TARİHTEN Sahifeleb Gülnuş Sultan

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

TARİHTEN Sahifeleb Gülnuş Sultan CORE Metadata, citation and similar papers at core.ac.uk ProvidedTARİHTEN by Istanbul Sehir University Repository SAHiFELEB Gülnuş sultan ■— ■ > e~,j k ^ y V Girit serdarı Deli Hüseyin paşa. Gi- Turhan sultanın yıldızı Yenlcami- jitteıı getirdiği Resnıo’lu güzel bir nin İnşası bitince (H. 1076) parlaklığı­ Rum kızını Avcı Sultan Mehmedin nı kaybetmeğe başladı. Bu yıldız gu­ hapemine takdim etmişti. Bu kıza sa­ ruba yaklaştıkça, Gülnüş sutlamn ik­ rayda Rebla Gülnuş ismi verilmişti. bali yükseliyor, nüfuzu kuvvetleniyor­ Avcı, saray haremini dolduran ve du. Bu nüfuz H. 1083 te kendisi otuz her biri mensup olduğu milletin hü­ yaşında İken ikinci bir şehzadeyi, Sul­ sün ve cazibe hususiyetlerini taşıyan tan Ahmedi, dünyaya getirmekle bir yedi yüz kız arasında bu beyaz tenli, kat daha arttı. mavi gözlü, kestane renkli saçlı Girit Padişah, Edlmeden Lehistan seferi­ dilberini Haseki sultan olarak seçmiş­ ne çıktığı zaman dajhi Haseki sulta­ ti. Kendisi yirmi iki, gözdesi yirmi bir nini (Babadağma) kadar yanında gö­ yaşlarmda İken ilk şehzadesi Sultan türdü. Avcı Sultan Mehmet Bu Lehis­ Mustafa dünyaya gelmişti. (H. 1074 - tan seferinde çektiği zahmetleri ve bu 1664). seferin sonlarında görülen tatsızlığı Avcı, Gülnuş Sultanın muhabbet eğlencelerle unutmak İstedi. H. 1086 - boyunduruğuna takılmış, gidiyordu. 1675 te şehzadelerinin on beş gün sü­ Ona kalbı merbutlyetinin derecesini ren sünnet düğününü yaptırdı. Şeh­ göstermek için pek yüksek hâslar ta­ zadelerin sünnet edilip kurtuldukları yin etmişti. haberini alınca, Gülnuş sultan dünya­ Şehzade Sultan Mustafa iki yaşma ya saltanat namzetleri getirmiş olmak geldiği vakit Avcı Sutan Mehmette sevincile, Küçük haseki de erkek ço­ «Âli Osman kaidesi» üzere iki kardeşi cuğu olmamak hırs ve hasedile ağla­ Süleyman ve Ahmedi öldürerek ken­ dılar! disinden sonra Osmanlı tahtım bu oğ­ Padişah senelerdenberi İstanbula luna temin etmek hevesi uyandı. Gül­ ayak basmamıştı. Payitahttan bu ka­ nuş Sultanın kalbi, de bu arzu ve hırs dar zaman uzak kalması artık şikâ­ İle yanıp tutuşuyordu. yetleri celbediyordu. Bunun için bir Valide Turhan Sultan oğlunun bu kuyruklu yıldız gibi olsun İstanbul fikrini anlayınca, iki yaşında bir ço­ muhitinde görünmeyi muvafık buldu. cuk için yirmi üç ve yirmi İki yaşla­ İstanbula hareketinde Rebia Gülnuş rında yetişmiş iki şehzadenin kanına da kırmızı çuha kaplanmış arabasile girilmesini muvafık bulmadı. Oğlunun kendisini takip etti. yapmağa karar verdiği cinayete mâni Avcı, İstanbula geldiğinin ertesi gü-; olmak için bu iki şehzadeyi kendi oda­ nü bir gemi ile Boğaziçinde gezdi; sına bitişik bir odaya alarak orada ya­ dümeni kendisi idare ediyordu. Gül-i tırttı. Şehzadelerin odasına girmek nuş sultan da bu gemide hususi dai-j İçin mutlaka kendi yatak odasından resinde bulunuyordu. geçmek lâzımdı. İstanbulda Haseki sultana Aynalı Bir gece herkes uykuda iken dör­ saray tahsis edilmişti. Padişah gözde­ düncü Sultan Mehmet, elinde bir han­ sini burada ziyaret ediyordu. çer, anasının odasına girdi. Cariyeler Avcı Sultan Mehmet hiç sevmediği Turhan sultanı dürterek uyandırdılar. İstanbulda çok kalmıyarak Edimeye Valide sultan birdenbire sıçradı. Oğ­ döndü. lunun bileklerini yakaladı ve kardeş İstanbul sarayınm ayni teşkilât ve kanma girmesine mani oldu. tertibatta bulunan Edime sarayında Gülnuş Sultan padişahm kendisine pek hoşlandığı Bahçeli sarayın üç da­ gösterdiği meyil ve lncizaba güvene­ iresinden İkisini kendislle Haseki sul­ rek artık Valide sultanın nüfuz ve tana, birini de maiyetine tahsis eyle­ hâkimiyetine karşı kafa tutmağa baş­ mişti. lamıştı. Valide sultan gelini Gülnuşun Edimede müezzinler öğle vakti yük­ iktidarını baltalamak için oğluna ye­ sek minarelerde ezan okumaktan ni ve güzel cariyeler takdim etmek menedilmlşlerdl. Sebebi bu vakitte çaresini buldu. sultanların saray bahçesinde gezme­ Gülnuş Sultan padişahı seviyor ve leri ve minarelerden burasının görü­ çok kıskanıyordu. Hünkârın gözüne lebilmesi idi. Hattâ ilk defa yasaktan girdiğini hissettiği veya öğrendiği kız­ haberdar olmıyarak minareye çıkan lar hakkında kıskançlık teslrile en bir müezzin Kızlar ağası tarafından dehşetli İntikamları bile az bulu­ sultanlar önünde ölesiye bir dyak ye­ yordu! mişti! Avcı Sultan Mehmet, Kandilli köş­ Padişahm iki oğlu bulunmasile şim­ künde bir Çerkez cariyenin danslarını di artık saltanat hanedanının Sultan seyretmekten haz duyuyordu. Gülnuş İbralıimin ilk günlerinde olduğu gibi (Gül Beyaz) ismindeki bu cariyeyi sönmesi ihtimali ortadan kalkmıştı. kendisine tehlikeli bir rakibe gördü Avcı Sultan Mehmette de iki kardeşi­ ve kızı yoketmeğe karar verdi. Hadım ni izale ederek tahtı kendi evlâdına ağalardan birini elde etti. Kendisinin ve sülâlesine hasretmek emeli «sabit de Kandilliye geldiği bir gün Gül Be­ bir fikir» haline gelmişti. yaz deniz kenarında dolaşırken gûya Ancak valide Turhan Sultan deruh­ yanlış bir hareketle Kandilli akıntısı­ te ettiği hlmayet ve muhafaza vazife­ na düşürüldü. Hâdise bir kaza telâkki sini hâlâ ciddiyet ve katiyetle ifa edi­ edildi' yordu. Turhan Sultan ümidini kesmedi. Şehzade Sultan Süleyman ve Ahmet Padişaha diğer bir cariye takdim etti. zehirlenmek tehlikesinden vareste Gülnuş bunu da bir harem ağasına kalmak üzere Hindistanda yeşil top­ İyice dövdürttü. Sultan Mehmet bunu raktan yapılmış olup içine zehirli ye­ haber alınca, odalığın vücudundaki mek konulursa çatlar zannolunan berelerin tedavi edilmesini emrederek mertebanî takımlarda yemek yiyor­ kızı iyileşinciye kadar günde dört, beş lardı. defa ziyaret etti. Valide sultan bu şehzadelerin padi­ Alâkanın bu derecesinden ne yapa­ şah ile bir yerde bulunmamalar m a cağını şaşıran Haseki sultan falcılara, da mümkün olduğu kadar dikkat edi­ sihirbazlara müracaat ederek padişah yordu. Bu maksatla Eyüpte kendisine İle cariyenin arasmı büğüler, sihirler, ayrı bir yalı yaptırmağa da başlamıştı. afsunlar ile açmağa uğraştı. Olamadı. Hasılı, oğul ile valide arasında biri Bu kadın sarayda Küçük haseki na­ taarruz, diğeri müdafaa şeklinde giz­ mını aldı ki Avcı Sultan Mehmedin li, sakinane, saburane bir mücadele Gülnar diye ismi malûm hasekisi bu dievam edip gidiyordu Valide sultan olmak gerektir. Küçük haseki padişa­ çok defa felâketi pek yakın görmüş, hın ikinci gözdesi olarak sarayda yer­ fakat her defasında meharet ve sebatı leşti. Bir kız çocuğu da oldu. sayesinde «faciai Osmanîyl» atlatabil­ Küçük Hasekinin bu suretle itibarı mişti. artınca Gülnuş sultan yeni gözdeyi Fransız elçisi marki dö Nointel hü­ Jzaç etmek için Turhan sultanın ken­ kümetine gönderdiği bir raporda; (El­ disine karşı oynadığı rolü bu defa o lisini geçmiş Valide sultanın en büyük üstüne aldı. Sarayda yeni yıldızlar şehzade Sultan Süleyman hakkında göründü. üvey analık hissinden daha kuvvetli Kadınlarının bu yolda rekabeti ta ­ ve başka hisler beslediğine dair bir bi! Avcının pek hoşuna gidiyordu' /n • ** ** -* - * ' Tarihten sahifeler (Baş taraf: 4 üncü sahifede) sonra sadarete getirdiği Mferzifonlu- nun da bu hususta fikrini yokladı. şayia olduğunu) zikrediyor. Vakıa Kara Mustafa paşa mevkiini sars­ Nointel, sefaretinin son zamanlarında mamak için katî bir red cevabı ver­ OsmanlI devletine ait her şeyi siyah meğe cüret edemedi. Bu «icraatın» görür Fakat OsmanlI sarayının terbi­ meşruiyeti hakkında Şeyhislâm iie yesini almış bu Rus kadınının Osman­ vezirlerin ve asker rüesasının reyleri lI hanedanında cari bir kaideye, hu- alınmak lüzum ve vücubunu ileri sür­ susile kendisinin torunları dünyaya dü. Fakat ne Şeyhislâm Çatalcalı Ali geldikten sonra bile, muhalefette bu Efendi, ne divan iki şehzadenin kat­ kadar sebat göstermesi, bu uğurda lini kabule yanaşmadılar. Keyfiyet oğlunun kendisine hürmet ve tevec­ asker rüesasma açılamadı bile. cühünün azalması ve kendi ikbalinin sarsılması gibi halleri sırf rahmü şef­ Avcı Sultan Mehmet için bu defa kat hisslle göze alması, iptida salta­ da biraderlerinin idamını tehir zarurî nat hanedanına müteallik siyasî dü­ oldu. şüncelerle başlıyan bu alâkanın son­ Valide sultanın Viyana muhasara­ raları kalbi ve şehvî bir merbutiyete sından dokuz gün evvel vefatı, saray­ tahavvülünü büsbütün ihtimalden ha­ da Gülnuş sultanı daha ziyade hâ­ riç bırakmıyor! kim vaziyete getirdi ve bu ölüm iki Avcı Sultan Mehmet gördüğü mu­ kardeşinin izalesi işinde padişahı bir kavemetler yüzünden, validesinden derece serbes bıraktı. Fakat artık fır­ gittikçe soğuyordu. Bu hissini de va­ sat günleri de geçmişti. Çünkü Viya­ lidesine karşı zaman geçtikçe daha az na bozgunundan sonra hezimetler te­ hürmetkar davranmakla gösteriyordu, vali ediyordu. Taht üstünde padişahın Seyahatlerde Valide sultanlara bü­ kendi mevkii sarsıldığı bu zamanda yük mirahorun, Kadın efendilere kuvvetli iken büe yapamadığım icra­ ya teşebbüs etmek, hem kendisi, hem İkinci mirahorun refakat etmesi tea­ evlâdı için pek tehlikeli olurdu. mül iktizasından iken İstaııbuldan Edimeye son seyahatte Büyük mira- şehzade Sultan Süleyman ile kar­ hor Haseki sultana terfik edilmişti. deşi Sultan Ahmet işte bu sebeplerle Padişahın biraderlerini öldürüp öl­ hayatta kalabildiler. H. 1099 senesinde dürmemesi artık içli dışlı bir mese­ Avcı Sultan Mehnıedin saltanattan le haline girmişti. ıskatı üzerine Gülnuş sultanm Eski Sarayda Haseki sultanın hâs müşa­ saraya nakledildiğini Hammerle diğer virleri kanlı ananenin’ tatbikine ta­ bazı tarihler gösteriyor, Ali Emirî raftar bulunuyorlardı. Padişah da Efendi ise Tarih encümeni mecmua­ bendi emniyetini, iki kardeşini izale­ sının yirmi yedinci nüshasındaki bir de görüyordu. makalesinde Avcının evvelce kardeşı- Dışarıda asker rüesasa büyük şehza­ lerini hapsettiği daireye çekilirken
Recommended publications
  • Women and Power: Female Patrons of Architecture in 16Th and 17Th Century Istanbul1
    Women and Power: Female Patrons of Architecture in 16th and 17th Century Istanbul1 Firuzan Melike Sümertas ̧ Anadolu University, Eskisehir, ̧ TÜRKlYE ̇ The aim of this paper is to discuss and illustrate the visibility of Ottoman imperial women in relation to their spatial presence and contribution to the architecture and cityscape of sixteenth and seventeenth century Istanbul. The central premise of the study is that the Ottoman imperial women assumed and exercised power and influence by various means but became publicly visible and acknowledged more through architectural patronage. The focus is on Istanbul and a group of buildings and complexes built under the sponsorship of court women who resided in the Harem section of Topkapı Palace. The case studies built in Istanbul in the sixteenth and seventeenth centuries are examined in terms of their location in the city, the layout of the complexes, the placement and plan of the individual buildings, their orientation, mass characteristics and structural properties. It is discussed whether female patronage had any recognizable consequences on the Ottoman Classical Architecture, and whether female patrons had any impact on the building process, selection of the site and architecture. These complexes, in addition, are discussed as physical manifestation and representation of imperial female power. Accordingly it is argued that, they functioned not only as urban regeneration projects but also as a means to enhance and make imperial female identity visible in a monumental scale to large masses in different parts of the capital. Introduction Historical study, since the last quarter of the 20th The study first summarizes outlines the role of women century has concentrated on recognizing, defining, in the Ottoman society.
    [Show full text]
  • Running Head: Correspondence of Ottoman Women
    Correspondence of Ottoman Women 1 Running head: Correspondence of Ottoman Women The Correspondence of Ottoman Women during the Early Modern Period (16th-18th centuries): Overview on the Current State of Research, Problems, and Perspectives Marina Lushchenko Department of French, Hispanic and Italian Studies University of British Columbia Vancouver, Canada Correspondence of Ottoman Women 2 Abstract My main goal is to investigate problems and possible perspectives related to studies in Ottoman women’s epistolarity (16th-18th centuries). The paper starts with a review of the current state of research in this area. I then go on to discuss some of the major problems confronting researchers. Ottoman female epistolarity also offers many directions that future research may take. A socio-historical approach contributes to shed new light on the roles Ottoman women played within the family and society. A cultural approach or a gender-based approach can also provide interesting insight into Ottoman women’s epistolarity. Moreover, the fast computerization of scholarly activity suggests creating an electronic archive of Ottoman women’s letters in order to attract the attention of a wider scholarly audience to this field of research. Correspondence of Ottoman Women 3 INTRODUCTION In recent years researchers working in the field of gender studies have started to pay special attention to the place that letter-writing held in early modern women’s lives. As a source, letters provide, indeed, an incomparable insight into women’s thoughts, emotions and experiences, and help to make important advances towards a better understanding and evaluation of female education and literacy, social and gender interactions as well as roles played by women within the family circle, in society and, often, on the political stage.
    [Show full text]
  • The Pertevniyal Valide Sultan Mosque.Pdf
    Paper prepared for the Third Euroacademia Forum of Critical Studies Asking Big Questions Again Florence, 6–7 February 2015 This paper is a draft Please do not cite 1 The Pertevniyal Valide Sultan Camii: “An Auspicious Building On An Auspicious Site” Bahar Yolac Pollock, Phd candidate Koc University, Istanbul Abstract The Pertevniyal Valide Sultan Mosque was inaugurated in 1871 by the mother of Sultan Abdülaziz (r. 1861-1876). It was the last example of the long Ottoman tradition of royal mosque complexes, but neither twentieth-century urban developers nor historians of Ottoman art have had much regard for this monument, likely because the decoration and tectonic structure of the mosque reflect a vast span of Ottoman, Moorish, Gothic and Renaissance styles. The amalgamation of these styles was often condemned in the old paradigm of Ottoman architectural history as a garish hodgepodge lacking the grandeur of classical Ottoman architecture. This paper will examine why and how such preferences emerged and establish what Michael Baxandall has called the “period eye.” Furthermore, I will investigate a point that Ottoman art historians who have explained the choice of style have omitted: nowhere do they mention the importance of the site for the valide sultan and the imperial family. My paper will thus contextualize the complex within the larger nineteenth-century urban fabric and the socio-political circumstances to elucidate better its function and significance. Overall I argue that the rich hybridity of the building together with the choice of its location was intended to testify to the powerful dynastic presence during particularly tumultuous years of the empire, while also projecting the aspirations of a strong female figure of the Ottoman dynasty.
    [Show full text]
  • Cem Görür Doktora Tezi SON.Pdf
    T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI SULTAN III. MUSTAFA: AİLESİ, GÜNLÜK HAYATI, DİNİ VE İLMİ İLGİLERİ DOKTORA TEZİ Cem GÖRÜR Tez Danışmanı Prof. Dr. İlhami YURDAKUL Bilecik, 2020 10340908 T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI SULTAN III. MUSTAFA: AİLESİ, GÜNLÜK HAYATI, DİNİ VE İLMİ İLGİLERİ DOKTORA TEZİ Cem GÖRÜR Tez Danışmanı Prof. Dr. İlhami YURDAKUL Bilecik, 2020 10340908 BEYAN “Sultan III. Mustafa: Ailesi, Günlük Hayatı, Dini ve İlmi İlgileri” adlı doktora tezimin hazırlık ve yazımı sırasında bilimsel ahlak kurallarına uyduğumu, başkalarının eserlerinden yararlandığım bölümlerde bilimsel kurallara uygun olarak atıfta bulunduğumu, kullandığım verilerde herhangi bir tahrifat yapmadığımı, tezin herhangi bir kısmını Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi veya başka bir üniversitedeki başka bir tez çalışması olarak sunmadığımı beyan ederim. Cem GÖRÜR ÖN SÖZ XVII. yüzyılın başında Osmanlı veraset sisteminin değişmesi, Osmanlı padişahlarının hayatlarında ciddi bir değişime sebep oldu. Şehzadelik dönemlerini sıkı bir gözetim altında geçirmeye başlayan padişahlar, bu zorlu sürecin ardından tahta oturduklarında, devletin geçirdiği sancılı süreçler karşısında tecrübesizliklerinin sıkıntısını fazlasıyla yaşadılar. XVIII. yüzyılın başında meydana gelen Edirne Vakası’yla birlikte, padişahlık dönemlerinde de bir mekân tahdidine uğramışlar ve ataları gibi İstanbul dışında uzun vakitler geçiremez olmuşlardı. Bu açıdan yaklaşıldığında XVIII. yüzyıl padişahlarının kendilerine has koşulları olduğu görülür. Buna mukabil tarih yazımında XVIII. yüzyılın, Tanzimat öncesi Türk “yenileşmesi/modernleşmesinin” öncülü bir süreci veya ihtişamlı “klasik” devir sonrası duraklama ve gerilemenin üzücü bir aşaması şeklinde ele alınması, dönemin padişahlarına da benzer bir perspektiften yaklaşılmasına sebep olmuştur. Dolayısıyla mevcut şartları içerisinde padişahların bizzat kendilerine, onların içinde bulundukları hayata/rutinlerine odaklanan çalışmalar son derece sınırlı kalmıştır.
    [Show full text]
  • REFLECTIONS of the HAREM in the TURKISH NOVEL BETWEEN 1950-2000 • Yasemin UYAR AKDENİZ
    Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi / The Journal of International Social Research Cilt: 11 Sayı: 55 Şubat 2018 Volume: 11 Issue: 55 February 2018 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307 -9581 http://dx.doi.org/ 10.17719/jisr.20185537192 REFLECTIONS OF THE HAREM IN THE TURKISH NOVEL BETWEEN 1950-2000 • Yasemin UYAR AKDENİZ Abstract Harem-i Hümayun, where the families and concubines of the Ottoman Rulers stay, is perceived as a “mystery world” due to its closed structure to the outside World. The Harem attracted the attention of many Western travellers during the Ottoman period. The beginning of dealing with the topic of the harem in the Turkish novel corresponds to about a quarter century later, after the Ottoman Empire collapsed after 1950. What is surprising is that; The point of view of the Turkish authors after the 1950s is quite similar to the viewpoint of Western travellers. Among the reasons of this are; the popularisation of writings of Western travellers as well as the assimilation of the right information, and the writers who are concerned about their high sales discover that this is attractive to the reader. Keywords: Harem, Historical Novel, Concubine, Courtier Women, Sultan. Introduction Harem-i Hümayun where the family of Ottoman sultans and many women prisoners which mostly foreigners, was institutionalised by the name of the harem by Orhan Gazi (1336-1360). The Harem became in the most influential position during the reign of the conqueror Sultan Mehmed (1451-1481) (Baysal, 2009: 593). The Harem, a curiosity by western travellers thanks to the mystery of being utterly closed with non- residents, “this hidden and mysterious part of the palace where 200-300 women have a closed life; Westerners have been curious for a long time, full of imagination and fantasy and left the hearing portraits.” (İnalcık, 2001: 7).
    [Show full text]
  • Ottoman Royal Women's Spaces
    Ottoman Royal Women’s Spaces: The Acoustic Dimension Nina Ergin Journal of Women's History, Volume 26, Number 1, Spring 2014, pp. 89-111 (Article) Published by The Johns Hopkins University Press DOI: 10.1353/jowh.2014.0003 For additional information about this article http://muse.jhu.edu/journals/jowh/summary/v026/26.1.ergin.html Access provided by The University of Alberta (6 Sep 2014 00:58 GMT) 2014 Ottoman Royal Women’s Spaces The Acoustic Dimension Nina Ergin In their discussion of space in relation to gender, historians of women in the Middle East so far have focused primarily on physical and visual access. This paper argues that women’s acoustic space merits closer consideration, especially since acoustic methods of communication very often could and did exceed the limits of vision and visually bounded space. This argument is based on three different case studies concern- ing Ottoman royal women of the sixteenth and seventeenth centuries: (1) harem women’s auditory access to imperial council meetings; (2) common petitioners’ auditory access to the mother of the sultan as she traveled by carriage through the imperial capital during her frequent processions; and (3) Qur’anic recitation and prayers as commissioned by female mosque patrons. These case studies have more wide-ranging implications in that they allow for conceptual experimentation leading towards a refinement of the categories of private/public, male/female space, based on the permeability of acoustic space. hen we speak of women’s spaces, which sounds do we usually imag- ine therein? Is it full of noise—of an infant fussing and a husband askingW for dinner? In contrast, when envisioning Virginia Woolf’s iconic “room of one’s own,” our imagination is generally restricted to the visual image of a pleasantly appointed study room.1 If sound matters at all there, it is the smack and clatter of a typewriter (or nowadays faint tapping on a keyboard), or the absence of sound, allowing the occupant to concentrate on a creative, productive task.
    [Show full text]
  • The Realization of Mehmed Iv's Ghazi Title at the Campaign of Kamaniçe
    THE REALIZATION OF MEHMED IV'S GHAZİ TITLE AT THE CAMPAIGN OF KAMANİÇE By ÖZGÜN DENİZ YOLDAŞLAR Submitted to the Graduate School of Arts and Social Sciences in partial fulfillment of the requirements for the degree of Master of Arts Sabancı University July 2013 THE REALIZATION OF MEHMED IV'S GHAZİ TITLE AT THE CAMPAIGN OF KAMANİÇE APPROVED BY: Tülay Artan …………………………. (Thesis Supervisor) İ. Metin Kunt …………………………. İzak Atiyas …………………………. DATE OF APPROVAL: …………………………. © Özgün Deniz Yoldaşlar 2013 All Rights Reserved ABSTRACT THE REALIZATION OF MEHMED IV'S GHAZİ TITLE AT THE CAMPAIGN OF KAMANİÇE Özgün Deniz Yoldaşlar History, M. A. Thesis, Spring 2013 Thesis Supervisor: Tülay Artan Keywords: Mehmed IV, Ghazi Sultans, Abaza Hasan Paşa, Fazıl Ahmed Paşa, Kamaniçe. In 1658 Sultan Mehmed IV was officially given the title of Ghazi with a fatwa of the Şeyhülislam; but it was not until in 1672 that this title materialized in concrete manner. This was unique, as for the first time in Ottoman history a sultan was officially - not rhetorically- receiving the Ghazi title prior to actually taking part in a campaign. In examining this unique case, the present study poses the following questions: under what circumstances was the Ghazi title first given to Mehmed IV in 1658 and why did he join the Kamaniçe campaign in 1672? To answer these questions, it advances two arguments. First, it argues that Mehmed IV’s Ghazi title was launched by the ruling elites as a legitimization tool against Abaza Hasan Paşa, the provincial governor who had revolted against the rigid rule of the Grand Vizier Köprülü Mehmed Paşa in 1658.
    [Show full text]
  • FACTIONS and FAVORITES at the COURTS of SULTAN AHMED I (R. 1603-17) and HIS IMMEDIATE PREDECESSORS
    FACTIONS AND FAVORITES AT THE COURTS OF SULTAN AHMED I (r. 1603-17) AND HIS IMMEDIATE PREDECESSORS DISSERTATION Presented in Partial Fulfillment of the Requirements for the Degree Doctor of Philosophy in the Graduate School of The Ohio State University By Günhan Börekçi Graduate Program in History The Ohio State University 2010 Dissertation Committee: Professor Jane Hathaway, Chair Professor Howard Crane Professor Stephen F. Dale Copyright by Günhan Börekçi 2010 All rights reserved ABSTRACT This dissertation examines the changing dynamics of power and patronage relations at the Ottoman sultan’s court in Istanbul between the 1570s and the 1610s. This was a crucial period that many scholars today consider the beginning of a long era of “crisis and transformation” in the dynastic, political, socio-economic, military and administrative structures of the early modern Ottoman Empire. The present study focuses on the politics of factionalism and favoritism at the higher echelons of the Ottoman ruling elite who were situated in and around Topkapı Palace, which served as both the sultan’s royal residence and the seat of his imperial government. It is an effort to shed light on the political problems of this period through the prism of the paramount ruling figure, the sultan, by illustrating how the Ottoman rulers of this era, namely, Murad III (r. 1574-95), Mehmed III (r. 1595-1603) and Ahmed I (r. 1603-17), repositioned themselves in practical politics vis-à-vis alternative foci of power and networks of patronage, and how they projected power in the context of a factional politics that was intertwined with the exigencies of prolonged wars and incessant military rebellions.
    [Show full text]
  • Charitable Women and Their Pious Foundations in the Ottoman Empire: the Hospital of the Senior Mother, Nurbanu Valide Sultan Dr
    Charitable Women And Their Pious Foundations In The Ottoman Empire: The Hospital of The Senior Mother, Nurbanu Valide Sultan Dr. Ömer DÜZBAKAR* * Uludag University, Faculty of Arts and Sciences, Department of History, Bursa, Turkey. e-mail: [email protected] Summary The understanding of mutual help and social solidarity underlies the institution of the wakf, pious foundation. This institution, with its social, economic, religious, legal and cultural contributions to human life, could maintain its existence from a distant past to the present. It has been satisfying a number of varied but crucial social functions. However, the wakf could embody its institutional iden- tity as well as a robust legal framework under Islam more than any other religion. It became a well-established entity with its exten- sive functions penetrating almost in every realm of public life during Ottoman period. In the Orientalist literature built on the Ottoman society, accounts are presented either with distortion or with exaggeration espe- cially when the subject is the woman. In much of the Orientalist literature especially the seraglio, harem, is put under the limelight, and the woman is represented as nothing more than a sexual object, who is not entitled to any rights in society, and whose life amounts to sitting at home and bearing children. Quite on the contrary, however, studies conducted on the basis of archival documents show that the woman used to enjoy an active role and status in Ottoman society. For example, it comes to our knowledge that there were many women, especially royal women, among the founders of numerous wakf institutions.
    [Show full text]
  • Lessons from the Ottoman Harem (On Ethnicity, Religion and War)
    A Service of Leibniz-Informationszentrum econstor Wirtschaft Leibniz Information Centre Make Your Publications Visible. zbw for Economics Iyigun, Murat Working Paper Lessons from the Ottoman Harem (on ethnicity, religion and war) IZA Discussion Papers, No. 3556 Provided in Cooperation with: IZA – Institute of Labor Economics Suggested Citation: Iyigun, Murat (2008) : Lessons from the Ottoman Harem (on ethnicity, religion and war), IZA Discussion Papers, No. 3556, Institute for the Study of Labor (IZA), Bonn, http://nbn-resolving.de/urn:nbn:de:101:1-2008062558 This Version is available at: http://hdl.handle.net/10419/34957 Standard-Nutzungsbedingungen: Terms of use: Die Dokumente auf EconStor dürfen zu eigenen wissenschaftlichen Documents in EconStor may be saved and copied for your Zwecken und zum Privatgebrauch gespeichert und kopiert werden. personal and scholarly purposes. Sie dürfen die Dokumente nicht für öffentliche oder kommerzielle You are not to copy documents for public or commercial Zwecke vervielfältigen, öffentlich ausstellen, öffentlich zugänglich purposes, to exhibit the documents publicly, to make them machen, vertreiben oder anderweitig nutzen. publicly available on the internet, or to distribute or otherwise use the documents in public. Sofern die Verfasser die Dokumente unter Open-Content-Lizenzen (insbesondere CC-Lizenzen) zur Verfügung gestellt haben sollten, If the documents have been made available under an Open gelten abweichend von diesen Nutzungsbedingungen die in der dort Content Licence (especially Creative Commons Licences), you genannten Lizenz gewährten Nutzungsrechte. may exercise further usage rights as specified in the indicated licence. www.econstor.eu IZA DP No. 3556 Lessons from the Ottoman Harem (On Ethnicity, Religion and War) Murat Iyigun DISCUSSION PAPER SERIES DISCUSSION PAPER June 2008 Forschungsinstitut zur Zukunft der Arbeit Institute for the Study of Labor Lessons from the Ottoman Harem (On Ethnicity, Religion and War) Murat Iyigun University of Colorado, CID, Harvard University and IZA Discussion Paper No.
    [Show full text]
  • Ottoman Women Builders
    List of Figures and Appendices vii Note on Transliteration, Pronunciation, Spelling and Names xv Acknowledgements xvii 1 Introduction: Royal Ottomaii Women as Architectural Patrons 1 2 From Concubine to Valide: Turban Sultan's Rise through the Harem Hierarchy 17 The Early Life and Training of Hadice Turhan Sultan 17 A Valide Sultan 28 Daily Life in the Harem 31 Administrative Duties 39 3 Ottoman Women/Other Women 55 Connected Worlds: Letters, Diplomacy, Gifts and Slaves 56 Inventing Traditions: Appropriating the "Women Worthies" 65 Life Stages 77 Financing Patronage 94 Visibility: Bodies, Ceremonial, Synecdoche 101 4 Defending the Dardanelles: The Fortresses of Seddiilbahir and Kumkale and the Legacy of Turhan Sultan 107 Gendered Architecture: The Fortress as Imperial Icon 115 The Fortifications on the Dardanelles: Ancient and Ottoman Legacies 123 Building on the Dardanelles 127 The Fortresses of Seddiilbahir and Kumkale: The Present Condition 135 Seddulbahir 145 Kumkale 152 Charting the Changes: The Legacy of Turhan Sultan's Fortifications 162 Reconstructing the Earliest Phase: Seddulbahir and Kumkale in the Seventeenth Century 165 The Early Data 167 The Aftermath of World War I 176 Conclusion 180 vi Ottoman Women Builders 5 Building in the Capital: The Yeni VaMde Mosque Complex of Istanbul 187 Eminonu: A Problematic Site 189 Building the Yeni Valide Mosque: The First Phase 193 Completing the Yeni Valide Mosque Project: The Second Phase 195 The Yeni Valide Mosque and its Components 203 Conclusion 256 6 The Pillar of the States Architecture, Agency and Self-Representation 269 The Pillar of the State 274 Glossary 285 Archival Bibliography 289 Bibliography 295 Index 32J PPN: 262136368 Titel: Ottoman women builders / the architectural patronage of Hadice Turhan Sultan ; Lucienne Thys-Senocak.
    [Show full text]
  • Yüzyıl Dönümünde Bir Valide Sultan: Safiye Sultan'ın Hayatı Ve Eserleri
    T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜZYIL DÖNÜMÜNDE BİR VALİDE SULTAN: SAFİYE SULTAN’IN HAYATI VE ESERLERİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Mustafa ALTUN Enstitü Anabilim Dalı : Tarih Enstitü Bilim Dalı : Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti Tez Danışmanı: Prof. Dr. Arif BİLGİN AĞUSTOS – 2019 ÖNSÖZ Vâlide Safiye Sultan, 16. yüzyıl Osmanlı tarihinin en önemli şahsiyetlerinden birisidir. "Kadınlar Saltanatı" olarak adlandırılan 16. ve 17. Yüzyıllar bu alanda tam incelenememiş olup, az olan akademik literatür ise dağınık vaziyettedir. Bu çalışmamızda Valide Safiye Sultan hakkındaki mevcut akademik literatürü derleyerek ve yeni bulunan bilgileri eklemeye çalışarak Valide Safiye Sultan’ın hayatına ışık tutmaya çalıştık. Başta, büyük bir sabırla yoğun bir literatür okuma ve yazım sürecinde bana destek olan saygıdeğer danışmanım Prof. Dr. Arif BİLGİN hocama, bana çok değerli kitaplar önererek ufkumu açan Arş. Gör. Şaduman TUNCER hocama, tüm bu zorlu süreçte yanımda olup beni motive eden dostlarım Yasemin GÜNDOĞDU, Tuğba DEMİRCİ, Fatma ALTIOK, Ümmügülsüm KAYĞUSUZ, Esra TOKER’e okumalarımı yapan editör Merve KIRMAN, Dilek TUTAN ve Ezgi MARANGOZ’a eserlerinden faydalandığım bütün değerli hocalara ve son olarak maddi manevi desteklerini benden esirgemeyen ve tezimi okuyarak fikirlerini benimle paylaşan ablalarım Şehnaz ALTUN KELEŞ, Hümeyra DEMİRCİOĞLU, Zübeyda CİRİT ve Züleyha GELEÇ’e, her an yolumu aydınlatan babam İzzet ALTUN’a ve benim “Valide Sultanım” sevgili annem Zehra ALTUN‘a teşekkürü bir borç bilirim. Mustafa Altun 29.08.2019 İÇİNDEKİLER
    [Show full text]