İstanbul Maarif Sicilleri'nde Gınâ-Mûsiki
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
t s RAST MÜZİKOLOJİ DERGİSİ | Kış 2020, 8(2) RAST MÜZİKOLOJİ DERGİSİ | Kış 2020 Vol.8 No.2 a r İstanbul Maarif Sicilleri’nde gınâ-mûsiki muallimlerine ait biyografiler (1894-1931) Nuri Güçtekin* Sorumlu Yazar: *T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, İstanbul, Türkiye Email: [email protected], https://orcid.org/0000-0001-6115-5979 Özet İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Zeytinburnu Sicil Arşivi’ndeki 627 personele ait Osmanlıca (eski Türkçe) sicil dosyası ışığında ele alınan Maariften Milli Eğitime İstanbul Sicilleri (1878-1965) isimli üç ciltlik eser, aynı zamanda eğitimciler için yayımlanmış ilk bibliyografya özelliğini de ihtiva etmektedir. Bu çalışmada ise neşredilen eser ışığında, Osmanlı Devleti’nin son dönemi ile Cumhuriyetin ilk on yılına ait olmak üzere, İstanbul’daki ilk, orta ve lise kademesindeki resmî ve genel eğitim kurumlarında Gınâ, Gınâ-Mûsikî, ya da Mûsikî muallimi olarak devlet hizmetinde istihdam edilmiş olan 23 eğitimcinin biyografilerine yer verilmiştir. Yeni belge, bilgi ve bulgularla Türk Mûsikî Tarihi ve mekteplerdeki Gınâ/ Mûsikî eğitimi hakkında literatüre katkı sağlanmaya çalışılmıştır. Anahtar kelimeler gınâ-mûsikî muallimi, türk mûsikî tarihi, gınâ-mûsikî eğitimi, faize ergin, laika karabey, kirkor mehteryan, kirkor çulhayan, arif hikmet bey Osmanlı Devleti’nin klasik dönem sukutu Osmanlı Devleti’nin kendi temel eğitim kurumu medreselerdi. medeniyeti çerçevesinde kurumlarını Kuruluş ve gelişme dönemlerinde, yenileyemeyen başka yerlerden ithalat bulundukları devir itibariyle başarılı yaparak yeni kurumlar ortaya koyan bir olan medreseler Osmanlı Devleti’nin devlet olmasına sebep olmuştur. dünya devleti olmasında önemli rol oynamışlardı. Osmanlı Devleti’nin Eğitimde ilk batılılaşma hareketleri, Avrupaî tarzda reformlara tabi özellikle askerî alanda başlayan tutulduğu Tanzimat döneminde, yenilgilere bağlı olarak durumu tesine yöneticilerin Batılı eğitim kurumları çevirmek için yapılan girişimler tercih etmesinin yanında, Avrupaî sonucunda, 1776-1839 yılları arasında modelde yeni açılımların yapıldığı sırada yapılmıştır. 1773 yılında deniz subayı alternetifler üretemeyen medreselerin yetiştirmek için Mühendishane-i Bahri-i yetersizliği ve eski konumlarını Hümayun ve 1793 yılında kara subayı koruyamaması önemli rol oynamıştır. yetiştirmek için Mühendishane-i Berri-i Bu süreç ilk, orta ve lise seviyesinde Hümayun açılmıştır. 1827 yılında olduğu gibi, Üniversite kademesinde Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i de Avrupaî tarzda kurumların Mamure ve 1834 yılında Mekteb-i açılması ile neticelenmiştir (Arslan, Ulum-i Harbiye adıyla subay okulu 2004). Bir anlamda medreselerin açılmıştır (Kaçar, 1996). Bu kurumlar 2412 Güçtekin, N. RAST MÜZİKOLOJİ DERGİSİ | Kış 2020, 8(2) bir anlamda Osmanlı’nın batıya açılan yıkılışına kadar devam etmiştir ilk pencereleri olmakla beraber diğer (Güçtekin, 2015:62-65). yandan Fransız Kültürü ve dilinin Osmanlı Devleti’nde nüfuz etmeye başladığı ilk Bu nizamnamenin 29. Maddesinde; Kız müseseseler olmuşlardır. Bundan sonra Rüşdiye Mekteplerinin tahsil süresinin eğitim alanında yapılan her yenilikte bu dört sene olduğu ve talim olunacak etki kendini gösterecektir. dersler içinde “mûsikî” mecburi değildir ibaresiyle yer almıştır. 69. ve 70. 1838 yılının Haziran ayında kurulan maddelerinde de Dârülmuallimât Sıbyan Meclis-i Umûr-i Nâfia ile sıbyan ve Rüşdiye Şubesi’nde talim edilecek (mahalle), rüşdiye ve mekâtib-i aliye dersler içinde “mûsikî” dersi de yer (yüksek) olmak üzere üç aşamalı bir almıştır (BOA, Y.EE, 112/6). Böylece ilk yapı kurulmaya çalışılmak istenmiştir. kez mûsikî dersi, müfredat programına Amaçlanan sistem kurulamadığı gibi dâhil olmuştur. sıbyan mekteplerinin ıslahı ile rüşdiye mekteplerinin yaygınlaştırılmasında İstanbul’daki resmî ve özel eğitim başarısız olunmuştur. 1845 yılında kurumlarda, 1870-1908 yılları arasında önce Meclis-i Maarif ardından 20 Nisan mûsikî dersi verilmiştir. Fakihe Hanım, 1857’de Maarif Nezareti oluşturulmuştur 23 Eylül 1883’den 29 Nisan 1887’e (Akyıldız, 1993:249-258). 10 Şubat kadar piyona dersinin kaldırılmasına 1864’te Meclis-i Maarif ikiye bölünerek kadar İstanbul Dârülmuallimâtı Piyano biri özel okullar idaresi diğeri genel muallimeliği yapmıştır (Personel Sicil okullar idaresi olmuştur. Bu yapıya 1865 No: 522). Kirkor Mehteryan, 1894-1914 yılında Tercüme Dairesi eklenmiştir. yılları arasında Ermeni Mektepleri’nde Böylece yapılan düzenlemelerle eğitim 20 yıl gınâ ve nota muallimliği yapmıştır müesseseleri ve teşkilatı tamamen devlet (Personel Sicil No: 536). İsmail Hakkı Bey kontrolünde ve merkezden planlanan (1866-1927), 1902-1905 yılları arasında devlet kurumları haline gelmişlerdir. Kadıköy’de Belediye Caddesinde eğitim veren Darülirfan Mektebi’nde mûsikî 1 Eylül 1869 tarihli Maarif-i Umumiye muallimi olarak görev yapmıştır. Bu Nizamnamesi ile Osmanlı Devleti’nde okulda mûsikî dersleri; haftada 2 saat eğitim ilk kez genel ve sistemli hale seçmeli ders olmak üzere dersler gelmiştir. Bu zamana kadar kurulmuş bittikten sonra akşamları okutulmuştur olan ve kurulması düşünülen okullar, (Mükâfat Cetveli, 1902, 3-4). Zekâi bir eğitim sistemi çerçevesinde Dede Efendi (1825-1897), 1883-1897 teşkilatlandırılmıştır. İlk defa vilayetlerde yılları arasında vefat edinceye kadar Maarif teşkilatı kurulmuştur. Mekâtib-i Darüşşafaka Mektebi’nde 14 yıl meşk Umumiye yani resmî mektepler, sıbyan sistemine dayalı mûsikî muallimliği (daha sonra ibtidâi), rüşdiye, idadî, yapmıştır (Özcan, 2013:195-196). Ondan sultaniye ve yüksekokul olarak beş kısma sonra vazifeyi devralan oğlu Ahmet Irsoy ayrılırken; Mekâtib-i Hususiye yani özel (1869-1943), 1897-1943 yılları arasında mektepler Müslüman, gayrimüslim ve 45 yıl mûsikî muallimi olarak görev yabancılar tarafından açılan okullar yapmıştır (Özcan, 1999:131-133). Bu olmak üzere üç kısma ayrılacaktır. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ele oluşturulan yapı Osmanlı Devleti’nin alınan dönemde İstanbul’da batılı tarzda 2413 İstanbul Maarif Sicilleri’nde gınâ-mûsiki muallimlerine ait biyografiler (1894-1931) RAST MÜZİKOLOJİ DERGİSİ | Kış 2020, 8(2) sistemli mûsikî dersleri verebilecek yılları arasında Türk mûsikîsinin özellikle eğitim kurumları olsa da, taşra da ve zenginlerin ve üst tabakanın rağbeti örgün eğitim kurumlarında mûsikî dersini sonucunda gelişme göstermiştir. Bu talep eden bir kitle henüz yoktur. Dersin dönemde mûsikî dersleri, konserleri, seçmeli olması yanında, verilen emeğin gece programları, okul sayıları ve maddi ve manevi getirisi çok azdır. faaliyetleri artmıştır. Türk mûsikîsinin bu Bu dönemde diğer önemli eksiklikte, gelişimi, I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla mûsikî dersi verebilecek eğitimcinin sona ermiştir. Savaş dönemin çetin yetişebileceği cemiyet ve müesseselerin şartları, her alanda etkisini göstermiştir. talep görmemesiyle beraber maddi Bundan Türk mûsikîsi de nasibini almıştır olanaksızlıklar dolayısıyla henüz tesis (Güçtekin, 2015:43). edilememiş olmasıdır. Türk mûsikîsinin rağbet görmesinin 23 Temmuz 1908’de Meşrutiyetin ilan neticesinde, Mûsikî dersi “Gınâ” adıyla edilmesiyle birlikte Osmanlı’da tüm tüm okullarda müfredatın bir parçası toplum kesimleri hızlı bir örgütlenme haline gelmesinde etkili olmuştur. 6 sürecine girmişlerdir. Yüzlerce dernek Ekim 1913’te Tedrisat-ı İbtidâiye Kanun-ı kurulmuş ve yayınlar çıkartılmıştır. Muvakkati ile ilkokullar üç yıldan altı II. Meşrutiyet öncesinde; Enderûn, yıla çıkarılmıştır. İlköğretimde verilecek Mevlevihane, Mehter ve Muzıka-i dersler arasında her sınıfta 1’er saat Hümâyun’a bağlı dersliklerde görülen olmak üzere haftada altı saat Gınâ dersi sistemli mûsikî dersleri ilk kez II. yer almıştır (Düstûr, 1913). 1915 yılında Meşrutiyet sonrasında açılan musiki Mekâtib-i Sultaniye Ders Programı’nda cemiyetleri ve mekteplerinde verilmiştir. 6. 7. ve 8. sınıflarında 1’er saat olmak 1908 yılında mûsikî alanında açılan üzere üç saat Gınâ dersi ilave edilmiştir Dârülmûsikî-i Osmanî Cemiyeti; Osmanlı (Maarif-i Umumiye Nezareti Telif ve Devleti’nde ilk kurulan mûsikî cemiyetidir. Tercüme Dairesi, 1915:70) Türk mûsikî üstatları ve mûsikî sevenler ilk kez Dârülmûsikî-i Osmanî Cemiyeti Bu dersleri tedris edecek muallimlere çatısı altında toplanmıştır. Kısa bir süre mekteplerde okutmak için Gınâ/Mûsikî sonra 1909 yılının Mart ayında İsmail ders kitapları hazırlanmıştır. Böylece Hakkı Bey bu cemiyetten ayrılarak mûsikînin okullar kanalıyla tüm ülkeye Mûsikî-i Osmanî Cemiyeti’ni kurmuştur. yayılması sağlanmıştır. Ders saatinin Böylece II. Meşrutiyet Dönemi’nde mûsikî artması ve zorunlu olması beraberinde bu faaliyetleri bu iki cemiyet aracılığıyla dersleri verebilecek öğretmen sorununu sürmüştür. 1910 yılında Mûsikî-i Osmanî doğurmuştur. Osmanlı Devleti’nde Gınâ/ Cemiyeti, 1912 yılında da Dârülmûsikî-i Mûsikî muallim ya da muallime yetiştiren Osmanî Cemiyeti faaliyetlerine son bir müessese olmaması dolayısıyla, vererek okul haline gelmişlerdir. Bu yıllar mevcut açık Maarif Nezareti’nce içinde bu cemiyetler; ücretli mûsikî dersi açılan müsabaka imtihanları ya da vermişler, İstanbul’da konser, eğlence ve Tedrisat-ı İbtidâiye Meclisi huzurunda müsamere düzenlemişlerdir. Ayrıca bu yapılan imtihan neticesinde muallim dönemin önemli ve ya zengin kişilerinin ya da Gınâ/Mûsikî muallimeliği maddi desteği ile faaliyetlerini devam ehliyetnamesi alanların mekteplerde ettirmeye çalışmışlardır. 1912-1914 istihdam edilmesiyle çözümlenmiştir. 2414 Güçtekin, N. RAST MÜZİKOLOJİ DERGİSİ | Kış 2020, 8(2) Her vilayet ihtiyaç duyduğu branş ve Arşivi’ndeki 627 personele ait Osmanlıca dersten ehliyetname imtihanı açmıştır. (eski Türkçe) sicil dosyası ışığında ele İstanbul’daki mektepler