ULUSLARARASI BALKANLARDA TÜRK V ARLIGI SEMPOZYUMU - II

BiLDiRiLER

ll. CİLT

Y ayına Hazırlayan:

Yrd.Doç.Dr. Ünal ŞENEL T.C CELAL BAY AR ill-1VERSİTESİ Manisa Yöresi Tüd{ Tarih ve Kültürünü Araştırma ve Uygulama Merkezi

Celal Bayar Üniversitesi Yayını Manisa 2010

ULUSLARARASI BALKANLARDA TÜRK V ARLIGI SEMPOZYUMU-Il BİLDİRİLER ll. Cilt

Yayma Hazırlayan: Yrd.Doç.Dr.Ünal ŞENEL

© Celal Bayar Üniversitesi

iSBN 978~975 ~ 8628-13- 1 978-975-8628-15-5

• Bu. kitapta yer alan bildirilerdeki bilgi, fıkir ve hükümlerin yanısıra kullanılan dile iJişk:in tüm sorumluluk sadece bildiri sahiplerine aittir.

B askı: Celal Bayar Üniversitesi Matbaası

Manisa2010 SOFYA'dald SOFU MEHMED PAŞA CAMİSİ (KARA CAMİ)'nin

KİLİSEYE DÖNÜŞTÜRÜLMEsr

Aşkın Koyuncu•• Sofya'daki Kara Cami'nin kiliseye çevrilmesi meselesi münferit olarak bir İslam mabedinin Hıristiyan mabedine dönüştüriilmesinden çok Bulgaristan'da Osmanlı mirasının tasfiyesi bağlamında ele alınması gereken bir konudur. Balkanlarda ulus devletlerin kuruluşu, Osmanlı geçmişi ile büyük bir kopuş yaşanmasına ve siyasi, idan, sosyal, ekonomik, kültürel, demografik ve dini alanlara nüfuz eden Osmanlı mirasının reddedilmesine sebep olmuştur. 1 Nitekim 1878'de özerk bir prenslik olarak kurulan Bulgaristan'da da saf bir ulusal kimlik inşası ve Hıristiyan Bulgar kültürünün ikamesi sürecinde Osmanlı mirasının tasfiyesi Avrupalıtaşmanın ön koşulu olarak algılanmış ve Bulgar modemleşme si en başından bir "deosmanizatsiya (Osmanlılıktan arınma)" hareketi şeklinde gelişmiştir? Bu hareket en çok maddi kültür varlıklarının tasfiyesinde kendisini göstermiş ve şehirlerin fiziksel yapısı, mimarisi ve görünümü Osmanlı sorırasında hızlı bir değişim sürecine girmiştir. 3 Kara Cami'nin kaderinde de bu anlay ı ş belirleyici olmuştur.

Şehirler kimliklerini hakim devletin ideolojisinden ve üzerinde yaşayan insanların kültür ve medeniyetinden alırlar. Nitekim Osmanlı döneminde inşa edilen ve vakıflar sayesinde yaşatılan sivil ve dini yapıtarla Balkan şehirlerinin çehresi ve siluetlen değişerek İslami, oryantal bir görünüm kazanmıştı. Cami, mescit ve minareler, medrese, tekke, zaviye, türbe, mektep, imaret, hamam, konak, çeşme, bedesten, han, kervansaray, köprü vb. eserlerin yanı sıra, eurobalı veya tek katlı ahşap ve kerpiç evleri; dar, dolambaçlı ve çıkmaz sokak ları ; külliye, çarşı ve mezarlıkları ile yeşillikler içinde uzaktan bakıldığında bo ş bir manzara sunan, fakat bakımsız ve genel anlamda modern bir plandan yoksun olan ve dini cemaatterin cami, kilise ve havraların etrafında kümelenerek farklı mahallelerde yaşadıklan Bulgaristan şehirleri, diğe r Balkan şehirleri gibi Osmanlı şehrinin bütün

• Bu bildiri yazann Prof. Dr. Bahaeddin Yediyıldız danışınanhğında hazırladığı Balkanlarda Dtinüşüm, Milli Devletler ve Osmanlı Mirasının Tasfıyesi: Bulgaristan Örneği (1878-1913) (Hacettepe Üniversitesi, Sosyal BilimJcr Enstitüsü, Ankara, Aralık 2005.) başlıklı doktora tezinden çeşitli ilave ve degişikliklerle üretilmiştir. •• Yrd.Doç.Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü. ı Bu konuda geniş bilgi için bkz. Maıia Todorova, "Balkanlar' daki Osmanlı Mirası", L. Cari Brown (Ed.), Imparatorluk Mirası, Balkanlarda ve Ortadoğu'da Osmanlı Damgası, Çev. Gül Ça~ah Güven, İletişim Yayın lan, İstanbul , 2000, s. 70-1 I 2. 2 Bemard Lory, Sıdbata na osrrıanskoto nasledstvo: Bılgars!«ıta gradska kultura, 1878-1900, pre. Lilina Yanakieva, Anıisitia, Sofıya, 2002, s. 7-8. 3 Geniş bilgi için bkz. Aşkın Koyuncu, "Bulgaristan'da Osmanlı Maddi Kültür Mirasının Tasfiyesi (1878-1908)", OTAM. S. 20, GUz 2006, s. 197-243. . 129 özelliklerini taşıyordu.4 Osmanlı şehirlerinin fiziki altyapısı modernizm öncesi şehireilik ve sosyal yaşamını yansıtıyordu. Bu nedenle Balkanlarda kurulan ulus­ devletlerde şehirlerin yeniden inşası pratik, fonksiyonel ve ideolojik sebeplerle modernleşme programlarının temelini teşkil etti. Balkan ulus-devletleri yalnızca üretiın ve ekonomik gelişmeyi teşvik amacıyla değil, aynı zamanda Osmanlı hakimiyetinin bütün izlerini silerek ulusal kimliği vurgulamak için adeta şehirleri yeni baştan inşa ettiler. 5 Mesela, yalıuzca 1878-1885 yılları arasında Bulgaristan . Prensliği'nde 26, Şarki Rumeli'de ise 10 şehirde Avusturyalı, Alman, Çek, Rus ve Fransız mimar ve mühendisler tarafından hazırlanan modem tanzim planları yürürlüğe kondu. 6 Külliye, çarşı, mahalle merkezli şehirler yerine idari ve ticari merkezlerin olduğu meydanlara çıkan ızgara temelli, geniş bulvar, cadde ve so kaldardan oluşan modern şehirler inşa etme arzusu 1878 'den itibaren Bulgaristan' da sayısız Osmanlı eserini silip süpürdü. 7 Aslında Bulgaristan şehirlerinde "ilk imar ve ıslah çalışmaları" ve Osmanlı mirasının tasfiyesi Rus orduları ve gönüllü Bulgarlar tarafından daha 93 Harbi esnasında başlatılmış ve gerek muharebeler sırasında, gerekse Rusların Bulgaristan' dan çekildiği 1879 Temmuzuna kadar Vidin, Niğbolu, Ziştovi, Rusçuk, Razgrad, Sofya, Filibe, Eski Zağra, Yeni Zağra, Kızanlık, Yanbolu vs. yerlerde çok sayıda cami, mescit, medrese, mektep, mezarlık, vb. eserler tahrip ve ibrak edilmişti. 8

Savaştan sonra Bulgar hükümetleri tarafından yürütülen imar ve yıkım faaliyetlerinden en çok camiler etkilendi. Bemard Loıy'ye göre Bulgaristan'da Osmanlı Devleti'nden tevarüs edilen binalar içinde "camiler yüksek minareleri ile kiliselerin genellikle çan kulesinden mahrum olduğu şehirlerin üzerinde yükseliyorlar ve Bulgarların beş yüzyıl boyunca maruz kaldıkları dinsel ve sosyal ayrımcılığın sembolü olarak görülüyorlardı ". 9 Bu algı, Avrupa tarzı şehirler inşa etmek amacıyla öncelikle camiierin "tanzim planlarına" dahil edilerek bir vesile ile

4 Loıy, a.g.e., s. 99; Bazidar Jezernik, "Westem Perceptions of Turkish Towns in the Balkans", Urban History, Vol. 25, No. 2, 1998, pp. 212-213; Koyuncu, a.g.m., s. 207-208. Osmanlı şehri hakkında bkz. Fatma Acun, "A Portrait of the Ottoman Cities", Etudes Balkaniques, 2001, No. 4, pp. 116-140. 5 Alexandra Yerolympos, "A new city for a new state. City planning and the formatian of national identity in the Balkans (1820s-1920s)", Planning Perspectives, Vol. 8, No. 3, 1993, pp. 235-236. 6 Lory, a.g.e., s. 101; Yerolyınpos, a.g.m., s. 248, 257n4S; Koyuncu, a.g.m., s. 217. 7 Stephen. Lewis, "The Ottomao Architectural Patriınony of ", Electronic Journal of Oriental Studies, IV, 2001 [M. Kiel, N. Landman & H. Theunissen (Eds.), Proceedings oj the llth International Congress oj Turkish Art, Utrecht- The Netherlands, August 23-28, 1999], No. 30, p. 3. 8 Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Yıldız, Sadiiret HususiMaruzat Evrakı (Y.A.HUS), No. 163/61 (lS Aralık 1879); BOA, Sadaret, Rumeli-i Şarki Evrakı (A.MTZ.RŞ), No. 9/6, Jef 90 (25 Haziran 1885); BOA, Sadaret, Bulgaristan (A.MTZ.04), No. 24/39, lef 192 (23 Nisan 1889); Mahir Aydın, Şarki Rumeli Vilayeti, Türk Tarih Kurumu, Ankara 1992, s. 212; Ömer Turan, "1877-1878 Osmanlı ­ Rus Savaşında Filibe'de Yıkılan Osmanlı Eserlerine Dair Bir İngiliz Belgesi", Kubbealtı Aleademi Mecmuası, Yıi2S, S. 4, 1996, s. 243-244; Aynı yazar, The Turkish Minority in Bulgaria (1878-1908), Türk Tarih Kummu, Ankara 1998, 191-201; Aynı yazar, "1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'nın Bulgaristan'daki Ttirk Varlığına ve Mimari Eserlerine Etkisi", Azize A. Yasa - Zeynep Zafer (Ed.), Balkanlarda Külti.Jrel Etkileşim ve Türk Mimarisi Sempozyumu, Şumnu, 17-19 Mayıs 2000: Bildiriler, C. 2, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara 2001, s. 769-770; Loıy, a.g.e., s. 105-109. 9 Loıy, a.g.e., s. 105. 130 yıkılınaya başlanmasına sebep oldu. Bir başka uygulama camiierin kiliseye çevrilmesiydi. Özellikle Osmanlı döneminde ldliseden tahvil edilen camiler için bu uygulama kaçımlmazclı. Camiler bazı hallerde yalnızca minareleri yıkılarak depo, müze, matbaa, hastane, kütüphane, hapishane, cephanelik vb. amaçlarla kullanıma uygun hale getiriliyordu. Şehirlerin modernleştirilmesi sürecinde Berlin Antlaşmasının 12. maddesine10 ayları olarak cami, mescit ve minarelerin yanısıra O smanlı dönemini hatırlatan medrese, tekke, zaviye, dergah, mezarlık, türbe, bedesten, han, kervansaray, hamam vb. eserlerle bunlann yaşamasım temin eden vakıf dükkanlar belediye imar planıanna dahil edilerek istimlak edildi ve yoUann genişletilmesi, park, bahçe, meydan vs. yapımı gibi amaçlarla tasfiye edildi. 11 Diğer bir uygulama göçlerle Türk nüfusun azalması ve vakıf gelirlerine el konulmasından dolayı bakımsız kalan ve zamamn. tahribatma bırakılan Osmanlı eserlerinin bir süre sonra "müşrif-i harab" ve "mail-i inhidam" olduklan bahanesiyle ile belediye emlak kanunu gerekçe gösterilerek yerel yönetimler tarafından yıkılmasıydı . 12 Bu uygulamalar Bulgar devlet adamlanmn ülkelerinin Hıristiyan Bulgar karakterini öne çıkarmak için yürüttükleri pilinçli bir politikanın sonucuydu. Bir başka ifade ile Bulgaristan şehirlerinin kimliği ulus-devletin temsil ettiği ideoloji, kültür ve medeniyete uyarlanmaya çalışılıyordu.

Bağımsızlık sonrasında Sofya'da imar ve yıkım faaliyetleri

1878 öncesinde 4ı cami, 3 mescit, 15 kilise ve hayra, 3 medrese, ll mektep, 2 hamam, 5 kaplıca, 5 türbe, 3 han, 8 tekke, 1 dergah,· 2 zaviye, ı kütüphane ve ı hükümet konağı bulunan ve çarşıları, mahallelerj ve dar sokakları ile tipik bir Osmanlı şehri görünümünde olan Sofya, Bulgaristan' da Osmanlı mimari mirasının kaderinin anlaşılması bakımından önemli bir örnektir.13 Çünkü ulusal kimliğin vitrini ve Bulgaristan'ın Batıya açılan penceresi telakki edilen ve

10 Berlin Antlaşmasının 12. maddesi Bulgaristan'da kalan vakıflar ve ıniri emlak meselesini iki yıl içinde çözmek üzere Türk ve Bulgar temsilcilerinden oluşan bir komisyon kurulmasını öngörüyordu. 13 Nisan 1880·20 Şubat 1885 tarihleri arasında yapılan 83 oturumda tarafların anlaşamaması iızerine müzakereler tatil edildi ve Bulgaristan'da kalan vakıf ve miri emlak meselesi ancak Bulgaristan'ın bağımsızlığını ilan etmesinden soma 9 Nisan 1909'da imzalanan protokolle çözülebildi. Buna rağmen Bulgar hükümetleri miri ve vakıf eserlerini ve bunlara bağlı emlak ve dükkanıarı tek taraflı olarak tasarruf ederek yıkım, kiraya verme, satış ve başka amaçlarla kullanma hakkını saklı tuttu. Mehmet İpşirli; ''Bulgaristan'daki Türk Vakıflarının Durumu (XX. Yüzyıl Başlan)" , Belleten, C. LID, S. 207- 208, 1989, s. 679-707; Ömer Turan, The Turldsh Minority in Bulgaria, s. 201-205; Aynı yazar, "Bulgaristan'da Türk Vakıfları", Ali Çaksu (Ed.), Balkanlar'da islam Medeniyeti Milletlerarası Sempozyumu Tebliğleri (21- 23 Nisan, 2000, Sofya), IRCICA, !stanbul2002, s. 199-211. 11 BOA, A.MTZ.04, No. 107/38, lef 5 (17 Ağustos 1902); BOA, A.MTZ.04, No. 132/38, lef 1, 2 (12 Temmuz 1905); BOA, Yıldız, Esas Eyrakı (Y.EE), No. 136/24, Lef 1, 2 (17 Ağustos 1902)~ İpşirli, a.g.m., s. 688-691; Aydın, Şarki Rumeli Vilayeti, s. 211-212; Aynı yazar, Osmanlı Eya/etinden Üçüncü Bulgar Çarlığına, Kitabevi, İstanbull996, s. 160; Turan, "Bulgaristan'da Türk Vakıflan", s. 207-210. 12 Koyuncu, a.g.ın., s. 216-217. . 13 BOA, Y.EE, No. 34/47, tarihsiz; BOA, Y.EE, No. 136/24, lef 1 (8 Haziran 1902); İpşirli, a.g.m., s. 683,688. 131 oryantal görünümünden anndırılmak istenen Sofya, Rus, Avusturyalı, Çek ve Fransız mimarlar tarafından yaklaşık 30 yılda modem bir kent olarak adeta yeni baştan inşa edilmiştir. Aslında Sofya'da modem şehireilik uygulamaları Mithat Paşa'nın Tuna Vilayeti valiliği döneminde başlamıştı. Mithat Paşa, Banya Başı Camisi (Kadı Seyfullah Efendi Camisi) ile karşısındaki çarşı arasında bulunan meydanda birleşen İstanbul, Orhaniye, Lom, Köstendil ve Vitoşa bulvarlarını inşa etmişti. Onun yıldız şeklindeki beş bulvar üzerine leurulu imar plaıo.ı, bağımsızlıktan 14 sonra Sofya şehir planının temelini teşkil etti. ·

Sofya'nın ilk imar planı müteselsil olarak Rus Nikolay Kopitkin (1878), 5 Sofya Baş mimarı Çek Anton Kolar (1878i , Çek Jiri Proşek (1878-1879) ile belediye mimarı Çek Vatsislav Roubal ve Fransız S. Amadier (1879-1880) tarafından hazırlandı. Amadier'in son şeklini verdiği Sofya planı, 10 Nisan 1880'de Prens Aleksandır Batenberg tarafından onaylandı. 16 Bu plana göre Osmanlı dönemi Sofya'sı Amerikan tarzı ızgara temelli 12, 15 ve 25 m.lik sokak, cadde ve bulvarlada Viyana üslubu ile yeniden inşa edilecekti. 1878-1893 yıllan arasında Sofya'da uygulamaya konulan Batenberg planı, Dimitır Petk.ov'un belediye başkanlığı döneminde (1888-1893) büyük ölçüde tamamlandı. Petkov'un direktiileri doğrultusunda 1892'de Bulgar mimar Aleksandır Naçev, Amedier tarafından tamamlanan ilk imar planını güncelledi. Petkov planı olarak anılan bu plan küçük değişikliklerle 19 12 yılına kadar yürürlükte kaldı. 17

Sofya'da Osmanlı eserlerinin yılarnı geçici Rus idaresi döneminde başladı. Aleksandr Mosolov'un anılarında belirttiği üzere Sofya'daki "Minare Ormanı "ndan ıstırap duyan Rus komiseri Dondukov, 1878 Aralığında fırtınalı bir gecede yaverlerine verdiği emirle gök gürültüleri arasında içlerinde Gül Carnisi, Mahmud Paşa Camisi (Cami-i Kebir) ve Kara Cami'nin minarelerinin de bulunduğu yedi minareyi dinamitle havaya uçurtinuş ve bir haftada yıkılan minare

14 Loıy, a.g.e., s. 100, 103; Yero1ympos, a.g.m., s. 248. . 15 3 Mayıs 1878'de şehir miman tayin edilen ve şehri temizleme görevi verilen Kolar, Ağustos ve Eylül aylannda 3106 haneli Sofya'da 870 Türk evini yıktı. Radoslav Mihaylov, "Pırviyat plan", Serdi/ca, No. 9/10, 1941, s. 32; Loıy, a.g.e., s. 100; Yerolympos, a.g.m., s. 248. 16 Bulgar kaynakları Sofya şehir planım hazırlayan mühendis ve mimarlar hakkında birbiriyle çelişen bitgiler vennektedir. Ancak, imar planınm parça parça tamamlandığ1 anlaşılmaktad!f. Mihay1ov, a.g.m., s. 32; Dobrina Jeleva-Martins, "Gradoustroystveno p1anirane i istoriçeski kontekst", İstoriçesko Bıdeşte, No. 1-2, 2005, s. 96-110; Atanas Kovaçev, Zelenata sistema na Sofiya: Urbanistiçni aspekti, Pensoft, Sofıya, 2005, s. 61-64; Lüdmil Mihayloviç, Petır Terziev, Petır Dikov, İzmnenie na obşt ustroystven plan na sto/içna obştina, Sofıya, 2009, s. 2; "Sofıya- 127 Godini Stolitsa. Gradoustroystvo i arhitektura: Gradoustroystvena evolutsiya", Sot)ra Belediyesi web sitesi, son ~ncelleme, 2006, son erişim: 24.04.2010; Yerolympos, a.g.m., s. 249. 7 Mihayloviç, Terziev, Dikov, a:.g.e., s. 3; "Gradoustroystvo i arhitektura: Gradoustroystvena evolutsiya", Sot)ra Belediyesi web sitesi, son erişim: 24.04.2010. 132 sayısı onu aşnuştı. 18 Aynı kış, büyük camilerden 8'i ve küçük camiierin çoğu yıkıldı. 19 1879 yılında Sofya' da ayakta kalan 14 camiden 13 'ü bu durumu, büyük bina yokluğundan askeri amaçlara tahsis edilmesine borçlu idi?0 1882 yılı itibariyle Sofya'da ibadet edilebilen tek cami Banya Başı Camisiydi.21

Rusların 1879 Temmuzunda çekilmesinden sonra Bulgar hükümetleri Rus örneğini takiple geriye kalan Osmanlı eserlerini imar planına dahil ederek peyderpey yıktılar. Sofya'da kapsamlı inşaat faaliyetleri, 1880'de şehrin doğu bölümünden başlayarak mahalle mahalle, sistematik şekilde gelişti. İlk etapta Prens Sarayı (eski Osmanlı konağı) ve Sobranya'nın (Narodno Sıbranie/Milli Meclis) · bulunduğu Tsar Osvoboditel (Kurtarıcı Çar) Bulvan, Knyaz Dondukov Bulvan, metruk ve harap Siyavuş Paşa Camisi (sonradan Sv. Sofıya Kilisesi) ile 1882'de inşasına başlanan Sv. Aleksandır Nevski Katedralinin bulunduğu bölgeye ağırlık verildi. 1886'ya doğru çalışmalar, Siyavuş Paşa Camisi (Sv. Sofiya Kilisesi) ve Sofu Mehmet Paşa Camisini (Kara Cami) içine alan Tsar Osvoboditel Bulvarının iki yakasına yayıldı. 1888'de modernleştirme hareketi şehir merkezindeki Osmanlı çarşısını yuttu. Banya Başı Camisine çıkan Tırgovska (Ticaret) Sokağında bulunan Çuhacılar ham da bu sıralarda yıkılmış olmalıdır. 1890'larda imar ve yıkım faaliyeti "Rus Anıtı" çevresine ve Vitoşa Dağı eteğindeki ismi artık Knyajevo (Prens Köyü) olan Bali Efendi Köyü.istikametine doğru kaydı. 22 Bu süreçte Osmanlı döneminden kalma eserlerin neredeyse tamamı yıkıldı. Bulgaristan Komiseri Ali Ferruh Bey'in Sofyalı Hocazade Es-Seyd Mehmet Hüsnü Efendi'ye hazırlattığı 8 Haziran 1902 tarihli rapordan Banya Başı Camisinin marnur ve ibadet edilebilir halde olduğu; Mahmud Paşa Camisinin müze yapıldığı23 ; Sofu Mehmed Paşa Medresesinin hapishane olarak kullanıldığı; belediye tarafından el konulan Lom Caddesindeki Mansur Hoca (Kiremitli) Camisinin harap bir halde bulunduğu; Banya Başı Camisine bitişik Sultan Murad vakfından olan Türk hamamı24 ile Ahi Murad Vakfı hamamının ayakta olduğu anlaşılmaktadır. Keza eskiden kilise olan Gül Camisinin Bulgarların elinde olduğu, yine eskiden kilise olan Siyavuş Paşa Camisinin25 kilise

ıs Al. Mosolov, Bılgariya 1878-1883. Sponıeni, VİS , Sofiya 1936, s. 28'den naklen Lory, a.g.e., s. 106. Caınbazov, bu işi yerine getiren kişinin bizzat Mosolov olduğunu belirtmektedir. (İsmail Cambazov, "Sofya'da Bugünkü Osmanlı Mimari Eserleri", Azize A. Yasa - Zeynep Zafer (Ed.), Balkanlarda Kiiltürel Etkileşim ve Türk Mimarisi Sempozyumu, Şumnu, 17-19 Mayıs 2000: Bildiriler, C. 1, Atatürk KQltür Merkezi Başkanlığı Yayınlan, Ankara 2001, s. 191, 214-216). Nazırska ise bu olayın 1879 Teinmuzunda meydana geldiğini ve bir gecede on caminin havaya uçunılduğunu belirtmektedir. (Joıjeta Nazırska, Bılgarskata dırjava i neynite malisinsiva 1879-1885, LİK, Sofiya 1999, s. 74). ı 9 Lory, a.g.e., s.106-109; Aynca bkz. Turan, "1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında... ", s. 243; Aynı 1ıazar, The Turkish Minority in Bulgaria, s. 194. 0 Lory, a.g.e., s. 107. 21 BOA, Hariciye, Tercüme Odası, (HR.TO), No. 382/51 (21 Temmuz 1882); BOA, A.MTZ.04, No. 2/2, lef22, 23 (21 Temmuz -24 Ağustos 1882). 22 Lory, a.g.e., s. l 02. 23 Sırasıyla hastane, devlet matbaası ve milli kütilphane olarak kullanıldıktan sonra nihai olarak 1892'de arkeoloji müzesi yapılmıştır. 24 Sofya Belediyesi tarafından 1906 yılında yılalmıştır. 25 Uzun süren kapalılık ve restorasyondan sonra 1900 yılında kiliseye çevrilmiştir. 133 yapıldığı ve bu sırada Sofu Mehmed Paşa Camisinin de kiliseye tahvili inşaatının devam ettiği anlaşılmaktadır. 26

Kara Cami'nin kiliseye çevrilme süreci

Bosnalı Sofu Mehmed Paşa tarafından 1548 yılında yaptınlan Sofu 27 Mehmed Paşa Camisi , 16 odalı medrese, imaret, kervansaray ve kütüphaneden oluşan büyük bir külliye şeklinde inşa edilmiştir. Sofu Mehmed Paşa Külliyesine 1563 yılında ailesi tarafından bir de hamam ilave edilmiştir. Mimar Sinan'ın Sofya' daki tek eseri olan Sofu Mehmed Paşa Camisi, Balkanlardaki en büyük kubbeli cami idi. 484 metrekarelik bir alan üzerine inşa edilen ve kubbesinin yerden yüksekliği 22 metre olan Sofu Mehmed Paşa Camisi, İmaret Camisi ve Cuma Camisi olarak da biliniyordu. Sofu Mehmet Paşa Camisi, minaresinin siyah mermerle kaplı olmasından dolayı 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra yaygın olarak Kara Cami adıyla anılmaya başlanmıştır. 28 Sofu Mehmed Paşa vakfının 19. yüzyıl ortalarına kadar bazı gelir kaynaklarını koruduğu ve cami, medrese, hamam, kütüphane vs. hizmetlerini sürdürdüğü anlaşılmaktadır. Ancak, Pınarbaşı mevkiindeki namazgahın29 karşısındaki kargir imaret binası bu sıralarda boş kaldığı için Kırım Savaşı esnasında cephanelik olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1855-1860 yıllarına ilişkin vakıf kayıtlarından medresenin de yaşatılamadığı, buna karşılık caminin ve vakfa dahil olan Çukacılar Hamndaki mescidin aktif olduğu anlaşılmaktadır. 30 Rusların Sofya'yı ele geçirmesinden sonra Sofu Mehmed Paşa Camisi cephanelik yapılmış/ 1 caminin minaresi de

26 BOA, Y.EE, No. 136/24, Lef 1, (8 Haziran 1902); İpşirli, a.g.m., s. 693-716. Sotya'da yıkılan Osmanlı eserleri hakkında aynca bkz. Koyuncu, a.g.m., s. 218-228. 27 Diamandiev İhçiev'in caminin kitabesini 1905 yılında yanlış okumasıyla Kara Cami'nin yapım tarihi 1528 olarak Bulgar literatüıüne yerleşmiş ise de inşa taribi Hicri 954/Miladi 1547'dir. Vakfıyesinin tarihi ise Evasıt-ı Zilhicce 954121-31 Ocak 1548'dir. [Zara Kostova, "Camiyata 'Sofu Mehmed Paşa' i prevrıştaneto iv tsırkva", Azize A. Yasa- Zeynep Zafer (Ed.), Balkanlarda Kültürel Etkileşim ve Türk Mimarisi Sempozyumu, Şumnu, 17-19 Mayıs 2000: Bildiriler, C. 1, Atati1rk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara 2001, s. 428; Osman Keskioğlu, "Bulgaristan'da Bazı Türk Abideleri ve Vakıf Eserleıi", Vakıflar Dergisi, s. vur, 1969, s. 314; Meral Bayrak (Ferlibaş), "Sofya'da XVI. Yüzyıla Ait Bir Vakıf Örneği: Sofu Mehmed Paşa Külliyesi ve Camiden Kiliseye Çevrilmiş Bir Mabed in Hikayesi", Türk Kültürincelemeleri Dergisi, S. 19, 2008, s. 3]. 28 Bayrak (Ferlibaş), a.g.m., s. 3-6; İsmail Eren, "Mimar Sinan'ın Sotya.'da Bilinmeyen Eseri", Belgeler/e Türk Tarihi Dergisi, S. 8, 1968, s. 66; Keskioğlu, a.g.m., s. 314; Osman Keskioğlu- A. Taha Özaydın, "Bulgaristaıı'da Türk-İslam Eserleri", Vakıflar Dergisi, S. XVII, 1983, s. 121; Machiel K.iel, Bulgaristan 'da Osmanlı Dönemi Kentsel Gelişimi ve Mimari Anıtlar, Çev. İlknur Kolay, Kültür Bakanlığı, Ankara 2000, s. 54. 29 Sözkonusu namazgah, bugün Hristo Sınimenski sokağındadır ve Rimska Stena (Roma Duvan) olarak anılınaktadır. 30 Bayrak (Ferbbaş), a.g.m., s. 24-27. 31 Nazırska, a.g.e., s. 72; Eren, a.g . ın., s. 69; Keskioğlu, a.g.m., 314; Keskioğlu-Özaydın, a.g.m., s. · 121; Beyrak (Ferlibaş), a.g.m., 28. Buna karşılık Zara Kostova, kaynak belirtmeksizin vakıf gelirlerinin azalmasından dolayı daha bağımsızlık öncesinde Kara Cam:i'nin ibadethane olarak fonksiyonunun durduğunu ve Osmanlı zamanında askeri depo olarak kullanılmaya başlandığını belirtmektedir (a.g.t., s. 431). 134 Dondukov tarafından dinamitle yıktmlmıştır (Bkz. Resim 1, 2, 3).32 Keza, 16 odalı Sofu Mehmet Paşa Medresesi de hapishaneye dönüştürülmüştür. Uzun süre hapishane olarak kullanılan medrese, 1928 'de yıkılmış ve yerine İçişleri Bakanlığı binası yapılmıştır? 3 Sofu Mehmed Paşa Camisinin karşısındaki hamamın ne zaman yıkıldığı meçhuldür. Ancak, Sofyalı Hocazade Es-Seyd Mehmet Hüsnü Efendi'nin hazırladığı 8 Haziran 1902 tarihli raporda yer alan "kadfmden berü harlib idiyse de Bulgarlar tarafindan hedm ve arsası hlilf ve bir mikdarı belediye tarafindan ahere verilmiştir" ibaresi, Sofu Mehmed Paşa hamamının yıkılınadan önce de harap durumda olduğunu ortaya koymaktadır . 34 Vakıf gelirlerinin azalmasından dolayı tıpkı imaret ve medrese gibi hamam da daha Osmanlı zamanında . fonksiyonunu yitirmiş olmalıdır. Yine aynı rapordan Sofu Mehmed Paşa vakfına bağlı olan Çuhacılar Hamndaki35 fevkan1 mescid ile altındaki kantar dükkanının belediye tarafından yıkılarak arsasının bir kısmının yola gittiği, bir kısmının da satıldığı; yine aynı hanın içeri-çarşı kapısı içindeki dülddinın belediye tarafından zapt edildiği, buğday pazarına giden kapısı karşısındaki dükkan arsasının ise bir kısmının yola, bir kısmırun da meydana ilave edildiği anlaşılmaktadır. 36

Sofu Mehmed Paşa Camisi'nin kiliseye çevrilmesi yönündeki ilk girişim 1882 yılında meydana geldi. Ağustos ayında Maliye Nazırı Grigor Naçoviç, Sofya Kilise İdare Meclisinin, Sv. Kral Kilisesinin37 katedral kilise yapılmasına izin vermemesi üzerine hükümete, o sırada cephanelik olarak kullanılan Kara Cami'nin bir zamanlar Sv. İliya Manastırı olduğu iddiasıyla katedral kilisesine tahvil edilerek Sofya'ya kazandırılınasını teklif etti. Ancak bu teşebbüs sonuçsuz kaldı. Aslında bu tasavvuru Sofya Şehir Meclisinin ı 883 yılında başlattığı kampanyadan bağımsız düşünmemek gerekir. Çünkü o sıralarda Sofya Şehir Meclisi ve Kilise İdare Meclisi, neredeyse bütün Sofya camilerinin bir zamanlar kilise ve manastır olduğunu iddia ediyordu.38 Grigor Naçoviç'in bu teşebbüsünden sonra Kara ·Cami, uzun süre cephanelik olarak kullanılmaya devam etti.

Kara Cami'nin kiliseye tahvili konusunda ikinci gırışım, döneminde 189 ı- 1894 yıllım arasında caminin bitişiğİndeki medresede hapis yatan 'dan geldi. 1896 yılında civarda yaşayan Bulgar halkın ~ski medı·ese-yeni hapishane önündeki boş alana kilise yapılması için yerel yöneticilere başvurması üzerine, Karavelov 1897 başlarında yeni bir

32 Semavi Eyice, "Bosnalı Mehmed Paşa Camii", TDV İslam Ansiklopedisi, C. 6, İstanbul, 1992, s. 306; Carnbazov, a.g.t., 215. 33 Eren, a . g.ın., s. 69; Keskioğlu, a.g.m., 314; Keskioğlu-Özaydın , a.g.m., s. 121; Cambazov, a.g.t., s. 197. . 34 BOA, Y.EE, No. 136/24, lef 1 (8 Haziran 1902); İpşirli, a.g.m., s. 693. 35 Bayrak (Ferlibaş) , a.g.m., s. 7. 36 BOA, Y.EE, No. 136/24, lef 1 (8 Haziran 1902); İpşirli, a.g.m., s. 693, 700. 37 1863 'te yeniden inşa edilmiştir, bugünkü Sv. Nedelya Kilisesidir. 38 Nazırska, a.g.e., s. 72. 135 kilise yapmak yerine cephanelik olarak kullamlan Kara Cami'nin kiliseye dönüştürülmesini teklif etti. Karavelov, Kara. Cami'nin Bulgaristan'da Osmanlı döneminden kalan en güzel binalardan biri olduğu düşüncesinde idi. Bu nedenle onun cephanelik olarak kullanılmasını hoş karşılamıyordu. Karavelov'a göre ayrıca Kara Cami daha Osmanlı zamanında cephaneliğe dönüştürüldüğü için Türklerin gücenınesini gerektirecek bir durum yoktu. Karavelov'un önerisinin benimsenmesi üzerine bir inşaat komitesi kurularak caminin kiliseye dönüştürme planı Aleksandır Nevski Katedralinin mimarı Rus Aleksandır N. Pomerantsev'e, rekonstrüksiyon işi ise Bulgar mimarlar Yordan Milanov ile Petko Momçilov' a verildi. Karavelov, ayrıca kiliseye Bulgaristan'da Hıristiyanlığı yayan ve Kiril alfabesinin mimarları olan Kiril ve Metodiy ile birlikte onların beş öğrencisine hünneten "Sv. Sedmoçislenitsi" (Yedi Azizler) adı verilmesini teklif etti.39 Ancak onun bu tasavvuıu uzun süre hayata geçirilemedi. Petko Karavelov dördüncü kez başbakan (reis-i nüzzar) olduktan sonra (5/1 8 Mart 1901) bu projeyi bizzat ele alarak Kara Cami'nin kiliseye çevrilmesi sürecini başlattı. 27 Mayıs/9 Haziran 1901 tarihinde Başbakan Karavelov, Adiiye Nazırı Aleksandır Radev, Savunma Bakanı Stefan Paprikov'un da hazır bulunduğu törende Sofya metropoliti Parteniy'in inşaatı takdis etmesiyle Pomerantsev'in hazırladığı dönüşüm planına uygun olarak rekonstrüksiyon çalışmalanna başlandı. 40 Caminin kitabesi inşaat faaliyetinden önce sökülerek arkeoloji müzesine (Mahmud Paşa Camisi) kaldırıldı. Yordah Milanov ile Petko Momçilov tarafından yüıiitülen proje gereği binanın ana gövdesi ve 22 metre yüksekliğindeki büyük kubbesi korundu. Milırabın bulunduğu Güneydoğu duvarı delindi. Binaya çan kulesi, narteks, dört köşeye birer kubbe eklendi ve binanın iki tarafına kemerli iki kapı açıldı:41 Ayrıca son cemaat yeri yıkıldı ve kubbe kasnağında Bizans mimarisini andıran dalgalı bir saçale hattı altına bir dizi pencere yapıldı. Böylece caminin dış mimarisi tamamen değiştirilmiş ve adeta bir kılıf içine alınarak yeni bir şekle sokulmuştu (Bkz. Resim 4). Buna karşın iç mekanda Türk mimarisine ait unsurlar tamamen yok edilememişti. 42 Bulgar kaynaklan caminin kiliseye benzerneyecek şekilde tadil edilmesinin bizzat Sultan II. Abdülhamid'in isteği olduğunu belirtmektedirler. Nitekim inşaat komisyonu başkanı G. Tişçev, 4

39 Kostova, a.g.t., s. 431-432. Zara Kostova, Sultan U. Abdülhaınid'in caminin kiliseye dönüştürülmesine karşı çıkarak Sofya'daki temsilcisi vasıtası ile Bulgar hükümetine baskı yapması Ozerine 1899'da bu düşünceden vazgeçildiğini ve Hariciye Nazın Todor İvançov'un inşaat komitesine yeni bir ldlise yapılmasını teklif ettiğini ve Sultanın külliyeili para yardımı vaadinde bulundugunu belirtmektedir (a.g.t., s. 432). İsmail Eren de Bulgar kaynaklanna dayanarak Sultan IT. Abdülhamid'in camiye dakunulmaması karşılığında yeni bir kilisenin inşası için külliyetli para teklifinde bulunduğunu, diplomatik müdahalelerle adaptasyon işleri geçici olarak durduruldu ise de kesin sonuç ahnaınadığını , belirtmektedir [Eren, a.g.m., s. 69; Bayrak (Ferlibaş), a.g.m., s. 31]. Ancak aşağıda görüleceği üzere Bulgaristan Koıniserliği ile Babıali arasında yapılan yazışmalardan Babtali'nin ve Sultan II. Abdülhamid'in ancak Ali Ferruh Bey'in komiserliğe atanmasından sonra caminin kiliseye çevrilmesi planından haberdar olduğu ve Necip Melhame'nin komiserliği sırasında (1898-1902) bu konuda herhangi bir girişimde bu1unmadığJ anlaşılmaktadır. 4°Kostova, a.g.t, s. 433. 41 Kostova, ayw yer. 42 Eyice, a.g.m., s. 305-306; Bayrak (Ferlibaş), a.g.nı., s. 29. 136 Mayıs 1902 tarihli raporwıda Hariciye Nezareti özel selcreteri Stançev'in leendisine "Sultan hazretlerinin caminin kiliseye dönüştürülmesine olan ilirazından vazgeçtiğini, fakat yapının cami olduğunu hatırlatan kubbe, pencere vs. genel görünümünün değiştirilmesini istediğini ve bunun masraflarını bizzat üst/enmeyi taahhüt ettiğini " söylediği iddiasında bulunmaktadır. 43 Ancak aşa~da görüleceği üzere Osmanlı belgeleri bu durumu tekzip etmektedir.

Kara Cami'nin kiliseye dönüştürülmesi meselesi Necip Melhame'nin Bulgaristan komiseri olarak Sofya'da görev yaptı~ sırada (1898-1902) gündeme geldiği ve rekonstrüksiyona başlandığı halde, Ne'Cip Melhame'nin Babıali'yi durumdan haberdar etmediği gibi, Bulgar makamlan nezdinde de herhangi bir protesto girişiminde bulunmadığı anlaşılmaktadır. 44 Ali Ferruh Bey (1902-1904), Bulgaristan Komiseri olarak Sofya'ya gelişinden hemen sonra bu meseleye el attı. Ali Ferrub Bey, Başbakan (4 Ocak 1902-19 Mayıs 1903) ile yaptığı görüşmede, İslam valaflarına yapılan bu tecavüzün ne kanunen ne de dinen kabulünün mümkün olmadığını belirterek hukuka aylan olarak yapılan bu yağma ve gasp hareketini şiddetle protesto etti. Ayrıca, bu konunun Avrupa'da da Bulgaristan Emareti aleyhinde olumsuz etkileri olacağı ve Sultan'ın durumu öğrenmesinin Emaretin menfaatlerine aykırı sonuçlar doğuracağı iddiasıyla inşaatın derhal durd'uıulmasını istedi. Buna karşılık Danev, bunun bir tecavüz olmadığını, o zamana kadar ses çıkarılmamasından dolayı bu durumdan selefinin ve komiserhanenin sorumlu olduğunu, ancak yine de meseleyi tahkik edeceği cevabını verdi. A1i Femıh Bey, Kara Cami'nin kiliseye tahvil edildiği ve inşaatının bitmesine az kaldığı ve yakmda tantanalı bir şeki lde açılacağını belirterek tedbir alınması konusunda 22 Mart 1902'de Babıali'yi uyardı. 45 Aynı gün harekete geçen Sadrazam Said Paşa , Ali Ferruh Bey'e girişimlerine devam etmesi talimatını verdi. Bunun yanısıra "bu asrın bütün asırlardan ziyade dinZere ve dini müesseselere hürmet asn olduğu, Devlet-i Aliyye 'ye daima bu sure t tavsiye edildiği halde, Bulgar hükümetinin bu kurala aykırı olarak hem İslam alemin i, hem de özellikle Bulgaristan 'da yaşayan Müslüman ahaZiyi ineitecek şe/d lde kadim bir islam mabedi ni kiliseye tahvil etmek istemesinin insaf ve ahlak dışı olduğunu" belirterek bu teşebbüse son verilmesi için Hariciye Nezareti aracılığı ile Avrupalı Devletlerden Sofya hükümetine tavsiyede bulunmalarını istedi. Said Paşa , ayrıca Bulgaristan Kapıkethüdası Geşov Efendi (ivan Evstratiev Geşov) vasıtasıyla bu meseleye siyasi bir mahiyet vermemek için

43 Kostova, a.g.t., s. 433. İsmail Eren de Bulgar kaynaklanna dayanarak Sultanın mas ra fları kendisine ait olmak üzere mabedin camiye benzerneyecek şekilde kiliseye dönüştürü l mesini istediğini ve bu isteğinin yerine getirilerek Kara Cami'ye Bizans Kilisesi üslubu verildiğini ileri sünnektedir. [Eren, a.g.m., s. 69; Bayrak (Ferlibaş), a.g.m., s. 31]. 44 BOA, A.MTZ.04, No. 16/2, (22 Mart-S Temmuz 1902); BOA, A.MTZ.04, No. 44175 (tt.1903); BOA, Y.A.RUS, No. 426/46 (22 Mart 1902); BOA, Y.A.HUS, No. No. 426/86 (31 Mart 1902); BOA, Yıldız, Perakende Evrakı Mtıfettişlikler ve Komiserlikler Tahriratı , (Y.PRK.MK), No. 11121 (22 Mart 1902). 45 BOA, A.MTZ.04, No. 1612, Ief 4 (22 Mart 1902); BOA, Y.PRK.MK, No. 11121 (22 Mart 1902); krş. Bayrak (Ferli baş), a.g.m. , s. 30. 137 İslam alemine olumsuz tesir edecek olan ve Osmanlı Devleti ile kendisine tabi Emaret arasındaki iyi ilişkilere layık olmayan şu halin gerek Prens, gerekse Bulgar hükümetince tecviz edilmeyeceğini ümit ettiklerini ve Komiserlik tarafından yapılan teşebbüslere olumlu cevap verilmesini beklediklerini Sofya'ya bildirdi.46

Babıali'nin talebi üzerine İngiltere ve Rusya hükümetleıi 27 Mart'ta Sofya'daki temsilcileri vasıtasıyla Bulgar hükümetine tavsiyede bulunma sözü verdiler.47 Ali Ferruh Bey, 29 Mart'ta Bulgaristan Hariciye Nazır Vekili ile yaptığı görüşmede Osmanlı hükümetinin bu durumu kabullenmesinin mümkün olmadığını yineledi ve ertesi gün Babıa.li'ye gönderdiği telgrafta Avrupa Devletlerinin henüz teşebbüste bulunmadıldarını bildirdi.48 Bunun üzerine kendisine Bulgar hükümeti nezdinde girişimiere devam etmesi tavsiye edildi.49 Öte yandan Avusturya Hariciye Nazın Kont Goluchovski, 2 Nisan'da Kara Cami'nin kiliseye çevrilmesinin İslam dinine ait bir konu olduğu ve dolayısıyla dahili bir mesele olduğu için Avusturya'nın bu meseleye karışmayacağını Babıali'ye bildirdi.50 Rusya Hariciye Naz ırı Kont Lamsdorf da, 1 Temmuzda Kara Cami meselesinin komiserlikle Bulgaristan hükümeti arasında göıüşülmekte olduğundan dolayı Rusya'nın aracılığına ihtiyaç olmadığını Babıali'ye bildirdi.51 Kısacası Osmanlı Devleti, Avrupalı Devletlerden umduğu desteği bulamadı.

Bulgaristan hükümeti, 4 Nisan'da Geşov Efendi aracılığı ile Sultana gönderdiği cevapta, Sultan hazretleri tarafından çok geç bildirilen bu mesele hakkında Emaretin bir şey yapamayacağından dolayı teessüflerini beyan ederek, sonuna gelinmiş bir işten dönülmesinin artık mümkün olmadığını bildirdi. Bulgar hükümeti ayrıca, 1897 yılında civarda yaşayan Bulgar halkın caminin kiliseye çevrilmesi için kampanya başlattığını, fakat inşaata aneale iki yıl önce başlanabildiğini, Hıristiyan halk tarafından toplanan 100.000 frangın hali hazırda sarf edildiğini ve üstelik tamiratın bitmek üzere olduğunu belirtiyordu. Bunun yanı sıra eski komiser Necip Melhame Efendi'nin sessiz kalmasından dolayı Emaretiıı Müslüman ahalinin incinebileceğini tahmin edemediği ifade ediliyordu. Bulgaristan hükümetinin iddiasına göre 1863'den beri bir İslam mabedi olarale hizmet vermediği için Kara Cami'nin kutsiyet ve haysiyetine de halel gelmeyecekti. Çünkü daha Osmanlı idaresi zamanında askeri depo yapıldığı gibi inşaatın başlamasına kadar da benzer maksatlada kullanılmıştı. Ayrıca, caminin

46 BOA, A.MTZ.04, No. 1612, 1ef l, 2, 3 (22 Mart 1902); BOA, A.MTZ.04, No. 44/75 (tt.1903); BOA, Y.A.HUS, No. 426/46 (22 Mart 1902); Bayrak (Ferlibaş), a . g.ın. , s. 30. 47 BOA, A.MTZ.04, No. 16/2, lef6 (29 Mart 1902); BOA, Y.A.HUS, No. 426/86 (27-31 Martl902). 48 BOA, A.MTZ.04, No. 16/2, lef 10 (31 Mart 1902); BOA, A.MTZ.04, No. 80/38, lef 4, (31 Mart 1902). 49 BOA, A.MTZ.04, No. 16/2, lef 8 (1 Nisan 1902); BOA, Bulgaristan İradeleri (Bİ), No. 1448 (22 Zilhicce 1319/1 Nisan 1902). 50 BOA, A.MTZ.04, No. 16/2, lef ll (2 Nisan 1902). 51 BOA, A.MTZ.04, No. 16/2, lef27, 28, 29, (1-5 Temmuz 1902). 138 zaten cemaati yoktu ve bazı rivayetlere göre o sırada Sv. Sofiya Kilisesi yapılan Siyavuş Paşa Camisi gibi, Kara Cami de fetih devrinde camiye çevrilmiş bir Ortodoks kilisesiydi. Üstelik bu mabet başka amaçlara hizmet etmek yerine bundan sonra ibadethane olarak kullanılacaktı. Bulgar hüküineti, bu mülahazalardan hareketle Hıristiyan halkın Kara Cami 'yi kiliseye dönüştürmesine engel olma gereği görmediğini belirtiyor ve güya projede devletin herhangi bir dalıli olmadığını ihsas ettirmeye çalışıyordu. 52 Oysa Sultana bu mesajı ileten Geşov, aynı zamanda caminin kiliseye dönüştürülmesi için en büyük bağışı yapan kişi idi. Kilisenin ikonostasisi Onun 10.000 levadan fazla olan bağışıyla yapılmış, ancak Geşov yaptığı bağışın gizli turulmasını isteınişti. 53 Bulgaristan Hariciye Nazıri Vekili Lutskanov, Ali Ferruh Bey ile 8 Nisan'da yaptığı görüşmede Osmanlı hükümetine iletmek . üzere Geshov' a gönderilen talimattaki iddiaları sıraladı: Ali Ferruh Bey'e göre bu iddialar Emaretin hareketini meşru göstermek için ileri sürdüğü safsatalardan ibaretti. Bu nedenle Osmanlı hükümetinin ileri sürülen iddiaları kabul cdemeyeceğini belirten Ali Ferruh Bey, o zamana kadar sarf edilen 2000 lirayı (100.000 frank) tazmin ederek camiyi kurtarınayı veya onun yerine komiserhane binası yapılmasını teklif etti ise de Lutskanov reddetti.54 Ali Perruh Bey'in inşaatı durdurmak ve kabineyi muhalefetin İtirazından kurtarmak için caminin kubbe ve duvarlannın yıkılına tehlikesi olduğuna dair bir mimardan rapor alınabileceği şeklindeki önerisi de reddedildi. Ali Perruh Bey'e göre Bulgaristan hükümeti Kara Cami'nin kiliseye çevrilmesini haklı göstermek için iki noktaya dayanıyordu. Birincisi, caminin uzun süre metruk kalması, ikincisi ise güya eskiden Ortodoks kilisesi olması keyfiyeti idi. Fakat cami uzun süre metruk kalsa bile zaman aşıını kuralının bu konuda uygulanması mümkün değildi ve Emaretin vakıf emlakine el koyma hakkı yoktu. Buna karşılık, Lutskanov, Sofya müftüsü Es-Seyd Hafız Bilal Fehmi Efendi'nin Ali Perruh Bey'in iddialarının aksine fetva kabilinden tefsir ve tevillerde bulunduğunu ima etti.55 Emaret, iddiasını caminin uzun süre metro]{ kaldığı ve cephanelik olarak kullanıldığı için "szfat- evveliyesi zôil olup suret-i ahere kal b ve ifrağ edilebileceği "ne dair Sofya müftüsünden alındığı rivayet edilen bir fetvaya dayandırıyordu. 56 Ali Perruh Bey ise bu tür tefsir ve tcvillerin şeriata aykm olduğunu beyan etti.57 Bununla beraber, Ali Perruh Bey, Sofya müftüsünün İslam hukukunu muhafazaya önem vermemesinden dolayı hakkında üç yıldan beri şikayet olduğu halde Bulgar hükümeti tarafından himaye edildiğini Babılili'ye bildirdi. Öte yandan Ali Fernıh Bey, caminin eskiden Ortodoks kilisesi olduğu şeklindeki iddianın yersiz olduğunu düşünüyor, ancak Kara Cami'nin eski sadrazamlardan İvaz Mehmed Paşa tarafından yaptırıldığını

52 BOA, A.MTZ.04, No. 16/2, lef 16 (4 Nisan 1902); BOA, A.MTZ.04, No. 44/75 (tt.l903); BOA, AMTZ.04, No. 102122, (']Ağustos 1903). 53 Kostova, a.g.t., s. 433. . 54 BOA, A.MTZ.04, No. 16/2, lcf 14 (8 Nisan 1902); BOA, AMTZ.04, No. 88/111, lef, 1 (25 Şubat 1903). ss Aynı belge. 56 BOA, A.MTZ.04, No. 102/22, (7 Ağustos 1903); Krş . Kostova, a.g.t., s. 433. 51 BOA, AMTZ.04, No. 1612, lef 14 (8 Nisan 1902). 139 sanıyordu. 58 Komiserlikten S adarete gönderilen telgrafta bu bilginin Ali Perruh Bey'e mi ait olduğu yoksa Lutskanov tarafından mı ileri sürüldüğü anlaşılamamaktadır. Saclaretten koıniserliğe gönderilen 21 Nisan tarihli cevapta İvaz Mehmed Paşa tarafından yaptırılan caminin kiliseden dönüştürülmeyip cami olarak inşa edildiği bildirilmiştir. 59 Ancak Sadaret'iıı Evkaf-ı Hümayun Nezaretinden İvaz Mehmed Paşa tarafından yaptırılan caminin vakfıyesinin · bulunmasını istemesi/0 hem Ali Perruh Bey'in hem de Saclaretin camiyi yaptıran kişinin Sofu Mehmed ~aşa olduğunu o sırada bilmediklerini göstermektedir. Evkaf-ı Hümayun Nezaretinde yapılan tahkikat sonucunda Kara Danişmend mahallesindeki İvaz Mehmet Paşa Camisinin H. 1181'de (1766/67) mescitten camiye çevrildiği tespit edilmiş ve durum sadaret aracılığı ile Bulgaristan . komiserliğine bildirilmiştir. 61 Bu arada Ali Perruh Bey de Sofyalı Hocazade Es­ Seyd Mehmet Hüsnü Efendi 'ye Sofya 'daki vakıf eserleri ile ilgili yukarıda bahsedilen ayrıntılı bir rapor hazırlatmıştır. 62

Ali Ferruh Bey ile Başbakan Danev arasında 17 Mayıs'ta yapılan görüşmede cami meselesinin halledilmesini isteyen komisere Danev, bu meselenin çözümünün güç olduğunu belirttikten başka Makedonya'da Bulgar Eksarhlığı'na iki metropolit beratı verilmesi konusunda tavassutunu rica etti. Ali Ferruh Bey ise, Osmanlı hükümetinin Kara Cami'nin kiliseye tahvilini kabul etmesinin mümkün olmadığını, beratlar koimsunda hükümetinin politikasını bilmediğini, ancak metropolit heratlarının verilmemesi için Babıali'ye tebligatta bulunacağını belirtti. Ayrıca, Bulgar Başbakanını Kara Cami meselesi hakkında derhal bir karar verilmez ise Sadaret'e Üsküp'e Sırp Permelyan Efend~'ııin metropolit olarale atanması için başvıırmakla tehdit etti. Bunlın üzerine Danev durumu tekrar gözden geçirecekleri cevabını verdi. Ali Pernıh Bey gerçekten de Saclarete bundan sonra Bulgarların taleplerinin kabul edilmemesini tavsiye etti.63 Öte yandan Ali Perruh Bey, Darrev ve Prens Ferdinand ile yaptığı gör:üşmelerde iddialarını güçlendirmesi için 25 Mayıs'ta Sofya müftüsü Bilal Pehmi Efendi'ye bir emirname gönderdi. Ali Perruh Bey, Sofya müftüsünden Kara Cami'nin kiliseye çevrilmesini şiddetle protesto etmesini ve şer'i hükümler beyanıyla bu durumun önüne geçilerek mabedin tekrar cami haline getirilmesi için henüz gerekli teşebbüslerde bulunmadı ise vazifesinin gereğini yaparak derhal harekete geçmesini istedi. Bunun üzerine Sofya müftüsü, Bulgaristan başbakanı ve Hariciye ve Mezahib Nezaretine gönderdiği 2 Haziran tarihli bir tahriratta Ali Ferruh Bey'in kendisine gönderdiği emirnameden bahsederek Kara Cami'nin kiliseye çevrilmesinin şeriata aykırı olduğunu belirtti ve "hey'et-i asliyesi ile cihet-i şer'iye ve cemaat-i

58 Ayru belge. . 59 BOA, A.MTZ.04, No. 16/2, lef 12 (21 Nisan 1902). 60 BOA,-A.MTZ.04, No. 16/2, lef 13 (23 Nisan 1902). 61 BOA, A.MTZ.04, No. ı6/2, lef22, 23 (14-24 Haziran 1902); BOA, A.MTZ.04, No. 44175 (tU903). 62 BOA, Y.EE, No. ı 36/24, lef ı (8 Haziran 1902); İpşirli, a.g.m., s. 693-707. . 63 B.OA, Yıldız, Mütenevvi Maruzat Evrakı (Y.MTV), No. 230/48 (17 Mayıs 1902); BOA,'A.MTZ.04, No. 16/2, Ief20 (1 7 Mayıs 1902). 140 İslamiyeye tevdi kılmmasım" talep etti.64 Bu sırada Sobranya'daki İslam azalan da muhtemelen komiserin teşvikiyle Danev'i protesto ettiler. Prensin hususi katibi Dobroviç Efendi, Ali Perruh Bey'e Prensin Petersburg'dan döndükten sonra bu meseleyi bizzat tetkik edeceğini beyan etti.65

Ali Perruh Bey, Babıali'nin emri doğrultusunda Prens Perdinand ile Kara Cami hakkında bizzat görüşmek istedi ise de Prens, keyifsiz olduğu için kimseyi kabul etmediğini ve acil bir durum yok ise sayfıyesinden dönüşte kendisiyle görüşebileceği cevabını verdi. Bunun üzerine, Ali Perruh Bey, Prense yazılı olarak başvurarak inşaatın durdurulmasını ve caminin vakfa iade edilmesini talep etti. Prens Ferdinand, cevaben Kara Cami meselesinin başlangıcında kendisine müracaat edilmediğini belirterek artık iş ilerlemiş olduğundan bu konuda bir şey yapamayacağını teessüfle bildirdi ve Ali Ferruh Bey'e hükümet nezdindeki 66 girişimlerini sürdürmesini tavsiye etti. ·

Petko Karavelov'un 24 Ocak/6 Şubat 1903 'te ölümünden sonra, vasiyeti üzerine caminin avlusuna defnedilmesi, Bulgar hükümetinin kararlılığını gösteriyordu. Ali Ferruh Bel, Karavelov'un ölümÜ üzerine aynı gün ailesine taziye ziyaretinde bulundu.6 Aynca defın meselesini haber alır almaz Sofya Müftüsü ve o sırada Sofya'da bulunan Şumnu Müftüsü Kesimzade Efendi'yi komiserliğe davet ederek bunun şen hükümlere uygun olup olmadığını sordu. Müftüler başkasının mülküne sahibinin muvafakatİ alınmadıkça cenaze defnedilemeyeceği, eğer böyle bir durum söz konusu olursa cenazenin ihraç edilmesi gerektiği şeklinde cevap verdiler. Ancak, Ali Perruh Bey, Babıali'ye gönderdiği raporda vakıf hukuk.'Ulla ikinci bir tecavüz olarak telakki ettiği bu eylemi protesto etmesini Sofya müftüsünden istediği halde, müftünüri protesto etmek bir yana Karavelov'un ailesine karşı son derece hürmetkftr ve hatırşinas davrandığını ifade ediyordu. Üstelik komiserin, cami müştemilatının da vakıf emiakinden olması hasebiyle Karavelov'un avluya gömülmesini şiddetle protesto ettiğini beyan etmesi üzerine, müftü efendi cenazenin caminin içine değil avlusuna gömüleceğim söylemiş, buna karşılık, Ali Perruh Bey, avlunun da vakıf emlakinden sayıldığını belirtmişti. Ali Perruh Bey, daha sonra Bulgar Başbakanı ile yaptığı görüşmede de defin meselesine itiraz etti. Başbakan Danev'in, Karavelov'un vasiyetinden son anda ve bütün hazırlıklar bittikten sonra haberdar olduğunu, ancak -tıpkı müftü efendi gibi- Karavelov'un camiye değil avluya defnedildiği cevabım vermesi üzerine Ali Perruh Bey, avlunun da vakfa ait olduğu iddiasıyla bu olayı protesto etti.68

64 BOA, A.MTZ.04, No. 16/2, 1ef24, 25,26 (2-18 Haziran 1902). 65 BOA, A.MTZ.04, No. 16/2, lef24, (18 Haziran 1902). 66 BOA, A.MTZ.04, No. 80/80, (31 Ağustos 1902); Bayrak (Ferlibaş), a.g.m., s. 31. 67 BOA, A.MTZ.04, No. 88/111, lef, 3 (6 Şubat 1903). 68 BOA, A.MTZ.04, No. 88/111, lef, 1, 2 {19-25 Şubat 1903); BOA, A.MTZ.04, No. 94/12, lef, 3 (9 Mayıs 1903); BOA, A.MTZ.04, No. 102/22, (7 Ağustos 1903); Krş. Bayrak (Ferlibaş), a.g.m., s. 31- 32. 141 Komi$erliğin bütün çabalarına rağmen Kara Cami 'nin kiliseye tahvi li inşaatı durdurulamadı. Kilisenin 27 Temmuz/9 Ağustos 1903 günü resmi açılışının yapılacağının ilanı üzerine Ali Ferruh Bey, yeni başbakan Raço Petrov ile yaptığı görüşmede son bir girişimde bulundu. Ancak Petrov, inşaatın tamamlandığını, resmi açılışın kararlaştınldığını ve artık kendisinin bir şey yapmasının mümkün olmadığını, bununla birlikte açılı şın sessizce yapılmasını sağlayacağını belirtti. Ali Ferruh Bey'in, Bulgaristan'ın bu yağma hareketini yabancı devletlerin konsolosları nezdinde protesto edeceğini ifade etmesi üzerine Petrov, "elimden bir şey gelirse o da istifa etmektir, isterseniz edeyim. Binaenaleyh mevkiimi bir kat daha işkal etmeyeceğinizi ümit ederim" diyerek görüşmeyi noktaladı. 69

Kara Cami, Osmanlı protestoları eşliğinde 27 Temmuz/9 Ağustos 1903 Pazar günü yapılan açılış töreninde "Hram Sv. Sedmoçislenitsi" (Yedi Azizler Kilisesi) adıyla Sofya piskoposu Parteniy tarafından takdis edildi. Ruhhandan Josef yaptığı konuşmada caminin kiliseye dönüştürülmesi fikrinin Karavelov'a ait olduğunu vurgulayarak, camnin inşasından evvel arsasında "Yedi Azizler" adıyla bir kilise olduğunu belirtti ve bu azizierin hayat hikayelerini okudu. Ardından Karavelov'un mezarı ziyaret edildi. Kalabalık bir halk grubu katıldığı halde açılış merasiıni sessiz geçti ve herhangi bir gösteri yapılmadı. Komiserliğin teşebbüsleri sonucu Sofya'da bulunan yabancı devletlerin konsoloslarından hiçbiri törene katılmadı. Ali Perruh Bey'in tabiriyle törene yalnızca Rus konsolasunun kokanası katılmıştı. 70

Ali Ferruh Bey'in Kara Cami'nin kiliseye tahvilini önlemek için Bulgar hükümetinin iddialarının çüıütülerek vakıf hukukuna aykırı olan inşaatın durdurulması ve harcanan paranın Osmanlı Devleti tarafından tazmin edilmesi karşılığında camin.in tekrar vakfa iade edilerek aslına döndürülmesi yönündeki mücadelesi, Bulgar hükümetinin oyalama taktiği neticesinde akim kaldı. 71 Böylece, Koroisedik ve Babıali'nin 1902 ve 1903'te gerek Prens Ferdinandile S toyan Dan ev ve Raço Petrev kabine leri, gerekse Rusya, İngiltere ve Avusturya kabineleri nezdinde yaptıklan teşebbüsler sonuçsuz kalmış oluyordu. Bu süreçte Babtali'nin İstanbul , Trakya ve Makedonya'daki Bulgar Kiliseleri hakkında mütekabiliyet esasına başvurmayarak inşaatı diplomatik yolla durdurmaya çalışması ve Said Paşa'nın yabancı devletlere gönderdiği tebligatta vurguladığı üzere Avrupalı Devletlerin Osmanlı Devleti'ne daima dinlere ve dini müesseselere saygılı davranınayı tavsiye ettikleri halde bu konuda sessiz kalmalan dikkat çekicidir.

69 BOA, Y. PRK..MK, No. 14/.122 (7 Ağustos 1903); BOA, A.MTZ.04, No. 102/22 (7 Ağustos 1903). 70 BOA, A.MTZ.04, No. 103/2 (12 A~ustos 1903); Krş. Bayrak (Ferl ibaş}, a.g.m., s. 33. 71 BOA, A.MTZ.04, No. 16/2, 1ef 14 (8 Nisan 1902}; BOA, A.MTZ.04, No. 88/111, lef, 1 (25 Şubat 1903). 142 Sonuç olarak, 1878'den itibaren yüıiitUlen imar ve yıkım faaliyetleri neticesinde Sofya'da 1900'lerin başlannda Mithat P aşa'nın beş bulvan ile bazı meydan ve halk bahçelerinin bulunduğu yerler dışında, artık eski Osmanlı şehrinden hiç bir şey kalmamıştı. Asli fonksiyonu ile varlığını sürdüren tek eser Banya Başı Camisiydi. Restore edilerek Prens Sarayı yapılan hükümet konağı; arkeoloji müzesine çevrilen Mahmut Paşa Camisi; 1928'de yıkılana kadar hapishane olarak kullanılan Sofu Mehmet Paşa Medresesi ile kiliseye çevrilen Gül Camisi, Siyavuş Paşa Camisi ve Kara Cami yeni fonksiyon ve görünümleri ile varlıklarını sürdürüyorlardı. Bir başka ifade ile Sofya'da beş asırlık Osmanlı hakimiyetinin · izleri çeyrek yüzyıl gibi kısa bir sürede büyük ölçüde tasfiye edilmişti.

Ekler:

. .

Resim ı. 1887 yılında Samakov Sokağı (günümüzde Graf İgnatyef) ve Kara Cami. (www.stara-.com)

143 ·: . .:

. ~ ! >. .~ . ·. ··.

Resim 2. Avusturyalı ressam ve mühendis Joseph Oberbauer tarafından

1892' de çizilen Kara Cami ve Samakov Sokağı (günümüzde Graf

İgnatyef). (www.stara-sofia.com)

Resim 3. 1900 yılı civarında Kara Cami ve Samakov Sokağı (günümüzde Graf İgnatyef) (http:// www. trud. b glArticle.asp? Articleld=234068)

144 SOPH~:\.

Resim 4. Kara Cami'nin rekonstıiiksiyonu. (www.stara-sofia.com)

145 Resim 5-6. Günümüzde Sv. Sedmoçislenitsi Kilisesi.

146