T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI TÜRKİYE SELÇUKLU DEVLETİ VE DÂNİŞMENDLİ BEYLİĞİ ARASINDAKİ ASKERİ, SİYASİ VE SOSYAL İLİŞKİLER (1092-1178) Esra ÇEÇEN 1130204013 YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN Yrd.Doç.Dr.Abdullah BAKIR ISPARTA-2017 ii iii ÖZET (ÇEÇEN, Esra, Türkiye Selçuklu Devleti ve Dânişmendli Beyliği Arasındaki Askeri, Siyasi ve Sosyal İlişkiler (1092-1178), Yüksek Lisans Tezi, Isparta, 2017) Malazgirt Savaşı’nın kazanılmasından sonra Anadolu’ya gelen Dânişmend Gazi tarafından kurulan Dânişmendli Beyliği ile Alp Arslan’ın ölümüyle birlikte Anadolu’ya gelen Kutalmışoğlu Süleymanşah’ın kurduğu Türkiye Selçuklu Devleti zamanla bulundukları bölgelerde çok büyük bir güce kavuşmuşlardır. Bu iki Türk hanedanlığı Anadolu’nun Türkleşmesinde çok önemli bir rol oynamış olup, bu dönemde Türkistan’dan gelen Türkmenler Anadolu’ya yerleştirilerek Anadolu’nun bir Türk yurdu olması sağlanmıştır. Bu iki Türk hanedanlığının yaptıkları fetih hareketleri Bizans’ın bölgedeki egemenliğini tehdit etmeye başlayınca, Bizans, Türkleri Anadolu’dan atmak amacıyla Avrupa’dan yardım istemek zorunda kalmıştır. Ancak Bizans’ın bu yardım isteği, papalığın kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesi ile birlikte haçlı seferlerine dönüşmüştür. 1097 yılında meydana gelen haçlı seferi neticesinde Türkiye Selçuklu Devleti, başkenti İznik’i kaybetmesinin ardından ittifak kurduğu Dânişmendliler ile birlikte haçlılara karşı mücadele ettikleri Dorylaion Savaşı’nda da başarıya ulaşamamıştır. Bu haçlı seferi neticesinde haçlılar; Dük Godefroi de Bouillon’nun kurduğu Kudüs Krallığı’na (1099-1187); Baudouin de Boulogne’nin kurduğu Urfa Haçlı Kontluğu’na (1098-1146); Bohemund’un kurduğu Antakya Haçlı Kontluğu’na (1098-1268) ve Kont Raymond de Saint Gilles’in kurduğu Trablusşam Kontluğu’na (1102-1288) sahip olmuşlardır. 1097 Yılı Haçlı Seferi’nin yaraları Anadolu’da henüz sarılmadan Anadolu’ya yeni haçlı orduları gelmeye başlamıştır. Antakya Prinkepsi Bohemund’un Dânişmend Gazi tarafından esir edilmesi üzerine bu durumu bahane ederek harekete geçen haçlı ordularını, 1101 yılında Dânişmendli-Türkiye Selçuklu müttefik ordusu sırasıyla; Merzifon, Konya ve Ereğli’de bozguna uğratmışlardır. Haçlılara karşı birlikte mücadele eden bu iki Türk hanedanlığı Malatya’yı ele geçirip, Anadolu’da birinci güç olmak amacıyla zaman zaman birbirleriyle de savaşmışlardır. Kimi zamanda aralarında akrabalık bağı kurarak birlikte hareket etmişlerdir. Bu duruma örnek olarak Dânişmend Gazi’nin ölümü üzerine yerine geçen Emîr Gazi’nin kızını I. Mesud ile evlendirerek iv onunla akrabalık kurması gösterilebilir. Bu dönemde, iki hanedanlık arasındaki ilişkiler iyice artmış olup, Emîr Gazi Türkiye Selçuklu Devleti’nin taht mücadelelerine karışarak, damadı I. Mesud’u desteklemiştir. O, bu nedenle Şahinşah’ın Türkiye Selçuklu tahtından indirilmesi ve yerine damadı I. Mesud’un getirilmesi için bir hayli çaba sarf etmiştir. Şüphesizki Emîr Gazi’nin bunu yapmasındaki temel amaç Türkiye Selçuklu Devleti’ni kendine tabi kılarak Dânişmendli Beyliği’ni Anadolu’daki en üstün güç yapmaktır. Emîr Gazi bu siyasetini başarılı bir şekilde uygulamış olup, bu dönemde Dânişmendli Beyliği, Anadolu’daki en üstün güç haline gelmiştir. Kayınpederi Emîr Gazi’nin ölümüyle birlikte Sultan I. Mesud, Dânişmendlilerin otoritesi altından kurtulmuş olup, bu beyliğe yönelik siyasetini de değiştirmiş olsa da bu durum fazla uzun sürmemiştir. Emîr Gazi’nin yerine geçen oğlu Melik Muhammed’e karşı ilk önce Bizans ile ittifak yapan Sultan I. Mesud, kayınbiraderi Melik Muhammed’in barış teklif etmesi üzerine gerek aralarındaki akrabalık bağı gerekse Türk mefkûresi ve İslam’daki cihat anlayışı gereği bu ittifaktan vazgeçmiştir. Dânişmendli Beyliği, Melik Muhammed’in ölümüyle birlikte Kayseri, Sivas, Malatya merkez olmak üzere üç kola ayrılmıştır. Beylik üç kola ayrıldıktan sonra bir daha eski gücüne kavuşamamıştır. Her ne kadar beyliğin üç kolunun hükümdarları Nureddin Mahmud ve Bizans İmparatoru Manuel Komnenos ile yaptıkları ittifaklar sayesinde bir süre daha ayakta kalabilseler de bu durum fazla uzun sürmeyip, beyliğin üç kolu Sultan I. Kılıç Arslan tarafından sırayla ortadan kaldırılmıştır. Anadolu’da kuruldukları dönemde çok önemli olan bu iki Türk hanedanlığının askeri, siyasi ve sosyal ilişkilerini ele aldığımız “Türkiye Selçuklu Devleti ve Dânişmendli Beyliği Arasındaki Askeri, Siyasi ve Sosyal İlişkiler (1092-1178)” adlı yüksek lisans tezinin ilk bölümünde; Türkiye Selçuklu Devleti’nin ve Dânişmendli Beyliği’nin menşeileri ve kuruluşları, ikinci bölümünde; Sultan I. Kılıç Arslan dönemi Türkiye Selçuklu Devleti ile Dânişmendli Beyliği arasındaki askeri, siyasi ve sosyal ilişkiler, üçüncü bölümünde; Sultan Şahinşah ve Sultan I. Mesud dönemi Türkiye Selçuklu Devleti ile Dânişmendli Beyliği arasındaki askeri, siyasi ve sosyal ilişkiler, dördüncü bölümünde; Sultan II. Kılıç Arslan dönemi Türkiye Selçuklu Devleti ve Dânişmendli Beyliği arasındaki askeri, siyasi ve sosyal ilişkiler ile Dânişmendli Beyliği’nin Kayseri, Sivas ve Malatya kollarının Sultan II. Kılıç Arslan tarafından ortadan kaldırılmaları ele alınmıştır. v Anahtar Kelimeler Türkiye Selçuklu Devleti, Dânişmendli Beyliği, Askeri İlişkiler, Siyasi İlişkiler, Sosyal İlişkiler. vi ABSTRACT (ÇEÇEN, Esra, The Military, Political and Social Relations between Turkey Seljuk State and Danishmend Principality (1092-1178), Master Thesis, Isparta, 2017) Danishmend Principality, founded by Danishmend Ghazi who has came to Anatolia after winning the Malazgirt Battle, and the Turkey Seljuk State, founded by Kutalmisoglu Süleymanshah who has came to Anatolia after the death of Alp Arslan, have gained a great deal of power in the regions they located in progress of time. These two Turkish dynasties have played a crucial role in the Turkicization of Anatolia and The Turkmen coming from Turkmenistan were placed in Anatolia to ensure Anatolia to be a Turkish homeland. As the conquest movements of these two Turkish dynasties began to threaten the rule of the Byzantine in the region, Byzantine had to seek help from Europe in order to remove the Turks from Anatolia. However, the request of this Byzantine help; with the movement of papacy in the direction of its own interests, has become a crusade. As a result of the crusade that took place in 1097, Turkey Seljuk State have not achieved in the Battle of Dorylaion, in which they have fought against the crusaders together with the Danishmends, who have formed an alliance after losing the capital, İznik. As a result of these crusades, the crusaders has owned; The Kingdom of Jerusalem founded by Duke Godefroi de Bouillon (1099-1187); The Urfa Crusade Earldom founded by Baudouin de Boulogne (1098-1146); The Antioch Crusade Earldom founded by Bohemund (1098-1268) and The Tripoli Earldom founded by Raymond de Saint Gilles (1102-1288). Before the wounds of the 1097 Year of the Crusade were yet to be embraced in Anatolia, new crusaders began to come to Anatolia. Upon The Antioch Princeps Bohemund was captured by Danishmend Ghazi, the Danishmend-Turkey Seljuk allied armies have defeated the crusaders armies by order of in Merzifon, Konya and Ereğli, by using this capture as an excuse. These two Turkish dynasties, fighting together against the Crusaders, fought against each other from time to time to take over Malatya and become the first power in Anatolia. Sometimes they acted together by forming a kinship between them. As an example of this situation; Emîr Ghazi, who has replaced with Danishmend Ghazi after his death, by marrying his daughter to I. Masud and establishing a kinship with him can be shown. During the period of Emîr Ghazi, the vii relations between the two dynasties have increased for this reason and Emîr Ghazi has supported his brother-in-law, I. Masud, by interfering with the throne struggles of Turkey Seljuk State. For this reason, he has made a great effort for the removal of the Şahinşah from the throne of Turkey Seljuks and the replacement of him with his brother-in-law, I. Masud. Undoubtedly, the main purpose of this is to make Danishmend Principality the most superior power in Anatolia by subordinating the Turkey Seljuk State to itself. Emîr Ghazi successfully implemented this policy and in this period Danishmend Principality became the supreme power Anatolia. With the death of his father-in-law Emîr Ghazi, Sultan I. Masud was freed from the authority of the Danishmends and changed his politics to this principle, but this did not last long. Sultan I. Masud, who has first allied with the Byzantium against his son Malik Muhammad, who has been replaced with Emîr Ghazi, has abandoned the necessity of the kinship between them and his understanding of jihad in Islam and Turkish ideology as a result of his brother-in-law Malik Muhammad offering peace. The Danishmend Principality has been divided into three branches, namely Kayseri, Sivas and Malatya centered, along with the death of Malik Muhammad. After the principality has been divided into three branches, it could not be able to reach its former power again. Though the ruler of the three branches could survive for a while due to the alliances that they have made with Nureddin Mahmud and the Byzantine Emperor Manuel Komnenos, this did not last long and the three branches were removed by Sultan I. Kilij Arslan respectively. In the first chapter of the master thesis, “The Military, Political and Social Relations between Turkey Seljuk State and Danishmend Principality (1092-1178)” titled, we have discussed the military, political and social
Details
-
File Typepdf
-
Upload Time-
-
Content LanguagesEnglish
-
Upload UserAnonymous/Not logged-in
-
File Pages249 Page
-
File Size-