V. ULUSLARARASI MULTİDİSİPLİNER ÇALIŞMALARI SEMPOZYUMU (ISMS) (16-17 Kasım 2018, Ankara-Türkiye) (TAM METİN KİTABI)

______Cilt/Volume: I____

5th INTERNATIONAL SYMPOSIUM ON MULTIDISCIPLINARY STUDIES (ISMS) (16-17 November 2018, Ankara ) (PROCEEDING BOOK)

Ankara 2018

Yayın Koordinatörü/ Broadcaste Coordinator• Yaşar HIZ Genel Yayın Yönetmeni / General Publishing Director • Aydın ŞİMŞEK Editör/ Editor • Prof. Dr. Serdar SALMAN Prof. Dr. Zafer GÖLEN

Kapak Tasarım / Cover Design • Esra YILDIZ İç Tasarım / Interior • Gürkan GÖÇER

Birinci Basım / First Edition• © Aralık 2018 / December 2018- ANKARA ISBN: 978-605-288-842-1

© copyright Bu kitabın yayın hakkı Gece Kitaplığı’na aittir. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, izin almadan hiçbir yolla çoğaltılamaz.

Gece Kitaplığı Adres: Kızılay Mah. Fevzi Çakmak 1. Sokak Ümit Apt No: 22/A Çankaya/ANKARA Tel: 0312 384 80 40 web: www.gecekitapligi.com e-posta: [email protected] Baskı & Cilt / Printing & Volume Sertifika / Certificate No: 26649

II

LALE DEVRİNDE DAMATLAR TARAFINDAN YÖNETİLEN BİR ADA: KIBRIS ./-679 UNESCO ve BARAJLARIN KÜLTÜR MİRASINA EKOLOJİK YANSIMALARI ./-687 ÖZBEKİSTAN'DA SİYASİ REJİMİN ÖZELLİKLERİ VE EVRİMİ ./-709 RUSYA’DA BÜROKRASİ: TARİHSEL GEÇMİŞİ VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU ./-719

TEMATİK TÜRK HALK MÜZİĞİ FONETİK NOTASYON SİSTEMİ / THMFNS’NİN EĞİTSEL / ÖĞRETİSEL UYGULAMALARA AKTARIM / ADAPTASYON SÜREÇLERİNDE KULLANILMASI ÖNGÖRÜLEN MODELLER: TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖYLEYİŞ SÖZLÜĞÜ VERİTABANI/TTSSV ./-755 TÜRK HALK MÜZİĞİ FONETİK NOTASYON SİSTEMİ / THMFNS’NİN EĞİTSEL/ÖĞRETİSEL UYGULAMALARA AKTARIM / ADAPTASYON SÜREÇLERİNDE KULLANILMASI ÖNGÖRÜLEN MODELLER: KAYPENTAX®: GERÇEK ZAMANLI PERDE MODEL 5121 ./- 765 TÜRK HALK MÜZİĞİ FONETİK NOTASYON SİSTEMİ / THMFNS’NİN EĞİTSEL/ÖĞRETİSEL UYGULAMALARA AKTARIM / ADAPTASYON SÜREÇLERİNDE KULLANILMASI ÖNGÖRÜLEN MODELLER: UCLA FONETİK LABORATUVAR ARŞİVİ TÜRKÇE DİL VERİTABANI/UCLA FLA TDV ./-785 1980’LERDEN 2000’LERE ŞARKILARDA DİL VE SÖYLEM ./-807 FRANSIZCA OKUMA BECERİSİ ÖĞRETİMİNDE MİKRO- ÖĞRETİM UYGULAMALARINA İLİŞKİN ÖĞRETMEN ADAYLARININ GÖRÜŞLERİ ./-825

VIII

UNESCO ve BARAJLARIN KÜLTÜR MİRASINA EKOLOJİK YANSIMALARI

Ayşe EVEREST, (Prof. Dr., Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü) Lale YILMAZ, (Dr. Öğr. Üyesi, Mersin Üniversitesi, Turizm Fakültesi, Turizm Rehberliği Bölümü)

Giriş Yüzyılın sonuna doğru Avrupa ve Orta Asya Bölgesindeki ülkelerin beklenen aşırı iklim olaylarına maruz kalma sıralamasında üçüncü ülke Türkiye’dir (Baetting, 2007). Yağışın azalması, ani sağanaklar ve nehir düşüş hızı artışı ve kar azalışı görünen doğal gerçeklerdir. Bu olaylar, dünyada 1,5 °C’lik artış ve Akdeniz’deki 4,5 °C’lik artış ile kanıtlanmıştır. Öte yandan ani sağanakların oluşturduğu seller, ülkemizde 2018 Haziran- Ağustos’unda Denizli, İstanbul, Rize gibi kentlerde ve pek alışılmadık şekilde Ankara, Kütahya, Erzurum’da yaşanmıştır. Bu aşamada gri su; kullanılmış su ve yağmur suyunun yeniden kullanımı için çabaları artırmak gerekmektedir. Barajların, içme suyu veya enerji eldesi gayesiyle inşa edilirken aslında taşkın riskinin olacağı bir bölgede aynı zamanda bir iklim değişikliğine uyum faaliyeti olduğu bilgisi bulunmaktadır (Silkin, 2014). Genel olarak Türkiye’de iklim değişikliğinin yağışların azalmasına sebep olduğunu öngören çalışma sonuçlarıyla uyumlu olarak Çatalan ve Aslantaş barajları için olmasa da Almus Barajı için artan; Manavgat, Oymapınar, Kayaboğazı ve Kemer Barajları için azalan yönde bir trend gözlemlenmiştir (Kahya ve Kalaycı, 2004; Cığızoğlu, 2005). Diğer yandan 2012’de Adana, Kozan’da tünel kapağı patlaması gibi barajların mevcut riskleri ile yapısal yetersizlikler, deprem, taşkın ve diğer çevresel riskler ve dolu savakların yetersiz oluşu taşkınları önlemek için kademeli bir şekilde yapılan barajların götürüsüne de duyarlı olmamız gerektiğini söylemektedir (Ülgen ve Yenigün, 2016). Yine BBC’ye göre, 2018 Temmuz ayında Japonya’da sıcaktan ölenlerin sayısı 100’ü bulurken, Laos, Attapeo’da taşkınla yıkılan HES ve ona bağlı baraj inşaatının çökmesi sonucu yüzlerce kayıp, ölü ile evsiz kalan insanlar söz konusu olmuştur (Serra-Llobet vd., 2013; Insua-Costa, 2018).

Akdeniz ikliminin kurak ve iklim değişimi nedeniyle kısmen daha nemli/tropikal yaşandığı Mersin’de barajların ekosistem üzerindeki etkisi neler olacaktır? Bu güncel metinde ekosistem içinde barajların yeri göz önünde bulundurularak dünyada sayılı kültürel mirası koruyabilen UNESCO’nun yetersiz ve seçici yapısına dikkat çekilmek istenmiştir. 687

Alan çalışması, 2003 yılında Batman, Hasankeyf’te Ilısu ve 2013 yılında Mersin, Belen’de Pamukluk Baraj alanında dört mevsim yapılmış ekolojik gözlemlere (toprak/bitki fenolojik gözlem) dayanmaktadır. Hasankeyf, UNESCO ve Dünya Miras Listesi kapsamında yazın araştırılmış, kazı ve yüzey araştırması içeriğindeki bilimsel çalışmalar, ayrıca konuya ilişkin güncel gelişmelerin yer aldığı internet haber siteleri incelenmiştir. 2018 yılı Mayıs ayında bölge ziyaret edilerek son durum gözlemlenmiş ve fotoğraflarla belgelenmiştir. Coğrafi Olaylar ve Küresel Etkileri Artan insan nüfusu ve su ihtiyacı fazla baraj yapımını desteklemektedir. Ancak beraberinde doğa ve kültür mirasını sürükleyip götürmekte ve yerine birtakım doğal olmayan sismik hareketlilikler getirebilmektedir. Örneğin, Çin Deprem İdaresi’nde (Çin Sismoloji Bürosu) sismologlar tarafından yapılan 2010-2011 yıllarına ait bir çalışmada, Yangtze Nehri üzerindeki devasa Üç Boğaz Barajının baraj gölü boyunca sismik aktiviteyi “önemli ölçüde artırdığını” göstermiştir. Bu olay, bölgede tahribata neden olan çok sayıdaki toprak kaymasını ve insan tahliyesini açıklamaya neden olmuştur. Probe International’ın bu araştırmasının bir kısmı daha önce bir Çin dergisinde yayınlanmıştır. Buna göre, Hubei Eyaleti civarında sismik gözlemciler, 2003 yılı Haziran ayı (rezervuarın su altında kaldığı zaman) ve 31 Aralık 2009 tarihleriarasında 3,429 deprem kaydı aktarmışlardır. Bu durum, “baraj öncesi dönemdeki frekansta 30 kat artış” anlamını taşımaktadır. Böylelikle “Baraj işletmecileri rezervuardaki su seviyesini hızla artırdığında veya azalttığında özellikle deprem faaliyeti artmaktadır” sonucu yayınlara da yansımıştır (Adams, 2011). Mersin’de yaşayanları etkileyebilecek deprem fayları ise sırasıyla; Çamardı ile Gülek Boğazı arasında uzanan Ecemiş Fayı ve yine Karsantı-Karaisalı Fay Zonu, ’a dek uzanan Çamlıyayla (Namrun) Fay Zonu; Yumurtalık- Karataş Fayı; Mut civarındaki Mut Fayı ve Ovacık- arasında yer alan Ovacık Fayı’dır. Akdeniz’den geçen ve Kıbrıs adasının kuzeyindeki hat ve Ege; Fethiye körfezinden gelebilecek bir etkileşimden de söz edilmiştir. Ancak son yüzyılda oluşan depremlerin 5,5’ten küçük olması, çoğunlukla 3-4 büyüklüğünde yoğunlaşması ve fayların parçalı-küçük olması nedeniyle bu fayların, Kuzey Anadolu’da olduğu kadar büyük ölçekli ve yıkıcı deprem üretmeyeceği beklenmektedir (“Mersin, Coğrafya”, 2018) Ancak baraj inşasının bu durumu ne yönde etkileyeceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Güldal vd. (1994), baraj haznelerinin çevresel etkileri kapsamında Keban Barajı’nı incelemiş, kışın sıcaklıkta artış, yazın nemde yükselmeler olduğunu tespit etmiştir. Kadıoğlu vd. (1994), büyük su haznelerinin çevresel etkilerini Keban barajında incelemiştir. Chao (1995) ise dünya çapındaki su tutma haznelerinin denizlerdeki su seviyelerini düşürdüğünü, bundan başka üst enlemlerdeki su tutma haznelerinin çok az da olsa dünyanın dönüş hızını arttırdığı, 688 eksenini değiştirdiğini ortaya koymuştur. Akosombo Barajı’nın Volta Nehri’nin iki büyük kolundaki akımları baraj öncesi ve sonrası dönemlerde incelenmiştir. İki zaman periyodunu karşılaştırdığında, akımlarda düşmeler saptamıştır. Ayrıca, Volta Nehri’nin üst kısımlarında sıcaklıklarda 10 °C’lik artış tespit edilmiştir (Babacanlı ve Tuğrul, 2016). Silkin’e (2014) göre, Türkiye’de iklim değişikliği etkilerinden olumsuz yönde etkilenmesi beklenen güney ve güney batı kıyı şeridinde bulunan bölgelerde yer alan Burdur, Karaman, Osmaniye ve Kilis son sıralarda yer almaktadır. Ancak iklim değişikliği etkilenebilirlik seviyeleri yüksek olduğu için gri suyun kullanımı teşvik edilmesi öncelikli iller: Mersin, Adana, Gaziantep, Diyarbakır, Şanlıurfa, Hatay ile Ankara, İstanbul ve İzmir gibi üç büyük şehirdir. Küresel iklim değişikliğine ilişkin olarak Silkin (2014) “Artık iklim değişikliği önlenemeyecek bir gerçektir ve bu nedenle uyum faaliyetlerinin geliştirilip, tüm sektörlere entegre edilmesi gerekmektedir.” demektedir. Buna bağlı olarak kuraklığın artacağı tartışılmaz bir gerçektir. Son iki yıllık fırtına, ani sağanaklar, sel ve dolu Akdeniz Bölgesi kuraklığına çare olmamaktadır. Baraj İnşası ve Kültürel Miras Üzerindeki Etkileri Bir barajın taşkın önlemedeki getirisinin yanında en büyük götürüsünün alanın doğal ekosisteminde yaşayan canlılar olduğu bilinmektedir. Bunun ekonomik getirisinin en önemli göstergesi ise turizm girdileridir. İşte bu yüzden Yüksek ve Tiğrek, 2010’da hem sayısız tarihi eserle beraber Batman, Hasankeyf’i sular altında kalmaktan kurtaracak hem de Ilısu Barajı ve HES Projesi ile elde edilmesi ön görülen enerjiyi sağlayacak hidrolik bir çözüm araştırmışlardır. Dicle Nehri ve kollarında toplam beş barajdan oluşan bir alternatif, seçilen baraj yerlerinin topografik ve jeolojik özellikleri dikkate alınarak geliştirilmiş ancak bu alternatif dikkate alınmamıştır. Başta Diyarbakır, Batman, Mardin, Siirt ve Şırnak olmak üzere Güneydoğu Anadolu Bölgesinin tamamının kalkınmasına katkı sağlayacak projenin bir parçası olan ve 10,4 milyar metreküp su depolanacak olan Ilısu’da 2018 Haziran ayı su tutma başlangıcı olmuştur. Ilısu Barajı aynı zamanda Cizre Barajı’nın ön ayağıdır. Ilısu Barajı tamamlandığında 500 bini aşkın dekar, her iki baraj tamamlandığında ise 1 milyon 200 bin dekar arazi sulamaya açılacaktır. Toplam maliyeti 8,5 milyar lira olan Ilısu Barajı, sadece elektrik enerjisi üretimiyle ekonomiye yıllık 1,5 milyar lira katkı sağlayacaktır. Bu kapsamda 52 kilometre yol ve Dicle Nehri üzerine 250 metre uzunluğunda köprü ve yine Batman-Siirt-Şırnak ve Diyarbakır’a bağlı köylerde de 237 kilometre asfalt kaplı yol yapılmaktadır. Böylece baraj etrafındaki köylerin ulaşımı daha kolay ve modern hale getirilmektedir. Ilısu Barajı nedeniyle sular altında kalacak Batman, Hasankeyf’te kaleyi taşıyan kayalar aşağıdaki mağaralara dolgu maddesi

689 olarak kullanılır düşüncesiyle düşürülmeye başlanmış ve “tehlike arz eden alanların temizlenmesi ve güçlendirme çalışmalarından sonra kale yeniden turizme ve vatandaşların ziyaretine açılacaktır” açıklaması yapılmıştır. Hasankeyf’teki çarşıda sadece birkaç esnaf kalmıştır. Belirlenen birkaç eserin (toplamda sekiz yapı) yeni yerlerine taşınması söz konusudur (F. 1- 2-3-4-5). Danıştay 14. Dairesi, Ilısu Barajı’nın çevre etki değerlendirmesinden (ÇED) muaf tutularak inşa edilmesine karşı dava açan TMMOB Mimarlar ve Peyzaj Mimarları odalarını haklı bulmuştur. Yürütmeyi durdurma kararını 7 Ocak 2013’te davacılara tebliğ edilerek baraj projesinin ÇED’den muaf olması yönündeki çabalara set de çekilmiştir (“Dicle için Tarihi Karar”, 2013: 239; F. 6). Ancak ortada bitirilmiş bir baraj inşaatı gerçeği bulunmaktadır. Bu konuda karar geciktirici küçük bir diğer alan ise Dicle’nin eski limanı Çattepe’dir. Konuyla ilgili çalışmaların sonuçları şöyledir: Çattepe veya Ortaçağ Arap yazılı belgelerindeki adı ile Tell-Fafan, Dicle üzerinde gemi taşımacılığının başladığı ilk şehir olarak tanımlanmıştır. Selçuklu hükümdarları Van Bölgesi ve Kuzey Mezopotamya arasındaki stratejik önem taşıyan bu yolları kontrol altında tutmak amacıyla Botan ve yan kolları üzerine köprüler ve hanlar inşa ettirmiştir. Çattepe’nin Dicle tarafındaki tadilat geçirmiş surları da bu döneme aittir (Sağlamtimur, 2013). Bugün ise alanda boşaltılan köy ve höyükler, baraj suları altında kalmayı beklemektedir. Barajların inşası, alınacak su kalmayıncaya kadar daha fazla barajın inşasına yol açmaktadır. Bu noktada, nehirlerin etrafındaki alanlar binalar, asfalt ve çimento ile dolunca çoğu zaman nehrin güzelliğinden dolayı oraya yerleşenler tarafından terk edilmesi kaçınılmazdır.

Hasankeyf Ilısu Barajı ile ilgili gerçekleştirilen bir çalışmada (Tiğrek, 2010), Ilısu Barajı’nın ve HES Projesi’nin Güney Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki son doğal nehir ekosistemi Dicle Nehri ile nehrin kolları üzerinde bulunan Bismil Ovası, Orta Dicle Vadisi, Küpeli Dağı, Eruh Dağları, Cizre ve Silopi üzerindeki beş Önemli Doğa Alanı’nı geri dönüşümsüz olarak tehdit ettiği vurgulanmıştır. Ilısu Baraj Alanı’nda gerçekleştirilen flora araştırmalarında toplam 85 familya içinde 409 cins ve 886 adet tür ve takson bulunmakta olup türlerin 432 adedi endemiktir. Taksonların 249 tanesi İran-Turan, 124’ü Akdeniz, 38 tanesi ise Avrupa – Sibirya fitocoğrafik bölgesine aittir; 475 adedi ise çok bölgeli veya bölgesi bilinmeyen taksonlardır. Aynı çalışmada Michauxia nuda (cıbıl keşir) ve Centaurea regia subsp. regia (şah kavgalaz) Türkiye’de yeni kayıt olarak tanımlanarak Türkiye Florası’na dahil edilmiştir (Aslan, vd., 2013). Mersin’de ise son on yıldır yağmur suyu hasadının yapıldığı suni göletlerin oluşturulduğu bir kısmı tamamlanmamış sekiz baraj bulunmaktadır. Mersin’de Alaköprü, Pamukluk, Gözne, Sorgun yapımı süren, Aksıfat ve Değirmençay hazırlıkları tamamlanmış, Kayraktepe, 690

Sipahili ve Tepeçaylak Barajı, bilgilendirme kararı çıkmış, Gezende ve Berdan Barajı ise yararlandığımız barajlardır (Mersin İlinde Bulunan Barajlar ve Göletler; DSİ 6. Bölge Müdürlüğü, 2017). Babacanlı ve Tuğrul, 2016’da Denizli’deki Yazıcıoğlu Barajı’nın ortalama sıcaklıkları tüm aylarda artırdığını, rüzgâr hızında artmaya bir eğilim olduğunu ancak buharlaşma ve yağışta kayda değer bir değişim olmadığını göstermişlerdir. Baraj işletmecileri rezervuardaki su seviyesini hızla artırdığında veya azalttığında özellikle deprem faaliyeti artmaktadır ve barajların inşası yeni barajlar inşa etmek için insanları heveslendirmekte ve doğal ekosistem dünyanın her yerinde böylece yok edilmektedir (Adams, 2011). Barajlar çalışma mantığı gereği rezervuarlarında çok büyük miktarlarda su biriktirirler ve bu yüzden tüm ekonomik ömürleri boyunca risk altındadırlar (Ülgen ve Yenigün, 2016). Hasankeyf ve UNESCO Dünya Miras Listesi Hasankeyf, tarihi İpek Yolu güzergâhında yer alan, kültürel miras kriterlerini kapsayan, hem Türkiye hem de dünya için önem taşıyan tarihi ve somut ve somut olmayan kültürel değerlere sahip bir yerleşmedir. Büyük Yukarı Dicle Havzası olarak adlandırılan bölgenin tarihi Proto- Neolitik döneme dayanmaktadır. Çanak Çömlekli Neolitik ve Kalkolitik yerleşmeler açığa çıkarılmıştır. Adını mağaralar şehri anlamı taşıyan Hısn- ı Keyfa sözcüğünden alan kent için tarih boyunca Cepha ve Hısn-ı Keyfa ve Hasankeyf adları kullanılmıştır. Şehre adını veren mağara yerleşmeleri halen görülebilmektedir. Hasankeyf, Hıristiyanlık ve İslamiyet açısından önemini ise başpiskoposluk oluşu ve Anadolu’da erken dönem Türk mimarisinin önemli yapılarını barındırması nedeniyle kazanmıştır. Çok sayıda doğal mağara, höyük ve Eshab-ı Kiram’a ait mezar barındırmaktadır (“Hasankeyf Kazılarında Göbeklitepe’den Eski Dini Mabed mi Bulundu”, 2015). Şehirde İslam egemenliği 640 yılında Hz. Ömer dönemine rastlar, 651’de burada şehit olan Hz. Muhammed’in akrabası Cafer-i Tayyar’ın oğlu İmam Abdullah adına türbe ve zaviye inşa edilmiştir. Emevi, Abbasi, Hamdani ve Mervanilerin yönetiminin ardından 1101’de Artukoğlu Devleti kurulmuş, 130 yıl Diyarbakır ve Hasankeyf yöresinin Artuklu başkenti olmuştur. 1232 yılında Eyyubiler, ardından Akkoyunlular, Karakoyunlular ve Osmanlı egemenliği izlemiştir (“Hasankeyf, 2018). Şehirde dev bir kale, kale üzerinde Eyyubilere ait Ulu Cami, Büyük Saray ve Küçük Saray ile Artuklular zamanında yeniden inşa edilen Taş Köprü, Eyyubi Sultanı tarafından yaptırılan El-Rızk Camii, Sultan Süleyman Camii, Eyyübilere ait Koç Camii, Akkoyunlulara ait günümüze ulaşmış tek eser olan Zeynel Bey Türbesi, Hasankeyf eserlerinin başlıcalarını oluşturmuştur (F. 7-8-9-10). Hasankeyf’in tarihi bulgulara göre geçmişini 12 bin yıl olarak belirten Prof. Dr. Uluçam’ın (2009) açıklamaları şöyledir: “Dicle nehri kenarındaki

691 höyükte Orta Çağ öncesinin ilk evleri, yerleşim yerinin olduğu höyüğü önemsiyoruz. (Uluçam, 2016) “Su havzası dışında kalacak Salihiye Bahçesindeki köşkü eyvan ve havuzuyla birlikte turizme kazandıracağız. Artuklu döneminde 80 bin nüfus olan Hasankeyf’te Artukluların ayaktaki belki de tek eseri bu köşktür.” Erzurum Atatürk Üniversitesi öğretim görevlisi H. Özkan ise, “İçme suyu kaynağından getirilen künk borular o kadar güzel döşenmiş ki halen şebekeye bir şey olmamış. Haydar Baba Zaviyesi’nde Osmanlı dönemine ait çok sayıda mezarlığa rastlamak mümkün. Bulduğumuz sikkelerle buranın 14. yüzyıla ait olduğu anlaşıldı.” demiştir. Çocuk mezarlıklarının da Haydar Baba Zaviyesi’nde bulunmasının dikkat çekici olduğunu belirten Prof. Dr. A. Uluçam, “O dönemdeki salgın bir hastalıktan ölen çocuklar yan yana defnedilmiş” şeklinde aktarmıştır (“Batman’ın Tarihi İlçesinde İlk Kez Bir Höyük Açıldı”, 2009). Hasankeyf Ören Yeri, 1981 yılında 1. Derece Sit Alanı olarak ilan edilmiştir. 1986 yılında Prof. Dr. O. Arık tarafından kazı çalışmalarına başlanmış, ancak 1991 yılında çalışmalara ara verilmiştir. 1998 yılında ODTÜ (Ortadoğu Teknik Üniversitesi) TAÇDAM (Tarihsel Çevre Araştırma Merkezi) tarafından ulusal ve uluslararası bilim insanlarına çağrıda bulunularak arkeolojik araştırma ve kazı çalışmalarına yeniden başlanmıştır. Çalışma kapsamında Ilısu Baraj alanında Ziyaret Tepe, Salat Tepe ve Gri Dimse Höyükleri seçilmiştir (Tuna, 1999). Gri Dimse yerleşmesi, Diyarbakır, Bismil ilçesinde Batman’ın 15 km güneybatısındadır. Höyük, Batman-Diyarbakır bölgesinin Yukarı Dicle höyükleri gibi Ilısu Baraj alanı içinde kalmaktadır. Yapılan çalışmalarda Kalkolitik öncesi, Kalkolitik seramik buluntunun yanı sıra yerleşmeyi Geç Roma devrine taşıyabilecek yanmış tuğla buluntular da belirlenmiştir (Karg, 1999: 237-270). Diyarbakır ilinde Fırat’ın güney kıyısında yer alan Ziyaret Tepe’de ise 1997-1998 yılları arasında gerçekleştirilen arkeolojik yüzey araştırmalarıyla birlikte yerleşmenin Geç Bronz ve Geç Demir Devrine ait 32 hektarlık alana sahip olduğu kanıtlanmıştır. İÖ 1300-600 yılları arasında Asur egemenliğine giren bölgede Ziyaret Tepe’nin üç Neo- Asur garnizon kentinden biri olması söz konusudur (Matney, 1999: 297- 331). Salat Tepe ise Dicle nehri Havzasının Diyarbakır ve Batman il merkezleri arasında kalan kesimi Uzuncaseki ve Mardin dağlarıyla çevrilidir ve Dicle Nehrine kuzeyden kavuşan Salat Çayının doğuya kıvrım yaptığı yerde yer almaktadır. Salat Tepe’de yapılan çalışmalar, İÖ 4. binden başlayan yerleşmenin Orta Çağda Bizans devrine kadar sürdüğünü kanıtlamıştır. Bu araştırmalar bölgenin tarihsel – arkeolojik bileşenlerini ortaya çıkarmıştır. Bölgenin çağlar boyu yoğunlaşarak meydana gelen kültürel değerleri günümüzde baraj projesi nedeniyle sular altında kalmaktadır. Hasankeyf ise Orta Çağ’da Orta Asya ve İran, Arap, Roma, Bizans kültürlerinin buluştuğu ‘unique’ bir sit alanı olduğu vurgulanmıştır.

692

Prof. Dr. O. Arık tarafından gerçekleştirilen 1998 yılı kazı çalışmalarında tarihsel kentsel sit alanı olarak beş bölge belirlenmiştir: Karşıyaka Bölgesi, Kale ve Yukarı Şehir, Aşağı Şehir (Dicle’nin güneydoğu terasları), Merkezi kazı alanı, Salahiye bahçeleri (Güneydoğu Mardin yolun Hasankeyf çıkışı güneyinde). Hasankeyf’te yapılması gerekenler dizininde ise sit alanının kurtarılamaması durumunda restitüsyon projeleri esas alınarak sökme-nakil, yeniden kurma projelerinin üretilmesi önerilmiştir (Arık, 1999: 353-361). Sökme-nakil önerisi günümüzde belirlenen yapılarda uygulanmaktadır. Prof. Dr. A. Uluçam tarafından 2004 yılında kazı çalışmaları, Ilısu Baraj inşasına bağlı olarak baraj kotunun olabilecek maksimum düzeyi göz önünde bulundurularak sürdürülmüştür. Hasankeyf Kazı Alanları: Zeynel Bey Külliyesi (I. Artuklu Medresesi, İmaret, Menzil Hanı, II. Artuklu Medresesi, Osmanlı Medresesi, Zeynel Bey Türbesi, Artuklu Hamamı), Osmanlı (Direkli) Camii, Yamaç Külliyesi (Cami ve Zaviye odaları, Medrese, Bekar Hamamı), Yamaç Mahallesi (Mahalle Mescidi, Sokak Dokusu), Roma Kapısı, Büyük Saray, Eski Mezarlık, Kasımiye Köşkleri (9 adet yapı), İmam Abdullah Zaviyesi (Mescid, Eski Zaviye, Akkoyunlu döneminden Zaviye, mezarlar), Köprü Ayağı, iki katlı Han, Sâb Camii ve çevresi, Osmanlı Mescidi, İç Kale Yolu Dükkanları, Deriki Kilisesi, Mardınike Külliyesi (Sahil Sarayı, Cami, Medrese, B. Selçuklu Camii, İmaret, Seramik Atölyeleri, İşlikler, Mezarlık, Kasır, Höyük, Salihiye Ziyaret Yapıları (Zaviye, Cami), Haydar Baba Zaviyesi (Türbe, Mescid, Zaviye, Mezarlar), Artuklu Köşkü, Kent Merkezi Yapıları, Süryani Yerleşim Alanı Kazısı (köy ve kilise), Şeyh Sultan Zaviyesi (Türbe, Zaviye, Mezarlık), Hacı Ali Mescidi, Sondaj kazıları başlıkları altında toplanmıştır (Hasankeyf Kazı Alanları, 2018), (F. 11-12- 13).

2004 kazı sezonunda Hasankeyf’in önemli yapılarından Zeynel Bey Türbesi çevresinde çalışma gerçekleştirilerek yapının bağlı bulunduğu külliye ortaya çıkarılmıştır. Söz konusu külliyenin, medrese, imaret, mescit, han ve arasta olduğu düşünülen yapıdan oluştuğu belirlenerek “Zeynel Bey Külliyesi” olarak adlandırılmıştır (Uluçam, 2004: 147-160). Medrese, külliyenin en eski birimi olup, kareye yakın planlı yapıda kalker taşı ve tonozlarda ise yerel terimle pöhrenk (pişmiş topraktan dar ağızlı testiler) kullanılmıştır. Kitabede “Bu medresenin inşasını Emir Ali Bey emretti” yazılmıştır. Medresenin güneydoğu duvarında imaret yapısı yer almaktadır. Medresenin kuzeyinde doğu-batı doğrultulu Han yapısı belirlenmiştir. Hanın kuzeydoğu köşesinden doğuya uzanan ve birbirine açılan geniş avlulu mekanlar bu menzil külliyesine ait arasta yapısı olabileceğine işaret etmektedir. Aynı dönemde Batman-Hasankeyf karayolundan Zeynel Bey Türbesi’ne ulaşılan yolun dozerle açılışı sırasında yapılar büyük tahribat görmüş ve duvarlar yıkılarak mekânlar bölündüğü kazı çalışmaları raporunda belirtilmiştir (Uluçam, 2004: 147- 693

160). Yine 2004 yılı kazı çalışmalarında Salahiye Bahçeleri’nde ortaya çıkarılan aynı adla adlandırılan yapılar, tonozlu mekan, mezar yapıları (olasılıkla salgın hastalık sonucu), Osmanlı camii son cemaat yeri ve altında tonozlu yapılar ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca Aşağı Kentin doğusunda ve mağaraların kuzeyinde diğer bir külliye Yamaç Külliyesi olarak adlandırılmıştır. Cami, enine dikdörtgen planlı, üç bölümlüdür. Hasankeyf’te bilinen en eski tarihli taş mihrabın bu yapıda belirlendiği ifade edilmiştir. Avlunun kuzeydoğusunda Bekar Hamamı yer almaktadır. Aynı kazı döneminde yapıların çevre düzenlemesi ve onarım çalışmaları yapılmıştır (Uluçam, 2004: 147-160).

Tarihi yapıların baraj altında kalmalarını önlemek amacıyla Hasankeyf Yeni Kültürel Park Alanı oluşturulmuş, yapılar 2017 yılından itibaren taşınmaya başlanmıştır. Hasankeyf’in sembol yapılarından Zeynel Bey Türbesi ise yeni yerine Mayıs 2017’de taşınmıştır (“Zeynel Bey Türbesi Taşındı”, 2018). Yaklaşık 500 ton ağırlığındaki Artuklu Hamamı ise 06.08.2018 tarihinde (“650 Yıllık Tarihi Artuklu Hamamı Taşındı”, 2018), iki bölüme ayrılan Kale Kapısı, 17.10.2018 tarihinde (“Hasankeyf’te Tarihi Kale Kapısı Bölünerek Taşındı”, 2018), Kale Kapısının üçüncü bölümü ise 19.10.2018 tarihinde park alanına taşınmıştır (Hasankeyf Kalesi 3. Bölümü Yeni Yerinde”, 2018).

Birleşmiş Milletler Eğitim, Kültür ve Bilim Örgütü UNESCO, 1972 yılında Dünya Kültür Mirası listesini, ortak miras olarak kabul edilen kültürel ve doğal varlıkları dünyaya tanıtmak ve bunların yok olmasını engellemek amacıyla kurulmuş ve bu tarihe kadar UNESCO Dünya Miras listesine 129 ülkeden 754 kültürel ve doğal varlık kaydedilmiştir. Bu listede en fazla ABD, Rusya, İngiltere ve İrlanda, Meksika, Hindistan, Almanya, Fransa, İspanya, Çin ve İtalya bulunmaktadır (“World Heritage in Danger”, 2018). 2004 yılı Haziran ayında Çin’in Suzhou şehrinde toplanan UNESCO Dünya Mirası Komitesi, listeye girmek için sırada bekleyen ülkelerle ilgili kararları öncesinde “listeye alınan her yeni varlık, hem UNESCO’ya hem de ülkelere maddi yük getiriyor ve fonun yıllık iki bin dolarlık geliri artık yetersiz kalıyor” açıklamalarında bulunmaktadır (“Dünya Mirasları Korunamıyor”, 2018).

UNESCO’nun açıklamasına göre Hasankeyf için herhangi bir başvuru, baraj kurulumu öncesi ve sırasında yapılmamıştır. Kısa bir tanımlama ve karşılaştırmalı analiz ile barındırdığı 6 kültürel kriter ya da 4 doğal kriterin sunulduğu başvuru dosyasının UNESCO’ya hiç ulaşmadığını dile getiren yetkili Rössler, Türkiye'den Hasankeyf'in geçici listeye alınmasına yönelik herhangi bir resmi bir talep gelmediğini kaydetmiştir (“Türkiye Hasankeyf’i Aday Göstermedi”, 2016). Önceleri baraj kotu 7 metre aşağı

694

çekilirse bir İpek Yolu şehri Hasankeyf’in kurtarılacağı da belirtilmiştir (F. 14-15). Dünyadan örneklere araştırıldığında tek höyüklü Marakesh, Ksar Ait Ben Haddou Köyü (F. 16), Fas’ta yer alan sekiz UNESCO Dünya Kültürel Miras alanından biri olup 1987 yılında listeye katılmıştır. Bu köyün coğrafi yapısı, 250 Höyük, tarihi yapılar, mezarlık ve mağaralardan ibaret bir İpek Yolu kervan kasabası Hasankeyf’e çok benzemektedir. Bu bakımdan Hasankeyf’in de dünya kültürel mirası listesi içinde değerlendirilebilir nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Yine uluslararası bir başka örnek Afganistan’ın Bamiyan Vadisi’dir (1.-13. yüzyıl, Baktria Alanı, F. 17) Hasankeyf’in yanı sıra coğrafik Mersin-Karaman geçiş sınırındaki Taşkale’yi andıran tarihi yapılarıyla UNESCO listesindedir. Ancak savaşın vurduğu diğer ülkeler gibi bunlar da kırmızı listeye alınmıştır.

Dünyadan örnekler incelendiğinde UNESCO’nun doğa kültür mirasına ilişkin çalışmaları şöyle uygulanmıştır: 1992 yılında Tacikistan Milli Parkı olarak adlandırılan Pamir Dağları, UNESCO Dünya Mirası Komitesi’nin Doğa Mirasları Listesine alınan ülkedeki ilk yerdir. 162 çeşit kuş, 120'si ender bulunan bitki olmak üzere 2 binden fazla bitki ile çok sayıda hayvan türünü barındırırken, Milli Park’ta ayrıca, 170 ırmak, 400 göl ve 1085 buzul vardır. 2018 yılında bu alanda kömür madeni çıkarımı ve Zerafshan nehri kenarında yapılan yazlık ev ve otel/mesire yerleri alanın tamamen korunan kısmındaki gümrük kapısını geçtikten sonra yer alır. Dağ, motor ve kamp sporları ile ilgili turist kitlesini ülkeye çeker. Ancak kültür turizmi de tarihi Sarezm ve küçük müzeler için olasıdır, Angola Eski Portekiz kilisesi ile, Andorra ise Açık Vadi peysajı için ele alınmış ve bu zenginlikle UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmişlerdir. Zambia Viktoria Şelaleleri, Gabon ise relikt Lopé-Okanda peysajı ile UNESCO’nun listesindedir. Gine Mount Nimba Strict Nature Reserve ile alınmıştır, ancak kırmızı listededir. Jamaica Blue and John Crown Mountains ile sarı- yeşil listededir. Kribati Phoenix Adaları Koruma Bölgesi yeşil listede, Dominik Volkanik Parkı, Bikini Adası Nükleer Test Alanı ve Maloti – Drakensberg Park gibi tek alanla mevcut listede yer alan örnekler var ise de bu yerlerin yıllar içinde sarı-yeşil veya yeşile dönüştüğü görülmektedir. Solomon Adaları East Rennel ile kırmızı listeye geçmiştir. Güney Kıbrıs İÖ 4. yüzyıl Neolitik yerleşimi ve iki kilise ile yer alır. Fiji, Lewuca ve Dominik Cumhuriyeti, Santa Domingo eski, Eritre ise Asmara adlı yeni kent yapısıyla bu listeye girmiştir. Katar sadece bir arkeolojik alanıyla, Singapur Botanik Bahçesi ile Senegal Saloum Deltası ile Vanatu doğadaki (mağara, dağınık step) kültürel kalıntılarıyla ve Yemen Sokotra Adası halen sarı listede ancak korumadaki üç kent alanı yeşil listeye alınmıştır. Savaş tahribatı olan Suriye’deki altı, Libya’daki beş koruma alanının kırmızıya dönüştüğü görülür. Polonya’daki Bialowieza ormanı da kırmızı renge dönüşmüştür. Böylelikle UNESCO listesinde yer aldığı halde 695 dünyanın koruyamadığı alanların mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye’de doğal niteliğiyle Dünya Mirası başvurusu, 2013 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Birleşmiş Milletler’e yapılan resmi başvuruda Tuz Gölü, Akyaka (Gökova) ve Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgeleri’nin UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınması talep edildi. Bakanlığın başvurusunu değerlendiren UNESCO Türkiye, Tuz Gölü’ne UNESCO Dünya Doğal Miras Alanları Geçici Listesinde yer vermiştir (“Tuz Gölü Dünya Mirası Listesi’ne Giriyor”, 2013).

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde 16’sı kültürel, 2’si karma olmak üzere on sekiz miras alanı bulunmaktadır. Bu alanlar ve eserler arasında, Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (1985), İstanbul'un Tarihi Alanları (1985), Göreme Millî Parkı ve Kapadokya (1985) (Karma Miras Alanı), Hattuşa: -Hitit Başkenti (1986), Nemrut Dağı (1987), Hierapolis- Pamukkale (1988) (Karma Miras Alanı), Xanthos-Letoon (1988), Safranbolu Şehri (1994), Truva Arkeolojik Alanı (1998), Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (2011), Çatalhöyük Neolitik Alanı (2012), Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu (2014), Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı (2014), Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı (2015), Efes (2015), Ani Arkeolojik Alanı (2016), (2017), Göbekli Tepe (2018) (“UNESCO Dünya Mirası Listesi”, 2018) sayılabilir.

Geçici Liste Üye Devletler için ulusal bir envanter niteliğinde olup, asıl listeye başvurulacak olan alanlar bu listeden seçilerek belirlenmektedir. Türkiye’nin Geçici Listede ilki 1994 yılında sunulan ve son olarak 2018 yılında güncellenen şekliyle 73 kültürel, 2 karma ve 2 doğal olmak üzere toplam 77 mirası bulunmaktadır (“UNESCO Dünya Mirası Listesi”, 2018). Örneğin Gaziantep kastelleri (yer altı su yapıları) ve içme suyu şebekesi livaslar da 2018’de Geçici Liste’ye alınmıştır (“Gaziantep’in Yeraltı Yapıları da UNESCO’da”, 2018).

UNESCO üyesi olabilmek için gerekli olan kriterler;

 “İnsanın yaratıcı dehasının üst düzeyde bir temsilcisi olması,

 Dünyanın bir kültür bölgesinde veya bir dönemde mimarlık veya teknoloji, anıtsal sanatlar, kent planlama veya peyzaj tasarımı alanlarında önemli gelişmelere ilişkin insani değer alışverişlerine tanıklık etmesi,

 Yaşayan veya yok olan bir kültür geleneğinin veya uygarlığın istisnai, ender rastlanan bir temsilcisi olması,

 İnsanlık tarihinin önemli bir aşamasını veya aşamalarını gösteren bir yapı tipinin, mimari veya teknolojik bütünün veya peyzajın istisnai bir örneği olması 696

 Özellikle geri dönülmez bir değişimin etkisi altında hassaslaşmış olan çevre ile insan etkileşiminin veya bir kültürün/kültürlerin temsilcisi olan, geleneksel insan yerleşimi, arazi kullanımı veya deniz kullanımının istisnai bir örneği olması,

 İstisnai evrensel önem taşıyan sanatsal veya edebi eserler, inançlar, fikirler, yaşayan gelenekler ve olaylarla doğrudan veya dolaylı olarak ilgili olması (Komite bu kriterin tercihen diğer kriterler ile birlikte kullanılması gerektiğini kabul etmektedir.)

 Üstün doğal görüngelere veya eşsiz doğal güzelliklere ve estetik öneme sahip alanları içermesi,

 Yaşamın kaydı, yer şekillerinin oluşumunda devam eden önemli jeolojik süreçler veya önemli jeomorfik veya fizyografik özellikler dahil dünya tarihinin önemli aşamalarını temsil eden istisnai örnekler olması,

 Kara, tatlı su, kıyı ve deniz ekosistemleri ve hayvan ve bitki topluluklarının evrim ve gelişiminde devam eden önemli ekolojik ve biyolojik süreçleri sunan istisnai örnekler olması,

 Bilim veya koruma açısından istisnai evrensel değere sahip tehlike altındaki türleri içeren yerler de dahil, biyolojik çeşitliliğin yerinde korunması için en önemli ve dikkat çeken doğal habitatları içermesi”, biçiminde belirtilmiştir (“Dünya Miras Listesi’ne Alınma Kriterleri”, 15.06.2018).

UNESCO Dünya Mirası kriterlerinin dokuzuna sahip olduğu belirlenen Hasankeyf, hem taşınarak hem de su altında bırakılarak parçalara ayrılmıştır. Tarihi yapılar diğer ülkelerde de görülen bir uygulamayla inşa edildikleri yerden taşınarak yapay bir ortamda yeniden ziyarete açık duruma getirilecektir. Kurtarma ve koruma çalışmalarının göstergesi sayılan baraj kenarına kurulacak bu park alanı tarihi şehri çağrıştırabilecek genişlikte değildir. Hasankeyf’in durumu ulusal olduğu kadar, uluslararası kapsamda farkındalığa yol açmıştır. Atlas Dergisi 2005 yılında okurlarının katılımıyla Hasankeyf’e Sadakat Treni ile bölgeyi ziyaret etmiş ve konuyla ilgili yayınları sürdürmüştür. 2017’de Finlandiya’da toplanan Avrupa kültür mirası kuruluşlarından Europa Nostra ile Avrupa Yatırım Bankası Enstitüsü (EIBI), 2016 yılına ait “Avrupa’nın En Tehlikedeki Yedi Kültürel Mirası” listesinde Hasankeyf adına da yer verilmiştir. Listede yer alan diğer yerler ise Ermenistan’da Ererouk Arkeolojik Sit alanı ve Ani Pemza Köyü, Estonya’da Patarei Deniz Kalesi, Finlandiya’da Helsinki- Malmö Havalimanı, Fransa’da Colbert Swing Köprüsü, Yunanistan’da Sakız Adası’nda Kampos (Kambos) ve İspanya Aranjuez’de San Antonio de Padua Manastırı’dır (“7 Most Endangered”, 2018; “Hasankeyf Yok Ediliyor”, 2016).

697

Sonuç ve Tartışma Mersin Orta ’da yer almaktadır. Mersin, Torosların Bolkar Dağı kesimindeki konumuyla ayırt edilir. Çamlıyayla ve Gözne Yaylası Mersin’de endemik zengini olarak tanımlanan iki önemli doğa alanıdır. Coğrafi konumu, dağ göllerinin ve zirvelerin bulunduğu alanda endemizm oranı yüksek bitkiler maki, orman ve steplerde yetişmesini sağlamaktadır. İçinde bir adedi rekreasyona kapalı dağ keçisi koruma alanı olmak üzere doğal koruma alanı ve küçük milli parkları da kapsamaktadır. Mersin’in 50 üzerindeki nehri ve gölde yüzen adaları, sekiz deniz adası ve lagün, kaplumbağa ve şahinlere uzanan faunası eşsizdir. Anamur, Gülnar-Mut, , Tarsus-Çamlıyayla ve Mersin hattında sayısız arkeoloji ve sanat tarihi açısından değer taşıyan alanı bulunmaktadır.

UNESCO Dünya Miras kriterlerine uygun çok sayıda alan ve yapıyı barındıran Mersin’in listede yer alabilmesi doğaldır. UNESCO katkısı, Mersin’in doğa ve kültür turizminde ulusal ve uluslararası turist ilgisi ve dolayısıyla turist sayısının artışı ve turizmin sürdürülebilirliği için önemli bir avantaj olarak görülmektedir. Uzun süredir UNESCO’nun aday listesinde bulunan Kız Kalesi, 2018 yılının güçlü bir adayı iken kurul tarafından Türkiye’nin ve dünyanın en önemli alanı sayılabilecek Göbeklitepe seçilmiştir.

Mersin’de yapılmış ve yapımı devam eden toplamda 8 baraj, HES ve suni göletler Tarsus’daki Pamukluk Barajında olduğu gibi doğal mirasımız olan endemik bitkilerimizin yaşamını da sonlandıracaktır (Everest vd., 2013; F. 18, F. 19). Müzecilik, restorasyon ve botanik parkı çalışmalarına ağırlık verilerek bu çalışmaları hızlandırmak gerekmektedir. Ancak doğal, kültürel ve tarihi miras için yitirilecek değerler, ekolog, sanat tarihçi, arkeolog ve turizmcilerin çabasını daha da artıracaktır.

Bolkar Dağları doğal değerinin yanı sıra, kültürel değerlerin Yörükler tarafından yaşatıldığı alanları içermektedir. Türk halk ozanı Karacaoğlan’ın yaşadığı ve şiirlerini söylediği Bolkar Dağları, hem doğal hem de kültürel zenginliğiyle Pamir Dağları örneğinde olduğu gibi UNESCO listesine aday olabilecek durumdadır. Bunun yanı sıra UNESCO listesinde herhangi bir şekilde yüzlerce çeşmenin bulunduğu Mersin gibi bir örnek alan yer almamaktadır. Yeryüzünde sulak alanlarının zenginliğiyle çeşme mimarisinin eşsiz eserlerini tek başına taşıyan Türkiye dışında başka bir ülkeye rastlanmamaktadır. Sadece bu iki öneri göz önünde bulundurulduğunda Mersin UNESCO listesinde hak ettiği yeri alabilecek potansiyele sahip olduğu anlaşılmaktadır.

698

KAYNAKÇA “7 Most Endangered”, http://www.europanostra.org/, (06.11.2018). “650 Yıllık Tarihi Artuklu Hamamı Taşındı”, https://www.ntv.com.tr/galeri/sanat/650-yillik-tarihi-artuklu-hamami- tasindi,7lSmR2vFEki2llSASAVfnw, (10.11.2018). Adams, P. (2011). Chine’s Dams, Chinese study reveals Three Gorges Dam triggered 3,000 earthquakes, numerous landslides, Probe International, (https://journal.probeinternational.org/2011/06/01/chinese- study-reveals-three-gorges-dam-triggered-3000-earthquakes-numerous- landslides/)

Arık, O. (1999). Hasankeyf 1998 Yılı Kazı Çalışmaları, (Ed.) N. Tuna, J. Öztürk. Ilısu ve Karkamış Baraj Gölleri Altında Kalacak Arkeolojik Kültür Varlıklarını Kurtarma Projesi 1998 Yılı Çalışmaları, Ankara, 353- 361. Aslan, S., Şahin, B., Ergin, E., Vural, M. (2013). Ilısu Baraj Havzası’ndan Bazı Endemik ve Nadir Türler”, Biyolojik Çeşitlilik Sempozyumu, 22-23 Mayıs, Muğla, Marmaris. Babacanlı, Ü. G., Tuğrul, A.T. (2016). Baraj göllerinin iklimsel etkisi ve Vali Recep Yazıcıoğlu Gökpınar baraj gölü örneği. Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilim Dergisi, 22 (3), 154-159. Bangqi Hu, Zuosheng Yang, Houjie Wang, Xiaoxia Sun, Naishuang Bi, and Guogang Li. (2009). Hydrology and Earth System Sciences Sedimentation in the Three Gorges Dam and the future trend of Changjiang (Yangtze River) sediment flux to the sea. Hydrol. Earth Syst. Sci., (13), 2253–2264. Başkaya, Z. Türk, E. (2015). Barajların Olası Çevresel ve Sosyoekonomik Etkilerinin Halkın Bakış Açısıyla Değerlendirilmesi: Ilısu Barajı ve Hasankeyf Örneği, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 8 (40), 347-383. Batan, M. (2012). Diyarbakır ile Batman illeri İklim verilerinin lineer regresyon ile Karşılaştırılması ve Ilısu barajı sonrası Batman ilinin gelecek İklim verilerinin elde edilmesi. Batman Üniversitesi Yaşam Bilimleri Dergisi, (1), 225-232. “Batman’ın Tarihi İlçesinde İlk Kez Bir Höyük Açıldı”, 2009, http://arkeolojihaber.net/2009/07/06/batmanin-tarihi-ilcesi- hasankeyfte-ilk-kez-bir-hoyuk-acildi/, (06.11.2018). Chao, B. F. (1995). Anthropogenic impact on global geodynamics due to reservoir water impoundment. Geophysical Research Letters, 22 (24), 3529-3532.

“Chinese Study Reveals Three Gorges Dam Triggered 3000 Earthquakes Numerous Landslides”, 699 https://journal.probeinternational.org/2011/06/01/chinese-study-reveals- three-gorges-dam-triggered-3000-earthquakes-numerous-landslides/, (15.06.2018). “Dicle için Tarihi Karar”, ATLAS (2013). 239, https://www.atlasdergisi.com/gundem/dicle-icin-tarihi-karar.html, (15.06.2018). “Dünya Mirası Listesi’ne Alınma Kriterleri”, http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44439/dunya-miras-listesine- alinma-kriterleri.html (15.06.2018). “Dünya Mirasları Korunamıyor”, http://www.dw.com/tr/d%C3%BCnya-miraslar%C4%B1- korunam%C4%B1yor Ekici, A. (2008). Climate Impacts of GAP on Southeast Anatolia. MSC Thesis, İstanbul Technical University, İstanbul. “Ecology of Dams”, http://chamisa.freeshell.org/dam.htm, (15.06.2018) Everest, A., Varolun, C., Yaş, U. (2013). Pamukluk Barajı, Baraj Sahası Altında Kalacak Endemik ve Nadir Bitkilerin Tespiti, Nakledilmesi ve Yetiştirilmesi Projesine İlişkin Sonuç Raporu. Mersin. “Gaziantep’in yeraltı yapıları da UNESCO’da”, http://www.iha.com.tr/gaziantep-haberleri/gaziantepin-yer-alti- yapilari-da-unescoda-gaziantep-2027104, (15.06.2018). “Göbeklitepe Dünya Mirası Listesinde”, http://www.mynet.com/haber/dunya/gobeklitepe-dunya-mirasi-listesinde- 4238400-1, (15.06.2018). Güldal, V., Ağıralioğlu N. (1994). Baraj haznelerinin iklime etkisi: Keban barajı. Su ve Toprak Kaynaklarını Geliştirme Konferansı, Ankara. “Hasankeyf”, http://www.xn--hasankeyfkazlar-jlcd.org.tr/hasankeyf/, 12.11.2018). “Hasankeyf Kalesi Orta Kapısı Taşındı”, https://www.ntv.com.tr/galeri/sanat/hasankeyf-kalesi-orta-kapisi- tasindi,oaX42ON77Eq9dc4zTKkBgg/7UqNRShJukqO1L8a7f9gZA, (10.11.2018) “Hasankeyf Kalesi Orta Kapısının 3. Bölümü Yeni Yerinde”, https://www.ntv.com.tr/galeri/sanat/hasankeyf-kalesi-orta-kapisinin-3- bolumu-yeni-yerinde,iY-bspznWUqYDGkn6V_qqA, (10.11.2018). “Hasankeyf Kazıları”, http://www.xn--hasankeyfkazlar- jlcd.org.tr/yayinlar/ , (15.06.2018). “Hasankeyf Kazıları, Kazı Alanları”, http://www.xn--hasankeyfkazlar- jlcd.org.tr/kazi-alanlari/ , (05.11.2018). “Hasankeyf Kazılarında Göbeklitepe’den Eski Dini Mabed mi Bulundu?”, (2015). http://arkeolojihaber.net/2015/06/25/hasankeyf- kazilarinda-gobekli-tepeden-eski-dini-mabed-mi-bulundu/, (15.06.2018).

700

“Hasankeyf’te Tarihi Kale Kapısı Bölünerek Taşındı”, https://www.ntv.com.tr/galeri/sanat/hasankeyfte-tarihi-kale-kapisi- bolunerek-tasindi,Xgt2Jox1fU-GjupjrxWkkA/48_wxHNwLUSMkYdid_- uBA, (10.11.2018). “İmam Abdullah Zaviyesi”, http://www.tarihiyapilar.org/imam- abdullah-zaviyesi/, (15.06.2018). Kadıoğlu, M., Satılmış, S., Özgüler, H. (1994). Büyük su yapılarının çevre iklimine etkisi, Su ve Toprak Kaynaklarının Geliştirilmesi Konferansı, Ankara. Karg, N. (1999). Gre Dimse 1998: Başlangıç Raporu, Tuna, N. Öztürk, J. (Ed.), Ilısu ve Karkamış Baraj Gölleri Altında Kalacak Arkeolojik Kültür Varlıklarını Kurtarma Projesi 1998 Yılı Çalışmaları, ODTÜ, Ankara. Kingsford, R. T. (2000). Ecological impacts of dams, water diversions and river management on floodplain wetlands in Australia, Austral Ecology, (25), 109–127. Komuscu, A. U., Erkan, A., Oz, S. (1998). Possible impacts of climate change on soil moisture availability in the Southeast Anatolia Development Project Region (GAP): An analysis from an agricultural drought perspective, Climatic Change, 40, (3-4), 519-545. “Ksar Ait Benhaddou”, http://www.kasbah-tebi.com/attraction/ksar- ait-benhaddou/, (15.06.2018). “Ksar of Aït Benhaddou - Morocco Travel Guide”, https://www.youtube.com/watch?v=AVkcSgfaeR0, (15.06.2018). “Kuzey ve Orta Asya’daki Dünya Mirasları Listesi”, http://www.turkcewiki.org/wiki/Kuzey_ve_Orta_Asya%27daki_D%C3% BCnya_Miraslar%C4%B1_listesi , (15.06.2018). Matney, T. (1999). Ziyaret Tepe’de, Yüzey Araştırması ve Yüzeyaltı Taraması, Diyarbakır İli, 1997-1998, (Ed.) N. Tuna, J. Öztürk. Ilısu ve Karkamış Baraj Gölleri Altında Kalacak Arkeolojik Kültür Varlıklarını Kurtarma Projesi 1998 Yılı Çalışmaları, Ankara, 297-331. “Mersin, Coğrafya”, http://www.mersinkulturturizm.gov.tr/TR,73151/cografya.html, (15.06.2018). “Mysterious Fossils Sciencee Can’t Explain”, http://www.zergnet.com/news/2911482/mysterious-fossils-science-still- cant-explain, (15.06.2018). Ocak, S. “Hasankeyf Yok Ediliyor”, ATLAS, https://www.atlasdergisi.com/kesfet/arkeoloji/hasankeyf-yok- ediliyor.html (15.06.2018). Ökse, T. (1999). Salat Tepe 1998 Araştırması, (Ed.) N. Tuna, J. Öztürk. Ilısu ve Karkamış Baraj Gölleri Altında Kalacak Arkeolojik Kültür Varlıklarını Kurtarma Projesi 1998 Yılı Çalışmaları, Ankara, 333-351.

701

Uluçam, A. 2016. Hasankeyf tarihi ve arkeolojik sit alanı araştırma, kazı ve kurtarma projesi 2006-2007 çalışmaları, T.C. Kalkınma Bakanlığı Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Ankara, 82. Sağlamtimur, H. (2013). Çattepe / Siirt: Dicle’nin Limanı, Arkeoatlas, https://www.atlasdergisi.com/kesfet/arkeoloji/diclenin-limani- cattepesiirt.html, (06.11.2018) Silkin, H. (2014). İklim değişikliğine uyum özelinde bazı uygulamaların Türkiye açısından değerlendirilmesi, Orman ve su işleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, Uzmanlık Tezi, Ankara. “Tacikistan’da bulunan Pamir Dağları UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edildi”, https://www.haberler.com/tacikistan-daki-tarihi- anit-unesco-dunya-miras-2174978-haberi/, (15.06.2018). “Tarihi Kentin Kültürel Mirası Yok Oldu”, Al Jazeera https://dogruhaber.com.tr/haber/229688-tarihi-kentin-kulturel-mirasi- yok-oldu/, (15.06.2018). “Tarihi Zeynel Bey Türbesi Taşındı”, https://www.ntv.com.tr/galeri/sanat/tarihi-zeynel-bey-turbesi- tasindi,b0b56QPw9U-2A4yZIXArwQ/gmM_0H5P70OCiN-8L9ZvqQ, (05.11.2018). Tiğrek, Ş. (2010). “Ilısu Barajı ve HES Projesi için Farklı Çözüm Olanakları”, http://www.academia.edu/3676397/Il%C4%B1su_Baraj%C4%B1_ve_ha sankeyf, (10.11.2018). Tuna, N., Öztürk, J. (Ed.). (1999). Ilısu ve Karkamış Baraj Gölleri Altında Kalacak Arkeolojik Kültür Varlıklarını Kurtarma Projesi 1998 Yılı Çalışmaları, ODTÜ, Ankara. “Tuz Gölü Dünya Mirası Listesi’ne Giriyor” (2013). http://csb.gov.tr/tuz-golu-dunya-mirasi-listesi-ne-giriyor-bakanlik- faaliyetleri-566, (06.11.2018). “Türkiye Hasankeyf’i Aday Göstermedi”, (2016). http://www.dw.com/tr/unesco-t%C3%BCrkiye-hasankeyfi-aday- g%C3%B6stermedi/a-19022222, (15.06.2018). UNESCO, http://whc.unesco.org/en/list/, (15.06.2018). UNESCO, http://www.unesco.org.tr/Pages/125/122/UNESCO- D%C3%BCnya-Miras%C4%B1-Listesi, (05.11.2018) UNESCO, https://whc.unesco.org/en/158/, (05.11.2018). Yalçın, E. (2010). Ilısu Barajı ve HES: Alternatif çözümlerin Araştırılması, Yüksek Lisans Tezi, ODTÜ, İnşaat Mühendisliği Bölümü. Yenigün, K., Ülgen, M. U. (2016). İklim değişikliği ekseninde Maksimum akım verilerindeki trendler ve Baraj güvenliğine etkisinin izlenmesi, VIII. Ulusal Hidroloji Kongresi, Dicle Ünv. Mühendislik Fakültesi, 7: 2, 3-9, (Özel Sayı) 343-354. “Zeynel Bey Türbesi Taşındı”, https://www.ntv.com.tr/galeri/sanat/tarihi-zeynel-bey-turbesi- 702 tasindi,b0b56QPw9U-2A4yZIXArwQ/gmM_0H5P70OCiN-8L9ZvqQ, 05.11.2018 http://webdosya.csb.gov.tr/db/ced/editordosya/Mersin_icdr2016.pdf

FOTOĞRAFLAR

F. 1. Hasankeyf, Mayıs 2018 F. 2. Hasankeyf, Mayıs 2018 (Fotoğraf: L.Y.) (Fotoğraf: L.Y.)

F. 3. Hasankeyf, Mayıs 2018 F. 4. Hasankeyf, Mayıs 2018 (Fotoğraf: L.Y) (Fotoğraf: L.Y.)

703

F. 5. Hasankeyf, Mayıs 2018, (Fotoğraf: L.Y)

F. 6. Hasankeyf, Ilısu baraj çalışmaları

F. 7. Batman, Hasankeyf, F. 8. Batman, Hasankeyf, El Rızk Camii. günümüzde taşınmış Zeynel Bey Türbesi.

704

F. 9. Sultan Süleyman Camii F.10. Kervanyolu mirası çarşı.

F. 11. Hasankeyf, Baraj öncesi Onarım ve Kurtarma Kazıları, (A. Uçar, 2004)

F. 12-13. Hasankeyf Kazı ve Onarım çalışmaları.

705

F. 14- 15. Batman, Hasankeyf.

F. 16. Fas (Morocco), Ksar Ait Ben Haddou; bir höyük ve kaleden oluşan ve Sahra çölü ile Marakeş arasında kervan rotasının başlangıç yeri olan köy.

F. 17. Bamian Vadisi genel görünüm, (http://whc.unesco.org/en/list/208, 2018)

706

F. 18. Pamukluk Baraj Alanı, Mersin.

F. 19. Mersin İlinde Bulunan Barajlar ve Göletler (DSİ 6. Bölge Müdürlüğü, 2017)

707

F. 20. Aksıfat Barajı, Lamas Nehri, Sarıaydın, Erdemli, Mersin (http://www.dsi.gov.tr/haberler/2016/09/01/mersin-aks%C4%B1fat- baraj%C4%B1nda-fiziki-ger%C3%A7ekle%C5%9Fme-seviyesi-62, 19.11.2018)

708