Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dali

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dali T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI TÜRKİYE SELÇUKLU DEVLETİ VE DÂNİŞMENDLİ BEYLİĞİ ARASINDAKİ ASKERİ, SİYASİ VE SOSYAL İLİŞKİLER (1092-1178) Esra ÇEÇEN 1130204013 YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN Yrd.Doç.Dr.Abdullah BAKIR ISPARTA-2017 ii iii ÖZET (ÇEÇEN, Esra, Türkiye Selçuklu Devleti ve Dânişmendli Beyliği Arasındaki Askeri, Siyasi ve Sosyal İlişkiler (1092-1178), Yüksek Lisans Tezi, Isparta, 2017) Malazgirt Savaşı’nın kazanılmasından sonra Anadolu’ya gelen Dânişmend Gazi tarafından kurulan Dânişmendli Beyliği ile Alp Arslan’ın ölümüyle birlikte Anadolu’ya gelen Kutalmışoğlu Süleymanşah’ın kurduğu Türkiye Selçuklu Devleti zamanla bulundukları bölgelerde çok büyük bir güce kavuşmuşlardır. Bu iki Türk hanedanlığı Anadolu’nun Türkleşmesinde çok önemli bir rol oynamış olup, bu dönemde Türkistan’dan gelen Türkmenler Anadolu’ya yerleştirilerek Anadolu’nun bir Türk yurdu olması sağlanmıştır. Bu iki Türk hanedanlığının yaptıkları fetih hareketleri Bizans’ın bölgedeki egemenliğini tehdit etmeye başlayınca, Bizans, Türkleri Anadolu’dan atmak amacıyla Avrupa’dan yardım istemek zorunda kalmıştır. Ancak Bizans’ın bu yardım isteği, papalığın kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesi ile birlikte haçlı seferlerine dönüşmüştür. 1097 yılında meydana gelen haçlı seferi neticesinde Türkiye Selçuklu Devleti, başkenti İznik’i kaybetmesinin ardından ittifak kurduğu Dânişmendliler ile birlikte haçlılara karşı mücadele ettikleri Dorylaion Savaşı’nda da başarıya ulaşamamıştır. Bu haçlı seferi neticesinde haçlılar; Dük Godefroi de Bouillon’nun kurduğu Kudüs Krallığı’na (1099-1187); Baudouin de Boulogne’nin kurduğu Urfa Haçlı Kontluğu’na (1098-1146); Bohemund’un kurduğu Antakya Haçlı Kontluğu’na (1098-1268) ve Kont Raymond de Saint Gilles’in kurduğu Trablusşam Kontluğu’na (1102-1288) sahip olmuşlardır. 1097 Yılı Haçlı Seferi’nin yaraları Anadolu’da henüz sarılmadan Anadolu’ya yeni haçlı orduları gelmeye başlamıştır. Antakya Prinkepsi Bohemund’un Dânişmend Gazi tarafından esir edilmesi üzerine bu durumu bahane ederek harekete geçen haçlı ordularını, 1101 yılında Dânişmendli-Türkiye Selçuklu müttefik ordusu sırasıyla; Merzifon, Konya ve Ereğli’de bozguna uğratmışlardır. Haçlılara karşı birlikte mücadele eden bu iki Türk hanedanlığı Malatya’yı ele geçirip, Anadolu’da birinci güç olmak amacıyla zaman zaman birbirleriyle de savaşmışlardır. Kimi zamanda aralarında akrabalık bağı kurarak birlikte hareket etmişlerdir. Bu duruma örnek olarak Dânişmend Gazi’nin ölümü üzerine yerine geçen Emîr Gazi’nin kızını I. Mesud ile evlendirerek iv onunla akrabalık kurması gösterilebilir. Bu dönemde, iki hanedanlık arasındaki ilişkiler iyice artmış olup, Emîr Gazi Türkiye Selçuklu Devleti’nin taht mücadelelerine karışarak, damadı I. Mesud’u desteklemiştir. O, bu nedenle Şahinşah’ın Türkiye Selçuklu tahtından indirilmesi ve yerine damadı I. Mesud’un getirilmesi için bir hayli çaba sarf etmiştir. Şüphesizki Emîr Gazi’nin bunu yapmasındaki temel amaç Türkiye Selçuklu Devleti’ni kendine tabi kılarak Dânişmendli Beyliği’ni Anadolu’daki en üstün güç yapmaktır. Emîr Gazi bu siyasetini başarılı bir şekilde uygulamış olup, bu dönemde Dânişmendli Beyliği, Anadolu’daki en üstün güç haline gelmiştir. Kayınpederi Emîr Gazi’nin ölümüyle birlikte Sultan I. Mesud, Dânişmendlilerin otoritesi altından kurtulmuş olup, bu beyliğe yönelik siyasetini de değiştirmiş olsa da bu durum fazla uzun sürmemiştir. Emîr Gazi’nin yerine geçen oğlu Melik Muhammed’e karşı ilk önce Bizans ile ittifak yapan Sultan I. Mesud, kayınbiraderi Melik Muhammed’in barış teklif etmesi üzerine gerek aralarındaki akrabalık bağı gerekse Türk mefkûresi ve İslam’daki cihat anlayışı gereği bu ittifaktan vazgeçmiştir. Dânişmendli Beyliği, Melik Muhammed’in ölümüyle birlikte Kayseri, Sivas, Malatya merkez olmak üzere üç kola ayrılmıştır. Beylik üç kola ayrıldıktan sonra bir daha eski gücüne kavuşamamıştır. Her ne kadar beyliğin üç kolunun hükümdarları Nureddin Mahmud ve Bizans İmparatoru Manuel Komnenos ile yaptıkları ittifaklar sayesinde bir süre daha ayakta kalabilseler de bu durum fazla uzun sürmeyip, beyliğin üç kolu Sultan I. Kılıç Arslan tarafından sırayla ortadan kaldırılmıştır. Anadolu’da kuruldukları dönemde çok önemli olan bu iki Türk hanedanlığının askeri, siyasi ve sosyal ilişkilerini ele aldığımız “Türkiye Selçuklu Devleti ve Dânişmendli Beyliği Arasındaki Askeri, Siyasi ve Sosyal İlişkiler (1092-1178)” adlı yüksek lisans tezinin ilk bölümünde; Türkiye Selçuklu Devleti’nin ve Dânişmendli Beyliği’nin menşeileri ve kuruluşları, ikinci bölümünde; Sultan I. Kılıç Arslan dönemi Türkiye Selçuklu Devleti ile Dânişmendli Beyliği arasındaki askeri, siyasi ve sosyal ilişkiler, üçüncü bölümünde; Sultan Şahinşah ve Sultan I. Mesud dönemi Türkiye Selçuklu Devleti ile Dânişmendli Beyliği arasındaki askeri, siyasi ve sosyal ilişkiler, dördüncü bölümünde; Sultan II. Kılıç Arslan dönemi Türkiye Selçuklu Devleti ve Dânişmendli Beyliği arasındaki askeri, siyasi ve sosyal ilişkiler ile Dânişmendli Beyliği’nin Kayseri, Sivas ve Malatya kollarının Sultan II. Kılıç Arslan tarafından ortadan kaldırılmaları ele alınmıştır. v Anahtar Kelimeler Türkiye Selçuklu Devleti, Dânişmendli Beyliği, Askeri İlişkiler, Siyasi İlişkiler, Sosyal İlişkiler. vi ABSTRACT (ÇEÇEN, Esra, The Military, Political and Social Relations between Turkey Seljuk State and Danishmend Principality (1092-1178), Master Thesis, Isparta, 2017) Danishmend Principality, founded by Danishmend Ghazi who has came to Anatolia after winning the Malazgirt Battle, and the Turkey Seljuk State, founded by Kutalmisoglu Süleymanshah who has came to Anatolia after the death of Alp Arslan, have gained a great deal of power in the regions they located in progress of time. These two Turkish dynasties have played a crucial role in the Turkicization of Anatolia and The Turkmen coming from Turkmenistan were placed in Anatolia to ensure Anatolia to be a Turkish homeland. As the conquest movements of these two Turkish dynasties began to threaten the rule of the Byzantine in the region, Byzantine had to seek help from Europe in order to remove the Turks from Anatolia. However, the request of this Byzantine help; with the movement of papacy in the direction of its own interests, has become a crusade. As a result of the crusade that took place in 1097, Turkey Seljuk State have not achieved in the Battle of Dorylaion, in which they have fought against the crusaders together with the Danishmends, who have formed an alliance after losing the capital, İznik. As a result of these crusades, the crusaders has owned; The Kingdom of Jerusalem founded by Duke Godefroi de Bouillon (1099-1187); The Urfa Crusade Earldom founded by Baudouin de Boulogne (1098-1146); The Antioch Crusade Earldom founded by Bohemund (1098-1268) and The Tripoli Earldom founded by Raymond de Saint Gilles (1102-1288). Before the wounds of the 1097 Year of the Crusade were yet to be embraced in Anatolia, new crusaders began to come to Anatolia. Upon The Antioch Princeps Bohemund was captured by Danishmend Ghazi, the Danishmend-Turkey Seljuk allied armies have defeated the crusaders armies by order of in Merzifon, Konya and Ereğli, by using this capture as an excuse. These two Turkish dynasties, fighting together against the Crusaders, fought against each other from time to time to take over Malatya and become the first power in Anatolia. Sometimes they acted together by forming a kinship between them. As an example of this situation; Emîr Ghazi, who has replaced with Danishmend Ghazi after his death, by marrying his daughter to I. Masud and establishing a kinship with him can be shown. During the period of Emîr Ghazi, the vii relations between the two dynasties have increased for this reason and Emîr Ghazi has supported his brother-in-law, I. Masud, by interfering with the throne struggles of Turkey Seljuk State. For this reason, he has made a great effort for the removal of the Şahinşah from the throne of Turkey Seljuks and the replacement of him with his brother-in-law, I. Masud. Undoubtedly, the main purpose of this is to make Danishmend Principality the most superior power in Anatolia by subordinating the Turkey Seljuk State to itself. Emîr Ghazi successfully implemented this policy and in this period Danishmend Principality became the supreme power Anatolia. With the death of his father-in-law Emîr Ghazi, Sultan I. Masud was freed from the authority of the Danishmends and changed his politics to this principle, but this did not last long. Sultan I. Masud, who has first allied with the Byzantium against his son Malik Muhammad, who has been replaced with Emîr Ghazi, has abandoned the necessity of the kinship between them and his understanding of jihad in Islam and Turkish ideology as a result of his brother-in-law Malik Muhammad offering peace. The Danishmend Principality has been divided into three branches, namely Kayseri, Sivas and Malatya centered, along with the death of Malik Muhammad. After the principality has been divided into three branches, it could not be able to reach its former power again. Though the ruler of the three branches could survive for a while due to the alliances that they have made with Nureddin Mahmud and the Byzantine Emperor Manuel Komnenos, this did not last long and the three branches were removed by Sultan I. Kilij Arslan respectively. In the first chapter of the master thesis, “The Military, Political and Social Relations between Turkey Seljuk State and Danishmend Principality (1092-1178)” titled, we have discussed the military, political and social
Recommended publications
  • Anadolu'da Moğol Istilasının Başlangıcı Ve Kadim Şehir Erzurum
    ANADOLU’DA MOĞOL İSTİLASININ BAŞLANGICI VE KADİM ŞEHİR ERZURUM Dr. Öğr. Üyes Gonca SUTAY ANADOLU’DA MOĞOL İSTİLASININ BAŞLANGICI VE KADİM ŞEHİR ERZURUM Dr. Öğr. Üyesi Gonca SUTAY* * Iğdır Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, e-mail: [email protected] Copyright © 2020 by iksad publishing house All rights reserved. No part of this publication may be reproduced, distributed or transmitted in any form or by any means, including photocopying, recording or other electronic or mechanical methods, without the prior written permission of the publisher, except in the case of brief quotations embodied in critical reviews and certain other noncommercial uses permitted by copyright law. Institution of Economic Development and Social Researches Publications® (The Licence Number of Publicator: 2014/31220) TURKEY TR: +90 342 606 06 75 USA: +1 631 685 0 853 E mail: [email protected] www.iksad.net It is responsibility of the author to abide by the publishing ethics rules. Iksad Publications – 2020© ISBN: 978-625-7954-42-6 Cover Design: İbrahim KAYA February / 2020 Ankara / Turkey Size = 16 x 24 cm İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ ...................................................................................................... 5 GİRİŞ......................................................................................................... 7 Şehrin Tarihi Coğrafyası ................................................................. 7 Tarih Boyunca Erzurum’a Verilen İsimler ...................................... 8 I. BÖLÜM ...........................................................................................
    [Show full text]
  • The Collapse of Rural Order in Ottoman Anatolia the Ottoman Empire and Its Heritage Politics, Society and Economy
    The Collapse of Rural Order in Ottoman Anatolia The Ottoman Empire and Its Heritage Politics, Society and Economy Edited by Suraiya Faroqhi Halil İnalcık Boğaç Ergene Advisory Board Fikret Adanır – Antonis Anastasopoulos – Idris Bostan Palmira Brummett – Amnon Cohen – Jane Hathaway Klaus Kreiser – Hans Georg Majer – Ahmet Yaşar Ocak Abdeljelil Temimi VOLUME 61 The titles published in this series are listed at brill.com/oeh The Collapse of Rural Order in Ottoman Anatolia Amasya 1576–1643 By Oktay Özel LEIDEN | BOSTON Cover illustration: Graving: J.B. Hilair & J.A. Pierron, in M. Le Comte de Choiseaul-Gouffier, Voyage pittoresque de la Grèce (adapted by Harun Yeni). Library of Congress Cataloging-in-Publication Data Names: Özel, Oktay, author. Title: The collapse of rural order in Ottoman Anatolia : Amasya 1576-1643 / by Oktay Özel. Description: Boston ; Leiden : Brill, [2016] | Series: The Ottoman Empire and its heritage ; v. 61 | Includes bibliographical references and index. | Description based on print version record and CIP data provided by publisher; resource not viewed. Identifiers: LCCN 2015047908 (print) | LCCN 2015046558 (ebook) | ISBN 9789004311244 (E-book) | ISBN 9789004309715 (hardback : alk. paper) Subjects: LCSH: Amasya (Amasya İli, Turkey)—History. | Amasya İli (Turkey)—History. | Turkey—History—Ottoman Empire, 1288–1918. Classification: LCC DS51.A45 (print) | LCC DS51.A45 O94 2016 (ebook) | DDC 956.3/8—dc23 LC record available at http://lccn.loc.gov/2015047908 Want or need Open Access? Brill Open offers you the choice to make your research freely accessible online in exchange for a publication charge. Review your various options on brill.com/brill-open. Typeface for the Latin, Greek, and Cyrillic scripts: “Brill”.
    [Show full text]
  • Selçuklu-Gürcü Mücadelelerinde Bir Dönüm Noktası: Didgori Savaşı (1121) Ve Sonuçları*
    TAD, C.35/S.60,2016,s. 73-96 Selçuklu-Gürcü Mücadelelerinde Bir Dönüm Noktası: Didgori Savaşı (1121) ve Sonuçları∗ A Milestone in the Seljuk-Georgian Conflicts: The Battle of Didgori (1121) and Its Results Erhan ATEŞ∗∗ Makale Bilgisi Article Info Başvuru: 9 Ağustos 2016 Recieved: August 9, 2016 Kabul: 8 Eylül 2016 Accepted: September 8, 2016 Özet XI. yüzyılın başlarından itibaren başlayan Selçuklu-Gürcü ilişkileri çok sayıda çatışmaya sahne olmuştur. Selçuklular bölgeye geldikten sonra kısa bir süre içerisinde Gürcülere üstünlüklerini kabul ettirmişlerdir. Ancak IV. David’in başa geçmesinin ardından bu durum tam tersine dönmüştür. İlk olarak içerideki problemleri halleden Gürcü Kralı, daha sonra yönünü dış politikaya çevirmiştir. Selçuklulara karşı seferlere girişen IV. David, çok sayıda askerî zafer kazanmıştır. David’in başa geçişiyle başlayan Gürcü yükselişi, 1121 yılındaki Didgori Savaşı ile zirveye ulaşmıştır. Didgori Savaşı’nı kazandıktan sonra cesaretlenen Gürcü ordusu, yönünü Müslümanların yaklaşık 400 yıldır kontrol ettiği Tiflis’e çevirmiştir. 1122’de Tiflis’i ele geçiren IV. David, burayı başkent yapmıştır. Didgori Savaşı neticesinde bölgesel bir güç haline gelen Gürcü Krallığı dağınık haldeki topraklarını birleştirmiştir. Anahtar Kelimeler: Gürcüler, Selçuklular, Kıpçaklar, Didgori Savaşı, Tiflis ∗ Bu makale Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih (Ortaçağ) Anabilim Dalı’nda 2015 yılında tarafımızdan yazılmış olan “XII-XIII. Yüzyıllarda Güney Kafkasya’da Kıpçaklar” başlıklı yüksek lisans tezinden üretilmiştir. ∗∗ Arş. Gör., Ankara Üniversitesi, Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi, Tarih Bölümü, Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalı, [email protected] 74 Erhan ATEŞ Abstract The relationships between Seljuk-Georgian, which started in beginning of the 11th century, witnessed lots of clashes. A short time after coming to the area, Seljuks made the Georgians accept their superiority.
    [Show full text]
  • The Great Seljuqs
    The Great Seljuqs This book provides a broad history of the Seljuq Turks from their origins and early conquests in the tenth century, through the rise of the empire, until its dissolution at the end of the twelth century. Where the history of the Seljuqs is usually studied in the context of medieval Persian, Arabic or Islamic history, this book considers the subject from the perspective of Turkish history. Examining the corpus of academic work on the period and how Turkish historiography has interpreted and understood the Seljuqs, the author demonstrates how the Great Seljuq Empire can be considered not only in a historical context, but as the instigator of Turko-Islamic civilization. Rejecting traditional Turkish scholarship, which places Iranian culture and Islam as the civilising elements in the Great Seljuq Empire, the author shows how the nature of nomadic pastoral empires has come under fresh scrutiny, reassessing Seljuq history and the framework within which it has been treated. This book provides a unique insight into the adoption of Turkic expectations to an urban environment that were forged on the Eurasian steppes, showing how the outcome put its stamp on the second millennium throughout the Middle East and the Balkans. It will be an important addition to the literature on medieval Islamic, Turkish and Middle Eastern history. Aziz Başan completed his PhD at the University of Edinburgh, and is now an independent scholar. Routledge studies in the history of Iran and Turkey Edited by Carole Hillenbrand University of Edinburgh This series publishes important studies dealing with the history of Iran and Turkey in the period CE 1000–1700.
    [Show full text]
  • Issue Full File
    ISSN: 2618-6543 Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Oğuz-Türkmen Araştırmaları Dergisi Journal of Oghuz-Turkman Researches Cilt /Volume: IV, Sayı /Issue: 2, Yıl / Year: Aralık / 2020 TÜRKİYE CUMHURİYETİ BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ OĞUZ-TÜRKMEN ARAŞTIRMALARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ OĞUZ-TÜRKMEN ARAŞTIRMALARI DERGİSİ (OTAD) JOURNAL OF OGHUZ-TURKMAN RESEARCHES (JOTUR) IV/2 (ARALIK) BİLECİK /2020 OĞUZ-TÜRKMEN ARAŞTIRMALARI DERGİSİ Uluslararası Hakemli Dergi Haziran ve Aralık aylarında yayımlanmak üzere yılda iki defa çıkmaktadır. ISSN: 2618-6543 Sahibi BŞEÜ Oğuz-Türkmen Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü Adına Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Abdulhalik BAKIR Basım Yeri Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Yayınları, Gülümbe / BİLECİK Yayın Tarihi Aralık 2020 Baskı Türü: pdf Yazışma Adresi Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü F Blok Kat: 2, No: 217 (Oğuz-Türkmen Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü) Gülümbe/BİLECİK Tel: 0 228 214 17 47 Editör Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK Oğuz Türkmen Araştırmaları Dergisi (OTAD): Scientific Indexing Services (SIS), Directory of Research Journals Indexing (DRJI), ASOS Index ve Idealonline da taranmaktadır. Yayın Kurulu /Editorial Board Prof. Dr. Abdulhalik BAKIR(Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi) Prof. Dr. Ali İhsan ÖBEK (Trakya Üniversitesi) Prof. Dr. İlyas GÖKHAN (Niğde Halis Demir Üniversitesi) Prof. Dr. Mustafa KOÇ (İstanbul İstinye Üniversitesi) Doç. Dr. Mustafa BAŞ (Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi) Doç. Dr. Serkan ACAR (Ege Üniversitesi) Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK (Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Ali KARAHAN (Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Cihan YEMİŞCİ (Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Recep YAŞA (Sakarya Üniversitesi) Danışma ve Hakem Kurulu Prof. Dr. Ali TEMİZEL (Selçuk Üniversitesi) Prof.
    [Show full text]
  • Turkish Studies Volume 14 Issue 1, 2019, P
    Turkish Studies Volume 14 Issue 1, 2019, p. 495-509 DOI: 10.7827/TurkishStudies.14907 ISSN: 1308-2140 Skopje/MACEDONIA-Ankara/TURKEY Research Article / Araştırma Makalesi A r t i c l e I n f o / M a k a l e B i l g i s i Received/Geliş: Ocak 2019 Accepted/Kabul: Şubat 2019 Referees/Hakemler: Dr. Öğr. Üyesi Ziya POLAT – Dr. Öğr. Üyesi Efe DURMUŞ This article was checked by iThenticate. NUREDDİN MAHMUD ZENGİ’NİN KUZEY SINIRINDAKİ MÜSLÜMAN DEVLETLERLE İLİŞKİLERİ (1146-1174) Ahmet KÜTÜK* ÖZET İmadüddin Zengi’nin ölümünden sonra Haleb ve Musul olarak iki ana şubeye ayrılan Zengi Atabeyliği, Haleb hâkimi Nureddin Mahmud Zengi’nin akıllı idaresi ve cesareti sayesinde bir asır daha bu bölgede varlığını güçlü bir şekilde sürdürmüştür. Nureddin, babasının ölümünü fırsat bilerek Suriye ve el-Cezire topraklarına girmeye çalışan rakipleriyle giriştiği egemenlik mücadelesini kazanarak ülkesine yönelen tüm tehditleri bertaraf etmeyi başarmıştır. Öncelikle kuzey sınırında Haçlıları işlevsiz hale getirdikten sonra bölgeye egemen olmaya çalışan Selçuklu ve Artuklu gibi Müslüman devletlere karşı hassas bir politika takip etmek zorunda kalmıştır. Bölgedeki en ciddi rakibi Selçuklulara karşı gerek I. Mesud gerekse onun oğlu II. Kılıç Arslan zamanında işlevsel bir politika takip ederek bu devletin Anadolu’nun doğusuna ve el-Cezire bölgesine sarkmasını engellemiştir. Özellikle II. Kılıç Arslan ile döneminde Selçuklularla sık sık karşı karşıya gelen Nureddin, onun Danişmend coğrafyası üzerindeki uzak hedefleri önünde en büyük engel olmuştur. Bununla birlikte Nureddin, kuzey sınırındaki Müslüman devletlerle ilişkilerini tamamiyle bir düşmanlık politikası üzerine tesis etmemiş, aynı bölgede faaliyet gösteren gayr-ı müslim devletlere karşı ittifak kurmak için zaman zaman tolere edilebilecek bir rekabet politikası takip etmiştir.
    [Show full text]
  • Front Matter
    Cambridge University Press 978-0-521-62093-2 - The Cambridge History of Turkey: Byzantium to Turkey, 1071–1453: Volume 1 Edited by Kate Fleet Frontmatter More information the cambridge history of TURKEY * Volume I of The Cambridge History of Turkey examines the rise of Turkish power in Anatolia from the arrival of the first Turks at the end of the eleventh century to the fall of Constantinople to the Ottomans in 1453. Taking the period as a whole, rather than dividing it along the more usual pre-Ottoman/Ottoman fault line, the volume covers the political, economic, social, intellectual and cultural history of the region as the Byzantine Empire crumbled and Anatolia passed into Turkish control to become the heartland of the Ottoman Empire. In this way,the contributors to the volume engagewithandemphasisethecontinuitiesoftheeraratherthanits dislocations, situating Anatolia within its geographic context at the crossroads of Central Asia, the Middle East and the Mediterranean. The world which emerges is one of military encounter, but also of cultural co-habitation, intellectual and diplomatic exchange, and political finesse. This is a state-of-the-art work of reference on an understudied period in Turkish history by some of the leading scholars in the field. kate fleet is Director of the Skilliter Centre for Ottoman Stud- ies, Newnham College, Cambridge, and Newton Trust Lecturer in Ottoman History at the Faculty of Asian and Middle Eastern Studies, Cambridge University. Her previous publications include European and Islamic Trade in the Early
    [Show full text]
  • Xi. Yüzyilda Tao-Klarceti Bölgesinde Türk Hâkimiyeti*
    Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 8/5 Spring 2013, p. 705-731, ANKARA-TURKEY XI. YÜZYILDA TAO-KLARCETİ BÖLGESİNDE TÜRK HÂKİMİYETİ* Ömer SUBAŞI** ÖZET Bizans İmparatoru II. Basileios, tahta çıktığı ilk dönemlerde gerek isyanlar gerekse Balkanlardaki Bulgar tehlikesinden doğuda yaşanan olaylara fazla müdahil olamadı. Ancak İmparator, yaşanan olumsuzlukları bertaraf ettikten sonra yönünü doğuya çevirdi ve XI. yüzyılın ilk yıllarında İberia Kralı Taikli David’in ölümünü fırsat bilerek önceden imzalanan anlaşmanın gereklerini yerine getirmek amacıyla İberia bölgesine girdi. Yapılan mücadeleler sonucunda Bizans, bölge güçleri üzerinde hâkimiyet sağladı ve İmparatorun 1025 yılındaki ölümüne kadar içerisinde Tao-Klarceti bölgesinin de bulunduğu İberia sahası Bizans vasalı olarak kaldı. Kısa zaman içerisinde hem Bizans’ta hem de İberia’da yönetici değişikliğinin yaşanması, iki devlet arasındaki müttefiklik vasfının ortadan kalkmasına sebep oldu. Ancak İberia’da IV. Bagrat’ın çocuk yaşta tahta geçmesi bölgeyi yeniden iç karışıklıklara sürüklerken; Kralın annesi, kurtuluşu yeni Bizans imparatoruna gitmekte buldu. Bizans merkezine yapılan bu ziyaret sonucunda iki devlet yeniden müttefik oldu; ancak yapılan bu anlaşmalar bile Orbelyan Liparit’i taht için mücadele etmekten alıkoymadı. İberia’da yaşanan iç karışıklıklar sırasında Selçuklu kuvvetleri çoktan bu sahalara ulaşmış ve dört bir tarafa akınlar yapmaktaydılar. İlk dönemlerde yağma ve ganimet amacı güden akınlara XI. yüzyılın ikinci yarısı itibariyle Selçuklu hükümdarları önderlik etmeye başladı. Sultan Tuğrul’un Anadolu seferi ile başlayan Türklerin yerleşme ve iskânı amaçlayan akınları, Sultan Alp Arslan ve Melikşah döneminde yapılan akınlar ile devam etti. XI. yüzyılın sonlarına doğru Selçuklu hükümdarlarının yaptıkları akınlar sırasında mücadele sahası olarak da karşımıza çıkan Tao-Klarceti artık konar-göçer Türk kitlelerinin hedef sahası haline gelmişti.
    [Show full text]
  • Türkiye Selçukluları Ve Anadolu Beylikleri Tarihi Adlı Dersimizde Başarılı Olabilmeniz Öncelikle Bu Kitabı Dikkatli Bir Şekilde Okuyup Anlamanıza Bağlıdır
    TÜRKİYE SELÇUKLULARI VE ANADOLU BEYLİKLERİ TARİHİ TARİH LİSANS PROGRAMI PROF. DR. MUHARREM KESİK İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ TARİH LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE SELÇUKLULARI VE ANDOLU BEYLİKLERİ TARİHİ Prof. Dr. Muharrem Kesik ÖNSÖZ Bu elinizdeki çalışma Türkiye Selçuklu Tarihi ve Anadolu Beylikleri alanlarında bilgi veren kaynak ve araştırma eserlerden yararlanılarak yazılmıştır. Çalışmanın başlıca iki konusundan biri olan Türkiye Selçuklu Siyasi Tarihi; bu dönemde hüküm süren sultanların önemli faaliyetlerinin yer aldığı bölümler halinde hazırlanmıştır. Diğer ana konu Anadolu Beylikleri ise, Beylikler’in isimlerinin yer aldığı başlıklar halinde verilmiştir. Kitabın başında yer alan Süleymanşah, I. Kılıç Arslan ve I. Mesud Dönemi başlıkları, genelde bu konular çok iyi bilinmediği için biraz daha ayrıntılı işlenmeye çalışılmıştır. Böylece öğrencilerin derse hazırlanmada kolaylıkla kullanabileceği bir ders kitabı haline getirilmeye çalışılmıştır. Metni hazırlarken daha önce yazmış olduğumuz makale, bildiri, madde ve kitaplardan faydalandığımız gibi bu alanda söz sahibi Prof. Dr. Osman Turan, Prof. Dr. Faruk Sümer, Prof. Dr. Erdoğan Merçil, Prof. Dr. Işın Demirkent ve Prof. Dr. Abdülkerim Özaydın gibi değerli tarihçilerin eserlerinden yararlandık. Bu eserin ortaya çıkmasında katkıları olan öğrencilerime ve özellikle Şeyhmus Nayır’a teşekkür ederim. Ayrıca bu ders kitabının siz değerli AUZEF öğrencilerimize ulaştırılmasında emeği geçen tüm AUZEF çalışanlarına teşekkürü
    [Show full text]
  • Doğu Anadolu Türk Devletleri
    DOĞU ANADOLU TÜRK DEVLETLERİ İçindekiler Tablosu 1. GİRİŞ ...................................................................................................................... 3 2. ARTUKLULAR ......................................................................................................... 5 1. Hısn-ı Keyfâ Kolu (1102-1232) ................................................................................................ 6 2. Harput Şubesi (1185-1233) ..................................................................................................... 7 3. Mardin Şubesi (1106-1409) .................................................................................................... 8 4. Artuklu Devleti’nin Siyasî Yapısı ve Devlet Teşkilatı ............................................................. 13 5. İçtimaî ve İktisadî Hayat ........................................................................................................ 14 3. DANİŞMENDLİLER ................................................................................................ 15 1. Beyliğin Kuruluşu ve Danişmend Gazi Dönemi ..................................................................... 15 2. Emir Gazi (1105-1134) .......................................................................................................... 17 3. Melik Muhammed (1134-1143) ........................................................................................... 19 4. Danişmendli Devleti’nin Parçalanması ve Üçlü Yönetim .....................................................
    [Show full text]
  • Emîr Necmeddin Ilgâzi Dönemi Artuklu-Haçlı Münasebetleri Ve Afrin
    EMÎR NECMEDDİN İLGÂZİ DÖNEMİ ARTUKLU-HAÇLI MÜNASEBETLERİ VE AFRİN ZAFERİ (28 HAZİRAN 1119) TÜLAY METİN* Giriş Haçlı Seferleri, XI. yüzyılın sonlarında başlayıp XIII. yüzyılın sonlarına kadar devam eden, sonraki dönemlerde bıraktığı derin izler ve doğurduğu sonuçlar ile büyük bir dünya savaşı veya Avrupa’nın sömürge girişimidir. “Kutsal toprakları” kurtarmak söylemiyle başlayan bu süreç, batının doğuyu işgal harbidir. Anna Komnena’nın ifadesiyle “Daha dürüst olan yığınları aldatarak bu büyük hareketi yola çıkarmışlardı ve Kutsal Mezarı kurtarmak için Türklere karşı savaşa gidiyorlarmış gibi yaparak, arazilerini satmışlardı (aslında kendileri için kılıç zoruyla yeni araziler, mülkler zapt etmek derdindeydiler)”.1 XI. yüzyılda gerçekleştirilen anti-İslâm propagandasının ürünü ve sonucu olarak ortaya çıkan savaşın belirleyici unsuru “inanç” gerçeği gibi görünmektedir. Hakikaten Haçlı Seferleri, Batı Akdeniz bölgesinin siyasetine yeni güçlerin girdiği ve asırlarca Latin Hristiyanlığının ayrılmaz bir parçası gibi görünen unsurlarını beslemeye yardım etmiş bir harekettir.2 Harekete meşruiyet kazandırmak için dinî gerekçelerin kullanıldığı bilinmektedir. Bununla birlikte savaşı cazip kılan en önemli sebepler toprak, ganimet, itibar ve uhrevî mükâfatlardı. Birçok faktörün bir araya gelmesi ile başlayan hareketin asıl amacı siyasî ve iktisadî çıkarları fırsat olarak değerlendirmekti.3 Din temelli bir ruhla harekete geçiyor gibi görünen Haçlılar, bir anda Yakındoğu’yu sarmaya başladılar. I. Haçlı Seferi sırasında Urfa (1098), Antakya (1098), seferin sonunda ise Kudüs (1099) ve Trablus’ta (1109) kontluklar, prinkepslikler ve krallıklar kurdular. Kutsal Toprak/Holy Land olarak addettikleri Güneydoğu Anadolu, Suriye’nin sahil şeridi ve Filistin’de yeni bir siyasî varlık olarak ortaya çıktılar. Birincil hedefl eri bu bölgede kalıcı olmak ve * Doç. Dr., Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Bolu/ TÜRKİYE, [email protected] 1 Anna Kommena, Alexiad, Çev.
    [Show full text]
  • Sultan Şahinşâh (Melikşâh) Devri Türkiye Selçuklu Tarihi (H
    SULTAN ŞAHİNŞÂH (MELİKŞÂH) DEVRİ TÜRKİYE SELÇUKLU TARİHİ (H. 503-510/M. 1110-1116) HAZIRLAYAN Arda DENİZ DANIŞMAN Selim KAYA AFYONKARAHİSAR 2015 T.C. AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ SULTAN ŞAHİNŞÂH (MELİKŞÂH) DEVRİ TÜRKİYE SELÇUKLU TARİHİ (503-510/1110-1116) Hazırlayan Arda DENİZ Danışman Yrd. Doç. Dr. Selim KAYA AFYONKARAHİSAR 2015 ii YEMİN METNİ Yüksek Lisans Tezi olarak sunduğum: SULTAN ŞAHİNŞÂH (MELİKŞÂH) DEVRİ TÜRKİYE SELÇUKLU TARİHİ (503-510/1110-1116) adlı çalışmamın, tarafımdan bilimsel ahlâk ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve yararlandığım eserlerin Kaynakça (Bibliyografya)’da gösterilen eserlerden oluştuğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanmış olduğumu belirtir ve bunu onurumla doğrularım. 18.12.2015 Arda DENİZ TEZ JÜRİSİ KARARI VE ENSTİTÜ MÜDÜRLÜĞÜ ONAYI JÜRİ ÜYELERİ İMZA Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Selim KAYA ……………………………. Doç. Dr. Muharrem KESİK ……………………………. Yrd. Doç. Dr. İbrahim BALIK .....………………...………. Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi Arda DENİZ’in, “SULTAN ŞAHİNŞÂH (MELİKŞÂH) DEVRİ TÜRKİYE SELÇUKLU TARİHİ 503- 510/1110-1116” başlıklı tezi.....…/….…/….…/tarihinde, saat…………….’da Lisans Üstü Eğitim Öğretim ve Sınav Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri uyarınca, yukarıda isim ve imzaları bulunan jüri üyeleri tarafından değerlendirilerek kabul edilmiştir. Prof. Dr. Ahmet YARAMIŞ MÜDÜR ÖZET SULTAN ŞAHİNŞÂH (MELİKŞÂH) DEVRİ TÜRKİYE SELÇUKLU TARİHİ (H. 503-510/M. 1110-1116) Arda DENİZ AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANA BİLİM DALI Aralık 2015 Danışman: Yrd. Doç. Dr. Selim KAYA Türkiye Selçuklu Devleti’nin en önemli sultanlarından biri olan Şahinşâh (Melikşâh), devletin duraklama ve buhran döneminde tarihi bir rol üstlenerek, merkezî otoritenin yeniden sağlanmasına, hattâ güçlenerek toparlanmasına vesile olmuş bir hükümdârdır. Şahinşâh (Melikşâh), cesur, akıllı, yiğit, çalışkan, ama aynı zamanda şanssız bir sultandır.
    [Show full text]