Tiyatro : Hürrem Sultan – Aşk Hastası

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Tiyatro : Hürrem Sultan – Aşk Hastası G Ü N D E M Tiyatro Hürrem Sultan Son aylarda TRT’de ve başka bir özel kanalda harem hayatının iç Osmanlı tarihinde içinde kendi- yüzünü göstermeye çalışan iki dizi sine yurt içinde ve yurt dışındaki dolayısıyla yazılı ve görsel basında çalışmalarda özel bir yer ayrılan birçok haber, eleştiri ve yorum Kanuni Sultan Süleyman, 1512- yayınlarına tanık olduk. Ancak aynı 1566 yılları arasında hüküm sürerken tarihlerde Devlet Tiyatrosunda sah- hasekisi Hürrem (1500-1558) ile nelenen Hürrem Sultan hakkında gaze- nikah kıydırmış ve bu davranışıyla telerde ve dergilerde hemen hemen kendisinden bir hayli söz ettirmiştir. hiçbir yazar -sanat eleştirmeni de dâhil Hürrem Sultan nikâh kıyılmasından olmak üzere- kalem oynatmadı. Oysa sonra, sarayın hemen hemen bütün iç işlerinde önemli bir rol oynamıştır. bu Hürrem Sultan piyesi gerçekten Bütün kaynaklarda Slav kökenli görülmeye değer, güzel bir sanat eseri olduğu belirtilen Hürrem’in Lehistan idi. topraklarında esir edilen- Bir tıp doktoru olan ler arasında en talihli kişi Orhan Asena (7.1.1922- olduğu kesindir. Çünkü 15.2.2001) bu eseri çok Osmanlı Devleti'nde ilk önceleri, 1960 yılında kez bir cariye iken köle- yazmıştı. Aradan elli yıldan likten kurtulan, hür ve fazla geçmiş olmasına nikâh kıyılarak padişahın rağmen değerinden ve yegâne hanımlığına güncelliğinden bir şey mazhar olmuştur. Kendi öz kaybetmeyen bu piyes- oğullarının tahtın varisi ola- ten başka diğer eserleri de bilmesi için sarayda çeşitli sahnelenen Orhan Asena entrikalar çevirmiştir. Ayrı bu yolda çeşitli ödül- ve özel bir yönetime sahip lere da layık görülmüştü. olan harem hayatı, renkli olduğu ka- Kocaoğlan 1956’da Basın Yayın Ge- dar da bir hayli dramatik sahnelerle nel Müdürlüğünün açtığı yarışmada doludur. Burada en önemli rol önce- birincilik ödülünü, Tanrılar ve İnsanlar likle Valide Sultan’da, ondan sonra - Gılgamış 1960 yılında Türk Dil Ku- padişahın eşi Haseki Sultan’dadır. rumu Tiyatro Ödülünü, Hacivat Hürrem’in nikâh kıyılmasından sonra Politikacı 1964’ te Kültür Bakanlığı öncelikle giriştiği iktidar mücadele- Karagöz Metinleri yarışmasında sinin safhaları, o dönemi yansıtan, üçüncülük ödülünü, Atçalı Kel işleyen ve inceleyen birçok eserde Mehmet 1970’te TRT Sanat Ödülleri uzun uzun anlatılır. Ayrıca Hürrem’in yarışmasında başarı ödülünü, Şili’de Av inişli-çıkışlı hayatı birçok araştırmaya 1973’te İsmet Küntay tiyatro ödülünü, ve romana da konu oluşturmuştur. PB Türk Dili Türk Dili 89 Tiyatro Ölümü Yaşamak 1983 yılında Avni pek çok işime yaramıştır ama beni tari- Dilligil tiyatro ödülünü, yine Hür- hçilerle ya da tarihten bugüne bakmayı rem Sultan’ı konu edinen Ya Devlet alışkanlık hâline getirenlerle karşı Başa, Ya Kuzgun Leşe 1983’te Türkiye karşıya bırakmıştır."1 İş Bankası Tiyatro Büyük Ödülünü Hürrem Sultan için yazanlardan kazanmıştı. biri de tiyatro eleştirmeni Prof. Dr. Sev- Bu ödüllü eserlerinin dışında yine da Şener’dir: “Orhan Asena oyunlarının çeşitli sahnelerde sergilenen Korku konularını çoğu kez tarihten, mitolojiden (1956), Yalan (1962), Kapılar (1963), ve sırası geldiğinde günlük yaşamdan Tohum ve Toprak / Alemdar Paşa alır. Tarihte geçen olayları, sürükleyici (1964), Gecenin Sonu (1964), Fadik bir biçimde kurgulamakla yetinmedi, bu Kız (1968), Öç (1968), Simavnalı Şeyh olaylardan tartışmaya açık bir düşünce Bedrettin (1969), Geçkin Kız (1971), ortamı yarattı. Onun tarih oyunlarının El Kapısı (1972) vd. oyunları onun başta gelen özelliği, geçmiş olayları, Türk tiyatro edebiyatı içindeki yerini günümüzün gerçekleri, sorunları ve pekiştiren eserlerdir. Özellikle tarihî değer yargıları açısından alması, yeni yo- oyunlara da ağırlık veren Orhan Asena rumlara olanak sağlamasıdır.” 2 Hürrem Sultan hakkında yazdığı yo- Doç. Dr. Hülya Nutku ise yazarın rumda şunları belirtiyor: dildeki tutumu hakkında şu söz- “Hürrem Sultan’ın ikinci kez Dev- leri aktarıyor: “Onun bir özelliği de let Tiyatrolarında gösterilmesi beni, dili kullanmaktaki ustalığıdır. Asena, tarih ve tiyatro konusunda bir kez Türkçemizdeki kelimelerin anlamları daha düşünmeye itti. ve anlamlı kullanılışı ile estetik bir "Neden tarihe yönelmek gereksinimi bütünlüğe gitme çabası içindedir. Dili, duymuşum? Bir kaçış, bir sığınış mıydı?.. oyunlarında işlediği konu açısından Yoksa salt bir baba-oğul dramı mı, tavra uygun bir biçimde ele almıştır. Kanuni gibi bir büyük hükümdarın, dev- Bu da onun, oyunun atmosferini yaka- let ve evlat ikilemi karşısındaki iç çatışkısı lamakta gösterdiği ustalıkta yatar. mı etkilemişti beni?... Ben tarihsel konulu Örneğin, oyununda bir yanda şiirsellik öte yanda yöresel diyalekt iç içe ve usta oyunlarımda hiçbir zaman tarihi alıp 3 bugüne getirmeyi düşünmedim. Tam bir sentezle ele alınır.” tersine günümüzdeki toplumsal-siyasi Ankara’daki Büyük Tiyatro sahne- olayların tarihteki iz düşümünü yaka- sinde gösterime giren bu önemli piyesi lamaya çalıştım. Çıkış noktam hep yöneten Serhat Nalbantoğlu’dur. Hür- bugün olmuştur. Aslında bugün, nasıl rem Sultan rolünde Miraç Eronat Er- yarının hazırlayıcısı ise, tarih de bugünü hazırlayan bir dünkü gündür. Ben tarihi Ankara Devlet Tiyatrosu, Hürrem Sultan devrelere ayırmam. Ne bugün dünden 1 ayrılabilir, ne yarın bugünden…Tarihi oyun dergisi, s.13. böyle almak bir tiyatro yazarı olarak 2 a.y., s. 23. 3 a.y., s. 25. 90 Türk Dili Türk Dili 91 GÜNDEM bil, Kanuni Sultan Süleyman’da Sinan medet!. Bela pazarında dert saçıyorum. Pekinton, Sadrazam Rüstem Paşa’da Sözüm bitti. Gam sermayesi tükendi. Oktay Dal, Şehzadelerden Mustafa’da Gönlümdeki İsa’yı susturma, Gam’ın Orhan Özyiğit, Bayezid’de Caner Ka- iyisine müşteri olmam için bana söz dir Gezener, Cihangir’de Çağrı Turan, akçesi gerek. Şarap ver ey letafet gülü. Selim’de Uğur Nak ile Şair Yahya’da Şarap ver ve neyi hikâye ettiğimi sor. Emre Erçil, Ahmet Paşa’da Şahap Şems-i Tebrizi’nin feyziyle hayat bulan Sayılgan, Mihrimah Sultan’da Gülşah ‘Ney’ parçası kalemim. Aşk’ın sözlerine Çomuoğlu ve diğer sanatçılar seyir- çekidüzen verip, bana aşkın destanını cilere güzel bir şöleni böylece sunmuş söylet” diye devam eder kitabını yazma- oldular. Eserin dekor tasarımı Güven ya. Muhabbet oğullarının giydikleri Öktem’e gerçekten çok göz alıcı ve Temmuz güneşidir, içtikleri ise dünyayı muhteşem kostümler Sevgi Türkay’a, yakan ateş. Ektikleri kıvılcım, içtikleri ise ışık tasarımı Zeynel Işık’a ve müzik de parça parça olmuş bir kalp… Can Attila’ya aittir. Bela vaktinde âşık olan ve güzelliğe ulaşmak için bir gam kuyusuna düşen Aşk Hastası şair, fikir yolunun buz tuttuğu, mum- Türk edebiyatında kendine dan gemilerin ateş denizinde seyrettiği, özgü diliyle ve üslubuyla öne çıkan bu çıkışı neredeyse imkânsız olan bela şairlerden biri Şeyh Galip’tir. Divan kuyusunda bir insan, bir sanatçı olarak edebiyatının on sekizinci yüzyıldaki kendini yeniden kurgulayıp tasar- layarak sığınacak bir yer, bir çıkış yolu önemli kişilikleri arasında ün yapan 4 ve bugün bile farklı eserleriyle anılan aramaktadır.” Şeyh Galip özellikle Hüsnü Aşk mesne- Kenan Işık bütün bu sahneleri visi ile unutulmaz şairlerden biri ol- bir oyuncu kadrosuyla anlatmakta, muştur. oyuncuların büyük ve değerli çabası Devlet Tiyatrosunun emektar eseri tanıyan veya tanımayan sey- oyuncusu ve yöneticisi Kenan Işık bu ircileri büyük bir heyecan içine mesneviden esinlenerek Aşk Hastası’nı sürüklemektedir. Yazar aynı zamanda kaleme almış ve yönetmiştir. Dört yazısında şunları da sormaktan geri ana unsurdan biri olan ateş, bu pi- durmamaktadır: yesin asıl motifidir. Ateşin temsil “Tiyatro sanatının evrensel değerleri ettiği kavramlar arasında temizlik, ile; Platon’la, Shakespeare’le, Goethe’yle aydınlık, uygarlık, ilham, aşk ve sanat içinde yaşadığı coğrafyanın kadim, bir bulunmaktadır. O ayrıca sağlık ver- anlamda yerli, etnik, kültürel değerlerini endir, günahlardan arındırıcıdır, tem- Şeyh Galib’i, Mevlana’yı uyum içinde izleyicidir geleneklerimizdeki yaygın buluşturup yeni ve özgün bir sanatsal uygulamalara göre… Şeyh Galip ilhamını Mevlana’nın “ateştir neyin sesi, yel değil" sözünden almış ve “Saki 4 Ankara Devlet Tiyatrosu oyun dergisi, s. 6. 90 Türk Dili Türk Dili 91 Tiyatro anlayış ve estetikle mi icra edecektir Biz de öyle yaptık.”6 sanatını? Yoksa işin kolayına kaçıp batılı Devlet Tiyatrolarında geçen modelleri taklit etmeye devam ederek, şu yıllardan beri hemen hemen oyna- günlerde tiyatro sanatına dayatılan basit, nan bütün piyeslerde bir projeksi- kolay anlaşılır, sıradan, kalabalıkların yon gösterisi, bir sinevizyon sunumu hoşuna giderek seyircilerin salonları tıka neredeyse moda oldu çıktı. Buna niçin basa dolduracağı kaba saba oyunlarla her temsilde ihtiyaç duyuluyor? Seyir- mı?”5 ciyi alıştırmak ve oyunun havasına sokabilmek için mi? Eski olayları ve Oyunun yapısı gereği çok değişik durumları böyle bir tutumla aktarıp bir dekor olması gerekir ki bunu göstererek zamandan tasarruf etmek da dekor ve giysi tasarımını üstle- için mi? Bir de buna karanlık arka plan- nen Hakan Dündar çok başarılı bir lar eklenince piyesler daha da çarpıcı biçimde gerçekleştirmiş… Oyunu mı oluyor sanki? Bilmiyorum, yeni sadece dekor ve giysiler il- postmodern sahneleme tekniği bunu ginç kılmıyor, ışık ve arada mu icap ettiriyor? Ancak görünen dans sahneleri şu kadarını belirtmeliyim: de seyircinin üzerinde Seyirciler bu tutumu pek de büyük etki yapıyor. Hakan olumlu karşılamıyor. Perde aralarında görüştüğüm kişi- Dündar’ın sözlerine kulak lerin genelde düşünceleri verelim: hep aynı yönde… “Her yeni oyun yeni Aşk Hastası çok geniş bilinmezliklerle gelir. Aşk bir kadroyla sahneleniyor. Hastası oyununun dekoru Şeyh Galip’te Kutay Sun- için kafamda beliren atmos- gar, Dilara’da Ebru Uysal
Recommended publications
  • Women and Power: Female Patrons of Architecture in 16Th and 17Th Century Istanbul1
    Women and Power: Female Patrons of Architecture in 16th and 17th Century Istanbul1 Firuzan Melike Sümertas ̧ Anadolu University, Eskisehir, ̧ TÜRKlYE ̇ The aim of this paper is to discuss and illustrate the visibility of Ottoman imperial women in relation to their spatial presence and contribution to the architecture and cityscape of sixteenth and seventeenth century Istanbul. The central premise of the study is that the Ottoman imperial women assumed and exercised power and influence by various means but became publicly visible and acknowledged more through architectural patronage. The focus is on Istanbul and a group of buildings and complexes built under the sponsorship of court women who resided in the Harem section of Topkapı Palace. The case studies built in Istanbul in the sixteenth and seventeenth centuries are examined in terms of their location in the city, the layout of the complexes, the placement and plan of the individual buildings, their orientation, mass characteristics and structural properties. It is discussed whether female patronage had any recognizable consequences on the Ottoman Classical Architecture, and whether female patrons had any impact on the building process, selection of the site and architecture. These complexes, in addition, are discussed as physical manifestation and representation of imperial female power. Accordingly it is argued that, they functioned not only as urban regeneration projects but also as a means to enhance and make imperial female identity visible in a monumental scale to large masses in different parts of the capital. Introduction Historical study, since the last quarter of the 20th The study first summarizes outlines the role of women century has concentrated on recognizing, defining, in the Ottoman society.
    [Show full text]
  • Running Head: Correspondence of Ottoman Women
    Correspondence of Ottoman Women 1 Running head: Correspondence of Ottoman Women The Correspondence of Ottoman Women during the Early Modern Period (16th-18th centuries): Overview on the Current State of Research, Problems, and Perspectives Marina Lushchenko Department of French, Hispanic and Italian Studies University of British Columbia Vancouver, Canada Correspondence of Ottoman Women 2 Abstract My main goal is to investigate problems and possible perspectives related to studies in Ottoman women’s epistolarity (16th-18th centuries). The paper starts with a review of the current state of research in this area. I then go on to discuss some of the major problems confronting researchers. Ottoman female epistolarity also offers many directions that future research may take. A socio-historical approach contributes to shed new light on the roles Ottoman women played within the family and society. A cultural approach or a gender-based approach can also provide interesting insight into Ottoman women’s epistolarity. Moreover, the fast computerization of scholarly activity suggests creating an electronic archive of Ottoman women’s letters in order to attract the attention of a wider scholarly audience to this field of research. Correspondence of Ottoman Women 3 INTRODUCTION In recent years researchers working in the field of gender studies have started to pay special attention to the place that letter-writing held in early modern women’s lives. As a source, letters provide, indeed, an incomparable insight into women’s thoughts, emotions and experiences, and help to make important advances towards a better understanding and evaluation of female education and literacy, social and gender interactions as well as roles played by women within the family circle, in society and, often, on the political stage.
    [Show full text]
  • Türk Tiyatrosunda Hurrenisultan
    Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi Türk Tiyatrosunda HurreniSultan Doç. Dr. Abide DOGAN* Özet Hurrem Sultan Kanuni Sultan Süleyman'ın gözdesidir. Dört oğlan bir kız çocuğu an- nesidir. Hileci ve entrikacı kişilik yapısı ile sarayda geldiği mevki i kimseye kaptırma- mak, saltanatının devamını sağlamak için oğullarını tahta çıkarmak istemiş ve bunun için de elinden gelen herşeyi yapmıştır. ilk engelolarak gördüğü Şehzade Mustafa'yı or- tadan kaldırtmış, fakat bu davranışının hem ordu hem halk hem de kendi oğulları için iyi sonuçlar vermediğini çok geç farketmiştir. Hurrem Sultan yaşadıkları ve kişilik yapısı bakımından ilginç bir şahsiyettir ve ya- zarların da ilgi odağı olmuştur. Hakkında bir çok roman ve tiyatro eseri yazılmıştır. Biz bu yazımızda Hurrem üzerine yazılmış üç tiyatro eserini ele aldık. Bunlar Yusuf Niya- zi'nin Mazlum Şehzadeler yahud Hurrem Sultan, Orhan Asena'nın Hurrem Sultan ile Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe adlı eserleridir. ANAHTAR SÖZCÜKLER: Hurrem Sultan, Sultan Süleyman, Rüstem, Mustafa, Mihrimah, Bayezid, Selim, Topkapı Saray!. Abstract Hurrem Sultan was the person whom Kanuni Sultan Süleyman loved the most. She was the mother of four boys and a girL.Because of her rather cheating and entrik perso- nality she tried to keep her superior possition in Sarayand did everything to see her sons being appointed as the Sultan so as to continue the dynasty. She removed Şehzade Mus- tafa who appeared as an obstade before her, but this behaviour of her as she noticed la- ter was not produced good results for the public the army and her own sons. Hurrem Sultan was an interesting person became of her life style and personality, · H.Ü.
    [Show full text]
  • Cem Görür Doktora Tezi SON.Pdf
    T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI SULTAN III. MUSTAFA: AİLESİ, GÜNLÜK HAYATI, DİNİ VE İLMİ İLGİLERİ DOKTORA TEZİ Cem GÖRÜR Tez Danışmanı Prof. Dr. İlhami YURDAKUL Bilecik, 2020 10340908 T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI SULTAN III. MUSTAFA: AİLESİ, GÜNLÜK HAYATI, DİNİ VE İLMİ İLGİLERİ DOKTORA TEZİ Cem GÖRÜR Tez Danışmanı Prof. Dr. İlhami YURDAKUL Bilecik, 2020 10340908 BEYAN “Sultan III. Mustafa: Ailesi, Günlük Hayatı, Dini ve İlmi İlgileri” adlı doktora tezimin hazırlık ve yazımı sırasında bilimsel ahlak kurallarına uyduğumu, başkalarının eserlerinden yararlandığım bölümlerde bilimsel kurallara uygun olarak atıfta bulunduğumu, kullandığım verilerde herhangi bir tahrifat yapmadığımı, tezin herhangi bir kısmını Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi veya başka bir üniversitedeki başka bir tez çalışması olarak sunmadığımı beyan ederim. Cem GÖRÜR ÖN SÖZ XVII. yüzyılın başında Osmanlı veraset sisteminin değişmesi, Osmanlı padişahlarının hayatlarında ciddi bir değişime sebep oldu. Şehzadelik dönemlerini sıkı bir gözetim altında geçirmeye başlayan padişahlar, bu zorlu sürecin ardından tahta oturduklarında, devletin geçirdiği sancılı süreçler karşısında tecrübesizliklerinin sıkıntısını fazlasıyla yaşadılar. XVIII. yüzyılın başında meydana gelen Edirne Vakası’yla birlikte, padişahlık dönemlerinde de bir mekân tahdidine uğramışlar ve ataları gibi İstanbul dışında uzun vakitler geçiremez olmuşlardı. Bu açıdan yaklaşıldığında XVIII. yüzyıl padişahlarının kendilerine has koşulları olduğu görülür. Buna mukabil tarih yazımında XVIII. yüzyılın, Tanzimat öncesi Türk “yenileşmesi/modernleşmesinin” öncülü bir süreci veya ihtişamlı “klasik” devir sonrası duraklama ve gerilemenin üzücü bir aşaması şeklinde ele alınması, dönemin padişahlarına da benzer bir perspektiften yaklaşılmasına sebep olmuştur. Dolayısıyla mevcut şartları içerisinde padişahların bizzat kendilerine, onların içinde bulundukları hayata/rutinlerine odaklanan çalışmalar son derece sınırlı kalmıştır.
    [Show full text]
  • Anlaşmalı Sağlık Kurumları Listesi
    ANLAŞMALI ECZANE LİSTESİ KOD ECZANE ADRES İLÇE İL TEL 232 TAMBAY ECZANESİ (ECZ.FATİH TANBAY) TÜRKİYE, Adana 1120, Seyhan, Cemalpaşa MAH. Toros Caddesi Gazipaşa Bulvarı NO:31/B SEYHAN ADANA 3224583210 459 EGE ECZANESİ (ECZ.İPEK BULUT) TÜRKİYE, Adana 1360, Çukurova, Belediye Evleri MAH. 84242. Sokak Turgut Özal Bulvarı NO:48 ÇUKUROVA ADANA 3222487707 620 FEHİMAN ECZANESİ (ECZ.MEHMET KAHYALAR) TÜRKİYE, Adana 1120, Seyhan, Reşatbey MAH. Atatürk Caddesi NO:40 SEYHAN ADANA 3224578330 624 PARK ECZANESİ (DİLEK TANSUĞ) TÜRKİYE, Adana 1130, Seyhan, Kurtuluş MAH. Atatürk Caddesi Gülbahçe sitesi NO:65/N SEYHAN ADANA 3224531335 BÜYÜKNİSAN ECZANESİ (ECZ.FATMA SEMRA 672 TÜRKİYE, Adana 1280, Yüreğir, Cumhuriyet MAH. Gülbey Karataş Caddesi YÜREĞİR ADANA 3223243099 BÜYÜKNİSAN) 910 BELDE ECZANESİ (ECZ.BAŞAK YILDIRIM) TÜRKİYE, Adana 1120, Seyhan, Reşatbey MAH. Atatürk Caddesi NO:14/F SEYHAN ADANA 3224573086 1202 ARDA ECZANESİ (ECZ.AHMET HAN ALPMAN) NO: 87/C Toros Çukurova 1170 Adana ÇUKUROVA ADANA 3222326155 1492 BAŞKENT ECZANESİ (ECZ.HAKAN ÇELİK ) TÜRKİYE, Adana 1150, Seyhan, Yenibaraj MAH. Hacı Ömer Sabancı Caddesi NO:22/B SEYHAN ADANA 3222262800 1555 BADEM ECZANESİ (ECZ.PELİN SAYGILI ) TÜRKİYE, Adana 1060, Seyhan, Döşeme MAH. 60067. Sokak NO:6/A SEYHAN ADANA 3223223039 1566 YENİ SAYGIN ECZANESİ (ECZ.CANSU SAYGIN ) TÜRKİYE, Adana, Seyhan, Ziyapaşa MAH. NO:5 D:A SEYHAN ADANA 3224560016 1718 ŞİFA ECZANESİ (ECZ.AYDIN ÖNEN) TÜRKİYE, Adana 1060, Seyhan, Döşeme MAH. Cumhuriyet Caddesi NO:99 SEYHAN ADANA 3224316224 2247 ŞENCAN ECZANESİ (ECZ.ŞENCAN ÖZTÜRK) TÜRKİYE, Adana 1120, Seyhan, Reşatbey MAH. Cumhuriyet Caddesi NO:25 D:D SEYHAN ADANA 3224570565 ACEMBEKİROĞLU ECZANESİ (ECZ. HATİCE 3156 TÜRKİYE, Adana 01060, Seyhan, Döşeme MAH.
    [Show full text]
  • Cumhuriyet Öncesinde Türk Kadını
    T.C. BAŞBAKANLIK AİLE ARAŞTIRMA KURUMU BAŞKANLIĞI Cumhuriyet Öncesinde TÜRK KADINI (1839-1923) İKİNCİ BASKI Şefika KURNAZ Ankara 1991 T.C. BAŞBAKANLIK AİLE ARAŞTIRMA KURUMU BAŞKANLIĞI YAYINLARI Genel Yayın No: 4 Seri : Bilim Serisi ISBN : 975-19-0285-1 Redaksiyon: Dr. C. Doğan, E. Özensel, S. Güneş. A R. Kalaycı, E Özdemir Dizgi : Reyhan Grafik Baskı : Öz-EI Matbaası SUNUŞ 1980 ortalarından itibaren ülkemizde kadın orijinli hareket ve yaklaşımların büyük bir mesafe katettiği biliniyor. Bunda Birleşmiş Milletler gibi bazı uluslararası kuruluşlarla vakıfların sağladığı kaynak ve motivasyonların büyük bir payı bulunuyor. Bu arada iki ku- tuplu bir dünyadan tek kutuplu bir dünyaya geçerken, sosyalizmin bıraktığı büyük boşlukta kadın hakları ve "feminizm"in, neredeyse bir ideoloji gibi sunu- lup algılanmasının da bundaki payı büyük. Kadın konusundaki yaklaşımların sansasyonal boyutlar taşıması, her ne kadar harekete bir ivme kazandırmak amacından ileri gelse de, sonuçta, toplum- sal katılımı geciktiren fonksiyonlar ürettiği de bir gerçek. Gelişmeye ve değişime karşı aşırı ön yargıları bulunmayan Türk toplumunun, aceleci ve yaptırımcı tavırları bir "şiddet" unsuru olarak algıladığını da burada kaydetmek gerekiyor. Bu yaklaşımların içine düştüğü bir durum da, kadını mensubu olduğu sosyal üniteden, yani aileden soyutlayarak ele almaya kalkışmasıdır. Kadını, o toplu- mun temelini oluşturan aileden bağımsızlaştırarak ele almak, toplumsal gerçeklikleri veya sosyal kurumları yok farzetmek anlamına gelebilir. Kadın, erkek ve çocuğun kendi bireyi ile sınırlandırılabilecek tarafının yanı sıra, onların, ailenin bütünlüğü içinde üstlendiği bir takım rol ve statülerin de bulun- duğunu biliyoruz. Halbuki sosyal kurumların değişmesi, bizim arzularımızın hilâfına daha uzun zamanlara ihtiyaç gösterebilir. Daha ötede bu problemi üretim biçimlerinin, ailelerin hayat tarzının geçireceği büyük dönüşümlerden bağımsız düşünmek de mümkün değildir.
    [Show full text]
  • Before the Odalisque: Renaissance Representations of Elite Ottoman Women Heather Madar
    Early Modern Women: An Interdisciplinary Journal 2011, vol. 6 Before the Odalisque: Renaissance Representations of Elite Ottoman Women Heather Madar he much-mythologized harem of the Ottoman sultans occupied a Tcentral place in European Orientalist thought for centuries.1 The harem, presented as an exotic world of forbidden sexuality inhabited by compliant yet sexually voracious women, appears in literature, art, and travel writing. While the most famous expressions of this harem fixa- tion date from later centuries,2 a focus on the harem as libidinous zone is demonstrably present in written sources from the sixteenth century. Yet an exploration of sixteenth-century European images turns up a surprising dearth of imagery in this vein. While Renaissance art lacks the languid odalisques or detailed views of the physical environment of the sultan’s harem familiar from later works, a series of largely overlooked representa- tions of elite Ottoman women do exist. Dating from the mid-sixteenth century, these images feature imagined portraits of sultanas — elite women such as Ottoman princesses, the sultan’s mother (valide sultan), or the sul- tan’s preferred concubine (haseki).3 Hurrem, the wife of sultan Süleyman, and his daughter Mihrimah appear most frequently in this genre. Yet strik- ing differences are immediately evident between their depiction and later, more familiar, views of the harem and harem women. The women shown in the Renaissance tradition were members of the sultan’s harem, yet they are not shown within a harem setting, nor do the images make reference to it. Although they are visually marked as Other, largely through the atten- tion given to their exotic dress, they are also presented as women who are of interest as individuals, possessing status and political significance.
    [Show full text]
  • Magnificent Century
    MAGNIFICENT CENTURY Genre: The magnificent century of the Ottomans begins... Period Drama The magnificent ascent of Sultan Suleiman the Production: TIMS Productions Lawgiver to sovereignty commences…. Season 1: 48 x 1 Commercial hour Season 2: 78 x 1 Commercial hour Season 3: 92 x 1 Commercial hour Season 4: 93 x 1 Commercial hour Channel: Star TV / HD MAGNIFICENT CENTURY At the age of twenty-six, when he began his reign, Sultan Suleiman aimed to make the As they started their journey overland, an Ottoman ship set sail from Crimea in the Black Ottomans invincible, building a realm more powerful and extensive than that of Alexander Sea, bringing female slaves as gifts for the Ottoman palace … On this ship was Alexandra the Great. La Rossa, the daughter of a Ukrainian Orthodox minister … This young girl had been taken away from her family and sold to the Crimean palace. She had no idea that she would He ruled for 46 years, and during this time Sultan Suleiman became the greatest warrior become Hurrem, wife of Sultan Suleiman and mother of princes, ruling the empire with and ruler of both East and West. The young Suleiman received news of his succession him through bloodshed and intrigue. to the throne during a hunting party in 1520. Unaware that he would be ruling a reign beyond his dreams, he left behind his wife Mahidevran and his son, the little prince As Sultan Suleiman conquered the world, his great passion for Hurrem would come with a Mustafa, in his palace in Manisa. He took to the road with his close friend and companion high price.
    [Show full text]
  • Hurrem Sultan) in Abad Kejayaan Tv Series (2015)
    AN AUDIENCE STUDY ON THE PORTRAYAL OF A TURKISH QUEEN (HURREM SULTAN) IN ABAD KEJAYAAN TV SERIES (2015): CASE STUDY IN DUSUN TAMBAKSARI A THESIS BY: HUDLROTUR RIZQIYYATUS S. NIM 121211233048 ENGLISH DEPARTMENT FACULTY OF HUMANITIES UNIVERSITAS AIRLANGGA SURABAYA 2016 AN AUDIENCE STUDY ON THE PORTRAYAL OF A TURKISH QUEEN (HURREM SULTAN) IN ABAD KEJAYAAN TV SERIES (2015): CASE STUDY IN DUSUN TAMBAKSARI A THESIS BY: HUDLROTUR RIZQIYYATUS S. NIM 121211233048 ENGLISH DEPARTMENT FACULTY OF HUMANITIES UNIVERSITAS AIRLANGGA SURABAYA 2016 AN AUDIENCE STUDY ON THE PORTRAYAL OF A TURKISH QUEEN (HURREM SULTAN) IN ABAD KEJAYAAN TV SERIES (2015): CASE STUDY IN DUSUN TAMBAKSARI A THESIS Submitted as partial fulfillment of the requirements for the Sarjana Degree of English Department, Faculty of Humanities, Universitas Airlangga Surabaya BY: HUDLROTUR RIZQIYYATUS S. NIM 121211233048 ENGLISH DEPARTMENT FACULTY OF HUMANITIES UNIVERSITAS AIRLANGGA SURABAYA 2016 ii iii This Thesis is dedicated to my mother, who love me unconditionally and my beloved father who passed away during the journey. I love you, let’s meet in Jannah :) iv v vi ACKNOWLEDGEMENT Alhamdulillahirabbil’alamin… First, I would like to give my greatest gratitude to Allah SWT. For the almighty blessing, giving me strength, faith and hope to make me believe in myself that I can do my best and finally I finished my thesis. It has been a wonderful and precious experience for me. I would like to express my sincere appreciation to my thesis advisor: Mr. Dadung Ibnu Muktiono, M.C.S. for his time, suggestions, opinions, knowledge, spirit and patience that help and inspire me in my thesis writing process.
    [Show full text]
  • The Economic Activities of Women in Ottoman Empire
    Journal of Economics, Finance and Accounting – (JEFA), ISSN: 2148-6697 Journal of Economics, Finance and Accounting – JEFA (2016), Vol.3(2) Karta Year: 2016 Volume: 3 Issue: 2 THE ECONOMIC ACTIVITIES OF WOMEN IN OTTOMAN EMPIRE DOI: 10.17261/Pressacademia.2016219776 Nurullah Karta Yüzüncü Yıl University. [email protected] ABSTRACT There is no sufficient research that was conducted on the participation of women in the Ottoman Economic system. Most of the time, women in Ottoman State was described considering the framework of harem. However, truth is very different. When the Ottoman records are analyzed, the great economic contribution of Ottoman women to the family and social life has been seen. Of course during the classical period of the Ottoman empire, the given roles to the women is much more limited than the given roles to the men in the social , economic and politic fields. However in the Ottoman social life, the contribution of women to the family budget, the roles in the working life were so important which were thought. The women in Ottoman period have a significant role in the agricultural sector. When the archive documents checked, it has been countered that the women in Ottoman state were involved in agriculture and animal husbandry, gave the direction to the society during the war and peace, worked in the textile industry, home economics. and they had the right of heritage. But it has been that women in England participated in economic activities after the revolution of industry. Women in the West worked in the textile and production sectors in the beginning of the 19th century.
    [Show full text]
  • The Ottoman Age of Exploration
    the ottoman age of exploration the Ottomanof explorationAge Giancarlo Casale 1 2010 3 Oxford University Press, Inc., publishes works that further Oxford University’s objective of excellence in research, scholarship, and education. Oxford New York Auckland Cape Town Dares Salaam Hong Kong Karachi Kuala Lumpur Madrid Melbourne Mexico City Nairobi New Delhi Shanghai Taipei Toronto With offi ces in Argentina Austria Brazil Chile Czech Republic France Greece Guatemala Hungary Italy Japan Poland Portugal Singapore South Korea Switzerland Th ailand Turkey Ukraine Vietnam Copyright © 2010 by Oxford University Press, Inc. Published by Oxford University Press, Inc. 198 Madison Avenue, New York, New York 10016 www.oup.com Oxford is a registered trademark of Oxford University Press. All rights reserved. No part of this publication may be reproduced, stored in a retrieval system, or transmitted, in any form or by any means, electronic, mechanical, photocopying, recording, or otherwise, without the prior permission of Oxford University Press. Library of Congress Cataloging-in-Publication Data Casale, Giancarlo. Th e Ottoman age of exploration / Giancarlo Casale. p. cm. Includes bibliographical references and index. ISBN 978-0-19-537782-8 1. Turkey—History—16th century. 2. Indian Ocean Region—Discovery and exploration—Turkish. 3. Turkey—Commerce—History—16th century. 4. Navigation—Turkey—History—16th century. I. Title. DR507.C37 2010 910.9182'409031—dc22 2009019822 1 3 5 7 9 8 6 4 2 Printed in the United States of America on acid-free paper for my several
    [Show full text]
  • Hürrem Sultan
    Hürrem Sultan Fiziki Özellikleri 2 خاصيكي ُخَّرم :Hürrem Sultan (Osmanlı Türkçesi -tam adı ile: Devletlu İsmetlu Hürrem Haseki Sul ;سلطان tan Aliyyetü'ş-Şân Hazretleri; Avrupa'da bilinen adıyla La O dönemin Avrupa elçileri tarafından kızıl saçlı, yeşil Rossa veya Roxelana; 1499–1504, Rutenya – 15 Ni- gözlü ve beyaz tenli olduğu vurgulanmıştır. Eşi Kanuni san 1558, İstanbul), Osmanlı İmparatorluğu'nun onun- Sultan Süleyman'ın da kendisine yazdığı gazel ve şiirler- cu padişahı ve 89. İslam Halifesi I. Süleyman'ın nikâh- den de bu anlaşılmaktadır. Kendisi adına çizilen portreler lı eşi, sonraki padişah II. Selim ile Şehzade Mehmed, tamamen ressamların hayal ürünü olup, gerçeği yansıt- Mihrimah Sultan, Şehzade Abdullah, Şehzade Bayezid ve mamaktadır. Bunun yanında Osmanlı İmparatorluğu'nda Şehzade Cihangir'in annesi, Haseki Sultan. adına en çok portre yapılmış sultandır.[3] Renkli hayatı ile efsaneleşmiş; entrikaları, zekası, cesare- ti ve ihtiraslarıyla ün salmış bir Hanım Sultan'dır.[2] Ha- yatı romanlara, tiyatro oyunlarına, opera eserlerine ko- nu olmuştur. Siyasette ve devlet işlerinde aktif rol oyna- 3 Saraydaki yaşamı yarak, Osmanlı İmparatorluğu’nda "Kadınlar saltanatı" denilen devri başlattığı rivâyet edilir.[2] Bunun yanında, Osmanlı Tarihinin en güçlü ve en etkili kadın sultanla- rından birisi olarak kabul edilmektedir.[3] 1 Kökeni Topkapı Sarayı'na gelene kadar ki yaşamı hakkında ke- sin bir bilgi yoktur.[2] Lehistan Krallığı'nın sınırları içe- risinde bulunan Rutenya (Ukrayna)'da[4] 1504 yılında doğduğu rivayetler arasındadır, Tatar akıncılar tarafından 1520 tarihinde 15'li yaşlarında Rutenya'den kaçırıldığı[3], Kırım Hanı'nın himayesine girdikten sonra Topkapı Sa- rayı'na sunulduğu tarihçiler ve yazarlar tarafından kabul görmüş bir rivayettir.[2] 16.
    [Show full text]