Milli Istihbarat Teşkilati

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Milli Istihbarat Teşkilati MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI MİT DÜNDEN BUGÜNE GİZLİ DÜNYANIN BİLİNMEYENLERİ TUNCAY ÖZKAN GİRİŞ Bu kitap, Türkiye'de üzerinde en çok soru işaretlerinin bulunduğu kuruluşlardan birisi olan MİT ve onun bilinmeyenleri üzerine yazılmıştır. Kitabı yazarken sıradan, sokaktaki bir Türk yurttaşının MİT hakkındaki merakları ile, bu konuda araştırma yapacak insanlara malzeme oluşturacak örgütlenmeleri ve eylemleri ortaya çıkarmaya özen gösterdim. Kitabı yazma fikri öncelikle Arena için hazırlanmaya çılışılan bir MİT belgeselinin araştırmalarının sonucunda ortaya çıktı. Araştırmalarımız sırasında en önemli sorun MİT yetkilileriyle bir diyalog kurabilmek ve kitaba girebilecek bir görüşler birikimini onlardan alabilmek olmuştur. Bunun yapılmaması durumunda tek sesli, renksiz ve yanlı gibi görülecek bir çalışmanın ortaya çıkması en büyük korkumuzu oluşturmuştur. Bu amaçla yapılan başvurulara, uzun süren görüşmelerin ardından olumlu yanıtlar alınmıştır. MİT'in bugünkü kadrolarında bulunan en üst düzey yetkililerin bir kısmıyla yüzyüze görüşme yapmak mümkün olmuştur. Bu görüşmelerin sonucunda MİT'e iletilen yazılı soruların bir kısmına yanıt da alınabilmiştir. MİT tarihinde ilk kez, bir kitap için iletilen sorulara yanıt vermiştir. Bu ilk örnek, kitapta aynıyla yer almaktadır. Ayrıca bu görüşmelerin sonucunda MİT yetkilileri şu an hayattaki en yaşlı mensupları ile bir röpörtaj yapmamızı da sağlamışlardır. 86 yaşındaki bu en eski "Casus" MİT'in kuruluşunu izleyen yıllar ve 1960 darbesinin sonrasına kadar, Türk gizli servisinin içindeki olaylara ışık tutmaktadır. "Neşet Usta" ile yapılan bu röpörtaj, bugüne kadar hiç bilinmeyen pek çok olayı yeniden gündeme getirmektedir. Bu röpörtaj da kitaptaki yerini almıştır. Ayrıca MİT'den emekli olmuş veya ayrılmış çok sayıda kaynak ile görüşmek mümkün olmuştur. Bunlardan çok azı görüşmelerde tartışmaya ve eldeki bilgileri karşılıklı değerlendirmeye ikna olmuşlar, diğerleri ise bizi dinlemekle yetinip ve çalışmalarımızda başarı dileyerek kendilerini aramamamızı istemişlerdir... Emekli istihbaratçıların aktif halde bulunanlardan daha ürkek oldukları hiç kuşku götürmez bir gerçektir. Araştırmalar sırasında ulaşılan insanlar ancak araya başka hatırlı dostlarını koyarak görüşmelere ikna edilebilmişlerdir. Bu görüşmelerin yapıldığı yerler ve mekanlar çoğu kez kalabalık çarşılar, uzun yolculuklara çıkılan araçlar, Hürriyet Gazetesi'nin Ankara Bürosundaki Arena bölümü, postane önünde başlayıp kasaba veya köy evlerine kadar uzanan bir mekansal farklılaşma içinde olmuştur. Bu durumlar istihbarat insanlarının ürkeklik ve açıklama yapma korkularının açığa vurmasıdır. Konuşurken fotoğraf, film karesi, ses kaydı gibi konularda verilen sözlere uyulup, uyulmadığı çoğu zaman yapılan aramalarla peşiktirilmiştir. MİT mensuplarıyla yapılan görüşmeler, keçiboynuzu öyküsünü anımsatmaktadır. Bir kaşık şekerin tadını alabilmek için, kilolarca keçiboynuzu yemek gerekmektedir. MİT ile ilgili görüşmelerde de bir kelime ala bilmek için saatlerce dil dökmek gerekmiştir. Güvensizlik bu insanların çalışmaları boyunca basına yaklaşım, halkla ilişkiler ve bilgi toplama konusunda eğitilmemeleri ve basından kaçmaları gerektiği yolundaki şartlandırılmışlıklarının bir ürünü olsa gerektir. Bunlara ek olarak MİT'den emekli edilirken ettirilen sadakat yemini bu insanları isteseler de konuşmak konusunda bağlamaktadır. Kitap ile ilgili araştırmalarımız sırasında ulaşabildiğimiz kadar çok yazılı kaynak taranmaya çalışılmıştır. Bu sırada Almanya, Fransa, İtalya, Moskova, Amerika nezninde bizzat gidilerek veya mektuplar yazılarak araştırma ile ilgili bilgi ve belgeler toplanmaya çalışılmıştır. Bunlar sonraki sayfalarda aktarılmaktadır. Araştırmalarımız sırasında kimi zaman elimize geçen belgeler sonucu kahrolmadık dersek yalan olur. Bunlardan en acı vereni de bir MİT raporunda büyük hoca Prof. Dr. Muammer Aksoy'un katil zanlılarının adlarını görmek olmuştur. Bu bölümü okurken sanırız sizin de Türkiye'nin içine düştüğü aczi görerek yürekleriniz burkulacaktır. PKK konusundaki hatalar, ASALA operasyonunun iç yüzü ve ülkücülerin MİT içindeki kullanım alanları ilk kez bu şekliyle karşınıza çıkacaktır. Kitap'da yanıt aramak istediğimiz bir soru da usta gazeteci Uğur Mumcu'nun yarım kalan araştırmasında dile getirilen Apo-MİT ilişkisi oldu. Abdullah Öcalan'a gidip bunu sormak ve araştırmak istedik. Randevu için girişimlerde de bulunduk ama engellendik. Bu konu da sayfaları çevirdikçe karşınıza gelecek olaylardan biridir. Bu kitabın hazırlanmasında büyük emekleri geçen, düzeltemeler ve yanlışların ayıklanmasında onca işlerinin arasında benim için çaba gösteren bütün dostlarıma, bizimle görüşmeyi kabul eden, etmeyen herkese; adlarını buraya koyamadığım aydınlık kafları ve yetenekleriyle beni etkileyen MİT yöneticileri ve mensuplarına , öğretim üyelerine, gazeteci arkadaşlarıma ve ARENA'nın Genel Yönetmeni Uğur Dündar ile Editör'ü Haluk Şahin'e , diğer çalışma arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Araştırmalarım sırasında hiç bir yardımı esirgemeyen T.B.M.M Kütüphanesi çalışanlarına ve özellikle Müdür Yardımcısı Ali Rıza Cihan'a ayrıca teşekkürü borç biliyorum. Çalışmama herşeyiyle katılan; el emeğini, göznurunu esirgemeyen hep destek olan gazeteci dostum Zeki Saral ile Ankara'da gece, gündüz demeden benimle koşturan, randevularımızın sorunsuz gerçekleşmesinde büyük emeği olan ulaştırma sorumlumuz Muammer Tez'e ayrıca sağolsunlar diyorum. Tuncay Özkan/ Kasım 1995 Ankara ARZU VE NAZLICAN'A İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ VE REJİM Devletlerin kuruluş şemalarında gizli servislerin veya casusluk örgütlerinin bulunduğu yer ve onlara yüklenen görevler, demokrasileri en temelinden etkileyen faktörler arasında yer almaktadır. İstihbarat servisinin yapısına ve devlet içindeki yerine yönelik tercih, ülkenin rejiminin göstergesidir. Haberalma faaliyeti ne için, kime karşı ve nasıl gerçekleştirilecektir? Gizli servis hangi ihtiyacı karşılayacaktır? Bu soruları yanıtlayabilmek için günümüzde hiyerarşideki yeri, faaliyetleri, denetlenmesi ve operasyonları üzerindeki kontrol ile mali kaynakları açısından incelenebilen gizli servislerin sayısı son derece azdır.Bu da dünya demokratik yaşamını etkileyen en temel sorunlardan birisini oluşturmaktadır. İstihbarat veya istihbarat servisleri elbette ki, her olayın kahramanı veya her derdin dermanı değillerdir. İstihbarat örgütlerinin ulusların kaderini veya tarihini tek başlarına tayin etme veya yapma durumunda olmadıkları da açıktır. Askeri, ekonomik, politik açıdan istihbarat, önemli olmakla birlikte başarıda veya başarısızlıkta tek başına belirleyici değildir. Ancak bugün dünyanın içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi durum, bu birimlerin varlıklarını ve yaptıklarını yaşamsal düzeyde önemli kılmaktadır. Ülkesinin ambargo uyguladığı ülkelere gizlice silah satan gizli servisler (örneğin CIA İrangate olayı ) uyuşturucu ile finans kaynağı oluşturan gizli servisler ( Ortadoğulu ve batılı gizli servislerin büyük bölümü ) terör yaratan, hastalık yayan, bilgiyi silah ve kara paraya dönüştüren , yeraltı ekonomisinin ve terör örgütlerinin tam göbeğinde olan gizli servisler bulunmaktadır. Gizli servislerin birer devlet organı olduğunu gözönüne alırsak, bu faliyetlerin sonucunun ne kadar etkili olduğu, kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Hele ekonomik çıkarlara dayalı hale gelen ve herşeyiyle ekonomilerin ihtiyaçlarına göre şekillenen siyasal dayanışmalar veya zıtlaşmalar çağa damgasını vururken , her istihbarat yapısının iyiden iyiye irdelenmesi, artık kaçınılmaz bir doğru olarak önümüzde durmaktadır. Dünya ekonomisini bilinen, vergilendirilen kaynaklardan daha fazlaca kara noktalardan çıkan ve yeraltı olarak tanımlanan, mali yapılar yönlendirmektedir. Peki bunların ne kadarında gizli servislerin faaliyetleri etkilidir? Veya karapara kaynaklarının kurutulmasında bu servisler neden başarılı olamamaktadırlar? Acaba gizli servislerin operasyonlarıyla bertaraf edilen Devlet Başkanları veya saf değiştirtilen ülkeler bugün ekonomik ve siyasi görüşlerini uygulayabilselerdi, dünya böyle bir noktada mı olurdu? Bütün bunların yanıtları ancak gizli servislerin faaliyetlerinin bilinmesi ile tahlil edilebilecek şeylerdir. Yani gizli servisler ve istihbarat kurumları, rejimlerin ana yapılarından birini oluşturuyor. "Demokrasi" diyen herkesin, bu yapılanmaların tahliline çok önem vermesi gerekiyor. Çünkü bir anlayış da; istihbaratı ve istihbarat teşkilatlarını operasyonel yapılarından ayrı olarak sadece ve sadece akademik veya dış politikasal bir satranç oyunu gibi görmek istiyor. Oysa istihbarat örgütleri, satranç oyunlarında bile kendi oyuncularının kazanması için oyunlara ve oyunculara müdahale edebiliyorlar. Bu da istihbaratın bir eylem olayı olduğunu gözler önüne sermektedir. İstihbaratı aktif , operasyonel yapılanmasından ayrı olarak ele almak bir hatadır. Yani istihbaratın toplanması, değerlendirilmesi ve operasyonel çalışmaları haberalma faaliyetleri açısından, birbirlerinden ayırmak mümkün değildir. İstihbarat faaliyetleri açısından dost veya düşman ülke diye bir ayrım kesinlikle söz konusu olmamaktadır. Tıpkı ekonomik ilişkilerin belirlediği siyasal dayanışma veya karşıtlıklarda olduğu gibi ilişkiler, çıkara dayalı olarak gelişmektedir. Türkiye'nin dostu gözüken ve dış istihbarat açısından haber kaynaklarının yüzde 80'ine yakın bilgiyi "çekinmeden aktaran" Batılı müttefikleri Sovyetlerin yıkılması ve ardından ortaya çıkan Türki Cumhuriyetler ile Türkiye arasındaki dayanışma ve yakınlaşmalar karşısında hemen tavır alarak Türkiye'yi yanlız bırakmışlardır. Bunda ana etken l9. yüzyılın başında küçülen coğrafyasını, sloganist bir şekilde de olsa " Adriyatikten,
Recommended publications
  • Ideias 46.Pdf
    OS_531_Ideias 46.indd 1 27/01/16 09:19 Edição INCAER Editor Responsável Maj Brig Ar R1 Wilmar Terroso Freitas Projeto Gráfico SO SAD 02 Wânia Branco Viana 2S SAD Jailson Carlos Fernandes Alvim 3S SIN Mauricio Barbosa Cavalcanti Filho 3S TCO Tiago de Oliveira e Souza Revisão, Diagramação de Textos e Impressão INGRAFOTO Nossa Capa Imagem da aeronave de interceptação Gripen NG, recém-adquirida pela FAB. O novo vetor será o responsável pela Defesa Aérea no território nacional. Ficha Catalográfica elaborada pela Biblioteca do Instituto Histórico-Cultural da Aeronáutica Ideias em Destaque / Instituto Histórico-Cultural da Aeronáutica. v. – Quadrimestral até dez. 2014; a partir, semestral. ISSN 2175 0904 1. Aeronáutica – Periódico (Brasil). I. Instituto Histórico-Cultural da Aeronáutica. II. INCAER. CDU 354.73 (05) (81) Os artigos publicados nesta revista são de responsabilidade exclusiva de seus autores e não representam, necessariamente, o pensamento do editor de “Ideias em Destaque” e da Direção do INCAER. É permitida a reprodução, total ou parcial, dos artigos aqui publicados, desde que seja citada a fonte. OS_531_Ideias 46.indd 2 27/01/16 09:19 Apresentação É com satisfação que levamos aos nossos prezados leitores mais uma edição de Ideias em Destaque, elaborada com a valiosa contribuição de articulistas, pensadores e pesquisadores que abordam assuntos aeronáu- ticos, políticos, estratégicos e de cultura geral. Ao tempo da primeira edição, em abril de 1989, Ideias em Desta- que tinha como objetivo principal “dar publicidade à matéria de fontes mundiais de pensamentos relacionados com a Aviação” até que, em seu número 18, de agosto de 2006, passa a acolher “temas estratégicos, de Geopolítica e, acima de tudo, de cultura geral.” Em dezembro de 2011, foram inseridas duas seções perma- nentes: uma sobre o Museu Aeroespacial e outra sobre a Biblioteca do INCAER, dois importantes órgãos que concentram itens importan- tes da história da aviação, como aeronaves, equipamentos e literatura.
    [Show full text]
  • Il Rahmi M. Koç Müzesi Di Istanbul “Endüstriyel Mirasin Aynasi” the Rahmi M
    PAG 101-109_Pinna_MARCHIS VITTORIO CAPITOLO 10/12/15 10.23 Pagina 101 MUSEOLOGIA SCIENTIFICA nuova serie • 9: 101-109 • 2015 ISSN 1123-265X Europa 360° Il Rahmi M. Koç Müzesi di Istanbul “Endüstriyel Mirasin Aynasi” The Rahmi M. Koç Müzesi of Istanbul “Endüstriyel Mirasin Aynasi” Giovanni Pinna già direttore del Museo di Storia Naturale di Milano Fra la fine degli anni Ottanta e l’inizio degli anni In the late 1980s and early 1990s the industrialist Novanta l’industriale Rahmi M. Koç, in quegli anni Rahmi M. Koç, at that time Chairman of the Board presidente del consiglio di amministrazione della of Directors of Koç Holding Corp., Turkey’s largest Koç Holding Corp., il più importante gruppo indu- industrial group, fulfilled a dream cultivated since his striale della Turchia, ha realizzato un desiderio colti- youth and rooted in his interest in the history of vato fin dalla giovinezza e radicato nel suo interesse technology, his passion for collecting and his belief per la storia della tecnologia, nella passione per il that he must help promote the industrial progress of collezionismo e nella convi nzione di dover contri- his country. His dream was to create a great museum buire a promuovere il progresso industriale del pro- of science and technology able to provide scientific prio paese: creare un grande museo di scienza e tec- education to young people. nologia in grado di educare i giovani alla scienza. It is said that the idea of founding a museum came to Si dice che l’idea di fondare un museo venne a Rahmi Rahmi in 1956, when he was
    [Show full text]
  • International Spy Museum
    International Spy Museum Searchable Master Script, includes all sections and areas Area Location, ID, Description Labels, captions, and other explanatory text Area 1 – Museum Lobby M1.0.0.0 ΚΑΤΆΣΚΟΠΟΣ SPY SPION SPIJUN İSPİYON SZPIEG SPIA SPION ESPION ESPÍA ШПИОН Language of Espionage, printed on SCHPION MAJASUSI windows around entrance doors P1.1.0.0 Visitor Mission Statement For Your Eyes Only For Your Eyes Only Entry beyond this point is on a need-to-know basis. Who needs to know? All who would understand the world. All who would glimpse the unseen hands that touch our lives. You will learn the secrets of tradecraft – the tools and techniques that influence battles and sway governments. You will uncover extraordinary stories hidden behind the headlines. You will meet men and women living by their wits, lurking in the shadows of world affairs. More important, however, are the people you will not meet. The most successful spies are the unknown spies who remain undetected. Our task is to judge their craft, not their politics – their skill, not their loyalty. Our mission is to understand these daring professionals and their fallen comrades, to recognize their ingenuity and imagination. Our goal is to see past their maze of mirrors and deception to understand their world of intrigue. Intelligence facts written on glass How old is spying? First record of spying: 1800 BC, clay tablet from Hammurabi regarding his spies. panel on left side of lobby First manual on spy tactics written: Over 2,000 years ago, Sun Tzu’s The Art of War. 6 video screens behind glass panel with facts and images.
    [Show full text]
  • The Psychology and Politics of Ludwig Carl Moyzisch, Author of Operation Cicero
    International Journal of Arts & Sciences, CD-ROM. ISSN: 1944-6934 :: 09(04):227–232 (2017) THE PSYCHOLOGY AND POLITICS OF LUDWIG CARL MOYZISCH, AUTHOR OF OPERATION CICERO William W. Bostock University of Tasmania, Australia This article explores the intimate relationship between psychology and personal politics, as shown in the life of Ludwig Carl Moyzisch, the handler of Cicero, who was arguably the most successful spy of World War II. An analysis of Moyzisch’s book ‘Operation Cicero’ and other sources reveal Moyzisch to be a man possessing the qualities of astuteness, imagination and empathy, but also being of doubtful moral compass. There is also evidence of uncertainty over personal identity, a characteristic which can explain his successful handling of Elyesa Bazna, also known as Cicero, himself a man of confused identity. Keywords: Moyzisch, Cicero, Bazna, Von Papen, Knatchbull-Hugessen, Schellenberg. From October 1943 until March 1944, the British Embassy in Ankara was the site of a leakage of information in the form of photographs of Most Secret documents that were potentially disastrous for the Allied cause in World War Two, had the Nazi leadership acted upon them. They included the texts of the Allied conferences at Cairo and Teheran, attempts to get Turkey into World War II on the Allied side, and references to Operation Overlord, the forthcoming D Day Landing. The source of this leakage was Elyesa Diello Bazna, an ethnic Albanian of Turkish citizenship and Muslim religion, who was valet to Sir Hughe Knatchbull-Hugessen, British Ambassador to Turkey. While Sir Hugh was sleeping or taking his twice daily bath, his valet Bazna was able to photograph a large number of important and top secret documents, which he then offered for sale to the German Embassy for an outrageous price.
    [Show full text]
  • The Entry of Turkey Into World War Ii
    THE ENTRY OF TURKEY INTO WORLD WAR II by HARRY N. HOWARD * During World War II the Turkish Republic, as was natural in view of its strategic position at the international crossroads, was of great interest to both the Axis powers and the nations against them, including the United States. A nonbelligerent ally of Great Britain and France, based on the preliminary agreements of May-June 1939 and the treaty of October I g, 1939, as the war moved down through the Balkan Peninsula during 1940-1941, there was much with the attitude of Turkey, particularly after Italian entry into the struggle in June 1940 and the attack on Greece on October 28, 1940, and the advance of German forces into Rumania and then Bulgaria, with the ultimate Nazi aggression against Yugoslavia and Greece on April 5-6, 1941. During January-February 1941 President Roosevelt sent Col. William J. Donovan to this troubled region to stimulate resis- tance to the Nazis, and Turkey and the United States seemed in basic agreement to the outlook toward the war. But Turkey remained a nonbelligerent substantially until the end of the war, although Ame- rican entry into the conflict on December 7, 1941, without doubt, had a very positive influence in Ankara, and the defense of Turkey was declared vital to that of the United States under the Lend-Lease Act. * Harry N. Howard is Professor of Middle East Studies, The School of Inter- national Service, The American University, Washington, D. C., and a retired U.S. Foreign Service Officer. He is the author, inter alia, of 7-he Partition of Turkey (1931), The Problem of the Turkish Straits (1947), and The King-Crane Commission (1963).
    [Show full text]
  • Istanbul Intrigues
    Istanbul Intrigues by Barry Rubin, 1950-2014 Published: 1989 J J J J J I I I I I Table of Contents Author‘s Note Preface Poems & Chapter 1 … Diplomacy by Murder. Chapter 2 … Sailing to Istanbul. Chapter 3 … Intimations of Catastrophe. Chapter 4 … At the Court of Spies. Chapter 5 … The Last Springtime. Chapter 6 … The Front Line Comes to Istanbul. Chapter 7 … The Story Pursues the Journalists. Chapter 8 … The Americans Arrive: 1942-1943. Chapter 9 … American Ignorance and Intelligence. Chapter 10 … The Archaeologist’s Navy: The OSS in the Aegean, 1943-1944. Chapter 11 … Dogwood’s Bark: OSS Successes in Istanbul. Chapter 12 … Dogwood’s Bite: The Fall of OSS-Istanbul. Chapter 13 … Rescue from Hell. Chapter 14 … Germany’s Defective Intelligence. Chapter 15 … The Valet Did It. Chapter 16 … World War to Cold War. Epilogue Selective List of Code Names for OSS-Turkey Intelligence Organizations Interviews Acknowledgements J J J J J I I I I I Author‘s Note This is the story of Istanbul—but also of Turkey, the Balkans, and the eastern Mediterranean—during World War II, based on extensive interviews and the use of archives, especially those of the OSS, which I was the first to see for this region. The book is written as a cross between a scholarly work and a real-life thriller. The status of Turkey as a neutral country made it a center of espionage, a sort of actual equivalent of the film Casablanca . Aspects of the story include the Allied-Axis struggle to get Turkey on their side; the spy rings set up in the Middle East and the Balkans; the attempts of Jews to escape through Turkey; the Allies’ covert war in Greece, Yugoslavia, Hungary, and other countries; and the first accurate account of how the Germans recruited the British ambassador’s valet as a spy, who could have been their most successful agent of the war if only they had listened to his warnings.
    [Show full text]
  • Bir Propaganda Silahı Olarak Basın
    OKUR KATKISI.. İstiklal TÜRKER [email protected], 8.6.14 Kitabın adı: Bir Propaganda Silahı Olarak Basın http://www.dr.com.tr/kitap/bir-propaganda-silahi-olarak-basin/onur-oymen/arastirma-tarih/politika- arastirma/politika/urunno=0000000591699 Dünya’da ve Türkiye’de Sansür Baskı ve Yönlendirme Yazarı: Onur Öymen Remzi Kitabevi A.Ş., 1. Baskı / Nisan 2014, 494 sayfa, 30.00 TL, İnternet Satış Fiyatı: 20.62 TL (...) Arka Kapak: Onur Öymen, Danimarka ve Almanya büyükelçiliklerinden sonra Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlığı, daha sonra da NATO daimi Temsilciliği yaptı. Emekliye ayrıldıktan sonra siyasete girdi, İstanbul ve Bursa milletvekili oldu. Öymen bu kitabında geçmişten bugüne, dünyada ve Türkiye’de liderlerin halkın gerçekleri öğrenmesini engellemek için neler yaptıklarını anlatıyor. Sansür, baskı ve cezalandırma en sık başvurulan yöntemler. Bunlara karşı cesaretle direnip mücadele eden, mesleğinin yüz akı gazeteciler de var, boyun eğip hükümetlerin bir propaganda aracı olmayı kabul edenler de… Hapse girmeyi, hatta hayatını feda etmeyi göze alanlar da var, iliştirilmiş gazeteciliği kabul edenler de… Savaşta ve barışta devletler basını propaganda amacıyla geniş ölçüde kullanıyor. Bazen gazetecilerin vatanseverlik duygularından yararlanıyorlar, bazen de onları elde etmek için menfaat sağlama yoluna gidiyorlar. Türkiye’nin basın tarihinde de kısa özgürlük dönemlerini, baskı ve zulüm dönemleri izliyor. Kalemini işgal kuvvetlerinin övmek için kullananların yanında Milli Mücadele’yi cesaretle savunurken ölümü göze alanlar da var. Bugün ne yazık ki, Türkiye basın özgürlüğünde dünya devletlerinin çoğunun gerisinde kalıyor. Bu dönemde özgürlük ve demokrasi için mücadele edenler gelecek kuşakların övünç kaynağı olacak. (…) Sayfa 15: 1 Kendi çıkarlarının gereğini başka ülkelere kabul ettirmek için askeri gücü veya güç kullanma tehdidini çok açık biçimde kullanıyorlardı.
    [Show full text]
  • Ethics of Human Intelligence Operati'ons: ~F MICE and Men Donald A
    Ethics of Human Intelligence Operati'ons: ~f MICE and Men Donald A. Petkus . Recent debates on the ethics of espionage seem to center on questions of technical data collection and privacy rights, interrogation, covert intervention in foreign affairs (e.g., regime change), renditions, and conflicts of interest, but seldom .on the recruitment and management of agents. One issue that arises from the current espionage and ter­ rorism environment concerns standards for ethical decision making. For compelling reasons, members of the intelligence community must address the ethical issues Specific to human intelligence (HUMINT) . operatIOns. For those outside the intelligence community, the term "espionage ethics" may seem oxymoronic. With few exceptions, intelligence col­ lection overseas violates the target country's laws. Being expected to break a foreign country's laws and manipulate its citizens is part of the job for an intelligence officer, yet she or he is expected to scru­ pulously adhere to her or his own country's laws and professional standards. To some, the idea of espionage is itself distasteful. Prior to World War I, some of Great Britain's military attaches took the view that actual spying on the host country was ungentlemanly conduct for a "guest." For others, operational work with agents seemed to grate against their sensibilities, as in the case of an officer assigned to Ber­ lin just prior to World War I: With war now inevitable, Sir William Everett, the British military at­ tache in Berlin was asked by the Intelligence Branch to continue in secret service after leaving Germany. He declined, saying: "You will not have forgotten when we talked this matter over some months ago, that I mentioned how distasteful it would be to me when it no longer formed a necessary part of my duties.
    [Show full text]
  • Anticipating Overlord
    Anticipating Overlord ANTICIPATING OVERLORD INTELLIGENCE AND DECEPTION: GERMAN ESTIMATES OF ALLIED INTENTIONS TO LAND INVASION FORCES IN NORTHWEST EUROPE BY CAPTAIN THOMAS LEON CUBBAGE II MILITARY INTELLIGENCE BRANCH, U.S. ARMY A THESIS PRESENTED TO THE FACULTY OF THE GENERAL INTELLIGENCE DEPARTMENT DEFENSE INTELLIGENCE SCHOOL, WASHINGTON, D.C. 06 JUNE 1969 (Re-Typed and Edited: 15 March 2016) Anticipating Overlord Table of Contents CHAPTER PAGE I INTRODUCTION …………………………………………….………….…….. 1 II GERMAN PLANS 1939-40 ……………………………….…….…….….….. 7 III ENGLISH INVASION PLANS 1940-41 ……………………….……….….. 11 IV GERMAN PLANS & ESTIMATES 1941 …………………………………... 14 V ALLIED INVASION PLANNING 1942 …………….……………………..… 17 VI GERMAN PLANS & ESTIMATES 1942 ……………………………….….. 20 VII ALLIED PLANS & DECEPTION OPS 1943 ..…………………….…….… 28 VIII GERMAN PLANS & ESTIMATES 1943 ……………….…………….….... 37 IX “FORTITUDE” – THE ALLIED DECEPTION PLAN ……….…...……,.…. 52 X ALLIED PLANNING: JANUARY THRU APRIL 1944………….…….….... 62 XI GERMAN PLANS & ESTIMATES: JANUARY THRU APRIL ……...….... 73 XII ALLIED INVASION PLANNING MAY 1944 ……………………...……….. 95 XIII GERMAN PLANS & ESTIMATES MAY 1944 ………………….…….…. 103 XIV THE FIRST FOUR DAYS OF JUNE 1944 ………………………….…… 122 XV THE LAST DAY BEFORE THE INVASION …………………………..…. 140 XVI D-DAY, TUESDAY, THE 6TH OF JUNE 1944 (0000 to 0530 Hours) …. 156 XVII D-DAY, TUESDAY, THE 6TH OF JUNE 1944 (0530 to 2400 Hours) …. 173 XVIII AFTERMATH — 7 JUNE THRU 25 JULY 1944 …………………….….. 190 XIX REVIEW OF GERMAN COLLECTION, ANALYSIS AND ESTIMATES CAPABILITY………………………...…………………... 217 XX ROOTS OF THE GERMAN INTELLIGENCE FAILURE RE UNDERSTANDING D-DAY ….…………………………………… 225 XXI IMPLICATIONS OF THE GERMAN INTELLIGENCE FAILURE …..…. 236 i Anticipating Overlord BIBLIOGRAPHY ………………………………………………….………………... 239 Appendixes …………………………………………………………………...…….. 251 A. Table of Equivalent Ranks ……………………………………….………… 251 B. Glossary of German Individuals Appearing in this Paper ………..……... 252 C. Glossary of Code Names and Short Titles …………………………….… 255 D.
    [Show full text]
  • ERNST KALTENBRUNNER at the SUMMIT: a STUDY of the LAST CHIEF of the SECURITY POLICE and SECURITY SERVICE By
    RICE UNIVERSITY ERNST KALTENBRUNNER AT THE SUMMIT: A STUDY OF THE LAST CHIEF OF THE SECURITY POLICE AND SECURITY SERVICE by W. R. HOUSTON A THESIS SUBMITTED IN PARTIAL FULFILLMENT OF THE REQUIREMENTS FOR THE DEGREE OF MASTER OF ARTS Thesis Director's signature: Houston, Texas June, 1966 Abstract ERNST KALTENBRUNNER. AT 'THE SUMMIT; ; A STUDY- OF THE LAST CHIEF OF THE SECURITY POLICE AND SECURITY SERVK W. R. Houston This thesis is a study of SS-ObergruppenfUhrer Dr. Ernst Kaltenbrunner, who, from January 30, 19^3> to May 8, 19^5, served as chief of the Security Police and Security Service of National Social¬ ist Germany. This post was one of the highest in the Nazi repressive machinery and one of the most important in the Reich as a whole. The first chapter of this study is devoted to Kaltenbrunner1s life from the time of his birth on October 3> 1903> until his ap¬ pointment as chief of the Security Police on January 30, 19^3* During this forty year period Kaltenbrunner, the son of a bourgeois lawyer, rose from law student to higher SS and police leader in Vienna. It was during these four decades that the interaction of the collapse of the Habsburg monarchy, the impoverishment of his parents, the tumult of the twenties, the depression, and other factors molded his character. During these years he first displayed the "bully-slave" nature which was later to become the dominant ele¬ ment in his character. It was also during the later years of this period that he joined the National Socialist Party and the SS.
    [Show full text]
  • 213471631.Pdf
    PREFACE This is a book about Istanbul and about those who conducted political and espionage missions there during the Second World War. It is a work of nonfiction based on extensive archival research and interviews. Each event and every conversation is reconstructed as accurately as possible. Whenever I interviewed those involved, four decades after the events herein described, there always came a moment when these Americans, Austrians, Czechs, Germans, Hungarians, Israelis, Russians, and Turks would almost visibly reach back in time. Their eyes would light up in recalling those remarkable days that had forever marked their Jives. To some, these were moments of great achievement and romance; to others, searing tragedy. For all of them, it was an era of great perils and passionate idealism when they hoped their actions would shape a new world. One of Istanbul's most intriguing wartime characters was Wilhelm Hamburger. A highly successful German intelligence officer who later defected to the British, Hamburger then disappeared from history until I found--on my last day of research in the OSS archives--one of his letters that the ass had intercepted in 1945. In a postscript, Hamburger mentioned the new name he was taking. After checking a Vienna telephone book, I had his address within an hour. It was particularly meaningful for me to visit Vienna a century to the day after my great- grandfather left there for America. I walked to Hamburger's apartment down streets named for the city's great composers. Wiry and charming, as described in Allied intelligence reports forty years earlier, he spoke with me for six hours.
    [Show full text]
  • Representations of Istanbul in Two Hollywood Spy Films About World War I and World War Ii
    University of Southampton Research Repository ePrints Soton Copyright © and Moral Rights for this thesis are retained by the author and/or other copyright owners. A copy can be downloaded for personal non-commercial research or study, without prior permission or charge. This thesis cannot be reproduced or quoted extensively from without first obtaining permission in writing from the copyright holder/s. The content must not be changed in any way or sold commercially in any format or medium without the formal permission of the copyright holders. When referring to this work, full bibliographic details including the author, title, awarding institution and date of the thesis must be given e.g. AUTHOR (year of submission) "Full thesis title", University of Southampton, name of the University School or Department, PhD Thesis, pagination http://eprints.soton.ac.uk UNIVERSITY OF SOUTHAMPTON FACULTY OF HUMANITIES FILM REPRESENTATIONS OF ISTANBUL IN TWO HOLLYWOOD SPY FILMS ABOUT WORLD WAR I AND WORLD WAR II by H. ALİCAN PAMİR Thesis for the degree of Master of Philosophy October 2015 i ii UNIVERSITY OF SOUTHAMPTON ABSTRACT FACULTY OF HUMANITIES FILM Thesis for the degree of Master of Philosophy REPRESENTATIONS OF ISTANBUL IN TWO HOLLYWOOD SPY FILMS ABOUT WORLD WAR I AND WORLD WAR II Hüseyin Alican Pamir This thesis focuses on the representation of Istanbul in foreign spy films. Drawing on the work of Stephen Barber (2002), Charlotte Brundson (2007), David B. Clarke (1997) and Barbara Mennel (2008), the thesis proposes five city film properties, which are used when analysing Istanbul spy films. These properties are: first, ‘city landmarks, cityscapes and city spectacles’; second, ‘cinematic constructions of social life via social and power relations’; third, the ‘relationship between the protagonist and the city’; fourth, the ‘cinematic city trope and mise-en-scène’; and finally, the ‘story of a city’ or ‘the idea of a city’.
    [Show full text]