Ulu 17/12/13111 M
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
O) Tere ULU M an 17/12/13111 Prof. Dr. Ali Haydar BAYAT alazgirt zaferinden sonra, eski bir yılında Birgi'de yaptırdığı kare planlı Hıristiyan ülkesi olan Anadolu'da kesif (19.85x19.85 m.) camiye kuzey ve dogu cep göçlerle nüfusun ekseriyetini göçebe helerinin ortalarındaki kapılardan girilir. İçinde Türkler'in teşkil ettiği Anadolu Sel beş sahm, dört sıra üzerine dizilmiş on beş çuklu Devleti, bu topraklarda İslami kültür ve mermer sütuna oturan kemerlerle birbirine sanatı güçlendirmek amacıyla çevre İslam baglanmıştır.Mihrabın önündeki şahın, tromp- ülkelerinden ilim ve sanat adamlarını davet lu bir kubbe ile, diğerleri ahşap çatı ile etmiş, bir kısım âlim ve sanatkar da huzur ve örtülmüştür. Selçuklu geleneğini devam etti zenginliğinin cazibesine kapılıp Anadolu'ya ren çini mihrabın bordürü, çifte kıvrık dallı yerieşerek, bu yeni Türk ülkesinde Türk-İslam rûmîlerle çevrili olup içi firûze ve koyu mor medeniyetinin yükselmesine hizmet etmişler geometrik ve yıldız geçmelerle tezyin olun dir. Bilhassa Alaeddin Keykubad devrinden iti muştur. Alışılmışın dışında, câminin güney-batı baren gelen âlim ve sanatkarların ekseriyeti, köşesinde yükselen minâre firûze sırlı tuğlalar Arap ülkelerinden ziyade MoQol istilasının la baklava zigzag motifleriyle işlenmiştir. Ku zulmüne uğramış Türkistan, Harizm, Hora zey cephesinde, günümüzde mevcut olmayan san, İran ve Azerbaycan gibi Türklerin yoğun sekiz sütunlu revakı da bulunmaktaydı. bulunduğu bölgelerdendi. Bu durum Selçuklu Birgi Ulu Câmii son cemaat yeri, sade Devleti'nin inkirâzmdan sonra ortaya çıkan liği, gösterişten uzak sütun başlıkları, ahşap Beylikler döneminde de devam etmiştir. pencere kanatları ve tebliğimize konu olan Batı Anadolu'da kurulan Beylikler'in XIV. minberi ile Beylikler devrinin yenileşme hare yüzyılın ikinci yarısından itibaren ekonomik ketinin dikkate değer eserlerinden biridir.^ güçlerinin ortaya çıkmasıyla gelişen ve önem BIRGI ULU CÂMII MINBERI kazanan Tire, Ayasulug (Selçuk), Birgi gibi Camilerin en önemli kısımlarından olan merkezlerde yaptırılan sanat değeri yüksek minber, Hz. Muhammed'in, Mescid-i Nebevî'de eserlerle buralara Türklük damgası vurul hutbelerini söylediği üç basamaklı ahşap min muştur. Bu şehirler arasında Aydınogulları'nın beri dolayısıyla, mihrâb ile birlikte mescidlerin bir ara merkez olarak kullandıkları Birgi'de kutsî mekanlan olarak özel bir kıymet kazan Aydınoglu Mehmed Bey'in 712/1312 tarihin mıştır. Emevîlerin son zamanlarında camilere de yaptırdığı cami, mimari özelliğinden ziyade konmaya başlanan ilk minbeder, Hz. Muham- Türk agaç işçiliğinin en mükemmel örneklerin med'inkine saygı ifadesi olarak üç basamaklı den biri olan minberi ve pencere kanatlan ile idi. Muaviye zamanında altı basamak ilavesiyle sanat tarihimizde ayrı bir yeri vardır. Ancak dokuz basamağa çıkartılmıştır. Mihrâbın sağın bu sanat şaheserinin ihtişamına uygun olarak da bulunan ve zamanla gelişerek klâsik şeklini araştırıldığı söylenemez. Yaşadığımız bölge alan minber Kapı (Taç, Aynalık, Kapı kanatları. içinde olması sebebiyle detaylı olarak inceleme Yan söveler), Gövde (Korkuluk, Merdiven, imkanını bulduğumuz Birgi Ulu Camii'nin bu tebliğimizde yalnız minberini ele almış bulu 1. Rudolf M. Rieftsalıl, Cenubî Garbî Anadolu'da Türk nuyoruz. Eserleri, İstanbul 1941, s. 20-22; Suud Kemal Yet kin, İslâm Mimarisi, Ankara 1965, s. 222-223; Aynı BIRGI ULU CAMII yazar, Türk Mimarisi, Ankara 1970, s. 160; Metin Beylikler döneminin en eski eserlerinden Sözen, Zeki Sönmez, "Anadolu Türk Mimarisi" Ana olan Aydınoglu Mehmed Bey'in 712/1312 dolu Uygarlıkları Ansiklopedisi, C. IV, 1982, s. 822. 134 Prof. Dr. Ali Haydar BAYAT Yan aynalık Şerefe altı) ve Şerefe (Sahanlık, b.Süleyman'ın, Bedin Müzesi Türk İslâm Sa Külâh, Alem) den meydana gelir. 2 natları Bölümü'nde (Env. No. J. 584) Anadolu Türk sanatında Selçuklu ve Konya'dan götürülmüş şaheser ahşap bir rah Beylikler devri camilerinin sanat değerlerini lesi vardır. Rahlenin geçmelerinin 3. ve 5. artıran öğeler arasında ahşap işçiliğinin en dişleri üzerinde "Amel-i Abdü'l-Vâhid b. ilginç örnekleri olarak minberier başta yer alır. Süleyman en-Neccar" yazısı kazılıdır.^ Rahle Erken İslâm sanatında ilk olarak bol miktarda deki tezyinat ile Birgi ahşap işlerindeki tezyi ahşap minber örneklerini Anadolu Selçuklu nat aynı ekolün insanları tarafından yapılmış sanatında görmekteyiz. Ceviz, armut, aba tır. Yine bilindiği gibi Konya Mevlana Müze- noz, sedir ve gül ağacından yapılan minberler si'nde Selçuklu agaç işçiliğinin en güzel ömek- arasında, daha sonrakilere emsal olan oyma lerinden biri olan Mevlana'nın sandukasını ve şebekeli oymanın büyük ölçüde kullanıldığı, yapan usta, sandukanın ayak tarafındaki dik geometrik ve bitkisel elemanlann meydana ge dörtgen içindeki kitabenin altıncı satırında tirdiği kompozisyonların ön planda yer aldığı kaydedildiği gibi Abdü'l-Vâhid b. Selim'dir.lO Konya Alâeddîn Câmii (1155), Siirt Ulu Câmii 1274 yılında yapılmış bu eser de aynı devrin (1214), Divriği Ulu Câmii (1240), Ankara Ars- ve aynı ekolün mahsulüdür. Konya'da metnini lanhane Câmii (1290), Ankara Kızılbey Câmii okuma imkanını bulamadığımız bu sanatkar ile (1299), Beyşehir Eşrefoglu Camii (1298), Abdü'l-Vahid b. Süleyman'ın aynı şehirde, aynı Çorum Ulu Câmii (1306), Birgi Ulu Câmii devirde yaşamış ve Selim ile Süleyman kelime (1322) tarihli minberieri ile aynı ustanın elin lerinin benzediği (Süleyman'da elif ve nun faz- den çıkmış Manisa Ulu Câmii (1376), Bursa Ulu Câmii (1399) tarihli minberleri en tanınmış olanlarıdır. Yakın zamana kadar neşriyatta ki 2. Mescid, islam ansiklopedisi, C. Vlii, 1970 s. 33-34; Minber, İslam Ansiklopedisi, C. VİI, 1970, s. 336; tabeleri dışında derinliğine araştırılmayan bu M.Z. Oral, "Anadolu'da Sanat Değeri olan Ahşap eserler, yavaş yavaş detaylı çalışmalara konu Minberler", Vakıflar Dergisi V, Ankara 1962, s. 23. olmaya başlamıştır. ^ 3. Haluk Karamağaralı, "Çorum Ulu Camiindeki Min Minberin Tarihçesi (Tablo 1) ber", Sanat Tarihi Araştırmaları Yıllığı, İstanbul Birgi Ulu Câmii minberi, câminin inşa ta 1965, s. 120-142; ErgüUUğurlu, "Ankara Kızılbey Câmii Minberi", Türk Etnografya Dergisi, Sayı 10, rihinden (712/1312) on yıl sonra 722/1322 s. 74-87; M. Beşir Aşan, "Harput Ulu Câmii Minbe yılında yapılmıştır. Bunun başlıca sebebi, ka ri", Fırat Üniversitesi Dergisi (Sosyal Bilimler), C. I, naatimize göre Anadolu'nun batısındaki yeni Sayı 2, 1987, s. 29-56. kurulmuş bir beyliğin bu çapta bir eseri yapabi 4. İ.H. Uzunçarşılı, Kitabeler II, istanbul 1929, s. 111; lecek sanatkarın gelmesini beklemiş olmasıdır. İslam Ansiklopedisi, C. Vlll, 1970, s. 338; R.M. Minberi yapan usta, minberin batı yüzü kitabe RicfstahI, Cenubî Garbî Anadolu'da Türk Eserleri, lerinden birinde yazılı olan Muzafferü'd-Dîn bin İstanbul 1941, s. 82. Abdü'l-Vâhid bin Süleyman el-Urani'dir (Tablo 5. M.Z. Oral, "Anadolu'da Sanat Değeri Olan Ahşap 9/2). Bugüne kadar kitabede ustanın nisbesini Minberler, Kitabeleri ve Tarihleri", Vakıflar Dergisi gösteren Aranî, muhtelif araştırıcılarca farklı y, 1962, s. 61. olarak Mağribî, Arabf*, Arnî^, Garbî^ gibi 6. İslâm Ansiklopedisi, C. II, 1961, s. 633; Himmet şekillerde okunmuştur. Bazı yazarlar da bu Akın, Aydınoğulları tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara 1968, s. 107; Erdem Yücel, "Selçuklu Ağaç şüpheli okuyuş sebebiyle nisbesini kullanma İşçiliği", Sanat Dünyamız, Sayı 4, 1975, s. 5; Zeki dan yalnız ismini vermekle yetinmişlerdir.^ Sönmez, Başlangıandcin 16. Yüzyıla Kadar Anadolu M. Zeki Oral en doğru okunuşun Arnî Türk-İslam Mimarisinde SanatçJar, Ankara 1989, s. 39. olduğunu ifade ederek, Türkiye'de Arnas, 7. Oktay Aslanapa, Türk Sanatı (XIV. yy), İstanbul Arnasî, Arnavu, Amis, Amut gibi köy ve na 1977, s. 62-63; Aynı Yazar Türk Sanatı, İstanbul hiye adlarını öne sürerek iddiasının doğrulu 1984, s. 212. ğunu ispat etmeye çalışır.^ 8. M.Z. Oral, "Anadolu'da Sanat Değeri Olan Ahşap Minberler, Kitabeleri ve Tarihleri", Vakıflar Dergisi Bizim diğer araştırmacılardan farklı ola V, 1962, s. 62 rak Uranî şeklinde okuyuşumuzun sebebi, kla 9. Cevdet Çulpan, Türk-İslam Oymaalık San'atından: sik İslam nisbe kaynaklarında aynı harflerle Selçuk Devri Bir Kur'an Rahlesi, İstanbul 1960, s. 1 yazılmış yalnız bu nisbeyi tesbit ettigimizden- Aynı yazar, Rahleler, İstanbul 1968, s. 10-11. 10. M.Y. Akyurt, "Konya Asar-ı Atika Müzesinde Mev dir. Bir ara Azerbaycan'da Karabag'ın eski adı lana Celâleddin-Î Rûmi'nin Sandukası", Türk Tarih- Aran olarak okumaya meylettikse de Aran'ın Arkeologya ve Etneoğrafya Dergisi Sayı 3, 1936, yazılışının farklı olması dolayısıyla bu düşünce s. 115; Mehmet Önder, Mevlana Müzesi mizden vazgeçmiş bulunuyoruz. Şaheserlerinden Mevlana'nın Sandukası, Konya 1958; İ.H. Konyalı, Konya Tarihi, Konya 1964, s. Muzafferü'd-Dîn'in hayatı hakkında bilgi 666; Zeki Sönmez, Başlangıcından 16. Yüzyıla miz sınırlıdır. Agaç işleri ile uğraşan sanatkar Kadar Anadolu Türk-İslam Mimarisinde Sanatçılar, bir aileye mensubtur. Babası Abdü'l-Vahid Ankara 1989, s. 38, 39, 299-300. BİRGİ ULU CÂMÎÎ MİNBERİ 135 lası) dolayısıyla bu iki sanatkarın aynı veya Minberin külahı (Tablo 4) üçgenlerden ayrı kişiler olduğu tahkike muhtaçdır. Veriler meydana gelmiş piramit şeklinde olup fazla bu iki ismin aynı kişi olduğunu düşündürüyor. sivri değildir. Piramiti meydana getiren Bazı yazarlar Selim ile Süleyman farkına dik üçgenler üzerindeki geometrik desenlerde kat etmeden rahle ile sandukayı Abdü'l-Vahid oyulmuş beşgen ve altıgen yıldızlaria adeta b. Süleyman'ın \/aptığını kaydetmektedirler.^^ gökyüzü senbolize edilmektedir. Külahı teşkil Minberin Ölçüleri ve Teltniği