On Birinci Askeri Tarih Sempozyumu Bildirileri
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
T.C. GENELKURMAY BAŞKANLIĞI ANKARA ON BİRİNCİ ASKERî TARİH SEMPOZYUMU BİLDİRİLERİ II (SUNULMAYAN BİLDİRİLER) XVIII. YÜZYILDAN GÜNÜMÜZE ORTA DOĞU’DAKİ GELİŞMELERİN TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİNE ETKİLERİ (04 - 05 NİSAN 2007 - İSTANBUL) Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları ANKARA GENELKURMAY BASIMEVİ 2008 YAYIN KURULU BAŞKANI Hava Korgeneral Ziya GÜLER YAYIN KURULU Dr.Em.Tuğg.Erdal YURDAKUL Kur.Alb.İskender ÖZBAY Prof.Dr.Esat ARSLAN Prof.Dr.Ömer TURAN Dr.Öğ.Alb.Ahmet TETİK Dr.Öğ.Alb.Yavuz ÖZGÜLDÜR Dr.Öğ.Alb.Mehmet ÖZDEMİR Dr.Öğ.Alb.Zekeriya TÜRKMEN DÜZELTİ İlkay SARIKAYA ISBN 978-975-409-472-5 NSN 7610270398173 I SUNUŞ Genelkurmay ATASE Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘’XVIII. Yüzyıldan Günümüze Orta Doğu’daki Gelişmelerin Türkiye’nin Güvenliğine Etkileri’’ konulu On Birinci Askerî Tarih Sempozyumu 04 - 06 Nisan 2007 tarihleri arasında İstanbul’da yapılmıştır. On Birinci Askerî Tarih Sempozyumu’na üniversitelerin değerli öğretim üyeleri ile Silahlı Kuvvetlerde muvazzaf ve emekli personel katılmış, salonda iki gün süreyle 20 adet bildiri sunulmuştur. Bugün Orta Doğu’da meydana gelen kültürel, toplumsal, siyasi, askerî ve iktisadi her sorun, jeopolitik konumundan dolayı Türkiye’yi yakından ilgilendirmektedir. Tüm bu gelişmelerin ve Türkiye’ye olan etkilerinin kavranabilmesi açısından Birinci Dünya Savaşı öncesinden XXI. yüzyıl başlarına kadar Orta Doğu‘daki siyasi, askerî, ekonomik ve toplumsal gelişmeler ve Orta Doğu’ya yönelik politikalar tarihsel süreç içerisinde yeniden ele alınmıştır. Sempozyumda yer alan bildiriler konuları itibarıyla önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Eser, On Birinci Askerî Tarih Sempozyumu’nda zaman yetersizliği nedeniyle sunulamayan 16 bildiriden oluşmaktadır. Bu bildiriler, Genelkurmay ATASE Başkanlığı Türk Askerî Tarih Komisyonu (TATK) Genel Sekreterliğince düzenlenerek yayıma hazırlanmıştır. Ziya GÜLER Hava Korgeneral ATASE ve Dent. Başkanı II İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER........................................................................................ III BİLDİRİLER Tuğg. Ömer ESENYEL Doğuşundan Günümüze Vehhabilik.. 1 Dr. Topçu Yb. Yaşar ERTÜRK Tarihî Süreç İçinde ve Günümüzde Orta Doğu’nun Önemi........................ 23 Doç. Dr. Hamiyet Sezer Lübnan Sorunu Başlarında Beyrut’ta FEYZİOĞLU Yabancı Faaliyetler............................ 49 Olcay Özkaya DUMAN 1860 - 61 Cebel-i Lübnan’da Maruni Dürzi Çatışmaları Çerçevesinde Osmanlı’nın Orta Doğu Siyaseti........ 59 Yrd. Doç. Dr. Esra Kendi Arşiv Belgeleriyle İngiltere’nin SARIKOYUNCU DEĞERLİ Orta Doğu Politikası (1882-1914)...... 71 Prof. Dr. Yücel ÖZKAYA Avrupa Devletlerinin Osmanlı Devleti İle Orta Doğu Hakkında Görüşleri ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde Musul - Hatay Hakkındaki Gizli Görüşmeler........................................ 83 Dr. Öğ. Yb. Suat AKGÜL Rusya’nın Yürüttüğü Orta Doğu Politikası İçinde İrşad ve Cihandani Cemiyetlerinin Rolü........................... 105 Arş. Gör. Barış METİN 1917 Bolşevik İhtilali Sonrasında Güney Azerbaycan Bölgesinde Askerî ve Siyasi Mücadeleler (Ekim 1917 - Ağustos1918)......................... 125 Yrd. Doç. Dr. Kadir KASALAK Suriye’de Manda Yönetiminin Kurulması ve Millî Mücadele’ye Etkileri................................................ 137 Doç. Dr. Celalettin YAVUZ Arap - İsrail Anlaşmazlığının Bölgenin Güvenliğine ve Geleceğine Etkileri Filistin’de Arap - İsrail Çatışmasının Kökeni - Yahudi Yerleşmeciliği.................................... 153 III Dr. Öğ. Alb. Ulvi KESER İkinci Dünya Savaşı Sürecinde Orta Doğu’ya Yahudi Göçü, Göçmen Yahudilere Türkiye’nin Yardım Faaliyetleri ve İngiltere’nin Kıbrıs’ta Açtığı Mülteci Kampları...................... 191 Arş. Gör. Fahriye EMGİLİ İkinci Dünya Savaşı Sırasında Türkiye’den Filistin’e Transit Geçen Yahudi Mülteci Gemileri..................... 231 Öğr. Gör. Dr. Fahri YETİM Soğuk Savaş Dönemi Türkiye’nin Güvenlik Stratejileri Bağlamında Bağdat Paktı ve Türk Dış Politikasına Etkileri............................ 243 İst. Alb. Tahir CEYHAN Soğuk Savaş Döneminden Günümüze Orta Doğu’daki Gelişmeler (Büyük Orta Doğu Projesi).............................................. 259 Em. Hv. Kur. Alb. Aziz Rıfkı 1923’ten 2023’e Küreselleşme, ATEŞER Merkez Bölgesi ve Türkiye................ 283 J. Bnb. Erhan DEMİR Irak`ın İşgalinin Bölücü Terör Bağlamında Bölgeye ve Türkiye`ye Etkileri................................................ 301 IV DOĞUŞUNDAN GÜNÜMÜZE VEHHABİLİK Tuğgeneral Ömer ESENYEL∗ A. Genel Suudi Arabistan; İran Körfezi, Hint Okyanusu ve Kızıldeniz ile çevrili Arap Yarımadası’nın beşte dörtlük bir kısmını ihtiva etmesi, dünya petrolünü ve deniz ticaret yollarını kontrol eden Hürmüz Boğazı - Bab El - Mendep ve Süveyş Kanalı’na yakın olması, Batı’nın İran’ı kaybetmesinden sonra Asya - Afrika yolu üzerinde yer alması sebebiyle öneminin artması, dünyanın en büyük petrol rezervine sahip olması, sattığı petrollerden elde ettiği petrol, dolarlar altın ve döviz stokları ile dünyanın dördüncü zengin ülkesi hâline gelmesi ve Mekke din merkezi ile jeopolitik, stratejik ve ticari yönden önemi artan bir Orta Doğu devletidir. Suudi Devleti, Vehhabi mezhebiyle Suud ailesinin ittifakından oluşan bir devlet olduğu için devletin yapısında da bunun etkilerini görmek mümkündür. Kral, devlet başkanı olmanın yanı sıra Suudi Müslümanların dinî ve manevi lideridir. O, aynı zamanda Vehhabi hareketinin lideri ve nihayet ulemanın baş imamıdır. Kuruluş yapısına uygun olarak kral, üç önemli işlevi kendi üzerinde toplamıştır: Dinî önder (imam), kabile önderi (Şeyh-ül Meşayih), devlet ve hükûmet başkanı (kral).1 Suudi Arabistan’ın kurulma aşamasında Vehhabilik, resmî din olarak ilan edilirken İbn Suud, rejimin kurucu ögesi olan üst düzey ulemayı dinî otorite olarak kabul etmiştir. Yeni yapıda ulema bağımsız bir güç olmaktan çok, mevcut devlet yapısı içinde eğitim, adalet ve dinî görevleri yerine getiren bir gruptur. Devlet çıkarları temelinde Suud ailesinin meşrulaştırılmasında Vehhabi İslam ahlak yapısı, birleştirici öge ve ideoloji olarak önemlidir.2 Kralın aldığı her kararın ve bakanlık düzenlemelerinin şeriata uygunluğunun ulema tarafından onaylanması gerekir.3 Eğitim, adalet, hac ve evkaf bakanlıklarına, üst düzey makamlara, ulemadan ve özellikle El-Şeyh ailesinden (Abdulvehab’ın ailesi) kişiler atanmaktadır. Ulema genellikle devlet tarafından atanarak hâkim (kadı), imam, öğretmen ve okul idarecisi, ahlak komitesi üyesi olarak çalışmakta, Fetva Enstitüsünde Yüksek Ulema Konseyinde yer almaktadırlar. Bunların dışında bazı dinsel örgütler de mevcuttur. Günlük sosyal hayatın dinî esaslara göre yaşanmasını sağlamak maksadıyla “Dinen Doğru Olana Uyma ve Yanlış Olandan Kaçınma Komitesi” bir grup devlet memuru ve gönüllülerden oluşturulmuştur. Komitede görev alan ve Mutavva (Ahlak Polisi) olarak adlandırılan bu kişiler Suudi Arabistan’ın cadde, sokak ve alışveriş merkezlerinde; herkesin Vehhabi kurallarına uymasını denetlemektedir. Örneğin, namaz vakti camiye gitmeyen erkekleri, iş yerlerini kapatmayan esnafı, ramazanda oruç tutmayanları, yeterince doğru örtünmemiş kadınları, kadın-erkek birlikte toplantı yapanları, lokantalarda aile bölümü olarak ayrılmış locaların dışında yemek yiyen kadın ve aileleri, içki içenleri takip ve kontrol eder. Mutavva, ∗ 15’inci Piyade Er Eğitim Tugay Komutanlığı / Amasya. 1 Bülent Baloğlu; İslam ve Demokrasi, s. 237. 2 Josep Kostiner; Tarihte Vehhabi Hareketi ve Etkileri. s. 238. 3 Fulya Atacan; Değişen Toplumlar Değişmeyen Siyaset: Ortadoğu, s. 238. 1 genellikle adli polisle dolaşır. Vehhabi geleneğine aykırı bir durum olduğunda ikaz eder ve daha kötü durumlarda kurallara uymayanları cezalandırır; kişi yabancı ise ülke dışına gönderilmesini sağlar. Doğal olarak bu durum, hem Suudlu vatandaşlar hem de Suudi Arabistan’a gelen yabancılar üzerinde bir korku ve endişe yaratmaktadır. Kökleri 1855’e kadar uzanan bu kurum, bugünkü anlamıyla ilk defa 1903’te Riyad’da kurulmuş ve süreç içinde tüm ülkeye yayılmıştır. Ülkenin siyasi yapısı Fahd tarafından 1992’de çıkarılan “Temel Yönetim Kanunu” ile belirlenmiştir. Söz konusu kanunda, S. Arabistan anayasasının Kur’an ve sünnete dayandığı, dininin İslam olduğu belirtilmiştir.4 Suudi Arabistan’da 60 Suudi vatandaşından oluşan ve tamamı kral tarafından atanan, herhangi bir yasama yetkisi olmayan Danışma Meclisi (Meclis El-Şura) mevcuttur. Meclis, ülkenin ekonomik, siyasi, sosyal sorunlarında ve kral, (başbakan) veya başbakan birinci yardımcısının istediği konularda çalışarak görüş bildirebilir. Ayrıca önemli bakanlıklarda (Savunma, İçişleri, Dışişleri) kral ailesinden gelenlerin yer aldığı bir bakanlar kurulu vardır. Suudi Arabistan’daki 14 vilayetin valileri kral tarafından atanır.5 B. Suudi Arabistan ve Vehhabiliğin Kısa Tarihi Arabistan, Yavuz Sultan Selim’in 1517’de Ridaniye Savaşı’nda Memluk Devleti’ne son vermesiyle Osmanlı hâkimiyetine girmiştir.6 Osmanlı Devleti en güçlü dönemlerinde bile Mekke yönetimini Hz. Muhammed’in torunlarından olan Mekke Şeriflerine bırakıp onlara saygı gösterdiler, maaş tahsis ettiler, kendi iç işlerinde onları tamamen serbest bıraktılar. Her yıl gönderdikleri surre alaylarıyla ekonomilerine katkı sağladılar. Bu doğrultuda sultanlar, kadılar, paşalar, vezirler ve zengin kişiler tarafından Harameyn için vakıflar ihdas edildi. Mekke’nin onarım ve bakımı, Mekke’ye giden yolların, su yollarının, su ve yiyecek depolarının yapımı ve tamiri ne kadar büyük masraflara yol açarsa açsın, Osmanlı Devleti tarafından karşılandı. Çöl Araplarının hac kafilelerini yağmalamalarını ve hacıları öldürmelerini engellemek için tedbirler aldılar. Osmanlı Devleti’nin Hicaz Bölgesi’ne