TURK DONYASI ARAS TIRMALARI ~ İki ayda bir yayınlanır. S:ıhilıi Türk Dünvası Arasıırmaları Vakfı adına . ~ . Prof. Dr. Turan Y AZGAN Yazı ݧleri Müdürü Saadet Pına r YILDIRIM Aı·ş i v ve Tashih Muhiddin NALBANTOGLU İdarehane An karavi Mehmet Efendi Medresesi, Belediye Saray ı Arkası, Saraçhanc/İstanbul Telefon: 511 10 06-Posta Çeki Hesabı: l•H720 Dizgi Türk Dünyas ı Ara§tırmaları Vakfı. Yuluğ Tekin Dizgi Merkezi nask.ı . Pamuk Ofse1. Ahone bedeli Yurtiçi:75.000 TL., Yurtdı§ı:50 S Yeni Kaynakl:ann Işığı Altında MERKEZ EFENDi ve H~kkında Bazı Yanlışlı;tdann Düzeltilmesi
Prof.Dr.Aii Haydar BAYAT
Kültür tarihimize ait bazı ara~tırmalarda, kaynakların azlığı veya otorite olarak kabul edilen ki~ilerin bazı yanlı§ hükümleri, kesin kabul edilerek, da ha sonraki ara§tırmalarda referans olarak kullanılması, hataların nesiller bo yu devamına sebeb olmaktadır. Bu bakımdan tarihimizde§üphe ile kar~ıladığımız bazı hükümleı:i, mevcut ve yeni bulunan malzeme ile tekrar gözden geçir• diğimizde gerçekleri tesbit mümkün o lmaktadır. Bu dü~ünce ilc Merkez E (endi hakkında kaynakların yeniden degeriendirilmesi ile sürüp. giden bazı yanlı~ bilgileri düzeltebileccgimiz inancıyla çalı~f!!am ı zı yayınlıyoruz.
istanbul'da Surlar dı§ında bir semte adını veren XVI. yÜzyılın tanınmı§ Halveli ~eyhlerinden Merkez Efendi, XIX. yüıyılın sonlanndan itibaren ciddi tıp tarihi kitaplarında (13,47,48,55), ansiklopedilerde (28,37,57,63,65) ve an tolojilerde (34) mutasawınıgı yanında, ~air, tabib ve Manisa'ya has gibi gö• rünen Mesir Macunu'nun mucidiolarak da tanınır. IIAYATI
Ac;ıl adı Musa olan Merkez Efendi, Osmanlı döneminde Kütahya San cağı'na bagıı Denizli'nin Buldan ilçesinin Sanmahmutlu köyünde doğmu§ tur. Günümüzde de ayni adla mevcut olan bu köy (33,45,54), U§ak ve Manisa hudutianna çok yakın olduğundan kaynakların bazılarında U§ak doğumlu o larak zikredilir. Merkez Efendi'nin daksanı geçkin bir ya§ta, 1552 de öldü• ğü bilindiğine göre, doğum tarihini 1462 olarak kabul etmek yerinde olacaktır. Bilindiği giôi Hicrct yılları günümüz takvimine göre her otuz ü) yı lda, bir yıl ileri gider. Bu sebeble 92-93 yıllık Hicri bir ömür, Miladi takvimlc 90 yıl olacağından, Merkez Efendi'nin doğum yılı 867/1462 olacaktır.
Kaynaklarda babasının Muslihiddin lakabıyla tanınan Mustafa bin Kılıç Değ bin Haydar alpuğu yazılıysa da, ı:ahmetli Em~ l Esin'deki Merkez Efen di Vaktiyesi'nde "Kudved is-satiki n, el-hadi ila't-tari k il-iyk!in ve'l-yaki n Mevlana el-merhum el-§eyh Muslihiddin'' olarak · ulema ve ~eyhlere mah- 122 2/TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI sı1s l§kaplarla anıldığına göre (21), devrinin ilim adamlarından biri olduğu anla§ı lmaktadır . ·
İlk öğrenimini muhtemelen babasından görmü§tür. Daha sonraki tahsili hakkında kaynaklarda farklılıklar varsa ·da, ha~kate en yakın olanı llıZlr beyz!ide Ahmet Pa§a'nın öğrencisi olmasıdır. Medrese öğrenimi sırasında, gönlünde sufiyane duyguların uyanmasıyla, o sırada Amasya veya Karaman' da ya§ayan Ilabib-i Karamani 'ye giderek dcrvi§ olmak istemi§Se de, bu is teği §eyh tarafından k·abul edilmeyip, va'z jtaze~i ile Muslihiddi n l§kabı veriierek İstanbul'a geri gönderildi. Kısa bir süre sonra Etyemez ZAviy~i §Cyhi Amirza (Emirzade) Baba'nın (21) kızıyla evlenerek aynı tekkede ke mer ku§anmı§Sa da, gördüğü bir rüya sonucu ~lveti §eyhi Sünbül Sinan Efendi'ye biat ederek, hemen onun evinde çileye soyunmu§ ve arkasından da Koğacı Dede diye §öhretli Sevindik Dede'nin (ölm.900/1494-5) zaviyesi ne §eyh olarak tayin edilmi§tir.
llafsa Sultan'ın ba§lattığı ve daha sonra da oğlu Kanuni Sultan Süley• man tarafından tamamlanan Ilafsa Sultan KüUiyesi'nin zaviyesi için Süm bül Sinan Efendi'den bir halife istenmesi üzerine, Manisa'ya Merkez Efendi göndcrilmi§tir. 1523-1529 _ yılları arasında Manisa'daki çalı§ma l arı ile Merkez Efendi, halkın kalbinde yüzyı ll ardır silinmeyen bir iz bırakmı§tır.
Sünbül Sinan'ın 936/1529 da vefatı ile "Eyledi bustôn-ı zilhdün Sünbülil nıe'vaya aznı" (936)
"Cennete aznı eyledi pt r-i aziz" 936 II (39)
bC§ ki§i arasından tarikat usulünce yap ıl an bir riyazet müsabakası sonu cu, §eyhinin yerine post-ni§i n ole!u. :Merkez-i dt n il velôt geldi irşlidn bu kez Cfm il takvôsı anın dillerde caridir şehli (8,18) Bundan sonraki hayatının bütün zamanını İstanbul'daki zaviyesinde der VݧIerin yeti§mesinde, Ayasofya ve Fatih camilerinde verdiğ i va'zlarla İstan bul halkını ir§ada çalı§tı.
Şehrin · su rl arı dı§ı~da bO§· bir arazide tesbit ettiği yeraltı su kaynağını ortaya çıkararak, etrafına bir.cami ile hamarnı dervi§ ve müridierinin gay reti ilc ifi§a ettirdi. - -
934/1536 da Kanuni 'nin arzusu ile ord1.1nun manevi yatını güçlendirmek amacıyla Korfu seferine katıldığı bazı kayna~arda yazılı ise de, o sırada 74 ya§ında ihtiyar denecek bir çağda böyle bir zahmetli yolculuk bazı yazarlar ca §üphe ile kar§ ıl anm ı §tır. A.H.BAYAT/YENi .KAYNAKLARIN IŞIGIND~ MERKEZ EFENDi/3 123
. Merkez Efendi uzun, huzurlu ve mutlu bir ömür sürdüktcn sonra, Şcy hülislıim Ebusuut Efendi'nin mcrsiycsinde açıkça belirtildiği gibi (8):
Mfih-i Rebia '1-filıir'in on yedisinde RT1z-i Düşenbe'de ol kıldı se[erglih
Hatif-i g{lybf dedi ana·ki ılirih "Dairesin Merkez'in nı1r ede Allah" 95611/1552
ri Rcbiü'I-ahir 959 1 12 Nisan 1552 Pazartesi günü 90 ya§ında vefat et miıjtir. Fatih Camii'nde Ebusuut Efendi tarafindan kıldırılan cenaze nama zından sonra türbesinin bulunduğu yere gömülm~tür.
Günümüzd~• . Aziz Efendi'nin hattıyla Kenan Rifai 'nin, onun hakkında yazdığı a§ağıdaki §iiri türbesini süslemekte:çl_ir (1 7):
Merhabfı ey Merkez-i devriin-ı can Merhabfı ey kuıb-i kevneyn a me/cim
Zfihir ü batmda nı1run olmada Ajitfib-veş cümleye şu '!e-[eşfin
Kıymetin bilmekle aciı;dir ukUl Ayn-ı nı2r-ı Mustafa 's ın bf -giİnıfin Doğsa şenıs garbdan dedi M onla-yı Rum Ayn -ı hurşf ddir ki meşrikıian doğan Zarf değişse Hak, haki /uu payidllr Ahvel olma aç gözün, bir gör ayan' Daire meydanda biz içindeyiz Nı1ru zahir, körlere merkez nihfin Lutfu uMyyetini ta 'rif muhfil Çünkü bu ta 'ri[ı en acizdir, /isan
Aşık u hayranmını şahım senin Melceim sensin, habl b-i Miistean Bendelila en etme ôzfid bizleri Daimaô kurban sana Ken 'ôn, Cenan
918/1552 tarihli Bursa s.itUicrindc (No.n/227) Umi'i Çelebi'nin Bursa' da. oturan Mevlana Muslihiddin Musa bin Mustafa Fakih 4000 akçelik vak fına mütevelli tayin clliğine dair l;lir kayıt mevcutsa da, kaynaklarda bunu destekleyen malumatın olmamasını, bu §ahsın Merkez Efendi olup olmadı ğı hakkında kesin bir §ey söylemek mümkün değildir (31).
Merkez Efendi'nin Kanuni 'nin kız kardC§i Şah Sultan ile evle~diği ve 124 4/TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI ondan Ahmet Çelebi adlı bir oğlu olduğu bazı kaynaklarda zikredilir. Her ne·. kadar rahmetli Emel Esin'in elindeki Merkez Efendi vakfıyesinde "··· ve 'oğlum Ahmed Beğ'in valdesi Şah Sultan ibnetü Sultan Selim Ilan aleyhi' .r-rahmeti ve'lgufran ruhu için. heber yevm bir cüz'i Şerif tilavet iden ki me.'ineye yevmi birer akçe verile." diye kayıtlıysa da (21 ), bu durum bize göre mümkün değildir. Merkez Efendi'nin Manisa'ya geldiği tarih en erken 1523 tür. Halbuki, Yavuz Sultan Selim, kocası Lutfi Paşa'nın 1533 de Ka raman Bc~lerbcyliğiite tayini dolayısıyle Yanya'dan İstanbul'a geldiklerinde Merkez Efendi ile kar§ıla§m~lar ve Şah Sultan o zaman Şeybin müridi ol m~tur. Ayrıca, Yılmaz Öztuna'nın Şah Sultan'ın doğumu için §üpheli ola rak veroiği 1516 tarihi çok ger.ilere götürülebilse, yani 1500 doğumlu olduğunu kabul edip 16 ya§ında evlcndiği farzedilse, Merkez Efendi'nin o sırada 53 ya§ında olması gerekir ki bu da mümkün değildir. Vakfiyedeki ifadeyi an cak, Şah Sultan'ın Merkez Efendi'nin oğlu Ahmed'i manevi eviMlığa aldı ğı §eklinde yorumlayarak mümkün görebiliriz. Çünkü Şah Sultan'ın vakfiyesinde Merkez Efendi'nin kendi yaptırdığı zaviycnin idamesi için §artlar konulmu§, ayrıca, Merkez Efendi'nin kızı Ümmi llatun'a ve Ahmed Beğ'in kı7J Seli me Ilatun'a ya§adıkları sürece günde iki akçe vakfedilmi§tir (21).
Merkez Efendi'nin doğduğu köy olan Saramahmutlu'ya bir cami yaptır dığını Haseki Külliyesi Vakfıyesi'nden öğrcnmcktcyiz. Türkİslam Eserleri Müzesi'nde 2194 numaralı 95811/1551 tarihli Arapça vakliyenin Vakınar i daresince O.Keskioğlu'na yaptırılan tercümesinin 27.sahifcşindc ...Vakıfa haz retleri, Anadolu vilayeti, Denizli kazası Sarımalımutlu köyünde Şeyh Muslihiddin'in bina ve imar etmi§ olduğu camiin çah§anları ve diğer mas rafları için tahsis ettiği 30 dirhemin 10 u sufi §eyhine, 3 ü imam ve bati be, 2 si muallime, 1 i müezzine, ı i hizmetçisine, 1.5 u bu taksimatı yapacak kiljiye, 0.5 i mum ve hasar giderleri için, 3 ü U§ak'taki zaviyedeki yoksul lara, 3 ü cami yanında ikamet eden Mevlana Hayreddin Şeyh Fani 'ye, 5 i de §eyh Muslihiddi n'~n (Merkez E.) oğlu Ahmed'e tahsis edilmi§tir. Bu i ki zatın ölümüyle onlara tahsis ediler_ı paralar vakıf gelirlerine ekle~ecek- tir... " . Sanmalımutlu köyünün bu tck camii zamanla harab olduğundan 1960 lı yıllarda yıktınlarak ayni yerde yer iden in§a cdilmi§tir. Geçmi§ine ait her hangi bir parçası bulunmamaktadır.
Merkez Efendi'nin Ahn.et, Ali, Ümmi adında iki oğlu ilc bir kızı oldu ğunu biliyoruz (21). Bu.niardan Ahmed (ölm.963/1555-6), devrinin ulemasın dan arapça, hadis ve tefsir oku mu§ ve daha sonra tasavvufa . meylcderek babasının ölümüyle onlin yerine geçmi§tir (35) . .Zahiri ilimlerde de kudret sahibi olup Kamus tercümesi sahibidir (39). Rahmetli Emel Esin baba ta rafından Ahmet Beğ;irı sulbundan gclmektcydi (21). A.H.BAYAT/YENi KAYNAKlARif-ı I ŞIÖINDA.MERKEZ EfENDV5 125
ŞAIISİYETİ ve ŞAİRLİGİ
Merkez Efendi, cemaatsiz namaz kılmamak, yoİda gördüğü çocuklara ik ram etmek için ccbinde daima yemi§ bulundurmak gibi özellikleri yanında, hayvaniara kar§ı da büyük bir §ev kat hissiyle d ol u olup onlara kötü davra nılmamasını, fazla yük vi.ırulmamasını isterdi. Hatta, farelc~in incincbileceğ i dü§ünccsiyle evinde kedi bcsle.mezdi. Ebussuut Efendi'nin "Riyası olmayan insan çok az bulunur, ama Merkez Efendi'nin riyası yoktur", §eyhi Sünbül Sinan Efendi'nin "Cüneyd-i Bağdadi ve Bayezid-i Bestama'yi görmedim di yenler, bizim Merkez'i görsünler" ifadeleri onun §ahsiyetini ortaya koymak- . ta yeterlidir sanırız (5,10,11,16,19,21,61,62). üç iUihisinden ba§ka bir eserinin mevcudiyeti tesbit edilemeyen Merkez Efendi'nin "Merkez" mahlası ile yazdığı a§ağıdaki iltihisi §airliği hakkında bir fikir verir kanaatindeyiz (15,34):
Eya alemierin şahı, tecem kıl teselli kıl Gönüller burcunun nıalıı tecelli kıl teselli kıl
Ciğerden eylerinı feryfid bu benlik davasmdan diıd İkilikden kı/ur azfid teçelli kıl teselli kıl
Dölalp göz yaşını her an inayec kıl ralıt nı Sultan Cemlı/inden kılub ilısan tece/ü kıl teselli kıl
Habl bini bize kıl yar muhabbet gem 'ini uyar Eya Leylf -sıfat dildar tecellf kıl teselli kıl
Bu Merkezi /aılun candan yine ister sehfi senden Açub hüsnün nikabmdan tecelli kıl teselli kıl
HEKİMLİGİ ve MESİR MACUNUNUN İCADI MESELESi
Manisa halkının . inancına ve günümüze kadar yazılan makale ve kitapla rın çoğunda, Merkez E;fendi'nin, devrinin büyük bir hekimi olduğu kanaaü yaygındır. Doğruluğunu §üphcli gördüğümüz bu anlay~ın kaynağını bulmak ·için, Merkez Efendi'nin ya§adığı çağdan günümüze kadar ki Iiteratürü göz• den geçirdiğimizde §U gerçek ortaya çıkmaktadır: 1558 de tamamlanan ve Merkez Efendi çağını ya§ayan Ta§köprüzade'nin Şekaik'inde (51), 1590 lar- . da Mecdi Efendi'nin kaleme aldığı Şekaik Zeyli'nde (35), Merkez Efendi' nin halifelerinden Germiyanh Yusuf Sinan'ın Tezkire-i Halvetiye'sinde (68), 1609-1621 yılları arasında yazılan llulvi 'nın Lemazat 'ında (67), Evliya Çe lebi'nin Seyahatnfimesi'nde (22), Merkez Efendi'nin hekimliğine i§firet eden bir ibtireyc rastlanmaz. Bu konuda ilk kayıt 1870 li yıllardan itibaren 13-14 baskısı yapılan Aydm vilayeti Salnamesi'nde (6) görülmektedir. Manisa hal - 126 6/TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI
kı arasındaki rivayetin· salnameye alınması, sonradan bunu eserlerinde refe rans olarak kullanan Mehmed Süreyya (36), nursalı Mehmed Tahir (14,15), Osman Şevki (Uludağ) (55) ve bunları kaynak kabul edip ya7Jlarında kul lanan günümüz müelliflerinin eserlerinde (13,47,48), Merkez Efendi bir he kim olarak tanıtılmı§tır. Bununla beraber son yüzyılın bazı eserleri bu rivayeti kullanmamı§lardır (1,49). Ayrıca, Manisa'daki Ilafsa Sultan Külliyesi'nin darü§§ifasının 1539 da bitmesi (10) sebebiyle 1529 dan sonraki hayatı İstanbul'da geçen §eyhin bu rada hekimba§ılık yapamayacağı da açıktır.
Merkez Efendi'nin dağ eteğinde ya§ayan Manisa halkını ovaya çekebil- . rnek amacıyla mesir macunu icad ettiği fikri de gerçeği yansıtmamaktadır. Mesir macunu ve muadilieri en az bin bC§ yüz yıldır bilinmekteydi. M.Ö. 132-63 yılları arasında ya§amı§ olan İran asıllı bir sütaleden gelen VI.Mith ridates'in kendini zehirlenmelerden korumak amacıyla bir terkib hazırladı ğı, daha sonra da Neron (37-68) zamanında Andromaque 'ın Theriaque adıyla bunu geli§tirerek popularitesini artırdığı, Galen'in de bu yolda çalı§ malarının olduğu bilinmektedir (13). Mucidinin adıyla anılan bu terkip za manla zehirlenmeleri, hayvan sakmalarına kar§ı da bir panzehir olarak kullanılırken, daha sonra her derde deva bir Wiç olarak mC§hur olmu§tur. Avrupa'nın ba§ta Venedik olmak üıere bazı §ehirlerinde senenin belli gün• lerinde özel törenlerle hazırlanarak ihrac edilirdi (13). Atasözlerimiz arası na giren
Venedik'ten tiryak gelinceye kadar Mısır'da adamı yılan öldürür .sözleri bunu teyid etmektedir.
İslam medeniyetinde 200 yıl kadar süren tercüme devrinde antikitenin hemen bütün tıbbi eserleri arapçaya aktarılırken, yunanca terimlerden ter cüme ~dilem~yenler bazı uyumlarla okunU§ları arapçaya uydurularak, tahrif edilerek' kullanılrnı§tır. Aritmetik/Arismatik, Organ!Urgun, Geometri/Cumat riyil olduğu\gibi. Theriaque/Tiry~~ Mithrida~s/ Misiridates/Mesroditos/Mis riiitus olarak.islam medeniyeti tıp diline girmi§tir. Bunun en açık delilini İshak bin Iluneyn'in 298H/910 tarihli "Tarihü'l-Etibba ve'l-felasife" adlı e serinde tesbit edebiliyoruz. Burada Hipokrat ile Galen arasındaki hekimler sayılırken Mithridatcs "Misrititus sahib-i akaki r'' yani kökçü-ecza cı olarak kaydedilir (50). Doğu ve Batı hekimlerinin eserlerini yüzyıllarca kaynak o larak kullandıkları İbn Sintl'nın Edviye-i' Kal b iye (25) ve Kanfın'un macun lar bahsinde Mesroditos'u "öyle bir macundur ki onu büyük Mesroditus yapmıştır ve kendi adıyla anılır" diyerek terkibini verir ki, bizim mesir ma cununun terkibiyle hemen hemen aynidir (26). İlk defa rahmetli F.N.Uzluk 'un ileri bir görü§le sezinlediği bu gerçek (58), son .yıllarda Nihat Yörükoğlu'nun A.H.BAYAT!YENi KAYNAKlARlN IŞIGINDA ~ERKEZ EFENDin 127 bazı Osmanlı kaynaklarında kelimenin daha da bozularak Mesrositos yazıl masından, kelimenin yunanca aslının Mesrositos olabileceğini ve Mesr-o-si tos=Mesir yemeği an~mına gelebileceği §eklindeki dü§ünii§ü (64), bu veriler kar§ısında bir mana Wide etmemektedir.
Mesroditos'u Osmanlı devri Türk hekimlerinde Mejdikos (3), Mısr-ı Tay tis (56) ve Ali 'nin "Ziyafet sofraları"nda Mesirditos (4) ~larak görmekte• yiz.
Bütün bu açıklamalardan sonra · mesirin Merkez Efendi tarafından icad edilmediği gerçeği ortaya çıkar, ancak Manisa'da bu geleneğin ne zaman ve nasıl ba§ladığı hususunda §U anda kesin bilgilere sahip değiliz. Mesirin Os manlılarda Manisa'ya has bir gelenek olmadığını, Bursa'da da ayni törenler• le dağıtıldığına dair F.N.Uzluk'un elinde belgeler olduğunu bir makalesinden öğrenmekteyiz (57) . .
MERKEZ EFENDiveTIDDi FOLKLORUMUZ
Sağlığında bir mür§id olarak halka yardımcı olmaya çall§an Merkez E fendi, ölümünden sonra da İstanbul halkının saygısını ve alakasını devam ettirmi§tir. Silivrikapı ile Topkapı arasında, adıyla anılan mezarlığın a§ağı kısmında, türbe, çilehane ve niyet kuyusu ile bir bütün tC§kil eden mezar lık, Eyüp Sultan'dan sonra en çok ziyaret edilen yerlerden olup, içindeki türbe, kuyu ve aile mezarlığından sağlıkla ilgili çe§itli yardımlar beklenir. ' Külliyede ta§ m~rdivenle inilen çukurdaki kapıdan, dar bir koridordan geçilerek kuyuya varılır. Kuyunun bulunu§ı.inu :Evliya Çelebi §öyle nakleder: ~uyun un bulunduğu bo§ ara7ide Merkez Efendi -onamazını kıtarken yer al tından "Yıl §eyh, ben yedi bin yıldır yer altında akan kırmızı renkli, lez- . ----- ' zetli bir pınarım. Senin emrinle yeryüzüne çık,QI~ya memur edildim. Cen!ib-i Hak btmi hummaya tutulanlara deyıi · kılmı§." deQii§. Şeyh hemen mürille• ri ile beraber toprağı kazarak suyu çıkarını§ (22). O gündenberi bu kuyu, ÇC§itli tıbbi am,açlarla kullanılmı§tır. AtC§li hastalara, sabahları gün doğma dan aç karnın~ · Üç bardak içirtilir (12,22,30). Çocugu olmayan kadınlar bir adak niyetlenerek kuyunun civarından aldığı küçük bir ta§ı evinde kıbleye kar§ı yastığının altında veya yüksekte bir yerde saklarlar. Amaçlarına ula§ tıklarında, adaklarını yerine getirip ta§ı da kuyuya atarlar. (7,11). Bunun dı - . . ; §ında genç I,<ızların evlenecekleri erkeklerin hayalini kuyuda görchileceklcrini, ÇC§itli niyellerin olup olmayacağını tesbit amacıyla da kullanılır (23,41)
! . - i . Halvethane havuzu ba§ında görülecek ilk balığın siyah olması halinde di- leğin ormayacağına, kırmızı görülmesi halinde de olacağına inanılır (23).
Halvethanenin yakınında bulunan ve Merkez Efendi vakıflarından olan . .
128 BITÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI
Haydar ı Kılıç Beg ı Muslihiddin Mustafa ı Musa MERKEZ EFENOt (1462-1552)
Ahmet Çelebi Ali Çelebi Ümmi Hatun (ölm.1555 veya 1562) ı ı ı lll Kızı ı : Sclime Hatun ~Kızı ı ı ogıu .ı Solakfa§ı -is.man Aga
Uminu Kulsum (Kızı) 1 . Ahmet Ferit Tek (Torunu) 1 .Emel ESİN (Kızı)
Merkez Efendi'nin tesbit edebildigirniz soy kütügü
hamamın özel bölümünde yıkanınakla atC§Ii hastalıkları n ve saka tlı kların ge çcceginc i nanılır (9,21).
Türbesinin içi de çC§illi has t alık l a rı n umut kaynagıdır. Yatalak k~ile r i n gömlekleri ~ürbenin parmaklık l a rı arasından geçirilerek hastalara giydirilir (21).
Kadın lar, türbe arkasınd aki çalılık l ara iplik baglayarak sinir has ta lı kla rında n kurtu l acak l arına veya salıncak kurarak çocuk sahibi o lmayı umarla r. Ça lıl ar a rasındaki Merkez Efendi'nin ailesine ait diger kabirler de kutsal sayılır. A.H.BAYAT!YENi KAYNAKlARlN IŞIGINOA MERKEZ EFENDi/9 129
Kuyunun yanında etrafı parmaklıkla çevrili küçük bir sahadan alınan top rağı!\ çıkın yapıldıktaıı sonra bir süre evde yüksek bir yerde hastalık geçin• eeye kadar saklanır, sonra bu toprak su ile karlljtınlıp içilir. Yürüyemeyen çocuklar, arabi ayların ilk cuma günleri türbeye götürülecek avludaki bü• yük ağacın etrafında üç defa döndürülür (7).
Merkez Efendi'nin çocukları ·çok sevdiği bilindiğinden, çocuğu adakla dünyaya gelenler, sünnet olanlar, yaramazlık gibi durumlarda da çocuklara türbe ziyaret ettirilir (30).
Sonuç olarak, Merkez Efendi'nin tıp tarihinde bir yeri olmamasına mu kabil, ölümünden sonra halkın çe§itli hastalıkianna kar§ı . maneviyönden yar dımcı olması sebebiyle tıbbi folklorumuzda önemli bir mevkie sahip olduğunu söyleyebiliriz.
BİBLİOGRAFYA
1- Ahmet Rifat: Lügat-i Tarihiyye ve Coğrafiyye, C.VI, İstanbul 1299, s.238. 2- AKÇA (koca), Fahri: "Denizlili Büyükler: Merkez Efendi", İnanç, 9.yıl nu.99-100, Denizli 1945, s.6-7. · 3- AKDENİZ, Nil: Osmanlılarda Hekim ve Hekim Ahlakı, İstanbul 1977, s.48. 4- AU: Mevaidü'n-Nefais fi Kavaidü'I-Mecalis (Görgü ve Toplum Kurallan Üzerinde Ziy§fet Sofraları) (Hz.O.Ş.Göl..-yay), İstanbul, (t.y.), s.148-149, 338. 5- ARAZ, Nezihe: .Anadolu Evliyalan, 2.b., İstanbul 1966, s.56-61. 6- Aydın Vilayeti Salnamesi, 10.b., 1304, s.330-33; 13.b., 1308, C.II, s.838. 7- AYTAR, Selçuk: İstanbuı'Tıbbf Folkloru, İstanbul 1980, s.62-63.
8- AYVANSARAYİ, Hafız Hüseyin: Mecmua-i Tevarih (Hz.F.Ç.Derin V.Çabuk), isıan bul 1985, s.283-285, 331-332. 9- AYVANSARAYi, Hafız Hüseyin: Camilerimiz Ansiklopedisi (Hadikatü .Cevami), İs: tanbul 1987, c.n. s.85-87. 10- BAYAT, Ali Haydar: Manisa Mesir Bayramı ve Darü§§ifası, Manisa 1981, 41 s. ll- BAYRI, M.Halid: "İstanbul'da Doğum ve Çocukla İlgili Adetler ve İnanmalar", Halk Bilgisi Haberleri Dergisi, İstanbul 1940, C.X, nu.l ll, s.50. 13- BAYTOP, Turhan: Türk Eczacılık Tarihi, İstanbul 1985, s.19,20. 14- BURSALI, Mehmet Tahir: Aydın Vilayetine Mensup Me§3yih, Ulema, Şuara, Mü- verrihin ve Etibbanın Teracim-i Ahvali, İzmir 1324, s.26-27. 15- BURSALI, Mehmet Tahir: Osmanlı Müellifleri, İstanbul 197İ, C.1, s.150. 16- BÜYÜKAKSOY, Kazım: Hak Yolunun Önderleri, İstanbul 1973, s.352-359. 17- (BÜYÜKAKSOY), Ken'an: ilahiyat-ı Ken'an, (Hz.Yusuf ÖmürlüDinçer Dalkılıç), İstanbul 1988, s.152. 18- ÇABUK, Vahid: "Kocamustafa Pa§a'da Post-ni§in bulunan Sümbüliye Tarikatı Şeyh leri hakkında manzume~·., Millf Gençlik, nu.27, İstanbul 1978, s.6-10. 130 10/TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI
19- ÇALIKOÖLU, M . Asım: II.Bayezid ile Yavuz Sultan Selim ve Kanuni .Sultan Sü• leyman Devirlerinin En Büyük MutasawıOarından Sünbül Sinan Efendi ile Merkez Efendi"nin Resimli Hayat ve Hüviyetleri; 2.b., İstanbul 1960, s.32-47. 20- DİNÇER, M.Salih: "Mesirin mucidi Merkez Efendi ve Hafsa Sultan·~ Mesir der gisi, Manisa, 17-25 Nisan 1971, s.10-11. 21- ESİN, Emel: "Merkez Efendi ile Şah Sultan h~kkında Bir Ha§iye", Türkiyat Mec muası, C.XIX (1977-1979) İstanbul 1980, s.65-85 . . ı2- EVLİYA ÇELEBİ: Seyahatn~me (Sad.T.T.Kuran-N.Akta§), İstanbul (t.y), C.!, s.259; Z.Danı§man ne§ri, İstanbul 1969, C.ll, s.74. 23- GENÇ, Murat: "İstanbul Yatırları", Meydan, nu.525, İstanbul 1975, s.54-55. ;24- I;IANÇERLİOGLU, Orhan: "Mesir", İsl§m İnançları Sözlügü, İstanbul 1984, s.328. 25- İBN SİNA: "Edviye-i Kalbiye (Terc.Kilisli Rifat), Büyük Türk Filozofu ve Tıp Üs- tadı İbn Sina, Şahsiyeti ve Eserleri Hakkında Tedkikler, İstanbul 1937, s.47-50. 26- İBN SİNA: EI-KanOn fi't-Tıbb, Beyrut (t.y), C.III, s.315. 27- "İstanbul'un en Me§hur Adak Yeri: Merkez Efendi", Resimli Hayat Mecmuası, nu.33, İstanbul 1955, s.36-37. 28- KARA, İsmail: "Merkez Efendi", Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, İstanbul 1986, c.vı, s.272. . 29- KARADANIŞMAN, Rıl'kı: Manisa Tarihi Eser ve Edebiyatı Kitabeleri, Manisa 1977, s.15. 30- KARAKÖSE, Oya: "Evliya Ziy~retleri", Folklor, nu.28, İstanbul 1971, s.15-17. 31- KARAHAN, Abdülkadir: "Lamii", İsl~m Ansiklopedisi, İstanbul 1970, ·s.116. 32- KARAÖZ, Sadık: "Mesirin Mucidi Merkez Efendi", Mesir, Manisa 1960, s.9-10. 33- Köylerimiz, İstanbul 1933, s.650. 34- KURDOÖLU, V.Behçet: "Merkez Efendi", Şair Tabibler, İstanbul 1967, s.88-91. 35- MECDİ: Terceme-i Şekaik, İstanbul 1269, s.435, 522-523. 36- MEHMET SÜREYYA: Sicill-i Osmanf, İstanbul 1311-1314, C.IV, s.363. 37- "Merkez ·Efendi", Meydan-Larousse Ansikloj,edisi, İstanbul 1972, C. VIII, s.657-658. 38- MUHYİ-İ GÜLŞENİ: Men~kıb- ı İbrahim-i Gül§eni ve Şeırileli-zMe Ahmed Efen- di Şive-i Tarikat-i Gül§eniye (Yay.Tahsin Yazıcı), Ankara 1982, s.41,438. 39- NEV'İZADE ATAİ: Hadaiku;I-Hakaik fi -Tekmileti'§·Şekaik (Hz.Abdülkadir Özcan), İstanbul 1989, s.63, 204-206, 355. 40- OKAN, Aysel: İstanbul Evliy~ları, 2.b., Jstanbul 1968, s.36-44. 41- OLCAYTO: "Merkez Efendi Türbesi':, Hafta Dergisi, nu.13, İstanbul 1956, s.24- 25. 42- ÖZÖNDER, Hasan: "Mesir Macununun Tarihçesi", Hayat Tarih Mecmuası, nu.4, İstanbul 1970, s.24-26. 43- PARMAKSIZOGLU, İsmet: "Merkez "Efendi", Türk Ansiklopedisi, Ankara 1976, C.XXV, s.9-10. 44- PEÇEVİ İBRAHiM: Peçevi tarihi (Hz.Bekir Sıtkı Baykal), Ankara 1981, C.I, .327. 45- Son TC§kiHit-ı Mülkiyede Köylerimizin ~dlan, İstanbul 1928, s.579. 40- ŞEHSUVAROGLU, Bedii: Eczacıl~k Tarihi Dersleri, İstanbul 1970, s.100-103. 48- ŞEHSUVAROGLU, Bedii, A.DEMİRHAN, G.GfJREŞSEVER: Türk Tıp Tarihi, Bursa 1984,_ s.83. ·- A.H.BAYAT/YENi KAYNA~LARIN IŞIGINDA MERKEZ EFENOi/11 131
49- ŞEMSEDDİN SAMi: "Mc;rkez.Efendi", Kamusu'I-AIIlm<-0, İstanbul 1316, c.vı. s.4265. 50- Tabakat 0'1-Etibba ve'I-Hükema/farihü'J-Etibba ve'l-Felllsife (Yayınlayan : Fuad Sey yid), Beyrut 1985, s.162. 51- TAŞKÖPRÜLÜZADE: q-Şekaikun-Numaniye Ci Ulemai d-Devleti ı -Osmaniye (ya yınlayan: AJ1med Suphi Furad), İstanbul 1985, s.541-542. 52- TJ?ZCAN, Nuran: "Bursalı Lami'i Çelebi" Türkoloji Dergisi, Ankara 1979, C.VJ, s.308. 53- "Merkez Efendi", Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, İstanbul 1984, C.VIl, · s.3902. 54- Türkiye'de MeskOn Yerler Kılavuzu, Ankara 1946, C.l, s.950. 55- ULUDAG, O.Şevki: Beş Buçuk As ı rlık Tür"k Tababeti Tarihi, İstanbul 1341, s.230. 56- ULUDAG, O.Şevki: "Osmanlı Tababcti", Türk Tarihinin Ana Hat)arı Eserinin Müs- veddeleri, (t.y.), s.59,114. ' 57- UZLUK, F.Nafiz: "Eczacılık-Türk Eczacıları. . Tarihi Üstüne Bir Araştırma", Dirim ' İstanbul 1955, nu.C.XXX, nu.1, s.40. 58- UZLUK, F.Nafiz:· Genel Tıp Tarihi 1, Ankara 1958, s.63. 59- ÜNVER, A.Süheyl: "Türkiye'de Ruh Sağlığı Üzerine Bir Den'eme", Türk Falklor Araştırmaları. İstanbul 1965, c.rx. s.3912. 60- ÜNVER, A.Süheyl: "Mesir tarihimiz", Mesir Mecmuası, 1\:fanisa 1971, s.3. 61- YAZlCI, Tahsin: "Fetihten Sonra İlk Halveli Şeyhleri: Çelebi Muhammed, Sün• bül Sinan ve Merkezi Efendi", İstanbul Enstitüsü Dergisi", İstanbul 1956, nu.2, s.87-113. .. 62- ''Merkez 'Efendi", Yeni Türk Ansiklopı;:disi, İstanbul 1985, c.vrr. s.2303. 64- YÖRÜKOGLU, Nihat: "Mesir Sözcüğünün Etimolojisi, Mesir'in Terkibi ve İhdas Sebebi", Ankara Tıp Bülteni, Ankara 1982, C.IV, nu.2, s.171-188. 65- Yurt Ansiklopcdisi, İstanbul 1982, c.ıır, s.2191-2192.
~· ULAŞAMADIÖIMIZ KAYNAKLAR
. 66- Ali: Kunhu'I -Ahlıar, Üniversite Kütüphanesi Türkçe Yazmalar, nu.5959, varak 3796. 67- CELALEDDiN MAHMUD HULVİ: Lemazat, Üniversite kütüphanesi, Türkçe Yaz malar nu.1894, vardk 165-168. 68- YUSUF SiNAN: Tezkire-i Halvetiyc, Esad Efendi Kütüphanesi, nu.1372, varak 25ıı- 33b.