Eskimocanın Şamanik Kökleri
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
qwertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq1 wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq Angalkum Qaneryarai wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçqEskimocanın Şamanik Kökleri 04.02.2018 wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq Ümüt Çınar wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçqAnkara, Turkey wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöç q wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq 2 Alaska tarihinin en önemli dönüm noktası olan Awa’uq Katliamı Vikipedi'de Kmoksy mahlasıyla açtığım sayfalar içinde beni en çok etkileyenidir. Bu çalışmayı o katliamın gerçekleştiği Awa’uq kayalığına ithaf ediyorum. ʏᴜᴘ Angalkum Qaneryarai ᴇɴɢ Shaman's Words ᴛᴜʀ Şamanın Sözleri ÖZET Bu (2017) yılın başlarında Türkçede bir sistem keşfettim ve bunu 13 Mart 2017 günü Türkçenin Şamanik Kökleri adıyla pdf dosyası olarak kendi sitemden duyurdum. Böm düzeni (böm sistemi) adını verdiğim bu sisteme göre, her dil inanç lideri tarafından bulunan ve böm (monophonemic morphemes) denen anlamlı tek seslerin birleşiminden oluşur. Bir dildeki kelimenin o dile mi ait yoksa yabancı bir dilden mi geçme olduğunu doğruya yakın doğrulukta gösteren bir sistemdir. Bu sistemi Türkçede keşfettikten dokuz ay sonra Yupikçe üzerinde sağlamasını yapıp doğrulattım. Yupikçe bömlerin çözümüne Aralık ayının ikinci yarısında 13 Aralık 2017 günü başladım ve iki hafta gibi kısa bir sürede çözdüm: Türkçenin bömleri 22 tanedir: A ,genişleme-, E ,yatıklama-, I ,ırama-, İ ,ilişme-, O {oyuklama}, Ö ,özleme), U ,uçlama-, Ü ,üstleme-, Y {yayma}, Ğ ,eğme-, W/V ,sıvama-, P/B (çapma), M {yapamama}, N ,ayrılma-, L {kendileme = owning}, R {karma}, Z {bozma}, S {serme}, Ş ,dışlama-, Ç/C ,çıkma-, T/D {atma}, K/G {kalma}. Eskimocanın bömleri 15 tanedir: I {gelme = coming}, E ,bölme = dividing-, A {kalma = staying}, U {gitme = leaving}, Q {karma = mixing}, K {katma = adding}, T ,ayrılma = separating}, M {uyma = cohesion}, N {uzama = lengthen}, L ,düzenli = regularity-, P (yükselme = rising), V ,taşınma = moving-, C ,içleme = inside-, Z {girme = entering}, Y ,üstleme = onto-. ANAHTAR KELİMELER: böm, fonem, morfem, dilin kökeni, Yupikçe, İnyupikçe, Eskimo dilleri, Ana Eskimo dili. KEY WORDS: böm, phoneme, morpheme, origin of language, Yup'ik, Iñupiaq, Eskimo languages, Proto-Eskimo. ŞAMANİK KÖKLER Bütün insanlar yabani avcı ve toplayıcı evreden başlamış, çoğu sonraları evcil hayvancılık ve tarıma geçerken, epeyce bir kısmı da ilk evreyi bırakmayıp günümüzde hâlâ sürdürüyorlar. İnsan beslendiği doğaya baktığında durgunluk değil hep canlı bir hareket gördü. Bunlar tek seferlik değil, periyodik olarak tekrar eden eylemlerdir. O eski insanlara göre tekrar eden eylemler canlılık göstergesidir. Dilden önce din oluştu. İnsanlığın Afrika'da yarattığı ilk inanç animizm dediğimiz canlıcılıktır. Animizm inancına göre, biyolojik olarak canlı olsun olmasın her şeyin bir ruhu var. Her ruhun gücü aynı değil, görünür şekliyle doğru orantılıdır. Şamanizm bu animizmin geliştirilmiş tıngırdaklı (drummed) bir formudur. Dilleri din adamları yarattı. Şekillerin olduğu görünür dünya ile ruhların olduğu görünmez dünya arasında irtibatı sağlayan din adamları trans hâlindeyken çıkardıkları farklı sesleri fonem olarak 3 ayırmaya başladılar. Bu yüzden din adamlarının gırtlak yapısı diğerlerinden daha hızlı gelişti ve sese odaklandı. Ses çıkaramayanları çıkardıkları sesle kendilerine bağlayan din adamları bu gücü kullandılar ve avcılığın odağında kaldılar. Av demek yiyecek demektir ve onun yerini avcılara gösterip avlandığında ruhunu etkisiz kılacak olan yalnızca din adamlarıdır. Önce ünlüleri ayırt etmeye başlayan din adamları daha sonra ünsüzleri çıkarıp her ikisini birlikte bir düzen içinde sıraladılar. Ünlü ya da ünsüz fonem denen her farklı sese genel bir anlam yüklediler. İşte genel bir anlamı olan ve çoğunlukla tek harfle gösterilen o fonemik seslere böm diyorum. Türkçe ve Eskimoca böm sistemiyle oluşturulmuştur. Bömler dışında bir dil nasıl oluşabilir açıkçası bilmiyorum ve de bilenler olduğunu sanmıyorum. Herkes işi oldukça ilkel bir maymunluğa getiriyor, kimse akıllı tek bir kişinin dili kurgulayabileceğini akıl edemiyor. O kişi yalnızca bol vakti olan ve de diğerlerinden ayrı yaşayıp onları gözlemleyen avcılıktan emekli bir inanç lideri olabilir. Erkekler avla vakit geçirirken, kadınlar da toplayıcılık ve bakıcılıkla ilgiliniyor olmalı. İnanç liderleri ise ne ava katılır ne de toplamaya, onlar yalnızca yönlendiricidir, tıpkı günümüzdekiler gibi. Diller mağara devrinde oluşmadı, insanlık kültürel olarak geliştikten epey sonra oluştu. Ahrazların (dilsiz ve sağırların) anlaşması gibi oldukça uzun süren bir dilsizlik dönemi var. Bu dönem maymunluk dönemi değilken, dil oluşum teorisyenleri hep maymunsu hareketlerle açıklamaya çalışıyorlar. Evrimin ne olduğunu bilmeden evrimcilik oynuyorlar. Tıpkı Türkçede olduğu gibi, bir dilin başlangıç hâlinin etimolojisini yapabilmek ve onu kavrayabilmek için şamanizm ya da animizmi bilmek gerekiyor. O dinin inançlarını bilmeden onun inanç liderinin dilini de çözemezsiniz. Eskimo şamanizmi üzerine bilinenler detayda oldukça yetersiz kalıyor. Bu bilgiler kaydedilmeden bilenlerin ölümüyle yok oluyor. Halbuki bunlar dillerin oluşumunu açıklayabilecek derecede önemli bilgilerdir; yok olup gitmesine izin vermemeli. İnsanlar önce doğada dini gördüler uzunca bir dilsizlik döneminden sonra da dili oluşturdular. Bütün insanlar avcı-toplayıcı kökenlidir ve diller o dönemin ürünüdür. İnsanlığın ilk din inancı animizm dediğimiz inançtır. Şamanizm de onun uzatımıdır. İnanç liderleri avcılık ve toplayıcılık faaliyetlerine doğrudan katılmaz, katılanları yönlendirip korur ve ahaliyi gözlemler. İnsanlarla ruhlar arasındaki bağlantıyı kurdukları törenlerde trans hâlinin öncesi ve sonrası duydukları heyecanı hırıltılarla yansıtırlar. İşte bu hırıltılar, insanın ses siteminin o liderlerce farkına varılmasını sağlamıştır. Seslerin farklılığını keşfettikleri andan itibaren onların her birine bir anlam yükleyerek dilin ptototipini oluşturmuşlardır. O prototip daha sonra böm sistemiyle bir düzen içinde sıralanan seslerle günümüzdeki dilin ilk hâline dönüşmüştür. O ilk hâl bugün rahatça çözülebilmektedir. 2017 yılında bömleri ilk çözülen dil ailesi Türkiye Türkçesi (Turkish) temelinde Türkçedir (Turkic), ikincisi ise Yupikçe ve İnyupikçe temelinde Eskimocadır. Dili oluşturan grup dilsiz grupları dillendirebilir. Aynı dil ailesinde antropolojik farkların bulunması bu yüzdendir. İkircikli durumda bir sözün o dile ait olup olmadığı onun bömleriyle belirlenebilir. Bir dilde birden fazla "homonimik kök" bulunmaz; varsa ikincisi yansımadır ya da yabancıdır. 4 Anatomik yapıdan dolayı insanlar ses yolunda ilk önce herhangi bir engele çarpmadan çıkan ünlüleri sonra da boğumlanarak çıkan ünsüzleri geliştirmiştir. Uzatılmaya müsait olduğu için ünlüler ünsüzlere göre uzaklardan çok rahat duyulur. Dillerin ilk oluşumu din liderleri tarafından geliştirilen ve tamamen ünlülerden kurulan ünlüleme devresiyle başlar. Geçiş dönemi olan bu ünlüleme devresinde ünlülerin sayısını seslenme gereksinimi belirler. Bu gereksinime göre dilleri, dışarıda oluşan diller ya da geniş alan dilleri (örn. Türkçe: a, e, ı, i, o, ö, u, ü; Macarca: a, e, i, o, ö, u, ü; Fince: a, ä, e, i, o, ö, u, y) ve içeride oluşan diller ya da dar alan dilleri (Yupikçe: a, e, i, u; Arapça: a, i, u) biçiminde ikiye ayırabiliriz. Eskimo dillerinin tamamen qargi (İnyupikçe) ya da qasgi (Yupikçe) denen kışlık köy odasında oluştuğunu ve iklim değiştirmediğini doğruya yakın doğrulukta söyleyebiliriz. Kapalı ortamda herkes birbirini görebilecek kadar yakın olduğu için gür seslere ve ünlü çeşitliliğine gerek duyulmaz, aksi takdirde kulaklar "sağır" olur. Eskimocadaki "hırıltılı gurultulu" ünsüzlerin yaygınlığı da işte bu kapalı ortam yüzündendir. Yansımaların dillerin oluşumuna doğrudan aktif bir katkısı yoktur, ancak dillerin oluşumundan önceki ünlüleme evresinde seslerin oluşumuna bir katkısı olabilir. Çoğu, dil oluşup kalıplaştıktan epey sonra çıkmıştır. Çünkü köklerin ya da ayaklıkların doğrudan yansıma hatırlatan bir anlamı yoktur. Yılın epeyce bir kısmını karlar altında geçiren gepgeniş Eskimo coğrafyasında hem iklimin ıssızlığından hem de soğuktan korunmak için başlarına taktıkları başlıktan dolayı insanların duydukları ses çeşitliliği oldukça sınırlıdır. Bu yüzden Eskimo dillerinde ses yansımalı sözler yok denecek kadar azdır. İkileme (reduplication) ve yansımalar (imitative) Eskimocada çok az iken, Türkçede oldukça boldur. Jacobson'un Yupikçe sözlüğünde "imitative" olarak işaretlenen yalnızca 60 madde var. Proto-Eskimo dili Proto-Eskimo dilini kuran o grubun din lideri yani şamanıdır. Şamanlar (İnyupikçe aŋatkuq, Yupikçe angalkuq < angala- "to flutter; to wobble; to move back and forth; to shake") dilsiz toplumlarda ruhlarla insanlar arasında bağlantıyı kuran kişilerdir ve bu bağlantı esnasında çıkardıkları anlamsız sesler dilin oluşumunu tetiklemiştir. Eskimo şamanı 4 tanesi ünlü (i, e, a, u) 11 tanesi de ünsüz (q, k, t, m, n, l, p, v, c, z, y) olmak üzere 15 böm oluşturabilmiştir. Kökleri iki heceli oluşturmuştur. Tek heceli imiş gibi görünen işaret zamirleri ise detaylı inceleme gerektirdiğinden bu yazıda ele almadım. Şaman, ilk önce ünlüleri oluşturmuştur. Birbirinden ayırt edebildiği dört ünlüye anlam verirken, avcıların obada (köyde) bulunup bulunmamasına göre