Temmuz - Ağustos - Eylül (1442) Sayı 41 www.mirasimiz.org.tr

Yaratılışın Sırlı Kaynağı: SU

Fotoğraf: Silvan Pınarı / Kudüs İşgal altındaki Kudüs’te yaşayan ve %86’sı yoksullukla mücadele eden Müslüman kardeşlerimize destek olmak, Mescid-i Aksa’nın korunmasına ve Osmanlı eserlerinin ihyası için katkıda bulunmak amacıyla; KUMBARA GELİN HEP BİRLİKTE KUDÜS TALEPLERİNİZ İÇİN BİRİKTİRELİM! İÇİN

0212 524 01 01 mİrasİmİz.org.tr DEĞİŞİM KİŞİDEN BAŞLAR

işinin önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçiler vardır. Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz.” (Ra’d Suresi 11)

Bu Kur'an'da sadece bir Ayetten ibaret değil, bir hayat prensibidir.. Öyle de olmalıdır. Artık dünyayı biz “Kdeğiştireceğiz. Bu Allah'ın vaadidir. Nefislerimizi iyiye doğru yönlendirip orada sebat edersek, bu ailemizin değişmesine sebep olur. Ailemiz İslam’ın şiarını taşıyan örnek aile olduğunda, bulunduğumuz apartmanın, ardından mahallenin değişmesine vesile olur.

İmamlar, hocalar, yazarlar, önder şahsiyetler değiştiğinde ise artık o toplumun her ferdi bir Selahaddin Eyyubi olmuş demektir..

Hani hep beklenir ya bir Selahaddin çıkıp gelsin de Kudüs'ü kurtarsın Siyonizmden, bu boşa beklemektir. Çünkü hepimiz Selahaddin Eyyubi olabilme gayreti içine girdiğimizde ancak bir Selahaddin Eyyübi gelecek.

Vâkıa suresinde Rabbimizin bize bir vaadi vardır: “Hayırda önde olanlar bana en yakın olanlardır” buyuruyor.

Artık hepimiz bir Selahaddin Eyyubi olacağız, iyiliğin önderleri olarak hayırda yarışacağız.. Çünkü biz Mescidi Aksâ’nın fatihleri olabilme gayreti ile Rabbimiz’in en yakınında olanların arasına girebilmeyi amaç edindik.

Muhammed Demirci Mirasımız Derneği Genel Başkanı İÇİNDEKİLER

4 ANALİZ ABDULLAH AKÇAY DEVLET ve ADALET

6 DOSYA AHMET DURMAZ CAN SUDAN GELİR

10 DOSYA CİHAN OKUYUCU NAIMI’NIN FEZAIL-I KUDS Mirasımız Derneği ISIMLI ESERINDE İmtiyaz Sahibi KUDÜS SU YOLLARI Muhammet Demirci

Genel Yayın Yönetmeni Abdullah Akçay 14 DOSYA Yayın Koordinatörü ŞENAY ŞEKER İbrahim Ethem Ayaz ŞU CENNET IRMAKLARI Editör Şeyma Çiçek Grafik Tasarım 20 26 Design Monsters DOSYA A. DİLARA KOÇYİĞİT DOSYA ŞEYMA ÇİÇEK Yayın Kurulu YARATILIŞIN SIRLI AZİZ TARİH Abdullah Akçay KAYNAĞI: SU İbrahim Ethem Ayaz Suna Durmaz Şeyma Çiçek Gülşah Ertaş 28 DOSYA Baskı KEVSER KIRAN Mürekkep Reklam ve Matbaacılık DÜNYA Sanayi Ticaret Ltd. Şti ABDEST Mİ Tel: 0212 531 80 48 ALIYOR? İletişim 36 Tel: (0212) 524 01 01 32 www.mirasimiz.org.tr MAKALE SUNA DURMAZ Akşemsettin Mh. Halıcılar Cd. No.12, 34080 RÖPORTAJ GÖÇMEN DEVLETİ Fatih / İstanbul / Türkiye MUSA HİCAZİ İSRAİL’DE YAŞANAN İLE RÖPORTAJ KİMLİK SORUNU Mirasımız Derneğinin Hediyesidir. İSRAİL HAÇLILARDAN DAHA GÜÇLÜ OLAMAYACAK! 33 HABER LİSELİLER İLK KIBLESİYLE TANIŞMAYA DEVAM EDİYOR

40 MAKALE SUNA DURMAZ İSRAİL’İ DOĞURAN HAREKET SİYONİZM (5)

44 DENEME FÂDİ ZATARİ TÜRKİYE’NİN FİLİSTİN DAVASI’NA DESTEĞİ NASIL ETKİN OLUR?

46 MAKALE MUSTAFA ÖZTÜRK TÜRK EDEBİYATINDA KUDÜS TEMASI -3

52 MAKALE YUSUF İZZETTİN OKUMUŞ TÜRKLER VE YAHUDİLER

58 DENEME BÜŞRA YILMAZ

25 30 42 52 56 DENEME HATIRA MAKALE ARAŞTIRMA ARAŞTIRMA FATMA ZEHRA ÇİFTÇİ AYNUR YAVUZ ABDULKADİR TOK MERYEM SACİDE NAZLI AKTI KUDÜS BİR GÖKLERİN KAPISI 72 YILLIK DRAM FİLİSTİN DİRENİŞ İHLAS VE AMEL SIĞINAKTIR MESCİD-İ AKSÂ'YA FİLİSTİNLİ MÜLTECİLER VE EFSANESİ KAVRAMLARI YOLCULUK ULUSLARARASI HUKUK ZARÎF ET-TÛL ANALİZ

DEVLET ve ADALET

Abdullah Akçay

zerinde yaşadığımız topraklar bının mutlak adalet sahibi Allah’a verileceği- Dünyada her şey zıddıyla kaimdir. Gündüz yüzyıllar boyu İslam’a ve insan- nin bilinmesi gerektiğini ifade eder? geceyle, karanlık aydınlıkla, adalet ise zu- lığa hizmet etmiş, kültürün, ta- lüm ile kaimdir. Adaletin olmadığı yerde zu- rihin, var oluşun, hüznün ve se- Adalet kavramı sözlükte; hak ve hukuka uy- lüm hüküm sürer. Bir devleti ayakta tutan en vincin birlikte yaşandığı şehit gunluk, hak ve hukuku gözetme, yerine ge- önemli unsur adalettir. kanlarıyla sulanmış mübarek topraklardır. tirme ve doğruluk olarak belirtilmektedir. Ü Mukaddes kitabımız Kuran’ı Kerim’de Al- Büyük bir medeniyete ev sahipliği yapan bu Adaletin bir diğer manası da yaratılan her lah(cc) şöyle emretmektedir. topraklarda bazen öyle sözler söylenmiş ki şeyi yaratılış gayesine uygun kullanmak de- her biri için ciltler dolusu kitaplar yazılsa yi- mektir. ‘’Allah size, emanetleri mutlaka ehline ver- ne de az kalır. menizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz Meselâ bir bardağın yapılış gayesi onunla zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Al- Meselâ: ‘’Mahkeme kadıya mülk olmaz.’’ ata- helal olan şeylerin içilmesidir. Yani bir barda- lah size ne güzel öğütler veriyor. Şüphesiz Al- sözü makamların gelip geçici olduğunu esas ğı helal şeyler için kullanmayıp helal olma- lah her şeyi işitmekte, her şeyi görmektedir.’’ meselenin makam sahiplerinin, bulunduğu yan şeyler için kullanmak onun var oluş ga- (Nisa/58) makamda adaletle davranmaları, makam ve yesine uygun davranmamak demektir ki bu mevkilerini kendi menfaatleri için değil, tüm da onun için zulümdür. Bu örnek yaratılış Ayetteki sıralamadan önce, emaneti ehline insanlığın menfaati için kullanmaları hepsin- gayesine uygun kullanılmayan bütün varlık- vermek gerektiğini sonra emanet verilen eh- den önemlisi ise bir gün o makamların hesa- lar için geçerlidir. liyet ve liyakat sahibi kişiden adalet bekle-

4 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

memiz gerektiğini anlıyoruz. li Müslümanlar Habeşistan’a hicret etmişler- di. Bunu öğrenen Mekke müşrikleri boş dur- Yine bu ayetten; devletin dininin adalet ol- mamış Habeşistan’a kadar gidip kral Neca- duğunu, tüm makam, mevki ve rütbelerin şi’den ülkesine göç eden Müslümanları iste- birer emanet olduğunu, emanetlerin ehli- mişlerdi. Müşrikler tarafından kendisine ve- Adalet kavramı yet ve liyakat sahibi kişilere verilmesi gerek- rilmek istenen onlarca hediyeye rağmen Ne- sözlükte; hak ve tiğini ve yine devlet işlerinin bugün ortak caşi Müslümanları da dinlemiş ve adaleti ile akıl denilen istişare ile yürütülmesi gerektiği- Müslümanların kendi ülkesinde kalmasına hukuka uygunluk, hak ni anlıyoruz. izin verirken Mekke müşriklerini de hediye- ve hukuku gözetme, Peygamber Efendimiz (sav) de başka bir göl- leri ile birlikte geri göndermişti. yerine getirme ve genin bulunmadığı kıyamet gününde arşın Peygamber Efendimizin ‘’İlmin Kapısıdır.’’ di- doğruluk olarak gölgesi altında gölgelenecek yedi sınıf insa- ye belirttiği Hazreti Ali’ye sormuşlar: nı sayarken ilk sıraya ‘’adil devlet başkanını’’ belirtilmektedir. - Devletin dini var mıdır? koymuştur. Hazret Ali (kv) şu müthiş cevabı vermiş: Adil devlet başkanının önemine verilebile- - Devletin dini adalettir. Adaleti olmayan cek en güzel örneklerden birisi de İslam tari- devlet zaten dinsizdir. hinde önemli bir yeri olan Habeşistan’a hic- mışlar büyük bir kısmı sürgüne gönderilse rettir. Altı asır, üç kıtada, yedi düvele kafa tutan ec- de geride kalanlar bütün güçleriyle ve can- dadımız en verimli dönemlerini adalet, eh- ları pahasına var olma savaşı vererek toprak- Müslümanlara zulmün, baskının ve her tür- liyet ve liyakate önem verdiği dönemlerde larına Kudüs’e ve Mescid-i Aksâ’ya sahip çık- lü eziyetin arttığı dönemde; Cenabı Hakkın yaşamıştır. Ne zaman ki işin başına ehliyet maya çalışmışlardır. Bu mücadele halen arta- “Ey iman eden kullarım! Şüphesiz, benim ar- ve liyakat sahibi olmayan kişiler geçmiş veya rak devam etmektedir. zım geniştir. O halde (nerede güven içinde geçirilmiş, toprak kayıpları yaşanmaya baş- olacaksanız orada) yalnız bana kulluk edin.’’ lamış devletin hazinesi boşaltılmış ve dev- Fethin sembolü, -Fatih’in kılıç hakkı olan-, 86 (Ankebut/56) emri ile Müslümanlara hicret let zor durumda kalmıştır. Aynı olay Cum- yıl önce camiden müzeye çevrilen Ayasof- izni çıkmıştı. huriyet’in kuruluşundan beri hala devam et- ya’nın yeniden Cami olarak ibadete açılma- Peygamber Efendimiz zor durumda olan mektedir. sı ülkemiz halkını ve tüm dünya Müslüman- Mekkeli Müslümanlara “Habeşistan’a gi- larını sevince boğmuştur. Ayasofya’nın zin- Ecdadımız dört yüz yıl Filistin topraklarında din. Orada halkına zulmetmeyen adil bir hü- hüküm sürmüş, bu bölgelere özellikle Kudüs cirlerinin kırılması ve yeniden ibadete açıl- kümdar vardır. Orası doğruluk ülkesidir. Al- ve Mescid-i Aksâ’ya büyük hizmetler yap- ması noktasında yıllardır bu yönde mücade- lah Teâlâ bir kolaylık gösterinceye kadar mıştır. Tarih buna en güzel şahittir. Haçlılar le eden kardeşlerimi, neticede cami olarak orada kalın.” Buyurarak Habeşistan’a hicre- ve Moğollar o bölgelere girdiğinde kan göv- açılması için büyük bir siyasi irade ortaya ko- te izin vermişti. deyi götürmüş kendi anlayışlarının dışında yan Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere Burada dikkatimizi çeken Efendimizin asha- kalan bütün mabetler yerle bir edilmiş, in- emeği geçen herkesi tebrik ediyor, şükranla- bını Habeşistan’a yönlendirirken ‘’Orada adil sanlara büyük zulümler yapılmıştır. O zaman rımı sunuyorum. bir hükümdar var.’’ diyerek Müslüman olma- muhteşem bir güce sahip ecdadımız iste- masına rağmen Kral Necaşi’nin adaletli ve seydi Ortadoğu’da bir tane kilise veya havra Biz inanıyoruz ki Ayasofya Camisi'nin ibade- halkına zulmetmeyen bir hükümdar oldu- bırakmazdı. Ama onlar hiçbir dini yapıyı ya- te açılması ile, Fatih Sultan Mehmet’in vak- ğunu belirtmesidir. Bu izinle birlikte Mekke- kıp yıkmamışlar aksine tarihin en kanlı olay- fiyesinde yazan bütün bela ve musibetler larının yaşandığı bu bölgeye ne zamanki ec- üzerimizden kalkacak, Türkiye’miz Ümmeti dadımız hükmetmiş, bölgeye sekinet ve hu- Muhammed için yeniden ümit ışığı olacaktır. zur hâkim olmuştur.

Birinci dünya savaşından sonra Osmanlı’nın Ayasofya Camisi'nin açılması ile birlikte artık Bir devleti ayakta bölgeden çekilmesi ile aradan geçen yüz- hedefte Kudüs’ü Şerif ve Mübarek Mescid-i yıl da bölgede huzur ve adalet kalmamış bu Aksâ’nın işgalden kurtarılması vardır. İnşallah tutan en önemli unsur sefer işgalci Yahudi ve işbirlikçileri yüzünden bu da çok uzun sürmeyecek Kudüs ve Aksa adalettir. Müslümanlar çok büyük zulüm görmüşler özgürlüğüne yeniden kavuşacaktır. haksız bir şekilde malları ve toprakları elle- rinden alınmış, baskı, şiddet ve dayatmay- Özgür Kudüs ve Özgür Mescid-i Aksâ’da bu- la yerlerinden ve yurtlarından göçe zorlan- luşmak dileğiyle Allah’a emanet olun.

www.mirasimiz.org.tr 5 DOSYA

Can Sudan Geli ̇r

Ahmet Durmaz

nkâr edenler, gökler ve yer biti- Şüphesiz ki insanın en çok merak ettiği ğını Kur’an-ı Kerim’de defalarca beyân et- şik iken onları ayırdığımızı ve her şey hayattır. Canlıları hareket ettiren ha- miştir. Kitabullah’da 63 defa “Su/ Mâ” ke- canlıyı sudan yarattığımızı gör- yatın kaynağı nedir? Sorusuna cevap ve- limesi geçer. Bundan, 58 tanesi içtiğimiz mezler mi? Hâlâ inanmayacak- ren Allah Teâla, hayatın temelinin su oldu- su anlamındadır. Dört yerde, erkek ve ka- “İlar mı?” (Enbiya suresi 30.âyet) ğunu ve bütün canlıların sudan yaratıldı- dının nutfesi (erkeklik ve dişilik suyu), bir 6 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

yerde ise “Her canlı (hayvanı) sudan ya- “Rabbim, yeryüzünü size beşik yapan, ora- rattık.” diye geçer. Allah Teâla dünyadaki da size yollar açan ve size gökten yağmur canlıların; insan, hayvan, bitki ve meyvele- indirendir.” Böylece onunla sizin için yer- rin varlığını su, hava, toprak ve ateş (sıcak- den türlü türlü bitkileri çift çift çıkardık.” lık) esaslarına bağlamıştır. Su olmazsa ha- Bilindiği kadarıyla, (Taha,53) yat olmaz. milyonlarca “Gökten uygun ölçüde su indirir, onu arz- Bilindiği kadarıyla, milyonlarca galaksinin da tutarız. Kuşkusuz bizim onu giderme- içinde sadece dünyada su bulunmaktadır. galaksinin içinde ye de gücümüz yeter. O su sayesinde sizin Rahman olan Rabbimiz, suyu dünya at- sadece dünyada su için, çok sayıda meyvelerin bulunduğu, yi- mosferinde çevirerek canlılara hayat veri- bulunmaktadır. yip beslendiğiniz hurma bahçeleri, üzüm yor. Dünyamızdaki su hareket halindedir. bağları; kezâ Sînâ Dağı’nda yetişen, hem Buz hâlinden sıvı, sıvı hâlden buhar, bu- yağ hem de yiyenlerin ekmeğine katık ve- hardan tekrar su hâline dönerek döngü ren bir ağaç (zeytin ağacı) meydana geti- sürekli devam ediyor. ririz.” (Mü’minûn,18-20) Vücudumuzun %70’i dünyanın ise üç- “Kuşkusuz, göklerin ve yerin yaratılışında, te ikisi sudur. Su; kan dolaşımıyla hücrele- gece ve gündüzün değişmesinde, insanla- re oksijen, protein, mineral ve vitaminleri ra fayda veren yüklerle denizde seyreden taşır, vücudu temizler, böbrekleri çalıştıra- gemilerde, Allah’ın gökten indirerek onun- rak toksinleri (zehirleri) vücuttan atar. Ku- la ölü haldeki toprağa can verdiği ve ora- ran-ı Kerim’de dünya hayatının suya bağ- da her çeşit canlının yetişmesini sağladı- lı olduğu bildirildiği gibi, sonsuz hayatın ğı yağmurda, rüzgârları ve gökle yer ara- ve mutluluğun vatanı olan Cennette de sında emre hazır bekleyen bulutları evi- su olduğu beyan edilmiştir. Cennet, tasvir rip çevirip yönlendirmesinde aklını işleten edilirken altından akan ırmaklar, yeşil bağ- bir topluluk için elbette nice deliller vardır.” lar-bahçeler betimlemesi yapılır. Cennet (Bakara, 164) ehlinin içeceği de , tadı ve rengi asla bo- “İki 'deniz-nehir' aynı değildir. Şu tatlı su zulmayan, duru-tatlı sulardır. içimi kolay, şu da tuzlu ve acıdır. Ancak Dinimizin esası temizliktir. Günde beş va- her birinden taze et yersiniz ve takınmak kit Allah’ın huzuruna durmak için, ağız-bu- isteyeceğiniz, süs eşyalarını çıkarırsınız. run gibi vücudun giriş yerlerini, dış dünya Allah'ın fazlından(ikramından) arama- ile temas halinde olan yüz, el ve ayakları nız için, gemilerin denizi yararak (gittiği- su ile yıkamak gerekir. Buna “abdest” de- önüne geçmek için toprak altında mah- ni) görürsün. Ve umulur ki, teşekkür eder- nir. İcap ettiğinde (gusül gerektiren sebep- fuz edilmesi, tatlı su ile tuzlu suyun birbiri- siniz.” (Fâtır, 12) ler ortaya çıktığında) vücudun tamamı yı- ne karışmaması müthiş olaylardır. Üzerin- “Yeryüzünde birbirine komşu parçalar, kanmalıdır; buna da “boy abdesti-gusül” de düşünmemiz için birkaç ayet zikrede- üzüm bağları, ekinler; sürgünlü-çatallı ve denir. Beden, üst-baş, mekân temizliği ol- ceğiz. Aşağıdaki ayetlerin her biri üzerinde tek gövdeli hurma ağaçları vardır; hepsi madan da namazımız tam olmaz. günlerce tefekkür edilebilir. bir tek su ile sulanır. Böyle iken üründe bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bun- Koronavirüs salgınında, İslam’ın esasla- “Rüzgârları rahmetinin önünde müjde rından olan suyla temizlenmenin önemi larda akıllarını kullanan insanlar için ib- olarak gönderen O’dur. Nihayet o rüzgâr- bir kez daha ortaya çıkmıştır. Dünya sağ- retler vardır.” (Ra’d,4) lar ağır bir bulut yüklenince onu ölü bir lık otoriteleri, hastalığı önlemek için temiz- Cennet Suları memlekete sevk ederiz. Orada suyu indi- liğe azami derecede önem gösterilmesi Takva sahiplerine vaad edilen cennetin ta- (1) rir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. gerektiğini sürekli ilan etmişlerdir. nımı şudur: İçinde tadı ve rengi asla bo- İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Herhalde zulmayan sudan ırmaklar, tadı hiç bozul- Su Ayetleri bundan ibret alırsınız.” (Araf,57) mayan sütten ve baldan ırmaklar vardır. Âb-ı hayat olan su, Rabbimizin müthiş Ayrıca, sayısız meyveler türlü türlü yiye- ayetlerindendir. Allah Teala kudretini an- “O, rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci ceklerin yanı sıra Rablerinin rızası vardır. layabilmemiz için, su üzerine düşünüp id- olarak gönderendir. Ölü toprağı canlandı- rak etmeye davet eder. İçi su dolu tonlar- ralım, yarattıklarımızdan birçok hayvan- “Cehennem ehli cennet ehline: “Suyunuz- ca ağırlıktaki bulutların havada asılı kalma- ları ve insanları sulayalım diye gökten ter- dan veya Allah’ın size ihsân ettiği diğer ni- sı veya yere inen suyun heba olmasının temiz bir su indirdik.” (Furkan suresi, 48,49) metlerden biraz da bizim üzerimize akıtın”

www.mirasimiz.org.tr 7 DOSYA

Vücudumuzun %70’i dünyanın ise üçte ikisi sudur. Su; kan dolaşımıyla hücrelere oksijen, protein, mineral ve vitaminleri taşır, vücudu temizler, böbrekleri çalıştırarak toksinleri (zehirleri) vücuttan atar. Kuran-ı Kerim’de dünya hayatının suya bağlı olduğu bildirildiği gibi, sonsuz hayatın ve mutluluğun vatanı olan cennette de su olduğu beyan edilmiştir.

diye seslenirler. Onlar da: “Allah bunları de inkâr etsin. Cennet ehline yiyecek ve “Ve de ki: Gerçek, Rabbinizden gelendir. kâfirlere haram kılmıştır” derler” (Araf, 51) içecekler sunulması ihtiyaçtan dolayı de- Artık dileyen iman etsin dileyen inkâr et- “Takva sahiplerine vaat edilen cenne- ğil, dünyada Rabbin rızası dahilinde ya- sin. Biz, zalimler için alevleri kendilerini çe- şadıkları, haram yiyecek ve içeceklerden tin misali (şudur): İçinde bozulmayan su- peçevre kuşatan bir ateş hazırladık. (Su- uzak kaldıkları için el-Kerim sıfatına sahip dan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ır- suzluktan) imdat dileyecek olsalar buna, maklar, içenler için lezzet veren şaraptan olan Rabbleri tarafından kendilerine veri- erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar var- len bir ikramdır. dır ve orda onlar için meyvelerin her tür- ile cevap verilir. Ne fena bir içecek ve ne Cehennem ehli ise azap içinde azap tat- lüsünden ve Rablerinden bir mağfiret var- kötü bir barınak.” (Kehf,29) sınlar diye, dayanılmaz derecede açlık ve dır. Hiç (böyle mükâfatlanan bir kişi), ate- susuzluk hissederler. Cennet ehlinden şin içinde ebedi olarak kalan ve bağırsak- “Artık (onun için) alabildiğine kaynar su- larını 'parça parça koparan' kaynar sudan yardım isterler. Ama bu yalvarmalar nafi- dan bir şölen vardır. (Vâkıa, 93) içirilen kimseler gibi olur mu? (Muham- ledir. Zira cehennemde yaşanacak açlık ve susuzluk, daha şiddetli olacaktır. med, 15) Dipnot Cehennem Suları “Hüsranın ardından da cehennem vardır. (1) Dr. Abdulhâfız Hilmi Muhammed “Kâmusu’l Hak Teâla, “Dinde zorlama yoktur.” diye Orada kendisine irinli su içirilecektir.” (İb- Kurân el- Kerim- Mu’cemu’l Hayvan” Müessetu’l Ku- buyuruyor. Yani dileyen inansın, dileyen rahim, 16) veyt lit- Tekaddüm’l İlmi, sh: 319,323 - 1999 / Kuveyt.

8 www.mirasimiz.org.tr KİTAP TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

Çağdaş Küresel Medeniyet Yazar: Şaban Teoman Duralı

aşadığımız toplumu biçimlendiren hâkim kültürün hangi felsefenin tezahürü olduğunu bilmek, elbette yaşadığı- mız zamanın ruhunu kavramak ile mümkün olabilir. Ay- rıca içinde bulunduğumuz zamanın ve mekânın, kendi hayatımız üzerindeki tesirini gerçek manasıyla anlayabil- Ymek için tüm hikâyeyi baştan okumamız gerekiyor. Prof. Dr. Teoman Duralı; temel kaynak eser niteliğindeki bu kitabında, bugün insanlığın içinde bulunduğu birçok insanî sorunun ve top- lumsal yıkımın arkasındaki düşünce yapısını sistemli bir şekilde ifade ediyor. Sömürgeciliğin, sermayeciliğin nasıl bir düzlemde neşet etti- ğini, tüm dünyayı etkisi altına alan adaletsiz iktisadî sistemi nasıl tüm Dünya’ya dayattığını ele alıyor. 19. yy.’ın ikinci yarısında neşet eden, İngiliz kültürü ve Yahudi serma- yesinin birleşmesi ile hakim güç haline gelen “Çağdaş Küresel İngi- liz-Yahudi Medeniyeti”, toplumları görünmez bir el ile etkisi altında tutan sömürgeci zihniyetli bir medeniyettir. Amerika, bu medeniye- tin ilk meyvesidir. Bu küresel medeniyetin anavatanı da İngiltere’dir. İslâm aleminin yüreğine hançermiş gibi saplanan diğer merkez ülke ise Siyoncu İsrail’dir. Yeryüzü, değişen ölçülerle işte bu üç merkez ül- ke tarafından sevk ve idare olunmaktadır. (S.159) Çağdaş Küresel İngiliz-Yahudi Medeniyeti, esasında Yeniçağ Dindı- şı Batı Avrupa Medeniyeti’nin devamı ve uzantısıdır. Böylece Avru- pa’dan çok keskin sınırlarla ayrıldığı söylenemez. Zira Orta Çağ Av- rupa’sında hâkim kültür olan din merkezli düşünce biçimi zaten Ye- niçağ din dışı Avrupa Medeniyeti döneminde şekil değiştirmiş ve din insan hayatından sıyrılmıştır. Böylece Çağdaş Küresel Medeni- yet’in teşekkül ettiği modern toplumda, insanın gözü maddi ve dün- yevî olandan başka hiçbir şey görmeyecek hale gelmelidir. Yani di- nin hayattan dışlanması ile değer yargılarının, insanın insana ve do- ğaya bakışının değişmesi bu çağdaş medeniyet için gerekli bir zihni dönüşümdür. Nitekim uluslararası ölçekte ekonomik gelişmişlik kıs- tası olarak da vaz edilen dönüşüm, çağdaş küresel medeniyete uy- gun şekilde toplumsal kültürün değişmesi ve dünyevileşmesi olarak 248 sf. değerlendirilebilir. İşte günümüzde hayatımızı, toplumu, ülkemizi doğrudan etkileyen; Baskı Yılı: 2015 piyasalara, uluslararası ilişkilere, kültüre hakim Küresel İngiliz-Yahudi Dili: Türkçe Medeniyeti’ni en ince ayrıntılarına kadar bilmemiz elzemdir. Böyle- ce daha yaşanabilir ve adaletli bir medeniyet tasavvur edebilmemiz Yayınevi: Dergah Yayınları ve bu korkunç düzene karşı kendi konumumuzu sağlam bir şekilde ayarlayabilmemiz mümkün olabilir. DOSYA Naimi’nin Fezail-i Kuds isimli eserinde Kudüs Su Yolları

Cihan Okuyucu

ezail türü hakkında genel bilgi: girmeden önceki Türkçe kaynaklarda da- Dini önemine uygun olarak klasik ha çok şehrin mukaddes mekanları tavsif edebiyatımızda konusu Kudüs edilirken fetih sonrasına ait eserlerde şe- olan çok sayıda eser kaleme alın- hirdeki Osmanlı yapılarına da yer verildiği mıştır. Bu eserlerin bir kısmı feza- görülür. Biz de aşağıda bu tür eserlerden il türündedir. Kur'an ve hadislerde anılan, biri olan Naimi’nin Fezail-i Kuds isimli ese- Dini önemine Fashab ve tabiin sözlerinde zikredilen, ba- rinde anlatılan Kudüs’e su getirilmesi bah- uygun olarak klasik zı peygamberlerin veya sahabilerin yaşa- sini ele alacağız. Ancak ondan önce bu dığı yahut önemli şahsiyetterin yetişmiş türdeki diğer bazı eserleri de kaydetmek- edebiyatımızda olduğu şehirleri bu faziletleriyle ele alan te fayda görüyoruz. Bazen tercüme bazen konusu Kudüs olan (1) kitaplara fezail denilir. Kudüs'ün fazile- telif tarzındaki bu tür Türkçe eserlerin il- çok sayıda eser ti hakkında yazılan Arapça kitaplara örnek ki 13. yy. şairlerinden Ahmet Fakih’in Kita- olarak Ebü'l-Ferec İbnü'l-Cevzi'nin Fezai- bu Evsaf-ı Mesacid-i Şerife isimli mesne- kaleme alınmıştır. lü'l -Kuds'ü ile Mescid-i Aksa ve onun fazi- visidir. Daha sonraki eserlerden de; Mu- Bu eserlerin bir kısmı leti hakkında Minhaci’nin kaleme aldığı hammed Yemeni’nin, Fezail-i Mekke Me- fezail türündedir. (ö. 880/ 1475-76) İthafü'l-ahissa bi-fezaili dine ve Kudüs’ü; İbrahim b. Bali’nin Hik- Mescidi'l-Aksa(2) sayılabilir. Bu Arapça kay- metname’si; Ebu’l-Fazl es-Seyyid Alâüd- nakların daha sonra kaleme alınacak ba- din’in Cevâmi’u’l-Fezâil fî Mesâcidi’l-Ka- zı Türkçe eserlere de ilham kaynağı oldu- bâil’i; Hıfzi’nin, Tarih u Fezail-i Kuds-i Şe- ğu görülür. Kudüs’ün Osmanlı idaresine rif’i; Lamii Osman Çelebi’nin Tarih-i Ku-

10 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

ds-i Şerif’ini; Yusuf Sivrihisari’nin Mevhub-ı mahbub’unu ve nihayet eserinin 9. cildin- de Küdüs’e de geniş yer ayıran Evliya Çe- lebi’nin Seyahatname'sini sayabiliriz. Çeşmecizade Ni‘metullah Çelebi’nin eserinde Kudüs su yolları: Yavuz Sul- tan Selim’in Mercidâbık'ta Memlükler'e karşı kazandığı zaferle ele geçirdiği Ku- düs 1831-1840 yıllarında gerçekleşen Ka- valalı Mehmed Ali Paşa dönemi hariç Ekim 1516’dan Aralık 1917'ye kadar yak- laşık dört asır Osmanlı idaresinde kalmış- tır. Osmanlı Devleti manevi değerine uy- gun olarak Kudüs'te birçok imar faali- yeti gerçekleştirilmiştir. Kubbetü's-Sah- ra'nin restorasyonu, bugün hâlâ ayakta olan surların inşası, Beyt Lahm ve Halîlür- rahmân'dan Kudüs'e su getiren kanalla- rın tamiri, Hürrem Sultan'ın cami, medre- se, han, ribât ve imaretten oluşan külliyesi Kudüs'teki Osmanlı eserlerinin önde ge- Yerlilerden iki günlük mesafedeki dağda lenlerindendir. Kudüs su yolları hakkında birçok su kaynağı bulunduğu ve bu su- kaynak olarak kullandığımız Naimi mah- ların İsrailoğulları zamanında şehre kadar lasıyla bilinen Çeşmecizade Ni‘metullah getirildiğini öğrenen “Üstad” durumdan Çelebi’nin (ö.1567) “Fezâyil-i Kuds”ü Men- Kanuni Sultan Süleyman’ı haberdar eder. deres Velioğlu tarafından yayınlanmıştır. Kanuni de su getirme fikrini benimser ve (Türkiye Yazmalar Kurumu, 2017 eserde şu emri verir: Osmanlı Devleti manevi verilen bilgilere göre Naimi, Kanuni Sul- değerine uygun olarak tan Süleyman’ın Kudüs’te gerçekleştirdiği Evvela ana su götürsünler imar faaliyetlerine, kâtiplik vazifesiyle ne- Ol binaya hemen el ursunlar Kudüs'te birçok imar zaret etmiştir.) Demesinler ki çok hazine gider faaliyeti gerçekleştirmiştir. Naimi’nin eseri bilhassa Kanuni devri imar Bir içim suyu bin hazine değer Kubbetü's-Sahra'nin faaliyetleri ve Kudüs su yolları konusun- Bu emir üzerine Üstad yanına Naimi’yi de da içerdiği birinci elden bilgiler bakımın- restorasyonu, bugün dan değerlidir. Naimi’nin tam olarak ne alarak bahsi geçen dağdaki su kaynakla- hâlâ ayakta olan surların rını teftişe gider ve gerçekten kâfi miktar- zaman Kudüs’te bulunduğu bilinmemek- inşası, Beyt Lahm ve le birlikte eserinde verdiği Kudüs surla- da leziz su kaynakları bulunduğunu gö- rıyla ilgili bilgilerden H. 944-948 (yakla- rür. Naimi, tespit edilen su kaynaklarının Halîlürrahmân'dan şık:1537-42) tarihleri arasında orada bu- adını da veriyor: Ayn-ı A’tan, Ayn-ı Ferruc, Kudüs'e su getiren lunduğu kesindir. Kanuni’nin Kudüs’ü ve Ayn-ı Salih. Şair her birinin lezzeti hak- imar için gönderdiği kafilenin katiplik gö- kında abartılı övgülerde bulunuyor. Bir- kanalların tamiri, Hürrem revini deruhte eden Naimi bilahere inti- kaç örnek: Sultan'ın cami, medrese, balarını mesnevi tarzında kaleme almış- Gelelim imdi Ayn-ı Atan’a han, ribât ve imaretten tır. Eserin 47b-57a. arasındaki yaklaşık 10 Ki verir vasfı yüz safa cana varaklık kısmı da Kudüs su yollarına tahsis oluşan külliyesi Kudüs'teki edilmiştir. Biz de bu bölümde yer alan ba- Nuşu âb-ı hayata meşreptir Osmanlı eserlerinin önde hisleri özetleyerek vermek istiyoruz. Nai- Erdiği hastaya mücerreptir gelenlerindendir. mi’nin adını vermeden “üstad” diye andı- Ayn-ı Ferrucu seyreden âdem ğı ancak diğer bazı kaynaklara göre Lala Komadı canda gussa dilde elem Mustafa Paşa olan imar görevlisi Kudüs’te yaptığı ilk araştırmada şehrin en acil ihti- Ger yüze gelse çeşme-i hayvan yacının su olduğunu görür ve çareler arar. Der idim aynıdır anın bu heman

www.mirasimiz.org.tr 11 DOSYA

birine bağlanarak büyük zahmetlerle su- yun yoluna devam etmesi sağlanır. Ku- düs’e yakın yerde büyük bir gölet boşluğu vardır. Su orayı doldurur ve insanlar bunu seyretmeye gelir, gölde yüzerler: Birke âb-ı revanla doldu tamam Seyrine çıktı nice serv-i hıram Şehrin ey nice sim-ten mâhı Atılırdı içine san mâhî Su yüzünde yüzerdi her mehveş Nilgûn-ı âsümanda sanki güneş Halilürrahman tarafına da bir çeşme yap- tıktan sonra su nihayet uğurlu bir vakitte şehre ulaşır ve ortalık bayram yerine dö- ner. Naimi, daha sonra şehirde yapılan çeşmeler ve sadırvanlar hakkında bilgi- ler vermektedir. Buna göre Aksatullah ile Sahratullah arasında inşa edilen çeşmele- akmasıyla her taraf yeşerir ve vadi çimen rin isimleri şöyledir: Çeşme-i bab-ı hutta, denizine döner; Çeşme-i bab-ı silsile, Çeşme-i hamma- Künge alıp heman su yolcuları mü’l-Ayn ve Çeşme-i bahr-ı nâzır. Her bi- Kaptılar suyu kaçtılar ileri rini ayrı ayrı öven şairin övgülerinden bir- kaç örnek beyitle yazımızı bitirelim: Her ne vadiye kim revan oldu Anadolu ve Şam’dan Gül gibi güldü gülüstan oldu Tak mı bu meh-i mukavves mi Kavs burcu mu ya mukarnas mı getirilen ustalar temeli Öyle bitti ekinleri guya atarlar ve çalışmalar Mevc ururdu bir yeşil derya Şemse midir bu yoksa şemse-i mihr Bu kemer mi yahut hilal-i sipihr başlar. Taş işçileri dağı Su, yol üzerinde Hz. İsa’nın doğum yeri olan Beytüllahim’e ulaşınca yörede yaşa- Tak-ı gerduna tan eder kemerin delerler, diğerleri su yanların talebi üzerine oraya da biri in- Şemse-i şemse dahi şemselerin yollarını kazar künk sanlar diğeri hayvanlar için iki tane ha- vuz yapılır: Her gece encüm ey imaret-i hayr döşerler ve suyu Göz açıp subha dek eder seni seyr Cem olup cümle halkı o l kuyun akıtırlar Talibi dahi ragıbı suyun Beyt-i makdisde demezen amma Dahi mislin getirmedi dünya. Dediler geldi su mekanımıza Mealen: Bu, çeşmenin tâkı mıdır yoksa ka- Hak bilir su sepildi canımıza visli hilal mi? Bu, yay burcu mu yoksa mu- Bir keremdir ki etmiş ol server karnas mı? Bu, çeşmenin süsü olan şem- Yok mudur bize de hakk-ı nazar se mi yoksa göğün güneşi mi? Bu, çeş- Gördüler var taleplerinde savab menin kemeri mi, yoksa gökteki hilal mi? Ayn-ı Salih gibi kanı bir su Verdiler istedikleri kadar âb Ey hayırlı yapı, her gece yıldızlar gözleri- Ki ola dil-pezir ü hem dil-cu ni açar da sabaha kadar hayranlıkla seni Naimî su yolu açma çalışmaları esnasında Bir acep taş içindedir başı seyrederler. Sadece Beyt-i Makdis’de değil yaşanan zorluklar ve bunların nasıl aşıldı- Çeşm-i aşık gibi akar yaşı ğı ile ilgili bazı teknik bilgileri de vermek- bütün dünyada senin bir benzerin yok. Anadolu ve Şam’dan getirilen ustalar te- tedir. Buna göre su yolu bir dağa tesadüf meli atarlar ve çalışmalar başlar. Taş işçi- eder. Dağın içinden 80 arşın derinliğinde Dipnot: leri dağı delerler, diğerleri su yollarını ka- su kuyuları açılır, çarklarla molozlar çeki- (1) M.Yaşar Kandemir, Fezail, DİA, 529-31 zar künk döşerler ve suyu akıtırlar. Suyun lip atıldıktan sonra kuyular kanallarla bir- (2) Nşr. Ahmed Ramazan Ahmed, 1-11, Kahire 1982

12 www.mirasimiz.org.tr ÇİZGİLERLE KUDÜS TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020 Çizgi: Abbas Naaseri - İran

www.mirasimiz.org.tr 13 DENEMEDOSYA ŞU CENNET IRMAKLARI… Şenay Şeker

Bismillahirrahmanirrahim Tüm canlıların hayat kaynağı olan su, Cenab-ı şekilde vazifesine devam eder. Kendisine ha- Hakk’ın Cemal ve Celal sıfatının tecelli ettiği en lifelik makamı yani kulluk vazifesi verilen insa- “İman edip, salih amellerde bulunanlar(var önemli unsurlardan biridir. noğlu, nimetlere şükretmek ve emanetlere sa- ya); onları içinde ebedi kalıcı olarak, altından ırmaklar akan cennetin yüksek köşklerine mu- Tüm alemleri yaratan Allah Teala insana bi- hip çıkmakla yükümlüdür. hakkak yerleştireceğiz. Salih amel işleyenlerin ri dünyada diğeri ahirette iki hayat sunmuştur. İnsanın Özgürlüğü Rabbine (1) ecri ne güzeldir.“ Dünya, insanoğlunun imtihan olduğu geçici Teslim Olduğu Yerde Başlar... bir misafirhane ve yoksunluklar diyarıdır. Yok- llah-u Teala Hazretleri Kuran-ı Ke- Tüm âlemler Cenab-ı Peygamber Efendimizin sulluk demiyoruz, zira yaratan tüm mahlukatın rim’in birçok ayetlerinde “altından (sav) hürmetine yaratılmışken; O, tevazusuy- rızkına kefil olmuştur. Rızık endişesi taşımak, te- ırmaklar akan cennetler” ifadesini la ve güzel ahlakıyla insanlara en güzel örnek vekkül ehli olmayanlara mahsus bir haldir. Cö- kullanır. Bizler her ne kadar cen- olmuş ve “kul” olmayı en büyük şeref saymış- mertlerin en cömerdi olan Allah Teâlâ canlılara netin aslını tasavvur edemesek tır. Zira kuvvet ve kudret sahibi olan Allah Zü’l rızık olarak ihtiyacı olan havayı, suyu ve bire bin de olağanüstü güzellikte bir ahiret yurdu oldu- Celal Hazretleri’ne teslim olan kul olmak; insa- veren toprağı cömertçe sunmuştur. Ağunu biliriz. Sayısız cennet nimetleri içerisinde nı dünya sürgününün bütün köleliklerinden zikredilen cennet ırmakları insanoğlu için su- Kâinatta hiçbir şey başıboş yaratılmamıştır ve kurtarıp özgür olmasını ve böylelikle en yüksek yun ne kadar kıymetli olduğunun bir işaretidir. her şey bir ahenk içerisinde ve fıtratına uygun makamlara yükselmesini sağlar.

14 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

İnsan akarsu misali; ana rahminden itibaren ömür denilen yolculuğunda bir hedefe doğru yol alır. İnanan insanlar için menzil yaratan O’nun rızasıdır. Aynı akarsuların önüne çıkan engeller gibi, insanoğlu da elbette ki musibetlere ve belalara müptela olur. Allah Resulü (sav), en büyük tecellilere mazhar yedi kat semaya ulaşan ve Sidretü’l Münteha’da Kimisi hedefinden olduğu Miraç’a “kulluk makamında“ yüksel- Cebrail Aleyhisselam’dan ayrılarak Kab-ı Kav- miştir. Miraç hadisesinde, kendinden önce ve seyn’ de zamandan ve mekândan münezzeh şaşmadan yoluna sabır sonra kimseye verilmeyecek olan makamla- olan Rabbimizin cemali ile müşerref olup kar- ve tevekkül ile devam ra yükseltilmiş ve Rabbinin cemaliyle yakinen şılıklı konuşma ve dualaşmaya kadar uzanan eder ve yol kat ettikçe müşerref olmuştur. Böylelikle en büyük maka- muazzam bir yolculuk. mertebe alır ve gitgide ma, en büyük mertebe ile ulaşmıştır. Nitekim Bu kutlu yolculuğun ilk adımı, Peygamber Efen- İsra 1. Ayeti kerimesinde Allah-u Teala: dimizin (sav) göğsünün yarılarak zemzem suyu olgunlaşır. Kimi de “Bir gece, kendisine bazı ayetlerimizi göstere- ile üç kere yıkanması ve içinin iman ve hikmet nefsine ağır gelen bu lim diye kulunu Mescid-i Haram’dan çevresini ile doldurulması ile başlıyor. Çünkü Efendimiz(- yolda hedefinden şaşar mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren sav) o gece sayısız mucizelere tanık olacaktı. ve kendini geri dönüşü Allah eksikliklerden münezzehtir. O, gerçekten “Cebrail gelip göğsümü yardı. Zemzem suyu ile her şeyi işiten ve görendir.” buyurmuştur. yıkadıktan sonra, içi hikmet ve iman dolu al- olmayan bataklıklara tın bir tas getirip göğsüme boşalttı, sonra ka- İsra ve Miraç hadisesi dünyadaki zaman algı- pattı.” (2) sürükler. sıyla kısa bir zamanda gerçekleşse de yine de uzun bir yolculuktu. Mescid-i Haram‘dan başla- Efendimiz (sav), Mescid-i Aksa’da tüm Peygam- yan ve Mescid-i Aksa’da soluklanılan ve oradan ber-i İzam’a imam olup namaz kıldırmış ve

www.mirasimiz.org.tr 15 DOSYA

“İmamü’l Mürselin” lakabının muhatabı olmuş- miştir. “Müttakîlere vaat edilen cennetin tem- Üç yüz fersah genişliğinde, rengi sütten beyaz, tur. Daha sonra Hacerü’l Müşerrefe denilen ka- sili şöyledir: Onda ırmaklar vardır bozulmayan baldan tatlı, amberden güzel kokulu olan Kev- yanın üzerinden Miraç’a yükseltilen Efendimiz sudan, ırmaklar vardır tadı değişmeyen sütten, ser ırmağı; arşın altından kaynayarak Firdevs-i (sav) Sidretü’l Münteha denilen makama geldi- ırmaklar vardır içenlere lezzet veren şaraptan, Ala’ya ulaşır. Kevser ırmağının kenarlarında bu- ğinde Cebrail (as), Peygamber Efendimize hita- ırmaklar vardır saf baldandır. Orada onlara lunan altın ve gümüş kaselerden Kevser şarabı- ben: “Burası ümmetinden senin sünnetin üze- meyvelerin her çeşidinden ve Rablerinden bir nı içen cennet ehlinin bedenleri afiyet bulacak re gidenlerin ulaşacağı son makamdır. Burada mağfiret vardır. Hiç bunlar, o ateşte ebedi kalan ve tüm hastalıklardan, yorgunluklardan, keder- dört nehir vardır; ikisi batıni, ikisi ise zahiridir.” ve kaynar su içirilerek bağırsakları parça parça lerden emin olacaktır. Rasulullah(sav) “Bunlar nedir?” diye sorduğun- olan kişi gibi midir?” Allah Teala’nın sonsuz lütfu olarak, cennette da, Cebrail(as): "Zahiri olanlar Fırat ve Nil, ba- Cennet ırmaklarının en büyüğü olan Rahmet verilen nimetlerin birer numunesi dünyada in- sanlara verilmiştir. Hatta cennet nimetleriyle tıni olanlar ise Rahmet ve Kevser ırmaklarıdır.” ırmağı, aynı Tuba ağacı gibi bütün cennetleri (3) karşılaşan müminler şaşıracak ve “Bu nimetler buyurdu. dolaşarak her birine nimetleri ve lezzetleri taşı- daha önce dünyada iken rızıklandığımızdır.” yan müstesna bir ırmaktır. Kumları saf inciden İman edip, salih amel işleyen mü’minlere veri- diyeceklerdir. Amma velâkin cennet nimetleri olup berrak suları ve hoş kokusuyla bir rahmet len en büyük müjdelerden birisi olan cennet her ne kadar dünyadakilere benzese bile şekil, deryasıdır. nimetleri, Marifetname adlı eserde şöyle anla- renk ve tat olarak kıyaslanamayacak kadar gü- tılmıştır: “Cennetlerin toprağı misk, taşı cevher, Miraç hadisesinde Efendimize (sav) gösterilen zel ve lezzetli olacaktır. bitkisi hoş kokulu çiçekler ve kırmızı zebercet- cennet ırmaklarından bir diğeri ise “Kevser ır- Kuran-ı Kerim’de cennette olduğu zikredilen di- tendir. Kasırları el değmemiş inciden ve köşkle- mağı” dır. Kevser Suresi’nde “Biz sana Kevser’i ri sarı yakuttandır. Kapıları mücevherden olan ğer akarsular: Kafur nehri “Şüphesiz ki iyiler, ka- verdik.” diye zikredilen bu ırmak, Allah’ın cc biz- rışımı kafur olan bir kâseden içerler.” (4 her kasrın önünde dört nehir akar. Biri ab-ı ha- zat Habibine ve ümmetine ikramıdır. Mahşer yat olan su nehri, biri halis süt, biri tertemiz şa- günü sıratı geçen Ümmet-i Muhammed, cen- Selsebil, “Orada onlara bir kadeh içirilir ki karı- rap, biri de saf baldandır.” nete girmeden önce Kevser havzının başında şımı zencefildir. O, cennette Selsebil denilen bir kaynaktır.“ (5) Allah Teala Muhammed Suresi 15. Ayeti ke- Rasulullah (sav) ile buluşacak ve havzın suyun- rimesinde bizlere, cennetin ve altından akan da yıkanıp temizlenerek cennete müdahil ola- "Tesnim, İçeceğin bir karışımı da Tesnim’dir. Bu ırmakların vasıflarını apaçık bir şekilde bildir- caktır inşallah. Allah’a yakın olanların içecekleri kaynaktır.” (6)

16 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

Rahik-i Mahtum “Kendilerine ağızları mühürlü, denilen bölge kadim medeniyetlere beşik ol- deki suya ve akışına baktığımızda bu suyun saf içeceklerden içirilir. Sonunda misk kokusu muş ve bu verimli topraklar büyük mücade- dünya kaynaklarından olmasının imkansızlığını bırakır.” (7) ve daha niceleridir. lelere şahitlik etmiştir. Bol ve bereketli sularıyla ve ancak manevi bir cennetin hazinelerinden geçtikleri topraklara hayat veren Fırat ve Nil Ne- ve yalnız gaybi ve tükenmez bir menbaın fey- Arşın Altından Kaynayarak hirleri hakkında ne yazsak az gelir. zinden aktığını anlayabiliriz. Yeryüzüne Hayat Olan Nehirler Allah Rasulü’ne (sav) Sidretü’l Münteha’da gös- Ziyadetü’l Camiu’s-Sağir isimli hadis külliyatın- Bir başka hadiste ise Fırat ve Nil ile beraber terilen Fırat ve Nil nehirleri arasında kalan top- da geçen bir hadiste Efendimiz buyurmuştur Seyhun ve Ceyhun nehirlerinin de cennet ır- raklar Yüce Allah’ın Hz. İbrahim’e ve onun so- ki: “Muhakkak ki Nil, cennetten çıkıyor. Ve eğer maklarından olduğu rivayet edilmiştir. İbn-i Ab- yundan gelen ve Allah’a itaat edenlere vaat et- Nil’e girer ve orada yüzerseniz; elbette Nil’de bas’tan rivayet edilen bir hadisi şerifte şöyle bu- tiği bereketli topraklardır. Peygamber Efendimi- cennetin güzelliğini ve yumuşaklığını görür ve yurulmuştur: “Cennetten beş nehir indirilmiştir. (8) (9) ze (sav) gösterilen ırmakların iki kola ayrılması hissedersiniz.” Seyhun, Ceyhun, Dicle, Fırat ve Nil” gibi İbrahim Aleyhisselam’ın soyu da Hz. İsmail Cenab-ı Hakk’ın rahmet hazinelerinden olan Müslim’in rivayet ettiği hadiste cennet nehri ve Hz. İshak’tan olmak üzere ikiye ayrılmıştır. bu nehirler hakkında “Sözler/Yirminci Söz” olarak zikredilen Ceyhun (Amu Derya) ve Sey- Kim Allah’a (cc) itaat eder ve şeriatından ayrıl- bahsinde “Şöyle aziz ırmakların elbette müm- hun (Sri Derya) nehirleri Orta Asya’da bulun- mazsa bu topraklar onların hakkıdır. Ne yazık ki; kün değil, şu dağlar hakiki menbâları olsun.” maktadır. Maveraünnenir diye anılan bu iki İsrailoğulları yollarından şaştılar ve Allah’a (cc) diye başlayan Bediuzzaman hazretleri, bu ne- nehrin arasında kalan bölge birçok medeniyete iftira attılar, dinini yalanladılar ve peygamberle- hirlerin akışına dünyada hiçbir kaynağın güç ev sahipliği yapmıştır. Bu tarihi coğrafyada Asya rini öldürdüler. Bundan dolayı o kutsal toprak- yetiremeyeceğini, hiçbir yağmurun kafi gel- Hun İmparatorluğu, Göktürkler, Uygurlar, Sasa- lar İsmail (as) soyundan gelen ve Allah’a cc itaat meyeceğini ancak cennetten her daim dam- niler, Karahanlılar, Gazneliler, Büyük Selçuklular eden Müslümanlarındır ve bu kıyamete kadar layan katreler sayesinde bereketli olduklarını ve daha pek çok devletler kurulmuştur. Buhara, değişmeyecektir. söylemiştir. Semerkant ve Taşkent gibi ilim merkezlerinde sayısız ilim adamları ve sanatkârlar yetişmiştir. Fırat Nehri, Anadolu topraklarından geçerek Şöyle ki Tanzanya, Uganda, Ruanda, Brundi, Suriye ve Irak topraklarında Dicle nehri ile birle- Konjo, Kenya, Habeşistan, Eritre, Sudan gibi çöl İnsan Bu, Su Misali... şerek Şattü’l Arap denilen deltadan Basra Kör- topraklarını aşarak Akdeniz’e ulaşan ve Mısır Akarsu deyip geçmemek lazım, zira kayna- fezi’ne dökülür. Bu iki nehrin arasında kalan ve topraklarına hayat veren Nil nehri, Cemel-i Ka- ğından çıkıp menziline ulaşıncaya kadar yol Basra Körfezi’ne kadar uzayan Mezopotamya mer denilen bir dağdan çıkmaktadır. Hacmin- boyunca nice badireler atlatır. Ama ne olur-

www.mirasimiz.org.tr 17 DOSYA

sa olsun hiç aralıksız yoluna devam eder. Ba- yu, sert kayalara çarptıkça mücadeleyi, yokuş Su gibi bulunduğu ortamın şeklini ve ren- zen sakin ve içine çekilerek bazense coşarak ve tırmanırken sabrı, inişlerde direnmeyi öğre- gini alan insan da her daim salihlerle yol- çalkantılı bir seyir halinde yoluna devam eder. nir. İnsan da öyledir; yaşadıkça, insanlardan ve daşlık etmeli, ilim meclislerinden ayrılma- Amacı denize kavuşup onda fani olmaktır. olaylardan çok şeyler öğrenir ve kendisini ge- malıdır. Böylelikle temiz su misali hem tahir liştirir ve artık başkalarına bir şeyler katmaya ve İnsan da aynı akarsu misali; ana rahminden iti- hem de mutahhir olma vasfına erişir. Dua- baren ömür denilen yolculuğunda bir hedefe etkilemeye başlar. Suların geçtiği topraklarda mız şudur ki, “Rabbimiz! Tüm Mü’minlere, Ha- medeniyetlerin kurulmasına ve berekete vesi- doğru yol alır. İnanan insanlar için menzil yara- bib-i Zişan Efendimizin Kevser Havzı’nın ba- le olması gibi, insanda bulunduğu her ortamı tan O’nun rızasıdır. Aynı akarsuların önüne çı- şında toplanmayı nasip eylesin inşallah.” kan engeller gibi insanoğlu da elbette ki mu- Rabbinin halifelik makamına yaraşır bir şekilde ilmiyle, irfanıyla, ahlak-ı hamidesiyle inşa etmeli sibetlere ve belalara müptela olur. Kimisi he- Kaynaklar: definden şaşmadan yoluna sabır ve tevekkül ve İslam’ın nuruyla ihya etmelidir. Ruhul Beyan Tefsiri, 15. Cilt/ İsra Suresi ile devam eder ve yol kat ettikçe mertebe alır Efendimiz (sav) miraç hadisesini hem bedenen Keşkül Dergisi, 43. Sayı ve gitgide olgunlaşır. Kimi de nefsine ağır ge- hem de ruhen yaşamıştır. Kendisine gösterilen Faziletleriyle Gün ve Geceler, İsmail Fındıklı len bu yolda hedefinden şaşar ve kendisini geri ırmakların bir kısmının batıni, bir kısmının da dönüşü olmayan bataklıklara sürükler. zahiri olduğunu düşünürsek, bu durumdan çı- Dipnotlar: Nasıl ki denize kavuşan ve onda fani olan su- karılacak çok ibret ve dersler vardır. (1) Ankebut Suresi, 58 dan artık eser kalmadığı gibi, insan da şeriatın Kati olan şudur ki; insanoğlu da dahil, her şeyin (2) Sahih-i Buhari, Müslim (3) Sahih-i Buhari, 10:71 menbâı olan Allah Resulü’nde fani olduktan bir dış görünüşü, bir de iç alemi vardır. Bazen sonra yoluna devam ederse hakikat denizine (4) İnsan Suresi 5 suların sadece akışını, şeklini veya rengini algı- yani hiçlik makamına ulaşır. İşte bu yolda olmak (5) İnsan Suresi 18 layıp, onun derinliklerinden bihaber olabiliriz. istikamettir. (6) Mutaffifin Suresi 27/ 28 Bazı sular vardır ki, dibinde ne cevherler ne in- (7) Mutaffifin 25/26 Yol boyunca geçtiği yerlerin tabiatına tanık- ciler gizlidir. Bazı suların ise içine girdikçe balçı- (8) Ed-Durrul- Mensur 1446 lık eden ırmaklar, verimli topraklardan tevazu- ğa saplanırsınız. (9) Futuhu’l Gayb 23/89

18 www.mirasimiz.org.tr ÇİZGİLERLE KUDÜS TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020 Çizgi: Shahrokh Heiadri - France Çizgi: Shahrokh

www.mirasimiz.org.tr 19 DOSYA

Yaratılışın Sırlı Kaynağı: SU

A. Dilara Koçyiğit

u canlılar için çok ehemmiyetli bir ğunu hem de canlılığın bir gereği olduğunu cudunda yüksek bir oranda su bulunmaktadır. moleküldür. Kelimenin kökenine gösteriyor. Kur’an-ı Kerim’in asırlar önce bize bildirdiği bu baktığımızda öz Türkçede “suv-sub”; hakikati modern bilim de artık kanıtlamıştır. İlk çağ filozoflarından Thales gözlemleri sonu- Arapçada “mâî” olarak geçer, sıvı ke- Yeryüzünde ilk canlılık da sudan türemiştir ve cunda her şeyin özünün, cevherinin (bkz. Arche limesi ve mavi kelimesi de bu köken- Dünya’nın oluşumu esnasındaki su hala muh- problemi) su olduğu kanısına varmıştır. Endü- lerden türemiştir. Suyu sadece madde katego- teşem bir devir daim ile varlığını sürdürmekte- lüslü bilim adamları da su üzerine çalışmalar Srisine koyup iki hidrojen ve bir oksijen atomu- dir. Bu süregeliş Allah’ın evrende koyduğu yasa- yapmışlardır. Yıllar boyunca deneysel olarak su nun birleşimi şeklinde tanımlamak, belki de lar, yani Sünnetullah dairesinde devam etmek- üzerine bunca araştırma yapılmasına rağmen, suyun ihtiva ettiği manayı ve canlılık üzerindeki tedir. Suyun hayatımızdaki yeri ile ilgili ayet-i suyun gizemi hala tam olarak keşfedilemiyor. etkisini daraltarak tabiri caizse suyun varlığına kerimelerden örnek verecek olursak; “Allah, her haksızlık etmektir. “Su hayattır.” sözü bize aslın- İnkâr edilmeyecek bir hakikat var ki yeryüzün- canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi kar- da hem suyun kendisinin canlı bir varlık oldu- deki her canlı sudan yaratılmıştır. Canlıların vü- nı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde

20 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

İnkâr edilmeyecek bir hakikat var ki yeryüzündeki her canlı sudan yaratılmıştır. Canlıların vücudunda yüksek bir oranda su bulunmaktadır. retinin ve merhametinin bir kanıtıdır. Allah ver- si olan birçok yapıda âdeta ölümsüz bir mesaj Kur’an-ı Kerim’in diği nimetleri hem bir lütuf hem bir imtihan gibi işlenmiştir. vesilesi kılmıştır. Suyun toprağı diriltmesi, hayat asırlar önce bize Ancak günümüzde insanlık öyle bir noktaya vermesi, gemilerin üstünde yüzmesi rahmettir. geldi ki teknoloji ve bilim hızlı bir şekilde ilerler- bildirdiği bu hakikati Nitekim, yağmura da rahmet deriz. Diğer yan- ken denizler kolayca kirletilmekte, su israfı nor- dan suda boğulma veya sel, fırtına gibi olaylar modern bilim de malleşmektedir. İçme suyu kaynaklarının yüzde da bu nimetin imtihanı sayılabilir. Hz. Musa’nın artık kanıtlamıştır. 70’i yerleşim birimleri içinde kaldığı için kullanı- asasını yere vurmasıyla ikiye yarılan Kızıldeniz, lan kaynak suları da atıklar sebebiyle temiz ka- inananlara kurtuluş; Allah’ı inkâr edenlere nasıl lamıyor. Halbuki dünyamızda bulunan toplam azap olduysa Hz. Eyyüb’ün yaralarına şifa olan su hacmi sürekli bir devir daim içerisinde oldu- su; Hz. Nuh kıssasında tufan olmuş, Allah’ı inkâr ğundan dolayı, kirlenen sular ortadan kaybol- edenleri helak etmiştir. muyor ve canlıların yaşam alanı olan denizlerin yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürü- Büyükler kendisine su ikram edenlere: “Su gibi başka bir alternatifi bulunmamakta… mektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz aziz ol!” derler. Peki neden suya aziz sıfatı yük- Siz hiç yoktan su üreten bir tesis gördünüz mü? (1) Allah, her şeye güç yetirendir.” “Allah gökten lenir? İnsan ancak topraktan kaynak suları çıkarıp pa- su indirdi de onunla yeryüzünü ölümünden Su, insanların fiziksel ve ruhsal sağlığı için ketleyebilir, herhangi bir maddeden su ürete- sonra diriltti. Şüphesiz bunda dinleyecek bir mez. Bir gün uyandığımızda her zaman kolayca (2) önemli olduğu gibi, canlılar açısından da çok toplum için bir ibret vardır.” önemli ve hayati görevler yüklüdür. Kadim me- erişebildiğimiz suyun olmadığını tahayyül ede- bilir miyiz? Düşünmesi bile korkutmuyor mu? Kuran-ı Kerim’de Rabbimiz neden bize defalar- deniyetler şehirlerini su kaynaklarının etrafına O halde daha fazla geç olmadan bu gidişata bir ca su üzerine tefekkür etmemizi ve ibret alma- kurmuşlar, kuraklık olan yerleri terk etmişlerdir. dur demek, zarardan dönmek insanoğlu için mızı tavsiye etmektedir? Bilindiği üzere, ilk ayet Türk-İslam medeniyetinde ve son olarak Os- en elzem mesele haline gelmelidir. Çünkü su- olan “Oku!” emri bize, sadece fiziksel anlamda manlı devrinde suya çok fazla ehemmiyet ve- yun faydaları ve hikmetleri bildiğimizden, duy- okumayı değil Yaratıcı’nın kozmolojik delili olan rilmiş ve saygı gösterilmiştir. Tarihi eser sayılan duğumuzdan çok daha fazladır. Bu durumda kâinatı da okumayı emrediyor. İşte bu emir se- çeşmelerimize baktığımızda “Ve cealnâ minel suyun maddi yapısından ve bilebildiğimiz öl- bebiyle, yaratılış üzerine tefekkür ederken suyu mâi kulle şey’in hayy” “Hayat olan her şeyi su- dan yarattık...”(3) yazılıdır. Bu ayetin çeşme ki- çüde hikmetlerinden bahsetmek yerinde ola- en büyük ayetlerden biri olarak görebiliriz. Ken- caktır. disi bir derya olan Kuran’da bu nedenle tek bir tabelerine yazılmasındaki gaye, çeşmeden su içene suyun kıymetini hatırlatmaktır. Mimarisi- yerde değil birçok ayette sudan bahsedilmek- Suyun ortam şartları şaşılacak derecede değiş- ne hayran kaldığımız birçok caminin içinde kı- te ve “Dinleyecek toplumlar için ibretler vardır.” se bile özünü koruyarak şekil değiştiren bir ya- lınan namaza huşu katması için bazı camilerde buyruğu ile suyu daha yakından anlamamız, pısı vardır. Soğukta kar tanesi olarak katılaşıyor, iç şadırvan ve havuzlar yapılmıştır. Suyun mu- buharlaşınca havaya karışıyor, yağmur oluyor üzerine düşünmemiz gerektiği vaaz edilmek- hafazası için kasırlar inşa edilmiştir. Medreseleri- üzerimize iniyor. Çiğ, dolu, kar, yağmur, buz de- tedir. mizdeki havuzdaki suyun akışı bile bir ders gibi diğimiz her şey aslında sudan ibarettir. Yine her Yüce Allah’ın engin rahmetinin eseri olarak yer- ibretlik hesaplar ile tayin edilmiş, suyun bir ni- bir kar kristalinin birbirine benzemediğini, ayrı yüzüne gökten su indirerek yeri diriltmesi kud- met olduğu bilinci, medeniyetimizin gösterge- bir deseni olduğunu biliyoruz. Bu desenler es-

www.mirasimiz.org.tr 21 DOSYA

Son zamanlarda yapılan araştırmalarda, yaratılan her şeyin bir enerji döngüsünün olduğu, maddeler arası gözle görünmeyen enerji akışlarının varlığı bilimsel verilerle tespit edildi.

tetik açıdan da bizi oldukça etkiler. Bunun se- edildiğinde ise hoş olmayan şekillere dönüşe- hücrelerine benzer bir şekle dönüştüğünü fark bebi; su moleküllerinin kendine özgü olması- rek kendi tepkisini koymuş oluyor. Bu şaşırtıcı ediyor. dır. Araştırmalarda tamamen sesten arındırılmış durum en çok saf katıksız kaynak sularında gö- Demek ki; günlük hayatımızda kullandığımız laboratuvar ortamında bir kar tanesine, sıcak- rünüyor. Araştırmalara göre suyun (kaynak su- hayırlı olmayan sözler, fütursuzca ağzımızdan lık verilerek su damlacığına dönüştürülüyor ve yu, işlenmiş su farkı olmaksızın) şükür, Muham- çıkan kötü söylemler, sudan yaratılan ve %75’i tekrar 10 dakika sonra soğutup donduruluyor. med, dürüstlük, bağışlama, azamet, büyüklük, Ortaya çıkan sonuç oldukça hayret verici, aynı şefkat, merhamet, çalışkan, evet, denge, er- su olan beşer üzerindeki çerçeveyi genişletir- kar tanesi her seferinde kendine has olan şekli- dem, dua, selam, lütuf, marifet gibi kelimelere sek üçte ikisi su olan dünya üzerindeki tesiri ne dönüşüyor. Bu deney suyun bir hafızaya sa- daha çok tepki verdiği görülmüş. İlginç bir ça- tahminimizden oldukça yüksektir. Bu hakikat hip olduğunu, suyun hafızasındakileri yine suya lışmadan daha detay vermek gerekirse Japon bana ilk olarak, Peygamber Efendimiz ’in ço- aktararak mayalandığını, yani suyun canlı oldu- bilim adamı Dr. Masaru Emoto’nun yaptığı bir cuklara güzel isimler verilmesini tavsiye ettiği ğunu kanıtlamaktadır. Bununla ilgili bir çalışma deneyde suya: “Beni hasta ediyorsun.” mesa- hadisi aklıma getirdi. Dünyaya saf ve masum 1988 yılında Fransız immünolog Jacques Ben- jını vererek su moleküllerinin mikroskobik fo- olarak gelen insana bir ömür boyu ismiyle hi- veniste tarafından Nature Dergisi’nde yayım- toğrafını çektiğinde su moleküllerinin kanser tap ediliyor. Eğer ismi, güzel bir manaya sahip lanmıştır. Benveniste suyun içerdiği her mad- deyi hafızaya kaydettiğini o maddenin sudan ayrıldığında bile hafızasında bütün özelliklerini taşıdığını, örneğin suya bir zehir yerine sadece zehrin frekansı yüklendiğinde bile zehrin ken- disi eklenmiş gibi içine konulan sinekleri öldür- düğünü tespit etmiştir. Yani su, sahip olduğu kendine özgü hafıza ile titreşimler üzerinden kendi alfabesine göre her söyleneni kaydedi- yor. Yapılan araştırma ve deneyler sonucunda, sesin olmadığı yerde su molekülleri ait olduğu desene bürünüyor. Sesin olduğu mekanlarda ise söylenen sözün titreşimine göre şekil değiş- tiriyor. Olumlu kelimeler söylendiğinde estetik açıdan güzel şekillere dönüşen su molekülle- ri; kendine olumsuz, kötü mahiyetli sözler sarf

22 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

ise bedeninde var olan su molekülleri bu kod- leriyle seni yıkıp devireceklerdi." ifadesini mü- lamaya göre şekil alıyor. Hoş bir anlamı olma- fessirlerin ekseriyeti "nazar" olarak tefsir et- (6) نظر yan ya da manası boş isimler, birey daha anne mişlerdir. Nazar kelimesi Arapçada rahmindeyken karakterine zarar vermeye baş- -nazara kökünden gelmekte ve “Bakış” ma- lıyor. Bunun gibi konuşurken sarf ettiğimiz söz- nasına gelmektedir. İnsanoğlu sahip olduğu ler de yine birbirimize etki ediyor. O halde yi- fikriyata ve hissiyata göre baktığı canlıya ken- ne hadis-i şerife başvurarak şunu söyleyebiliriz: di enerjisini aktarabilmektedir. Bu ayette ne- Her maddenin bir enerjisi “Ya hayır konuş ya sus.” (4) gatif bir enerji aktarımına örnek verilmiştir. olduğu gibi suyun da Hayır konuşmaktan bahsetmişken suya oku- Her maddenin bir enerjisi olduğu gibi suyun kendine ait bir enerjisi nan dualar ve okunmuş su mefhumu toplu- da kendine ait bir enerjisi vardır. Suyu içerek, vardır. Suyu içerek, suyun mumuzda herkesin malumudur. Belki bu uy- suyun sahip olduğu enerjiyi de içimize alı- gulamayı hala hurafe olarak görenler de vardır. yoruz. Burada önemli bir nokta var: Sudaki sahip olduğu enerjiyi Ancak tüm bu anlatılanları değerlendirecek enerji miktarı kaynağına göre değişiyor. Dün- de içimize alıyoruz. olursak kendisi şifa olan Kur’an’ı okuyup suya yanın yüksek noktalarından çıkarılan suyun da ilahi kelamın ses titreşimlerini dinlettirerek enerjisi ile işlem görmüş, florür eklenmiş, Burada önemli bir bu güzel suyu adabına uygun olarak içmek, yüksek basınca maruz bırakılmış suyun ener- nokta var: Sudaki enerji o suyun hücrelerimize karışması vücudumu- jisi arasında yadsınamayacak bir farkın oldu- miktarı kaynağına göre za ayrıca bir şifa, sükûnet ve huzur sebebi ola- ğu deneylerle kanıtlanmış. Suyun hafızası maz mı? içinde bulunduğu kabın enerjisini almakta- değişiyor. dır. Plastik bir kapta içilen su ile direk kayna- Son zamanlarda yapılan araştırmalarda, yara- ğından içilen suyun lezzetinin bize farklı gel- tılan her şeyin bir enerji döngüsünün olduğu, mesinin sebebi budur. Maalesef günümüz maddeler arası gözle görünmeyen enerji akış- şartlarında şehir hayatının yapaylığına maruz larının varlığı bilimsel verilerle tespit edildi. İn- kalan insanlar kaynak sularına kolayca ulaşa- sanların da o an sahip olduğu enerji, çevresin- mıyor. Yine de içtiğimiz suyun kalitesini ar- rar hatırlatmak gibi uygulamalar suyun canlılı- deki her şeyi insanları hatta nesneleri dahi et- tıracak bazı yöntemleri sıralayabiliriz. Örneğin, ğını artıracaktır. kiliyor. Kur’an’ı Kerim’de; "Rabbi onu seçip iyiler- çok beklemiş suyu içmemek, eğer plastik kaba den kıldı. Doğrusu inkâr edenler, zikri (Kur'an-ı) sahip su alıyorsak, bu suyu temin ettikten son- Bunları yaparak sağlımıza katkıda bulunmuş işittikleri vakit nerdeyse gözleri ile seni yıkıp ra en kısa sürede cam bir sürahiye aktarmak, oluruz. Vücudumuzun en küçük yapı taşı olan devireceklerdi. Bir de durmuşlar, o herhalde bir varsa suyun içine kuvars, ametist gibi kristal hücreler de suyla beslenir ve çalışır. Hücre için- delidir, diyorlardı." (5) ayetlerinde geçen "Göz- taşları koyarak suyun sahip oluğu hafızayı tek- deki su azaldığında hücreler vazifelerini yerine

www.mirasimiz.org.tr 23 DOSYA

getiremez hale gelirler. Yaşlandıkça da hücre- yan birçok hastalık bizleri etkilemeye devam lerin su tutma kapasitesi azalır, zamanla hüc- etmektedir. Bu aylarda gündemimizi meşgul reler ölmeye başlar ve bu yüzden bedenimiz eden, tüm dünyayı yakından ilgilendiren, ne- gençken yapabildiklerimizi yapamaz hale ge- redeyse sosyal ve ekonomik yaşamı durma lir. Beden-sağlık ilişkisi büyük oranda hücre-su noktasına getiren Covid-19 Virüsü bunlardan ilişkisinin kuvvetine bağlıdır ve bu durum or- Dünya’da var olan biri sadece. Bu virüse karşı henüz etkili bir aşı ganların çalışma dengelerini etkiler. Bu etki su kirletildikçe, insan ve ilaç bulunmuş olmasa da virüsten en etkili olumlu ise organlar sağlıklı olur, etki olumsuz hücrelerindeki su korunma yolunun temizlik olduğu sürekli ola- ise organlar hastalanmaya başlar. Yüce Allah rak vurgulanır hale geldi. Peki, neydi temizliğin insanoğlunun bedenini 1000 sene yaşayabi- tutma ve sağlıklı olma vazgeçilmez öğesi: Elbette su… lecek şekilde yaratmıştır. Sağlıksız beslenme, yeteneğinin azalması O halde suyun hakikatini tam manasıyla kav- strese bağlı su dengesinin bozulması, yetersiz ve insanın hızlı rayarak, bugünkü alışkanlıklarımızın yanlışlı- su tüketimi veya kalitesiz sulardan içmek, en- yaşlanması gibi tabiatta ğını kabul edip kendimizi değiştirmek icap düstriyel kimyanın gelişmesiyle katkı madde- ediyor. Bu hayati konuda farkındalığımızı art- li yiyeceklerin tüketilmesi, katı maddelerin ve bozulmalar başladı. tırarak daha fazla gecikmeden harekete geç- ilaçların meyve-sebzelerin sahip olduğu öz su- mek ve bir damlasında dahi mucizelerin saklı yu bozması gibi birtakım nedenler, kendi yapıp olduğu idrakiyle su israfını minimuma indir- ettiklerimizle yüzyıllar içerisinde insan ömrü- meye çalışmak için daha neyi bekliyoruz? nün kısalmasına sebebiyet vermiştir.

Çeşitli rivayetlerde Hz. Âdem’in 1000 sene ya- yıl demiyor, 1000 yıldan 50 sene eksik diyerek Dipnot: şadığı geçmektedir.(7) Kur’an’ı Kerim’de, “And bizleri 1000 rakamının üzerinde düşünmeye (1) (Nur, 24/45) (2) (Nahl, 16/65) olsun, biz Nuh'u kendi kavmine elçi olarak sevk ediyor. Dünya’da var olan su kirletildikçe, (3) (Enbiya, 21/30) gönderdik, içlerinde elli yılı eksik olmak üzere insan hücrelerindeki su tutma ve sağlıklı olma (4) Buhari, Kitabu’l-Edeb, 10/373 bin sene yaşadı. Sonunda onlar zulme devam yeteneğinin azalması ve insanın hızlı yaşlanma- (5) Kalem, 68/50-51 ederlerken tufan kendilerini yakalayıverdi. Böy- sı gibi tabiatta bozulmalar başladı. Bu olumsuz (6) Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, VIII, lece biz onu ve gemi halkını kurtardık ve bunu tablo insan ömrünü kısalttı. Hastalıklar arttı ve 5305; İbn Kesîr, "Tefsir-ul Kur'an'il-Azîm", VIII, 227 (7) bn. Sa'd-Tabakat, 1/28,29, Ahmed b.Hanbel-Müsned alemlere bir ayet (kendisinden ders çıkarılacak uzun yıllar boyu insan sağlığını tehdit etmeye (8) 1/299, Taberi-Tarih 1/79, Salebi-Arais s.48, Deylemi-Fir- bir olay) kılmış olduk." buyrulmaktadır. Dikkat devam etti. Tıp bilimi muhtelif hastalıkların te- devs 3/269, Heysemî-Mecmuazzevaid 8/206 edecek olursak Allah-u Teâlâ, ayette direkt 950 davisini bulsa da hala çaresi henüz bulunama- (8) Ankebut, 29/14-15

24 www.mirasimiz.org.tr DENEME TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020 Kudüs Bir Sığınaktır Fatma Zehra Çiftçi

lahi! Hamdını sözüme sertaç et- şanan insanlık ihlalleri, nice ana yüreklerine kuşlar sevindiğinde ben de seviniyordum. tim, zikrimi kalbime miraç ettim, düşen ateş, küçük ellerin zırhlı tanklara kar- Beytülmakdis benim için dört mevsimim ol- kitabımı kendime minhaç ettim...” şı tuttuğu taş, daha nice mücadeleler ve sö- muştu adeta… Yazımı da kışımı da baha- diyen Elmalılı Hamdi Hoca’nın du- ze gelmez kahramanlıklardan, bunun yanın- ra çeviren bir iklimi vardı. Yakinen bildim ki alarıyla sözlerime başlamak iste- da işgalci İsrail’in sinsi planlarından bîhaber Beytülmakdis, ona hicret etmek isteyenle- dim. Hamt ve salâtımız çok olsun ki kalpleri- yaşamışım. re cömertçe kapılarını açıyor ve şifa dağıtı- “İmiz miracına yükselmeye bahane arasın. yormuş. Kudüs sonraları benim için bir sığınak haline Kudüs kimine göre anadır, kimine göre mi- geldi. Bazen ana kucağı kadar sıcacık, bazen Hicret demişken, şimdi hicretimin kıblesi de- henk taşı, yükselmek isteyenler için de mi- okyanus kadar derin... Ama bu sonlu dünya- ğişmiş gibi hissediyorum… Sanki başka yö- raçtır. Benim için ise Kudüs, ilk önce sığ bir da çok güzel bir sığınaktı. Her ne kaygılandı- ne kaymış. Ben nereye gidiyorum? Kendime rıyorsa ve üzüyorsa, Beytülmakdis kalbime şu soruları sormadan duramıyorum: Benim- nehirdi. Nerden bilebilirdim, hangi yoldan deva oluyordu. Beytülmakdis’in böyle bir de- kisi gerçekten hicret mi yoksa gösterişli bir gidersem gideyim bir deryaya ulaşacağımı va kaynağı olduğunu bilmiyordum. iddiadan mı ibaret? Bilmiyorum. ve o deryaların birleşip okyanusa ulaşaca- ğını... Meğer bir hazinenin üzerinde sessiz- Peygamberler beşiği Mescid-i Aksa’nın mer- Ey Rabbim! Tut elimden, gafletin karanlık ve ce oturuyormuşuz. Bu kutsal sandığın içinde mer taşları Siyonist zulümden ağladığında dipsiz çukurundan kurtar beni ki, kavuşayım neler saklıymış; dünyanın gözü önünde ya- ben de ağlıyor, üzerinde teslimiyetle uçan emin ve şefkatli sığınağıma.

www.mirasimiz.org.tr 25 DOSYA

Aziz Tarih

Şeyma Çiçek

özlerimizi dünyaya açtığımız an- na kurulursa bereketlenir; insanlar ise Pey- hir bile olmayan Mekke’de Hz. Hacer oğlu da anne karnındaki besleyici ve gamberlerin sohbetinde kemâl bulur. Top- ile beraber yaşama tutunmaya çalışır. Tam koruyucu sudan ayrılarak ilk ne- lumda bir kirlenme, bozulma olduğu zaman erzakları bittiği vakit ilâhi yardım yetişir ve fesimizi alırız. O anda dünyayı yeniden o topluma bir uyarıcı gönderilir. zemzem suyu hiç durmayacak gibi akmaya içimize çekeriz, akciğerlerimiz ilk başlar. Hz. Hacer: “Zem! Zem!” diye diye su- defa şişer ve içimiz yanar gibi bir his duyarız, Peygamberler su gibi temiz ve temizleyici- yun etrafını tutmaya çalışır ki ziyan olmasın. Gbu acı bizi ağlatır. Ağladıkça genişler ciğerle- dirler. Dünya hayatının acısından insanları Fakat zemzem durmaz; neye niyetle içilir- rimiz, böylece nefes alma kabiliyetimiz artar. kurtaracak doğru yolu gösterirler; nasıl güzel se ona yarayan bu mübarek su, günümüzde Dünya hayatı boyunca bu olayı tekrar tekrar ve temiz nefes alacağımızı ve gerçek bir sev- hala akmaktadır. Zemzem sayesinde Mekke yaşarız. Hem dünyayı içimize çeker hem de gi ile Rabbe iltica etmeyi insanlara öğretir- şehri kurulur. Zemzem, günümüzde de Al- bu sebeple ağlarız. Aslında bütün hayat; ne- ler. Ne var ki onlar da hayatlarında kendi ma- lah’a en teslim şekilde Kabe’ye gelenlerin su- fes, su ve sevgiden ibarettir. Sevgi, tüm var- kamlarının yüksekliği kadar büyük imtihan- suzluğunu ve açlığını giderir, gelenleri ya da lıkları bir arada tutan yegâne sebeptir. Nefes lar ile yüzleşirler. herkesi şifalandırır. ve su ise hayattaki devamlılığı sağlar. Hz. İbrahim, Allah’ın emrine uyarak hanımı Hz. Musa, yeni doğacak tüm erkek çocukla- Canlılığın sudan başlaması ve su ile devam Hz. Hacer’i ve oğlu İsmail’i Ebu Kubeys Da- rın Firavun’un emriyle öldürüldüğü zaman etmesinin yanı sıra, tüm insanlığın tekâmülü ğı’nın eteklerinde bırakmıştır. Hz. Hacer, ilâhî doğar. Annesi ise Allah’ın ilham etmesi ile ve medeniyetin teşekkülü de su üzerinden, buyruğa mutlak teslimiyet içinde oğlu İsma- onu bir sandal içinde Nil Nehri’ne bırakır. Su, su ile olmuştur. Şehirler temiz suyun yakını- il’e bakma gayretindedir. O vakit henüz şe- Hz. Musa’yı sarayın yanına kadar sürükler. Fi-

26 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

ravun’un karısı Asiye, o esnada nehir kena- çen balığa ve denize sembolik olarak derin rında gördüğü bebeği almak için Firavun’u manalar atfedilmiştir. ikna eder. Böylece Hz. Musa, kendisini öl- dürmek isteyen zalimin yanı başında büyür. Hakeza Hz. Yusuf’un onu kıskanan abileri ta- Peygamberlik vaz edilince Firavun’u ima- rafından su kuyusuna atılması ve bir saka ta- Canlılığın sudan na davet eder. Fakat o, mucizelere rağmen rafından bulunması Kuran’da en güzel kıssa başlaması ve su ile inanmayıp düşmanlık eder. Hz. Musa ve be- olarak anlatılır. O kuyuda onu tek başına bı- raberindeki inananlar, Kızıldeniz’in ikiye bö- rakmayan Rabbi, Yusuf’u düşürdükleri yer- devam etmesinin yanı lünerek yol açılması mucizesi ile denizden den kaldırıp saraylarda büyütür. Sonrasın- sıra, tüm insanlığın da yine fitne ile düşürüldüğü zindandan alıp geçerek kurtulurlar. Fakat Firavun ve askerle- tekâmülü ve ri aynı yolu kullanabileceklerini sanarak de- sarayda maliye nazırı yapar. nizin içine doğru girdiklerinde su onları içine medeniyetin teşekkülü Hz. Yunus (as) imtihan icabı denize atıldığı alır ve helâk olurlar. zaman onu yutan balığın karnında yaptığı de su üzerinden, su ile Hz. Nuh (as), yine ilahi emir ile büyük bir ge- duayı da hatırlarsak; bizi yutan bunca dün- olmuştur. mi inşa eder. Dünya’nın sulara gömüleceği yevî sorun ve sıkıntıdan kurtulmak ve sahi- tufan vaktinde Allah’a inananlar ile gemide- le ulaşabilmek için ancak balığın ve denizin ki canlılar kurtulur. Gemiyi yaparken onunla Rabbi’ne iltica etmemiz gerektiğini belki bir alay eden inanmayanlar ise helâk olurlar. nebze anlarız. dece ordunun üzerine yağması gibi birçok Hz. Eyyub (as), sahip olduğu her şeyi kaybet- Hz. Davud (as), zalim Calût ile savaşmaya gi- tiğinde; tüm insanlar ondan yüz çevirdiğin- den, Talût isminde, Allah tarafından gönde- mucize meydana gelmiştir. Bu mucizeler dı- de yine Rabb’ine karşı sabrı ve teslimiyeti bı- rilmiş bir kralın ordusunda yer alır. Savaşa gi- şında henüz Risalet verilmeden evvel am- rakmaz ve dua ile niyaz eder: “Rabbim, şüp- derken yolda su kaynağı ile karşılaşırlar ve cası Ebu Talib ile beraberken Arafe civarında hesiz bana zarar dokundu, sen merhamet- Allah, Talût’a bu sudan bir avuç içmelerini, bir bölgede amcasının susaması üzerine tıp- lilerin en merhametlisisin.” Bunun üzerine daha fazla içmemelerini haber verir. Ancak kı Eyyub (as) gibi ayağını yere vurmuş ve Al- O’na ayağını yere vurması vahyedilir. Eyyub bu emre uyanların gücü nehri kolayca ge- lah’ın izni ile oradan su çıkmıştır. Bu bölgede (as) ayağını yere vurduğu vakit yerden çıkan çerek Calût ordusu ile savaşmaya yeter, faz- hala Arafat çeşmesi bulunmaktadır.(2) şifalı su ile temizlenir ve iyileşir. Allah sab- la su içenler ise savaşma güçlerini yitirir. Da- rı karşılığında kaybettiği tüm nimetleri tek- vud (as) ise zalim Calût’u öldürür. Bu ordu- Suyun temizliğine dair bize verdiği dersler- rar bahşeder. nun karşılaştığı su birikintisinin Hz. Lut kav- den en önemlilerinden biri de namaz üzeri- minin helak edildiği ve suların altına gömül- nedir: "Beş vakit namazın benzeri, sizden bi- Kendisine büyük bir kudret ve mülk verilmiş düğü yer olduğu rivayet edilmektedir. Nite- rinizin kapısı önünden akıp giden ve her gün olan Peygamber Hz. Süleyman (as), Allah’ın kim Hz. Lut’un kavmi öyle bir helak olmuştur içinde beş defa yıkandığı bol sulu bir ırmak kendisine verdiği nimetleri üzerinde göste- ki deniz seviyesinden de aşağı bir şekilde ye- (3) gibidir." ren büyük mabedi, Mescid-i Aksâ’yı ve ken- rin dibine atılmışlardır. dine büyük bir saray yaptırmıştır. Tüm im- İşte iman; yani Rabb’e tam teslimiyet, in- kanlar kullanılarak yapılan bu muhteşem ya- Nebilerin ve Peygamberlerin sonuncusu Ha- sanı dünya felaketlerinden selamete çı- pılardan rivayete göre sarayın bir bölümü al- tem’ül Nebiyyin Efendimiz (sav)’in su ile bi- karan bir kurtarıcı gemidir ki inanmayan- tından sular akan billur bir döşeme ile kap- ze öğrettiği çok ders vardır. Hem kendisinin lıydı. Kuran’da bu sular üzerine kurulu yapı- hem de ehl-i beytinin su gibi aziz ve temiz, lar o mahfuz gemi ile bir müddet alay eder- nın Belkıs tarafından hayretle karşılanması aynı zamanda temizleyici olduğunu bilmek ler. Diğer yandan Firavun gibi iman gücü- ve Belkıs’ın imanı beraber anlatılmaktadır.(1) inanan bir gönül için zor değildir. nün açtığı o selâmetli yolu kullanabilecek- lerini düşünürler. Fakat dünya, içimize çek- Yine Hz. Musa ile Hz. Hızır’ın Kuran-ı Ke- Peygamber Efendimiz (sav), Hudeybiye’de tiğimizde ağladığımız veya dünyevîlik ile rim’de geçen sırlı bir yolculuğu vardır. İki ordu susuz kaldığında mübarek parmakları- boğulduğumuz fakat üzerinde yüzdüğü- denizin birleştiği yere ulaşınca yiyecekle- nı az bir suyun içine daldırmış ve sanki elin- müzde ve içinden teslimiyetle geçip git- ri olan balıklarını burada unutarak yola de- den bir pınardan su akar gibi sular akmış- tiğimizde kurtulduğumuz bir mecradır. vam ederler. Bir yerde durdukları zaman, tır. Bu şekilde ordu tüm ihtiyacını gidermiştir. Musa (as) yardımcısından balığı getirmesi- Tebük Gazvesi’nde ip gibi akan bir çeşmenin ni isteyince unuttukları balığı hatırlayıp bu- Efendimiz’in sayesinde çoklukla akması, su- Dipnot: nu bir işaret kabul ederek geri dönerler. Zira yun tüm orduya kâfi gelmesi yine Tebük Se- (1) Neml Suresi, 44. Ayet Hz. Musa Hz. Hızır ile buluşacağı yer hakkın- feri’nde yağmur duasını henüz bitirmeden (2) Buhârî, İstiskâ, 3; Müsned, 2:93 da fazla bilgi sahibi değildir. Bu kıssada ge- bulutların toplanması ve bu yağmurun sa- (3) Müslim, Mesâcid 28

www.mirasimiz.org.tr 27 DOSYA

DÜNYA ABDEST Mİ ALIYOR!?

Kevser Kıran

nsanlık tarihinde suyun bereketini ve ha- Âlemlerin Rabbinin, “Allah öyle bir Allah'tır ki; lar, kuşlar, ne varsa hepsi suyla yaşar. Canlı olan yati önemini yeniden öğrenmeye çok ih- gökleri ve yeri yarattı, gökten su indirdi, onun- her şey suyla yaratıldığı gibi suyla yaşar, suyla tiyacımız olduğu muhakkak. Suyun hik- la size rızık olarak çeşitli meyveler çıkardı; emri arınır, suyla temizlenir. Canımızın cilasıdır, nuru- metini günlük hayatta tefekkür etmek için gereğince denizde yüzüp gitmeleri için gemileri dur, aydınlığıdır. Hem maddi hem manevi te- ne yazık ki topluca bir musibet yaşamamız emrinize verdi, ırmakları da emrinize verdi.” (2) mizliğin adresi, sudur. gerekti. Bugün ise “Bir musibet bin nasihatten buyruğunu anlayabilmemiz için çok uzun za- Dinimizin direği olan namazın olmazsa olmaz İyeğdir.” diyen atalarımızın yine haklı çıkmasını, man gerekti. şartı abdesttir. Biliyoruz ki fıkhın ilk basama- sadece kendi ülkemizde değil, tüm dünyada Günümüzde bilim dünyası önemli bir bulgu- ğı abdest alınabilecek suların özellikleri ve te- ibretle izliyoruz. ya vardı. Dünya'nın ilk yaratılışında yeryüzünde mizliği hakkındaki bilgilerdir ve hemen hemen bulunmayan su, gökten meteorlarla zerre zerre, çoğu ilmihal bu bilgiler ile başlar. Varlığımızın İnsan yaratıldığı ve dünyaya yollandığı günden kristal kristal 20 milyon yıldan fazla süre zarfın- sağlıkla sürmesi için gerekli olan temizliği, Rab- itibaren medeniyetlerin yatağı, bereketin kay- (3) da indirilmişti. Binlerce yıldır dünyada kullan- bimiz ibadetlere vesile kılmış ayrıca bir ibadet nağı olan su; elbette ki “Yaşayan her şeyi sudan dığımız su, hala aynı sudur. Başka yerden gel- olarak yaşamımıza yerleştirmiş(4) ve abdestliy- (1) yarattık.” buyuran Rabbimizin bize bahşettiği mez ve hiçbir yerde üretilmez. Tarlalar onunla ken dahi abdest almanın her defasında tekrar hayatı, fıtratımızın temeli olan bu nimetle de- yeşerir, ağaçlar onun sayesinde meyve verir, si- tekrar sevapla mükâfatlandırılacağını vadet- vam ettirebilmemiz için yaratılmıştır. neler onunla serinler; kuzular onunla meler, at- miştir.(5)

28 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

Yüzyıllarca suya şiirler yazılmış, kasideler okunmuş ve hayatın temel maddesi su, ef- sanelere konu olmuştur. Aziz olan su, mad- di-manevi temizliğin sebebidir ve Dünya ça- pında maruz kaldığımız Covid-19 salgınında tekrar gündemimize oturdu. Öyle ki elleri- Dinimizin direği mizi kaç defa ve nasıl yıkayacağımızı hemen olan namazın hemen her ülke kamu spotlarında gösterir oldu. Su ile temizliğin yanı sıra, İslâm'ın te- olmazsa olmaz mizliğe verdiği önemi, abdeste verdiği kıy- şartı abdesttir. meti de bu vesile ile dünya gündemine taşı- dı. Yıllar önce de nice salgın hastalıklar veya Biliyoruz ki fıkhın temizlik yokluğundan kaynaklanan yaygın ilk basamağı ölümler olmuştu elbet. Fakat hiçbir salgın abdest alınabilecek günümüzdeki gibi dünya çapında bilgilerin paylaşıldığı bir atmosferde gerçekleşmedi ve suların özellikleri ve abdestin kıymetini bu kadar gündeme geti- temizliği hakkındaki rememişti. bilgilerdir ve hemen Avrupa daha önce de su ile temizlik konu- hemen çoğu ilmihal sunda kötü tecrübeler yaşamıştı. Bunlardan önemli bir örnek hiç de eski bir tarih sayılma- bu bilgiler ile başlar. yan 1850'lerde Viyana'da, kadın doğum dok- torluğu yapan Dr. Ignaz Philipp Semmelwe- is’ın loğusa (doğum sonrası) ateşi sonucu ölümlerin oranının yüksekliğinin, doğum yaptıran doktor ve ebelerin ellerini yıkama- Pasteur'den 400 yıl önce bahsetmiş olduğu ve masından kaynaklandığını fark etmesiydi. Fakat hatta İbn-i Sina’dan beri Müslüman hekimle- emretmiş olmasını ve dolayısıyla İslâm'ın duru bunu izah etmesi ve görev yaptığı hastaneler- rin farkında olduğu mikroplardan haberdar ol- ve katıksız vahyi taşıdığını da gözler önüne ser- de sadece işlem öncesi el yıkama/ dezenfekte mayan ve bunu dikkate almayı reddeden Batı, miştir. Bugün gelinen noktada, son derece açık etmeyi şart koşarak loğusa ateşi vakalarının so- bugün artık İslâm'ın ışığına gözünü kapatama- olan bu gerçek yaşanılan hadiselerle adeta bel- na erdirilmesi vesilesiyle ispatlaması sebebiyle yacağını anlamak zorundadır. İletişim imkânla- geleniyor. Endülüs’te tekrar okunan ezanı, İtal- tıp dünyasından dışlandı, baskıya maruz kaldı, rının genişlemesi ile halkı Müslüman olan coğ- ya'da namaz kılan Müslümanların arkasında ce- doktorluktan menedildi ve hatta bir barakada rafyalarda yanan bir ışık, dünyanın öbür ucunu maate katılan İtalyanları, bir Yahudi’nin dükkâ- gözlem altına alındı. Doktorları kirlilikle itham aydınlatabilmektedir. Nitekim Asya kıtasında nında cihazdan okunan Kuran’ı, Katolik doktor- ettiği iddia edilmişti. Aldığı tepkiler sebebiyle söylenen bir söz, saniyeler içinde Avrupa kıta- ların sosyal medya hesaplarında hadis-i şerifleri ağır depresyon geçiren Dr. Semmelweis, aklî sındaki halklar tarafından okunabiliyor. görmek; suyun bereketiyle yeniden aydınlana- dengesini kaybetti. Sonunda, bir arbedede ya- cak bir insanlık oluşması ümidimizi yeşertiyor. ralanan elinin kangren olmasından dolayı ay- Newsweek dergisi, Dr. Craig Considine tarafın- nı barakada hayata veda etti. Semmelweis’ın dan 17 Mart 2020’de yazılan bir makalede; ken- Rabbimizin “Biz bulutları ölü bir yere sürüp, (6) haklılığı Pasteur'ün mikropların varlığını tasdik di ifadesiyle, “1300 yıl önce hijyen ve karantina onunla toprağı öldükten sonra diriltiriz.” bu- etmesinden sonra teslim edildi. 1906'da ken- tedbirlerini öğreten” Peygamber Efendimiz’in yurduğu öyle bir rahmettir ki; öldükten sonra disine ithafen üzerinde “annelerin kurtarıcısı” (sav) temizlik, elleri yıkama ve gelişen durum- yeryüzünü canlandıran yağmurlar misali, top- yazan bir de anıt yapıldı. Dr. Semmelweis, anti- lara karşı gereken tedbirleri almayı salık veren raktan yaratılan insanoğlunun üzerine yağan septik prosedürlerin kurucularından biri olarak hadisi şeriflerini okuyucularına takdirle tanıttı. rahmet de iman nurunun gönüllerdeki kökle- kabul edilir. Bugün hala Viyana’da hizmet veren Twitter hesabı üzerinden de Allah Resulü’nün rini suluyor. en büyük kadın doğum hastanesi onun ismini (sav) “Tebessüm etmeniz sadakadır.” hadisini taşımaktadır. paylaşan Dr. Craig Considine, eklediği yorum- Dipnot: da da gülümsemenin moral motivasyonu yük- Dünya, o günlere nazaran bir bakıma daha (1) Enbiya Suresi, 30. ayet. selterek bir ilaç gibi ruhu canlandıracağını da şanslı sayılabilir. Ön yargılar kırılmış, yenilikle- (2) İbrahim Suresi 32. ayet ifade etti. (3) National Geographic, Bir Gezegenin Oluşumu re karşı bazı tabular yıkılmış durumdadır. Te- (4) Maide Suresi, 6. ayet mizliğin faydası inkâr edilemeyecek düzeyde İslâm'ın temizlikle ilgili getirdiği prensipler, in- (5) İbn-i Mâce, Tahâret, 73 bilimsel olarak ispatlanmıştır. Akşemseddin'in, sanı yaratan Allah'ın, insan hayatı için en iyisini (6) Fatır Suresi, 9. ayet

www.mirasimiz.org.tr 29 HATIRA

Göklerin Kapısı Mescid-i Aksâ’ya Yolculuk

Aynur Yavuz

escid-i Aksâ! Arzın, arşa açı- Tarihte iki defa tamamen yok edilen, yir- lan kapısı... mi üç defa işgal edilen, elli iki defa saldırı- ya uğrayan ve kırk dört defa ele geçirilip tek- Mescid-i Aksâ! Allah’a yük- rar kurtarılan üç bin yıllık tarihi bir şehir. Ya- selmenin rampası, asansö- Hz. Davud'un fethettiği, hudilerin Yeruşelayim, Hristiyanların Jarusse- rü, fırlatma noktası… Hz. Süleyman'ın lam, Müslümanların “Beytü’l Makdis “dedi- M ği kutsal şehir. Üçünde de anlamı “Kutsan- şekillendirdiği, Hz. İsa'nın Müslümanların ilk kıblesi. İslam’ın üç kutsal mescidinden biri. Mescid-i Harâm, Mescid-i mış Ev” dir. göğe, Hz. Muhammed'in Nebevî, Mescid-i Aksâ. Tel Aviv Havaalanına indiğimizde, işlemlerin (sav) Mirac'a yükseldiği bu kadar uzayacağını tahmin edemezdik. Üç Davud Peygamber'in fethettiği, Süleyman yer; Kudüs.. günlük vizenin ilk gününün büyük bir bölü- Peygamber'in şekillendirdiği, Hz. İsa'nın gö- münü, havaalanında bizimle beraber yolcu- ğe, Hz. Muhammed'in (sav) Mirac'a yüksel- luk yapan beylerin sorgusunu beklemekle diği yer… geçirince haliyle moralimiz biraz bozuldu. 144 dönümlük geniş avlusunun içinde, altın kılacak, Hacer-ü Muallak taşında Peygamber İsrail askerleri, Türkiye'den gelen yolcuları sırf Efendimizin (sav) ayak izini arayacaktık. Psi- kubbesiyle karanlık geceyi bir dolunay misali moralleri bozulsun diyerek saatlerce sırada kolojik baskı bizi asla yıldıramazdı! ışıl ışıl aydınlatan, gündüzü güneş gibi parıl- beklettikten sonra odalara alıp sorguya çek- datan Kubbet'üs Sahra... meye kalkınca daha ilk günden Kudüs'te ne- Havaalanından çıktıktan sonra, Musa (as) lerle karşılaşacağımızın sinyalini veriyorlardı. makamı, Lut kavminin helak olduğu Lut Gö- Kubbetü’s Sahra’nın içinde âlemlere rahmet lü ve Eriha kasabasını ziyaret ettik. olarak gönderilen Peygamberimizin (sav) Lakin bilmedikleri bir şey vardı: Biz Kudüs’ü üzerine basıp Mirac'a yükseldiği Hacer-ü ziyarete gelmiştik. İlk kıblemizi, Mescid-i Ak- Filistinli kardeşlerimiz bizleri "Osmanlı to- Muallâk taşı. sâ’yı görecektik, Kubbetü’s -Sahra’da namaz runları gelmiş! Hoş geldiniz…Yıllardır sizle-

30 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

Tarihte iki defa tamamen yok edilen, yirmi üç defa işgal edilen, elli iki defa saldırıya uğrayan ve kırk dört defa ele geçirilip tekrar kurtarılan üç bin yıllık tarihi bir şehir. Yahudilerin Yeruşelayim, Hristiyanların Jarusselam, Müslümanların “Beytü’l Makdis “dediği kutsal şehir. Üçünde de anlamı “Kutsanmış Ev” dir.

ri bekliyoruz nerelerdesiniz?" Sözleri ile kar- bimin huzuruna giderken, biraz sonra nelere Şahid olduk Yarabbi! şılarken aslında; "Yıllardır zülüm görüyoruz; şahit olacağımızı, başımıza nelerin geleceği- Küçücük çocukları daracık tünelde sıkıştırıp öz yurdumuzda garibiz, esiriz. Siz kardeşle- ni elbette bilemiyoruz. Namaz çıkışında, Ku- plastik mermi ve ses bombalarının eşliğinde rimizin duaları ve manevi destekleri ile kat- düs Müftüsü’ne Mescid-i Aksâ’ya girme ya- henüz tüyü bitmemiş yavruları darp ettikle- lanıyoruz zalimin zulümlerine... " demek isti- sağı getiren işgalci İsrail’i protesto eden bir rine şahit olduk! yorlar; Türkiye'ye naz makamında sitem edi- avuç Filistinli gencin zalimin zulmüne baş yorlardı. kaldırışına şahit olmanın üzüntüsünü ve gu- Can pazarında sağa sola kaçarken düşünce rurunu yaşıyoruz. Filistinli gençlerin hak ara- kırılan ayağım da yaralanan yüreğimde şa- Akşam karanlığı ağır ağır çökerken otobü- mak adına meydanda toplanıp tekbirler ge- hittir bu zulme. Kendi yaralarını sarmayı bı- sün penceresinden uzaktan görünen mah- tirmesinden korkan İsrail askerinin aslında rakıp kırılan ayağımın derdi ile dertlenerek zun Kudüs'e bakıp Allah’ın (cc) Kudüs ile il- kendilerine yasak olan Mescidi Aksa’nın av- gili ayetini hatırladım. "Kulu Muhammed’i olay yerinde yardıma koşan Filistinli kardeş- lusuna tek sıra girerek silahlarla ve ses bom- bir gece Mescid-i Haram’dan yola çıkararak, lerim, hastanede ayağımı askıya alan hasta- kendisine bazı mucizelerimizi gösterelim di- balarıyla gençlerin üzerlerine saldırmalarını ne personeli, otele dönüşte kapıda karşıla- ye, çevresini kutsal kıldığımız Mescid-i Ak- görmek ne büyük acı! yan otel sahibi ve personelinin, "Mübarek ol- sâ’ya ulaştıran Allah, her türlü noksanlıktan sun… Kudüs gazisi oldun; artık Kudüs'ten Şahit olduk Yarabbi! uzaktır. O her şeyi işiten ve her şeyi görendir." götüreceğin bir nişanın var. Kudüs'ü istesen İsrail askerlerinin her fırsatta ufacık bahane- de unutamazsın." sözleri yüreğimin yangını- Mescid-i Aksâ’ya Kavuşmak... lerle, Müslüman Filistinlilere dünyayı dar et- nı değil, bedenimin ağrısını da unutturdu. Avlusuna ayak basar basmaz saran mane- melerine şahit olduk! Aynı zamanda, küçü- cük çocukların iman dolu yürekleriyle koca- vi havası Kubbetü’s Sahra’da kılınan yatsı na- Bu olayı boşuna yaşamamıştık elbette. Rab- man askerlerin üzerlerine yumruklarını sıka- mazı ile bütünleşip, bedenleri başka bir âle- bimiz bize Kudüslü kardeşlerimize karşı so- me geçiriyor. Huşû ile yapılan ibadetin hazzı rak yürüdüklerine şahit olduk! rumluğumuz olduğunu tecrübe ettirerek ile Mescid-i Aksâ'dan sabah tekrar buluşmak Ebabil kuşları olmak istedik ya Rabbi! Ağzı- göstermişti. Ey Kudüs, seni asla unutmaya- üzere ayrılıyoruz. mızda getirdiğimiz taşları Siyonist askerlerin cağım; özgürlüğüne kavuşman için maddi- Sabah namazı için karanlıkta uçarcasına ya- üzerine atmak istedik ama Ebabil kuşları ka- manevi elimden ne gelirse yapacağım. Da- ğan rahmet eşliğinde Mescid-i Aksâ'ya, Rab- dar olamadık. vamız kutlu, gazamız mübarek olsun!

www.mirasimiz.org.tr 31 RÖPORTAJ

“İSRAİL HAÇLILARDAN DAHA GÜÇLÜ OLAMAYACAK!”

Musa Hicazi

Röportaj: Nihat Topcu

Kudüs’e giden Türk ziyaretçi kafileleriyle de yakından ilgilenen İTÜ İnşaat Mühendisliği mezunu Kudüslü Musa Hicazi ile konuştuk.

32 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

udüslüler için en büyük miras acı- nen Hicazi, Türkiye ve Osmanlı aşığı bir Filistin dır. Bir Kudüslü’ye, “Atanızdan si- vatandaşı. ze ne miras kaldı?” diye sorarsanız, Gece onun “Acı, gözyaşı bir de Mescid-i Kudüslüler her gece tedirgin bir ruh hâli ile sa- Aksâ” dediğini duyarsınız. bahlıyor. Çünkü tutuklamalar ve ev baskınları Kudüslüler her gece KÇünkü Kudüslü Müslümanlar, her türlü zorbalı- dur durak bilmiyor. Sabah 4.30 - 5.00 arası tu- tedirgin bir ruh ğa rağmen Kudüs’ten vazgeçmez. Onlar haya- tuklamalar başlıyor. Postal sesleri Kudüs sokak- ta her gün aynı amaçla uyanır, gün içinde kur- larını inlettiğinde anneler: “Acaba sıra benim hâli ile sabahlıyor. şunlarla burun buruna Kudüs için ayakta kal- oğlumda mı komşumun oğlunda mı?” diye Çünkü tutuklamalar ma mücadelesi verir, emanet gibi gördükleri pencerelere koşuyorlar. Bu endişeli bekleyişler, ve ev baskınları bu kutsal beldeye sahip çıkmanın manevi his- Kudüslü Müslümanlarda hastalıklı bir ruh hâli siyle günü bitirmeye gayret ederler. oluşturmaya başladı. dur durak bilmiyor. Yolu Kudüs’e, dolayısı ile Mescid-i Aksâ’ya düş- Bu ruh hâli eskiden sadece kadınlarımızda var- Sabah 4.30 - 5.00 müş hemen herkesin tanıdığı Türkiye aşığı bir dı ancak son zamanlarda erkeklerimizde de arası tutuklamalar Kudüslü mücadele adamı olan Musa Hica- görülmeye başladı. Sokak başında bir araba başlıyor. Postal sesleri zi Ağabey ile çok kez Kudüs’ün ara sokaklarını farı ışığı gördüğümüzde, en ufak bir gürültü adımlamak bize nasip oldu. Mescid-i Aksâ’da duyduğumuzda, “Sıra hangimizde?” diye içten Kudüs sokaklarını ve ara sokaklarda daha evvel kısa kısa hasbihal- içe sorgulama yapıyoruz. Zira işgalci, artık sa- inlettiğinde anneler: lerimiz olsa da uzun soluklu oturup konuşma dece erkeklerimizi değil, sıklıkla kadınlarımızı imkânını bir türlü bulamamıştık. En son Kudüs da tutukluyor. Bizler, güneş doğuncaya kadar “Acaba sıra benim ziyaretimizde Musa Hicazi Ağabeyin misafiri uyku ile uyanıklık arası saatler geçiriyoruz. oğlumda mı olarak naneli çaylarımızı yudumlarken bir yan- Polis veya asker sokağa geldiğinde, her anne komşumun oğlunda dan da sohbet tadında bir söyleşi gerçekleş- çocuğuna sarılıyor, “Bir şey yaptın mı?” diye sor- mı?” diye pencerelere tirmiştim. Kendisinin izni ile sohbetimizi kayda gulayan gözlerle. Olaylar bitmiyor. Her gün bir alıp bir kısmını okuyucularımızla paylaşacağı- yaşanıyor. koşuyorlar. ma dair söz vermiştim. İşte, gecikmeli de olsa o sözümü tutuyor, Musa Ağabey ile yaptığım Gençlik sohbetten bazı bölümleri sizlerin takdirine bı- Kudüs’te her 10 gençten 5’i en az beş kere ha- rakıyorum. Öncesinde Musa Hicazi’yi kimdir kı- pise girmiştir. sa bir özet geçmekte fayda var. Uyuşturucu satıcılarını Kudüs’e sokup, gençle- Musa Hicazi rimizi uyuşturucu batağına çekmek istiyorlar. Musa Hicazi 1961 yılında Kudüs’te dünyaya Biz bunun için çok mücadele verdik, verme- geldi. İlköğretim ve liseyi Kudüs’te okudu. Üni- ye de devam ediyoruz. Torbacılarla mücadele versite tahsili için Türkiye’ye geldi ve 1984 yılın- edenleri de uydurma gerekçelerle içeri atıyor- da İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühen- lar. Bu mücadele nedeniyle üç yıl hapiste yatan disliği bölümünden mezun oldu. Gerek ço- kardeşlerimiz var. cukluğu ve gerekse gençliği Mescid-i Aksa ve Gençlerimizi boş zamanlarında spor aktiviteleri Kudüs’ün özgürlüğü için faaliyetlerle geçti. Bu- ile meşgul etmeye çalışıyoruz. Böylelikle işgal nun için bedel ödedi, çeşitli zamanlarda hapse devletinin desteklediği uyuşturucu çetelerinin girdi. Üniversite tahsili sonrası Kudüs'e dönüş ağından uzak tutmaya çalışıyoruz. yaptı. İaşesini mimar ve mühendis olarak sağ- Ekonomi larken bir yandan da Kudüslü gençlerin Siyo- Kudüs esnafı kan ağlıyor. Bayramlarda, alışve- nistlerin tezgahladığı oyunların kurbanı olma- rişin yoğun olması beklenen zamanlarda bile ması için ilim ve spor aktiviteleriyle farkındalık çarşılarda hareketlilik yok artık. Eskiden kadim oluşturan yerel sivil toplum kuruluşlarının (Burj şehrin sokaklarında, bayram alışverişi kalabalı- Al-Luqluq vb.) kuruculuğu ve yöneticiliklerinde ğından dolayı rahatça yürünmezdi. Fakat şim- bulundu. Sosyal medyayı aktif olarak kullanan di çok seyrek bir hareketlilik var. Musa Hicazi, zaman zaman Kudüs, Filistin ve İslam coğrafyası ile ilgili meselelerde takipçile- Özgürlük Mücadelesi riyle paylaşımlarda bulunuyor. Kudüs’e giden Birinci intifada olduğunda 24 yaşındaydım.

Türk ziyaretçi kafileleriyle de yakından ilgile- 1987 yılından 1992 yılına kadar boş durmadık. Musa Hicazi

www.mirasimiz.org.tr 33 RÖPORTAJ

gençlerimiz savunuyor; gençlerimiz yoruldu- ğunda çocuklar; onlar yorulduğunda da ka- dınlarımız Mescid-i Aksâ savunması yapıyorlar. Bu hâl Allah izin verinceye kadar devam ede- cek inşaallah. Salâhaddin Eyyûbî Kudüs’ü fethettiği zaman- da da dünyanın durumu işte böyleydi. Müs- lümanlar paramparçaydı. Herkes kendi derdi- ne düşmüş, kimisi Bizans’ın kuklası olmuştu. Salâhaddin Eyyûbî Filistinli değil, Arap değil, Kürt idi. Yani bu mücadelede hangi köken- den geldiğiniz değil, neyi savunduğunuz önemli… Salâhaddin, Türkiye’den başlayarak yiğitleri topladı, Mısır’a kadar gitti. O dönemin Sisi’sini indirdi, askerlerini ordusuna kattı. Suri- ye’ye gitti, kukla yönetimleri bitirdi ve sonra da geldi Kudüs’ü yirmi dört saatte kurtardı. Yine aynı şey olacak. İsrail, haçlılardan daha güçlü olamayacak. Tarih bize bunu göster- miştir. Haçlılar Kubbet’üs Sahra’nın üstüne haç diktiler, 88 yıl Mescid-i Aksâ’da kimse namaz kılamadı. Ve Allah bize, bir yiğit gönderdi ve O, Ümmet-i Muhammed’i birleştirip Mescid-i Ak- ğa inip vatan nöbeti tuttukları gibi burada da sâ’yı kurtardı. namazı unutanlar bile Mescid-i Aksâ’nın kapı- larına koşup namaz kılmaya, nöbet tutmaya İsrail bir kanser hücresidir, bu kanser hücre- si burada kaldığı sürece hiçbir Müslüman aziz başladı. kalmayacak. O sebeple Siyonist sermaye, Müs- Salâhaddin Eyyûbî Mücadelemize Destek Olun lümanların ifsadı için her türlü çalışmayı ger- Kudüs’ü fethettiği Biz unutulduk. İnsanlığın ve Müslümanların çekleştiriyor. Müslüman ülkelerindeki darbeler- gündeminden düştük. Kimse sesimizi duymu- de İsrail veya yardımcılarının parmakları mut- zamanda da yor ve kimse yardım etmiyor. Haberlerde bile laka vardır. İstiyorlar ki, herkes kendi dertleriyle dünyanın durumu yokuz artık. Eskiden El Cezire bile ilk haber ola- uğraşsın, Kudüs ve Mescid-i Aksâ Müslümanla- işte böyleydi. rak Kudüs’ü verirken şimdi yedinci haber bile rın gündemlerinde olmasın. olamıyoruz. Mübarek günlerde, Ramazan ayla- Allah Hesap Soracak Müslümanlar rında Mescid-i Aksâ’nın binlerce Filistinliyle do- Zengin müslümanlar her sene Mekke’ye gi- lup taştığını gören İsrail “ Mescid-i Aksâ’ya gi- paramparçaydı. diyor. Kudüs ve Mescid-i Aksâ onların günde- receğim!” diye karar aldığında mermilerle, gaz minde bile yok! Cenâb-ı Allah “Mescid-i Aksâ ve ses bombalarıyla bize saldırıyor. Sayımızın için ne yaptın?” diye soracak. Ey kardeş! Yolun çokluğu, tüm bu cephane ile üzerimize gelin- Kudüs’e düşsün, gel derdimizi , bize moral diğinde direnişi kırma zamanını uzatıyor ama kaynağı ol, elimizden tut, gönlümüzde ve du- er ya da geç bizi dağıtıyor. amızda ol. Burası Müslümanların ilk kıblesi, yer- Sürekli mücadele halindeydik. 1992’de tutuk- Artık yorulduk, yalnızlaştırıldık. Önceden dışa- yüzünün ikinci mescidi, İsra ve Miraç merkezi... landım, 10 ay içerde kaldım. Çıktım, yine tutuk- rıdan tepkiler vardı; İslam İşbirliği Teşkilatı bu İsrail’in işgali altında ne zamana kadar kalacak? landım. Çocuğum vardı; “Yoruldum!” dediğim- yapılanları kınıyor ve uluslararası tepkiler olu- Mescid-i Aksâ için Irak, Suriye, Libya, Mısır, Ye- de ikinci intifada başladı. Bizden 10 yaş genç yordu. Şimdi Türkiye’den ve Malezya’dan başka men tahrip edildi. Sıra herkese gelebilir. İfsadın olanlar İkinci İntifada’nın öncüleri oldular. Bir kimse, Dünya’nın gözü önünde yapılan bunca kaynağı bellidir. Daha ne zamana kadar birkaç nesil gidiyor, bir nesil geliyor... milyon Yahudi’nin insafına terk edeceksiniz bi- insani hak ihlalini kınamıyor; kimse bize sahip zi? İslam dünyası ne zamana kadar Siyonist İsrail, üç sene önce Mescid-i Aksâ’yı kapatarak çıkmıyor. Buna rağmen; direnişin bir nesli gidi- sermayenin kuklası olmaya devam edecek? aslında bize iyilik yaptı. Tam rehâvete kapıldı- yor yerini nesile bırakıyor. Biz yorulduğumuz- ğımız bir anda bizleri yeniden uyandırdı; azmi- da, çocuklarımız ve torunlarımız mücadele Mescid-İ Aksâ’nın Geleceği mizi ateşledi. 15 Temmuz’da Türkiye’de soka- bayrağını devralıyorlar. Bizler yorulduğumuzda Bu sefer hayal değil, gelecek birkaç yıl içerisin-

34 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

Zengin müslümanlar her sene Mekke’ye gidiyor. Kudüs ve Mescid-i Aksâ onların gündeminde bile yok! Cenâb-ı Allah “Mescid-i Aksâ için ne yaptın?” diye soracak. Ey kardeş! Yolun Kudüs’e düşsün, gel derdimizi dinle, bize moral kaynağı ol, elimizden tut, gönlümüzde ve duamızda ol. Burası Müslümanların ilk kıblesi, yeryüzünün ikinci mescidi, İsra ve Miraç merkezi... lar ama aranızı bozacak, ifsat edecek kimseleri düs hakkı için korumanızı, kollamanızı, sahip içinize sürerler ve birbirinize girersiniz. Ame- çıkmanızı bekliyoruz. Biz size halk olarak ihanet rika’daki Siyonist sermaye çevresi ülkenizden etmedik. Birkaç kukla yönetici şu anda olduğu dolar çekince döviz yükseliyor, ekonomik zor- gibi ihanet etmiş olabilir fakat halk olarak biz si- luk yaşıyorsunuz. Herkes hastalığı biliyor, lâkin ze ihanet etmedik. kimse ilaç üretmiyor. de Mescid-i Aksâ’nın yarısını işgal edip el koy- … maya çalışıyorlar. Çünkü İslam dünyasının gös- Buradan Türkiye’deki kardeşlerimize sesleniyo- Bitirirken; Kudüs, yıllardır işgal altında. Fakat terebileceği en fazla tepkiyi tahmin edebiliyor- rum: Birleşin! bundan çok daha acı olan bir şey var: “Alışmak.” lar. Mesela, Türkiye’de iki milyonluk bir gösteri Ak Partililer, CHP’liler, MHP’liler, Saadetliler… Kudüslü Müslümanlar, “zulme alışmama” mi- yapılacak, belki bazı gençler İsrail Konsoloslu- Birbirinizle tartışmalarınız insani nezaket çer- rasını dededen alarak torununa bırakıyor. Böy- ğu’na taş atacak, İsrail bayraklarını yakacaklar, çevesinde olsun. Birbirinize girmeyin. Asgari lelikle, Siyonist İsrail’in baskı ve yıldırma girişim- “Vur vur vur, Hamas vur, İsrail’e vur!” diyecekler. müştereklerde birleşin, bölünmeyin, parçalan- lerine hangi şart altında olursa olsun karşı çıkı- Malezya’da beş milyonluk gösteri yapılacak. mayın, uyanık olun, sabırlı olun! İsrail’in ekme- lıyor. Kudüs’ü her ziyaret edişimde ağır bir yük Müslümanlar bize üç-beş milyon gönderecek- ğine yağ sürmeyin. Zira, bir tek siz kaldınız, ile dönerim ülkeme. Bildiğimiz bir hakikat var, ler, peki sonra ne olacak? en samimi, en duyarlı millet sizsiniz. Sizler her o da Kudüs için çok da bir şey yapmadığımız- Gereği Yapılmazsa, Türkiye de zaman mazlumların yanında oldunuz, bu se- dır. Hâlbuki yaptıklarımız kadar, yapmamız ge- İşgal Edilebilir beple Allah sizi koruyor. Sizin sorumluluğunuz rekirken yapamadıklarımızdan da sorumluyuz! Sizin aracılığınızla ilk defa söylüyorum; bu pis- diğer İslam milletlerine göre çok daha fazladır. Sözü Mahmut Bıyıklı Ağabeyin bir cümlesi ile lik burada kalırsa, çok yakın gelecekte Türkiye Çünkü biz, sizlere yani Osmanlı’nın torunlarına bitirelim; de işgal edilebilir. Sakın “Biz güçlüyüz!” deme- “Ağabey” gözüyle bakıyoruz. Ağabey olarak si- yin. Aranızdan FETÖ gibi insanları çıkarıp Türki- zin sorumluluğunuz diğer ülke Müslümanları- “Kudüs’ün âhı dünyaya dokunmuştur. Dünya- ye’yi işgal ederler. Belki askeri güçle yapamaz- na göre daha fazladır. O sorumlulukla bizi Ku- nın Kudüs’le helalleşmesi lazımdır.”

www.mirasimiz.org.tr 35 DENEMEMAKALE GÖÇMEN DEVLETİ İSRAİL’DE YAŞANAN

KİMLİK SORUNU Suna Durmaz

Giriş hayatının Yahudiler için akidevî bir vazife oldu- mektedir. Bu irade gösterildiği takdirde, Hrısti- ğuna ve Tevrat’ta bahsi geçen kurtarıcı mesih yan Avrupa toplumunun yüzyıllardır karşı karşı- n dokuzuncu yüzyılın ikinci yarı- gelmeden önce sürgün hayatının sona erme- ya kaldığı Yahudi Sorunu da çözülmüş olacaktı. sında Avrupa’da baş gösteren mil- mesi gerektiğine inanan Ortodoks Yahudiler; Thedore Herzl, bu fikri Avrupalı devlet adamla- liyetçilik akımları neticesinde orta- önceleri, dindarlıkla alâkası olmayan laik Siyo- rına şu sözlerle sunmuştur: “Biz bir devlet, hem ya çıkan antisemitik (Yahudi kar- nistlere karşı çıkmış olsalar da, zamanla eksen de örnek bir devlet kuracak kadar güçlüyüz. Bu şıtı) hareketlere karşı Macar asıllı değiştirerek kervana katılmışlardır. (1) amaç için gerekli beşeri ve maddi malzemeye Yahudi gazeteci Thedore Herzl’in başlattığı Si- sahibiz. Bir ülkenin tüm haklı ihtiyaçlarını tat- Oyasi Siyonizm Hareketi, yüzyıllardır Batılılar tara- Siyonistlere göre, Yahudilerin tek millet olabil- min edecek büyüklükte, Dünya üzerinde bir fından dinî ve kültürel olarak horlanan Yahudi- meleri için göç edebilecekleri bir toprak parça- yerde bize egemenlik verin, gerisini kendimiz leri biraraya getirerek homojen bir ulus-devlet sına ve millî bir kimliğe ihtiyaçları vardır. Ne var tamamlarız.” oluşturmayı hedef edinmiş ve bunun üzerine ki bunu gerçekleştirebilmek için Avrupa dev- çalışmalarını yürütmüştür. Öte yandan; sürgün letlerinden kaynaklanan siyasi bir irade gerek- Milli bir yurt kurmak için işgal edecekleri topra-

36 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

Sentetik ulus yapısına sahip olan İsrail toplumu, temelde Aşkenaziler, Sefaradlar, Mizrahiler, Falaşalar, gibi farklı etnik guruplardan oluşmaktadır. Her bir grup kendini Yahudi olarak görse de aralarında ciddi

anlamda itikad, ve küçük guruplar halinde Filistin toprakları- Nihayet, başta İngiltere ve Amerika olmak üze- sosyo-ekonomik na sızmayı başarmışlardır. Bununla yetinme- re emperyalist devletler maddi-manevi des- ayrıcalık ve kültürel yen Siyonistler, Filistin’i ele geçirme planlarının tekleriyle 14 Mayıs 1948’de İsrail Devleti’ni (Fi- önünde duran Sultan II. Abdulhamid’in bir an listinliler bu tarihe “Nakba/ Felaket” derler) kur- çatışma söz önce bertaraf edilmesi gerektiğine karar ver- muşlardır. Böylece, Thedore Herzl’in 29 Ağus- konusudur. mişler; Sultan’nın siyasi muhalifleri olan Ermeni tos 1897’de İsviçre’nin Basel kentinde topladığı ve Mason zındıka komiteleriyle işbirliği yapa- I.Siyonist Kongre delegeleri önünde söylediği; rak Müslümanların Halifesi’nin azline sebep ol- “Basel’de Yahudi Devleti’ni kurdum. Eğer bugün muşlardır. (2) bunu açıklarsam, herkes beni alaya alır. Oy- sa belki 5 fakat şüphesiz 50 yıl içinde herkes bu Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’nda mağ- gerçeği görecektir." söylemi gerçekleştirilmiştir. ğı aramaya koyulan Siyonistler, öncelikle Arjan- lup olması ve 2 Kasım 1917’de İngiliz Dışişleri Ancak, kurulan bu işgalci devletin silah gücüyle tin ve Uganda’yı düşündüler; üçüncü seçenek Bakanı Arthur Balfour’un “Majestelerinin Hükü- Araplardan gasp ettiği topraklara yerleştireceği olarak da Kudüs topraklarını... Kendi aralarında meti Filistin’de Yahudi halkı için bir ulusal yurt yoğun bir halk kitlesine ihtiyacı vardır. Bu duru- yaptıkları müzakareler sonucunda, iki ülkenin kurulmasını sempatiyle karşılamakta ve bu mu İsrail’in ilk Başbakanı olan David Ben-Gu- de Yahudi tabiatına uygun olmadığı kanısına amaca varılmasını kolaylaştırmak için azami rion, bir grup Amerikan Yahudisi’nin 1949’da varınca, İngiliz siyonistlerin de yönlendirme çaba göstereceğini belirtmektedir.” açıklama- İsrail’e gerçekleştirdikleri ziyaret vesilesiyle şu yapmasıyla, bugünkü Filistin toprakları üzerin- sı (Balfour Deklarasyonu) üzerine tarihi bir fırsat şekilde dile getirmiştir: “Bir Yahudi devleti kur- de karar kıldılar. Bunun üzerine Thedore Herzl, yakalayan Siyonistler; önceki yıllarda dinî ziya- ma rüyamızı gerçekleştirmiş olmamıza karşın bu topraklara yerleşmek için Osmanlı Devle- ret kisvesi altında girdikleri Filistin topraklarına henüz işin başındayız. Yahudi halkının büyük ti’ne birçok defa girişimde bulunmuş, ancak artık açıktan bir göç (Aliyah) hareketi yapmaya bir kısmı hâlâ dışarıda. Bugün İsrail’de sadece her seferinde olumsuz cevapla karşılaşmıştır. başlamışlardır. Savaş sonrasında galip kuvvet 900.000 Yahudi var. Gelecekte bütün Yahudiler Ümitsizliğe kapılmayan Siyonist Yahudiler, Sul- olarak Filistin’de hüküm sürmeye başlayan İn- İsrail’de toplanmalıdırlar. Ana babaları, çocuk- tan II. Abdulhamid’in, “Ben bir karış toprak bi- giliz Manda Yönetimi’nin desteğiyle, Avrupa ve larını buraya getirmeye çağırıyoruz. Yardım et- Amerika üzerinden göç eylemlerini hızlandır- meyecek olurlarsa gençliği İsrail’e biz getirece- le olsa satamam. Zira bu vatan bana ait değil, (3) milletime aittir. Benim milletim bu toprakla- mışlardır. Kurdukları İRGUN, STERN, HAGANAH ğiz; ancak umarım buna gerek kalmayacak.” rı savaşta kanlarını dökerek kazanmışlar, onu gibi silahlı terör örgütleri eliyle şiddet ve katli- İsrail’in eski Başbakanı İshak Shamir ise 2 Şu- kanları ile verimli kılmışlardır. Bu toprak bizden amlara başvurarak Filistin topraklarında hızlı iş- bat1997 tarihinde Maariv gazetesine vermiş sökülüp alınmadan evvel, biz onu tekrar kan- gal eylemleri gerçekleştirmişler; Avrupa’dan ge- olduğu bir demeçte, İsrail’e yerleşimci getirme- larımız ile sularız.” demesi ve önlerine koyduğu tirdikleri Siyonist Yahudileri Araplardan gasp et- nin Siyonizm için vazgeçilmez bir esas olduğu- kanuni engelleri hile ve vesilelerle aşarak ferdî tikleri köy ve kasabalara yerleştirmişlerdir. nu şu sözlerle dile getirmiştir: “İsrail’e yerleşimci

www.mirasimiz.org.tr 37 MAKALE

ce’de “Almanya” demektir. Almanya, Fransa ve Doğu Avrupalı Siyonist Yahudiler ve onların so- yundan gelenler bu isimle tanınırlar. Almanca, İbranice, Aramice ve Slav dillerinden harman- lanmış bir dil olan Yidişçe (Yidish) konuşurlar. Genelde, sarışın ve beyaz tenlidirler. Siyonist iş- gal devletinin ilk yönetim kadroları bunlardan oluşmuştur. İsrail’in en gelişmiş bölgelerinde ikamet eden Aşkenazlar hâlâ ülkenin birinci derecedeki yönetim kadrolarını oluşturmak- tadırlar. Eğitim ve sosyo-ekonomik düzey ba- kımından toplumdaki en kuvvetli ve egemen etnik guruptur. Aşkenaz Yahudilerinin İsrail'de doğmuş olan evlatları, diğer Yahudilerden fark- lı olarak kendilerine "Sabra Yahudileri“ adını vermişlerdir. Her sahada devletin imkanları- nı kullanmada öncelikleri olmuştur. Örneğin:

Aşkenazlar (Ashkanazi) Aşkenazlar Ben-Gurion Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 1975’te her dört Aşkenaz’dan getirmek Siyonizimin esaslarındandır. Yerle- biri üniversite mezunu iken, her yirmi Mizra- şimciler olmadan Siyonizmi icra edemeyiz.” hi’den biri üniversite mezunu olmuştur. Bu fark İsrail’deki Etnik Guruplar Üzerine 1995’te biraz kapanmış; her 10 Mizrahi’den biri Bir İnceleme üniversite mezunu olabilmiştir. Siyasi Siyonizm Hareketi, İsrail dışında yaşayan Öte yandan; 1990 sonrası İsrail’e göçen Yahu- Yahudileri sürgünde “galut/ diaspora” kabul dilerin % 30’u Rusya’dan gelenlerdir. Bunlar eder. Bu fikre binaen, İsrail Parlementosu Knes- arasında 300 bin Rus, İsrail dini yasalarına göre set, 5 temmuz 1950’de “Toplanma Tasarısı/ Yahudi sayılmamaktadır. Zira, dini yasalara gö- Aşkenaz, İbranice’de Geridönüş Yasası” adında bir kanun çıkararak re bir insanın has Yahudi olabilmesi için Yahudi “Almanya” demektir. dünyanın neresinde olursa olsun her bir Yahu- anneden doğmuş olması gerekir. Bu 300 bin Almanya, Fransa dinin işgal edilmiş Filistin topraklarına yerleşme ve İsrail vatandaşı olma hakkına sahip olduğu- Rus, “Babadan Yahudi” oldukları için has Yahu- ve Doğu Avrupalı nu ilan etmiş; Yahudilerin İsrail’e göçünü sağla- di sayılmayarak “Yahudi olmayan Yahudiler/ Siyonist Yahudiler mak için yardım fonları oluşturmuştur. Bu şekil- non-Jewish Jews” ya da “Olim” olarak sınıflan- de, 1948-2012 yılları arasında 3.108.760 Yahudi dırılırlar. Bu guruptaki Yahudiler, “Aşkenaz” ka- ve onların soyundan İsrail’e göç ettirilmiştir. Ancak göç ettirilen Ya- tegorisinde oldukları halde, ilk dönem Aşke- gelenler bu isimle hudiler; etnik köken, eğitim düzeyi, sosyo-eko- naziler tarafından kendilerine “içteki diğerler” tanınırlar. Almanca, nomik durumları, dini mezheplerine ve hatta gözüyle bakılmaktadırlar. Rus kültüründen vaz- İsrail vatandaşlığı alma tarihine göre kendileri- geçemedikleri için de ayrıca ayrımcılıkla karşı İbranice, Aramice ne değer verilen bir birinden çok farklı karak- karşıya kalmaktadırlar. Yapılan bir araştırmaya ve Slav dillerinden terdeki (heterogen) guruplardı.(4) göre 2000-2002 yılları arasında İsrail’e göçen Rus göçmenlerin çoğu İbranice konuşmakta sı- harmanlanmış bir dil Sentetik ulus yapısına sahip olan İsrail toplu- kıntı çekiyor ve kendini “Rus” olarak tanıtıyor. Bu olan Yidişçe (Yidish) mu, temelde Aşkenaziler, Sefaradlar, Mizrahiler, durum, İsrail toplumuyla kaynaşmalarının önü- Falaşalar, gibi farklı etnik guruplardan oluşmak- ne geçiyor ve başarısızlığa sebep oluyor. Özel- konuşurlar. Genelde, tadır. Her bir grup kendini Yahudi olarak görse likle 16-23 yaş gurubu gençler eğitim hayatın- de aralarında ciddi anlamda itikad, sosyo-eko- sarışın ve beyaz da büyük sıkıntılar çekiyor. Hatta bu gençlerin nomik ayrıcalık ve kültürel çatışma söz konu- % 20’sinden fazlası okulu terk ederek sokak ser- tenlidirler. sudur. Özellikle de Batılı liberal Aşkenazlar ve seriliğine karışıyor. Sokağa düşen Rus gençleri- Doğulu dindar Mizrahiler arasında dini ve etnik nin % 19’u erkek %29’u da kızlardan oluşuyor. olarak “Kim daha Yahudidir? İsrail devletinin Bu kızların çoğu zaman cinsel tacize maruz ka- meşru sahipleri kimlerdir?” sorgulaması sık sık lıyorlar. Toplum tarafından Yahudiliklerinde so- yaşanmaktadır. run görüldüğü için evlenip yuva kurmakta zor- Aşkenazlar (Ashkanazi): Aşkenaz, İbrani- luk çekiyorlar. Yaşadıkları bu dışlanma, bu genç-

38 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

İspanya, Portekiz, İtalya, Yunanistan, Türkiye, Fas, Tunus, Cezayir, Libya’da yaşayan Yahudiler ve onların soyundan gelenlere İbranicede “Sefarad” denir. Sefaradlar (Sephardi) Sefaradlar leri Hrıstiyanlığa itiyor. 93 Rus genci üzerinde yapılan bir çalışmaya göre, anneden Yahudi ol- Aşkenazlardan sonra, İsrail toplumunda etkin Mizrahiler (Mizrahi): İbranicede “Doğulu” mayan gençlerin % 43’ü kendini Hrıstiyan ola- olan ikinci önemli guruptur. Toplumda etkin anlamına gelen Mizrahi; Yemen, Irak, Suriye, rak tanıtıyor.(5) bir grup olmalarına rağmen anavatanları olan İran, Hindistan ve Buhara Yahudilerine verilen İspanya özlemi duyanlar da yok sayılmaz. Bel- addır. Arap ülkelerinden İsrail’e göçen ilk ne- Sefaradlar (Sephardi): Endülüs İslam Devle- ki de Araplardan işgal ettikleri topraklarda ev- sil Mizrahiler, resmi işlerinde İbranice (Hebrew) ti hükmü altında altın çağını yaşayan İspanyol latları için huzurlu bir istikbal göremiyorlardır! kullansalar da günlük hayatta Arapça konuşur- Yahudileri, Kral Ferdinard ve Kraliçe İsabella it- 6 Kasım 2019 tarihli Times of İsrael gazetesinin lar, Arapça film izlerler, klasik Arap müziğinin tifakıyla İspanya topraklarının Hristiyan hükmü altına girmesi (1492) sonucunda, ya din değiş- haberine göre, 4.313 İsrail vatandaşı Seferad önde gelen şarkıcıları olan Umm Gulsum, Ley- tirmek zorunda kalmışlar ya da sürgün edil- yahudisi İspanya vatandaşlığına başvurdu. Ay- la Murad, Ferid Atraş ve Abdulvahab’ı büyük mişlerdir. İspanya, Portekiz, İtalya, Yunanistan, nı gazetenin (6 Ekim 2019) konuyla ilgili bir baş- zevkle dinlerler. Bu durumu 1951 yılında İsra- Türkiye, Fas, Tunus, Cezayir, Libya’da yaşayan ka haberine göre ise Portekiz vatandaşlığına il’e göçen Irak asıllı Yahudi yazar Shimon Ballas Yahudiler ve onların soyundan gelenlere İbra- başvuran 33 bin Seferad Yahudisi içinde büyük (Arapça müstear ismi: Adib al-Qas) şöyle dile nicede “Sefarad” denir. İspanyolca ve İbrani- çoğunluğu İsrail vatandaşı Sefaradlar oluştu- getirir: "Ben İsrail veya Yahudi kimliğine ait de- ce karışık olan Ladino diye bir dil konuşurlar. ruyormuş.(6) ğilim. İsrail’de yaşadığım için İsrailliyim ve İsra-

İbranicede “Doğulu” anlamına gelen Mizrahi; Yemen, Irak, Suriye, İran, Hindistan ve Buhara Yahudilerine verilen addır. Mizrahiler (Mizrahi) Mizrahiler

www.mirasimiz.org.tr 39 MAKALE

Etiyopya Yahudilerine yabancı anlamında “Falaşa” denir. Yahudilikten Hrıstiyanlığa geçenlere de “Falaşmura” adı verilir. Falaşalar (Beta İsrael) Falaşalar illi kimliğim var. Lakin, kültürel kök olarak ken- bölgesindeki nehir kenarlarında kamışlardan mesihin Falaşalar arsından çıkacağına inanırlar. dimi bir Araptan ayrı görmüyorum. Radyoda yapılmış yuvarlağa benzer kulübelerden olu- Kendi soylarını Kral Solomon’un Kraliçe She- çalınan şarkılar bizim için bir şey ifade etmiyor. şan 60-70 hanelik köylerde yaşarlar. Bu köylerin ba’dan (Hz.Süleyman-Sebe Kraliçesi Belkıs) olan Bir insan farklı bir dil konuşabilir ve farklı kıya- en önemlileri Gondar kenti civarında bulunu- oğlu Menelek’den geldiğini iddia ederler.“Beta fet giyebilir. Ama aşkı başka bir aşkla değiştire- yor. Falaşalar yabancılara dokunmayı necis say- İsreal/ İsrail Evi” olarak tanıtırlar.(8) mez. Bu bir kâidedir. Bu müzik (Arap müziği) bi- dıklarından, şehirden ziyade kendi köylerinde 2017 yılı istatistiklerine göre İsrail’de 148.700 zim kanımıza işlemiş.” yaşamayı tercih ederler. Köylerin biraz uzağına Falaşa bulunmaktadır. Bunların çoğu, 1984 yı- yapmış oldukları iki kulübeyi, lohusalık dönemi Doğu kökenli esmer tenli Mizrahiler, Avrupa lında Musa Operasyonu (Moses Operations) ve biten kadınların saçlarını tamamen traş etmele- asıllı beyaz tenli Siyonistler tarafından ikinci sı- 1991 yılındaki Süleyman Operasyonu (Solo- ri ve yıkanmaları için tahsis ederler. İnançlarına nıf muamelesi görmüşlerdir. Hatta, 1950-1960 mon Operations) ile İsrail’e getirildiler. İsrail top- göre, erkek çocuğu doğuran kadının lohusalık yılları arasında İsrail eğitim müesselerinde oku- müddeti 40 gündür; kız olunca bu rakam ikiye lumunda ayrımcılık muamelesi gören en dü- tulan resmi Yahudi tarihi ve edebiyatı Avrupa katlanır. Falaşa erkekleri Etiyopya’daki diğer er- şük etnik gurup Falaşalardır. İktidardaki Likud Yahudilerine ait olmuştur. Mizrahi Yahudileri- kekler gibi “izar” denilen göbekten aşağıya ka- Partisi vekillerinden olan Avraham Negusi bu nin tarihine ve edebiyatına hiç yer verilmemiş- dar bürünülen peştamal giyinirler. durumu şöyle özetler: “Yahudi olduğumuzdan tir. İsrail resmi tarihinde Mizrahilere ancak 1970 dolayı Etiyopya’da bize “Falashmura” diye ses- yılında, Siyonist hareketin doğudaki faaliyetleri Muharref Tevrat’a göre ibadelerini yapan Fa- lenir ve İsrail’e ait olduğumuzu söylerlerdi. Bu- adı altında yer verilmeye başlanmıştır. Yıllarca, laşalar, diğer Yahudilerde kabul gören kutsal rada da Etiyopya’ya ait olduğumuzu söylüyor- ayrımcılıkla karşı karşıya kalmanın acısını çek- kitaplar Talmud ve Mishnah’yı bilmiyorlar. (Bu lar! İsrail’de Yahudileri işgal ettikleri topraklara miş olan Mizrahi Yahudileri, şimdi de siyonist yüzden, İsrail’deki hahamlar tarafından Yahudi- yerleştirmek için düzenlenmiş olan “Law of re- rejimin resmi ideolojisiyle büyümek zorunda liklerinden şüphe duyuluyor.) Yeni doğan çocuk- turn / Geridönüş Yasası” diye bir kanun var. Bu kalan evlatlarıyla anlaşamaz duruma gelmiştir. ları sekizinci günde sünnet ederler. Sünnet işini kanuna göre, her bir Yahudi’nin İsrail’e gelme Zira yeni nesil Mizrahiler, babalarının gelenek- kadınlar yapar. Sünnet ve evlilik merasimlerini ve vatandaşlık alma hakkı var. 1949’dan beri sel Doğu Yahudiliği ile İsrail devletinin aşıladığı Yahudi şeriatına göre yapan Falaşalar, inşa et- Siyonist Yahudiler “Aliyah” adlı operasyonlarla tikleri bir kulübede ibadet ederler. Zaman za- Batı kaynaklı Siyonist kültür arasında sıkışarak Filistin topraklarına yerleştirildiler. Ancak, Fala- man, Hrıstiyanlıktaki gibi kâhinlere gidip günah kendi kimlikleri konusunda ikilem (dilemma) şalar bu kanun dışında tutuluyorlar. Onlar için (7) çıkarırlar. Zaman zaman da kötü ruhları kov- (9) yaşamaktadırlar. her defasında meclis kararı gerekmektedir.” mak(!) için Afrika’daki kavimler gibi dans eder- Falaşalar (Beta İsrael): Öncelikle, Falaşala- ler. Cumartesi günleri cinsel ilişkiden uzak du- İsrail toplum yapısı incelenirse, Güney Afrika’yı rın aslı nedir, sorusuna cevap bulmaya çalışa- rurlar. Diğer Yahudi gurupların yaptığı gibi, ay- sömüren İngilizlerin yerli halka karşı göterdi- lım. Kuzey Etiyopya’da konuşulun Ge’ez dilinde nı öğünde et ve süt mamülleri yeme yasağını ği ırkçılığın (apartheid), Falaşalar üzerinde aynı (Etiyopya Hrıstiyanlılarının klasik dilidir.) Etiyopya uygulamazlar. Samiri Yahudileri gibi 14 Nisan şekilde uygulandığı açıkça görülür. Örneğin, İs- Yahudilerine yabancı anlamında “Falaşa” de- günü kurban (koyun) keserler. Son olarak, bü- raillilerin ancak %25’i Falaşalarla komşu olmak nir. Yahudilikten Hrıstiyanlığa geçenlere de “Fa- tün Yahudi guruplarında olduğu gibi bunlar istiyor. Toplu taşımalarda yan yana otumaktan laşmura” adı verilir. Falaşalar Etiyopya’nın kuzey da kendilerini “Seçilmiş Halk” sayar ve kurtarıcı oldukça rahatsız olanlar azımsanmayacak de-

40 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

Siyasi Siyonizm Hareketi’nin farklı etnik yapıdaki Yahudileri Filistin topraklarında topladıktan sonra, eritme stratejisi (melting pot) uygulayarak homejen bir “Yahudi Milleti” oluşturma edilmemiştir. Kanlarının hor görülmesini kabul https://dergipark.org.tr/en/download/article-fi- edemeyen Falaşalar gösteriler düzenlemiş ve le/391107 projesi tam polisle çatışmalar sonunda bu olaylarda 19 kişi (3) https://www.researchgate.net/publicati- tutuklanmıştı. 2015’te İsrail polisi, orduda gö- on/325826395_MIZRAHI_YAHUDILERI_VE_ISRAIL'DE- manasıyla başarılı KI_SOSYO_KULTUREL_DURUMLARI rev yapan bir Falaşa gencini üstünde üniforma (4) https://www.salto-youth.net/downloa- olamamıştır. İsrail olduğu halde dövünce de olaylar çıkmış ve bu ds/4-17-2944/youth_in_israel.pdf defa da 60 kişi yaralanmıştı. Ayrıca 1997-2019 soyolojik olarak (5) http://sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi34_pdf/ yılları arasında dört Falaşa genci polis tarafın- 2tarih_uluslararasiiliskiler_siyaset/muminov_nurlan. büyük bir kimlik krizi (11) dan öldürülmüştür. pdf içindedir. Sonuç https://sociology.biu.ac.il/sites/sociology/files/shared/ Yahudi toplumunun tek millet olmadığını Rab- sp2011-6.pdf bimiz haber vermiştir: “Onlar müstahkem ka- (6) https://www.myjewishlearning.com/article/sep- leler içinde veya duvarlar arkasında olmadan hardic-ashkenazic-mizrahi-jews-jewish-ethnic-diver- sity/ recede fazla ve Falaşalar, Siyonist Yerleşim Bi- sizinle toplu hâlde savaşmazlar. Kendi arala- rimleri olan sitelerde kiralama ya da satın alma rındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu https://www.timesofisrael.com/at-least-27-of-appli- cants-under-spains-sephardic-law-of-return-are-not- yapamazlar. İsrail’e gelince zorunlu olarak İbra- sanırsın. Hâlbuki kalpleri darmadağınıktır. Bu, jews/ nice öğrenmeye başlamalarına rağmen hâlâ onların akılları ermez bir topluluk olmaların- (7) https://www.academia.edu/11978081/TEL_ dandır.” (Haşir Suresi 14. Ayet) % 45’i İbranice bilmiyor ve % 63’ü vasıfsız işler- AVIV_MIZRAH_The_potential_of_Iraqi_cultural_iden- de çalışıyor. İyi iş bulamadıkları için bu kesimin İsrailli çeşitli kurumların yaptığı saha çalışma- tity_within_two_generations mafyanın eline düşme ihtimali, dolayısıyla da larından anlaşıldığı üzere; Siyasi Siyonizm Ha- (8) https://mugtama.com/archive-pdf/search-result. suç işleme oranları yükseliyor. Milli gelir dağılı- reketi’nin farklı etnik yapıdaki Yahudileri Filistin html?filter_category_id=34&filter_search=1268 mı, eğitim, sağlık, güvenlik hizmetlerinde ken- topraklarında topladıktan sonra, eritme stra- http://www.philtar.ac.uk/encyclopedia/judaism/fa- dilerine karşı ırkçı politika uygulanmasına kar- tejisi (melting pot) uygulayarak homejen bir lash.html şı çıkan Falaşalar 2015 yılında Telaviv’de büyük “Yahudi Milleti” oluşturma projesi tam mana- (9) https://www.thedailybeast.com/israels-racist-po- bir protesto yürüyüşü yaptılar. Polisin müdaha- sıyla başarılı olamamıştır. İsrail soyolojik olarak licy-keeps-black-african-jews-from-their-families (10) lesi sonucunda 60 kişi yaralandı. büyük bir kimlik krizi içindedir. Gasp edilmiş https://www.cbs.gov.il/en/mediarelease/Pages/2018/ topraklar üzerinde yaşadıklarını bilen Siyonist The-Ethiopian-Population-In-Israel.aspx Etiyopya’da Yahudi oldukları için “Falaşa” adı göçmenler için gelecek pek de parlak görün- (10) https://www.jewishvirtuallibrary.org/the-situati- verilen ve aşağılanan Siyahi Yahudiler (Black müyor! on-of-ethiopian-jews-in-israel Jews), büyük umutlarla geldikleri Siyonist İs- (11) http://www.salom.com.tr/arsiv/haber-70968-ka- rail’de beyaz Avrupalılar tarafından aşağılan- Kaynaklar: yip_kabilelerin_torunlari_falasalar.html makla karşı karşıya kalmışlardır. Öyle ki 1996 ve (1) https://dergipark.org.tr/tr/download/article-fi- https://www.jewishvirtuallibrary.org/the-situati- 2006 yıllarında İsrail kan bankasına bağış yap- le/679320 on-of-ethiopian-jews-in-israel mak istediklerinde, kanlarında AIDS benzeri (2) http://web.firat.edu.tr/sosyalbil/dergi/arsiv/cilt12/ (12) https://mugtama.com/archive-pdf/search-re- mikrobik hastalıklar olabilir gerekçesiyle kabul sayi2/421-438.pdf sult.html?filter_category_id=34&filter_search=1268

www.mirasimiz.org.tr 41 MAKALE 72 YILLIK DRAM: FİLİSTİNLİ MÜLTECİLER VE ULUSLARARASI

HUKUK Abdülkadir Tok

Özet lere zorunlu olarak göç etmesine sebep olmuştur. Günümüzde Orta Doğu baş- rta Doğu’da artan çatışmala- ta olmak üzere dünya genelinde altı mil- rın toplumsal açıdan en cid- yonu aşkın Filistinli mülteci bulunmakta- di ve hukuken bir türlü çözü- dır. Mültecilik sorunu, uluslararası arena- me kavuşturulamayan sonuç- da her defasında temsil problemiyle kar- larından birisi de mülteciliktir. şılaşan Filistinlilerin en önemli fakat gerek OFilistin tarihinde de yaşanan 1948 ve 1967 İsrail gerek dünya kamuoyu tarafından savaşları, binlerce Filistinlinin başka ülke- her daim yok sayılan- sorunlarından bi-

42 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

Dünya genelinde bulunan 25,9 milyon mültecinin 5,5 milyonunu savaşlar sonucunda sürgüne mahkûm edilen Filistinli mülteciler oluşturmaktadır. Irak'ta Filistinli mülteciler Filistinli Irak'ta ri haline gelmiştir. Mülteciler, günün birin- etmek zorunda kaldı. 1948 savaşı sonra- çe etkisi anlatılmıştır. İkinci olarak zorun- de mülklerine geri dönecekleri umuduyla sında Arap Devletler ve İsrail arasında de- lu olarak yapılan bu göçlere karşı BM’nin 72 yıldır anahtarlarını hep yanlarında taşı- vam eden küçük çaplı atışmalar 1967’de tavrı, işgal ve ilhaklar ile göçe sebep olan maktadırlar. Bu çalışmada genel anlamda yeniden savaşa dönüşmüş ve savaş sonu- İsrail aleyhine BM’nin aldığı kararlar ve Fi- bizlere yıllardır çözümsüz bir sorunmuş cunda yine binlerce Filistinli sürgüne ma- listinli mültecilerin uluslararası sözleşme- gibi lanse edilen mülteci durumundaki Fi- ruz bırakılmıştır. Dünya genelinde bulu- ler bağlamında hukuki statüsü hakkında listinlilerin geri dönüş hakkı, hem BM’nin nan 25,9 milyon mültecinin 5,5 milyonu- bilgi sunulmaya çalışılmıştır. Üçüncü aşa- bu soruna binaen aldığı kararlar hem de nu işte bu savaşlar sonucunda sürgüne mada İsrail ile Filistinli makamlar arasında uluslararası hukukun mültecilere tanıdığı mahkûm edilen Filistinli mülteciler oluş- gerek dolaylı gerek doğrudan gerçekleş- haklar ve bu alanda yapılan sözleşmeler turmaktadır. (UNHCR, 2018)(1) tirilen uzlaşma görüşmeleri ve bu görüş- çerçevesinde ele alınmaya çalışılmıştır. melerde alınan kararların Filistinli Mülteci- Yetmiş iki yıldır devam eden sürgün ve ler açısından muhtevası ele alınmaya ça- Anahtar kelimeler: Filistinli Mülteciler, Zo- Orta Doğu’da meydana gelen her hadi- lışılmıştır. runlu Göç, Sürgün, Geri Dönüş Hakkı, Ulus- sede zorunlu göç etme nedeniyle Dünya lararası Hukuk. tarihinde en fazla zulüm görmüş, acı çek- 1-) 1948 ve 1967 Savaşları ve Mülteci Sorunu Giriş miş fakat bir türlü var olan haklarına ye- teri kadar kavuşturulamamış ulusun adı- 1.1-1948 Savaşı Tarihinde sayılamayacak derecede savaş, dır Filistin. Nitekim Siyonistler yıllar evvel ilhak, işgal, sürgün ve aleyhe sonuç veren kendilerine uygulanan sürgün ve zorunlu Filistin meselesi, İngiliz mandası sona er- sözde barış görüşmeleri olan Filistin’de, göç politikalarının aynısını özellikle devlet meden İngiltere Dışişleri Bakanı Ernest 1948 ve sonrasındaki 1967 savaşı hem Fi- müessesesine büründükten sonra aslın- Bevin, tarafından 1947 Şubat ayında o yıl- listin açısından hem de Orta Doğu coğ- da kendilerine kardeş olan Filistin halkına larda yeni kurulmuş olan Birleşmiş Millet- rafyasının geneli açısından önemli bir ye- hiçbir hukuki dayanak olmadan 72 yıldır lere havale edildi. Genel kurul, Birleşmiş re sahiptir. 1948 öncesinde sürgün, zo- Milletler Filistin Özel Komitesi (UNSCOP) uygulayarak ‘Filistinli Mülteciler’ sorununu runlu göç ve birtakım planlar için Filistin’e kurup bu komiteyi Filistin'deki durumu kronik bir sorun haline getirdi. Bu kronik yerleşmeye gelen Siyonist gruplar, bura- incelemek ve 1 Eylül 1947'ye kadar bir ra- mesele yıllardır Orta Doğu, İslam alemi daki diğer Arap ve Yahudi grupları arasın- por hazırlamakla görevlendirdi. UNSCOP, ve uluslararası örgütleri meşgul eden fa- da çekişmelere sebep oldu. İngiltere’nin genel kurula sunduğu raporda İngiliz kat bir türlü çözülemeyen uluslararası bir Filistin’deki manda yönetiminden çekil- mandasının sona erdirilmesini ve Filistin'e mülteci sorunu haline gelmiştir. mesi ve İsrail’in resmi olarak kurulması ile bağımsızlık verilmesini oybirliğiyle tavsiye bölgedeki soğuk atmosfer artık fiili bir sa- Çalışma bu minvalde üç aşama olarak ele etti. Ancak komite bağımsız Filistin'in na- vaşa dönüştü. Çatışmalar sonucunda sa- alınmıştır. İlk olarak, Filistinlilerin maruz sıl bir devlet olacağı konusunda fikir ayrılı- yıları kaynaktan kaynağa değişen binler- kaldıkları zorunlu göçlerin başlangıcı olan ğı yaşadı. Azınlık raporu federal bir devle- ce Filistinli zorunlu olarak yurtlarını terk savaşlara kısaca değinilerek savaşın gö- ti uygun görüyordu. Çoğunluk raporuysa,

www.mirasimiz.org.tr 43 MAKALE

BM Genel Kurulu 29 Kasım 1947’de aldığı 181 sayılı kararı ile ikinci raporu kabul etti. Ortaya konulan paylaşım planına göre, İngiliz manda rejiminin sona ermesiyle birlikte Filistin toprakları üzerinde birisi Arap diğeri Yahudi olmak üzere iki bağımsız devletin kurulması ve Kudüs'ün silahlardan arındırılmış, BM Vesayet Konseyi'nin himayesinde uluslararası bir statüye sahip olması kararlaştırılmıştı.

mandanın biri Arap, diğeri Yahudi iki dev- ye sahip olması kararlaştırılmıştı.(3) Söz ko- Lübnan, Gazze vs.) göç etmek zorunda ka- lete bölünmesini ve Kudüs'e uluslararası nusu statü 10 yıl yürürlükte kalacak, daha larak mülteci durumuna düştü.(5) Bu se- bir statü tanınmasını öngörmekteydi. Ya- sonra referandum yoluyla halkın görüşle- beple Filistinliler, kaybettikleri bu savaşı ni çoğunluk raporu Filistin'de iki bağımsız rine başvurularak gözden geçirilecekti. Nakba (Büyük felâket, kara gün) olarak ad- devlet ihtimalini gündeme getirmekteydi. landırırken, Siyonistler bu savaşın netice- Bu karardan ve İngiliz mandasının so- Siyonist liderler bu rapora sıcak bakarken sini bağımsızlık olarak adlandırmaktadır. na ermesinden sonra Siyonistler bölün- Arap liderler bu raporu reddettiler.(2) me planında kendisine ayrılan bölge- 2.1-1967 Savaşı BM Genel Kurulu 29 Kasım 1947’de aldığı de 15 Mayıs 1948 günü İsrail Devleti’ni 1948 sonrasında bölgedeki devletler ve 181 sayılı kararı ile ikinci raporu kabul et- kurduğunu ilan etti. İlanın akabinde Mı- İsrail arasındaki küçük çaplı çatışmalar ti. Ortaya konulan paylaşım planına gö- sır, Ürdün, Suriye, Irak ve Lübnan ordula- 1967’ye kadar devam etti. Bölge ülkeleri re, İngiliz manda rejiminin sona ermesiy- rı Filistin topraklarına girmeye başlamış- arasında su sorununa ilişkin yaşanan sür- (4) le birlikte Filistin toprakları üzerinde biri- tır. Ancak savaşın seyri, İsrail'in planlı sa- tüşme Filistinli grupların İsrail hedefleri- si Arap diğeri Yahudi olmak üzere iki ba- vunması üzerine Arapların aleyhine dön- ne saldırılar düzenlemesiyle sınırlı kalma- ğımsız devletin kurulması ve Kudüs'ün si- dü. Savaşı İsrail kazanmıştı ve savaş neti- dı. Özellikle Suriye ve Ürdün’ün İsrail ile lahlardan arındırılmış, BM Vesayet Konse- cesinde yaklaşık 1,2 milyon Filistinliden yaşadığı su politikaları 1967 savaşının en yi'nin himayesinde uluslararası bir statü- 780,000‘i çevre ülkelere (Suriye, Ürdün, önemli nedenlerinden biri oldu. Su soru-

44 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

nu 1967, 6 gün savaşına kadar gerilla sal- da 1967 yılında gerçekleşen 6 gün sava- ki yollarla çözmek istedi. Bu minvalde dırıları ve sınır ihlalleri ile sınırlı kalıyordu. şındaki zorunlu göç nedeniyle yaklaşık 1 bölgedeki sorunları bizzat yerinde tespit Gittikçe artan gerilim 1967’ye gelindiğin- milyon Filistinli mülteci konumuna geldi. edilmesi amacıyla İsveçli arabulucu Kont (6) de yerini sıcak çatışmalara bıraktı. Artık 1 milyon Filistinli mültecinin nere- Bernadotte’yi incelemeler yapmak üzere de, nasıl ve hangi topraklarda yaşamlarını Gerginlik 7 Nisan 1967'de doruk noktası- Filistin’e gönderdi. Bernadotte mülteciler sürdüreceği konusu büyük bir sorun ola- na ulaştı ve İsrail ile Suriye arasında tam meselesinin ciddiyetine ilk varan kişi ola- rak halen dahi varlığını korumaktadır. İs- bir hava ve topçu savaşı yaşandı fakat İs- rak, 16 Eylül 1948 de bir rapor hazırladı. rail söz konusu mesele hakkında çözüme rail, Suriye Ordusu’nu püskürttü. 5 Hazi- Bu rapora istinaden genel kuruldan, aci- yanaşmazken Filistinliler ise kovuldukları ran 1967 Pazartesi günü ise İsrail ile Arap len mültecilere yardım edilmesini, güven- bölgelere geri dönmek istemektedir. komşuları (Mısır, Ürdün ve Suriye) arasın- likleri için tedbirler alınmasını ve bunların da fiili olarak savaş başladı. Savaş 6 gün 2-)Birleşmiş Milletler ve İsrail işgali altında bulunan yurtlarına geri sürdü. İsrail 6 gün içinde Mısır’ın elinde Filistinli Mülteciler dönmelerinin sağlanmasını istedi. Berna- olan Sina Yarımadası ile Gazze Şeridi’ni, dotte’un istekleri üzerine genel kurul, 24 Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, yukarı- Ürdün’ün elinde bulunan Doğu Kudüs Eylül 1948’de toplanarak meseleyi 3. kuru- da kısaca açıklamaya çalıştığımız 1948 ve ve Batı Şeria’yı, Suriye’nin elinde bulunan la gönderdi. 3. kurul yaklaşık 1,5 ay süren 1967 savaşı (Altı Gün Savaşı) sonucunda Golan Tepelerini işgal ederek kendi hâki- yerlerinden çıkarılan Filistinli mültecile- çalışmalardan sonra bir karar tasarısı ha- miyetine geçirdi. Kısacası İsrail işgal ettiği zırladı. Bu tasarı 19 Kasım 1948’de 212 (III) (7) rin, geri dönüş hakkını korumak amacıy- toprakları 4 kartına çıkardı. 6 gün sava- la hem komisyonlar kurmuş hem de me- sayılı genel kurul kararı olarak oybirliğiy- şının da sonucunda 1948’de olduğu gibi seleyi doğrudan ele alan bir dizi kararlar le kabul edildi. Karar gereğince Birleşmiş zorunlu göç dalgası gerçekleşti. Yaklaşık almıştır. Milletler Filistin Mültecilerine Yardım Teş- 325 bin Fi¬listinli mülteci kendi toprakla- kilatı (UNRPR) kuruldu.(9) Irak ve Lübnan’ın rını terk etmek zorunda kaldı. (8) 2.1 Filistin İçin Uzlaştırma Komisyonu isteğiyle Birleşmiş Milletler Filistin Mülte- Görüldüğü gibi İsrail Devleti’nin kurul- Birleşmiş Milletler teşkilatı 1948 sava- cilerine Yardım Teşkilatı’nın İngilizce ismi duğu yıl çıkan 1948 savaşı ve sonrasın- şı sonrasında Filistin’in sorunlarını huku- (UNRPR) şimdi United Nations Relief and

www.mirasimiz.org.tr 45 MAKALE

Works Agency for Palestine Refugees (UN- geri çevrildi.(11) rıyla barış için yaşamaları temin edilecek- RWA) oldu.(10) ti. Aynı zamanda İsrail yönetimi mülteci- 2.2 181 ve 194 Sayılı Kararın Tetkiki ler için tazminat ödemeye mahkûm edil- Mültecilerin durumunu görerek yaşayan İsrail 1949‘da BM‘e üye olarak kabul edildi- di. Belirtmek gerekir ki İsrail bu karara da ve bu kararın çıkmasını sağlayan Berna- (13) ğinde, bu örgütün kendisine açık seçik bir uymadı. Aksine 12 Aralık 1948 tarihinde dotte, Kudüs’te Siyonistler tarafından öl- biçimde koyduğu ön koşulu, yani 181 sa- “Olağanüstü hal” ilan ederek zorla boşalt- dürülecekti. Ancak buna rağmen, giri- yılı kararın uygulanmasını kabul etti. Yuka- tırıp el koyduğu mülkleri, 20 Mart 1950’de şimler devam ediyordu. Nitekim bu giri- çıkardığı “Sahipsiz Mülkler” adlı bir kanunla kendi iç hukukuna göre üzerinde tasarruf edilebilir hale getirdi. Kanunda İslam Vakıf Emlakları dâhil Filistin topraklarının tama- mını “sahipsiz mülk” olarak tanımlandı. Bu yasanın amacı 1948-1967 savaşları netice- sinde göçe zorlanan Filistinlilerin Filistin topraklarında mülklerini sahipsiz olarak nitelendirip İsrail Devleti’nin mülkü hali- ne getirmekti. Hukuku hiçe sayan İsrail bu amacına ulaştı. Bugün bile Filistin’e gittiği- miz zaman aslında Filistinlilere ait arazileri Siyonistlerin himaye ettiğini çok rahatlık- la görebiliriz. (14) 2.3 242 Sayılı Karar (22 Kasım 1967) 1967 savaşından sonra İsrail işgal ve ilhak politikalarıyla BM’nin kendisine tahsis etti- ği toprakları dört katına çıkardı. Elde etti- ği topraklarda yaşayan Filistinlileri de gö- çe maruz bıraktı. BM bu duruma Kasım 1967’de aldığı kararla tepki gösterdi. Ka- rara göre İsrail silahlı kuvvetleri son çatış- mada işgal ettiği topraklardan çekilecek, bölgedeki her devletin toprak bütünlü- ğüne saygı duyulacak ve mülteci sorunu- na da adil bir çözüm bulunacaktı. Ayrıca kararda ‘BM, bölgedeki her ülkenin siya- si bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü garanti altında tutacak.’ denildi.(15) Netice şim ve çabaların sonucunda Birleşmiş Mil- rıda da beyan ettiğimiz üzere karara göre olarak diğer kararlar gibi bu kararda İsrail’e letler Genel Kurulu 11 Aralık 1948’de ün- Filistin toprakları üzerinde birisi Arap di- uygulatılamadı. lü 194 (III) sayılı kararını çıkardı. Kabul edi- ğeri Yahudi olmak üzere iki bağımsız dev- 2.4 Uluslararası Sözleşmeler Çerçevesin- len ve “Filistin Birleşmiş Milletler Gözlemci- let kurulacak ve Kudüs Birleşmiş Milletler de Filistinli Mülteciler si Raporu” başlığını taşıyan bu karara Filis- yönetimine bırakılacaktı. Lakin İsrail 1948 tinli Mülteciler ile ilgili ilk uluslararası bel- yılında Filistin’e ait toprakları işgal ederek Mülteciler meselesine ilişkin uluslararası ge diyebiliriz. 194 sayılı karar ile Birleşmiş bu kararı alenen ihlal etti.(12) hukukta iki önemli araç mevcuttur. Bun- Milletler üyesi olan üç devletten (Türki- lardan biri 1951 tarihli Mültecilerin Huku- ye, Fransa, ABD) oluşan Filistin için uzlaş- 11 Aralık 1948 tarihli 194 sayılı ikinci ka- ki Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesi, tırma komisyonu kuruldu. Komisyon, ye- rarı da İsrail‘in BM‘e üyeliğinin onanması- diğeri ise 1967 tarihli Mültecilerin Hukuki ni yıldan (1949) itibaren iki taraf ile (Filis- nın ön koşulu olması öngörülmüş ve bu Statüsüne İlişkin New York Protokolü’dür. tin-İsrail) temaslara başlayacaktı. Ancak Fi- koşul da İsrail tarafından kabul edilmiş- Bu iki önemli araca BM Genel Kurulu’nun ti. Bu karara göre ise savaş sonucunda gö- listinli mültecilerin geri dönüş hakkı, yapı- 10.12.1948’de kabul ettiği İnsan Hakla- çe mahkûm edilip geri dönmek isteyen lan her girişime rağmen ‘Bir karış bile top- rı Evrensel Bildirgesi (İHEB)’i de dâhil ede- mültecilerin ülkelerine dönmeleri en ola- rak terk etmeyeceğiz.’ diyen İsrail tarafından biliriz. Nitekim bu bildiride de mültecilere sı şekilde gerçekleştirilecek ve komşula- yer verilmiştir.

46 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020 Lübnan'daki Filistinli mülteciler Filistinli Lübnan'daki

2.4.1 Mültecilerin Hukuki Statüsüne olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ül- le ayrıldığı ülkesine gönüllü olarak yeni- Dair Sözleşme kesinin dışında bulunan, oraya döneme- den yerleşmesi halinde mülteci statüsü- yen veya söz konusu korku nedeniyle dön- nün sona ereceğini beyan etmekle sınır- Daha çok “Cenevre Sözleşmesi” olarak bi- (18) mek istemeyen her şahıstır.’ Sözleşmesi’nin lı kalmıştır. linen Mültecilerin Hukuki Statüsüne Da- 1. Maddesinin D bendine göre; Sözleşme ir Sözleşme, BM Genel Kurulu tarafından 2.4.2 Mültecilerin Hukuki Statüsüne BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHC- 14 Aralık 1950 tarihli konferansta kabul İlişkin 1967 Protokolü (New York R)’nin dışında, BM’nin herhangi bir orga- edilmiş, 28 Temmuz 1951 yılında, Cenev- Protokolü) nı veya kuruluşundan yardım alan kişile- re’de imzalanmış ve 22 Nisan 1954 tarihin- ri kapsamamaktadır.(17) Filistinli mülteciler, 31 Ocak 1967’de imzaya açılan Mültecile- de yürürlüğe girmiştir. Sözleşme ile tarihte BM Filistin Uzlaştırma Komisyonu (UNCCP) rin Hukuki Durumuna İlişkin 1967 Proto- ilk kez bir mülteci tanımı yapılmış, mülte- ve Yakın Doğu’daki Filistinli Mülteciler için kolü, 4 Ekim 1967 tarihinde yürürlüğe gir- cilerin hakları ve standartlarının çağdaş bir BM Yardım ve Çalışma İdaresi (UNRWA)’nin miştir. Başlangıçta Cenevre Sözleşmesi sa- listesi verilmiş, mülteci iadesinin sınırları koruması altında bulunmalarından dolayı dece 01.01.1951 gününden önce meyda- ile geleneksel hukukta bulunan “geri gön- 1951 Sözleşmesi ve UNHCR’nin koruma- na gelen olaylar sonucunda mülteci ol- dermeme” ilkesi sözleşme ile hüküm altı- muş bireylere uygulanmakta idi. Dünyada (16) sından mahrumdurlar. UNRWA gibi ulus- na alınmıştır. Sözleşme metninde mül- lararası kuruluşların çalışmaları ise, mül- mülteci nüfusunun gittikçe artması karşı- teci şöyle tanımlanmıştır: ‘Irkı, dini, milliyeti, sında Mültecilerin Hukuki Statüsüne İliş- tecilerin belli başlı sürgün mahallerinde- belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siya- kin 1967 Protokolü kabul edilmiştir. Bu ki bireysel sorunlarını çözmek ve yardımcı si düşünceleri nedeniyle zulme uğrayacağın- protokolle Sözleşmenin uygulanmasında olmaktan öteye gitmemektedir. dan haklı sebeplerle korktuğu için vatanda- orijinalinde getirilen tarih ve coğrafya sı- şı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ül- Belirtmek gerekir ki sözleşme kısmen ek- nırlaması kaldırılarak, mültecilerin kapsa- kenin korumasından yararlanamayan ya da siktir. Çünkü mültecilerin geri dönüş hak- mı daha da genişletilmiştir. New York Pro- söz konusu korku nedeniyle, yararlanmak is- kına dair herhangi bir düzenleme yok- tokolü ile değişikliğe uğratılmış olan Ce- temeyen veyahut tabiiyeti yoksa ve bu tür tur. Sadece mültecilerin zulüm nedeniy- nevre Sözleşmesi, bugün mültecilerin

www.mirasimiz.org.tr 47 MAKALE

haklarını koruyan en önemli uluslararası artık daha etkili koruma mekanizmalarıyla için Madrid Konferansı, Oslo Süreci ve belgedir. (19) donatılan sözleşmelere önayak olmasıdır. Camp David görüşmeleri gibi birçok gö- rüşme gerçekleştirilmiştir. Fakat görüşme- Her ne kadar 1967 Protokolü mülteciler Bildirinin 13 maddesinin 2. cümlesi mülte- lerin tamamı neticesiz kalmış, Filistinlilerin için uluslararası alanda, hukuki olarak bel- cilerin durumu ile alakalıdır. Maddeye gö- li düzenlemeler yaparak birtakım stan- re ‘Herkes, kendi ülkesi de dâhil olmak üze- önemli sorunlarından hiçbiri çözüme ka- dartlar oluşturmaya çalışsa da yine devlet- re, herhangi bir ülkeden ayrılmak ve ülkesine vuşturulmamıştır. (20) ler ve bölgeler arasındaki siyasi ve ideolo- yeniden dönmek hakkına sahiptir.’ Mad- 3.1 Madrid Konferansı jik baskılardan kaynaklanan mülteci akın- deden Filistinli Mültecilerin de yararlanma larını ve göç etmek zorunda kalan mülte- hakkı vardı. Ancak İHEB “soft law” (ulusla- Körfez Savaşı’ndan sonra Amerika Or- cilerin sorunlarını tam olarak bertaraf ede- rarası örf ve adet) niteliğinde bir uluslarara- ta Doğu’da diplomatik açıdan oldukça memiştir. Dolayısıyla Filistinli mülteciler de sı insan hakları belgesidir. BM Antlaşması önemli bir konum elde etmiştir. Bu dö- kendilerine verilmesi gereken temel hak- uyarınca, genel kurul kararlarının birçoğu nemde Amerika’nın Orta Doğu üzerinde- lardan (özellikle geri dönüş hakkı) ve in- hukuken bağlayıcı nitelikte olmadığı için, ki politikalarını gerçekleştirebilmesi için san olmanın gereği olarak yapılması ge- İHEB’in de hukuksal bir yaptırım gücü yok- öncelikle bölgede istikrarı sağlamış olma- reken muamele konusunda eksik bırakıl- tur. Bu sebeple belge sadece belli konu- sı lazımdı. Bu sebepten dolayı Amerika maktadır. larda devletlere yardımcı kaynak olmak- çözülmesi gereken İsrail-Filistin çatışması tan öteye gidememiştir. için diplomatik girişimlerde bulundu. Ça- 2.4.3 İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi tışmaların çözümü için, dönemin Dışişle- 3-) İsrail-Filistin Arasında BMŞ (m. 10) uyarınca sadece tavsiye niteli- ri Bakanı James Baker, Orta Doğu gezile- Gerçekleşen Görüşmeler ve ğinde karar almakla yetkili olan BM Genel ri düzenlemiş ve barış sürecine Arap ül- Filistinli Mülteciler Kurulu 10.12.1948 tarihinde aldığı karar- kelerini de dâhil etmeyi hedeflemiştir. Bu la İHEB’i kabul etmiştir. İHEB’in en önemli Filistinli makamlar ile İsrail arasında baş- vesileyle Ekim 1991’de Madrid Konferansı özelliği, insan haklarına evrensel bir boyut ta Kudüs ve Filistinli mülteciler olmak üze- başladı. Konferans ile bölge devletleri ve kazandırması ve böylece kendinden sonra re birçok meseleyi çözüme kavuşturmak Filistin’in İsrail ile olan problemlerine son

48 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

verilmesi amaçlanmaktaydı.(21) Anlaşması Washington Anlaşması ve Pa- rin yurtlarına dönmelerinin yollarını tama- ris Protokolü’nü içermektedir. Söz konusu men tıkamıştı.(24) Madrid Konferansı BM Güvenlik Konse- Oslo görüşmeleri sekiz ay sürerek 13 Eylül yi’nin 242 ve 338 sayılı kararlarına (barış 3.3 Camp David 1993’te “Oslo I” olarak tamamlanmış “İsra- karşılığında topraklardan çekilme) dayana- il-FKÖ İlkeler Bildirgesi” ile sonuçlanmıştır. Temmuz 2000’de ABD Başkanı Clinton, İs- rak adil, sürekli ve kapsamlı bir barış çağrı- Oslo I Süreci Gazze Şeridi ve Eriha ile ala- rail ve Filistin yönetimi liderlerini Mary- sında bulunmaktadır. Ayrıca Filistinli mül- kalı olarak 1994 yılında imzalanan Kahire land’de Camp David’de, barış görüşmele- tecilerin kendi ülkelerine geri dönme hak- Anlaşması l yürürlüğe girmiştir. Lakin Oslo rine davet etti. Zirvenin amacı iki tarafın kı çözüme kavuşturulmak istenmekteydi. I’ de Filistinli mültecilere dair herhangi bir Lakin 1992 yılında ABD’de seçimlerin yak- “daimi statü” sorunlarına (sınırlar, yerleşim- hüküm bulunmamaktadır.(23) laşması ve İsrail’in Hamas ve İslami Cihad ler, mülteciler ve Kudüs) dâhil olduğu konu- üyelerini sınır dışı etmesi ile Madrid süre- Barış surecinde Kahire Anlaşması’ndan larda bir anlaşmaya, çözüme varmaktı. La- ci askıya alındı. Mevcut problemleri çöz- sonra 28 Eylül 1995’te imzalanan “Oslo II” kin bu görüşmeler de başarısızlıkla netice- me konusunda başarısız olan Madrid Kon- yani “Batı Şeria ve Gazze Şeridi Geçici Anlaş- lendi. Camp David’i başarısızlığa uğratan feransı, Filistin ve Bölge Devletleri’nin İsrail ması” ile Filistin Ulusal Otoritesi, Batı Şe- temel faktörler ise Kudüs ve mültecilerin ile doğrudan görüşmeleri açısından sem- ria’nın büyük şehirlerini de içine alacak şe- geri dönüş hakkına adil bir çözüm bulun- bolik bir önem taşımaktadır.(22) kilde genişletildi. Anlaşmaya mültecilerin mamasıydı. Mülteciler konusunda İsrail’in durumu da dâhil edildi. Maddeye göre kesinlikle ödün vermeye yanaşmaması ve 3.2 Oslo Görüşmeleri Kudüs, yerleşimciler, sığınmacılar ve mül- BM kararlarına aykırı biçimde sadece sınır- 1993 yılı başlarında Rabin ve Arafat günü- tecilerin ele alınacağı nihai statü en geç lı bir tazminatla durumu geçiştirmeye ça- müze değin kesintiler yaşayarak uzanan Ekim 1996’ya kadar görüşülecekti. Nihai lışması Filistinliler açısından kabul edilme- barış anlaşması görüşmelerini başlatmıştır. anlaşma merhalesine bırakılan mülteciler di. Zira Filistinliler açısından 194 sayılı BM Oslo Süreci olarak adlandırılan bu tarihsel sorunu sonraki yıllarda hiçbir şekilde gün- kararıyla öngörülen geri dönüş hakkından süreç, 1993 ve 1995 yılları arasında FKÖ ile deme getirilmedi. Bu yönüyle Oslo İlkeler vazgeçen bir antlaşmaya imza atmak ka- İsrail arasında imzalanan anlaşmalar seri- Anlaşması ve ona bağlı olarak imzalanan bul edilemez bir durumdu.(25) Bu sebeple sidir. Oslo Süreci, İlkeler Bildirgesi, Kahire diğer bütün anlaşmalar Filistinli mültecile- iki taraf da müzakerelere en yakın zaman-

www.mirasimiz.org.tr 49 MAKALE

da bir anlaşmaya varma amacı ile devam rak gerek İsrail ile ilişkilerine zarar verme- ya Amerika’ya göçü teşvik için çalışmala- edecekleri sözünü beyan ederek ayrıldılar. mek için bu sorunun çözümünden uzak rıydı. Gitmek isteyenlere bilet sağlayıp kar- durmaktadır. Mülteci sorunu BM, İİT gibi tını elinden alıyorlardı. Biz bütün bunlara, Müzakerelerin dönüm noktalarından bi- uluslararası örgütler kullanılarak çözülebi- yayınlar, gizli toplantılar, gece ziyaretleri ri de Ariel Şaron’un Mescid-i Aksa’ya bas- lir. Çözülmeli de. Çünkü İsrail yaptığı ey- ve divan oturumları yoluyla karşı durmak- kın düzenlemesidir. Baskın kısa süre içinde lemler ile açık bir şekilde uluslararası hu- taydık. Siyasi bilinci olan halk böyle top- El-Aksa İntifadası olarak da bilinen İkinci kuku yok saymaktadır. Maalesef ki tüm bu lantılara gidiyor ve tartışmalara katılıyor- İntifada’nın başlamasına sebep oldu. Son- hukuksuzluklara ciddi manada ses çıkar- du. Böylece bu projelere karşı çıktık çünkü raki seçimlerde Ariel Şaron’un iktidara gel- tan bir ülke henüz olmadı. Temenni ede- yoksulluk içinde yaşasak da, toprağımıza mesiyle barış müzakereleri tamamen çö- riz ki dünyanın gözü önünde yaşanan bu bağlı kalacağımızı biliyorduk. pe atılmıştır. dram bir gün son bulur. Çalışmamızı Filis- Netice tinli bir mültecinin şu cümleleriyle nihaye- Yararlanılan Kaynaklar: te erdirelim. Filistin krizinin günümüze kadar ulaşan 1) Balkanlar-Ortadoğu-Kafkasya Soğuk Savaş ve halen çözülemeyen en önemli soru- Bizler UNRWA’nın (bulunduğumuz yerler- Sonrası ABD Politikaları / Vassilis K. Fouskas / 2004 İs- tanbul nu şuan (Özellikle Gazze’de ablukada olan- de) bizim yerleştirilmemize yönelik belir- 2) Ortadoğu – İki bin Yıllık Ortadoğu Tarihi / Ber- lar) Filistinli mültecilerdir. Filistinli mülte- li bir siyasetinin bulunduğunu hissetmiş- nard Lewis /2017 cilerin büyük çoğunluğu bugün uluslar- tik. Onlar bizden Filistin’i unutmamızı isti- arası yardım kuruluşlarının yardımları ile yorlardı, dolayısıyla bizleri istihdam etmek 3) Modern Ortadoğu Tarihi / William Cleveland / Haziran 2008 ayakta durmaktadır. Çalışmada da aktar- üzere çalışma projelerini başlattılar. Kun- 4) Paylaşılamayan Kutsal Topraklar ve İsrail/ Je- maya çalıştığımız gibi çoğu defa çözüm- duracılık yahut kilimcilik gibi küçük işler an-Christophe Rtti As - Esther Benbassa/2012 İs- lenmeye çalışılmış lakin hep mültecile- kurmak üzere halkın bir kısmına krediler tanbul rin aleyhine sonuçlar doğmuştur. Bugün veriyor, daha sonra (mültecilere ait) tahsi- 5) Modern Filistin Tarihi/ Ilan Pappe / 2007 Ankara ise İslam ülkeleri başta olmak üzere dün- sat kartlarını onlardan geri alıyorlardı. Da- 6) Balfour Deklarasyonu Arap İsrail Çatışmasının ya devletleri gerek çeşitli bahaneler suna- ha tehlikeli olan yöntem ise Avustralya ve- Kökenleri / Jonathan Schneer / 2012 İstanbul

50 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

7) Geçmişten Günümüze Orta Doğu-Siyaset, Sa- (5) Filistin-İsrail dosyası Tanıklıklar, Makaleler, Belge- (16) Prof. Dr. Halil KALABALIK / İnsan Hakları Huku- vaş ve Diplomasi / Tayyar Arı / 2012 Bursa ler, Mülakatlar, Şiirler Derleyen Ve Çeviren / Garbis Al- kuna Giriş / Seçkin-2019 / Sf. 140-145 8-) Filistin Sorunu / Walter Hollstein / Nisan 1975 tınoğlu / Ekim 2004-Nisan 2005 (17) İnsan Hakları Bağlamında Göç ve Mülteciler / (6) Dünya Çatışmaları Dünya Çatışma Bölgeleri ve 9) Filistin Meselesi ve Arap İsrail Savaşları 1948- Maltepe Üniversitesi / Yüksek Lisans Tezi / Eylül-2019 Konuları / İsrail sorunu: Ortadoğu’nun Gordion dü- 1988 / Fahir Armaoğlu / 2017 ğümü / Ali Balcı/ Sakarya Üniversitesi Uluslararası / Veysel Güneş 10) Bitmeyen İhanet Emperyalizmin Gölgesinde İlişkiler Bölümü/ Sf. 100-146 (18) İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Der- Filistin Sorunu ve Uluslararası Hukuk / Berdal Aral / (7) Bilge Strateji / Cilt 9- Sayı 16 / Bahar 2017 / Çağ- gisi / Uluslararası Hukukta Mülteciler, Sığınmacı- 2019 İstanbul la Gül Yesevi / İsrail’in Devlet İmajının Şekillenme- lar ve Entegrasyonun Yasal Göstergeleri / Sibel SAFİ / 11) Filistin-İsrail Dosyası Tanıklıklar, Makaleler, si/Sf.97-129 Yıl:17 Sayı:34 Güz 2018 / Sf. 31-63 Belgeler, Mülakatlar, Şiirler /Garbis Altınoğlu/Ekim (8) İki Kimlik İki Varoluş Mücadelesi Olarak İsrail Filis- (19) Prof. Dr. Halil KALABALIK / İnsan Hakları Huku- 2004-Nisan 2005 tin Sorunu Ve Etkileri / Reyyan Doğan / Ocak 2015 / kuna Giriş /S eçkin-2019 / Sf. 140-145 Yüksek Lisans Tezi 12)Siyonizm Düşünden İşgal Gerçeğine Filistin/ (20) http://www.unicankara.org.tr/doc_pdf/h_rigt- Zahide Tuğba Kor / Aralık 2010 (9) Fahir Armaoğlu / Filistin Meselesi ve Arap İsrail Savaşlar / 2017/ Sf. 107 hs_turkce.pdf 13) Oslo Barış Süreci-İsrail Filistin Barış Görüşmeleri (10) https://en.wikipedia.org/wiki/UNRWA / https:// (21) Kadir Has Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 1991-2000/Bora Bayraktar / 2013 www.unrwa.org/who-we-are/frequently-asked-qu- /Uluslararası İlişkiler ve Küreselleşme Anabilim Da- 14) Bizim Filistin- Mete Çubukçu / Mart 2002 estions lı / Siyonizm’in Penceresinden Arap - İsrail Çatışma- (11) http://www.unicankara.org.tr/filistin/2.html 15)İnsan Hakları Hukuku / Halil Kalabalık / Anka- larının Orta Doğu’daki Güç Dengesine Yansımaları / ra 2019 (12) Demet Gökçınar / T.C. Atılım Üniversitesi Sosyal Yüksek Lisans Tezi / Mustafa Torlak / İstanbul-2010 Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Da- (22) İki Kimlik İki Varoluş Mücadelesi Olarak İsrail Fi- Dipnotlar: lı Yüksek Lisans Tezi/Ankara 2009 / Arap-İsrail Uyuş- mazlığında Filistin Sorunu listin Sorunu Ve Etkileri / Reyyan Doğan / Ocak 2015 (1) https://www.unhcr.org/tr/24189-dunyadaki-in- (13) http://www.unicankara.org.tr/filistin/2.html / Yüksek Lisans Tezi sanlarin-1i-yerinden-edilmis-durumda-unhcr-kure- (14) Minber-i Aksa dergisi /35. sayı / Temmuz-Ağus- (23) Siyonizm Düşünden İşgal Gerçeğine Filistin / Za- sel-egilimler-raporu.html tos-Eylül 2018 / Sf. 38-44 hide Tuğba Kor / 7.Baskı-Aralık 2010 / Sf. 71 (2) Modern Ortadoğu Tarihi/William L. Cleveland/ (15) İstanbul Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü (24) Akademik Orta Doğu / Filistin Sorunu / N.Neşe Haziran-2008/Sf. 265-301 Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı / Yüksek Lisans Te- (3) http://www.unicankara.org.tr/filistin/2.html zi / Uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler kararları Kemiksiz/Cilt 11- Sayı-1-2016 (4) İsrail ve Etnik Dini Çatışmalar / Süleyman Özmen çerçevesinde saldırı kavramı / Hazir Nuhiç / İstanbul (25) Akademik Orta Doğu / Filistin’de Kalıcı Barış / 2006 / sf. 187-203 2010 &http://www.unicankara.org.tr/filistin/3.html Mümkün mü? / Tayyar Arı / Cilt 2-Sayı -1- 2007

www.mirasimiz.org.tr 51 ARAŞTIRMA

FİLİSTİN DİRENİŞ EFSANESİ ZARÎF ET-TÛL Meryem Sacide

özlü halk edebiyatı milletlerin tarihî manlar ile beraber giren Osmanlı Devleti; 400 ve kültürel geçmişinden haber veren yıl hüküm sürmüş olduğu Filistin toprakların- önemli kaynaklardır. Dolayısıyla, bir dan çekilmek zorunda kalmış, Mescid-i Aksa’yı millet hakkında derin bilgi sahibi ol- bağrında saklayan Kudüs’ü Allah’a emanet Filistinli bir yiğit olan mak isteyenlerin o milletin sözlü ede- ederek yaşlı gözlerle veda etmişti. Zira Pey- biyatını mutlaka mercek altına almaları gerekir. gamber yurdunu gâvurun eline bırakmak ta- Zarîf et-Tûl’un SAnadolu topraklarında her karışın bir hikâyesi hammül edilemez bir acıydı. Müslüman’ıyla, (Selvi Boylu) dillere olduğu gibi, tarih boyunca nice mücadelenin Hrıstiyan’ıyla Arap’ıyla Çerkez’iyle Türkmen ve yurdu olan bereketli Filistin toprakları da halk Kürt’üyle yüzyıllardır huzur içinde yaşayan Filis- dolanan destansı edebiyatı bakımından oldukça zengindir. Bu tinlilerin başına kim bilir neler gelecekti? yazıda; Filistinli bir yiğit olan Zarîf et-Tûl’un (Sel- hikâyesi... Galip kuvvet olarak Filistin topraklarını ele ge- vi Boylu) dillere dolanan destansı hikâyesini kı- çiren İngilizler, Avrupa’dan gelen Siyonist Yahu- saca anlatmaya çalışacağız. dilerin gasp yoluyla köy ve kasabalara yerleş- Tarih: 9 Aralık 1917 Birinci Dünya Savaşı’na Al- melerine yardımcı olmuş, birçok kasabada kat-

52 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

ne yapıyor acaba?” diye düşünüp durmasına rağmen, zihnini kurcalayan bu meseleyi sor- maya bir türlü cesaret edemez. Yirmili yaşlarda, servi Yiğidimizin malda, kadın ve kızda gözü yoktur. Yürürken başını yerden kaldırdığı asla görül- boylu, yağız bir delikanlı memiştir. İşte bu güzel vasıflar, onu şanlı kılar. elmalarıyla meşhur olan İnsanlar onu öylesine methederler ki, zamanla gerçek ismi unutularak “Servi boylu” anlamın- bir köye gelir. da olan “Zarîf et-Tûl” ismiyle anılmaya başlanır. Köyün kızları, yiğidimizin kadın ve kızlara asla Zarîf et-Tûl’un (Selvi Boylu) et-Tûl’un Zarîf bakmadığını bildikleri halde, “Belki bana ba- kar.” umuduyla bir yolunu bulup dükkânının “Neccar Ebu Hasen” olarak bilinen marango- önünden geçmeye çalışır, gözlerinin ucuyla zun yanında haftalık ücret karşılığı işe başlar. yağız delikanlıyı süzerler. Defalarca yapılan bu Yiğidimiz; ince ruhlu, saygılı ve çok edeplidir. çabalar fayda vermeyince, “Acaba içimizden ki- Genelde sessizliği tercih eder. Konuşunca da me sevdalanacak?” diye meraklanırlar. Evlene- liamlar yapılmasına göz yummuş, böylece nice cek yaşta kızı olan aileler de “Ne yapsak da kızı- dinleyenlere “Maşaallah! Bu yaşta bu akıl” de- ocaklar sönmüştür. Rivayetlere göre, hikâyemiz mızı Zarîf et-Tul’a versek!” diye düşünürler. dirtecek kadar hikmetli konuşur fakat insanlar bu köylerden birinde geçiyor. tarafından övüldüğü zaman böbürlenmez. Er- Muhtarın hanımı, dolap yaptırma bahanesiyle Yirmili yaşlarda, servi boylu, yağız bir delikan- keklerin genelde yaptığı gibi, köy kahvehane- epey bir zaman Zarîf et-Tûl’un yanına gidip ge- lı elmalarıyla meşhur olan bir köye gelir. Ga- sine gitmez; iktisatlıdır, işinden evine, evden işi- lir. Her gelişte bir yolunu bularak lafı kızına geti- rip bir halde, bu köyde geçimini sağlamak için ne gider. Ustası, “Ailesi olmadığına göre parayı rir. Kızını över de över… Ama nafile!

www.mirasimiz.org.tr 53 TARİH

Köyün imamı, onu damat olarak gözüne kes- rında şehitler olsa da, baskın püskürtülmüştür. Bu hikâye dilden dile dolaşarak bütün Filistin’e tirmiştir. Öyle ki hutbede üstü örtülü olarak ko- Sabah olunca köyün tüm kadınları silah almala- yayılmış, hatta daha da öteye gitmiştir. Zarîf et- nuya işaret etmiştir. Genç yaşta evlenmenin rı için altınlarını kocalarına verirler. Kadın-erkek Tul efsane olmuştur. O, yaşayan bir halk kahra- faydasını anlattıktan sonra eş olarak seçilecek köy halkı bu şekilde silahlanarak teyakkuzda manıdır artık. Kimileri “Biz onu Yafa Mücahitleri olan kadında aranılacak vasıfları saymıştır. Köy- beklerler. Aradan fazla geçmez, Siyonistler da- arasında gördük.” demişler; kimileri daha da ile- lü ahmak değil ya durumu anlamışlardır ama ha kalabalık bir gurupla köyle yine baskın ya- riye giderek “Cemal Abdunnasır ile birlikteydi.” mesele hakkında konuşmamışlardır. İmam bir parlar. Bu sefer gerek köy içinde gerekse elma demişler; kimileri de “Amerikan güdümlü İsrail gün hanımına; “Marangoza git bir sandık sipa- bahçelerinde şiddetli çatışmalar yaşanır. Siyo- 1982’de Beyrut’u işgal ettiğinde, Filistinli müca- rişi ver. Bu arada, çaktırmadan bizim kızdan da nistler ağır darbe alırken, köy halkından da yir- bahset. Belki dikkatini çeker.” diye tembihler. mi kişi şehit olmuştur. Cesetleri toplayan köy- hitlerin safında görülmüştür.” demişlerdir. Not: Köylü kadınların yaktığı bu ağıt, “Zarîf et-Tûl” ismiyle İmamın hanımının canına minnet! Kocasından lüler, çatışma esnasında kahramanca savaştı- çekindiği için bir girişimde bulunmamıştı. Ar- Filistin halk türküleri içinde çok meşhurdur. İlk dörtlüğü ğını gördükleri Zarîf et-Tul’u ne yaralılar ne de tık izin çıktı ya, o da tıpkı muhtarın hanımı gibi değişmeden, farklı sözlerle mâni olarak da söylenmeye şehitler arasında bulamamışlardır. Gözü pek davranır. Sandık yaptırma bahanesiyle dükkâ- devam etmektedir. yağız delikanlıyı köşe bucak her tarafta aramış- na uğrar. Bu arada kızından bahseder “Kızım lar ama izine rastlamamışlardır. Sanki kuş olup şöyledir böyledir.” diye ballandıra ballandıra an- uçmuştur Zarîf- et-Tûl! Rivayetlere göre, derin latır. Ama nafile! Zarîf et-Tûl, her zamanki gibi bir hüzne düşen köy kadınları, bu ayrılığa ağıt kadınlara ve söylediklerine değil, önündeki işi- yakmışlardır. ne bakar. Günler böyle geçip giderken, bir gece yarısı Si- Ey Servi boylu, dur! Sana diyeceğim var. Bu hikâye dilden dile yonist çeteler köyü basıp, üç genci şehit eder- Memleketin senin için daha iyi, gurbette ne var? dolaşarak bütün ler. Zarîf et-Tûl o gece ortadan kaybolur. Herkes Ey servi boylu! Korkarım gider de gelmezsin merak içindedir. Dört gün sonra köye geldiğin- Ağyara bağlanıp beni unutursun Filistin’e yayılmış, hatta de, kimse “Neredeydin?” diye sormaya cesaret Ey servi boylu, ey gül yüzlü! daha da öteye gitmiştir. edemez. Bir ay sonra köy tekrar basılınca, Zarîf Anasının babasının nazlı gülü Zarîf et-Tul efsane et- Tul tam beş adet tüfek çıkarıp kendi gibi Ey servi boylu, seni gurbete attıkları gün korkusuz yiğitlere verir. Böylece, haftalık olarak Saçıma ak düştü belim büküldü olmuştur. aldığı maaşını neden harcamadığı ve dört gün Ey servi boylu nereye hicret ettin? ortadan kaybolmasının sırrı çözülmüş olur. O Allah’tan niyaz ederiz hemen bize dönesin gece, şiddetli bir çatışma yaşanır. Köylü safla- Tâ ki, gözüm gözüne değsin

54 www.mirasimiz.org.tr ÇİZGİLERLE KUDÜS TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020 Çizgi: Pooya Abdoli - İran Çizgi: Pooya

www.mirasimiz.org.tr 55 ARAŞTIRMA İHLAS VE AMEL

KAVRAMLARI Nazlı Aktı

.. Artık her kim Rabbine kavuşmayı bek- rum.” demeliyiz. Bu, imanın ve inancın her türlü sınava odaklanması gerekiyor. Bu da zihnini ya- liyorsa dünya ve âhirete yararlı iş yapsın; yabancı unsurdan arınmış halidir. bancı unsurlardan arındırmasıyla ancak müm- Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koş- kün olur. İhlasla çalışılan her işten muhakkak (1) Peki ihlas hayatımızın hangi alanlarında olunca masın.” bereket doğar ve başarılı sonuç elde edilir. ihlaslı iş yapmış oluruz? Niyette İhlas Allah tüm yaratılmışların Rabbi olduğu için Namaz örneğini düşünelim. Acaba namazları- İhlas; hayatın her alanında bir işe niyet ederken, Rahman sıfatıyla gayrimüslimlerin dahi ihlas mız ihlaslı mı? Namaz içindeki yabancı unsur- niyetimize anlam katmak için kullandığımız bir manasında bir amaca samimiyetle odaklanıp kavramdır. Sözlük manası olarak “bir şeyi ya- lar neler olabilir? Namazı başkaları bizi görsün, çalışılmasının sonuçlarını esirgemiyor. Bu konu- bancı unsurlarından arındırıp en saf haline ge- bedenimize spor olsun diye kılmak veya na- da Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İnsana ancak tirmek” anlamındadır. İhlas, niyeti tıpkı su gibi maz esnasında elektrik faturasını, hangi yeme- çalıştığının karşılığı vardır.” (2) her türlü yabancı unsurlardan uzak ve temiz ği yapacağını düşünmek vs. işte bunların hepsi Örneğin; Yahudilerin tabiri caizse ihlaslı çalıştık- kılmaktır. namazdaki yabancı unsurlardır. Aynı zamanda, “İşlerim yolunda gitsin diye namaz kılıyorum.” larını söyleyebilir miyiz? İhlas kavramı elbette İslâm literatüründe ise ihlas; gizli, açık bütün mantığı da buna dâhildir. Namaz sadece Allah imanı ihtiva eder. Fakat burada samimi şekilde şirklerden uzak durarak, halis bir tevhit üzere hedefine varabilmek için saf bir çalışma gayreti rızası için kılınmalıdır. O zaman namazda karşı- Allah’a kulluk edilmesi ve ibadetin sadece Al- olarak ihlası ele aldığımızda diyebiliriz ki, kesin- sında durmayı bizlere nasip eden Allah’ın huzu- lah’ın emri olduğu için yapılmasıdır. İhlası elde likle evet. Mukaddes topraklarda 103 yıldır de- runda olduğumuza odaklanmamız icap ediyor. etmek istersek işlerimizi Allah’ın şanına yakı- vam eden bir işgal var ve Yahudilerin hep bir- şır şekilde yapmalıyız. O’na layık olmayanlar- Hayatın diğer alanlarına bakarsak, mesela üni- likte odaklandıkları tek nokta; Mescid-i Aksa’yı dan O’nu tenzih etmeli ve “Allah’tan başka ilah versite sınavına çalışan bir öğrenciyi ele alalım. tamamen yıkmak ve Filistin topraklarını Yahu- yoktur ve ben her şeyi sadece onun için yapıyo- Öğrencinin sınavdan geçmesi için tam olarak dileştirmek.

56 www.mirasimiz.org.tr TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

Bediüzzaman, gayrimüslimlerin işlerine sıkı sı- Mümin kardeşini tenkit etmek: Çünkü tenkit, kı bağlanmalarına dikkat çekerken şöyle söyler: kendisine bir paye çıkarmak demektir. Sen bu “Haksızlar dahi haksızlıkları için de gösterdik- işi beceremiyorsun ben olsam daha iyi yapar- leri ihlas ve samimiyet yüzünden kuvvet kaza- dım. Halbuki yapılan işin sonucu Allah’a aittir. nıyorlar.” Hakikatte sen bir şey yapmıyorsun ve netice de sana ait değildir. Sonuç ve başarıya erişmek Peki denilir ki; hakiki bir mümin cenneti bile merkezinde çalışmak ihlası bozabilir. Biz sadece kendine maksat edinmez. Bakın bu konuda Yu- ihlaslı bir gayret ile mesulüz. nus Emre ne buyuruyor: Rekabet: Halkın gözüne girmeye çalışmak, “Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç hûri tamah (daha fazlasını istemek), hırs, riya (yap- İsteyene ver onları bana seni gerek seni” macık olmak, ikiyüzlülük) gibi duygular işimi- Yunus’un dile getirdiği bu hâl, halis bir tevhit zi bozar. ve imana işaret ediyor. Bütün maksat sadece Allah’ın razı olması, karşılığında cennet arzusu Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamak. Uzun emel veya cehennem korkusu dahi olmadan tama- sahibi olmak. men O’nun rızasını talep ederek ibadete de- Tarafgirlik, sadece bir grubun temsilcisi veya vam etmek… İbadet ve amellerimizde yabancı fanatiği gibi davranarak tevhidi bozmak. unsurlardan uzak olmak ve yaptığımız her ha- Bildiğiniz gibi Kuran-ı Kerim’in 112. Suresinin reketi temiz, saf hale getirmek çok önemlidir. adı “İhlas Suresi” dir. Dört ayetten oluşan bu Kuşkusuz, insanların en ihlaslı olanları peygam- sure, tevhit inancını belâgâtli bir şekilde özet- berlerdir ve Kuran onlardan “...ihlaslı olan kul- lemiştir. Peygamberimiz (sav) İhlas Suresi’ne larımızdandı...” diye bahseder. dikkat çekerdi ve sabah namazının sünnetinde "(Resûlüm!) Kitap'ta Mûsâ'yı da an. Gerçek- İhlas; hayatın her düzenli olarak İhlas ve Kâfirun surelerini okur- ten o ihlâs sahibi idi ve hem rasûl¸ hem de ne- du. Başka bir hadise göre, İhlas Suresi’ni oku- bi idi." (3) alanında bir işe niyet mak Kuran’ın üçte birini okumaya denk gel- mektedir. "...Kuvvetli ve basiretli kullarımız İbrahim, İshâk ederken, niyetimize ve Ya'kûb'u da an. Biz onları özellikle âhiret anlam katmak için Peki neden ihlas, kelime olarak İhlas Suresi’nin (4) yurdunu düşünen ihlâslı kimseler kıldık." kullandığımız bir içerisinde yoktur? Ayrıca şeytanın ihlaslı kullara etki edemeyece- kavramdır. Sözlük Çünkü bu sure aslında Allah’a olan inancımı- ğini yine ayetlerden öğreniyoruz. zı arıtmak ve saflaştırmak ile ilgili manayı ihtiva manası olarak ediyor. Aklımızda ve kalbimizde Allah inancı ne "(Bunun üzerine İblis:) Beni yolun dışına attığın kadar berraksa, yaptığımız şeylerde de o kadar için, ben de kuşkusuz yeryüzünde (kötülükle- “bir şeyi yabancı çok samimi olacağız. ri) onlara süsleyip bezeyeceğim ve muhakkak unsurlarından arındırıp ki onların hepsini ayartıp yoldan çıkaracağım. en saf haline getirmek” Amelde İhlas Ancak içlerinden ihlâsa erdirilen kulların hâriç!' Sözlükte amel; davranış, hareket, iş, çaba, dedi. (Allah) şöyle buyurdu: İşte bana varan anlamındadır. İhlas, emek, çalışma ve eylem anlamlarına gelir. dosdoğru yol budur.' Aslında (zaten) yoldan niyeti tıpkı su gibi Din literatüründe ise niyet ve iradeye bağlı ola- çıkmış olup da (kendi iradeleriyle) senin peşine her türlü yabancı rak yapılan dünya ve ahirette ceza veya mü- takılanların dışında, benim kullarım üzerinde kafat konusu olan iş, davranış ve bilinçli yapı- senin bir nüfuzun olmayacaktır.” (5) unsurlardan uzak ve lan her türlü fiilin adıdır. Bir iş, fiil ve davranışın Yani Kur'ân'a göre, insanlığın amansız düşma- temiz kılmaktır. amel olabilmesi için iradeli ve bilinçli olarak ya- nı olan şeytan sadece ihlâslı kullara zarar vere- pılması lazımdır. İrade, kasıt ve bilinç bulunma- meyecektir. Bu sebeple şeytan ihlâslı kullardan yan fiil amel sayılamaz. ümidini kesmiştir. İhlaslı müminin her halinden Bu sebeple insan dışındaki diğer canlıların ey- ve her davranışından, hatta yaptığı işlerin so- sini kendi nefsinden bilmek ise insanın niyetini lemleri fiildir, fakat amel değildir. Allah ve Re- nuçlarından bile bunu anlarsınız. bozabilir. sul’ünün (sav) emir ve yasaklarına uymak salih Büyük bir zat şöyle der: “Allah’ım yaptığım amel işlemek, uymamak ise hakikatte amelsiz- amelin neticesini bana gösterme.” Çünkü nefis İhlası bozan durumları inceleyecek olursak, Be- liktir. Çünkü bu kimselerin yaptığı işler boşa gi- böbürlenmeyi sever ve yaptığı amelin netice- diüzzaman’a göre şu davranışlar ihlası bozar(6): decektir.

www.mirasimiz.org.tr 57 ARAŞTIRMA

Başkalarını iyi ve güzel ameller işlemeye davet etmek, Allah ve Resul’ü tarafından övülen bir davranıştır... Bu nedenle hem kendimiz ihlas ile çalışmalı hem de kardeşlerimizi salih amel sayılan işlere davet etmeliyiz

Dünya hayatı insanın iyi ve kötü amellerden hangisini tercih edeceğinin ortaya çıkacağı yerdir.

“Hanginizin daha iyi amel işleyeceğinizi dene- mek için ölümü ve hayatı yaratan O’dur.” (7)

Asr Suresi’ne baktığımız zaman da imandan hemen sonra salih (iyi) ameller işlememiz iste- niyor. Amel (iyi-salih) ve kötü (seyyi) amel olmak üzere ikiye ayrılır. Salih amel;

Yükümlünün bizzat kendisine yarar sağlayan ve kendisinin iyileşmesine yarayan amellerdir. çığırla amel edenlerin ecrini kazanır.” buyuru- tım? Nefsimi kırabildim mi?” diye kendimi- Zekât ve sadaka gibi başkalarına yararı olan yor. Bu nedenle hem kendimiz ihlas ile çalışma- ze sorarak ihlasımızı sorgulamamız gerek. amellerdir. lı hem de kardeşlerimizi salih amel sayılan işlere davet etmeliyiz. Nitekim Kur’an-ı Kerim ve ha- Hz. Peygamber’e (sav) hangi amelin daha fazi- Kaynakça: dislerde imandan hemen sonra salih (iyi) ame- letli olduğu sorulunca, şu cevabı vermiştir: https://sorularlaislamiyet.com/ lin kıymetinden bahsedilmektedir. Allah’u Teala https://www.islamveihsan.com/ “Kişinin elinin emeği ve hayırlı olan alış-veriştir.” buyurur ki: https://www.diyanet.gov.tr/tr-TR Yine bir hadiste de şöyle buyurulmuştur: “Bi- “Kim bir kötülük yapmışsa sadece o kötülüğü- https://sorularlarisale.com/ riniz Müslümanlığı iyi yaşadığı zaman, kendi- nün miktarınca ceza görecektir; kim de -erkek sine işlediği her bir amel on katından yedi yüz olsun kadın olsun- inanmış bir kişi olarak dün- Dipnotlar: kata kadar katlanmış olarak yazılır. Yaptığı her ya ve âhirete yararlı iş yapmışsa işte böyleleri de (1) Kehf suresi 110.ayet kötülük de misliyle (ceza) olmak üzere yazılır.” cennete girecekler, orada kendilerine hesapsız (2)Necm, 53/39 (Buhari) nimetler verilecektir." (8) (3)Meryem Suresi, 51 (4)Sâd Suresi, 45-46 Başkalarını iyi ve güzel ameller işlemeye davet Özetle; hayattaki en yüksek gayemiz, her (5)Hicr Suresi¸ 39-42 etmek, Allah ve Resul’ü tarafından övülen bir işimizi ihlasla yapmak olmalıdır. En azın- (6)İhlas Risalesi, Said Nursi davranıştır. Hz. Muhammed (sav); “İslam’da gü- dan ihlaslı amel yapmaya niyet etmeliyiz. (7)Mülk Suresi, 2 zel bir çığır açan kimse hem o çığırın hem de o Her gün “Bugün sırf Allah rızası için ne yap- (8)Mümin Suresi, 40

58 www.mirasimiz.org.tr ÇİZGİLERLE KUDÜS TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020 Çizgi: Saeed Sadeghi - İran

www.mirasimiz.org.tr 59 SOSYAL MEDYA

TWİT KÜRSÜSÜ SOSYAL MEDYA’DA KUDÜS

Ebru @ebrukr_ Sevcan Yılmaz @svcnylm4z Kudüs olacak bir gün pencerende manzaran; Biz Kudüs özgür olmadıkça hiçbir şehir özgür değildir. yüzünü, sen Kudüs'ü göreceksin ey Müslüman..! #KudüsFilistininBaşkentidir #KudüsFilistininBaşkentidir

Yunus Murat Bulut@ yunusmuratblt Okan Özer @okanozeerr Duymuş olduğumuz hasret bir nebze olsun Ayasofya Biz uyuduk Şam’ı kaybettik, Biz uyuduk Bağdat’ı kaybettik, ile azaldı, inşallah Mescidi Aksa ile İslam coğrafyası ve Biz uyuduk Beyrut’u kaybettik Eğer uyumaya devam ülkemizin yeni yazılacak hikayesini, Nizam-ı Alem ve edersek Kudüs’ü de İstanbul’u da kaybederiz #freequds İ-layı Kelimetullah davası için birlik beraberlik içinde yeniden oluşturacağız... #AyasofyaCamii #MescidiAksa

Edanur Yıldız @eseseda98 Hz. Ömer'in Kudüs'ü ve Mescidi Aksa'yı Müslümanlara Yasin Vatansever @VatanseverYasin emanet etmesi, Sultan Selahaddin Eyyubi'nin Kudüs'ü Haçlı Yakında Müslümanlar yeniden Mescid-i Aksâ'da işgalinden kurtarması ve Sultan Abdülhamid'in Filistin'in İslâm sancağıyla Allâhuekber nidalarıyla huzurla bir karış toprağını bile kaptırmaması, İslam ümmetinin bu namazlarını kılacaktır Biiznillâh.. #mescidiaksa #filistin konudaki derin hassasiyetini göstermektedir.

mustafa zafer (LL.M) @mustirem Orhan @orh4nbey Taş Duvarlardan Adımızı Silebilirsiniz Ancak Gönüllerden Benim adım hüzün, Ben, yüreklerin kor yağmuruyum, Ben Asla.. #Filistin Müslümanların Yurdu #Kudüs İslamındır. Kudüs'üm... Sanma ki Unutuldun Kendimizi Unuturuz Seni Unutmayız Kudüs #bugünayasofyayarınkudüs Yağmur @_yagmur_34 Dava Delisi Mücahide @elanurogut41_ #Ayasofya’da Kıyâm! #Kudüs’te Rükû! #Kabe’de Secde! Bizim yolumuz paristen geçmez KUDÜS’TEN GEÇER! İNŞAALLAH... #KudüsFilistininBaşkentidir #BugünAyasofyaYarınKudüs

Sebebiziyaret @Sebebiziyaret3 Özgürlüğüne kavuşan Ayasofyanın Dirilişi Kudüsün habercisi şahlanışı olmalı Düşen varlığımız #KUDÜS Osmanlının düşmesiyle Kudüsün düşmesi kadar ümmeti yaralayan ne var Kudüs özgür değilse Dünya tutsaktır İslam aleminin düştükleri yerden ayağa Kalkmanın zamanıdır @EbruMemisoglu55

60 www.mirasimiz.org.tr /mirasimiz ÇİZGİLERLE KUDÜS TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020 Çizgi: Mojmir Mihatov - Hırvatistan

/mirasimiz www.mirasimiz.org.tr 61 62 www.mirasimiz.org.tr ÇİZGİLERLE KUDÜS

Çizgi: Anas El Lakkis - Lübnan SOSYAL MEDYA TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2020

/mirasimiz

alquds_ps meftun_elfida hatice_palacik

Jerusalem, Palestine, 1800

Şimdi kimsecikler varmaz yanıma "Ey Kudüs, ey şehrim osmanlisevdam Mü'minde yoksunum tek ve tenhayım Ey Kudüs, ey sevgilim Rüzgarlar silemez göz yaşlarımı Yarın, yarın çiçek açacak limon Çöllerde kayıp bir yetim vahayım Sevinecek yeşil sümbüller ve zeytin. Mehmet Akif İnan Gözler gülecek Geri dönecek göçmen güvercinler Tertemiz yuvasına. Ve geri dönecek çocuklar oynamaya milli_irade_hareketi Buluşacak babalarla oğullar. Ey memleketim Ey barış ve bereket şehri."

Siz de sosyal medyada yaptığınız Kudüs ve Mescid-i Aksa konulu paylaşımlarınızda bizi etiketleyebilir Ve Kudüs şehri. Artık yer şehri, toprak şehri. veya paylaşımlarınızı mail Bakır yaprakların, çelik göğdelerin, acımasız yoluyla bize gönderebilirsiniz. yüreklerin. Demir köklerin, tunçtan ve uranyumdan [email protected] dalların. Kurşundan çiçeklerin şehri... Sezai Karakoç Ayasofya demek, bekle bizi Mescid-i Aksa demek! Özgürlüğüne az kaldı Ey Aksa..!

www.mirasimiz.org.tr 63 Cezayir'de Defa/ Mescid-i Irmak/ Kalın bağırsağın son Aksa'da Helak bölümünü mescit olmak yıkama

Borç olarak alınan veya Emir verilen şey/ subayı Belçika'da bir şehir

Kudüs Eski Müftüsü ve Alimler Birliği Üyesi Şeyh ikrime sabri Taşınmayan Aksırma Kısaca mallar/ Duadan (Osmanlıca)/ Türk Malı/ İzafiyet sonra Almak Silinebilen Mescid-i Bir cetvel teorisi bulan söylenir işi Bellek Aksa'da türü kapı kişi

Mescid-i Aksa'da bir kapı

Mescid-i Eski Dilde Aksa'da Ekmek/ kapı/ Arslan Eniği Övme

Nanometre Hekto- Avusturya kısaca/ Eşya metre plakası Amele kısaca

Kayak/ Sultan(..) Şişlik/ Büyük kuyusu Kehle Altın erkek Mescid-i Aksa'da simgesi kardeş kuyu Sporcuların Resimdeki Logo, Kudüs Eski arasında ongun/ Müftüsü ve yaşasın Güreşte bir Alimler Birliği söylenen bir oyun Üyesi. Şeyh söz (..) Sabri Kudüs'e Bizmut hakim olmuş simgesi/ bir devlet/ Gözleri Duacı görmeyen

İstekli, Bebek Bir ağlama hevesli/ renk sesi Uyku

Eski Türk evlerinde Selenyum Nikel erkek misafirleri Geri karşılamağa İşaret simgesi simgesi/ mahsus yer/ çevirme Güven Safha

National Futures Araplarla Association ilgili/ kısaca/ Yapılamaz Genişlik Kudüs'te yıkılan tarihi mahalle/ Yetenek Mescid-i Aksa'da kapı

Kanaviçe BİR AYET

"Rahmetinin önünde rüzgarları bir müjde olarak gönderen O'dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları (kuraklıktan) ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte Biz, ölüleri de böyle diriltip-çıkarırız. Ki ibret alasınız." (Araf/57)

BİR HADİS “Muhakkak ki öfke şeytandan yaratıldı. Şeytan da ateşten yaratıldı. Muhakkak ateş su ile söndürülür. Biriniz öfkelendiğinde abdest alsın.” (Ahmed İbn Hanbel, IV, 220) KUDÜS’E FİDAN AKSA’YA KANDiL OL

BİR ZEYTİN AĞACI FİDANI 80

Online Bağış: mirasimiz.org.tr 0212 524 01 01