Aleksandr Ivanoviç Kuprin'in Öykü Sanati
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BATI DİLLERİ VE EDEBİYATLARI(RUS DİLİ VE EDEBİYATI) ANABİLİM DALI ALEKSANDR İVANOVİÇ KUPRİN’İN ÖYKÜ SANATI Yüksek Lisans Tezi Ertuğrul Bostancı Ankara – 2004 T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BATI DİLLERİ VE EDEBİYATLARI(RUS DİLİ VE EDEBİYATI) ANABİLİM DALI ALEKSANDR İVANOVİÇ KUPRİN’İN ÖYKÜ SANATI Yüksek Lisans Tezi Ertuğrul Bostancı Tez Danışmanı Prof. Dr. Altan Aykut Ankara - 2004 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III I. A. İ. KUPRİN’İN HAYATI 1 II. RUS EDEBİYATINDAKİ YERİ 57 III. KUPRİN ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALARA GENEL BİR BAKIŞ 79 IV. SANATININ EVRELERİ VE ÖYKÜLERİ 90 V. ÖYKÜLERİN GENEL OLARAK KONULARI 141 VI. ÜSLUBU 177 VII. ANLATIM ÖZELLİKLERİ 205 SONSÖZ 228 TÜRKÇE ÖZET 230 RUSÇA ÖZET 232 İNGİLİZCE ÖZET 234 A. İ. KUPRİN’İN TÜRKÇEYE ÇEVRİLEN ESERLERİ 236 DİZİN 237 KAYNAKÇA 240 ÖNSÖZ Aleksandr İvanoviç Kuprin, XX. yy. başındaki önemli Rus yazarları arasında en çok tanınan ve eserleri en çok basılan yazarların başında gelir. Elli yıla yakın edebi yaşamında hala büyük bir zevkle okunan çok değerli eserler vermiştir. Şiirle başladığı edebiyat hayatında asıl çizgisini kısa öykü türüne kaydıran Kuprin, edebiyatın hemen her alanında faaliyet göstermiştir. Röportaj, makale, skeç, deneme yazarlığı, öykü, roman, gezi yazısı türünde verdiği eserler; okuyucuyu olayların geçtiği mekanlarda turistik bir geziye çıkarır neredeyse. 1883 yılında ilk şiir denemelerine başlayan Kuprin’in öykü türündeki ilk eseri Son Gala’dır. (1889).1894-1900 yılları arasında Kiev başta olmak üzere pek çok taşra gazetesinde muhabirlik, köşe yazarlığı vb. yapmış, hayatı tanıma uğruna pek çok işte çalışmıştır. Bu arada da çok değerli eserler vermeye devam etmiştir. 1901-1919 yılları arasında Rusya genelinde dolaşmış, edebi çalışmalarına devam etmiş, 1919 yılında Gatçina’da bulunduğu sırada Bolşevizm karşıtı Beyaz Ordu güçlerinin resmi yayın organı olan bir gazetenin redaktörlüğünü yaptığı için Bolşeviklerin şehri almalarını müteakiben ebediyen Rusya’yı terk etmek zorunda kalmıştır. 1919-1937 yıllarında Paris’te sanat hayatını sürdürmeye çalışan Kuprin yurt özlemini, eserlerini ve sanatını besleyen Rusya ortamından uzak kalışının sıkıntılarını daima hissetmiştir. 1937 Mayısında SSCB’ye dönen Kuprin artık hastadır ve hiçbir edebi eser veremez. 1938 Ağustosunda yemek borusu kanserinden ölür. On yedi yılı aşkın bir zaman Paris’te zorluklar içinde yaşamını sürdürmek zorunda kalan Kuprin, her ne kadar bazı Sovyet eleştirmenlerince tüm manasıyla değerlendirilmese de büyük bir yazardır. Devrinin olaylarına kayıtsız kalmamış, ama politize de olmamıştır. Fakir bir aileden geldiği için altyapı eksikliği vardır. Bir eleştirmen Kuprin için “Gorki gibi kendi üniversitesinde okumuş” demektedir. Doğrudur. Doymak bilmez bir hevesle klasikleri okumuş, gerçek yaşamı tasvir etmek için doğuştan gelen istidadını eğitmiştir. Çehov, Bunin, Gorki gibi öncü edebiyatçılarla dostluk kurmuş, girdiği edebi ortamlarda devamlı olarak sanatını geliştirmiştir. Tolstoy da ondaki yeteneği hemen keşfetmiş ve eserlerinin takipçisi olmuştur. Kuprin’in sanatıyla ilgili ülkemizde gerçekleştirilmiş orijinal bir çalışma yoktur. Türkçeye çevrilen eserleri de, sadece altı tane öyküden ibarettir. Çalışmamıza bu boşluğu bir ölçü de olsa doldurmak amacıyla başladık. Tezimizin Birinci Bölümü’nde Aleksandr Kuprin’in hayatını ele aldık. Yazarın Rus edebiyatındaki yerini İkinci Bölüm’de inceledik. Kuprin üzerine yapılan çalışmalar ve Kaynakça’da yer alan kitap ve makaleler Üçüncü Bölüm’ün konusunu oluşturdu. Dördüncü Bölüm’de sanatının evreleri ve öykülerine değindik. Beşinci Bölüm’de öykülerinin genel olarak konularına bakıldı. Üslubunu Altıncı Bölüm’de, anlatım özelliklerini de Yedinci Bölüm’de belirlemeye çalıştık. Sonsöz’den sonra Kuprin’in Türkçeye çevrilmiş eserlerinin listesini verdik. Çalışmamızda, yazarın önemli yapıtlarını ele aldık. Çalışmamızda kullandığımız edebi alıntıların tamamını Rusçadan bizzat çevirdik. İlk defa kullandığımız eser adlarının Türkçe karşılığından sonra orijinal Rusça adını da ekledik. “Aleksandr İvanoviç Kuprin’in Öykü Sanatı” tezinin oluşumunda değerli katkılarını esirgemeyen hocalarıma, özellikle de çalışmalarım sırasında büyük yardımlarını gördüğüm hocam Prof. Dr. Altan Aykut’a teşekkürü bir borç bilirim. BÖLÜM I ALEKSANDR İVANOVİÇ KUPRİN'İN HAYATI Aleksandr İvanoviç Kuprin 7 Eylül (eski takvime göre 26 Ağustos) 1870’de Penza eyaletinin Narovçat şehrinde küçük bir memur ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Babası İvan İvanoviç Kuprin 1834 yılında doğmuş, 1847 yılında 13 yaşındayken Temnikovskoye kasaba okulunu bitirmiş ve Spasskoye kasaba mahkemesinde büro memuru olarak işe başlamıştır. 1850 yılında aynı mahkemede kayıt memurluğuna geçmiş, 1855 -1860 yılları arasında Spasskoye hastanesinde posta memurluğu yapmıştır. 1859 sonu 1860 başında Narovçatlı bir toprak beyinin kızı Lyubov Alekseyevna Kulançakova ile tanışmış, 1860 yılı sonunda da evlenmiştir. İvan Kuprin Narovçat'a taşınmış, 1862 yılına kadar kasaba asilzadeleri başkanının posta dağıtıcılığı,1862 yılından itibaren de birleşik Krasnoslobodo- Narovçat Sulh Hukuk Mahkemesi sekreteri olmuştur.1 Kulançakova ile evlendikten sonra Narovçat şehrinde iki küçük malikane sahibi olmuştur. 1861 yılında ilk kızları Sofya, 1863 yılında ikinci kızları Zinaida, 1866'da İnnokentiy, 1869'da Boris adlarındaki iki oğulları doğmuş, her iki erkek çocuğu da bebekliklerinde ölmüştür. Nihayet 1870 Ağustosunda geleceğin yazarı Aleksandr doğmuştur.2 Yazarın anne tarafından ataları 1452 yılında III Vasiliy tarafından Tatarlarla ve özellikle de Kazan Hanlığı ile savaşmak üzere oluşturulan Kasımov Hanlığı'nın politik yaşamında etkin rol oynamışlardır. Vaktiyle varlıklı bir aile olmalarına rağmen Kulançakovlar zaman içerisinde, özellikle de toprak köleliği sisteminin kaldırılmasından sonra ekonomik yönden zayıf düşmüşlerdir. 1 F. İ. Kuleşov, Tvorçeskiy put A. İ. Kuprina 1883-1907 , Moskva, 1983, s. 6. 2 ibid, s. 6. Anne Lyubov Alekseyevna , enerjik, otoriter, bağımsız karakterli ve gururlu bir kadındır. Aynı zamanda dindar biri olarak kilisenin sabah ve akşam dualarına katılır, din adamlarının çevresinde bulunmasından hoşlanır. Lyubov Alekseyevna en küçük çocuğu ve evin tek erkek evladı Aleksandr'a büyük bir sevgi besler. Kuprin'in annesiyle ilişkilerinde de aynı sevginin izleri görülür: “Sorgu” (Дознание), “Askeri Öğrenciler” (Кадеты), “Kutsal Yalan” (Святая ложь) öykülerinde annesine yönelik övgü dolu, sıcak sözler bulunmaktadır.3 Kuprin için annesi sadece anne değil, aynı zamanda akıllı ve aradığı bir sohbet arkadaşıdır. Sağlam bir muhakeme yeteneğine sahip olan Lyubov Alekseyevna kitap okumayı, toplumdaki olaylar üzerine kafa yormayı seven, kendi çevresine göre eğitimli bir kadındır. İnce bir estetik duygusuna sahiptir ve yaşayan konuşma dilini çok iyi bilir. Kuprin bir mektubunda annesinin bu özelliklerinden bahisle pek çok öyküsünde annesinden duyduğu kelimeleri kullandığını itiraf eder. Yine 1910 yılında yayımlanan Russkoye slovo dergisinin 137 nci sayısında yer alan bir mektubunda annesiyle ilgili şu satırlar bu tezi doğrular niteliktedir: “Sen bana şimdi çok gereklisin. Tecrüben, aklın değil, günümüzdeki tüm eleştiri çevresindekinden daha fazla inandığım içgüdüsel zevkin gerekli.” 4 Diğer taraftan Kuprin'in ruhsal gelişimine en büyük ikinci katkıyı anneannesi yapmıştır. Yazar çocukluk döneminde pek çok masal, hikaye, tarihi olaylar ve efsaneler dinlemiştir anneannesinden. Erken yaşta hayatını kaybeden babasının gelişiminde önemli bir rol oynadığı söylenemez.5 3 ibid, s. 7. 4 ibid, s. 8. 5 ibid, s. 8. Baba İvan Kuprin 22 Ağustos 1871 tarihinde 37 yaşında ölür. Lyubov Alekseyevna Kuprina’nın Penza’da küçük bir çiftliği olmasına rağmen buradan çok az bir gelir elde etmektedir. Kocasının ölümünden sonra iki yılını Penza’da geçiren Lyubov Alekseyevna kızları Sofya, Zinaida ve oğlu Aleksandr ile birlikte Moskova’ya taşınır. Burada kız çocuklarını yatılı devlet okullarına yerleştirdikten sonra Aleksandr ile Kudrin Dullar Evi’nde kalmaya başlar. Daha sonraları “Kutsal Yalan” öyküsünde detaylı tasvirini yapacağı bu evde altı yaşına kadar annesiyle kalır Kuprin.6 1876 yazında Razumovski Yetim Pansiyonu'na verilir, burada dört yılı geçer. Sonbahar- yaz dönemini yatılı olarak pansiyonda geçiren Kuprin, yaz tatillerini annesinin yanında geçirir. Annesi bazen birkaç aylığına Saşa ile Penza'daki çiftliklerine gider. Köyü, köy yaşamını ve doğayı seven Kuprin için bu seyahatler gerçek birer bayram niteliği taşır. Öyle ki 9 yaşındayken annesi askeri okul sınavlarına hazırlanması için yazın Moskova'da kalacaklarını söylediğinde; çok sevdiği köyüne gitmek üzere bir arkadaşını da ikna eder ve pansiyondan firar ederler. İki gün aç susuz şehirde dolaştıktan sonra kendiliklerinden pansiyona geri dönerler. Pansiyon döneminde Kuprin'in yaşamı boyunca spor ve sirk yaşamına olan ilgisinin başlangıcı sayılabilecek bir tanışma gerçekleşir: 1879 yazında Kudrin Dullar Evi'nde geleceğin ünlü palyaçosu ve hayvan terbiyecisi A. L. Durov ile tanışır.7 Kuprin 10 yaşındayken askeri ortaokula girer. Buradaki yaşamıyla ilgili ayrıntıları “Askeri Öğrenciler” (Кадеты) adlı eserinden öğrenmek mümkündür. Zira Kuprin'in pek çok eseri otobiyografiktir. S. A. Vengerov'a yazdığı bir mektupta bu konudan açık bir şekilde söz etmektedir: “ ... Sadece şunu ekleyebilirim ki; hemen 6 V.N. Afanasyev, A. İ. Kuprin , Moskva 1972 , s. 5 7 F. İ. Kuleşov, 1983, s. 11. hemen tüm eserlerim benim kendi biyografimdir. Bazen dış çerçeveyi uydurduğum olurdu, ama üzerinde çalıştığım tablo tamamen yaşamımdan alınan parçalardan oluşmaktadır.”