Beşinci Bölüm

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Beşinci Bölüm 175 Beşinci Bölüm V. Tarımda Özelleştirme, Bağımlılaştırma, Yabancılaştırma ve Tasfiye Süreçleri Dünya ekonomisinde 1970’lerin başından bu yana gittikçe derinleşen ve yaygınlaşan bir yapısal kriz yaşanıyor. Bu, esas olarak yoğun sermaye biri- kim rejiminin, başka bir deyişle Fordizmin krizidir. Özelleştirme ise işte bu krize çare ararken ortaya çıkmış bir çözüm. Fordist sermaye birikim rejimi I. ve II. Paylaşım Savaşları arasındaki dö- nemde ABD’de ortaya çıktı ve II. Paylaşım Savaşı sonrasında gelişmiş kapi- talist ülkelerde yaygınlaşarak, 1970’lerde de yeni sanayileşmiş ülkeleri etkisi altına alarak dünya ekonomisinde merkezî/belirleyici sermaye birikim rejimi haline geldi. Fordist sermaye birikim sürecinin istikrarının sağlanması için, devlet kitle üretimini ve buna uygun toplumsal talebi düzenlemeye, iç pazarı denetleme- ye çalıştı, ülkenin döviz değerini kontrol etti, doğrudan üreticilerin muhale- 176 fetini sistemin içinde tutarak kurumları ve düşünceleri yaşatmaya, destekle- meye çalıştı. Bu işlevleri yerine getirebilmek için devletin bunlara uygun ekonomik araçlarının olması gerekir. “Refah devleti” olarak nitelenen yapılanma için- deki toplumsal hizmetler ve KİT’ler bu çerçevede değerlendirilebilir. Fonlar borç piyasası yarattı 1970’lerin başında altın–dolar ilişkisine bağlı uluslararası para sistemi, Bretton Woods çöktü, sabit kur sistemi yerini dalgalı kur sistemine bıraktı. Döviz fiyatlarının ülke ekonomilerinin göreli hareketlerine göre dalga- lanmaya başlamasıyla oluşan spekülatif ortamda, döviz piyasaları küresel- leşmeye başladılar. Aynı dönemde ortaya çıkan petrol krizinin etkisiyle olu- şan ve Avrupa bankalarında biriken fonlar, değerlenmek için kendilerine pazar ararken azgelişmiş ülkelere yönelerek uluslararası bir borç piyasası yarattılar. Bu sermaye hareketi, metropol ülkelerde yaşanan kârlılık ve üretkenlik krizinin etkisiyle kendine ucuz ve disiplinli işgücü arayan sanayi sermayesi- nin uluslararasılaşmasının hızlanmasıyla çakıştı. Bu uluslararası borç piyasasında dolaşan mali sermaye, gelişmiş ülkelerin, IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların da etkisiyle, çokuluslu şirketlerin çevre ülkelerde, ucuz/disiplinli işgücü bölgelerine göçünü desteklemek için de kullanıldı. Bu ortamda uluslararası borç piyasası hızla büyümeye ve küre- selleşmeye başladı. Mali sermayenin küreselleşmesi Dünya ekonomisinde banka sermayesi giderek büyüdü, metropol ülkeler- de üretken yatırımların kârlılığı düşük olduğu için, mali sermaye spekülas- yona sıkışarak genişledi ve sermaye hareketleri küreselleşmeye başladı. Bu küreselleşme süreci içinde, ekonomik büyümenin yavaşlamasına koşut ola- rak krediye talep arttıkça mali sermayenin gücü artacaktı. Bu ortamda mali sermayesinin en önemli gereksinimi, sermaye dolaşımı- nın önündeki engellerin kaldırılması, yabancı sermaye yatırımlarının kolay- laştırılması ve güvenli bir hale getirilmesiydi. Bu nedenle mali sermayenin ve küreselleşmenin temsilci ve savunucuları, giderek daha çok, ulusal devletlerin ekonomi üzerindeki otoritesinin yerine piyasa otoritesinin geçmesini ve politik otoritenin, piyasa mantığına bağımlı olmasını istiyorlardı. Bu piyasa, küreselleşen bir piyasa olduğu için, iktidarı kurulacak olan da küresel bir piyasaydı. “Yapısal uyum programları”yla yoksullaşma 1980’lerin başında borç krizi, genel yapısal krizin dünya ekonomisinde genelleştiğini ve azgelişmiş ülkeleri de pençesine aldığını gösteriyordu. Az- gelişmiş ülkelerdeki dış borç ödeme zorunluluğu ve yabancı kaynak bulma 177 gereksinimi altında, IMF ve Dünya Bankası “yapısal uyum programları” çerçevesinde bir dışa açılma, dış dünyada rekabet etmek için işçi haklarına saldırı, iç kaynakları ihracatı ve yabancı sermaye girişini desteklemek için dışa yöneltme çabasıyla da bir yoksullaşma başladı. Özetle, 1980’lerde sermaye hareketlerinin serbestleşmesinin önündeki en- gellerin kaldırılması ve işçi hareketinin 1950’lerden bu yana elde ettiği ka- zanımların budanması için şiddetli bir saldırı başlamıştı. Kısaca belirtmek gerekirse, küreselleşme sürecinin hızlandırılmasının ta- banı özellikle 70’li yıllarda oluşturulmuş, 80’li yıllarda sermayenin uluslara- rasılaşması salt üretim sektöründe, mali sektörde de hızlanarak yeni boyutlar kazanmıştır. 90’lı yıllarda ise giderek artan sermaye fazlası, üretken alanlardaki tıka- nıklıklar nedeniyle spekülatif alanlara kaymaya başlamıştır (S. Sönmez, 2001). Özelleştirme: Küreselleşmede temel araç Özelleştirme, 1950–70 döneminde gelişen ve dünya ekonomisinde yay- gınlaşan sermaye birikim rejiminin, 1970’lerde başlayan krizine çare ararken ortaya çıkan bir politikadır. Serbestleşme, kuralsızlaştırma ve özelleştirme iktisadi–mali küreselleşmenin ana öğeleri ve araçları olup, çok kapsamlı ve karmaşık toplumsal ve siyasal etkiler doğurmaktadırlar. Özelleştirme, küreselleşmenin temel araçlarından birisi olarak, uluslarara- sı mali kuruluşların ve çokuluslu tekellerin öngördüğü “yapısal uyum prog- ramları” kapsamında gündeme getirilmiştir. Sermaye hareketlerinin önündeki tüm engellerin kaldırılması eylemine bağlı olarak, devletin küçültülmesi, sosyal devletin ortadan kaldırılması ve kamusal denetimin yok edilmesine yönelik özelleştirme programları uygu- lamaya konmuştur (TMMOB 2001). Özelleştirme devletin ulusal ekonomi üzerindeki denetimini azaltırken ay- nı zamanda yabancı, küresel mali sermayenin giriş–çıkışını kolaylaştırdığı ve hatta borçlanma gereği nedeniyle teşvik ettiği için, devlet politikalarını küre- sel sermayenin gereksinimlerine göre biçimlendirmeye zorlar ve devletin küresel mali sermaye karşısında göreli bağımsızlığını azaltır. Genel olarak çalışanların örgütlerini zayıflatarak yaşam koşullarını ağırlaştırırken emper- yalizmin ve uluslararası mali oligarşilerin iktidarını güçlendirir (Yıldızoğlu Nisan 1996). Uygulamada, özelleştirmenin birtakım somut amaçlara yönelik olduğu gö- rülmektedir. Bu amaçlar üç alt başlıkta toplanmaktadır: ekonomik, toplumsal ve siyasal. Ekonomik amaçların başında, serbest piyasa koşullarının yaygın- laştırılması gelmekte; buna ek olarak, kamu girişimlerinin devlet bütçesi 178 üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesi ve sermaye piyasasının güçlendi- rilmesi de ekonomik amaçlar olarak sıralanmaktadır. Toplumsal amaç, mülkiyetin geniş kitlelere yaygınlaştırılması yoluyla servet dağılımını daha dengeli bir duruma getirme biçiminde belirtilmekte- dir. Son olarak, özel mülkiyet anlayışının egemen kılınması ve “istenmeyen” siyasal eğilimlerin önlenmesi de özelleştirmenin siyasal amacını oluşturmak- tadır (Kepenek, 1993). ANAP’la başlatılan özelleştirme 24 Ocak 1980 Kararlarıyla başlatılan “istikrar ve uyum programları” ile birlikte ekonomik, toplumsal ve siyasal boyutlarıyla Türkiye’nin gündemine giren özelleştirme, ülkenin somut gerçeklerinden hareketle geliştirilen bir araç değil, Türkiye kapitalizminin dünya kapitalizmiyle bütünleşmesini ar- tırmak ve sermayenin sömürü olanaklarına yeni katkılar yapmak için getiri- len bir çaredir ve 12 Eylül askeri rejimi eşliğinde gerçekleştirilebilmiştir. Türkiye’de özelleştirmeye ilişkin ilk hazırlıklar 1983 sonrasında, ANAP iktidarlarıyla birlikte başlatıldı. KİT’lere ilişkin yasa gücündeki 233 sayılı kararnamenin çıkarılmasıyla özelleştirme yolu da açıldı. Özelleştirmenin yol ve yöntemini hazırlamak için de yabancı danışmanlık şirketlerine çağrı yapıldı. Bu konudaki çalışmaların en kapsamlısı, 1985 so- nunda hükümete verilen Morgan Guaranty Bank’ın “Özelleştirme Ana Pla- nı”dır. Özelleştirme, bu plandaki önerilere bağlı kalınarak yürütülmüştür. Tarımsal KİT’lerin özelleştirilme önceliği Özelleştirme Ana Planı’nda tarımsal KİT’lerin satış öncelikleri şöyle be- lirlenmiştir: Birinci derecede öncelikli KİT’ler: YEMSAN, TİGEM İkinci sırada öncelikli KİT’ler: SEK, EBK, ORÜS, ÇAYKUR, TÜG- SAŞ, TŞFAŞ Üçüncü sırada öncelikli KİT’ler: TMO, TZDK Özelleştirme programına alınan tarımsal KİT’lerin özelleştirilme sırala- masında zamanla kimi değişiklikler yapılmıştır. Ekonomik Önlemler Uygulama Planı KİT’lerin özelleştirmelerine ilişkin ilk somut yasal düzenleme 28 Mayıs 1986’da yayımlanan 3291 sayılı yasadır. Yasaya göre KİT’in özelleştirilmesi- ne Bakanlar Kurulu, bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerin özelleştirilmesine de Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı Kurulu yetkili olacaktı. 1994 yılında KİT’lerin özelleştirilmesi ya da kapatılmasını da öngören ve hangilerinin kapatılacağının da yer aldığı 5 Nisan’da ilan edilen “Ekonomik Önlemler Uygulama Planı” belli bir sürecin beklenen bir sıçraması oldu. 179 27 Kasım 1994’te yayımlanan 4046 sayılı yasa kamuya ait tüm mal ve varlıkların özelleştirilmesini getirdi. Bu yasa ile özelleştirmenin ideolojik ve sınıfsal; yine uluslararası mali kuruluşlara ne denli bağımlı olunduğunun tüm nitelikleri ortaya kondu (Petrol–İş 1995). Özelleştirmede temel amacın “piyasa güçlerinin ekonomiyi harekete ge- çirmesine olarak verilmesi ve verimliliğin artırılması” olarak açıklanmasına karşın, gerçek amaç, sermayeye birikim alanı yaratmak olarak ortaya çıkmış- tır. Sermayenin kamuya karşı giriştiği ideolojik bir saldırı olarak kullanılan özelleştirmelerle KİT’lerin tasfiye edilmesinin ardından, serbestleştirme adı altında tarım kesimi uluslararası tarım/gıda tekellerine açılarak yok edilme sürecine girilmiştir. Çizelge–V.1. Tarımsal Desteklemede İşlevleri Açısından KİT’ler ve Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri Kuruluş(lar) ve Destekleme İlk İşleme, İlgili Olduğu Alımı, Stok, İleri Sınaî Girdi Girdi Finansman Ürün(ler) Pazarlama Dönüştürme Üretimi Dağıtımı Temini KİT’LER TMO Hububat + TEKEL Tütün + + TŞFAŞ + Şekerpancarı + + Kısmen ÇAYKUR Yaş çay yaprağı + + TİGEM
Recommended publications
  • Gazl Çecek Sektörü Ve Gazoz Pazar Ndaki KOB Ler Çin Ni Pazarlamas Na Bir Örnek Doç
    YÖNET M VE EKONOM Y l:2005 Cilt:12 Say :2 Celal Bayar Üniversitesi . .B.F. MAN SA Gazl çecek Sektörü ve Gazoz Pazar ndaki KOB ler çin Ni Pazarlamas na Bir Örnek Doç. Dr. Canan AY Celal Bayar Üniversitesi, BF, letme Bölümü, MAN SA Ara . Gör. Sinan NARDALI Celal Bayar Üniversitesi, Uygulamal Bilimler Yüksek Okulu, MAN SA Ara . Gör. Burak KARTAL Celal Bayar Üniversitesi, BF, letme Bölümü, MAN SA ÖZET Küçük ve Orta Ölçekli letmeler (KOB ) belki de çok az say da sektörde, me rubat sektöründeki kadar zor durumdad r. Bunun temel nedeni sektörlerindeki dev say labilecek birkaç firman n pazar n büyük ço unlu unu ve kontrolü elinde tutmas ve sektörün rekabetçi yap s n n, bilinen genel sorunlar nedeniyle KOB lerin hareket yetene ini k s tlamas d r. Bu çal ma ile gazoz pazar nda bölgesel olarak mücadele veren bir KOB nin ni pazarlamas n nas l uygulayabilece i gösterilmeye çal lm t r. Anahtar Kelimeler: Gazl içecekler, Ni pazarlamas , KOB . A Sample of The Appl cat on of Niche Marketing by SMEs In The Soda and Carbonated Beverages Market ABSTRACT Small and Medium-Sized Enterprises (SME) rarely find themselves in distress like the ones do in carbonated beverages market. The reasons for that may be the market dominance of a few gigantic firms in terms of control and market share, and the disability of resource-limited SMEs in responding to market needs due to the competitive structure of the industry. In this paper we try to show how a local soda pop company can better deal with the challenges in its market through niche marketing.
    [Show full text]
  • The Advertiser's Perspective on Advertising Agency
    THE ADVERTISER’S PERSPECTIVE ON ADVERTISING AGENCY-CLIENT RELATIONSHIPS: A SURVEY OF LEADING ADVERTISERS IN TURKEY TANSES YASEMİN GÜLSOY Submitted to the Graduate School of Social Sciences in partial fulfillment of the requirements for the degree of Doctor of Philosophy in Contemporary Management IŞIK UNIVERSITY 2006 ii THE ADVERTISER’S PERSPECTIVE ON ADVERTISING AGENCY- CLIENT RELATIONSHIPS: A SURVEY OF LEADING ADVERTISERS IN TURKEY Abstract This dissertation focuses on the relationship between advertisers and their advertising agencies, in an effort to understand what drives advertiser’s satisfaction in this relationship which can have considerable impact on the business success of both parties. The research develops a model of relationship satisfaction positioned within the conceptual framework of Wackman, Salmon & Salmon (1986/87). This conceptual framework has been extended with additional variables to account for the complexities of the agency-client relationship in the Turkish advertising industry today. A survey of Turkey’s largest advertisers was conducted, using the face-to-face interview method. Factor analysis and regression analysis (of factor-scores) were then used to test the proposed framework. All of the dimensions of the model were found to significantly influence the advertiser’s satisfaction with the agency. The results suggest that advertisers principally value the agency’s creativity and the relationship with the agency. Compatibility, agency’s cost-consciousness, service breadth, leadership capability, and perceived contribution to advertiser’s sales, market share, and brand targets were also found to be important for satisfaction. Other significant predictors are people- related attributes, strategic input, trust, cooperativeness, and prestige and full-service capability. The empirical findings are consistent with the theory and confirm the importance of relationship attributes in advertiser’s satisfaction.
    [Show full text]
  • 34 Küresel Markalarin Yerel Stratejileri Ve Advergame
    İpek Sucu; Küresel Markaların Yerel Stratejileri ve Advergame Uygulamaları Karşısında Yerel Markaların Rekabet Durumu KÜRESEL MARKALARIN YEREL STRATEJİLERİ VE ADVERGAME UYGULAMALARI KARŞISINDA YEREL MARKALARIN REKABET DURUMU Öğr. Gör. Dr. İpek Sucu* Özet Günümüzde küresel markaların pazarlama stratejilerini küyerelleşme (glocalization) bazında yerel özelliklere nüfuz etmeleri, yekürelleşme (loglobalization) stratejilerini uygulamayan rakip yerel markaların rekabet olanaklarını azaltmaktadır. Küresel markaların küyerel stratejilerin yanında reklam-oyun (advergame) uygulamalarına da ağırlık vermeleri tüketici kitlelerinin küyerel markaları daha fazla talep etmesine teşvik etmektedir. Bu çalışmada küresel markaların küyerel stratejileri ve advergame uygulamaları karşısında yerel markaların ne tür stratejiler uyguladıklarının, uyguladıkları bu stratejiler ile küresel markalar karşısında ne derece rekabet edebildiklerinin ve rekabet olanaklarını arttırabilmek için neler yapılabileceğinin örneklendirilerek değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Bu bağlamda örnek olarak “Coca Cola” ve “Kristal Kola” ile “Nestle” ve “Halk” markaları literatür araştırması kapsamında karşılaştırılarak ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, Küyerelleşme, Yeküreselleşme, Advergame, Rekabet. LOCAL STRATEGIES OF GLOBAL BRANDS AND THE COMPETITION OF LOCAL BRANDS IN THE FACE OF ADVERGAME APPLICATIONS Abstract Today, the influence of marketing strategies of global brands into local features on the basis of glocalization decreases the competition possibilities of
    [Show full text]
  • Scotch Whisky, They Often Refer to A
    Catalogue Family Overview Styles About the Font LL Catalogue is a contemporary a rising demand for novels and ‘news’, update of a 19th century serif font of these fonts emerged as symptom of Catalogue Light Scottish origin. Initially copied from a new culture of mass education and an old edition of Gulliver’s Travels by entertainment. designers M/M (Paris) in 2002, and In our digital age, the particularities Catalogue Light Italic first used for their redesign of French of such historical letterforms appear Vogue, it has since been redrawn both odd and unusually beautiful. To from scratch and expanded, following capture the original matrices, we had Catalogue Regular research into its origins and history. new hot metal types moulded, and The typeface originated from our resultant prints provided the basis Alexander Phemister’s 1858 de- for a digital redrawing that honoured Catalogue Italic sign for renowned foundry Miller & the imperfections and oddities of the Richard, with offices in Edinburgh and metal original. London. The technical possibilities We also added small caps, a Catalogue Bold and restrictions of the time deter- generous selection of special glyphs mined the conspicuously upright and, finally, a bold and a light cut to and bold verticals of the letters as the family, to make it more versatile. Catalogue Bold Italic well as their almost clunky serifs. Like its historical predecessors, LL The extremely straight and robust Catalogue is a jobbing font for large typeface allowed for an accelerated amounts of text. It is ideally suited for printing process, more economical uses between 8 and 16 pt, provid- production, and more efficient mass ing both excellent readability and a distribution in the age of Manchester distinctive character.
    [Show full text]
  • “Kapt›Rmasayd›N›Z!”
    Türk k›z›n› sokak ortas›nda öldüresiye dövdüler Elin k›r›ls›n dazlak kafa Haberin devam› S.5’de “Kapt›rmasayd›n›z!” Say› 36 / Tem-A¤ust 2003 / Kostenlos ‹nan›lmaz ama gerçek Türkiye’den Avusturya’ya 240 otobüs TEMSA adl› Türk flirketi Nieder- österreich Eyaleti’nin Posta kuru- munun ihalesini bile¤inin hakk› ile kazanarak 240 adet otobüs satt›. 50 adet teslim edildi. Geri kalan› dört y›l içinde teslim edilecek. Haberin devam› sayfa 32’de Baflbakan Tayyip Erdo¤an, “faizsiz kazanç” vadi ile yurt d›fl›nda çal›flan Türklerin al›n WIENSTROM ile emin ellerde teri tassaruflar›n› toplayan sözde holdinglerin ma¤durlar›na Viyana'da “kapt›rma- sayd›n›z!” dedi. Millenium City ‹fl Merkezi toplant› salonunda Viyana’da yaflayan Türkler ile bir araya gelen Erdo¤an, “Türkiye'de bundan sonra haks›zl›k ve yolsuz- luk olmayacak. Tüyü bitmemifl yetimlerin hakk›n› yemeyecek ve yedirtmeye- ce¤iz” dedi. Erdo¤an'›n bu sözü üzerine, bir vatandafl, faizsiz kazanç sözü vererek holdinglerin kendilerinden ald›klar› alin teri paralar› geri vermedi¤ini belirterek, "Hol- WIENSTROM’da dinglere kapt›rd›¤›m›z paralar› da kurtar›n. Onlara da yedirtmeyin" diye seslenin- derhal daha ce, Erdo¤an, "Çok hatalar›n›z var. Bu holdinglere para verirken kime sordunuz? uygun elektrik. Kapt›rmasayd›n›z!" fleklinde cevap verdi. Erdo¤an’›n konuflmas› Türkiye seninle gurur duyuyor sözleri ile yer yer kesildi. Yorum ve haberler sayfa 2,3 ve 4’te Sayfa 2 BAÞ YAZI Sayý 36 Baþyazý HoldingZEDELER Baþbakan Erdoðan’dan yardým bekliyor! Birol KILIÇ Avusturya’da baþta YÝMPAÞ ruz.
    [Show full text]
  • Rekabet Kurulu Karari
    REKABET KURULU KARARI Dosya Sayısı : D1/Ş.Y.-98/3 (Önaraştırma) Karar Sayısı : 00-24/251-136 Karar Tarihi : 27.6.2000 A- TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER Başkan : Prof. Dr. M. Tamer MÜFTÜOĞLU Üyeler : Dr.Kemal EROL, M. Zeki UZUN, Sadık KUTLU, İsmet CANTÜRK, Nejdet KARACEHENNEM, Mustafa PARLAK, A. Ersan GÖKMEN, R.Müfit SONBAY, Kubilay ATASAYAR, Murat GENCER B- RAPORTÖRLER: Yaşar TEKDEMİR, Meltem BAĞIŞ, O. Yelda TOY C- ŞİKAYET EDENLER: İstanbul Perakendeci Bakkallar Odası Elvanzade Cami Sok. No:35 Unkapanı/İSTANBUL Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Tunus Cad. No:4 06680 Bakanlıklar/ANKARA Türkiye Bakkallar ve Bayiler Federasyonu Talatpaşa Bulvarı No:136/10 Dörtyol/ANKARA D- HAKKINDA ÖNARAŞTIRMA YAPILANLAR: Türkiye Coca-Cola Grubu Esenşehir Mah. Erzincan Cad. No: 36 Ümraniye/İSTANBUL Fruko-Tamek Grubu Evren Mah. Gülbahar Cad. No: 60 Güneşli/İSTANBUL E- DOSYA KONUSU: Meşrubat üreticileri Türkiye Coca Cola Grubu ve Fruko- Tamek Grubu'nun hipermarketlere ve bakkallara yönelik olarak ayrımcı fiyat ve satış koşulları uygulamaları, miktar kısıtlaması ve fiyat tesbiti yapmaları. F- İDDİALARIN ÖZETİ: Şikayet dilekçelerinde, meşrubat üreticisi firmaların eşit alıcılara farklı yükümlülükler getirdikleri, hipermarketlere belli sayının üzerinde meşrubat satmamaları yönünde şart koşarak meşrubat arzını kontrol altında tuttukları ve bakkallara belirli fiyatın altında satmama koşulu ile mal verdikleri iddiaları yer almaktadır. G- DOSYA EVRELERİ: Kurum kayıtlarına 21.1.1998 tarih ve 117-27 sayı ile giren başvuru üzerine hazırlanan 17.3.1998 tarih ve D1/Ş.Y.-98/3 sayılı İlk İnceleme Raporu, 19. 3.1998 tarihli Kurul toplantısında görüşülerek 98-57/427-55 sayı ile önaraştırma yapılmasına karar verilmiştir. Kurul’un söz konusu kararı uyarınca 22.5.2000 tarihinde raportörler önaraştırma yapmak üzere görevlendirilmişlerdir.
    [Show full text]
  • Template Report
    REPUBLIC OF TURKEY PRIME MINISTRY Investment Support and Promotion Agency of Turkey TURKISH FOOD & BEVERAGE INDUSTRY REPORT DECEMBERJULY 2010 2009 CONTENTS 1. Executive Summary 3 2. Sector Overview 4 2.1 Global Sector 4 2.2 Domestic Sector 5 2.2.1 Overview 5 2.2.2 Food and Beverage Production 7 2.2.3 Food Consumption 8 2.2.4 Beverage Consumption 9 2.2.5 Mass Grocery Retail Market 11 2.2.6 Food and Beverage International Trade 12 2.3 Main Players in Turkey 13 2.4 Industry Developments in Turkey 14 2.5 Positioning Map 15 2.6 Investment Opportunities 16 2.7 SWOT Analysis 18 2.8 Sector Establishments and Institutions 19 LIST OF FIGURES 20 ABBREVIATIONS 21 2 1. Executive Summary The global food and beverage market is expected to reach USD 3,840 billion in 2010, growing around 3 percent annually, thanks to the increasing demand for healthy products and rising disposable incomes in emerging economies such as China, India and Brazil.1 Consumers have curbed their spending on non-essentials such as home furnishings in response to the global economic downturn. However, spending on essentials such as food and beverage has remained fairly robust. Although the economic downturn has had an impact on spending habits and priorities, concerns for quality, health and sustainability still play an important role in consumption. Such food safety concerns are expected to grow in future.2 The food and beverage industry is highly fragmented, with the top ten companies in 2007 accounting for only 12.9 percent of the global market.
    [Show full text]
  • Albania Austria Belgium
    Albania Austria Belgium 1 Calgon Airwick Airwick 2 Cillit Bang Calgon Bleu 3 Durex Clearasil Calgon 4 Calgonit - Finish Cillit Bang 5 Ceraclen – Vitroclen Clearasil 6 Cillit Ca-Va-Seul 7 Dettol Dettol 8 Durex Durex 9 Diana Destop 10 Gaviscon Earex 11 Harpic Harpic 12 Hoffmann's Jex 13 Intima de Karinzi Lemgrip 14 K.Laus Lutsine 15 London Nurofen 16 Nurofen O'Cedar 17 Nureflex - Nurofen Optrex 18 Prosport Reflex 19 Quanto Strepsils 20 Strepsils Scholl 21 Scholl Senokot 22 Sagrotan - Dettol St Marc 23 Strepfen Steradent 24 Suboxone Tablet Strepfen 25 Subutex Suboxone Tablet 26 Temgesic Subutex 27 Transact Temgesic 28 Vanish Vanish 29 Veet Veet 30 Woolite Vitroclen 31 Woolite 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 Belorussia Bosnia & Herzegovina Bulgaria Croatia Airwick Airwick Airwick Airwick Calgon Calgon Calgon AVA Cillit Bang Cillit Bang Cillit Bang Calgon Clearasil Calgonit - Finish Nurofen Cillit Bang Calgonit - Finish Cillit Strepsils Calgonit - Finish Cillit Durex Scholl Cillit Dosia Dosia Suboxone Tablet Dettol Harpic Harpic Vanish Durex Nurofen Nurofen Veet Harpic Strepsils Strepsils Woolite Mortein Vanish Scholl Nurofen Tiret Quanto Vanish Strepsils Woolite Scholl Suboxone Tablet Subutex Vanish Veet Woolite Czech Republic Denmark Estonia Finland Airwick Airwick Airwick Airwick Calgon Brasso Calgon Cillit Bang Cillit Bang Calgon Cillit Bang Clearasil Contex Cillit Bang Calgonit - Finish Cillit Dettol Clearasil Cillit Dettol Durex Cillit Dettol
    [Show full text]
  • Democratic Transitions and Implicit Power: an Econometric Approach
    Democratic Transitions and Implicit Power: An Econometric Approach Gokce Goktepe (NYU) Shanker Satyanath (NYU) Abstract Recent works of political economy have emphasized the importance of distinguishing between transfers of explicit and implicit power over economic decision making in democratic transitions. Scholars have so far provided interesting anecdotal evidence supporting their claims of potential divergence between transfers of explicit and implicit power. This raises the question of whether it is possible to econometrically identify when a transfer of explicit power has not also been accompanied by a transfer of implicit power. This paper offers a straightforward and easily replicable approach to addressing this question using the tools of financial econometrics. We apply this approach here to a major country where considerable uncertainty remains over the military’s implicit role in economic decision making long after an explicit transfer of power to elected leaders, namely Turkey. Our findings indicate a significant gap between the explicit and implicit aspects of Turkey’s democratic transition, adding support to scholars’ claims about the importance of distinguishing between these aspects of transitions. 1. Introduction- When has a democratic transition truly occurred? Standard measures of democracy consider the presence of free elections and/or turnover in government as adequate to identify the emergence of a democracy. However, these are only explicit aspects of a democratic transition. Several scholars, ranging from O’Donnell (1994) to Acemoglu and Robinson (2008), have expressed concerns that countries that have made the transition to free elections and turnover in office may still be implicitly undemocratic in that elements of the previous authoritarian regime continue to exercise substantial behind the scenes (implicit) influence over economic decision making.
    [Show full text]
  • STOXX Changes Composition of Size Indices Effective on March 22Nd, 2021
    Zug, March 13th, 2021 STOXX Changes composition of Size Indices effective on March 22nd, 2021 Dear Sir and Madam, STOXX Ltd., the operator of Qontigo’s index business and a global provider of innovative and tradable index concepts, today announced the new composition of STOXX Size Indices as part of the regular quarterly review effective on March 22nd, 2021 Date Symbol Index name Internal Key ISIN Company name Changes 12.03.2021 EDDELP STOXX Developed Markets Total Market Large VIAB US92556H2067 VIACOMCBS Addition 12.03.2021 EDDELP STOXX Developed Markets Total Market Large US93B9 US77543R1023 ROKU Addition 12.03.2021 EDDELP STOXX Developed Markets Total Market Large US9LYE US22788C1053 CROWDSTRIKE HOLDINGS A Addition 12.03.2021 EDDELP STOXX Developed Markets Total Market Large US08A4 US69608A1088 PALANTIR TECHNOLOGIES A Addition 12.03.2021 EDDELP STOXX Developed Markets Total Market Large PXD US7237871071 Pioneer Natural Resources Co. Addition 12.03.2021 EDDELP STOXX Developed Markets Total Market Large US8251 US29786A1060 ETSY Addition 12.03.2021 EDDELP STOXX Developed Markets Total Market Large US51PH US98954M2008 ZILLOW GROUP CLASS C Addition 12.03.2021 EDDELP STOXX Developed Markets Total Market Large US415W US49338L1035 KEYSIGHT TECHNOLOGIES Addition 12.03.2021 EDDELP STOXX Developed Markets Total Market Large LEN US5260571048 LENNAR 'A' Addition 12.03.2021 EDDELP STOXX Developed Markets Total Market Large US9GKV US72919P2020 PLUG POWER Addition 12.03.2021 EDDELP STOXX Developed Markets Total Market Large AU802E AU000000APT1 AFTERPAY
    [Show full text]
  • Coca-Cola Company
    Corporate Responsibility Reporting on the Consumer Perspective Case: Coca-Cola Company Laura Halttunen Jani Inkilä Bachelor’s thesis 5. 12. 2014 Kuopio Bachelor’s degree (UAS) SAVONIA UNIVERSITY OF APPLIED SCIENCES THESIS Abstract Field of Study Social Sciences, Business and Administration Degree Programme Degree Programme in International Business Author(s) Laura Halttunen, Jani Inkilä Title of Thesis Corporate Responsibility Reporting on the Consumer Perspective – Case Coca-Cola Company Date 5.12.2014 Pages/Appendices 98/13 Supervisor(s) Minna Tarvainen, Anneli Juutilainen Client Organization/Partners Abstract Corporate responsibility and utilising the full potential behind it is a powerful tool for any company. Many companies and organizations have made investigations and reports to enable them to reach this full potential. The purpose of the present research was to study the level of consumer awareness towards corporate responsibility through the role of media channels. The objective was to study the scope of corporate responsibility from the consumer perspective and provide an association between theories and practical solutions. A further aim was to explain historical roots and the development of the concept, as well as the ideologies behind it and study customers’ awareness about the phenomenon; one important factor being the media. The theoretical framework is constructed on a literature review consisting of various books, academic and non-academic articles, and online publications. A qualitative interview with 20 participants was used to elicit the consumer viewpoint. Coca-Cola Company’s sustainability and GRI reports and strategies for the 2011-2013 financial years were analysed. The results indicate that the functional utilization of corporate responsibility requires concrete actions rather than a polished veneer.
    [Show full text]
  • The Effect of Marketing Expenditures During Financial Crisis: the Case of Turkey
    Available online at www.sciencedirect.com Procedia Social and Behavioral Sciences 24 (2011) 291–299 7th International Strategic Management Conference The effect of marketing expenditures during financial crisis: the case of Turkey ∗ Aykan Candemira, Ali Erhan Zalluhoglub, a abEge University, Faculty of Business and Administrative Sciences, Bornova, Izmir, 35040, Turkey Abstract Today, all economies are related with others due to the acceleration of globalization process. Huge financial movements in a globalized world can be the reasons for fluctuations in many countries especially the emerging countries [1]. The financial and economic crises have the potential to lead in a period of a global recession that may seriously destabilize all countries’ process of economic growth and transformation. In particular, the crisis may put a brake on and also reverse efforts in developing countries [2]. In this study, “the effect of marketing expenditures on company performance during financial crises periods” has been the main question. Within this framework, a review of the literature and a statement of the research questions, followed by the methodology and the findings are evaluated. Assessment on the results and conclusions about the effect of marketing expenditures on company sales performance are presented. This paper has its originality for finding out the effects of marketing expenditures, R&D expenditures and macroeconomic data (growth, inflation and foreign currency) on company performance within specific periods i.e. 2001 and 2008 crises in Turkey. Keywords: Marketing expenditures, crisis, financial crisis, Turkey, company sales © 2011 Published by Elsevier Ltd. Selection and/or peer-review under responsibility of 7th Internationalth Strategic Management© 2011 Published Conference by Elsevier Ltd.
    [Show full text]