İlahiyat Alanında Araştırma Ve Değerlendirmeler İmtiyaz Sahibi : Gece Kitaplığı Genel Yayın Yönetmeni : Doç
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
İLAHİYAT ALANINDA ARAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRMELER Kitap Adı : İlahiyat Alanında Araştırma ve Değerlendirmeler İmtiyaz Sahibi : Gece Kitaplığı Genel Yayın Yönetmeni : Doç. Dr. Atilla ATİK Kapak&İç Tasarım : Melek ZORLUSOY Sosyal Medya : Arzu ÇUHACIOĞLU Yayına Hazırlama : Gece Akademi Dizgi Birimi Yayıncı Sertifika No : 15476 Matbaa Sertifika No : 34559 ISBN : 978-605-7631-52-7 Editör (ler) Prof. Dr. Veli ATMACA Dr. Fevzi RENÇBER The right to publish this book belongs to Gece Kitaplığı. Citation can not be shown wit- hout the source, reproduced in any way without permission. Gece Akademi is a subsidiary of Gece Kitaplığı. Bu kitabın yayın hakkı Gece Kitaplığı’na aittir. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, izin almadan hiçbir yolla çoğaltılamaz. Gece Akademi, Gece Kitaplığı’nın yan kuruluşu- dur. Birinci Basım/First Edition ©Mart 2019/Ankara/TURKEY ©copyright Gece Publishing ABD Adres/ USA Address: 387 Park Avenue South, 5th Floor, New York, 10016, USA Telefon/Phone: +1 347 355 10 70 Gece Akademi Türkiye Adres/Turkey Address: Kocatepe Mah. Mithatpaşa Cad. 44/C Çankaya, Ankara, TR Telefon/Phone: +90 312 431 34 84 - +90 555 888 24 26 web: www.gecekitapligi.com –– www.gecekitap.com e-mail: [email protected] İÇİNDEKİLER CHAPTER 1: Atina ve Sparta ................................................................................................................... Polisinin Eğitim Anlayışının Platon ve Aristoteles’in Devlet 5 Anlayışına Yansıması YAkuP AkYÜZ CHAPTER 2: Xvııı ................................................................................................19 İhyâ Divânı’nda . Asır Osmanlı Yaşam kültürü ve İstanbul MEhMEt hAlİl ERZEN CHAPTER 3: ...............................................................................................................57 Erdemli İnsan Yetiştirmek Bağlamında Bir kavram Değerlendirmesi: Selam SAfİYE kESGİN CHAPTER 4: ...............................................................................................81 Vanlı Bir kürt Sûfi: feqîyê teyran MuhAMMED Alİ YılDıZ CHAPTER 5: ...............................................................................................99 Miystical Wievs of Elmalılı hamdi in Accordance With Some Concepts MuhAMMED Alİ YılDıZ CHAPTER 6: ..............................................................................................................119 Objektiflik-Sübjektiflik Bağlamında Ahlak Ergin ÖGCEM CHAPTER 7: kur’ân-ı kerîm’de .................................................................................................................... Salât (Namaz) kelimesinin İmlasındaki farklılıklar ve 143 Sebepleri hAlİt BOZ Atina ve Sparta Polisinin Eğitim Anlayışının Platon ve Aristoteles’in Devlet Anlayışına Yansıması Yakup AKYÜZ1 CHAPTER 1 1 Dr. Öğretim Üyesi, karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi İslami İlimler fakültesi, felsefe ve Din Bilimleri Yakup AKYÜZ 7 Giriş Eski Yunan kültürü dünya tarihini, siyasal, sosyal ve entelektüel olarak etkileyen kadim medeniyetlerden biridir. Edindiği bilgi birikimi ve tecrübesi sayesinde özellikle de bulunduğu coğrafyadan çevreye genişleyen bir etki alanı yaratmıştır. İnsanı ve bilgiyi temele alan yaklaşımı ile de bugün bile siyasal ve sosyal olarak etkisini medeniyet düşün- cesi üzerinde hissettirmektedir. Yunan düşüncesi Ege denizinin iki tarafında kurulan medeniyetlerle günümüze ka- dar ulaşmıştır. Ege denizi çevresindeki medeniyetin şekillenmesine, sırasıyla Giritliler’in, Akaların ve göçlerle beraber gelen Dorlular’ın şekil verdiğini söyleyebiliriz. Ancak Yunan ortaçağının sosyal ve siyasal alanda ortaya koyduğu en büyük yenilik ise, “polis” adı ve- rilen devletlerin kurulması ile başlamıştır. Şehir devletinin ilki İyonya’da kurulmuş daha sonraları irili ufaklı olmak üzere yüzlerce polis devleti oluşmuştur (Ağaoğulları, 2011: 23-29;Vernant, 2013: 47-64; Mansel, 1995: 100-104). Yunan tarihini yönlendiren polisle- rin siyasal ve sosyal mücadeleleridir. En önemli polisler ise Atina ve Sparta’dır. Freeman çalışmasında polis’in medeniyet tarihinde yer ettiği önemi, “polis yalnızca binaları ve bi- naları çevreleyen duvarlarıyla bir kentin fiziksel varlığından ibaret değildi. Polis çok daha fazlasıydı. Öncelikle bir kentte yaşayan ve etrafındaki toprakları da sunduklarıyla birlikte içine alan bir toplumdu. Aynı zaman da insan ilişkilerinin yeni biçimler alabileceği, adalet gibi soyut kavramların pratiğe dönüşebileceği bir yerdi. Siyasetin doğuşu, doğal olarak bir polisteki yaşantıyı takip ederdi” ifadeleri ile anlatmaktadır (freeman, 2010: 114). Polisler, aktif katılımcı vatandaşlardan kurulu güçlü bir siyasi cemaati, gerçek ve mecazi anlamda cemaatin bütünlüğünü anlatır. Polis’le ilintili bir diğer kavram “kent Agora”’sı ya da “toplanma yeri” ve Akropolis ya da “yüksek şehir”dir. Bu yerler Yunan siyasal düşünüşünün hareket noktaları olmuş- tur (Cartlege, 2013: 18). Agoralar şehrin kalbidir. Agoralar söz eşitliğinin (isogoria), yasa eşitliğinin (isonomia), ve güç eşitliğinin (isokratia) ortaya çıktığı yerlerdir. Bu bağlamda şehrin küçültülmüş halidir. Küçük ama etkileyici mekânlarda siyaset tasarlanmakta, bu ta- sarılarda polise yön vermektedir. Agoralar demokrasi karşıtlarınca tehlikeli yerler olarak görülmektedir. Ancak demokrasi karşıtları da kendi fikirlerini yine agoralarda dile getir- mektedirler. Düşünce çeşitliliği anlamında poliste iyi bir birikim olduğunu söyleyebilmek zor değildir (Ağaoğulları, 2009: 46). Yunan polis devletlerinde siyasetin oluşumu hem kurumsal (anayasal) hem de kültürel olmuştur. Polis, kurumsal yapısı ile dinin kendisi, yurttaşların ve yönettiği bütünün ta kendisi olmuştur. Polis, yönetimsel biçimiyle kaostan, bir düzen içinde evrilerek kozmosa, düzene geçmiş olma durumudur. Polisler arasındaki etkileşim, aralarındaki siyasal rekabet ve düşünce ortamının da evrilmesine yol açmıştır. Eski Yunan devlet yaşamı; iktisadi, coğrafi ve toplumsal olaylarla yakın bir ilişki içe- risindedir. Polis şehir devletleri, tarihte kültürel, edebi ve siyasal olguların yeşerdiği, ge- liştiği ve uygulandığı yerlerdir. Bu noktada eski Yunan polisleri büyük ya da küçük olsun kendisine özgü bir yapıya sahiptir. Polis şehir devletleri demografik ve ekonomik olarak yapısını koruması için çocuklara da ihtiyaç duymaktadır. Aristokratik Yunan toplum ya- pısının korunması için devlet, aristokrat vatandaş olarak kabul edilecek yasal çocuklara, ekonomik devamlılığını sürdürmek için de köle olarak doğmuş çocuklara ihtiyaç duymak- tadır. Dolayısıyla polis’in korunması için devlet üremeye, çocuğa ihtiyaç duymuş ve ço- cuk eğitimine önem vermiştir. Demos olmaya aday çocukların nasıl eğitime tabi tutulması gerektiği üzerine düşünülmüştür. Amaç ise devlette “nasıl faydalı ve erdemli bir yurttaş olabilirim” sorusunu gerçekleştirmeye yöneliktir. Düşünce doğa araştırmalarından sofistlerle beraber insan ve insanın eylemlerine odaklanınca, felsefenin objesi de bizzat insanın kendisi olmuştur. İnsan felsefenin objeleri değerlendiren subjesi olarak kendini sorgulamış ve her şeyin merkezine kendisini almış- tır. İnsanın felsefi düşüncenin merkezinde olduğu düşünce yapısında eğitim düşüncesi de 8 ALAnındA A VE D İlahİyat raştırma eğerlendİrmeler önemli hale gelmiştir. Bu alanda da en önemli atılımı, kuşkuculuğu ve bilgeliği öğreten sofist düşünürler sağlamıştır. Sofistler insan temelli bilgi anlayışı içinde evreni algılamış- lardır. Eğitim felsefesi içinde “eğitim nedir” dediğimiz zaman, bu sorunun siyasal söylemle yakın bir ilişki içinde olduğunu görürüz. Eğitim düşüncesi polisle yakın bir ilişki içerir. Bu nedenle de bilgi ve varlık anlayışında olduğu gibi salt soyut kavramlara dayalı bir bilgi üzerine kurulmaz. Siyaset felsefesinde karşımıza çıkan teori ve praxis ayrımı eğitim dü- şüncesinde de karşımıza çıkar. Eğitim felsefesinde dillendirilen teorik düşünceler, yaşayan siyasal düzen içinde belli bir anlam ifade edebildiği gibi, bazen de o devlet düzenine aykırı, düzeni bozan anarşist bir söylem haline gelebilecektir. Eğitimde dile getirilen söylemin anlamlı olup olmadığını ise, söylemin toplumla ne kadar uyumlu olduğu verecektir. Yunan düşüncesinde de birçok polis devleti olmasına rağmen siyasal ve sosyal müca- delenin odak noktasında Atina ve Mora yarımadasında kurulan Sparta polisleri yer almak- tadır. Her iki devlet de uygulamaları ve geliştirdiği politikalarla diğer polis devletlerini kendilerine ortak etmişlerdir. M.Ö 431-404 yılları arasında meydana gelen Peloponnesos savaşları, bu iki site devletinin siyasal güç ve nüfuz mücadelesinin bir sonucudur (Cartled- ge, 2009b: 102-104; 107-109; Ksenophon, 1999; Herodots, 2009). Dolayısıyla dile getiri- len eğitim felsefesindeki fikirler bu iki site devletinden etkilenmiş olmalıdır. Eğitim düşün- cesinde dile getirilen fikirler bu iki poliste yaşayan formal eğitim kurumlarının fikirlerini ya onaylamış ya da eleştirerek karşı çıkmışlardır. Burada önem kazanan ve odaklanılması gereken soru “iki polisin pratikteki eğitim anlayışları nasıldır ve Platon ve Aristoteles’in teorik devlet anlayışları üzerine nasıl bir etki yapmışlardır” olacaktır. Diğer bir söylemle pratik eğitim politikasının teorik eğitim düşüncesi üzerine yaptığı etkileşimin tespitidir. Bu dönemle ilgili dile getirilmesi gereken bir diğer husus ise, eğitimin soyut bir felsefe alanı olmayacağıdır. Eğitim politikasının görünen, toplumda algılanan nihai bir amacı var- dır. Özellikle de eğitim düşüncesi siyaset ve devlet felsefesi ile yakın bir ilişki içerir. Eğitim, devlet içinde bireyi kendisi ve polisle uyumlu ve mutluluğu yakalamış bir yurttaş haline getirmeyi amaçlar. İdeal olan, kendi iç huzurunu ve mutluluğu yakalamış