T.C.

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİMDALI

PISIDIA BÖLGESİ ROMA İMPARATORLUK DÖNEMİ YOLLARI

SERAP AĞGÜL 1230231531

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN Dr. Öğretim Üyesi Ahmet MÖREL

ISPARTA 2019

1

TEZ SAVUNMA TUTANAĞI

i

SÜLEYMAN DEMİRELÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

YEMİN METNİ

Yüksek Lisans tezi olarak sunduğum “ Bölgesi Roma Dönemi İmparatorluk Yolları” adlı çalışmanın, tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurulmaksızın yazıldığını ve yararlandığım eserlerin Bibliyografya’da gösterilenlerden oluştuğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanılmış olduğunu belirtir ve onurumla beyan ederim.

Serap AĞGÜL

ii

(AĞGÜL Serap, Pisidia Bölgesi Roma Dönemi Yolları, Yüksek Lisans Tezi, Isparta, 2019)

ÖZET

Pisidia Bölgesi Torosların oluşturduğu dağlık konumu gereği yerel kültür özelliklerini koruyabilmiştir. Bilimsel çalışmalarla yeni yeni gün yüzüne çıkan Pisidia Bölgesi araştırılması gereken çok fazla sorulara sahiptir. Bu sorulardan biri bölge genelinde yol sisteminin gelişimi ve bu sistemin uygarlıklar tarafından ne amaçlarla kullanıldığı olmuştur. Tezin ortaya çıkmasında etkin olan bu soru çok geniş bir dönemi kapsayacağından, bölgede planlı yol sistemi olarak inşa edilmiş olan Roma İmparatorluk Dönemi yol ağları incelenmiştir. Askeri amaç güden bu yolların aynı zamanda ticari olarak da önemli oldukları ve bölge ekonomisinde üstlendiği kritik rolün ve kültürel anlamda bölgeye kattıklarının ele alınması amaçlanmıştır.

“Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları” bölgenin yol sistemlerini kara yollarının açıklanmasına yönelik yapılmış bir çalışmadır. Daha önce bölgede yapılan yol araştırmaları Pisidia bölgesinin genelini bir bütün halinde ele almamış, sadece bölgesel araştırmalar sürdürülmüştür. Tez çalışması sırasında 19. yüzyılın başından başlayarak söz konusu bölgede yapılan, özellikle Roma İmparatorluk Dönemi Yolları ile ilgili çalışmalar güncel literatür de takip edilerek bir araya getirilmiştir. Bu bilgiler bir araya getirilirken özellikle miltaşlarının incelenmesi ve tablolanması çalışmanın daha anlaşılır olmasını sağlamıştır.

Yürütülen çalışmalarda bir araya getirilen veriler göstermektedir ki,, Anadolu’nun tamamında Hititler ile birlikte devlet otoritesinin başladığı süreçten itibaren, merkezi bir yönetimin varlığı ile birlikte yollar sistemli olarak inşa edilmeye başlanmıştır. Denetlenmesi ve güvenliklerinin sağlanması bir yönetim politikası olarak benimsenmiştir.

Pisidia Bölgesi için Roma İmparatorluk Döneminde en önemli yol ise Via ’dir. Bu kapsamda dağlık bir bölgenin yol akslarının çözümlenmesi ile Pisidia Bölgesi’nin iç kısımlarında kalan yerleşimlerin ana yol ağı olan Via Sebaste’ye nasıl

iii ilişkilendirilebileceği tez içerisinde çözümlenmeye çalışılmıştır. Asıl amacı kara yolları olan tez içerisinde nehir ve göl taşımacılığı ile ilgili bölgenin güzergâhlarına da değinilmiştir.

Anahtar kelimeler Pisidia, Roma İmparatorluk Dönemi, Via Sebaste, Miltaşı, Yol Ağları

iv

(Roads of Roman Period in Pisidia Region, Master's Thesis by AĞGÜL Serap, Isparta 2019)

ABSTRACT

“Roads of Roman Imperial Period in Pisidia Region” is a study which has been prepared to explain the systems of the region. Previous road surveys in the region did not include the entire Pisidia, but only local studies were conducted. In the scope of this thesis, the surveys especially about the paths of Roman Imperial Period from the beginning of 19th century, were brought together from the road current literature. Especially the examination and tabulation of milestones made the study more successful while these information were gathered. A table of milestones developed during our study, helps to understand the road system of the region.

Pisidia Region has been able to preserve its local cultural characteristics due to the mountainous position of the Taurus Mountains. Pisidia Region has many questions to be searched. One of these questions is the development of the road systems throughout the region and how this system has been used by diffirent civilizations occupied the region. This question is the subject of this thesis, which, the road networksnets of the Roman Imperial Period, that make itself felt as the best planned system in the region. At the same time, it is intended to address the commercial importance and their critical role in the regional economy and their contribution to the region in terms of cultural activities and military purposes.

The roads system have entered a systematic order by the presence of a central government. The roads system of the region has been systematically organized since the Hittetie Period. Inspecting and ensuring their security were adopted as a management policy.

The most important line for the region during the Roman Imperial Period was Via Sebaste. Therefore, in this thesis, we tried to examine how the settlements in the inner parts of Pisidia can be connected to Via Sebaste, the main road work, by analyzing the

v path axes of the mountainous region. In the thesis which accepts highways as a main study, the routes of the river and lake transportation of the region concerned.

Key Words

Pisidia, Roman Imperial Period, Via Sebaste, Milestone, Road Network

vi

İÇİNDEKİLER

TEZ SAVUNMA TUTANAĞI ...... i YEMİN METNİ ...... ii ÖZET...... iii ABSTRACT ...... v İÇİNDEKİLER ...... vii KISALTMALAR ...... ix HARİTALAR DİZİNİ ...... x RESİMLER DİZİNİ ...... xi ÖNSÖZ ...... xiv GİRİŞ ...... 1

BİRİNCİ BÖLÜM PSIDIA BÖLGESİ’NİN TARİHİ COĞRAFYA AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

1. PISIDIA BÖLGESİ COĞRAFİ DURUMU ...... 6 2. PISIDIA BÖLGESİ’NİN TARİHÇESİ ...... 7 3. PISIDIA BÖLGESİ ARAŞTIRMA TARİHÇESİ ...... 14

İKİNCİ BÖLÜM ROMA İMPARATORLUĞU'UNDA YOL KAVRAMI VE İMPARATORLUK EYALETLERİNDE ANA YOL AĞLARI

1. ANTİK DÖNEMDE YOL KAVRAMININ GELİŞİMİ ...... 19 2. ROMA İMPARATORLUĞUNDA YOL YAPIMINDA SORUMLU MEMURLAR, YÖNETİCİLER VE YOL TERİMLERİ ...... 26 3. ROMA CUMHURİYET VE İMPARATORLUK DÖNEMİ YOLLARI...... 29 3.1. BATI AVRUPA YOLLARI ...... 29 3.1.1. Via ...... 29 3.1.2. Via Flaminian ...... 29 3.1.3. ...... 30 3.1.4. Via Agrippa ve ...... 30 3.1.5. Via Germanica ...... 31 3.1.6. Via Herculea (Via ) ...... 32 3.1.7. Via Britannia ...... 33 3.2. DOĞU AVRUPA ve BALKANLARDAKİ YOLLARI ...... 34 3.2.1. ...... 35 3.2.2. ...... 36 3.2.3. Via Domitiana ...... 36 3.3. KUZEY AFRİKA YOLLARI ...... 37

vii

3.3.1. Via Claudia ...... 37 3.3.2. Via Hadriana ...... 38 3.3.3. Via Maris ve Nova ...... 39 3.4. ASIA MINOR’DAKİ ROMA İMPARATORLUK DÖNEMİ YOLLARI ... 40 3.5. ROMA İMPARATORLUK DÖNEMİ YOLLARININ VIA SEBASTE İLE OLAN BENZERLİKLERİ ...... 42

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM PISIDIA BÖLGESİ ROMA İMPARATORLUK DÖNEMİ YOL AĞLARI

1. VIA SEBASTE ...... 44 2. KUZEY PISIDIA YOL AĞLARI ...... 57 3. EĞİRDİR GÖLÜ GÜNEYİ VE DOĞUSUNDAKİ YOLLAR ...... 74 4. ORTA PISIDIA YOL AĞLARI ...... 76 5. GÜNEY PISIDIA YOL AĞLARI ...... 92 6. PISIDIA BÖLGESİ NEHİR ve GÖL TAŞIMACILIĞI ...... 96

SONUÇ ...... 100 TABLOLAR ...... 110 KAYNAKÇA ...... 114 LEVHALAR ...... 130 ÖZGEÇMİŞ ...... 193

viii

KISALTMALAR

MÖ : Milattan Önce MS : Milattan Sonra IAS : Isparta Arkeolojik Surveyi agt : Adı geçen tez age : Adı geçen eser m : Metre km : Kilometre Fig : Figür

ix

HARİTALAR DİZİNİ

Harita 1: Pisidia Bölgesi Coğrafi Snırları Harita 2: Pergamum- Roma Yolu (S. Mitchell, 1993, s. 120 Map.) Harita 3: Roma İmparatorluk Yolları (Licio, 2016, s. 38) Harita 4: Via Appia ( http://lastoriaviva.it/la-via-appia-antica-il-parco-e-il-suo-

futuro/via-appia/) Harita 5: (https://www.romanoimpero.com/2010/04/via-flaminia.html) Harita 6: Via Aemilia (https://www.romanoimpero.com/2017/04/via-emilia.html) Harita 7: Via Agrippa ve Via Domitia (https://en.wikipedia.org/wiki/Via_Agrippa) Harita 8: Via Germanica (http://www.viaromeagermanica.com/en/documenti-via- romea-germanica/) Harita 9: Via Herculea (). (https://en.wikipedia.org/wiki/Via_Augusta) Harita 10: Via Britanica (https://en.wikipedia.org/wiki/Roman_roads) Harita 11: Via Egnatia (https://tr.wikipedia.org/wiki/Egnatia_Yolu) Harita 12: Via Militaris ve Via Domitiana (http://www.italserdica.com/about) Harita 13: Via Claudia (https://en.wikipedia.org/wiki/Roman_roads) Harita 14: Via Hadriana (https://en.wikipedia.org/wiki/Roman_roads) Harita 15: Via Maris ve Via Traiana Nova (https://en.wikipedia.org/wiki/Roman_roads) Harita 16: yolu (French, RRMAM Vol.3, 3.9 s. 8)

x

RESİMLER DİZİNİ

Figür 1: The Tabula Peutingeriana Figür 2: Kuzey Pisidia Figür 3: Çapalı Roma İmparatorluk Dönemi Bağlantı Yolu Figür 4: Çapalı 1 Miltaşı Figür 5: Çapalı 2 Miltaşı Figür 6: Çapalı 3 Miltaşı Figür 7: Konana-Aporidoros Kome arasındaki Roma İmparatorluk Dönemi Yolu Figür 8: Konana Miltaşı Figür 9: Konana-Uluborlu-Claudia Seleukeia- Bağlantılı Figür 10: Claudia Seleukeia-Agrae yolu Figür 11: Konana- Claudia Seleukeia-Agrae Bağlantılı Yollara Figür 12: Sagalassos Akdağ / Sagalassos –Konana Roma İmparatorluk Dönemi Yol Bağlantısı Figür 13: Sagalassos Akdağ Yolu / Sagalassos –Konana Bağlantısı Figür:14: Sagalassos Akdağ Yolu Miltaşı / Sagalassos –Konana Bağlantısı Figür 15: Kuzey Pisidia Figür 16: Esendere 3 Miltaşı Figür 17: Esendere 4 Miltaşı Figür 18: Esendere 5 Miltaşı Figür 19: Parlais Dağ Yolu Figür 20: Parlais Roma Köprüsü Figür 21: Parlais Roma Köprüsü Figür 22: Parlais Roma İmparatorluk Dönemi Yolu Figür 23: Parlais Roma İmparatorluk Dönemi Yolu Figür 24: Parlais Roma İmparatorluk Dönemi Yolu Figür 25: Parlais Roma İmparatorluk Dönemi Yolu İstinat Duvarı Figür 26: Parlais Roma İmparatorluk Dönemi Yolu İstinat Duvarı Figür 27: Parlais Köyün İçine Giden Roma İmparatorluk Dönemi Yolu Figür 28: Parlais-Agrae Vadi Yolu Figür 29: Parlais- Agrae Bağlantılı Yolu Figür 30: Gençali- Bağlantı Yolu

xi

Figür 31: Gençeali 5 Miltaşı Figür 32: Aşağıaşıkara 1 Figür 33: Gondane Gözcü Kulesi Figür 34: Colonia Antiocheia Roma İmparatorluk Dönemi Bağlantılı Yolları Figür 35: Kıyakdede 2 Miltaşı Figür 36: Kıyakdede 4 Miltaşı Figür 37: Selki 1 Miltaşı Figür 38: Selki 2 Miltaşı Figür 39: Hatunsaray 3 Miltaşı Figür 40: Roma İmparatorluk Dönemi Bağlantı yolları Figür 41: Prostanna 1.güzergah Figür 42: Prostanna 2.güzergah Figür 43: Prostanna 3.güzergah Figür 44: Deliklitaş Mağarası'nın Üzerinde Yer Alan Basamaklı Yol Figür 45: Mallos'un Kuzeybatı Yamacında Yer Alan Roma İmparatorluk Dönemi Yolu Figür 46: Orta Pisidia Sagalassos Roma İmparatorluk Dönemi Yol Bağlantıları Figür 47: Akçaören Miltaşı Figür 48: Boğaziçi 1 Miltaşı Figür 49: Boğaziçi 2 Miltaşı Figür 50: Düğer 1 Miltaşı Figür 51: Yarı 2 Miltaşı Figür 52: Yazı Miltaşı Figür 53: Yarı 4 Miltaşı Figür 54: Yarı 3 Miltaşı Figür 55: Karakent 1 Miltaşı Figür 56: Karakent 2 Miltaşı Figür 57: İlyas 2 Miltaşı Figür 58: Tepecik Miltaşı Figür 59: Ören Tepe Roma İmparatorluk Dönemi Yolu Figür 60: Altaernatif Burdur Yolu Figür 61: - Ariassos-Via Sebaste Bağlantı yolu Figür 62: Melli- Bağlantı Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Figür 63: Çukurca köyü Roma İmparatorluk Dönemi yolu Figür 64: Değirmenözü köyü Roma İmparatorluk Dönemi yolu

xii

Figür 65: - Kesme - Roma İmparatorluk Dönemi Bağlantı Yollu Figür 66: Adada Güneyi Roma İmparatorluk Dönemi Bağlantılı Yolları Figür 67: Adada Roma İmparatorluk Dönemi yolu Figür 68: Adada’nın Kuzeyi, Roma İmparatorluk Dönemi Bağlantı Yolları Figür 69: Saint Paulos Yolu Wilson, 2009, Figure 1 Figür 70: Tityassos, Roma İmparatorluk Dönemi Yol bağlantı yolları Figür 71: -Ariassos Roma İmparatorluk Dönemi Yolu Figür 72: Güney Pisidia Roma İmparatorluk Dönemi Yol bağlantılılar Figür 73: Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Kuzey-Güney Aksı 1. güzergâh Figür 74: Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Kuzey-Güney Aksı 2. güzergâh Figür 75: Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Kuzey-Güney Aksı 3. güzergâh Figür 76: Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Doğu-Batı Aksı 1. güzergâh Figür 77: Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Doğu-Batı Aksı 2. güzergâh Figür 78: Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Doğu-Batı Aksı 3. güzergâh Figür 79: Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Doğu-Batı Aksı 4. güzergâh Figür 80: Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Doğu-Batı Aksı 5. güzergâh Figür 81: Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları-Tüm Akslar Figür 82: Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları-Tüm Yollar

xiii

ÖNSÖZ

Roma İmparatorluğu hâkimiyeti altındaki tüm topraklarda uyguladığı yönetimi ile sistemli ilerleyen politik ve askeri stratejilerle tecrübelenmiş ve gücünün zirvesine ulaşmıştır. Yollar bu yükselişin temel taşları olmuştur. Roman İmparatorluğu’nun vücut bulmuş damarları olan yollar tezin konusunu oluşturmuştur. Bu damarlar Pisidia Bölgesi’ni en derin noktalarına kadar sarmış, yol sistemi içinde entegre olmasını sağlamıştır. Bu çalışmada, Roma İmparatorluk Dönemi’nde dağlık bir bölgenin yollarla nasıl şekillendiğini, en küçük birim olan kırsalların yerleşme ve kentlerin eyaletlerle olan ticari, kültürel bağlantıları üzerindeki etkisi irdelenmiştir. Bölgedeki yol ağlarının bir bütün halinde ele alınması sonraki çalışmalarda bölge ulaşımı ve gelişiminin izlenmesine katkı sunacaktır.

Tez çalışmasında bana destek olarak katkıda bulunan isimlere teşekkürlerimi ve saygımı tüm kalbimle dile getiriyorum. Yapmış olduğum bu tez çalışmasında bana yol gösterici olan desteğini ve inancını sürekli hissettiğim danışmanım Dr. Öğr. Üyesi Ahmet MÖREL’e teşekkür ederim. Tez konu seçimimde ve çalışmamın tamamlanmasına yardımcı olan Doç. Dr. Murat FIRAT’a minnettarım. Ve Prof. Dr. Bilge HÜRMÜZLÜ KORTHOLT bana olan inancı ve sevgisi tüm zorluklara karşı güçlü durmamı sağlamıştır. Bu tez ona verdim sözün karşılığıdır. Kaynak konusunda yardımcı olan Dr. Öğr. Üyesi Gülcan KAŞKA’ya ve Eser YAYAN’a, konu ile ilgili bilgilerini ve görüşlerini paylaşan Dr. Öğr. Üyesi Peter Louis M. TALLOEN’e ve Doç. Dr. Ümit AYDINOĞLU’na ayrıca teşekkür ederim. Son olarak her koşulda sevgi ve özverisiyle yanımda olan eşim Mustafa AĞGÜL’e ve aileme en içten sevgilerimi sunuyorum.

Isparta 26.05.2019

Serap AĞGÜL

xiv

GİRİŞ

Roma'nın Anadolu'da hakimiyet kurmasının ardından gerek vasal krallar ile gerekse doğrudan eyalet sistemi içerisine dahil ettiği bölgelerde imar faaliyetlerinin arttığı görülmüştür. Bu imar faaliyetlerinden en önemlilerinden biri yollardır. İmparatorluk süreciyle birlikte hali hazırda bir yol ağı şebekesinin yetersizliğini gördüğü Anadolu'da yolların düzenlenmesi için çaba göstermiştir. Roma Cumhuriyeti’nin son dönemi ile İmparatorluk Dönemi’nin ilk yıllarında yollar askeri sevkiyatlar ve ticari etkileri nedeniyle her zaman ön planda olmuştur.

Pisidia Bölgesi yollarının uzun yıllar boyunca kullanılmış olması ve gerek doğal gerekse insan eli ile yapılan tahribatlar yolların takibini güçleştirir. Pisidia’nın iç bölgeleri ile bağlantı kurulmasını sağlayan yollar çoğu alanda tamamen kaybolmuştur. Bu durum yol hatlarının izlenmesini neredeyse imkânsız hale getirmektedir. Bu sebeple, miltaşları ve korunmuşluk durumu ile ön plana çıkan Via Sebaste takip edilebilirliği ile Pisidia Bölgesi’nin diğer yol hatlarını gölgede bırakmaktadır. Bu bakımdan Pisidia Bölgesi’ndeki yol ağları üzerine yapılan ilk çalışmalar Via Sebaste ile sınırlı kalmış ve Via Sebaste’ye alternatif rotalar ikinci plana düşmüştür. Bölge iç yollarına yönelik bilimsel çalışmalar son dönemde artış göstermektedir. B. Hürmüzlü Kortholt ve ekibi tarafından tespiti yapılan Konana - Claudia Seleukeia -Agrae1 arasındaki antik yol ile F. Özcan ve ekibi tarafından yapılan arazi çalışmalarında Prostanna2 kenti ve çevresindeki araştırmalardan elde edilen güncel veriler Via Sebaste’ye alternatif olan bölgenin iç yol ağları hakkında ayrıntılı bilgiler sunmaktadır. Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi yol ağlarına yönelik yapılan literatür taraması çalışma için önem arz etmektedir. Roma İmparatorluğu'nun diğer bölgelerinde yürütülen ve özellikle Via Sebaste'de olduğu gibi ana yol ağlarına odaklanan çok sayıda çalışma olmasına rağmen bu ana yolların bağlantı yollarına yönelik de çalışmalar olduğu görülmektedir. Buna rağmen, Pisidia Bölgesi’nin Roma İmparatorluk Dönemi Yol ağları üzerine yapılan çalışmalar oldukça sınırlıdır. Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk yollarının tespitine yönelik yayınlar arasında D. French'in miltaşları ve Roma İmparatorluk Dönemi yolları üzerine yürüttüğü

1 Bilge Hürmüzlü-Uygar Hecebil, “Konana Antik Kenti Ve Çevresinde Roma Dönemi Yol Sistemleri”, Pisidia Yazıları Hacı Ali Ekinci Armağanı, ege yayınları, , 2015, s.35-45. 2 Fikret Özcan-Eser Yayan-Nihal Çevik, “Kuzey Pisidia Yüzey Araştırması 2016”, Ankara, 35.AST cilt 1, 2017, s. 457.

1

çalışması ön plana çıkmaktadır3. Sadece Pisidia Bölgesi için değil, aynı zamanda ve Anadolu’nun tamamını kapsayan eserler önemli verilere sahiptir. Çalışma sırasında D. French’in diğer araştırmalarından da faydalanılmıştır4. Pisidia Bölgesi yol ağları üzerinde yapılan bu tez çalışmasında D.French tarafından hazırlanan miltaşları kataloğu bazı ara arter yolların önemini ortaya koymuştur. Bu katalog yardımıyla Pisidia Bölgesi miltaşları ayrılmış ve ayrıca bir tablo içinde kronolojik olarak sıralanmıştır5. W. Ramsay’ın Anadolu’da yaptığı çalışmalarda yollar ile ilgili aktarımlarıda irdelenmiştir6. S. Mitchell Pisidia Bölgesi’nde yollar ile ilgili araştırmalar sürdürmüş, kimi zaman D.French ile ortak çalışmalar yürütmüştür. Bu çalışmalar sonucunda ortaya çıkan Pisidia Bölgesi yayınları incelenmiştir7. M. Özsait neredeyse yarım asırdır sürdürdüğü Pisidia Bölgesi araştırmaları sonucunda ortaya koyduğu eserleri başvuru kaynağı olarak tezin gelişimine katkı sağlamıştır. Pisidia Bölgesi ile ilgili çok sayıda makalesi ile yollar hakkında aydınlatıcı verilere tezde yer verilmiştir8. T. Drew-Bear bölgenin yollarına ışık tutacak Pisidia Bölgesi yüzey araştırmalarında tespit ettiği Roma İmparatorluk Dönemi yolları Pisidia’nın iç bölümlerindeki ana yollarının takip edilebilmesinde önemli veriler sağlamıştır9. Yapılan bu çalışmalarda Pisidia Bölgesi’nin ara arter yolları üzerine ayrıntılı bilgilerin olmadığı görülmektedir. Antik yol bilgisi bulunan yerleşimler tespit edilerek “Digital Atlas of the ”dan da faydalanılarak Roma İmparatorluk yollarının güzergâhları incelenmiştir10.

Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi'ne ait olduğu önerilen yolların tez içerisinde bir araya getirilmiş olması önemlidir. Bir araya getirilmiş olan bu veriler sayesinde bazı ara arter yollar hakkında önerilerde bulunmak mümkün olmuştur. Bunun da ötesinde bölge üzerine yapılan bütün çalışmaların bir araya getirilmiş olması açısından çalışmamız önem taşımaktadır.

Tezde, Via Sebaste’nin hangi amaçlarla inşa edildiği, bölge üzerindeki etkisinin nasıl olduğu, askeri olarak hangi dönemlerde önemini arttırdığını ve koruduğunu,

3 David French, And Milestones of Aisa Minor vol. 3, British Institute, Ankara 2012-2014. 4 Ayrıca bakınız. David French Araştırma Sonuçları Toplantısı yayınları. 5 French, 2012-2014. vol 3, s. 233-243. 6 William M..Ramsay, Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası (çev. Mihri Pektaş), M.E.B. Yayınları,1960, İstanbul, s. 26 7 David French - Stephan Mitchell, “Roma İmparatorluğu’nun İlk Devrinde Pisidia’da Yollar ve Ulaşım”, TAD 24.1, 1977, s. 213-220; Stephen Mitchell, “1988 Yılı Ariassos Yüzey Araştırması”, Ankara, 1989, 7. AST, s.150. 8 Mehmet Özsait, İlk Çağ Tarihinde Pisidia, İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Yayınları, İstanbul, 1980; Mehmet Özsait, Hellenistik Ve Roma Devrinde Pisidia Tarihi, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 1985. 9 Thomas Drew-Bear “Dinar Yöresinde Bir Roma Kalesi”, Ankara, 1986, 4. AST, s. 99-101. 10 http://dare.ht.lu.se/

2 gösterdiği ticari etki tespit edilerek, bölgedeki diğer yol ağları ile bağlantısı kurulmaya çalışılacaktır. Via Sebaste dışında kalan yolların ise güzergâhlarının tespiti üzerinde durulatacaktır. Bu yolların Pisidia Bölgesi’ndeki Via Sebaste’ye alternatif rotalar olup, olamayacaklarına yönelik önerilerde bulunmaya çalışılacaktır. Pisidia, Roma İmparatorluk Dönemi yollarının sadece Via Sebaste’den ibaret olamayacağı bunun karşısında ikincil yolların Pisidia Bölgesi’nin kendi içindeki ekonomik ve ticari dinamiğin aktarılmasında önemli bir yere sahip olduğunu ortaya koyabilmek hedeflenmektedir.

Roma İmparatorluk yolları kendi sınırları içerisinde bütün eyaletlerini birbirine bağlıyor olması açısından önemlidir. Bu yolların ilk inşa ediliş amaçların çoğunlukla askeri sebepler ile olsa da, ele geçirilen bölgelerde hakimiyetin ve güvenliğin sağlanmasıyla bu yollar zamanla önemli ticari rotalar haline dönüşmüşlerdir. Ancak, askeri niteliklerinin hiçbir zaman yitirmemişlerdir. Bu açıdan ele alındığında tez kapsamında Roma İmparatorluk ve Cumhuriyet Dönemi içinde Pisidia Bölgesi'nde ve Anadolu'da inşa edilmiş olan yolların hangi amaçlar ile inşa edildikleri, hangi tarihlerde onarım görerek kullanımlarına devam edildiği tarihsel süreç ve diğer yollar ile bağlantıları kurularak değerlendirilmeye çalışılmıştır.

Tez’in hem zaman hem de coğrafi sınırlılıkları bulunmaktadır. Bu amaçla tezde Roma İmparatorluk Dönemi (MÖ 1. yüzyıl MS 4. yüzyıl sonu) tarihsel sınırlılığı oluştururken Pisidia Bölgesi’ni içerisine alan bölge sınırımızı oluşturmaktadır. Yollar keskin bir biçimde bir önceki tarihsel süreçten ayırılamayacağından, Roma İmparatorluk Dönemi yollarını şekillendirdiği bilinen erken dönemlere ait yollara ilişkin verilere de tez içerisinde yer verilmiştir. Bu amaçla, Roma İmparatorluk Dönemi yollarının Hititlerin bölgedeki yol ağlarının gelişimine yaptığı katkılardan başlayarak özellikle Hellenistik Dönem ve Roma Cumhuriyet Dönemi ile birlikte ele alınarak değerlendirilmiştir. Yollarla kentler arasındaki bağlantılar kurulmaya çalışılmış olsa da kentlerin mimari yapılanmalarına yer verilmemiştir. Tez içerisinde yollar tek başına incelenmiş bölgedeki yolların varlığının askeri, ticari ve kültürel faaliyetlerle bağlantılı olarak değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda kara yollarının dışında bölgede nehir ve göller sayesinde de yollara alternatif çözümler sunması ve nehir trafiğinin kara yollarıyla birlikte limanlarla olan ilişkilerine de değinilmeye çalışılmıştır.

3

Tez çalışması konusu Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Yolları olması açısından İmparatorluk ve Cumhuriyet Dönemleri’nin ayrışmasına dikkat edilmiş ve bu ayrım İmparatorluk ve Cumhuriyet şeklinde ifade edilmiştir. Kentler ve bölge isimleri Roma İmparatorluk Dönemi’nin karakterleriyle italik olarak yazılmasına özen gösterilmiştir. Parantez içinde günümüz kullanımları bir defa Colonia Antiocheia (Yalvaç), Mare Adriaticum (Adriyatik Denizi), Provincia Asia (Asya Eyaleti) şeklinde verilmiştir.

Tezin birinci bölümde Pisidia Bölgesi’nin topoğrafyası ve kısa bir tarihçesine yer verilmiştir. Pisidia Bölgesinde coğrafi şartlar göz önünde buldurulduğunda bölgede yol inşa faaliyetlerinin zor bir hizmet olduğu daha net anlaşılacaktır. Araştırma tarihçesi ile bölgede uzun yıllar araştırma yapmış olan bilim insanlarının ortaya koydukları çalışmalar bira araya getirilmiş ve bu çalışmalar sırasında yollar ile ilgili literatüre ayrı bir önem verilmiştir.

İkinci bölümde Anadolu’da yol kavramını bilinen en erken yol oluşumlarından başlayarak yolların nasıl değiştiğini ve gelişim sergilediği üzerinde durulmuştur. Tezin asıl konusu her ne kadar Roma İmparatorluk Dönemi yolları olsa da imparatorluk dönemine ait yolların önceki dönemlere ait yollar çerçevesinde geliştikleri üzerinde durulması amacıyla insanoğlunun kavramsal olarak yol sistemine bakışı değerlendirilmiştir. Anadolu’da bilinen ilk sistemli yolların Hititlerle başlaması ele alınmış, bu bağlamda Hititler Dönemi’nde devlet geleneğinin oluştuğu, yolların kamusal bir imar anlayışına kavuşmasının ve bu anlayışın kendinden sonraki kültürleri nasıl etkilediği irdelenmiştir. Roma İmparatorluğu’nun gerek Cumhuriyet gerekse İmparatorluk Dönemi’nde eyaletlerdeki yolların hangi amaçlarla ortaya çıktıklarına ve hangi amaçlar doğrultusunda geliştiklerine yönelik bilgiler bir araya getirilmeye çalışılacaktır. Daha sonra bu yolların bölgedeki Via Sebaste ve Anadolu’daki diğer yollar ile gösterdikleri tarihsel ve ticari paralelliklere bakılacak aynı amaçlar doğrultusunda mı yoksa farklı amaçlara hizmet etmek için mi inşa ya da onarım gördüklerine değinilmeye çalışılacaktır. Özellikle tezin sonuç bölümünde bu değerlendirmelere yer verilecektir. Roma İmparatorluğu’nu ayakta tutan ve en çok kullanılan yol ağlarının irdelenmesi yapılarak Via Sebaste ile Roma İmparatorluğu’nun diğer bölgelerdeki yollarının kıyaslaması yapılmıştır.

4

Üçüncü bölümde tez çalışmasının ana konusunu oluşturan Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi yollarının bir araya getirilmesine çalışılmıştır. Bunun öncesinde bölgedeki Roma İmparatorluk Dönemi yolarının gelişiminde önemli bir yeri olan Hitit yol ağları ile olan bağlantılarına da yer verilmiştir. Özellikle bölgede çalışan bilim insanlarının ortay koydukları çalışmalardan yola çıkarak yol ağlarının bağlantıları, yol üzerinde tespit edilmiş miltaşlarının ve bu yolların bölgeye ekonomik, ticari, askeri ve dini olarak etkilerine değinilmiştir.

Dördüncü bölümü olan sonuç kısmında ise Roma İmparatorluk Dönemi yollarının bölge üzerinde meydana getirdiği değişim coğrafi unsurlar göz önünde bulundurularak değerlendirilmiştir. Yol akslarının bölge iç trafiğinde Via Sebaste’ye alternatif olacak güzergâhların varlığı ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Via Sebaste il iç aksların ve Pisidia Bölgesi’nin çevresini saran Pamphylia, Phrygia Lycanion, Isauria bölgeleriyle olan ilişkileri değerlendirilmiştir. Bölge içerisindeki yolların ticari, ekonomik etkilerine yer verilmiş ve dini anlamda bu yol güzergâhların bölge refahına katkısı ele alınmıştır.

5

BİRİNCİ BÖLÜM

PSIDIA BÖLGESİ’NİN TARİHİ COĞRAFYA AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

1. PISIDIA BÖLGESİ COĞRAFİ DURUMU

Günümüzde Pisidia Bölgesi, Isparta ilinin tamamını Burdur ilinin büyük bir bölümünü ve Antalya’nın kuzey kesimini içine alan coğrafi sınırı tanımlamaktadır11. Pisidia Bölgesinin Kuzey ve kuzeybatısında Phrygia Bölgesi yer alır. Doğusunda , batı da Milyas ile Kabalis Bölgesi, güneyde Pamphylia ve güneydoğusunda Cilicia Bölgesi ve Isauria Bölgesi ile komşudur12. Konumu itibariyle güneyde Toroslar bölge için bir çanak oluştururken, kuzeyde Sultan Dağları ve batıda Karakuş Dağları ise bir çatı şeklinde doğal sınırlarını belli eder. Doğuda ise Beyşehir ve Manavgat Çayı bölgeyi sınırlar13. Bölgenin jeolojik ve jeomorfolojik yapısını İranid ve Taurid kütleleri oluşturur14. Denizden yüksekliği ise ortalama 1000 metreye kadar ulaşmaktadır15. Davraz Dağı gibi bazı dağlar ise 2600 metreyi aşmaktadır. Strabon, Pisidia Bölgesi’nin coğrafi durumuna da değinerek “Pisidialılar Pamphylia Ovası’nı çeviren Tauros’lar da oturuyorlardı” şeklinde tanımlamaktadır16 (Harita 1).

Bu haliyle yüksek tepelere ve oldukça derin vadilere sahip oluşu bölgeyi ciddi bir şekilde izole etmiştir. Bölgenin tepelerle çevrili yükseltilerinde meydana gelmiş tektonik göller olan Limnai (Eğridir Gölü), Karalis (Beyşehir Gölü), Kovada, Askania Limne (Burdur Gölü), Trogitis (Suğla Gölü) ve Kestel Gölü bu izole coğrafyada önemli derecede etkili olmuştur. Buna bağlı olarak da bölgede zengin bir bitki kültürünün meydana gelmesinede katkı sağlamıştır17. Aynı zamanda Pisidia Bölgesi’nin Torosların yüksekliklerinde meydan gelmiş geniş düzlüklere sahip oluşu, kendi içinde oldukça farklı doğal kaynakların oluşumuna uygun ortam sağlamıştır.

11 Veli Sevin, Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2001, s.151. 12 Sevin, 2001, s. 153. 13 Özsait, s. 27. 14 Özsait, 1980, s. 28. 15 Özsait, 1980, s. 28. 16 Strabon, Antik Anadolu Coğrafyası (Geographika XII - XIII - XIV), Çev: A. Pekman, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul, 2000. XII.7.1-2. 17 Bilge Umar, Pisidia: Bir Tarihsel Coğrafya Araştırması ve Gezi Rehberi, İnkılap Kitapevi, İstanbul, 2011, s. 3.

6

İklimsel olarak ise, Pisidia Akdeniz ve İç Batı Anadolu’ya yakınlığından kaynaklı geçiş iklimi özellikleri gösterir18. Her iki bölgenin iklimsel şartlarını taşımasından dolayı bol su kaynaklarına sahip olmuştur. Bu durum bölgenin zenginliğinin artmasına yol açmıştır. Bölge, kuzeyden güneye doğru akarak sularını Akdeniz’e boşaltan üç büyük ırmağın kaynaklarını barındırmaktadır. Bunlar, Kestros (Aksu ırmağı), Eurymedon (Köprüçay) ve Melas’dır (Manavgat Çayı)19. Bu sayede Pamphylia Bölgesi’nden geçen bu ırmakların yaratmış olduğu avantajların Pisidia Bölgesi’ndeki zenginlikten kaynaklandığı ve gelişmesinde önemli katkıları olduğu söylenebilir.

2. PISIDIA BÖLGESİ’NİN TARİHÇESİ

Pisidia Bölgesi’nin geniş kaynaklara sahip olması ve korunaklı bir coğrafya sunması açısından oldukça zengin bir yapıya sahiptir. Su kaynağının çok olması ve adının günümüzde Göller Bölgesi olmasını sağlamış, bölge yerleşiminde önemli etken olmuştur. Zengin bitki örtüsü, doğal kaynaklar ve av hayvanlarının çeşitliliği avcı toplayıcı toplumları kendisine çekmiştir.

Pisidia Bölgesi’nde Alt Paleolitik Çağ ile ilgili henüz bir bulgu ele geçmemiştir20. Buna karşın Üst Paleolitik Çağ’dan başlayarak bölgede kesintisiz olarak yaşam izlerini görmekteyiz. Kapalıin mağarası araştırmaları bu bakımdan mihenk taşı niteliğindedir 21. Pisidia bölgesi için Mezolitik Çağ’da ise Baladız (Gümüşgün) ön plana çıkmaktadır22. Anadolu’nun birçok noktasında karşılaşılan Neolitik ve Kalkolitik Çağ’lara Pisidia Bölgesi’nde de rastlanır. Bölgedeki en iyi temsilcileri Hacılar, Kuruçay, Kızılkaya, Suberde, Erbaba, Bademğacı, Höyücek öne çıkan yerleşmelerdir23. Tunç Çağı yerleşimleri ise Senirce, Bozanönü, Göndürle Höyük çalışmaları ile aydınlatılmaya çalışılmıştır24.

MÖ II. bin’de Hititler’in Anadolu üzerindeki hâkimiyeti görülür. Konya ili Beyşehir ilçesinde bulunan Eflatunpınar anıtının Hititler’e ait olması güçlerinin Pisidia

18 Sevin, 2001, s. 154. 19 Ayça Özcan, “Pisidia Bölgesinde Roma İmparatorluğu’nun Yapı Propagandası ve Politikası”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ankara, 2008, s. 20. 20 Özsait, 1980, s. 64. 21 Şevket Aziz Kansu, “Isparta, Burdur İlleri Çevresinde T.T.K. Adına Yapılan Prehistorya Araştırmalarına Dair İlk Rapor”, Belleten Dergisi-XI-34, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1944, s. 277-286: Özsait, 1980, s. 64. 22 Kansu, 1944, s. 282. 23 Özsait, 1980, s. 68-83. 24 Özsait, 1980, s. 83-93.

7

Bölgesine ulaştığının kanıtıdır25. Ayrıca Hitit kaynaklıklarında tespit edilen “Pittaşa” kelimesinin Pisidia olabileceği düşünülmektedir.26 Hattuşa’dan çıkan tabletler ışığında Arzawa ülkesinin Pisidia ve Pamphylia bölgelerini içine alacak şekilde geniş sınırlara sahip olduğu da öne sürülmektedir27.

MÖ I. bin ile birlikte Orta Anadolu’da yeni bir güç olan Phrygia’nın varlığı ile karşılaşılır28. Pisidia Bölgesi’nin tamamında olmasa da kuzey ve doğu kesimlerinde etkilerine dair izlere rastlanmıştır29. Bölgenin kuzeydoğusundaki Konya-Beyşehir ve Isparta-Eğridir Gölleri arasında kalan Phrygia Paroreios’dan Pisidia Phrygia’sı olarak bahsedildiği bilinir30.

Colonia Komama adı ile bir Roma İmparatorluk kolonisi olan Şeref Höyük’deki araştırmalar sırasında ortaya çıkan seramiklerinin kuzeybatı Pisidia'ya da bir Lydia egemenliğinin var olduğuna dair önerileri güçlendirmektedir31. Şeref Höyük önemli bölgeleri birleştiren bir geçit olmasından dolayı bu malzemenin ticaret yolu ile gelmiş olabileceği de varsayılmaktadır32. Heredotos’ta aktarıldığı kadarıyla Lydia Kralı Kroisos’un Halys ırmağının batısında kalan Cilicia ve ’nın dışında Phrygialılar, Mysialılar, Paphlagonialılar, Bithynialılar, Karlar, İonlar, Dorlar, Aiollar, Pamphylialılar olmak üzere bir çok uygarlığı hakimiyet altına almıştır33. Burada isimleri geçmese de Pisidialılar’da bu uygarlıklar içinde yer alıyor olmalıdır.

Isparta ili Senirkent ilçesi Yassıhöyük Kasabası’nda MÖ 530-510 yıllarına tarihlenen Anthemion tipi mezar stelleri ele geçmiştir. Bu eserler Pisidia Bölgesi’nde bir Pers egemenliğinin hissedildiğinin kanıtı niteliğindedir34.

Pisidia ile ilgili antik kaynakların verdiği bilgilerde bulunmaktadır. Pisidia Bölgesi’nin yerel halkı olarak görülen Solymoslular ile ilgili ilk kayıtlar Homeros tarafından aktarılmaktadır35. Herodotos’ta Lycialalılar’ın oturduğu yere Milyas adının

25 Ekrem Akurgal, Anadolu Uygarlıkları, Net yayınları, İstanbul, 2000, s. 113-114. 26 M. Doğan Alparslan-Metin Alparslan, “Tarhuntaşşa’nın Lokalizasyonunda Yeni Adımlar”, 1999, TEBE 7, s. 14. 27 Özsait, 1980, s. 100. 28 Sevin, 2001, s.193. 29 Lutgarde. Vandeput, “The Architectural Decoration in Roman Asia Minor, Sagalassos A Case Study”, Studies in Eastern Mediterranean Archaeology 1, 1997, s. 14; Özsait, 1980, s 105-106. 30 David Magie, Roman Rule in Asia Minor, to the End of the Third Century after Christ. vol. I, Prınceton Unıversıty Press, 1950, s. 456. 31 Mehmet Özsait-Nesrin Özsait, “Şeref Höyük: Komama”, Anadolu Araştırmaları XIV, 996, s. 365. 32 Özsait - Özsait, 1996, s.361-389. 33 Heredotos, Herodot Tarihi (çev. Müntekim Ökmen), Kültür Yayınları, İstanbul, 2004, I-28 34 Bilge Hürmüzlü, "Pisidia Bölgesi'nde Ele Geçen Anthemion Tipi Steller", 2007, CollAn VI, s.97-114. 35 Homeros, İlyada (çev. A.Erhat-A.Kadir), Can Yayınları, İstanbul, 2004, VI-184-203.

8 verildiğini ve Milyaslılar’a Solymoslular denildiğini aktarır36. Strabon’nun verdiği bilgilerde ise Solymoslularla, Kabalialılar’ın bir tutulduğu, ayrıca Termessoslular’ın kalesinin üstündeki dağa Solymos adını vermiş olduklarını ve kendilerine de Solymoslular dediklerini aktarmaktadır37. Ama Pisidialılar’ın adlarının ilk kez anılmasına Ksenophon’nun Anabasis’inde rastlanır38.

Büyük İskender MÖ 334-333 yıllarında Pisidia Bölgesi’ne ulaştığında, oldukça şiddetli direnişlerle karşılaşmıştır39. Büyük İskender yoluna devam etmiş, Lycia, Pamphylia ve Pisidia’da düzeni sağlayacak Nearkhos’u bırakmıştır40. Peridakas’ın denetiminde Pisidia Bölgesi içinde henüz Büyük İskender hayattayken Diodoras’ın41 anlatımlarından öğrenildiği üzere büyük isyanlar çıkmış, bölgede bazı kentlerin üzerine seferler düzenlenmiştir. Bu isyanlar ve direnişler Pisidia Bölgesi’nin iç kısımlarında ve Toroslarda hâkimiyetin sağlanmasının oldukça zor olduğunu gösterir. Bu durumu bölgenin çok büyük askeri hareketliliğe, yeterli lojistik desteğin hızlı ve çabuk ulaştırılmasına engel olan ve hareket kabiliyetini sınırlayan zor geçilen geçitler ile yetersiz yolların varlığına ve yolların denetiminin yapılamadığı sonucuna işaret etmektedir. Seleukoslar Dönemi’nde MÖ 193 yılında III. Antiokhos’a (MÖ 223-187) karşı bölgesel ayaklanmaların gerçekleştiği de bilinmektedir42. Hellenistik Krallar da, bölgenin zorluğunu algıladıkları için yerel halkla çatışmaya girmek yerine muhtemelen uzlaşmayı tercih etmiş olmalıdırlar. Bu durumdan dolayı Hellenistik Dönem’de inşa edilen kentlerin yanında Pisidia Bölgesi’nde yolların ve bölgenin güvenliğini sağlayan çok sayıda irili ufaklı Hellenistik kale ve garnizon yerleşimlerinin yanı sıra gözcü kulelerinin de izleri takip edebilebilmektedir43.

Roma İmparatorluğu, ana karası dışındaki savaşlar ve anlaşmalar ile topraklarını ve etki alanlarını genişletmek amacıyla gözlerini doğuya dikmiştir. Önüne çıkan en iyi fırsat ise MÖ 133 yılında Kralı III. Attalos’un vasiyeti olmuştur44. Bu sayede

36 Heredotos, I-173. 37 Strabon, a.g.e., XIII-4-16. 38 Ksenophon, Anabasis-Onbinlerin Dönüşü (çev. Tanju Gökçel), Hürriyet Yayınları, İstanbul, 1974, I-11. 39 Sevin, 2001, s. 152. 40 Özsait, 1985 s.6. 41 Özsait, 1985, s, 6. 42 Sevin, 2001, s. 152. 43 Mustafa Ağgül, “Sağır Köyü Yerleşim Arkeolojisi ve Arkeolojik Envanterin Yorumlanması”, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Isparta, 2015 s. 63; Uygar Hecebil, “Konane Kale Tepe Yerleşmesi Hellenistik Dönem Savunma Sistemi”, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü (Yayımlanamış Yüksek Lisans Tezi.), Isparta, 2016, s. 34-36. 44 Sevin, 2001, s. 152.

9

Asia Minor topraklarına ayak basmıştır. Attalos’un krallığı üzerinde, Asia Minor’daki ilk Roma Cumhuriyet Dönemi eyaleti olan Provincia Asia’yı MÖ 129’da kurulmuştur45. Bu vasiyet ile başlayan Asia Minor’un kontrol altına alınması hızlıca uygulamaya girmiş ve önündeki tüm engelleri yok edecek güçlü bir yapılanma Anadolu topraklarının doğusuna doğru ilerleyiş göstermiştir. Güçlü bir kimlikleşme düşüncesiyle her biri farklı olan uygarlıkları, siyasi ve kültürel açıdan kendi içlerinde eriterek iç içe girmesini sağlamıştır46. Bu sayede Anadolu’da ilerleyişini hızlandırmış, bu ilerleyiş içinde Pisidia Bölgesi de kendine düşen payı olumlu veya olumsuz almıştır.

MÖ 189 yılından itibaren Roma Cumhuriyeti’nin Pisidia Bölgesi’nde Termessos, Sagalassos ve Antiocheia ile müttefik oldukları bilinmektedir47. MÖ 129 yılında kurulan Provincia Asia eyaleti sınırlarına dahil edilmeyen doğu kesimi Roma Cumhuriyeti’ne destek olan müttefikleri arasında dağıtılmıştır. Bu dağılım ile Pisidia Bölgesi Cappadokia Kralı V. Ariarathes’in savaşta ölümüyle çocuklarına bırakılmıştır48.Anadolu’da yerel krallara teslim edilen bir çok bölgede otorite boşluğu ile ciddi güvenlik sorunları yaşanmış ve korsan hareketleri Pisidia Bölgesi’de dahil olarak Provincia Cilicia merkezli geniş bir alanda hissedilmiştir49. MÖ 102’de Milyas, Pamphylia, Lycia, Lycaonia, Pisidia ve Phrygia’nın bir kısmını içine alacak şekilde Provincia Cilicia kurularak korsanlara karşı mücadele başlatılmıştır50. Ancak aynı dönemde Roma Cumhuriyeti ile Pontos Kralı VI. Mithridates Eupator arasında Anadolu’da oldukça şiddetli savaşlar yaşanmıştır. VI. Mithridates Eupator Pisidia kenti olan Termessos üzerinden geçip Yenice Boğazı’ndan Pamphylia bölgesine kadar ilerlemiştir51. Sulla ile yaptığı barış antlaşmasıyla aldığı toprakları Roma Cumhuriyeti’ne geri vermiştir. Sulla Provincia Cilicia’yı Dağlık Cilicia’dan başlayarak Pamphylia kıyıları dahil olacak şekilde Pisidia, Lycaonia ve Phrygia ile kuzey yönünde sınırlarını genişletmiştir52. Mitridates savaşlarının ardından Roma Cumhuriyeti korsanlarla ilgili olarak tekrar bir savaşa başlamıştır. Bu savaşta öne

45 Özsait, 1985, s. 70. 46 Emine Yamanlar, Uygarlık Tarihi, Gündüz Eğitim ve Yayınları, Ankara, 2000, s. 200. 47 Özsait, 1985, s.81. 48 Özsait, 1985, s.70. 49 A. N. Sherwin-White, “Rome, Pamphylia and Cilicia, 133-70 B.C.”, JRS 66, 1976, s. 4-6; Hartwin Brandt Gesellschaft und Wirtshaft Pamphyliens und Pisidiens im Altertum, Bonn, 1992, AMS 7, s. 94-95. 50 Brandt, 1992, s. 94. 51 Özsait, 1985, s.70. 52 Özsait, 1985, s.70.

10

çıkan isim ise Publius Servilius Vatia’dır (MÖ 78-74). Servilius Pisidia’da Oroandalılar’ın topraklarını ele geçirerek Isauria’yı almıştır53.

MÖ 74 yılında VI. Mitridates güneye tekrar inmek istemiştir. Generali Eumakhos Phrygia ve Pisidia’da Romalıları öldürerek bölgeyi yağmalamışlardır. MÖ 64 yılında Pompeus tarafından ağır bir yenilgiye uğrayan VI. Mitridates kendi topraklarına geri çekilmiştir54. Aynı yılda Pisidia Bölgesi’de dahil olmak üzeri Provincia Cilicia sınırları yeniden düzenlenmiştir55.

MÖ 51 yılında Provincia Cilicia Proconsul olan Cicero bölgede yerel prensliklerin elindeki şehirler dışında kalan eyaleti idari ünitelere bölmüştür. Bu sistemde Pisidia şehirlerini Lycaonia, Pamphylia, Kibyratis ve Apemea birliği arasında dağıtmış olduğu düşünülmektedir56. MÖ 49 yılında politik olaylarla alakalı olarak Provincia Asia önem kazanmaya başlamıştır. Bunun sonucu olarak Pamphylia Provincia Asia ile birleştirilince Milyas ve Batı Pisidia bölgesi Provincia Asia dahil edilmiştir57. MÖ 47 yılında Iulius Ceaser, II. Pharnekes’i Zela’da (Zile) yenmiş ve ardından Batı Anadolu’da düzenlemeler yaparak Roma’ya dönmüştür58. Fakat MÖ 44 yılında öldürülmüştür59. Bu durumun ardından Roma Cumhuriyetinde iç savaş başlamıştır. Bu süreçte Pisidia Bölgesi’nin durumu hakkında bilgiler yetersiz kalmaktadır. MÖ 39 yılında Parthlarla yapılan savaşlar sonucu Parthlar Anadolu’dan uzaklaştırılmış, tampon bir bölge oluşturmak için Provincia Galatia eyaleti güçlendirilmiş ve Kral Amyntas’a bırakılmıştır. Dolayısıyla değişime uğrayan eyalet sınırları içinde Pisidia Bölgesi’de Amyntas’ın kontrolüne geçmiştir60. Böylelikle Roma Cumhuriyetine bağlı kalan Pisidia dahilinde bir krallık oluşturulmuştur61. MÖ 37-36 yıllarında M Antonius Side’nin de içinde bulunduğu Doğu Pamphylia’yı Kral Amyntas vererek Pisidia’nın güneyde bir liman şehri olan Side’- ile irtibatını sağlamıştır62.

53 Özsait, 1985, s.70. 54 J.G.C Anderson, 'Pompey's Campaign against Mithridates', 1922, JRS XIII, s. 100-102.. 55 Claude Mutafian, La Cilicie au Carrefour des Empires I-II, Paris: Les Belles Lettres Histoire. 1988, s.196; Mehmet Ali Kaya, “Anadolu’da Roma Eyaletleri: Sınırlar ve Roma Yönetimi”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Araştırmaları Dergisi, 2005, 18.24-38, s.11-30. 56 Cicero, Epistulae ad atticum, (ed. E. O. Winstedt), Harvard Unıversıty Press, London, 1961, 5.20.1. 57 Magie, 1950, s. 418. 58 Magie, 1950, s. 412. 59 Magie, 1950, s. 418. 60 Mustafa Büyükkolancı, “Pisidia Bölgesi Tapınak Mimarisi”, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), İstanbul, 1996, s.20; Strabon, XII.5.1 61 Özsait, 1985, s.81. 62 Strabon, XII. 6.5.

11

Roma İmparatorluğu düzeni sağlamak için Cumhuriyet Dönemi’nde olduğu gibi Anadolu’yu eyalet sistemi ile yönetmeyi sürdürmüştür. Augustus Roma İmparatorluğu içindeki iç savaşı bitirmiş ve İmparatorluğun gelişimi için birçok noktada Koloni kentleri oluşturmuştur. MÖ 25 yılında Amyntas’ın öldürülmesi ile Roma Anadolu’nun büyük kısmında tam hâkimiyeti ele almıştır. Homonad sorunu ise Pisidia’nın doğusundaki coğrafya genelinde sonlandırılabilmiş değildir. Bu amaçla MÖ 6 yılı ile Via Sebaste’nin tamamlanması gerçekleştirilmiş ve Homonad sorununu çözmek için güçlü bir oluşturulmuştur63. Savaş sonunda Homonadlar kesin olarak etkisiz hale getirilmiştir. Roma İmparatorluğu Augustus’un artık kesin olan zaferlerinden sonra büyük bir barış ortamına kavuşmuştur. Pax Romana alarak bilinen bu barış süreci ile Roma İmparatorluğu öncelikli olarak Anadolu eyaletlerinde kolonileşme ve kentleşme uygulamalarını daha da hızlandırmıştır. Bu durum bölgede yeni kentlerin inşası ya da mevcut kentlerin dönüştürülmesi ile olmuştur. Bu amaçla kurulacak koloni kentleri Roma İmparatorluğu’nun ileri karakolları olacaktır. Bu kentlerde askeri birliklerin olmasının yanında kültürel kaynaşmaları hızlandırmak için emekli Roma askerleri (Veteranlar) yerleştirilmiştir64. Bu sayede hem bölge güvenli hale getirilecek hem de barışın ve sükûnetin korunması sağlanacaktır.

Augustus’tan sonra gelen Tiberius ( MS 14-37) Via Sebaste yolu üzerinde Lycaonia bölgesinde Pappa kentinin adını olarak değiştirmesi çevre komşusu Pisidia topraklarında hareketliliğin devam ettiğini göstermektedir65. Cladius Dönemi’nde (MS 41-54) Pamphylia ve Lycia eyaletleri birleştirilerek yeni bir eyalet oluşturulmuş olup, Pisidia Bölgesi ile ilgili bilgi bu dönem için edinilememiştir66. Döneminde (54-68) Sagalassos kentinde ele geçen bir sınır yazıtıyla kentin sınırlarının tespitine yönelik bir çalışmanın varlığı görülmektedir67. Galba’nın (MS 68-69) Kısa süreli iktidarında Pamphylia, Provincia Galatia’ya dahil edilir. Fakat Vespanius Dönemi’nde (MS 69-79) bu durum değiştirilerek Pamphylia Bölgesi Lycia ile tekrar birleştirilir. Bu değişim ile birlikte Pisidia’nın güneyi ve batısının büyük bir bölümü bu eyaletin sınırları

63 Barbara M. Levick, “Roman Colonies in Southern Asia Minor”, Oxford at the Clarendon Press, 1967, s.213; Magie, 1950, s. 464; Magie, 1950b, s. 1322; 64 Özcan, a.g.t., s. 55. 65 Magie, 1950, s. 500. 66 Levick, 1967, s.32. 67 David Magie, Roman Rule In Asıa Mınor To The End Of The Thırd Century After Chrıst, vol. II, Prınceton Unıversıty Press, 1950b, s. 1418.

12 için de kalır68. MS 103-113 yıllarında Trainaus çok geniş sınırları olan Provincia Galatia- Kappadocia’yı ikiye bölerek Provincia Galatia’yı Augustus dönemi şekliyle yeniden düzenlemiş ve Kuzey Pisidia bu eyalet sınırlarında kalmıştır69. Tarianus’un doğu eyaletlerindeki lejyonları denetlemek ve Parthlara karşı sefer hazırlamak için Suriye’ye gitmiştir. Bu yolculuk esnasında Pisidia kentleri olan Apollonia, Termessos, Sagalassos ve Adada kentlerini ziyaret ettiği düşünülmektedir70. Hadrianus’un (MS 117-138) ise Pisidia kentlerinin bazılarını ziyaret ettiği bu kentlerdeki onurlandırma anıtlarından bilinmektedir. Antonius Pius (MS 138-161) ile birlikte Kuzey Pisidia Provincia Galatia sınırlarında kalmaya devam etmiştir. Isauria ve Lycaonia bölgelerinin güneyi Provincia Cilicia sınırlarına dahil edilmiş ve Pisidia’nın güneybatı sınırını Trogitis Gölü olarak belirlemiştir71. Doğu Pisidia dışında Pisidia Bölgesi’nin sınırları MS 284 yılına kadar değişmemiştir72.

MS 2. yüzyıl sonu ve MS 3. yüzyıl başında Septimius Severus ve Caracalla Dönemleri’nde Parthlara karşı savaş için Pisidia Bölgesi’nde Özellikle Via Sebaste hattında yol onarımlarına ilişkin çok sayıda miltaşı ele geçmiştir73.

MS 3. yüzyıl ortalarında büyük sıkıntılar yaşayan Roma İmparatorluğu gücünü yitirmeye başlamıştır74. Bu durumdan faydalanmak isteyenler çıkmış ve Doğu Pisidia’da yeniden eşkıyalık hareketleri yaşanmıştır. Lydius adında bir eşkıya şefi Pamphylia ve Pisidia kentlerini yağmalamış Colonia kentini kendine üs yapmıştır. Uzun süre uğraşlar veren Roma İmparatorluğu içeriden bir kişinin Lydius’u öldürmesi sonuncunda isyanı ancak bastırabilmiştir75.

Diocletianus Döneminde (MS 284-305) İmparatorluk 12 bölge haline getirilmiştir. Bu dönemde eyalet dağılımı ve sınırlar değişmiştir. Bu gelişme sonucunda ilk kez Pisidia tek başına eyalet olmuştur. Ardından Apameia (Dinar) ve Lycia-Pamphylia

68 Magie, 1950, s. 576, Magie, 1950b, s. 1443. 69 Magie, 1950, s. 575,605. 70 Magie, 1950b, s.1451 71 Özsait, 1985, s.100. 72 Robert Kenneth. Sherk, “The legates of Galatia from Augustus to ”, Baltimore: John Hopkins Press,1951, s. 62. 73 Magie, 1950b, s.1545. 74 Özsait, 1985, s.101. 75 Zosimus .Historia Nova, (Ed. Ludovıcus Mendelssohn), Leipzig, 1887, I.37.3.

13 bölgelerinin kuzeyinden de kentler Pisidia sınırına dahil edilmiştir. Böylelikle Pisidia sınırları daha da genişlemiştir76.

MS 395 yılına kadar Pisidia’nın sınırları sürekli değişim göstermiştir77. MS 395 yılında Doğu ve Batı şeklinde ikiye bölünen Roma İmparatorluğu farklı kültürlerin etkisinde yaşamaya devam etmiştir. Bu durumda Doğu Roma ve Batı Roma İmparatorluklarında siyasi, askeri ve dini değişimlerle baş göstermiştir. Doğu Roma’da Hristiyanlığın getirdiği değişikliklerle birlikte Pisidia Bölgesi’nin de sınırları olukça hareketli hale gelmiştir78. Pisidia Bölgesi’nde Hristiyanlığın gelişmesindeki kişi hiç kuşkusuz Saint Paulos’tur79. Hristiyanlık Dönemi içinde bölgede Sagalassos, Colonia Kremna (Çamlık Köy’ü) Selge (Altınkaya), Adada (Karabavlu) ve Colonia Antiocheia (Yalvaç) gibi kentlerde Piskoposluk merkezleri oluşmuştur80.

3. PISIDIA BÖLGESİ ARAŞTIRMA TARİHÇESİ

Pisidia Bölgesi’nde bilinen en erken araştırmalar 18 yüzyılda P. Lucas 1706 ve 1714 yıllarında81, L. A. O.Corancez1789 yılında Pisidia Bölgesini ziyareti ile başlamıştır82.

19 yüzyıl başlarında ise 1826 yılında Smryna’dan araştırmalarına başlayan L. de Laborde83 Sagalassos84 ve Colonia Antiocheia kentinlerinde gözlemlerde bulunmuştur. F. V. J. Arundell 1824’de85 ve 1826’da Isparta’da86 önemli bulgular elde etmiştir. W. J. Hamilton 1836 ve 1837 yıllarında Anadolu’yu iki kez ziyaret etmiş87, Şarkikaraağaç üzerinden geçtiği esnada Roma İmparatorluk Dönemi’ne ait olabileceği bir yol güzergâhı tespit etmiştir88. G. Hirschfeld Anadolu seyahatlerinde Suğla gölü ve çevresinde

76 Özsait, 1980, s.102. 77 Özsait, 1985, s.102. 78 Özsait, 1985, s.102. 79 Ramsay, 1960, s. 430. 80 Ramsay, 1960, s. 431-435. 81 Paul Lucas, Voyage du sieur Paul Lucas, dans la Turquie, l'Asie, Tome 1, 1726, s.316-324. 82 A. Olivier de Corancez, “Itineraire d'une partie peu connue de l'Asie Mineure, contenant la description des regions septentrionales de la Syrie”, Paris, 1816, s.310-415 83 Léon de Laborde, Voyage De L'Asıe Mıneure, Paris, 1838, s. 106-115. 84 Laborde, 1838, s. 107-110. 85 Francis Vyvyan Jago Arundell, “Discoveries in Asia Minor; including a Description of the Ruins of Several Ancient Cities and Especially of Pisidia”, vol.II, 1834, s.27-50. 86 Francis Vyvyan Jago Arundell, Discoveries in Asia Minor; including a Description of the Ruins of Several Ancient Cities and Especially , 1834, vol.I, s. 268-236. 87 W. J. Hamilton, Researches in Asia Minor; and Armenia, vol I, London, 1842, s.470- 501. 88 W. J. Hamilton, Researches in Asia Minor; Pontus and Armenia, vol II, London, 1842, s.353.

14 yerleşmiş olan Homonadlar’ın Colonia Antiocheia’ya yakınlığından bahsetmektedir89. Kremna’ya ulaşan G. Hirschfeld kentte bulduğu bir yazıtta “Colonia Iulia Augusta Felix Cremnensium” yazan bir kitabe ile kentin ismi net olarak okumuştur90. Ayrıca Konana91 kentini tanımlamış, Agrae92 (Atabey), Claudia Seleukeia93 (Bayat), Baris94, tespit etmiştir. Yine bu yüzyılda William M. Ramsay95, J. R. S. Sterrett96 yaptığı çalışmalar Pisidia Bölgesi için yön gösterici olmuştur.

K. G. von Lanckoronski, 1884-1885 yıllarında Pamphylia ve Pisidia bölgeleri’ni kapsayan araştırmalarına yönelik yeni çalışmalar ortaya koymuştur97. 1885 yılında G. A. Radet Pisidia Bölgesi’ni araştırmış98 ve ’yı lokalize etmiştir99. 1906 yılında H. Rott Anadolu ziyaretinde100 sırasında çalışmaları birçok Pisidia kentinde gerçekleşmiş ve Uluborlu101 Findos102 ve Gönen’de103 Roma yollarıyla ilgili bilgiler aktarmıştır.

20. yüzyıl ile birlikte Anadolu’da araştırmalara yönelk hareketlilik artmıştır. Bu dönemde G. Cousin104, H. S. Cronin105, Gertrude Bell Isparta106, Eğirdir107 Tokmacık, Kumdanlı108 ve Yalvaç’a109 yaptığı ziyaretlerini kaydetmiştir.

Pisidia Bölgesi’nde bilinen ilk kazılar 1912 yılında W. M. Ramsay ve ekibi ile gerçekleştirilmiştir. Yalvaç’ın yaklaşık 1 km kuzey doğusunda bulunan Colonia Antiocheia kentinde başlayan çalışmalar Birinci Dünya savaşında durmuştur.

1970’lerde birlikte Pisidia Bölgesi’nde birçok noktada bilimsel çalışmalar gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Bu çalışmalar ise J. İnan başkanlığında Kremna kazıları

89 Gustav Hirschfeld, VorläuFig.er Bericht über eine Reise im südwestlichen Kleinasien. II, Berlin, 1875, s.145. 90 Hirschfeld, 1879, s. 306. 91 Hirschfeld, 1879, s. 314-316. 92 Hirschfeld, 1879, s. 315. 93 Hirschfeld, 1879, s. 314. 94 Hirschfeld, 1879, s. 316. 95 Ramsay, 1950, s.441-442. 96 Sterret, 1888, s. 192-203. 97 Karl Graf von Lanckoronski Städte Pamphyliens und Pisidiens, Wien , band I-II, 1890-1892 98 Georges Albert Radet, Inscriptions de Pisidie, de Lycaonie et d'Isaurie, BHC, 1886, vol. 10, s. 500-513. 99 Radet, 1893s. 196. 100 Hans Rott, Kleinasiatische Denkmaler Aus Pısıdıen, Pamphylıen, Kappadokıen Und Lykıen, Leipzig, 1908. 101 Rott, 1908, s.3. 102 Rott, 1908, s.12. 103 Rott, 1908, s.82. 104 Cousin Georges. Inscriptions de Termessos de Pisidie. In, BCH, 1899, XXIII (1899) s.165-192, 280-303. 105 H. S. Cronin, “First Report of a Journey in Pisidia, Lycaonia, and Pamphylia”, JHS 22, 1902, s.106-114. 106 Gertrude Bell, The Letters Of Gertrude Bell, London, 1927 Vol. 1, s 230. 107 Bell, 1927, s. 233. 108 Bell, 1927, s. 235. 109 Bell, 1927, s. 236.

15 bşaltılmıştır110, Uzunca bir süre duraksayan Colonia Antiocheia kazıları 1991 yılında tekrar başlamıştır. Yalvaç Müzesi öncülüğünde Müze Müdürleri M. Taşlıalan111 ve Ü. Demirer112 başkanlıklarında dönemsel olarak kazılar sürdürülmeye devam etmiştir. M. Özsait’in 1972 yılından itibaren yürüttüğü Göller Bölgesi yüzey araştırmaları ise 1980 yılından sonra yapılacak birçok çalışmaya rehberlik etmiştir. Pisidia Bölgesi için önemli olan bir diğer çalışma ise M. Waelkens’ın yürüttüğü Sagalassos yüzey araştırmalarıdır113.

1988 yılından itibaren Pisidia’daki çalışmalarını yoğunlaştıran S. Mıtchell özellikle Colonia Antiocheia ve Ariassos kentlerinde bilimsel çalışmalar gerçekleştirmiştir.114. S. Mıtchell, ve M. Waelkens’ın Sagalassos ve Colonia Kremna çalışmaları da Pisidia Bölgesi araştırmalarına ışık tutmuştur.115.

O. Bingöl başkanlığında 1993 yılında Isparta’nın Bayat köyünde bulunan Claudia Seleukeia’da kısa süreli çalışmalar yürütmüştür116. 1996 ve 1997 yılında D. Kaya, Mallos kentinde117 yüzey araştırmaları gerçekleştirmiş, çok az bilinen kentin aydınlanmasına katkı sağlamıştır.

Termessos kentinde bilimsel anlamda arkeolojik ve epigrafik çalışmalar H. Abbasoğlu, B. İplikçioğlu118 ve V. Çelgin119 ile başlatılmıştır. Ayrıca D. French120, B.Levick121 bölgedeki çalışmaları ile Pisidia araştırmalarına ışık tutmuştur. 2003 yılında Isparta Müze Müdürü J. Dedeoğlu Tymbriada kenti yakınlarındaki Aksu -Zindan Mağarası Kutsal Alanı’nda kazılar gerçekleştirilmiştir122.

110 Jale İnan, “1970 Kremna Kazısı Raporu”, Ankara, 1970, TAD.19-2, s. 51-97. 111 Memet Taşlıalan, “Pisidia Antiokheiası Çalışmaları”, 1992, MKK. 3, s. 263-290. 112 Ü. Demirer; İ. Güceren ; M. Demirel., “Pisidia Antiokheiası 2003 Yılı Çalışmaları”, Ankara, 2004, MKK 14. s. 141-152. 113 M. Waelkens, “The Sagalassos Survey 1988”, Ankara, 1989, AST. 7, s. 119-145. 114 Stephen Mıtchell, “1988 Yılı Ariassos Yüzey Araştırması”, Ankara, 1989, 7AST, s. 147-152. 115 S. Mıtchell; M. Waelkens, Sagalassus and Cremna 1986, Anatolian Studies, 37, 1987, s.37-48; S. Mıtchell; M. Waelkens, Pisidan Antioch the Site and its Monunets, London, 1998. 116 Orhan Bingöl, “Seleukeia Sidera 1993 yılı Arkeolojik Kazıları, Göller Bölgesi Arkeolojik, Kültürel Turistik Araştırma ve Değerlendirme Projesi 1993 Yılı Çalışmaları”, 1994, s. 43-78. 117 Durmuş Kaya, “Malos Antik Kenti Temizlik Çalışması”, Ankara, 1997, MKK. 8, s. 303-321. 118 H. Abbasoğlu-B. İplikçioğlu, “Antik Termessos Kenti ve Çevresinde Epigrafya Araştırmaları”, 1991, 8.AST, s. 209 214. 119 A. Vedat Çelgin, Termessos Nekropolleri (Yayınlanmamış Doktora Tezi), İstanbul, 1990. 120 French - Mitchell, 1977, s.213-220; French, 1991, s. 229-240. 121 Barbara Levick, “An Honorific Inscription from Pisidian Antioch”, Anatolian Studies, Vol. 8, 1958, s. 219-222. 122 J. Dedeoğlu, “Aksu Zindan Mağarası Kutsal Alanı”, Ankara, 2005, MKK. 14, s.153-166.

16

Son on yıl içinde Pisidia Bölgesi’nde arkeolojik çalışmalar yoğunlaşmıştır. Süleyman Demirel ve Mehmet Akif Ersoy Üniversitelerinin Arkeoloji bölümlerince yürütülen araştırmalar sonucunda yeni bulgulara ulaşılmıştır.

Isparta ili sınırlarında 2008 yılında Gönen ve çevresinde Isparta Arkeolojik Surveyi (IAS) B. Hürmüzlü Kortholt tarafından yüzey araştırmaları başlamıştır. Günümüzde bu çalışmalar düzenli olarak sürdürülmektedir. Pisidia’nın batısını ve kuzeyini kapsayan araştırmalarda Demir Çağ, Helenistik ve Roma Dönemleri’ni kapsayan oldukça geniş bir araştırma yürütülmektedir123. B. Hürmüzlü Kortholt tarafından 2016 yılında Isparta’nın Bayat köyünde bulunan Seleukia Sidera kentinin Yüzey Araştırması başlatarak önemli bir kentin yeniden çalışılmasına olanak sağlamıştır124. P. A. Iversen Konana ve çevresinde ele geçen yeni yazıtlarla bölgenin epigrafik olarak çözümlenmesinde katkı sunmaktadır125. 2014 yılında Isparta Arkeolojik Surveyi tarafından Adada kentinde gerçekleştirilen yüzey araştırmaları Pisidia Bölgesi’nde 2008 yılında başlayan yüzey araştırmalarının büyütülmesi ve kente ilişkin yeni bulguların bölge tarihine ışık tutması açısından önemlidir126.

F. Özcan başkanlığında 2013 yılında Pisidia Bölgesi’nin Limnai Gölü ve çevresinde yürüttüğü yüzey araştırmaları çalışmalarına başlanmıştır. Sonraki yıllarda çalışma alanı genişleterek Tymbriada, Mallos, Kapıkaya ve Sandalion yerleşmelerinin içinde bulunduğu bölgenin aydınlatılması ve yerel kültürün zenginliğinin gün yüzüne çıkmasına yönelik çalışmalar düzenli bir şekilde devam ettirilmektedir127.

123 Bilge Hürmüzlü, “Isparta Arkeolojik Surveyi 2008 Yılı Çalışmaları”, Ankara, 2009, 27.AST cilt 1, s. 65-76; B. Hürmüzlü, A. De Giorgi and P. Iversen, New Research in Northwestern Pisidia: Ancient Konane () and its Territory, Colloquium Anatolicum 8, 2009, ss. 235–256; B. Hürmüzlü, A. İnan, U. Hecebil, “Isparta Arkeolojik Surveyi 2011 Yılı Çalışmaları: Konane (Conana) Antik Kenti”, Ankara, 2012, 30.AST cilt 1, 333- 338; B. Hürmüzlü,“Isparta Arkeolojik Surveyi 2013 Yılı Çalışmaları ve Yüzey Araştırmalarının Uygulama Sorunları”, Ankara, 2014, 32.AST-1, s. 1- 8; B. Hürmüzlü vd., “Isparta Arkeoloji Surveyi 2014 Yılı Çalışmaları”, Ankara, 2015, 33. AST cilt 1, 529-544. B. Hürmüzlü vd., “Isparta İli ve İlçeleri Yüzey Araştırması 2017 Yılı Çalışmaları”, Ankara, 2018, 36. AST cilt 1, s.343-352. 124 Bilge Hürmüzlü-Burak Sönmez-MeltemAyaşan, “Seleukeia Sidera Antik Kenti 2016 Yılı Yüzey Araştırması Sonuçları”, Ankara, 2017, 35.AST cilt 1, s. 247-254. 125 Paul A. Iversen, “The Inscriptions from Konane (Conana) in the Isparta Museum”, Ankara, 2010, 28.AST cilt 2, s.173-180; 126 Bilge Hürmüzlü Korholt-Mustafa Adak-Çağatay Çelik, “Adada Yüzey Araştırması 2014”, ANMED 2015-13, s.140-143. 127 Fikret Özcan-Tuğba Taş-Eser Yayan, “2015 Kuzey Pisidia Yüzey Araştırması”, Ankara 2016, 34.AST-2 s. 359- 380. Fikret Özcan-Eser Yayan-Nihal Çevik “Kuzey Pisidia Yüzey Araştırması 2016”, Ankara, 2017, 35.AST- 1, s. 457-470; Fikret Özcan, Nihal Çevik, Eser Yayan, “Kuzey Pısıdıa Yüzey Araştırması 2017”, Ankara, 2018, 36. AST cilt 2, s. 73-88.

17

Colonia Antiocheia kazıları 2008 yılı itibariyle M. Özhanlı tarafından yürütülmektedir128.

Bölgenin orta ve batısında araştırmalar yürüten H.Metin, A.P.Becks, R.Becks, Kremna129 ve Komama130 kentlerinde ve çevrelerinde yüzey araştırmaları yürütmektedirler. .H Metin yürütmüş olduğu Kremna araştırmalarında kentin çevresine yol ağlarınnı tespitlerini yapmışlardır131.

Bölgenin önemli kentlerinden biri olan Sagalassos kentinde M. Waelkens başkanlığında gerçekleştirilen kazı ve yüzey araştırmaları ile kentin çevresine ilişkin yeni bulgular ve diğer kentlerle olan bağlantılarına yönelik güncel çalışmalar gerçekleştirilmektedir132.

Pisidia Bölgesi’nin güneyinde gerçekleştirilen Pednelissos, Melli yüzey araştırmaları bölgenin Pamphylia ile olan ilişkisinin okunabilmesinde önemli çalışmalar ortaya koymaktadırlar133. Ayrıca Pisidia ve Pamphylia bölgelerinin yol uzantılarının birbiri ile olan irtibatı açısından verimli sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Pisidia Bölgesi ile oldukça yakın bir coğrafya olan ketinde Ş. Özüdoğru başkanlığında yapılan kazı çalışmaları134 ve F. E. Dökü başkanlığında yürütülen Kibyra çevresi yüzey araştırmaları135 bölgede önemli arkeolojik verilere ulaşılmasını sağlamışlardı.

128 M. Özhanlı, “Pisidia Antiokheia Kazısı 2008”, 2009-07, ANMED, s. 70-74. 129 Hüseyin Metin vd, “Kremna ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013”, Ankara, 2014, 32. AST-1, s. 217-240; Hüseyin. Metin- B. Ayça Polat Becks -Ralf. Becks, “Kremna ve Çevresi Yüzey Araştırması 2014”, Ankara, 2015, 33. ASTcilt 1, s. 205-216; Hüseyin Metin-Salih Soslu, “Kremna ve Çevresi Yüzey Araştırması 2015”, Ankara 2016, 34. ASTcilt 2, s. 311-324. 130 Ralf. Becks vd, “Şeref Höyük / Komama ve Çevresi Yüzey Araştırması 2014”, Ankara, 2015, 33. ASTcilt 1, s. 267 286. 131 Hüseyin Metin-Salih Soslu, “Kremna ve Çevresi Yüzey Araştırması 2017”, Ankara, 2018, 36. AST cilt 2, s.243- 254. 132 Marc Waelkens-Eva Kaptıjn-Ralf Vandam, “Sagalassos'ta 2012 SenesindeGerçekleştirilenYüzeyAraştırmaları”, Ankara, 2013, 31.AST cilt 1, s. 7-19; Marc Waelkens, Eva Kaptıjn, Ralf. Vandam, “Sagalassos Alanında 2011 Yüzey Araştırmaları”,Ankara, 2010, 30.AST cilt 1, s. 339-352. 133 Lutgarde Vandeput, Veli Köse, Mark Jackson, “Pisidia Survey Project 2009:Research in the Territory of Pednelissos”, Ankara, 2010, 28.AST-3, s. 75-90; L. Vandeput-V. Köse-S. Aydal, “1998 Yılı Pisidiıa Yüzey Araştırması Projesi Melli'deki Çalışmalara Dair Ön Rapor”, Ankara, 1999, AST 17 cilt 2, s.250. 134 Şükrü Özüdoğru, “Kibyra 2014 Yılı Çalışmaları”, ANMED 2015-13, s. 47-54. 135 F. Eray Dökü-İsmail Baytak, “Uylupınar (Erken Kibyra) Yerleşimi 2013-2014 Yılları Yüzey Araştırmaları”, Ankara, 2015, 33. AST-1, 217-240; F. Eray Dökü , “2017 Yılı Uylupınar (Erken Kibyra) Yüzey Araştırması Raporu”, Ankara, 2018, 36. AST cilt 1, s.513-530.

18

İKİNCİ BÖLÜM

ROMA İMPARATORLUĞU'UNDA YOL KAVRAMI VE

İMPARATORLUK EYALETLERİNDE ANA YOL AĞLARI

1. ANTİK DÖNEMDE YOL KAVRAMININ GELİŞİMİ

Antik yollar, geçilen bölgenin topoğrafik şartlarının izin verdiği güzergâhları ve doğal geçişleri takip etmiştir136. Özellikle hayvanlar tarafından çekilen tekerlekli araçların güzergâhları ise gidilen yöndeki arazinin daha düzgün olan yüzeyleri tercih edilmiştir137. Anadolu’da birçok köyde hali hazırda kullanılan yolların ve mevcut demiryollarının büyük bölümü de topoğrafyası değiştirilmeden eski yol güzergâhları kullanılmıştır138.

Günümüzde Orta ve Doğu Anadolu bölgelerinde yapılan yüzey araştırmaları, bu coğrafyada oluşturdukları güzergâhları kullanan insanların bölgeyi iyi tanıdıklarını, MÖ 3. binyılın ikinci yarısından başlayarak hem ekonomik-ticari hem de askeri nitelikli olmak üzere aktif bir şekilde kullanıldığını göstermiştir139. Kuzey Suriyeli tüccarların Anadolu’da mallarını satmak için bu güzergâhı kullandıkları bilinmektedir140. MÖ 2. bin ile Asurlu tüccarlar Anadolu’da görülmeye başlandığı Hitit öncesi Kültepe Kaniş’te olmaları onlarında hali hazırda mevcut ulaşım hattını kullanageldiklerini göstermektedir141. Asur Ticaret Kolonileri’nin Anadolu ve Asur hattını oluşturması ve bu hat üzerinde kervan duraklarının bulunması bölge ekonomisi için önemli bir gelişmedir142. Kanişte bulunan çok sayıda tablette uzun bir yol kat ettikleri anlaşılan tüccarların günümüz tahminiyle yaklaşık 1000 kilometreden fazla yolu geçtikleri söylenebilir143. Bu güzergâh üzerinde Orta Anadolu’nun yüksek platoları, dağ yükseltileri

136 A. Tuba Ökse, “Kızılırmak ve Fırat Havzalarını Birbirine Bağlayan Eski Kervan Yolları”, Dergipark, 2005, Sayı.34, s.16. 137 Ökse, 2005, s.16. 138 Ökse, 2005, s.16. 139 Ökse, 2005, s.25. 140 A. Tuba Ökse, , “Assur Ticaret Kolonileri Çağında Sivas”, Cumhuriyetin 80. Yılında Sivas Sempozyumu Bildirileri, Sivas, 2003, s. 123-131. 141 James Mellaaart, “Archaeological Evidence for Trade Routes Between Syria and Mesopotamia and During the Early and the Beginning of the Middle Bronze Age”, Studi Eblaiti, 5, 1982, s. 15-32. 142 J. Yakar, Anadolu’nun Etnoarkeolojisi, (Çev. Hırçın Riegel), Kitapevi, İstanbul, 2012, s. 39. 143 Abdurrahman Sever, “Anadolu’da Roma Lejyonları: Yollar Ve Güzergâhlar”, Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), 2017 s. 61.

19 ve bu dağlar arasında bulunan az sayıda geçit mevcuttur. Aynı zamanda nehirlerin derin kanyonlar oluşturduğu ve geçiş noktalarının sayılı olabileceği düşünüldüğünde, bu yoları kullananların aslında güzergâh olarak pek seçenekleri olmadığını dolayısıyla aynı güzergâhları kullanmak zorunda oldukları kesindir144. Kaniş’te yollarda tekerlek izlerinin olması kent içindeki yolların daha gelişmiş ve taş döşeme şeklinde olduğunu gösterir145. Bu durum kent içinde yol kavramına önem verildiğine işaret etmektedir.

Kültepe’de ortaya çıkarılan bir mektupta vergiden kaçmak için tüccarların farklı yollar izlediği ortaya çıkmıştır. MÖ 2. binyıl başlarında ele geçen mektuptan anlaşıldığı üzere bilinen ana arter yollar dışında aslında çok farklı amaçlarla kullanılabilen, gözlerden uzak dağ yolu şeklinde alternatif yolların varlığına işaret etmektedir146.

Anadolu’da MÖ 2. binyıl başlarında bölgede önemli bir değişme meydana gelmiş ve Hititler tarih sahnesine çıkmışladır147. Hititlerin Anadolu’da etkin bir devlet gücü kurmalarıyla 600 yıllık bir egemenlik başlamıştır148. Hititler egemenlikleri altında bulunan vasal karalıklar sayesinde ticaret yollarını denetimleri altına almışlardır 149. Aynı zamanda yol kavramını daha da geliştirmiş, Assurlar ile olan güçlü ticaret ilişkileri sayesinde Anadolu’da bilinen ve en köklü yollarının oluşmasını sağlamışlardır. Yazılı kaynaklarda Hitit ve Assur yolları hakkındaki bilgiler şimdilik çok sınırlıdır. Fakat ticari kitabeler, Assurlar ve Hititler arasında oldukça gelişmiş bir yol sisteminin olduğunu göstermektedir150. Hitit Dönemi’nin yolları Hattuşaş merkezlidir. Güneye inen yollara üç farklı rotada ele alınır. Kizzuwatna ve Suriye yönünde gelişmiştir. Kuzey Suriye üzerinden Mittani’ye oradan Mezopotamya ve Mısır’a kadar ulaşmaktadır151. Son yol ise Azzi-Hayaša152 (Kuzeydoğu Anadolu) yönündedir. Nehir yatakları Mezopotamya ve Anadolu arasındaki ulaşımın tespit edilmesi için önemli bir araçtır. Antik Dönem’de

144 Sever, a.g.t., s. 61. 145 Ayşe Cebesoy Sarıalp, A chain of historical Glimpse on Asia Minor, Puslu Yayınları, İstanbul, 2011, s. 33. 146 Altun, a.g.t., s. 33. 147 Firuzan Kınal, Eski Anadolu Tarihi, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1998, s. 84. 148 Sevin, 2001 s. 4. 149 Anna Margherita Jasink, “Hittite and Assyrıan Routes to Cilicia”, Anatolia Antiqua, 1991, Tome 1, s. 253-259. 150 Jasink, 1991. s. 259. 151 Metin Alparslan-Meltem Doğan-Alparslan, “Handelsrouten und militärische Straßen im hethitischen Anatolien unter besonderer Berücksichtigung der Geographie Anatoliens”, (Ed. Ünsal Yalçın), Anatolian Metal VIII, Eliten–Handwerk–Prestigegüter, Bochum, 2018, s. 237. 152 Ercüment Yıldırım, “MÖ. II. Binde Harşit Vadisi”, Harşit Vadisi (Ed. Mehmet -Mehmet Özmenli), İstanbul, 2017, s. 25

20

Anadolu-Suriye arasındaki ulaşım ağlarını da özellikle Fırat ve Dicle nehirleri belirlemiştir153. Mümkün olduğunca su kaynaklarından uzaklaşmadıkları anlaşılmaktadır.

Anadolu-Mısır ve Mezopotamya-Mısır arasındaki yol Halpa (Halep) kentinin üzerinden geçmektedir154. Bu sebeple Halpa kenti, Mezopotamya’dan çıkan Kuzey Suriye yoluyla Anadolu içlerine uzanan ticaret yolunun kavşak noktasında yer almaktadır155. Bu güzergâhlar ilk olarak Asur-Kaniş arasında yoğunlaşmış olsa da daha batıdaki bölgelere de uzanmıştır156. Hitit yollarının en önemli kanıtları bu hatlar üzerindeki anıtsal örneklerdir. Kaya kabartmaları genellikle ülkenin önemli yollarının, su kaynaklarının ve büyük kayalarının üzerine yüzey düzeltildikten sonra özenle yapılmıştır. İzmir civarında Karabel ile Kayseri-Kozan hattıyla Akdeniz’e kadar olan alanlarda Fraktin, Taşçı, İmamkulu, Gezbel, Ceyhan- Sirkeli, Toroslarda Göksu vadisi geçidi olan Keben’de, Beyşehir’de Eflatunpınar, Ilgın’da Yalburt kabartma ve anıtları MÖ. 2.bin yarısına ait Hitit yollarının birer tanığı olan örneklerdir157. Hititler Dönemi’nde kullanılmış olan kervan ve askeri yollara işaret eden bu yollar ve eserler sayesinde Hitit başkentinin farklı güzergâhlarla bağlayan yolların haritasının çıkarılabileceği vurgulanmaktadır158. Hitit krallarının yaptığı seferler sırasında bazı güzergâhları kullandıkları bilinmektedir159. Bu güzergâhlardan ilki günümüz Ankara-İzmir otoyoluna paralel devam etmekte olup Arzava ülkesinde Seha ve Wilusa’ya uzanarak, Ege kıyı şeridinin ortalarında sonlanmaktadır160. Bir diğer yol Sakarya Irmağı’na doğru devam eder ve Denizi’ne ulaşır161. İkinci bir yol güneyden batıya doğru ilerler. İç Anadolu’dan başlayıp, Tuz Gölü’nün güneyinden devam ederek Pisidia üzerinden 162 geçerek Pamphylia’ya oradan da Lycia’ya ulaşır . Hititler zamanında tüccarların izlediği yollar, muhtemelen askeri sefer yolları ile aynı olmalıdır. Güneye doğru giden

153 Gürkan Gökçek, “Kültepe Vesikalarına Göre Asur-Kaniš Arası Ulaşım ve Taşımacılık”, III. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri, 2000, s. 184. 154 John Garstang, “Hittite Military Roads in Asia Minor: A Study in Imperial Strategy, with a Map”, 1943, AJA 47, s. 38. 155 Firuzan Kınal, “Yamhad Krallığı”, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Araştırmaları Dergisi, 1967, C.5 sayı 8, s. 194; Altan Çilingiroğlu, Urartu ve Kuzey Suriye, Siyasal Kültürel İlişkiler, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir, 1984, s. 23. 156 J. G. Macqueen, Hititler ve Hitit Çağında Anadolu, (Çev. Esra Davutoğlu), Ankara, Arkadaş Yayınevi, 2009, s.19. 157 Muhibbe Darga, “Hitit Devletinin Ana Hatları”, Arkeoloji ve Sanat-I, İstanbul, 1978, s.8-12; Alparslan- Alparslan, 2018, s. 237. 158 Darga, 1978, s. 9. 159 Alparslan- Alparslan, 2018, s. 237. 160 Alparslan- Alparslan, 2018, s. 237. 161 Macqueen 2009, s. 40; Alparslan- Alparslan, 2018, s. 238. 162 Garstang, 1943, s. 42-43; Macqueen 2009, s. 40; Alparslan- Alparslan, 2018, s. 237.

21

Ankara-Haymana yolu üzerinde Gâvurkale163, Hitit kaya anıtı bulunur. Bu yol takip edilerek Sivrihisar’dan güneye Bolvadin’e inmektedir164. Batıya giden İzmir civarındaki Nif kaya anıtı, Beyşehir civarındaki Fasıllar, Eflâtunpınar, Köylütoğlu anıtları takip edildiğinde Konya’yı Pisidia üzerinden İzmir’e bağlayan bir yolun olduğuna işaret etmektedir165. Batıya doğru giden tüccarlar bu rotayı takip ediyor olmalıdırlar.

Hititler ulaşım ağlarını ticari ve askeri amaçlı olarak kullanmaya çöküşlerine kadar devam ettirmiştir. Hititler Dönemi’nde çoğunlukla kenarlarında tahkimleşmiş, yerleşim alanları 20-35 kilometre arasında değişen, bir insanın gün içinde yürüyerek alacağı uzaklıklarda seyretmektedir166. Bu haliyle ulaşım güzergâhları üzerinde bulunan tahkimleştirilmiş sur yapısına sahip merkezlerin aralarında bir günlük yol olması, Hititler Dönemi’nde kervanların ve ordunun yol üzerinde konaklayabilecekleri han şeklinde çok büyük olmayan birimlerinin olduğunu göstermektedir167.

Hitit yollarıyla bağlantılı olarak Anadolu’daki en erken köprülerin varlığına ise Asurlu tüccarların yolculukları esnasında tuttuğu kayıtlardan ulaşılmaktadır168. Köprüler hakkında detaylı bilgiler vererek ahşap bir iskelete sahip oldukları paylaşılmaktadır. Köprülerin karakteristik özelliğinin küçük ırmaklar üstünde oluşudur. Daha geniş mesafesi olan nehir yataklarında sal ile karşıdan karşıya geçilmekteydi169. Günümüzde de Fırat ve Dicle nehirlerinde halen “kelek” olarak bilinen sallar kullanılmaktadır. Aynı zamanda bu köprüler bölgesel yönetimlerin arasındaki bir sınır taşı gibi işleve sahiptir. Köprülerden geçiş karşılığında değerli madenlerin alındığı kaydedilmiştir. Birçok geçitte günümüze kadar ulaşmış taş kabartmalardan anlaşıldığı üzere, yolların hem siviller hem de Hitit ordusu tarafından aktif bir şekilde kullanıldığını ispatlamaktadır170.

Hititlerin Ege Göçleri sonucunda 13. yüzyıl sonunda çöküş sürecine girmesiyle171 Anadolu’da uzun yılar süren güçlü bir aktivitenin ardından onarılması zor olan siyasi ve kültürel kayıplar yaşanmıştır. Bu süreçten sonra Anadolu insanı yavaş yavaş yeniden

163 Garstang, 1943, s. 40; Alparslan- Alparslan, 2018, s. 238. 164 Garstang, 1943, s. 41. 165 Kınal, 1962, s.169. 166 Ökse, 2005, s.19. 167 Ökse, 2005, s.19. 168 Alparslan- Alparslan, 2018, s. 239. 169 Alparslan- Alparslan, 2018, s. 239-240. 170 Altun, a.g.t., s. 34. 171 Kınal, 1998, s. 227.

22 toparlanma sürecine girmiş, bölgede küçük beylikler ve krallıklara sahne olacak Phrygia, Urartu, Lydia ve Geç Hitit gibi devletlere yerini bırakacaktır. Çok parçalı bir hal alan Anadolu’da bu krallıklar ticareti yeniden güçlendirerek mevcut güzergâhların MÖ. 1. binde de önemini yitirmemesini sağlamışlardır172.

Demir Çağ’ı ile birlikte Anadolu topraklarında en güçlü oluşum olarak karşımıza çıkan uygarlık Urartular’dır. Çok iyi bir şekilde Doğu Anadolu’nun yüksek mevkilerinde organize olmuş kale yerleşimleri ile bölgeyi kontrol altında tutmuşlardır. İleri derecede mimari bilgi ve mühendislik becerisine sahip olmaları bölgelerinde tutunabilmelerini sağlamıştır. Bunun yanında, Anadolu’nun yol güzergâhlarını canlı tutmuş, çevre uygarlıklarla ticareti sürdürmüşlerdir. MÖ. 9. yüzyılda başkent Tuşpa (Van) olmak üzere devletleşen bu millet, ulaşılması gerçekten günümüzde dahi zor olan bölgenin denetimini sürekli hale getirebilmek için konaklama noktaları, köprüler ve oldukça iyi düzeltilmiş yüzeylerle karayolları inşası ettikleri bilinmektedir173. Özellikle Bingöl dağları üzerindeki Van havzasını Fırat Irmağı ve oradan da Malatya’ya bağlayan sistemin mimarlarıdırlar174.

MÖ 9. ve MÖ 7. yüzyılları içinde Batı ve Orta Anadolu’da önemli bir yapılanma ise Phrygia’dır. Hititlerle benzer bir şekilde yol kontrolünü sağlayan, Kale veya Han şeklindeki yapılar ticaret yollarını ve çevreyi görecek konumda inşa edilmiştir175.

MÖ 547-546 yılında Lydia devletinin Pers devletine yenilmesiyle Anadolu’da yeni bir dönem başlamıştır176. Pers İmparatorluğu adım adım Anadolu’yu ele geçirirken bir yanda da merkezi yönetimle arasındaki iletişimi sağlamak için bölgeyi satraplıklara bölmüştür177. Satraplıklar arasındaki bağlantıyı büyük Kral Yolu sağlamaktadır. Sardes’ten başlayıp Susa’ya uzanan, 2700 km uzunluğundaki bu yolun bir kısmı Anadolu topraklarında yer alır. Herodotos yolun geçtiği güzergâhı anlatırken uğradı ırmakları kaleleri saymaktadır178. Kral Yolu Anadolu’daki Pers diyarına giden en kısa ulaşım aracıydı. Muhtemel yol MÖ I. binden daha önce kullanılan yollarla ilişiklidir179. Çok sayıda posta durağı olan güzergâhın, Ephesos-Sardes ve Susa hattının 90 gün sürdüğünü,

172 Ökse, 2005, s. 25. 173 Sevin, 2001, s. 5. 174 Sevin, 2001, s. 5. 175 Arnold Walter Lawrence, Greek Aims in Fortification, Clarendon Press, Oxford, 1979, s. 29-30. 176 Sevin, 2001, s. 7. 177 Tomris Bakır, “Persler, Anadoluda Perslerin İzinde”, Yapı Kredi Yayınları, 2017, s.2. 178 Herodotos, a.g.e., s. 405. 179 Ramsay, 1961, s. 27.

23 fakat devlet esaslı haberlerde ulaklar tarafından bir haftada kat edildiğini aktarmaktadır180.

Hellenistik, Roma İmparatorluğu ve Doğu Roma İmparatorlukları Dönemleri’nde de aynı yol hatlarının kullanıldığına dair bilgiler, çok kısa zamana kadar ihtimalden ileriye götürülememiştir. Fakat yeni gerçekleştirilen çalışmalarla bulguların desteklenmesi ile gölgede kalan kısımlar aydınlanmaya başlamıştır.

Roma Cumhuriyeti Dönemin’de Anadolu’da MÖ 129-126 yıllarında Prokonsül Manius Aquillius Provincia Asia’nın kurulmasıyla yoğun bir yol imar çalışmalarına girişmiştir181. MÖ 129-126 yıllarında inşa edilen Pergamom ve Ephesos üzerinden gelen ilk yol önce Perge’ye ve oradan da Side’ye kadar uzanmaktadır182 (Harita 2). Ayrıca Via Sebaste yolu Roma İmparatorluğu için oldukça önemli bir güzergâh olmuştur. Kimi yerde var olan yollar yeterli görülmüş, kimi yerde ise yollar yeniden şekillendirilmiştir. Yol ihtiyacı duyulan her yerde de yol imar faaliyetleri oldukça güçlü bir iradeyle uygulamaya sokulmuştur.

Diocletianus’un MS. 284 yılında Nikomedia (İzmit) İmparatorluğun merkezlerinden biri haline dönüştürmesi kuzeybatı-güneydoğu yollarına önem kazandırmıştır183. Bu önem Doğu Roma ve Osmanlı İmparatorlukları Dönemleri’nde de devam etmiştir184. Hristiyanlığın gelişimiyle beraber Kudüs’e giden hacılar bu yolu kullanarak güzergâh üzerinde yeni merkezlerin oluşumuna sebep vermiştir185. Böylece bu yol hacıyolu olarak anılmıştır. Bu durum sonucunda Konstantinopolis’in daha fazla ön plan çıkmasıyla artık Doğu-Batı doğrultulu Roma İmparatorluk yolları kullanılmaya devam edilse de ikinci planda kalmıştır.

Roma İmparatorluğu’nun dağılma süreciyle başlayan bölünme sonucunda Anadolu toprakları Doğu Roma İmparatorluğu kontrolüne girmiştir. Hali hazırda bulunan yol sisteminde herhangi bir değişiklik uygulaması gerçekleştirmemişlerdir. Tüm kara ulaşımı Roma İmparatorluğu Döneminden bu yana aynı güzergâhlardan işlemeye devam

180 Herodotos, a.g.e., s. 406. 181 Sevin, 2001, s. 5. 182 Fatih Cimok, Journeys of Paul, From to the Ends of the Earth, A Turizm Yayınları, İstanbul, 2010. s. 27. 183 Adnan Eskikurt “Ortaçağ Anadolu Ticaret Yolları”, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 33, 2014 Güz, s.18. 184 Sevin, 2001, s. 5. 185 Eskikurt, 2014, s.18.

24 etmiştir186. Doğu Roma İmparatorluğu Dönemi’nde Anadolu’dan çıkan güzergâh, İran’ı takip ederek Asya topraklarına ulaşır. Karadeniz kıyılarına ulaşan kara yolu ise Arap kıyılarını izleyerek Akdeniz’e ulaşır. Bu güzergâh ile ticarette ve yolculukta daha güvenli bir hat oluşmuştur187.

İpek Yolu, Asya’dan uzanarak Anadolu yol hattına bağlanır ve buradan Avrupa’ya ulaşmasını sağlayarak, bilinen ticaretinin önemli bir bölümünün Anadolu üzerinden gerçekleşmesini sağlamıştır188. Anadolu’nun Doğu-Batı ticaretinde, Çin'in en uzak yerleşmelerinden başlayarak Orta Asya üzerinden geçip, Konstantinopolis ile buluşan ve boğazlardan geçerek, Avrupa’ya devam eden yollar sayesinde tüccarlar sadece ticareti geliştirmemiş, aynı zamanda, Asya ile Avrupa arasında ortak bir bağın ve kültür alışverişin oluşmasınaolanak sağlamışlardır189. Baharat yolu da uzun bir geçmişi olan ve Uzakdoğu’nun Avrupa ile bağlantısını sağlayan, binlerce yıl önce Doğu ülkelerinde kullanılan ikinci bir yoldur190.

Türkler Anadolu topraklarına yerleşmeye başladıktan sonra Anadolu topraklarının yeniden toparlanması için çok sayıda ticari atılımlar yapışlardır191. Bunların yanında imar hareketlerinin görüldüğü bir dönem olup, yollar ve ulaşımla ilgili yenilikçi faaliyetler de gelişme göstermiştir192. Anadolu’da var olan hatlar üzerinden geliştirilen yol çalışmaları topoğrafik şartların elverdiği ölçüde ana güzergâhlarını korumuş ve bunlara alternatif başka rotalarda eklenmiştir193. Herodotos’un aktardığı Kral Yolu’ndaki gibi lojistik ihtiyaçlarını karşılayan çok sayıda askerî ve ticarî yapılar (Ribat, Han, Kervansaray, Derbent) inşa edilmiştir194.

186 Sezgin Güçlüay, “Anadolu Selçuklu Devletinin Ticaret Politikası”, Türkler Ansiklopedisi”, Yeni Türkiye Yay, İstanbul, 1999, C.10, s.370. 187 Semra Denk, “IX Ve X. Yüzyıllarda Bizans İmparatorluğunda Ticaret” Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), 2006, s. 87. 188 Denk, 2006, s. 88. 189 Adam Mez, “Orta Zaman Türk-İslam Dünyasında Deniz Nakliyatı” (çev. Cemal Köprülü), Ülkü Dergisi, 1938, s.18. 190 Denk, 2006, s. 88. 191 Eskikurt, 2014, s.21. 192 Muammer Kemal Özergin, “Anadolu‟da Selçuklu Kervânsarayları”. İstanbul Üniversitesi, Tarih Dergisi, 1965, XV-20, s. 141-170. 193 Özergin, 1965, s. 141-170. 194 Özergin, 1965, s. 141-170.

25

2. ROMA İMPARATORLUĞUNDA YOL YAPIMINDA SORUMLU

MEMURLAR, YÖNETİCİLER VE YOL TERİMLERİ

Roma Cumhuriyeti’yle başlayan sistemli yol imarları sadece imparatorların yönettiği bir proje olmayıp memurlar ve yöneticilerin içinde olduğu kapsamlı bir çalışmadır. Bu maksatla Roma İmparatorluğu yollarının inşasındn sorumlu bazı memur ve yöneticiler atamışlardır. Roma İmparatorluğunda yol imar düzenlemeleri savaş dönemleri dışında Censores’enin yetkisindedir195. Bu kişiler kentte sokak yapımları ve bakımlarıyla ilgilenirlerdi. Ayrıca yolarla ilgili olarak Magistra’lar yolların geliştirilip, onarılması ile ilgilenmekteydiler. Görevi üstlenecek Censores olmadığı takdirde Consul’ler bu görevi üstlenirdi. Bunların dışında yol il ilgili olarak görev alabilecek yetkili kişiler Praetor Urbanus veya Aediles’dir. Gerekli görüldüğünde Senatus uygun birini atayabilmekteydi. MÖ 1 yüzyıl ile birlikte Roma Cumhuriyeti’nin kamusal imarları ile ilgilenecek olan Tribunus’ların görev alığı görülmektedir. İmparator Claudius Dönemi’nde bu görev Quaestor’lara verilmiştir, Claudius daha sonra görevi geri alarak bu kişilerin çalışmalarını kolaylaştırmıştır. İmparator Domitanus’tan sonra bu yetki değiştirilerek İmparatora geçmiştir196.

Roma dünyası fetihlerle büyümekte olup, gelişen nüfusu ve artan tüketimi sonucunda gereksinimlerin karışlanabilmesi için bugünkü İtalya yarımadası dışına da açılma ihtiyacı hissetmiştir. Bunun temelinde de yeni tarım alanları, ekonomik değere sahip limanlar ve ticari merkezleri elinde tutup, etki alanını büyütmek vardır197. Bu isteklerini kentler arasında kurdukları ve sistemli bir işleyişe sahip olan yollar sayesinde gerçekleştirmişlerdir. Bu durum İmparatorluk sürecinde en üst seviyeye ulaşmıştır198.

Yol kavramını anlatmak içinse çeşitli terimeler kullanmışlardır. Bunlar Iter, Actus ve Viae olarak karşımıza çıkar. Bu terimler arasında genel olarak yollar için kullanılan Viae terimi ön plana çıkmaktadır199.

195 Halil Demircioğlu, “Roma Devletinin Eyalet (Provincia) Sistemi Hakkında 1”, Tarih Araştırmaları Dergisi, 1967, Cilt: 5 Sayı: 8, s. 444-445. 196 Jean-Pierre Adam, Roman Building, Materials and Techniques, Londra 1999, s. 572. 197 Tenny Frank, , “Commercialism and Roman Territorial Expansion”, The Classical Journal, Vol 5, No. 3, 1910, s.100. 198 Francis J. Betten, “Roman Itiniraries”, The Catholic Historical Review, vol.7 No. 3 (Oct. 1921) Catholic University of America Press, s. 296. 199 Sever, 2017, s.63.

26

Viae’ler. Privatae veya Agrariae ve Publicae olarak sınıflandırılmıştır. Privatae veya Agrariae durumları gereği özel mülk dahilinde kalan fakat kullanımı herkese serbest olan yolları, Publicae ise tüm mülkiyeti, devletin elinde bulunan yolları ifade etmektedir.

Viae Vicinales yolları Roma İmparatorluk sınırlarındaki kent ve yerleşim yeri dışında olan tali yolların geniş hatlarla buluştuğu veya çok önemli olmayan kısımlara çıkan güzergâhlardır. Bu yolların bakım ve onarımları devlet desteğiyle gerçekleştiriliyorsa Publicae, kişiler tarafından finanse edilerek devamlılığı sağlanıyorsa Privatae olarak isimlendirilirler200.

Pisidia Bölgesi içinde tespiti yapılmış Pirvatae sınıfına girebilecek bir yol ya da açıklayan bir mil taşı henüz ele geçmemiştir. Pisidia Bölgesi’nde en iyi bilinen Publicae ise Via Sebaste’dir. Devlet eliyle yapılan bu yolun birçok kez de devlet gücüyle onarımları gerçekleştirilmiştir.

Öne çıkan Viae Publicae epithetleri Militares, Consulares, Praetoriae sıfatlarıdır, bu nitelemeler Antik Yunan’daki ὅδοι βασιλικαὶ (Kral Yolu’na) karşılık gelmektedir201.

Roma İmparatorluğu çok geniş sınırlara ulaşması ile kendi içindeki iletişimi sağlaması gereksiniminede ihtiyacı vardı. Bu sebeple Roma yol ağları imparatorluğun tüm sınırlarında hâkimiyetin bir sembolüdür ve bu amaçla Roma İmparatorluğu’nun tamamında yol ağları oluşturduğunu belirtmek abartı olmayacaktır. Önemli bir egemenlik aracı olan yollar merkezi idareye eyaletlerden olabildiğince hızlı haber taşıyarak, bütün imparatorluğu Roma’dan yönetebilme imkânını sağlar. Deniz taşımacılığı imparatorluk için büyük kolaylıklar ve fayda sağlasa da kış mevsimlerinde büyük tehlikeler oluşturabilmekteydi. Bu nedenle karayolu ulaşımı Roma İmparatorluğu için cazibesini hiçbir zaman yitirmemiştir.

Augustus ile birlikte yol ağları belli bir sisteme bağlanmıştır. İmparatorluğun ulaştığı noktalarda yol yapımından sorumlu olan Cursus Publicus’un teknik yetenekleri sayesinde yol inşaları bu yöntem üzerine bina edilmiştir. Bu sistemin getirdiği yenilikler ile Roma yol ağları imparatorluğun çöküşüne kadar iletişimi sürekli hale getirmiştir.

200 John Murray, “A 19th-Century Classical Encyclopaedia, A Dictionary of Greek and Roman Antiquities”, London, 1875, http: //penelope.uchicago.edu / Thayer /E/Roman/Texts/secondary / SMIGRA* /Viae.html. (12.02.2019). 201 Murray,http://penelope.uchicago.edu/Thayer/E/Roman/Texts/secondary/SMIGRA*/Viae.html.

27

Askeri amacı öncelikli olan bu yollar ticaretin de gelişmesi için önemli bir ekonomik araç haline dönüşmüştür.

Romalıların etkin olduğu coğrafyalarda ortaya koydukları görkemli yapılar dışında bir o kadar sağlam yolları, kendisinden sonra gelen uygarlıklara da esin kaynağı olacak şekilde etkilemiştir. Yollar ilk olarak Roma’nın askeri ilerlemesi ve fetih programının bir parçası olarak geliştirilmiş, zamanla kendi içinde ticari amaca daha fazla hizmet ederek asıl amacının da dışına çıkmıştır. İmparatorluk Dönemi’nin en önemli politikası olan Pax Romana barışıyla sağlanan huzurun verdiği güven ortamı ile Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarında yaptıkları yollar sadece Roma İmparatorluğu’nu zenginleştirmemiş, aynı zamanda tüm yerel uygarlıklarında gelişip, zenginleşmesini sağlamıştır. Belli bir noktadan çıkan ürünler bir çok noktayı dolaşarak bu sistem içinde entegre olmuş, ticaretin kendi içinde kimi zaman kontrolden çıkan gelişmişliği sayesinde tüm bölgeleri ileri bir çağa taşımıştır. Bu yollar tek ticaret gücü olarak değil kültürel yayılımında farklı coğrafyalarda izler bırakmasına olanak sağlamıştır. Her ne kadar, Roma İmparatorluğu’nun isteği dışında olsa da, yollar sayesinde doğuyu batıya, kuzeyi güney taşıyarak iletişimin akmasını ve bu iletişimin getirdiği nimetlerden tüm kültürlerinde fayda görmesine olanak sağlanmıştır.

Roma İmparatorluk yollarıyla ilgili bilgiler oldukça zengindir. Daha nitelikli ve kısa yollar üreterek üç kıtaya yayılmış bu imparatorluk, fetihler sonrasında eyaletler sistemi içinde kalan kentlerin ve kolonilerin birbirine bağlı kalmasını sürdürülebilir bir amaç alarak benimsemişlerdir. Roma İmparatorluğu, döneminin ilerleyişine ayak uydurarak, İmparatorluğu en uzak eyaletleri ile birbirine bağlamış, tüm coğrafyayı birbiri ile bütünleştirmiştir. Bu bölümde Roma İmparatorluğu’nun kaderini belirleyen ve gelişimine yön veren yollar ele alınmıştır (Harita 3).

Roma İmparatorluk yolları hakkında bilinen en eski belgelerden biri de The Tabula Peutingeriana’dır202. Harita İmparator Augustus Dönemi’nde Agrippa tarafından orijinal olarak hazırlanan ve bilinen dünyanın en eski haritasıdır. Harita, olası bir Roma orijinalinin MS 4. veya 5. yüzyılın bir belgesine dayanmaktadır ve 13. yüzyıldan kalma parşömen kopyasıdır. Avrupa'yı (İber Yarımadası ve Britanya Adaları olmadan), Kuzey

202 Lesley Adkins- Roy A. Adkıns Handbook to Life in Ancient Rome, Facts On File inphobase Publishing, New York, 2004, s. 187.

28

Afrika ve Orta Doğu, İran ve Hindistan’da dahil olmak üzere Asya bölgelerini kapsar203. (Fig. 1).

3. ROMA CUMHURİYET VE İMPARATORLUK DÖNEMİ YOLLARI

3.1. BATI AVRUPA YOLLARI

3.1.1. Via Appia Roma kendi iktidarının sağlam kalabilmesi için İtalya Yarımadası’nın güneyini ve kuzeyini birbirine bağlayan sistemsel yolu, “Yolların Kraliçesi” lakaplı Via Appia yolunu yapmıştır. MÖ 312 yılında yapılan Via Appia’dan önce Censor Appius Cladius önderliğinde yapımı tamamlanmış bir yol ağı daha vardır. Bu Tiber Vadisinde yapılan (Tuz yolu) veya Via Tiberina yoludur. Via Appia’nın yapılmasında en önemli tarihi gelişme MÖ 4. yüzyılda, Roma’nın, güneydeki Samnit kabilelerine karşı Capua kentine yardım ederek Güneye olan etkisini artırmaya başlamasıdır. İkinci Samnit Savaşı'nda, Caudine Forks'taki (MÖ 321) su temini eksikliği nedeniyle Roma lejyonları yenilgiye uğramıştır204. Lojistik sebeplerle yenilen Roma Cumhuriyeti bu ilk yolu askeri nedenlerle yapmıştır ve gerekliliği konusunda Roma Cumhuriyeti’nin üzerinde çok çalışmasına neden olmuştur205. Tam olarak en kısa ve en ucuz rota değildi, ancak MÖ 3. yüzyılın sonlarında en güvenli olanıydı. Yeni Via Appia geçtiği güzergâhta iki yeni Roma kolonisinin kurulmasını gerekli kıldı.206 (Harita 3).

3.1.2. Via Flaminian

Via Flaminian olarak adlandırılan ikinci Roma Cumhuriyet yolu MÖ 220’li yıllarda inşa edilmiştir. Bu yol Tiren'le Mare Adriaticum’u birbirine bağlayan ve tüm İtalya Yarımadası’nın ulaşım coğrafyasını değiştirerek Roma Cumhuriyet ve İmparatorluk Dönemi için önemli bir yere sahip olmuştur207. İtalya Yarımadası’nı ortadan ikiye bölmekte olup, Roma’nın iç noktalarda kalan kentlere ulaşımı kolaylaştırmıştır.

203 Adkins-Adkins, 2004, s.187. 204 Cèsar Carreras, Pau De Soto, “The Roman Transport Network: A Precedent for the Integration of the European Mobility”, 2013, s.8. https://www.researchgate.net/publication/271932478, (18.02.2019). 205 William Smith, Dictionary of Greek and Roman Geography, London, 1854, s. 1288. 206 Carreras-De Soto, 2013, s.8. 207 Carreras-De Soto, 2013, s.8.

29

Mare Adriaticum kıyısındaki Ariminum’a (Rimini) giden dağların zor şartlarından dolayı bu yol Romalılar’ın Etruria, Latium ve Campania ile Padus Vadisi (Po Vadisi) üzerinden kullandıkları yegâne yoldur. Güneyde ise Roma’ya ulaşarak buradan güneye devam eder ve önemli bir liman olan Ostia ile birleşmektedir208 (Harita 4).

3.1.3. Via Aemilia

Via Aemilia, Kuzey İtalya ovasının içlerini tarayan ve Alplerdeki geçitlerin kontrol edilmesini sağlayan antik yollardan biridir. Mare Adriaticum kıyısında yer alan Ariminum kentinden geçerek Padus Nehri (Po Nehri) üzerindeki önemli bir kavşak noktası olan Placentia’ya (Piacenza) ulaşır. Burada Via Domitia, ve Via Helvetica yollarına bağlanır. Via Aemilia MÖ 187 yılında tamamlanmış olup, kendinden 33 yıl önce tamamlanmış olan Via Flaminia ile Roma'ya bağlanmaktadır. Ariminum’da sonlanan Via Flaminia’nın genişletilen diğer ucu ise Via Sucinari adıyla Mare Adriaticum’un kuzey batısındaki Ravenn (Ravenna) ve Patavium (Podova) limanlarını içine alacak şekilde kuzeye doğru ilerler ve orta Avrupa’ya uzanır209 (Harita 5).

Bu yolların tamamlanmasıyla anakara sınırları içinde yarımada da en uzak noktayla sürekli bağlantı sağlanmıştır. Roma’ya kolaylık sağlayan bu sistem kalıcılığıyla yolların stratejik bir imar rolü kazanmasını sağlamış kısa sürede Yarımada’nın kendisini bir örümcek ağı gibi sarmıştır. Böylelikle askeri ve ticari aktivitelerde kolaylık sağlanmıştır.

3.1.4. Via Agrippa ve Via Domitia

Roma Cumhuriyet Dönemi’nde olduğu gibi İmparatorluk süresince bütün imparatorlar yolların gelişmesinde son derece titiz davranmışlardır. Sadece imparatorlar değil Roma için önemli yerel yöneticilerin ve Proconsüllerin büyük desteği yadsınamaz bir gerçektir. Bu durumu destekleyecek en iyi örnek ise Agrippa’nın MÖ 16 ile 13 arasındaki yıllarda denetimi önderliğinde, Provincia Gallia’dan başlayarak, yolların lejyonlar tarafından düzenlenmesidir210. Provincia Gallia’dan en önemli yol Via

208 Carreras-De Soto, 2013, s.8. 209 Carreras-De Soto, 2013, s.9. 210 Altun, a.g.t., s.48.

30

Agrippa’nın MÖ 39-38 yıllarında inşa etirdiği bilinmektedir211. Fakat Iulius Caesar'ın Gallia’daki işgalinden önce, Provincia Gallia’nın geniş coğrafyasında iyi kurulmuş bir yol sistemi Roma Cumhuriyeti öncesinde de vardı. Via Agrippa, Provincia Gallia’yı Kuzey-Güney ve Doğu-Batı yönünde uzanan Nemausus‘ tan (Nimes) başlayarak bugünkü Fransa’nın kuzeyini tarayan ve iç bölgelerle iletişimi sağlayarak Oceanus Germanicus’daki Gesoriacum (Boulogne) limanına kadar ulaşır. Bu liman Britannia’nın fethi için önemli bir konuma sahipti. Britannia’nın fethi ile Londunium’dan (Londra) çıkan yollardan biri doğrudan bu limanla bağlantılı olarak Roma’nın iletişimini sağlamıştır. Avrupa’nın batısında doğru Via Domitia ile ulaşım daha da genişletilmiştir. MÖ 121'de inşa edilen Via Domitia ile Roma Provincia Hispania içlerine doğru önemli bir adım atmış olmaktaydı212. (Harita 6).

3.1.5. Via Germanica

Germania’da yaşayan bazı kabileler olan Cimbri ve Teutonlar MÖ 113 yılında Germania ‘yı aşıp, Alpler'deki Romalılar’ı mağlup ettiler. Çok sürmeden ikinci bir savaşta MÖ 105'de tekrar Romalıları yendiler213. Roma Cumhuriyeti bu durumdan rahatsız olduğu için kuzey sınırlarını güvenli hale getirmek eğilimindeydi. General Gaius Marius askeri taktikleri ile Germania kabilelerini yenmeyi başardı. M.Ö 58'de Iulius Caesar tarafından bozguna uğratılarak kuzeye çekilmek durumda kaldılar214. Bunu fırsat bilen Roma Cumhuriyeti sınırlarını genişletip, Germanialıları kuzeye doğru sürmeye başladı. Germania nehirleri üzerinde seyahat edilmeye izin veren bir özelliğe sahipti. Bu nedenle Roma burada yaptığı kara yolları dışında nehir yollarını da kullanmıştır. Roma İmparatorluğu ile Germania arasındaki en ciddi çatışmalar İmparator Augustus Dönemi’nde yaşandı. Savaşın sonucunda Roma İmparatorluğu sınırlarını Elbe ve Tuna’ya kadar ulaştırdı215. Agrippa, Provincia Gallia’da oluğu gibi Provincia Germania topraklarında da var olan belli başlı ana ve yan yoların tespitini yaptırmıştır. Buradaki amaç Roma İmparatorluğu’ndan çok uzakta olan bu toprakların tümünde çıkarlarına uygun sistemli bir uzak yol şebekesini oluşturmaktı. Provincia Germania’nın batısını

211 George Hacquard-Jean Dautry-Olivier Maisani, Guide Romain Antique, Hachette, 1952, s.162. 212 Fernand Benoit, “La légende d'Héraclès et la colonisation grecque dans le delta du Rhône”, L'Humanité 8, 1949, s.112-113. 213 J. Knapton, “The Romans And Theır Roads The Orıgınal Small Element Pavement Technologısts”, University of New Castle Newcastle upon Tyne. UK, Pave Israel, 1996, s.48. 214 Knapton, 1996, s.48. 215 Knapton, 1996, s.48.

31 tarayan yol ağının başlangıcının büyük kısmı Agrippa ile sağlanmıştır216. Bu sayede tüm dünyanın kaynakları ne kadar uzakta dahi olsa merkez bir noktadan idare edilebilecekti. Provincia Germania’ya boyun eğdirmek için yapılan son Roma İmparatorluğu girişimi, MS 180’de İmparator Marcus Aurelius’un Germanialılar’ı takip etmesi ve Provincia Germania ile Provincia Marcomannia kontrolünü ele geçirmesiyle gerçekleşti.217 Romalıların Provincia Germania’yı tamamen ele geçirememesi nedeniyle, ülkedeki Roma İmpaatorluk yolları istenilen düzeye hiçbir zaman ulaşamamıştır. Provincia Hispania’da olduğu gibi Provincia Germania coğrafyası da oldukça zor şartlar sunmaktaydı. Yoğun ağaçlık ve fazlaca bataklıkların olması nedeniyle Roma İmparatorluk yolları inşa edilirken topografyanın doğal hatları takip edilmiş ve nehir taşımacılığıyla alternatif hatlar oluşturulmuştur. Bu düzenle gelişen Provincia Germania’da ki Roma İmparatorluk yolları Doğu-Batı yönünde karasal hatları takip ederken, Kuzey-Güney iletişimi ise daha çok nehirlerle sağlanmıştır218(Harita 7).

3.1.6. Via Herculea (Via Augusta)

Provincia Hispania’nın dağlık doğası her zaman seyahat etmeyi engellemiştir. Aynı zamanda nehir vadileri işe yarar yolların oluşmasında olumsuz etki yaratmıştır. Bu durum sebebiyle Provincia Hispania’daki Roma İmparatorluk yolları, olabildiğince doğal şartları izleyen eski rotaların üzerine kurulmuştur219. Provincia Hispania’nın olumsuz coğrafi koşulları bölgede Romalılar’ın daha çok kıyı boyunca yol inşa edip, deniz yolculuğunu tercih etmesine sebep olmuştur. İç kısımlara ise mevcut olan yol ağları kullanılarak ve yeni yollar ile erişilmiştir220. Zaman içerisinde toplamda 11.265 km olan çok sayıda yol inşa edilmiştir. Roma Cumhuriyeti’nin Provincia Hispania topraklarında asıl emeli ise kalay, altın, demir, gümüş ve civa kaynakları açısından zengin olmasıydı221. Bu madenlerin ticari anlamda değerlendirilmesi ise Roma Cumhuriyeti’nin ekonomik refahının üzerinde etkili olmuştur. Provincia Hispania’nın zor geçitlerinin olması bu madenlerin deniz yoluyla taşınmasında etkili olmuştur.

216 Frizt Kretzschmer, Resimlerle Antik Roma’da Mimarlık Ve Mühendislik, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul, 2000, s.116. 217 Knapton, 1996, s.48. 218 Knapton, 1996, s.48. 219 Knapton, 1996, s.49. 220 Knapton, 1996, s.49. 221 Knapton, 1996, s.49.

32

Provincia Hispania’dan geçen eski yollardan biride Via Herculea’dır (Via Augusta) ve Herakles mitolojisiyle ilişkilendirilmiştir222. Daha öncesinde Hannibal ordusunu bu hat üzerinden yürütmüştür. Yolun özünde askeri bir güzergâh olarak kullanıldığı yapımından öncede Hannibalin ordusunu buradan geçirmesiyle de anlaşılmaktadır. MÖ 219 yılında Hannibal ordusuyla Roma Cumhuriyeti’nin kapılarına dayandığında Güney Gallia ve Alpler arasındaki yol ağının stratejik değerinin önemi ortaya çıkmış oldu. Çünkü Hannibal’in yürüyüşü engelsiz olarak devam etmiştir. Bu sebeple MÖ 75-73 Provincia Gallia valisi Fonteius'un ana görevi, İtalia ile Provincia Hispania arasındaki iletişimin güvenliğini sağlamaktı223. Iulius Caesar’ın “Herkül Yolu” stratejisinden doğan Gallia'nın fethi, aynı zamanda stratejik soruna geçici olarak son verdi224. Iulius Caesar ’ın Gallia’yı teslim alması güney Gallia’yı bir zaman sorun olmaktan çıkardı. Ancak Augustus Dönemi’ne kadar Alpler oldukça güvensiz bir güzergâh olarak ününü korumaya devam etti. Zamanla Roma Cumhuriyeti Provincia Gallia ve İtalia arasındaki tüm bölgeleri kontrol etmesi sağlandı. Roma Cumhuriyeti’nin önem verdiği Provincia Gallia bölgesinin güvenliği için Via Herculea özellikle Iulius Caesar tarafından çok önemsenmiştir. Çünkü Gallia’nın fethinin tamamlanması açısından önem arz etmekteydi. Güney Gallia’nın bu yollar ile kontrolü sağlanması geriden gelebilecek bir tehdidi durdurabilecekti. Via Herculea’nın kuzeydoğuya doğru devamı olan Via Domitia ile birleşerek Roma’ya uzanan önemli bir rota haline gelecektir. Aynı zamanda Kuzey Afrika’nın batısındaki ticari ve askeri faaliyetler için de önemli bir avantaj sağlayacaktır (Harita 8).

3.1.7. Via Britannia

Via Britanica yol ağı Roma İmparatorluğu’nun İngiltere topraklarına girişiyle sisteme sokulmuştur. Bu açıdan İngiltere’deki Roma yolları çeşitli açılardan oldukça eşsizdir. Çok uzun yıllar koruna gelmeyi başarmıştır225. Romalılar ilk olarak Britannia’ya MÖ 55 yılında Iulius Caesar Dönemi’nde adım atmıştır. Fakat başarısız bir fetih olmasından dolayı bir yıl içinde tekrar Avrupa’ya geri çekilmek durumunda kalınmıştır.

222 Norman J. DeWitt, “Rome and the Road of Hercules", Transactions and Proceedings Of The American Philological Association, , Vol. 72, 1941, J.Stor, s.59-69 https://www.jstor.org/stable/283041. (25.01.2019) 223 DeWitt, 1941, s. 69. 224 DeWitt, 1941, s. 59. 225 Knapton, 1996, s.31.

33

İmparator Claudius'un MS 43'teki başarılı Roma istilasının ardından yol yapımında kimi zaman Provincia Britannia’da mevcut yolları kullanmış ve bazılarını onararak bakımlarını yapmışlardır226. Anakara da yaptığı yol ağları ile başarılar sağlayan Claudius benzer bir çalışmayı da bilgileri sayesinde Provincia Britannia’da gerçekleştirmiştir. Romalılar Provincia Britannia’nın içlerinde ilerledikçe Güneydoğu'da ve Güneyde MS 50 yılına kadar önemli bir yol ağı geliştirmeyi başarmışlardı, ancak tepelik Kuzey Galler dağlarında yaşayan ve direnen Britannialı kabileler Roma’nın bu bölgede ilerlemesinde engel teşkil etmekteydi. Roma İmparatorluğu bu bölgede kavimlere karşı önlemler almıştır. MS 43-81 yılları arasında kalan dönemde yolların inşası büyük oranda tamamlanmıştı227. Londunium’dan başlayan tüm yolların çıkışını kuzeye ve güneye doğru genişletmişlerdir. Bu sayede ekonomik süreklilik için planlanan ağlar Roma İmparatorluğu’nun Provincia Britannia’daki alt yapı ağını oluşturmuştur (Harita 9) .

3.2. DOĞU AVRUPA ve BALKANLARDAKİ YOLLARI

Roma Cumhuriyeti, Doğu ile Batı arasındaki ulaşımı sağlaması için biri Roma’dan hareket merkezli olmak üzere Mare Adriaticum’u aşan önemli bir rotayı yol ağı sistemine dahil etmiştir. Doğu Avrupa’da iki ana güzergâh ile devam eden ve Provincia Makedonia, Provincia Thracia ve Provincia Grecia üzerinde geçirerek ’a kadar ulaştırmıştır228. Roma’dan başlayan Via Appia yolunun bir devamı olarak inşa edilen Mare Adriaticum, Mare Aegeum (Ege denizi) ve Propontis (Marmara Denizi) ile koşut ilerleyen Via Egnatia’dır. İkinci yol ise Via Militaris olarak bilinen Singidunum’dan (Belgrad) başlayarak Provincia Thracia üzerinden Provincia Asia’ya geçen, Roma’nın Doğu Akdeniz’e ulaşan ve Tigris (Dicle) Nehri arasına kadar devam eden yoldur229. Bu iki yol doğu Avrupa’nın kontrolü açısından oldukça önemli bir konumda yer almaktadır. Bu yollar Lejyonların en kısa şekilde Provincia Asia ve

226 Knapton, 1996, s.31. 227 Knapton, 1996, s.29. 228 Elena Koytcheva, "Logistical problems for the movement of the early crusaders through the Balkans: Transport and road systems", Proceedings of the 21st International Congress of Byzantine Studies, ed. Elizabeth Jeffreys, Ashgate, 2006 s. 54; Richard J. A. Talbert, Barrington Atlas of the Greek and Roman World, Map-by-Map Directory,Princeton University 2000, s. 749. 229 Tabula Peutingeriana Date - Cartographic Images First century AD. http://cartographic-images.net/Cartographic_Images/120_Peutinger_Table.html. (27.02.2019)

34

Provincia Taurica’ya kadar ulaşmasını sağlamıştır. Bu açıdan Anadolu’nun fethinde önemli roller oynamıştır.

3.2.1. Via Egnatia

MÖ 146 – 143 yüzyılda Via Egnatia Roma Cumhuriyeti’nin önemli yollarından biridir. Aynı zamanda, Anadolu’nun da Hebrus (Meriç) nehrinde Provincia Macedonia ve Provincia Thracia sınırını ve yolun 860 kilometrelik kısmını belirten bazı miltaşları mevcuttur. Miltaşlarındaki çift dilli yazıtlardan, Provincia Macedonia Prokonsülü Gnaeus Egnatius'un yolun yapım aşamasını yönettiğini ifade eder. Miltaşının ise hangi tarihe ait olduğu belli değildir. Yol adını Gnaeus Egnatius'tan almış olmalıdır230. Polibios ve Cicero'nun belirttiği kadarıyla İlliria’dan Byzantium'a ulaşan askeri yol olduğu ve mevcut bir yolun üzerine geliştirilmiş olduğu öğrenilmektedir231. Via Egnatia Saint Paulos’un ikinci seyahatinde Philippi’den Thessalonica 'e giderken kullanılmıştır232. Ayrıca Roma açısından kaderini belirleyen önemli bazı olaylara da tanıklık etmiştir: Roma’nın iç savaşı sırasında Iulius Caesar’ın ve Pompeius’in askerleri Via Egnatia Yolunu kullanmışlardır; Kurtarıcıların iç savaşında Marcus Antonius, Octavianus, Cassius ve Brutus’ü Philippi savaşında karşılaşmalarına dek Via Egnatia’yı takip ederek peşlerinden gitmişlerdir. Gün yüzüne çıkarılan miltaşlarının sayesinde, İmparator Traianus’un Partlara karşı MS 113'teki sefere çıkmadan önce Via Egnatia’yı oldukça geniş bir çerçevede onarım ve tamamlama çalışmalarına tabi tutmuştur. MS 5. yüzyıldan sonra balkanlardaki siyasi boşluğun etkisi ile Via Egnatia’nın tamamına yakını tahrip edilmiştir233 (Harita 10).

Doğu Avrupa yolları içinde yer alan Via Egnatia Roma'dan başlayarak Via Appia’ya bağlanır ve Brindisium’a uzanır. Ana yol buradan Mare Adriaticum’dan geçerek Roma'nın Illiria, Provincia Macedonia ve Provincia Thracia bölgelerinden geçer. Mare Adriaticum’da önemli iki liman olan Dyrrachium ve Apollonia ulaşır. Yol bu iki kentten ayrıldıktan hemen sonra birleşerek Doğu yönünde devam eder. Mare Adriaticum kıyısı boyunca Thessalonica’e uzanır. Mora yarımadasını aştıktan sonra Mare

230 Greg H. R. Horsley, New Documents Illustrating Early , Liverpool University Press, 1982, s.81. 231 Ben Witherington, 1 and 2 Thesssalonians: A Socio-Rhetorical Commentary, Cambridge, 2006, s.3. 232 Can Nuroğlu, “İlk ve Orijinal Kilise Elçilerin İşleri 16-17”, 2014, s.92-98. http://hristiyankitaplar.com/ (27.02.2019) 233 Horsley, 1982, s.81.

35

Aegeum’un kuzey kara sınırını takip ederek, Provincia Thracia’da, kurulmuş olan koloni kentlerinden geçmektedir234. Son olarak Byzantium’a varır. Yolun bu güzergâhı Via Egnatia’nın askeri yönünün dışında ticari bir özelliğini de ortaya koymuştur. Via Egnatia Geç Antik Dönem’de dahi önemi koruyarak Roma ve Konstantinopolis arasındaki iletişim aracı olmuştur. Osmanlı Dönemi’nde ise Rumeli Sol Kol’u olarak adlandırılmıştır235.

3.2.2. Via Militaris

MS 1. yüzyılda Romalılar tarafından inşa edilen Via Militaris askeri amaçlı bir niteliğe sahipti236. Singidunum’dan başlayıp, güneydoğu’ya devam ederek, Tuna kıyısındaki Viminacium, Naissus (Niş), Serdica, Philippopolis, Adrianopolis, şehirlerinden geçerek Byzantion’da son bulmaktaydı. Singidunum’dan kuzeybatıya doğru ilerlendiğinde yol olarak Provincia Germania içlerine doğru ilerler. Askeri harekâtların ulaşımı için omurga görevini üstlenen Via Militaris (İmparatorluk Yolu) Vardar ve Struma nehirleriyle Via Egnatia Yolu'na bağlanmaktaydı. Via Militaris’in avantajları sayesinde Roma İmparatorluğu Provincia Macedonia, Provincia Thracia ve Provincia Grecia üzerindeki konumunu daha güçlendirerek lejyonların Anadolu topraklarındaki ilerleyişini hızlandırmış olacaktır237. Via Militaris Osmanlı Dönemi’nde balkanlarda ilerleyişin kilit bir anahtarı olmuş ve Rumeli Orta Kolu adıyla anılan yol geç dönemlerde de kullanılmaya devam etmiştir238 (Harita 11).

3.2.3. Via Domitiana

Roma İmparatorluğu Karadeniz kolonileri üzerinde etki kurabilmek adına buradaki yolların kontrol altına alınması üzerinde durmuştur. Bu sebeple, ticaretin kontrol edilebilmesi için Byzantium bağlantılı iki farklı Scythica yolu oluşturulmuştur239. Roma İmparatorluğu Scythica’yı ve özellikle Scythia halkının denetlenebilmesi için bu güzergâh üzerinde yol çalışmaları gerçekleştirmiş olmalıdır. İÖ 29-27 yıllarında

234 Erdener Pehlivan “Doğu Trakya’da Roma Dönemi Yolları”, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Edirne, 2010, s.64. 235 Sema Altunan, “XVIII. yy’da Silistre Eyaletinde Haberleşme Ağı: Rumeli Sağ Kol Menzilleri”, Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, OTAM 18, 2005, s.2. 236 Fred Singleton, A Short History of the Yugoslav Peoples, Cambridge University Press, 1985, s. 12, 237 Pehlivan a.g., s.65. 238 Altunan, 2005, s.2. 239 Pehlivan, a.g.t., s.65.

36

Crassus’un komutasında Güneydoğu Avrupa’da yaşayan Scythialılar (İskitler) üzerine gerçekleştirmiş oldukça başarılı savaşlar bu yolların sağladığı stratejik yerleşim noktalarını birbirine bağlaması neticesinde almıştır240. Bunlardan birincisi Byzantium’dan başlayarak Pontus Euxinus (Karadeniz) kıyısı boyunca kıyı üzerinde yer alan ticari limanları kontrol etmek için Apollonia Pontica üzerinden Scythica topraklarına uzanan Via Domitiana’dır. İkinci yol ise Doğu Trakya’nın üzerinden Byze’yi (Kırklareli, Vize) takip ederek Apollonia Pontica’ya varır ve Pontus Euxinus batı kıyısını takip ederek Via Domitiana ile birleşen diğer yoldur241 (Harita 12).

3.3. KUZEY AFRİKA YOLLARI

3.3.1. Via Claudia

Kuzey Afrika'da iletişimi engelleyen en büyük sorun, birçok bölgede denizden iç bölgelere kadar uzanan Sahra Çölü'dür. Buna karşın Kuzey Afrika'daki yolların tamamına yakını Roma İmparatorluğu Dönemi’nde büyütülüp genişletilmiştir. Bu yollar MS 1. ve 2. yüzyıllarda inşa edilmiştir242. MS 14'te Legio III Augusta, Afrika'daki ilk Roma yolu olan Tacape'den batıdaki Ammaedara'ya kadar olan yolun inşasını gerçekleştirmiştir. MS 42'de, Roma İmparatorluğu Mauretania Krallığını topraklarına katmıştır. Romalılar, Aegyptus’daki ’dan Herkül’ün Sütunları’na (Cebelitarık Boğazı) yani Atlantik'ten Nil'e kadar 3380 km boyunca uzanan sürekli bir sahil yolu oluşturdular243. Bu yol İmparator Claudius’un Kuzey Afrika’daki yollar üzerinde başlayan çalışmalarıyla Kartaca’nın batısından başlayıp, kıyı kasabalarını birbirine bağlayan Kuzey Afrika sahil şeridini takip eden Via Claudia’nın temelini atmıştır. Bu yol Kartaca’nın doğusuna doğru ticaret limanları ve merkezleri olan Sabartha, Oea-, Leptis Magna ve Cyrenaica bölgesini birbirine bağlıyordu. Buradan da Aegyptu’a kadar Provencia Africa ‘yı birleştirmektedir244 (Harita 13).

240 Lesley Adkins, Roy A. Adkins, Handbook to Life in Ancient Rome Updated Edition, Facts On Files, New York, 2004, s. 59. 241 Pehlivan, a.g.t., s.65. 242 Knapton, 1996, s.50 243 Knapton, 1996, s.50 244 Eugenia Equini, North Africa's Great Roman Road; from Alexandria to Gibraltar”, Magazıne Artıcle Unesco Courier, (25.02.2019) https://www.questia.com/magazine/1G1-3289699/north-africa-s-great-roman-road-from-alexandria-to

37

Tüm Roma İmparatorluk yolları gibi Via Claudia’da The Tabula Peutingeriana belirtilmiştir. Peutinger Tablosunda belirtilen güzergâh, genellikle sahile paralel olarak gitmektedir. Bu yol kentleşmenin büyümesini teşvik etmenin yanı sıra bazı askeri ve ticari ihtiyaçları karşılayacak şekilde oluşturulmuş olduğu kesindir. Via Claudia MS 1.yüzyılın sonunda en çok kullanılan güzergâhtır ve muhtemelen son hali İmparator Traianus ve Hadrianus Dönemleri’nde yapılan imar çalışmaları sonucunda şekillendirilmiştir245.

Roma İmparatorluk Dönemi öncesi Kuzey Afrika’daki karayolu ağı hakkında bilgi kaynakları oldukça sınırlıdır. Fakat Phoenicia’lılar ve Greek’ler bu güzergâhı kullanıyor olmalıdırlar. Hiç şüphesiz bu rota Roma’dan öncede iki önemli nokta olan doğudaki Alexandria’nın büyük limanının inşa edildiği Nil deltası ile M.Ö. 4. yüzyılda Kartaca’da Phoenicia’lıların kurduğu Bizerta kentleri arasındaki tek bağlantı kanalıydı ve Batı Akdeniz'deki tüm ticarete hakim durumdaydılar. MÖ 146’da Kartaca, Roma Cumhuriyeti tarafından yıkılınca bu hâkimiyet son bulmuştur. Roma İmparatorluk Dönemi’nde yol ağı daha da genişletilip, nitelikleri arttırılarak kullanımına devam ettirilmiştir246.

3.3.2. Via Hadriana

MS 137 yılında İmparator Hadrianus, Mısır’ı güneye doğru takip eden Antinopolis'ten Berenice'ye kadar uzan Via Hadriana’yı inşa ettirdi247. Bu yol sayesinde Mare Rubrum’a (Kızıldeniz) gelen ticari limanların kontrolünün elde edilmesini sağlamıştır. Böylelikle uzak doğuya giden deniz yolu denetimi kontrol altına alınmıştır. Bu durum ticaretin daha yoğun yaşanmasına büyük oranda destek olmuştur248. Tüm Mare Mediterraneum’un ticari hareketliliğini eline geçirerek hem deniz üzerinde hem de kara ticareti üzerinde tüm zenginliklerin getirisini Roma merkezinde hisseden bir İmparatorluk konumuna erişmiştir (Harita 14).

245 https://www.questia.com/magazine/1G1-3289699/north-africa-s-great-roman-road-from-alexandria-to 246 https://www.questia.com/magazine/1G1-3289699/north-africa-s-great-roman-road-from- alexandria-to 247 https://www.questia.com/magazine/1G1-3289699/north-africa-s-great-roman- road-from-alexandria-to 248 https://www.questia.com/magazine/1G1-3289699/north-africa-s-great-roman-road-from-alexandria-to

38

3.3.3. Via Maris ve Via Traiana Nova

Via Maris (Deniz yolu) ise Via Claudia’nın bir devamı şekline Sina yarımadasını aşıp kuzeye doğru yönelir. Levant bölgesini aşarak, Provincia Syria’ya geçerek Küçük Asya toprakları içinde son bulur. Mezopotamya toraklarıyla ilişikli bu bölge çok eski dönemlerden buyana uygarlık tarihinin en aktif alanı olması sebebiyle hali hazırda fazlasıyla yolun kullanılabilir durumda olduğu bir gerçektir249. Roma İmparatorluğu burada yol ağları üzerinde genişleyerek kıyı şeridinin tamamını kontrol altına almış ve iç bölgeleri de denetleme fırsatı sunan mevcut yolların avantajlarından yararlanmışlardır. Bu bağlamda iki önemli Roma yolu olan Via Maris ile Via Traiana Nova’nın yakın ilişki içinde olması iki yolun hareketliliğini arttırmıştır.

Via Traiana Nova antik dönemlerden kuzey-güney ticareti için önemli bir hat olmuştur. Roma imparatoru Trajan (MS 98-117), bölgesel başkent Bostra ve El-Akabe arasındaki ulaşım ve iletişimi geliştirmek için mevcut yolu yenilemiştir. Yenilenen yol, Trajan'ın İtalya'daki Via Traiana tarafından inşa edilen başka bir yoldan ayırt edilmesi için özellikle “Via Nova Traiana” olarak biliniyordu250. Eski Ahit'te belirtilen, dünyanın en eski sürekli kullanılan iletişim yollarından biridir251. Memphis başlangıçlı Via Traiana güzergâhında Mare Rubrum’la bağlantılı Clysma ve Aelana liman kentleri sayesinde Mare Rubrum ticaretini Mare Mediterraneum’un sınırlarına taşımıştır. Clysma ise hemen kuzeyinde Via Maris yolu üzerinde bulunan ve Mare Mediterraneum liman kenti olan Pelusium ile yakın ticari birliktelikleri olmalıdır. Aelana liman kenti Kızıldeniz ticaretini ise kuzey doğu yönünde önemli bir Roma yerleşimi olan Petra kentinden geçirerek kuzeyde Damascus’a (Şam) taşımaktadır252. Damascus önemli bir yol kavşağıdır Via Maris ile Via Traiana burada kesişir. Damascus’tan başlayan diğer önemli yol ise Via Tiberia’dır. Via Tiberia güzergâhı Mare Rubrum ticaretini Suriye’den çıkararak Anadolu’nun kuzeyine yöneltir ve Pontus Euxinus liman kentleri olan Sinope (Sinop) ve Amissos’ta (Samsun) son bulur (Harita 15).

249 https://www.bible-history.com/maps/ancient-roads-in-israel.html (10.01.2019) 250 Iain Browning , Jerash and the Decapolis, Chatto & Windus, London, 1982, s. 33. 251 https://www.britannica.com/topic/Kings-Highway 252 https://www.drivethruhistory.com/roman-road-system-time-jesus/ (20.05.2019)

39

3.4. ASIA MINOR’DAKİ ROMA İMPARATORLUK DÖNEMİ YOLLARI

Roma Cumhuriyet Dönemi’nde Asia Minor’da yol güzergâhları belli bir düzen içerisinde oluşturulmuştur. Temelde askeri nitelikli bu yollar kentlerin önemli ticari merkezlere ulaşmalarını sağlayacak biçimde genişletilmiştir. Asia Minor’da Prokonsül Manius Aquillius ile birlikte MÖ 129’dan itibaren eyalet sistemi içinde yollar geliştirilmeye başlanmıştır. İmparatorluk süreciyle birlikte yol ağlarının gelişimi yoğunlaşarak daha kaliteli bir sisteme dönüşmüştür. Provincia Asia’daki önemli yollardan biri doğu-batı aksında Phrygia ve Provincia Galatya’yı önce ’e, sonra da Mare Aegeum!a bağlayan yoldur. Kuzey-güney aksında olan diğer yol ise Hellespontos (Çanakkale Boğazı) kıyısından başlayıp, Lycia yarımadasına ulaşır. Lycia’da kollara ayrılan yol Hermos ve Meander vadilerini takip ederek Anadolu içlerine doğru devam eder. Bir başka yol da, Pergamon platosu üzerinden Thyateira, Sardeis, Philadelpheia, Laodikeia ve Termessos’dan geçerek Attalei’ya ulaşan, Legatus Manius Aquillius‟un tasarladığı güzergâhtır253. Ana arterler Lycia Bölgesi’nin çevresinden dolaşarak devam etmektedir. Bölgede ele geçen bazı miltaşları Geç Antik Dönem’e tarihlenir. Bu miltaşları ve Arykanda vadilerinden geçen iki önemli kuzey-güney doğrultulu yol üzerinde tespit edilmiştir254. ’da ele geçen çok önemli bir buluntu ise bölgenin ilk valisi Quintus Veranius tarafından İmparator Cladius adına yapılan Stadiasmus Patarensis anıtıdır. Bölgedeki kentlere ulaşan bağlantı yollarını içeren bir yazıta sahiptir. Bu yazıtta uzaklıklar ölçüsünde verilmiştir255.

Manius Aquilius’un yaptırdığı Perge yolu Akdeniz kıyısı boyunca Pamphylia ovasından doğuya doğru devam ederek Dağlık Cilicia’dan geçer ve buradan Ovalık Cilicia’ya ulaşmaktadır. Yolun kuzeyden giden kısmı Euphrates’e ve yakınlarından, Amanos Dağları’nı takip ederek Antiocheia’ya ulaşır256. Provincia Cilcia Bölgesi’nde Roma İmparatorluk yollarının hem dağlık hem de ovalık Cilicia’da bölgeyle entegre olmuş sistemli bir yol ağı bulunmaktadır257.

253 Christian Marek, In the Land of a Thousand Gods, A History of Asia Minor in the Ancient World, Princeton University Press, 2018, s. 375. 254 Marek, 2016, s. 375. 255 Sencer Şahin, Stadiasmus Patarensis Likya Eyaleti Roma Yolları, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul 2011, s.33. Fatih Onur, Patara Yol Anııtı-Lukka’dan Lykya’ya Sarpedon ve Aziz Nikolaos’un Ülkesi, (Ed. H.İşkan- E.Dündar), YKY, 2016, s. 570-576. 256 Altun, a.g.t., s. 43. 257 Ümit Aydınoğlu, “ Bölgesi Yol Ağı”, Mersin, 1998, OLBA I, s.143.

40

Roma İmparatorluğu sınırları doğuya doğru genişledikçe Parthlar ile mücadele etmek için buralarda ticari faaliyetlerin haricinde askeri yolların inşası da başlamıştır. Güzergâhlardan biri XV. Lejyon Apollionaris'in karargahı olan 'dan (Gümüşhane- Sadak köyü) çıkarak Euphrates boyunca devam ederek Miletene’ye (Malatya) ulaşır. Tekrar Euphrates takip ederek Zeugma kentine oradan da Provincia Syria giriş kapısı olan Samosata’ya () varmaktadır258. Melitene'den bir yol daha Toros dağları boyunca gelir, Arabissos’tan (Kahramanmaraş-Afşin) geçerek, Kokussos’a (Göksun) gider. Kokoussos’tan da bir yol Komana’ya (Tokat-Gümenek), Ariarathia’ya (Kayseri- Pınarbaşı) ve Sebasteia’ya (Sivas) buradan da Kızılırmak’ın doğusu boyunca Nikopolis’e (Şebinkarahisar), oradan da Satala’ya ulaşır259. Euphrates hattı boyunca oluşturulan Stala, Melitene, Zeugma ve Samosata yerleşimleri sayesinde Assur Koloni Çağı’ndan buyana aktif olarak kullanılan ticaret yollarının birçoğuna askeri nitelik kazandırılmıştır. Bu yollar Roma İmparatorluk sürecinde daha da geliştirilerek ordu ve malzeme nakliyesi için kullanılabilir bir güzergâh haline dönüştürülmüştür260. Anadolu’nun doğusunda yer alan uzak mesafeli yollar öncelikle askeri niteliklere dönüştürülmesi İmparator Augustus ile başlamış Flaviuslar Dönemi ile en üst seviyeye çıkmıştır. Traianus ve Septimius Severus Dönemleri’nde Parthlara karşı yapılan savaşlar esnasında yol onarımları bölgede desteklerin ve malzemelerin ulaştırılabilmesi için yapılmıştır 261. Septimius Severus döneminde yol yapımı ve tamiriyle ilgili faaliyetler, tüm Anadolu'yu kapsayacak şekilde yürütülmüştür262

Roma İmparatorluğu doğu sınırında askeri yollar, Asia Minor sınırlarındaki eyalet yollarında olduğu gibi 8 m genişliktedir ve ana karargâhlar haricinde, savunma kalelerinin, askerlerin bir günlük yürüyüş mesafesine denk gelen yaklaşık 20 km’lik aralıklarla yerleştirildiği bilinmektedir263. Rotalar çok fazla değişmese de tıpkı karargâh

258 Sever, a.g.t., s. 70 259 David H. French, “Roman Roads and·.Milestones in Anatolla1982”, 1. AST, Ankara, 1983, s. 87-88; David H. French, “Roma Yolları Ve Miltaşları : 1984”, 3. AST, Ankara, 1985, s.143-146.; David H. French, “Küçük Asya Roma Yolları ve Miltaşları 1986”, Ankara, 1987, 5. AST-1, s 193. 260 Dicle Kaya, “Roma’nın Anadolu’daki Doğu Sınırı: Karargâhlar, Köprüler Ve Yol Ağlarının Arkeolojik Açıdan İncelenmesi”, , (İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 2017, s. 13. 261 Altun, a.g.t., s. 44. 262 Mehmet Ali Kaya, “Roma İmparatoru Septimius Severus Döneminde Anadolu”, Tarih Araştırmaları Dergisi, 2006, cilt.25 sayı: 39, s. 36-37. 263 T.B.Mitford, “The Euphrates Frontier in Cappadocia”, Studien zu den Militärgrenzen Roms II, 38, Köln, 1977, s. 507.

41 ve kaleler gibi yollar da barajlardan etkilenmişlerdir. Özellikle Zeugma, Samosata ve Melitene civarındaki antik yolların bir kısmı sular altında kalmıştır. Fakat yer yer tespit edilebilen izlere göre özenle inşa edilen yollar, merkezi bir omurgaya ve sınır hatlarına sahiptir264.

3.5. ROMA İMPARATORLUK DÖNEMİ YOLLARININ VIA SEBASTE İLE OLAN BENZERLİKLERİ Roma Cumhuriyeti ve İmparatorluk Dönemleri’nde inşa edilen yolların tamamı başlangıçta askeri amaçlı olarak şekillenmiştir. Yoğun bir biçimde taşımacılık ve lojistik desteğin nakliyesi ve askeri hareketliliğin etkili bir biçimde yürütülmesinde önemli bir yer tutmuştur. İlerleyen zaman içinde barış ortamının sağlanması bu yolların ticari işlevinin de ön plana çıkmasını sağlamıştır. Roma İmparatorluk eyaletlerindeki bu yollar Anadolu’da ki yolarla karakteristik olarak ticari ve askeri açıdan yakın benzerlikler sergilemektedir. Anadolu’daki yollarında ilk yapımı askeri nitelik temeline dayandırılmış olup, zaman içinde sükûnetin sağlanması ile ticari kimliğinin ön plan çıkmasına olanak sağlamıştır. Bu yollar ticari ve askeri yönden ele alındığında Pisidia Bölgesi’ndeki en önemli yol olan Via Sebaste ile benzerlik ilk olarak askeri yönden ortaya çıkmaktadır. Roma Cumhuriyet döneminin ilk sistemli yolu olan Via Appia’ya bakıldığında bu yol ile Samnit kabilelerinin etkisiz hale getirilmesi amaçlanmıştır265. Via Sebaste’de inşa edildiğinde Roma İmparatorluğuna karşı büyük sorunlar çıkaran Homonadların etkisiz hale getirilmesi amacını güden bu yolla en yakın benzerliği sunmaktadır. Aynı zamanda Via Appia ticari açıdan da temel özellikleri birbirine benzemektedir. Özellikle İtalya Yarımadası’nı doğuda Balkanlar’daki eyaletlere bağlaması açısından ticaretin en hızlı gerçekleştiği güzergâh olarak karşımıza çıkar. Özelikle Mare Adriaticum, aşarak Via Egnatia ile birleşen Via Appia Pontus Euxinus ve Mare Aegeum’un kuzeyindeki ekonomik ve ticari aktiviteyi Roma kentine taşımaktadır266. Via Sebaste Pisidia Bölgesi’ni çevreleyerek ana bir güzergah oluşturur ve bu güzergahlar Pisidia’nın çevresinde komşu bölgeler olan Pamphylia, Kabalia, Phrygia, Lycaonia, ve Isauria ile ticari ilişkilerin geçiş noktasında olması ile ekonomik bir değer taşımaktadır.

264 Mitford, 1977, s. 510; French, 1983, s. 87-88. 265 Carreras-De Soto, 2013, s.8. 266 Carreras-De Soto, 2013, s.8.

42

Provincia Gallia ve Provincia Germania’daki yollar ilk başta Roma Cumhuriyeti’nin askeri hareketlerinin kabiliyetinin arttırılması için geliştirilmiştir. Özellikle Germanlar’ın MÖ 2. yüzyıl sonu ve MÖ 1 yüzyıllarda kuzeyden yaptığı saldırılarının Roma Cumhuriyeti’ni tehdit eder boyutlara ulaşması ile Roma Cumhuriyeti Germanlar üzerine yürümüştür267. Bu harekâtın başarıya ulaşması ancak yol teşkilatının kurulmasıyla mümkün olabilmiştir. Benzer yollar Gallia’daki kabilelerin sindirilmesi ve etki altına alınmasında inşa edilmiştir. Genel olarak bu yollar askeri nitelikle planlanması her durumda Via Sebaste’nin ilk yapılış amacına doğrudan benzemektedir.

Pisidia Bölgesi Provincia Hispania ile coğrafik olarak yakınlık gösterir. Dağlar ve geçitler barındıran bu eyalet tıpkı Via Sebaste’nin Pisidia’yı çevirmesi gibi kıyı hattı tamamen yollar ile çevrelenmiştir268. İç bölgedeki yollar ise Pisidia Bölgesinde olduğu gibi mevcut hatlar üzerinden geliştirilmiştir.

Via Sebaste ile askeri ve ticari bağlamda ilişkili olabilecek diğer yollar ise Özellikle Provincia Tracheia üzerinden gelen Doğu Avrupa Yollarıdır. Bu yollar bölgedeki yol gelişimini önemli ölçüde etkilemiştir. Via Egnatia balkanlardan gelen yollara içinde önemli bir yere sahip olup Anadolu’nun Roma kentiyle olan bağlantısını sağlayan en kısa yol olmuştur. Benzer şekilde Via Militaris balkanlar üzerinden lejyonların hareketlerini hızlı bir şekilde sağlayan ve balkanların Kuzeyinden Byzantion’a ulaştırır269. Buradan Anadolu bağlantısı sağlanmış olur. Balkanları iki koldan kuzeyden ve güneyden kuşatarak bölgenin güvenliğini, ticari bakımdan sürekliliğini sağlamaktadırlar Bu bağlamda ticari potansiyelinin yüksek olması ve askeri niteliğinin kaybolmaması açısından Via Sebaste ile yakın benzerlikler sunar. Via Sebaste güzergâhı Lejyonların özelikle doğuda Parth savaşlarında hareketlerinin daha süratli olması açısından Anadolu’daki stratejik yolların bir parçasıdır. Traianus ve Septimius Severus Dönemleri’nde orduların bu hatlar üzerinden doğuya kaydırıldığı bilinmektedir270.

267 Knapton, 1996, s.48 268 Knapton, 1996, s.49. 269 Koytcheva, 2006 s. 54; Barrington, 2000, s. 749. 270 Horsley, 1982, s.81.

43

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

PISIDIA BÖLGESİ ROMA İMPARATORLUK DÖNEMİ YOL AĞLARI

Pisidia coğrafi konumu sebebiyle diğer bölgelere oranla oldukça zor şartlar sunan bir bölgedir. Yollarının çözümlenmesi bu nedenle diğer bölgelere oranla daha zordur. Coğrafyasının dağlık ve derin vadilerden oluşması ana arter yoların dışındaki bağlantı yollarının izlerini büyük oranda yok etmiştir. Topoğrafyanın doğal değişimi ve beşeri faktörler sonucunda bozulan doku, bölgedeki yol ağlarının anlaşılmasını zorlaştırmaktadır.

Pisidia’nın kendisi oldukça karmaşık kültürel geçişlerin oluşmasına sebep olmuştur. Bu geçişler bölgenin şekillenmesinde yerel halk üzerinde derin etki bırakmış ve zengin bir kültürel dokunun örülmesine ev sahipliği yapmıştır. Bu kaynaşmanın geçirgenliğini sağlayanda hiç kuşkusuz bölgenin kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına doğru ilerleyen yol ağları, geçitler, kaynaklar ve bu kaynaklara sahip olma arzusu yatmıştır. Bölgede son 30 yıl içinde yapılan çalışmaların sonucunda ana arter yolların dışında da ikincil yol ağlarının bağlantılarına dair izler tespit edilmiştir. Özellikle Climaks (Döşeme Boğazı)271 ile başlayıp, Pisidia’nın batısını ve kuzeyini dolanarak Lycaonia Bölgesinde bulunan Colonia ’ya (Konya-Hatunsaray) uzanan ve Anadolu’nun içlerine doğru devam eden Via Sebaste geçtiği güzergâhta birçok kenti birbirine bağlamıştır. Bu yollar üzerinde bulunan miltaşları ise aydınlatıcı veriler sağlar. Bunlardan en önemlilerinden biri Climaks’tan başlayan yolun Colonia Antiocheia’yı başlangıç kenti olarak göstermesi ve bu noktaya kadar ulaşan yolun 225 km olduğunun belirtildiği miltaşıdır272.

1. VIA SEBASTE Via Sebaste’nin varlığı Burdur ili Ürkütlü köyünde ele geçen bir miltaşından bilinmektedir. Miltaşı üzerinde önemli bir yol olan Via Sebaste’nin MÖ 6 yılında Vali

271 Burak Takmer-Nihal Tüner Önen, “Batı Pamphylia'da Antik Yol Araştırmalar: Via Sebaste'nin Perge-Klimaks Arası Güzergâhında Yeni Bir Yol Kalıntısı”, Antalya, 2008, Adalya XI, s.110. 272 David H. French, “1990 Yılı Roma Yolları ve Mil taşları Çalışması”, Ankara, 1992, AST 9, s. 154-155.

44

Cornutus Arrutius Aquila’nın aracılığıyla Augustus adına inşa edildiği net olarak belirtilmiştir273. Yolun önemi zamanla ortaya çıkan miltaşları sayesinde daha da detaylı olarak anlaşılmıştır. Bu yol Asia Minor’daki bazı Eyaletlerin birbirleri ile nasıl iletişimde olduğunun en canlı örneği olarak değerlendirilmelidir (Fig.. 1).

Pisidia Bölgesi için Via Sebaste oldukça önemli bir özelliğe sahiptir. Roma İmparatorluğu için vazgeçilmez bir güzergâh olması, yolu daha da etkin bir hale getirmiştir. Yol güzergâhı Pisidia Bölgesi’nin batısını ve kuzeyini tamamen sararak bölgenin kentleri üzerinde birçok noktada karakterlerinin oluşmasına alt yapı olmuştur. Via Sebaste ile ister doğrudan ister dolaylı yollarla çakışan her Pisidia kenti, kendi içinde dinamikleri olan birer kent şekline dönüşmüştür. Zaman içerisinde bu durum bölgenin kalkınmasına, kentlerin etki alanlarının genişleyip, güçlenmesi için aktif rol oynamıştır.

Pisidia kentlerinin büyük çoğunluğu yüksek noktalara yerleştirilmiştir. Oldukça tahkimli savunma sistemleri ile coğrafyası birleştirilerek bir bütünlük elde edilmiştir. Buna karşın Via Sebaste bu dağlık coğrafyada topoğrafyanın en düzgün olan hatlarını takip ederek güzergâhı üstünde olan kentlere ulaşılabilecek hızlı bir sistem kurmuştur. Üzerinde döneminin araçlarının geçebileceği uygunlukta olup274, bölgeyi kuşatan bir çevre yolu niteliğindedir.

Pisidia Bölgesi yolları önemli geçitleri barındırması açısından Hititler Dönemi’nde de önemini korumuş olmalıdır. Bu geçitler ile ilgili önemli belgeler karşımıza çıkmaktadır. Bu belgeler ilki 1986’da Hattuşa’da bulunan, Hitit kralı IV. Tuthaliya Dönemi (MÖ 1265-1215) bronz plakadır275. Hititlerin askeri bir sefer üzerine bilgiler içerin bu bronz plakada “Ka-as-ta-ra-ia” ve “Par-ha-a” yer adları geçmektedir. Bu yer adları Pamphylia sınırları içinde Perge ve Kestros ırmaklarıdır276. Hititler Perge’ye ulaşmak için iki önemli geçiti kullanmak durumundadırlar. Birincisi Beyşehir gölünün güney doğu ucundan Mistea kentinden güneye doğru inen ve Manavgat-Side üzerinden ulaşan geçittir. Bu geçitin yakınında Beyşehir gölünün kuzeydoğusunda Eflatunpınar Hitit anıtsal yapısı yer alır277. Bu anıtsal yapı buradan bir yolun su kaynağı yakınında

273 French-Mitchell, 1977, s. 214. 274 Stephen Mıtchell, “Requisitioned Transport in the Roman Empire: A New Inscription from Pisidia”, JRS vol. 66, 1976, s. 109. 275 Heinrich Otten, “Die Bronzentafel Aus Boğazköy: Ein Staatsvertrag Tuthalijas IV”, Wiesbaden, Harrassowitz, 1988, s.37. 276 Otten, 1988, s 37. 277 Akurgal, 2000, 113-114.

45 geçtiğinin en açık kanıtıdır. İkinci geçit ise Eğirdir Gölü’nün doğusundan geçerek Kestros vadisi boyunca devam eder. Bu hatlar ele alındığında Pisidia Bölgesi’nin Hitit Dönemi’nde önemsenen bir bölge olduğu ortaya çıkmaktadır. Bir başka belge ise Konya’ya bağlı ılgın ilçesinin 30 km kuzeybatısındaki Yalburt’a ortaya çıkan ve IV. Tuthalia’nın askeri zaferini anlatan yazıttır. Yalburt anıtıda tıpkı Eflatunpınar gibi su kültü ile ilişkili anıtsal bir yapı olup, bu yapı içindeki yazıtta Lukka ülkesi kentlerine yönelik askeri hareketlerinden söz edilmekledir278. Her iki anıtta konumları gereği oldukça önemli bir noktada Pisidia Bölgesi’nin çok yakınında bulunmaktadırlar. Eflantunpınar Via Sebaste’nin geçtiği hat olan ve miltaşlarıyla kanıtlanmış güzergâhının çok yakınındadır. Özelikle Selki ve Yunuslar’da bulunan miltaşları MÖ 6 tarihini vermesi Eflatunpınarın Via Sebaste’öncesi buradaki yolla olan işlikisini kanıtlamaktadır. Aynı şekilde Yalburt anıtı da Sultan dağlarının eteklerinde kurulmuş Akşehire 30 km kadar uzaklıktadır. Hitit güzergâhı olan ve Bolvadin üzerinden gelen yol bu anıttan geçmelidir. Bu hat üzerinde D.French’in tespit ettiği bir Roma İmparatorluk yolu Hitit yol hattını takip etmektedir279.

Anıtsal yapıların Pisidia sınırlarına yakın olması Hititlerin askeri amaçla Göller bölgesi ve çevresindeki yol hatlarını sıklıkla kullandıklarını göstermektedir. Hititler Dönemi’nde bu yolların aktifliği kesintisiz bir şekilde Roma İmparatorluğuna kadar yansımıştır. Roma İmparatorluğu sürecinde de bölgedeki yol ağları ve özellikle Via Sebaste hattının Perge başlangıçlı olması İmparatorluğun, Hititler gibi Perge’ye önem verdiklerinin de bir göstergesidir. Çünkü Perge’nin liman hatlarına sahip olması, Anadolu’nun kuzeyine ve ortasına doğru ticari yollarına bağlanarak ekonomik anlamda Hititleri ve Roma İmparatorluğunu besliyor olmasıdır. Aynı zamanda Akdeniz kıyılarındaki deniz yolu ile yapılan ticaretinde üzerinde etki kurmak için Perge’nin konumu önem taşımaktaydı. Kestros ve Eurymedion nehirleri vasıtasıyla Pisidia Bölgesi’nin güney kentlerine kadar ulaşılabilmekteydi. Bu Yollar Perge kentinin Kestros ırmağında bulunan limanına ulaşır ve yolların deniz ile bağlantısının varlığına işaret etmektedir. Irmak yatağının uygun olduğu kısımlarda muhtemel nehir taşımacılığına

278 M Poetto, L'iscrizione luvio-geroglifica di Yalburt. Nuove acquisizioni relative alla geografia dell'Anatolia sudoccidentale. StudMed 8, Pavia. 1993, s.78-82. 279 David H. French, “Roma Yolları ve Mil Taşları”, Ankara, 1984, AST 2, s.124.

46 yönelik Dicle ve Fırat örneklerinde olduğu gibi bir taşımacılığın varlığı Hitiler Döneminde de düşünülebilir280.

Bölgede daha önceki dönemlere ait yol ağlarının varlığı kesin olarak bilinmektedir. Bu yol ağlarında erken dönemlerde de ticari ve askeri faaliyetlerin varlığı ortadadır. Helenistik Dönemde yol ağlarının patika şeklinde ulaşıma hizmet ettiği düşünülse de281 kapsamlı bir yol ağı stabilize şekilde de olsa askeri hareketliliği ve ticari aktiviteyi, mümkün şartlarda sağlayabilmeteydi. Bu bilgilerimiz şimdilik kentlerin konumları ile geçitlerin ve vadilerin tahminlerimizi şekillendirmesiyle ortaya çıkmaktadır. Roma İmparatorluğunda durum daha da geliştirilmiştir. Yol ile ilgi kayıtlar, güzergâhlar kalıcı bir şekilde günümüze taşınmıştır. Bu bağlamda Roma İmparatorluğu düşüncesindeki yol anlayışı çağanında da ötesine geçmiştir. Böylelikle Pisidia Bölgesi’nin Roma İmparatorluk süresince ticari ve ekonomik gelişimini daha net okuyabilme olanağı sunmuştur.

Yolların varlığını ispatlayan tarihsel süreç ele alındığında bölgede Roma İmparatorluk Dönemi öncesinde yollar yoğun bir biçimde kullanılıyor olmalıdır. Özellikle MÖ 3. ve MÖ 2. yüzyılları arasında Hellenistik Krallıklar Anadolu’nun Akdeniz kıyılarına ve Pisidia’nın iç bölgelerine hakim durumdaydılar. Ptolemaios Krallığı’nın Akdeniz’de ki varlığı Pamphylia, Lycia, Cilicia ve Pisidia Bölgeleri’ndeki halkın refahını arttırmıştır. Seleukos Krallığı ise Pisidia bölgesinin kuzey sınırından devan eden282 Anadolu'yu Suriye üzerinden Cilicia ve Asia’ya bağlayan doğu Akdeniz ticaret yolu boyunca askeri koloniler kurmuştur283. Bu kolonilerin desteği ile Pisidia’nın kuzeyindeki askeri yolları da güvenlik altına almışlardır284. Bu sayede, Suriye ve Levant Bölgesi limanlarıyla ticaret artmış hem kıyı Akdeniz hem de Toroslar’ın iç kesimlerini kapsayan büyük bir ekonomi bölgesi oluşmuştur285. Bölgede özellikle hâkimiyeti sağlamanın zor olduğu Dağlık Cilicia, Pisidia ve Dağlık Lycia bölgelerinde birçok halk Hellenistik Krallıkların ordularında para karşılığı savaşmışlardır. Ordulara katılmayanlar

280 Haluk Sağlamtimur, “Çattepe Höyük”, Ege Üniversitesi Arkeoloji Kazıları, İzmir, 2012, s. 65-76. 281 Stephen Mıtchell, Anatolia-Land Men, and Gods in Asia Minor. New York: Clarendon Press. 1995, s. 70. 282 Ramsay, 1960, s.43. ; Bingöl, 1994, s. 46. 283 Özcan, a.g.t., s 35. 284 Getzel M. Cohen, The Seleucid Colonies: Studies in Founding, Administration and Organisation, Munich 1978, s. 14-15.; Levick, 1967, s. 17-19. 285 Mustafa Adak, “Batı Toroslar'da Yerel Ayaklanmalar ve Eşkıyalık”, Mersin, 2006, OLBA XIV, s.118.

47 ise bölgenin doğal kaynaklarının zenginliği sayesinde bolluk içinde yaşamıştır286. Çok önemli orman rezervlerine sahip Toroslar sayesinde Sedir ve Ardıç ağaçlarının Kestros ve Euyrimedon akarsuları yardımıyla Akdeniz’de bulunan önemli limanlara ulaştırılarak Doğu Akdeniz kıyılarına ihraç edilmesi sağlanıyordu287. Ayrıca zeytinyağı, şarap ve tarımsal üretim bölgede önemli bir ekonomik katkı olarak yerel ticaretin içinde yer almaktaydı288. Pisidia kenti olan Selge’nin ise styrax/storax ağacından elde ettikleri reçine, bazı bitki ve merhemlerinin ticari amaçlı ihracı yapılabilmekteydi289.

Hellenistik krallıkların hedefinde olan bu dağlık alanın zor ve çetin coğrafik şartlar sunmasına karşın ticareti, dar geçitlere sahip dağlık vadilerden geçirmek zorundaydılar. Derin vadi ve geçitleri aşan ticari aktiviteyi Anadolu’nun Ege kıyılarına ve Anadolu’nun kuzeyine kadar ulaştırabilmekteydiler. Dolayısıyla bu geçitler jeopolitik konumları gereği çağdaş krallıklar tarafından denetim altında tutulmak istendiği, hatta tamamına hakim olmak fikri her zaman mevcut olmuştur. Bu ticari aktiviteleri gerçekleştirmek Roma İmparatorluk Dönemi kadar olmasa da gelişmiş yol ağlarının bütününün bölgeyi kuşattığı anlamına gelir. Bu yollara hakim olmak demek bölgede askeri, ekonomik ve siyasi dinamiklere egemen olabilmenin de kilit anahtarı demektir.

Bu sebeple oldukça hızlı gelişen savaşlar Anadolu’da sürekli bir egemenlik değişimini de beraberinde getirmiştir. MÖ 301’de Antigonos, Lysimakhos ve Seleukos itifakına karşı Ipsos’da savaşır. Savaşın sonucunda Toroslar ve Anadolu’nun büyük bir kısmını Lysimakhos’un toprakları içinde kalmıştır290. MÖ 281 yılında Kurupedion savaşı sonucunda Lysimakhos ölür ve bu ölümle birlikte Ipsos savaşında kazandığı topraklar dahil olmak üzere Anadolu’nun büyük kısmı Seleukosların etki alanına dahil olmuştur291. Yaklaşık 100 yıl kadar bölge Seleukosların hâkimiyetinde kalmıştır. MÖ 190 yılında Romalıların desteğiyle komutan L. Cornelius Scipio ve II. Eumenes’in birlikte hareket ettiği görülür. III. Antiokhos'a karşı Magnesia’da yaptığı savaştan sonra MÖ 189 tarihinde Consul Gnaeus Manlius Vulso’ya Roma senatosu tarafından Anadolu’daki

286 Adak, 2006, s.119. 287 Adak, 2006, s.119. 288 Ümit Aydınoğlu, Dağlık Kilikia Bölgesinde Antik Çağda Zeytinyağı ve Şarap Üretimi: Üretimin Arkeolojik Kanıtları, Ege Yayıncılık, İstanbul, 2009, s. 20-21; Ahmet Mörel, “Dağlık Kilikia Bölgesinde (Olba Territoriumu) Özköy Antik Yerleşimi: Tarımsal Organizasyon ve Yerleşim Düzenlemesi”, Arkeoloji’de Bölgesel Çalışmalar Sempozyum Bildirileri, YAS 4, 2014, s. 148-149. 289 Adak, 2006, s. 119. 290 Özsait, 1985, s. 31-32. 291 Levick, 1967, s. 16.

48 durumu düzenleme görevi verilmiştir292. Bu düzenlemeler sonucunda MÖ 188 yılı barışında ağır yaptırımlara uğrayan Seleukoslar Anadolu’dan Doğu Dağlık Cilicia’ya doğru çekilerek Pisidia topraklarına bir daha geri dönememek üzere Roma Cumhuriyetine bırakmıştır. Fakat Roma İmparatorluğu Anadolu’da toprak istemediği için Pisidia topraklarının denetimini Pergamon Krallığı'na devretmiştir293.

Hanedanlıkların birbiriyle yaptıkları savaşlar krallıkları ciddi sıkıntılara sokmuş ekonomik ve iktisadi olarak iç çöküşlerini hazırlamıştır. Bu çöküş etki alanlarında olan tüm noktalarda hissedilmiştir. Ardından siyasi ve askeri boşluğun oluşmasıyla sosyal savruluşların meydana geldiği MÖ 2. - MÖ 1. yüzyıllar arasında bölgede eşkıyalık ve korsanlık hareketleri görülmeye başlanmıştır294. Roma Cumhuriyeti bu durumun kontrol altına alınması için tedbirler almıştır295. MÖ 102’de bölge genelindeki karışıklıklar, Roma'yı içinde Pisidia, Milyas, Pamphylia, Lycia, Lykaonia, ve Phrygia’nın bir bölümünün de dahil olduğu, başkenti Tarsus olan Provincia Cilicia’yı oluşturarak korsanlara ve yağmaya karşı savaş açmıştır296. Provincia Cilicia’da ki korunaklı noktalarda yer tutan korsanların Pisidia ve Termessos çevresinde de kendilerine yerler edinmişlerdir297. Bölgede korsanlığı yapanların ise tamamı Cilicialı olmayıp, içlerinde Isaurialı, Pamphylialı, Pisidialı ve Doğu Lycialı halklarında olduğu bilinmektedir298.

Korsanlık hareketleri Roma Cumhuriyeti’nin ekonomik anlamda bölgedeki etkisini tehdit eder boyuta ulaşmıştır. Sadece Bu amaçla donatılmış bir güç Roma Cumhuriyeti’nin bölgedeki çıkarlarının savunulmasına yönelik ciddi bir savaşa başlamıştır. MÖ 78-74 yıllarında Publius Servilius Vatia Provincia Cilicia’nın valisi olarak görevlendirildikten hemen sonra kıyı Akdeniz boyunca korsanlara ilk darbeyi vurmuştur. Isauria’ya saldırarak bölgeyi tamamen tahrip etmiştir. Ardından MÖ 67-65 yıllarında korsanlığın kökünü kazıyan Pompeius olmuştur299. Bu başarı sayesinde Roma

292 Titus Livius, Ab Urbe Condita, (çeviren. B. O. Foster), Harvard University Press, London, 1957, LXXXVII. 37.45; Polybios, The Histories of , (çev. W. R. Paton), 1954, XXI.16-17. 293 Özsait, 1985 s. 64-69; Magie, 1950 s. 758-764. 294 Deniz Kaplan-Ulus Tepebaş, “Toroslarda Yaşayan ve Dağları Tutanların Ülkesi: Isauria”, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul, 2015, Eski Çağ Yazıları 7, s.35. 295 Özsait, 1985, s. 69. 296 Ronald Syme, “Observations on the Province of Cilicia”, Anatolian Studies Presented W. H. Buckler (Edited W. M. Calder, J. Keil), 1939, s. 299-332. 297 Özcan, a.g.t., s.37. 298 Adak, 2006, s.119. 299 Adak, 2006, s.119.

49

Cumhuriyeti Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını sağlamlaştırmış, kıyı hattındaki ticari yollarının güvenliğini tekrardan tesis etmiştir.

Kıyılarda yaşanan korsanlık faaliyetleri hiç kuşkusuz dağlık bölgelerde kendini eşkıyalık faaliyetleri şeklinde göstermektedir. Özellikle iç kesimlerin denetiminin zor olması Roma Cumhuriyeti’nin bu bölgede hâkimiyetini oldukça zorlaştırmıştır. Provincia Asia sınırlarından çıkan ve Pisidia Bölgesi’ne giren yollar Roma Cumhuriyeti’nin denetimini tam sağlayamadığı alanlarda kalmaktadır. Korsanlığın sonlandırılmasıyla ticaretin kıyı bölgelerdeki limanlardan güvenle girerek dağlık noktalarda eşkıyalar tarafından yağmalanması bölge istikrarsızlığını da arttırmaktadır. İlk olarak bölgede Publius Servilius Vatia komutasında Pisidia'da Oiondialıların Karalis gölü ve çevresinde yer alan dağ kavimlerinin toprakları ele geçirilmiş, azda olsa geçici huzur sağlanmıştır300. Bu bölgede kavimlerin Homonadlar olması ihtimali oldukça yüksektir.

Merkezden uzak olan bu eyaletlerin kontrolü ve bölge halkı üzerinde egemen olabilmek için daha önce yaptığı gibi kolonileşme politikasının Anadolu’da uygulanmasına ihtiyaç duymuştur. Bölgenin kontrol altına alınmasında önemli roller oynayan bu koloniler ilk başlarda askeri bir karakter sunmaktaydılar ve yegâne amaçları Roma İmparatorluğu’nun ileri sınırlarını muhafaza etmek olmuştur. Özellikle Octavianus (Augustus) MÖ 31 yılı Actium301 deniz savaşında Marcus Antonius karşısında galip çıkmasıyla Aegyptus’u teslim almış ve iç savaş son bulmuştu. Fakat savaşın sonrasında Roma İmparatorluğu için ağır bir götürüsü ise lejyonların sayıca çok fazla olmasıydı. Fetih politikası üzerine dayalı bir ekonomi durmak bilmeyen savaşlar demekti ve doğal sınırlarına oturan bir İmparatorluğu zor durumlara sokabilirdi. Roma İmparatorluğu 52 lejyonu302 beslemek ve yönetmek durumundaydı. Augustus çözüm olarak ordu içindeki veteranları birçok koloniye yerleştirmek kaydıyla ordunun iç düzenini korumuş ve ekonomik anlamda büyük bir külfeti üzerinden atmıştır. Bununla birlikte kolonilerin askeri anlamda güçlenmesini de sağlamıştır. Aynı zamanda fakir Roma halkını da veteranlarla birlikte ana karadan koloni kentlerine yönlendirilmesi ve daha refah bir ortamın sağlanması ile ciddi sosyal patlamaların önüne geçilmiş olunmaktaydı303. Bu

300 Özcan, a.g.t., s. 37. 301 Özsait, 1985, s. 88. 302 Özsait, 1985, s. 88. 303 Thomas Drew-Bear, “Pisidia Antiocheiası’ndan Yeni Yazıtlar”, AST. 15, 1997, s.73-78.

50 durum Augustus’un Kültürler arası etkileşim304 düşüncesinin de uygulanmasında İtalik kültürün farklı topraklarda kök salmasını kolaylaştırarak bölge ekonomilerinde yeni dinamiklerin ve sosyal bir zenginliğin zeminini oluşturmuş olacaktı. Bu amaçla Roma İmparatorluğu Pisidia Bölgesi’nde gerçekleştirdiği fetihlerde önemli noktalarda koloni kentleri kurmuştur. Bu kentler Antiocheia (Colonia Caesarea)305, Kremna (Colonia Iulia Augusta Felix Cremna)306, Komama (Colonia Iulia Augusta )307, (Colonia Iulia Augusta Olbasa)308, Parlais’dir. (Colonia Iulia Augusta Parlais)309 Bu koloni kentlerinin kurulduğu alanlar konumları göz önünde bulundurularak seçilmiş veya yeniden organize edilmiştir.

Pisidia Bölgesi’nin kontrolü için Kolonilerin sağlıklı bir biçimde birbirine bağlanması gerekmekteydi. Sadece koloniler değil Pisidia’nın iç bölgelerinde kalan kentlerin ve kırsal yerleşimlerinde sorunsuz bir şekilde tüm ana kentlerle kalıcı bir iletişimin gerekliliği önemliydi. Çünkü kentler kendi territoriumlarında bulunan daha küçük yerleşim yerlerine bağlanmaktaydı. Bu yerleşimlerden ulaşan ara arter yolların sayesinde kent merkezlerine ürünler taşınabiliyor ya da doğrudan diğer yerleşim yerlerine taşınarak gideceği son noktaya kadar ulaştırılıyordu. Roma İmparatorluğu bölgede tam hakimiyeti sağlamak için erken dönemde yapılan yolların hem askeri hem de ticari yükünü çekemeyeceğinin farkındaydı ve bu amaçla bölgede kusursuz işleyecek bir yol ağının oluşması gerçeğini hayata geçirecektir.

Romalılar Anadolu’daki eyaletlerde doğrudan egemen olmak yerine ilk önce, vasal krallar vasıtası ile bölgenin yönetimini ve güvenliğini sağlamaya çalışmışlardır. Pisidia’daki en iyi örnek ise MÖ 40/39’tarihlerinde da Deiotaros'un ölümünden310 sonra Roma İmparatorluğu Galatia eyaletinin yönetimini Kral Amyntas’a bırakmasıdır. Bu şekilde Augustus Pisidia bölgelerindeki başkaldırıları çözümlemeye çalışmıştır. Fakat bu politik yaklaşıma Pisidia tepkisiz kalmamıştır. Pisidia kenti olan Sandalion’da yaşayan halk yabancı bir kralı istemeyerek uzun yıllar savaşı tercih etmiştir. Ama bazı kavimler

304 Ahmet Mörel, “Dağlık Kilikia Bölgesinde Hellenistik ve Roma Dönemlerinde Kültürler Arası Etkileşimin Arkeolojik Kanıtları”, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış Doktora Tezi) Mersin, 2016, s. 186 -189. 305 Özsait, 1985, s. 131. 306 Özsait, 1985, s. 134. 307 Özsait, 1985, s. 136. 308 Özsait, 1985, s. 138. 309 Özsait, 1985, s. 139. 310 Kevser Taşdöner, “Anadolu’nun Galat Kökenli Kralları: Amyntas ve Sonrası”, The Journal of Academic Social Science Studies, No: 53, Winter II, 2016, s. 307.

51 bu Vasal Krallara boyun eğerek kendi soydaşları ile çarpışmışlardır311. Bu savaşlar sonucunda Pisidia halkı yenilmiş olsa da yaşadıkları coğrafyanın sunduğu özelliklerden faydalanarak tekrardan eski güçlerini toparlamışlardır312.

Pisidia’nın kontrol altına alınması politikası Roma İmparatorluğu tarafından hızlı bir şekilde devam ettirilse de Toroslarda dağlık ve yüksek tepelerde yaşayan Homonadlar, Amyntas’ın önünde güçlü bir engel teşkil etmiştir. Plinius’un aktardığı kadarıyla Homonadların bölgede çok güçlü 44 kalesi ve bir merkez kalelerinden oluşan yerleşimleri bulunmaktaydı313. Kimi araştırmacılar tarafından Homonad etkisi Güney ve Orta Pisidia’ya kadar uzandığını savunurken, kimleri ise Doğu Pisidia bölgesinde egemen oldukları savını öne sürmüştür314.

Amyntas’ın uzun bir süre Homonadlarla devam eden oldukça kanlı savaşlarında çok büyük zorluklar yaşadığı kesindir. Bölgenin dağlık oluşu gerilla savaşı yapan Homonodların etkisiz hale getirilmesini engellemiştir. Bölgede yol ağının kontrolsüz ve güvensiz olmasının yanı sıra Homonadların bölge halkı tarafından da destek görmüş olabileceği düşüncesi kuvvetli bir ihtimaldir. Bu durum Homonad kabilelerini etkisiz hale getirmeyi neredeyse imkânsız kılmaktadır. Yıllarca süren hâkimiyet savaşları sonucunda Amyntas MÖ 25 yılında öldürüldü. Bu ölüm oldukça kafa karıştırıcı olmuştur. Bilgiyi doğrulayan kaynak ise Strabon’dan gelmektedir. Strabon kitabında bir kısımda Amnytas’ın Kiliklialılar tarafında öldürüldüğünü yazarken315. Başka bir kısımda Homonadların öldürdüğünü yazmaktadır316.

Amyntas’ın ölümü Roma İmparatorluğunun bir bakıma bölgede nedenli dehşet bir savaşa tutuşacağının da belirtisiydi, Augustus, Amyntas adına bu savaşı sonuçlandıracağına dair durumu kendine dini bir görev olarak belirlemiştir317. Aslında bu durum Roma’nın Anadolu’yu tamamıyla işgal edebilmesinin meşru kapısını açmıştır318.

311 Adak, 2006., s 124. 312 Mustafa Arslan, “Homonadlar Savaşı”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Dergisi, 2011, Cilt 14, Sayı 1-2, , s.99. 313 Plinius, Naturalis Historia, Ed. H. R. Rackham (Loeb), Harvard Unıversıty Press, London, 1947, V.27. 314 Özsait, 1985, s. 90 vd, ; Levick, 1967, s.204; Ayrıca bkz. W.H.Ramsay, Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası s. 370-469. 315 Strabon, a.g.e., XII. 6.3. 316 Strabon, a.g.e., XII 6.5. 317 M. W. Ramsay, “Studies in the Roman Province Galatia: I. The Homonadeis and the Homonadensian War”, Journal of Roman Studies, Sayı:7, 1917, s.235. 318 Ağgül, a.g.t., s.49.

52

Roma İmparatorluğu dağlarda yerleşmiş Homonadları sindirmekte sorunlar yaşamaktaydı. Çünkü Torosların yoğun dağlık ve dar geçitlere sahip oluşu, pusu için uygun yerler sunmaktaydı. Bu nedenle Roma İmparatorluğu bölgeye savaş makinelerini taşıyamıyor, lojistik desteğin ulaştırılması ise oldukça zaman almaktaydı. Bu sebeple dağ doruklarına yerleşmiş olan Homonad kalelerine hiçbir müdahale gerçekleştirilememiştir. Pisidia’dan geçip, Isauria topraklarına giren ve Doğu Dağlık Cilicia’ya ulaşan yolların ve geçitlerin güvenliği için bu geniş coğrafyadaki huzurun tesisi gerekmektedir. Ayrıca, Pisidia kolonilerin territoriumları oldukça geniş alanlara yayılmış durumdaydı. Territoriumlar içinde yer alan ova ve platolarda verimli toprakların korunması ve bölge üretimi ile ticaretin durması engellenerek, güvenilir bir coğrafyaya dönüştürülmek istenmiştir. Augustus, Homonad sorunu çözmek için Publius Sulpicius Quirinus’u görevlendirmiştir. Ramsay, MÖ 12-6 yılları arasında savaşın başlayıp bittiğini savunurken319, Mitchell ise Homonad savasının MÖ 6 - MS 4 yılları arasında gerçekleşmiş olabileceği düşüncesindedir320. Pisidia kentleri içinde bu savaşta Homonadların sınırına en yakın ve bir kavşak noktası olan kent ise Colonia Antiocheia’dır ve savaş merkezi olarak bu kent seçilmiştir321. Homonad savaşında destek kent olarak diğer yerleşme ise Lykonia’da yer alan Colonia Lystra’dır. Asıl savaşın cereyan ettiği konum bu çevrede olmalıdır322.

Colonia Antiocheia ve Colonia Lystra savaş öncesi Augustus tarafından kolonileştirilmiştir. Barbara Levic Bu tarihi MÖ 25 olarak vermektedir323. Diğer Pisidia koloni kentleri de aynı şekilde bu savaş öncesi kolonileştirilmiştir. Dolayısıyla bu koloniler arasındaki bağlantının sağlıklı ilerlemesi bu savaşın Roma İmparatorluğunun lehine sonuçlandırılmasını sağlamak amaçlı yolun daha önce başlamış olması ihtimali çok daha yüksektir. Bitirildiği tarihin MÖ 6 yılı olması düşünülmelidir. Böylelikle Pisidia’nın kuzeyinde ve doğu sınırında yer alan, sınır karakolu gibi bir görevi olan Colonia Antiocheia ve Colonia Lystra kentlerine ihtiyaç duyulan lojistiğin en hızlı biçimde ulaştırılması gerçekleştirilebilirdi. Via Sebaste yolu üzerinde ele geçen bazı mil

319 Ramsay, 1917, s. 239. 320 Mitchell, 1995, s.77. 321 David. M. Robınson, “A Preliminary Report on the Excavations at Pisidian Antioch and at Sizma” American Journal of Archaeology, Sayı: 28, 1924, s.436. 322 İlker Mete Mimiroğlu, “Lykaonıa Eyaletinde Bir Kent Lystra” Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science, 2017, Sayı:13, s. 195. 323 Levick, 1967, s 34-37.

53 taşlarında MÖ 6 yılı dikkat çekmektedir. Özellikle Colonia Lystra’nın kuzey batısında Yunuslar köyünde bulunan ve Colonia Antiocheia’dan 80 km uzakta bulunan bir mil taşı MÖ 6 yılını vermektedir ve bu durum Via Sebaste’nin MÖ 6 yılanda tamamlanmış olduğunu ispatlamaktadır. Dolayısıyla Mitchell’ın tarihlemesi daha uygun düşmektedir.

Diğer bir kanıt ise MÖ 6 yıllında Galatia Eyaletine vali olarak atanan Cornutus Arrutius Aquila yönetiminde bölgedeki kolonileşmeyi ve yörenin asi halkı Homanadlara karşı sürdürülen mücadeleyi lojistik olarak destekleyecek olan Pisidia’nın kuzeyinden doğuya uzanan Colonia Antiocheia bağlantılı Via Sebaste olarak isimlendirilen yolun çalışmalarını yönettiğidir324. Via Sebaste yolu hattında Aquila’nın adının geçtiği miltaşları, yol sisteminin tamamının olmasa da bir kısmının Aquila döneminde inşa edilmiş olduğunu düşündürmektedir325. Muhtemelen Via Sebaste’nin Homonad savaşı sonuçlandırıldıktan sonra yolun inşası devam ettirilerek Homonad kalelerini hem batıdan hem de doğudan çevreleyecek bir biçimde örülmüş olmalıdır.

Çevresi sarılan bu dağ kabileleri artık hareket sınırları daraltılmış ve kalelerinde hapsedilmişlerdir. Açlığa ve susuzluğa terk edilen Homonadlar büyük bir direniş gösterir, bu direnişin sonunda Homonadlar’ın birçoğu kalelerinde ölür. Çocuklardan ve kadınlardan oluşan 4000 Homonad’lı ise çevredeki yerleşim yerlerine yerleştirilirler. Bir şehir ve 44 kale’den oluşan Homonad yerleşimleri tahrip edilir. Strabon, “Böylece ülkeyi hayatlarının baharındaki kendi insanlarından yoksunn bıraktı.” diyerek bu soykırımdan duyduğu acıyı dile getirir326. Homonadlara karşı yapılan bu savaşta Colonia Antiocheia’da bulunan ve Yalvaç Müzesinde sergilenen “Pisidialı Tutsak” kabartması Augustus’un karalardaki zaferlerini meşrulaştırmak amaçlı betimlenmiştir327.

Homonad tehlikelisinin çözümüyle birlikte Via Sebaste Pisidia Bölgesi için en önemli yol ağı haline dönüşmüştür. Bu yol Pisidia’nın batısını ve kuzeyini keserek Antalya İli Kovanlık köyü, Döşeme Boğazından başlar. Güzergâh üzerinde Ariassos, Panemoteichos (Boğazköy), Colonia Komama (Ürkütlü-Şeref Höyük), Aziziye, Kozluca, Apollonia, Tymandos, Gondane, Colonia Antiocheia, Neopolis kentlerini birbirine

324 Arslan, 2011, s.101. 325 Aquila’nın miltaşları için bk. Komana: CIL III, 6974; Selkisaray: CIL III, l4401a, 14401b, 14185; Yunuslar: CIL III, l4401c. Ayrıca Via Sebaste için bkz. Magie 1950 s. 463; Levick 1967, s. 39-40; 206-208; French – Mitchell 1977 s. 213-214; Özsait 1985 s. 92. 326 Strabon, a.g.e., XII.6.5. 327 Ramsay, 1917, s.235.

54 bağlayan ve buradan Colonia Lystra kentinden geçerek Isauria ve Lycaonia içlerine kadar devam etmiştir. Homonad savaşlarından sonra ise Augustus Dönemi’nde daha da geliştirilmiş, bölgenin en aktif yolu konumuna gelmiştir. Kentlerin stratejik noktalarda olmasından dolayı Roma İmparatorluğu bu şehirlerde hızlı bir hareket kabiliyetine ve iletişime sahip olabilmek için kolonileştirilen ana kentlerin kesintisiz bir şekilde askeri, lojistik, stratejik ve ticari olarak birbirine bağlanmasını sağlamıştır.

Via Sebaste ana yol olması sebebiyle hızlı bir ulaşımın gerçekleştirileceği niteliklere sahip olmasına özen gösterilmiştir. Roma İmparatorluğu için hayati bir ihtiyaç olan bu yol bölgedeki hâkimiyetinin meşrulaştırılması içinde önemlidir. Bu sayede Pisidia’da daha önce yaşanmış Homonad isyanları gibi Roma İmparatorluğunu zora sokacak isyanlar bastırılmış olacak, çıkabilecek farklı isyanların önüne daha hızlı geçilerek müdahale edilebilecektir. Her ne kadar Augustus Dönemi’nde olsa da MS 6 yılında, Isauria Bölgesi’ndeki halk alışık olmadığı bir baskının kendisine dayatılmasıyla büyük isyanlar çıkarır. Bu isyanın ardından Tauros halkı MS 36 ve 52 yıllarında da büyük ayaklanmalar gerçekleştirirler328. Via Sebaste aynı zamanda bölgenin sükûnet içinde yaşayabilmesi amacıyla ticari güvenliğin sağlanması içinde önemli bir yere sahiptir. Bu yol sayesinde Roma kültürünün de yerleştirilmesi ve Romalılaştırma sürecinin daha etkin yürütülmesi düşünülmüştür.

Hali hazırda bu yerleşimlerin erken evrelerinde, bu amca yakın bir düşünce ile Pisidia’nın kuzeyini batıdan doğuya saracak şekilde yerleştirmiş olmalıydılar. Bu yol ağlarının kentleri birleştirmesiyle askeri, ticari ve ekonomik bir stratejik güç elde dilmiş olacaktı. Bu durumla yetinmek istemeyen ve bölgeye hâkim olmak için çabalayan güçler kentlerin yollarının ve savunmalarına yardımcı olup, onları kollayacak çok sayıda kale ve gözetleme kuleleri inşa etmiştir. Bunlardan bazıları günümüzde tespit edilmiştir329. Kale ve gözetleme kulelerinin Konumları incelendiğinde ana kentlerin savunmalarının yanında yolların denetimini ve güvenliğini de sağladıkları kesindir. Pax Romana barışı ile elde edilen büyük sükünet sayesinde bu kalelerin birçoğu terk edildiği gibi Roma İmparatorluğu tarafından isyanlarda kullanılmaması için tahrip edilmiş olabileceğide düşünülmektedir.

328 Adak, 2006, s.124 329 Hecebil, a.g.t., s. 3; Ağgül, a.g.t., s. 63

55

Ekonomik anlamda ele alındığında, Pisidia Bölgesi’nin Toros dağlarının üzerindeki konumuna karşın geniş düzlüklere sahip olmasıyla artı bir değere dönüşmüştür. Özellikle bu geniş arazi üzerinde Roma İmparatorluğundan öncede tarım ve hayvancılıkla ilgili kaynakların varlığı kesindir. Sadece tahıl değil aynı zamandan kereste, ahşap, yağ ve parfüm gibi ticari değeri yüksek ürünlerinde yol ağı dolaşımında olduğu bilinmektedir330. Roma İmparatorluğu bu değeri yolların güvenlik altına alınmasıyla önemli bir gelir kapısı haline getirmiştir. Üretilen ürünlerin zarar görmeden bir yerden başka bir yere taşınması da yol faaliyetlerinin geliştirilmesi ve sürdürülebilir bir programa dayalı olmasını gerektirmektedir.

Via Sebaste yolu aynı zamanda dini amaçla kullanılmış bir yol olmalıdır. Antik dönemlerde kutsal görülen yerlerin ziyaretleri yapılmaktaydı. Dini bayramlar, Agonistik festivaller ve oyunlar kentlerde ve ulaşım sistemi içerinde insan aktivitesini artırmaktadır331. Pisidia Bölgesinde Pitichia Bayramları ile ilgili agonistik belgeler bulunmaktadır332. Bu gibi bayramların ekonomik büyüklükleri ve sosyo-kültürel etkileri bulunmaktadır. Gerçekleştirilen bu bayramlarda ve yarışma aktivitelerinde kentteki pazarlar, ticaretle uğraşan kişileri kente çekmektedir. Bu sebepten dolayı kentlerin ticari, ekonomik potansiyellerinin artmasına ve kentlerin güçlenmesinde etkili olduğu anlaşılmaktadır.333

İnsanlar kutsal görülen dini merkezlere giderek ve ibadet ederek, kehanet danışarak bu yollara bir dini anlamda yüklemişlerdi. Bu durumda hacıların yol boyunca kalacakları ve yararlanacakları ticari merkezler olmalıdır. Via Sebaste üstündeki bu aktivite bölge içinde kendi dinamiğini oluşturarak sadece ticari ve askeri amaçla kullanılan bir yol olmadığını da ispatlamaktadır. Gidecekleri yerlerde adaklarda bulunmak, hediye eşyaları sunarak bölgede ticaretin ve ekonominin canlanmasınada katkı sağlamışlardır. Pisidia Bölgesi’nde de bu tür merkezler yer almaktadır. Bunlardan en önemli Via Sebaste yolu üzerinde kavşak noktası gibi olan Colonia Antiocheia’da yer alan Gemen korusundaki Men Askeanos kutsal alanıdır. Buraya Isauria, Phrygia, Lycaonia gibi başka birçok bölgeden gelen hacılar söz konusudur. Perge’de bulunan

330 Hürmüzlü-Hecebil, 2015, s.37-35-45. 331 Abdurrahman Uzunaslan, “Side'de Agonistik Festivaller”, Arkeoloji Dergisi Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İzmir, 2008, s. 117-128. 332 H. Brandt,1992, s. 146 333 Özcan, a.g.t., s. 68.

56

Artemis Pergaia kutsal alanına ulaşacak Hacılarda Via Sebaste yolunu kullanmak durumundaydılar. Bu yolu kullanan insanlar yoldaki ticari aktivitelerin yoğunlaşmasına katkı sağlamışlar ve ekonomik anlamda bölgelerin kalkınmasına yardımcı bir dinamik oluşturmuşlardır. Bu yolların Pax Romana barışıyla daha güvenilir olması sorunsuz bir biçimde kullanılmasını sağlamıştır.

Hacıyolları Hristiyanlık Dönemi’nde etkin bir şekilde ekonomim bir yol güzergâhı olarak karşımıza çıkar. Kuzeyden gelen hacıların kullanabilecekleri tek yol Pisidia Bölgesi içlerinden geçerek Döşeme Boğazına inen Via Sebaste’dir. Hacca giden insanların kutsal topraklara ulaşabilecekleri ve Attaleia ve Side gibi önemli Pamphylia limanlarına varmalarını sağladığı için hacılar tarafından da yoğun şekilde kullanılmış olmalıdır.

Hristiyanlık içinde Kutsal seyahat geleneği olarak isimlendirilecek bu durum Peter Talloen’ın belirtildiği gibi, çok tanrılı dinsel uygulamaların bir parçası olarak mevcut olmasına rağmen, kutsal Hristiyan yerleşimlerine veya azizlerin mezarlarına hac olarak ziyeretleri görülmemiş bir potansiyele ulaşmıştır. Bu Hristiyan hac merkezlerinin maddi gelirlerine bakılırsa, İmparatorluk dönemindeki dini seyahatlerde belirli kalıpların Geç Antik Dönemde devam ettiği görülmektedir334. Bu yüksek potansiyel Roma İmparatorluğu ve öncesi dönemlerden bu yana süre gelmiştir.

2. KUZEY PISIDIA YOL AĞLARI

Pisidia’nın kuzeyini ve kuzey batısını kesen yerleşim yerleri batıdan doğuya doğru sıralanmışlardır. Bu sıralanış Pisidia’nın kuzeyinin savunulmasında önemli bir rol oynamıştır. Özellikle Apollonia, Konana, Claudia Seleukeia, Agrae, Colonia Parlais (Barla), Prostanna (Eğirdir), Tymandos (Senirkent) Gondane (Kumdanlı), Sağır kalesi (Yalvaç İlçesi, Sağır Köy’ü), Colonia Antiocheia, Neopolis (Şarkikaraağaç) bölgenin önemli stratejik yerleşimleridir (Fig.. 2). Bu kentler kendi aralarında iletişimi sağlayan ara arter yollara sahip olduğu gibi bazı ana kentler ise Via Sebaste üzerinde konumlanmışlardır.

334 Peter Talloen, The road to salvation: Travel and the sacred along the Imperial Road in Pisidia s.7: Peter Talloen henüz yayınlamamış makalesinden yararlanılmıştır.

57

Pisidia bölgesi kuzeyindeki Phrygia ile farklı noktalarda da yol güzergâhları ile birbirine bağlanmaktadır. Bu yollardan biri ise Roma Dönemi’nde Apamea’dan (Dinar) Apollonia’ya ulaşmaktadır. Yol güzergâhı oldukça zorlu bir coğrafyadan geçer, dağlarının güneyini eteklerini dolaşmak yerine Apollonia’ya direkt ulaşabilecek, kayaları parçalayarak bir yol oluşturmuşlardır335 (Fig. 3).

Bu yol ilk kez 1888 yılında Ramsay tarafından tespit edilen bir sınır taşı sayesinde öğrenilmiştir336. Sınır taşı üzerindeki yazıt Hadrianus Dönemi’ne işaret etmektedir337. Apollonia halkı ve meclisi tarafından sınır tanrıları adına yapılmıştır.338 Tespit edilen bu yol Apamea’dan devam ederek doğusunda yer alan Işıklı gölün yanında yerleşmiş olan Eldere (Aulutrene339) köyünden geçer340. Eldere köyünde Roma İmparatorluk Dönemi yerleşimin varlığını ispatlayan bir süvariye ait mezar taşı ile bir yapıya ait olan duvar parçası bulunmuştur. Bu yapının bir Roma İmparatorluk Dönemi karakol binasına ait olması gerektiği tespit edilen bir yazıtla aydınlığa kavuşturulmuştur. Bu yazıtta, taşın, Balkanlar'da konaklayan XI. Claudia Lejyonlarının askerleri tarafından, İmparator Septimius Severus ve onun ailesi adına Iupiterus ve Iuno'ya adanmış olduğu aktarılmaktadır341. Bu lejyondan kışlalarına geri dönmeden önce Eldere’de bir karakol inşa etmeleri istenir. Yazıtta kalenin adı Castellum Aulutrene olarak geçmektedir. İnşa edilen bu karakol Hadrianus Dönemi’nde yapılan Apollonia-Apemea arasını bağlayan dağ yolunun güvenliğini sağlamak amaçıyla inşa edilmiştir342.

Afyon ili Dinar ilçesinin Çapalı köyünde Apollonia kenti ile ilişkilendirilen Çapalı 1, Çapalı 2, Çapalı 3 miltaşlarının tespiti Ramsay tarafında yapılmıştır343. Christol ve Drew-Bear 1987 yılında miltaşlarını tekrardan okuyarak tarihleme çalışmaları yapmıştır344. Miltaşlarının başlangıcının Apollonia kenti olduğu varsayılmaktadır. Bu mil taşları Eldere, İleydağı ve Apollonia kenti yolunun geçtiği güzergâh olmalıdır.

335 Drew-Bear 1986, s.99-101. 336 Drew-Bear, 1986, s.99-101. 337 Drew-Bear, 1986, s.99-101. 338 Drew-Bear, 1986, s.99-101. 339 Asuman Coşkun Abuagla, Pisidia Apolloniası'ndan Via Sebaste'ye ait Yeni Bir Mil Taşı” TÜBA-AR 18, 2015, s.176. 340 Drew-Bear, 1986, s.99-101. 341 Drew-Bear, 1986, s.99-101. 342 Drew-Bear, 1986, s.99-101. 343 William M. Ramsay “Studies in the Roman Province Galatia”, 7-9. JRS 16, 1926, s.105. 344 Michel Christol- Thomas Drew Bear, “Un Castellum Romain près d’Apamée de Phrygie”, Wien, 1987s, 1-59.

58

Çapalı 1 miltaşı Büyük Sançar mevkiin de bulunmuştur. Miltaşı beş ayrı dönemde yolun inşa ve onarım gördüğünü göstermektedir. İlk tarihi ve dördüncü yenileme tarihi okunamamıştır. İkinci yenileme tarihi MS 197-198 Septimius Severus ve M. Aurelius Antoninus (Caracalla) ile Geta Dönemlerine tarihlenmektedir fakat Geta’nın adı silinmiştir. İkinci yenileme Castellum Aulutrene’nin yapılış tarihi ile uyuşmaktadır. Üçüncü yenileme ise MS 317 ya da 318 I. Constantinus ve I. Licinius ile Crispus, I. Licinius ve II. Constantinus Dönemleri’ne Christol ve Drew Bear tarafından tarihlemnektedir. Beşinci yenilme MS 379-383 yılları arasında II. Gratianus, Valentinianus ve I. Theodosius ile Arcadius Dönemleri arasına tarihlenmektedir345 (Fig. 4) .

Çapalı 2 miltaşı’nın ilk tarihi bilinmemektedir. İkinci yenileme MS 317 ya da 318 I. Constantinus ve I. Licinius ile Crispus, I. Licinius ve II. Constantinus Dönemleri’ne Christol ve Drew Bear tarafından verilmektedir. Üçüncü yenileme ise MS 361-363 tarihleri arasında Iulianus Augustus Dönemine tarihlendirilmektedir346 (Fig. 5).

Çapalı 3 miltaşı MS 317 ya da 318 I. Constantinus ve I. L icinius ile Crispus, I. Licinius ve II. Constantinus Dönemleri’ne Christol ve Drew Bear tarafından tarihlenir. İkinci yenileme tarihi ise tespit edilememiştir347 (Fig. 6).

Kuzey Pisidia’nın batısında Konana kenti konumu itibariyle oldukça dikkat çekici bir noktadadır. Phrygia ve Pisidia bölgesi arasındaki geçişi sağlayan kuzeybatı Pisidia kentlerinden biridir. Coğrafi konumunun avantajı ile kuzey-güney ve doğu-batı ticari yollarının odak noktasıdır348.

Pisidia’nın kuzeyini çevreleyen ana kentlerin sınırları içerisinde ara arter yollara da sahip olduğu son yapılan çalışmalarla tespit edilmiştir. Pisidia’nın kuzeyinde Isparta ilinden 24 km uzaklıkta Gönen (Konana) ilçesine bağlı Aporidoros Kome (Gümüşgün köyü, Baladız) yer alır349. 1906 yılında Hans Rot, Gönen civarında yaptığı araştırmalarda Roma İmparatorluk Dönemi’na ait yolun izlerine rastlamıştır350. Bu yolun Gümüşgün

345 David H. French, Roman Roads and Milestones of Aisa Minor vol. 3 Milstones 3.2 Galatia, British Institute, Ankara, 2012, s. 35-37. 346 French, 2012, s. 37-38. 347 French, 2012, s. 38-39. 348 Hürmüzlü-Hecebil, 2015, s.35; Paul. A. Iversen, “Inscrıptıons From Pısıdıan Konane (Conana) and the Surroundın Area”, Epigraphica Anatolica, vol. 45, 2012, s. 105. 349 Hürmüzlü-Hecebil, 2015, s.38. 350 Hürmüzlü-Hecebil, 2015, s.38.

59 köyünde olduğunu ve İğdecik köyü üzerinden Gönen’e ulaştığı düşünülmektedir. İğdecik’te üç miltaşı tespit edilmiştir351. Günümüz araştırmalarında Roma yolu Gümüşgün köyündeki okul binası önünde tespit edilmiştir. Antik yol İğdecik köyünden Konana’ya bağlanmaktadır (Fig. 7). Burada tespiti yapılan iki farklı miltaşı da yol güzergâhını aydınlatmaktadır352. Ele geçen miltaşlarından biri iki dilli olarak yazılmıştır ve Konana kentinin 15 km batısındaki Via Sebaste’ye uzaklıkta yer almaktadır. Tespit edilen miltaşları Konana kentinin de batı sınırını tayin etmesi açısından önem taşımaktadır353. Konana kentinin doğu sınırını belirlediği düşünülen bir miltaşı da Claudia Seleukeia’ya giden antik yola işaret etmektedir354.

Kuzey Pisidia bölgesindeki yollardan biri de Konana ve Apollonia kentlerini birbirine bağlayan alternatif yoldur. Ana yol olan Via Sebaste Apollonia kentinden geçmiş olmasına karşın kentin iç bölgelerle bağlantısı bulunmaktadır. Bu bölgede yapılan çalışmalar sayesinde ana yola alternatif olabilecek, kentleri birbirine bağlayan ara arter veya dağ yolları tespit edilmiştir. Gönen ilçe merkezine bağlı Kızılcık köyü halkının verdiği bilgiler bu aşamada önem arz etmektedir355. Gönen’in kuzeybatısında bulunan ve 7 km uzaklıktaki bu köyde tespit edilen miltaşı, Kızılcık’a 1 kilometre uzaklıkta ve köyün güneyinde, modern yolun yakınında bir çiftçinin tarlasının kenarında bulunan bir kaya yığını içinde tespit edilmiştir (Fig. 8). Kireçtaşından yapılmış ve silindirik forma sahiptir. Başlangıç şehri ve mil mesafesi tamamen tahrip olmuştur356. Miltaşı MS 4. yüzyıla tarihlenmekte olup üzerindeki yazıtta Diocletianus ve Maxsimianus isimleri okunmuştur. Miltaşı konumu göz önünde bulundurulduğunda Konana kentinin kuzey sınırını teyit etmektedir357. Bölgede yaşayan insanların inşa edilen göletten önce Uluborlu’ya ulaşmak için dağ yolunu kullandığı bilgisine ulaşılmıştır358. Yapılan araştırmada Uluborlu yönünde takip edilen patika yollar sayesinde Uluborlu’ya varılmıştır. Bu yol bölgede var olabilecek alternatif dağ yolarının olabileceği düşüncesini güçlendirmektedir (Fig. 9).

351 Paul A. Iversen “Inscriptions from Northwest Pisidia” Epigraphica Anatolica vol.48, Bonn, 2015 s. 66-68. 352 Hürmüzlü-Hecebil, 2015, s.38. 353 Hürmüzlü-Hecebil, 2015, s.37. 354 Iversen, 2012, s. 107. 355 Hürmüzlü-Hecebil, 2015, s.38. 356 Iversen 2015 s. 63-69; Bilge Hürmüzlü, “Isparta Arkeolojik Surveyi 2010 Yılı Çalışmaları: Konane (Conana)” 29.AST.c.1, Ankara 2011, s.5-6. 357 Hürmüzlü-Hecebil, 2015, s.37 358 Hürmüzlü-Hecebil, 2015, s.38.

60

Bölgenin kuzeyinde başka önemli bir yol sistemi ise Hellenistik kentler olan Claudia Seleukeia ve Agrae yerleşimleri arasındaki bağlantıyı kuran antik yoldur. Yolun Roma İmparatorluk Dönemi’ne tarihlendiridiği, 4 m genişliğinde ve 120 m. uzunluğunda olduğu tespiti yapılmıştır359. Üç bölüm halinde koruna gelmiş olan yol ağı Pisidia’nın kuzey-güney hattının ana arter dışında kalan küçük çaplı güzegahları göstermesi bakımında önemlidir360 (Fig. 10).

Isparta ovası içinde Sagalassos ve Konana arasındaki yolun varlığını destekleyen bazı miltaşlarınında tespiti yapılmıştır. Isparta Merkez köyü Deregümünde üç, Isparta merkezde ise iki adaet adet miltaşı tespit edimiştir Deregümü 2 ve 3 miltaşlarına dair bir tarihleme önerisi getirilememiştir. Deregümü 1 miltaşı Strret tarafından 1884 yılında tespit edilmiştir361. İlk tarihi MS 333-335 I. Constantinus ile II. Constantinus ve II. Constantius ile Constans Dönemleri’ne işaret etmektedir. İkinci yenileme MS 337-340 yılları arasında II. Constantinus ve Constans Dönemleri’ne tarihlenmektedir. Başlangıç kenti ile bilgiye ulaşılamamıştır362.

Isparta’da ele geçen 2 miltaşı oldukça önemlidir. Isparta 1 miltaşı Isparta Sermet mahallesi içinde 1901 Sokak, 54 numaralı evin duvarında tespit edilmiştir. Bugün ise Isparta Müzesinde koruma altındadır. Miltaşı üzerinde sekiz tarih bulunmaktadır363. Birnci ve ikinci tarihler tespit edilememiştir. Üçüncü yenileme MS 313-317 tarihleri arasında I. Constantinus ve I. Licinius Dönemleri’ne tarihlendirilmektedir. Dördüncü yenilemede net bir tarihleme yapılamamıştır. MS 317 ya da 324 tarihleri arasında I. Constantinus Dönemi düşünülmektedir. Beşinci ve altıncı yenileme ise MS 333-335 tarihleri arasında I. Constantinus ile II. Constantinus ve II. Constantius ile Constans Dönemleri’ne verilmektedir. MS 335-337 yıllarında ise miltaşına Dalmatius adıda eklenmiştir. Yedinci yenilemede ise bir değişim yapılarak MS 337-340 tarihi II. Constantinus ve II.Constantius ile Constans Dönemi’ne verilir. Sekizinci yenileme ise MS 340-350 tarihleri II. Constantius ve Constans Dönemi’ne işaret etmektedir. Miltaşının başlangıç kenti olarak Konana ismi okunmuştur364.

359 Hürmüzlü-Hecebil, 2015, s.39. 360 Hürmüzlü-Hecebil, 2015, s.39. 361 Sterrett, J. R. S., “The Wolfe Expedition to Asia Minor”, Boston, 1884/85, s. 329 no. 459. 362 David H. French, Roman Roads and Milestones of Aisa Minor vol. 3 Milstones 3.6 Lykia and Pampylia, British İnstitute, Ankara, 2014, s. 94-95. 363 Iversen, 2015, s. 72-73. 364 French, 2014, s. 91.92.93.

61

Isparta 2 miltaşı Isparta’nın güneybatısında, Dere Mahallesi güneyinde tespit edilmiştir. D. French tarafından yapılan araştırmada yeri bulunamamıştır. Yazıt üzerinde tek tarih yer almaktadır. MS 198-209 Septimius Severus ve M. Aurelius Antoninus (Caracalla) Dönemine tarihlendirilmektedir 365.

M.Özsait tarafından yapılan araştırmada Sagalassos ve Konana arasındaki antik yolun varlığını destekleyecek dört yeni miltaşı bulunmuştur366 (Fig. 11-12-13-14). Yazılı Direk ismiyle bilinen Beldibi mevkii ve Akdağ arasında yapılan çalışmalarda tespiti yapılan miltaşı üzerinde Septimius Severus ve oğlu Caracalla’ya bir ithaf yazısı vardır. Isparta ovasına açılan bu yol üzerinde diğer üç miltaşı üzerinde ise Sagalassos’a itafen yazıtlar yer alır367. Arundel seyehatinde tespit ettiği368 ve P. Iversen tarafından yayınlanan Sagalassos bağlantısına dair beş miltaşı bölge yol ağının özelikle Konana ile olan bağlantısında önem taşımaktadır. Miltaşları MS 2. yüzyıl sonu ve 3. yüzyıl içinde tarihlendirilmektedir 369.

Konumu itibariyle yüksek bir kayalık üzerinde konumlanmış olan Apollonia kenti Pisidia Bölgesi’nin kuzeybatısında yer alan ve çok geniş olmayan ovanın batı girişindeki önemli bir boğazı tutmaktadır. Bu konumu sayesinde çevresindeki tüm yol bağlantılarını kontrol edebilecek, askeri ve ticari bir güce sahip, etkin bir kenttir. Apollonia kenti doğrudan Via Sebaste ile bağlantılıdır. Uluborlu civarında ele geçmiş miltaşları Bu bağlantıyı desteklemektedir (Fig. 15).

Apollonia kenti için önemli bir miltaşı Uluborlu Müzesi'nde koruma altındadır. Miltaşı’nın Apollonia kentinin yakınlarında bir noktaya dikildiği, üzerinde okunan 3 mil ifadesinden anlaşılmaktadır. İmparator Elagabalus Dönemi’nde adına (MS 218-222) dikilmiş olduğu üzerindeki yazıttan anlaşılmaktadır370. Bu miltaşı yol onarımına dair bilgiler barındırmaktadır. Benzer bir yazıtı tekrarlayan miltaşı ise Gençali’de D. French tarafından tespit idilmiş olan Gençali 8 miltaşıdır. Via Sebaste'nin Apollonia ve Colonia Antiocheia güzergahında aynı dönemde yapılmış ve onarım çalışmasına ait bilgiler içeren

365 French, 2014, s. 93. 366 Mehmet Özsait-Nesrin Özsait, N., “2010 Yılı Isparta ve Burdur İlleri Yüzey Araştırmaları”, Ankara, 2012, 29. AST.cilt.2, s.282. 367 Guy Labarre,.- Mehmet.Özsait.-Nesrin.Özsait.-İlhan Güceren 2011 “D’Askania á Aulutrene nouvelles inscriptions et monuments de Pisidie ” Anatolia Antiqua XIX 2011, 113–147. 368 Arundell, 1828, s.134. 369 Iversen, 2015, s. 77-81. 370 Abuagla, 2015, s 178.

62 iki mil taşının bulunması, Elagabalus Dönemi'nde bu hatta büyük bir onarım çalışmasının yapıldığını göstermektedir371. Aynı güzergahta yol onarımana dair miltaşlarıda bulunmaktadır. Bu onarımlar Septimiusus Severus Dönemi’ndeki Parth savaşlarının olduğu MS 2. yüzyıl sonlarına denk gelmektedir. Bu yolun Anadolu’nun doğusunu ve batısını birbirine bağlayan askeri ve strtejik öneme sahip olduğunu kanıtlamasının yanında son derece aktif kullanıldığınada işaret etmektedir372.

Uluborlu sınırları içinde vadideki bir çeşmede, şehir merkezinden yaklaşık 3 km batıda tespit edilen Uluborlu373 miltaşıdır. Nereden getirildiği tam olarak bilinmeyen miltaşının üst kısmı kırık olmakla birlikte Via Sebaste ile bağlantısının yüksek olduğu düşünülmektedir. Miltaşının ilk tarihi MS 197-198 yıllarına verilmiştir. İkinci yenileme tarihi ise I. Constantin Dönemi MS 333-335 yılları arasında ve II Constantinus Dönemi MS 337-340 yıllarına tarihlendirilmektedir 374.

Uluborlu’dan devam eden yol Senirkent’e ulaşır ve Senirkent’in yaklaşık 6 km doğusunda Tymandos (Yassıören) yerleşmesine devam eder. Tymandos Kuzey Pisidia bölgesindeki bogazın doğu girişini tutarken Apollonia’da batı girişini tutmaktadır. Ayrıca Tymandos Hoyran gölünün kuzey batısını ve bu vadideki yerleşmeler olan Büyükkabaca (Esendere) ve Gençali civarını çok rahatlıkla kontrol edebilmektedir. Parlais kentine giden ve Via Sebaste’ye bağlanan ara artel yolunda kontrolünü sağlamaktadır. Bu konumuyla denetlediği toprakların zengin tarım alanları olması ve bu toptaklarıda kontrol etmesi ticari anlamda yerleşmenin gelişimine destek olduğu kesindir. Tymandos kentinin sınırlarında Via Sebaste’ye ait olabilcek 2 miltaşı mevcuttur. Her iki miltaşının başlangıç kenti Apollonia olarak önerilmektedir375.

Yassıören 1 günümüzde Dibek taşı olarak kullanılmıştır. Orijinal yeri tespit edilememiştir. Üzerindeki yazıttan anlaşıldığı kadarıyla en erken Hadrianus Dönemi’ne verilmek istenen miltaşının daha çok Antonius Pius Dönemi’ne işaret etiği düşünülmektedir376. İkinci yenilemesinde miltaşı I. Constantin Dönemi içinde MS 333- 335 yılları ile II Constantinus Dönemi MS 337-340 içinde tarihlenmektedir377.

371 Abuagla, 2015, s 178. 372 Abuagla, 2015, s 179. 373 French, 2012 s.165. 374 French, 2012, s.141. 375 French, 2012, s.141. 376 French, 2012, s.141. 377 French, 2012, s.142.

63

Yassıörende ele geçen Yassıören 2 miltaşı ise bilgi vermemektedir. Miltaşının formundan ötürü MS 4. yüzyıl içinde olduğu tarilendirilebileceği önerilmektedir378.

Isparta Senirkent ilçesine bağlı Büyükkabaca köyü Via Sebaste açısından önemlidir. Büyükkabaca kasabasında 5 miltaşı ortaya çıkarılmıştır. 5 miltaşının da başlangıç kentleri Apollonia verilmektedir. İlk iki miltaşı mezarlıkta tespit edilmiştir. Esendere 1 Miltaşının tarih MS 121-122 yıları içinde Hadrinan Dönemi’ne tarihlenmektedir379. Esendere 2 miltaşı ilk olarak 317- 318 yıllarında I. Constantin Dönemi’ne tarihlenirken, ikinci yenilemede ise MS 324 yılına işaret etmektedir380.

Esendere 3 miltaşı, köyün güneyindeki mezarda iken daha sonra köy camisinin önüne getirilmştir. Silindirik taşın yüzeyi olduça yıpratılmıştır. İki farklı tarihe sahip olmasına karşı ilk tarihi tespit edilememiştir. İkinci yenileme ise MS 333-335 I. Constantin Dönemi’ne tarihlenmektedir. Ayrıca II Constantinus Dönemi’ne tarihlenmesi gerektiğine dair önerilerde bulunmaktadır381 (Fig. 16).

Esendere köyünde ele geçen en önemli miltaşı ise Esendere 4’dür. Bir şahsa ait alanda bulunan miltaşı sulama kanalının kuzeyinde Boda Kırı Mancarlı mevkiisinde köyün yaklaşık 3 km güneydoğusunda ve ana yola yaklaşık 500 m uzaklıkta olup, köye giden yolun 100 m. batısındadır. Silindirik forma sahip yarım yivli bir sütundan yapılmıştır. Kırık olarak korunmuş sütün beyaz mermerdendir. Üzerindeki yazılar oldukça kesin ve net bir görünüme sahiptir. MÖ 6 yılına tarihlenir382. Bu dönem Homonad savaşlarının sonu veya devam ettiği dönemdir. Via Sebaste’nin MÖ 6 yılında tamamlanmış olduğu düşüncelerini desteklemektedir. (Fig. 17).

Esendere 5 miltaşı ise Esendere 4 miltaşının yanında bulunmuştur. Basit silindir formunda kireç taşıdır ve oldukça yıpranmıştır. İlk yapım tarihi tespit edilememiş olup, ikinci kullanım tarhi ise MS 282-283 yıllarında Marcus Aurelius Carus Dönemi’ne aittir383 (Fig. 18).

378 French, 2012, s.142. 379 French, 2012, s.143. 380 French, 2012, s.144. 381 French, 2012, s.145. 382 French, 2012, s.146. 383 French, 2012, s.146.

64

“Sarıyar” miltaşının tam lokasyonu bilinmemekle birlikte Barla dağının kuzeyi ve Gençali’nin batısında olduğu görüşü vardır. Günümüze kırık bir mil taşı olarak ulaşmıştır. MS 253-255 yılları arasnda Roma İmparatoru Valerianus ve oğlu Galeinaus Dönemi’ne tarihlenmektedir384.

Via Sebaste hattının üzerinde Büyükkabaca’dan sonra Gençali yerleşmesi bulunmaktadır. Günümüzde modern yol Büyükkabaca ve Gençali’nin sınır noktalarından dirsek yaparak güneye döner ve Hoyran gölünün batı kıyısı boyunca devam ederek Barla kasabasına çıkmaktadır. Bu hattı D.French haritada belirtmiştir fakat Parlais dağ yoluna değinmemiştir385(Harita 16 ). Gençali ve Büyükkabaca sınırından Via Sebaste’nin de Antik Dönem’de dirsek yaparak güneye dönmüş olduğu bilinmektedir. Tymandos’tan geçen Via Sebaste buradan bir ara yol ile Barla dağının kuzey yüzü boyunca ilerleyerek Gençali ve Büyükkabaca yolundan dirsek yapan bu yol ile birleşmektedir. Birleşen bu iki yol Pisidia bölgesinin iç kısımlarına ulaşan ana yol olup, Colonia Parlais’e kadar ulaşmaktadır. Sadece kıyı yolundan değil Gençali üzerinden gelip, dağ yolu ile Barla Mesireliğinden geçerek Barla kasabasına ulaşır (Fig. 19). Bu hat üzerinde önemli bir kale olan At Alanı kalesi yer alır386. Konumu itibariyle Eğirdir gölü kıyısı ve Barla Dağı’nın eteklerini denetlemektedir. Colonia Parlais yerleşmesi bugünkü modern Barla kasabasının batısındaki tepenin üzerindedir. Burada her iki tepeyi ayıran derin bir vadi bulunur ve bu vadi üzerinde eski bir Roma köprüsü yer alır (Fig. 20-21). Bu köprünün buraya inşası ancak bağlantılı bir yol ile açıklanabilir. Oldukça küçük ve tek göz olan köprüden sonra sola kente doğru yokuş yukarı iyi durumda olan bir yol bulunur (Fig. 22- 23-24). Anakaya üzerine oyulmuş yol kimi yerde taş bloklarla desteklenmiştir (Fig. 25- 26). Köprünün sağından devam edildiğinide yol çatallaşır. Sağdaki yol köy yerleşiminin olduğu hat boyunca ilerler (Fig.27). Bu hat üzerinde fazlaca yıkık durumda yapılar yer alır. Ayrıca yolun gidilebilen kısmın sonunda ise Aya Georgios Kilisesi bulunmaktadır. Çatalın solundaki yol ise vadinin derinliğini takip ederek batıya doğru devam eder (Fig. 28). Günümüzde taş döşeli olmayan bu yol modern gölet tarafından muhtemelen yok edilmiştir. Yol göletten sonra Yalak Pınarı çeşmesine ulaşıyor olmalıdır. Yalak Pınarı

384 French, 2012, s.147. 385 David H. French, “Roman Roads and Milestones of Aisa Minor Fasc. 3.9 an Album of Maps”, British Institute, Ankara, 2016, s.8. 386 Mehmet Özait, “2011 Yılı Isparta Ve Burdur İlleri Yüzey Araştırmaları”, Ankara, 2012, 30. AST cilt 1, s.320.

65 yakınlarında At Alanı kalesi yakınından geçer387. Colonia Parlais’ten gelen yol önce kırsal Roma yerleşimi olan Kapıcak Köyüne devam eder, oradan da Agrae’ye ilerler Buradand a muhtemel Agrae kentini Claudia Seleukeia kentine bağlayan tespit edilmiş yol ile birleşerek Konana’ya ulaşmaktadır (Fig. 29). Ayrıca Limnai Gölü’nün batı kıyısından Parlais’e ayrılan antik yol gölün batı kıyısı boyunca güneye doğuru devam ederek Prostanna kentine ulaşır. Bu hat kuzey-güney doğrultulu bir iç yol olarak Via Sebaste güzergahını boyuna keserek Pisidia Bölgesi’nin içlerinden geçmektedir. Gençali ve Büyükkabaca köyleri bugün Afyon ve Isparta illerini bağlayan önemli geçitler üzerinde yer alır. Bilinen ilk geçit doğuda Karamık ve Sağır üzerinden Pisidia’ya giden yoldur. Diğer geçit ise en batıda Çapalı’dır. Karakuş dağları boyunca alternatif geçitlerin olmaması demek Pisidia üzerinden Phrygia’ya gidecek kişinin en az 100 km yolunu uzatması demektir. Dolayısıyla Pisidia içlerine dağ yollarıyla ulaşan güzergahların olması beklenmelidr. Gençali Karakuş dağlarının Kuzeyinde yer alan bir Phrygia kenti (Tatarlı) ile komşudur. Aynı zamanda Synnada (Şuhut) ile bu yol sayesinde bağlantı kurmaktadır. Pisidia Bölgesi için Dokimeaion’da bulunan Roma Dönemi Mermer ocaklarına ulaşan en kısa hattır. Mermer taşımacılığı ile bu hat yakından ilişkilidir. Ayrıca Gençali’de tespiti yapılan Roma Dönemi oda mezarları ve yerleşmelere ilişikin bulgular buradan bir yolun geçiyor olması gerektiği fikrini destekler388. Gençali ve Büyükkabaca Parlais hattı boyunca da Pisidia Bölgesi’nin iç ana arterlerine Phrygia üzerinden gelen yolları doğrudan güneye inedirebilecek bir hat olması ile ön plana çıkmaktadır (Fig. 30).

Gençali kasabası miltaşları açısında önemli bir yere sahiptir. Toplamda 8 miltaşı bu bölgede tespit edilmiştir. 8 miltaşının da başlangıç kentinin Apollonia olduğu düşünülmektedir389. Tymandos kentinin MS 297 ile 305 yıllarında statüsü kent durumuna çıkarılmasına kadar olan süreçde Hoyran vadisinin tamamının Apollonia kentinin territoriumuna dahil olduğu bilinmektedir. Bu tarihten sonra Tymandos’un territoriumu dahilinde bulunan toprakların sınırları bilinmemektedir390. Buna karşın Apollonia’nın territoriumu Gençali sınırına kadar devam etmektedir. Gençali’den hemen sonra

387 M. Özait, 2012, s.320. 388 T.C.Isparta Valiliği, Ispartanın kültürel envanteri 2 İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları:6, 2010, s. 95. 389 French, 2012, s.147. 390 Mehmet ÖZSAİT – Guy LABARRE – Murat ARIK – İlhan GÜCEREN "Apollonia Mordiaion Territoriumu’ndan Yeni Yazıtlar", ADALYA XVI, 2013, s. 225.

66

Aşağıkaşıkara’da bulunan miltaşının başlangıç şehrinin Colonia Antiocheia olmasıda iki kentin territorium

Gençali 1 miltaşı üzerinde üç farklı dönemde onarım gördüğüne dair izler bulunmaktadır391. İlk dönem Hadrianus Dönemine ait olup, MS 127-128 yıllarına tarihlenir. Esendere 1 miltaşı ile tanım açısından benzerlikler taşıması MS 122-123 yıllarına ait olabileceğinin önerilmesineneden olmuştur392. tarihide düşünülmektedir.

2 miltaşı üzerindeki tarihler Hadrianus’un Anadolu seyehatlerini gerçekleştirdiği tarihlele örtüşmektedir. Hadrianus’un Anadolu’yu ziyaretleri sebebiyle Provincia Galatia valisi Aulus Larcius Macedo’da kapsamlı bir yol inşa ve tamir çalışmasını başlatmıştır. Yol imar çalışmalarının ilki Provincia Galatia’nın başkenti Ankyra’yı (Ankara) Provincia Cilicia Eyaleti’ne bağlayan, ikincisi ise Ankyra’yı Paphlagonia takip edilerek Pontus’a ulaştıran yoldur. Üçüncü yol yine Ankyra’dan Bithynia’ya uzanmaktaydı. Dördüncüsü ise Ankyra-Dorylaion (Şarhöyük, Eskişehir) hattının oluşturduğu yoldur393. Hadiranus’un gezilerinin nedeni muhtemelen imparatorluğun ekonomik ve askeri gücünü detaylı olarak anlamak ve bu süreçte alınması gereken önlemleri önceden oluşturabilmek olduğu düşünülmektedir394.

Gençali 1 miltaşının İkinci yenilemesi ise MS 317 tarihine verilmektedir. Bu da İmparator Flavius Galerius Valerius Licinianus Dönemine işaret etmektedir. I. Constantinus ile birlikte imparatorluğu yönetmişlerdir. MS 325 yılında bir isyanda Licinius idam edilmiştir. Üçüncü yenileme ise MS 324-326 yılarında I. Constantinus ve oğlu II. Constantinus Dönemi’ne verilmektedir395.

Gençali 2 miltaşı bir şahsın bağının içinde bulunmuştur. Şimdi ise köy Cami’sinin bahçesinin kapısı için destek olarak kullanılmaktadır396. Silindir formunda olan miltaşının kireçtaşından yapıldığı ve yüzeyinin aşırı yıprandığı aktarılmaktadır. Taş üzerinde ilk tarihleme MS 198 yılında yapılır ve bu Septimiusius Severus Dönemine denk gelir. Bu miltaşı üzerinde Provincia Galatia valisi Atticius Norbanus Strabo adı geçmektedir. Bu

391 French, 2012, s.147. 392 French, 2012, s.144. 393 Mehmet Ali Kaya–Kevser Taşdöner Özcan, “Roma İmparatoru Hadrianus ve Anadolu: Geziler, Eyaletler ve Kentler”, Sencer Şahin Anısına Yazılar, Kuzgun Yayınevi, İstanbul, 2016, s.497; Magie, 1950, s. 613. 394 Iulius Dürr, Die Reisen des Kaisers Hadrian, Heft II, Viyana 1881, s. 1-6; Oktay Akşit, Roma İmparatorluk Tarihi, İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat FakültesiYayınevi, İstanbul 1985, s.198; Kaya-Özcan, 2016, s.497. 395 French, 2012, s.148. 396 French, 2012, s.149.

67 durum Part Savaş’larına hazırlık için yapılan onarım amaçlı çalışmalarla bağalntılı olmalıdır. İkinci yenileme tarihi ise MS 363-364 yılları arasında İmparator Flavius Claudius Iovianus Dönemine tarihlenir.

Gençali 3 Polat dede türbesinin güneydoğusundaki mezarlıkta tespit edilmiştir. Silindirik formdaki miltaşı oldukça yıpranmıştır. Miltaşının asıl önemi ise tarihlemesinin MÖ 6 yılına yani Augustus Dönemi’ne tarihlenmektedir397. Via Sebaste’nin yapılış dönemiyle çakışmaktadır. Bu da gösteriyor ki Koloni kentler en geç MÖ 6 yılında Via Sebaste’ye bağlanmışlardır.

Gençali 4 miltaşı bir şahsın evinin ahırında tespit edilmiştir. Christol ve Drew- Bear tarafında MS 317-318 verilirken, D.French tarafından MS 317-324 yıllarına tarihlenir I. Constantinus Dönemi’ne bağlanmaktadır398.

Gençali 5 miltaşı Polatlı Dede türbesinin doğusunda ve köy mezarlığının güney doğusunda tespit edilmiştir. Miltaşı ile ilgili olarak dört yenileme tarihi bulunur. Bunlardan ikisi yıpranmadan kaynaklı okunamamıştır. üçüncü yenileme ise MS 333-335 yıllarında I. Constantinus Dönemi’ne ve II Constantinus Dönemi’ne tarihlenmektedir. Dördüncü yenileme ise MS 367 375 yılları arasında I. Valentinianus Dönemi’ne tarihlenir399 (Fig. 31).

Gençali 6 miltaşı Polatlı Dede türbesinin 3 km doğusunda yol çalışması esnasında keşfedilmiştir. Miltaşı üzerinde dört tarihleme mevcuttur. İlki MS 197-198 Septimius Severus Dönemi’nde Provincia Galatia valisi Atticius Norbanus Strabo aracılığıyla yapılmıştır. İkinci yenileme MS 317- 318 veya MS 317 324 yıllarına tarihlenir I. Constantinus Dönemi’ne bağlanmaktadır. Üçüncü yenileme MS 333-335 yıllarında I. Constantinus ve II Constantinus Dönemleri’ne tarihlenir. Dördüncü yenileme ise MS 367-375, I. Valentinianus Dönemi’ne tarihlenmektedir400

Gençali 7 miltaşı büyük oranda tahrip olmuştur fakat miltaşının en önemli özelliği Colonia Antiocheia kenti ile Apollonia kenti arasında miltaşı olması ile ön plana çıkmaktadır. İlk tarih bilinmemekle birlikte ikinci yenileme MS 247-249 yılları arasında

397 French, 2012, s.150. 398 French, 2012, s.151. 399 French, 2012, s.152. 400 French, 2012, s.153-154.

68

II. Philippus Dönemi’ne verilmektedir. Bu taş her iki kentin territoriumunun çakıştığı noktadır. Bu noktadan sonra Colonia Antiocheia territoriumuna girilir.

Gençali 8 miltaşı veri konusunda sıkıntılı olmasına karşın tek tarih vermektedir. İlk tarih hakkında bilgi olmamakla beraber ikinci yenileme MS 218 yılı M. Aurelius Antoninus (Elagabalus) Dönemi’ne tarihlenmektedir401. Miltaşında yol onarımı içeren veriler mevcuttur.

Gençali’den sonra ele geçen bazı miltaşlarının tamamı Colonia Antiocheia başlangıçlı miltaşlarıdır. İlki Gençali’den sonra gelen Aşağıkaşıkara köyüdür. Bu köyde iki adet miltaşı tespit edilmiştir.

Aș. Kașıkara 1 miltaşı köydeki okulda kapı direği olarak kullanılmıştır. Kırık olan miltaşı çok fazla yıpranmıştır. İkinci miltaşı 91(B). Aș. Kașıkara 2 ise köyde okulda kapı direği olarak kullanılmıştır. Miltaşı alttan kırılmıştır. Her iki mil taşı aşırı derecede yıprandığından dolayı tarihlemeleri yapılamamıştır402. Başlangıç kenti ise Colonia Antiocheia’dır (Fig. 32). Gençali ve Büyükkabaca köylerinde olduğu gibi benzer dağ geçitleri Aşağıkaşıkara ve Yukarıkaşıkara köylerinde de beklenmelidir. konumları gereği Kuzey Pisidia Bölgesi açısından Phrigia sınırıda olmaları muhtemel bir savunma ve güvenlik amaçlı bu geçitlere yerleştirimiş olmalıdırlar.

Kumdanlı miltaşı ise Colonia Antiocheia’ya 20 km uzaklıkta bir mezarlıkta tespit edilmiştir. Fakat tarihleme yapılamamıştır. Başlangıç şehri olarak ise Colonia Antiocheia verilmiştir403. Gondane (Kumdanlı) kasabası komumu gereği önemli bir noktada yer alır. Tymandos’tan çıkan Via Sebaste Hoyran Gölü’nü aştıktan sonra Colonia Antiocheia ovasına girmeden önce çok geniş olmayan, etrafı dağlık ve uzunca bir vadi üzerinden doğuya doğru seyreder. Gondane’de tam bu boğazın ortasında konumlanmıştır. Gondane’den çıkan yol Yalvaç ovasına ayrılmadan önce Celeptaş’a bir yan yol ile bağlanması ve buradan da Eyüpler köyünü takip ederek ara bir yolun Colonia Antiocheia’ya çıkmış olması ihtimali çok yüksektir. Bu iki kırsal yerleşmede erken Roma İmparatorluk ve geç İmparatorluk Dönemi’ne tarihlenen yerleşmeler bulunmaktadır. Bölgede yoğun seramik buluntular ele geçmiştir404. Celeptaş’ın önemi Gondane’nin

401 French, 2012, s.154. 402 French, 2012, s. 155-156. 403 French, 2012, s.156. 404 Mehmet Özsait, “1985 ve 1986 Yılı Yalvaç Çevresi Tarihöncesi Araştırmaları”, Ankara 1987, 5.AST. cilt 2,

69

Colonia Antiocheia ovasına bağlandığı yerdeki boğazı kontrol etmesi ile önemlidir. Celeptaş’ın tam kuzeyinde ise çok büyük boyutlara sahip olamamakla birlikte bir gözetleme kulesi bölge güvenliği için konumlandırılmıştır. Gondane ile Phrygia ovalarına açılan dağ yolunu ve aynı zamanda Gondane boğazının gözcülüğünü yaptığı kesindir. (Fig. 33).

Pisidia’nın kuzeydoğusunda, askeri ve stratejik öneme sahip bir kent olan Colonia Antiocheia’nın kuzeybatısında yer alan Phrygia toprakları ile ilişkisini sağlayan önemli bir yerleşim bulunmaktadır. Yalvaç ilçesine 25 km uzaklıkta ve bugün Sağır olarak bilinen yerde oldukça büyük bir kale yerleşimi mevcuttur405. Bu kalenin batısında yaklaşık 3 km uzaklıkta bir gözetleme kulesi yer alır406. Bu gözetleme kulesi muhtemelen Phrygia’yı ve Colonia Antiocheia kentine bağlayan bir yolun güvenliği ile ilgi olmalıdır. Muhtemel yol derin bir vadinin içinden çıkıp, Sağır kalesini aştıktan sonra Dere boğazından başlayan ve Colonia Antiocheia kentiyle buluşan Via Sebaste yoluyla birleşmekte, dolayısıyla Yalvaç ovasına açılmaktadır. Bu hat üzerinde modern yol çalışmalarının tahribatı oldukça fazla olduğu gözlemlenmiştir. Yol bu hattı izleyerek Körküler kasabası ve Sücüllü üzerinden Colonia Antiocheia kentine varmaktadır.

Gözcü kulesinin kuzeyinde yer alan Karamık ovası bu yolun varlığı açısından önemlidir. Bu bölgede Devederesi denilen yerde bulunan bir miltaşı Apameia Philomelium’a (Akşehir) giden bir yola işaret etmektedir407. Bu yol eski İran yolu olduğu söylenen Kral Yolu’dur408. Aynı zamanda Sultandağı üzerinde iki yol tespiti yapılmıştır409. İlki Philomelium- Colonia Antiocheia ile iletişimi sağlamaktadır. Bu yol üzerinde Sücüllü köyü yer alır ve burada ele geçen Miltaşları Philomelium kentini Sultan Dağlarını dolaşmadan derin bir vadi ile birbirine bağlamaktadır. Diğer yol ise Colonia Antiocheia-Synnada yoludur410. Bu yol Muhtemel Sağır kalesi önünden geçen yoldur. Devederesi Sağır Gözetleme Kulesi tarafından çok rahatlıkla izlenebilmektedir. Synnada’dan gelen bu yolda Sağır kalesinin kontrol ettiği, gözcü kulesinin denetlediği ve Phrygia’dan Colonia Antiocheia’ya gidilebilecek en kısa yoldur. Ayrıca bu yolun bir

s.258. 405 Ağgül, a.g.t., s.7. 406 Ağgül, a.g.t., s. 63. 407 French, 1984, s.124. 408 French, 1984, s.124. 409 French, 1984, s.124. 410 French, 1984, s.124.

70 hacıyolu olabileceği Men kutsal alanıyla da ilişkili olması gerektiği düşünülmektedir411 (Fig. 34).

Yalvaç ilçesinde yer alan Sücüllü köyünde iki adat miltaşı ele geçmiştir. Sücüllü 1, II Constantius ve Constans Dönemi’ne MS 337 340 yıllarına tarihlenmektedir. Sücüllü 2 MS 379 - 383 Gratianus, II Valentinianus ve I Theodosius ile oğlu Arcadius Dönemleri’ne tarihlenmektedir. Her iki mil taşının başlangıç kenti Colonia Antiocheia’dır412.

Dedeçam 1, miltaşı köyün eski Cami’sinde tespit edilmiştir. Basit bir silindir formundadır. Miltaşı üzerindeki ilk yazıt düzleştirildiği için tespit edilememiştir. Fakat bunun dışında 6 farklı kullanım miltaşı üzerinde tespit edilmiştir. 4 ve 5 yenilemede tarihler belirlenememiştir. İlk kullanım Hadrianus Dönemi MS 128/129 yıllarına tarihlenmektedir. Hadrianus’un Anadolu’yu ikinci ziyaretine denk gelmektedir413. İkinci kullanım Diocletianus ve Maximianus, üçüncü kullanım, MS 286-293 Diocletianus ve Maximianus ile I Constantius ve Galerius Dönemleri’ne tarihlenmektedir. Altıncı yenileme ise MS 333-335 I. Constantinus ve 337-340 II. Constantinus veya Constans Dönemi’ne tarihlenmektedir414.

Dedeçam 2, köydeki eski bir camide yer almaktadır. Başlangıç şehri Antiokheia olan miltaşının üzerindeki tarihlerden biri oldukça önemlidir. İlk kullanım MÖ. 6 yılına tarihlenmiştir. İkinci yenileme ise MS 253-255 yıllarında Valerianus, oğlu Gallienus ve MS 260 Valerianus (Saloninus) Dönemi’ne tarihlenmektedir415.

Via Sebaste olarak bilinen yol Colonia Antiocheia’yı geçtikten sonra Isparta’nın kuzey doğusundaki son ilçe olan Neopolis’e ulaşmaktadır. İlçede Kıyıkdede köyünde beş miltaşı tespit edilmiştir. Bu miltaşlarının başlangıç şehri Colonia Antiocheia kenti verilmiştir. İlk üç mil taşı Kıyakdede 1 (Fig. 35), Kıyakdede 2 (Fig. 36), Kıyakdede 3 miltaşları üzerinde bir bilgiye ulaşılamamıştır.

411 Ağgül, a.g.t., s. 63. 412 French, 2012, s.156-158. 413 Kaya–Özcan, 2016, s. 501. 414 French, 2012, s.158-159. 415 French, 2012, s.160.

71

Kıyakdede 4 miltaşı köy Camisi’nin yaklaşık olarak 50 m. güneybatısında tespit edilmiştir. Bugün Yalvaç Müzesi’nde koruma altındadır. Silindirik formda olup, çok iyi korunamamıştır. MÖ 6 tarihini vermesi açısından önemlidir416.

Kıyakdede 5 köy camisinde tespit edilmiştir. Bugün Yalvaç Müzesi’nde olan miltaşında ilk tarih MÖ 6 yılına işaret ederken ikinci yenileme tarihi MS 305- 306 Severus Maximinus Dönemi’ne tarihlenmektedir417. G. Bell Şarkikaraağaç’tan Kireli Köyü’ne doğru devam eden bir Roma Yolu gördüğünü belirtmiştir. Bu yolun çok uzun ve oldukça nitelikli olduğunu ve yıllarca kullanılmış olabileceğini ifade etmiştir418. Aynı güzergâhta Hamilton, Şarkikaraağaç civarında bir Roma yolunun bulunduğunu ifade etmektedir419. Bu yol bugün Yalvaçtan-Hatunsaraya kadar izlenebilir olduğu David French ve Stephan Mitchell tarafından belirtilmektedir420.

Kıyakdede Isparta sınırlarındaki son köydür. Yol buradan Konya il sınırlarına geçerek Beyşehir yönüne devam etmektedir. Beyşehir yakınında 96. Kireli421 miltaşı tespit edilmiştir. Miltaşının üzerindeki bilgiler okunamamıştır. Bu yüzden aydınlatıcı bir bilgi sunamamaktadır.

Beyşehir yakınlarındaki Selki köyünde ise ele geçen 3 miltaşı bulunmaktadır. Selki 1, (Fig. 37) Selki 2 (Fig. 38) miltaşları MÖ 6 yılına tarihlenmektedir. Başlangıç kenti ise Colonia Antiocheia olarak verilmiştir. Selki 3 miltaşında ise her hangi bilgiye ulaşılamamıştır.

Konya Beyşehir ilçesinde bir miltaşı ise Yunuslar köyünde ele geçmiştir. 98. Yunuslar miltaşı Colonia Antiocheia’nın 77 km güneydoğusunda ve Iconium’un (Konya) 50 km batısındaki Pappa/Tiberiupolis’te (Yunuslar) MÖ 6 yılı ile Via Sebaste’nin tarihini veren miltaşıdır422. Via Sebaste buradan Colonia Iconium’a kadar devam eder. Yazıtta yolun uzaklık mesafesine ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır.

Değirmen miltaşı Konya’ya bağlı Değirmen köyünün dışındaki mezarlıkta tespit edilmiştir. Başlangıç kenti Iconium olarak düşünülmektedir. MS 97 yılı İmparator Nerva

416 French, 2012, s.160-161. 417 French, 2012, s.161-162. 418 Bell 1927, s. 236-237. 419 Hamilton, 1842, s.353. 420 French-Mitchell, 1977, s. 214. 421 French, 2012., s.162. 422 French, 2012, s.165.

72

Dönemi’ne tarihlenmektedir. Senatör Pomponius Bassus aracılığıyla Nerva’ya adanmıştır423.

Konya ili Bayat köyünde mezarlıkta Bayat 1-2 miltaşları tespit edilmiştir. Üzerindeki yazıt okunamadığından dolayı tarihlemesi yapılamamıştır424.

Via Sebaste Iconium’dan çıkıp buradan 30 km güneyindeki önemli bir Roma İmparatorluk koloni kenti olan Colonia Lystra (Hatunsaray) kadar uzanmaktadır. Hatunsaray 3 Lycaonia’daki Colonia Lystra’da parçalar halinde korunmuş bir miltaşı bulunmuştur. Miltaşının ikinci yenilemesi III. Gordianus dönemi MS 238-244 yıllarına tarihlenmektedir425 (Fig. 39).

Kuzey Pisidia’yı batıdan doğuya doğru kat eden Via Sebaste üzerinde yerleştirilmiş miltaşları çok farklı dönemlere işaret etmektedir. Miltaşları üzerindeki yazıtlardan da anlaşıldığı üzere Via Sebaste’nin oluşumu MÖ 6 yılını vermekte olup, Homonadlar savaşının sonuçlanmasında etkin bir rol oynadığını göstermektedir. Miltaşları üzerindeki diğer tarihlemeler ise MS 2. yüzyıl ile 4. yüzyıl. üçüncü çeyreğine kadar değişmektedir. Kuzey Pisidia’ya da Via Sebaste üzerinde Augustus’tan sonra Hadrianus’a kadar tarihlenebilecek miltaşı olmaması ilgi çekici bir durumdur. Bu durum yolun çok fazla onarım geçirmemesi veya barış ortamının sağlanmasıyla yolların tahrip olmadığı bir dönemle açıklanmalıdır. Ticaretin ve refahın en üst düzeylere ulaşması huzurun oluşması ile yollar daha çok ticari ve kültürel etkileşimin aracı olarak daha yoğun bir biçimde kullanılmış olduğunu ispatlamaktadır. İlerleyen yıllarda yapılacak bilimsel çalışmalarla bu 120 yıllık arayı dolduracak başka arkeolojik materyallere muhakkak ulaşılacaktır. Kuzey Pisidia güzergâhı boyunca özellikle MS 2 yüzyıl ile başlayan Miltaşları üzerinde benzer tarihlerin olması, yolun bu dönemlerde onarımlar, tadilatlar geçirmiş olabileceğini ortaya koymaktadır özellikle Hadrianus Dönemi’ne tarihlenen miltaşları üzerindeki yazıtların Hadrianus’un Anadolu ziyaretlerine tekabül ettiği görülmektedir. Yine aynı şekilde Septimius Severus Dönemi miltaşları ise Via Sebaste’nin onarım geçirdiği ve Parth savaşları için yoğun bir biçimde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Daha önce belirttiğimiz Elegabalos Dönemi’nde 20 yıllık kısa bir sürede tekrar bir onarım geçirmesi Via Sebaste’nin askeri niteliğinin doğu seferleriyle tekrar ön

423 French, 2012, s.165-166. 424 French, 2012, s.166. 425 Levick, 1967, s.39.

73 plan çıktığını göstermiş ve ticari niteliğini de koruması, aktif bir ulaşım aracı olduğunu kanıtlamaktadır. Benzer yol onarım çalışmaları aynı imparatorlar döneminde yapıldığını kanıtlayan diğer bilgilerde Provincia Cilicia’dan gelmektedir426. Bu durum Anadolu’nun en iç bölgelerinde dahi yolların çok aktif bir biçimde kullanıldığına işaret etmektedir.

3. EĞİRDİR GÖLÜ GÜNEYİ VE DOĞUSUNDAKİ YOLLAR

Prostanna kenti; Eğirdir ilçesi’nin Akpınar köyü’nün 2 km. kuzeybatısında, Camili Yayla askeri alanın doğusunda bulunmaktadır427. Prostanna kenti konumu itabiriyle çevresinin tamamını denetleyebilmektedir. Kentin Akropolü Viarus Tepesi ile Isparta’nın güneyinde bulunan ve askeri bir yerleşim olduğu düşünülen Kapıkaya antik kenti’in Akropolü Ulu Tepe ile birbirlerini görecek şekilde düzenlenmişlerdir428. Mallos antik kenti ile de kuleler vasıtasıyla bir bağlantı olduğu düşünülmektedir429.

Kent, sınırları içinden geçen yolların merkezindedir. Kuzeyde bulunan Parlais’i, batıda Claudia Seleukeia’yı, güneyde Tymbriada’yı görebilmektedir. Bu durumuda kenti oluşabilecek tüm hareketliliklerden haberdar olmasına olanak sağlamaktadır430.

Prostanna Antik Kentini diğer kentlere bağlayan üç yol ağı tespit edilmiştir (Fig. 40).

Birinci yol Prostanna kentinin güneydoğusundan geçerek Eğirdir ilçesinde bulunan Akpınar köyüne doğru gitmektedir. Yolun Akpınar köyü civarında ikiye bölünmüş olabileceği fikri hakimdir. Doğu istikametine giden yol Limnai Gölü kıyı şeridinde yer alan yol ağına bağlanmıştır. Güneydoğu istikametine giden yol ise Balkırı civarında Kovada ve Limnai Gölü arasında kalan en dar geçitlerinden Mallos ve Tymbriada’ya gitmiş olmalıdır431 ( Fig. 41).

İkinci yol ağı kentin güneybatısını dolaştırmaktadır. Antik yol Prostanna’nın uç karakolunun güneyinden geçmektedir432. Camili Yayla ve Yukarıgökdere’nin

426 Aydınoğlu, 1998, s.143. 427 Fatma Kızılyalçın-Fikret Özcan “Prostanna Antik Kenti” Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl: 2016/1, Sayı:23 s.136 428 Kızılyalçın- Özcan, 2016, s.136. 429 Kızılyalçın- Özcan, 2016, s.136. 430 Kızılyalçın- Özcan, 2016, s.137. 431 Kızılyalçın- Özcan, 2016, s.141. 432 Kızılyalçın- Özcan, 2016, s.141.

74 kuzeybatısında bir boğaz yer almaktadır bu boğaz üzerinden Güneyce Köyü’nün kuzeyinde ikiye bölünerek yolun devam ettiği belirtilmeketedir. Yol ayrımından itibaren ilk yol Kapıkaya’ya, ikinci yolun Ağlasun Çayı üzerinden Sagalassos’a ulaşması gerektiği düşünülmektedir433( Fig. 42).

Üçüncü güzergah ise kentin kuzeybatısında yer alır.. Antik Yol, bugün modern yolun 1,5-2 km. kuzeybatısından itibaren izlenebilmektedir434. Bu yolun vadi üzerinden ikiye ayrılması gerektiği görüşü hakimdir. Yollardan biri Colonia Parlais ve Colonia Antiocheia’ya; diğer yol ağı muhtemel köprü üzerinden boğazın karşı kısmından devam ederek Claudia Seleukeia, Konana, Minassos ve güneyde Sagalassos’a ilerlemesi gerektiğidir. Claudia Seleukeia ve Konana antik kentlerine giden yol ise Via Sebaste’ye ulaşmalıdır435( Resim 43).

Mallos kenti Limnai gölünün doğu yakasında, Isparta’nın Sarıidris köyünde bulunmaktadır. Kentin kuzeybatısında geniş bir yürüme zeminine sahip olan Antik yolun izlerine rastlanılmıştır. Tespiti yapılan yolun 310 metrelik kısmı oldukça iyi korunmuştur436.(Fig. 44) Bu yol kentin kestirme bir şekilde Limnai Gölü ile bağlantısını sağlamaktaydı. Yolun kuzeydoğu yönündeki ilerleyişinin ise Apollonia kentine doğru olduğu düşünülmektedir437.

Tymbriada kenti Limnai gölünün doğu yakasında ve gölün güneyinde konumlanmıştır kentin güneyinden Mallos’a ulaştığı düşünülen antik bir yol bulunmaktadır438. Antik yol Sofular istikametinde 2 km kadar sürmektedir439. Zindan mağarası yakınında Deliklitaş yakınlarında, yeni yapılmış bir yoldan 3 m uzaklıkta, kuzey-güney yönünde uzanan bir antik yol izi tespit edilmiştir. Yol düzlük bir alandan geçerek mağaranın üzerine açılmış basamaklar yardımıyla üst kısımlara ulaşmaktadır. Buradan geçen yol güneybatıya devam etmektedir440 (Fig. 45).

Kapıkaya yerleşmesi Davraz Dağı’nın güneyinde kalmaktadır. Hellenistik ve Roma İmparatorluk Dönemi’nde günümüzdeki Isparta-Antalya kara yolu yakınlarındaki

433 Kızılyalçın- Özcan, 2016, s.141. 434 Kızılyalçın- Özcan, 2016, s.141. 435 Kızılyalçın- Özcan, 2016, s.142. 436 Özcan-Yayan-Çevik, 2017, s.457. 437 Özcan-Yayan-Çevik, 2017, s.457. 438 Özcan-Yayan-Çevik, 2017, s.462. 439 Özcan-Yayan-Çevik, 2017, s.462. 440 Özcan-Yayan-Çevik, 2017, s.462.

75 vadiden geçişin kuzeydoğu kısmını denetlemektedir441. Kapıkaya’nın yaklaşık 9,5 km kuzeybatısında bulunan ve bu vadinin kuzeybatı yamacına kurulmuş olan diğer bir askeri yerleşme olan Sandalion ise bu vadinin kuzeybatıdan denetimini sağlamaktaydı. Kapıkaya ile Sandalion arasında bağlantı yollarının ne şekilde olduğu tam tespiti yapılamamış ve yolun bir kısmı takip edilebilmiştir442. Muhtemelen bu yol Sandalion üstünden Sagalassos kadar ulaşmaktadır. Kapaıkaya ve Prostanna arasında kalan Yukarugökdere köyünün batısında yer alan Hellenistik döneme tarihlenen bir kale yer alır. Çevresinde ise Antik Dönem yapılaşma izlerine rastlanır. Kale Prostanna-Kapıkaya arasındaki yolu denetlemektedir443

4. ORTA PISIDIA YOL AĞLARI Burdur’un Ağlasun ilçesinde Akdağ’ın eteklerinde yerleşmiş olan Sagalassos, Orta Pisidia’da bulunan en önemli kentlerden biridir. Özellikle Roma İmparatorluk Dönemi’nde hem siyasi hem de ekonomik anlamda bölgenin en etkin kenti olarak karşımıza çıkmaktadır. Sagalassos’un bu dönemde refah içinde yaşadığı, zengin mimari yapılaşmadan anlaşılmaktadır. Ticaretin oldukça yüksek bir potansiyelle gerçekleştiği bölge coğrafyasında pişmiş toprak kap ve eserlerin birçok Pisidia kentinde ele geçmesi önemli bir ekonomik ağın varlığına işaret etmektedir444. Sagalassos etken kimliği ile Orta Pisidia’yı kontrol edebilecek oldukça geniş bir territoriuma sahiptir. Bulunduğu konum gereği güneyinde Colonia Kremna, kuzeyde Konana, Claudia Seleukeia ile komşu oluşu ile diğer kentlerle olan gelişmiş bir yol ağı sistemine sahip olmalıdır.

Sagalassos kentinin kurulduğu Akdağ’ın kuzey yüzünde ele geçen dört adet miltaşı Konana antik kenti arasındaki yolu kanıtlaması açısında önemlidir. İki kent arasında ki en kısa yoldur. Bu yol Sagalassos’un güneyinde yer alan İskender tepesinde ki vadide kireç fabrikasının bulunduğu alandaki antik yola kadar inmelidir445. Dağ yolu dışında ise kentten güneye doğru yol ikiye ayrılmalı biri Ağlasun çayına ulaşıp, doğuya doğru ilerlemelidir. İlk olarak Sandalion ve Kapıkaya yerleşimi ile kesişen yolun Kovada vadisi boyunca bir yolla güneye Sütçüler’e ve daha doğudaki Adada kentine çıkmaktadır.

441 Özcan-Yayan-Çevik, 2017, s.458. 442 Özcan-Yayan-Çevik, 2017, s.458. 443 Antik Dönemden Günümüze Isparta’nın Kültürel Mirası, (Ed. B.Hürmüzlü-H.Köker-A.Mörel), Süleyman Demirel Üniversitesi, Isparta, 2019, s. 126-127. 444 Talloen, s. 5. 445 Marc Waelkens, “The 2000 Survey at Sagalassos”, Ankara, 2001, 19.AST cilt 1, s.272.

76

Bu yol muhtemel güneye dönerek Pednelissos üzerinden Pamphylia ovasına varırken, diğer yol kuzeye doğru Prostanna yönünde ilerlemelidir. Yol Limnai Gölüne ulaşarak buradan ikiye bölünür, gölün doğu ve batı kıyıları boyunca kuzeye doğru devam ederek Via Sebaste ile buluşur. Diğer kol ise orta Pisidia’nın güneybatısına doğru devam ederek Kestel ovasına çıkmalıdır ve Via Sebaste ile buluşmalıdır. Buradan tekrar Döşeme Boğazı üzerinden Pamphylia’ya ulaşırken Batı ve kuzeybatı yönünde ki yol ise Burdur gölü üzerinde ilk durak olan Yarıköy’den ayrılarak Asia, Galatia ve Pisidia’nın kuzeyine doğu yönelmektedir (Fig. 46).

Roma İmparatorluğu, İtalya Yarımadası’nda ve eyaletlerde resmi taşımacılık görevini yerel halka yüklemiştir. Bu durumu kanıtlayan şimdilik en önemli belge ise Sagalassos’da bulunmuştur. Yazıt taşımacılıkla ilgili kuralları içeren ilk ayrıntılı belgedir446. Provincia Galatia valisi Sextus Sotidius Strabo Libuscidianus emriyle çıkarılan Yazıtın hangi döneme ait olabileceğine dair bir bilgi bulunmamaktadır. Yazıtın içeriğinden dolayı Augustus Dönemine ile ilişkilendirilmektedir. Büyük ihtimalle de Agustus’un ölüm yılı ile Tiberius’un başa geçtiği bir tarih aralığında MS 14-20 olduğu düşünülmektedir447. Fermanın ilk kısmında Sagalassos’ta o dönem içinde meydana gelen bazı huzursuzluklar aktarılmaktadır ve fermanın gerçek nedenlerinin oluşturur. Ferman imparatorluk genelini kapsayacak bir şekilde yazılmış olması, imparatorluğun farklı bölgelerinde bu tür sorunların oluştuğunu göstermektedir448. Pisidia’nın dağlık bir bölgesi olmasından dolayı taşımacılık uzun mesafelerde zor ve zaman almaktaydı. Bu nedenle, taşımacılığın yükünü azaltmak için, Sagalassos kenti halkından ve kente bağlı diğer kırsal yerleşimlerden taşımacılık kapsamında bazı hizmetleri karşılamaları istenmiştir. Kormasa’dan başlayıp, Konana’ya dek olan kısmında on araba ve bir o kadar katır ya da bunun yerine iki katı kadar eşek sağlamakla yükümlü tutulmuşlardır449.

Orta Pisidia’nın önemli bir şehri olan Komama antik kenti Burdur-Bucak ilçesinde bulunan Ürkütlü köyü civarındaki Şeref Höyük’tür450. Ürkütlü 1 miltaşı ilk kez Via

446 Stephan Mitchell, Roma İmparatorluğu’nda Resmi Taşımacılık Hizmetleri, , (Çev. Hatice Palaz Erdemir),İstanbul, 2015, s.7; Stephan Mitchell “Requisitioned Transport in the Roman Empire: A New Inscription from Pisidia”, JRS 66, 1976, s.106; Iversen 2015, s. 14-15. 447 Mitchel, 2015, s. 11, Mitchell, 1976, s.107. 448 Mitchel, 2015. s. 12. 449 Mitchell, 1976, s.109; Marek 2016, s. 380. 450 Bilge Ayça Polat Becks, “Komama’nın Kuzey Territoriumunda Yeni Keşfedilen Bir Yerleşme: Pancarlı Tepe”, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Cilt 6 Sayı 11, 2014,s. 228.

77

Sebaste adının okunduğu miltaşıdır451. Köyde, Dere Cami kenarında duran kırık bir miltaşıdır452. Miltaşı üzerinde MÖ 6 yılı bu yolun Augustus adına Vali Cornutus Aquila tarafından inşa ettirildiği bilgisi bulunur ve Via Sebaste’nin buradan geçtiğinin bir kanıtıdır. Başlangıç şehri olarak Colonia Antiocheia verilmiştir ve 120 mil uzaklık bilgisi yer alır453.

Ürkütlü 2 miltaşı ise köy mezarlığında tespit edilmiştir. Köyün girişinde mezarlığın kuzeyinde bulunan mil taşı Ürkütlü 1’de olduğu gibi Via Sebaste adının geçtiği bir miltaşıdır. Başlangıç kenti olarak Colonia Antiocheia verilmiştir. İlk tarih ise MÖ 6 yılıdır ve üzerinde Vali Cornutus Aquila ismi görülmektedir454. Ayrıca Kozluca ve Ürkütlü arasında bulunan Roma yolunda yapılan çalışmada Aziziye’de bulunan bir sınır taşı çözümlenmeye çalışılmış olsa da Via Sebaste’nin tayini hakkında bilgiye ulaşılamamıştır. Çevredeki topoğrafyanın fazlaca değişmesi ve yeni yolların inşası muhtemel yolların kaybolmasına sebep olmuştur455

Çallıca miltaşı Via Sebaste yakınlarından geçen bir yolun miltaşı oluğu düşünülmektedir. Üzerinde onurlandırma yazıtı olduğu ifade edilmektedir. Başlangıç kenti ise olarak verilmiştir. MS 286 yılına verilir, Diocletianus ve Maximianus Dönemi’ne tarihlenmektedir456.

Akçaören Mezarlıkta, yolun kuzey tarafında, köyün hemen dışında bulunmuştur. Miltaşının Yenice Çiftlik'teki mezarlıktan getirildiği bilgisi verilmektedir. İkinci yenileme MS 311-313 Maximinus ve I. Constantinus ve I. Licinius457 Dönemi’ne tarihlenmektedir (Fig. 47).

Burdur ili Boğaziçi (Kormasa) köyünde üç mil taşı tespiti yapılmıştır bu mil taşlarından Boğaziçi 1 köy Cami’sinde bulunmaktadır MÖ 6 yılına tarihlenmektedir ve Augustus adına Vali Cornutus Aquila tarafından inşa ettirildiği bilgisi bulunur. Başlangıç kenti olarak Colonia Antiocheia gösterilmektedir ve 108 mil uzaklık bilgisi yer alır.

451 W. Ramsay Antiquities of Southern Phrygia And The Border Lands 3. The Phrygo- Pisidian Frontier. AJA 4, 1888, s. 263-283 452 Stephen Mıtchell-İlhan Güceren, “1993 Yılı Pısıdıa Yüzey Araştırmaları”, Ankara, 1994, 12. AST, s. 501-505. 453 French, 2014, s 28-29. 454 French, 2014, s. 29. 455 French, 2014, s. 29. 456 French, 2014, s.57 457 French, 2014, s.57-58

78

Yazıtta ayrıca Via Sebaste adı geçmektedir. Yolun güzergâhını belli etmesi açısından önemlidir458 (Fig. 48).

Boğaziçi 2 miltaşı ise köy Camisi’nin kuzey ucunda bulunmuştur. Üzerinde iki tarih yer almaktadır ilk tarih net olmamakla birlikte Augustus Dönemi’ne tarihlenir. İkinci yenilemede ise MS 164-165 yıllarına, M. Aurelius Antoninus ve L. Aurelius Verus Dönemi’ne tarihlenmektedir. Başlangıç şehri ise bilinmemektedir459 (Fig. 49).

Boğaziçi 3 miltaşı yine köy içindeki Cami’de tespit edilmiştir. Başlangıç şehri miltaşı üzerinde okunamamıştır. Miltaşı MS 311-313, II. Maximinus Dönemi’ne tarihlenmiştir. Daha sonrasında II. Maximinus ismi silinmiştir. İkinci yenilemede MS 313-317 I. Constantinus ile I. Licinius Dönemi’ne tarihlenmektedir460 .

Burdur ili Düğer (Tymbrianassos) köyünde bir miltaşı ve bir sınır taşı olduğu düşünülen iki taş tespiti yapılmıştır. Düğer 1 sınır taşı olarak değerlendirilmiştir. Köy Camisi’nin ahşap sütunu için altlık olarak kullanılmaktadır. MS 293-305 Diocletianus ve I. Maximianus ile I. Constantius ve Galerius Dönemleri’ne tarihlenmektedir461 (Fig. 50).

Düğer 2 Köyde; Cami’de şimdi ek bina tabanının altında bulunmaktadır. G.Bean tarafından değerlendirilen miltaşı için net bir tarihleme yapılamamıştır. D.French ise MS 311-313, II. Maximinus ve MS 313-317 I. Constantinus ile I. Licinius Dönemi’ne tarihlemektedir. Başlangıç şehri ise bilinmemektedir462.

Burdur ili Yarı köyünde ele geçen toplamda altı miltaşı tespiti yapılmıştır. Yarı 5, Yarı 6 miltaşları köyün eski mezarlığında bulunmuştur. Yoğun tahribattan kaynaklı olarak herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır463.

Yarı 1 Burdur ili Yarı köyünde Ramsay tarafından tespit edilmiştir464. Köy mezarlığında olan miltaşı günümüzde ise kayıptır. MS 198-209 Septimius Severus ve M. Aurelius Antoninus (Caracalla) ile P. Septimius Geta (İsminin silindiği düşünülmektedir.) ve Iulia Domna dönemlerine tarihlenmektedir465.

458 French, 2014, s. 29-30. 459 French, 2014, s 30. 460 French, 2014, s. 31-32. 461 French, 2014, s. 32. 462 French, 2014, s. 33. 463 French, 2014, s. 36-37. 464 Ramsay, 1888, 263-283 465 French, 2014, s. 33.

79

Via Sebaste’ye koşut bir yolun Burdur’un doğu kıyısından devam ettiği görüşü günümüzde de güncelliğini korumaktadır. Bunu destekleyen Yarıköy ve Yazı köy yerleşmelerinde bulunan miltaşlarıdır. Yarı 2 miltaşı depremde yıkılmış eski Cami’nin kuzeybatı köşesinde bulunmaktaydı. Taşın daha sonra halen bulunduğu muhtarlık bahçesine kaldırıldığı bilgisi vardır. Miltaşı Cornutus Aquila adıyla belgelenmiştir. Tarih olarak MÖ 6 yılını vermektedir. Başlangıç şehri olarak Colonia Antiocheia verilmiş olup, 88 mil olarak uzaklığı tespit edilmiştir466 (Fig. 51).

Yarı köyünün 3 km kuzey doğusunda Askania Limne’nin doğu yakasında yer alan Yazı köyünde ki Yazı miltaşı (Fig. 52) ise M. Aurelius Antoninus ve L. Aurelius Verus Dönemi içinde MS 163-169 yıllarına tarihlenir. Miltaşının bir sınır taşı olabileceği de düşünülmektedir467. Via Sebaste muhtemel burada çatal yaparak gölün iki yakasından da ilerlemiş olmalıdır. Yolun, Askania Limne’nin batısından geçerek devam ettiğine dair fikirler sunulmuştur. F.Hild’göre asıl hattın Askania Limne’nin doğusundan ilerlediği, Via Sebaste üzerinde konuşlandırılmış Praetoria’da (Burdur) askerî bir garnizonun kontrolünden geçmiş olabileceğine dair öneriler sunmaktadır468. Bu durumu desteklemek için Nero Dönemi’nden bir yazıtın yolun Praetoria yakınından geçtiği bilgisini içerir. Ayrıca Augustus Dönemi’ne tarihlenen bir fermanın üzerinde kendisine ait talimatların olduğu ve ücretli bir yolun varlığından bahsedilmektedir. G. Bean, Askania Limne’nin batı kıyısındaki yolu ayrı bir yol olarak görmek istemektedir ve Via Sebaste’nin güzergâhının Askania Limne’nin doğu kıyısı olduğunu düşünmektedir 469. Benzer şekilde P.Iversende yolun batı kıyısı güzergâhı üzerinden gittiği şeklindedir470. Askania Limne’nin doğu kıyısı güzergâhını destekleyen diğer belgeler ise gölün batı tarafındaki miltaşlarından hiçbirinin, Via Sebaste’ye destekleyecek veriler sunmamasından ileri gelmektedir. Sadece İlyas 2, Yarı 4, Karakent 2 miltaşları Augustus Dönemi ile birlikte düşünülmektedir fakat bunu belgeleyecek net bir tarihleme yapılamamıştır. Bu durum Burdur’da doğu yolunu daha muhtemel bir güzergâh olarak ele alınması gerekliliğini ortaya koymuştur471.

466 French, 2014, s 34-35; Iversen, 2015, s. 82. 467 French, 2014, s. 37-38. 468 Friedrich Hild, "Die Via Sebaste in Kleinasien," Hypermachos: Studien zur Byzantinistik,Armenologie und Georgistik. Festschrift für Werner Seibt zum 65 (Ed.C. Staurakos). Geburstag, Wiesbaden, 2008, s. 64-65. 469 George Bean, “Notes and Inscriptions from Pisidia Part II”, AnSt 10, 1960, s. 81. 470 Iversen, 2015, s. 12. 471 Talloen, s, 4.

80

Düğer’in kuzey batısında Burdur İli Yeşilköy ilçesine de Tacina (Yaraşlı) kenti yer alır. Bu kent önemli bir konuma sahiptir. Roma Cumhuriyet Dönemi’nde Vali Prokonsül Manius Aquillius’un inşa ettirdiği Ephessos ve Pergamon bağlantılı yolun ulaştığı kavşak noktalarından biridir. Yolun korunmuş noktaları günümüzde mevcuttur472 Via Sebaste öncesinde Side’ye kadar uzandığı bilinmektedir. Bu şekilde ele alındığında Via Sebaste’nin bu yolla birleşerek kuzeye Pergamon ve Ephessos kadar uzandığını söylemek yanlış olmaz. İmparatorluk Dönemi’nde MÖ 6 yılı ile bitirilen Via Sebaste mevcut olan yolu doğu yönünde genişleterek Isauria’ya geçişini sağlamıştır. Bu yol Via Sebaste ismi almadan çok daha önce planlanmış olmalıdır. Pergamon ve Ephessos yolunun bir parçası olarak birleştirici güzergâh özelliği taşımaktadır. Gölün her iki yakasıda kullanım açısından uygun olmalıki iki kıyıda yol sistemi içinde değerlendirilmiştir. Bu sayede kuzey güney doğrultusunda gölün mesafeyi kısaltan yakası yolun kullanılma güzergâhını belirlemiş olmalıdır. Bu durumu destekleyen Yarașlı, Yarașlı 1 miltaşları Yaraşlı’da tespit edilmiştir. Her iki miltaşı da MÖ 129-126 tarihini vermekte olup başlangıç kenti ise Pergamum’dur473.

Yarı 3 miltaşı eski köyün Camisi’nin dışında, sokakta tespit edilmiştir. Bilinmeyen bir İmparatorun daha önceki bir yazıtının silindiği düşünülmektedir ve onun yerine Claudius Gothicus'un metni için yer açılmıştır. İlk tarih ile ilgili bilgi bulunmamakla birlikte ikinci yenilemede MS 268- 270 yılları arasında M. Aurelius Claudius Dönemi’ne tarihlenmektedir474 (Fig. 53).

Yarı 4 miltaşı Eski köyün Okul binasının köşesinde gömülü olarak bulunmuştur. Daha sonra eski Cami’nin olduğu yere taşınmıştır. Formundan ve büyüklük oranlarından dolayı MÖ 6 yılı Via Sebaste’nin yapıldığı Augustus Dönemi’ne verilmektedir475 (Fig. 54).

Karakent 1 Burdur ili Karakent (Lysinia) köyü Askania Gölü'nün batı yakasında konumlanır. Via Sebaste’nin bu köy üzerinden devam ederek Askania Gölü’nün batı kıyısını dolaştığı ilk noktadır. Başlangıç şehri olarak Lysinia kenti verilmiştir. Köyde sokakta tespit edilen miltaşı üzerinde ilk tarihi tespit edilememiştir. İkinci yenilemede

472 D. French, 1984, s.124 473 French, 2014, s.35. 474 French, 2014, s.35-36; Iversen, 2015, s. 83. 475 French, 2014, s 36.

81

MS 293-305 yılları arasında Diocletianus ve Maximianus ile I. Constantius ve Galerius Dönemleri içine verilmektedir. Üçüncü yenileme ise MS 311-313 II. Maximinus ve MS 313-317 I. Constantinus ile I. Licinius Dönemleri’ne tarihlenmektedir. II. Maximinus adının silindiği bu miltaşında da görülmüştür476 (Fig. 55).

Karakent 2 miltaşında köy Camisi’ni yanında bulunmuştur. Yazıt okunaklı olmadığı için tarihlenmesi yapılamamıştır. Miltaşının formu göz önünde bulundurularak Agustus dönemi içinde olduğu ve miltaşının Via Sebaste güzergâhına ait olabileceği düşünülmektedir477 (Fig. 56).

İlyas 1 miltaşı Strret tarafında mezarlıkta tespit edilmiştir daha sonra ise ilkokulun bahçesine taşınmıştır. Başlangıç şehri verilmemiştir. İlk tarihi bilinmemekle birlikte ikinci yenileme MS 311-313 yılları arasına Maximinus ve I. Constantinus ile I. Licinius Dönemi içlerine tarihlenir478.

İlyas 2; Burdur ili içinde bulunan İlyas köyü Isparta Ardıçlı köyü ile sınırdır. İlyas’ta ele geçen miltaşı bu gün Senir köyünde Yeni mahallede bulunmaktadır. Miltaşı ilk tarihi kesin olmamakla birlikte miltaşının büyüklük formundan hareketle MÖ 6 yılı içine verilmektedir. İkinci yenileme ise MS 311-313 II. Maximinus ve I. Constantinus ile I. Licinius ve MS 313-317 I. Constantinus ve I. Licinnius Dönemi içinde düşünülmektedir. II. Maximinus adının silindiği bu miltaşında da görülmüştür. İkinci yenilemede MS 317 tarihinde I. Constantinus Dönemi içinde I. Licinius’un adının da silindiği bu miltaşında tespiti yapılmıştır. İsminin silinmesi olayı öncelikle MS 314 yılında I. Constantinus ile I. Licinnius arasında Cibalae’de yaşanan savaşta I. Licinnius yenmesiyle başlamış olmalıdır. MS 325 yılında Hadrianopolis’teki ikinci karşılaşmada I. Licinnius tekrar yenilir ve MS 325 yılında ayaklanmadan sorumlu tutularak idam edilir. Üçüncü yenileme MS 333-335 I. Constantinus ile II. Constantinus Dönemi’ne tarihlenir. Dördüncü yenileme ise MS 337-340 yılları arasında Constantinus ile Constantius ve Constans Dönemleri’ne tarihlenmektedir479 (Fig. 57).

476 French, 2014, s.38-39. 477 French, 2014, s.39. 478 French, 2014, s.39-40. 479 French, 2014, s.40-41.

82

Isparta ili Ardıçlı köyünde üç mil taşı tespiti yapılmıştır. Ardıçlı 1 (Hamballar), Ardıçlı 2, Ardıçlı 3 miltaşları köy mezarlığında Street480 tarafından kayıt edilmiş fakat daha sonra taşların yeri bulunamamıştır. Ardıçlı 1 miltaşı başlangıç kenti kesin olmamakla birlikte olduğu düşünülmektedir. MS 311-313 II. Maximinus ve I. Constantinus ile I. Licinius ve MS 313-317 I. Constantinus ve I. Licinnius Dönemi içinde düşünülmektedir. II. Maximinus adının silindiği bu miltaşında da tespit edilmiştir. Ardıçlı 2, Ardıçlı 3. başlangıç kenti bilinmemekle birlikte herhangi bir tarihleme yapılamamıştır481.

Isparta ili Senir köyünün Tepecik mahallesinde Tepecik miltaşı tespit edilmiştir. Taşın Via Sebaste’nin geçtiği noktaya yakın olduğu düşünülmektedir. Başlangıç kenti kesin olmamakla birlikte Baris kenti verilmektedir. İlk tarihi hakkında bilgi bulunmamaktadır. İkinci yenileme de ise MS 197/198 Septimius Severus ve M. Aurelius Antoninus (Caracalla) ile P. Septimius Geta Dönemleri’ne tarihlenmektedir482 (Fig. 58).

Isparta ili Keçiborlu ilçesinde bulunan 13. Keçiborlu miltaşının başlangıç kenti tespit edilememiştir. Mil taşının ilk tarihi bilinmemektedir. İkinci yenileme ise MS 197/198 Septimius Severus ve M. Aurelius Antoninus (Caracalla) ile P. Septimius Geta Dönemlerine tarihlenmektedir483.

Orta Pisidia’nın güneyinde Burdur iline bağlı Boğazköy’ün batısında tam boğaz kesiminde Ören Tepe kale yerleşimi yer alır. Kayalık üzerine konumlandırılmış olan kale yerleşimi Hellenistik Dönem özellikleri yansıtmaktadır484. Ören Tepe konumu itibariyle tam bir kontrol noktasıdır. Ören Tepe Kalesi’nin Hellenistik Dönem’de Pergamon Krallığı’nın bir uç kalesi olabileceği ve dönemin Hellenistik yollarını kontrol ettiği düşünülmektedir.485 Yerleşim Pisidia’nın kuzeyinden gelip, güneyine ulaşan ve batısından gelip, doğusuna giden yolları denetlemektedir. Ören Tepe Kalesi’nin varlığı Hellenistik Dönem’de Pisidia ve Pergamum arasındaki bağlantıyı ve yol sistemini açıklaması bakımından önemlidir486. Via Sebaste hattından öncede bu güzergâhın kullanmış olduğunu kanıtlamaktadır. Ören Tepe Roma İmparatorluk Döneminde ise

480 Street , 1884/85, s. 125. 481 French, 2014, s.41-42. 482 French, 2014, s.43-44. 483 French, 2014, s.44-45. 484 Stephen Mitchell, “1995 Yılı Pisidia Araştırması”, Ankara, 1996, 14. AST cilt 1, s.51. 485 Mitchell, 1996. s. 51. 486 Mitchell, 1996. s. 51.

83

Ariassos kenti kontrolünden geçen Via Sebaste’yi denetlemektedir. Ören Tepe’nin hemen doğusunda oldukça yüksek bir noktada Panemoteichos antik kenti yükselir. Ören tepe ile ilişkili bir yerleşimdir (Fig. 59).

Ören Tepe’den geçen Via Sebaste yolu buradan Burdur Bucak ilçesi Kızılkaya köyünde Roma İmparatorluğu yerleşmesine ulaşır. Kızılkaya köyünde tespiti yapılmış Roma yolu ve üzerinde tahkimli bir han yer alır. Ayrıca bir sığınma kaleside mevcuttur.487.

Yol Kızılkaya’dan ikiye ayrılmaktadır. Birinci yol Via Sebaste olan ana yol üzerinden Komama kentine ulaşır. Buradan Burdur gölünün kuzeyini dolaşarak doğuya doğru devam eder. İkinci yol ise kuzeydoğuya yönelerek, Bucak yönünde ilerlemelidir. Colonia Kremna, Keraitae ve Sagalassos’u birbirine bağlayan Via Sebaste yoluna koşut Isparta’ya doğru giden yol olmalıdır. Colonia Cremna da Çamlık miltaşı tespit edilmiştir. Başlangıç kenti Colonia Cremna olarak verilmiştir. Üzerinde MS 253-255 Valerianus ve Gallienus Dönemi’ne tarihlenir. Yol uzunca bir düzlük geçerken önemli iki kale yerleşimi ile karşılaşır. Bunlardan ilki Üzümlübel köyünün kuzeydoğusunda bir tepe üstünde yer alır. Aynı zamanda Colonia Kremna kentini koruyan savunma ve tehdit kalesi olmalıdır. İkinci bir kalede Üzümlübel’i geçitken 9 km sonra yine kuzeydoğu yönünde olan Pancarlı Tepe’si üzerindeki kaledir. Oldukça uzun ve düz bir geçit olmasından dolayı Kaleler geçitin daha iyi denetlenebilmesine olanak sağlarken, diğer yandan hem Colonia Kremna’ya hem de Keraitae destek olan bir yapılanması söz konusudur. Orta Pisidia’da, güzergâhların birleşiği bir noktasında yer alan Pancarlı Tepe488 konumu itibariyle Selçuklu Dönemi’nde Burdur’dan gelip, Antalya’ya uzanan eden hat üzerinde doğal bir geçit durumundadır489. Yerleşmenin doğusunda vadi içinde taş döşeli yolun kalıntıları bu durumu desteklemektedir490. Bu yolun Antik rotaların devamı niteliğinde olduğu farklı görüşler tarafından da savunulmaktadır491. Selçuklu Dönemi’nde zemini taşla güçlendirilmiş yol Burdur üzerinden, güneye doğru Antalya’ya devam etmektedir. Bu hat üzerinde güneye doğru sıralananmış İncirhan, Susuzhan, Kırkgözhan ve Evdirhan

487 Stephen Mıtchell, “1994 Yılı Oinoanda ve Batı Pisidia’da Yüzeyaraştırmaları”, Ankara, 1995, 13. AST cilt 2, s.74. 488 Polat Becks, 2014, s.230. 489 Polat Becks, 2014, s.230. 490 Polat Becks, 2014, s.230. 491 Polat Becks, 2014, s.230.

84 konumlandırılmıştır 492. Vadi içinde ki geçidin denetim altına alarak güvenliğini sağlayan ise Pancarlı Tepe’dir493. (Fig. 60)

Yukarıda bahsi geçen yol güzergâhında önemli iki nokta bulunmaktadır. Bunlardan biri Burdur’un Bucak ilçesinde bulunan Seydi Köy diğeri ise Çeltikçi’dir. Bu köy yerleşimlerinde üçü Çeltikli’de biri Seydi’de olmak üzere toplam dört miltaşının varlığı söz konusudur. Buradan hareketle Seydi Köy üzerinden geçen bir ara yolun Via Sebaste’den ayrılarak Sagalassos’a ve Çeltikçi üzerinden buradaki boğazı geçip bugünkü modern yola koşut devam eden ve Burdur’a ulaşan önemli bir yoldur. Via Sebaste’nin gölün batı kıyısını hatta doğu kıyısının bir kısmını dolaşmayan alternatif güzergâhı gibi durmaktadır.

Sultan Abdülhamid'in eski mülkü olan küçük Celtikçí ciftlik köyü, Sagalassos bölgesinin yoldaki ipucunu temsil eder. Yol boyunca, çok sert taştan yapılmış bir taban bulunduğu bilgisi mevcuttur494.

Çeltikçi’de ele geçen üç miltaşının başlangıç kenti Sagalassos verilmiştir. Bu, bölgenin Sagalassos etki alanı içinde olduğunu göstermektedir. Çeltikçi 1, Çeltikçi 2 miltaşları Sağlık Ocağı’nın yakınındaki mezarlık duvarında betona gömülü olarak bulunmuştur. Çeltikçi 2 üzerindeki tahribattan dolayı tarihlenme yapılamamıştır fakat iki farklı tarih olduğu düşünülmektedir. Çeltikçi 1 üzerinde ise üç farklı tarih tespit edilmiş ancak ilk tarihi ve üçüncü yenileme tarihi tahribattan kaynaklı tespit edilememiştir. İkinci yenileme ise MS 293-305 Diocletianus ve II. Maximianus ile I. Constantius ve Galerius Dönemleri’ne tarihlenmektedir495.

Seydiköy ele geçen miltaşı için başlangıç kenti Sagalassos olarak verilmiştir. MS 198-209 Septimius Severus ve M. Aurelius Antoninus (Caracalla) ile P. Septimius Geta (Adı silinmiştir.) Dönemleri’ne tarihlenmektedir.

Sagalassos ve çevresinde tespiti yapılan bazı miltaşlarının Septimius Severus Dönemi’nde olması Parth savaşları için yapılan bir hazırlığın olduğuna işaret etmektedir.

492 Polat Becks, 2014, s.230. 493 Polat Becks, 2014, s.230. 494 French, 2014, s.85. 495 French, 2014, s.83-86.

85

Muhtemelen çevredeki yolların lojistik destek amaçlı Parth seferi öncesinde hazır olması askeri harekâtın başarısını arttıracaktır.

Orta Pisidia’nın batısı için önemli bir antik yol ise Karakuyu köyünün kuzeyinde bulunan Asar Tepe olarak bilinen yerin kuzeydoğusundaki bir Roma yoludur 496. Yol öncelikli olarak dağının yamaçlarından kuzeybatıya devam eder ve topoğrafyaya uyarak kuzeye doğru ilerler497. Buradan Bademağacı’nın olduğu Döşeme boğazından çıkar ve Via Sebaste ile birleşir. Batı Pisidia kentleri olan Komama, , Pogla (Çomaklı) ve Sibidounda (Bozova) gibi Hellenistik ve Roma İmparatorluk Dönemi kentlerinin alternatif bir rota ile Termessos’un kontrolünde olan Yenice Boğazına inmeden daha kısa bir güzergâhla Pamphylia ovasına ulaştırmış olur498 (Fig. 61). Roma İmparatorluk yolu yer yer 3-3.5 m genişliğe sahiptir499. Özellikle dağlık topografyanın doğal konumuna uydurularak, anakaya üzerine oturtulmuştur. Uçurum olan kesimleri kiklopik denecek düzeyde taşlarla desteklenmiştir. Kimi noktalarda çok büyük olmayan taşlarla örülen istinat duvarları ile desteklenmiş ve yol seviyesi istenen düzeylere taşınmıştır. Yüzeyi ise iri taşlarla kaplanmıştır. Bugün zemin döşemesi tahrip olmuş olmasına karşın, büyük kısmında Roma yolu izlenebilmektedir500.

Bozova’dan antik bir yolun geçtiğini destekleyen belge ise Bozova (Eski adı Zivint.) miltaşıdır. Bozova’dan Korkuteli’ne taşınan miltaşının başlangıç kenti bilinmemektedir. İlk tarihleme MS 198-209 L. Septimius Severus ve M. Aurelius Antoninus (Caracalla) ile P. Septimius Geta (Daha sonra adı silinmiştir.) Dönemi’ne tarihlenmiştir. İkinci yenilme MS 361-363 Flavius Claudius Iulianus Augustus Dönemi’ne tarihlenir. Üçüncü yenileme ise I. Valentinianus ve Valens MS 364-367 yıllarına tarihlenmektedir501.

Orta Pisidia’nın doğusunda bulunan Melli, Burdur’un Bucak ilçesinin 26 km. güneyinde, Kocaaliler’e 1 km. uzaklıktadır502. Arazi kuzeye ve kuzeybatıya hafifçe meylettiğinden, antik yol kente doğru dönerek devam eder. Yol Melli’ye ulaşmadan önce

496 Mehmet Özsait, “1995 Yılı Antalya-Korkutelive Burdur Yüzey Araştırmaları”, Ankara, 1996, 14. AST, cilt 2, s.200. 497 Özsait, 1996, s. 200. 498 Özsait, 1996, s. 200. 499 Özsait, 1996, s. 200. 500 Özsait, 1996, s. 200. 501 French, 2014, s.88. 502 Vandeput-Köse-Aydal, 1999, s.250.

86 bir mezarlıktan geçer ve kentin surlarına kadar takip edilebilir503. Alanın kuzeybatısındaki, mevcut Kocaaliler köyünün istikametine giden antik yolun bir kısmı iyi korunmuş şekilde günümüze ulaşmıştır504. Korunan kısım, büyük, taş levhalarla döşenmiş şekildedir. Antik yolun izlenemeyen güzergâhı günümüzde modern yolun altıda kalmıştır. Anlaşıldığı kadarıyla Antik Dönem’de yol batı yönünde devam etmiş olmalıdır505. Burandan Kocaaliler’den çıkarak Ankara –Antalya (Via Sebaste) karayoluna bağlanan yolu takip etmektedir. Yolun dar bir geçitten geçtiği noktada, iyi inşa edilmiş duvarlar söz konusudur. Bunlar yola dik olarak düzenlenmiştir ve geçişi engellemek amaçlı olmakla birlikte savunma yapılabilecek bir geçiş noktası yer almaktadır506. Melli konumu bakımında Sia ve Panemoteichos kentlerine de komşudur. Muhtemel yollun dağ yolları ile bu kentlere bağlanıyor olması gerekmektedir. Ayrıca bölgedeki son çalışmalarda Sia kentinin doğrudan Dağ Döşeme boğazına bağlandığı kesinleşmiştir507 (Fig. 62).

Pisidia Bölgesi içerisinde az bilinen bir yerde bölgenin doğusunda kalan Sütçüler ilçesidir. Bölge oldukça dağlık ve sarp geçitleri olan bir noktadır. Dolayısıyla ulaşımın en güç yapılabileceği bir coğrafya sunmaktadır. Sütçüler’e bağlı Kesme Köy ise Pisidia yolları açısından önemli bir yere sahiptir. Asar mevkii olarak bilinen yer Kesme’nin 3-4 km batısında yer alır508. Kesme’nin kuzeybatısında Kasımlar’da, Ayvalıpınar ve Köprüsu dereleri birleşerek Eurymedon’u oluşturmaktadır509. Eurymedon çayı yüksekliği 600 metreden daha yüksek bir kanyona girmektedir. Kalıntıların olduğu Asar Tepe bu kanyonun üzerinde konumlandırılmıştır510. Antik kentin yerleşmiş olduğu düzlüğün güneybatı köşesinde nehire kadar inen antik yol bulunmaktadır. Yerel halk nehir seviyesinde yer alan bir köye ulaşabilmek için hala bu yolu kullanmaktadırlar511. Yol antik kentin güneyinden Çirişmez Deresi'ne iner dere boyunca devam ederek, güneyde Çukurca Köyü'ne ulaşır. (Fig. 63) Manavgat’ın Değirmenözü köyünde kesmeden gelen

503 Vandeput- Köse- Aydal, 1999, s.250. 504 Lutgarde Vandeput-Veli Köse, “Pısıdıa Survey Project: The Thırd Survey Campaıgn At Mellı”, Ankara, 2001, 19. AST cilt 2, s. 19. 505 Vandeput-Köse-Aydal, 1999, s.250. 506 Vandeput-Köse-Aydal, 1999, s.250. 507 Mustafa Adak- Mark Wılson, “Das Vespasiansmonument von Döşeme und die Gründung der Doppelprovinz Lycia et Pamphylia”, GEPHYRA-9, 2012, s. 5. 508 Thomas Drew-Bear, “Phrygia, Pisidia ve Lycaonia'ya Epigrafik Yüzey Araştırmaları”, Ankara, 2003, 21.AST cilt 1, s.106-107. 509 Drew-Bear, 2003, s.106-107. 510 Drew-Bear, 2003, s.106-107. 511 Thomas Drew-Bear “Frıgya Ve Pisidia’da Epigrafik Yüzey Araştırmaları”, Ankara, 2001, 20.AST cilt 2, s.79.

87 yol izlenebilmektedir. (Fig. 64). Bu yolun devamı takip edilmemekle birlikte, Selge kenti ile bağlantılı olduğu ileri sürülmektedir512 (Fig. 65).

Adada’nın (Karabavlu) konumu gereği stratejik bir noktada olması kuzey Pisidia’yı güney Pisidia’ya bağlayan ve Pisidia’nın iç yollarının anlaşılabilmesi açısından önem taşımaktadır. Sütçüler’in kuzeydoğusunda yer alan ve iyi korunmuş bir kent olan Adada yerleşmesi, derin vadileri kontrol etmesi açısından da oldukça korunaklı bir konuma sahiptir. Sagalassos, Colonia Kremna ve Pamphylia’dan gelen yollar Çandır üzerinde birleşerek kuzeye doğru ilerler. Sonraki kent olan Adada güzergâhındaki vadi boyunca Boğazköy ve Sağrak köyü takip edilerek Adada’ya ulaşılmaktadır (Res 66). Kentin kurulduğu güney yamaç boyunca 600-700 metre uzunluğunda çok iyi korunmuş oldukça büyük blok taşlardan inşa edilmiş antik yol yer alır513 (Fig. 67). Bu yol yerel halk tarafından Kral Yolu olarak adlandırılır514. Muhtemel alternatif bir yol ise Adada’nın doğusuna çıkacak şekilde öncelikle Belen köyüne uğrayarak kuzeydoğudaki Sarayköy istikametinden geçmektedir. Adada’nın doğusunda kalan Yeniköy’e ulaşarak alternatif bir güzergâhla kente ulaşmaktadır. Adada’dan çıkan yol kuzeye, doğuya ve batıya devam ettirilirse dört farklı yol güzergâh ortaya çıkmaktadır. (Fig. 68).

Birinci güzergâh kentin doğusundan açılan yoldur. Derin vadileri takip ederek Tymbriada, Tynada üzerinde Gavurkalesin’e kadar gitmiş olabileceği ihtimali düşünülmektedir. Gavuryatağı’nın doğusundan Tityasoss kentine ve Beyşehir’e kadar ulaşılabilmektedir.

İkinci güzergâh Adada kentinden çıkarak önce batıya doğru devam eder ve bugünkü Kovda ‘Gölü’ne ulaşır. Vadi içinde Limnai’nin güney köşesine ve Prostanna’ya oradan da Parlais’e ulaşmaktadır. Prostanna hattı üzerinde de kent Konana515 ve Sagalossos’a ulaşabilir.

Üçüncü güzergâh ise Adada kentinden çıkarak doğruca Kuzeye yönlenen, Aksu ve Zindan Mağarası’na ulaşabilecek ve buradan da Tymbiriada ve Mollas kentleriyle

512 Drew-Bear, 2003, s.106-107. 513 Mustafa Büyükkolancı, “Adada Antik Kenti Ve Geleceği Pisidia Araştırmaları I”; SDÜ Arkeoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi, Isparta, 2013, s. 205. 514 Ercenk 1992, s. 367. 515 Kızılyalçın- Özcan, 2016, s.142.

88 irtibatını sağlayacaktır. Tekrardan Kuzeye doğru, Gelendost üzerinden Colonia Antiocheia kentine ulaşılır.

Dördüncü rota olarak Kovoda vadisinden batıya doğru geçilerek, Kapıkaya, Sandalion ve Sagalassos hattına ulaşılır516.

Adada kenti ve çevresindeki Roma İmparatorluk yolları için kesin bir tarih vermek zordur. Bölgede ele geçmiş bir miltaşı olmaması durumu daha da güçleştirmektedir. Kesin olarak bilinen ise bölgede bazı tarihsel süreçlerin gerçekleşmiş olmasıdır. Buradan hareketle Sanit Paulos’un MS 45-46 yıllarında Anadolu ziyaretleri ele alındığında Pisidia’nın doğusundaki iç yollarının tarihini MS 45 yılı öncesinde var olduğunu kanıtlamaktadır. Adada kenti bir iç Pisidia kenti olarak en parlak dönemini Traianus, Hadrianus ve Antonius Pius Dönemleri’nde yaşamıştır.517. MS 114 yılında Traianus Pisidia’da bazı kentleri ziyaret etmiş ve Adada kentinde Trainaus adına inşa edilmiş MS 114 yılı öncesinde tamamlanmış olduğu düşünülen bir tapınağı yer almaktadır518. Traianus Dönemi’nde de yollar ile ilgili Pisidia Bölgesi’nde çalışma gerçekleşmiş olmalıdır. Fakat elimize geçmiş bir mil taşı mevcut değildir. Hadrianus Dönemi’nde Pisidia Bölgesi’nde yol ile ilgili olarak tamirat ve onarımın olduğuna dair belgeler mevcuttur. Dolayısıyla benzer yol onarımları Adada kenti içinde düşünülmelidir. Septimius Severus Dönemi’nde var olan yol onarımları Pisidia Bölgesi’nde tespiti yapılmıştır. Adada kentinde Septimius Severus Dönemi’ne tarihlenen imparatorlar ve Zeus Serapis tapınağını görmekteyiz519 Severus’un Anadolu geçişinde yolların tekrardan bir bakıma girmiş olduğunu miltaşlarından bilmekteyiz. Bu durum Adada kenti gibi iç bölgelerde kalan daha küçük kentleri de kapsayabilir.

Adada kentinde güneye giden antik yol Sütçüler sınırında çandırlıda iki kale ile karşılaşır Sığırlık kaleleri olarak bilinen bu iki kale Roma İmparatorluğu, geç Roma ve Erken Bizans dönemlerine kullanılmış olduğu bilinmektedir. Adada-Perge arasındaki yol ile Colonia Cremna kentinden gelen yolların kesişim noktası olan Çandır’ı denetlemektedirler520. Çandır’dan geçen yol Yazılı kanyonu takip ederek Adada’ya

516 Özcan- Yayan- Çevik, 2017, s.458. 517 Büyükkolancı, 2013 s. 203. 518 Büyükkolancı, 2013, s. 204. 519 Büyükkolancı, 2013, s. 204. 520 T.C. Isparta Valiliği, Ispartanın kültürel envanteri 2 İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları:6, 2010, s. 117-118

89 devam ulaşır ve bu yol kral yolu olarak adlandırıl521. Yol ile ilişkili olarak kanyon içinde nişlerin olduğu ve kanyona adını veren yazıt ile birlikte nişler Roma İmparatorluk Dönemi’ne verilmektedir522.

Saint Paulos Anadolu’yu ilk ziyareti ile ilgili oldukça farklı rotalar mevcuttur. Üç güzergâh olduğu düşünülen rotorlardan Saint Paulos’un hangisini kullandığı net değildir. İçlerinde sadece en kısa rotaya sahip olan güzergâhın birçok kişi tarafından kabul gördüğü tek bir güzergâh mevcuttur523 (Resim 69).

Bu yollardan biri ve en çok kabul gören Perge - Adada - Colonia Antiocheia hattıdır524. Bu yol ayrıca Saint Paulos Yolu525 olarak da bölgede bilinir. Kestros ırmağından Colonia Antiocheia’ya varan ve Pisidia’nın kuzeyini, güneye Pamphylia’ya bağlayan en kısa iç yollarındandır. Kestros boyunca kuzeye devam eden yol topografyanın koşulları gereği bazı noktalarda köprülerle geçişe izin vermektedir. Çünkü kimi yerde ırmağın doğu yakası kullanılırken kimi yerde batı yakaları kullanılmıştır. Göçerler, Saint Paulos’sun gidiş yollunda izlediği ırmağın bu kısmına “Kırk Geçit” adını vermişlerdir. Vadi yatağı boyunca yapılan çalışmada bordür taşlarının döşendiği aktarılmaktadır526. Kestros ırmağı Sütçülerde Göksu adı ile anılmaktadır527. Çandır bucağına varıldığında Göksu ırmağının üzerinde tek gözlü ve sivri kemerli bir köprü ile karşılaşılır. Bu köprüden sonrası ise Adada kentine ulaşır. Adada kenti üzerinde hangi rotanın kullanıldığı net değildir ama Gelendost üzerinden Hüyüklü ve sonrasında Colonia Antiocheia ulaşmıştır. Dolayısıyla en akılcı rota Tymbiriada ve Mallos kentlerinin bulunduğu Kuzey yoludur528.

521 T.C. Isparta Valiliği, 2010, s.133. 522 T.C. Isparta Valiliği, 2010, s.133. 523 Mark Wilson, “The Route of Paul’s First Journey to Pisidian Antioch”, Cambridge University Press, London, 2009, s. 472-476 524 Giray Ercenk, “Pamphylia Bölgesi ve Çevresi Eski Yol Sistemi”, Belleten, Sayı: 216 Ankara, 1992, s366. 525 Ercenk, 1992, s. 367. 526 Ercenk, 1992, s. 367. 527 Ercenk, 1992, s. 367. 528 Wilson, 2009, s. 474.

90

Perge Adada 80 km Adada Tymbriada 27 km

Tymbriada Malos 21 km Malos Dabenae (Gelendost) 29 km Dabenae Colonia Antiocheia 26 km

Kentlerin birbirine olan uzaklığı Roma milinden Km. ölçüsüne dönüştürülmüştür Wilson, 2009, s. 476.

İkinci rota ise Doğu güzergâhı olarak değerlendirmiştir. Doğu rotası Perge'de başlar. Kestrus (Aksu) Nehri'nden geçerek Güneydoğu Pamphylia ovasından devam etmiştir. Daha sonra sahil yolu ile Side ye ulaşmıştır529. Bu noktadan ilk önce Toroslar’ın eteklerine doğru tırmanan dik yokuşlara sahip bir güzergâh yer alır. Kuzeye, Toroslar’ın eteklerinde (Sırt Köyü) kentine ve daha sonra Caralis Gölü'ne varmadan önce Kesik Beli'deki geçitten devam ederek Karalis Gölü'ne çıkmaktadır530. Yol buradan itibaren bir kol Iconium devam ederken Saint Paulos Neopolis üzerinden Via Sebaste’yi takip ederek Colonia Antiocheia’ya ulaşmış olacaktır.

Perge 31 km Aspendos Etenna via Side 55 km Etenna Mistea/ Claudiocaesarea 39 km

Mistea 67 km

Neapolis Colonia Antiocheia 50 km

Kentlerin birbirine olan uzaklığı Roma milinden Km ölçüsüne dönüştürülmüştür. Wilson, 2009, s. 474

Üçüncü rota ise Batı rotası olarak ele alınmıştır. Bu rota ile Via Sebaste güzergâhının kullanılarak Colonia Antiocheia ulaşıldığı sonucuna varılmak istenmektedir. Güzergâhın ilk durağı Attaleia üzerinden (Döşeme Boğazı) geçidine Saint Paulos’un vardığı ve buradan da Via Sebaste’yi izleyip önce Apollonia kentine ulaştığı varsayılmaktadır. Daha sonrada Gençali üzerinden devam edip Gondane’yi aşarak Colonia Antiocheia’ya ulaşılmıştır531. Broughton göre ise Saint Paulos Via Sebaste yolundan Sagalassos yönüne devam ettiği ve Colonia Kremna ile

529 Wilson, 2009, s. 475. 530 Wilson, 2009, s. 475 531 Wilson, 2009, s. 476

91

Baris üzerinden Prostanna’ya ulaşarak Adada kentine gittiğini düşünmektedir. Buradan Colonia Antiocheia ulaşmış olabileceğini belirtmektedir532.

Perge Climax Geçidi 37 km

Climax Geçidi Comama 30 km

Comama Apollonia 114 km

Apollonia Pisidian Antioch 69 km

Kentlerin birbirine olan uzaklığı Roma milinden Km ölçüsüne dönüştürülmüştür. Wilson, 2009, s. 479.

Orta Pisidia’nın doğusunda yer alan diğer önemli bir yer ise Aksu ilçesidir. Sütçüler gibi dağlık bir coğrafyaya sahiptir. Antik yol bağlantılarının varlığı bölgedeki yerleşimlerin daha iyi anlaşılabilmesi açısından kayda değer bilgiler içermektedir. İlçeye bağlı Yakaafşar köyü Pisidia yollarının tespiti açısından önemlidir. Köyün yaklaşık 3 km güney doğusunda Tityassos’a (Yenişarbademli) uzanan boğazı kontrol eden bir Roma Dönemi kale yerleşimi bulunmaktadır533. Bölge halkı tarafından Gavuryatağı olarak bilinmektedir534. Kale özellikle Aksu yönüne giderken Zindan Mağarası yolunu kontrol altında tutuyor olmalıdır. Kalenin tuttuğu boğazdan geçen yol Anamas Dağları ve onun devamı olan Dippoyraz Dağı (Dedegöl Dağı) eteklerindeki Senit Beli’nden geçerek bölgenin doğusunda yer alan Beyşehir-Gölyaka köyündeki Kubadabad sarayının olduğu kesimine bağlayan yolu kontrol eden önemli kalelerden biridir. Uçurumlarla dolu olan ve doğal geçitlerden faydalanılarak yapılmış olan yol, günümüzde olduğu gibi, Roma ve Selçuklu Döneminde de kullanılmış olmalıdır535. (Fig. 70).

5. GÜNEY PISIDIA YOL AĞLARI Torosların derin vadileri, Pamphylia ve Pisidia bölgesi için ve aynı zamanda antik dönemde ön plana çıkan iki geçidi barındırmaktadır. Bu geçitler Pisidia’nın güneyini

532 T. R. S. Broughton, “Three Notes on Saint Paul’s Journeys in Asia Minor“, Quantulacumque: Studies Presented to Kirsopp Lake (ed. Robert P. Casey, Silva Lake, and Agnes K. Lake), London, 1937, s. 131 131-138 533 Mehmet Özsait, “2007 Yılı Burdur, Isparta Ve Antalya İlleri Yüzey Araştırmaları”, Ankara, 2008, 26.AST cilt 2, s.358. 534 Özsait, 2008, s.358. 535 Özsait, 2008, s. 358.

92

Pamphylia ovasının kuzeyine bağlar. Dolayısıyla Pisidia’nın son yerleşim yerleri güneyde büyük önem taşımaktadırlar. Bunlardan ilki Termessos kentinin denetiminde olan Yenice Boğazı, ikincisi Ariassos kentinin denetiminde Döşeme Boğazı her iki boğazda Pamphylia ovasına iniş bölümüdür.

Döşeme Boğazı olarak geçen bu yol çok eski bir geçit olması çevresindeki Paleolitik ve Erken Holosen yerleşimlerinin bulunmasıyla kanıtlanabilir536. Dolayısıyla Anadolu’nun dağlık bölgeleri olan Toroslarla kıyı bölgelerinin iletişimini sağladığını göstermektedir537. Hitit tabletlerinde adı “Parha” olarak geçen Perge kenti de Döşeme Boğazı’na 32 km uzaklıkta olup Hitit egemenliğindeydi ve muhtemelen Hititler Perge’ye ulaşmak için Pisidia’nın dağlık vadilerinden geçerek Döşeme Boğazı’nı kullanmış olmalıydı538. Roma İmparatorluğu’nun Anadolu topraklarına gelişiyle birlikte askeri hareketlilik artmış ve yollara olan ihtiyaç daha fazla hissedilmiş olmalıdır. Vali M.Aquillius tarafından Anadolu’da yapılan ilk Roma yolunun Bergama’dan başlayarak Side’ye kadar uzandığı bilinmektedir. Bu yolun bir kısmı da Pisidia ve Pamphylia ovasının birbirine bağlayan Döşeme Boğazı’ndan geçmektedir539.

Döşeme Boğazı’nda ilk taş kaplı yol ise MÖ 6 yılında Agustus tarafından inşa edilmiştir540. İn-situ olarak yerinde bulunan Kovanlık, Döșeme Boğazı Miltaşı üzerinde ünlü vali Cornutus Aquila adı geçmektedir. İconium’dan çıkıp, Kavşak noktası olan Colonia Antiochia’dan uzanmakta olan bu yol Pamphylia’dan (Attalia) geçmekteydi. Doğu Roma Dönemi'nde Döşeme Boğazı tamir edilmiş, yer yer yeniden inşa edilmiştir. Selçuklu ve Osmanlı Dönemi'nde de kullanımı sonucu onarımların tekrar etmiş olması mümkündür541. Yolun sadece bir kısmında tekerlek izlerine rastlanmıştır542. Döşeme Boğazı’nda en geç yol döşemesi boğazın girişinde bir han ve bir kilisenin varlığıyla ilişkilendirilmektedir543. Döşeme Boğazı’nda üç ya da daha çok taş döşemi veya onarım dönemi olmasıyla günümüze kadar koruna gelmiş olduğunu söyleyebiliriz544. Bu da yolun son yüzyıla kadar kullanılıyor olmasıyla açıklanmalıdır.

536 French, 1995, s.31. 537 French, 1995, s.31. 538 French, 1995, s.31. 539 French, 1995, s.32. 540 French, 1995, s.32. 541 French, 1995, s.32. 542 French, 1995, s.33. 543 French, 1995, s.33. 544 French, 1995, s.33.

93

Bir başka özellik ise Roma dünyasında yolların belli noktalarında inşa edilmiş yapıların (tabernae, stationes) olduğuna dair bilgiler bulunmaktadır. Via Sebaste yolu üzerinde bu tür yapılara benzer oluşumlar beklenmelidir545. Muhtemelen bu yapılar ya Selçuklu veya Osmanlı Dönemleri’nde Han veya Kervansaray’a devşirilmiş ya da malzemelerinin tamamı kullanılmış olabilir.

Döşeme Boğazı’nın hemen batısında yer alan diğer önemli bir boğaz ise Çubuk Boğazı’dır. Bugün modern Antalya yolu buradan geçmektedir. Fakat antik yol kalıntıları tespit edilememiştir. Doğrudan Ariassos kentinin olduğu kontrol noktasına çıkar ve bu boğaz burada tekrar Döşeme Boğazı’ndan gelen yol ile birleşir ve alternatif bir geçiş güzergâhı olabilir.

Pisidia Bölgesinin güneyi oldukça fazla geçitlerle karmaşık bir geçiş güzergâhı oluşturur. Bu durum Pisidia bölgesinin Pamphylia ve Lycia’ya ulaşmasının sağlayacak ana yollar dışında çok sayıda alternatif yol ağlarının oluşmasına sebep olmuştur.

Pisidia’nın güneyinde bulunan ve önemli geçitlerin kavşağında yer alan Ariassos kenti konumu ile çevresindeki tüm antik kentlerle bağlantı içerisindedir. Özellikle Kovanlık köyü Döşeme Boğazı’ndan çıkan Via Sebaste yolu Dağbeli ve Bademağacı üzerinden geçerek kuzeye doğru yönelir. Bu yol aynı zamanda Ariassos’un kontrolü altındadır. Bu güzergâhta iki adet miltaşı tespit edilmiştir. Dağ, Döșeme Boğazı ve Dağ, Ortaova Mevkii bu iki miltaşı Döşeme Boğazını çıktıktan sonra Dağ olarak bilinen köye ulaşır. Dağ, Döșeme Boğazı miltaşı MÖ 6 tarihine verilmektedir. Başlangıç kenti okunamamıştır. Dağ, Ortaova Mevkii MS 198-209 Septimius Severus ve M. Aurelius Antoninus (Caracalla) ile P. Septimius Geta (adı silinmiştir) dönemlerine tarihlenmektedir.

Ariassos güneyinde yer alan birkaç bağımsız yerleşim ve Termessos'a uzanan bir Roma yolu ile Pamphylia ovasına bağlanmaktadır546. Bu yol Ariassos antik kentinden çıkıp Akçakoç’tan geçer ve Bayatbademlisi köyünden geçip, Termessos kentine ulaşır. Bu yol Isinda ve Termessos üzerinden topoğrafyaya uyum sağlayacak şekilde de keskin zikzaklar çizerek Ariassos kentinin batı girişine ulaşmaktadır.547. Yol büyük traversli

545 French, 1995, s.33. 546 Stephen Mitchell, 1989, s.150. 547 Stephen Mitchell, “Ariassos 1990”, 9. AST, 1991, s.100.

94 taşlardan yapılmıştır. Arazi koşullarına uyacak şekilde dik bölümlerde oldukça sığ basamaklar kullanılarak arazinin eğimi korunmaya çalışılmıştır.548 ( Fig. 71) Bu yolun ise modern yol çalışmaları yüzünden çok fazla tahribata uğramıştır549 (Fig. 72).

Termesosos kenti Pisidia’nın güneydeki son şehridir. Dolayısıyla dağlık Lycia ve Pamphylia ovası ile yoğun ilişkiler içinde olmalıdırlar. Bu sebepten ötürü Termessos kenti farklı rotalardan diğer kentlere bağlanmaktaydı. Konumunun oldukça korunaklı olması muhtemel dağ yollarının da olabileceğini göstermektedir. Bunlar doğrudan taş döşeli yollar olmayıp daha çok patika veya düzleştiriliş zeminlerden oluşmalıdır. Coğrafi konumu itibariyle kentin ulaşımı üç ana yoldan gerçekleştiriliyordu550 en önemli bağlantı noktası kentin ana girişi olan ve Yenice Boğazı olarak bilinen, Büyük İskender’in kullandığı ana güzergâhtır. Yazıtlarda kral yolu olarak bilinen bu yol MS 2. yüzyıl sonu ile MS 3. yüzyıl başlarında yerel halk tarafından yeniden yapıldığıdır551. Diğer iki yol ise tali yol şeklinde olup, ilki batıdaki nekropolden geçerek Isinda kentine ulaşmaktaydı552 diğer yol ise doğu nekropolü üzerinden geçip Mecene Boğazı olarak bilenen yerden devam ederek kentin doğusu ile güneyine, Pamphylia ovasına ulaşmaktadır553 (Fig.72).

Antalya ilinde Kaş (Antiphellos) ilçesi Dereağzı mevkiinde Roma yoluna ait önemli bir iz tespit edilmiştir554. Buradan çıkan yolun öncelikle Demre’ye ulaştığı ve oradan da dağlık Lycia’ya çıkarak Elmalı’ya varmakta olduğu düşünülmektedir555. Bu yol yapılan incelemede iki kola ayrılmıştır. Kolların biri Kibyra olarak bilinen Gölhisar’a ulaşırken556, Diğer kolunda Sagalassos kentinin bulunduğu Ağlasun ilçesine uzanır557. Pisidia’nın güneyine doğru inen Via Sebaste’den ayrı önemli yol ağları ile Lycia, Kibyra ve Pisidia bölgelerini içine almakta olup bölgenin güneyi ve batısı ile olan yol bağlantılarının önemini vurgulamaktadır.

Selge kenti Pisidia’nın güneydoğu köşesinde konumlandırılmıştır. Selge hattı Pisidia’nın doğusundan Pamphylia ovasına bağlanan yolların geçiş hattı üzerinde

548 Mitchell, 1991, s.100. 549 Mitchell, 1991, s.100. 550 Haluk Abbasoglu, “1986 Yılı Termessos Yüzey Araştırmaları”, Ankara, 1987, 5. AST cilt 1, s. 219-220. 551 Abbasoglu, 1987, s. 219-220. 552 Abbasoglu, 1987, s. 219-220. 553 Abbasoglu, 1987, s. 219-220. 554 David French, “Roma Yolları ve Mil Taşları”, Ankara, 1985, 3.AST, s.146. 555 French, 1985, s.146. 556 French, 1985, s.146. 557 French, 1985, s.146.

95 olmalıdır. Buradaki çalışmalarda Kozan, Yelli Belen'deki çiftlik alanının yukarısındaki kaleden ayrı olarak, iki kale tespiti yapılmıştır. Birincisi Yumaklar ‘da bunlar savunma duvarlı bir köyden ve en az iki büyük izole çiftliğin varlığından bahsedilmektedir. Kale, yerel halk tarafından ve Selge'yi birbirine bağladığı söylenen eski bir yolu denetlediğine dair bilgiler verilmiştir. İkinci kale Haspınar, Caparlar mahalle, Musa Kayası'nda bulunur ve geniş bir alanı tarayan görüş açısına sahiptir558 (Fig. 72).

559 Bu yol Eurymedon nehrini takip eder ve Sağarin köyü üzerinden kuzeye yöneldiği, ırmak içinde Köprülü Kanyon’u geçip Karabük köyüne ulaşır560. Kanyon takip edildiğinde yolun sonunda batısında bulanan başka bir yol ile birleşerek Selge’ye çıkmaktadır561. Ayrıca Selge’den Pednelissos’a ulaşan bir yol olduğu tespiti yapılmıştır. 20 metre uzunluğundaki yolun düzgün taş döşemeli olduğu ve Bozburun dağının güney eteğinden geçerek batıya ilerlediği buradan da Pednelissos’a ulaştı düşünülmektedir. Side Aspendos yolu muhtemelen Selge üzerinden Kesme ve oradan da Adada antik kentine kadar ulaşacaktır562 (Fig. 72).

6. PISIDIA BÖLGESİ NEHİR ve GÖL TAŞIMACILIĞI Aspendos’un ve Perge’nin konumları gereği önemli iki nehrin yakınında bulanmaktadırlar. Eurymedon ve Kestros nehirleri üzerinde gemilerin seyahatine uygun olduğuna ve limanlara sahip olduğu aktarılmaktadır563. Kestros üzerindeki ya da yakınındaki kentler arasında Perge, Pednelissos, Melli, Cremna, Sandalion, Kapıkaya ve Sagalassos sayılabilir. Eurymedon üzerinde kurulan kentler ise Kestros’a göre daha az olmakla birlikte Aspendos, Selge, Tynada ve Tymbriada’dır564.

Pednelissos teritoryumu araştırmalarında 7 farklı noktada pişmiş toprak üretim alanları ve fırınların varlığına rastlanmıştır565 Üretim yerlerinin tümü Kestros’un bugünkü Antalya’nın Serik ilçesine bağlı Gebiz civarında Pednelissos’a doğru ayrılan Küçükaksu

558 Lutgarde Vandeput- Veli Köse-Mark Jackson, “Pısıdıa Survey Project 2009: Research In The Terrıtory Of Pednelıssos”, Ankara, 2010, 28. AST cilt 3, s.76. 559 Ercenk, 1992, s. 365. 560 Ercenk, 1992, s. 365. 561 Ercenk, 1992, s. 365. 562 Ercenk, 1992, s. 366. 563 Plinius, V.96; Strabon, XIV. 4. 2; Hansgerd Hellenkemper- Friedrich Hild, Lykien und Pamphylien, Tabula Imperii Byzantini 8.2, Wien, 2004, s. 465; Brian Campbell, Rivers and the Power of Ancient Rome, Chapel Hill: University of North Carolina Press, 2012, s. 320-321. 564 Veli Köse, “Nehirler, Kıyılar, Limanlar ve Kentler”, Anatoloia 43, 2017, s.181 565 Vandeput – Köse 2010, 179-194; Jackson ve diğ. 2012, s. 91-111.

96 olarak bilinen nehrin çevresinde gruplaşmıştır566. Küçükaksu üretim alanlarının bulunduğu yerden geniş bir düzlüğe akmaktadır. Düzlük küçük ya da orta büyüklükte gemilerin Küçükaksu üzerinde varabileceği son nokta olmalıydı567. Antik Dönem’de kış ve bahar mevsimlerinde nehrin bu düz kısmı suyla kaplı olmalıydı568 bu sayede Pednelissosta üretilen “Late Roman D” ve diğer ürünlerin Kestros nehriyle Perge kentine ve oradan da Akdeniz geneline ulaştırabilmektedir569.

Nehirler üzerinde taşımacılığın nasıl olduğuna dair bölge halkının verdiği bilgiler ışık tutmaktadır. 100 yıldan da daha kısa bir zaman öncesine kadar; Pisidya’nın kırsal yerleşmelerinde kereste malzemeleri, Sedir ve Ardıç tomrukları Kestros’un akıntı gücüyle, denize ve oradan da gemilerle Mısır’a gönderildiği söylenmektedir570. Hellenistik dönemde de Ardıç ve Sedir ağaçalrı Mısır’a ithal edilirdi571 ve muhtemelen benzer şekilde yürütüldüğü söylenebilir. Çünkü gemi ve inşa sektöründe kullanılan bu malzemeler mümkün olduğunca bütün olarak transfer edilmek zorundadır. Kara yolunda bu uzunluktaki malzemeyi yürütmek daha zor olacaktır. Dolayısıyla nehir yolundan taşınmaları daha pratik bir çözüm oluşturacaktır. Antik Dönemde bahar aylarında karların erimesiyle daha geniş ve güçlü akan Kestros nehri bu taşımacılığın iç bölgelerin bir kısmından itibaren gemilerle de gerçekleşmiş olduğunu düşündürmektedir572. Kral II. Sargon’un Khorsabad’daki sarayının panellerinde Sedir tomruklarının gemilerle taşınması oldukça detaylı olarak verilmiştir573. Anadolu’nun debisi yüksek nehirlerinde çok yakın zaman kadar yapılan tomruk taşıma sistemi bilinmektedir. Günümüzde de azda olsa devam eden ve Dicle üzerinde Kelek adı verilen sallarla yapılan nehir taşımacılığı, hem Kestros ve hem de Eurymedon için olasıdır574. Zeytinyağı, şarap, tuz, Garum benzeri soslar ve tahılın yanı sıra575; Sagalassos, Pednelissos ve Aspendos çevresinde yapılan

566 Vandeput–Köse 2010, s. 179-194. 567 Köse, 2017 s. 182. 568 Köse, 2017 s. 182. 569 Köse, 2017 s. 183. 570 Köse, 2017 s. 186. 571 Adak, 2006, s.119. 572 Köse, 2017 s. 186. 573 E. Fontan, “La Frise du Transport du Bois, Décor du Palais de Sargon II à Khorsabad”, C. Doumet-Serhal (ed.), Cedrus Libani, Archaelogy and History in Lebanon 14, 2001, s. 58-63. 574 Sağlamtimur, 2012, s. 65-76. 575 R. I. Curtis, “Storage and Transport”, A Companion to Food in the Ancient World, J. Wilkins-R. Nadeau(ed.), Oxford, 2015, s. 175-182.

97 seramiklerin576 taşınmasında da ve limanlara ulaştırılmasında nehir taşımacılığının önemli rol oynadığı çok açıktır577.

Nehirler kent halkının sosyo-ekonomik gelişimini şekillendirmektedir578. Doğrudan doğruya nehir kenarında veya nehir ağzının yakınındaki kentler bu konum itibarı ile sadece kendileri için değil; bu durum nehir yataklarının içi kısımlarında kalan bölgelerde, suya uzak ve dağlık coğrafyadaki yerleşimler için de çok önem taşımaktadır. Bu ekonomik döngü iç bölgedeki kentlerin uzak bölgelerle olan ticari, kültürel ve siyasi aktivitede kilit bir hal almaktadır579. Bu yaklaşıma uygun iyi örnek hiç kuşkusuz İlisos nehri üzerinde kurulmuş Atina kenti ve onun yaklaşık 12 km uzağındaki limanı Pire’dir580. Bir başka örnek ise Roma ve Ostia gösterilebilir581.

Göl taşımacılığı açısından zengin bir coğrafyaya sahip olan Pisidia Bölgesinde çok sayıda irili ufaklı göller yer almaktadır. Bu göllerin başında Limnai, Askania ve Karalis gölleri gelmektedir. Göllerin bugünkü durumu göz önünde bulundurulduğunda üzerinde küçük ölçekli teknelerle taşımacılık yapılabilecek seviyededir. Antik Dönemde ise göl seviyesinin yüksekliği bilinmemektedir. Pisidia Bölgesi için önemli bir noktada bulunan Eğirdir gölü kuzey güney yönünde oldukça 465 km2582 ile geniş bir alanda yer almaktadır. Göl çevresi yapılan arkeolojik çalışmalarda çok sayıda küçük ölçekli kent ve kırsal yerleşim bulunmaktadır. Bu durum göl üzerinde bir taşımacılığın olabileceği ihtimalini güçlendirmektedir. Bölgenin yerli halkıda Osmanlı Dönemi’nde göl üzerinde Gelendost ve Eğirdir arasında küçük kayıkların taşımacılık yaptığına dair sözlü bilgilerde vermektedirler583. Hoyran gölü kısmında bulunan Limenia adasında tarın amaçlı kullanıldığı bilinmektedir584. Eğirdir Gölün Hoyran kısmı ve Yenice boğazı olarak bilinen Kemer mevkiinde çok sayıda terk edilmiş balıkçı barınakları bulunmaktadır. Bunların dışında Hoyran gölünün doğu kıyısında doğal bir liman yatağı yer almaktadır. Aynı zamanda Kovada vadisi boyunca da Eğirdir gölü iç kısımlara uzanabilmektedir. Bugün

576 J. Poblome – M. Waelkens, “Sagalassos and Alexandria. Exchange in the Eastern Mediterranean”, (ed.) C. Abadie-Reynal, 2003, 179-191; Köse, 2017 s. 186. 577 Köse, 2017 s. 186. 578 Köse, 2018, s. 193. 579 Köse, 2018, s. 193. 580 Lionel Casson, Ships and Seamanship in the Ancient World, New Jersey 1971, s. 363-365. 581 Casson, 1971, s. 367-370. 582 Nizamettin Kazanci, “Eğirdir Gölü Çanağının Oluşum Zamanına İlişkin Bir Gözlem”, Geological Engineering n.42, 1993, s. 50. 583 Ramsay, 1960, s. 463 584 Kazanci, 1993, s. 50.

98 büyük oranda alüvyonlarla dolmuş olan vadinin içinde dar bir kanalla Kovoda gölüne ulaşılır. Günümüzde bir iç göl halini almış olan kovada gölü Eğirdir’den ayrı bir parça gibi görünse de daha öncesinde birbiri ile bağlantılı olmalıydılar.

99

SONUÇ Pisidia Bölgesi coğrafi koşulları çok zor olan bir konumda olması bölgeye ağır yaşam şartları getirirken, bunu yanında bölgenin birçok tehditten korunmasını da olanak sağlamıştır. Dağlık bir bölge oluşu yerleşimlerin ulaşılması zor noktalarda konumlanmasına sebep vermiştir. Bu konumlanış biçimi yerleşimlerin korunma açısında büyük avantajlar sağlamasına karşın, bölge içindeki iletişimin daha yavaş olmasına neden olmuştur. Dolayısıyla yerleşim yerleri arasındaki bağlantının Roma İmparatorluğu Dönemi’ne kadar çok yoğun bir şekilde yaşanmadığının da kanıtıdır.

Hellenistik Dönem öncesinde bölgenin yol ağları hakkında bilgimiz çok sınırlı olmasına karşın, Hitit Dönemi’nden itibaren Anadolu’da yol şebekesinin varlığı kesin olarak kanıtlanmıştır. Hititler Anadolu’da hakim oldukları süre içerisinde Anadolu’nun batısıyla da temas içindeydiler585. Bu yollar üzerinde bırakmış oldukları kabartmalar ve anıtlar yollarla ilişikli olarak görülmüş ve Hitit yollarının güzergâhlarının oluşmasının bir bütün olarak ele alınmasını kolaylaştırmıştır586. Hattuşa’dan çıkan yolların batıya giden kısmı ticari ve askeri587 bir nitelik taşırken bu yolların bazıları Pisidia üzerinden geçmiştir588. Bu yollar bölge ticaretinin aktarılmasında her zaman önem arz etmiştir. Hitit Dönemi’nde de bu yollar merkezi bir otorite tarafından denetlenmekte olduğu, bırakmış oldukları arkeolojik belgelerle de kanıtlanmaktadır589. Özellikle Eflatunpınar anıtı ile Konya Ilgın’da bulunana Yalburt anıtları su kültüyle ilişkili iki önemli Hitit anıtsal yapılarıdır. Bu iki yapı konum geriği Pisidia Bölgesi’ne oldukça yakın konumlanmıştır. Özelikle Eflatunpınar Via Sebaste güzergâhına oldukça yakın oluşu Hititlerin Via Sebaste’nin çok daha öncesinde bu hattı kullandıklarını göstermektedir. Yalburt anıtı IV. Tuthalia’nın Lycia seferini anlatması Via Sebaste’den öncede bu yolun askeri amaçlı bir niteliğinin olduğunu ön plana koymuştur. Yalburt anıtı da Eflatunpınara çok uzakta olmayıp, Via Sebaste hattına bağlanan bir başka güzergâh üstünde olmalıdır. Buradan da anlaşıldığı kadarıyla Roma İmparatorluğu kendinden çok önce geliştirilmiş Anadolu’daki bu sistemli yol hattının ana güzergâhlarını takip etmiştir. Pisidia Bölgesi içinde bu ana güzergâhı geliştirerek kapsamlı bir yol ağına dönüştürmüştür. Muhtemelen bu durum

585 Macqueen, 2009, s. 19; Alparslan- Alparslan, 2018, s. 237. 586 Darga, 1978, s.8-12; Alparslan- Alparslan, 2018, s. 237. 587 Otten, 1988, s. 37. 588 Darga, 1978, s. 9. 589 Ökse, 2005, s.19.

100

Anadolu’daki diğer Hitit ana güzergâhları içinde geçerli olmalıdır. Bu güzergâhlar miras olarak kendilerinden sonra diğer uygarlıklara devredilmiştir. Oluşturdukları rotalar kemikleşerek ana güzergâhları olmuş, bir sonraki kültür için önemli araçlar halini almıştır. Bu araçlar yol kavramının bakış açısının daha geniş amaçlarla şekillenmesine ticaret, askeri ve malzeme sevkiyatı ile fikirsel düşünce akışını da beraberinde getirmiştir.

Pisidia yolları oluşumunda bölgenin coğrafyası birinci etken konumdadır. Buna karşın Pisidia halkı kendi çözümlerini üreten bir yapıya sahip olması ile derin vadiler ve geçitleri kullanarak bölge coğrafyasının sunduğu çerçevede alternatif rotaların oluşmasını sağlamıştır. Bu sayede bölgenin yol ağı şebekesinin erken oluşumu Hellenistik ve Roma İmparatorluk Dönemi yollarının gelişiminde alt yapı rolü üstlenmiştir.

Konumu gereği Pisidia Bölgesi ele alındığında Hellenistik Dönem öncesinde de Anadolu’nun iç kısımlarını güneydeki kıyılara ve limanlara taşıyan en kısa geçitlere sahip olması, Pisidia Bölgesi’nin yol kullanımında güzergâh olarak sıklıkla tercih edildiği fikrini desteklemektedir. Hellenistik Dönem içinde benzer bir durum söz konusudur. MÖ 3. ve 2. yüzyıllarda Hellenistik krallıkların bölgede pay kapma endişesinin ne kadar yüksek olduğu açıkça bellidir590. Bu dönem içerisinde Pisidia Bölgesi’de uzunca bir süre Hellenistik krallıklar sayesinde ticari ve ekonomik süreci en etkin biçimde yaşamıştır591. Bu dönemde Pisidia Bölgesi’nin çok sayıda geçite sahip olması ve bu ticari işleyişin sürekliliği her bölge halkı için refah anlamına gelmektedir. Dolayısıyla geçitlerin sürekli olarak açık olması ve liman şehirleriyle dağlık bölgeler arasındaki hareketliliğin devamı için önemli olmuştur. Özellikle Hellenistik Krallıklar Dönemi’nde artan yol trafiği bölgede şehirleşmenin de gelişmesine olanak sağlamıştır.

Pisidia Bölgesi denizden oldukça uzak olmasına karşın Hellenistik Dönemde ve Roma İmparatorluk Dönemleri’nde kıyı ile olan bağlantısı kesilmemiştir. Bölge için önemli olan kıyı hattında limanların olması ve bu limanlarla olan ilişkinin yollar sayesinde canlı tutulması, Pisidia kaynaklı üretimin Akdeniz yoluyla farklı bölgelere taşınmasına ve farklı bölgelerdeki üretimin Pisidia Bölgesi’ne girmesini sağlamaktaydı. Sadece kara yolunun kullanılmadığı bunun yanı sıra bölge için önemli olan Kestros ve Eurymedon nehirleri sayesinde birçok ürünün Akdeniz limanlarına taşınması

590 Ramsay, 1960, s.43; Bingöl, 1994, s. 46. 591 Adak, 2006, s.118.

101 yapılabilmiştir. Özelikle bu iki nehir kolunun üzerinde konumlanmış Pisidia kentleri nehir taşımacılığından sıklıkla faydalanmışlardır592. Pednelissosta ortaya çıkarılan seramik üretim merkezlerinden ele geçen “Late Roman D” seramikleri ve bunların yanı sıra zeytinyağı, şarap gibi küçük ölçekli teknelerle taşınabilecek birçok ürün nehir taşımacılığında belli bir noktaya kadar rahatlıkla yapılabilmekteydi593. Benzer durum göller ile de alakalı olup, özelikle Limnia gölü çevresinde yerleşmiş küçük ölçekli kentler ve kırsal yerleşimlerin göl üzerinde taşımacılık ve seyahat edebildikleri düşüncesini desteklemektedir. Bu ticaret, liman kentlerinin zenginleşmesini sağlarken Pisidia bölgesinin de refahının artmasında önemli bir dışa açılış kapısı konumdadır. Bu durum kıyı kentlerini Pisidia gibi iç bölgelerle olan ilişiklerinin daha da artmasına sebep olmuştur. Nehirler ve yol ağlarının amaçlarından birinin ticari faaliyetlerle ilişkilendirildiğinin göstergesidir594.

Hellenistik Dönem’den öncede bölgede yaşayan insanların bir şeklide üretimle ilgilendikleri şarap, zeytinyağı, tahıl ve hayvancılık ile ekonomik hayatın içinde oldukları kesindir. Her ne kadar Pisidia Bölgesi halkı için dağlı kabileler olarak Antik kaynaklarda verilse de, bölgedeki ekonomik hayat ve üretim aslında bunun tersini göstermektedir.

Üretim tüm uygarlıkların vazgeçilmez bir eylemidir. Toplumsal gelişim, ticaretin güçlenmesi ve ekonomik anlamda hayatında canlanmasıyla mümkün olabilmektedir. Ticari faaliyetler toplumlar içinde sosyal bir etkileşimi de doğururlar. Bu etkileşim farklı noktalardaki ürünlerin bir noktadan başka bir noktaya taşınması ile mümkündür. Günümüz semt pazarları mantığında ele alındığında başka illerden hatta ülkelerden gelen tekstil, gıda vb. ürünlerin insanların üzerinde yarattığı etki hissedilebilir. Bu bağlamda bölgeler arasındaki yolların üretimin iletimi konusunda önemli bir noktada oluşu kaçınılmaz bir sosyal etkileşimin olarak sonucu ortaya çıkarmaktadır. Roma İmparatorluğu bu açıdan yol kavramının en sistemli kullanan uygarlık olarak karşımıza çıkmaktadır.

Roma İmparatorluğu ile Anadolu topraklarında yol mantığının öncelikli olarak askeri amaçlı geliştirilmesi bölgede hâkimiyetini tesis etmek üzere şekillenmesiyle olmuştur. Roma İmparatorluğu yol yapımına dışardan bakıldığında ticari ve ekonomik bir

592 Köse, 2017, s.181 593 Köse, 2017 s. 183. 594 Adak, 2006, s.119.

102 ilişkiyi göz önüne koysa da yaptırdığı yolların medeniyet veya özgürlük getirmek yerine hükmedebilmek için yapılmış, bir araç olarak kullanılmış olduğu açıkça bellidir. Buna karşın Roma İmparatorluğu yolları sayesinde sistematik bir ağın Anadolu’yu şekillendirmeye başladığı hissedilmektedir. Pax Romana barışı ile çok uzunca bir sükûnet ortamı yolların ticari kullanımın daha fazla ön plan çıkmasını sağlamıştır. Bunun yanında Kültürel aktarımın daha kolay uygulanabilmesini önünü açmıştır595. Roma İmparatorluğu yolları hükmün anahtarıydı ve Anadolu eyaletlerindeki valiler bu durumu çok iyi kullanarak merkezi yönetimin yollar sayesinde her yerde hissedilmesini sağlamışlardır596.

Pisidia Bölgesi içinde Roma İmparatorluğu’nun en önemli yol imarı Via Sebaste’dir. Bu sayede Roma İmparatorluğu hâkimiyetin zor olduğu coğrafyayı sistemli yol ağı sayesinde kontrol edilebilir hale getirmiştir. Homonadlar gibi kabileleri etkileri altına alarak sindirilmelerini sağlamışlardır597. Bu yol ağının canlı tutulmasını da güzergâh üzerindeki kolonilerin varlığıyla gerçekleştirmişlerdir598. Çünkü bu koloniler Pisidia Bölgesi’nin iç kısımlarında kalmış kentlerin ve kırsal yerleşmelerinde sistemsel yollara ulaşmalarını sağlamıştır. Bu durum Hellenistik Dönemde de fark edilmiş ve koloni kentleri Pisidia bölgesini saracak bir biçimde konumlandırılmıştır. Bir bakıma Via Sebaste’nin alt yapısı ve güzergâhı daha önceden oluşturulmuştur599. Roma İmparatorluğu sınırlarındaki eyaletlere bakıldığında Via Sebaste’ninde askeri anlamda tüm yollarla yakın ilişki içinde olduğu kolaylıkla anlaşılmaktadır. Benzer niteliklerle çeşitli kabilelerin ve farklı kimliklerin etki altına alınarak etkisizleştirilmesi amacıyla Roma ordusuna yardım edecek desteğin akışını kolaylaştırmak için inşasına başlanan bu yollar daha sonra bölgeyi hakimiyet altına alarak bölgedeki kavimlerin sindirilmesini sağlamıştır. Sükûnetin sağlanmasıyla birlikte bu yollar ticari aktivitenin seyrettiği hatlara dönüşürken askeri kimliklerini hiçbir zaman kaybetmemişleridir. Via Sebaste’de böyle bir yoldur. Homonadlara karşı inşa edilmiş, ardında ticari ve taşımacılık yoluna dönüşmüş fakat MS 2. yüzyıldan sonra tekrara Parthlara karşı yapılacak doğu seferlerinde sıklıkla kullanılan askeri nitelikleri ön plana çıkan güzergâhlar olmuşlardır600.

595 Mörel, 2016, s. 186 -189. 596 French-Mitchell, 1977, s. 214; D. French, 1984, s.124; Kaya, 2005, s.11-30. 597 Ramsay, 1917, s.235; Plinius, V. 27; Özsait, 1985, s. 90 vd, ; Levick, 1967, s.204. 598 Özsait, 1985, s. 131-139. 599 Cohen, 1978, s. 14-15. 600 Magie, 1950b, s.1545.

103

Via Sebaste birçok açıdan kritik öneme sahiptir. Başta kolonileri bir birine bağlamasıyla, güzergâhta sadece askeri amaçlı bir yapılaşmanın tesisi dışında kentler arasındaki ticari ve ekonomik faaliyetleri daha hızlı hale gelmesi sağlanmıştır. Bu durum teknik açıdan ele alındığında askeri bir birliği en kötü koşullarda dahi ilerletmeyi amaçlayan yolun, gelişmiş altyapısıyla ilgilidir. Aynı zamanda taşımacılık içinde bölgedeki en iyi yol durumundadır601. Bu şeklide kentlerin organize olmaları ve kendi aralarında farklı alanlarda gelişime açık bir rekabetin önünü açmıştır. Yolar sayesinde gelişen ticaret beraberinde ciddi bir tüketiminde oluşmasına olanak sağlamıştır. Kentlerin territoriumları içinde çok geniş arazilere sahip olmaları bu tüketimin karşılanmasında daha yoğun kullanılmasını ve üretimin artmasını tetiklemiştir. Bu durumda gerekli bir şekilde insan gücünü oluşmasına ve nüfusun artmasına, kentlerin ve kırsal yerleşmelerin demografik yapısının da değişerek büyümesine neden olmuştur. Üretime dayalı oldukça küçük yerleşim modellerinin gelişmesinin önünü de açmıştır.

Via Sebaste’nin varlığını kanıtlayan en önemli veriler hiç kuşkusuz miltaşlarıdır602. Özellikle Via Sebaste’nin geçtiği güzergâhın ortaya çıkarılmasında büyük fayda sağlamıştır. Via Sebaste’nin güzergâhı belli bir nokta aralığında sorunludur. Yarışlı, Yarı ve Yazı köylerinde ele geçen miltaşları bu konuda Via Sebaste’nin bağlantı noktalarını tekrardan ele alınması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Yarı köyden sonra Keçiborlu ya kadar olan alanda Askania Gölü’nün batı kıyısını dolaşan Via Sebaste yolunu destekleyebilecek MÖ 6 yılına ait bir miltaşı veya belge ele geçmemiştir. Doğu kıyısında da Via Sebaste’yi destekleyen MÖ 6 yılına ait miltaşı henüz tespit edilmemiştir. Bu bakımdan ele de edilen veriler Via Sebaste’nin Askania Gölü’nün doğu ya da batı kıyısından geçtiğini kanıtlamamaktadır. En yakın tahmin Sagalassos territoriumundan gelmektedir603. Burdur’da ele geçen Roma İmparatorluğunun Kormasa ve Konana arasındaki taşımacılık hizmetine dair bir fermandan yola çıkılarak, fermanın MS 14-20 yılları arasına tarihlenmesi ve içeriğinin Augustus tarafından düzenlendiği verisine dayanarak Via Sebaste’nin buradan geçtiği yönündedir604. Fakat en gerçekçi yaklaşım Yaraşlı miltaşları verebilir. 9(B). Yarașlı 2, 9(A). Yarașlı 1 miltaşları MÖ 129-126 tarihini vermekte olup başlangıç kenti ise Pergamon’dur. Yani Roma Cumhuriyet Dönemi’nde

601 Mitchell, 1976, s.107; Mitchel, 2015, s. 11; Iversen 2015, s. 14-15. 602 French-Mitchell, 1977, s. 214. 603 Mıtchell, 1976, s. 109 604 Mitchel, 2015, s. 7.

104 yapılan ilk Roma yolunu göstermektedir. Bu yol Side’ye kadar ulaşmaktadır605. Via Sebaste Augustus Dönemi’ne tarihlenmesinden dolayı Perge-Kormasa arası var olan bir yolun parçası olarak yeniden tasarlanmıştır. Yaraşlı miltaşları olası kavşak bir noktanın varlığını gösterdiklerinden dolayı hali hazırda yolun bölünmesi Via Sebaste’den önce gerçekleşmiş olması ihtimalini güçlendirmektedir. Buradan çıkan sonuç şudur. Eğer Perge üzerinde geliyorsanız Climax Geçidi’ni kullanarak Via Sebaste’nin Pisidia’ya çıkış yolunu takip edersiniz ve size en yakın yol Askania Gölü’nün doğu kıyısıdır. Eğer ki Pergamon istikametinden güneye iniyor ve doğuya gidecekseniz en kısa yön Askania Gölü’nün batı kıyısıdır. Via Sebaste bu hat üzerinden yeniden tasarlandığında burada çatal yaptırılarak ulaşıma uygun olan Askania Gölü’nün iki yakasıda kullanılmıştır. Gölün her iki kıyısındaki bu yol ağları göl çevresindeki kentleri kapsayarak sistematik yol ağına dahil etmiştir.

Pisidia Bölgesi miltaşlarının bölgedeki yol gelişim ile ilgi olarak farklı veriler de sunmaktadır ve bunlardan en ilginç olanı ise Via Sebaste’nin bitirildiği tarih olan MÖ 6 yılıdır. Augustus Dönemi’nde inşa edilen bu yol üzerinde yaklaşık 100 yıl boyunca tespit edilen miltaşı bulunmamaktadır. Via Sebaste’nin yapılışından sonra Pisidia Bölgesi içinde ilk veri Hadrianus Dönemi içindeki miltaşları ile tekrar görülmektedir. Bu uzun süreç boyunca Pisidia sınırları içinde kalan Via Sebaste üzerinde her hangi bir onarım veya yenileme gibi çalışmaların gerçekleşmemiş olmasına işaret eder. Bu durum yolun herhangi bir tahribata uğramaması, barış ve sükûnetin sağlanmış olmasıyla açıklanabilir. Ama yolun kullanılmadığı anlamı çıkarılamaz. En aktif haliyle bu yol hayatına devam etmiş olmalıdır. Via Sebaste’nin döşeme boğazında Ariassos kentinin 8 km doğusunda ele geçen Vespanius Dönemi’ne ait bir sağlamlaştırma yazıtı bulunmaktadır. Fakat bu yol sağlamlaştırması tüm Via Sebaste için geçerli olduğu sonucunu çıkarmak zordur606. Çünkü Via Sebaste’nin dolaştığı tüm hat boyunca Vespanius ile ilişkilendirilecek bir mil taşı henüz ele geçmemiştir.

Genel olarak bakıldığında Pisidia Bölgesi’nin yol ağı Via Sebaste’den daha fazlasına sahiptir ve daha kısa yollar içerirler. Bölge üzerindeki güzergâhlar eldeki

605 Cimok, 2010, s. 27; French, 2014, s.35. 606 Adak-Wilson, 2012, s.5.

105 verilerle birleştirildiğinde kuzey-güney ve doğu batı akslarına bölünmüş bir Pisidia Bölgesi karşımıza çıkmaktadır.

Kuzey-Güney doğrultulu akslar üç ana hat üzerine kurgulanmıştır. Bu hatlar geçtikleri güzergâh üzerinden diğer iç bölgede kalan kentlere ve buradan da kırsal yerleşimlere kadar uzanan ara arter yolları meydana getirmişlerdir. Bu bakımdan üçe ayrılan hattı şu şekilde tanımlayabiliriz.

1. Konana üzerinden çıkan yol, Sagalassos607- Colonia Kremna hattı takip edilerek Kızılkaya’dan Ören Tepe608 ve Ariassos territoriumu içinden geçerek Döşeme Boğazı üzerinden Perge’ye bağlanır. Konana hattını tespiti yapılan dağ yolu ile Apollonia’ya kadar uzatırsak bu yol Kuzey Pisidia’daki sınır kentlerine kadar uzatılmış olacaktır609. Bu sayede aks kesintisiz bir dikey hatla Phrygia ve Pamphylia arasında yerleşmiş olur (Fig. 73).

2. Gençali üzerinde hareket eden yol Parlais yönünde uzanır610. Buradan Prostanna kentini geçerek, Yazılı Kanyon ve Çandır üzerinden Kestrus ırmağı takip edilir. Pednelissos ve Melli kentlerinin territoriumları arasından geçerek Perge’ye ulaşılır. Gençali’den ise kuzeye doğru yol takip edildiğinde Karakuş Dağları geçilerek Synnada kentine ulaşılır (Fig. 74).

3. Colonia Antiokheia çıkışlı yol ise Dabenae üzerinden Mallos, Tymriada, Adada ve Kesme köyü üzerinde Eurymedion ırmağı takip edilerek Selge’ye varılır. Bu hat ayrıca Aspendos’a ve Side’ye ulaşmaktadır. Colonia Antiokheia’nın kuzeyine yönelen yol Sağır kalesinden geçip Kuzey Pisidia’dan ayrılır ve Phrygia topraklarına giriş yaparak Synnada kentine ulaşılır (Fig. 75).

Pisidia bölgesini Doğu-Batı aksında kesen yollar da mevcuttur. Kuzey-Güney hatlarının geçmediği kentleri birbirine bağlayarak bölgenin doğu-batı yol dolaşımını

607 Iversen, 2015, s. 77-81. 608 Mitchell, 1996. s. 51. 609 Iversen 2015 s. 63-69; Hürmüzlü-Hecebil, 2015, s.37. 610 French, 2016, s, 8.

106 rahatlatmaktadır Via Sebaste hattının doğu ve batı güzergâhlarını en kısa biçimde birleştirir. Bu güzergâhlar şu şekildedir;

1. Kuzeybatıda ilk olarak Konana kentinden çıkan yol Claudia Seleukeia611- Prostanna-Mallos-Anaboura üzerinden Neopolise ulaşarak Pisidia’nın doğu ucuna ulaşılmış olur(Fig. 76).

2. Orta Pisidia içinden geçen diğer bir güzergâh, Preatoria üzerinden Sagalassos- Adada-Tymbriada-Tityassos kentinden Misthia’ya ulaşmaktadır. Buradan Iconium kadar yol ilerletilebilir (Fig. 77).

3. Colonia Olbasa üzerinden hareket eden yol ise ilk olarak Pogla ve Colonia Komama kentine varmaktadır. Buradan kuzeydoğuya yönelen yol Colonia Kermna ile birleşir ve ardından Çandır köyüne ulaşır. Değirmenözün’den devam ederek Misthia kentinden güneye inen ve Side’ye ulaşan batıdaki ana yol ile birleşmelidir (Fig. 78).

4. Pogla üzerinden devam eden bu güzergâh önce Karakuyu’ya612 uğrar buradan Arriassos kenti territoriumundan geçerek Sia ve Melli kentlerine ulaşır. Buradan Kestros ırmağını aşıp Pednelissos ve Selge hattını oluşturur (Fig. 79).

5. Pisidia Bölgesinin güneydoğusunda bulunan kent ise Isinda’dır. Yol bu kentten hareket ederek Termessos’a ulaşmaktadır613. Buradan devam eden yol Pamphylia kentleri olan Perge-Aspendos takip edilerek Side kentine varır (Fig. 80).

Ortaya çıkan bu yol aksları Pisidia bölgesinin iç ana akslarıdır (Fig. 81). Bu akslar arasında kalan kentler ve daha küçük yerleşim yerleri ile kırsal yerleşimlere ulaşan ara arter yolları mevcuttur (Fig. 82). Bunlardan bazıları tespit edilerek haritalara işlenmiştir. Henüz rotaları bilinmeyen diğer kırsal yerleşimlerinde bu akslar içinde çeşitli yönlere doğru dağıldıkları çıkarılabilecek sonuçlardandır. İlerleyen çalışmalarda bu yollar aile ilgili somut verilere de ulaşılacaktır. Toplamda sekiz aksın içini dolduran bu ara arter yollar sayesinde Pisidia Bölgesi oldukça iyi organize olmuş bir yol sistemini

611 Hürmüzlü-Hecebil, 2015, s.39. 612 Özsait, 1996, s. 200. 613 Abbasoglu, 1987, s. 219-220.

107 coğrafyasında barındırmaktadır. Bu yol sistemi ile bölgede oldukça aktif bir ticaretin kesintisiz sürdürülebileceği gerçeği ortaya çıkmaktadır. Bu asklar sayesinde Via Sebaste bir çevre yolu niteliği kazanıp, bölgeyi kuşatırken, iç akslar ise kuzeyden güneye Phrygia ve Pamphylia bölgesi arasındaki tüm ticari ve ekonomik bağlantıyı güneyde limanlar taşımaktadır. Liman kentlerinden de tersi istikamete bu ticaret sürmektedir. Aynı durum doğu-batı aks içinde geçerli olup, Milyas ve Kabalia bölgelerinin ticari aktivitesi Pisidia geçitleri kullanılarak doğuda Isauria ve Provincia Cilicia’ya kadar gelişmiş bir ekonomik zenginliği aktarmaktadır. Anadolu’nun iç kısımlarını güneydeki kıyılara ve limanlara taşıyan en kısa geçitlere sahip bu akslar, Pisidia Bölgesi’nin yol kullanımında güzergâh olarak sıklıkla tercih edildiği fikrini desteklemektedir. Bu akslar sayesinde Pisidia kaynaklı üretimin (zeytinyağı, sedir, ardıç, şarap, reçine, tarımsal üretim, pişmiş toprak üretimi.) Akdeniz yoluyla farklı bölgelere daha kısa sürede taşınmasına ve farklı bölgelerdeki üretimin Pisidia Bölgesi’ne girmesini sağlamaktadır. Aynı zamanda Pisidia bölgesindeki iç üretim pazarının canlı kalmasını sağlamıştır. Bu ticaret, liman kentlerinin zenginleşmesini sağlarken Pisidia Bölgesi’nin de refahını arttırmıştır. Bu yollar çok sayıda kale ve güvenlik yapılarıyla da koruma altında olup, Savunma ve Tehdit kaleleriyle oluşacak eşkıyalık faaliyetlerine karşıda desteklenmektedir.

Via Sebaste ve diğer akslar dini amaçla da kullanılmıştır. Dini bayramlar, agonistik festivaller ve oyunlar kentlerde ve ulaşım sistemi içerinde insan aktivitesini artırmakla birlikte kentlerin ticari, ekonomik potansiyellerinin yükselmesine ve güçlenmesine etki etmiştir614. Pisidia Bölgesi için geçerli Pitichia bayramları ve Colonia Antiocheia’da yer alan Men Askeanos kutsal alanı buraya birçok bölgeden insanın gelmesini sağlamıştır615. Ayrıca Perge’de bulunan Artemis Pergaia kutsal alanına ulaşmak için kuzeyden gelen Hacılar Via Sebaste yolunu ve iç aksları kullanmak durumundaydılar.

Pisidia Bölgesi Via Sebaste ve batısında kalan yollar miltaşları sayesinde tarihlenebilmektedir. Fakat doğusu ve iç kısımlarda kalan yolların üzerinde miltaşı ele geçmemesi yolların bu kesimlerinde tarihlemeyi zorlaştırmaktadır. Bu bağlamda tarihsel süreçler izlenerek yolların tarihleri hakkında bilgi edinilmiştir. Bu süreçlerden ilki Saint Paulos’un MS 45-46 yıllarında Anadolu seyahatleridir. Bu seyahat ele alındığında hangi yolu kulanmış olursa olsun Pisidia’nın yollarının tarihini MS 45 yılı öncesinde var

614 Uzunaslan, 2008, s. 117-12; 8H. Brandt,1992, s. 146; Özcan, a.g.t., s. 68 615 Strabon, a.g.e., XII.3.31.

108 olduğunu kanıtlamaktadır. MS 2. yy başlarında Traianus, Hadrianus ve Antonius Pius Dönemleri’nde Adada kentinde önemli imar hareketleri görülür616. Via Sebastede MS. 2 yy başlarında birçok miltaşı üzerinde yol onarımları ve sağlamlaştırmalarına yönelik bilgiler içermektedir. Benzer bir durum bölgenin çok az bilinen doğu ve güneydoğu kesiminde de yaşanmış olduğunu Adada kentindeki bu imar çalışmaları kanıtlamaktadır. MS 2. yy sonlarında ise Septimus Severius döneminde Via Sebaste üzerinde Parth seferi esnasında yol onarımına ilişkin çalışmalar miltaşları ile belgelenmiştir. Adada kentinde Septimus Severius Dönemi’nde İmar faaliyetlerinin olduğunu bilmekteyiz617. Bu durum doğudaki kentlere bağlanan yolların sağlamlaştırılmasına da yansımış olmalıdır.

Yapılan çalışmada Pisidia bölgesinde gelişkin yol ağı sistemi Via Sebaste dışında yol aksları ile kanıtlanmıştır. Bölgenin batısı yapılan çok sayıda araştırma ile yollar hakkında detaylı bilgilere ulaşabilmekteyiz. Fakat bölgenin doğusu ve güneydoğusu ise ciddi anlamda araştırmaya açık bir bölgedir. Çok sayıda ana yerleşmenin dışında coğrafyanın olumsuz etkisi nedeniyle dağınık haldeki küçük yerleşimlerinde fazlaca olduğu anlaşılmıştır. Bu dağınıklık yol hatlarının çok fazla ara arterle birbirine bağlandığının bir ispatıdır. İlerleyen yıllarda bu bölgelerde gerçekleşecek bilimsel çalışmalarla hiç bilinmeyen miltaşları ortaya çıkarılarak yol bağlantıları ve bölge ticaretinin eksik kalan kısımları tamamlanacaktır.

Pisidia Bölgesi kara taşımacılığın yanı sıra nehir ve göl taşımacılığının da gerçekleştiği bir coğrafyadır. Kestros ve Eurymedon gibi iki önemli nehirleri sınırlarında barındırmaktadır. Bu nehirler üzerinde küçük ölçekli teknelerle seyahat edebildikleri ve ticari nitelikli özelikleri ile uzun yıllar kullanılmışlardır. Nehir hattı boyunca sıralanan kentler nehirlerin avantajlarından yararlanmaktadırlar. Bu durum bölgenin ve özelikle nehirlerle ilişki içinde olan kentlerin zenginleşmesini sağlamıştır.

616 Büyükkolancı, 2013, s. 203. 617 Büyükkolancı, 2013, s. 204.

109

TABLOLAR

110

PISISIDA BÖLGESİ MİLTAŞLARI KRONOLOJİK TABLOSU

TABLO 1

Vali Cornutus Aquila (Augustus Dönemi Hadrianus or Antoninus Pius (Net tarih MÖ 27 - MS 14) MÖ 6 bulunmamaktadır.) 88(D). Esendere, 4, Via Sebaste 87(A). Yassıören 1, (1) Via Sebaste 90(C). Gençali 3, Via Sebaste M. Aurelius Antoninus ve L. Verus MS 94(B). Dedeçam 2, (1), Via Sebaste AD 163-169 95(D). Kıyakdede 4, Via Sebaste 08. Yazı, (2), Via Sebaste

95(E). Kıyakdede 5, (1), Via Sebaste M. Aurelius Antoninus ve L. Verus MS 97(A). Selki 1, Via Sebaste 165 97(B). Selki 2, Via Sebaste 05(B). Boğaziçi 2, (2), Via Sebaste

98. Yunuslar, Via Sebaste Septimus. Severus MS 197-198 2. Dağ, Döșeme Boğazı, Via Sebaste 90(B). Gençali 2, Via Sebaste 4(A). Ürkütlü 1, Via Sebaste 90(F). Gençali 6, (1), Via Sebaste 4(B). Ürkütlü 2, Via Sebaste 016(A). Çapalı 1 (1), Via Sebaste Apollonia –Apamea 5(A). Boğaziçi 1, (1), Via Sebaste 86. Uluborlu, (1), Via Sebaste 7(B). Yarı 2, Via Sebaste

1. Kovanlık, Döșeme Boğazı, Via Sebaste Septimus Severus ve Caracalla ile Geta MS 198-209 7(D). Yarı 4, Via Sebaste (?) 90(B). Gençali 2, Via Sebaste (?)10(B). İlyas 2, (1), Via Sebaste 12. Tepecik, (2)Via Sebaste

13. Keçiborlu, Via Sebaste Nerva MS 97 7(A). Yarı, Via Sebaste 99. Değirmen, Via Sebaste 03. Dağ, Ortaova Mevkii Via Sebaste Publius Aelius Traianus Hadrianus MS 41. Seydi, Sagalassus - Via Sebaste 127-128 43. Bozova, (1), Isinda - Colonia Comama 90(A). Gençali 1, (1), Via Sebaste 45(B). Isparta 2 Sagalassus – Conana

Publius Aelius Traianus Hadrianus MS Elagabalus (M. Aurelius Antoninus) MS 128-129 218 94(A). Dedeçam 1, (1),Via Sebaste 90(H). Gençali 8, (2), Via Sebaste

Parantez içinde verilen rakamlar Miltaşlarının kaçınkez yenilendiğini ifade etmektedir.

111

TABLO 2

I. Maximinus MS 235-236 Diocletianus ve Maximianus ile Constantius ve Galerius MS 293-305 101(C). Hatunsaray 3, Via Sebaste 94(A). Dedeçam 1, (3), Via Sebaste 6(A). Düğer 1, Via Sebaste III. Gordianus MS 238-244 9(A). Karakent 1, (2)Via Sebaste 101(C). Hatunsaray 3, (1), Via Sebaste 39(A). Ağlasun 1 Sagalassus - Via Sebaste 40(A). Çeltikçi 1, (2), Sagalassus - Via Philippus (Iunior) (Aug.) (yılı Sebaste bilinmemektedir.) 40(C). Çeltikçi 3 Sagalassus - Via Sebaste 90(G). Gençali 7, Via Sebaste

Valerianus ve Gallienus MS 253-255 Maximinus ile Constantinus ve Licinius MS 311-313 89. “Sarıyar”, Via Sebaste 5(C). Boğaziçi 3 Via Sebaste Valerianus ve Gallienus MS 253-255 6(B). Düğer 2 Via Sebaste Valerianus (Saloninus) MS 260 9(A). Karakent 1, (3), Via Sebaste 94(B). Dedeçam 2, (2), Via Sebaste 10(A). İlyas 1,(2),Via Sebaste Claudius Gothicus MS 268-270 10(B). İlyas 2, (2), Via Sebaste 7(C). Yarı 3, (2), Via Sebaste 11(A). Ardıçlı 1 Via Sebaste 23. Akçaören, (2), Via Sebaste (Sagalassos Diocletianus ve Maximianus MS 286-293 territoriumu) 94(A). Dedeçam 1, (2), Via Sebaste 45(A). Isparta 1 (Sagalassus – Conana) (?)

Severus ve Maximinus MS 305-306 I. Constantinus ve Licinius MS 313-317 95(E). Kıyakdede 5, (2) Via Sebaste 45(A). Isparta 1 (3) Sagalassos - Konana

Parantez içinde verilen rakamlar Miltaşlarının kaçınkez yenilendiğini ifade etmektedir.

112

TABLO 3

Constantinus ve Licinius MS 313-317 I Constantinus ve II Constantinus ile Crispus, Licinius ve Constantinus MS Constans MS 337-340 317-318 87(A). Yassıören 1, (4), Via Sebaste 88(B). Esendere 2, (1) Via Sebaste 93(A). Sücüllü Via Sebaste 90(A). Gençali 1, (2), Via Sebaste 94(A). Dedeçam 1 Via Sebaste 90(D). Gençali 4, (1),Via Sebaste II. Constantinus ile II. Constantius ve 90(F). Gençali 6, (2), Via Sebaste Constans MS 337-340

Constantinus ve Licinius MS 313-317 I. 10(B). İlyas 2, (4), Via Sebaste Constantinus ile Crispus ve II. 45(A). Isparta 1 (7), Sagalassos - Conana Constantinus MS 324-326 46(A).Deregümü 1, (2), Sagalassos-Conana 88(B). Esendere 2, (2), Via Sebaste

90(A). Gençali 1, (3), Via Sebaste

016(A). Çapalı 1 (3) Via Sebaste II. Constantius ve Constans MS. 340-350

016(B). Çapalı 2 (2) A.9 Via Sebaste 45(A).Isparta 1 (8) Sagalassus – Conana 016(C). Çapalı 3 (1) A.9 Via Sebaste

I Constantinus ve II Constantinus, II. Flavius Claudius Iulianus Augustus MS Constantius, Constans MS 333-335 361-363 86. Uluborlu, (2), Via Sebaste 43. Bozova (2) Isinda - Colonia Comama

87(A). Yassıören 1, (3) Via Sebaste 016(B). Çapalı 2 (3), Via Sebaste 88(C). Esendere 3 (2) Via Sebaste Flavius Claudius Iovianus MS 363-364 94(A). Dedeçam 1 Via Sebaste 90(B). Gençali 2 (2), Via Sebaste I Constantinus ve II Constantinus ile II. Constantius ve Constans MS 333-335 / 335-337 I. Valentinianus ve Valens 90(E).Gençali 5, (3), Via Sebaste MS 364-367 43. Bozova (3) Isinda - Colonia Comama 90(F).Gençali 6, (3), Via Sebaste 10(B).İlyas 2 (3), Via Sebaste I. Valentinianus, Valens ve Gratianus MS 367-375 45(A).Isparta 1 (5) Sagalassos - Conana 90(E). Gençali 5, (4), Via Sebaste 46(A).Deregümü 1, (1) Sagalassos-Conana

Gratianus ile II. Valentinianus ve I. Constantinus ve Constantius ile Theodosius MS 379-383 Constantinus MS 333-335. Constans ve Dalmatius MS 333-337. 93(B). Sücüllü 2 Via Sebaste 016(A). Çapalı 1 (5) A.9 Via Sebaste (?)45(A). Isparta 1 (6) Sagalassos - Conana

Parantez içinde verilen rakamlar Miltaşlarının kaçınkez yenilendiğini ifade etmektedir.

113

KAYNAKÇA

Abbasoğlu, H., (1987), “1986 Yılı Termessos Yüzey Araştırmaları” AST 5, cilt 1, Ankara, ss. 219-220.

Abbasoğlu, H.,-İplikçioğlu, B., (1991), “Antik Termessos Kenti ve Çevresinde Epigrafya Araştırmaları”, AST 8, ss. 209-214.

Abulga, C. A., (2015), Pisidia Apolloniası'ndan Via Sebaste'ye Ait Yeni Bir Mil Taş TÜBA-AR 18, ss. 175-180. http://tubaar.tuba.gov.tr/index.php/tubaar/article/view/210 (20.01.2019)

Adak, M., (2006), “Batı Toroslar'da Yerel Ayaklanmalar ve Eşkıyalık”, Mersin Üniveristesi, Mersin, OLBA XIV, ss.115-128.

Adak, M., - Wilson, M., (2012), “Das Vespasiansmonument von Döşeme und die Gründung der Doppelprovinz Lycia et Pamphylia”, GEPHYRA-9, ss. 1-40.

Adam, J. P., (1999), “Roman Building, Materials and Techniques”, Londra.

Adkins, L.,-Adkins, R. A., (2004), Handbook to Life in Ancient Rome Updated Edition, Facts On Files, New York.

Ağgül, M., (2015), “Sağır Köyü Yerleşim Arkeolojisi Ve Arkeolojik Envanterin Yorumlanması”, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Isparta.

Akşit, O., (1985), Roma İmparatorluk Tarihi, İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Yayınevi, İstanbul.

Akurgal, E., (2000), Anadolu Uygarlıkları, İstanbul, Net yayınları.

Alparslan, M. D., (1999), “Tarhuntaşşa’nın Lokalizasyonunda Yeni Adımlar” TEBE Haberler Bülteni 7, s.14.

Alparslan, M.,- Doğan-Alparslan, (2018), “Handelsrouten und militärische Straßen im hethitischen Anatolien unter besonderer Berücksichtigung der Geographie Anatoliens”, Ünsal Yalçın (ed), Anatolian Metal VIII, Eliten– Handwerk– Prestigegüter, Bochum, ss. 233-240.

Altunan, S., (2005), “XVIII. yy’da Silistre Eyaletinde Haberleşme Ağı: Rumeli Sağ Kol Menzilleri”, Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, OTAM 18,ss.1-20.

114

Anderson, J.G.C., (1922), “Pompey's Campaign against Mithridates”, JRS XIII, ss. 100- 102.

Arslan, M., (2011), “Homonadlar Savaşı”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Dergisi Cilt 14, Sayı 1-2, Konya, ss. 97-108.

Arundell, F. V. J., (1832) “Discoveries in Asia Minor; including a Description of the Ruins of Several Ancient Cities and Especially Antioch of Pisidia”, vol.II, London, ss.27- 50.

Arundell, F. V. J., (1834), Discoveries in Asia Minor; including a Description of the Ruins of Several Ancient Cities and Especially Antioch of Pisidia, vol.I London.

Aydınlıoğlu, Ü., (1998), “Olba Bölgesi Yol Ağı”, OLBA I, 1998, Mersin, ss.139-146.

Aydınoğlu, Ü., (2014), “Dağlık Kilikia Bölgesinde Antik Çağda Zeytinyağı ve Şarap Üretimi:Üretimin Arkeolojik Kanıtları”, Ege Yayıncılık, İstanbul.

Bakır, T., (2017), “Anadolu’da Perslerin İzinde”, Persler Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, ss.2-9

Becks, R.,-Polat-Becks, B. A., - Metin, H., (2015) “Şeref Höyük / Komama ve Çevresi Yüzey Araştırması 2014”, 33. AST-1, Ankara, ss. 267-286.

Bean, G.,(1960), “Notes and Inscriptions from Pisidia Part II”, AnSt 10, ss. 42-82.

Bell, G., (1927), The Letters Of Gertrude Bell, Vol. 1, London.

Benoit, F., (1949), “La légende d'Héraclès et la colonisation grecque dans le delta du Rhône”, L'Humanité 8, ss.112-113.

Betten, F. J., (1921), Roman Itiniraries, The Catholic Historical Review, vol.7 No. 3, Catholic University of America Press,

Brandt, H.,(1992), Gesellschaft und Wirtshaft Pamphyliens und Pisidiens im Altertum, AMS 7, Bonn.

Broughton, T. R. S., (1937), “Three Notes on Saint Paul’s Journeys in Asia Minor“, Quantulacumque: Studies Presented to Kirsopp Lake (ed. Robert P. Casey, Silva Lake, and Agnes K. Lake), London, ss.131-138.

115

Büyükkolancı, M., (1996), “Pisidia Bölgesi Tapınak Mimarlığı” İstanbul Üniversitesi Sosyal bilimler Enstitüsü ,(Yayımlanmamış Doktora Tezi), İstanbul,

Büyükkolancı, M., (2013), “Adada Antik Kenti Ve Geleceği Pisidia Araştırmaları I”; SDÜ Arkeoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi, Isparta, ss.197-214.

Bingöl,O., (1994), “Seleukeia Sidera 1993 yılı Arkeolojik Kazıları, Göller Bölgesi Arkeolojik, Kültürel Turistik Araştırma ve Değerlendirme Projesi, 1993 Yılı Çalışmaları”, ss. 43-78.

Browning, I., (1982), Jerash and the Decapolis, Chatto & Windus, London.

Brückner, H.,- Kelterbaum, D., “The Aksu Çayı (Kestros River) coastal plain and the harbour of Perge-a palaeogeographic and geoarchaeologic Study in ancient Pamphylia”, 2013, ss. 341-353.

Campbell, B., (2012), Rivers and the Power of Ancient Rome, Chapel Hill: University of North Carolina Press.

Carreras, C., -Soto, P. D., (2013), “The Roman Transport Network: A Precedent For The İntegration of The European Mobility”, https://www.researchgate.net/publication/271932478, 2013, (18.02.2019).

Casson, L., (1971), Ships and Seamanship in the Ancient World, New Jersey,

Cebesoy, A., (2011), “A chain of historical Glimpse on Asia Minor”, Puslu Yayınları, İstanbul.

Christol, M., T., -Drew-Bear, (1987), “T.,Un Castellum Romain près d’Apamée de Phrygie”, Wien, ss. 1-59.

Cicero, (1961), Epistulae ad atticum, (ed. E. O. Winstedt), Harvard Unıversıty Press, London.

Fatih Cimok,F., (2010), Journeys of Paul, From Tarsus to the Ends of the Earth, A Turizm Yayınları, İstanbul.

Cohen, G.M., (1978), The Seleucid Colonies: Studies in Founding, Administration and Organisation, Munich.

Corancez, A. O., (1816), Itineraire d'une partie peu connue de l'Asie Mineure, contenant la description des regions septentrionales de la Syrie, Paris.

116

Cronin, H. S., (1902), “First Report of a Journey in Pisidia, Lycaonia, and Pamphylia”, JHS 22, ss.106-114.

Curtis, R. I., (2015), “Storage and Transport”, A Companion to Food in the Ancient (Ed. World, J. Wilkins-R. Nadeau), Oxford, ss. 175-182.

Çelgin, A. V., (1990), “Termessos Nekropolleri “,İstanbul Üniversitesi Sosyal bilimler Enstitüsü,(Yayınlanmamış Doktora Tezi), İstanbul.

Çilingiroğlu, A., Urartu ve Kuzey Suriye, Siyasal Kültürel İlişkiler, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir, 1984.

Darga, M., (1978), Hitit Devletinin Ana Hatları, Arkeoloji ve Sanat-I, İstanbul.

Dedeoğlu, J., (2005), “Aksu Zindan Mağarası Kutsal Alanı” MKK, Ankara, 14, ss.153-166.

Demircioğlu, H.,(1967), “Roma Devletinin Eyalet (Provincia) Sistemi Hakkında 1”, Tarih Araştırmaları Dergisi Cilt: 5 Sayı: 8, 1967, ss. 444-445.

Demirer, Ü.,-Güceren, İ.,-Demirel., M., (2004), “Pisidia Antiokheiası 2003 Yılı Çalışmaları”, 14. MKK, Ankara, ss. 141-152.

Denk, S., (2006), “IX Ve X. Yüzyıllarda Bizans İmparatorluğunda Ticaret”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Diyarbakır.

DeWitt, N. J., “Rome and the Road of Hercules", Transactions and Proceedings of The American Philological Association, , vol. 72, 1941, J.Stor, ss.59-69. https://www.jstor.org/stable/283041. (25.01.2019)

Dökü, F. E., - Baytak, İ., (2015), Uylupınar (Erken Kibyra) Yerleşimi 2013-2014 Yılları Yüzey Araştırmaları, 33. AST cilt.1 Ankara, ss. 217-240.

Drew- Bear, T., (1986), “Dinar Yöresinde Bir Roma Kalesi”, 4. AST, ss.99-101.

Drew-Bear, T.,(1997), “Pisidia Antiocheiası’ndan Yeni Yazıtlar”, 15. AST, ss.73-78.

Drew-Bear,T.,(2001), “Frigya Ve Pisidia’da Epigrafik Yüzey Araştırmaları”, 20. AST, cilt 2, Ankara, ss.77-82.

117

Drew-Bear, T., (2003), “Phrygia, Pisidia ve Lycaonia'ya Epigrafik Yüzey Araştırmaları”, 21.AST cilt 1, Ankara, ss.105-108.

Dürr, I., (1981), “Die Reisen des Kaisers Hadrian”, Heft II", Viyana, ss. 1-6.

Ercenk, G., (1992), “Pamphylia Bölgesi ve Çevresi Eski Yol Sistemi”, Belleten, C. LVI, Sayı: 216, Ankara, ss. 361-370.

Equini, E., North Africa's Great Roman Road; from Alexandria to Gibraltar”, Magazıne Artıcle Unesco Courier, (25.02.2019) https://www.questia.com/magazine/1G1-3289699/north-africa-s-great-roman-road- from-alexandria-to

Eskikurt, A., (2014), “Ortaçağ Anadolu Ticaret Yolları”, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Muğla, Sayı 33, ss.15-40.

Fontan, E., (2001) “La Frise du Transport du Bois, Décor du Palais de Sargon II à Khorsabad”, C. Doumet-Serhal (ed.), Cedrus Libani, Archaelogy and History in Lebanon 14, ss. 58-63.

Frank, T., (1910), “Commercialism and Roman Territorial Expansion”, The Classical Journal, Volume 5, No. 3, ss. 99-110.

French, D. H., (1983), “Roman Roads and·.Milestones in Anatolla1982”, 1. AST, Ankara, ss. 87-88.

French, D. H., (1984), “Roma Yolları ve Mil Taşları”, 2. AST, Ankara, ss.123-129

French, D. H., (1985), “Roma Yolları ve Mil Taşları”, Ankara, 3. AST, ss.143-146.

French, D. H., (1987),“Küçük Asya Roma Yolları ve Miltaşları 1986”, 5. AST-1, Ankara, ss. 191-204

French, D. H.,- Mitchell, S., (1977), “Roma İmparatorluğunu İlk Devirlerinde Pisidiada Yollar ve Ulaşım”, Türk Arkeoloji Dergisi, sayı XXIV-1,Ankara, ss. 213- 220.

French, D. H., (1991), “1989 Roma Yolları Miltaşları ve Yazıtları Araştırması”, 8. AST, ss. 229-240.

French, D. H., (1992), “1990 Yılı Roma Yolları ve Mil taşları Çalışması”, 9. AST, Ankara, ss. 149-163.

118

French, D. H.,(1995), “1993 Yılı Küçük Asya Roma Yolları ve Miltaşları”, 12. AST, ss.29-37, Ankara.

French, D. H., (2012), Roman Roads and Milestones of Aisa Minor vol. 3 Milstones 3.2 Galatia, British Institute, Ankara, ss. 35-37.

French, D. H.,(2012-2014), Roman Roads And Milestones of Aisa Minor vol. 3, British Institute, Ankara.

French, D. H., (2014), Roman Roads And Milestones of Aisa Minor vol. 3 Milstones 3.6 Lycia and Pampylia, British Institute, Ankara.

French, D. H., (2016) “Roman Roads and Milestones of Aisa Minor Fasc. 3.9 an Album of Maps”, British Institute, Ankara.

Garstang, J.,(1943), “Hittite Military Roads in Asia Minor: A Study in Imperial Strategy, with a Map”, AJA 47, ss. 35-62.

Georges. C., (1899), “Inscriptions de Termessos de Pisidie”, BCH. XXIII, ss.165-303,

Gökçek, G., (2000), “Kültepe Vesikalarına Göre Asur-Kaniš Arası Ulaşım ve Taşımacılık”, III. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri, ss. 183-192.

Güçlüay, S., (1999), Anadolu Selçuklu Devletinin Ticaret Politikası, Türkler Ansiklopedisi, C.10, Yeni Türkiye Yay, İstanbul.

Günay, E., (2015), “Antik Çağ Ekonomileri ve Gelenek ile Çok Tanrılı Dinlerin Etkisinde Oluşan Antik Çağdaki İktisadi Düşüncelerin Özellikleri”. Internatonal Journal of Academic Value Studies, Vol. 1, ss. 46-64.

Hacquard, G.,- Dautry, J.,- Maisani, O.,(1952), Guide Romain Antique, Hachette.

Hamilton, W. J., (1842), Researches in Asia Minor; Pontus and Armenia, vol I London.

Hamilton, W. J., (1842b), Researches in Asia Minor; Pontus and Armenia, vol II, London.

Hecebil, U., (2016) “Konane Kale Tepe Yerleşmesi Hellenistik Dönem Savunma Sistemi”, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü (Yayımlanamış Yüksek Lisans Tezi.), Isparta, ss. 34-36.

Hellenkemper, H.,-Hild, F., (2004), Lykien und Pamphylien, Tabula Imperii Byzantini 8.2, Wien.

119

Heredotos, (2004), Herodot Tarihi (çev. Müntekim Ökmen), İstanbul, Kültür Yayınları,

Hild, F., (2008), "Die Via Sebaste in Kleinasien," Hypermachos: Studien zur Byzantinistik, Armenologie und Georgistik. Festschrift für Werner Seibt zum 65 (Ed.C. Staurakos),Geburstag, Wiesbaden, ss. 59-70.

Hirschfeld, G., (1875), VorläuFig.er Bericht über eine Reise im südwestlichen Kleinasien II., Berlin,

Homeros, (2004), İlyada (çev. A.Erhat-A.Kadir), Can Yayınları, İstanbul, ,

Horsley, G. H. R., (1982), New Documents Illustrating Early Christianity, Liverpool University Press, , Liverpool,

Hürmüzlü B., (2007), "Pisidia Bölgesi'nde Ele Geçen Anthemion Tipi Steller", CollAn VI, ss. 97-114.

Hürmüzlü, B., (2009), “Isparta Arkeolojik Surveyi 2008 Yılı Çalışmaları”, Ankara, AST 27. 1, ss. 65- 76.

Hürmüzlü, B.,- Giorgi, A. D., - Iversen, P., (2009), New Research in Northwestern Pisidia: Ancient Konane (Conana) and its Territory, Colloquium Anatolicum 8, ss. 235– 256.

Hürmüzlü, B.,-, İnan, A.,- Hecebil, U.,(2012), “Isparta Arkeolojik Surveyi 2011 Yılı Çalışmaları: Konane (Conana) Antik Kenti”, Ankara, 30.ASTcilt 1, ss. 333-338.

Hürmüzlü B., (2011), “Isparta Arkeolojik Surveyi 2010 Yılı Çalışmaları: Konane (Conana)” , Ankara 29.AST.cilt 1, , ss.1-10.

Hürmüzlü B., (2014), “Isparta Arkeolojik Surveyi 2013 Yılı Çalışmaları ve Yüzey Araştırmalarının Uygulama Sorunları”, Ankara, 32.AST cilt 1, ss. 1- 8.

Hürmüzlü B.,- Adak, M.,- Çelik, Ç., (2015), “Adada Yüzey Araştırması 2014”, ANMED, ss.140-143.

Hürmüzlü B., -Hecebil, U.,- Ayaşan, M.,- Abuagla, A. C., (2015),“Isparta Arkeoloji Surveyi 2014 Yılı Çalışmaları”, Ankara, 33. AST cilt 1, ss. 529-544.

Hürmüzlü B.,-Hecebil, U., (2015), “Konana Antik Kenti Ve Çevresinde Roma Dönemi Yol Sistemleri”, Pisidia Yazılaı Hacı Ali Ekinci Armağanı, Ege yayınları, İstanbul. ss.35-45.

120

Hürmüzlü B., -Sönmez, B.,- Ayaşan, M., (2017), “Seleukeia Sidera Antik Kenti 2016 Yılı Yüzey Araştırması Sonuçları”, Ankara, 35.AST cilt 1, ss. 247-254.

İnan, J., (1970), “ Kremna Kazısı Raporu”, Ankara, TAD.19-2, , ss. 51-97.

Iversen, P. A., (2010), “The Inscriptions from Konane (Conana) in the Isparta Museum”, Ankara, 28.AST cilt 2, , ss.173-180.

Iversen, P. A., (2012), “Inscrıptıons From Pısıdıan Konane (Conana) and the Surroundın Area”, Epigraphica Anatolica, vol. 45, ss. 103-152.

Iversen, P. A., (2015), “Inscriptions from Northwest Pisidia” Epigraphica Anatolica vol.48, Bonn, ss. 1-85.

Jasink, A. M.,(1991), “Hittite and Assyrıan Routes to Cılıcıa”, Anatolia Antiqua, Tome 1, ss. 253-259.

Kaplan, D.,- Tepebaş,U.,(2015), “Toroslarda Yaşayan ve Dağları Tutanların Ülkesi: Isauria”, Arkeoloji Ve Sanat Yayınları, Eski Çağ Yazıları 7, İstanbul, ss.27-55.

Kansu, Ş.A., (1944), “Isparta, Burdur İlleri Çevresinde T.T.K. Adına Yapılan Prehistorya Araştırmalarına Dair İlk Rapor”, Belleten Dergisi-XI-34, Ankara, Türk Tarih Kurumu. ss.277-287.

Kaya, D.,(1987), Malos Antik Kenti Temizlik Çalışması, Ankara, 8. MKK, ss. 303-321.

Kaya, D., (2017), “Roma’nın Anadolu’daki Doğu Sınırı: Karargâhlar, Köprüler Ve Yol Ağlarının Arkeolojik Açıdan İncelenmesi”, (İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul.

Kaya, M. A., (2005), “Anadolu’da Roma Eyaletleri: Sınırlar ve Roma Yönetimi”, Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Araştırmaları Dergisi, 18 24-38, Ankara, ss.11-30.

Kaya, M. A., (2006), Roma İmparatoru Septimius Severus Döneminde Anadolu, Tarih Araştırmaları Dergisi cilt.25 sayı: 39, ss. 27-48.

Kaya, M.A.,–Taşdöner, K., (2016), “Roma İmparatoru Hadrianus ve Anadolu:Geziler, Eyaletler ve Kentler”, Sencer Şahin Anısına Yazılar, Kuzgun Yayınevi, , İstanbul, ss. 494-513.

Ksenophon, (1974), Anabasis-Onbinlerin Dönüşü, (çev. Tanju Gökçel), Hürriyet

121

Yayınları, İstanbul.

Kınal, F.,(1967), “Yamhad Krallığı”, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, Tarih Araştırmaları Dergisi, C.5, S. 8, 1967 ss. 194-211;

Kınal, F., (1998), “Eski Anadolu Tarihi”, Türk Tarih Kurumu, Ankara.

Kızılyalçın, F.,-Özcan, F., (2016), “Prostanna Antik Kenti” Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl: 2016/1, Sayı:23, Isparta, ss.13-162.

Knapton, J., (1996), “The Romans And Theır Roads The Orıgınal Small Element Pavement Technologısts”, University of New Castle Newcastle upon Tyne, UK, ss.17- 52.

Koytcheva, E., (2006), "Logistical problems for the movement of the early crusaders through the Balkans: Transport and road systems", Proceedings of the 21st InternationalCongress of Byzantine Studies, ed. Elizabeth Jeffreys, Ashgate Publishing.

Köse, V., “Nehirler, Kıyılar, Limanlar ve Kentler”, Anatoloia 43, 2017, ss.179-210.

Kretzschmer, F., (2000), Resimlerle Antik Roma’da Mimarlık Ve Mühendislik, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul.

Labarre G., vd. (2011), “D’Askania á Aulutrene nouvelles inscriptions et monuments de Pisidie ” Anatolia Antiqua XIX , ss.113–147.

Laborde, L., (1838), Voyage De L'Asıe Mıneure, Paris.

Lanckoronski, K.G., (1890-1892), “Städte Pamphyliens und Pisidiens” , band I-II, Wien.

Lawrence, A. W.,(1979), Greek Aims in Fortification, London, Clarendon Press, Oxford,

Levick, B., (1958), “An Honorific Inscription from Pisidian Antioch”, Anatolian Studies, Vol. 8, ss. 219-222.

Levick, B. M., (1967), “Roman Colonies in Southern Asia Minor”, Clarendon Press. Oxford.

Livius,T., (1957), Ab Urbe Condita, (çeviren. B. O. Foster), Harvard University Press (From the Founding of the City), LXXXVII. 37.45, London.

122

Lucas, P., (1726) Voyage du sieur Paul Lucas, dans la Turquie, l'Asie, Tome 1. Paris.

Macqueen, J. G., (2009), Hititler ve Hitit Çağında Anadolu, (Çev. Esra Davutoğlu), Ankara, Arkadaş Yayınevi.

Magie, D., (1950), Roman Rule in Asia Minor, to the End of the Third Century after Christ I, Prınceton Unıversıty Press.

Magie, D., (1950), Roman Rule in Asia Minor, to the End of the Third Century after Christ II , Prınceton Unıversıty Press.

Marek, C.,, (2016), In the Land of a Thousand Gods, A History of Asia Minor in the Ancient World, Princeton University Press.

Mellaaart, J.,(1982), “Archaeological Evidence for Trade Routes Between Syria and Mesopotamia and Anatolia During the Early and the Beginning of the Middle Bronze Age”, Studi Eblaiti, 5, ss. 15-32.

Metin, H., vd. (2014), “Kremna ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013”, Ankara 32. AST cit 1, ss. 217-240.

Metin, H.,-Polat-Becks, B. A.,-Becks, R.,(2015), “Kremna ve Çevresi Yüzey Araştırması 2014”, Ankara, 33. AST-1, , ss. 205-216.

Metin, H., - Soslu, S.,(2016), Kremna ve Çevresi Yüzey Araştırması 2015, Ankara, 34. AST cilt 2, ss. 311-324.

Mez, A., (1938), “Orta Zaman Türk-İslam Dünyasında Deniz Nakliyatı” (çev. Cemal Köprülü), Ülkü Dergisi, ss. 10-20.

Mimiroğlu, İ. M., (2017), “Lykaonıa Eyaletinde Bir Kent Lystra” Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science, Sayı:13, ss. 193-204.

Mitchell, S.,(1976), “Requisitioned Transport in the Roman Empire: A New Inscription from Pisidia”, JRS vol. 66, ss. 106-131.

Mitchell, S.,- Waelkens, M., (1987), “Sagalassus and Cremna 1986”, Anatolian Studies, ss.37- 48.

Mitchell, S., (1989), “1988 Yılı Ariassos Yüzey Araştırması”, Ankara, 7. AST, ss.147 152.

123

Mitchell, S., (1991), “Ariassos 1990”, Ankara, 9. AST, ss.93-108.

Mitchell, S.,-Güceren, İ., (1994), “1993 Yılı Pısıdıa Yüzey Araştırmaları”, Ankara, 12. AST, ss. 497-511.

Mitchell, S.,(1995), “1994 Yılı Oinoanda ve Batı Pisidia’da Yüzeyaraştırmaları”, Ankara, 13.AST cilt 2, ss. 71-80.

Mitchell, S., (1995), Anatolia-Land Men, and Gods in Asia Minor, Clarendon Press, New York,

Mitchell, S., (1996), “1995 Yılı Pisidia Araştırması”, 14.AST cilt 1, Ankara, ss. 47-72.

Mitchell, S.,- Waelkens, M.,( 1998), Pisidan Antioch the Site and its Monunets, London.

Mitchell, S., (2015), “Roma İmparatorluğu’nda Resmi Taşımacılık Hizmetleri”, (Çev. Hatice Palaz Erdemir), İstanbul.

Mitford, T. B., (1977), “The Euphrates Frontier in Cappadocia”, Studien zu den Militärgrenzen Roms II, 38, Köln, ss. 501-510.

Mörel, A., (2014), “Dağlık Kilikia Bölgesinde (Olba Territoriumu) Özköy Antik Yerleşimi: Tarımsal Organizasyon ve Yerleşim Düzenlemesi”, Arkeoloji’de Bölgesel Çalışmalar Sempozyum Bildirileri, YAS 4, s.147- 171.

Mörel, A.,(2016), “Dağlık Kilikia Bölgesinde Hellenistik ve Roma Dönemlerind Kültürler Arası Etkileşimin Arkeolojik Kanıtları”, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış Doktora Tezi) Mersin.

Murray, J., (1875) “A 19th-Century Classical Encyclopaedia, A Dictionary of Greek and Roman Antiquities”, London http: //penelope.uchicago.edu / Thayer /E/Roman/Texts/secondary / SMIGRA* /Viae.html. (12.02.2019).

Mutafian, C., (1988), La Cilicie au Carrefour des Empires I-II”, Les Belles Lettres Histoire, Paris.

Nizamettin, K., (1993), “Eğirdir Gölü Çanağının Oluşum Zamanına İlişkin Bir Gözlem”, Geological Engineering n.42, ss 50-51.

Nuroğlu, C., (2014), “İlk ve Orijinal Kilise Elçilerin İşleri 16-17”, ss. 92-98. http://hristiyankitaplar.com/

124

Onur, F.,(2016), Patara Yol Anııtı-Lukka’dan Lykya’ya Sarpedon ve Aziz Nikolaos’un Ülkesi, (Ed.H. İşkan- E. Dündar), YKY, 2016, ss. 570-576.

Otten, H.,(1988), “Die Bronzentafel Aus Boğazköy: Ein Staatsvertrag Tuthalijas IV”, Wiesbaden, Harrassowitz.

Özsait, M., (1980), İlk Çağ Tarihinde Pisidia, İstanbul, İstanbul Üniversitesi Fen- Edebiyat Yayınları.

Özsait, M., (1985), Hellenistik Ve Roma Devrinde Pisidia Tarihi, İstanbul,. İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Yayınları.

Özsait, M., (1987), “1985 Ve 1986 Yılı Yalvaç Çevresi Tarihöncesi Araştırmaları”, Ankara, 5. AST cilt. 2, ss. 257-274.

Özsait, M., - Özsait, N., (1996), “Şeref Höyük: Komama”, Anadolu Araştırmaları, sayı XIV, ss. 361-389. www.dergipark.org.tr/iuanadolu/issue/1160/13597

Özsait, M., (1996), “1995 Yılı Antalya-Korkutelive Burdur Yüzey Araştırmaları”, Ankara, 14. AST cilt 2, ss. 193-214.

Özsait, M., (2008), “2007 Yılı Burdur, Isparta Ve Antalya İlleri Yüzey Araştırmaları”, Ankara, 26.AST cilt 2, ss.357-372.

Özsait, M.,- Özsait, N., (2012), “2010 Yılı Isparta ve Burdur İlleri YüzeyAraştırmaları”, 29. AST, 2. Cilt, ss. 281-304, Ankara.

Özait,M., (2012), “2011 Yılı Isparta Ve Burdur İlleri Yüzey Araştırmaları”, 30. AST 1. Cilt, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, ss.317-332.

Özsait, M., "Apollonia Mordiaion Territoriumu’ndan Yeni Yazıtlar", ADALYA XVI, 2013, s. 225–240

Özcan A., (2008), “Pisidia Bölgesinde Roma İmparatorluğu’nun Yapı Propagandası Ve Politikası”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ankara.

Özcan, F., - Taş, T., -Yayan, E., (2016), “2015 Kuzey Pisidia Yüzey Araştırması” 34.ASTcilt 2, 2016, ss. 359-380.

Özcan, F., -Yayan, E.,-Çevik, N., (2017),“Kuzey Pisidia Yüzey Araştırması 2016”, AST 35 cilt 1, Ankara, ss.457-470.

125

Özhanlı, M., (2009), “Pisidia Antiokheia Kazısı 2008”, ANMED, 07, Antalya, ss. 70-74.

Özüdoğru, Ş., (2015), “Kibyra 2014 Yılı Çalışmaları”, ANMED, ss. 47-54.

Ökse, A.T., (2003), “Assur Ticaret Kolonileri Çağında Sivas”, Cumhuriyetin 80. Yılında Sivas Sempozyumu Bildirileri, Sivas, ss. 123-131.

Ökse, A. T., (2005), “Kızılırmak ve Fırat Havzalarını Birbirine Bağlayan Eski Kervan Yolları”, Dergipark, Sayı. 3, ss.15-30.

Özergin, M. K., (1965), “Anadolu’da Selçuklu Kervansarayları”, İstanbul Üniversitesi Tarih Dergisi, XV-20, İstanbul, ss. 141-170.

Pehlivan, E., (2010), “Doğu Trakya’da Roma Dönemi Yolları”, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Edirne.

Plinius, (1947), Naturalis Historia, Ed. H. R. Rackham (Loeb), Harvard Unıversıty Press, V.27, London.

Poblome, J., - Waelkens, M., (2003) “Sagalassos and Alexandria. Exchange in the Eastern Mediterranean”, (ed.) C. Abadie-Reynal, ss.179-191.

Poetto, M., (1993), L'iscrizione luvio-geroglifica di Yalburt. Nuove acquisizioni relative alla geografia dell'Anatolia sudoccidentale. StudMed 8, Pavia, ss.78-82.

Polat-Becks, A. B., (2014), “Komama’nın Kuzey Territoriumunda Yeni Keşfedilen Bir Yerleşme: Pancarlı Tepe”, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Cilt 6 Sayı 11, Burdur, ss. 227-239.

Radet, G. A.,(1886), “Inscriptions de Pisidie, de Lycaonie et d'Isaurie”, vol. 10, BCH, ss. 500-513.

Ramsay, M. W., (1888), Antiquities of Southern Phrygia And The Border Lands 3. The Phrygo- Pisidian Frontier. AJA 4, ss. 263-283.

Ramsay, M. W., (1917), “Studies in the Roman Province Galatia: I. The Homonadeis and the Homonadensian War”, Journal of Roman Studies, Sayı:7, ss. 229-283.

Ramsay, W. M., (1926), “Studies in the Roman Province Galatia”, 7-9. JRS 16, ss.105- 119.

126

Ramsay, W. M., (1960), Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası (çev. Mihri Pektaş), M.E.B. Yayınları,1960, İstanbul.

Richard, J. A.,(2000), Talbert, Barrington Atlas of the Greek and Roman World, Map- by-Map Directory, Princeton University.

Robinson, D. M., (1924), “A Preliminary Report on the Excavations at Pisidian Antioch and at Sizma”, American Journal of Archaeology, Sayı: 28, ss. 435-444.

Rott, H., (1908), Kleinasiatische Denkmaler Aus Pısıdıen, Pamphylıen, Kappadokıen Und Lykıen, Leipzig.

Sağlamtimur, H., (2012) “Çattepe Höyük”, Ege Üniversitesi Arkeoloji Kazıları, İzmir, , ss. 65-76.

Sever, A., (2017), “Anadolu’da Roma Lejyonları: Yollar Ve Güzergahlar”, Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Adıyaman.

Sevin, V., (2001), Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, Ankara, Türk Tarih Kurumu.

Sherk, R. K., (1951), The legates of Galatia from Augustus to Diocletian, Baltimore: John Hopkins Press.

Sherwin-White, A. N., (1976), “Rome, Pamphylia and Cilicia, 133-70 B.C.”, JRS 66, ss. 4-6.

Singleton, F., (1985), “A Short History of the Yugoslav Peoples”, Cambridge University Press, Cambridge, ss. 12.

Smith, W., (1854), Dictionary of Greek and Roman Geography, London, ss. 1288.

Sterrett, J. R. S., (1884/85), “The Wolfe Expedition to Asia Minor”, no. 459, Boston, ss. 329.

Strabon, (2000), Antik Anadolu Coğrafyası (Geographika XII - XIII - XIV), Çev: A. Pekman, Arkeoloji ve Sanat Yayınları.

Şahin, S., (2011), Stadiasmus Patarensis Likya Eyaleti Roma Yolları, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul.

Takmer, B.,- Tüner Önen, N.,(2008), “Batı Pamphylia'da Antik Yol Araştırmalar: Via

127

Sebaste'nin Perge-Klimaks Arası Güzergahında Yeni Bir Yol Kalıntısı”, Adalya XI, Antalya, ss. 109-132.

Talloen, P., The road to salvation: Travel and the sacred along the Imperial Road in Pisidia s.7: (Peter Talloen’nın henüz yayınlamamış makalesinden yararlanılmıştır).

Taşdöner, K., (2016), “Anadolu’nun Galat Kökenli Kralları: Amyntas ve Sonrası”, The Journal of Academic Social Science Studies, Number: 53, Winter II, ss. 304-316.

Taşlıalan, M., “Pisidia Antiokheiası Çalışmaları”, MKK. 3, ss. 263-290.

Umar, B., (2011), Pisidia: Bir Tarihsel Coğrafya Araştırması ve Gezi Rehberi, İnkılap Kitapevi, İstanbul, 2011,

Uzunaslan, A., (2008), “Side'de Agonistik Festivaller”, Arkeoloji Dergisi Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İzmir, ss. 117-128.

Vandeput, L., (1997), “ The Architectural Decoration in Roman Asia Minor, Sagalassos A Case Study”, Studies in Eastern Mediterranean Archaeology 1. ss.14

Vandeput, L.,-Köse, V.,-Aydal S., (1999), “1998 Yılı Pisidiıa Yüzey Araştırması Projesi Melli'deki Çalışmalara Dair Ön Rapor”, AST 17 cilt 2, Ankara, ss.254-262.

Vandeput, L.,-Köse,V., (2001), “Pısıdıa Survey Project: The Thırd Survey Campaıgn at Mellı”, AST 19 cilt 2, ss. 15-28, Ankara.

Vandeput, L.,-Köse, V.,-Jackson, M., (2010), “Pisidia Survey Project 2009: Research in The Terrıtory of Pednelıssos”, AST 28 cilt 3, Ankara, ss.71-90.

Waelkens, M., (1989), “The Sagalassos Survey 1988”, AST. 7, Ankara, ss. 119-145,

Waelkens, M., (2001), “The 2000 Survey at Sagalassos”, AST 19 cilt 1, Ankara, ss.271-279.

Waelkens, M., -Kaptıjn, E.,-Vandam, R.,(2010), “Sagalassos Alanında 2011 Yüzey Araştırmaları”, 30.AST-1, s. 339-352.

Waelkens, M., -Kaptıjn, E.,-Vandam, R.,(2013), “Sagalassos'ta 2012 Senesinde Gerçekleştirilen Yüzey Araştırmaları”, 31.AST-1, Ankara, 2013, ss. 7-19.

Wilson, M., (2009),“The Route of Paul’s First Journey to Pisidian Antioch”, Cambridge University Press, London, 2009.

128

Witherington, B., (2006), “1 and 2 Thesssalonians: A Socio-Rhetorical Commentary”, Cambridge, ss.3.

Yakar, J., (2012), Anadolu’nun Etnoarkeolojisi, (Çev. Hırçın Riegel), Homer Kitapevi, İstanbul.

Yamanlar, E., (2000), Uygarlık Tarihi, Gündüz Eğitim ve Yayınları, Ankara.

http://www.viasebaste.com/index.php/2016/02/18/homonada-ve-homonadlar/

Tabula Peutingeriana Date - Cartographic Images First century AD, 27.02.2019 http://cartographicimages.net/Cartographic_Images/120_Peutinger_Table.html

129

LEVHALAR

130

Harita 1 Pisidia. Bölgesi Coğrafi sınırları

Harita 2

Pergamum-Side Roma Yolu S. Mitchell, 1993, s. 120 Map. 7.

131

Harita 3

Licio, 2016, s. 38 Roma İmparatorluğu Yolları

132

Harita 4 Via Appia http://lastoriaviva.it/la-via-appia-antica-il-parco-e-il-suo-futuro/via-appia/

Harita 5 Via Flaminia https://www.romanoimpero.com/2010/04/via-flaminia.html

133

Harita 6 Via Aemilia https://www.romanoimpero.com/2017/04/via-emilia.html

Harita 8 Via Agrippa ve Via Domitia

134

Harita 8 Via Germanica http://www.viaromeagermanica.com/en/documenti-via-romea-germanica/

Harita 9 Via Herculea (Via Augusta) https://en.wikipedia.org/wiki/Via_Augusta

135

Harita 10 Via Britanica https://sashat.me/2017/07/23/roman-roads-of-britain/

Harita 11 Via Egnatia

https://tr.wikipedia.org/wiki/Egnatia_Yolu

136

1 Harita

http://www.italserdica.com/about

2

ViaMilitaris

VEDomitianaVia

137

Harita 13 Via Claudia https://en.wikipedia.org/wiki/Roman_roads

Harita 14 Via Hadriana https://en.wikipedia.org/wiki/Roman_roads

138

Harita 15 Via Maris ve Via Traiana https://en.wikipedia.org/wiki/Roman_roads

Harita 16 French, RRMAM Vol.3, 3.9 s. 8

139

( http://www.mifami.org/eLibrary/PeutingerMapLectureNotes.htm

Fig. 1

TabulaPeutingerianaThe

)

140

Fig.. 2 Kuzey Pisidia

141

Fig.. 3 Çapalı

- ApolloniaBağalntı Yolu

142

Fig. 4. Fig. 5. 7.1.3 16A ÇAPALI 1 7.1.5 16C ÇAPALI 2 D. French RRMAM Vol.3, 3.2 D.French, RRMAM Vol.3, 3.2 Galatia, Galatia, , 2012 s.306-307 2012 s.306-307

Fig. 6 7.1.4 16B ÇAPALI 3 D.French, RRMAM Vol.3, 3.2 Galatia, 2012 s.306-307

143

Fig. 7 Konana-Aporidoros Kome arasındaki yol (Hürmüzlü-Hecebil, 2015, Res.7 IAS041-IAS Arşivi)

Fig. 8

Konana Miltaşı (Hürmüzlü-Hecebil, 2015, Res, 6. IAS-K-I-10-0018; IAS Arşivi)

144

Konana

- Uluborlu

- Claudia SeleukeiaClaudia

Fig.

. .

9

-

AgraeBağlantılı Yollara

145

Fig.. 10

Claudia Seleukeia-Agrae yolu, (Hürmüzlü-Hecebil, 2015 Fig.. 9, IAS Arşivi)

146

Konana

-

SagalassosClaudia Seleukeia

Fig.. 11

Yollara

- AgraeBağlantılı

147

Fig.. 12 Sagalassos Akdağ Yolu / Sagalassos –Konana Bağlantısı Fotoğraf: Eser YAYAN

Fig. 13

Sagalassos Akdağ Yolu / Sagalassos –Konana Bağlantısı

Fotoğraf: Eser YAYAN

148

Fig. 14

Sagalassos Akdağ Yolu Miltaşı / Sagalassos –Konana Bağlantısı

Fotoğraf: Eser YAYAN

149

KuzeybatıPisidia

Fig.

15 15

150

Fig. 16 Fig. 17 French, 7.1.54 88C ESENDERE 3 French, 7.1.55 88D ESENDERE 4 RRMAM Vol.3, 3.2 Galatia, , 2012 s.322 RRMAM Vol.3, 3.2 Galatia, 2012 s.323

Fig. 18 French, 7.1.56 88E ESENDERE 5 RRMAM Vol.3, 3.2 Galatia, French, 2012 s.323

151

Fig.

19

Parlais DağParlais yolu

152

Fig. 20 Parlais Roma Köprüsü Fig. 21 Parlais Roma Köprüsü (Fotoğraf: M.Ağgül) (Fotoğraf: M.Ağgül)

Fig.. 22 Parlais Roma Yolu (Fotoğraf: M.Ağgül)

153

Fig. 23 Parlais Roma Yolu (Fotoğraf: M.Ağgül)

Fig. 24 Parlais Roma Yolu

(Fotoğraf: M.Ağgül)

154

Fig. 25 Fig. 26 Parlais Roma Yolu İstinat Duvarı Parlais Roma Yolu İstinat Duvarı (Fotoğraf: M.Ağgül) (Fotoğraf: M.Ağgül)

Fig. 27 Parlais Köyün İçine Giden Roma Fig. 28 Parlais-Agrae Vadi Yolu Yolu (Fotoğraf: M.Ağgül) (Fotoğraf: M.Ağgül)

155

Fig.

29 Parlais 29

-

AgraeBağlantılı Yolu

156

Fig.

30 Gençali 30

-

Synnada Bağlantı YoluBağlantı Synnada

157

Fig. 31

D. French, 7.1.57 90E GENÇEALİ 5 RRMAM Vol.3, 3.2 Galatia, , 2012 s.323

Fig. 32 D. French, 7.1.58 91A AŞ. KAŞIKARA 1 RRMAM Vol.3, 3.2 Galatia, 2012 s.323

158

Fig.

33 Gondane 33 kulesi Gözcü

159

Fig.

34 Colonia 34 Antiocheia

BağlantılıYollara

160

Fig. 35

D. French, 7.1.59 95 B KIYAKDEDE 2

RRMAM Vol.3, 3.2 Galatia, ,2012 s.323

Fig. 36 D. French, 7.1.60 94D KIYAKDEDE 4 RRMAM Vol.3, 3.2 Galatia, 2012 s.323

161

Fig. 37 Fig. 38

D. French, 7.1.62 97A SELKİ 1 D. French, 7.1.63 97B SELKİ 2

RRMAM Vol.3, 3.2 Galatia, 2012 s.323 RRMAM Vol.3, 3.2 Galatia, 2012 s.323

Fig. 39 D. French, 7.1.64 101 HATUNSARAY 3 RRMAM Vol.3, 3.2 Galatia, 2012 s.323

162

Fig.

40 ProstannaBağalntı 40 yolları

163

Fig. 41

Prostanna 1.güzergah Kızılyalçın-Özcan, 2016, s. 149

Fig. 42 Prostanna 2.güzergah Kızılyalçın-Özcan, 2016, s. 149

Fig. 43 Prostanna 3.güzergah Kızılyalçın-Özcan, 2016, s. 150

164

Fig. 44 Deliklitaş Mağarası'nın Üzerinde Yer Alan Basamaklı Yol (Özcan-Yayan-Çevik, 2016, Res. 9)

Fig. 45 Mallos'un Kuzeybatı Yamacında Yer Alan Yolun Üst Döşemi. (Özcan-Yayan-Çevik, 2016, Res. 11)

165

Fig.

46 Orta PisidiaSagalassosOrtaYol 46 Bağlantıları

166

Fig.. 47 7.1.16 23 AKÇAÖREN French, RRMAM Vol.3, 3.2 Lykia-Pamphylia 2014 s.145

Fig. 48 Fig. 49 7.1.3 05A BOĞAZİÇİ 1 7.1.4 05B BOĞAZİÇİ 2 French, RRMAM Vol.3, 3.2 Lykia- French, RRMAM Vol.3, 3.2 Lykia- Pamphylia 2014 s.142 Pamphylia 2014 s.142

167

Fig.. 50 Fig. 51 7.1.5 06A DÜĞER 1 7.1.6 07B YARI 2 D.French, RRMAM Vol.3, 3.2 Lykia- D.French, RRMAM Vol.3, 3.2 Lykia- Pamphylia 2014 s.143 Pamphylia 2014 s.143

Fig. 52 7.1.9 08 YAZI French, RRMAM Vol.3, 3.2 Lykia-Pamphylia 2014 s.144

168

Fig. 54 Fig. 53 71.7 07C YARI 3 7.1.8 07D YARI 4 D.French, RRMAM Vol.3, 3.2 Lykia- D.French, RRMAM Vol.3, 3.2 Lykia- Pamphylia 2014 s.143 Pamphylia 2014 s.143

Fig. 55 Fig. 56 7.1.10 09A KARAKENT 1 7.1.11 09B KARAKENT 2 D.French, RRMAM Vol.3, 3.2 Lykia- D. French, RRMAM Vol.3, 3.2 Lykia- Pamphylia 2014 s.144 Pamphylia 2014 s.144

169

Fig. 57 7.1.12 10B İLYAS 2 D.French RRMAM Vol.3, 3.2 Lykia- Pamphylia, 2014 s.144

Fig. 58 7.1.13 12 TEPECİK D.French, RRMAM Vol.3, 3.2 Lykia- Pamphylia 2014 s.145

170

Fig.

59 Ören 59 Tepe Roma İmparatorluk Dönemi Yolu

171

Fig.

60 Altaernatif 60 YoluBurdur

172

Fig..61Pogla

-

Ariassos

- ViaSebaste Bağlantı yolu

Fig..62 MelliFig..62

-

Sia RomaYolları DönemiBağlantı İmparatorluk Sia

173

174

Fig. 63 Çukurca köyü Roma İmparatorluk Dönemi yolu http://www.turizmhaberleri.com.

Fig. 64 Değirmenözü köyü Roma İmparatorluk Dönemi yolu

175

Fig. 65 Adada - Kesme - Selge Roma İmparatorluk Dönemi Bağlantı Yollu

176

Fig. 66 Adada güneyi Roma İmparatorluk Dönemi bağlantı yolları

177

Fig. 67 Adada Roma İmparatorluk Dönemi Yolu (Fotoğraf E.Yayan)

178

Fig. 68 Adada’nın Kuzeyi Roma İmparatorluk Dönemi Bağlantı Yolları

179

Fig. 69 Saint Paulos Yolu Wilson, 2009, Figure 1

180

Fig. 70 Tityassos Roma İmparatorluk Dönemi Yol bağlantı yolları

Fig. 71 Termessos-Ariassos Roma İmparatorluk Dönemi Yolu

181

Fig.

Güney 72 PisidiaRoma İmparatorluk Dönemi bağlantılılarYol

182

Fig. 73 Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Kuzey-Güney Aksı 1. güzergâh

183

Fig. 74 Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Kuzey-Güney Aksı 2. güzergâh

184

Fig. 75 Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Kuzey-Güney Aksı 3. güzergâh

185

Fig. 76 Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Doğu-Batı Aksı 1. güzergâh

186

Fig. 77 Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Doğu-Batı Aksı 2. güzergâh

187

Fig. 78 Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Doğu-Batı Aksı 3. güzergâh

188

Fig. 79 Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Doğu-Batı Aksı 4. güzergâh

189

Fig. 80 Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Doğu-Batı Aksı 5. güzergâh

190

Fig. 81 Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Tüm Akslar

191

Fig. 82 Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi Yolları Tüm Yollar

192

ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler Adı ve Soyadı: Serap AĞGÜL Doğum Yeri ve Yılı: Zonguldak-1987 Medeni Hali: Evli

Eğitim Durumu: Lisans Öğrenimi: Trakya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Yüksek Lisans Öğrenimi: Süleyman Demirel Üniversiesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Arkeoloji Bölümü

Yabancı Dil(ler) ve Düzeyi: l İngilizce: Başlangıç 2 Almanca: Orta

İş Deneyimi: 1 Patara Kazıları Arkeolog 2. Pompeipolis Kazıları Arkeolog 3. Pisidia Antiokheia Kazıları Arkeolog

193