View metadata, citation and similar papers at core.ac.uk brought to you by CORE

Gördüklerim, duyduklarım provided by Istanbul Sehir University Repository Halepteki sürgünler

Halepteki evimiz Abdülhamidin baş marifeti, se­ mağı şakağında, gece yarısına ka­ bepli sebepsiz yere kuşkulandığı, dar tefekkürattan sonra (fatalite) öfkelendiği kimseyi sürgüne sürmek, deyip aradan çıkıveriyor. garibi şu ki yüksek rütbelilerin de Heyet ilmine dair (Melekûtî) kimini valilikle, kimini kumandan­ isimli çok mühim bir eser sahibi lıkla, kimini de ikamete memuren olan erkânı harp livası ve Emlâki İstanbuldan aşırmaktı. seniye Nazırı Saffet paşa eski men­ Misalleri sadrı esbaklardan, vü­ filerden, İstanbul burnunda tüten­ kelâ ve vüzeradan getirelim: lerdendi. Tosun Paşazade mirliva İzmir valisi Kıbrıslı Kâmil paşa, Küçük Ali paşa hakeza... Girid vali ve kumandanı Cevad pa­ Kafile bitmedi, daha sayacağız: şa, Selânik valisi Haşan Fehmi pa­ Paşmakçızade Aziz Molla beyin şa, Bursa valisi Münir paşa, Trab- önce Bağdada kadar aşıp sonra lusgarp vali ve kumandamı Recep Halepte karar kılışı, teşehhüd mik- paşa, Suriye valisi Nâzım paşa, Hi­ darı padişahlık eden beşinci Mura­ caz demiryolları inşaatına memur da baş imam oluşundan. Ense kel- Kâzım paşa, ¡İh... leli, gayet yakışıklı, pek miri kelâm Avrupa firarilerde münasebeti. bir zattı. Jön Türk kafalılarla ünsiyeti sezilen Arabiyat, Farsiyat, edebiyatta veya tahmin edilenlerin menfası derya. (Makamatı Harirî, Şehnamei Trablusgarptı. Atebeye sadakat ve Firdevsî, Divanı Fuzuli, hattâ Eş'arı ubudiyeti mefkud olanlarınki Hicaz, Muallim Naci ezberinde. Cüssesinin Bağdad, Basraydı. Devrin son on adamı ve pehlivanlığı da. beş senesindeki klâsik mahalli so­ Bir gün sarığını, cübbesini atıp rarsan Halep. emekdarımız Çatalcalı Hüseyin ça­ Bizim oraya gittiğimiz 189 7 yı­ vuşla öyle bir kapışmıştı ki göğüs lında mevcudlardan kimler sürgün çaprazları, kaz kanatları, boyundu­ değil? ruklar sıvırya. En başta vali Köse Raif paşa. İffet beyin çilesi Moskof Hazret vezir rütbeli olduğu. Ticaret harbinde Anadolu ordusunda bulu­ ve Ziraat Nazırlığı, iki defa da rü­ nurken bilmem kiminle arasının şe­ sumat eminliği ettiği halde gene kerrenkliği; daha doğrusu Beyler- mimli. Zira Mitat paşanın Tuna va­ beyli Hasip paşa damadı oluşu. Ha- liliğinde evrak müdürlüğünü, Bağ­ sip paşa Abdülmecid ve Abdülâziz dad valiliğinde muavinliğini eden zamanlarında Evkaf, Maliye Nazır­ adam. lığı edçn vükelâdandır. Onun ka­ Askeri kumandan Etem paşa. bahati de hür fikirliliği. 1877 Rus harbine ola­ Erkânı harp kaymakamı Manas­ rak girip meşhur Plevne’ye erzak tırlı Rıfat beyin nekbetine gelince: yetiştirmek için ablokayı yararken Namık Kemalin hayranlarındanmış. başmdam yaralanmış. Griviça tab­ Piyesler yazıp Gedikpaşadaki Güllü yasında da caesaret göstererek kısa Agop tiyatrosunda oynatmış. Dili­ bir zamanda olmuş. Gelgele- ne de perhizsiz. lim hâlâ şüpheli; çünkü fi tarihin­ Eski tabir veçhile: (Camiüsseyfi de serasker Hüseyin Avni paşaya j vel kalem) lerdendi. Gençliğinde yaverliği var. Maraş ve Zeytun ¡Galatanın Çakanoz, Maltız kaba- vakasını bastırması ve 1897 de baş-i dayılarını yalın kılıçla kaçırdığı, sa- kumandanlık ettiği Yunan harbini vşalarda en ileri hatlara saldırdığı kazanması üzerine damgalılıktan için (Zorlu zabit) derlermiş. kurtulmuş ve İstanbula kavuşabil- Merhumun: (Ya gazi, ya şehid), mişti. (Görenek), (Nedamet) gibi bizzat Etem paşanın Tisalya hududuma yazdığı ve: (Kölemenler), (Delile) gidişinden sonra Halepte yerine ta­ gibd arkadaşı gene erkâm harp kay­ yin edilen Ali Muhsin paşa, müşı- makamı Haşan Bedreddin beyle randan Kel Haşan paşanın oğlu; (sonra paşa olmuştu) müştereken delikanlılığında mirasyediliği ile kaleme aldığı piyeslerden başka şöhretli. (Hal de terfi) ettiği için (Çanta) adlı mecmuası, (Meca- taşraya aparılmış, senelerce mira­ mıüledep), (Hacei Lisanı Osma- laylıkta kalmış. nî), (Manzum İlmihal) başlıklı mat­ (Hal’de terfi) demek, Abdülâ- bu eserleri, haftalık (Malûmat) ga­ zizan tahttan indirilişini müteakip zetesinde Arapçadan tercüme şiir­ rütbe alış. Bu zümreye dahil olan­ leri vardır. ların hepsi, sicilleri yoklanarak Dağıstanlı Behaeddin beyle ağa- (her halde hizmeti sebkat etmiş­ beysi Gayyur saray yaverlerin­ tir) diye Istambuldan dehlenmiş- den mi, yoksa tüfekçilerden mi ney­ ler. Ali Muhsin paşanın demin miş) Üstlerine esmayı sıçrattıkları bahsd geçen Maraş ve Zeytun hâ­ için Halepte ikamete memur idiler. diselerindeki yararlığı hemen liva- Behaeddin bey gayet erkek gü­ lıga, ardından ferikliğe ve yaveri zeli ve yamanma silâhşordu. Karşı­ şehriyarîliğe ermesine vesile ol­ ya meteliği koy, silâhını çeker çek­ muştu. mez şıppadak ortasından vursun. Kaynatası gibi silleye uğramışlar­ Evinde kaplan ve ayı yavruları bes­ dan olan damadı kolağası Çerkeş ler, gümüş saplı kırbacile fiyakalı Mehmed Nuri bey, çocukluk arka­ fiyakalı gezerdi. . daşım ve Filistin cephesinin yiğit şe­ Kaymakam Çerkeş İsmail bey o hidi Haletin babasıydı. pür melâl halinde, ellisinden sonra Süvari feriği İzzet Fuad paşa şair olmuş, hasta karısı için: Keçecizade Büyük Fuad paşanm (Beni düşündürüyor zayıf Müdri­ torunuydu. Binbaşılığında Paris’te kemin düşüncemesi) diye başlıya« ataşemıliterken bir sosyetede Ab- şiirleT yazmıştı. dülhamidi tahkir eden namlı bir Bir de şeyh Sanı isminde Çin düellocunun suratına eldiven ata­ müslümanlarmdan, Özbek takkeli, rak (Hodürü meydan I) demiş. Sin- köse sakallı, kolları uzun hırkalı bir ru canevinden yaralayınca he- zatı şerif vardı. İstanbulda iken cı- ın İstanbula çağırılıyor. Rütbe fir ve remil ile meşgul olduğu ha­ •he üstüne ve (Istabli âmire) Na- ber alınması ve Ebülhuda efendinin -- Eion oluyor. ayaklanması üzerine çalyaka edile­ dolaşırken külhanvari cücük püs­ Tek duramayıp hünkâra verdiği rek Halebe yollanmış. küllü talebeleri görünce, öfkeli öf­ ıslahat lâyihası ona Halebi boy- Şeyh Bekir zaviyesinin yakınında keli başlarmış: jş. Fransızcayı yutmuşlardan, oturur, Abdülhamidin tepetaklak — Efendiler., içinizden bazıları, dilde kitap, makale yazmışlar- olmasına teşbihler çekerdi bazıları omuzdaş püskülü takıyor­ mizaçça dünyayı vıza sayan- Bize yol yoldaşlığı eden İffet tey­ iandı. sunuz. Biz onları koparacağız!., zenin ehli topçu binbaşısı Hilmi be­ ¡Sınıf işin alayında: Deryadilliğine bir misal: Günün yin kara yazısı ise Kuleli idadisin­ — İşallah ¡şal]ah işallahl. birinde İstanbuldan bir telgraf alı­ de dahiliye zabiti iken, Mekâtibi — Malûm a şakam yoktur banim, yor. Büyük kızı altıpatları çekme­ askeriye Nazırı meşhur Süleyman hepinizi izinsiz bırakırım ha!.. den rafa korken, dağlara taşlara paşanın dnhasile terfii rütbe edişi. —— İşallah işallah işallah!.. menhus patlayıvermiş; civancağız Rahmetli babam Çengelköyümde- —- Amma sooıra pişman olacak­ O anda bîıuh. ki Mahreç mektebi hâtıralarını an­ sınız ... Paşa hemen odasına kapanıyor. latırken söylerdi: Hilmi beyin (Pü- — İşallah işallah İşallahl.. Bir elinde tabanca, öteki elinin par- lü) diye lâkabı varmış. Dershaneleri Sermed Muhtar Ahu i

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

001581131010