‹kinci dönem araçlar ise, sisteme uygun du¤u bölge) Kurum görüfllerinin al›nmas› gerekti¤inden bu alanlarla ilgili Büyük- adli ve ekonomik denetim araçlar›d›r. flehir Belediye Baflkanl›¤›’n›n görüfllerinin iletilmesine karar verildi. Yap›lar›n konut olarak kullan›lmas› için hu-

mimar•ist 2011/1 63 DOSYA

meleri rasyonel de¤il. Ticari kurulufllar buraya yerlefltiklerinde, bir tür denetimsiz dokunul- maz alanda olduklar›n› düflünüyorlar. Gene de böyle bir yeri sat›n almaktansa kiralamak daha rasyonel. Bu arada, baz› tür iflyerlerinin neden Levent’in ba¤›ms›z evlerini iflyeri olarak tercih ettikleri de araflt›r›labilir ve cayd›r›c› çareler üre- tilebilinir.5

‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN Günümüzde, demokratik-liberal sistemde ise daha ça¤dafl, demokratik, kat›l›mc› araç- lar oluflmufltur. Yerel yönetim aç›s›ndan fleffaf- l›k, bölgedeki STK’n›n bir taraf olarak kabulü ve kat›l›m süreçlerinin sistematik ve kurumsal hale getirilmesi koruma sorunsal›na yeni ve ça¤- dafl bir aç›l›m getirecektir. Ancak bu yöntem ile gerçek yenileflme talepleri tart›fl›labilir ve yuka- r›da s›ralanan araçlar›n da yard›m› ile nas›l bir fi- ziksel yenileme s›n›r› konulabilece¤i belirlene- bilir. AB normlar›na uygun yeni yasalar, örne- ¤in yeni Ceza Yasas›’n›n “‹mar Kirlili¤ine Ne- den Olma” bafll›kl› 184. maddesinin yürürlü¤e girmesi. Komfluluk haklar›n›n ihlali gerekçesiyle aç›lan davalar›n olumlu sonuçlar›. Ça¤dafl ileti- flim ve halkla iliflkiler araçlar›n›n kullan›lmaya bafllanmas›... Konu, ça¤dafl hukuk ilkeleri aç›s›ndan da tart›flmaya aç›labilir. Bir yöredeki “imar plan›” Kuflbak›fl› eski Levent orada mülk edinmifl insanlar ile kamu aras›nda (üstte) ve arka bahçelerin bugünkü durumu (yanda). bir tür sözleflmedir. Bir yere yerleflirken (mülk edinerek veya kiralayarak) gelecekte, yaflad›klar› yerde ne gibi sorunlarla karfl›laflacaklar›n› bil- mek, insanlar›n en do¤al haklar›d›r. Ancak ha- yat›n sürprizlerini an aza indirebildi¤imizde in- sanca bir yaflam ortam›na kavuflabiliriz. Kapsaml› yönetiflim, hukuk, maliye, planla- ma tekniklerini kullanmay› gerektiren yukar›da tan›mlanan sürecin ve kent yönetimi araçlar›n›n aç›l›m› ve tart›fl›lmas› burada konumuz de¤il. Ancak flu kadar›n› kaydetmekle yetinelim: Bu çal›flman›n gerektirdi¤i tüm bilgiler ve kaynak, bugün yöneticilerin, bürokratlar›n ve uzmanla- r›n elinde var. Biz, burada bir kez daha nas›l bir ça¤dafl Le- vent hayal etti¤imizi kurgulayal›m ve ayr›nt›lara girmeden flöyle bir sonuç hedefledi¤imizi düflü- nelim: • Çok belirgin s›n›rlar ile tan›mlanm›fl ve herkes taraf›ndan benimsenmifl bir kesimdeki yap›lar, baz› iflyeri taleplerini karfl›lamak üzere (örne¤in mahalle çeperindeki dört caddeye cephe veren yap›lar), belirli konulara tahsis edil- Özgün biçimiyle bugüne mifl iflyerlerine ayr›lm›fl. Buralarda çevreyi rahat- ulaflm›fl bir tek katl› yap› ve klasiklefltirilmekte olan s›z eden ifllevlere de¤il, daha çok pasif ticari ifl- bir Levent evi. levlere izin veriliyor. Bu yap›lar›n büyütülmesi-

64 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ne izin verilmemekle birlikte fiziksel görünüm- di¤i bir pano oluflturulmas› yeterli olacakt›r. Ay- leri belirli kurallar çerçevesinde de¤ifltirilebili- n› biçimde, inflaatlar›n tabelalar›na, sonuç gö- yor. Bunlar›n yaratacaklar› otopark talebi tama- rüntüyü gösterecek bir resim, perspektif ve ya- men kendi parselleri içinde karfl›lanm›fl. Yerel p›n›n konut olarak kullan›laca¤›n›n beyan›n› yönetime ödedikleri vergi ve harçlar, standard›n içeren bilgiler de konabilir. Böylece yerel yöne- birkaç kat› olarak belirlenmifl; su, enerji benzeri timin ilgili yap› kontrol birimleri üzerindeki kentsel hizmetleri konutlar›n birkaç kat› fiyatla “flaibe” de ortadan kalkacak, yap› faaliyetleri sat›n al›yorlar. Bu hesaplardan elde edilen kay- tüm kentliler taraf›ndan izlenebilecektir. Bugün nak ayr› bir havuz hesapta biriktirilerek, yap›s›n› birçok uygar kentte, yeni yap› projeleri onay konut olarak yenileyen parsellerin altyap› talep- öncesi semt sakinlerine sergilenip onlar›n da lerini karfl›lamak için, onlara proje hizmeti vere- “olur”u al›nmakta. bilmek için ve/veya onlara yap›lan vergi, harç Ça¤dafl “yönetiflim” bilimi de böyle davran- indirimlerine karfl› sübvansiyon olarak kullan›l›- may› gerektiriyor Tüm bu söylediklerimiz mo- yor. Bu, zaten, “yap›laflma ile do¤an de¤er art›- dern dönem sonras› bir kentte er veya geç ger- fl›n›n kamuya geri kazan›m›” ilkesi olarak yasa- çekleflecektir. Tek ki o zamana kadar mevcut larda var olan bir ilkedir. Kaçak iflyeri kullan›m›, gerilim yeni ve tats›z bir t›rman›fla geçmesin, ye- yasal önlemlerin uygulanmas› yan› s›ra vergi ce- rel yönetim bu türden bir sürece inans›n, ça¤- zalar› ile de cezaland›r›l›yor. Tüm bu imkânlar dafl araçlar› birer ayak ba¤› olarak alg›lamas›n, yasalar›m›zda var. “d›flar›dan” politik kararlar ile bu yöre yok edil- Bugün Levent’in bir “kentsel sit” olarak tes- mesin ve hepsinden önemlisi bizler söz konusu cili bu ifllemleri kolaylaflt›rm›fl, ancak bölgede yeni sorunlar ve yeni gerilimler üretmifltir.6,7 • Yap›s›n› konut olarak yenilemek isteyenler için, orijinal proje müellifinin veya onun yasal temsilcilerinin kat›l›m› ile ana yerleflim plan›n› de¤ifltirmeyen daha ça¤dafl bir plan ve mevcut parselasyon ile uyumlu daha yeni konut projele- ri üretilmifl olsun. Bu projeler, yeni deprem yö- netmeliklerine uygun, teknolojik altyap›s› daha geliflkin, parselleri içinde otopark veya garaj yeri içeren, ça¤dafl malzeme kullan›m›na izin veren, Bu bir evdir! do¤aya sayg›l› ve enerji bilinçli projeler. Daha Bu da bir evdir! önce titizlikle haz›rlanm›fl yap› yaklaflma mesa- felerine ve yap› yüksekliklerine tecavüz etme- yen, yeflil dokuyu koruyan projeler. Burada esas ilkelerden biri, yap›lar›n zeminde mevcut bofl alanlara ve yeflile tecavüz etmelerinin önlenebil- mesidir. Parsel büyüklü¤üne göre arsa alan›n›n yüzde 40-60 aras› toplam inflaat alanlar› izini ile bu yenileflme konut sahipleri taraf›ndan gerçek- lefltirilebiliyor. Bugün, yasal veya yasad›fl› yollar ile fiilen zaten bu yöntem uygulan›yor. Zorunlu durumlarda görevli (ve telif hakk›n› elinde tu- tan) bir büro bu taleplere uygun, çevre uyumlu projeler üretiyor veya yap›s›n› yenilemek iste- yenlere dan›flmanl›k hizmeti veriyor. Ayr›ca yu- kar›da tan›mlanm›fl para havuzu sayesinde, yap›- s›n› konut olarak yenileyenlere baz› vergi kolay- l›klar› da sa¤lanabiliyor. Burada esas olan tüm taraflar›n üzerinde uzlaflt›¤› bir plana uyum ve fleffafl›k. Yap›lmakta olan bir inflaat›n “kaçak” olup olmad›¤› tart›flmalar›na son verebilmek için, semt merkezinde (örne¤in muhtarl›kta) yap›m izni alan binalar ve projelerinin sergilen-

mimar•ist 2011/1 65 DOSYA

ça¤dafll›k düzeyini yakalay›ncaya kadar elde ko- dönüflmüfltür. Levent evlerinin yaklafl›k onda biri (65 ruyacak bir fleyler kalabilsin... kadar›) ise bofl, y›k›lm›fl veya inflaat halindedir. Bu say›ma, Levent Çarfl›s›ndaki “gerçek” iflyerleri kat›lmam›flt›r. Öte Bunun için ise (flimdilik) elimizdeki en güç- yandan ‹stanbul’da yap›lan bir anket ise flehirlilerin yar›dan lü koz, Levent’in bir Kentsel Sit Bölgesi ilan fazlas›n›n bahçeli evlerde otuma istemini ortaya koyuyor. edilmifl olmas›d›r. Hele Marmara depreminden sonra... Di¤er tarafta, kentin evlerden oluflan eski-yeni tüm mahalleleri, tüm dokusu Haydar Karabey, Mimar, Doç. Dr. altüst edilip iflyerlerine, apartmanlara dönüfltürülüyor. Bu MSGSÜ Mimarl›k Fakültesi fiehir ve Bölge Planlama Bölümü nas›l bir çeliflkidir? ‹stanbullu art›k “ev” edinmek için yüzlerce kilometre uza¤a gitmek zorunda.

‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN Notlar: 5. Levent mahallesinde yeni dönemde yer tutan flirketlerin yap›sal bir analizini yapmak gerekir. Levent’te, standart, 1. 1950’lerde genç Türkiye Cumhuriyeti’nin uygulamaya yenilenmifl bir evin alan› 250-350 m2 aras›ndad›r. Tahmin koydu¤u modernleflme program› uygulan›yor. ‹flte bu edilebilecek yöntemler ile yasad›fl› yollardan üretilen ve y›llarda baflkent Ankara’dan sonra (Ankara’da bu anlamda sat›c›lar› taraf›ndan “miniplaza” ad› verilen kaçak planlanm›fl yarat›lm›fl olan ilk yer, yönetici merkeze yak›n iflyerlerinde ise bu alan, 600-1000 m2’lere olarak düflünülen Saraço¤lu Mahallesi’dir) ‹stanbul’da da ulaflabilmektedir. Bu yap›sal büyüklükler, 10-30 kiflilik Levent Çiftli¤i’nde modern bir mahalle kuruluyor. Buras›, küçük boy ticari firmalara uygun düflüyor. Levent bahçeli düzende planlanm›fl bir orta s›n›f mahallesidir. bölgesinde, yirmiden çok emlakçi de bütün ricalara ve yasal Konutlar, arsalar›n›n yaklafl›k yüzde ellisini kaplayan, bir-iki uyar›lara karfl›n, evleri hâlâ iflyeri olarak pazarlamaya devam katl› yap›lard›r. Bu mahallede, uygar bir yaflam için her ediyor. Al›c›lar›n bafl›nda, birço¤u, h›zla dönüflen, tam türlü donan›m düflünülmüfltür. Mahalle; bir okul, kurumsallaflmam›fl firma tipi geliyor. Bu firmalar, genç, dispanser, çarfl›, cami ve genifl parklarla donat›l›yor. Her dinamik ve ça¤dafl yap›l› giriflimcilerin kurdu¤u, yönetti¤i eve bir garaj yap›l›yor ve bugün art›k geliflmifl olan tam firmalar. Geliflme süreçlerinde kriz dalgalanmalar›na da, otuz bin a¤aç dikiliyor... h›zl› büyüyüp fliflmeye de uygun bir model. Amaçlar› 2. Bu konuda kimi “komplo teorileri” de devreye geliflme dönemlerinde özel bir yap›da yer alman›n prestijini girebiliyor. Levent’in temsil etti¤i, Cumhuriyet, de kullanmak olan bu firmalar›n, bir an önce büyümeye modernite, burjuvazi gibi kavramlar›n karfl›s›nda bölge için yönelik h›zl› tempolar› ve dolay›s›yla çok çal›flkan ekipleri kurgulanan rant senaryolar›n›n her düzeyde yandafl bulmas› var. Mesai saati tan›maktan hofllanm›yorlar, zaten bu da bu teoriyi destekliyor do¤rusu. Kent yöneticilerinin, nedenle de ifl hanlar›n›n veya modern ifl merkezlerinin burjuva ayd›nlar, uzmanlar, kenti savunan kesimler disiplinine uyam›yorlar. H›zl› üretme amaçlar›, do¤all›kla hakk›nda “tuzu kurular” diye bir söylem gelifltirebildi¤i bir çevre sayg›lar›n› da köreltiyor. ortamda yaflad›¤›m›z unutulmamal›. 6. Tümüyle yasad›fl› çal›flarak yak›n çevresine s›n›rs›z 3. Asl›nda, Levent’te bir kez böyle bir de¤ifliklik de yap›ld›. rahats›zl›k veren bir kebapç›n›n, konumunu korumak için Tüm tek katl› evlere birer kat eklenme hakk› verildi. Bu ise açt›¤› “Tüm Levent Mevzi ‹mar Plan›n›n ‹ptali” davas› y›llarca süren bir inflaat furyas›na ve bu arada bir sürü de karfl›s›nda durufluyla Dernek çok önemli bir yasal baflar› kaçak yap›laflmaya neden oldu. elde etti. Halen geçerli Mevzi ‹mar Plan› ve geçerli 4. Levent Mahallesi’nde yap›lan son araflt›rmaya göre, 700 yasalar›n bölgede bu tür iflyerlerine izin vermedi¤ini yasal Levent evinin yaklafl›k üçte biri (210 kadar›) iflyerine olarak tescil ettirmifl oldu. 2008 y›l›nda, Dernek ve Belediyenin ortak baflvurular› sonucunda, An›tlar Kurulu Future of the Levent Quarter, against Changing Conditions taraf›ndan Levent Mahallesi Kentsel Sit statüsüne al›nd›. and User Demands, After 60 Years of its Planning and Böylece, ülkemizde, Cumhuriyet dönemine ait bir yap›lar bütününün, ranta kurban edilmeden korunabilmesi Execution anlam›nda bir ilk baflar›lm›fl oldu. Designed and executed in 1950s, the Levent quarter is the first and one of the 7. Bu süreçte, Kurul ilginç bir karar daha ald›: Levent most important housing project of the republican period in Istanbul. It is a Mahallesi’nin “zaten onayl› ve yeterli bir mevzi imar plan› witness of reflection of the socio-economical project of ‘modernity’ to the urban bulundu¤unu göz önüne alarak, buraya yeni bir koruma imar plan› yapmaya gerek olmad›¤›...”, ancak elbette level in the physical sense. The passed years surely caused the ‘project’ to get old yasan›n gerektirdi¤i biçimde bölge için bir “alan yönetimi” in some ways. sürecinin oluflturulmas› gerekti¤i... Ne var ki, ilgili Belediye There are contradictions and tension in an undeniable level, between the settled henüz bu konuda bir ad›m atmam›flt›r. Di¤er yandan, 2010 y›l›nda bölgedeki iflyerleri “Levent’i Güzellefltirme society who wants to preserve their houses in residential use and people who Derne¤i” adl› karfl›t amaçl› bir dernek kurarak, ekonomik wants to transform the houses for various work fields. The economical basis of ve politik bask› gücünü de kullanarak kimi karfl› davalarla the demand for preservation is sound: the shortsighted view of taking this stock plan› ve sit karar›n› delme yönünde davalar açmaya (ve of housing; which is finished with its infrastructure, social facilities, natural kimisini kazanmaya) bafllad›. Daha da ilginci, bu davalar values and environmental design; merely as a speculative piece of ‘land’ is için bilirkifli olarak görüfllerine baflvurulan kimi ö¤retim üyelerinin de koruma-gelifltirme konular›nda farkl›, çeliflkili illogical and unacceptable within the principles of urban economy. raporlar verebilmeleri. Bu olgu da ülkede henüz However, against all this described framework, this spontaneous and oluflmam›fl olan uzmanl›k mahkemeleri konusunun da uncontrolled renewal, due to various pressures, resistances and as a result, önemini gözler önüne seriyor. Koruma hukukumuzun daha almas› gereken çok yol var galiba. tension, cannot be developed according to a plan, with the participation and mediation of the two parties. This double sided tension, leaves the parties without a common solution, bringing temporary and illegal happenings. This article is proposing contemporary strategies and methods of mediation in the dilemma of preservation and development.

66 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹stanbul’un Fark Edilmeyen “Modernite”si Zafer Akay

stanbul “modern hareket”in damgas›n› vur- merkezî bir konumda olmas›na karfl›n, bugün ‹‹du¤u kentlerden de¤ildir. Hatta “erken yak›n çevresinden kolayca alg›lanamayan, mi- cumhuriyet dönemi”nde modern mimarl›¤›n marl›k literatüründe pek yer almam›fl, neredeyse izlerinin güçlükle tespit edilebilece¤i, oldukça yak›n zamanda yeniden keflfedilmifl bir yap›d›r.1 marjinal konumda bulundu¤u bir kenttir. Üste- O dönemdeki ad›yla Yüksek Mühendis Mekte- lik, bu s›n›rl› örneklerden de oldukça az› bugü- bi’nde mimarl›k profesörü olan Georges Dè- ne gelebilmifltir. Tarih boyunca yap›lar› yok bes’in nedense kendisinden beklentiler oran›n- ederek yerine yenisini üreten anlay›fl, bu az say›- da gerçeklefltirilmifl yap›t› yoktur. Orhan Sa- daki “modernite” simgesine de pek ayr›cal›kl› fa’n›n an›lar›nda hocan›n Gümüflsuyu’ndaki davranmam›flt›r. Sonuç olarak kentteki “moder- Yüksek Mühendis Mektebi Yurtlar› için haz›rla- nite” pek kolay fark edilemez. d›¤› bir perspektiften sonra bir türlü gerçeklefl- Türkiye’ye 30’lu y›llarda ulaflan “modern tirmedi¤i uygulama projesi konu edilir. Yap› bu hareket”in ‹stanbul’da belirgin bir etki yarata- koflullarda, Emin Onat ve Orhan Safa’n›n ba- mamas›n›n birçok nedeni vard›r. Öncelikle, art›k ¤›ms›z olarak gelifltirdikleri, daha sonra Dè- resmî ve kamusal yap›lar›n yeri ‹stanbul de¤ildir. bes’in perspektifine uyumlu hale getirilen uygu- Geç 20’li ve 30’lu y›llar›n resmî yap› etkinli¤i lama projesiyle oluflmufltur (Safa, 1995:86-87). kaç›n›lmaz olarak yeni oluflan baflkent Anka- Kamusal yap›lar›n önemli bir istisnas› olan ra’da yo¤unlaflacakt›r. ‹stanbul’da bulunan baz› ‹stanbul Liman› Yolcu Salonu’nun projesi ifllevini kaybeden resmî yap›lar ve “saraylar” ise 1934’te aç›lan bir yar›flma sonucunda belirle- ço¤unlukla e¤itim kurumlar›n›n kullan›m›na ge- nir.2 Ancak yay›n organlar› olan Arkitekt dergi- çer. Bu y›llarda ‹stanbul’da resmî yap› olarak sa- si arac›l›¤›yla mimari proje yar›flmalar›n› savu- dece birkaç semt vergi dairesi dikkat çekecektir. nan ve birço¤unda da baflar›l› olan genç mimar- O dönemde flehir d›fl› say›lan Mecidiye- lar kufla¤›na, “erken cumhuriyet”in kültür oto- köy’de yap›lan Likör Fabrikas›, ‹stanbul’da ger- riteleri taraf›ndan pek fazla güven duyulmamak- çeklefltirilen ilk modern yap› say›l›r. Endüstri ya- tad›r. Bu y›llarda mimarl›k konusunda otorite- p›lar› kuflkusuz ‹stanbul’un vazgeçilmezleri ara- nin sesi konumunda gözüken Falih R›fk› s›nda olacakt›r. Yap›, ayn› zamanda, “erken mo- Atay’›n Ankara’daki önemli projeler için Cle- dernizm”in ünlü isimlerinden Robert Mallet- mens Holzmeister’e deste¤i bilinir. Ankara için Stevens’›n Fransa d›fl›nda gerçekleflen tek yap›s› Holzmeister’in üstlendi¤i rol ‹stanbul’da Geor- olma özelli¤ini de tafl›r. Likör Fabrikas› günü- ges Dèbes’e verilmifl gözükmektedir. Karaköy müzde kentin oldukça yo¤unlaflm›fl bir bölge- Yolcu Salonu yar›flmas›n› kazanan üç projeden sinde, yal›t›lm›fl bir endüstri yerleflkesi içinde, birinin genç müellifi Rebii Gorbon projeyi ya- biraz gözlerden uzak bir konumdad›r. Yak›n ge- r›flman›n jüri üyelerinden Georges Dèbes ile ta- lecekte önemli düzenlemelere sahne olacak mamlayacakt›r. Dèbes’in bu konumu, Arki- olan bölge içinde de¤er kazanmas› ve kamusal tekt’in ilkelerine uymad›¤›ndan olmal› ki, bitmifl bir ifllev kazanmas› umulmaktad›r. yap›n›n foto¤raflar› dergide yay›mlanmayacak- Ayn› dönemin bir baflka örne¤i de bir baflka t›r. Yolcu Salonu yap›s› bugün de, Karaköy silu- Frans›z mimar Georges Dèbes’in tasarlad›¤›, etindeki özel konumuyla kuflkusuz “erken cum- çok özgün bir yap› olan F›nd›kl› 13 no.lu ‹lko- huriyet” döneminin ‹stanbul’daki en belirgin kulu ya da sonraki ad›yla Nam›k Kemal ‹lkö¤re- imgesini oluflturur. tim Okulu’dur. Topografyaya duyarl›¤›yla dik- “Modern hareket”in ‹stanbul’daki en sim- kat çeken, büyük dersliklerin güneye yönlendi- gesel temsilcisinin Sedad Hakk› Eldem’in tasa- rilmesiyle tipik modernist ilkeleri temsil eden r›m› olan Kabatafl’taki SATIE ya da “Tesisat› yap›, daha sonraki y›llar›n “tip” okul yap›lar›na Elektrikiye” binas› oldu¤unu ileri sürmek abar- pek benzemez. Nam›k Kemal ‹lkokulu, oldukça t›l› olmayacakt›r.3 SATIE ad› flirketin Frans›zca

mimar•ist 2011/1 67 DOSYA

ad› olan “Societé Anonyme Turque de l’Instal- lation Electrique”in k›salt›lm›fl biçimidir. 1934 y›l›n›n Eldem’in erken dönemini yans›tan, tam bir “uluslararas› stil” denemesi olan yap›, alt ka- t›ndaki elektrik armatürlerini tan›tan ma¤aza- s›yla, içeri¤iyle de yeni ça¤›n, yeni teknolojinin tan›t›m yeridir. Üst kattaki ofis alanlar›yla ve depo ifllevleriyle oldukça kütlesel olan yap›

‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN 50’lerin sonunda yol geniflletme amac›yla orta- dan kald›r›lm›flt›r. Deniz k›y›lar›n›n “çer çöp” diye tan›mlanan küçük yap›lardan ar›nd›r›lmas› ‹stanbul için temel bir yerel yönetim yaklafl›m›- d›r.4 Bu y›llarda, ikinci kez yerellik aray›fllar›na yönelmifl olan Sedad Eldem’in kendisinin de ne bu k›y›ma karfl› ç›kt›¤›na ne de bu kayba üzül- ‹stanbul Liman› Yolcu Salonu’nun projesi, dü¤üne dair bir belge bulunur (Tanju ve Tan- Rebii Gorbon, 1934. yeli, 2009:44).5 SATIE, ‹stanbul’da “moder- nizm”in verdi¤i ilk önemli kay›p gibi gözük- mektedir. Eminönü’ndeki birkaç yap› adas›n›, Taksim’deki koca bir k›fllay› götüren “temiz- lik”lerin daha da ileri bir aflamas›na var›lan 50’lerde, “Menderes y›k›mlar›”yla “modernlefl- me” bu kez kendi çocu¤unu yemifl görünmek- “Tesisat› Elektrikiye” tedir. binas›, 1934, Sedad Hakk› Meydan temizlemelerine feda edilen bir Eldem, Kabatafl. baflka teknik yap› da, bir bak›ma SATIE’nin kü- çük bir benzeri olan, Kad›köy’deki “Elektrik Evi”dir.6 1937’de tamamlanan, Rebii Gor- bon’un tasar›m› olan yap› da ayn› sonu paylafl›r. Oldukça özgün bir küçük yap› olan “Elektrik Evi” modernizmin bir baflka simgesi olarak, elektrik abonelik ifllerinin yan› s›ra Kad›köylüle- re yeni elektrikli ve gazl› gereçleri tan›tma göre- vini üstlenmifltir. Kad›köy Belediyesi’nin çok yak›n›nda, hale bakan yan cephesinin tam karfl›- s›nda yer alan yap›, bulundu¤u parselde biraz geri çekilerek ve üçgen biçimli bir hale getirile- rek bir cephe daha kazanm›fl, etkili bir yap› gö- rünümündedir. Denize bakan köfledeki elektrik sembolleriyle, o y›llarda “yazl›k” bölgesinden ‹stanbul’un sakin ve prestijli konut bölgesine dönüflmekte olan Kad›köy’ün karakteristik bir “modernleflme” simgesidir. 1966 hava foto¤ra- f›nda baz› de¤iflimler geçirdi¤i gözlenen “Elektrik Evi” de daha sonraki Kad›köy mey- dan düzenlemeleri s›ras›nda ortadan kalkm›fl ol- mal›d›r. Kad›köy Belediyesi’nin önünü açmak için “temizlenmifl” olmas›n› bu koflullarda fla- fl›rt›c› saymamak gerekir. Erken cumhuriyet döneminin bir baflka ka- musal yap›s› da dönemin önemli etkinlik mer- kezlerinden olan Kad›köy Halkevi’dir. Halkevi 1938’de aç›lan yar›flmay› kazanan Rüknettin 7 “Elektrik Evi”, 1937, Güney’in projesine göre yap›l›r. Anadolu yaka- Rebii Gorbon, Kad›köy. s›n›n kültür aks› olarak geliflen Bahariye Cadde-

68 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI si’nde e¤imli bir parsele yerleflen yap›, Kad›köy ve Sergi Saray› 90’larda oldukça radikal bir bi- siluetinde yer edinecek bir konumda say›lmaz. çimde yenilenme flans›n› bularak Lütfi K›rdar Dönemin anlay›fl›na göre cadde yönünde tören- Kongre Merkezine dönüflür. Ayn› mimarlar›n sel amaçl› bir meydanc›k, alt kotta, güney yö- bir baflka tasar›m› olan, kent içindeki konumu nünde bir yeflil avlu çevresinde örgütlenen yap›, biraz tart›flmal› olan ‹nönü Stadyumu’nun, bu dönemin önemli bir etkinlik merkezini olufltu- ölçülerde 21. yüzy›l› görmüfl olmas›n› bir flans rur. Bugün k›smen ifllev olarak farkl›laflarak Ad- olarak de¤erlendirmeli. Vadinin daha sonraki liye’ye dönüflmüfl olmaktan baflka, kullan›m›n y›llardaki yeni simgesi ise kuflkusuz Hilton Ote- niteli¤i aç›s›ndan bir tür baflkalafl›ma u¤ram›fl li olacakt›r. Bundan sonraki geliflmeler için bir olan yap›, mekânsal olarak da özellikle avlular›- n›n otoparklara dönüflmesi sonucu fakirleflmifl bir görünümdedir. Kendi alan›n› oldukça yo- ¤un olarak kullanm›fl olan yap›, çevresi giderek merkez özellikleri a¤›r basm›fl s›k›fl›k bir bölge- de kalm›flt›r. Yap›sal olarak ise görece iyi bir du- rumda say›labilir. Savafl y›llar›n›n bafllang›c›nda, Prost plan›n›n da etkinlik kazanmas›yla, ‹stanbul daha sonra Kad›köy Halkevi, 1938, kongre vadisini de içine alacak bölgede bir dizi Rüknettin Güney , Kad›köy. kültür yap›s› kazanmaya bafllayacakt›r. Bunlar›n ilki, 1939’da tamamlanan, daha çok bir e¤lence oda¤› olan “Taksim Belediye Gazinosu” say›la- bilir.8 Y›k›lan k›fllan›n arkas›nda kalan “Taksim Bahçesi”nde, eski gazino binas›n›n yerine yap›- lan yeni yap› ‹stanbul’a damgas›n› vuran vali ve belediye baflkan› Lütfi K›rdar’›n ilk projelerin- den say›l›r. Yine Rüknettin Güney taraf›ndan ta- sarlanan yap›, Bo¤az manzaral› teraslar›yla kent yaflam›n›n odaklar›ndan birini oluflturur. Ol- dukça bat›l›laflm›fl bir cumhuriyet kültürünü yans›tan yap› ne çok “modernist”, ne de “milli mimarl›k” söylemi etkisinde, denge arayan bir tasar›m anlay›fl›n› yans›t›r. Kentin bir baflka sim- gesi olan Belediye Gazinosu da pek uzun ömür- lü olamayacakt›r. Varl›¤›n› 1965’e kadar sürdü- rür ve bu kez oldukça “anlafl›l›r” bir nedenle, yerini Sheraton Oteli’ne terk eder. Bütün bunlar belki en do¤ru “plana ra¤men plans›zl›k” olarak tan›mlayabilece¤imiz, tart›fl- malar› 90’lara kadar süren Prost’un ünlü 2 no.lu park›n›n konumuna iliflkin kaç›n›lmaz sü- 9 Kad›köy Halkevi, reçlerdir. Bir yandan, yap›lan planlaman›n ne bugün k›smen Adliye kadar ileri görüfllü oldu¤u da zaman zaman tar- kullan›m›nda. t›flmaya aç›lm›flt›r. Le Corbusier’nin izinde, 30’lardan bafllayarak, bütün meslek prati¤inde yeflil alanlar içinde gökdelenlerden söz eden Burhan Arif Ongun’un yaklafl›mlar› da kuflku- suz bu ba¤lamda hat›rlanmaya de¤er (Ongun, 1974).10 Sonuçta, kültür vadisi oluflmaya de- vam edecek ve art›k bundan sonra bu kadar bü- yük kay›plar vermeyecektir. Hemen hemen hepsi savafl sonras›nda tamamlanan yap›lardan Radyo Evi ve Aç›k Hava Tiyatrosu sorunsuz bugüne ulafl›rken, Paolo Vietti Violi, fiinasi fia- hingiray ve Faz›l Aysu’nun tasar›m› olan Spor

mimar•ist 2011/1 69 DOSYA

model oluflturan yap› ‹stanbul’un kültür yafla- d›r.12 Üç katl› eski depo yap›s›n›n yenilenmesi m›n›n da yeni oda¤› olacakt›r. Eldem’in tan›m- ile elde edilen ve detaylar›n›n özenlili¤iyle dik- lad›¤› “Yeni ‹stanbul”un siluetine karakter ver- kat çeken yap›, kuflkusuz basit bir “çer çöp te- me ihtiyac›, küreselleflmenin temelini atan Hil- mizlik operasyonu” için fazla büyüktür. 1966 ton’un öncülü¤ünde çeflitli uluslararas› otel ya- hava foto¤raf›nda görünmeyen yap›n›n Kabatafl t›r›mlar›yla tamamlanacakt›r (Bilgin vd., Arabal› Vapur R›ht›m›n›n geniflletilmesi s›ras›n- 2010).11 Hilton’dan sonra h›zla de¤iflen “Av- da y›k›lm›fl oldu¤u, bugünkü Deniz Otobüsü rupa Yakas›” siluetini tan›mlayan simgeler, art›k Terminali yerinde bulundu¤u anlafl›lmaktad›r.

‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN modern – geleneksel paradigmas›n›n ötesinde, Daha sonraki y›llar›n giderek daha “gör- her zaman “modernite” ile tan›mlanamayacak, kemli” yap›lar› aras›nda kay›plar daha azd›r. endüstrileflmifl ve kapitalistleflmifl bir “küresel 40’lar›n sonunda yap›lan ‹stanbul Adalet Saray›, megakent”i anlatmaya bafllayacaklard›r. h›zla göç almaya bafllayan ve büyüyen kentin Savafl sonras› dönemden flafl›rt›c› bir y›k›m yeni resmî yap›lar›n›n ilklerindendir. Sedad El- örne¤i de Behçet Ünsal’›n 1946’da tasarlad›¤› dem ve Emin Onat’›n ortak tasar›m› olan proje, Kabatafl’taki Tekel Genel Müdürlü¤ü yap›s›- yar›flman›n sonuçlanmas›n›n ard›ndan uzun sü- ren tart›flmalar sonucunda, baz› de¤iflimlere u¤- rayarak gerçekleflecektir. 50’lerin simgesi olan ‹stanbul Belediye Saray›’n›n Adalet Saray› ile ortak yönü, ayn› unvan› tafl›maktan baflka, ayn› tart›flmal› biçimde Bizans saraylar› üzerine yer- leflmifl olufludur. Bugünden bak›ld›¤›nda bu iki proje de koruma kavramlar› aç›s›ndan ola¤anüs- tü flafl›rt›c›d›r. Belediye Saray› kaz›lar›ndan ç›ka- r›lan mozaikler sansasyonel bir biçimde Arki- tekt dergisinin kapa¤›na yans›rken, bu yap›lar›n yer seçimleri hiç sorgulanmaz (Duyuran, 1954:166-170). “Milli Mimari” y›llar›n›n an›t- sal yap›s›yla bir “saray” olarak tan›mlanmak için pek eksi¤i olmayan ‹stanbul Üniversitesi Edebi- yat Fakültesi de bu bak›mdan çok farkl› bir ko- numda de¤ildir. Dönemin bak›fl aç›lar›n›n farkl› “Taksim Belediye oldu¤u çok aç›kt›r. Sahilleri çer çöpten temizle- Gazinosu”, 1939, yen güzellefltirme anlay›fl›, tarihsel merkezin ar- Rüknettin Güney. keolojik alanlar› üstünde, art›k kapitalistleflmifl “›l›ml› modernizm”in simgelerini pek uyumlu bulmaktad›r. “Modernizm”in, konut alanlar›nda da fazla fark edildi¤i söylenemez. 30’lardan bafllayarak yo¤un olarak Kad›köy’den Bostanc›’ya kadar sahil boyunca, daha çok yazl›k konut olarak ya- p›lan villalar 60’lardan sonra h›zla yok olmaya bafllayacakt›r. Birçok 19. yüzy›l ahflap köflkünün h›zla yok oldu¤u bu süreçte, “beton köflk”ler ad›na endifleye kap›lmak pek akla gelmez. Bo- ¤az ve Adalar’›n bu aç›dan durumlar› biraz daha farkl› olsa da, Anadolu yakas›nda, art›k izlerine sadece Arkitekt sayfalar›nda rastlanabilecek yüz- lerce “beton köflk”ten bugüne kalanlar son de- recede s›n›rl›d›r. Bunun sonucunda, bugün ayakta kalan yap›lardan yola ç›karak özellikle 30’lar›n villa mimarl›¤›ndan söz edebilmek ol- dukça zordur. Çok katl› konutlar aç›s›ndan ise durum daha Tekel Genel Müdürlü¤ü, 1946, Behçet Ünsal, farkl›d›r. ‹stanbul’da 20. yüzy›l bafllar›ndan iti- Kabatafl. baren, yer yer 7-8 kat› bulan yükseklikte konut

70 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI

üretimi süregitmifltir. 30’lu y›llar boyunca gele- rum yer al›r.13 Bu yorumda, arsalar›n bofl kal- neksel mimarl›k kültürünü sürdüren konut üre- mas› ve günefle eriflim gibi gerekçelerle, Türkiye timi de sürer. Özellikle Gümüflsuyu, Talimha- genelinde befl kattan yüksek bina yap›lmamas› ne, Teflvikiye, fiiflli bölgelerinde bugün de kent- için al›nan Bakanlar Kurulu karar› tart›fl›l›r, arsa sel bütünlük tafl›yan konut dizileri, ço¤unlukla fiyatlar›ndaki yükseklik konu edilir ve 8-9 katl› geleneksel, klasikçi yaklafl›mda, asansörlü prestij inflaat›n betonarme için ekonomik oldu¤u ileri konutlar› olarak oluflurlar. Çok az› yay›mlanm›fl, sürülür. 1930-60 y›llar› aras›nda Arkitekt’te ya- bazen art deco olarak da tan›mlanan bu tür ya- y›mlanm›fl apartman yap›lar› incelendi¤inde sö- p›lar›n mimarlar›n›n isimleri de çok az bilinir. zü edilen befl katl› yap›lar›n önemli bir k›sm›n›n Bazen yap›lar üstündeki tabelalardan, bazen de bugün yerinde olmad›¤› görülmektedir. Zemin- Arkitekt’teki k›sa biyografi veya bilgi detaylar›n- le birlikte alt› kat olan yap›lar korunmufl ve kat dan ö¤renebildi¤imiz isimler aras›nda Hrant eklenmiflken, befl katl› yap›lar›n bir k›sm›n›n ko- Apraham, Aram fiekerciyan, Torkum Çubukçu- runamam›fl olmas›, daha sonraki y›llarda kat yan say›labilir. Bu tür yap› etkinli¤inde müteah- adedi üzerindeki bask›n›n yo¤unlu¤unu göster- hit-mimarlar›n yan› s›ra, inflaat mühendislerinin mektedir. de tasar›mc› olarak önemli yer tuttu¤u anlafl›l- Bu korunamayan befl katl› yap›lar aras›nda, maktad›r. “Modern hareket” de 30’larda bu ya- Arkitekt’te 1951 y›l›nda yay›mlanm›fl olan, p› etkinli¤i içinde kendini gösterecek, baz› özel Emin Necip Uzman tasar›m›, Niflantafl›’nda o örneklerde “ilkel kübik” mobilyalarla “modern zamanki ad›yla Emlak Caddesi’ndeki ‹pek ev” kavram› gündeme gelecektir. Apartman› say›labilir.14 Bir baflka örnek de ‹s-

‹stanbul, bu apartmanlar›n korunmas› aç›- tanbul’un ilk modern apartmanlar› aras›nda sa- Soldan sa¤a, s›ndan oldukça flansl› say›labilir. Örne¤in bugün y›labilecek, Kad›köy Mühürdar Caddesi’ndeki ‹pek Apartman›, 1951, Emin Necip Uzman, Ankara’da Atatürk Bulvar› üstünde S›hhiye – 15 Seza Apartman›’d›r. Ayn› dönemden, mühen- Niflantafl›; K›z›lay aras›nda ayakta kalabilmifl ço¤unlukla dis Fikri Santur ve mimar Abidin Mortafl’›n or- Seza Apartman›, 1933, befl katl› olan birinci kuflak apartman say›s› üçü tak tasar›m› olarak 1932’de yay›mlanan Niflan- S›rr› Bilen, Kad›köy; geçmemektedir. Atatürk Bulvar› silueti tümüyle tafl›, Rumeli Caddesi’ndeki Melek Apartma- Rebii Gorbon’un tasar›m› bir yap›, Kad›köy. de¤iflmifltir. ‹stanbul’da ise özellikle Gümüflsu- n›’na ise, iki kat eklenmifl ve bugüne bütünüyle yu, Cumhuriyet, Teflvikiye caddelerinde ilk ku- farkl› bir görünümde gelmifltir.16 Daha az katl› flak yap›lar siluette belirgin bir a¤›rl›ktad›r. Bu- örneklerin korunamam›fl olmas› bu koflullarda nun önemli nedeni ‹stanbul’da ço¤unlukla befl flafl›rt›c› say›lmamal›d›r. Rebii Gorbon’un tasar›- kat olan s›n›r›n yüksek subasman ve asma katla m› olan, Kad›köy, Mühürdar Caddesi’nde, arka yedi kat› bulmas›, asansörlü yap›lar›n ço¤unluk- s›radaki binalar›n denizi görmesi için 15 m. ta oldu¤u birçok caddede de “resmî” befl kat›n yüksekli¤e izin verildi¤i belirtilen, üç kat ve çek- üstüne ç›k›lmas› olmal›d›r. Proje tan›t›m metin- me kattan oluflan, dönemin fl›k bir apartman› bu lerinde “Yap› ve Yollar Kanunu” ayr›nt›lar›n› s›k koflullara örnek gösterilebilir.17 Ana caddelerde s›k gündeme getiren Arkitekt’te, 1937 y›l›nda, yap›lar›n alt› kat ve üstüne yükselebildi¤i daha yüksek inflaatlar› konu edinen imzas›z bir yo- sonraki y›llarda da, sokaklarda üç kat ve çekme

mimar•ist 2011/1 71 DOSYA

kat anlay›fl›n›n sürmekte oldu¤u anlafl›lmakta- d›r. fiiflli istasyonu civar›nda oldu¤u belirtilen ve ayd›nl›k konusuna çok ilginç bir çözüm getiren, Emin Necip Uzman’›n tasar›m› olan bir üç kat- l› apartman da bugüne ulaflamayan örnekler aras›ndad›r.18 Arkitekt’te bu y›llarda yay›mlanm›fl yap›lar›n büyük bir ço¤unlu¤u, özellikle fiiflli bölgesinde,

‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN kat eklemeleriyle bugüne gelebilmifltir. Bu yap›- lar›n bir bölümünün serüveni, yaz›n›n sonuna eklenen bir görsel derlemeden izlenebilir. Yap›- lar›n baz›lar›n›n bir tabela kaosu ile fark edilmez hale geldi¤i gözlenmektedir. Bir dönem mer- kez bölgelerinde kat art›fllar›na yol açan rant ar- t›fl›, belli bir aflamadan sonra üst katlar için ter- sine dönmüfl gibi gözükmektedir. Alt katlarda ticaret ve ofis kullan›mlar›n›n artmas›, kalabal›k- laflma ve gürültü kirlili¤i art›k konutlar› kaç›rma e¤ilimindedir. Konut alanlar› art›k daha farkl› kabullerle oluflmaktad›r. ‹fllev de¤iflikli¤i her tür Melek Apartman›, 1932, Fikri Santur ve yap› gibi konutlar için de gündemdedir. H›zla, mimar Abidin Mortafl, Niflantafl›. kontrolsüz büyümüfl olan kent bir yandan yeni Yan›nda iki kat eklenmifl ve farkl›laflm›fl al›flkanl›klara göre kendini yenilemekte. Yeni yeni yap›. kent imgelerinin oluflma sürecinde, yenilerken eski stilleri ça¤›rmak da dönemin kaç›n›lmaz bir özelli¤i gibi görünüyor. Bu küreselleflen kentin ço¤ulculu¤u art›k oldukça eskimifl “modernite” simgelerine de yer ay›rabilmeli.

Zafer Akay, Mimar

Notlar: 1. Yap›n›n çok detayl› bir tan›t›m ve de¤erlendirmesi için: Cengizkan, A. (2002) s.101-117. 2. “‹stanbul Liman› Yolcu Salonu Proje Müsabakas›”, Arkitekt 1937/2, s.41-56. Emin Necip Uzman’›n tasar›m› olan bir 3. “Elektrik fiirketi Deposu - F›nd›kl›, Mimar Sedat Hakk›”, Mimar 1934/6, s.159-162. yap›, fiiflli. 4. Ayn› zamanda bu yaz›n›n görsel olarak tamamlay›c›s› say›labilecek önemli kaynaktan, ‹stanbul yerel ‹stanbul’s Unnoticeable Modernity yönetimlerinin imar operasyonlar›na iliflkin detaylarda ‹stanbul is not among the cities dominated by the ‘modern movement’. genifl ölçüde yararland›k: Bilgin, ‹hsan vd. (2010); özellikle küratörlü¤ü Sibel Bozdo¤an taraf›ndan Products of the modern architecture are scarce as the capital is moved to yürütülmüfl olan “1930-1950 Cumhuriyet Hamlesi” Ankara, where the new official buildings were constructed. Moreover very few of bafll›kl› bölüm. ‹stanbul mimarl›k rehberi de, k›s›tl› görsel these survived. As a result, the ‘modernity’ within the city is not easily noticeable. malzemeyle yetinmek durumunda olan bu yaz›n›n do¤al The first ‘modern’ buildings of Istanbul include the Distillery by Robert Mallet- tamamlay›c›s›d›r: Batur, Afife (ed.) (2006). Stevens in Mecidiyeköy in 1930. Another French architect Georges Dèbes 5. Ayr›ca yap›n›n y›k›m aflamas›nda dramatik bir foto¤raf› için: Tanyeli, U. (2007) s.172. designed a primary school on the Bosphorus and also co-designed the Sea 6. “Elektrik Evi - Kad›köy, Mimar Rebii Gorbon”, Terminal, one of the few buildings that give image of modernity to the Istanbul Arkitekt 1937/1, s.1-4. seafront. 7. “Kad›köy Halkevi Proje Müsabakas›”, Arkitekt 1938/2, There are a number of symbolic buildings of ‘modernism’ that were demolished s.43-56. during the urban operations of the 1950s. The Electrical Installations Company 8. “Taksim Belediye Gazinosu, Y. Mimar Rükneddin building in F›nd›kl›, designed by Sedad Hakk› Eldem is a major example. Most of Güney”, Arkitekt 1843/7-8, s.145-150. 9. Prost planlamas› detaylar› için: Bilsel, C. ve Pinon, P. these buildings were sacrificed to an ideology of ‘cleaning’ the city from (ed.) (2010); özellikle Cana Bilsel’in “Serbest Sahalar” unimportant obstacles blocking the streets. Hilton Hotel of 1954 is the start of the bafll›kl› son bölümüne bak›labilir. changes in the ‘culture valley’, a major element of the master plan by Henri Prost 10. Ayr›ca, tasarlanan Bo¤az köprüsü çevresinde kentleflme in 1940s that will determine the new skyline of Istanbul, an industrialized global konusundaki daha radikal görüflleri için: Ongun, B. A. metropolis, which can no longer be evaluated within the paradigm of modernity. (1969).

72 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI

11. Özellikle “‹stanbul” gazetesi. Prost’un ‹stanbul Planlamas› (1936-1951), ‹stanbul 12. “Tekel Genel Müdürlü¤ü Binas›, Yüksek Mimar Araflt›rmalar› Enstitüsü. Behçet Ünsal”, Arkitekt 1946/1-2, s.5-13. • Cengizkan, A. (2002) “‹stanbul F›nd›kl› 13. ‹lkokul: 13. “Befl Kattan Fazla Yüksek ‹nflaat”, Arkitekt 1937/9, ‘Modern Mimarl›¤›n Befl Noktas›’ ve Bir Uygulama”, s.268. Modernin Saati, Boyut, ‹stanbul, s.101-117. 14. “Niflantafl›’nda Bir Apartman, Y. Mimar Muallim Emin • Duyuran, R. (1954) “Belediye Saray› Mozaikleri”, Necip Uzman”, Arkitekt 1951/9-10, s.163-164. Arkitekt 1954/9-12, s.166-170. 15. “Seza Apartman› - Kad›köy, Mimar S›rr› Arif”, Mimar • Ongun, B. A. (1969) Ay Ifl›¤›nda, ‹stanbul. 1933/6, s.165-170. • Ongun, B. A. (1974) 50 Y›l Böyle Geçti, ‹stanbul. • Safa, O. (1995) (“An›lar”), An›larda Mimarl›k, YEM 16. “Melek Apartman› - Niflantafl›, Müh. Fikri Santur ve Yay›n, s.78-99. (‹lk yay›mlan›fl: Yap› 168, Kas›m 1995) Mimar Abidin”, Mimar 1932/11-12, s.311-316. • Tanyeli, U. (2007) Mimarl›¤›n Aktörleri, Türkiye 1900- 17. “Kira Evi - Kad›köy, Mimar Rebii Refik”, Arkitekt 2000, Garanti Galeri, ‹stanbul. 1935/6, s.163-165. • Tanju, B. ve Tanyeli, U. (2009) Sedad Hakk› Eldem II, 18. “fiiflli’de Bir Kira Evi, Y. Mimar Emin Necip Uzman” Retrospektif, Osmanl› Bankas›. Arkitekt 1943/5-6, s.99-102.

Kaynakça: • Mimar/Arkitekt dergisi, 1931-1980. • Batur, A. (ed.) (2006) Architectural Guide to Istanbul, volume 4: Modern and Contemporary, Chamber of Architects of Turkey Istanbul Metropolitan Branch. • Bilgin, ‹. vd. (2010) ‹stanbul 1910 - 2010 Kent, Yap›l› Çevre ve Mimarl›k Kültürü Sergisi, ‹stanbul Bilgi Üniversitesi. • Bilsel, C. ve Pinon, P. (ed.) (2010) ‹mparatorluk Baflkentinden Cumhuriyet’in Modern Kentine: Henri

Daha Az Bilinen ‹stanbul Apartmanlar› Mimar /Arkitekt’ te Yay›mlanm›fl Yap›lar Seçkisi, 1930-60

1930-60 aras›nda Mimar/Arkitekt’te yay›mlanm›fl, bugün ayakta olan ancak çok tan›nmayan yap›lardan birkaç örnek, Arkitekt’te yer alan tan›t›m yaz›lar›ndan al›nt›lar ve güncel durum tan›mlar›yla...

1932, Levent Apartman›, S›rr› Bilen 1934, ‹skeçe Apartman›, Abidin Mortafl Pangalt›, Zafer Sokak No.21 Maçka, Atiye Sokak No.10 “Bu apartman›n planlar› yap› sahibi taraf›ndan üç sene evvel mimara getirilmifl, “Bina bugün ‹stanbul’un her yerinde görülen yap› sisteminde, gayet iktisadi bir binan›n harici görünüflünün tespiti talep olunmufltur. Binan›n denizi gören çerçeve içinde infla edilmifltir. Binan›n yüzü, lüzumsuz süslere bo¤ulmamak, köflesine, müdevver bir salon ve onu yar›m kuflatan yine müdevver bir balkon fakat bir apartmana laz›m ferah ve hususiyetli bir görünüfl temin etmek üzere infla suretiyle ehemmiyet ve hususiyet verilmifltir.” (Mimar 32/2, s.35-36) flekillendirilmifltir.” (Mimar 34/1, s.1-5) Yap› bir cam cepheli çat› kat› eklenmesi ve balkonlarda küçük kapatmalar Yap› özgün dört kat ve çekme kat kullan›m›n› sürdürmektedir. Girifl holü ve d›fl›nda tümüyle özgün durumundad›r. Ana girifl kap›s› özgündür. Bugüne kap›s› özgün ve iyi korunmufl durumdad›r. Zemin kat›nda oluflan kafe oldukça gelebilmifl alt› katl› yap›lara iyi bir örnek say›labilir. popüler bir mekân konumundad›r.

mimar•ist 2011/1 73 DOSYA

1940, Venüs Apartman›, Nazif Asal Niflantafl›, Teflvikiye Caddesi No.24 (eski 174) “Mimar binan›n cephesini flakuli hatlarla bölmüfl ve bu suretle mimari tesir ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN vermek istemifltir. Ancak cephe boyunca imtidat eden, s›k s›k konulmufl pencereler flakuli hakimiyete imkan vermemektedir. Binan›n cephesinin, daima tesadüf etti¤imiz kira evleri çehrelerinden ayr› bir karakteri vard›r.” (Arkitekt 40/11-12, s.245-246) Yap›n›n cephe özelli¤ini sürdürmeyen iki kat ve çekme kat eklenmifltir. Özgün durumda da olan ticari kullan›mlar, baz› yap›sal de¤ifliklikler getirmifl görünmektedir. Birinci kattaki tabela, cephenin bütünlü¤ünü olumsuz etkilemifl görünümdedir. Girifl holü iyi korunmufltur.

1937, F›rat Apartman›, fiinasi Lugal Binbirdirek, Klodfarer Caddesi No.20 “Zemin ve birinci kat› ikifler daire ihtiva etmek üzere tertip edilmifl, ikinci kat ise kamilen ev sahibine tahsis edilmifltir. Projenin tanziminde bilhassa servis ve apartman ayd›nl›klar›n›n tefrikine ehemmiyet verilmifl, üç ayd›nl›k yap›larak, yandakiler servis k›s›mlar›na, ortadaki de s›rf daireler için ayr›lm›flt›r.” (Arkitekt 37/7, s.177-179) Kat eklemesiz olarak bugüne gelen yap›n›n, girifl kat› ticari kullan›ma dönüflmüfl, ç›kmalar›n aç›k k›s›mlar› kapanm›fl, ana girifl do¤ramas› de¤iflmifltir.

1946, Baflar› Apartman›, Emin Necip Uzman Maçka, Bronz Sokak No.1 “Üç dairenin teflkil etti¤i müsellesin merkezini, merdiven ve hol teflkil edecekti. Böylelikle merdivenin tramvay caddesine olan mesafesi uzam›fl, neticede esas girifl yan soka¤a isabet etmifltir. Ev bir d›fl ifllemeden çok, bir iç ifllemedir. Bu itibarla girifl kap›s›n›n temsili veya ticari bir mahiyeti yoktur.” (Arkitekt 1946/3- 4, s.51-55) Teflvikiye Caddesi’nden dört katl› olan yap›ya üç kat eklenmifltir. Eklenen katlar genel olarak yap›yla uyumlu görünümdedir. Girifl kap›s› ve holü iyi korunmufl durumdad›r.

1940, Bar›flt›ran [Demira¤] Apartman›, Zeki Sayar Maçka, Abdi ‹pekçi Caddesi No.43 “Binan›n cephesine tesadüf eden ve Harbiye’nin arkas›ndaki yeflil saha ve deniz manzaras› genifl bir teras yap›lmas›na amil olmufltur. Mimar binan›n yüzünü sütunlu teras, pencere boflluklar› ve s›va taksimat› ile nisbetlendirmek ve bu suretle iyi bir tesir yapmak istemifltir.” (Arkitekt 40/1-2, s.1-5) Yap›ya iki kat eklenmifl, bodrum kat ticari kullan›ma dönüfltürülmüfl ve d›fl kaplamas› yenilenmifltir. Sokak kotu düflmüfl, önüne merdiven eklenmifltir. Yap›n›n girifl ve merdiven holü iyi korunmufl durumdad›r.

74 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI

1957, Kolay [M.K.] Apartman›, ‹rfan Bayhan Harbiye Cumhuriyet Caddesi No.187 “Bina zemin kat› ma¤aza olmak üzere 4 normal kat ve bir çat› kat›ndan müteflekkildir. Mimarisinde küçük ve büyük aç›kl›kl› iki boflluk ile tafl›y›c›lar› ihsas eden iskelet sistemi esas olmufltur. ‹skelet sisteminin d›fl›nda kalan dolgu k›s›mlar› tu¤la renginde ayr› imal edilmifl elemanlarla kapat›lm›flt›r.” (Arkitekt 57/3, s.99-101) Yap›ya iki kat ve bir çekme kat eklenmifltir. Eklenen katlar›n ilki yap›n›n özgün cephe düzeniyle uyumlu görünümdedir. 6. ve 7. kat cephelerinin farkl› oluflu eklemelerin farkl› aflamalarda yap›ld›¤›n› düflündürmektedir. Zemin kattaki ticari mekân taraf›ndan yap›lan girifl düzenlemelerine karfl›n ana girifl kap›s› özgündür.

1951, ‹lbay Apartman›, ‹stepan Aratan Bomonti, Halaskargazi Caddesi No.142 (eski 252) “Binan›n inflaat sahas› 235 m2 olup, her kat›nda iki dairesi bulunmak üzere 16 dairesi vard›r. Komflu binalar›n derinliklerinin az oluflu, bu apartman›n da onlara ba¤l› olarak fazla derin olmamas›n› icap ettirmifl, binan›n ‹nk›lap müzesi ile birleflen k›sm›n› geri çekmek mecburiyeti has›l olmufltur.” (Arkitekt 51/1-2, s.12-14) Yap› genel olarak iyi durumdad›r. Alt› katl› olan yap›ya terasl› bir kat eklenerek cephe asimetriklefltirilmifltir. Zemin kat ticari kullan›ma dönüflmüfltür. Girifl kap›s› özgündür.

1960, Kervansaray Apartman›, Rüknettin Güney Elmada¤, Cumhuriyet Caddesi No.30 “Taksim ile Harbiye aras›nda, Radyo Evi yan›nda, imar plan›na göre infla edilmifl olan blok apartmanda, her katta dört daire olmak üzere, yirmi büyük ve dört küçük daire vard›r. Alt›ndaki kolonad arkas›na asma katl› dükkânlar yerlefltirilmifltir. Arka cephedeki yeflil sahaya naz›r iki katl› büyük bir gazinosu ve bodrum kat›nda büyük bir gece kulübü yerlefltirilmifltir. ‹stanbul’un çok ra¤bette gece klüplerinden biridir.” (Arkitekt 60/2, s.52-54) Asma kat hariç alt› katl› olan yap›ya, çat› kat› kullan›mlar› d›fl›nda bir ek yap›lmam›flt›r. Yap› genel görünüm olarak özgün biçimine oldukça yak›nd›r. Girifl holü iyi korunmufltur.

1951, Sad›klar Apartman›, Emin Necip Uzman fiiflli, Halaskargazi Caddesi No.196 “fiehrin yeni inkiflaf semti olan fiiflli’de, meydana naz›r bir köfle bafl› arsas› üzerinde infla edilmifltir. Apartman›n esas giriflinin, büyük cadde üzerinde bulunmas› fikrinin önceden kabul edilmifl olmas›, plan tertibinin naz›m fikrini teflkil etmifltir.” (Arkitekt 51/5-8, s.94-97) Yap›ya iki kat eklenerek sekiz katl›ya dönüfltürülmüfl, zemin kat hacimleri ticari kullan›mlara dönüfltürülmüfltür. Ana girifl kap›s› de¤iflmifltir. Girifl holü kaplamalar› ve vitray iyi korunmufl görünümdedir.

mimar•ist 2011/1 75 DOSYA

‹stanbul Yeniköy’de Modern Mimarl›k Miras› Örne¤i Bir Sedad Hakk› Eldem Yap›s›: Haraçç› Konutu Füsun Seçer Kariptafl ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN

ürkiye’de 20. yüzy›l›n sonlar›ndan itibaren, ran ürünler” olarak tan›mlamaktad›r. Ayr›ca TTmodern mimarl›k ürünlerinin kültür miras› modern miras kapsam›nda yer alan ürünleri de, kavram› kapsam›nda de¤erlendirilmesi tart›flma yap›lar, yerleflimler ve peyzajlar olarak üç gruba konusu olmufltur. Bu dönemde ülkede mimari ay›rmaktad›r (Polat, 2008). anlamda yaflanan tüm geliflmeleri yans›tan mo- Türkiye’deki durum incelendi¤inde, 20. dern mimari örneklerinin, ça¤›n de¤iflen de¤er- yüzy›lda infla edilen modern mimarl›k örnekle- leri nedeniyle yok olmas›n› önlemek için yap›lan rinin “miras” olarak saptanmas› ve korunmas›, çal›flmalar›n yetersiz kald›¤› görülmektedir. günümüzde koruma alan›n›n önemli sorunla- Özellikle 20. yüzy›l mimarisinden de¤erli örnek- r›ndan biridir. Türkiye’de Cumhuriyet dönemi lerin korunmas› ve onar›m› oldukça u¤rafl gerek- ve sonras›ndaki modernleflme hareketleri mi- tiren bir hal alm›flt›r. Bu durum karfl›s›nda, Türk marl›k alan›n› da etkilemifl, modern mimari ör- mimarl›k tarihinin en önemli mimarlar›ndan biri nekleri farkl› ak›mlar›n etkisi ile de¤iflerek çeflit- olan ve 20. yüzy›la yapt›¤› eserlerle büyük katk› lenmifltir. Cumhuriyet ile tan›fl›lan 1920’ler, sa¤layan Sedad Hakk› Eldem’in eserlerinin özel- modern mimarinin etkilerinin artt›¤› 1930- likle iyi korunmas›, tespit edilmesi ve belgelen- 1940’lar, iyi örneklerin ortaya ç›kt›¤› 1950- mesi önemlidir. 1960’lar, kentlerin yo¤unlaflmaya bafllad›¤› 1970’ler, yeni aray›fllar›n dönemi 1980’ler gibi Dünyada ve Türkiye’de Modern Mimarl›k Miras› farkl› mimari dönemlerden bahsedilebilir. 20. Dünyada 1970’li y›llardan itibaren, özellikle de yüzy›l boyunca ülkemizde mimari anlamda ya- yak›n geçmifle ait baz› eserlerin y›k›lmas›n›n et- flanan tüm geliflmeleri yans›tan bu örnekler, ça- kisi ile modern mimarl›¤›n kültür varl›¤› olarak ¤›n de¤iflen de¤erleri nedeniyle yok olma tehli- tan›m› ve kabulü konusu gündeme gelmifltir. kesi alt›ndad›r. Bu nedenle bu kapsamdaki yap›- Bu konuda yap›lan çal›flmalar incelendi¤inde lar›n acil olarak tespit edilmesi ve belgelenmesi karfl›t iki temel görüflün oldu¤u görülmektedir. gerekmektedir. Halen Erken Cumhuriyet dö- Bunlardan biri, modern mimarl›k miras›n›n nemi olarak adland›r›lan ve Cumhuriyet’in ila- mevcut koruma kuram›, ölçütleri ve prati¤i ile n›ndan, 1950’lere kadar uzanan süreçte mo- de¤erlendirilebilece¤ini önerirken, di¤er görüfl dernleflme çabalar› ile infla edilen yap›lar›n miras bu miras›n ürünlerini ortaya ç›karan kuram, olarak kabul olmas› konusunda görüfl birli¤i pratik ve mevcut koruma kanununun yeniden bulunmakla birlikte, 1960-1980’li y›llar aras› tart›fl›lmas› gerekti¤ini, kuramsal alandaki yeni yap›lan yap›larda belirsizlik sürmektedir (Polat, çal›flmalar›n uygulamada da etkili olaca¤›n› ileri 2008). sürmektedir. Her iki görüflün birleflti¤i tek nok- Dünyada ve Türkiye’de modern mimarl›k ta ise, 20. yüzy›lda yap›lan modern yap›lar›n ko- miras›n›n kapsam›na bak›ld›¤›nda konutlar›n runmas› konusunun zorlu¤udur. 1980’li y›llar- önemli bir yeri oldu¤u ayr›ca endüstri, sa¤l›k, da tart›flmalar kurumsal düzeyde yo¤unlaflm›fl, e¤itim, ulafl›m, spor vb. gibi farkl› ifllevlere yö- 1990’l› y›llarda erken modern mimarl›k örnek- nelik yap›lar›n da bu kapsamda yer ald›¤› görül- lerini bar›nd›ran eserlerin yok oldu¤u ve zarar mektedir. Zaman boyutu aç›s›ndan da geriye gördü¤ü anlafl›lm›fl böylece yeniden keflfedile- dönük yaklafl›k 30-50 y›l öncesi yap›lar üzerin- rek de¤erli hale gelmifltir (Polat, 2008). de durulmaktad›r. Yukar›da bahsedildi¤i gibi Kurulufl amac› modern mimari miras› koru- DOCOMOMO haricindeki kurulufllar›n yan› mak olan DOCOMOMO, bu miras›n kapsam›- s›ra, UNESCO ICOMOS vb. gibi birçok ulus- n› “tarihî referanslar›n olmad›¤›, süsleme ve de- lararas› kurulufl, 20. yüzy›l›n sonlar›ndan itiba- korasyon yerine iflleve, tekni¤e ya da mekânsal ren modern mimari miras›n belgelenmesi ve ko- flartlara dayal› modern tasar›m ilkelerini bar›nd›- runmas› ile ilgili çal›flmalar yürütmektedir.

76 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI

Sedad Hakk› Eldem’in 1970’li Y›llardan Bir Tasar›m›: Haraçç› Konutu Sedad Hakk› Eldem’in mimarl›k anlay›fl› her za- man dünyada ve Türkiye’de yaflanan geliflmele- re ba¤l› olarak flekillenmifltir. Buna karfl› kiflisel özelliklerini de yans›tan bir tarza sahip olmufl- tur. Ayr›ca Türk mimarl›¤›n›n tarihine e¤ilme ve gelene¤i icat etme çabas› Eldem’in mimari kimli¤inin hep bir parças› olmuflken, baflka ak›m ve anlay›fllara da aç›k olmas› mimarisinin sürekli de¤iflerek yenilenmesine sebep olmufl- tur. Buradan yola ç›karak, Eldem’in mimari an- lay›fl›n›n en temel özelli¤inin karfl›tlar aras›nda- ki çat›flma oldu¤u öne sürülebilir (Tanyeli, 2001). Eldem mimarl›¤›n›n tarihçesi dört dönem halinde incelenebilir: Birinci dönem 1928- 1934, ikinci dönem 1934-1952, üçüncü dö- nem 1952-1962 ve dördüncü dönem ise 1962- 1988 y›llar› aras›ndad›r. Birinci dönem El- dem’in haz›rl›k y›llar› olarak adland›r›labilir. ‹kinci dönem ise özellikle konut yap›lar›nda ge- rek plan düzeni, gerekse de d›fl ifade aç›s›ndan sürekli Osmanl› evi üzerinde ça¤dafl denemeler yapt›¤› bir dönemdir. Üçüncü dönem Eldem’in uzlaflmac› mimari anlay›fl›nda sivil mimari etki- sinin en aza indi¤i dönemdir. Bu dönemdeki baz› eserlerinde California Moderni denilen bir ak›m›n izleri görülmektedir. Son dönemde ise Türkiye için oldu¤u gibi, Eldem için de de¤i- flim ve at›l›m y›llar› olmufltur. 1960’lardan vefa- Sedad Hakk› Eldem’in t›na kadar yaflanan bu dönemde yakalad›¤› çiz- Haraçç› Konutu ile ayn› ginin yeni bir dil kurgusu oldu¤u söylenmekte- dönemde yapt›¤› Sertel Konutu ve Hollanda dir. Bu ayn› zamanda o güne kadarki mesleki Büyükelçilik Binas› birikiminin sonucudur. Bu dönemdeki mimari (1975-1977). dilini özetlemek gerekirse yal›n, kolayca kulla- n›labilir, yinelenebilir ve gelifltirmeye aç›k ola- rak nitelendirilebilir (Tanyeli, 2001). 1960’l› y›llarda Eldem’in, ‹stanbul Zey- rek’te yapt›¤› Sosyal Sigortalar Kurumu Binas› ile bafllayarak, içinde bulundu¤u tarihsel çevre- ye uyum sa¤layan, ifllevleri bozan bir biçimselli- ¤e kaçmadan, geleneksel Türk sivil mimarl›¤›- n›n yatay çat› çizgisi, genifl saçaklar, ayn› boyut- ta dizi pencereler ve ç›kmalar gibi baz› yal›n ö¤eleriyle oranlar›n› kullanan, bu yöndeki ilk çal›flmalar›ndan farkl› olarak yeni gereç ve ya- p›m yöntemleri uygulayan, ça¤dafl bir anlay›fl ile meslek faaliyetini sürdürmüfltür. ‹stanbul’da gerçeklefltirdi¤i Bo¤aziçi’nin yeni biçimleniflin- de etkin olan Uflakl›gil (1956-65, Emirgan), K›raç (1965-66, Vaniköy), Komili (1978-80, Kandilli) Yal›lar›, Rahmi Koç Evi (1975-80, Ta- rabya) ile Akbank Genel Müdürlü¤ü Binas›

mimar•ist 2011/1 77 DOSYA

(1967-68, F›nd›kl›) ve Ankara’da Hindistan lardan etkilenmeye bafllam›flt›r. Sedad Hakk› El- (1965-68) Büyükelçilik binas› bu dönemdeki dem mimarisinin son dönemlerine rastlayan önemli eserleri aras›ndad›r. 1980’li y›llar›n bafl›nda, Komili Evi, Çolako¤lu 1970’li y›llar Türkiye için oldu¤u gibi, mi- Evi, Fuat Süren Evi, Eymen Topbafl Evi, Pendik marl›k alan› ve Eldem için de at›l›m ve de¤iflim Atatürk Kültür Merkezi, Devlet Konuk Evi, y›llar›d›r. Bu y›llarda birçok modern mimarl›k Üstay ve Duruman Villalar› gibi eserler ortaya örne¤i eserler infla edilirken, Eldem’in bu dö- koymufltur. nemdeki eserleri flöyle s›ralanabilir: ‹stanbul Asl›nda Eldem’in 1940’l› y›llardan bafllaya-

‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN Adliye Saray› (1971), Beyrut ve Pakistan Büyü- rak hayat›n›n son dönemlerine kadar Yeni- kelçilik Binalar›, Atatürk Kitapl›¤› (1973, Tak- köy’de infla etti¤i birçok konut bulunmaktad›r. sim), Alarko Bloklar› (1976-79, Maslak), Rah- Safyurtlu Konutu (1945), Safyurtlu Konutu II mi Koç Yazl›k Evi (1977), Çarm›kl› Evi (1977), (1952), Sirer Yal›s› (1966), Sertel Konutu Y›ld›z Mahallesi (1978) ve Hollanda (1973-77) (1975), Bilimer Apartman Yal›s› (1978) bunlar Büyükelçilikleri bu tarihlerdeki önemli yap›lar› aras›ndad›r. Haraçç› Konutu da Eldem’in 1973 aras›nda yer almaktad›r. y›l›nda Yeniköy’de yap›m›na bafllad›¤› eserlerin- 1980’li y›llarda Türkiye’de mimarl›k, dün- dendir. yada olan mimari de¤iflimlerden ve farkl› ak›m- Yukar›da bahsedilen Eldem’in yapt›¤› ko- nutlar incelendi¤inde hepsinin farkl› özelliklere sahip olmas›n›n yan› s›ra baz› noktalarda ben- zerlik gösterdi¤i görülmektedir. Konutlar›n özellikle cephe görünüflleri, pencere, kap› bofl- luklar›, çat› ve saçaklar› ile kendilerine ait bir tar- z› bulunmakta ve Eldem’in geleneksel referans- lar ile modern mimariyi birlefltirdi¤i ilk bak›flta hissedilmektedir. Farkl› dönemlerde ancak ayn› bölgede Eldem taraf›ndan yap›lan eserlerden, 1940’l› y›llarda yap›lan Safyurtlu Konutu tek katl› olarak infla edilmifl, oldukça büyük bir bah- çeye sahip bir binad›r. Sirer ve Bilimer Yal›lar› ise zaten yal› oldu¤undan dolay› di¤er konut yap›- lar›ndan farkl› olarak deniz manzaras›na göre planlanm›fllard›r. Set üstünde yap›lan Safyurtlu Konutu II de iki katl›, genifl saçakl›, betonarme ayaklar üzerinde yükselmifl, k›smen tu¤la, k›s- men ahflap olarak tasarlanm›fl bir yap›d›r. Haraç- ç› Konutu ise Sedad Hakk› Eldem’in mimarl›k hayat›n›n son dönemlerine rastlayan y›llarda in- fla edilen, günümüze kadar ayakta kalmay› bafla- ran ve asl›nda pek bilinmeyen bir eseridir.

Yeniköy Haraçç› Konutu Haraçç› Konutu konum olarak ‹stanbul Sar›yer ilçesi, Yeniköy mahallesi Köybafl› üstünde ve Bo¤az manzaras›na oldukça hâkim bir bölgede yer alan bir Sedad Hakk› Eldem tasar›m›d›r. Haraçç› Konutu bodrum, zemin ve birinci kattan oluflan üç katl› bir yap›d›r. Bodrum kat›n bir cephesi kot fark›ndan dolay› tamamen top- rak alt›nda, üç cephesi ise bahçeye aç›lacak fle- kilde tasarlanm›flt›r. Eldem’in kendi çizimlerin- den, binan›n ilk infla edildi¤i dönemlerde bod- Sedad Hakk› Eldem’in rum kat plan›nda yaln›zca havuz, mutfak ve ser- Haraçç› Konutu ile ilgili cephe ve eskiz vis mekânlar› bulundu¤u bilinmektedir. Yaflama çal›flmalar› (1973). mekân›, yemek mekân›, mutfak, tuvalet, kütüp-

78 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI hane ve holden oluflan zemin kat plan› genifl bir terasa aç›lmakta ayr›ca zemin kat, kot fark› ne- deniyle bahçeden birinci kat olarak görülmek- tedir. Üst kat plan›nda ise yatak odalar›, soyun- ma odalar› ve banyolar yer al›rken merdiven ç›- k›fl›nda bir de oturma mekân› yarat›lm›flt›r. Yine Eldem’in eskizlerinde birinci kat plan›ndan çat› aras›na ç›kan tek kollu bir merdiven oldu¤u gö- rülmektedir. Konut, yap›ld›¤› dönemin mimari özellikle- rini yans›tan ve özgün tasar›m›n› büyük ölçüde koruyarak günümüze ulaflm›fl modern mimari örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Yap›m sistemi betonarme karkas olan binan›n, tafl›y›c› k›s›mlar› aç›kta b›rak›lm›fl, duvar ve ta- vanlar ayr› malzemeyle belirtilmifltir. ‹lk yap›ld›- ¤› y›llarda ayn› eksen taksimat› karo seramik ze- minde de tekrar edilmifl, sofa ve stüdyo havuzu çevrelemifltir. Cephede tafl›y›c› elemanlar özel- likle belirtilmifl, do¤rama ile duvarlardan ayr› tutulmufltur. Duvarlar ahflap kapl› modüller ha- linde, pencere cepheleri mefle kaplanm›flt›r. El- dem’in Haraçç› Konutu ile ilgili yapt›¤› ilk eskiz çal›flmalar›ndan sonra, binan›n uzunluk s›n›rla- Yeniköy Haraçç› Konutu mas› sonucunda k›sald›¤› ve program›n›n da kü- görünüflleri (2010). çüldü¤ü görülmektedir (Eldem, 1982). Son y›llarda Haraçç› Konutu’nun su almas› Sedad Hakk› Eldem’in iç mekân eskizleri (altta). nedeniyle özellikle tafl›y›c› elemanlar›nda çürü- Yeniköy Haraçç› Konutu meler gözlemlenmifltir. Tafl›y›c› elemanlar› ve restorasyon çal›flmalar› duvarlar›ndaki çürümeler nedeniyle bina y›k›l- (2010) (en altta). ma tehlikesi ile karfl› karfl›ya kalm›flt›r. Bu ne- denle son yap›lan restorasyon çal›flmas›nda özellikle iç mekânda bulunan kolonlar güçlen- dirilmifl, duvarlarda ve tafl›y›c› elemanlarda bu- lunan çatlaklara müdahale edilmifltir. Günümüzde yani konutun ilk infla edildi¤i dönemden yaklafl›k 40 y›l sonra planlar› ince- lendi¤inde birtak›m de¤iflikliklerin oldu¤u gö- rülmektedir. Bugün Haraçç› Konutu salon, ye- mek, mutfak ve servis alanlar›n›n bulundu¤u gi- rifl kat, yatak odalar›, oturma odas›, banyolar›n yer ald›¤› üst kat, salon, yemek odas›, mutfak, servis mekânlar›, banyo ve yatak odalar›n›n bu- lundu¤u bodrum kat ve yaflama mekân› ile ban- yo bulunan çat› kat›ndan oluflan dört katl› bir plana sahiptir. Ayr›ca konutun görünüflleri de incelenerek, eski foto¤raflar› ve çizimleri ile karfl›laflt›r›ld›¤›n- da binada k›smi de¤ifliklikler yap›ld›¤› görülmek- tedir. Baz› duvarlar ile oynanm›fl, ayr›ca k›fl bah- çesi görünümünde bir ek bina yap›lm›flt›r. Kü- tüphane olarak kullan›lan bu bölüme zemin kat salonundan girilmektedir. Çat› kat›nda çat›n›n e¤imine ve d›fl görünümüne en az müdahale ile

mimar•ist 2011/1 79 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN

Sedad Hakk› Eldem’in Haraçç› Konutu ile ilgili yapt›¤› ilk eskiz çal›flmalar› (1972).

Planlar, Sedad Hakk› Eldem (1972-1973). Kesit, Sedad Hakk› Eldem (1973).

Haraçç› Konutu görünüflü (2010).

Günümüzde Haraçç› Konutu planlar› (2010).

80 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI bir yaflama mekân› yarat›ld›¤› görülmektedir. El- bir konudur. Bu çal›flmada Yeniköy’de Sedad dem’in eskizlerinde ve daha sonra incelenen kay- Hakk› Eldem’in tasarlad›¤› Haraçç› Konutu, naklarda görülen, bodrum katta bulunan havuz, modern mimarl›k miras›n›n tart›fl›ld›¤› günü- günümüzde kald›r›lm›flt›r. Son yap›lan restoras- müzde bir 20. yüzy›l mimarl›k miras› örne¤i yon çal›flmalar›nda havuzun bahçeye al›nd›¤› an- olarak incelenmifltir. lafl›lmaktad›r. Ayr›ca binan›n bodrum kat›n›n da Füsun Seçer Kariptafl, Yrd. Doç. Dr. mekân kazanmak amac›yla toprak alt›na do¤ru Haliç Üniversitesi Mimarl›k Fakültesi ‹ç Mimarl›k Bölümü geniflletildi¤i görülmektedir. Bu, yap›n›n günü- müze kadar geçirdi¤i de¤iflimler aç›s›ndan en Kaynakça: • Polat Omay, E. ve Can, C. (2008) “Modern Mimarl›k büyük müdahale olarak nitelendirilebilir. Miras› Kavram›: Tan›m ve Kapsam”, Megaron YTÜ Mim. Yeniköy Haraçç› Konutu’nun, ilk infla edildi- Fak. E-Dergisi, Cilt: 3 Say›: 2, s.179-184. ¤i tarihten bu yana mülkiyeti de¤iflmifltir. Sahip- • Tanyeli, U. (2001) Sedad Hakk› Eldem, Boyut Yay›n lerinin de¤iflmesi nedeniyle binan›n, farkl› ihti- Grubu, ‹stanbul, s.26. • Yalç›n, B. S. (2007) “Bir Sedad Hakk› Eldem Tasar›m›; yaçlara göre baz› ek ve bozulmalara u¤rad›¤› Büyükada R›za Dervifl Villas›”, Türkiye Mimarl›¤›nda görülmektedir. Ancak yine de 20. yüzy›l sonla- Modernizmin Yerel Aç›l›mlar› III Poster Sunufllar›, Erciyes r›nda yap›lan birçok binaya göre oldukça iyi ko- Üniversitesi, Kayseri. • Yalç›n, B. S. (2007) “50 Yafl›nda Bir Sedad Hakk› Eldem rundu¤u söylenebilir. Planda ve cephede yap›lan Tasar›m›: Büyükada R›za Dervifl Villas›”, Mimar.ist, Say›: baz› de¤ifliklikler de, Eldem’in eserinin mimari 26, s.87-91. kimli¤ini bozmayacak düzeyde kalm›flt›r. • Eldem, S. H. (1982) Sedad Hakk› Eldem Büyük

Perspektif (2010).

Konutlar, Yaprak Yay›nlar›, ‹stanbul, s.84-85. • http://arkiv.arkitera.com/ m181-sedad-hakki-eldem.html • http://www.mimarlikmuzesi.org/resim_ goster.aspfotoid Sonuç olarak, son y›llarda 20. yüzy›l mima- risinde iz b›rakan birçok yap›n›n korunmas› ve An Example of Modern Architecture Heritage, Haraçç› onar›lmas› gittikçe üzerinde daha çok tart›fl›lan Residence, a Building by Sedad Hakk› Eldem in ‹stanbul, bir konu haline gelse de, bugüne kadar haz›rla- Yeniköy nan mevcut yasal düzenlemeler ve yap›lan çal›fl- Since the late 20th century it has been a matter of discussion in Turkey whether to malar, bu gruptaki yap›lar›n korunmas› konu- take modern architectural works into the scope of cultural heritage. In this period, sunda yetersiz kalmaktad›r. Bu nedenle 20. studies and activities aiming at preventing the disappearance of modern yüzy›lda infla edilen birçok yap›n›n yok oldu¤u architectural works reflecting all the nation-wide architectural developments have gözlemlenmektedir. Ülkemizde tescilli yap›lar›n failed to satisfy the expectations due to the changing values of the era. In particular, conservation and restoration of precious examples from the 20th korunmas› konusunda bile zorluklar yaflanmak- century architecture have become a demanding work. Despite the fact that ta iken, 20. yüzy›lda infla edilen ve modern mi- conservation and restoration of many impressive 20th century works have marl›k miras› olarak nitelendirilen yap›lar›n sap- recently become a highly disputed issue, current legal regulations and studies tanmas› ve korunmas›, günümüzde koruma ala- are far from protecting such structures. In the face of this situation, it is of critical n›n›n önemli sorunlar›ndan biridir. Sedad Hak- importance to reveal, maintain well and document the works of Sedad Hakk› k› Eldem’in Türk mimarl›k tarihinin en önemli Eldem who is one of the biggest Turkish architects making a major contribution mimarlar›ndan biri oldu¤u bir gerçektir. Bu ne- to the 20th century with his works. In this study, Haraçç› Residence in Yeniköy denle 20. yüzy›l mimarimizde önemli eserler designed by Sedad Hakk› Eldem is analyzed as an example of 20th century b›rakan Eldem’in günümüze kadar ayakta kal- architectural heritage in our day where modern architectural heritage is a subject of discussion. may› baflarm›fl eserlerinin belgelenmesi önemli

mimar•ist 2011/1 81 DOSYA Koruma Alan›nda Süregiden Parçalanm›fll›¤a Yönelik Bir Öneri 20. Yüzy›l Miras›n›n Gelece¤i ‹çin Güçler Birli¤i T. Gül Köksal ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN

ürkiye’de 1950’lerden bu yana artan bir mesle¤in birçok alan›ndan gösterilen ilgi ve TToranda üniversiteler, meslek odalar›, Kültür üretilen çal›flmalar, koruma alan›nda yeni bir iv- ve Turizm Bakanl›¤›, Kültür ve Tabiat Varl›klar›- menin varl›¤›na iflaret ediyor. Örne¤in üniversi- n› Koruma Kurullar›, Vak›flar Genel Müdürlü- telerde sadece mimarl›k ve planlama bölümle- ¤ü, yerel yönetim ofisleri gibi devlet veya rinde de¤il, iktisat, sosyoloji vb. alanlarda da ya- STK’lar›n çeflitli örgütleri, koruma alan›nda ça- k›n dönem mimarisinin fiziksel, tarihsel, anlam- l›flmalar yapmaktad›r. Bunlara yak›n dönemde sal ve simgesel yönlerini irdeleyen çal›flmalar ya- eklenen Koruma Uygulama Denetleme Bürolar› p›lmakta. Örne¤in bu konuda en önde gelen (KUDEB) gibi oluflumlarla ülkenin koruma ko- kurulufl olan ve ilgili uzmanlardan oluflan ulus- nusuna çeflitli yönleri ile katk› koyan çok say›da lararas› DOCOMOMO örgütünün Türkiye ça- kurum oluflmufltur. Ancak tüm bu artan güce l›flma grubunun düzenledi¤i toplant›lar var. Mi- ra¤men koruma kültürünün daha da parçaland›- marlar Odas›’n›n çok say›daki flubesinin süreli ¤›, yetkilerin karmafl›klaflt›¤›, kurulabilen iflbir- yay›nlar›nda 20. yüzy›l miras›na ve bu alandaki liklerinin de evrensel ilke ve de¤erlerden ziyade çal›flmalara yer veriliyor. Ayn› zamanda bu alana bireysel beklentiler üzerine flekillendi¤i bir du- yönelik çal›fltaylar da düzenleniyor. Bu çal›flma- rumla karfl› karfl›yay›z. Bu durumun ise, ülkenin lara katk› verenlerin ise, sadece koruma alan›nda zengin kültürel ve do¤al miras›n›n gün geçtikçe y›llard›r çal›flan kifliler de¤il, ayn› zamanda çok tahrip olmas›na neden oluflturdu¤u aç›k. Burada say›da genç araflt›rmac› ve akademisyenden sorunu herhangi bir üst denetim mekanizmas›- oluflmas› durumun heyecan verici baflka bir yö- n›n eksikli¤i veya korumay› bir anayasal hak ola- nü. Bu yaz›y› yazmaya neden olan etmen de, rak tan›mlayan devletin ilgili bakanl›¤› olan Kül- 20. yüzy›l mimari miras› konusunda kifli ve ku- tür ve Turizm Bakanl›¤›’n›n bu konudaki yakla- rumlar›n duydu¤u bu heves. Bu heves belki de fl›m›n›n zay›fl›¤› olarak görmek yanl›fl olmaz. henüz bakir, yeterince kurcalanmam›fl, taze ve Demek ki Türkiye’de koruman›n devlet taraf›n- dolay›s›yla tüketilmemifl bir konu olmas›ndan dan tan›mlanan, ama devletin dahi sahip ç›kma- ya da kendi kiflisel tarihimizin de tan›kl›¤›ndan d›¤› yapay bir olgu oldu¤unu söylemek müm- veya Türkiye’de Cumhuriyet dönemine yapt›¤› kün. Hatta devletten halka “inen” piramidin en simgesel vurgudan, hatta daha eski devirlere ait alt›nda yer alan, ancak sistemin en önemli po- kültürel mirasa göre daha az bilgi ile anlafl›labi- tansiyeli olan halk›n da korumaya karfl› güçlü bir lir olarak gözükmesinden olabilir. Aç›kças› her sahiplenme duygusu içinde olmad›¤› görülmek- ne sebeple olursa olsun, hâlihaz›rda geliflmifl te. Bu tür ortamlarda kurulan siyaset dilinin, de- olan bu duyarl›l›¤›n/ilginin zaman içinde sö- ¤eri yüzy›llara dayal› kültürel birikimlerle iliflkisi- nümlenme riskine girmeden güçlendirilmesi nin salt gündelik bir fayda üzerinden süregitme- gerekti¤i aflikâr. si normal karfl›lanmal›. Öte yandan ister akade- Öte yandan yaflad›¤›m›z h›zl› kentsel dönü- mik, ister mesleki olsun, ortakl›klar›n sa¤l›kl› flüm süreçleri içinde kültürel miras›n envanter tart›flma ortamlar› yarat›lmad›¤› için tersyüz ol- ve belgeleme çal›flmas›n›n ivedilikle yap›lmas› du¤u, herkesin birbirinden ba¤›ms›z davrand›¤› gerek. Bir yandan da bu miras›n tescil edilmesi günümüzde, iktidar›n, keyfi uygulamalar› için ve koruma alt›na al›nmas› için ilgili koruma ku- baflta akademik olmak üzere her türlü kurum- rullar›na baflvurulmas› flart. Asl›nda bu konuda dan destek alabildi¤i bir meslek ortam› içinde da ülke genelinde çeflitli çal›flmalar yap›lmakta. olmam›za da flaflmamal›. Bunlar›n bafl›nda DOCOMOMO’nun düzenli Bu olumsuz tablo içinden bakt›¤›m›zda, ya- olarak her y›l yapt›¤› ulusal toplant›lar›ndaki en- k›n bir zamanda geride b›rakt›¤›m›z 20. yüzy›- vanter derlemesi önemli bir giriflim. Mimarlar l›n kültürel birikimine, yaklafl›k son on y›lda Odas› örgütleri, örne¤in Ankara, Eskiflehir,

82 mimar•ist 2011/1 DOSYA ‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI

Adana, ‹stanbul vd. flubeler, kentlerindeki 20. planc›l›¤› ürünlerini belgelemek ve korumak’ yüzy›l mimari miras› yap›lar› tan›tan rehberler amac›yla 1990 y›l›nda oluflturulan uluslararas› yay›mlamakta. Mimarl›k fakültelerinin bina, bir kurulufl olan DOCOMOMO bünyesinde restorasyon, mimarl›k tarihi gibi anabilim dalla- oluflan Türkiye Çal›flma Grubu 2002 y›l›nda r›nda çok say›da tez, araflt›rma, proje, rapor vs. kurulmufl ve böylece Türkiye’deki modern mi- üretilmekte. marl›k örneklerinin belgelenmesi ve korunmas› Buraya kadar aktar›lan bilgiler, neredeyse bir amaçl› bir giriflim bafllat›lm›flt›r. Üniversitelerin, Avrupa ülkesinde oldu¤u gibi, mimarl›k, kültü- Mimarlar Odas›’n›n ve çeflitli mimarl›k yay›n or- rel miras ve 20. yüzy›l mimarl›¤›na dair kayda ganlar›n›n da benzer giriflimlerinin son y›llarda de¤er geliflmelerin yafland›¤›n› ve her fleyin yo- h›z kazand›¤› gözlenmektedir.” Son cümlede lunda oldu¤unu düflündürtüyor. Oysaki maale- bu alana ilgi duyan di¤er kifli ve kurumlar›n ça- sef girifl bölümünde de vurguland›¤› gibi, bu bas› da ifade edilmektedir. Burada ad› geçen konuda da bir parçalanm›fll›k söz konusu. Ülke- Mimarlar Odas›’n›n, 20. yüzy›l miras› ile ilgili de çok say›da konuda oldu¤u gibi, ayn› yolda ve çal›flmalar› oldu¤u gibi, DOCOMOMO-Türki- amaçla yürüyen örgütlenmelerin bir türlü yan ye ile zaman zaman iflbirlikleri de yapmaktad›r. yana gelememe zafiyeti bu konuda da geçerli. Bu iflbirlikleri ço¤unlukla yay›n alan›nda olur- Zaten s›n›rl› olan güçlerin bir araya gelemeyifli ken, yasal bir süreçte güçlü bir platform olufl- nedeniyle geliflme f›rsat› bulamadan birer k›v›l- turmak üzere yap›lan hareketler de olabiliyor. c›m olarak kalmas›na neden olan bu tavr›n, he- Sözgelimi 31 A¤ustos 2006 tarihinde Ankara pimiz için bir kay›p oldu¤u aç›k. Güçlü bir ör- Kültür ve Tabiat Varl›klar›n› Koruma Bölge Ku- gütlenme, sadece ifl üretmede daha fazla kiflinin rulu’nun Ankara Oteli’nin tescil edilmesine ilifl- emek vermesini de¤il, evrensel ve bilimsel de- kin talebi reddetmesi üzerine ad› geçen Koruma ¤erlere ayk›r› hareketler karfl›s›nda toplumsal bir Kurulu’na Mimarlar Odas› Ankara fiubesi, DO- direnç oluflturma olas›l›¤›n› bar›nd›rmas› aç›s›n- COMOMO-Türkiye ve ICOMOS ortak hare- SEKA, 1940’lar dan önemli. Örgütlenmeyle, kamu yarar›na yö- ket ederek raporlar sunmufllard›r. (SEKA Arflivi). nelik hareket etmeyen kamu görevlileri, akade- misyen vb. aktörlerin kendilerini yeniden de- ¤erlendirmek zorunda kalacaklar› bir güç olufl- turma f›rsat› da var. Bu durumu biraz daha ayd›nlatmak için yu- kar›da söz edilen kurumlar›n konu hakk›ndaki çal›flmalar›n› k›saca ortaya koymakta yarar var. DOCOMOMO Türkiye, Mimarlar Odas› Ge- nel Merkez ve fiubeleri, üniversitelerin çeflitli birimleri, ÇEKÜL, ICOMOS-Türkiye, UNES- CO-Türkiye, Europa Nostra-Türkiye vd. olarak karfl›m›za ç›kan bu kurumlar›n içinde DOCO- MOMO-Türkiye, 20. yüzy›l miras›n› program›- n›n merkezine koyarak ve uluslararas› DOCO- MOMO örgütü ile kurdu¤u organik iliflkisi ne- deniyle öne ç›kmakta. DOCOMOMO (DOcu- Son Söz Yerine; Öneriler mentation and COnservation of Buildings, Sites Bu çal›flmalar bir yandan kurumlar›n kendi bün- and Neighborhoods of the MOdern MOvement), yelerinde devam ederken, di¤er yandan birbir- isminin aç›l›m›ndan da anlafl›laca¤› üzere mo- leri ile iliflkiye girmeye, fark›ndal›¤› art›rmaya, dern mimarl›¤›n ürünlerinin korunmas›, belge- tekrarlar› engellemeye ve her fleyden öte güçleri lenmesi, restorasyonu, bilgi ve deneyimlerin birlefltirmeye bir engel yok. Bunlar için büyük paylafl›m›, tan›t›lmas› gibi konular üzerine çal›- bütçelere ve çok uzun süreler harcamaya da ge- fl›yor. DOCOMOMO-Türkiye’nin 2-4 Aral›k rek yok. Örne¤in baz› iflbirlikleri bunu s›namak 2010’da Eskiflehir’de gerçeklefltirdi¤i “Türkiye için ilk ad›m olabilir. Afla¤›da bu iflbirli¤i öneri- Mimarl›¤›nda Modernizmin Yerel Aç›l›mlar›” lerinin birkaç› yer almakta. bafll›kl› VI. poster sunufllar› toplant›s›nda kuru- mun genel bir tarifi yap›lmaktad›r: “Kamunun WEB ortam›n›n oluflturulmas› dikkatini 20. yüzy›lda öne ç›kan Modernizm’e • DOCOMOMO Türkiye, Mimarlar Odas› gi- çekmek ve ‘modern mimarl›k, tasar›m ve flehir bi ayr› kurumlarda yürütülen çal›flmalar›n sa-

mimar•ist 2011/1 83 DOSYA

y›sal ortama aktar›lmas› ve birbirleri ile ba¤- Odas› gibi kurumlar›n hem kendi bünyelerin- lant›lar verilerek iliflkilendirilmesi, (her iki ku- de, hem de ortakl›klar›nda aç›k, fleffaf ve pay- rum da bu alanda yapt›klar› çal›flmalar› henüz lafl›mc› ortamlar yarat›lmas›na yönelik de¤er- WEB ortam›na aktarmam›flt›r), lendirmeler yap›lmas›. • Gerekirse bunlar›n temel ortakl›klar›n› içeren ayr› bir web sayfas›n›n tasarlanmas›, bu sayfa- Elbette bu öneriler çok daha gelifltirilebilir, n›n 20. yüzy›l miras› bafll›¤› alt›nda yaflanan güçlendirilebilir. geliflmelere dair genel ve güncel verileri içer- Burada önerilen bir iflbirli¤i bir süredir Ko-

‹STANBUL’UN MODERN M‹MARLIK M‹RASI ‹STANBUL’UN mesi, caeli’nde, kentin en önemli 20. yüzy›l miras› ör- • Düzenli e-bülten (ayl›k vb.) yay›n›, e-bülte- nekleri aras›nda yer alan SEKA Fabrikas› için nin Mimarlar Odas› üyelerine, üniversitelere gerçeklefltirilmekte. Kocaeli Üniversitesi Mi- vb. yollanmas›, marl›k ve Tasar›m Fakültesi, Fen Edebiyat Fa- • Bilimsel ve akademik yay›nlara ve tan›t›mlar›- kültesi Arkeoloji Bölümü, Güzel Sanatlar Fa- na WEB ortam›nda eriflimin sa¤lanmas›. kültesi, ‹ktisadi ‹dari Bilimler Fakültesi vb. ilgili bölümler, Mimarlar Odas› Kocaeli fiubesi, Yay›n yap›lmas› TMMOB ‹l Koordinasyon Kurulu, ÇEKÜL ve • Çal›flmalar›n katalog halinde ve/veya CD ola- Tarihi Kentler Birli¤i Temsilcili¤i, Kültür Ko- rak yay›n›, lektifi vb. yerel dinamikler ve sivil toplum kuru- • Ortak bas›n duyurular›, medyaya bilgilendir- lufllar›, Kocaeli Büyükflehir Belediyesi’nin yü- me vb. ifllerin yürütülmesi. rüttü¤ü SEKA projesine çeflitli kanallardan kat- k› yapmak üzere dirsek temas› içinde. Belki bir Tan›t›m›n art›r›lmas› taflra ölçe¤inde bunu gerçeklefltirmek daha ko- • Envanter çal›flmalar›n›n bir sergi ile, üniversi- lay gözükmekle birlikte, büyük kent veya taflra- teler ve yerel yönetimlerde sergilenmesi, y›l n›n kendine özgü iliflki sorunlar› düflünüldü- içinde ülkedeki tüm kurumlar› gezmesi, ¤ünde, at›lan ad›mlarda her ölçekte benzer ola- • Yerinde teknik geziler ile tan›t›lmas›, kent gü- s›l›k ve olanaks›zl›klar›n mevcudiyetini söyle- zergâhlar› (ve rehberleri) düzenlenmesi. mek mümkün. Bu deneyim gösteriyor ki, herhangi bir alt- Kurumsallaflmaya dair çal›flmalar yap›lmas› yap› olmadan bile ortak hareket edilebiliyor. ‹s- • Envanter çal›flmalar›n›n kurumsallaflt›r›lmas›, tanbul’da oldu¤u gibi haz›r bir altyap›n›n varl›- bütçe, bilimsel birikim ve arfliv konular›nda ¤›, durumu daha da güçlü k›labilir. Zira özel bir kaynaklar›n paylafl›m›, bütçe veya ola¤anüstü bir çabaya gerek olma- • Korumaya dair ölçütleri de¤erlendirme, mev- dan yap›labilecek yukar›daki önerilerin önünde- zuat ile iliflkileri yeniden ele alma gibi bilimsel ki engel, asl›nda ne bütçe, ne de gerçek d›fl› bir konular hakk›nda mutabakata varmak üzere çaba. Ancak eylemi gerçeklefltirecek kifliler buna toplant›lar düzenlenmesi, inan›rsa olabilir. Her ne kadar ‹stanbul’daki • Uluslararas› DOCOMOMO örgütünün dü- mevcut kadrolarla böyle bir ortakl›¤›n gerçek- zenlemifl oldu¤u envanter sisteminin Mimar- leflmesi çok yak›n bir ihtimal olarak gözükmese lar Odas› flubeleri ve kadrolar› taraf›ndan da de, imkâns›z da diyemeyiz. ‹fl ki yitirdi¤imiz de- yapt›r›lmas› için yöntem ve içerik belirlen- ¤erlerin emek verdi¤imiz, dert edindi¤imiz, tek mesi, tek mücadele etti¤imiz ortak de¤erlerimiz ol- • Bu konulara katk› veren kiflilerin art›r›lmas› du¤unu, iflbirli¤inin olmad›¤› böylesi durumlar- için DOCOMOMO-Türkiye ve Mimarlar da da yine ve hep kaybedenin biz oldu¤umuzu derinden idrak edebilelim... A Suggestion against the Fragmentation in the Area of Conservation: Union of Forces for the Future of 20th Century Heritage

The interest shown in the cultural accumulation of the 20th century and the works produced by the various areas of the profession in about the recent ten years indicate a new momentum in the field of conservation. This momentum can be developed through the cooperation of the institutions such as DOCOMOMO- Turkey (DOcumentation and COnservation of Buildings, Sites and Neighborhoods of the MOdern MOvement) and Chamber of Architects which are concerned in the issue. T. Gül Köksal, Yrd. Doç. Dr. Kocaeli Üniversitesi Mimarl›k ve Tasar›m Fakültesi Mimarl›k Bölümü

84 mimar•ist 2011/1 E⁄‹T‹M Etik mi Teknoloji mi? Michael K. Jenson ‹ngilizceden Çeviren: Hasan Ataol

Sürdürülebilirlik: Etik mi Yoksa Teknoloji mi? inanc›m›z›n yine de yeterince sorgulanmas› ge- Herhangi bir ufuk çizgisi incelenirken onun reklidir. Son iki kiflisel deneyim mevcut sürdü- temsil etti¤i ekolojik etki çok bask›nd›r. Onun rülebilirlik paradigmas›n›n Diamond taraf›ndan par›lt›l› biçimleri son birkaç on y›lda yap›lan talep edilen önem seviyesine eriflmedi¤ini gös- sorgulanabilir bir seçimi örneklendirmektedir: termektedir. Sa¤l›kl› çevre pahas›na fosil yak›tlar›na dayal› Birincisi, küçük bir konut projesi için stüdyo olarak geliflen teknolojiler. Bu harcaman›n dal- elefltirisi üzerine geldi. Bir ö¤rencinin projesi, lan›p budaklanmalar› tart›fl›labilir olmakla bera- birkaç tür “Yeflil” teknolojinin bir beton kutuda ber, sonuçlar›n›n dile getirilmesine hiç kuflku- toplanmas›ndan olufluyordu. Bunun, post-trav- suz ihtiyaç duyulmaktad›r. David Orr’un iflaret matik stres sendromuyla Irak’tan dönen kad›n etti¤i üzere, “‹nsanl›¤›n önümüzdeki 50 y›l savafl gazileri için bir rehberlik merkezi/geçici içinde, geçen 5000 y›la göre daha fazla bina in- konut birimi gibi ilgi çekici bir problemde özel fla edece¤ine inanmak için nedenlerimiz mev- olarak nas›l ele al›nd›¤› soruldu¤unda ö¤renci- cuttur. Egemen tasar›m standartlar›yla, sonraki nin kafas› kar›flt› ve savunmaya geçti. Daha fazla kuflaklar üzerinde uzun bir gölge b›rakaca¤›z” s›k›flt›r›ld›¤›nda, “yeflil” olman›n erdemlerini di- (Orr:15). Bu “patlama” iyi bir iflaret olmakla le getirmeye bafllad›. Elefltirimin esas› basitti: beraber, insan yaflam›n›n sürdürülebilirli¤ine Sürdürülebilir teknolojiler kendi içlerinde bir dayal› ekosistemler desteklenecektir. Jared Di- tasar›m stratejisi oluflturmuyordu. Ayr›ca, ken- amond’un Çöküfl adl› kitab›nda ileri sürdü¤ü gi- disi seçilen teknolojinin uygunlu¤unu elefltirel bi, gelece¤imizin tutarl›l›¤a kavuflturulmas› için olarak analiz etmemiflti. Çok s›k› dokunmufl bir iki seçim yap›lmas› gereklidir: kent ortam›nda bir rüzgâr türbini önermenin “Do¤al yaflam ortamlar›n›, artan bir h›zla, içerimleri, yani türbinin gürültüsünün ve ölçe- kentler, çiftlikler ve dinlence alanlar› gibi insan ¤inin geri dönen gazilerin toparlanmas›n› nas›l yerleflmelerine dönüfltürmeye devam ettikçe, etkileyebilece¤i soruldu¤unda bir yan›t› olmad›. hedeflerimiz ve onlar›n çevre üzerindeki etkileri Baflkaca sorular soruldu: Herhangi bir kent aras›ndaki iliflki konusunda uzlaflmaya varmak- sisteminde, irdelenecek bir insan “ekolojisi” ta, baflar›m›z› veya baflar›s›zl›¤›m›z› dikte eden yok mudur? Projenin mekânsal ve maddi nite- iki seçim beklentisiyle yüz yüze geliriz. ... Uzun liklerinin, daha fazla çevre dostu teknolojilerle vadeli planlama ve ‘temel de¤erleri’ yeniden ir- bütünleflmenin yan› s›ra sakinlerinin refah›na deleme isteklili¤i, mevcut gündemlerimizin bir- katk›da bulunmas› gerekli de¤il midir? Ö¤renci- ço¤unun yol açt›¤› afl›r› çevresel bozulman›n nin sürekli sessizli¤i, niyetinin iyi oldu¤unu, an- mevcut durumunun hafifletilmesine ba¤l› ola- cak elefltirel olmayan bir yeflil teknolojiler ro- rak skalan›n baflar›ya do¤ru yönlendirilmesinde mantizmi içinde kayboldu¤unu gösterdi. ‹kin- veya ondan uzaklaflt›r›lmas›nda önemlidir.” cisi, sürdürülebilir uygulamalarda “ayr›m”a eri- (Diamond:522) flilmesi yönündeki son akademi çabalar›n›n güç- Mimarl›k ile ilgili olarak, bu temel yeniden lendirilmesi amac›yla mimarl›k kürsüsünün bir de¤erlemenin, ilerlemenin temelindeki teknik “sürdürülebilir teknoloji uzman›” arad›¤›n› du- uzmanl›¤a kay›ts›z koflulsuz inanc›n yan› s›ra, yurdu¤u bir fakülte toplant›s›nda ortaya ç›kt›. teknolojinin yard›msever biçimde yaflam› dö- Pozisyonu dar tan›mlama ak›ll›l›¤› birkaç kifli ta- nüfltürme potansiyeline olan ilgimize yönelik raf›ndan sorguland› ve bu durum kürsüyü ç›lg›- olmas› gereklidir. Son “yeflil” uygulamalar ve na çevirdi. Kayg›lar, sürdürülebilirli¤in herhan- teknoloji yay›l›m› olumlu olmakla beraber, tek- gi bir tekil teknolojik uzmanl›¤›n ele alabilece- nolojinin daha fazla teknoloji ile her nevi enge- ¤inden daha genifl bir konu oldu¤u ve hem e¤i- lin üstesinden gelebilece¤i yönündeki sürekli timin, hem de prati¤in niteli¤ine iliflkin kapsay›-

mimar•ist 2011/1 85 E⁄‹T‹M

c› pedagojik ve teorik içerimleri oldu¤u yönün- da, ‹nsan-Teknoloji-Do¤a ba¤lant›s›n›n yeni- deydi. Sürdürülebilirlik tüm e¤itim deneyimi den de¤erlendirilmesi garanti alt›na al›n›r. Mi- boyunca örülmüfl ba¤lay›c› bir doku halinde en marlar›n daha büyük bir sistematik seviyede iyi biçimde nas›l gelifltirilebilir? Buradaki çelifl- okuma, anlama ve faaliyette bulunma yönünde me farkl›laflan sürdürülebilirlik anlay›fllar›ndan e¤itilmeleri gereklidir (Orr:15). kaynakland›. Baz›lar› onu tüm disiplinleri etki- Mimarlar›n, eski Grek techne kavram›na leyen “büyük bir resim” olarak görürken, di- benzeyen özgün anlay›fl elde etmek için aç›kl›¤a ¤erleri onu odaklanm›fl bir teknolojik uzmanl›k kavuflturucu bir süreç olarak teknoloji üzerinde olarak öngörüyordu. yeniden düflünmesi gereklidir. Bu kavram›n ye- Bu örnekler, gizli önyarg›lar›n mimarl›¤›n niden incelenmesi suretiyle, teknolojik ilerleme çevresel etkisini azaltabilecek potansiyel olarak için hammadde olarak çevrenin yeniden düflü- dönüfltürücü davran›fllar› nas›l etkiledi¤ini gös- nülmesinden mevcudiyetimizin do¤as› gere¤i termektedir. Birincisi, mevcut krizin üstesinden de¤erli özniteli¤ine dönüflüm gerçekleflebilir. gelinmesinin daha fazla teknoloji yarat›lmas› Bu flekilde kavranan techne teknolojiyi ekoloji anlam›na geldi¤i inanc›n› örneklendirirken, ile bütünlefltiren gerçekte çevresel olarak so- ikincisi bu teknolojik art›fl›n kesin, güçbela rumlu stratejiler oluflturulmas›na izin vererek odaklanm›fl ve etik olarak tarafs›z olmas› gerek- modern teknolojinin egemen olma e¤ilimini ti¤ini ileri sürmektedir. Disiplin s›k s›k Albert hafifletebilir. Einstein’a atfedilen bir beyanda belirtilen anla- “Sürdürülebilirli¤in” mevcut mimari gele- y›fl tuza¤›na yakalanm›fl görünmektedir: “Bir nekleri derinden etkileyebilmesinden önce, problemi onu yaratm›fl olan ayn› bilinçten hare- mevcut krizin çözümünün ille de teknoloji ol- ketle çözemezsiniz. Dünyay› yeni bir biçimde du¤u alg›lamas›n›n de¤iflmesi gereklidir. Bu görmeyi ö¤renmelisiniz.” makale temelde bunu önermektedir, bu konu Bu, h›zla geniflleyen bir nüfusa eflzamanl› etiktir ve ‹nsan-Do¤a iliflkisinin yeniden de¤er- olarak s›¤›nak sa¤laman›n yan› s›ra çevre ile bü- lendirilmesini gerektirir. Araflt›rmada, sürdürü- tünleflmeye iliflkin yarat›c› stratejiler gelifltirir- lebilir uygulamalarda etik düflüncenin ne denli ken egemen uygulama anlay›fllar›n› sorgulama- merkezî rol oynamas› gerekti¤i üzerinde odak- n›n güçlü¤ünü vurgulamaktad›r. Teknolojik lan›lacak ve bu konu birkaç basamakta aç›klana- ilerleme tek bafl›na yeterli olmayacakt›r: bu stra- cakt›r: 1) Teknolojiye yönelik elefltirel olarak tejilerin ekolojik etkisini anlamak için etik bir düflünceli bir süreç gelifltirme zorunlulu¤u; 2) temel olmas› gereklidir. Yeni kuflak, çevrenin bunun techne’ye ve ekofenimizmin farl›l›k de- nas›l de¤erlendirilece¤i konusunda paradigma- ¤erlendirmesine benzeyen aç›kl›¤a kavuflturucu tik kaymaya katk›da bulunurken acil gereksi- bir düflünce sürecine yol açmas› gerekti¤i; ve 3) nimleri araflt›rmak için gerekli elefltirel düflünce elefltirel ve etik olarak düflünceli tasar›m günde- becerileri ile tan›flt›r›lmal›d›r. Düflünüflümüzde minin mimarl›¤›n çevreyle ilgili oda¤›n› nas›l daha fazla stratejik ve daha az taktik olmal›y›z. yeniden de¤erlendirebilece¤i (etkinlik – ürün). Ça¤dafl mimari kültür bu krizi do¤uran h›zl› Ancak ondan sonra, disiplinin flu anda yüz yüze teknolojik geliflme ile uzlaflt›kça, sa¤lam felsefi oldu¤u zorlu¤un üstesinden gelmesine izin ve- temellerden yoksunluk ortaya ç›kmaktad›r. recek, gerçekten sürdürülebilir uygulamalar or- “Mimarl›¤›n günümüzde felsefi bir sorun ile taya ç›kabilir. yüz yüze oldu¤unu ileri sürmek ve felsefi dü- flüncenin çok iyi yap›lanm›fl herhangi bir mima- Mimarl›k, Teknoloji ve Teknolojik Ba¤›ml›l›k ri e¤itim program›n›n parças› olmas› gerekti¤ini Mimarl›k, hem uygulanan hem de yap› bilimi varsaymak, sadece mimarlar›n kendi yollar›ndan olarak ö¤retilen bir disiplin haline gelmifltir. So- ve dayanm›fl olduklar› haritalardan emin olma- nuç olarak, bütçe k›s›tlamalar› ve müflteri tercihi d›¤›n› de¤il, söz konusu belirsizli¤in nas›l yafla- nedeniyle önemli etik konular ço¤u kez bir ke- mam›z, nerede olmam›z gerekti¤i ve mimarla- nara b›rak›l›r. Mevcut mimari anlay›fllar tüm r›n söz konusu yerin biçimlenmesine nas›l yar- çevre sorunlar›nda bulunan olumlu sonuçlar› d›mc› olaca¤›, bu anlamda ‘kiflilik gelifltirece¤i’, teflvik eder: bunlar öngörülmez, büyük ölçüde infla edece¤i konusunda daha derin bir belirsiz- istenmeden yap›l›r ve ço¤u kez ironiktir. Örne- li¤i yans›tt›¤›n› ileri sürmektir.”(Harries:11) ¤in, maddi refah sergilemeye çal›flan mimarlar Bu belirsizlik ‹nsan-Do¤a iliflkisinin gerçek- çevreyi öylesine zararl› biçimde etkilemifllerdir te yap›c› yeniden de¤erlendirilmesinden kaç›- ki, onlar›n hayata geçirmeye çal›flt›klar› yüksek nan bir “yeflil” tutkusu içinde maskelenir. Asl›n- refah›n alt› oyulmaktad›r. Ortaya ç›kan çevre fe-

86 mimar•ist 2011/1 E⁄‹T‹M laketi afl›r› odaklan›lan insan niyetleri ile onlar›n güçtür. Ancak, bat›l› entelektüel geleneklerimiz genifl kapsaml› ekonomik sonuçlar› aras›ndaki çerçevesinde böyle bir düflüncenin nas›l ortaya yanl›fl hesaplaman›n, yani, teknik beceriye elefl- ç›kaca¤›na dair ipuçlar› mevcuttur. Grant’›n dü- tirel olmayan ba¤l›l›¤›n yol açt›¤› ay›rt›m›n do¤- flünme ve üretim, irade ve düflünce üzerine spe- rudan sonucudur (Orr:16). külasyonu potansiyel bir yolu aç›kl›¤a kavufltur- Son zamanlardaki teknolojik ilerlemelerin maktad›r: t›rman›fl›; “yapmaya, yaratmaya yönelik bilgi sa- “Bilme, yapma ile üretken bir iliflki içinde hibi olma” (knowing into making) durumunun konumland›r›lsa da antik dünyada düflünüfl çökmesine ve yerine “sevdi¤i için bilgi edin- farkl›l›klar› çok belirgindi. Techne terimi bilgi me”nin (knowing as loving) ve giderek “istek taban›n›n bir ‘yol gösterici’ veya teorik olarak duyuldu¤u için bilgi edinme”nin (knowing as keflfedici bir çaba oldu¤u bir ‘poesis’ veya üre- willing) gelmesine yol açt›. Bu durumda do¤al tim biçimi olan bir bilgi türünü tan›ml›yordu. düzen, araflt›rma yoluyla, metafizik bir yönel- Bu ‘yol gösterme’ insan iradesinin d›fl›nda orta- meyle kavran›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Modern ya ç›kmaktad›r ve egemenlik de¤il, kavrama ola- toplum bu tür düflüncelere art›k itibar etme- rak do¤rudan yapma ile iliflkili bir bilgi süreci mektedir ve modern tav›rlar› eski ça¤lardan edinme temel amac›na sahiptir.” (Bradshaw:9 farkl› k›lan da budur. “Sevdi¤i” veya “istek duy- ve Cayley:184-185) du¤u” için bilgi edinme durumlar›nda, insan›n Dolay›s›yla, techne do¤al düzen içinden Do- varoluflu, daha büyük bir düzenin parças› olarak ¤an›n güçlüklerinin üstesinden gelmek istedi¤i ve do¤al yasalara ba¤l› görülmektedir. Oysa için dönüflüm potansiyeli ile s›n›rl›d›r. Öte yan- “modernler”, teknolojinin Do¤a üzerindeki dan teknoloji, hem karmafl›kl›k ve hem de ölçek dönüfltürücü gücünün önünde çok az s›n›r bu- aç›s›ndan çevresine etkisi bak›m›ndan esas ola- lundu¤u görüflüyle, yaflamlar›n› bu tür yasalar- rak s›n›rs›zd›r (Grant:11-13). Ayr›ca, techne sa- dan daha ba¤›ms›z tasavvur etmekteydiler dece insanlar›n önündeki yak›n güçlüklere karfl› (Bradshaw:10). korumaya geçmek ve önceden mevcut olmayan Ancak, bu “s›n›rs›z yetki” bir bedeli gerekti- özgül bir fley sergilemek için çaba gösterdi¤in- rir. ‹stek ve uslamlama, modern bilimimizin ba- den savunmac› say›labilir. Teknoloji uzun vade- flar›lar› için temel olarak ifllevde bulunmak üze- li sonuçlara bakmaks›z›n do¤al yasalar veya tüm re bir araya gelmifltir. ‹stek eyleme yönelir ve ekolojik sistemler gibi temel ö¤eleri bozar ve mant›k ile iliflkilendirildi¤inde, dünyay› tekno- dolay›s›yla tav›r aç›s›ndan do¤as› gere¤i sald›r- lojik kontrolümüz için potansiyel olarak zapt gand›r (Rosen:73). Önceki zihniyet Do¤an›n edilmifl nesneler alan› olarak tasavvur eder üstünlü¤üne meydan okumazken, sonraki ka- (Bradshaw:11). Hannah Arendt bu birleflmenin t›ks›z karmafl›kl›¤›, boyutu ve gücüyle onu tü- tehlikesini flu flekilde özetlemektedir: “Teknolo- müyle dönüfltürür. Dolay›s›yla, “ça¤dafl tekno- jinin gerçek do¤as› isteme iste¤idir; yani tüm loji sadece antik sanattan daha karmafl›k veya dünyay›, do¤al sonucu ancak tümüyle y›k›m daha büyük kapsaml› ve boyutlu de¤il, tama- olabilecek, kendi egemenli¤i ve iktidar›na tâbi men farkl›d›r” (Tabachnick:92-93). k›lmakt›r.” (Arendt:178 ve Bradshaw:15) Teknoloji toplu bilinçlilikte öylesine yerlefl- Teknolojik ilerlememizin sonucu olarak or- mifltir ki, tümüyle onun araçlar›na ba¤›ml› olan taya ç›kan büyük ölçekli çevre krizleri ba¤la- ça¤dafl bireylerin oluflmas›na yol açar. Bu ba- m›nda, “bilimsel ilerleme tek bafl›na, ona efllik ¤›ml›l›k öylesine derine ifllemektedir ki, kullan›- etmesi ve geliflmemizin ve bilimin kullan›m›n›n m› ile ilgili her nevi nesnel de¤erlendirmeyi en- insanlaflt›r›lmas›n› ve insanl›¤a sa¤lamas› gere- geller; çünkü teknolojinin zorunlu olarak kendi ken ahlaki ve etik ilerleme olmadan içi bofl bir kendini yenileyece¤i önyarg›s› kavramsal anlay›- zafer olurdu” (Somerville:3 ve Bradshaw:15). fl›m›z›n üstünü örter (Gerrie:186). Onun “sap- Sürdürülebilir uygulama gerçeklefltirilmesine tamalar›na” sürekli Güven, toplumun sürekli iliflkin etik olarak elefltirel sürece yönelik araflt›r- problem kullanma teknolojilerini sorgulamaya ma bu teknolojik olarak miyop davran›fl ba¤la- muktedir olmad›¤›/isteksiz oldu¤u kronik bir m›nda gözler önüne serildi¤i için temel bir soru durum yarat›r. Belli toplumsal veya ekolojik so- ortaya ç›kmaktad›r: Mevcut tasar›m uygulama- runlar›n onlar› yaratan, böylece problematik lar›n›n büyük ölçekli sistemik sonuçlar› ile ilgili davran›fl› güçlendiren ve do¤ru koruyucu önlem düflünce için bir boflluk nas›l oluflturulabilir? al›nmas›n› önleyen teknolojiler taraf›ndan ona- Teknolojik olarak ba¤›ml› davran›fllara dayal› r›ld›¤›n›n ileri sürülerek üretilen yan›lt›c› “ka- daralt›lm›fl uygulama vizyonundan dolay› bu n›tlar” s›k s›k ortaya ç›kmaktad›r (Gerrie:187).

mimar•ist 2011/1 87 E⁄‹T‹M

Teknolojik saptamalara bu afl›r› güven, dalgalar›nda seyretme ve bu tehlikelerin üstesin- Marshall McLuhan’›n neler hissetti¤inde yat- den gelme giriflimi ile sergilenmiflti; Do¤an›n makta olup teknolojik etkinliklerin gerçek ve egemen olma potansiyelinin tasarlanmas›yd›. kapsay›c› etkilerinin fark›nda olmay›fl›n getirdi¤i Dolay›s›yla techne do¤adaki özel bir tehlikeyi ön- “bilinçalt› ve uysal kabulü” (Mcluhan:103 ve ce kavramak ve ondan sonra üstesinden gelmek Gerrie:191) kapsamaktad›r. Sonuç fludur: “ne- için gelifltirilen bir bilgiydi (Tabachnick:100). reye gitti¤ini göremeyen insan özgür de¤ildir” Ça¤dafl teknoloji ne böyle bir aç›klaman›n (McLuhan:103 ve Gerrie:191). Kapsaml› ola- gerçekleflmesini ister, ne de ona izin verir. Tech- rak ve kendini bilen biçimde bir fark›ndal›¤› sü- ne ak›p giderken, geçici ve sürekli olarak dönü- rekli idame ettirme teflebbüsü büyük bir ihti- flürken, teknoloji, iste¤ini sürekli olarak dayat- malle anlaml› bir düflünce yolu yaratamamakt›r; mak için kopuk, esnek olmayan ve etkili bir ras- çünkü teknolojimizin, olumsuz etkilerinin far- yonellik sergiler. Sanatta sanatç›n›n ustal›¤› Do- k›na varmam›z› önleyen ola¤an do¤as› budur. ¤an›n bir ortaklafla iliflkide ortak oldu¤u ve bir Sadece kötü al›flkanl›klara iliflkin fark›ndal›¤›n sanat eserinin gerçeklefltirilmesi “yoluyla parla- idame ettirilmesi onlar›n üstesinden gelmenin d›¤›” bir “meydana getirme” olarak tan›mlan›r en güç bölümüdür. Sonuç olarak, mevcut çevre (Heidegger ve Tabachnick:101). Örne¤in, ah- krizimizin temel oluflturan koflullar›n›n ço¤un- flap, tafl veya metalin özellikleri kendi de¤ifliklik- lu¤u ça¤dafl yaflam tarz›m›z› tetikleyen kirletici lerinde Yunanl› sanatç›lar için aç›klanm›flt›r. Ah- teknolojileri kapsayan y›k›c›, ama yine de rutin flap hâlâ do¤al durumuna benzer biçimde ayr›fl- al›flkanl›klarda yatmaktad›r: makta olup yumuflak ahflaplar›n spesifik karak- “...de¤ifliklik yoluyla bir teknolojinin zarar›- teristikleri onlar› sert ahflaplardan ay›rt etmifltir. n› onarma yönündeki bu giriflim teknolojik bir Bu karakteristikler spesifik malzemeleri nihai sa- saptamad›r. Öte yandan, teknolojinin (yani, in- nat eseri elde etmek üzere uygun biçimde iflle- sektisitlerin) gerisindeki gerçek amac› ve niyeti me kapasitesini dile getirmektedir (Hartooni- sorgulayacak ve böylece de¤erlerimizin ve an:29). Bunlar› do¤al düzen ba¤lam›nda el ile amaçlar›m›z›n de¤ifltirilmesini gerektirecek al- ifllemek suretiyle, söz konusu ba¤lamda onlar›n ternatif yaklafl›mlar gelifltirecek olursak, tekno- özelliklerine ve durumuna iliflkin bir anlay›fl edi- lojik saptaman›n s›n›rlar›n› tan›mlayabiliriz” nilmifltir. Böylece, techne do¤al süreçlerin ortaya (Drengson, 1984:260 ve Gerrie:186). konulmas›na yönelik “bir aç›kl›¤›” muhafaza et- mektedir (Tabachnick:101). Techne, Aç›klay›c› Teknolojik Bilgi ve Çevre Ça¤dafl teknoloji bir “meydana getirme” Bu tip a盤a vurma için teknoloji nas›l bir kay- de¤il, bir “meydan okuma”d›r (Heidegger & nak olur? Heidegger’in The Question Concer- Tabachnick:101). Malzeme özelliklerini öylesi- ning Technology’de (Teknoloji ile ‹lgili Sorun) ne büyük ölçüde de¤ifltirir ki, onlar art›k tan›n- beyanlar›n›n ikisi antik Yunan konseptine dönüfl maz hale gelir. Örne¤in, füzyon, atomlar› direkt potansiyelinin yan› s›ra sanat ve teknolojinin olarak görünemez seviyede dönüfltürür. Bu, sü- ay›rt edilmesi için ipuçlar› sa¤lamaktad›r. Bu recin kavran›lmas›n› güçlefltirir. Öylesine y›k›c› dönüfl, hangi ekolojiler makul olan› sa¤l›yorsa bir güç salar ki, bir olayda ayr›flman›n etkilerini onlarla anlamaya, de¤erlendirmeye ve çal›flmaya binlerce y›l›n geçmesine yol açacak noktaya ka- çabalamak yerine çevrenin bir kenara at›lmas›na dar h›zland›r›r. Bu, “mevcudiyetin hareketlili¤i yol açan teknolojik saptamalara olan mevcut ba- veya geçicili¤inden koptu¤umuz, onun fark›n- ¤›ml›l›¤›n üstesinden gelinmesini sa¤layabilir. da olmad›¤›m›z veya onu unuttu¤umuz aç›kla- “Teknolojinin özü teknolojik de¤ildir” ve y›c› olmayan bir iffla”d›r (Tabachnick:102). He- “Teknoloji tehlikesinin oldu¤u yerde, onun idegger, Do¤an›n “parlayan yüzünün” bu flekil- kurtar›c›s› da olur” ibarelerinin ikisi de ‹nsan- de bloke edilmesini “çerçeveleme” (Ge-stell) Do¤a-Teknoloji iliflkisinin yeniden kavramsal- olarak tan›mlar. Bu durumda, teknoloji do¤al laflt›r›lmas› için temel oluflturman›n yan› s›ra özellikleri aç›klamaz; ancak, onlar› insan günde- hem anlafl›lmas› güç ve hem de kafa kar›flt›r›c›- mi içinde ba¤lam›ndan ayr› olarak ve kare flek- d›r. Heidegger’in görüflüne göre, insan etkinlik- linde “çerçevelendirir”. Burada, teknoloji Do- leri t›pk› gemi yolculu¤u veya avc›l›k gibi Do¤a- ¤ay› onu teknik kullan›m için bekleyen malze- y› kontrol etme veya ondan entelektüel olarak me deposu biçiminde ele alarak nesnellefltirir kopma giriflimleri de¤ildi, tersine onun üstünlü- (Tabachnick:102). Bu, gerçek özelliklerin kav- ¤ünü sergileyen aç›k “iffla manzaralar›” idi. Ör- ran›lmas›n› güçlefltirir ve insan edimi d›fl›nda ne¤in, denizin gücü bir geminin onun f›rt›nal› düflünmeyi imkâns›zlaflt›r›r.

88 mimar•ist 2011/1 E⁄‹T‹M

Bu durumda teknolojinin özü nedir veya na- me giriflimi olarak de¤il, insanlar onun karma- s›l olmas› gerekir? Teknolojinin tekrar do¤al or- fl›kl›¤›n› anlad›klar› için ortaya ç›kmaktad›r. tam›n ac›mas›zl›¤›n› yönlendirmek için gereken “Yirminci yüzy›l›n sonlar›nda, do¤a ve insan sanat eserlerinin oluflturulmas› yoluyla edinilen görüflümüze iliflkin temel ilkeler ve özellikle de bilgi haline gelmesi gereklidir. Öyleyse Heideg- do¤a ile insan aras›ndaki iliflki üzerinde tümüyle ger’in al›nt›lar›nda özetlenen tehlike ve kurtar›c› yeniden düflünmeye ihtiyaç duymaktay›z.” nedir? Tehlike, teknolojinin do¤al ortama hâ- (Grene, 1974:346 ve Wiess:112) Teknoloji, kim olmak için techne’yi kullanan bir “çerçeve- e¤er sadece analiz için bir araç say›lacaksa buna leme” olarak ortaya ç›kma potansiyelinde yat- yönelik bir araçt›r. Onun temeli olarak en maktad›r. Bu, insanlar›n onun yap›s›n› ve süreç- önemli konumuza bir referans olarak yaklaflan lerini de¤erlendirmesini engellemektedir. görüfl fludur: eski Yunanl›lar›n onu anlad›¤› üze- Onun kurtar›c›s› techne’nin irademizi do¤a re Do¤a Techne’si ba¤lamsal olarak yerleflmifl üzerinde sürekli olarak dayatma “iste¤i”nden sürekli dönüflen, geçici bilgiydi. Bu, elde mev- teknolojimizin geçici ve s›n›rl› olmas› gerekti¤i- cut olan bir sorunun araflt›r›lmas›na, onun çö- nin kabul edilmesi yönünde yeniden kavramsal- zümüne ve onu çevreleyen incelikli ekolojiler laflt›r›lmas›nda yatmaktad›r. Teknolojinin “ko- için ba¤lamsal uygunlu¤un de¤erlendirilmesine runmas›” do¤al çevre üzerinde egemenlik edin- izin veren elefltirel bir uygulama tipidir. Do¤a

CCTV, Pekin. Foto¤raf: Michael K. Jenson

Teknolojinin varl›¤›, a盤a ç›k›fl› tehdit etmekte; tüm a盤a ç›kmalar›n s›ralamada tüketilece¤i ve rezervde bulunman›n aç›kl›¤›yla her fleyin kendi kendini teflhir edece¤i olas›l›¤›yla tehdit etmektedir. ‹nsan etkinli¤i hiçbir zaman bu tehlikeye do¤rudan karfl› koyamaz. ‹nsan baflar›s› hiçbir zaman bunu tek bafl›na uzaklaflt›ramaz. Ancak, insan düflüncesi, ayn› zamanda ona yak›n olsa da, tüm tasarruf gücünü tehdit eden fleyden daha yüksek öze sahip olmas› gerekti¤i üzerinde kafa yorabilir.

Martin Heidegger “Teknoloji Sorunu”

mimar•ist 2011/1 89 E⁄‹T‹M

ile çal›flma araflt›rmam›zda, teknoloji bir “dü- lik stratejisi gelifltirmek için de¤ildir, fakat bir zenleme” olmaktan çok daha öte bir fley olup kavray›flt›r. Öyleyse, çevre ile etkileflimimiz, sürekli sorgulamay› gerektiren bir bilgi tipidir. “...farkl› bir amaca sahiptir: kendi bafl›na tah- Ihde bize flunlar› an›msatmaktad›r: “Araflt›r- min de¤il, anlay›fl; yönlendirme gücü de¤il, yet- makta oldu¤unuz fenomenin fleklini, yap›s›n› ve kilendirme – çevremizdeki dünyaya iliflkin anla- karmafl›kl›¤›n› tan›lamak için bir dizi çoklu pers- y›fltan kaynaklanan ve söz konusu dünya ile pektife sahip olman›z gereklidir.” (Ihde:125) ba¤lant›m›z› efl zamanl› olarak yans›tan ve do¤- Evrenselci rasyolanist arzu taraf›ndan çevre- rulayan güç türü” (Keller:166, Cheney:167). sel kolonizasyon giriflimlerini sona erdiren yan- Dolay›s›yla ekofeminizm, insan kültürünün s›t›c› bir süreç olarak teknolojinin yeniden kav- besleyici yan›n›n gelifltirilmesi için toplumsal ramsallaflt›r›lmas› ataerkil yap›lar taraf›ndan ka- de¤erlerin “yeniden de¤erlendirilmesi” ile ilgi- d›nlar ve çevre üzerindeki egemenli¤in sona er- lidir (Salleh, 1992:203). Teknolojik ba¤›ml›l›- dirilmesine yönelik ekofeminist ça¤r›lara benze- ¤›m›z çok belirgin hale geldi¤i için, modern ça- mektedir. Karen J. Warren’in tan›mlad›¤› üzere, ¤›n ço¤unlu¤u çeflitlili¤i ve farkl›l›¤› dile getiren “Ekolojik Feminizm”, “alt katmandaki veya alt (çerçeveleme) tekil olarak tan›mlay›c› bir dil pozisyonlardaki insanlar, özellikle kad›nlar ara- araflt›rmas›na kafay› takm›flt›r. Kuflkusuz, bu so- s›ndaki toplumsal egemenlik sistemleri ve insan nuncu hususlar›n art›k entelektüel olarak birlefl- d›fl› do¤an›n egemenli¤i içindeki do¤a ile ilgili mifl metafizik sistemleri ve onlar›n toplumsal ve çok kültürlü perspektifler çeflitlili¤ini yakala- çevresel ba¤lamlara egemen olma giriflimlerini yan” bir kuramsal flemsiyedir (Warren:1). Bu, kapsayan sorunlar› dile getirmesi gereklidir bir “pozisyonlar çoklu¤u” yoluyla ekosistemle- (Cheney:170). Buna göre dünya; sosyal dünya- rin de¤erlendirilmesine ve korunmas›na iliflkin lar içindeki “iliflkilili¤i” kavrama olanaklar›n› anlay›fl ve ba¤l›l›k talep eden bir felsefedir. Top- bozan ve “insana, do¤aya ve infla edilmifl önceki lumsal/ekolojik konulara evrenselleflmifl veya gruplamalara ait” bilginin inflas›nda aktif araç özsel (esensiyalist) yaklafl›mlar› reddeder ve ya- haline dönüflür (Haraway:3). k›n tarihsel, politik içerimler ve verili bir anda verili bir duruma iliflkin maddi içerimler üzerin- Mimari Etik, Düflünüfl ve de düflünmek suretiyle özel sorunlara uygun ya- Çevre ile Dönüflümsel ‹liflki n›tlar araflt›r›lmas›n› onaylar. Di¤er deyiflle, eko- Bu çal›flmada, çevre ile oldu¤u kadar teknoloji feminist “okumalar”, analiz bir durumdan di- ile iliflkimizin de bizi destekleyen ekolojik sis- ¤erine de¤ifltikçe (Warren:2) ve “evrensel haki- temlerin zararl› egemenli¤ine yol açan mevcut kat olmayan, yerel hakikat, biyo-bölgesel haki- “haritalar”›m›z›n belirsizli¤ini sergiledi¤i ileri kat veya etik anadilinden oluflan” söylemlerde sürülmektedir. Dünyan›n do¤al özelliklerinin dünyan›n aktif etkinli¤ini istikrarl› bir biçimde güzelli¤ini ve gereklili¤ini güçlendirmek ve aç›- do¤rulad›kça (Cheney:172) kültürel, geçici ve ¤a vurmak için teknolojinin gücünü kullanmay› hatta co¤rafi olarak de¤iflebilir. ö¤renmeliyiz (Orr:31). Teknoloji modern kül- Cheney, kifliselli¤i kapsayan etkileflimli ko- türümüz için egemenlik de¤il, ilham kayna¤› nuflmaya özgü bir iliflkide “di¤eri” (farkl›l›k) olmal›d›r. K›sacas›, edimlerimizi, “ahlakça yük- çevresinde odaklanan etik düflünme sürecini sa- selme” (Harries’in terimi, bkz. girifl bölümü) vunmaktad›r. O, sistemlerin genel yap›s›n› kap- giriflimlerimizi oluflturan etik yap›lar›n daha sayan metafizik Evrenselci vizyonlar›n ortadan yans›t›c› ve çevre ile ilgili olarak dönüflümsel ol- kald›r›lmas›n› önermiyor; ancak, onlar›n koloni- mas› gereklidir. lefltirme amilleri olma potansiyelini reddetme- Karsten Harries’in yukar›daki al›nt›s›nda nin yan› s›ra farkl›l›¤› de¤erlendiren bir iliflki ta- gösterildi¤i üzere etik düflünme ça¤r›s› geçerli savvur ediyor. Sahte birli¤e ve egemenli¤e yö- olmakla beraber, onun mimari etik anlay›fl› nelik bu e¤ilimin dengelenmesi için, biyo-böl- problematiktir. Antik Yunan dünya görüflü fik- gesel bazl› olan ve çevresel sistemler ile özgün rine dayal› ve önyarg›l› topluluk fikriyle ve onun rastlaflmalara h›zl› yan›t verme yetene¤i geliflti- sonraki yer edinifliyle ilgili bir güvenilirlikle ba¤- ren “kaynak” metafizik anlay›fl›n benimsenmesi lant›l›d›r. Buna göre, mimarl›k topluluk de¤er- gereklidir. Edinilen anlay›fllar di¤er ba¤lamlara lerinin göstergesidir ve bunlar› yer üreten top- tafl›nabilir say›lmaz; onlar, bireyler, çevresel sis- lumsal uygulamalarda yans›tmas› gereklidir. Fi- temler ve yer aras›ndaki özgül etkileflimlere ilifl- lozofa göre, bu ideallefltirilen iliflki hem insanla- kin anlat›mlard›r (Cheney:166). Farkl›l›k üze- ra egemen olan ve hem de onlar› çevreye yaban- rinde odaklan›lmas› suretiyle, arzu, bir egemen- c›laflt›ran teknoloji olarak kaybolmufltur. Mi-

90 mimar•ist 2011/1 E⁄‹T‹M marl›ktaki gerici “post modern” hareketler bu “Cohere (kaynaflmak, tutmak, uyuflmak, ya- yabanc›laflmay› dile getirememifltir; çünkü, on- p›flmak, ba¤lanmak) terimi birbirine tutunmak, lar mimarl›¤›n dekoratif yönleri ve estetik Zev- bir arada tutmak, birbirine yap›flt›rmak veya kin komünal “bekçi köpe¤i” olarak mimar›n ba¤lamak anlamlar›na gelir (Latince cohaerere; duyarl›l›¤› üzerinde odaklanm›flt›r (Fisc- co, ‘birlikte’ ve haetere, ‘tutunmak, ba¤l› ol- her:174-75). mak’). (‘Cevap’ anlam›ndaki Latince respons- Teknolojik güdümlü tasar›m için önerilen dum’dan gelen) s›fat olarak responsive (cevabi, yan›t, mimarlar›n kendi yarat›c› yeteneklerini tepkisel, duyarl›) terimi, kuram ile kiflisel de¤er- topluluk de¤erlerine sunmalar›n› talep eden yer- lendirmelerin kaynaflt›¤› veya ‘birbirine tutun- leflik etik/estetik bir gündemdir. Bunun gerçek- du¤u’ bir duruma eriflmek için u¤raflmam›z ge- leflmesi halinde, antik Yunanl›lar›n elde etti¤i reken yolun, her bir taraf›n di¤er tarafça ortaya özgün veya etik standartlara do¤ru bir mimari konulan meydan okumalara duyarl› oldu¤u, ve- yükselifle döneriz (Fischer:175). Bu talep, gün- ya cevap verdi¤i, bir süreç arac›l›¤›yla oldu¤unu demini izleyen geliflmelerin “uygun” biçimleri, öne sürer... Sürecin sonucu, kuram ve de¤erlen- programlar›, boyutlar›, stilleri ve malzemelerini dirme aras›nda karfl›l›kl› uyum, ayarlama, adap- dile getirmek için savunucular›n›n belirtti¤i yeni tasyon veya uygunluk süreci yoluyla bu amaca flehircilik taraf›ndan önerilen fleye benzemekte- eriflilece¤i varsay›larak nihai olarak ortaya ç›- dir. Bu projeler hiçbir zaman Harries’in veya kar.” (Fox:212). onlar›n savunucular›n›n tasavvur etti¤i topluluk Bu paradigman›n gücü, bireylerin kendi standartlar›na yükselmemifltir. Bu gündeme yö- amaçlar›n› ve arzular›n› izlemekteki özgürlü¤ü, nelik belli bafll› elefltiri, topluluk de¤erlerini ve ancak di¤erlerinin amaçlar›na ve arzular›na onun üyelerinin ihtiyaçlar›n› tan›mlayan kifliyi (çevre dahil) yan›t vermelerinin gerekli olmas›- çevreleyen belirsizliktir. ‹ronik olarak, bu, top- d›r. Genifl özgürlük bireysel anlat›m ve kendi lulu¤un daha fazla ortak iyili¤ini sa¤layan kas- kendini gerçeklefltirme için dile getirilir; ancak, vetli kayd›na sahip olan piyasa güçlerine b›rak›l- baflkalar›n›n u¤rafllar›n› ihlal edecek veya onlar› m›flt›r. Ayr›ca, topluluk de¤erleri binalar›n mad- engelleyecek kadar de¤il. Bu durumda, ahlaki deselli¤inde sergilenmez. Toplumsal oluflum sü- topluluk, kat› biçimde tarif edilen etik topluluk reci çok daha karmafl›kt›r ve mimari kurallar kat› (büyük ihlal durumu veya hiç özgürlük olma- biçimde izlense de uyumlu bir toplulu¤un olu- mas›) ile gevflek biçimde tan›mlanan (topluluk flaca¤›na iliflkin hiçbir garanti yoktur. anlay›fl› olmamas›) aras›nda bir denge getiren Bu s›n›rlamalar mimarlar›n tasar›m sürecin- genel hatlar›yla tan›mlanm›fl bir düzende birey- den veya uygulamalar›ndan de¤il, onlar›n ürün- lerin “bir araya gelmesi” sonucu ortaya ç›kan leri üzerinde odaklanmadan kaynaklan›r. Bina- toplumsal düzenlemedir (Fox:213). Bu kuram, lar do¤alar› gere¤i kendi bafllar›na ahlaki veya söz konusu gereksinimlere duyarl› mimari tasa- etik olmayan sanat eserleridir; dolay›s›yla, yara- r›mda tüm yaflama (çevre) iliflkin düflünüfl ile bir t›c›lar›n›n etik niyetleri anlafl›lmadan onlar›n de- konum gelifltirilmesi aras›ndaki iliflkinin dile ge- ¤erler yans›tmas› imkâns›zd›r. Saul Fischer flun- tirilmesinde iyi bir mesafe kaydeder. Buna göre lar› ileri sürmektedir: “Mimarlar›n yol gösterici ve Leopold’un “Çevre eti¤i” terminolojisi uya- ahlaki seçimlerine yaklafl›m uygulanabilir olsun r›nca: “bir fley, biyotik (yaflamsal) toplulu¤un veya olmas›n, bunun mimar›n ahlaki etkinli¤i- bütünlü¤ünü, stabilitesini ve güzelli¤ini koru- nin önemini tan›lamas› gereklidir” (Fisc- ma e¤iliminde oldu¤unda do¤rudur. Aksi e¤i- her:175). Bu, Alberto Perez-Gomez’in sav›nda limde oldu¤unda ise yanl›flt›r” (Leopold 204, yank›lan›r: “...kamu yarar›, mimarl›kta her za- Rad-Ford:512). man birincil ilgi konusu olmufltur. Bu, yüzy›llar Mimarl›k gibi bir etkinli¤in temelini olufltu- boyunca mimari uygulaman›n anlam›n› aç›kl›¤a ran içsel olarak uyumlu bir mant›¤a eriflilmesi kavuflturma girifliminde bulunmufl olan Vitruvi- önemli olmakla beraber, çevreleyen ba¤lam ile us ve di¤erlerinin yaz›lar›nda aç›kt›r” (Perez- tepkisel ba¤l›l›¤a (responsive cohesion) eriflil- Gomez:2). mesi çok önemlidir. Bundan da anlafl›ld›¤› gibi, Filozof Warwick Fox, John Rawis taraf›ndan uyumlu bir duruma eriflilmesinde dile getirile- tan›mlanan yans›t›c› denge (reflective equilibri- cek en önemli husus do¤al çevredir. En büyük um) kuram›na benzeyen etik analize dayal› bir ba¤lam›n (yeryüzü) esenli¤i hiyerarflik olarak kuram gelifltirmifltir. Fox bunu tepkisel ba¤l›l›k bölgesel veya kent ba¤lamlar›ndan daha önem- (responsive cohesion) adl› farkl› bir isimle tan›m- lidir. Bu, tasar›m sürecinde içsel uyumlulu¤un lasa dahi yans›t›c› nitelik özünde ayn›d›r: önemli olmad›¤›n› söylemek demek de¤ildir,

mimar•ist 2011/1 91 E⁄‹T‹M

bunun söz konusu olmamas› tasar›m sürecinin mas› sadece modern tüketicinin bilincini rahat- baflar›s›zl›¤›d›r; ancak, bu daha genifl ba¤lam›n latmakla kalmamakta, ayn› zamanda uzun vade- korunmas› teknolojik, estetik, ekonomik veya li olmayan çözümler sunarak ruh halini canl› di¤er tüm kararlar için birincil esas olmal›d›r tutmaktad›r. Tüketime ve uygunlu¤a olan gü- (Radford:516). venimiz bu yolu oluflturmufl olup mimarlar›n Tepkisel ba¤l›l›k (responsive cohesion) eti¤inin amac›n›n alternatif ekolojik olanaklar› kucakla- tasar›m sürecimizin temelini oluflturmas› halin- ma zihniyetinin dönüflümünde potansiyel e¤iti- de, mimar›n temel beceriler tak›m› uzay- ciler olarak rolümüzü kucaklamak olmas› gerek- sal/maddi dil yoluyla salt güzel biçimler icad› ol- lidir. Evlerimiz, ofislerimiz ve ulafl›m araçlar› maktan bir yap›y› çevreleyen tüm do¤al, toplum- e¤itici olarak görülecek olursa, s›n›rlara yönelik sal ve maddi ba¤lamlar›n ba¤lant›s›n› kapsayan son e¤ilimi önleyebilir ve çevresel olarak daha bir temel e¤ilime do¤ru hareket eder. Di¤er de- duyarl› bir tutuma do¤ru etik bir “ebe” ifllevin- yiflle, “bir mimar›n temel becerisi spesifik mimari de bulunabilir (Orr:30). Bina çevresi yarat›m›z alan içinde genel temel de¤ere etkide bulunma y›lda küresel olarak kullan›lan do¤al kaynaklar›n yetene¤idir. Bu beceri mimarlar› toplumun di¤er %70’i ise, mimari e¤itimin genel kamunun çev- üyelerinden ay›rt eder” (Radford:523). resel e¤itimini etkileyen bafllang›ç noktas› olma- Al›flkanl›klar›m›z›n do¤ru olarak dönüfltü- s› muhtemeldir. Yak›n ve maddi sorunlar›n üste- rülmesinde sürdürülebilirlik için, proje ile ilgili sinden gelinmesi için çevresel olarak uygun olan tüm “ba¤lamlar›” kapsayan bir anlay›fl›n talep teknolojik uygulamalar› ortaya koyacak flekilde edilmesi gereklidir. Bunlar, tasar›m sürecinin bir tasar›m›n “etrafl›ca düflünülmesi” gereklidir. mant›¤› ile bütünlefltirilen teknolojileri kapsa- Bu metindeki yaz›lar›n a盤a vurdu¤u bafll›- yan daha genifl bir etkililik anlay›fl›n›n yan› s›ra ca husus ve odaklanmam, sürdürülebilirlik üs- (maddi seçimleri etkileyen) küresel olarak kay- tünde olmakla beraber, konulara yönelik eleflti- nak ç›karma sonuçlar›ndan spesifik planlama rinin disiplin için yeni olmad›¤› aç›kt›r. Bunlar, kodlar›n›n etkilerine kadar de¤iflebilir. Di¤er bir sadece küreselleflme ve yarat›lan çevre krizi ne- deyiflle, mimar bu çerçevenin sisteme getirdi¤i deniyle daha acildir. Etkinlik üzerinde odaklan- içerimleri anlaman›n yan› s›ra, özel bir durumda ma ça¤r›lar›, karmafl›kl›k, ba¤lant›lar ile ilgili an- kaynaflmas› gereken uygun ö¤eleri önce kavra- lay›fl ve de¤iflen ba¤lam boyutlar› ile ilgili küçük mal› ve ondan sonra çerçevesini çizmelidir. Bu, ayr›nt›lar, teknolojiye yönelik elefltirel bak›fl ve disiplinin karmafl›k, çaba gerektiren, ama ille de çevreye yönelik yans›t›c›/dönüflümsel bak›fl, zorunlu beklentisidir. Güvenilir bir biçimde ve yüzy›llar boyunca olmasa da, on y›llard›r (este- mimari olarak sürdürülebilir olmak için, buna tik ve biçemsel kayg›lardan biçimsel ve ifllevsel iliflkin anlay›fl›m›z›n çevresel olarak de¤iflken ev- olanlara kadar de¤iflen) çeflitli formatlarda su- renselleflmifl bir tasar›m mant›¤› kuran daha tek- nulmufltur. fiu andaki farkl›l›k, durum öyledir nolojik olan karmafl›k bir teorik cephanelikten, ki, krizin çok say›da yaflam› etkileme potansiyeli eflzamanl› olarak çevrenin genel gereksinimleri- çok büyük, çok gerçek ve olmas› yak›nd›r. Kri- ni ve projenin özgül gereksinimlerini uygun bi- zin olumlu etkisi önlem gerektirmesidir ve do- çimde dile getiren d›flar›ya do¤ru odaklanm›fl lay›s›yla disiplinin baz› “ola¤anüstü” uygulama- bir analiz arac›na de¤iflmesi gereklidir. Bunun larda bulunmas› için bir f›rsatt›r. Bunlar›n en gereksinimlerimiz, ekosistem ile ilgili gereksi- büyü¤ü e¤itimi etkilemektedir ve müfredat› mi- nimler ve baflar› için her birisinin ba¤l› kalmas› marl›¤›n bir biçimli sistem olarak resmedildi¤i gereken denge aras›ndaki iliflkiyi yeterince kav- noktaya götüren evrenselleflmifl bir mimari tasa- rayan tasar›m› kullanan bir mant›k haline gel- r›m araflt›rmas›na dayand›r›l›r. Hem e¤itimin ve mesi gereklidir. Fox flunu belirtmektedir: Sür- hem de uygulaman›n bu flekilde yeniden kav- dürülebilir bir yaflam biçimine eriflilmesi (ço¤u ramsallaflt›r›lmas› kökleflmifl ideolojilere ba¤l› kez öyleymifl gibi tart›fl›lmakla beraber) sadece geleneksel görüfllerin d›fl›nda ad›mlar at›lmas›n› teknik bir konu de¤il, ayn› zamanda (ve esas gerektirmektedir: olarak) etik bir konudur (Fox:6). “...mesleklerin (ellerinden geldi¤i ölçüde) sabit ba¤l›l›k (fixed cohesion) dayatma e¤ilimi Sonuç: Mimarl›kta Sürekli Olarak Geliflen Sürdü- gösterdi¤i durumlarda, disiplinler sabit ba¤l›l›- rülebilir Tutuma Etik Girifl ¤›n içsel imkâns›zl›¤›n› do¤rulay›p kucaklama ve Küresel kriz flafl›rt›c› bir güç ve h›zla, ça¤dafl kü- tepkisel ba¤l›l›k (responsive cohesion) için sürekli resel bilinçlili¤e s›çrad›. Büyüyen kriz karfl›s›n- bir araflt›rman›n geliflebilece¤i gevflek bir etiket da, daha iyi projelerin ve ürünlerin ortaya ç›k- sunma e¤ilimindedir.” (Radford:525)

92 mimar•ist 2011/1 E⁄‹T‹M

‹lki, on y›llard›r uygulay›c›n›n kimli¤ini ve etik dersi, bu disiplin içindeki ilgili konulara ilifl- onlar›n e¤itimi için “çerçeve” dikte etmifltir. 21. kin bafltan savma bilgi sahibi olan bir “sürdürü- yüzy›l›n bafl›nda, ikincisinin disiplinle ilgili tutu- lebilir” mimar taraf›ndan de¤il, bir çevre filozo- munun güçlendirilmesiyle, her ikisinin de de- fu taraf›ndan verilmelidir. ¤iflmesi gereklidir. Ayr›ca, daha genifl kapsaml› hususlar›n ele Bu çal›flma ayr›ca baflka bir keflfi de kapsa- al›nd›¤› konular daha fazla odaklan›lm›fl olanlar m›flt›r. Paradigma de¤iflikli¤i ça¤r›s› görünüflte ile efllefltirilecektir. (Mühendislik bölümünde basit ve do¤ru olmakla beraber dalgalanmalar, verilen) bir strüktür s›n›f›, bir stüdyo flemsiyesi ba¤lant›lar ve yol açt›¤› etkiler etik, teknoloji ve alt›nda, (felsefe bölümünde verilen) bir tekno- çevre dahil birçok konuya ve disipline temas et- loji felsefesi dersi ve (belki tarih veya sanat tari- mektedir. Ancak, bunlar›n birço¤una olabildi- hi bölümünde verilen) bir tarih dersi ile birlikte ¤ince kat›l›nmas› önemlidir. Olumlu yan›, bu verilebilir. Her sömestrinin bafl›nda, tasar›m fa- karmafl›kl›¤›n anlafl›lmas› iflin ço¤unlu¤unu kültesi sömestre amaçlar›n›n tart›fl›lmas› ve oluflturur. Bu, etkili birçok felsefe çal›flmas› için özetlenmesi için (“baflkan” olarak de¤il, bir ko- do¤rudur. Konsept basit, dallan›p budaklanma- laylaflt›r›c› olarak) “ekipler” toplayacak ve böy- lar yo¤undur. Bunu ö¤rencilerime aç›klamak lece, stüdyo projesi için potansiyel sonuçlar›n için Heidegger’in Varl›k ve Zaman (Sein und aç›kl›¤a kavuflturulmas› yönünde belirgin disip- Zeit) bafll›kl› yol gösterici metni bir örnektir. Bu lin malzemesi bütünlefltirilecektir. Sömestre ve metnin temel sav› mevcudiyetin geçicili¤e da- final elefltirilerinde ö¤rencilerin daha genifl kap- yand›r›lmas›d›r. Di¤er deyiflle, varoluflu zaman- saml› konular› anlamakta, bu bilgiyi kendi pro- sall›¤›n d›fl›nda düflünemezsiniz. Bu, söz konu- jelerinin tüm seviyelerine uygulamakta ve di¤er su tezin sonuçlar›n›n aç›klanmas› ve irdelenmesi disiplinlerin bilgi temelini kullanmakta ne denli için sadece birkaç yüz sayfa alan basit bir kon- iyi olduklar› de¤erlendirilebilir. septti. Bu “sürdürülebilir devrim”e eriflmek için Sonuca var›rken, teknoloji ve eti¤in sürdü- dile getirmemiz gereken boyut ve karmafl›kl›k rülebilirlik ile ilgili rolleri gerçekte stratejik ol- karfl›s›nda, mimarl›¤a iliflkin mevcut anlay›fllar mam›z gerekirken bizi sadece taktik olmaya bu tipte dikkatli irdelemeler gerektirir. zorlayan teknolojik “saptama” zihniyetini afla- Uygulama ve mimarlar›n e¤itimi ile ilgili Ev- cak flekilde yeniden de¤erlendirilmelidir. Sürdü- renselci paradigmadan vazgeçilmesi etkinlik ve rülebilir olma vurgusu, teknolojimizin enerji ve etik düflüncenin önemini vurgulayan bir vizyo- odaklanma ile ilgili etkilili¤ini art›rmak yerine, nun benimsenmesini gerektirir. Bu, bireyselli- çevreleyen ekosistemler ile bütünleflmeye çal›- ¤in, kiflisel görüfllerin ve hesap verebilirli¤in flan yarat›c› tasar›m süreçlerinin formüle edilme- tekrar formüle edilmesini getirir. Konsept ola- si üzerinde olmal›d›r. Bunun için gereken du- rak basit olmakla beraber, böyle bir hareketin yarl›l›k ancak do¤al çevrenin karmafl›kl›klar› ve sonuçlar› tüm disiplini etkileyecektir. Mimari k›r›lganl›¤›na iliflkin daha iyi bir anlay›fl edinil- programlar›n daha bütünlüklü ve disiplinlerara- mesi en birinci öncelik say›ld›¤›nda mümkün- s› haline gelme gereksinimi bu araflt›rmadaki dür. Bu, özel ba¤lam ile yans›t›c› bir iliflki ve baflar› için önemlidir. Tasar›m stüdyosu format› “farkl›l›k” için aç›k sayg› gerektiren etik bir du- önemli ölçüde de¤ifltirilerek mimar›n “her fleyi rufltur. Bu bir stratejinin formüle edilmesini bilme” vizyonunun sürekli olarak kenara at›l- kapsar; çünkü, amaçlar›m›z› net bir flekilde anla- mas› gereklidir. mal›y›z ve bunlara eriflme yollar›, yapay olarak Stüdyonun rolünün, ö¤rencinin e¤itiminin saptanm›fl veya gereksizce tektiplefltirilmifl hale tümüyle yap›land›r›lmas›n› sa¤layacak flekilde gelemez. geniflletilmesi gereklidir. Her yar›y›l, üç ile befl Ivone Gebara bize flunlar› an›msat›yor: aras›nda farkl› dersler olarak de¤il, bir stüdyo “...her etik her zaman, kesinlikle totaliter ve say›lacakt›r. Tüm ö¤retim görevlileri tasar›mc›- statik bir sistem haline gelemeyen bir etik bafl- n›n bütünlüklü e¤itimine kat›lacak, düzenli ola- lang›c›d›r. Her zaman durumlar›n karmafl›kl›¤›- rak verece¤i kiflisel elefltiriler yan›nda, y›l içinde- na ve var olan yeni ögelere karfl› dikkatli olmal›- ki ve final elefltirilerde de haz›r bulunacakt›r. d›r” (Gebara:174). Bugüne kadar, mimarlar, Ayr›ca, toplumsal ve çevresel sorumlulu¤u güç- sürdürülebilirli¤i Vitruvius’un zaman›ndan bu lendirerek etik düflünme gereksiniminin özel yana önemli ölçüde de¤iflmemifl olan içselleflmifl olarak dile getirilmesi için, geleneksel stüdyo bir tasar›m gündemi üzerinde kurulu anlay›fllara yap›s›n›n d›fl›ndaki s›n›f çal›flmalar›n›n da çok bir tür teknolojik uygulama olarak dile getir- disiplinli olmas› gereklidir. Örne¤in, çevresel mifllerdir. Birçok bak›mdan, mimari uygulama

mimar•ist 2011/1 93 E⁄‹T‹M

ve e¤itim gerçekte kapal› sistemlerdir. “Sürdü- Theory) of the Built Environment”, Ethics and the Built rülebilirli¤in” mevcut krizin gereksinimlerini Environment, Ed. Warrick Fox, Routledge, London, s.207-221. karfl›lamas› için, sürekli olarak tasar›m sürecinin • Gebara, I. (2003) “Ecofeminism: An Ethics of Life”, bütünlü¤ünü sorgulayan daha fazla çevre anla- Ecofeminism and Globalization: Exploring Culture, y›fl›na yönelik aç›k ve esnek bir araç olarak düflü- Context, and Religion, Ed. Heather Eaton & Lois Ann nülmesi gereklidir. Bu tutumun gücü, kiflinin Lorentzen, Rowman & Littlefield Publishers, Lanham, Maryland, s.163-176. sadece bafllamas› ve ondan sonra ö¤renilen • Gerrie, J. (2008) “Three Species of Technological derslere ve ortaya ç›kacak anlay›fla aç›k olmas› Dependency”, Techne 12:3 Fall 2008, s.184-193. gerekti¤idir. • Grant, G. (1986) Technology and Justice, Anansi, Concord. • Grene, M. (1974) Understanding Nature, D. Reidel Michael K. Jenson Publishing Company, Dordrecht. Colorado Üniversitesi, ABD, Mimarl›k ve Planlama Fakültesi • Haraway, D. (1988) “The Actors are Cyborg, Nature is Coyote, and the Geography is Elsewhere: Postscript to Kaynakça: Cyborgs at Large”, Technoculture, University of • Arendt, H. (2000) “The Concept of History”, The Minnesota Press, Minneapolis, MN. Portable Hannah Arendt, Ed. Peter Baier, Penguin, New • Harries, K. (1997) The Ethical Function of Architecture, York. (Review of Politics 20, no 4 1958’den yeniden MIT Press, Cambridge MA. bas›m.) • Heidegger, M. (1962) Being and Time, Translated by • Bradshaw, L. (2005) “Technology and Political John Macquarrie & Edward Robinson, Blackwell, Oxford. Education”, Techne 9:1, Fall 2005, s.8-26. • Heidegger, M. (1969) The Question Concerning • Cayley, D. (1995) George Grant in Conversation, Anansi Technology and Other Essays, Translated by William Lovitt, Press, Toronto. Harper Torchbooks, New York. Cheney, J. (1994) “NATURE/THEORY/ • Hartoonian, G. (1994) Ontology of Construction: On DIFFERENCE: Ecofeminism and the Reconstruction of Nihilism of Technology in Theories of Modern Architecture, Environmental Ethics”, Ecological Feminism, Ed. Karen J. Cambridge University Press. Warren, Routledge, London, s.159-178. • Ihde, D. (1983) Existential Technics, SUNY Press, • Diamond, J. (2004) Collapse: How societies Choose to Fail Albany. or Succeed, Viking adult, New York. • Ihde, D. & Selinger, E. (Ed.) (1993) Chasing • Drengson, A. R. (1984) “The Sacred and the Limits of Technoscience: Matrix of Materiality, Indiana University the Technological Fix”, Zygon 19 (September), s.260. Press, Bloomington. • Fischer, S. (2000) “How to Think about the Ethics of • Ihde, D. (2002) Bodies in Technology, University of Architecture”, Ethics and the Built Environment, Ed. Minneapolis Press, Minneapolis. Warrick Fox, Routledge, London, s.170-182. • Innis, R. (2003) “The Meanings of Technology”, • Fox, W. (2000) “Towards an Ethics (or at Least a Value Techne 7:1 Fall 2003, s.49-58. • Keller, E.F. (1985) Reflections on Gender and Science, Ethics or Technology? Yale University Press, New Haven. Though the recent emergence of “green” practices and technology is positive, • Leopold, A. (1968) A Sand County Almanac, Oxford University Press, London. architecture’s faith in technology overcoming all obstacles with more technology • Mcluhan, M. (1977) “From Understanding Media: The has not been sufficiently questioned. Until this occurs, sustainable practices will New Science”, Technology and Man’s Future, 2nd ed., Ed. remain surface endeavors and will not truly change architectural convention. A.H. Teich, St. Martin’s Press, New York. Architects must re-envision technology as a revelatory process for gaining • Orr, D. (2007) “Architecture, Ecological Design, and authentic insight, akin to the concept of techne. By re-exam-ining Human Ecology”, The Green Braid: Towards an this concept, the attitude necessary for a shift from envisioning the environment Architecture of Ecology, Economy, and Equity, Ed. Kim Tanzer & Rafael Longoria, Routledge, New York. solely in terms of its being utilizable resources for technological advancement to • Perez-Gomez, A. (1994) “Introduction”, Architecture, its having inherent value to our existence can manifest. The rediscovery of techne Ethics, and Technology, Ed. Louise Pelletier & Alberto as a revelatory epistemological process can temper modern technology’s Perez-Gomez, McGill-Queen’s University Press, propensity to dominate allowing a truly sustainable attitude towards the Montreal. environment to emerge. • Radford, A. (2010) “Responsive Cohension as the Foundational Value in Architecture”, The Journal of In addition, before “sustainability” can truly transform the process of architectural Architecture, 14:4, s.511-532. design and building construction, the discipline must change the prevailing • Rosen, S. (1993) “Techne and the Origins of conception that the solution to the current crisis will be fundamentally Modernity”, Technology in the Western Tradition, Ed. technologically based. Foremost, it is an ethical issue entailing a shift in how Arthur Melzer, Jerry Weinberger & M. Richard Zinman, Cornell University Press, Ithaca, s.69-84. the Human/Nature relationship is envisioned. This investigation then will focus • Salleh, A. (1992) “The Ecofeminism/Deep Ecology on how ethical reflection must play a central role in the development of a truly Debate: A Reply to Patriarchal Reason”, Environmental sustainable design process and will be undertaken in three parts: Ethics, Vol. 14, Fall 1992, s.195-216. 1) The necessity of developing a critically reflective process towards technology, • Sommerville, M. (2000) The Ethical Canary, 2) how this must lead to a revelatory process of reflection akin to techne and Viking/Penguin Press, Toronto. ecofeminism’s valuing of difference, and 3) how a critical ethically reflective • Tabachnick, D. (2004) “Techne, Technology, and Tragedy”, Techne 7:3 Spring 2004, s.91-112. design agenda can revalue architecture’s focus regarding the environment • Warren, K. (1994) “Introduction” Ecological Feminism, (agency verses prod-uct). Only then we can environmentally responsible Ed. Karen J. Warren, Routledge, London, s.1-7. strategies integrating technology and ecol-ogy be formulated. • Weiss, D. (2008) “Human-Technology-World”, Techne, 12:2 Spring 2008, s.110-119.

94 mimar•ist 2011/1 KENT ARKEOLOJ‹S‹ Antik Dönemde ‹stanbul Bo¤az› (Bosporos) Co¤rafyas›, Yerleflim Yerleri, Kutsal Alan, Yap› ve Limanlar›

F›rat Düzgüner

“Trakya a¤z›n› geçti k›y› boyunca ve aflk›n Ünlü k›ld›¤› sular›, Hero’nun gözüyafll› k›y›daki Kulesini. Orada, Helle, Nephele’nin k›z›, denizden Ad›n› çekip ald›. Hiçbir yerde Asya’y›, daha dar Su geçidi ay›ramaz Avrupa’dan, her ne kadar Karadeniz, Byzantion’u istiridye yata¤› Kad›köy’den ay›r›rsa da Dar bir su geçidiyle”. Marcus Annaeaus Lucanus1 Byzantionlu Dionysos ve Avrupa K›y›lar› Procopius’a göre stanbul hakk›ndaki en erken ve ayr›nt›l› bil- Byzantion döneminde 6 ‹‹gileri, Procopius’tan (‹Ö 6. yüzy›l) önce, 2. Byzantion Bölgesi ‹stanbul Bo¤az› yüzy›lda yaflam›fl Byzantionlu Dionysios’tan ö¤- 1. Daphne: Gyllius, “Byzantion ile Hestiai burnu yerleflimleri. reniyoruz. Petrus Gyllius (Pierre Gilles, 1490- 1555), Dionysios’un, “’tan2 Deniz Yoluyla Bo¤az” olarak tercüme edilebilecek Anaplous tou Bosporou adl› eserini, ‹stanbul Bo- ¤az› - De Bosporo Thracio adl› yap›t›nda konu edinmifl. ‹stanbul’un tarih” “Sur ‹çi” bölgesini, Procopius’un ‹stanbul’da Iustinianus Döne- minde Yap›lar adl› eserinin bir analizini olufltu- ran, Iustinianus Dönemi’nde ‹stanbul’da Yap›- lar adl› kitapta irdeleme f›rsat› bulmufltuk. Bu kez, Tarih” Yar›mada’dan soyutlanamayacak ‹s- tanbul Bo¤az› hakk›ndaki detaylar›, Gyllius’un arac›l›¤›yla, Procopius ve Dionysios’un rehber- li¤inden edinmekteyiz.3 Procopius ve Dionysios gibi, antik kentte birebir yaflamam›fl olan Gyllius’un, kitab›nda ço¤u kez dayanaks›z yorumlardan kaynaklanan yanl›fllara düfltü¤ü aç›kça görülüyor. Bu neden- le, gerek Procopius ve gerekse Dionysios’un ve- rilerini, ça¤dafl veriler yard›m›yla, Gyllius’un yanl›fllar›ndan soyutlayarak gerçeklefltirmeye ça- l›flt›k. Ayr›nt›l› incelemeler sonucunda, günü- müz haritalar›yla son derece çak›flan bilgilere ulafl›ld›.4 Ayr›ca, Bo¤az’›n antik dönemdeki ya- flam ve yerleflim yo¤unlu¤unun günümüzle olan benzerli¤i bir hayli etkileyicidir. Haritadaki yerleflim yerlerinin s›kl›¤› nede- niyle isimler, numaralarla kodlanarak gösteril- meye çal›fl›lm›flt›r. Maddelerde geçen konularla ilgili daha genifl ayr›nt›lara ulaflabilmek için, her maddenin sonunda belirtilen sayfa numaralar›n- dan, yazar›n De Bosporo Thracio adl› eserindeki bilgilere ulaflmak mümkündür.5

mimar•ist 2011/1 95 KENT ARKEOLOJ‹S‹

aras›nda d›fl mahalle ‘Sergios’ olarak da an›l›r” dedik- göz ard› etmemek gerekir. ‹mparator Zeno döne- ten sonra Evagrios’un Kilise Tarihi adl› eserinden minde (474-491) senatör Mammianos taraf›ndan, yapt›¤› al›nt›da, “senatör Mammianos d›fl mahalle Karadeniz ç›k›fl›ndaki Pharos’a karfl›t olarak yapt›r›lan Daphne’de, halk hamam› karfl›s›nda (...) bir Antipha- Antipharos, Dionysios’un Bosporion dedi¤i Byzanti- ros (karfl› fener) yapt›rd›¤›” fleklindeki cümlesinin de- on’un Khrysokeras Burnu12 karfl›s›nda yer alan vam›nda, Antipharos ad›n›n, pharosun karfl›s›nda yer Daphne Saray› yak›n›nda, öncekine karfl›t bir Pha- alm›fl olmas›ndan kaynakland›¤›n› ifade etmektedir. ros’un olabilece¤i göz önünde bulundurulmal›d›r.13 Aç›klamas›n›n devam›nda ise flöyle diyor yazar: Bu varsay›m çerçevesinde, Daphne’yi, Ç›lg›n Daph- “Marcellinus, onun, Dionysios’un Bosporion dedi¤i ne haricinde Byzantion bölgesinden çok uzaklarda Byzantion’un Khrysokeras adl› burnunda bulundu- aramamak gerekir (s.92, 161, 206, 212). ¤unu söyler.”7 Bu durumda, Daphne bölgesinde 2. : Procopius’ta eski ad› Heraion olarak gös- (Anaplous-Sultanahmet) tanr›ça Hestia’ya adanm›fl terilen bölge, 6. yüzy›lda Iustinianus’un yapt›rd›¤› bir tap›nak olmas› gerekir. Oca¤› simgeleyen tanr›ça bir khelai’ye sahipti.14 Bu liman daha sonralar› Sop- Hestia bizlere, ayn› bölgede ana kubbesinin üzerinde hia ve Kontoskalion adlar›n› tafl›yan limand›r.15 Bu Procopius’un Menoeides-Bicornis Luna dedi¤i, bir- bak›mdan, Bosporos Akra’daki Thraikiai Khelai’yi, kaç duman ç›k›fl deli¤i (Oculus-tanr›n›n gözü) olan khelai tipi limanlar›n denize uzanan burunlar› nede- Zeus Hippios tap›na¤›n› hat›rlatmaktad›r. Ancak, ar- niyle “akra” ad›n› alan Bosporos Akra, Heraia Akra t›k ateflin duman›n›n de¤il, do¤al atefl gücü olan gü- ve Ploutonos Akra gibi “khelai koyu” olarak adland›- neflin ›fl›klar›n›n girdi¤i menoeides’ten dolay›, tap›- r›lan koylar›n da, Byzantion yak›nlar›nda bulundu¤u- nakta ateflin yak›lmad›¤›, ancak temenos’unda (kutsal nu göz ard› etmememiz gerekiyor (s.45, 46).16 alan) yer alan di¤er dört yap›dan birinin, tanr›ça Hes- 3. Hestia*: Yukar›da da de¤inildi¤i gibi, olas›l›kla tia’ya ayr›lm›fl oldu¤u ve ateflin burada yak›ld›¤› anla- Pagan döneminde Zeus Hippios Tap›na¤›’n›n sekiz- fl›lmaktad›r. Bu durumda, Sozomenus’un bölgeyi gen (oktagonon) plan›ndaki ana yap›s› çevresinde yer Hestiai olarak tan›mlamas› anlafl›l›r olmaktad›r.8 Hes- alan Ia,b ve VIIa,b kodlu yap›lar›ndan birinin praito- tiai Burnunun, Mikhaelion’da (Prookhthoi) üç Mik- rion (prytaneium) olma olas›l›¤› oldukça yüksektir.17 hael Kilisesi yap›lmadan önceki ad› oldu¤u ortadad›r. Tanr›ça Hestia’n›n kültüne ba¤l› olarak bu yap› ve Bu konuda flöyle diyor Gyllius: “Kikonion’un, Asya çevresi “Hestiai” olarak an›lm›fl olabilir. Sozome- Neokastron’u (Anadolu Hisar›) de¤il, Hestiai Burnu nus’un bazen Mikhaelion ve bazen de Hestiai dedi¤i karfl›s›ndaki Cecri (Kenkhiras) ad› verilen bir yer ol- yere, Procopius’un Anaplous18 demesinin nedeni bu du¤u anlafl›l›r.”9 Gerçekten de haritada, Cecri’nin, olsa gerektir (Fig. 9-10, s.101). Prookhthoi’nin (Hestiai, Mikhaelion, Cankurtaran) 4. Mikhaelion*: Anaplous, Hestiai (s.101-103). karfl›s›na düfltü¤ü görülüyor. Bu da, Hestiai hakk›n- 5. Pharos (s.92). daki saptamam›z›n do¤rulu¤una iflaret eder görün- 6. Byzantion mektedir. 7. Porta Oraia (Porta H>oraia, Porta Oria): Neori- Pasinli, Büyük Saraylar (to mega palation-Palati- on Liman›’ndaki horrea’lardan dolay›, Neorion’un, um Magnum) bölgesinde yapt›¤› kaz›larda, 1999 y›- Porta Horrea’dan bozularak türemifl yeni ismi olma- l›nda dört numaral› açmada ele geçen 5 numaral› du- l›d›r (s.61). Gyllius, Anadolu’da genellikle da¤larda var yak›n›ndaki buluntular aras›ndaki ocak kal›nt›s› kutsanan tanr›lar›n anas› Rhea’n›n bafl›ndaki kuleye için flöyle demektedir: “Duvar›n paralel bitifli¤inde benzer bafll›¤›n, Phrygia, Kilikia ve Mysia’daki kad›n- 30,10 m. boyutunda, 0,40 x 0,40 boyutlar›nda Pt. lar taraf›ndan taklit edildi¤ini ifade etmektedir. Yazar, yaprak tu¤lalardan bir döfleme tespit edilmifltir. Bu bu nedenle ona “oreia” da dendi¤ine de¤iniyor. Bu döflemenin güneybat›s›nda yer alan Pt.Yt. + Hrs.Hrç. ba¤lamda liman›n ad›, “oreia”dan da gelmifl olabi- örgülü Dv.6’n›n, Dv.3 taraf›ndan kesildi¤i noktada, lir.19 Pt. yaprak tu¤la örgülü, yar›m daire planl›, yar›m to- 8. Phidalia*: Geç dönemlerde Hagios Demetrios noz biçimi ocak bulunmaktad›r.”10 Bize göre, Khal- Pyle ve Hagia Barbara Pyle olarak an›lan Thraikiai ke Saray›’n›n giriflindeki bu oca¤›n, bölgede hâkim Akra’n›n,20 kentin kurucusu Byzas’›n, efli Phidalia unsur teflkil eden Hestia kültüyle ilgili oldu¤u aç›kt›r. ad›na infla ettirdi¤i limand›. Gyllius’a göre Bospo- Gyllius, Byzantion’un d›fl mahallesi Daphne’yi Bos- ros’ta Sarantakopa Koyu’dur (s.121, 122). ’ta (Bosphoros) aramakta ve haritada 118 nu- 9. Artemis Diktyna (Dktyma)21 Tap›na¤›*: Gylli- marayla gösterilen Ç›lg›n Daphne’yi (Daphne us bu tap›nak için, iki khelai’nin yan›nda demektedir. psykhonous) an›msamaktad›r.* Bize göre bu iki khelai, Bosporos Akra’ya yak›n Ancak, bize göre, Constantinus’un daha sonra Thraikiai-Heraia veya Heraia-Ploutonos Akra khe- Daphne Saray›’n› yapt›rd›¤› ve Byzantion dönemin- lai’leri aras›nda yer alan bir tap›nak olmal›d›r (s.109, de, olas›l›kla Byzantion’un d›fl mahallesi durumunda 110). olan Hippodromos11 civar›ndaki Daphne bölgesini 10. Anaplous ve Leosthenion22 aras›ndaki Kad›n-

96 mimar•ist 2011/1 KENT ARKEOLOJ‹S‹ lar Liman›*: Gyllius, Hermalaos’un, “Kad›nlar Li- çeflmesi ve alt›nda tafl basamaklarla inilen tonozu var- man›, Anaplous’la Leosthenion aras›nda, Phidalia ya- d› (s.86).30 k›n›ndad›r” dedi¤ini söylemektedir. Buna göre, 23. : Gyllius’a göre, ad›n› Aias Tela- Anaplous’la Leosthenion aras›nda bilinen Phidalia mon()’tan31 alm›flt›r (s.89). Liman› Bosporos Akra’dad›r.23 Yoksa Anaplous ve 24. Palinormikon: Gyllius’ta “arkaya f›rlat›lm›fl” an- Leosthenion aras›nda bir ikinci Phidalia Liman›’n›n lam›ndad›r, yani, kayal›k uçurumun biraz üstünde. oldu¤u ortaya ç›k›yor. Bu varsay›ma göre, Hermalaos Burada, Ptolemaios Philedelphos Tap›na¤› bulunu- bu ikinci Phidalia Liman›’n› vurgulamas› gerekirdi yordu. “Arkaya f›rlat›lm›fl” ad›, olas›l›kla tap›na¤›n, kan›s›nday›z (s.102). kayal›klar›n arkas›nda olmas›ndan kaynaklanm›flt›r. 11. Demetrios*: Byzantion bölgesinde Hagios De- Bu yer, günümüzde F›nd›kl›’y› karfl›lamaktad›r metrios Kilisesi’nin bulundu¤u bölgedir. Gyllius’a (s.89). göre, Hermaion Burnu’nda bulunan Neokast- 25. (s.89). ron’dan önce, Demetrios Vadisi taraf›ndan çevrili bir 26. Karabolos (s.91).32 koydu (s.92, 93, 98). 27. Karandas: Karidas (s.89).33 12. Khalai*: Gyllius’a göre, Hestiai ve Hermaion 28. Thermastis Burnu: Gyllius’a göre bir akra, yani burunlar› taraf›ndan çevrilmifl orta büküntüdür. Bu- khelai’dir (berkitilmifl liman) (s.89).34 ras›, khelai dercesine “Khalai” olarak adland›r›lm›flt›r. 29. Pentekontorikon: “Elli kürekli gemi” anlam›n- Ancak, khelai’lerin yo¤un oldu¤u Bosporos-Khryso- dad›r. Buna bitiflik durumda Ta Skythou (‹skit yeri) keras büküntüsünün bulundu¤u yer olma olas›l›¤› da vard› (s.89). gözden uzak tutulmamal›d›r. Nitekim haritaya göre 30. Diplokionion: . Kolkhis’e yapt›¤› yol- Sarayburnu’yla Üsküdar aras›ndaki “Khalai”, Hestiai culuk s›ras›nda Iason, burada karaya ç›km›flt›. Defne ile Hermaion Burnu aras›nda bulunuyor (s.109). a¤açlar›yla doluydu. Burada bir de Apollon suna¤› bulunuyordu. Bugünkü Befliktafl semti (s.90). Karaköy () - Garipçe Köyü (Liknias) Aras› 31. Rhodakinion: Bugünkü Y›ld›z civar› olmal›d›r. 13. Hagia Maura Kilisesi: Gyllius’un, Sykodes dedi- Rodoslular›n peribolosu35 vard› (s.95). ¤i Sykai’a geçmeden önce, Bosporos’un çeflitli bölge- 32. Arkheion: Hagios Phokas (Phocas) olarak da lerine yak›flt›rd›¤›, yukar›da 1-12 numaralar aras›nda bilinir. Bugünkü Ortaköy (s.96). inceledi¤i yap›, liman ve bölgeleri, kitaptaki anlat›m- 33. Kleidion: Geron Halios (Deniz ihtiyar› denilen lar›n›n hemen bafllang›c›nda ve sanki Anaplous’tan yafll› deniz adam› heykelinin dikili oldu¤u burun). anlat›ma bafllam›fl gibi olan s›ralamas› ve bunlar›n bi- Kleidion, Bosporos giriflinde, Byzantion’dan Bospo- timinden sonra Sykai’a geçerek Eukseinos (Euxe- ros’un görülebilen son noktas›yd›. Dionysios’a göre, inos) Pontos’a (“konuksever deniz”) kadar olan an- Bosporos’taki ak›nt›n›n burada dü¤ümlenmesi nede- lat›m› dikkat çekicidir. Yazar, III. ’un o¤lu V. niyle kleithra (kilitler), bazen de kleidia (anahtarlar) Konstantinos’un Aphrodite’e insan kurban etti¤i olarak tan›mlanm›flt›r; bugünkü Ortaköy burnu yerdeki, eski Artemis Phosphoros Tap›na¤›’n›n (Pho- (s.92, 97). teine) bulundu¤u Sykai’da, daha sonra Hagia Maura Deniz ihtiyar› Odysseia’da da geçer. Homeros’a Kilisesi’nin yap›ld›¤›na de¤iniyor (s.87). göre Deniz ‹htiyar› Proteus M›s›rl›d›r.36 Buna göre 14. Sykai’da Amphiaraos Hieronu (s.83).24 kitapta ad› geçen Oyuk Kayalar, M›s›r dolaylar›nda 15. Syamphas (Auletes): Kaval Çalan (s.85).25 olmal›d›r. Di¤er taraftan, M›s›r’›n Akdeniz k›y›lar›n- 16. :26 Artemis Phosphoros ve Aphrodite Pra- da, Libya dahil, böyle bir oluflumu tespit etmek ola- eia tap›naklar›n›n bulundu¤u bölge (s.85). naks›zd›r. Ancak, günümüzde dahi varl›¤›n› sürdüren 17. Ostreodes: ‹stiridye biçimli (s.85).27 bir tek yer dikkat çekiyor. Lübnan’da (Eski Fenike) 18. Sykodes: Gyllius, Sykai’a “Sykodes” diyor Beyrut kenti, kalkerli bir tepe üzerinde kuruludur. (s.87). Bat› yönünde yal›yarlarda oluflan yar›klarda ma¤ara- 19. Hagia Klara (Clara) Kilisesi (s.87). lar oluflmufltur.37 Denize aç›lan s›¤ kumsal›n ötesin- 20. Metopon: Procopius’a göre, Metanoia-Poeni- de, denizin içinde oluflmufl Oyuk Kayalar (Hollow tentia Manast›r›’n›n bulundu¤u bölge.28 Gyllius’a Rocks), bugün “Güvercin Ma¤aralar›” (Pigeons Grot- göre “önyüz” anlam›na gelmektedir. Tanr› Apollon’a to) olarak an›lmaktad›r. Odysseia’da Proteus, bir er- tap›n›l›rd› (s.88, 89). kek fok bal›¤›d›r. Proteus mitosta, büyük olas›l›kla 21. Argyronion*: Procopius’a göre, Sykai’nin ku- köpekbal›klar›na karfl› yap›lan mücadeleler nedeniyle, zeydo¤usunda,29 Metopon’dan sonra. Gyllius’a göre eflleri aras›nda eksik olup olmad›¤›n› saymakta ve ek- Anadolu Kava¤›’nda Mauro Molos’ta bir burundad›r sik gördü¤ünde, onu korumad›klar› için di¤erlerine (s.205, 208). k›zmakta, kavga etmektedir. Onun, diflileriyle birlikte 22. Spantonina: Gyllius, “Spantonina Akra” olarak k›y›ya yat›p dinlenebilece¤i sahil fleridine çok uygun- bahsediyor. Burada, Hagios Konstantinos Kilisesi, dur Oyuk Kayalar.

mimar•ist 2011/1 97 KENT ARKEOLOJ‹S‹

Herodotos, “Proteus ve Helene Hikâyesi” bafll›¤› Anaplous ve Prookhthoi’de Arkhangelos Mikhael’e alt›ndaki sat›rlar›nda, Proteus’un Memphisli oldu- izafeten karfl›l›kl› olarak yapt›rd›¤› iki kiliseyi betimle- ¤undan ve buradaki Hephaistos Tap›na¤›’n›n güney di¤i bölüme yer vermektedir (?) (s.101, 102). yüzünün karfl›s›na düflen pek bak›ml› bir kutsal yerin 38. Dareios gemileri köprüsü (s.116). varl›¤›ndan bahsediyor. Söyledi¤ine göre, kutsal ala- 39. Demetrios Koyu ve Vadisi* (s.98). n›n etraf›nda Tyros (Tyr) Fenikelileri oturur, bu ne- 40. Neokastron: Sinus Sultanicus (Sultaniye Koyu). denle de Tyroslular Mahallesi olarak an›l›rm›fl. Tarih- Türk Burnu. Hermaion Burnu. Rumelihisar›. ‹onlar, çinin ifadelerinden, Menelaos’un yüzlük kurbanlar› ak›nt› h›z›ndan dolay› Pyrrhias Kyon (K›z›l Köpek) kesti¤i alan›n neresi oldu¤u böylelikle ortaya ç›km›fl ad›n› vermifllerdir. Laimokopie (Bo¤azkesen) (s.45, oluyor. Di¤er tarafta bu durum, Oyuk Kayalar hak- 111, 115, 116). k›nda ileri sürdü¤ümüz yukar›daki tezi, Tyroslularla 41. Sarantakopa Koyu*: Gyllius buras› için Phida- (Beyrut) olan iliflkisi nedeniyle destekler görünmek- lia demektedir. Koya Kheimarrous k›fl deresi akmak- tedir.38 Akdeniz keflifl foklar› (Mediterranean Monk tayd› (s.122). Seal - Monakhos monakhos) olarak an›lan foklar›n, 42. Akra Rhoode: Rhoodes Burnu ya da ak›nt› dal- Ege denizi dahil, eskiden bu k›y›larda yaflad›klar› bi- galar›n›n ç›kard›¤› sesten dolay› Phonema (Phonea: linmektedir.39 ses, fonem) denilen yer. Gyllius, bu noktadan sonra Proteus’un k›z› Eidothoe’nin Menelaos’a verdi¤i Üsküdar’a (Khrysopolis) do¤ru olan fliddetli ak›nt›y› dört fok derisinin içine girerek, sahile uzan›p di¤er “Akrai Rhoizoisai” olarak adland›rmaktad›r. Phone- foklar›n aras›nda sakland›klar› ve birden ç›karak Pro- ma, büyük olas›l›kla bu ak›nt›n›n sesidir (s.119, 216, teus’u s›k›flt›rd›klar› sahil, büyük olas›l›kla Pigeons 217). Grotto sahilleridir. Menelaos’un bu s›rada okyanusta 43. Kyparodes: Buradan sonra Leosthenion (‹stin- (Hint Okyanusu) olmad›¤›, Eidothoe’nin flu sözle- ye) gelmekteydi (s.122). rinden anlafl›l›r: “ç›kar dalgalar›n s›rt›na denizin ya- 44. Hekate Tap›na¤› (s.122). lan bilmez ihtiyar› / ... / Alacal› enginde ç›k›p sürüy- 45. Lasthenes Koyu: Gyllius’a göre, Leosthenes’in le yatarlar çevresine”40 (‹stinye Koyu) de¤iflik flekilde söyleniflidir. Yine ona Böylece Odysseia’dan ö¤reniyoruz, ‹stanbul Bo- göre buras›, “Yafll›lar Liman›”d›r (s.124, 125).42 ¤az›’ndaki yafll› deniz adam› heykelinin, asl›nda bir 46. Leosthenion: Sosthenion, Sthenion olarak an›- fok bal›¤› heykeli oldu¤unu. lan bölge. Bugünkü ‹stinye (s.121, 124). 34. Parabolos: Buras›, Procopius’un “Constantino- 47. Leosthenes deresi (s.129). polis Büyük Üçgeni”41 teoremindeki “ABC” üçgeni- 48. Neokhorion: Yeniköy (s.126).43 nin parabolünü oluflturup oluflturmad›¤› araflt›rmaya 49. Hestiai: Hestiai ve Hermaion burunlar› taraf›n- de¤erdir. fiayet, araflt›rma sonucu olumlu ç›karsa, dan çevrilmifl bölge (s.106, 107). Procopius’un teorisi netlik kazanacakt›r (s.98). 50. Hestiai Burnu*: Burun önündeki orta bükün- 35. : Gyllius’a göre, “Kam›fl” anlam›ndayd› tü, khelai dercesine “khalai” olarak adland›r›lmaktay- (s.98). d›. Bize göre buras›, eskiden Heraion (Hieron-Iuli- 36. Bythias*: Gyllius’a göre Vitalianus ve Marinos anus-Sophia-Nea Limen-Portus Novus) olarak an›- aras›nda geçen Bytharia Savafl›’n›n yap›ld›¤› lan Kontoskalion Liman›’d›r (s.44, 107, 109). yerdir. Kleidion ve Hestiai burunlar›n›n karfl›l›kl› gö- 51. Kommarodes: Kocayemifllik (s.126). rüfl alanlar›n› etkilemeyen Bakka’n›n (Bakkhos Bur- 52. Kommaros Ormanlar› (s.127). nu) ay›rd›¤› iki koy olan Demetrios ve Mikhaelion 53. Bakkhos Kayalar›: Dikaia Kayas›. Thermemeria koylar›n› da içine al›r. Yine Gyllius’a göre ‹sis’in Bak- (Yaz›n S›cak Günleri) denilen yer (s.127). kas› burada bulunuyordu. Bize göreyse Bakka Burnu 54. Pithekos: Pithekos Limen. Gyllius’a göre “may- Topoi’nin do¤usundaki burundur. Procopius’un an- mun” veya “cüce” anlamlar›ndayd› (s.127, 128).44 lat›lar›na göre, biri Byzantion surlar›n›n içinde, di- 55. Libadon: Libadion, çimenlik (s.128). ¤erleri ise Ah›rkap›’n›n (Sterkoraria Pyle-Basileios, 56. Eudios Kalos: ‹yi korunakl› (s.127). Basileia Pyle) bat›s›nda kalan iki Arkhangelos Mikha- 57. Pharmakias: Therapeia, bugünkü Tarabya Koyu el Kilisesi’nin varl›¤› nedeniyle “Mikhaelion” olarak (s.127). an›lan bölgenin, Topoi’ye bakan girintisi “Mikhaeli- 58. Dialithra Vadisi: Bosporos’un buradaki ak›nt› on Koyu”, sonralar› Hagios Demetrios Pyle olarak dönmesi nedeniyle, Dionysios’un dedi¤i gibi, “kle- an›lm›fl olan Thraikiai Pyle’nin güneyindeki hafif gi- ithra” (kilitler) veya “kleidia” (anahtarlar) benzetme- rintili koy ise “Demetrios Koyu” adlar›n› tafl›m›fl ol- si nedeniyle, Kleithra olarak da bilinirdi (s.134). mal›d›r (s.98, 99). 59. Katergo: Kad›rga (s.128). 37. Mikhaelion koyu*: Gyllius Mikhaelion Kö- 60. Kalos Argos: Gyllius’a göre Kalos Abros, “Gü- yü’ne gitti¤inden bahsetmekte, fakat buran›n tasviri- zel K›r” anlam›nda. Bize göre ise, Argonaut’lar›n k›r- ni yapmadan, Procopius’un Iustinianus taraf›ndan l›k alan› be¤enip Argos’u k›y›ya ba¤layarak k›sa bir

98 mimar•ist 2011/1 KENT ARKEOLOJ‹S‹ mola verdikleri ve bura yerlefliklerince ona “Güzel (Efesliler’in Liman›) ile karfl›l›kl› (s.189). Argos” dedikleri Büyükdere olmal›d›r (s.138). 110. Mankipion: F›r›n. Dionysios’a göre eski ad› 61. Linon Vadisi (s.128). Panteikhion (Pantikhion), yani, “Tümüyle Duvar”d›. 62. Bathykolpos Deresi: Kalos Argos. Büyükdere Di¤er Panteikhion Kad›köy’de Pendik’tir (s.189, (s.138). 190). 63. Bathykolpos koyu: Derin Koy ya da “Lanetli 111. Dios Sacra: Iuppiter (Zeus) Hieronu. Planktai Monokolos”45 olarak da an›lan bugünkü Büyükdere (Gezen Kayalar). Kyaneai veya Dios Akra. Bir Zeus semti (s.43, 130, 206). ya da öteki Zeus olan Poseidon Suna¤›. Gyllius’a gö- 64. Saron Burnu (s.137, 138). re, burnun dar s›rt›nda Zeus ya da Hermes Suna¤› di- 65. Saron Suna¤› (s.137). kilmifl olabilir. Myrileos koyu karfl›s›ndad›r (s.31, 32, 66. Simas Burnu: “Bafltan ç›kar›c› Aphrodite Hey- 189). keli”nin bulundu¤u burun. Gyllius’a göre, Megaral› 112. Khelai’ler (s.191). fahifle “Simaitha”dan46 k›salt›larak “Simas”a dönüfl- 113. Hieron: Mauro Molos. Bugünkü Anadolu Ka- müfl bir isim (s.141). va¤›. 12 tanr›ya adanm›fl kutsal Hieron. Gyllius,”Hi- 67. Petra Dikaia: Gyllius’a göre “haktan›r, dürüst” erona Latinler ‘Fanum’ der” demektedir (s.145, anlam›na gelmektedir (s.134). 193, 194, 202). 68. Skletrinas Koyu: Sar›yer Koyu (s.141). 114. Argyronikon burnu*: Argyronion (para) 69. Skletrinas Deresi: Sar›yer Deresi (s.142).47 (s.205, 208). 115. Herakles’in Klinesi: Döflek. Tabut (s.206). Anadolu K›y›lar› 116. Sykia koyu: Monokolos52 olarak da adland›r›l- 97. Atroparion Kayal›¤›: a troparion (a tropãri- m›flt›r. Koyun yak›n›ndaki incir a¤ac›ndan (sykia) do- on)48 Bosporos a¤z›ndan üç mil ötede (s.175). lay› bu ad› alm›flt›. Gyllius’a göre Argyronion’un* 98. Pera Kayal›¤› (s.176). güneyindedir (s.205, 208). 99. deresi: Gyllius’a göre, ‹skenderiyeli Di- 117. Nymphaion: Çeflme (s.206). onysios Rhebas; Orpheos Rhebanos; Rhodoslu Apol- 118. Amykos Liman›: Gyllius’a göre, Daphne lonios ise Rhebas veya Rhebeos demektedir. Bugünkü Psykhonous, Daphne Mainomene, Daphne Phaino- Riva deresi (s. 175, 176). mene olarak da adland›r›lm›flt› (s.92, 161, 206, 212). 100. Krommyon Kayas›: Rhebas deresi a¤z›ndaki 119. Amaia veya Amia: Bugünkü Beykoz semti. Kolone (Sivri Kaya) (s.177). Turkos burnu ve koyu. Gyllius’un burada bahsetti¤i 101. Phanos: Pharos. Phanarion. Sekizgen kule çay, eski Kavakl›dere veya Ay› deresi olabilir. Amia ya (s.165). da Lamia olarak da geçmektedir (s.209). 102. Ankyreion burnu: Gyllius’a göre, eteklerinde 120. Aetorekhos burnu: Aietou Rhynkhos (Kartal Media (Medlerin) kulesi vard›. Yeni ad›yla “Psomi- Gagas›) olarak da bilinir (s.207). on” (Ekmek Lokmas›) olarak da bilinir (s.166). 121. Moukaporis: Çok derin ve iyi bir liman 103. Hagios Sideros koyu: Gyllius’a göre, “- (s.207). ros” ad› “çapa”dan ileri geliyor. Iason tafltan yap›l›p 122. Gronykhia K›rsal› (s.207). eskimifl çapas›n› burada b›rakm›flt› (s. 180). 123. Sardacus: Önceki ad› Kyklaminos’tu. Daha 104. Kolkhisli Medeia’n›n49 Pyrgos’u50 denilen sonralar› Çardak ve Sultaniye olarak adland›r›lm›flt›r. yuvarlak kaya (s. 178, 186, 187). “Mermer ‹skele” olarak da bilinirdi (s.212, 214). 105. Ampelodes koyu (s.186).51 124. Stridos burnu: Gyllius, “Strider”in g›c›rt› an- 106. Asya Kyaneai’› (s.166). lam›na geldi¤ini, ancak “Stridos” ad›n›n daha çok 107. Kalogreas Kayal›¤›: Ampelodes’i güneyden Stridia, yani istiridyeden geldi¤ini ifade ediyor kuflatan burundan sonra her yan› denizle çevrili kaya- (s.214). l›k uç. Gyllius’a göre, rahibeye benzeyen biçiminden 125. Kastakion koyu: Gyllius’un dedi¤i gibi, güne- dolay› “Kalogreas” denmifl. Do¤udan bat› yönünde yindeki burun, gerçekten iki boynuzunu öne ç›kara- bak›ld›¤›nda, bafl ve kollar›na örtülü çarflafa benzer rak, koyu güneyden kapatmaktad›r.(s.214). k›yafetiyle, kaba bir haritada bile, bu benzerlik seçile- 126. Büyük Glari (Oksyrrhous): Laros, Glaros; biliyor (s.186). (mart›) adlar›yla an›lan Mart› burnu (s.45, 214). 108. Bosporos zinciri: T›pk› Haliç’teki zincir gibi, 127. Glarion: Plaka koyu. Oksyrrhous ve Perirrous Karadeniz’den bo¤aza girecek gemilerin kontrolü burunlar› aras›nda kalan düz ve geniflçe olan bir koy için Byzantionlular›n gerdi¤i bir zincirdir. Atinal›lar, (s.214). 1. ve 2. Atik- deniz birli¤ini, büyük olas›l›kla 128. Palodes: Batakl›klar. Khrysokeras’taki batakl›k- Megaral› Byzantionlular›n bu zorlamalar› nedeniyle lar› an›msatmaktad›r. Olas›l›kla, çok ya¤›fll› zamanlar- kurmak zorunda kalm›fllard›r (s.145). da Göksu (Neokastron, Enaretia veya Aretai) deresi- 109. Korakion: Gagas› burnu. Aphosiatis nin tafl›d›¤› yo¤un su nedeniyle oluflmufl olabilir

mimar•ist 2011/1 99 KENT ARKEOLOJ‹S‹

(s.207). (Khrysopolis), denize do¤ru uzanan üç yuvarlak bur- 129. Küçük Glari (Perirrous): Gyllius, halk›n nu, diske benzetilmifl olabilir (?, s.217). “Moletrina” dedi¤i burun olabilir demektedir. An- 153. burnu: Bous veya BUS olarak da ad- cak, Moletrina bugünkü Kandilli semtidir; Gyllius land›r›lan, bugünkü Salacak burnu (s.223, 224).61 yan›lm›fl olmal›d›r (s.45, 213, 216). 154. Khrysopolis: Üsküdar (s.217). 130. Manolos koyu: Gyllius’a göre, Hermaion ko- 155. Hermagora Kayna¤›: Hermes’e adanm›fl bir yu orta kenar› ya da Akra Rhoode karfl›s›ndad›r agorada (pazaryeri) bulunan bir kaynak olabilir (?, s. (s.218). 229). 131. Katangeion*: Gyllius’un, Katangeion’un Kas- 156. (s.217). takion koyu ile ayn› oldu¤u konusunda, hemfikir de- 157. Kahraman Eurostos Tap›na¤› (s.229). ¤iliz (s.213). 158. Naulochum: Nausimachium. Naulokhos (Na- 132. Neokastron deresi: Enaretia veya Aretai ola- Êloxhow), ’nin liman kentiydi. Olas›l›kla, geç rak da adland›r›lm›fl olan bugünkü Göksu Deresi dönemde Kad›köy’ün güneyine yerleflen Prieneliler, (s.217). geldikleri yeri unutmayarak, Kalam›fl ya da Fenerbah- 133: Neokastron: Anadolu Hisar› (s.218). çe koylar›nda Kad›köy’e ba¤l› bir liman kenti kurmufl 134. Kormion: Gyllius’a göre, “Küçük a¤aç gövde- olabilirler (s.217). si” anlam›na gelmektedir (s.218). 159. Aphrodite Tap›na¤› (s.229). 135. Moletrina: Bugünkü Kandilli semti (s.44). 160. Apollon Tap›na¤› (s.229). 136. Napli: Küçüksu (s.217). 161. Khalkedon: Kad›köy (s.229).62 137. Naplitikos: Küçüksu Deresi (s.219). 162. Eutropios: Kalam›fl (s.235). 138. Phriksos Liman› (s.213).53 139. Phiela Liman› (s.213). F›rat Düzgüner, Arkeolog 140. Potamonion: Gyllius buras› için, Manolos adl› * Büyük ölçüde Procopius ve Byzantionlu Dionysios’un koy ya da Enaretia deresi olabilir demektedir (s.213, do¤rular›na dayal› tespitler d›fl›nda, Gyllius’un 216).54 yorumlar›nda, bizce kuflkulu ya da yan›lg›ya düfltü¤ü yerler, 141. Nausikleia: Gyllius’a göre halk›n “Napli” de- (*) iflaretiyle gösterilmifltir. Bu iflareti tafl›yan numaradaki di¤i yer olabilir. Biz, kendisiyle ayn› kan›da de¤iliz. yer isimlerine, Gyllius’un yanl›fllar›n› anlayabilmek üzere, yine de haritada yer vermekten kaç›n›lmam›flt›r. Haritan›n, Gyllius’un en küçük bir ses benzerli¤inden ç›karak, bu çerçevede de¤erlendirilmesi öngörülür. bilmeden yapt›¤› tan›mlamalar›n yanl›fl oldu¤u orta- dad›r. Böyle bir fley olsayd›, halk›n bilmesi gerekirdi Notlar: kan›s›nday›z (s.213, 216).55 1. 39-65 y›llar› aras›nda yaflam›fl Romal› flair. Savaflta 142. Ekhaia (s.213). gösterdi¤i kahramanl›klar nedeniyle, Pharsalia olarak da 143. Lykadion koyu: Gyllius’a göre, ad›n› Megaral› bilinir. fiair, tanr›larla ilgili konulardan uzak durmay› tercih biri ya da Kykladion’dan alm›flt›r. Gyllius Kyklades etmifl pek az Latin flairlerinden biridir. Daha çok, tarihsel adalar›ndan gelenleri kastetmifl olmal›d›r. Lykia’dan epik fliirleriyle tan›nm›flt›r. Gyllius, P. (2000) ‹stanbul Bo¤az›, Çev. E. Özbayo¤lu, Eren Yay›nc›l›k, ‹stanbul, gelenleri neden akl›na getirmemifl, bilinmez (s.213). I/III, s.41. 144. Phylake: Sultan›n kulesi (s.98, 220). 2. Sultanahmet ve o zamanlar “Prookhthoi” (Brokhoi - 56 145. Khrysokeramos: Kuzguncuk (s.44). Prookhethoi, Prooxhyo¤) olarak an›lan Cankurtaran 146. Khrysokeramos deresi (s.221). semtleri. Gyllius’un Anaplous’un yeri hakk›ndaki çeliflkileri 147. Stauros: ‹stavroz, haç, günefl çark›. Bugünkü için Bkz. Gyllius, a.g.e., II/X, s.102. Focus dergisi eski yaz› Beylerbeyi (s.42, 221). iflleri müdürü say›n Ali Ifl›ngör küçüklü¤ünde, bal›kç›l›¤a merakl› babas›n›n, 1960’lara kadar ‹stanbul bal›kç›lar›yla 148. Nagalon burnu: Stauros’u çevreleyen burun konuflurken, Sultanahmet ve Cankurtaran civarlar› için (s.221). “Anaplous” (ãnapl°v) dediklerini çok aç›k bir flekilde 149. Kikonion: Gyllius’a göre, Cecri ve Kenkhiras hat›rlad›¤›n› ifade etmifltir. Di¤er taraftan, Kataplous olarak da bilinirdi (s.216).57 (katapl°v - katapleo) hakk›nda da, ‹stanbul Arkeoloji Müzeleri’nden arkeolog Tahsin Sezer’den bilgi edindik. 150. Blabe Kayas› (Adas›): ‹ki kayadan oluflmak- Her iki dostuma da bu vesileyle teflekkürlerimi sunmay› bir tayd›. K›z Kulesi [Arkula (Arkla, Arcula)],58 olas›- borç bilirim. Bkz. Düzgüner, F. (2004) Iustinianus l›kla bu kayalar (ada) üzerinde infla edilmifltir Dönemi’nde ‹stanbul’da Yap›lar, Procopius’un Birinci (s.215).59 Kitab›n›n analizi, Arkeoloji ve Sanat Yay›nlar›, ‹stanbul, s.42, 43, 48, 51-54. §n t« Anãplv. Müller-Wiener (2001) 151. Akrai Rhoizoisai: Akra Rhoode’den bafllay›p ‹stanbul’un Tarihsel Topografyas›, Yap› Kredi Yay›nlar›, Byzantion ve Propontis’e do¤ru ilerleyen h›zl› bo¤az ‹stanbul, s.235. ak›nt›s› ve bu ak›nt›n›n Üsküdar civar›nda vard›¤› bu- 3. Antik dönem Bo¤az haritas› için Bkz. Düzgüner, F. run (s.216, 217).60 (2009), “Garipçe Köyü (Liknias) ve Gypopolis Tepesi”, 152. Diskoi: Diskler. Karaköy (Sykai), Sarayburnu Mimar.ist, Say›: 32, s.104. Makalede, Bo¤az’daki yer (Bosporos Akra- Eugenios Akra) ve Üsküdar’›n isimleriyle ilgili olarak, 93 ve 95 numaralarda sehven

100 mimar•ist 2011/1 KENT ARKEOLOJ‹S‹ kar›fl›kl›k olmufltur. 93 numaral› noktay› “Terkos gölü”; 95 kleithra, Sarayburnu’nda da vard›r. numaray› da “Myrileos deresi” olarak düzeltiriz. 23. Düzgüner, F. (2005) Mimar.ist, Say›: 18, s.114, 115, 4. Çal›flmalar s›ras›nda, Procopius’un anlat›lar›na göre, Fig.7. Bosporos II’den öteye gitmeyen, Bosporos I ve III 24. Amphiaraos, Antik ça¤da Zeus ve Apollon taraf›ndan k›y›lar›yla, Byzantionlu Dionysios’un anlat›lar› esas tutulan, de¤er gören bir kâhindi. Oecles ve al›nm›flt›r. Bu çerçevede, takip edilen k›y›, koy ve Hypermnestra’n›n o¤lu, Eriphyle’nin kocas›d›r. Kehanet burunlar›n her anlat›m› sonunda, Hieron’dan (Heraion- hünerini ona Zeus vermiflti. Kontoskalion-Kad›rga) bafllay›p Eutropios’ta sona eren Bo¤az gezimizde, günümüzdeki yerleflim noktalar›ndaki 25. Byzantion’un koloni kurucular›ndand›r. adres ve co¤rafi tan›mlara tam olarak varmam›z, 26. Bolo, tek yüzlü uzun bir çeflit b›çakt›r. “Bolos” olarak anlat›lardaki dakiklik, dolay›s›yla bilgilerdeki do¤rulu¤a geçen ço¤ul isim, burada yer alan pek çok kayan›n, b›çak iflaret etmektedir. Bu ba¤lamda, flimdiye kadar antik gibi keskin uçlar›ndan kaynaklanm›fl olmal›d›r. isimleri konmufl baz› yerleflim birimlerinin adlar›n›n yanl›fl 27. Günümüzde Karaköy olarak an›lan bölge. ‹stiridye oldu¤u ortaya ç›kabilir. Bunlardan bir bölümünün anlam›ndad›r. do¤rulu¤u ise kesinlik kazanmaktad›r. Bosporos I-III (Üç Bo¤az) için Bkz. Düzgüner, a.g.e., s.5-11, Fig.9. 28. Procopius, a.g.e., s.38, md.25. 5. Gyllius, P. (2000) ‹stanbul Bo¤az›, Çev. E. Özbayo¤lu, 29. Procopius, a.g.e., s.38, 39, md.26. Düzgüner, ID‹Y- Eren Yay›nc›l›k, ‹stanbul. PBKA., s.20, Fig.21. 6. Sur içi ve Haliç (Khrysokeras) k›y›lar› daha önceki 30. Spantonina’n›n, haritada yer darl›¤› nedeniyle çal›flmalarda ortaya konmufltu. Düzgüner, a.g.e., s.19, 20, gösterdi¤imiz yerden çok daha afla¤›da, Sykai’nin bat›s›nda Fig.19-22. Düzgüner, F. (2006) “‹stanbul Sultanahmet’te olmas› gerekir. “Span” kelimesinin halat, zincir Bizans Dönemi Saray, An›t ve Limanlar› ile Altyap› anlamlar›ndan, Buras›n›n Haliç’i kesen zincirlerin Çal›flmalar›”, Mimar.ist, Say›: 20, s.89-92. Düzgüner, F. ba¤land›¤› bir yer oldu¤u anlafl›l›yor. (2006) Mimar.ist, Say›: 21, s.91-102. Düzgüner, F. 31. Aias mitolojide, Telamonios ve Eriboea’n›n o¤ludur. (2005) “Byzantion’un Yedi Eko Kulesi ve Uç Kaleler”, Akhilleos’tan sonra Akha’lar›n en yi¤idi, Salamislilerin Mimar.ist, Say›: 18, s.109-117. önderidir. Herakles Telamonios’la e¤lenceli, hofl vakit 7. Gyllius, a.g.e., II/VII, s.92, 93. geçirdi¤i bir s›rada, Telamonios’un bir o¤lu olmas› için tanr›lara dua eder. Tam bu s›rada, Zeus bir kehanette 8. Gyllius, a.g.e., II/X, s.101. bulunur ve bunun göstergesi olarak onu, kökeni kartaldan 9. Gyllius, a.g.e., III/VII, s.216. gelen Aias ad›yla kutsar. Yani Aias, aetos’tur. Söylenceye 10. Pasinli, A. (2001) “‘Pittakia ve Magnum Palatium- göre Aias ayn› zamanda, Troia savafl›nda, Yunan Büyük Saray’ Bölgesinde 1999 Y›l› Kaz› Çal›flmalar› (Eski ordusunun en görkemli kahramanlar›ndan biriydi. Yine Sultanahmet Cezaevi Bahçesi)”, X. MÇKKS., Kültür söylenceye göre, en yayg›n hikâyelerinden biri flöyledir: Bakanl›¤› Milli Kütüphane Bas›mevi, Ankara, s.96, Çiz.3, Odysseus Akhilleos’un silahlar›na yenilip ona ödül 4, s.45, Çiz.6. bahfledildi¤inde, Akhilleos’a duydu¤u k›skançl›k yüzünden kendisini öldürmek istemifltir. Aias, sonunda denizde 11. At Meydan›, Sultanahmet. bo¤ulmufltu. Zira ölümsüz ve denizlerin hükmedicisi 12. Bu burun daha sonralar› “Bosporos Akra” ve Poseidaon, bir taraftan kendisiyle alay eden, di¤er taraftan “Eugenio>u