Scientific Meetings 005.Pdf
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
V. ULUSLARARASI MULTİDİSİPLİNER ÇALIŞMALARI SEMPOZYUMU (ISMS) (16-17 Kasım 2018, Ankara-Türkiye) (TAM METİN KİTABI) ______Cilt/Volume: I____ 5th INTERNATIONAL SYMPOSIUM ON MULTIDISCIPLINARY STUDIES (ISMS) (16-17 November 2018, Ankara Turkey) (PROCEEDING BOOK) Ankara 2018 Yayın Koordinatörü/ Broadcaste Coordinator• Yaşar HIZ Genel Yayın Yönetmeni / General Publishing Director • Aydın ŞİMŞEK Editör/ Editor • Prof. Dr. Serdar SALMAN Prof. Dr. Zafer GÖLEN Kapak Tasarım / Cover Design • Esra YILDIZ İç Tasarım / Interior • Gürkan GÖÇER Birinci Basım / First Edition• © Aralık 2018 / December 2018- ANKARA ISBN: 978-605-288-842-1 © copyright Bu kitabın yayın hakkı Gece Kitaplığı’na aittir. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, izin almadan hiçbir yolla çoğaltılamaz. Gece Kitaplığı Adres: Kızılay Mah. Fevzi Çakmak 1. Sokak Ümit Apt No: 22/A Çankaya/ANKARA Tel: 0312 384 80 40 web: www.gecekitapligi.com e-posta: [email protected] Baskı & Cilt / Printing & Volume Sertifika / Certificate No: 26649 II LALE DEVRİNDE DAMATLAR TARAFINDAN YÖNETİLEN BİR ADA: KIBRIS ./-679 UNESCO ve BARAJLARIN KÜLTÜR MİRASINA EKOLOJİK YANSIMALARI ./-687 ÖZBEKİSTAN'DA SİYASİ REJİMİN ÖZELLİKLERİ VE EVRİMİ ./-709 RUSYA’DA BÜROKRASİ: TARİHSEL GEÇMİŞİ VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU ./-719 TEMATİK TÜRK HALK MÜZİĞİ FONETİK NOTASYON SİSTEMİ / THMFNS’NİN EĞİTSEL / ÖĞRETİSEL UYGULAMALARA AKTARIM / ADAPTASYON SÜREÇLERİNDE KULLANILMASI ÖNGÖRÜLEN MODELLER: TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖYLEYİŞ SÖZLÜĞÜ VERİTABANI/TTSSV ./-755 TÜRK HALK MÜZİĞİ FONETİK NOTASYON SİSTEMİ / THMFNS’NİN EĞİTSEL/ÖĞRETİSEL UYGULAMALARA AKTARIM / ADAPTASYON SÜREÇLERİNDE KULLANILMASI ÖNGÖRÜLEN MODELLER: KAYPENTAX®: GERÇEK ZAMANLI PERDE MODEL 5121 ./- 765 TÜRK HALK MÜZİĞİ FONETİK NOTASYON SİSTEMİ / THMFNS’NİN EĞİTSEL/ÖĞRETİSEL UYGULAMALARA AKTARIM / ADAPTASYON SÜREÇLERİNDE KULLANILMASI ÖNGÖRÜLEN MODELLER: UCLA FONETİK LABORATUVAR ARŞİVİ TÜRKÇE DİL VERİTABANI/UCLA FLA TDV ./-785 1980’LERDEN 2000’LERE ŞARKILARDA DİL VE SÖYLEM ./-807 FRANSIZCA OKUMA BECERİSİ ÖĞRETİMİNDE MİKRO- ÖĞRETİM UYGULAMALARINA İLİŞKİN ÖĞRETMEN ADAYLARININ GÖRÜŞLERİ ./-825 VIII UNESCO ve BARAJLARIN KÜLTÜR MİRASINA EKOLOJİK YANSIMALARI Ayşe EVEREST, (Prof. Dr., Mersin Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü) Lale YILMAZ, (Dr. Öğr. Üyesi, Mersin Üniversitesi, Turizm Fakültesi, Turizm Rehberliği Bölümü) Giriş Yüzyılın sonuna doğru Avrupa ve Orta Asya Bölgesindeki ülkelerin beklenen aşırı iklim olaylarına maruz kalma sıralamasında üçüncü ülke Türkiye’dir (Baetting, 2007). Yağışın azalması, ani sağanaklar ve nehir düşüş hızı artışı ve kar azalışı görünen doğal gerçeklerdir. Bu olaylar, dünyada 1,5 °C’lik artış ve Akdeniz’deki 4,5 °C’lik artış ile kanıtlanmıştır. Öte yandan ani sağanakların oluşturduğu seller, ülkemizde 2018 Haziran- Ağustos’unda Denizli, İstanbul, Rize gibi kentlerde ve pek alışılmadık şekilde Ankara, Kütahya, Erzurum’da yaşanmıştır. Bu aşamada gri su; kullanılmış su ve yağmur suyunun yeniden kullanımı için çabaları artırmak gerekmektedir. Barajların, içme suyu veya enerji eldesi gayesiyle inşa edilirken aslında taşkın riskinin olacağı bir bölgede aynı zamanda bir iklim değişikliğine uyum faaliyeti olduğu bilgisi bulunmaktadır (Silkin, 2014). Genel olarak Türkiye’de iklim değişikliğinin yağışların azalmasına sebep olduğunu öngören çalışma sonuçlarıyla uyumlu olarak Çatalan ve Aslantaş barajları için olmasa da Almus Barajı için artan; Manavgat, Oymapınar, Kayaboğazı ve Kemer Barajları için azalan yönde bir trend gözlemlenmiştir (Kahya ve Kalaycı, 2004; Cığızoğlu, 2005). Diğer yandan 2012’de Adana, Kozan’da tünel kapağı patlaması gibi barajların mevcut riskleri ile yapısal yetersizlikler, deprem, taşkın ve diğer çevresel riskler ve dolu savakların yetersiz oluşu taşkınları önlemek için kademeli bir şekilde yapılan barajların götürüsüne de duyarlı olmamız gerektiğini söylemektedir (Ülgen ve Yenigün, 2016). Yine BBC’ye göre, 2018 Temmuz ayında Japonya’da sıcaktan ölenlerin sayısı 100’ü bulurken, Laos, Attapeo’da taşkınla yıkılan HES ve ona bağlı baraj inşaatının çökmesi sonucu yüzlerce kayıp, ölü ile evsiz kalan insanlar söz konusu olmuştur (Serra-Llobet vd., 2013; Insua-Costa, 2018). Akdeniz ikliminin kurak ve iklim değişimi nedeniyle kısmen daha nemli/tropikal yaşandığı Mersin’de barajların ekosistem üzerindeki etkisi neler olacaktır? Bu güncel metinde ekosistem içinde barajların yeri göz önünde bulundurularak dünyada sayılı kültürel mirası koruyabilen UNESCO’nun yetersiz ve seçici yapısına dikkat çekilmek istenmiştir. 687 Alan çalışması, 2003 yılında Batman, Hasankeyf’te Ilısu ve 2013 yılında Mersin, Belen’de Pamukluk Baraj alanında dört mevsim yapılmış ekolojik gözlemlere (toprak/bitki fenolojik gözlem) dayanmaktadır. Hasankeyf, UNESCO ve Dünya Miras Listesi kapsamında yazın araştırılmış, kazı ve yüzey araştırması içeriğindeki bilimsel çalışmalar, ayrıca konuya ilişkin güncel gelişmelerin yer aldığı internet haber siteleri incelenmiştir. 2018 yılı Mayıs ayında bölge ziyaret edilerek son durum gözlemlenmiş ve fotoğraflarla belgelenmiştir. Coğrafi Olaylar ve Küresel Etkileri Artan insan nüfusu ve su ihtiyacı fazla baraj yapımını desteklemektedir. Ancak beraberinde doğa ve kültür mirasını sürükleyip götürmekte ve yerine birtakım doğal olmayan sismik hareketlilikler getirebilmektedir. Örneğin, Çin Deprem İdaresi’nde (Çin Sismoloji Bürosu) sismologlar tarafından yapılan 2010-2011 yıllarına ait bir çalışmada, Yangtze Nehri üzerindeki devasa Üç Boğaz Barajının baraj gölü boyunca sismik aktiviteyi “önemli ölçüde artırdığını” göstermiştir. Bu olay, bölgede tahribata neden olan çok sayıdaki toprak kaymasını ve insan tahliyesini açıklamaya neden olmuştur. Probe International’ın bu araştırmasının bir kısmı daha önce bir Çin dergisinde yayınlanmıştır. Buna göre, Hubei Eyaleti civarında sismik gözlemciler, 2003 yılı Haziran ayı (rezervuarın su altında kaldığı zaman) ve 31 Aralık 2009 tarihleriarasında 3,429 deprem kaydı aktarmışlardır. Bu durum, “baraj öncesi dönemdeki frekansta 30 kat artış” anlamını taşımaktadır. Böylelikle “Baraj işletmecileri rezervuardaki su seviyesini hızla artırdığında veya azalttığında özellikle deprem faaliyeti artmaktadır” sonucu yayınlara da yansımıştır (Adams, 2011). Mersin’de yaşayanları etkileyebilecek deprem fayları ise sırasıyla; Çamardı ile Gülek Boğazı arasında uzanan Ecemiş Fayı ve yine Karsantı-Karaisalı Fay Zonu, Anamur’a dek uzanan Çamlıyayla (Namrun) Fay Zonu; Yumurtalık- Karataş Fayı; Mut civarındaki Mut Fayı ve Ovacık-Silifke arasında yer alan Ovacık Fayı’dır. Akdeniz’den geçen ve Kıbrıs adasının kuzeyindeki hat ve Ege; Fethiye körfezinden gelebilecek bir etkileşimden de söz edilmiştir. Ancak son yüzyılda oluşan depremlerin 5,5’ten küçük olması, çoğunlukla 3-4 büyüklüğünde yoğunlaşması ve fayların parçalı-küçük olması nedeniyle bu fayların, Kuzey Anadolu’da olduğu kadar büyük ölçekli ve yıkıcı deprem üretmeyeceği beklenmektedir (“Mersin, Coğrafya”, 2018) Ancak baraj inşasının bu durumu ne yönde etkileyeceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Güldal vd. (1994), baraj haznelerinin çevresel etkileri kapsamında Keban Barajı’nı incelemiş, kışın sıcaklıkta artış, yazın nemde yükselmeler olduğunu tespit etmiştir. Kadıoğlu vd. (1994), büyük su haznelerinin çevresel etkilerini Keban barajında incelemiştir. Chao (1995) ise dünya çapındaki su tutma haznelerinin denizlerdeki su seviyelerini düşürdüğünü, bundan başka üst enlemlerdeki su tutma haznelerinin çok az da olsa dünyanın dönüş hızını arttırdığı, 688 eksenini değiştirdiğini ortaya koymuştur. Akosombo Barajı’nın Volta Nehri’nin iki büyük kolundaki akımları baraj öncesi ve sonrası dönemlerde incelenmiştir. İki zaman periyodunu karşılaştırdığında, akımlarda düşmeler saptamıştır. Ayrıca, Volta Nehri’nin üst kısımlarında sıcaklıklarda 10 °C’lik artış tespit edilmiştir (Babacanlı ve Tuğrul, 2016). Silkin’e (2014) göre, Türkiye’de iklim değişikliği etkilerinden olumsuz yönde etkilenmesi beklenen güney ve güney batı kıyı şeridinde bulunan bölgelerde yer alan Burdur, Karaman, Osmaniye ve Kilis son sıralarda yer almaktadır. Ancak iklim değişikliği etkilenebilirlik seviyeleri yüksek olduğu için gri suyun kullanımı teşvik edilmesi öncelikli iller: Mersin, Adana, Gaziantep, Diyarbakır, Şanlıurfa, Hatay ile Ankara, İstanbul ve İzmir gibi üç büyük şehirdir. Küresel iklim değişikliğine ilişkin olarak Silkin (2014) “Artık iklim değişikliği önlenemeyecek bir gerçektir ve bu nedenle uyum faaliyetlerinin geliştirilip, tüm sektörlere entegre edilmesi gerekmektedir.” demektedir. Buna bağlı olarak kuraklığın artacağı tartışılmaz bir gerçektir. Son iki yıllık fırtına, ani sağanaklar, sel ve dolu Akdeniz Bölgesi kuraklığına çare olmamaktadır. Baraj İnşası ve Kültürel Miras Üzerindeki Etkileri Bir barajın taşkın önlemedeki getirisinin yanında en büyük götürüsünün alanın doğal ekosisteminde yaşayan canlılar olduğu bilinmektedir. Bunun ekonomik getirisinin en önemli göstergesi ise turizm girdileridir. İşte bu yüzden Yüksek ve Tiğrek, 2010’da hem sayısız tarihi eserle beraber Batman, Hasankeyf’i sular altında kalmaktan kurtaracak hem de Ilısu Barajı ve HES Projesi ile elde edilmesi ön görülen enerjiyi sağlayacak hidrolik bir çözüm araştırmışlardır. Dicle Nehri ve kollarında toplam beş barajdan oluşan bir alternatif, seçilen baraj yerlerinin topografik ve jeolojik özellikleri dikkate alınarak geliştirilmiş ancak bu alternatif dikkate alınmamıştır. Başta Diyarbakır, Batman, Mardin, Siirt ve Şırnak olmak üzere Güneydoğu Anadolu Bölgesinin tamamının kalkınmasına katkı sağlayacak projenin bir parçası olan ve 10,4 milyar metreküp su depolanacak olan Ilısu’da 2018 Haziran ayı su tutma