Uluslararası Sempozyumu 2018 http://erdemlisemp.mersin.edu.tr/ /TÜRKİYE General Development of Anatolian Monumental Rock Architecture; Example of Adamkayalar. Recep Sezer TAŞKIRAN 1* 1Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Arkeoloji Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Öğrencisi, Mersin, Türkiye * E-posta: [email protected].

Abstract

Because of its sturdiness and monumentality, the use of rock is as old as human history. In the early years when mankind was vulnerable against nature, the rock subs and caves where they were sheltered for protection have gained a different mission by turning to the production of man and putting them into a settled society. Initially used as a building material, the rock began to be used as a temple and grave for religious purposes. Beginning to include architectural elements on the main rock was due to Iron Age cultures. Door-shaped niches in Urartu open-air temples and Classical architectural details on Phryg rock monuments. It is accepted as the beginning of monumental rock architecture in Anatolia. Intercultural interaction, as well as the geological state of the regions is an important factor in the development of rock architecture. The use of the main rock as an architectural feature for a purpose at some region has been influenced by geographical conditions. Especially the steep and rocky form of the Lycian and Cilicia Regions ensured that they develop in rock architecture.

Keywords: Monumental rock architecture, Urartu, Phryg, Open-air temples, Kilikia, Adamkayalar.

Anadolu’da Anıtsal Kaya Mimarisinin Genel Gelişimi; Adamkayalar Örneği.

Özet

Sağlamlığı ve anıtsallığı sebebiyle kayanın kullanımı insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanoğlunun henüz doğaya karşı savunmasız olduğu erken dönemlerde kendisini koruma amaçlı sığındığı kaya altlıkları ve mağaralar zamanla insanın üretime yönelip yerleşik toplum düzenine atılmasıyla farklı bir misyon kazanmıştır. İlk başlarda bir inşa malzemesi olarak kullanılan kaya, daha sonraları dini bir amaç doğrultusunda tapınak ve mezar olarak kullanılmaya başlamıştır. Ana kaya üzerine mimari unsurlara yer verilmeye başlanması Demir Çağı kültürleriyle olmuştur. Urartu açık hava tapınaklarındaki kapı formundaki nişler ve Phryg kaya anıtlarının üzerindeki klasik olarak kabul ettiğimiz mimari detaylar Anadolu’daki anıtsal kaya mimarisinin başlangıcı olarak kabul edilmektedir.

Kültürler arası etkileşimin söz konusu olduğu gibi bölgelerin jeolojik yapısı da kaya mimarisinin gelişmesinde önemli bir faktördür. Ana kayanın mimari bir özellik kazandırılarak bir amaç doğrultusunda kullanılması bazı bölgelerde coğrafi şartları etkisiyle meydana gelmiştir. Özellikle Lykia ve Kilikia Bölgeleri’nin sarp ve kayalık yapısı onların kaya mimarisinde gelişmesini sağlamıştır.

Anahtar Kelimeler: Anıtsal Kaya Mimarisi, Urartu, Phryg, Kilikia, Adamkayalar.

1. Giriş Bu çalışmada Anadolu’daki anıtsal kaya mimarlığının gelişim süreci ele alınacak ve kültürler arasındaki Kaya mimarisi, bütün tarihsel çağlar boyunca gelişen etkileşim gösterilmeye çalışılacaktır. Bu kapsamda ve sağlamlığı sebebiyle günümüze kadar ulaşmış en öncelikle tarih öncesi dönemler kısaca değerlendirilecek, önemli mimaridir. Klasik Çağ olarak adlandırdığımız ardından Urartu ile başlayan ve Phryg etkisiyle devam dönemlerde genellikle mezar mimarisi olarak karşımıza eden Anadolu anıtsal kaya mimarisinin örnekleri çıkan kaya mimarisinin Anadolu’da çok örneği incelenecektir. bulunmaktadır.

40

Uluslararası Erdemli Sempozyumu 2018

Ayrıca Paphlagonia, Lykia, Pontus Krallığı ve Kilikia başlatmıştır. Mimarlık sanatını tam anlamıyla başladığı Bölgelerindeki kaya mimarisi örnekleri bu kapsamda bu süreçte toplumsal yaşam yeniden biçimlenmiştir. İlk değerlendirilecektir. yerleşik toplum düzeninin temellerinin atıldığı bu dönemde anıtsal kült yapılarının ortaya çıktığı ve 2. Tarih Öncesi Dönemlerde Kaya Mimarisi insanoğlunun organize toplum yapısını benimsediği anlaşılmaktadır [6]. Anadolu, coğrafi konumu sebebiyle kıtaları birbirine bağlayan bir özelliğe sahiptir. Asya ile Avrupa arasında Neolitik Dönemde insanın kaya içerisindeki adeta doğal bir köprü görevi gören Anadolu, sahip olduğu mağaralardan çıkması, kayanın artık kullanılmayacağı coğrafi ve stratejik konumu sebebiyle her dönemde anlamına gelmemelidir. Kaya, sığınılan bir mekân insanoğlu için ideal yaşam yeri olmuştur. Arkeolojik olmaktan çıkarak artık bir inşa malzemesi olarak insanın araştırmalar sonucunda evrimini Afrika’da tamamlayan yaşamında yer almaktadır. Bunun en iyi kanıtı insanoğlu 1,5 milyon yıl önce dünyaya yayılmaya Şanlıurfa’nın kuzeydoğusunda yer alan Göbekli Tepe’dir. başlamış ve Anadolu, insanın bu yayılımında özellikle Ulaşımı zor karstik bir tepenin içine gömülü olan bu dağ Avrupa’ya geçişinde zorunlu bir köprü görevi görmüştür. tapınağının, yerel kayadan yapılmış “T” biçimli dikili Konumu nedeniyle her dönemde insanlar için çekiciliği taşlarla donatıldığı görülmektedir [7] (fig. 1). olan bu coğrafyada, zamanla büyük kültürler gelişmiş ve bunların anıtsal kalıntıları günümüze kadar toprak 3. Hitit Kültüründe Anıtsal Kaya Mimarisi üzerinde korunmuştur [1]. Kaya, zamanla sığınma alanı olmaktan çıkarak farklı Paleolitik Dönemle başlayan insanoğlunun varoluş bir misyon kazanır. Bu misyon, kayanın dini mekan ve süreci, insanın diğer canlılardan farklılaştığı dönemi mezar olarak kullanılmaya başlanmasıdır. Anadolu’da temsil eder. Bu çağda insan ilk aletleri yapar, ateşi bulur ana kayanın dini bir amaca hizmet ettiği en erken ve el becerisi ile soyutlama yetisini geliştirmeye başlar örneğine Hitit kültüründe rastlanılmaktadır. Anadolu’nun [2]. Henüz doğaya karşı savunmasız olan ve avcılık ile ilk merkezi gücü olan Hititler, hoşgörülü bir dini besin toplayıcılığıyla geçinimini sağlayan insanoğlu, bu politikaya sahip olmaları sebebiyle “bin tanrılı halk” ekolojik düzende kendisini dış tehditlere karşı korumak olarak isimlendirilmektedirler. Çok tanrılı bir inanışa ve barınmak için kaya altlarını ve kaya içerisindeki büyük sahip olan Hititlerde, dini törenler sadece kent mağaraları kullanmıştır. İnsanların yerleşmek için içerisindeki tapınaklarda yapılmıyor dağlık bölgelerde, su kullandıkları bu doğal barınakların oldukça işe yaradığı kaynaklarında, göl kenarlarında ya da ana kaya ve binlerce yıl buraların kullanıldığını, yapılan arkeolojik üzerindeki gözeneklerde çeşitli ritüeller çalışmalardan anlamaktayız [3]. Dünya üzerinde birçok düzenlenebiliyordu. Açık hava tapınakları olarak örneği bulunan bu yerleşimlerin, kıtalar arasında adlandırılan bu yerlerin en önemlilerinden birisi, Yeni yıl bağlantıyı sağlayan Anadolu’da da örnekleri Bayramı kutlamalarının betimlendiği düşünülen bulunmaktadır. Bu örneklerden bir tanesi İstanbul Yazılıkaya’dır [8]. Yazılıkaya, doğal kaya üzerine Hitit yakınlarında, Küçük Çekmece Gölü’nün kuzeyinde yer panteonunun tüm tanrılarının betimlendiği üç kısımdan alan Yarımburgaz Mağarası bu dönemi anlamamıza oluşan kompleks bir yapıdır (fig. 2). Yazılıkaya, Hititlerin olanak sağlayan önemli veriler sağlamaktadır [4]. dini geleneği hakkında bilgi verdiği gibi, ana kayanın zamanla dini bir amaç doğrultusunda kullanıldığının İlerleyen dönemlerde insan, doğayı kontrol kanıtını da bize sunmaktadır. Ancak Yazılıkaya gibi edebilecek kültürel evrimini tamamlayarak çaresizlikten görkemli açık hava tapınaklarına sahip olan Hititlerde, sığınmış olduğu mağaraları günlük yaşamı için Demir Çağı kültürlerinden bildiğimiz anıtsal kaya geliştirdiği teknoloji ile bir konut haline dönüştürmüştür. mezarlarına rastlanılmamaktadır [9]. Ancak MÖ 10.000 yıl sonra Holosen adı verilen küresel ısınmanın ve buna bağlı olarak değişen iklimin etkisiyle Anadolu’da kaya mimarisinde mimari formların insan avcılık-toplayıcılık mantığından uzaklaşarak işlenmesi Demir Çağından itibaren karşımıza üretime geçmiş ve günümüz mimarisinin temellerinin çıkmaktadır. Daha önce ana kaya üzerinde karşımıza atılacağı bir süreci başlatmıştır [5]. Neolitik Dönemle çıkmayan mimari ayrıntılar MÖ 1. Binyılda Urartu ve birlikte doğa koşullarının yumuşaması, hayvanların Phryg kültürleriyle Anadolu kaya mimarisinde görülmeye evcilleştirilmesi ve zamanla deneme yanılma metoduyla başlar. tarımsal faaliyetlere başlanması, insanları sığındıkları kaya içlerindeki mağaralardan dışarı çıkarmıştır. Değişen şartlar karşısında insanoğlu artık yerleşimlerini sulak alanlara taşımış, balçığın güneşte sertleştiğini keşfederek yerleşime uygun gördüğü yerlerde kentleşme sürecini

41

Uluslararası Erdemli Sempozyumu 2018

4. Urartu ve Phryg Kültürlerinde Anıtsal kullanılması, mimari unsurların ana kaya üzerinde Kaya Mimarisi uygulandığının ilk kanıtı olması bakımından önemlidir.

Demir Çağı’nın güçlü kültürü olan Urartuların, Urartu anıtsal kaya kapılarının genel olarak coğrafi ve stratejik konumu onun temel yaşam biçimi ile incelediğimizde, kaya mezarlarda gördüğümüz yalınlıkta mimarisini şekillendiren en önemli unsurdur (fig. 3). olduğu ve yerleşim dışında yapıldıkları görülmektedir. Çoğunlukla yüksek dağların ve sınırlı tarım arazilerinin Kaya cephesinde anıtsal boyutlarda bulunan kapı bulunduğu bu coğrafyada, yaşam coğrafi şartların el formundaki nişlerin dışında hiçbir mimari eleman ya da verdiği kadar şekillenebilmiştir [10]. Kayayı işleme yetisi bezek içermezler. Bu anıtsal yapıların ön kısımlarında gelişkin olan Urartular, Anadolu’da kaya mezarlarının tapınımın gerçekleştirilebilmesi için bir alan ve bu öncüsü olarak kabul edilmektedir. Urartular, kaya kısımda çok sayıda nişler yer almaktadır. Nişlerin sadece mezarlar ile açık hava tapınakları günlük hayatta tapınma amaçlı değil ata kültü ve yazıt amaçlı da kullandıkları mimari yapılardan esinlenerek inşa kullanıldığı görülmektedir [16]. etmişlerdir [11]. Anadolu kaya mimarisinde mimari formların tam Tarih boyunca mezarların konumları ve özellikle anlamıyla kullanılmaya başlanması Phryg kültürüyle biçimleri sosyal sınıflara göre şekillenmiştir. Urartularda karşımıza çıkmaktadır. Demir Çağının güçlü kültürü olan da mezarların dağılımında sosyal statü etkili olmuştur. Urartu kaya mimarisinde sadece kapı formu ve niş gibi Sadece soylular kent kayalıklarına mezar açtırabilirken, mimari unsurlarla karşılaşılırken, Phryg kaya halkın mezarları akropol dışında yer almaktaydı. Mezarın mimarisinde fasadlar, altarlar ve nişler gibi daha zengin şekli ve nereye yapılacağı konusunda belirleyici etken o bir mimariyle karşılaşılmaktadır [17]. kişinin ya da ailenin sosyal statüsüyle alakalıdır [12]. Urartu kaya mezarlarına genel olarak baktığımızda, Phrygler, MÖ 12. yy başlarında Ege Göçleri ile kerpiç mimarinin yansıması olarak çok yalın bir cepheye birlikte, Macedonia ve Trakya’dan Boğazlar yoluyla sahip oldukları görülmektedir. Bazı örneklerde cephenin Anadolu’ya gelen Thrak kökenli bir topluluktur. MÖ 12. düzeltildiği görülse de, genelde kayanın doğal yapısı yy’ da Hitit Krallığı’nın çöküşünü hazırlayan bu savaşçı korunarak inşa edilmişlerdir (fig. 4). Ahiret inancı toplum, hızlı bir şekilde doğu komşusu olan Urartu ve sebebiyle, mezarlar ölünün diğer dünyadaki evini çöküşüne sebep olduğu Hitit kültürüyle eşdeğer bir sembolize eder. Bu sebepledir ki, Urartu ev mimarisi kültürel düzeye ve büyük bir siyasi güce ulaşmıştır (fig. kaya mezarlarında birebir taklit edilmiştir. Yalın bir 6). Tarih sahnesine karanlık yüzyıllar olarak Urartu evinin iç kısmında olduğu gibi kaya mezarlarda adlandırabileceğimiz bir dönemde dâhil olan Phryglerin, çok odalı olarak yapılmışlardır. İç kısımda ana bir salon sanatının ve gelişiminin Anadolu’nun Batısına mı yoksa ve bu salondan odalara geçişler bulunmaktadır [13] (fig. Doğusuna mı dâhil olduğu tartışmalıdır [18]. E. Akurgal, 5). Phrygler mimari kimliklerini Hellen kültürüne borçlu olduğunu savunmaktadır. Akurgal, Batının bağımlılığında Kaya mezarlar gibi kaya tapınakları da Urartu kaya kültürel bir etkileşimin sonucu olarak Phryg kaya mimarisinin önemli bir parçasıdır. Doğu Anadolu mimarisini değerlendirmektedir [19]. F.Işık ise Phryg Bölgesi’ndeki toplulukların, dinsel inançları ve kült kültürünü yaratan gücün Batı’nın olmadığını, bu kültürün törenleriyle alakalı bize önemli bilgiler veren bu anıtsal Doğu’nun etkisiyle geliştiğini düşünmektedir. Hitit yapıların en ilginç olanı hiç şüphesiz kaya tapınaklarıdır. yontu sanatını ve Urartu kaya mezarları ile kaya Urartu dini mimarisinin her tipinde tapınım açık havada tapınaklarını Phryg kaya mimarisiyle biçimsel ve işlevsel yapılmaktaydı. Bu sebeple açık hava tapınaklarının olarak karşılaştırarak bu sonuca ulaşmaktadır [20]. Urartu dini mimarisinde önemi büyüktü [14]. Phryg-Urartu sanat ilişkisinin varlığını F. Işık dışında Kayalıkların düzeltilen yüzüne yapılan anıtsal biçimli C.F. Lehmann-Haupt, K.Bittel, M.N. Von Loon, Forbes, kaya nişleri uzaktan bakıldığında tıpkı bir kapıymış gibi P. Demargne, P. Calmeyer, F.W. König, V.Sevin ve görünmektedir. Urartu tanrısı Haldi adına yapılan bu kapı O.Belli de savunmaktadır [21]. Ancak N. Çevik, şeklindeki nişlerin içerisinden tanrının çıkacağına benzerlik, ilişki ve etkileşimin farklı kavramlar olduğunu inanılmaktaydı [15]. MÖ 9. yy ile MÖ 6. yy arasında vurgulayarak kaya mimarisinde etkileşimin düşünüldüğü bölgede egemenliğini sürdüren Urartulara ait anıtsal kaya gibi güçlü bir düzeyde olmadığını belirterek, her bir kapılarının içinde yer alan çivi yazılarından yola çıkarak kültürün özgün detaylarına dikkati çekmektedir. Her bu yapıların amacını ve bölge halkının dini inanışı kültürün kendi günlük yaşamında kullandığı mimariyi çerçevesinde bu kaya nişine yüklediği anlamı kayaya aktardığını belirten Çevik, Anadolu’da bulunan öğrenmekteyiz. Urartu kaya tapınaklarında kapıların güçlü kültürlerin birbirlerinden farklı resimler çizmesi

42

Uluslararası Erdemli Sempozyumu 2018 sebebiyle, kültürler arası savunulan etkileşimin yeniden 5. Anadolu’da farklı Bölgelerdeki Örnekler gözden geçirilmesi gerektiğini önermektedir [22]. Işığında Anıtsal Kaya Mimarisi

Phryg kaya mimarisinde çalışmalar yapan bilim 5.1 Paphlagonia Bölgesi Anıtsal Kaya Mimarisi insanları, kaya mezarlarının en erken örneklerini MÖ 8.yy’ın son çeyreğine, geç olanları ise MÖ 6.yy’ın 2. Phryglerin geliştirmiş olduğu mimari anlayış, yarısına tarihlendirmektedirler. Bu sebeple, Urartu kaya Anadolu kaya mimarisinde mimari formların yaygın mezarları ile Phryg kaya mezarları arasında yaklaşık yüz olarak kullanıldığı bir süreci başlatmıştır. Bu süreç yıllık bir farktan bahsetmek mümkündür [23]. içerisinde birçok bölge bu mimari anlayışı kendi yerel kültürüyle sentezleyerek kaya üzerine aktarmıştır. Phryg kaya mezarları, yerleşimin bulunduğu kent Paphlagonia Bölgesi’ de kendi kaya mimari geleneğini kayalıklarında, kent dışında kalan kayalıklarda ve hatta Phryg kaya mimarisinin temelleri üzerinde oluşturmuştur yerleşim izine rastlanılmayan vadilerde dahi [28]. görülmektedir. Yalın bir cepheye sahip örneklerin yanı sıra alınlıklı ve apotropeik anlamı olan kabartmalı Paphlagonia Bölgesi, antik kaynakların aktarımları örnekleri de mevcuttur (fig. 7). Phryg kaya mezarlarının ve arkeolojik veriler ışığında sırasıyla Hitit, Phryg, iç kısmında ahşap mimarinin ana kayaya işlendiği Kimmer, Lidya ve Pers egemenliklerinin ardından; görülmektedir. Bu durum bize Phryglerin kendi konut Hellenistik Dönemde Bithynia ve Pontus krallıklarının mimarisini kaya mimarlığı için örnek aldığını egemenliğine girmiş ve Hellenistik dönem sonrasında göstermektedir [24]. Ancak Phrygler, konut mimarisini bölgeye Roma hâkim olmuştur (fig. 9). Bu tarihsel süreç kayaya aktarırken Urartularda olduğu gibi doğrudan içerisinde Paphlagonia kaya mimarisinin gelişimi ve yansıtmamıştır. Urartu kaya mezarları salonlu ve çok değişimi, bölgeye egemen kültürlerin izlerini odalı tasarlanırken Phryg kaya mezarları sadece ölünün taşımaktadır. Bütün bu etkiler yerel anlayışla yatırılabileceği ölçüde tek odalı olarak tasarlanmıştır sentezlenerek Anadolu kaya mimarisi içinde yeni bir [25]. mimari ve bezeme anlayışı oluşturulmuştur.

Anadolu kaya mimarisinde Phryg açık hava kaya Paphlagonia kaya mezarların cepheleri, sade tapınaklarının önemi büyüktür. Kaya mimarisinde örneklerin yanı sıra cephesinde bir ile beş arasında görkemli cephenin kullanımı Phryg kaya tapınakları ile değişen sütun bulunan ve beşik çatılı ya da düz damlı bir başlamıştır. Akroterli, beşikçatılı fasadlarla, geleneksel üst yapıya sahip, ahşap konut taklidi bir mimariye ahşap mimarisi ile küçük eserlerdeki textil stilinin ana sahiptir (fig. 10). Kaya mezarların cephelerinde en fazla kayaya işlenmesiyle kaya mimarisinde abartılı anıtsal dikkat çekici mimari taşıyıcı öge sütun başlıklarıdır. Kaya cephe ve zengin bezeme kültürünün temelleri atılmıştır mezarların cephelerinde, yerel mimari geleneğin yaratısı [26] (fig. 8). Yüksek kaya kütlelerinin yüzeyinde, kaya olan dörtgen başlıklar ile Pers sanatı etkili boğa formlu boyunca yükselen ve hemen hemen bütün kaya yüzeyini sütun başlıkları yaygın olarak görülmektedir. Bunun kaplayan anıtsal fasadlar, devasa ölçüleri ve özenle dışında Hellen sanatı etkili bitkisel bezemeli sütun seçilmiş coğrafi konumlarıyla çok uzak mesafelerden başlıkları da görülmektedir [29]. Bölgedeki kaya bütün ihtişamıyla görülmektedir. Bu anıtların hepsinde mezarlar geleneğinde iki ana plan karşımıza çıkmaktadır. cepheyi oluşturan mimari elemanlar; çoğunlukla Bunlardan ilki bölgede az sayıda görülen ve mimari geometrik meander motifleri, bazen de bitkisel motifler olarak bir bütünlük göstermeyen tek odalı kaya mezar, ya da hayvan figürleriyle bezenmiştir. Kabartma ve oyma diğeri ise çok odalı kaya mezardır [30]. olarak işlenen bu motifler, kayanın ihtişamını arttırırken aynı zamanda sert yapısını da yumuşatmıştır. Bölgede kaya mezar geleneğinde görülen anıtsal kaya mimarisi aynı şekilde kaya tapınaklarında da Phryg kaya tapınaklarının genel özelliklerini görülür. Bunlar Phryg etkisidir. Kaya üzerinde Phryg özetleyecek olursak; görkemli anıtsal cephelere kaya tapınaklarının vazgeçilmez unsuru olan alınlığın sahiptirler, Urartularda olduğu gibi sadece kapıdan bulunması ve cephede tanrıça figürünün yerleştirilmesi oluşmazlar, tapınak mimarisinden kayaya aktarılan üçgen için büyük bir nişin yer alması bu etkileşimi alınlık kullanılmaktadır. Tapınağın tüm cephesinde kanıtlamaktadır. Bölgede Roma Dönemine ait kaya görkemliliğin devam etmesi için geometrik bezeklere yer mimarisi de görülmektedir. MS 2.yy ile MS 3.yy’a verilmektedir. Kaya tapınaklarının merkezinde yer alan tarihlendirilen bu yapılar kaya tapınağından çok ölü kültü ana nişin çerçevesinden kanat kısımlarına kadar ahşap içerisinde değerlendirilmektedir [31]. Sonuç olarak; mimarinin taklit edildiği görülmektedir, niş içleri Phryg etkisinin görüldüğü Paphlagonia kaya mimarisi, Urartu’daki gibi boş bırakılmamış bu kısımlarda tanrıça MÖ 5. yy. başlarından, Geç Hellenistik ve Roma Kybele kabartmasına yer verilmiştir [27].

43

Uluslararası Erdemli Sempozyumu 2018

Dönemine kadar mimari ve bezemede özde aynı, Phrygia Bölgelerinden bildiğimiz anıtsal tapınım alanları ayrıntıda farklı anlatımlarla kesintisiz olarak görülmemektedir. Basit kaya cephelerine küçük nişlerin görülmektedir. yerleştirilmesiyle oluşturulan alanlar, ölü kültüne yönelik mekânlardır [37]. 5.2 Lykia Bölgesi Anıtsal Kaya Mimarisi 5.3 Pontus Krallığı – Amaseia Kenti Kaya Mezar Anadolu’nun en zengin mezar çeşitliliğine sahip olan Örneği Lykia Bölgesinde, kaya mezarlar MÖ 6. yy’dan itibaren görülmeye başlar. Coğrafi konum olarak Phrygia Helenistik Dönemde Anadolu’nun önemli Bölgesine yakın olmasına rağmen bu mezar türleri, iki krallıklarından birisi olan Pontus Krallığında da kaya yüz yıl gibi bir zaman aralığından sonra bölgede mimarisine rastlanmaktadır. Pontus Krallığı, Pers görülmeye başlamıştır (fig. 11). Lykia Bölgesinde, Pers satraplarından I. Mithridates tarafından MÖ 301 yılında egemenliğinin ardından bu tür mezarların görülmeye Amaseia’da (Amasya) kurulmuştur (fig. 13). başlanması, doğuda daha fazla örnekleriyle Amaseia’nın Pontus Krallığı’nın başkenti olmasıyla karşılaştığımız bu mezar çeşidinin Perslerle beraber bu birlikte, Harsena dağının yamacına anıtsal kaya mezarları bölgeye tanıtılmış olabileceğini düşündürmektedir [32]. inşa edilmiştir. Kurucu Kral I. Mithridates Ktistes’den, I. Bölgede MÖ 6. yy öncesinde kaya mezarlarının Pharnakes’e kadarki beş krala ait bu kaya mezarların görülmemesi, Lykia’da soylular için anıt mezar yükseklikleri 8 - 15m arasında değişmektedir. Anadolu yapımının kaya mezarlarla başlamadığını göstermektedir. anıtsal kaya mezar mimarisinin öncüsü olan Phryg ve komşu bölge Paphlagonia kaya mezar mimarisinden Her bölgenin kendine özgü özelliği olduğu gibi etkilenmiş olan Amaseia kaya mezarları, birbirleri Lykia Bölgesinin de yerel mimari özellikleri arasında kronolojik gelişim izlemektedir. Bu mezarlar bulunmaktadır. Lykia Bölgesinde, nekropolis alanı bir içinde en geç olanının mimari üslubu yerel özelliğe kent mimarisi gibi planlanmış, birbirleriyle bağlantılı sahiptir. Diğerlerine göre daha geç döneme tarihlendirilen adeta mezar mahalleleri oluşturulmuştur [33] (fig. 12). kaya mezarın, üst kısmının tonoz biçiminde yuvarlak Lykia Bölgesinin kaya mezarları, hareketli cepheleriyle hatlara sahip olması ve “U” şeklinde açılan koridorlarla akropolün düz kayalıklarını bezeyen ve dolayısıyla ana kayadan kopartılması Pontus Bölgesi kaya bulunduğu kente de mimari zenginlik katan bir görsel mezarlarının özgün mimarisini bize göstermektedir [38]. kaygıdır. Adeta akropolis üzerinde ihtişamlı bir ölü kenti oluşturulmuştur [34]. En erken olanları MÖ 6.yy’a 5.4 Kilikia Anıtsal Kaya Mimarisi; Adamkayalar tarihlenen ve görüntü olarak sivil ahşap yapıları taklit Örneği eden Lykia kaya mezarları yüksek teknik beceri taş işçiliğinin görsel kanıtıdır. Urartu ve Phrygia kaya Kuzeyinde , güneydoğusunda Amanos mimarisinde rastlamadığımız bir teknik Lykia Bölgesinde Dağları ve güneyinde Akdeniz tarafından sınırlandırılmış dikkatimizi çekmektedir. Ana kayanın çürük ve yapılacak Anadolu’nun doğu Akdeniz sahillerinde yer alan bölge, olan bezeme için yetersiz olduğu durumlarda o kısım ana Eski Çağ’da “Kilikia” olarak adlandırılmaktadır. Kilikia kayadan farklı bir malzemeden yapılmış bir cephe ile Bölgesi, Korakesion (Alanya) ve Alexandria Kat Isson kaplanabilmektedir. Bu durum Lykia Bölgesinin kaya (İskenderun) arasında kalan bölgeyi oluşturmaktadır (fig. mimarisi ve taş işçiliğinde ulaştığı noktayı bize 14). göstermektedir [35]. Bölgenin, coğrafi yapısı göz önünde Bölgedeki kaya mezarların cepheleri oldukça zengin bulundurulduğunda Dağlık Kilikia (Cilicia Trakheia) ve süslemelere sahiptir. Erken örneklerin yalınlığı karşısında Ovalık Kilikia (Cilicia Pedias) olmak üzere iki bölüme kaya yüzünde tapınak cephelilerden ev cephelerine kadar ayırılarak tanımlandığı görülmektedir. Strabon’un bölge çeşitli versiyonlar görülmektedir. Dış cephede görülen bu hakkındaki tanımı şöyledir: “…Tauros’un dışında kalan çeşitlilik ve tasarıma karşın Lykia kaya mezarlarının ölü Kilikia’ya gelince: Onun bir parçası Trakheia ve diğeri odaları tam tersine yalın ve basit yapılmıştır [36]. Pedias olarak adlandırılır. Trakheia’yı soracak olursanız, kıyısı dardır ve düzlük toprağı yoktur veya Anadolu’nun en kayalık coğrafyalarından birine ancak tek tük vardır…[39]. Bu tanıma göre; Dağlık Kilikia, sahip olan Lykia Bölgesi, kaya mimarlığı konusunda Korakesion (Alanya) ve Lamos (Limonlu) nehirleri aslında kendisini zorunluluktan geliştirmiştir. Onların, arasında kalan bölgeyi; Ovalık Kilikia ise Lamos Nehri sarp kayalık akropolis tepelerinde mekânlar oluşturması ile Alexandria Kat Isson (İskenderun) kenti arasındaki ve bu kayalıkların cephesini ölü mimarlığına ayırması bölgeyi oluşturmaktadır. doğa şartlarının Lykialılar üzerindeki bir etkisidir. Ancak kaya mimarisinde gelişmiş olan bu bölgede Urartu ve

44

Uluslararası Erdemli Sempozyumu 2018

Dağlık Kilikia Bölgesi kendi içerisinde üç bölüme alınlığın yer aldığı kaya anıtları, ikinci grubumuzu ise ayrılmaktadır: Kalykadnos (Göksu) ve Lamos nehirleri pilaster sütun ve profilli başlık üzerinde arşitrav ve arasında kalan bölge Doğu Dağlık Kilikia ( alınlığın yer aldığı kaya anıtları oluşturmaktadır. Territoriumu), Kalykadnos Nehri ile Korakesion arasında kalan bölge ise kendi içinde Orta ve Batı Dağlık Kilikia Adamkayalar Kabartmalarının cephe tasarımlarından olarak ayrılmaktadır [40]. yola çıkarak oluşturduğumuz gruplandırmada ikinci ana başlığımızı tapınak cephe tasarımından öykünerek Özellikle Dağlık Kilikia’nın coğrafi yapısı kaya yapılan örnekler oluşturmaktadır. Özellikle tapınak mimarisinin gelişmesine daha elverişlidir. Aslında Lykia mimarisinden aşina olduğumuz alınlıklar, pilaster Bölgesinde karşılaştığımız jeolojik yapının yaşama etkisi sütunlar ve sütun başlıkları söz konusu kaya anıtlarının Kilikia Bölgesi içinde geçerlidir. Bu bölgede, kaya cephe tasarımlarında karşımıza çıkmaktadır. mimarisinin Hellenistik Dönemden itibaren kullanıldığına Adamkayalar Kabartmalarının içerisinde tapınak dair elimizde güçlü kanıtlar bulunmaktadır. Bu mimarisinden etkilenilerek yapılan bu kaya anıtlarının kanıtlardan en dikkat çekici olanı Mersin İli, Erdemli cephe tasarımlarında mimari farklılıklar görülmektedir. İlçesi sınırları içerisinde bulunan Şeytanderesi Mimari düzenlerin (Dor, Ion, Korinth) yapıların cephe Vadisindeki Adamkayalar kabartmalarıdır. Bu tasarımına uygulandığı esnada her mimari elemanın bir kabartmalar, Anadolu’da on bir tablonun bir arada işleniş sırası bulunmaktadır. Ancak, Adamkayalar verildiği bilinen tek örneğidir. (fig. 15). Bu tablolar Kabartmalarında bu grup altında incelediğimiz kaya içerisinde Yunan ikonografisinin bir etkisi olarak dört anıtlarının cephe tasarımında mimari elemanlarının adet kline sahnesi, bir adet kurban sahnesini anlatan keçi yerleştirilmesinde farklılıklar görülmektedir. Hatta olması tutan adam figürü ile bölgenin askeri rolünü vurgulayan gereken bazı mimari elemanların cephe tasarımında asker kabartmaları ile iki tarafında figürlerin yer aldığı bir uygulanmadığı görülmektedir. Adamkayalar sunak yer almaktadır. Ana kaya yüzeyine işlenen bu Kabartmaları içerisinde bazı kaya anıtlarının cephe kabartmalardan yola çıkarak söz konusu yerin kült amaçlı tasarımında friz bloğunun yerine diş sırasının kullanıldığı düşünülmektedir. Aediculalar içerisinde yer kullanılmıştır. Bu tarzda bir tasarımın Anadolu’da farklı alan kabartmalarda kline sahnesi ile veda sahneleri konu bölgelerde örnekleri mevcuttur. Ancak Adamkayalar olarak aktarılmaktadır. Vadinin içerisinde gizemli bir Kabartmalarının da içinde yer aldığı Doğu Dağlık Kilikia kaya kompleksi görünümüne sahip olan bu mekân, Bölgesinde yapılan araştırmalar sonucunda henüz böyle kabartmalarda betimlenen ölülerin yakınları tarafından bir cephe tasarımına sahip kamusal yapıya dini ritüellerini gerçekleştirdiği bir amaca hizmet rastlanılmamıştır. Bu durum Kilikia Bölgesinin genel etmektedir. Söz konusu rölyeflerin işlendiği ana kaya mimari üslubunu anlamamızda ve Anadolu’daki diğer yüzeyinde bilinçli olarak oluşturulmuş oyukluklar ve bu örneklerle olan etkileşimini görmemizde kaya anıtlarının kaya kompleksi içerisinde bulunan sunak bu durumu önemini bize göstermektedir. kanıtlar niteliktedir. Sunağın cephesinde görünen yanık izleri bu mekanın kült amaçlı kullanıldığına dair önerileri Adamkayalar Kabartmalarının, bazı örneklerin güçlendirmektedir [41] (fig. 16) . üzerlerinde bulunan yazıtlardan, yazıtı olmayan kabartmaların stilistik detaylarından [42] ve morfolojik Anadolu’nun diğer bölgelerinde kaya anıtlarının yapılarından [43] yola çıkılarak tarihlendirildiği cephe tasarımlarında görünen anıtsal mimari tasarımın bir görülmektedir. Bu tarihlendirme kriterlerinden özellikle yansıması da Adamkayalar Kabartmalarında karşımıza yazıtlar arkeolojik çalışmalarda bizlere daha kesin bir çıkmaktadır. Söz konusu kabartmaların cephe tarihlendirme önerisi sunmaktadır. Adamkayalar tasarımlarını iki ana başlık altında incelemek kabartmalarında tespit edilen yazıtlar için Cennet- mümkündür. Buna göre birinci grubumuzu heykeltıraşlık Cehennem mevkii de bulunan Korykion Antron stillerinden ve cephe tasarımında kullanılan mimari Tapınağının duvarındaki rahip listeleri önemli bir elemanlardan yola çıkarak mezar stelleri grubu referans sağlamıştır. Bu referanstan ve diğer bilimsel oluştururken, ikinci grubumuzu tapınakların cephe çalışmalardan yola çıkılarak Adamkayalar kabartmaları tasarımlarının ana kayaya yansıtıldığı örnekler MÖ 2.yy ile MS 2.yy aralığına tarihlendirilmektedir [44]. oluşturmaktadır. Bu tarih aralığı Hellenistik Dönemden, Erken ve hatta Orta İmparatorluk Dönemine kadar ki süreci Mezar stelleri grubu altında incelediğimiz kapsamaktadır. Bu süreç, verilen tarih aralıklarında Doğu kabartmaları, cephe tasarımlarındaki farklılıktan yola Dağlık Kilikia Bölgesinin ana kaya mimarisinin çıkarak iki alt başlık altında gruplandırmak mümkündür. gelişimini ve yerel heykeltraşlık işçiliğini bize Bu ayrıma göre birinci grubumuzu pilaster sütun ve göstermektedir. profilli başlık üzerinde arşitravın bulunmadığı direk

45

Uluslararası Erdemli Sempozyumu 2018

6. Değerlendirme mimarisine rastlanılmaktadır. Bölgedeki kaya mimarisinde, Phryg ve Paphlagonia Bölgelerinin, kaya Ana kayanın dini bir misyon kazanarak kullanılmaya mezar mimarilerinin etkileri görüldüğü gibi yerel başlanması Hititlerle birlikte başlamıştır. Yazılıkaya açık özelliklerde karşımıza çıkmaktadır. Ana kayanın “U” hava tapınağı, bu durumun hiç şüphesiz Anadolu’daki en biçiminde oyularak yapılan kaya mezar Pontus önemli kanıtını bize sunmaktadır. Ancak ana kaya anıtları Bölgesi’nin yerel özelliğidir. üzerinde mimari formların tercih edilmesi ise Urartularla birlikte olmuştur. Urartu açık hava tapınaklarında görülen Bu makalede seçilen kültürlerin sonuncusu Kilikia kapı biçimindeki nişler bunun birer kanıtıdır. Bölgesidir. Doğu Akdeniz’de yer alan bu bölge, MÖ Urartuluların kaya mezar ve açık hava tapınaklarında 16.yy’dan Geç Antik Döneme kadar birçok kültüre ev sadelik ön plandayken, Demir Çağı’nın diğer bir önemli sahipliği yapmıştır. Bu süreç içerisinde farklı kültürlerin kültürü olan Phryglerde, anıtsal kaya yapılarında etkisi Kilikia Bölgesi’nin mimari anlayışını görkemli cephenin kullanıldığı görülmektedir. Klasik şekillendirmiştir. Bölgede kaya mimarisinin bilinen mimari formlar ve bezemeler ilk olarak Phryg kullanıldığına dair Hellenistik Döneme tarihlendirilen kaya anıtları üzerinde kullanılmışlardır. Phryg kaya önemli kanıtlar bulunmaktadır. Adamkayalar mimarisinde kullanılan alınlıklı cephe, meanderler ve Kabartmaları bölgede bu döneme tarihlendirilen önemli ahşap ile tekstil işçiliğinden yansıyan bezekler bunu kaya anıtlarındandır. Anadolu’da Urartu ve Phryg kanıtlamaktadır. kültürleriyle başlayan anıtsal cephe tasarımına sahip kaya anıtlarının bölgedeki önemli bir örneği olan bu Günümüzde doğadaki en sağlam yapı malzemesi kabartmaların benzer örneklerini Suriye’de karşımıza olan kayanın, kullanıldığına dair kanıtlar birçok bölgede çıkmaktadır. On bir tablonun da bir arada bulunduğu bu karşımıza çıkmaktadır. Özellikle bu çalışmada ele örnek, stilistik detayları ve cephe tasarımlarında bulunan aldığımız Paphlagonia, Lykia, Pontus ve Kilikia mimari elemanları ile bölgenin yerel heykeltraşlığı ile Bölgelerinde anıtsal kaya yapılarına yer verildiği ve bu mimarisini anlamamızda önemli veriler sunmaktadır. kaya anıtlarında mimari formların tercih edildiği görülmektedir. Ana kayanın kullanımının, insanlık tarihi kadar eski olması ve daha sonraları farklı bir misyon kazanarak Paphlagonia Bölgesi, kaya mimarisinde ağırlıklı kullanılmaya başlanması, zamanla Anadolu’nun farklı olarak Phryg kültürünün etkisi görülmektedir. Ayrıca bölgelerinde ve kültürlerinde görülen anıtsal kaya zamanla o bölgede hâkimiyet kuran diğer uygarlıklarında mimarisinin görülmesini sağlamıştır. Bölgelerin etkileşim kültürlerini Paphlagonia Bölgesi sentez halinde anıtsal içerisinde bulunduğu kültürlerin, mimari anlayışlarından kaya mimarisine yansıtmıştır. Kaya mezar ve açık hava yola çıkarak kendi yerel mimari stillerini oluşturduğu tapınaklarında görülen Phryg etkisi alınlık, sütun görülmektedir. Kültürler arasında, etkileşim ve benzerlik başlıklarındaki Pers ve Hellen etkisi bunun en önemli ilişkisi kurulurken bölgelerin kendi yerel özellikleri ve kanıtıdır. Bölgede bu kültürlerin yansıması dışında, yerel etkileşim sonucu oluşturdukları mimari anlayış detaylı mimari anlayışın yansımasını da görmekteyiz. olarak incelenmelidir. Yalnızca kullanılan malzemeden Paphlagonia Bölgesi’nin kaya mezarları cephesinde yola çıkılarak kültürler arası kurulmaya çalışılan ilişki bulunan beş sıra sütun ve bu sütun başlıklarındaki yanlış bir sonuca götürür. Dünyada jeolojik özellikler dörtgen form bölgenin yerel özelliği olarak karşımıza açısından birbirlerine benzeyen coğrafyalarda aynı çıkmaktadır. malzemenin kullanımı kaçınılmazdır.

Anadolu’nun zengin mezar çeşitliliğine sahip olan *Söz konusu kaya anıtları, Mersin Üniversitesi BAP Lykia Bölgesinde, kaya mezar geleneği Phryg Kültürüyle Koordinasyon Biriminin desteğiyle, 2016-2-TP2-1824 kıyasladığımızda iki yüz yıllık bir ardan sonra görülmeye no’lu proje kapsamında incelenmişlerdir. Doğu Dağlık başlamaktadır. Phryg kültürünün anıtsal ve görkemli kaya Kilikia Bölgesindeki kaya anıtlarının cephe tasarımında anıtlarının etkisinin bu bölgede geç karşılaşılması yer alan mimari elemanlar Recep Sezer TAŞKIRAN bölgeler arası etkileşim açısından düşündürücüdür. tarafından yüksek lisans tez çalışması olarak Bölgenin coğrafi yapısı kaya işçiliğinin gelişmesini hazırlanmaktadır. sağlamıştır. Kentin akropolisinde hareketli cepheleri ve birbirleriyle olan bağlantıları sebebiyle adeta bir ölü kenti oluşturulmuştur. Görüntü olarak sivil ahşap yapılarını taklit eden Likya kaya mezarları, adeta yüksek teknik Kısaltmalar beceri ve taş işçiliğinin görsel kanıtıdır. Ancak dış MÖ : Milattan Önce cephede görülen bu çeşitlilik ve tasarıma karşın Lykia MS : Milattan Sonra mezarlarının iç kısımları tam tersine yalın ve basit yy : Yüzyıl yapılmıştır.

Helenistik Dönemde Anadolu’nun önemli krallıklarından birisi olan Pontus Krallığında da kaya

46

Uluslararası Erdemli Sempozyumu 2018

Kaynaklar Olgusunun Yeniden İrdelenmesi, OLBA VIII, 2003, 213-250. 1. M. Özdoğan, Anadolu’nun Tarih Öncesi, Arkeo Atlas, 28-122, 2011. 22. N. Çevik, Anadolu’daki Kaya Mimarlığı Örneklerinin Karşılaştırılması ve Kültürlerarası Etkileşim 2. M. Özdoğan, Anadolu’nun Tarih Öncesi, Arkeo Atlas, Olgusunun Yeniden İrdelenmesi, OLBA VIII, 2003, 28-122, 2011. 213-250. 3. C. B. Aydınbek, Ekolojik Ortamın İnsanın Kültürel 23. N. Çevik, Anadolu’daki Kaya Mimarlığı Örneklerinin Gelişimine Olan Etkileri ve Akdeniz Bölgesi Paleolitiği Karşılaştırılması ve Kültürlerarası Etkileşim Açısından Değerlendirilmesi (Yayınlanmamış Yüksek Olgusunun Yeniden İrdelenmesi, OLBA VIII, 2003, Lisans Tezi), p. 62, 1998, Ankara. 213-250. 4. M. Özdoğan, Anadolu’nun Tarih Öncesi, Arkeo Atlas, 24. N. Çevik, Anadolu’daki Kaya Mimarlığı Örneklerinin 28-122, 2011. Karşılaştırılması ve Kültürlerarası Etkileşim 5. M. Özdoğan, Anadolu’nun Tarih Öncesi, Arkeo Atlas, Olgusunun Yeniden İrdelenmesi, OLBA VIII, 2003, 28-122, 2011. 213-250. 6. M. Özdoğan, Anadolu’nun Tarih Öncesi, Arkeo Atlas, 25. N. Çevik, Anadolu’daki Kaya Mimarlığı Örneklerinin 28-122, 2011. Karşılaştırılması ve Kültürlerarası Etkileşim 7. K. Schmidt, Göbekli Tepe, Arkeo Atlas, 64-65, 2011. Olgusunun Yeniden İrdelenmesi, OLBA VIII, 2003, 213-250. 8. S.Çilingir, Hitit Tapınak Kentleri (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), p.127-131, 2011, İzmir. 26. T. Işıklar, Frig Yontu Sanatı ve Etkileşimleri. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Dokuz Eylül 9. N. Çevik, Anadolu’daki Kaya Mimarlığı Örneklerinin Üniversitesi, p. 54, 2008, İzmir. Karşılaştırılması ve Kültürlerarası Etkileşim Olgusunun Yeniden İrdelenmesi, OLBA VIII, 2003, 27. N. Çevik, Anadolu’daki Kaya Mimarlığı Örneklerinin 213-250. Karşılaştırılması ve Kültürlerarası Etkileşim Olgusunun Yeniden İrdelenmesi, OLBA VIII, 2003, 10. K. Köroğlu, Doğu Anadolu’da Kaya Mezar 213-250. Gelenekleri, Arkeo Atlas, 2011, 470-472. 28. F. Işık, Uygarlık Anadolu’da Doğdu, İstanbul, 2012. 11. N. Çevik, Anadolu’daki Kaya Mimarlığı Örneklerinin Karşılaştırılması ve Kültürlerarası Etkileşim 29. F.E. Dökü, Paphlagonia Bölgesi Kaya Mezarları ve Olgusunun Yeniden İrdelenmesi, OLBA VIII, 2003, Kaya Tapınakları (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), 213-250. 2008, Antalya. 12. N. Çevik, Anadolu’daki Kaya Mimarlığı Örneklerinin 30. F.E. Dökü, Paphlagonia Bölgesi Kaya Mezarları ve Karşılaştırılması ve Kültürlerarası Etkileşim Kaya Tapınakları (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Olgusunun Yeniden İrdelenmesi, OLBA VIII, 2003, 2008, Antalya. 213-250. 31. F.E. Dökü, Paphlagonia Bölgesi Kaya Mezarları ve 13. N. Çevik, Anadolu’daki Kaya Mimarlığı Örneklerinin Kaya Tapınakları (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Karşılaştırılması ve Kültürlerarası Etkileşim 2008, Antalya. Olgusunun Yeniden İrdelenmesi, OLBA VIII, 2003, 32. N. Çevik, Anadolu’daki Kaya Mimarlığı Örneklerinin 213-250. Karşılaştırılması ve Kültürlerarası Etkileşim 14. N. Çevik, Anadolu’daki Kaya Mimarlığı Örneklerinin Olgusunun Yeniden İrdelenmesi, OLBA VIII, 2003, Karşılaştırılması ve Kültürlerarası Etkileşim 213-250. Olgusunun Yeniden İrdelenmesi, OLBA VIII, 2003, 33. N. Çevik, Anadolu’daki Kaya Mimarlığı Örneklerinin 213-250. Karşılaştırılması ve Kültürlerarası Etkileşim 15. O. Belli, Anıtsal Kaya Kapıları, Arkeo Atlas, 455-456, Olgusunun Yeniden İrdelenmesi, OLBA VIII, 2003, 2011. 213-250. 16. N. Çevik, Anadolu’daki Kaya Mimarlığı Örneklerinin 34. H. İşkan – N. Çevik, Tlos 1997, XVI.AST 1996, 423- Karşılaştırılması ve Kültürlerarası Etkileşim 442, 1998. Olgusunun Yeniden İrdelenmesi, OLBA VIII, 2003, 35. H. İşkan – N. Çevik, Tlos 1997, XVI.AST 1996, 423- 213-250. 442, 1998. 17. T. Sivas, Eskişehir’den İki Yeni Phryg Kaya Mezarı, 36. N. Çevik, Anadolu’daki Kaya Mimarlığı Örneklerinin Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi Cilt:1, Karşılaştırılması ve Kültürlerarası Etkileşim 123-133, 1999. Olgusunun Yeniden İrdelenmesi, OLBA VIII, 2003, 18. F. Işık, Uygarlık Anadolu’da Doğdu, p. 275-276, 213-250. İstanbul, 2012. 37. N. Çevik, Anadolu’daki Kaya Mimarlığı Örneklerinin 19. E. Akurgal, Anadolu Kültür Tarihi, p. 269, Ankara, Karşılaştırılması ve Kültürlerarası Etkileşim 1997. Olgusunun Yeniden İrdelenmesi, OLBA VIII, 2003, 213-250. 20. F. Işık, Uygarlık Anadolu’da Doğdu, p. 276, İstanbul, 2012. 38. R. Fleischer, The Rock-Tombs on the Pontian Kings in Amaseia (Amasya), (Yayınlanmamş Bildiri Metni), 21. N. Çevik, Anadolu’daki Kaya Mimarlığı Örneklerinin 2009. Karşılaştırılması ve Kültürlerarası Etkileşim

47

Uluslararası Erdemli Sempozyumu 2018

39. Strabon, “Geographika” Antik Anadolu Coğrafyası, 2009, İstanbul. 40. S. Durugönül – Ü. Aydınoğlu – W. Held, Kilikia Adının Kökeni ve Bölgenin Önemi Üzerine Notlar, Mersin Arkeolojik Kazıları ve Araştırmaları, 2015, 7-9. 41. S. Durugönül – S. Ozaner, Adamkayalar (Kilikia) Kabartmalarının Arkeolojik ve Morfolojik Değerlendirilmesi ve Korunmasına İlişkin Öneriler, AST 1, 1992, 527-546. 42. S. Durugönül, Die Felsreliefs im Rauhen Kilikien, BAR Int. Ser. 511, 1989. 43. S. Durugönül – S. Ozaner, Adamkayalar (Kilikia) Kabartmalarının Arkeolojik ve Morfolojik Değerlendirilmesi ve Korunmasına İlişkin Öneriler, AST 1, 1992, 527-546. 44. S. Durugönül, Die Felsreliefs im Rauhen Kilikien, BAR Int. Ser. 511, 1989.

Fig. 1 Göbeklitepe (Alıntı Yeri: WordPress.com) Fig. 2 Hitit Yazılıkaya Açıkhava Tapınağı (Alıntı Yeri: Wikimedia.org)

Fig. 3 Urartu Harita Fig. 4 Urartu Açıkhava Tapınağı

(Alıntı Yeri: touringturkey.com) (Alıntı Yeri: Arkeo Atlas, 2011)

48

Uluslararası Erdemli Sempozyumu 2018

Fig. 5 Urartu Kaya Mezar Örnekleri (Alıntı Yeri: Arkeo Atlas, 2011) Fig. 6 Phrgia Harita (Alıntı Yeri: touringturkey.com)

Fig. 7 Phrgia Kaya Mezar Örneği Fig. 8 Phrgia Yazılıkaya Açıkhava Tapınağı

(Alıntı Yeri: atlasdergisi.com)

Fig. 9 Paphlagonia Bölgesi Harita

(Alıntı Yeri: Wikipedia.org)

Fig. 10 Paphlagonia Bölgesi Kaya Mezar Örneği

(Alıntı Yeri: (Dökü 2008, 121-127)

49

Uluslararası Erdemli Sempozyumu 2018

Fig. 11 Lycia Bölgesi Harita Fig. 12 Lycia Bölgesi Kaya Mezar Mimarisi (Alıntı Yeri: Wikipedia.org) Myra Örneği (Alıntı Yeri: Wikipedia.org)

Fig. 13 Amaseia Kaya Mezarları Myra Örneği Fig. 14 Kilikia Bölgesi Coğrafi ve Bölgesel Sınırlar (Alıntı Yeri: tarihhaber.net)

Fig. 15 Adamkayalar Kabartmaları Fig. 16 Adamkayalar Kabartmaları

50