<<

SİLLYON (YANKÖY HİSARI) DAKİ TÜRK ESERLERİ

Prof. Dr. Şerare YETKİN

Türkiye'de Arkelolojik araştırma­ Bu bölgedeki antik şehirler içinde lar bakımından en önemli merkezler konumuz olan eserlerin yer aldığı Sill­ havalisinde toplanmış bulun­ yon, düz ovanın ortasında yükselen bir maktadır. Özellikle antik Pamfilya böl­ akropol halinde olmasıyle diğerlerinden gesinde başlıca beş büyük şehir, Perge ayrılır. Antalya'nın aşağı yukarı 30 km (Murtuna), SiUyon (Yanköy Hisarı). kuzey - doğusunda Aksu (Kestros) ile (Belkıs), (Eski Antalya) Köprüsü (Eurymedon) arasında bulun­ gibi antik şehirler birbirlerinden ayrı makta ve coğrafi tâbirle Mesa denilen karakterde olmaları ile dikkati çekerler. arazi şeklini vermektedir (Resim 1). Bunlardan, Perge düz sahada bir ova Bugün Antalya - arasındaki as­ şehri, Side bir liman şehri, Aspendos bir falt yoldan ayrılan kısmen şose, kısmen nehir limanı, Sillyon ovanın ortasında araba ile geçilmesi dahi oldukça zor bir yükselen üstü düz bir platform şeklin­ yoldan gidilerek SiUyon'un eteğinde bu­ de olan tepede kurulmuş, ovaya hâkim lunan Yanköy isimli köye varılır. Bura­ müstahkem bir şehirdir. Bu şehirler ka­ dan kayalık ve dik bir yamaçtan tepeye rakterlerine uygun binalar ve tesislerle, doğru çıkılır. Şehir bir platform şeklin­ devirlerinin ileri bir şehircilik anlayışı deki tepenin en üst ve nispeten daha az ile iskân edilmişlerdir. Pamfilya'daki şe­ meyilli olan Batı kısmında bulunur, çok hirler 19. yüzyıldan itibaren birçok Av- itinalı taş işçiliği gösteren sur duvarla­ rupa'lı seyyah tarafından dolaşılmış ve rı ile çevrilmiştir. Lanckoronski'nin ese­ eserlerinde tasvir edilmiştir'. Bunlar rindeki plânda gerek yamaçlarda, gerek­ içinde en önemlisi şüphesiz, 1884 de A- se tepede bulunan binaların az bir kıs­ vusturyalı K. Lanckoronski'nin başkan- mı gösterilmiştir. Batı tarafından akro­ l'.gmda arkeolog mimar G. Niemann ve pole çıkan yol belirtilmemiştir. Sillyon arkeolog E. Petersen'den teşkil edilen heyetin yaptığı inceleme gezişidir. Bu şehri, Helenistik. Roma, Bizans ve Türk gezilerin neticesi, şehirlerin tarihçesine devirlerine aid çeşitli mimari eserler: de temas ederek hazırlanmış, genel plân. içinde toplar. Denizden uzak, fakat bu­ kesit ve detay çizimleri ile Almanca. ll Ch, Texier, Asie Mineure, Paris 1839, Fransızca ve Polonyaca olarak neşredi­ Sillyon'la ilgili kısım s. 712-713. len anıtsal eserle ilim âlemine sunul­ 2) K.G. Lanckoronski. Stadte Pomphyliens muştur'-. Daha 17. yüzyılda, meşhur und Pisidiens, I. Band Pamphylien, Wien 1890, s, 66 - 84. Türk Seyyahı Evliyâ Çelebi bu bölgeye 3) Evliya Çelebi, Seyahatname, istanbii! de yaptığı seyahati Seyahatnâme'sinde 1935, Cilt XI, Kal'ai Tekehisarı s. 290. belirtmiştir^^ Pamfilya bölgesindeki an­ 4) A. M. Mansel, Antalya Bölgesl'nde (Pam­ tik şehirler üzerinde Side, Perge), sis­ filya) 1943 Yılı Sonbaharında yapılan Arkeoloji temli arkeolojik çalışmalar 1946 da sa­ Gezisine Dair Kısa Rapor, Belleten IX, (Sayı 33i, 1S45, s. 135-145. yın Ord. Prof. Dr. A. M. Mansel tarafın­ İlk önce .Side şehrinde başlayan kazılar, b ı- dan başlatılmış ve bugüne kadar yürü­ gün Perge'de çeşitli eserlerde ilim âlemine su tülmüştür*. nulmaktadır SİLLYON (YANKÖY HİSARI) DAKİ TÜRK ESERLERİ 201 masından dolayı görmek mümkün ol­ moloz taşlardan inşa edilmiştir. Üst ör­ mamaktadır. Bu kısma yığılmış olan tüsü tamamen çökmüştür. Doğru tara­ molozlar temizlendiği takdirde kesin fındaki duvar kısmen, batı tarafındaki bir adlandırma olabilecektir. Ayrıca ise tamamen yıkılmıştır (Resim 22-23). hemen iç kalenin yanında olması da, Dikdörtgen biçiminde olan yapının ze­ böyle bir Ulu Cami olabileceği kadar min katında dikdörtgen iki pencere var­ bir Han veya Bedesten olabileceği fik­ dır. Bu duvardan, mahiyeti anlaşılama­ rini de vermektedir. Plânı özellikle Bey­ yan bir ek duvar kalıntısı uzanmakta­ likler Devri ve îlk Osmanlı Devri'nde dır. Duvarlar yıkık olduğu için bu kıs­ görülen üç nefli han plânlarını hatırlat­ ma girişi tespit etmek mümkün olama­ maktadır. Beylikler devrinde Kelenin mıştır. İkinci ve üçüncü katlar tahta etrafında pazarlar kurulduğu düşünü­ hatıllarla ayrılmış olmalıdır. Tahta lıa- lünce, bu pazara gelen civar halkının tılların delikleri iki yan duvarın iç yü­ barınabileceği bir han olacağı fikri akla zünde farkedilmektedir (Resim 24). Ze­ gelmektedir. Fakat kapıların han kapı­ min katının üstündeki birinci katın sı için küçük olması, ocak, niş gibi bir mazgal şeklinde dar pencereleri vardır. handa bulunabilecek elemanlara rast­ Pencereler içerden dikdörtgen biçimin­ lanmaması düşündürücüdür. Ancak ya­ de olup dışarı doğru daralmaktadır. pılacak bazı sondajlar ve temizleme iş­ Doğu duvarındaki dikdörtgen bir kapı­ lemi yapının asıl hüviyetini ve tam plâ­ dan içine girilmektedir. Dışardan bu nını ortaya koyacaktır. kata götüren taş bir merdiveni vardır (Resim 25). En üst kat yapının en ferah IV. Yapı: Tam tepede, III. Yapının olan kısmıdır. Buraya da giriş doğu du­ karşısında, iri kesme taşlar ve moloz varındaki, bugün yıkılmış kapıdan ol­ taşlarla inşa edilmiş duvarlarla çevrili makta ve gene dışardan taş bir merdi­ iç kale durumunda bir tahkimatlı alan venle çıkılmaktadır. Bu bölümün her vardır (Resim 19). Duvarlar kuzey ta­ iki duvarına karşılıklı olarak üçer tane rafta hafif bir kıvrıntı yapıp devam et­ dikdörtgen pencere açılmıştır (Resim mekte ve devşirme malzeme olarak kul­ 26) . Pencerelerin üzeri yassı tuğla sı­ lanılmış arşitrav parçaları ile çevrelen­ raları ile örülerek hafif sivri bir kemeı- miş büyük bir kapıya uzanmaktadır. şekli verilerek sonuçlanmıştır (Resim Burada bir burç halinde çıkıntı yapa­ 27) . SiUyon'da incelediğimiz yapılar rak yamaca doğru devam etmektedir içinde yalnız bu pencerelerde tuğla (Resim 20). Kapının önünde devrilmiş dolgular kullanılmıştır. Herhalde bu­ olan arşitrav parçası durmaktadır. Gü­ gün tamamen yıkık olan batı duvanr,- ney tarafında ise, bu duvar dikdörtge­ da da böyle pencereler olacaktı. ÇÜÎV ne yakın bir çerçeve yaparak, itinalı kü yapının bu cephesi harikulâde güzel bir taş işçiliği gösteren Halenistik de­ manzaralı bir ovaya açılmaktadır. İn­ vir duvarlarına dayanmaktadır (Plân 4). celediğimiz bu üç katlı yapı, denize ka­ Yalnız bu duvar üzerinde tepeleri üç­ dar ulaşan ovaya hakim olup, manzara­ gen prizma şeklinde mazgalla rkalmış- yı en iyi şekilde değerlendiren bir yer­ tır (Resim 21). Tam köşede duvarların de inşa edilmiş bir köşk olmalıdır. Ka­ üstüne bir taş merdiven uzanmaktadır. lenin içinde ve kale duvarına yaslanmış Kalenin içindeki bütün yapılar yıkıl­ müstahkem bir köşk olmalıdır. Kalenin mıştır. Üzerlerini sık bir bitki örtüsü içinde ve kale duvarına yaslanmış müs­ kaplamıştır. Yalnız kapının bulunduğu tahkem bir yapı olmasıyla da, kale ha­ kuzey duvarına dayanan üç katlı yapı kiminin veya kumandanın ikâmet ede- kalıntısı yükselmektedir. Bir köşk ka­ caği bir köşk karakterine sahiptir. Ka­ rakterinde olan bu yapı, diğer yapılar­ lenin içinde, köşkün tam önünde gayet da olduğu gibi irili ufaklı kesme taş ve büyük dikdörtgen bir havuz uzanmak- 202 Prof. Dr. ŞERARE YETKİN mezar taşlan da ayrı bir inceleme ko- Basit üçgen pandantiflerle kubbeye in­ uusudur'*. tikal edildiğini tespit ettiğimiz aşağıda­ tadır. Bu havuza iki taraftan birkaç ba­ ki harap cami de daha sonra Osmanlı samak taş merdivenle inilmektedir. Sur mimarîsinde geliştirilen pandantifli duvarının dış yüzünde düzgün devam kubbe intikalinin mütevâzî bir örneği­ eden bir sıra delik vardır. Bunlar bu ni verir. Bilhassa son cemaat yerlerinin duvara sonradan yerleştirilmiş olması mevcut olması da, daha yakın bir tarih­ kuvvetle muhtemel tahta hatiUann gir­ diği deliklerdir. Bunlar ahşap örtülü lendirmeye imkân sağlar. Anadolu Sel­ bazı mekânların bu duvara yaslanmış ol­ çuklu mescitlerinde çeşitli şekillerde duğunu belirtir. Ancak kat'i birşey söy­ görülen giriş bölümünün, Beylikler ve lenemez (Resim 28). İlk Osmanlı mimarîsinde hakikî son ce­ Ayrıca etraftaki mezarlıklarda üze­ maat yerine doğru bir gelişmenin ön­ rinde geometrik çerçeveler içinde çok cüsü olduğu açıktır. Tepedeki tonozlu köşeli yıldızlar yerleştirilmiş çeşitli tez- yapı ise, bir cami plânı olarak Selçuklu yinatlı mezar taşlarına rastlanmıştır. devrinde mihraba dik nefli benzer ör­ Bir bölge özelliği gösterdiği belli olan nekleri hatırlatır. Menteşe Beyliği'nde, böyle mezar taşları, antik Perge şehri­ Milâs'taki Belen Camii üst örtüsünün nin yakınındaki Ağalar Köyü Camii'- meyilli çatı ile örtülmesine rağmen, al­ nin hazîresinde de bulunmaktadır. Bu tı sütunlu bir cami olmasıyla benzerlik sağlar'". Yapı bir han olarak kabul edil­ SiUyon' (Yanköy Hisarı) da ince­ diği takdirde üç nefli olmasıyla Selçuk­ lediğimiz Türk eserlerinin hiçbirinde lu hanlarını hatırlatır. Germiyanoğlu bir kitâbeye rastlanmamıştır. Ayrıca Beyliği'nde, Uşak'ın Eşme kazası İnay tarihlendirmeye yardımcı olacak süsle­ Köyü hanı ile benzerlikler gösterir. me unsurları da yoktur. Sadece yapıla­ Eşit yükselklikteki tonuz örtüsü ile Bi­ rın plânları ve mimarî organları bir de­ zans yapılarından tamamen ayrıdır. İç ğerlendirmeye imkân vermektedir. İn­ kaledeki üç katlı köşk Bizans kalelerin­ celediğimiz bütün yapılar aynı malze­ de sur duvarına dayanan köşkleri hatır­ meden inşa edilmiştir. Bunlar antik şe­ latır-". Ancak bukabil yapılar Türk ka- hirden toplanmış taşlardır. Fakat itina­

lı bir inşa tekniğinden yoksundurlar. Bu 18) Bayan Zafer Ertoş, Ağalar Köyü'ndeki görünümleri ile de Beylikler Devri mi­ eserler üzerine bir çalışma yapmaktadır. 19) A. - T. Akarca. Miiös, 1954, marisinin çoğunda görülen inşaî özel­ s. 98-S9. Şek. 4. likleri taşırlar. 20) Darıca'dakI Eski Hisar ve 'deki kale misal olabilir. S. Eyice, Enez'de Yunus Tek kubbeli ve önünde kapalı son Kapton Türbesi ve Has Yunus Bey'in Mezon cemaat yerleri bulunan mescidler ise Kokkında bir Araştırma, Tarih Dergisi, Cilt XIII. 1363, s. 141 -158, Res. 2 de saray görülnrokte- gene Beylikler ve İlk Osmanlı Devrin­ dir. Trabzon kalesinde de böyle bir köşk kalın­ de görülen küçük camilere benzerler. tısı vardır. Bilhassa yukarı camideki Türk üçgen­ Ayrıca gene Menteşe Beyliği devrinde, Pe- cin Kolesi'nde tepenin en üst tarafında, köylü­ leri ile kubbeye intikal şekli önemlidir. lerin Emir Avlusu adını verdikleri bir açıklık Başlangıcını Anadolu Selçuklu devri vardır. Civardaki sırtlara bakan bu hakim mev­ mescidlerinde bulduğumuz bu intikal kide eski bir Emir köşkünün olabileceğinden bahsedilir. A. Arel, Adı geçen eser, s. 73, Şek. şekli, bu mescidde de tatbik edilmiştir. 1/A. SİLLYON (YANKÖY HİSARI) DAKİ TÜRK ESERLERİ 203 le mimarîsinde de karşımıza çıkmakta­ SiUyon' (Yanköy Hisarı) daki Türk dır. Konya'da Alaeddin Köşkü'nün, sur eserleri antik yapılara karışmadan tepe­ duvarına dayalı bir köşk olduğunu delil nin hemen üstüne çıkan bir çizgi üze­ olarak gösterebiliriz. Esasen SiUyon'da- rinde, aşağıdan yukarı doğru sıralanır­ ki kale, burçsuz ve pek kalın olmayan lar. Böylece de antik bir şehir içinde, duvarları ile kale hakiminin özel yapı­ kendi içine kapalı toplu bir yerleşme larını çevreleyen bir çevirme duvarı gi­ örneği verirler. Bu görünümleriyle de bidir. Sillyon'daki Türk yapıları mima­ antik bir şehrin kenarına. Anadolu'nun rî özelliklerini Selçuklular'dan almakla beraber, Karahîsar-ı Teke'nin tarihine son hakimi olan Türkler'in. hakimiyet­ de uygun olarak 14. yüzyıl ortasında lerini tasdik eden mütevazı bir imzası 15. yüzyıl başlarına tarihlendirilirler. gibi yerleştirilmişlerdir. r-* •ti. i

-m

»fa

- tc -

Resim : 2

V

Res'm : 3 Resim : 8 ım : 5

Resim: 6 Jt -

Resırr,: 'ıl Ol :uııs9y

1

^4 V. it 4i YETKİN

«S?

3^ Re?"(Tl : 14

Resim ; 15

Resim 5 Resim: 23 YETKİN

OT . I l 1-

Resim : ?!

•1 %

Resim: 21 * î '

i

R 1 ; 22 YEr

r—

\ 1

(T r \

o V V

SfLLVON \ { Cami II Msscid III üç nefll ^apı IV Köşk V Çeşme Ni emann_ La nc k o r r ~;

Şekil: 1 .«••as*-.

Resim: £7 Resim : 28 YETKİN

V

V

c

\ X V \ N

ANTALYA/SİLLYON KALIN' in00 hroki

Şekil: 3 GİAİŞ BÖLÜMÜNÜN 1946 TESI3İTİ SomovfEyice'dön n n.n "3- /

\ A \

ANTALYA/SİLLYON

M E S C i D

ekim 19G9 ara altua. 77 / / / 7 / / / / ^ y '

tu.

ı Vı

I I ' I ^ I

1.W,İ

ANTALYA / SILLYON KÖŞK ekim 1969 ara altun Şekil: 4 \