Osmanli Devleti Ve Öncesindeki Türk

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Osmanli Devleti Ve Öncesindeki Türk OSMANLI DEVLETİ VE ÖNCESİNDEKİ TÜRK DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE UYGARLIK İslamiyet Öncesi Türk Devletlerinde Devlet Onlu Ordu Sisteminin Özellikleri Yönetimi On bin – Tümen – Tümen başı Devlet; aile, oba, oymak ve boyların bir araya gelmesiyle oluşurdu. Bin – Tabur – Bin başı Türk devlet teşkilatı Mete Han tarafından kurulmuştur. Türk devlet teşkilatının başında Han, Yüz – Bölük – Yüz başı Şanyü, Kağan, Hakan veya İdikut adı verilen hükümdarlar bulunurdu. On – Takım – Onbaşı Hakanlara yönetme yetkisinin Gök Tanrı Türk ordusu atlı birliklerden oluşur ve silah olarak tarafından verildiğine inanılırdı. Bu inanca "Kut" genelde ok ve yay kullanılırdı. denirdi. Kut anlayışına göre bu görev kan bağıyla nesilden nesile devam ederdi. Türklerin en yaygın savaş taktiği ani baskınlar şeklinde gerçekleşen "Hilal taktiğidir. Turan, Hilal, Devlet yönetiminde rütbece kağandan sonra gelen Sahte Ricat ve Kurt Kapanı adı verilen savaş taktik ve ülkenin büyük bir bölümünü idaresi altında ve stratejilerini kullanmışlarıdır.. bulunduran kişiye "Yabgu" , hükümdar soyundan olan komutanlara ise Şad denilirdi. Mete Hanın tahta çıktığı tarih Kara Kuvvetleri Devlet yönetiminde hükümdar eşleri olan Komutanlığının kuruluş yıl dönümü olarak kabul Hatunlar da görev alır, kurultay toplantılarına edilmektedir. katılır elçi kabullerinde bulunur ve Kağan'a vekillik ederlerdi. Onlu ordu sistemini Mete Han bulmuştur. Devlet yönetiminde hükümdarların yanında boy beylerinden oluşan "Toy" (Kurultay) vardı. Geniş Konserve ve üzengi yapımı ile Türkler Dünyayı yetkilere sahip olan Kurultay, hükümdara etkilemiştir. danışmanlık yapardı. Ceket ve pantolonu Avrupa ordularına Türkler İslamiyet Öncesi Türk Devletlerinde Ordu öğretmişlerdir. İslamiyet öncesi Türk devletlerinde "ordu-millet" İslamiyet Öncesi Türk Devletlerinde Dini Yapı geleneği vardır. Askerlik özel bir meslek sayılmaz İslamiyet öncesi Türklerde; Dağ, tepe, su, ağaç, ve paralı askerler bulunmazdı. orman, güneş, ay, yıldızlar ve gök gürültüsü gibi Hayat tarzları o zamanın şartlarında Türklerin unsurlar kutsal kabul edilmiştir. asker bir millet olmasını sağlamıştır. İslamiyet öncesinde Türkler arasındaki en yaygın Savaş zamanında kadın-erkek eli silah tutan herkes inanç Gök Tanrı dinidir. Bu inanç sistemine göre asker kabul edilirdi. Gök Tanrı tek yaratıcı olarak görülmüştür. Türkler Türk ordu teşkilatının temeli olan "Onlu Sistem" hükümdarlarının Gök Tanrı tarafından Asya Hun Hükümdarı Mete Han tarafından görevlendirildiğine inanmışlardır. kurulmuştur. Bir dinden çok sihir karakterine sahip Şamanizm de Türkler arasında yaygındır. Şamanist din adamlarına "Kam" adı verilmektedir. Kurgan denilen Türk mezarlarında ölen kimsenin yanına bazı değerli eşyaları da gömülürdü. İnsan şeklinde yapılan mezar taşlarına "Balbal" denilirdi. Sayfa 1 / 12 Sosyal ve Ekonomik Hayat Bodun: Boylar birliği, millet. Uygurlara kadar Türkler tabiat şartlarına bağlı Otağ: Hükümdar çadırı. olarak yarı göçebe bir hayat tarzını Örgin: Taht. benimsemişlerdir. Tuğ: Sancak. Yaylak-kışlak hayatı yaşayan Türkler daha çok hayvancılıkla uğraşmışlardır. Toy, Kengeş: Meclis, Kurultay. Bu hayat tarzına "Bozkır kültürü" denilmiştir. Buyruk: Bakan. Türk Devletlerinde Hukuk Agılıg: Hazine Görevlisi. İslamiyet'ten önceki Türk toplumlarında devlet ve İç Buyruk: Saray işleriyle ilgili bakan. halk arasındaki ilişkiler "töre"yle düzenlenmiştir. Tangaç: Damgacı. Törenin temeli Türk geleneklerine dayanmaktadır. Tudun: Vali. Türkler'de yazılı döneme geç geçildiği için yazılı hukuk kuralları gelişmemiştir. Subaşı: Ordu komutanı. Hukuk alanında töre kurallarının etkili olmasının Şanyu, kağan, han, hakan, idikut: Hükümdar nedeni, yaşanılan göçebe hayat tarzıdır. unvanları. Töre üç ana kaynaktan beslenmiştir. Bunlar; halkın Şad: Hükümdarın büyük oğlu. arasında asırların oluşturduğu gelenek ve adetler, Hatun, Katun:Hükümdar eşi. Kurultay'ın aldığı kararlar ve hükümdarların Toygun: Toy ve kurultaya katılma hakkı olanlar. buyruklarıdır. Tarkan, Apa: Saray görevlileri. İslamiyet Öncesi Türk Devletlerinde Yazı, Dil ve Edebiyat Tekin: Hükümdarın erkek çocukları. Türk edebiyatının ilk örnekleri sözlü edebiyat Bitigci: Katip ürünleri olmuştur. Bunlar; Türkler'in hayat Yarguci: Yargı., tercüman, elçi. felsefelerini, yaşayış tarzlarını anlatan "Sav"lar ölen büyükler için sevgi dolu sözler içeren Gök Tanrı: Eski Türklerde tek yaratıcı. "Sagu"lar ile avlarda, savaşlarda, akınlarda ve Balbal: Ölen kişinin mezarına öldürdüğü insan şölenlerde musiki ile söylenen şiirlerden oluşan sayısınca dikilen heykeller. "Koşuk"lardır. Uçmağ: Cennet. Destanlar; Tamu: Cehennem. Hunların Oğuz Kağan, İskitlerin Alp Er Tunga, Tengri: Tanrı Göktürklerin Ergenekon, Uygurların Göç ve Yuğ: Cenaze törenleri. Türeyiş ile Kırgızların Manas destanlarıdır. Kurgan: Mezar Dede Korkut Hikâyeleri de Oğuzlara aittir. Şaman, Kam, Baksı: Şamanizm din adamları. Ongun: Totemlere verile isimlerdir. Türk Devlet, Kültür ve Medeniyet Hayatına ilişkin Seçilmiş Terimler Oguş: Aile. Uygurların kültürel zenginliği; onların çeşitli Türk ve yabancı devletlerin saraylarında kâtiplik, İl, El: Devlet. bürokratlık, danışmanlık, tercümanlık, öğretmenlik Urug: Soy, sülale. ve kültür elçiliği görevlerinde bulunmalarını Bod: Boy. sağlamıştır. Sayfa 2 / 12 Göktürk (Orhun) Yazıtları Ordu 6. ve 8. yüzyıllar arasında hüküm sürmüş olan İlk Türk - İslam devletlerinin ordularını büyük Göktürkler zamanından kalmıştır. ölçüde Türkler oluşturuyordu. Türk dilinin gelişmiş bir dil olduğunu kanıtlayan ilk Karahanlılarda ordu geleneksel Türk ordu metinlerdir. anlayışına paralel olarak gelişse de zamanla Saray İslamiyet Öncesi Türk Devletlerinde Bilim ve Muhafızları, Hassa Ordusu (doğrudan hükümdara Sanat bağlı askerler), Eyalet Ordusu gibi birimler de oluşturulmuştur. İslamiyet'ten önceki Türk toplumlarında bilimsel alanda yapılan en önemli çalışma "On ikİ Hayvanlı Gaznelilerin ordusu ise çeşitli etnik unsurlardan Türk Takvimi"nin hazırlanmasıdır. oluşmuş ücretli bir ordu yapısına sahiptir. Bu durum yıkılışlarında etkili olacaktır. Bir yılın 365 gün olarak hesaplanması ve on iki aya bölünmesi Türklerde astronomi biliminin Gaznelilerin ordusunda ayrıca Gulam Askerleri, ilerlediğini göstermektedir. Eyalet Askerleri ve Gönüllüler gibi birimler de vardı. Göçebe hayat tarzı yaşayan Türkler'de sanat eserleri taşınabilir malzemelerden oluşmaktadır. Büyük Selçuklu ordusu ise 5 bölümden meydana Uygurlarda ise yerleşik hayata geçişle birlikte şehir gelmekteydi; ve tapınak mimarisi gelişmiştir. Gulaman-ı Saray: Genellikle gayr-i müslim esir çocuklarının ya da satın alınan kölelerin yetiştirilmesiyle oluşan ordudur (Memluk / Köle İSLAMİYET SONRASI TÜRK DEVLETLERİNDE /Kut). KÜLTÜR VE MEDENİYET Hassa Ordusu: Her an savaşa hazır atlı birliklerdi. Türk Devletleri isimlerini; Kurucularından Çeşitli Türk boylarından toplanan askerlerden (Osmanlı ve Selçuklu), Kuruldukları bölgelerden meydana gelirlerdi. Her türlü masrafları devlet (Gazneliler), Devleti kuran etnik unsurlardan tarafından karşılanırdı. (Avarlar, Kırgızlar), Kuruldukları bölgedeki ırmaklardan (İdil ve Tuna Bulgarları) almışlardır. Eyalet Askerleri: Eyaletlerdeki ikta sahiplerince yetiştirilen atlı askerlerdir (Büyük Selçuklu Devlet Yönetimi ordusunun en kalabalık bölümüdür.). Devletin başında hanedana mensup bir hükümdar Askeri İkta sistemi ilk kez Büyük Selçuklu bulunurdu (Memluklar hariç) Yönetme hakkının Devleti’nde vezir Nizamülmülk tarafından İslamiyet öncesinde olduğu gibi tanrı tarafından uygulanmıştır. Bununla beraber İkta ordusuna hükümdara verildiğine inanılırdı (Kut). Bu durum Karahanlılarda rastlanmamaktadır. taht kavgalarına ve kurulan devletlerin zayıflamasına neden olmuştur (Veraset Sistemi). Bu sistem Osmanlılarda Dirlik adıyla devam ettirilmiştir. Yönetim, hükümdarın mutlak otoritesinde toplanırdı. Bununla beraber ikili devlet teşkilatı da Türkmenler: Sınırlarda yaşayan göçebe Türk uygulanmaya devam etmiştir. topluluklarından savaş zamanı Sultanın emri altında toplanan askerlerden oluşurdu. Saray Teşkilatı: Devletin yönetimi ile ilgili bütün işlerin yürütüldüğü ve aynı zamanda hükümdar ve Yardımcı Kuvvetler: Bağlı beylik ve devletlerden ailesinin günlük yaşamını sürdürdüğü yerdir. (Metbu - Tabi Devletler) savaş zamanı alınan askerlerden oluşurdu. Ülke (Taşra) Yönetimi: Ülke yönetiminde Eyalet sistemi vardı. Taşra teşkilatında yer alan eyaletlerin yönetiminden “Şıhne” adı verilen askeri valiler sorumluydu. Sayfa 3 / 12 Sosyal Hayat gelirleri ile hanlar, kervansaraylar, imarethaneler, Türk İslam devletlerinde toplumsal alanda camiler, hastaneler, çeşmeler ve yollar yapılmıştır. herhangi bir sınıf ayrımı yoktu ve bütün halka karşı İkta Arazi: Gelirleri devlet memurları ve savaşta hoşgörülü bir siyaset izlenmiştir. yararlılık gösterenlere maaş karşılığı olarak verilen Müslümanlar kadar gayrimüslimler de devletin en arazilerdir. Buna göre; ikta sahibi gelirinin bir üst memurluklarına kadar çıkabiliyorlardı. kısmıyla atlı asker (sipahi) beslerdi. Türklerin, İslamiyet sonrası yerleşik hayata geçme Hukuk süreçleri hızlanmış ve ticari hayatları canlılık Hukuk Sistemi 2’ye ayrılırdı; kazanmıştır. Karahanlılar, tarım, ticaret ve hayvancılıkta, Gazneliler ise İpek ve Baharat Şer’i Hukuk: İslam din kurallarına göre yollarını denetimleri altına alarak ticarette ve düzenlenmiş hukuk sistemidir. Kadılar Şer’i sulama kanalları açarak da tarımda ilerlemişlerdir. davalara bakardı ve başlarında Kadi’l-Kudat Büyük Selçuklu Devleti’nin sınırlarının genişlemesi (Kadılar Kadısı) bulunurdu (Bağdat’ta bulunurdu). Arap, Fars, Ermeni, Süryani ve Rumlarla etkileşim Kadıların kararları üzerinde devletin bir
Recommended publications
  • Osmanlı Devleti Dış Borçları
    Ýkinci Baský Dr. Biltekin ÖZDEMÝR Ankara, Þubat - 2010 T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Osmanlı Devleti Dış Borçları 1854-1954 Döneminde Yüzyıl Süren Boyunduruk 1854-1914 BORÇLANMALARI GALATA BANKERLERİ VE OSMANLI BANKASI DÜYUN-U UMUMİYE İDARESİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KABUL ETTİĞİ OSMANLI DEVLET BORÇLARI Dr. Biltekin ÖZDEMİR Maliye ve Gümrük Bakanlığı E. Müsteşarı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) E. II.Başkanı T.B.M.M. Plan-Bütçe Komisyonu E. Başkanı İkinci Baskı Ankara, Şubat 2010 i T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2010/403 www.sgb.gov.tr e-mail: [email protected] ISBN: 978-9944-60-539-7 Birinci Baskı: Ankara Ticaret Odası, Ankara, Eylül 2009 İkinci Baskı: T.C. Maliye Bakanlığı Ankara, Şubat 2010 Tasarım: İvme Tel: 0312 230 67 01 Baskı: Ümit Ofset Matbaacılık Tel: 0312 384 26 27 ii Ö N S Ö Z Bir ülke için içinde yaşanılan ekonomik durumu doğru teşhis etmek, açıktır ki, o ülkenin geleceği bakımından doğru önlemlerin alınmasında yaşamsal önem taşır. Bunun gibi, ülke geçmişinde olup bitenleri bilmek ve ders almak da yine gelecekte uygulanacak politikaları belirlemek bakımından birinci derecede bir yere sahiptir. W. Churchill, ‘ne kadar geriye bakarsanız, o kadar ileriyi görebilirsiniz’ diyerek geçmişten ders almanın önemini vurgulamıştır. Bu düşünce ile biz bu çalışmamızda ecdadımız olarak Osmanlı Devleti’nde 19. yüzyıl sonrasında ekonominin en önemli ve çarpıcı boyutunu oluşturan “Osmanlı Devleti Dış Borçları”nı, borçların nedenlerini, etkilerini ve sonuçlarını aşırı derecede ayrıntıya girmeden ve fakat toplu bir biçimde ele almayı ve kamu oyunun bilgisine sunmayı yararlı gördük. Çalışmamızı iki kitap olarak sunacağız. “Osmanlı Devleti Dış Borçları” adı altında yayınladığımız bu ilk çalışmamızı, ileride “Türkiye Cumhuriyeti Dış Borçları” adı altında tamamlamak suretiyle, borç meselesinin incelenmesine bütünlük kazandırmayı amaçlamaktayız.
    [Show full text]
  • Mukataalarda Muhasebe Kayıtları Ve XVII. Yüzyıl Başında Bursa
    Mukataalarda Muhasebe Kayıtları ve XVII. Yüzyıl Başında Bursa Mukataası Örneği* Dr. Fatma Şensoy Marmara Üniversitesi Özet Osmanlı devleti bütçesinde mukataa gelirleri, cizye ve avârız gelirleri ile birlikte üç önemli kaynaktan biridir. XVII. ve XVIII yüzyıl arasında, bütçe içinde mukataa gelirlerinin payı %24’ten %57’ye kadar değişmiştir. Mukataa, bir işletme olabileceği gibi gelirlerin tahsili için oluşturulmuş bir kuruluştur. Konusu bir işletmeye tasarruf veya bazı resim ve harçların, vergilerin tahsil hakkı olabilir. Mukataa, devlete ait bir kısım vergi ve resimlerin belirli bir meblağ karşılığında iltizama verilmesi anlamından zamanla “iltizamın konusu olan vergi birimi” anlamına doğru kaymıştır. Her bir mukataa, ne kadar gelir getireceği ayrı bir birim olarak dönem başında tahmin edilen ve maliyenin defterlerine kaydedilen bir gelir kaynağıdır. Bunların çoğu belirli bir iltizam sistemi çerçevesinde tahvil adı verilen ve genelde 1 ila 3 yıl arasında değişen bir zaman diliminde ve bir sözleşme ile özel kişilere ihale edilmiştir. Genel olarak mukataa haline getirilen işletme vergi veya resim tahsil işi tahvil adı verilen üç yıllık bir süre için açık arttırma ile iltizâma verilmiştir. Müzâyede işleminden sonra mültezim ile devlet arasında bir sözleşme yapılmış. Her iki taraf tarafın talep ve taahhütleri tek tek belirtilmiştir. XVII. yüzyıl sonunda genel olarak mukataalar verimsizleşmiş, gelir tahsil edilemez duruma gelmiş ve iltizama alacak talip bulunamamıştır. Buna uzun savaş yılları nedeniyle masrafların artması da eklenince 1695’te mukataaların ömür boyu iltizamların geçerli olduğu Mısır’a nisbeten yakın olan Şam, Halep, Diyarbakır, Mardin, Adana, Malatya, Ayıntab, Tokat bölgelerinde “malikâne” sistemi yürürlüğe konmuştur. * Bu çalışma, 19-22 Haziran 2013’te İstanbul’da organize edilen III. Balkanlar ve Ortadoğu Ükeleri Muhasebe ve Muhasebe Tarihi Konferansı’nda Prof.
    [Show full text]
  • 1844-1845 ( H. 1260-1261 ) Tarihli Temettuat Defteri'ne Göre Uluborlu
    TC. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI 1844-1845 ( H. 1260-1261 ) TARİHLİ TEMETTUAT DEFTERİ’NE GÖRE ULUBORLU KAZASI’NIN SOSYAL VE EKONOMİK YAPISI YÜKSEK LİSANS TEZİ SAMİ SİNAV TEZ DANIŞMANI: YARD. DOÇ. DR. BEHSET KARACA ISPARTA, 2007 İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER........................................................................................................................... ii ÖNSÖZ...................................................................................................................................... iv KISALTMALAR.........................................................................................................................v ÖZET ......................................................................................................................................... vi BİRİNCİ BÖLÜM .......................................................................................................................1 GİRİŞ...........................................................................................................................................1 I. ULUBORLU’NUN TARİHÇESİ .........................................................................................1 A. Uluborlu Adının Anlamı..................................................................................................1 B. Yörenin Fiziki Coğrafyası................................................................................................2 C. İlkçağlarda Uluborlu ........................................................................................................3
    [Show full text]
  • Midilli Adasi'nin Idari Ve Sosyo-Ekonomik Yapisi (1876
    T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YAKINÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI Doktora Tezi MİDİLLİ ADASI’NIN İDARİ VE SOSYO-EKONOMİK YAPISI (1876-1914) Metin ÜNVER 2502060045 Tez Danışmanı Prof. Dr. Mahir AYDIN İstanbul 2012 Bu tez, İstanbul Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi (BAP) tarafından desteklenmiştir. (Proje No: 3441) II III Midilli Adası’nın İdari ve Sosyo-Ekonomik Yapısı (1876-1914) - Metin Ünver ÖZ XIX. yüzyılın son çeyreği, Osmanlı Devleti’nde önemli siyasî, sosyal ve ekonomik değişikliklerin yaşandığı bir dönem olmuştur. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, sonuçları itibariyle Doğu Akdeniz’de bir statüko değişikliğine yol açmıştır. Kıbrıs’a yerleşen İngiltere, geleneksel savunma hattını İstanbul’dan Süveyş’e kaydırmıştır. Diğer taraftan, bölgenin küçük ama muhteris gücü Yunanistan, yeni denklemde yerini almaya çalışmaktaydı. Bu süreçte Girit, her zaman birinci derece mücadele sahası olmuştur. Doğu Akdeniz’de önemli birtakım siyasî gelişmelerin yaşandığı bu süreçte, bölgenin özellikle ticarî bir parçası olan Midilli Adası’nda, bir sosyo-ekonomik dönüşüm yaşanmaya başlamıştı. Bu, gelişen zeytinyağı ve sabun sanayisinin gerçekleştirdiği bir dönüşümdü. Ekonomik olarak zenginleşen Midilli’nin büyük çoğunluğunu Rumların oluşturduğu sakinleri, kapitalizm ve Yunan irredentismi arasında, menfaatlerine uygun bir yer edinmeye çalışmışlardır. Bu dönemde, Osmanlı Devleti, hayata geçirdiği, Midilli Adası’nı da kapsayan, değişik idarî ve ekonomik düzenlemeler aracılığı ile bölgedeki siyasî varlığını güçlendirerek, devam ettirmeye çalışmaktaydı. Girit’e göre, Kuzey Ege’deki Midilli, Sakız gibi adalar, dönemin Türk-Yunan ilişkilerinde ikinci derecede bir mücadele sahasıydı. Bu tez 1876-1914 yılları arasında, Midilli Adası’nda idarî, sosyal ve ekonomik olarak yaşanan olayları, yukarıda bahsedilen bölgesel gelişmelerin ışığında, yerli ve yabancı arşiv kaynakları kullanılarak, değerlendirmeye çalışmıştır.
    [Show full text]
  • T.C. Firat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dali
    T.C. FIRAT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI 1951/137 NUMARALI (1810-1811 M. TARİHLİ ) TRABZON ŞER'İYYE SİCİLİ YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN HAZIRLAYAN Prof. Dr. İbrahim YILMAZÇELİK Yalçın BAZNA 2013 T.C. FIRAT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI 1951/137 NUMARALI (1810-1811 M. TARİHLİ ) TRABZON ŞER'İYYE SİCİLİ YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN HAZIRLAYAN Prof. Dr. İbrahim YILMAZÇELİK Yalçın BAZNA Jürimiz, ………………… tarihinde yapılan tez savunma sınavı sonunda bu yüksek lisans tezini oy birliğ/ oy çokluğu ile başarılı saymıştır. Jüri Üyeleri: 1. Prof. Dr. 2. 3. 4. 5. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim Kurulunun …………. tarih ve ……… sayılı kararıyla bu tezin kabulü onaylanmıştır. Prof. Dr. Enver ÇAKAR Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü II ÖZET 1951/137 Numaralı (1810-1811 M. Tarihli ) Trabzon Şer'iyye Sicili Yüksek Lisans Tezi Yalçın BAZNA Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Elazığ-2013 Sayfa: VIII + 381 Şer’iyye Sicilleri Osmanlı tarihi açısından birinci elden kaynaklardır. Bu açıdan Yüksek Lisans Tezi olarak 1951/137 Numaralı (1810-1811 M. Tarihli) Trabzon Şer'iyye Sicilini çevirmeye çalıştık. Bu çalışma 1810-1811 tarihleri arasında Trabzon tarihinin ekonomik, idari, sosyal ve hukuki yönlerini sunmak için ortaya konulmuştur. Tez dört bölümden meydana gelmektedir. Tezde öncelikle Şer’iyye Sicillerinin tanımı, önemi ve ihtiva ettiği belge çeşitleri gibi konular hakkında kısaca bilgiler verilmiştir. Daha sonraki bölümlerde kısaca belge özetleri verilmiş ve metnin transkripsiyonu yapılmıştır. Defterde 551 belge bulunmaktadır. Çalışmadaki toplam 551 belgenin içeriğinde nikah hücceti, tereke tesbiti, ihtida hücceti, ibra hücceti, vasi hücceti, vakfiye hücceti gibi konular bulunmaktadır. Bunlar içerisinde nikah hücceti belgelerin çoğunluğunu oluşturmaktadır. Anahtar Kelimeler: Trabzon, Şer’iyye Sicili, Mahkeme, Belge, Tarih.
    [Show full text]
  • Osmanlı Vergi Sisteminde Reform Ve Temettü
    OSMANLI VERGİ SİSTEMİNDE REFORM VE TEMETTÜ’ VERGİSİ Harun ŞAHİN Özet: Osmanlı vergi sistemi, Tanzîmâtdöneminde reformların yoğunlaĢtığı baĢlıca alanlardan biri olmuĢtur. Reformlar Osmanlı kamu maliyesinde modern bir mali yapının doğmasına neden olmuĢtur. Mali sistemin yenilenmesiyle yeni gelir kaynakları oluĢturulmuĢ, devlet gelirleri arttırılmıĢ ve gelirlerin büyük bölümü denetim altına alınmıĢtır. Tanzîmâtdöneminde tüccar ve esnafın yıllık kazançları dikkate alınarak temettü‟ vergisi konmuĢtur. Bu vergi Kazanç Vergisi Kanunu‟na kadar temettü‟vergisi adı altında tahsil edilmiĢtir. Bu çalıĢmada, Tanzîmâtdöneminde Osmanlı vergi sisteminde yapılan reformlar çerçevesinde temettü‟vergisi incelenmektedir. Anahtar Kelimeler:Temettü‟Vergisi, TanzîmâtVergi Reformu, Osmanlı Vergi Sistemi Reform and Temettü’ Tax in the Ottoman Tax System Abstract: Ottoman tax system was one of the main fields in the Tanzîmât Reform Era when reforms grew. Reforms resulted in the birth of a modern financial structure within the body of public finance of the Ottoman. With the renewal of the financial system, new sources were created, state incomes were increased and a substantial part of incomes were regulated. Temettu‟ tax was put considering the annual earnings of the tradesman and the craftsman in the Tanzîmât reform era. This tax was collected under the name of temettu‟ tax until the Law of Profit Tax. This study examines temettu‟ tax within the framework of the reforms made in the Ottoman tax system in the Tanzîmât reform era. Keywords: Temettü‟Tax, Tanzîmât, Tax Reform, Ottoman Tax System. Giriş Osmanlı Devleti tarihi genellikle zincirleme devam eden siyasi ve askeri olaylar Ģeklinde değerlendirilmiĢtir. Tarihi olayların derinliğini kavrayabilmek için siyasi olayların yanı sıra toplumun iktisadi, içtimai ve Bingöl Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi Ġktisat Bölümü.
    [Show full text]
  • Tanzimat Sonrası Vergi Reformlarının Anayasal Vergilendirme İlkeleri Çerçevesinde Değerlendirilmesi
    Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi • Cilt 24, Sayı 2, Aralık 2018, ISSN 2146-0590, ss. 711-742 KAMU HUKUKU Tanzimat Sonrası Vergi Reformlarının Anayasal Vergilendirme İlkeleri Çerçevesinde Değerlendirilmesi Evaluation of Post-Tanzimat Tax Reforms within the Frame of Constitutional Taxation Principles * Berrin GÜNAY1 ** Asım Furkan TEKİR2 Öz Günümüz vergi hukukunun köklerini ve ruhunu özellikle Tanzimat sonrası olmak üzere geç dönem Osmanlı vergi reformlarında bulmak mümkündür. Bu tarihî devir, anayasal vergilendirme ilkelerinin nasıl bir değişim yarattığının aşama aşama gözlenebildiği bir gözlem alanı olarak esaslı bir önem ve elverişlilik arz etmektedir. Bu çalışma, işbu döneme günümüzde ayrıntılı bir şekilde tanımlanmış olan anayasal vergilendirme ilkeleri ışığında bakmayı amaçlamıştır. Bu çerçevede, öncelikle vergilendirme ilkelerinin neler olduğu ortaya konulmaya çalışılmış, daha sonra klasik Osmanlı vergi sisteminin bu ilkeler bakımından ne durumda olduğu kısaca değerlendirilmiş, ardından vergi konusundaki Tanzimat döneminden Meşrutiyet dönemini de kapsayacak biçimde Cumhuriyete kadarki anayasal ve diğer hukukî düzenlemeler ve somut tarihî vakıalar ve gelişmeler yorumlanarak nihayetinde ilkelere ne ölçüde riayet edildiği hakkında bir sonuca varılmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Vergi Reformu, Tanzimat Dönemi, Meşrutiyet Dönemi, Anayasal Vergilendirme İlkeleri, Osmanlı Vergi Sistemi, Osmanlı-Türk Anayasa Tarihi, Vergi Hukuku, İslam Vergi Hukuku Abstract It is possible to find the roots and
    [Show full text]
  • KLASİK DÖNEM OSMANLI VERGİ SİSTEMİ Ve VERGİ TÜRLERİ
    KLASİK DÖNEM OSMANLI VERGİ SİSTEMİ ve VERGİ TÜRLERİ Hazırlayan Cengiz BECERMEN (Eski Vergi Müfettişi) Kamu Yönetimi Uzmanı Vergi Müfettişleri Derneği Genel Merkezi Cihan Sok. No: 13/7 Sıhhiye / ANKARA Tel: (0312) 231 80 19 Fax: (0312) 231 80 65 e-mail: [email protected] www.vmd.org.tr Mizanpaj & Kapak Tasarımı Aren Reklam Tanıtım Dış Tic. Ltd. Şti. Dr. Mediha Eldem Sok. No: 38/15 Kızılay/ANKARA Tel: (0312) 430 70 81 www.arentanitim.com.tr Baskı EPAMAT Basım Yayın Ambalaj Reklam Promosyon Ltd. Şti. İvedik OSB Merkez Sanayi Sitesi 538. Sok. No: 35 İvedik/ANKARA Tel: (0312) 394 48 63 CENGİZ BECERMEN Yazar, 1964 yılında Kars’ın Kağızman ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise eği- timini Bitlis’te tamamladı. 1982 yılında başladığı Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümünden 1986 yılında mezun oldu. 1990 yılın- da Maliye Bakanlığında Vergi Müfettişi olarak göreve başladı. 1991-1995 yılları arasında Malatya’da, 1995-2000 yılları arasında Bolu’da ve 2000-2007 yılları arasında Ankara’da görev yaptı. 2008 yılı başında Bursa İl Özel İdaresinde İç Denetçi olarak başladığı görevine halen devam etmektedir. 2000 yılında Bolu İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Bölümünde, “Osmanlı - Türk Modernleşmesi ve Bugünkü Durumun Tahlili” adlı tez çalışması ile Yüksek Lisans (Master) yaptı. “Kamu Yönetiminde Halkla İlişkiler”, “Küreselleşme”, “Postmodernite”, “Türk Kültürünün Tarihsel Gelişimi”, “Sahte Belge Düzenlenmesi ve Kullanılmasının Neden ve Sonuçları”, “Yerel Yönetimlerde Yeniden Yapılandırma Çalışmaları”
    [Show full text]
  • Osmanlı Devleti Kültür Ve Medeniyeti
    OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR VE MEDENİYETİ Devlet Yönetimi Osmanlı Devleti, cihat ve fetih anlayışı içerisinde kurulan Türk - İslam devletleri içerisinde en güçlü ve en uzun ömürlü olanıdır. Osmanlı devlet anlayışının kökeni eski Türk gelenekleri, İslam hukuku ve hâkim olunan topraklardaki devlet anlayışlarına dayanır. Osmanlı’da “Devlet hükümdar ailesinin ortak malıdır” anlayışı vardır. Bu anlayış hanedanın erkek çocuklarına tahta çıkma imkânı sağlamış, bu da taht kavgalarına neden olmuştur. Saltanat babadan oğula geçmekle beraber belirgin bir veraset sistemi görülmemektedir. I. Murat bu anlayışı değiştirmiş “Ülke hanedanın değil yalnızca hükümdar ve oğullarına aittir.” anlayışını getirmiştir. Amaç; merkezi otoriteyi güçlendirmek ve taht kavgalarını önlemektir. Fatih Sultan Mehmet, Kanunname-i Ali Osman’ı (Fatih Kanunnamesi) hazırlayarak veraset sistemini yazılı yasalar haline getirdi. Bu yasalarla merkezi otoritenin korunması için kardeş katline izin verilmiştir. Bu sistem I. Ahmet (1603 - 1617) Dönemi’nde “hanedanın en yaşlı ve akıllısının başa geçmesi’ şeklinde değiştirildi (Ekber-i Erşed). Bu değişiklikle taht kavgalarını önlemek amaçlanmıştır (olumlu sonuç). Ancak bu uygulama şehzadeler arasındaki rekabet duygusunu ortadan kaldırması bakımından olumsuz sonuçlar doğurmuştur. III. Mehmet Dönemi’nde “şehzadelerin sancağa gönderilmesi” uygulamasına son verilmiş ve “Kafes usulü” getirilmiştir. Bu durum şehzadelerin yönetim deneyiminden yoksun şekilde tahta çıkmalarına neden olmuştur. Kuruluş ve Yükseliş Dönemi padişahları sancak sistemine göre yetişmişlerdi. Şehzadeler (padişahın erkek çocuklarına verilen isim), Lalalarla birlikte sancaklara yönetim tecrübesi kazanmaları için gönderilirdi. Sancağa ilk çıkan I. Murat, son çıkan III. Mehmet’tir. Sancağa çıkmadan tahta oturan ilk Osmanlı padişahı I. Ahmet’tir. Osmanlı’da yönetim padişahın mutlak otoritesinde toplanırdı yani yönetim mutlak monarşiydi. Yavuz’un Mısır Seferi sonucunda Halifeliğin Osmanlı’ya geçmesi ile yönetim “Mutlak Teokrasi”ye dönüştü.
    [Show full text]
  • İstanbul İktisat Dergisi Istanbul Journal of Economics
    ISSN: 2602-4152 E-ISSN: 2602-3954 Istanbul Journal of Economics İstanbul İktisat Volume: 68, Issue: 1, Year: 2018 Dergisi Istanbul Journal of Economics is covered in; Google Scholar TUBITAK-ULAKBIM’s TR Index İstanbul İktisat Dergisi aşağıdaki indekslerde yer almaktadır; Google Scholar TUBİTAK-ULAKBİM TR Dizin Istanbul Journal of Economics - İstanbul İktisat Dergisi Volume/Cilt: 68, Issue/Sayı: 1, 2018 ISSN: 2602-4152 E-ISSN: 2602-3954 EDITORIAL MANAGEMENT / YAYIN KURULU Editor in Chief / Baş Editör Prof. Dr. Haluk Alkan İstanbul Üniversitesi, İstanbul-Türkiye Associate Editor / Yardımcı Editör Prof. Dr. Nazan Susam İstanbul Üniversitesi, İstanbul-Türkiye Managing Editor / Yönetici Editör Doç. Dr. Halil Tunalı İstanbul Üniversitesi, İstanbul-Türkiye Language Editor / Dil Editörü Elizabeth Mary Earl İstanbul Üniversitesi, Yabancı Diller Yüksekokulu, İstanbul-Türkiye Papers and the opinions in the Journal are the responsibility Owner / Sahibi of the authors. The Journal is owned by Prof. Dr. Haluk ALKAN (Istanbul, Turkey) on behalf of Istanbul Journal of Economics Dergide yer alan yazılardan ve aktarılan görüşlerden İstanbul İktisat Dergisi adına sahibi yazarlar sorumludur. Prof. Dr. Haluk ALKAN (İstanbul, Türkiye) This is a scholarly, peer-reviewed, open-access journal Publishing Company / Yayıncı Kuruluş published two times a year in June and December. Istanbul University Press / İstanbul Üniversitesi Yayınevi İstanbul Üniversitesi Merkez Kampüsü, 34452 Beyazıt, Fatih / İstanbul - Türkiye Haziran ve Aralık aylarında, yılda iki sayı olarak
    [Show full text]
  • Osmanli Sosyal Tarihi
    OSMANLI SOSYAL TARİHİ TARİH LİSANS PROGRAMI PROF. DR. ARZU TOZDUMAN TERZİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ TARİH LİSANS PROGRAMI OSMANLI SOSYAL TARİHİ Prof. Dr. Arzu Tozduman Terzi Yazar Notu Elinizdeki bu eser, İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi’nde okutulmak için hazırlanmış bir ders notu niteliğindedir. ÖNSÖZ Osmanlı Devletinin sosyal yapısı iyi bilindiği takdirde siyasi, ikitisadi ve kültürel kurumlar onun üzerine rahatlıkla bina edilebilir ve Osmanlı daha iyi anlaşılabilir. Dolayısıyla Osmanlı Devletinin temel yapısını oluşturan Osmanlı toplumu bu dersin inceleme alanıdır. Dersin ilk haftasında Osmanlı sosyal yapısının oluşumu ile konuya giriş yapılıp, sosyal yapının temelini oluşturan nüfus ve iskân üzerinde durulacaktır. Sınıf ayırımının olmadığı Osmanlı toplumunda daha çok iktisadî eğilimde olan tabakalaşma incelenerek Osmanlıya özgü özellikleri vurgulanacaktır. Kuşkusuz Osmanlı toplumu denildiğinde Osmanlı ailesinden kısa da olsa bahsedilmeden geçilmeyecektir. Osmanlı sosyal hayatında yer alan kurumların teşekkülünde çok önemli bir yeri olan vakıflar ele alınıp çoğunluğu vakıflarca desteklenen klasik dönem Osmanlı eğitim kurumlarına da genel hatlarıyla temas edilecektir. Osmanlı şehirlerinde yine vakıflarca desteklenen ve sosyo-ekonomik hayatın parçası olan esnaf teşkilatı dersimizde diğer işlenecek konular arasındadır. Hemen devamında toplumun huzur, güven ve refahının sağlanmasında büyük rol oynayan iki önemli kurum, narh ve muhtesiplik üzerinde durulacaktır. Osmanlı sosyal yapısını oluşturan yöneten ve yönetilen zümrelerin çalışma şartları, ücretleri ve sosyal güvenliği ise ayrı bir konu olarak ele alınacaktır. Toplum hayatında yine huzur ve güven ortamını sağlayan bir başka unsur şüphesiz hukuktur. İki dersimizi hukuka ayırarak aslında sosyal hayatın her safhasında hukukun varlığını gözler önüne sereceğiz. Son iki konumuzu ise sosyal hayatın iki önemli cephesi haberleşme ve ulaşıma ayırarak Osmanlı Sosyal Tarihi dersimizi sonlandıracağız.
    [Show full text]
  • Türk Vergġ Sġstemġ Ġçerġsġnde Yol Vergġsġnġn Yerġ Ve Cumhurġyet Dönemġndekġ Uygulamalari
    T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ TARĠH ANA BĠLĠM DALI ATATÜRK ĠLKELERĠ VE ĠNKILÂP TARĠHĠ BĠLĠM DALI TÜRK VERGĠ SĠSTEMĠ ĠÇERĠSĠNDE YOL VERGĠSĠNĠN YERĠ VE CUMHURĠYET DÖNEMĠNDEKĠ UYGULAMALARI Arzu KAYA YÜKSEK LĠSANS TEZĠ DanıĢman Prof. Dr. Osman Akandere KONYA-2011 i ÖNSÖZ Anadolu, coğrafi konumu itibariyle her dönem bir ticari geçit koridoru olmuĢ, özellikle de Ġpek Yolu‟nun da önemli bir bölümünü teĢkil etmiĢtir. Osmanlı Devleti, kuruluĢunda Anadolu Selçukluları‟ndan teslim aldıkları ulaĢtırma ağını uzunca bir süre kullanmıĢtır. Askeri ihtiyaçları karĢılamak için geliĢtirdikleri karayolu ağları yükseliĢ döneminde, hem askeri hem de ticari ihtiyaçları karĢılamıĢtır. Bu yollara ilave olarak pek çok han, saray ve kervansaray da inĢa edilerek, güzergâhlarda ticaretin geliĢmesi ve ahenk içinde iĢlemesi için her türlü kolaylık sağlanmaya çalıĢılmıĢtır. YükseliĢ döneminde inĢa edilen karayolu ağı Devletin son dönemine kadar ihtiyacını karĢılamıĢtır. Ancak son dönemde yollara olan ihtiyacın arttığı, bunları inĢa edecek finans kaynaklarının bulunamadığı görülmektedir. Bununla birlikte yaĢanan uzun süreli savaĢların Osmanlı Devleti‟nin ekonomisine olumsuz etkilerinin yanı sıra Anadolu‟nun bizzat savaĢ alanı haline gelmesi mevcut yolların da imhasına neden olmuĢtur. Böyle bir dönemin bakiyesi üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti‟nin kurucularının omuzlarına düĢen yük Ģüphesiz büyük olmuĢtur. Yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti‟nin bayındırlık politikası ve çalıĢmaları Millî Mücadele döneminde baĢlamıĢ ve Cumhuriyetin ilanıyla hız kazanmıĢtır.
    [Show full text]