Proceedings Book Kapak Bd Se My
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
Uluslararası Erdemli Sempozyumu 2018 http://erdemlisemp.mersin.edu.tr/ Mersin/TÜRKİYE General Development of Anatolian Monumental Rock Architecture; Example of Adamkayalar. Recep Sezer TAŞKIRAN 1* 1Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Arkeoloji Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Öğrencisi, Mersin, Türkiye * E-posta: [email protected]. Abstract Because of its sturdiness and monumentality, the use of rock is as old as human history. In the early years when mankind was vulnerable against nature, the rock subs and caves where they were sheltered for protection have gained a different mission by turning to the production of man and putting them into a settled society. Initially used as a building material, the rock began to be used as a temple and grave for religious purposes. Beginning to include architectural elements on the main rock was due to Iron Age cultures. Door-shaped niches in Urartu open-air temples and Classical architectural details on Phryg rock monuments. It is accepted as the beginning of monumental rock architecture in Anatolia. Intercultural interaction, as well as the geological state of the regions is an important factor in the development of rock architecture. The use of the main rock as an architectural feature for a purpose at some region has been influenced by geographical conditions. Especially the steep and rocky form of the Lycian and Cilicia Regions ensured that they develop in rock architecture. Keywords: Monumental rock architecture, Urartu, Phryg, Open-air temples, Kilikia, Adamkayalar. Anadolu’da Anıtsal Kaya Mimarisinin Genel Gelişimi; Adamkayalar Örneği. Özet Sağlamlığı ve anıtsallığı sebebiyle kayanın kullanımı insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanoğlunun henüz doğaya karşı savunmasız olduğu erken dönemlerde kendisini koruma amaçlı sığındığı kaya altlıkları ve mağaralar zamanla insanın üretime yönelip yerleşik toplum düzenine atılmasıyla farklı bir misyon kazanmıştır. İlk başlarda bir inşa malzemesi olarak kullanılan kaya, daha sonraları dini bir amaç doğrultusunda tapınak ve mezar olarak kullanılmaya başlamıştır. Ana kaya üzerine mimari unsurlara yer verilmeye başlanması Demir Çağı kültürleriyle olmuştur. Urartu açık hava tapınaklarındaki kapı formundaki nişler ve Phryg kaya anıtlarının üzerindeki klasik olarak kabul ettiğimiz mimari detaylar Anadolu’daki anıtsal kaya mimarisinin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Kültürler arası etkileşimin söz konusu olduğu gibi bölgelerin jeolojik yapısı da kaya mimarisinin gelişmesinde önemli bir faktördür. Ana kayanın mimari bir özellik kazandırılarak bir amaç doğrultusunda kullanılması bazı bölgelerde coğrafi şartları etkisiyle meydana gelmiştir. Özellikle Lykia ve Kilikia Bölgeleri’nin sarp ve kayalık yapısı onların kaya mimarisinde gelişmesini sağlamıştır. Anahtar Kelimeler: Anıtsal Kaya Mimarisi, Urartu, Phryg, Kilikia, Adamkayalar. 1. Giriş Bu çalışmada Anadolu’daki anıtsal kaya mimarlığının gelişim süreci ele alınacak ve kültürler arasındaki Kaya mimarisi, bütün tarihsel çağlar boyunca gelişen etkileşim gösterilmeye çalışılacaktır. Bu kapsamda ve sağlamlığı sebebiyle günümüze kadar ulaşmış en öncelikle tarih öncesi dönemler kısaca değerlendirilecek, önemli mimaridir. Klasik Çağ olarak adlandırdığımız ardından Urartu ile başlayan ve Phryg etkisiyle devam dönemlerde genellikle mezar mimarisi olarak karşımıza eden Anadolu anıtsal kaya mimarisinin örnekleri çıkan kaya mimarisinin Anadolu’da çok örneği incelenecektir. bulunmaktadır. 40 Uluslararası Erdemli Sempozyumu 2018 Ayrıca Paphlagonia, Lykia, Pontus Krallığı ve Kilikia başlatmıştır. Mimarlık sanatını tam anlamıyla başladığı Bölgelerindeki kaya mimarisi örnekleri bu kapsamda bu süreçte toplumsal yaşam yeniden biçimlenmiştir. İlk değerlendirilecektir. yerleşik toplum düzeninin temellerinin atıldığı bu dönemde anıtsal kült yapılarının ortaya çıktığı ve 2. Tarih Öncesi Dönemlerde Kaya Mimarisi insanoğlunun organize toplum yapısını benimsediği anlaşılmaktadır [6]. Anadolu, coğrafi konumu sebebiyle kıtaları birbirine bağlayan bir özelliğe sahiptir. Asya ile Avrupa arasında Neolitik Dönemde insanın kaya içerisindeki adeta doğal bir köprü görevi gören Anadolu, sahip olduğu mağaralardan çıkması, kayanın artık kullanılmayacağı coğrafi ve stratejik konumu sebebiyle her dönemde anlamına gelmemelidir. Kaya, sığınılan bir mekân insanoğlu için ideal yaşam yeri olmuştur. Arkeolojik olmaktan çıkarak artık bir inşa malzemesi olarak insanın araştırmalar sonucunda evrimini Afrika’da tamamlayan yaşamında yer almaktadır. Bunun en iyi kanıtı insanoğlu 1,5 milyon yıl önce dünyaya yayılmaya Şanlıurfa’nın kuzeydoğusunda yer alan Göbekli Tepe’dir. başlamış ve Anadolu, insanın bu yayılımında özellikle Ulaşımı zor karstik bir tepenin içine gömülü olan bu dağ Avrupa’ya geçişinde zorunlu bir köprü görevi görmüştür. tapınağının, yerel kayadan yapılmış “T” biçimli dikili Konumu nedeniyle her dönemde insanlar için çekiciliği taşlarla donatıldığı görülmektedir [7] (fig. 1). olan bu coğrafyada, zamanla büyük kültürler gelişmiş ve bunların anıtsal kalıntıları günümüze kadar toprak 3. Hitit Kültüründe Anıtsal Kaya Mimarisi üzerinde korunmuştur [1]. Kaya, zamanla sığınma alanı olmaktan çıkarak farklı Paleolitik Dönemle başlayan insanoğlunun varoluş bir misyon kazanır. Bu misyon, kayanın dini mekan ve süreci, insanın diğer canlılardan farklılaştığı dönemi mezar olarak kullanılmaya başlanmasıdır. Anadolu’da temsil eder. Bu çağda insan ilk aletleri yapar, ateşi bulur ana kayanın dini bir amaca hizmet ettiği en erken ve el becerisi ile soyutlama yetisini geliştirmeye başlar örneğine Hitit kültüründe rastlanılmaktadır. Anadolu’nun [2]. Henüz doğaya karşı savunmasız olan ve avcılık ile ilk merkezi gücü olan Hititler, hoşgörülü bir dini besin toplayıcılığıyla geçinimini sağlayan insanoğlu, bu politikaya sahip olmaları sebebiyle “bin tanrılı halk” ekolojik düzende kendisini dış tehditlere karşı korumak olarak isimlendirilmektedirler. Çok tanrılı bir inanışa ve barınmak için kaya altlarını ve kaya içerisindeki büyük sahip olan Hititlerde, dini törenler sadece kent mağaraları kullanmıştır. İnsanların yerleşmek için içerisindeki tapınaklarda yapılmıyor dağlık bölgelerde, su kullandıkları bu doğal barınakların oldukça işe yaradığı kaynaklarında, göl kenarlarında ya da ana kaya ve binlerce yıl buraların kullanıldığını, yapılan arkeolojik üzerindeki gözeneklerde çeşitli ritüeller çalışmalardan anlamaktayız [3]. Dünya üzerinde birçok düzenlenebiliyordu. Açık hava tapınakları olarak örneği bulunan bu yerleşimlerin, kıtalar arasında adlandırılan bu yerlerin en önemlilerinden birisi, Yeni yıl bağlantıyı sağlayan Anadolu’da da örnekleri Bayramı kutlamalarının betimlendiği düşünülen bulunmaktadır. Bu örneklerden bir tanesi İstanbul Yazılıkaya’dır [8]. Yazılıkaya, doğal kaya üzerine Hitit yakınlarında, Küçük Çekmece Gölü’nün kuzeyinde yer panteonunun tüm tanrılarının betimlendiği üç kısımdan alan Yarımburgaz Mağarası bu dönemi anlamamıza oluşan kompleks bir yapıdır (fig. 2). Yazılıkaya, Hititlerin olanak sağlayan önemli veriler sağlamaktadır [4]. dini geleneği hakkında bilgi verdiği gibi, ana kayanın zamanla dini bir amaç doğrultusunda kullanıldığının İlerleyen dönemlerde insan, doğayı kontrol kanıtını da bize sunmaktadır. Ancak Yazılıkaya gibi edebilecek kültürel evrimini tamamlayarak çaresizlikten görkemli açık hava tapınaklarına sahip olan Hititlerde, sığınmış olduğu mağaraları günlük yaşamı için Demir Çağı kültürlerinden bildiğimiz anıtsal kaya geliştirdiği teknoloji ile bir konut haline dönüştürmüştür. mezarlarına rastlanılmamaktadır [9]. Ancak MÖ 10.000 yıl sonra Holosen adı verilen küresel ısınmanın ve buna bağlı olarak değişen iklimin etkisiyle Anadolu’da kaya mimarisinde mimari formların insan avcılık-toplayıcılık mantığından uzaklaşarak işlenmesi Demir Çağından itibaren karşımıza üretime geçmiş ve günümüz mimarisinin temellerinin çıkmaktadır. Daha önce ana kaya üzerinde karşımıza atılacağı bir süreci başlatmıştır [5]. Neolitik Dönemle çıkmayan mimari ayrıntılar MÖ 1. Binyılda Urartu ve birlikte doğa koşullarının yumuşaması, hayvanların Phryg kültürleriyle Anadolu kaya mimarisinde görülmeye evcilleştirilmesi ve zamanla deneme yanılma metoduyla başlar. tarımsal faaliyetlere başlanması, insanları sığındıkları kaya içlerindeki mağaralardan dışarı çıkarmıştır. Değişen şartlar karşısında insanoğlu artık yerleşimlerini sulak alanlara taşımış, balçığın güneşte sertleştiğini keşfederek yerleşime uygun gördüğü yerlerde kentleşme sürecini 41 Uluslararası Erdemli Sempozyumu 2018 4. Urartu ve Phryg Kültürlerinde Anıtsal kullanılması, mimari unsurların ana kaya üzerinde Kaya Mimarisi uygulandığının ilk kanıtı olması bakımından önemlidir. Demir Çağı’nın güçlü kültürü olan Urartuların, Urartu anıtsal kaya kapılarının genel olarak coğrafi ve stratejik konumu onun temel yaşam biçimi ile incelediğimizde, kaya mezarlarda gördüğümüz yalınlıkta mimarisini şekillendiren en önemli unsurdur (fig. 3). olduğu ve yerleşim dışında yapıldıkları görülmektedir. Çoğunlukla yüksek dağların ve sınırlı tarım arazilerinin Kaya cephesinde anıtsal boyutlarda bulunan kapı bulunduğu bu coğrafyada, yaşam coğrafi şartların el formundaki nişlerin dışında hiçbir mimari eleman ya da verdiği kadar şekillenebilmiştir [10]. Kayayı işleme yetisi bezek içermezler. Bu anıtsal yapıların ön kısımlarında gelişkin olan Urartular, Anadolu’da kaya mezarlarının tapınımın gerçekleştirilebilmesi için bir alan ve bu öncüsü olarak kabul edilmektedir. Urartular, kaya kısımda çok sayıda nişler yer almaktadır. Nişlerin sadece mezarlar ile açık hava tapınakları günlük hayatta tapınma amaçlı