Adana Ulu Camii
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
Adana Ulu Camii A.Osman UYSAL SBi ünümüzde artık iyice gelişerek o|gunlaş- deleşme eğilimi ve mermer kaplamaların kullanıl- maya başlayan Anadolu Türk Mimarisi ması(2) . v.b. gibi yeniliklerin; "daha çok, Ana anştvmahrında; Türklerin doğudan getirdikleri dolu'nun batı bölgelerinde hüküm sürmüş olan mimarf' bbiklmler, Anadolu'ya geklikten sonra Saruhan (1300-1410), Aydm (1300-1403), Men Bizans, Ermeni, güneydeki islâm sanat çevrele teşe (1300-1425), Germiyan (1300-1428) ve Os- rinden aMikları biçim ve süsleme öğelerinin neler manoğullaıı'nın kurmuş oldukları cami ve med oidukhn aşağı-yukan tamamen bilinmekte ve reselerde gerçekleşmiş görürüz."(3) çevre kültürlerden gelen bu unsuriarın, Anadolu'ya ulaşırken geçtiği yollar; tarihi bilinen somut ör Adana ve çevresinde 1353'den 1608'e kadar hüküm süren ve çoğunlukla Memluklere tâbi ola neklerle ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Bu rak yaşayan Ramazanoğulları ile, Maraş-Elbistan arada, eMeki verilerin yeterszliği nedeniyle tam civarında, 1339'da Memlûklerin onayıyla beylik açricianamayan; fakat, ister mimari' biçimlenişte, kuran Dulgadıroğullan'nm (1339-1521 )(•») mi- ister ddcorasyonda olsun hissedilen etkileşimle mârîlerinde ise; Selçuklu Sanatı'ndan ziyâde, Su rin; somut ömdcIer verilmeden ve sağlam mesnet- riye ve Mısır etkilerinin ağır bastığı bilinen bir lere dayandrıbnadan etki kaynağı olan bölgenin gerçektir. Yalnız, hiç bir zaman gözden ırak tu sadece ismi verilerek geçiştirikiiğine de şahit olu tulmaması gereken önemli bir nokta var ki; o da, yoruz. Türk Sanatı Tarihi araştırmalarmda zaman bu etkilerin biçimsel olmaktan çok, dekoratif ka zaman karşıtaştiğımız bu tür yuvarlak ifadeler, rakterli oluşlarıdır. SzelEkle; henüz herşeyiyle incelenmemiş olan "Beyfikler Devri Sanatı" söz konusu edildiğinde Fakat "Suriye ve Mısır patentli" unsurların karşınıza çıkmaktadr. Anadolu'ya ilk girişler, 14 yy. gibi geç bir dö nemde değildir. Daha erken devirlere bir göz Anadoki Selçuklu Devleti'nin, Kösedağ Sava- atıldığında; "12 ve 13. yy.larda Anadolu Mimâri- şı'nı müteakip çökmeye başlaması üzerine kuzey, si'ni etkileyen bölgeler arasında Irak, Suri>e ye batı, güney, orta ve güneydoğu Anadolu bölgele Mısır"l5)ın da olduğu görülecektir. Bu ytizyıllar- rinde kurulan çok sayıdaki beyfiklerin mimarlık da, Artuklularla sıkı kültürci-politik ilişkiler kur uygulamaları; —getirdikleri yenilik ve değişiklik muş olan Zengî ve Eyyubî Devletlerinin egemen lerin yanı sıra- Selçuklu gelen^inin bir devamcısı likleri altındaki Suriye ve Mısır; Selçuklulardan al olarak, Türk MimaiTsi'ndeki gelişmenin önemli bir dıkları mimari unsurlar ve motiflerle, Fatımi Sa- halkasmı okıştururtar. 13. yy. ikinci yarısından itibaren Anadolu Sel- çukkı Devletinden kopmaya başlayan bu beylik (1) Aslanapa. O., Türk Smatı, Remzi Kitabevl. litanhui. 1984. s. 204 ; lerden Karamanoğulları (1256-1483) ve Eşrefoğul- Yetkin. S.K., Tirk. Mimari». Ankara. 1970 (1). bn'nm (13. yy. ikind yarısı - 1327) yapı sanatı s. 155. büyük ölçüde Selçukhi geleneğini devam ettirmiş- (2) Yetkin, S.K.. a-R.c, s. 155. leıdir.d) Hamitoğlulları Beyliği'nin de Selçuklu- (3) Yetkin, S.K., a.R.c., s. 155. hr'ın mimirf anlayışından kopamadığı, mevcut (4) Ramazanoğulları ve Duloaöjriıiar icın t)Kz.: U.'urt,^r. örneklerden anlaşılmaktadır. Mekân anlayışının 51lı. İ.H., Anadolu Beylikleri vc .\kk(i\ unlu-Karakcı- yunlu Drvlclirvi. Turk laııh Kuıunıu H.ıtnı.vvı, An değişmeye başlaması, revaklı avlunun cami bünye kara. 1969, s. 1 76 - 1 79 ; 169 - 175. sine katılması, son cemaat yeri, portallerdeki sa (5) KuDan, D., .\nadolu imi. Mimah»inin >va>ıui vr Sorunlan, 1st. 1965. s. 59. A. OSMAN UYSAL 278 makU olup; kıble duvarına paralel sıralanan dört natrndan kalan repertuarı uyumkı bir tarzda yoğu sütun üzerine hafif sivri kemerlerle beş bölümlü rarak, geliştirme yolundadr. Kuzeydeki komşu iki sahna ayrılmıştır.!ı*) Sahınların üzeri çapraz kültütün, böylesine bir sentezden faydalanmak is tonozlarla; mihrab önü ise, oniki kenarlı bir temesi ve etki altında kalmasından daha tabii bir tambur üzerinde yükselen bir kubbe ile örtülmüş şey olamazdı. Gerçekten de; Artuklu cami ve med tür. reselerinin cephelerine, avhı ve portallerine biçim veren dilimli kemer; Suriye Zen^ Mimârfsi'yle Buna karşılık üst yapmın dış biçimlenişinde yakın benzerlikler içindedir.(6) Suriye ve Mısr'm daha değişik bir görünümle karşılaşıyoruz. Şöyle renkli taş uygulamalannın Anadolu'ya taşıyıcısı ki; içten tonozla örtüldüğünü söylediğimiz harim, olarak kabul edilen Artuklubr; en fazla bu özellik dıştan kırma çatılı bir kuruluş gösterir (Resim: 3). leriyle, Güneydoğu Anadolu, Orta ve Batı Anado Kırma çatıdan yukarıya doğru frlayan poligona! lu'da etkili oiabilmişlerdir.(7) tamburun her bir kenarına birer pencere açılmış tır. Tamburun üstünde yükselen kubbe, Mısır Artukluların 1409, Hasankeyf EyyubtIerinin kubbelerinin esinlendiğini belli eder bir biçimde 1S24te tarih sahnesinden çekilmelerine kadar ge yüksek sivri kemer kesitten hareketle elde edilmiş çen süre içerisinde güneyden gelen etkilerin Ana soğanvari bir form gösterir. Harimin bitişiğindeki dolu'ya aktarılmasında; Artukkılar kadar, -Mem türbenin kubbesi de aynı özelliktedir. Mihrab luk tâbiyetindeki- Du^ıriı ve Ramazonoğuila- önü kubbesi ile türbe kubbesi, Osmanlı mimarisin rının da rolleri vardır. de okluğu gibi kurşunla kaplanırken; revak kubbe Biz, bu kısa araştrmamızda; yukarıda zikret leri, Antalya Yivli Minare ya da Balat llyas Bey'in tiğimiz son iki beylikten Ramazanoğullannm kubbelerini andrr bir biçimde oluklu kiremitle Adana Ulu Camii'ndeki, Memlûk yoluyla gelen kaplanmıştır (Resim: 4). Oluklu kiremit, hemen Suriye ve Mısır etkilerine değinmeye çalışacağız. hemen bütün Akdeniz bölgesi ülkeleri için karak Bu arada Irak'tan, Anadolu'da ise Selçuklu ve teristiktir. Osmanlı'dan kaynaklanan unsurlara da yer ve Harimin doğusunda kalan 1540 tarihli kare receğiz. plânlı türbeye, çapraz tonozkı ve mihrabiyeli bir * Kendi adıyla anılan külliyenin camii olan ön mekân ile, harimdeki kapı çıklıklarından geçile- eser; Ulu Cami Mahallesi'nin oru kısmlarmda bilmektedir. İçerisinde Ramazanoğullarına ait üç yer alır.O) Üzerindeki kitabelerden anlaşıMığı çinili lahit vardr. Türbe duvarlarını zeminden iti kadarıyla, 913 H. (1513 m).-948 H. (1541 m.) yıl baren 2 metreye kadar olan kısımlarını kaplayan ları arasında inşa edilmiştir.(9) Yapımına 1513 M.- çiniler 18-19. yüzyıl İstanbul imâlâtıdır.ds) Tür de Ramazanoğlu Halil Bey tarafından başlanan benin altında beşit tonozlu bir mumyalık yer cami ,-(10) daha sonra Halil Beyin oğlu PirT Paşa alır. tarafından 926 H. (1520 M.) ve 948 H. (1541 M.) Ulu Camiin genel şemasını kısaca verdikten yıllarındaki) y^trılan çalışmalarla son şeklini sonra, dışa-ıdan başlamak üzere çeşitli yapı ele- almıştır. (6) Altun, A., Anadolu'da Artuklu Devri Türk Mıma- Adana Ulu Camii, batıda esas kütleden dışa rifi'nin Gelişmcti, Kültür Bakanlığı Vayınları: 164, TOrk Sanat Eserleri Serisi: 3, İstanbul. 1978, s. 300. doğru çıkıntı yapan bk>k dikkate alınmazsa kare (7) Altun, A., a.gx., s. 301. ye yakın ölçülerdedir ve enine dikdör^n avkı (8) TürMye'de Vakıf Abidekt ve îiki Eserleı, 1, Ankara. ile bunun güneyindeki harim ve tiirbeden meyda 1972, s. 2. na gelir (Resim: 1). (9) öztOrk, Ş., Adana tünde Ramazanoğullarına Ait Ak Batı kenarından bir ve kuzeyden iki sıra re- ça Meıdt-Ulu Camfi ve Yağ Camii, A.ü. D. T. c. Fa- kOltesi, Sanat Tarihi Bölümü (Yayınlanmamış öğren vaklarla kuşatılan avluya, doğu cephesindeki ve ci lisans tezi). Ankara. 1966, s. 8; Yıldız, F., Adana batıya doğru çıkıntı yapan bfoğun batı cephesin Kentindeki Cami-Mesciticr ve Bunlann Dekorasyonu, A.O. D.T.C.FakOltesi, Sanat Tarihi Bölümü (Yayın deki portallerden geçilmektedir. "16. yüzyıMa lanmamış öğrenci lisans tezi), Ankara. 1973/ 74, yapılmış olan batı portali, üç kubbeli ve iki oda- s. 5. Iı"(i2> kuruluşuyla değişik bir giriş mekânı (10) GOndoğdu H., Türk Mimarisinde Figüriü Taş Plastik, I. O. Ed. Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü (Yayınlan düzeni gösterir. Batı revağına geçit veren bu kuleli mamış doktora tezi), 1st. 1979. s. 364. blok tuğla malzemesi ve değişik üslubuyla ayrı (11) Aslanapa, O., Türk Sanatı, C. II, İstanbul. 1973, s. 241iYıldız, F..».g.e.,ı.6;öztürk, Ş., a.g.e., s. 8. bir yapı olduğunu gdstermektedir.d^) Doğu por- (12) GOndoğdu, H., i.gje., s. 364. Uli, avlunun kuzeyini kuşatan revaklardan dışta- (13) DIlaver, S., Osmanlı öncesi Anadolu Türk Mimarisin kinin, doğu duvarıyla birleştiği yerde kurulan de Av*ı Gdijimi, K.T.O. Inşaat-IVlimarlık Fakültesi, minarenin güneydoğu köşesinde bulunmaktadır. Mimarlık Bölümü (Yayınlanmamış Doçentlik tezi), Trabzon. 1976. s. 109. Enine dikdörtgen plânlı harim, kuzey cephe (14) GOndoğdu, H.. a.g.e., s. 364. sindeki üç kemerli açıklıkla (Resim: 2) avluya açıl- (15) Aslanapa, O., Tüık Sanaü, C. i i, s. 243. ADANA ULU CAMİİ 279 nunlarını mukayeseli olarak incelemeye geçebi- kadar uzanan bu memlûk kompozisyonunun Eriz: Adana Ulu Camii'nde görülmesini yadırgamamak Uhı Camiin biraz masif bir görünüm arzeden gerekiyor. doğu cephesi hariç, diğer cepheleri bol sayıda İlk yapıya ait olduğu zannedilen ve cami bün pencerelerle hareketlendirilmiştir. Pencerelerin du- yesinden dışa doğm taşıntı yapan kütlenin kuzey varlara oturtuluş biçimleri ve renkli mermer işçi- cephesindeki pencere kuruluşu ise daha değişik Bkleri, Mısır'daki Memluk yapılarında sık karşı tir. Burada, yine çok yüksek verilen niş, düşey laştığımız bir düzenin uzantıları olduklarını açık dikdörtgen bir çerçeve içine yerleştirilmiş dilimli lıkla ortaya koyarlar. Özellikle türbenin cephele iki sağır