F Ü R U Z a N “Sevgi Ve Iyilik Hayatın Gerçek Enerjisidir.”
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
# İstanbulSözleşmesiYaşatır KARTAL KÜLTÜR KARTAL KÜLTÜR SANAT SANAT KKS KARTAL KÜLTÜR SANAT KARTAL BELEDİYESİ EDEBİYAT KÜLTÜR SANAT DERGİSİ - KASIM / ARALIK 2020 Kadın Duyarlılığı KE Arzu Alkan Ateş FÜRUZAN Senli Benli Sibel K. Türker “Sevgi ve Kadın Eli Değmiş Gibi Gamze Güller iyilik hayatın Demirhindi Şerbeti gerçek enerjisidir.” Berna Durmaz Tarihimize Işık Tutan Kadınlardan Şair Nigâr Hanım Rezzan Akçatepe SÖYLEŞİLER Füruzan Nuray Önoğlu İrem Uzunhasanoğlu Nazlı Çevik Azazi Demet Çizmeli Belma Fırat Hülya Soyşekerci Büşra Şahin Ayşe Yazar Barış Pınar Çelebioğlu 6 Ücretsizdir! Kartal Belediyesi Adına İmtiyaz Sahibi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Gökhan Yüksel Melih Yıldız Kartal Belediye Başkanı Dergi Editörü Genel Yayın Yönetmeni Ercan y Yılmaz Adem Uçar Kartal Belediye Başkan Yardımcısı Tasarım Alakarga Yayın Tasarım Yazışma Adresi Çarşı Mahallesi Enis Akaygen Sok. N:9 Yakacık-Kartal/İstanbul Telefon 0 (216) 280 6800 Yayın Kurulu İsmail Biçer KE Dergisinde yayımlanan tüm eserlerin sorumluluğu yazarına aittir. Eserlerinizi Göndereceğiniz Elektronik Posta Faruk Duman KE Dergisinde yayımlanan yazılardan [email protected] Gamze Güller kaynak belirtmek koşuluyla alıntı Mertcan Karacan yapmak serbesttir. Serkan Türk İÇİNDEKİLER Kadınlar ki Yaşamın Gerçek Sahipleri / Gökhan YÜKSEL - Kartal Belediye Başkanı ● 4 Kadın Duyarlılığı / Arzu ALKAN ATEŞ ● 5 Senli Benli / Sibel K. TÜRKER ● 8 Kadın Eli Değmiş Gibi / Gamze GÜLLER ● 12 Anlar / Saniye KISAKÜREK ● 23 Cumhuriyetin İkinci Kuşak Çocuk Hakları Savunucusu: İsmet Kür / Zerrin SARAL ● 24 Suda Batmayanlar / Vuslat ÇAMKERTEN ● 29 Louise Glück Şiiri: Aslında Ördek de Yok / Ayşegül TÖZEREN ● 33 Sosyetenin Gözbebeği / Gül ERSOY ● 36 Kiraz / Ceren TÜRKAVCI ● 38 Türkân Saylan’a Mektup / Aslı Pınar ZORBA YILDIZ ● 39 Orkestra Şefinin Tahribatı/ Zeynep Tuğçe KARADAĞ ● 41 İrem Uzunhasanoğlu ile Söyleşi / Hanife ALTUN ● 42 İki Öykü / Elif ERDOĞAN ● 46 Acının Yediveren Şairi Gülten Akın / Süreyya KÖLE ● 47 Sen Benim Öykülerimsin / Suzan BİLGEN ÖZGÜN ● 51 Rövanş / Petek Sinem DULUN ● 56 Nazlı Çevik Azazi ile Söyleşi / Havva YILMAZ ● 57 Demirhindi Şerbeti / Berna DURMAZ ● 60 Pasifik’e Karşı Bir Bent / Nilüfer ALTUNKAYA ● 62 F Ü R U Z A N Füruzan ile Söyleşi / Demet ÇİZMELİ ● 67 Bitimsiz Bir Umut Öyküsü: Parasız Yatılı / Ayşe YAZAR ● 72 Yaşanmamış Bir Hayat: Servet / Barış Pınar ÇELEBİOĞLU ● 75 Edebiyatta Füruzan Güzelliği / Hülya SOYŞEKERCİ ● 79 Beauvoir’ın Merceğinden Füruzan Öykücülüğünde Kadınlık İnşası / Belma FIRAT● 83 Benim Sinemalarım Yanlış İzlendi / Büşra ŞAHİN ● 98 Füruzan’ın Oyunlarına Dramaturjik Bir Yaklaşım / Demet ÇİZMELİ ● 100 Tarihimize Işık Tutan Kadınlardan, Şair Nigâr Hanım / Rezzan AKÇATEPE ● 111 Kızöldün! / Meltem VATAN DEMİRCİ ● 114 Güneydeki Pencere / Dilek BİLGE ● 116 Taş / Hülya ACET ● 118 Bulaşık Makinesi / Özlem ŞAN ● 119 Okuma Notlarım: Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerine / Şengül CAN ● 121 Mayıs Sıkıntsı / Derman GÜLMEZ ● 123 Kar Suçu / Emel İRTEM ● 125 Kıyam / Birgül SEVİNÇLİ ● 126 “Domani Yani Yarın Demek” Türkân İldeniz / Nalan Çelik ● 127 Sultan’ın Rüyası / Meltem KOFOĞLU ● 132 Nuray Önoğlu ile Söyleşi / Havva YILMAZ ● 134 Kuşlar Biliyor / Güzzin Y. ŞAHİNLER ● 137 Ekseni Yeniden Programlayan Sarmal / Meltem DAĞCI ● 138 Süt Kardeşim / Aysun ÜNDAL ● 142 Çocuk Edebiyatında Felsefe / Demet EKMEKÇİOĞLU ● 144 Kitaplar Arasında ● 146 Filmler Arasında ● 147 Kadınlar ki Yaşamın Gerçek Sahipleri GÖKHAN YÜKSEL KARTAL BELEDIYE BAŞKANI İki aylık periyotlarla yayımladığımız KE, 6. sayısıyla birinci yı- lını doldurmuş bulunuyor. Dergimiz ilk sayısından itibaren, yayın çizgisindeki niteliği bozmadan bugüne gelmeyi başardı; edebiyat ve sanatseverlerin aradığı bir dergi oldu. Bu nedenle; dergimizin mut- fağında yer alan değerli yazarlarımızı ve şairlerimizi yürekten kutlu- yorum. Bu başarıyı onların içten ve özverili çalışmalarına, ürünleriy- le katkılarını esirgemeyen değerli kalemlerimize borçluyuz. Dergimizin 6. sayısını tamamen kadın edebiyatçılarımıza ayırdık. Ülkemizde kadına yönelik erkek şiddetinin her geçen gün arttığını görüyoruz. Bu durum bizleri derinden etkiliyor, üzüyor, kahrediyor. Oysa kadınların, yaşamın gerçek sahipleri olduğuna inanıyoruz, on- lara yönelik her türlü şiddeti, baskıyı kınıyoruz. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde de öncesi ve sonrasında da bunu haykıracağız! Kadınların olmadığı yerde üre- timin, üretimin olmadığı yerde insana ait güzel ve yüce değerlerin olması mümkün değildir. Çağdaş edebiyatımızın önemli isimlerinden Füruzan, toplumun ezilmiş, hakkı yenmiş, duyarlı iç dünyaları keşfedilmemiş insanları- mızı başarılı bir şekilde dile getirmiştir. Bundan dolayı, 6. sayımızın konuğu olması bizlere sonsuz anlam ve mutluluk vermiştir. Gerek değerli konuğumuz hakkında, gerek kadınların edebiyat, sanat ve toplumdaki yeri üzerine metinlerini, öykülerini, şiirlerini ve desen- lerini dergimiz okurlarıyla paylaşan edebiyatçılarımıza teşekkürleri- mi sunuyorum. 2021’de, 7. sayımızda buluşuncaya kadar, her türlü şiddetten uzak, sağlıklı, edebiyat ve sanat dolu nice günler ve güzellikler dilerim. 4 KADIN DUYARLILIĞI Arzu ALKAN ATEŞ “Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!” Virginia Woolf Bir okur olarak listemdeki kadın yazarların sayısı bundan yirmi yıl önce maalesef çok değildi. Leyla Erbil, Sevim Burak, Tomris Uyar, Selçuk Baran, Nezihe Meriç, Gülten Akın, Nilgün Marmara, Sevgi Soysal, Tezer Özlü, Füruzan… Türk kadın yazar ve şairler içinde okuduğum dillerine, anlatımlarına hayran kaldığım yazarlardı. Elbette bu yazarların eserleriyle tanışmam ancak üniversite yıllarında ve daha sonraki yıllarda yaptığım okumalar sayesinde mümkün oldu. Kendilerini var etmek için edebiyatı seçmiş olmaları ve erkek yazarların egemen olduğu bir ortamda verdikleri mücadele takdire değerdi. Bununla birlikte her biri bir dil ustasıydı. Yazmakla kalmayıp edebiyatta çığır açmayı başarmışlardı. Bu topraklar nice kadın anlatıcıya ev sahipliği yaptı. Ninelerimizin, annelerimizin anlattığı masallarla, hikâ- yelerle büyümedik mi? Onların dilindeki büyü hayal gücümüzü beslemedi mi? Anlatmak bir ihtiyaçtı. Ve kuşaklar arasındaki bağ bu adsız anlatıcılarla kuruldu. Hiçbirinin ismi edebiyat tarihinde anılmasa da kalplerimizdeki yerleri bakiydi. Modern dünya kendi kadın anlatıcılarını yarattı. Onlar ninelerinden, annelerinden el almıştılar. Anlatmanın büyüsüne kapılmıştılar bir kere. Ve anlatılanın… Bir sorun vardı. Yeni teknikler, yeni beceriler edinmeliydiler. Erkeklerin başat olduğu bir ortamda kendi dillerini yarata- rak seslerini duyurmalıydılar. Öyle de yaptılar. Her biri bir ses oldu. Onların sesi yazmaya hevesli, yeni yetme bir edebiyatsever olan bana kadar ulaştı. Ve o ses hem hayranlık hem bir korku yarattı bende. Ley- la Erbil’in Cüce’sini, Hallaç’ını, Sevim Burak’ın Yanık Saraylar’ını ilk okuduğumda duyduğum hayranlığa büyük bir umutsuzluk da eklendi. Asla onlar kadar iyi yazamayacaktım. O zaman yazmanın bir anlamı yoktu. Bu kaçışın en önemli nedeni gereksiz yer işgal etmekten çekinmemdi. Ama içinize yazmak kurdu girmişse, döner dolaşır, masanın başına yeniden oturursunuz. Nezihe Meriç’in, Tomris Uyar’ın hikâye anlatma biçiminden, Gülten Akın’ın dili kullanma becerisinden, Nilgün Marmara ve Tezer Özlü’nün sa- mimiyetinden etkilenir, ama kendinize şöyle dersiniz, kendi sesini bulmalısın! Yazdıklarınızı yırtar atar- sınız. O kurt yok mu? İçinize girmiştir bir kere. Yeniden yeniden denersiniz. Ta ki kendi sesinizi duyana kadar. Yazma serüvenimde adını saydığım kadın yazarların bana en büyük katkısı şuydu: İnanmak. Vaz- geçmemek. Koşullar ne olursa olsun yazmayı bırakmamak. Elbette birkaç cümleye yaşadığım sancıları sığdırmam mümkün değil. Ve daha kaç fırın ekmem yemem gerekiyor kim bilir? İyi ki diyorum yolun 5 Leylâ Erbil Gülten Akın Selçuk Baran Sevgi Soysal başında onlarla tanıştım. Edebiyatın duyguları kâğıda dök- yazarla okur arasındaki mesafe bir düğmeye basmakla aşıla- me işinden çok daha fazlası olduğunu onlardan öğrendim. mıyordu. O yüzden ulaştığım her ayrıntı benim için büyük Usta çırak ilişkisi de denilebilir bu duruma. Ne yazık ki hiç- bir mutluluk oluyordu. biriyle tanışma fırsatım olmadı. Karşılarına geçip de onlara Yıllar geçti. Öğrencilik bitti. Yazma uğraşı sürdü. İyi kötü duyduğum sevgiyi ve hayranlığı dile getiremedim. Birçoğu metinler ortaya çıktı. Kimi dergilerde kendine yer buldu, zaten erken göçtüler. Derken üniversite yıllarında bir yazar kimi bulamadı. Yeni yazarlar, yeni söylemler keşfetme mera- hocam oldu. Nazan Bekiroğlu’nun o yıllarda Nun Masalları kım hiç geçmedi. Ve günün birinde adlı hikâye kitabı çıkmıştı. Ayrı- elime Ayfer Tunç’un Aziz Bey Ha- ca haftada bir, ulusal bir gazetede disesi kitabı geçti. Buraya bir mim denemeleri yayımlanıyordu. Hep koyup şunu söylemeliyim. Bu ya- şunu düşündüm, bizlere bela- zının başına oturduğumda niyetim gat anlatan, günlük hayatın hay Ayfer Tunç ve eserleri hakkında huyuna kapısını kapatarak oda- yazmaktı. Ancak Ayfer Tunç’la ta- sına çekilen Nazan Bekiroğlu bu nışana kadar okuduğum ve bes- güzel hikâyeleri yazma gücünü lendiğim kadın yazarları anmadan nereden buluyordu. Yani yazar edemedim. Gelelim Ayfer Tunç’a ve fildişi kulesinde yaşamak zorun- Aziz Bey Hadisesi’ne. Kitabı Kara- da değil miydi? Teşbih sanatının deniz’e bakan evimin balkonunda öğelerini biz öğrencilerine anlat- okuduğumu hatırlıyorum. On yıl tıktan sonra kendine çekilip en kadar önce, hâlâ kitapevlerinden güzel teşbihleri kurabiliyordu. kitap alındığı bir dönemde, girdi- Ama nasıl? Hiç unutmam bir gün ğim kitapçıdan elimde Aziz