T.C SELÇUK ÜN ĐVERS ĐTES Đ SOSYAL B ĐLĐMLER ENST ĐTÜSÜ GAZETEC ĐLĐK ANAB ĐLĐM DALI

KONYA V ĐLAYET GAZETES Đ

YÜKSEK L ĐSANS TEZ Đ

Danı man Yrd.Doç.Dr. Bünyamin AYHAN

Hazırlayan Mehmet AKYÜZ

KONYA–2009

i ĐÇĐNDEK ĐLER

ĐÇĐNDEK ĐLER ...... I ÖNSÖZ ...... V ÖZET ...... VI SUMMARY ...... VII GĐRĐ ...... 1

I. BÖLÜM KONYA V ĐLAYET GAZETES Đ'N ĐN K ĐML ĐK B ĐLG ĐLER Đ VE TEKN ĐK YÖNÜ

1.Konya Vilâyet Matbaası ...... 12 2.Gazetenin Kimlik Bilgileri ...... 15 2.1 Gazetenin Kurulu u ve Đsmi ...... 15 2.2 Gazetenin Dili ...... 16 2.3 Gazetenin Sahibi ...... 16 2.4 Gazetenin Yazar Kadrosu ...... 16 2.4.1 Ebubekir Hâzim Tepeyran ...... 17 2.4.2 Mehmet Galip ...... 18 2.4.3 Seyyid Mehmet Celâleddin ...... 18 2.4.4 Hamdizâde Mahbub ...... 18 2.4.5 Tophaneli Sabri Bey ...... 19 2.4.6 Halil Kâzım Hüsnü ...... 19 2.4.7 Abdülkadir Erdo ğan ...... 19 2.4.8 Naci Fikret Ba tak ...... 20 2.4.9 Muzaffer Hamid ...... 20 2.4.10 Server Rıfat Đskit ...... 21 2.4.11 Yusuf Mazhar ...... 21 2.5 Ücret Bilgileri ve Abonelik Sistemi ...... 21 2.6 Basım Yeri ve Đdarehanesi ...... 22 2.7 Tirajı ve Gelir Kaynakları ...... 23 3. Teknik Özellikler ...... 24 3.1 Sayfa, Sütün ve Ebadı ...... 24 3.2 Mizanpajı ...... 25

i II. BÖLÜM GAZETEN ĐN ÇIKI AMACI VE YAYIN POL ĐTĐKASI

1. Amacı, Yayın Politikası, Đnceledi ği Konular ve Koleksiyonları ...... 28 1.1 Amacı, Yayın Politikası ...... 28 1.2 Đnceledi ği Konular ...... 31 1.3 Koleksiyonları ...... 35 2. Dönemin Olaylarının Gazeteye Yansımaları ...... 36 2.1 Đç Olaylar ...... 37 2.2 Dı Olaylar ...... 41 III. BÖLÜM KONYA V ĐLAYET GAZETES ĐNE GÖRE KONYA 1.Ekonomi ...... 44 2. E ğitim ...... 52 3. Sa ğlık ...... 56 4. Adli Vakalar ...... 59 5. Tabii Felaketler ...... 60 6. Sosyo-Kültürel Hayat ...... 61 7.Gazete’nin Di ğer Gazetelerle Olan Đli kisi ...... 63 8. Đlânlar ...... 64 SONUÇ ...... 67 KAYNAKÇA ...... 70 EKLER ...... 74

ii T.C. SELÇUK ÜN ĐVERS ĐTES Đ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlü ğü

BĐLĐMSEL ET ĐK SAYFASI

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel eti ğe ve akademik kurallara özenle riayet edildi ğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranı ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunuldu ğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalı mada ba kalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldı ğını bildiririm.

Öğrencinin Adı Soyadı Mehmet AKYÜZ Đmza

iii T.C. SELÇUK ÜN ĐVERS ĐTES Đ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlü ğü

YÜKSEK L ĐSANS TEZ Đ KABUL FORMU

10. Mehmet Akyüz tarafından hazırlanan Konya Vilâyet Gazetesi ba lıklı bu çalı ma ……../……../…….. tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirli ği/oyçoklu ğu ile ba arılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmi tir.

Ünvanı, Adı Soyadı Ba kan Đmza Ünvanı, Adı Soyadı Üye Đmza Ünvanı, Adı Soyadı Üye Đmza

iv ÖNSÖZ

Osmanlı Devleti’nde ilk basın faaliyetleri Đstanbul merkezli olmu tur. Devletin yapmak istedi ği ıslahatları, halka vasıtasız anlatma amacıyla Takvim-i Vekayi, çıkarılmı ancak, etkisi daha çok, Đstanbul ve çevresine münhasır kalmı tır. Bu etkiyi yaymak için 1864 yılında Vilâyet Nizamnâmesi yayınlanmı tır. Osmanlı idari yapısında bir çok yenili ğe imza atan bu nizamname, Osmanlı Devleti basın ya amında da bir yenili ği ba latmı , hakimiyet altında buluna balkan toprakları, Orta Do ğu ve Anadolu'da, vilâyet merkezli gazeteler çıkarılmaya ba lanmı tır. Resmi gazete hüviyetindeki bu yayınlar, yayınlandıkları ilin ilk gazeteleri olmu tur. Bu gazetelerden biri de Konya Vilâyet Gazetesi’dir.

Vilâyetlerdeki, sosyo-ekonomik, siyasi ve kültürel olaylarının aydınlatılmasında önemli bir yere sahip olan vilâyet gazeteleri üzerinde yapılan ara tırmaların sayısı çok azdır. Konya vilâyetine ba ğlı, , , , Ni ğde, Aksaray, Karaman'da da yayınlanıyor olması sebebiyle önemi daha da artan Konya Vilâyet Gazetesi, iyi analiz edilmelidir. Çalı ma, bu alandaki eksikli ğin giderilmesine katkıda bulunmak ve dönemin anla ılmasını sa ğlamak amacıyla gerçekle tirilmektedir.

Bu dü üncelerle öncelikle beni böylesine önemli bir konu üzerinde çalı maya sevk eden ve çalı mamda maddî ve manevî katkılarını esirgemeyen saygıde ğer hocam Yrd. Doç. Dr. Caner ARABACI'ya olan duygularımı kelimelerle ifade etmek mümkün de ğildir.

Ayrıca, çalı mamın her a amasında beni yönlendiren, verdikleri fikirlerle çalı mamın ekillenmesinde önemli rol oynayan saygıde ğer hocalarım Yrd. Doç. Dr. Bünyamin AYHAN, Yrd. Doç. Dr. Hakan AYDIN’a, metin okumalarında yardımlarını esirgemeyen ve eski harfleri okumada ders aldı ğım Musa KARAO ĞLU’na, çalı ma süresince manevî desteklerini esirgemeyen, ba ta sevgili e im Aslıhan Ülkü AKYÜZ, çalı mamı, meraklı gözlerle seyreden biricik o ğlum ükrü Furkan AKYÜZ ve aileme, arkada larım Ahmet Han HORASAN, Mustafa L ĐMONCU’ya, gerekli dokümanların toplanması a amasında yardımlarını esirgemeyen ve akademik hayatımın ekillenmesinde büyük katkısı olan Yusuf BAYDAR’a olan borcum te ekkürün ötesindedir.

v

ÖZET Vilâyet gazeteleri yayınlandıkları ilin ilk gazeteleri olmu ve yayınlandıkları ilde halkın fikrî seviyesinin geli mesi ve her türlü medeni geli meden haberdar edilmesi ve e ğitim görevini yerine getirmi lerdir. Ara tırmanın konusu olan Konya Vilâyet Gazetesi çok uzun soluklu bir geçmi e sahiptir (1869-1932). Konya’da yerel gazetecili ği, uzun süre tek ba ına Konya Vilâyet Gazetesi temsil etmi tir. Ara tırmada; Osmanlı Devletinde ilk basın faaliyetleri, ilk gazeteler ve Osmanlı Devleti’nde çıkan vilâyet gazeteleri ve özelliklerine de ğinilmesinin ardından birinci bölümde Konya Vilâyet Gazetesi’nin kimlik bilgileri ve teknik yönü, ikinci bölümde gazetenin çıkı amacı ve yayın politikası, son bölümde ise Konya Vilâyet Gazetesi’nde yayınlanan haberler de ğerlendirilmi ve Konya’nın sosyo-kültürel ya amına, gazetenin katkıları incelenmi tir.

vi SUMMARY Province newspapers were the first newspaper in the province they were published and fulfilled the mission to develop the ideological level of community, inform people about any recent development and educate them. Newspaper, the subject of this study, has also a long past (1869-1932). Konya Province Newspaper, had been the only representative of local media in Konya for a long time. In this study, after touching on the first media activities, first newspapers and Province Newspapers and their features in Ottoman State, in first section Identification and technical features of Konya Province Newspaper, in second section the mission of this publication and publication policy and in last section the news published in Konya Province Newspaper is evaluated and any possible contributions to Konya’s socio- cultural life of Konya is examined.

vii GĐRĐ

Basın haberleri ve fikirleri toplama, de ğerlendirme, ileme ve bunları ba kalarına ileterek kamuoyu olu turmayı mümkün hale getiren yazılı kitle haberle me aracıdır (Đnu ğur, 1993: 32). Basın, ekonomik olarak bir sektörün de adıdır. Basımcılık, yani matbaacılık da böyle bir sektörün olu masına imkân tanımı tır. Bu ba ğlamda Osmanlı basınını incelerken öncelikle matbaa ve matbaacılı ğa da kısaca de ğinmek gerekmektedir. Matbaacılık, basma, yani bir kalıp ve boya vasıtası ile bir eklin bir satıh üzerine çok miktarda kopyasının çıkarılması tekni ği ve bu tekni ğin kitap meydana getirmede kullanılmasıdır (Đnu ğur, 1993: 46). Matbaa sektörünün olu umuna dair batılı kaynaklar her ne kadar Juhannes Gutenberg’i kaynak olarak gösterseler de bu sektörün ilk olu umları do ğuda, Asya kıtasında ba lamı tır. MS. VIII. yy. Uygurlara ait tahta hurufat kalıplarının varlı ğı malûmdur. Yine 1041 yılında Çinli demirci Pi-eng kitap basmak için madeni hurufat takımı imal etmi tir (Đnu ğur, 1993: 48). Uygurların ba lattı ğı bu süreç, Uygurların kültürel de ğerlerini alıp Almanya yakınlarına kadar ta ıyan Mo ğollarla devam etmi tir. Rönesans sürecinde de matbaa sektörü Avrupa’da geli im göstermi tir. Bu sektör, geli im itibariyle bugünkü modern dünyaya Avrupa’dan yayılım göstermi tir. Matbaanın Avrupa’daki öncüsü olan Juhannes Gutenberg, Faust isimli bir zenginle ortak bir matbaa kurar. Bu matbaada basılan ilk kitap, her sahifesi 42 satırlık “Mezamir Đncili” dir (Đnu ğur, 1993 : 50-51). Osmanlı’da ilk basımevi Gutenberg’in Avrupa’da 1455’te ilk kitap olarak Đncil’i basmasından kırk yıl sonra kurulmu tur. Đspanya’dan uzakla tırılan Yahudilerden bazıları Osmanlı ülkesine sı ğınırken, ilk basımevini yanlarında getirmi lerdir. Basımcı David ve Samuel karde ler, Hazreti Musa’nın Be Kitap adlı kutsal kitabını, 1494’te Đstanbul’da basmı lardır. Birkaç yıl sonra da Selânik, Halep, Edirne kentlerinde ba ka Musevi basımevlerinin kurulu u izlemi tir. Yine Đstanbul’da 1587’de Ermeni, 1627’de Rum basımevleri kurulmu tur. 1494– 1729 yıllan arasında azınlıklar ve yabancı misyonlarca Türkiye’de açılan basımevi

1 sayısının 37’yi buldu ğu sanılmaktadır. Ancak eldeki bilgilere göre Osmanlı’daki basımevlerinin hiçbirisinde Türkçe baskı yapılmamaktadır (Girgin, 2001: 2). Osmanlı, devlet olarak erken tanı tı ğı matbaa teknolojisini, batı toplumlarının oldukça gerisinden takip etmi tir. Ayrıca matbaanın, Osmanlı topraklarına erken girmesine ra ğmen, Müslümanlar arasında geç yer edinmesi gazetecili ğe geç ba lanılmasının temel nedenlerinden biridir. Osmanlı toplumu matbaaya ba langıçta oldukça olumsuz bir bakı açısı geli tirmi tir. Bu olumsuz bakı açısının nedenleri; kitapların Avrupa’da basılıp do ğuda satılması, kutsal kitapların ayak altına dü ece ği korkusu, hat sanatının geli mi olması, ekonomik olarak var olan zorluklar ve sosyo- psikolojik durum olarak sıralanabilir (Ayhan, 2007: 277). Osmanlı Devleti’nde Türkçe harflerle ilk kitap basımı 1727’de gerçekle tirilebilmi lerdir. 1727 yılında ilk Türkçe kitabı basma erefine eri en Đbrahim Müteferrika (1674–1745), 1719’da hazırladı ğı im ir üzerine oyma bir Marmara haritası kli esini, Sadrazam Damat Đbrahim Pa a’ya sunmu tur. Bu kli enin üzerinde “Benim devletlû efendim, eğer fermanınız olursa daha büyükleri yapılır, sene 1132/1719” ibaresi yazılıdır. Bu sanatından dolayı o zaman kendisine (Basmacı) “ Đbrahim A ğa” denilmi tir. Basımevi konusunda Đbrahim A ğa’yı destekleyen ki i, Yirmi Sekiz Çelebizâde Sait Efendi’dir. Sait Efendi, (divan efendisi sıfatıyla) babasıyla birlikte Paris’e gitmi , Batı medeniyetinin ilerleyi ini, basım tekniklerini ve bunun yararlarını yerinde görmü tür. Dört yıl kalıp, 1724’te Đstanbul’a dönünce matbaayı kurmak için çabalara giri mi ve önceden tanıdı ğı, Dergâh-ı Ali müteferrikalarından tercüman Đbrahim Efendi’yi kendine yardımcı ve ortak seçmi tir (Đnu ğur, 1993 : 153-154). Đbrahim Müteferrika 1726 tarihinde matbaacılı ğın gereklili ği, önemi ve faydası üzerine Vesiletü’t-Tabaa adıyla bir risale yazmı , Damat Đbrahim Pa a’ya sunmu tur. Sait Çelebi ile anla tıktan sonra bir dilekçe ile matbaa ruhsatını, bunun için eyhülislam fetvasıyla birlikte Padi ahtan da bir ferman istemi tir. Alınan fetva ile özellikle hattatların sektörüne zarar vermemek için pozitif bilimler ile ilgili eserlerin kitap halinde basılmasına müsaade edilmi tir. Bu ekilde hattatlar da dinî içerikli kitapları yazmaya devam edeceklerdir. Böylece, Darüt-Tıbaatü’l Amire adı verilen ilk basımevi, Đbrahim Müteferrika’nın Sultan Selim semtindeki evinin altında kurulmu tur (Đnu ğur, 1993 : 155).

2 Müteferrika Matbaası adını ta ıyan bu matbaada, 1745 yılında Müteferrika’nın ölümüne kadar ço ğu tarih, co ğrafya, gramer ve lügat türünde olmak üzere toplam 17 kitap basılmı tır. Bu ilk basım evinde basılan kitaplar unlardır: Kitab-ı Lügat-ı Vankulu, Tuhfetu’l Kibar fi Esfari’l-Bihâr, Tarih-i Mısr-ı Kadîm ve Mısr-ı Cedîd, Kitab-ı Đklim-i Cedid, Tarih-i Timur Gürgan, Füyûzat-ı Mıknatisiye, Cihannümâ, Tarih-i Naimâ, Gül en-i Hulefa, Lisanü’l-Acem, Ahval-i Gazavat der Diyar-ı Bosna, Asım Tarihi, Tarih-i Ra id, Takvimü’t-Tevarih, Tarih-i Seyyah der Beyan-ı Zuhur-ı A ğnaviyân ve Sebeb-i Đnhidam-ı Bina-yı Devlet-i ahan-ı Safeviyan, Usûl-ü Hikem fi Nizamü’l- Ümem, Grammaire Turque ou Methode Courte et Facile peur apprendre La Lanque Turque. Müteferrika’nın matbaasını, 1795’te “Mühendishane Matbaası” ile 1802’de kurulan “Üsküdar Matbaası” takip eder (Đnu ğur, 1993 : 156-161). Matbaacılı ğın geli mesine asıl etkiyi, gazeteler yapmı tır. Basının geli mesi hem birçok matbaanın kurulmasına ön ayak olmu , hem okuyucu yeti tirmeye etki etmi , hem de kitap ekleri verip ilanlarını yayınlayarak yayıncılı ğın, dolayısıyla da matbaacılı ğın geli mesine büyük katkılar sa ğlamı tır. Basının geli mesine önayak olmu Osmanlı’daki ilk matbaa, Takvimhâne-i Amire’dir. II. Mahmut tarafından Takvim-i Vekayi’yi basmak üzere kurulmu tur. 1864’te Topkapı Surları içindeki bir binaya ta ınmı ve Matbaa-i Amire adıyla Cumhuriyet dönemine kadar burada hizmet görmü tür (Đnu ğur, 1993 : 164). Osmanlı’da ilk gazete çıkaran kesim, ülke içindeki yabancı devlet sefaretleri ve azınlıklar olmu tur. Osmanlı’da ilk gazete bilindi ği kadarıyla, Fransız Devrimi üzerine, Đstanbul’daki Fransız Elçili ği’nce çıkarılmı tır. Elçilik içerisinde kurulan bir basımevinde Osmanlı topraklarında ilk kez 1795 ortalarında bir gazete yayınlanmı tır. Fransızca olarak çıkan kısa ömürlü gazete, Bulletin des Nouvelles adını ta ıyordu. Đstanbul’da yabancıların çıkardı ğı ikinci gazete de yine Fransızlar tarafından çıkarılmı ve Fransızca olan Gazette Française de Constantinopl’ dür (1796-1798) (Ayhan, 2007: 279; Girgin, 2001: 10). Bu dönemde çıkan üçüncü gazete, Alexandre Blacque’un, II. Mahmut’un himayesi ile 1825’te Đzmir’de çıkardı ğı Le Spectateur de L’Orient’dir. Bir müddet sonra Courier de Smyrine ismini alan bu gazete, Avrupa’ya kar ı Osmanlı’yı savunan bir

3 gazete olmu tur (Girgin, 2001: 11). Daha sonra 1830’lu yıllardan itibaren Osmanlı ülkesinde yabancı dilde yayın yapan oldukça fazla gazete çıkmı tır. Bunlardan bazıları; - Journal de Smyrine (1833–1915) - Echo de L’Orient (1838–1845) - Presse Orient (1849–1854) - Courrier d’Orient (1854) - Revve d’ d’Orient (1871) - Journal de Constantinople (1846–1866) - LaTurquie (1866) - Đmpertial (1841–1912) - LaReforme (1869–1922) - Levant Herald (1867) - Stambeul (1875–1964)’dır. (Kolo ğlu, 1992: 11; Đnu ğur, 1993: 165; Girgin, 2001: 10). Osmanlı basınının yabancı dilde basılmı gazetelerle ba lamasının nedeni, Avrupa ülkelerinin Osmanlı ile kurmak istedikleri ticari faaliyet, Osmanlı’daki azınlıkların milliyetçilik akımları ile kendi ba ğımsızlıklarını kazanmasını sa ğlama ve bunun sonucunda Osmanlı toprakları üzerinde kontrol sa ğlamaktır ( Ayhan, 2007: 280). Osmanlı Devleti’nde Türkçe olarak çıkarılan ilk gazete 1828’de Mısır’da çıkartılan Vekayi-i Mısriyye’dir. Ardından Sultan II. Mahmut’un iste ği ve öncülü ğünde 11 Kasım 1831’de Đstanbul’da Takvim-i Vekayi yayınlanmaya ba lamı tır. Takvim-i Vekayi , resmi gazete kimli ği ile yayınlarını bazı aralıklarla Osmanlı Devletinin sona erdi ği 4 Kasım 1922’ye kadar sürdürmü tür (Topuz, 2003: 13; Đnu ğur, 1993: 175; Girgin, 2001: 18). Takvim-i Vekayi, devletin yapmak istedi ği ıslahatları halka vasıtasız anlatmak amacıyla çıkarılmı tır. Bu anlayı nedeniyle ve devletin farklı etnik ve dilsel yapısından dolayı gazete, Türkçe ve Fransızca ba ta olmak üzere Ermenice, Rumca, Arapça ve Farsça olarak basılmı tır (Ayhan, 2007: 280). Bu ilk ba langıcın ardından özel sektörün gayretleri gelmi tir. Đstanbul’da özel te ebbüs tarafından ilk Türkçe gazete ise William Churchill adlı bir Đngiliz tarafından Ceride-i Havadis ismi ile çıkarılmı tır (Ayhan, 2007: 282).

4 Churchill’in 3 Temmuz 1840’ta yayınlanmaya ba layan gazetesi Ceride-i Havadis , bir bakıma, 1839 Tanzimat Fermanı’nın da basın-yayın alanına dolaylı olarak bir yansıması gibidir. Đlk çıktı ğı zaman haftalık daha sonra ise haftada be gün çıkan gazete dı haberlere öncelik verdi ği gibi Fransızca makaleler yayınlamı ve devlet deste ği de almı tır (Ayhan, 2007: 282). Basın tarihçileri, Ceride-i Havadis ’i ba tan itibaren yarı resmi bir gazete olarak de ğerlendirmi lerdir. Bu de ğerlendirmenin temel kayna ğı, devletin gazeteye olan maddî deste ğidir (Topuz, 2003: 17; Đnu ğur, 1993: 181; Girgin, 2001: 29). Ayrıca, Agâh Efendi ve inasi’nin çabaları ile 1860’ta Tercüman-ı Ahvâl çıkmaya ba lamı tır. Gazete, Gülhane Hatt-ı Hümayunu’ndan ancak 21 sene sonra çıkarılabilmi tir. Đlk sayısı 21 Ekim 1860’da çıkmı tır. Tercüman-ı Ahvâl ’den bir sene sonra çıkmı olan Tasvir-i Efkâr ise, onun açtı ğı yolda daha ileri bir hamleyi i aretler. Tasvir-i Efkâr , ilk 24 sayısının çıkı ında, Tercüman-ı Ahval ’e katkıda bulunmu olan inasi tarafından, onun takip etti ği prosedür aynen uygulanarak 28 Haziran 1862’de çıkarılmı tır. Gazete daha sonra Namık Kemal ve Recaizade Mahmut Ekrem tarafından yönetilmi tir (Topuz, 2003: 18; Đnu ğur, 1993: 184; Girgin, 2001: 21). Tasvir-i Efkâr, toplumun milliyetçilik duyguların, özgürlük istemlerini uyandırmaya çalı mı tır. Aynı zamanda kamuoyu olu turmaya çalı an inasi ve arkada ları, vatan, millet, özgürlük, yurtseverlik kavramlarını gazete ve edebiyatta ilk kez kullanmı ladır (Ayhan, 2007: 282). 1864’te çıkarılan Vilâyet nizamnamesiyle Osmanlı mahalli idarelerinde ilk büyük düzenleme yapılmı ve sistemi kaldırılarak Vilâyet sistemine geçilmi tir. Bu giri imin amacı, Ali Pa anın 1856 Islahat Fermanının 13. fıkrasına uygun olarak yaptı ğı, “Halkın ülke i lerine katılması temel kuralının uygulanmaya konulması, hâlen geçerli olan merkeziyet usulündeki mutlakıyetçi yönetimin hafifletilmesine yöneliktir” sözleriyle açıklanmı tır. Bu konudaki ilk uygulamada, söz konusu nizamnamenin çıkarılmasından önce, 8 Ekim 1864’te yayımlanan Tuna Vilâyeti Nizamnamesi ile ba latılmı tır. 1865’te Bosna Vilâyeti’nin kurulması için ayrı bir nizamname çıkarılmı , bunu; Suriye, Erzurum, Halep, Edirne Vilâyetleri izlemi tir (Kolo ğlu, 1992: 20; Girgin, 2001: 83). 1864’te yerel yönetimlerle ilgili düzenleme çerçevesinde “eyalet sistemi” kaldırılarak yerine “vilâyet sistemi” getirilince her vilâyette kendi gereksinmesini

5 kar ılamak için bir de basımevi kurulması, böylece o döneme kadar sınırlı bir kültürel yapı içinde bulunan bölgelerin bu açıdan geli meleri öngörülmü tür. Ülkede yapılan bu yasal de ğiiklikle vilâyet gazeteleri olu maya ba lamı ve her vilâyette kendi bölgesinin haberlerine yer veren gazeteler ço ğalarak yerel gazetecili ğin olu masına yardımcı olmu tur (Varlık, 1999: 99). Osmanlı Devleti’nde ilk basın faaliyetlerinin haber vermekten çok e ğitim amaçlı olarak yürütüldü ğünü söylemek mümkündür. Bu uygulamayı, bir yandan Osmanlı toplumundaki artan ayrılıkçı e ğilimleri dengelemek, öte yandan da Avrupa’ da özellikle Araplara yönelik olarak sayıları artan Arapça süreli yayınların etkisini bastırmak iste ği te vik etti ği anla ılmaktadır (Kolo ğlu, 1992: 11). Öncelikle kar ı giri im olarak, Ahmet Faris idyak’a 20 yıl boyunca din ya da ba ka hiçbir Arapça gazetenin yarı amayaca ğı mükemmellikteki El Cevaib gazetesini yayımlamak için maddi yardımda bulunulmu tur. Bu gazete, Osmanlıcılık ve Đstanbul sultanı çevresinde toplanma temasını, öyle ba arıyla savunmu tur ki Osmanlı ülkesi için en liberal basın rejimini savunan Avrupa ülkeleri bile bu gazetenin kendi sömürgelerine girmesini yasaklamı lardır (Kolo ğlu, 1992: 20). Suriye’deki iç karga aları bastırmak için ola ğanüstü yetkilerle görevlendirilen Fuat Pa a da 1860’ta, Beyrut’ta çıkmakta olan Hadikat’ül Ahbar adlı Arapça gazeteyi, yerel yönetimin resmi sözcüsü haline getirmi , böylece Türkçe-Arapça olarak ilk vilâyet gazetesi yayımlanmı tır (Kolo ğlu, 1992: 20). Öte yandan, Mithat Pa a’nın vali oldu ğu Tuna vilâyetinde yayınlanan 1865’te yayınlanmaya ba layan Tuna gazetesi bazı kaynaklarca ilk yerel gazete olarak gösterilmektedir (Varlık, 1999: 99). Türkçe ve Bulgarca yayınlanan gazete aynı zamanda bir okul i levi görmü , Bulgar ve Türk çocukları matbaacılık ve gazetecili ği burada ö ğrenmi ler, hatta Bulgaristan Ba bakanlı ğı yapan Dragon Tskonov bu gazetede yeti mi tir. Bu gazete, Türk kültürü ve Osmanlı kültürünün geli mesinde de etkili olmu tur (Ayhan, 2007: 284). 1865–1923 döneminde yayınlanan vilâyet gazetelerinin sayısı 47’dir. Bu gazetelerin 22’si bugünkü sınırlarımızın dı ında kalan yerlerde yayınlanmı tır. Osmanlı ülkesinde çıkan bazı Vilâyet gazetelerinin kurulu , yer ve tarihleri u ekildedir (Varlık, 1985, 100):

6 Yıl Vilâyet Ad Dil 1860 Beyrut Hadikat’ül Ahbar Türkçe/Arapça 1865 Tuna Tuna Türkçe/Bulgarca 1865 am Suriye Türkçe/ Arapça 1866 Trablus garp Trablus garp Türkçe/Arapça 1867 Halep Gadir el-Fırat Türkçe/Arapça 1867 Girit Girit Türkçe/Rumca 1868 Edirne Edirne Türkçe/Rumca 1868 Đ kodra Đ kodra Türkçe 1868 Yanya Yanya Türkçe/Rumca 1869 Diyarbekir Diyarbekir Türkçe/Ermenice 1869 Bursa Hüdavendigar Türkçe/Ermenice 1869 Halep Fırat Türkçe/Arapça 1869 Konya Konya Türkçe/Rumca 1869 Selânik Selânik Türkçe/Rumca 1869 Trabzon Trabzon Türkçe/Rumca 1869 Ba ğdat Zevra Türkçe/Arapça 1871 Prizren Prizren Türkçe/Sırpça 1872 Kastamonu Kastamonu Türkçe 1872 Adana Seyhan Türkçe/Rumca 1872 Yemen Yemen Türkçe/Arapça 1873 Manastır Rumeli Türkçe 1874 Ankara Ankara Türkçe 1874 Đzmir Aydın Türkçe 1876 Hersek Neretva Türkçe/Sırpça 1877 Pri tina/Üsküp Kosova Türkçe/Sırpça 1878 Sivas Sivas Türkçe 1882 Rodos Cezair-i Bahri Sefid Türkçe/Rumca 1884 Manastır Manastır Türkçe 1884 Musul Musul Türkçe 1888 Beyrut Beyrut Türkçe/Arapça 1903 Kudüs Kudüs Türkçe/Arapça 1908 Hicaz Hicaz Türkçe/Arapça

7 Vilâyet gazeteleri yoluyla, birçok yörede ilk kez süreli yayın çıkartılmı tır. Gazetelerin basıldı ğı matbaalar kamu i lerinin yanı sıra özel kesimin i lerine de açık tutulmu , böylece yerel basının ba laması ve yaygınlık kazanması yolunda önemli bir adım atılmı tır. Matbaalarda çalı an personel ba langıçta, ço ğunlukla ülkenin basın merkezi olan Đstanbul’dan temin edilmi , ancak zaman içinde bölgeden matbaacılar da yeti tirilmi tir. Bazı vilâyetlerde “sanat okulu”, “sanayi okulu” açılmı , mevcut matbaalar uygulama alanı haline getirilmi , bu yolla yerel matbaacıların yeti tirilmesi sa ğlanmı tır (Varlık, 1985: 100). Birçok vilâyette yayınlanan gazete, yörenin ilk süreli yayını oldu ğu için, gazetecili ğin alfabesinden ba lanılmı , halkın basın yolu ile e ğitilmesi konusunda önemli bir adım atılmı tır. Vilâyetlere ili kin nizamnamelerde, gazetelerde yer alacak resmi ve gayrı resmi nitelikli tüm yazıların vilâyet mektupçusunun sorumlulu ğu altında oldu ğu belirtilmektedir. Bu nedenle, gazetelerde yer alan yazıların büyük kısmı bizzat mektupçular tarafından kaleme alınmı tır. Ancak, bazı illerde bir yayın kurulu olu turulmu ve o bölgedeki bürokratlar ve aydınların da yazı yazmalarına imkân sa ğlanmı tır. Bazı illerde yazarlar, vilâyette resmen görevlendirilmi , böylece yazmaları kolayla tırılmı tır. Bu arada, vilâyetlerde mektupçu olarak görevlendirilen bazı ki ilerin gazetecilik ve yazarlık deneyimine sahip olan ki iler oldu ğu da görülmektedir (Varlık, 1985: 100). Gazetelerde yer alan yazılar genellikle imzasızdır. Yazıların konuları, ya anılan sürece ba ğlı olarak büyük farklılıklar göstermektedir. Gazetelerde ço ğunlukla yasalar, yönetmelikler, kamu görevlilerinin ödüllendirilmesi, tayinler, kolluk kuvvetlerinin ba arıları, valilerin konu maları, resmi bildiriler, kamu kurulu larının gerçekle tirdi ği iler haber olarak yer almı tır. Ancak, zaman zaman bu yapının dı ına çıkılmı , gazetelerde iirler, tarih ara tırmaları, çe itli incelemeler de yayınlanmı tır. Yazıların bir bölümü de Đstanbul basınından aynen alınmı tır (Varlık, 1985: 101) Bir kısmı cumhuriyetin, ilk yıllarına kadar yayın hayatını sürdüren ve kalanları da 1930’lu yıllarda, özel sektör tarafından çıkarılan gazetelere imkân tanınması dü üncesiyle kapatılan vilâyet gazetelerinin özelliklerini maddeler halinde u ekilde sıralayabiliriz: - Vilâyet gazeteleri, Anadolu basınına, yerel basına öncülük, önderlik ve rehberlik etmi lerdir.

8 - Yazıların konuları tarihsel süreç içinde büyük farklılıklar göstermektedir. - Vilâyet gazetelerinin yayınlarında, bilinçli bir gazetecilik yakla ımı görülmemektedir. - Gazetelerde zaman zaman iirlere, inceleme ve ara tırmalara, tarih çalı malarına da yer verilmi , böylece ta ra kültürüne olumlu bir hareketlilik getirilmi tir. - Đki dilde yayımlanan vilâyet gazetelerinde her iki dildeki metinler birbirlerinin aynısıdır. - Özellikle Anadolu’da yayımlanan bazı gazetelerde, Türkçe metinler Ermeni ve Rum harfleriyle aynı ama yine Türkçe olarak yer almı tır. - Türkçe dı ındaki yayımlar genellikle sürekli olmamı tır. - Vilâyet gazeteleri zaman zaman ilavelerde yayımlamılardır. - Genellikle haftalık olan yayınlar ço ğu kez düzensiz çıkmı tır. - Gazetelerin sayfa sayısı 2 ile 4 arasında de ğimi tir. - Resim ve karikatürün yok denecek kadar az oldu ğu vilâyet gazetelerinin önemli bir bölümünün baskı adedi 500 dolayındadır. - Vilâyet gazeteleri, belirli merkezlerde halk tarafından okunmalarını sa ğlanmaları için duvarlara yapı tırılmı tır. - Bazı vilâyet gazeteleri birkaç yıl sürebilmi , bazıları ise son yıllara kadar yayımlanmı tır. - Bunların bir bölümü de, Cumhuriyetten sonra, özel gazetecili ğin özendirilmesi ve desteklenmesi için kapatılmı tır. Vilâyet gazeteleri, yukarıda belirtilen özelliklerinin yanı sıra esas olarak merkezin ta rayı bilgilendirme ve yönlendirme çabalarıyla, do ğrudan do ğruya yayınlandı ğı merkez ve çevresinde geli en olaylardan, o bölgede ya ayanları haberdar etmek amacına yönelik olarak çalı makta idiler. Bir ara tırmaya göre 20. yüzyıl ba ında Osmanlı ta rasında bulunan vilâyet matbaalarının %72’si o vilâyetin ilk matbaası, Vilâyet gazetelerinin %80’i de vilâyetin Đlk gazetesi konumundaydı (Yazıcı, 1997: 79) Vilâyet gazeteleri ba ta, Osmanlı ehir hayatına önemli bir yenilik kazandırmı , bu yenilik kadar önemli bir de ğiikli ği de Osmanlı basın ya amında gerçekle tirmi tir. Öncelikle basının Đstanbul’un tekelinden çıkmasına neden olmu , Osmanlı’nın egemen oldu ğu yörelerde gazetecili ğin yaygınlık kazanmasında önemli bir ol oynamı tır.

9 Anadolu’daki birçok ilin ve Orta Do ğu’daki bazı ülkelerin basın tarihleri vilâyet gazeteleri ile ba lamı tır . Basının öneminin kitleler tarafından kavranılmasında bu gazetelerin büyük payları bulunmaktadır.

Bu çalı mada, 1869’da yayınlanmaya ba layan Konya Vilâyet Gazetesi, kurulu u, idaresi, yayın politikası ve Konya siyasi ve sosyal hayatına etkileri incelenecektir.

Amaç ve Önem

Ara tırmalar; Birinci ve Đkinci Me rutiyet Dönemi, Millî Mücadele ve Cumhuriyet dönemlerinde Konya’nın basın faaliyetleri açısından öncü rol üstlendi ğini ortaya koymaktadır. Zikredilen dönemler içerisinde Konya’da yayınlanan gazeteler, birçok ara tırmanın konusunu te kil etmi tir. Ancak, 62 yıl yayınını sürdüren Konya Vilâyet Gazetesi üzerine kapsamlı bir çalı ma yapılmamı tır. Konya Basın Tarihi, Konya Vilâyet Gazetesi ile ba lamaktadır. Sadece Konya de ğil, o dönemde Konya vilâyetine ba ğlı, Isparta, Burdur, Antalya, Ni ğde, Aksaray, Karaman'da da yayınlanıyor olması sebebiyle önemi daha da artan Konya Vilâyet Gazetesi, iyi analiz edilmelidir. Çalı ma, bu alandaki eksikli ğin giderilmesine katkıda bulunmak ve dönemin anla ılmasını sa ğlamak amacıyla gerçekle tirilmitir.

Yöntem

Niteliksel bir karaktere sahip olan ara tırma tasarımında, vilâyet gazeteleri hakkında daha önce yapılmı incelemelerden yararlanılmı ve incelemelere ili kin bilgileri içeren kaynaklardan ve Konya gazeteleri ve konuyla ilgili bilgiler sunan di ğer kaynaklardan yararlanılmı tır. Gazetenin yapısal özelliklerini incelemek için gerekli birincil kaynaklar olarak; Ba bakanlık Devlet Ar ivleri Genel Müdürlü ğü, Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi ve di ğer kütüphanelerdeki gazete ar ivleri, dönemin Konya gazeteleri, Osmanlı ar ivlerinde yer alan konuya ili kin belgeler temel alınmı tır. Vilâyet Gazetelerine ili kin yapılan di ğer ara tırmalar ve bunlara ili kin bilgiler sunan di ğer kaynaklar ise ikincil kaynakları olu turmaktadır. Çalı mada gazete içerikleri üzerinden bir analiz uygulanmamı tır. Çünkü, elde bulunan mevcut sayıların farklı dönemler ait olması ve eldeki sayıların bazı nüshalarının sayfalarının olmaması, içerik açısından gazeteyi incelemeyi güçle tirmi tir. Đçerik analizi uygulanamadı ğı gibi söylem

10 analizinin de uygulanması mümkün olmamı tır. Elde edilen nüshaların farklı dönemlere ait olması nedeni ile basın iktidar ili kisi, gazetenin içerik yapısı ve vurguların de ğimesi muhakkaktır. Söylem açısından evren ve örneklem olu turma sorunu ya anaca ğından bu teknikten de uzak durulmu tur. Ancak dönemin sosyal yapısını analiz etmek için Konya Vilâyet Gazetesi’nden faydalanılmı ve basının içeri ği ve dünya algılaması bu ekilde ortaya konmu tur. Burada, basının olguları tanımlaması de ğil, olguların basında nasıl yer aldı ğı önemli görülmü tür.

Kuramsal Varsayımlar

Ara tırma belli varsayımlara dayanmaktadır:

i. Vilâyet gazeteleri ba ta Osmanlı ehir hayatına önemli bir yenilik kazandırmı , bu yenilik kadar önemli bir de ğiikli ği de Osmanlı basın ya amında gerçekle tirmi tir.

ii. Gazete, dönemin sosyo-kültürel toplumsal yapısını yansıtmaktadır.

iii. Gazete, Anadolu’da yerel gazetecili ğin geli mesinde öncü rol oynamı tır.

Kapsam ve Sınırlılıklar

Osmanlı Devletinde ilk basın faaliyetleri, ilk gazeteler ve Osmanlı Devleti’nde çıkan vilâyet gazeteleri ve özelliklerine de ğinilmesinin ardından Birinci Bölümde Konya Vilâyet Gazetesi’nin kimlik bilgileri ve teknik yönü, ikinci bölümde gazetenin çıkı amacı ve yayın politikası, son bölümde ise Konya Vilâyet Gazetesi’nde yayınlanan haberler de ğerlendirilmi tir. Đncelenen konuya ili kin belge ve bilgilere ula ma, ülkenin içinde bulundu ğu artlar gere ği derli- toplu bir ar iv olu turmak mümkün olmadı ğı için güçle mi tir. Birincil kaynaklar olan gazete nüshaları, ariv belgeleri ve gazete koleksiyonları bunların ba ında gelmektedir. Belgelere ili kin transkripsiyon problemi ara tırmanın kapsamı ile ilgili bir takım güçlüklere neden olmaktadır.

11 I. BÖLÜM

KONYA V ĐLAYET GAZETES ĐNĐN K ĐML ĐK B ĐLG ĐLER Đ VE TEKN ĐK YÖNÜ

Konya Vilâyet Gazetesi’ni, Konya Vilâyet Matbaası ile bir bütün olarak ele almak gerekmektedir. Çünkü, illerdeki vilâyet matbaaları ve matbaa çalı anlarının birinci görevi vilâyet gazetelerinin yayınını düzenli bir ekilde sürdürmektir. Ara tırmanın bu bölümünde Konya Vilâyet Matbaası’nın tarihi, belgeler ı ığında aktarılmakta ve Konya Vilâyet Gazetesi’nin teknik yönü irdelenmektedir.

1. Konya Vilâyet Matbaası 1864 nizamnamesiyle vilâyetler düzene konurken hemen her büyük il merkezinde bir matbaa açıldı. Bu matbaalar öncelikle valilik yönetiminin ihtiyaç duydu ğu basılı evrakı ço ğaltmak üzere kurulmu tu. Ancak vilâyet matbaaları, vilâyet yıllıkları, il gazeteleri, takvimler gibi yörenin kültür hayatını canlandıran birçok ürünü de bastılar. Anadolu’da birçok ilin ve Orta Doğu’daki bazı ülkelerin basın tarihleri, vilâyet gazeteleriyle ba lamaktadır. Anadolu’da yerel gazeteler yayımlanırken, vilâyet gazeteleri deneyiminden yararlanıldı ğı açıkça söylenebilir. Bu illerin en önemlilerinden biri de Konya’dır. Konya Vilâyet Matbaası, Konya Valisi Burdurlu Ahmet Tevfik Pa a zamanında 1867 yılında kurulmu tur (Arabacı, 2002: 117; Çelik, 1999: 28). Ba langıçta matbaa, Londra’dan getirtilen iki ta baskı (litografya) makinesinden ibaretken iki yıl sonra vilâyet adına, Đstanbul’dan bir küçük tipograf makinesi daha getirtilir. Tabii, baskı makineleri yanında Türkçe (Osmanlıca), Rumca, Lâtince hurufat (harf kasaları=tipo için) ve di ğer matbaa malzemeleri de alınmı tır (Arabacı, 2002: 117). Matbaanın yeri, ilk ba ta hükümet kona ğı zemin katı olurken, 1868 yılından 1913 yılına kadar olan sürede, çe itli badireler atlatarak hizmet vermeye çalı mı tır (Arabacı, 2002: 117). Osmalı Ar ivinde yapılan taramada Konya Vilâyet Matbaası ile ilgili çe itli tarihlerde birçok belge bulunmaktadır. Ar ivde, matbaanın kurulu undan itibaren belli bir süre sonra eskiyen harflerin yerine yenilerinin alınması ile ilgili belgeler dikkat

12 çekmektedir. 1898 tarihli belgede Konya Vilâyeti Matbaası için ihtiyaç duyulan hurufatın satın alınmasına izin verilmesi ile ilgili Dahiliye Nezareti’ne ba vurulmaktadır (Arabacı vd. 2009: 28). Yine aynı tarihli bir ba ka belgeye 1 göre bu satın alma i leminin “mübadele” yoluyla gerçekle tirilmesinin planlandı ğı görülmektedir (BOA, DH. MKT. DN. 2152, GN. 125 /19. 12. 1898). Fakat, bu i lemlerin uzun sürmesi sebebiyle matbaa gelirinden zarar edilmeye ba lanmı ve matbaa teçhizatının de ğitirilmesi tekrar vurgulanmı tır. Aynı belgede geçen bir ayrıntı da “Konya Vilâyet Matbaası varidatının” fazlası, “Mekatib-i Đbtidâiye masarifi kar ılı ğı” olmasıdır (Arabacı vd. 2009: 28). Bu nedenle hurufatın bir an evvel de ğimesinin büyük önem arz etti ği bu konudaki müteakip yazı maların çoklu ğundan da anla ılmaktadır 2. Bu yazı malar ayrıca “harflerin çe it ve miktarlarının bildirilmesi, yenilerinin kaça mal olaca ğı”, “hurufat ve aletlerin bedel bildirimi” gibi konuları içermektedir (BOA, DH. MKT. DN. 2195, GN. 11/02. 04. 1899). Bu sürecin devamında 1900 tarihli bir belgeye 3 göre nihayet, Brüksel’den bir makine satın alındı ğı anla ılmaktadır (BOA, DH. MKT. DN. 2310, GN. 44/08. 01. 1900). Öte yandan Feridiye Matbaası sahibi Hasan Ferid Efendi’den de iki yüz parça çe itli hurufla bir huruf makinesi satın alındı ğı görülmektedir 4 (BOA, DH. MKT. DN. 2549, GN. 138 /24. 11. 1901). Yine ar iv taramasında 1906 tarihli belgeye 5 göre, matbaa için gerekli görülen “Levha ve Litograf ta ları” trenle Konya’ya getirilmi tir (BOA, DH. MKT. DN. 1094, GN. 38/21. 06. 1906). Ar ivden elde edilen 1908 tarihli belgeye 6 göre matbaa için gerekli olan alımlar devam etmektedir. Bu belgelerden ilkinde Konya Vilâyeti Matbaası mürettibi Ali Efendi, istenilen harflerin imali ve hazırlanması için gerekli kolaylı ğın sa ğlanması talebiyle Đstanbul’a gönderilmi tir (BOA, DH. MKT. DN. 1224, GN. 1 /06. 01. 1908). Đkinci belgede 7 ise Hanımlar Gazetesinde bulunan ve Komiser Osman Efendi'nin malı

1 Bu belge için bkz: Ek-1/A. 2 Bu belge için bkz: Ek-1/B. 3 Bu belge için bkz: Ek-1/C. 4 Bu belge için bkz: Ek-1/D. 5 Bu belge için bkz: Ek-1/E. 6 Bu belge için bkz: Ek-1/F. 7 Bu belge için bkz: Ek-1/G.

13 olan tipo ğraf makinası ile hurufatçı Haçik Efendi'nin dükkânında emaneten bulunan zımba makinesinin” satın alınmasıdır (BOA, DH. MKT. DN. 1231, GN. 61/03. 02. 1908). Matbaa, bir ara Sanayi Mektebi emrine verilir. Böylelikle matbaada, bir uygulama alanı halinde hem i yapılacak hem matbaacılar yeti tirilecektir. Ancak istenilen verim alınamaz (Arabacı vd. 2009: 30) 1912 yılının sonlarında, Konya Vilâyet Matbaası masrafını kar ılayamaz duruma gelmi tir. Dönemin Konya valisi bu duruma bir çare bulunması için Dahiliye Nezaretine ba vurmu 8 ve matbaanın devri konusunda daha önce kendilerine bu konuda ba vuran özel gazete sahipleri oldu ğu hatırlatılarak, Konya Vilâyet Gazetesi’nin yayınının aksamaması kaydıyla bir müteahhide devredilmesi için izin istenmi tir (BOA, DH. ID. DN. 79, GN. 28/16. 01. 1913). Aynı belgede, matbaanın i letme masraflarının senelik yetmi bin kuru a ula tı ğı da belirtilmektedir. Dahiliye Nezaretinden Konya Valili ğine gelen cevap olumludur 9 (BOA, DH. ID. DN. 79, GN. 28/01. 02. 1913). 1913 yılı ba ında Vilâyet Matbaası, Đl özel idare ödene ği ile varlı ğını sürdüren Sanayi Mektebi’nden alınarak bir ahsa devredilir. Vilâyet matbaasının i letmesini üstlenen ki i, Yusuf Mazhar’dır. Kendisi, matbaanın devri ile ilgili yapacaklarını da bir beyanname 10 ile valili ğe sunmu tur (BOA, DH.ID.DN.79, GN.28/27. 11. 1912) . Valili ğin, Dahiliye nezaretine gönderdi ği yazıda, Vilâyete, matbaanın i letilmesi için özel gazete sahiplerinin bavurdu ğu belirtilmekteydi. Đki belge arasındaki tarihlerin birbirine çok yakın olması da bu yönden dikkat çekmektedir. Dahiliye Nezaretinden gelen iznin hemen ardından Yusuf Mazhar’ın 15 maddeden olu an beyannamesi, kısmi tadilatlar ile kabul edilerek11 matbaanın devri tamamlanmı tır (BOA, DH. ID. DN. 79, GN. 28). Bu mukavelenin ardından Yusuf Mazhar be yıllık süreyle Matbaa Müdürü olmu tur. Nitekim son Konya Vilâyeti Sâlnâmesi ’nde, bu kitabı hazırlayan 15 ki ilik ekip içinde, “Matbaa-i Vilâyet Müdürü Mazhar Bey”de bulunmaktadır. Di ğer taraftan, 1331 (1915/16) yılı Konya vilâyeti bütçesinde, Vilâyet Matbaasının i letilmesi için bir ödenek ayrılmı bulunması anlamlıdır (Arabacı vd. 2009: 35).

8 Bu belge için bkz: Ek-2/A. 9 Bu belge için bkz: Ek-2/B. 10 Bu belge için bkz: Ek-2/C. 11 Bu belge için bkz: Ek-2/D.

14 1893’e kadar Vilâyet Matbaası, Konya’da kitap basan tek matbaa olarak çalı mı tır. 1893-1897 arasında Vilâyet Matbaasına iki matbaa daha ilâve olur, Đrfan Matbaası ve Yusuf Kenan Matbaası. 1908-1917 arasında, resmî matbaa dı ında kitap çıkaran basımevi yine ikidir, Babalık Matbaası ve Me rik-ı Đrfan Matbaası. 1933’e kadar Konya’da kurulan matbaa sayısı 12, 1867-1947 arasında seksen yıllık süre içinde kurulan matbaa sayısı ise 22 adettir. Vilâyet Matbaası dı ında kitap basan matbaaların, genelde gazete basımevleri oldu ğu görülmektedir. Kaldı ki Vilâyet Matbaasının da bastı ğı gazeteler bulunmaktadır (Arabacı, 2002: 118). 1923 Konya Meclisi Umumisi, yeterli ödenek ayırarak matbaayı tekrar canlandırır. Fakat 1932’de Ankara’dan gönderilen bir emirle Konya Vilâyet Gazetesi’nin kapatılmasının ardından gazeteyle varlı ğı bütünle mi olan ve altmı altı yılını dolduran tarihî matbaa, 1933’te CHP’nin yayın organına devredilmi tir. (Arabacı, 2002: 118).

2. Gazetenin Kimlik Bilgileri 2.1. Gazetenin Kurulu u ve Đsmi Ara tırmaya konu olan gazetenin ismi Konya ’dır. 1864 yılına yürürlü ğe giren Vilâyet Nizamnâmesi ile o zamana kadarki eyalet sistemi kaldırılmı ve yeni bir sisteme geçilmi , Osmanlı memleketinde yeni bir idari taksimat yapılmı tır. Bu taksimatla birlikte Konya; günümüzde il olan Isparta, Burdur, Karaman, Aksaray, Ni ğde, Nev ehir ve Antalya’nın ba ğlı bulundu ğu, merkez vilâyet konumuna getirilmi tir. Nizamname ile birlikte illerde, idare yeniden yapılandırılmı ve yeni görev ve görevliler belirlenmi tir. Bu görevlerden biri de Mektub-i Vilâyet (Vilâyet Mektupçuları) olmu tur. (Akandere, 1987: 72) Vilâyet mektupçularının görevleri arasında Vilâyet matbaasının yönetimi ve resmi vilâyet gazetesinin çıkarılma i i de bulunmaktadır. Böylece vilâyet mektupçularının denetimi ve yönetiminde ilki Tuna vilâyetinde aynı adla olmak üzere merkez vilâyetlerinde bu gazeteler teker teker yayınlanmaya ba lamı tır. Vilâyet Matbaasının 1867 yılında Vali Ahmet Tevfik Pa a tarafından kurulması ile beraber vilâyet gazetesi çıkarılması için hazırlıkların hemen ba latıldı ğı söylenebilir. Bu çerçevede Konya Vilâyet Gazetesi, 1869 tarihinde, Konya’ya ba ğlı sancak ve livaları

15 kapsayacak ekilde çıkmaya ba lamı tır. Konya Vilâyet Gazetesi’nin çıktı ğı 1869 tarihi, Konya Basın tarihinin ba langıç tarihi olarak kabul edilebilir.

2.2. Gazetenin Dili Gazete, ilk sıralar, iki sayfası Türkçe, iki sayfası Rumca olarak yayınlanmaya ba lamı tır. Gazetenin Türkçenin yanı sıra Rumca da yayınlanması, Konya vilâyetinde azınlıklar arasında en çok nüfusun Rum olmasındandır. 1873’te Girit olaylarının Osmanlı Devleti aleyhine geli ti ği sıralarda, valilik kararı ile Rumca yayını durdurulmu tur. 1873 (1290) yılında Konya Valisi olan eski Sadrazamlardan Sakızlı Ahmet Pa a, Türkçe kısmı dört sayfaya çıkararak Rumca yayını tamamen kaldırmı tır. (Arabacı, 2003: 283; Arabacı vd. 2009: 45). Harf Đnkılâbının ardından gazete kapanıncaya kadar Latin harflerle yayınını sürdürmütür (Arabacı, 2003: 284. )

2.3. Gazetenin Sahibi Gazetenin sahibi, resmi gazete sıfatını ta ıması sebebiyle Konya Valili ğidir. Gazetenin çıkarılmasından sorumlu ki iler ise vilâyet mektupçularıdır (Yazıcı, 1997: 78).

2.4. Gazetenin Yazar Kadrosu Konya Vilâyet Gazetesi, Vilâyet matbaası ile bütünle mi gibidir. Vilâyet matbaası kadrosu içinde; muharrir, gazete muharriri, muhasebe memuru gibi görev adları ta ıyan ahıslar bulunmaktadır. Bunlar, matbaanın yönetimle ilgili birimlerinin zamanla arttı ğını göstermektedir. Hatta 1882, 1894’te muharrirlerin, matbaa müdüründen önce yazılması; mevki açısından gazeteyi hazırlayan ahsın, müdürden önce geldi ğini dü ündürmektedir. Zaman zaman mektupçu (vilâyet genel sekreteri, özel kalem) da matbaa kadrosu içinde, ama müdürden önce yer almı tır. Yazar ve vilâyet yazı i leri müdürü, gazeteyi hazırlayacak; teknik kısım da basacaktır. Fakat onların hepsi, matbaa kadrosu içinde gösterilmi lerdir (Arabacı, 2002: 118). Vilâyet Matbaası kadrosu, gazetenin yayın ekibini te kil etmektedir. Bu yönüyle gazete ile matbaa hiç birbirinden ayrılmamı lardır. Bu nedenle vilâyet matbaasının gelir-gider i lerini sancak (il) ve kazalarda takip eden “Liva tahrirat müdürleri, kaza

16 tahrirat kâtipleri”, aynı zamanda “vilâyet gazetesinin resmî muhabirleridir” (Tepeyran, 1998: 17). 62 yıllık yayın hayatı boyunca Konya Vilâyet Gazetesi, bir okul vazifesi görmü tür. Konya basın tarihinde yer alan öncü isimler, bu gazetede yazılar yazmı lardır. Gazete’de çe itli tarihlerde yazarlık yapmı bazı önemli isimler unlardır: Ebubekir Hâzim (Tepeyran), Mehmet Celaleddin, Hamdizade Mahbub, Tophaneli Sabri bey, Halil Kâzım Hüsnü, Abdülkadir Erdo ğan, Naci Fikret Ba tak, Muzaffer Hamid, Server Rıfat Đskit, Yusuf Mazhar (Babalık).

2.4.1. Ebubekir Hâzim (Tepeyran): Konya Vilâyet Gazetesi’nde, te vikle yazısı yayınlanmaya ba layanlardan birisi de Ebubekir Hâzim (Tepeyran)’dır. Ebu Bekir Hâzim yayımlanmı olan hatıratında Konya günlerini ve Konya Vilâyet Gazetesi‘nde ya adıklarını anlatmaktadır. Anlattıkları, o dönem için Konya Vilâyet Gazetesi hakkında bilgiler vermesi bakımından önemlidir. Ebukekir Hâzim hatıratında, dönemin Konya Mektupçusu ve matbaa nazırı Mehmet Nazım Pa a’yı, yazdı ğı iir ve yazıları be ğenmesinden ötürü vilâyet gazetesinde ne rettirdi ğini belirtmektedir. Daha sonra Ni ğde’ye tefti için gelen Konya Valisi Mü ir Mehmet Said Pa a’yı kendi evlerinde misafir ettiklerini belirterek, 1882 yılında vilâyetlerde maarif meclisleri, livalarda maarif momisyonları olu turulmasından sonra, Vali Mehmet Said Pa a’nın ziyaretindeki tanı ıklık ve vilâyet gazetesinde daha önce çıkan yazı ve iirleri vesilesiyle kendisine, maarif meclisi kâtipli ği ve vilâyet gazetesi muharrirli ğini teklif etti ğini kaydetmektedir. Ebubekir Hâzim, on be günlük ziyaret esnasında valinin ahsiyetinden çok etkilenen babasının, bu görevi duyunca hemen kabul etti ğini yazar (Tepeyran, 1998: 17). Ebubekir Hâzim, Konya’daki görevinde Mektupçu Mehmet Nazım Bey’in yanında yer alacak olmasından ötürü mutlu olduğunu söylüyor ve Mehmet Nâzım Bey’den övgüyle bahseder. Hatıratında, Mektupçu Mehmet Nâzım’ın matbaanın gazete nazırı olmasının yanı sıra gazetede manzum ve mensur yazılarının yer aldı ğını ve vilâyet gazetesinin gerçek muharriri oldu ğunu vurgular (Tepeyran, 1998: 23). Ebubekir Hâzim’in hatıratından elde etti ğimiz bir ba ka ayrıntı da Mehmet Nazım Bey’in vilâyet gazetesine konan iirleri ve onun devamlı te vikleri sebebiyle

17 Konya ve vilâyete ba ğlı yerlerde birçok airi meydana çıkarmasıdır (Tepeyran, 1998: 30). Buradan, vilâyet gazetesinin bölgede tek yayın organı olması sebebiyle takip edildi ği, yazı ve iire ilgi duyanların kendilerini bu yolla geli tirdikleri anla ılmaktadır.

2.4.2. Mehmet Galip: Mehmet Galip’in Konya Vilâyet Gazetesi’nde yazılarının yayınlandı ğını yine Ebubekir Hâzim’ın hatıratından ö ğreniyoruz. Matbaa Nazırı Mehmet Nâzım Bey’in vilâyet gazetesine konan iirleri ve onun devamlı te vikleri sebebiyle Konya ve vilâyete ba ğlı yerlerde birçok air meydana çıkardığını belirten Ebubekir Hâzim, daha sonra ikinci me rutiyet ayanında bulunan Mehmet Galib Bey’in bu airlerin ba ında geldi ğini yazarak, kendisinin de Mehmet Nazım beyin zoruyla bu airler arasına girdi ğini ve gazel ve mesnevi tarzında yazdı ğı manzume taslaklarını vilâyet gazetesinde ne retti ğini aktarmaktadır (Tepeyran, 1998: 30).

2.4.3. Seyyid Mehmet Celâleddin: Konya Vilâyet Gazetesi’nin ula ılan nüshalarında bu isme rastlanmamı tır. Ancak, ar ivde yapılan bir taramada, 6 Ekim 1892 tarihli (Rumi 24 Eylül 1308) bir belge 12 o dönemde Konya Vilâyet Gazetesi muharririnin Mehmet Celaleddin oldu ğunu kanıtlamaktadır. Hümayun Ba kitabet Celilesi (Sultan’ın Özel Kalem Müdürlü ğü)’ne gönderdi ği yazıda Mehmet Celaleddin, Dâr’ül-aceze’ye yaptı ğı yardımı padi aha bildirmektedir. Yazı, “Konya Resmi Gazetesi Muharriri Kulları” eklinde bitmektedir. (BOA, Y. Mtv DN. 69, GN. 1 /06. 10. 1892)

2.4.4. Hamdizâde Mahbub: Konya Vilâyet Gazetesi’nin yazarları arasında Hamdizade Mahbub Efendi de bulunmaktadır (Arabacı vd. 2009: 49) Son devrin kıymetli hattatlarından olan Mahbub Efendi 1843 senesi´nde Konya´da do ğmu tur. Sıbyan Mektebi´nde Kuran´ı Kerim tahsil ettikten sonra Karatay Medresesine girmi onbe yıl burada okumu , edebiyata meraklı olup, hattatlık ve hakkaklık sanatlarıyla me gul olmu tur. Bir ara, Konya Mektubi Kalemi Kitabet Mümeyyizliklerinde Konya Matbaası Müdür ve Yazarlı ğında çalıan Mahbub Efendi, daha sonra Memuriyet hayatından ayrılarak sanatına devam etti. Mahbub Efendi, Konya´da erafettin, Aziziye, Türbe kısmen Sultan Selim, Dursuno ğlu,

12 Bu belge için bkz: Ek-3.

18 Dolap ve Kı la Camileri´nin yazı ve süslerini yapmı tır. 1899’da vefat eden Mahbub Efendi, ems-i Tebrizi Mezarlı ğına defnedilmi tir. Fakat, bu kabristan 1944 yılında kaldırıldı ğı zaman kabri parka karı mı tır (Es, Büyük Konya Ansiklopedisi).

2.4.5. Tophaneli Sabri Bey (Mülazım-ı Evvel): Sabri Bey, Đstanbul’un Fatih Đlçesi’nde do ğmu tur. Tahsilini bitirdikten sonra Konya Askeri Okul Resim Dersleri ö ğretmenli ğine tayin olan ve Konya’da göreve ba layan Mülazım-ı evvel 13 Sabri bey’in Konya Vilâyet Gazetesi’nde ordu ve askerlikle ilgili makaleleri 14 yayınlanmı tır (1 Aralık 1908: 1). Çok genç ya ta yakalandı ğı hastalıktan kurtulamayarak 1916 senesinde vefat eden Sabri bey’in Sırçalı Ta Eserler Müzesi’nde mezar ta ı bulunmaktadır (Es, Büyük Konya Ansiklopedisi).

2.4.6. Halil Kâzım Hüsnü: Konya Vilâyet Gazetesi’nde muharrirlik yapan isimlerden biride ileriki yıllarda Đlk mecliste Milletvekili olarak yer alan Halil Kâzım Hüsnü’dür. Halil Kâzım beyin ula tı ğımız nüshalarda bir yazısı bulunmaktadır (31 Ocak 1910: 1): “-KUYRUKLU YILDIZ- ehrimizde çend günden beri rü’yet olunmakda olan necmi giysüdarın cühelayı halkca bir takım güft-ü gûyu badi oldu ğu ve hatta oldukca aklı ba ında olanların bile vekayi-i azimeye izafetle izhârı kehanet eylemekde bulundukları kemali te’essüfle mesmuumuz oldu. Edibi ehîr Ebu’z-Ziyâ Tevfik 15 Beyefendi hazretleri tarafından 1317sene-i hicriyesine mahsus olmak üzere ne r edilen Takvimü’z-Ziyâda münderic makale-i necmi giysüdârı tenviri efkâra ve i’tikadatı batlanın ref’ine medar olur umudiyle ber-vechi zîr Konya ya aynen derc ve nakl eyliyorum. Muharrir Kâzım”

2.4.7. Abdülkadir Erdo ğan: Konya Vilâyet Gazetesi’nde yazıları yayınlanan isimlerden bir ba kası, Abdülkadir Erdo ğan’dır (Bezirci; 1999: 45; Arabacı vd. 2009: 49). 1877 yılında Konya’da do ğan Abdülkadir Erdo ğan, Konya basınının öncü isimlerinden biri olarak

13 Osmanlı Devletinde Üste ğmen rütbesi. 14 Bkz: Ek-4. 15 Kâzım Hüsnü bey ve Ebu’z-Ziyâ Tevfik çok yakın arkada lardır. Ahmet Atalay "Millî Mücadelede Konya Kuvâ-yı Milliyecileri" adlı eserinde Konya Vilâyet gazetesi ba yazarlı ğı yapan Halil Kâzım Hüsnü Bey'in Ebuzziya Tevfik Bey ile beraber Abdulhamid aleyhinde faaliyetlerde bulunmak üzere gizli te kilat kurdu ğunu belirtmektedir (Atalay, 1997: 1 - 111).

19 Konya tarihine, kültürüne ve folkloruna ı ık tutan yazarların ba ında gelmektedir. Konya Vilâyet Gazetesinin yanı sıra, Konya’da çıkan Türksözü ve Babalık ve Đstanbul’da çıkan Zaman gazetesinde yüzlerce makale ve ara tırması yayınlanmı tır (Uz, 2003: 18).

2.4.8. Naci Fikret Ba tak: Naci Fikret, Konya Vilâyet Gazetesi’nin son dönem yazarlarından birisidir. 1891’de Konya’da do ğan Naci Fikret, Konya Basının önemli isimlerindendir. Öğrencilik yıllarında gazetecilik hayatına ba layan Naci Fikret arkada larıyla birlikte “Ufk-ı Ati” isimli bir mecmua çıkarmı tır (Uz, 2003: 60). “Ufk-ı Ati”nin yayın hayatına ba ladı ğı, dönemin Konya Vilâyet Gazetesi’nde okuyuculara duyurulmu tur (4 Nisan 1911: 3). Konya Vilâyet Gazetesi’ni inceledi ğimizde, Naci Fikret’in “Tedkikat-ı Tarihiye” ba lı ğıyla, Konya tarihi ile ilgili yazılar 16 yazdı ğını ve bu yazıların seri halde ne redildi ğini görmekteyiz (25 Ocak 1928: 2). Naci Fikret’in tek eseri olan ve 1945 yılında basılan “Konya Tarihi” kitabının (Uz, 2003: 62), Konya Vilâyet Gazetesi’nde yayınlanan bu makalelerin derlemesi oldu ğu söylenebilir.

2.4.9. Muzaffer Hamid: 1896 yılında Konya’da do ğan yazar, Anadolu , Yeni Fikir gazete ve dergilerde yazılar yazdıktan sonra 1926 yılında Babalık gazetesinin ba yazarlık görevini yaptı (Uz, 2003: 70). Babalık ’ta yazdı ğı17 sıralarda Konya Vilâyet Gazetesi’nde yazıları da yayınlanmaktadır (25 Ocak 1928: 3). Yazarın, Konya Vilâyet Gazetesi’nde “Tedkikat-ı Edebiye” ba lı ğıyla yazıları ne redilmi tir 18 . Sosyal ve kültürel hayatta aktif olan Muzaffer Hamid, dönemin Cumhuriyet Halk Fırkası Merkez Kazası idare heyeti ve Tıp Birli ği idare heyetinde yer almı tır (25 Ocak 1928: 3). Muzaffer Hamid, Konya basınında en çok adı geçen yazar ve airlerden birisidir (Uz, 2003: 70).

16 Bkz: Ek-5. 17 Muzaffer Hamid’in, Konya Vilâyet Gazetesi’nde yazdı ğı makalenin sonunda yer alan cümleleri, o dönemde Babalık’ta da yazdı ğını göstermektedir (25 Ocak 1927, s. 3): “Ahmet Ha im Bey ve sanat-ı edebiyesi hakkında Babalık’ta epeyce evvel yazdı ğım silsile-i tedkikat üzerine bir çok gençlerden dün bu yoldaki edebi tahlillere devam etmekli ğimi mü ir rica yollu mektuplar almı tım. Hem emir telakki etti ğim bu ricaları isaf (yerine getirme) etmi bunmak ve hem de naçiz yazılarım hakkında fazla teveccüh ve ra ğbet gösteren gençlerle bilhassa mü takan iiri vadiye bir ükran ni anesi olmak üzere bu yazıyı ne r ediyorum. ” 18 Bkz: Ek-6.

20 2.4.10. Server Rıfat Đskit: 1894 Đstanbul do ğumlu olan yazar, Vefa Lisesi ve Tatbikât-ı Baytariye Mektebi (1910) mezunudur. Millî Mücadelenin ba lamasıyla birlikte Anadolu'ya geçerek 12 Eylül 1919-11 Ocak 1922 yılları arasında Karaman Kazası Baytar Muavinli ği ve Đhtiyat Mülâzımı Evvelli ği görevinde bulunur. 1921-1924´de Konya Babalık ve Halk gazetelerinde ba yazarlık yapan Đskit, 1924-1925 yılları arasında ise, Konya Vilâyet Matbaası Müdürlü ğü yapar. Aynı zaman da Konya Vilâyet Gazetesi’nin yayın müdürlü ğü görevini üstlenmi tir (Aydın, 2004: 26).

2.4.11. Yusuf Mazhar: Yusuf Mazhar, Bosna-Hersekli Nedim Bey'in o ğludur. 1302'de Yalvaç'ta do ğmu , ilk ve orta ö ğrenimini Konya'da tamamlamı tır. Daha sonraları öğretmenlik yapan Yusuf Mazhar 1913 yılından 19 1917 yılına kadar Konya Vilâyet Matbaasını iletmi tir. Konya Vilâyet Gazetesi’nde ba yazarlık yapan Yusuf Mazhar daha sonra kendi müstakil gazetesi olan Babalık 'ı çıkarmı tır (Aydın, 2004: 4)

2.5. Ücret Bilgileri ve Abonelik Sistemi Ara tırmada ula abildi ğimiz Konya Vilâyet Gazetesi’nin nüshalarında gazetenin ücreti ve abonelik ko ullarını bildiren ayrı bir bölüm bulunmaktadır. Gazeteye, maa ı be yüz kuru olan memurlar abone olmaktaydı 20 . Konya Vilâyet Gazetesi’nin ula ılan en eski tarihli nüshasında (8 Aralık 1885: 1) u bilgiler verilmektedir: “ Seneli ği Mecidî on dokuz kuru tan atmı , altı aylı ğı otuz kuru tur. Bir nüshası elli paradır. Posta ücreti ba kaca ahz olunur. ” 21 Gazete, 1902 senesinde 40 paradan satılırken (Arabacı, 2003: 283), II. Me rutiyet’in ilanının ardından, 1908 yılında 20 paradan (24 Kasım 1908: 1) satıldı ğı görülmektedir. 22 Konya Vilâyet Gazetesi’nde 1909 yılına gelindi ğinde (19 Ocak 1909: 1) ücret bölümünde u bilgi verilmektedir: “Seneli ği (mecidi yirmi kuru tan) yirmi ve altı aylı ğı on iki kuru tur. Bir nüshası on paradır” .23

19 Bu belge için bkz: Ek-2/D. 20 Bu bilgi, 16 Ocak 1913 tarihli, Konya Valili ği’nin Dahiliye Nezaretine gönderdi ği yazıda yer almaktadır. (Bkz: Ek-2/A). 21 Bkz: Ek-5. 22 Bkz: Ek-8. 23 Bkz: Ek-9.

21 Gazete, 1910 yılının yarısından sonra (28 Haziran 1910: 1) tekrar 20 Paraya satılmaktadır. 24 1913 yıllarının ba larında vilâyet matbaası gelirlerinin artırmak maksadıyla gazetenin senelik üç mecidiye olan abone bedeli bir mecidiye’ye indirilmi tir. Bu bilgi, Konya Valili ğinin, Dahiliye nezaretine gönderdi ği yazıda 25 verilmektedir: “…abone bedelâtının tahsilinin Jandarma tarafından ifa olunan muavenetin inkıtaıyla beraber di ğer bir usul ve kaidenin vazı’ olamaması ve mukaddema mevzu olan senevî üç mecidiye abone bedelinin celb-i ra ğbet maksadıyla bir mecidiyeye tenzil edilmesine ra ğmen ondan da istifade edilemeyerek………” Ula ılan en son tarihli Konya Vilâyet Gazetesi’nde (25 Ocak 1928: 1) gazetenin abonelik ücreti; senelik 250, 6 aylık 150 ve bir nüshası 5 kuru tan satılmaktadır. 26 Bu nüshadan ö ğrendi ğimiz ba ka bir bilgi de o dönemde gazetenin eski nüshalarını meraklılarının ilgisine sundu ğudur. Bu tarihli gazetenin ücret kısmının en altında, günü geçmi nüshaların da 20 kuru a satıldı ğı gözükmektedir.

2.6. Basım Yeri ve Đdarehanesi Gazetenin, Konya Vilâyet Matbaası ile bir bütün oldu ğunu dikkate alırsak Gazetenin de basım yeri ve idarehanesi Hükümet dairesi yani valiliktir. Ancak, 1879’da Vilâyet Matbaasında çıkan yangın sonucu, yayına bir süre ara verilmi tir (Arabacı, 2002: 117) 1882 yıllarında ise farklı bir yerde basılıp idare edilerek gazetenin ne rine devam etti ği anla ılmaktadır (Tepeyran, 1998: 36). Ara tırmada ula ılan 8 Aralık 1885 tarihli Konya Vilâyet Gazetesi nüshasında 27 gazetenin idare merkezi ile ilgili u bilgi verilmektedir (8 Aralık 1885: 1): “Dersaadette merkezi: Umum Vilâyât gazetelerinin merkezi olan Sarafim Efendi kıraathanesidir. ” 1908 ve 1909 yıllarında ise gazetenin idare yeri tekrar hükümet dairesi olmu tur (24 Kasım 1908: 1; 8 Aralık 1908: 1) 28 . 1909 yılının sonlarında ise gazetenin idare yeri “Mekteb-i Sanayi” 29 olarak de ğimi tir (20 Aralık 1909: 1). 4 Nisan 1911 tarihli nüshada ise gazetenin idare yeri, “Hükümet Civarında Daire-i Mahsusa” olarak belirtilmektedir 30 .

24 Bkz: Ek-10. 25 Bkz: Ek-2/A. 26 Bkz: Ek-11. 27 Bkz: Ek-7. 28 Bkz: Ek-8/13. 29 Bkz: Ek-12. 30 Bkz: Ek-14.

22 Gazetenin 1928 yılındaki idare yeri Ba aralı Otel arkasında Vilâyet Matbaası olarak gözükmektedir (25 Ocak 1928: 1) 31 . 22 A ğustos 1928 yılında çıkan Konya Vilâyet Gazetesi’nde ise idare yeri olarak, “Konya’da Hükümet civarında Sanatlar Mektebi içinde Vilâyet Matbaasıdır” yazmaktadır (Arabacı, 2003: 283).

2.7. Tirajı ve Gelir Kaynakları O dönemde çıkan gazetelerin hiçbirinde günümüz basınında oldu ğu gibi baskı adeti bildirilmemektedir. Konya Vilâyet Gazetesi’nde de bu yönde herhangi bir bilgiye rastlamak mümkün olmamı tır. Konya Vilâyet Gazetesi’nin Konya Vilâyet Matbaası ile birlikte bir bütünlük arz etti ği belirtilmi ti. Matbaa resmi oldu ğundan Konya Vilâyetine ba ğlı tüm resmi dairelerin baskı ihtiyaçlarını üstlenmi tir. Uzunca bir süre Vilâyette tek matbaa oldu ğundan bütün kurulu lar Vilâyet Matbaasına müracaat etmi lerdir. Onun için gelir havzası en az Vilâyet sınırları kadardır (Arabacı, 2002: 122). Matbaa gelirinin, gazetenin basımını maddi anlamda destekleyen bir unsur olduğu belirtilebilir. Buna ilaveten gazetenin ba lıca gelir kaynakları arasında ilanlar bulunmaktadır. Bu durum gazetenin elde var olan künyelerinde de gözükmektedir. 8 Aralık 1885 tarihli nüshada ilan artları u ekilde belirtilmektedir: “Đlanatın beher satırı için birinci defasında iki, tekrarında bir buçuk kuru alınır. Đkinci üçüncü sahifelere derç olunacak ilanlar için ayrıca pazarlık alınır.”32 1900’lü yıllarda ise ücretin arttı ğı ve her sayfaya ilan alınabildi ği görülmektedir: “Đlanatın yedi kelime hesabı ile beher satırı için dört, tekrarı halinde üç kuru alınır. Birinci, Đkinci ve üçüncü sahifelere derc olunacak ilanat için ayrıca pazarlık olunur. ”33 25 Ocak 1928 tarihli sayıda ise ilan ile ilgili herhangi bir bilgi verilmemi tir. 34 Bu durum, Cumhuriyetin ilanından sonra vilâyet gazetelerine bakı açısının de ğimesi ile birlikte bu gazetelere olan ilginin hem vatandaça hem de devletçe olan ilginin azalması eklinde yorumlanabilir. Gazetenin di ğer bir gelir kayna ğı ise aboneliklerdir. Her sayıda yıllık ve altı aylık abonelik bedelleri okuyucunun dikkatine sunulmaktadır. Bu konuda Seleklerin anlattıkları da gazetenin abone durumu ve geliri ile ilgili bize bilgiler vermektedir:

31 Bkz: Ek-11. 32 Bkz: Ek-7. 33 Bkz: Ek-8. 34 Bkz: Ek-11.

23 “Konya gazetesinin alınıp-satılmasına göre ya ayabilmesi, her halde icra ve Ziraat Bankası ilânları, ücretleri ile mümkün oluyordu. Bununla beraber Konya gazetesine, vilâyetin bütün köyleri tabii ve temelli abone idi. Mutasarrıflar, kaymakamlar, nahiye müdürleri seneli ği 40 kuru olan bu abone bedelini tahsil ile mükellef idiler. Hele tahrirat müdür ve tahrirat kâtiplerine tahsilâttan ondalık verilmek sureti ile alâkalandırılınca, ömründe hiç gazete yüzü görmemi köyler, bu kırkar kuru u bir salgın olarak kabul eder öderdi. Konya gazetesi, bu abone köylere da ğıtılmak için mutasarrıflı ğa toptan paket halinde gelirdi. Fakat üzerinde hangi köye ait oldu ğu yazılı olmaz, mutasarrıflık bürosunda bunları da ğıtmak ile vazifelendirilmi kimse bulamaz, tahrirat kalemlerinde telef olur giderdi. ” (Arabacı vd. 2009: 48) Gazetenin vilâyet dahilindeki Rü tiye mekteblerine de da ğıtımı 35 yapılmı tır (BOA. MF. MKT. DN. 58. GN. 94/28. 11. 1878).

3. Teknik Özellikler 3.1. Sayfa, Sütun ve Ebadı Elde bulunan nüshalara göre gazetenin, genelde prensip olarak iki yaprak ve dört sayfa eklinde ve 54x36 ebatlarında günümüz tabloid gazete boyutlarına yakın bir boyutta yayınlandı ğı görülmektedir. Ancak gazete Harf Đnkılâbı’nın ardından yeni harflere geçtikten sonra tek yaprak ve iki sayfa halinde çıkarak küçülmü tür (Arabacı, 2003: 284) Genellikle sütun uzunlu ğun 6,5 cm olmak üzere dört sütun olarak tanzim edilen gazetenin ikinci ve üçüncü sayfalar, bazen iki bazen üç sütun olarak yayınlandı ğı görülmü tür. 14 Mart 1910 tarihli nüshada birinci sayfa dört sütun olarak tanzim edilmi ancak “Meclis Umumi Kararı” ba lıklı haber iki sütun birle tirilerek 36 ne redilmi tir. Yine ula tı ğımız nüshalara göre gazetenin özel günlere has özel tasarımlarla 37 çıktı ğı görülmektedir (26 Temmuz 1910: 1). Bunlara ilaveten Cülûs (padi ahın tahta çıkma), veladet (do ğum) günlerinde birinci hamur kâ ğıtla basılmakta, yazılar üzerine yaldız sürülerek parlak yaldızlı sayılar yayımlanmaktadır (Arabacı vd. 2009: 47).

35 Bkz: Ek-1/H. 36 Bkz: Ek-15. 37 Bkz: Ek-16.

24 3.2. Mizanpajı Yazılı basın alanında, eldeki materyali bir düzen içerisinde, önemine göre sıralayarak ve belli bir estetik kazandırarak sayfalara aktarma i lemine mizanpaj ya da sayfa tasarımı adı verilmektedir. Yirminci yüzyılın ba larına kadar gazetelerde sayfa düzenlerinde sade bir üslup tercih edilmi tir. Haberler, yukarıdan a ağıya ufak bir ba lıkla sıralanarak haberin önemine göre resimlenmi , okurların dikkatini çekme gibi bir endi e içerisinde olunmamı tır. Ancak, 1900 ile 1914 yılları arasında ba lıklar büyültülerek daha canlı sayfa düzenleri yapılmaya ba lanmı , hatta gazetelerin birinci sayfalarında foto ğraf kli eleri de bu dönemde ortaya çıkmı tır (Aydın, 2004: 35). Konya Vilâyet Gazetesi’nin sayfa düzenlemesine gelince öncelikle sayfanın üst kısmına büyük ve kaim puntolarla Konya ismi yerle tirilmi tir. Ba lık dönemin tekni ği gere ği kli edir. Konya ba lı ğının sa ğında ilan, abonelik bilgileri ve ücret bilgileri bulunmaktadır. Solunda ise idare bilgileri ile birlikte u ifade yer almaktadır: “Umur-ı idare ve tahriyeye aid mevad için Matbaa Müdüriyetine müracaat olunur. Menafi-i umumiyeye aid asar meccanen kabul derc olunur. Derc edilmeyenleri iade olunmaz”. Ba lık kli esinin hemen altında iki çizgi arasına “Konya” ba lı ğının tam altına gelecek ekilde iki küçük motif arasında “ Haftada bir kere ne rolunur. Vilâyet gazetesidir. ” ifadesi yer almaktadır. Bazı sayılarda ise 38 “vilâyet gazetesidir” kısmı “Resmi Vilâyet gazetesidir” eklinde yer almı tır. Bu ifadenin solunda gazetenin yayınlandı ğı günün hicri tarihi, sa ğında ise Rumi tarihi verilmektedir. Yeni alfabeye geçilmesinin ardından gazete haftada iki defa çıkmaya ba lamı tır. Ba lık altındaki yazı, “Pazar ve Çar amba günleri ne rolunur, Vilâyet gazetesidir” eklindedir (Arabacı, 2003: 284). Ba lık kli esinin üstünde bir çizgi çizginin üstünde ise ortada gazetenin yayınlandı ğı gün, solunda gazetenin sayı numarası sa ğında ise gazetenin yayına ba ladı ğı günden itibaren kaç senedir yayınlandı ğını gösteren sene numarası yazmaktadır (4 Nisan 1911: 1) 39 . Ancak gazetede, Cumhuriyetin ilanıyla birlikte ba lık kli e mizanpajının de ğitirildi ği görülmektedir. Nitekim, 25 Ocak 1928 tarihli nüshada kli enin altındaki çizgi teke inmi , tarih ve numara kli enin üstüne alınmı ve kli enin sa ğı ve solunda yer

38 Bkz: Ek-11-14. 39 Bkz: Ek-14.

25 alan bilgiler kesik çizgilerle ile çerçevelenmi tir 40 . Gazetenin Harf Đnkılâbından sonra önemini giderek yitirmesi sebebiyle yeni harflerle, tek yaprak ve iki sayfa halinde çıkarak küçülmü tür (Arabacı, 2003: 284). Düz yazı karakterinin kullanıldı ğı gazetede, yazı ba lıkları içerikten ayrı olarak iri puntolarla verilmi ve araya konan ekillerle içerikten ayrılmı tır. Ba lı ğın hemen altında yer alan alt ba lıkların ise içerikle karı masını önlemek amacıyla ço ğu zaman ilemeli iki motif arasında verildi ği görülmektedir. Standart ba lık yazılarının altında gazetenin günlük haber ve makalelerinin yer aldı ğı görülmektedir. Gazetenin tüm sayılarında bu haber ve makaleler dört sütun halinde verilmi tir. Fakat zaman zaman sütunlar bozulmu , kimi zaman birle tirilmi tir. Gazetenin tüm sayılarında yukarıdan a ağı do ğru çizilen sütunlar arası çizgiler varlı ğını korumu tur. Bu yönüyle Konya Vilâyet Gazetesi’nde de dönemin di ğer gazetelerinde oldu ğu gibi boyuna bir mizanpaj usulü uygulanmı tır. Gazetede yayınlanan haberler, birbirinden ço ğu zaman üçgen eklindeki üç yıldız veya bir çizgiyle ayrılmaktadır. Gazetede ayrı bir habere geçildi ği bu ekilde anla ılmaktadır. Gazetenin birinci sütunda merkezden yeni gelmi resmi tebli ğler, yönetmelikler, meclis ilanları, Vilâyete ula mı telgrafların öncelikle yer aldı ğı görülmektedir. Đç sayfalarda ise yapılan atamalar, ilde verilen konferanslardan ayrıntılar, edebi tenkitler birinci sayfadan devam eden haberler görülmektedir. Gazetenin son sayfası genellikle ilâna ayrılmı tır. Bazı ilanlar kısaca yer alırken Vilâyete ba ğlı icra dairelerinden gelen ilânların uzun uzadıya gazetede ne redildi ği görülmektedir. Bu yönleriyle Konya Vilâyet Gazetesi tam bir resmi gazete hüviyetindedir. Gazetenin mizanpajında dikkat çeken bir di ğer husus, haberlerin kimi zaman “Taze havadis” ortak ba lı ğı altında sırayla yazılmasıdır. Osmanlı Devleti’ni ilgilendiren dı geli melere de yer veren gazete, “Đcmal-i Ahval”, “Đlânât”, “Tevcihat” gibi ba lıkları, sülüs yazısı eklinde ne retmi tir. Yine ehirde ve vilâyete ba ğlı bulunan yerlerde ya ana adli vakaların “Adliye” ba lı ğı altında toplanarak haberle tirildi ği dikkat çekmektedir. Gazetenin son sayılarında ise eski sayılarına nazaran, haberlerin genel bir ba lık verilip bölüm halinde sunuldu ğu anla ılmaktadır. 25 Ocak 1928 tarihli sayıda bu uygulamaya sıkça rastlanılmı tır. Örne ğin ilânlar, müdürlük veya kurulu ların

40 Bkz: Ek-11.

26 ismi anılıp ba lıklar halinde alt alta verilmi tir. Yine bu sayıda ula tı ğımız di ğer sayılardan farklı olarak ba lıkların daha büyük puntolarla de ğerlendirildi ği, ilan ve makale ba lıklarına iki sütun birle tirilerek daha vurgulu hale getirildi ği ve makalenin konusu, ba lı ğı ve yazarının süslü çizgilerle çerçevelendi ği görülmektedir 41 . Bu özellikleriyle de Konya Vilâyet Gazetesi’nin son dönemde gazetecilik anlayı ının ilerledi ği yorumu getirilebilir.

41 Bkz: Ek-5.

27 II. BÖLÜM

GAZETEN ĐN ÇIKI AMACI VE YAYIN POL ĐTĐKASI

Vilâyet gazeteleri yayınlandıkları ilin ilk gazeteleri olmu ve yayınlandıkları ilde halkın fikrî seviyesinin geli mesi ve her türlü medeni geli meden haberdar edilmesi ve e ğitim görevini yerine getirmi lerdir. Ara tırmanın bu bölümünde Konya Vilâyet Gazetesi’nin ula ılan sayılarında yer verdi ği haberler dikkate alınarak yayın politikası de ğerlendirilmeye çalı ılmı tır.

1. Amacı, Yayın Politikası, Đnceledi ği konular ve Koleksiyonları 1.1. Amacı ve Yayın Politikası Konya Vilâyet Gazetesi’nin çıkı amacını, 1864 yılındaki nizamname do ğrultusunda di ğer vilâyet gazetelerini de kapsayacak ekilde de ğerlendirmek gerekir. Vilâyet gazeteleri, duruma göre birden fazla dilli olarak çıkmakta ve yönetimle yönetilenler arasında bir ileti im köprüsü olu turmakta idiler. Aynı zamanda bu yayın organları düzenli tutulmu ar iv belgeleri niteli ğine sahiptirler. Nitekim vilâyet salnamelerinin yılda bir defa ve bazı kereler daha da aralıklı yayınlandıkları dü ünüldü ğünde, sayıları elli civarında bulunan resmi vilâyet gazetelerinin düzenli ar iv belgeleri oldukları açıkça ortaya çıkmaktadır (Yazıcı, 1997: 79). Vilâyet gazeteleri di ğer bir kısım fonksiyonlarının yanında esas olarak merkezin ta rayı esas olarak merkezin ta rayı bilgilendirme ve yönlendirme çabalarıyla, do ğrudan do ğruya yayınlandı ğı merkez ve çevresinde geli en olaylardan, o bölgede oturanları haberdar etmek amacına matuf yayın yaptıkları söylenebilir. Tanzimat hareketinin nevi ahsına münhasır uygulamalarından birisi olan vilâyet gazeteleri, Batı'nın o kendine özgü geli me çizgisinden ayrı dü mü geleneksel bir toplumu, yukardan de ğitirmede yönetici elite potansiyel olanaklar sunmu tur (Kocaba oğlu, 1984: 1) Öte yandan Osmanlı Devleti’nde basının do ğuu ve geli mesi Batı'dakine benzemiyordu. Osmanlı Devleti’nde gazete çok daha farklı bir ihtiyaca cevap vermek üzere ortaya çıkmı tı. Bu ihtiyaç, kısaca "yukardan" modernle me; gazetelerin bu ba ğlamdaki rolü de "tenvir ve terbiye" idi (Kocaba oğlu, 1984: 1). Nitekim, ilk vilâyet

28 gazetesi olan Tuna 'nın ilk sayısındaki sunu yazısında aynen öyle denilmektedir (Kocaba oğlu, 1984: 2): "Ahalisi vukuf-u malûmat ve hüsn-ü ahlâk ve adat ile yolunu düzeltmi olan memlekette efrad-ı nâs hukuk-u me ruiyesini temin eden bütün nizama riayet için vesait- i muhabereye muhtaç olarak vazifesini ifa ve idare eder. Binaenaleyh, halkın ve bir memleketin emniyet ve mamuriyet ve saadet-i hâli için iptidaen lâzım ve vacip olan tedbir, izale-i cehalet ve hüsn-ü terbiyet kaziyeleri olup bunun usulü dahi bir taraftan esbabının tamim ve teshili usûl ve kavaidin tesis ve ne ri ile vücuda geldi ğinden ve asrımızda fenn-i tab'iyyat bu misullû teshilâtın makinesi oldu ğundan . . . merkez-i Vilâyette bir matbaa vaz' ve ihdas edilmi tir ”. “Tenvir ve terbiye” amacına bir örnek de, Konya Vilâyet Gazetesi’nden vermek istiyoruz (8 Aralık 1908: 1): “Mesalih-i zatiye vesaire içün makam-ı Vilâyete ve devaire resmen verilecek arzı hallerini mahallat ve kurra ahâlisi bircemm-i gafirle getirib memurin-i hükümeti igal etmekde olup usulü me rutiyetin asâr-ı mebruresiyle her umûrda mütecelli olan terakki-i memurin-i dahi hâl-i faaliyete getirdi ği cihetle usûl ve nizami dairesinde ba arzu hal müracaat idenlerin günü gününe i lerini görme ğe her daire memuru bezl-i mesai ve gayret etmekde kusur etmeyece ğinden bundan böyle her neye dair olursa olsun ve hangi daireye müteallik bulunursa bulunsun arzu hal verecek olanların müctemian gelmeyib münferiden gelmeleri ve hilafına hareket edenlerin Dâhiliye Nezareti celîlesinden tebli ğ olunan mukarrarat mucibince haklarında muamelei lazime derhal icrâ olunaca ğı ilan olunur. ” Konya Vilâyet Gazetesi, de ğindi ği konular itibariyle devletin sesi olsa da gazetecilik mesle ğinin temel esası olan ele tiri görevini yerine getirdi ği söylenebilir. Gazetenin ula ılan en eski sayısında, Konya’ya ba ğlı Nev ehir ve Ni ğde’den haberler aktarılmaktadır. Haberin sonunda, Ni ğde Belediyesinin ehrin sorunlarıyla ilgilenmedi ği belirtilmekte ve ele tirilmektedir (8 Aralık 1885: 2): “Meclis-i belediyenin hangi dikkatsizli ğinden hangi himmetsizli ğinden ikâyet edece ğimizi bilmiyoruz ki bunun için dahi bir ey diyebilelim. Âsarı görülmesine nazaran burada Belediye yok demekten ba ka bir sözle tadil-i tesirat mümkün olmuyor. Đnallah bundan böyle belediye bir belediye dairesine dü en vazaifi bi-hakkın ifa ederek bilfiil isbat-ı vücut eder. Hem de imdiye kadar Ni ğde belediyesi ne yapmı tır anlamak isteriz. ”

29 Yayın politikasına ili kin olarak haberlerin içeri ğinde ve ele alını ında bir de ğime olmamakla birlikte, II. Me rutiyet’in ilanından sonra yeni yönetim anlayı ını yansıtan bir de ğiiklik ya andı ğı belirtilebilir. O dönemde, eski döneme ili kin “istibdat” gibi nitelemelerin, gazetede yayınlanan tebli ğ, telgraflarda sıkça kullanılması dikkat çekmektedir. Bu duruma bir örnek vermek gerekirse 31 Ocak 1910 tarihli Konya Vilâyet Gazetesi nüshasında vatanda ların kanuna uyan i lerinin sonraya bırakmadan yapılması ile ilgili Maarif Nezaretinden valiliklere gönderilen tebli ğde u ifadeler yer almaktadır (31 Ocak 1910: 1): “Saniyen unutmayınız ki memurlar hadim-i halkdır. Binâenaleyh i leri için müracaat edecek efrâd-ı milletden her birine hüsnü muamele iderek talebleri muhik ise, kanun ve nizama mu ğayir de ğil ise hemen muktezasının ifasına müsareatle bir bahane ile i lerin tehir ve ta’vîkine meydan verilmemesi ve taleb vaki’ kanun ve nizama mu ğayir oldu ğu takdirde hemen bir kelime ile ve hitab-ı barid ile eshab-ı müracaatı red etmeyerek matlublarının ademi is’afı sebebi kanunu ve nizamiye müstenid bulundu ğu kanun ve nizam her memurun fevkinde hâkim oldu ğunu, bütün memleketin menafi-i umumiyesi öyle icab itti ğini lisanı münasible anlatarak hükümet ile ahâli beyninde vücudu her zaman lâzım olan hüsn-ü nazarın te yidine çalı ınız. Salisen muhaberâtda iltizam-ı vüzuh ve sür’at mekatibatı resmiyenin eraiti esasiyesinden olup bunun için yazılacak muharreratın gâyet açık ve ha ivden âri bulunmasına bilhassa dikkat olması lâzımdır. Devri istibdadda i lerin sakatını kelime ile tevil eylemek, fikirlerdeki tereddüdü elfaz-ı garibe altında gizlemek içün icad ve ittihaz olunan sı ğayı kinayet her i i açık olmak lâzım gelen hükümet-i me ruta lisanıyle kabili te’lif de ğildir. Tekid ve isti’lam gibi lüzümsuz ve i leri ta’lil ve ta’vik eden muhaberata kat’iyen mahal kalmamak için nezaretden vaki’ olacak tebli ğatı hemen icrâ ediniz ve cevabı müstelzim olan muharreratın cevablarını derhal gönderiniz ve ayed bu babta teehhur vuku’u ba’zı esbabdan na i zaruri olur ise bu esbâbı bildiriniz. En ziyâde tavsiye edece ğim ey az yazmak çok i görmekdir. Đtiyadat-ı sabıkaya temsilen ka ğıd çıkarma ğa de ğil i çıkarma ğa bakmalıdır. Maârif memuru olma ğla memlekete kar ı ta’ahhüd etmi oldu ğumuz vezaif pek mu’tenadır. Münevver fikirler mezheb-i vicdanlar mu’tekid kalbler yeti tirmek gibi hidematı mühimme ile mükellef bulunur……. Zimmetimize mevdû’ ve mahmül olan vezaif ne kadar a ğır olursa olsun

30 hüsnüniyetle bed’ itmek, ii bilerek görmek, say-u gayretden ayrılmamak her kârda muvaffakiyeti te’min eden esbabdan olma ğla ifa-yı vezaif emrinde bu dairede ve ciddiyetle hareket eylemeleri tavsiye olunur. ” Vilâyet gazetelerinin resmi görü ü yansıtan ve dönem iktidarlarının, halka yönelik bir propaganda aygıtı oldu ğu gerçe ği, Konya Vilâyet Gazetesi için de geçerlili ğini korurken, yayın politikasındaki teknik bir de ğiiklik de gazetenin son yıllarında gerçekle mi tir. Harf Đnkılâbı hazırlıklarının yapıldı ğı bir dönemde 22 Ağustos 1928 tarihli nüshada görülmektedir (Arabacı, 2003: 283). Gazete o tarihteki ba yazısına u ba lı ğı atmı tır: “YEN Đ HARFLER ĐMĐZ VE FA ĐDELER Đ 1” Daha yeni harfleri kullanma zorunlulu ğu olmadı ğı halde, gazete medeniyet ve aklın, ilmin yolunun bu oldu ğunu belirtir (Arabacı, 2003: 283): “Lâtin harfleri, yeni harflerimiz… Beynelmilel olan ehemmiyetinden sarf-ı nazar Türk lisanının bünye ve ive-i asliyesine çok tevafuk eden Lâtin Harfleri, daha do ğrusu yeni harflerimizin kabulü, muhterem Büyük Millet Meclisinin de takdiren mazhar-ı tasvib ve tasdiki olarak kesb-i kanuniyet etmi ti. ” Lâtin Alfabesiyle yazı belki de ilk defa dördüncü sayfanın dördüncü sütununda dokuz satır halinde öyle yer alır (Arabacı, 2003: 283): “Yeni harflerimiz inkılap tarihimizde nurlu bir merhaledir. Asil milletimizi bu ziyadar merhaleye erdiren ulu halâskare nihayetsiz minnetler, tebciller…M. Hamid. ” Konya Vilâyet Gazetesi, haftada bir gün olacak ekilde yayınlanmaya ba lamı tır. Yayın günü genellikle “Salı”dır. Harf Đnkılâbından sonra gazete haftada iki gün (Pazar, Çar amba) çıkmaya ba lamı tır. Cumhuriyetin ilanından sonra ise döneme kadarki gazete numaralamasına ek yapılmaya ba lanmı tır. Gazetenin 25 Ocak 1928 tarihli nüshasında numara hanesinde, 142-2292 yazmaktadır 42 . 25 Mayıs 1932’ye gelindi ğinde ise gazetenin numarası: 394-2685’tir (Arabacı, 2003: 284).

1.2. Đnceledi ği konular Gazetede haber ve yazı da ğılımının en dikkat çeken yanı, iç haberlerin büyük ağırlı ğının genel olarak yönetime, özel olarak da "adlî", ''mülkî", ve "malî" konulara ili kin olu udur. Bir ba ka çarpıcı özellik ise, haberlerin büyük bir ço ğunlu ğunun Konya Vilâyeti'ni ilgilendirmesi, Đstanbul ve ta raya ili kin haberlerin gazetede ancak çok

42 Bkz: Ek-11

31 küçük bir yer tutmasıdır. Bu iki olgu, bir yandan vilâyet gazetelerinin “sebeb-i hikmet”ini açıklarken, bir yandan da bölge gazetecili ği açısından vilâyet gazetelerinin önemini ortaya koymaktadır. Ayrıca, sa ğlık haberleriyle birlikte, iktisadi ve sosyal hayata ili kin haberlerin önemlice yer tuttu ğunu, buna kar ılık sıradan günlük olaylara da -çok fazla a ğırlık tanınmamakla birlikte- yer verilmi oldu ğu görülmektedir. Đktisadi haberler içinde bayındırlık faaliyetleri, sa ğlıkla ilgili haberlerin büyük bir yer tuttu ğu görülmektedir. Uygur Kocaba oğlu tarafından Tuna gazetesinin koleksiyonu üzerinde, gazetenin yayın politikasına yönelik yapılan bir ara tırma vilâyet gazetelerinin yayın politikasını belirlemek adına bizlere ı ık tutmaktadır. Bu ara tırmaya göre 52 sayıdan olu an koleksiyonun be sayıda bir oranıyla toplam 11 gazete taranmı ve bu sayıların her birinde ortalama olarak 20’nin üzerinde, toplam 230 de ğiik konuda yazı ve haber oldu ğu tespit edilmi tir. Bu durum tablo halinde u ekilde gösterilmi tir (Kocaba oğlu, 1984: 6):

Adet Oran Dahili Haberler 136 %59 Harici Haberler 62 %27 Đlanat 32 %14 Toplam 230 %100

Tabloda görüldü ğü üzere ilanlarla birlikte gazetenin içeri ğinin %73’ü iç haberlerden yani vilâyet dahilini do ğrudan ilgilendiren konulardan olu maktadır. Ara tırmamızın konusu olan Konya Vilâyet Gazetesi’nin ula ılan nüshaları incelendi ğinde de bu tabloya benzer bir durum ortaya çıkmaktadır. Gazete, resmî yayın oldu ğu için genelde vilâyet haberlerini, resmî emir ve ilânları yayımlamı tır. Ancak inceledi ğimiz kaynaklarda ve ula tı ğımız bazı nüshalarda, gazetenin, makale, iir ve benzeri yazılara da yer verdi ği görülmü tür (Tepeyran, 1998: 23). Gazetenin mevcut sayılarına bakıldı ğında, padi ah fermanları ba ta olmak üzere, Đstanbul’dan merkeze gönderilen siyasi bilgi ve haberler, II. Me rutiyet döneminde mebusların haber ve beyanlarının yer aldı ğı görülmektedir.

32 Gazete’de; vilâyet merkezi Konya ile birlikte, etrafındaki ehir ve kasabaların, di ğer yerle im yerlerinin haberleri de yer almaktadır. Aynı zamanda derneklerden, toplumdaki hareketlili ğe kadar her türlü olguda resmî bakı ı yansıtan gazetecilik anlayı ı öne çıkmaktadır. Bu noktada, ula tı ğımız nüshaların azlı ğı sebebiyle, elde bulunan nüshalar ve yararlandı ğımız kaynaklar ı ığında gazetenin dönemsel olarak içeri ği ve durumu ile ilgili serüvenini aktarmak istiyoruz. 1879 yılında Konya merkezinde büyük bir yangın çıkar. Çar ı ile birlikte, Hükümet Kona ğı, Aziziye yerindeki Yüksek Camii, Kapı Camii de yanar Yangın sırasında Hükümet Kona ğındaki matbaa, aletleriyle birlikte kurtarılarak hükümet kar ısındaki Bedesten’e, oradan Türbe, Meram Caddesi üzerinde bir dükkâna, ardından Dârüleytam akaratı (Kasaphane) civarına ta ınır. Tabii bu sebeple Konya Vilâyet Gazetesi yayınına zorunlu olarak ara vermek durumuna kalmı tır. Vilâyet matbaası 1887 yılında tekrar yapılan imdiki Hükümet Kona ğına getirilmi tir (Arabacı, 2002: 117). Konya Vilâyet Gazetesi’nin, yayın ve içerik olarak, Sultan Aziz döneminde, en rahat ve etkili yayın yaptı ğı söylenebilir. Sansürün etkisinin hissedilmedi ği bu dönemde, Konya’nın tek gazetesinde Türkçe, hatta Arapça iirler, makaleler ne redilmi tir. Bu katkıyı sa ğlayanlar arasında sonradan büyük öhret sahibi olan Veled Çelebi ( Đzbudak), Ni ğdeli Ebubekir Hâzim gibi isimler bulunmaktadır (Arabacı vd. 2009: 47). Konya Vilâyet Gazetesi’nin 1880’li yılların ortalarındaki durumuna ili kin olarak ise Macit Seleklerin tanıklı ğını önemlidir. Selekler bir yazısında, kendisinde bulunan gazete koleksiyonundan yola çıkarak unları yazmı tır (Arabacı vd. 2009: 47- 48): “Konya gazetesinin çar ıda satıldı ğı ve her hangi bir insanın okumak için eline aldı ğı vaki de ğildi. Babamın sakladı ğı nüshalara ait o eski hararetli devir söndükten sonra gazete de icra dairesi ilânları, müktesebât ba lı ğı altında patates ziraatı hakkında ba ka gazetelerden alınmı yazılardan ba ka bir ey bulunmazdı. ” Konya Vilâyet Gazetesi’nin, 1885 tarihli ula tı ğımız nüshasında yer alan haberler Selekler’in gazetenin içeri ği ile ilgili anlattıklarını do ğrular niteliktedir. 1900’lü yıllara gelindi ğinde ise gazetenin içeri ği, Selekler’in anlattıklarından pek farklı de ğildir. Özellikle 1908-1910 döneminde Osmanlı ülkesinin devamlı harb

33 halinde oldu ğu dikkate alındı ğında Konya Vilâyet Gazetesi’nde resmi yazı malar, basit adli vakaların yanı sıra askerlikle ilgili yerel halka moral ve motivasyon sa ğlama anlamında haber ve makalelere 43 yer verildi ği görülmektedir (1 Aralık 1908: 1). O dönemde Konya’da yayımlanan bir ba ka gazete olan Me rik-ı Đrfan’ın 11 Temmuz 1910 tarihli haberi, Konya Vilâyet Gazetesi’nin 1910’lu yıllardaki halini özetler niteliktedir (Arabacı vd. 2009: 48): “Bugün inti ar eden vilâyet gazeteleri arasında Ankara gazetesinden ba ka ayân-ı itibar bir gazete mevcut de ğildir. Đstihbarât-ı hususiyemize nazaran bu gazete de nim resmî (yarı resmî) ve nim hususî bir ekil ve vaziyette bulundu ğu içün itibardan dü müyor, mamafih Ankara’da ba ka bir matbaa ve ba ka bir gazete bulunmamasının da bu babda icra-yı tesirden halî kalmadı ğı dü ünülmelidir. Hâlbuki bugün vilâyetimizde iki matbaa ve üç gazete inti ar etmektedir. Yakında da bir matbaa ile daha birkaç gazetenin teessüs edece ği me’mûldür . ” Konya Vilâyet gazetesi, Millî Mücadele döneminde devrin siyasi kampla malarına katılmadan resmi gazete hüviyetiyle yayın hayatına sessiz bir ekilde devam etmi tir. Cumhuriyetin kurulu u ile birlikte vilâyet matbaaları ve devlet gazetecili ğinin yava yava basın alanından çekilmeye ba laması, vilâyet gazetelerinin durumunu tartı ılır hale getirmi tir. Harf Đnkılâbının ardından, basın camiası yayınlarını devam ettirme noktasında ciddi güçlüklerle (yeni matbaa harflerini temin etme ve okuyucusuz kalma) kar ıla mı hatta bazıları kapanma noktasına gelmi tir. Ancak Valilik deste ği bulunan Konya Vilâyet Gazetesi, bu güçlükleri çok hissetmemi ve varlı ğını sürdürmü tür. Gazetenin, yayınına; 1879 yangınından sonra verdi ği zorunlu aranın ardından asıl ve devamlı ara veri i Cumhuriyet devrinde olmu tur. Konya Vilâyet Gazetesi, 1932’de Đç Đ leri Bakanlı ğı’nın “hususi gazete çıkan yerlerde resmî gazetelerin çıkamayaca ğını” bildiren kararıyla artık kapatılmı tır (Arabacı vd. 2009: 49).

43 Bkz: Ek-4.

34 1.3. Koleksiyonları Konya Vilâyet Gazetesi, uzun solukludur. Rus Harbi olur çıkar. Cihan Harbi patlak verir, çıkar. Đstiklâl Harbi yıllarında pek sesi duyulmasa da kapanmaz. Ama nedense zafer kazanılıp Cumhuriyet kurulduktan sonra 1932'de resmen kapatılır. Ara tırmalarımızda Konya Vilâyet Gazetesi’nin Đstanbul Beyazıt Kütüphanesinde 10, Milli Kütüphane’de 3 ve Konya Đzzet Koyuno ğlu Müzesinde 1 adet nüshasına ula ılabilmi tir. Yine Konya tarihi üzerine ara tırma yapan kıymetli bilim adamları ve ara tırmacılarla görü meler yapılmı , ahsi ar ivlerde ba ka nüshalara ula ılabilmek amacıyla giri imlerde bulunulmu ise de maalesef farklı bir gazete nüshasına ula ılamamı tır. Yine, “Millî Mücadele’de Konya” isimli eserde kaynak olarak gösterildi ğini tespit etti ğimiz Konya Vilâyet Gazetesi’nin, 2 Mart 1326, 18 Mayıs 1326 ve 1 Haziran 1326 (1910) tarihli nüshalarına bütün çabalarımıza ra ğmen ula ılamamı tır (Avanas, 1998: 14). Ula tı ğımız gazete nüshalarının tarihlerini ve sayı numaraları kronolojik olarak u ekildedir: - 26 Te rinisani (Kasım) 1301 (1885) Numara: 738 ( Đzzet Koyuno ğlu Müze ve Kütüphanesi) - 21 Kanun-i Sani ( ubat) 1318 (1903) Numara: 1601 (Yrd. Doç. Dr. Caner ARABACI Özel Ar ivi) - 11 Te rin-i Sani (Kasım) 1324 (1908) Numara: 1894 (Beyazıt Kütüphanesi) - 18 Te rin-i Sani (Kasım) 1324 (1908) Numara: 1895 (Beyazıt Kütüphanesi) - 25 Te rin-i Sani (Kasım) 1324 (1908) Numara: 1896 (Beyazıt Kütüphanesi) - 6 Kanun-i Sani (Ocak) 1324 (1909) Numara: 1901 (Beyazıt Kütüphanesi) - 13 Kanun-i Sani (Ocak) 1324 (1909) Numara: 1902 (Beyazıt Kütüphanesi) - 10 ubat 1324 (1909) Numara: 1906 (Beyazıt Kütüphanesi) - 7 Kanun-i Evvel 1325 (Aralık) (1909) Numara: 1948 (Beyazıt Kütüphanesi) - 18 Kanun-i Sani (Ocak) 1325 (1910) Numara: 1953 (Beyazıt Kütüphanesi) - 15 Mart 1326 (1910) Numara: 1959 (Beyazıt Kütüphanesi) - 15 Haziran 1326 (1910) Numara: 1974 (Beyazıt Kütüphanesi) - 13 Temmuz 1326 (1910) (MillîKütüphane) - 22 Mart 1327 (1911) Numara: 2011 (Millî Kütüphane)

35 - 6 Mayıs 1336 (1920) Numara: 58-2259 (Yrd. Doç. Dr. Caner ARABACI Özel Ar ivi) - 25 Mayıs 1927 Numara: 117-2292 (Yrd. Doç. Dr. Caner ARABACI Özel Ar ivi) - 25 Kanun-i Sani (Ocak) 1928 Numara: 142-2292 (Milli Kütüphane) Gazetenin, elde edebildi ğimiz 17 adet nüshasının yanı sıra halen Etnografya Müzesi’nde sergilenen halı gazete eklinde bir örne ği de bulunmaktadır. Bu Halı gazetenin hikayesi ise u ekildedir: 1889 yılında Konya Valisi olarak tayin edilen Avlonyalı Ferit Paa, Konya’da halıcılık sanatını te vik etmek maksadıyla 5 Mayıs 1901’de halı ve kilim sergisi açmı ve sergi be hafta sürmü tür. Sergide, Ak ehir halı tezgahlarında dokunmu “Konya gazetesi” eklindeki halı sergide ilgi oda ğı olmu tur (Memleket, 2008: 8). Halen Konya Etnografya Müzesi’nde sergilenen 1x1.5 m. Ebatlarında beyaz zemine siyah çizgilerle, kök boya ile boyanmı yün iplikle dokunmu olan tarihî halı gazetede sütunlara bölünmü haber metni u ekildedir: “ Havadis- Konya Vali-i Alisi devletlu Ferit Pa a Hazretleri tarafından tensip ve i ’ar üzerine Konya’da bir halı ve kilim sergisi kü adına müsaade buyrulmu tur ki bugün mezkur serginin birinci günü olmak ve imdiye kadar buralarda asar-ı sınaiyeye ait böyle bir sergi kü ad edilmemi bulunmak cihetiyle umum Konya ahalisi ve bahusus halı ve kilim sanileri tarafından zat-ı hazreti hilafetpenahinin ed’iyeyi sıhhat ve afiyet-i cihan kıymetleri bir kat daha yad ve tekrar kılınmıtır”. 63 yıllık tarihî hatırayı; “turistlerin ilgi oda ğı olarak” Konya Etno ğrafya müzesindeki bu halı gazete ya atmaktadır

2. Dönemin Olaylarının Gazeteye Yansımaları

1869-1932 yılları arasında yayınlanan ve uzun süre Konya basınını tek ba ına temsil eden Konya Vilâyet Gazetesi’nin, belirtildi ği üzere çok az sayıda nüshasına ula ılabilmi tir. Bu durum incelememizin kapsamını daraltmı tır. Bu bölümde, Konya Vilâyet Gazetesi’nin, ula abildi ğimiz nüshalarını esas alarak o dönemde ya anan iç ve dı olayların ele alını biçimi irdelenmeye çalı ılacaktır.

36 2.1. Đç Olaylar

Gazetede yer verilen haberleri tayin, atama terfi, azl, becayi , maliye, maarif, ula ım, iskan, sağlık ve pratik bilgiler, askeriye, ileti im, nüfus, adliye, doğal afetler, Kanun-u Esasi, azınlık cemaatleri, ilanlar ve di ğer haberler olmak üzere ba lıklar altında toplamak mümkündür. Ancak gazetenin son sayılarına kadar bu haberlerin verili ekli, belli bir disiplin içinde olmamı tır. Bir ba ka deyi le, ekonomi, dı haberler, vilâyet haberleri eklinde bir bölüm anlayı ı yoktur. Gazete ilk sıraya (man et eklinde de belirtilebilir) kimi zaman “Taze Havadis” ba lı ğını kullanarak haberlere yer vermi , kimi zaman merkezden gelen tebli ğ ya da “evamir”leri yayınlamı , bazen dünyada ya anan önemli bir geli meyi okuyucularına sunmu , bazen de makaleye yer vermi tir.

Gazetenin iç haberleri ele alma eklinin de ğerlendirmek için gazeteden bazı haber örnekleri vermek yararlı olacaktır.

24 Kasım 1908 tarihine ait nüshada yer alan haberde, Nazım Pa a’nın Konya valili ğine atanması fermanının Hükümet meydanında Çelebi Efendinin hazır bulundu ğu bir kalabalı ğa okunma merasimi ile ilgili haber, fermanın tam metni ve Çelebi Efendinin kalabalı ğa hitap metni yayınlanmı tır. Çelebi Efendi (Dönemin Mevlevi Postni ini) konu masında Đttihat ve Terakki yönetimine methiyeler sıralarken, eski idarenin kötülüklerinden bahsedip kalabalı ğa me rutiyet rejiminin faziletlerini anlatmaktadır (24 Kasım, 1908: 1): “Ahâli-yi kirâm! Usûl-i me rutiyet hakkı sarîhimiz iken hukukumuzu arayamamak bizi dereke-i mahv u izmihlale dü ürmü idi. O devr-i istibdadın mezalimini bilmem ta’rif ve tasvir edecek bir kalem var mıdır? Mücmelen diyebilirimki bunların zulmünden, de ğil gerdün, Eflak de, Ar da a ğlamı idi. Ey sînesi hamiyetle me hûn olan muhterem Konya ahâlisi! Usûl-i me rutiyet ve me veret hakk-ı me rû’umuzdur. Cenâb-ı Perverdigâr Kur’an-ı mecidinde Habib-i Ekremine hitâb ile umumumuza amil olan esteizübillah (ve âvirhüm . . . ) buyuruyor. Emr u ferman-ı ilahiyye ve ehadis-i nebeviyye ile sabit ve mü’eyyed olan usûl-i me rû’a ve me rûtayı kaldırmı lar idi. Hamden sümme hamden gayretullah galeyana gelerek Cenab-ı Hak Đttihad ve Terakki Cemiyetini âlet ederek kahraman ve anlı ordumuzun inzimam-ı mu’avenet-i satvetkârânesiyle hakk-ı

37 me ru’umuzu istirdâd ittik. Bunun için i bu cemiyet-i muhteremeye ez-dil-ü cân muhib ve muavin olmaklı ğımız ayn-i farz ve farz-ı ayndır. ”

Konya Valisi Vefik Bey’in görevinden ayrılması 20 Aralık 1909 tarihli gazetede okuyuculara “istifa” ba lı ğıyla duyurulmu tur. Haberde Vefik Bey’in yerine Ali Rıza Paa’nın atandı ğı belirtilirken gazete sabık valiye, te ekkür babında u cümleleri ne retmi tir (20 Aralık 1909: 2): “Vefik Beyefendi hazretleri umran ve terakkiyatı memlekete cidden sa’y-ü gayret eylemi ve bundan dolayı ho nudu-i ciddiyeti mesaisiyle temeyyüz itmi vülâtı kiramdandır. Kendilerinin vilâyetimizden mufarakatları ahâli-i memleketi pek ziyâde müteessir eylemi dir. Cenabı Hak selâmet, afiyeti ihsan buyursun. ”

Bir ba ka nüshada ise Konya Valili ğine atanan Arif Pa a’nın kar ılama merasimi haberine yer verilmi tir. Gazete Aynı sayıda vilâyet meclisi umumi toplantısı tutana ğına da yer ayırmaktadır (28 Mart 1910: 1-2).

26 Temmuz 1910 (13 Temmuz 1326) tarihli II. Me rutiyetin ilânının yıl dönümünde ehirde yapılan kutlamalara yer veren Konya Vilâyet Gazetesi, o güne özel bir tasarımla çıkmı tır 44 . Kli enin altına büyükçe Osmanlı Devleti’nin arması yerle tirilmi , sa ğına ve soluna ise “Ya asın Hakimiyet-i Milliye”, “Ya asın Me rutiyet” ifadeleri konulmu tur. Haberin ba lı ğı “ Đyd-i Ekber-i Osmaniye”dir. Haberin giri inde uzunca, me rutiyetin faziletleri ve vatanda lara kazandırdıkları anlatıldıktan sonra yapılan merasim hakkında bilgi verilmi tir.

Gazete, haberi övgülerle okuyucularına aktarmaktadır. Belediyenin o günün erefine bütün bir ehiri süsledi ğini haber veren gazete, haberi ilginç kılmak amacıyla u cümleleri de kullanmı tır:

“Belediyemiz bu yevm-i mübarekin kadriyle mütenasip, tenvirat ve tezyinat ile ilan-ı aduman ederek ahali-yi memleketin hissiyatına tercüman olmu tu. Cevami-i erif minareleri, mektepler ve tak-ı Osmanî ve Ziraat Bankası ve hapishane ve sair müessesat-ı emiriye ve maliye ve birçok emkine-i hususiye tezyin ve tenvir edilerek her taraf mütebessim görünüyordu. Hele her unsura mensup dört kız çocu ğunun müzeyyen urba içinde arabanın ön cihetine muallâk “ Đttihad-ı anasır” levha-i mübeccelesinin her

44 Bkz: Ek-16.

38 biri bir kö esine merbut kırmızı ve beyaz habl-i metin ellerinde olarak aldıkları vaziyet, umuma re k-i meserret bah etmi tir. Bu levha ittihadın kuvvet ve ulviyetini meyan-ı unsura bir lisan-ı sitayi le irae eylemekte ve her unsur kalblerinde câyı-gir olan ittihadî vecihlerinde hâsıl olan alaim-i ibtisam ( tebessüm alametleri) ve meserretle irae etmekte idi. ”

Bu örnekler , Konya Vilâyet Gazetesi’nin, vilâyet merkezi ile ilgili haberlere, hem dil hem de habere gazetede ayrılan yer bakımından önem atfetti ğini göstermektedir.

24 Kasım 1908 ve 8 Aralık 1908 tarihli nüshada askerlik ve ordu ile ilgili haber ve makalelerin yo ğunlu ğu dikkat çekmektedir. Osmanlı ükesinin o dönemde devamlı harb halinde oldu ğu dikkate alındı ğında Konya Vilâyet Gazetesi’nde askerlikle ilgili yerel halka moral ve motivasyon sa ğlama anlamında haber ve makalelere yer verilirken orduya Konya’dan yapılan kı lık yardımların, liste halinde verildi ği görülmektedir. Buna ilaveten yardımlar yetersiz görülmü olacak ki 24 Kasım 1908 tarihli nüshada gayet sert bir dille kaleme alınmı ve askere kı lık hediye ve malzeme temini konusundaki haber de dikkat çekicidir (24 Kasım 1908: 2): “Askerlere kı lık hediye tedarik etmek üzere Osmanlı namını ta ıyan Đslâm, Hristiyan ve Musevi nisvanından refakati acizide teekkül etmi olan cemiyet ol bâbda mesaiye ibtidâr eylemi dir. Vatanın emri muhafazası için gö ğüs geren askerdir. Avrupada imparatoriçeler, kraliçeler, prensler dahi askere hediye hazırlamayı erefli bir me guliyet addeyleyerek o hususda pek çok gayretleri göstermi lerdir. Japonya nisvanının bu yoldaki gayretleri gazetelerde görüldü. Biz de dahi u emri hayra icabet etmeyecek bir Osmanlı hanımı tasavvur etmiyoruz. Gerçi bazı mahallat halkı beyninde askere çama ır ihzar edilmek hamiyetinde bulunuluyorsa da bu kafi olamıyacakdır. Büyük dairelerden himmetler, gayretler gösterilmelidir. Kı geldi so ğuk bastı. Mangal ba larına soba kenarlarına iltica edilürken askeri hatıra getirmemeyi hiç bir Osmanlıdan me’mul edemeyiz”. 14 Mart 1910 tarihli gazetede askere verilen hediyelerin listesi uzunca yayınlanırken listenin üst kısmında bir te ekkür cümlesi vardır (14 Mart 1910: 2): “Hamiyetmendan ahâlisine bilhassa te ekkür ederiz var olunuz vatanperver, ittihad küster karda lar. ”

39 Gazete, 1909 yılında yeni göreve gelen Hükümetin Bakanlar Kurulu listesini “Yeni Heyet-i Vükela” ba lı ğıyla ilk haber olarak aktarmaktadır. Habere göre bakanlar kurulu u isimlerden olu maktaydı: Sadrazam ve Dâhiliye Nâzırı Hüseyin Hilmi Pa a, eyhülislam Ziyâeddin Efendi, Hariciye Nâzırı Rif’at Pa a, Harbiye Nâzırı Ali Rıza Pa a, urayı Devlet Reisi Hasan Fehmi Pa a, Adliye Nâzırı Refik Bey, Maârif Nâzırı Abdurrahman Bey, Maliye Nâzırı Rif’at Bey, Orman ve Meadin Nâzırı Mavro Kurtatu, Nafiâ Nâzırı Nevradu Nekyan, Evkaf Nâzırı vekâleten Sadaret Müste arı Ziyâ Bey (23 ubat 1909: 1)

Vilâyet haberlerine ili kin ilginç bir haber Konya’da Alaeddin tepesi ile ilgili ya anan polemikle ilgilidir. Gazete; Tanin gazetesinde yer alan Konya Alaeddin tepesinin bir bölümünün Belediye kararı ile satılaca ğına ili kin habere cevap verirken Dönemin Vilâyet Evkaf Müdürü Re at Bey’e ilginç bir ele tiri de getirmektedir (4 Nisan 1911: 2):

“ Halbuki Sultan Alaeddin asarı atikay-ı Đslamiye nokta-i nazarından kıymetdar bir cami-i erifi ve selatin selçukiden bir ço ğunun türbeleri bulunan böyle bir mahalde bir karı yerin bile satılması gayri caiz bulunmakta oldu ğundan tesbit-i mezkurun men’i zımnında Vilâyete tebligat-ı mukteziye icrası lüzumunun Evkaf Nezaretinden Dahiliye Nezaretine i ’ar kılındı ğı hakkında bir fıkra görülmü tür. Mezkur tepenin daire-i belediye terki ve parça parça ……. hakkında Konya belediye ve idare meclislerince müttehiz hiçbir karar olmayıp bilakis mezkur tepenin camii mü temilat-ı tarihiyesiyle beraber ebediyyen muhafaza-i mevcudiyeti için cemiyeti belediyece dü ünülen bir suret silsile meclisi idare-i Vilâyetin fi 3 ubat sene 326 tarihli ve bir numaralı mazbatasıyla makam-ı celil-i sadarete arz edildi ği ve kendi odasıyla daire-i vilâyet arasındaki mesafe onbe hatveden ibaret olup bu babda makam-ı vilâyetten istizah-ı keyfiyet etmesi lazimeden bulundu ğu halde Vilâyet Evkaf Müdürü Re at Bey’in haricen aldı ğı haberi ve ahd üzerine nezarete hilf-ı hakikat i ’aratda bulunması ayan-ı te’accüb ve te’essüf oldu ğundan tashih-i keyfiyete mesareat olunur. ”

Konya Vilâyet Gazetesi’nin ula abilen son dönem sayılarından 25 Ocak 1928 tarihli nüshasında vilâyet haberlerinin tek bir ba lık altında toplandı ğı görülmektedir.

40 Gazete bu tarihte, haberlerin yerle tirilmesi anlamında di ğer nüshalardan ayrılmakta ve daha disiplinli bir görüntü vermektedir 45 .

2.2. Dı Olaylar

Gazetede dı haberlerin verildi ği ayrı bir sütun bulunmamaktadır. Dı haberler gazetede kimi zaman “Đcmal-i Ahval” ba lı ğıyla duyurulmu , kimi zaman da Đstanbul gazetelerinden alıntı yapılarak okuyucuya aktarılmıtır. Dı haberlerin gazetede yer alı biçimiyle ilgili herhangi bir standart bulunmamakla birlikte daha ziyade bir ve ikinci sayfalarda verildi ği görülmektedir. Ara tırmamızın en kısıtlayıcı durumu, gazetenin 14 sayıdan fazla koleksiyonuna ula ılamamasıdır. Bu nedenle elde bulunan nüshalarda yer alan haberleri burada aktarmak istiyoruz. 8 Aralık 1885 tarihli gazetenin ilk haberi “ Đcmal-i Ahval” ba lı ğını ta ımaktadır. 14 Kasım 1885 yılında patlak veren Sırp-Bulgar Savaı46 ile ilgili geli meleri okuyucularına aktarmaktadır. Đki ülke arasında çatı malar devam ederken bir yandan da ate kes görü melerinin sürdü ğü anla ılmaktadır. Haberin devamında Bulgaristan prensinin Đstanbul’a iltica etti ği yönünden haberler geldi ği belirtilmekte, haberin sonunda ise ark-î Rumeli Komiserli ğine devletlu Cevdet Pa a’nın atandı ğı haber verilmektedir (8 Aralık 1885: 1). 47 26 Ocak 1909 tarihli gazetenin birinci sayfasında, Đtalya’da meydana gelen deprem ile ilgili haber okuyuculara aktarılmaktadır. Bu depremle ilgili bir yardım komisyonunun daha önce olu turuldu ğunu hatırlatan gazete, yeni bir depremin bu sefer Đzmir’de ya andı ğını haber vermektedir (26 Ocak 1909: 1): “Cenabı hak bil-cümle bilad-ı Đslamiye ile beraber memaliki mahruse-i Osmaniyeyi âfât-ı semaviye ve araziyeden muhafaza buyursun. Đtalya memalikinde zuhur yâfte olan hareketi arz hakikaten dilsûz bir vak’a-i müessife te kil ederek bütün osmanlıları da da ğdarı teessüf eylemi bulundu ğu mebusan ve a’yanca nazarı dikkate

45 Bkz: Ek-11. 46 Sırp-Bulgar Sava ı, 14 Kasım 1885'te ba lamı ve 28 Kasım'a kadar sürmü tür. Kesin barı anla ması 19 ubat 1886 yılında Bükre 'te imzalanmı tır. Sava ın sonucunda, Avrupa devletleri 6 Eylül 1885'te gerçekle en Bulgaristan'ın birle mesini kabul etmi lerdir. 47 Bkz: Ek-7.

41 alınarak sadrazam meali Efham Pa a hazretlerinin tahtı riyâseti-i merahim perveranelerinde mezkur harekatı erziyeden musab olanlar için bir iane komisyonu da te kil edilmi di. imdi ise Der-saadet gazeteleri harekatı arzıyenin me’at-te’essüf Đzmir ve mülhakatında dahi oldukca edid bir suretde ba layarak Foça-i atikde be altı yüz hane münhedim oldu ğunu ve nüfusca da telefat vuku’ buldu ğunu ve afetzedeganın ia e ve iskanları içün hükümetce yiyecek ve çadır irsal idilmekde bulundu ğunu yazıyorlar. u suretle düçar-ı felaket olan vatanda larımızın te’esüratına i tirak ve bu gibi âfatı maneviyyenin tekerrür etmemesini Cenabı Erhamürrahimin hazretlerinden umumen istirham edelim”. Kimi zaman isyanlar kimi zaman di ğer devletlerin müdahillikleri nedeniyle Girit Osmanlı devletinde, her zaman bir sorun kayna ğı olmu tur. Konya Vilâyet Gazetesi’nin, 28 Haziran 1910 tarihli nüshasının man et haberinde o dönemde Girit’i 48 himaye eden dört devletin Osmanlı devleti ba bakanlı ğına sundu ğu muhtıraya yer verilmi tir. Bu haber, vilâyet gazetelerinin Osmanlı kamuoyundaki tesirini ve bu tesirin devlet tarafından ne kadar önemsendi ğini ortaya koymaktadır. Haberde, muhtıra suretine geçmeden önce Dahiliye Vekili Talat imzasıyla valiliklere bildirilen “tela a gerek yok” mesajı, bu konuda her zaman hassas olan kamuoyunu teskin etmek amacıyla, Konya Vilâyet Gazetesi gibi muhtemelen dönemin di ğer vilâyet gazetelerinde de ilk haber olarak yayımlanmı tır. Bu mesajda u cümleler yer almaktadır (28 Haziran 1910: 1): “Düveli erbeai hâmiye süfarâsı tarafından i’ta olunub sadareti uzmadan tevdi’ edilen muhtıranın tercümesi süreti atiye derc olundu, mealinden müsteban olaca ğı

48 Girit meselesi, Osmanlı Devletini her dönemde me gul eden bir sorun olmu tur. Talat Pa a 1910 yılında Ada’da Osmanlı’nın hükümranlı ğının devam etti ğini belirtse de, kısa süre sonra, adanın elden çıkmasıyla sonuçlanacak olaylar sürmü tür. 1912’de On iki ada Đtalyan donanması tarafından i gal edildi; Ui antla masıyla Trablus garp ve On iki ada Đtalya’ya bırakıldı Osmanlı Devleti Trablusgarp’ta sava ırken Balkan Devletleri bu durumdan yararlanarak Balkanlardaki Osmanlı ülkelerinde yapılacak ıslahatın birlikte yürütülmesini, silah altında bulunan Osmanlı ordusunun hemen terhis edilmesini istediler. Arkasından da sava ilan ettiler. Osmanlı orduları dört balkan devleti kar ısında a ğır bir yenilgiye u ğradı. Balkan devletleri, ancak Çatalca’da durdurulabildi. Barı görü melerine 16 Aralık 1912’de Londra’da ba landı. 30 Mayıs 1913’te Londra’da imzalanan antla maya göre Midye-Enez hattı Osmanlı devletinin sınırı oldu; Edirne Bulgarlara bırakıldı. Osmanlı Devleti Girit üstündeki bütün haklarında vaz geçti (Adıyeke, 1998: 335-346).

42 üzere düveli hamiyece hükümeti seniyenin Girid üzerindeki hakkı hükümranisi te’yid ve tasdik edilmi ve mesele hüsnü tesviyeye iktiran etmekde bulunmu olma ğla bu hususda ahâlice tela ve heyacâna mahal olmadı ğından icab edenlere ana göre tefhimat ve tatminat icrâsıyla teskini ezhana itina edilmesi tamimen tebli ğ olunur. 14 Haziran 326 Dahiliye Nazırı Talat” Konya Vilâyet Gazetesi’nde dı olaylar ile ilgili verece ğimiz son örnek 4 Nisan 1911 tarihli gazeteye ait: Gazete, man etinde “Yemen ve Đ kodra’da muzafferiyat-ı Cedide-i Osmaniye” ba lı ğını kullanarak Yemen ve Đ kodra’daki isyan hareketlerinin bastırıldı ğı haberini okuyucularıyla payla maktadır (4 Nisan 1911: 1).

43 III. BÖLÜM

KONYA V ĐLAYET GAZETES ĐNE GÖRE KONYA

Konya Vilâyet Gazetesi’nin haber içeriklerini tetkik etti ğimizde, haberlerin ço ğunun Konya’yı do ğrudan ilgilendirdi ğini belirtmi tik. Bu bölümde, elimizdeki nüshalar ı ığında Konya ile ilgili gazetede yer alan haberlerini inceleyerek gazete nüshalarının yayınlandı ğı tarihte Konya’nın ekonomik ve sosyo-kültürel yapısı ve Konya Vilâyet Gazetesi’nin bu konularda ne gibi bir katkısının oldu ğunu irdelenmeye çalıılacaktır.

1. Ekonomi

Gazete’nin ekonomiyi ilgilendiren haberlerini iki ba lıkta analiz edebiliriz: Osmanlı devletini ilgilendiren genel haberler, Konya’yı ilgilendiren yerel haberler.

Genel haberlerde ilk olarak Maliye Nezareti’nden gelen tebli ğ ve kanunlar dikkat çekmektedir. 8 Aralık 1885 tarihli nüshada, Düyun-ı Umumiye 49 borçlarının tavsiyesi ile ilgili on iki maddelik kararname sureti yayımlanmı tır. Kararnamede faizsiz olarak çıkarılan tahvil miktarı ve çe itleri belirtilmektedir (8 Aralık 1885: 3).

8 Aralık 1908 tarihli gazetede de Düyun-ı Umumiye borçlarının kaydedilmesi ile ilgili bir haber yer almaktadır. Habere göre devlet gayr-ı muntazam borçlar için bir çare dü ünmektedir (8 Aralık 1908: 1).

49 Osmanlı Devleti’nin Galata bankerlerine olan borçların idaresi için 1879’da Rüsum-u Sitte kurulmu tur. Sonrasında Muharrem Kararnamesinin 15. maddesine göre Rüsum-u Sitte Đdaresi yerine devlet gelirlerini idare etmek üzere 1881 yılında Đstanbul’da “Düyun-u Umumiye-i Osmaniye” idare meclisi kurulmu tur. Bu meclisin en büyük özelli ği yabancılardan olu masıdır. Toplam yedi üyeden olu an olan bu meclisin merkezi Đstanbul’dadır. Bu üyeler sırasıyla Đngiliz, Hollandalı, Fransız, Alman, Avusturya, Đtalyan ve bir Osmanlı’dan olu maktadır. Süresi be yıl olan meclisteki üyeler yeniden seçilme hakkına sahiptirler. Đdare, vergi ve resimleri toplama hakkına sahip olduğu gibi bu gelir kaynaklarını i letme hakkına da sahiptir. Kurulun üyelerinin dolaylı yollardan Batılı ülkelerce atanması ve kurul üyelerinin Osmanlı ile i ili kisindeki irketlere yakınlı ğı nedeniyle, Osmanlı Devleti yarı sömürge haline getirilmi tir Düyun-u Umumiye Đdaresi, Osmanlı Devletinin yirmiyi a kın kentinde toplam be bin ki ilik bir kadro kurmu tur. Bu kadronun üst düzey grubundaki iki yüz ki i Avrupalılar’dan olu maktadır. Di ğer çalı anlar ise Osmanlı vatanda larıdır. Düyun-u Umumiye Đdaresi’nin kurulmasından sonra Osmanlı Devleti Avrupa piyasalarına tahvil satarak borçlanmasını sürdürmü tür. Osmanlı maliyesindeki etkin denetim Osmanlı tahvillerinin riskini azalttı ğı için, daha dü ük faizle borçlanma mümkün olmu tur. Ancak bu idare sayesinde Avrupalılar alacaklarını eksiksiz tahsil ederken, Osmanlı’nın ödedi ği anapara ve faizler aldı ğı yeni borçlardan oldukça yüksek düzeylerde seyretmi tir ( eker, 2007: 115-132)

44 “Duyûnu gayri müntezıme hakkında bir çare-i tesviye dü ünülmesi evvel emirde mikdârı tayin etmesine vâbeste olup u muamelenin meclisi mebusanın devre-i ictimaiyesinde behemehal intacı lâzımeden olmasına ve vaktin darlı ğı beyândan müsta ğni bulunmasına mebni kararnamenin serian ve acilen ilanıyla karar-ı vâkı’ın ıttıla-i ahâliye temami-ı vusülü için mahalli resmi ve gayri resmi gazeteler ile mükerreren derc ettirilmesi ve gazete bulunmayan yeylerde vesaiti münasibe ile ve mahallat ve köylerde mevaki-i lâzımeye ilanı tebli ğ ile ilan talık-ı ile ilanı keyfiyet olunması…. . ”

Haberin devamında Maliye Nezareti’nden bildirilen konuyla ilgili kararname sureti yer almı tır.

Gayr-ı muntazam borçlara ili kin ba ka bir haber, 19 Ocak 1909 tarihli gazetede de yer almaktadır. Haberde, gayr-i muntazam borçların miktarını tayin hususunda alacaklarını talep edenlerin ibraz edecekleri belgeler üzerine, alacaklarının yazılması ve bu hususta yapılacak olan i lemler hakkında Maliye Nezareti’nden gelen kararnameyi okuyuculara aktarılmaktadır (19 Ocak 1909: 2).

Aynı tarihli nüshada tercüme-hal evraklarına yapı tırılacak damga pulu uygulaması ile ilgili olu an tereddüdü gidermek maksadıyla yine Maliye Nezaretinden gelen tebli ğ yayınlanmaktadır (19 Ocak 1909: 2).

Ba ğdat Demiryolu’nun yapımı ile ilgili ayrıntılar ve iin ekonomik boyutu 28 Haziran 1910 tarihli Konya Vilâyet Gazetesi’nde yer almaktadır. Gazete, “Tanin” gazetesinden alıntı yaparak okuyucularını bu konuda bilgilendirmektedir (28 Haziran 1910: 2): “Ba ğdad imendüfer hattı in aatına aid olarak hükümeti seniyye cânibinden akd olunan istikrazı Osmaninin 108 milyon Frank kıymet i’tibariyeyi haiz ikinci tertibinin yakında bütün Avrupa merakiz-i cesimesinde mevki-i tedavüle vaz’ olunaca ğını haber aldık. Dersaadetde bank-ı Osmani gi eleriyle Doyçe Bankın ve Viz Bank Firaynik der-saadet ubeleri bu mu’ameleye vüsatat edecekdir. Ma’lum oldu ğu üzere bu ikinci tertible bil’-ahire mevki-i’ tedavüle vaz’ edilecek olan 119 milyon franklık üçüncü tertib mecmu’u Konya-Ba ğdad-Basra hattı cesiminin der-dest in a bulunan ikinci kısım içün hükümeti seniyye cânibinden kilometre tahsisatı olarak i’ta buyrulacak mebâlı ğın yekününü te kil etmektedir. Ba ğdad hattı kebirinin bu ikinci kısmı

45 840 kilometre ve tûlünda olub birinci kısmının nihayeti olan Bulgurludan bed’ ile Elif mevkiinin takriben 25 kilometre ötesinde nihayet bulmaktadır. Đkinci kısım üzerindeki ameliyatı in aiyyeye büyük bir sür’at ve faaliyetle devam olunmakdadır”.

Gazete, Tanin Gazetesinde yayınlanmı ba ka bir haberi de okuyucularına aktarmaktadır. Habere göre, 1909 senesinde Anadolu imendûfer kumpanyasının, hasılat toplamı 3. 094. 820 franktır. Hasılatın önceki seneye nazaran arttı ğı, haberdeki, “sabıkı 2. 920. 702 frank idi” cümlesinden anla ılmaktadır (28 Haziran 1910: 2).

Sava ’tan çıkmı , milletin yeni bir devlet kurarak ilerleyi ini sürdürdü ğü yıllarda memleketin ekonomik durumunu çarpıcı bir ekilde anlatması bakımından, Konya Vilâyet Gazetesi’nin 25 Ocak 1928 tarihli nüshasında imzasız fakat ba makale olarak yayınlanan yazı dikkat çekicidir. Gazete ilk sırada bu makaleyi yayınlamı tır. Ba lı ğı, “Đki mühim teklif-i kanun” olan makalede, türk parasının de ğerini artırmak için meclise verilen iki önergeden bahsetmektedir (25 Ocak 1928: 1). Önerilerin içeri ği hakkında bilgi verilen makalede, ülkenin ekonomik durumundan bahsedilmekte di ğer ülkelerde ne gibi uygulamalar yapıldı ğından örnekler verilmektedir. Makalede, bu nedenle, önergelerin büyük önem ta ıdı ğına vurgu yapılmaktadır. Ancak verilen birinci önergede ki tavsiye edilen yol hazindir. Dönemin mebusu, Necib Asım 50 tarafından verilen önergede, “Milli müzelerimize adet itibariyle fazla bulunan aynı cins e yanın bir tanesini muhafaza ederek di ğerlerinin satılması ve bunların esmanından hasıl olacak mebla ğla paramıza kar ılık temin olunması lüzumu…”

50 Necib Asım ismi Konya gazetesinin eski sayılarında bir kez daha kar ımıza çıkmı tır. Gazetenin 1 Aralık 1908 tarihli sayısında, Necib Asım’ın Tercüman-ı Hakikat’te yayınlanan bir makalesine yer verilmektedir. Bu makalede Necip Asım, Türkçe’deki Arapça, Farsça kelimelerin tesirini ele tirmekte ve kendi görü üne göre yapılması gerekeni anlatmaktadır. Asım’a göre millet olarak terakki edeceksek yapılması gereken udur: “Biz e ğer terakki edecek isek bizden önce gidenlerin izine uymalıyız. Almanlar, Macarlar ne yapdılar, ne yapıyorlarsa bizde öyle yapmalıyız. Kendili ğimizden tecrübelere kalkı mak zaman gaib etmekten ilerliyor gibi görünüb geri gitmekden ba ka bir ey de ğildir. Böylelikle kendimizi aldatır, kendi çukurumuzu elimizle kazmı oluruz. Hem Almanlara, Macarlara gitme ğe ne hacet? Dil hususundaki taassubları hiçbir millet de bulunmayan Araplar bile “ Đsagociye mukaddime” Okyanus, namus: kanun gibi binlerce kelimeleri Rumcadan, Latinceden almakda taassub göstermemi ler bizde öyle yapmalıyız yani bu güne kadar dilimize uyarak girmi kelimelerin hepsini muhafaza etmeliyiz ” (1 Aralık 1908, s. 2).

46 Verilen ikinci önerge konusu ise makalede, “hazine emrinde bulunan umumi emlak-i milliyeyi sigorta ettirerek evrakı naktiyemizin kar ılı ğı olarak tahsis etmek ve bu suretle paramızın kıymetini artırmak. ” olarak açıklanmı tır.

Vilâyetin gazetesi olması sebebiyle ula tı ğımız nüshalarda Konya’yı ekonomik açıdan do ğrudan ilgilendiren birçok habere rastlamak mümkün olmu tur. Bu haberlerin konusu kimi zaman Vilâyet dahili kimi zamanda mülhakatla ilgilidir. Aağıda de ğindi ğimiz bu haberlerin, Konya tarihi açısından önemli oldu ğunu dü ünmekteyiz

Konya’ya ba ğlı Ka Kazasındaki ormanlardan toplanan palamutların, 1908 yılındaki satı ı hakkında bilgi verilen Konya Vilâyet Gazetesi nüshasından, toplanan palamutların Terme limanına nakledildi ğini ve bunlardan belli oranda orman hakkı alındı ğını ve bu palamutların layık bir bedelle ve orman ve meadin nezareti tarafından ihale üsülü ile satı ının gerçekle tirildi ğini ö ğreniyoruz (1 Aralık 1908: 2).

Dönemin gazete yazarlarından oldu ğu anla ılan Seydi ehri Kemal imzasıyla yayınlanan makalenin (19 Ocak 1909: 1) üslubundan, 1909 yılında Konya’da eker fabrikası kurulmasına ili kin tartı maların ya andı ğını anla ılmaktadır. Yazar, yapılacak yatırımın bo a gitmemesi için böyle bir giri imde bulunmadan evvel yapılacak i ler bulundu ğunu belirtmekte ve öyle devam etmektedir: “imdi ekerin sureti imalini öğrendik bu sevinçle 2-3 bin lira feda ederek bir de fabrika in a ettirdik farz edelim sonra ne olacak. . . Đ te buna imdiden kati bir cevab vermeye kimse cesaret edemez. Ancak dinilebilürki, ya maksada muvaffak olunur yahud ekere tahvil edilecek pancarın ademi tedarukiyle veya fazla olan masarifi nakliye ile u ümniyyei hayriyye vücud bulamıyaca ğından 2-3 bin liralık fabrika suyu çekilmi de ğirmen gibi durur. Sureti imale dair hasıl olan malümat da tatbik edilmeye edilmeye bit-tab’ı mürüru zamanla mübeddeli nisyan olarak -amiyane ise de- eski hamam, eski tas tabirinden de a ağı bir dereke-i ta’accübe dü erek hazin hazin dü ünürüz. …Đ te bu cihetler nazarı dikkate alınarak fabrikanın bulundu ğu mahalle civar karyeler zürra’iyle yahud çiftlik sahipleriyle bir mukavele akd edilmesi yahud sermayedaran arasında bir iki çiftlik sahibi bulundurulması gibi tedabir ile bu cihetler tahtı temine alınmadıkca hatta akdi mukavele idecek zürra’ın arazileri bile pancar zer’ine elveri li olup olmadı ğı tedkik edilmedikçe ie ba lamak eker imal idelim dir iken evlerimizdeki pekmez küplerini de kırmakdan ba ka bir ey tevlid edemez ”.

47 Konya ovasının sulama i i, günümüzde oldu ğu gibi o dönemde de gündemdedir. 23 ubat 1909 tarihli gazetede verilen haberden anla ılmaktadır ki vilâyet, Konya ovası sulama kanalı i ini ihale etmi tir. Ancak çalı malar henüz ba lamamıtır. Fakat yapılacak kanalın geçti ği güzergahlarda çiftçiler tarlalarına tohum ekmek istemektedirler. Bu durum in aat nedeniyle mahsule zarar verece ği gibi in aatın da aksamasına neden olacaktır. Çözüm daha önce yapılan uyarının tekrarlanmasıdır (23 ubat 1909: 1): “Konya Ovası Ameliyat Komiserli ğinden Der-dest in a bulunan Konya Ovası ameliyat-ı iskâiyesine tahsis olunan arazi üzerine tohum serpilmemesi hakkında vilâyet penahiyelerinin emir ve müsaadesi ile Konya’da ne r olunan resmi Konya Gazetesinin bin sekizyüz doksan dört numaralı ilanı münderecatına ra ğmen yine in aatı mezkure arazisi üzerine ziraat eyledi ği anla ılmı dır. Malumu âli-i vilâyet penahileri buyuruldu ğu üzere ameliyat-ı mebhûseye müktezi arazi cânibi hükümetden bil istimlâk bila bedel irkete teslim olunmak hükmü mukavelename iktizâsından olub gelecek sene icrâ edilecek ameliyatı mühimme dahi mahsul zamanına tesadüf eylemesi mecburi oldu ğundan tahrib edilmesi tabii olan mahsulatın bedeli ya virilmemek veyahud verilsede millet hebasına hazine-i devletten çıkacağından irket mühendislerinin irae edecekleri in aat hududu dahilinde tohum ekmemelerinin ve ileride mahsul ziyânı namıyla tazminat taleb edenlerin iddiaları mesmu’ olamıyaca ğının Bey ehir ile Konya Ovası arasındaki bil-cümle köylere ihdar ve tashihiyle ve muhtarlardan musaddak ihtarname ve varakalarının evrak-ı müsbite olarak idare-i aciziye irsalinin iktiza edenlere i’lanı babında”.

1909 yılının sonlarında ise sulama i i ihalesi neticelenmeye yakla mı tır. Gazetede verilen haberde; iin ke if bedelinin, mevsim müsaade eder etmez belirlenece ği, dönemin Ticaret ve Nafia Nazırı Hallaciyan tarafından bildirilmektedir (20 Aralık 1909: 1): “Ahâlinin cümle-i müsted’iyantından olan Konya ve civarına su isalesi ameliyatının kabili icrâ olup olmadı ğının bi’t-tedkik i ’arı zımnında mahalline i’zam kılınan Nafi’a Müdiri Frenkiya Efendinin avdeti ve vilâyet-i aliyyelerinden meb’us 25 A ğustos sene 325 tarihli ve yedi yüz on üç numaralı mazbata üzerine keyfiyet irket ile müzakere olunarak bu babda sebk iden sa’y-ü gayret ve te vikat neticesi olmak üzere mazbata-i mezkure muhteviyatı vechile esas madde hakkında irketin muvafakatı istihsal olunmu oldu ğunun ve tebdilen yapılacak ameliyata aid ke fiyatı kat’iyenin

48 tanzimine mevsim müsaade eder etmez hemen müba eret olunması dahi tahtı karara alınmı bulundu ğunun berayı muamelat beyanına ibtidâr kılındı ol-babda”.

Anla ılan o ki o dönemde sulama i ine büyük ihtimam gösterilmektedir. Aynı tarihli gazetede, Karaviran Gölünün Konya Ovasına akıtılması i inde eme ği geçenlere te ekkür edilmektedir (20 Aralık 1909: 2): “Nafiâ Nezaretinin kısmı resmide münderic olan tahriratı aliyyesinden müsteban olaca ğı vechile Karaviran Gölünün Konya Ovasına isalesine kumpanyanın muvafakatı istihsal olunmu dur. Biz bu havadisi daha evvel istib ar ederek yazmı dık. Bu gün resmen tebli ğ olundu ğunu görmekle de iftihar ediyoruz. Evvelce de arz etti ğimiz vechile suyun Konya Ovasına isalesi emrinde vali alimiz Vefik Beyefendi hazretleriyle mebus-u muhterememiz Mehmed Emin Beyefendi hazretlerinin ile’l-ebed unutulmayacak hidmetleri görülmü dür. Mü arun ileyhaya memleket namına tekrar arzı te ekkürü lâzıme-i kadri inasiden ad ederiz”.

Konya merkez kasabası ile tren istasyonu arasında tramvay i letilmesi için gerekli hazırlıkların yapıldı ğı ve seferlere ba layaca ğını aynı nüshadan (20 Aralık 1909: 2) öğrendi ğimiz bir ba ka bilgidir. Belediye tarafından yapılan açıklamada i letilecek olan hattaki bilet fiyatları da kamuoyu ile payla ılmaktadır: “bi avnihi teala ehri hal-i carinin yedinci Pazartesi gününden itibaren gündüz saat üçden ibtidârla ak amın saat on ikisine kadar güzergah-ı dahilindeki hattın mebde-i noktası olan atik telgrafhane pi kahiyla istanyon bilethanesi arasında bilet kesmek suretiyle icrâyı amed-ud edecek ve vagonların vazı’ ve muhafazası içün kariben yaptırılacak hangarın in asından sonra dahi her gün Đstanbul ve Karaman trenlerine gitmek ve vakt-ü miadında oradan gelmek isteyenleri götürüb ve getirece ğinden gerek evkat-ı mezkurede ve gerek saât-ı sairede binecek yolcular her nerede rukub ve hangi mevkide inilir ise bilet mukabilinde alınacak ücurat birinci mevkiler için birer kuru ve ikinci mevkiler için üçer metelik ve bil’umum asakiri Osmaniye ile elbise-i resmiye ve alamat-ı mümeyyizelerini labis ve hamil bulunan mekatib-i umumiye talebesinden dahi birinci mevki’a binenlerden üçer ve ikinci içün iki er metelikten ibaret oldu ğundan ve tevfikatı samadaniyye ile evveli mevsim bahara kadar yüke mahsus vagonların dahi celb ve tedarükiyle bu kısım dahi iletdirilece ğinden keyfiyet umum halkca malüm olmak üzere i’lan olunur”.

O dönemde, Đstanbul-Konya demiryolu hattı, Meydan-Pınarba ı köyleri arasındaki Bozda ğ kemreli mevkii özellikle kı aylarında ufak bir fırtınada bile kapanır.

49 Bu durum hem ehre ula ımı hem de ticareti engellemektedir. Konya vilâyeti 1910 senesinde Ticaret ve Nafia Nezareti’ne gönderdi ği yazı ile bu konuda bir talepte bulunur: “Bu mevkideki demiryolu hattının yeniden ele alınması ya da vilâyetin önerisi do ğrultusunda güçlendirilmesi.” Talep, Ticaret ve Nafia nezaretinin de ğerlendirmesinden sonra Dahiliye Nezaretine gider. Burada yapılan ikinci de ğerlendirmeden sonra vilâyete verilen cevap olumsuzdur. Gelen cevap Konya Vilâyet Gazetesi’nde yer almaktadır (11 Nisan 1911: 2): “Mevki-i mezkurun muhafazası hakkında vilâyeti mü arun-ileyhce dermeyan olunan tedabire gelince yedi kilometrelik mesafe üzerinde mevcut yarmaların öyle demir putrel ve levhalar ile setri veyahut bir cihetindeki ta ve toprak yı ğınlarının ref’i temini maksada kafi olaca ğı yolunda müntesibin-i fenden hiçbir kimsenin beyanatta bulunabilmesi tasdik ve teslim olunamayıp çünkü bu suret-i kabul icra farz olunsa hudut-u mevcuda üzerindeki yarmaların tamamıyla kapanması ve fi maba’d in a olunacak hatlarında kısm-ı azamının tahtı elzemiyet yani tünel dahilinde yapılması icap eder ki yapılacak bir hattın mesarif-i in aiyesini tazif ve ahval ve te kilatı arziyeye göre bir kat daha tezyit etmek ikitiza edece ğinden iktisaden demiryolu in ası imkanı harice çıkmı olan bahusus Rusya ve Almanya-yı imalide ve hala Sibirya’da her sene itayı memalik Osmaniye ile kıyas etmeyecek derecede iddetle hükmünü icra etmekte oldu ğu halde erbab-ı fen canibinden bu gibi tedabir tahfaziye tatbikine kıyam olmaması ayan-ı nazar bulundu ğu ve tahriratı mersale iade olundu ğu beyanıyla arzı ihtiram olunur o babda…”.

Konya Vilâyet Gazetesi’nden, ekonomi ile ilgili 1928 tarihli gazetede örnekler bulunmaktadır. Gazete çiftçilerle ilgili bir haberi aktarmaktadır. Gazete, Ziraat bankasından para alan çiftçilerin tohumlarını alarak tarlalarının ba ına döndüklerini haber vermektedir (25 Ocak 1928: 1).

Aynı tarihli gazetede Ticaret Vekâleti’nin bir tamimi yer almaktadır. Tamimde; Romanya, Yugoslavya ve Yunanistan’la Türkiye arasında bir ticaret anla ması yapılaca ğı haber verilmekte ve anla ma için gerekli olan bilgiler tüm vilâyetlerdeki ticaret ve Sanayi odalarından talep edilmektedir (25 Ocak 1928: 3).

Konya Vilâyet Gazetesi’nde, Konya’nın bir tarım ehri oldu ğu dikkate alındı ğında, “Emtia-i Ticaret” ba lı ğıyla, ticareti yapılan malların o dönemki fiyatlarının para ve kuru cinsinden okuyucularla payla ıldı ğı gözükmektedir. Konya Ticaret ve

50 Sanayi Odasından her onbe günde bir açıklanan bu fiyatlar Konya Vilâyet Gazetesi’nde ilan edilmektedir. Verilen fiyatlar arasında Konya’daki ekmek fiyatları da bulunmaktadır (26 Temmuz 1910, s, 4). 1911 tarihinde bu malların fiyat bilgileri gazetede verilmi tir. O dönemde fiyatlar u ekildedir (11 Nisan 1911: 2):

Hububatın sim (gümü ) mecidiye yirmi Kahve vesairenin sim mecidiye yirmiden kuru hesabıyla fiyatı beher kile (ölçü beher kıyyesi birimi) kıyyesi ı Para Kuru Para Kuru 165 Birinci sert kırmızı 12 Orta nevi kahve bu ğday 140 Beyaz bu ğday ? Antakya sabunu 135 Orta nevi bu ğday 8 Tarblus sabuınu 15 En ingin bu ğday 190 Kelle eker beher torbası 78 Çavdar 20 2 Siyah üzüm 72 Beyaz ar 11 Sade ya ğı 40 Ulaf (yulaf) 11 Zeytin ya ğı 90 Burçak 7 Bezir 84 Fink 20 36 Gaz ya ğı beher sanı ğı 217 Nohut 17 Balmumu 12 Pamuk Emtia-i ticariye sim mecidiye yirmiden Dekikin sim mecidiye yirmi kuru hesabıyla beher Kıyyesi (okkanın galatı) fiyatı çuval kıyye beher kıyyesi Para Kuru Para Kuru 12 Sarı tifti ğin alası 1 56 88 birinci nevi fabrika 10 Sarı “ “ evsatı 1 56 80 ikinci 14 Beyaz “ “ alası 1 56 70 üçüncü 10 Beyaz “ “ evsatı 10 9 Adedi…………. . ? 10 Kuzu yünü 56 24 ince kepek 6 Kirli yapa ğı 42 15 kalın kepek 11 Đnek derisi Lahm (et) sim mecidye yirmi kuru 11 Camıs derisi hesabıyla Fiyatı beher kıyyesi … Keçi derisi beher adeti Para Kuru 40 Tilki derisi beher adeti 20 6 Erkek koyun lahmı 100 Sansar derisi beher adeti 6 Di i koyun lahmı 20 2 Tav an derisi beher adeti 6 Erkek keçi lahmı 5 Di i keçi lahmı Nan azizin sim mecidiye yirmi kuru …………. sim mecidiye yirmi kuru hesabıyla fiyatı beher kıyyesi hesabıyla fiyatı beher adedi Para Kuru Para Kuru 16 1 Birinci has etmek (ekmek) 108 Osmanlı altını 7 1 Đkicin pide çörek 118 Đngiliz altını 4 1 Franca yerli ekme ği 94 Fransız altını

51 Bir di ğer haberde ise 1928 Mayıs ayında Ankara’da Türkiye Ticaret ve Sanayi Odaları umumi senelik kongresinin yapılaca ğını ve Kongrede ticaret ve sanayinin standartlara kavu turulmasını müzakere edilece ğini ö ğreniyoruz (25 Ocak 1928: 3). Bu haberin devamındaki haberde ise Konya Ticaret odasında konuyla ilgili bir toplantı yapıldı ğı belirtilmektedir: “Ankara’da zaman içtimai tegarrup edilmekte olan Türkiye ticaret ve Sanayi odaları kongresine memleketimizin sanat ve ticaret sahasındaki ihtiyaçlarını noksanlarını ikayetlerini bildirecek rapora derç olunacak malumatı toplamak ve bu hususta müdavele-i efkarda bulunmak üzere Cuma günü ehrimiz ticaret ve sanayi odasında mezkur bir ictima akd edilmi tir. Oda reisi bakkal ba ızade Nuri Bey’in gayyubeti münasbetiyle ictima-i katib-i umumi Ekrem bey riyaset etmi ehrimiz mukayyede erbab-ı sanat ve harfiyle tüccarlardan altmı zat i tirak eylemi tir. Bu icitmada bazı tüccarlarımız ve sanatkarlarımız tarafından serd edilen ikayetler ve ihtiyaçlar tetkik ve tespit edilmi vaktin ademi müsaadesi hasebiyle pazartesi gecesi ikinci bir ictima yapılarak müzakere edilemeyen di ğer hususat ve dinlenmeyen di ğer zevatın mütaalaları tespit olunmasına karar verilmitir. Pazartesi günü ak amı yine oda binasında ictimada bu maksatlar etrafında bir çok hususat-ı iktisadiye teemmül olunarak bunların etrafında müdavele-i efkar edilmi izhar olunan mahalli ikayetler ve ihtiyaçlar tespit ve bunların Ankara’da yakınlarda ictima edilecek olan odalar umumi kongresinde müdafaa ve te rihi derpi edilmi tir”.

2. Eğitim

Konya Vilâyet Gazetesi’nde, Eğitim ile ilgili dikkat çeken unsur gazetede bu konuda yayınlanan makalelerdir. Gazetede, yazısı beğenilen talebelerin makaleleri yayınlanmaktadır. Gazete’nin, talebelere sayfalarında yer vermesi onları te vik etmek ve geli tirmek anlamında önemlidir. Bu yazıların konusu genellikle eğitimle ilgilidir. Bunlardan biri, Konya Mektebi Hukuk Talebesinden Seydi ehirli Ahmed Burhaneddin imzalı makaledir (26 Ocak 1909: 1) “Kalem” ba lıklı makalede Ahmed Burhaneddin unları yazmaktadır: “Kalem olmasa idi incila bah afâk olan marifetin medeniyetin ziyâsı cihana nasıl inti ar ider idi. Kalem olmasa idi hissiyatı be eriyeyi tarif ve tasvire malumat ve mü ahedat-ı insaniyeyi ifade ve beyana hangi âlet vüsatat iderdi göz ya ları serairi

52 kalbiyenin bir tercüman-ı ifahisi ise kalem de tahririsidir. Kalem olmasa idi yekdi ğerinden uzak bulunan insanlarca lüzumu bedidar olan muhabire keyfiyeti nasıl kabil olabilirdi. Bu halde lisan-ı hakikat cemiyet-i be eriyeye kıymet-i takdir olunmaz hizmet itmekde bulunan hame-i icaz perveri (Nihâli Seadet) tavsifiyle tebcil eylemi olsa sezâ de ğilmidir. Đ te urada kendi mahiyetini tasvire çalı an bu küçücük kalemin kaderi dünyalar kadar büyükdür. Öyleyse çalı alım nur-u marifetle fikirlerimizi tenvire gayret edelim de kalemimizle memleketimize ve hükümetimize sadıkane ve müftehirane hizmetler ifasına muvaffak olalım. ” Seydi ehir Mekteb-i Rü di talebesi Ali Seyfeddin’in gazetede yayınlanan makalesinin ba lı ğı ise “Maarif”tir (23 ubat 1909: 1) Makalenin giri i öyledir: “Maârifdir eazzü lütfi Yezdan, Maârifle saadet buldu insan. Hakikat Cenabı Feyyaz-ı kudretinin nev’i be erde ecell-i celil-i eltafı maârifdir. Evet maârif o kadar kıymetdar bir bah ayi -i ilahidirki hayat-ı ümem dinilse ahra ve hatta ruhu alem vasfiyle tevsîfi sezâ olur. Maârif hayatı ümemdir. Çünki… ve maârifden bî-behre kalmı ve mezbele-i sefalet ve cehalete dü mü olanlar müktezayı hilkatları aleyhine hareketle nizamı akvamı ihlal ederler ve u suretle biyaban-ı dalalet giderler ”. Makalelerde kullanılan dil ve anlatım incelendi ğinde dönemin mektepleri ve burada okuyan talebelerin iyi bir e ğitim aldıklarını kanıtlamaktadır. II. Me rutiyetin ilanı ile birlikte yönetim anlayı ında Đttihat ve Terakki etkisinin hissedildi ğini ve bunun, dönemin vilâyet gazetelerine do ğrudan etki etti ğini belirtmi tik. Konya Vilâyet Gazetesi’nde, yayınlanan imzasız bir makalede yine e ğitimin öneminden bahsedilmektedir. Ancak bu makale ile yukarıda belirtti ğimiz makaleler arasında bir fark vardır. Talebelerin yazdı ğı makalelerde, herhangi bir siyasi mesaj yer almazken bu makalede siyasi bir yön bulunmaktadır: “Mebde-i terakki-i milliyet olan mektebler, emri ehemmi maârifin temini muvaffakiyetine müessir efkâr ve esbab hiçbir vakit nazarı dikkatden dûr tutmamalıdır. Umum evlad-ı memleketin müstefîz-ı marifet olması hedefi âmalı millet olmalıdır. Mahrûme-i marifet olan millet artık serbesttir. Zaman, ittihad ve çalı mak zamanıdır. Çalı alım! Her türlü saadete nâiliyet nüru alemle tezyin-i zat ve tenviri efkâr itmekle hasıl oldu ğunu ve “Hel yestevî…” mantuku hikmet me hununa mâ sadak olmak için tahsil yolunda mesa-i ciddiye ve ikdâmat-ı faika ibraz ederek, tesâdüf olunacak her türlü mü killata kar ı fedakarane müdafa

53 etmek lâzımeden, bulundu ğunu dü ünelim. Her hususta sa’y idelim ! Zira sa’y de terakki ve feyz ve inbisat mündemicdir” (8 Aralık 1908: 1). 1910 yılında Konya Osmanlı Đttihat ve Terakki Kulübü, Konya’da bir okul yaptırmaya karar vermi tir. Đnaat için gerekli olan paranın bir kısmı için klüb ilginç bir fikir geli tirir: Yapılacak okulun ismi müzayede edilecektir. Yani okul için en çok yardım yapan ki inin ismi okul var oldu ğu sürece ya atılacaktır. Konya Vilâyet Gazetesi’nde, konuyla ilgili bir yazı kaleme alınmıtır (31 Ocak 1910: 1). Yazının giri inde, bir insanın bu dünyada hayırlı bir eser bırakmasının önemini vurgulanmakta ve “Dünyaya bu kadar merbut, orada bu derece sahibi mal ve mevki’ iken aleme geldi ğine delalet eyleyebilecek bir ey bırakmakdan bu suretle na bûd olmak insan için ne elim bir mahrumiyetdir” denilmektedir. Đlk mesaj bu ekilde verildikten sonra, yazar maksadını u ekilde açıklamaktadır: “Bu mukaddimeyi serde bizi sevk eden ey bir te ebbüs hayr münasebetiyle erbab-ı hamiyyet içün ibkayı nama vesile olacak bir fırsatın ehrimizde husüle geldi ğini haber alı ımızdır. Đstihbaratı sarımıza nazaran Konya Osmanlı Đttihad ve Terakki Klubü tarafından kü ad olunacak mükemmel bir mekteb-i ibtidaiyenin namı müzayedeye konmu dur. Netice-i müzayedede kimin üzerinde kalırsa bu müessese-i muhtereme onun adıyla tevsim olunacak ve namı bir levha-i mahsusaya altın yazıyla yazılarak da’ima mektebin salonunda asılı kalacaktır”. Yazar, hayırseverlerin bu müzayedeye katılacaklarından emin oldu ğunu belirtiyor ve ilk yapılan müzayede hakkında bilgi vererek yazısını sonlandırıyor: “Đlk müzayede de Ba aralızâde Mustafa Efendi tarafından on be liraya çıkılmı dır. Müddet- i müzayede ubatın yirmi birinci gününe kadar ta’yin ve temdid edilmi ve o gün ihale-i kat’iyyesi mukarrer bulunmu dur. Đ te erbabı hamiyete bir vesile-i insaniyet. . . ” Tarihi bir vesika olması sebebiyle burada aktaraca ğımız bir ba ka bilgi Đdadi Mekteplerini ilgilendiren yönetmelikle ilgilidir. Konya Vilâyet Gazetesi’nde, Maarif Nezareti tarafından açıklanan 33 maddelik yönetmelik ne redilmektedir (23 ubat 1909: 2). Yönetmeli ğin, mekteplerdeki, ders, sınav, not, ders geçme, devam konusu, not ortalaması, mezuniyet vb. konuları düzenledi ği görülmektedir. Yönetmeli ğin son maddesi idare ile ilgilidir: “Đ bu talimatnamenin ne ri tarihinden i’tibaren baladaki maddelerde mezkur usule muvâfık olmayarak tanzim edilip fakat nezareti celilece tasdik

54 olunmayan ehliyetnamelerin hükmü olmadı ğından li-ecli’t-tasdik maârif müdîrleri tarafından nezareti celileye takdim edilemez. ” Maarif Nezareti 1910 yılının ba ında devlet memuriyetinde bulunanların gazetelerde siyasi ve idari konular hakkında yazı yazmalarını yasaklar. Ancak vilâyetlere gönderilen bu tebli ğe uyulmamı ve gazetelerde memurların siyasi içerikli yazıları sürmü olmalı ki, maarif nezareti bir kez daha uyarı yapma ihtiyacı hissetmi tir. Konya Vilâyet Gazetesi’nde “Tebli ğ” olarak yayınlanan bu seferki uyarı daha serttir (14 Mart 1910: 1): “Đ bu tebli ğin layıkı vechile anla ılmadı ğı memurin ve mansubin maârifden bazı kimselerin umuru maârif ve mekatib hakkında gerek gazetelerde ve gerek resaili mevkutede ne riyatda bulunmalarıyla sabit olmu dur. Malum oldu ğu vecihle nezareti murakibei milliye tahtında ifayı vazife eden bir hey’eti mes’ule olup kaffei muamelat ve icraatından dolayı bir taradan meclisi meb’usana kar ı mesul oldu ğu gibi di ğer tarafdan matbu’at kanununda musarrah oldu ğu vechile matbuatında tenkidatına ma’ruz iken memurini maarifin umuru maarif ve mekatib hakkında munkıdane makalat ve mütaleat ile gazete sutunları doldurmaları sıfatı memuriyetleri ve sıfatın icabatı tabiiyyesinden olan vazife ve selahiyetleri ile katiyyen kabili telif de ğildir. Memurin ve müstahdiminin nezareta tealluk eden muamelat hakkında bir fikir ...... ise do ğrudan do ğruya ...... gönderebilürler merciiyyed kaidesine mü ğayir ve salifül beyan emri samide tayin olunan esasa muhâlif harekette bulunacak olanlara nezaretce nazarı bi-kaydı ile bakılmayarak dairei selahiyet ve vazifelerini tecavüz etmi addile haklarında muamelei kanuniye icrâ olunaca ğı te’kiden tebli ğ ve ihtar olunur”.

1910 yılında Ak ehir ilçesinde, Rü tiye mektebi ile Đbtida mektebinde okuyan öğrenciler için yıl sonu töreni ve ba arı belgelerinin da ğıtılması töreni düzenlendi ğini yine Konya Vilâyet Gazetesinden ö ğreniyoruz. Gazete, töreni haber vermi ve törende bir konu ma yapan, Ak ehir emlak katibi Đzzet Efendi mahdumu Ahmet Remzi’nin konu ma metnini yayınlamı tır (26 Temmuz 1910: 3).

1928 yılında, Maarif Müdürlü ğünün nezaretinde, orta e ğitim kurumları öğretmenleri tarafından Konya’da, Muallimler Birli ği Konferans salonunda haftada iki defa, Pazartesi ve Per embe günleri, umuma açık konferanslar verilmektedir. Maarif Müdürlü ğü, verilecek konferansların sınırlarını çizmi tir. Buna göre konferanslar bir takvim do ğrultusunda gerçekle mekte ve bu takvim Konya Vilâyet Gazetesi’nde halka

55 ilan edilmektedir (25 Ocak 1928: 2). Müdürlük, hariçten konferans vermek isteyenlere de takvimi belli olan konferanslara denk getirilmemek ve ö ğretmenler için getirilen artlara tabi olmak kaydıyla, konferans salonunu açmaktadır. Konferanslar resmi mahiyette olaca ğı için müdürlük bir de uyarı yapmı tır: “Gerek konferansçıların gerek sami’lerin(dinleyici) resmiyetin müstelzim bulundu ğu bütün tahyidat ve icabata riayetgar olmaları matlubdur” (25 Ocak 1928: 4).

Konya Vilâyet Gazetesi, konferanslara haber olarak da yer vermektedir. Aynı tarihli gazetede Doktor Hulki Bey’in “Çocuk bakımı ve ev hıfzısıhası” hakkında verdi ği konferans aktarılmaktadır. Konferansın, günümüz haber yazma kurallarına yakın seviyede haberle tirilmesi de dikkat çekicidir (25 Ocak 1928: 2-4).

3. Sa ğlık

Konya Vilâyet Gazetesi haberlerinde Konya ve ba ğlı yerlerde meydana gelen ve toplum sa ğlı ğını ilgilendiren yazı ve haberlere de sayılarında yer vermi tir. Gazete’de Ere ğli Uhuvvet Kulübü’nden gelen bir yazı ne redilmi tir. Yazıda, Ere ğli dahilinde bulunan sazlık ve bataklıklardaki pisliklerin ilçenin içlerine kadar geldi ği, ilçedeki havanın teneffüs edilemez hale geldi ği ve ilçe halkında telafisi mümkün olmayan hastalıklar ba ladı ğı belirtilmektedir. Bu sorunun çözümü için kulüp validen yardım istemektedir (19 Ocak 1909, s. 1) Đlçe halkı bu dertten hayli muzdarip olmu ki yazıda vilâyete ça ğrıda bulunulurken u cümle kullanılmaktadır: “Devri istabdadın cümle mezaliminden olmak üzere memleketlerin mamuriyeti cihetine hükümetin sarfı makderet etmedi ği zamanı unutalım. Fakat u devri muallayı hürriyetde her memleketde âsarı umran ba göstermek ve bu da mütemeddin memalike nazaran te ebbüs-ü ahsisi olmayan bu memleket ahâlisine kendi mazarratlarının izalesi için muavenetde bulunmak ve rehnümün olmak hükümeti me rutanın ba lıca vazaif-i esasiyesindendir”. Klubün talebi ise yazının en sonunda yer almaktadır: “Đ te burada müte ekkil Uhuvvet klubü azasından ve ulemadan Süllüzâde mekremetlü Mehmed Efendi bazı araitle bu bataklı ğın kurutulması ve arazinin bataklık civarında bulunan kura ahâlisine taksimi imtiyazı hükümetden ba istid’â taleb idiyor. Bunun bir an evvel amma ne kadar sür’at mümkünse ol kadar sür’atle imtiyazını muma ileyhe vermek bu

56 memleketi o müthi ölümün pençesinden kurtarmak demektir ki her sahibi vicdan bunu ifa için vakit zayi’ etmez bu babda lâzım gelen muamelenin sür’ati ifası ve muaveneti mükteziyenin de ibzali hususunun kaza kaimmakamlı ğına i ’arını memleketin sıhhati noktai nazarından umum ahâli namına zatı âli-i vilâyet penahîlerinden Ere ğli Uhuvvet Klubü rica ediyor”. Gazetenin 14 Mart 1910 tarihli nüshasının man et haberi bir sa ğlık haberidir. Dahiliye Nezareti Müste arı Ali Fuad imzasıyla tüm illere gönderilen yazıda, zehirli mantarlara dikkat edilmesi istenmektedir. Dahiliye Nezaretinin böyle bir konuda uyarı yapmasının nedeni yazının ba ında anla ılmakta ve ne kadar haklı bir uyarı oldu ğunu kanıtlamaktadır: Mamuratül-aziz vilâyetine ba ğlı bir ilçede zehirli mantar yiyen 42 ki iden 17’si ölmü tür. Nezaret, tüm illeri uyarmaktadır (14 Mart 1910: 1): “…. . ahâlinin hususatı sıhhıyye ve tecarübi vakı’aya ehemmiyet vermemeleri bu kabil faci’aların vuku’unu mü’eddi oldu ğu için ayanı teessüf bulunmu oldu ğundan me’murini belediye vusatatiyle bil-umum sunufu ahâliye tenbihatı muktezıye ifası lüzumu meclisi tıbbiye-i mülkiye ve sıhhiyei umumiye riyâsetinin i ’arı üzerine tam’imen tebli ğ kılınmakla oracada ber-vechi muharrer ifayı muktezasına himmet buyrulması babında”. Konya Vilâyet Gazetesinde, Konya Vilâyet Umum Meclis tutanakları da yayınlanmaktadır (14 Mart 1910: 1; 4 Nisan 1911: 2-3). Bu toplantıların birinde Vilâyete ba ğlı bazı yerlerde görülen frengi hastalı ğı ve alınacak önlemlerin tartı ıldı ğı anla ılmaktadır. Gazete’de yayınlanan toplantı tutanaklarına göre, merkezde 300 yataklı bir frengi hastanesinin yapımının yanı sıra, mülhakatın tefti edilmesi için bir tıp heyetinin olu turulması karara ba ğlanmı tır (4 Nisan 1911: 2-3). Tarihi bir vesika niteli ği ta ıdı ğından gazetede yayınlanan tutana ğın konuyla ilgili kısmını naklen aktarmakta yarar görüyoruz: “Sene-i hilyeye mahsuben inikad eden meclisi umumi vilâyetinin onuncu ictima-i umumiyesi zabıtnamesi: … Memlekette … efrencinin (frengi) pek ziyade ilerlemekte olmasına ve bahsi umumiyeyi tehdid eden maraz-ı müthi -i mezkurun men’i ve izalesinin bir frengi hastanesi kü adı ve etibbayı mütehassısa celbi ile mesabiyenin emr-i müdavatine ibtidar edilmesi ve hamamcı ve a çı ve berber ve ekmekçi ve bakkal gibi esnaf ve erbab

57 sanatının icra-ı sanata me’zun olması için muayene- tıbbiyeye tabi tutulmaları ile kabil olaca ğına dair Konya redif taburu meluliyet askeriyesi muayenesine me’mur tabib kola ğası Đsmail Hakkı Bey tarafından mali rapor kıraat olunmu beyanat-ı vakıa cidden calib-i nazar- dikkat ve hayat-ı umumiye-i memleketi tehdid eden böyle maraz-ı müthi in men’i serabeti için tedabir-i muktaziyey-i seria icrasıyla maraz-ı mezkurun önünün alınması hükümet ve ahali için en büyük bir vecibe-i zimmet bulunmu olmakla üçyüz yataklı bir frengi hastanesi tesisiyle münavebeten mülhakata devr ve tefti eylemek vazifesiyle mükellef olunmak üzere etibba-ı hususiye tayin ve i’zam olunması esbabının istikmali hususunun bamazbata nezaret mü arünileyhe …. . Ve bakkal ve kasap ve kahveci ve hancı ekmekçi ve a çı gibi esnaf ver erbab sanatının hastane tesis ve mütehassıs tabibler tayin oluncaya kadar merkez vilâyetle liva ve kaza merkezlerinde 3 ayda bir belediye tabibleri tarafından müddelmuayene emraz-ı sariyeden biri bulundukları tehakkuk etti ği taktirde icra-ı sanat eylemlerine me’zuniyet verilmesi hususunun mülhakat-ı vilâyete tebli ği karargir olmu ve saat onbir raddelerinde ictimaya nihayet verilmi tir”. Aynı tarihli gazetede, Kızılay’ın yapılandırılması ile ilgili Dahiliye Nezaretinin bir yazısı da haber olarak verilmektedir. Burada verilen bilgiye göre, Hilal-i Ahmer Cemiyetinin, tabi oldu nizamnamenin bazı maddelerinin lüzumu üzerine tadil edildi ği anla ılmaktadır (4 Nisan 1911: 2). De ğiikliklerin padi ahla ilgili bir yönü de bulunmaktadır: “…. cemiyetin esası ve maksadı te kili gerek muharebe zamanlarında gerek harbin gayri musaidan bir vukuunda alemi be eriyete hizmet ve muavenet ifasına müstenit bulunmasına nazaran Cemiyetler Kanununun on yedinci maddesi ahkamına tevfikan cemiyeti mezkurenin menafi ğ-i umumiye hadim ad olunması ma’attaktir. Kabul ve tasdik edilerek ifa-ı muktezasının devairi mütealakaya tebli ği mülkiye dairesince tezekkür kılındı ğı ve mezkur Cemiyetin himaye hazreti padi ahiye mazhariyeti ve veliahdı saltanat hazretlerinin riyaset-i fahriyelerinde bulunması led-el-arz makrun müsaade-i seniyyeyi hazreti padi ahi olarak devairi muktaziyyeye tebligat icra olundu ğu batezkere-i samiye………kılınmı ve mezkur nizamname Takvim-i Vekayi’i ile ne r-i ilan edilmi olmakla mündericatına nazaran muamele ifası tamimen tebli ğ olunur”. Konya’da, bir tıp birli ğinin kurulu oldu ğu ve bir binasının da oldu ğu gazeteden ula tı ğımız bir ba ka bilgidir. 25 Ocak 1928 tarihli gazetede Tıp Birli ği’nin yaptı ğı

58 toplantıdan bahsedilmektedir. Verilen haberin içeriğinde Birli ğin yaptı ğı hizmetlerle ilgili ipuçları da vardır. Birlik, mesleki müsamereler düzenlemekte, ehrin uygun bir yerinde “muhtelif hastalıklar umumi ve hususi hıfzısıha” vb. konularda mütehassıs doktorlar tarafından verilen konferanslar düzenlemektedir (25 Ocak 1928: 3). Haberin devamında, birlik kurulunda yer alıp da me guliyetleri nedeniyle kuruldan ayrılmak durumunda kalan üyelerin yerine yeni üyelerin seçildi ği bilgisi verilmektedir. Yeni seçilen üyelerin birisi aynı zamanda Konya Vilâyet Gazetesi’nde Muharrir olan Muzaffer Hamid Bey’dir 51 .

4. Adli Vakalar

Konya Vilâyet Gazetesi’nde haber olarak en sık rastladı ğımız konu adli vakalardır. Ula tı ğımız hemen hemen tüm nüshalarda gazete, okuyucularına vilâyette ve mülhakatta ya anan olayları haber olarak duyurmaktadır. Bu haberler, kaza, yaralama, ölüm, intihar, zabıta denetimleri, mahkeme kararları gibi geni bir alanı kapsamaktadır. Bu haberlerin, bazen “derdest” bazen de “Adliye” balı ğıyla ve da ğınık bir ekilde sayfalarda yer aldı ğını görmekteyiz. Ancak, 1909 yılındaki nüshalarda adli vakaların haftalık vukuat cetveli ba lığıyla okuyuculara aktarıldı ğını görmekteyiz (23 ubat 1909: 1). Gazete, günler bazında adli bir vukuat olup olmadı ğını bildirmektedir: “Pazartesi : Vukuat yokdur Salı : Ak am saat yarımda Türbe caddesinde Halvacı Mehmed kazai hacet için dı arıya çıkdı ğında dükkandaki çekmecesi sirkat edilmi ve ledet-taharri mezkur çekmece derununda bazı nakd ve e ya oldu ğu halde a ğzı kırık olarak elde edilmi ve failleri Çerezci Ali oldu ğu bit-tahkik anla ılmı ve mahkemeye teslim kılınmı dır. Çar amba: Gece saat iki raddelerinde Karb-i Cedid mahallesinden ya ğcının Ahmed ve Re id tarafından Sarı Yakup mahallesi civarında iki el silah atılması üzerine der-dest ve rovelverleriyle getirilerek ciheti adliyeye verilmi dir. Per embe: Leylen Tekke mahallesinde Üçler Kabristanı civarında üç el silah endaht idilmi ise de faili bulunamayıb taharri idilmekde bulunmudur. Cuma : Vukuat yokdur.

51 Muzaffer Hamid Bey’in Halk Fırkası Konya Merkez Kazası Heyet-i Đdare Azalı ğı’na seçildi ği de haber olarak yer almı tır. Gazete, Hamid Bey’i tebrik etmektedir (25 Ocak 1927, s. 3).

59 Cumartesi: “ “ Pazar : “ “ Gazete, 20 Aralık 1909 tarihli nüshasında, dönemin bir ba ka Konya gazetesi olan “Me rik-i Đrfan” gazetesi Ba muharriri Burhaneddin Efendi’nin zimmet ve ihtilas suçu i lediklerinin tespit edildi ğini okuyucularıyla payla maktadır (20 Aralık 1909, s2). Konya basın tarihi açısından önemli bir bilgi olmasından ötürü habere yer vermekte yarar görüyoruz: “Konya Mektebi Hukuk Müdiri esbakı Alaaddin ve Katibi Ma rikı Đrfan Gazetesi ser-muharrir sabıkı Burhaneddin Efendilerin Maârif Nezareti Celilesinden varid olan i ’ar üzerine meclis idare-i vilâyetce tayin olunan bir heyet marifetiyle hisab ve muamelatı ru’yet ve tetkik idilmi idi. Komisyonu mezkur bu kere ikmal-i tedkikat eylemi ve her ikisinin de zimmet ve ihtilasları zuhur eyledi ği ve muameleten bir takım yolsuzluklarda vukua getirdikleri tahakkuk etti ği ba mazbata makamı vilâyete bildirilmi dir”.

5. Tabii Felâketler

Đnceledi ğimiz nüshalarda, tabi felaketler ba lı ğı altında toplayabilece ğimiz haberleri, gazetenin 1910 tarihli nüshalarında rastlanmı tır. O dönemde, Seydi ehir kazasında bir sel meydana gelmi tir. Gazetede, bahsedilen selden zarar görenler için vilâyetçe bir komisyon kuruldu ğu haber verilmektedir (28 Haziran 1910: 2). Aynı tarihli nüshada, mülhakatta, aırı ya ğı ve dolu sebebiyle hasarların meydana geldi ği bildirilmektedir: “Kesretle nüzül eden bârandan Ürgüb kasabasının Damse Çayı feyzan ederek yirmi be re’s a ğnamın çaydan geçmekde iken telef ve belediye makaratından? gazhanenin münhedim olarak yirmi… hasara u ğradı ğı ve… kazasının Tekke karyesine baran ile müterafık nazil olan doludan hasıl olan seylabın afyon ve mahsulatı sairede hasaratı külliye vukua getirdi ği ve iki hanenin münhedim ve dört re’s merkebin mahv ve Burdurun Kemer Nahiyesinde fındık ve ceviz cesametinde nüzül eden doludan Klavuzlar karyesinin afyon mahsulatının ve Aksaray kazasına nazil olan doludan kazanın birkaç karyesiyle merkez mahsulatının azbir kısmının dü-çarı hasar oldu ğu ve-lehulhamd her iki tarafda nüfusca zayiat olmadı ğı mahallerinden bildirilmi dir. ” (28 Haziran 1910: 2).

60 16 Temmuz 1910 tarihli nüshada ise, Aksaray kazası, Yapılcan karyesinin mevcut yerinin bir dere yata ğına yakın olması sebebiyle, dere yata ğının ya ğılarda devamlı ta ması ve karye ahalisinin bu durumdan olumsuz etkilenmesi sebebiyle, karye merkezinin vilâyet meclisinin oluruyla uygun bir yere nakledilmesi ve bunun bir komisyonca gerçekle tirilmesinin planlandı ğı ö ğrenilmektedir (16 Temmuz 1910: 3).

6. Sosyo-Kültürel Hayat

Uzun yıllar Konya’da basını tek ba ına temsil etmesi sebebiyle, Konya Vilâyet Gazetesi’nin vilâyetteki sosyal ve kültürel hayata büyük katkıları olmu tur. Okuyucuları bu konuda bilgilendirme anlamında Konya Vilâyet Gazetesi, dönem ko ullarında gazetecilik görevini yerine eksiksiz olarak yerine getirmi tir. Bilindi ği gibi Konya, Mevlevi gelene ğinin merkezidir. Hem halk hem de devlet nazarında bu gelene ğe büyük önem atfedildi ğini, gazetenin kimi haberlerinden anlamak mümkündür (24 Kasım 1908: 1; 1 Aralık 1908: 2). Mevlevi Dergâhları o dönemde Konya ba ta olmak üzere mülhakatta da yaygındır. Bu dergâhlar, mistik pratiklerinin yanı sıra toplumda sosyal ve Kültürel faaliyetlerin de merkezi konumundadır. Bu görevi nasıl ifa ettiklerini yine Konya Vilâyet Gazetesi’nden ö ğrenmek mümkün olmaktadır. Konya Vilâyet Gazetesi’nde, Çelebi Efendi tarafından umum Mevlevihanelere gönderilen bir talimat sureti yayınlanmı tır (1 Aralık 1908: 3). Talimatın içeri ğinden, dergahlarda misafirlerin a ğırlandı ğını ö ğrenmenin yanında Mevlevilik gelene ğinin nasıl iledi ği de mü ahede edilmektedir 52 . Vilâyetin, nahiyelerde ihtiyar heyetinin olu turulmasına özen gösterdi ği gazetede yer alan bir haberden anla ılmaktadır. Nahiye müdürlerine vilâyetten gönderilen yazıda ihtiyar heyetlerine seçilecek ki ilerin “erbab-ı basiret ve malumat”tan olması taleb edilmektedir (1 Aralık 1908: 3). Buradaki amaç udur: “vatan ve milletin tezyîdi ümran ve mes’udiyyeti ve maârifin terakkisiyle beraber ahlakı umumiyenin tehzîb ve ahâli beyninde hüsnü imtizâc ve âmize gibi ihtiyacat-ı esasiye esbâbını layıkıyla temin ve istihzar edebilmek. ” Haberin devamında azaların nasıl seçilmesi gerekti ği anlatılmaktadır: Kura ve mahallat heyeti ihtiyariyyesi ahâlinin her suretle emniyet ve itimadını kazanmı ve re’yi ve mütalaasından fikir ve muamelesinden istifade

52 Bkz: Ek-4/B.

61 muhakkak bulunmu vatanını sever ahâlinin refahını ister. Ziraat ve maârif-i memleketin ileri gitmesine himmet eder erbabı basiret ve malumatdan olması me rût oldu ğundan her eyden evvel bu cihet nazarı dikkate alınarak heyeti ihtiyâriyyenin bu surette te kili zımnında evvel emirde nahiye mahallatı yapılarak buyrulduları gönderilmek üzere intihab nâmelerin irsali ve kura hey’etinin dahi nahiye meclisi azasıyle e râfdan icab edenler iki koldan kuraya çıkarılarak ber minvali muharrer evsâfı matlûbeyi hâiz zevatdan heyeti ihtiyariyyenin te kili ve nâhiye meclisleri heyetinin ve vazife-i umumiyesi ve sulhen tesviyesine me’zûn oldukları mevad esasen kanununda muayyen oldu ğu gibi izahat vâkıa vechile vatan ve milletin menafiâ yekdil ve yekvücud olarak bedeli mesai olundu ğu suretde bi mennihil kerim me rutiyet idarenin icabatı mebruresinden bulunan ittihad ve ümran istihzar ve takvim edilmi olaca ğı der kardır”. Gazete, hicri yılba ı zamanlarında ilk cümle olarak, okuyucularının yeni senelerini tebrik ederek sosyal görevlerinden birini yerine getirmektedir (26 Ocak 1909: 1) 53 . 1909-1910 yıllarında gazetenin, ordu ve donanmaya Konya’dan yapılan yardımları liste halinde ve isim zikrederek ve hangi kaza veya nahiyeden yapıldı ğını da belirterek yayınladı ğı görüyoruz (23 ubat 1909: 2; 14 Mart 1910: 3). Devlet, bir sava tan di ğerine yeti ti ği için orduya yardım gerekmektedir. Bu noktada kamuoyunu Konya Vilâyet Gazetesi olu turmaktadır. Yardımları isim zikrederek yayınlaması, halkı te vik anlamında de ğerlendirilebilir. Hatta, yardım i inin kolayla tırılması ve yardımların artması için bazı memurların faaliyetleri de gazetede haberle tirilmi tir: “Vilâyeti maârif müdîrü Hulusi Bey Donanma i’ane-i milliyesi için tek atlı bir fayton arabası ihda eylemi ve hamiyyeti vakı’a ayan-ı te ekkür görülmü dür. ” (28 Haziran 1910: 3) Sosyal yardımla ma adına gazetede yayınlanan bu tür haberlerde dikkat çekmektedir. Gazete, II. Me rutiyetin yıldönümünde mülhakatta yapılan kutlama törenlerini haberle tirerek kaza ve nahiyelerde yapılan sosyal faaliyetleri duyurmu tur (26 Temmuz 1910: 2).

53 Bkz: Ek-17.

62 Gazetede, kimi zaman güzel ve anlamlı sözlere yer verilerek kültür hizmeti de gerçekle tirilmektedir (31 Ocak 1910: 3). Gazete, “Nakliye-i askeriyeye mahsus olmak üzere Almanya’dan mübayaa ve umman tesmiye olunan vapur bu kerede dersaadete gelmi tir. Bu vapur dört direkli iki bacalıdır. Te ekkür olunur. ” (4 Nisan 1911: 3), “Sayei me rutiyete bu kere havran sanca ğında icra edilen tahrirde livanın 177227 nüfusu oldu ğu anla ılmı tır. Bundan evvel nüfus………. Yetmi bin raddelerinde idi. Đ te Feyz-i me rutiyet bunda da tecelli eyledi. ” (4 Nisan 1911: 3) vb. gibi farklı konuları, ilginç bilgileri içeren haberleri de sayfalarına taıyarak okuyucularını bilgilendirmi tir.

7. Gazetenin, Di ğer Gazetelerle Olan Đli kisi Konya Vilâyet Gazetesi, Đstanbul gazetelerinde yer alan ve önemli gördü ğü haberleri sayfalarına iktibas ederek okuyucularıyla payla maktadır. Gazete’nin iktibas yaptı ğı gazetelerin ba lıcaları, Tercüman-ı Hakikat ve Tanin ’dir. Gazetenin 8 Aralık 1885 tarihinde Tercüman- Hakikat ’ten bir alıntı haberi yayınlamı tır. Haberde, Đstanbul semalarında bir gökyüzü cismi görüldü ğü belirtilmektedir: “Ufak bir karpuz veya büyük bir portakal cesametinde bir kürre-i nurani peyda olarak sürsat-ı fevkalade ile sath-ı zemine do ğru nüzul etmeye ve epice müdet yerde i ğne gösterircesine ziya-ga an olduktan sonra ârmostorong topu patlamasından mütahassıl sadaya ebih bir gürültü iitildikten sonra nazardan gaib olmu tur. Bu alamet-i acubenin eb-i mezkûrda aynı saatte Dersaadete dahi mü ahede edilmi oldu ğu haber alınmı tır.” (8 Aralık 1885: 3- 4) Bu tür haberlerin yayınlanması okuyucuların ilgisini çekmek açısından önemlidir. Bu iktibaslar arasında, dönemin Konya ileri gelenlerinin Đstanbul’daki ziyaret programları da yer almaktadır: “Müktesebât-Konya Mebusları-Dün ak am Konya mebûsları müftü zâde Hoca Salim, Hadimli Hoca Mehmed Vehbi, Konyalı eyh zâde Zeynelabidin, Ak ehirli Kürd zâde Hacı Mustafa Efendiler Anadolu imendüferleriyle Haydarpa aya ve oradan kendilerini istikbale giden birçok zevat ile ve Fettah Đstimbotiyle Sirkeci Đskelesine gelerek Hoca Pa ada Safveti Pa a dergâhı erifine misafir olmu lardır. Mebus efendiler Sirkeci Đskelesinden Bahriye musikası terennümsaz oldu ğu halde istikbal olunarak ahâlinin alkı ları arasında dergâhı erifi mezkura getirilmi lerdir” (24 Kasım 1908: 3). Gazete, Đstanbul ve Konya’da yayına ba layan gazetelerden haber vermekte ve tebrik etmektedir. Bu tavır, gazetenin gazetecilik mesle ğine verdi ği önemi

63 göstermektedir. Đstanbul’da Davul Gazetesi’nin yayın hayatına ba ladı ğını haber veren gazete, gazetenin fiyatını da belirterek okuyucularına tavsiye etmektedir (26 Ocak 1909: 3). Aynı tarihte, Konya’da Hakem ve Gonca , Adana’da ise Đtidal adında gazeteler çıktı ğını yine Konya Vilâyet Gazetesi’nden ö ğrenmekteyiz (26 Ocak 1909: 3). 1911 yılında Konya’da yeni bir gazetenin çıktı ğını gazete u ekilde duyurmaktadır (4 Nisan 1911: 3): “Ufku Ati-ehrimizde Ufku Ati namıyla ne r olunaca ğı mukaddima yazdı ğımız ilmi, edebi fenni, tarihi, felsefi, risale-i mevkute inti ara ba lamı tır. Devamını temenni ederiz.” 1920’li yıllarda gazete’de “Vilâyet haberleri” ana ba lı ğı altında vilâyette ya anan geli meler küçük ba lıklar eklenerek okuyucuya aktarılmaktadır. Bu haberlerden biri, Babalık Gazetesi sahibi Yusuf Mazhar’ın kayın validesinin vefatı ile ilgilidir (25 Ocak 1928: 1). Gazete gayet nazik bir dille dönemin önemli ismine taziyelerini iletmektedir Haber, okuyuculara “Müessif bir irtihal” ba lı ğıyla duyurulmakta ve öyle devam etmektedir: “Babalık refikimizin sahibi imtiyazı Yusuf Mazhar beyin kayın valideleri hanım taht-ı tedavide bulundu ğu Đstanbul’da tıp fakültesi hastanesinde irtihali dar-i naim eyledi ği vasıl-ı sem’i teessürümüz oldu. Mahdumları Haydarpa a liman ve rıhtım irketi memurlarından Fuad ve Menemen mal müdürü Ragıp beylerle Mazhar beye ve aile-i kederdidesine beyanı taziyet eyleriz”.

8. Đlanlar Konya Vilâyet Gazetesi’nde ilanlar, genellikle tapu ve icra dairelerinde satı ı yapılan ev veya arazileri kapsamaktadır. Ancak, istisnai olarak vatanda ın yararına görülen makine vb. eylerde ilan olarak gazetede yer bulmaktadır. Bunlardan birisi u ekildedir (26 Temmuz 1910: 3): “Ziraatten bir emsali aldı ğımız bir barakada Đstanbul mamülatından olup Ahi Baba Yusuf Efendi tarafından mamülatı dahiliyemizden olan dü ğün/dö ğen makinaları getirdi ğini ve satmakta bulundu ğunu anladık kendi paramız yine kendimizde kalmak üzere vatansever her Osmanlıya meskur makinede tavsiye eyleriz.” Bazı ilanlar ise Konya’da resmi kurumlardaki istihdam ilanlarıdır. Örnekler u ekildedir: “Sultaniye kazası müderrisi Hulusi efendinin hicaz fırka-i tabur imametine

64 tayininden dolayı münhal kala mezkur müderrisli ğie ulema-ı mahalliyeden …. . tayini canibi celili hazreti me ihatipenahiden fi 18 rebiul evvel sene 329 tarihli ve on bir numaralı emirnamede i ar buyrulmu olmakla tarihden itibaren talib olanların mahkeme-i er’iyeye müracaatla icazetnameleriyle isimlerini kayd ettirmeleri ilan olunur” (4 Nisan 1911: 4). “Ziraat bankasının münhal olan Ak ehir refekatına bu kere karaa ğaç refik-i sabıkı Asım efendinin tayin edilmesine, mebni-i mezkur refakat kapanıp yalnız Ere ğli ve Seydi ehir refakatleri için usul miriye vechile müsabaka imtihan icra edilece ğinden yirmi ya ını ikmal edip mani-i istihdam bir hali bulunmayan talebelerin (hesap, kitabet, hüsnühat) dan icra edilecek imtihana dahil olmak üzere evvelce ilan edildi ği vechile Nisan’ın onuncu Pazar gününe kadar Konya ubesine müracaat eylemeleri ve mezkur refakatleri maa ı ikiyüz elli kuru olup bir müddet hizmetle banka muamelatında kesb-i mumarese ile isbatı liyakat edildi ği halde laekal be yüz kuru maa la bir sandık memuriyetine veya ona muadil memuriyete terfi olunacakları lüzumu ilan olunur” (4 Nisan 1911: 4). Gazete, yayınlandı ğı günden itibaren ba lık kli esinde, ilan kabul etti ğini duyurmaktadır. Đnceledi ğimiz nüshaların ço ğunda resmi ilanlar haricinde ba ka bir ilana rastlanmamı tır. Ancak, gazetenin son sayılarında ahsi ilanlara da yer verildi ği görülmektedir (25 Ocak 1928: 4): “At Pazarı caddesinde 112 numaralı ishakzade musa Kâzım ve tanacı zade Đsmail hakkı… ile demir ve hırdavat ticaretiyle me gul iken bu defa hüsnü rızamızla ve 4 Kanuni Sani 928 tarihli ibra senediyle yekdi ğerimizden kat’ı alaka ederek bilcümle matlubu zimmet ve ma ğazadaki mal ve ma ğaza ishakzade musa Kâzım efendiye kalıp bendeniz ayrıca kar ıdaki sultan veledzadelere ait ma ğazayı imar ederek demir hırdavat üzerine muamele yapmakta olduğumu ilan ederim. Demir hırdavat tüccarından Tanacızade Đsmail Hakkı”. Gazete, okuyucularına yeni çıkan gazeteleri, kimi zaman haber olarak duyururken, kimi zamanda ilan yolunu tercih etmi tir. Gazetenin 25 Ocak 1928 tarihli nüshasındaki ilan u ekildedir: “Asarı Münte ire: -DĐLEK-Tosya’da her onbe günde bir defa ne r olunmakta olan (Dilek) mecmuasının 22. ayındaki mündericatla (içindekiler) inti ar etmi tir. Tavsiye ederiz. -BÜYÜK GAZETE-Çok kıymetli mündericatla ne r edilmekte olan büyük gazeteyi karde lerimize tavsiyeyi bir vecibe biliriz”.

65 SONUÇ

Gazeteler, tarih ara tırmaları için oldukça önemli bir kaynak grubudur. Bu kaynak grubu da ğınık, fakat o oranda da zengin bir malzeme içermektedir. Bu malzemenin kısa zamanda kapsamlı bir çalı ma ile ortaya konması zordur. Ancak bir dönemin tarihi olaylarını inceleyecek her hangi bir ara tırmacının bu kadar zengin malzemeden mahrum kalması da bilimsel bir çalı ma için büyük eksikliktir. Olaylar meydana geldikleri dönemler içerisinde gazetelere yansımakta ve kamuoyunun nabzını tutmaktadır. Gazeteler toplumdaki bütün geli meleri, idarenin aldı ğı kararlan kendi açılarından da olsa yansıttı ğı gibi, olaylar ve yönetim kar ısında kamuoyunun tepkilerini ve görü lerini de aksettirirler. Bu yüzden de basın, klasik bir tanımla “kamuoyunun sözcüsüdür” diye nitelendirilebilir. Özellikle radyo-televizyon gibi kitle ileti im araçlarının olmadı ğı bir dönemde gazetelerin kamuoyu olu turma gücü daha büyük önem ta ır. Gazeteleri taramak suretiyle dönemin olaylarını ayrıntılarıyla ö ğrenebilmek ve geli meleri takip edebilmek mümkündür. Bu geli meler siyasi tarih kadar ekonomik, kültürel ve her türlü toplumsal konuyu da içermektedir. Dolayısıyla toplumu ilgilendiren di ğer geli meleri de takip etmek mümkündür. imdiye kadar gazeteleri tarihi kaynak olmaları açısından inceleyen ara tırmalar oldukça sınırlı olmakla beraber, son zamanlarda bir artı göstermi tir. Bugüne kadar yapılan çalı malarda devlet yıllıkları ile Vilâyet salnamelerinin ve basının tarih ara tırmalarında önemli bir yer tuttu ğu belirtilmesine kar ın, bu kaynakların birarada bulunamaması, eski yazı ile olu u ve okunup de ğerlendirilmelerinin zaman almasından dolayı pek kullanılamamı lardır. Bu ba ğlamda vilâyet gazeteleri ise günümüze kadar çok az incelenmi lerdir. 1864 tarihli Nizamname ile Osmanlı Devlet’inde her büyük il merkezinde bir matbaa açılmasından üzerinden kısa bir zaman sonra bu illerde ki yayın sayıları hızla atmı tır. Bu özellikleriyle vilâyet gazeteleri ba ta Osmanlı ehir ya amına önemli bir yenilik kazandırmı tır. Bu yenilik kadar önemli bir de ğiikli ği de Osmanlı basın ya amında gerçekle tirmi tir. Öncelikle basının, Đstanbul’un tekelinden çıkmasına neden olmu , Osmanlı’nın egemen oldu ğu yörelerde gazetecili ğin yaygınlık kazanmasında önemli bir rol oynamı tır. Anadolu’daki bir çok ilin ve Ortado ğu’daki

66 bazı ülkelerin basın tarihleri vilâyet gazeteleri ile ba lamı tır. Bu gazeteler, duruma göre birden fazla dilli olarak çıkmı ve yönetimle yönetilenler arasında bir ileti im köprüsü olu turmu tur. Aynı zamanda bu yayın organları düzenli tutulmu ar iv belgeleri niteli ğine sahiptirler. Basının öneminin kitleler tarafından kavranılmasında bu gazetelerin büyük payları bulunmaktadır. 1908 hareketinin ardından ülkenin bir çok yerinde bir anda çok sayıda süreli yayının çıkması; vilâyet gazetelerinin yüklendikleri i levin önemli göstergesidir. Millî Mücadele yıllarında Anadolu’da yerel gazeteler yayımlanırken vilâyet gazeteleri deneyiminden yararlanıldı ğı da ileri sürülebilir. Vilâyet gazetelerinde yer alan yazılar, genellikle imzasız yayınlanmı , konuları da ya anılan tarihsel sürece ba ğlı olarak büyük farklılıklar göstermi tir. Vilâyet gazetelerinde ço ğunlukla yasalar, yönetmelikler, kamu görevlilerinin tayini ya da ödüllendirilmeleri, kolluk kuvvetlerinin ba arıları, valilerin konu maları ve yazıları, resmi bildiriler, kamu kurumlarının ba ardı ğı i ler haber olarak verilmi tir. Önemli bir bölümünün baskı sayısı 500 civarında olmu tur. Vilâyet gazetelerinin ömürleri de çok de ğiiktir. Bazıları ancak birkaç yıl yayınlanabilmi , bazıları ise yayın hayatlarına uzun seneler devam edebilmi tir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından kimi vilâyet gazeteleri özel gazetecili ğin özendirilmesi ve desteklenmesi için kapatılmı tır. Konya Vilâyet Gazetesi de aslında çok uzun soluklu bir geçmi e sahiptir (1869- 1932). Nasıl, Takvim-i Vekayi Osmanlı Devlet’inde gazetecili ği uzun süre tek ba ına temsil etmi se, yerel gazetecili ği, yakla ık 38 yıl tek ba ına Konya Vilâyet Gazetesi temsil etmi ; toplam 2685 civarında ayrı sayı çıkarılmı tır. Bu toplam içinde 394 sayı, Harf Đnkılâbı sonrasında yayımlanmı tır. Vilâyet gazetelerinde yayınlanan haberler ve kamuoyunda olu turdu ğu tesir, Osmanlı Devleti’nin vilâyet gazetelerine büyük önem atfetmesine neden olmu tur. Vilâyet gazetelerinin resmi görü ü yansıtan ve dönem iktidarlarının halka yönelik bir propaganda aygıtı oldu ğu gerçe ği, Konya Vilâyet Gazetesi için de geçerlidir. Konya Vilâyet Gazetesi; vilâyet merkezi Konya ile birlikte, etrafındaki ehir ve kasabaların, di ğer yerle im yerlerinin haberlerine yer vermi tir. Gazete, derneklerden, toplumdaki hareketlili ğe kadar her türlü olguda yayınladı ğı haberleri, resmi bakı

67 açısıyla ele almı tır. Ancak, de ğindi ği konular itibariyle devletin sesi olsa da gazetecilik mesleğinin temel esası olan ele tiri görevini de zaman zaman yerine getirmi tir. Konya Vilâyet Gazetesi’nde yayınlanan haberlerin büyük bir ço ğunlu ğunun Konya vilâyetini ilgilendirmesi, Đstanbul ve ta raya ili kin haberlerin gazetede ancak çok küçük bir yer tutması, bir yandan vilâyet gazetelerinin “sebeb-i hikmet”ini açıklarken, bir yandan da bölge gazetecili ği açısından vilâyet gazetelerinin önemini ortaya koymaktadır. 62 yıllık yayın hayatın boyunca Konya Vilâyet Gazetesi, bir okul vazifesi görmü tür. Konya basın tarihinde yer alan öncü isimler, bu gazetede yazılar yazmı lardır. Birçok air, yazar ilk tecrübelerini bu zeminde edinmi tir. Đstiklal Harbinde zafer kazanılıp Cumhuriyet kurulduktan sonra Konya Vilâyet Gazetesi, 1932’de Đçi leri Bakanlı ğının emri ile resmen kapatılır. Matbaası bodrum katında, kendisi valili ğe ba ğlı elemanlarca çıkarılan gazeteden Konya Valili ği Dokümantasyon Merkezi ve kitaplı ğında bir nüsha bile bulunmaması, sosyal hafıza yönünden kaybın seviyesini vurgulamaya yetmektedir. 62 yıllık gazete, bu vilâyetin 62 yıllık tarihi demektir. Yalnız sadece bu ilin de ğil Konya vilâyetine ba ğlı, Isparta, Burdur, Antalya, Ni ğde, Aksaray, Karaman’ın da tarihi demektir. Ama ne yazık ki bu önemli bilgi deposu, korunamamı tır.

68 KAYNAKÇA

ADIYEKE Nükhet, 1998, “Osmanlı Kaynaklarına Göre Türk-Yunan Đli kilerinde Girit Sorunu (1896), Dokuz Eylül Üniversitesi Dergisi , C. 1. S. 3, s. 335- 346.

AKANDERE Osman, 1987, Konya Vilâyeti Salnâmelerine göre 1868-1904 yılları arasında Konya Sanca ğı’nın Đdarî ve Mülkî Taksimatı , Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Konya. ARABACI Caner, 2002, “Vilâyet Matbaaları ve Konya Vilâyet Matbaası”, Selçuk Đleti im , C. 2. S. 2, s.117-122, Konya.

ARABACI Caner, 1998, “Konya Basını Üzerine”, Konya’da Dü ünce ve Sanat , TYB Konya ubesi Yayınları, Konya.

ARABACI Caner, AYHAN Bünyamin, DEM ĐRSOY Adem, AYDIN Hakan, 2009, Konya Basın Tarihi , Palet Yayınları, Konya.

ASLANER Serhat, 2006, Đlmiye Sınıfının II. Me rutiyeti Algılayı ı (Konya Örne ği) , Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Sakarya. ATALAY, Ahmet (1997), Milli Mücadelede Konya Kuva-yı Milliyecileri , Cilt 1-2 Konya. AVANAS Ahmet, 1998, Millî Mücadelede Konya, Atatürk Ara tırma Merkezi Yayınları, Ankara.

AYDIN Hakan, 2004, Mustafa Kemâl Tarafından Konya'da Finanse Edilen Bir Seçim Gazetesi: Halk (12 Haziran- 3 A ğustos 1923) , Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Konya.

AYHAN Bünyamin, 2007, “Osmanlı’dan Cumhuriyete Toplumsal Kimlik Olu umunda Basının Rolü”, Đleti im ve Ötesi , Tablet Yayınları, Konya.

ÇEL ĐK Bülent Murat, 1999, Hicrî 1286 (Miladî 1869) Tarihli Konya Vilâyeti Salnâmesi'ne göre Konya Vilâyeti’nin Siyasî, Đdarî, Adlî, Sosyal, Đktisadî ve Askerî

69 Yapısı, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Eğitimi Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

DO ĞAN Aysun, BAL Elif, ÖLÇER Derya, BAYRAKTAR Ömer, 1999, Osmanlı Basın Ya amı Sempozyumu, G. Ü. Đleti im Fakültesi Basımevi, Ankara.

ES Selçuk , Büyük Konya Ansiklopedisi , Koyuno ğlu Kitaplı ğı Ar ivi.

GĐRG ĐN Atilla, 2001, Türk Basın Tarihinde Yerel Gazetecilik , Đnkılâp Kitabevi, Đstanbul.

ĐNU ĞUR Nuri, 1993, Basın ve Yayın Tarihi , Der Yayınları, Đstanbul.

KOCABA OĞLU, Uygur, 1984, “Tuna Vilâyet Gazetesi”, Tanzimat'ın 145. Yıldönümü Sempozyumu-Bildiriler , Đstanbul.

KOLO ĞLU Orhan, 1994 , Osmanlı’dan Günümüze Türkiye’de Basın , Đleti im Yayınları, Đkinci Basım, Đstanbul.

KÜÇÜKBEZ ĐRC Đ Seyit, 1999, Konya’da Fikir ve Kültür Hareketleri , Konya Ticaret Odası Yayınları, Đpekyolu Dergisi Konya Özel Sayı II, Konya.

ÖNDER Mehmet, 1949, Konya Matbuatı Tarihi , Konya Halkevi Yayını, Konya.

EKER Murat, 2007, “Osmanlı Devleti’nde Mali Bunalım ve Đlk Dı Borçlanma”, C. Ü. Đktisadi ve Đdari Bilimler Dergisi , C. 8, S. 2, s.115-132.

TEPEYRAN Ebubekir Hâzim, 1998, Hatıralar , Pera Yayınları, Đstanbul.

TOPUZ Hıfzı, 2003, II. Mahmut’tan Holdinglere Türk Basın Tarihi , Remzi Kitabevi, Đstanbul.

UZ Mehmet Ali, 2003, Konya Kültürüne Hizmet Edenler , Konya Büyük ehir Belediyesi Kültür Yayınları, Yayın No: 48, Konya.

VARLIK Bülent, 1999, “Osmanlı Dönemi Türkçe Yerel Basını Üzerine Bazı Gözlemler”, Osmanlı Basın Ya amı Sempozyumu , G. Ü Đleti im Fakültesi Basımevi, Ankara.

70 VARLIK Bülent, “Yerel Basının öncüsü: Vilâyet Gazeteleri”, Tanzimat’tan Günümüze Türkiye Ansiklopedisi. C. 1, s. 99-102.

YAZICI Nesimi, 1997, “Bölge Tarihlerinin Kayna ğı Olarak Vilâyet Gazeteleri: Karesi Örne ği”, Tarih Boyunca Türk Tarihinin Kaynakları Semineri, Bildiriler , Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, Đstanbul.

SÜREL Đ YAYINLAR:

Konya, Numara: 738, 26 Te rinisani (Kasım) 1301 (1885).

Konya, Numara: 1601, 21 Kanun-i Sani ( ubat) 1318 (1903).

Konya, Numara: 1894, 11 Te rin-i Sani (Kasım) 1324 (1908).

Konya, Numara: 1895, 18 Te rin-i Sani (Kasım) 1324 (1908).

Konya, Numara: 1896, 25 Te rin-i Sani (Kasım) 1324 (1908).

Konya, Numara: 1901, 6 Kanun-i Sani (Ocak) 1324 (1909).

Konya, Numara: 1902, 13 Kanun-i Sani (Ocak) 1324 (1909).

Konya, Numara: 1906, 10 ubat 1324 (1909).

Konya, Numara: 1948, 7 Kanun-i Evvel 1325 (Aralık) (1909).

Konya, Numara: 1953, 18 Kanun-i Sani (Ocak) 1325 (1910).

Konya, Numara: 1959, 15 Mart 1326 (1910).

Konya, Numara: 1974, 15 Haziran 1326 (1910).

Konya, 13 Temmuz 1326 (1910).

Konya, Numara: 2011, 22 Mart 1327 (1911).

Konya, Numara: 58-2259, 6 Mayıs 1336 (1920).

Konya, Numara: 117-2292, 25 Mayıs 1927.

Konya, Numara: 142-2292, 25 Kanun-i Sani (Ocak) 1928.

71 BELGELER:

BOA , DH. MKT. DN. 2152, GN. 125-7 Kanun-i Evvel 1314 /19. 12. 1898.

BOA, DH. MKT. DN. 2195, GN. 11-18 Mart 1315/02. 04. 1899.

BOA , DH. MKT. DN. 2310, GN. 44-27 Kanun-i Evvel 1315/08. 01. 1900.

BOA , DH. MKT. DN. 2549, GN. 138-11 Te rin-i Evvel 1317 /24. 11. 1901.

BOA , DH. MKT. DN. 1094, GN. 38-8 Haziran 1322/21. 06. 1906.

BOA, DH. MKT. DN. 1224, GN. 1-24 Kanun-i Evvel 1323/06. 01. 1908.

BOA, DH. MKT. DN. 1231, GN. 61/03. 02. 1908.

BOA , DH. ID. DN. 79, GN. 28 /16. 01. 1913.

BOA, DH. ID. DN. 79, GN. 28-19 Kanun-i Sani 1328/01. 02. 1913.

BOA , DH. ID. DN. 79, GN. 28-14 Te rin-i Sani 1328/27. 11. 1912.

BOA, DH. ID. DN. 79, GN. 28.

BOA , Y. Mtv DN. 69, GN. 1-24 Eylül 1308/06. 10. 1892.

BO,. MF. MKT. DN. 58, GN. 94-16 Te rin-i Sani 1294/28. 11. 1878.

72

EKLER

73 EK-1/A: Konya Vilâyet Matbaası için ihtiyaç duyulan hurufatın mübadele yolu ile satın alınmasına izin verilmesi ile ilgili Dahiliye Nezareti’ne gönderilen yazı (BOA, DH. MKT. DN. 2152, GN. 125-7 Kanun-i Evvel 1314 /19. 12. 1898).

74 EK-1/A:

“Rüsumat-ı Emanet Celîlesine, Vilâyet matbaası için gazeteye mahsus olarak mübadeleten mübaya’a edilecek huruf-u cedidenin mübaya’a ve emrarına müsaade olunması Konya Vilâyetinin (…) muharreratta bildirilmesi üzerine, hurufatı meskure hakkında emsali gibi icra olunduktan sonra emrarlarına müsaade i’tası, 15 Te rin-i Sani sene 314 tarihinde izbar olmu tur. Zikrolunan hurufat ihzar edilmi ise de henüz emrarına memuriyet verilmemi oldu ğuna binaen Vilâyet-i mü arun ileyhadan bu kere tevarüt eden tahriratta te’sit ve teamül keyfiyetinin i ’arı sabıka ….. icabının ifası ile ve …..ibna’sı hususuna himemi aliye-i asifanenin derkar buyrulması babında.”

75 EK-1/B: Konya Vilâyet Matbaası için ihtiyaç duyulan hurufatın, çe it ve miktarlarının bildirilmesi, yenilerinin kaça mal olaca ğı, hurufat ve aletlerin bedel bildirimi ile ilgili Orman ve Meadin Nezaretine gönderilen yazı (BOA, DH. MKT. DN. 2195, GN. 11-18 Mart 1315/02. 04. 1899).

76 EK-1/B:

“Orman ve Meadin ve Ziraat Nezareti Celîlesine, Vilâyet matbaasında mevcut hurufat i e yaramaz hale geldi ğinden bahisle melfuf veya pusulada nev’i ve miktar vakiyenin muharrer hurufat vesairenin her kıyyesi kaç kuru a alınabilecekse memur-u mahsus ile celbedilip üzerine esman-ı miktarını i ’arına dair Konya Vilâyeti Aliyesi’ne gelen 21 Mart sene 1315 tarih ve 76 numaralı tahrirat melfufi ile irsal kılındı ğının himemi aliyeyi daverilerinin derkâr buyrulması babında.”

77 EK-1/C: Konya Vilâyet Matbaası için Brüksel’den bir makine alındı ğını gösteren belge (BOA, DH. MKT. DN. 2310, GN. 44-27 Kanun-i Evvel 1315/08. 01. 1900).

78 EK-1/C:

“Konya Vilâyeti Celîlesine, Vilâyet-i Celîleleri matbaası için teferruatıyla (……) makine mübaya’asıyla Đzmir ve Karahisar tariki ile Vilâyete celbine müsaade ifası ve Đzmir gümrü ğünden bil’a-resm emrarı için Đzmir Rüsumat Nezaretinde malumat i’tası, Rüsumat-ı Emanet Celîlesine i ’ar olundu ğu ve teferruatı 21 (….)sene 315 tarihinde izbar kılınmı tır. Matbaalar teksir ve ta’dat ederek bir sanat ve ticaret-i mahsus eklini iktisab eylemesine binaen bundan böyle ithal ve ihraç olunacak bil cümle matbaa alat ve edavatında gümrük resmini isti’fası (…..) ba tezkirede i ’ar buyrulmu oldu ğundan vilâyet matbaaları için celp olunacak alet ve edavatın gümrük resminden istisnası çıkacak karar olmasına binaen gümrük resmine tabi tutulmasında (…) celp edilecek meskur makineler dahi gümrük resmi ahz-i tabi oldu ğu emanet-i mü arun ileyhadan cevaben gelen 27 Kanun-i Evvel Sene 1315 Tarih ve 112 numaralı tezkerede gösterilmi tir ol babda.”

79 EK-1/D: Konya Vilâyet Matbaası için Feridiye Matbaası sahibi Hasan Ferid Efendi’den de iki yüz parça çe itli hurufla bir huruf makinesi satın alındı ğını gösteren belge (BOA, DH. MKT. DN. 2549, GN. 138-11 Te rin-i Evvel 1317 /24. 11. 1901).

80

EK-1/D:

“Rüsumat-ı Emanet ve Zabıta-i Nezaret Celîlelerine, Matbaasında mevcut 1200 küsur kıyye tenvim huruf-u kaffesinin (…) ve bir adet huruf makinesini Konya Vilâyet-i Celîlesi matbaasına füruht etti ğinden bahisle muasıla- i lazımenin ifası Feridiye Matbaası sahibi Hasan Ferit Efendi tarafından istida olunmu ve matbaa-i mezkûre vilâyetin resmi matbaası oldu ğu cihetle zikrolunan huruf ile makine-i i tirasında beis olmadı ğı, matbuat-ı dahiliye idaresinden bamüzekkere (11) ifade kılınmı oldu ğundan bunların alel usul emrarına müsaade olunmaması hususuna himemi aliye-i daverileri derkâr buyrulmak babında….. (11) Zaptiye’ye Eya-i mezkûrenin gümrü ğe nakline mümaneat olunmaması hususuna himemi aliye-i daverileri derkar buyrulmak babında/ kılınmı , bunların hiyni tesliminde nakka lardan biri bulundurulmak üzere idare-i mezkureye i’tasıyla beraber.”

81 EK-1/E: Matbaa’nın “Levha ve Litograf ta ları” trenle Konya’ya ula tırıldı ğını gösteren belge (BOA, DH. MKT. DN. 1094, GN. 38-8 Haziran 1322/21. 06. 1906).

82 EK-1/E:

“Konya Vilâyeti Celîlesine, 4 Mart Sene 322 tarihli Tahrirat-ı Alilerinin cevabıdır. Vilâyet-i Aliye’nin matbaasına mukteza levhalar numunesi vechi ile (litograf) ta ları bura matbaacılarından be liraya mübaya’a olunarak üç sanduka va’z ve mesarif nakliyesi oraca tesbiye olunmak üzere imendifere teslim edilmi ve mukabilinde alınan bilet ile e ya-ı mezkure tamamen tediye olundu ğunu mübeyyin makbuz ve ilmühaberleri (lafzen) tisyar kılınmı oldu ğundan ve ta lar için fazla sarf olunan altmı ve sandukalar için otuz ve hamal ücreti olan on kuru ki cem’an yüz kuru un ısrarı lüzumunun matbuatı dahiliye idaresi ifadesi ile beyanına ibtidar olundu.”

83 EK-1/F: Konya Vilâyeti Matbaası mürettibi Ali Efendi’nin, istenilen harflerin imali ve hazırlanması için Đstanbul’a gönderildi ğini belirten belge (BOA, DH. MKT. DN. 1224, GN. 1-24 Kanun-i Evvel 1323/06. 01. 1908).

84 EK-1/F:

“Saye-i Terakkiya Tevvabe-i Hazreti Padi ahîde vilâyet matbaasının huruf ve levazım-ı tab’iyede olan nevakısının istikameti zımnında mücediden tedarikine lüzum görülmü hurufat vesaireyi i tira etmek ve puntolarının di ğer hurufata tevafuk etmesinden dolayı metruk ve (….) köhne olan 270 (kıyye) hurufat-ı satmak üzere matbaa-i mezkure mürettibi U’la Ali Efendi der-saadete i’zam ve hurufatı mezkurede (…………) mevzuu olarak muma ileyh imendiferle oldu ğu beyanı ile yedinde bulunan defatir mucibince mukteza hurufatın i’mal ve ihyası ve köhne hurufunun da füruhtu emrinde muma ileyhe te kilat lazımesinin icrası, Daire-i Konya Vilâyet-i Aliyesinden varit olan 15 Kanun-i Evvel Sene 1323 tarihli ve 269 numaralı tahririyle izbar kılınmasına nazaran zikrolunan hurufun i’mal ihsarı hususunun Matbuat-ı Dahiliye Đdare-i Aliyesi ifadesiyle beyanına mü ariyet (…….) ol bab’da. (……).”

85 EK-1/G: Konya Vilâyet Matbaası için Tipograf ve Zımba makinesi alındı ğını gösteren belge (BOA, DH. MKT. DN. 1231, GN. 61/03. 02. 1908).

86 EK-1/G:

“Rüsumat-ı Emanet ve Orman ve Meadin ve Ziraat Nezaret-i Celîlelerine, Hanımlar Gazetesi matbaasında mevcut olup (kayser) Osman Efendiye ait olan evkaf-ı kıt’a da bir adet hurufat-ı ayak makinesinin matbaa ve vilâyet mürebbisi Ali Efendi vasıtasıyla Dersaadet’te (…..) 23 liraya matbaa-i meskure namına pazarlı ğı icra olunmu ve 5 liraya da zımba makinası mübaya’a edilmi olup bunların ahz ve irsalini Mekteb-i Sanayi idaresi tevassud edece ğinden imdi bu vasıta ile imendifere teslimen tevsib’i irsali Konya Vilâyeti Aliyesi’nden alınan 10 Kanun-i Sani sene 323 tarihli ve 286 numaralı tahriratta izbar olunmu (11) ve keyfiyet Orman ve Meadin ve Ziraat Nezaret-i Celîlesine de bildirilmi olmasına nazaran mezkur makinelerin gümrükten emrarı hususunda Matbaa-i Dahiliye Đdaresi ifadesi ile beyanına mü abet olundu ol bab’da. (11) Orman Nezareti’ne ve keyfiyet Rusumat-ı Emanet Celîlesine de bildirilmi olmasına nazaran mezkur makinelerin do ğruca mahalline irsali lüzumunun Matbuat-ı Dahiliye Đdaresi ifadesiyle beyanına ibtidar kılındı ol babda.”

87 EK-1/H : Konya Vilâyet Gazetesi’nin, Rü tiye Mekteplerinde da ğıtıldı ğını gösteren belge (BOA. MF. MKT. DN. 58. GN. 94-16 Te rin-i Sani 1294/28. 11. 1878).

“ Konya Vilâyeti Celîlesine,

Rü tiye Mektepleri akirdanına mütalaa hususunda derkar olan fevaid ve muhassenata mebni Vilâyet gazeteleri çıktıkça birkaç nüshaları dahili vilâyetteki rü tiye mektebinde dahi i’tası müttehiz olan usul iktizasından bulundu ğundan Vilâyet-i Celîleleri gazetesinden dahi dahili Vilâyette bulunan Mekatib-i Rü tiye’ye birkaç nüshasını i’tası ve irsali zımnında iktiza edenlere emr-u fermaları babında.”

88 EK-2/A: Konya Vilâyet Matbaasının, bir müteahhide devredilmesi için Konya Valili ği’nin Dahiliye Nezaretine gönderdi ği yazı (BOA, DH. ID. DN. 79, GN. 28 /16. 01. 1913)

89 EK-2/A:

DÂH ĐLĐYE NEZARET-Đ CELÎLES ĐNE - Hulasa-

Devletli Efendim Hazretleri Vilâyet Gazetesine yirmiden ziyade haneyi havi bil-umum kuranın (Köylerin) ve maa ı be yüz kuru u mütecaviz olan memurinin abone kaydı yolunda evvelce müttehiz ve hayli müddet meri olan usulün ilan-ı me rutiyetten sonra tatbik ve abone bedelâtının tahsilinin Jandarma tarafından ifa olunan muavenetin inkıtaıyla beraber di ğer bir usul ve kaidenin vazı’ olamaması ve mukaddema mevzu olan senevî üç mecidiye abone bedelinin celb-i ra ğbet maksadıyla bir mecidiyeye tenzil edilmesine ra ğmen ondanda istifade edilemeyerek bakayada kalması neticesi olarak matbaa-i Vilâyet varidatı pek çok tenakus edip müstahdemi idare ve mevcudîni idare edemeyecek bir hale gelmi ve ba ka suretle varidat bulunmadı ğı gibi usul-ü sabıkanın tekrar tatbiki hâric-i imkan bulunmu oldu ğundan kavanin ve nizamat-ı devletin usulen ne ir ve ilanı ve köylere varıncaya kadar ahaliye tebli ğ ve ilamı hususunda lüzum ve ehemmiyeti der-kar olan Vilâyet gazetesiyle evrak ve muharrarat-ı umumiyenin ve di ğer bir çok evrak ve cedavilin tab’ı zımnında emri iradeye hıdemi, müstağni-yi izah ve beyan bulunan matbaanın temin-i mevcudiyeti için senevî yetmi bin kuru a bali ğ olan masarıfa mukabil hazinece nısfı abonelerine ve bil-hassa köylere tevzi ve iysali ve abone bedelatının tahsili emrinde jandarma efradının veya tahsildârânın muâvenet-i filiyesine mazhariyeti gibi bir kaide-i muttaride ittihazı taht-ı mercuvide bulunmu tur. Temini kabil olmadı ğı takdirde bazı hususi gazeteler sahibi imtiyazları tarafından istida olundu ğu vecihle gazete kema-kân Vilâyetin taht-ı nezaretinde tanzim ve meccanen ne ir ve hükümetin evrak-ı lazımesi… tab olunmak ve vazife-i tahririyesi ne mukabil Vilâyete ehrî bin kuru ve fazla varidatından Vilâyet Sanayi mektebine bir hisse ifraz ve ita ve hitam-ı müddetinde bil-cümle âlât ve edevatı Demirba olarak ve kâde-i tabiyelerine asla halel getirilmeyerek iade ve teslim olunmak ve daha nafi erait teklif edenler tercih edilmek üzere ücreti-münasib ile bir müteahhide tefvizi zaruri görülmekte bulundu ğu matbaa-i Vilâyet nezareti tarafından ifade ve mutalaa-i vakıa meclis-i idare-i Vilâyetçe de tasvip edilmi ve talibinin eraiti tefvizi havi verecekleri

90 beyannamelerle matbaa nezaretinden yazılan derkenar suretleri leffen takdim olunmu olma ğıla suret-i hal ve münderecat-ı evraka nazaran iktizasının emir ve inbasına müsaade buyrulması babında emru-ferman hazreti men lehül emrindir. 8 Haziran 1331 ve 3 Kanun-i Sani Sene 328 Konya Valisi

91 EK-2/B: Dahiliye Nezaretinin, Konya Valili ği’ne gönderdi ği izin yazısı (BOA, DH. ID. DN. 79, GN. 28-19 Kanun-i Sani 1328/01. 02. 1913).

“Konya Vilâyet-i Celîlesine, 3 Kanunisani 328 tarih ve 485 numaralı tahrirat-ı aliyye cevabıdır. Vilâyet Gazetes’inin inti ar-ı ne rine halel getirmemek ve erait-i muharrere usul-u kanuniyesi dâhilinde taht-ı temin ve taahüde aldırılmak sureti ile matbaanın bir müteahhide devrinde bir beis görülmemi tir. 18 Kânunusani 328”

92 EK-2/C: Yusuf Mazhar’ın Konya Vilâyet Matbaa’sını iletmek için Konya Valili ği’ne sundu ğu 15 maddelik Beyanname sureti (BOA, DH. ID. DN. 79, GN. 28-14 Te rin-i Sani 1328/27. 11. 1912)

93 EK-2/C:

- Hulasa-

BEYANNAME SURET ĐDĐR Vilâyet-i Celîle matbaalarında te’min-i terakkiyatı ve bunca mühâmm-i umuru devletleri arasında hususat-ı idariyesinin tahmil etti ği me agilin raf ve izalesi arzu buyruldu ğu ve ber-vech-i zîr arz ve dermeyan kılınan erait nezd-i maali, vefd-i cenabı Vilâyet-penahide rehin tensip oldu ğu takdirde matba-i mezkurenin bir müddeti muvakkat için taraf-ı çâkiraneme tevdii menût-u ra’yi derpi -i âsıfaneleridir. 1. Tarih-i mukaveleden itibaren matbaa-i Vilâyetin gerek tpo ğrafya ve gerek kato ğrafya kısımlarında bil-cümle umur-u idare ve sairesi be sene müddetle taraf-ı çâkiraneme tevdi edilecektir. 2. Matbaa-i Vilâyette tab öteden beri icab eden evamir ve talimatla tamamı artık bila ücret tab olunacaktır. 3. Vilâyet ceridesi tesmiyesi kel-evvel matba-i Vilâyet nazırının taht-ı nezaretinde olarak Vilâyet-i Celîlelerince tertip ve tahrir ettirilecek ve bu hususta ki maarife mukabil ehrî dokuz yüz kuru ita kılınacaktır. 4. Bil-cümle müstahdemin-i matbaanın tebdil ve idaresi taraf-ı çâkiraneme ait olacaktır. 5. Matbaanın temin-i terakkiyatı maksadıyla getirilecek âlât ve edevat hitam-ı müddette bila-bedel teberru kılınacak ve Rumca, Ermenice ve Fransızca hurufatta celb edilecektir. 6. Vilâyet gazetesi haftada bir kere çıkarılacaktır. 7. Taht-ı mesuliyeti âcizanemde olarak her türlü evrak cerâidin tabına mümanaat kılınacaktır. 8. Mevcut gayri-kabil-i istimal hurufat nezaret-i hükümette olarak satılacak ve yerine yenisi mubâyaa edilecektir. 9. Matbaa-i Vilâyetin sene-i haliye ve sene-i sabıka abone bedelatının mütebakiyesi ve matlûbât-ı sairesi bir tarz-ı salime rabt edilecek ve bir emr-i

94 hayra ve ya bir matbaa binası in asına sarf edilmek üzere hükümetçe tensip edilecek mahalle teslim ve ita kılınacaktır. 10. Ledel-icab hükümetten temenni olunacak muzaheret ve muavenet derî buyrulmayacaktır. 11. Tarih-i mukavelattan itibaren hitam-ı müddete de ğin matbaa-i Vilâyetin abone bedelatının ve ücürat-ı tab’iye ve ilaniye ve saireden ibaret her türlü varidatı ile masarıf-ı sairesi tarafı çâkiraneme ait olacaktır. 12. Arıza veya esbab-ı di ğere ….matbaanın aynı erait dairesinde hükümette tatile iktiran ettikten sonra aharîne devri caiz olabilir. 13. Abone tedariki ve bedelatının tahsili ve devairi resmiye almanak’ının celbi ve mevcut abonenin muhafazası emrinde istirham olunacak mefahirane ifa buyrulacaktır. 14. Teslim kılınacak âlât ve edevat-ı demir ba e ya ve saire hitam-ı müddette aynen teslim ve iade kılınacak ve aksi halde icap eden zarar ve ziyan tazmin kılınacaktır. 15. Mevadd-ı marufede icab eden tadilat bil-müzakere kararla tırılacaktır. Mülahazat vakıa-i acizaneme tensib mucib-i Fahimanelerine iktiran etti ği surette mukavele namenin tanzim ve teatisine müsaade-i Celîlelerinin i’zan buyrulması terahhum olunur. Ol babta

14 Te rin-i Sani Sene 328

Babalık gazetesi sahib-i imtiyazı Nedim Bey zade Yusuf Mazhar

95 EK-2/D: Yusuf Mazhar’ın Beyannamesi’nin Konya Valili ği tarafından kabul edildi ğini gösteren belge (BOA, DH. ID. DN. 79, GN. 28).

96 EK-2/D:

-Hulasa-

Matbaa nezaretinden yazılan Kânunuevvel 328 tarihli derkenar suretidir. Babalık gazetesi sahib-i imtiyazı Mazhar Be ğ tarafından takdim olunup âcizlerine havale buyrulan arzuhal ile bu babta matbaa müdürü tarafından verilen müzekkereler ve evrak-ı merbuta-i münfedidesi tetkik olundu. Gazetenin yirmi binden ziyade kuraya ve be yüz kuru u mütecaviz maa ı olan memurine re’sen tevzii ve irsali yolunda evvelce müttehiz ve hayli müddet meri olan usulün ilan-ı me rutiyetten sonra tatbik olamaması neticesi olarak matbaa-i Vilâyet varidatı pek çok tenakus edip müstahdemi idare ve mevcudîni idare edemeyecek bir hal- i tezebzüle u ğramı tır. Gerçi bir aralık abone bedelatının bir mecidiye tenzil ve Vilâyetçe mülhakata tebligat-ı mütemadiye ve edide icrası ve hariçten bazı sipari ler kabul ve ifası suretiyle ihyasına çalı ılmı ise de gazetenin kuraya isal ve tevzii ve abone bedelatının muntazaman tahsili emrinde vasait-i muntazama ve kanuniyyenin fıkdanına ve mülhakatça bir müddetten beri bu hususa layıkıyla ehemmiyet verilmemesine mebni senevî yetmi be bin kuru a bali ğ olan masarıfın temini bu gün pek mü kil ve müstahil bir hale geldi ği anla ılmakta tevazün-ü matlubun matbaa müstahdeminince icra kılınacak tensikat ilede istihsal kılınamayaca ğı istidlal edilmekte bulundu ğundan matbaanın ve gazetenin idâme-i mevcudiyeti için bâ hükümetçe tahsisat-ı münasibe ve kafiye istihsali ve yahut eskiden oldu ğu gibi mecburi bir surette tevzii ve abonelerine iysali ile bedelatının tahsili emrinde tahsil daran ve Jandarmalar gibi vasait-i memleket ve kanuniyeden istifade olunması esbabının temini ile kabil olabilece ği anla ılmakta olup bu ise hal-i hazırda mümkünül-husul olamayaca ğı te ebbüsat-ı vakıa ve emsal-i mesbukasından istinbat edilmekte oldu ğundan müteahhit muma ileyhin i bu istidasında dermeyan eyledi ği eraitten bazılarının ber-vech-i ati tatiliyle ve kendine matbaa müdür unvan-ı resmisi itasıyla maktûan ihale ve ilzamından ba ka çare görülmemektedir. öyle ki; dermeyan olunan eraitten birinci ve ikinci Maddeler muvafık olup üçüncü Maddede Vilâyete verilece ği beyan kılınan tahsisatın bin kuru a ibla ğı ve kezalik dördüncü be inci, altıncı, yedinci ve sekizinci Maddeler ayan-ı kabul olup ve

97 yalnız dokuzuncu Maddede abone bedelatı müdahalesinden tahsil edilecek mebali ğin ve birde bunun varidat-ı müstahsilesinden bil-cümle masarıfı çıktıktan sonra be senelik varidat-ı senevîye-i mütevassıtası iki yüz lirayı tecavüz etti ği takdirde fazlasından rub’unun matbaanın düyûn-u mevcudesi badet-tesviye hükümetçe tensip olunacak bir cihet-i hayriyeye verilmesi ve kezalik onuncu, on birinci, on ikinci on üçüncü Maddeler aynen kabul olunarak on dördüncü Maddede demir ba olarak teslim ve iade olunacak olan varidatın aynen ve hurufatın kuvve-i tabiyyesi hîn-i teslimdeki halde olarak iadesi artlarının tadilen ilavesi ve on altıncı Madde olarak müteahhit tarafından Vilâyet-i Celîlelerinin nezaret ve muaveneti tahtında olarak Vilâyet salnamesi dercine selahiyyetdar olması artınında ilavesi münasib-i mütalaa olmakta bulunduğundan bu cihetler nezd-i sami-i Vilâyet penahilerinde takdir buyruldu ğu surette mukavele namesinin tanzimiyle mukavelat muharrirli ğinden musaddıkan teatisi hususuna müsaade buyrulması menût-u ra’yi âli-i Vilâyet penahileridir. Ol babta.

98 EK-3: Seyyid Mehmet Celâleddin’in Konya Vilâyet Gazetesi Muharriri oldu ğunu gösteren belge (BOA, Y. Mtv DN. 69, GN. 1-24 Eylül 1308/06. 10. 1892)

99 EK-3:

Mabeyn-i Hümayun-i Mülükâne Ba Kitabet-i Celîlesine,

Devletlû Efendim Hazretleri Cenab-ı Mevla-ı Müteal Halife-i Hamidül Hisal ve ehriyar-i Memduh-ul amâl Velinimet-i bi minnetimiz padi ah-ı hasenet-ı perver efendimiz hazretlerinin ila ahiriddevran erike piray-ı evket an buyursun amin. Rûz-i Culûsi saadet-i men’us hazreti hilafet penahilerinden beri memalik-i mahsusa-i ahanelerinin her kö esinde vücud-ı nümay-ı saha-i hasenat olan bunca müessesat-ı hayriye-i ehriyârilerine bir lahika-i hasene olmak üzere bu kerre tesis ve gü ad-i muhtefir emr-u fermana merhamet ni an mülükânelerinden bulunan Dar’ül- aceze için min gayri haddin 100 adet sim mecidiyesinin takdimi gibi bir arzuyı abdigaranede bulunmakta oldu ğumdan kabulüne inayetle kullarının dahi mazharı fakr-u meserret buyrulmasını isti’da ve istirhama cüret eyledim. Ol babda emr-u ferman hazreti menlehül emrindir. Fi 15 Rebi’ül-evvel sene 315 Konya Resmi Gazetesi Muharriri Kulları es-seyyid Mehmet Celâleddin.

100 EK-4/A: Tophaneli Sabri Bey, “Mefahir-i Milliye”, Konya Vilâyet Gazetesi 1 Aralık 1908, s. 1.

101 EK-4/A:

“MEFAH ĐR-Đ M ĐLLÎYE” Bir milletin adeti, bir vatanın hıfz-u selameti, ve bir devletin hukuk hakimiyeti hep askeri ile temin olunur. Millete vaki olan taarruz, vatana kasdedilen ihanet askerin süngüleriyle def’ ve tard olunur. Hasılı ordu, asker milletin ve devletin en sadık vefakar nigehbânıdır. Vatan her kö esinde her bir yerinde runûma olan, ...... umran, mamuriyet, ehirlerde yevmen fe yevmen efzâyi bulan muamele-i ticaret, sanat efrad-ı ahâlideki refah-ı saadet, izdiyad-ı kuvved hep sukün ve asayi le kaimdir. Er, asker ise asayi -i vatanın ruknü kavimidir. Zafı satvetle hiçbir zaman asayi temin edilemez. Bir millet içün fevzü felah, sulh-u salah yine ancak satveti askeriyye ile temin edilebilir. “Hazır ol cenge e ğer ister isen sulh-u salah” ...... vatanın selameti milletin saadeti için ...... düsturu hikmet-i addine ayandır. Milletdeki askerli ğe olan ra ğbet ve hahi noksan, muhabbet dûndür, o milletin istikbali de âtisi de o mertebe muzlimdir. u millet-i necibiye-i Osmaniye en büyük ...... en revnaklı kemalatını, en feyiznak ...... nahmyesini askerlikde göstermi , satveti askeriye sayesinde izhâr eylemi , cihan medeniyetinih en parlak takdirlerine ...... yine o kanlı anlı harb meydanlarında muzaffer olmu tur. Hilkaten asker yaradılmı fezâili cengâveranede, evsafı merdânede fıtratın bol bol lütfuna nâil olmu olan u milletin askerlikde o harbin en mudik buhranlı zamanlarında izhâr etti ği zekalar, harikalar, meydan-ı kârzârın en müdhi vakitlerinde selameti vatan namına meydana koydu ğu cesaretler, kazandı ğı muzafferiyetler, tarihi millîmize ebediyen yadigar bırakdı ğı vak’alar hakkında ne kadar yazılar yazılırsa yazılsın bu millet-i Osmaniyenin azameti ef’alini, celâdeti maziyesini satveti kâhiranesini bihakkın tasavvur bahsinde yine noksan kalmı olur. Đ te her biri birer ahid-i adil olan tarihler meydanda duruyor. Uzaklara, o bidayeti sûltanatda devri istilaya kadar atfı nazar eylemeye hatta ne lüzum var. Devri ahîrede o gavaili hariciyye ile muzdarib, i’ti aat ...... dücar-ı tedenni oldu ğu zamanlarda ...... kabilinden gah gah öyle harikalar ...... eylemi ler ki tarihler de okuyubda o kahramanlara hayran kalmamak kabil de ğildir. Mesela: Nice iktidarsız hamiyetsiz nâ ehil kumandanların taht-ı mezelletinde ma ğlubiyetten ba kaldıramamı , mâili inhidam zannedilmi olan o yorgun ordu vakta ki tali’in ufacık bir lütfuna, bahtın ufak bir cilvesine mazhar olmu , serkârde Kara

102 Mustafa Pa a gibi bir serdara kavu mu , ufak bir nefes almı , be-tekrar Viyanalara ecdadının muhasara idüb de zabt edemedikleri o yerlere kadar akınlara ba lamı , Bir Baltacının vücuduyla mahkumu zeval ad edilen o zaif ordu, iktidar ve maharetiyle kos koca bir Đmparatorluk vücuda getiren bir afet-i cevvali ordusuyla maiyeti halkıyla Prutda esir etmeye kadar kıyam etmi ..! Devri ahîrde Musa Pa a gibi bir serdar Gazi Osman Pa a gibi bir kumandan o zaif, zebun ordunun, o yaralı arslanın kumandasını deruhte etmi ler, te ettüti idare ile muzmahil olan o yorgun, bereli ordu âlemi askeride “Silistre”, “Plevne” gibi unutulmaz iki tâk-ı mualla meydana getirmi , kazandıkları o ma ğrur azêmetli kumandanları Hristiyanlık namına Romanyadan o küçük beylikden istiâneye kadar mecbur etmi dir. Yine o kahraman ordunun eczasından bir parça, bir avuç fedai ıbkada “Esfeti Nikola” tepesine alemi Osmaniyi rekz etmek yolunda, kalbi milletde ebediyyen menkû kalacak suretde fedakarlıklar, hamiyetler göstermi tir. Fıtratın askerlik namına bah eyledi ği bu fezâil-i la tühsâ bu milleti hakikaten askerli ğe has kılmı , ve bu kavmi necibe “Milleti Selha” namını da kılıcının ekme ği kadar hakkı olmu dur. Acaba cihanda hangi bir millet, hangi bir ordu görülmü dür ki Yemen gibi havayici zaruriyenin hemen kâffesinden mahrum bir çölde edaidi iklimiyyenin her türlü avarızına maruz bir mahalde aç, sefil, zelil bir halde her türlü muavenet ve müzaheretden dûr bir yoksuzluk içerisinde dü manlarına yıllarca tâb aver mukavemet olsun, hatta muzaffer bulunsun. Đ te bu biçare millet devr-i istibdadın en müzlim en gaddarane zamanlarında bile âsarı umrandan baîd yerlerde, Yemen gibi muhavvef, payansız çöllerde derdi sefalet ve zaruretle binlerce kahraman arkada gaib ederek vatan u ğrunda Osmanlılık namına yüz binlerce alkı lara, takdirlere seza eca’at, metanet, kanaat nümuneleri gösterdi. Alemi medeniyetin mazhar-ı hayranı oldu. Osmanlılı ğın o mahkum-i zeval ad edilen milletin asabiyeti kavmiyesini, hayat-ı milliyesini, fezâili askeriyesini bilfiil isbat etti. Đste bu gibi fezâil bu gibi meali bu milletin fıtrî bir semeresi, harikası, gıbta bah -i cihan bir kuvve-i namiyesidir. Ya o halde bu milletin çıkardığı u mümtaz ordu birde talim ve terbiye ile iktisâbı fen ve marifet eylerse bu bî çare masum millet için acaba ne latif, ne ruhnüvaz hatıralar uyandadır? Mazinin o hazin hatıralarını o mes’ud emellerini acaba tazelemezmi?

103 Sad hezâr hamd olsun o Hakîmi lâ yezale ki o devri istibdad o idarei zalime o yorgun ordunun silahı hürriyetiyle parlatdı, süngüleriyle kahr-u terzil idildi, idildi de bir sabah hürriyete bir ravza-i sermediye resîde oldu. Mazinin alkı ları arasında büyük bir sît-ü öhrete malik olan ordularımız manevralar yapmak bahtiyarlı ğına, askerlerimiz talim ve terbiye edilmek erefine nâil oldu. Ey ümmeti naciye, ey Konya ahâlisi ! Bu bizim istikbalimiz içün bir beraat-ı istihlaldir. Đ te talim ve terbiye edilen endahte ihzar edilen u namdâr ordumuzun bir cüz-ü kalilini te kil eden Konya Taburu efrâdı da o topraklar altında çürümü ecdadının o mukaddes, muhterem vatan kahramanlarının ne yaman ne müste’ıd o ğulları oldu ğunu isbat ediyorlar. Biz askerler ki askerli ğin hemende mucidi addine ayan olan Koca Bonapartın her biri birer düstüru hikmet olan sözleriyle âmiliz. O sözler ki en büyük bir kumandanın o afet harbin harb meydanlarındaki kanlı anlı tecrübeleri neticesidir. Kalblerimizde zevâli nâ pezîr bir suretde hak edilmi birer mi’yar muzafferiyetdir. “Her eyi yapan eslihayı nariyedir, bakisi bir ey de ğildir.” Sözü de u koca imparatorun lisanı hamasetinden sadır olmu tur. Müjde Konya ahâlisi, müjde ki sevgili evladlarınız o yi ğit karda larınız u endaht tecrübelerinde ümidin, arzunun fevkinde muvaffakiyetler gösteriyor. Mermilerin hedefe isabetleri takdire ayan bir yekünü buluyor. Đ te bu da tekemmül ve teâli yolunda ordumuzun âtisi için bir burhan-ı münirdir.

Mülazimi Evvel Tophaneli SABR Đ

104 EK-4/B: Konya Vilâyet Gazetesi 1 Aralık 1908, s. 3.

105 EK-4/C: Çelebi Efendi’nin Mevlevihanelere gönderdi ği talimat Sureti ( Konya Vilâyet Gazetesi, 1 Aralık 1908, s. 3)

“Velâyet ve riyâsetiyle müftehir bulundu ğum tarîkatı celîle-i mevlevîyenin izdiyadı eref ve tealesi ve fukarayı babullahın terbiyet ve istirahati ve taifei aliyemizin tekessüri ve beynimizde ulum ve maârifin tamimi ve seyr-u sülükun hüsnü tatbiki ve bu gibi bilcümle mehâsinin husûlü ancak dergâhlarımızın ıslahıyla müyesser olaca ğından bihavlihi teala i bu ümniyye-i hayriyenin hüsnü tatbikine kema yelîku ibtidâr edilmi olma ğla binnefs hadimi bulundu ğum huzuru pîrde ta devri istibdaddan beri tatbik olunagelmekte oldu ğu vechile dergâhlarımızın büyüklü ğüne ve küçüklü ğüne ve bulundu ğu beldenin iktizâsına göre dergâh zabitanından ve kudemayı ıhvan ve muhıbbandan veya sülahayı beldeden be zat marifetiyle umum dergâhların her birerlerinde bir meclis te kil edilerek dergâhların her sene varidatıyla mesarifini mübeyyin muvazzah ve musahhah bir defterin Konya’ya irsali ve i bu hesab defteri üzerine icrâyı tefti at etmek üzere gönderece ğimiz memura bilcümle hesabat ve icrâat ibraz edilerek te evvu ve mübayenet ve yolsuzluk zuhur etmemesine begâyet itina olunması ve dergâhın bir senelik hesabı carisi üzeriden bir aylık varidatıyla mesarifini mübeyyin bir pusulanın imdiden hemen fakire gönderilmesi ve cânlara verilen et’ımenin ve mea ın neden ibaret bulundu ğu ve sabun ve eker ve kahve ve aba vesaire gibi muknin niyazları varsa kezalik onunda beyanı ve dergâhlarda mücerred ve müteehhil hücre ni în ve vazife her kaç zat oldu ğunun ve matbah cânlarının adeti neden ibaret oldu ğunun ve bunlardan eyh Efendi ailesinden ba ka dergâhda sakin ve dergâhdan muvazzaf kimseler varsa ne sebeble sakin ve müstefid bulundu ğunun beyanıyla seccade ni in oldukları dergâhda evkatı hamsede ihvan ile beraber ma’zereti me rua bulunmadı ğı takdirde namaza ve vakti muayyende ismi celale devam olunması ve bila mazeret terki selat edilmemesine gâyetle ihtimam olunub muhalefet edenlerin ale-l usul mücazat edilmesi ve mukabele-i erifeye ve mukabele icrâ edilemeyen bazı zaviyelerde ismi celale ve makamımızdan evvelce tamim edilen mesnevi erifi ve halebi-i erife haftada bir kere behemehal müdavemet olunup bila mazereti er’iyye terk olunmaması ve tekayayı mevleviye eriat-ı garrayı Ahmediyyenin sûrî manevi bir hadimi olmak üzere teessüs eylemi oldu ğundan ve tarikatı aliyye-i mevleviyye zahiren ve batınen aynı eriatı Ahmediye oldu ğundan bu sebebten dolayı eri erifin emir ve nehiy etmi oldu ğu ahkamı kudsiyyeye fevkâlade itina eyleyüp eriat ve tarikat

106 ahkamına gayri muvâfık ahvalden fevkalade ictinab olunması ve u yazılan mevaddın harfiyyen icrâsı hususunda tekasül edenler makamı devri aneme bah edilen imtiyazatı kadime ve cariyeye müsteniden mesul olaca ğı ve haklarında lâzım gelen muamele-i icrâiyyede bir güna rehavet gösterilmeyece ği beyan olunur. Ve i bu tamimin iki er sureti okunaklı bir suretde çıkarılıb levha eklinde biri matbahı erife ve di ğeri dergâhı erifin bütün ıhvanca görülecek bir mahalline talik olunması tezyil kılınır. ”

107 EK-5: Naci Fikret Ba tak’ın Konya Vilâyet Gazetesi’nde yayınlanan Konya Tarihi ile ilgili yazılardan bir örnek, ( Konya Vilâyet Gazetesi, 25 Ocak 1928, s. 2)

108 EK-5:

TEDK ĐKAT-I TAR ĐHĐYE-KONYA MUHARR ĐRĐ: NAC Đ F ĐKRET -9-

Ezmine-i kadime haritalarının hemen hepsinde gösterilen böyle bir göl hakikat-i halde mevcut de ğildir. Bu çölün vaktiyle deniz oldu ğu ispata yarayacak delailden biriside tuz gölüne yakla tıkça topra ğın ihtiva etti ği emlahın (tuz) gittikçe tezayüd (artmak) etmesidir. Bu hususta Elize Zekalus, co ğrafyasında u malumatı veriyor: Tuz gölünün garbında ovanın ötesine berisine bir çok tuzlu su birikintilerinden, bataklıklarından müte ekkil küçük göllerle bir takım tuzlu ırmaklar saçılmı tır. Bunlar yazın tebahurat (buharla ma) ederek kurur, kı ın yine su ile dolarlar. Bu gölcüklerden bir ço ğu ihtiva ettikleri emlahın nev-i itibariyle asıl tuz gölünden farklıdır. Mesela (iskil) köyüne yakın bulunan (Bölük) gölünün suyu geberitit magnezi ile geberititi suda ihtiva etmektedir. Yazın suları çekilen bu bipayan stepler hizasında cenube ve garba do ğru imtedad eyleyen göllerin yata ğındaki mavimtrak killerde aynı surette (klor sodyum)’a karı mamı olan acı (magnezi) emlahıyla mesbu ğ (dolu) bir haldedir. Acı ve Tuzlu göllerin yekdi ğerine olan mücavereti(kom uluk) buralara akıp gelen suların muhtelif emlahı havi tabakalardan geçerek araların emlahını aynı bir yere nakil etmi olmasından ileri geliyor ki bu hali kapalı havzalarda kesiril (çok ünlü) vuku bir hadisedir. (Bölük göl)’ün kenarlarında bu ma ğnezyalı çaylardan biri men einden mansıbına kadar tanınmı tır. Ma ğnezya melhi ile me bu’ ğ olan toprak adi tuzun tazhiratı ile mestur (örtülü) olan topra ğın salabetine malik de ğildir. Bilakis hamur kıvamında olup yürüyü ü mü kil bir hale getirir; zemin en küçük bir tazyika bile mukavemet edemez, göçer. Stepin en kurak aksamı bir ot ile mesturdur ki ineklerin pek i tah ile yedikleri bu ot, atın ayakları ezildi ğinde gayet güzel bir koku ne reder. Konya’da bundan kokulu bir ya ğ çıkarılır ki “fun” mültekebeni hiç olmazsa gülya ğı derecesinde latif bulmu tur.” Olsa gerektir. Birazda 1890-1891 yani 1306-1307 tarihinde Anadolu’da ve hassaten ehrimizde ilmi bir seyahat icar etmi olan Fransız ilim ve müste riki Klemen Huvark

109 (dokuzun derbenidi)ni geçtikten sonra ilk defa gördü ğü Konya’nın kendisine nasıl bir intiba bırakmı oldu ğunu görelim: Đçine girilmeden çok zaman evvel görülmekle ba layan Konya, zemini düz ve gayet geni bir çukurlu ğun müntehasındadır ve bu düz ova ortasında civarındaki “Sille” ve “Meram” nahiyeleriyle beraber hemen yegane meskun mevkidir. Bu çukur ova bombo tur. Adeta bir çöldür. Hacı halifede de aksi görülen mahalli bir ananeye nazaran bu ova, vaktiyle deniz olup eflatun ilahesi tarafından kurulmu idi. Ananenin birinci kısmı do ğru olabilir. Bu ovaya kadar kurumu bir göl manzarasını arz eden di ğer hiçbir yer yoktur. fakat anânenin ikinci kısmı kayd-ı ihtiyatla telakki olunmak icap eder. Kim bilir, hangi mahalli anane murur-u (geçmi ) zamanla bu tuhaf ekle istihale /(de ğimek) etmi tir. Her ne olursa olsun burada tabiî ki bir çölün ortasındaki bir vaha halinde dünyanın aksam-ı dairesinden tamamıyla tecrid edilmi bir ekilide bu “ikonyum” ehrinin mevcut olmasından daha garip bir ey tasavvur edilemez; bu garabete imkan veren meramdaki menbaalardır. Bu ehrin yegane sebebi vucud da ğlardan çıkarak çölde gayb olmak üzere gelen akarsulardan müte ekkil çaylardır. Đ te bu sulardır ki Konya’nın etrafındaki ba ğları bahçeleri ırva ve iska ederler; bu çayların saha tesir ve ihyasından hariçte kalan yerler ise bir taraftan çıplak da ğlardan ve di ğer taraftan iki günlük bir mesafe dahilinde imtidad eden gayri me ru’ ğ(ekilmeyen) bir ovadan ibarettir. Bundan evvelki makalelerimizde garba do ğru yakla tıkça da ğların kuve-i hayatiyesi yava yava tezayüd edece ğini üzerlerindeki orman ve koruların daha kesif vadilerinden akan çayların daha dolgun bir hale geldi ğini söylemi tik. Bunun ba lıca sebebi garba ve cenuba do ğru da ğların irtifaı’nın tezayüdü ve bu nakle mütenasib olarak üzerlerindeki kar hamulesinin fazlalı ğıdır. Bu suretle bütün bu da ğlar adeta bir sıra su mahsenleri halini almı oluyor. Bahara do ğru eriyerek bunların yarık ve çatlaklarından nüfuz ve hulul etmi olan sular, tabakat-ı arziyanın derelerle inkıtaa(kesilmek) yaradı ğı mahallerde yegane menbaalar te kil ediyorlar. Đ te cenubdan imale do ğru sıralanan ve hep bu da ğlara amud (dik) te kil eden bir takım vadiler vardır ki Konya’nın cenubu karbiyesinde (çayırba ğ, gödene ve hatıp) köyleri arasından geçen vadi ile onun bir iki saat imalinde bulunan ve fakat ondan daha fazla dolamalık olan meram deresi ve daha imaldeki sille deresi bu kabildir. Suların asırlarca devam eden tesirat-ı intikaliyesi ile

110 oyulmu ve derinle mi olan bu vadiler dahilinde tabakat-ı arziyanın ve ….. sureti te kil ve tatbiki pek ayan-ı dikkat ve tema a bir halde görülmektedir. Gelecek makalelerimizde oldukça mufassal (geni ) olarak mütalaa etmek istedi ğimiz bu arziyatı bahsinde imdilik bu kadarcık söyleriz ki Konya’nın cidden ayanı tema a güzelliklerinden. Ve bünyedeki zuhurdan müte ekkil tabakatın arz etmekte oldu ğu ekillerdir. Ezcümle muhtelif bünye ve sertlikteki kayaların arasındaki bu fark hesabıyla bir ço ğu asırlarca devam eden intikalatın tesiriyle te kil etmi olan “kızlar kayası” bu kabildendir. Hatta bunların suret-i te kili hakkında mahalli tuhaf bir efsane de vardır. Güya vaktiyle bir dü ğün alayı geçiyormu , gelin yahut içlerinden bir ahıs tebevvül etmi ve gizlice yufka ile silinmi , cenabı hak cezaen tekmil gelin alayını ta a tahvil etmi tir.

111 EK-6: Muzaffer Hamid’in, Konya Vilâyet Gazetesi’nde yayınlanan Edebiyat ile ilgili yazılardan bir örnek, ( Konya Vilâyet Gazetesi, 25 Ocak 1928, s. 3)

112 EK-6:

TEDK ĐKAT-I EDEB ĐYAT-EM ĐN BÜLEND VE ĐĐ RLER Đ- MUHARR ĐRĐ: MUZAFFER HAM ĐD

Servet-i Fünun edebiyatının bazı hususiyetlerle ayrılan bir istitalesi ad etti ğimiz Fecr-i Ati edebiyatının iir cephesinde Ahmet Ha im beyden sonra en kudretli feyyaz ahsiyeti üphesiz Emin Bülend beydir. Fecr-i Ati’nin Ahmet Haim Bey’e nazaran daha az sembolik fakat herhalde hemen hemen aynı kudret-i iiriyeye malik genç siması ite on sene oluyor ki edebiyat sahasından çekildi. On sene evvel yüksek bir nefise-i iiriyesini me hur “Gurur”unu anlatılamayacak kadar nu in bir heyecanla okudu ğumuz sanatkâr airin, o zamandan beri rebab sanatından bir tek na ğmecik olsun çıkmadı. Bilmem, Emin Bülend Bey’e Türk Edebiyatı’nın kaybetti ği bir sima diyebilir miyiz? Bu zalim hükmü daha iki üç sene evvel vermi dima ğlar var. Đsmail Habib pek me hur kitabında “Emin Bey imdi kendisine acınan uzak bir sükûttur.” diyor. Filhakika Emin Bey yuvasını de ğitiren genç bir kartal gibi Türk Edebiyatında çıktı ğı ahikadan; iir ahikasından, sportiyesine atladı. On sene kadar sanata derin bir akla merbut kalan on sene nadide ve hassas iirleriyle terbiye-i edebiye ve bedeniyemizi takviye ve tesmiye eden air, imdi de Türk gençli ğinin terbiye-i bedeniye ve azliyesi için çalı ıyor. Onu bugün Fenerbahçe gibi kutlu bir spor kulübünün faal uzuvları arasında görüyoruz. Demek ki Türk iirinin kaybetti ğini Türk sporu kazanmı . Kaybetti ğini mi dedik? Hayır hayır… Emin Bülend, Türk sanat edebiyesi için henüz tamamen kaybedilmi telakki eylemez. Gerçi on senedir onun zengin ve derin muhayyilesinden çıkmı bir saniha-i iiriyeye tesadüf etmedik. Gerçi Emin Bülend Bey bir zamanlar peresti edercesine sevdi ği peri-i iire bugün sadakatsizlik gösteren vefasız bir a ık vaziyetindedir. Onu sporun fettan ve cazibedar dilberi kendi harimi muhabbetine aldı. Fakat bütün bunlar Emin Bülend Bey’in bir gün –ihtimal ki yakın bir atide- dünkü ate in a k ve i tiyaktan kalan bir bakiye-i peresti le ve haksızca terk edilmi bir eski sevgiliye avdet eder gibi tekrar hayat-ı sanata dönmesine mani olmayacaktır. Zira

113 genç airin kalbinde biz dünkü sanat imanı ve mefkûresinin hala küller altında sıcaklı ğını muhafaza eden ate ler gibi için için yandı ğına kanaat ediyoruz. *Ahmet Ha im bey ve sanat-ı edebiyesi hakkında babalıkta epeyce evvel yazdı ğım silsile-i tedkikat üzerine bir çok gençlerden dün bu yoldaki edebi tahlillere devam etmekli ğimi mü ir rica yollu mektuplar almı tım. Hem emir telakki etti ğim bu ricaları isaf (yerine getirme) etmi bunmak ve hem de naçiz yazılarım hakkında fazla teveccüh ve ra ğbet gösteren gençlerle bilhassa mü takan iir vadiye bir ükran ni anesi olmak üzere bu yazıyı ne r ediyorum. Emin Bülend beye dair yazdı ğım bu tedkiki genç edebi neslin ayan-ı nazar gördü ğüm di ğer simaları hakkındaki etütlerim takip edecektir. M.H.

114 EK-7 : Konya Vilâyet Gazetesi, 8 Aralık 1885, s. 1.

115 EK-8 : Konya Vilâyet Gazetesi, 24 Kasım 1908, s. 1.

116 EK-9 : Konya Vilâyet Gazetesi, 19 Ocak 1909, s. 1.

117 EK-10 : Konya Vilâyet Gazetesi, 28 Haziran 1910, s. 1.

118 EK-11 : Konya Vilâyet Gazetesi, 25 Ocak 1928, s. 1.

119 EK-12 : Konya Vilâyet Gazetesi, 20 Aralık 1908, s. 1.

120 EK-13 : Konya Vilâyet Gazetesi, 8 Aralık 1908, s. 1.

121 EK-14 : Konya Vilâyet Gazetesi, 4 Nisan 1911, s. 1.

122 EK-15 : Konya Vilâyet Gazetesi, 14 Mart 1910, s. 1.

123 EK-16/A : Konya Vilâyet Gazetesi, 26 Temmuz 1910, s. 1.

124 EK-16/B: Konya Vilâyet Gazetesi’nin 26 Temmuz 1910 (13 Temmuz 1326), tarihinde, II. Me rutiyetin ilanının yıldönümünde ehirde yapılan kutlamalar hakkında verdi ği haber:

IYD-Đ EKBER-Đ OSMAN ĐYE

Iyd-i saadet-i mülk-ü millet olan on Temmuz yevm-i mubarekine eref-mütesadif ıyd-i milli-i Osmanî ehrimizde dahi milletin bî nihaye alkı ları, nâ mütanahi tebcilleri ile layık oldu ğu kudsiyet ve ulviyetle takdir ve terkim edildi. Her cebhe bir ma’kes-i Enver-i sürur, her nâsiye bir ufuk-u habûr nur-u Enver halini almı tı. Me rutiyeti Mübeccel-i Osmaniyenin ba langıcı olan bu yevm-i muazzamın ir-fahul-i mü tak-ı hürriyet, meftûn-i adalet bulunan millet-i muazzamamızı Câvidânî bir evk ve saadete müsta ğrak eyledi. Halkımızda bu ıyd-ı ekberin tebcil-i an ve kadri için her türlü riya ve sahtelikten ziyade olarak gayet samimi bir hiss-i meserret-i rû-nemûd etti. Belediye tarafından daire-yi hükümet önüne in a ettirilen müteaddid tak-ı zaferler ve lâ -yeud bayraklar ve levhalar ile hürriyet meydanı semavi bir hal kesb eylemi ti. Đttihat ve terakki kulübü önüne rekz edilen tâk-ı zafer ise hassaten cezb-i enzar eyliyor ve elvâh-ı raaiye üzerinde Osmanlı bayraklarının temevvücatı lahutî bir manzara erâe ediyordu. Belediyemiz bu yevm-i mübarekin kadriyle mütenasip, tenvirat ve tezyinat ile ilan-ı aduman ederek ahali-yi memleketin hissiyatına tercüman olmu tu. Cevami-i erif minareleri, mektepler ve tak-ı Osmanî ve ziraat bankası ve hapishane ve sair müessesat- ı Emiriye ve maliye ve birçok emkine-i hususiye tezyin ve tenvir edilerek her taraf mütebessim görünüyordu. Hele her unsura mensup dört kız çocu ğunun müzeyyen urba içinde arabanın ön cihetine muallâk “ Đttihad-ı anasır” levha-i mübeccelesinin her biri bir kö esine merbut kırmızı ve beyaz habl-i metin ellerinde olarak aldıkları vaziyet, umuma re k-i meserret bah etmi tir. Bu levha ittihadın kuvvet ve ulviyetini meyan-ı unsura bir lisan-ı sitayi le erae eylemekte ve her unsur kalblerinde câyı-gir olan ittihadî vecihlerinde hâsıl olan alaim-i ibtisam( tebessüm alametleri) ve meserretle erae etmekte idi.

125 EK-17 : Konya Vilâyet Gazetesi, 26 Ocak 1909, s. 1.

126