<<

BAKU_AD_2_PRINT.pdf 1 10.10.2014 16:36

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

İÇİNDEKİLER ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ EMO’dan...... 7 1 9 5 4 Hüseyin Yeşil TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası adına SAHİBİ “YASTAYIZ, İSYANDAYIZ VE KORKMUYORUZ”...... 9 Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil EDİTÖRDEN SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ EMPERYALİZMİN YENİ BOYUTU...... 13 Hüseyin Önder A. Hamit Serbest YAYIN KURULU Bahadır Acar AR-GE, İNOVASYON VE GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN REKABET GÜCÜ İrfan Şenlik İbrahim Aksöz ARASINDAKİ İLİŞKİLER...... 15 Erdal Apaçık Erkan Erdil/M. Teoman Pamukçu Abdullah Büyükışıklar Neriman Usta Cengiz Göltaş ULUSAL AR-GE İNOVASYON BULMACAMIZ VE EKSİK PARÇALAR...... 24 Gültekin Türkoğlu N. Bülent Damar Serdal Temel/Fazilet Vardar Sukan Necati İpek E. Orhan Örücü Belgin Türkay TEKNOLOJİK GELİŞME KAF DAĞININ ARDINDA...... 29 Musa Çeçen Banu Salman Cem Kükey Tuncay Atman Olgun Sakarya DİJİTAL EKONOMİDE DİPTEYİZ!...... 34 Kemal B. Ulusaler Hamza Koç Kahraman Yapıcı Tayfun Akgül Hacer Öztura Tarık Öden DEVLET DESTEK VE TEŞVİKLERİ ÇİZELGESİ (EYLÜL 2015)...... 39 Fatih Kaymakçıoğlu Hazırlayan: Emre Metin Mehmet Bozkırlıoğlu Yılmaz Kocaoğlu Emre Metin Liderlervadisi.com Platformu ...... 44 Onur Koçak Metin Uçucu YAYIN YÖNETMENİ Banu SALMAN SANAYİLEŞMENİN GİZLİ TARİHİ ...... 46 YAYINA HAZIRLAYANLAR Atila Çınar Kahraman YAPICI Ebru TOKTAR Necla DULKADİROĞLU FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ “KORUNMASI” ...... 48 Derleyen: E. Orhan Örücü REKLAM SORUMLUSU Münevver ÇAY TURGUT EMO İstanbul Şubesi TEKNOLOJİ HAMLESİ İÇİN STRATEJİK AYAKLAR...... 55 Tel: +90 (212) 259 11 50-Faks: +90 (212) 258 36 55 e-posta: [email protected] Yavuz Bayülken

YÖNETİM YERİ Elektrik Mühendisleri Odası TÜRKİYE’DE YENİLENEBİLİR ENERJİ EKİPMANLARININ YERLİ ÜRETİMİ Ihlamur Sokak No: 10 Kızılay-Ankara İÇİN NELER YAPILABİLİR?...... 60 Tel: +90 (312) 425 32 72 (PBX) Faks: +90 (312) 417 38 18 Erdoğan Öktem e-posta: [email protected] http://www.emo.org.tr UYUYAN DEVRİM: ELEKTRİKLİ ARAÇLAR...... 64 Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın İrfan Şenlik İki ayda bir yayımlanır

BASIM TARİHİ ve SAATİ DÜNYADA NÜKLEER ENDÜSTRİNİN DURUMU...... 68 19 Ekim 2015-09:00 SAYI: 455 Nedim Bülent Damar BASIM ADEDİ SÖZDE MÜHENDİS YETİŞTİREN FAKÜLTELER...... 72 30000 İrfan Şenlik DİZGİ ve TASARIM PLAR Planlama Yayıncılık Reklamcılık KİTAP TANITIMI...... 75 Turizm İnşaat Tic. Ltd. Şti. Yüksel Cad. No: 35/12 Yenişehir-Ankara Hazırlayan: Necla Dulkadiroğlu Tel: +90 (312) 432 01 83-93 • Faks:+90 (312) 432 54 22 e-posta: [email protected] FENNİKARİKATÜRLER...... 84 BASKI YERİ MATTEK MATBAACILIK Tayfun Akgül Basım Yayın Tanıtım Tic. San. Ltd. Şti. Ağaç İşleri San. Sit. 1354 Cad. (21.Cad.) 1362 Sok. (601 Sok). No:35 İvedik/ANKARA Tel: (0312) 433 23 10 Pbx Faks: (0312) 434 03 56 e-posta: [email protected]

Dergide yer alan yazılar EMO’dan izinsiz yayınlanamaz ve alıntı yapılamaz. Yayınlanan yazılardaki görüşler, yazarın sorumluluğundadır. EMO üyelerine parasız dağıtılır.

EMO’dan...

Hüseyin Yeşil EMO 44. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı

ANKARA’YA ATEŞ DÜŞTÜ! Ülkemizde yaşanan çatışma ortamına karşı barış içinde, bir arada, özgür bir yaşam özlemiyle 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara’da Tren Garı önünde buluşan yurttaşlarımız canlı bombalı saldırıların kurbanı oldular. Tek başına iktidar hırsıyla ülkeyi çatışma ortamına sürükleyen AKP iktidarının politikaları; Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi’ni kana bulamıştır. 100’e yakın yitirdiğimiz can ve yüzlerce yaralımız var. Acımız çok büyük! Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük katliamlarından birisi yapılmıştır. En küçük bir sokak basın açıklamasında dahi eylemciden çok polisle boy gösterilirken; Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi’ne yönelik gerekli güvenlik önlemlerinin alınmamış olması yaşanan saldırının sorgulama- sını daha da önemli kılmaktadır. Hele hele “Canlı bombaları biliyoruz, ama eylem gerçekleştirilmeden tutuklayamıyoruz” türü garip açıklamalar; yaşanan bombalı saldırının ardından yaralılarına yardım etmeye çalışan barış gönüllülerine biber gazıyla yapılan polis müdahalesi, yurttaşların ambulansların geçebilmesi için polis barikatını yarmak zorunda kalması gibi akıl almaz tutumlar acımızı katmerlendir- miştir. Ülkemizin aydınlık bir geleceğe uzanması için barış ve demokrasi çağrısı yapan mitingi, kirli emellerine ulaşmak için kana bulamaktan kaçınmayan karanlık ellerin gerçekleştirdiği bu insanlık dışı, elim ve vahşi saldırıyı lanetliyoruz, kınıyoruz. Hiç şüphesiz bu saldırı; ülkemizin barış, huzur ve kardeşlik iklimini sabote ederek, büyük bir kaos yaratmayı, umutsuzluk ve korku yayarak yurttaşlarımızı demokratik hakla- rını kullanmaktan yoksun bırakmayı amaçlamaktadır. Bu katliamın sorumlusu AKP iktidarı ve ona cesaret verenlerdir.

Diktatörlüğe Karşı Birleşik Mücadele Dergimizin matbaaya teslim aşamasında gerçekleşen bu hain katliam nedeniyle basımı durdurarak, ka- pağımızı yitirdiğimiz canlara adadık. Katliam öncesinde hazırladığım başyazıyı, “diktatörlük girişimlerine karşı herkesin ‘Birleşik Devrimci Bir Mücadele’ içinde olması” için çağrıya ayırmıştım. Şimdi bu çağrı daha da elzemdir. Dergimizin bir önceki sayısında, “7 Haziran’da soluklanmak için nefes aldık” diye yazmıştık. Ancak durum tam tersine döndü ve 7 Haziran öncesini arar duruma geldik. Bir parti tek başına iktidar olamayınca, hele de bir kişinin başkanlık hayalleri suya düşünce olan oldu; ortalık kan gölüne döndü ve çatışmalar hız- lanarak devam etti. Çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu çatışma ortamında mesleğini ve işini yapan üyelerimizden yaralananlar oldu ve hatta bir üyemizin de bacağı koptu. İnsan hayatını hiçe sayan açıklamalara; terörden, operasyonlardan siyasal çıkar sağlamaya çalışan an- layışlara; tüm hegemonik söylemlere ve baskılara karşı TMMOB örgütlülüğü olarak “barış” için 10 Ekim’de alanlara çıkmaya karar vermiştik. “Savaşa İnat, Barış Hemen Şimdi!” anlayışı ile DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından düzenlenen “Emek, Barış ve Demokrasi” Mitingi’nde EMO olarak; yöneticilerimizle, üyelerimizle ve çalışanlarımızla alanda saf tutmak üzere yürüyüş kortejinde yerimizi almıştık. Herkesin elini tetikten çekmesi ve ölümlerin son bulması; “demokratik, laik, özgür ve barış içinde bir toplumda yaşama isteği- miz” temel çağrımızdı. Ancak barış ve demokrasi taleplerine dahi tahammülü olmayan hain eller, daha toplanma noktası olan Ankara Tren Garı önünde katliam yaptılar. Kuzey Afrika’dan Ortadoğu’ya, Afganistan’a varıncaya kadar uzanan geniş coğrafi bölgede emperyaliz- min çıkarlarına uygun yeni yapılanmalar inşa etmek üzere gerçekleştirilen müdaha- leler sonucunda önce içinde bulunduğu- muz bölge kan gölüne dönüştürülmüştür, şimdi ülkemiz de bu bataklığın içine çekil- miştir. Demokrasi adına yapılan müdaha- leler bölgemizde daha geri yapılanmaları ortaya çıkmıştır. AKP iktidarının göz yum- duğu, hatta destek verdiği, IŞID’la simgele- şen sayısız silahlı grubun yarattığı bataklık ortamı ülkemizi derinden sarsmaktadır. Önce çocuk mültecilerin cansız bedenleri kıyılarımıza vururken, bugün ülkemizin Başkentinde, Ankara’nın göbeğinde; ço- cuklarımızın, gençlerimizin, öğrencileri- mizin, öğretmenlerimizin, avukatlarımızın, doktorlarımızın parçalanmış bedenleriyle yüreğimizden vurulduk.

2015 Ekim • Sayı-455 7 ABD ve Batılı ülkelerin, bölgemizdeki “sözde demokrasi” arayışı binlerce cana mal olmaktadır. Artık dünyada “demokrasi” arayışı sorgulanmaktadır; insanların can ve mal güvenliğinin sağlandığı, sınırlı esaslar altında da olsa herkese aynı hukuk kurallarının uygulanabildiği asgari standartlar dahi aranır duruma gelmiştir. “Demokrat” kimliğiyle pazarlanan AKP’nin boyaları dökülürken; demokrasinin diktatörlüğe giden bir araç olarak kullanılışına tanıklık ediyoruz. AKP’nin Haziran seçimleri öncesindeki baskıcı politikaları, seçim sonuç- larıyla daha da katlanmıştır. Medya kuruluşları hedef gösterilmekte, gazetecilere saldırılmakta, barış ve de- mokrasi umudumuz ölümlerle, katliamlarla sonlandırılmak istenmektedir. Tüm baskılara, katliamlara karşı, yitirdiğimiz canların bizlere mirası olan barışı ve demokrasi savunmaya sonuna kadar devam edeceğiz. Peki, 1 Kasım seçimlerinde aynı sonuçlar çıkarsa ne olacaktır? Yeniden bir seçim daha mı yapılacaktır? Yani, AKP tek başına iktidar olana kadar ve de birilerinin başkanlık hayalleri gerçekleşene kadar seçim turları mı yapılacaktır? 7 Haziran seçim sonuçlarının hiçbir şeyi değiştirmediği bir ortamda, başka bir hareketlenme gerçekleştirile- mezse, 1 Kasım sonrası için de seçim sonuçları ne olursa olsun umutlu olmak mümkün görünmemektedir. Ancak demokrasi güçlerinin ortak devrimci birleşik mücadelesi diktatörlük heveslerini geriletebilir. Bunun sağlanamadığı ortamda, ne faşist saldırıları durdurabiliriz, ne can güvenliğimizi koruyabiliriz, ne diktatörlük sürecine son verebiliriz, ne mesleğimizi sürdürebiliriz, ne de tekrarlanacak seçimlerde sağlıklı sonuçlar elde edebiliriz.

Değerli meslektaşlarım, Ne yazık ki böyle bir çatışma ve kaos ortamında; iki yıldır hazırlıklarını yürüttüğümüz mesleki alandaki sempozyumlarımızı peş peşe gerçekleştirmeye başlamak zorunda kaldık. Ankara’da yaşadığımız katliamın ardından gezi ve yemek gibi sosyal etkinliklerimizi iptal ederken, teknik ve bilimsel çalışmalarımızın devam ettirilmesini benimsedik. Çünkü teknik ve bilimsel eleştirilerimizi mesleki alanlarımızdan yola çıkarak günde- me taşıdığımız bu etkinliklerimiz, bugün baskıcı iktidarın son vermek için can attığı; yok saymadan tutun bu etkinliklerde dile getirilen en ufak eleştirileri dahi “siyaset yapmayın” diyerek susturmaya çalıştığı platform- lardır. Susmadık, susmayacağız! 1-3 Ekim 2015 tarihinde Kocaeli Şubemizin sekretaryasında 3. ATEX Sempozyumu’nu gerçekleştirdik. Açılış konuşmalarında ATEX Yönetmeliği’nin ertelenmesine yönelik eleştirilerimizi bir bir sıraladık. Konunun tüm taraflarının yer aldığı geniş bir katılımla ilgili konular tartışıldı ve öneriler geliştirildi. Ekim ayında İzmir’de Rüzgar Sempozyumu’nu ve aynı tarihlerde yine İzmir Şirince’de, Nesin Vakfı Matematik Köyü’nde 3. Akademik Kampımızı, Adana’da Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu (YEKSEM), İzmir’de Elektrik Tesisat Ulusal Kongresi’ni gerçekleştirdik. Kasım ayında Mersin’de Elektromanyetik Alanlar ve Etkileri Sempozyumu’nu (EMANET), İstanbul’da Elektrik Elektronik Mühendisliği Kongresi’ni (EEMKON) ve Bursa’da Uluslararası Elektrik Elektronik Mühendisliği Sem- pozyumu’nu (ELECO) düzenleyeceğiz. Aralık 2015’de ise sekretaryasını Odamızın üstlendiği 10. TMMOB Enerji Sempozyumu’nu Samsun ve Sinop’ta gerçekleştireceğiz. Dönem başından bu yana gerçekleştirdiğimiz ve önümüzdeki 3 ayda gerçekleştireceğimiz etkinlikler için tüm danışma, düzenleme ve yürütme kurullarında görev alan kurul üyelerine, merkezimizde ve şubelerimizdeki çalışanlarımıza ve söz konusu sempozyumları üstenen şube yönetim kurullarımıza teşekkür ederiz.

EMO Eğitimleri Gelişiyor Eylül 2015’de, hem Ege Üniversitesi ile hem de ODTÜ ile Yenilenebilir Enerji Kaynakları Eğitimleri için protokol- ler imzaladık. 2000-2005 yılları arasında hazırladığımız ve 2005 yılında yayımlanmak üzere Bakanlığa teslim ettiğimiz Elekt- rik İç Tesisleri Yönetmeliği’nin sonunda raflardan indirilmesini sağladık. Bakanlık ve yönetmeliği hazırlayan komisyonumuzu bir araya getirdik. Yönetmelikle ilgili çalışmalar devam etmekte, İnternet üzerinden görüşler alınmaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan verilen görüşleri birlikte değerlendirmek üzere bir toplantı talebinde bulunduk; bekliyoruz. Umarım bizim hazırladığımız ve on yıl sonra raftan indirttiğimiz söz konusu yönetmelikte hizmet alanımızın gerekliliklerine uygun düzenlemeler yapılır. Sakarya Üniversitesi ile ortak eğitimler düzenlenmesi konusunda protokol imzaladık. Bu çerçevede, Proje Uz- manlık Sertifikası (PUS) eğitimlerinin Odamız tarafından verilmesi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na başvuruda bulunduk. Bu dönemde yine mesleki alanlarımıza ilişkin gelişmeleri takip edip kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştık. Elektrik tarifelerinde yapılan oyunları bir bir ortaya koyduk. Dergimizin bu sayısında artık her alanda büyük öneme sahip olduğu kanıtlanmış olan teknoloji gelişimine ilişkin hem ülkemiz bazında hem de uluslararası düzeyde yöntem ve uygulamaları eleştirel bir perspektifle masaya yatırdık. Yaşanan katliamın ardından ülkemizin Müslüman ve bir Ortadoğu ülkesi olması üzerine yo- ğunlaştırılmaya çalışılan tartışmalar karşısında bu dosyanın çok anlamlı olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’nin emperyalist güçler karşısında teknolojik gelişim açmazını aşması; ırk, din ve mezhep çatışmaların ötesinde bilim ve akla dayalı bir yönetim sistemine geçebilmesi “demokrasinin” de güvencesi olacaktır. Dosya çalış- masının editörlüğünü üstlenen Hocamız Prof. Dr. Hamit Serbest başta olmak üzere; Yayın Kurulu’na, makale gönderen yazarlara ve dergiyi yayına hazırlayan Banu Salman ve Basın Birimi ekibimize teşekkür ederiz. Saygılarımla,

8 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

10 Ekim Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi Kana Bulandı: 100 Civarında Ölü ve Yüzlerce Yaralı…

“YASTAYIZ, İSYANDAYIZ VE KORKMUYORUZ”

İSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla 10 Ekim D2015 tarihinde düzenlenecek Emek, Barış ve Demok- rasi Mitingi’nin buluşma noktası olan Tren Garı önünde canlı bombalı saldırılarla Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük katliamı gerçekleştirildi. Barış, özgürlük ve demok- rasi taleplerini dillendirmek için yurdun dört bir yanından sabahın ilk ışıklarında Başkent’e gelen yurttaşlarımızı hedef alan saldırıda, 100 civarında canımızı kaybettik. Patlamanın hemen ardından yaralılarına yardım etmek is- teyen eylemcilere polis tarafından biber gazıyla müdahale edildi. Ambulansların geçişini engelleyen polis barikatlarını yurttaşların yararak geçtiklerini gösteren görüntüler ortaya çıktı. Saldırıya ilişkin ilk bilgiler IŞİD’i işaret ederken, Suruç Katliamı’nın ardından böylesine büyük kanlı bir saldırının gerçekleştirilmesi güvenlik zafiyetini ve hükümetin politi- kalarını daha da tartışılır hale getirdi. Günler öncesinden duyurulan ve Ankara Valiliği’nin izniyle gerçekleştirilen mi- tinge yönelik kanlı saldırı önlemezken; sorumluların istifa etmeleri ya da görevden alınmaları bir yana istifa soruları karşısında “gülmeleri”; Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafın- dan istifanın gerekli olmadığına ilişkin yapılan açıklama- lar; güvenlik açığına ilişkin sorulara miting alanında önlem alındığı patlamanın buluşma noktasında olduğu gibi verilen Yas ve Grev Kararı “anlamsız yanıtlar”; canlı bombaların listesi olduğu, ancak Bu elim, vahşi ve insanlık dışı katliamın ardından hızlı eylem gerçekleştirilmeden tutuklama yapılamadığına ilişkin refleks göstererek, aynı gün basın toplantısı yapan DİSK, açıklamalar acılı yurttaşlarımızın öfkesini büyüttü. KESK, TMMOB ve TTB yas ve grev kararı aldı. 4 örgü- tün öncülüğünde 11-12 ve 13 Ekim tarihlerinde katliamın 10 Ekim Cumartesi sabahı saat 10.04’te art arda iki intihar gerçekleştirildiği Tren Garı önü başta olmak üzere çeşitli bombacısıyla gerçekleştirilen patlamanın büyüklüğü saat- illerde protestolar gerçekleştirdiler. ler geçtikçe ölü sayısının 10’lardan 100’lere tırmanmasıyla ortaya çıktı. Yüzlerce yaralının olduğu katliam karşısında, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, DİSK hastanelerin acil servisleri ve adli tıp kurumları zorlandı. Başkanı Kani Beko, KESK Eş Başkanları Lami Özgen ve Şa- Günlerce hastane önlerinde, adli tıpta hayatını kaybeden ziye Köse, TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan yurttaşların ve yaralıların yakınları bekledi. ve TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel’in katılımıyla

2015 Ekim • Sayı-455 9 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

yapılan 10 Ekim 2015 tarihinde gerçekleştirilen basın top- Katiller; aylardır AKrep’lerle, TOMA’larla, tanklarla, lantısında, “Üzgünüz, öfkeliyiz, yastayız ve isyandayız. 12-13 toplarla ülkeyi kan gölüne çevirenlerdir. Amaçlarını Ekim günleri grevdeyiz” denildi. biliyoruz. Amaçları; bizi korkutarak, bizi yıldırarak, bizi sindirerek 13 yıllık zulüm ve hırsızlık düzenlerini “Faili Meçhul Değil” sürdürmeye çalışmaktır. Amaçları; Gezi İsyanı’ndan bu Bu katliamın faili meçhul olmadığı ve iktidarın doğrudan yana diktatörlüğe karşı direnen milyonlarca yurttaşın sorumlu olduğu vurgusu yapılan ortak açıklamada, katliama iradesini kırmaktır. ve katliama yol açan ortama neden olan hükümete tepki şu Amaçları; halkın iradesine rağmen KaçAK Saray’daki sözlerle ifade edildi: iktidarlarını devam ettirmeye çalışmaktır. Emek, Barış “Ankara’da Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi için ve Demokrasi Mitingimiz kana bulayanlara sesleni- toplanmıştık. Türkiye’nin dört bir yanından gelmiştik. yoruz: Bütün vahşetinizle, şiddetinize, katliamlarına Emek, Barış, Demokrasi taleplerimizi haykırmak için rağmen özgür, demokratik bir ülkede yaşamı ve barışı gelmiştik. savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bizi korkutmaya, bizi İşçilerin, kamu çalışanlarının, işsizlerin, yoksulların, yıldırmaya, bizi sindirmeye çalışanlara sesleniyoruz: mağdurların sesini duyurmak için gelmiştik. ‘Savaşa Korkmayacağız, yılmayacağız, unutmayacağız ve af- İnat Barış Hemen Şimdi!’demek için gelmiştik. fetmeyeceğiz. Döktüğünüz kanda boğulacaksınız.” Saray’ın saltanatı uğruna aylardır kan dökenlere ‘Dur!” demek için gelmiştik. Savaşa karşı barışı; baskı, şiddet Protesto ve Anma Törenleri ve zora karşı özgürlükleri ve demokrasiyi; yolsuzluğa, Kanlı katliamın ardından hemen hemen her gün yurdun hırsızlığa ve sömürüye karşı emeğin mücadelesini hep değişik kentlerinde yapılan protesto eylemleri, çoğunlukla birlikte yükseltmek için gelmiştik. Başvurusu Ankara polisin müdahalesiyle gölgelendi. Miting çağrıcısı 4 örgütün Valiliği’ne yapılmış (ve Valilikçe uygun görülmüş), de aralarında olduğu binlerce kişi, saldırıdan bir gün sonra bütünüyle barışçıl bir miting için gelmiştik. 11 Ekim 2015 Pazar günü, patlamanın olduğu Tren Garı Türkülerimizle, halaylarımızla, pankartlarımızla, slo- önünde hayatını kaybedenler anısına karanfil bırakmak iste- ganlarımızla ve coşkuyla miting alanına yürüyüşümüz diler. Ancak emniyet güçleri kriminal incelemenin sürdüğü başlarken patlattılar bombaları. gerekçesiyle alana girişe izin vermedi, kitlenin alana girmek Türkiye’nin göbeğinde, Ankara Garı’nın, binlerce polisin istemesi üzerine gaz ve tazyikli suyla saldırdı. Kitle daha gözü önünde patlattılar. sonra uğurlamanın yapılacağı Sıhhiye Meydanı’na yürüdü. Üzgünüz, Öfkeliyiz, Yastayız ve İsyandayız! Hiç kimse 10 Ekim’de “Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi”nin adre- bize bu katliamın faili meçhul olduğunu söylemesin. si olan Sıhhiye Meydanı’nda katliamda yaşamını yitirenler Bombaları tanıyoruz. 18 Mayıs’ta Adana ve Mer- uğurlandı. sin’deki, 5 Haziran’da Diyarbakır’daki, 20 Temmuz’da Suruç’taki patlamalardan tanıyoruz; ‘aynı seriden’ Katliamın lanetlendiği meydanda, yaşanan acılar yankılandı, olduğunu biliyoruz. Katilleri tanıyoruz. Katiller; dikta- ağıtlar yakıldı. Saygı duruşunun ardından dört örgüt adına törlük hevesleri 7 Haziran seçimlerinde kursaklarında KESK Eş Başkanı Lami Özgen konuştu. HDP Eş Başkanı kalanlardır. Katiller; 400 vekil alamadıkları için ülkeyi Selahattin Demirtaş ve CHP Milletvekili Musa Çam da kit- iç savaşa sürükleyenlerdir.” leye hitap etti. Aynı gün katliamda ölenler için birçok kentte anma ve protesto etkinlikleri düzenlendi. “Korkmayacağız” Katillerin uzakta aranmaması istenen açıklamada, katliamın Katliam Lanetlendi asla unutulmayacağı, barış mücadelesinin ise her koşulda Ankara’da yüzlerce kişi, 12 Ekim 2015 tarihinde İbni Sina süreceği vurgulanarak, şöyle denildi: Hastanesi önünden, ellerinde karanfillerle bombalı saldı- “Katiller; yarattıkları terör ve dehşetin korkusuyla rıların yapıldığı Tren Garı’na yürüyüş düzenledi. DİSK, 1 Kasım seçimlerinden galip çıkmaya çalışanlardır. KESK, TMMOB ve TTB’nin “Üzgünüz, öfkeliyiz, yastayız

10 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ ve isyandayız!” sloganıyla 12-13 Ekim tarihle- Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi`ne rinde aldığı grev kararı kapsamında düzenle- nen yürüyüş, saat 12.00’de İbni Sina Hastanesi Yapılan Saldırıları Kınıyoruz... önünden başladı. “Faşizme karşı omuz omuza”, “Hırsız, katil Erdoğan”, “İnadına Barış, İnadına Özgürlük”, “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganları atılan İNADINA BARIŞ! yürüyüşte, patlama sonrasında ağır yaralıların kaldırıldığı Numune Hastanesi’nin önünden lektrik Mühendisleri Odası, Ankara’da 10 Ekim Cumartesi geçilirken, hasta yakınları alkışlarla selam- Egünü yapılacak Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’nin buluşma landı. ve toplanma alanı olan Ankara Tren Garı bölgesinde gerçekleştirilen bombalı saldırıyı aynı gün protesto etti. EMO saldırıları önlemeyen “Saldırı, Barış ve Demokrasi sorumluların derhal görevden alınmasını talep ederken, İçişleri Ba- Talebinedir” kanı başta olmak üzere Bakanlar Kurulu’nu da istifaya çağırdı. Tren Garı’nda saldırının gerçekleştiği alana EMO tarafından yapılan açıklamada, günler öncesinden yapılacağı gelindiğinde, katliamda yaşamını yitirenler belli olan, izinleri alınmış mitingde can güvenliğinin sağlanmamış anısına saygı duruşunda bulunuldu. Burada olması eleştirildi. Saldırı sonrasında ise tam bir kaos oluştuğu belir- bir basın açıklaması yapan Ankara Tabip Oda- tilen açıklamada, yaşananlar şöyle aktarıldı: sı Başkanı Çetin Atasoy, 10 Ekim’de barış için “Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ne katılanlar, bombalı saldı- düzenlenen mitingi kana bulayanların “barışa rının ardından bir de bölgeye gönderilen çok sayıda çevik kuvvet ve demokrasiye saldırdığını” vurgulayarak, şu ekibi ve biber gazı müdahalesiyle yaralılara yardım edilmesinde mesajları verdi: bile engellerle karşılaşmışlardır. “Bu saldırı, barış ve demokrasi talebinedir. AKP`nin tek başına iktidar hırsıyla ülkeyi içine sürüklediği çatışma Bu saldırı ile hedeflenen dört kurum TTB, ve şiddet ortamı, bugün, ülkemizin Başkent’i Ankara’da; DİSK, DİSK, KESK, TMMOB, bu ülkenin bütün kesimlerini savunan kurumlardır. Bu sal- KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla barışçıl protesto haklarını dırı, emek mücadelesinedir. Bu saldırı, en kullanmak üzere toplanan yurttaşlarımızı hedef almıştır. Ülkemi- temel insan hakkı olan barışçıl gösteri ve zin aydınlık bir geleceğe uzanması amacıyla barış ve demokrasi yürüyüş hakkına saldırıdır. Talep ettiğimiz çağrısı yapan mitingi kirli emellerine ulaşmak için kana bulamak- barış çerçevesinde davranarak emeğe saygı, tan kaçınmayan karanlık ellerin gerçekleştirdiği bu insanlık dışı, barış ve özgürlük taleplerimizi dünkünden elim ve vahşi saldırıyı lanetliyoruz, kınıyoruz. Hiç şüphesiz bu daha yüksek sesle dillendirmeye devam saldırı; ülkemizin barış, huzur ve kardeşlik iklimini sabote ederek, edeceğiz.” büyük bir kaos yaratmayı, umutsuzluk ve korku yayarak yurttaş- larımızı demokratik haklarını kullanmaktan yoksun bırakmayı Sağlık çalışanlarının olay yerindeki müdahalesi amaçlamaktadır. Bu katliamın sorumlusu AKP iktidarı ve ona olmasa çok daha acı bir tablonun ortaya çıka- cağına işaret eden Atasoy, “Sağlık emekçileri cesaret verenlerdir. Hükümeti, derhal istifa etmeye çağırıyoruz. canla, başla çalıştı, yaralıları halen hayatta tut- Emek, barış ve demokrasi vurgusu ile bugüne kadar gerçekleşti- maya çalışıyorlar” diye konuştu. rilen en büyük katılımlı miting için Tren Garı önünde toplanmaya başlayan yurttaşların güvenliğini, en hafif deyimiyle, sağlayama- Yürüyüşe katılanlar, “Biz Halkız Yeniden yan; başta MİT Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü, Ankara Valisi Doğarız Ölümlerle”, “Barış ve Sağlıklı Yaşam derhal görevden alınmalı ve başta İçişleri Bakanı olmak üzere için Üzgünüz, Öfkeliyiz, Yastayız, İsyandayız” Bakanlar Kurulu üyeleri istifa etmelidir.” pankartları taşıdı. Açıklamada, 7 Haziran seçimleri sonrasında gerçekleştirilen Suruç Katliamı’nın ardından IŞİD ile mücadele adı altında başlatılan ve sivil yurttaşların hedef alındığı saldırılar ile büyütülen çatışma ve saldırı ortamıyla AKP’nin tek başına iktidar olma arayışı içinde olduğu anlatıldı. “Ülkemizin ne- resinde olursa olsun terörden nemalanmaya çalışan siyasal anlayışları kınıyoruz” denilen açıklamada, ateşkes öneri ve çağrılarının olduğu dönemde katliamın yapılmış olmasına da dikkat çekildi. Katliamda yaşamını yurttaşlarımızın başta aileleri ve yakınları olmak üzere, tüm halkımıza baş sağlığı dilenen açıklama- da, “AKP iktidarı eliyle bir yandan çıkarılan yasalar, diğer yandan fiziki saldırılar aracılığıyla oluşturulmaya çalışılan korku toplumuna izin vermeyeceğiz” vurgusu yapıldı. Savaşa inat, barışa yönelen katliam girişimlerine inat, korkutma ve yıldırma politikalarına inat barışı, emeği ve demokrasiyi sa- vunmaya devam edeceğinin altını çizen EMO, tüm yurttaşları “AKP’nin büyüttüğü şiddet ortamına karşı emek, demokrasi ve barış mücadelesini sürdürmeye ve büyütmeye” çağırdı.

2015 Ekim • Sayı-455 11 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Basın açıklamasının ardından ellerindeki karanfilleri, in- Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun uzun süre orta- sanlık dışı saldırının gerçekleştiği noktaya bırakan üyeler, larda görünmediğini, tüm girişimlere rağmen telefonlara duygusal anlar yaşadı. bile çıkmadığını belirterek, şunları söyledi: Basın açıklamasının ardından katılımcıların hastaneye dön- “Sağlık Bakanı, yaşanan bombalı saldırı sonrası bizimle mek üzere yaptıkları yürüyüş, Sıhhiye Köprüsü altındaki işbirliği yapmadı; hiçbir şekilde bizlere yardımcı olmadı, şüpheli paket ihbarı nedeniyle durduruldu. Paketin imha yaralı ve hayatını kaybedenlere ilişkin bilgi almamızı ön- edilmesinin ardından İbni Sina Hastanesi’nde noktalanacak ledi. Buna rağmen sağlık emekçileri canhıraş çalışarak, yürüyüşe izin verildi. bizim acımızın hafiflemesini sağladılar. Acılıyız, isyanda- yız, unutmadık, unutmayacağız. Bakan istifa etmeli.” Oturma Eylemi DİSK, KESK, TMMOB ve TTB; grevin ikinci günü olan 13 “13 Üyemizi Kaybettik” Ekim 2015 tarihinde; Sakarya Meydanı’nda bir araya gelerek Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) Merkez Yürütme Ku- oturma eylemi ile katliamı protesto ettiler. Atılan sloganlarla rulu Kadın Sekreteri Bahar Karakaş da, bombalı katliamda katliam ve hükümete duyulan öfke haykırılırken, katliamda biri çocuk olmak üzere BTS’nin 13 üyesini kaybetmekten yaşamını yitirenlerin isimlerinin yazılı olduğu beyaz balon- duydukları üzüntüyü dile getirerek, “Cebinde akrep taşı- lar, alkışlar eşliğinde gökyüzüne gönderildi. Katliamda ya- yanlar, zehrine katlanır derler. Bizler barış istedik. 2 kızımla şamını yitirenler; isimlerinin tek tek okunmasının ardından hastaneleri ziyaret ettiğimde, ben yaşamaya utanırken; o hep bir ağızdan yankılanan “Aramızda” sözleriyle Sakarya Bakan, Adalet Bakanı Kenan İpek, nasıl da gülüyordu” Meydanı’nda can buldu. sözleriyle tepkisini ortaya koydu. Sakarya Meydanı’nda buluşan emek ve demokrasi güçleri; “Barış Gelene Kadar Mücadeleye Devam” hükümet ve katliama duydukları öfkeyi; alkışlar, ıslıklar ve “Katil devlet hesap verecek”, “Diktatör yenilecek direnen KESK Genel Sekreteri Hasan Toprak ise bombalı saldırının halklar kazanacak”, “Hırsız, katil Erdoğan”, “Faşizme karşı ardından emek ve demokrasi güçlerinin 2 gündür iş bıraka- omuz omuza”, “Savaşa inat barış hemen şimdi” sloganları rak, grev yaptıklarını anımsatarak, “Ankara’da yaşadığımız ile dile getirdiler. Sakarya Meydanı’nda oturma eylemine saldırıyı, sabah saatlerinde İstanbul’da da yaşadık. Hiçbir geçen emek ve demokrasi güçlerine çok sayıda vatandaş da güvenlik önlemi almayan iktidar İstanbul’da barış isteyen katılarak destek verdi. yurttaşlara saldırdı. Onları lanetliyorum” dedi. “Katilleri Tanıyoruz” Televizyon ekranlarından iki gündür bombalı saldırıya ilişkin çeşitli açıklamalar yapıldığına dikkat çeken Toprak, Eylemde, ilk sözü alan KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Adem Yavuz Kaya, barış için yürümenin saldırıları yapan katillerin Diyarbakır’dan, Suruç’tan, Ro- yasak olduğu bir ülkede yaşadığımıza dikkat çekti. Kaya, boski’den ve 1977 yılı Taksimi’nden bilindiğini vurguladı. şöyle devam etti: Toprak; Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, Türkiye’de bu- “Öfkeliyiz, isyandayız, unutmayacağız. Bombaları lunan canlı bombaların isim listesinin ellerinde olduğunu patlatanları, ambulansların geçmesine izin vermemek belirterek, “Biliyorsunuz bu, bir eylem hazırlığı içinde ama için yolları kapatanları, can çekişenleri, saldırıda bunu gerçek bir eyleme dönüştürmedikçe veya elinizde o ölenleri, yaralılara müdahale eden sağlık emekçilerini, eylemin olabileceğine dair bir veri olmadıkça tutuklayamaz- patlamaya gülenleri, saldırıda parçalananların üzerine sınız” sözlerine tepki gösterdi. Toprak, Davutoğlu’nun bu basarak geçenleri unutmayacağız. Barış ve umudumuzu sözlerle “IŞİD’çilere siz işinizi yapmaya devam edin” mesajı kıramayacaksınız. Biz bu ülkenin topraklarına barış ve verdiğini söyledi. umut tohumları ekip, o tohumları yeşerteceğiz.” “Hükümet istifa” sloganları arasında konuşmasına sık sık “Sağlık Bakanı İstifa Etmeli” ara veren Toprak, hükümete olan tepkisini “Bombaları, si- lahları yüz yere tırlar içinde gönderen siz değil misiniz? Siz Ankara Tabip Odası’ndan (ATO) Asuman Doğan da, büyük onları örgütleyensiniz. Katili Saray’dan başka yerde arama” katliamın ardından, çok sayıda ölü ve yaralı olmasına rağmen sözleriyle özetledi. Toprak, en iyi güvenlik önleminin barış olduğunun altını çizdi. Polisin saldırgan tutumunu da eleştiren Toprak “Ce- nazeler önünde gaz bombaları atanlar insan olun, insan. Size insanlık dersi vereceğiz” diye konuştu.

Tren Garı’na “Barış” Ziyaretleri Kanlı katliamın ardından saldırının gerçekleştiği kavşak noktasında mağdur yakınlarının oluşturduğu “anı köşesi”, ziyaretçi trafiğinin merkezi oldu. Hemen hemen her gün saldırıyı lanetlemek üzere Tren Garı’nda buluşan yurttaş- lar, kanlı katliamda yaşamını yitirenlerin resimleri ve kimi kişisel eşyaları olan köşeye karanfiller bıraktı. Duygusal anların yaşandığı bu ziyaretlerde, katliamın asla unutul- mayacağı mesajları verildi. Uluslararası düzeyde de büyük yankı bulan katliam sonrasında yabancı ülkelerden ve çeşitli kurumlardan temsilciler Tren Garı’na giderek, saldırı sonu- yaşamını yitiren yurttaşların anısına oluşturulan köşeye kırmızı karanfiller bıraktılar.

12 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

EDİTÖRDEN

Prof. Dr. A. Hamit Serbest EMO Bilimsel Dergi Baş Editörü

EMPERYALİZMİN YENİ BOYUTU

en emperyalizmi basitçe “açgözlülük” olarak tanımlı- Sovyetler Birliği’nin dağıldığı 1990 yıllarında ise bilim dün- Byorum. İnsanlık tarihine bakıldığında ne yazık ki, hem yası yeni bir göç dalgasına şahit oldu. Birlik üyesi ülkelerin bireylerin hem de toplumların birbirlerine karşı açgözlü bilim insanları dünyanın dört bir tarafına dağıldılar. Doğu davrandıkları görülür. Yoksul ve aç bir insanın çaresizlikten Bloku dışındaki ülkeler, bu bilim insanlarını kaptılar. Bu başkasının hakkına el uzatması durumunu ayırmak gerek. insanları ülkelerine getirmek için burs, maaş, proje, labo- Ama her türlü varlığa sahip iken sırf daha fazlasını elde ratuvar gibi akla gelebilecek her türlü teşviki sağladılar. Bir edebilmek için başkalarının hakkına el uzatmak, zorla al- müddet sonra gelenlerin maliyetlerinin çok yüksek olduğu maktır emperyalizm... ve her iki tarafın da bekledikleri kadar mutlu olamadıkları Gücü ve silahı elinde tutan toplumlar binlerce yıldan bu görüldü. Bu gelenler kendi topraklarından kopamıyordu. yana güçsüz toplumların önce yaşama haklarını ellerinden Tıpkı Avrupa ülkelerine giden Türk işçileri gibi bir gün almışlar, hayatta kalanların da özgürlüklerine el koymuşlar. dönme hayalini canlı tutuyorlardı. Yani Dünya Savaşı son- Kölelik, bir insanlık ayıbı olmakla birlikte, günümüzde dahi rasında gelenler gibi kolay asimile olmayacaklardı. Bu in- çok farklı yöntemlerle sürdürülür. sanların memleketlerini terk etmelerine neden olan fakirlik, her iki taraf için de hiç denenmemiş bir çözüm üretti. Batı Önce Beyin Göçü bu insanlara maaş bağladı, ama kendi ülkelerinde yaşamak kaydıyla ve yapacakları işleri de proje bazlı olarak belirliyor- Dünya ekonomisinin liderleri konumunda olan ülkelerin du. Gittiği ülkede belki ayda 5 bin ABD Doları ile kıt kanaat gelişmişlik süreçlerine bakıldığında, fakir ülkelerin önce geçinebiliyordu, ama kendi ülkesinde aylık 1000 dolar ile çok ucuz işgücünü daha sonra yeraltı kaynaklarını kendileri için rahat bir yaşam sürüyor, birikim yapabiliyordu. kullandıkları görülür. Günümüzde ise yeraltı kaynağı olarak petrol ve su ile değerli madenler için ülkeler arasında benzer Fiziki Değil Fikri Göç Süreci bir yarış hatta savaş hala sürmekte. Bu savaşların faturasını Sonuçta, Batı şunu anlamış oldu ki; “Zeki ve bilgili insanları ise yeraltı zenginliklerin bulunduğu toprakların sahipleri mutlaka kendi ülkesine taşıması gerekmiyor. O insanı doğ- öder, hem malıyla hem canıyla. Ama bu senaryoları yazanlar duğu ülkede bırakarak da aynı sonucu elde edebilir.” Önemli ve sahneye koyanlar, bu savaşlara hiçbir zaman çıkar kavgası olan o insanların beklenen fikirleri ve bilgileri üretebileceği demezler. Onların ifadesine göre, “Her şey ‘İnsan Hakları süreçleri doğru kurgulayabilmek. Bu dönemde Türkiye’de ve Demokrasi’ içindir”... de denemelerde bulundu, ama sonuç neredeyse sıfır oldu. Ancak dünya değişiyor. Gerek ülkeler gerekse şirketler için TÜBİTAK’ın DOP-ROG adıyla yürüttüğü program kapsa- en önemli zenginlik, nitelikli insan kaynağı. Uzun zaman mında Doğu Bloku ülkelerinden gelenlere dolar bazında 2 önce bunu fark eden Batı, insanın zekasını, bilgisini kullana- bin 500 dolar aylıklar ödendi, ama biz beceremedik... bilmenin çeşitli yollarını kullanıyor. Amaç, toplum içindeki Batı yaptığı fayda-maliyet analizi sonunda beyin göçü ye- zeki ve bilgili insanların oranını artırmak. Başka toplumların rine “fikir-bilgi” göçünü uygulama modeline geçti. Dünya insan kaynağını da çekebilmek için cazip koşullar yarattılar. ekonomisi artık bilgi temelli süreçlerle yönetiliyor. Bilgiyi İkinci Dünya Savaşı yıllarında ve sonrasında bir çok bilim elinde tutan, dünyanın herhangi bir köşesinde kendince en insanı ABD’ye göç etti. Bu insanlar köprüleri atıp gittiler, uygun olduğunu düşündüğü koşullarda üretim yapabiliyor geri dönmemecesine... veya yaptırabiliyor. Yaşadığımız çağa adını veren “bilgi” Gidenler doğduğu topraklara geri dönmedi, yaşamını Ame- giderek önemini artırıyor. Bu noktada, Türkçe ile İngilizce rika’da sürdürdü. Göç veren ülkelerin başında Almanya ve arasındaki fark nedeniyle “bilgi” ile ne kastedildiğini açık- Rusya geliyordu. Bu dönemde, Türkiye’ye de gelen ve bilim lamak gerekiyor. İngilizce “data” sözcüğü sosyal bilimci- dünyamıza önemli katkılar yapan bilim insanları oldu, ama ler için bilgidir, mühendisler için veridir. Information ve biz onları tutmayı bilemedik. Onların bir kısmı savaş son- knowledge sözlerini de biz bilgi olarak kullanıyoruz. Ancak rasında ya kendi ülkesine döndü ya da ABD’ye gitti. “information” kitap, dergi gibi tüm kaynaklardan erişilebile- ABD, zeki ve bilgili insanları ülkesine çekmek için hep ciddi cek bilgidir. “Knowledge” ise özümsenmiş, içselleştirilmiş ve istikrarlı politikalar uyguladı. 1960’lı yıllardan itibaren ka- bilgidir. “Bilgi Çağı” veya “Bilgi Tabanlı Ekonomi” kavram- pılarını bir çok dünya öğrencilerine açmıştı. ABD üniversite larındaki bilgi tabii ki özümsenmiş bilgidir. giriş sınavında üstün başarı elde eden veya sanatta, sporda Günümüz dünyasında ürünlerin, teknolojilerin çok çabuk yetenekli olan lise mezunu gençlere karşılıksız üniversite eskitildiği görülüyor. Gerçekte bunların ekonomik ömrü- bursu verdi. ABD’de yüksek lisans veya doktora yapmak nün dolmadığı daha iyisinin piyasaya sürüldüğü biliniyor. isteyenler arasından da beğendiklerini seçiyor ve ülkesine Herhangi bir sektörde lider olan firmanın liderliğini sürdü- kabul ediyordu. Bu başarılı politikaları gören diğer ülkeler rebilmesinin tek bir yolu var; rakiplerinden daha önce yeni de örnek alıp benzer yapılanmalara gittiler. Almanya’da Ale- ve daha iyi bir ürünü piyasaya sürebilmek. Şirketleri çok kısa xander von Humboldt Vakfı ile Japonya’da Matsumae Vakfı, sürelerde yok olma tehlikesiyle yüzleştiren bu yarışta var ola- ABD’yi izleyen örnekler olarak gösterilebilir. bilmenin yolu; yenilikleri artan bir hızla yaratabilmektir.

2015 Ekim • Sayı-455 13 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

İnovasyon-Yenilik kavramı Ekonomik İşbirliği ve Kalkın- Mısır’da düzenlendi. İkincisine Türkiye ev sahipliği yaptı; ma Örgütü (OECD) tarafından “Bir fikrin pazarlanabilir 2011 yılında Başkan Yardımcısı Joe Biden’in katılımıyla bir ürün ya da hizmete, yeni ya da geliştirilmiş bir imalata İstanbul’da düzenlendi. Arap ülkelerindeki iç karışıklıklar veya dağıtım yöntemine ya da yeni bir toplumsal hizmete nedeniyle “Küresel Girişimcilik Haftası” bir daha tekrarla- dönüştürülmesi” olarak tanımlanmış. Yani yenilik yapılabil- namadı. Ancak Müslüman ülkelere yönelik eğitim ve örgüt- mesi için önce fikir gerek. Yenilik yapmak isteyenler sadece lenme yardımları farklı şekillerde devam etmektedir. kendi fikirlerini değil, olabildiğince çok kaynağı kullanmak Genel resimde bir kaç fırça eksiği kalmış durumda, onu da durumunda. İstatistiksel olarak, her 3 bin ham fikirden yakında eminim tamamlayacaklardır. Teknoloji transferi ancak 1 tanesinin pazara çıkabildiği, hatta ilaç sektöründe dünyasında ülkeler arasında kurulacak ağ yapılar ile “de- daha fazla ham fikre ihtiyaç olduğu belirlenmiş (Greg A. ğer taşıma ihtimali olan her fikir” tüm dünyada görücüye Stevens; James Burley). çıkmış olacaktır. Toplumsal fayda açısından bakıldığında kurulmakta olan bu yeni sistemin yanlış bir yönü yoktur. Ucuz Fikir Pazarını Genişletme Girişimi Çünkü; en iyi fikirler en yüksek değerle ürüne dönüşecek Eskiden futbolcu transfer eder gibi nitelikli araştırıcıları ve toplum için en değerli ürün yaratılmış olacaktır. Yani tam zamanlı olarak bünyesine katan ülkeler/firmalar artık toplumsal fayda maksimize edilebilecektir. insanı değil insan zekasının ürünü olan yeni fikirleri almaya Peki, sınırların yok olduğu küresel bir dünyada yaşadığımız öncelik vermekte. Bu yeni sistem gereği, dünyanın hangi söylense de uluslararası şirketlerin dahi ana vatanı olduğu köşesinde olursa olsun, ekonomik değer yaratma ihtimali gerçeği ortada değil mi? Her toplum, doğal olarak, öncelikle olabilecek tüm fikirlerin ortaya çıkması sağlanmalıdır. kendi çıkarlarını koruma peşinde olmuyor mu? Dolayısıyla filizlenecek fikirlerin beslenip büyütülmesi ve dünyanın beğenisine sunulacak hale getirilmesi gerekir. Fikir Pazarında Türkiye’nin Yeri Her toplumun kendi ulusal kaynaklarıyla yürüteceği bu süreçlerin doğuracağı fikirler/ürünler için en iddialı, en Türkiye’nin durumuna dönecek olursak; teknoloji trans- seçici alıcılar küresel liderlik yarışı sürdüren firmalardır. feri dünyasının bir parçası olmaya çalışmak ve bu süreçleri Serbest piyasa kuralları uyarınca da en iyileri, en yüksek kurguluyor olmak yanlış değil. Zaten, ülkemizde son 15-20 fiyatla satın alabilecekler; gelişmiş ülkelerin uluslararası senedir yaratıcı/yeni fikir/proje adlarıyla gençlere yönelik ya- şirketleri olacaktır. rışmalar yapılmaktaydı. Zamanla Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bir fikrin ticarileştirilmesi ve rafta bir ürün haline getiril- Bakanlığı, TÜBİTAK ve KOSGEB girişimcilik programları mesi süreçlerini profesyonelce yönetmeye başlayan ilk ülke başlatılarak ekosistemin ilk tohumları atılmıştı. Ek olarak ise ABD olmuştur. 1974 yılında, “Society of University Patent yeni fikirleri bulacak, destekleyecek ve özellikle üniversite- Administrators” adıyla kurulan ve bugün AUTM (Associ- den yeni fikirler çıkmasını sağlayacak, sonunda bu bilgile- ation of University Technology Managers) olarak bilinen rin değişik yollarla sanayiye akmasını sağlayacak bir yapıya sivil yapı, katılımcı bir yaklaşımla süreçlerin gelişmesine ihtiyaç vardı. O nedenle, TÜBİTAK’ın TTO programını önemli katkı yapmıştır. Japonya karşısında kendini tehdit başlatmış olması yanlış değildir, ama eksiği vardır. altında görmesiyle 1980’li yıllardan itibaren, ABD hem Ulusal kaynaklarımız kullanılarak kendi insanımızın ge- gerekli yasal düzenlemeleri yapmış hem de yeni teknoloji liştireceği fikirlerin öncelikle ülkemiz ekonomisine katkı geliştirilmesi ve yönetilmesi için ihtiyaç duyulan yapıları sağlayacak sonuçlar doğurması beklenir. Ülkemiz sanayiinin kurmuş. Ham fikirlerin ilk olarak bilimsel ve teknolojik teknolojik seviyesinin yetersizliği, yeni teknolojilere ilgisiz- doğrulamalarının yapıldığı, başarı şansı görülenlerin kamu liği bu süreçlerden doğacak ürünlerin ulusal ölçekte ilgi fonlarıyla veya melek yatırım fonu, girişim sermayesi gibi görememe tehlikesine işaret etmektedir. sivil yatırım araçlarıyla desteklendiği bir ekosistem yaratıl- Rekabetçiliğini henüz teknoloji tabanlı sağlama, sürdürme mış. Başta Avrupa olmak üzere, ileri teknoloji sahibi olan anlayışını kavrayamamış sanayicimizin bu sistemden çıkacak tüm ülkeler bu modeli kendilerine uyarlamışlardır. Tıpkı ürünlere ilgi göstermesini beklemek aşırı iyimserlik olur. ABD’de olduğu gibi, bu işlevleri yerine getiren ve genellikle Diğer taraftan, Türk yatırımcısının portföyüne henüz fikri üniversitelere bağlı olarak çalışan bu birimlere Teknoloji Transfer Ofisi (TTD) adı verilmekte. Türkiye olarak biz haklar girmemiştir. İnsanımız için en iyi yatırım aracı döviz, de bu kervana katılmış durumdayız. TÜBİTAK tarafından altın veya ev, arsa gibi taşınmazlardır. O nedenle, Türkiye’de başlatılan 1513 kodlu TTO programı ile halen 30 civarında melek yatırımcı bulmak veya yeni teknolojilere yatırım ya- üniversite bu amaçla desteklenmektedir. pabilecek kişileri görebilmek çok zordur. Ekosistemin ana aktörü durumundaki sanayicilerin tavrı ve toplumun yatırım Teknoloji transferi çalışmalarının tüm dünyaya yayılması için anlayışı nedeniyle üreteceğimiz yeni fikir ve teknolojinin ABD özel gayret göstermektedir. Müslüman ülkelerde tekno- yurtdışına kaçışı zorunlu gibi görünüyor. loji transferi kültürünü yaymak için, “GEP(Global Enterpre- neurship Program)-Küresel Girişimcilik Programı”nı 2009 Amacımız bu kaçışın kesinlikle önlenmesini önermek de- yılında başlattı. ABD’nin bir devlet programı olan GEP’in ğildir. Bu sistem içinde tabii ki en iyiler gidecektir. Ama temel amacı, dünyadaki Müslüman topluluklarda girişim- hiç beklenmedik bir anda bir sanayicimiz “Ben yaparım” ciliği desteklemek, güçlendirmek ve başarılı bir girişimcilik diyebilir. Böyle bir şansı saklı tutmak adına devletin ted- ekosistemi kurmak olarak açıklandı. Program kapsamında birler alması gerekir. Tıpkı Patent Yasası’nda tanımlanan ABD özel sektör firmalarıyla ve yerel firmalarla çalışılacağı, iş “işçi buluşu”nun “serbest buluş”a dönüşmesindeki gibi bir planı yarışmalarına sponsor olunacağı, gelecek vadeden fikir- süreç tanımlanabilir. Veya yabancı yatırımcılardan Türki- lere destek sağlanacağı belirtildi. Ayrıca yeni başlayanlara yol ye’de yatırım yapacaklara öncelik verilebilir. Serbest piyasa göstermek için deneyimli girişimcilerin rol alacağı mentorluk kurallarıyla tanınan ABD dahi bu konuda “her şey serbest” programları kurgulamak da program kapsamında. demiyor... GEP kapsamında ilk etkinlik 2010 yılında ABD Başkanı Fikirlerinize sahip çıkın. Devir değişti artık! Cebinizdeki Obama’nın katılımıyla “Küresel Girişimcilik Haftası” adıyla para değil, aklınızdaki fikir gidebilir!...

14 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

AR-GE, İNOVASYON VE GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN REKABET GÜCÜ ARASINDAKİ İLİŞKİLER

Prof. Dr. Erkan Erdil/Prof. Dr. M. Teoman Pamukçu ODTÜ-TEKPOL (Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi)

1. Giriş ülkelerin bu alandaki geçmiş birikimlerine, sosyo-ekono- eknoloji, yararlı ürünler üretmeye ve yeni ürünleri mik şartlarına ve rekabet gücü bakımından sahip olduğu Ttasarlamaya yarayan bilgiler bütünü ya da girdileri avantajlarla, devlet gelenekleri ve işleyişine göre farklılıklar çıktılara dönüştüren tüm fiziki süreçleri ve bu dönüşü- gösterebilmektedir. Dolayısıyla standart bir yapıdan söz me eşlik eden toplumsal düzenlemeleri ifade etmektedir. etmek mümkün değildir. Ancak uygulanan politika ve stra- Teknolojinin günümüzde uluslararası rekabet alanındaki tejilerin “zihinsel yapısı” hakkında pek çok ortak noktadan rolü o derece belirleyici hale gelmiştir ki bugün ekonomik söz edilebilir. Bunlardan önemli bazıları şöyledir: gelişmişlik sınıflandırmaları giderek teknoloji üreten ve • Günümüzde bilim ve teknoloji arasındaki ilişki kar- şılıklı etkileşim şeklinde olup, teknoloji bilime dayalı üretmeyen ülkeler şekline dönüşmektedir. Gerek ülkeler olarak gelişmekte, gelişen teknoloji yeni bilim alanları gerekse firmalar hızla değişen teknolojik, ekonomik ve siyasi açmakta, bunlar da yeni teknolojiler doğurmaktadır. şartlarda devam eden uluslararası rekabette güçlü olabilmek • Şimdiki teknolojik ilerlemelerin büyük çoğunluğu, ve ekonomik krizlere karşı en uygun stratejiyi belirlemek ve fevkalade kalifiye kişilerin çapraşık çok taraflı ekipler uygulamak durumundadırlar. halinde devamlı çalışması ve bu çalışmaların da yüklü Gelişmiş ülkelerin, 1970’li yıllardaki kriz döneminde üre- sermaye ile finanse edilen ve devam ettirilen çok mo- timi bütün bir dünya coğrafyasına, özellikle ucuz emek dern ve çok yüksek maliyetli tesislerde yapılması sonucu merkezlerine yayarak krizi atlatma girişimlerinin kalıcı ortaya çıkmaktadır. sonuç vermediğinin anlaşılması üzerine, 1980’li yıllarda • Bilim ve teknoloji stratejileri, ülkelerin genel eko- başlattıkları uygulamalar dikkat çekicidir. Bu uygulamalar nomik politikalarının ayrılmaz bir parçasıdır. Bilim ile ekonomileri güçlendirebilme ve geliştirebilme açısından ve teknolojinin her ülkede politik düzeyde sahibi ve bilim ve teknolojiye olağanüstü bir rol atfedilmekte ve bu izleyicisi vardır. önemli faktörü salt piyasa dinamiklerine terk etmeyerek • Sağlıklı bir bilim ve teknoloji politikası ile stratejilerin ulusal bir politika ve stratejinin konusu haline getirdikleri tespit edilebilmesi için bir ülkenin bilim bazını oluştu- görülmektedir. ran bilim adamı niteliği kanıtlanmış öğretim üyeleri ve araştırıcılar ile teknoloji bazını oluşturan ve risk alarak Gelişmiş ülkelerin teknolojik kapasitesi ve bu doğrultuda sermaye yatıran sanayi kuruluşlarının temsilcileri ile gösterilen çabaların boyutu, bu ülkeleri teknoloji ihracat- sürekli diyalog şarttır. çısı konumuna getirirken, teknolojik kapasiteleri düşük ve gösterilen çabaların yetersiz kaldığı, gelişmekte olan ülke- 2. Küreselleşme, Doğrudan Yabancı Sermaye lerin (GOÜ) ise teknolojik bağımlılık içerisinde oldukları Yatırımları ve Ulusal Siyasalar görülmektedir. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bu Bilim ve teknoloji politikaları bağlamında Batılı ülkelerde ülkelerde, bilim ve teknoloji düzeyinin yükseltilerek yeni izlenen politikalar; genellikle misyona yönelik politikalar teknolojilere erişmek, transfer yoluyla edinmek, özümse- ve teknolojik yayılmaya yönelik politikalar ile Uzak Doğu mek, geliştirmek veya üretmek ve teknoloji tabanını yeni ülkelerinin uyguladığı ulusal teknolojik hedefler politikaları- teknolojilerle ikame etmek ihtiyacı devam etmektedir. dır. GOÜ bağlamında ise yakın zamanlara dek bir teknoloji Ekonomik kalkınma sürecinde bilim ve teknolojinin belir- politikasından söz edilememiş ve bu ülkelerin asıl itiba- leyici rolü her geçen gün artış gösterirken, bu çerçeveye rıyla teknoloji transfercisi ülkeler olabileceği genel kabul bağlı olarak genelde tüm ülkelerin bilim ve teknoloji poli- görmüştür. Ancak başta Uzak Doğu ülkeleri olmak üzere birçok gelişmekte olan ülkenin bu anlamda sınırlı dahi olsa tikası ekseninde giderek yoğunlaşan arayışlar içine girdiği başarıları son dönemlerde dikkat çekmektedir. Bu ülkelerin gözükmektedir. Bunun önemli bir nedeni teknik bilginin teknoloji politikaları açısından şu iki amaca sahip oldukları veri tabanındaki olağanüstü çoğalma iken diğer çok önemli görülmektedir: bir neden de uluslararası rekabet gücünün artırılabilmesi 1. Teknoloji transferinden ve ithalatından yararlanmayı arayışıdır. Hızla küreselleşen dünya ekonomisinde ulusların hedefleyen politikalar rekabetçi üstünlüklerini belirleyen temel faktörler arasında 2. Teknolojiyi yurtiçinde geliştirici teşvikler ve uygula- yer alan bilimsel ve teknolojik ilerlemeler, kendi dinamikleri malara dayanan politikalar içerisine bırakılmamakta ve ülkelerin de bilinçli çabaları ve politika üretme arayışları yoğunlaşmaktadır. Çeşitli ülkeler- Bilim ve teknoloji politikaları açısından gerek gelişmiş de gözlenen bilim ve teknoloji politikaları ile stratejileri, o gerekse gelişmekte olan ülkeler bağlamında çeşitli ülke

2015 Ekim • Sayı-455 15 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

uygulamalarından başarılı olarak görülen politikaların şu bunların fayda/maliyet analizini de yapmaktadırlar. Ar-Ge özellikleri ise dikkat çekmektedir: faaliyetlerinin uluslararasılaşması, küresel iktisadi faaliyet- • Sektörel hedefler çerçevesinde bazı alanlara öncelik lerde rekabetçiliği sağlamakta önemli bir araç olarak görül- verilmesi mektedir. Özellikle son dönemde ÇUŞ’lar tarafından Hin- • Mutlaka dış rekabete açılması distan ve Çin başta olmak üzere, GOÜ’lere yönelen Ar-Ge • Devletin imalat sanayiine girmekten kaçınması ve var yatırımları bu ülkelerin bilgi tabanına ve rekabetçiliklerine olanlardan çekilmesi önemli katkılar sağlamıştır. Bu eğilimin kaynağının temelde • Etkin bir rekabet ortamının sağlanması iyi çalışan bir ulusal inovasyon sisteminin (UIS) varlığı ol- • Bilimsel ve teknolojik Ar-Ge’ye büyük önem verilmesi duğu görünmektedir. Başka bir deyişle, GOÜ’lerdeki ulusal ve finansmanı inovasyon sistemleri güçlü ve olgun bir yapıya kavuştukça, • Beşeri sermaye yatırımlarının hızla arttırılması bu ülkeler sosyoekonomik kalkınma amaçlarına uygun olarak • Üniversiteler ve kamu araştırma kurumları ile özel doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını daha iyi yönetebil- sektör arası Ar-Ge sürecinde işbirliği mekte ve özümseyebilmektedirler. Uygulamalı çalışmalar- • Araştırma birimleri arası karşılıklı etkileşim ve enfor- dan elde edilen sonuçlar çerçevesinde, uluslararası Ar-Ge masyon akışının sağlanması yatırımlarını çekme kapasitesinin UİS’in işlerliği ile doğru • Etkin bir teşvik sistemi orantılı olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. UİS’in zayıf • İleri teknoloji alanlarında yeni birimlerin kurulmasına ve güçlü yönleri, uluslararası Ar-Ge yatırımlarının hacmini yönelik faaliyetler ve doğasını belirlemektedir. • Yabancı sermaye yatırımlarını teşvik etmeye yönelik UİS, dar anlamda sadece rekabetçi gücü sağlamak için faaliyetler. faydalanılacak bir araç değil, aynı zamanda sürdürülebilir Bu çerçevede, özellikle yabancı sermaye yatırımlarının kalkınma hedeflerine ulaşmayı sağlayabilecek bir araçtır. küresel olarak politika yapıcılar tarafından önemli bir araç UİS’in temel unsurları aşağıdaki gibi sıralanabilir: olarak algılandığına dair kanıtlar vardır. Günümüzde Ar-Ge 1. Kavramsal Çerçeve: UİS’e yönelik politikaların kav- faaliyetlerinin giderek uluslararasılaştığı gözlemlenmektedir. ramsal bir çerçeveye bağlanması ve bunların olası fırsatlara Uluslararasılaşmanın, yazında pek çok tanımı olmakla birlik- cevap verebilir, olası sorunları çözebilir nitelikte olması ge- te, bu yazıda “girişimlerin uluşlararasılaşması” ile kastedi- rekmektedir. Bu kavramsal çerçeve, geniş anlamda ulusal len girişimlerin faaliyetlerinin küresel piyasalarda eşgüdüm politik ve iktisadi dinamikleri yönetebilmelidir. içinde gerçekleştirilmeleridir. Bu bağlamda uluslararasılaşan 2. Kurumların, Teknolojilerin ve Bilginin Ortaklaşa bir girişim, faaliyet gösterdiği pazarların dışındaki pazarlara Evrimi: Etkin bir inovasyon sisteminin varlığı, teknoloji nüfuz etmeye ve bu pazarlardaki kaynaklardan yararlanmaya ve bilgi birikiminin sağlanabilmesi için güçlü bir etkileşim, çalışmaktadır. 1980’li yıllarla birlikte, uluslararası Ar-Ge işbirliklerinde anlamlı artışlar gözlenmiştir. Bu süreçte sinerji ve koordinasyonun sağlanması gerekmektedir. özellikle çok uluslu şirketlerin (ÇUŞ) Ar-Ge yatırımlarını, 3. Teşvikler: Belirlenen hedeflere ulaşılması için gerekli. kurulu oldukları ülkelerin dışına yönlendirmeye başladıkları Kurumların, teknolojilerin ve bilginin ortaklaşa evrimini görülmektedir. Ar-Ge yatırımlarının uluslararasılaşması sağlayacak; iktisadi ve iktisadi olmayan unsurları biraraya bizzat inovasyon (yenilik) süreçlerinin değişiyor olmasın- getiren uygun teşvikler sağlanmalıdır. dan bağımsız olarak değerlendirilmemelidir. İnovasyon faaliyetleri giderek daha pahalı, karmaşık ve disiplinlerarası 4. Uygulama/Öğrenme/Geri Besleme/Çıktılar: Strateji- bir karaktere sahip olmaya başlamıştır. Bu faaliyetler bilim lerin, politikaların, projelerin ve programların uygulanması adamları, mühendisler ve son kullanıcılar arasında daha fazla öğrenmeye yönelik geri besleme mekanizmalarını içerme- işbirliği gerektirirken, öte yandan tasarım, imalat, tedarik ve lidir. Dar kapsamda sınai kalkınma, geniş kapsamda ise pazarlama faaliyetlerinin de uyum içinde gerçekleştirilmesi- sosyoekonomik kalkınma hedefleri için öğrenme ve gerekli ni zorunlu kılmaktadır. İletişim teknolojilerinin gelişmesi ve düzeltici önlemleri alma yeteneği, teknolojik yeteneklerin mükemmeliyet merkezlerinde yaratılan bilginin daha erişilir ve bu yeteneklerin içine gömülü inovasyon dinamiklerinin hale gelmesiyle birlikte azalan coğrafi engeller yenilik süreç- geliştirilmesi için büyük önem arz etmektedir. Bu yolla uy- lerinin hızını arttırmakta ve onları daha küresel hale getir- gulama ve pratik öğrenme bazlı çıktılar geliştirilirken, bu mektedir. Bu durum da ÇUŞ’ların küresel olarak yayılmış çıktılar da keşfedilmemiş inovasyon uygulamalarının ortaya durumdaki Ar-Ge faaliyetlerini bütünleştirmek yönündeki çıkarılmasını sağlayacaktır. çabalarını arttırmaktadır. ÇUŞ’lar bunu gerçekleştirirken, 5. Sosyoekonomik Değişimler: Öğrenme çıktıları iç ve dış kaynaklı Ar-Ge faaliyetleri ile birlikte yabancı işti- düzeltici, uyarlanabilir, evrimci, yapısal ve benzeri farklı raklerindeki ya da yabancı ortaklarla yaptıkları Ar-Ge faali- sosyoekonomik değişimlere yol açabilir. yetlerinden de faydalanmakta ve küresel inovasyon ağlarını beceriyle yönetmektedirler. Bu unsurlar arasındaki ilişki Şekil 1’de açıklanmaktadır. Şekil 1’deki kavramlaştırma, dört temel unsur olan; mekan, Yabancı sermaye yatırımları, daha önce de belirtildiği üzere ekonomi, politika ve bilgiyi biraraya getirerek, bunların etki- ÇUŞ’larda iktisadi büyümenin daha hızlı gerçekleştirilmesi leşimleri, sinerjileri ve sistemik birleşmesinin, dönüşümü ve teknolojik birikimin arttırılmasının önemli bir aracı olarak ne şekilde gerçekleştirdiğini göstermektedir. Bu unsurların görülmektedirler. Son dönemde, iktisat yazınında yabancı etkileşimi herhangi bir tarihsel bağlamda ulusların etkin sermaye yatırımlarının iktisadi büyümeye, teknolojik yayıl- veya verimsiz sonuçlara ulaşmasına neden olmaktadır. maya ve yerel beşeri sermayeye etkileri üzerine artan oran- Bu unsurların ne şekilde etkileştiği ve evrildiği etkin bir da çalışmaya rastlanmaktadır. Bu çalışmalar, farklı ülkelere inovasyon sistemini ve dolayısıyla teknolojik birikimi ve yönelen yabancı sermaye yatırımlarını belirleyen faktörleri iktisadi kalkınmayı belirlemektedir. Şekil 1’deki okların incelemekle kalmayıp, bu yatırımların uluslararası ticaret ters yönde hareket etmesi durumundaysa verimsiz bir UİS ve teknolojik gelişme ile bağlantılarını ortaya koymakta ve ortaya çıkmaktadır.

16 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Şekil 2 ise UİS’deki kurumlar, teknolojiler ve teşvikler doğrudan yabancı sermaye yatırımı olarak niteleyebilmek arasındaki bağları göstermektedir. Buradaki unsurlar ise için ana girişimin bağlı girişimi kontrol edebilmesi gerek- aşağıdaki şekilde özetlenebilir: mektedir. UNCTAD bu durumu yüzde 10’luk bir paya ve 1. Altyapılar: Bilim ve teknoloji, fikri mülkiyet hakları, buna bağlı oy hakkı üzerinden tarif etmektedir. Doğrudan kamu politikası, bilgi ve iletişim teknolojileri ve bilim ve yabancı sermaye yatırımları özsermaye biçiminde olacağı teknoloji kültürü. gibi gelirlerin yeniden yatırıma dönüştürülmesi şeklinde de gerçekleşebilir. 2. Yatırımlar: Ar-Ge harcamaları ve kamu Ar-Ge destekleri, risk sermayesi ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları. İktisat yazınında doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının belirleyicileri olarak aşağıda sıralanan faktörler göze çarp- 3. Bilgi ve Yetenekler: Eğitim ve insan kaynakları gelişimi maktadır: ve işgücü esnekliği. • Pazar büyüklüğü: Gayri Safi Milli Hâsıla (GSMH), GSMH büyüme oranı, kişi başına düşen gelir büyüme 4. İlişkiler ve İlişki Bağları: Üniversite-sanayi ilişkile- oranı. ri, kamu ve özel sektör Ar-Ge yatırımları ve sanayi, ÇUŞ kaynaklı Ar-Ge’nin uluslararasılaşması, uluslarüstü ağ • Politika değişkenleri: Ekonominin dışa açıklığı, ku- yapılar. rumlar vergisi oranları, gümrük vergisi oranları, altyapı kalitesi. Doğrudan yabancı sermaye yatırımları; IMF ve OECD gibi • Kurumsal Özellikler: Yolsuzluk endeksi, siyasi istikrar, uluslararası ve DPT gibi ulusal kuruluşlar tarafından bir hukuk devleti. ülke borsasında işlem gören şirketlerin hisselerinin bir diğer • İşgücü piyasası şartları: Okuryazarlık oranı, ücretler. ülke veya ülkelerin kuruluşları tarafından satın alınmasını ifade eden portföy yatırımları dışında kalan ve bir veya birden • Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının küresel arzı fazla uluslararası yatırımcının tamamına sahip olarak veya Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının iktisadi büyü- yerli bir veya bir kaç firma ile ortaklık halinde gerçekleştirdi- me üzerinde önemli etkileri olduğu ve bunlardan ulusal ği yatırımlar olarak tanımlanmaktadır. Herhangi bir yatırımı, ekonomilerin fayda elde ettiği üzerinde uygulamalı çalış-

Şekil 1: Ulusal İnovasyon Sisteminin (UİS) Temel Bileşenleri Kaynak: Baskaran ve Muchie (2008)

2015 Ekim • Sayı-455 17 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

malar mevcuttur. Bu çalışmalar, GSMH büyümesi, sabit bunların etkinliğini nasıl arttırdığı önemli bir meseledir. sermayeye yapılan gayri safi ilaveler ve ödemeler dengesi Ar-Ge’nin uluslararasılaşma süreci ile UİS arasındaki ilişki üzerine doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının olumlu Şekil 3’de sunulmaktadır. etkilerinden bahsetmektedirler. Son dönemde doğrudan UNCTAD (2005) tarafından belirlenen on farklı bileşen yabancı sermaye yatırımlarının küresel ekonomi üzerin- deki rolü giderek artmıştır. Doğrudan yabancı sermaye aşağıdaki gibidir: yatırımlarının küresel GSMH içindeki payının yüzde 20’ye 1. Genel yatırım ortamı: Makroiktisadi ve toplumsal ulaştığı tahmin edilmektedir. Son yıllarda, Çin ve Hin- istikrar, düzenleme sistemi ve şeffaflık distan gibi GOÜ’lere doğru bir yönelme söz konusudur. 2. İktisadi yapı: Endüstriyel yapı, pazar büyüklüğü, doğal Ayrıca son on yılda bu yatırımların niteliği de değişmekte kaynaklar, altyapı, kültür ve dil ve artan oranlarda Ar-Ge yatırımları biçiminde oldukları 3. Gelişmiş ülkelere göre rekabetçi avantaj sağlayabi- izlenmektedir. Daha önceki dönemlerde doğrudan yabancı lecek ücretlerle bilimsel ve mühendislik becerilerine sermaye yatırımı niteliğindeki Ar-Ge yatırımlarının; ABD, erişim Avrupa ve Japonya arasında gerçekleştiği gözlemlenirken, 4. Özellikle teknik eğitim kısmı güçlü bir eğitim sis- son dönemde bu yatırımların GOÜ’lere yönelmesi önemli temi bir yapısal değişimi işaret etmektedir. UNCTAD (2005) 5. Ar-Ge faaliyetlerinde bulunan kurumların (kamu Ar-Ge’nin uluslararasılaşma sürecinde on farklı bileşenin ve özel sektör firmaları, laboratuvarlar, üniversiteler) rolünü ortaya koymakla birlikte, bunların UİS ile ilişkisini ve standartlar ile standartları belirleyen kurumların belirlememiştir. Ancak yukarıda altını çizdiğimiz üzere Ar- varlığı Ge’nin uluslararasılaşma süreci ile UİS arasında önemli 6. Temel araştırma ve yayın yapan kurumların (üniversite ilişkiler bulunmaktadır. Bu ilişkileri tanımlamak gerekli ve diğerleri) varlığı olmakla birlikte tek başına yeterli değildir. Bu çerçevede 7. Bilgi üreten kurumlarla üretim yapan girişimler ara- daha önemli olan, bu unsurların birbirleriyle nasıl etkileştiği sındaki güçlü bağlar ve UİS’in etkin sonuçlar üretmesine nasıl katkıda bulun- 8. Özellikle ürünleri kolayca taklit edilebilen teknolojile- duğudur. Başka bir deyişle, UİS’in Ar-Ge faaliyetlerini ve re yönelik sağlam bir fikri mülkiyet hakları düzeni

Şekil 2: UİS Bütünündeki Kurumlar, Teknolojiler, Bilgi ve Teşvik Mekanizmaları Arasındaki İlişkiler Kaynak: Baskaran ve Muchie (2008)

18 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

9. Farklı firmalar ve kurumlar arasındaki etkileşimi olduğu bazı seçilmiş yüksek teknoloji alanlarında ise yabancı kolaylaştıran canlı teknoparkların varlığı Ar-Ge çekimi mümkün olabilecektir (orta seviyede tutarlı 10. Farklı teknolojik ve sınai faaliyetleri barındıran kü- senaryo). melerden oluşan bir sanayi yapısının varlığı. Şekil 3’de görülen en olumlu senaryoda yani yukarıda bah- 3. Gelişmekte Olan Ülkeler ve Ar-Ge’nin sedilen tüm bileşenlerin bir ülkenin UİS’in içinde barın- Uluslararasılaşması dırıldığı durumda, bu UİS o ülkeye Ar-Ge faaliyetleri için Küreselleşen dünya ekonomisinde teknolojik gelişme ve doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının çekilmesinde etkin inovasyon, sürdürülebilir iktisadi büyümenin en önemli bir rol oynayacaktır. Öte yandan bu bileşenlerin tamamı ya koşullarından birisidir. Zira dünya piyasasının iktisadi da bir kısmı UİS içinde yer almıyorsa, o ülke anlamlı düzey- aktörleri olan ülkelerin birbiriyle iktisadi anlamda bir lerde yabancı kaynaklı Ar-Ge yatırımı çekmekte sorunlarla değiş-tokuş ilişkisi ve işbirliği yaparak üretim ilişkileri karşılaşacaktır (olumsuz senaryo). Birtakım bileşenlerin tanımlayabilmeleri; ülkelerin birbirleriyle ortak alanlar ge- güçlü, bir kısmının ise zayıf olduğu ortalama bir senaryoda liştirmeleriyle mümkün hale gelecektir. Bu ortak alanların ise o ülke daha az karmaşık teknolojik ve inovatif faaliyetler gelişmesi ise kalkınmakta olan ülkelerin belli bir iktisadi için yabancı Ar-Ge yatırımı çekebilecektir. Güçlü yanların büyümeyi gerçekleştirmiş olmaları ve gelişmiş ülkelerle

Şekil 3: Ar-Ge Odaklı UİS ve YSY Arasındaki İlişki – Kavramsal Çerçeve Kaynak: Baskaran ve Muchie (2008)

2015 Ekim • Sayı-455 19 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

aynı seviyeye yakınsamalarını gerekli kılmaktadır. Bunu ger- bunu çoğunlukla ürünleri ve süreçleri yerel koşullara uyar- çekleştirmenin en önemli yolu olan sürdürülebilir iktisadi lamak amacıyla yapıyorlardı. Fakat bu durum değişmeye büyümeyi teşvik etmek için ise ülkeler arasındaki teknoloji başlamıştır. açığının kapanması gereklidir. Çünkü teknolojik gelişmenin, Bu değişiklikler kendilerini farklı şekillerde ortaya koyarlar. inovasyon faaliyetlerinin ve yeteneklerinin ülkelerin iktisadi İlk olarak, firmaların Ar-Ge faaliyetlerinin uluslararasılaştı- büyüme ve kalkınmalarında rolü yadsınamaz. rılması eğilimi tüm sermaye girişi olan ülkelerde, offshoring Günümüzde teknoloji her zaman olduğundan daha hızlı servislerin genel artış eğiliminin bir parçasıdır. Örneğin çok ilerlemektedir. Küresel bilgi üretiminin; ağ yapılara dâhil uluslu Alman şirketleri 1990’larda 50 yıl öncesinde kurduk- olabilmeyi sağlayacak kabiliyetleri oluşturma konusunda ye- larından daha fazla yabancı Ar-Ge birimi oluşturmuşlardır terliliklerini henüz geliştirmekte olan gelişmekte olan ülke- (Ambos 2005). İkinci olarak, Ar-Ge’nin uluslararasılaştırıl- ler ise rekabetçilik konusunda iktisadi ve sosyal kalkınmanın ması özellikle Asya’daki bazı sermaye girişi olan ülkelerde gerisinde kalma riski taşımakta ve bu durum da küreselleşen çok hızlı şekilde artmaktadır. Üçüncü olarak, Ar-Ge faali- dünya ekonomisine uyum sağlama konusunda zorluklar yaşa- yetlerinin uluslararasılaştırılmasının ardındaki nedenler de ma ihtimali barındırmaktadır. Bu durumda ülkeler arasındaki artmaktadır. Artık bu süreç sadece uyarlamaya ihtiyaç olma- teknoloji açığının kapanması için teknoloji transferi önemli sından veya bilgi merkezleri ile bağlantı kurmak gibi neden- bir yol olarak görülmektedir. Fakat uluslararası teknoloji ler tarafından tetiklenmemektedir. Artan rekabete karşılık, transferi bir ekonomiye büyük bir bilgi ve tecrübe birikimi çok uluslu firmalar, yetenekli yabancı araştırmacı havuzuna getirebilecek olmasına rağmen, tek başına yeterli değildir. erişmek, Ar-Ge maliyetlerini düşürmek ve teknolojik gelişme Yeni teknolojilerin etkin bir şekilde kullanılması için bu bilgi sürecini hızlandırmak amacıyla Ar-Ge birimlerini yeniden birikiminin ve tecrübenin içselleştirilmesine ilişkin olarak tahsis etmektedirler. Dördüncü olarak, bazı gelişmekte olan yeterli bir özümseme kapasitesi ve teknik değişmeye ayak uy- ülkelerde Ar-Ge faaliyetleri yerel uyarlamaların da ötesine durma noktasında ise sürekli bir çaba gereklidir. Bu durumda geçmekte ve gelişmiş olan ekonomilerde yapılan işlerle paralel gelişmekte olan ülkelerin iktisadi büyümelerini tetikleyecek olan karmaşık Ar-Ge basamaklarını da içermektedir. Beşin- teknolojik gelişmeyi sağlamaları için gerekli yeterliliklerini ci olarak, gelişmekte olan ülke firmaları Ar-Ge birimlerini oluşturmaları gereklidir. Ülkenin kendi aktörleri olan yerel yurtdışında oluşturmaktadırlar. Bu eğilimler son birkaç yılda teşebbüslerin ve hükümetin girişimlerde bulunmalarının ortaya çıkmıştır ve süreceğe de benzemektedir. gerekli olmasının yanı sıra çok uluslu firmalar da bu süreçte önemli bir rol oynayabilir. Bu yeni olgu kısmen beklenebilir, kısmen de beklenemez niteliktedir. Kalkınmakta olan ülkelerin doğrudan yatırımları destek- lemelerinin ardındaki temel nedenlerden birisi de, bu Beklenebilir olması iki nedenden olabilir. İlkinde, genelde firmalar aracılığıyla küresel teknoloji ve inovasyon ağlarıyla ülke dışında yapılan Ar-Ge’nin üretimi desteklediği kabul bağlantılar kurmaktır. Çok uluslu firmalar, yeni teknoloji- edilmektedir. Çok uluslu firmaların gelişmekte olan ülke- lerin üretilmesi ve uluslararası düzeyde yaygınlaştırılması lerde üretimi artırdıkları takdirde (uyarlamaya yönelik) bazı konusunda, birçok sektörde dünya liderleridirler ve Ar- Ar-Ge faaliyetlerinin üretimi takip etmesi beklenir. İkinci Ge’ye yapılan küresel işletme harcamalarının önemli bir olarak, Ar-Ge bir hizmet faaliyetidir. Diğer birçok hizmet kısmını açıklayabilmektedirler. Yeni patentlerde baskın süreçlerin bazı parçaları, düşük ücretlerin ve uygun yetenek- konumdadırlar ve işletme ve organizasyonlarda inovasyona lerin bulunduğu bazı ülkelere taşınmıştır. Ar-Ge’nin taklit öncülük ederler. Çok uluslu firmaların inovasyon ve üretim olarak yapılması şaşırtıcı değildir. 2004 yılında UNCTAD ağlarıyla bağlar kurmaları, ülkelerin teknolojik yeterlilikle- tarafından yapılan ve Avrupa’nın en büyük firmalarının in- rini güçlendirmelerine ve uluslararası piyasalarda daha iyi celendiği bir araştırmada Roland Berger, Ar-Ge’yi de içeren rekabet edebilmelerini olanaklı kılar. servis faaliyetlerinin yabancı ülkede gerçekleştirilmek için aday olduğunu göstermiştir (UNCTAD, 2005). Teknolojik yeterliliklerin elde edilmesi zordur. Teknik değişmenin hızlı ilerleyişi ve birçok endüstride bilim te- Bu gelişmenin beklenmeyen yanı ise, Ar-Ge faaliyetinin melli teknolojilerin artan önemi, daha ileri ve çeşitlenmiş geleneksel olarak sadece güçlü ulusal inovasyon sistemine kabiliyetler ve yoğun teknik çabaları gerektirir. Bunlar da sahip gelişmiş ülkeler tarafından karşılanabilen çok talep- en azından bilgi ve iletişim teknolojilerinde daha iyi bir alt- kar yetenek, bilgi ve destek gereklilikleri olan bir hizmet yapıyı, güçlü teşvik edici kurumları, kararlı ve etkili yasal ve faaliyeti oluşudur. Bunun yanı sıra, Ar-Ge en az bölünebilir yönetim sistemlerini gerektirir. Bunun yanı sıra uluslararası iktisadi faaliyetlerden birisi olarak algılanır; çünkü firma tabana erişimi ve bu erişimin yerel inovasyon sistemlerinin için stratejik olan bilgiyi içerir ve yerel kümeler içindeki faydasına olabilmesini sağlayacak bir strateji ile birleştiril- üreticiler ve kullanıcılar arasında yoğun bir (örtük) bilgi mesini gerektirir. İnovasyon performansları değerlendiril- paylaşımını gerektirir. diğinde, ülkeler arasındaki farkı artıran birikimli kuvvetler, Gelişmekte olan ülkelerin, çok uluslu firmaların küreselle- her seviyede (hem ulusal hem de uluslararası) politikaların şen Ar-Ge ağları ile bağlantılarının boyutu, onların ulusal rolünü artırmaktadır. inovasyon sistemlerinin gücüne bağlıdır. Bu da dolaylı ola- Çok uluslu firmaların Ar-Ge faaliyetlerini ülkeler arasında rak politikalara, inovasyon faaliyetlerini yöneten kurallara nasıl paylaştırdıkları bu bağlamda önemlidir. Ar-Ge, çok ve organizasyonlara yön veren kurumların kalitesine, insan uluslu firmaların en az uluslararasılaştırdıkları faaliyetleri kaynaklarının kalitesine ve teşebbüslerin üretim ve inovas- arasındadır. Geleneksel olarak Ar-Ge faaliyetinin uluslara- yon yeteneklerine bağlıdır. İnovasyon; firmalar, kamu ve özel rasılaştırılması söz konusu olduğunda; hem sermaye girişi sektördeki diğer aktörler arasındaki yoğun etkileşimi yan- olan ülke hem de sermaye çıkışı olan ülke, gelişmiş ülkeler sıtır. Gelişmekte olan ülkelerde inovasyon genellikle süreç arasında yer alıyordu. Çok uluslu firmalar, gelişmekte olan ve ürün mühendisliğinde, kalite kontrolde, tedarik, dağıtım ülkelerde Ar-Ge faaliyetlerinde bulunmak durumunda ise, ve genel yönetim seviyesinde gerçekleşir. Fakat önemli bir

20 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

kısmı üretimden ayrılan Ar-Ge laboratuvarlarındaki teknik nılması olacaktır. Eğer yerel koşullar teknolojinin gelişti- çabaları da içerir. Ar-Ge temelli inovasyon; daha gelişmiş, rildiği ortamdakinden farklıysa, içselleştirme ve uyarlama hızlı değişen ve büyük ölçekli teknolojiler söz konusu ol- süreçlerinden geçmek zorunlu hale gelir. En son noktada duğu sürece daha fazla olacaktır, fakat bilginin sınırlarını ise yeni ürün ve süreçlerin tasarlandığı, geliştirildiği ve test genişletme gibi bir amacı olmamasına rağmen buna ihtiyaç edildiği bir aşama yer alacaktır. duyulur. Ar-Ge; inovasyonun kaynaklarından biridir ve inovasyon Teknoloji transferi, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler yapmaya yönelik faaliyetlerinden sadece bir tanesidir, arasında teknolojik açığın kapanması için gelişmekte olan ancak sınaî inovasyon faaliyetlerinin en gelişmiş, kabul ülkelerin güvendiği en önemli yollardan biri olmasına rağmen gören ve uluslararası karşılaştırma yapmayı olanaklı kılan sürdürülebilir iktisadi kalkınmanın sağlanabilmesi için ülke- istatistiksel göstergesidir. Uluslararası tanıma göre, Ar-Ge lerin kapılarını açıp içeriye gelecekleri beklemenin ötesinde “bireyin, toplumun ve kültürün de dahil olduğu bilgi biriki- de bir şeyler yapmaları gereklidir. İnovasyon yapabilmeleri- minin artırılması ve bu bilginin yeni uygulamalarının hayata ni sağlayacak politikalar tarafından desteklenmeleriyle, yeni geçirilmesi için kullanılması (OECD,2002:30)” amacıyla teknolojileri kendilerine çekmelerini sağlamak için teşeb- sistematik temeller üzerinde gerçekleştirilen yaratıcı faa- büslerin sürekli ve aktif teknolojik çabalarını gerekli kılar. liyetler olarak tanımlanabilir. Ar-Ge; bilimsel ve teknolojik Teknoloji, özümsenmesi ve uyarlanması için önemli çabalar belirsizlik için çözümleri, inovasyonu, bilimsel gelişmeyi ve gerektirir; çünkü örtük bilgi içerir ve bu örtük bilginin etkin temel ve uygulamalı araştırmayı kapsar. olarak aktarılabilmesi ise alıcının öğrenme ve bilgiyi kullanma Temel araştırma: Temel araştırmanın amacı daha kabiliyetlerini geliştirme pekiştirmesi gereklidir. kapsamlı bilginin elde edilmesini veya çalışılan konunun Dış ticarete ve sermaye hareketlerine açık olmak yerel spesifik uygulamalar olmaksızın anlaşılmasını sağlar. Bir teknolojik çabalara olan ihtiyacı azaltmaz, çünkü yeni tek- sanayide temel araştırma; bilimsel bilgiyi ilerleten, fakat nolojilerin etkin kullanılması için teknolojik yeteneklerin hemen gerçekleşebilecek belirli ticari amaçları olmayan geliştirilmesi her zaman gereklidir. Çünkü teknolojiler çok araştırma olarak tanımlanır. hızlı değişmektedir, azalan ulaşım giderleri ve liberalleşme Uygulamalı Araştırma: Uygulamalı araştırmanın temel rekabeti yoğunlaştırmaktadır ve çok uluslu firmalar daha amacı, belirli ve tanımlanmış ihtiyaçların karşılanması için verimli üretim yapmak için güçlü yeteneklerin bulunduğu bilginin kazanılmasıdır. Bir endüstride uygulamalı araş- bölgeleri araştırmaktadırlar. tırma; yeni ürün, süreç veya hizmetlere dair belirli ticari Teknolojik inovasyon yeni ürünlerin, süreçlerin ya da amaçları olan yeni bilimsel bilginin keşfedilmesi için hizmetlerin piyasaya getirilmesi anlamına gelir ve her incelemeleri içerir. zaman bilginin sınırlarının aşılmasını gerektirmez. Geliştirme: Geliştirme, faydalı materyallerin, Çünkü inovasyon kullanıcı için yeni olabilir, ama sistemlerin, düzeneklerin veya yöntemlerin dünya için yeni olmayabilir. İnovasyonun doğası, üretilmesi ve prototiplerin geliştirilmesi ve teknolojik olarak yapının karmaşıklığına ve yeni dizayn edilmesine yönelik araştırmalardan teknolojinin yaratılması sürecine ve mevcut elde edilen bilgilerin sistematik olarak kul- teknolojilerin kullanımına bağlı olarak faa- lanılmasıdır. liyetler arasında değişiklik gösterir. Şekil 4, inovasyon için sarf edilen çabalar an- Ar-Ge ve diğer teknolojik inovasyon lamında en az karmaşık olan teknolojik faaliyetleri arasındaki sınır oldukça faaliyetlerin en altta bulunduğu ve belirsizdir ve pratikte özellikle tekno- en karmaşık olanların da en üstte loji yoğun sanayilerde araştırma ve bulunduğu bir Ar-Ge faaliyetleri geliştirme arasında ayrım yapmak piramidini göstermektedir. zordur. Çünkü yapılan Ar-Ge Bu anlamda teknolojik ge- faaliyetlerinin çoğu, kamu ve lişmenin başlangıç noktası özel sektördeki araştırma- temel üretim becerileri- cılar arasındaki etkileşimi, nin elde edilmesi, içsel- sıklıkla da müşteri ve te- leştirilmesi ve mevcut darikçiler arasında yakın teknolojilerin kulla- işbirliğini gerektirir.

Şekil 4: İnovasyon Faaliyetlerine Göre Teknolojik Gelişmenin Aşamaları

2015 Ekim • Sayı-455 21 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Teknolojik faaliyetin erken aşamalarında, teşebbüslerin for- etkilenirler. Eğitim ve öğretim sisteminden inovasyon için mel Ar-Ge birimleri oluşturmalarına gerek yoktur. Fakat insan gücü sağlarlar ve inovasyon faaliyetlerini fonlamak için bu firmalar büyüdükçe, teknolojilerin gözlemlenmesi, ithal finansal sistemden faydalanırlar. İnovasyonun içinde gerçek- edilmesi ve uygulanması artan bir oranda gerekli hale gelir. leştirildiği karmaşık ağ yapısı genellikle “ulusal inovasyon Eğer çok yönlü teknolojiler söz konusu olursa veya yerel sistemi” olarak adlandırılır (Nelson 1993, Lundvall 1992). şartlar önemli adaptasyonları gerektirirse; Ar-Ge, ayrı bir Ulusal inovasyon sistemi yazını, kalkınmakta olan ülkeler- faaliyet olarak karşımıza çıkar. Kalkınmakta olan ülkelerde deki baskın olan teknoloji uyarlaması konusundan ziyade; bu tür bir Ar-Ge faaliyetinin yapılması, operasyonun yeterli büyüklükte olması ve gerekli teknik yeteneklerin varlığında genellikle sanayileşmiş ülkelerdeki sınır inovasyonlarına uygun hale gelir. Firma yeni ürün ve süreçleri piyasaya getir- odaklanır, fakat inovasyon sistemi kavramı bu konu ile de mek için önemli teknolojik gelişmeleri başarabilirse formel oldukça alakalıdır(Edquist and McKelvey, 2001). Öğrenme- Ar-Ge’nin rolü artacaktır. Fakat piramidin en üst seviyesi- nin, yönetmenin ve uyarlama faaliyetlerin çoğu, tedarikçi- ne ulaşan firma sınırdaki yenilikçilerden, yani “teknolojik ler, alt yükleniciler, rekabetçiler, danışmanlar, kamu Ar-Ge lider”lerden (yenilikçi) olmayabilir. Bu firma Ar-Ge faali- enstitüler, üniversiteler, küçük ve orta ölçekli firmalar, risk yetlerini başka yerde gerçekleştirilen inovasyonların üzerine sermayesi fonları, ihracat piyasaları, eğitim kurumları gibi inşa edebilir veya geliştirebilir (teknolojik takipçi). Rutin diğer aktörlerle yakın ve sürekli etkileşimi gerekli kılar. teknik veya üretim işinin dışında olan özelleşmiş bir biri- Etkili inovasyon için iyi bir kurumsal destek altyapısı çok min, firma veya ülke dışındaki yeni gelişmeleri takip etmesi, önemlidir. Firma, endüstri ve üniversite bazında girişim- onların firma veya yönetici için önemini yorumlayabiliyor ciliği, risk alma davranışı ve inovasyonu tetikleyen teşvikler olması ve mevcut teknolojileri adapte edip ilerletebilmesi de önemlidir. gereklidir. Özellikle karmaşık ve hızlı büyüyen teknolojiler Üretimin uluslararasılaşması ivme kazandıkça ve iletişim için formel Ar-Ge, teknolojik öğrenme sürecinin gerekli maliyetleri düştükçe, her ulusal inovasyon sistemi, diğer bir parçasıdır. sistemlerde üretilen bilgiye artan oranda bağlı hale gelir. Görgül çalışmalar; Ar-Ge ve büyüme arasında doğrudan bir Hızlı teknik ilerleme, artan maliyetler ve inovasyonun riski; ilişki olduğuna işaret etmektedir. Kamu ve özel sektörün inovasyon yapanları, uluslararası bilimsel dünya çapındaki Ar-Ge çalışmalarının iktisadi büyüme üzerinde uzun vadeli mükemmeliyet merkezlerini aramaya iter. Çok uluslu firma- güçlü ve önemli etkilerinin olduğu bulunmuştur (Guellec ların öncü rol oynadığı küresel inovasyon ağları inovasyona ve van Pottelsberghe de la Potterie 2004). Diğer ülkelerde zemin hazırlayan üretim faaliyetlerinin bir araya gelmesini gerçekleştirilen Ar-Ge faaliyetleri de önemli bir rol oynarlar. sağlarlar. Bu ağlarda ana şirketler aracı rol oynarlar ve Buna ek olarak, yurtiçinde artan özel Ar-Ge faaliyetleri, hem başlangıç teknolojilerinin kendilerine bağlı şirketlere sağ- kamu hem de yabancı özel Ar-Ge faaliyetlerinin olumlu et- lanmasında ve bu şirketlerin onları içselleştirmelerinde, kilerini de artırır. Diğer deyişle (ister yurtiçi isterse yabancı uyarlamalarında ve daha sonra da güncellemelerinde rol oy- firma fonlu olsun) özel sektör Ar-Ge’si, ülkenin iktisadi narlar. Sonuç olarak, gün geçtikçe daha fazla ülke teknolojik büyümesi üzerinde hem doğrudan etkiye sahiptir hem de faaliyetlerin uluslararası olduğu ve bilgi ağlarının dünyaya kamu Ar-Ge faaliyetlerinin ve diğer ülkelerde gerçekleştiri- yayıldığı küresel ağlarla daha fazla bağlantılı hale gelir. len Ar-Ge’nin sonuçlarının artan içselleştirilmesiyle dolaylı Bu uluslararası değişim sistemi içinde yer almak, ekonomik etkiye sahiptir. kalkınma perspektifinden gün geçtikçe daha önemli hale Bugün inovasyonun temel aktörleri teşebbüslerdir, fakat geliyor. Bunu uygulayabilecek ülkeler yeni teknolojilere onlar kendi köşelerine çekilerek inovasyon yapamazlar. erişmenin erken safhalarında ve kendi ulusal inovasyon sis- Diğer firmalar ve kamu araştırma enstitüleri, üniversite- temleri içinde geliştirdikleri inovasyonların ticarileşmesinde ler ve standartlar veya ölçüm enstitüleri gibi diğer bilgi daha büyük bir şansa sahiptirler. Fakat bu küresel ağlara üreten aktörlerle kurulan formel ve enformel bağlara da katılmak için gerekli yeterlilikler ülkeler arasında eşit dağıl- dayanırlar. İnovasyonları gerçekleştirirken; ticaret, rekabet, mamıştır ve bu durum ülkeler arasında mevcut durumda var yatırım ve inovasyon konusundaki kamu politikalarından da olan inovasyon açıklarının da genişlemesi riskini artırır.

Tablo 1: İnovasyonu Uluslararasılaştırmanın Farklı Yolları

Kategori Aktörler Formlar Ulusal olarak üretilmiş (Ulusal ve uluslararası) Kâr • İnovatif ürünlerin ihracatı inovasyonların uluslararası amaçlı faaliyet gösteren firmalar ve • Lisanslar ve patentlerden feragat etme kullanımı bireyler • Ülke içinde tasarlanan ve geliştirilen inovatif ürünlerin yabancı üretimi Uluslararası tekno-bilimsel işbirliği Üniversiteler ve kamu araştırma • Ortak bilimsel projeler merkezleri • Bilimsel değişim programları, sabbaticallar (Konuk akademisyen) • Öğrencilerin uluslararası hareketliliği Ulusal ve çok uluslu firmalar • Belirli projeler için ortak girişimler • Teknik bilgi ve/veya donanım edinimi için üretim anlaşmaları İnovasyonların uluslararası üretimi Çok uluslu firmalar • Sermaye girişi olan ve sermaye çıkışı olan ülkede Ar-Ge ve diğer inovasyon faaliyetleri • Mevcut Ar-Ge Birimlerinin edinilmesi ve evsahibi ülkede ”greenfield” (yeni sanayi) Ar-Ge yatırımı Kaynak: UNCTAD (2005: 104)

22 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Ülkelerin uluslararası arenada cereyan eden inovasyon makta olan ülkelerin, gerekli yeterlilikleri elde etmeleri süreçlerine katılmaları ve inovasyonun uluslararasılaşması durumunda, küresel bilgi ağlarına katılmaları için yeni için üç temel kategori mevcuttur (Bkz. Tablo 1). fırsatlar yaratmaktadır. Aynı zamanda, gerekli yeterli- likler anlamındaki en düşük eşik seviyeleri de sürekli İlk kategoride, sermaye girişi olan ülkede geliştirilen tekno- artmaktadır. Yeterliliklerin oluşturulmasının birikimli lojiye uluslararası ticaret yoluyla hem ulusal teşebbüslerin doğası, ölçek ve öbeklenme (aglomerasyon) ekonomileri hem de çok uluslu şirketlerin dâhil olması söz konusudur. ile bir araya gelince, başarılı olan ve erken başlayanların, İkinci kategori, içinde yerli firmaların, ÇUŞ’lerin üniversi- gerekli minimum giriş seviyesine ulaşamayan arkadan telerin ve araştırma enstitülerinin de olduğu kamu ve özel gelenlerin önüne geçebileceği ve aranın açılabileceği an- kurumlar arasında ulusal ve uluslararası teknik ve bilimsel lamına gelir. Bu trendin tersine çevrilmesi için politika işbirliği ile ilgilidir. Çok uluslu firmaların uluslararası ino- müdahalelerine ihtiyaç vardır. vasyonları da üçüncü kategoriyi oluşturmaktadır. Çok uluslu • İnovasyon ve özellikle Ar-Ge, uluslararası planda firmalar tanım gereği inovasyon sürecini dünya ölçeğinde bilgiye düzenli erişimi gerektirir. Tüm geç sanayileşen ve kendi sınırları içinde kontrol edebilen ve gerçekleştiren ülkeler, daha erken başlayanlardan teknik bilgi ve yete- tek kurumsal yapıdır. nekleri edinirler, fakat bunu farklı yollardan yaparlar. Küresel bilgi ağlarıyla bağlantı kurmanın çok çeşitli 4. Sonuç yolları olmasının yanı sıra Ar-Ge’ye yapılan içe ve dışa Uluslararası inovasyon sistemine katılmanın birçok yolu ol- dönük doğrudan yabancı sermaye yatırımları büyük ola- masına rağmen, bu yazının odağında çok uluslu firmaların sılıkla bir ülkenin diğer ülkelerdeki bilgi merkezlerine bu süreçte oynadığı rol, özellikle Ar-Ge’nin uluslararası- bağlanmasını sağlayan en doğrudan yol olacaktır. laşması bulunmaktadır. Teknolojik karmaşıklık ve iktisadi Ulusal inovasyon sistemleri gün geçtikçe birbirine artarak büyüme birlikte hareket ettiği kabul edilen bir süreç haline bağımlı hale gelirler. Yeterli sayıda ve nitelikte yerel yete- gelmiştir. Kalkınmayla birlikte gelen ve kalkınma sürecini neklerin var olmaması, bu sistemin dünyanın geri kalanıyla destekleyen teknolojik yeterliliklerin ve yeteneklerin artan etkileşimini sınırlar ve sistemi teknik değişimin ve rekabet- seviyesi, ülkeleri daha gelişmiş faaliyetler gerçekleştirmeye çiliğin itici güçlerinden soyutlar. Kalkınmakta olan ülkele- yönlendirir. Daha gelişmiş faaliyetler ise, daha yüksek kat- rin küresel öğrenme ve bilgi ağlarıyla ne ölçüde bağlantıya ma değer yaratırlar ve yüksek ücretlere rağmen ülkelerin geçebildikleri onların ulusal düzeydeki yenilikçilik güçleri rekabetçi olarak kalmalarını sağlar. Bu kalkınma sürecinin tarafından belirlenir. Bu güçler birbirinden çok farklılık doğal bir özelliği olmasının yanı sıra, ülkeler inovasyon gösterebilir ve bu farklılıklar uzun süreler devam edebilir. yapabilme yeteneklerini uygun politika müdahaleleri ile Kalkınmanın erken aşamaları, kamu ve özel sektörde içsel ilerletebilirler. inovasyon yetilerinin geliştirilmesini gerektirir ve ulusal Özetleyecek olursak, uluslararası planda gerçekleştirilen Ar- inovasyon sisteminin güçlenmesinde çok uluslu firmalar Ge ve inovasyonun temel özeliklerini söyle sıralayabiliriz: önemli bir rol oynayabilirler. Fakat yabancı girişimciler, • İnovasyon ekonomik büyüme için gereklidir. Fakat bu- sermaye girişi olan ülkede her zaman yüksek seviyede tek- günün küreselleşen dünya ekonomisinde, kalkınmakta nolojik faaliyetleri gerçekleştiremezler. Birçok kalkınmakta olan ülkelerin kalkınmış diğer ülkelerden yeni tekno- olan ülke uzun süre kaynak oluşturulması için doğrudan lojileri alabiliyor olmalarına rağmen, yeni teknolojileri yabancı sermaye yatırımlarına sahip olmuşlardır. Yeni olan daha etkin kullanabilmek için kendilerinin öğrenmesi ise çok uluslu firmaların Ar-Ge’lerini bazı kalkınmakta olan ve inovasyon yapmaları zorunludur. Ülkeler kalkınmanın ülkelere yayma eğilimleridir. üst basamaklarına çıktıkça ve daha karmaşık faaliyetler gerçekleştirdikçe teknolojik yeterliliklerini güncellemek Kaynakça ve daha gelişmiş inovasyonlar gerçekleştirmeye gerek- Baskaran, A. ve Muchie, M. (2008), Foreign Direct Investment sinim duyarlar. and Internationalization of R&D: The Case of BRICS Econo- • İnovasyon çeşitli yollarla ortaya çıkabilir, ancak ino- mics, DIIPER Research Series, Working Paper no. 7. vasyonun önemli bir kaynağı Ar-Ge’dir. Formel Ar-Ge belirli bir gelişmişlik düzeyine ulaşan her ülkede görülen Edquist, C. and McKelvey, M. (der.) (2001), Systems of Innova- bir faaliyettir. tion: Growth, Competitiveness and Employment , Cheltenham: • Girişimlerin inovasyon yapması, diğer firmalar ve Edward Elgar. kurumlarla etkileşimi gerektirir. Teknolojik gelişme Lundvall, B.A. (1992), National Systems of Innovation: To- sistemik bir süreçtir. Dışsallıklar, eşgüdüm sorunları wards A Theory of Innovation and Interactive Learning, Pinter, ve bu sürecin özünde olan kamu malları (temel araş- Londra. tırma, test etme, ölçüm) veri olarak alındığında, erken Nelson, R. R. (1993), “On technological capabilities and their aşamalarda kamu müdahalesi çok önemlidir. Özellikle acquisition”, in: Robert E. Evenson and Gustav Ranis, eds., teknoloji ve eğitim politikaları olmadan özel sektörde Science and Technology: Lessons for Development Policy Ar-Ge faaliyetlerinin başlaması mümkün olmaz. ,Boulder, CO: Westview Press, 71-80. • İşletmelerdeki Ar-Ge faaliyetleri coğrafi ve sektörel olarak yoğunlaşmıştır. Büyük bir bölümü gelişmiş ül- OECD, (2002), Proposed Standard Practice for Surveys on kelerde yapılıyor olmasının yanı sıra bazı gelişmekte Research and Experimental Development, Frascati Manual, olan ülkelerde, özellikle Asya’da, Ar-Ge faaliyetleri OECD, Paris. hızla artmaktadır. Ar-Ge’nin büyük bölümü imalatta UNCTAD (United Nations Conference on Trade and Deve- yer alır, fakat hizmet sektöründe de artmaya devam lopment) (2005), World Investment Report (WIR) 2005: Trans- etmektedir. Dünya çapındaki, özellikle bilgi ve iletişim national Corporations (TNCs) and the Internationalization of teknolojileri sektöründeki teknolojik ilerlemeler; kalkın- R&D, UNCTAD, Cenevre.

2015 Ekim • Sayı-455 23 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

ULUSAL AR-GE İNOVASYON BULMACAMIZ VE EKSİK PARÇALAR

Doç. Dr. Serdal Temel/Prof. Dr. Fazilet Vardar Sukan Ege Üniversitesi EBİLTEM-TTO

rtan rekabet ortamından avantajlı çıkabilmek için önem- Küreselleşmenin hızlanması ile serbest ticaretin yaygın- Ali bir mekanizma olarak kabul edilen üniversite-sanayi laşmasını hedefleyen Dünya Ticaret Örgütü ile 1995 yı- işbirliği, son 40 yıldır, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde lında imzalanan Subvansiyonlar ve Telafi Edici Önlemler de üzerinde en fazla tartışılan konulardan birisi haline gel- Anlaşması (Uruguay Turu Nihaî Senedi) bu girişimleri miştir. 1990’lı yılların başında özellikle globalleşmenin de hızlandırmış ve bu gelişmelerin sonucu olarak TÜBİTAK artması ile artan rekabet; sanayi kuruluşlarını Ar-Ge, inovas- bünyesinde Teknoloji İzleme ve Değerlendirme Başkanlığı- yon ve teknoloji geliştirmede destekleyecek mekanizmaları TİDEB (şimdiki adı TEYDEB) ile Türk Patent Enstitüsü ve üniversite-sanayi işbirliğini hızlandıracak yapıların oluş- (TPE) faaliyete geçmiştir. Bu kurumların oluşumu berabe- masını zorunlu kılmıştır. Ancak bu süreç gelişmekte olan rinde farklı yapılanmaları ve gelişmeleri getirmiş ve üniver- ülkelerde yıllardır aralıksız tartışılırken, gelişmiş ülkeler bu site-sanayi işbirliğini hızlandırmaya yönelik mekanizmalar konuda önemli adımlar atmışlardır. geliştirilmeye başlanmıştır. Üniversite-sanayi ilişkilerine kurumsal olarak yaklaşarak katalizlemeye çalışan arayüz Türkiye’de Destek Mekanizmaların Gelişim Süreci kuruluşlarının ülkemizdeki ilk oluşumları da bu tarihlere rastlamaktadır. Türkiye’nin “üniversite-sanayi işbirliği”ne ihtiyacı olup ol- madığı, ilk kez açıkça, 1983 yılında hazırlanan ilk “Türkiye TÜBİTAK öncülüğünde 1998 yılında başlatılan Üniversi- Bilim Politikası” belgesinde irdelenmiş ve Türkiye’nin bu te Sanayi Ortak Araştırma Merkezleri (ÜSAM) Programı konudaki beklentileri tanımlanmıştır. Ar-Ge ve inovasyon Türkiye’nin farklı illerine (İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, çalışmalarını hızlandırarak ekonomik gelişmişliği yakala- Gaziantep) yayılmış, genel veya sektör spesifik üniversite- yabilmek amacıyla Devlet bu süreçte aktif rol oynamaya sanayi işbirliği merkezlerinin kurulmasını destekleyerek çalışmış ve bu hedeflere yönelik yeni arayışlara gidilmiştir. konuya yeni bir yaklaşım getirmiştir. Ancak tüm bu iyi ni- KOBİ’lerin inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarını desteklemek yetli çabaların, maddi ve manevi gayretlerin en büyük eksi- ve üniversite sanayi işbirliğini geliştirerek üniversitelerde ği ulusal Ar-Ge inovasyon sistemimize holistik (bütüncül) üretilen bilgilerin sanayide katma değeri yüksek ürünlere bakış açısı eksikliği olmuştur. dönüşmesini sağlamak amacı yeni oluşumları tetiklenmiş Noktasal olarak yapılan iyileştirmeler, yaratılan iyi uygu- ve/veya mevcut kurumlar bünyesinde yeni modeller geliş- lama örnekleri, doğru bir iklimde, uygun bir toprağa ekil- tirilmiştir. memiş fidanlar gibi uzun yaşam mücadeleleri sonucunda, 1990 yılında KOSGEB ve 1991 yılında Dünya Bankası teknik adanmış bireylerin/kurumların gayretleri ve özverileri ile ve mali desteği ile Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı’nın ayakta kalmayı başarsalar dahi, serpilememişler ve ülke (TTGV) kurulması bu doğrultudaki öncü girişimler ol- çapında uygulanabilen yaygın modelleri geliştirememiş- muştur. lerdir.

24 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Tüm bunlara rağmen bu girişimlerin de bir sonucu olarak Dünyadaki benzer yapılarca sağlanan hizmetlere daha geçen 30 yıl içinde üniversite-sanayi ilişkilerine bakış açı- detaylı bakıldığında öne çıkan ilk hizmet kuşkusuz üniver- sında, işbirliği kültürümüzde sanayiden gelen taleplerde ve sitede yapılan araştırma sonuçlarının ticarileştirilmesidir. akademinin bu taleplere yaklaşımında çok ciddi gelişmeler Bu unsur temel olarak ilişkinin arz tarafı olarak değerlen- gözlemlenmiş ve bu kapsamda farklı mekanizmalar geliş- dirilebilir. Araştırma sonuçlarının ticarileştirilmesini esas tirilmiştir (Tablo 1). alan teknoloji transferi süreçlerinin temel faaliyet alanları şöyle özetlenebilir: Global sosyo-ekonomik koşullarının her geçen gün akademi • Üniversite ya da araştırma kurumlarının entelektüel ve sanayi sektörü gibi birbirini tamamlayan iki aktörü, birbi- değerlerinin özellikle de fikri haklar varlıklarının belir- rini anlamaya, iyi geçinmeye ve birlikte çalışmaya zorlamakta olması, politika yapıcılarının da konuya ilgisini çekmiş ve bu lenmesi, bu varlıkların hukuksal koruma işlemlerinin ilginin sürmesini sağlamıştır. takibi ve bunlardan doğan hakların diğer yapılara özellikle de sanayiye lisanslama şeklinde transferi ile Özellikle sanayinin üretimden gelen gücüne dayalı gerçek- ticarileştirme süreçlerinin yönetilmesi. leşen ekonomik büyümenin sürdürülmesi ve artırılması • Genellikle üniversite ya da araştırma kurumu mensubu için firmalarımızın bilim ve teknoloji ile buluşması ve bu ve ticarileşme potansiyeli yüksek bir fikrin ya da buluşun süreci içselleştirmesi bir gereklilik olarak kabul edilmeye sahibi olan araştırmacıya; şirket kurarak (spin-off) bu başlanmıştır. Bunun sonucu olarak, üniversitelerde üretilen süreç sonunda yüksek ekonomik değer sağlanmasına bilgi ve teknolojiyi katma değer yaratmak üzere toplumsal aracılık etmek üzere, fikri haklar yönetimi, sermaye faydaya dönüştürebilmek için dünyadaki örneklerine ben- temini, kuluçkalık ya da teknoparklarda yer sağlan- zer araçların ülkemizde de uygulanmaya konulmasının ması, hukuksal işlemler, iş geliştirme ve pazarlama gibi önemi, farklı düzlemlerde ve düzeylerde giderek daha danışmanlık hizmetleri sağlanması. sık ifade edilmeye başlanmıştır. Üniversite-Sanayi-Devlet üçlüsüne “Toplum”u da ekleyerek daha da güçlendirmek için üniversitelerde bir arayüz modelinin geliştirilmesi ve Tablo 1: Türkiye’de Ar-Ge, İnovasyon ve Girişimcilik Kilometre Taşları doğru coğrafi bölgelerde kurulması kesin bir ihtiyaç olarak benimsenmiştir. Yıl Program Bilim, Teknoloji Yüksek Kurulu’nun 27 Aralık 2011 tarihli 1992 KOSGEB Ar-Ge ve İnovasyon Destek Programı toplantısında bilimsel araştırmaların toplumsal faydaya dö- TÜBITAK-TİDEB Destek Programları (Mevcut 1995 nüştürülmesi amacı ile arayüz kuruluşları olarak “Teknoloji TEYDEB) Transfer Ofisleri”nin (TTO) kurulması ve yaygınlaştırıl- Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı İnovasyon Destekleri 1995 ması kararı alınmıştır. (TTGV) TÜBİTAK- USAMP Üniversite Sanayi Ortak Araştırma 1996 Bu kararın ardından 2012 yılında ülkemiz için özgün farkı Merkezleri Programı yerel ihtiyaçlara göre uyarlanabilme esnekliğinde, ulusal 1998 KOSGEB Teknoloji Geliştirme Merkezleri düzlemde kullanılabilecek bir Teknoloji Transfer Ofisi Modeli oluşturularak TTO’ların yapı ve hizmetlerinin 2001 Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (Teknoparklar) tanımlanması çalışmaları başlamıştır. 2006 TÜBİTAK – İŞBAP teknoloji Platformları

Bilindiği gibi, üniversite ve sanayi gibi iki farklı kültür, an- 2006 Bölgesel Kalkınma Ajansları (Kalkınma Bakanlığı) layış ve beklentilere sahip paydaşları bir araya getirebilmek Devlet Planlama Müsteşarlığı Sanayi Doktora Programı için özel bir çaba ve uzun vadede toplumda kültürel bir 2006 (DPT- Kalkınma Bakanlığı) dönüşümü de gerektirmektedir. Bu nedenle arayüz yapıları Sanayi Tezleri Programı-SanTez (Sanayi ve Ticaret 2007 diğer işbirliği sistemlerinden önemli bir farklılık göster- Bakanlığı) mektedir. Üniversite-sanayi işbirliğinin bu kültürel boyutu, arayüz kuruluşlarının üniversitelerin çalışma alışkanlıklarını 2008 Sanayi Ar-Ge Merkezleri (Sanayi ve Ticaret Bakanlığı) da değiştirme gayretinde olmalarını zorunlu kılmaktadır. 2009 Tekno-Girşimcilik Programı (Sanayi ve Ticaret Bakanlığı) Uluslararası örneklere bakıldığında arayüz modellerin ya- 2010 Ür-Ge Kümelenme Destek Programı (Ekonomi Bakanlığı) pıları ve çalışma alanlarının ulusal ve bölgesel özgün koşul ve ihtiyaçlara göre belirlendiği, tek bir global modelin, tüm 2011 Bilim, Sanayi ve Ticaret Bakanlığın kurulması ulusal, bölgesel ve yerel koşullarda başarılı olmasını ve ih- 2011 23. Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu Kararı (Başbakanlık) tiyaçlara cevap verebilmesini beklemenin gerçekçi olmadığı Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Straetjisi ve 2023 görülmektedir. 2011 Hedefleri Ülkemizde üniversite-sanayi işbirliği farkındalığını ve çalış- 2011 Girişimci ve Yenilikçi Üniversiteler Endeksi malarını artırmak, sanayi ile üniversiteyi bir araya getirerek EPO & Türk Patent Enstitüsü “Üniversitelerde Fikri 2011 firmalarımızı sadece teknoloji ithal eden ve kullanan bir Mülkiyet Hakları Farkındalık Artırma Projesi” yapıdan, teknoloji üreten ve ihraç eden bir yapıya getirmek TÜBİTAK – Teknoloji Transfer Ofisleri Destek Programı 2012 amaçları ile farklı sektörlerden değişik yasal kimliklere sahip (TTO) arayüz kurumlarını bir araya getirerek 2007 yılında kurulan 2013 TÜBİTAK – Girişimcilik Sertifika Programı Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezleri Platformu (USİMP), TÜBİTAK-KOBİ Yenilik Potansiyeli Artırma Mentör “üniversiteler, iş dünyası ve STK” temsilcilerini şemsiyesi 2014 altında barındıran bütüncül yaklaşımı ile Teknoloji Trans- Yetiştirme Programı TÜBİTAK-Bireysel Genç Girişim Destek Programı fer Ofislerinin hizmetlerin kalite ve sürdürülebilirliklerinin 2015 (BİGG) sağlanması için ulusal bir modele ihtiyaç olduğunu savun- muştur. 2015 TÜBİTAK-Mentör Eğitici Programı

2015 Ekim • Sayı-455 25 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

• Sanayi kuruluşunun ya da bir sanayi grubunun spesifik 1. Bilimsel araştırma çalışmaları sonuçlarının akade- teknoloji gereksiniminin bir üniversite ya da araştırma mik yayın yapılmadan ticarileştirilme olanaklarının kurumu ile sözleşme bazlı-gizlilik esaslı Ar-Ge çalışması araştırılması bir devlet politikası haline gelmiştir: olarak kurgulanması. Ülkemizde üniversiteler tarafından yapılan araştırma so- • Araştırma ve yaygınlaştırma faaliyetleri ile bir sanayi nuçları bugüne kadar akademik bilgi düzeyinde kalırken, kuruluşuna ya da ortak yarar (rekabet öncesi) yaklaşımı TTO’ların kurulması ile artık bu araştırma sonuçlarının ile sektöre/topluma teknoloji transferinin gerçekleştiril- ticarileştirilerek ekonomiye katkı sağlaması bir devlet po- mesi. litikası haline gelmiştir. Üniversitelerde ise temel bilim araştırmalarını destekler nitelikte uygulamalı araştırmalar Ancak ülkemiz sanayi kuruluşlarının yapısı göz önüne da artmaya başlamıştır. alınarak talep yaratabilmenin de önemli bir ihtiyaç olduğu 2. ÜSAMP (Üniversite Sanayi Ortak Araştırma Mer- görülmektedir. Bu nedenle, sanayide talep yaratacak ve kezleri Programı) modelinden sonra TÜBİTAK yeni sanayi teknoloji gereksinimlerini belirleyerek üniversite ve bir arayüz yapı kurgulamış ve teknoloji transferi araştırma kurumlarının kapasiteleri ile bunları karşılayacak kavramının kurumsallaşmasını sağlamıştır: Dün- şekilde hizmetlerin de verilmesi ve bu şekilde talep yaratıl- ya’da 1980’li yılların hemen başında başlayan bu oluşumlar, ması ve talebin karşılanması da önem arz etmektedir. ülkemizde 1990’ların başında kurulmuş olmasına rağmen Bu noktadan hareketle, uluslararası örneklerden farklı kurumsallaşma modellerinin tam kurgulanamamış olması olarak, ülkemizdeki TTO’ların faaliyet alanlarının sadece nedeni ile yaygınlaşamamıştır. Ancak TÜBİTAK 1513 TTO lisanslama ve teknoloji transferi ile sınırlandırılmaması, Programı ile kurumsallaşma ve model oluşumu kısmen bilgiye ulaşımdan ticarileştirme sürecine kadar geçen tüm sağlanmıştır. aşamalarda ihtiyaç duyulan hizmetlerin verilmesine olanak 3. Akademinin ve sanayinin birbirlerinden beklen- sağlanması önerilmiştir (1). Bu kapsamda, “sanayinin bilgi tilerinin somut ve bilinir hale gelmesi sağlanmıştır: ve teknoloji ihtiyacının karşılanması, bilgi talep eden sanayi- Akademi ve sanayinin birbirlerini iyi tanıyamamaları ve her ciler yaratılması, araştırıcıların sanayiye dönük araştırmalara iki tarafın da yapılarının farklı olması nedeni ile karşılıklı yönlendirilmesi, sanayi ile üniversitenin etkin işbirliğine beklentilerin istenilen düzeyde gerçekçi olmadığı bir ger- girmeleri için çaba sarf edilmesi” de dahil edilmiştir. çektir. TÜBİTAK 1513 TTO Programı, TTO’ların pro- fesyonel hizmetleri, hem sanayinin hem de üniversitenin 2010-2013 döneminde USİMP tarafından farklı uluslararası birbirinden beklentilerini somutlaştırmış ve karşılayabilecek (AUTM, ASTP, Avrupa İşletmeler Ağı vb) ve ulusal pay- bir seviyeye getirmiştir. daşların da desteği ile düzenlenen 10 çalıştayda bu konular 4. Yeni arayüz yapı olarak TTO’lara ciddi bir maddi tartışılmış ve başta Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ilgili destek sağlamış ve çok önemli farkındalık yaratmış- birimleri olmak üzere TÜBİTAK’a sunulan ve yayımlanan tır: Benzer yapılar daha önce kurulmuş olmasına rağmen, raporlarında bu noktalar vurgulanarak bir “Ulusal Model” maddi imkanlar ve hukuki altyapı yetersizliği nedeni ile fa- önerilmiştir (2). aliyetleri ve etkileri kısıtlı kalmıştır. TÜBİTAK 1513 TTO Tüm bu çalışma ve gayretlerin de sonucu olarak üniversite- Programı ülkemizde TTO faaliyetlerinin yaygınlaşmasına lerde üretilen bilgilerin topluma yeni ürün ve hizmet olarak ve gelişmesine önemli katkı sağlamaktadır. aktarılması sürecinde her iki kesime de hizmet vermek üze- 5. Üniversitelerde profesyonel hizmet sağlayan tek re TÜBİTAK 1513 Programı ile Teknoloji Transfer Ofis- temas noktası olmanın önemini ve yararını göster- lerinin kurulmasını desteklemeye başlamıştır. 2012 yılında miştir: TTO’lar üniversitelerde sanayicilerin doğru ve başta ülkemizdeki üniversitelerde faaliyet göstermekte olan hızlı bilgi alabileceği birimler haline gelmiştir. Sanayiciler arayüz oluşumları arasında ilk 10 “iyi uygulama örneği”ne, bu birimler aracılığıyla üniversitelerde ulaşmak istedikleri ardından 2013 ve 2014 yılında gelen 2 çağrı ile de ek 14 TTO bilgi ve hizmetlere en hızlı ve doğru şekilde ulaşabilir hale oluşumuna destek verilmiştir. gelmiştir. 6. Üniversite-Sanayi arasında güven köprüsü kur- TTO Yapılarının Ekosisteme Katkıları muştur: TTO’lar bulundukları üniversitelerle sanayi Ülkemizde 2013 yılında başta Ar-Ge, inovasyon, üniversi- arasındaki işbirliğini tetiklemeyi ve geliştirmeyi hedefle- te-sanayi işbirliği ve girişimcilik gibi konularda farkındalık diklerinden, sanayiciler TTO’lar için önemli bir paydaş artırmak, ulusal ve uluslararası proje imkanlarından gerek haline gelmiştir. Akademisyenler ile yapılan sanayi işbirliği projelerinde TTO’lar sadece akademisyenlerin değil, aynı akademisyenlerin ve gerekse de özel sektörün yararlanması- zamanda sanayicilerin de hakkını koruyan ve daima bu iş- nı sağlamak, üniversite ile sanayi arasında ortak çalışmaları birliklerinin iki taraf için de olumlu olması yönünde çalışan hızlandırmak, üniversitelerin patent sayılarını artırmak ve bir birim haline gelmiştir. İmzalanan gizlilik anlaşmaları ile akademik girişimciliği teşvik etmek amacı ile üniversitele- taraf nezdinde güven ortamı sağlamlaştırılmıştır. rimizde kurulması TÜBİTAK tarafından desteklenen 34 TTO yılda 1 milyon TL ile, 10 kadar da “aday TTO” yılda 7. Ulusal ve uluslararası Ar-Ge projelerinden yarar- 500 bin TL ile desteklenmektedir. lanma oranları artmıştır: TTO’lar verdikleri hizmetler ile ulusal ve uluslararası proje çağrılarını hızlı bir şekilde Bu TTO’ların bazıları Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde, sektöre ve akademisyenlere duyurarak proje kaynaklarına bazıları ise üniversitenin bir birimi olarak doğrudan üni- ulaşmalarına yardımcı olmaktadır. TTO’ların bu hizmetleri versite bünyesinde kurulmuştur. 2013 yılından bu yana AB’ye verilen ulusal katkı payımızı önemli tutarda projeler TÜBİTAK 1513 Programı tarafından desteklenmekte yolu ile geri almamıza ve firmaların Ar-Ge projelerini ha- olan TTO’lar ülkemiz için birçok yeniliği beraberinde yata geçirerek yeni ürün ve hizmetler üretmesine yardımcı getirmiştir: olmuştur.

26 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

8. Akademik kaynaklı patent sayılarımız artmıştır: • Sanayi ile yürütülen projeler, TTO’ların aktif çalışması ile akademisyenlerin yaptığı • Fikri hakların yönetimi, çalışmalar taranarak patentlenebilir ve ticarileşebilir • Akademik girişimcilik konularında olan buluşlar ortaya çıkarılmakta ve patentlenmektedir. yeni politikalar oluşturması ve bununla birlikte TTO çalış- Bu patentler ve buluşlar ekonomik büyüme açısından ma alanlarına yönelik olarak çalışma alışkanlıklarını değişti- hem sanayi için hem de ülkemiz için büyük önem taşı- rici tedbirler alması, akademisyenleri teşvik edici politikalar maktadır. izlemesi TTO’nun başarısını doğrudan etkilemektedir. 9. Teknoloji tabanlı şirketler ile öğrenci ve akade- 3. TTO yapılarının sadece üniversitelerin yönetim- misyen şirketleri artış göstermiştir: TTO’lar ülkemizde lerine bağlı olarak oluşturulmuş olması: Ortaklaşa teknoloji tabanlı şirketlerin kurulması- yürütülmesi gereken süreç TTO’ların na önemli katkılar vermektedir. mevcut yapısı ile sadece üniver- Özellikle yeni fikirlerini site tarafından yürütülme- hayata geçirmek isteyen sine neden olmaktadır. yeni mezun gençle- Bu sürece diğer rimize mentörlük paydaşlar olan sa- (rehberlik) hizme- nayi odaları gibi ti vererek onları iş üst kuruluşların arayan bir mezun da katılması ve yerine iş sahibi görev alması; bu bir mezun olmala- yapıların daha rına katkı vermiştir. fazla sahiplenil- Ayrıca akademisyenle- mesine ve etkilerinin ri de cesaretlendirerek ve yaygınlaşmasına imkan destekleyerek yeni fikirlerini tanıyacaktır. ürün ve hizmet haline getirmeleri 4. Başarı ölçütlerinin eksik de- için teknoparklarda şirket kurmalarına destek ğerlendiriliyor olması: TTO’ların başarısı vermektedirler. TÜBİTAK tarafından sadece nicel olarak, yani yaptığı fa- aliyetler bazında değerlendirilmektedir. Ancak TTO’ların TTO Yapılarında Gözlemlenen Aksaklıklar performansları daha farklı ve yenilikçi yöntemler ile de- Ancak TTO’ların yukarıda sayılan avantajlar ile birlikte ğerlendirilmeli; bu değerlendirmelerde faaliyetlerin sayı- özellikle TÜBİTAK tarafından belirlenen ve yürütülen po- sından ziyade kalitelerine ve yarattığı etkiye bakılmalıdır. litikasında bazı sorunlar da gözlemlenmektedir. TTO’ların Değerlendirmelerde orta ve uzun vade dikkate alınmalı, kısa kurumsallaşması, işlerliği ve verimliliği ile ilgili bazı sorun- vadede bu yapıların ekonomik bir getiri yaratması beklentisi lar mevcuttur. Bu sorunlar, bazıları TTO’ların ait oldukları minimize edilmelidir. yapıların kendilerine özel koşullarından kaynaklanabildiği gibi, bazıları da ulusal ekosistemi ile teknoloji transfer 5. Her TTO’ya aynı düzeyde destek verilmesi: TÜ- süreçlerine bakış açısındaki bütünsellik eksikliğinden BİTAK, TTO desteği alan her üniversiteye büyüklüğüne kaynaklanmaktadır: bakmaksızın aynı oranda ve miktarda destek vermektedir. 1. TTO’nun işlevlerinin tüm paydaşlar, farklı dü- Örneğin 1000 öğrencisi ve 200 öğretim üyesi olan üniversite zeydeki kurum ve kuruluşlar tarafından tam olarak ile 60 bin öğrencisi ve 3 bin öğretim üyesi olan üniversite anlaşılamamış olması: TTO’lar farklı bir yapı olarak yeni aynı desteği almaktadır. kurulmuş olmaları sebebi ile gerektiği gibi anlaşılamamış- tır. Bu nedenle hem üniversite hem de sanayi kesimi başta Ulusal Ar-Ge İnovasyon Ekosistemindeki Eksikler olmak üzere toplumun ilgili kesimlerine anlatılmalıdır. Ulusal Ar-Ge, inovasyon ekosistemindeki eksikleri de şöyle TTO’ların geniş misyonu, yararlanıcının sahip olmadığı özetleyebiliriz: bilgi ve know-how’ın dış kaynaklardan teminine ve kul- 1. Ulusal Ar-Ge ve inovasyon ikliminin iyileştirilmesi lanımına aracılık etmek, arayüz görevi görerek bilginin kullanımını arttırmaktır. için ekosistemdeki eksikliklerin bütünsel bir vizyon ile tamamlanıyor olmaması: Dünyadaki pek çok ör- 2. Üniversite yönetimlerinin bu oluşumlara proje nekte görüldüğü gibi, bu tür faaliyetler konusunda farkın- olarak bakması ancak içselleştirilmemiş olması: dalık yaratılması, işbirlikleri sağlanması, lobi çalışmaları, Üniversitelerimiz genelinde TTO’lara, olmazsa olmaz bir istatistikler ve diğer konularda kamuoyunu bilgilendirme, birimleri gibi değil, devam eden projelerinden biri olarak ortak politika ve stratejiler oluşturma, eğitim ve destek bakmaktadır. Üniversite yönetimleri tüm diğer organları ile faaliyetleri, tavsiye dokümanları oluşturma, uyuşmazlık ve bütünleştirmeyi sağlayamamışlardır. Üniversite yönetimi ve rektörünün aktif desteğini alan TTO’ların, kurumsal yapı, anlaşmazlıkların halli, uluslararası temsiliyet ve işbirlikleri performans göstergeleri ve üniversite çevresindeki eko- kurma vb. bir çok konu da bu ekosistemin önemli öğeleri- sistemde kayda değer ilerlemeler sağladığı görülmüştür. dir. Akademik bilginin topluma mal edilmesi süreçlerine Teknoloji transfer kavramı kapsamında bilginin yayılması holistik bir bakış açısı ile bütünsel bir vizyon çizilmesi mevcut çalışma alışkanlıklarının da değişimini gerektir- ve bu eksiklikleri tamamlayacak yasa ve yönetmelikler mektedir. Bu nedenle araştırma sonuçlarının yayılması ile kolaylaştırıcı, destekleyici ve yeşertici bir ekosistem için üniversite yönetiminin: tasarlanması gereklidir.

2015 Ekim • Sayı-455 27 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

2. TTO hizmetlerinin sağlıklı yürütülmesi için mev- TTO hizmetlerini de dışarıdan almaları bazı durumlarda zuat eksikliklerinin bulunması: 14 TTO temsilcisinin, en ekonomik ve doğru çözüm olabilir. 3 Nisan 2015 tarihinde EÜ. EBİLTEM-TTTO’nun ev 6. Yerli patentlerin ve know-how’ın yerli sanayi sahipliğinde bir araya geldiği çalıştayda 3 temel mevzuat tarafından ticarileştirilmemesi: TTO’lar kendilerine sorunu tespit edilmiştir: yüklenen misyon ve TÜBİTAK’ın beklentileri nedeni ile • TÜBİTAK 1513 Programı ile TTO’ların desteklenme- üniversitelerimizde üretilen patentleri ticarileştirmek ile yü- sinde eş finansman yaratmada yaşanılan sorunlar. kümlüdürler. Yıllık performans göstergelerinde ticarileşen • TTO’ların sürdürülebilirliğinde kurum paylarının patent sayısı büyük önem taşımaktadır. Ancak fikri haklar, tahsisi ve kullanımında yaşanılan sıkıntılar. ticarileşmedikleri sürece ciddi mali yükler oluşturmakta ve • Ticarileştirme, lisanslama kavramlarının yerleşmesin- sadece patent alımı hedefli eylemler kaynak israfı haline de lisans gelirlerinin muhasebeleştirilmesi ve paylaşı- gelmektedir. Bunun yanı sıra ticari potansiyeli yüksek fikir- mında yaşanan sorunlar. lerin patentleşme sürecinden geçmeden ticari sır şeklinde Mevcut eksiklikler devam ettiği sürece uygulamalar sekteye toplumun kullanıma açılması hem süreci hızlandırmakta uğrayacak ve sıkıntılar artarak devam edecektir. Özellikle hem de maliyetleri azaltmaktadır. TTO hizmetlerinin eksiksiz olarak yürütülmesi amacı ile Ülkemiz kaynakları ile geliştirilen bu patentlerin ve know- gerekli olan yasal düzenlemeler YÖK işbirliğinde tespit how’ın öncelikli olarak yerli sanayi tarafından ticarileştiril- edilmeli ve çözülmelidir. mesi ulusal ekonomik gelişime önemli katkı sağlayacaktır. 3. İnsan kaynakları yetersizliği: Hizmet üreten bir yapı Bu nedenle yerli sanayi kuruluşları/yatırımcıları arasında ve temelde iş geliştirme yapan bir birim olarak TTO’ların üniversitelerimizde üretilen know-how/patentler hakkında en önemli iç kaynağı, personel yapısıdır. TTO personelinin farkındalık yaratılması, yerli bilginin öncelikli olarak dikkate proje geliştirme, teknoloji transferi ve girişimcilik konu- alınması ve ticarileştirilmesi konusunda devlet politikaları sunda akademisyenleri ve sanayicileri bir iş modelinde belirlenmeli ve teşvikler yaratılmalıdır. birleştirebilecek bilgi, deneyim ve ispat edilmiş yetkinliğe 7. Ulusal ekosistemde işbirliği yapmaları gereken sahip olmaları beklenmektedir. Ancak personelin teknik TTO’ların birbirleri ile rekabet içinde olmaları: bilgisi kadar iş takibi ve iletişimi gibi davranışsal özellikleri Kaynakların verimli kullanılması ve doğru sinerjiler yara- de önem taşımaktadır. TTO’ların daha nitelikli hizmetler tılması açısından TTO’ların bireysel çalışmalardan ziyade verebilmesi için bu niteliklilere sahip insan kaynaklarına işbirliği içerisinde çalışmaları teşvik edilmeli ve buna yönelik ihtiyaç vardır. Bu hizmetlerin iyi yapılamaması her iki tarafın TÜBİTAK tarafından farklı teşvikler ve mekanizmalar geliş- beklentilerinde de olumsuzluklar yaratacak ve beklentileri tirilmelidir. Halen bazı TTO’lar farklı düzlemlerde işbirliği kıracaktır. Ancak mevcut durumda devletin buna bir ön- yapmaktadır. Ancak bu işbirlikleri TÜBİTAK tarafından bir lem almadığı görülmektedir. Bu eksikliğin tamamlanması performans kriteri olarak duyurulmalı ve TTO’lar arasında için acil eylem planları uygulanmalı, TTO uzmanlığının işbirlikleri zorunlu hale getirilmelidir. bir meslek olarak onaylanması süreçleri devlet politikası olarak desteklenmelidir. Sonuç ve Değerlendirme 4. Her bir üniversiteye ayrı bir TTO düşünülmesi: Bu sıkıntılara ve dar boğazlara ivedilikle çözüm getirilmesi TÜBİTAK her üniversiteye bir TTO yaklaşımına sahiptir. ve sürecin daha verimli bir şekilde yürütülebilmesi için Ancak ülkemizdeki üniversitelerin ve bulunduğu bölgelerin acil eylem planları ile iyileştirme ve çözüm yolları arayışına gelişmişlik düzeyleri büyük farklılıklar göstermektedir. Bu gidilme zorunluluğu vardır. Sorunların çözülememesi veya farklılıkları dikkate almadan kurulan benzer yapılar ihtiyaç- gerekli önlemlerin alınamaması, TTO’ların kurulması ile lara cevap veremediği için kaynakların israfına neden olduğu akademi ve sanayi taraflarında oluşmakta olan beklentile- gibi hayal kırıklıları ve ümitsizlikleri de beraberinde getir- rin karşılanamamasına yol açacaktır. Bu sonucun yaratacağı mektedir. O nedenle uluslararası örneklerde olduğu gibi hayal kırıklıkları, TTO’lara ve araştırma sonuçlarının tica- gerektiğinde TTO’lar bölgesel olarak da planlanmalıdır. rileştirilmesi süreçlerine olan güveni azaltacaktır. 5. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın, Teknolo- TTO’lar hem üniversitelerimizin hem de özel sektörün ji Geliştirme Bölgeleri (TGB) Yönetici Şirketlerinin gelişmesi için önemli yapılardır. Bu yapıların el birliğinde de birer TTO kurması kararı: Bilindiği gibi TTO’lar üniversitelerimizde üretilen bilgilerin özel sektöre aktarıl- sanayi kuruluşları ile üniversiteler arasında bir köprü vazi- ması için çalışmaların devam etmesinin ulusal çıkarlarımız fesi görmekte ve sanayi kuruluşlarının akademik camiadan kapsamında olduğu görüşündeyiz. beklentilerini doğru karşılama misyonu ile yüklenmiş- lerdir. TGB’deki şirketlerin de benzer ihtiyaçları vardır. TGB’ler bu ihtiyaçları karşılamak için kendi TTO’larını Kaynaklar kurabilecekleri gibi, bu hizmetleri var olan TTO’lardan da (1) ÜSİMP, Üniversite-Sanayi İşbirliği Merkezleri Zirvesi, karşılayabilmelidirler. Ancak 2014 yılında yayınlanan TGB Çalıştay Sonuç Raporu 27 Nisan 2012, Yönetmeliği Madde 15(u) “TGB Yönetcisi Şirketi’nin 3 yıl (2) ÜSİMP, Fikirden Ürüne Giden Süreçte Üniversitelerin içinde kendi TTO’sunu kıurması”nı bir amir hüküm hali- Rolü, Çalıştay Sonuç Bildirisi, Şubat 2012. ne getirmiştir (4). Her üniversiteye bir TTO kurulmasının (3) EBİLTEM, TTO ve Mali Mevzuat Sorunları Sonuç Raporu, gerekli olmadığı gibi, her TGB’ye de bir TTO kurulması Nisan 2015. kaynak israfına yol açacaktır. Kurumların ve kuruluşların (4) Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği, diğer hizmetlerde olduğu gibi (hukuk, mali müşavirlik vb.) Mart 2014.

28 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Devlet Desteklemelerine AB Denetimi Üst Kurulla Geliyor TEKNOLOJİK GELİŞME KAF DAĞININ ARDINDA

Banu Salman

MO Basın- 20. yüzyıl sonunda az gelişmiş ülkelerin kolay az gelişmekte olan ülkelerin inisiyatifine bırakmaya Egelişmiş ekonomileri yakalamaya dönük kalkınma ümit- razı olmadıkları ve olmayacakları da bir gerçek. leri boşa çıkarken, küreselleşme süreciyle birlikte yükselen Ünlü ekonomist Joseph Stiglitz’in Dünya Gazetesi’nde 17 ekonomiler tanımıyla karşı karşıya kaldık. Belki de “yükselen Ağustos 2015 tarihinde yayımlanan “ABD gelişmekte olan ekonomiler” tanımlaması az gelişmişten gelişmekte olan ülkelerin kalkınmasını engelliyor” başlıklı yazısı tam da bu ülkelere uzanan ümit durağının son noktasıydı. noktaya işaret ediyor. Gelişmekte olan ekonomilerin ihti- Teknolojik gelişmelerin büyük bir hız kazandığı, bizatihi yaç duyduğu yatırım projelerinin büyük çoğunluğu uzun icatların değil, icatlar üzerindeki küçük değişikliklerin bile vadeli iken ve kullanabilecekleri kaynakları da bulunmasına inovasyon tanımlamasıyla ekonomi çarklarında büyük de- rağmen, bu kaynakların spekülasyonlara dayalı para piyasa- ğişim yarattığı bir dönem yaşamaya başladık. Küreselleşme larında tutuluyor olmasına dikkat çekiyor. Gelişmekte olan ile birlikte işgücünün yer değiştiremediği ancak sermaye- ülkelerin bir yandan ciddi borç yükü altında ezilirken, diğer nin çok hızlı akışkanlıklar yaşadığı bir ortamda, daha ucuz yandan da çok uluslu şirketlerin ekonomik etkinliği nede- işgücünün olduğu bölgelere üretimlerin taşınmasına tanık niyle vergilendirme olanaklarını giderek daha fazla yitirdik- olduk. Diğer yandan ülkelerin belli alanlarda uzmanlaştıkları lerini anlatıyor. Bu durum hem borçların ödenmesi hem görülürken, ülkeler arasında küresel işbölümü ve karşılıklı de yatırım yapmak için gerekli olan kaynaklardan mahsur bağımlılıklardan söz edilmeye başlandı. Marka değeri, pa- kalmalarının, yabancı yatırımcı çekmek üzere vergilendirme tent, fikri mülkiyet haklarını daha çok duyar olduk. dahil olmak üzere uluslararası şirketlerin taleplerini kabul etmelerine dayanan bir kısır döngüye işaret etmektedir. İstihdam için olmasa da ekonomik kalkınma ve büyüme için teknolojik gelişmenin önemi göz ardı edilemez durumda. İkinci bir kısır döngü ise tarih boyunca yaşanmış işsizlik Üstelik 19 ve 20. yüzyıldaki gibi ağır sanayi ya da altyapıdan ve teknolojik gelişme sarmalına dayanmaktadır. Teknolo- çok bir bilgisayarın yeterli olduğu sermaye ile üretilen ya- jik gelişimle birlikte iş yapma biçimlerinin değişmesine zılımlar aracılığıyla büyük atılımların gerçekleştirilebildiği paralel olarak işçi-işveren-iş ilişkileri değişikliğe uğrarken yeni bir dönemden söz ediliyor. Böylece az gelişmiş ülkele- yaşanan gerilim içerisinde teknoloji fetişizmi bir yanda, rin gelişmiş ülkeleri yakalayabileceklerine dair 20. Yüzyıl’da teknoloji karşıtlığı bir yanda yer almıştır. İnsani temelli tükenen umutların yeniden canlandırılmaya çalışıldığını gelişimi savunanlar ise büyük ölçüde teknoloji karşıtlığıyla görüyoruz. Bu yolda bazı ülkeler örnek olarak gösteriliyor. suçlanmıştır. Bu dramatik gerilimin kaynağında ise tek- Elbette bu tür örnekler bulunmakla birlikte, bunun 2X2=4 nolojik gelişmenin yaşandığı alanda işini kaybeden geniş eder şeklinde sarsılmaz bir inanç olarak pompalanması yine toplumsal kesimlerin gelecek inşasına yönelik güven verici hayal kırıklıkları yaratacak görünüyor. bir ortam yaratılmamış olması, hatta bunun hiçbir zaman hesaba katılmaması büyük bir etken olarak durmak- Teknoloji Savaşında Üç Kısır tadır. Özellikle işsizliğin yoğun olduğu, yeni Döngü genç nüfusun iş gücü olarak her gün çalışma yaşamına adım at- Öncelikle teknolojik geliş- tığı Türkiye gibi ülkelerde me ve kalkınma ümitle- bu gerilim halen devam rinin gerçekleşebilmesi etmektedir. Bir taraftan için bu alanın aynı işsizliğe çözüm bulma bir toplumun kendi zorunluluğu, diğer içindeki iktidar mü- taraftan teknolojik cadeleleri gibi ulus- gelişmeleri yakala- lararası düzlemde yarak büyümenin ülkeler arasında ve gelişmenin bir mücadele sürdürülmesi zo- düzlemiyle iliş- runluluğu bulun- kili olduğunu maktadır. Bu kısır kabul etmemiz döngü kapitalizmin gerekiyor. İşte bu krizine paralel olarak noktada, gelişmiş daha can yakıcı bir ülkelerin teknolo- şekilde kendini his- jik gelişmeleri kolay settirmektedir.

2015 Ekim • Sayı-455 29 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Ergin Yıldızoğlu, Cumhuriyet Gazetesi’nde 24 Ağustos sını, çocuklarımızın veya gençlerimizin bilimle ilişkili 2015 tarihinde yayımlanan köşe yazısında “1. Ligin refah ne varsa hepsinden şüphe etmesini öngörüyor. Eğitim düzeyine ulaşabilmek için sanayileşmek gerekiyor, ama yük- sistemimiz şimdi de rölativizmin çukuruna gömülmek sek teknolojiye dayalı öncü sektörler istihdam yaratmıyor. isteniyor: ‘Kuantum Mekaniği’ maddeyi oluşturan parça- İstihdam yaratan sektörlerin ürettiği malların piyasalarında cıkların davranışlarını betimler. Bu kurama göre, atomik doygunluk, dünya ticaretine daralma, rekabet, korumacılık parçacıkların davranışları belirsizlik taşır! belirtileri var. Merkez ülkelerde de üretkenlikte, refah dü- …Ancak kuantum fiziğindeki belirsizlik özelliğini, insan zeyinde gerileme gözlemleniyor” diyor. davranışlarına, insan ve insan topluluk ilişkilerine uygu- lamanın anlamı yoktur. Zaten bu mümkün de değildir! Türkiye gibi ülkeler ise hem küreselleşme denilen emperya- İnsan, maddenin en küçük zerresinin davranışını göster- lizmin ekonomik dayatmalarıyla karşı karşıya kalmakta hem mez! Biri makro diğeri mikro düzeyde davranır!” de hegemonik bir dil ile dayatılan toplumsal yapı içerisinde yalnızca ekonomik yoksulluğa değil, aynı zamanda düşünsel Teknolojinin Yönü Nereye Bakıyor? yoksunluğa da mahkum edilmektedirler. Özellikle eğitim Teknoloji yanlısı ve teknoloji karşıtı olarak kavramlaştırı- sisteminde yaşanan karmaşa, toplumda bilim yerine dinsel lan tartışmada büyük ölçüde teknolojinin nötr olduğu yani ve demagojik tartışmalar yoluyla aklı kullanma yoksunluğunu etkisiz olduğu savunulmakta; teknolojinin nasıl kullanıldı- egemen kılınmaktadır. Yani gelir dağılımı eşitsizliği, ülke- ğının önemli olduğu vurgulanmaktadır. Ancak teknolojinin ler arasındaki gelir makasının açıklığının yarattığı yoksulluk gerçekten tarafsız olup olmadığı bugün sorgulanmaktadır. bir yana az gelişmekte olan ülkelerde sosyo-kültürel olarak Çünkü teknolojinin geliştirildiği ortam bile teknolojinin yoksulluğa daha geniş perspektifle bakılmasını gerektiren yönünün belirlenmesinde etkin olabilmektedir. “yapabilirlikten yoksunluk” ve “toplumsal dışlanmayı” da dikkate almak gerekmektedir. Bu gelişmekte olan ülkeler Teknoloji ve özgürlük ilişkisini, “Bilim ve Düşünce Tari- açısından üçüncü bir kısır döngüye işaret etmektedir. Bu- hi” köşesinde, sorgulayan Osman Bahadır, teknolojik imkan nunla mücadele edilebilmesi; temel ihtiyaç maddelerinin eşitliğine dikkat çekerken, şu saptamayı yapmaktadır: sosyal yardım olarak dağıtılmasının ötesinde bir sosyal devlet “En büyük devlet yöneticilerinin iradesi, en büyük servet anlayışı ve gelişme perspektifini gerektirmektedir. Ancak bu sahiplerinin iradesi ve en büyük bilim insanlarının ve yaklaşımı geliştirebilmenin karşısında da çeşitli engellerle teknologlarının iradesi, bugünkü teknoloji toplumunun karşılaşılmaktadır. egemen iradeleridir. Bu güçlerin yönlendirdiği teknolo- ji, dünyanın askeri ve politik olarak denetlenmesini ve Teknolojinin insanların yararına geliştirilmesi için salt ekonomik olarak da en yüksek ölçülerde sömürülmesini teknik akıl olarak dayatılan “sömürü”ye itiraz ederken, sağlayacak teknolojidir. terazinin şaşması durumu söz konusu olmakta ve insani Teknolojik yaratıcılık bu güçlerin inisiyatifinde kaldığı değerleri savunmak adına aklı reddetme noktasına varıla- sürece, teknolojik eşitliğin, dolayısıyla da teknolojik im- bilmektedir. İşte teknik ve ekonomik açmazların yanında kanların yarattığı özgürlüğün gelişmesi düşünülemez.” yaratılan düşünsel açmazlardan biri de burada yatmaktadır. (28 Ağustos 2015, Cumhuriyet Bilim Teknoloji) Örneğin devlet televizyonunda yapılan bir yayında bilimsel olarak teorik düzlemde akılcılığı ve pozitivizmi eleştiren bir Teorik olarak tarafsız olan teknoloji, mutlaka bir çevre akademisyen ile dini inançların üstünlüğünü savunan bir içinde geliştirildiği ve bugün daha da çok duyduğumuz sa- hoca aynı noktada buluşabilmektedir. Bir yanda gökyüzün- nayi-üniversite işbirliği gibi söylemlerle daha da etkileşimsel den yeryüzüne indirilen egemenliği yeniden gökselleştirme bir çevre içerisinde geliştirildiği için tarafsızlığın daha da çabası, diğer yanda teknokratik akla karşı insani akıl arayışı sorgulanır hale geldiği bir dönemde yaşıyoruz. Özellikle gerçeği… teknolojiyi geliştiren ülkeler ve bu teknolojiyi satın almak zorunda kalan ülkeler arasındaki gerilimde tarafsızlık sor- Orhan Bursalı, “Bilim Toplum ve İnsana Bakış” kitabında gulaması daha da büyümektedir. bilimsel şüpheciliğin nasıl deforme edildiğini ve topluma etkisini; eğitim sisteminde “kurbağanın sindiriminin tu Yine Ergin Yıldızoğlu’nun güncel köşe yazısından alıntıla- kaka” ilan edilmesinden yola çıkarak, şöyle aktarıyor: yarak da bu süreci özetleyebiliriz: “Bilimin yerine bir sahte bilim geçirilmeye çalışılıyor. “Merkez ülkelerde, neoliberal model, ‘yüzde 99’dan Bu düşünce, öğrenimden bilimsel düşüncenin dışlanma- alıp ‘yüzde 1’e transfer etti, sermayenin spekülasyona kaçmasını kolaylaştırdı, yavaşlayan sermaye birikimini, tüketici talebini, kredi genişlemesi, finansallaşma ile des- tekledi, çevre ülkelerin ekonomilerini dışa, talana açtı. Neoliberal model, ‘Yükselen Piyasalar’ olarak adlandı- rılan ülkelerin ekonomilerini, merkez ülkelerden gelen sermayenin, ticaret, yatırım, spekülasyon, özelleştirme yoluyla değerlenmesini kolaylaştıracak biçimde şekil- lendirdi. Bu model, gıda malları, mineraller, metaller, petrol gibi temel malların, tekstil, elektrikli ev aletleri vb., teknolojik bileşimi düşük sanayi mallarının ihracına, bu ihracatın büyük ölçüde ithalata bağımlı kalmasına, yüksek tek- nolojili malların, lüks tüketim mallarının ithalatına, bu ithalatı, tüketimi ve yatırımları besleyen yabancı sermaye girişine dayanıyordu.” (Cumhuriyet Gazetesi, 31 Ağustos 2015)

30 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Teknolojinin Demokratikleşmesi Kuramsal boyuttan baktığımızda ise bu sürecin acımasız gerçeklerini tanımlamalarını bulabiliyoruz. Andrew Feen- berg, Eleştirel Teknoloji Teorisi başlıklı makalesinde şöyle demektedir: “…toplumun teknoloji etrafında örgütlendiği yerde teknolojik güç, toplumdaki esas güç biçimidir. Bu tek- nolojinin ve ona bağımlı kurumların normal işleyişinin temsil edebildiği çıkar ve kaygı çeşitliliğini daraltan tasarımlar yoluyla gerçekleşir. Bu daralma deneyim yapısını bozar ve insani ıstıraba ve doğal çevrenin tah- ribine neden olur.” Teknoloji teriminin “akılcı” değil, toplumsal olarak “göre- celi” olduğunu vurgulayan Feenberg, teknik tercihlerin so- tayfun akgül nucunun şu ya da bu toplumsal grubun hayat tarzını destek- leyen bir dünya olduğunu belirtiyor. Feenberg makalesinde büyük ölçüde teknokrasi ve teknokrat eleştirilerine paralel Tekstilden enerjiye, ulaşımdan görüşler ileri sürerken, kapitalist ve teknokratların çıkarları elektroniğe, ağır sanayiden bilişime karşısına işçilerin ve toplumların ihtiyaçlarını koymaktadır. varıncaya kadar pek çok alanda Ancak teknokratların ve bilim adamlarının da kapitalist bundan sonra verilecek destekler AB çerçeve içerisinde giderek daha fazla sıkıştıkları ve bugün prekarya olarak anılan sınıfa dahil olduklarını görüyoruz. gözetiminde ve AB’nin ticari koşullarına Yine de Feenberg, teknolojinin siyasi olduğu vurgusu ve uygunsa desteklenebilecektir. sınıfsal çıkar çatışmasına dikkat çekişiyle bugün yaşanan krizin altyapısına temas etmektedir. Ayrıca teknolojinin demokratikleşmesi vurgusuyla gelişmiş ve gelişmekte olan Bu genel çerçeve içinde Türkiye’nin de destek ve teşvikleri ülkeler arasındaki gerilime ışık tutmaktadır. sürekli denetim altında tutulmaya çalışıldı. Türkiye Cum- huriyeti’nde Marshall yardımları olarak bilinen denetim Kate Millberry ise teknolojinin demokratik kontrolünü “ha- çabası, IMF anlaşmaları, Dünya Bankası kredileriyle devam len küresel şirketler kapitalizmine kefil olanlardan farklı ederken, sürece AB koşulları eklendi. Tüm dünyada ileri değerlere dayalı alternatif bir endüstriyel uygarlık olasılığı” teknolojiyi yakalamak üzere devletlerin verdiği teşvikler, olarak tanımlıyor ve Feenberg’in eleştirel kuramdaki yeni desteklemelerin öneminden söz edilirken, Türkiye-AB teknoloji eksikliğini gidermeye çalıştığına işaret ediyor. Bu ilişkileri kapsamında 6015 sayılı Devlet Desteklerinin İz- noktada teknolojinin kararsızlığına yeniden vurgu yaparak, lenmesi ve Denetlenmesi Hakkında Kanun 13 Ekim 2010 teknolojinin kader değil, mücadele sahnesi olduğunu vur- tarihinde kabul edildi. guluyor. Bu noktada mücadelenin nasıl bir yol izleyebileceği sorusuyla karşı karşıya kalıyoruz. Bu soruyu somutlayacak Devlet desteklerinin izlenmesi ve denetlenmesi denildi- olursak; teknolojiden alternatif olarak yararlanma arayışları ğinde, ilk olarak bugüne kadar yapılan teşviklerin “çarçur nasıl şekillendirilebilir? Örneğin İnternet bu alanda önemli edilmesi, nemalanmak” olarak günlük dilimize yerleşmiş bir mücadele alanı olarak görülmüştü. Bir yandan devlet- olan desteklerin yanlış yerlerde kullanımı, siyasal yandaşlık ler ve uluslararası şirketler kendi çıkarları doğrultusunda gözetilerek kaynak aktarımına dönüştürülmesi gibi yollarla İnterneti kullanmaya çalışmakta, diğer yanda alternatif kamu kaynaklarının heba edilmesine karşı bir önlem akla medya ve bilgilenme arayışından sanal da olsa toplumsal gelmektedir. Böyle bakıldığında devlet desteklerinin izlen- birlikteliklerin sağlandığı (ülkemizde Haziran Direnişi mesi ve denetlenmesi fikri oldukça yerinde bir adım olarak gibi) alanlar ortaya çıkmaktadır. Yine genetiği değiştiril- düşünülebilir. Ancak ülkedeki her türlü denetimi yok sayan ve denetim kurumlarının özerkliğine pek çok müdahalede miş organizmalara ve hibrit tohumlara yönelik mücadele bulunan, denetim kurumlarının yapılarını değiştiren bir de bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlar büyük ortamda böyle bir umutla söz konusu düzenlemelere yak- ölçüde devletlerden bağımsız toplumsal mücadele alanları laşmak oldukça safdillik olacaktır. Nitekim yapılan yasanın olarak karşımıza çıkmakla birlikte ülkelerin kendi toplumsal içeriğine bakıldığında da amacın bu tür bir denetim olma- çıkarlarını savunmak adına nasıl yol izleyecekleri de ayrı bir dığı açıkça ortaya çıkmaktadır. soru olarak gündemdedir. AB tarafından övgüyle karşılanan bu kanun ile “devlet Devlet Desteklerine AB Denetimi desteklerinin Türkiye ile AB arasındaki anlaşmalara uygun olarak düzenlenmesi ve ilgili mercilere bildiriminin sağla- Kapalı ekonomiye yönelik olarak neoliberalizm ve özelleş- narak desteklerin izlenip, denetlenmesi” amaçlanıyor. Yani tirme dalgasıyla birlikte küresel finans kapitalin dayattığı yapılmış uluslararası anlaşmaların iç hukuk karşısındaki üs- düzenlemeler gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelere tünlüğüne ilişkin hukuk ilkesi bile yeterli sayılmayıp, ayrıca olan bağımlılığını artıran yeni emperyalizm olarak işledi. yasal bir düzenleme yapması istenen Türkiye, bu kanun Gelişmekte olan ülkeler koruma duvarlarını kaldırmaya, ile AB’nin denetimine açık kurumsal bir yapı oluşturmaya özelleştirmelere, yabancı sermayeye açılmaya zorlanırken, girişmiş bulunuyor. tüm bunlar tam bir kavramsal iç boşaltma ve çarpıtma- larla bizzat gelişimin altın kuralı olarak toplumlara kabul AB’nin “tek devlet” olma yolunda düzenlemeler içerdiği ettirildi. düşünülerek; devletlerin bağımsızlık alanlarına müdahale

2015 Ekim • Sayı-455 31 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

anlamına gelen bu tür düzenlemeleri AB ülkelerinin yapıyor İlk maddede işsizlik ve geri kalmış bölgelere yönelik yapıla- olmalarına ilişkin olarak bugün AB’nin yapısı ve geleceğine cak desteklemelere yeşil ışık yakılıyormuş gibi görünmekle ilişkin dile getirilen kaygılar bir tarafa, bu tür düzenlemeler birlikte “c” maddesi ile bunun koşulunun da “AB ile ticaret- Türkiye açısından ayrıca sorgulanmaya muhtaçtır. Şaşaalı te ortak çıkarları olumsuz etkilenmemesi” olduğunu anlıyo- AB kutlamalarına karşın Türkiye’nin AB üyesi olmadığı ve ruz. Yine Türkiye kendi kültür mirası ve doğal varlıklarının yakın gelecekte de olmayacağı aşikar görünmektedir. AB’ye korunması için yapacağı desteklemelerde bile AB ile ticaret girmeden Gümrük Birliği’ni kabul eden Türkiye aynı hatayı koşullarını gözetmek zorunda kalacak. yinelemektedir. Devlet Desteklerine de Kurul Geldi Desteklemelerde Ön Koşul: AB Çıkarı Kanun kapsamında küreselleşme ve neoliberalizmin ku- AB çerçevesinde yapılan bu yasayla ilk karşılaşıldığında rumları olarak adlandırabileceğimiz kurul yapılanmalarına algılamakta bile güçlük çekilmekte, yalnızca AB bir tanesi daha eklenmektedir: Devlet Desteklerini fonlarıyla ilgili düzenlemeleri kapsadığı zan- İzleme ve Denetleme Kurulu. Bu kurul; Mali- nı oluşmaktadır. Oysaki düzenlemenin ye, Sanayi ve Ticaret, Kalkınma bakanlıkları, kapsamı öylesine geniş tutulmuştur ki, Hazine ve Dış Ticaret müsteşarlıkları ile Türkiye’de kamunun yapacağı tüm Rekabet Kurumu’ndan birer üye olmak desteklemeler kapsam içerisinde yer üzere Devlet Destekleri Genel Müdü- almaktadır. Yalnızca tarım, balıkçılık ve rü’nden oluşmaktadır. Kurul, 2010 yı- lının sonunda oluşturulmuş; Hazine hizmet sektörleri kapsam dışında tu- Müsteşarlığı bünyesinde oluşturulan tulmuş; afet gibi olağanüstü durumlar, Devlet Destekleri Genel Müdürlü- ürünlerin menşeini ayırmaksızın tüke- ğü’ne 3 Aralık 2010 tarihinde vekaleten ticilere verilecek destekler, tüm sektör- atanan Mehmet Yener 17 Aralık 2010 leri kapsayan genel teşvikler dışında her tarihinde asaleten atanmış; diğer kurul türlü destekleme kanuna tabi kılınmıştır. üyeleri de 29 Aralık 2010 tarihli Resmi Tekstilden enerjiye, ulaşımdan elektroniğe, Gazete’de yayımlanan 3’lü kararnamelerle ağır sanayiden bilişime varıncaya kadar pek belirlenmiştir. çok alanda bundan sonra verilecek destekler AB gözetiminde ve AB’nin ticari koşullarına uygunsa des- Devlet desteklerinin uygunluğunu inceleyip, izleyip, teklenebilecektir. Yönetmelikle ne tür devlet desteklerine denetleyecek olan kurul, AB anlaşmalarına uygun olarak muafiyet tanınacağı ayrıca düzenlenecek olmakla birlikte; bu devlet desteklerinin ilke ve esaslarını belirlemekle ve ilgili kanunun uygun görmediği desteklemelerin yapılamayacağı mevzuatı hazırlayacaktır. “Uygulama sonuçlarını desteği hüküm altına alınmıştır. verenlerden temin ederek Avrupa Komisyonu’na ve ilgili mercilere gerekli bildirimleri yapmakla” görevlendirilen Kanun kapsamında uygun görülecek devlet desteklerinin kurula gizli dahi olsa diğer devlet kurumları her türlü iste- madde madde belirlendiği düzenlemeye bakıldığında, devlet diği bilgi vermekle yükümlendirilmişlerdir. desteklerini izleme ve denetlemenin Ergin Yıldızoğlu’nın çizdiği “neoliberal çerçeve” ile uyumlu yürütüleceği açık Desteklemelerde AB Denetimi Nasıl İşleyecek? bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Öncelikli kriterin; yapılacak desteklemenin AB çıkarlarına ters düşmemesi olduğunu Yasaya göre bundan sonra devlet desteklerinin verile- gördüğümüz bu maddeler şöyle sıralanmaktadır: bilmesi süreci şöyle işleyecektir: - Destek verecekler daha mevzuat taslağıyla ilgili olarak “a) Avrupa Birliği seviyesine göre yaşam standardının kurulun uygun görüşünü almak zorunda kalacaklar. aşırı ölçüde düşük veya işsizlik oranının çok yüksek ol- duğu bölgelerde ekonomik gelişmeyi sağlamak amacıyla - Kurul uygun devlet desteği olmadığına karar verirse verilen destekler. inceleme sürecinin ardından uygun ya da uygun ol- b) Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki yapısal uyum madığına karar verebilecek ya da desteği verene bazı gereklerinin yerine getirilmesini sağlamayı amaçlayan düzenlemeler yaparsa uygun olacağını bildirecek. destekler. Kurul şarta bağlı olarak desteğin uygulanmasına izin c) Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ticaret koşulları- de verebilecek. nı ortak çıkarlara ters düşecek ölçüde olumsuz etkileme- - Kurul izin verdiği bir destekleme için uygun olma- mek kaydıyla, belirli ekonomik faaliyetlerin veya belirli dığını düşünürse yeniden inceleme de başlatabilecek bölgelerin gelişimini sağlamaya yönelik destekler. ve desteğin faiziyle geri alınmasına karar verebilecek. ç) Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ticaretin koşul- Ödeme sorunlarında Amme Alacaklarının Tahsil Usu- larını ortak çıkarlara ters düşecek ölçüde olumsuz etki- lü Hakkında Kanun ile İcra ve İflas Kanunu hükümleri lememek kaydıyla, kültür mirasının ve doğal varlıkların uygulanacak. korunmasına yönelik destekler. d) Türkiye ve Avrupa Birliğinin ortak çıkarlarına hiz- Yönetmelikler Yılsonunu Bekliyor met eden önemli bir projenin gerçekleşmesini sağlamaya Resmi Gazete’de 23 Ekim 2010 tarihinde yayımlanarak yönelik destekler. yürürlüğe giren 6015 sayılı Kanun kapsamında kurulun e) Türkiye ekonomisinde ortaya çıkan ciddi sorunları teşkilinden itibaren devlet desteklerinin bildirimi, izlen- gidermeye yönelik destekler. mesi ve denetlenmesine ilişkin yönetmeliklerin en geç 9 f) Türkiye-Avrupa Birliği Ortaklık Konseyinin belirle- ay içerisinde çıkarılması öngörülmüştür. Yönetmeliklerin yeceği diğer destekler.” yürürlüğe girmesinden itibaren de 3 ay içerisinde devlet

32 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

desteği verenler tarafından kurula bildirimler yapacaklar; Destekleri Bildirmeyene 3 Ayda Bir Ceza kurul da 60 işgünü içerisinde ön değerlendirme yapıp, devlet Aile Bakanlığı’na ilişkin yasa ile getirilen ek maddeyle ayrıca desteğini durdurma talep edebilecek ve nihai kararını da devlet desteklerine ilişkin bilgi sistemine aktarım yapma- bir ay içinde alacak. Ancak yönetmelik yürürlük tarihinden yan kamu birim amirlerine idari para cezası uygulanması önceki desteklerin geri alınması söz konusu olmayacak. düzenlemesi de getirilmiştir. Çıkarılan yönetmelikle de bu Yönetmeliklerin çıkarılmasına ilişkin süre 661 sayılı AB tür desteklemeleri bildirmeyen kurum ve kuruluşlara ve Bakanlığı ile ilgili KHK, ardından Aile Bakanlığı’nın teşki- sorumlu birim amirlerine 2 bin 281 TL idari para cezası latına ilişkin 6518 sayılı Yasa ile yeniden uzatılmıştır. Hazine uygulanması düzenlenmiş olup; her yıl Vergi Usul Kanunu Müsteşarlığı tarafından kamunun verdiği mali desteklerin uyarınca yeniden değerleme oranında artırılacak olan bu izlenmesine ilişkin yönetmeliğin 3 ay içinde, devlet destekle- tutar 2015 yılı için 2 bin 511 TL olmuştur. Bu ceza “veri rinin bildirim ve denetlenmesine ilişkin yönetmeliklerin ise dönemi” olarak adlandırılan yılın her çeyreklik döneminde kurul tarafından 2014 yılsonuna kadar yürürlüğe konulması yeniden kesilebilecek. Böylece yönetmelikle bildirim yü- düzenlenmiştir. Ancak aynı düzenleme ile Bakanlar Kuru- kümlülüğü başlatılmış olmakla birlikte, yapılan bildirimle- lu’na 2 kez 1’er yıllık erteleme hakkı tanınmıştır. Bakanlar rin incelenmesi ve kurulun alacağı kararlara ilişkin ikincil Kurulu da 1 Ocak 2015 tarihinde yayımlanan karar ile 9 aylık mevzuat düzenlemeleri henüz yapılmamış olmadığı için süreyi bir kez daha 31 Aralık 2015 tarihine ertelemiştir. süreç henüz işletilmemektedir. Bu ertelemeler AB tarafından tepkiyle karşılanmaktadır. Son olarak yayımlanan 2014 AB İlerleme Raporu’nda şöyle Veri Tabanı Kamudan Gizli, AB’ye Açık denilmektedir: Yine düzenlemeden devlet desteklerinin envanterinin çıka- “Eylül 2011’de yürürlüğe girmesi planlanan Devlet rılacağı, böylece planlı bir şekilde devlet desteklerinin daha Desteklerinin İzlenmesi ve Denetlenmesi Hakkında Ka- yerinde kullanılacağı, araştırmacıların, bilim adamlarının nun’a ilişkin uygulama yönetmeliği 2014 yılının sonuna bu tür desteklere ulaşabilmeleri için veri tabanı olan bir ertelenmiştir. Devlet Desteklerini İzleme ve Denetleme düzenleme olacağı düşünülebilir. Ülkemizde de pek çok Kurulu, hâlâ resmen kapsamlı bir devlet destekleri destek ve teşvik bulunmakla birlikte bunların dağınıklığı envanteri oluşturmamış ve 2012 yılı teşvik paketi dahil oldukça şikayet konusu olmaktadır. Özellikle sanal sosyal olmak üzere, tüm devlet yardımı mekanizmalarının platformlarda Ar-Ge, teknoloji, inovasyon desteklemeleri- AB müktesebatına uyumuna yönelik bir eylem planı nin daha işlevsel bir şekilde yapılmasına yönelik tartışma- hazırlamamıştır. Kamu alımlarının yasal çerçevesine lar yapıldığına tanık oluyoruz. Örneğin linked-in’de Bilim yönelik değişiklikler (bkz. Fasıl 5-Kamu Alımları) AB Teknoloji ve Yenilik platformunda; Türkiye’de fon desteği müktesebatına uyumsuzluğu artırmıştır. Sonuç olarak, sunan 56 kamu kurumu, başvuruya açık yüzlerce fon destek devlet yardımlarında şeffaflığın artırılmasına yönelik bir programı, 14 risk sermayesi kuruluşu, 253 BTYK lisansına ilerleme sağlanmamış, kamu alımlarında ise uyumda sahip melek yatırımcı ve 28 kuluçka merkezi bulunduğunu geriye gidilmiştir.” belirten liderlervadisi.com’dan Metin Uçucu, “Uygun tüm fonlara erişmek bir yana, bazı özgün durumlarda uygun bir Destek Kısıtlamasına Ucu Açık Tanımlamalar fona erişmek bile neredeyse bir şans” diyor. Aynı katılımcı Ancak Hazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanan 30 Mayıs fon arayanların tek bir merkezden filtreleme yöntemiyle ara- 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Devlet Destek- dığı fona ve koşullarına kolay ulaşım sağlayabileceği bir yapı- leri Bilgi Sistemine Veri Aktarılması Hakkında Yönetmelik” lanmaya gidilmesini öneriyor. Getirilen devlet desteklerinin ile devlet desteklerinin izlenmesine yönelik uygulamadaki izlenmesi ve denetlenmesine yönelik mevzuat ile böyle bir ilk adım atılmıştır. Yönetmeliğin desteklemeye ilişkin ta- yapılanmanın sağlanacağını düşünmek bile mümkün olama- nımlaması yasadaki kapsamı daha da genişletmiş ve kısıt- maktadır. Çünkü çıkarılan yönetmeliğe göre ticari ilişkilere lanabilecek desteklemelerin belirlenmesinde ucu açık bir zarar verip vermediğine ilişkin olarak AB’nin denetimine uygulamaya izin verilmiştir. açılacak veri tabanı, kamuoyuna ve 3. kişilere açılmayacaktır. Yalnızca yıllık hazırlanacak rapor kapsamında yılda bir kez Yasada devlet desteğinin tanımı şöyle yapılmıştır: TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun bilgilendirilmesi söz “Devlet desteği: Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki konusu olacaktır. ticareti etkilediği ölçüde doğrudan kamu tarafından veya kamu kaynakları aracılığıyla herhangi bir şekilde sağlanan, belirli teşebbüslere veya belirli ürünlerin üre- timine ayrıcalık tanıyarak rekabeti bozan veya bozma tehdidi oluşturan ve yararlanana mali fayda sağlayan her türlü tedbiri.” Yönetmelikte ise mali fayda tanımı şöyle yer almıştır: “Mali fayda: Teşebbüslere, kamu tarafından doğrudan veya kamu kaynakları kullanılarak başka bir kurum veya kuruluş aracılığıyla uygulanan tedbirler vasıtasıyla herhangi bir şekilde sağlanan ekonomik değeri.” Örneğin TÜBİTAK aracılığıyla geliştirilecek bir yazılım programının KOBİ’lerin ücretsiz kullanımına açılması ya da bazı sektörlerin açık kaynak kodlu yazılıma geçirilmesi gibi uygulamalar bu tür desteklemeler arasında mı kabul edilecektir?

2015 Ekim • Sayı-455 33 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Ar-Ge’de “Enerji” ile “Ulaşım, Telekomünikasyon ve Diğer Altyapılar” Alanlarında Düşüş, “Kültür, Eğlence, Din ve Kitle İletişim”de Rekor Büyüme... DİJİTAL EKONOMİDE DİPTEYİZ!

Kahraman Yapıcı

MO İzmir Şube Basın-Ekonomik Kalkınma ve İşbir- karşılık merkezi bütçeden “Kültür, Eğlence, Din ve Kitle Eliği Örgütü’nün (OECD) Dijital Ekonomi Görünümü İletişim” kalemine 2008’de ayrılan 2 milyon 652.6 bin TL’lik 2015 Raporu, Türkiye’nin bilgi ve iletişim teknolojileri pay ise 2015’de yüzde 3 bine yakın artışla, 49 milyon 106 bin alanındaki gelişmişlik düzeyini gözler önüne serdi. Rapora TL’ye kadar yükseldi. göre, Türkiye, bilgi ve iletişim teknolojileri ihracatı ve araş- tırma-geliştirme (Ar-Ge) harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Bilgi ve İletişim Teknoloji İhracatında Çin Hasıla’ya (GSYH) oranı bakımından OECD ülkeleri arasın- Egemenliği da son sıralarda yer aldı. Patent başvuruları içinde bilgi ve OECD’nin hazırladığı Dijital Ekonomi Görünümü 2015 iletişim teknolojileri payı bakımından sondan ikinci, bilgi ve (Digital Economy Outlook 2015) Raporu, 15 Temmuz 2015 iletişim teknolojileri alanındaki uzmanların toplam işgücüne tarihinde yayımlandı. Raporda yer alan dünyanın en büyük oranında ise sonuncu oldu. bilgi ve iletişim teknolojileri ihracatçıları listesine bakıldı- Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, ğında ilk sırada Çin’in konumu dikkat çekiyor. Dünyadaki Merkezi Yönetim Bütçesi’nden Ar-Ge’ye 2008 yılında toplam ihracatın büyük ölçüde Çin’den gerçekleştirilmesi, ayrılan yüzde 1.02’lik pay, 2015’de ancak yüzde 1.12 oldu. ülkedeki ucuz işgücü ve hammadde dolayısıyla çokuluslu Elektrik dağıtım başta olmak üzere yoğun özelleştirme sü- şirketlerin üretimlerini büyük ölçüde Çin’e kaydırması, recinin yürütüldüğü enerji alanına devlet tarafından ayrılan istatistiklere yüzde 32 olarak yansıdı. Çin’den sonra ikinci Ar-Ge kaynağında ise dramatik bir düşüş yaşandığı görül- sırayı alan ABD’nin payı ise ancak yüzde 9 oldu. Singapur mektedir. Enerji alanının; Merkezi Yönetim Bütçesi’nden yüzde 8’lik payı ile üçüncü olurken, Güney Kore ve Tayvan ayrılan toplam Ar-Ge harcamaları içindeki payı 2008’deki yüzde 7 ile dördüncü sırayı paylaştı. Malezya, Almanya, yüzde 2.43’lük düzeyinden, 2015’de yüzde 0.8’e geriledi. Japonya, Meksika ve Hollanda yüzde 4’lük payları ile sı- Benzer şekilde “Ulaşım, Telekomünikasyon ve Diğer Alt- ralamaya girerken, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu yapılar” alanı ise yüzde 1.84’den, 0.5’e kadar düştü. Buna dünyanın geri alan ülkelerinin tümünün payı ise yüzde 19 seviyesinde kaldı.

Türkiye Yüzde 0.1’de Kaldı Ülkelerin farklı büyüklükteki ihracat yapılarının etkisini dışarıda bırakan ve toplam ihracat içindeki bilgi ve iletişim teknolojilerin payına ilişkin verilerde ise Türkiye sondan dördüncü sırada yer aldı. Raporun İnternet üzerinden yayımlanan ek dosyalarının il- gili bölümüne bakıldığında, 2013 yılında Türkiye’nin toplam ihracatının yalnızca yüzde 0.1’i bilgi ve iletişim teknoloji- lerine dayalı gözüküyor. İrlanda toplam ihracatının yüzde 13.75’ini oluşturan 52 milyar dolarlık büyüklük ile bilgi ve iletişim teknolojileri ihracatında 2013 yılında lider pozisyo- nunda bulunurken, Türkiye’nin aynı yıl ulaştığı rakamsal büyüklük ise yalnızca 0.4 milyar dolarda kaldı. Sıralamada ilk 5 ülke; İrlanda, Hindistan, Almanya, ABD ve İngiltere oldu. Estonya, Türkiye, Şili, Meksika ve İzlanda en son sıralardaki ülkeleri oluşturdu. İlk iki ülkenin toplam ihracat içindeki payı yüzde 10’un üzerinde olurken, en sondaki 2 ülke ise yüzde 0.1’in altında kaldı.

Türkiye Ar-Ge Payında Son Sıralarda GSYH’da Ar-Ge harcamalarının payına bakıldığında; Tür-

tayfun akgül kiye, 35 OECD ülkesi arasından sondan 6. sıraya yerleşti.

34 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Listenin ilk sırasında yüzde 3.5’lik pay ile yer alan İsrail’in sadece bilgi ve iletişim teknolojileri alanında yaptığı Ar- Ge’nin payı bile yüzde 1.48 oldu. Listenin ikinci sırasında yüzde 3.26’lık payı ile Güney Kore bulunurken, yüzde 2.65 ile Japonya, yüzde 3.36 ile Finlandiya ve Tayvan, yüzde 2.28 ile İsveç ve yüzde 2.05 ile İsviçre listenin üst sıralarında kendilerine yer buldular. Listenin sonunda ise yüzde 0.5’in altında kalan 6 ülke yer aldı. Türkiye yüzde 0.45 ile sondan altıncı olurken, Slovak Cumhuriyeti yüzde 0.38 ile sondan beşinci, Polonya yüzde 0.33 ile sondan dördüncü, Yunanistan yüzde 0.23 ile sondan üçüncü, Romanya yüzde 0.19 ile sondan ikinci ve Meksika yüzde 0.17 ile sonuncu oldu.

Tablo 1: Bilgi ve İletişim Teknolojileri Uzmanlarının Listenin son sıralarında kalan Türkiye’nin verilerine özel İşgücüne Oranı (Yüzde) olarak bakıldığında; 2013 yılında GSYH’ya toplam Ar-Ge Ülkeler 2011 2014 harcamalarının oranı yüzde 0.45 olurken, bilgi ve iletişim Finlandiya 5.76 6.05 teknolojileri alanına yönelik Ar-Ge harcamalarının payı ise 0.13 olarak gerçekleşti. İsveç 5.10 5.26 Lüksemburg 3.82 5.02 Patent Başvurusunda Sondan İkinciyiz İsviçre 4.37 4.86 Gelişmenin temel göstergelerinden biri olan patent sayıla- rına ilişkin veriler ise bilgi ve iletişim teknolojilerine ilişkin İngiltere 4.59 4.75 patent başvurularının toplam başvurulara oranı açısından Kanada 4.23 4.66 Türkiye’nin 2010-2012 yılları arasında sondan ikinci oldu- İrlanda 4.25 4.36 ğunu gösteriyor.

Hollanda 4.04 4.28 Çin yüzde 61.88 ile liste başında yer alırken; Malezya yüzde 55, Finlandiya yüzde 54.1, Güney Kore yüzde 47.82, İsveç İzlanda 3.46 4.25 yüzde 46.97, Singapur yüzde 46.57, İsrail yüzde 44.09 ile lis- Danimarka 3.91 4.16 tenin üst sıralarında yer aldı. Dünya ortalaması yüzde 39.08, OECD ortalaması yüzde 37.03 olurken; 28 AB üyesinin or- ABD 3.86 4.07 talaması yüzde 27.75’de kaldı. Listenin sonunda ise yüzde Estonya 3.54 4.00 15’in altında 4 ülke yer aldı: Brezilya yüzde 14.85, Meksika Belçika 3.67 3.84 yüzde 14.54, Türkiye yüzde 14.02 ve Şili yüzde 11.59.

Avustralya 3.63 3.79 Türkiye Uzman Oranında Son Sıra Norveç 3.62 3.75 Aralarında Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) üyelerinin Almanya 2.86 3.48 de bulunduğu bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki uz- manların toplam işgücüne oranına bakıldığında Türkiye’nin Çek Cumhuriyeti 3.32 3.47 son sırada yer aldığı görülüyor. Slovenya 3.50 3.44 Listenin en üst sırasında yer alan Finlandiya’da 2014 yılın- Avusturya 3.19 3.32 da çalışanların yüzde 6.05’ini bilgi ve iletişim teknolojileri Macaristan 2.77 3.29 alanındaki uzmanlar oluştururken, listenin son sırasındaki Türkiye’de ise bu oran yüzde 1.08’de kaldı. Finlandiya’nın Portekiz 1.93 3.03 ardından İsveç, Lüksemburg, İsviçre, İngiltere, Kanada, İspanya 2.88 2.98 İrlanda, Hollanda, İzlanda, Danimarka ve ABD listenin üst sıralarında görülürken, yüzde 4’ün üstündeki oranları ile Fransa 2.52 2.84 dikkat çektiler. Yüzde 2’inin altındaki oranı ile Yunanistan, İtalya 2.52 2.74 Türkiye’nin hemen üstünde yer aldı.

Slovak Cumhuriyeti 2.66 2.57 Türkiye Ar-Ge’de Yerinde Sayıyor Polonya 2.00 2.42 Konuya ilişkin TÜİK’in verileri ise “Merkezi Yönetim Letonya 2.08 2.05 Bütçesinden Araştırma Geliştirme Faaliyetleri İçin Ayrılan Yunanistan 1.64 1.72 Ödenek ve Harcamalar” başlığı altında ilk olarak 2013 yı- lında 2008-2013 verileri açıklandı. Veriler; devlet tarafından Türkiye 0.89 1.08 finanse edilen “kamu kurum ve kuruluşları, ticari sektör, kar

2015 Ekim • Sayı-455 35 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

amacı gütmeyen özel kuruluşlar ve yükseköğretim sektörün- Üretim ve Teknoloji” yer aldı. “Diğer Kaynaklardan Finanse de gerçekleştirilen Ar-Ge” çalışmalarıyla birlikte yine devlet Edilen Genel Bilgi Gelişimi” yüzde 9.1 ile dördüncü sı- tarafından finanse edilen uluslararası kuruluşlar dahil olmak rada yer alırken, “Yeryüzünün Keşfi ve Kullanımı” yüzde üzere yurtdışında yaptırılan Ar-Ge çalışmalarını kapsıyor. 3.4 ile beşinci, “Eğitim” yüzde 2.7 ile altıncı, “Tarım” 2.6 Çalışmada ayrıca direkt olarak bütçeden ayrılmamasına ile yedinci oldu. “Çevre” yüzde 1.3 ile sekizinci olurken, rağmen, vergi indirimi veya istisnalara dayalı desteklere yüzde 0.8 oranıyla “Kültür, Eğlence, Din ve Kitle İletişim” ilişkin de bilgilere yer veriliyor. ile “Enerji” dokuzunculuğu paylaştı. “Siyasi ve Sosyal Sis- temler, Yapılar ve Süreçler” yüzde 0.6’lık payla on birinci TÜİK, “Merkezi Yönetim Bütçesi’nden Araştırma Ge- olurken, “Ulaşım, Telekomünikasyon ve Diğer Altyapılar” liştirme Faaliyetleri İçin Ayrılan Ödenek ve Harcamalar, ile“Sağlık” alanları yüzde 0.5’erlik paylarıyla sondan ikinci- 2014-2015” istatistiğini ise 18 Haziran 2015 tarihinde liği paylaştı. “Uzayın Keşfi ve Kullanımı” ise yüzde 0.3 ile açıkladı. İstatistiğe göre; Merkezi Yönetim Bütçesi’nden sonuncu sırada yer aldı. Ar-Ge faaliyetleri için gerçekleştirilen harcama 2014 yılı için 5 milyar 611 milyon TL olurken, 2015 yılında ise 5 milyar İstatistiklere yansıyan 2008’den 2015’e uzanan değişimde; 850 milyon TL’ye yükseldi. “Kültür, Eğlence, Din ve Kitle İletişim” alanının Ar-Ge faaliyetlerine yönelik aldıkları parasal pay yüzde 2 bin 914 Geçmiş yıllarda yayınlanan istatistiklerde yer alan bilgiler büyüdü. Ar-Ge’ye ayrılan devlet bütçesinden aldıkları pay derlendiğinde, merkezi yönetim bütçesindeki Ar-Ge har- açısından “Endüstriyel Üretim ve Teknoloji” yüzde 304, camaları 2008’de 2.4 milyar TL iken, 2009’da 3.6 milyar, “Eğitim” yüzde 178, “Savunma” yüzde 151, “Üniversite 2010 yılında 3.8 milyar, 2011’de 4.4 milyar, 2012’de 4.5 Fonlarından Finanse Edilen Genel Bilgi Gelişimi” yüzde milyar, 2013’de 5.8 milyar TL’ye yükseldi. 2014’de ise 5 150 büyüme gösterdi. “Yeryüzünün Keşfi ve Kullanımı” milyar 611 milyon TL’ye düştü ve 2015’de ise 5 milyar 850 yüzde 118, “Diğer Kaynaklardan Finanse Edilen Genel milyon lira oldu. Bilgi Gelişimi” yüzde 115, “Siyasi ve Sosyal Sistemler, Ya- İstatistiklere göre 2008’den 2015’e kadar geçen dönemde pılar ve Süreçler” yüzde 89, “Tarım” yüzde 84, “Çevre”61 Ar-Ge harcamaları yüzde 141 artış gösterdi. Rakamlar ciddi ile genel ortalamanın altında büyüdü. “Enerji” yüzde -22, bir artışa işaret etse de GSYH’ya oranı ve merkezi yönetim “Uzayın Keşfi ve Kullanımı” yüzde -29, “Ulaşım, Tele- bütçesi içindeki oranına bakıldığında büyümenin mini- komünikasyon ve Diğer Altyapılar” yüzde -30 ve “Sağlık” mal düzeylerde olduğu görülüyor. Ar-Ge harcamalarının yüzde -71 küçüldü. GSYH’ye oranı 2008’de yüzde 0.26 düzeyinden 2014’de İlk bakışta kapsamları tam olarak anlaşılmayan kalemlerin ancak yüzde 0.32’ye kadar yükselirken, merkezi yönetim tanımlarına bakıldığında üniversite fonlarından veya diğer bütçesindeki payı da yüzde 1.02’den, ancak yüzde 1.12’ye kaynaklardan finanse edilen “Genel Bilgi Gelişimi”nin doğa, çıkabildi. mühendislik, tıbbi, tarımsal, sosyal ve beşeri bilimlerde ya- Belirlenen sosyo-ekonomik hedefler kapsamında merkezi pılan Ar-Ge faaliyetlerini içerdiği görülüyor. yönetim bütçesinden Ar-Ge faaliyetleri için yapılan har- “Yeryüzünün Keşfi ve Kullanımı” kalemi ise yer kabuğu ve camaların hangi alanlarda kullanıldığına bakıldığında ise örtüsünün, denizlerin, okyanusların ve atmosferin keşfi ile 2015 yılı için yüzde 40.2 oranıyla “Üniversite Fonlarından bunların kullanımı, iklimsel ve meteorolojik araştırmalar, Finanse Edilen Genel Bilgi Gelişimi” kaleminin ön plana kutupların keşfi ve hidroloji alanı kapsanıyor. Mineral, petrol çıktığı görüldü. Ardından yüzde 21 oranıyla “Savunma” ve doğalgaz araştırmalarına ilişkin Ar-Ge faaliyetleri de bu gelirken, üçüncü sırada yüzde 16,2 oranıyla “Endüstriyel kapsamda değerlendiriliyor.

Tablo 2: Ar-Ge Harcamaları Yıllara Göre Gelişimi

Merkezi Yönetim GSYİH İçerisindeki Oranı Merkezi Yönetim Bütçesi Dolaylı Ar-Ge Destekleri Yıllar Bütçesinde Ar-Ge (%) İçerisindeki Oranı (%) (Milyon TL) Harcamaları (Milyon TL)

2015 5.850 * 1,12 1.491

2014 5.611 0,32 1,12 1.360

2013 5.828 0,37 1,28 923

2012 4.523 0,32 1,11 921

2011 4.426 0,34 1,27 803

2010 3.786 0,34 1,22 668

2009 3.612 0,38 1,28 548

2008 2.427 0,26 1,02 195

*2015 yılı değeri açıklanmadı.

36 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

“Siyasi ve Sosyal Sistemler, Yapılar ve Süreçler” başlığı Kitle İletişim”e özel bir önem verildiği ortaya çıkmaktadır. altında yer alan verilerin ise toplumun siyasi yapısı, kamu İlgi çeken ve geçmiş yıllara kıyasla ciddi büyümenin söz yönetimi, ekonomik politika, bölgesel çalışmalar, sosyal de- konusu olduğu bu kalemin çalışma kapsamında yapılan ğişim, sosyal güvenlik ve sosyal yardım, iş organizasyonunun tanımına bakıldığında detaylı bir içerik ile karşılaşıyoruz. sosyal yönlerini içerdiği görülüyor. Sosyal ayrımcılık benzeri “Kültür, Eğlence, Din ve Kitle İletişim” kavramı çalışmada problemleri de içeren sosyal çalışmalar, yoksullukla mü- şöyle tanımlanıyor: cadele yöntemlerinin geliştirilmesi, belirli kategorilerdeki “Toplum hayatı üzerindeki etkilerini tanımlamak için, ayrımcılığa uğrayan insanların korunması, ani değişiklikler kültürel faaliyetler, din ve boş zaman faaliyetlerinin karşısında sosyal yardım sağlama yöntemlerinin geliştiril- sosyal olgusu, etnik ve kültürel entegrasyon ve bu mesine ilişkin çalışmaları da içeriyor. alanlardaki sosyokültürel değişimler. Kültür kavramı, bilim, din, sanat, spor ve boş zamanı ve bunlarla ilgili Enerji Ar-Ge’sinde Büyük Çöküş olarak da medya, dilin kullanımı ve sosyal entegrasyon, kütüphaneler, arşivler ve harici kültürel siyasetle ilgili Özellikle son yıllarda artan yatırımlar ve özelleştirme iha- Ar-Ge’yi kapsar.” leleri ile dikkat çeken “Enerji” alındaki Ar-Ge miktarlarına ve oransal gelişimlerine bakıldığında 2008 yılında 58 milyon Çalışmada yapılan toplulaştırma nedeniyle alt alanlara 992 bin TL’lik harcama yapıldığı görülüyor. Ertesi yıl bu ra- ilişkin özel verilere ulaşılamıyor. Bu nedenle harcamaların kam yüzde 16.5 büyüyerek, 68.7 milyon TL’ye çıktı. 2010’da ne kadarının eğlence, kültür ve kitle iletişim, ne kadarının ise yüzde 33.8 ile 91.9 milyon, 2011’de yüzde 3.7’lik büyü- dini ve diğer topluluk hizmetleri kapsamında olduğu be- me ile 95.3 milyon, 2012’de yüzde 5.4’lük büyümeyle 100.4 lirlenemiyor. milyon TL oldu. 2013’de ise yüzde 30.5’lik şok küçülmeyle 69.8 milyon TL düzeyine geriledi. 2014’de ise yüzde 44’ü “Dolaylı Destekler” Büyüyor bulan küçülmeyle Ar-Ge seviyesi 39 milyon 55 bin TL’ye Bütçeden doğrudan ayrılmayan, fakat “Gelir Vergisi”, kadar düştü. 2015’de ise yüzde 18 büyüme ile 46 milyon 92 “Kurumlar Vergisi”, “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri” ve bin TL’ye ulaşıldı. “Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Yaşanan miktarsal küçülmeye göre oransal küçülme daha da Hakkında” kanunlarda yer alan indirim ve istisnalara iliş- çarpıcı oldu. Enerji alanında yapılan harcamaların toplam kin tutarlar TÜİK’in istatistiklerine “Dolaylı Ar-Ge Des- Ar-Ge harcamaları içindeki oranına bakıldığında; 2008’de tekleri” olarak yansıyor. Maliye Bakanlığı’ndan derlenen yüzde 2.43’lük payın, 2013 yılında 1.2’ye, 2014’de 0.7’ye 2015 “Dolaylı Ar-Ge Destekleri” 2008’deki 195 milyon TL’den yılında yüzde 0.8’e gerilediği görülüyor. yüzde 182 artışla 2009’da 548 milyon TL’ye, 2010’da yüzde 22’lik artışla 668 milyon TL’ye, 2011’de yüzde 20 artışla Telekomünikasyon Ar-Ge’si Eriyor 803 milyon TL’ye, 2012’de yüzde 15 artışla 921 milyon TL’ye ulaştı. Bir sonraki yıl ise 923 milyon TL olan “Do- Dışa bağımlılığın yoğun olduğu bir başka alan olan tele- laylı Ar-Ge Destekleri” 2014’de yüzde 47 artış ile 1.4 mil- komünikasyon verilerini de içerisinde barındıran “Ulaşım, yar TL’ye ulaştı. Bu yıl ise “Dolaylı Ar-Ge Destekleri”nin Telekomünikasyon ve Diğer Altyapılar” kaleminin toplam yüzde 10 artış ile 1.5 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor. Ar-Ge harcaması 2008 yılında 44.7 milyon TL olmuştu. Böylece “Dolaylı Ar-Ge Destekleri” kapsamında istisnalar Hemen ertesi yıl yüzde 21.5 düşüşle 2009’da 35 milyon 53 ve indirimler yoluyla 2008’de sağlanan 195 milyon TL’lik bin TL’ye geriledi. 2010 yılında da yüzde 25.7’lik düşüş ile destek, 2015 yılında, aradan geçen 8 yılda yüzde 666 artış gerileme 26 milyon 60 bin TL; 2011 yılında yüzde 1.6’lık ile 1 milyar 491 milyon TL’ye ulaşacak. Aynı dönemde gerileme ile 25.6 milyon TL seviyesine indi. Bir sonraki yıl merkezi yönetim bütçesinden yapılan Ar-Ge harcamaları ise yüzde 6.3’lük büyüme ile 27 bin 263 bin TL’ye yükseldi. yüzde 141 artmıştı. Merkezi bütçe kapsamında yapılan 2013’de ise yüzde 78.3’lük büyümeyle 48.6 milyon TL’ye harcamalar ve dolaylı destekler toplamı içerisindeki yükselerek, 2008’deki seviye rakamsal olarak aşıldı. Ancak paylara bakıldığında 2008’de yüzde 7.4 paya sahip olan 2014’de yaşanan yüzde 42.5’lik küçülme ile yeniden 27 bin dolaylı desteklerin, 2015’de yüzde 20.3’e kadar yükseldiği 957 TL’ye düşüldü. 2015’de ise rakam, yüzde 11.4’lük artışla görülüyor. 31 milyon 142 bin TL’ye ulaştı. “Ulaşım, Telekomünikasyon ve Diğer Altyapılar”a yapılan harcamaların toplam Ar-Ge harcamaları içindeki payına bakıldığında ise 2008’deki 1.84’lük payın zaman içerisinde eriyerek, 2015’de 0.5 seviyelerine kadar düştüğü görüldü.

Ar-Ge’de “Kültür, Eğlence, Din ve Kitle İletişim” Sürprizi AKP döneminde merkezi yönetim bütçesindeki Ar-Ge harcamalarının 2008’den 2015’e kadar yaşadığı değişime bakıldığında ilginç bir olgu olarak “Kültür, Eğlence, Din ve Kitle İletişim”de yüzde 3 bine yaklaşan rekor bir büyüme gösterdiği saptandı. Genel ortalama büyümenin yüzde 141 düzeyinde olduğu düşünülürse, “Kültür, Eğlence, Din ve Şekil1: Enerji Alanındaki Ar-Ge Harcamalarının Değişimi

2015 Ekim • Sayı-455 37 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ 60,52 84,27 89,09 -29,18 -30,29 -21,87 -70,66 % 117,52 304,43 178,23 149,75 115,30 151,06 141,08 2914,47 Oranı Değişim 2008-2015

3,4 1,3 0,3 0,5 0,8 0,5 0,8 2,7 2,6 0,6 9,1 100 % 16,2 40,2 21,0 2015 TL 76.204.198 14.701.399 31.142.948 46.092.137 26.734.882 49.106.009 34.965.055 197.891.969 949.086.534 160.661.177 151.420.446 531.331.463 2.352.823.917 1.228.158.773 5.850.320.907 2,7 1,1 0,2 0,5 0,7 0,4 0,8 0,5 2,8 2,3 100 % 15,5 48,0 13,6 10,8 2014 TL 62.214.153 12.317.182 27.957.270 39.055.039 20.012.864 44.177.298 30.233.614 151.575.148 870.034.895 159.778.201 764.515.158 128.177.789 607.726.947 2.693.313.892 5.611.089.449 2 0 0,9 0,2 0,8 1,2 0,2 0,5 1,4 2,2 7,5 % 100 12,6 40,3 30,1 2013 TL 1.842.407 53.859.775 10.986.473 48.609.277 69.787.484 13.244.241 30.711.121 80.970.026 114.213.588 732.270.217 128.159.946 437.008.007 2.351.394.961 1.755.267.528 5.828.325.048 100 % 1,78 3,20 0,79 0,60 2,22 8,48 1,47 1,23 0,06 1,46 3,30 46,92 17,51 10,96 2012 TL 2.769.029 80.566.985 35.953.955 27.263.731 66.517.195 55.839.639 65.892.560 144.961.228 100.439.644 383.776.882 792.105.012 149.059.404 495.961.124 2.122.207.277 4.523.313.665 100 % 2,75 2,03 0,82 0,58 2,15 8,32 1,67 1,09 0,06 3,44 1,38 9,82 45,40 20,48 2011 TL 2.652.606 89.855.298 36.403.436 25.641.334 95.336.663 73.983.037 48.024.879 61.011.657 121.844.841 368.443.244 152.472.316 906.416.400 434.539.545 2.009.340.381 4.425.965.637 100 % 2,99 1,49 1,30 0,69 2,43 9,73 3,29 3,23 0,60 0,05 7,97 1,80 41,91 22,53 2010 TL 1.875.282 56.411.536 49.226.878 26.060.900 91.901.558 22.702.997 68.014.257 113.277.037 368.430.925 124.418.787 122.428.742 301.565.723 853.160.555 1.586.532.827 3.786.008.002 100 % 1,70 1,45 0,89 0,97 1,90 2,40 4,10 0,80 0,10 7,91 1,57 11,15 39,60 25,48 2009 TL 3.485.582 61.305.397 52.385.865 31.993.694 35.053.814 68.697.306 86.560.756 28.745.172 56.695.930 402.839.585 147.990.670 285.527.547 920.217.443 1.430.203.362 3.611.702.123 100 % 3,75 1,96 0,86 1,84 2,43 9,67 3,75 3,39 0,76 0,07 2,38 10,17 38,82 20,16 2008 TL 1.629.010 90.975.743 47.474.490 20.758.266 44.677.573 58.992.164 91.113.968 82.174.221 18.490.907 57.744.257 234.673.645 246.786.893 942.064.046 489.196.242 2.426.751.426 SOSYO- EKONOMİK HEDEFLER Yeryüzünün Keşfi ve Kullanımı Çevre Uzayın Keşfi ve Kullanımı Ulaşım, Telekomünikasyon ve Diğer Altyapılar Enerji Endüstriyel Üretim ve Teknoloji Sağlık Tarım Siyasi ve Sosyal Sistemler, Yapılar ve Süreçler Kültür, Eğlence, Din ve Kitle İletişim Diğer Kaynaklardan Finanse Edilen Genel Bilgi Gelişimi Eğitim Üniversite Fonlarından Finanse Edilen Genel Bilgi Gelişimi Savunma Toplam *Kaynak: TÜİK Tablo 3: Sosyo-Ekonomik Hedeflere Göre Merkezi Yönetim Bütçesi’ nden Ar-Ge Faaliyetleri İçin Ayrılan Ödenek ve Harcamalar

38 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik Enerji Sektörü Araştırma-Geliştirme Projeleri Destekleme Programına (ENAR) Dair Yönetmelik 6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu 7/12/1994 tarihli ve 94/6401 sayılı İhracata Yönelik Devlet Yardımları Kararı 21/11/2014 tarihli ve 2014/10 sayılı Teknik Müşavirlik Hizmetlerine Sağlanacak Devlet Yardımlarına İlişkin Para-Kredi Koordinasyon Kurulu Kararı Koordinasyon ve Para-Kredi İlişkin Desteklenmesine Ticaretinin Hizmet Kazandırıcı Döviz sayılı 2015/8 ve tarihli 26/5/2015 Kurulu Kararı 26/5/2015 tarihli ve 2015/9 sayılı Döviz Kazandırıcı Hizmet Sektörleri Markalaşma Desteklerine İlişkin Para-Kredi Koordinasyon Kurulu Kararı 27/12/1994 tarihli ve 94/6401 sayılı İhracata Yönelik Devlet Yardımları Kararı •2009/5 sayılı Yurt Dışında Gerçekleştirilen Fuar Katılımlarının Desteklenmesine İlişkin Tebliğ •2014/4 sayılı Sektörel Nitelikli Uluslararası Yurt içi Fuarların Desteklenmesine İlişkin Karar •2006/4 sayılı Türk Ürünlerinin Yurtdışında Markalaşması, Malı İmajının Yerleştirilmesi ve TURQUALITY®’nin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ •2010/6 sayılı Yurt Dışı Birim, Marka ve Tanıtım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ •2010/8 sayılı Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ •2011/1 sayılı Pazar Araştırması ve Pazara Giriş Desteği Hakkında Tebliğ •2008/2 sayılı Tasarım Desteği Hakkında Tebliğ •2000/1 sayılı İstihdam Yardımı Hakkında Tebliğ 10/2/2015 tarihli ve 2015/1 sayılı Tarımsal Ürünlerde İhracat İadesi Yardımlarına İlişkin Para-Kredi Koordinasyon Kurulu Kararı 26/8/2014 tarihli ve 2014/8 sayılı Pazara Giriş Belgelerinin Desteklenmesine İlişkin Para-Kredi Koordinasyon Kurulu Kararı 17/1/2005 tarihli ve 2005/8391 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Kararı 15/6/2012 tarihli ve 2012/3305 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 29’uncu Maddesi Uyarınca Atıksu Arıtma Tesislerinin Teşvik Tedbirlerinden Faydalanmasında Uyulacak Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik Çevre Gelirlerinin Takip ve Tahsili ile Tahsilat Karşılığı Öngörülen Ödeneğin Kullanımı Hakkında Yönetmelik Kümelenme Destek Programı Yönetmeliği •Kümelenme Destek Programı Uygulama Usul ve Esasları Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği •Organize Sanayi Bölgeleri ve Siteleri Projeleri Ödeneklerinin Kullanımı Kredilendirilmesine ilişkin Usul Esaslar Teknolojik Ürünlerin Tanıtım ve Pazarlanmasına İlişkin Destek Yönetmeliği Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı Hakkında Yönetmelik Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği •Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Ödenek Kullanım Usul ve Esaslar Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Uygulama Denetim Yönetmeliği •Teknogirişim Sermayesi Desteği Uygulama Usul ve Esasları Sanayi Tezleri Projelerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik •San-Tez Projelerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik Uygulama Usul ve Esasları MEVZUAT Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü Serbest Bölgeler, Yurt Dışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürlüğü İhracat Genel Müdürlüğü Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü Sanayi Genel Müdürlüğü Sanayi Genel Müdürlüğü Sanayi Genel Müdürlüğü İLGİLİ BİRİM DEVLET DESTEK VE TEŞVİKLERİ ÇİZELGESİ (EYLÜL 2015) ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI EKONOMİ BAKANLIĞI EKONOMİ BAKANLIĞI EKONOMİ BAKANLIĞI ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI İLGİLİ KURUM ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE YENİLENEBİLİR ENERJİ TEŞVİKLERİ SERBEST BÖLGE DESTEĞİ İHRACAT TEŞVİKLERİ İHRACAT TEŞVİK PROGRAMI ÇEVRE DESTEK PROGRAMI KÜMELENME DESTEK PROGRAMI OSB DESTEKLEME TEKNOLOJİK ÜRÜN AR-GE DESTEKLEME SANTEZ DESTEĞİN ADI

2015 Ekim • Sayı-455 39 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ 7/4/2014 tarihli ve 2014/6091 sayılı 2014 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar •2014/22 sayılı Hayvancılık Desteklemeleri Hakkında Uygulama Esasları Tebliği •2014/60 sayılı Çiğ Sütün Değerlendirilmesine Yönelik Destekleme Uygulama Esasları Tebliği 19/3/2014 tarihli ve 2014/6359 sayılı Doğu Anadolu, Güneydoğu Konya Ovası Karadeniz Projeleri Kapsamındaki İllerde Hayvancılık Yatırımlarının Desteklenmesine İlişkin Karar •2015/4 sayılı Doğu Anadolu, Güneydoğu Konya Ovası ve Karadeniz Projeleri Kapsamındaki İllerde Hayvancılık Yatırımlarının Desteklenmesine İlişkin Uygulama Esasları Tebliğ 28/1/2013 tarihli ve 2013/4278 sayılı Güneydoğu Doğu Anadolu Projesi Kapsamındaki İllerde Kurulacak Damızlık Sığır İşletmesi Yatırımlarının Desteklenmesine İlişkin Karar •2013/7 sayılı Güneydoğu ve Doğu Anadolu Projesi Kapsamındaki İllerde Kurulacak Damızlık Sığır İşletmesi Yatırımlarının Desteklenmesine İlişkin Uygulama Esasları Tebliği 8/4/2015 tarihli ve 2015/7495 sayılı 2015 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar •Hayvancılık Desteklemeleri Hakkında Uygulama Esasları Tebliği (No: 2015/17) 7/4/2014 tarihli ve 2014/6091 sayılı 2014 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar •2014/23 sayılı Bitkisel Üretimde Biyolojik ve/veya Biyoteknik Mücadele Destekleme Ödemesi Uygulama Tebliği 14/6/2010 tarihli ve 2010/627 sayılı Patates Siğili Görülen Alanlarda Güvenlik Kuşağında Uygulanacak Desteğe İlişkin Karar •2013/21 sayılı Patates Siğili Görülen Alanlarda Ve Güvenlik Kuşağında Uygulanacak Desteğe İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı Uygulama Tebliği 8/4/2015 tarihli ve 2015/7495 sayılı 2015 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar •Bitkisel Üretimde Biyolojik ve/veya Biyoteknik Mücadele Destekleme Ödemesi Uygulama Tebliği (No: 2015/22) 2008/14268 Çevre Amaçlı Tarımsal Arazilerin Korunması Programın ı Tercih Eden Üreticilerin Desteklenmesine İlişkin Karar 7/4/2014 tarihli ve 2014/6091 sayılı 2014 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar •2014/20 sayılı Çiftçi Kayıt Sistemine Dahil Olan Çiftçilere Mazot, Gübre ve Toprak Analizi Destekleme Ödemesi Yapılmasına Dair Tebliğ 2014/25 sayılı Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeline Göre 2014 Yılı Ürünü Yağlı Tohumlu Bitkiler, Hububat ve Baklagil Fark Ödemesi Desteğine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı Uygulama Tebliği •2014/21 sayılı Yurt İçi Sertifikalı Fidan/Çilek Fidesi ve Standart Fidan Kullanımı Desteklemesi Hakkında Tebliğ •2014/16 sayılı Yem Bitkileri Desteklemeleri Uygulama Esasları Tebliği •2014/18 sayılı Yurt İçi Sertifikalı Tohum Üretiminin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ •2014/19 sayılı Yurt İçi Sertifikalı Tohum Kullanımının Desteklenmesi Hakkında Tebliğ •2014/37 sayılı Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeline Göre Yaş Çay Üreticilerine 2014 Yılı Ürünü İçin Fark Ödemesi Desteği Yapılmasına Dair Tebliğ •2014/45 sayılı Organik Tarım Destekleme Ödemesi Yapılmasına Dair Tebliğ •2014/46 sayılı İyi Tarım Uygulamaları Destekleme Ödemesi Yapılmasına Dair Tebliğ •2014/35 sayılı Organik Hayvancılık Destekleme Ödemesi Yapılmasına Dair Tebliğ 28/12/2011 tarihli ve 2011/2526 Sayılı Kaliteli Çay Yaprağı Temini Amacıyla Budamaya Tabi Tutulan Çaylıklar Nedeniyle Üreticilerin Uğradığı Gelir Kaybının Tazminine Dair Karar 25/7/2013 tarihli ve 2013/5187 sayılı Fındık Üreticilerine Alan Bazlı Gelir Desteği Alternatif Ürüne Geçen Üreticilere Telafi Edici Ödeme Yapılmasına Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Karar •2013/4 sayılı Fındık Üreticilerine Alan Bazlı Gelir Desteği ve Alternatif Ürüne Geçen Üreticilere Telafi Edici Ödeme Yapılmasına Dair Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğ 8/4/2015 tarihli ve 2015/7495 sayılı 2015 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar •Organik Hayvancılık ve Organik Su Ürünleri Yetiştiriciliğine Destekleme Ödemesi Yapılmasına Dair Tebliğ (No: 2015/31) •Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeline Göre Yaş Çay Üreticilerine 2015 Yılı Ürünü İçin Fark Ödemesi Desteği Yapılmasına Dair Tebliğ (No: 2015/25) •Bitkisel Üretime Destekleme Ödemesi Yapılmasına Dair Tebliğ (No: 2015/21) 7/4/2014 tarihli ve 2014/6091 sayılı 2014 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar •2014/26 sayılı Balıkçı Gemisini Avcılıktan Çıkaranlara Yapılacak Destekleme Tebliği •2014/27 sayılı Su Ürünleri Yetiştiriciliği Destekleme Tebliği 8/4/2015 tarihli ve 2015/7495 sayılı 2015 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar •Su Ürünleri Yetiştiriciliği Destekleme Tebliği (No: 2015/20) MEVZUAT Hayvancılık Genel Müdürlüğü Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü İLGİLİ BİRİM GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI İLGİLİ KURUM HAYVANCILIK TEŞVİKLERİ GIDA TEŞVİKLERİ BİTKİSEL ÜRETİM TEŞVİKLERİ BALIKÇILIK TEŞVİKLERİ DESTEĞİN ADI

40 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ Kültür ve Turizm Bakanlığınca Yerel Yönetimlerin, Derneklerin Vakıfların Projelerine Yapılacak Yardımlara İlişkin Yönetmelik Kültür ve Turizm Bakanlığınca Yerel Yönetimlerin, Derneklerin, Vakıfların Özel Tiyatroların Projelerine Yapılacak Yardımlara İlişkin Yönetmelik Kültür Yatırım ve Girişimlerine Gelir Vergisi Stopajı, Sigorta Primi İşveren Payı Su Bedeli İndirimi ile Enerji Desteği Uygulamasına Dair Yönetmelik •Kültür Yatırım ve Girişimlerine Taşınmaz Kullandırılması Hakkında Yönetmelik •Taşınmaz Kültür Varlıklarına Yardım Sağlanmasına Dair Yönetmelik Sinema Filmlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik Edebiyat Eserlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik •Türk Kültür, Sanat ve Edebiyat Eserlerinin Türkçe Dışındaki Dillerde Yayımlanmasına Destek Projesi Yönergesi Kalkınma Ajansları Proje ve Faaliyet Destekleme Yönetmeliği 17/1/2005 tarihli ve 2005/8391 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Kararı •15/6/2012 tarihli ve 2012/3305 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar’ın 9’uncu maddesi 7/4/2014 tarihli ve 2014/6091 sayılı 2014 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar •Araştırma ve Geliştirme Destek Programına İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2014/51) 8/4/2015 tarihli ve 2015/7495 sayılı 2015 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar 7/4/2014 tarihli ve 2014/6091 sayılı 2014 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar Yapılmasına Ödemesi Desteği Katılım İşletmelere Tarımsal Olan Dâhil Sistemine Ağı Veri Muhasebe Çiftlik sayılı •2014/24 Dair Tebliğ •18/1/2011 tarihli ve 2011/1409 sayılı Kırsal Kalkınma Destekleri Kapsamında Tarıma Dayalı Yatırımlar ile Makine Ekipman Alımlarının Desteklenmesine İlişkin Karar •2014/13 sayılı Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Kapsamında Bireysel Sulama Makine ve Ekipman Alımlarının Desteklenmesi Hakkında Tebliğ •2014/10 sayılı Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Kapsamında Makine ve Ekipman Alımlarının Desteklenmesi Hakkında Tebliğ •2013/59 sayılı Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Kapsamında Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi Hakkında Tebliğ •2014/43 sayılı Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Kapsamında Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi Hakkında Tebliğ20/12/2013 tarihli ve 2013/5720 sayılı Tarım Sigortaları Havuzu Tarafından Kapsama Alınacak Riskler, Ürünler ve Bölgeler ile Prim Desteği Oranlarına İlişkin Karar 30/9/2014 tarihli ve 2014/6849 sayılı Tarımsal Ürünlerin 5300 Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu Çerçevesinde Lisans Alarak Faaliyet Gösteren Depolarda Muhafaza Edilmesi Halinde Kira Destekleme Ödemesi Yapılmasına İlişkin Karar •2014/62 sayılı Lisans Alarak Faaliyet Gösteren Depolarda Muhafaza Edilen Tarımsal Ürünler İçin Kira Destekleme Ödemesi Yapılması Hakkında Tebliğ 8/4/2015 tarihli ve 2015/7495 sayılı 2015 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar •Çiftlik Muhasebe Veri Ağı Sistemine Dâhil Olan Tarımsal İşletmelere Katılım Desteği Ödemesi Yapılmasına Dair Tebliğ (No: 2015/24) •Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Kapsamında Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi Hakkında Tebliğ (No: 2015/16) MEVZUAT Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Sinema Genel Müdürlüğü Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) Tarım Reformu Genel Müdürlüğü İLGİLİ BİRİM KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI KALKINMA BAKANLIĞI GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI İLGİLİ KURUM YEREL YÖNETİM DESTEĞİ ÖZEL TİYATRO DESTEĞİ KÜLTÜR YATIRIMLARI DESTEĞİ SİNEMA DESTEĞİ YAYIN DESTEĞİ KALKINMA AJANSLARI DESTEĞİ* YATIRIM DESTEĞİ TARIMSAL AR-GE DESTEKLERİ TARIMSAL DESTEKLEME DESTEĞİN ADI

2015 Ekim • Sayı-455 41 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ Araştırma Destek Programları Başkanlığı Tarafından Yürütülen Programlara İlişkin Yönetmelik •1000 - Üniversitelerin Araştırma ve Geliştirme Potansiyelinin Artırılmasına Yönelik Destek Programı •1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı •1002-Hızlı Destek Programı Esasları •1003-Öncelikli Alanlar Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı Esasları •1005-Ulusal Yeni Fikirler ve Ürünler Araştırma Destek Programı Esasları •1011-Uluslararası Bilimsel Araştırma Projelerine Katılma Programı (UBAP) •3001-Başlangıç Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı Usul ve Esasları •3501-Ulusal Genç Araştırmacı Kariyer Geliştirme Programı (Kariyer Programı) •Avrupa Birliği Çerçeve Programı •ERA-NET •Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programına İlişkin Yönetmelik •1007-Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı Araştırma Geliştirme Projelerinin Desteklenmesine İlişkin Yönetmelik 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 12’nci maddesi •1/7/2003 Tarihli ve 2003/5868 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı •6 Seri No’lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun Ek 3’üncü maddesi •15/6/2012 tarihli ve 2012/3305 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar’ın 16’ncı maddesi •Kamu Taşınmazlarının Yatırımlara Tahsisine İlişkin Usul ve Esaslar 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 89’uncu maddesinin birinci fıkrasının 9 numaralı bendi •3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun 6’ncı maddesi •4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nun 8’inci maddesi •5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10/1-a maddesi •5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesi •5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’un 3’üncü maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkraları •14/7/2004 tarihli ve 5225 sayılı Kültür Yatırımları Girişimlerini Teşvik Kanunu’nun 5’inci maddesi •Kültür Yatırım ve Girişimlerine Gelir Vergisi Stopajı Sigorta Primi İşveren Payı Su Bedeli İndirimi ile Enerji Desteği Uygulamasına Dair Yönetmelik •3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun geçici 20’nci maddesi •3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun geçici 30’uncu maddesi •15/6/2012 tarihli ve 2012/3305 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar’ın 10’uncu maddesi 24/5/2010 tarihli ve 2010/478 sayılı Turizm Belgeli Yatırım İşletmelere Enerji Desteği Hakkındaki Karar 28/7/2009 tarihli ve 2009/15299 sayılı Kültür Turizm Bakanlığından Belgeli Konaklama İşletmelerinin İhracatçı Sayılması İçin Sağlamaları Gereken Döviz Miktarına İlişkin Karar •2010/9 sayılı Yurt Dışı Turizm Fuarlarına Katılımın ve Tanıtma Pazarlama Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Tebliğ •Kültür ve Turizm Bakanlığınca Yerel Yönetimlerin, Derneklerin, Vakıfların Özel Tiyatroların Projelerine Yapılacak Yardımlara İlişkin Yönetmelik MEVZUAT Araştırma Destek Programları Başkanlığı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi Başkanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü Milli Emlak Genel Müdürlüğü Gelir İdaresi Başkanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü Tanıtma Genel Müdürlüğü İLGİLİ BİRİM TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANLIĞI ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANLIĞI MALİYE BAKANLIĞI MALİYE BAKANLIĞI KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI İLGİLİ KURUM TÜBİTAK DESTEKLERİ AR-GE DESTEKLEME ÖTV DESTEĞİ TAŞINMAZ DESTEĞİ VERGİ DESTEĞİ YATIRIM DESTEĞİ TANITIM DESTEĞİ DESTEĞİN ADI

42 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun Geçici 10 uncu maddesi •25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi •25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun 50’nci maddesi •22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 30’uncu maddesi •31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 81’inci maddesi •30/5/2013 tarihli ve 2013/4966 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı •28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun 3’üncü maddesinin 3’üncü fıkrası •14/7/2004 tarihli ve 5225 sayılı Kültür Yatırımları Girişimlerini Teşvik Kanunu’nun 5’inci maddesi •Kültür Yatırım ve Girişimlerine Gelir Vergisi Stopajı, Sigorta Primi İşveren Payı Su Bedeli İndirimi ile Enerji Desteği Uygulamasına Dair Yönetmelik •15/6/2012 tarihli ve 2012/3305 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın 12’nci maddesi KOSGEB Destek Programları Yönetmeliği •Genel Destek Programı Uygulama Esasları •Girişimcilik Destek Programı Uygulama Esasları •KOBİ Proje Destek Programı Uygulama Esasları •Tematik Destek Programı Uygulama Esasları •İşbirliği-Güçbirliği Destek Programı Uygulama Esasları •Araştırma-Geliştirme İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı Esasları •Gelişen İşletmeler Piyasası KOBİ Destek Programı Uygulama Esasları •KOSGEB KOBİ Kredi Faiz Yönetmeliği •KOSGEB KOBİ Kredi Faiz Desteği Yönergesi 13/1/2015 tarihli ve 2015/7183 sayılı Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi’nce Esnaf Sanatkârlar Kredi Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği’ne Bağlı Bölge Birliklerine Ortak Olan Esnaf ve Sanatkârlar Kredi Kooperatifleri Kefaletiyle veya Doğrudan Esnaf ve Sanatkârlara Kredi Kullandırılmasına Dair Karar 25/3/1987 tarihli ve 3332 sayılı Kanun •28/1/2013 tarihli ve 2013/4286 sayılı Türkiye İhracat Kredi Ba nkası Anonim Şirketinin Kuruluş Görevlerine İlişkin Esaslar 2008/14450 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Avrupa Toplulukları Komisyonu Arasında Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) ile Temin Edilen Yardımın Uygulanması Çerçevesinde Türkiye Cumhuriyetine Sağlanan Avrupa Topluluğu Mali Yardımlarıyla İlgili İşbirliği Kuralları Hakkında Çerçeve Anlaşma’nın Onaylanması Bakanlar Kurulu Kararı 4/5/2007 tarihli ve 5648 sayılı Tarım Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) Kuruluş Görevleri Hakkında Kanun Aktif İşgücü Hizmetleri Yönetmeliği 14/7/2009 tarihli ve 2009/15197 sayılı Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanacak Hazine Desteğine İlişkin Usul Esaslar Hakkında Karar 14/6/1991 tarihli ve 91/1939 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı •Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) Mali Uygulama Esasları TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programlarına İlişkin Yönetmelik •1501-Sanayi Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Projeleri Destekleme Programı Uygulama Esasları •1503-Proje Pazarları Destekleme Programı Uygulama Esasları •1505-Üniversite-Sanayi İşbirliği Destek Programı Uygulama Esasları •1507-KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı Uygulama Esasları •1509-Uluslararası Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı Uygulama Esasları •1511-Öncelikli Alanlar Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Destekleme Programı Uygulama Esasları •1512-Girişimcilik Aşamalı Destek Programı Uygulama Esasları •1513-Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esasları •1514-Girişim Sermayesi Destekleme Programı Uygulama Esasları •1515 -Öncül Ar-Ge Laboratuvarları Destekleme Programı •1601-Yenilik Girişimcilik Alanlarında Kapasite Artırılmasına Yönelik Uygulama Esasları •1602-TÜBİTAK Patent Destek Programı Uygulama Esasları MEVZUAT Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı İLGİLİ BİRİM KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI TÜRKİYE HALK BANKASI A.Ş. TÜRKİYE İHRACAT KREDİ BANKASI A.Ş. MERKEZİ FİNANS VE İHALE BİRİMİ TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU BAŞKANLIĞI TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KREDİ GARANTİ FONU A.Ş. TTGV SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU İLGİLİ KURUM KOSGEB DESTEKLERİ ESNAF DESTEKLERİ TEŞVİKLERİ İHRACAT IPA TEŞVİKLERİ TARIMSAL DESTEKLEME İŞKUR DESTEKLERİ HAZİNE DESTEKLERİ TTGV DESTEKLERİ SGK PRİM DESTEKLERİ TÜBİTAK DESTEKLERİ DESTEĞİN ADI * Kalkınma Ajansları destekleri kapsamında birçok destek türü b ulunmaktadır.

2015 Ekim • Sayı-455 43 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

467 Hibe Destek Programı, 92 Teknoloji, 400 İnovatif Gelişme ve 1700 Etkinlik Bir Arada… Liderlervadisi.com Platformu

Metin Uçucu Liderlervadisi.com Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı

novasyonu hızlandırma ve işe dönüştürme platformu olan erişme ve işbirliği kurma imkanı sunuyor. İhtiyaç sahi- İLiderlervadisi.com; günlük yaşamımızın önemli bir par- binin tanımlayacağı seçeneklere göre en uygun adayları çası haline gelen Facebook, Twitter, Linkedin platformları bulmasını sağlıyor. On binlerce üyenin kendi profesyonel gibi, dijital alanda etkileşimli bir ortam ve araçlar sunan ino- özgeçmişlerini yayınladığı ve uzmanlık, hizmet ve yete- vasyon odaklı bir ağ platformudur. İnovasyon dünyasındaki neklerini sergileme imkanı sunulan uygulamada, gelişmiş kesimlere etkileşimli bir ortam sağlamakta, bir sosyal ağ et- arama filtreleriyle üyelere işbirliği yapma olanakları rafında bir araya getirmekte ve gereksinim duyulan kaynak- ücretsiz sunuluyor. lara erişimi kolaylaştıran ve eşleşme-işbirliğini sağlayan • Teknolojiler uygulaması ise, işbirliği arayışındaki araçlar sunmaktadır. Liderlervadisi.com’dan hibe, projeleri ve piyasaya henüz çıkmamış tasarım teşvik, kredi gibi finansal desteklere, akademi Türkiye’de ve prototip aşamasındaki en yeni teknolojileri ve iş dünyasından profesyonel uzmanlara, inovasyon, Ar-Ge sergileme, sanayici ve yatırımcılarla buluş- danışmanlara, yatırımcılara, işbirliği ve teknoloji geliştirme turma ve işbirliği imkanı sunuyor. Altyapı arayışındaki proje ve teknolojilere, et- ve finansal destek arayışındaki yüzlerce kinliklere erişilebilmekte ve yenilikler projelerine finansmandan proje ve teknolojiye ücretsiz ulaşılabi- paylaşılabilmektedir. altyapıya, ticarileştirme liyor, soru ve görüş paylaşılabiliyor ve İnovasyon dünyasının önde gelen olanağından fikirlerin birbirlerini işbirliği için iletişime geçilebiliyor. isimleri ile birlikte yıllardır süre- destekleyerek yeni gelişmelerin • Etkinlikler uygulaması; fuar, gelen Ar-Ge çalışmaları sonucunda yaratılmasına varıncaya kadar çok zirve, iş gezisi, proje pazarı, konfe- geliştirilen “Kurumsal Ağ Yöne- boyutlu destek sağlamak üzere tarafları rans, eğitim gibi etkinliklerin duyu- tim Sistemi”, Liderlervadisi.com rulması ve etkinliklerin takibi için buluşturmayı amaçlayan sanal bir elverişli araçlara sahip bir ortam markasıyla ve inovasyon teması platform kuruldu. Ücretsiz olarak üye altında 9 ay önce yayına açıldı. Li- sağlıyor. 1500’ü aşkın etkinliğin derlervadisi.com Platformu, Ar-Ge olunup olanaklarından yararlanılabilen yer aldığı uygulamada kullanıcı- ve inovasyon sürecinde karşılaşılan liderlervadisi.com Platformu, esinlendiği lara kendi etkinliklerini ücretsiz bariyerleri yazılım teknolojilerinin Facebook, Twitter, Linkedin olarak yayınlama, tüm kullanıcıla- sunduğu avantaj ve olanakları kullanı- platformlarını da aşan hizmet ra duyurma ve etkinlikleri takip etme larak ortadan kaldırmayı hedefliyor. İno- fırsatı sunuluyor. sunumlarıyla, teknoloji gelişimine • Türkiye’deki ve dünyadaki ilham vasyon sürecine yönelik kolaylaştırıcı ve yaklaşım açısından Dünya’da entegre yazılım çözümleri sunan Liderler- verici gelişmelerin paylaşıldığı “Geliş- vadisi.com’dan “Fonlar, Profesyoneller, Tek- da yeni bir anlayışa meler uygulaması” ile “Ar-Ge Projeleri, nolojiler, Etkinlikler, Erişim-Eşleşme-İşbirliği pencere açıyor. Girişimler, Teknolojiler, Fonlar, Yatırımlar, Bildirimleri, Anlık Mesajlaşma” gibi web 2.0. tabanlı Transferler” gibi alanlardaki en son gelişmeleri onlarca özgün yazılım ürün ve araçlarına erişilebiliyor. paylaşma ve takip etme fırsatı sunuyor.

Platformun Sunduğu Ürün ve Fırsatlar Kullanıcılara Sunduğu Avantajlar Liderlervadisi.com, sunduğu gelişmiş arama-filtreleme sis- Platform; temelde, kaynaklara hızlı erişim ve yüksek eşleşme temiyle, ihtiyaç duyulan finansal kaynaklara, nitelikli insan sağlayan gelişmiş arama sistemi sunuyor. Böylece zaman kaynağına, teknolojilere, etkinliklere ve ilgili tüm fırsatlara kayıplarını önlüyor. Mesela finansman kaynaklarını zengin tek bir merkezden ulaşma imkanı sunuyor. Pek çok özgün yelpazede ve bir arada sunan fon uygulamasında, yüzlerce uygulama, yenilik ve özellik barındırıyor: destek programı gelişmiş filtrelerle aranabiliyor, arama • Fon uygulaması ile hibe, teşvik, kredi, melek ve risk kriterleriyle yüzde 100 oranla tam eşleşen sonuçlara erişi- yatırım sermayesi, kuluçka desteği gibi tüm bu finans- lebiliyor. “En uygun fon”u bulmak için fon karşılaştırma, man kaynaklarına erişimi kolaylaştırıyor. Yatırımdan sıralama gibi özellikler bulunuyor. Böylece sonuca hemen Ar-Ge’ye, üretimden pazarlamaya, istihdamdan eğitime ulaşılabiliyor ve haftalarca arama yapmak gerekmiyor. Mev- kadar milyarlarca TL desteğe hemen ulaşma fırsatı su- zuatlar uzman özetleriyle yer alıyor ve sürekli güncelleniyor. nuyor. Aradığınız desteğin kriterlerini girer girmez, size Yeni fon fırsatları ve mevzuat güncellemeleri e-posta ile her uygun tüm fonları sunuyor. Hatta destek programları gün kullanıcılara servis ediliyor. karşılaştırabiliyor, sadeleştirilmiş uzman özetleriyle ve Profesyoneller uygulaması ise “Hizmet tanımlama” ve orijinal kaynaklarıyla birlikte sunuluyor. Toplam 359 arama özelliğine sahip tek sistem oluşuyla ve sahip olduğu farklı finansal destek programına yer verilen uygulama- uzmanlık alanı tanımlama metodu sayesinde aramalarda da, şu an yararlanma fırsatı bulunan 201 farklı güncel yüksek eşleşme sağlamasıyla kullanıcılarına önemli avan- destek programı bulunuyor. tajlar getiriyor. Sunulan hizmetler ve sahip olunan uzmanlık • Profesyoneller uygulaması; geniş bir yelpazede aka- alanları sergilenerek işbirliği arayışındaki kullanıcılarla oto- demi ve iş dünyasından uzman ve danışmanlara hızlıca matik eşleşme ve işbirliği tekliflerinin kendilerine gelmesini

44 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

sağlıyor. Kullanıcılara birbiriyle bağlantı kurma, mesajlaşma alarak inovasyon dünyasına has gereksinimlere göre kendi ve güncellemeleri takip etme gibi özellikler sunuluyor. Proje modelimizi geliştirdik. Profil sisteminde Linkedin modelini yönetim metodolojisine uygun olarak geliştirilen “Hizmet temel aldık. Facebook; platformu dışarıdan yazılım geliş- tanımlama” özelliğiyle sunulan hizmetler kapsamındaki fa- tiricilerine açması ve ilgili uygulamalara sosyal medyasıyla aliyetler, çıktılar, başarı ölçütleri ve hizmet yol haritası ile (sınırlı da olsa) entegrasyon imkanı sunması bakımından tanımlanıp detaylıca aranabiliyor. Ayrıca uzmanlık alanları en iyi model. Twitter’ın iletişim alanındaki başarılı yakla- uluslararası standartlarda 5 kırılımlı yapıda tanımlanabili- şımını, pazara çıkan yeni ürünlere tanıtım imkanı sunmak yor. Böylece aramalarda nokta atışı sonuca ulaşılabiliyor ve için esas aldık. yüksek eşleşme sağlanıyor. Özgün ve yenilikçi yaklaşımıyla Liderlervadisi, inovasyon Liderlervadisi.com Platformu’nun Yenilikçi dünyasındaki kesimlere birden fazla yolla hedefe ulaşa- Özellikleri bilecekleri araçları gösteriyor. Sözgelimi bir sanayici veya En temel farkı inovasyon alanına yönelik, terzi usulüyle yatırımcı hem finansal destek programını yayınlayabiliyor ve özgün ürünler ve bütünsel çözümler sunması. Mesela hedef kitlesinin kendisine arama filtreleriyle erişmesine açık Fon Merkezi uygulaması, finansman kaynaklarını zengin hale geliyor. Hem de ilgi alanına giren proje ve teknolojileri yelpazede ve bir arada sunan, yüzde 100 oranla tam eşleş- arayarak yetkililere kendisi ulaşabiliyor. Proje ve teknoloji me sağlayan, seçenekleri kıyaslayan dünyadaki tek sistem. sahipleri de aynı şekilde sanayici veya yatırımcılara her iki Ayrıca “Sanayi Fonu Modeli” adı verilen bir modele de yolla ulaşabiliyor. Yani proje/teknolojilerini yayınlayarak ser- sahip. Sanayi firmaları verebilecekleri altyapı ve finansal giliyor ve yatırımcıların kendilerine erişmesine açık hale destek olanaklarını bu modelle tanımlayıp, akademisyen ve geliyor. Ayrıca fonlardan arama yapabiliyor ve kriterleriyle girişimcilere Fon Merkezi ile sunabiliyor. tam eşleşen en uygun finansal desteklere ve yetkililerine erişebiliyor. Linkedin’e kıyasla, Profil Sistemi; Dünya’da ilk niteliğinde üç yeniliğe sahip. Birincisi aramalarda daha yüksek eşleşme Platforma ücretsiz şekilde üye olunabilmektedir. Ar-Ge sağlayan bir algoritmaya sahip. Uluslararası standartlarda 5 ve inovasyon alanında faaliyet yürüten ve bu konularla kırılımlı uzmanlık alanı tanımlama ve anahtar kelime ekleme ilgili Sanayi Firmaları, Teknoloji Transfer Ofisleri, Ar- özelliği var. İkincisi, “Hizmet tanımlama” özelliğine sahip Ge Merkezleri, Teknokent/Teknoparklar, Girişimciler, tek profil sistemi. Böylece hizmet sunma ve hizmet arama Akademisyenler, Mühendisler ve Danışmanlar, Mentörler, mümkün oluyor ki bu Linkedin’de yok. Üçüncüsü, proje Yatırımcılar ve Öğrenciler başta olmak üzere, sektör ayrımı yönetimi metodolojisini esas alan ve hizmetleri; faaliyetler, gözetmeksizin tüm kullanıcıların yararlanmasına açık. çıktılar, başarı ölçütleri ve hizmet yol haritası ile tanım- layabilen yeni bir “hizmet tanımlama metodu”na sahip. Platformun Güncel Durumu ve Faydaları Diğer uygulamalar da bu tip sosyal medya platformlarında 9 ay önce yayına açılan Liderlervadisi.com platformunun yok. Twitter ile de kıyaslarsak, içerik tek tuşla tüm sosyal girişimcilik, Ar-Ge, inovasyon ekseninde şu anda 10 bini medyada paylaşılabiliyor. aşkın kullanıcısı var. Kullanıcılar; akademisyenler, uzman- lar, mühendisler, yatırımcılar, girişimciler, sanayi ve hizmet Mesleki “Ağ”lara Sunduğu Çözüm ve Fırsatlar firmaları başta olmak üzere geniş bir yelpazeye yayılıyor. Toplam 447 fon destek programı yayınlandı, her biri 3 bin Liderlervadisi.com, her ne kadar inovasyon odaklı bir plat- 500 ile 4 bin 500 arasında kullanıcı tarafından görüntülendi. form olsa da, temelde bir “Kurumsal Ağ Yönetim Sistemi”. Yatırım ve Ar-Ge imalat ortağı arayışında olan 92 proje ve Bir başka deyimle, etkileşimli bir ağ kurmak ve yönetmek teknoloji paylaşıldı. Gelişmeler uygulamasında 400’den fazla için gereken yazılım ürünlerine sahip sosyal tabanlı profes- inovatif gelişme paylaşıldı. Bir de etkinlikler var; paylaşılan yonel bir ağ yönetim sistemidir. Bu mimarisi ve modeliyle etkinlik sayısı 1700’den fazla. “ağ” şeklindeki kurumlara yönelik bütünlüklü yeni nesil bir yazılım çözümü sunmaktadır. Kaynaklara erişimin kolaylaşması nedeniyle Türkiye’deki inovasyon ekosisteminin büyüme ve gelişmesine katkıda “Kurumsal Ağ Yönetim Sistemi”; bir Ana Platform ve 15 bulunmaktadır. Platform, ürün geliştirme sürecindeki yenilikçi üründen oluşan bütünleşik bir sistemdir. Esnek zaman maliyetini önemli oranda düşürmektedir. Örneğin mimarisi sayesinde kurumsal ihtiyaçlardan oluşan bir ürün finansman, teknoloji ve insan kaynağına erişim-eşleşme için kompozisyonuyla seçim yapma imkanı sunar. Marka adı ve gereken zaman maliyeti haftalar yerine birkaç dakikaya düş- tasarımı özelleştirilebilir. Bu modeliyle, “ağ” niteliğine sahip mektedir. Benzer şekilde profesyoneller ile üniversite ve pi- pek çok farklı kuruma uyarlanabilir ve entegre edilebilir yasadaki uzmanlıkların yenilik faaliyetlerine yönlendirilmesi, bir yazılım sistemi. Ağ niteliğindeki üniversite, meslek pazara çıkan katma değeri yüksek yenilikçi ürün sayısının kuruluşları, OSB, Teknopark, TTO, oda ve vakıflar, kamu artması ve üniversite-sanayi işbirliği sürecine katkı sağlan- kurumlarına, yatırım ağlarına, kuluçka merkezleri ve hatta ması mümkün hale gelebilmektedir. Yapılan işbirliklerinin bölgesel inovasyon sistemleri için özelleştirilme esnekliğine artması dolayısıyla akademi ve iş dünyası profesyonellerinin sahip. Ağlar, bu sistem sayesinde sahip oldukları yetenek gelirlerinde de artış olacaktır. En önemlisi de aranan kay- envanterini dijitalleştirebilecek, ağ-içi ve ağ-dışı işbirliği naklarla tam eşleşme sağlanması ürün niteliğine yansıyarak potansiyellerini arttırarak üyelerine daha fazla değer suna- katma değeri arttıracağı gibi teknoloji ticaretine de konu bilecek yeni nesil araçlara sahip olabilecektir. olmasıyla ek değer artışı doğuracaktır. Teknoloji transferi “Kurumsal Ağ Yönetim Sistemi” özgün bir model ve benzeri ile geliştirilen teknolojilerin sanayi ve yatırımcılarla buluş- yok. Her bir uygulamanın hem tek başına hem de diğer uy- turulması kolaylaşmakta ve süreç hızlanabilmektedir. gulamalarla etkileşerek değer zinciri oluşturduğu mimariye sahip. Bir de tüm tarafları “pazar talebi ve arzı” ekseninde Platformu Geliştirirken İlham Alınan Modeller bir araya getiriyor ki bu da dünyadaki ilk niteliğinde bir Üç model üzerinde yoğunlaşıldı: Linkedin, Facebook, Twit- yaklaşım. Sistemin, bu uygulamalara ek olarak 25-30 yazılım ter. Özgün modelimizi geliştirirken bu yaklaşımları temel ürünü ile zenginleştirilmesi amaçlanıyor.

2015 Ekim • Sayı-455 45 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

SANAYİLEŞMENİN GİZLİ TARİHİ1

Atila Çınar Makina Mühendisi Yenimahalle Kent Konseyi Başkanı

anayileşmenin Gizli Tarihi adlı kitap çok önemli iki Yani herkes Güney Kore’nin liberal ekonomi ile kalkındığını Sders içermekte. söylüyorsa da, gerçek tam olarak öyle değilmiş. Bizim hükü- Bir ülke düşünün: metlerimizin zarar eden KİT’leri satıp kurtulmaya çalıştığı bir dönemde Güney Kore hükümetleri bir yandan büyük Bu ülke, insanlarının ABD ordusundan gelen margarin, soya KİT’lere kalkınma için görev verip yeni dönemsel misyonlar sosu ve biber ezmesiyle beslendiği bir dönemi yaşamış. tanımlarken, bir yandan da gerek gördüğü alanlarda yeni Bu ülkede 1961’de bir general, askeri darbe ile iktidara KİT’ler kurmaktan çekinmiyormuş. gelmiş. Dünyanın ve ülkemizin 1980’li yılları bugün yaşı 50’nin Bu ülkede iktidarı ele geçiren general bir süre sonra sivil- üzerinde olan konuyla ilgili herkesin tanıklığında geçmiş- leşmiş ancak iktidarı bırakmamış. Bu “sivilleşmiş” general tir. O dönemler ünlü Başbakanımız merhum Turgut Özal 1972 yılında “Demokrasi fazla geldi ayrıca kuzeyden gelmesi “transformasyon” devşirme terimini dilimize yerleştirmişti. muhtemel komünizm tehlikesi var” diyerek parlamentoyu 1980’li yıllar gerçekten köklü değişikliklerin habercisi bir lağvedip kendisini ömür boyu devlet başkanı yapacak bir dönemdi. Özellikle iletişim teknolojilerindeki gelişmeler seçim “ayarlamış”. adeta yeni bir dünyanın ayak sesleri gibiydi. Bu nedenle Bu diktatör başkanın, kendi istihbarat teşkilatının şefi tara- ülkelerin, şirketlerin ve hatta bireylerin, değişimi gözlem- fından suikasta uğraması ile ülkede bir “bahar döneminin” lemesi, gücü oranında müdahil olması ve tutucu olmadan başlayacağı düşünülmüş, ancak bu kez de bir başka gene- bu değişime göre tavır alması önemli olmuştu. ral 1980 yılında sahneye çıkıp yeniden bir askeri hükümet 1980’li yıllara kadar aynı kaderi paylaşarak gelmiş benzer kurmuş. iki ülkenin, Güney Kore ve Türkiye’nin büyük dönemece Tarihler ve olaylar ne kadar tanıdık geliyor değil mi? Tüm olup bitenler geçtiğimiz 50 yılda yaşanmış ve son 50 yıl çok yakın tarih sayılır. Bu, aynı kıtada yer aldığımız bir ülkenin, 1950-1980 arası neredeyse bizim ülkemiz ile aynı kaderi paylaşmış olan Güney Kore’nin hikayesi. Peki, belli bir dönemde benzer kaderi paylaşan iki ülkenin yolları 1980’den sonra nasıl ayrılmış? Bugün Güney Kore ekonomide belirli bir yolu almış ve zengin ülkeler arasına girmişken bizim ülkemiz hangi nedenlerle hala “kalkınma yolunda bir ülke” durumunda? Kitap bir ölçüde bu sorulara verilebilecek en net yanıtı içeriyor: “… Gerçekte Kore’nin bu dönemde yaptığı şey, hükü- met tarafından özel sektöre danışılarak seçilen belirli endüstrileri; tarife koruması, subvansiyonlar ve diğer türde devlet destekleriyle (örneğin, devlet ihracat ku- rumu tarafından sağlanan yurtdışı pazarlama bilgilen- dirme hizmetleri) uluslararası rekabete dayanabilecek ölçüde ‘olgunlaşıncaya’ kadar geliştirmek olmuştur. O dönemde Kore’de hükümet, bütün bankaların sahibiydi. Böylelikle ticaretin can suyu olan krediyi yönlendire- biliyordu. Ülke devlet mülkiyeti konusunda ideolojik olmaktan ziyade pragmatik bir tavra sahip olmasına rağmen, kamu iktisadi teşebbüsleri (en iyi örneği çelik imalatçısı POSCO) bazı büyük projeleri doğrudan üst- Sanayileşmenin Gizli Tarihi lendi. Eğer özel sermayeli girişimler iyi işleri nedeniyle Yazan: Ha-JoonChang olumlu karşılanıyor; fakat önemli alanlara yatırım yap- Yayınevi: Efil Yayınevi İngilizce’den Çeviren: Doç. Dr. Emin Akçaoğlu maktan imtina ediyorlarsa da hükümet, bu alanlarda Basım: 6. Basım, Haziran, 2015 kamu iktisadi teşebbüslerini (KİT) bizatihi kurmaktan OSTİM, Organize Sanayi Bölgesi, Ankara, Hediyesidir, çekinmiyordu…” (sayfa 22). Para ile satılmaz.

1 OSTİM Gazetesi’nin 24 Ağustos 2012 ve 24 Eylül 2012 tarihli sayılarında yayımlanmış iki makale, yazarı tarafından Elektrik Mühendisliği Dergisi için birleştirilmiş olarak yayımlanmaktadır.

46 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

gelindiğinde seçimlerini nasıl yaptıkları sonuçları ile or- tada. Güney Kore bize göre daha doğru bir seçim yapmış Gelişmiş ülkelerin yıllarca uğraşarak, görünüyor. Ar-Ge harcamaları yaparak geliştirdiği Bu arada kendimize de haksızlık etmeyelim. Güney Ko- teçhizata bir az gelişmiş ülkenin, re’yi Güney Kore yapan gerçekleri öngören birçok yurtsever kamu yöneticisi, iktisatçı ve bilim adamı 1980’lerden sonra parasını ödemek şartıyla, kolayca sahip bizim ülkemizde de dile getirdi. Ama bu insanların nasıl olabildiği ve bu yolla gelişmiş ülke “out” olduklarını ve bizim halkımızın onları anlamaya çalış- ile arasındaki açığı kapatma şansına mak yerine nasıl özelleştirmeyi bayrak yapan politikacılara sarıldıklarını bir kez daha hatırlamakta yarar var. erişebildiği de her zaman doğru Kitaptan çıkarılacak ikinci önemli ders ise şöyle özetlene- değil. Çünkü bu altyapılar maliyetli bilir: olduğundan geri kalmış ülkeler bu Gelişmiş ülkeler omuzlarına basarak yükseldikleri diğer ül- teknolojilere sahip olabilmek için kelerin benzer, yolları izleyerek gelişmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar. sürekli gelişmiş ülkelere borçlanıyorlar. Birisi merdivenle bir yere tırmanırken, başka birileri genel- Bir anlamda geri kalmış ülkeler likle “aman başına bir şey gelmesin’ düşüncesi ile merdiveni gelişmiş ülkelerin Ar-Ge faaliyetleri için tutarlar ve kişinin istediği yere çıkması için yardımcı olurlar. kaynak aktarıyorlar. Ülkelerarası ilişkilerde de bazı ülkeler tırmanırken (burada tırmanmak ekonomik olarak büyümek ve egemenlik alanını genişletmek olarak anlaşılmalı) başka bazı ülkelerden ya- rarlanıyorlar. Tırmanan ülke belirli bir hedefe ulaştığında, Ancak elimizdeki kitaba göre; başlıca iki nedenle, serbest doğal olarak ona yardım eden diğer ülkeler de aynı merdiveni ticaret, az gelişmiş ülkelerin aleyhine işlemekte. kullanarak benzer hedefe varmak istiyorlar. Ancak tam bu Bir kere gelişmiş zengin ülkelerin tüm serbest ticaret dayat- aşamada yukarıdaki ülke(ler) merdiven kullanarak tırman- malarına ve serbest ticareti bir tabu ilan etmelerine karşın, manın aslında pek de iyi bir yöntem olmadığını söyleyip, her malın ticareti serbest değil. Özellikle yeni ya da stratejik geriden gelmek isteyenlere başka yöntemler kullanmalarını alanlara ait teknolojilerin ticaretinin yazılıp söylendiği kadar tavsiye ediyorlar. serbest olmadığını, “ambargo” dönemleri yaşamış ülkenin Bu benzetmeyle yola çıkan kitap özetle şunu söylüyor: insanları olarak çok iyi biliyoruz. Ekonomik büyüme, zenginleşme, ülke çıkarlarını koruma Meselenin daha kolay anlaşılması için en iyi bildiğimiz ve amacıyla dünyanın birçok gelişmiş ülkesi birçok durumda içinde yaşamakta olduğumuz OSTİM’den örnek verecek devletçi ve korumacı araçları kullanmaktan kaçınmadılar. Bu olursak; hepimizin bildiği üzere OSTİM’de yüzlerce “ileri ülkeler ekonomik işleyişlerini hiçbir dönemde hepten piya- teknoloji” ürünü, zengin ülkelerden satın alınmış imalat sanın kurallarına terk etmediler. Ama aynı ülkeler, geriden altyapısı, örneğin CNC tezgah var. Her zaman olmasa da gelenlere her zaman, hem de şiddetle “liberal ekonomi- çoğu zaman dilediğiniz ülkeden dilediğiniz makinayı ge- hepten serbest pazar” tavsiyesinde bulundular. Bu arada tirebiliyorsunuz. “Çoğu zaman” diyoruz, çünkü kimi du- tavsiyelerde bulunmakla kalmayıp, bu tavsiyelerin uygula- rumlarda, örneğin 5 eksenli bir CNC almak istediğinizde, nabilmesini sağlama almak için de çeşitli örgütler kurdular. “Nerede kullanılacak” gibi sorular ve “tarife dışı engeller” Hemen akla gelen, Dünya Bankası, IMF, Dünya Ticaret ile karşılaşma olasılığınız var. Örgütü gibi kuruluşlar, tavsiyelerin dışında yollar arayanları hizaya getirmek için kurulmuş ve işletilmektedir. Öte yandan, gelişmiş ülkelerin yıllarca uğraşarak, Ar-Ge harcamaları yaparak geliştirdiği teçhizata bir az gelişmiş Liberal ekonomi ve serbest ticaretin fakir ülkeler için daha ülkenin, parasını ödemek şartıyla, kolayca sahip olabildiği ve iyi olduğu, onların da gelişmiş ülkelerin seviyesine çıkabil- bu yolla gelişmiş ülke ile arasındaki açığı kapatma şansına mesi için mucize ya da yaratıcı çözümler içerdiği söylendi. erişebildiği de her zaman doğru değil. Çünkü bu altyapılar Oysa gerçekler ve somut rakamlar bunun doğru olmadığını maliyetli olduğundan geri kalmış ülkeler bu teknolojilere ortaya koyuyor. Kitap bu gerçeği birçok yaşanmış ülke ör- sahip olabilmek için sürekli gelişmiş ülkelere borçlanıyorlar. neğiyle gözler önüne seriyor. Bir anlamda geri kalmış ülkeler gelişmiş ülkelerin Ar-Ge Dünya ticaretinin tümüyle serbestleşmesini savunan ideo- faaliyetleri için kaynak aktarıyorlar. lojinin önemli argümanlarından biri şu oldu: Burada asıl kritik olan soru gündeme geliyor: Ticaretin önündeki engellerin kalkması, mal ve hizmetlerin Peki geri kalmış ülkeler serbest ticaretin sağladığı olanakları serbestçe alınıp satılabilmesi geri kalmış ülkelerin teknoloji kullanarak eriştikleri bu ileri teknoloji ürünlerini “çözüp, transfer etmelerinin önündeki engelleri de kaldırır. Böylece öğrenip yeniden üreterek” gelişmiş ülkelerle aralarındaki geri kalmış ülkeler transfer ettikleri teknolojiler sayesinde açığı kapatamazlar mı? Kuşkusuz bu mümkündür, ancak daha hızlı gelişip zenginleşebilirler. Bu sav kısmen doğru- bunun için hemen her zaman bir devlet politikası ve bu po- dur. İnsanlık tarihi boyunca da insan toplulukları arasında litikayı uygulayacak siyasi irade gerekli olmuştur. Kuşkusuz sürekli bu tür alışverişler olmuştur. Göç ve ticaret yolları Güney Kore örneğine bu gözle bakmakta yarar var. tarihin her döneminde yeni fikirlerin, yeni buluşların ve Ayrıca “Yeni Dünya Düzeni” kurgulayıcıları bunu da çok iyi farklı kültürlerin transfer hatları olarak iş görmüştür. Bu bildiklerinden gerekli önlemleri alıyorlar ki, buna da kısaca alışverişler çoğu zaman uygarlığın gelişmesini olumlu yönde emperyalizm deniyor. etkilemiştir. Günümüzde de bu durumun geçerli olduğu örnekler vardır ve Güney Kore deneyimi bu bağlamda iyi Bu kitabı çeviren, yayımlayan ve de bizlere ulaştıran taraflara bir örnek sayılabilir. teşekkür ederim.

2015 Ekim • Sayı-455 47 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ “KORUNMASI”1

Derleyen: E. Orhan Örücü

ilgisayar yazılımlarını kopyalamak çok kolaydır. Yıllarca lerden 3-500 dolara orijinal ilacın fiyatının yüzde 2-5’ine Bçalışarak yazılım geliştirme çabasının sonucu olan yeni mal olan “kopya” ilaçları ithal ediyor olmaları anlaşılır bir bir ürün, bir disk üzerine birkaç saniyede kopyalanabilir. durumdur. Dolayısıyla, Bill Gates hayır işleri konusunda olağanüstü Afrikalı hükümetler baştan aşağı yeni olan hiçbir şey yap- bonkör olabilir; fakat konu kendi yazılımlarının birilerince mıyorlar. Patent sahiplerini en çok kayıran ABD Patent kopyalanmasına geldiğinde hayli sert bir adamdır. Eğlence endüstrisi ve ilaç endüstrisi de aynı soruna maruzdur. Pa- Kanunu dahil tüm patent kanunları, kamu yararıyla çeliş- tentler, telif hakları ve markalar gibi fikri mülkiyet haklarının tiklerinde FMH sahiplerinin haklarını sınırlayan hükümler (FMH) korunmasının teşvikinde olağanüstü ısrarcı olmaları içerirler. Bu tür şartlar altında hükümetler; patentleri iptal da bundandır. edebilirler, zorunlu lisanslamayı empoze edebilirler (patent sahibinin patentinin lisansını üçüncü bir tarafa makul bir Maalesef bu bir avuç endüstri, FMH konusundaki ulusla- bedel karşılığında vermeye zorlanması) veya paralel itha- rarası gündemin tümünü son 20 yıldır yönlendirmektedir. latı (ürünün patent koruması altına alınmadığı ülkelerden Bu endüstriler Dünya Ticaret Örgütü’nün TRIPS (Trade- kopya ürünlerin ithalatı) serbest bırakabilirler. Hakikaten Related Intellectual Property Rights/Ticaretle İlgili Fikri 2001’deki anthrax terörü korkusunun ardından, ABD Hü- Mülkiyet Hakları) anlaşmasının yürürlüğe girmesi için kümeti kendi patent kanunlarındaki kamu yararı hükmünü yürütülen kampanyayı yönetmişlerdir. azami ölçüde kullanmıştır. Bu kapsamda ABD Hükümeti, Pek çok Afrika ülkesi HIV/AIDS salgınından muzdariptir. Alman ilaç şirketi Bayer’in patent koruması altındaki anti- Maalesef HIV/AIDS ilaçları yılda hasta başına 10-12 bin anthrax ilacı Cipro’yu, yüzde 80 oranında çok büyük bir dolara mal olan ölçülerde çok pahalıdır. Bu şartlar altında, indirimle elde etmek için zorunlu lisanslama tehdidini bazı Afrika ülkelerinin, Hindistan ve Tayland gibi ülke- kullanmıştır.

1 Ha-Joon Chang’in yazdığı Emin Akçaoğlu’nun çevirdiği, Efil Yayınevi tarafından basılan, OSTİM’in hediyesi olarak ücretsiz dağıtılan “Sanayileşmenin Gizli Tarihi” kitabı içinde “1997’de Windows 98/Fikirleri ‘Ödünç Almak’ Yanlış mı” başlıklı 6. Bölümü’nden derlenmiştir.

48 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Afrika ülkelerinin HIV/AIDS ilaçlarına dair faaliyetlerinin Patentlerin sadece ilaç ve diğer kimya, yazılım ve eğlence meşruiyetine karşın, 41 ilaç şirketi bir araya gelmiş ve ib- gibi kopyalamanın kolay olduğu bazı endüstrilerde kritik ret olsun diye 2001 yılında Güney Afrika Hükümeti’ni dava önem taşıdığını unutmamalıyız. Başka endüstri alanların- etmeye karar vermişlerdir. Bu şirketler sözü edilen ülkenin da yeni teknolojinin kopyalanması kolay değildir ve yenilik, paralel ithalata ve zorunlu lisanslamaya izin veren kanunla- yenilik yapana, Patent Yasası’nın yokluğunda bile otomatik rının TRIPS anlaşmasına ters düştüğünü ileri sürmüşler- olarak geçici bir teknolojik tekel gücü verir. Tekel gücü, dir. Ortaya çıkan toplumsal kampanyalar ve kamuoyundaki taklit edenin arkadan gelmesi (diğerlerinin yeni bilgiyi so- karmaşa bu şirketlere kırmızı ışık yakınca, nihayetinde ğurmasının zaman gerektirmesi sebebiyle), itibar avantajı davayı geri çekmişlerdir. Hatta bazıları, kendileri hakkında (ilk ve en iyi bilinen üretici olunması sebebiyle) ve “öğrenme o dönemde yaygınlık kazanan kötü şöhreti tersine çevirmek sürecindeki yarışta” ilk başlayan taraf olunması (örneğin, için Afrika ülkelerine HIV/AIDS ilaçlarında ciddi indirimler doğal olarak verimliliğin tecrübeye bağlı artışı) gibi yenilik teklif etmişlerdir. yapana ait doğal avantajlar sebebiyle ortaya çıkar. Bunların sonucunda ortaya çıkan geçici tekel karı pek çok endüstri HIV/AIDS ilaçları etrafındaki tartışma esnasında ilaç şir- alanında yenilikçi faaliyetler için yeterli bir ödüldür. ketleri, eğer birileri kendi icatlarını “çalabiliyorsa” yeni ilaçların icadına yatırım yapmak için sebeplerinin kalma- Kopyalamanın kolay ve dolayısıyla patentlerin (ve diğer yacağını, patentler olmaksızın yeni ilaçların üretilmesinin FMH’nın) gerekli olduğu endüstrilerde bile patent sahip- mümkün olmayacağını ileri sürmüşlerdir. Makul görünse lerinin (ve telif hakkı ve marka sahiplerinin) çıkarları ile de bu yaklaşım gerçeğin sadece yarısıdır. Yeni şeyler icat toplumun geri kalanın arasındaki dengenin doğru kurul- etmeleri için zeki insanlara daima “rüşvet” vermek zorun- masına ihtiyaç vardır. Aşikar bir sorun, tanım icabı patent- da olduğumuz iddiası doğru değildir. Maddi müşevvikler lerin toplumun geri kalanına bir maliyet yükleyen tekeller (kışkırtıcılar) önemli olsalar da bunlar, insanları yeni yaratmalarıdır. Örneğin, bazılarının Microsoft’un yaptığına fikirlerin üretimine yatırım yapmaya teşvik eden yegane inandıkları gibi, patent sahibi teknolojik tekel konumunu unsur değildir. HIV/AIDS tartışmasının en yoğun olduğu tüketicileri istismar etmek için kullanabilir. Tekel, üreti- dönemde İngiltere’deki en önemli bilimsel topluluk olan ciye toplumsal açıdan gerekli görülen miktardan daha azını Royal Society’nin 13 üyesi Financial Times Gazete- üreterek kendi karını azamiye çıkarma imkanı yaratıp sinde yayımladıkları bir açık mektupla bu hususu net toplumsal refah kaybına da sebep olur. Ayrıca hararetle savunmuşlardır: “Patentler keşif ve eleştiri sahipleri, “kazanan hepsini alır” kuralına icadı teşvik eden araçların sadece bir tanesidir. “Birisi dayanması sebebiyle patent sisteminin, genel- İnsanlığa faydalı olma isteğiyle bütünleşen bi- büyüklüğün likle rakiplerin aynı alandaki araştırmaları tek- limsel merak tarih boyunca çok daha büyük rarlamalarına sebep olduğunu (bu toplumsal önem taşımıştır.” Dünyada sayısız araştır- zirvesine açıdan israf yaratabilir) ileri sürerler. macı, kendileri bunlardan doğrudan kazanç vardığında, Patent yanlısı görüşün açıkça ifade edilme- sağlamadıklarında dahi daima yeni fikirler yen varsayımı; yukarıda sözü edilen türden üretmişlerdir. diğerlerinin kendi maliyetlerin yeniliklerdeki artıştan kaynak- Devlete bağlı araştırma kurumları veya arkasından tırmanma lanan yararlar (bu daha yüksek verimliliğe üniversiteler kendi icatları için patent vasıtalarından yoksun karşılık gelir) sayesinde fazlasıyla telafi almayı genellikle açıkça reddetmişler- edileceğidir. Fakat bunun garantisi yok- dir. Bütün bunlar yapılan araştırmaların kalmaları için oraya tur. Hakikaten, 19. Yüzyıl’ın ortalarında büyük bölümünün, patent tekelinden tırmanırken kullandığı Avrupa’da, serbest piyasa yanlısı İngiliz kar elde etmek amacıyla yapılmadığını Dergisi The Economist tarafından des- göstermektedir. merdiveni itmesi çok teklenen etkili patent karşıtı hareket; maliyetinin yararından daha fazla olacağı Bu tali bir olgu değildir. ABD’de bile kar yaygın zekice bir gerekçesiyle, patent sistemine karşıydı. amacı gütmeyen kuruluşlar tarafından pek hiledir” Friedrich çok araştırma yapılmıştır. Örneğin, 2000 List, (The National Örneğin, serbest ticaret yanlısı iktisatçıla- yılında ABD’deki ilaç araştırmalarının rın işaret etmekten çok fazla memnuniyet sadece yüzde 43’ü ilaç endüstrisinin ken- System of Political duydukları gibi, bebek endüstrilerin korun- disi tarafından finanse edilmiştir. Araştırma Ekonomy, 1841), ması, yerli firmalar lehine suni bir tekel gücü harcamalarının yüzde 29’u ABD Hükümeti, yaratarak etkin olmayan sonuçlar doğurur. yüzde 28’i özel yardım kurumları ve üniversi- Alman İktisatçı. Fakat bu tür bir koruma, eğer uzun dönemde teler tarafından fonlanmıştır. üretkenliği yükseltir ve kendi yarattığı tekelin zararlarını fazlasıyla kapatırsa haklı görülebilir. Dolayısıyla, ABD gelecekte ilaç patentlerini lağ- Fakat patent sisteminin faydalarını kabul etmek vetse ve buna karşılık ülkedeki tüm ilaç şirketleri herhangi bir maliyetinin olmadığını söylemekten araştırma laboratuvarlarını kapatsalar dahi (ki bu ol- farklıdır. Bebek endüstri korumasının aşırıya kaçmasında mayacaktır) bu ülkede hala bugün olanın yarıdan fazlası olduğu gibi, eğer sistemi yanlış tasarlarsak ve bir patent kadar ilaç araştırması yapılacaktır. Patent lobisinin sürekli sahibini aşırı ölçüde korursak, sistem yararlarından daha söylediğinin tersine, patent sahiplerinin haklarının biraz kı- fazla maliyet üretecektir. sıtlanmasının dahi (örneğin, fakir halklar/ülkeler için daha düşük fiyatlar uygulamaya zorlanılması veya gelişmekte Bu sistemin en zararlı etkisi, ekonomilerini geliştirmek olan ülkelerde patentlerin geçerlilik sürelerinin daha kısa için daha iyi teknolojilere ihtiyaç duyan, teknolojik yönden tutulmasının kabul ettirilmesi) yeni fikirlerin ortadan kay- geri kalmış ülkelere bilgi akışını bloke etme potansiyelinde bolmasıyla sonuçlanması pek muhtemel değildir. yatar. Ekonomik gelişme, tamamen ileri düzeydeki yabancı

2015 Ekim • Sayı-455 49 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

teknolojilerin soğurulmasına dairdir. Bunu daha zorlaştıran dönüşen İsviçre, o dönemde pek çok kimya ve ilaç teknoloji- herhangi bir şey (patent sistemi ya da ileri teknolojilerin sini Almanya’dan “ödünç” alıyordu. İşte bu sebeple kimyasal ihracının yasaklanması) ekonomik gelişme için iyi değildir. patentler vermeleri menfaatlerine uygun değildi. Konu bu kadar basittir. Kötü Samiriyeli1 zengin ülkeler bu Sadece 1907’de, Almanya’nın ticari yaptırım tehdidi altında durumu geçmişte açıklıkla kavramışlar ve ileri ülkelerden İsviçreliler kimyasal icatlara patent koruması vermeyi karar- bilgi akışının engellenmesini önlemek için herşeyi yapmış- laştırdılar. Bununla birlikte, yeni Patent Yasası bile kimyasal lardır. teknolojileri bugünün TRIPS sistemince beklenilen derece- 18. Yüzyıl boyunca teknolojik yarış, adam transferi tertip- de korumadı. O dönemin diğer pek çok ülkesi gibi İsviçre, leri, makine kaçakçılığı ve endüstriyel casusluk üzerinden kimyasal süreçlere patent verirken kimyasal maddelere pa- şiddetle sürdü. Fakat yüzyılın sonuna kadar, kendisini tent vermeyi geri çevirdi. Gerekçe şuydu: Bu tür maddeler kullanan işçilerden ve makinelerden ayrılabilen türden bir mekanik icatlardan farklı olarak zaten doğada mevcuttur ve bilgi olan “bedensiz bilginin” (disembodied knowledge) dolayısıyla, “mucit” bu maddeleri bulmaktan ziyade sadece öneminin artmasıyla, oyunun doğası kökünden değişti. bunları doğadan ayrıştırmayı bulmuştur. İsviçre’de kimyasal Bilimin gelişmesi, tamamı olmasa bile bilginin büyük kıs- maddelere 1978’e kadar patent verilmemiştir. mının (bilimsel) bir dille yazıya dökülebilmesi ve uygun eğitimi almış herhangi biri tarafından anlaşılabilmesi an- O dönemde Patent Kanunu olmayan yegane ülke İsviçre de- lamına geliyordu. Fizik ve mekaniğin ilkelerini anlayan bir ğildi. Aslında Hollanda 1817’de çıkardığı Patent Kanunu’nu mühendis teknik çizimlerine bakarak bir makineyi yeniden 1869’da yürürlükten kaldırmış ve 1912’ye kadar yeniden yü- üretebilirdi. Bir fikir, genel bilim ve mühendislik dilinde bir rürlüğe koymamıştı. Hollandalılar bu kanunu yürürlükten kez yazılı hale getirildikten sonra kopyalanması çok daha kaldırdıklarında, yukarıda değindiğim patent-karşıtı hare- kolaylaşmaktadır. Beceri sahibi yabancı bir işçiyi kendi ketin asgari düzeyde bile etkisi altında kalmamışlar; esasen, ülkenize götürdüğünüzde pek çok kişisel ve kültürel sorun suni biçimde yaratılan bir tekel olan patentin kendi serbest ortaya çıkar. Bir makineyi ithal ettiğinizde, bu makinenin ticaret ilkelerine ters düştüğüne ikna olmuşlardı. Günümü- işleyiş ilkelerini sadece kısmen anlayabilmeniz sebebiyle zün bir ev eşyası markası olan Hollandalı elektronik şirketi azami verim elde edemeyebilirsiniz. ”Bedensiz bilginin” Philips faaliyetine 1891’de, bir patent yasasının yokluğundan öneminin artışıyla, bilgiyi içinde barındıran işçilerin ve ma- istifade ederek Amerikalı mucidinden “ödünç alınan” bir kinelerin korunmasından ziyade fikirlerin korunması daha patentle, ampul imalatçısı olarak başladı. önemli hale gelmiştir. Sonuçta, İngiltere’nin becerili işçi İsviçre ve Hollanda istisnai örnekler olabilirler. Fakat 19. göçüne koyduğu yasak 1825’te, makine ihracatına koyduğu Yüzyıl’ın çok büyük bir bölümü boyunca, bugünün zengin yasak 1842’de kaldırılmıştır. Bunların yerine fikir akımları- ülkelerinin FMH rejimleri, yabancıların fikri mülkiyet hakla- nın yönetimindeki temel araç, Patent Kanunu olmuştur. rının korunmasında tümüyle çok başarısızdır. Bu kısmen ilk Mevcudiyeti varsayılan ilk patent sistemi, Venedik tarafından patent kanunlarının, bir icadın orijinalliğinin denetlenme- “yeni sanatların ve makinelerin” mucitlerine on yıllık imti- sindeki genel gevşekliğinin bir sonucudur. Örneğin, 1836’da yazlar verildiğinde 1474’te kullanılmıştır. Patent sistemi bazı ülkenin Patent Kanunu’nun gözden geçirilmesinden önce Alman şehir devletlerince 16. Yüzyıl’da gelişi güzel ve 17. ABD’de, patentler orijinalite ispatı aranmaksızın veriliyordu. Yüzyıl’dan başlayarak İngiltere tarafından da kullanılmıştır. Bu durum dolandırıcılar tarafından, halihazırda kullanılan 18. Yüzyıl’ın sonlarından itibaren 1791’de Fransa’da, 1793’te aletlerin patentlerinin alınmasını (“çakma patentler”) ve ABD’de ve 1794’te Avusturya’da kullanılmaya başlanarak daha sonra bu aletlerin kullanıcılarından hak ihlaline da- hızla yaygınlaşmıştır. Bugünün zengin ülkelerinin pek çoğu yanan dava tehdidiyle para talep edilmesini özendirmiştir. kendi patent kanunlarını Fransız Patent Kanunu’nun çıkışı- İngiltere, Hollanda, Avusturya, Fransa ve ABD dahil pek nı izleyen elli yıl içinde oluşturmuşlardır. Telif kanunu (ilk çok ülkede, ithal edilen icatların patentlenmesine alenen kez 1709’da İngiltere’de çıkarılmıştır) ve marka kanunu (ilk izin veriliyordu. Peter Durand 1810’da İngiltere’de, Fran- kez 1862’de İngiltere’de çıkarılmıştır) gibi diğer fikri mül- sız Nicolas Appert’in icadı olan konserve teknolojisinin kiyet kanunları bugünün zengin ülkelerinin çoğu tarafından patentini aldığında, başvuru evrakında alenen, o zamanlar 19. Yüzyıl’ın ikinci yarısında benimsenmişlerdir. Zaman bir yabancının icadına dayanan bir patent alınırken kulla- içinde, patentler ve markalar hakkındaki Paris Konvansi- nılan genel bir kayıt olan, “icat bana bir yabancı tarafından yonu (1883) ve telif hakları hakkındaki Bern Konvansiyonu iletildi” hükmü yer alıyordu. (1886) gibi fikri mülkiyet haklarına ilişkin uluslararası an- Fikirlerin “ödünç alınması” sadece patenti alınabilecek laşmalar ortaya çıkmıştır. Fakat bu uluslararası anlaşmalar icatlarla ilişkili değildir. Bunun yanı sıra bugün Çin’de; bile teknolojik yarıştaki “yasadışı” araçların kullanımını daha öncesinde Japonya, Kore ve Tayvan’da olduğu gibi, sonlandırmamıştır. 19. Yüzyıl’da marka taklidide yaygındı. İngiltere 1862’de Marka Kanunu’nu (Ticari Marka Kanunu-the Merc- Avukatlar Dahil Oluyor handise Mark Act), yabancıların özellikle de Almanların İsviçre 1888’e kadar Patent Kanunu çıkarmamıştır. Ülke- İngiliz mallarının taklitlerini yapmalarının önüne geçmek nin 1888 tarihli Patent Kanunu sadece ”mekanik modelleri amacıyla gözden geçirdi. Gözden geçirilen yeni kanun, temsil eden icatlara” koruma sağlamıştır. Bu hüküm oto- üreticilerin imalat yerini veya ülkesini açıkça bildirmesi- matik olarak (ve kasten) kimyasal icatları kapsam dışında ni “ticari faaliyetin tanımlanmasının” gerekli bir parçası tutmuştur. Kendisi sonradan bu alanlarda bir dünya liderine olarak emrediyordu.

1 Kötü Samiriyeli: “İyi Samiriyeliler” hikayesinin aslı İncil’dendir. Hikayede, Samiriyeliler acımasız ve başı belada olanların durumundan bile faydalanmaktan kaçınmayan kişiler olarak tipleştirilmeleri gerçeğine rağmen, eşkiyalar tarafından soyulmuş bir adama bir iyi Samiriyeli tarafından yardım edilir.

50 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Alman firmaları kanunu aldatmayı sağlayan çok zekice taktiklerle karşı- lık verdiler. Örneğin, malın üretildiği menşe ülkeyi gösteren damgayı ayrı ayrı malların üstüne değil de paket- lerin üstüne koydular. Ürün paketten bir kez çıkarıldığında, müşteriler ma- lın menşe ülkesini söyleyemezlerdi. Bu tekniğin ithal saat ve çelik törpülerde özellikle yaygın olduğu söylenir. Alter- natif olarak, Alman imalatçılar piyano ve bisiklet gibi bazı mallan İngiltere’ye parçalar halinde göndermiş ve orada birleştirmişler veya menşe ülkesini gösteren damgayı pratikte görülmesi mümkün olmayan yerlere oymuşlar- dır. Alman malı adını taşıyan ve Alman taklitçiliğini konu alan bir kitabın yazarı olan 19. Yüzyıl İngiliz Gazetecisi Er- nest Williams, bariz şekilde “Singer” ve “North British Sewing Machines” markasını taşıyan çok sayıda dikiş makinesini İngiltere’ye Kanunu’nca getirilen orijinali 14 yıl olan (14 yıllık bir dönem ihraç eden bir Alman firmasının, küçük harflerle yazılmış için yenilenebiliyordu) telif koruma süresinin inanılmaz öl- Alman Malı damgasını nasıl ayak pedalının altına koyduğu- çüde uzatılmasıydı. nu belgeler. Yarım düzine kadın terzi güçlerini birleştirip 1998 Yasası, Disney’in 1928’de yaratılan (SteamboacWillie) makineyi ters çevirerek yazıyı okuyabilirler; aksi halde yazı Miki Fare’nin 75. doğum gününe vurguyla bu yasa için lobi- okunmadan kalacaktır. cilik yapması sebebiyle, yerici biçimde Miki Fare’yi Koruma Telif hakları da rutin şekilde ihlal edildiler. Telif haklarına Kanunu olarak bilinir. Bu yasanın özellikle dikkate değer dair bugünkü coşkulu ve adanmış tavrına rağmen ABD, 1790 yönü, öncesini kapsayarak uygulanmasıdır. Mevcut çalış- tarihli telif hakları kanunuyla geçmişte, yabancıların telif malar için koruma döneminin uzatılmasının asla yeni bilgi haklarını korumayı reddediyordu. ABD Uluslararası Telif yaratamayacağı aşikardır. Hakları Anlaşması’nı (1886 tarihli Bern Konvansiyonu) an- Hikaye telif haklarıyla bitmez. ABD ilaç endüstrisi haliha- cak 189l’de imzaladı. O dönemde, ABD telif haklarına dayalı zırda FDA (Gıda ve İlaç İdaresi) tarafından ilaç onay süre- malzemelerde net ithalatçı konumundaydı ve sadece Ame- cindeki gecikmeleri telafi ihtiyacı gibi bahaneleri kullanarak rikan yazarlarının korunmasını avantajlı buluyordu. Başka patentleri 8 yıla kadar defacto uzatmak için başarıyla lobicilik bir yüzyıl boyunca (1988’e kadar), kendi toprakları dışında yapmaktadır. Geçmişte ABD patentlerinin, telif haklarında basılmış yayınlar üzerindeki telif haklarını tanımadı. olduğu gibi, sadece 14 yıl geçerli olduğu dikkate alındığında, Tarihsel resim açıktır. Taklitçilik modern Asya’da icat bunun ilaç endüstrisinin kendi icatlarının patent ömürlerini edilmemiştir. Bilgi birikimi bakımından kendileri geriyken fiilen iki katına çıkardıkları anlaşılır. bugünün zengin ülkeleri, başkalarının patentlerini neşeyle 19. Yüzyıl’ın 3. çeyreğinde (1850-1875), 60 ülkelik bir ihlal etmişlerdir. Amerikalılar İngilizlerin telif ürünlerini, örneklem ülke içindeki ortalama patent ömrü 13 yıldı. Almanlar İngilizlerin markalarını “ödünç alırken” İsviçreli- 1900 ile 1975 arasında bu süre 16 veya 17 yıla uzadı. ABD ler Almanların kimyasal icatlarını “ödünç almışlardır”. Üs- kendisinin 20 yıllık patent koruması süresini, buna Dünya telik bu ülkelerin tümü de ödünç aldıklarının günümüzde Ticaret Örgütü’nün TRIPS anlaşmasında özel bir yer ve- karşılığı olduğu düşünülen bedeli bile ödememişlerdir. rilmesiyle şimdi bir “küresel standard” haline getirmiştir. Bu tarihsel sürece karşın Kötü Samiriyeli zengin ülkeler 60 ülkelik ortalama süre 2004 itibarıyla 19 yıl olmuştur. İlaç şimdi, TRIPS anlaşması ve çok sayıda çift-taraflı serbest patentlerinin defacto uzatılması gibi TRIPS’in ötesine ge- ticaret anlaşması vasıtasıyla gelişmekte olan ülkeleri, tarihte çen diğer örneklere ABD hükümetince ikili serbest ticaret görülmemiş ölçüde fikri mülkiyet haklarını korunmaya zor- anlaşmalarıyla yaygınlık kazandırılmaktadır. Fikri ve sınai luyorlar. Fikri mülkiyet haklarının daha güçlü korunmasının mülkiyet haklarının korunmasının tekel yaratması (ve bunun yeni bilginin üretimini teşvik edeceğini ve gelişmekte olan toplumsal maliyetleri bulunması) sebebiyle, koruma süre- sinin uzatılmasının bu tür maliyetleri yükselteceği açıktır. ülkeler dahil herkese yarar sağlayacağını ileri sürüyorlar. Sürenin uzatılması -fikri mülkiyet haklarının herhangi başka Fakat bu doğru mu? bir şekilde güçlendirilmesinde olduğu gibi- toplumun yeni bilgi için daha fazla ödeme yapması anlamına gelir. Elbette, Miki Fare’yi Daha Uzun Yaşatmak eğer sürenin uzatılması yeni bilgi üretilmesini sağlıyorsa 1998’de ABD, Telif Hakları Dönem Uzatma Kanunu ile (yeniliği teşvik ederek) bu maliyetlere katlanılması haklı gö- telif haklarının korunması için “yazarın ömrü artı 50 yıl veya rülebilir. Fakat bunun -en azından artan koruma maliyetini kurumsal yazarlığa dayanan eserler için 75 yıl” (1976’da telafi edecek düzeyde- gerçekleştiğine dair bir delil yoktur. belirlendiği gibi) olan süreyi “yazarın ömrü artı 70 yıl veya Bu şartlar altında mevcut fikri mülkiyet hakları sürelerinin kurumsal yazarlığa dayanan eserler için 95 yıl” biçiminde uygun olup olmadığını ve eğer gerekiyorsa kısaltılması ge- uzatmıştır. Tarihsel bir perspektifle bu, 1790 Telif Haklan rekip gerekmediğini dikkatle incelememiz gerekir.

2015 Ekim • Sayı-455 51 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Kapatılmış Kabuksuz Sandviçler ve Zerdeçal değildir. En ciddi sorun, fikri mülkiyet hakları sisteminin, FMH kanunlarının gerisindeki bir temel yaklaşım, ko- teknolojik yenilikleri teşvik etmekten ziyade onun önünde runmayla ödüllendirilmiş yeni bir fikrin korunmaya değer bir engel oluşturmasıdır. olmasıdır. Bu, bu türdeki tüm kanunların orijinal olma (teknik jargonda “yeniliğe” sahip olmak ve “aşikar olma- İç İçe Geçmiş Patentler Tiranlığı mak”) fikrini talep etmesinin sebebidir. Bu soyut kavram Isaac Newton’ın ünlü deyişi gibi, “Eğer biraz daha öte- olarak tartışma götürmez bir husus gibi görünebilir. Fakat sini görürsem, bu devlerin omuzlarına dayanarak olur.” uygulamaya aktarılması daha zordur. Çünkü yatırımcıları Newton bu sözle fikirlerin birikerek geliştiği gerçeğine diğer sebeplerin yanı sıra orijinalite çıtasını aşağıya indirme atıfta bulunuyordu. Patentlere ilişkin daha önceki uyuş- yönünde lobi yapmaya sevk eden saikler vardır. mazlıklarda bazıları bunu rakiplerine karşı kullandılar. Patentlenmesi konusunda anlaşmazlık bulunmayan şeyler Yeni fikirler entelektüel gayretle mayalandığında, bir icada için bile neyin patentlenmeye değecek bir icat olduğuna “nihai dokunuşları” yapan birinin tüm şöhreti ve karı alması hükmetmek için belirgin bir yöntem yoktur. gerektiğini nasıl söyleyebiliriz? Thomas Jefferson patentlere bu noktadan hareketle karşı çıkmıştır. Jefferson fikirlerin 1980’lerden bu yana ABD’de patentler için orijinalite en- “hava gibi” olduğunu, dolayısıyla sahiplenilemeyeceğini gelleri belirgin ölçüde indirilmiştir. ABD patent sisteminin ileri sürmüştür. bugünkü durumu hakkında önemli bir kitabın yazarları olan Profesör Adam Jaffe ve Profesör Josh Lerner çok Sorun patent sisteminin doğasında vardır. Fikirler yeni fi- aşikar bazı şeyler için bile patent verildiğini işaret ediyor- kirlerin üretilmesindeki en önemli girdilerdir. Fakat eğer lar. Örneğin, amazon.com’un “tek tık” internet alışveriş başkaları sizin kendi, yeni fikirlerinizi geliştirmek için ihti- sistemi, Smuckers adlı gıda firmasının “kapatılmış ka- yaç duyduğunuz fikirlere sahiplerse, onlara ödeme yapma- buklu sandviçleri” ve hatta “ekmek tazeleme yöntemleri” dan bu fikirleri kullanamazsınız. Bu yeni fikirler üretmeyi (esasen bayat ekmeğin tost yapılması) veya bir “salıncakta pahalılaştırır. Daha kötüsü, sizin patentlerinizle yakından sallanma (görünen o ki beş yaşında bir çocuk tarafından ilişkili patentlere sahip olan rakipleriniz tarafından patent ‘icat edilen’) yöntemi” gibi. İlk iki örnekte, patent sahip- ihlali için dava edilme tehlikesine maruz kalmanızdır. Bu leri ellerindeki yeni hakları rakiplerini mahkemeye vermek tür bir dava sadece paranızı boşa harcamanıza sebep olmaz için bile kullandılar. Önceki örnekte barnesandnoble.com, fakat size uyuşmazlık konusu olan teknolojiyi geliştirmekten sonrakinde ise Michigan’da Albie’s Foods Inc. adındaki alıkoyar. Bu anlamda patentler bir müşevvik olmaktan ziyade küçük bir yemek şirketi dava edildiler. Bu örnekler yelpa- teknolojik gelişmenin önünde bir engeldir. zenin daha çılgın ucunda olsalar da genel eğilim, “patent Gerçekten de patent ihlali davaları, dikiş makineleri (19. tekelinin sadece hakikaten orijinal fikirlere verilmesini Yüzyıl’ın ortası), uçaklar (20. Yüzyıl’ın başı) ve yarı-ilet- garanti altına alması gereken yenilik ve aşikar olmama kenler (20. Yüzyıl’ın ortası) gibi ABD endüstrilerindeki testinin büyük ölçüde işlemez hale gelişini yansıtmakta- teknolojik gelişmelerin önündeki esas engeller olmuşlardır. dır”. Bunun sonucu, Jaffe ve Lerner tarafından “patent Dikiş makinesi endüstrisi (Singer ve birkaç başka şirket) patlaması” diye adlandırılan durumdur. Bu iki yazar 1930 ile Amerikan patent sisteminin gevşetildiği 1982 arasında ABD’de verilen patent sayısı yüzde 1 artarken; patent veri- lirken daha liberal bir yaklaşımın benimsendiği 1983-2002 döneminde sayının yüzde 5.7 arttığını belgelemişlerdir. Bu yükseliş kesinlikle Amerikan yaratıcılığındaki bir ani artıştan kaynaklanmıyor! Fakat eğer Amerikalılar aptalca patentler veriyorlarsa, bu du- rumu niçin umursamalı? Umursamalı çünkü yeni Amerikan sistemi başka ülkelerde iyi bilinen fikirlerin “çalınmasını” özendirmektedir. Özellikle de gelişmekte olan ülkelerde, çok uzun zamandır çok iyi bilinmeleri sebebiyle hukuki ko- ruma altında bulunmayan fikirlerin çalınmasını. Bu durum “geleneksel bilgi” hırsızlığı olarak bilinir. Bu alandaki en iyi örnek, 1995 yılında Missisipi Üniversitesi’nden iki Hin- distanlı araştırmacıya, yara iyileştirici etkileri Hindistan’da binlerce yıldır bilinen zerdeçalın ilaç olarak kullanımı için patent verilmesidir. Amerikan mahkemelerinde Yeni Del- hi’de yerleşik Tarımsal Araştırma Konseyi’nin (Councilfor Agriculture Research) desteğiyle mümkün olan meydan okuyuş sayesinde patent iptal edilmiştir. Eğer haksızlığa uğrayan ülke bu tür mücadeleler için Hindistan’ın sahip olduğu insan kaynaklarına ve finansal imkanlara sahip ol- mayan küçük ve çok fakir bir ülke olsaydı, bu patent halen geçerli olabilirdi. Bu örnekler şoke edici olsalar da, orijinallik çıtasının aşağıya indirilmesinin sonuçları, fikri mülkiyet hakları sisteminde bugün geçerli olan dengesizliğin yarattığı en büyük sorun

52 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

bu soruna özel zekice bir çözüm bulmuşlardır: Dahil olan milyonlarca insanın xerophthalmia adındaki zayıflatıcı göz tüm şirketlerin ikili patentleri birbirlerine karşılıklı lisans- hastalığına sebep olduğu düşünülmektedir. larla kullandırdıkları bir “patent havuzu”. Uçaklar (Wright 2001’de Potrykus ve Beyer, bu teknolojiyi ilaç ve biyotekno- kardeşlere karşı Glenn Curtiss) ve yarı-iletkenler (Texas loji firması Syngenta’ya (o zamanki adıyla Astra Zeneca’ya) Instrument’a karşı Fairchild) söz konusu olduğunda, adı satarak bir uyuşmazlığa yol açtılar. Syngenta araştırmayı geçen firmalar bir uzlaşmaya varamadıkları için patent havuzunu ABD hükümeti empoze etmiştir. Devlet tara- Avrupa Birliği üzerinden dolaylı olarak finanse etmiş ol- fından empoze edilen bu patent havuzları olmaksızın, bu ması sayesinde geliştirilen yeni teknoloji üzerinde kısmi ve endüstrilerin bugüne kadar başardıkları ölçüde ilerlemeleri yasal bir hak iddiasına zaten sahipti. Ve bu iki bilim adamı mümkün olamazdı. kendilerine onur veren bir yaklaşımla, altın pirinçten yılda 10 bin dolardan daha az kazanan çiftçilere bu teknolojinin Maalesef, iç içe geçmiş patentler sorunu son dönemde bedavaya kullanılmasına izin verilmesi için, Syngenta ile sert daha da kötüleşmiştir. Münferit genler düzeyine kadar bir müzakereye girmişlerdir. Bu durumda bile bazıları bu inerek çok küçük bilgi parçacıkları giderek daha kolay türden değerli bir “kamu malı” teknolojinin, kar peşinde patentlenebilir duruma geldikçe, patentlerin teknolojik koşan bir firmaya satışını kabul edilemez bulmuşlardır. gelişme önünde engel olması riski yükselmektedir. Yakın zamandaki altın pirinç adıyla bilinen tartışma bu noktayı Eleştirilere karşı Potrykus ve Beyer, kendi teknolojilerini çok iyi göstermektedir. kullanılabilir hale getirmek için ihtiyaç duydukları patenti alınmış diğer teknolojilerin lisanslarının temininde güçlük- Ingo Potrykus (İsviçreli) ve Peter Beyer (Alman) tarafından ler olması sebebiyle, geliştirdikleri teknolojiyi Syngenta’ya öncülük edilen bir grup bilim adamı 2000 yılında pirincin satmak zorunda kaldıklarını söylemişlerdir. En yalın şekliyle içinde bulunan beta-karotene adlı maddenin (bu madde 32 farklı firma ya da üniversiteye ait olan ilgili 70 patentin sindirildiğinde A vitaminine dönüşür) artırılmasını sağlayan kullanımı için gereken kaynaklara veya becerilere, bilim ada- bir genetik mühendisliği teknolojisinin geliştirildiğini du- mı konumunda sahip olmadıklarını ileri sürmüşlerdir. Eleş- yurdular. Beta-karotene maddesinin doğal rengi sebebiyle tiri getirenler, bu görüşlere Potrykus ve Beyer’in güçlükleri bu yeni pirinç kendisine adını veren altın rengindeydi. Bu abarttıklarını söyleyerek karşı çıkmışlardır. Fakat esas husus pirincin bazılarınca “altın” olarak görülmesinin bir başka geçerliliğini korumaktadır. Teknolojinin laboratuvarlarda sebebi ise pirincin temel besin olduğu ülkelerde yaşayan münferit bilim adamları tarafından geliştirilebildiği günler milyonlarca fakir insana önemli beslenme faydaları getire- geride kalmıştır. Bugün tehlikeli ve iç içe girmiş patentler bilme potansiyelini taşımasıydı. sathında müzakereleri sürdürmek için bir avukatlar ordu- 21’inci yüzyılın başında Afrika ve Asya’daki 118 ülkede ya- suna ihtiyacınız vardır. İç içe geçmiş patentler sorununa bir şayan 124 milyon insanın A vitamin yetersizliğine yakalan- çözüm bulmadıkça patent sistemi teknolojik gelişmeyi teşvik mış olduğu tahmin edilmektedir. A vitamin yetersizliğinin etmek yerine gerçekte bir temel engel haline gelebilir. her yıl bir veya iki milyon insanın ölümüne, yarım milyon insanın tedavisi mümkün olmayan şekilde körleşmesine ve Zalim Kurallar ve Gelişmekte Olan Ülkeler Zengin ülkelerde, özellikle yeri ABD’de belirlenen daha aşağıdaki orijinallik çıtası, halihazırda mevcut geleneksel bilginin gelişmekte olan ülkelerden çalınmasını kolaylaştır- mıştır. Zengin ülkelerdeki ilaç şirketlerinin kamu menfaati hükümlerini kullanma imkanlarını sınırlamaları karşısında; gelişmekte olan ülkelerin siyasi zayıflıklarına paralel olarak, kopyalanmış ilaçları yapmalarına veya ithal etmelerine artık izin verilmemesi sebebiyle, çok ihtiyaç duyulan ilaçlar daha da pahalılanmıştır. Fakat -sözümüzü sakınmadan söylersek- en büyük sorun yeni FMH sisteminin ekonomik kalkınmayı zorlaştırması- dır. Tüm patentlerin yüzde 97’siyle, yayın haklarının ve marka- ların çok büyük bir kısmı zengin ülkelerin elindeyken, FMH sahiplerinin haklarının güçlendirilmesi gelişmekte olan ülkelerin bilgiye erişiminin daha pahalılaşması demektir. Dünya Bankası’nca, TRIPS anlaşmasını izleyen dönemde sadece teknoloji lisans ödemelerinin gelişmekte olan ül- kelere fazladan 45 milyar dolara mal olduğu tahmin edil- mektedir ki bu tutar zengin ülkelerce verilen dış yardımın yaklaşık olarak yarısı kadardır (2004-2005 döneminde yılda 93 milyar dolar). Etkinin büyüklüğünü sayısallaştırmanın zorluğuna rağmen, telif haklarının güçlendirilmesi; eğitimi, özelliklede ileri düzeydeki yabancı kitaplara ihtiyaç duyulan yüksek eğitimi daha pahalı hale getirmiştir. Üstelik hepsi bununla sınırlı da değildir. Eğer gelişmekte olan ülkeler TRIPS anlaşmasına uygun hareket ederlerse,

2015 Ekim • Sayı-455 53 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

her biri yeni bir FMH sistemi kurmak ve uygulamak için çok da uluslararası (örneğin, pirincin Yeşil Devrim çeşitlerini para harcamaya ihtiyaç duyacaklardır. Sistem kendi kendine geliştiren Uluslararası Pirinç Araştırma Enstitüsü-the işlememektedir. Telif haklarının ve markaların korunması International Rice Research Institute) kamusal kurumlar bir müfettişler ordusunu gerektirmektedir. Patent ofisinin tarafından yapılmasıyla söz konusu olabilir. Bu, nihai ürüne patent başvurularını değerlendirmek için bilim adamlarına kamusal erişim şartını koyan özel sektör şirketlerine yönelik ve mühendislere ve mahkemelerin uyuşmazlıkların çözü- hedeflenmiş Ar-Ge sübvansiyonları vasıtasıyla da yapılabilir. münde yardım almak için patent avukatlarına ihtiyacı vardır. Ulusal ve uluslararası düzeyde kamu sektörü bu işleri zaten Bütün bu insanların eğitilmesi ve istihdamı maliyetlidir. yapmaktadır. Dolayısıyla mevcut uygulamadan radikal bir Kaynakların sınırlı olduğu bir dünyada, DVD korsanlarını sapma söz konusu olmayacaktır. Bu tür bir hareket yalın avlamak için daha çok patent avukatı yetiştirilmesi ve daha haliyle bir müdahale ve mevcut çabaların yeniden yönlen- çok müfettiş kiralanması gerekir. Bu ise daha az hemşire dirilmesi sorunudur. ve polis memuru istihdam ederken daha az doktor ve öğ- retmenin yetiştirilmesi anlamına gelir. Gelişmekte olan Herşeyin ötesinde, uluslararası FMH sistemi, gelişmekte ülkelerin bu mesleklerin hangilerine daha çok ihtiyaç olan ülkelerin yeni teknik bilgiyi makul maliyetlerle elde duydukları ortadadır. edebilmelerine izin verilerek daha üretken olmalarına yar- dım edecek şekilde reforme edilmelidir. Gelişmekte olan Acınacak durumdaki husussa şudur: Gelişmekte olan ül- ülkelere daha zayıf fikri mülkiyet hakları -daha kısa patent keler artan lisans bedellerini ve FMH sistemini uygulamak süreleri, daha düşük lisanslama bedelleri (muhtemelen için açığa çıkan ilave masrafları ödemeleri karşılığında ödeme güçlerine göre kademelendirilmiş) veya daha kolay neredeyse hiçbir şey elde edemeyeceklerdir. Zengin ülke- zorunlu lisanslama ve paralel ithalat- uygulamaları için izin ler kendi FMH koruma sistemlerini güçlendirdiklerinde, verilmelidir. korumacılığın güçlenmesinden kaynaklanan yararlar mali- yetleri karşılamasa bile, en azından yeniliklerde artış bek- Son olarak bir başka önemli konu şudur: Gelişmekte leyebilirler. Bunun tersine, gelişmekte olan ülkelerin çoğu olan ülkelerin teknolojiyi elde etmesini kolaylaştırmakla araştırma yapmak için gerekli kapasiteye sahip değillerdir. yetinmemeliyiz; aynı zamanda bu ülkelerin daha üretken Araştırmalar özendirici teşvikler artırılabilir, fakat bunların teknolojileri kullanma ve geliştirme kapasitelerini geliştir- avantajlarından yararlanacak kimse ortalıkta yoktur. Eğer melerine de yardım etmeliyiz. Bu amaçla patent ödemeleri bunları kullanabilecek kapasite orada değilse teşviklerin üstüne uluslararası bir vergi koyup buradan temin edilecek neler olduğunun hiç önemi yoktur. geliri gelişmekte olan ülkelere teknolojik destek için kul- lanabiliriz. Dengeyi Doğru Kurmak Bu amaçla uluslararası telif hakları sisteminde akademik Patentleri, telif haklarını veya markaları lağvetmemiz ge- kitaplara erişimi kolaylaştıran bir değişiklik yapılarak des- rektiğini ileri sürmüyorum. Bunlar yararlı amaçlara hizmet teklenebilir. ederler. Fakat fikri mülkiyet haklarının bir ölçüde korunma- sının yararlı veya gerekli bile olduğu gerçeği, daha fazlasının Değerlendirme daima daha iyi olduğu anlamına gelmez. Bu noktayı daha Kitaptan özetleyebildiğimiz bölümden de anlaşılacağı anlaşılır hale getirmek için tuz benzetmesi faydalı olabilir. üzerine gelişmiş/sanayileşmiş ülkeler “bugün var olan Hayatta kalmak için biraz tuz elzemdir. Biraz daha fazlası durumlarına gelmek için kullandıkları yol ve yöntemleri”, sağlığımıza biraz zarar verebilse de yemek yemeyi daha yanlarına gelebilecek ya da katılacak hiçbir ülke için öner- zevkli kılar. Fakat belirli bir düzeyin üstünde tuzun sağ- memektedirler. Emperyalist kapitalist sistem ülkelerinin lığımıza verdiği zarar daha lezzetli gıdadan elde ettiğimiz ve kontrolü altındaki uluslararası kurumların ve kuruluş- faydayı aşar. Fikri mülkiyet haklarının korunması da buna ların tüm çabaları; bir üst seviyeye çıkarken kullandıkları benzer. Asgariye yakın bir düzeyde koruma bilgi üretilme- merdiveni diğer ülkeler gelmesin diye devirmektir. Sistem si için elzem olan müşevvikleri yaratır. Biraz daha fazlası, içinde yer alarak merdivenden tırmanmak isteyenlerin bile maliyetinden daha fazla yarar getirebilir. Fakat çok fazlası radikal tutum almalarına ilişkin diğer örnekler kitabın içinde yararından daha fazla maliyet getirir; dolayısıyla ekonomiyi bolca vardır. tahrip eden bir sonuca götürür. Akla gelebilecek her ekonomik konuda kendi çıkarları gün- Dolayısıyla esas sorun FMH korumasının soyut anlamda iyi deme geldiğinde, kamu müdahalesini ve kendi şirketlerinin ya da kötü olup olmaması değildir. Esas sorun insanları yeni korunması gerektiğini sonuna kadar savunanlar ülkeler, bilgi üretmeye teşvik etme ihtiyacı ile yeni bilginin getirdiği başka ülkeler aynı durumda olduğunda attıkları liberalizm, yararların bu alandaki tekelden kaynaklanan maliyetleri aş- serbestlik ve serbest ticaret nutuklarını unutmayalım. mayacağını garanti altına alma ihtiyacı arasındaki dengeyi doğru biçimde nasıl kuracağımızdır. Bunu yapabilmek için Kendileri “korumacı” politikalar sayesinde zenginleşenle- bugün geçerli olan FMH korumasının ölçüsünü; koruma rin şimdi gelişmekte olan ülkelere nasıl “serbest ticaret” süresini kısaltarak, orijinallik çıtasını yükselterek ve zorunlu methiyeleri düzdükleri örneklerini kitapta bolca görünce lisanslamayla paralel ithalatı kolaylaştırarak zayıflatmamız adı geçenlerin samimiyetleri hakkında net bilgi sahibi gerekir. oluyorsunuz. Eğer daha zayıf koruma, potansiyel yatırımcılar için yetersiz Günümüzde neoliberal yaklaşım tüm kurumları ile bizim müşevviklere yol açarsa -ki bu mümkün olabilir de olma- gibi tüm ülkelere “yaptığı yapma, dediğimi yap” politikasını yabilir de- kamu sektörü, sürece müdahil olabilir. Bu araş- dayatmaktadır. Bizim de yapacağımız tersi olmalı; özgür tırma faaliyetlerinin doğrudan ulusal (örneğin, ABD Ulusal ve demokratik bir ortamda yerel saiklerle evrensel boyutta Sağlık Enstitüsü-the US National Institutes of Health) ya sanayileşme…

54 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Türkiye’de Sanayi, Teknoloji ve Ar-Ge Öncelikli Sektör Seçimine Yönelik Yüksek Katma Değerli Ürünler… TEKNOLOJİ HAMLESİ İÇİN STRATEJİK AYAKLAR

Yavuz Bayülken TMMOB Makine Mühendisleri Odası Sanayi Çalışma Grubu Başkanı

anayinin gelişip belirli bir düzeye ulaşma- • Zaman boyutu düşünüldüğünde, bilgisayar Ssında teknolojinin işlevi büyük önem ortamının hızlı erişimleri ile tasarımlar ya- taşımaktadır. Sanayi için iç tasarrufların pılabilmekte, tasarımların doğrulanması yapılarak yatırımlara yönlendirilmesin- süreci minimize edilmektedir. de teknolojinin seçimi ve transferi • Yeni ürün ve geliştirilmekte olan öncelik kazanmaktadır. Uygulama- ürün, özellikle “ürün seçim prog- da seçilen ve ithal edilen teknoloji ramlarının” devreye girmesi ile kul- giderek kalkınmanın yalnızca baş- lanıcının isteklerine uygun maliyet langıcında yer alırken, teknoloji ve kalitede sağlanabilmektedir. geliştirme ve bunun için yapılan Ucuz, kaliteli ve hızlı modelleme- Ar-Ge yatırımları ve destekleri ler ile risk sıfırlanabilmektedir. öne geçmektedir. • Hızlı prototip, ucuz prototip üretimine ve simülasyon yöne- Son 30 yıldaki gelişmeler, teknolo- timi, ek kalıp harcamalarına ve jinin ülke sanayindeki yönelimleri- deneme çalışmalarına neden ol- ni de belirlemiştir. Burada teknoloji madan maliyet/kalite optimizasyonu üç temel niteliğiyle ele alınmıştır: yapılmış ürünü ortaya çıkarmakta ve • Ürün geliştirme sürecindeki rolü pazara sunulmaktadır. • Doğrudan ürün üzerindeki rolü • Parametrelerin belirlenmesi ile tasarımın • İmalat sürecindeki rolü en uygun revizyonlar ile geniş bir ürün gamında Teknolojinin ilk rolü ürün geliştirme sürecinde ortaya kullanılması mümkün olmaktadır. çıkmaktadır. Uygulamada seçilen veya geliştirilen tekno- Teknolojinin ürünün geliştirilmesi ve/veya yeni ürünün lojilerle ürün maliyetlerinin düşürülmesi, tasarımda fiziki imalatı üzerindeki rolü, giderek kullanıcı/tüketiciye yönelik ağırlık ve kullanım yönünden avantajların sağlanması ve güvenlik açısından yasal düzenlemelerin yapılmasını, bek- sürecin hızlandırılması sağlanmıştır. Ürün geliştirme lentiler ve talepler doğrultusunda gündeme girmektedir. sürecinin etkinliği ve yeterliliği, büyük çapta bilgi teknolo- Çevreye uyumlu veya çevreci ürünlerin yapılması, tasarımın jilerinin kullanımı ile olanaklı olmuştur. Bu teknolojilerin yeniden ele alınıp geliştirilmesine bağlı olarak üretim sü- başlıcalarını şöyle sıralayabiliriz: recini etkilemektedir. • Bilgi işleme dayalı eşzamanlı çalışma • Hızlı geliştirilen bilgisayar programı ve sistemleri Bunun yanı sıra malzeme üretiminde de gelişmeler olmuş, • Sanal gerçeklik sistemleri nanoteknolojinin geldiği evrede, birçok ürünün yapısı yeni • Hızlı modelleme ve hızlı prototip üretimi malzemelere nano parçacıkların katılması veya diğer geliş- • Simülasyona (benzetim) dayalı üretim ve test çalış- miş metal oluşumların eklenmesi ile büyük çapta değişmiş- maları tir. Bu değişim, üretim sürecinin geliştirilmesini de Ar-Ge faaliyetlerine açmıştır. Bu teknolojiler Ar-Ge faaliyet ve sistematikleri içinde başarı ile kullanılmakta ve teknolojik gelişmeleri hızlandırmak- Son 15-20 yıldan bu yana yönetim, organizasyon, satın alma, tadır. Bu teknolojilerin kullanımı; önemli sanayi ürün ve pazarlama, planlama, stoklama ve finansman yapılanmaları süreçlerinin ortaya çıkarılarak, gelişmenin hızlandırılma- da önemli ölçüde imalat teknolojileriyle bütünleşik bir ge- sını sağlamaktadır. Böylece öncelikle aşağıdaki etkinlikler lişme göstermektedir. Neredeyse küresel bir imalat zinciri gerçekleştirilmiştir: devreye girmiştir.

Malzeme üretiminde de gelişmeler olmuş, nanoteknolojinin geldiği evrede, birçok ürünün yapısı yeni malzemelere nano parçacıkların katılması veya diğer gelişmiş metal oluşumların eklenmesi ile büyük çapta değişmiştir. Bu değişim, üretim sürecinin geliştirilmesini de Ar-Ge faaliyetlerine açmıştır.

2015 Ekim • Sayı-455 55 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Burada teknolojinin gelişmesinde yapılacak sanayi yatı- grubunda bulunmaktadır. Bir bölümü yüksek katma rımlarının planlanması ve kaynakların optimal kullanımı değerlidir. İthal yarı mamul ve girdi kullanımı yüzde kadar yatırım yapılacak alt sektörler ile de doğrudan ilişki 50-75 arasındadır. söz konusudur. Örneğin; iç tasarruf oranları, yatırım yo- • Kimya sanayinin bazı ürünleri (asit, baz, pigment, ğunluğunun oranı, sanayi yatırımlarının GSYH (Gayrisafi bazı inorganik maddeler, yağ, parfüm vs. maddeleri) Yurtiçi Hasıla) içindeki payı, sektörlerdeki ürünlerin katma orta-yüksek teknolojili olup kısmen yüksek katma de- değerleri önemli göstergeler arasında yer almaktadır. ğerlidir. • Her türlü özel makine ve donanım (makine imalat Teknoloji, Katma Değer ve Gelişmiş Ülke İlişkisi sektörü), takım tezgahlarının NS ve CNS tipi olanları, özel vinç, elevatör, kaldırma makineleri orta-yüksek Genel olarak imalat sanayi ele alındığında; sektörün yarattığı teknoloji grubundan olup belirli oranda ithal girdiye katma değeri belirleyen etkenlerden biri de alt sektörün dayanmaktadır. hangi teknoloji düzeyini kapsadığıdır. Buna göre teknoloji • Her türlü elektronik-elektrikli cihaz, makine ve yedek düzeyleri; yüksek teknoloji, orta-yüksek teknoloji, orta-dü- parça orta-yüksek teknoloji grubunda yer almaktadır. Bu şük teknoloji ve düşük teknoloji gruplarıdır. alanda sürekli olarak teknoloji gelişmesi söz konusudur. Burada özellikle yüksek teknoloji grubu ile orta-yüksek Keza bilgisayarlar, ofis makineleri vs. girdileri de ithalata teknoloji grubu üzerinde durulacaktır. Yüksek teknoloji ve dayanmaktadır. orta-yüksek teknoloji ürün, alt sektör ve sektörleri Tablo • Mesleki aletler, tıbbi cihazlar, elektronik iletişim 1’de verilmiştir. Tablodan görüldüğü gibi eczacılık ürün- cihazları, telefon ve elektronik girdiler yüksek tekno- leri (kimya sanayi) yüksek teknoloji uygulaması olan bir alt loji ve orta-yüksek teknoloji grubunda yer almaktadır. sektördür. Keza makine imalat sanayine giren bazı genel Ancak ithal girdilerin artış göstermesi, katma değerin amaçlı makineler ile özel makineler yüksek katma değerli azalmasına yol açmaktadır. ürünler olmaktadır. • Ulaşım araçlarının önemli bir bölümü yüksek tekno- loji ürünleri ithal etmekte ve bu durum ülkedeki ürün Elektrikli makine ve cihazları da bu teknoloji grubuna gir- katma değerini aşağıya çekmektedir. Bu grup içerisinde mektedir. Bunlar çoğunlukla yüksek katma değerli ürünler makine sanayi, elektrik cihaz ve makineler sanayi, sa- arasında yer almaktadır. Uzay teknolojisi, optik-lazer-rad- vunma sanayi, taşıt araçları sanayi ürünleri önemli yer yoaktif esaslı ürünler yine bu alanda yer almaktadır. tutmaktadır. Orta ve orta-yüksek teknoloji ürünler, alt sektör ve sektörler ise Tablo 2’de belirtilmiştir. Tablo 2 incelendiğinde aşağı- daki bulguları ortaya koyabiliriz: • Tekstil ürünleri sanayinin iplik ve dokuma ürünleri, Gelişmiş ülkelerde, yüksek demir-çelik sanayinin döküm ürünleri, haddelenmiş ürünler, kimya sanayi boya, gübre vs. ürünleri orta teknoloji ürünlerinin toplam teknoloji grubu içinde yer almakta olup, büyük yatırım- imalat sanayi katma değeri ları gerektiren ve kısmen yüksek katma değerli imalat içindeki payı yüzde 12-21 arasında kapsamındadır. Bu ürünlerin bir bölümü ithal katkı maddelerini girdi olarak kullanmaktadır. değişmektedir. Türkiye için • Makine imalat sanayi içinde yer alan bazı alt sektör- bu oran 2015’in altıncı ayında ler (buhar kazanları, madeni eşya makineleri, motor aksam ve parçaları), taşıt araçları ve aksamları kısmen yalnızca yüzde 4.9’dur. orta teknoloji, kısmen de orta-yüksek teknoloji ürün

Tablo 1: Yüksek Teknoloji Ürün ve Sektörleri Sanayi Ürün Grubu Alt Sektör Sektör Eczacılık ürünleri İlaç sanayi Kimya sanayi Buhar makineleri, türbinler Genel amaçlı makine Makine imalat sanayi Elektrik santralları için makine, cihaz ve parçalar Genel amaçlı makine Makine imalat sanayi Güç üreten makineler, gemi ve uçak motor ve ak. Genel amaçlı makine Makine imalat sanayi Ofis makineleri ve otomatik veri işleme ekipmanı Elektrikli makine ve cihazlar Büro, bilgi işlem m. TV vericileri, elektronik ekipmanları Radyo, TV, haberleşme cihazlar Radyo, TV, vs cihazlar Telekomünikasyon ekipmanları ve parçaları Radyo, TV, haberleşme cihazlar Radyo, TV, vs cihazlar Elektrikli makine ve donanım Elektrik makineler Uçak, uzay sanayi için parça ve ekipman Uçak, uzay Optik alet ve cihazlar Tıbbi hassas, optik alet Tıbbi, optik alet Ölçme, doğrulama, analiz ve kontrol enstrümanı Tıbbi hassas, optik alet Tıbbi, optik alet Fotoğrafçılık cihaz ve donanımı Tıbbi hassas, optik alet Tıbbi, optik alet Radyoaktif maddeler Kimya sanayi

Not: UNIDO Sınıflandırması esas alınmıştır.

56 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Tablo 2: Orta-Yüksek Teknoloji Ürün ve Sektörleri Sanayi Ürün Grubu Alt Sektör Sektör Eğirmeye elverişli sentetik fiber Sentetik ürünler Tekstil ürünleri sanayi Diğer atık ve el yapımı, eğirmeye elverişli iplik İplik üretimi Tekstil ürünleri sanayi Karboksilik asit ve türevleri Asit, baz, vs üretimi Kimya sanayi Pigmentler, boyalar, cilalar ve benzeri madde Boya sanayi Kimya sanayi Yağ ve parfüm maddeleri, temizlik maddeleri Kozmetik ve temizlik ürünleri Kimya sanayi İşlenmiş gübre Gübre sanayi Kimya sanayi Yapay reçine maddeleri, selüloz, esterler vs. İnorganik madde üretimi Kimya sanayi Kimyasal malzeme ve ürünler Kimya sanayi İplik ve dokuma ürünleri İplik ve dokuma Tekstil ürünleri sanayi Pik ve magnezitli dökme demir alaşımları Döküm sanayi Demir-çelik sanayi Demir ve çelikten yapılmış külçe, tüp, borular Ham ve haddelenmiş ürünler Demir-çelik sanayi Buhar kazanı, donanımı ve ilgili parçalar Kazanlar, fırınlar, ocaklar Makine imalat sanayi İçten yanmalı pistonlu motorlar, aksam ve parça Genel amaçlı makine Makine imalat sanayi Çeşitli sanayiler için özel amaçlı makineler Özel amaçlı makineler Makine imalat sanayi Madeni eşya makineleri Özel amaçlı makineler Makine imalat sanayi Çeşitli özel sanayi makineleri Özel amaçlı makineler Makine imalat sanayi Radyo yayın alıcıları Radyo, TV, haberleşme cihazları Elektrik devresi yapımında kullanılan teçhizat Elektrikli makine ve cihazlar Taşıt araçları ve yedekleri Kara taşıtları Taşıt araçları sanayi Demiryolu ve uçak üretim teçhizatı v.s. Diğer ulaşım araçları Taşıt araçları sanayi Isıtma, sıhhi tesisat, boru, aydınlatma teçhizatları Genel amaçlı makineler Makine imalat sanayi Tıbbi alet ve cihazlar Tıbbi hassas, optik alet Ölçü aletleri, sayaçlar, mesleki aletler Meslek ve ölçü aletleri sanayi Mesleki cihaz, ölçü Fotografik teçhizat, optik eşyalar, saatler Tıbbi hassas, optik alet Zırhlı savaş araçları, ateşli silahlar, cephane Zırhlı araç imalatı Savunma sanayi Pompa, kompresör, musluk, vana Genel amaçlı makineler Makine imalat sanayi Çeşitli makine donanım parçaları, mil yatağı, dişli Genel amaçlı makineler Makine imalat sanayi Kaldırma ve taşıma teçhizatı (vinç, asansör vs) Genel amaçlı makineler Makine imalat sanayi Tarım ve orman makine, cihaz, teçhizat Özel amaçlı makineler Makine imalat sanayi Takım tezgahları, tertibat, aparat, aksam, parça Özel amaçlı makineler Makine imalat sanayi Madencilik ve inşaat makine, teçhizat, yedekleri Özel amaçlı makineler Makine imalat sanayi Tekstil makineleri Özel amaçlı makineler Makine imalat sanayi

Not: UNIDO sınıflandırması esas alınmıştır.

Tablo 3: Seçilmiş Ülkelerde Yüksek ve Orta-Yüksek Teknoloji Ürünlerinin İhracattaki Payı (%) Yüksek Teknoloji Orta-Yüksek Teknoloji 2000 2008 2014 2000 2008 2014 ABD 26,9 27,5 28,0 46,3 47,0 47,3 Güney Kore 24,9 25,3 26,5 35,5 34,8 35,9 Japonya 24,0 24,7 25,2 59,0 57,6 60,1 Almanya 11,4 12,1 13,6 60,2 61,7 63,0 Finlandiya 15,2 16,4 17,0 28,6 31,0 31,7 İspanya 8,9 9,2 9,0 49,2 48,4 49,1 İtalya 7,7 7,5 7,9 41,9 42,3 43,1 Polonya 4,4 4,7 4,5 26,7 27,9 28,5 Türkiye 2,7 2,8 2,9 21,2 24,4 29,0

Kaynak: OECD, Statistical Compendium, TÜİK Not: Türkiye değerleri 2015 Haziran itibarıyla göre verilmiştir.

2015 Ekim • Sayı-455 57 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Tablo 4: Seçilmiş Ülkelerde Yüksek ve Orta-Yüksek Teknoloji Ürünlerinin İmalat Sanayi Katma Değeri içindeki Payları (%)

Yüksek Teknoloji Orta-Yüksek Teknoloji

2000 2008 2014 2000 2008 2014

ABD 16,5 17,4 19,0 32,0 33,5 35,0

Güney Kore 19,6 20,5 21,0 30,0 31,5 33,0

Japonya 14,8 16,0 16,7 33,9 35,0 35,4

Almanya 9,9 11,2 13,5 37,9 39,9 41,2

Finlandiya 9,7 10,3 11,6 26,4 28,5 29,2

İspanya 7,2 7,9 8,5 31,8 33,2 33,6

İtalya 6,3 6,9 7,2 27,4 28,5 29,3

Polonya 4,1 4,3 4,9 23,1 23,6 24,8

Türkiye 4,0 4,6 4,9 22,4 22,9 23,1

Kaynak: OECD, Statistical Compendium, TÜİK Not: Türkiye değerleri 2015 Haziran itibarıyla göre verilmiştir.

Gelişmiş sanayi ülkelerinde özellikle yüksek teknoloji ürün- Katma değeri yüksek, teknolojik gelişmeyi sürekli kılan, leri, toplam imalat sanayi ürünleri içinde yüksek oranda yer sürdürülebilir bir sanayileşme düzeyi için ulusal Ar-Ge almakta ve ihracatlarında da bu ürünlerin gelişmekte olan politikasının saptanması, Ar-Ge harcama ve faaliyetlerinin ülkelere satışı önemli bir gelir sağlamaktadır. Bazı örnek- artırılması, araştırma merkezlerinin ve teknokentlerin lerle açıklama yapmak somut bir bilgilenme getirecektir. üniversite işbirliği ile bütünleştirilerek yaşama geçirilmesi, Tablo 3’de bu durum verilmiştir. teknik eğitimin buna göre yeniden düzenlenmesi Türkiye için büyük önem taşımaktadır. Özellikle uzun bir süredir Tablodan görüldüğü gibi, Türkiye’nin yüksek teknoloji devre dışı bırakılan temel teknik eğitime yeniden güncellik ürünlerinin toplam ihracat içindeki payı oldukça düşüktür. kazandırılması, Ar-Ge altyapısı için zorunludur. Fizik, kimya Her iki teknoloji grubunun ihracattaki toplam payı 2014 ve biyoloji altyapısı olmaksızın Ar-Ge elemanı ve uzmanı ye- yılında ancak yüzde 31.9’u bulmaktadır. Gelişmiş sanayi ül- tiştirilip, sürekliliğini sağlamak mümkün görünmemektedir. kelerinde ise bu pay yüzde 65 ile yüzde 86 arasında bir orana Bu durum işin özünü oluşturmaktadır. Tablo 5’de, seçilmiş ulaşmaktadır. Bu durum söz konusu teknoloji gruplarında kimi ülkelerin Ar-Ge harcamalarının GSYH içindeki payları katma değer yükselmesini de getirmektedir. dört ayrı dönem için ayrı ayrı verilmiştir. Aynı ülkelerin yüksek teknolojili ve orta-yüksek teknolo- jili ürünlerin toplam imalat sanayi katma değeri içindeki payları da Tablo 4’de verilmiştir. Tablo, üç ayrı evreyi Tablo 5: Seçilmiş Ülkelerde Ar-Ge Harcamaları (%) (Ar-Ge/GSYH) içermektedir. 2000 2005 2010 2014 Tablodan görüldüğü gibi gelişmiş ülkelerde, yüksek tekno- Avustralya 1,53 1,58 1,67 1,72 loji ürünlerinin toplam imalat sanayi katma değeri içindeki payı yüzde 12-21 arasında değişmektedir. Türkiye için bu Belçika 1,97 2,01 2,08 2,12 oran 2015’in altıncı ayında yalnızca yüzde 4.9’dur. Orta- Kanada 1,83 1,089 2,07 2,13 yüksek teknoloji grubunda ise sanayisi gelişmiş ülkelerde Danimarka 2,10 2,13 2,18 2,24 imalat sanayi toplamına göre katma değerler yüzde 29-41 Finlandiya 3,25 3,42 3,49 3,52 arasında oluşmaktadır. Bu ise Türkiye sanayinde yüzde 23.1 olmaktadır. Bu tablo sanayi sektörünün yüksek teknoloji Fransa 2,18 2,19 2,26 2,30 yapılanması için bilimsel gelişme (Ar-Ge) çalışmalarını İsveç 3,79 3,81 3,88 3,90 zorunlu kılmaktadır. İthalat ve ihracat tablolarındaki de- Almanya 2,47 2,49 2,60 2,65 ğerlerin, ithalat lehine bir fazlalık (dış ticaret açığı) vermesi İtalya 1,07 1,10 1,15 1,19 de bunun doğal sonucudur. Japonya 2,95 3,04 3,10 3,16 Teknoloji Transferi mi, Yoksa Ar-Ge ve İnovasyon Güney Kore 2,48 2,51 2,55 2,58 mu? A.B.D. 2,70 2,71 2,81 2,83 Küresel rekabette başarı kazanmak, yani dünya pazarlarına İspanya 0,90 0,97 1,03 1,07 yüksek ve orta-yüksek teknoloji ürünleri sunabilmek için Polonya 0,73 0,77 0,87 093 Ar-Ge çalışmaları ve inovasyon büyük önem taşımaktadır. Türkiye 0,64 0,71 0,86 0,92 Yurtdışından teknoloji transferi yapılsa bile bunun üretim OECD Ortalaması 2,24 2,33 2,47 2,53 sürecinde kullanılıp geliştirilmesi ve teknik olarak yeni ya- tırımlara entegrasyonu zorunludur. Kaynak: OECD Temel Bilim ve Teknoloji Göstergeleri

58 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Tablodan görüldüğü gibi 2014 yılında kimi gelişmiş ül- 2015 yılı Haziran sonu itibarıyla hesaplandığında; ülkemizde kelerde Ar-Ge harcamaları GSYH’nın yüzde 2.1 ile yüzde yatırım oranı yüzde 14, tasarruf oranı yüzde 19.5 (GSYH 3.9’u arasında değişmektedir. Türkiye’nin Ar-Ge oranı içindeki oran) olmakta; cari fiyatlarla yine aynı dönemde OECD ortalamasının çok altında olup henüz yüzde 0.92 dünya içindeki imalat katma değer payı yalnızca yüzde 1.03 düzeyindedir. Beş Yıllık Plan sonunda bu değerin yüzde 2’ye hesaplanmaktadır. Bu trajik sonuç, sanayileşmenin mevcut ulaşması öngörülmüş olup; gelişmeler bu hedeften sapılaca- iktidarın plan ve programlarında yer almadığını göstermek- ğını göstermektedir. Keza Türkiye diğer bilim ve teknoloji tedir. Bu durum teknoloji transferi ile çözümlenecek yatı- göstergelerinde de oldukça düşük değerlere sahiptir. Kişi rımları planlama dışı bırakmakta, Ar-Ge harcamalarını ve başına makale ve bilimsel yayın sayısı, atıf sayısı, eğitim har- altyapısını ele almayı zorunlu kılmaktadır. Bunun için de camaları, milyon kişi başına Ar-Ge personeli, patent sayısı merkezi bir sanayileşme çerçevesinde Ar-Ge ve teknoloji vs. gibi göstergelerde de “teknoloji” hamlesini yapacak per- hamlesini acilen gündeme almak gerekmektedir. formanstan yoksun olmaktadır. Bu durum yüksek teknolojili ve orta-yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi içindeki paylarını artırmamakta, aksine sanayinin GSYH içindeki payı da yüzde14’lere kadar inmektedir.

Sonuç ve Öneriler Yüksek katma değerli ürünleri öncelikli olarak imalat sanayi içinde hedef alacak politikalar, strateji ve programlar için önerileri şöyle sıralayabiliriz: • Kamu araştırma kurumları-üniversiteler ve sanayi “Ar-Ge, İnovasyon” işbirliği me- kanizmalarını geliştirmek; mükemmeliyet merkezleri oluşturularak bilimsel gelişmelerin teknolojiye, inovasyona ve yüksek katma de- ğerli ürünlere dönüştürülmesini sağlamak. • Sanayi sektörlerinde pazar, ürün, tedarik ve dağıtım kanalları ile bilgilerin ve araştırmala- rın, küresel ve sektörel eğilim ve yeniliklerin ve Ar-Ge önceliği ile önemli bir yere sahip izlenmesinin, sektörel ve sektörler arası bilgi olmak. alışverişinin daha iyi yapılmasını sağlayan ağ • Kimya sanayinin önemli alt sektörlerinde yapıları oluşturmak. yenilikçi ve alternatif süreç ve ürün teknolo- • Tasarımdan satış sonrası hizmetlere uzanan jileri oluşturarak bu alanda yer almak. değer zincirinin katma değeri yüksek kademe- • Bilgi ve iletişim alanında daha yüksek kat- lerinde yer almak; yenilikçi, rekabetçi ve yük- ma değere yönelik komponentlerin üretimine sek teknoloji içeren ürün ve hizmet sunumu ile odaklanmak ve yeni kuşak tüketici elektronik toplumsal refahın düzeyini artırmak. ürünlerinin tasarım ve üretiminde yetkinlik • Ulusal ve uluslararası Ar-Ge fonlarının kazanmak. daha etkin kullanımını sağlayacak mekaniz- • Tekstil sektöründe nanoteknolojiye yönelik malar oluşturmak. yenilikçi çalışmaların hızlandırılarak yüksek • Sektörlerde yaratılacak katma değerin ül- katma değerli ürünlerle dünya üretim ve ih- kede kullanılmasını ve yatırıma dönüşmesini racatında önemli bir pay elde etmek. sağlamak. • Hammadde, enerji ve işgücü verimliliği ile • İmalat sanayinde ve entegre imalatlarda istihdamı büyük ölçüde artırmak. esnek üretim yeteneğini kazanmak. • Doğal kaynaklarımıza yönelik tesislerin ku- • Sanayi robotları, mikro mekanizmalar, rulması ve bu alanlarda istihdamın artırılması nanoteknoloji üretim makinelerinde tasarım için ilgili sektörleri yeniden yapılandırmak. ve üretim yeteneği kazanmak. • Ülkenin bilim ve teknoloji düzeyinin geliş- • Özel makine odaklı kitlesel üretim için mesinde öncü bir rol oynayan, toplumsal re- kullanılan yatırım makine ve donanımının faha katkıda bulunabilecek ulusal savunma, imalatında yetkinlik kazanmak, bu konuda havacılık ve uzay sanayine sahip olmak. benzer ülkelerle aynı kulvarda olmak. • Yüksek performanslı malzeme bilim ve tek- • Bilgi yoğunluğu ve katma değeri yüksek nolojilerinde yetkinlik kazanmak. ürünler geliştirmek, bu bağlamda makine • Geleneksel malzeme alanlarında yeni ürün- imalat sanayinin alt sektörlerinde tasarım ler geliştirmek ve çeşitlendirmek.

2015 Ekim • Sayı-455 59 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

TÜRKİYE’DE YENİLENEBİLİR ENERJİ EKİPMANLARININ YERLİ ÜRETİMİ İÇİN NELER YAPILABİLİR?

Erdoğan Öktem Elektromekanik Sanayicileri Derneği (EMSAD) Genel Sekreteri [email protected]

ürkiye’de “yenilenebilir enerji ekipmanlarının yerli Öncelikli Üretilecek Ekipmanlar Seçilmeli Türetimi” konusunda neler yapılabileceği çok geç de Öncelikle çevre ve ülkemizin “yenilenebilir enerji üretim olsa ele alınmaktadır. Ancak geldiğimiz nokta itibariyle çeşitleri ve kapasiteleri” dikkate alınarak öncelikli üretilecek bu konu diğer ilgililer ile birlikte ele alınması gereken bir olan ekipmanlar seçilmelidir. “Rüzgâr türbinlerini, hidro- husustur. Konunun; burada öngörülen görüşlerin ilgili ve lik türbinleri, güneş panellerini, jeotermal, biyokütle, dalga de yetkili kurumlarca ortak bir şekilde ele alınarak en kısa enerjisi” ekipmanlarını azami miktarda yerli sanayi kapsa- sürede kalıcı bir çözüme götürülmesi halinde sanayimizde mında mutlaka kendimiz üretebilmeliyiz. Bunun dışında ve enerji sektörümüzde “ileri bir adım” atılacağı kesindir. yenilenebilir enerji ekipmanları kapsamında olmasa bile Bu yazıda yerli üretimle ilgili yapılabilecek işlere ait, uygu- Türkiye yıllardır işlettiği, ama hala kendi tasarımını/tek- lanması mümkün olabilecek bir “yol haritası”na yer veril- nolojisini geliştiremediği termik santrallar (akışkan yatak mektedir. Bundan önce bu tür bir işin niçin hızla yapılması vb.) yeni teknolojilere de sahip olmalıdır. gerekliliği konusunun tüm ilgililerce tam olarak bilinmesi Bu üretimler için neler yapılabileceğinin tespit edilmesi gerekmektedir: bakımından öncelikle kamunun, yerel sivil toplum örgütle- A) Ekonomik Boyut: Türkiye’nin kısaca enerji ithalatı için rinin, düzenleyici, denetleyici ve yönlendirici olarak mutlaka yurtdışına 2012 yılında 60.1 milyar dolar, 2013 yılında ise 56 devrede olmaları şarttır. Bütün bunları yaparken, yenile- milyar dolar ödeme yapmıştır. Burada ifade edilen değerler, nebilir enerji ekipmanlarının üretimindeki önceliklerimiz; ülkenin kalkınması hızına bağımlı olarak kullanılan enerji ülkemizin bulunduğu coğrafya, ülkemizin enerji ihtiyaç miktarına göre değişmektedir. programı, Ar-Ge imkânlarımız ve sanayimizin bulunduğu durumla doğru orantılı olmalıdır. B) Çevre Boyutu: Çevre ile ilgili olarak “Çevresel Etki De- ğerlendirme (ÇED)” raporu veren başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve kısa süre önce yeni görev tevdi edilen valilikler Hidrolik Enerjiye Yerli Ürün Zorunluluğu Gelsin olmak üzere konu ile ilgili kurumlar verecekleri izin belge- Bilindiği üzere ülkemiz “su zengini” bir ülke değildir. Ayrıca lerinde son derece dikkatli olmalıdır. İçinde bulunduğumuz halen işletmede olan hidrolik santralların toplam çalışma ka- süreçte bu konuya yeterli derecede dikkat edilmediği için pasiteleri yüzde 35’tir. Esasen bu santralların kapasitesi yeterli de özellikle “nehirlerimiz ve derelerimiz” olması gerekenin olsaydı enerji üretimini çok da çeşitlendirmeye gerek olmayabi- dışında kullanılmıştır. Bunun sonucunda da çevrede çok lirdi. Oysaki bu santrallar, tam kapasite olarak çalıştırılamadığı sayıda olumsuz uygulamalar yapılmıştır. gibi bazıları “baz santral” olarak da muhafaza edilmektedir.

60 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Özel sektöre EPDK tarafından lisans verilirken, HES yapı- iyi takip edilerek ÇED raporlarının dikkatlice verilmesi mında hidromekanik ekipmanlarını ithal etme yoluna gide- gerekmektedir. Hazine arazilerinde yapılacak uygulamalar ceğine, hiç değilse bu konuda üretim yapan yerli firmalara için 7 Şubat 2014 tarihli ve 28906 sayılı Resmi Gazete’de belli bir oranda doğrudan bazı teçhizatları yaptırma mec- yayımlanan Milli Emlak Genel Tebliği ile bu uygulamanın buriyeti getirmesi halinde, sektörün gelişmesine yardımcı nasıl yapılacağı güvence altına alınmıştır. olacaktır. Bu konuda yerli üretim için kilovat saat (kWh) başına teşvikler verilmiş ise de bunların içinde bulundu- Rüzgar Enerjisinde Esas Sorun Yerli Üretim ğumuz süreçte elektrik birim fiyatlarına yansıma imkânı Rüzgar santrallarının kurulması için Türkiye Rüzgar At- bulunamamıştır. lası (REPA) incelendiğinde Türkiye’de resmen açıklanan Ayrıca bu üretimlerde kalifiye eleman yetiştirilmesi için, rüzgar potansiyelinin 131 bin 756 MW olduğu, buna kar- gerek üniversiteler gerekse de kamu ve özel firmalar gerek- şılık kullanılabilir kapasitenin ise 47 bin 850 MW olduğu li öğretim ve eğitim çalışmalarını yapmalıdır. Bu anlamda hesaplanmıştır. Türkiye’de şebekeye bağlı rüzgar enerjisi üniversite-sanayi işbirliği ile konuya hedefli pilot çalışmalar ile elektrik üretimi 1998 yılında başlamış olup, 2013 sonu öngörülmelidir. itibariyle 2 bin 759.6 MW’a ve toplam kurulu güç içindeki payı da yüzde 4.3’e ulaşmıştır. Burada bize göre esas olan Güneş Enerjisinde Tüketici Değil Üretici Olalım ülkemizdeki enerji üretiminin çeşitlendirilmesi için yerli ekipmanların üretimidir. Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu, Akdeniz, İç Anadolu ve Ege bölgeleri güneşten enerji üretmek için öncelikli yörelerimizdir. Bu bölgelerimizin içindeki vasıfsız ve GES Jeotermalde Ekipman Üretimine Başlanmalı kurulumuna uygun saha büyüklüğü yaklaşık 12 bin 500 km2 Verimliliği (yüzde 99) ve sürdürülebilirliği en yüksek olan olduğu ve bu sahalarda toplam 735 bin megavat (MW) ku- jeotermal enerjide ülkemizde geldiğimiz noktada, Kasım rulu güçte GES kurulabileceği hesaplanmaktadır. 2013 tarihi itibariyle elektrik enerjisi üretimi için kurulu güç 310 MW’a ulaşmıştır. Buradaki değerlerin daha ileriye Eğer politika olarak yenilenebilir enerji kaynakları ile Ar- taşınması gerekmektedir. Diğer taraftan bu enerji çeşidi Ge ve yerli imalata ağırlık verilirse; bu potansiyel sadece ile “konut ısıtmaları” ve “sera ısıtmaları” vb. sektörlerde ülkemiz sınırlarında elektrik enerjisi üretimi ve istihdama yeterli derecede kullanılmadığı da bir gerçektir. Sürekliliği katkı olarak kalmayacak, dünyanın en yüksek güneş enerji- ve sürdürülebilirliği olan bu enerjinin maksimum kapasite si girdisine sahip olan bulunduğumuz Orta Doğu Bölgesi kullanılması için çalışmaları çok çok hızlandırmamız gerek- başta olmak üzere global enerji piyasasında da yer almamızı mektedir. Yine yukarıdaki değerler ile ülkemizin bu konuda sağlayacaktır. ölçülen potansiyeline bakıldığında yerli yenilenebilir Yerli enerji ekipmanlarının üretimi için güneş ener- enerji ekipmanlarının üretimine de başlanılması jisinden iki şekilde yararlanılır: gerekmektedir. 1- Güneş enerjisinin ısıl uygulamaları: Sıcak Yenilenebilir su üretimi, buhar üretimi, sera ısıtma, kapalı Biyokütlede Yüzde 75 Yerli Üretim Şansı hacimlerin ısıtılması, soğutulması ve benzeri enerji uygulamalarda kullanılabilir. Türkiye güneş Türkiye sahibi olduğu zengin biyokütle kolektörü üretiminde dünya da üçüncü; ekipmanlarının kaynaklarını; tarımsal, ormansal, hayvansal, kullanımında ise dördüncü büyük tüketici üretimindeki kanalizasyon ve evsel atıklar olarak ifade durumundadır. edebiliriz. “Enerji arz güvenliğinin si- önceliklerimiz; gortası, kırsal kesimin refahı” vizyonuyla 2- Güneş Enerjisinden Elektrik Üre- değerlendirilmelidir. Çünkü biyokütle timi: Isıl yollardan elektrik üretimi “CSP ülkemizin bulunduğu enerjisi kırsal kesimin ekonomisini geliş- (Consantrating Solar Power)” fotovoltaik coğrafya, ülkemizin tiren tek kaynaktır. Bu özelliği nedeniyle, sistemler (PV) ile elektrik üretimi biçi- bu enerji çeşidi ABD ve AB ülkelerinde minde gerçekleştirilebilir. Güneş enerji- enerji ihtiyaç kırsal kalkınma politikalarıyla birlikte de- sinden PV kullanılarak üretilen elektriğin ğerlendirilmektedir. hem yatırım hem de işletim maliyeti, ısıl programı, Ar- güneş kolektörlerine göre daha ucuzdur. EPDK verilerine göre 2011 yılında ülkemiz- Bu yüzden dünyada da yaygın olarak silikon Ge imkânlarımız de kurulu gücü 22.34 MW olan 14 biyogaz tabanlı PV güneş pilleri kullanılmaktadır. ve sanayimizin tesisi, kurulu gücü 16.43 MW olan 5 biyo- kütle tesisi, kurulu gücü 120.02 MW olan 9 Bu konuda Türkiye’nin geldiği noktada ise; bulunduğu adet çöp gazı tesisi bulunmaktadır. ülkemizde henüz lisans almış GES bulun- mamaktadır. Lisanssız GES’lerde ise, 2013 durumla doğru 2012 yılı sonunda biyogaz tesislerinin sayısı Ağustos ayı sonu itibarıyla; 58.8 MW’lık 193 orantılı 18’e çıkmış, kurulu güç 103.33 MW olarak kay- adet başvuru yapılmış, 1.3 MW’lık 6 adedinin dedilmiştir. Bunlara ilaveten 2013 yılında EPDK geçici kabul işlemleri tamamlanmıştır. Şimdi- olmalıdır. tarafından, toplamda yaklaşık 23 MW’lık biyokütle lik verilen 600 MW’lık enterkonnekte şebekesine üretim tesisine elektrik üretim lisansı verilmiştir. bağlanma izni ve uygulama miktarına baktığınızda; Biyogaz tesislerinin yatırım maliyetinin yarısını yerli çevreyle şu andaki ilişkisini tam ve sağlıklı olarak de- ekipmanlarla karşılamak mümkündür. Bununla birlikte ğerlendirme imkânı bulunmamaktadır. Burada en büyük gaz motorları, bazı kontrol üniteleri ve teknoloji (know- tehlike tarım arazilerinin bu uygulamaya konulmasıdır. Bu how) yurtdışından gelmektedir. Evsel katı atık-çöp gazı nedenle özel mülkiyetlerde yapılacak uygulamaların çok tesisleri için biyogaz toplama merkezi ve boru hatları,

2015 Ekim • Sayı-455 61 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

biyogazdan su ayırma ve yıkama üniteleri, biyogaz pompaj olarak yukarıdaki ekipmanların yapımı için mutlaka yeni- fanları, biyogaz emniyet yakma bacası, otomasyon ve kont- den yapılandırılmalıdır. rol sistemleri, biyogaz emniyet ve alarm sistemleri, biyogaz -Diğer taraftan, burada öngörülen ekipmanların verilen motorları, elektrik jeneratörleri, elektrik trafoları, elektrik başvurusu yapılan lisans sayıları ve kapasiteleri dikkate hattı bağlantı ekipmanları ve inşaat işleri gereklidir. Sayılan alınarak yerli yapılması halinde yaklaşık olarak 35 milyar bu ekipmanların yüzde 75’inin yerli teknoloji ile üretimi Dolarlık bir pazar payı mevcuttur. Bilim, Sanayi ve Teknoloji mümkündür. Bakanlığı veya Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünye- Bu konu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı; Gıda, Tarım ve sinde yalnızca bu işle uğraşan, “Yenilenebilir Yerli Enerji Hayvancılık Bakanlığı; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı; Maliye Ekipmanları Üretimi Birimi” ve benzeri bir organizasyon Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığı nezdinde sahiplenilmeli ve kurularak, kamuda ve özel sektörde, yol gösterici, yönlen- kırsal kalkınma politikalarıyla entegre edilmelidir. dirici ve uygulayıcı olması sağlanmalıdır. Bu çalışmada; ülkemizde bu yönde yeterli çalışmalar olma- dığı için “dalga enerjisi, okyanus ve denizler” çeşidi için Yol Haritası görüşler ifade edilmemiştir. Bu temel önermeler doğrultusunda atılması gereken adım- ları da şöyle sıralayabiliriz: Temel Önermeler 1- Öncelikle bu üretim konusundaki işleri yapacak bu işlerle Yerli imalatın geliştirilmesi ve üretimin arttırılması için ilgili ve tüm katılımcı tarafların kabul ettiği yetkiler ile dona- atılması temel önermelerimizi şöyle sıralayabiliriz: tılmış siyasi irade ile desteklenmiş bir kamu birimine ihtiyaç -Doğru ve sağlıklı bir değerlendirmenin yapılabilmesi için bulunmaktadır. Bu noktadan hareketle; tüm tarafların ka- öncelikle elimizdeki mevcut imkânların neler olduğu ve nasıl tılacağı toplantı sonucunda tespit edilen ve görevlendirilen bir değerlendirme yapılabileceği konusunda bilgi sahibi ol- bu kurum tarafından söz konusu hizmetlerin yapılması mamız gerekmektedir. Türkiye’deki mevcut elektromekanik için tüm işlemler takip edilerek olumlu sonlandırılmasına sanayi, üretilen her türlü enerjinin iletilmesi, dağıtılması ve çalışılması gerekmektedir. kullanılması ile ilgili hemen her türlü ekipmanı uluslararası 2- Bu hizmetlerin yürütülmesi için organizasyon içinde ve ulusal standartlara uygun olarak yapabilme kapasitesine görev alacak kurum ve kuruluşlar aşağıdaki gibi olmalıdır: sahiptir. Bu nedenle yenilenebilir enerji ekipmanları ile a-Enerji ve Tabii Kaynaklara Bakanlığı (Yenilenebilir üretilecek enerji için bu anlamdaki gerekli her türlü “alt- Enerji Genel Müdürlüğü, Enerji İşleri Genel Müdür- yapı” mevcuttur. lüğü, TEİAŞ Genel Müdürlüğü, TEDAŞ Genel Müdür- -Enerji ekipmanlarının yurtiçinde üretimi temel bir politika lüğü, EÜAŞ Genel Müdürlüğü) olmalıdır. Santralların yerli teknolojiyle yapılabilmesi için b- Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (Sanayi Genel hükümet, kamu kuruluşları, özel sektör ve üniversitelerin Müdürlüğü, Strateji Geliştirme Başkanlığı, TÜBİTAK işbirliği ile uzun vadeli bir yol haritası hazırlamalıdır. Başkanlığı ve bağlı kuruluşları, Sanayi Odaları) c- Kalkınma Bakanlığı ve Kalkınma Ajansları -Enerji sektöründe makine ekipman üreten sanayilerin d- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kümelenmesi teşvik edilmeli ve işbirliği ağları geliştiril- e- Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) melidir. f- Meslek kuruluşları -Üretilen enerjinin çeşidine bağlı olarak o yörede veya Tür- g- İlgili sivil toplum kuruluşları ve özel sektörde bu ekip- kiye’nin mevcut sanayi durumu dikkate alınarak “özel ihtisas manları temin eden firmalar (ithal veya yerli üreten) ve üretim organize bölgeleri” yapılmalıdır. h- Bu konuda teknoloji üreten ve Ar-Ge’si olan üniver- -Enerji alanında doktora ve doktora sonrası programları siteler ile özel sektör ve yurtdışı merkezlerle ortak çalışma imkânları desteklen- i- İlgili “teknopark” firmaları melidir. Kamu ve özel sektörün enerji alanındaki Ar-Ge j- Yapılacak yeni yerli üretimler için “Patent Enstitüsü” çalışmalarının çeşitlendirilmesi ve eşgüdümü sağlanmalıdır. mevzuatta en fazla kolaylığı sağlayacak ve neler yapabi- Enerji konularında bilim ve teknoloji geliştirme altyapıları- leceği konusunda da organizatör kurum ile müştereken nın güçlendirilmesi için kamusal ve özerk bir kuruluş ola- çalışacak. rak TÜBİTAK’ın enerjiyle ilgili enstitüleri Türkiye Enerji k- Bu konuda günümüze kadar yayımlanmış olan yazılı Bilimleri ve Teknolojileri Geliştirme ve Ar-Ge Merkezi belgelerin toplanması ve değerlendirmesinin yapılma- sı l- İlave edilecek kurum ve kuruluşlar 3- Yapılacak işlerdeki öncelik sıralaması için önerilerimiz: a) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı; öncelikle mevcut “sanayi sicil belgelerini” ilgili firmalardan içinde bulun- dukları durumu anlatan yazılı güncellemeleri içerecek şekilde en geç 6 ay içinde düzenlemelerini isteyecek. b)Yeni sanayi sicil belgelerine göre de firmalar üretim çeşitlerine, kapasitelerine ve uzmanlıklarına göre ayrıştı- rılacak ve bu verilere dayalı olarak, sözü edilen teçhizatları üreten yeni bir üretici envanteri hazırlayacak. c)Firmaların uzmanlık konularındaki üretim çeşitleri, ihracat ve ithalat miktarları ile üretim kapasiteleri ve teknolojileri sınıflandırılacak.

62 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

d)Halen yenilenebilir enerji ekipmanlarının ara malını ra lisans verilmemelidir. Ayrıca Enerji ve Tabii Kaynaklar üreten ve yurtdışına satan firmalar için de özel olarak Bakanlığı ile EPDK işletmeye alınan Yenilenebilir Enerji yukarıdaki (b) maddesindeki envantere ilave envanter Kaynaklarına (YEK) dayalı santralların ne kadarının yerli çalışması yapılacak. imkânlarla sağlandığını ve bunlara verilen ilave teşviklerin e)Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bu tür üretim neler olduğunu gösteren bir çalışma hazırlayacak ve bu çalış- için mevcut mevzuat ile yapılması gereken mevzuat ça- mayı da lisansların yayımlandığı İnternet sayfasında birlikte lışmalarını yürütecek ve uygulanabilir yeni bir mevzuat yayımlayacak. Böylece bu konu, gerek üreticiler ve gerekse dosyası hazırlayarak, uygulama için yasal düzenlemelerin de kamuoyu tarafından daha iyi anlaşılır ve teşvik edilir hale yapılmasına yönelik çalışmaları gerçekleştirecek. Bütün getirilecektir. Ayrıca yenilenebilir enerji sistemleri kapsa- bu bilgiler, tüm ilgililer ve kamuoyu tarafından görülecek mında yapılan enerji yatırımları içerisindeki yerli teçhizat şekilde bir veri tabanında toplanacak. miktarı işin kabulü sırasında kabul heyeti tarafından tespit edilerek kayıt altına alınacak ve enerji birim fiyatlarındaki 4- İlgili firmalar da görüşlerini, “Yol Haritası”na katkı sağ- ödemeler de bu kayıtlara göre yapılacaktır. lamak üzere bağlı bulundukları “Organize Sanayi Bölgesi İthal edilen yenilenebilir enerji ekipmanlarının işletilmesi Başkanlığı”na bildirecekler. ve bakımı için ithalatçı firma, Türkiye’de “Bakım Merke- 5- EPDK, özellikle (kamu alımı olmamasına rağmen, yeni zi” kurmalı ve arızaya en geç 8 saat içinde ulaşabilecek ve mevzuat düzenlemeleri yapılarak) yenilenebilir enerji onarabilecek bilgiye ve belgeye sahip, idarelerce öngörülen ekipmanlarının yerli üretimi için lisans verme aşamasında sayıda, uzman personel bulundurma mecburiyeti de geti- yatırımcıdan yerli üretim için yüzde 50 (bu oran değişken rilmelidir. olabilir) nispetinde (doğrudan kamu alımı olmasa da) “Off-Set” istemelidir. Halen uygulanan sistem ile yurtdışı 6- Kalkınma Bakanlığı; 10. Kalkınma Planı’nın, 1.13. Yerli firmalar finanse edilmektedir. Bu kurala uymayan firmala- Kaynaklara Dayalı Enerji Üretim Programı bölümünde yer alan bu konudaki kayıtlara dayalı olarak, koyabileceği ekono- mik katkıları yazılı olarak tüm ilgililere beyan etmelidirler. 7- Sanayi odaları ve bölge başkanlıkları kendi bölgelerinde bu tür üretimlerin yapılması halinde ülkemize ve kendile- rine olabilecek pozitif katkıların ekonomik değerlerini de yaklaşık olarak hesaplayarak bildirmelidirler. 8- Özellikle yerli yapılacak üretimler için üreticilerin patent almasına gayret gösterilecektir. Buradan hareketle de bu kurum gerekiyorsa yeni mevzuat düzenlemesi yapacaktır. Hükümet bu konuda özel yasa çıkartarak sistemi destek- lemelidir. 9- Yerli yenilenebilir enerji ekipmanları üretimi için tüm tarafların katılacağı ortak görüş doğrultusunda; dünyada bu tür ürünlerin nasıl yapıldığını, gelinen noktayı ve ileri teknolojiye ulaşılabilme vb. işlerde ivedilikle nelerin yapıla- bileceğini tespit etme amacına yönelik çalışmaları başlatmak şarttır. Bu nedenle de 1 No’lu Şema’da gösterilen ve halen kısmen de olsa Ekonomi Bakanlığı’nın “Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü” bünyesinde hizmet veren birimde, “Türkiye’de Yenilenebilir Müşavir-Mühendislik Küme- lenmesi” kurulması da aynı süreçte başlatılmalı ve en geç 6 ay içinde de faaliyete geçmesi sağlanmalıdır. 10- Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve bu konuda işbirliği yapacak ilgili diğer kurumların bilgilerinin de bünyesinde toplanmasına yönelik olarak, bu imalatların yapılabilirliğine ilişkin bütün bilgileri toplayan veri tabanına ilave olarak daha kapsamlı veri tabanı” oluşturularak, tüm paydaşların ulaşılabilmesi sağlanmalıdır. Yalnızca yukarıda sözü edilen ekipmanların üretiminin Türkiye’nin bu konudaki sorunlarına yeterli çözümleri ge- tiremeyeceği bilinmektedir. Bu nedenle kömür, doğalgaz santral ekipmanlarının da yerli üretiminin hiç vakit kaybet- meden yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin ekipmanların üretimi ile birlikte ele alınması kaçınılmaz bir konudur.

Kaynakça Bazı veriler, TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nın 2014 Şema 1: Yenilenebilir Enerji Ekipmanlarının Yerli Üretimi tarihli “Enerji Ekipmanlarının Yerli Üretimi” çalışmasından İçin Gerekli Organizasyon Şeması alınmıştır.

2015 Ekim • Sayı-455 63 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

19. Yüzyıl’da İcat Edilen Elektrikli Araçlar, 21. Yüzyıl’ın Taşıtı Olma Yolunda… UYUYAN DEVRİM: ELEKTRİKLİ ARAÇLAR

İrfan Şenlik EMO Yönetim Kurulu Saymanı [email protected]

retim ve tüketim sistemini besleyen enerjinin petrol 1890’larda Avrupa’da ve Amerika’da birçok şirket elektrikli Üve doğalgaz gibi çevreye zararlı sınırlı kaynaklar ye- araç üretip satmaya başlamıştır. Hatta1905’e gelindiğinde rine yenilenebilir enerji kaynaklarından temin edilmesi, ABD sokaklarında benzinli otomobilden çok elektrikli oto- günümüzün en önemli tartışma konularından birini oluş- görülmüştür. turmaktadır. Çözüm; kaynaklar açısından daha tutumlu ve Araç teknolojisinde, 1900-1912 yıllar arası menzil ve başarım iklim üzerinde daha az sorun oluşturan bir sistemin, çevreye arttırma düşüncesi oluşmaya başlamıştır. Bu amaçla elektrik saygılı ekonominin oluşturulması olarak ortaya çıkmaktadır. motoru ile benzinli motor birlikte kullanılmış ve ilk hibrit Özellikle araçlarda kullanılan yakıtlar ve buna bağlı karbon yapı denenmiştir. emisyon değerlerinin küresel ısınmadaki rolü, otomotiv endüstrisinin geleceğini belirleyecektir. Elektrikli araçlarla ilgili bu gelişmeler olurken, hızla iler- leyen içten yanmalı motor (İYM) teknolojisi ile birlikte Fosil yakıt kaynaklarının tükeniyor olması ve buna bağlı petrol fiyatlarının artışı; ulaşımda var olan teknolojilerin maliyetler düşünce 1920’li yıllarda benzinli otomobillere verimliliğinin artırılması çalışmalarının hız kazanmasına ve talep artmış ve 1935’e gelindiğinde yollar tamamen benzinli alternatif enerji kaynaklarına yönelimin artmasına neden ol- araçlar tarafından teslim alınmıştır. Bu süreçte her yere muştur. Bu kapsamda yakın bir gelecekte her ülkenin kendi kurulan akaryakıt istasyonları ile ulaşım mesafesi artmış, koşullarına bağlı olarak hibrit elektrikli araçlar ve elektrikli elektrikli otomobiller düşük beygir gücüyle çalışan kısa araçların kullanımdaki payları artacaktır. mesafe araçları olarak kalmıştır. Benzinli otomobillerin liderliğinde geçen bir 30 yılın ar- İlk Elektrikli Araç 1835’te Geliştirildi dından, 1960’lar gelişmiş ülkelerin bir yandan ham petrol Dünyada ilk elektrikli araç modeli 1835 yılında Profesör bağımlılığını azaltmak bir yandan da egzoz emisyonlarından Straitingh tarafından Hollanda’da yapılmıştır. 1834-1836 kaynaklı çevre sorunlarının önüne geçmek için alternatif yılları arasında Thomas Davenport tarafından ABD’de yakıt kaynaklarını tartışmaya başladığı yıllar olmuştur. Süreç elektrikli yol aracının geliştirildiği ve uygulamasının yapıl- içinde somut adımların atılması ile elektrikli otomobiller ye- dığı raporlanmıştır. Bu araç üç tekerlekli olmakla beraber niden öne çıkma olanağını bulmuş; İYM’lu araçları elektrikli şarj edilmeyen bataryalarla sürülmüştür. 1859 yılından araca dönüştüren bazı önemli otomotiv firmaları, elektrikli sonra kurşun-asit bataryaları geliştirilmiş ve kullanılmaya aracı baştan sona yeniden tasarlamak üzere harekete geç- başlanmıştır. miştir. Bu dönemde, AA sürücü sistemlerde çok önemli bir gelişme olmadığı için menzil ve başarımı iyi elektrikli araçların üretiminin zor olduğu görülmüştür. 1970’lerin ortalarına doğru petrol krizi ile birlikte başta Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Japonya gibi birçok ülke, elektrikli araç araştırmalarına tekrar hız vermişlerdir. Japonya’da 1970’li yıllarda otomobil firmaları birlikte örnek model elektrikli araçlar üzerine çalışmışlardır. Bu çalışma için Japonya hükümeti 1971-1976 yılları arasında mali destek sağlamıştır. Geliştirilen ilk araçlarda kurşun- asit bataryalarıyla birlikte DA sürücü kullanılmış olup, 1980’lerden itibaren araçlarda AA sürücüler kullanılmaya başlanmıştır.

Çevresel Avantaj ve Devlet Destekleri Devletler, 1980’li yıllarda elektrikli araçların çevresel üstün- lükleri nedeniyle bu araçlara karşı ilgi duymaya ve elektrikli araç programları için resmi kaynaklardan maddi destek ver- meye başlamışlardır. ABD Enerji Bakanlığı’nın desteği ile ETX-1 aracı 1980 yılların ortalarında geliştirilmiş olup, bu araçta ileri AA sürücü sistemi kullanılmıştır. ETX-1 isimli

64 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

aracın 1988 yılında AA sürücü sistemi geliştirilmiş ve araç- zarındaki erken satış, küresel piyasalarda yaşanmakta olan ta sodyum-sülfür bataryaları kullanmışlardır. Daha sonra ekonomik kriz nedeniyle önemlidir. AA sürücü sistemi bulunan, 160 km menzile sahip ve 96 Elektrikli araçların geleceğinde önem taşıyan batarya mali- km/saat hızı olan ve sodyum-sülfür bataryaları da içeren iki yetlerinde 2012 yılında önemli düşüşler yaşanmıştır. Bunun adet ETX-2 örnek modeli üretilmiştir. Avrupa’da bulunan yanında 2012’de İsveç firması tarafından geliştirilen şarj önemli otomobil üreticileri tasarlayıp geliştirdikleri elekt- cihazı ile bataryaların 1.5 saatte doldurulması olanaklı hale rikli araçların 1988 yılına kadar denemelerini yapmışlardır. getirilmiştir. Aynı süreçte Japonya’da AA sürücülerle birlikte, kurşun-asit ve nikel-demir bataryaları ile senkron ve asenkron sürücü motorları kullanılmıştır. Türkiye’de Gelişme Süreci Devam Ediyor Bu alanda ilk çalışmalar; 2002 yılında bir proje kapsamında Hibrit Çalışmaları ve Şarj Sorunu ülkemizdeki ilk otomobil fabrikası ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) işbirliği ile geleneksel bir hafif Özellikle 1990’lı yıllarda büyük araç üreticileri elektrikli ticari aracın sürücü sisteminin elektrikli hibrit olarak ge- araçların gelişmesi için batarya teknolojisinin de gelişmesi liştirilmesini içermektedir. Türkiye’nin ilk lityum iyon ba- gerektiğini, bu amaçla da elektrikli araçların batarya ve taryalı otomobilini gerçekleştirmek için çalışan TÜBİTAK menzil kısıtlarını gidermek için hibrit elektrikli araç geliş- MAM’da, hibrit ve elektrikli araç sistemleri ilgili projeler tirme çalışmaları başlatmışlardır. Bu araçlarda kullanılan sonuçlandırılmıştır. Ülkemizde çeşitli üniversitelerde ya ba- kurşun-asit veya nikel-kadmiyum bataryaların şarj süresinin ğımsız projeler halinde veya sanayi-üniversite işbirliğinde uzunluğu, menzil, batarya fiyatının yüksek oluşu ve şarj is- elektrikli araba ve yan donanımları geliştirme araştırmaları tasyonlarının yaygın olmaması nedeniyle günümüze kadar yapılmaktadır. yaygınlaşamamıştır. Türkiye’de elektrikli otomobil üretimi ve satışı konusunda Günümüzde üretilen elektrikli otomobillerin eskilerine göre ilk faaliyete geçen otomobil fabrikalarından biri 2011’in en önemli farkı, daha iyi şarj tutan lityum-iyon bataryalarıdır. sonlarına doğru elektrikli otomobil ihracatına başlamıştır. Bu bataryaların otomobil maliyetini önemli oranda artırması Aracın elektrik motoru, senkron tip motor olup; yavaşlama nedeniyle bataryaların kiralanması gibi bir çözüm düşü- anında enerji geri kazanımı sistemi, lityum-iyon bataryaların nülmüştür. Bu amaçla bataryaların, evlerde ve şehirlerde şarj edilmesini ve aracın şehir içinde daha da tasarruflu kurulacak şarj noktalarında doldurulması, daha uzun yollar olmasını sağlamaktadır. Araç, ev tipi şarj ünitesi ile 6-8 için ise sürücünün birkaç dakikada boş bataryaları dolusuyla saatte şarj olmakta ve 185 kilometre yol alabilmekte olup, değiştirebileceği istasyonlar kurulması planlanmıştır. yurtiçinde de 2012’de satışa sunulmuştur. Özellikle 2000’li yılların başında birçok ülkede, elektrikli taşıtlara olan ilgiyi arttırabilmek için satın alma fiyatına destek teşvikleri uygulanmaya başlanmış, değişik prog- ramlar, hedefler tanımlanarak; finansman, altyapı ve insan kaynakları ile desteklenmiştir. Özellikle 2000’li yılların başında 2000’li yıllarda başlayan ve 2008’de doruğa ulaşan ekonomik birçok ülkede, elektrikli taşıtlara durgunluk, otomobil üreticilerini çok yakıt harcayan büyük olan ilgiyi arttırabilmek için satın hacimli araçlardan küçük otomobillere, hibrit ve elektrikli araçlara yöneltmiştir. ABD’de elektrikli araç üreticisi fir- alma fiyatına destek teşvikleri ma, 2004 yılında geliştirmeye başladığı elektrikli otomobilin uygulanmaya başlanmış, değişik 2008’de ilk teslimatını gerçekleştirmiştir. Japon otomobil firması geliştirip ürettiği elektrikli otomobillerin, Japonya programlar, hedefler tanımlanarak; ve ABD’deki ilk teslimatlarına Aralık 2010’da başlamış ve finansman, altyapı ve insan 2011’de birçok Avrupa ülkesi ve Kanada’da devam etmiştir. Detroit’de 2009’da düzenlenen Otomobil Fuarı’nda çevreci kaynakları ile desteklenmiştir. otomobiller ilk kez yoğun bir şekilde tanıtılmıştır. Uluslararası Enerji Ajansı(IEA) 2012 raporuna göre, 2012 yılında yaklaşık 100 bin elektrikli otomobil (şarj edilebilir hibrit ve tümü elektrikli) satıl- mıştır. Elektrikli araçlar, 2012 yılında toplam satışların yüzde 0.13’ünü oluşturmuş olup; bu araçla- rın yüzde 28’i Japonya’da, yüzde 26’sı ABD’de, yüzde 16’sı Çin’de, yüzde 11’i Fransa’da ve yüzde 7’si Norveç’te satılmıştır. Satış oranı, öngörüle- nin altında kalmakla birlikte yeni oluşmakta olan elektrikli araç pa-

2015 Ekim • Sayı-455 65 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Türkiye’de 2012’nin son aylarında başka bir otomobil itici sisteminden oluşmaktadır. Enerji depolama için başlı- firması tarafından kullanıma sürülen diğer elektrikli araç ca seçenekler; bataryalar, süper kapasitörler ve volanlardır. modelinde ise lityum-iyon bataryası ile 150 hp güç üretil- Bataryalar kullanılan en yaygın enerji depolama sistemi mektedir. Bunun dışında Türkiye’de satışa sunulan diğer olmasına rağmen diğer enerji depolama alanlarında da elektrikli araç, 8 saatte şarj edilebilen lityum iyon batarya araştırmalara devam edilmektedir. Araçta bulunan batar- ile her şarjda 160 km yol alabilmektedir. yalar, frenleme sırasında geri kazanılan enerjiyle ya da İYM tarafından üretilen elektrik ile şarj edilmektedir. Birincil Ülkemizde ekonominin temelini oluşturan otomotiv en- sürücü olan İYM yüksek hızdaki sürüşlerde kullanılırken, düstrisi, günümüze kadar önemli evrimler geçirmiştir. Bu elektrik motoru ise yokuş tırmanma, ivmelenme ve diğer evrim içinde elektrikli otomobiller, yıllarca geri planda kalsa yüksek güç gerektiren durumlarda kullanılmaktadır. Hibrit da, fosil kaynaklara alternatif arandığı günümüzde tekrar elektrikli araçlarının, uzun menzile sahip olmaları ve şarj önem kazanmıştır. Dünya motorlu araç üretiminde 17. sıra- edilme özellikleri ile enerji kaynağını çeşitlendirmesi üstün da yer alan Türkiye’de son yıllarda TÜBİTAK öncülüğünde yönleridir. üniversitelerimiz tarafından birçok elektrikli araç projeleri gündeme getirilmiş ve getirilmektedir. Ayrıca otomobil Yakıt pilleri, yakıtın kimyasal enerjisini doğrudan elektrik üreticileri, Türkiye’de ürettikleri elektrikli otomobilleri enerjisine dönüştürmekte olup; geleneksel teknolojilere yurtiçine satmaya ve ihraç etmeye başlamış olup; gelişme göre daha yüksek verim ve çok daha düşük emisyon üret- süreci devam etmektedir. mektedir. Özellikle son yıllarda değişik uygulamalarda kullanılmaya başlanmış olan yakıt pillerinin gelecekte daha Elektrikli Araç Sistemlerine Karşılaştırmalı Bakış yaygınlaşacağı öngörülmektedir. Bir yakıt pilinin bileşenleri ve özellikleri bataryaya benzese de bazı açılardan bataryadan Çevreye saygılı alternatif enerji kullanımı konusunda ön pla- farklıdır. Yakıt pili, enerji dönüşüm sistemi olup, enerji dö- na çıkan elektrikli araçlar, tümü elektrik motorlu araçlar, nüştürme işlemi elektrotlara yakıt ve oksitleyici sağlandığı hibrit elektrikli araçlar (elektrik motor ve İYM birlikte) ve sürece devam edebilmektedir. Örnek olarak, hidrojen yakıt yakıt pilli araçlar (bataryalı ya da bataryasız) olmak üzere kullanan araçlar elektroliz işlemini tersine çeviren batarya- üç bölümde incelenmektedir. ları kullanmaktadır. Bu araçların yakıt hücreleri, hidrojen Tümü elektrik motorlu araçlar, depolanan ya da üretilen ve oksijeni suya çevirip elektrik enerjisini ortaya çıkarmak- tüm itici gücü elektrik olarak kullanmaktadır. Bu tip araç- tadır. Çevresel açıdan, sadece su üretmekte olup, toplam larda ana güç kaynağına ek olarak yardımcı güç kaynakları etki kullanılan hidrojen ve metanolün nasıl üretildiğine bağlı da bulunmaktadır. Yardımcı güç kaynakları özellikle yokuş olarak değişmektedir. tırmanırken veya ivmelenirken kısa dönemler için yüksek güç sağlamak için gerekmektedir. Yüksek enerji yoğunluğu Elektrikli Araçların Geleceği ile uzun sürüş menzili, yüksek güç yoğunluğu ise ivmelen- Petrol fiyatları ve çevresel kaygılar otomotiv sektöründe me ya da yokuş tırmanma gereksinimini sağlayan tasarım alternatif enerji kaynaklarını kullanan teknolojilerin öne- parametreleridir. mini hızla artırmaktadır. Günümüzde belirtileri iyiden iyiye Elektrikli araçlarda bataryalar, şebeke elektriğinden ve hissedilmeye başlanan küresel iklim değişikliğinin etkileri frenleme sırasındaki geri kazanım enerjisinden şarj edil- kabul edilen bir gerçektir. Araçlarda kullanılan fosil yakıt- mektedir. Araçlarda, İYM yerine elektrik motoru kullanıl- ların ve buna bağlı karbon emisyon değerlerinin de küresel dığı için sessiz çalışmakta olup; yakıt ve ısınmadaki rolünü fark eden üreticiler, bu bakım maliyeti geleneksel araçlara durumun önüne geçebilmek için göre çok daha düşüktür. Ayrıca etkin önlemler almaktadır. Bu hareketli elemanlar fazla olma- nedenle otomotiv endüstrisinin dığı için bu araçların ayarına geleceği araştırılırken, artık ya da yağ değişikliğine gerek çoğu parametre küresel olmayıp; yüksek verim, çok iklim değişikliği ve enerji düşük gürültü seviyele- sorunlarının etkisinde rinin yanında emisyon belirlenmektedir. yaymamaları da üstün Otomotiv üreticilerinin yanlarıdır. Enerji kaynağı çevresel sorunlar için olarak sadece bataryanın bulduğu en ciddi çö- bulunduğu tümü elekt- züm, hibrit ve elektrikli rikli araçlar, günümüz motor teknolojileridir. batarya teknolojisi ile Günümüzde yüzde kısıtlı menzillere sahip 3’ün altında bir pazar oldukları için genelde payına sahip hibrit şehir içi kullanım için araçların 2020 yılı itibari uygundurlar. ile pazarı ele geçireceği Hibrit elektrikli araçlarda düşünülmektedir. Yakla- ise İYM ile elektrik motoru şan enerji krizi, üreticilerin birlikte kullanılmaktadır. Bir yakıt tasarrufunu araçlarında hibrit elektrikli araç; enerji öncelik olarak görmeye başla- dönüşüm sistemi, enerji depo- masında diğer bir neden olarak lama sistemi, güç ünitesi ve taşıt gösterilmektedir. Hibrit motorlar

66 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

gibi yakıt tasarrufuna doğrudan etki yapan teknolojilerin dışında, yeni nesil araçlarda kullanılan elektronik yol sistem- leri ve sürücüyü bilgilendirmeye yönelik yeni teknolojilerin Elektrikli araç teknolojisinin ilk yapım önemi de artmaktadır. maliyetinin yüksek olması, menzil İYM’da kullanılan petrol ve türevleri yakıtların rezervlerinin ve altyapı engeli nedeniyle elektrik azalması ve buna bağlı olarak fiyat artışı ilginç gelişmeleri de beraberinde getirmiştir. Son yıllarda üreticiler, elektrikli motorlu araçların öncelikli olarak araçların menzil, batarya ve altyapı sorunlarını gidermek küçük, hafif, şehir içi türlerinde öne için yoğun bir çalışmanın içine girmişlerdir. Dünyanın önde gelen otomobil üreticileri elektrik ile çalışan modellerinin çıkması, büyük araçlarda ise daha testlerine başlamış ve kullanıma sürmüşlerdir. çok hibrit araçların öncelikli olacağı Elektrikli otomobillerin gelecekteki yeri ile ilgili birçok düşünülmektedir. tahminler yapılmaktadır. Kasım 2010 tarihli bir raporda, hibrit ve tümü elektrikli araçlar ayrı olarak incelenmekte; 2020 yılında dünyadaki binek araç satışlarının 70.9 milyon adete ulaşacağı ve bunun 3.88 milyon adetinin (yüzde 5.5) hibrit araç olacağı öngörülmektedir. Bu araçların, ABD desteklerinin devamı gerekmektedir. Bu amaçla, kamuda (yüzde 53), Japonya (yüzde 20), Avrupa (yüzde 16) ve diğer elektrik motorlu araçların kullanılması, kamunun akaryakıt ülkeler şeklinde dağılacağı ve üretici grubun hibrit araç giderlerinde önemli bir tasarruf sağlayacaktır. üretiminde ön planda olacağı beklenmektedir. Aynı rapora Çevreye saygılı bu yeni ulaşım türünün başarılı olması, ge- göre, tümü elektrikli araç satışlarının ise dünyada 2020’de rekli altyapı çalışmalarının tamamlanması, yasaların uygun 1.31 milyona ulaşacağı (yüzde 1.8) tahmin edilmektedir. hale getirilmesi ve toplum tarafından kabullenilmesi gibi Bu araçların, Avrupa (yüzde 62), Çin’in (yüzde21), ABD bir takım etkenlere bağlıdır. Bu durum otomobilin tekno- (yüzde 7.5) ve Japonya (yüzde 4.5) şeklinde dağılacağı lojik bir dönüşümünün yanında politik, ekonomik, sosyal ve beklenmektedir. kültürel değişimi de beraberinde getirmektedir.

Teknolojik Değişim Toplumsal Değişimi Getiriyor Kaynaklar Günümüzde toplumların enerji gereksinimleri, yaşam 1. About.com, Inventors, History of ElectricalVehicles: http: standartları ve gelişmişlik düzeyleri ile doğru orantılı //inventors.about.com/od/ estartinventions/a/History-Of-Elect- olarak artmaktadır. Bunun yanında kişi başına tüketilen ric-Vehicles.htm. enerji miktarı, toplumların gelişmişlik düzeyinin önemli 2. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi, “Elektrikli Araçlar”, bir göstergesidir. Kişilerin yaşam ortamlarında kullandığı 2003. s.11-22. enerjinin çevreye olabildiğince az zarar verecek biçimde 3. Zeynep Ünalan, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Mart yüksek verimle üretimi ve tüketimi, geçmişten günümüze 2012, s. 28-35 uzanan süreç içerisinde araştırmacıların üzerinde çalıştık- 4. Cüneyt Koç, Hibrit Araçlarda Değişik Parametrelere Göre ları bir konu olmuştur. Bu durum önümüzdeki süreçte de Elektrik Motoru Seçimi, Yüksek Lisans Tezi, YTÜ Fen Bi- böyle olmaya devam edecektir. limleri Enstitüsü, 2012 Otomobil endüstrisinin araştırma-geliştirme bölümleri ve 5. Otomotiv Teknoloji Platformu, “Elektrikli Araç Çalışma örnek modellerinden seri üretim bantlarına kadar ilerleyen Grubu Raporu”, 2010, s.8 elektrikli araçların; menzil, altyapı ve tüketici algısındaki eksiklikler nedeni ile yakın gelecekte önemli bir pazar payına sahip olması olası görülmemektedir. Tahminlere göre bu araçların 2020 yılında yüzde 3 ile yüzde 10 arasında pazar payına sahip olacağı öngörülmektedir. Ayrıca yine yakın gelecekte İYM araçların baskınlığını koruması ve hibrit araçların pazar payını artırması beklenmektedir. Elektrikli araç teknolojisinin ilk yapım maliyetinin yüksek olması, menzil ve altyapı engeli nedeniyle elektrik motorlu araçların öncelikli olarak küçük, hafif, şehir içi türlerinde öne çıkması, büyük araçlarda ise daha çok hibrit araçların öncelikli olacağı düşünülmektedir.

Kamu Akaryakıt Giderlerini Azaltabilir Dünyada elektrikli araçların yaygınlaşması konusunda dev- letler değişik yöntemler kullanmaktadır. Bunlar arasında ge- leneksel fosil yakıt kullanan araçlarda vergilerin artırılması veya çevre dostu araçlar üzerindeki vergilerin azaltılması ve teşviklerin verilmesi ön sırada yer almaktadır. Ülkemizde de elektrik motorlu araçlara uygulanan vergi indirimi bu araçların fiyatını erişilebilir düzeye çekmişse de devlet

2015 Ekim • Sayı-455 67 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

DÜNYADA NÜKLEER ENDÜSTRİNİN DURUMU

Nedim Bülent Damar EMO Enerji Çalışma Grubu Başkanı

ycle Schneider ve Antony Froggatt yönetiminde; nük- gibi önümüzdeki 20 yılda da özellikle maliyet düşürücü bir Mleer güç konusunda araştırma yapan birçok uzmanın gelişme olabileceği düşünülmemektedir. katılımı ile “Dünya Nükleer Endüstri Görünüm Raporu 2015” (The World Nuclear Industry Status Report 2015) 2014 ve 2015’ün Nükleer Bilançosu isimli bir çalışma Temmuz 2015 tarihinde yayımlandı. 2014 yılında 3 adedi Çin’de, birer adedi de Arjantin ve Rus- Dünyadaki nükleer santrallar ve bu konudaki gelişmelerle ya’da olmak üzere 5 reaktör devreye girmiş ve ABD’deki ilgili önemli bilgiler içeren bu çalışmanın nükleer güç sant- Vermont Yankee Reaktörü de kapatılmıştır. rallarının dünyadaki mevcut durumunu anlatan genel bakış 2015’in ilk yarısında Çin’de 4 ve Güney Kore’de 1 olmak bölümünden bu yazıda kısa bir derleme yapılmıştır. üzere 5 reaktör devreye alınmış ve 2 reaktör kapatılmıştır Bu derlemenin amacı; bağımsız ve güvenilir bir kaynaktan (Belçika ve Almanya). dünyada nükleer santralların durumu, mevcut ve yapılmakta Dünyada 31 ülkede 391 adet nükleer reaktör işletmededir. olan nükleer santrallar, nükleer santral yapımının başlan- Toplam kurulu gücü 337 bin megavattır. Bu rakamlara gıcından bugüne kadar olan değişimleri; gerçekleşmeler uzun dönemli servis dışı bırakılmış olan Japonya’da ki 40 bazında rakamlarla açıklayarak, ülkemizde de yapılmaya reaktör ile İsveç’teki 1 reaktör dahil değildir. Japonya’daki çalışılan nükleer santrallar hakkında dünyadaki gelişme- Fukushima Daiichi ve Daini santrallarındaki 10 reaktör de leri aktarmaktır. daimi kapatılan reaktörler sınıfına ayrıldığından işletmedeki reaktör sayısına dahil edilmemiştir. “Nükleer Rönesans” Sözde Var, Gerçekte Yok Japonya’da 2014 yılında nükleer reaktörlerden hiç elektrik Bilindiği gibi nükleer santralların yoğun bir şekilde inşa üretilmemiştir. edilmesi taraftarlarının dile getirdiği en önemli konulardan Dünyada 2014 sonu itibarı ile işletmede olan nükleer reaktör- biri nükleer santrallar vasıtası ile yarının temiz havalı (düşük lerden üretilen elektrik enerjisi Şekil 1’de gösterilmiştir. karbonlu) dünyasının yaratılacağıdır. Şekil 1’den görüleceği üzere 2014 yılında nükleer santrallar- Bu görüşle 1990’lı yıllarda “Nükleer Rönesans” başladığı, 3. dan üretilen enerji bir önceki yıla göre yüzde 2.2 yükselmiş, jenerasyon nükleer santrallar ile bu amaca ulaşılacağı ifade ancak en fazla üretim yapılmış olan 2006 yılına göre yüzde edilmiş ve ABD ile İngiltere’nin başını çektiği çalışmalara 9.4 oranında azalmıştır. başlanmıştır. Ancak raporda belirtildiği üzere; bu söylem- Dünyada nükleer santrallardan üretim 19 ülkede artmış, 9 lerin dillendirildiği tarihlerden bu yana aradan geçen 20 ülkede azalmış ve 3 ülkede ise yaklaşık aynı kalmıştır. En yıldan fazla zamanda 3. jenerasyon tipi herhangi bir reak- büyük üreticiler olan ABD, Fransa, Rusya, Güney Kore ve tör devreye alınamamıştır. 2013 yılı itibarı ile 3. jenerasyon Çin dünya nükleer üretiminin yüzde 69’unu gerçekleşti- nükleer reaktörlerin yapım maliyetleri öngörülenden 8 kat rirken, ABD ve Fransa toplamın yaklaşık yüzde 50’sini artmıştır. Mayıs 2015 tarihi itibarı ile inşa halinde olan 18 üretmişlerdir. adet jenerasyon 3 tipi nükleer reaktör vardır ve bunlardan yalnızca 2 adetinin projede öngörülen süreye uygun olarak Dünya ülkelerinin 2014 üretimleri ve şimdiye dek nükleer yapımı devam etmektedir, geriye kalanların yapımına 2 santrallardan yaptıkları en yüksek üretim değerleri Şekil ile 9 yıllık gecikmelerle devam edilmektedir. Dolayısı ile 2’de gösterilmektedir. “Nükleer Rönesans’ın” 20 yıllık tarihinde öngörülen jene- rasyon 3 tipi herhangi bir reaktör devreye alınamadığı gibi Dünyada Net Nükleer Elektrik Üretimi TWh (1990-2014) 8 kata varan maliyet artışları ve yapım sürelerindeki büyük ve Toplam Elektrik Üretimindeki Payı gecikmeler bu tip reaktörlerin yapımında önemli sorunların olduğunu ortaya çıkarmıştır. Nükleer güç teknolojisi için dile getirilen ikinci yenilik ise jenerasyon 4 tipi küçük modüler reaktörler olmuştur. Her ne kadar bu teknoloji “Gelişmiş nükleer teknolojisi” (advan- ced nuclear reactors) olarak adlandırılsa da bu teknolojiye ilişkin çalışmalar 1960’larda başlamış olup bugüne kadar endüstriyel bir gelişme olmamıştır. Nükleer teknoloji alanında konuşulan üçüncü yenilik ise ya- kıt olarak uranyum yerine toryumun kullanılması yönündeki Kaynak: Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu-Nükleer Reaktör Bilgi Sistemi argümanlar olmuştur. Ancak 50 yıldan beri konuşulmakta (IAEA-PRIS), BP, MSC (Mycle Schneider Consulting) olan bu konuda da herhangi bir somut gelişme olmadığı Şekil 1: Dünyada Nükleer Elektrik Üretimi

68 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Dünyada nükleer enerjiden elde edilen elektriğin payı son 3 İnşa halindeki reaktör sayısı 1990 yılından sonraki en yüksek yılda değişmemiş ve yüzde 10.8 seviyesinde kalmıştır. Ancak seviyesindedir, ancak yine de 1979 yılındaki toplam kapasi- 1996 yılındaki yüzde 17.6 oranındaki payı devamlı bir düş- tesi 200 bin MW olan 234 sayısının hayli altındadır. Başka me kaydetmiştir. 2014 yılında üretilen ticari primer enerji bir husus da 1979 yılında inşa halinde olan 234 reaktörün göz önüne alındığında nükleer enerjinin payı son yıllarda 48 adedinin henüz bitirilememiş olmasıdır. değişmemekte ve yüzde 4.4 oranında seyretmektedir. Bu 2014 yılındaki inşa halindeki reaktörlerin kapasitesi 59 bin oran 1984 yılı sonrasındaki en düşük orandır. 33 MW ile 2013 yılına göre yüzde 7.3 oranında bir düşme Ülkelerin nükleer santrallardan ürettikleri elektriğin toplam göstermiştir. elektrik üretimleri içindeki payı Şekil 3’te gösterilmiştir. Dünyada nükleer santrallar gerek teknik ömürlerinin dol- ması gerekse güvenlik nedeni ile kapatılmaktadırlar.1970 2014-2013 Yıllarında Elektrik Üretiminde Nükleerin Payı yılından 1990 yıllarına kadar süren nükleer santralların sayı ve Dönemsel En Yüksek Değer (%) ve kapasite olarak artışları 2000’li yıllarda durmuş ve giderek kapatılan reaktör sayısı yeni devreye alınanlardan fazla olma- Dönemsel En Yüksek Değer ya başlamıştır. Son birkaç yılda ise özellikle Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerde faaliyete alınan yeni reaktörler işletmede olan reaktör sayısını arttırmaktadır. Yıllara göre işletmeye alınan ve kapatılan reaktör sayıları Şekil 4’te verilmiştir.

Çin ABD İran Dünyada yapılan nükleer reaktörlerin yıllara göre sayı ve İsveç Rusya Fransa İsviçre Belçika İspanya Tayvan Kanada Arjantin Slovakya Ukrayna Slovenya İngiltere Almanya MeksikaPakistan Brezilya Romanya HollandaHindistan Macaristan Finlandiya kapasiteleri ise Şekil 6’da gösterilmektedir. Buradan görü- BulgaristanErmenistanGüney Kore Ermenistan Güney Afrika leceği üzere 1990’lara kadar sürekli artan kapasite bu ta- Çek Cumhuriyeti rihten sonra bir süre aynı kalmış, daha sonra ise düşmeye Kaynak: Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu-Nükleer Reaktör Bilgi Sistemi (IAEA-PRIS), BP, MSC (Mycle Schneider Consulting) başlamıştır. Şekil 3: Ülkelerin Toplam Elektrik Üretiminde Nükleer Reaktör sayılarının üretimin fazlaca değişmemesi küçük Enerjinin Payı ve En Yüksek Değerleri kapasiteli reaktörlerin kapatılıp yerlerine daha büyükle- rinin devreye alınması ve son yıllarda yapılmaya başlanan Adet Dünyada İşletmeye Açılan ve Kapatılan Reaktör Üniteleri reaktör kapasite artırımları vasıtası ile olmuştur. Örneğin (1954-1 Temmuz 2015) ABD’de 7 bin 300 MW kapasite artırımına onay verilmiş ve bunun büyük bir bölümü gerçekleşmiştir. Ancak bu iş- Açılan Reaktör lemlerin de sonuna gelinmiş gibi görünmektedir. ABD’de Kapatılan Reaktör 2011’de 20 olan kapasite artırım işlemleri 2014’de 1 adede düşmüştür.

İnşa Halindeki Nükleer Reaktörler 2015 yılı Temmuz ayı itibarı ile dünyada 62 nükleer reak- tör inşa halinde kabul edilmektedir. Bu reaktörlerin yüzde 80’i Asya ve Doğu Avrupa’dadır. 24 adedi Çin’dedir. Bu reaktörlerin yüzde 60’dan fazlası yalnızca 3 ülkededir; Çin,

Hindistan ve Rusya. 2013 yılında 10 reaktörün inşasına Kaynak: Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu-Nükleer Reaktör Bilgi Sistemi başlanmıştır. Tablo 1’de inşa halindeki reaktörlerin listesi (IAEA-PRIS), BP, MSC (Mycle Schneider Consulting) verilmiştir. Şekil 4: Nükleer Reaktörlerin Şebeke Bağlantıları ve Kapatılanlar (1954-2015)

Ülkelerin 2013-2014 Yıllarındaki Nükleer Elektrik Üretimi Dünyadaki Nükleer Reaktörler ve Net İşletme Kapasiteleri GWh Reaktörler ve Dönemsel En Yüksek Değer (1954-1 Temmuz 2015) Sayısı

Dönemsel En Yüksek Değer

İşletmedeki Reaktörler İşletme Kapasitesi

Çin ABD İran İsveç Rusya Fransa İsviçre Kanada İspanyaTayvan Belçika Arjantin Japonya AlmanyaUkrayna İngiltere BrezilyaSlovakya MeksikaSlovenya Pakistan Hindistan Romanya Hollanda Finlandiya Macaristan Güney Kore Bulgaristan Ermenistan Güney Afrika

Çek Cumhuriyeti Kaynak: Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu-Nükleer Reaktör Bilgi Sistemi (IAEA-PRIS), BP, MSC (Mycle Schneider Consulting) Kaynak: Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu-Nükleer Reaktör Bilgi Sistemi Şekil 2: Ülkelerin Yıllık Nükleer Elektrik Üretimi ve (IAEA-PRIS), BP, MSC (Mycle Schneider Consulting) Dönemsel En Yüksek Değerleri Şekil 6: Dünya Nükleer Reaktör Filosu (1954-2015)

2015 Ekim • Sayı-455 69 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Dünyada inşa halindeki santralların genel durumu yıllara Nükleer Reaktörlerin Yapım Süreleri göre Şekil 7’de gösterilmektedir. Burada dikkat edilecek Nükleer reaktörlerin yapım süreleri belirsizliğini korumakta husus; 1980’lerdeki nükleer santral yapma isteğinin sonraki ve genelde 5 yıllık yapım süreleri öngörülmekte ise de de- yıllarda hızla nasıl düştüğü gerçeğidir. vamlı gecikmelerle karşılaşılabilmektedir: -Temmuz 2015 tarihi itibarı ile yapım aşamasında olan Tablo 1: 1 Temmuz 2015 İtibarıyla İnşa Halindeki Reaktörler 62 reaktör ortalama 7.6 yıldır yapım halindedir. İşletmeye -Yapım aşamasında olan reaktörlerden 47 adedi kesin Reaktör MWe İnşaat Şebeke Girişi Ülke olarak gecikmiştir. Geri kalan 15 adedinin ise (bunlar- (Ad.) (net) Başlangıcı Bağlantısı Ertelenen dan 9 adedi Çin’dedir) yapım programına uygun olarak (Ad.) inşasının devam edip etmediğini tahmin etmek oldukça Çin 24 23,738 2009-2015 2015-2021 15 güçtür. Rusya 8 6,262 1983-2010 2015-2019 8 -Dünyada yapımı süren 5 reaktör yapım programlarına Hindistan 6 3,907 2001-2011 2015-2019 6 göre 30 yıl gecikmiştir. ABD 5 6,320 1972-2013 2016-2020 5 2005 ile 2015 yılları arasında yapımına başlanan nükleer Güney 4 5,360 2008-2013 2016-2018 4 reaktörlerin yapım süreleri ile ilgili bilgiler Tablo 2’de Kore verilmiştir. Birleşik Arap 3 4,035 2012-2014 2017-2019 ? Emirlikleri Başlanıp İptal Edilen Nükleer Reaktörler Beyaz 2 2,218 2013-2014 2019-2020 ? Yapımına başlanan ve daha sonra iptal edilen nükleer reak- Rusya törlerin sayıları da önemli bir rakama ulaşmıştır. Pakistan 2 630 2011 2016-2017 2 Slovakya 2 880 1985 2016-2017 2 Dünyada yapımına başlanan reaktör sayısı 1976 yılında tepe noktasına ulaşarak 44 adet olmuş, ancak sonrasında hızla Ukrayna 1 1,900 1986-1987 2019 2 azalmıştır. 2011 ile 2015 yılının Temmuz ayına kadar geçen Arjantin 1 25 2014 2018 ? sürede (4.5 yıl) 26 reaktörün yapımına başlanmıştır. Bu sayı Brezilya 1 1,245 2010 2018 1 1970’lerdeki 1 yılda yapımına başlanan reaktör sayısının bile Finlandiya 1 1,600 2005 2018 1 çok altındadır. Fransa 1 1,600 2007 2017 1

TOPLAM 62 59,033 1972-2015 2015-2021 47 Yıllar İtibarıyla Dünyada Başlayan Nükleer Reaktör İnşaatları (1954-1 Temmuz 2015)

Yıllar İtibarıyla Yapım Aşamasında Olan Nükleer Reaktör Sayısı (1954-1 Temmuz 2015) Tamamlanmış İnşaat Aşamasında Yapımı İptal Edilenler Tamamlanmış veya İnşaat Aşamasında

İptal Edilen veya Askıya Alınan Projeler Reaktör Sayısı (Her Yıl) Tamamlanan ve Devam eden Projeler İnşaati Başlayanlar Reaktör Sayısı

Kaynak: Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu-Nükleer Reaktör Bilgi Sistemi (IAEA-PRIS), BP, MSC (Mycle Schneider Consulting) Şekil 9: Dünyada İnşaat Başlangıçları (1951-1 Temmuz 2015) Kaynak: Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu-Nükleer Reaktör Bilgi Sistemi (IAEA-PRIS), BP, MSC (Mycle Schneider Consulting) Ülkeler Bazında İptal Edilen veya Askıya Alınan Reaktörler Şekil 7: İnşa Halindeki Nükleer Reaktörler (1977-2015)

Ukrayna: 4

İtalya: 3 İtalya: Bulgaristan, İspanya: 4 3 Romanya: Tablo 2: Reaktörlerin Yapım Süresi (2005-2015) Küba, Almanya: 6 Çek Cumhuriyeti, Polanya, Ortalama Tayvan Reaktör En Az En Fazla Ülke Zaman Japonya (Ad.) (Yıl) (Yıl) (Herbiri 2 adet) (Yıl) Rusya: 15 Çin 18 5.7 4.4 11.2 Avusturya, Hindistan 7 7.3 5.1 11.6 İran, Litvanya, Güney Kore 5 4.9 4 6.4 Kuzey Kore, Filipinler Japonya 3 4.6 3.9 5.1 (Herbirinde 1 adet) ABD: 40 Rusya 3 28.0 25.3 31.9 Arjantin 1 32.9 32.9 32.9 İran 1 36.3 36.3 36.3 Kaynak: Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu-Nükleer Reaktör Bilgi Sistemi Pakistan 1 5.3 5.3 5.3 (IAEA-PRIS), BP, MSC (Mycle Schneider Consulting) Romanya 1 24.1 24.1 24.1 Şekil 10: İptal Edilen ve Askıya Alınan Reaktör İnşaatları TOPLAM 40 9.4 3.9 36.3 (1977-2015)

70 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Reaktör yapımına başlamak ve hatta ileri bir yapım seviyesine kapatılmış olan 33 reaktörden ancak bir adedi 40 yılın üze- ulaşmak bile yapılan reaktörün elektrik sistemine bağlana- rinde (42 yıl) işletmede kalmıştır. Geri kalanları 40 yıl olan bileceği anlamına gelmemektedir. Fransa Atom Enerjisi tasarım ömrünü bile tamamlamadan kapatılmıştır. ABD’de Kurumu (CEA) istatistiklerine göre 2002 yılından bu yana işletmede olan 99 reaktörden 33 adedi tasarım ömrü olan 31 ülkede birçoğu ileri yapım aşamasında olan 253 reaktörün 40 yıldan daha fazla bir süredir işletmededir. ABD nükleer yapımı iptal edilmiştir. Bunların 138 adedi ABD’dedir. reaktörlerinin ortalama ömrü 35.6 yıldır. Dünyada yapımına başlanan ve yapımı iptal edilen reaktörler Dünyada işletmede olan 391 adet nükleer reaktörün yaşları Şekil 9 ve 10’da gösterilmiştir. Şekil 11’de, işletmede olan ve uzun dönemli kapatılmış nükleer reaktörlerin ortalama yaş dağılımları Şekil 12’de ve kapatılmış Nükleer Reaktörlerin İşletme Yaşı olan nükleer reaktörlerin yaşları Şekil 13’te gösterilmiştir. Dünyada son yıllarda yeni nükleer reaktörlerin devreye Özellikle Fukushima Felaketi’nden sonra yaşlı reaktörleri alınması hızla azaldığından işletmede olan reaktörlerin devrede tutmanın tehlikeleri yoğun olarak tartışılmaya ortalama işletme yaşları artmıştır. Temmuz 2015 itibarı ile başlanmıştır. Fukushima Daiichi Santralı’ndaki 1. Ünite’ye reaktörlerin ortalama yaşı 28.8 yıl olmuştur. kazadan 1 ay önce 10 yıllık ömür uzatma izni verilmiş olması Nükleer reaktörlerin ortalama işletme ömrü genelde 40 endişeleri arttırmış ve kazadan hemen sonra tedbir olarak yıl olarak kabul edilmektedir. Ancak bazı durumlarda bu Almanya Hükümeti 1981 yılında önce devreye alınmış olan ömür 60 yıla kadar uzatılabilmektedir. Özellikle ABD’de yaşlı 7 reaktörü devreden çıkartmıştır. işletmede olan 74 reaktöre bu izin verilmiştir. Ancak ABD’de İlk Defa Nükleer Reaktör Yapımına Başlanacak Ülkeler

Dünyada İşletmedeki 391 Reaktörün Yaşı Bir kaç ülke nükleer reaktör kurmak için anlaşmalar imzalamış (1 Temmuz 2015 İtibarıyla) ve yapımına başlamıştır. Bunun yanında bir kaç ülke ise yapıma başlamak üzere veya yakın zamanda başlamayı planlamaktadır. Reaktör yapımına başlamış ülkelerle ilgili özet bilgileri şöyle sıralayabiliriz: - Birleşik Arap Emirlikleri (UAE): 2009 yılında Korean

Ortalama Yaş 28.8 yıl Electric Power Corp ile yapılan anlaşma sonucunda 4 adet 1345 MW gücünde reaktör yapımı kararlaştırılmıştır. 3 Reaktör Sayısı adedinin yapımına başlanmış olup; 1 adedinin de yapımı- na 2015 içerisinde başlanması planlanmıştır. İlk yatırım maliyeti olan 20 milyar USD sonradan 32 milyar USD’ye yükselmiştir. Bazı kaynaklara göre proje tamamlandığın-

Yıl da toplam maliyeti 40 milyar USD’yi geçebilecektir. İlk Kaynak: Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu-Nükleer Reaktör Bilgi Sistemi reaktörün 2017’de devreye girmesi öngörülmektedir. (IAEA-PRIS), BP, MSC (Mycle Schneider Consulting) - Beyaz Rusya: 2013 ve 2014 yıllarında Rus teknolojisi Şekil 11: Dünyada İşletmedeki Nükleer Reaktörlerin Yaş Dağlımı ile 2 adet AES-2006 tipi 1200 MW’lık reaktör yapımı kararlaştırılmıştır. Ünitelerin sırasıyla 2018 ve 2020 yıl- Dünyadaki Nükleer reaktörlerin Dünyada Uzun Dönemli İşletme Yaşı Kapatılan Reaktörlerin Yaşı larında devreye alınması planlanmaktadır. İlk yatırım (1 Temmuz 2015 İtibarıyla) (1 Temmuz 2015 İtibarıyla) maliyeti olan 13 milyar USD’nin yüzde 71 artarak 22.9 milyar USD’ye yükseleceği düşünülmektedir. 21-30 yıllık: 18 21-30 yıllık: 117 31-40 yıllık: 145 Sözleşme imzalamış olan ülkelerde durum şöyledir:

31-40 yıllık: 12 - Türkiye: Türkiye iki sözleşme imzalamış ve üçüncü 11-20 yıllık: 38 391 Reaktörün 11-20 yıllık: 6 41 Reaktörün Ortalama Yaşı: Ortalama Yaşı: bir sözleşmenin görüşmelerine başlamıştır: 28.8 Yıl >40 yıllık: 54 26.4 Yıl 0-10 yıllık: 37 0-10 yıllık: 3 >40 yıllık: 2 *Akkuyu: Yap- İşlet-Sahip ol yöntemi ile Rus Rosatom Kaynak: Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu-Nükleer Reaktör Bilgi Sistemi Şirketi’nin 4 adet VVER 1200 tipi toplam 4800 MW (IAEA-PRIS), BP, MSC (Mycle Schneider Consulting) gücünde bir nükleer santral yapımı için sözleşme im- Şekil 12: Dünyada İşletmedeki ve Uzun Dönemli Kapatılan zalanmıştır. İlk reaktörün 2022’de devreye gireceği ve Reaktörlerin Yaş Dağılımı ilk iki reaktörün yatırım maliyetinin 22 milyar USD olacağı öngörülmektedir. Dünyada Kapatılan 162 Reaktörün Yaşı (1 Temmuz 2015 İtibarıyla) *Sinop: Mitsibushi, AREVA, GDF-SUEZ ve Itochu firmaları ile Türkiye Elektrik Üretim A.Ş’den oluşan bir konsorsiyumun sahibi olacağı ve AREVA-Mitsibushi tasa- rımı ile yapılacak olan 4 bin 400 MW gücünde ve 4 adet ATMEA tipi reaktörden oluşacak proje için sözleşme imza- Ortalama Yaş 24.7 yıl lanmıştır. Sözleşmenin detayları henüz tam belirli değildir. AREVA’nın finansal zorluklarının sözleşmenin uygulana- bilmesi için sorunlar yaratacağı öngörülmektedir.

Reaktör Sayısı *Üçüncü Proje: Aralık 2014’de ABD Şirketi Westing- house, Çin devlet nükleer enerji şirketi (SNPTC) ile Tür- kiye Elektrik Üretim A.Ş. ile görüşmelerine başlayacağını açıklamış ise de bu konuda belirsizlikler sürmektedir.

Yıl Planlanan projeler olarak da Litvanya, Bangladeş, Ürdün, Kaynak: Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu-Nükleer Reaktör Bilgi Sistemi Polonya, Vietnam, Suudi Arabistan ve Mısır’ın nükleer re- (IAEA-PRIS), BP, MSC (Mycle Schneider Consulting) aktör yapımı için hazırlıklar içerisinde olduğu raporda yer Şekil 13: Kapatılan 162 Nükleer Reaktörün Yaş Dağılımı almaktadır.

2015 Ekim • Sayı-455 71 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Teknoloji Fakülteleri Mühendislik Fakülteleri ile Birleştirilsin… SÖZDE MÜHENDİS YETİŞTİREN FAKÜLTELER

İrfan Şenlik EMO Yönetim Kurulu Saymanı [email protected]

lkeler bilim insanlarının yaptı- durdurulması ve iptali talebiyle Üğı çalışmaların teknolojiye ak- davalar açmıştır. İlginç olan bu fa- tarılması ve üretime yönelik yapılan kültelerin kurulumu ve bölümlere çalışmalar ile ilerlemekte, böylece öğrenci alınmasının üzerinden gelişmişlik düzeylerini arttırabil- uzun bir süre geçmesine rağmen, mektedirler. Ülkemizde meslek mezun olacakların unvanları ile ilgili alanımızı da ilgilendiren, üretim yasal bir düzenleme yapılmamıştır. süreçlerine yönelik düzenlemelere YÖK, hukuki altyapıyı hazırlamadan ve sanayi politikalarına bakıldığın- ve sistem içindeki yerini tanımlan- da; toplumsal yarar anlayışından uzak, kalkınma, refah ve madan ABD, AB gibi ülkelerin sistemlerine atıf yaparak, olu- istihdamı göz ardı eden, plansız ve kuralsız bir yaklaşım şacak sorunları sürece bırakmıştır. TMMOB ve EMO’nun egemendir. Bu genel yaklaşıma uygun biçimde mühendislik açmış olduğu davaların üzerinden beş yıl geçmesinden sonra eğitimi; kamu ve toplum yararı yerine, sermaye güçlerinin uygulamanın kısmen bozulmasına karar verilmiştir. Uzun çıkarlarına hizmet ederek, eğitim sürecindeki kurumların süren dava süreci ve sonuçları, ülkemizdeki hukuk sistemi- yeterli olanaklarla ve bilimsel bir anlayışla desteklenmediği mizin tekrar gözden geçirilmesinin gerekliliğini ortaya koyan koşullarda gerçekleştirilmektedir. ayrı bir sorundur. Günümüzde bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeler, top- Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu, teknoloji fakülteleri- lumların yapısını ve eğitim sistemlerini etkilemektedir. Tek- nin mühendislik bölümlerine mesleki ve teknik ortaöğretim noloji toplumunun eğitim felsefesi; yalnızca teknik sorunları kurumları (M.T.O.K.) mezunları ile genel lise mezunlarının çözme yeteneğine sahip mühendisler yetiştirmek yerine, farklı giriş koşulları ile kabul edildiğine dikkat çekerken, sorunu bütün olarak kavrayabilen mühendisler yetiştirmeye almış olduğu kararda davalı idarenin vermiş olduğu sa- yönelmektedir. Mühendislik eğitiminde amaç, mühendis- vunmaya da ilgi göstermiştir. Özet olarak davalı idarenin lik esaslarını öğretmenin yanında tasarım yeteneklerinin savunmasına da atıf yapılarak; “Mühendislik fakülteleri ile geliştirilmesi ve tasarım sorunlarının çözülebilmesi olarak teknoloji fakültelerinin eşdeğer eğitim kurumları olduğu tanımlanabilir. ve her iki fakültenin de mühendis yetiştirdiği göz önüne alındığında, sözü edilen eğitim kurumlarına girecek olanla- Ülkemizde mühendislik eğitimde açılan bölümler ve arttı- rın eşit koşullara tabi tutulması gerektiği halde, farklı giriş rılan kontenjanlar açısından planlama anlayışının olmama- koşullarının kabul edilmesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğu sının yanında Yükseköğretim Kurumu (YÖK) ile birlikte belirtilmiştir.” kurulan vakıf üniversitelerindeki mühendislik bölümleri ve devlet üniversitelerindeki “Teknoloji Fakülteleri” adı YÖK, 2010-2011 eğitim-öğretim yılında, öncelikli olarak altında yeni düzenlemeler, meslek alanımızdaki mühen- mühendislik fakülteleri bulunan ve ağırlıklı olarak mühendis dislik disiplinlerini doğrudan etkileyerek yeni sorunlar formasyonuna sahip öğretim elemanlarının yoğun olduğu ortaya çıkarmıştır. üniversitelerde, teknoloji fakültelerine öğrenci alımını ger- çekleştirmiştir. Bu kapsamda meslek alanımızda da Gazi Yasal Boşluk Devam Ediyor Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi ve Süleyman Demirel Üniversitesi’nin Teknoloji Fakültesi Elektrik-Elektronik Beş yıl önce 13 Kasım 2009 tarih ve 2009/15546 sayılı Bakan- Mühendisliği bölümleri 2010-2011 eğitim-öğretim yılında lar Kurulu Kararı ile çeşitli üniversitelere bağlı mesleki ve toplam 296 öğrenci alarak öğretime başlamıştır. İki yıl bölüm teknik eğitim fakültelerinin kapatılarak, teknoloji fakültesi- ve kontenjan sayısında bir değişiklik olmamış; 2012-2013 ne dönüştürülmesine karar verilmiş ve 21 teknoloji fakültesi eğitim-öğretim döneminde bölüm ve öğrenci sayısı 3’e kat- kurulmuştur. Teknoloji fakültelerinin kuruluş süreci, YÖK lanmıştır. Ayrıca aynı dönem Kocaeli Üniversitesi Teknoloji ve ilgili üniversiteler eliyle adeta gizli bir şekilde yürütül- Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü öğrenci alarak müştür. Bu fakültelerinin hangi alanda ne gibi bir eğitim ve öğrenime başlamıştır. unvan vereceği, hangi bölümlerin kurulacağı gibi konularda kamuoyu ve konunun doğrudan tarafı olan TMMOB ile görüş Teknoloji fakültelerinin meslek alanımızda lisans eğitimi alışverişinde bulunulmamıştır. Bakanlar Kurulu Kararı’nın veren; bölüm, kontenjan ve öğrenci sayılarının 5 yıllık sü- hemen arkasından TMMOB ve bağlı odalar, konuyla ilgili reç içindeki değişimi Grafik-1, Grafik-2 ve Grafik-3’de görüşlerini kamuoyu ile paylaşmış, kararın yürütmesinin verilmiştir.

72 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Teknoloji fakülteleri meslek alanımız bölüm programları- na alınan öğrencilerin yıllara göre dağılımları Tablo-1’den ayrıntılı olarak izlenebilir. Grafikler ve Tablo-1 incelendiğinde; bölüm ve kontenjan sayısı 2012 yılında 3 kat artmış, ayrıca 5 bölümde ikinci öğretim programı başlatılmıştır. Bölüm sayısı 2014 yılında 12’ye yükselmiş olup, bu bölümlerden 9’unda ikinci öğretim programı uygulanmaktadır. İlginç olan 2014 yılına göre 2015 yılında bölüm ve program sayısında bir değişiklik olmama- sına karşılık kontenjanların yüzde 14 artırılmış olmasıdır. 2010 yılında meslek alanımıza alınan toplam öğrencinin yüzde 3’ü teknoloji fakültelerindeki bölümlere alınırken, 2015 yılında bu oran yüzde 10’a yükselmiştir. Grafik 1: Teknoloji Fakülteleri Meslek Alanımız Bölüm Sayısı Öncelikli olarak mühendislik formasyonuna sahip öğretim üyelerinin bulunduğu yerlerde kuruluşunu tamamlayıp öğ- renci alan teknoloji fakültelerine süreç içinde teknik eğitim fakülteleri öğretim üyesi kadrolarının tamamı aktarılmıştır. İlk mezunlarını 2013-2014 öğretim yılı sonunda veren tek- noloji fakültelerinin meslek alanımızdaki bölümlerin hiçbiri akredite değildir. Bu bölümlerin öğretim elemanlarının 2015 yılındaki dağlımı Tablo-2’de, öğretim üyelerinin unvanlara göre oransal dağlımı Grafik-4’de verilmiştir. Genellikle teknik eğitim fakülteleri ya da Amasya Üni- versitesi Teknoloji Fakültesi’nde olduğu gibi meslek yüksekokulu altyapısı ve öğretim kadrolarıyla kurulmuş olan teknoloji fakültelerinin meslek alanımız bölümle- rinde ağırlıklı olarak mühendislik formasyonu olmayan öğretim elemanları ile eğitim-öğretim yürütülmektedir. Grafik 2: Teknoloji Fakülteleri Meslek Alanımız Kontenjan Sayısı Bu bölümlerin hiçbirinin henüz tanınıyor olmamalarının

Grafik 3: Teknoloji Fakülteleri Meslek Alanımız Toplam Grafik 4: Teknoloji Fakülteleri 2015 Yılı Öğretim Üyesi Öğrenci Sayısı Oransal Dağlımı

Tablo-1: Teknoloji Fakülteleri Meslek Alanımız Bölüm Öğrenci Kontenjanları BÖLÜMLER PROGRAM 2010 2011 2012 2013 2014 2015 I.Öğretim 218 218 488 617 617 682 Elektrik-Elektronik Mühendisliği II.Öğretim 78 78 353 476 476 451 I.Öğretim - - 47 48 90 111 Biyomedikal Mühendisliği II.Öğretim - - - - 42 63 TOPLAM 296 296 888 1141 1225 1397

Tablo 2: Teknoloji Fakülteleri 2015 Yılı Öğretim Elemanları Dağlımı BÖLÜMLER Öğretim elemanıları dağlımı Prof. Dr. Doç.Dr. Y. Doç. Dr. Öğr. Gör. Araş. Gör. TOPLAM Elektrik-Elektronik Mühendisliği 11 36 41 1 48 137 Biyomedikal Mühendisliği 4 2 7 - 5 18 TOPLAM 15 38 48 1 53 155

2015 Ekim • Sayı-455 73 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

yanında öğrenimin niteliğine etki eden en önemli paramet- re, öğretim kadrosu ve öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısının fazlalığıdır. Öğretim üyesi başına düşen öğrenci Teknoloji fakültelerinin sayısı 25’i aşmaması gerekirken, öngörülenin iki katıdır (50 mühendislik bölümlerine öğrenci). Bunun yanında laboratuvar ve uygulamalarda gö- rev alacak olan araştırma görevlisi sayısı çok yetersiz olup; öğrenci alımına son verilerek, 2015 yılında araştırma görevlisi başına yaklaşık 100 öğren- bu fakültelerin bölümleri aynı ci düşmektedir. Kuruluş gerekçeleri; “Türkiye sanayinin uygulama becerisi yüksek mühendislere gereksinimini üniversitede bulunan mühendislik karşılamak ve yetiştirmek” olan bu fakültelerin, var olan fakültelerinin ilgili bölümleri akademik kadrolarıyla öngörülen amacı gerçekleştirmeleri çelişmektedir. ile birleştirilmeli; mühendis olmayan akademik kadrolar Mühendislik Eğitiminde Yaratılan Açmazlar teknik eğitim fakülteleri ya da Birçoğu teknik eğitim fakültelerinin kadro ve fiziksel ola- meslek yüksekokullarına geri naklarıyla kurulan teknoloji fakülteleri mühendislik bölüm- leri ile aynı üniversite bünyesinde mühendislik fakültesine aktarılmalıdır. bağlı aynı adı taşıyan mühendislik bölümleri oluşmuştur. Bu durum Yükseköğretim Yasası ile bağdaşmadığı gibi, nitelikli ara insan gücünü ortadan kaldırması açısından 3795 sayılı Yasa ile getirilen amaç ve ilkelere de aykırılık taşımaktadır. tamamlama programları ile birlikte teknik öğretmenlere unvan değişikliği olanağını sağlamaktır. Böylece öncelikli Meslek alanımızda açılan bölümler ve arttırılan kontenjanlar olarak teknik eğitim fakültelerinden mezun olanlara mü- açısından planlama anlayışının olmamasının yanında sayı- hendislik alanında hizmet veya üretimle ilgili proje yapma, ları hızla artan vakıf üniversitelerindeki meslek alanımız planlama, yönetme, uygulama, kontrol, ürün geliştirme, test, bölümlerine çok düşük puanlarla öğrenci kabul edilmesi, analiz ve imalat konularında imza yetkisi ve sorumluluk ve- kontenjanların boş kalması gibi sorunlar ortadayken tek- rilmesi amaçlanmıştır. noloji fakültelerinde mühendislik bölümlerinin kurulması; mühendislik mesleğimizi, yetki ve sorumluluk alanlarımızı Teknoloji Fakülteleri Kapatılmalı karmaşaya sürüklemiştir. Mühendislik mesleğinin değersizleştirilmesine yönelik Birçoğu mühendislik unvan ve formasyonuna sahip olma- olarak, kurulan teknoloji fakültelerindeki mühendislik bö- yan öğretim üyelerinin bulunduğu teknoloji fakültelerinde lümleri ile teknik eğitim fakültelerinden mezun olanların mühendislik eğitimi verilmesi ayrı bir sorun olarak ortaya göstermelik sınavlarla mühendis tamamlama programları- çıkmıştır. “Uygulama mühendisi yetiştireceğiz” iddiası ile na alınması uygulamalarından vazgeçilmelidir. Teknoloji gündeme getirilen ve kurulan bu fakültelerinin laboratu- fakültelerinin mühendislik bölümlerine öğrenci alımına var ve uygulamalarını yürütecek olan araştırma görevlisi son verilerek, bu fakültelerin bölümleri aynı üniversitede sayısının çok yetersiz olması kuruluş amacına uymayan bulunan mühendislik fakültelerinin ilgili bölümleri ile tartışılması gereken bir durumdur. birleştirilmeli; mühendis olmayan akademik kadrolar tek- Gerçekte teknoloji fakültelerinin asıl kuruluş nedeni; YÖK nik eğitim fakülteleri ya da meslek yüksekokullarına geri tarafından 2013 yılında uygulamaya konulan mühendislik aktarılmalıdır. Yükseköğretime ilişkin kararların ülke ihtiyacına yönelik ve planlama dahilinde alınması gereklidir. Daha çok işsiz mühendis yerine bilgili, iyi eğitimli mühendisler ile ülkemi- zin gelişmesine katkı sağlayacak politikalar oluşturulmalı; mühendislik eğitimi veren üniversitelerimizde bilimsel, bağımsız, özerk bir yapı kurulmalıdır.

Kaynaklar 1. Şenlik, İ., “Elektrik-Elektronik Mühendisliği Eğitimi ve Meslek Alanımıza Yansımaları”, Elektrik Mühendisliği Der- gisi, Sayı:446, s. 48-51, 2013 2. Şenlik, İ., “Türkiye’de Elektrik-Elektronik-Biyomedikal- Kontrol Mühendisliği Eğitiminin Tarihsel Süreci’, Elektrik Mühendisliği Dergisi, Sayı:450, s. 61-66, 2014 3. “Teknoloji Fakülteleri Gerçeği”, Elektrik Mühendisleri Odası(EMO), Kitap Derleme, Yayın No:GY/2010/11 4. “Teknoloji Fakülteleri Üzerine TMMOB Görüşü”,42. Dö- nem Çalışma Raporu, Nisan 2011 5. http://www.osym.gov.tr 6. https://istatistik.yok.gov.tr

74 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

THORSTEİN VEBLEN: akademik itibarını Veblen hakkındaki yorumlarıy- la kazanmış akademisyenlerden birisi olarak nite- KULLANIM KILAVUZU lendirdiği Waller’in Rezende ile birlikte yazdığı ma- Hazırlayan: Ahmet Öncü kalenin 2008 yılında adı konulan ve halen yaşanıl- Yayımlayan: EMO, Habitus makta olan “küresel büyük durgunluk” olgusuyla Kitap ilişki kurarak Veblen’i tartıştığına dikkat çekiyor. ISBN: 978-605-4630-30-1 Öncü’nün giriş bölümünde bu makaleden alıntıla- Baskı: 1.Baskı: 2015 İstanbul dığı “Mali destekler vererek kurtarma planları, ka- Elektrik Mühendisleri Odası, zanılmış hak sahiplerinin servetlerini yeniden eski Sabancı Üniversitesi ve Ulusla- haline getirmiş ve ekonominin reel sektörlerinin rarası Thorstein Veblen Derne- zararına sistemin istikrarını yeniden sağlamıştır” ği’nin, İstanbul’da Yıldız Teknik saptaması da dar gelirli geniş halk kitleleri açısın- Üniversitesi Oditoryumu’nda, dan yaratılan hazin sonun altını çiziyor. 6-7 Temmuz 2014 tarihinde dü- Michael Hudson’ın “Veblen’in Kurumsalcı Kira zenlediği, “Veblen, Kapitalizm (Rant) Teorisi Ayrıntılandırması” başlıklı çalış- ve Akılcı Bir İktisadi Düzen İçin Olanaklar” Sem- pozyumu’nda sunulan bildiriler, Türkçeye çev- masını Öncü, Veblen’e yönelik haksız ve yanlış rilerek kitaplaştırıldı. Biri sempozyum dışı olmak eleştirilerin geri püskürtülmesi anlamında değerli üzere 11 makaleden oluşan kitapta, Veblen’in te- buluyor. İkinci bir nokta olarak da “finans, sigorta, mel kuramlarına ve kavramlarına odaklı çarpıcı gayrimenkul” kazançlarının, “hak edilmemiş ka- makaleler yer alıyor. zançlar” olduğunu bütün çıplaklığıyla aydınlat- ması açısından bu çalışmaya vurgu yapıyor. Kitap, “Zeki Alaycı ve Bilgili Bir Eleştirmen Thorstein Veblen” başlığı altında kitabın editörü Prof. Dr. Ah- Kitabın beşinci bölümünü oluşturan Gülenay met Öncü’nün giriş yazısı ile başlıyor. Öncü, kitabın Baş Dinar’ın “Veblen’in Analizinde Endüstriyel ve en ilginç yanlarından birini, “bir mühendislik örgü- Finansal Faaliyetler Arasındaki İkilem ve Kapita- tü tarafından sosyal bilimler alanında düzenlenmiş lizmin İstikrarsızlığı” başlıklı makalesini de Prof. uluslararası bir sempozyumdan üretilmiş olması” Öncü; Waller ve Rezende ile Hudson’un makale- biçiminde ifade ediyor. Öncü, “Dünyada eşine çok lerinin devamı olarak niteliyor. Finansal sektör ile az sayıda rastlanabilecek sadece bu boyutu ile reel sektör arasındaki gerilim ve yaşanan dalga- elinizdeki kitap, mühendislerin ilerici bir toplumsal lanmalara ilişkin makaledeki değerlendirmeleri konumu benimseyebileceğini ileri sürmüş Veblen’in kısaca özetliyor. hiç de boş düşünmemiş olduğunu kanıtlaması açı- Prof. Öncü “İş İdeolojisini Çürütmek: Veblen’in Dev- sından son derece önemledir” diyor. rimci Aktörler Olarak Mühendisler Kuramının Ye- Hazırlayan: Necla Dulkadiroğlu Giriş yazısında Öncü, kitaptaki makaleleri de niden Değerlendirilmesi” başlıklı kendi makalesi- tanıtıyor. Kitabın ilk makalesi olan Michael Pe- ne ilişkin olarak “işe gelmeyen mülk sahipleri”nin relman’ın “Thorstein Veblen: Bir Amerikan İktisadi piyasa arzını kontrol etmek üzere tekelci faaliyet Perspektifi” başlıklı yazısını özetle şöyle sunuyor: yoluyla kar maksimizasyonu arayışının sanayiyi “…Perelman, Veblen’in kuramsal katkılarını baltalamasına dikkat çekiyor. Amerikan iktisat tarihinde önemli bir rol oyna- Öncü, siyaset kuramına Veblenci perspektiften mış olan demiryolları ve bu bağlamda gün- orijinal katkılar yaptığını söylediği Sidney Plot- deme gelmiş iktisadi tartışmalarla ilişkilendi- kin’in “İtaatsizlik ve Teknisyenler: Gelecekteki Boş rerek değerlendiriyor. …Veblen’in ‘sabotaj’ Zaman Politikaları Üzerine Düşünceler” başlıklı ve ‘şerefiye’ kavramlarını öne çıkaran yazar, makalesindeki “itaatsizlik” kavramı ile Gezi Dire- bu kavramlardan bihaber olan akademik nişi arasında bağlantı kuruyor. Plotkin’den alın- iktisatçıların, kapitalistlerin rekabetçi baskıyı tıladığı “Rasyonel bir ekonomik düzende, israfın azaltarak karları yükseltmeleriyle toplumda zıttı verim değil, özgürlük olacaktır” saptaması da yağmacı bir iktidar kurduklarını göremedikle- dikkat çekiyor. rini ileri sürüyor.” Kitaptaki “Bir Teknisyenler Sovyeti’nin Olanaklılığı İkinci makale Prof. Dr. İzzettin Önder’in “Throstein Hakkında: Veblen’in Kümülatif Nedensellik Yönte- Veblen: Çok Yönlü Bir İktisatçı” başlığı altında yer minin Türkiye’ye Uygulanması” başlıklı ikinci bir alıyor. Prof. Öncü, Veblen’in geleneksel akademik makalesi de yer alan Prof. Öncü, Veblen’in sosyal yazım tarzını bilinçli olarak tercih etmediğini sa- evrim kuramının Türkiye toplumsal oluşumunda vunan Perelman’a karşı Prof. Önder’in Veblen’in somut bir uygulamasını denediğini belirtiyor. Mü- kullandığı kavramları önemli olmayan basit hendisler ile işadamları arasındaki çelişik çıkar- birer slogan olarak gördüğünü aktarıyor. Prof. lara ve buna karşın Veblen’in neden Amerika’da Önder’in “Veblen’in Darwin’in teorisini yorumla- mühendislerin kendi işadamlarına karşı harekete yıp ötesine geçerek insanlığın ilerleyişiyle ilgisini geçme beklentisine sahip olmadığını anlaşılır kıl- ortaya koyan ilk düşünür olması ve Marksizm ile maya çalıştığını aktaran Prof. Öncü, bu bağlam- Neoklasik iktisadı hazcılık ve metodolojik bireysel- da Türkiye’de ortaya çıkan devrimci-demokrat cilik görüşlerine dayandıkları gerekçesiyle ciddi mühendisliği de ele alıyor. eleştiriye tabi tutmuş ilk Amerikalı bilim insanı Kitap, Anita Oğurlu’nun, “Tebessümle Sabotaj: olması” nedeniyle ciddiye alınması gerektiği gö- Waitrose ve Sıradan İnsan” başlığı ile kaleme al- rüşünü de aktarıyor. dığı dokuzuncu makale ile devam ediyor. Lüks bir Kitabın üçüncü makalesini ise William Waller ve İngiliz süpermarket zinciri olan Waitrose’i örnek Felipe Rezende’nin “Thorstein Veblen: Ticari Giri- olay olarak ele alan Oğurlu’nun çalışmasıyla ilgili

KİTAP TANITIMI şim ve Finansal Kriz” yazısı oluşturuyor. Prof. Öncü, Prof. Öncü şu değerlendirmeyi yapıyor:

2015 Ekim • Sayı-455 75 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

“Oğurlu örnek olay yöntemini başarıyla kullana- zamanda, yenilenebilir enerji kaynaklarının rak, Veblen’in kültürel eleştiri ruhunu günümüze tükenmez kaynaklar olduğunu bilen ve bu taşımakta ve uygarlığımızın içinde sıkışıp kaldığı kaynakların sınırlarının farkında olan, ancak kapitalist kurumsal terkibin canlı bir resmini çiz- bu kaynakların daha iyi bir şekilde kullanıl- mektedir.” ması için fikirler ve yöntemler geliştirilebilece- Marx ve Veblen’in farklılıklarına ilişkin olarak ğinden emin olan herkes içindir.” kitapta Faruk Eray Düzenli’nin “İşçilik, Emek ve Andreolli ayrıca, yatırımlar açısından hızlı bir Sermaye” makalesine yer veriliyor. Düzenli’nin şekilde maliyetini karşılayacak uygun bir fiyatta “Marx’ın Veblen’in eleştirilerine, ‘Herkesten yete- sürdürülebilir büyüklükteki sistemlerin tasarlan- neğine göre, herkese gereksinimine göre!’ düstu- ması ve uygulanması için gerekli olan temel kri- ruyla sağlam bir yanıt verdiği” görüşünü aktaran terlerin yaratılması amacıyla, yenilenebilir enerji Prof. Öncü, “…Ancak Marx’a sıkı sıkıya sarılıp, alanında şimdiye kadar uygulanmış olanlardan onunla yürümeye devam etmek belki de en bü- tatmin olmayan ve aynı zamanda bu yatırımların yük sigortamız…” diyor. etik ve spekülâtif potansiyelini doğru bir şekilde Kanadalı Sosyolog Ross Mitchell’in “Tabandan değerlendirmek isteyen kimselere kitabın ilginç Gelecek Demokratik Değişimin Hem Dostu Hem geleceğini kaydediyor. de Düşmanı Olarak Veblen’in Efendisiz İnsanı” “Bu kitap, yenilenebilir enerji kaynaklarına olan başlıklı kitabın son makalesine ilişkin olarak da ihtiyacın ve bu kaynakların değerinin anlaşılması Prof. Öncü, bugün yaşanan itaatsizlik ortamına ve henüz tam anlamıyla başarıya ulaşmamış için okuyucunun izleyebileceği yola ışık tutmak alttan gelen demokratik dalganın “büyük umut” için yazılmıştır” diyen Andreolli sağlam örnekler, olduğu kadar “büyük bilmece” oluşuna değiniyor. yenilikçi uygulamalar da gösterildiğini vurgulaya- Bu bağlamda, Prof. Öncü; Mitchell’in makalesiyle rak, kitabı kılavuz olarak nitelendiriyor. sondan başa dönerek, “Marx, Darwin ve dolayı- Kitabın ilk sunuş yazısını kaleme alan Editör Yar- sıyla Veblen’e bir kere daha bakıyoruz” diyor. dımcısı Eleonora Monti, birçok iniş çıkışlı gelişme- Sonuç bölümünde ise, 2008-2012 Küresel Ekono- ler sonrası fotovoltaiklerin, sağlam bir teknolojiyi mik Krizi nedeniyle Amerika’da başlayan ve dün- esas alan aşamaya ulaştığını belirterek, teşvikler- ya geneline yayılan, “kapitalizm, büyük şirketleri le devam eden spekülâtif fotovoltaiklerin ömrü- ve hükümetleri protesto etme” amaçlı “Occupy nün çoktan dolduğunu vurguluyor. Monti, fotovol- Hareketi”ne Veblen perspektifinden bakılıyor. taikler için yeni fırsatlar oluştuğunu ileri sürerek, Sonsöz’de ise “Gezi Direnişi” değerlendirilerek, kullanılan modüllerin maliyetlerinin düştüğünü “Veblen’in merceğini ve ruhunu kullanarak taban ve yenilenebilir enerjinin şebekeye entegre edil- demokrasisi üzerine yeniden düşünmek için Gezi mesi sürecinin, çok daha sağlam hale geldiğini uygun bir yerdir” sözüyle kitap tamamlanıyor. anlatıyor. Toplam 355 sayfadan oluşan kitaba, EMO sorum- Perspektif Kulübü tarafından hazırlanan ikinci su- lu birimlerinden ve http://kitap.emo.org.tr adre- nuş yazısında da, fotovoltaik enerjinin, geçmişte sinden ulaşılabilir. uzun bir süre değer görmemiş ve sadece önemsiz bir konu olarak kaldığına dikkat çekilerek, şu de- ğerlendirmede bulunuluyor: YENİ NESİL “Günümüzde, fotovoltaik enerji, yenilenebilir FOTOVOLTAİKLER enerji kaynakları arasında artan bir öneme Hazırlayan: Fabio Andreolli- sahiptir ve çeşitli hipotezlere göre, 2070 yılı Aydın Bodur itibariyle, fotovoltaik enerji, güneşin tükenmez Yayımlayan: EMO, Dario ışınlarını doğrudan kullanabilme özelliği saye- Flaccovio Editore sinde, en önemli global enerji kaynağı haline Yayın No: GY/2015/603 gelecektir. Bu özellik, fotovoltaik enerjinin, bü- ISBN: 978-605-01-0751-7 yük altyapı sistemi kısıtlamaları gerektirmeksi- Baskı: 1. Baskı, Ankara- Eylül zin gezegendeki herhangi bir yerde sessizce 2015 enerji üretebileceği anlamına gelmektedir. Bu Elektrik Mühendisleri Odası önemli sonuç, artık çok daha sıklıkla meydana (EMO) Fabio Andreolli’nin, “Yeni gelen teknolojik gelişmeler sayesinde, basit bir Nesil Fotovoltaikler” başlığı al- şekilde ortaya çıkmamakta; ancak yaratıcılığı- tında kaleme aldığı kitabı Türkçeye kazandırdı. mızın ve hayal gücümüzün önemli olduğu yeni Fotovoltaiklerin tarihi, fiziksel kaynakları ve temin çalışmalar sayesinde sağlanabilmektedir.” edilebilen teknolojilerin anlatıldığı kitapta, bir sis- EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil de su- temin baştan sona nasıl tasarlanacağı ve uygula- nuş yazısında, günümüzde bilim, teknoloji ve mü- nacağı tüm ayrıntılarıyla okuyuculara aktarılıyor. hendislik uygulama alanlarındaki hızlı gelişim, Fabio Andreolli önsözünde, kitabın, İtalyan bir uy- üretim süreçlerinde var olan bileşenlerin sürekli gulamacı tarafından Avrupa için yazıldığını belir- yenileme ve geliştirmeyi zorunlu kıldığını vurgu- terek, kitabın hedef kitlesini şöyle ifade ediyor: layarak, mühendislerin de varlık koşulu olan bu “Kitabım, fotovoltaik sistemlerin yaygınlaşması- alanlardaki faaliyetlere hükmedecek nitelikte nı, büyük ölçekli ekonomilerin kurulmasını ve olması gerektiğine dikkat çekiliyor. Ege Üniversi- fosil yakıt ya da nükleer kaynaklar tarafından tesi ile 2013 yılında yapılan protokol çerçevesinde sağlanan enerjiler kadar (belki de daha fazla) Güneş Enerjisi Sistemleri Tesisatı eğitimlerinin baş- şebekeye enerji verecek değere ulaşılabile- latıldığını kaydeden Yeşil, yeni eğitim planlarının ceğini düşünen herkes içindir. Kitabım, aynı da yapıldığını bildiriyor.

76 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

“Fotovoltaik Enerji” başlığıyla genel bir giriş yapı- Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını değerlen- lan kitapta, ikinci bölüm “Yatırımın Sürdürülebilir- diren ve Oda çalışmalara ilişkin bilgi aktaran su- liği” başlığı altında sunuluyor. “Güneş ve Işınımı” numuna yer veriliyor. Enerji Uzmanı Necdet Pamir başlıklı üçüncü bölüm ile “Fotovoltaik İlkesine ise enerji özelleştirmeleri konusunda görüşlerini Genel Bakış” başlığı altında yer alan dördüncü paylaşıyor. Toplam 44 sayfadan oluşan kitabın bölümün ardından “Teknoloji” ve “Pratik uygula- sonunda panel izleyicilerinin sorularına verilen malar ve Yeni Kullanımlar” bölümleri geliyor. Kita- yanıtlar yer alıyor. Kitaba, EMO sorumlu birim- bın yedinci bölümü “Tasarım ve Test”, son bölümü lerinden ve http://kitap.emo.org.tr adresinden ise “Bakım, Güvenlik ve Devreden Çıkarma” baş- ulaşabilirsiniz. lığıyla sunuluyor. Fotoğrafların, çizimlerin, tablo- ların, grafiklerin ve haritaların sıkça kullanıldığı kitap, 175 sayfadan oluşuyor. Kitap, EMO Yayın MİSEM EĞİTİM NOTLARI Birimi’nden ve http://kitap.emo.org.tr adresinden Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Meslek İçi edinilebilir. Sürekli Eğitim Merkezi (MİSEM) çalışmaları kap- samında, MİSEM eğitmenlerince EMO üyelerine ENERJİ yönelik eğitimlerde aktarılan ders notları, kitap- laştırıldı. Bu kapsamda, MİSEM ve Ege Üniversitesi PLANLAMASININ Güneş Enerjisi Enstitüsü tarafından ortak hazır- TEMEL İLKELERİ PANELİ lanan “Güneş Enerjisi Sistemleri Tesisatı Eğitim Hazırlayan: EMO Ankara Şube Notu”, “Aydınlatma Temelleri ve Uygulama Eğiti- Yayımlayan: EMO Ankara mi”, “Bilirkişilik/ Kamulaştırma Bilirkişiliği Eğitimi Şube Ders Notları”, “Elektrik SMM (1kv Üstü ve 1kv Altı) Yayın No: GY/2015/604 Eğitim Notları”, “Katodik Koruma Eğitimi Ders Not- ISBN: 978-605-01-0260-4 ları”, “Elektrik Yüksek Gerilim Tesislerinde İşletme Baskı: 1. Baskı, Ankara- Eylül Sorumluluğu Eğitim Notları” yayımlandı. MİSEM 2015 eğitim notlarından hazırlanan kitapları, EMO bi- EMO Ankara Şubesi’nin, Cihan rimlerinden ve http://kitap.emo.org.tr adresinden Kayıket, Kaya Nomaler, Turhan edinebilirsiniz. Çiftçibaşı, Ahmet Altay Varol ve EMO 44. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Gökçen Çapkıncı’nın anısına 12 Ağustos 2014 tari- Yeşil, ders notlarına yazdığı sunuşta, örgün eğitim hinde EMO Genel Merkezi Konferans Salonu’nda kurumlarında verilen eğitimin zaman içinde atıl düzenlediği “Enerji Planlamasının Temel İlkeleri” bilgi haline geldiğine ve yetersiz kaldığına dikkat başlıklı panel kayıtları elektronik kitap olarak çekiyor. “Bu yüzden, artan bilgi birikimine hızlı ulaş- yayınlandı. ma, edinilen bilgi ve deneyimleri paylaşma ve üre- tim süreçlerinde değerlendirebilme becerisi için Kitapta, EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Baş- sürekli bir meslek içi eğitim şarttır” diyen Yeşil, Oda kan Yardımcısı Şakir Aydoğan’ın yönettiği panel- bünyesi içindeki MİSEM çalışmaları ve hedeflerine de konuşmacı olarak yer alan Enerji Uzmanı Barış ilişkin bilgi veriyor. EMO üyelerinin talepleri ve ihti- Sanlı, Enerji Uzmanı Necdet Pamir ile EMO Eski yaçları doğrultusunda; eğitimlerin çeşitlendirilme- Başkanı ve Enerji Çalışma Grubu Üyesi Cengiz si ve içeriği konusunda çalışmaların ayrı bir önem Göltaş’ın görüşlerini bulacaksınız. kazandığını vurgulayan Yeşil, üniversite-meslek EMO Ankara Şubesi 22. Dönem Yönetim Kurulu adı- odaları işbirliği örneklerini aktarıyor. Ege Üniversi- na kaleme alınan sunuşta, “Yapısı gereği ‘doğal tesi ile 2013 yılında yapılan protokol çerçevesinde tekel’ olan enerji alanına merkezi bir planlama ile Güneş Enerjisi Sistemleri Tesisatı eğitimlerine Mayıs yaklaşılması ve bu planın ekonomik, teknik, poli- 2015 itibariyle 234 üyenin katıldığını kaydeden Ye- tik, çevre vb. birçok yönden, birçok alanla doğ- şil, bu eğitimlere ek olarak; rüzgar, Jeotermal, bi- rudan ve zorunlu bir ilişki içerisinde olduğu göz yogaz ve çöpten elektrik üretimi ile ilgili eğitimlerin ardı edilmemelidir” temel uyarısına yer veriliyor. de planlandığını belirtiyor. Enerjide dışa bağımlılığın birçok alanda da dışa bağımlılık anlamına geldiği ifade edilen sunuşta, “Bu kapsamda enerji planlaması yapılırken yerli GÜNEŞ ENERJİSİ ve yenilenebilir kaynaklar üzerinden harekete SİSTEMLERİ TESİSATI geçmek, sadece enerji değil, enerjinin ilişkili ol- EĞİTİM NOTU duğu diğer birçok alanda da bağımsız politikalar Hazırlayan: MİSEM- Ege üretmeyi sağlayacaktır” denildi. Sunuşta, kaynak Üniversitesi Güneş Enerjisi çeşitliliği, enerji verimliliği ve temiz enerji kaynak- Enstitüsü ları ile bu alanda teknolojik gelişimin önemine de Yayımlayan: EMO değiniliyor. Yayın No: GY/2015/595 Kitap, panelin açılışını yapan EMO Ankara Şube- ISBN: 978-605-01-0734-0 si Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akgün Yalçın’ın Baskı: 1. Baskı, Haziran 2015- açılış konuşması ile başlıyor. Enerji Uzmanı Barış Ankara Sanlı’nın enerji planlamasına yönelik Enerji ve Elektrik Mühendisleri Odası Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın yaptığı çalışmalara (EMO) ve Ege Üniversitesi Gü- ilişkin panelde yaptığı bilgi aktarımını bulacağı- neş Enerjisi Enstitüsü tarafından verilen eğitim nız kitapta, TMMOB Yüksek Onur Kurulu Üyesi ve kapsamında hazırlanan “Güneş Enerjisi Sistemleri EMO Enerji Çalışma Grubu Üyesi Cengiz Göltaş’ın Tesisat Eğitim Notu” yayımlandı.

2015 Ekim • Sayı-455 77 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

Kitabın ilk bölümünde, “TMMOB Elektrik Mühen- lamalara ve örneklere yer veriliyor. Mevzuatın disleri Odası Ana Yönetmeliği”ne ikinci bölümün- yanında 2015 En Az Ücret Tanımları, TMMOB’nin de de “TMMOB Yasa ve Yönetmelikleri”ne yer veri- Çalışma Anlayışı ve Temel İlkeleri ile Meslek Etiği liyor. Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü’nden ve Mesleki Davranış İlkeleri’nin yer aldığı kitapta, Arş. Gör. Emrah Güngör’ün notları, üçüncü bölüm- mühendislerin hukuki sorumlulukları da ayrı bir de yer alıyor. Bu bölümde “Genel Bilgiler” başlığı başlık altında anlatılıyor. altında; “Enerji, Enerji Çeşitleri, Yenilenebilir Ener- jiler, Güneş Enerjisi Teknolojileri ve Fotovoltaik “Elektrik İç Tesisat Projesi Hesapları ve Proje Temeller” konusunda bilgiler aktarılıyor. Hazırlama Esasları” başlığı altında İTÜ Elektrik- Elektronik Fakültesi Emekli Öğretim Görevlisi Dördüncü bölümün başlığını “Güneş Enerjisi Tek- Yüksek Mühendis İsa İlisu tarafından kaleme nolojileri” oluşturuyor. Ege Üniversitesi Güneş Ener- alınan ders notları üyelere sunuluyor. Kitapta, jisi Enstitüsü’nden Dr. Oğuz Perinçek’in eğitim not- larının yer aldığı bu bölümde de, “Fotovoltaik (PV) Orta Gerilim Şebekeleri başlığı altında yer alan Teknolojileri” grafik ve fotoğraflarla anlatılıyor. bölümün ardından “Yüksek Gerilim Tesislerin- de Kısa Devre Hesapları” başlığı altında EMO EMO Enerji Birimi Koordinatörü Olgun Sakarya’nın, eğitimlerinde Elektrik Yüksek Mühendisi Taner “Güneş Enerjisinde Lisanssız Elektrik Üretimi Mev- İriz tarafından hazırlanan eğitim notlarına yer zuatı” başlıklı eğitim notlarının yer aldığı beşinci bölümde ise giriş bölümünün ardından; yasal dü- veriliyor. İTÜ’den Prof. Dr. Belgin Emre Türkay’ın zenlemeler, lisanssız elektrik üretimi, bağlantı ve “Reaktif Güç Kompanzasyonu” başlıklı çalışma- sistem kullanımı, teknik hükümler, ticari hükümler sını ise örnek ve şekilleriyle kitapta bulacaksı- aktarılıyor. nız. “Yangın ve Gaz Algılama Sistemleri” ile “Zayıf Akım” konularının da ayrı bölümler halinde yer Kitabın altıncı ve yedinci bölümlerinde, MİSEM Eğitmeni Musa Çeçen’in, “Güneş Enerjisi Sistemle- bulduğu kitapta, son olarak da Elektrik SMM ri” başlıklı eğitim notları yer alıyor. Ayrıntılı bilgi Eğitimi Yönergesi’ne yer veriliyor. Kitap, toplam ve hesaplamaların aktarıldığı bu bölümde, görsel 392 sayfadan oluşuyor. malzemeler ve örnekleri de bulacaksınız. Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Elektrik- BİLİRKİŞİLİK/ Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Mutlu Boztepe’nin hazırladığı, “Güneş Enerjisi Sis- KAMULAŞTIRMA temleri Eğitimi” başlığını taşıyan sekizinci bölüm- BİLİRKİŞİLİĞİ EĞİTİM de, şebekeye bağlı PV sistemleri, PV sistem karak- DERS NOTLARI teristikleri, şebekeye bağlı PV sistemleri tasarımı, Hazırlayan: MİSEM PV sistem benzetimi okuyucuya sunuluyor. Elektrik Yayımlayan: EMO Mühendisi Azim Şahin’in eğitim notlarından olu- Yayın No: GY/2015/601 şan dokuzuncu bölümde, “GES Projelerinde Bulun- ISBN: 978-605-01-0747-0 ması Gerekenler” anlatılırken, onuncu bölümde Baskı: 1. Baskı, Ankara- Egemen Azmak tarafından hazırlanan “Off-Grid Sistemler” başlıklı eğitim notları yer alıyor. Kitabın Ağustos 2015 on birinci bölümü; Ege Üniversitesi Mühendislik Elektrik Mühendisi MİSEM Fakültesi Öğretim Görevlisi Elektrik Mühendisi Bü- Eğitmeni Süleyman Sırdaş Ka- lent Çarşıbaşı’nın “Güneş Enerjisi Sistemleri Tesisat raboğa’nın ders notlarından hazırlanan kitap, Eğitimi (Statik ve Dinamik Hesaplamalar” başlıklı yayımlandı. Kitapta bilirkişilik ve kamulaştırma ders notlarına ayrılmış. On ikinci bölümde ise bilirkişiliğine ilişkin mevzuata ve bu mevzuata iliş- Elektrik Yüksek Mühendisi Taner İriz’in “Kısa Devre kin değerlendirmelere yer verilirken, TMMOB ve Hesaplamaları Ders Notları” sunuluyor. Kitabın son EMO’nun mesleki disiplin açısından ilgili mevzuatı bölümünde “Türk Mühendis ve Mimar Odaları Bir- anlatılıyor. liği Elektrik Mühendisleri Odası Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Enerjisi Üretimine Ait Toplam 158 sayfadan oluşan kitapta yer alan Elektrik Mühendisliği Hizmetleri Yönetmeliği” yer konu başlıkları şöyle: alıyor. Ayrıca EİE Güneş Enerjisi Potansiyel Atlası’nı “Eğitimin amacı ve TMMOB’nin Temel İlkeleri ve da kitapta bulabilirsiniz. Toplam 377 sayfadan olu- Çalışma Anlayışı; EMO Nedir?; MİSEM; TMMOB şan kitabın ederi 50 TL. II. Mühendislik-Mimarlık Kurultayı Kararları; Ceza ve Hukuk Davaları ile Kamulaştırma Da- valarında Bilirkişilik Mevzuatı; Kamulaştırma ELEKTRİK SMM (1kV Kanunu ve Bilirkişiliği; Kamulaştırma Kanunu; Üstü ve 1kV Altı) EĞİTİM Diğer Bilirkişilikler; Değer Tespiti Davaları Bilir- NOTLARI kişiliği; Elektrik’ten Çıkan Yangınlarda Bilirkişi- Hazırlayan: MİSEM lik (Binaların Yangından Korunması Hakkında Yayımlayan: EMO Yönetmelik); Bilirkişilik ve Hukuk; Hukuk Dava- Yayın No: GY/2015/596 larında Bilirkişilik; 4650 Sayılı Kanunla Değişik ISBN: 978-605-01-0736-4 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu; Emsal Yargı Baskı: 1. Baskı, Ankara- Kararları; TMMOB Mesleki Davranış İlkeleri; Haziran 2015 3458 Sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kitapta, SMM eğitiminde ge- Kanun; 6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar rekli olan mevzuata, uygu- Odaları Birliği Kanunu; Türk Mühendis ve Mi-

78 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

mar Odaları Birliği Kanunu; Türk Mühendis ELEKTRİK ve Mimar Odaları Birliği 2015 Yılı Bilirkişilik- YÜKSEK GERİLİM Eksperlik-Hakemlik ve Teknik Müşavirlik Yö- netmeliği; Kamulaştırma Davalarında Bilirkişi TESİSLERİNDE İŞLETME Olarak Görev Yapacak Mühendis, Mimar ve SORUMLULUĞU EĞİTİM Şehir Plancılarının Nitelikleri, Belgelendirilme- NOTLARI si ve Çalışma Koşullarına İlişkin Usul ve Esaslar; Hazırlayan: MİSEM Ceza Muhakemesi Kanunu’na Göre İl Adlî Yargı Yayımlayan: EMO Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Dü- Yayın No: GY/ 2015/600 ISBN: 978-605-01-0738-1 zenlenmesi; Bölge Adliye Mahkemesi Adli Yar- Baskı: 1. Baskı, Ankara- gı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Ağustos 2015 Düzenlenmesi Hakkında Yönetmelik; Kaçak ve MİSEM kapsamında elektrik yüksek gerilim tesisle- Usulsüz Elektrik Kullanımı; Enerji Piyasası Dü- rinde işletme sorumluluğuna ilişkin verilen eğitim- zenleme Kurumu (EPDK) Tarafından Yürürlüğe lerde kullanılan dokümanlardan oluşan kitapta, Konulan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri ilk olarak yine mevzuata ve mühendislerin huku- Yönetmeliği; Arsa Nitelikli Taşınmazlara Dair ki sorumluluklarına yer veriliyor. MİSEM Eğitmeni Örnek Kamulaştırma Bilirkişiliği Raporu; Tarla Musa Çeçen tarafından hazırlanan “Elektrik Mü- Nitelikli Taşınmazlara Dair Örnek Kamulaştır- hendisleri Odası Mesleki Davranış İlkeleri (Etik ve ma Bilirkişiliği Raporu; Mimarlar Odası 4. Bilir- Ahlak)” başlıklı eğitim notlarının ardından teknik kişilik Sempozyumu Sonuç Bildirisi.” bilgilere ilişkin ders notlarını bulacaksınız. Ayrıca, Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknoloji Der- Bu kapsamda, yine Musa Çeçen’in “Yüksek Geri- lim Tesislerinde Manevra”, “Elektrik Tesislerinde gisi’nde yayımlanmış, Yargıtay Onursal Üyesi Güvenlik” ve “Kodlu Bakım Programları” başlıklı Çetin Aşçıoğlu’nun kaleme aldığı “Bilirkişi Oda- çalışmalarının yanı sıra MİSEM Eğitmeni Elektrik ları’nın Kurulması Çözüm Olabilir mi?” ve “Bilirkişi Mühendisi İrfan Arabacı ile birlikte hazırladığı Sorununa Çözüm Önerileri” başlıklı iki makalesi “Elektrik Tarifeleri”, “Reaktif Güç Kompanzasyonu” ile Kaynak Elektrik Dergisi’nde yayımlanan ODTÜ ve “Yüksek Gerilim Tesislerinde Koruma” başlıklı Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden çalışmalarını bulacaksınız. Prof. Dr. Osman Sevaioğlu’nun “Türk Adaletinde Kitapta; İTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi Emekli Bilirkişilik-Sorunlar” başlıklı makalesi de sunulu- Öğretim Görevlisi Yüksek Mühendis İsa İlisu’nun yor. eğitimlerde verdiği “Transformatörler” ile “Elektrik Yüksek Gerilim Tesislerinde Dolaylı Dokunmaya Karşı Koruma ve Topraklama” başlıklı ders notla- KATODİK KORUMA rına yer veriliyor. Ayrıca “Kesiciler”, “Ayırıcılar”, “Si- EĞİTİMİ DERS NOTLARI gortalar”, “Yeraltı Kabloları” ve “Modüler Hücreler” konuları da ayrı bölümler halinde sunuluyor. Hazırlayan: MİSEM Yayımlayan: EMO Yayın No: GY/2015/602 AYDINLATMA ISBN: 978-605-01-0749-4 TEMELLERİ VE Baskı: 1. Baskı, Ankara- Ağustos 2015 UYGULAMA EĞİTİMİ Hazırlayan: MİSEM MİSEM eğitmeni Elektrik Mü- Yayımlayan: EMO hendisi Hamdi Yavuz tarafın- Yayın No: GY/2015/605 dan, eğitimlere yönelik olarak ISBN: 978-605-01-0752-8 hazırlanan ders notları 129 Baskı: sayfadan oluşuyor. Elektrik Mühendisi MİSEM Eğit- Kitapta, “Yer Altı Korozyona Etki Eden Faktörler; meni Niyazi Gündüz tarafından Zeminin Özelliği Nedeniyle Oluşan Korozyon Hüc- hazırlanan, “Aydınlatma Temel- leri ve Uygulama Eğitimi Ders Notları”, EMO tarafın- relenmeleri; Galvanik Etki Nedeniyle Oluşan Koroz- dan yayımlandı. Kitabın ilk bölümünde “Aydınlat- yon; Kaçak Akım Korozyonu; Kaçak Akım Korozyo- macılığın Konusu, Amacı ve Türleri”; ikinci bölümde nuna Karşı Alınacak Önlemler; Kaplamalar; Kap- “Aydınlatma Armatürleri”, üçüncü bölümde “Işık lamalarla İlgili Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar; Kontrolünün Fiziksel Prensipleri”, dördüncü bölümde Katodik Koruma; Anot; Anot Yatağı Dolgu Maddesi; “LED Aydınlatma Tasarımı” anlatılıyor. “Yol Aydın- Ölçü Kutuları; Galvanik Sistemli Koruma; Galvanik latması” konusuna beşinci bölümde yer verilirken, Anotlu Katodik Koruma Tesislerinin İşletilmesi ve altıncı bölüm “LED’li Yol ve Sokak Aydınlatmalarında Mezopik (Karma) Görme Koşulları Analizi” başlığın- Bakımı; Katodik Koruma Tesislerinin Zemin Etü- dan oluşuyor. “Aydınlatma Armatürleri” de yedinci dünün Yapılması; Şartnameler; Şartname İle İlgili bölümde sunuluyor. “Verimli LED Armatürü İçin Optik Tip Resimler; İller Bankası Katodik Koruma Birim ve Isıl Tasarım Süreçleri” sekizinci bölümde anlatılı- Fiyatları; Proje-Teknik Cetveller; Katodik Koruma yor. Kitap, “Dıalux 4.11 Yazılımı İle Aydınlatma Tasa- Tesislerinin İşletilmesi ve Bakımı” başlıkları altında rımı ve Uygulamaları” başlıklı dokuzuncu bölüm ile katodik koruma ilgili bilgilere ulaşabilirsiniz. son buluyor. Kitap, toplam 175 sayfadan oluşuyor.

2015 Ekim • Sayı-455 79 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI 44. DÖNEM KURULLARI

EMO YÖNETIM KURULU EMO ONUR KURULU EMO DENETLEME KURULU

BAŞKAN HÜSEYİN YEŞİL AHMET LEVENT EGÜZ GİYASİ GÜNGÖR TMMOB YÖNETIM KURULU ÜYESİ BAŞKAN YRD. BAHADIR ACAR AHMET TURAN AYDEMİR YUSUF GÜNDOĞAN NERİMAN USTA YAZMAN HÜSEYİN ÖNDER TUNCAY ÖZKUL SERDAR ÇİFTCAN SAYMAN İRFAN ŞENLİK İSA GÜNGÖR HÜSAMETTİN PALA

ÜYE İBRAHİM AKSÖZ MUSTAFA ASIM RASAN MUSA TAŞ TMMOB YÜKSEK ONUR KURULU ÜYESİ ÜYE ERDAL APAÇIK ETHEM ATALAY TERCAN CENGİZ GÖLTAŞ ÜYE ABDULLAH BÜYÜKIŞIKLAR HAMİT YILMAZ KARA

ADANA DİYARBAKIR KOCAELİ Başkan MEHMET MAK Başkan AHMET SORMAZ Başkan MEHMET FİDAN Başkan Yrd. İLHAN YILDIRIM Başkan Yrd. MEHMET ORAK Başkan Yrd. ÖZGÜR YAKIŞAN Yazman BARIŞ CEM ÖZDOĞAN Yazman EVİNDAR AYDIN Yazman SERKAN TOPAL Sayman İBRAHİM EFDAL ÇİÇEKDEMİR Sayman MEHMET TANRIKULU Sayman SERHAT BOZTAŞ Uye BİLAL TANBUROĞLU Uye MEHMET KOCAKAYA Uye NURİ AYKUT HALAMOĞLU Uye DERYA OLPAK KADEŞ Uye RUHŞEN KARDAŞ Uye MUSTAFA AYDIN Uye SAYİM ERGÜL Uye NEVAL ZÜMRÜT Üye ERALP TEKELİ Şube Dent. MEVLÜT BULGUR Şube Dent. YUSUF KEMAL IŞIK Şube Dent. KAZIM POLAT Şube Dent. NİHAT GÜL Şube Dent. REMZİ SUCU Şube Dent. DEVRİM SARI Şube Dent. ALİ ERASLAN Şube Dent. METİN AKTAŞ Şube Dent. SERKAN LEVENTOĞLU

ANKARA ESKİŞEHİR MERSİN Başkan EBRU AKGÜN YALÇIN Başkan HAKAN TUNA Başkan SEYFETTİN ATAR Başkan Yrd. ŞAKİR AYDOĞAN Başkan Yrd. ALKAN ULUKOCA Başkan Yrd. ALKAN ALKAYA Yazman ÖZENÇ AKDAĞ Yazman ZELİHA AZİRET Yazman HASİP SELÇUK Sayman HÜSEYİN MERT KÜLAHCI Sayman ENDER KELLECİ Sayman İSMAİL ALKAYA Uye TUFAN TEZİŞ Uye BENNUR NADAR Uye UMUT TEMİZKAN Uye ALAATTİN ALİ YOLCU Uye HÜSEYİN GÜRAY GÜRLEK Uye HANİFİ YAYICI Uye BAHADIR ACAR Uye ERHAN GOCUKLU Uye AHMET SERT Şube Dent. MUSTAFA KEMAL SARI Şube Dent. İRFAN SATIR Şube Dent. SAFFET ÖZDEMİR Şube Dent. SEBATİ GÖKEN Şube Dent. MAHMUT UĞUR KOLCA Şube Dent. ERDAL ÇAPAR Şube Dent. MEHMET POLAT Şube Dent. ERDİNÇ YÜZDE Şube Dent. VEYSEL BAYSAL

ANTALYA GAZİANTEP SAMSUN Başkan İLHAN METİN Başkan İSLİM ARIKAN Başkan MEHMET ÖZDAĞ Başkan Yrd. İBRAHİM KÜCÜ Başkan Yrd. MURAT İNAN Başkan Yrd. İLKER CEYLAN Yazman MURAT SÖNMEZ Yazman HALİL İRFAN TUZCU Yazman MURAT KARDAŞ Sayman ŞABAN TAT Sayman ŞIH MEHMET TÜRKMEN Sayman ADNAN KORKMAZ Uye SUAT KAŞ Uye HALİL UĞUR Uye HASAN KABLAN Uye TÜLAY KOÇ Uye CENGİZ KORKMAZ Uye AYNUR DOĞDAŞ AGİT Uye HALİL ALAÇAM Uye İBRAHİM ÖZTAN Uye TAMER BİLAL Şube Dent. ERTUĞRUL GAZİ ÜNAL Şube Dent. MEHMET ALGIN Şube Dent. TARIK TARHAN Şube Dent. BAYRAM ÇİFCİ Şube Dent. FATİH POLAT Şube Dent. ERCAN İŞCİ Şube Dent. KADİR BAŞÇİÇEK Şube Dent. HAKAN ŞAHİN Şube Dent. GÜL GÜNEŞ HÜLYA YALIN

BURSA İSTANBUL TRABZON Başkan REMZİ ÇINAR Başkan BEYZA METİN Başkan HASAN KARAL Başkan Yrd. TUNÇ ALADAĞLI Başkan Yrd. HÜSEYİN ERGUN DOĞRU Başkan Yrd. HALİL İBRAHİM OKUMUŞ Yazman MÜNİR BÜYÜKYAZICI Yazman MUSTAFA BULUT Yazman EMRULLAH İSKENDER Sayman SABİHA CESUR Sayman FAİK KEMAL ÖZOĞUZ Sayman HÜSEYİN KARASOY Uye AYTAÇ SEVİM Uye HASAN ECE Uye ADEM YARDIM Uye ONUR DALLILAR Uye NİHAL TÜRÜT Uye EMRE AKYÜZ Uye EDA YENİGÜL Uye MEHMET BOZKIRLIOĞLU Uye TUNCAY DEĞERMENCİ Şube Dent. BAHA ERİM Şube Dent. İSMAİL ÖZTÜRK Şube Dent. VOLKAN ÇOLAK Şube Dent. HALİL İBRAHİM BAKAR Şube Dent. SEYİT GAZİ BAL Şube Dent. MUSTAFA ŞİNASİ AYAS Şube Dent. SAİT SAKA Şube Dent. MEHMET ÇAĞDAŞ Şube Dent. YAHYA DANAYİYEN

DENİZLİ İZMİR Başkan ABDULLAH ŞAVKLI Başkan MAHİR ULUTAŞ Başkan Yrd. EYLEM ÖLMEZOĞLU POYRAZ Başkan Yrd. ALPASLAN GÜZELİŞ Yazman BÜLENT PALA Yazman MURAT KOCAMAN Sayman TURAY VOLKAN AYANOĞLU Sayman AHMET BECERİK Uye TEMEL ÖZENMİŞ Uye HASAN ŞAHİN Uye CEYHUN YENİŞEHİRLİ Uye ÖZGÜR TAMER 1 9 5 4 Uye ADNAN ÜNAY Uye SEMRA YAMİŞ Şube Dent. ARİF DÖNMEZ Şube Dent. CEVAT ŞAHİN ELEKTRİK Şube Dent. FATİH MARDİNOĞLU Şube Dent. ALİ FUAT ÖZBAY Şube Dent. OZAN ERYAVUZ Şube Dent. BÜLENT DAMAR MÜHENDİSLİĞİ

80 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI 44. DÖNEM KURULLARI

ADANA ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE ADRES: Reşatbey Mah. Cumhuriyet Cd. No: 35/C ADRES: Emek Mah. 19019 Sk. No: 34/B Asmakat Asmakat Seyhan-Adana Şehitkamil-Gaziantep TELEFON: +90 322 4533336 TELEFON: +90 342 3219080 FAKS: +90 322 4582450 FAKS: +90 342 3229977 E-POSTA: [email protected] E-POSTA: [email protected]

ANKARA ŞUBE İSTANBUL ŞUBE ADRES: Dikilitaş Mah. Eren Sk. No: 30 Yıldız ADRES: Ihlamur Sokak No: 10/1 Kızılay Teknik Üniversitesi Karşısı Dikilitaş 34349 Çankaya- Ankara Beşiktaş-İstanbul TELEFON: +90 312 2314474 TELEFON: +90 212 2591150 FAKS: +90 312 2321088 FAKS: +90 212 2583655 GSM: +90 530 7730937 GSM: +90 530 7730925 GSM: +90 530 7730938 GSM: +90 530 7730926 E-POSTA: [email protected] E-POSTA: [email protected]

ANTALYA ŞUBE İZMİR ŞUBE ADRES: Meltem Mah. 3. Cd. 3808 Sk. No: 20 ADRES: 1337 Sk. No: 16 Kat:8 Ashan Antalya Çankaya-İzmir TELEFON: +90 242 2376045 TELEFON: +90 232 4893435 FAKS: +90 242 2376047 FAKS: +90 232 4454949 GSM: +90 530 7730944 GSM: +90 530 7730952 GSM: +90 530 7730953 GSM: +90 530 7730943 E-POSTA: [email protected] E-POSTA: [email protected] KOCAELİ ŞUBE BURSA ŞUBE ADRES: Ömerağa Mah. Naci Girginsoy Sk. ADRES: Bursa Akademik Odalar Birliği No: 15/3-4 İzmit-Kocaeli Yerleşkesi (BAOB) Odunluk Mah. Akademi Cad. TELEFON: +90 262 3254122 No: 8 16040 Merkez-Bursa FAKS: +90 262 3245456 TELEFON: +90 224 4511212 GSM: +90 530 7730954 FAKS: +90 224 4519899 GSM: +90 530 7730955 E-POSTA: [email protected] E-POSTA: [email protected]

DENİZLİ ŞUBE MERSİN ŞUBE ADRES: Atatürk Blv İn-Ba İş Mrk. K6 No: 32 ADRES: Limonluk Mah. 2417 Sk. No: 5 Denizli Yenişehir-Mersin TELEFON: +90 258 2425555 TELEFON: +90 324 3276871 FAKS: +90 258 2418832 FAKS: +90 324 3276873 E-POSTA: [email protected] GSM: +90 530 7730956 E-POSTA: [email protected] DİYARBAKIR ŞUBE SAMSUN ŞUBE ADRES: Aliemiri 4. Sokak Müge 6 Apartmanı ADRES: Bahçelievler Mah. Gazanhan Sokak Kat:1 No: 2 Yenişehir-Diyarbakır No: 6 Kat: 2-3 Samsun TELEFON: +90 412 2284620 TELEFON: +90 362 2311977 GSM: +90 530 7730942 FAKS: +90 362 2315131 E-POSTA: [email protected] E-POSTA: [email protected]

ESKİŞEHİR ŞUBE TRABZON ŞUBE ADRES: Arifiye Mah. Yalbı Sk. Yılmazlar İş Merkezi ADRES: İskenderpaşa Mah. No: 18 Kat:L/L Eskişehir Bayraktarlar İş Merkezi Kat:3 No: 64 Trabzon TELEFON: +90 222 2319447 TELEFON:+90 462 3221395 FAKS: +90 222 2319447 FAKS:+90 462 3265092 E-POSTA: [email protected] E-POSTA: [email protected]

2015 Ekim • Sayı-455 81 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ Faks 416 2140975 272 2142730 332 8133637 242 5119377 236 6543030 232 6162490 324 8143457 466 2126619 266 3121251 212 5438434 266 2390450 266 7136251 378 2278095 458 5551015 232 6332878 286 3167950 228 2127570 252 3171501 374 2123435 248 2331116 286 2183252 376 2132485 282 7267017 364 2240406 256 8112836 380 5247404 284 2122680 266 3737806 424 2380272 332 7134454 446 2142212 442 2138300 252 6123040 262 6444826 224 5133177 454 2160488 262 4133215 456 2131678 438 5551000 326 2251300 476 224 7123651 246 2183352 216 3896464 344 2219955 370 4247764 Telefon 416 2131603 272 2140555 236 4137368 382 2127176 332 8133159 242 5119377 236 6534689 232 6167635 358 2122067 324 8142746 466 2126661 256 2124762 266 3124658 212 5612101 266 2442297 266 7136251 378 2278075 488 2133230 458 5553000 232 6320481 286 3165028 228 2127570 252 3171501 374 2123435 248 2331116 286 2123399 376 2132485 282 7267017 282 6531666 364 2240406 256 8112836 380 5247404 284 2136915 266 3739589 424 2386557 344 4132244 332 7134454 446 2142212 442 2138300 252 6123040 242 8555434 262 6432805 224 5133177 454 2168870 262 4123865 456 2131678 438 5551000 326 2253300 476 2261853 224 7123659 326 6136382 246 2183352 216 3899595 344 2259609 370 4131055 Adres Yavuz Sultan Selim Mah. Mehmet Akif Cad. No:7 Dumlupınar Mah. 2. Cad. No:23/3 Tokman Apt Cumhuriyet Cad. Ağrı Ticaret Merkezi K:3 No:22 Paşa Mh. 28. Sokak No:12/B 3. Nolu Belediye İşhanı Sarraflar Cad. K:2 Cevdet Köksal Cad. No:7 Kadıpaşa Mah. Sugözü. Cd. Yılmaz Apt. No:87/1 Hanlar Cd. No:74 Kazımdirik Mah. 283.Sk. No:12/A Ziyapa Cad: Özkök İşmerkezi No:17/8-4 Saray Mah. Bankalar Cd. Şefika Hnm İşh. No:19 Orman Bölge Müdürlüğü Makine İkmal Şb Çarşı Mah İnönü Cad No:71 Merkez Kurtuluş Mah. 2015 Sok. No:15/A Sural Pasajı No:48 İncirli Cad. No:6 Akbulut İş Merkezi Kat:4 Daire:114 Dumlupınar Mh. Yazıcı-Sunak Sk. Emir İşhanı K:4 No:11 Paşakent Mahç Şehit Şener Köksal Cad. Pervin Sitesi No:6/A-31 Kırtepe Mah. Cumhuriyet Cad. Ağah Bey İş Merkezi 1.Kat No:12 Meydan Mah. 2000 İş Merkezi K:4 No:410 Türk Telekom A.Ş. Bayburt İl Müdürlüğü Yeni Belediye İşhanı Zemin Kat No:12 Hamdibey Mh. İnönü Cd. No:60 Biga/Çanakkale İsmet Paşa Mah. Atatürk Bulvarı Dinkur Apt. No:31/6 An Teiaş 17. İletim Tesisi Ve İşletme Grup Müd. Tatvan Bakım Fatih Mah. Yeni Sanayi Yanı Temel Yapı İş Mkz. Toplu Konut Alanı K:2 No:1 Tabaklar Mah. Ferit Talay Cad. Turisa Apt.61/1 Burç Mh. 2. Tuna Sok. Sıla Apt. No:6/B Barbaros Mahallesi Troya Caddesi Yaşam Evleri D Blok No:2 Buğday Pazarı Mah. İş Kur Hanı No:7/69 Meydan Plaza İş Merkezi G.O.P Mahallesi K:3 No: 307 Eski Hükümet Cad. Kurtgöz İşhanı No:2/28 Gazi Cd. Mahmut Akaydın İş Merkezi No:17 K:7/23 Bülent Ecevit Cad. Kıray Pasj. No:16 Kültür Mh. İstanbul Cd. Spor Sk. İbrahimoğlu İş Merkezi N.129 K at.2 Mithatpaşa Mh. İnönü Cad. Erdi Apt. K:1 No:1 İnönü Cd. 1. Sk. No:9 Kat:1 İzzetpaşa Mh. Şehit Binbaşı Sabri Sk. No:1/2 Güneşli Mah. Mevlana Cad. Kale İş Merkezi No:1/11 K:2 Rasim Erel Cad. Kılıçhan İşhanı Kat:2 No:25 Ordu Cad. Selimoğlu İşhanı No: 222 Vani Efendi Cad. Fırat İşmerkezi No:4 Daire:1 Yakutiye/Erzurum Tuzla Mah. 557. Sokak Emelim Yapı Koop. No:9 D:3 Cumhuriyet Cad. Sarıbey İşhanı K: 1/2 Tmmob Binası Adliye Cad. No: 25 0262 6444825 İstiklal Cad. Irmak Sk.Batum İşh.K.1 No:8 Gemlik/Bursa Hacımiktat Mah. Cemal Gürsel Cad. No:77/B Merkez Mh. 19 Mayıs Cd. N.2/D Gölcük Karaer Mah. Atatürk Cad. No:60 K:2 Telekom İl Müdürlüğü Tekre Kavşağı Armutlu Mah. Ufuk Sokak No:28 Söğütlü Mah. Rıza Yalçın Cad. Mevlana Sok. No:8 Osmaniye Mh. Şebboy Cd. Orkide Sokak No: 3 Çay Mah. Tayfur Sökmen Bulvarı İskenderun Plaza No:19 K:1 D:41 Yayla Mah. 130. Cad. No :10 Gürcan Apt. Kat 1 Kozyatağı Mah. Çardak Sok. Şaşmaz Sitesi B1 Blok No:2 Daire 10 İsmetpaşa Mah.Yeni Hükümet Cad. No:18 Fatih İşhanı K:3/11 Hürriyet Cd. Mako İşhanı Kat: 3/1 Temsil Yardımcısı Derya Demir, Vahap Yıldırım, Mustafa Öztürk, Rıza Durmuş Cihan Şahin Çağlar Kılıç, Ferhat Özkan Çapar, Hamit Sönmez, Cem Hantekin Ramazan Koçak, Hüseyin Çiçekci Taner Somuncu, Mustafa Aykut Başoğlu Ali Aras Hüseyin Cahit Kılınç Ferhat Lek Atalay Öz Ahmet Onur Kırılmaz, İbrahim Çağdaş Arıcı Fatih Yaşar Halil Yorgalı, Orhan Arslan, Salih Eğerci, Ergün Evran Erol Kınık Yüksel Mengünoğul, Bekir Karakulak, Murat Özcan Ahmet Sabih Çantay, Selçuk Savaş, Mehmet Faik Şenergin, Yahya T osun Nergis Güney, Mutlu Onganar, Melike Dönmez, Tayfun Tutar Necmettin Samancıoğlu, Mustafa Dinçer, Cahit Bilal Seyithan Kaya, Çidem Cansağ, Bilal Altunç, Fırat Altun Fatih Korkusuz, İsmail Kelleci Ali Bayram Selin Nehir Hüseyin Yılmaz, Yakup Yüce Metin Alagöz, Murat Kavurgacı Hikmet Arslanparçası, Tanın Sanlı, Mehmet Ali Timurhan, Temel Ö zenmiş Erman Esentepe, Murat Armutcu Meltem Güler Görkem Arslan, Yücel Yaşar, Ali Rıza Sağcan, Mehmet Köşkeroğlu Samet Şentürk, Tacettin İkiz, Turan Çankal, Doğan Turgut, Seyit Ahmet Bak, İsmail Bul, Adnan Haluk Erkan Yakup Erkan, Nuran Aslan Erol Topuz, Hakan Çelik İsmail Arda, Özgür Mercanlı Işık Çoban Mehmet Emir Turgut Taşolar, Hüseyin Bayır İsmail Yalçın Recep Karakoç, Ümit Aykan Emre Doğan, Halil Yalçınkaya Sermet Mustafa Ünel, Şener Atay Ramazan Oktay Bülent Ayvaz, Aydın Karaman, Yılmaz Eyidoğan, Sezer Demirağ Fatih Ulamış, Mustafa Öztürk, İsmail Hakkı Carus Beytullah Özbayram, Mustafa Yakarışık Recep Vasfi Sıvış, Gürcan Deniz Hakan Kocagöz Özgen Canan, Hamdullah Temel, Evren Taş Hasan Horoz, Mustafa Temiz, Cem Hüzmeli, Adnan Orukoğlu Ozan Can, Cahit Yaran Kenan Sapmaz, Cemil Reyhaniye, İlter Tellioğlu, Melahat İnci Alay, Yavuz Büyükbayram Hüseyin Orman, Mahmut Serhat Demirhan, Saadet Nuruilah Güleç, N ermin Verdi Kartal Bünyamin Sağlam, Mustafa Şekkeli, Kalender Korkmaz, Ahmet Serda r Yılmaz Ahmet Bürümcek, Sadık Ketenci Temsilci Adı Mustafa Murat Ertürk Çetin İnce Mahmut Özhan Sedat Özcan Mehmet İnan Baykan Cihan Demiral Umut Mirioğlu Akif Çınar Murat Kuzumoğlu Metin Ahsen Durusoy Ufuk Katık Ahmet Faruk Açıkgöz Haluk Demirci Mesut Nail Akın Rasim Doğan Mehmet Nazmi Kacar Murat Yazıcı Mahmut Demirok İbrahim Yıldız Ozan Özkan Nadir Gergin Serkan Yılmaz Buğra Levent Yahya Hasanoğlu İsmail Sever İsmail Doğandor Mehmet Çığrı Erkan Güçyetmez İsmail Ulutaş Muharrem Okur Aydın Taşkın Eşref Akkoca Okan Eren Kuru Tarık Etker Veysel Çağlar Selçuk Albayrak Abdurrahman Şakalar Ali Turhan Ayhan Uytun Namiye Sınırkaya Veli Önver Doğan Yıldırım Devrim Sarı Aziz Cem Erbakan Tacettin Özkılıç Hayri Saral Hakan Bilgiç Adem Çatal Ali Doran İbrahim Akkuş Metin Balaban Ahmet Bülent Bozdoğan Güner Merdan Recep Cem Erkanlı Bahattin Uylukçu Mehmet Erol Şubesi Gaziantep Ankara Diyarbakır İzmir Ankara Ankara Antalya İzmir İzmir Samsun Mersin Trabzon İzmir Bursa İstanbul Bursa Bursa Kocaeli Diyarbakır Trabzon İzmir Bursa Eskişehir Diyarbakır Denizli Kocaeli Antalya Bursa Ankara İstanbul İstanbul Samsun İzmir Kocaeli İstanbul Bursa Diyarbakır Gaziantep Ankara Ankara Ankara Denizli Antalya Kocaeli Bursa Trabzon Kocaeli Trabzon Diyarbakır Adana Trabzon Bursa Adana Antalya İstanbul Gaziantep Kocaeli Temsilcilik Adıyaman Afyon Ağrı Akhisar Aksaray Akşehir Alanya Alaşehir Aliağa Amasya Anamur Artvin Aydın Ayvalık Bakırköy Balıkesir Bandırma Bartın Batman Bayburt Bergama Biga Bilecik Bitlis Bodrum Bolu Burdur Çanakkale Çankırı Çerkezköy Çorlu Çorum Didim Düzce Edirne Edremit Elazığ Elbistan Ereğli Erzincan Erzurum Fethiye Finike Gebze Gemlik Giresun Gölcük Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır İnegöl İskenderun Isparta Kadıköy Kahramanmaraş Karabük

82 2015 Ekim • Sayı-455 ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ 318 2253777 288 2122701 386 2125858 332 2388799 274 2160042 288 4128043 422 3244823 242 7430006 236 2391860 482 2132158 252 4135999 252 5130532 256 3154438 384 2136996 232 5087878 452 2338252 252 2820520 312 6238207 464 2130607 264 2777531 236 7139719 414 3164527 312 6879736 324 7148325 212 2207198 346 2237429 256 5182871 324 6139833 282 2625097 356 2120576 232 8554867 236 3140566 276 2232005 432 2152725 226 8113701 354 2129355 372 2524561 284 7148595 372 3235600 338 2133000 474 2251102 216 3877033 366 2143562 352 2318294 505 2947891 318 2254046 288 2142701 386 2125858 332 2338453 533 6005543 274 2160042 288 4128043 224 6134679 422 3259320 242 7430006 236 2345809 482 2124165 252 4135999 252 5130532 252 2148069 256 3154438 384 2127670 388 2328553 232 5087878 452 2338252 252 2820520 328 8137011 312 6238207 464 2130596 264 2777530 236 7139720 414 3164527 312 6879736 324 7148325 368 2613033 486 6169597 212 2205773 346 2230933 256 5120111 236 6132326 324 6136888 282 2625097 232 5116247 356 2120575 232 8564490 428 2132120 236 3133775 276 2232005 432 2152725 226 8113701 354 2128687 372 2524561 284 7149832 372 3230838 338 2149494 474 2251119 216 3745493 366 2147030 352 2318181 Yenidoğan Mah. Barboros Hayrettin Cad. Özak Pasajı No:8 K:3 Karakaş Mah. Yeni Gürpınar Pasajı K:2 No:48 Ahi Evran Mahallesi M.Ali Yapıcı Bulvarı Kırşehir Apt. Kat:5 N: 23 Nişantaşı Mah. Nüve İş Mkz. B Blk. K:7 No:704 Cumhuriyet Mah. Minare Sokak No:22 Kat:1 D:2 Atatürk Bulvarı Ali Kalfa Çarşısı 2 Blok K:3/1 Yeni Mah. Fatih Cad. No:35 K:2 Sabribey Mh. Demirciler Cd. No:2 Kat:2 Niyazi Mahallesi Mısri Cad. Topçuoğlu Apt. No:201/1 No:11 Atatürk Caddesi Eryıldız İş Merkezi K:3 No:44 1.Anafartalar Mh. 1701 Sk. No:9/A Karayolları Arkası Kültür İş Merkezi K:4 No:15 Yunus Nadi Cad. No:86 Armutalan İsmet Paşa Mah. Zafer Cad. Doğa Sok. No:3/1 Şeyh Mahallesi İsmet İnönü Caddesi Zihni Derin İşhanı No: 6/101 Altıntaş Mahallesi 147. Sokç No:5/B Yeni Kayseri Cd. Sahil İşhanı K:5 No:66 Esenbey Mh. Giray Sk.Bahadır İş Merkezi K:1 No:6 Akıncılar Mah. Kültür Cad. Yağcı İşhanı No:4/Z-13 Bahçelievler Mah. Yunus Emre Cad. No:50/A Yerbelen Mahallesi Muğla-Fethiye Karayolu Caddesi Tem Elektrik Blok No: 190 İç Kapı 3 Raufbey Mh. Alparslan Türkeş Cd. Görücüler Sitesi Zemin Kat No: 95 Cumhuriyet Mah. Eti Cad. No:63/1 Çoruh Elektrik Dağıtım A.Ş. Rize İl Müdürlüğü Karaağaç Cad. Özkaynak İşhanı No:60 K:2 Özel İdare İşh. Zemin Kat No. 10 Bamyasuyu Mah. 147. Sok. Stad Apt. B Blok K:7 No:14 Ekici Tekke Çeşme Cd. Nevzat Tekin İşh. No:5/4 Saray Mah. 133 Sokak No:34 Sakarya Cad. Batur Sok. No:36 Şah Mahallesi Hökenek Caddesi Sarıyıldız Pasajı No:27 Perpa İş Merkezi A Blok Kat: 5 No: 130 Sirer Cd. Çitil Apt. K:2 No:8 Kemalpaşa Mh. Ömer Koyuncu Cd. No:3/205 E.L.İ. Ege Linyitleri Müessese Müdürlüğü Atatürk Cad. Yeni Ömerli Mah. Eliyeşil Apt. A Blok K:1 No:7 Belediye İşmerkezi N:604 Yeni Mah. Fevzipaşa Cad. No:9 K:2 Ali Paşa Mah. Mithatpaşa Cad. No:9 K:3 Tepeköy Mh. İnönü Cd. No:58 Tunceli İl Özel İdaresi Müdürlüğü Yılmazlar Mah. Güneş Sok. No. 29/A Köme Mh.Belediye İş Hanı K:3 No:161 Hastane Cad. 1438 Çavuşbalı Sok. Nedimodabaşı Ticaret Merkezi B Blok K:5 No:63 Cumhuriyet Cd. İpekyıldız İş Mrk. No:4/7 Yalova Aşağı Nohutlu Mah. Bahattin Çokdeğerli Cad. Zafer İş Merkezi No :11/3 Tahirkaraoğuz Sokak Birlik İşhanı No:203 Şehitlik Cad. Şehitler Geçidi Beyazoğlu Apt. No:10 K:3 Müftü Mh. Hakkı Cöbek Sk. N:26/3 Tahsin Ünal Mah. Faik Kayserilioğlu Cd. Çakırlar İşh. K: 3 Aras Edaş Kars İl Müdürlüğü Üsküdar Cad. Uras İş Merkezi No:18/4 Topçuoğlu Mah. Belediye Cad. Ekmekçiler İş Merkezi K:1 No:16/5 Merkez/Kastamonu Serçeönü Mah. Ahmet Paşa Cad. Mühendisler İşhanı K:7 No:702 Cevat Efendi Doğan,Orhan Kalkan Hüseyin Ören, Hasan Karacan, Nilgün Elçi, Aytekin Özturhan Gazi Uyanık, Barış Ordu Sait Şahin, Hacı Mehmet Azizoğlu Burak Nalbantoğlu, İbrahim Kovancı Sadettin Ayman Mustafa Arı, Yılmaz Horoz Necmi Kenar, Fikret İlter Mehmet Zeki Hedekoğlu, Bölükoğlu, Didem Ağdağ, Murat Kös eoğlu Abdullah Aydın Mehmet Zafer Önceyiz, Melih Cem Kara, Erdoğan Koldaş, Doruk Yav aş Serhat Ceylan, Murat Taş, Ramazan Dağ Muhammet Yılmaz, Ozan Eryavuz Gürcan Özer İsmail Orkun Yılmaz, Filiz Danış, Engin Karayol, Mehmet Kürşad Ali Babaoğlu, Özlem Bahadır, Yüksel Duruer Cihan Ekebaş, Sibel Songur Hüseyin Seçen, Erkan Acar Volkan Çakır, Barış Türker Arda Candemir, Hasan Döner Ümit Çeliker Ali Göktürk, Mehmet Aydın, Rüstem Koçal, Serkan Birben Salih Börekçioğlu, Halil Atay, Yonca Yeğin, Bilgin Köroğlu Teoman Abrak Mehmet Fatih Can, Ömer Bozdal, Emin Öcalan Doğan Sayar, Emin Ümit Gür Saygın Doğan Ahmet Açar, Rıdvan Erkul Hüseyin Özcan, Ahmet Cem Yazıcı, Alparslan Karaaslan, Elif Erti kmen, Bilge Özkan, Egemen Kılıç Sevgi Yörük, Hüsnü Özdamar, İsmet Çağlayan Tamer Dirmilli, Levent Uğur Yiğiter Cem Tabak, Cumhur Çakır Süleyman Engin, Tuncay Arslan, Mustafa Zahid, Serkan Bilgiç, Öz can Alabaş Hakan İşbilir Cengiz Şimşek, Ali Şevket Sönmez Merve Sağnak, Abdullah Acar, İrfan Yaşar Dukul Sunullah Canbey, Mehmet Nuri Yavuz, Murat Aydıncioğlu, Yalçin T okgöz Ercüment Ekrem Bozkurt, Feridun Toparlak, Rezan Dikici, Gökhan Kaya, Volkan Çelik, Metin Aydın İsa Köker, Murat Yıldırım Hakan Kaya, Nuri Özel Şahin Gökhan Kara, Mustafa Kemal Tezcan, Can Meriç Halil İbrahim Yeşildal İbrahim Etem Özdemir, Hüseyin Nail Zobu Ümit Şimşek Demirel Öncül, Yusuf Turna, Göksel Ubiç Harun Baş, Kenan Atasoy, Tuncay Özkoç, Nizamettin Demirci Ertuğrul Durna, İsmail Hakkı Özcebeci Ahmet Kemaleddin Gülcüoğlu, Kamil Yılmaz, Sevtap Sitti, Özden K oparan Levent Özcan Niyazi Çopur Ömer Ulusoy Mustafa Akgül Ali Kemal Başaran Ergun Sakarya Yaşar Varmaz Gökhan Serdar Özcanlar Kemal Şenışık Hatice Bilge Aksoğan Abdullah Cengiz Demirhan Gözaçan Neslihan Çiçek Fahri Erdinç Ünal Emrullah Tuna Muhsin Tarık Madran Mustafa Gürhan Şenbak Tamer Kaçak Işık Öztürk Mete Önbaşlı Volkan Türkmen Reşat Kundakçı Fatma Aki Ahmet Konuk Mehmet Aygün Hidayet Barbaros Akyüz Azim Şahin Necati Kırmızıtoprak Rüstem Koçak Ekrem Onur Kozan Koray Keseroğlu Goman Sarıyıldız Mustafa Aydın Ahmet Şenyurt Mustafa Usluyüz Taylan Onur Zeybekoğlu Nuri Bayülgen Tamer Özdemir Nejat Bozkurt Doğan Atay Hüsamettin Güner Yılmaz Gök Ercan Arslankeçecioğlu Birol Yıldırım Süleyman Balkan Engin Çetinbaş Selcen Göksel Taşdan Bülent Özgümüş Ömer Bağcıoğlu Mehmet Aşkın Mehmet Ali Karanfil Bünyamin Selvi Nizamettin Kara Ali İyikan Metin Uzunkara Mehmet Erdoğan Mükremin Zülkadiroğlu Ankara İstanbul Ankara Ankara İzmir Eskişehir İstanbul Bursa Diyarbakır Antalya İzmir Diyarbakır Denizli Denizli Denizli İzmir Ankara Mersin İzmir Samsun Denizli Adana Ankara Trabzon Kocaeli İzmir Diyarbakır Ankara Mersin Samsun Diyarbakır İstanbul Ankara İzmir İzmir Mersin İstanbul İzmir Ankara İzmir Diyarbakır İzmir Denizli Diyarbakır Bursa Ankara Kocaeli İstanbul Gaziantep Kocaeli Mersin Trabzon İstanbul Ankara Ankara İzmir Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Konya Kuşadası Kütahya Lüleburgaz M.Kemalpaşa Malatya Manavgat Manisa Mardin Marmaris Milas Muğla Nazilli Nevşehir Niğde Ödemiş Ordu Ortaca Mesleki Denetim Bürosu Osmaniye Polatlı Rize Sakarya Salihli Şanlıurfa Şereflikoçhisar Mesleki Denetim Bürosu Silifke Sinop Şırnak Şişli Sivas Söke Soma Tarsus Tekirdağ Tire Tokat Torbalı Tunceli Turgutlu Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak Keşan Kilis Karadeniz Ereğli Karaman Kars Kartal Kastamonu Kayseri Kemalpaşa

2015 Ekim • Sayı-455 83

ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ FENNİKARİKATÜRLERfennikarikatürler

tayfun akgül

84 2015 Ekim • Sayı-455 ANA SPONSORLAR

SPONSORLAR

® www.hilkar.com Hilkar elektrik PLC HAT TIKAÇLARI UYGULAMALAR :

550 kV a- kadar yüksek gerilimli havai hatlar üzerinden taşınan yüksek frekanslı sinyalleri ( haberleşme, bilgi ) hattın iki başının dışına çıkmasını önlemek ( tıkamak ) için kullanılan hatta seri bağlanan paralel rezonans devresidir.

ÖZELLİKLER :

* Alt frekans : 40-200 kHz, Üst frekans : 90-450 kHz * IEC 60353 standardına uygun * Kısadevre akımlarına dayanıklı * Hafif ağırlıkta olduklarından kolay montaj * Sargı şekli soğutmaya elverişli * Frekans değişikliğinde, hat tıkacını indirmeden yerinde tuning kutusunun değişme imkanı * Kapasitif voltaj trafoları üzerine, mesnet izolatörleri 0.50 mH 50-500 kHz 1250 A 245 kV üstüne ve zincir izolatörlerle asmaya müsait, esnek 31.5 kA / 1s Rb > 570 ohm uygulama imkanı * Sargılar arası yayılmış düşük kapasitans ve yüksek kalite faktörü ( Q ) * 245 kV dan yüksek uygulamalar için korona küreli * Dar bant, geniş bant ve çift bantlı frekans aralığı * Kısadevre sırasında oluşacak aşırı gerilimlere korumalı * Her tür iletkene bağlamaya müsait termimnal yapısı Nominal Akım Kısa Devre Akımı Indüktans (A) (kA/ 1 saniye) (mH) 400 10 - 16 630 16 - 20 800 20 - 25 1000 25 - 31.5 0.10-0.20 -0.32-0.50-1.00 1250 31.5 - 40

1600 40 - 50 2000 50 - 63 Kapasitif voltaj trafosu üzerinde

Zincir izolatörle askıda M esnet izolatörleri üzerinde